EĞİTİME KİMLİK DERSLERE BİLİMSEL MUHTEVA VE DERİNLİK

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "EĞİTİME KİMLİK DERSLERE BİLİMSEL MUHTEVA VE DERİNLİK"

Transkript

1 TEMMUZ 2013 TürkiyeAkademisyenlerPlatformu Rapor: 2 EĞİTİME KİMLİK DERSLERE BİLİMSEL MUHTEVA VE DERİNLİK OKULLAR; benimsetme ve şartlandırma(ezber) merkezleri olmaktan çıkmalı, insani değerlerin canlandığı, yeteneklerin neşvünema bulduğu mekanlar haline gelmeli.

2 Eğitimde Paradigma Dönüşümü 1. Giriş Türkiye Akademisyenler Platformu olarak önceliğimizin bilim ve eğitim olduğunun bilinciyle konuya el atma ihtiyacı hissettik. Bunun sonucu olarak ilgilileri bir araya getirecek bir müzakere ortamı hazırlayarak, değerli paydaşlarımızın da katkısıyla Eğitimde Paradigma Dönüşümü konulu bir çalıştay gerçekleştirdik. Çalıştay; Platform mensubu bilim insanlarının yanı sıra, bakanlık bürokratları, öğretmenler, yayıncılar, sivil toplum kuruluşları, özel eğitim kurumları, teorisyenler ve eğitim materyali üreten yazarlar gibi farklı ufka sahip kişi ve kurumların katılımıyla gerçekleşti. Çeşitli masalar şeklinde yapılan çalışmalarda başta paradigma olmak üzere eğitimin temel problemlerini tanımlamak ve çözümler üretmek çabası içinde olduk. Aşağıda dile getirilen hususlar, bütün bu çalışma masalarının oluşturduğu raporların bir özeti niteliğindedir. 2. Dünyada ve Bizde Bilim ve Eğitim Paradigması Dünyada egemen olan Batılı bilim anlayışı, metafizik yorumlara kapıyı kapattığı halde bizzat kendisi ateist bir mekanizma şeklinde çalışıyor. Bu da insanlığın ortak faydasını gözetecek bilgece bir tutum yerine, vahşi kapitalizm i netice veriyor. Vaktiyle bizde rasyonel bilgiden kopuş şeklinde yaşanmış olan hatanın çok daha vahimi, aslında Batılı egemen paradigmada varlığın derin anlamı demek olan hikmet ten kopuş şeklinde gerçekleşiyor. Bu bağlamda modern bilim yatay-maddi boyutuyla ne kadar gelişme kaydederse etsin dikey-ruhanî boyutuyla cehalet düzeyinden öteye ulaşamıyor. Bizde ise egemen Batıya karşı mağlubiyet psikolojisiyle son asırlarda ortaya çıkan hayran ve kompleksli bir duruş söz konusu. Bu yüzden Batıya ait her şeyi pek de eleştiriye tabi tutmadan, mutlak doğru kabul ederek aldık. Dolayısıyla bizim de onlar gibi tanrısız ve bilgelikten uzak bilim ve ders kitaplarımız olageldi. Bu doğrultuda şekillendirilmiş olan mevcut eğitim sistemimiz ise objektif bilim kriterleri ve medeniyet değerlerimiz üzerinde temellendirilmemiş olduğundan onu oluşturan paradigma eksik, yanlış ve hastalıklarla doludur. Bu yüzden de toplum değerleriyle arasında adeta genetik bir uyumsuzluk bulunmakta. Bugüne kadar, özellikle yakın geçmişte iyi niyetle yapılan çeşitli düzenlemeler ve atılan adımlar, sağlıklı bir paradigmanın ve bu doğrultuda oluşturulacak bütüncül bir bakışın ürünü olmaması sebebiyle problemlere çözüm getirme ve olumlu sonuçlar doğurma imkanı bulamamıştır. Nitekim teknolojik gelişmelere parelel şekilde eğitim hayatımızda da Fatih Projesi adıyla büyük bir değişimin gerçekleştirilmeye çalışıldığını görüyoruz. Ama bunun sonuçta araçsal bir mesele olduğunu göz ardı etmemek lazım. Mevcut anlayış ve düzen için bir ölçüde fayda getirse de yeni ve gerçek bir paradigma için çalışmayacağından faydası sınırlı kalacaktır. Eğitimi mevcut yapıdaki sınavların yönlendiriciliğinden kurtarmadıkça Fatih Projesi nin akıbetinin de hayata geçirilemeyen yeni müfredat gibi olmasından endişe duyuyoruz. 3. Yeni Bir Paradigma ve Yapılanma İhtiyacı Bu manzara, her şeyden önce bilim ve eğitimde eski paradigmanın iflasını ve yeni bir paradigma oluşturulmasının hayati önem taşıdığını gösteriyor. Mevcut yapı; verimliliğin, üretimin ve bunları en üst düzeyde ortaya koyacak olan deha mesabesindeki kafaların önünde büyük bir engel olarak duruyor. Bu itibarla bilim anlayışımızı da oluşturup şekillendiren eğitim sistemimizin bir reforma, hatta bütünüyle yeniden yapılandırılmaya ihtiyacı var. Gerçek anlamda bilim ve eğitim yapmak, emek ve zamanı israf etmeden verimli kullanmak, ders kitaplarını çöpe gitmekten kurtarmak, en önemlisi de fert ve toplum olarak bilim ve eğitimi gelişmemize temel bir dinamik yapmak ancak bu sayede mümkün olacaktır. Sahip olduğu ana paradigmayı bir yana bırakırsak, taklit ettiğimiz batı dünyasının da çeşitli meselelerde olduğu gibi eğitime yaklaşımda da dinamik bir özellik gösterdiğini, verimlilik esaslı bir yapının peşinde koştuğunu biliyoruz. 4. Yeni Paradigmanın Köşe Taşları a. Bilgi, Bilim ve Eğitime Bakış Eğitim probleminin çözümüne gerçek bilgi ve doğru eğitim in ne olduğu sorusu ile başlamak gerekir. Yani öncelikle bir paradigma sorgulaması yapmak icap eder. Okullarımızda bilgi daha ziyade mekanik ve zihinsel süreçlerde değerlendirilerek dar bir boyuta hapsedilmektedir. Halbuki bilgi, dimağ yanında, hayal, vicdan, kalp ve diğer melekelerle de ilgilidir. Eğer söz konusu ruhi süreçlerden geçerse ortaya değerli bir ürün (gerçek bilgi, 2

3 hikmet) çıkabilir. İngilizce literatürde information ve knowledge olarak iki farklı kelime şeklinde karşımıza çıkan bilgi, bizim dünyamızda da malumat ve irfan/hikmet olmak üzere iki ayrı olguyu ifade eder. Bilmek, işlevi meçhul bilgileri kafaya yığmak veya sadece sınav sorularına cevap vermek için malumat edinmek değildir herhalde. Üstelik canlı bir organizma gibi, sürekli yenilenmekte ve büyümektedir. Öte yandan evren ve varlıklar okunup anlaşılmayı bekleyen gizem ve hikmet dolu bir kitabı, bir ilim sofrasını andırmaktadır. Yapılan araştırmalar sonucu varlıklar ve olaylar hakkındaki bilgimiz her geçen gün yenilenmekte ve artmaktadır. Bununla beraber bizim eğitim yöntem, müfredat ve materyallerimiz çokça statik bir özellik göstermektedir. Bayatlamış bir yemeğin insanda iştah uyandırması mümkün olmadığı gibi, güncel olandan ve hayattan kopuk mevcut eğitim düzeni, kişilerde bir ilgi ve heyecan uyandırmayacağı da açıktır. Bilgi, bilim ve eğitim kendi başına değer olmaktan öte hedefe ulaştıracak bir araçtır. Hedef ise her toplumun kendi medeniyet perspektifiyle ortaya koyduğu bir zirveufuk demektir. Bizim içinse hedef basit bir galibiyet ve hükümranlık ideali olmanın ötesinde ulvi ve cihanşümul anlamlar taşıyor. Dolayısıyla bu kavramların uygun biçimde konumlandırılması gerekmektedir. Kadim medeniyetimizin kültür ve irfanı modern bilgi disiplinleri ile mezcedilerek akıl, kalp ve vicdan birlikteliğini sağlayacak bir eğitim anlayışı; bütün eğitim kademelerinde hâkim kılınmalıdır. Ancak bu sayede ideal bir hedefe yönelerek, bilgiden bilgeliğe doğru yol almak mümkün olacaktır. b. Tek Tip İnsan Yetiştirme Ülkemizde eğitim, sadece muhtevası bakımından değil, aynı zamanda yöntemleri bakımından da hala 19. yüzyıldan kalma determinist-pozitivist, tek doğrulu bir rotada yol alıyor. Eğitim sistemimiz belli, dar bir anlayış doğrultusunda tek tip insan yetiştirmeye odaklanmıştır. Halbuki birkaç asırdan beri taklit ettiğimiz batı dünyası bunu çoktan aşarak eğitimde çoklu modernleşme den sonra artık post modernizm dönemi yaşamaktadır. Dolayısıyla totaliter özellikler taşıtan bu tek tip, dar, ufuksuz anlayışın bir an önce terk edilmesi gerekir. Bunun yerine, sonuç, üretim ve verimlilik odaklı bir yaklaşımın benimsenmesi icap ediyor. Bu itibarla artık toplumun ve insanımızı ilgi, istek ve ihtiyaç çeşitliliği doğrultusunda alternatif okul modellerinin gündeme alınması gerekir. Yine karma eğitim zorunluluğunun kaldırılması, isteyen velilerin çocuklarını karma olmayan okul veya sınıflarda okutabilmesine imkan verilmesi icap eder. Halkın talepleri doğrultusunda her düzeyde açık öğretim imkanı verileceği gibi, batılı ülkelerde de örnekleri bulunan ev okulu uygulaması hayata geçirilerek yaygınlaştırılmalıdır. c. Sistemin Ürettiği Etnik Narsist Zihniyet Eğitim sisteminin ürettiği temel sorunlardan birisi de sağlıklı biçimde milletini sevme veya olumlu milliyetçilik olarak adlandıracağımız bir anlayış yerine, sağlıksız bir milliyetçilik anlayışının verilmesidir. Araştırmalarla da ortaya konduğu gibi sistem, insanımızda etnik narsizm denilen bir anlayışı yerleştirmektedir. Bu tek doğrulu tutum, insanlarımızı adete birer gizli ırkçı haline getirmektedir. Kutuplaşmanın kaynağı olan bu anlayış ise farklılıkları zenginlik olarak görmek yerine, kavga sebebi saymaktadır. Bununsa millet olarak varlığımız ve bütünlüğümüz için hiç de iç açıcı sonuçlar doğurmadığı malumdur. d. Müfredat ve Ders Materyalleri Mevcut paradigmanın ürünü olan müfredat ve ders kitaplarının ideoloji, jakobenlik, dil, bilimsellik vb. bakımından çok yönlü bir analizi yapılmalı; teşkil edilecek özgün paradigmaya göre eğitim sistemimiz yeniden oluşturulup biçimlendirilmelidir. Bilimin ve çeşitli alanlardaki bilim uygulamalarının inançsızlığı mutlak bir bilim standardı olarak kabul edip uygulayan anlayışı terk edilmelidir. Özellikle sosyal bilimlerde başka toplumların kendi anlayış ve amaçları için yaptığı gibi bizim de kadim medeniyet perspektifimizi mutlaka dikkate almamız ve bu doğrultuda bilgi üretmemiz gerekir. Genel tarih ve medeniyet tarihimiz, kimliğimizin sürekliliğini esas alan ve yakın tarih ile bütünlük arz eden bir öğretim ve bilinçle ele alınmalıdır. Batı felsefesinin yanı sıra İslam felsefe ve düşüncesinin yeterli oranda öğretilmesi sağlanmalıdır. Artık bütün bunları içeren gerçek bilim ve tefekkür kitaplarının ortaya konulması gerekir e. Bilim ve Eğitim Dili Diğer bir önemli problemi, dil teşkil ediyor. Bu bağlamda öncelikle bilim ve eğitim dilinin Türkçe olmasının gerekliliğini, başka bir dille eğitimin sömürge uygulaması olduğunu fark ve kabul etmek icap ediyor. Biz bununla yabancı bir/birkaç dili öğrenmenin gereksizliğini savunuyor değiliz. Yabancı dil elbette gerekli. Ama eğitimin, üstelik de bizim okullarımızda 3

4 başka bir dille yapılması yalnızca bir milli kimlik meselesi değil, aynı zamanda verimsizliğin de temel sebeplerinden birisidir. Zira bir kişi bir başka dili ne kadar iyi öğrenirse öğrensin asıl kimliğinin şekillendiği ana dilinin koordinatları ölçeğinde bir idrak ve ifade imkanına kavuşamaz. Öte yandan ana dilde eğitim taleplerinin de bu doğrultuda ele alınarak değerlendirilmesi gerektiği inancındayız. Dolayısıyla hem anadil hem de yabancı dil öğreniminin Türkçenin varlığını ve önceliğini sarmayacak şekilde gerçekleştirilmesi gerekir. f. Dil Eğitimi Dil, kişinin en temel gelişim mekanizmalarından biridir. Matematik düzeyinde olduğu gibi, ortalama dil düzeyi bakımından da toplumumuzun hayli düşük bir seviyede olduğu malum. Bu da düşünce, proje, üretim ve verimlilik performansımızı ciddi şekilde etkilemektedir. Bu yüzden dilin eğitim kademeleri boyunca mümkün olduğunca geniş ölçüde kazanılması/kazandırılması gerekiyor. Elbette bu derinlikli bir dil anlayışının benimsenmesi ile olacaktır. Bu itibarla kavram dünyamız için büyük bir zenginlik teşkil eden Tarihi Türkçe ye önem verilmeli, hatta Tarihi Türkçe (Osmanlıca) orta öğretimde seçmeli ders olarak yer almalıdır. Diğer taraftan Türkçenin ifade güzelliğini ve zengin dağarcığını ortaya çıkaracak, tarihle bağımızı güçlendirecek kullanımların teşvik edilmesi lazım. Özendirmenin dışında kurumsal ölçekte alınacak tedbirler de gereklidir. Bu bağlamda Dil Kurumu nun sembolik bir kurum olmaktan kurtarılıp daha işlevsel bir hale getirilmesi gerekir. Türkçe-Edebiyat öğretimi, toplum olarak dil ve düşünce düzeyimizi yükseltecek ve okuma kültürü oluşturabilecek biçimde düzenlenmelidir. Öğrencinin kitapla, edebiyat eserleriyle doğrudan (ders kitaplarının ötesinde) bir bağlantı kurması, bunun müfredatın temel unsuru haline getirilmesi, ilkokul ve lise mezunu her bir öğrencinin belli sayıda kitabı okumuş olması gerekmektedir. Bu itibarla bu öğretim kademeleri için belirlenen kitap listelerinin ve kütüphanelerimizin medeniyet perspektifimiz doğrultusunda oluşacak yeni paradigma ile çeşitlendirilerek zenginleştirilmesi gerekir. 5. Eğitim Sisteminin Yapısal Problemleri a. Verimlilik Esaslı Bir Yapılanma İhtiyacı Ne yazık ki bizde bilim ve eğitim alanındaki faaliyetlerin çoğu işlevsellikten uzak, formalite babından çalışmalardır. Zaten verimlilik ve üretkenlik üzerine kurulmamış bir düzende bir de işe adam değil de adama iş felsefesi eğemen olduğu için, sonuç almak neredeyse imkansız hale gelmektedir. Önce iyi bir sistem, sonra da verimliliği esas alan çalışma ve üretme disiplini gerekiyor. Bilgi yüklemeye dayalı ezberci sistem terk edilerek, bilginin kullanımı ile bu sayede üretimi amaçlayan yeni bir sistem inşa edilmelidir. b. Devletin Eğitimdeki Rolü Ülkemizde devletçi yapı eğitim alanında da hakim durumda. Anaokullarından üniversiteye kadar (adı vakıf okulu veya özel okul bile olsa) aslında hepsi devlet okulu. Mevcut sistemin temel yapısı, devletin eğitimdeki rolünün bizzat uygulayıcı olduğu şeklinde. Bunun mümkün olduğunca terk edilmesi gerekiyor. Bunun yerine, devletin iyi bir denetleyici ve sağlıklı ve çeşitli tipteki sınavlarla liyakatı ve ehliyeti ölçerek seviye belirleyici olmasıdır. c. Akademik-Mesleki Eğitim ve Zorunlu Yönlendirme Temel bir konu olmak üzere bütün öğrenci profili için Akademik eğitim-mesleki eğitim gruplaması yapılmalı, yalnızca üst düzeydeki öğrenciler akademik eğitime yönlendirilmelidir. Çoğunluğu oluşturan diğer gruptaki öğrencilerin bir meslek öğrenmesi zorunlu hâle getirilmelidir. Dolayısıyla reformunda asıl yapılması gereken, lise eğitimi değil, mesleki eğitimin zorunlu hale getirilmesi olmalıydı. d. Sınav veya Öğrenme Odaklı Eğitim Bizde eğitim ve bilim-araştırma ile ilgili birçok varsayım ve yaklaşım yanlış veya eksik. Sahici öğrenme değil de büyük ölçüde formalite öğrenme, sınav için öğrenme söz konusu. Okullarımızda cevapları belli sorular ezberletilmektedir. Sınav bilgiyi ve beceriyi ölçmek için bir araç değil, bütün eğitim düzeninin kendine endekslendiği bir amaç durumunda. Gerçek anlamda öğrenme yerine sınav için öğreniyor, olmadığı veya tam öyle olmadığı halde format zoruyla öyleymiş gibi kabul ederek net ve kesin cevaplar üretiyoruz. Sınavlar da zorunlu olarak test usulü yapılıyor. Test ise bilgiyi mutlak olarak doğru-yanlış formatında değerlendiriyor. Amaç gerçek anlamda öğrenme değil, sınav için öğrenme oluyor. Bunun için de en kestirme yoldan sonuca götüren neler varsa onlar muteber hale geliyor. 4

5 Bu durum öğretmenleri de ister istemez böylesi bir öğretime zorluyor. Bunun için de devletin bedava verdiği ders kitapları, neredeyse yüzde 90 nispetinde kullanım dışı kalıyor. Sınavlara hazırlık gerekçesi ile okullarda çoğu laboratuvar dersleri ve uygulamalar yapılmıyor, sınavlara dahil değil diye bazı dersler göz ardı ediliyor. Son yıllarca okullara bolca verilen ders araç ve laboratuvar gereçleri genelde paketi bile açılmadan depolarda bekliyor. Mevcut sistem; test sınavları ile hep cevabı belli mekanik, kuru, işe yaramaz bilgileri yükleme mekanizması halinde. Halbuki hayat genellikle cevabı göreceli/kesin olmayan soru ve sorunlardan ibaret. Hal böyle olunca mahkum edildiğimiz test düzeninin gereği ve sonucu olarak başka bir yerde duruyoruz. Bu durum, aslında ne kadar vahim bir yanılgı içinde olduğumuzu, eğitim ve bilginin gerçekte ne anlama geldiğini bilmediğimizi gösteriyor. Halbuki eğitim kademeleri için test tarzında olmayan, uygulamalı bitirme sınavı getirilmeli; diploma notu ve merkezi sınav notu ile birlikte belirleyici olmalıdır. Bu okulları ve öğretmenleri daha değerli hale getirecektir. Sınavlarda açık uçlu soruların yer alması, bilginin kendisinden çok kullanımı ve üretimine yönelik sorular sorulması sistemin olumsuzluklarını azaltabilir. Üniversiteye girişte de anahtar nokta, merkezi sınavların nihai kriter olmaktan çıkarılmasında düğümleniyor. ÖSYM nin yaptığı sınav, ilgili bölüme kabul parametrelerinden sadece birisi olmalı. Eğitim sistemi, toplumdaki yetenek ve çeşitliliği keşfederek değerlendirecek bir esnek ortam meydana getirebilmeli. Sınavlardan amaç temelde öğrencinin kavramlar arasındaki ilişkileri anlama ve problem çözebilmeye yarayan düşünme gücünün ve dili kullanma becerisinin ölçülmesi olmalıdır. e. Dershaneler Eğitim sisteminin bir diğer önemli sorununu da dershaneler oluşturmaktadır. Bizdeki dershanelerin, esasen anormal yapılar olmakla beraber, bu çarpık düzenin bir sebebi değil, sonucu olduğunun bilinmesi gerekir. Önce ileri ülkelerde olduğu gibi zorunlu mesleki yönlendirme ile var olan talebi kaldırmak gerekiyor. Bu durumda dershanelerin sayısı kendiliğinden makul düzeye inecek veya bu kurumlar bütünüyle sistem dışı kalacaktır. f. Yeni Öğretmen Yeni paradigma doğrultusunda öğretmen yetiştirme düzeni de yeniden ele alınmalı ve düzenlenmelidir. Daha nitelikli ve oluşturulacak yeni paradigma ve yapıya uygun öğretmenler yetiştirecek bir düzen kurulmalıdır. Öğretmenler için yalnızca mesleğe girişte değil, sonrasında da sınavlar yapılmalıdır. Bu sınavlar da tek boyutlu testlerle değil, çok yönlü kriterlerin esas alındığı, çeşitli yöntemlerle bilgi, beceri ve düzeyin ölçüldüğü sınavlar olmalıdır. Sınavlarda başarı gösterenlere ise ekstra imkanlar (ücret, yükselme) verilmelidir. g. Üniversiteler ve YÖK Paradigma dönüşümü, bilim ve eğitim dünyamızın bütünü için olduğu gibi üniversiteler için de temel bir ihtiyaçtır. Üniversiteler, oluşturulacak yeni paradigma doğrultusunda kalite ve liyakatı esas alacak bir yapılanmaya ihtiyaç duymaktadır. Bu bağlamda YÖK tarafından hazırlanan taslakyasa, beklentilerin çok gerisinde kalmış olup bir reform ve dönüşüm teklif etmek yerine, mevcudun makyajından ibaret bir görüntüyle karşımıza çıkmıştır. Temel bir konu olmak üzere herkesin üniversite okumasına yönelik eğitim anlayışı terk edilmeli, mesleki formasyon kazandırmak için mutlaka üniversite okumak gerekmemeli, mesleki eğitim ayrı bir planlama ve yürütme ile gerçekleştirilmelidir. Üniversiteler esasen bilgi, bilim ve ideal üretmeli, aynı konunun aynı şekilde farklı kişilerce defalarca çalışılması türünden zaman ve emek israfına yol açan uygulamalar engellenmeli, birbirini tamamlayıcı çalışmaların yapılabilmesi için her bilim ve anabilim dalı düzeyinde üst planlamalar yapılmalıdır. Üniversitelerde öncelikle ülke ihtiyaçları ve toplum sorunlarının çözümüne yönelik çalışmalara ağırlık verilmelidir. Medeniyetimizde model olarak ortaya çıkmış çoklu bilgi disiplinine haiz eğitim anlayışı yeniden gündeme alınmalı, üniversitelerde aynı zamanda hem filozof hem bilim insanı olan şahsiyetler yetiştirilmesi sağlanmalı, araştırmacıların farklı ufuklar kazanabilmesi için çift ana dal ve yan dal eğitimi teşvik edilmelidir. Fen ve Mühendislik Bilimleri alanında üniversite ve sanayi, millî pazarı geliştirecek şekilde iş birliğine yönlendirilmelidir. Yabancı dil eğitimine önem verilmesi gerekmekle beraber atama ve terfilerde yabancı dil barajı kaldırılmalı, en fazla çeşitli performans ve üretim kriterlerinden biri olarak dikkate alınmalıdır. Çünkü yabancı dil, mevcut yüksek öğretim yapısı içinde bir üretim aracı olmanın aksine akademisyenlerin zamanını ciddi şekilde işgal ederek yetişme ve üretim için bir engel oluşturmaktadır. Üniversiteler idari olarak da yeniden düzenlenmelidir. Üniversiteleri yöneten YÖK, yerini bütün eğitim-öğretim 5

6 hayatını verimli ve ahenkli şekilde planlayan bir Eğitim Üst Kurulu na bırakmalıdır. Üniversiteler bilimsel özerklik ilkesiyle yapılandırılmalı, akademik unvanların verilmesinde mevcut kriterlerin ötesinde verimlilik ve sahici üretim kriterleri esas alınmalıdır. 6. Sonuç a. Dünyada egemen batılı bilim anlayışı, ateist bir mekanizma şeklinde çalışarak vahşi kapitalizm i netice veriyor. b. Biz mağlubiyet psikolojisiyle batıya ait her şeyi mutlak doğru kabul ederek alageldik. c. Eğitim sistemimizi oluşturan paradigma eksik, yanlış ve hastalıklı olduğundan çözüme dönük müdahaleler sonuç vermedi. d. Eğitim sorunlarının çözümü için atılacak en hayati ve öncelikli adım, yeni bir paradigma oluşturarak bir dönüşüm sağlamaktan geçmektedir. e. Bunun için de öncelikle bir paradigma sorgulaması yapmak icap eder. f. Kadim evrensel değerler ve kendi medeniyet perspektifimiz, bizi bilgiden bilgeliğe doğru bir hedef koyarak yol almaya götürüyor. g. Tek tip, dar, ufuksuz eğitim anlayışın bir an önce terk edilmesi; bunun yerine sonuç, üretim ve verimlilik odaklı bir yaklaşımın benimsenmesi gerekir. h. Alternatif okul modellerinin gündeme alınması gerekir. ı. Etnik narsizm denilen bir anlayış üreterek kutuplaşmayı ve tahammülsüzlüğü netice veren zihniyet terk edilmelidir. i. Mevcut müfredat ve ders materyallerinin ideoloji, jakobenlik, dil, bilimsellik vb. bakımından çok yönlü bir analizi yapılmalı, yeniden oluşturulup biçimlendirilmelidir. j. İnançsızlığı mutlak bir bilim standardı olarak kabul edip uygulayan anlayış terk edilmelidir. k. Genel tarih ve medeniyet tarihimiz, kimliğimizin sürekliliğini esas alan bir bilinçle ele alınmalıdır. l. Başka dillerin öğrenilme gereği göz ardı edilmemekle beraber bilim ve eğitim dilinin Türkçe olmasını temel bir gereklilik olarak görüyoruz. Dolayısıyla hem anadilde eğitim hem de yabancı dil öğreniminin, Türkçenin varlığını ve önceliğini sarsmayacak şekilde gerçekleştirilmesi gerekir. m. En temel gelişim mekanizmalarından birisi olarak düşünce, proje, üretim ve verimlilik performansımızı doğrudan etkileyen Türkçe öğretiminin, dili kazandırma şeklinde uygulanması gerekiyor. n. Derinlikli bir dil anlayışının benimsenip Tarihi Türkçe nin (Osmanlıca) orta öğretimde seçmeli ders olarak yer alması sağlanmalıdır. o. Türkçenin kullanımını teşvik yanında, yasal ve kurumsal ölçekte alınacak tedbirler de gereklidir. ö. Türkçe-Edebiyat öğretimi, okuma kültürü oluşturabilecek biçimde düzenlenmelidir. p. Genelde formalite uygulamalar şeklinde yürüyen eğitim sistemi, verimlilik esaslı bir yapılanmaya ihtiyaç duymaktadır. r. Devletin eğitimde bizzat uygulayıcı olmaktan çok, iyi bir denetleyici ve liyakat-ehliyet belirleyici olması gerekir. s. İlkokul sonrası zorunlu yönlendirme ve akademik-mesleki eğitim gruplaması yapılarak üst düzeydeki öğrencilerin akademik eğitim, diğer gruptakilerinse birer meslek edinmeleri amacıyla mesleki eğitim almaları sağlanmalıdır. ş. Bilgiyi ve beceriyi ölçmek için bir araç olmaktan çok bütün eğitim düzeninin kendine endekslendiği bir amaç durumuna gelmiş olan sınavın, gerçek işlevine döndürülmesi ve sağlıklı bir ölçme aracı haline getirilmesi gerekiyor. t. Esasen anormal yapılar olmakla beraber bu çarpık eğitim düzenin sebebinden ziyade sonucu olan dershanelerin, doğrudan kapatılması yerine ifadeye çalıştığımız diğer yapısal düzenlemeler ile işlevini kaybetmesi sağlanmalıdır. u. Öğretmen yetiştirmenin de daha fonksiyonel ve nitelikli sonuçlar doğuracak şekilde yeniden düzenlenmesi gerekir. ü. Esasen bilgi, bilim ve ideal üretmesi gereken üniversitelerin yeni paradigma doğrultusunda, verimlilik esasına göre yeniden yapılandırılması gerekiyor. v. Üniversiteleri yöneten YÖK, yerini bütün eğitimöğretim hayatını verimli ve ahenkli şekilde planlayan bir Eğitim Üst Kurulu na bırakmalıdır. Editörler: İbrahim ERŞAHİN, Lütfi BERGEN, Osman ÇAKMAK, Taha ÇAĞLAROĞLU 6

7 Karma Eğitimde Problemler VeÇözüm Yolları SONUÇ BİLDİRGESİ Moderatör : Doç. Dr. Halim Ulaş Raportör : Lütfi Bergen, Ali Erkan Kavaklı A. GENEL DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE İnsan toplumsal bir varlıktır; yaşayabilmesi için ihtiyaç duyduğu şeyleri tek başına temin edemeyeceği gibi varlığını sürdürebilmesi için de toplum olarak yaşaması, yaradılış ve tabiatının gereğidir. Bir toplumun kurulabilmesi kadın ve erkek cinslerinin meşru ve hukukî temellere dayalı birliktelikler gerçekleştirmesi, yani nikah akdine dayanarak aileler kurması ile mümkün olur. Toplumun en küçük birimi ailedir. Kadın ve erkek, aileyi kurmak ve toplumun ihtiyaçlarını temin bakımından birbirlerine göre denklik ilişkisi içinde bulunurlar. Denklik eşitlikten farklı anlam içeriğine haizdir. İnsanlar yasa önünde eşit iseler de toplumsal akılda kadın-erkek ilintileri ve cinsiyetlerin sosyal hayat karşısında aldığı konumlar, tavırlar, ilgiler eşitlik fikrinin insan tabiatına uygun bir kavram olmadığını göstermiştir. Yarışmacı ve rekabetçi bir toplum yapılanmasında erkek ve kadın fizyolojilerinin birbirinden farklı özelliklere sahip olduğu ortaya çıkmıştır. Erkek fizyolojisi, cismanî güç gerektiren iş sahalarında kadın rakiplerine göre öne çıkmaktadır. Bütün dünyada spor etkinlikleri tüm branşlarda kadın ve erkek cinslerinin aynı branşlarda farklı rekor limitlerine sahip olduğunu göstermektedir Sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu, Türk Milli Eğitiminin genel amacını, Türk milletinin bütün fertlerini, madde 2/2 hükmünde Beden, zihin, ahlak, ruh ve duygu bakımlarından dengeli ve sağlıklı şekilde gelişmiş bir kişiliğe ve karaktere, hür ve bilimsel düşünme gücüne, geniş bir dünya görüşüne sahip, insan haklarına saygılı, kişilik ve teşebbüse değer veren, topluma karşı sorumluluk duyan; yapıcı, yaratıcı ve verimli kişiler olarak yetiştirmek şeklinde düzenleyerek eşitliğe değil denge ve sağlığa vurgu yapmıştır. Bununla beraber aynı kanunun madde 15 hükmü, kanunun başlangıç hükmünün ruhundan koparak Okullarda kız ve erkek karma eğitim yapılması esastır. Ancak eğitimin türüne, imkan ve zorunluluklara göre bazı okullar yalnızca kız veya yalnızca erkek öğrencilere ayrılabilir şeklinde düzenleme getirmiş bulunmaktadır. Şurası açık ki, bu düzenleme nedeniyle toplumsal alanda maddi ve manevi huzursuzluklar ortaya çıkmış ve kanunun başlangıç hükümlerinde ifade edilen ruhtan uzaklaşılmıştır sayılı kanunun madde 2/3 hükmü İlgi, istidat ve kabiliyetlerini geliştirerek gerekli bilgi, beceri, davranışlar ve birlikte iş görme alışkanlığı kazandırmak suretiyle hayata hazırlamak ve onların, kendilerini mutlu kılacak ve toplumun mutluluğuna katkıda bulunacak bir meslek sahibi olmalarını sağlamak düzenlemesiyle fertlerin ilgi, istidat ve kabiliyetlerinin farklılığını kabul etmiş ve kendilerini mutlu kılacak, toplumun da mutluluğuna katkıda bulunacak bir meslek sahibi olmayı amaç edinmiştir. Bu kapsamda kanunun 15. Madde hükmü karma eğitimi esas olmaktan çıkaracak şekilde yeniden düzenlenmelidir. Fertlerin mutluluğunu esas alan bir düzenleme yapılmalı, sadece isteyenlerin karma eğitim alması esası getirilmelidir. Toplumsal hayatta Meslekî cinsiyet kavramını haklı çıkaran araştırmaların da ortaya koyduğu üzere, kadın ve erkek cinslerinin meslek tercihlerinde aynı hedeflere odaklanmadıkları aşikar iken kanunun denklik kavramından ayrılarak eşitlik kavramına göre toplumu dizayn etmesi demokratik taleplerle de uyuşmayacaktır. İdarecilerinin ergenlik çağına girmiş öğrencilerin karşı cinsle ilgilenmesini engellemekle yükümlü bekçilere dönüşmesi, eğitimin amacından da sapmaya neden olmuştur. Karma eğitim, okullarda cinsel ilgilerin yoğunlaşmasına bağlı sorunları büyütmekte ve aile değerlerinin de aşınmasına neden olmaktadır. Ayrıca karma eğitim nedeniyle ortaya çıkan rekabetçi yapı, kız öğrencilerin toplumu yöneten meslekler tercihini zaafa uğratmaktadır. Yapılan pek çok araştırmanın ortaya koyduğu gibi fizik, kimya, matematik, bilgisayar gibi bilim- teknoloji branşlarında öne çıkanlar erkekler olmaktadır. Kadınların bu branşlarda başarılı olabilmeleri için daha iyi yetiştirilmeleri gerekliliği ortadadır. B. ÖNERİLER B.1. Karma eğitim ergenlik çağındaki öğrencilerin eğitim ve akademik başarılarını düşürmektedir. Mühendislik alanlarında kız öğrencilerin başarı gösterememeleri vakıa haline gelmiştir. Kız öğrenciler erkeklere göre daha az maaşlı ve daha rahat olan mesleklerin seçimine yönelmekte ve bu konuda daha iyi eğitim imkânı eşitlik ilkesi gereği hayata geçememektedir. Eşitlik her türlü yasal tedbire rağmen sağlanamamaktadır. Buna 7

8 göre kadınların toplum içinde daha aktif rol oynaması için farklı bir pedagojik zihniyetle meselenin ele alınması gereği açıktır. Türk toplum geleneğinde Bacıyan-ı Rum gibi müesseselerle kadın örgütlenmesi içinde kadınların eğitim, ticaret, pazar denetçiliği, yöneticilik gibi konumlar edindikleri tarihsel bir gerçektir. Bu müesseselerin sadece kadın örgütleri olduğu, Ahiliğin yanında yer alan kurumlarla toplumu dinamize ettiği açıktır. Kurtuluş Savaşı nda da bu tür örgütlenmelerin savaşın ekonomik ve lojistik desteği olduğu, kimi zaman da bizzat savaşın içinde Nene Hatun, Kara Fatma, Gördesli Makbule, Tarsuslu Adile Onbaşı, Nezahat Onbaşı, Halide Onbaşı (Adıvar) adları ile kahramanlar çıkardığı unutulmamalıdır. Türk kadını, tarihi sürekliliğinde kendini kendi değerlerinin müesseseleri ile yetiştirmesini bilmiştir. Geleceğin Türk kadını da tarihi müesseselerini yeniden ihya ederek zamana taşıyan, aile mefhumunu üstün bir toplumsal hareket kaynağı bilen değerlerinden devşirecektir. B.2. Özellikle kız öğrencilerin ergenlik sonrası karşı cinsle birlikte eğitim alması eğitim hedefinden sapmalara neden olmaktadır. Aileler, orta öğretim düzeyinde kız çocuklarının okulu terkedip evlilik düşüncesi ile karşılarına çıkmaları ile tedirgindirler. Cinsel taciz, erkek öğrenci hegemonyası, erkek- kız öğrencinin yarışmacı vahşi rekabeti kız öğrencinin eğitim sürecini yaralamaktadır. Karma Eğitim esas olmaktan çıkarılmalıdır. Gerek orta öğretim ve gerekse üniversite düzeyinde kız ve erkek okulları açılmalıdır. B.3. Karma Eğitim in esas sayılması demokratik taleplerle de çelişmektedir Sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu, Türk Milli Eğitiminin genel amacını, Türk Milletinin bütün fertlerini, İlgi, istidat ve kabiliyetlerini geliştirerek gerekli bilgi, beceri, davranışlar ve birlikte iş görme alışkanlığı kazandırmak suretiyle hayata hazırlamak ve onların, kendilerini mutlu kılacak ve toplumun mutluluğuna katkıda bulunacak bir meslek sahibi olmalarını sağlamak şeklindeki madde 2/3 düzenlemesiyle yetiştirmeyi amaç edinmiştir. Devlet ebeveynin evladını kendi kültür, inanç, düşüncelerine uygun eğitim tercihlerine saygı göstermelidir. Devlet, halkına kimlik dikte eden değil, halkın inanç, kültür, düşünce dünyasına hizmet eden tüzel kişiliktir. Devlet toplumun mutluluğuna katkı yapan yasal düzenlemeleri yapmak, bunu hayata geçirecek müesseselerin önünü açmakla demokratik toplum ideallerine yaklaşacaktır. B.4. Okullarda kadın yönetici (Müdür ve Müdür Yardımcısı) sayısı son derece sınırlıdır. Kız okullarının açılması halinde kadın yönetici istihdamı ihtiyacı doğacağı açıktır. Kız okullarının hem branş öğretmenleri ve hem de yöneticilik hususunda kadının toplumsal rolünü arttıracağı izahtan varestedir. Kız ve erkek okulları siyasi konjonktüre göre değişen idareci eğilimlerini de bertaraf edecek etkiye sahip olacaktır. Eğitim halkın inanç, düşünce ve kültürüne dayalı olarak yeniden yapılandırıldığı takdirde müesseseleşecek, kendi kurumsal kimliğini ortaya çıkaracaktır. B.5. Avrupa Komisyonu nun hazırladığı Eğitim ve Öğretimde Ortak Avrupa Hedeflerine Doğru Gelişme başlıklı Yıllık Rapor a göre Türkiye, eğitimi vaktinden önce terk etme oranının yüksekliği açısından AB kapsamındaki 30 ülke arasında ilk sırada bulunuyor. Kaynak: Eurostat (LFS) ( asp?yazi_id=2966&id=128) Rapor a göre Türkiye de 2009 yılında ilköğrenimden sonra okumayı bırakan erkek çocukların oranı % 37,9 iken kızların oranı % 50,2. Türkiye deki kız öğrencilerin yarısı, çeşitli sebeplerle eğitim yaşamından vakitsiz biçimde kopuyor ve liseye gidemiyor. Bu bakımdan AB nin kız öğrenciler için geçerli % 12,5 lik oranı ile Türkiye nin % 50,2 oranı arasında uçurum bulunuyor. Türkiye bu uçurumu ancak Kız okullarının açılması ile aşabilir. Karma eğitimin kaldırılması ile bu açık giderilebilir. B.6. Türkiye kız okulları bakımından deneyim sahibidir. Kız okulları Türkiye nin tarihinde mevcut bir uygulamadır. Bu uygulamaya dönmek Türkiye nin kalkınma, üretim, istihdam hedeflerine yönelik bir atılımdır. Türk eğitim sistemi kadınların eğitimini, kızların okullaşmasını halkın değerlerine mutabık çözümlerle ele almalıdır. Eğitimin çocuk suçluluğu oluşturmayacak, asayişle birlikte yürüyecek yapılanması da kız ve erkek okullarının yeniden ihyası ile mümkün olacaktır. Karma eğitimin sosyal barış, inanç, düşünce, kültür, sosyal psikoloji, ergenlik psikolojisi gibi başlıklarda halkın talep ve beklentilerinden uzak olduğu ve sorunlara neden olduğu ortaya çıkmıştır. Veli ve okul ilişkileri gereği gibi sağlanamamakta; halk, değerleri ile çatışan bir eğitim sürecine katkı vermemektedir. Halkın alternatif eğitim kurumları arayışı devam etmekte ve bu toplumsal barışı sarsmakta eğitimi idare edenlerle velisi olduğu çocuk ve gence eğitim aldırmak isteyen ebeveyn arasında gereksiz ve toplumsal faydayı sağlamayan çekişme yaşanmaktadır. Özellikle taşımalı eğitim sistemi içinde kız öğrenciler de eğitimden kopmaktadır. Mevcut yasal düzenlemelere rağmen kız öğrencilerin ilk öğretimden sonra okulu bırakması sistemin başarısızlığının kanıtıdır. Eğitim sistemi halkın tercih ettiği ve razı olduğu makul isteklere dayalı olarak yeniden tesis edilmelidir. Bu aynı zamanda demokratik bir taleptir. 8

9 Nurettin TOPÇU nun Mektep Ve Eğitim Tasavvuru Raportör: Lütfi BERGEN 1. Nurettin Topçu eğitim politikalarını belirleyen ve yürütenlerin güttüğü maarif dâvasının sadece teknik bir dâva olduğunu söyler. Bütün mektepler fen mektebi olma yolundadır, milli mektep de bu yüzden can çekişmektedir (TOPÇU, 1997: 12). Lise öğretiminin bir ihtisasa doğru yürütülmesi zamanı gelmiştir. Bunu kabul etmezsek yetiştireceğimiz nesiller iki gruba ayrılacak: Üniversite mezunları, lise mezunları. Koca bir memleketin, bir ziraat memleketinin bütçesinin hemen yarısını kendilerine tahsis edeceğimiz bu iki zümreden birinciler kuvvetli ve değerli tavsiyelere yapışarak emredecek ve her kağıdı imzalayacaklardır. İkinciler ise, çok sıkıntı ile buldukları bir kapıdan içeri girecek ve ömür tüketeceklerdir (TOPÇU, 1997: 118). Bu eksenden bakılınca lise eğitimi yeniden düzenlenmelidir. Liseler meslek adamı yetiştirmelidir. 2. Muallim, maarif dâvamızın yapıcı ve en esaslı unsurudur. Liselerimizin en iyi mezunlarını sıkı disiplinli şartlar altında altı, sekiz veya on yıllık tahsile tâbi tutmalıyız. Üniversite mezunlarını doğrudan doğruya muallim kadrosuna almak hatalıdır. Lisanstan sonra muallim olmak için bir imtihanı da vermenin şart koşulması lâzımdır. Türk muallimi, yarınki Türk mektebinin ve yarınki Türkiye nin temel taşıdır. (TOPÇU, 1997: 103). Üniversiteler bilim ve düşünce üreten merkezler olduğu için üniversite eğitimi süresi doktorayı da ihtiva edecek şekilde on yıla çıkarılmalıdır. 3. Herkesin üniversite okumasına yönelik eğitim felsefesi terk edilmelidir. Üniversite Batı da manastır ve katedral okullarının verdiği eğitimi yetkinleştirmek için kurulmuştu. Bilim adamlarının lonca tipi bilgi örgütlenmesini ifade ederler. Bilgi epistemik bir cemaatte üretilir; okul bir bilgi cemaatidir. Bir bilgi cemaati oluşturabilmek için önce talebenin çoğaltılması değil, bilginin çoğaltılması gerektiği izahtan varestedir. 4. Üniversiteler medeniyetimizin âkil adamlarından olan İbn-i Sina gibi hem filozof ve hem hekim; İbn-i Rüşd gibi hem kadı ve hem filozof; Hacı Bayram gibi hem müderris ve hem mürşid-çiftçi olabilmelidir. Topçu, millet ve mukaddesat ruhunu aşılaması lâzım gelen günümüz mektebi bizim değil, demektedir. Memleketimizde genç ruhlara sunulan herşey, program, kitap, metot, hepsi garbın aktarma malıdır. Hattâ, mektep binalarımız bile yok. Benliğimiz, kültürün bu mâbedinde henüz şahsiyetini kazanmamıştır (TOPÇU, 1997b: 12). 5. Üniversitede eğitim çift anadalda yapılmalıdır. Filozof doktorlar, matematikçi hâkimler, coğrafyacı mühendisler, tarihçi mimarlar olunmalıdır. 6. Medeniyet kendi tekniğini üretir ilkesi gereğince kendi metafiziğimize ait teknik üretimine geçilmelidir. Teknik kendi kültürümüzden doğmuş olacaktır: İkinci zaruret, kültürümüzün çocuğu olan tekniğin, kültürün ötesine geçmesi, onun hakimiyetini tanımış olmasıdır (TOPÇU, 1998: 20). Tekniğimizi kendimiz üretmeliyiz. Hz. Nuh un teknolojisi gemi idi ve kavmi tarafından anlaşılmamıştı. Teknik başka kavimlere tasallut vasıtası değildir. 7. Meslek odaları okullar açmalıdır. Meslek odalarının açtığı okullardan mezun olanları devletin sahiplendiği pazarların sahibi yapmak boynumuzun borcudur. Bu ülkede varolmanın yegane müsebbibi bu topraklara has iktisadî ve ahlâkî nizamın tesisidir. Milletimizin alın terinin ürünlerinin alınıp satıldığı pazar inşa edilmeden hürriyetten söz edilemeyecektir. Bizim kendi bünyemiz için dokuyacağımız yeni iktisadî nizâm, şu vasıfları taşıyacaktır: Devlet programı, devlet teşebbüsü ve devlet kontrolüne dayanan köylünün emeği ile çalışan, kârına köylüyü ortak yapan [cemaatçi] sistem. Ana unsur olarak fabrika amelesini değil, işlettiği toprağın asıl sahibi olan toprak işçisini, yani köylüyü alacaktır. Ticaret hayatında ise loncaların yeni görüş ve ihtiyaçlara uygun olarak canlandırılması lâzımdır (TOPÇU, 1997b: 150). Meslek loncaları yeniden inşa edilmelidir. Devlet memurlarının memuriyetten ticarete geçmelerine engel olunmalıdır. Nasıl ki bir taksi şoförünün öğretmenlik yapabilmek için, eğitim alması, liyakatini ispat etmesi, eğitimini tamamlaması ve atamasının yapılması gerekmektedir; aynı şekilde öğretmenin de fırsat ve vakit bulduğunda taksi şoförlüğü yapması için mesleğinden istifa etmesi, meslekî eğitim alması, odaya kayıt yapması, vergi mükellefi olması, mesleği yapabilir ruhsatı alması gerekmelidir. Dâva bir milletin kalkınması, işsiz bir millete iş bulma dâvasıdır (TOPÇU, 1997b: 150). 8. Meslek adamlarının ticari hayatta varlıklarını koruyabilmek için dünya kapitalizminin haçlı orduları gibi 9

10 Anadolu ya yayılan AVM ve zincir mağazalar sisteminin reddedilmesi gereklidir. Anadolu nun çocuğu da Avrupa da bugün yaşayan fert ve zümrelerin keyfi uğruna sürünmekte ve yarınına ağlamaktadır. Bu büyük yağmada her milletin eli var. Lâkin bunların arasında en belalısı Yahudi bankerinin ve sermaye sahibinin elidir. Her yerde milletleri istedikleri gibi olmaktan alıkoyan ( ) işsiz zümrelerdir ( ) Anadolu, Avrupalının zehirli elinden kurtulup kendi mâzisinin ruhî kuvvetlerini tekrar canlandırarak onu kendi iktisadî yapısının hâkimi yapmalıdır. Bütün Asya için durum aynıdır. O zaman Avrupa da ve Asya da insan hayatını değerli yapan iş ve iş ahlâkı doğacaktır (TOPÇU, 1997b: 222). Ticaret hayatımızda görülen gelişmenin istikbâl için nasıl bir tehlike olduğunu bir cümle ile ifade edelim: Küçük üretim yapan bir millet, büyük ticaret pazarına dökülmüştür. Şunu da ilave edelim, sanayii de pek az bir şeydir. Bu ticaret dizginlenemezse, az zamanda cemiyetin hayatını sömürür. Bu üretici bir gün pazarın ancak küçük satıcısı olacaktır, tıpkı parya gibi. İşte İstanbul kaldırımları: Bolu nun aşçısı, Kastamonu nun kadayıfçısı, Kayseri nin pastırmacısı, Niğde nin hamalı ve zerzavatçısı, İnebolu nun kayıkçısı, Rize nin fırıncısı, Eğin in kömürcüsü ve kasabı, nihayet Darende nin dilencisi Bunların hepsi, kahramanlıklarla fethedilen Anadolu dan İstanbul a hicret etmiş, kendi toprağında iş bulamayan sahipsizlerdir ve burada, Anadolu ya yabancı vatanlara, dinlere, dillere bağlı zümrelerin medeni hizmetkarlığını yapmaktadırlar (TOPÇU, 1997b: 258). 9. Kentler küçültülmeli, meslek şehirleri kurulmalıdır. Osmanlı da tatbik edildiği gibi iskan politikası güdülmeli, Doğu ve Güneydoğu Anadolu ya asgari onbeş şehir inşa edilmelidir. Beşyüz senelik İmparatorluk yalnız bir büyük şehir ortaya çıkarsın! Bu akıbeti önceden bilecektik. Günün birinde sanayi hayatı ne hal alacaktır? Bunu da şimdiden kestirebiliriz. Yüzlerce köy halkı iş sahasından mahrum, kahvelere tıkılmış, yurt dışına çalışmaya gitmek için sıra beklerken parti münâkaşalarıyla ömürlerini geçirsin ve yüzlerce köyün üretim kaabiliyeti büyük şehrin bir gazinosu kadar da olmasın! Cemaatin yarınki halini bu sahnenin temaşasından çıkarmak mümkündür. Şehirleri dolduran sahipsiz çocukların sayısı artarken, kültür dernekleri bile, turizm, spor, müsabaka ve sair işlerle uğraşsın! (TOPÇU, 1998: 38). Kentlerde rant peşinde yeni bir asalaklık tezahür etmektedir. Kentleşme mülkiyeti ele geçiren tamahkârları, Anadolu köylüsünü sömüren ticaret sultanlarına çevirmiştir. Yeni İstanbul da, Ankara da, durmadan ve istismarı hak sayan bir kaderi sömürürcesine, apartmanlar yapılıyor. Bu şehirlerde bir apartman yaptıranın geçim dâvası bununla hallediliyor; artık o insanın ve bu insan sürüsünün çalışmaya minneti yoktur (TOPÇU, 1997b: 258). 10. Kentleşmeyi durdurmak gerekmektedir. Kentleşme, otomobil ideolojisini kışkırtmakta, toplumu otomobile göre dizayn etmektedir. Üniversite otomobil ideolojisine karşı koyamamaktadır. Bu ideoloji köylülüğü tasfiye etmekte, kırdaki üretimi yok etmektedir. Anadolu demiryolları ile birbirine bağlanmış şehirler ve köylerle coğrafyasını balık ağı gibi yeniden dizayn etmelidir. Anadolu insanı sanayileşme sürecinin saldırıları altında binek hayvanını tahayyülünden silmiş durumdadır. Teknolojinin durdurulması gerekmektedir. Kur an da Kudretimizi kullanarak kendileri için değerli nice nice hayvanlar yarattığımızı görmezler mi? Biz o hayvanları onların iradesine boyun eğdirdik. Bir kısmını binek olarak kullanabiliyor, bir kısmının da etlerini yiyorlar. Onlar için bu hayvanlarda daha birçok faydalar ve içilecek (süt)ler var. Bütün bunlara rağmen hâlâ şükretmeyecekler mi? (36 Yasin 71-75) ayetinin tahakkuku sanayileşme süreciyle imkân dışı kılınmak istenmektedir. Kentler hayvan, bitki, iklim tahayyülümüzü bozmuştur. Bilgi tabiattan hareket ettiği iddiasına rağmen tabiattan kopmuştur. 11. Üniversiteye giriş imtihanı kaldırılmalıdır. Zanaatkârlar yetiştirmelidir. Köylüleri aydınlatmak, ziraat yapmak gerekir. Köylüye ve esnafa ideal aşılayan muallime muhtacız. Topçu şöyle diyor: Hayatın her sahasında ailede, alış verişte, hukukta, siyasette, sanatta ve ahlâkta mektebe muhtacız. ( ) Zanaat adamının mektebi yok. Sanatımız ve ahlâkımız mektep tanımıyor (TOP- ÇU, 1997: 56). Meslek eğitimi liseye çekilmelidir. Üniversite hocası sınav kağıdı okumamalıdır. Topçu şöyle sorar: Muallimden başka hangi sınıf insan, cemiyetin ideal hayatının, ruhî idaresinin sahibi sayılabilir? O na göre Üniversite profesörlerimiz köy çocuğunu okutmaya başladıkları zaman memleket kurtulacaktır. Bulgar papazı nasıl köy köy dolaşarak Bulgar köylüsüne hem muallim, hem doktor rolünü yapmak suretiyle milletin bir benlik içinde kurulmasını temin ettiyse, bizim, hem de bir kısmı bugün Avrupa da okumuş olan münevver gençliğimizin Anadolu çocuklarına kim olduklarını ve niçin yaşadıklarını tanıtmakla başlayarak, hem de yedi yaşındaki çocuktan işe başlamak suretiyle, medeniyet kurucu insan kabiliyetlerini aşılamaları en mukaddes vazifedir. Çünkü köylerimizin bilgili bir ziraat memuru ile namuslu bir doktora olduğu gibi tam manasıyla bilen, Anadolu yu ve onun dünya içindeki yerini tanıyan tam kültürlü muallime ihtiyacı var (TOPÇU, 1997: 59). 12. Akademi dili Türkçe olmalıdır. Osmanlıca akademide zorunlu kılınmalıdır. Batılı yabancı dil eğitiminin zarureti reddedilmemekle beraber her toplumun kendine mahsus düşüncesinin kendi dili ile kendi tarihine nüfûz etmekten beslendiği gerçeği unutulmamalıdır. Üniversitelerde Arapça, Farsça, Kürtçe öğretimi Osmanlı devri yazı dilinin Türkiye deki ve tüm dünyadaki belgelerinin yeniden elden geçirilmesini amaçlamakla beraber din birliği olan kavimlerin ülkü birliğini tesis edecek ortak kavramlarını geliştirmenin de peşinde olmalıdır. 13. Mesleki eğitimle toplumsal üretim ve örgütlenme 10

11 tarım ve hayvancılığa, zanaatkârlığa yönlendirilmelidir. Coğrafyanın tamamının, insan varlığımızın [eli iş tutan] bütününün üretim ve istihdam için yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir. Topçu, köylerin kent lehine boşalması, coğrafyanın insansız kalması, üretimin tamamıyla sanayileşmesi sürecinden muzdariptir. Son yıllarda köylerinde işsiz kalan halk, İstanbul, Ankara gibi büyük şehirlere akın etmektedir. Anadolu halkının, adetâ kucağına atılır gibi, buralara koşması, trenle diğer motorlu vasıtaların lûtfunun eseri oluyor; artan nüfus köylerde barınmaktan hoşlanmıyor. Az emekle kazanç sağlanan, hem de sineması, eğlencesi bol şehirlere yerleşmek istiyor. Son yıllarda insan akını o kadar arttı ki bunlar için müstakil iş sahası kalmadığından işportacılıkta ve yapı işçiliği ile fabrikalarda çalışmaya başladılar. Köydeki aile yıkıldı, İstanbul da aile ve ahlâk nizamı bozuldu bunlar işsiz kaldı; işsizliğe rağmen, bunların tekrar köylerine ve toprağa dönmeleri kabil olmuyor. Çünkü, bir defa büyük şehirlere alışmışlar ve onun sefaletine söz vermişlerdir. Kalabalığa karışanın kendi isteğiyle köyün tenha hayatına dönmesi zordur. Büyük şehirlerin havasında, fahişe gibi zehirleyici bir taraf vardır. Onun tuzağına düşenlerin artık kurtuluşu olmaz; ruh değerlerini, ayaklar altına alacak kozmopolit bir hayata kendi kendimizi şimdiden mahkum etmek istemiyorsak, ilk tedbir olarak köy ve kasabalarda halkı refaha ulaştırıcı geniş iş sahaları hazırlamamız lâzımdır. Aynı zamanda, kasabalarda köylerde, yaşama şartları kolaylaştırılmalı, büyük şehirler, bu imkanlardan mahrum bırakılmalıdır. Şehir halkından alınan birçok verginin köylüden alınmaması lazımdır. Memleketimizin esaslı geçimi büyük sanayi heveslileri ne kadar gayret gösterirlerse göstersinler, her halde topraktandır. Ruh ve ahlâk değerlerimizi canlı tutacak olan anamız tabiata, üstündeki insanı dost yaşatan güneş altında çalışma, yarınki Türkiye nin de temel geçimini teşkil edecektir. Anadolu da Nizamülmülk ün yaptığı, toprağın çalışana eşit paylaştırılması esasına, âdaletle ve üstündeki insanın köle veya ırgat olmayarak çalışabilme esasına dayanacak bir toprak reformunun yapılması şarttır. Toprak ve mukaddesat dostu olmayan bir proleter sınıfının, hayatımızı istilasından korkalım. Yarınki Türkiye yi, bir madde cehennemi yapmaktan çekiniyorsak, bugünden, büyük nüfuslu şehirlerin etrafını, büyük fabrikaların bacalarıyla süslemeye özenmemeliyiz. Onun yerine, köylüye evinde çalışma imkanını veren el tezgahlariyle, kasabalıyı küçük şehirleri terke mecbur etmeyen imalathaneleri çoğaltmalıyız. Fabrikalar, imalathaneler halinde parçalanmalıdır. Esas dava, Anadolu nun insanını, birinci derecede toprağa bağlamak, sanayi sahasında çalışan elleri de, fabrikaya muhtaç duruma sokmamak olmalıdır (TOPÇU, 1997c: ). 14. Köyler sahipsiz bırakılmamalı, köy hayatına bir nizâm verilmelidir. Topçu, Batılı sanayileşmenin büyüttüğü kentleşme ile Doğulu zorbalığın mengenesi altında sıkışmış köylülere yeni bir ses olmuştur. Anadolu bugün XX. asrın zaruretleri karşısında kendi dertleriyle başbaşadır. Anadolu nun toprağı otuzbeş milyona yakın insaniyle beraber XX. asrın iktisadî zaruretleri karşısında, bugün bir hayatî mücadele sahnesi halindedir. Bir yandan büyük şehirlere boşalan hayat damarlarının kuruttuğu köy varlığı, köylerden çekilip giden hayat faaliyeti ve çalışma, yaşama imkânları kırküç bin köyün yirmi milyon insanını âdeta dünya hayatının ücra bir kenarına fırlatıyor; öbür yandan, Batı nın büyük sanayiine el açan millet iktisadı, onun kahredici cenderesi altında buhrandan buhrana sürüklenmektedir. Kâh isimsiz bir dağ yamacında, kâh bozkırın bağrında barınan kırküç bin köyün feryadını karşılayacak olan, artık ne şehirlerin büyük kazanç muhterisi sanayiciler, ne de derebeylik devirlerinin artığı olarak kalan vicdansız ve kabiliyetsiz zorba ağaların her devrin siyasetine âlet olan şımarık çocuklardır. Bize bir millet iktisadı lâzım (TOP- ÇU, 1997: 145). Köye bir nizâm düşüncesi Hz. Peygamber (sav) devrinde uygulanmış ikta ve Osmanlı devrinde tatbik edilmiş tımar sistemi ile toprağa can suyu vermiş, elinin emeği ile geçinmeye razı Müslüman gazilerini sulh zamanında coğrafyada adil bir dünya tasavvuru ile hareket etmeye yöneltmişti. Köyler nizâm duygusunu kaybetmekle sanayiinin saldırısı karşısında yenildiler. 15. Aileyi toplumun temeli kılacak yeni bir ideali oluşturmak muallimin vazifesidir. Kadına ve çocuğa aile içindeki kimliği verilmelidir. Topçu, bu iki kimliğe bir nizam vermekten bahseder. Kadın hürriyeti, kadını yalnız bıraktı. Cemiyette fertlerin ve zümrelerin karşılıklı sahip oldukları mesuliyet duygusunun inkârından ibaret bir anlayışa bağlanan bu fikir, hakikatte kadını yapabileceği bir çok şeyler üzerinde kabiliyetsiz hale getirmekten başka bir şeye yaramadı. Çocuk hürriyeti, çocuğu sokakta ve nihayet yalın ayak, şehirlerin büyük caddelerinde sahipsiz bıraktı. Bunlar hürriyet değil, ruhumuzu kullanma cehdini kaybetmek, hayata hizmet fedakârlığını çok görmek ve böylelikle insanı, serazadlığa, iptidaîliğe, şuursuzluğa, yani nizâmsızlığa terketmektir. Bu, her tarafa sıçramak isteyen dümensiz hayatın şuura karşı koymasıdır. Medeniyet, işte bu hayatı dümenleyen, ona lâyık olduğu en feyizli ve yaratıcı istikâmeti gösteren şuurdur. Bir kelime ile, medeniyet, nizâm demektir (TOPÇU, 1997: 172). Aileyi nasıl, yeniden toplum içinde lâyık olduğu yere koyabiliriz, toplumun en küçük birimi kılabiliriz? Bu ancak annenin kimliğini ona iade etmekle mümkün olacaktır. Her anneye çocuk başına nakdi ödeme (ör: 350 TL) yapılmalıdır. Çocuğunu yetiştirdiği sürece de emeklilik primi ödenmelidir. Anneler yalnız kendi çocuklarını yetiştirmiyorlar, onlar yarınki Türkiye nin emekçi, üretken, ahlâklı, imanlı nesillerini büyütüyorlar. Anneler çocuk yetiştirdiği sürece babalar da işsiz kalmayacaktır. İşçilere ödenen ücretler de, sigorta primleri de artacaktır. Üretmeden tüketme peşindeki nesillerden aile ile kurtulacağız. 11

12 16. Her mahallede anne okulları kurulmalı ve 3-5 yaş arası çocuklarla annelerini yetiştiren, Kur an eğitimi veren merkezler oluşturulmalıdır. Topçu ya göre maarifin temeli İslâm dadır. Milli mektebimiz ne medresedir ne de çeşitli kozmopolit unsurların karışığı olan bugünkü mekteptir. Müslüman Türk ün mektebi, maarif, metafizik ve ahlâk prensiplerini Kur an dan alarak Anadolu insanının ruh yapısına serpen ve orada besleyen, insanlığın üç bin yıllık kültür ağacının asrımızdaki yemişlerini toplayacak evrensel bir ruh ve ahlâk cihazı olacaktır (TOPÇU, 1997: 12). 17. Her okulda mahalle sakinlerinin yararlandığı kütüphaneler kurulmalı, araştırma yapma imkânı verilmeli, üniversite mensuplarının mahalle sakinlerine ders vermelerini mümkün kılan programlar oluşturulmalıdır. Okullarda aileleri eğiten aile danışmanları, sağlık taraması yapan doktorlar- sağlık hizmetlileri istihdam edilmelidir. Milletin parasıyla inşa edilmiş okullar çocuk-genç-yaşlı demeden yine millete hizmet etmelidir. Okulların yaz tatillerinde kapalı olmasına karşıyız. Okullar yıl boyunca üç sömestr eğitim vermeli, isteyen talebenin iki senede üç sınıftan mezuniyeti sağlanmalı, çalışan ve kendini yetiştiren talebenin önündeki engeller kaldırılmalıdır. Okullarda gasilhaneler kurulmalı, talebeler hayatın gerçeği olan ölüm ile temas etmeli, isteyen talebeye cenazenin defin süreci öğretilmelidir. Okullarda düğünler yapılabilmelidir. Sohbet mekânları oluşturulmalı, mahalle sakinlerinin dertlerini konuşabilecekleri toplantılar düzenlenmelidir. 18. Fütüvvet felsefesi ile toplumun yeniden tanışması gerekmektedir. Küçük esnaf, zanaatkâr, çiftçi örgütleri kurulmalı ve bu örgütlerin ahlâkî esasları kayıt altına alınmalıdır. Ahlâkî zaafları olan meslek ve ilim adamlarının bilgi üretimine itibar edilmemelidir. Bu gibilere fütüvvet ahlâkının gereği yapılmalıdır. Yarınki Türkiye okullardan yeni bir kimlik bekliyor. - TOPÇU Nurettin, Türkiye nin Maarif Dâvası, Dergâh Yayınları, TOPÇU Nurettin, Yarınki Türkiye, Dergâh Yayınları, 1997b - TOPÇU Nurettin, Ahlâk Nizamı, Dergâh Yayınları, 1997c - TOPÇU Nurettin, Kültür ve Medeniyet, Dergâh Yayınları, 1998 ÇALIŞTAY ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME Çalıştay Tarihi Bir Görev İfa Ettiİ Prof. Dr. Osman Çakmak Türkiye Akademisyenler Platformu nun teşebbüsü ile gerçekleştirilen Eğitimde Paradigma Dönüşümü adlı çalıştaya, Üsküdar Üniversitesi ev sahipliği yaptı ve Tuzla Belediyesi destek verdi. Bu toplantıya destek verdikleri için Üsküdar Üniversitesi rektörü Nevzat Tarhan Hoca ve Tuzla Belediye Başkanı Şadi Yazıcı ve Belediye Başkan Yardımcısı Turgut Özcan a ne kadar teşekkür etsek azdır. Zira bu Çalıştayla çoğu katılımcıların ifade ettiği gibi tarihi bir görev ifa edildi. Zira bu çalıştayda ders kitaplarının materyalist ve tek tipçi söylemlerinin bizi biz yapan değerleri yerle bir ettiği, bizleri hormonlu kişilere dönüştürdüğü bütün çıplaklığı ile ortaya konuldu; çözüm paketleri hazırlandı. Eğitimde kendi referans sistemlerimizin kurulmaya başlanması ve ders kitaplarının ve eğitim materyallerinin kendi medeniyet anlayışımıza göre yeniden yazılması ihtiyacı bütün şiddeti ile kendini gösterdi. Çalıştay, eğitim düzen ve anlayışımızı revize ederek yeni bir paradigma, müfredat ve içerikle buluşturmanın zamanının gelip geçtiğini ortaya koydu. Bu çalıştay, ülkede ders ve eğitim kitaplarının kimliğe ve muhtevaya kavuşması için çaba içinde olan akademisyen, öğretmen, yayıncı ve bürokratları bir araya getirmişti. Çalıştay, ders kitaplarına ve yayınlarına muhteva-mana ve derinlik kazandırılması için bir yol haritası arayışı idi. Amaç, eğitim ve bilim dünyamızda süregiden kopya ve taklitçiliğe dur demek ve eğitimi kendi ekseninde kimliğe ve medeniyet duruşuna sahip kılmaktı. Özellikle ders kitaplarını ve 12

13 müfredatı jakoben ve ideolojik ögelerden arındırmak için neler yapılabileceğini ortaya koymaktı. İşgal Altındaki Eğitime Özgürlük Arayışı Gerek panellerde ve gerekse çalıştayda gündemde olan asıl konu, yukarıda da belirttiğim gibi, eğitimdeki materyalist felsefi bakış ve ideolojinin bilim diye sunulmasına karşı eğitimin objektifliğe kavuşturulması için çözüm yolları teşekkülüydü. Okullarda Batıda çoktan terkedilen determinist, kartezyenci bilimsel hurafelerin öğretilmesini kimse umursamıyor. Teşhisi bile yapılmamış hastalık olarak devam ediyor materyalizmin eğitime hakimiyeti. Çocuklarımız iyi ve doğru şeyleri okullardan değil alternatif kaynaklardan, sivil toplum kuruluşlarının oluşturduğu eğitim ve yayıncılık faaliyetlerinden öğreniyorlar. Ya da derslerin-müfredatın zehirlerini panzehire dönüştürmede mahir muallimlerimizden talim ediyorlar. Çalışma masalarından birisi derslerin ve müfredatın felsefi arka plana kavuşturulması idi. Bu çalışma grubunca ele alındığı gibi, eğitime ruh, muhteva ve ideal verilmeyince biçimsel tedbirler öne çıkıyor. Kuru bilgileri kafaya yığıp duran ezberci sistem hakim oluyor. Okullarda testlerle öğretilenlerin temeline inerseniz -ilkel, kaba, çağdışı pozitivist hurafeler ve jakoben söylemleri görürsünüz. Eğitimin bu ruhsuz hali ne öğrenciyi motive ediyor ne de öğretmeni!... Milli Eğitim Bakanlığında hep merkezden (Ankara) üretilen güzel (biçimsel) projeler sahipsiz kalıyor. Ders kitapları bedava; ama % 90 öğrenci ve öğretmen tarafından kullanılmıyor. Diğerleri gibi Yapılandırıcı Müfredat Reformu da yarı yolda kaldı. FATİH projesi ile derslikler akıllı tahtalarla donatılıyor; ama teknoloji harikası akıllı tahtalar, içerik kazandırılamadığından, az sayıda kullanan öğretmenlerimiz, hızlı test çözmede iyi bir alet bulduk diyorlar. Halbuki bu muazzam ve değerli yatırımlarda amaç bu değildi. Tüm bu durumlar Milli Eğitimin politikasızlığını daha doğrusu sahipsizliğini göstermiyor mu? Ortaokullarda, liselerde çığırından çıkan uyuşturucu kullanımı, çarpık cinsel ilişkiler gibi ahlâkî çöküntüler bu eğitimin acı meyveleri ve amaçlanmayan yan ürünleri de görülmüyor. Bu ülkenin hırsızları, yolsuzları, tuzu kuru semirmiş Ergenekoncuları ve dağa çıkmış teroristleri kaba ve ilkel hurafeleri öğreten bu eğitimin ürünleri değil mi? Teröre karşı tedbir üstüne tedbirler alınırken, milyarlar bu yolda sarfedilirken, bu eğitim sisteminin ahlaksızlığı-kimliksizliği olduğu kadar terörü de beslediği senden yana ve bana karşı keskin kutuplaşmaların kaynağı olduğu görülmüyor. hamle olacak. FATİH projesinin içinin doldurulması ihtiyacının aşikar bir şekilde görülmesi, bu çalıştayın önemini bir kat daha artırdı. Yayıncılık ve ders kitabı ve eğitim materyal üretiminin boyutları ve bilinmeyen yönleri (özellikle dijital yayıncılık) sahanın uzmanları tarafından ele alındı ve anlatıldı. Böylece büyük resmi ve resmin bütününü görme şansı ortaya çıktı. İstanbul Milli Eğitim Müdürü Muammer YILDIZ ın programa katılımı ve programın ruhuna uygun bir konuşma yapması da takdire değer diğer önemli bir olaydı. Programa yurt dışından da katılım vardı. Evde eğitim (Home Education) konusunun uzmanı Jarred Everette Thomson (ABD) Açık öğretim-ev okulu ve aile eğitimi modelleri masasına katıldı ve Amerika daki uygulamayı anlattı. Sosyolog Prof. Dr. Ferid el- Attaş (Singapur Milli Üniversitesi Malay Araştırmaları Bölüm Başkanı) ile Doç. Dr. Necati Aydın (King Saud University) bilimin ve eğitimin nasıl ateizme-materyalizme alet edildiğini anlattılar konunun dünyadaki uzmanları olarak. Çalıştaya ön hazırlık olarak gündüz ve akşam akşam ayrı programlar yapıldı. Toplamda 40 kadar sunum gerçekleşti. Akşam programının bir oturumu yayıncılıkta ve eğitimde güzel ve örnek uygulamalara tahsis edilmişti. Örnek ve model uygulamalar bizzat işin uygulaycıları tarafından anlatıldı. Ülkemizde özel kuruluşların geliştirdiği çok değerli yayıncılık ve eğitim örnekleri heyecanla izlendi. İnsanımızın önü açıldığı takdirde (müfredat serbestliği sağladığımız ve eğitim üstündeki devlet tekelini kaldırdığımızda) muazzam sonuçlar çıkacağını hayal etmeye başladım. Temennimiz, içine düştüğümüz kompleksten, Batıya göre hizaya gelme illetinden bir an önce kurtulup kendi kimliğimiz ve insani değerlerimizle buluşmak. Görülmüyor mu ki değerlerimizden aldığı güçle bulunduğu ülkelerde model eğitim ve örnek okullar oluşturan insanımız Çalıştayın Başarısı Çalıştayın en dikkate değer bir yönü yayıncılık ve eğitimle ilgili tarafları bir araya getirmesiydi. Çalıştaya 250 yi aşkın kayıtlı katılımcının büyük çoğunluğunu öğretmen ve öğretim üyeleri teşkil etti. Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri kadar sivil toplum kuruluşları ve örnek ve model eğitim ve yayıncılık geliştiren kurumların temsilcileri de geliştirdikleri modelleri anlattılar. Bakanlıkça hayata geçirilmeye çalışılan FATİH projesini ve dijital yayıncılık konusunu Bakanlık yetkililerinden dinleme imkanı bulduk. FATİH projesi genç ve dinamik bir ekip tarafından ve ülkenin yerli kaynakları ile geliştirilen muazzam bir proje. İçi doldurulabilirse eğitime çağ atlatacak bir mili 13

14 eğitim destanları yazmaktadır. Tuzla Belediyesi Kültür tesislerinde yapılan kapanış törenine Hekimoğlu İsmail in katılması aktiviteye ayrı bir renk kattı. Bilimler ve Yorumlar kitabı ile fen eğitimine yeni bakışın ilk tohumları atılmıştı. Hekimoğlu İsmail e bu hizmetinin anısına bir şükran plaketi takdim edildi. Açık Öğretim Liselerinin Açtığı İmkanlar Açık Lisede okuma imkanını gerçek bir eğitim başarısına dönüştüren eğitim model ve uygulamaları anlatıldı. Kısaca söz etmeden geçemeyeceğim. Liselerin ahlaki yozlaşmanın mekanı haline gelmesi ve üstelik hayata-mesleğe dair faydalı bir şeyler sunamaması karşısında duyarlı aileler, Açık Liseleri iyi alternatif olarak görüyorlar. Eğitim hizmetleri sunan vakıf ve kuruluşlar, Açık Liselerin içini dolduracak metotlar keşfetmişler ve bu imkanı büyük bir fırsata dönüştürmüşler. Şöyle ki, çeşitli özel kurumların kurs niteliğinde sürdürdükleri faaliyetlerde Açık Liseye kayıtlı olan öğrenciler için üstelik en az üç tür eğitim birlikte sunuluyor: 1- Açık Lise sınavlarında başarılı olmak için lise eğitimi, 2- Temel ahlaki - manevi değerler eğitimi yanında bazı mesleki ders ve uygulamalar-entelektüel becerileri kazandıran kurs ve eğitimler, 3- Üniversite Giriş Sınavına hazırlık eğitimi. Genelde yatılı olarak sürdürülen bu süreçte öğrenciler vaktini rehber öğretmenler eşliğinde yaşayarak öğrenme imkanı bulmaktadır. Bu eğitim süreci; gezi, gözlem, kitap okuma gibi sosyal ve kültürel aktivitelerle destekleniyor. Spor ve sanat faaliyetleri liselerde olduğu gibi buralarda sözde kalmıyor. Disiplinli ve planlı çalışma meyvesini veriyor ve bu eğitim kurumu mezunları, ÖSYM nin üniversite giriş sınavlarında üstün başarı elde ediyorlar. Burada eksikliği hissedilen şey ise; kendi medeniyetimizin ve kimliğimizin sesi olacak ders kitap, yardımcı kitap ya da eğitim materyal ve kaynakları olmaktadır. Açık lise örneği de gösteriyor ki çağın en yeni bilgilerini sunacak, kuru bilgi değil, hikmet-marifet dersi verecek, eğitim kaynaklarına olan ihtiyaç üst düzeyde bulunuyor. İnsanımızın geliştirdiği Açık Lise modelini daha ileri götürmek için devletin yapacağı çok katkılar var. Örneğin Liselerin laboratuvar ve uygulama alanları bu amaçlarla boş saatlerde kullandırılabilir. Böylece çoğu lisede atıl vaziyette duran imkanlar değerlendirilmiş olacaktır (liselerde çoğu laboratuvarların kapılarının sürekli kilitli kaldığını, ders ve laboratuvar malzemelerinin çoğunun kutularının açılmadan beklediğini bu vesile ile belirtelim). Devlete yük olmadan, fedakarlıklarla yapılan bu tür faaliyetlere kolaylıkların sağlanması, örneğin bu kurumlara öğrenci başına burs gibi katkılar yapılması, bu faaliyetlerin yaygınlaşması ve eğitimin topluma mal edilmesi adına önem taşımaktadır. Aslında bunlar devletin başta gelen görevleri arasında bulunuyor. Devlet Patron Olmayı Bırakmalı ve Eğitim Rekabete Açılmalı Panel sunumlarında ve çalıştay gündeminde beliren eğitime kısa ve basit çözüm yolu şuydu: Eğitimin toplumsallaşması ve sivilleştirilmesi... Bu çözüm, sıkça dile getirildi. Bu konuda masa çalışmalarında önemli sonuçlar çıktı. Konunun hayatiyetine binaen ele alınan gerekçelerden kısaca söz etmek isterim. Bakın sendikalar özgürlük çabası içinde olduklarını iddia ediyorlar. Özgürlük çabası içinde olduklarını iddia eden birçok sivil kuruluş var. Ancak onlardan eğitimin önünün açılması, müfredat serbestliğinin sağlanması, eğitimin topluma mal edilmesi ve devletçi tekelin bırakılmasına dair şeyler duyamıyoruz. Sendikalar ve sivil kuruluşlar, devletin eğitim-öğretim faaliyetlerindeki tekeline karşı mücadele etmesi gerekirken, tam tersine devlet müdahalesinin kendi ideolojik arzularına göre olmasını istiyorlar. Gerçek eğitim sorunlarını dillendirmenin, eğitimi özgürleştirmeye yönelik çabaların uzağında kalıyorlar. Güvensizlik üzerine kurulu ve kendi insanından korkan ürkek yapı devam ettikçe insanımızda var olan dinamikliği eğitime ve gelişime aktarmak mümkün değil elbette. Evet, nasıl ekonomide özelleştirme savunuluyor ve özel sektörün pek çok işi devletten daha iyi yaptığını görüyorsak, eğitimde de -gerçek 14

15 kendi tarih, kültür ve medeniyetimize ait derslerle birlikte Türkçe mecburi ders olabilir. Avrupa da nasıl ki, Latince mecburi bir ders ise, bizde de örneğin Osmanlıca dersi mecbur tutulan derslerden olabilir. Fizik, Kimya, Biyoloji ve diğer temel dersler de tabi öğretilmelidir. Ancak bunların dışındaki derslerin muhtevasını ve süresini, içinde suç unsuru barındırmadıkça özel okulların belirlemesine izin verilmelidir. Kimlik İnşa Edici Bir Eğitim anlamda- özelleştirmenin önünü açmak durumundayız. Devlet eğitimin finansmanında, müfredatın belirlenmesinde, eğitim sektörünün çalışanlarının statüsünde konum değiştirmedikçe yapılanlar kozmetik değişiklikler olmanın ötesinde bir anlam ifade etmeyecektir. Türkiye de çoğu müessese misyonuna uygun yapılandırılamadığından varlığı sözde kalmaktadır. Özel okullar konusu da bunlardan biridir. Ülkede görüntüde özel okullar var; ama bu okullarda da her şey merkezden belirleniyor. Evet, tekrar tekrar vurgulayalım ki ülkemizde devletçi yapı eğitime her alanda hakim durumda. Hem finanse ediyor, hem müfredatı hazırlıyor hem de istediği gibi değiştirebiliyor ve hizmet sağlıyor. Ülkemizde anaokullarından üniversiteye kadar, adı vakıf ve özel okul olsa da hepsi de aslında devlet okulu. Gidin bakın okulların giriş kapılarındaki tabelalara. Kimisi MEB, kimisi YÖK üzerinden olmak üzere tamamı devlete bağlı ve bağımlıdır. Müfredat, tamamen, bazen doğrudan bazen dolaylı yollardan devlet tarafından belirlenmektedir. Merak edenler bir özel kolej ile bir devlet ilkokulunun sözgelimi birinci sınıflarını müfredat ve dersliklerin ideolojk endoktrinasyon mesajlarıyla bezenmesi bakımından karşılaştırsın. Evet, ülkemizde eğitimde kelimenin tam anlamıyla bir tekelcilik var. Tekeli tasfiye edip piyasaları serbestleştirmedikçe eğitimin önünü açmamız zor görülüyor. Üstelik bu durum kimseyi şaşırtmıyor ve bu tekelcilik ve devletçi anlayış kabullenilmiş durumda. Özel sektörün eğitim sahasına girmesi ile işleri daha iyi yapma arayışı, iyileri taklitle kötüyü terk etme süreci olan rekabet başlayacaktır. Halbuki rekabet hangi sektörde dışlanmışsa o sektör atalete, verimsizliğe mahkûm olmaktadır. Özel okulların yaygınlaşmasını sağlayacak büyük bir alt yapı olduğu halde, bu sahada gelişme olmamasını iyi tahlil etmeliyiz. Özel sektörün eğitime girmesini sağlayacak şartlar teşekkül etmemektedir. Rekabet ortamı kaldırıldığında kalite yarışı da olmamaktadır. Devlet, özel okullara destek vermeyerek özel eğitimin önünü kapatmaktadır. Çalıştay masalarında, bu konular ayrıntıları ile ele alındı. Eğitimde kalitenin sağlanmasının devlet tekelciliğinin bırakılmasına ve eğitimin topluma mal edilmesine bağlı olduğu ortak görüş olarak belirdi. Devletin müteşebbislerin önünün açılması için müfredat serbestliğinin sağlaması ve maliyeti önemli ölçüde karşılayacak şekilde öğrencilere destek (burs vb. ) vermesi teklif edildi. Bu bağlamda şu görüşlere yer verildi: Devlet sadece bazı dersleri tüm eğitim kurumlarında zorunlu tutabilir. Örneğin Tekrar edelim ki toplantılar dizisinde, ülkemizde eğitimin kimliksizliği, yönsüzlüğü ve hedefsizliği asıl problem olarak ortaya çıktı. En belirgin ihtiyaç ise kendi medeniyet değerlerimizi yansıtan ve ideolojik argümanlardan arındırılmış, aynı zamanda bilimsel derinliği ve yeterliliği olan kitap ve eğitim materyali hazırlanması. Katılımcıların birleştiği hususlardan biri, çocuk ve gençlerimiz okullarda aldığı eğitimle kimliğini ve kendisini bulamadığı, kendisi olamadığı gerçeği idi. Mevlana yı, Şeyh Galib i, İbni Arabi yi, Farabi yi, İbn-i Sina yı, Heysem i, Ak Şemsettin i Gazali yi, Bediüzzaman ı tanıtmadan başka medeniyetlerin Buda, Eflatun, Descartes, Konfüçyüs, Kant, Hegel, Heidegger gibi zirveleri bir anlam ifade etmiyor. Kendini tanımadan başkalarını tanımak taklitçiliği, kopyacılığı netice veriyor. Çocuk ve gençlerimiz kişiliksiz ve ezik fertler haline geliyor ve büyük düşünmeyi öğrenemiyorlar. Çalıştay raporunda eğitim müfredatlarının milli kimliğin korunarak yenilenmesi, ders ve eğitim materyal ve kitaplarının ideolojik ve jakoben öğelerden arındırılarak bilimselliğe ve felsefi arka plana kavuşturulması; müfredatta tek tipçiliğe ve müfredat dayatmasına son verilmesi; okulların benimsetme ve şartlanma merkezi olmaktan çıkarılması; ezber yerine keşfe dayalı öğrenme, proje yoluyla eğitim metotlarının hakim kılınması gibi teklifler yer aldı. Sonuç olarak Panel ve Çalıştay ın formalite çalışmalar cümlesinden olmayıp büyük bir ilgi ve içtenlikle gerçekleştirildiğini, çok değerli düşünce ve önerilerin dillendirildiğini söyleyebilirim. Boyutlarını pek de farketmediğimiz eğitimdeki işgalin ortaya çıkarılması açısından konuya baktığımızda tarihi bir görevin ifa edildiğini söyleyebilirim. Elbette problemin çözülmesi için üstü örtülü halden kurtarılması ve anlaşılması, teşhis edilmesi gerekiyordu. Bu toplantı bu yönde önemli bir adım oldu. Ortaya çıkan raporlar, Türkiye Akademisyenler Platformu nun bundan sonraki çalışmalarında yol haritası teşkil edecektir. Katkı verenlere teşekkür ediyoruz. 15

16 Ülkemiz, son birkaç asırdır sürekli Batı ya bakarak hizaya gelmeye çalıştı. Bu sebeple de başta eğitim olmak üzere hemen her alanda kopyacı bir anlayış hâkim oldu. Peki, Batılı olduk mu? Hayır. Çünkü aslında iki alternatif vardı: Kendi olmak ya da bütünüyle kimliğini terk edip başkası olmak. Bu ikisinin ortası mümkün değildi ve olamayacağı yaşanarak da görüldü. Batı nın yalnız ilmini almak gibi masum bir anlayışın bile pratikte mümkün olmadığı anlaşıldı. Artık kendimiz olmak, evrensel bilim ve hikmetten beslensek de kendi kültür ve medeniyetimizin gereği olan üslubu bulmak zorundayız. Okullardaki eğitim bunu kazandırmıyor. Bazı olumlu düzenlemeler yapılsa da meselenin özellikle paradigma boyutuyla ciddi şekilde irdelenmesine ihtiyaç var. Bilim diye, objektiflik diye sunulan pozitivist, determinist, materyalist anlayış zihinleri şekillendirmeye devam ediyor. Sağlam bir ilim ve irfan dersi almadan bu virüsün etkisinden korunma imkânı neredeyse yok gibi! Kuru bir malumat eğitimi yerine gerçek bir kişilik eğitimi vermek ve eğriliklerin mekânı haline gelen okulları doğruluk atmosferinin solunduğu; aklı olduğu kadar kalbi de terbiye eden mekânlar haline dönüştürmek durumundayız. İşte bu amaçla eğitim düzen ve anlayışımızı revize ederek yeni bir paradigma, müfredat ve içerikle buluşturmanın vakti gelmiştir. Sunduğumuz rapor, ithal çözüm(süzlük) lere mahkum edilen eğitimimizin yıllardır içinden çıkamadığı meselelerin çözümü için bir yol haritası teşkil etmektedir. Bu raporla; ders ve eğitim materyallerinin hazırlanmasında ve referans sistemlerimizin kurulmasında yeni bir medeniyet bakışı ortaya konulduğuna inanıyoruz. Şekilsel dönüşümlerden ve yapboz uygulamalarından ibaret hale gelen Millî Eğitim dünyamız için çıkış noktalarına ulaşacağımızı ümit ediyoruz. Saygılarımızla

Moderatör Raportör: Lütfi BERGEN. http://www.akademikplatform.net

Moderatör Raportör: Lütfi BERGEN. http://www.akademikplatform.net Moderatör Raportör: Lütfi BERGEN http://www.akademikplatform.net 1. Nurettin Topçu eğitim politikalarını belirleyen ve yürütenlerin güttüğü maarif dâvasının sadece teknik bir dâva olduğunu söyler. Bütün

Detaylı

EĞİTİME KİMLİK DERSLERE BİLİMSEL MUHTEVA VE DERİNLİK

EĞİTİME KİMLİK DERSLERE BİLİMSEL MUHTEVA VE DERİNLİK TEMMUZ 2013 Rapor: 2 EĞİTİME KİMLİK DERSLERE BİLİMSEL MUHTEVA VE DERİNLİK OKULLAR; benimsetme ve şartlandırma(ezber) merkezleri olmaktan çıkmalı, insani değerlerin canlandığı, yeteneklerin neşvünema bulduğu

Detaylı

Türkiye Milli Eğitim Sisteminin Yasal Dayanakları. 2. Eğitim ve Öğretimi Düzenleyen Yasalar. 3. Milli Eğitim Şuraları. 4.

Türkiye Milli Eğitim Sisteminin Yasal Dayanakları. 2. Eğitim ve Öğretimi Düzenleyen Yasalar. 3. Milli Eğitim Şuraları. 4. Türkiye Milli Eğitim Sisteminin Yasal Dayanakları 1. T.C. Anayasası, 2. Eğitim ve Öğretimi Düzenleyen Yasalar 3. Milli Eğitim Şuraları 4. Kalkınma Planları 5. Hükümet Programları Milli Eğitim Temel Kanunu

Detaylı

İlköğretim Fen ve Teknoloji Öğretim Programı. Fen ve Teknoloji Program ve Planlama Dersi

İlköğretim Fen ve Teknoloji Öğretim Programı. Fen ve Teknoloji Program ve Planlama Dersi İlköğretim Fen ve Teknoloji Öğretim Programı Fen ve Teknoloji Program ve Planlama Dersi Türk Milli Eğitiminin Genel Amaçları 1. Ataturk inkılap ve ilkelerine ve Anayasada ifadesini bulan Ataturk milliyetciliğine

Detaylı

Matematik Öğretimi. Ne? 1

Matematik Öğretimi. Ne? 1 Matematik Öğretimi Ne? 1 Matematik nedir? Matematik, sayı ve uzay bilimidir. Matematik, tüm olası modellerin incelenmesidir Matematiğin özü, sayı ve miktarla ilgili düşüncelerle çalışmak değildir. Matematik,

Detaylı

AÇIK SİSTEM. Sistemler, çevrelerinden girdiler alarak ve çevrelerine çıktılar sunarak yaşamlarını sürdürürler. Bu durum, sisteme; özelliği kazandırır.

AÇIK SİSTEM. Sistemler, çevrelerinden girdiler alarak ve çevrelerine çıktılar sunarak yaşamlarını sürdürürler. Bu durum, sisteme; özelliği kazandırır. SİSTEM: Belli bir amacı gerçekleştirmek üzere, biraraya gelen (getirilen), birbirine dayalı ve birbirini düzenli biçimde etkileyen parçalardan oluşan anlamlı bir bütündür. Sistemler, çevrelerinden girdiler

Detaylı

Her Okulun Bir Projesi Var

Her Okulun Bir Projesi Var T.C ÇORUM VALİLİĞİ ŞEHİT ALİ KARSLI İMAM HATİP ORTAOKULU Her Okulun Bir Projesi Var Merak Eden Çocuk Saati ÇORUM 2017 Proje Adı: Merak Eden Çocuk Saati Projenin Sahibi: Şehit Ali Karslı İmam Hatip Ortaokulu

Detaylı

TÜRK EĞİTİM SİSTEMİ ve OKUL YÖNETİMİ. 8. Bölüm Eğitim Bilimine Giriş GÜLENAZ SELÇUK- CİHAN ÇAKMAK-GÜRSEL AKYEL

TÜRK EĞİTİM SİSTEMİ ve OKUL YÖNETİMİ. 8. Bölüm Eğitim Bilimine Giriş GÜLENAZ SELÇUK- CİHAN ÇAKMAK-GÜRSEL AKYEL TÜRK SİSTEMİ ve OKUL YÖNETİMİ 8. Bölüm Eğitim Bilimine Giriş GÜLENAZ SELÇUK- CİHAN ÇAKMAK-GÜRSEL AKYEL TÜRK MİLLİ İNİN AMAÇLARI TÜRK MİLLİ İNİN TEMEL İLKELERİ TÜRK SİSTEMİNİN OLUŞTURULMASINDA BAŞLICA BELİRLEYİCİLER

Detaylı

OSMANCIK KAYMAKMLIĞI NENAHTUN ORTAOKULU MÜDÜRLÜĞÜ AİLEM OKULDA PROJESİ

OSMANCIK KAYMAKMLIĞI NENAHTUN ORTAOKULU MÜDÜRLÜĞÜ AİLEM OKULDA PROJESİ OSMANCIK KAYMAKMLIĞI NENAHTUN ORTAOKULU MÜDÜRLÜĞÜ AİLEM OKULDA PROJESİ OSMANCIK 2015 Proje Adı: AİLEM OKULDA Projenin Sahibi: Nenehatun Ortaokulu Sekretarya: Nenehatun Ortaokulu Proje Ekibi Projenin Sloganı:

Detaylı

Yükseköğretim Kurumlarımızın Mühendislik Fakültelerinin Kıymetli Dekanları ve Çok Değerli Hocalarım..

Yükseköğretim Kurumlarımızın Mühendislik Fakültelerinin Kıymetli Dekanları ve Çok Değerli Hocalarım.. Yükseköğretim Kurumlarımızın Mühendislik Fakültelerinin Kıymetli Dekanları ve Çok Değerli Hocalarım.. Sizlerle tekrar bir arada olmaktan mutluluk duyduğumuzu ifade ederek, hoş geldiniz diyor; şahsım ve

Detaylı

29.06.2015 Pazartesi İzmir Basın Gündemi

29.06.2015 Pazartesi İzmir Basın Gündemi 29.06.2015 Pazartesi İzmir Basın Gündemi Rektör Prof.Dr. Galip Akhan, 29-Haziran-14 Temmuz 2015 tarihleri arasında Hafta içi Her gün Saat: 09.30-17.00 saatleri arasında aday öğrenci ve ebeveynlerine açık

Detaylı

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI SAYIN ÖMER DİNÇER İÇİN DEMOKRATİK VATANDAŞLIK VE İNSAN HAKLARI EĞİTİMİ PROJESİNİN AÇILIŞ KONFERANSI KONUŞMA METNİ TASLAĞI

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI SAYIN ÖMER DİNÇER İÇİN DEMOKRATİK VATANDAŞLIK VE İNSAN HAKLARI EĞİTİMİ PROJESİNİN AÇILIŞ KONFERANSI KONUŞMA METNİ TASLAĞI MİLLÎ EĞİTİM BAKANI SAYIN ÖMER DİNÇER İÇİN DEMOKRATİK VATANDAŞLIK VE İNSAN HAKLARI EĞİTİMİ PROJESİNİN AÇILIŞ KONFERANSI KONUŞMA METNİ TASLAĞI Sayın Katılımcılar, değerli basın mensupları Avrupa Konseyi

Detaylı

7141 Sayılı Kanun çerçevesinde tarihinde kurulmuştur

7141 Sayılı Kanun çerçevesinde tarihinde kurulmuştur 7141 Sayılı Kanun çerçevesinde 18.05.2018 tarihinde kurulmuştur Eğitim Faaliyetleri Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Teknoloji Fakültesi Turizm Fakültesi Ali Fuat Paşa

Detaylı

MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ

MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ Fakültemiz 2809 sayılı Kanunun Ek 30. maddesi uyarınca Bakanlar Kurulunun 02.06.2000 tarih ve 2000-854 sayılı kararnamesiyle kurulmuş, 2001-2002 Eğitim

Detaylı

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ Mehmet Uçum 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri a. Tartışmanın Arka Planı Ülkemizde, hükümet biçimi olarak başkanlık sistemi tartışması yeni

Detaylı

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ HAKKINDA HER ŞEY KISA FİLM YARIŞMASI ÖDÜL TÖRENİ KONUŞMASI

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ HAKKINDA HER ŞEY KISA FİLM YARIŞMASI ÖDÜL TÖRENİ KONUŞMASI TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ HAKKINDA HER ŞEY KISA FİLM YARIŞMASI ÖDÜL TÖRENİ KONUŞMASI 7 Ocak 2015 İstanbul, Sabancı Center Sayın Konuklar, Değerli Basın Mensupları,

Detaylı

MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ

MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ Fakültemiz 2809 sayılı Kanunun Ek 30. maddesi uyarınca Bakanlar Kurulunun 02.06.2000 tarih ve 2000-854 sayılı kararnamesiyle kurulmuş, 2001-2002 Eğitim

Detaylı

ÜRETİM REFORM PAKETİNDE YÜKSEKÖĞRETİM KANUNU İLE İLGİLİ MADDELERİN AÇIKLAMALARI

ÜRETİM REFORM PAKETİNDE YÜKSEKÖĞRETİM KANUNU İLE İLGİLİ MADDELERİN AÇIKLAMALARI ÜRETİM REFORM PAKETİNDE YÜKSEKÖĞRETİM KANUNU İLE İLGİLİ MADDELERİN AÇIKLAMALARI 1) KALİTE KURULU Gelişmiş ülkelerdeki yükseköğretim kurumlarının çıktı odaklı kalite süreçleri değerlendirmesi idari ve mali

Detaylı

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

Ülkemizin okumuş insan ihtiyacının olduğunun farkına varılarak; Yüce önder M.K.Atatürk ün Büyük Türkiye idealine ulaşmayı hedefleyen Türkiye

Ülkemizin okumuş insan ihtiyacının olduğunun farkına varılarak; Yüce önder M.K.Atatürk ün Büyük Türkiye idealine ulaşmayı hedefleyen Türkiye Ülkemizin okumuş insan ihtiyacının olduğunun farkına varılarak; Yüce önder M.K.Atatürk ün Büyük Türkiye idealine ulaşmayı hedefleyen Türkiye Cumhuriyeti ne karşı görev ve sorumluluklarının bilincinde olan

Detaylı

GOÜ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ COĞRAFYA BÖLÜMÜ

GOÜ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ COĞRAFYA BÖLÜMÜ GOÜ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ COĞRAFYA BÖLÜMÜ COĞRAFYA BÖLÜMÜ HAKKIMIZDA Coğrafya multidisipliner bir bilim olarak insan ile doğa arasındaki etkileşimi inceleyen bir bilim dalıdır. Hem Türkiye hem de dünya

Detaylı

OKULLAR YENİ YAŞAM ALANLARIMIZ

OKULLAR YENİ YAŞAM ALANLARIMIZ OKULLAR HAYAT OLSUN OKULLAR YENİ YAŞAM ALANLARIMIZ Okullarımız halka açıldı Okullar eğitim-öğretim saatleri dışında; akşam saatleri, hafta sonları ve yaz aylarında halkımızın hizmetine açıldı. Derslikler,

Detaylı

Sizleri şahsım ve TOBB adına saygıyla selamlıyorum. Biliyorsunuz başkasına gönderilen selam kişinin üzerine emanettir.

Sizleri şahsım ve TOBB adına saygıyla selamlıyorum. Biliyorsunuz başkasına gönderilen selam kişinin üzerine emanettir. Sayın Sizleri şahsım ve TOBB adına saygıyla selamlıyorum. Biliyorsunuz başkasına gönderilen selam kişinin üzerine emanettir. Başkanımız Rifat Hisarcıklıoğlu TUSAF yönetimi başta olmak üzere, kongremizin

Detaylı

İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE

İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ Türk toplumlarında ilk kez medrese denen eğitim

Detaylı

Sivil Yaşam Derneği. 4. Ulusal Gençlik Zirvesi Sonuç Bildirgesi

Sivil Yaşam Derneği. 4. Ulusal Gençlik Zirvesi Sonuç Bildirgesi Sivil Yaşam Derneği 4. Ulusal Gençlik Zirvesi Sonuç Bildirgesi GİRİŞ Sivil Yaşam Derneği 21-23 Ekim 2016 tarihleri arasında Konya da 4. Ulusal Gençlik Zirvesi ni düzenlemiştir. Zirve Sürdürülebilir Kalkınma

Detaylı

MİLLİ EĞİTİMDE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN ÖNEMİ. Rafet ARIKAN, Yasin Dursun SARI Atılım Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, İncek, Ankara

MİLLİ EĞİTİMDE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN ÖNEMİ. Rafet ARIKAN, Yasin Dursun SARI Atılım Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, İncek, Ankara MİLLİ EĞİTİMDE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN ÖNEMİ Rafet ARIKAN, Yasin Dursun SARI Atılım Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, İncek, Ankara 1. Genel 2. Genel Eğitim Amacı 3. İSG Eğitim Amacı 4. AB Ülkelerinde

Detaylı

ULUSAL ÇALIŞTAY SONUÇLARI

ULUSAL ÇALIŞTAY SONUÇLARI ULUSAL ÇALIŞTAY SONUÇLARI 1 Nasıl bir anayasa yapım süreci? Maddeleri değil ilkeleri temel alan Ayırıcı değil birleştirici Uzlaşmaya zorlamayan Uzlaşmazlık alanlarını ihmal etmeyen Mutabakatı değil ortak

Detaylı

TÜRK EĞİTİM SİSTEMİNİN TEMEL İLKELERİ VE YASAL DAYANAKLARI

TÜRK EĞİTİM SİSTEMİNİN TEMEL İLKELERİ VE YASAL DAYANAKLARI TÜRK EĞİTİM SİSTEMİNİN TEMEL İLKELERİ VE YASAL DAYANAKLARI Türk Eğitim Sisteminin Genel Amaçları Türk Eğitim Sisteminin genel amaçları 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu nda ifadesini bulmaktadır. Türk

Detaylı

21 yıllık tecrübesiyle SiNCAN da

21 yıllık tecrübesiyle SiNCAN da 21 yıllık tecrübesiyle SiNCAN da geleceğin mimarı nesiller artık bizim ellerimizde, güvenle... Keşke Hep Çocuk Kalsak! Büyüyünce ne olacaksın diye sorarlar. Oysa çocuk kalmak en güzel şey değil midir?

Detaylı

Eğitim Bilimleri Enstitü Müdürleri Çalıştay Raporu

Eğitim Bilimleri Enstitü Müdürleri Çalıştay Raporu Eğitim Bilimleri Enstitü Müdürleri Çalıştay Raporu 30 Kasım 2012, Hacettepe Üniversitesi, Beytepe-ANKARA Eğitim Bilimleri Enstitülerine Neden İhtiyaç Bulunmaktadır? Yükseköğretim Kanun Taslağında Üniversite

Detaylı

DERS: EĞİTİM YÖNETİMİ

DERS: EĞİTİM YÖNETİMİ DERS: EĞİTİM YÖNETİMİ Dersin verildiği Fakülte: Bölüm: Öğretim Üyesi: İletişim: Eğitim Bilimleri Fakültesi Rehberlik ve Psikolojik Danışma Doç.Dr. Şakir ÇINKIR scinkir@gmail.com 1.HAFTA: EĞİTİM YÖNETİMİ

Detaylı

ULUSAL EĞİTİM PPROGRAMI (UEP) NEDİR?

ULUSAL EĞİTİM PPROGRAMI (UEP) NEDİR? ULUSAL EĞİTİM PPROGRAMI (UEP) NEDİR? Ulusal Eğitim Programı, iki yıllık bir çalışma sonucunda ve çok sayıda akademisyen ve eğitimcinin görüşleri alınarak ülkemiz eğitim sisteminin iyiye ve doğruya dönüşmesi

Detaylı

TÜRKİYE DE MESLEKİ EĞİTİM

TÜRKİYE DE MESLEKİ EĞİTİM Uzman Melisa KORKMAZ TÜRKİYE DE MESLEKİ EĞİTİM Eğitimde Genel Görünüm Günümüz küresel rekabet ortamında bilgi ve bilgi teknolojileri giderek önem kazanmakta, ülkeler her geçen gün hızla gelişen teknoloji

Detaylı

FİZİK ÖĞRETMENİ TANIM. Çalıştığı eğitim kurumunda öğrencilere fizikle ilgili eğitim veren kişidir. A- GÖREVLER

FİZİK ÖĞRETMENİ TANIM. Çalıştığı eğitim kurumunda öğrencilere fizikle ilgili eğitim veren kişidir. A- GÖREVLER TANIM Çalıştığı eğitim kurumunda öğrencilere fizikle ilgili eğitim veren kişidir. A- GÖREVLER KULLANILAN ARAÇ, GEREÇ VE EKİPMAN Fizikle ilgili hangi bilgi, beceri, tutum ve davranışların, hangi yaş düzeylerindeki

Detaylı

Ülkemizdeki Güzel Sanatlar Fakültelerindeki Sanat Eğitimi ve

Ülkemizdeki Güzel Sanatlar Fakültelerindeki Sanat Eğitimi ve ÜNİvERSİTELERİMİzDE SANAT VE TASARıM EGİTİMİ Güner SÜMER* I-GİRİş Ülkemizdeki Güzel Sanatlar Fakültelerindeki Sanat Eğitimi ve Öğretiminin genel amacı öğrencilerin yaratıcı sanat yeteneklerini geliştirerek,

Detaylı

KKTC de EĞİTİM ve ÖĞRENİM. GÖRÜŞLER ve ÖNERİLER

KKTC de EĞİTİM ve ÖĞRENİM. GÖRÜŞLER ve ÖNERİLER KKTC de EĞİTİM ve ÖĞRENİM GÖRÜŞLER ve ÖNERİLER Prof.Dr. Ufuk TANERİ, IOM, HE 2003-03-14 Eğitim-Öğrenim Doğuş anı ndan başlayıp Ömür Boyu süren bir Süreç, yüzyılımız ve gelecek nesiller beklentilerinin

Detaylı

Yükseköğretim Sistemimizdeki Yapısal Gelişmeler. ÜRP Kapsamında YÖK Maddeleri. Prof. Dr. Hasan Mandal

Yükseköğretim Sistemimizdeki Yapısal Gelişmeler. ÜRP Kapsamında YÖK Maddeleri. Prof. Dr. Hasan Mandal Yükseköğretim Sistemimizdeki Yapısal Gelişmeler ÜRP Kapsamında YÖK Maddeleri Prof. Dr. Hasan Mandal YENİ YÜKSEKÖĞRETİM SİSTEMİ YAKLAŞIMI Misyon Farklılaşması ve İhtisaslaşma (Çeşitlilik) Rekabet (Performans

Detaylı

FEN FAKÜLTESİ TARİHÇEMİZ AMACIMIZ

FEN FAKÜLTESİ TARİHÇEMİZ AMACIMIZ FEN FAKÜLTESİ TARİHÇEMİZ Fen Fakültesi; 1982 yılında Fen - Edebiyat Fakültesi adı altında kurulmuştur. Fakülte, 1991 yılında eğitim - öğretim faaliyetlerine başlamıştır. 2010 yılında Fen Fakültesi adını

Detaylı

GÜMÜŞHANE DE İŞKOLLARI BAZINDA İSTİHDAM SORUNLARI GÜMÜŞHANE TİCARET VE SANAYİ ODASI SUNUMU

GÜMÜŞHANE DE İŞKOLLARI BAZINDA İSTİHDAM SORUNLARI GÜMÜŞHANE TİCARET VE SANAYİ ODASI SUNUMU GÜMÜŞHANE DE İŞKOLLARI BAZINDA İSTİHDAM SORUNLARI GÜMÜŞHANE TİCARET VE SANAYİ ODASI SUNUMU 1 GENEL SORUNLAR 1. Asgari Ücret Üzerindeki Yükler 2. Toplum Yararına Programlar 3. Meslek Liseleri 4. Zincir

Detaylı

AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ SANDIKLI UYGULAMALI BİLİMLER YÜKSEKOKULU

AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ SANDIKLI UYGULAMALI BİLİMLER YÜKSEKOKULU AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ SANDIKLI UYGULAMALI BİLİMLER YÜKSEKOKULU 2017 2018 EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI EĞİTİM REHBERİ T.C. AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ SANDIKLI UYGULAMALI BİLİMLER YÜKSEKOKULU e-posta subyo@aku.edu.tr

Detaylı

T.C. TOROSLAR KAYMAKAMLIĞI TOROSLAR LİSESİ MÜDÜRLÜĞÜ 2012-2013 BRİFİNG DOSYASI

T.C. TOROSLAR KAYMAKAMLIĞI TOROSLAR LİSESİ MÜDÜRLÜĞÜ 2012-2013 BRİFİNG DOSYASI T.C. TOROSLAR KAYMAKAMLIĞI TOROSLAR LİSESİ MÜDÜRLÜĞÜ 2012-2013 BRİFİNG DOSYASI... - 2013 Okul /Kurum Haritası I. BÖLÜM KURUMUN ADI : TOROSLAR LİSESİ MÜDÜRLÜĞÜ İLİ : MERSİN İLÇESİ : TOROSLAR ADRES : AKBELEN

Detaylı

PROF.DR.FAHİR DEMİRKAN PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ REKTÖR ADAYI. Düşünen, çalışan,üreten ÜNİVERSİTE GİBİ ÜNİVERSİTE

PROF.DR.FAHİR DEMİRKAN PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ REKTÖR ADAYI. Düşünen, çalışan,üreten ÜNİVERSİTE GİBİ ÜNİVERSİTE PROF.DR.FAHİR DEMİRKAN PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ REKTÖR ADAYI Düşünen, çalışan,üreten ÜNİVERSİTE GİBİ ÜNİVERSİTE AR-GE ODAKLI ŞEFFAF ÜNİVERSİTE ŞEFFAF YÖNETİM ULUSLARARASI ÜNİVERSİTE PROF.DR.FAHİR DEMİRKAN

Detaylı

Sn. M. Cüneyd DÜZYOL, Kalkınma Bakanlığı Müsteşarı Açılış Konuşması, 13 Mayıs 2015

Sn. M. Cüneyd DÜZYOL, Kalkınma Bakanlığı Müsteşarı Açılış Konuşması, 13 Mayıs 2015 Sayın YÖK Başkanı, Üniversitelerimizin Saygıdeğer Rektörleri, Kıymetli Bürokratlar ve Değerli Konuklar, Kalkınma Araştırmaları Merkezi tarafından hazırlanan Yükseköğretimin Uluslararasılaşması Çerçevesinde

Detaylı

ISO 9001:2000 KYS nedir, ne yapılacaktır?

ISO 9001:2000 KYS nedir, ne yapılacaktır? ISO 9001:2000 KYS nedir, ne yapılacaktır? 1 Giriş Kurumumuz ISO 9001 Standardı na uyum sağlanması, Ülkeler arası sınırların ortadan kalkmakta olduğu günümüz dünyasında eğitimde rekabet gücümüzün artmasını

Detaylı

GMO 1. KADIN ÇALIŞTAYI

GMO 1. KADIN ÇALIŞTAYI GMO 1. KADIN ÇALIŞTAYI «AĞIR SANAYİDE KADININ YERİ» ÇALIŞTAY SONUÇ BİLDİRGESİ 08.03.2017 TMMOB GEMİ MÜHENDİSLERİ ODASI GMO 1. KADIN ÇALIŞTAYI «AĞIR SANAYİDE KADININ YERİ» ÇALIŞTAY SONUÇ BİLDİRGESİ GMO

Detaylı

Bilgi Toplumunda Sürekli Eğitim ve Yenilikçi Eğitimci Eğitimi

Bilgi Toplumunda Sürekli Eğitim ve Yenilikçi Eğitimci Eğitimi Bilgi Toplumunda Sürekli Eğitim ve Yenilikçi Eğitimci Eğitimi Bilgi toplumunda, bilgi ve iletişim teknolojilerinin yarattığı hız ve etkileşim ağı içinde, rekabet ve kalite anlayışının değiştiği bir kültür

Detaylı

Fen Edebiyat Fakültesi

Fen Edebiyat Fakültesi MOLEKÜLER BİYOLOJİ ve GENETİK AMERİKAN KÜLTÜRÜ ve EDEBİYATI PSİKOLOJİ MATEMATİK MÜTERCİM TERCÜMANLIK HALİÇ SENİ BEKLİYOR MOLEKÜLER BİYOLOJİ ve GENETİK Genetik, canlılıkla ilgili özelliklerin nasıl kazanıldığını

Detaylı

ÜNİVERSİTE VE SOSYAL SORUMLULUK. Prof. Dr. Yunus Söylet İstanbul Üniversitesi Rektörü

ÜNİVERSİTE VE SOSYAL SORUMLULUK. Prof. Dr. Yunus Söylet İstanbul Üniversitesi Rektörü ÜNİVERSİTE VE SOSYAL SORUMLULUK Prof. Dr. Yunus Söylet İstanbul Üniversitesi Rektörü Küreselleşmenin etkisi Devlet bir çok sosyal alandan çekilmiştir Küresel ekonomi sürecinde özelleştirmeler ile eşitsizlik,

Detaylı

T.C. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğü. Mesleki Gelişim Programı

T.C. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğü. Mesleki Gelişim Programı T.C. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğü 1. ETKİNLİĞİN ADI Zihinsel Engellilerin Eğitimi Kursu 4 Mesleki Gelişim Programı 2. ETKİNLİĞİN AMAÇLARI Bu faaliyeti başarı

Detaylı

KALKINMANIN YOLU EĞİTİMDEN GEÇER

KALKINMANIN YOLU EĞİTİMDEN GEÇER KALKINMANIN YOLU EĞİTİMDEN GEÇER Melisa KORKMAZ Giriş Türkiye, 2023 te küresel güç olma yolunda kararlı adımlarla ilerliyor. Bilişim teknolojilerinin ucuzlaması ve yaygınlaşması bilgi akışını hızlandırması

Detaylı

EK-2: İnşaat Mühendisliği Öğrenci Anketi

EK-2: İnşaat Mühendisliği Öğrenci Anketi 80 EK-2: İnşaat Mühendisliği Öğrenci Anketi Sayın İnşaat Mühendisi Adayı, İnşaat Mühendisliği Eğitimi Kurulu, İMO 40. Dönem Çalışma Programı çerçevesinde İMO Yönetim Kurulu nca İnşaat Mühendisliği Eğitimi

Detaylı

Öğrencilerimize bu ortamı hazırlamak bölüm olarak temel görevimizdir.

Öğrencilerimize bu ortamı hazırlamak bölüm olarak temel görevimizdir. Genel Bilgiler Bölümümüz, 2009 yılında Karabük Üniversitesi Edebiyat Fakültesi bünyesinde kurulmuştur. Henüz yeterli sayıda öğretim elemanı bulunmadığı için bölümümüze öğrenci alımı yapılmamaktadır. Bölümümüzde

Detaylı

İŞLETME VE YÖNETİM BİLİMLERİ FAKÜLTESİ GİRİŞİMCİLİK BÖLÜMÜ

İŞLETME VE YÖNETİM BİLİMLERİ FAKÜLTESİ GİRİŞİMCİLİK BÖLÜMÜ İŞLETME VE YÖNETİM BİLİMLERİ FAKÜLTESİ NEDEN GİRİŞİMCİLİK? Girişimcilik geleceğin mesleği olacak Gelişmekte olan ekonomilerde mevcut işletmelerde çalışmak kadar kendi işini kurmak da önemli olmaya başlıyor

Detaylı

Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Lisans Programı

Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Lisans Programı Yeni Nesil Devlet Üniversitesi SİYASAL BİLGİLER FAKÜLTESİ Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Lisans Programı 2015-2016 Tanıtım Broşürü Bölüm Hakkında Genel Bilgiler Kamu Yönetimi, işlevsel anlamda kamu politikaları

Detaylı

T.C. TOROSLAR KAYMAKAMLIĞI OSMANGAZİ ORTAOKULU MÜDÜRLÜĞÜ 2012-2013 BRİFİNG DOSYASI

T.C. TOROSLAR KAYMAKAMLIĞI OSMANGAZİ ORTAOKULU MÜDÜRLÜĞÜ 2012-2013 BRİFİNG DOSYASI TC TOROSLAR KAYMAKAMLIĞI OSMANGAZİ ORTAOKULU MÜDÜRLÜĞÜ 2012-2013 BRİFİNG DOSYASI 2012-2013 Okul /Kurum Haritası I BÖLÜM KURUMUN ADI : Osmangazi Ortaokulu Müdürlüğü İLİ : Mersin İLÇESİ : Toroslar ADRES

Detaylı

bulunmaması, %10 a yakın öğrencinin de devamsızlık göstermesi: eğitim müfredatının aileye katma değer üretecek boyutlarının zayıf kalmasıyla, aday

bulunmaması, %10 a yakın öğrencinin de devamsızlık göstermesi: eğitim müfredatının aileye katma değer üretecek boyutlarının zayıf kalmasıyla, aday SONUÇ BİLDİRİSİ 1. Eğitim, bir hayat tarzının sürdürülmesini içeren bir değer aktarımı, insana bir kimlik oluşturma sürecidir. Bir dünya görüşüne dayandığı gibi, o dünya içinde gerçekleşir. Bu görüşten

Detaylı

ÇORLU MESLEK YÜKSEKOKULU GELENEKSEL EL SANATLARI PROGRAMI FAALİYET RAPORU

ÇORLU MESLEK YÜKSEKOKULU GELENEKSEL EL SANATLARI PROGRAMI FAALİYET RAPORU ÇORLU MESLEK YÜKSEKOKULU GELENEKSEL EL SANATLARI PROGRAMI FAALİYET RAPORU 1. Genel Bilgiler a) Misyon Atatürk ilke ve devrimlerine bağlı, bilim ve teknolojiden yararlanan, evrensel ve toplumsal değerlere

Detaylı

18. Milli Eğitim Şurası Kararları. Komisyon: İLKÖĞRETİM VE ORTAÖĞRETİMİN GÜÇLENDİRİLMESİ, ORTAÖĞRETİME ERİŞİMİN SAĞLANMASI

18. Milli Eğitim Şurası Kararları. Komisyon: İLKÖĞRETİM VE ORTAÖĞRETİMİN GÜÇLENDİRİLMESİ, ORTAÖĞRETİME ERİŞİMİN SAĞLANMASI 18. Milli Eğitim Şurası Kararları Komisyon: İLKÖĞRETİM VE ORTAÖĞRETİMİN GÜÇLENDİRİLMESİ, ORTAÖĞRETİME ERİŞİMİN SAĞLANMASI Madde 2 (1+4+4+4) Zorunlu eğitim öğrencilerin yaş grupları ve bireysel farklılıkları

Detaylı

TARİH LİSANS PROGRAM BİLGİLERİ

TARİH LİSANS PROGRAM BİLGİLERİ TARİH LİSANS PROGRAM BİLGİLERİ Bir toplumun dünya tarihi içinde rol oynayabilmesi, tarihin öznesi olabilmesi, bu şuura sahip olup olmamasına bağlıdır. Birey ya da toplum olarak tarihin oluşumunda rol üstlenebilmek,

Detaylı

BURDUR İLİNDE SPORA KATILIMIN SOSYO EKONOMİK BOYUTUNUN ARAŞTIRILMASI

BURDUR İLİNDE SPORA KATILIMIN SOSYO EKONOMİK BOYUTUNUN ARAŞTIRILMASI 996 I.BURDUR SEMPOZYUMU BURDUR İLİNDE SPORA KATILIMIN SOSYO EKONOMİK BOYUTUNUN ARAŞTIRILMASI Kemal FİLİZ * Kadir PEPE ** ÖZET Araştırmada, Burdur ilinde aktif spor yapan sporcuların sosyoekonomik profillerinin

Detaylı

MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ

MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ FEN FAKÜLTESİ Fakültemiz, 13 Kasım 2010 tarih ve 2010/25 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile kapatılan FenEdebiyat Fakültesi yerine kurulan iki fakülteden (Fen Fakültesi ve

Detaylı

ÖĞRETMEN YETĐŞTĐREN YÜKSEKÖĞRETĐM KURUMLARININ SEMPOZYUMU TEBLĐĞLER

ÖĞRETMEN YETĐŞTĐREN YÜKSEKÖĞRETĐM KURUMLARININ SEMPOZYUMU TEBLĐĞLER G A Z Đ Ü N Đ V E R S Đ T E S Đ GAZĐ EĞĐTĐM - MESLEKĐ EĞĐTĐM - TEKNĐK EĞĐTĐM FAKÜLTELERĐ ÖĞRETMEN YETĐŞTĐREN YÜKSEKÖĞRETĐM KURUMLARININ SEMPOZYUMU 8-1 1 HAZĐRAN 1997 TEBLĐĞLER BĐLGĐSAYAR DESTEKLĐ EĞĐTĐME

Detaylı

b. Mevzuat Çalışmaları ( Yasa ve Anayasa çerçevesinde yapılması gereken mevzuat çalışmaları )

b. Mevzuat Çalışmaları ( Yasa ve Anayasa çerçevesinde yapılması gereken mevzuat çalışmaları ) ÇOCUK VAKFI NDAN ZEKÂ ve YETENEK KONUSUNDA ÜLKE ÖLÇEKLİ ÖNERİLER (Yeni Bir Anlayış, Yeniden Yapılandırma ve Yeni Modellerin Geliştirilmesi) -Ön Bilgi Notu- ( 3 Ağustos 2017 ) Önerilerin Amacı Çocuk Vakfı

Detaylı

Milli Eğitim Bakanlığının Sosyal Bilimler Lisesi açmasının amaçları şu şekilde özetlenebilir:

Milli Eğitim Bakanlığının Sosyal Bilimler Lisesi açmasının amaçları şu şekilde özetlenebilir: SOSYAL BİLİMLER LİSELERİ HAKKINDA TÜM BİLGİLER Milli Eğitim Bakanlığı sosyal alanda iyi yetişmiş kültür alanına zenginlik ve ufuk kazandıracak elemanları yetiştirmek amacıyla Türkiye'de ilk kez 2003-2004

Detaylı

3. Global SATELLITE SHOW HALİÇ KONGRE MERKEZİ STK, Kurum ve Kuruluşlarımızın Değerli Başkan ve Temsilcileri,

3. Global SATELLITE SHOW HALİÇ KONGRE MERKEZİ STK, Kurum ve Kuruluşlarımızın Değerli Başkan ve Temsilcileri, 3. Global SATELLITE SHOW HALİÇ KONGRE MERKEZİ 9.11.2017 Sayın Bakanım, STK, Kurum ve Kuruluşlarımızın Değerli Başkan ve Temsilcileri, 1 İş Dünyamızın Değerli Temsilcileri, Kıymetli Basın Mensupları, Global

Detaylı

Kadınlar ikinci bir şansı hak ediyor!

Kadınlar ikinci bir şansı hak ediyor! Kadınlar ikinci bir şansı hak ediyor! Hem kadınlar kazansın, hem ülkemiz. Çünkü Biz Büyük Bir Aileyiz. www.aile.gov.tr www.gonulelcileri.gov.tr Toplumsal cinsiyet eşitliğine ilişkin yapılan pek çok hukuksal

Detaylı

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları PA 101 Kamu Yönetimine Giriş (3,0,0,3,5) Kamu yönetimine ilişkin kavramsal altyapı, yönetim alanında geliştirilmiş teori ve uygulamaların analiz edilmesi, yönetim biliminin

Detaylı

%30 u İngilizcedir. MÜDEK 2/27

%30 u İngilizcedir. MÜDEK 2/27 MÜDEK Mühendislik Eğitim Programları Değerlendirme ve Akreditasyon Derneği dir. Müdek, farklı disiplinlerdeki mühendislik eğitim programları için akreditasyon, değerlendirme ve bilgilendirme çalışmaları

Detaylı

İSO Kadın Sanayiciler Platformu 8 MART MANİFESTOSU

İSO Kadın Sanayiciler Platformu 8 MART MANİFESTOSU İSO Kadın Sanayiciler Platformu 8 MART MANİFESTOSU 1- Kadın istihdamı özendirilmeli Sorun: Gelişmiş ülkelerin çoğunda kadınların işgücüne katılım oranları yüzde 60-80 aralığında. Gelişmekte olan ülkelerde

Detaylı

ULAŞTIRMA HİZMETLERİ TEHLİKELİ VE ÇOK TEHLİKELİ İŞLERDE LOJİSTİK ELEMANI MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

ULAŞTIRMA HİZMETLERİ TEHLİKELİ VE ÇOK TEHLİKELİ İŞLERDE LOJİSTİK ELEMANI MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI) T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü ULAŞTIRMA HİZMETLERİ TEHLİKELİ VE ÇOK TEHLİKELİ İŞLERDE LOJİSTİK ELEMANI MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI) 2013 ANKARA ÖN SÖZ Günümüzde

Detaylı

Milli Eğitim Bakanlığı 2019 - 2020 Eğitim Öğretim Yılı Yabancı Dil ve Pilot Okul Çalışmaları by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer İnönü Üniversitesi Siirt Üniversitesi Fırat Üniversitesi Ardahan Üniversitesi

Milli Eğitim Bakanlığı 2019 - 2020 Eğitim Öğretim Yılı Yabancı Dil ve Pilot Okul Çalışmaları by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer İnönü Üniversitesi Siirt Üniversitesi Fırat Üniversitesi Ardahan Üniversitesi MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI 2019 2020 EĞİTİM ÖĞRETİM DÖNEMİNDE YABANCI DİL VE PİLOT OKUL PROJELERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ / SİİRT ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE

Detaylı

Temel bilimlerde araştırmacı ve uzman yetiştirmek

Temel bilimlerde araştırmacı ve uzman yetiştirmek ORTAÖĞRETİM FEN VE MATEMATİK ALANLARI EĞİTİMİ BÖLÜMLERİNE AİT KONTENJANLARIN SIFIRLANMASI İLE İLGİLİ ORTA DOĞU TEKNİK ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ GÖRÜŞÜ Öğretmenlik yasal olarak tanınmış bir meslek ve

Detaylı

kimdir? Nazif Kerem GÖZENER ÖZGEÇMİŞ

kimdir? Nazif Kerem GÖZENER ÖZGEÇMİŞ ÖZGEÇMİŞ kimdir? 21 Nisan 1971 de Malatya nın Arapgir ilçesinde dünyaya geldim. Maliyeci bir baba ve öğretmen bir annenin ilk çocuklarıyım. Memur bir ailenin çocuğu olduğum için, eğitim hayatıma, Malatya

Detaylı

Kadın Dostu Kentler Projesi. Proje Hedefleri. Genel Hedef: Amaçlar:

Kadın Dostu Kentler Projesi. Proje Hedefleri. Genel Hedef: Amaçlar: Kadın Dostu Kentler Projesi İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğünün ulusal ortağı ve temel paydaşı olduğu Kadın Dostu Kentler Projesi, Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu-UNFPA ve Birleşmiş Milletler

Detaylı

1933 Üniversite Reformu. ve «Tematik Üniversite» İhtiyacı. Durmuş Demir. İYTE Fizik Bölümü

1933 Üniversite Reformu. ve «Tematik Üniversite» İhtiyacı. Durmuş Demir. İYTE Fizik Bölümü 1933 Üniversite Reformu ve «Tematik Üniversite» İhtiyacı Durmuş Demir İYTE Fizik Bölümü 1 Haziran 1453: Sultan Mehmed, Ayasofya ve Pontokrator manastırlarını medreseye çevirtir; önde gelen bilim insanları

Detaylı

TABLO-1 KPSS DE UYGULANACAK TESTLERİN KAPSAMLARI Yaklaşık Ağırlığı Genel Yetenek

TABLO-1 KPSS DE UYGULANACAK TESTLERİN KAPSAMLARI Yaklaşık Ağırlığı Genel Yetenek TABLO-1 KPSS DE UYGULANACAK TESTLERİN KAPSAMLARI Yaklaşık Ağırlığı Genel Yetenek Yaklaşık Ağırlığı 1) Sözel Bölüm 0 2) Sayısal Bölüm 0 Sözel akıl yürütme (muhakeme) becerilerini, dil bilgisi ve yazım kurallarını

Detaylı

GAZİ ÜNİVERSİTESİ ULUSLARARASI İLİŞKİLER BÖLÜMÜ STRATEJİK PLANI

GAZİ ÜNİVERSİTESİ ULUSLARARASI İLİŞKİLER BÖLÜMÜ STRATEJİK PLANI GAZİ ÜNİVERSİTESİ ULUSLARARASI İLİŞKİLER BÖLÜMÜ 2007 2010 STRATEJİK PLANI 1. GİRİŞ 1982 yılında kurulan İlişkiler Bölümümüzün 2007 2010 yılları stratejik plan ve hedeflerini ortaya koymayı amaçlayan bu

Detaylı

İSTANBUL KEMERBURGAZ ÜNİVERSİTESİ ANAYASASI

İSTANBUL KEMERBURGAZ ÜNİVERSİTESİ ANAYASASI İSTANBUL KEMERBURGAZ ÜNİVERSİTESİ ANAYASASI Türkiye'deki Tek Üniversite İSTANBUL KEMERBURGAZ ÜNİVERSİTESİ ANAYASASI Biz, İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi nin paydaşları; gelecek kuşaklara daha yaşanabilir

Detaylı

Rehberlik bir süreçtir. Bir anda olup biten bir iş değildir. Etkili sonuçlar alabilmek için belli bir süre gereklidir.

Rehberlik bir süreçtir. Bir anda olup biten bir iş değildir. Etkili sonuçlar alabilmek için belli bir süre gereklidir. Rehberlik Servisinin Ve Rehberliğin Tanıtılması Rehberlik Nedir? Rehberlik; eğitimde bir hizmet alanı olarak demokratik ortam içinde öğrencinin bedensel, zihinsel ve sosyal bütün kapasitelerini en ileri

Detaylı

SORU ve CEVAPLARLA 12 YILLIK (4+4+4) ZORUNLU EĞİTİM SİSTEMİ

SORU ve CEVAPLARLA 12 YILLIK (4+4+4) ZORUNLU EĞİTİM SİSTEMİ SORU ve CEVAPLARLA 12 YILLIK (4+4+4) ZORUNLU EĞİTİM SİSTEMİ SORU 1: Bu yasal değişikliğe neden gerek duyuldu? CEVAP 1 Dünya genelindeki ortalama eğitim süresi 11-12 yıl veya daha üzerindedir. Türkiye de

Detaylı

2013 YILI Faaliyet Raporu

2013 YILI Faaliyet Raporu 222 YILI Raporu YILI YILI R a proayili rpuo r u 223 İçindekiler 8 Mar t Dünya Emekçi Kadınlar Günü 10 Kasım Atatürk ü Anma G ı d a G ü v e n l i ğ i Pa n e l i ( 1 9 O c a k 2 0 1 3 ) P l a s t i k K a

Detaylı

Proje Adı: Türkiye Akademisinde Toplumsal Cinsiyet Algısı ve Yansımaları. Araştırma Şirketi Araştırma Veren Veri Toplama Firması

Proje Adı: Türkiye Akademisinde Toplumsal Cinsiyet Algısı ve Yansımaları. Araştırma Şirketi Araştırma Veren Veri Toplama Firması Proje Adı: Türkiye Akademisinde Toplumsal Cinsiyet Algısı ve Yansımaları Araştırma Şirketi Araştırma Veren Veri Toplama Firması Araştırmanın Künyesi Kullanılan yöntem(ler) Kalitatif Kantitatif Diğer (açıklayınız)

Detaylı

PERSONEL-İNSAN KAYNAKLARI

PERSONEL-İNSAN KAYNAKLARI PERSONEL-İNSAN KAYNAKLARI Güssün GÜNEŞ Marmara Üniversitesi Kütüphane ve Dokümantasyon Dairesi Başkanı 09-10 Haziran 2014, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı, BİLKENT - ANKARA 19.6.2014 SUNUM PLANI ÜNİVERSİTE

Detaylı

Bülent Ecevit Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü

Bülent Ecevit Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Bülent Ecevit Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Tarih geçmiş hakkında eleştirel olarak fikir üreten bir alandır. Tarih; geçmişteki insanların yaşamlarını, duygularını, savaşlarını, yönetim

Detaylı

ZİHİN ENGELLİLER SINIF ÖĞRETMENİ

ZİHİN ENGELLİLER SINIF ÖĞRETMENİ TANIM Çalıştığı eğitim kurumunda zihinsel engelli öğrencilere çeşitli bilgi, beceri ve tutumları kazandırmak üzere eğitim veren kişidir. A- GÖREVLER Zihin Engelliler Sınıf Öğretmeninin, zihin engelli öğrencilere

Detaylı

T.C. TOROSLAR KAYMAKAMLIĞI AKŞEMSETTİN ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ AKŞEMSETTİN İMAM HATİP ORTAOKULU 2014-2015 BRİFİNG DOSYASI

T.C. TOROSLAR KAYMAKAMLIĞI AKŞEMSETTİN ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ AKŞEMSETTİN İMAM HATİP ORTAOKULU 2014-2015 BRİFİNG DOSYASI TC TOROSLAR KAYMAKAMLIĞI AKŞEMSETTİN ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ AKŞEMSETTİN İMAM HATİP ORTAOKULU 2014-2015 BRİFİNG DOSYASI 2014-2015 Okul /Kurum Haritası I BÖLÜM KURUMUN ADI : AKŞEMSETTİN ANADOLU İMAM HATİP

Detaylı

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ Kendinizden biraz bahseder misiniz? -1969 yılında Elazığ'da dünyaya geldim. İlk orta ve liseyi orada okudum. Daha sonra üniversiteyi Van 100.yıl Üniversitesi'nde okudum. Liseyi

Detaylı

SOSYOLOG TANIM A- GÖREVLER

SOSYOLOG TANIM A- GÖREVLER TANIM Sosyolog, insan toplulukları ve toplumsal kurumlar, bunların kökeni, gelişmesi, işlevi ve birbirleriyle ilişkileri, bu ilişkileri belirleyen ilke ve kurallar ile toplumsal sorunlar ve çözüm yolları

Detaylı

GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ Felsefe Bölümü DERS İÇERİKLERİ

GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ Felsefe Bölümü DERS İÇERİKLERİ GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ Felsefe Bölümü DERS İÇERİKLERİ I.SINIF I.YARIYIL FL 101 FELSEFEYE GİRİŞ I Etik, varlık, insan, sanat, bilgi ve değer gibi felsefenin başlıca alanlarının incelenmesi

Detaylı

GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ VE SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ NE HOŞGELDİNİZ

GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ VE SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ NE HOŞGELDİNİZ FEN BİLİMLERİ VE SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ NE HOŞGELDİNİZ Sevgili Öğrenciler, GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ Gümüşhane Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü 2008 yılında kurulmuş ve 2009

Detaylı

TABLO-1 KPSS DE UYGULANACAK TESTLERİN KAPSAMLARI Yaklaşık Ağırlığı Genel Yetenek

TABLO-1 KPSS DE UYGULANACAK TESTLERİN KAPSAMLARI Yaklaşık Ağırlığı Genel Yetenek TABLO-1 KPSS DE UYGULANACAK TESTLERİN KAPSAMLARI Yaklaşık Ağırlığı Genel Yetenek Yaklaşık Ağırlığı 1) Sözel Bölüm %50 2) Sayısal Bölüm %50 Sözel akıl yürütme (muhakeme) becerilerini, dil bilgisi ve yazım

Detaylı

Tanıtım Sunumu. Prof.Dr.Hüseyin KARA

Tanıtım Sunumu. Prof.Dr.Hüseyin KARA Tanıtım Sunumu Prof.Dr.Hüseyin KARA FEN FAKÜLTESİ İçindekiler Söylem ve Vizyon Temaları 2023 Vizyonu Temel Alanlar, Stratejik Alanlar Bölümler ve Kontenjanları Öğretim Elemanları Lisans üstü çalışmalar

Detaylı

Giresun/Bulancak Sarayburnu Camii

Giresun/Bulancak Sarayburnu Camii GİRESUN 2014 İslami İlimler Fakültesi; 08 Eylül 2012 tarih ve 28405 Sayılı Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe giren Bakanlar Kurulu nun 25 Temmuz 2012 tarih ve 2012/3527 Sayılı Kararı ile Giresun Üniversitesi

Detaylı

EYPRO BÜLTENİ. Engelsiz Yaşam Uygulama ve Araştırma Merkezi. Sayı 6, EKİM-KASIM 2017 İçindekiler

EYPRO BÜLTENİ. Engelsiz Yaşam Uygulama ve Araştırma Merkezi. Sayı 6, EKİM-KASIM 2017 İçindekiler EYPRO BÜLTENİ Engelsiz Yaşam Uygulama ve Araştırma Merkezi İstanbul Aydın Üniversitesi Engelsiz Yaşam Araştırma Ve Uygulama Merkezi engelli bireylerin bağımsız yaşama koşullarına erişme ve kent yaşamına

Detaylı

ÖĞ-DER ŞUURLU ÖĞRETMENLER DERNEĞİ

ÖĞ-DER ŞUURLU ÖĞRETMENLER DERNEĞİ ÖĞ-DER ŞUURLU ÖĞRETMENLER DERNEĞİ ÖĞRETMEN YETİŞTİRME İSTİHDAM ETME VE ÖĞRETMENLERİN MESLEKİ YETERLİKLERİNİ GELİŞTİRME POLİTİKALARI VE UYGULAMALARI RAPORU* EKİM 2018 GİRİŞ A-NASIL BİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRMELİYİZ?

Detaylı

BİYOLOJİ ÖĞRETMENİ TANIM. Çalıştığı eğitim kurumunda, öğrencilere biyoloji ile ilgili eğitim veren kişidir. A- GÖREVLER

BİYOLOJİ ÖĞRETMENİ TANIM. Çalıştığı eğitim kurumunda, öğrencilere biyoloji ile ilgili eğitim veren kişidir. A- GÖREVLER TANIM Çalıştığı eğitim kurumunda, öğrencilere biyoloji ile ilgili eğitim veren kişidir. A- GÖREVLER KULLANILAN ARAÇ, GEREÇ VE EKİPMAN Biyoloji konusu ile ilgili hangi bilgi, beceri, tutum ve davranışların,

Detaylı

Müdafaa-i Hukuk Hareketi bu hakları savunmak ve geliştirmek için kurulmuştur.

Müdafaa-i Hukuk Hareketi bu hakları savunmak ve geliştirmek için kurulmuştur. Parti varlık sebebi, isminden de anlaşılacağı üzere, hakların savunulmasıdır. Müdafaa-i Hukuk düşüncesine göre: 1. İnsanın 2. Toplumun 3. Milletin 4. Devletin 5. Vatanın hakları vardır. Şu anda bu haklar

Detaylı

TÜRKİYE DE MÜHENDİSLERİ N SORUNLARI VE MÜHENDİS

TÜRKİYE DE MÜHENDİSLERİ N SORUNLARI VE MÜHENDİS TÜRKİYE DE MÜHENDİSLERİ N SORUNLARI VE MÜHENDİS OLMAK Türkiye de Mühendis Olmanın Zorluklarını 4 Evrede İncelemek Yerinde Olacaktır. Bunları; İlköğretim ve Lise eğitimi evresi. ÖSS evresi. Lisans eğitimi

Detaylı

En Çok Hangi Özel Ders İsteniyor?

En Çok Hangi Özel Ders İsteniyor? En Çok Hangi Özel Ders İsteniyor? Küçük bir araştırma yaptık, acaba hangi ders için daha fazla özel öğretmen ihtiyacı var diye. Hem kendi verilerimize, hem de özel ders ve eğitim danışmanlığı yapan bir

Detaylı

ATILIM ÜNİVERSİTESİ. Prof. Dr. Hasan U. Akay Provost

ATILIM ÜNİVERSİTESİ. Prof. Dr. Hasan U. Akay Provost Prof. Dr. Hasan U. Akay Provost Oryantasyon Eğitim Araştırma Atama ve Yükseltme Akademik Performans Bazı Hizmet Birimleri Dış Değerlendirmeler. 2 Modül 1: Akademik ve İdari Konular Sunan: REKTÖRLÜK, 3

Detaylı