T Ü R K İ Y E M A Â R İ F T A R İ H İ C i l t : 2

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "T Ü R K İ Y E M A Â R İ F T A R İ H İ C i l t : 2"

Transkript

1 7 T -fv L 3 ^ Millî Kütüphanemize Mühim Zenginlik Veren bir Eser T Ü R K İ Y E M A Â R İ F T A R İ H İ C i l t : 2 Kazan Osm an E r g in : İstanbul M e k tu p çu su C. A L İ İM E R Çok bilgili, Sayın Osman Ergin, yılmaz, usanmaz çalışmalarile iki ciltlik Türkiye Maarif tarihi,, ni Türk millî kütüphanesine armağan edişi çok mühim bir hadise sayılsa yeridir ve sayılmalıdırda... Mütetebbi ve bilgili müteveffa M. Cevdetin dediği gibi bizim bir çok tarihlerimiz henüz yazılmamışken ve Maarif vadisinde yazılanlarda bir kalem denemesi«açtığından bu eserin çıkışı cidden mühim bir hadise sayılması çok olduğunu efkârı umumiyemize karşı bildirmek pek çok doğru olur çünkü bu mühim eserin birinci cildindeki Ön söz çok ilişikli olarak okumak ve fihristini de iyi bir ilişikle gözden geçirmek iddiamızın doğru olduğunu okuyucular yerinde bulur sanıyorum. Ön söz baştan aşağıya kadar iki ciltteki bahisleri pek güzel, kısa bildirmektedir, Söz gelişi garpleşme, Iskolastik tedris, garplileşme, Türkleşme, milliyetçilik bu bahisler üzerinde o kadar çok durmuş, incelemeler ve araştırmalar yapmıştır ki insan eserin sahifelerini çevirip okudukça hayretler içinde kalmakla beraber zenginliği karşısında sevinçten başlangıçta adamın yüreği dolup taşıyor. Biblioğrafya kısmına göz atınız mektepler, medreseler, saray mektepleri, şehzade mektebi, Enderun mektebi ve bunların teşkilâtı o kadar büyük emekle toplanmış ve sahifelere sıkıştırılmış ki okuyucu sıkılmıyarak ve seve seve okunur. Söz gelişi Enderun Musiki teşkilâtından bahseden Meşk hane«için ve türlü bilgi adamlarımızın yazıları yorulma bilmeksizin zevkle okunacak yazılardır. Kıymetli âlimimiz askeri mekteplere geçiyor, bunlar için ilk önce acemi oğlanlar mektebi uzun haşiyeler, kıymetli satırlarla sahifelerce izah eder ve hem tatlı öz Türk kelim eleri... Daha sonra cambazhaneyi anlatıyor ve Osmanlı devletinin kurulduğunun ikinci yüz yılının ortalarından başlayarak bir okul gibi idare olunduğunu, bilhassa sarayda hassa cambazları«adıla 58

2 anıldıklarını başkanlar yardirektörleri olduğunu, bunların sarayda sünnet düğünlerinde, suru humayun denilen harp vesairenin kazanmışından sonra yapılan şenlikler ve eğlencelerde cambaz oyunları oynadıklarını, eski ve yeni bir çok eserlere müracaat eyliyerek anlatmakta ve bunların bu günkü beden terbiyesi usullerine ve mekteplerine benzer birer kurum olduğunu aşağı yukarı zamanının beden terbiyecileri demek olacaklarını tebarüz ettiriyor. Askerî sanat mekteplerini de anlatıyor ki bunlar, tophane, kılıçhane, tüfekhanedir. Bunların askerlik bakımından değerini açık bir anlatışla anlatıyor. Sonra memur mektepleri«başlığı altında Babı Âli mektebi«sahifelerce, çok dikkate değer bilgiler veren çok sayın ve bilgin Osman Ergin Babı âli mektebinden sonradan Babı fetva mektebi, Babı seraskeri mekteplerini de canlı, canlı cümlelerle bizlere güzel bilgiler veriyor. Halk mekteplerine geçen muharrir Sübyan mekteplerine geçiyor. Buralara beş, altı yaşında kız ve erkek çocuklarının okumaya başlattırıldıklarını, bunların bugünkü ana ve ilk okullar demek olduğunu okutulan, derslerinin bir çok bilgi kaynaklarından toplandığını yazarak çok dikkate değer bilgileri önümüze saçıyor ve hele haşiyeler... Bunlar için tam 14 sahife yazı var ki o devre ait bilgilerle doludur. Eski medreselerden bahseden sahifeler tam 99 sahife tutuyor. Buradan yetişenlerin muhtelif bilgilerinden tutturarak onlardan vücudlarıyla iftihar edilenlerin bulunduğunu bize inanılacak örneklerile anlatmakla beraber, zamanlar geçtikçe göze çarpan yeniliklere karşı alınan ilişiksizliklere geçiyor, istenilen yeniliklerin bir türlü esaslaııdırılmadığını«da bildiriyorlar ve buna bedelde sabık darülfünun ulumu âliye, denilen şubesinin medrese programlarına nisbetle çok yüksek, çok faydalı bir hal aldığı ve fakat medreselerden yetişenlerden pek az talebenin bu dersleri takip e- debildiğini, bununda medrese temellerinin çürüklüğü ile böyle olduğunu, oraların ıslâhı«icabedeceğini başarma işlerinde aranılmasını bildirirken ikinci meşrutiyetten sonra başvurulan bu düzeltmeyi, dinî işterin müşküllerini halleden şeyhülislâmlığın bu işlerle tıayiice uğraştığını imtihan usulleri vesairenin ihdasından bahseyliyor. Bir program yapıldığından ve tali kısmı evvel, tali kısım sanileri izahtan sonra kısmı âli adındaki müessese için de malûmat veriyorlar, hülâsa medreselerin lâğvine kadar yapılmak istenilenleri pek güzel canlandırmaktadır. Sayın muharrir meslek ve ihtisas medreselerini dahi ele alıyorlar: gene evvelki asırlara sözü intikal ettirüp darülhadis, daruttıp, darültıendese, darülmesnevî, medresetül kuzzaa uzun uzadıya anlatmaktadır. Medresetülıııevaiz, medresetüleime, ve hutbe ve medresetülirşat ve medresetülmütehassisiııileri de... İnce düşünceli bilginimiz gene medreselerden darülkurra, nakışhaııe, mektebi fünun, nücum lardan da bahseylerken bilhassa mektebi fünun nücum için özlü ve uzun ve çok dikkatli malûmat gösteri- 59

3 yorlar. Hattat mektebinden de bahseylerken onun kadrosundan, yazıian yazılar, muallimlerini bize tanıtıyor. Bu mektebin bir müddetler kapandıktan sonra gene hattat mektebi adıyla açılıp Yeni Türk, harflerinin kabulü dolayisile lâğvolunup ve dört ay sonra Şark tezyini sanatlar mektebi, adıyla, güzel sanatlar akademisinin bir şubesi olarak açıldığını, bu mektebin sonraki hayatını diğer bir ciltte yazacağını bize bildiriyorlar. Muharrir ilim terbiye müesseseleri, bahsinde de mescit, camiler ve namazgahlara ait malûmat veriyor ki bunun üzerinde de pek çok kıymetli izahlar görmekteyiz ki konak, selâmlık yerleri, o- kutma yeri, millet meclisi hakkında izahlar var. Saygı değer mu harrir zaviyeler, tekkeler ve dergâhlardan da bahsederken bunların nasıl bir müessese olduğunu pek açık ve anlaşılması çok kolay bir yazışla yazmışlar, halkı kendilerine ısındırmak için nasıl yollar tutup yürüdüklerini, hele dergâhlardan bahsederken mevlevı'lerin şark musikisine yüksk, unutulmaz hizmetlerini ve bir musikî mektebi yaşayışı yaşattıklarını bildirirken İstanbul Konservatuarının tekke musikisi fasıllarım notalarını alarak musikiye hizmeti ileri gütürtüklermi de vicdanî bir duygu sevgile yazmıştır. Spor ve beden terbiyesini anlatırken eskiden yalnız pehlivanlık, ok atmak gibi hareketler olduğunu, bunlara kudsallık bile verildiğini misallerle, askerliğe de yarayışlığmı, aşağı yukarı bugünün muhtelif spor oyunlarının idare edilişlerine benzediklerine işaretle çok esaslı bilgilere dayanan eserleri gözden geçirerek okuyucuları ve kemankeşleri anlatıyor. Tekyelerin fikir terbiyesine olan tesirlerini, halk edebiyatının öğrenilerek yurda yayılmasına karşı yapılan büyük yararlıkları yazıyor, belli başlı tekyelerin zengin kitap evleri -olduğundan, bunların eski Türk kültürlerini bize mal etmeğe yaramış olduklarını, îstanbuldaki Yenikapı, Galata tekyelerile Konyadaki dergâhı Mevlâna kütüphanesini saymak yerinde olacrğını, -efkârı umumiye bildirirken medreselerin fıkıh yani hukukçu yetiştirmelerine karşı daha çok faudalar kazandırdıklarını ve tekyelilerin açık fikirliklerine karşı medreselerin dar düşüncelilik ve biraz da tahakküm, lü tavırları dolayisile aralarında hep geçimsizlik görüle geldiğin kaydeyliyorlar ve bu münasebetle Hazreti Muhammedin, güçleştirmeyiniz ve müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz dediklerine tekyelerin bu öğüde riayet ettiklerini, medreselilerin ehemmiyet vermediklerini işaret buyuruyor. Tekyeler bahsinde Konuk yeri, denilen yerlerden de bahsederken Fatih zamamnpa Orta Asyadan gelen seyyahlar, hele hükümdarların saz çalmak, şiir okumakla kendilerini eğlendiren adamlara yerler tahsis edildiğini söylerken tekyelerin birer tedavi, yeri bile olduklarını, şeyhlerin onlara telkinler yapmış olmak için nüshalar yazdıklarını, bu gün telkinin müsbetili mlerce kabul olunduğunu, bu hususta genç ve münevver doktorlarımızdan profesör doktor bay Süheylin bir yazısını ikinci cilde derceyliyor. Hastalıklardan kurtulmak için açılan yerlerden bahşolunuyor ve hele Miskin, tekyelerinin böyle bir yer olduğu- 60

4 nu bildirken bu tekyelerin yer sayılarını yazıyor. Bazı camilerin yanı başındaki misafirhanelerin varlığını yazarken tekyelerin de daha çok misafirhane olarak görüldüğünü ileri sürüyorlar. Kütüphanelerden de bahsediyorken eski İstanbul kütüphaneleri ve son asırdakilerin zenginlik ve değerlerini vakıfnameleri için elde edilen bilgiler o kadar önemli derlenüp toplanmış ki bunlardan da bahseylemek, bu kısa yazılarla imkân haricindedir. Büyük emekler sarfedilerek yazılan dercedilen haşiyelerden parçalar almak ise gayri mümkün olduğunu buracıkta kaydeylerken bu eşsiz bilgiler karşısında parmak ısırmamak kabil mi?.. Rasathaneler için de muhtasar ve müfit malûmat verilmiştir. Bu gün tarihe karışan fetvahane, 1er için kıymetli malûmat toplanmış ve müesseseye bağlı mecelle cemiyeti, orada çalışan yüksek şahsiyetlerden, çalışmalarından bize bilgiler armağan eden bilgin sayın Osman Ergin garp kültürüne vakıf ve sahip kimseler olduklarını tebarüz ettiriyor.. Huzur dershaneleri denilen OsmanlI hükümdarlarına vaiz sureretinde kuran ve hadisleri anlatan yerler için de özlü bilgiler toplanmıştır. Yirminci asır müesseselerinden darülhikmetülislâmiyeden dahi bize malûmatı çok saygıya lâyık muharrir vermektedir rumî tarihinde kurulan bu İslâmî yuvada okutulan dersleri ve ders veren zatleri tanıtıyorlar, içinde bulunduğumuz yirminci yüz yılın yüksek bilgilerinin bu müessesede vazifeler aldıklarını da bildiriyorlar ki biz bu zatlerden çoklarını, çok vukufla yazılmış yazıların ve eserleri ile saygı ile tanımakla mübahiyiz. İzmirli, İsmail Hkkılar, merhum Mehmet Akifler en ileride zikre değer simalardır... En son olarak dahi bu günkü diyanet işleri ve müşavere heyetini bahis mevzuu eylerken şeyhülislamlık, evkaf nazırlığını anlatıyor ki ittihat İslâm cemiyeti, demiyeti Fühhaniye, cemiyeti İlmiyeyi islâ miye, cemiyeti Sofiyeyi ittihadi, cemiyeti terbiyeyi islâmiye ve te âliı İslâm cemiyeti gibi diyanet işleri ve müşavere heyetine tekaddüm edenleri dahi yukarıda didiğimiz gibi muhtasar ve müfit olarak anlatmaktadırlar. Birinci cildin sonunda mektep ve müesseseleri yapanlar ve idare edenler, başlığı altında bir mevzu, a giriliyorsa da bu, bir buçuk sahifelik yer tutan mevzudan sonra ikinci cildde devam edilioyr ki ön bahis olarak Nizamı Cedid, yakut doğuş ve kuruluş sene leri gözlere ilişiyor. Başlangıçta İlk askerî nıektepler i görüyoruz. Yeniçelerin ortadan kaldırılışından sonra kurulan ordu kurumunun başında pek tabiîdir ki Nizrmı Cedid gelir. Nizamı cedidin sonunda ne olduğunu burada deşeliyecek değiliz. Üçüncü Selimden sonra Asakirî ve mansûrei Muhammediye kurumunun kurulduğunu da biliyoruz, işte bu ordunun kuruluşu ile birçok yenilikler arasında Tıbbiye, harbiye ve müzika mektepleri açılıyor, mühendishanei bahriî hümayundan bahsolunur, burası da denizcilik ve gemicilik 61

5 okullarıdır ki Fransa ve înhiltereden hocalar getirtildiği ve hülâsa fen kısmı askerliği ve bunların yanında da sivil mühendislerin okuyup, okutuldukları yazılmakla kalmıyor, okulun geçirdiği eskilik yenilikler, ilk ve sonraki okunanlar ve değişiklikler de uzun uzadıya bildiriliyor ve yedi büyük sahifelik bilgi vardır. Birinci cildin sıra sahife numarasına ek olarak basılan sahifeler arasında ikinci cildin 273 üncü sahifesinde de mühendishaneî berriı hümayun anlatılıyor ve askerlikteki fen kıtaları denilen sınıfların subaylarının nasıl yetiştirildiği yazılırken birçok yerlerden malûmat toplandığı görülmekle beraber çok gayretli merhum muallim M. Cevdet in defter, not defterlerinden istifade edildiği, haşiyeler de yazılıdır, Bu haşiyeler yedi buçuk büyük sahife üstünde dahi hu mevzuu görüyoruz. 280 inci sahifede tıbhanei âmire ve cerrahhanei mamure bahisleri yazılır ve aynen şu kelimeler kullanılacak izahlara başlanıyor. Garpleşme ve skolastik tedris devri bırakılarak garp kültüründen istifade«edildiği işaret olunup mühim bir dönüm noktasına girildiği öğretiliyor. Şurası da tebarüz ettiriliyor ki garp dillerinden okutma dolvyısıyla elde edilen yararlık arasında gayri Türklük ve gayri müslimlik adını taşımakla ayrılanlanlar bu yabancı dillerden pek çok istifade etmiştir. Türkler daha az faydalanmışlar demek isteyorlar ve on yedi buçuk sahifede gayet derin bilgiler anlatılan bu bahiste değerli haşiye, 1er de vardır. 298 inci sahifede mektebi ulumu harbiyeye geçiliyor, birinci cilt kısaca bahsedildiğine işaret olunarak 1831 tarihine kadar pek o kadar derli toplu bir harbiye mektebi olmadığı kuvvetli bilgilerle dolu sahifeler ve onların altındaki ince ve küçük yazılar olan haşiyeler, de dir ki 12 büyük sahife ile ayrıca iki büyük sahifenin ince yazı ile haşiye vardır bunlardan parçalar alıp bu satırlar arasına sıkıştırmağa kalkmak kısalta kısalta yazdığımız yazılarımızın daşkınlığına ve dolayisile gazetelerimizin küçük sahi felerle çıkarıldığı bu zamanlarda derci zorlaşacak ve düşünülecek bir iş olacaktır. (Sonu gelelecek sayıda) 62

6 Millî Kütüphanemize Mühim Zenginlik Veren bir Eser T Ü R K İ Y E M A A R İ F T A R İ H İ C i l t : 1 Yazan Osm an E r g in : İstanbul M ektu p çu su C. ALİ İMER ( Baştarafı 38 inci sayıdadır ) 311 inci sahifede muzikaî hümayun mektebi bahsini görmekteyiz ve 1230, tarihinde açıldığı yazılan bu mektep için de muhtelif tarih kitapları ve belgelerden elde edilen önemli bilgiler göze çarpmaktadır ki bu, okuldan da pek çok musikişinaslarımızın yetiştiği, Fransız, İtalyau hocalar getirtildiği, enderun darüssade ağalarından bando tertip edildiği, son zamanlara kadar bunların içinde şarkı yazan ve o- kuyan ve hakkiyle üstad adamlar yetişmiş olduğu yazılırken devlet memurlarının okutulmaları bahsine, fakat askerî mektepler mahsul verdikçe bu cihet de düşünülmeğe ve 65 sene sonra sivil hakla memurlar için dahi mektepler açılmaya başlandı denilmekte, tanzimatın ilânından bir sene önceye tesadüf eden bu hareket beklenen semereyi vermemiş olduğu bildiriliyor, ancak uzun bir tecrübe devresi nihayetini göstermiş olmakla beraber bu haliyle de maarif tarihini ışıklandıracak bir çok safhaları ihtiva ettiğinden burada onlardan biraz uzunca bahsedilecektir, deniliyor. Orta tahsil yolları ve yerleri mevzuu altında altı sahife Rüştiye mekiepleri için, iki buçuk, mektebi ulûmu edebiye bahsine altı buçuk haşiyeler hariç, sahife, mektebi maarifi adliyeye on bir buçuk sahife, gureba mekteplerine bir buçuk sahife tahsis edilmiş ve güzel izahlarda bulunulmuştur. 313 üncü sahifeden itibaren de tanzimatı hayriye yahut gelişme ve genişleme seneleri, adını verdiği bahse geliyor ki on iki büyük sahife içinde de bu bahsi inceleyip anlatıyorlar, bundan sonra orta, lise tahsili veren mektepler başlığı altındaki bahse başlıyor, bunlar, askeri mektepler anlatılırken. Erkânı harbiye sınıfları teşkilâtı, askerî mektepler, Fransızca, askerî sanayi idadileri teşkili, idadiî umumiî askerî teşkili, askerî mekteplerde Fransızca, askerî sanayii idadilerin teşkili, 53

7 idadiî umumiî askerî teşkili, askerî rüştiyelerin açılması, topçu mektebi ıslahatı, askerî tıbbiye mektebi ıslahatı, harbiye mektebi ıslahatı, bahriye mektebi ıslahatı adı altında on bir küçük, büyük sahife içinde gayet değerli ve özlü bilgilerle dopdoln bilgiler armağan olunmaktadır. Mülkiye Rüştiye bahsi de sekiz buçuk sahifede, değeri çok yüksek bilgiler münderiçtir. 367 sahifeden 375 inci sahifeler kadar ,, tarihinde açılan Darülmaarif«Istanbulda Sultan Mahmut türbesi civarında yapılmış bir mektepte bularak bahsolunuyor ki orta mektep demek olan rüşdiyelerden üstün bir mektepmiş, 1853 gene orada mektebi Osmani, tstanbulda zabitlik tahsil eden Parise, Viyanaya yollanılır, Pariste açılan bir mekteptir ki dinî ve millî terbiye işleri Türklerin eliyle idare edilecek fennî dersler Fransızlar - sefir Cemil paşa Istanbula böyle teklif ediyor tarafından idare edilmesi kararlaşmış ve haylice talebe yollanılmıştır de tstanbulda kız rüştiyeleri 1862 iptidai mektepleri açıldığı, bildiriliyor ki bu bahse de 16 sahife tahsis olunnyor, bahis üzerinde en son olarak sayın muharrir hasılı diyor. Türkiye iptidai mektepleri Şemsi efendi adındaki Selânikli muallim ve öbür mürebbilerin hizmetlerine borçludurlar bunların yazdıkları elifba ve kıraat kitapları da o türlü eserlere örnek olmuştur. Httâ ben bile 1911 de kolay elifbadan bir elifba yazmış ve defatle bastırmıştım ve benim arkamdan bazı maarifçiler, gerek hakikî kolay elifba, terbiyeli kolay elifba adlarile başka elifbalar da yazmışlardı. Bu devirde okumayı kolaylaştıracak yeni bir usul ortaya koymak hususunda her kes birbiriyle yarış edercesine çalışıyordu ve tstanbulda belediye inkılâp müzesinde eski elifbalardan bir kolleksiyon yaptığını yazarken eski devir hakkında bir fikir edinmek arzu edenlerin söylenilen kolleksiyonu, görebileceklerini kaydediyorlar. Artık devlet memurları için 1862 de Mahraci aklam adında bir yuva açıldığı birinci, ikinci, üçüncü sınıf adında şubelere ayrıldığını, sırasiyla mahreçi mekâtibi askeriye«diye de bir okul açıldığını yazıyorlar. Üstad, liseler ve sultanîler için d e: Liselerin ilk açılışı 1867 olduğunu sonra buna Mektebi sultani«de denildiğini, dört buçuk sahifelik kıymetli satırlar ile kuvvetlendiriyor, bundan başka 1855 de açılan darüşşafaka«ya geçiyor, bu çok mühim yüzlerce ince düşünceli yurddaşlar yetiştiren bilgi yuvasını 7 büyük sahifelik bilgi ile anlatmaktadır ve 1872 ve 1289«da açılan, adlarına idadi denilen müesseselere geçiyor ki bunlar vilâyetten küçük yerler, orta mektep kısmı yant rüştiyelerle birlikte beş senelik ve vilâyetlerdekiler de bunlarla yedi senenelik olduklarını izah ederken tam beş buçuk büyük sahife tahsis eyliyor ve daha sonra bu ikinci cildin 418 inci sahifesinde Askerî rüştiye«- lerden başlanılıyor, deniliyor de açılan bu rüştiyelerin de verimliliğini canlandırmak için de dört buçuk sahifelik ve kuvvetli belge ve bilgilere dayanan malûmat veriliyor. Hzsusî mekteplere de ilişen bilgili sayın Osman Ergin kısa ve fakat tatlı üslubu ile güzel izahlar yapıyorlar ve bunların tanzimat devrinden sonra açıldığını tebarüz ettiriyor. 54

8 424 üncü sahifeden itibaren yüksek tahsil, mektep ve ihtisas mekteplerinden bahisle başlayan, gene eski ve yeni bir çok değerli haşiyeler de dahil olduğu halde tam 24 sahife içinde bilgi ve biıgielik adına iftiharla göğüslerimizi kabartan bilgileri armağan ediyor. Mübalağasız söyleyebiliriz ki çok ince ve uzun araştırmalarla bu bahsettiğimiz mekteplerden sonra başlayan, de açılan darulfunun osmani, den başlryarak on altı büyük sahifeyi doldurmuşlar bu yüksek bir bilgi yuvasına hasretmişler ve gene güzel haşiyelerle de bezemişler ki dercedilen bilgiler okumaya başlayan okuyucunun gözlerini şatır ve sahifelerden ayrılmaksızm okumağa çeker.vebahisten sonra da de açılan ziraat mektebinden bahsetmeye, altıbuçuk büyük saaife, yurt için o zaman az olduğunaıgöre asrimizin ilerleyişleri karşısında çok gerekli olan orta, yüksek ziraat mekteplerimizi aıılatıyorken de açılmaya başlayan darülmualliminleri bize yazıyor, okutulma yönünden bu günkü ilk okullarımızın yetişme durumlarının temeli olan bu okullar için verilen malûmat da yüksektir. 475 inci sahifede başlayan bu mektepler için dahi on buçuk sahifeiik malûmat vardır. Bütün değerleri kat kat yüksek olarak artan o zaman ve ınaadin mektepleri hakkında 490 cı sahifede, başlayan izahlarına başlarken , 1273,, yıllarında açıldıklarını, buralardan da değerli yurttaşlar yetiştiğini kaydeyliyor ve tarihinde açılan siyasal bilgiler okulu da 23 sahifelik bilgi ile izah eyliyerek doya doya okunan zenkiıı, yüzler ağartan, pek çokları mulûmumuz olmayan yazılarla karşı karşıya kalıyorsunuz her adamın kitabına, sayın muharririne karşı şükran hisleri arttıkça artıyor ve sonra 517 inci sahife altında anlatılan telgraf mektebi başlıyor ki de açılan fen ve ilmin yurdumuzda çok değerli okulu hakkında da altı sahifeye sikişimmiş mükemmel malûmat vardır ve 1279 da açılan mektebi senayie de ayrılan sahifelerde dokuz buçuk sahifeden şimdiye kadar salnamelere veyahut başkaca gördüğümüz bilgilerden ileri ve zengin malûmatla tanıttıran, bizi adeta uyandırır gibidir de garp dillerinin yurdumuza bilinmesinin çok daha mühimliği karşısında açılan Lisan mekteplerinin değerinin üstünlüğünü izah oluna oluna güzel haşiyelerle dokuz buçuk sahifede doğru fikirle rin kabulü zazureti çok açık anlatılıyor, hele bu gün dahi yetişenlerin burada çok yarayışlı bilgili bu günkü Cumhuriyet Türkiyesinin her suretle istinadgâhı olan ilim ve fen yuvalarından tababeti bize armağan eden Mektebi tıbbıyei mülkiye,, den bu 1866,1263 de açılan fen ve hayata hayat katan mektebini anlatan yüksek düşünce ve bilgili muharrir göremediğimiz bilgiler ve ilâvelerle anlatırken de açılan eczacı mektebini de bildiriyor ki her ikisi için 13 sahifelik bilgiyi gözlerimizin önüne serpiyor, hele tıp mektepleri bahsine lüzumlu bir ek başlıklı sahife ne kadar enteresan bilseniz? 555 inci sahifede de kaptan ve çarhçı mektebi için ayırt edilmiş görürüz, Çok muhterem muharrir bu denizcilik okulunun da a- çıldığını işaret ettikten sonra muhtelif tnrih kitaplariyle vesikalardan 55

9 elde ettiği çok mükemmel ve inandırıcı bilgileri yazıyor, iki buçuk sahife içinde pek güzel malûmatı size okutuyor. Gene ayni tarihte darülmuallimat-şimdiki kız öğretmen okulları-da on sekizinci asır ortalarından itibaren başhyarak on dokuz ve yirminci yüz yıllarda uslara şaşkınlık verecek bir ilerileme ile ileriliyen, Batı dünyası, karşısında artık on dokuzuncu yüz yılın sonlarına doğru ilerileme çarpıntıları geçiren yakln şarkın Anadolu Türk veyahut Osmanlı hükümet, dahi kızlarını başlı başına mektekler açarak okutma yolunu tutuş olmasını ve hünün yüksek verimini cidden göğüs kabartacak hadisedir. Çünkü sımsıkı kapalı olan Türk kadın ve kızları da yetişmeliydi, işte kızlarımızda böyle bir ilim yuvası açılmış olduğunu saygılara layık muharrir yazıyor ve 15 büyk sahife de izah ediyor. 572 inci sahifenin aşağısında bilinen bu bilgiden sonra kız sanayi mektepleri başlığı mühim bir bahse ilişiyor ki bu mekteplere pek çok faideli birer yuva oluvermişlerdir ki işte bunlar için dahi sekiz buçuk sahifelik olgun ve çok güzel toplanmış malûmat görmekteyiz., 1872 u1290 da açıldığını işaret ile muharrir burda pek çok mühim kazançlar verdiğine işaret ediyor ve böylece bulunduğumuz aşıra geçen ve darülfünun Sultani diye adlanan mektebin 1874 *1292,, de açıldığını bize on buçuk sahifelik de çok güzel ve zengin sahifeler okutuyor ki bu günlere kadar belki yüzde birini işittiğimiz çok kıymetli malûmat yazılıdır, 592 inbi salıifedebaşlayan bahisde müzelerdir ki buradaki satırlarda da kısa ve güzel malûmat okumaktayız. Sonra bazı müesseselerden bahsolunmaktadır bunlar menşei küttabı askerî, menşei muallimindir işte bunlar için de başlı başına ve güzel malûmat vardır ve sonra Lozan sulhuna gelinceye kadar başımıza bir bela ve bir mikrop yuvası, yeri gibi olup kalan azlık ve yabancı mektepleri ve müesseseler başlığı altında da sekiz buçuk sahifede izah olunan yazılar var bunlar ibretâmiz levhalar denilse sezadır ki dakikalarca karşı karşıya kalıyorsunuz ve derin, derin düşündüğünüzün farkındasınız inci sahifede de azlıklar, mektepleri başlığını görüyoruz, bunlardan Rum mektepleri içinde on sahife tutan, ibret veren ve bizi kemirdiği ap açık yazılan mektepler anlatılıyor, Ermeni mektepleri ayrıca yazılıyor. Birinci kısım, ikinci kısım, üçüncü kısım, dördüncü kısım başlıkları altında, on dart buçuk sahifede dahi bizi pek esaslı, hele yabancı, sıkıcı efendilerinin arkasına saklanarak ve onların yardımlarına güvenerek içimizi bir kurt gibi kemirerek yiyen, komiteci yetiştiren bu müesseseler anlatılmaktadır. 635 inci sahifede başlayan bahiste yahudi mektepleri başlığı altında bir mevzua geliyoruz ki yahudilerin 1453 de İstanbul Türklere geçtiğinde nüfusça pek az olduklarını 1492 de başlayarak Ispanya ve Portekiz ülkelerinden dünyanın her yakasına dağılan yahudilerin Türkiyeye de sokulduklarını işaret ederek kıymetli muharrir Müslüman Arap medeniyetinin ispanyada başlayan tesirlerinden, Müslüman ve Arapların ispanyadan çekildiğinden sonra gene Müslüman Arap medeniyeti 56

10 tesiri altında kaldıkları halde İspanyanın her suretle tesirine bağlı kalmak mecburiyetinde olduklarını ve mesele îspanyolcayı öz dil olarak aldıklarını, Türkiyeye geldilerse de kültürce ileri oldukları halde geldiklerinde matbaayı da getirdiklerini ve yalnız kültürün hahamların emrinde ve elinde olmasına göre en çok bilgililerin de hahamlar olacağını, ilk gelenlerin münevver ve oldukça İz, bıraktıklarını, sona kalarak gelenlerin boşlukları dolduramadığını Şabatasevinin hiristiyanlığa ve hele yahudiliğe döndükten sonra ölümle karşılaşınca Müslüman olmuş olduğunu, sonra da tesiri yahudilerin üstünde 2ö0 sene kaldığını, onları kara cahillikte bıraktığını, yahudi muharrirlerinin yazdıklarını tanzimatla beraber Türkiyedeki azlıklardan bir çoğu devlet haklarını benimsemeye doğru yaşanmamış olduklarını ve meselâ yabancı dil öğretmenliği din öğrenmek gibi gördüklerini ve Türkiyedeki mektepierede bir müddet girmediklerini, meselâ artık bunların talebesinin mekteplerimize, açılışından 54 yıl sonra girdikleri görülmüş olduğunu, on dokuzuncu yüz yılın 1875 senesinde Kudüsten Alliyans israilit in işe başlayarak başka yerlerde olduğu gibi bizde de mekteplerin yanı başında havralar açmasına Türk yahudilerinin münevverleri değil dışarıdan gelenlerinin saldırdıklarını ve yahudilerin îstanbulda haham yetiştirmek için Hasköyde Şulei maarif, adında bir okul açtıklarını, yahudice, Fransızca, ibadetler yapılırken kâfir dili diye Fransızcayı hahamların red ettiklerini okumanın Türkçe ve yahudice yapıldığım görüyoruz, diyor. Öyle ki okuldaki sıraların Frenk, işi olduğunu söyliyerek okurken, yazarken rahlelerde okuduklarını ve yalnız mekteplerinde Türk diline epiyce yaklaşmaları dikkate değer bir mahiyette gösteriştir, demektedir. Türkiyemizde katolik m ektepleri: bu mektepler açılan yabancı mekteplerin başında olduklarını on altıncı yüz yılın ortalarında açılan bu mekteplerin korkunç birer mikrop gibi millî üstünlük, benlik üstünde derinlere kök salan nebat veyahut ağaç gibi varlığımızı kemirmekle kalmıyarak kapitülasyonların, bunların çalışmalarına yüzde yüz yardımla Türk varlığını didik didik didiklediklerini acı ve acı olduğu kadar yurda özden bağlı varlıkla ilgili olmadıklarını bildirerek çok, pek çok kıymetli kitabının ikinci cildini bitiriyor ki bu varlıkla pek çok büyük istifadelerle ve bu ölmez eser, denilmeğe çok layık olduğunu yukarıdan beri kısaltarak değerini Türk okuyucuları katında canlandırmaya çabaladığımız Türk Maarif, tarihini armağan buyuran Osman ergin i bigisi ve yüksek himmeti karşısında sonsuz saygılarımla anarım. 57

11 Türkiye Maarif Tarihi C ilt: 3 (Mutlakıyet devri mektepleri) Tabı tarihi : 1941 Sayfa : yahut 374 Yazan: Bay Osman Ergin İstanbul Vilâyeti Mektupçusu C. Ali İm er Bu satırları yazarken şunu bir ilaha tekrar edelim ki im cildi de Türkiye Cumhuriyeti iyi görücü yani hakiki münevver diye adlandırm ak pek doğru Yurddaşlara ve gelecek soyumuzun çocuklarına pek önemli bir armağan ve M aarif tarihimize ek - Bugüne göre- özlü bir meyvesi sayılabilecek bu üçüncü»ciltt.ir. Önce, birisi kısa İkincisi uzun olan iki yazımızla değerlerini belirtmeye çabalayıp çalıştığımız birinci ve ikinci «Türkiye Maarif» tarihlerinde bahis mevzuu edilen kültür yuvalarımızdan birazdaha baksoluııup ve daha doğrusu (Birinci meşrutiyet veyahut yayılma ve ilerleme seneleri) için bilgi veriliyor ve bu cildin (İstanbul mektepleri ve ilim, terbiye yurd, sanat mücsseseleri dolayısile) yazıldığı gibi yüksek ve çok önemli çalışmalarıle bugün de yarın da Türkiyemize candan yurtseverliklerini minnetle kendilerine bağlattıran bilgin, kitap muharriri Bay Osman Ergin kardeşimizi bir daha yerlere kadar eğilerek çok derin bir saygı ile 1ürkiye Oumhııriyeti ııin yirmi milyonluk yurddaşlarınm okuyan, anlayanları ve yarını anlayacakları karşısında aıımak bir öz borç olduğunu bir daha söylemek, lıavır! hayır! bağırmak bir öz borçtur. Söyle ki : küçük yazılarının anlam ları çok, pek çok olan bu büyük kitapta yukarıda arzettiğim iz gibi birinci ve ikinci ciltlerde bildirdikleri, kültü r işleri ve okullar için önce verilen bilgi birazdaha özlü verilerek tamlanmış veyahut pek kısa verilen bilgiler çoğaltılmış ve yepyeni yazılanlar1da büyük emeklerle yazılmak -zahm eti çekilmemiş denilmesin- lıiç duyulup işitilmemiş bilgiler pek ilişik çekmektedir. Bahislerin adlarım aşağıva dizdikten sonra bunlar hakkında yazabildiğimiz kadar yazmak düşüncesindeyim Bahisler şunlardır: 51

12 Önsöz 32 sabitedir. İlk, orta, lise tahsili veren mektepler, Askerî mektepler, askerlik için zadegan sınıfları ilk okulların iptidai mektepleri diye anılması, ekleri, kız rüştiyeleri askerî rüştiyeler, liseler, idadiler (ekler), Istanlmldaki idadiler, hususî ıııektekler (Istanbulda) Darüşşefeka bugün bir lise olarak idare edilen bu okuldan -saygıya lâyık muharrir ilk ve orta okumalarım kendisini tanıyanları lıavret ve hayranlık içinde bırakan bir yaratılış ve çalışkanlıkla burada bitirdiklerini kenetlerini çok yakından tanıyanlardan öğrenmekle mübalıiyim. - birçok belgelere dayanarak anlatıyorlar. Medrese! havriye, nıedresei edebiye, Mektebi Ham idi, Darüttalim, Darüttedris okulları anlatılırken Darüttalim ile Darüttedris için tam 37 sayfa yazı ve ekler vardır ki yüksek okuma ve bilgiler taşıyan ölmüş veya yaşları çok ve pek çok ilerlemiş büyüklerimizin ders verdiklerini, say w yüzleri geçen münevverleri yetiştirdiklerini güçlü belgelerle anlatmaktadırlar. Nümunei terakki oknlundan da bahsedilirken meşhur ve merhum yurtsever, bilgin riyaziyeci Mehmet Nadir bey,den eski ve son hizmetlerinden uzun uzadıya balıis buyruluyor. M. Nadir in sabık darülfünunda hesabı ihtimali okuttuğunu, riyaziyeci ve fizikçi Salilı Zekilerin ve daha bazı münevverlerimizi yetiştirdiklerini ve nihayet M. Nadir gibi tarihî bir Şahsiyetimizin havlıca önemli lıal tercümesinide yazara onun 1 3/1. Kâmın /1927 de bu dünyaya gözlerini kapadığını bize hatırlatmaktadırlar. Rehberi Maarif, Ravzni Terakki, Bünyani terekki, mektebi eeepleri anlatıyorlarken bu bilgi yuvaları için tekmil Türkiyemizi ilgilendiren kıymetli ve yılmaz, usanmaz 5a Ilımalarına biz bile mektep sıralarında hayranlık ve saygılarla canlı şahit elduğumuz Ali Nazima ustadan, eserlerinden, uzun, hayırcılıklarından yine eklerle bahsediyorlar. Bu aııışlar birçok münevverlerimizle biz yurda, yurttaşına kul olurcasma çalışan ve yaşayanlara ayrıca bir bilgi vermiş oluyorlarki şükranlara sezadır. Yine Istanbulda Meşriki fuyuzat, Şemsül mekâtipler de anlatılmıştır. Yukarıda işaret ettiğimiz uzunca yazımızın, Kalkerimizin Konya Mecmuasında çıkan, sonlarında biraz bahsettiğimiz (azlık mektepleri) nden boşlıca Rum. Ermeni, Yahudi mekteplerine yine ilişiliyor. Bunların idaresile ilgili olan, Rum yurttaşların başına geçenlerin ve hele patriklerin nankörcesine propagandalarından, yabancı gazetelerde bize bağlılık (!) laruıı göstererek verdikleri beyanatı gözden kaçırm iv arak bu ölmez eser olan üçiin- 52

13 cü şiltte bizlere derip, derin ibret dersleri yererek kaydediliyor. Hele Erm emlerin Kıbrısh Kâmil paşanın bir yazısı karşısında tam anlamı ile (dik başlılık) yapışlarım, Yatıııdileriıı Ispanyol ye İ brani dilloriie yalışmalarma devanı edişleri kendileri için hiy iyi bir netice vermediğinin farkında olduklarını, yabancı dillerden Fransızca ve Almanca öğrenirlerse bilgi Are teknik bakımından kendilerinin bu yolda faydalanacakları birer dil olabileceğini anlatarak Güzel Türkyemizi öğrenmek kendileri iyin artık btr bory olduğunu anladıklarını yazmaktadırlar. * Öyleya bugün bu Yahudiler biraz, biraz değil fazlaca koruyan bizim yüksek varlık ve idaremizle gey i ilmelidirler. Yahudiler dünya devletlerinden Rusya, Ingiltere ve Amerikada rahattırlar. Öbür memleketlerde sırf kendi menfeatieri adına koştukları, yurttaşı oldukları devletlere karşı aykırı duygu ve yürüyüşlerde bulundukları da belirtilerek yer, yer kovulup bağlı bulundukları devletlerin sınırlarından dışarıya atıldıklarını mal ve mülklerinin zaptedildiğiııi, hergiiıı gazetelerimizin sütunlarında görüp oku maktayız... Biz de Türkiyemizde yukarıda bahsettiğimiz Rus, İngiliz ve Amerika devletlerinin ülkelerinde yaptıkları gibi ayık yürekli ve tam bir dağlılığı gösterir bir varlığı göstermelerini ve bize sarılmalarını istemekte yurtseverlik ve yurttaş severlik duygularımıza dayanarak istemekteyiz. Yalnız bu yurttaşlaruan değil Teşkilâtı Esasiye Anayasamızın emrettiği ve bildirip, yurdumuza ve bayrağımızın altında ve gölgesinde yaşıyaıı ve Türk sayılanların hepisindeıı istemekteyiz. â abaııcı mekteplerin ilk okullarını son defa neşrettiğimiz (kıyafet)) yasası ile de daha çok önayak olarak bunların iskelet halinde bulunan bu ilkokulları hep kapatılmıştır. Mevcut olup, bazı orta ve birkaç danecik te yüksek okulları yine ayılmış ve 1876 (1298) Osmanlı Rus savaşından sonra ayrı, ayrı birer devlet olan Sırp yani şimdiki Yugoslavya, Bulgarlardaıı başka en çoğu Istanbulumuzda olmak üzere obiir vilâyetlerimizde bulunan ipi gibi yabancı okullara ilişilmekte ve Lozan antlaşma ve anlaşmasından sonra eskisi gibi varlıkları olduğu ve kontrolümüzde bulundukları bildirilirken bir vakitler okullarımızdaki birçok eksiklikler karşısında çocuklarını yabancı okullara vermeğe kalkanların pek çok olduğunu, kadrolarını doldnraıı o okulların: yerimiz yoktur alamayız karşılıklarile karşılaştıklarını hatırlatıyorlar. O hür sahitelerde yüksek tahsil, meslek ve ihtisas mekteplerine geçiliyor ve büıılara başlanıuazdan evvel en çok ilk ve biraz da 53

14 orik okulları andıran (Şeyhzadegâıı) mektebi adlı bir mektebe illşilirken 1!) nen yüz yılın sonu O.-ıııanİı devletinin (Yok) idiidigi Samanlara kadar Hükümdar soyandan olanlarla biiyiik yerlerde bıı- 1dııaıı Pasa ve \ ez'r denilen Devlet adam larının çocukları ve daha sonraları Saraya yerleşmiş ve yamanmış olan kadın ve erkeklerin erkek çocuklarının 100S meşrutiyetine kadar Saraydaki Enderun adındaki okulda okutuldukları ve okuma program lan, oranın idaresi, programı hakkında pek meçholümüz olan ve dikkate değer bilgiler verilmektedir. Bu, eklerle uzun uzadıya anlatılm aktadır. Bu arada son hüküm darlardan olan 2 inci Abdülhamidiu saray hayatından, Padişahlık durum larından, onun suikast korkularından ve suikastlardan, Şeyh ve hocaların bu prdişalıa sokulup tstanbulda tutunm alarından ve selâmlık resimlerinden hayretler uyandıracak bilgilerin biriktirilıuesilc sayfalarca bilgiler vazıityer. 1*7(> da açılan fenni resim ve mimarî mektebi, mektebi tununu maliye, hukuk mektebi ve muallim Iıanei ııııvap mevzu bahsoluvor geçen 10 ncu yiiz yıldaki açılışları, o zamanın taassubuna rağmen bazı bilgili ecnebilerin az para alarak bir iyilik vakmak veyahut parasız çalışmak hislerinin üstünlüğü ve yüksek okullardan bir kısmının açılmasına saik olduğunu ve Hukuk mektebi için de (Osmanîı hiikûmetiiçin bir medeni kanun tanzimi zarureti) dogması vesile olduğu gibi İS 55 tarihli bir meclisi ûliî tanzim at kararı sebep olmasıle açılması mümkiiıı oldu denilmekte ve programı için şümullü m alûm at verilmektedir. Sonra İN70 da açılan Sanayi nefise mektebi ele alınarak çok sakileler dolduran eslerle sanayi nefisi1 ile birlikte yaşayan ve açılışı 1 SOS tarihinde vukııbıılan miize ve müze mektebinin kuruluşuna girişiliyor. 1207, 1200 tarihlerinde ki bazı ilerlemeler ile bugünkü (Güzel sanatlar akademisine geçiliyor.) «Güzel sanatlar akademisinin 1027 de açıldığı malûmdur.» \ iiksek m im arî şubesi resim ve heykeltıraşlık şubeleri, tezyini sanatlar şubeleri de en yeni bilgilerle bezenerek anlatı la, anlatı la arm ağan olunuyor. Ticaret mektebi için de 12 buçuk sahifelik çok zengin ve yürek kabartıcı malûmat verilerek zaman icaplari ile birlikte bu mektebin değeri canlandırılıyor. Mektepdeki olgunluk ve ilerililigin yılları yurda gerekliliği ııişbetinde gözlerimizin önünde büyültülüyor. D arül am eliyat yahut tatbikat mektebi, bendesi m ülkiye mektebi (Miüıeııdishanei berviî hıımavun) veyahut yüksek mühendis mektebi 10 buçuk sahifelik bilgi ve güzel bir ekle bihli- 54

15 rilmektadir ki sou yıllarımızda şubelere ayrılan ve bütün şubelerile yurdumuza her alanda yüksek yararlıkları tokunan, bilgili ve olgun mühendisler veren bu yüksek bilgi ve fen yuvasını da çok güzel anlatmışlardır. Az, çok bilgimiz olduğu halde onu artırmışlar ve kendilerine, biz okuyucuları miımetleııdirmişlerdir de açılan Nümune bağ ve aşı ameliyat mektebi için de kısa ve faydalı bilgi verilmiştir. Yakın yani bmıdan 53 yıl önce açılan dilsiz ve körler mektebi ders ve cotvelleri ve netice olarak bu mehtekten sou yıllarda edilen istifadeler incelenmiş, ellerinden tululması bir İnsanî borç olan o zavallıların yetişmeleri yolunda sevinç ve ümit verici bu yuva içiu bilgiler yazılmıştır. Ba da şükranlara şayandır. Son yıllara gelinciye kadar yetiştirenler aşağı yukarı bütün yurttaşları sevindirmeyen Şimdiki göğüs kabartıcı hizmetleri heriç bir mektep olan (Mülkiye Baytar Mektebi) 1887 açılış tarihidir ki ayrıca varlığı incelenmiş, bu mektep için yapılan fedakârlıklar sayılmış ve buranın varlığı ve açılmasında ve yararlığı dokunan, efkârı ıımumiyemiz karşısında hizmetleri yüce olan sayın şahsiyetlerin çalışışları canlandırılıp ve yükseklikleri belirtiliyor ki bu da ayrıca bir yurt ve yurtseverlik borcu ve yazışıdır. Kendilerine bundan ötürü do ne kadar teşekkürler etsek yeridir. Bugün yurttaki güzel ve durumları cidden göksümüzü kabartan (pek değerli bir polis vardır) dedirten gerekli müesseselerimizdeıı, polis mektebinin ilk açılışı ve dershanesi (açılış tarihi 1889) işte bu da çoklarımızca meçhuldü. Üç büyük sahifeye sığdırılan bu bilgi de çok güzeldir, Dünyada şehir düzenlerinde gördükleri hizmetler iftihara lâyık olduğyııu şuracıkta biz de itiraf etmekle vicdanî bir zevk duymaktayız. İkinci Abdülhamidin korktuğu yerlerin pek çoklarına yardıma kalktığını o devri hatırlayanlarımız biliriz. 19 uncu 100 yıl sonlarında bu kabilden olarak doğu vilâyetlerimizde aslen ve ırkaıı Tiirkteıı başka bir milliyeti olmıyaıı ve lügati bulunan, bunun da 900 ü Türkçe ve geri kalanı Fars, Arap ve İbrani kelimeleri olan (Kürtçe adındaki dili konuşan yurttaşlarla sivri kafalı geçinen bazı Türk ileri gelenlerimiz çocuklarını subay yetiştirmek maksadile açılan (Aşiret meptebi lıumayunu) o hür taraftan Türk olmıyaıı veya olmak istemeyenlerden bir kısım ıuüslümanları bir bağla bağlamak gayesile açılmış olan bir mekteptir. Muhterem muharririn bize bildirdiğine göre burada bizim bildiğimiz yukarda kaydetmek gayretinde bulunduğumuz Kürtler- 55

16 dem başka ((erkes. Gürcü, Boşu ak, Arnavut ve Macar e-ootık lavıma bulunduğunu (açılışı 1892 di'r) seki/ büyük sabite içinde bize ibret dersleri veren malumatla anlatmışlardır. Gümrük memurları için bir mektep yerinde olmak üzere yine 1892 de açılan (Gümrük D'ariittalimi) miiessesesini de kınaca ve faydalı bir haşiye ile uçbuçuk sahifede anlatırken yabancı mekteplerin yüzdeyiiz kötülüğümüze olarak oyunlar oynadıklarını deki birinci dünya savaşında Osmanh devletinin kendisini güçlü gören devletlerin tazyiklerini hiçe sayarak kapitülasyonlara has tutmuş olduğunu, 1918 de gene yabancıların zoru başlamışsa da Glusal güç ve kalkınma ile ünlendiğini tebarüz ettiriyorlar. Aşı memurları mektebi, Giilhaııe askeri tababet mektebi ve seririyatı, muallimler heyeti ve dersleri başlıklı bahisleri için de sevinç, ümit ve bihakkın tecelli verici bilgiler toplanmış ve yazılmıştır. Nihayet bundan 42 yıl evvel açılan (1900 yahut 1810) Darülfünunu Şahane için 9 büyük ve küçük sahifeli bilgi toplanıp armağan buyruluyor. Adının Birinci Oilıan har bile yalnız Darülfünun olduğunu, ne de olsa haylice milletçe favdalanıldığmj, programım ve idaresini ele alarak bildirmektedirler. Bunlara da sevini 1- mege ve iftihara değer ilim kaynak ve yuvalarımız olduğunu bildiğimiz halde hiı- kat daha ve etraflı sevinçler bahşeden bilgi kuramlarımız olduğunu açıkça öğrenmiş bulunuyoruz ki sonsuz minnetler. Darülfıınnıın D umu Aliye-i Diniye, edebiyat, ulûmu riyazivye ve tabiiye şubeleri hakkında 10 sah i tel i k hep bilmediğimiz, birçok faydalı malûmat toplanmış ve konmuş... Yukarıda dediğimiz son ıslâhat ve yeniliklere kadar pek çok değerli ve gayretli ve haylice bilgili şahsiyetlerin im yuvanın göksünden fışkırmasına yetiştiğini pek haklı olarak bildirmektedirler. Şubelerin programlarından bahsederken felsefe, tarih, coğrafya şubelerile ilahiyat fakülteleri ve programları dört sahifede de güzel haşiyelerle belirtiliyor. Daha sonra fakülte adil«' yasamağa başladıkları ve yaşamakta olduklarına güre de son bilgilerde canlandırılarak uzunca haşiyelerle bizi bilgilendiriliyor. Millî ve yabancı bankalara ve gerekli iktisat işlerimize mutlak surette yarayışlı, liseler bitirmiş geniş bilgilerle yetişmiş gençlerimizin yetişmekte olduğunu iktisat fakültesinin bu günkü ik tisat alemindeki yüksek varlığını umulan değerine yarar bir durum la a ulatmaktadıvlar. 56

17 Dârfühayri ali i ve lisaı n moktepien bahsi : Kıymetli muharrir bay Osman Ergin büyük bir emek ve enerji rar Gederek bu dariilhavrin açılması işini anlatıyor ve İkinci Abdülhamidin hükümdarlığının 25 ııci yılı şenlikleri yapıldığı sırada kendisine istida veren altı yaşındaki yetim bir Türk ve Müslüman çocuğunun okutulup bir sanat adamı yetiştirilmesini dilemesi dikkat nazarını çekerek obiir Osmanlı yurddaşlanmıı bu gibi müesseseler kurduklarından Türk ve Müsltimanlara ve lıele Milliyet ve cins ayırt edilmeden böyle bir hayır evinin yapılmasını istemiş olduğunu o zrrnaıı yani 1900 tarikinde bir bina yapılacağı ortaya yayılmışsa da 1903 tarihine kadar bu işe teşebbüs olunmamış olduğunu eğer olsaydı 4000 kişilik bir yetim topluluğunu yetiştirmek üzere bir yuvaya alınacağı ümidi izhar olunmuş iken yüzü üstü kalmış olduğunu ve nihayet bir kaç sene sonra arsa için yetmiş bin kuruş ve yapılması içinde iki milyon altı vüz küsud bin kuruş Halledileceği haberi bîr daha ortaya çıktığını yazıyorlar ki nihayet 1903 senesinde altı sınıflı ve Rüştiye dereceli yani orta okul dereceli bir mektep açılması ve lıer sınıfta dersten başka bir sanat dahi öğretilmesi kararlaşmış ki marangozluk, aşçılık, tatlıcılık, pastacılık, balıçivanlık, oyuncakçılık ve çiftçilik ileride de telgrafçılık şubesi açılacaktı deniliyor. Bu son mesleki ehle edebildiler Hicaz demiryolunda telgrafçılık yapacakîarınış... Az yukarıda bahsi geçen tarihte vaktile Mısır valisi Kavalalı Mehmet Ali paşanın kızı Zeynep hanımın - içinde bulunduğumuz 1942 yılında bir yangın çıkarak hayliea kısmı vanan Eski Darülfünun ve yeni Tıp fakültesi laboratuvarı olan bina - konağı Hazinei hassasın malı denilerek hükümdar tarafından bu işe verilmiş olmak için Maarife bırakılmış ve îstanbııldaki Zephiye resmi artırılarak oradan para verilmiş olduğu sırada 1903 senesinin 19 ağustosunda açılabiliyor ve fakat az sonra bunun mümkün olmayacağı çünkü konakta bir çok değişiklikler ve atölyeler yapılması ibap edeceği ve idaresi için de sanattan anlıyan birisinin eline bırakılacağı ortaya szrülıniiş ise de muhterem muharririn kullandıkları kelime ve cümleleri aynen yazalım : Meclisi 'maarif azasından ve sarıklı ulemadan hoca tshak efendinin oğlu Cemalettiıı efendi Müdürlüğe getirilmiş, bir müddet sonra çekilmiş yerine yine Meclisi maariften Haydarı zade İbrahim efendi - bu zat Düııya savaşının sonlarına doğru Osmanlı imparatorlvğunun Şeyhülislâmlık makamına getirilen 1918 mütarekesinden sonra esasen Iraklı olduğundan oraya çekilip giden adamdır. - Getirilmiştir. 57

18 Fiu müessese bir defaçık bile mezun vermeden 1908 meşrutiyetinin ilâuı üzerine olduğu gibi bırakılmış ise de 1909 senesinin yaz aylarında Darülfünuna geniş bir yer gerektiği belirmiş ve böylece burası lağvolunup bir milyon küsur kuruşluk tahsisatı Darülfünuna alınarak aletleri ve laboratuvarlar malzemesine tahsis olunmuştur. Bu müesseseve (âlî) adı da padişaha ııisbeti dolayısile olduğunu yine sayın muharrir yazıyorlar. Lisan mekteplerine gelince : idadi adıyla anılacak olan, Arabi, Frsça, Fransızca, Almanca, İngilizce gibi dillerin okunması için İkinci Meşrutiyetin ilânından beş yıl önce bir lisan mektebinin Istanbulda açılması, Devlet Şurasının taııziınat dairesinde uzun müzakerele yol açmış ve Meclisi vükelâda görüşülmüş, Mülkiye mektebine bağlı (Şimdiki Siyasal Bilgiler Okulu) bir mektep olması da düşünülmüş olduğunu şûranın, sürüncemeli işleri arasına girerek nihayet açılamadığını yalnız son zamanlarda Darülfünun adının üniversiteye çevrilmesile Avrupada olduğu gibi Peseğen sınıfları adıyla açılan yabancı dillerin kurslarına iyi bir kontrol ile devam ettirilen gençlerin dil öğrenme ve okuma işlerinden büyük faydalar umulduğunu anlatmaktadırlar. Biz, lisan mektepleri bahsi için saygıya lâyık muharririn ikinci cilt (Türkiye Maarif Tarihi) eseri için naçizane yazdığımız uzun yazımızda kendi yazılarından mülhem olarak kavrayıp anlıyabildigimiz kadar bahseylemiştik. Tabii burada tekrar etmek yersiz olurdu. Dil kursları için «ek» olarak yazdıkları yazılardan biz yurttaşlar pekçok ümitliyiz. Çiinki kendisini bütün benlik ve varlığıyla bilgi Öğrenmeğe veren ve dediğini yapan, sözünden dönmeyen gençlerimizin değerli varlıklarından bunn bugün de yarın da ummaktayız. 58 Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

II. BÖLÜM LK MÜSLÜMAN TÜRK DEVLETLER

II. BÖLÜM LK MÜSLÜMAN TÜRK DEVLETLER İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ... V GİRİŞ...1 1. Eğitime Neden İhtiyaç Vardır?...1 2. Niçin Eğitim Tarihi Okuyoruz?...2 I. BÖLÜM İSLAMİYET TEN ÖNCEKİ TÜRK EĞİTİMİ 1. Eski Türklerde Eğitim Var mıdır?...5 2. Hunlarda

Detaylı

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

Dünyayı Değiştiren İnsanlar Dünyayı Değiştiren İnsanlar Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı, bir mutluluk parıltısısınız! Memleketi asıl aydınlığa boğacak sizsiniz. Kendinizin ne kadar mühim,

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...9 GİRİŞ...11

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...9 GİRİŞ...11 İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...9 GİRİŞ...11 BİRİNCİ BÖLÜM İLK TÜRK DEVLETLERİNDE EĞİTİM 1.1. HUNLARDA EĞİTİM...19 1.2. GÖKTÜRKLERDE EĞİTİM...23 1.2.1. Eğitim Amaçlı Göktürk Belgeleri: Anıtlar...24 1.3. UYGURLARDA

Detaylı

SULTAN MEHMET REŞAT IN RUMELİ SEYAHATİ 5

SULTAN MEHMET REŞAT IN RUMELİ SEYAHATİ 5 SULTAN MEHMET REŞAT IN RUMELİ SEYAHATİ 5 BAKİ SARISAKAL SELANİK Selanik 26 Mayıs: Selanik Limanında Padişahın Gelişini Bekleyen Selanik Valisi İbrahim Bey ve Hükümet Erkânı Selanik Limanında Padişahı Bekleyen

Detaylı

TERCİH ETTİĞİN OKOL GELECEĞİNDİR MEVLÜT ÇELİK 8.SINIF KAVRAM HARİTASI. Mevlüt Çelik. T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük

TERCİH ETTİĞİN OKOL GELECEĞİNDİR MEVLÜT ÇELİK 8.SINIF KAVRAM HARİTASI. Mevlüt Çelik. T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük YURDUMUZUN İŞGALİNE TEPKİLER YA İSTİKLÂL YA ÖLÜM TERCİH ETTİĞİN OKOL GELECEĞİNDİR MEVLÜT ÇELİK 19.yy.sonlarına doğru Osmanlı parçalanma sürecine girmişti. Bu dönemde

Detaylı

Ülkemizde Tıp Fakültelerinin tarihi

Ülkemizde Tıp Fakültelerinin tarihi Ülkemizde Tıp Fakültelerinin tarihi 1 Bütün dünler, bugünleri aydınlatan fenerlerdir. W. Shakespeare 2 Marmara Üniv. Haydarpaşa Kampüsü 1915 yılında Çanakkale de şehit olan Tıp Fakültesi öğrencileri anısına!

Detaylı

OSMANLI EĞİTİM SİSTEMİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ

OSMANLI EĞİTİM SİSTEMİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ OSMANLI EĞİTİM SİSTEMİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ Medreseler çok güçlü yaygın eğitimi kurumu haline gelmiş ve toplumu derinden etkilemiştir.

Detaylı

OSMANLI DEVLETİ NİN YILINA AİT EĞİTİM İSTATİSTİĞİ

OSMANLI DEVLETİ NİN YILINA AİT EĞİTİM İSTATİSTİĞİ Yakın Dönem Türkiye Araştırmaları Yıl: 2012/2, Cilt:11, Sayı: 22 Sf. 125-167 OSMANLI DEVLETİ NİN 1907-1908 YILINA AİT EĞİTİM İSTATİSTİĞİ Nuri GÜÇTEKİN* Bu çalışmada, Maarif-i Umumiye İstatistik Dairesince

Detaylı

DR. NURŞAT BİÇER İN TÜRKÇE ÖĞRETĠMĠ TARĠHĠ ADLI ESERĠ ÜZERİNE

DR. NURŞAT BİÇER İN TÜRKÇE ÖĞRETĠMĠ TARĠHĠ ADLI ESERĠ ÜZERİNE POLATCAN, F. (2017). Dr. Nurşat Biçer in Türkçe Öğretimi Tarihi Adlı Eseri Üzerine. Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi, 6(4), 2890-2894. DR. NURŞAT BİÇER İN TÜRKÇE ÖĞRETĠMĠ TARĠHĠ ADLI

Detaylı

BĠR MESLEK OLARAK ÖĞRETMENLĠK

BĠR MESLEK OLARAK ÖĞRETMENLĠK BĠR MESLEK OLARAK ÖĞRETMENLĠK Meslekleşme ölçütleri Öğretmenlik Mesleğinin Yasal Dayanakları Öğretmenlik Mesleğinin Temel Özellikleri Türkiye de Öğretmenliğin Meslekleşmesi Öğretmenlerin hizmet öncesinde

Detaylı

TEMEİ, ESER II II II

TEMEİ, ESER II II II 1000 TEMEİ, ESER II II II v r 6n ıztj BEHÇET K E M A L Ç A Ğ L A R MALAZGİRT ZAFERİNDEN İSTANBUL FETHİNE (Dört destan) BİRİNCİ BASILIŞ DEVLET KİTAPLARI MİLLİ EĞİTİM BASIMEVİ _ İSTANBUL 1971 1000 TEM EL

Detaylı

Aziz Ogan: Kültürel ve Tarihsel Hazinelerin İzinde Bir Arkeolog ve Müzeci

Aziz Ogan: Kültürel ve Tarihsel Hazinelerin İzinde Bir Arkeolog ve Müzeci Eylül 2017 Aziz Ogan: Kültürel ve Tarihsel Hazinelerin İzinde Bir Arkeolog ve Müzeci Aziz Ogan, 30 Aralık 1888 tarihinde Edremitli Hacı Halilzade Ahmed Bey'in oğlu olarak İstanbul'da dünyaya geldi. Kataloglama

Detaylı

Yusuf Kemal TENGIRŞENK ( )

Yusuf Kemal TENGIRŞENK ( ) Yusuf Kemal TENGIRŞENK (1878 1969 ) PROFESÖR YUSUF KEMAL TENGİRŞENK Prof. Mahmut KOLOGLU Profesör Yusuf Kemal Tengirşenk'in ölümü ile, memleketin değerli evlâtlarından birisi daha tarihin sahifelerine

Detaylı

20 Derste Eski Türkçe

20 Derste Eski Türkçe !! 20 Derste Eski Türkçe Ders Notları!!!!!! Cüneyt Ölçer! !!! ÖNSÖZ Türk Nümismatik Derneği olarak Osmanlı ve İslam paraları koleksiyoncularına faydalı olmak arzu ve isteği île bu özel sayımızı çıkartmış

Detaylı

SULTAN MEHMET REŞAT IN RUMELİ SEYAHATİ 8

SULTAN MEHMET REŞAT IN RUMELİ SEYAHATİ 8 SULTAN MEHMET REŞAT IN RUMELİ SEYAHATİ 8 BAKİ SARISAKAL SEYAHAT PROGRAMI Padişahımızın Seyahat Programı: Padişahımızın gerek Selanik teki ikamet ve gerek Kosova, Piriştina ve Manastır a seyahatlerinde

Detaylı

Türkiye de üniversiteye giremeyen öğrenciler Fas ta üç dil öğreniyor

Türkiye de üniversiteye giremeyen öğrenciler Fas ta üç dil öğreniyor Türkiye de üniversiteye giremeyen öğrenciler Fas ta üç dil öğreniyor Türkiye deki üniversite imkanlarının zorluğu ve kontenjan sıkıntısı öğrencileri değişik arayışlara itiyor. Her yıl 50 binin üzerinde

Detaylı

8, Safsaf sokak Emirrân Tel. 63 52 31 27 Ağustos 1963. Muhterem Bey Efendi

8, Safsaf sokak Emirrân Tel. 63 52 31 27 Ağustos 1963. Muhterem Bey Efendi 8, Safsaf sokak Emirrân Tel. 63 52 31 27 Ağustos 1963 Muhterem Bey Efendi Yılmaz öztuna Beye 20/8/1968 tarihiyle yazdırınız mektubu gördüm. Orman Mektebinin Sami Paşa tarafından tesis edildiği "lalnamei

Detaylı

İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİNE GİRİŞ

İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİNE GİRİŞ İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİNE GİRİŞ GİRİŞ Prof.Dr. Zekai Celep İnşaat Mühendisliğine Giriş GİRİŞ 1. Dersin amacı ve kapsamı 2. Askeri mühendislik ve sivil mühendislik 3. Yurdumuzda inşaat mühendisliği 4. İnşaat

Detaylı

İktisat Tarihi I Ekim II. Hafta

İktisat Tarihi I Ekim II. Hafta İktisat Tarihi I 13-14 Ekim II. Hafta Osmanlı Kurumlarının Kökenleri İstanbul un fethinden sonra Osm. İmp nun çeşitli kurumları üzerinde Bizans ın etkileri olduğu kabul edilmektedir. Rambaud, Osm. Dev.

Detaylı

Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 9 (2016), ss

Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 9 (2016), ss Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 9 (2016), ss.197-201. Adnan Demircan Türkiye nin İlahiyat Sorunu İstanbul: Beyan Yayınları,1.Baskı, 2015, 160 s. Yüksek Din Öğretimi ve bu öğretimin

Detaylı

9. HAFTA. Ulusal sağlık politikaları: Osmanlı İmparatorluğu ve sağlık hizmetleri

9. HAFTA. Ulusal sağlık politikaları: Osmanlı İmparatorluğu ve sağlık hizmetleri 9. HAFTA Ulusal sağlık politikaları: Osmanlı İmparatorluğu ve sağlık hizmetleri 2 Sağlık hizmetleri daha çok saraya ve orduya yönelik olarak yürütülmüştür. Devletin tek resmi sağlık örgütü sarayda yer

Detaylı

Devleti yönetme hakkı Tanrı(gök tanrı) tarafından kağana verildiğine inanılırdı. Bu hak, kan yolu ile hükümdarların erkek çocuklarına geçerdi.

Devleti yönetme hakkı Tanrı(gök tanrı) tarafından kağana verildiğine inanılırdı. Bu hak, kan yolu ile hükümdarların erkek çocuklarına geçerdi. Orta Asya Türk tarihinde devlet, kağan adı verilen hükümdar tarafından yönetiliyordu. Hükümdarlar kağan unvanının yanı sıra han, hakan, şanyü, idikut gibi unvanları da kullanmışlardır. Kağan kut a göre

Detaylı

HÜRRİYET İLKOKULU EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMA PROGRAMI

HÜRRİYET İLKOKULU EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMA PROGRAMI HÜRRİYET İLKOKULU 2015-2016 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMA PROGRAMI 1 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMA PROGRAMI Sayın Müdürüm, Saygı Değer Öğretmenlerim,Kıymetli

Detaylı

AVRUPA VE OSMANLI (18.YÜZYIL) GERİLEME DÖNEMİ

AVRUPA VE OSMANLI (18.YÜZYIL) GERİLEME DÖNEMİ AVRUPA VE OSMANLI (18.YÜZYIL) GERİLEME DÖNEMİ 1. Osmanlı İmparatorluğu nun Gerileme Devrindeki olaylar ve bu olayların sonuçları göz önüne alındığında, aşağıdaki ilişkilerden hangisi bu devir için geçerli

Detaylı

İstanbul Teknik Üniversitesi hakkında kanun : Kanun No: 4619 Kabul tarihi: 12/7/1944

İstanbul Teknik Üniversitesi hakkında kanun : Kanun No: 4619 Kabul tarihi: 12/7/1944 hakkında kanun : Kanun No: 4619 Kabul tarihi: 12/7/1944 Madde 1 - İstanbul Yüksek Mühendis Okulu, bütün hak ve vecibeleriyle birlikte İstanbul Teknik Üniversitesi olarak bu kanun hükümlerine göre teşkilatlandırılmıştır.

Detaylı

Türk Eğitim Tarihi. Program İçeriği Dr. Ali Gurbetoğlu İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Eğitim Fakültesi

Türk Eğitim Tarihi. Program İçeriği Dr. Ali Gurbetoğlu İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türk Eğitim Tarihi Program İçeriği Dr. Ali Gurbetoğlu İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sunu İçeriği: A. Program Akışı B. Derslerin İşlenişi C. Başlıca Kaynaklar D. Değerlendirme Esasları

Detaylı

OSMANLICA öğrenmek isteyenlere kaynaklar

OSMANLICA öğrenmek isteyenlere kaynaklar OSMANLICA öğrenmek isteyenlere kaynaklar Eda Yeşilpınar Hemen her bölümün kuşkusuz zorlayıcı bir dersi vardır. Öğrencilerin genellikle bu derse karşı tepkileri olumlu olmaz. Bu olumsuz tepkilerin nedeni;

Detaylı

OSMANLILAR. 23.03.2015 Yrd. Doç. Dr. Ali Gurbetoğlu. İstanbul Ticaret Üniversitesi

OSMANLILAR. 23.03.2015 Yrd. Doç. Dr. Ali Gurbetoğlu. İstanbul Ticaret Üniversitesi OSMANLILAR 1 2 3 Osmanlılarda Eğitimin Genel Özellikleri Medreseler çok yaygın ve güçlü örgün eğitim kurumları haline gelmiş, toplumun derinden etkilemişlerdir. Azınlıkların çocuklarını üst düzey yönetici

Detaylı

UZAKTAN EĞİTİM MERKEZİ Atatürk İlkeleri ve İnkilâp Tarihi 1 1.Ders

UZAKTAN EĞİTİM MERKEZİ Atatürk İlkeleri ve İnkilâp Tarihi 1 1.Ders UZAKTAN EĞİTİM MERKEZİ Atatürk İlkeleri ve İnkilâp Tarihi 1 1.Ders XIX. YÜZYIL ISLAHATLARI VE SEBEPLERİ 1-İmparatorluğu çöküntüden kurtarmak 2-Avrupa Devletlerinin, Osmanlı nın içişlerine karışmalarını

Detaylı

II. MAHMUT (1808-1839) DÖNEMİ TANER ÖZDEMİR DETAY TARİHÇİ

II. MAHMUT (1808-1839) DÖNEMİ TANER ÖZDEMİR DETAY TARİHÇİ II. MAHMUT (1808-1839) DÖNEMİ TANER ÖZDEMİR DETAY TARİHÇİ TÜRK TELEKOM NURETTİN TOPÇU SOSYAL BİLİMLER LİSESİ TARİH ÖĞRETMENİ Halk arasında gâvur padişah ve püsküllü bela olarak adlandırılan padişah II.

Detaylı

DERS: EĞİTİM YÖNETİMİ

DERS: EĞİTİM YÖNETİMİ DERS: EĞİTİM YÖNETİMİ Dersin verildiği Fakülte: Bölüm: Öğretim Üyesi: İletişim: Eğitim Bilimleri Fakültesi Rehberlik ve Psikolojik Danışma Doç.Dr. Şakir ÇINKIR scinkir@gmail.com 5.Hafta: EĞİTİM SİSTEMİNİN

Detaylı

1933 Üniversite Reformu. ve «Tematik Üniversite» İhtiyacı. Durmuş Demir. İYTE Fizik Bölümü

1933 Üniversite Reformu. ve «Tematik Üniversite» İhtiyacı. Durmuş Demir. İYTE Fizik Bölümü 1933 Üniversite Reformu ve «Tematik Üniversite» İhtiyacı Durmuş Demir İYTE Fizik Bölümü 1 Haziran 1453: Sultan Mehmed, Ayasofya ve Pontokrator manastırlarını medreseye çevirtir; önde gelen bilim insanları

Detaylı

Bölge Uzmanı Nihai Form

Bölge Uzmanı Nihai Form Bölge Uzmanı Nihai Form KİŞİSEL BİLGİLER Ad: Abdulkadir Soyad: AKSÖZ TC Kimlik No: 48079752710 Uyruk: T.C. Cinsiyet : Erkek Doğum Yeri: İstanbul/Kadıköy Doğum Tarihi: 25/09/1995 Telefon: 05549916572 Eposta

Detaylı

HAT SANATINDAN ENSTANTANELER İSMEK HÜSN-İ HAT HOCALARI KARMA SERGİSİ

HAT SANATINDAN ENSTANTANELER İSMEK HÜSN-İ HAT HOCALARI KARMA SERGİSİ HAT SANATINDAN ENSTANTANELER İSMEK HÜSN-İ HAT HOCALARI KARMA SERGİSİ HAT SANATINDAN ENSTANTANELER İSMEK HÜSN-İ HAT HOCALARI KARMA SERGİSİ 17-26 MAYIS 2013 / CEMAL REŞİT REY SERGİ SALONU Başkan dan Yazı,

Detaylı

BOSNA-HERSEK TEKİ KÜLTÜR, BİLİM VE EĞİTİM ÜZERİNDEKİ OSMANLI ETKİSİ: MEVCUT DURUM

BOSNA-HERSEK TEKİ KÜLTÜR, BİLİM VE EĞİTİM ÜZERİNDEKİ OSMANLI ETKİSİ: MEVCUT DURUM Prof. Dr. Cazim HADZİMEJLİS* BOSNA-HERSEK TEKİ KÜLTÜR, BİLİM VE EĞİTİM ÜZERİNDEKİ OSMANLI ETKİSİ: MEVCUT DURUM Osmanlıların Balkanlarda çok büyük bir rolü var. Bosna Hersek te Osmanlıların çok büyük mirası

Detaylı

İHL'yi Ne Kadar Tanıyoruz?

İHL'yi Ne Kadar Tanıyoruz? On5yirmi5.com İHL'yi Ne Kadar Tanıyoruz? İmam Hatip Liseleri Son günlerin en gözde hedefi Katsayı, Danıştay, ÖSS ve başörtüsüyle oluşan okun saplandığı tam 12 noktası. Kimilerinin ötekileri Yayın Tarihi

Detaylı

Sultan Abdülhamid Han hakkında 7 itiraf

Sultan Abdülhamid Han hakkında 7 itiraf Sultan Abdülhamid Han hakkında 7 itiraf Osmanlı Devleti'nin en kritik bir devrinde otuz üç yıl hükümdarlık yapmış İkinci Abdülhamid Han için ağır ithamlarda bulunanların sayısı gittikçe azalmakla birlikte,

Detaylı

Madde 6 Madde 7 Madde 8 Madde 9 Madde 10

Madde 6 Madde 7 Madde 8 Madde 9 Madde 10 3861 MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞINA BAĞLI YÜKSEK VE ORTA DERECELİ OKULLAR ÖĞRETMENLERİ İLE İLKOKUL ÖĞRETMENLERİNİN HAFTALIK DERS SAATLERİ İLE EK DERS ÜCRETLERİ HAKKINDA KANUN (1) Kanun Numarası : 439 Kabul Tarihi

Detaylı

KURUCULARIMIZDAN SAYIN CEMİL PARMAN ANISINA

KURUCULARIMIZDAN SAYIN CEMİL PARMAN ANISINA KURUCULARIMIZDAN SAYIN CEMİL PARMAN ANISINA TÜRKİYE MUHASEBE UZMANLARI DERNEĞİ EXPERT ACCOUNTANTS ASSOCIATION OF TURKEY (15.10.1909 İnegöl -06.11.1987 istanbul) Meslek çalışmalarımızda siz ve eserleriniz

Detaylı

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a):

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a): Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a): da: - Yavrum ne oldu niye acele acele camiye koşuyorsun? der. Bu soruya karşılık çocuk - Efendim,

Detaylı

ATATÜRK BU OKULDA HİÇ OKUMADI

ATATÜRK BU OKULDA HİÇ OKUMADI ATATÜRK BU OKULDA HİÇ OKUMADI BAKİ SARISAKAL MUSTAFA KEMAL BU OKULDA HİÇ OKUMADI Yadigârı Terakki Mektebi Binası 10 Kasım 2016 tarihli Hürriyet gazetesinde Ata nın Okuduğu Okul Hala Açık başlığı altında

Detaylı

AYP 2017 ÜÇÜNCÜ DÖNEM ALIMLARI

AYP 2017 ÜÇÜNCÜ DÖNEM ALIMLARI ALANLAR ve ÖNCELİKLER AYP 2017 ÜÇÜNCÜ DÖNEM ALIMLARI 1- Kur an İlimleri ve Tefsir Kur an ilimleri, Kur an tarihi, tefsir gibi Kur an araştırmalarının farklı na dair araştırmaları 1. Kur an tarihi 2. Kıraat

Detaylı

Aynı kökün "kesmek", "kısaltmak" anlamı da vardır.

Aynı kökün kesmek, kısaltmak anlamı da vardır. Kıssa, bir haberi nakletme, bir olayı anlatma hikâye etmek. Bu Arapça'da kassa kelimesiyle ifade edilir. Anlatılan hikâye ve olaya da "kıssa" denilir. Buhâri, bab başlıklarında "kıssa"yı "olay" anlamında

Detaylı

SAMSUN BAHRİYE MEKTEBİ

SAMSUN BAHRİYE MEKTEBİ SAMSUN BAHRİYE MEKTEBİ BAKİ SARISAKAL SAMSUN BAHRİYE MEKTEBİ 1880 yılının başında Samsun da açıldı. Üçüncü Ordu nun sorumluluğu altındaydı. Okulun öğretmenleri subay ve sivillerdi. Bu okula öğrenciler

Detaylı

T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük SANAT VE SPOR - ÇAĞDAŞ TÜRK KADINI - SOYADI KANUNU

T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük SANAT VE SPOR - ÇAĞDAŞ TÜRK KADINI - SOYADI KANUNU 1 2 Atatürk e göre; «Sanat güzelliğin ifadesidir. Bu ifade sözle olursa şiir, nağme ile olursa musiki, resim ile olursa ressamlık, oyma ile olursa heykeltıraşlık, bina ile olursa mimarlık olur.» «Efendiler!

Detaylı

1-MERKEZ TEŞKİLATI. A- Hükümdar B- Saray

1-MERKEZ TEŞKİLATI. A- Hükümdar B- Saray 1-MERKEZ TEŞKİLATI A- Hükümdar B- Saray MERKEZ TEŞKİLATI Önceki Türk ve Türk-İslam devletlerinden farklı olarak Osmanlı Devleti nde daha merkezi bir yönetim oluşturulmuştu.hükümet, ordu ve eyaletler doğrudan

Detaylı

Tefsir, Kıraat (İlahiyat ve İslâmî ilimler fakülteleri)

Tefsir, Kıraat (İlahiyat ve İslâmî ilimler fakülteleri) ARAŞTIRMA ALANLARI 1 Kur an İlimleri ve Tefsir Kur an ilimleri, Kur an tarihi, tefsir gibi Kur an araştırmalarının farklı alanlarına dair araştırmaları kapsar. 1. Kur an tarihi 2. Kıraat 3. Memlükler ve

Detaylı

- 354 İstatistik umum müdürlüğü teşkilâtı hakkında kanun

- 354 İstatistik umum müdürlüğü teşkilâtı hakkında kanun - 354 İstatistik umum müdürlüğü teşkilâtı hakkında kanun (Resmî Gazele ile neşir ve ilâm : 24/V/9S3 - Sayı : 2409) No. Kabul tarihi 23 - V -933 BÎRİNCİ MADDE İstatistik umum müdürlüğü; umum müdürlük, müşavirlik,

Detaylı

VEFEYÂT. Doç. Dr. Musa Süreyya Şahin

VEFEYÂT. Doç. Dr. Musa Süreyya Şahin İslâm Araştırmaları Dergisi, Sayı 22, 2009, 155-181 VEFEYÂT Doç. Dr. Musa Süreyya Şahin Doç. Dr. M. Süreyya Şahin i 24 Ocak 2008 tarihinde Hakk ın rahmetine tevdi ile ebedî yolculuğuna uğurladık. Akademik

Detaylı

İmparatorluk Döneminde: Okul öncesi eğitimi üstlenen bazı kurumlar vardı. Bunlar sıbyan okulları, ıslahhaneler, darüleytamlar.

İmparatorluk Döneminde: Okul öncesi eğitimi üstlenen bazı kurumlar vardı. Bunlar sıbyan okulları, ıslahhaneler, darüleytamlar. TÜRKİYE DE OKUL ÖNCESİ EĞİTİM Türkiye de ki okul öncesi eğitimin gelişmesini imparatorluk dönemindeki okul öncesi eğitim ve Cumhuriyet ten günümüze kadar olan okul öncesi eğitimi diye adlandırabilir. İmparatorluk

Detaylı

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun da acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a):

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun da acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a): Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun da acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a): - Yavrum ne oldu, niye acele acele camiye koşuyorsun? der. Çocuk da: - Efendim, namaza gidiyorum.

Detaylı

Sigortalı Tescil İşe Giriş Bildirgesi Verilmesine İlişkin Açıklamalar ve Sorular

Sigortalı Tescil İşe Giriş Bildirgesi Verilmesine İlişkin Açıklamalar ve Sorular Sigortalı Tescil İşe Giriş Bildirgesi Verilmesine İlişkin Açıklamalar ve Sorular 1. Bu belge, kamu idarelerinde 5510 sayılı Kanunun 4/1-c bendi kapsamında çalışan sigortalıların, aynı Kanunun 8 inci maddesine

Detaylı

80 NOLU SÖZLEŞME. Bu tekliflerin, bir milletlerarası Sözleşme şeklini alması lazım geldiği mütalaasında bulunarak;

80 NOLU SÖZLEŞME. Bu tekliflerin, bir milletlerarası Sözleşme şeklini alması lazım geldiği mütalaasında bulunarak; 80 NOLU SÖZLEŞME MİLLETLERARASI ÇALIŞMA TEŞKİLATININ 1946 YILINDA MONTREAL DE AKDETTİĞİ 29 UNCU TOPLANTISINDA KABUL EDİLEN SON MADDELERİN DEĞİŞTİRİLMESİ HAKKINDA SÖZLEŞME ILO Kabul Tarihi: 19 Eylül 1946

Detaylı

2. Enver Paşa. 3. Rıza Tevfik Bölükbaşı

2. Enver Paşa. 3. Rıza Tevfik Bölükbaşı Osmanlı Devleti nin en kritik devrinde otuz üç sene hükümdarlık yapmış İkinci Abdülhamid Han için ağır ithamlarda bulunanların sayısı gittikçe azalmakla beraber, yapılan iftiralar ve hakaretlerin kötü

Detaylı

II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ

II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ 1908 II. Meşrutiyete Ortam Hazırlayan Gelişmeler İç Etken Dış Etken İttihat ve Terakki Cemiyetinin faaliyetleri 1908 Reval Görüşmesi İTTİHAT ve TERAKKÎ CEMİYETİ 1908 İhtilâli ni düzenleyen

Detaylı

ANKET SONUÇLARI. Anket -1 Lise Öğrencileri anketi.

ANKET SONUÇLARI. Anket -1 Lise Öğrencileri anketi. ANKET SONUÇLARI Anket -1 Lise Öğrencileri anketi. Bu anket, çoğunluğu Ankara Kemal Yurtbilir İşitme Engelliler Meslek Lisesi öğrencisi olmak üzere toplam 130 öğrenci üzerinde gerçekleştirilmiştir. Araştırmaya

Detaylı

Necip Fazıl ın Yaşamındaki Düşünce Labirentleri - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Necip Fazıl ın Yaşamındaki Düşünce Labirentleri - Genç Gelişim Kişisel Gelişim Yusuf Yeşilkaya www.yusufyesilkaya.com yusufyesilkaya@gmail.com 26 Mayıs 1904 tarihinde İstanbul Çemberlitaş ta dünyaya gelen Necip Fazıl, hem kültürlü hem de varlıklı bir ailenin çocuğudur. Dört-beş yaşında

Detaylı

İktisat Tarihi I Ekim II. Hafta

İktisat Tarihi I Ekim II. Hafta İktisat Tarihi I 13-14 Ekim II. Hafta Osmanlı Kurumlarının Kökenleri 19. yy da Osmanlı ve Bizans hakkındaki araştırmalar ilerledikçe benzerlikler dikkat çekmeye başladı. Gibbons a göre Osm. Hukuk sahasında

Detaylı

İŞTİP TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜNDE TÜRKÇE ÖĞRETİMİNDE UYGULAMADA OLAN TÜRKÇE - MAKEDONCA MATERYALLER. 1.Giriş

İŞTİP TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜNDE TÜRKÇE ÖĞRETİMİNDE UYGULAMADA OLAN TÜRKÇE - MAKEDONCA MATERYALLER. 1.Giriş İŞTİP TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜNDE TÜRKÇE ÖĞRETİMİNDE UYGULAMADA OLAN TÜRKÇE - MAKEDONCA MATERYALLER 1.Giriş Son dönemde Türkiye ile Makedonya arasında her alanda iş birliği gelişti ve bunun neticesi

Detaylı

TANZİMAT DÖNEMİNDE İLKÖĞRETİM

TANZİMAT DÖNEMİNDE İLKÖĞRETİM Buluç, B.(1997).Tanzimat döneminde ilköğretim. Çağdaş Eğitim Dergisi. 232, 36-39. TANZİMAT DÖNEMİNDE İLKÖĞRETİM * Bekir BULUÇ Eğitim sistemi, tarih boyunca tüm ülkeleri ve yönetimleri yakından ilgilendiren

Detaylı

TÜRKİYE - AFRİKA EKONOMİ FORUMU AÇILIŞ TÖRENİ KONYA 9 MAYIS İş Dünyası ve STK ların Değerli Başkan ve Temsilcileri,

TÜRKİYE - AFRİKA EKONOMİ FORUMU AÇILIŞ TÖRENİ KONYA 9 MAYIS İş Dünyası ve STK ların Değerli Başkan ve Temsilcileri, TÜRKİYE - AFRİKA EKONOMİ FORUMU AÇILIŞ TÖRENİ KONYA 9 MAYIS 2018 Afrika Ülkelerinin Değerli Büyükelçileri, Sayın Valim, Belediye Başkanım, İş Dünyası ve STK ların Değerli Başkan ve Temsilcileri, Değerli

Detaylı

YABANCI DİL ÖĞRETMENİ

YABANCI DİL ÖĞRETMENİ TANIM Çalıştığı eğitim kurum ya da kuruluşunda; öğrencilere ya da yetişkinlere, İngilizce, Fransızca, Almanca, Japonca ve Arapça dillerinden birinde eğitim veren kişidir. A- GÖREVLER Yabancı dil ile ilgili

Detaylı

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu -KAPANIŞ KONUŞMASI- M. Recai KUTAN 7 Kasım 2014 I. DÜNYA SAVAŞININ 100. YILDÖNÜMÜ ULUSLARARASI

Detaylı

Bölge Uzmanı Nihai Form

Bölge Uzmanı Nihai Form Bölge Uzmanı Nihai Form KİŞİSEL BİLGİLER Ad: Mustafa Soyad: Yeten TC Kimlik No: 30787249774 Uyruk: T.C Cinsiyet: Erkek Doğum Yeri: İnegöl Doğum Tarihi: 21/04/1996 Telefon: 05300767533 Eposta Adresi: mustafayeten@hotmail.com

Detaylı

Göç yani hicret dini bir vazifedir.insanların dinlerini daha iyi yaşamaları,hayatlarını devam ettirebilmeleri için göç bir ihtiyaçtır.

Göç yani hicret dini bir vazifedir.insanların dinlerini daha iyi yaşamaları,hayatlarını devam ettirebilmeleri için göç bir ihtiyaçtır. TÜRKİYE'DEKİ GÖÇLER VE GÖÇMENLER Göç güçtür.hem güç ve zor bir iştir hem de güç katan bir iştir. Göç yani hicret dini bir vazifedir.insanların dinlerini daha iyi yaşamaları,hayatlarını devam ettirebilmeleri

Detaylı

-rr (-ratçi KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI YAYINLARI: 961 HALDUN TANER. Mustafa MİYASOĞLU TÜRK BÜYÜKLERİ DİZİSİ : 98

-rr (-ratçi KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI YAYINLARI: 961 HALDUN TANER. Mustafa MİYASOĞLU TÜRK BÜYÜKLERİ DİZİSİ : 98 HALDUN TANER -rr (-ratçi KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI YAYINLARI: 961 HALDUN TANER Mustafa MİYASOĞLU TÜRK BÜYÜKLERİ DİZİSİ : 98 I Kapak Düzeni: Dr. Ahmet SINAV ISBN 975-17-0262-3 Kültür ve Turizm Bakanlığı,

Detaylı

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bu ders içeriğinin basım, yayım ve satış hakları Yakın Doğu Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi ne aittir. Bu ders içeriğinin bütün hakları saklıdır. İlgili kuruluştan

Detaylı

MARMARA ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM FAKÜLTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ BÖLÜMÜ PDR ANA BİLİM DALI 2018 BAHAR YARIYILI TÜRK EĞİTİM TARİHİ DERSİ İZLENCESİ

MARMARA ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM FAKÜLTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ BÖLÜMÜ PDR ANA BİLİM DALI 2018 BAHAR YARIYILI TÜRK EĞİTİM TARİHİ DERSİ İZLENCESİ MARMARA ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM FAKÜLTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ BÖLÜMÜ PDR ANA BİLİM DALI 2018 BAHAR YARIYILI TÜRK EĞİTİM TARİHİ DERSİ İZLENCESİ Dersi Veren: Osman SEZGİN Telefon: (216) 521 97 97 E-posta:

Detaylı

KADIKÖY ANADOLU LİSESİ

KADIKÖY ANADOLU LİSESİ KADIKÖY ANADOLU LİSESİ KÜTÜPHANECİLİK KULÜBÜ OKUMA ANKETİ 1 İÇİNDEKİLER Kapsam 3 Sınırlamalar 3 Giriş 4 Anket 5 Bulgular 7 Analiz/Değerlendirme 9 Öneriler 10 2 KAPSAM Kadıköy Anadolu Lisesi öğrencilerinin

Detaylı

Değerli Velilerimiz,

Değerli Velilerimiz, Değerli Velilerimiz, Bu hafta, ATATÜRK HAFTASI için hazırladığımız Şiir Dinletimizi gerçekleştirdik. Ata mızı sevgi ve saygıyla andık, onunla ilgili slayt sunumlar ve videolar izledik. Bir grup arkadaşımız

Detaylı

Medresetü l Hattâtîn Yüz Yaşında M.Uğur Derman, İstanbul, Kubbealtı Neşriyat, Mayıs 2015, 224 sayfa, ISBN: 978-605-4750-15-3.

Medresetü l Hattâtîn Yüz Yaşında M.Uğur Derman, İstanbul, Kubbealtı Neşriyat, Mayıs 2015, 224 sayfa, ISBN: 978-605-4750-15-3. M.Uğur Derman, İstanbul, Kubbealtı Neşriyat, Mayıs 2015, 224 sayfa, ISBN: 978-605-4750-15-3. Fatih ERBAŞ Kitabın yazarı M.Uğur Derman (5 Şubat 1935 Bandırma), hattat Necmeddin Okyay a (1883-1976) 1955

Detaylı

SUAT YILMAZ OKUL MÜDÜRÜ

SUAT YILMAZ OKUL MÜDÜRÜ Okulumuz 2012-2013 yılında Kevenli İmam Hatip Lisesi olarak Eğitim Öğretime başlamış ancak 2014 yılında yapılan teklifle Said Nursi Anadolu İmam-Hatip Lisesi olarak isim değişikliği yapılmıştır.okulumuz

Detaylı

Hazırlayan: «Benim ayrı odam olduğu gibi, yazı masam, kitap dolabım bile var idi.» Fatma ALİYE. Enes PALA

Hazırlayan: «Benim ayrı odam olduğu gibi, yazı masam, kitap dolabım bile var idi.» Fatma ALİYE. Enes PALA Hazırlayan: «Benim ayrı odam olduğu gibi, yazı masam, kitap dolabım bile var idi.» Fatma ALİYE Enes PALA Tam adı Fatma Aliye Topuz dur. 1862 yılında İstanbul da doğmuştur. Ahmet Cevdet Paşa nın kızıdır.

Detaylı

1. BÖLÜM DİN HİZMETLERİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ

1. BÖLÜM DİN HİZMETLERİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...9 1. BÖLÜM DİN HİZMETLERİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ Zeki Salih Zengin Giriş...13 1. İlk Dönemlerde Din Hizmetleri...14 2. Osmanlılar Döneminde Din Hizmetleri...17 3. Tanzimat Sonrasında

Detaylı

MÜZİK KÜLTÜRÜ Editörler

MÜZİK KÜLTÜRÜ Editörler MÜZİK KÜLTÜRÜ Editörler Zeki NACAKCI - Alaattin CANBAY Yazarlar Doç. Dr. Ahmet Serkan Ece - Doç. Dr. Alaattin Canbay Doç. Dr. Ebru Temiz - Doç. Dr. Esra Dalkıran Doç. Dr. M. Kayhan Kurtuldu - Doç. Dr.

Detaylı

ALİ HİMMET BERKÎ SEMPOZYUMU KASIM Hukuk Fakültesi Konferans Salonu, Kampüs / ANTALYA. Düzenleyenler

ALİ HİMMET BERKÎ SEMPOZYUMU KASIM Hukuk Fakültesi Konferans Salonu, Kampüs / ANTALYA. Düzenleyenler ALİ HİMMET BERKÎ SEMPOZYUMU 23-24 KASIM 2018 Hukuk Fakültesi Konferans Salonu, Kampüs / ANTALYA Düzenleyenler Akdeniz Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Antalya İl Müftülüğü

Detaylı

Ekim Ismayıl Hakkı Baltacıoğlu Koleksiyonu ve Haldun Özen

Ekim Ismayıl Hakkı Baltacıoğlu Koleksiyonu ve Haldun Özen Ekim 2017 Ismayıl Hakkı Baltacıoğlu Koleksiyonu ve Haldun Özen Boğaziçi Üniversitesi Arşiv ve Dokümantasyon Merkezi nde bulunan, Haldun Özen tarafından bir araya getirilen Ismayıl Hakkı Baltacıoğlu na

Detaylı

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ Kendinizden biraz bahseder misiniz? -1969 yılında Elazığ'da dünyaya geldim. İlk orta ve liseyi orada okudum. Daha sonra üniversiteyi Van 100.yıl Üniversitesi'nde okudum. Liseyi

Detaylı

KÖY İÇME SULARI HAKKINDA KANUN

KÖY İÇME SULARI HAKKINDA KANUN 3287 KÖY İÇME SULARI HAKKINDA KANUN Kanun Numarası : 7478 Kabul Tarihi : 9/5/1960 Yayımlandığı R. Gazete : Tarih : 16/5/1960 Sayı : 10506 Yayımlandığı Düstur : Tertip : 3 Cilt : 41 Sayfa : 1019 Kanunun

Detaylı

OSMANLI İMPARATORLUĞU GERİLEME DÖNEMİ ISLAHATLARI XVIII. YÜZYIL

OSMANLI İMPARATORLUĞU GERİLEME DÖNEMİ ISLAHATLARI XVIII. YÜZYIL OSMANLI İMPARATORLUĞU GERİLEME DÖNEMİ ISLAHATLARI XVIII. YÜZYIL OSMANLI DA 18. YÜZYIL GERİLEME DÖNEMİ DİR. Yaklaşık 100 yıl sürmüştür. 18. Yüzyıldaki Islahatların Genel Özellikleri -İlk kez Avrupa daki

Detaylı

T.C. BAŞBAKANLIK AFET VE ACİL DURUM YÖNETİMİ BAŞKANLIĞI PERSONEL KİMLİK KARTI YÖNERGESİ

T.C. BAŞBAKANLIK AFET VE ACİL DURUM YÖNETİMİ BAŞKANLIĞI PERSONEL KİMLİK KARTI YÖNERGESİ 1 -> 6 10.08.2011 10:28 T.C. BAŞBAKANLIK AFET VE ACİL DURUM YÖNETİMİ BAŞKANLIĞI PERSONEL KİMLİK KARTI YÖNERGESİ Amaç MADDE 1- (1) Bu Yönergenin amacı; Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı

Detaylı

20 Derste Eski Türkçe

20 Derste Eski Türkçe 20 Derste Eski Türkçe Sunuş: Yaklaşık iki yıldır Osmanlı madeni paraları toplamaktayım. Paraların üzerindeki eski türkçeyi okumak için bir kaç kitap inceledim, olmadı. Bu konudaki kurslara katılmaya da

Detaylı

Türklerin İslamiyeti kabul etmeleriyle birlikte hukuk sisteminde değişiklikler yaşanmıştır. Töre devam etmekle birlikte Şeri Hukuk ta uygulanmaya

Türklerin İslamiyeti kabul etmeleriyle birlikte hukuk sisteminde değişiklikler yaşanmıştır. Töre devam etmekle birlikte Şeri Hukuk ta uygulanmaya Türklerin İslamiyeti kabul etmeleriyle birlikte hukuk sisteminde değişiklikler yaşanmıştır. Töre devam etmekle birlikte Şeri Hukuk ta uygulanmaya başlamıştır. Böylelikle Türk-İslam devletlerinde Hukuk

Detaylı

Bölge Uzmanı Nihai Form

Bölge Uzmanı Nihai Form Bölge Uzmanı Nihai Form KİŞİSEL BİLGİLER Ad: Ahmet Soyad: Sücüllülü TC Kimlik No: 27436924366 Uyruk: T.C Cinsiyet: Erkek Doğum Yeri: Gaziosmapaşa/İSTANBUL Doğum Tarihi: 15/03/1995 Telefon: 05385064992

Detaylı

Kur'an-ı Kerimde tevafuk mucizesi Kainatta tesadüf yok, tevafuk vardır

Kur'an-ı Kerimde tevafuk mucizesi Kainatta tesadüf yok, tevafuk vardır Kur'an-ı Kerimde tevafuk mucizesi Kainatta tesadüf yok, tevafuk vardır Tevafuk birbirine denk gelmek, birbiriyle uygun vaziyet almak demektir. Tevafuklu Kur anda tam 2806 Allah lafzı pek az müstesnalar

Detaylı

http://www.ilkyar.org.tr/izlenimler/140717%20nasil%20destek%20olabilirsiniz.pdf

http://www.ilkyar.org.tr/izlenimler/140717%20nasil%20destek%20olabilirsiniz.pdf ilk yar'larımızın sevgili dostları, ilkyar desteklerinizle giderek büyüyen bir aile olarak varlığını sürdürüyor. Yeni yeni ilk yar'larımızla tanışırken bir taraftan fedakar gönüllülerimizi, ve bir zamanlar

Detaylı

Revak Kitabevi, 2015 Tüm hakları Revak Kitabevi ne aittir. Sertifika No: 23108. Revak Kitabevi: 30 Bektaşîlik Serisi: 4. Fakrnâme Vîrânî Abdal

Revak Kitabevi, 2015 Tüm hakları Revak Kitabevi ne aittir. Sertifika No: 23108. Revak Kitabevi: 30 Bektaşîlik Serisi: 4. Fakrnâme Vîrânî Abdal Revak Kitabevi, 2015 Tüm hakları Revak Kitabevi ne aittir. Sertifika No: 23108 Revak Kitabevi: 30 Bektaşîlik Serisi: 4 Fakrnâme Vîrânî Abdal Yayına Hazırlayan Fatih Usluer ISBN: 978-605-64527-9-6 1. Baskı:

Detaylı

Geçmişten Günümüze Giresun da Dini ve Kültürel Hayat Sempozyumu (25-27 EKİM 2013)

Geçmişten Günümüze Giresun da Dini ve Kültürel Hayat Sempozyumu (25-27 EKİM 2013) Geçmişten Günümüze Giresun da Dini ve Kültürel Hayat Sempozyumu (25-27 EKİM 2013) İlimiz tarihinde yer alan bütün kavimlerin kültürel ve dini kimliğinin ele alınarak inceleneceği Geçmişten Günümüze Giresun

Detaylı

KANUNLAŞTIRMA KANUNLAŞTIRMA. Kanunlaş'rma: Toplumda mevcut kuralların yazılı haline ge@rilmesidir. Kanunlaş'rma hareketleri:

KANUNLAŞTIRMA KANUNLAŞTIRMA. Kanunlaş'rma: Toplumda mevcut kuralların yazılı haline ge@rilmesidir. Kanunlaş'rma hareketleri: Kanunlaş'rma: Toplumda mevcut kuralların yazılı haline ge@rilmesidir. KanunlaşDrma iki anlamda kullanılır: a) Genel anlamda kanunlaş'rma (Taknin): Kanun halinde kural koyma yani mevcut kuralın yazılı hukuk

Detaylı

ESNAF, ÇİFTÇİ, SANAYİCİ, TÜCCAR VE ŞİRKET ORTAĞI GİBİ BAĞIMSIZ ÇALIŞANLARIN SGK DAN RAPOR PARASI ALMA HAKLARININ AÇIKLANMASI

ESNAF, ÇİFTÇİ, SANAYİCİ, TÜCCAR VE ŞİRKET ORTAĞI GİBİ BAĞIMSIZ ÇALIŞANLARIN SGK DAN RAPOR PARASI ALMA HAKLARININ AÇIKLANMASI ESNAF, ÇİFTÇİ, SANAYİCİ, TÜCCAR VE ŞİRKET ORTAĞI GİBİ BAĞIMSIZ ÇALIŞANLARIN SGK DAN RAPOR PARASI ALMA HAKLARININ AÇIKLANMASI Vakkas DEMİR * I- GİRİŞ: 5510 sayılı Kanunun 18 inci maddesi hükümlerine göre,

Detaylı

Mehmet Akif Ersoy ve Çağdaş Bilim Mısraları Videosu Pazartesi, 29 Haziran :54 - Son Güncelleme Çarşamba, 25 Kasım :12

Mehmet Akif Ersoy ve Çağdaş Bilim Mısraları Videosu Pazartesi, 29 Haziran :54 - Son Güncelleme Çarşamba, 25 Kasım :12 TÜRK EDEBİYATINDAN ŞİİRLER Mehmet Akif Ersoy ve Çağdaş Bilim Mısraları Videosu Mehmet Akif Ersoy ve Çağdaş Bilim Mısraları MEHMET AKİF VE ÇAĞDAŞ BİLİM Bilim, hayat ve kainatın uyduğu kanunları araştırıp

Detaylı

Ankara Patoloji Derneği. Dr. ALP USUBÜTÜN

Ankara Patoloji Derneği. Dr. ALP USUBÜTÜN Dr. ALP USUBÜTÜN LEONARDO DA VİNCİ 1452-1519 ANDREAS VESALIUS (1514-1564) Rembrandt Van Rijn "The Anatomy Lesson of Dr. Tulp" (1632) Giovanni Battista Karl Freiherr Morgagni von Rokitansky (1682 1771)

Detaylı

AHMETLER İLKOKULU. Okul Binası

AHMETLER İLKOKULU. Okul Binası AHMETLER İLKOKULU Ahmetler Köyü İlkokulu 1947 yılında köylüler tarafından imece yöntemiyle yapıldı. Bundan önce köy odasının alt katında hazırlanan yer, "Mektep" olarak kullanılıyordu. Mektep'te ilkokul

Detaylı

20 Mart Vızıltı. Mercanlar Sınıfından Merhaba;

20 Mart Vızıltı. Mercanlar Sınıfından Merhaba; Mercanlar Sınıfından Merhaba; 20 Mart Vızıltı Bu hafta konumuz ormanlar idi. Orman nedir? Ormanların önemi ve faydaları nelerdir? Ormanları koruma konusunda üzerimize düşen görevler nelerdir? gibi sorular

Detaylı

Kiliseler ile yap lan Resmi Sözleflmeler ve her iki ülkede ibadet yerlerininin yap m

Kiliseler ile yap lan Resmi Sözleflmeler ve her iki ülkede ibadet yerlerininin yap m Kiliseler ile yap lan Resmi Sözleflmeler ve her iki ülkede ibadet yerlerininin yap m Rainer Korten 6 yıldan beri Türkiye de yaşama memnuniyetini tadiyorum ve sayıları yaklaşık 12-14000 i bulan, ana dili

Detaylı

...* « » m m ««« Direktörümüz A G ÂH SIRRI L EV EN D

...* « » m m ««« Direktörümüz A G ÂH SIRRI L EV EN D 1. inci TEŞRİN 1936 ....* m m «««Direktörümüz A G ÂH SIRRI L EV EN D Ders yılı sonunda Çocuk Babalarile konuşma Hayatta gençlerle beraber bulunmak kadar insanı hisli, heyecanlı ve hareketli bulunduran

Detaylı

Koca Mustafa Reşid Paşa

Koca Mustafa Reşid Paşa Osmanlı İmparatorluğu ndaki ilk Mason Locası 1738 de Galata da kurulmuştur. Osmanlı vatandaşı olarak mason olan ilk kişi Yirmisekiz Mehmed Çelebi nin oğlu Yirmisekizzade Mehmed Said Paşa olmuştur. Osmanlı

Detaylı

/ 77 TÜRK PARASI KIYMETİNİ KORUMA HAKKINDA 32 SAYILI KARARDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER

/ 77 TÜRK PARASI KIYMETİNİ KORUMA HAKKINDA 32 SAYILI KARARDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER 10.04.2006 / 77 TÜRK PARASI KIYMETİNİ KORUMA HAKKINDA 32 SAYILI KARARDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER 1567 sayılı Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında Kanunun (TPKK) 1 nci maddesinin verdiği yetkiye istinaden

Detaylı

Aslında bugün İbrahim in Mihrac Ural ın kıçındaki ihanet kılıçları yazısının ikinci bölümü sitede yer alacaktı, ama ne yapayım!

Aslında bugün İbrahim in Mihrac Ural ın kıçındaki ihanet kılıçları yazısının ikinci bölümü sitede yer alacaktı, ama ne yapayım! Aslında bugün İbrahim in Mihrac Ural ın kıçındaki ihanet kılıçları yazısının ikinci bölümü sitede yer alacaktı, ama ne yapayım! Bu Mihrac Ural insanı güldürüyor! Erkan Ulaşan ın yazısını okuyunca, dünyada

Detaylı