T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ Arkeoloji Anabilim Dalı DOKTORA TEZİ. Kozan UZUN

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ Arkeoloji Anabilim Dalı DOKTORA TEZİ. Kozan UZUN"

Transkript

1 T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ Arkeoloji Anabilim Dalı KLAZOMENAİ DALGALI ÇİZGİ BEZEKLİ SERAMİĞİ DOKTORA TEZİ Kozan UZUN DANIŞMANI : Doç. Dr. Yaşar. E. ERSOY İZMİR-2007

2 İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ V KISALTMALAR VE YAYIN LİSTESİ VI GİRİŞ BÖLÜM I: İONİA DALGALI ÇİZGİ BEZEKLİ SERAMİĞİ I.1-Araştırma Tarihçesi I.2-Terminoloji ve Malzemenin Tanımlanması BÖLÜM II: KLAZOMENAİ DALGALI ÇİZGİ BEZEKLİ SERAMİĞİ II.1. Klazomenai nin Kısa Tarihçesi ve Kazılar Sonucunda Elde Edilen Kronolojik Verilerin Değerlendirilmesi Protogeometrik ve Geometrik Dönem Arkaik Dönem Klasik Dönem II.2. Klazomenai Dalgalı Çizgi Bezekli Seramiğinin Teknik Özelliklerinin İncelenmesi Yapısal Özellikler Dalgalı Çizgi Bezekli Vazoların Kullanım Alanları ve Ekonomik Değerleri II.3. Klazomenai Dalgalı Çizgi Bezekli Seramiğinin Form Bakımından İncelenmesi II.3.A. AMPHORA II.3.A.1. Klazomenai Dışındaki Merkezlerde Ele Geçen Dalgalı Çizgi Bezekli Amphoralar II.3.A.2. Klazomenai Buluntuları II.3.A.3. Amphoraların Form Bakımından Değerlendirilmesi II.3.B. HYDRİA II.3.B.1. Klazomenai Dışındaki Merkezlerde Ele Geçen Dalgalı Çizgi Bezekli Hydrialar II.3.B.2. Klazomenai Buluntuları I

3 II.3.B.3. Hydriaların Form Bakımından Değerlendirilmesi II.3.C. OİNOKHOE II.3.C.1. Klazomenai Dışındaki Merkezlerde Ele Geçen Dalgalı Çizgi Bezekli Oinokhoeler II.3.C.2. Klazomenai Buluntuları II.3.C.3. Oinokhoelerin Form Bakımından Değerlendirilmesi II.3.D. OLPE II.3.D.1. Klazomenai Dışındaki Merkezlerde Ele Geçen Olpeler II.3.D.2. Klazomenai Buluntuları II.3.D.3. Olpelerin Form Bakımından Değerlendirilmesi II.3.E. LEKYTHOS II.3.E.1. Klazomenai Dışındaki Merkezlerde Ele Geçen Dalgalı Çizgi Bezekli Lekythoslar II.3.E.2. Klazomenai Buluntuları II.3.E.3. Lekythosların Form Bakımından Değerlendirilmesi II.3.F. ASKOS II.3.F.1. Klazomenai Dışındaki Merkezlerde Ele Geçen Dalgalı Çizgi Bezekli Askoslar II.3.F.2. Klazomenai Buluntuları II.3.F.3. Askosların Form Bakımından Değerlendirilmesi II.3.G. THYMİATERİON II.3.G.1. Klazomenai Dışındaki Merkezlerde Ele Geçen Thymiaterionlar II.3.G.2. Klazomenai Buluntuları II.3.G.3. Thymiaterionların Form Bakımından Değerlendirilmesi II.3.H. KRATER II.3.H.1. Klazomenai Dışındaki Merkezlerde Ele Geçen Dalgalı Çizgi Bezekli Kraterler II.3.H.2. Klazomenai Buluntuları II.3.H.3. Kraterlerin Form Bakımından Değerlendirilmesi II.3.J. DİNOS (LEBES) II

4 II.3.J.1. Klazomenai Dışındaki Merkezlerde Ele Geçen Dalgalı Çizgi Bezekli Dinoslar II.3.J.2. Klazomenai Buluntuları II.3.J.3. Dinosların Form Bakımından Değerlendirilmesi II.3.K. STAMNOS II.3.K.1. Klazomenai Dışındaki Merkezlerde Ele Geçen Dalgalı Çizgi Bezekli Stamnoslar II.3.K.2. Klazomenai Buluntuları II.3.K.3. Stamnosların Form Bakımından Değerlendirilmesi II.3.L. PYKSİS II.3.M. LEKANE II.3.M.1. Klazomenai Dışındaki Merkezlerde Ele Geçen Lekaneler II.3.M.2. Klazomenai Buluntuları II.3.M.3. Lekanelerin Form Bakımından Değerlendirilmesi II.3.N. KASE II.3.N.1. Klazomenai Dışındaki Merkezlerde Ele Geçen Kaseler II.3.N.2. Klazomenai Buluntuları II.3.N.3. Kaselerin Form Bakımından Değerlendirilmesi II.4. Klazomenai Dalgalı Çizgi Bezekli Seramiğinin Bezeme Bakımından Değerlendirilmesi II.4.A. Bezeme Şeması II.4.B. Dalgalı Çizgi ve Yatay S Bezeklerinin Ortaya Çıkışı II.4.C. Bezeme Elemanları yüzyıl yüzyılın ilk yarısı yüzyılın son çeyreği yüzyıl BÖLÜM III. DEĞERLENDİRMELER VE VARILAN SONUÇLAR Klazomenai de dalgalı çizgi bezekli seramiklerin ortaya çıkışı Klazomenai de üretim yapıldığına dair kanıtlar III

5 Klazomenai dalgalı çizgi bezekli seramiğinin form özellikleri Klazomenai dalgalı çizgi bezekli seramiğinin bezeme özellikleri Klazomenai dalgalı çizgi bezekli seramiğinin etkilendiği stil ve merkezler Klazomenai dalgalı çizgi bezekli seramiğinin yayılım alanı Klazomenai dalgalı çizgi bezekli seramiğinin sürekliliği Klazomenai dalgalı çizgi bezekli seramiğinin sona erişi Diğer dalgalı çizgi bezekli seramik üretim merkezleri ve yayılım alanı TABLOLAR IV

6 ÖNSÖZ Bu tez çalışmasında Dalgalı Çizgi Bezekli Seramik olarak adlandırılan seramik türü, farklı isimlendirmelerle anılmasına karşın homojen bir seramik grubu olarak tüm Akdeniz havzasında bir yayılıma sahiptir. Klazomenai de gerçekleştirilen kazılarda çok sayıda örneğin ele geçmiş olması, bunlar arasında üretim artıklarının da yer alması, İonia kökenli olduğu açıkça bilinenen bu seramik türünün Klazomenai de de üretildiğini göstermektedir. Bu çalışmada amaç, Klazomenai Dalgalı Çizgi Bezekli Seramiğinin kendine has özelliklerinin ortaya konmasıdır. Bu konu üzerinde çalışmamı öneren ve beni yüreklendiren, ilk tez danışmanım, Hocam Güven Bakır a, tez danışmanımın emekli olmasının ardından bu görevi üstlenerek süreç boyunca fikirleri ile beni yönlendiren ve moralimi yükselten Hocam Yaşar E. Ersoy a teşekkür ederim Tezde yer alan çizimler büyük önem taşımaktadır. Bu çizimlerin büyük bir bölümünü gerçekleştiren ve aynı zamanda tezimi büyük bir özveri ile okuyarak yazım hatalarını en aza indiren Günsel Özbilen-Güngör e minnettarım. Bazı yayınların temini konusunda Bilge Hürmüzlü, Ümit Güngör, Nezih Aytaçlar ve Hülya Bulut a ve Almanca yayınların tercümesi konusunda Hüseyin Cevizoğlu na, bu yardımlarından dolayı teşekkür ederim. Ayrıca gerek fikirleri gerek teknik yardımları dolayısı ile Fikret Özbay, Aslıhan Kopal ve Polat Ulusoy a da teşekkür ederim. Doktora eğitimimin ilk üç ayı, KKTC Milli Eğitim Bakanlığı nın sağladığı burs ile desteklenmiştir. Tez çalışmamın maddi olarak ailem tarafından da desteklenmiş olduğunu belirtmem gerekir. Gerek maddi gerekse manevi desteklerinden dolayı kendilerine teşekkürü bir borç bilirim. Kozan UZUN Eylül, 2007 V

7 KISALTMALAR VE YAYIN LİSTESİ * Adamesteanu 1978 D. Adamesteanu, Discussion et chronique des travaux, In: G. Vallet (Ed.), Les céramiques de la Grece de l Est et leur diffusion en Occident, Centre Jean Bérard. Institut Français de Naples 6-9 Juillet 1976, Paris, 1978, Agora VIII E.T. Brann, Late Geometric and Proto Attic Pottery. Mid 8 th to late 7 th Century B.C. The Athenian Agora, Volume VIII, Princeton, Agora XII B. Sparkes- L. Talcott, Black and Plain Pottery of the 6th, 5th and 4th Centuries B.C. The Athenian Agora, Volume XII, Princeton, Agora XXXIII S.I. Rotroff, Hellenistic Pottery, The Plain Wares, Volume XXXIII, Princeton, 2006 Anderson 1954 J.K. Anderson, Excavations on the Kofina Ridge, Chios, BSA 49, 1954, Anderson Stojanovic- V.R.Anderson Stojanovic-J.E. Jones, Ancient Beehives Jones 2002 from Isthmia, Hesperia 71, 2002, Amyx 1958 D.A.Amyx, Various Smaller Vases, Hesperia 27, 1958, Alexanderescu 1972 P. Alexandrescu, Un groupe de céramique fabriquée a Istros, Dacia 16, 1972, Alekseeva, Gorgippiya E.M. Alekseeva, Antiçnıy gorod Gorgippiya, Moskova, (Rusça) Ashton-Hughes 2005 S.A. Ashton-M. Hughes, Large, late and local?, Scientific Analysis of Pottery Types from Al Mina, In: A. Villing (ed.), The Greeks in the East, Oxford, 2005, * Listede yer almayan süreli yayınlara ait kısaltmalar için bkz: AA 1997, VI

8 Aytaçlar 2004 N. Aytaçlar, The Early Iron Age at Klazomenai, In: Klazomenai, Teos and Abdera, Aytaçlar, Klazomenai Orientalizan Seramiği N. Aytaçlar, Klazomenai Orientalizan Seramiği, İzmir, (Yayınlanmamış doktora tezi.) Bakır 1983 G. Bakır, 1982 Yılı Urla/Klazomenai Kazısı Sonuçları Hakkında Rapor, KST 5, 1983, Bakır et. al G. Bakır, Y. Ersoy, B. Hürmüzlü, N. Aytaçlar, İ. Hasdağlı, 1998 Yılı Klazomenai Çalışmaları, KST 21, 2000, Bakır et. al G. Bakır, Y. Ersoy, İ. Fazlıoğlu, N. Aytaçlar, H. Cevizoğlu, B. Hürmüzlü, Y. Sezgin, 1999 Klazomenai Kazısı, KST 22, 2001, Bakır et. al G. Bakır, Y. Ersoy, İ. Fazlıoğlu, N. Aytaçlar, B. Hürmüzlü, F. Özbay, Y. Sezgin, G. Özbilen, 2000 Klazomenai Kazısı, KST 23, 2002, Bakır et. al G. Bakır, Y. Ersoy, İ. Fazlıoğlu, F. Özbay, B. Özer, M. Zeren, 2001 Yılı Klazomenai Kazısı, KST 24, 2003, Bakır et. al G. Bakır, Y. Ersoy, B. Özer, M. Zeren, K. Uzun, 2003 Yılı Klazomenai Kazısı, KST 26, 2005, 1-6. Bakır et.al G. Bakır, Y. Ersoy, F. Özbay, İ. Hasdağlı, M. Zeren, 2004 Yılı Klazomenai Kazısı, KST 27, 2006, Bakır et.al G. Bakır, Y. Ersoy, H. Cevizoğlu, İ. Hasdağlı, 2005 Yılı Klazomenai Kazısı, KST 28, 2007, Barnés 2000 E.C. Barnés, Ceramicas e identidades culturales: Algunas Reflexiones sobre la ciudad Griega Arcaica de Marsella, In: P. Cabrera Bonet-M.S. Retolaza (Eds.), Ceramiques Jonies D época Arcaica: Centres de Produccio i commercialitzacio al Mediterrani Occidental, Barcelona, 2000, Bayburtluoğlu 1978 C. Bayburtluoğlu, Les Céramiques Chiotes D Anatolie, In: G. Vallet (Ed.), Les céramiques de la VII

9 Grece de l Est et leur diffusion en Occident, Centre Jean Bérard. Institut Français de Naples 6-9 Juillet 1976, Paris, 1978, Beazley 1921 J.D. Beazley, An Askos by Macron, AJA 25, 1921, Beazley, ARV J.D. Beazley, Attic Red-figure Vase-painters, 1963 Beaumont et.al L. Beaumont-A. Archontidou Argyri, Excavations at Kato Phana, Chios: 1999, 2000 and 2001, BSA 99, 2004, Berti 2007 F. Berti, La necropoli geometrica dell agora di Iasos, In: J. Cobet, V. von Graeve, W.-D. Niemeier, K. Zimmermann (Eds.), Frühes Ionien Eine Bestandsaufnahme, Panionion-Symposion Güzelçamlı, 26. September-1.Oktober1999, MilForch 5, 2007, Bleecker Luce 1931 S. Bleecker Luce, Four Red-Figured Vases in Providence, AJA 35, 1931, Blondé et.al F. Blonde, J. Y. Perreault, C. Peristeri, Un atelier archaïque a Phari (Thasos), In: F. Blonde, J. Y. Perreault (Eds.), Les ateliers de potiers dans le monde grec aux époques géométrique, archaïque et calssique, BCH Suppl. 23, Paris, 1992, Boardman, Emporio J. Boardman, Excavations in Chios Greek Emporio. The British School at Athens, Supplement vol. No.6, Oxford, Boardman 1981 J. Boardman, Askoi, Hephaistos 3, 1981, Boehlau, Nekropolen J. Boehlau, Aus Ionischen und Italischen Nekropolen, Leipzig, Brann 1961 E. Brann, Late Geometric Well Groups from the Athenian Agora, Hesperia 30, 1961, Broneer 1938 O. Broneer, Excavations on the North Slope of the Acropolis, 1937, Hesperia 7, 1938, VIII

10 Carlson 2003 D. Carlson, The Classical Greek Shipwreck at Tektaş Burnu, Turkey, AJA 107, 2003, ClRh III G. Jacopi, Clara Rhodos III, Scavi nella Necropoli di Jalisso , Rhodos, ClRh IV G. Jacopi, Clara Rhodos IV, Scavi nelle Necropoli Camiresi , Rhodos, ClRh VI-VII G. Jacopi, Clara Rhodos VI/VII, Esploratzione Archeologica di Camiro, II, Necropoli, Rhodos, ClRh VIII L. Laurenzi, Clara Rhodos VIII, Necropoli Ialisie (Scavi dell anno 1934,,Rhodos, Coldsteam, Geometric Pottery J.N. Coldstream, Greek Geometrik Pottery. A Survey of Ten Local Styles and their Chronology, London, Coldstream-Sackett 1978 J.N. Coldstream, I.H. Sackett, Knossos: Two Deposits of Orientalizing Pottery, BSA 73, 1978, Coldstream, Knossos Pottery Handbook J.N. Coldstream, L.J. Eiring, G.Forster, Knossos Pottery Handbook, Greek and Roman, Nottingham, Coldstream-Mcdonald 1997 J.N. Coldstream, C.F. Macdonald, Knossos: Area of South-West Houses, Early Hellenic Occupation, BSA 92, 1997, Cook R.M. Cook, Fikellura Pottery, BSA 34, , Cook 1952 R.M. Cook, A List of Clazomenian Pottery, BSA 44, 1952, Cook J.M. Cook, Old Smyrna , BSA 53-54, , Cook 1965 J.M. Cook, Old Smyrna: Ionic Black Figure and Other Sixth Century Figured Ware, BSA 60, 1965, Cook, GPP R.M. Cook, Greek Painted Pottery, London Cook, Clazomenian Sarcophagi R.M. Cook, Clazomenian Sarcophagi, Mainz/Rhein, Cook-Dupont, EGP R.M. Cook-P. Dupont, East Greek Pottery, London, IX

11 Corinth VII.II D.A. Amyx, P. Lawrence, Archaic Corinthian Pottery and the Anaploga Well, Corinth Volume VII, Part II, Princeton, Corinth VII.V M.K. Risser, Corinthian Conventionalizing Pottery, Corinth Volume VII, Part V, Princeton, CVA British Museum R.M. Cook, CVA Great Britain XIII, British Museum VIII VIII, London, CVA München VI E. Walter-Karydi, CVA Deutschland 28, München VI, 1968 CVA Berlin IV N. Kunisch, CVA Deutschland 33, Berlin IV. Cyrene II G.P. Schaus, The Extramural Sanctuary of Demeter and Persephone at Cyrene, Libya, Volume II. The East Greek, Island and Laconian Pottery, Philadelphia, Čistov-Domzalski 2002 D.E. Čistov, K. Domzalski, Nymphaion-Results of Excavations in Sector N, , Archeologia LII, 2001, Çaldıran, Kalabak E. Çaldıran, Klazomenai Kalabak Nekropolisi, İzmir, Nekropolisi (Yayınlanmamış lisans tezi) Delos XV C. Dugas-K. Rhomaios, Exploration Archéologique de Délos XV. Les vases prehelleniques et géométriques, Paris,1934. Delos XVII C. Dugas, Les vases orientalisants de style non Mélien, Delos XVII, Paris, Dragendorff, Thera H. Dragendorf, Thera II: Theraeische Graeber, Berlin, Eilmann 1933 R. Eilmann, Frühe Griechische Keramik im Samischen Heraion, AM 58, 1933, Erkanal 2000 H. Erkanal, 1998 Yılı Limantepe Kazıları, KST 21, 2000, Erkanal et.al H. Erkanal, M. Artzy, O. Kouka, 2002 yılı Liman Tepe Kazıları, KST 25, 2004, Ersoy, Clazomenae Y.E. Ersoy, Clazomenae: The Archaic Settlement, Bryn X

12 Ersoy 2000 Ersoy 2003 Ersoy 2004 Ersoy 2007 Eski İzmir I Fantalkin 2001 Furtwängler 1886 Furtwängler 1980 Mawr, (Yayınlanmamış doktora tezi) Y.E. Ersoy, East Greek Pottery Groups of the 7th and 6th Centuries B.C. from Clazomenae, In: F. Krinzinger (Ed.) Akten des Symposions, Die Ägäis und das Westliche Mittelmeer, Beziehungen und Weschelwirkungen 8. bis 5. Jh v. Chr., Wien, 24. bis 27. Marz 1999, Wien,2000, Y.E. Ersoy, Pottery Production and Mechanism of Workshops in Archaic Clazomenae, In: B. Schmaltz, M. Söldner (Eds.), Griechische Keramik im kulturellen Kontext, Akten des International Vasen Symposions in Kiel vom bis veranstaltet durch daz Archäologische Institut der Christian-Albrechtsuniversität zu Kiel, Münster, 2003, Y.E. Ersoy, Klazomenai: B.C. History and Settlement Evidence, In: Klazomenai, Teos and Abdera, Y. Ersoy, Notes on History Archaeology of Early Clazomenae, In: J. Cobet, V. von Graeve, W.-D. Niemeier, K. Zimmermann (Eds.), Frühes Ionien Eine Bestandsaufnahme, Panionion-Symposion Güzelçamlı, 26. September-1.Oktober1999, MilForch 5, 2007, E. Akurgal, Eski İzmir I, Yerleşme Katları ve Athena Tapınağı, Ankara, A. Fantalkin, Mesad Heshavyahu: Its Material Culture and Historical Background, TelAviv 28.1, 2001, A. Furtwängler, Erwerbungen der Königl. Museen zu Berlin im Jahre 1885, II. Antiquarium, JdI 1, 1886, A.Furtwängler, Heraion von Samos: Grabungen im Südtemenos 1977, I. Schicht- und Baufunde, Keramik, XI

13 AM 95, 1980, Gaidukeviça 1959 B.F. Gaidukeviça, Nekropoli Bosporskih Gorodov, Moscow, (Rusça) Gailledrat 2000 E. Gailledrat, Les Céramiques Grecques Archaïques en Languedoc Occidental, In: P. Cabrera Bonet-M.S. Retolaza (Eds.), Ceramiques Jonies D época Arcaica: Centres de Produccio i commercialitzacio al Mediterrani Occidental, Barcelona, 2000, Galabov 1952 I. Galabov, Contribution à Archéologie d Apollonia, BIBlug 18,1952, Garstang J. Garstang, Excavations at Mersin: , AAALiv 26, , Garstang, Prehistoric Mersin J. Garstang, Prehistoric Mersin, Yumuk Tepe in Southern Turkey, Oxford, Gates, Rhodos C. W. Gates, Burials at Ialysos and Kameiros(Rhodes) in the mid Archaic Period, ca B.C., A Dissertation in Classical Archaeology, University of Pennsylvania, Gjerstad 1977 E. Gjerstad, Pottery from Various part of Cyprus, In: E. Gjerstad (Ed.), Greek Geometric and Archaic Pottery found in Cyprus, Stockholm, 1977, Graeve 1973/74 V. von Graeve, Milet über die Arbeiten im Südschnitt an der hellenistischen Stadtmauer 1963 IstMitt 23-24, , Graeve 1975 V. von Graeve, Milet. Vorlaufiger Bericht über die Grabungen im Südschnitt an der hellenistischen Stadtmauer IstMitt 25, 1975, Gran-Aymerich 1991 J. Gran-Aymerich, Malaga Phénicienne et Punique. Bilan des Campagnes de Fouilles , In: Atti del Congresso Internazionale di Studi Fenice e Punici,Roma, 9-14 Novembre 1987, Roma, 1991, XII

14 Greenewalt et.al.1987 C.H. Greenewalt Jr. et.al., The Sardis Campaign of 1985, BASOR Suppl. 25, 1987, Güngör, Karantina Adası Ü. Güngör, Klazomenai Karantina Adası Sondajı Tabakalanması, İzmir, (Yayınlanmamış lisans tezi) Güngör, Askoslar Ü.Güngör, Klazomenai de Ele Geçen Arkaik Dönem Askoslar, İzmir, (Yayınlanmamış yüksek lisans tezi) Güngör 2004 Ü. Güngör, The History of Klazomenai in the Fifth Century and the Settlement on the Island, In: Klazomenai, Teos and Abdera, Güngör, Yıldıztepe Nekropolisi Ü. Güngör, Klazomenai Yıldıztepe Nekropolisi, İzmir, (Yayınlanmamış doktora tezi) Güngör 2006 Ü.Güngör, Archaic Ring-Askoi Foun in Klazomenai, Ege Üniversitesi Arkeoloji Dergisi VIII, 2006, Gürtekin, Lydia Seramiğindeki Yabancı G. Gürtekin, Lydia Seramiğindeki Yabancı Etkiler, İzmir, (Yayınlanmamış doktora tezi) Etkiler Hadjisavvas 1999 S. Hadjisavvas, Chronique des Fouilles et Découverts Archéologiques a Chypre en 1998, BCH 123, 1999, Hanfmann 1956 G.M.A. Hanfmann, On Some Eastern Greek Wares found at Tarsus, In: S.S. Weinberg (Ed.), The Aegean and the Near East. Studies Presented to H. Goldmann on the Occasion of Her Seventy-fifth Birthday, New York, 1956, Hasdağlı, HBP Sektörü İ. Hasdağlı, Klazomenai HBP Sektörü M.ö. 4. Yüzyıl Tabakalarının Değerlendirilmesi, İzmir, (Yayınlanmamış yüksek lisans tezi) Histria II E. Condurachi, S. Dimitriu, Histria II, Bucarest, Histria IV P. Alexandrescu, Histria IV. La céramique d époque archaïque et classique (VIIe IVes), Bucarest, XIII

15 Hürmüzlü 2004 B. Hürmüzlü, Burial Grounds at Klazomenai: Geometric through Hellenistic Periods, In: Klazomenai, Teos and Abdera, Hürmüzlü, Akpınar Nekropolisi B. Hürmüzlü, Klazomenai-Akpınar Nekropolisi, İzmir, (Yayınlanmamış doktora tezi.) Hürmüzlü, Vazo Formları B. Hürmüzlü, Klazomenai de M.ö. 7. ve 6. Yüzyıl Bezemeli Vazo Formları, İzmir, (Yayınlanmamış yüksek lisans tezi.) Isler 1978 H.P. Isler, Samos: La Ceramica Arcaica, In: G. Vallet (Ed.), Les céramiques de la Grece de l Est et leur diffusion en Occident, Centre Jean Bérard. Institut Français de Naples 6-9 Juillet 1976, Paris, 1978, Işık, Elektronstatere aus Klazomenai E. Işık, Elektronstatere aus Klazomenai, Saarbrucken, İren, Aiolische Orientalisierende K. İren, Aiolische Orientalisierende Keramik, İstanbul, Keramik Kanowski, Containers M.G. Kanowski, Containers of Classical Greece, University of Queensland Press, Kastanayan-Arseneva 1984 E.G. Kastanayan, T.M. Arseneva, Pottery, In: E.G. Koshelenko, Ancient States of the Northern Black Sea Littural, (ed. U.T. Kruglikova, V.S. Dolgorukov), Moscow, 1984, Kerschner 1997 M. Kerschner, Ein stratifizierter Opferkomplex des 7. Jh.s.v. Chr. aus dem Artemision von Ephesos, JÖst 66, 1997, Kerschner 1999 M. Kerschner, Das Artemisheiligtum auf der Ostterrasse des Kalabaktepe. Stratigraphie und Keramikfunde der Sondagen des Jahres 1995, AA 1999, Kerschner 2006 M. Kerschner, On the Provenance of Aiolian Pottery, In: A. Villing, U. Schlotzhauer (Eds.), Naukratis: Greek XIV

16 Diversity in Egypt. Studies on East Greek Pottery and Exchange in the Eastern Mediterranean, Oxford, 2006, Khudiak 1952 Khudiak, M.M., Raskopki Svyatiliçna Nimfeya, SovA 16, 1952, (Rusça) Klazomenai, Teos and Abdera A. Moustaka, E. Skarlatidou, M.C. Tzannes, Y. Ersoy, (Eds.), Klazomenai, Teos and Abdera Metropoleis and Colony, Proceedings of the International Symposium held at the Archaeological Museum of Abdera, October 2001, Thessaloniki, 2004, Kleine 1979 J. Kleine, Milet, Bericht uber die Arbeiten im Südschitt an der hellenistischen Stadtmauer , IstMitt 29, 1979, Kleiner G. Kleiner, Stand der Erforchung von Alt-Milet, IstMitt 19-20, , Konstantinopoulos 1969 Gr. Konstantinopoulos, Khronika: Dodekanesos, ADelt 24, 1969, (Yunanca) Koparal, Zeytinyağı E. Koparal, Klazomenai M.Ö. 6. Yüzyıl Zeytinyağı İşliği İşliğinin Kullanım Evreleri, İzmir, (Yayınlanmamış yüksek lisans tezi) Koparal-İplikçi 2004 E. Koparal-E. İplikçi, Archaic Olive Oil Extraction Plant in Klazomenai, In: Klazomenai, Teos and Abdera, Kopcke 1968 G. Kopcke, Heraion von Samos: Die Kampagnen 1961/1965 im Südtemenos (8.-6.Jhr), AM 83, 1968, Kopeikina 1979 L. Kopeikina, The Development of the Black Figured Style in Clazomenian Pottery, In: K.S.Gorbunova (Ed.) Is istorii severnogo pricernomorja v anticnij epohu; Gosudarstvennyj ordena lenina Hermitaz, Izdatel stvo Avrora, Leningrad, 1979, (Rusça) Korti Konti 1997 S. Korti-Konti, The Orientalizing Period in XV

17 Macedonia, In: O. Palagia (Ed.), Greek Offerings. Essays on Greek Art in Honor of John Boardman, Oxford, 1997, Kryzhitskii et.al., The Rural Environs of Olbia S.D. Kryzhitskii, S.B. Buiskikh, A.V. Burakov, V.M. Otreshko, Rural Environs of Olbia, Kiev, (Rusça) Kyrieleis et.al H. Kyrieleis, H.J. Kienast, H.J. Weisshaar, Ausgrabungen im Heraion von Samos 1980/1981, AA 1985, Lamb W. Lamb, Antissa, BSA 32, , Lambrino, Histria M.F. Lambrino, Les Vases archaïques d Histria, Bucarest, Larisa am Hermos III J.Boehlau, K.Schefold, Larissa am Hermos. Die Ergebnisse der Ausgrabungen III: Die Kleinfunde, Berlin, Lemos, Archaic Pottery of Chios A.A. Lemos, Archaic Pottery of Chios, The Decorated Styles, Oxford Levi 1972 E.I. Levi, Arhaiçeskaya keramika is raskopok Olbiyskoy Agorı , KraSoob 130, 1972, (Rusça) Loeschcke 1891 G. Loeschcke, Erwerbungsberichte der deutchen Universitätsammlungen, Bonn, AA 1891, Löwe 1996 W. Löwe, Die Kasseler Grabung 1894 in der Nekropole der archaischen Stadt, In: Samos-die Kasseler Grabung 1894, Kassel, 1996, Lüdorf, Lekane G. Lüdorf, Die Lekane, Typologie und chronologie einer Leitform der attischen Gebrauchskeramik des Jahrhunderts v. Chr., Leidorf, Mader 2003 I. Mader, Die frühe Keramik von Limyra, In: B. Rückert, F. Kolb (Eds.), Probleme der Keramikchronologie des südlischen und westlischen Kleinasiens in geometrischer und archaischer Zeit, Internationales Kolloquium, Tübingen , XVI

18 Bonn, 2003, Marçenko 1967 I.D. Marçenko, Mestnaya Raspisilya Keramika Pantikapeya VI-V vv. Do.i. z, SovA 2, 1967, (Rusça) Marçenko-Domansky 1983 K. Marçenko, Ya. Domansky, The Complex of Artifacts Found on the Antique Site of Staraya Bogdanovka 2, ASbor 24, 1983, (Rusça) Mayer 1907 M. Mayer, Askoi, JdI XXII, 1907, McPhee 2005 I. McPhee, The Corinth Oinochoe, One-and Two- Handled Jugs in Ancient Corinth, Hesperia 74, 2005, Megara Hyblaea II G. Vallet, F. Villard, La céramique archaïque. Megara Hyblaea II, Paris, Milne 1939 M.J. Milne, Kylichnis, AJA 43, 1939, Moskhonisioti 2004 S. Moskhonisioti, Eukhoria diakosmimeni keramiki apo to nekrotapheio tis arkhaias Mendes, In: N.C. Stampolidis, A. Giannikouri (Eds.), To Aigaio stin proimi epokhi tou siderou. Praktika tou Diethnous Symposiou, Rhodos, 1-4 Noembrio 2002, Athenes, 2004, (Yunanca) Naukratis II E.A. Gardener, Naukratis II, London, Naveh 1962 J. Naveh, The Excavations at Mesad Heshavyahu, Preliminary Report, IsrExplJ 12, 1962, Niemeier 1999 W.D. Niemeier, Die Zierde Ioniens, AA, 1999, Nordquist 1993 G.C. Nordquist, East Greek Vases in the Collection of Greek and Roman Antiquities, In: M. Blomberg (Ed.), From the Gustavianum Collection in Uppsala 3, The Collection of Classical Antiquities, Boreas 22, 1993, Olynthus V D.M. Robinson, Excavation at Olynthus, Part V. Mosaics, Vases and Lamps of Olynthus Found in 1928 XVII

19 Olynthus XIII Oppermann, Die westpontische Poleis Özbay 2004 Özbilen, Rhytonaskoslar Özbilen 2004 Özer 2004 Özer, Klazomenai Siyah Figür Seramiği Özgünel, Karia Geometrik Seramiği Özgünel 1978 Özgünel 2003 Özkan, Seramik and 1931, Baltimore, D.M. Robinson, Excavations at Olynthus, Part XIII. Vases Found in 1934 and 1938, Oxford, M. Oppermann, Die westpontischen poleis und ihr Indigenes umfeld ın vorrömischer zeit, Langenweissbach, F. Özbay, The History and Archaeology of Klazomenai in the Fourth Century BC and the Settlement at Chyton, In: Klazomenai, Teos and Abdera, G. Özbilen, Klazomenai Akpınar Nekropolisi Rhyton- Askoslar, İzmir, (Yayınlanmamış lisans tezi) G. Özbilen Archaische Rhyton-Askoi aus Klazomenai, JÖst 73, 2004, B. Özer, Clazomenian and Related Black-Figured Pottery from Klazomenai: Preliminary Observation, In: Klazomenai, Teos and Abdera, B. Özer, Klazomenai Siyah Figür Seramiği, İzmir, (Yayınlanmamış doktora tezi) C. Özgünel, Karia Geometrik Seramiği/ Carian Geometric Pottery, Ankara, C. Özgünel, Spatgeometrische Keramik in Bayraklı (Alt-Smyrna) In: G. Vallet (Ed.), Les céramiques de la Grece de l Est et leur diffusion en Occident, Centre Jean Bérard. Institut Français de Naples 6-9 Juillet 1976, Paris, 1978, C. Özgünel, Geometrische Keramik von Alt-Smyrna aus der Akurgal-Grabung, In: B. Rückert, F. Kolb (Eds.), Probleme der Keramikchronologie des südlischen und westlischen Kleinasiens in geometrischer und archaischer Zeit, Internationales Kolloquium, Tübingen , Bonn, 2003, T. Özkan, İzmir Arkeoloji Müzesi, Seramik Kataloğu, XVIII

20 Kataloğu İzmir, Panionion und Melie G. Kleiner, P. Hommel, W. Müller-Wiener, Panionion und Melie, JdI Suppl. 23, Paspalas 2006 S. Paspalas, The Non-Figured Wares from the Anglo- Turkish Excavations at Old Smyrna, Points of Contact with Naukratis, In: A. Villing, U. Schlotzhauer (Eds.), Naukratis: Greek Diversity in Egypt. Studies on East Greek Pottery and Exchange in the Eastern Mediterranean, Oxford, 2006, Perron, Argilos M. Perron, Argilos: La céramique peinte de Chalcidique des VIe et Ve siécles av. J.-C., Université de Montréal, (Yayınlanmamış yüksek lisans tezi) Philippaki, The Attic B. Philippaki, The Attic Stamnos, Oxford, Stamnos Posamentir 2006 R. Posamentir, The Greeks in Berezan and Naukratis: A Similar Story?, In: A. Villing, U. Schlotzhauer (Eds.), Naukratis: Greek Diversity in Egypt. Studies on East Greek Pottery and Exchange in the Eastern Mediterranean, Oxford, 2006, Price, East Greek Pottery E.R. Price, East Greek Pottery. Orientalizing Style (Seventh and Sixth Centuries B.C.), In: Classification des Céramiques Antiques, Paris, Rhomiopoulou 1978 K. Rhomiopoulou, Pottery Evidence from the North Aegean (8th-6th Centuries B.C.), In: G. Vallet (Ed.), Les céramiques de la Grece de l Est et leur diffusion en Occident, Centre Jean Bérard. Institut Français de Naples 6-9 Juillet 1976, Paris, 1978, Richter-Milne, Shapes G.M.A. Richter, M.J. Milne, Shapes and Names of Athenian Vases, New York, Roberts, The Attic Pyxis S.R. Roberts, The Attic Pyxis, Chicago, Robertson 1948 M. Robertson, Excavations in Ithaca V, The Finds, BSA 43, 1948, XIX

21 Roebuck 1940 C. Roebuck, Pottery from the North Slope of the Acropolis, , Hesperia 9, 1940, Roebuck 1955 M.C. Roebuck, A Prize Aryballos, Hesperia 24, 1955, Rouillard 1978 P. Rouillard, Les céramiques peintes de la Gréce de l Est et leurs imitations dans la péninsule ibérique: recherches préliminaires, In: G. Vallet (Ed.), Les céramiques de la Grece de l Est et leur diffusion en Occident, Centre Jean Bérard. Institut Français de Naples 6-9 Juillet 1976, Paris, 1978, Rudiger 1966/67 Rudiger, U., Askoi in Unteritalien, RM 73-74, , Samos III A.E. Furtwängler, H.J. Kienast, Samos III. Der Nordbau im Heraion von Samos, Bonn, Samos IV H.P. Isler, E.E. Kalpaxis, Samos IV. Das archaische Nordtor und seine Umgebung im Heraion von Samos, Bonn, Samos V H. Walter, Samos V. Frühe samische Gefasse, Bonn, Samos VI.I E. Walter-Karydi, Samos V,1. Samische Gefässe des 6 Jhr.v.Chr., Bonn,1973. Samos XIV R. Tölle-Kastenbein, et.al., Samos XIV, Das Kastro Tigani. Die Bauten und Funde griechischer, römischer und byzantinischer Zeit, Bonn, Samothrace XI E.B.Dusenbery, Samothrace XI. The Nekropoleis. Catalogues of objects by categories, Princeton, SCE IV.2 E.Gjerstad, The Swedish Cyprus Expedition, Volume IV, Part II, The Cypro-Geometric, Cypro-Archaic and Cypro-Classical Periods, Stockholm, Schiering 1979 W. Schiering, Milet: Eine Erweiterung der Grabung östlich des Athenatempels, IstMitt 29, 1979, Schlotzhauer-Villing U. Schlotzhauer, A. Villing, East Greek Pottery from XX

22 2006 Naukratis: The Current State of Research, In: A. Villing, U. Schlotzhauer (Eds.), Naukratis: Greek Diversity in Egypt. Studies on East Greek Pottery and Exchange in the Eastern Mediterranean, Oxford, 2006, Seifert, Beispiel von Amphoren M. Seifert, Herkunftsbestimmung archaischer Keramik am Beispiel von Amphoren Milet, Oxford, Sezgin, Amphoralar Y. Sezgin, Klazomenai Akpınar Nekropolisi Ticari Amphoraları, İzmir, (Yayınlanmamış lisans tezi) Sezgin 2004 Y. Sezgin, Clazomenian Transport Amphorae of the Seventh and Sixth Centuries, In: Klazomenai, Teos and Abdera, Smidt 1952 R.V. Smidt, Grecheskaia Archaicheskaia Keramika Mirmekia i Tritaki, MIA 25, Moskova, 1952, (Rusça) Sidorova 1992 N.A. Sidorova, Archaic Pottery from the Excavations of Panticapaeum, (apart from Attic Black- Figure Pottery), SGMII 10, 1992, (Rusça) Sieveking-Hackl 1912 J. Sieveking, R. Hackl, Die Königlische Vasensamlung zu München, Band.1, München, Skudnova, Olbia V.M. Skudnova, Archaicheskii Nekropoli Olbii, Leningrad, (Rusça) Solovyov, Berezan S.L. Solovyov, Ancient Berezan, Leiden, Sonku, Kinet Höyük F. Sonku, Wave-Line Pottery from the Late Iron Age Levels of Kinet Höyük, Bilkent Üniversitesi, Ankara, (Yayınlanmamış yüksek lisans tezi) Stern, Dor E.S. Stern, Excavations at Dor, Final Report Volume IB, Areas A and C: The Finds, Jerusalem. Sukas II G. Plough, The Aegean, Corinthian and East Greek Pottery and Terracottas. Sukas II, Copenhagen, Tanis II W.M.F. Petrie, Tanis II, London, Tanrıver, Dalgalı Çizgili C. Tanrıver, Klazomenai Akropolisi nde Ele Geçen XXI

23 Keramik Dalgalı Çizgili Keramik, İzmir, (Yayınlanmamış lisans tezi) Tarsus III H. Goldmann, et. al., Excavations at Gözlükule, Tarsus III. The Iron Age Settlement, Princeton, Technau 1929 W. Technau, Griechische Keramik im Samischen Heraion, AM 54, 1929, Teleaga-Zirra, Die E. Teleaga, V. Zirra, Die Nekropole des Jhs. V.Chr. Nekropole von Istria Bent bei Histria, Rahden, Tiryns XIII U. Polczyk, Die archaische keramik von Tiryns, In: Tiryns, Forschungen und Berichte, Band XIII. Tocra I J. Boardman, J. Hayes, Excavatiosn at Tocra , The Archaic Deposits I, The British School of Archaeology at Athens, Suppl. Vol.4, Oxford, Tocra II J. Boardman, J. Hayes, Excavations at Tocra , The Archaic Deposits II and Later Deposits, The British School of Archaeology at Athens, Suppl. Vol.10, Oxford, Treister-Vinogradov M.J. Treister, Y.G. Vinogradov, Archaeology of the 1993 Northern Black Sea Region, AJA 97, 1993, Troy IV C.W. Blegen, et.al, Troy IV. Setlements VIIa, VIIb and VIII, Princeton,1958. Tsetskhladze 1998 G.R. Tsetskhladze, Greek Colonisation of the Black Sea Area: Stages, Models and Native Population, In: G.R. Tsetskhladze (Ed.), The Greek Colonisation of the Black Sea Area, Stuttgart, 1998, Tudor-Jones 1990 O. Tudor Jones, Chalcidic Painted Ware: Three Stamnoid Kraters from Torone, ArchEph 129, 1990, Tuna-Nörling, Attische Y. Tuna-Nörling, Attische Keramik aus Klazomenai, Keramik Saarbrücken, Utili, Assos F. Utili, Die archaische Nekropole von Assos, Asia Minor Studien 31, Bonn, XXII

24 Voigtländer 1981 W. Voigtländer et.al., Milet 1980, IstMitt 31, 1981, Voigtländer 1982 W. Voigtländer, Funde aus der Insula westlich des Buleuterion in Milet, IstMitt 32, 1982, Voigtländer 1986 W. Voigtländer, Umrisse eines vor-und frühgeschischtlichen zentrums an der karisch-ionischen küste, erster vorbericht, survey 1984, AA 1986, Voigtländer 1988 W. Voigtländer, Akbük-Teichiussa. Zweiter Vorbericht- Survey 1985/86, AA 1988, Vokotopoulou 1987 I. Vokotopoulou, Neos Marmaros Sithonias, ADelt 42, 1987, 371. (Yunanca) Vroulia K.F. Kinch, Fouilles de Vroulia, Berlin, Waldhauer 1929 O. Waldhauer, Ein Askos der Sammlung Chanenko in Kiew und die Altsamische Kunst, AA 44, 1929, Walter 1957 H. Walter, Frühe samische gefasse und ihre fundlage I, AM 72, 1957, Walter-Vierneisel 1959 H. Walter, K. Vierneisel, Heraion von samos. Die Funde der kampagnen 1958 und 1959, AA 74, 1959, Weber 2006 S. Weber, East Greek Situlae from Egypt, In: A. Villing, U. Schlotzhauer (Eds.), Naukratis: Greek Diversity in Egypt. Studies on East Greek Pottery and Exchange in the Eastern Mediterranean, Oxford, 2006, Wide 1900 S. Wide, Geometrische Vasen aus Griecheland, JdI 15, 1900, Xanthos IV H. Metzger, Fouilles de Xanthos, IV. Les céramiques archaiques et classiques de l!acropole lycienne, Paris, Young 1939 R.S. Young, Late Geometric Graves and a Seventh XXIII

25 Zeren, 4. yüzyıl Kap Formları Zoroğlu 1993 Century Well in the Agora, Hesperia Supplements, Vol. 2, M. Zeren, Klazomenai de Ele Geçen M.Ö. 4. Yüzyıl Kap Formları, İzmir, (Yayınlanmamış yüksek lisans tezi) L. Zoroğlu, Kelenderis 1992 Yılı Kazı ve Onarım Çalışmaları, KST 15, 1993, Sektörler için kullanılan kısaltmalar: AKP: AKRO: ASI: CKT: DSİ: FGT: HBT: HBP: KET: LMT: MGT: YLD: Akpınar Nekropolisi Akropolis (Güney Yamacı) (Karantina) Ada(sı) Sondaj I Cankurtaran Tepe DSİ Nekropolisi Feride Gül Tarlası Hamdi Balaban Tarlası Hamdi Balaban (Tarlası) Pres (Yağhane) Kaya Elmalı Tarlası Limantepe Mehmet Gül Tarlası Yıldıztepe (Nekropolisi) Diğer Kısaltmalar: EOS: Erken Orientalizan Stil OOS: Orta Orientalizan Stil GOS:. Geç Orientalizan Stil KSF: Klazomenai Siyah Figür (Seramiği) Bkz.: Bakınız Fig.: Figür Şek.: Şekil Lev.: Levha Res.: Resim Yük.: Yükseklik XXIV

26 GİRİŞ Bir Antik Çağ toplumunun ekonomik ve kültürel ilişkilerini anlamakta, topluluğun üretim faaliyetlerinin bilinmesi önemli bir yer taşımaktadır. Bu yol ile toplumların ekonomik ilişkileri, hangi sahada üretim yaptığı, üretim yaptığı sahadaki rekabeti, siyasi olayların buna etkisi anlaşılabilmektedir. Arkeolojik kazılarda organik kalıntılara genelde rastlanamamaktadır. Dolayısı ile bu tür çalışmalar genellikle inorganik kalıntılara dayanılarak yürütülebilmektedir. Klazomenai antik kentinde ticari faaliyete ait en önemli kanıtlar seramik üzerinde yoğunlaşmaktadır. Kil, gerek temini gerekse işlenmesi kolay olduğu için yüzyıllar boyunca başta mutfak araç gereçleri olmak üzere birçok malzemenin vazgeçilmez hammaddesi olmuştur. Kilden üretilebilecek malzemeler tahmin edilebileceğinden çok daha fazladır. Öyle ki, Klazomenaililer ölülerini gömecekleri lahitleri bile kilden imal etmişlerdir. Kilden imal edilen kap kacak ve çanak çömlek her topluluğun kendi geliştirdiği bir üsluba göre yapılmıştır. Bu nedenle ele geçen çanak çömlek kalıntıları insan hareketleri, yani göçler veya istilaların hangi yönde olduğunun araştırılmasında önemli birer kanıttır. Aynı zamanda ticari birer materyal de olan bu tür buluntular yukarıda kısaca değinilen ekonomik ve sosyal etkileşim ve irtibatların ortaya konmasında da önemli bir yere sahiptir. Klazomenai, kuruluşundan itibaren, anayurdundan getirdiği geleneğe uygun olarak seramik üretmiştir. Tüm İon kentlerinde olduğu gibi Klazomenai nin de Kıta Yunanistan ı takip eden bir seramik geleneği olduğu görülmektedir. Ancak, İonia nın özellikle Arkaik dönemden itibaren Kıta Yunanistan dan bağımsız olarak kendine has bir üslup geliştirdiği görülmüştür. Bu gelenek içinde şüphesiz yerel farklılıklar da mevcuttur ve bu farklar ortaya konmaktadır. Ancak, tüm bu çalışmalar figürlü seramik üzerinde yürütülmüştür. Metal vazoların taklidi veya özentisi olan bu figürlü vazoların kendi kategorisi içinde en pahalı ürünler olduğu varsayılabilir. Bu nedenle günlük ihtiyaçlar için değil de daha özel zamanlarda ya da özel amaçlarla kullanılmış objelerdir. Ancak, daha az özen gerektiren ve bu nedenle nitelik olarak fakir ve pahada ucuz seramik kapların da üretilmiş olduğunu bilmekteyiz. Bunların kullanım alanlarının çok daha çeşitli olduğu şüphesizdir. Günlük hayatta kullanılan çanak 1

27 çömleğin çeşitliliği ve miktarının fazlalığı bu türün daha fazla ele geçmesinin de bir nedenidir. Figürlü seramikte olduğu gibi bu türde de üreticilerin birbirlerinden etkilendikleri muhakkaktır. Ancak, figürlü seramikteki kadar farklılıkları ortaya koyabilecek kanıtın bu gibi gruplarda mevcut olmaması benzer türlerin bölgelere ve kentlere göre sınıflanmasını ilk aşamada zorlaştırır. Klazomenai de ele geçen dalgalı çizgi bezekli seramiklerin değerlendirildiği bu tez çalışmasında amaç; Klazomenai malzemesinin tipolojik, kronolojik ve stilistik bakımdan incelenmesidir. 7. yüzyılın başlarından 5. yüzyıla değin üretildiği bilinen dalgalı çizgi bezekli seramik, geniş bir yayılım alanı ile dikkat çekmektedir. Söz konusu seramik türü, birden fazla üretim merkezi ve birbiri ile ilişkili form ve bezeme özellikleri ile karşımıza çıkar. Klazomenai de de 7. yüzyılın son çeyreğinden 5. yüzyıla değin bu tür seramiğin üretildiği bilinmektedir. Son yıllarda yapılan kazı çalışmalarında ortaya çıkarılan geç 6. yüzyıl kuyularında çok miktarda ele geçen örneklerle zenginleşen Klazomenai vazo repertuarı, bu tür seramiği tanımada eşsiz bir fırsat vermiştir. Bu türün Klazomenai ye has özelliklerinin ortaya konması ve tanınabilir hale getirilmesi, tarihlenebilecek bir buluntu olması hedeflenmektedir. Bu çalışmada geleneğin nasıl başladığı, gösterdiği değişimlerin nedenleri ve neden sona erdiği araştırılacaktır. Etki aldığı ekol ve bölgeler veya hangi ekol ve bölgeler için örnek teşkil ettiği ortaya konulmaya çalışılacaktır. Bu amaç doğrultusunda gerçekleştirilen çalışmanın ardından varılan sonuçların sunulmakta olduğu bu tezin ilk bölümünde söz konusu seramik türünün tanımlanması gerçekleştirilmiştir. Öncelikle konu üzerine yüz yılı aşkın bir süredir yapılan çalışmaların değerlendirildiği bir Araştırma Tarihçesi sunulmuştur. Araştırma tarihçesinde, temelde iki konu üzerinde yoğunlaşılmıştır: İlki araştırmacıların bu malzemeyi hangi isimle değerlendiği, nasıl tanımladığı; ikincisi ise, söz konusu malzemenin köken, tip ve üretim yeri konusundaki değerlendirmeleridir. Araştırma tarihçesinin ardından isimlendirme konusundaki değişik fikirler değerlendirilmiş, inceleyeceğimiz seramik türünün kapsamı ortaya konmuştur. Burada son olarak, araştırmacıların yayınlarındaki ifadelerinin çoğunun yayından bire bir alındığından söz edilmelidir. Buradaki amaç, kendi dilimize tercüme ederek kullanacağımız bu ifadelerin anlamının zayıflamasının önüne 2

28 geçmek, okuyucu tarafından yorumlanabilmesini sağlamak ve söz konusu ifadeleri aktarırken tarafsız kalabilmektir. İkinci bölüm bu tez çalışmasının ana gövdesini oluşturmuştur. Bu bölüm, Klazomenai de ele geçen malzemenin yukarıdaki hedefler doğrultusunda analizinin yapıldığı bölümdür. Bu bölümde ilk olarak, Klazomenai de yürütülen kazı ve araştırmalar sonucunda ulaşılan sonuçlara dayanarak kentin kısa bir tarihçesi sunulmaktadır. Bununla birlikte, tez malzemesini oluşturan buluntuların ele geçtikleri yapı katı, yapı/buluntu evresi gibi buluntu yerlerinin tarihlenmeleri konusundaki kanıtlar sunulmuştur. Her yapı katı/yapı evresinin ardından buluntuların ele geçtikleri konteksti gösteren tablolar yer almakta, böylece hem kronolojik verilerin kolay anlaşılması hem de hangi vazoların birarada ele geçtiklerinin görülebilmesi amaçlanmıştır. İkinci alt bölümde, Klazomenai malzemesi teknik bakımdan incelenmiştir. Burada, hamur ve firnis renginin yanı sıra, vazonun oluşturulması sırasında çömlekçiye has teknik özellikler göz önüne alınmıştır. Bununla birlikte, incelenen seramik türünün niteliği bu bölümde tartışılmıştır. İkinci bölümün üçüncü alt bölümü, tüm tezin merkezini teşkil eder. Bu bölümde malzeme form bakımından sınıflanmıştır. Her form incelenirken, ilk olarak formun tanımlanması, kökeni hakkında bilgi verilmesi, isimlendirme ve işlev konusundaki fikirlerin değerlendirilmesini içeren birer giriş yapılması uygun görülmüştür. Tezin öncelikli hedefi bu olmadığından bu giriş bölümünün oldukça kısa olması uygun bulunmuştur. Her vazo formunun özellikleri ve bizim için taşıdığı anlam farklı olduğundan bazı formlar üzerinde daha fazla durulmuştur. Her kap formu için yapılmış olan tipolojik çalışmalara dayanarak farklı tipleri gösteren tabloların kullanılması yararlı görülmüştür. Bununla birlikte, söz konusu tablolarda yer alan farklı tiplere incelediğimiz malzeme içinde rastlandığı anlamı çıkarılmamalıdır. Bu tipolojik tablolar genelde figürlü seramiklere dayanarak yapılmışlardır. Bunun ardından, incelenen her formun, başka merkezlerde ele geçen benzer örnekleri yer alır. Burada uygulanan yöntem, malzemenin okuyucuya sunulmasını kolaylaştıracak biçimde tasarlanmıştır. Her kent ya da bölgede ele geçen malzeme, her vazoya bir numara verilerek metin içinde listelenmiştir. Listede yer alan malzemenin tamamı, ya da en karakteristik özelliklere sahip olanlarının çizim ya da resimleri ilgili listenin ardına yerleştirilmiştir. Böylece her formun, bir kent ya da 3

29 bölgeye ait buluntuları sınıflanmıştır. Söz konusu vazoların tarihlenmeleri, form ve bezeme özellikleri ilgili kent ya da bölge başlığı altında ele alınmıştır. Bu alanlarda verilen bilgiler için çoğu durumda yeniden referans verilmemiş olup her vazo için listede verilen referanslardan yararlanılmıştır. Listelerin ilgili tüm malzemeyi içerdiğini söylemek mümkün olmadığı gibi, bu tezin esas amacının da bu olmadığı belirtilmelidir. Çizim ve fotoğraflar, listelerde verilen yayınlardan, tarafımdan dijital ortama aktarılarak kullanılmıştır. Bu nedenle her resim ya da çizimin kalitesi birbiri ile eşit değildir. Bu sınıflama denemesinde, birbiri ile paralel özellikler gösteren malzemeler dikkate alınmış, İonia ve İonia ile ilişkili bölge ya da kentler dışında, günlük seramiklerin söz konusu süreç içinde izlenebildiği Attika ya da yer verilmiştir. Attika nın mütemadiyen her form için burada yer alması, dalgalı çizgi bezekli seramik ile doğrudan ilişkili olduğu anlamına gelmemektedir. Bununla birlikte, gerekli durumlarda figürlü seramik ekollerindeki formlar da listelenmiş ve sadece form ve kronoloji bakımından değerlendirilmişlerdir. Tüm bu yapılanlardaki amaç, basit bezemelere sahip bu kap formlarını üretmiş olan çömlekçilerin etkilendikleri alanları ortaya koyabilmektir. Bunun ardından Klazomenai malzemesine yer verilmiştir. Klazomenai malzemesi sunulurken kronolojik bir ayrıma tabi tutulmuştur. Bu ayrım yapılırken, kentteki yerleşme alanlarında tespit edilen kesintiler sınır olarak kabul edilmiştir. Yani, 7. yüzyıl/7. yüzyılın son çeyreği için veriler 7. yüzyılın sonu ve 6. yüzyılın başında, FGT ve MGT deki yapıların terk edilmesi dayanak oluşturur. 6. yüzyılın ilk yarısı, Perslerin bölgeye gelişleri nedeni ile kentin terkedilmesi, 6. yüzyılın son çeyreği için İonia ayaklanması ve bu kargaşa döneminde anakaradaki kentin bir kez daha terkedilmesi dayanak oluşturmuştur. 5. yüzyıl için veriler tamamen Karantina adasındaki sondajdan gelmektedir ve buluntular tüm yüzyıl içinde bir bütün olarak yer almıştır. Her period içinde yer alan malzemenin, buluntu yeri, boyutları ve renk kataloğu ile eğer yayınlanmışsa ilgili referansı içeren katalog bilgileri bir liste halinde sunulmuştur. Katalogda yer alan hamur, firnis ve astar renkleri tanımlanırken Munsell Soil Color Chart, Baltimore, 1975 kullanılmıştır. Her kap formu için, o formun ele alındığı bölümü simgeleyen birer harf ve sıra numarası, katalog numarası olarak kullanılmıştır. Paralel örneklerin görsel olarak metin içinde yer alması ile aynı pratik amaç doğrultusunda Klazomenai 4

30 malzemesinin de genelde çizimleri ve bazı örneklerde fotoğrafları birer grafik olarak tasarlanarak ilgili bölüm içerisine yerleştirilmiştir. Tezde kullanılmış olan çizimler hakkında burada bazı bilgilerin verilmesi gerekir. Bu çizimlerin büyük bölümü Klazomenai kazı arşivinden alınmıştır. Akropolis sektörü buluntularının kurşun kalem çizimlerinin tamamına yakını, yayın çalışması kapsamında, Fuat Yılmaz başkanlığında, Polat Ulusoy ve Elif Atay tarafından yılları arasında gerçekleştirilmiştir. Bu sektörün geriye kalan kurşunkalem çizimleri ise Günsel Özbilen ve Ulaş Şalgam tarafından yapılmıştır. Söz konusu çizimlerin tamamı Günsel Özbilen tarafından mürekkeplenmiş, Polat Ulusoy tarafından dijital ortama aktarılmıştır. Karantina Adası sondajından gelen malzemelerin çizimleri Ümit Güngör, Fikret Özbay ve Bekir Özer tarafından yılları arasında gerçekleştirilmiş, Aslıhan Kopal tarafından 2004 yılında dijital ortama aktarılmıştır. FGT, MGT ve HBT Kuzey sektöründe ele geçen malzemelerin tamamına yakını, kendi tez çalışması kapsamında Yaşar E. Ersoy tarafından çizilerek mürekkeplenmiştir. LMT01 Kuyu buluntularının tamamı ve yukarıda yer alan üç sektörden gelen birçok buluntu Günsel Özbilen tarafından 2006 yılında çizilmiştir. Anılan son dört sektörün buluntu çizimleri tarafımdan dijital ortama aktarılmıştır. Çizimlerin bir bölümü ise, 30. yılına yaklaşan Klazomenai kazısındaki bu uzun süreç içerisinde yer alarak çizimlere katkıda bulunmuş ancak isimlerini bilemediğimizden burada yer veremediğimiz birçok ekip üyesi tarafından gerçekleştirilmiştir. Tez malzemesi arasında kuyu buluntuları büyük bir yer tutmaktadır. Söz konusu kuyuların kullanım dönemi tabakalarında ele geçen seramiklerin restorasyon çalışmaları yılları arasında tarafımdan ve Ankara Üniversitesi Başkent Meslek Yüksek Okulu, Restorasyon ve Konservasyon Programı öğrencilerinden oluşan bir ekip tarafından gerçekleştirilmiştir. Tezde yer alacak buluntuların seçimine de değinmek gerekir. Klazomenai de ele geçen bu türe ait buluntuların burada yer alanlardan ibaret olduğu düşünülemez. Tezin ilk aşamasında, Klazomenai kazılarında ele geçen tüm buluntular gözden geçirilmiş, ilgili görülenler ayrılmıştır. Her sektörün buluntuları, farklı birçok kazı kampanyasında ele geçtiklerinden birbirileri ile ilişkili olmaları muhtemel göründüğünden tüm sektörler için uzun bir süre bu ilişkiler araştırılmıştır. Birçok parçanın birbiri ile bütünleşmesi sonucunda, yeni bazı vazoların ortaya çıktığını 5

31 belirtmek gerekir. En küçük parça dahil olmak üzere, tüm buluntular fotoğraflanmış, profilini izleyebildiklerimiz çizilmiştir. Tüm parçalar ait oldukları kap formuna göre sınıflanmış, kronolojik olarak bölümlere ayrılmış, her bir bölüm içerisinde kap formları tipolojik olarak sınıflanmıştır. Bu çalışma sonucunda yaklaşık bin vazo ya da parçanın kataloğu oluşturulmuştur. Tümünü tez kapsamına almak hem gerekli olmadığından hem de böyle bir durum mümkün görülmediğinden ciddi bir eleme gerekli olmuştur. Söz konusu eleme yapılırken, kesin tarihlenebilir tabakalardan gelenler, az sayıda örnek ile temsil edilenler, bütün içinde form olarak aynı ancak bezeme olarak farklı özellik gösterenler kısmen dışarıda tutulmuşlardır. Geri kalan buluntular arasından, kap formunun ve eğer var ise alt tipleri hakkında en fazla bilgiyi verenler arasından bir seçim yapılmıştır. Bazı formlar için, kap formunun değişmez karakterini göstermek üzere birden fazla örnek alınmıştır. Az sayıda buluntu ile temsil edilen erken gruplara dağınık buluntu ya da yüzey buluntusu olarak ele geçmiş olan örnekler de dahil edilmiştir. Üretim yeri olarak Klazomenai yi öne sürmekte bizim için büyük önemi bulunan, üretim aşamasında deforme olmuş, curuflaşmış bazı örneklere de yer verilmiştir. Bu son sayılan türde olanlardan sonradan yanmış olup olmadığı kesin olarak tespit edilemeyenler dikkate alınmamıştır. Bu şekilde oluşturulan kataloğun ardından söz konusu malzeme önce form, sonra da bezeme bakımından tanımlanmıştır. Bunu yapmaktaki amacımız katalog bilgilerini, bütünsel olarak tamamlamaktır. Form ve bezeme anlatılırken herhangi genel bir sonuca ulaşmak hedeflenmemiştir. Her bölümün ilk aşamasında yer alan paralel malzeme ve ardından gelen Klazomenai malzemesi, ilgili bölümün sonunda form bakımından birarada analiz edilmiştir. Gerekli görülen durumlarda farklı ekollerden vazoların resimleri de bu son bölüme eklenmiştir. Burada vurgulanması gereken bir başka durum, formlara göre değil genel olarak bakıldığında bir anlam ifade eden bezemenin değerlendirilmesinin bu bölüm içinde yapılmamış olduğudur. Son alt bölümde Klazomenai malzemesi bezeme bakımından değerlendirilmiştir. İlk olarak vazo formlarında uygulandığı tespit edilen bezeme şemaları aktarılmıştır. Ardından, bir önceki bölümde olduğu gibi kronolojik bölümlere ayrılarak bezeme elemanlarının tipolojisi yapılmıştır. Her dönem için, bezemedeki paralel örnekler, eğer form bölümünde yer alıyor ise, bölge/kent, vazo 6

32 formu ve listedeki numarası ile anılmıştır. Eğer listelerde yer almamışsa yeniden referans verilmiş ve görsel olarak sunulmuştur. Tezin esasını teşkil eden ve yukarıda anlatılan yöntemin uygulandığı ikinci bölümde Klazomenai malzemesi ve diğer dalgalı çizgi bezekli seramikler form ve bezeme bakımından değerlendirilmiştir. Tüm bu değerlendirmeler sonucunda varılan sonuçlar ise, tezin değerlendirmeler ve sonuç bölümünde yer almaktadır. Bu bölüm, tanımlama ve ayrıntıdan uzak özet ve kısa bilgilerin, mümkün olduğunca kolay anlaşılır olması için gerektiğinde listelenerek sunulmuştur. Gerekli görülen durumlarda tüm malzemenin bölgesel ve kronolojik olarak izlenebilmesini mümkün kılan geniş kapsamlı tablolar oluşturulmuş ve metnin sonuna yerleştirilmiştir. 7

33 BÖLÜM I: İONİA DALGALI ÇİZGİ BEZEKLİ SERAMİĞİ I.1. Araştırma Tarihçesi Bu çalışmada dalgalı çizgi bezekli seramik olarak adlandırılan seramik türü, Arkaik Dönem boyunca geniş bir coğrafyada yoğun olarak karşılaşılmasına karşın, hiçbir zaman bir bütün olarak değerlendirilmemiştir. Malzemenin yer aldığı yayınlarda isimlendirmede de bir birlik göze çarpmamaktadır. Bununla birlikte, türün ortaya çıkışı, kökeni, üretim merkezleri, bunların birbiri ile olan benzerlik veya farklılıkları ve gerçekte yayılım alanı da tartışılmamıştır. Bu bölümde araştırma tarihçesi ile birlikte, araştırmacıların bu konudaki farklı görüşlerinin aktarılması hedeflenmektedir. Rhodos ta mezar buluntusu olarak ele geçmiş olup Berlin Müzesinde korunan bir amphora yayınlanmış olan ilk örneklerdendir 1. Bu amphora, boynunda dalgalı çizgi, omuz üzerinde iki yatay S motifi, omuz-karın arasında bantlarla bezenmiş olup, boyun üzerinde Yunanca bir yazı yer almaktadır. A. Furtwängler tarafından yerel kilden üretilmiş olarak sınıflanmış olup aynı grup içinde yer alan dört amphoradan da bahsetmektedir 2. Olbia da ele geçen ve Bonn Üniversitesi Kolleksiyonunda korunan bir başka amphora 3, G.Loeschcke tarafından, A.Furtwängler in amphoraları ve Tell Defenneh malzemesi ile karşılaştırılmıştır. Loeschcke, grubun Rhodos kökenli görülmesine şüphe ile yaklaşır:... wird der rhodische Ursprung der Gruppe fraglich. Miletos un da kurucusu olduğu, Naukratis teki Apollon kutsal alanında ele geçen bazı kaselerle kil ve firnis bakımından benzer oluşlarına dayanarak, üretim yeri olarak Miletos u önermektedir: so dafs möglicher Weise Milet diese Vasengattung fabricirt und in seine Kolonien exportirt hat. Ancak bugünkü bilgilerimize göre bu amphora Klazomenai kökenlidir. 1 Furtwängler 1886, 149. Bu tezde Rhodos 7 no lu amphora. 2 Furtwängler in sözünü ettiği bu amphoralar için bkz: Wide 1900, 51, Fig.107; Hanffmann 1956, 176, Fig.23; CVA Berlin IV, 49-50, Lev.180, 1-2 (Env.3020), 3-4 (Env.3022). 3 Loeschcke 1891, 18; Hanffmann 1956, 178, Fig.24. Bu tezde Karadeniz 4 no lu amphora. 8

34 İlk olarak A. Furtwängler tarafından yayınlanmış olup yukarıda bahsedilmiş olan bir grup amphora, 1900 yılında Sam Wide tarafından Geometrik vazolar arasında sınıflanarak yeniden yayınlanmıştır (Von der mykenischen Kunst beeinflufste geometrische Vasen aus Attika und anderen Gegenden) (Fig.1) 4. S.Wide vazolar üzerinde yer alan bezeklerin Myken sanatında da görüldüğünü belirtir: Wir finden an diesen dieselben einfachen an die mykenische Kunst.... Buradan hareket ile bu vazoların erken olduğunu savunmaktadır. Üzerinde Grekçe yazı bulunan Rhodos 7 no lu amphorayı, türün geç örneklerinden sayarak uzun bir süre yaşadıklarına kanıt olarak göstermektedir. İlerleyen zaman içinde malzemenin sayıca artmasının ardından, Wide ın bu önerisi G.M.A.Hanfmann tarafından eleştirilmiştir: S.Wide jumped too far and too fast when he sought to derive the zigzag waveline on sixth century amphorae from the waveline ornament of a Submycenaean amphora; but he had the right idea. 5 Fig.1 Bir başka Klazomenai kökenli grup ise, tümü bir Klazomenai lahdinin buluntusu olarak ele geçen, ikisi üç kulplu, dört oinokhoedir ve Münih Müzesi nde korunmaktadır 6. R.Hackl bu vazoları Jüngere jonische Gefässe mit Reifenschmuck sınıfı altında toplamıştır 7. Bu grup içinde, bantlarla bezeli amphoralar, İonia kyliksleri, olpeler ve krateriskos olarak isimlendirilen lydionlar bir arada yer almaktadır. Burada da, bu türün yayılım alanının Miletos un ticari alanına paralel oluşuna dikkat çekilmekte, ancak birbirlerinden uzakta yer almalarından dolayı, 4 Wide 1900, 51, fig.107. Ayrıca dipnot 2 ye bakınız. (Rhodos 8-9 no lu amphoralar.) 5 Hanfmann 1956, Sieveking-Hackl , 47-48, Lev.17, Env.471, ; CVA MünchenVI, 50-51, Lev.305, Sieveking-Hack l 1912, 46. 9

35 başka üretim merkezleri de olabileceği belirtilmektedir. Bununla birlikte, genel bir fikir ile tüm bu vazoları İonia grubu altında toplanmaktadır. 20. yüzyılın ilk çeyreğinde, gerek sistemli kazıların yavaş yavaş artması, gerekse müzelerin kolleksiyonlarını genişletmesi sonucunda, seramik türleri üzerindeki sınıflama çalışmaları da başlamıştır. E.R. Price ın East Greek Pottery, Orientalizing Style (Seventh and Sixth Century B.C.) adlı çalışması Doğu Yunan Seramiği üzerindeki ilk esaslı sınıflama çalışmalarındandır. Price ın II. grubu, basit bezekli, genelde bantlarla bezenmiş vazolardan oluşmakta ve dalgalı çizgi bezekli seramiği de kapsamaktadır. II. grup astarsız ve astarlı vazolar olmak üzere ikiye ayrılmaktadır: Price II.A. (a) grubu 7. yüzyılda başlamakta, vazolar genelde oldukça kaba yapıdadır.... en yaygın form büyük-boyunlu amphoradır: siyah bantlarla ve basit motif/desenlerle (uzatılmış S, nokta rozet, zikzak veya dalgalı çizgi) bezenmiştir. 8. Price, 6. yüzyıl örneklerini kapsayan II.A (b) grubunda İonia kylikslerini analiz etmektedir 9. II.B grubu, beyaz astar üzerine bantla bezenmiş vazolardan oluşur. Bir Klazomenai lahdinin içinde ele geçen Münih teki oinokhoeler bu grup içindedir 10. Samos Heraion unda gerçekleştirilen kazılarda ele geçen dalgalı çizgi bezekli vazolar, bu konuda dikkatlerin Samos a çevrilmesine neden olmuştur. Heraion da ele geçen seramikleri griechische keramik im samischen Heraion adı altında yayınlayan W. Technau, bant bezekli olpeler, dalgalı çizgi bezekli hydrialar ve kraterler, fincan veya maşrapalar, geniş ağızlı çanaklar ve lekaneler ile İonia kylikslerinden oluşturduğu geniş grubu gebrauchskeramik des 8. bis 6. Jahrhunderts olarak adlandırmıştır 11. Bu tanımlama, Samos kazı raporlarında günümüze değin kullanılmıştır. Technau söz konusu vazoların ithal olmadığını düşünmektedir. Heraion da yılları arsında gerçekleştirilen kazılarda 8. yüzyıl sonları ile 7. yüzyıl arasına tarihlenen kuyu ve bothroslardan çok sayıda bu türe ait sağlam vazonun ele geçmiştir. H. Walter ve K. Vierneisel tarafından yayınlanmış olan bu buluntular, söz konusu seramik türünün ortaya çıkışı konusunda 8 Price, East Greek Pottery, Ibid., Ibid., Technau 1929, 29-37, fig

36 günümüze değin kanıt olarak kullanılmıştır 12. Bu çalışma içerisinde de bu buluntulardan yoğun biçimde faydalanılmıştır yılları arasında Olynthos ta gerçekleştirilen kazılarda açığa çıkan seramikler arasında, muhtemelen büyük çoğunluğu yerel üretim olan dalgalı çizgi ve bant bezekli seramik açığa çıkarılmıştır 13. M.ö. 479 yılında Artabazos tarafından gerçekleştirilen tahrip tabakalarında ele geçen bu seramikler, söz konusu tahribe atfen Pre-Persian Pottery olarak isimlendirilmiştir. G.E. Mylonas, Olynthos un Pers öncesi seramiğini üç gruba ayırmıştır. Konu ile ilgili seramikler Mylonas ın III. grubuna dahildir. Söz konusu grup içinde Mylonas, krater, yayvan çanak, stamnos, oinokhoe başta olmak üzere on yedi farklı form tespit etmiştir. Tamama yakını, kil ve gümüşi mikadan dolayı yerel üretim olarak tanımlanmıştır. Uygulanan bezeme elemanlarına göre grup ikiye ayrılmaktadır: dalgalı çizgi, bant ve spiral ilk grubu, sarmaşık yaprakları ve yaprak motifleri ikinci grubu teşkil eder 14. S.Wide ın ardından Mylonas da, dalgalı çizgi ve yatay S motiflerinin Minos ve Myken motiflerini andırdığını not etmiştir 15. Malzemeyi, özellikle Geç Hellas III (Granary Style) stili ile kıyaslayan Mylonas, Makedonia da Myken kültürünün güçlü olmadığından yola çıkarak, söz konusu motifleri, III. grup içinde etkisi olduğunu düşündüğü İonia, Rhodos ve Kıbrıs üzerinden dolaylı olarak Myken seramiğine bağlamaktadır 16. Bununla birlikte, Olynthos malzemesi üzerinde belirlediği İonia etkisi doğru bir tespittir. Histria daki kazılarda ele geçen seramikleri yayınlamış olan M.F. Lambrino nun commun olarak nitelediği İonia kökenli seramiklerden oluşturduğu geniş grup içinde ticari amphoraların yanı sıra bu türde seramikler de yer almaktadır 17. Ticari amphoraları grande contenance kategorisi içinde değerlendiren Lambrino, dalgalı çizgi bezekli seramikleri moyenne contenance kategorisinde ele almıştır. Bu kategorideki vazolar Rhodos ve İonia olmak üzere iki grup içinde değerlendirilmiştir. 12 Walter-Vierneisel 1959, Olynthus V, 25-46, pl Ibid., Ibid., Ibid., Lambrino, Histria,

37 Rhodos ta açığa çıkarılan mezarlıkların malzemelerinin yavaş yavaş yayınlanmaya başlaması, dalgalı çizgi bezekli seramik konusundaki fikirleri de geliştirmiştir. Öyle ki, yılları arasındaki kazılarda Olynthos ta açığa çıkan seramikleri yayınlayan D.M. Robinson, yeni buluntuları dikkate alarak bazı düzeltmeler yapmıştır Mylonas ın, uzun uzun Geç Myken seramiği ile bağlantı kurmasının, Rhodos buluntularının yayınlanması ile artık önemsiz olduğunu belirtmektedir: In Group III there are Macedonian connections but the relations with East Greek pottery are important and definite. The similarities to Late Helladic seem insignificant in comparison with the Rhodian paralels, more of which should have been mentioned in Volume V. 18 Many bowls have sub-mycenaean bands, leaves and spiral and wavy patterns. I am convinced that such styles persisted at Olynthus and that such vases date from the sixth century and early fifth (certainly before 479 B.C.) 19. Delos ta yapılan kazılarda, kendine has bir stili olan, bir grup dalgalı çizgili vazo grubu ele geçmiştir. C.Dugas söz konusu vazoları vases archaïques des cyclades a décor linéaire adı altında toplamıştır 20. Söz konusu vazolar Geç Geometrik formların devamı olup, erken örneklerde de yer alan dalgalı çizgiler bu bezeme biçiminin ortaya çıkışı konusunda dayanak olmuştur. Mersin Yumuktepe deki kazılarda da aynı tür malzeme açığa çıkarılmıştır. Malzemeyi yayınlayan R.D. Barnett, Lambrino ya atfen Ionic Common Ware adını kullanmıştır...and is perhaps Rhodian by origin. They are marked collectively by having a rough zigzag horizontal line usually on the neck and S- shaped loops on the shoulder. 21 Barnett bu malzemenin aynı zamanda Sieveking ve Hackl ın Jüngere jonische Gefasse mit Reifenschmuck olarak tanımladığı Münih vazo grubu ile de bağlantılı olduğunu belirtmektedir. Söz konusu vazolar üzerinde uygulanan bezemelerin, Rhodos vazoları, yani Orientalizan seramikte görülenlerin kaba bir benzeri olduğunu düşünmekte, dalgalı çizginin boyun üzerinde sıkça görülen saç örgüsü motifinin yansıması olduğunu ileri sürmektedir. Bezemenin 18 Olynthus XIII, Olynthus XIII, 6-7. Robinson un bowl olarak sınıfladığı vazo parçaları arasında, oinokhoe, hydria gibi kapalı kaplara ait olduğu anlaşılan gövde parçaları da bulunmaktadır: Olynthus XIII, 50, kat.no.p8-9, lev Delos XVII, 47-48, lev Garstang ,

38 kökeni hakkında Lambrino nun sub-myken bağlantısına karşın, S bantlarla oluşturulmuş basit ve stilize floral bezemeye sahip Histria, Samos ve Girit vazolarına dikkat çekmektedir. Dalgalı çizgi ve yatay S motifinin Sub-Myken ile ilişkilendirilmesine, Orientalizan seramik üzerindeki floral bezemelerle ilişki kurarak karşı çıkış oldukça tutarlı olarak nitelenebilir. G.M.A.Hanfmann, Tarsus ta ele geçen Doğu Yunan kökenli seramikler üzerine, bir ön rapor niteliği de taşıyan yazısında Waveline Amphorae and Hydriae ve Red-Glaze Craters başlıkları altında iki grup oluşturmuştur 22. Makalede, amphora ve hydrialarla ilgili olarak, başka merkezlerde ele geçen örneklerin yer aldığı oldukça tatmin edici bir liste de yer almaktadır. Alman okulunun ionische Gebrauchware, Lambrino ve Barnett in Common Ware adı altında sınıfladığı bu seramik türü için Waveline terimini ilk kez Tarsus ta ele geçen amphora ve hydrialar için kullanan Hanfmann, Tarsus kazı raporundaki sınıflamasında ise bu tür seramikleri Greek red glaze ware ve wave-line wares olmak üzere iki grup altında toplanmıştır 23. Greek red glaze ware olarak tanımlanan vazo grubu direkt dalgalı çizgili seramik ile ilişkilidir ve bunun waveline pottery olarak tanımlanan gruba dahil olduğunu Hanfmann da kabul etmektedir: They constitute a division of Greek wave-line wares and served as models for local imitations.... In its larger definition, this ware includes the wares previously discussed under red glaze which display some of the same shapes and the same type of decoration 24. Hanfmann, malzemenin Rhodian ve Milesian olarak lokalize edilmesine karşın, deniz aşırı ticaret yapan başka kentlerde de üretilmiş olabileceğini savunur:... but it seems pretty clear that this unelaborate type of pottery was produced locally in a number of seafaring towns. Nymphaion da açığa çıkarılan seramik fırını çevresinde ele geçen örneklerin yerel üretim olmasından yola çıkarak bu görüşünü desteklemektedir:... and if such amphorae and hydriae were made locally there (Nymphaion) we have every reason to believe that they could be made in all major Eastern Greek pottery centers, and probably in quite a few minor ones. 22 Hanfmann 1956, Tarsus III, Greek red glaze ware : 316, wave-line wares : Ibid.,

39 Hanfmann, bununla birlikte, Tarsus ve Al Mina malzemesinin bir bölümünün Kilikya daki Yunan kolonilerinde üretilmiş olması gerektiğini düşünmektedir. Waveline amphora ve hydriaların (aslında tüm grubun) ortaya çıkış tarihini Samos (Heraion) buluntularına dayandırmaktadır:... where they are said to range from (late?) eighth century well into the sixth, with the peak attained in the seventh century. Hanfmann ın zaman aralığı, Rhodos tan (ve Atina dan) 5. yüzyıla ait örneklere dayanarak, 5. yüzyılda sona erer. G.M.A. Hanfmann ın, bezemenin ortaya çıkışı konusundaki görüşleri de yol göstericidir. Sam Wide ın ileri ve çabuk bir sıçrama yaptığını söylemekle birlikte ona hak da verir ve söz konusu kalın ağız kenarlı, boyundan kulplu amphoraların ve şişkin karınlı hydriaların Geç Protogeometrik formların taklidi olmasını olası görür. Bezeme elemanlarının (dalgalı çizgi ve spiraller) ortaya çıkışını ise, Lambrino ve Barnett in de önerdiği gibi, (Delos ta ele geçen Kyklad vazolarını da dikkate alarak) Orientalizan vazolarda görülen saç örgüsü gibi kıvrımlı bezeklerin basitleştirilmiş hali olduğunu öne sürer. Khios ta Emporio kazılarında da benzer türde bezemeye sahip (yerel üretim) vazolar ele geçmiştir. Yatay S ve moustaches (bezeme alanının merkezinden her iki yana doğru açılarak inen, alt kısmı içe dönük bantlardan müteşekkil motif burada bıyığa benzetilmiştir) motifleri bazı örneklerde iç içe çemberlerle kombine edilmiş olarak karşımıza çıkar. J. Boardman, bu motiflerin Geç Myken motifleri ile benzerliğine ihtimal verir: The close resemblance to Late Mycenaean patterns can hardly be fortitous. 25 Boardman, söz konusu Khios vazolarının Hanfmann ın waveline vazoları ile ilişkili olduğunu düşünmekte, Hanfmann ın sadece dalgalı çizgi motifine dayanarak yaptığı gruplamayı eleştirmektedir. Çünkü, bezemede dalgalı çizgi içermeyen birçok vazo, farklı motifler uygulansa da aynı formlar üzerinde gözlenmektedir. Söz konusu motiflerin (ve Submyken ile benzeşen vazo formlarının), araya giren yüzyıllara karşın yeniden ortaya çıkışına, Kıta Yunanistan da Geometrik stil hakim olmuşken, Doğu Yunan da hala Submyken form ve bezemelerinin kullanılmış olmasına bağlamaktadır: The continuity in the history of this early pattern can be traced with difficulty through the intervening 25 Boardman, Emporio,

40 centuries in various places in Greece, but the way that the combination of motifs and shapes seems to come full circle again in the seventh century is most odd. It may be that in East Greece there were communities still using Submycenaean shapes and decoration when Geometric Greeks arrived. 26. The decorative schemes of all these vases has a Submycenaean air Tell Sukas ta ele geçen konu ile ilişkili seramikler için G. Ploug, East Greek Wares with Wave/Band Decoration tanımını kullanmıştır 28. Malzemenin ortaya çıkışı, dağılımı ile ilişkili olarak Hanfmann ın fikirlerini kabul ettiği görülmektedir. Konu ile ilgili son çalışmalar arasında, Filiz Sonku nun Kinet Höyük ten ele geçen bu tür seramikler üzerine gerçekleştirdiği yüksek lisans tezi ve Martin Perron un Khalkidiki yarımadasındaki Argilos ta ele geçen malzemeyi incelendiği master tezi sayılmalıdır. Sonku isimlendirmede wave-line pottery adını kullanmıştır. Yaptığı inceleme sonucunda söz konusu seramiklerin büyük bölümünün yerel kilden üretildiği sonucuna varmaktadır. Perron un, çalışması ise, Mylonas ın da belirttiği gibi, Khalkidiki yarımadasında bu tür seramiğin üretildiğini göstermesi bakımından önemlidir. Perron, tez çalışmasında, Hanfmann ın isimlendirmesini kabul ederek style a bandes ondulées ismini kullanmıştır yılında Klazomenai de başlayan bilimsel kazılarda da dalgalı çizgi bezekli seramiklerle karşılaşılmaya başlanmıştır yılları arasında Akropolis sektöründe yapılan sondajlarda ele geçen dalgalı çizgi bezekli seramikler, lisans tezi olarak Cumhur Tanrıver tarafından çalışılmıştır: Klazomenai Akropolisi nde Ele Geçen Dalgalı Çizgili Keramik. Tanrıver bu tez çalışması sonucunda hızlı dalgalı çizgi bezeğinin 6. yüzyılın son çeyreğinde kullanılmış olduğunu ortaya koymuştur. Klazomenai dalgalı çizgi bezekli seramiği, Arkaik Dönem kentini konu alan doktora tezinde Yaşar E. Ersoy tarafından da incelenmiştir 30. Özellikle 6. yüzyılın son çeyreğinde, Klazomenai de oldukça karakteristik özellikler gösteren çok miktarda bu tür seramiğin ele geçmesi, ancak 6. yüzyılın ortasına değin zayıf olarak izlenebilmesi Ersoy un dikkatini çekmiş ve bu konuyu tartışmıştır. Bu seramik türüne ait bazı örnekler Bilge Hürmüzlü nün Klazomenai deki Arkaik Dönem vazo formlarını 26 Boardman, Emporio, 105, dipnot Ibid., Sukas II, Perron, Argilos, Ersoy, Clazomenae,

41 araştırdığı yüksek lisans tezinde de sadece form bakımından incelenmiştir 31. Bu çalışmalar dışında, malzemenin bütün olarak ele alındığı başka bir çalışma yapılmamıştır. I.2. Terminoloji ve Malzemenin Tanımlanması Araştırma Tarihçesi bölümünde de belirtildiği gibi, dalgalı çizgi bezekli seramik konusunda terminolojide bir birlik oluşmamıştır. Bu konuda araştırmacıların kullandıkları farklı isimlendirmeler aşağıdaki tabloda yer almaktadır: R. Hackl Jüngere jonische Gefässe mit Reifenschmuck E. Price Pots with simple decoration generally bands of black paint (on the clay ground/on a white slip) W. Technau (Samos) gebrauchskeramik (des 8. bis 6. jahrhunderts) G.E. Mylonas/ D.M. Robinson (Olynthos) M.F. Lambrino (Histria) C.Dugas (Delos) R.D. Barnett (Mersin/Yumuktepe) G.M.A. Hanfmann (Tarsus) Pre-Persian Pottery III Common Ware vases archaïques des cyclades a décor linéaire Ionic Common Ware Wave-line wares G. Ploug (Tell Sukas) East Greek wares with wave/band decoration C. Tanrıver (Klazomenai) dalgalı çizgili seramik M. Perron (Argilos) style à bandes ondulées 31 Hürmüzlü, Vazo Formları,

42 İsimlendirme konusunda bir birliğin olmaması, araştırmacıların malzemenin farklı niteliklerini göz önüne alarak birleştirici unsurları farklı görmesinden kaynaklanmaktadır. Şöyle ki, sadece bezemeden yola çıkanlar, yani, Hackl, Price, Dugas ve Hanfmann (ve onu izleyenler) vazolar üzerindeki bezemeleri tanımlayan terimlerle bu türü isimlendirmişlerdir. Olynthos malzemesi için ise, Mylonas, stratigrafik verileri içeren bir isimlendirme kullanmıştır. Lambrino nun ve Barnett in yaygın veya müşterek olarak algılanabilecek common ware ve Technau nun (ve genelde Alman ekolünün) gebrauchskeramik/ware tanımları, malzemenin ekonomik değerini veya kullanım alanını dikkate alan isimlendirmelerdir. Burada, hangi isimlendirmenin uygun olduğunun tartışılması gereklidir. Söz konusu seramiğin dekorasyonu göz önüne alındığında, bantlar, dalgalı çizgiler, yatay S bantlar, bunlara aplike edilmiş floral bezekler, bunların kombinasyonlarından müteşekkil gruplar ve bu türden basit motiflerin kullanılmış olduğu görülmektedir. Bu motiflerin en önemli niteliği oldukça stilize ve basit oluşlarıdır. En karakteristik motif dalgalı çizgi olduğundan, Hanfmann ın isimlendirmesi, sadece bu motifi değil, yukarıda sayılan türdeki motifleri de içermesi durumunda grubu bütünü ile niteleyicidir. Örneğin, yaban keçisi stilinde bezenmiş bir vazo üzerinde yaban keçisi figürünün bulunmamasının vazoyu söz konusu stilden koparmayacağı unutulmamalıdır. Ancak, üzerinde dalgalı çizgi bezeği gördüğümüz her seramik parçası da aynı gruba dahil edilemez. Dalgalı çizgi bezekli Doğu Yunan kaseleri ve aynı bezek ya da bantlarla bezeli İonia kyliksleri, yatay S bantlarla bezeli Khios ve Klazomenai ticari amphoraları bunlar arasında sayılabilir. Burada ayırıcı olan seramiklerin formları, kil, katkı maddeleri, firnis özellikleri gibi teknik detaylarıdır. Uygulanan basit bezemeler de göstermektedir ki, bu seramik türü, lüks sayılabilecek figürlü seramiklerle kıyaslandığında, ikinci sınıf kalitededir. Günlük kullanım kapları olarak tasarlanmış olmaları muhtemeldir. Geç Arkaik dönem su kuyularının kullanım tabakalarında, su almak için kullanılırken çeşitli sebeplerle kırılarak kuyunun dibine biriken vazoların neredeyse tamamı bu sınıfa aittir ve bu durum bu fikri desteklemektedir. Dolayısıyla bu vazolar için gebrauchsware tanımı da doğrudur. Ancak, daha kaba yapıda ve bezemesiz birçok günlük kullanım kapları da olduğundan, bu tanım daha geniş bir kapsama sahiptir. 17

43 Bu nedenle biz bu çalışmada Hanfmann ın isimlendirmesine atfen dalgalı çizgi bezekli seramik adını kullanmayı uygun bulduk. Ancak bu isimlendirmeden dolayı bu bezeğin seramik türünün tümünü nitelemediğini de belirtmek gerekir. Yukarıda da belirtildiği gibi bu seramik türünün bezenmesinde basit pek çok bezek kullanılmıştır. Tez malzemesi seçilirken birçok ortak ve birleştirici özellik göz önüne alınmıştır. Bunlar, bezeme elemanları, bezeme şeması, form özellikleri ve seramiğin teknik yapısıdır. Buna göre; Klazomenai dalgalı çizgi bezekli seramiği: benzer kil, katkı, firnis ve ek boya ile belirlenen yapıya sahip olan, benzer üslupta basit bezeklerle ve benzer bir bezeme şemasına uyarak bezenmiş birbiri ile ilişkili vazo formları üzerinde karşımıza çıkan homojen bir türdür. Klazomenai de üretildiği bilinen figürlü seramiklerle (Orientalizan ve siyah figür stilleri) bazı durumlarda form, teknik özellik ve kısmen bezeme şeması bakımından da ilişkilidir. Bu tanımlamaya göre, birleştirici özellikleri kanıtlanmamış vazoların, bu grup ile ilişkilendirilmesi yanlış olacaktır. Bu nedenle, farklı kategorilerde değerlendirilegelmiş bazı vazo gruplarını bu gruptan ayrıştırmak gerekir. 18

44 BÖLÜM II: KLAZOMENAİ DALGALI ÇİZGİ BEZEKLİ SERAMİĞİ II.1. Klazomenai nin Kısa Tarihçesi ve Kazılar Sonucunda Elde Edilen Kronolojik Verilerin Değerlendirilmesi Klazomenai de 1979 yılından bu yana yürütülen kazı çalışmaları sonucunda, kentin yayılımı ve tabakalanması aşağıda kısaca özetlenmeye çalışılmıştır. Söz konusu bu buluntular, MGT, FGT, HBT Kuzey ve AKRO sektörlerinin stratigrafisi Tablo 1 de sunulmaktadır. Tek başına bulunması durumunda tarihlenmeleri güç olan dalgalı çizgi bezekli seramikler, yoğun ve titiz biçimde incelenmiş stratigrafik verilerle birlikte değerlendirilmişlerdir. Söz konusu stratigrafik veriler yayınlanmış olduklarından burada daha detaylı olarak aktarılması ve tarihlemeye yardımcı malzemelere burada yeniden yer verilmesi gerekli görülmemiştir. Fig. 2 19

45 Protogeometrik/Geometrik Dönem: Klazomenai de Protogeometrik Döneme ait kalıntılar Limantepe Höyüğünün güneyinde yer alan KET (Fig. 2, A) sektöründe açığa çıkarılmıştır 32. İlk kez 1998 yılında, alanda çalışma yürüten Limantepe kazı ekibi tarafından açığa çıkarılan yapı kalıntıları yılları arasında Klazomenai kazı ekibi tarafından yoğun biçimde araştırılmıştır. Bu tarihe kadar kentin söz konusu en erken dönemine dair elde edilen buluntular oldukça sınırlı alanlarda araştırılabilmişti. Söz konusu alanda iki yapı evresine sahip bir yapı açığa çıkarılmıştır. Geç dönemlerde alandaki faaliyetler sırasında yoğun biçimde tahrip gören yapı ile ilişkili az miktarda seramik buluntu ele geçmiştir 33. Bunlar arasında amphoralar ve hydrialar yoğunluktadır. Söz konusu seramikler Troia VIIb3 tabakalarında bulunanlar ile çağdaş kabul edilmekte ve bu yapının en erken yapı evresi 11. yüzyılın sonları- 10. yüzyılın başlarına tarihlenmektedir. Bu tarih Klazomenai kentinin kuruluş tarihi olarak kabul edilir yılında KET sektörünün hemen güneybatısında yer alan FGT (Fig. 2, C) sektöründe açılan derin bir sondajda Protogeometrik Döneme ait bir döşeme açığa çıkarılmıştır 34. Döşeme üzerinden ele geçen seramik buluntular Orta Protogeometrik Dönemin sonlarına işaret eder. Protogeometrik kalıntılar arasında Yıldıztepe (Fig. 2, 2) eteklerinde yüzeyde ele geçen muhtemelen bir urne olan amphora ve Limantepe de açığa çıkarılan intramural pithos mezar sayılabilir. Geometrik Döneme ait kalıntılar büyük ölçüde MGT (Fig. 2, B) sektöründen elde edilmiştir 35. Alanda Geç Protogeometrik-Subprotogeometrik döneme (10. yüzyılın ikinci yarısı-9. yüzyılın ortası) ait seramik buluntuların homojen olarak bulunduğu bir çukur tespit edilmiştir 36. Buluntular arasında tam konsantrik ve askı yarım konsantrik daireli skyphoslar anılabilir. Bu seviyenin üzerinde ise iki evreli bir açık alan tespit edilmiştir. Elde edilen seramik buluntular bu zayıf mimarinin Gerek bu yapı gerekse diğer Protogeometrik Dönem buluntuları M.N Aytaçlar tarafından incelenmiştir. Bu döneme ait bilgiler bu araştırmadan alınmıştır: Aytaçlar 2004, Bu dönem için ayrıca bkz: Ersoy 2007, Bu alanda yürütülen kazı çalışmaları için bkz: Bakır et al. 2001, 27-33; Bakır et al. 2002, 41-44; Bakır et al. 2003, ; Bakır et al. 2006, Bakır et al. 2002, Ersoy 2007, Ersoy 2004, 44, fig

46 yüzyılın ortalarından olduğunu göstermektedir 37. FGT sektöründe gerçekleştirilen derin sondajda, yukarıda sözü edilen Orta Protogeometrik düzlemin üzerinde mimari kalıntıdan yoksun, seramikle beliren bir Geç Geometrik düzlem ele geçmiştir 38. Protogeometrik oval yapının araştırıldığı KET (Fig.2, A) sektöründe de Geometrik Dönem ile ilişkili seramik buluntuların yoğun olması, kentin bu dönemde Limantepe eteklerinden güneybatıda MGT sektörüne değin uzanmakta olduğunu göstermektedir 39. Arkaik Dönem: 7. yüzyıl: 7. yüzyıl yerleşme alanına ilişkin veriler büyük ölçüde FGT ve MGT sektörlerinde tespit edilmiştir. HBT sektörünün kuzeyinde sadece seramiklerle temsil edilen geç 8.-erken 7. yüzyıla ait bir faaliyet gözlenmektedir 40. Limantepe höyüğünün yakın çevresinde 7. yüzyıla tarihlenebilecek seramik buluntular ele geçmesine karşın bu dönem mimari buluntularla desteklenmemektedir. Bununla birlikte höyüğün güney eteklerindeki KET sektöründe, yukarıda sözü edilmiş olan Protogeometrik yapıyı kısmen tahrip eden 7. yüzyılın sonlarına ait küçük bir bölümü izlenebilmiş duvar ve döşeme kalıntıları ele geçmiştir 41. Bu alanın güneyinde de 6. yüzyıl başlarına tarihlenebilecek, taş döşeli bir sokak ve sokak ile çağdaş bazı yapı kalıntıları bu dönemde kentin bu alana değin uzandığını göstermiştir 42. Fig.3 37 Ersoy 2004, 44-49, fig Ibid., 49, fig Bu alanda ele geçen Geometrik Dönem seramikleri için bkz: Bakır et al. 2003, 207, res.3; Bakır et al. 2001, 31, res Ersoy 2004, Bakır et al. 2002, 42, res Bakır et al. 2006, , res

47 FGT sektöründe Arkaik Döneme ilişkin veriler, Hippodamos tarzında planlanmış 4. yüzyıl kentinin kalıntılarının imkan verdiği ölçüde araştırılabilmiştir 43. Bu alanda /580 yılları arasına tarihlenen üç yapı tespit edilmiştir. Fig.4 J yapısı iki yapı evresine sahiptir (Fig.4). İlk evre apsidal planlı, ikinci evre dörtgen planlıdır. Her iki ana evre iki alt evreye ayrılabilmektedir. İlk yapı evresi yılları arasına tarihlenmektedir. Oldukça sınırlı olan buluntular arasında konkav profile sahip olmayan tek kulplu fincan, içi taralı baklava motifi ile bezenmiş skyphoslar yer alır (Fig.3) 44. Buluntular arasında dalgalı çizgi bezekli seramik ele geçmemiştir. Bu yapının, dörtgen plana dönüştürüldüğü ikinci yapı evresi de iki safhaya ayrılır. Erken evre tabanı üzerinde çok sayıda seramik ele geçmiştir. Geç tip kuşlu skyphoslar, içi çapraz taralı üçgenlerle bezenmiş halka askos parçaları, astarlı Khios amphora parçaları bu evrenin 7. yüzyılın son çeyreğine tarihlendirilmesine neden olmuştur (Fig.5). Bu tabakada bol miktarda dalgalı çizgi bezekli seramik de ele geçmiştir. Dörtgen yapının ikinci evresi 4. yüzyıl tahriplerinin yoğunlaşması nedeni ile tespit edilememiştir. 43 Bu alandan elde edilen bilgiler için bkz: Ersoy 2007, J yapısının stratigrafisi için bkz: Bakır et al. 2002, 44-45, res.6-9; Ersoy 2004,

48 Fig.5 Bu alandaki ikinci yapı apsidal planlı F yapısıdır. Taş döşemeli E alanı ile doğrudan ilişkilidir. İlk evre kesin olarak tarihlenememekte, ikinci evre ise J yapısı ile çağdaş olup 7. yüzyılın sonu, 6. yüzyılın başına tarihlenebilmektedir 45. Son yapı olan C yapısı, F yapısından daha sonraki bir tarihe ait olan bir duvarla temsil edilmektedir. Y. Ersoy bu yapının erken 6. yüzyıldan daha geç olamayacağını öne sürer 46. MGT sektöründe 7. yüzyıla ait kalıntılar oldukça zayıf bir mimari, ancak yoğun seramik buluntu ile temsil edilir 47. Söz konusu mimari kalıntı, geç 6. yüzyılda inşa edilen A yapısının güney duvarı altında açığa çıkarılan bir duvardan ibarettir. Erken 7. yüzyılda inşa edilmiş olan bu yapı iki evreye sahiptir ve 7. yüzyılın sonlarında terk edildiği anlaşılır 48. Elektron staterlerden oluşan bir define ikinci evre ile ilişkili olarak bulunmuştur 49. Diğer buluntular ve define alandaki aktivitelerin 580 yılından sonrasına gitmediğini açıkça göstermiştir 50. E ve F yapıları ile H ve I odalarının altında yürütülen çalışmalarda da sadece seramik buluntularla temsil edilen 7. yüzyıl dolguları tespit edilmiştir yüzyıla ait izler Klazomenai de yerleşme alanını çevreleyen nekropolislerde de izlenir. Nekropolislerin 7. yüzyılın ilk çeyreğinden itibaren 45 Bakır et al. 2000, 50-51; Ersoy 2004, C yapısı için bkz: Bakır et al. 2000, 50; Ersoy 2004, Ersoy 2007, Ersoy 2004, 52; Ersoy, Clazomenae, Işık, Elektronstatere aus Klazomenai, Definenin tarihlenmesi için bkz: Işık, Elektronstatere aus Klazomenai, Ersoy 2004, 52; Ersoy, Clazomenae, E yapısı: , F yapısı: , H ve I odaları:

49 kullanılmaya başlandığı tespit edilmiştir. Yıldıztepe, Akpınar ve DSİ Nekropolisleri 7. yüzyıla ait mezarların ele geçtiği alanlardır yüzyıl kentinin MGT ve FGT sektörlerini ve olasılıkla Limantepe çevresini merkez aldığı, 7. yüzyılın sonu-6. yüzyılın başında ise terk edildiği anlaşılmaktadır. Bununla birlikte, 6. yüzyılın sonlarına değin MGT ve FGT sektörlerinde hiçbir iskan faaliyetinin bulunmadığı da gözlenmektedir. Son yıllarda Limantepe açıklarında deniz altında yürütülen yüzey araştırması ve su altı kazıları sonucunda Arkaik Döneme ait bazı buluntular açığa çıkarılmıştır 53. Söz konusu buluntular arasında yoğunlukla geç 7. yüzyıl malzemesi dikkat çeker. Buradan hareket ile, Y.E. Ersoy, 7. yüzyıl kentinin, muhtemelen bir deprem sonucu deniz altında kalan kuzey kıyı açıklarında ve Limantepenin batısında yoğunlaştığını öne sürmektedir 54. SEKTÖR YAPI/TABAKA KAT.NO. TARİHLEME MGT A odası altı D1, M6. En geç 580 MGT I odası altı N8, N9. En geç 580 MGT F yapısı altı C10. En geç 580 FGT J yapısı I. yapı katı N2 FGT J yapısı II. yapı katı, I. evre B3, B5, B8, C2, C3, C6, C7, Ca-g, D3, H2, H3, H7, M1, M2, M3. 7. yüzyılın son çeyreği FGT E alanı (Orta Evre) B4, H FGT/MGT tabakasız A7, B6, H9, M4, M5. FGT kuzey Tarım toprağı H4, H5, H6.? sondaj 55 Akpınar I. evre gömüleri A1, B1, C1, E1, E2, N1, N3, Nekropolisi 56 N4, N DSİ 32 no lu kremasyon C4, C5. 7. yüzyılın son çeyreği yüzyıl mezarlık alanları için bkz: Ersoy 2007, ; Hürmüzlü 2004, 77-86; Güngör, YıldıztepeNekropolisi, Bu çalışmalara dair raporlar için bkz: Erkanal et al. 2004, , çizim Ersoy 2004, Bakır et al. 2006, Hürmüzlü 2004,

50 Nekropolisi mezar LMT ve çevresi Dağınık buluntu Ch, D2, h10, H11, N6, N10.? 6. yüzyılın ilk yarısı: Bu dönemde yerleşmeye ait kalıntılar sadece HBT sektörünün kuzeyinde tespit edilebilmiştir. Akropolis Güney Yamacında yürütülen çalışmalarda da 6. yüzyılın ilk yarısında üretim yapan işlikler tespit edilmiştir. Fig.6 HBT Kuzey sektöründeki çalışmalarda 7. yüzyılın sonlarında başlayan iskanın 6. yüzyılın ortalarında sona erdiği tespit edilmiştir 57. Alanda beş yapı ve dört açık alan tespit edilmiştir (Fig.6). Kazılan alanın geniş olmaması nedeni ile sadece A ve B yapıları ile C alanı iyi araştırılabilmiştir. Tüm yapılar dörtgen planlıdır. A yapısı 6. yüzyılın ilk yarısına ait buluntular içerir 58. Kazılan alanın merkezinde yer alan B yapısı ise iki evreye sahiptir. Yapının kuruluşu, temel seviyesi altındaki dolgu malzemesi doğrultusunda 7. yüzyılın sonlarına verilir 59. İlk evresi , ikinci evresi yılları arasına tarihlenmektedir 60. C alanı olarak adlandırılan alan da A ve B yapıları gibi iki evrelidir. İlk evre erken 6. yüzyıl, ikinci evresi 6. yüzyılın 57 Ersoy 2004, 53; Ersoy 2007, Ersoy, Clazomenae, Bu tabakada ele geçen Orientalizan oinokhoeler için bkz: Ersoy 2000, 402, fig.286, B yapısı için bkz: Ersoy, Clazomenae, 60-83; Ersoy 2004, 53-55, fig

51 ikinci çeyreği içine tarihlenir 61. Bu sektördeki tüm yapılar herhangi bir tahrip gözlenmemesine karşın 6. yüzyılın ortalarında aniden terkedilmişlerdir. Alanda 5. yüzyıl sonları-4. yüzyıl başlarına değin bir aktivitede de bulunulmamıştır 62. Akropolis adı verilen tepenin güney yamacında yürütülen çalışmalarda 6. yüzyılda iki yapı katı tespit edilmiştir 63. İkinci yapı katı (eeken), 6. yüzyılın ilk yarısı içinde üretim yapan bir seramik atölyesi 64 ve muhtemelen fırın ile ilişkili mekanlardan oluşur (G, P, H, D-F, K alanları) 65. İlk yapı katı ise (geç) ise 6. yüzyılın sonlarına aittir. SEKTÖR YAPI/TABAKA KAT.NO. TARİHLEME HBT K(uzey) HBT K A odası N yüzyılın ilk yarısı B odası I. evre taban altı C8, D7, D11, H16, N yüzyıl sonu - 6. yüzyıl başı HBT K B odası I. evre C15, N yüzyılın ilk çeyreği HBT K B odası II. evre L4, M yüzyılın ikinci çeyreği HBT K C alanı I. evre C17. Erken 6. yüzyıl HBT K C alanı II. evre M yüzyılın 2. çeyreği HBT K H alanı M10, M yüzyılın ilk yarısı AKRO II. yapı katı (erken) A5, B9, B10, B11, B12, B13, C11, C13, C18, D5, D9, E6, H13, H14, H15, H17, H18, H19, L3, M9 M12, M14, M15, M16, M17, M18, M19, M20, M21, M22, M23, M24, N15- N19. En geç 6. yüzyıl ortası 6. yüzyılın üçüncü çeyreği: Klazomenai de 1979 yılından bu yana yürütülen çalışmalarda bu döneme tarihlenebilecek hiçbir mimari ve seramik buluntuya 61 Ersoy, Clazomenae, Söz konusu geç dönem yapılarının dolgularında 6. yüzyılın son çeyreğine ait seramik parçaları ele geçmiştir: Ersoy 2004, Ersoy 2007, Fırın ile ilişkili olarak ele geçen ve muhtemelen bu seramik atölyesinde üretilmiş olan seramikler için bkz: Ersoy 2003, , lev Ersoy 2004,

52 rastlanmamıştır 66. FGT ve MGT sektörlerinde 7. yüzyıl sonlarında terk edilen konutların üzerinde 6. yüzyıl son çeyreğine tarihlenen yapılar oturmaktadır. HBT kuzey sektöründe de 4. yüzyıla değin hiçbir aktivite gözlenmez. Akropolis Güney Yamacındaki son yapı katı da yüzyılın sonlarındandır. Nekropolis alanlarında da 550/ /510 yılları arasına tarihlenebilecek gömülere rastlanmamıştır 67. Böylesine keskin ve birçok noktada net olarak izlenebilen boşluk, tarihi bir olayla açıklanmaktadır. Perslerin 546 yılında Lydia krallığını ele geçirerek batıya, İonia ya doğru hareket etmesinden tedirgin olan kent sakinlerinin kentlerini terk ettikleri düşünülmektedir 68. Bu durum Klazomenai dalgalı çizgi bezekli seramiğinin söz konusu yıl içinde izleyememize neden olmuştur. Samos ta da tyran Polykrates in hakimiyet döneminde Heraion un gözden düşmesi 7. yüzyıldan 6. yüzyılın ortalarına değin gözlenen zengin sunular da kesilmektedir. Bu nedenle incelediğimiz seramik türü, 6. yüzyılın üçüncü çeyreğinde neredeyse hiçbir yerde temsil edilmemektedir. 66 Bu konuda elde edilen kanıtlar için bkz: Ersoy 2004, 60-63; Ersoy 2007, Hürmüzlü 2004, 87; Güngör, Yıldıztepe Nekropolisi, Ersoy, Clazomenae, 436. Ersoy 2004,

53 Fig.7 6. yüzyılın son çeyreği: 6. yüzyılın üçüncü çeyreğini ve muhtemelen son çeyreğinin bir bölümünü de içeren boşluğun ardından Klazomenai de yoğun bir iskan faaliyeti gözlenir. Bu iskan MGT ve FGT sektörlerinde konut alanları olarak, Akropolis Güney Yamacında ve HBT Güney sektöründe işlikler olarak karşımıza çıkar yılından bu yana HBT güney sektörünün doğusunda yürütülen çalışmalarda Arkaik döneme ait bir sur duvarı ve şehir kapısının açığa çıkarıldığı belirtilmelidir 70. Bu savunma sisteminin muhtemelen erken bir yapı evresi vardır ancak 6. yüzyılın sonlarında tadil edilerek bir kapı eklenmiştir. Nekropolis alanlarında da bu dönemde yoğun bir gömü evresi tespit edilmiştir 71. Fig.8 MGT sektöründe, tümü 6. yüzyılın son çeyreğine tarihlenen üç yapı katı tespit edilmiştir (Fig.8). Ele geçen malzemeler tüm bu faaliyetlerin çok kısa bir zaman 69 HBT Güney sektöründe yer alan zeytinyağı işliğinin erken evresi için bkz: Koparal-İplikçi 2004, Bakır et al. 2007, , res Hürmüzlü 2004, Güngör, Yıldıztepe Nekropolisi,

54 içinde, yaklaşık olarak 520/ yılları arasında gerçekleştirildiğini göstermektedir 72. İlk yapı katı F ve K yapıları ile temsil edilmektedir 73. İkinci yapı katı, A odası, E yapısı, H ve I odaları, B ve L alanlarını içermektedir 74. Son yapı katında ise J yapısı, C, D, G, M alanları yer alır yüzyılın sonuna ait bu yapıların taban veya dolguları içerisinde çok sayıda dalgalı çizgi bezekli seramik ele geçmiştir. Ancak tüm yapı evreleri ve yapıların kendi içindeki evreleri göreceli olarak birbirinden ayrılmakta, buluntular genelde birbiri ile benzer tarihler vermektedir 76. MGT sektöründeki gibi aynı tarihlerde FGT sektöründe de iskan başlar 77. A, D, H ve I yapıları ile B, C, E ve G alanları bu dönemde inşa edilmiş yapılardır. D yapısı dört evreye sahiptir ve dalgalı çizgi bezekli seramik bakımından oldukça zengindir 78. Bu sektördeki yapılar da MGT sektöründe olduğu gibi yüzyılın sonlarında terk edilmişlerdir. Akropolis in Güney Yamacında da MGT ve FGT sektörleri ile aynı tarihlerde erken yapı katı enkazı üzerine yeni yapıların inşa edildiği görülmüştür 79. Alanda açığa çıkarılan zeytinyağı ve kemik işleme atölyeleri bu evrede de bu alanın işlikler için kullanıldığına işaret eder. Bu işliklerin gereksinim duydukları suyu sağlamak üzere açılmış su kuyusu, içerisinden yoğun miktarda dalgalı çizgi bezekli seramik ele geçmesinden dolayı oldukça önemlidir 80. Söz konusu kuyunun 500/490 yıllarında kullanımdan çıkmış olduğu tespit edilmiştir 81. HBT sektörünün güney bölümünde de, 6. yüzyılın ilk yarısına ait ilk evrenin tadil edilmesi ile yenilenen zeytinyağı işliği 82 ve demirci atölyesi 83 bu alanın da bu dönemde işliklere ayrılmış olduğunu gösterir Ersoy 2004, F yapısı için bkz: Ersoy, Clazomenae, ; Ersoy 2004, K yapısı için bkz: Ersoy, Clazomenae, ; Ersoy 2004, 57, fig Yapıların tabanlarında ele geçen Attika seramikleri için bkz: Ersoy 2007, 62, fig Ersoy 2004, Ersoy,Clazomenae, Son yapı katındaki yapılar ve ele geçen buluntular için bkz: Ersoy, Clazomenae, J yapısı, bir yangınla son bulan K yapısının üzerine inşa edilmiştir. Bu yapının İonia İhtilalinin ardından inşa edilmiş olması muhtemeldir: Ersoy 2004, Ersoy 2007, Bu yapının tarihlenmesi için bkz: Ersoy 2004, 57-58, fig. 19. Ersoy, Clazomenae, Ersoy 2007, Söz konusu kuyunun tarihlenmesi konusunda bkz: Bakır et al. 2003, , res Kuyunun kapatma dolgusu içerisinde ele geçen Attika siyah firnisli seramikler 5. yüzyılın başlarına tarihlenebilmektedir: Bakır et al 2003, 209, res.9; Ersoy 2004, HBT Güney sektöründe yer alan zeytinyağı işliğinin ikinci evresi için bkz: Koparal-İplikçi 2004, Ersoy 2007, Bakır et al 2001, 33, res. 8; Bakır et al. 2007, , res Ersoy 2007,

55 yüzyılın son çeyreği içinde Limantepe höyüğü çevresinde de iskan olduğunu kanıtlayan buluntular ele geçmektedir. Bunlar yoğunlukla, Protogeometrik Dönem yapı kalıntılarının araştırıldığı KET sektöründen gelen, zayıf olarak izlenen mimari kalıntılar ve yoğun olarak rastlanan seramiklerden ibarettir 84. Höyüğün güney yamaçlarında yer alan, ilk olarak 1980 yılında açığa çıkarılmış olup kazısı 2001 yılında tamamlanan Arkaik Dönem su kuyusu (LMT01, Kuyu) da bu dönemdendir. Kuyunun kapatma dolgusu ile kullanım dönemi tabakası iyi ayrılabilmiştir. Limantepe höyüğünde üst katmanların zaman içinde tahrip olması nedeni ile bu kuyunun kapatma dolgusu bütünü ile ele geçmemiştir. Bununla birlikte, gerek kullanım dönemi, gerekse söz konusu dolgu tabakası içerisinden ele geçen ve Akropolis kuyusu ile çağdaş olan C tipi kyliks ağız ve ayak parçaları ve Klazomenai geç siyah figürlü parçalar, bu kuyunun da Akropolis kuyusu ile çağdaş olarak kullanımdan çıktığını göstermiştir. Höyüğün çeşitli noktalarında açığa çıkarılmış, bu kuyu ile çağdaş başka kuyulara da rastlanmaktadır 85. Kuyu buluntuları arasında Cankurtaran Tepe nin (CKT) güneydoğu yamacında yer alan (söz konusu mevki Fig.2 de 1-2 arasında yer alır.), anakayaya oyulmuş bir kuyu da yer alır yılında, 3. Derece Arkeolojik Sit Alanı nda yer alan söz konusu bu kuyunun kaçak olarak kazıldığı haber alınmıştır. Su temin etmek üzere yapılan bu kaçak kazı sonucunda çıkan toprak içinden toplanan seramiklerin bütünleşmesi sonucunda iki geç tip Klazomenai amphorası, 6. yüzyılın sonlarına ait dalgalı çizgili oinokhoe parçaları, Klazomenai siyah figür tekniğinde bezenmiş bir oinokhoenin yanı sıra iki lekane oluşmuştur. Buluntular arasında Attika geç siyah figürlü bir kylikse ait parçalar da yer almaktadır. Her ne kadar bilimsel kazılar sonucunda ele geçmemiş olsa da bu iki lekane de tezde kullanılmıştır. Kuyuların kullanımdan çıkma tarihlerinin de gösterdiği gibi, 6. yüzyılın sonunda, 5. yüzyılın başında, İonia ayaklanmasının neden olduğu karmaşa nedeni ile anakaradaki yerleşmenin terkedildiği düşünülmektedir Bakır et al. 2006, , res Erkanal et al. 2004, Ersoy 2004, 64. Güngör 2004, MGT ve FGT sektörlerindeki yapıların en geç malzemelerinin yanı sıra Akropolis Güney Yamacındaki su kuyusunun kapatma dolgusu içerisinden ele geçen buluntulara dayanarak kentin 500/490 yılları arasında terk edilmiş olduğu düşünülmektedir: Ersoy 2004,

56 SEKTÖR YAPI/TABAKA KAT.NO. TARİHLEME MGT I. yapı katı MGT I. yapı katı MGT yapı katı MGT yapı katı MGT yapı katı MGT yapı katı MGT yapı katı II. II. II. II. III. F yapısı C63, E8, G6, H46, J6, L9. 6. yüzyılın son çeyreği K yapısı K2, N yüzyılın son A odası A8, B28, C42, G1, G5, H35, K22, N29. çeyreği 6. yüzyılın son çeyreği E yapısı K21, N yüzyılın son çeyreği H odası J5. 6. yüzyılın son çeyreği B alanı A17, B15, B34, G2, H42, K3. 6. yüzyılın son çeyreği C ve D alanları C55, H33, H34, K11, N yüzyılın son çeyreği FGT F yapısı N yüzyılın son FGT D yapısı A18, F3, H28, H40, J4, K1, K9, K10, K23, KA3, D37. çeyreği 6. yüzyılın son çeyreği FGT G alanı B yüzyılın son AKRO I. yapı (geç) katı AKRO 01 kuyu AKRO 01 kuyu LMT 01 kuyu C, G, H, K, O, P, R, A9, A12, B21, B25, B30, B31, C54, C62, D15, D16, D17, D18, S alanları, kil D19, H20, H22, H31, H41, H47, J1, K4, K5, K6, KA4, KA5, LK1, havuzu LK2, LK3, M28, N21, N30, N33, N34, N36, N39. Kapatma dolgusu A19, B24, C60, H27, J2, K13, KA2, L11, M26, M27. çeyreği 6. yüzyılın son çeyreği 6. yüzyılın son çeyreği Kullanım dönemi B16, B29, B33, C22, C23, C24, 6. yüzyılın son C25, C27, C28, C29, C31, C32, çeyreği tabakası C33, C34, C35, C36, C37, C38, C39, C43, C45, C46, C47, C48, C49, C50, C51, C52, C56, K14, K18, K19, KA6, KA7, KA8, KA9, N22. Kapatma dolgusu H1, H44, J3, N31, N32, N yüzyılın son çeyreği 31

57 LMT 01 kuyu CKT 04 Kuyu Kullanım dönemi A10, A11, A13, A14, A15, A16, 6. yüzyılın son tabakası A20, A21, A22, B17, B18, C20, C21, C26, C30, C40, C41, C44, C53, C57, C58, C59, C61, C64, C65, C66, C67, K12, K15, K16, K17, K20, KA10. çeyreği _ M29, M yüzyılın son çeyreği Klasik Dönem: Anakaradaki yerleşmenin terkedilmesinin ardından Klazomenaililerin nereye yerleştikleri kesin olarak bilinmemektedir. Bazı antik yazarların, kentin karşı kıyısındaki bir adadaki yerleşmeden bahsetmesi, Karantina Adasını işaret etmiştir 87. Bu konu hakkında kanıt elde etmek üzere, 1990 yılında Karantina adasının kuzeybatısında, denize yakın bir noktada bir sondaj gerçekleştirilmiştir 88. Söz konusu alanda üç farklı tabakaya rastlanmıştır. En üstte M.s. 5. yüzyılın ortalarına tarihlenen bir Roma tabakası yer alır. Bunun altında yer alan ikinci tabaka, mimari ile ilişkili olmayan bir dolgu tabakasıdır. Ele geçen seramik buluntular ikinci tabakanın 4. yüzyılın ilk yarısına ait olduğunu göstermiştir. Bu tabakanın altında ise 5. yüzyıla ait iki farklı düzleme rastlanmıştır. Üstte yer alan tabaka , bunun altındaki ikinci tabaka ise 480/ yılları arasına tarihlenen siyah firnisli seramikler içermektedir 89. Herhangi bir mimari ile ilişkili olmayan ve oldukça dar bir alanda izlenebilmiş olan bu iki tabaka, bütünü ile 5. yüzyıl tabakası olarak değerlendirilmiştir. Bu sondajda ele geçmiş olup tezde yer alan malzemenin büyük çoğunluğu ikinci tabakadan gelmektedir. En erken malzemenin 480 yıllarından önceye gitmemesi, başka bir tartışmayı gündeme getirir. Anakaradaki yerleşmenin 490 larda terkedilmesi ile burada 480 lerde başlayan buluntular, arada on yıllık bir boşluk yaratmıştır. Ü. Güngör bu durumun, 479 Mykale savaşının ardından kendine güveni artan Klazomenaililerin buraya yerleşmekten çekinmemiş olabilecekleri şeklinde açıklamaktadır. Bununla birlikte Attika ürünlerinin bu on yıl içindeki eksikliğinin, ani ekonomik ve siyasi değişimle ilişkili olabileceğini de belirtir Bu konudaki kanıtlar hakkında bkz: Güngör 2004, Sondaj kazısı ve tabakalanması Ü. Güngör tarafından lisans tezi olarak çalışılmıştır: Güngör, Karantina Adası, 1-5; ayrıca bkz: Güngör 2004, Söz konusu tarihleyici malzemeler için bkz: Güngör 2004, , fig Güngör 2004,

58 yüzyılın sonu ve 4. yüzyılın ilk yarısında da siyasi çalkantılar nedeni ile kentin kısmen yer değiştirdiği, Adadaki halkın bir bölümünün yeniden anakaraya geçerek burada Hippodamos tarzında planlanmış bir yerleşme kurdukları tespit edilmiştir yüzyılın sonlarından itibaren HBT sektörünün güneyinde de bazı inşaa faaliyetleri bulunduğu, bunların ardından 4. yüzyılın ikinci çeyreğinde kenti hile ile ele geçiren Python 92 tarafından kullanıldığı tahmin edilen bir Basileia nın inşa edildiği belirtilmelidir 93. Bu faaliyetler sırasında 6. yüzyıl işliklerinin kısmen tahrip olduğu tespit edilmiştir 94. HBT Güney sektöründe bulunmuş olup burada yer alan tüm vazolar söz konusu geç dönem tahrip çukurlarından ve dolgularından gelmektedir. Alanda yapılan çalışmalarda Basileia dan daha erken yapı kalıntılarına da rastlanmaktadır. Çok sınırlı alanda in situ olarak ele geçirilebilen malzemeler bu alanda Klasik Dönemde ilk faaliyetlerin 5. yüzyılın sonlarında ve 4. yüzyılın başlarında başladığına işaret eder 95. SEKTÖR YAPI/TABAKA KAT.NO. TARİHLEME ASI tabaka (üst) A26, A27, A32, K28, K29, M37, M38, N41, N43. ASI tabaka (alt) A23, A24, A25, A28, A29, A30, A31, D21, D22, D23, F4, H54, J12, J13, J14, J15, J16, J17, K26, K27, KA12, KA13, KA14, KA15, M36, N40, N42, N44, N YÜZYIL ( ?) 5. YÜZYIL (480/ ?) 91 Konu hakkında bkz: Özbay 2004, Özbay 2004, , Bakır et al. 2001, 33; Bakır et al. 2002, 46-47; Bakır et al. 2006, ; Bakır et al. 2007, Özbay 2004, Koparal-İplikçi 2004, Geç 5. yüzyıl yapısı ve tarihlenmesi konusunda bkz: Hasdağlı, HBP Sektörü, Muhtemelen bu yapı ile çağdaş diğer yapı kalıntıları için bkz: Bakır et al. 2006, 367; Bakır et al. 2007,

59 II.2. Klazomenai Dalgalı Çizgi Bezekli Seramiğinin Teknik Özelliklerinin İncelenmesi Yapısal özellikler: Klazomenai Dalgalı çizgi bezekli seramiğinin hamur, firnis, biçimlendirme gibi teknik özelliklerinin incelenmesi, bu malzemenin homojen olup olmadığını göstermesi bakımından önem taşır. Bu analizlerin kronolojik olarak bölümlenmesi uygun bulunmuştur. Hamur, firnis, astar/yüzey, ek boya renkleri katalog içerisinde sunulmuştur. Munsell Soil Color Chart ın kullanıldığı bu renk kataloglarının kişiye göre değişebileceği bilinmektedir. Hamurun rengi ve hamurun içerdiği katkılar mümkün olduğunca yeni kırık alanlardan gözlenerek tespit edilmiştir. Kilin doğal yapısında bulunan iri taneler kum, sarı veya gümüş renginde parlak partiküller mika, beyaz ve mat tanecikler kireç, iri ve kristalize etki bırakanlar kristal olarak tanımlanmıştır. İyi yoğrulmuş, içinde fazla yabancı madde bulunmayan, rafine kilden hamura sahip örnekler sıkı yapılı, iri taneli, büyük ve sık gözenekli dökülgen yapıdakiler gevşek yapılı olarak anılmıştır. 7. yüzyıl: Yapı: En erken tarihli vazolar olan A1 ve B1, gevşek ve dökülgen yapıya sahiptir. İkisi de aynı kremasyon mezardan ele geçmişlerdir ve kısmen yanık parçalardan oluşmaktadırlar. Yanık olmayan parçalar dikkate alınarak değerlendirilmişlerdir. A1 kırmızımsı hamura sahiptir. B1 nin hamur rengi bu örnekten farklı olup sarımsıdır. İki örnek de parlak, pürüzsüz bir yüzey ve astar olarak değerlendirilebilecek ince bir tabaka gözlenmektedir. Ancak bu örneklerde, Orientalizan stilde gördüğümüz gibi beyaz bir astardan söz edilemez. Firnis rengi kırmızıdan koyu kahverengine doğru değişmektedir. A2-A4 te de bu özellikler benzer biçimdedir. 7. yüzyılın son çeyreğine ait hydriaların tamamı, C6, C7, Ca-Cg, H1-H7 ve M2 birbirleri ile benzer bir yapıya sahiptir. Kırmızımsı sarı renkteki hamur, kesitin merkezinde grimsidir. Firnis tüm bu örneklerde mat kırmızı rentedir. H8 oldukça parlak kırmızı renkte firnise sahiptir. Hamur oldukça kırmızımsıdır. Benzer yapı M4-M8 de de gözlenir. Özet olarak üç temel yapıdan söz edilebilir. İlki, 7. yüzyılın başlarına ait örneklerde gözlediğimiz gevşek yapılı, dökülgen ve değişken hamur-firnis yapısına sahip örneklerden oluşur. İkinci grup, 7. yüzyılın son çeyreğine ait hydrialarda, bazı 34

60 oinokhoelerde, kraterlerin büyük bölümünde gözlenir. Söz konusu yapı, yine gevşektir. Yüzey oldukça dökülgen, cidarın merkezi grimsidir. Firnis karakteristik biçimde dağılgan, mat kırmızı renktedir. Son grup, H8, M4-M8 de görülen, sıkı yapılı, kırmızımsı hamur ve homojen olarak parlak ya da yarı parlak kırmızı renkte firnise sahiptir. Şekillendirme: Tüm örnekler çarkta çekilmiştir. Vazoların bölümleri arasındaki geçişler keskin değildir. Metalik etki yaratan keskin profiller gözlenmez. B8, H2-H6, M2, M5 te yivler, E1 ve H8 de plastik bantlar uygulanmıştır. Plastik bantlar devam etse de yivlerin kullanımı sadece 7. yüzyıl örneklerinde gözlenmiştir. Amphora ve hydrialarda boyun gövdeden ayrı olarak çekilmiş ve gövdeye aplike edilmiştir. Diğer formlar ise bir seferde çekilerek oluşturulmuştur. 6. yüzyılın ilk yarısı: Yapı: Bu dönemde de iki temel grup gözlenmiştir. İkisinde de hamur genelde sıkı yapıdadır. İlk grup, 7. yüzyıl sonundaki ikinci grup ile benzerdir. Hamur sarımsı kırmızı-pembe, açık kahverengi arasında değişir. Pişirme daha başarılıdır. Lekaneler dışında, birçok örnekte merkezdeki gri katman görünmez. Firnis, mat ya da yarı mat kırmızı renktedir. Yüzey pürüzsüz ve hamur renginden biraz daha açık renktedir. B15, C-13-19, H13-15, H17-19 ve tüm lekaneler bu gruba aittir. İkinci grupta A7, C8-12, M24 yer alır. Hamur ilk grupla aynı özelliklere sahiptir. Firnis parlak siyah renktedir. H16 tüm örneklerden farklı bir yapıya sahiptir. Hamur rengi, merkezde gri, dışta sarı renktedir. Hamurun bol miktarda kum, kireç benzeri katkı içermesi, hiçbir örnekte görmediğimiz bir özelliktir. Mat ve dağılgan yapıdaki firnis neredeyse turuncu renktedir. Şekillendirme: Tüm örnekler çarkta çekilmişlerdir. A6, A7 ve pyksislerin ağız profillerinde gözlenen keskin profillendirme muhtemelen metal ya da benzeri bir aletle yapılmıştır. Amphora ve hydrialarda muhtemelen, bir önceki dönemde olduğu gibi boyun gövdeye sonradan eklenmiştir. Yuvarlak ağızlı oinokhoelerden C13, C15 ve C17 de de boyun aynı yöntemle eklenmiştir. Bir önceki dönemde görülen yivlendirme bu dönemde görülmez. Ancak plastik bantlar A5, A6, C11, C12 de yer almaktadır. 35

61 6. yüzyılın son çeyreği: Yapı: 6. yüzyılın son çeyreğinde iki temel yapıya rastlanmaktadır. İlki normal, sıkı yapılı, iyi pişirilmiş, fazla dökülgen olmayan yapıdır. Vazoların neredeyse tamamı bu yapıdadır. Hamur rengi tüm örneklerde farklı olmakla birlikte, temelde kırmızımsı sarı renktedir. Firnis rengi, pişme durumuna göre aynı vazo üzerinde bile siyahtan kırmızıya doğru değişmektedir. İkinci grup ise, ilkine göre daha sıkı yapılı, fazla yabancı madde içermeyen rafine bir hamura, parlak bir yüzeye, parlak ya da yarı parlak siyah ya da kırmızı renkte firnise sahip yapıdır. Bu gruba A8-A11, A13, A16, A17, B36, C20, C42, C53, C64, E6, E7, H39, K1, K12, K15, KA10, L12, M31, M32 dahildir. Hamur rengi pembe-kırmızı arasında değişir. İnce, gümüş renginde mika içermektedir. Şekillendirme: Bu dönemde şekillendirme bakımından çok daha basit uygulamalar yapıldığı gözlenmektedir. Yonca ağızlı oinokhoelerde ağız kenarının altında keskin bir yiv yer alır. Bu olasılıkla ağız biçimlendirilirken kullanılan metal bir aletin izidir. Üç kulplu oinokhoelerde karşımıza çıkan disk biçimindeki kaide ise teknik olarak halka kaidelerin oluşturulması konusunda bilgi verir. Bu disk biçimindeki kaidenin içinin oyulması ile halka kaide oluşturulmaktadır. Yivlendirme A9 un boynunda, Tip 3 oinokhoelerinin ağız kenarının altında, C64 ve C65 in boyun ortasında uygulanmıştır. Pyksislerde, thymiaterionlarda, stamnoid kraterlerde metal tesirli eklentiler gözlenmektedir. Ek boya kullanımı: 6. yüzyılın son çeyreğinde beyaz ek boya kullanımı oldukça yaygın olarak karşımıza çıkar. 5. yüzyıl amphoralarında boyun-omuz geçişindeki noktalarda firnis ile alternatif olarak kullanılmaktadır (Fig.38). Bunun yanı sıra bazı hydrialarda, kraterlerde ve stamnoslarda firnis bantların arasında ince beyaz bantlar yer alır. Hydrialardan B36 da, kraterlerden H39, H41 de firnis bantlar üzerine beyaz boya ile yapılmış dalgalı çizgiler yer alır. B33, B36, C24, C43, H39, H41, H44- H51 de ise ana bezeme tamamen beyaz ek boya kullanılarak yapılmıştır. 5. yüzyıl örneklerinden H54, J14 ve J17 de beyaz ek boyanın kullanıldığı görülür. Stamnoslarda ve bazı kraterlerde görülen floral eklentili bezeklerde beyaz boya, firnis ile yapılmış palmetlerin ve yatay S lerin noktalanmasında kullanılmıştır. Lekanelerin tamamen firnisli olan ağız tablaları üzerinde yer alan dikey çizgiler de beyaz boya kullanılarak yapılmıştır. Beyaz ek boyanın Klazomenai Siyah Figürlü 36

62 seramiğinde oldukça yaygın olarak kullanıldığı bilinmektedir. Bununla birlikte Klazomenai lahitlerinde de siyah figürlü sahnelerde figürlerin detaylandırılmasında ince beyaz çizgiler kullanılmıştır. Klazomenai dışında dalgalı çizgi bezekli seramiklerde beyaz ek boyanın kullanımı sadece Argilos ta karşımıza çıkar. Bu kentte ele geçen bazı hydrialarda firnis bantlar üzerine beyaz boya ile yapılmış dalgalı çizgiler yer alır. Söz konusu hydriaların diğer bezeme özellikleri ile de Klazomenai ile ilişkili olduğu aşağıda ele alınacaktır. Beyaz dışında H47, K6 ve K7 nin omuz-boyun geçişinde yer alan firnis bant üzerinde kırmızı ek boyadan yapılmış ince bantlar da gözlenmektedir. Dalgalı Çizgi Bezekli Vazoların Kullanım Alanları ve Ekonomik Değerleri: İncelemekte olduğumuz seramik türünün kullanım alanları şüphesiz ekonomik değerleri ile doğrudan ilişkilidir. Bezemenin karakterini anlayabilmekte kullanım amacı ve ekonomik değerinin tespiti önemli bir dayanaktır. 7. yüzyıl ve 6. yüzyılın ilk yarısına ait örneklerin büyük bölümü yerleşme alanı içerisinde, konutlarla ilişkili olarak ele geçmiştir. Bu örneklerle çağdaş olan çok az sayıda vazo mezar hediyesi olarak kullanılmıştır. 6. yüzyılın sonuna ait örneklerin bir bölümü de de konutlarla ilişkilidir. Söz konusu birçok vazo evlerin tabanlarında in situ olarak bulunmuştur. Bu durum bu vazoların günlük yaşamın vazgeçilmez kap kacağı olduğuna işaret eder. Vazo formlarının işlevleri ilgili bölümlerde tartışılacaktır. Bununla birlikte 6. yüzyılın sonlarına ait kuyulardan ele geçen çok sayıdaki örnek, birçok vazo formunun kuyularla ilişkili olarak değerlendirilmesi gerektiğini göstermiştir. Kuyu Buluntuları: Bu bölümde kuyu buluntusu vazolar hakkında bazı değerlendirmeler yapılması yerinde olacaktır. Tez malzemesinin büyük bir bölümü kuyuların kullanım dönemi dolgularından gelmektedir. Kullanım dönemi tabakası ile kapatma dolgusu, içeriklerinin farklı olması nedeni ile kazı sırasında kolaylıkla ayrılabilmiştir. Kullanım dönemi dolgularının uzun süren restorasyon süreci boyunca birçok teknik özelliği gözlemleme imkanı oluşmuştur (Fig.9) 96. Bu konuda yapmış olduğumuz gözlemler sonucunda bu vazoların kuyudan su çekmekte kullanılırken 96 Akropolis Güney Yamacı kuyusunun restorasyon çalışmaları hakkındaki rapor için bkz: Bakır et al. 2005,

63 kırılarak dipte biriktiği sonucuna varılmıştır. Bu konudaki kanıtlarımız aşağıda yer almaktadır: -Bu konudaki en önemli kanıt, Akropolis Güney Yamacı ve LMT sektörlerindeki iki kuyunun da, kuyu içerisinde ele geçen pişmiş toprak bilezikleri üzerinde gözlenen bir ipin aşındırması sonucu oluşmuş yarıklardır. Fig.9 -Kuyuların kullanım dönemi dolguları içerisinde ele geçen vazoların büyük bir bölümünde gövde bütünleşebilmişken kulpları içeren bazı parçaların eksik olması da vazoların ya içeriğini taşıyamayıp kırıldığını ya da kuyu duvarlarına çarparak dağıldığını göstermektedir. Kuyuya sarkıtılan ipin bağlı olduğu kulp ya da kulplar ise iple beraber yukarıya çekilmiş ve muhtemelen kuyu dışındaki bir alana atılmıştır. -Üç kulplu tipte bir oinokhoe olan C47 de gövde ve ağız altına birleşen karşılıklı kulplar sağlam olarak ele geçmiş, esas kulp ve ağız kenarındaki bazı parçaların kırılmış olduğu gözlenmiştir. Söz konusu vazonun yonca biçimindeki ağızının kırılmış olan ön kısmında kırık kesim aşınmış ve yuvarlanmıştır. Bu vazonun kırılmış ağız parçası kuyu içerisinden ele geçmiş olup vazoya eklendiğinde, su aşındırması sonucu oluştuğu anlaşılan yaklaşık 0.5 cm kalınlığında bir boşluk bulunduğu tespit edilmiştir. Burada varılan sonuç, vazonun kuyuya daldırılırken ağız parçasının kırılarak kuyunun dibine düştüğü, bununla birlikte kullanılmaya devam ettiği, aşınmanın bu aşamada oluştuğu yönündedir. Vazonun bütünü ile kuyunun dibine düşmesi ise muhtemelen kulbunun kırılması ile gerçekleşmiştir. 38

64 -LMT01 kuyusunun dip malzemesi içerisinde ele geçen bir masa amphorasının kulbu üzerinde, demir bir telin bağlı olduğu tespit edilmiştir. Korozyona uğramış ve büyük ölçüde tahrip olmuş olmasına karşın vazoyla kaynaşmıştır (Fig.10). Fig.10 -Küçük yonca ağızlı tipteki bir oinokhoede kulp ele geçmemesine karşın, pişme sonrasında ağız kenarının altında karşılıklı iki delik gözlenmiştir. Söz konusu deliklerin, eksik olan kulp yerine yapıldıkları, bu deliklerden geçirilen bir iple bu vazonun su çekmek üzere yeniden kullanıldığı düşünülmektedir. -Kuyular içerisinden ele geçen vazoların tamamına yakını birbirine yakın kapasiteye sahip kapalı kaplardan oluşur: oinokhoeler, masa tipi amphoralar, hydrialar. İçerikleri ile birlikte fazla ağır olmayan bu tür vazoların kuyudan su çekerken kullanılmış olmaları makul görünür. Bununla birlikte her iki kuyunun dip tabakalarında ticari amphoralar da ele geçmiştir. Bu büyük boyutlu vazoların kuyudan su çekmek için kullanılmış olmaları zayıf bir olasılıktır. Tip II stamnosların kapaklarının sağlam olarak kuyunun dip tabakalarında ele geçmeleri de bir sorun teşkil eder. Bu vazoların kuyuya kapakları ile birlikte sarkıtılmış oldukları düşünülemez. Kuyuların soğutucu özelliği günümüzde özellikle kırsal kesimde sık olarak kullanılmaktadır. Bizim buradaki önerimiz, ticari amphoraların ve en azından stamnosların kuyunun içine, içeriğinin soğutulması ya da sıcaktan korunması amacı 39

65 ile sarkıtılmış olduğudur. Kuyunun içine düşmeleri ise diğer örneklerde olduğunu düşündüğümüz sebeplerle gerçekleşmiş olmalıdır. Her iki kuyu buluntuları arasında da, üretim aşamasında deformasyona uğramış, bozuk üretim olan birçok vazonun da yer aldığı belirtilmelidir. C37, C40, C41 ve C61 bu örnekler arasında yer alır (Fig.11). Söz konusu bu vazolar bizim için iki konuda önem taşır. İlk olarak üretim yeri konusunda kesin kanıtlar olmaları ilerde ele alınacaktır. Ancak ikinci önemleri vazoların ekonomik değerleri konusunda verdikleri bilgidir. İşlevini yerine getirebilecek sağlamlığa sahip bu vazoların su çekme işinde kullanılmasında bir sakınca görülmemiştir. Bununla birlikte bu defolu ürünlerin ticari bir değeri olup olmadığını söylemek zordur. Fig.11 Kısa bir zaman içerisinde kullanımda kaldığı anlaşılan bu kuyuların kullanım tabakalarında ele geçen çok sayıdaki vazo, kullanıcıların, kırılma olasılığı oldukça yüksek olan bu kullanım alanında vazoların böyle bir riske atılmasında bir sakınca görmediğini gösterir. Bu durum vazoların ekonomik değerleri için bir gösterge olarak kabul edilmelidir. İki kuyunun da dip malzemesi içinde figürlü vazolar ele geçmemiştir. 40

66 II.3. Klazomenai Dalgalı Çizgi Bezekli Seramiğinin Form Bakımından İncelenmesi II.3.A. AMPHORA Amphora (ảµφορεύς), dar boyunlu, geniş gövdeli ve boyunda simetrik yerleştirilmiş iki kulba sahip temel bir forma sahiptir. Şarap ve zeytinyağı gibi sıvı maddelerin depolanmasında ve taşınmasında kullanılan büyük boyutlu ticari amphoraların yanı sıra masa tipi olarak adlandırılan ve servis vazoları olarak hizmet veren türü de yaygındır 97. İncelediğimiz amphoralar masa tipinde olup karınlı ve boyunlu olmak üzere iki tip olarak karşımıza çıkar (Fig.12). one piece amphora 98 karınlı amphora Richter-Milne Type I (a-c) neck amphora 99 boyunlu amphora Richter-Milne Type II (a-d) Fig Formun işlevi ve isim konusunda bkz: Richter-Milne, Shapes, Shapes, 3. Kanowski, Containers, 19. Cook, GPP, Tipoloji için bkz: Richter-Milne, Shapes, 3-4. Cook, GPP, 212. Kanowski, Containers, Tipoloji için bkz: Richter-Milne, Shapes, 4. Cook, GPP, Kanowski, Containers,

67 II.3.A.1. Klazomenai Dışındaki Merkezlerde Ele Geçen Dalgalı Çizgi Bezekli Attika: (Fig.13) Amphoralar 1)Agora VIII, 34, lev.3, kat.no.29. 2)Agora VIII, 34, lev.3, kat.no:34. 3-Agora VIII, 34, lev.3, kat.no:36. 4-Agora VIII, 34, lev.3, kat.no Agora VIII, 34, lev.3, kat.no Brann 1961-PA, G38; Agora VIII, 34, lev.3, kat.no.35. 7) Broneer 1938, 171, fig.20, Atina Agorasında ele geçen geç 8. yüzyıl ve 7. yüzyıla ait örnekler tipolojik olarak ikiye ayrılır: 1) boyunlu amphoralar (1-3), 2) boyunsuz, kulbun ağız kenarına birleştirildiği amphoralar (4-6) 100. İlk tipe giren amphoralar, yuvarlatılmış dışa doğru açılan ağız kenarları, yüksekçe ve dik boyunları, ovoid gövdeleri ile bizim 7. yüzyıl örneklerimize benzerdir. Her iki tipte de bezeme ince bantlardan ibarettir. 7 no lu örnek ise en geç 510 yıllarına tarihlenebilecek bir amphoradır. Dışa çekik ve dörtgen profilli ağız, ve şişkin-geniş bir gövdeye sahiptir. Boyunda Klazomenai tipinde hızlı dalgalı çizgi, omuz üzerinde yatay S yer alır. Delos/Rheneia: (Fig.14) 1-9) Delos XV, Aa, kat.no.14, 16-19, 29-31, 42. Fig yüzyıla ait amphoraları anlayabilmek için Geç Geometrik bazı amphoralara da bakmak gereklidir. Delos tan ele geçen vases géométriques des Cyclades Aa sınıfındaki amphoralar, Attika nın ilk grubu ile benzer forma sahiptirler. Delos örneklerinde gövde genelde bantlarla bezeldir, boyunda ise çeşitli geometrik motifler yer alır. 100 Agora VIII, banded ware,

68 Samos: (Fig.15) Fig ) Walter-Vierneisel 1959, 19, lev.40,4-5. 3) Walter-Vierneisel 1959, 19, lev.32,6. 4) Walter- Vierneisel 1959, 19, lev.37,8. 5) Walter-Vierneisel 1959, 14, lev.20,2. 6) Walter-Vierneisel 1959, 14, lev.20,6. 7) Furtwängler 1980, , III/37, lev.56,2, fig.20. 8) Furtwängler 1980, 186, fig.20, III/38. 9) Kyrieleis et.al. 1985, , fig ) Samos III,,kat.no.W2/19, fig.32, lev ) Samos III, 92-94, kat.no. II/13, fig.24, lev ) Samos III, 92-94, kat.no. II/12, fig.23, lev ) Samos III, W2/19, fig ) Samos IV, 162, kat.no , fig ) Boehlau, Nekropolen, 42, no.1, 144, lev.6.4; Löwe 1996, 45, fig Fig.15 Samos ta da 8. yüzyılın sonlarından itibaren basit bezemeli amphoralara rastlanmaktadır. Attika da olduğu gibi Samos ta da 7. yüzyıl örnekleri boyunlu (no. 1, 2, 3, 5) ve karınlı (no. 4, 6) olmak üzere iki tiptedir. 1-6 no lu örnekler H. Walter ve K. Vierneisel tarafından 7. yüzyılın başı ile yüzyılın ortası arasına tarihlenmektedir. 1, 3 ve 4 no lu örneklerde gövde oldukça şişkindir, anılan son 43

69 örnekte torba biçimlidir. 2, 5 ve 6 no lu örneklerde ise gövde ovoid forma yakındır. Bezeme bakımından değerlendirildiğinde tüm örneklerde ağırlıklı olarak Attika örneklerinde olduğu gibi, sadece bantlardan oluştuğu görülür. Sadece 1 no lu örnekte boyunda dalgalı çizgi yer almaktadır. Tüm örneklerde gövde geniş aralıklarla uygulanmış kalın bantlarla bezenmiştir. 6. yüzyıl örnekleri A. Furtwängler tarafından altı grup altında değerlendirilmiştir 101. Yaklaşık yıllarına tarihlenen ilk iki grup (Furtwängler a ve b grupları) (no. 7, 8) yuvarlatılmış ağız kenarına sahiptir. 10 no lu örnekle temsil edilen üçüncü grup (c grubu) 580/560 civarına ait olup geniş, dışa eğik ve yuvarlatılmış ağız kenarına sahiptir. Yüzyılın ortalarına tarihlenen dördüncü grupta (d grubu) dar ve düz oturma düzlemi, dışta yuvarlatılmış ağız profili gözlenir (no.9, 11-12, 14-17). Furtwängler in beşinci grubu (e grubu) 530 civarına ait olup karınlı amphora tipinde bir örnek içerir. 6. yüzyılın sonuna ait son grupta (f grubu), bezemesiz, yuvarlatılmış ağızlı örnekler yer alır. 6. yüzyılın ilk yarısına ait amphoralarda bezemede bir standart gözlenmez. Boyunda dalgalı çizgi, omuzda yatay S veya merkezde birleşen S ler arasında tomurcuk motifi dikkat çeker. 6. yüzyılın ortalarına tarihlenen mezar buluntusu 18 no lu örnekte omuzda nokta rozetler yer alır. Miletos: (Fig.16-18) 7. yüzyılın ilk yarısı: 1-16) Seifert, Beispiel von Amphoren, 13-14, Gr. 1, 2, 3, 4a-b, kat.no. 1-16, lev yüzyılın ikinci yarısı: 17-46) Seifert, Beispiel von Amphoren, 14-16, Gr. 4b-c, 5a-b, 6a-6d, 7a, kat.no , lev yüzyıl sonu-6. yüzyıl başı: 47-56) Seifert, Beispiel von Amphoren, 16, Gr. 7b-c, 8a, kat.no , lev yüzyılın ilk yarısı: 57-72) Seifert, Beispiel von Amphoren, 16-17, Gr. 8b, 9a-d, 10a, kat.no , lev yüzyılın ikinci yarısı: ) Seifert, Beispiel von Amphoren, 17-18, Gr. 10b, 11, 12, 13a-f, 14a-d, kat.no , lev yüzyılın sonu-5. yüzyılın başı: ) Seifert, Beispiel von Amphoren, 18, Gr.14d-e, 15, kat.no , lev ) Voigtländer 1982, 42, kat.no.41-45, fig ) Cook-Dupont, EGP, 170, fig. 23.7g-h. Miletos ta ele geçen amphoralar M.Seifert tarafından doktora tezi olarak çalışılmıştır 102. Seifert bu amphoraları sadece ağız profilleri bakımından sınıflamıştır. Arkeometrik analizlerle desteklenen çalışmada söz konusu amphoraların Miletos üretimi olduğu sonucuna varılmıştır. Seifert, gebrauchware türünde olduğunu düşündüğü 121 parçayı 14 ana, 37 ara gruba ayırmaktadır. Burada ise her alt gruptan 101 Samos III, Bkz: Seifert, Beispiel von Amphoren. 44

70 birer örneğe yer verilmiştir. 7. yüzyılın ilk yarısına ait ilk üç grupta yuvarlatılmış ve hafif dışa eğik ağız profili dikkat çeker. 2 ve 6 no lu örnekler Attika ve Delos un geç 8. yüzyıl örnekleri ile benzerdir. 4a ve b gruplarında (no ) dik, ince ve dışta düz profillendirilmiş, adete ok ucu biçiminde bir ağız yapısı görülür. 21 no lu örnekte de benzer ağız yapısı vardır. Bu örnek bu ağızın 7. yüzyılın ikinci yarısında da uygulandığını göstermektedir. 7. yüzyılın üçüncü çeyreğine ait 5. grupta (no. 29 ve 33) bir önceki grubun ağız yapısı ile benzer, ancak daha yuvarlatılmış bir ağız vardır. 7. yüzyılın son çeyreğine ait örneklerden oluşan 6. grup içinde bu ağız yapısı dışa doğru taşarak şişkinleşir (no. 35, 37, 40, 43). 4. grupta gözlenen ağız yapısı 7. yüzyılın sonu ve 6. yüzyılın başına tarihlenen 8a grubunda da karşımıza çıkar (no ). 7. yüzyıl boyunca amphoraların boyunlarının orta kesiminde dar bir bant oluşturacak biçimde altta ve üstte firnislendiği görülmektedir. Boynun ortasındaki dar alanda ise, iki ince dalgalı çizgi yer alır. Fig.16 Fig yüzyılın ilk yarısı içinde yer alan 70 no lu örnek yüksek, ince, üstte yuvarlatılmış ve dışa eğik ağız yapısı ile yeni bir tipin habercisidir. 127 no lu örnek 45

71 de bununla çağdaştır ve gövdenin tüm formunu bize gösterir. Benzer ağız formuna sahip 74 ve 77 no lu örnekler yüzyılın ikinci yarısına aittir (ayrıca 128). 6. yüzyılın ikinci yarısına ait Miletos dalgalı çizgi bezekli amphoralarında, dışa eğik, yüksek ve dışbükey profilli ağız karakteristiktir. Bezeme, en erken örneklerdeki gibi bazen çift sıra ince dalgalı çizgiden oluşur. Ancak boyundaki alanın genişlediğini belirtmek gerekir. Fig.18 46

72 Voigtländer in yüzyıllara tarihlediği no lu amphora parçaları, kalın, kısa, şişkin ve yuvarlak profilleri ile tüm örneklerden ayrılır. Bezeme bakımından da bu amphoralar farklıdır: Kalın, kaba hızlı dalgalı çizgi ile benzenmişlerdir. Ağız kenarı ve omuza geçiş kısmında birer bant yer alır. Benzer ağız profili ve bezeme hydrialarda da görülmektedir. Bu nedenle bu parçalar da hydrialara ait olabilir. Assos: (Fig.19) 1) Utili, Assos, 35, fig.19, kat.no ) Utili, Assos, 35, fig.19, kat.no ) Utili, Assos, 35, fig.18, kat.no ) Utili, Assos, 34-35, fig.18, kat.no ) Utili, Assos, 34-35, fig.18, kat.no.283. Fig.19 Nekropoliste ele geçen bu örnekler urne olarak kullanılmışlardır. F Utili tarafından arasına tarihlenen bir meanderli skyphosun kapak olarak kullanıldığı ilk örnek yüzyılın sonlarına aittir. Ağız kenarı dışa çekik ve üçgen profillidir. Düz ve geniş bir ağız tablası vardır. Boyun hafifçe içe doğru daralır. Gövde şişkin ve kürevidir. Boyundaki bantların arasında birer dalgalı çizgi bezeği yer alır. Omuzun üst bölümünden çıkan ve birbirine çapraz birer bantla birleştirilmiş iki çengelden oluşan bir bezek uygulanmıştır. İkinci örnek F. Utili tarafından yılları arasına tarihlense de yüzyılın başına daha yakın görünür. Özellikle şişkinliği gövde ortasına değin sarkan gövde formu, 7. yüzyıl örneklerini hatırlatmaktadır. Yuvarlatılmış ve dışa çekik bir ağız kenarına sahiptir. Boyundan omuza geçişte ince bir bant, omuz altında iki, gövde ortasında bir bant yer alır. Boyunda tek, omuzda iki yatay S motifi uygulanmıştır. 6. yüzyılın ikinci çeyreğine ait olan diğer üç örnek, dışa 47

73 eğik, sivri ve düz profilli ağızları ile Miletos un 6. yüzyılın ikinci çeyreğine ait amphoralarına benzemektedir. Ancak, esas olarak aşağıda aşağıda incelenecek olan Rhodos amphoraları ile daha sıkı ilişki içindedirler. Rhodos: (Fig.20) 1) ClRh IV, 43-50, fig.13; Gates, Rhodos, 49-52, kat.25. 2) ClRh IV, 127, fig ) ClRh IV, , fig ) ClRh IV, 249, fig ) ClRh IV, , fig.271; Gates, Rhodos, ) ClRh IV, 335, fig ) Furtwängler 1886, ) Furtwängler 1886, 149; Wide 1900, 51, fig.107; Hanfmann 1956, 176; CVA Berlin IV, 49, lev ) Furtwängler 1886, 149; Wide 1900, 51, fig.107; Hanfmann 1956, 176; CVA BerlinIV, 49-50, lev ) ClRh IV, , fig.174; Gates, Rhodos, 161, kat ) Konstantinopoulos 1969, 481, lev.479β-γ. Fig.20 Ağızın boyundan iyice ayrılarak dışa doğru eğildiği örnekler, Rhodos ta çok sayıda ele geçen ve Rhodos tipi denebilecek amphora formu ile büyük benzerlik gösterir. Benzer ağız yapısı Miletos ta da görülmüştür. Söz konusu örneklerde ağız 48

74 yüksek, oldukça belirgin ve dışa eğiktir. Omuz boyunla eğimli birleşir. Yüksek olan ağız, sadece plastik olarak değil bezeme ile de boyundan ayrılmış, tüm örneklerde ağız kenarı tamamen firnislenmiştir. Bazı örneklerde ağız kenarının içte boyundan ayrıldığı noktada bir seki oluşur. Gövde formu ekseriyetle en geniş kısmı omuz olan bikonik formdadır. 9 ve 10 no lu amphoralarda ağız kenarı ince tutulmuş, boyuna geçişte bir plastik bant uygulanmıştır. Boyun üzerinde dalgalı çizgi, omuzda bir ya da iki yatay S yer alır. Bu amphoraların 7. yüzyılın sonlarında, Attika örneklerinin tesiri ile ortaya çıktığı ve 6. yüzyılın son çeyreğine dek üretildiği anlaşılmaktadır. 10 ve 11 no lu örnekler 6. yüzyılın son çeyreğine tarihlenebilecek kontekstlerden gelir. Diğer örneklerde gözlenen ağızın dışa eğik yüksek yapısı bu örneklerde gözlenmez. Lydia: (Fig.21) 1) Greenewalt et al. 1987, 26-31, fig ) Gürtekin, Lydia Seramiğindeki Yabancı Etkiler, , , kat.no.102, , kat.no.80. Lydia da, muhtemelen İonia örneklerininin taklidi olan bazı amphoralar ele geçmektedir. İlk örnek dışa çekik, yuvarlatılmış ve yüksek bir ağıza sahiptir. Boyun alçak ve oldukça geniştir. Geniş omuzlu, şişkin karınlı bir gövdeye sahiptir. Ağız kenarı firnislidir. Boyunda, kulplardan çıkan yavaş dalgalı çizgi bezeği yer alır. Omuz üzerinde, üst kısımdan çıkarak aşağıya doğru kıvrılan çengel motiflerinin arasında tomurcuk motifi yer alır. Omuzun alt kısmında oldukça kalın bir bant vardır. 6. yüzyılın ortalarına tarihlenmektedir. 2 no lu örnek G. Gürtekin tarafından beyaz zemin üzerine koyu renk bezemeli seramikler grubu içinde değerlendirilmiştir. Ağızda ince ve dışa çekik bir profil, yüksek ve dik boyun, geniş ve şişkin bir gövde izlenir. Boyunda dalgalı çizgi, omuz üzerinde, merkezde kaynaşan iki yatay S yer alır. G. Gürtekin, Hellenistik dönem malzemesi ile birarada ele geçen bu örneğin, bu tip amphoraların Lydia da bu döneme değin kullanılmış olduğuna kanıt olarak değerlendirmektedir. Son örnek bikrom tekniğinde bezenmiştir. Ağız ve gövde yapısı bir önceki örnekle benzerdir. Boyunda ayrılan dar bir alanda dalgalı çizgi, omuz üzerinde birden fazla olduğu anlaşılan yatay S ler yer alır. Boyundakine benzer bir dalgalı çizgi içeren bant omuzdan karına geçişte tekrarlanmıştır. 49

75 Xanthos: (Fig.22) Xanthos IV, 54, lev.12, fig.3. Fig.21 Kısa, hafifçe yuvarlatılmış ağız kenarına sahip bu vazo, neredeyse küresel bir gövdeye sahiptir. Boyunda hızlı dalgalı çizgi, omuz üzerinde merkezden çıkıp yukarı doğru kıvrılarak dönen stilize tomurcuk motifi yer alır. 6. yüzyılın ilk yarısı içinde değerlendirilebilir. Ancak form bakımından bir benzeri daha yoktur. Khalkidiki: (Fig.22) Fig.22 Neos Marmaros:Vokotopoulou 1987, 371, lev.210β. Argilos: Perron, Argilos, , kat. no. 94, lev Neos Marmaros ta 6. yüzyılın ikinci yarısına ait bir pithos mezardan ele geçen amphora, gerek form gerekse bezeme bakımından Rhodos tipindedir. Argilos amphorası ise, dışa eğik, düz profilli ağız kenarına sahiptir. 6. yüzyılın sonu-5. 50

76 yüzyılın başına ait olan bu vazo Klazomenai Tip I ile benzerlik gösterir. Omuz üzerinde tomurcuklu yatay S ler yer alır. Boyun bezenmemiştir. Kilikia/Levant: (Fig.23) Tarsus: 1-5) Tarsus III, , kat.no. 1619, , fig. 108, 150. Kinet Höyük: Sonku, Kinet Höyük, 16-17, kat.no. 1:1-44, fig. 6-27, lev Fig.23 Kilikia da, özellikle Tarsus ve Kinet Höyük te ele geçen amphoralar özel bir grup oluşturmaktadır. Bunların genel form özelliği, tamamen yuvarlak formda bir ağız, dik veya içe konik formda bir boyundur. Kinet Höyük 1 no lu örnek bunların neredeyse ticari amphora boyutlarına ulaştığını gösterir. Söz konusu örnekte boyun omuz geçişi kesintisizdir. Ancak diğer Kinet Höyük örneklerinde bu geçiş korunmamıştır. Tüm örneklerde boyunda kalın bir hızlı dalgalı çizgi yer alır. Kinet 1 de omuzda yatay S ler yapılmıştır. F. Sonku Kinet Höyük buluntularının yerel üretim olduğunu öne sürer. Hanfmann, Tarsus 1 no lu amphorayı regional Greek, diğer iki örneği yerel olarak sınıflar. Bu örnekler Samos un 6. yüzyıl amphoraları ile 51

77 benzeyen bir yapıya sahip olsalar da şimdilik sadece Kilikia bölgesine mahsus bir forma işaret eder. Karadeniz: (Fig.24) 1) Histria: Histria II, 49, 106, kat.no.569, lev.30. Olbia: 2) Skudnova, Olbia, kat.87, ) Skudnova, Olbia, kat.266, ) Loeschcke 1891, 18. Taman-Hermonassa: 5) Gaidukeviça 1959, , fig.54. 6) Gaidukeviça 1959, , fig ) Khudiak 1952, 251, res.13. 8) Gorgippa: Alekseeva, Gorgippiya, 34, lev ) Pantikapaion: Marçenko 1967, 148, fig.3.1, ) Lambrino, Histria, , fig Fig.24 1, 2, 3, 5, 6 ve 8 no lu örnekler Klazomenai 6. yüzyılın son çeyreği Tip I e ait vazolardır. 4 no lu vazo ise Tip II ye aittir. 9 no lu örnek de aynı tiptedir. Ancak bezemenin Klazomenai örneklerinde görmediğimiz kaba yapısı, bunun yerel üretim olabileceğine işaret eder. Öyle ki, Nymphaion da yüzyılın ortalarında üretim yapan 52

78 bir atölyede ele geçen örnek (no. 7) bu fikri destekler. Bu vazoda ağız, üst bölümde dışa çekiktir ve boyuna doğru daralarak üçgen bir profil gösterir. Boyunda dalgalı çizgi, omuzda içi boş ışınlarla bezenmiştir. 10 no lu örnek, gerek form gerekse boyun bezemesi bakımından Miletos ile ilişkilidir. Omuz üzerinde merkezinde üçgen biçimli stilize tomurcuk motifi yer alan yatay S ler yer alır. Tokra: (Fig.25) Tocra I, 42, lev.29, kat.no.587. Bu amphora, dörtgen profilli dışa çekik ağıza, yüksek ovoid bir gövdeye sahiptir. Ağız kenarı firnislidir. Boyunda hızlı dalgalı çizgi, omuz üzerinde geniş bir yatay S motifi yer alır. Omuz karın geçişinde oldukça kalın bir bant, karın kısmında iki ince bant yer alır. Benzer bir ağız profili Attika 7 no lu örnekte görülür. Bu tip başka bir örnek mevcut değildir. Bununla birlikte bu form geç orientalizan stilde bezenmiş Klazomenai Amphoraları ile benzerdir. Buna dayanarak 6. yüzyılın ortalarına tarihlenebilir. Fig.25 Batı Akdeniz: (Fig.25) 1) Mailhac: Gailledrat 2000, 150, fig.3,3. 2) Marsilya: Barnés 2000, 130, fig.5. İspanya nın Batı Languedoc bölgesinde ele geçen ilk örnek, 6. yüzyılın ikinci yarısına aittir. Rhodos ve Miletos amphoraları ile benzerdir. Marsilya da ele geçen 53

79 vazo ise, karınlı tiptedir. İki örnek de yerel üretim olarak sınıflanmışlardır ve Klazomenai örneklerine öykünen örnekler olarak düşünülmesi gerekir. II.3.A.2. Klazomenai Buluntuları 7. yüzyıl ve 6. yüzyılın ilk yarısında amphora ve hydrialarda genelde benzer ağız-boyun tipleri kullanılmıştır. Bu nedenle kulpların konumu bilinmediğinde, amphora ve hydriaların birbirinden ayırdedilmesi oldukça güçtür. Her iki formun da söz konusu dönemlere ait tüm olarak ele geçmiş örneklerinin az oluşu nedeni ile sınıflamada sadece ağız parçalarının kullanılması gerekli olmuştur. Bu noktada iki form arasında ayrım yapılırken, tüm ya da tüme yakın olup formunu kesin olarak tespit edebildiğimiz örneklerin bezeme özelliklerine göre bir ayrım yapılması uygun bulunmuştur. Bu durumda, 7. yüzyıl için elimizdeki tek tüme yakın olan örnekte sadece bantlardan oluşan bir bezeme yer aldığını dikkate alarak aynı bezemeye sahip ağız parçalarını amphora olarak sınıfladık. Hydria bölümünde görüleceği gibi, 7. yüzyıla tarihlenen hydrialarda boyunda dalgalı çizgi bezeği yer almaktadır. Bu bezemeye sahip örnekler de hydria olarak sınıflanmıştır. Yine de bu ayrımın net olmadığını, her iki formun da 7. yüzyılda oldukça benzer bir ağız profiline sahip olduğunu burada belirtmek gerekir. 7.yüzyıl: (Fig.26) A1: AKP00, 217 no lu mezar, 217/9, yük: 36cm, ağız çapı: 12.8cm, hamur: reddish brown (5 YR 5/4), az kum, kireç ve mika, yüzey: very pale brown (10 YR 7/3), firnis: dark yellowish brown (10 YR 4/4). Hürmüzlü, Akpınar Nekropolisi, kat.no: 217/9; Hürmüzlü 2004, 83. A2: AKRO01, TN:044, Güneydoğu Açma, yük: 3.9cm, ağız çapı: 14.1cm, hamur: light brown (7.5 YR 6/4), az kum, kireç, kristal ve mika, yüzey: dışta very pale brown (10 YR 7/4), firnis: mat dark brown (7.5 YR 3/2). A3: AKRO89, TN:068, P alanı, yük: 7.1cm, ağız çapı: 16.6cm, hamur: merkezde pinkish grayyüzeye yakın yerlerde reddish yellow (5 YR 6/2-6/6), yoğun kum, kireç ve az mika, yüzey: mat pink (5 YR 7/3), firnis:mat, very dark gray (5 YR 3/1). A4: AKRO89, TN:065, P alanı, yük:4.9cm, ağız çapı:14.6cm, hamur: merkezde brown-dışta reddish yellow (7.5 YR 5/2-6/6) az kum ve kireç, yoğun mika, yüzey: mat pink (5 YR 8/4), firnis: mat dark gray (5 YR 4/1). 54

80 Fig.26 Form: Ağız çapı cm arasında değişmektedir. Tüm olarak ele geçen tek örnek olan A1 36cm yüksekliğindedir. A1 tüm profilin izlenebildiği, sağlama yakın bir örnektir. Dışa eğik, içte ve dışta şişkin ve üst kısmı yuvarlatılmış bir ağıza sahiptir. Ağızın iç kısmında, boyuna geçişte hafif bir oyukluk yer alır. Dik ve yüksek bir boyundan aşağıya eğik omuza geçilir. Karın kısmı oldukça şişkindir ve gövde bikonik formdadır. Omuzdan çıkan kulplar birleşme seviyesinde dönerek boyuna birleşir. Halka formunda bir kaideye sahiptir. A2-4 sadece ağız parçalarından oluşur. Ağız dışta şişkin/yuvarlatılmış, oturma düzlemi sivridir. A1 in aksine bu örneklerde içte ağız şişkin değildir. Boynun yapısı tümünde de A1 ile benzerdir. Bezeme: Yukarıda da değinildiği gibi tüm örneklerde de sadece bantlardan oluşan bezeme uygulanmıştır. Ağız kenarı A1-A3 te hem içte hem de dışta, A3 ve A4 te ise sadece dış kısımda firnislidir. A1 in kulp birleşim seviyesinde iki, boynun orta kısmında tek ince bant yer alır. Boyundan omuza geçişte iki ince bant arasında kalın bir banttan oluşan bezeme yer alır. Aynı bant sistemi, eşit aralıklarla gövde üzerinde de yer alır (dört adet). Kaidenin dış kısmı, gövdeye de taşacak şekilde firnislidir, bu 55

81 alan üstte ince bir bant ile sınırlanır. Kulpların üzeri omuz üzerindeki çıkış bölümü firnislidir. A2 de ağız kenarının altında iki, A3 ve A4 te birer ince bant yer alır. A3 te boynun ortasına yakın bölümünde iki ince bant uygulanmıştır. Bezeme sisteminde bir standarttan söz edilmesi mümkün değildir. Kronoloji: A1, Akpınar Nekropolisinde, beraberinde ele geçen kuşlu kotylelerden dolayı yılları arasına tarihlenen bir kremasyon mezarda ele geçmiştir 103. A3 ve A4 ise, Akropolis Güney Yamacı sektöründe, en geç 6. yüzyılın başlarına tarihlenebilecek tabakalarda ele geçmişlerdir. Benzer ağız profiline sahip hydriaların 7. yüzyılın son çeyreğine ait tabakalarda ele geçmesi (bkz: B3-B6), bu ağız yapısına sahip vazoların 7. yüzyıl boyunca görüldüğüne kanıt oluşturur. 6. yüzyılın ilk yarısı: (Fig.27) A5: AKRO87, TN:029, 030, 035, Fırın, yük: 10.4cm, ağız çapı: 15cm, hamur: reddish yellow (5 YR 6/6) az kum ve mika, yüzey: mat pinkish gray (5 YR 7/2), firnis: mat, very dark gray-reddish yellow (5 YR 3/1-6/6). A6: Klaz83, Yüzey buluntusu, yük: 14.4cm, ağız çapı: 13.2cm, hamur: reddish yellow (5 YR 6/6) yoğun kum, normal taşçık ve mika, yüzey: reddish yellow (5 YR 7/6), firnis: light red (2.5 YR 6/6). A7: FGT89, TN:067, IC-8 yol, kuzey yarı, yük: 5cm, ağız çapı:14.6cm, hamur: reddish yellow (5 YR 6/6) normal kum ve mika, fine kil, yüzey: reddish yellow (5 YR 7/6), firnis: yarı mat red (10 R 5/8). Fig.27 Form: Klazomenai de ele geçen 6. yüzyılın ilk yarısına ait örnekler oldukça sınırlı sayıdadır ve form olarak aralarında bir birlik gözlenmez. A5, Akropolis sektöründe seramik fırını içerisinde ele geçmiştir. Yuvarlatılmış, şişkin, yüksek ve dışa eğik bir 103 Bu mezarın tarihlenmesini sağlayan kotyleler için bkz: Hürmüzlü 2004, 83, fig

82 ağıza sahiptir. Boyuna geçişte plastik bir bant yer alır. Boyun omuza doğru hafifçe daralır ve dik olarak omuza birleşir. A6, düz ve geniş bir ağız tablasına sahiptir. Ağız kenarı dışta yuvarlatılarak daralır ve boyuna geçişte plastik bir bant yer alır. Bu nedenle ağız profili üçgen formdadır. Hafif içbükey profilli boyundan yumuşak bir kavisle omuza geçilir. Omuz aşağıya eğiktir. Omuzdan çıkan oval kesitli kulp ağızın hemen altına birleştirilmiştir. A7 de düz ve geniş bir ağız tablasına sahiptir. Dışa çekik ağız dörtgen profillidir. Sadece boyun parçasından ibaret olan bu örnekte boynun aşağıya doğru daraldığı görülmektedir. Bezeme: A5 in ağız kısmı içte ve dışta firnislenmiştir. Boynun iç kısmında da bir bant yer alır. Omuza geçiş kısmında da bir bandın varlığı gözlenir. Boynun rezerve alanında yavaş dalgalı çizgi bezeği yer alır. A6 nın ağız kenarında rezerve bir bant oluşturacak biçimde, boynun üst bölümünde bir bant yer alır. Omuza geçişte ince bir bant uygulanmıştır. Boyundaki geniş alanda, kulp üzerinden çıkan yavaş dalgalı çizgi bezeği yer alır. Korunmuş tek kulbun üzeri yatay çizgilerle bezelidir. A7 nin ağız tablası ve ağız kenarının dışı tamamen firnislenmiştir. Boyun üzerinde yavaş dalgalı çizgi yer alır. Kronoloji: A5, 6. yüzyılın ikinci çeyreği içine tarihlendirilen Akropolis Güney Yamacı seramik fırınının malzemeleri arasındadır. 6. yüzyılın ortalarından olması gerekir. Sardis buluntusu Lydia 1 no lu vazo le benzer formda oluşu da bu fikri destekler. Dışa eğik ağız yapısı Miletos ve Rhodos buluntusu amphoralarda da 6. yüzyılın ilk yarısında karşımıza çıkar. A6 ve A7 düz ve geniş ağız tablası nedeni ile GOS amphoraları ile benzer profile sahiptir. Bu benzerlik dayanak olarak kabul edilmekte ve bu iki örnek de 6. yüzyılın ilk yarısı içine tarihlenmektedir. 6. yüzyılın son çeyreği: Tip I: (boyunlu amphoralar) (Fig.28) A8: MGT87, TN: 027, A odası, yük: 30.2cm, ağız çapı: 12.8cm, gövde çapı: 21cm, kaide çapı: 9.9cm, hamur: pink (5 YR 7/4) normal mika, yüzey: reddish yellow (7.5 YR 7/6), firnis: reddish brown (2.5 YR 4/4): Ersoy, Clazomenae, kat.no.480; Hürmüzlü, Vazo Formları, kat.no.218. A9: AKRO92, TN:083, S alanı, taban I, yük: 9cm, ağız çapı:11.1cm, hamur: pink (5 YR 8/4) az kum, kireç ve mika, yüzey: reddish yellow (7.5 YR 8/6), firnis: dark gray-reddish yellow (5 YR 3/1-5 YR 7/8). A10: LMT01, Kuyu, kullanım dönemi, yük: 25cm, ağız çapı: 11.6cm, kaide çapı: 8.8cm, omuz çapı: 17.6cm, hamur: merkezde light reddish brown-dışta reddish yellow (5 YR 6/4-6/8) normal, rafine kil, yoğun ince mika, yüzey: reddish yellow (5 YR 7/6), firnis: parlak, reddish brown-very dark gray-red (5 YR 5/4-3/1-10 R 5/8). 57

83 A11: LMT01, Kuyu, kullanım dönemi, yük: 15.6cm, hamur: reddish yellow (5 YR 7/6) normal rafine kil, yoğun mikalı, yüzey: pink (5 YR 7/4), firnis: very dark gray-reddish yellow (5 YR 3/1-5 YR 6/8). A12 AKRO92, TN:019, 021, 051, S alanı, tarım toprağı-dolgu I, yük: 27.4cm, ağız çapı: 12cm, karın çapı: 26.3cm, hamur: gray-reddish yellow (5 YR 6/1-5 YR 7/6) normal kum, kireç, kristal ve yoğun mika, yüzey: pink (5 YR 8/3), firnis: very dark gray-reddish brown (5 YR 3/1-5 YR 4/3). Fig.28 Form: A8 de ağız alçak, dışa taşkın ve yuvarlatılmıştır. Ağız kenarı dik ve incedir. Ağız içte bir seki yaparak boyunla birleşir. Boyun-omuz geçişi keskin ve belirgin olup yaklaşık 45 açıya sahiptir. Gövde, en geniş bölümü omuz olan oval formdadır. Omuz-karın geçişi keskin denebilecek bir dönüşe sahiptir. Halka formunda bir kaideye sahiptir. Ağız ve boyun tüm örneklerde yukarıda tarif edildiği gibidir. A9 da, ağız içindeki sekinin muntazam olmamasını üretim aşamasındaki bir hataya bağlamak gerekir. A10 da omuz-boyun geçişi yumuşamış, vazonun en geniş kısmı omuz ile karın arasında olup, bu bölüm uzatılmıştır. Bu nedenle bu vazonun gövdesi A8 e göre oval forma daha yakındır. A9, oldukça eğik omuz bölümü ile A10 a, A11 ise keskin boyun-omuz ve omuz-karın geçişi ile A8 e benzerdir. A8 ve A10 un kaide profilleri de farklılık gösterir. A8, sert hatlı, hantal bir kaideye sahip iken, A10 oturma düzlemine doğru yayvanlaşan, zarif, ekhinus biçimli bir kaideye sahiptir. Ağız boyun profili A12 nin Tip I içinde yer almasını gerektirir, ancak gövde formu ve kulpların yerleştirilişi ile bezeme şeması nedeni ile bu vazo diğer örneklerden farklıdır. Vazo diğer örneklerden daha büyük bir hacime sahiptir. Bununla birlikte daha kaba bir yapıdadır. Ağız profili, içte seki yapan, dışta yuvarlatılmış, alçak bir yapıda olup, diğer örneklerle benzerdir. Omuz oldukça geniş ve şişkindir. Gövde yapısı, geç 6. yüzyıl Klazomenai ticari amphoraları ile kıyaslanabilir. Kulplar diğer 58

84 örneklerde olduğu gibi boyuna değil omuz üzerine yerleştirilmiştir. Benzer uygulama Tarsus 2 no lu örnekte de gözlenir. Bezeme: Ağız kenarı, içte ve dışta boyuna taşmayacak biçimde firnislidir. Kulpların üst kısmı da firnislenmiştir. Boyundan omuza geçişte ince birer bant yer alır. A10 hariç diğer örneklerde boyunda hızlı dalgalı çizgi yer alır. Sadece A9 da kulpların birleşim yerleri arasında iki yiv yapılmıştır. A10 hariç, omuz üzerinde yatay S bezeği yer alır. Omuz bezemesi altta iki ince çizgi ile sınırlanır. A8 ve A11 de bunun altında kalın bir bant yer alır. Gövdenin alt kısmını ortalayarak bir bant daha konumlandırılır. A8 de, gövdeye geçiş kısmı da dahil kaide üzerinde bir bant yer alır. Kaidenin oturma düzlemine geçiş kısmı rezervedir. A10 da aynı bezeme şeması uygulanmıştır. Ancak boyun ve omuzda bezeme yer almaz. Omuz üzerinde, diğer örneklerde tek olan kalın bant burada aynı alanı kapsayacak üç daha ince bantla bezenmiştir. Gövdenin alt bölümünde, diğer örneklerde olduğu gibi bir bant yer alır. Kaide üzerinde, alt kısımda ince bir rezerve alan bırakan, üst kısma taşmayan bir bantla bezelidir. A12, form olarak farklı olmasının bir sonucu olarak bezeme de farklılık gösterir. Ağız kenarı ve boyun tamamen firnislenmiştir, bununla birlikte ağızın iç kısmı rezervedir. Omuz üzerinde iki sıra dalgalı çizgi bezeği yer alır. Omuzun alt kısmı iki ince çizgi, biri kalın, diğeri daha ince iki bantla bezelidir. Gövdenin alt yarısını ortalayan bir konumda iki eşit kalınlıkta bant daha yer alır. Bu bezeme bakımından da bu örnek ticari amphoralarla ilişkilidir. Tip II: (karınlı amphoralar) (Fig.29) A13: LMT01, Kuyu, kullanım dönemi, yük: 33.5cm, ağız çapı: 12.6cm, kaide çapı: 10cm, omuz çapı: 23.6cm, hamur: light reddish brown (5 YR 6/4) normal kum ve mika, yüzey: pink-pinkish gray (5 YR 7/4-7/2), firnis: parlak, black-dark reddish brown (5 YR 2.5/1-3/3). A14: LMT01, Kuyu, kullanım dönemi, yük: 28cm, ağız çapı: 11.3cm, kaide çapı: 9cm, omuz çapı: 18.4cm, hamur: reddish yellow (5 YR 6/8) yoğun kum ve mika, seyrek kireç, yüzey/astar: whitepinkish white (5 YR 8/1-8/2), firnis: mat, red-reddish brown (2.5 YR 5/8-4/4). A15: LMT01, Kuyu, kullanım dönemi, yük: 28.9cm, ağız çapı: 10.4cm, kaide çapı: 9cm, omuz çapı: 18.5cm, hamur: reddish yellow-reddish brown (5 YR 7/6-5/3) yoğun kum ve mika, normal kireç, yüzey: pink (5 YR 8/4), firnis: light red (10 R 6/8-6/6). A16: LMT01, Kuyu, kullanım dönemi, yük: 24.3cm, ağız çapı: 10.8cm, omuz çapı: 20cm, hamur: light brown-dışa yakın kısımda light red (7.5 YR 6/4-2.5 YR 6/6) normal, yoğun mika, yüzey: light brown (7.5 YR 6/4), firnis: yarı mat, red-dusky red-reddish brown (10 R 5/8-2.5 YR 3/2-5 YR 4/3). A17: MGT90, TN:078, B alanı, TN: 136, K apsidal yapısı, yük: 12.8cm, ağız çapı: 11.8cm, karın çapı: 12.8cm, hamur: reddish yellow (5 YR 6/6) normal, normal mika, astar: reddish yellow (7.5 YR 8/6), firnis: dark brown (7.5 YR 3/2): Ersoy, Clazomenae, kat.no. 448; Hürmüzlü, Vazo Formları, kat.no

85 A18: FGT86, TN: 014, 017, 019, D yapısı, yük: cm, ağız çapı: 11cm, hamur: reddish yellow (2.5YR 6/6) normal, normal mika, yüzey: pink (5 YR 7/4), firnis: reddish brown (5 YR 7/3): Ersoy, Clazomenae, kat.no.526. A19: AKRO01, Kuyu, kapatma dolgusu, yük: 29.4cm, ağız çapı: 11.2cm, kaide çapı: 10.3cm, karın çapı: 18.6cm, hamur: light red (2.5 YR 6/6) yoğun kum ve mika, az kristal ve kireç, yüzey: pink (5 YR 8/4), firnis: red-light red (2.5 YR 5/6-2.5 YR 6/8). Klazomenai de ele geçmiş olup şimdi İsveç te Gustavianum Kolleksiyonu nda korunan örnek: (Fig.30) Gustavianum Collection Env.no.834: Nordquist 1993, 63, kat.no.4, fig.8-9. Fig.29 Form: Ağız, ince cidarlı, dik ve ince, genellikle içe eğik oturma düzlemi olan, dışta dik veya dışa eğik, boyuna geçişte keskin profilli bir yapıdadır. Ağızın iç kısmı bir seki yaparak boyuna geçer. Boyun kısmı omuzla kaynaşmıştır ve ağız genişliğinden daha dardır. Vazonun en geniş kısmı omuz-karın geçiş bölümünde yer alır. Vazonun üst bölümünün profili bu kısımdan itibaren içbükey bir profille daralır. Gövdenin yapısı, kabaca oval olarak tarif edilebilir. Omuz üzerinden başlayan kulplar ağız kenarının altına, boyun olarak nitelenebilecek bölüme birleşir. Yüksek ve dışa doğru açılan halka formunda bir kaideye sahiptirler. Burada vazoların tümünde ortak olan genel form özellikleri sıralanmıştır. Bununla birlikte, alt tip oluşturmayacak detay 60

86 farkları mevcuttur. Ağızın dışa eğimi değişkendir. A13, A15 te ağız diktir. Diğer örneklerde değişen derecelerde dışa eğiktir. A13 ve A16 da karın kısmı şişkindir. A15 de, gövdenin üst bölümü uzun tutulduğundan, vazo iğ formuna yaklaşmıştır. Gustavianum da korunmakta olan amphora da bu örneklerle aynı form özelliklerine sahiptir. Fig.30 Bezeme: Tüm örneklerde ağızın dış kısmı, boyuna taşırılmadan firnislenmiştir. A14, 15, 17 ve 19 da ağızın iç kısmı da aynı şekilde firnislenmiştir. A13 te sadece oturma düzlemi firnislidir. A18 de ağızın üst bölümünde ince bir bant yer alır. A19 hariç diğer örneklerin tümünde kulpların birleşim yeri arasında hızlı dalgalı çizgi, omuzda yatay S motifi yer alır. A14 ve A15 te bu alan dik birer çizgi ile kulptan ayrılmıştır. A13 te ise bu alanda dik dalgalı çizgi yer alır. Bu örnekte S motifinin en dış noktalarına stilize tomurcuk motifi yerleştirilmiştir. Omuzda A15, A16 da tek, A14 ve A17 de çift çizgi ve altında tek kalın bant yer alır. Bu kalın bant ince çizgi olmaksızın A13 te de uygulanmıştır. Gövdenin alt yarısını ortalayarak omuzdakinden daha ince bir bant daha yer alır. Kaidenin üzeri A14 te gövdeye de taşacak biçimde, A15 te alt kısımda rezerve bir bant bırakılarak firnislenmiştir. A13 te ise gövdeye taşmadan tamamen firnislidir. A19, tüm örneklerden farklı olarak omuzunda üç, karın altında tek ince bantlarla bezenmiştir. Tüm örneklerde kulpların üst kısmında birer bant yer alır. 61

87 Tip III: (Fig.31) A20: LMT01, Kuyu, kullanım dönemi, yük: 20cm, kulp ile: 23cm, kaide çapı: 5.3cm, omuz çapı: 16.7cm, hamur: light reddish brown (5 YR 6/4) yoğun kum ve mika, normal kireç, yüzey: pink-light gray (5 YR 8/4-7/1), firnis: mat, very dark gray-reddish brown (5 YR 3/1-5/4). A21: LMT01, Kuyu, kullanım dönemi, yük: 9.3cm, kaide çapı: 4.8cm, hamur: reddish yellow (5 YR 6/8) normal kum ve kireç, yoğun mika, yüzey: pinkish white (5 YR 8/2), firnis: yarı mat, black (5 YR 2.5/1). A22: LMT01, Kuyu, kullanım dönemi, yük: 15.7cm, gen: 13.7cm, hamur: merkezde gray, dışta light reddish brown (5 YR 5/1-5 YR 6/4) normal kum ve mika, yüzey: pink (5 YR 8/4-7/3), firnis: parlak, very dark gray-yellowish red (5 YR 3/1-5 YR 5/6). Fig.31 Form: Sadece üç örnekle temsil edilen Tip III e ait örneklerin hiçbirinde ağız korunmamıştır. A20 de kulpların dönüşü bu vazonun boynunun fazla yüksek olmadığını gösterir. Dik bir omuz, kaideye doğru hızla daralan içbükey gövdeye sahiptirler. Dışa doğru açılan yüksek, yuvarlatılmış kaideleri vardır. Omuz üzerine yerleştirilmiş oval kesitli kulplar kullanılmıştır. Bezeme: A20 ve A22 de omuzda yatay S yer alır. A20 nin omuzunda biri ince biri kalın iki, gövde altını ortalayarak yerleştirilmiş kalın bir ve kaideye geçiş kısmında ince bir bantla bezenmiştir. Kulpların üst kısmı ve kaidenin dışı tamamen firnislidir. Sadece gövde altını içeren A21 kalın bantlar arasında ikişer ince banttan oluşan bir bezemeye sahiptir. A22 de omuzda iki ince bir kalın bant yer alır. Bunun hemen altında ikişer ince bant arasında kalın bir bant yer alır. Gövdenin alt bölümünde başka bezeme yer almaz. 62

88 Kronoloji: 6. yüzyılın son çeyreği içinde değerlendirilen amphoraların büyük bölümü LMT ve Akropolis kuyularının kullanım dönemi tabakalarından gelmektedir. Diğer örnekler ise 6. yüzyılın son çeyreğine tarihlenen tabakalardan ele geçmiştir. 5. yüzyıl: (Fig.32) Tip I Bu tip içinde değerlendirilen vazoların sadece ağız ve boyun parçaları ele geçmiştir. Gövdelerinin formu hakkında hiçbir fikir yürütülemez. Hatta boyunlu ya da karınlı tipte olup olmadıkları bile tartışılabilir. Dik bir ağız yapısı ve içbükey boyun profili bu tipin karakteristik özelliğidir. Ağız yapısına göre iki alt tipe ayrılmıştır. Tip Ia A23: ASI90, TN:061, yük: 2.6cm, ağız çapı: 10cm, hamur: pink (5 YR 7/4), firnis: red (2.5 YR 5/6): Güngör, Karantina Adası, kat.no.308; Güngör 2004, 128, fig.14. A24: ASI90, TN:063, hamur: pink (5 YR 7/3) normal kum, yoğun mika, yüzey: pink (5 YR 8/4), firnis: mat black-reddish yellow (5 YR 2.5/1-6/8). A25: ASI90, TN:022, yük: 6.1cm, ağız çapı: 11cm, hamur: pink (5 YR 8/4) normal kum ve kireç, yoğun mika, yüzey: pink (5 YR 7/4), firnis: mat dark reddish gray-black (5 YR 4/2-2.5/1): Güngör, Karantina Adası, kat.no.306. Form: Sadece üç örnekle temsil edilen bu tip, 6. yüzyılın sonuna ait Tip II ile doğrudan ilişkilidir. Hafifçe dışa eğik düz profilli ağız, boyuna geçişte keskin bir dönüş, içte seki yaparak boyuna geçiş üç vazoda da izlenir. A23 ve A24 te içe eğik düz bir ağız tablası varken, A25 te ağız ince ve diktir. İlk iki örnekte ağız profili üstte hafifçe yuvarlatılmış dışa taşkın bir profile sahiptir. A25 te kısmen korunmuş olan boyunun içbükey profili bu vazoları Tip II ye daha da yakınlaştırır. Bezeme: Üç örnekte de ağız kenarı dışta, boyuna taşmadan firnislenmiştir. İlk iki örnekte ağız tablası da boyalıdır. Omuzun korunmuş bölümlerinde başka bir bezeme yer almaz. Tip Ib: A26: ASI90, TN:018, yük: 4.2cm, ağız çapı: 7.8cm, hamur: pink (5 YR 8/4) normal kum, yoğun mika, yüzey: pink (5 YR 8/4), firnis: mat black (7.5 YR 2.5/0): Güngör, Karantina Adası, kat.no.310; Güngör 2004, 128, fig.16. A27: ASI90, TN:017, yük: 4.8cm, ağız çapı: 8.6cm, hamur: pink (5 YR 8/4) normal kum ve mika, yüzey: very pale brown (10 YR 8/3), firnis: mat very dark gray (5 YR 3/1): Güngör, Karantina Adası, kat.no

89 A28: ASI90, TN:022, yük: 3.2cm, ağız çapı: 8.2cm, hamur: pink (5 YR 7/4) normal kum, yoğun mika, yüzey: pink (5 YR 7/4), firnis: yarı mat black (7.5 YR 2/0): Güngör, Karantina Adası, kat.no.311. Form: Düz ve geniş bir ağız tablası, yüksek bir dudağa sahip olan ağız kenarı üç boğumdan oluşur. Ağız kenarı hafifçe dışa eğiktir. İçte, yumuşak bir kavisle boyuna geçilir. Boyun içbükey bir profile sahiptir. Bu tipe ait örnekler, boyun formundan dolayı karınlı amphoralar tipine ait görünmektedir. Bezeme: Üç örnekte de ağız kenarı dışta firnislidir. A28 de vazonun ağzı firnislenirken, bir bant şeklinde boyun üzerine taşmıştır. A26 ve A28 de ağız kenarının içinde birer bant yer alır. Bu vazoların omuzları üzerinde başka bir bezeme yer almamaktadır. TipII Tip II içinde değerlendirilen vazolar sadece ağız parçasından ibarettir. Ağız yapısı temelde benzemekle birlikte tüm örneklerde farklıdır. Boynun korunduğu örnek yoktur. Sadece A34 bu tipteki bir amphoraya ait gövde parçasıdır. A29: ASI90, TN:050, yük: 4.1cm, ağız çapı: 10cm, hamur: pink (5 YR 7/4) normal kum ve kireç, yoğun mika, astar: pink (5 YR 8/4), firnis: parlak very dark gray (5 YR 3/1): Güngör, Karantina Adası, kat.no.303. A30: ASI90, TN:068, yük: 3.4cm, ağız çapı: 10.2cm, hamur: reddish yellow (5 YR 7/6) normal kum, yoğun mika, yüzey: hamurla aynı, firnis: red (2.5 YR 5/8): Güngör, Karantina Adası, kat.no.304. A31: ASI90, TN:050, yük: 3cm, ağız çapı: 10.6cm, hamur: light red (2.5 YR 6/6) normal kum ve mika, yüzey: pink (5 YR 8/3), firnis: mat very pale brown (10 YR 8/3): Güngör, Karantina Adası, kat.no.302. A32: ASI90, TN:045, yük: 4.3cm, ağız çapı: 10cm, hamur: very pale brown (10 YR 7/3) yoğun kum ve kireç, astar: white (10 YR 8/2), firnis: mat black (7.5 YR 2/0): Güngör, Karantina Adası, kat.no.301. A33: ASI90, TN:035, yük: 2.8cm, ağız çapı: 10.4cm, hamur:reddish yellow (7.5 YR 8/6), firnis: black (7.5 YR 2/0): Güngör, Karantina Adası, kat.no.300. A34: ASI90, TN:021, maksimum boyut: 10.7x14cm, hamur: reddish yellow (5 YR 7/6) normal kum, yoğun mika, yüzey: pink (5 YR 8/4), firnis: mat reddish brown (5 YR 4/3). Form: Bu tip içinde değerlendirilen amphoraların temel ağız profili dışa eğik üçgen şeklindedir. Ağız kısmı yüksektir ve içbükey bir profile sahiptir. Boyuna geçişte yuvarlatılarak dışa çekilmiş sert bir profile sahiptir. Aynı profil bu kez negatif olarak iç bölümde de yer alır. Bezeme: Ağız, ağız tablası da dahil dışta tamamen firnislidir. A31 ve A32 de ağız tablası rezerve bırakılmıştır. A29, A30 ve A31 de ağızın iç kısmında da birer bant yer alır. Gövde parçası olan A34 ün omuzunda, A19 dakini hatırlatan üç ince bant, 64

90 karında tek ince bant yer alır. Aynı sondajda ele geçen çok sayıda gövde parçası üzerinde aynı ince bantlarla yapılmış bezeme yer almaktadır. Fig.32 II.3.A.3. Amphoraların Form Bakımından Değerlendirilmesi 7. yüzyıla ait amphoralar Klazomenai de oldukça zayıf olarak temsil edilmektedir. Klazomenai örnekleri, Geç Geometrik Döneme ait Attika ve Delos örneklerinin yanı sıra, özellikle yüzyılın ilk yarısına ait Samos örnekleri ile ilişkilidir. Miletos un 2 ve 6 no lu örneklerinde de benzer ağız profili gözlenir. Bu profil ve A1 de gözlediğimiz gövde yapısı ile bu vazoların S. Wide ın Sub-Myken- Protogeometrik vazolarla kurduğu ilişkiyi doğrularcasına form olarak da bu erken vazolara benzerdir. Fig.33 de Klazomenai de ele geçen Erken Protogeometrik amphoralar yer almaktadır Aytaçlar 2004, 20-21, fig.4. 65

91 Fig yüzyılda bu formun seyrek izlenişi 6. yüzyılın ilk yarısında da devam eder. Burada kullanılmış olan üç örnek de birbiri ile benzer değildir. Bununla birlikte yılları arasına tarihlenen Akropolis Güney Yamacı seramik fırınının tamamen firnisli ürünleri arasında yerel amphora formunu takip etmek mümkündür. A5 in ağız formuna benzer bir örnek, bu fırın malzemesi içinden ele geçmiştir (Fig.34a). Her iki örnekte de dışa eğik yastık biçiminde bir ağız, boyuna geçişte plastik bant ortaktır. Ağızın bu yapısı, Samos 7, Assos 2, Rhodos un erken örnekleri ve özellikle Lydia 1 ile benzerdir. Bununla birlikte bu örnek, hem yastık biçiminde ağızın hem de ağızın altındaki plastik çıkıntının da yer aldığı SOS amphoraları ile de büyük benzerlik gösterir 105. a b c d Fig.34 A7 nin ağız profili için benzer örneklere yine fırın malzemesi içinde rastlamaktayız (Fig.34b-d). Dışa çekik ve dörtgen profilli buağız yapısı, Attika 7 ve Tokra örneklerinde de gözlenir. Söz konusu iki vazonun da Klazomenai ile ilişkili 105 Agora VIII, 32-33, kat. no , lev. 2, 42. Boyunda ΣΟΣ markası bulunan örnekler 7. yüzyılın sonlarında ortadan kalkar. 66

92 olduğu ilgili bölümde belirtilmiştir. Klazomenai GOS amphoralarının da ağız profili, düz ve geniş ağız tablalı, dışa çekik ve dörtgen profillidir (Fig.35) 106. Sadece Rheneia da bulunmuş olan örnekte ağız yuvarlatılmış bir profil gösterir 107. Gövde formu ise, genelde tüm örneklerde aynı olarak ovoiddir. Gövdenin en geniş kısmı, yaklaşık olarak orta kısmı olup, gövdenin alt ve üst yarısı simetrik bir yapıya sahiptir. Attika 7 no lu örnek ağız yapısı bakımından bu örneklere yakındır, ancak gövdenin şişkin yapısı ile farklı bir noktada durur. Tokra amphorasının ise GOS amphoraları içinden çıkmış bir vazo olduğu şüphesizdir. Klazomenai de temsil edilmeyen 6. yüzyılın üçüncü çeyreği içinden olması kuvvetle muhtemeldir. Fig Geç Orientalizan Stilde bezenmiş amphoralar için bkz: Aytaçlar, Klazomenai Orientalizan Seramiği, (form ve bezeme şeması), , boyunlu amphoralar: noktalı metop grubu, kat.no.e.994-e.1032, K.709, lev , , Tocra grubu, kat.no.e1040-e.1080, K.710- K.716, lev , , soyut bezeli amphoralar, kat.no.e.1153-e.1168k.728, lev , 180, karınlı amphoralar: kat.no.e , lev Delos XVII, kat.no.r.9, lev.40; Aytaçlar, Klazomenai Orientalizan Seramiği, kat.no.e.1001, lev

93 6. yüzyılın son çeyreğinde amphora formu önceki evrelere göre çok daha fazla örnekle temsil edilmektedir. Boyunlu amphoralardan oluşan ilk tip alçak ve dışta yuvarlatılmış ağız yapısı ile kolayca ayırdedilir. Ağızın içinde, ikinci tipte de yer alan birer seki vardır. Benzer geçiş bölümü Miletos 74 ve 77 ile Argilos vazolarında da gözlenir. Karadeniz 1-3, 5, 6 ve 8 bu gruba aittir ve muhtemelen Klazomenai üretimidirler. Ancak sayılan bu örnekler dışında, dalgalı çizgi bezekli seramikler arasında bu ağız formuna Klazomenai dışında rastlanmamaktadır. GOS amphoralarının düz ve geniş oturma düzlemine sahip, dışa çekik dörtgen profilli ağız yapısına sahip olduğundan bahsedilmişti (Fig ). Bu nedenle bu tip amphoralar için GOS amphoralar bir model teşkil etmemiştir. Bununla birlikte Fikellura stilinde bezenmiş amphoraların ağız yapıları bu tip ile benzerdir (Fig.35). Torus biçimli bu ağız yapısı Klazomenai Tip I için bir model teşkil ettği söylenebilir. Bununla birlikte, bizim örneklerimizde bu ağız yapısının biraz daha ince ve zarif bir varyasyona dönüştüğü gözlenir. Klazomenai Siyah figür tekniğinde bezenmiş amphoralarda geniş bir tablaya sahip olan ağız dışta dışbükey bir profile sahiptir, ağız kenarının içinde yer alan seki, bu gruptaki bazı örneklerde oldukça belirgindir (Fig.36). Fig.36 68

94 Tip II karınlı amphoralardan oluşur. Karınlı amphoraların 8. yüzyılın sonundan itibaren basit bezemeli örnekler arasında yer aldığı bilinmektedir (Attika 4-6, Samos 4). GOS amphoraları arasında az sayıda da olsa bu tipte amphoralar yer alır (Fig ) 108. Form olarak dalgalı çizgi bezekli örneklerle aynı özelliklere sahiptirler: yüksek, düz profilli, keskin dönüşlü ağız, içbükey olarak daralan boyun, şişkin omuz ve karın, oval gövde yapısı, halka kaide. Söz konusu ağız yapısı Miletos un 6. yüzyılın ikinci yarısına ait örnekleri ile de kıyaslanabilir. Karadeniz 4 ve 9 no lu örnekler ve Marsilya amphorası bu tipte amphoralardır. Olbia dan ele geçen Karadeniz 4 no lu örneğin Klazomenai üretimi olduğu açıktır. Diğer örnekler farklı yapıları ile muhtemelen yerel üretimdir. Tip III olarak sınıflanan amphoralar şimdilik sadece Klazomenai de ele geçmiştir. Aşağıda listelenmiş olan 5. yüzyıl masa amphoraları arasında Rhodos 1-3, Attika ve Histria vazoları ile benzerdir (Fig.37). Rhodos örnekleri 5. yüzyıla ait olup 2 no lu örnekte boyun-omuz geçiş noktasında beyaz-firnis nokta dizisi, omuzda ise aynı şekilde yapılmış nokta rozetlerle bezenmiştir. 3 no lu örnekte de beyaz ek boya ile yapılmış bantlar dikkat çeker. Form olarak bizim örneklerimizin dejenere olmuş hali olarak değerlendirilebilir. Gövdenin alt kısmının oldukça daralarak konik bir ayağa dönüşmesi, boyun yüksekliğinin vazonun yüksekliğine ulaşması buna kanıt olarak gösterilebilir. Klazomenai örnekleri olasılıkla bu örneklerin prototipidir. Atina daki örneklerden birisi sadece bantlardan oluşan bezemeye sahiptir ve 5. yüzyılın son çeyreğine tarihlenen bir depozitten ele geçmiştir. Bununla birlikte bizim örneklerimizin gövde formu ve özellikle kaideleri Klazomenai ticari amphoralarına benzemektedir. Geç 6. yüzyıl Klazomenai amphoralarında gövdedeki içbükey profil bu örneklerdeki kadar belirgin değildir 109. Bu gövde profiline sahip amphoralar 6. yüzyılın ilk yarısına tarihlenen Dupont un A ve D tipi içinde karşımıza çıkar yüzyıl masa amphoraları: (Fig.37) Rhodos: 1) ClRh VIII, , fig ) ClRh VIII, , fig ) ClRh VIII, , 4) Konstantinopoulos 1969, 481, lev.479α. 5) ClRh VIII, , fig.93. 6) ClRh VIII, sol üst köşedeki: 179, fig ) ClRh VIII, , fig ) ClRh IV, 149, fig ) ClRh IV, 158, fig ) ClRh III, , fig ) ClRh VIII, , fig Aytaçlar, Klazomenai Orientalizan Seramiği, 161, E , lev Cook-Dupont, EGP, , Fig.23.3-d. Akpınar Nekropolisinden ele geçen bir örnek için bkz: Sezgin, Amphoralar, 39-42, Klaz.TipVII, kat.no.18, şek.18; Sezgin 2004, , kat.no.13, fig Cook-Dupont, EGP, , Fig.23.3-a, g. 69

95 Attika: Agora XII, kat.no , lev.63. Histria: Oppermann, Die westpontische poleis, 51, lev.14.1 Olbia: Skudnova, Olbia, 80, kat.no.118. Taman Hermonassa: Gaidukeviça 1959, , res.11. Khios: Boardman, Emporio, 176, kat.no.922, lev.67. Tektaş Burnu Batığı: Carlson 2003, 591, fig yüzyıl Tip Ia, Geç Tip II nin 5. yüzyılda da devam ettiğine işaret eder. A19, boyun ve omuzda bezeme yer almaması ile bu örneklerle benzerdir. Buradan hareketle Tip II içinde yer alan A19 un, seri içindeki en geç vazo olduğu öne sürülebilir. Söz konusu vazo ile benzerlik gösteren A23-A25 de stilistik olarak 5. yüzyılın başına ait olmalıdır. Sonuç olarak, dalgalı çizgi bezekli karınlı amphoraların 6. yüzyılın sonlarında sadece bantlarla bezeli olarak üretilmeye başlandığı ve bunun 5. yüzyılın başlarında da devam ettiği söylenebilir. Fig.37 70

96 Ağızın kalın yapısı, dışta üç kademeli profili ile Tip Ib, geç siyah figür stilinde bezenmiş palmetli amphoralar grubu na ait iki amphora ağız parçası ile büyük bir ilişki içindedir 111. A26-A27 nin boyunlarında herhangi bir bezeme yer almamaktadır. Bununla birlikte gövdeleri hakkında da bir fikir öne sürmek mümkün değildir. Bu örneklerin siyah figürlü atölyelerin ürünleri arasında yer aldığını da öne süremeyiz. Bununla birlikte, siyah figür seramiğin dejenere olması ile beraber bezemesiz bu örneklerin üretiminin bir süre daha devam ettiği düşünülebilir. Klazomenai dışında Attika da siyah firnisli bir amphora benzer bir profile sahip olması ile dikkat çeker 112. Amphoraların profilleri Miletos ta ele geçen ve Seifert in oluklu/yivli olarak tanımladığı Grup 16 içinde yer alan amphoralarla da kıyaslanabilir yüzyıldaki Tip II nin 6. yüzyıl sonundaki Tip II den türediğine şüphe yoktur. Düz ağız tablalı, dışta dik profilli ağızın üst bölümünün dışa açılması ve boyuna geçişteki keskin profilin hem içte hem de dışta daha fazla vurgulanması ile bu yeni ağız formu oluşmuştur. Benzer ağız yapısı Knipovitch sınıfı amphoralarda da karşımıza çıkmaktadır 114. Ancak siyah figürlü örnekler, düz ve içe eğik ağız tablası ile bu örneklerden ayrılır. Orta kısmında oluk bulunan bu ağız tipine sahip bazı örnekler Atina Agorasında da ele geçmiştir 115. İncelediğimiz vazolara benzer ağız profiline sahip sağlam örnekler yukarıda listelenmiştir. Bu amphoralar Rhodos ta 5. yüzyıla tarihlenen mezar kontekstleri içinde çok miktarda yer almaktadır. Omuz kısmı geniş, ovoid gövde formuna sahip bu örnekler boyunlu amphora tipindedir. Boyundan omuza geçişte plastik bir bant yer alır ve bu bölümde birçok örnekte beyaz ek boya ve firnis nokta dizisi vardır. Omuz kısmında üç ince bant tüm örneklerde standarttır, karında bir bant daha yer alır. 5. yüzyıl sondajında da böyle bezeme içeren gövde parçaları da ele geçmiştir (Fig.38). Olbia da 5. yüzyılın ilk çeyreğine tarihlenebilecek bir mezarda ele geçmiş olan örnek tek kulplu olup olpe olarak tasarlanmıştır (Fig.37). Karadeniz de bir başka mezar buluntusu örnek ise, Taman-Hermonassa da, 5. yüzyılın ortalarına 111 Özer, Klazomenai Siyah Figür Seramiği, , kat.no.381, 395, lev.45-46, şek Agora XII, 47, kat.no.2, lev.1, fig Seifert, Beispiel von Amphoren, 19, Gr.16, kat.no.122, 123, , lev Cook 1952, 138, fig Agora XII, 47, kat.no.2, lev.1, fig.2, , kat.no , lev.61, fig

97 tarihlenebilecek Attika stemless ile birlikte bulunmuştur 116. Khios ta 117 ve Tektaş Burnu batığında 118 da ele geçen örnekler aynı gövde formunu göstermektedir. Bu tip amphoraların tam olarak ne zaman ortaya çıktığını kesin olarak söylemek mümkün değildir. Ancak Klazomenai de anakarada yürütülen çalışmalarda bu tipte vazolara rastlanmamıştır. Buradan hareketle bu amphora tipinin en erken 5. yüzyılın başında ortaya çıktığı öne sürülebilir. Ufak değişikliklerle bu amphora tipi 4. yüzyıla değin yaşamıştır 119. Fig Gaidukeviça 1959, , res.11, no lu mezardan. 117 Boardman, Emporio, 176, kat.no.922, lev Carlson 2003, 591, fig yüzyıl örnekleri için bkz: Hasdağlı, HBP Sektörü, , kat.no

98 II.3.B. HYDRİA a b c d kalpis I II Richter ve Milne Type I Richter ve Milne Type II Cook 1 (a), 2 (b), 3 (d) Cook 4 Fig.39 Kökeni Geç Hellas IIIC 120 dönemine değin giden (Fig.40) υδρία, karın bölümünde iki yatay ve omuzdan boyuna tek dik olmak üzere üç kulba sahip, amphoralar gibi yüksek ve geniş gövdeli bir formdur. Klasik Attika formları iki temel tiptedir (Fig.39): boyunlu amphora tipinde, keskin gövde birleşimine sahip boyunlu (I), karınlı amphora tipindeki gibi, kesintisiz bir kavisle gövdeye birleşen fazla belirgin olmayan boyunlu (II) 121. Fig Klazomenai de Limantepe Höyüğünde ele geçen Protogeometrik Döneme ait hydria için bkz: Erkanal 2000, 253, res.2; Aytaçlar 2004, 21, fig.6, kat.no Formun işlevi, tipoloji ve isimlendirme konusu hakkında bkz: Richter-Milne, Shapes, 11-12, fig.76-86; Cook, GPP, ; Kanowski, Containers, 38-42; Agora XII, 53,

99 II.3.B.1. Klazomenai Dışındaki Merkezlerde ele Geçen Hydrialar Attika: (Fig.41) 1) Brann 1961, 104, lev.14, kat.no. I 4. 2) Brann 1961, 128, lev.14, kat.no. N yy 3) Young 1939, 27-28, fig.14, kat.no. V1. 4) Agora VIII, 34-35, lev.3, kat.no.37; Young 1939, kat.no. X 1. 5) Agora VIII, 34-35, lev.3, kat.no.39; Brann 1961, kat.no. L ) Agora XII, 200, kat.no , lev.70, fig ) Roebuck 1940, 256, kat.no.331, fig.60; Hanfmann 1956, 178, 14-16) Agora XII, 200, kat.no , lev.70, fig.13. Siyah Firnisli Hydrialar: Agora XII, 53, kat.no.45-51, lev.3, fig.20. Attika da, 8. yüzyılın ortalarından 7. yüzyılın başına değin bir seri hydria izlenebilmektedir. Ancak 7. yüzyıl boyunca bu forma rastlanmaz yüzyıl ortalarına tarihlenen 4 no lu vazo, Protogeometrik etkilere sahiptir. E. Brann, bantlı hydrialar üzerinde gördüğü bu Protogeometrik ilişkinin, Protogeometrik formların devamı mı yoksa yeniden canlanması mı olduğunun bir soru olduğunu belirtir 123. Young da bu konu üzerinde Delos ta ele geçen örneklerle benzerlik kurmakta ve Protogeometrik etkileri tartışmaktadır 124. Yüksek ve konik boyun, yayvan ve yuvarlatılmış kenarlı ağız, ovoid gövde temel form özellikleridir. Gövdede geniş bant grupları, yatay kulplar arasında tek sıra dalgalı çizgi yer alır. Bu örneklerin ardından 6. yüzyılın sonuna değin bu forma basit bezemeli türde örneğine rastlanmaz. Erken 5. yüzyıla ait siyah firnisli örneklerin yanı sıra 5. yüzyılın son çeyreğine ait bant bezemeli örnekler de vardır (no:14-16). Bununla birlikte Agora da ithal bazı örnekler de mevcuttur (no:6-12). 6 no lu örnek 6. yüzyıl başlarına, 7-11 no lu örnekler 6. yüzyıl sonu-5. yüzyıl başlarına, 12 no lu örnek ise 5. yüzyılın son çeyreğine ait konteksterden ele geçmiştir. 9 no lu örneğin ağız profili, aşağıda ele alınacak olan Klazomenai 7. yüzyıl örnekleri ile benzemektedir. 8 ve 12 no lu örneklerin yuvarlatılmış ağız yapısı, yüksek ve oval gövde formu geç örneklerimizle kıyaslanabilir. Akropolis in kuzey yamacındaki B kuyusunda 125 ele geçmiş olan 13 no lu örneğin ince ve uzun gövde yapısı ve sade bezemesi dikkat çeker. 6. yüzyılın sonlarına ve 5. yüzyılın sonlarına ait bir kontekstten ele geçmiştir Agora VIII, Ibid., 34-35; Brann 1961, Young 1939, Kuyunun doldurulma tarihi için bkz: Roebuck 1940, Hanfmann bu vazonun wavw-line türünün son örneklerinden olduğunu düşünmektedir: Hanfmann 1956,

100 Fig.41 Delos/Rheneia: (Fig.42) 1-13) Delos XV, 13-15, kat.no.1-13, 14-20) Delos XV, 13-15, kat.no , 21-31) Delos XV, 13-15, kat.no.32-41, lev.2-7, 9-11, 32-37) Delos XVII, 47-48, (vases archaiques des cyclades a decor linéaire) kat.no.1-6, lev Delos ta ve Rheneia da çok miktarda ele geçen hydrialar Geç Geometrik dönemdendir 127. Dugas tarafından Kyklad-Geometrik Aa olarak sınıflanmışlardır. Yüksek ve içbükey boyun, yuvarlatılmış ağız kenarı, boyuna göre küçük basık kürevi bir gövdeye sahiptirler. Yatay kulplar arasında tek dalgalı çizgi, bunun üst ve alt kısmında ince bant grupları ve kalın bantlarla bezenmiştir. Örneklerin birçoğunda boyun üzerinde dörde bölünüp noktalanmış baklava dilimi biçiminde birer rozet yer alır. Benzer ağız profiline ve bezemeye sahip bir ağız parçası Tarsus ta ele geçmiştir 128. Bu Geometrik formun 7. yüzyılda orientalizan ve dalgalı çizgili stilde de yaşadığı görülür (no ). Ancak bu örnekler, boyunlarının tamamen firnisli olması, gövdelerinin küresel yapısı ile erken örneklerden ayrılır. Omuza doğru çekilmiş kulplar arasındaki alanda dalgalı çizgi, omuz üzerinde nokta rozetler yer alır. 127 Coldstream, Geometric Pottery, , fig.37a, c. Coldstream tarafından bu vazolar ve bazı amphoralar The Parian School içerisine yerleştirilmiştir. 128 Tarsus III,, 319, kat.no.1585, fig.106,

101 Samos: (Fig.43) Fig ) Walter-Vierneisel 1959, 12, lev yy, 3-4) Walter-Vierneisel 1959, 14, lev ) Walter-Vierneisel 1959, 14, lev ) Walter-Vierneisel 1959, 19, lev ) Walter- Vierneisel 1959, 19, lev ) Walter-Vierneisel 1959, 19, lev ) Walter-Vierneisel 1959, 19, lev ) Walter-Vierneisel 1959, 19, lev ) Walter-Vierneisel 1959, 19-20, lev , ) Furtwängler 1980, , I/58, fig.15, lev.47-5, , II/21, fig ) Walter 1957, 42, lev ) Walter-Vierneisel 1959, 21, lev ) Walter-Vierneisel 1959, 21, lev ) Walter-Vierneisel 1959, 21, lev ) Walter-Vierneisel 1959, 21, lev ) Eilmann 1933, 128, 131, lev ) Eilmann 1933, 131, fig ) Walter-Vierneisel 1959, 21, 28, lev ) Kopcke 1968, 266, kat.no.46, 47, lev , fig ) Samos III, 122, kat.no.ii/12, fig ) Furtwängler 1980, , III/41, fig.20, lev Samos ta kuyu ve bothroslardan ele geçen çok sayıda hydria mevcuttur. Bunları ikiye ayırmak mümkündür: 1) 7. yüzyılın ilk yarısına tarihlenen ve form ve bezemede bir birlik göstermeyenler, 2) 7. yüzyılın ikinci çeyreği ile genelde ikinci yarısına ait, standart form ve benzer bezeme özelliklerine sahip olanlar. 1.grup: Söz konusu grup içinde Geometrikten Orientalizan Döneme geçişi temsil eden örnekler söz konusudur. 8. yüzyıla ait olması gereken iki örnek, yüksek boyun ve oval formda yüksek gövdeleri ile PG örnekleri çağrıştırır (no.1-2). F ve G kuyularında ele geçen 19 örnek ise, gövdelerinin karakteristik bir özellik göstermediği, basit bant ve dalgalı çizgilerle bezenmiş bir gruptur (no.3-21). Basit yuvarlatılmış ağız kenarı, geniş bir boyun, şişkin ve kürevi bir gövde formuna sahiptirler. Bu örneklere Südtemenos tan ele geçen iki vazo da eklenebilir (no.22-23). 2.grup: Bu grupta daha geniş gövdeli hydrialar yer alır (no ). 7. yüzyılın ortalarından olan bu örneklerde oldukça şişkin omuz-karın kısmına sahip büyük bir gövde söz konusudur. Fazla yüksek olmayan boyun gövdeye doğru daralan formdadır. Ağız kenarı oldukça belirgindir ve yuvarlatılmış bir formdadır. Bununla 76

102 birlikte bazı ağız parçaları Klazomenai örnekleri ile benzeyen, hafif şişkin ve dışa eğik bir profile sahiptir (no. 31). Fig.43 77

103 Grubun en ayırdedici özelliği bezemesidir. Ağız kenarı firnislidir. Boyunda altta ve üstte bantlarla sınırlanan alanda hızlı dalgalı çizgi yer alır no lu örneklerde omuz üzerinde konsantrik daireler yer alır. H. Walter, bu bezemeden dolayı bu vazoların hala Geometrik olduğunu belirtmektedir. Her iki örnekte de omuz kubbe biçiminde şişkindir. Omuzdaki kulbun iki yanında dik birer dalgalı çizgi grubun özelliğidir. Omuz bezemesi alt kısımda kalın iki bant arasında ince çizgi grupları ile sınırlanır. Bu bezeme özelliği tüm vazolarda görülür ve 7. yüzyılın 2. yarısına ait örneklerle aradaki en önemli farkı oluşturur. Yatay kulpların yer aldığı alanda dalgalı çizgi yer alır. 24 no lu örnekte bu alanda bıyık motifi vardır. Bu bezeme özelliğine sahip bazı örnekler aşağıda yer alan Tarsus örneklerinde de görülür. 7. yüzyılın son çeyreğine ait örneklerde gövde formu küresel halinden kurtulmuş oval forma dönüşmüştür (no ). Boyun gövdeye doğru daralan konik bir formdadır. Ağız dışa eğik yuvarlatılmış formdadır. Boyunda dalgalı çizgi, omuzda kulbun iki yanında dik dalgalı çizgi, karın bölgesinde dalgalı çizgiden oluşan bezemeye sahiptirler. Omuz-karın geçişinde ince bant grubu 33 no lu örnekte de karşımıza çıkar. A. Furtwängler tarafından 590/580 yılları civarına tarihlendirilen bir hydria (no. 36), kalınlaştırılmış ağız kenarı, kısa ve dik boynu ve ovoid gövdesi ile 7. yüzyılın sonuna ait örnekleri çağrıştırmaktadır. Boyunda ve karında dalgalı çizgi yer alır. Omuzda 7. yüzyıldan beri var olan dik dalgalı çizgiler vardır. Gövdedeki bantların hem kalınlıklarının hem de sayısının azalmış olması dikkat çekicidir. 7. yüzyıl boyunca çok sayıda örneğin ele geçtiği Samos buluntuları arasında 6. yüzyılın son yarısı içinde değerlendirilebilecek bir örnek yoktur. Khios: (Fig.44) 1) Boardman, Emporio, , kat.no.508, fig.88. 2) Boardman, Emporio, , kat.no.509, fig.86. 3) Boardman, Emporio, , kat.no.496, fig.86. 4) Boardman, Emporio, , kat.no.493, fig ) Boardman, Emporio, , kat.no , lev ) Anderson 1954, 136, kat.no.18, 19, 22, fig.5, lev.7a ) Anderson 1954, 136, kat.no.23, 24, 24bis, fig.5, lev.7a. 21) Rizari, Chios Town: Boardman, Emporio, 137, lev.44γ. 22) Beaumont et.al. 2004, Lev.36.d ) Boardman, Emporio, 166, kat.no , lev.62. Khios kökenli hydrialar, beyaz astarlı oluşları ve kendine mahsus form özelliklerinden dolayı kolaylıkla ayırdedilmektedir. Emporio buluntuları Harbour Sanctuary, Period III-IV tabakalarından ele geçmişlerdir. Bu period bu örneklerin 7. 78

104 yüzyılın 2. yarısına ait olduğunu gösterir no lu örnekte astar uygulanmamıştır ve aşağıda da tartışılacağı gibi Khios tan çok Miletos la ilişkili görünmektedir. Yüksek ve dik bir boyun, yüksek, ince ve sivri ağız kenarına sahip olan bu örnek basık ve küresel bir gövdeye sahiptir. Boyun dar bir panel oluşturacak biçimde firnislenmiştir. Fig.44 Boyundaki panelde çift ince dalgalı çizgi yer alır. Omuzda kulbun iki kenarında da boyundakine benzeyen çift ince dalgalı çizgi dik olarak yer alır. Omuzun geri kalanında yatay S ler vardır. Karın bölümüne ve karın altına geçişte çift ince bantlar uygulanmıştır. Karın kulplarının bulunduğu alanda bezeme yer almaz ancak bunun altında geniş bir dalgalı çizgi olduğu görülür. Benzer ağız profili ve boyun bezemesi 5 ve no lu örneklerde de karşımıza çıkar. 2-4 no lu örneklerde ağız kenarı vurgulanmamıştır. Rizari den ele geçen 21 no lu örnekte de aynı ağız profili gözlenir. Boyunda yer alan ince çizgiler karakteristik bir özelliktir. 4 ve 21 no lu örneklerde omuzda triglif çizgileri ile oluşturulan metoplar içinde, benzerlerini Samos tan bildiğimiz konsantrik daireler yer almaktadır. Bu örneklere no lu örnekler de eklenebilir. 21 no lu örnekte karın kısmında bıyık biçiminde bantlar yer almaktadır. Aynı motifin Samos 24 te de olduğunu hatırlayınız. 6. yüzyıl örnekleri konik boyunlu, küresel gövdeli form özelliğine sahiptir (no. 22, 25). Tell Defenneh: (Fig.45) Tanis II, 63, lev.32.5; CVA British Museum VIII, 39, 59, lev Kronoloji için bkz: Boardman, Emporio,

105 Tell Defenneh te ele geçen hydria ile Khios 1 no lu hydria arasında yadsınamaz bir benzerlik söz konusudur. Defenneh hydriası biraz daha ovoid bir gövdeye ve daha belirgin bir ağıza sahiptir. Bununla birlikte bezeme sistemi ve bezeme elemanları tamamen benzerdir. Khios örneğinde karın altında yer alan geniş dalgalı çizgi Defenneh vazosunda kulplar arasındadır. R.M. Cook vazoda astar uygulandığından söz etmez. Cook Defenneh vazosunu 6. yüzyılın ortası ile 3. çeyreğine tarihlemektedir. Defenneh vazosunun gövde formu bakımından Samos un 6. yüzyıl ilk yarısına tarihlenen örneklerine benzer oluşu da bu fikri destekler. Miletos: (Fig.45) 1) von Graeve 1975, 43, kat.no.2, fig ) Voigtländer 1982, 42-43, kat.no.61-63, fig.11. Miletos ta sağlam ya da tanınabilir durumda hydria ele geçmemiştir. Bununla birlikte Miletos ta bu formun üretilmediği söylenemez. Sadece ağız ve boyun parçalarından ibaret olan ve genelde amphora olarak sınıflanan birçok örnek, muhtemelen hydrialara aittir. M. Seifert de Miletos Group 3-4a ile Khios un hydria örnekleri arasında ilişki kurar 130. Khios 1 no lu örneğinin ok ucu biçimli ağız kenarı Miletos 7. yüzyıl örnekleri ile benzerdir. Bu örneklerin bizce en dikkat çekici özelliği bezemesidir. Boyunda dar bir panel oluşturan boyama sistemi, bu panelde çift ince dalgalı ya da düz çizgi, Khios ve Defenneh örnekleri ile benzerdir. Buradan hareketle, bu örneklerin Miletos un hydria tipine işaret ettiği söylenebilir. 2-4 no lu örnekler 6. yüzyılın sonlarına aittir. Omuz kısmının oldukça düz ve karına geçişin hızlı olduğu görülür. Sadece gövde parçalarından ibaret olan bu örneklerde karın kısmında yatay S ve bıyık motifleri yer alır. Bu örneklerle çağdaş olması beklenen, ancak Voigtländer tarafından amphora olarak sınıflanan bazı ağız parçaları da vardır (Miletos Amphora no lu örnekler). Bu örneklerin Klazomenai Geç Tip hydria ağızları ile benzerlik gösterdiği belirtilmelidir. 130 Seifert, Beispiel von Amphoren,

106 Fig.45 Smyrna: (Fig.46) 1-2) Cook , 29, lev.4c. Smyrna da ele geçen bu iki örnek Klazomenai Geç Tip hydrialarla aynı form ve bezeme özelliklerine sahiptir. Muhtemelen Klazomenai kökenlidirler. Boyun ve omuz üzerinde Klazomenai tipinde dalgalı çizgiler, karında merkezden çıkan yatay S ler yer alır. 2 no lu örnekte boyunda ve omuzda beyaz ek boya ile yapılmış ince bantlar Klazomenai örneklerinde de görülen bir özelliktir. Fig.46 81

107 Rhodos: (Fig.47) 1)ClRh III, 72-80, lev.3; Gates, Rhodos, kat.no.52, 79-84; CVA BritishMuseum VIII, 39. 2) ClRh VI- VII, , fig.242., 3) Vroulia, 105, lev.23.7, 4) Vroulia, , lev Rhodos ta, amphoraların aksine hydria formu daha nadir olarak karşımıza çıkar. 1 no lu örnek çok sayıda Korinth seramiği ile birlikte aynı mezarda ele geçmiştir. Bununla birlikte bu vazoların tarihleri tartışmalıdır. Oval gövdeli, alçak ve dik boyunlu, dışa çekik dörtgen profilli ağız kenarı ile bu örnek şimdiye kadar ilk kez karşılaştığımız bir tipe sahiptir. Boyunda hızlı dalgalı çizgi, omuzda, merkezde kesişen S bantlardan ibaret olan bezeme, 7. yüzyıl örneklerine göre oldukça basitleşmiştir. 6. yüzyılın ilk yarısına ait olduğu, Korinth vazolarından dolayı şüphesizdir ve yüzyılın ikinci çeyreği önerilebilir. 2 no lu örnek, şişkin karın kısmı ve dar alt gövdesi ile 6. yüzyıl başlarına ait örneklerle benzerlik gösterir. Bezemesi ilk örnekteki gibi oldukça minimaldir. Karın kısmında, birbirinden ayrık iki S bant yer alır. Bu, bıyık motifinin dejenere biçimidir. Kendisi mezar olarak kullanılmış olan bu vazo, başka buluntu ele geçmemesinden dolayı kesin olarak tarihlenemez. 2 ve 3 no lu örnekler Vroulia da ele geçmişlerdir ve sadece ağız-boyun parçalarından ibarettir. Boyunda hızlı dalgalı çizgi, omuzda dik dalgalı çizgi ile Samos un 7. yüzyıl örneklerine benzerdirler ve aynı kategoride değerlendirilebilir. Lykia: (Fig.48) Fig.47 Xanthos: 1-8) Xanthos IV, 48-51, kat.no.57, 59-64, 66, lev.12, ) Xanthos IV, 48-51, kat.no.58, lev

108 Xanthos ta ele geçen bir grup hydria (no. 1-7), benzer form ve bezeme özellikleri ile dikkat çeker. Dik boyunlu, yüksek ve ince ağızlı bu vazolar, Miletos tipinde olduğu gibi çoklu dalgalı çizgiden oluşan bir boyun bezemesine sahiptir. Omuzu korunmuş olan örnekte merkezde kesişen iki S arasından çıkan stilize tomurcuk motifi, karında geniş bir dalgalı çizgi yer alır. Boyundaki bezeme alanının genişlemiş olması ile Miletos un 7. yüzyıl örneklerinden ayrılırlar. 7. yüzyıl sonu-6. yüzyıl başı arasına tarihlenen Seifert Gr.7b ve 8a ile benzerliğe sahip olan bu grubun da Miletos kökenli olduğuna işaret eder. Bu gruptan ayrılan bir başka örnek ise, yuvarlatılmış kalın ağız kenarı ve şişkin gövdesi ile bu örneklerden ayrılmaktadır (no. 8). Kilikia/Levant: (Fig.49-50) Fig.48 Tarsus: 1-5) Tarsus III, , kat. no , fig (1563 white slip) 6) Tarsus III, , kat. no. 1624, fig. 108, 150. (local wave-line) Mersin/Yumuktepe: Garstang , 122, no. I, lev. 51.1; Hanfmann 1956, 178, fig.20. Kelenderis: Zoroğlu 1993, 194, res.11. Kinet Höyük: Sonku, Kinet Höyük, 16-17, 20-21, kat.no (amphora ağız parçaları, bazılarının hydrialara ait olması muhtemeldir), kat.no (amphora gövde parçaları, karın bölümünde geniş dalgalı çizgi yer alır, hydria?), kat.no (hydria gövde parçaları, 4.3 ve 4.4 mika içeren hamur nedeni ile ithal olarak sınıflanmıştır: ) Tell Sukas: Sukas II, 23-26, kat.no , lev.4. Al Mina: Hanfmann 1956, 178; Ashton-Hughes 2005, 93, fig.3. Mezad Heshavyahu: Fantalkin 2001, 92, fig Kilikia ve Levant bölgesinde de bol miktarda hydria ele geçmektedir. Bunların içinde en önemlisi, konu hakkındaki detaylı çalışmaları ile dikkat çeken G.M.A. Hanfmann ın üzerinde çalıştığı Tarsus/Gözlükule malzemesidir. Tarsus ta ele geçen hydrialar (ve amphoralar), Hanfmann tarafından hamur, firnis ve astar özelliklerine göre üç farklı grup içinde ele alınmışlardır: 1) white slip: no. 1; 2) greek 83

109 red glaze wares: on orange-peach slip: no.2-4, red glaze, light yellow slip: kat.no.1585; 3) Waveline Wares: local: no.6. Boyunda hızlı dalgalı çizgi, omuzda dik dalgalı çizgi, karın bölümünde geniş dalgalı çizgiden oluşan bezemeleri ile Samos örneklerine öykünen bu vazolar form olarak da Samos la benzerdir. Hanfmann ın buluntular arsında yerel üretim olduğunu öne sürdüğü malzeme ilk bakışta diğerlerinden ayrılamayacak denli onlara benzemektedir. Ancak kil ve firnis özellikleri nedeni ile Hanfmann ın sınıflamasına itimat etmek gerekir. Fig.49 Tarsus dışında Mersin/Yumuktepe de, Kelenderis te ve Kinet Höyük te de hydria parçaları ele geçmiştir. Bu örneklerin tümü 7. yüzyılın ikinci yarısı ile 6. yüzyıl ilk yarısı arasına tarihlenebilmektedir. Hanfmann ın yerel Kilikia üretiminin varlığına dair görüşü F. Sonku nun çalışması ile de teyid edilmiştir. Sonku, iki ithal parça dışında tümünün aynı atölyede üretildiğini savunmaktadır 131. Kinet Höyük te ele geçen amphora/hydria ağız parçaları form ve bezeme bakımından da bu fikri destekler. Bununla birlikte Kelenderis te ele geçen amphora/hydria ağız/boyun parçası ve bazı gövde parçaları da bu yerel örnekler arasına katılabilir. 131 Sonku, Kinet Höyük,

110 Fig.50 Tell Sukas ve Al Mina dan ele geçen hydria parçaları da incelemeye değerdir. Tel Sukas örneklerinin hydria olup olmadıkları kesin olmasa da, kaba yapıdaki yatay S ler, seyrek düz bant sistemi ile özel bir karakter gösterir. Rahatlıkla 6. yüzyıl içlerine ait olabilirler. Al Mina daki örnekler ise, kil analizlerine dayanılarak yerli ve ithal olmak üzere iki ana gruba ayrılmıştır. İthal örnekler arasında da iki farklı yapı görülmüştür 132. Mezad Heshavyahu örneği Klazomenai amphorası olarak sınıflanmış olmakla birlikte, kulp üzerinde yer alan saç örgüsü motifi bunun bir hydria olduğunu gösterir. Klazomenai de 6. yüzyıl sonuna ait örneklerle benzer form yapısına sahiptir. Ancak söz konusu kalenin 7. yüzyılın sonlarında terkedilmiş olduğu göz önüne alınırsa çok daha erken bir parça olduğunu kabul etmemiz gerekir 133. Khalkidiki-Thrakia-Makedonya: (Fig.51) Olynthos: 1) Olynthus V, 36, kat.no. P57, lev.35, 2) Olynthus V, 45, kat.no. P81A-B, lev.41, 3) Olynthus XIII, 50, kat.no. P8, lev.7. 4) Olynthus XIII, 50, kat.no. P9, lev.8. Argilos: Perron, Argilos, 40-48, kat.no. 1-65, lev.1-17, fig.1-7. Akanthos: Rhomiopoulou 1978, 65, lev.28, fig.2. Mende: Moskhonisioti 2004, 284, fig Ashton-Hughes 2005, Kronoloji konusunda bkz: Naveh 1962,

111 Olynthos 1 no lu örnek tüm bezeme alanlarında dalgalı çizgilerin yer aldığı küçük bir vazodur. 2 no lu örnekte omuzda yatay S ler, karında bıyık motiflerinin yer aldığı görülür. Karışık olarak sınıflanmış 3 ve 4 no lu örnekler arasında da hydria gövde parçaları vardır. Argilos tan ele geçen 6. yüzyılın sonuna ait hydrialar, düz ve geniş ağız tablası, dışa çekik dörtgen profilli ağız kenarı, dik ve yüksek boynu ve oldukça geniş gövdesi ile standart bir form özelliğine sahiptir. Fig.51 Boyunda ve karında Klazomenai tipinde hızlı dalgalı çizgi yer alır. Omuz üzerinde stilize tomurcuklu S bantlar yapılmıştır. Bazı örneklerde boyun-omuz ya da omuzkarın geçişindeki firnis bantlar üzerinde beyaz boya ile yapılmış dalgalı çizgi vardır. Bezeme özellikleri ile Klazomenai örneklerine yakın olan bu vazolar form bakımından oldukça farklıdır. Mende ve Akanthos örnekleri 7. yüzyılın sonu 6. yüzyılın başına tarihlenir. Form bakımından Samos un çağdaş örneklerine benzer olup, bezeme bakımından farklı, Olynthos ve Rhodos 2 ile benzerdirler. 86

112 Tokra: (Fig.52) Tocra I, 66, kat. no. 843, lev. 48. Boyunda hızlı dalgalı çizgi, omuz üzerinde yatay S lerle bezenmiş olan bu örnek, Klazomenai geç tip hydriaları ile büyük benzerliğe sahiptir. J. Boardman a göre en geç 530 lara ait malzemenin ele geçtiği Deposit III, Level 7 den ele geçmiştir. Fig.52 II.3.B.2. Klazomenai Buluntuları 7. yüzyılın son çeyreği: (Fig.53) B1: AKP95, 10 no lu mezar, yük: 44cm, kaide çapı: 11.6cm, karın çapı: 35.7cm, hamur: reddish yellow (7.5 YR 7/6) yoğun mika ve taşcık, seyrek kireç, yüzey: pink (5 YR 7/4), firnis: mat very dark gray (5 YR 3/1): Hürmüzlü, Akpınar Nekropolisi, kat.no.10/m. B2: LMT80, dağınık buluntu, yük: 17.6cm, ağız çapı: 17.5cm, hamur: reddish yellow (5 YR 7/6) normal kum, seyrek ince mika, yüzey: pink (5 YR 7/4), firnis: light red (2.5 YR 6/8), brown/dark brown (7.5 YR 4/2) B3: FGT00, TN:2036, J Yapısı, yük: 9.6cm, ağız çapı: 15.8cm, hamur: gray- reddish yellow (5 YR 5/1-6/8) yoğun kum, seyrek mika, yüzey: reddish yellow (5 YR 6/6), firnis: mat red (2.5 YR 4/8). B4: FGT98, TN:2063, E alanı, yük: 8.2cm, ağız çapı: 15.7cm, hamur: merkezde dark gray-dışta reddish yellow (5 YR 4/1-6/6) yoğun kum, mika ve taşcık, yüzey: reddish yellow (5 YR 7/6), firnis: mat, red (10 R 5/8). B5: FGT00, TN:2037, J yapısı, yük:4.2cm, ağız çapı: 16.7cm, hamur: dark gray-reddish yellow (2.5 YR N4/-5 YR 6/6) yoğun kum ve mika, yüzey: white (5 YR 8/1), firnis: mat, dark reddish gray (5 YR 4/2). B6: FGT89, TN:030, 3D 8, kd kesim, m, yük: 5.3cm, ağız çapı: 15.9cm, hamur: merkezde gray-dışta pink (5 YR 5/1-7/4) yoğun kum ve kireç, normal mika, yüzey: pink (5 YR 7/4), firnis: mat red (10 R 4/8). B7: AKRO89, TN:034, N alanı, taban, yük: 5.8cm, ağız çapı: 15.2cm, hamur: reddish yellow (5 YR 6/6) az kum ve mika, yüzey: light gray (5 YR 6/6), firnis mat reddish brown (5 YR 5/3). B8: FGT00, TN:2038, J yapısı, gen: 8cm, hamur: merkezde gray-dışta reddish yellow (5 YR 5/1-7/6) yoğun kum, normal mika, yüzey: pink (5 YR 7/4), firnis: mat, red (10 R 5/8). 87

113 Fig.53 Form: B5-B7 nin hydria olup olmadığı kesin değildir. Ancak B2 ve B3 ile benzer yapılarından dolayı burada değerlendirilmişlerdir. B1, ağız kenarı hariç tüm olarak ele geçmiştir. B2, omuzun üst bölümünü de içeren parçalardan oluşur. Diğer örnekler boyun-ağız parçalarından ibarettir. Ağız kısmı korunmuş bu örneklerde ağız profili erken tip amphoralarla benzerdir: hafifçe dışa eğik, fazla yüksek olmayan, dışta yuvarlatılmış ekhinus formundadır. Boynun korunmuş olduğu örneklerde üst bölümde biraz açıldığı, ancak alt kısımda dik olduğu gözlenir. B2 de boyun kısmı oldukça yüksektir. B1, B3 ve B4 te oval kesitli kulplar, omuzdan dik olarak yükselerek yumuşak bir kavisle ağızın altına yerleştirilmiştir. B1, yayvan ve aşağıya eğik bir omuza, şişkin bir karına sahiptir. Oldukça geniş olan gövde bikonik formdadır. Genişçe bir halka kaideye sahiptir. Omuz-karın bölgesi vazonun en geniş noktasıdır ve sadece çıkış kısmı korunmuş olan yan kulplar burada yer alır. B2 de de omuz yaklaşık 45ºlik bir açıyla aşağıya eğiktir. B3 de gövdeye ait parçalar ele geçmemiştir, ancak kulbun omuz üzerine birleştiği noktadan hareketle B1 ile benzer bir omuz yapısına sahip olduğu anlaşılır. Bezeme: B1 de vazonun korunma durumundan dolayı gövde bezemesi izlenememktedir. Boyun, alt kısımdaki rezerve bir bant dışında ve kaidenin dışı firnislenmiştir. B2 nin boynunda ve omuzu üzerinde yavaş dalgalı çizgi yer almaktadır. Boynun üst kısmında ve ağızın içinde ikişer, boyun-omuz geçişinde tek bant vardır. Ağız kenarı dışta firnislenmiştir. B3 te, boyunda yavaş dalgalı çizgi, omuza geçişte bir bant yer alır. B4-B6 da ağız kenarının dışı firnislenmiştir. B5 te 88

114 ağızın iç kısmında ortada, B6 te ağızın üst kısmında birer bant daha yer alır. Boyun parçası olan B8 de dalgalı çizginin bir bölümü korunmuştur. Bezemenin olduğu bölümde bir yiv yer almaktadır. B4 ün kulbu üzerinde çapraz iki çizgi yapılmıştır. Kronoloji: B1 Akpınar Nekropolisinde yılları arasına tarihlenen 9 no lu lahitle ilişkili bir konumda ele geçmiştir 134. Mezar hediyesine sahip değildir. Form bakımından 7. yüzyılın sonuna ait olması gerekir. B3, B4, B5 ve B8, FGT sektöründe 7. yüzyıl yapıları ile ilişkili olrak bulunmuşlardır. 7. yüzyılın son çeyreğine tarihlenebilirler. Diğer örnekler ise bunlar ile olan form benzerliğinden yola çıkılarak bu gruba dahil edilmiştir. 6. yüzyılın ilk yarısı: (Fig.54) Bu grup altında ele alınan örneklerin tümü ağız ve boyun parçalarından ibarettir. Boynun tamamının ele geçmemiş olması nedeni ile tek ya da çift kulplu, yani hydria ya da amphora olup olmadıkları açık değildir. Bununla birlikte ağız profili bakımından erken tip hydrialarla ilişkilidirler ve burada hydria olarak değerlendirilmişlerdir. B9: AKRO96, TN:025, Galanı, yük: 6.5cm, ağız çapı: 15.6cm, hamur: gray-reddish yellow (5 YR 5/1-6/6) yoğun mika ve kum, çok az kireç, astar: white (5 YR 8/1), firnis: dark gray (5 YR 4/1). B10: AKRO87, TN:030, fırın, yük: 5.8cm, ağız çapı: 14.2cm, hamur: pink (5 YR 8/4) az kum, kireç ve mika, yüzey: light gray (10 YR 7/1), firnis: black (2.5 YR 2.5/0). B11: AKRO87, TN:037, fırın, yük: 10cm, ağız çapı: 16.6cm, hamur: light red-light reddish brown (2.5 YR 6/8-5 YR 6/4), yüzey: pink (5 YR 8/4), firnis: very dark gray (5 YR 3/1-10 R 5/8). B12: AKRO82, TN:108, G alanı, II. yapı katı, yük: 5cm, ağız çapı: 18.9cm, hamur: reddish brown (5 YR 3/2) yoğun kum, az mika ve çok az kireç, firnis: dark gray (10 YR 4/1), yüzey: white (10 YR 8/2). B13: AKRO87, TN:008, G alanı, II. yapı katı, yük: 6.2cm, ağız çapı: 15cm, hamur: light red (2.5 YR 6/6) yoğun mika ve kum, az kireç, yüzey: pinkish white (5 YR 8/2), firnis: reddish brown (5 YR 4/3). B14: KET01, TN:3010, güney açma, yük: 4.3cm, ağız çapı: 14.3cm, hamur: merkezde gray-dışta pink (5YR 5/1-7/4) seyrek mika ve kum, yüzey: pink (5 YR 8/4), firnis: mat, dark gray-light reddish brown (5 YR 4/1-6/3). B15: MGT87, TN:032, B Alanı, yük: 7.8cm, ağız çapı: 16cm, hamur: gray (5 YR 6/1), yüzey: reddish yellow (5 YR 7/6), firnis: red (2.5 YR 5/6): Ersoy, Clazomenae, kat.no Hürmüzlü, Akpınar Nekropolisi,

115 Fig.54 Form: Örneklerin tümünde ağız, alçak, dışa hafif dışa taşkın yuvarlatılmış formdadır. Ağızın oturma düzlemi noktasal denecek kadar dardır, bu nedenle ağızın üst kısmı sivri olarak tarif edilebilir. Bu durumun ilk grupta daha da dar olduğunu hatırlayınız. B11, tüm örneklerden farklı olarak üçgen denebilecek bir ağız yapısına sahiptir. Bu form, ağızın dik profili ve boyuna geçişin 90º lik bir açıyla gerçekleşmesinden meydana gelmiştir. Bu hali ile bu ağız Milet amphoralarının ağız profiline benzemektedir. 7. yüzyıl örnekleri ile bunlar arasındaki en büyük fark; ağızdan boyuna geçişin vurgulanmış olması, ağız yüksekliğinin azalması, ağızın dışa eğik yapısının dik bir hale ulaşması olarak sıralanabilir. İlk evredeki gibi bu örneklerde de boyun içbükey bir profile sahiptir. Bezeme: Tüm örneklerde ağız kenarı, boyuna taşırılmadan, ancak ağızın iç kısmına taşırılarak firnislenmiştir. Boynun tamamının korunduğu B11 de omuza geçişte bir bant yer alır. Örneklerin tümünde boyundaki geniş alanda birer dalgalı çizgi yer almaktadır. B9 ve B11 de hızlı, diğer örneklerde yavaş dalgalı çizgi uygulanmıştır. B9 daki çizgi zikzak formundadır. B11 de ise genelde 6. yüzyılın son çeyreğinde karşımıza çıkan üstte sivri, altta yuvarlak geçişli hızlı dalgalı çizgiye benzeyen bir tür uygulanmıştır. Kronoloji: Akropolis Güney Yamacı sektöründe ele geçen örnekler ikinci yapı katı (erken) ile ilişkilidir ve 6. yüzyılın ilk yarısına tarihlenirler. B10 ve B11 seramik fırını ile ilişkili tabakada ele geçmiş olup yüzyılın ikinci çeyreğine ait olmalıdır. B15 MGT sektöründe 6. yüzyılın son çeyreğine ait B alanında ele geçmiştir. Ancak gerek form gerekse bezeme bakımından 6. yüzyılın sonuna ait örneklere değil 6. yüzyılın 90

116 ilk yarısına ait örneklere yakındır. MGT sektöründeki Erken Arkaik yerleşimin 580 lerde terkedildiği göz önüne alınırsa bu ağız parçası 6. yüzyılın ilk çeyreğine tarihlenmelidir. 6. yüzyılın son çeyreği: Geç tip olarak sınıfladığımız hydrialar çoğunluğunu ağız parçaları oluşturmaktadır. Ağız profillerinin formuna dayanarak dört farklı ağız tipi tespit edilmiştir. Formun bütününde böyle bir tipolojik ayrımın gözlenmediği, ancak kolay anlaşılır olması bakımından malzeme incelenirken böyle bir ayrımın yapıldığı belirtilmelidir. Tip I: (Fig.55) B16: AKRO01, Kuyu, kullanım dönemi, yük: 38.7cm, ağız çapı: 14.3cm, karın çapı: 28.8cm, kaide çapı: 11cm, hamur: pink (5 YR 7/4) yoğun mika, az kum ve kireç, yüzey: pink-light gray (7.5 YR 8/4-5 Y 7/1), firnis: very dark gray-yellowish red (5 YR 3/1-5 YR 4/6). B17: LMT01, Kuyu, kullanım dönemi, yük: 34cm, ağız çapı: 14.2cm, kaide çapı: 9.2cm, omuz çapı:26cm, hamur: light reddish brown (5 YR 6/4) normal kum, seyrek kireç, yoğun mika, yüzey: light reddish brown-pinkish white (5 YR 6/4-8/2), firnis: yarı mat, very dark gray-yellowish red-red (5 YR 3/1-5/6-10 R 4/6). B18: LMT01, Kuyu, kullanım dönemi, yük: 18.9cm, ağız çapı: 8.4cm, kaide çapı: 6.9cm, omuz çapı: 14.7cm, hamur: pink (5 YR 7/4) normal kum, çok az mika, yüzey: pink (5 YR 7/4), firnis: mat, very dark gray (5 YR 3/1). B19: HBP92, TN:043, zeytinyağı işliği,1 no lu anakaya çukuru, yük: 17.6cm, ağız çapı: 17cm, omuz çapı: 31cm, hamur: pink (5 YR 7/4) normal kireç, kum ve mika, yüzey: pink (5 YR 8/4), firnis: dark reddish gray (5 YR 4/2): Koparal, Zeytinyağı İşliği, kat.no.13. B20: YLD79-81, Dağınık buluntu, yük: 17.2cm, ağız çapı: 14.5cm, hamur: merkezde gray-dışta reddish yellow (5 YR 5/1-6/6) yoğun kum ve mika, normal taşcık, yüzey: pink (5 YR 8/4), firnis: mat, very dark gray yellowish red (5 YR 3/1-5/8). B21: AKRO88, TN:012 (413), K alanı, taban, yük: 8.6cm, ağız çapı: 14.6cm, kulp genişliği: 3.2cm, hamur: reddish gray-light reddish brown (5 YR 5/2-2.5 YR 6/4) yoğun kum, kireç ve mika, az kristal, yüzey: pink (7.5 YR 8/4), firnis: red-light red (2.5 YR 5/6-2.5 YR 6/8). B22: AKRO82, TN:013, 102, H alanı, taban, yük: 8.1cm, ağız çapı: 14.2cm, hamur: pink (5 YR 7/4) yoğun kum, az mika, yüzey: very pale brown (10 YR 8/3), firnis: dark gray-reddish yellow (5 YR 4/1-7.5 YR 6/6). B23: YLD81, dağınık buluntu, yük: 12.8cm, ağız çapı: 16.5cm, hamur: merkezde reddish brown-dışta reddish yellow (5 YR 5/3-6/8) normal mika ve kum, yüzey: reddish yellow (5 YR 7/6), firnis: yarı mat black-mat yellowish red (5 YR 2.5/1-5/8), ek boya: white (5 YR 8/1). Form: Bu tip hydriaların ağız profili, hafif şişkin bir dil biçiminde olup, dışa çekik ve yayvandır. Bazı örneklerde ağız kenarının alt bölümünde profillendirmede kullanılan keskin bir aletin izine rastlanır. Boyun genelde içbükey bir profile sahiptir. Korunmuş olan örneklerde gövde yüksektir ve oval formdadır. Halka formunda 91

117 kaideye sahiptirler. Yatay kulplar omuzun altına, gövdenin üst kısmına yakın olarak yerleştirilmiştir. B18, tüm örneklerden farklı olarak daha küçük boyuttadır. Tip II: (Fig.56) Fig.55 B24: AKRO88-01, Kuyu, kapatma dolgusu, AKRO83,TN:030, C-H alanı, yük: 13.2cm, ağız çapı: 14.8cm, hamur: reddish yellow (5 YR 7/6) yoğun kum, az kireç, mika ve kristal, yüzey: pink (7.5 YR 8/4), firnis: very dark gray-red (5 YR 3/1-10 R 4/8). B25: AKRO82, TN:025, C alanı, taban, yük: 8.1cm, ağız çapı:13.2cm, hamur: pink (5 YR 7/4) ince gözenekli, az kum ve kireç, çok az mika, yüzey: mat, pink (7.5 YR 8/4), firnis: dark gray-pinkish gray (7.5 YR 4/0-7.5 YR 6/2): Hürmüzlü, Vazo Formları, kat.no.240. B26: HBP92, TN: 051, Zeytinyağı işliği, 6 no lu anakaya çukuru, yük: 13.5cm, ağız çapı: 16cm, hamur: pink (5 YR 7/4) normal kireç, mika ve kum katkılı, yüzey: pink (5 YR 8/4), firnis: dark gray (5YR 4/1): Koparal, Zeytinyağı İşliği, kat.no.71 B27: HBP93, TN:027, Güney sektör, hamur: light reddish brown (5 YR 6/4) yoğun kum, seyrek kristal, normal mika, yüzey: pink (5 YR 7/4), firnis: parlak, very dark gray (5 YR 3/1). B28: MGT87, TN:066, 071, A odası, yük: 10.5cm, ağız çapı: 16cm, hamur: reddish yellow (5 YR 6/6) normal mika ve kireç, yüzey: reddish yellow (5 YR 7/6), firnis: black (5 YR 3/1), beyaz boya: white (10YR 8/1): Ersoy, Clazomenae, kat.no.427; Hürmüzlü, Vazo Formları, kat.no

118 Fig.56 Form: Bu tipte de ağızın dışa eğikliği belirgindir. Ağız kenarının profili dışta daha düzdür ve adeta çekiç biçimindedir. Boyun ve gövdenin yapısı bir önceki tiple aynıdır. Fig.57 Tip III: (Fig.57) B29: AKRO01, Kuyu, kullanım dönemi, yük: 37.6cm, ağız çapı: 14.25cm, karın çapı: 30.8cm, kaide çapı:11.4cm, hamur: pink (5 YR 7/4) yoğun kum ve mika, az kireç, yüzey: pink (5 YR 8/3), firnis: very dark gray-reddish brown (5 YR 3/1-5 YR 5/4), ek beyaz: pinkish white (7.5 YR 8/2). 93

119 B30: AKRO96, TN:038, R alanı, taban II, yük: 27.5cm, ağız çapı: 13.3cm, hamur: pinkish gray-light red (5 YR 6/2)-2.5 YR 6/8) az kum ve mika, astar: pink (5 YR 7/4), firnis: weak red-light red (2.5 YR 4/2-2.5 YR 6/8). B31: AKRO83, TN:058, H alanı, yük: 9.6cm, ağız çapı: 13.4cm, hamur: reddish yellow (5 YR 6/6) az kum ve kireç, yüzey: pinkish white (7.5 YR 8/2), firnis: dark gray-light reddish brown (5 YR 4/1-5 YR 6/4): Hürmüzlü, Vazo Formları, kat.no.237. B32: FGT 89, TN: 074, yüzey buluntusu, yük: 6.9cm, ağız çapı: 13.8cm, hamur: pink (5 YR 7/4) yoğun kum, normal mika, seyrek kireç ve taşcık, yüzey: pink (5 YR 8/4), firnis: yarı mat, very dark gray-mat, reddish yellow (5 YR 3/1-6/8). Form: Ağız profili silindirik yapıdadır. B29 un gövdesi diğer örneklere nazaran daha alçak ve şişkindir. Diğer form özellikleri ilk tiple aynıdır. Gövde parçaları: (Fig.58) B33: AKRO01, Kuyu, kullanım dönemi, yük: 34.1cm, karın çapı: 26.4cm, kaide çapı: 11.4cm, hamur: reddish yellow (2.5 YR 6/6) az kum, kireç ve mika, yüzey: pink (5 YR 7/3), firnis: very dark grayreddish brown (2.5 Y 3/0-5 YR 4/3), ek beyaz: white (5 YR 8/1). B34: MGT90, TN:044, B alanı-h odası, hamur: pink (5 YR 7/4) normal kum, yoğun mika, yüzey: reddish yellow (5 YR 6/6), firnis: mat, red (2.5 YR 5/8). B35: FGT86, TN: ; FGT89, TN: 055, G alanı, maksimum boyut: 16cm, 6.8, 2.1cm, hamur: reddish yellow (5 YR 7/6), normal kum, kireç ve mika, firnis: black-reddish brown (5 YR 2.5/1-4/4), yüzey: pinkish gray (7.5 YR 6/2): Ersoy, Clazomenae, kat.no.537. B36: YLD79,81, dağınık buluntu, yük: 14.7cm, gen: 6cm, hamur: reddish yellow (5 YR 6/6) normal kum ve mika, yüzey: pink (5 YR 7/4), firnis: yarı mat very dark gray (5 YR 3/1), ek boya: white (5 YR 8/1). Fig.58 Bezeme (Tip I-III): Tüm örneklerde ağız kenarı dışta firnislenmiştir. Bazı örneklerde ağızın iç kısmına da taşar. Bazı örneklerde ağızın iç kısmında ince bantlar yer alır ki B27, B28 ve B32 de bu bantlar beyaz boya ile yapılmıştır. Çok az örnekte boynun üst kısmında bir bant vardır. Tüm boyun parçalarında hızlı dalgalı çizgi yer 94

120 almaktadır. Genelde tek sıra, ancak B23, B27, B28 ve B32 de çift sıra olarak uygulanmışır. Boyun-omuz geçişinde bir bant yer alır. Omuz üzerinde örneklerin çoğunda hızlı dalgalı çizgi uygulanmıştır. B20 de yatay S motifleri, B33 de beyaz boya ile yapılmış, zeminden çıkarak yukarıya doğru kıvrılan çizgilerden oluşan bir bezeme yer alır. Omuzdan karına geçişte tek veya çift ince bant ve kalın bir bant yer alır. Kulpların ikiye ayırdığı karın panelinde standart bir bezeme görülmez: panelin merkezinden çıkarak iki yana doğru açılan kıvrık çizgiler (B16, B17, B34. B16 da bunun merkezinden çıkan damla motifi bunun stilize bir tomurcuk olduğunu gösterir), hızlı dalgalı çizgi (B29, B35), yatay S ler (B30, B33, B36). Kronoloji: Burada yer alan örneklerin büyük bölümü kuyulardan gelmekte ve en geç 6. yüzyılın sonuna tarihlenebilmektedir. Diğer örnekler de Akropolis Güney Yamacı sektöründe ve geç Arkaik kentte 6. yüzyılın son çeyreğine tarihlenen tabakalarda ele geçmiştir. II.3.B.3 Hydriaların Form Bakımından Değerlendirilmesi Kyklad Geç Geometrik örnekleri ile Samos un 7. yüzyıl ortalarına ait örnekleri arasında form bakımından gözlenen benzerlik, bu formun Geç Geometrik dönemin bir uzantısı olduğunu göstermektedir. Samos ta, 7. yüzyılın üçüncü çeyreğinden itibaren yüksek ve geniş gövdeli dalgalı çizgi ile bezenmiş hydrialar gözlenir. Kimi erken örneklerde dik dalgalı çizgilerle kulp alanı bezeme alanından ayrılmaktadır. Omuz üzerinde yer alan konsantrik daireler de Subgeometrik tesire işaret eder. Benzer bezeme özellikleri Khios hydrialarında da görülür. Hydria formunun standart bir form ve bezemeye kavuşmasının 7. yüzyılın ikinci yarısı içinde gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Yüksek ve konik bir boyun, yuvarlatılmış ağız kenarı, yüksek ve oval gövde Samos için karakteristiktir. Omuz-karın geçişinde kalın bantlar arasında yer alan ince çizgi grupları, daha erken bir özellik izlenimi uyandırır. 7. yüzyılın sonu-6. yüzyılın başına ait örneklerde bu bezeme karşımıza çıkmaz. Bu döneme ait vazolarda bantların sıklığı azalmıştır. Geniş alanlarda, boyunda ve karında hızlı dalgalı çizgi uygulanır. Khios-Miletos ilişkisi net olarak ortaya konamamıştır. İki kentin de buluntuları arasında benzer form ve bezeme özellikleri gösteren hydrialar yer alır. Ancak Miletos ta bu periodda sağlam hydriaların eksikliği 95

121 bu konuyu soru işaretli bırakmaktadır. Khios 1, Tell Defenneh hydriaları ve Xanthos buluntuları Miletos amphoraları/hydriaları ile benzer bezeme özelliklerinden dolayı bir bütün olarak düşünülmelidir. Samos un hydrialarına benzer vazolar Tarsus tan ele geçmektedir. 7. yüzyılın sonları ve erken 6. yüzyılda Kilikia bölgesi ve çevresinde hydria üreten bazı atölyelerin bulunduğu açıkça görülmüştür. Söz konusu vazolarda yoğun olarak Samos tesiri hakimdir. Khalkidiki ve Kuzey Ege adalarında da benzer bir durumdan söz edilebilir. Ancak özellikle Argilos hydrialarının Klazomenai vazoları ile bezeme bakımından ilişkili olması, 6. yüzyılın sonlarında Klazomenai nin bu türe hakim bir üretim merkezi olduğuna işaret etmelidir. Klazomenai de 7. yüzyılın son çeyreğinden itibaren bu formu izlemek mümkün olmuştur. En erken hydriaların, şişkin ancak dar ağız profiline sahip olduğu görülmüştür. Benzer ağız profili Samos 3 te ve Attika 12 de de gözlenir. Bu ağız profilinin Klazomenai 7. yüzyıl amphoralarında da uygulandığı tespit edilmişti. Bezeme bakımından Samos tan farklı olarak yavaş dalgalı çizginin kullanılması söz konusudur. 6. yüzyılın ilk yarısındaki hydriaların ağız yapıları temelde bir önceki dönemden gelmektedir. Ağızın yüksekliği azalmış olup, dış kısımdaki yuvarlanma daha da belirginleşmiştir. Samos te de benzer ağız yapısı gözlenir. Yavaş dalgalı çizgiden ibaret olan boyun bezemesi karakteristiktir. Sadece B11 de zikzak biçimli hızlı bir dalgalı çizgi yer alır. Fig yüzyılın üçüncü çeyreği Klazomenai de temsil edilmediğinden bu dönemde hydriaların form ve bezeme özelliklerini bilmemekteyiz. Tokra dan ele geçen hydria parçalarının Klazomenai nin 6. yüzyılın son çeyreğine ait hydriaları ile benzerlik gösterdiğinden bahsedilmiş idi. Bu vazo en geç 530 yıllarına tarihlenen bir tabakadan 96

122 ele geçmiştir. Biz bu benzerlikten yola çıkarak bu vazonun Klazomenai üretimi olmasını muhtemel görmekteyiz (Fig.59). Bu sayede kentte temsil edilmeyen bu dönem için bir kanıt elde edilmiş olur. Vazo tam olarak korunmadığından gövde formu konusunda bir fikre sahip değiliz. Ancak yuvarlatılmış kısa bir ağıza ve dik bir boyuna sahip olduğu gözlenmektedir. Boyunda hızlı dalgalı çizgi, omuzda yatay S ler yer alır. 6. yüzyılın ortalarına tarihlenen B11 de de boyunda benzer dalgalı çizgilerin yer aldığı görülür (Fig.59). Böylece bu iki örnek 6. yüzyıl hydrialarının bağlantı noktasını oluşturur. 6. yüzyılın son çeyreğindeki Klazomenai hydriaları, dışa eğik veya dışa çekik ve mütemadiyen yuvarlatılmış basit bir ağız yapısına, oval ve yüksek bir gövdeye sahiptir. Bu ağız yapısı Klazomenai ticari amphoralarında da gözlenir. Bezeme oldukça geniş bir repertuara sahiptir. Boyunda tek ya da çift sıra hızlı dalgalı çizgi, omuzda dalgalı çizgi ya da ender olarak yatay S motifleri yer alır. Karın bölümünde sade veya stilize floral eklentiler içeren yatay S ler uygulanmıştır. Bazı elemanlar beyaz ek boya ile yapılır. Attika 8-9 ve Smyrna 1-2 vazoları büyük olasılıkla Klazomenai ürünleridir. Yukarıda bahsedildiği gibi Argilos ta da bu grup ile benzeyen özelliklere sahip yerel üretimler vardır (Fig.60). B35 B29 Argilos 1 Fig.60 İncelediğimiz diğer formların aksine 6. yüzyılın son çeyreğine tarihlenen hydrialarda form bakımından çağdaş diğer seramik ekolleri ile bir bağlantı tespit edilememiştir. Bu formun bu dönem için başka merkezlerden gelen paralelleri de sınırlıdır. Bununla birlikte Klazomenai li çömlekçilerin bu form için muhafazakar bir tutum izledikleri, fazla bir değişikliğe uğramaksızın uzun bir süre aynı temel 97

123 özelliklerle yaşatıldığı anlaşılır. Benzer durum kraterlerde (krater Tip I) de mevcuttur. Son olarak, 5. yüzyıl sondajında hydria olabilecek herhangi bir buluntunun ele geçmemiş olmasının bu formun 6. yüzyılın sonunda üretiminin sona erdiğine işaret ettiği belirtilmelidir. 98

124 II.3.C.OİNOKHOE οινοχόη şarap servisi yapılan sürahileri tanımlayan bir isimdir 135. Form temelde geniş bir gövde, gövdeye göre dar bir boyun ve tek dik kulptan oluşur. Tipolojik olarak büyük çeşitlilik gösterir 136. Bununla birlikte, dalgalı çizgi bezekli örnekleri de görülen üç temel form aşağıdaki tabloda yer almaktadır (Fig.61). I II III Cook: standart oinokhoe Cook: bell mouthed oinokhoe Cook: one piece Attika: (Fig.62) Fig.61 II.3.C.1. Klazomenai Dışında Ele Geçen Oinokhoeler oinokhoe 1-5) Geç Geometrik: Agora VIII, (Large Oinochoai) 35-36, kat.no.40-44, lev.4; 6-12) Neck Oinochoai: 36, kat.no , lev ) Subgeometrik: Agora VIII, 37-38, kat.no.57-64, lev ) Olpai (?): Agora VIII, 40-41, kat.no.82-90, lev.5, ) yüzyıl: Banded roundmouth: Agora XII, 64-65, kat.no , lev.8-9, fig ) Mushroom jug: Agora XII, 66-68, kat.no , lev.9, fig İsimlendirme konusunda bakınız: Richter-Milne, Shapes, 18-19; Kanowski, Containers, Tipoloji için bkz: Richter-Milne, Shapes, 18-20; Kanowski, Containers, ; Cook, GPP, ; AgoraXII,

125 Attika nın Geç Geometrik oinokhoeleri küresel gövdeli, yüksek ve dar boyunlu, yonca ağızlı vazolardır. Subgeometrik oinokhoeler ise, oval gövde yapısı, alçak ve belirsiz boyunlu, yonca ağızlı formları ile bunlardan ayrılır. E. Brann ın olpe olarak adlandırdığı form, oval gövdeli, alçak boyunlu vazolardır ve 7. yüzyılın sonuna değin devam eder. Omuz kısmında dalgalı çizgi, gövdede ince bantlarla bezelidirler. 6. yüzyılın başında, B.A. Sparkes ve L. Talcott un Korinth oinokhoelerinden türediğini öne sürdüğü yeni bir form ortaya çıkar 137 : Şişkin gövdeli, silindirik boyunlu ve düz ağızlı, ağız yüksekliğini aşan kulplu. Söz konusu örnekler sadece bantlardan oluşan bir bezemeye sahiptir. Agora buluntuları, bu tip oinokhoelerin 5. yüzyılın son çeyreğine değin devam ettiğini gösterir. Yine Korinth ile ortak bir başka form ise Mushroom jugs olarak isimlendirilen tipdir. Bu tipte vazoların basık olan gövdelerinin üst bölümü kubbe biçimli, alt kısmı koniktir. Fig.62 Korinth: (Fig.63) P.Lawrance ın isimlendirmesine dayanarak 138 Korinth Oinokhoesi olarak isimlendirilen bu tür iki ana tiptedir 139 : Tek kulplu tip: İlk örnekleri Erken Korinth (620/ /590) evresinde ortaya çıkan bu form (no. 1) fazla yüksek olmayan, küresel gövdeli, dik ve alçak ağızlı bir 137 Agora XII, banded round-mouth : I. Mc Phee bu yaklaşıma daha temkinle yaklaşır: McPhee 2005, Corinth VII.II, Bu konuda burada verilen bilgiler I. Mc Phee nin The Corinth Oinochoe isimli çalışmasından alınmıştır: Mc Phee 2005,

126 vazodur. Ağız yüksekliğini aşan bir kulba sahiptir. Geç Korinth evresinde ( ) form kanonik haline ulaşır (no.2): oldukça küresel gövde, yüksek boyun, boyunomuz geçişinde plastik çıkıntı, dışa çekik ağız kenarı. 6. yüzyılın ikinci yarısına ait örneklerde (no. 3) formda bir standart görülmez. Gövde biraz daha yükselmiştir. 5. yüzyılın ilk yarısına ait örneklerde ağızın dışa çekik yapısı devam eder, gövde ise daha oval bir yapıdadır (no.4). Bu tip oinokhoelerin 5. yüzyıl sonlarına kadar üretildiği bilinmektedir 140. Çift kulplu tip: Bu tip de 7. yüzyılın son çeyreğinde ortaya çıkmıştır. Ele geçen en erken çift kulplu örnek (no.5) tek kulplu olan 1 no lu örnekle aynı form özelliklerine sahiptir. 6. yüzyıl boyunca oldukça az sayıda örnek ele geçtiğinden formun gelişimini takip etmek zordur. Muhtemelen 6. yüzyılın ikinci yarısına ait olan 6 no lu örnekte, tek kulplu çağdaşlarında olduğu gibi daha küresel bir gövde yapısı göze çarpar. 5. yüzyılda ise, yüksek oval gövdeli olanların yanı sıra basık ve bikonik formda bir varyasyon da ortaya çıkar (no. 7). Çift kulplu oinokhoeler Klasik ve Hellenistik dönem boyunca yaşamıştır 141. Bu özel formun işlevi konusunda Mc Phee, şarap servisinde kullanılan vazoyu iki kulbundan kavrayarak daha dengeli servis sağlandığı şeklinde açıklamaktadır 142. Fig McPhee 2005, Klasik ve Hellenistik Dönem örnekleri için bkz: McPhee 2005, Ibid.,

127 Samos: (Fig.64) 1-2) Walter-Vierneisel 1959, 13, lev.17.1, ) Walter-Vierneisel 1959, 13, lev ) Walter-Vierneisel 1959, 14, lev. 17.2, 5, 6, ) Walter-Vierneisel 1959, 14, lev ) Walter-Vierneisel 1959, 18-19, lev ) Walter-Vierneisel 1959, 19, lev ) Walter-Vierneisel 1959, 19, lev ) Walter-Vierneisel 1959, 19, lev ) Walter- Vierneisel 1959, 19, lev ) Walter-Vierneisel 1959, 19, lev.39.2, ) Walter- Vierneisel 1959, 19, lev ) Walter-Vierneisel 1959, 28, lev ) Furtwängler 1980, , kat.no.ii/14, lev.49.7, fig.17. II/14. 40) Furtwängler 1980, , kat.no.iii/30, lev.52.3, fig.19. III/30. 41) Furtwängler 1980, , kat.no.iii/31a, fig III/ ) Walter- Vierneisel 1959, 21-22, lev.50.2, 51.3, Fig yüzyıl boyunca Samos ta oinokhoe formunu izlemek mümkündür. Ancak 6. yüzyılda bu forma seyrek olarak rastlanır. 1 ve 2 no lu örnekler F kuyusunda ele geçmiştir. Geç Geometrik olarak sınıflanmışlardır, muhtemelen 8. yüzyılın son yıllarındandırlar. Küçük ve alçak gövdeli, yüksek ve dik boyunlu yonca ağızlıdırlar. Sadece kalın bantlardan oluşan bir bezemeye sahiptirler. Muhtemelen 8. yüzyılın sonlarında one piece oinochoe tipindeki örnekler ortaya çıkar. Torba biçiminde, 102

128 geniş ve sarkık gövdeli bu vazolarda ağız hem yonca hem de yuvarlak tiptedir. Omuz-boyun geçişi kesintisiz devam eder. 7. yüzyılın ortalarına değin bu formu takip etmek mümkündür. Kalın ancak daha seyrek bantlarla ve bazı örneklerde omuzda dalgalı çizgilerle bezenmişlerdir. 7. yüzyılın son çeyreğine tarihlenen Bothros buluntuları arasında Orientalizan Stilin yonca ağızlı oinokhoe formuna benzeyen bazı örneklerin (no.32-34) yanı sıra 7. yüzyıl içlerinden gelen şişkin gövdeli, yonca ağızlı tip de yer alır(no.35-36). Anılan son tip 6. yüzyılın ilk çeyreği içine değin izlenir (no.40-41). 7. yüzyılın ortalarından itibaren kuşlu oinokhoeler tipinde olup basit bezemeye sahip örneklerin de olduğu belirtilmelidir (no ). Miletos: (Fig.65) 7. yüzyıl: 1) von Graeve 1975, 44, kat.no.4, fig ) Kerschner 1999, 24, kat.no.53-55, fig yüzyıl sonu: 5-9) Niemeier 1999, , kat.no.7-11, fig.10-12, 26, yüzyıl: 10-17) Voigtländer 1982, 42, kat.no.53-60, fig Fig.65 Miletos 1 no lu örnek, Samos 22 ile oldukça benzer form yapısına sahiptir: geniş küresel gövdeli, yuvarlak ve yüksek boyunlu, yuvarlatılmış ağız kenarlı. Boyunda dalgalı çizgi, omuz üzerinde yatay S ler yer alır. 7. yüzyılın ikinci yarısındandır. 2-4 no lu örnekler, ilk örnekle benzer ağız yapısına ve bezemeye sahip ağız parçalarıdır. 6. yüzyılın sonlarına ait bir kuyudan ele geçen 5-9 no lu örnekler 103

129 sadece bantlarla bezenmiştir. 6-8 no lu örneklerde dar ve oval bir gövde, yuvarlak yüksek bir boyun ve hafifçe yuvarlatılmış ağız kenarı karakteristiktir. 12 no lu örnek de bu gruba eklenebilir. 5. yüzyıl örnekleri (no ) Attika ve Korinth tipi oinokhoelerin taklididir. Khios: (Fig.66) 1-11) Boardman, Emporio, , kat.no , , 587, lev.47, 48, 51, fig yüzyıl başlarından itibaren iğ formundaki oinokhoe tipi Khios için karakteristiktir. Dar bir boyun ve yonca biçiminde ağız kenarına sahip vazoların omuz bölümünde çoklu ince dalgalı çizgiler, dik çizgilerle oluşturulan metoplar içinde yatay zikzak motifleri yer alır. Habour Sanctuary Period IV e ait olan 7 no lu örnek bu tipin 7. yüzyılın son çeyreğine değin yaşadığını gösterir. Smyrna: (Fig.67) Fig.66 1) Eski İzmir I, 127, lev ) Cook , 29, lev.4b. 1 no lu örnek geniş karınlı yonca ağızlı bir forma sahiptir. Vazonun ön bölümünde bir erkek yüzü kabartması yer alır 143. Omuzda yavaş dalgalı çizgi ile bezelidir. E.Akurgal tarafından 6. yüzyılın ilk yarısına tarihlenmektedir. 2-3 no lu örneklerse, Klazomenai Geç Tip oinokhoeler grubuna dahildir. 143 Benzer türde kabartmaya sahip bir amphora Samos tan ele geçmiştir: Walter 1957, 44, lev

130 Rhodos: (Fig.68) Fig.67 1) ClRh III, 43, fig.27, no: ) ClRh III, 44, fig.29, lev.3, no: 16.1; Gates, Rhodos, 34, kat.no. 2. 3) ClRh III, 80, fig.70, lev.3, no: 46.5; Gates, Rhodos, 84-85, katno.53. 4) ClRh IV, 361, fig.408, no: 209; Gates, Rhodos, 75, kat.no.46. Rhodos örnekleri mezar buluntusu olarak ele geçmişlerdir. 1 no lu örnek Samos 22 ve özellikle Miletos 1 no lu örneklerle benzer form ve bezeme özelliklerine sahiptir. Miletos örneği ile aynı bezeme şemasına sahiptir. 2-4 no lu örnekler, Samos ten de hatırlanacağı gibi, Orientalizan oinokhoelerle yakın bir forma sahiptirler. Boyunlarında hızlı dalgalı çizgi, omuzlarında yatay S motifleri yer alır. 7. yüzyılın sonları ve 6. yüzyılın ilk çeyreği içine tarihlenirler. Girit: (Fig.69) Fig.68 Knossos: 1-2) Coldstream-Sackett 1978, 49-51, UM well 12: kat.no. 3*, 5, fig.5, lev. 11; *Knossos Pottery Handbook, 40, lev.18 l. Tokra: 3-4) Tocra I, 78-79, kat.no , lev.56. (Tokra da bulunmuş olmalarına karşın bu vazolar Girit ile doğrudan ilişkili olduğundan bu başlık altında yer almaları uygun bulunmuştur.) 7. yüzyılın sonlarına ait dört örnek de yüksek ve geniş omuzlu gövde, dar ve yuvarlak boyun, yonca biçiminde ağıza sahiptir. Bizi daha çok bezemeleri 105

131 ilgilendirir: 1, 3 ve 4 no lu örneklerde stilize bitkisel motiflerin aplike edildiği S ler yer alır. Khalkidiki: (Fig.70) Fig.69 Olynthos: 1-3) Olynthus V, 32-33, kat.no. P45-47, lev Argilos: 1-5) Perron, Argilos, 92-97, kat.no.89-93, kat.lev , fig.12, 18. Olynthos 1 no lu örnek eşsiz bir işçiliğe sahiptir. Geniş omuzlu bikonik gövde, silindirik dik boyunludur. Boyunda dalgalı çizgi, omuzda merkezden yanlara doğru açılan kıvrık çizgilerin arasında palmet motifi yer alır. 2 no lu örnekte de benzer form ve omuzda benzer motif yer alır. Argilos 2 no lu örnek tama yakındır ve form olarak bize fikir verir: ovoid bir gövde, kısa ve dik, silindirik boyun, ağız yüksekliğini aşan kulp. Omuzda Olynthos 1 no lu örnekle benzer bezeme uygulanmıştır. Olynthos Argilos 2 Fig

132 Lykia: (Fig.71) Xanthos: 1-3) Xanthos IV, 56, kat.no.69, 70, 72, lev.12, 14, ve 3 no lu örneklerde form benzerdir: küresel denebilecek şişkin gövde, silindirik boyun, dışa çekik ince ağız kenarı. Benzer bir bant sistemine sahiptirler. 2 no lu örnek ise hem form hem de bezeme bakımından bu örneklerden ayrılır. Omuz boyun geçişi kesintisizdir ve muhtemelen yonca ağızlı tiptedir. Omuzun merkezinde çapraz yerleştirilmiş iki çizgi yer alır. Kilikia-Levant: (Fig.72) Fig.71 Tarsus: Tarsus III: 1) 317, kat.no (red glaze on orange-peach slip) fig ) 323, kat.no (thick slip ware) fig.107, ) 323, kat.no (thick slip ware), fig ) 325, kat.no (local wave-line) fig. 107, ) 326, kat.no (regional greek) fig.108, 150. Mersin/Yumuktepe: 1-3) Garstang , , lev. 79.1*, 2, 5; *Garstang, Prehistoric Mersin, 256, kat.no.6, fig Kinet Höyük: Sonku, Kinet Höyük, 18-19, kat.no. 2:1-11, fig , lev Sukas: Sukas II, 23-26, kat.no , lev.4. Tarsus tan ele geçen az sayıdaki oinokhoe parçalarının tümü, dik boyunlu, yuvarlak ağızlı tiptedir. 1 ve 5 no lu örneklerde boyunda, 1 ve 2 no lu örneklerde omuzda dalgalı çizgi yer alır. Konik bir forma sahip olan 4 no lu vazo boyunu tüm örneklerden ayrılır. Hanfmann bu örneği yerel üretim olarak sınıflamıştır. Mersin ve Kinet Höyük örnekleri Tarsus takilerden farklı bir forma sahiptir: dik silindirik boyunlu, yonca ağızlıdırlar. Boyunda hızlı dalgalı çizgi, omuzda merkezde kavuşan ikişer sıra dalgalı çizgi yer alır. Tell Sukas örnekleri hydrialar bölümünde de değinilmiştir- bezeme bakımından Mersin ve Kinet Höyük örnekleri ile benzerdir. 107

133 Karadeniz: (Fig.73) Fig.72 Histria: 1) Lambrino, Histria, , fig ) Lambrino, Histria, , fig.106; Histria IV, 98, kat.no. 653, lev ) Lambrino, Histria, , fig.107; Histria IV, 98, kat.no.644, lev.68. 4) Lambrino, Histria, , fig ) Lambrino, Histria, , fig.110; Histria IV, 98, kat.no ) Lambrino, Histria, , fig.111; Histria IV, 98, kat.no.645, lev.68, fig.21. 7) Lambrino, Histria, , fig ) Histria IV, 98, kat.no. 650, lev ) Histria IV, , kat.no. 669, fig ) Histria II, 49-50, kat.no. 570, , , , , , lev , 35. Gorgippa: Alekseeva, Gorgippiya, 49-50, lev Pantikapaion: Sidorova 1992, 162, fig. 16 А, Б, Г. Histria 1-7 no lu örnekler Lambrino tarafından Rhodienne olarak sınıflanmıştır. Bu gruba 8 no lu örnek de eklenebilir. 1 ve 2 no lu örnekler konik boyunları ve basık gövdeleri ile diğer örneklerden ayrılır. 1 no lu örnekte omuz üzerinde yatay S ler yer alır. 3-8 no lu örnekler ovoid gövdeli, dik silindirik boyunlu ve yonca ağızlıdır. Sadece bantlar ve nokta rozetlerle bezenmişlerdir. Basit bir bezemeye sahip olmalarına karşın, Orientalizan seramikle ilişkili görünürler. Erken 6. yüzyıla tarihlenen 9 no lu örnek omuz-boyun geçişinin belirsiz olduğu bir forma sahiptir. Omuz üzerinde dalgalı çizgi yer alır. Klazomenai 6. yüzyılın ilk yarısına ait örneklerle benzerdir. 10 no lu ağız parçası, dik silindirik boyunlu yuvarlak ağızlı tiptedir no lu parçalar, olasılıkla geç 6. yüzyıla ait oinokhoe gövde parçalarıdır: hızlı dalgalı çizgiler ve yatay S lerle bezelidirler. 26 ve 27 no lu örnekler, çift kıvrık çizgi arasında tomurcuk motifi ile bezenmişlerdir. Gorgippa dan sağlama yakın olarak ele geçen oinokhoe, yüksek ovoid bir gövde yapısına sahiptir. 108

134 Omuz üzerinde hızlı dalgalı çizgi yer alır. Muhtemelen geç tip Klazomenai oinokhoeler grubundandır. Pantikapaion dan ele geçen örnekler de Klazomenai kökenli olmalıdır. Batı Akdeniz: (Fig.74) Fig.73 Ampurias: Rouillard 1978: 1) 282, fig. 4.6, 2) 283, fig. 6.7, 3-4) 283, fig , 5. Malaga: Gran- Aymerich 1991, 907, fig.4. Batı Akdeniz deki kolonilerde üretilen oinokhoelerde standart bir form görülmez. Malaga örneği, merkezde birleşen tomurcuklu S lerle bezeli oluşu ile dikkat çeker. Fig

135 7. Yüzyıl: (Fig.75) II.3.C.2. Klazomenai Buluntuları C1: AKP00, 217 no lu mezar, yük: 20.4cm, ağız çapı: 10.6cm, kaide çapı: 8.2cm, hamur: light brown (7.5 YR 6/4) kum, mika ve az kireç, yüzey: reddish yellow (5 YR 6/6), firnis: dark red (10 R 3/6): Hürmüzlü, Akpınar Nekropolisi, kat.no217/2. C2: FGT00, TN:2036, J Yapısı, maksimum boyut: 9.5x5cm, hamur: pink (5 YR 7/4) yoğun mika, yüzey: pink (5 YR 8/3), firnis: mat, reddish brown (5 YR 5/3). C3: FGT00, TN:2037, J Yapısı, yük: 4.5cm, ağız çapı:11.5cm, hamur: light reddish brown (5 YR 6/4) normal kum ve mika, seyrek taşcık, yüzey: light reddish brown (5 YR 6/4), firnis: mat, reddish brown (5 YR 5/4). C4: DSİ Nekropolisi 1985, 32 no lu kremasyon mezar, yük: 20.4cm, kaide çapı: 8.3cm, karın çapı: 18.3cm, hamur: reddish yellow (7.5 YR 7/6) normal kum ve mika, astar: pinkish yellow (7.5 YR 8/2), firnis: dark gray-red (7.5 YR 4/0-2.5 YR 5/8): Hürmüzlü, Vazo Formları, kat.no.226. C5: DSİ Nekropolisi 1985, 32 no lu kremasyon mezar, yük: 18.4cm, kaide çapı: 12.5cm, karın çapı: 18cm, hamur: pink-light gray (5 YR 7/4-7/1) normal kum ve mika, firnis: reddish brown(5 YR 5/4): Hürmüzlü, Vazo Formları, 225. C6: FGT00, TN: 2041, J Yapısı, yük: 12.1cm, kaide çapı: 7.6cm, karın çapı: 18cm, hamur: merkezde gray-dışta reddish yellow (5 YR 5/1-6/6) yoğun kum, mika ve taşcık, yüzey: reddish yellow (7.5 YR 7/6), firnis: mat red-light red (10 R 4/8-2.5 YR 6/6). C7: FGT00, TN: , J Yapısı, yük: 6.1cm, kaide çapı: 9.8cm, hamur: light reddish brown-light gray/gray (5 YR 6/4-5 YR 6/1) yoğun kum ve mika, yüzey: light red (2.5 YR 6/6), firnis: mat, red (2.5 YR 5/6). Ca: FGT00, TN: 2036, 2037, J Yapısı, yük: 10.5, gen: 12.7cm, hamur: reddish yellow (5 YR 6/6) yoğun kum, seyrek taşcık, yoğun mika, yüzey: reddish yellow (5 YR 7/6), firnis: mat, red (10 R 5/8). Cb: FGT00, TN: 2036, 2037, J Yapısı, maksimum ölçü: 7x8.3cm, hamur: reddish yellow (5 YR 6/8) yoğun mika ve kum, yüzey: reddish yellow (5 YR 7/6), firnis: mat, red (10 R 4/8). Cc: FGT00, TN:2036, J Yapısı, maksimum ölçü: 4.8x4.3cm, hamur: light red-weak red (2.5 YR 6/6-5/2) yoğun kum, normal mika, az kireç, yüzey: reddish yellow (5 YR 7/6), firnis: mat, light red (2.5 YR 6/8). Cd: FGT00, TN:2036, J Yapısı, maksimum ölçü: 8.2x7cm, hamur: light red (10 R 6/8) normal, gözenekli, yoğun mika ve kum, seyrek taşcık, yüzey: reddish yellow (5 YR 7/6), firnis: mat, light red (10 R 6/6). Ce: FGT00, TN:2038, J Yapısı, maksimum ölçü: 3.5x5cm, hamur: pink (5 YR 7/4) az kum, yoğun mika, yüzey: reddish brown (5 YR 5/3), firnis: yarı mat, reddish brown (5 YR 5/4). Cf: FGT00, TN:2037, J Yapısı, maksimum ölçü: 5.8x3.5cm, hamur: light red (10 R 6/6) yoğun kum ve mika, yüzey: reddish yellow (5 YR 7/6), firnis: mat, red (10 R 5/6). Cg: FGT00, TN:2038, J Yapısı, maksimum ölçü: 4x8.5cm, hamur: merkezde reddish gray-dışta light red (10 R 5/1-6/6) normal kum, yoğun mika, yüzey: light red (10 R 6/6), firnis: mat, light red (10 R 6/8). Ch: LMT92, tarım toprağı, maksimum boyut: 8.5x7cm, hamur: light red (2.5 YR 6/6) yoğun kum, normal mika, seyrek taşcık, yüzey: reddish yellow (5 YR 7/6), firnis: mat, red (2.5 YR 5/6). Form: C1 oval gövdeli, yonca ağızlı one piece tipinde bir vazodur. Alçak halka formunda bir kaideye sahiptir. C2 ve C3 de benzer forma sahip parçalardır. C4 aynı tipte, ancak daha şişkin gövdelidir. C5, yüksek ve konik boyunlu, basık gövdeli bir forma sahiptir. Samos 16 ve Histria 1 no lu örneklerle benzerdir. C6 ve C7, sadece alt gövdeye ait parçalardır. Oval gövdeli ve düz diplidir. Muhtemelen, bir sonraki dönemde incelenecek olan Tip II ile aynı formdaki vazolara aittirler. 110

136 Fig.75 Bezeme: C1 in ağız kenarı firnislidir. Boyunda iki adet ikili ince bant, omuzda iki ince-bir kalın-bir ince, karında iki ince arasında bir kalın bant yer alır. Kaideye geçişte ince bir bant daha vardır, kaide, gövdeye de taşacak biçimde firnislenmiştir. Kulp üzerinde saç örgüsü yer alır. Bu vazonun bant sistemi A1 ile benzerdir. C2 nin omuzunda yavaş dalgalı çizgi yer alır. C3 te omuzda küçük bir bölümü izlenebilen bir bant yer alır. C4 ün ağız kenarı firnislidir. Omuz üzerinde yıldız biçimli rozetler, omuz-karın geçişinde üç adet ince bant yer alır. C5 in konik boyunu üzerinde, 111

137 merkezde sivri ucu aşağıya bakan bir üçgen yer almakta, bunun iki yanında birer dalgalı çizgi konumlanmaktadır. C6 seyrek, C7 sık bantlarla bezenmiştir. Kronoloji: C1, A1 ile aynı mezarda ele geçmiştir. Söz konusu mezar yılları arasına tarihlenmektedir. C2, C3, C6 ve C7 FGT sektöründeki J yapısının II. yapı evresinde, ilk evreye ait taban üzerinde ele geçmiştir. C4 ve C5, aynı mezarda, yılları arasına tarihlenen kuşlu ve bantlı skyphoslarla birlikte ele geçmiştir. 6. yüzyılın ilk yarısı: Tip I: (yonca ağızlı oinokhoeler) (Fig.76) C8: HBTK84, TN:073, 079, 081, 084, 085, B odası, yük: 27cm, kaide çapı: 11cm, karın çapı: 21.8cm, hamur: gray (7.5 YR 6/0) kireç ve mika katkılı, yüzey: reddish yellow (5 YR 7/6), firnis: black (5 YR 3/1): Ersoy, Clazomenae, kat.no.597; Hürmüzlü, Vazo Formları, kat.no.227. C9: LMT81, yüzey buluntusu, yük: 16.7cm, boyun çapı: 10.8cm, karın çapı: 21cm, hamur: reddish yellow (5 YR 6/6) normal, gözenekli, normal kum ve mika, yüzey: reddish yellow-pinkish gray (5 YR 6/6-6/2), firnis: mat, black-reddish brown (5 YR 2.5/1-5/4). C10: MGT90, TN:091, F apsidal yapısı, yük: 12.7cm, boyun çapı: 11cm, omuz çapı: 20.2cm, hamur: pink (5 YR 7/4) normal kum, az taşcık, yoğun mika, astar: pink (5 YR 7/3), firnis: dark gray (5 YR 4/1): Ersoy, Clazomenae, kat.no.591. C11: AKRO93, TN:034, IV.açma, yük: 21cm, ağız çapı:15.6cm, hamur: reddish yellow (5 YR 7/6), yüzey: pink (5 YR 8/4), firnis: black (2.5 YR 2.5/0). C12: KALABAK81, 4 no lu mezar, yük: 17.5cm, kaide çapı: 6.5cm: Hürmüzlü, Vazo Formları, kat.no.228. Form: Tüm örnekler, yüksek gövdeli, geniş omuzlu, yüksek yonca ağızlıdır. C8 de gövdenin alt yarısı yarı küreseldir. Omuzdan çıkan kulp, ağız kenarına birleşir. C10 da ise kulp, Geç Tip üç kulplu oinokhoelerde olduğu gibi ağız kenarının altına birleştirilmiştir. Vazonun tamamı ele geçmediğinden, bu örneğin üç kulplu olduğunu söylemek mümkün değildir. C11 ve C12, ilk üç örneğe göre daha küçük boyutludur. C11 şişkin gövdeli, C12 daha dar gövdelidir. Korunmuş örneklerde halka formunda kaide uygulanmıştır. Bezeme: Tüm örneklerde ağız kenarı ve kaide firnislidir. C8 in kulp çıkışının etrafı firnislenmiştir. Omuz üzerinde, merkezden yanlara doğru açılan çift sıra sarmal motifi yer alır. Omuzdan karına geçişte iki ve karında biri kalın biri ince bantlar yer alır. Kulp üzerinde saç örgüsü motifi vardır. C9 un omuzunda, bir öncekine benzer biçimde, merkezden çıkan iki olasılıkla S- bandın arasından üçgen çizgilerle oluşturulmuş stilize tomurcuk motifi yer alır. C10 da kulbun altından da geçen düz bir bant korunmuştur. C11 de yatay S, C12 de dalgalı çizgi motifi yer alır. 112

138 Fig.76 Kronoloji: C8, HBT kuzey sektöründe, B odasının taban altı dolgusu içinde ele geçmiş olup 6. yüzyılın ilk çeyreğine tarihlenir. C11 Akropolis Güney Yamacında seramik fırını ile ilişkili olarak ele geçmiştir ve 6. yüzyılın ikinci çeyreğine aittir. C12, Kalabak Nekropolisinde yıllarına tarihlenebilecek bir skyphos ile aynı mezarda ele geçmiştir 144. TipII: (yuvarlak ağızlı oinokhoeler) (Fig.69) C13: AKRO89, TN:051, 052, P alanı, taban I altı, yük: 25.5cm, ağız çapı: 11cm, dip çapı: 9.9cm, karın çapı: 21.2cm, hamur: red (10 R 5/6) yoğun kum, taşcık ve mika, yüzey: light red (10 R 6/8), firnis: yarı mat, red (10 YR 5/6). C14: KET04, TN:1045, 7 no lu duvara yapışık yanık seramik, m, yük: 12.7cm, ağız çapı: 9cm, omuz çapı: 22.7cm, hamur: light reddish brown (2.5 YR 6/4) az kum, ince seyrek mikalı, yüzey: reddish yellow (5 YR 7/6), firnis: yarı mat, red (10 YR 5/6). C15: HBTK83-84, TN:072, 068, B odası, yük: 6.6cm, ağız çapı:12cm, hamur: red (10 R 5/6) yoğun kum, taşcık ve mika, yüzey: reddish yellow (7.5 YR 7/6), firnis: mat, dark reddish gray-dark gray (5 YR 4/2-4/1). C16: LMT 80, yüzey buluntusu, yük: 17.6cm, kaide çapı: 8.8cm, karın çapı: 20.3cm, hamur: light red (10 R 6/8) yoğun kum, mika ve taşcık, yüzey: light red (10 R 6/8), firnis: mat, red (10 R 5/8). C17: HBTK84, TN:051, C alanı, yük: 12.6cm, boyun çapı: 9.8cm, omuz çapı: 21.6cm, hamur: reddish yellow (5 YR 6/6) az kum, normal mika, yüzey/astar: pink (5 YR 7/4), firnis: yarı mat, red (10 R 4/8): Ersoy, Clazomenae, kat.no Bakır 1983, 67; Çaldıran, Kalabak Nekropolisi,

139 C18: AKRO87, TN: 030, fırın, yük: 5.8cm, ağız çapı: 11.1cm, hamur: pink (5 YR 7/4) az kum, kireç ve mika katkılı, yüzey: pink (5 YR 8/3), firnis: light red (2.5 YR 6/8). C19: HBT99, TN: 4025, Güney sektör, yük: 6.2cm, ağız çapı: 8.2cm, hamur: reddish yellow (5 YR 6/8) yoğun mika, kum ve taşcık, seyrek kristal, yüzey: reddish yellow (5 YR 7/6), firnis: mat, reddish yellow (5 YR 6/8). Form: Tüm örneklerde ağız ince ve dik, boyun silindiriktir. Düşük omuzlu ve ovoid formlu gövdeye sahiptir. C13 düz dipli, C16 disk kaidelidir. Bezeme: Ağız kenarı ve boyun-omuz geçişinde birer bant yer alır (C19 hariç). Boyun ve omuz üzerinde dalgalı çizgi yer alır. Omuzun altında; C13 te iki ince bant arasında bir kalın bant, C16 da eşit kalınlıkta iki bant, C17 de bir ince iki kalın bant yer alır. Fig.78 Kronoloji: C13 ve C18 Akropolis Güney Yamacında ikinci yapı katında ele geçmişlerdir. C15, HBT kuzey sektöründe B yapısının ilk evresiyle bağlantılı olarak ele geçmiştir 6. yüzyılın ilk çeyreğinden olmalıdır. C17, HBT sektöründe, C alanının erken 6. yüzyıla tarihlenen ilk evre tabanı üzerinde ele geçmiştir. 114

140 6. yüzyılın son çeyreği: Tip I: (normal-yonca ağızlı oinokhoeler) (Fig.79) C20: LMT01, Kuyu, kullanım dönemi, yük: cm, boyun gen: 9cm, kaide çapı: 9.9cm, karın çapı: 19cm, hamur: light red (2.5 YR 6/6) az kum, yoğun sarı renkte mika, yüzey: pink-reddish yellow (5 YR 8/4-7/6), firnis: parlak, very dark gray-red (5 YR 3/1-2.5 YR 5/6). C21: LMT01, Kuyu, kullanım dönemi, yük: 26.4cm, ağız gen: 9.2cm, kaide çapı: 8.6cm, karın çapı: 18cm, hamur: reddish yellow (5 YR 7/6) yoğun mika, normal kum ve kireç, yüzey: pink (5 YR 8/3-8/4), firnis: yarı mat (5 YR 2.5/1-6/4-6/6). C22: AKRO01, Kuyu, kullanım dönemi, yük: 26cm, kaide çapı: 9.5cm, karın çapı: 20.5cm, hamur: light reddish brown-pink (5 YR 6/3-5 YR 8/4) yoğun mika ve kireç, az kum ve mika katkılı, yüzey: white (10 YR 8/1), firnis: very dark gray (10 YR 3/1). C23: AKRO01, Kuyu, kullanım dönemi, yük: cm, kaide çapı: 9.4cm, karın çapı: 19cm, hamur: light red (2.5 YR 6/6) yoğun kum, kireç, kristal, mika ve az taşçık katkılı, yüzey: (7.5 YR 8/4), firnis: dark brown-red (7.5 YR 3/2-2.5 YR 5/6). C24: AKRO01, Kuyu, kullanım dönemi, yük: cm, kaide çapı: 9.5cm, karın çapı:20cm, hamur: light red (2.5 YR 6/6) az kum, kireç ve mika katkılı, yüzey: very pale brown (10 YR 8/3), firnis: dark reddish gray-red (5 YR 4/2-2.5 YR 5/6), ek beyaz: white (5 YR 8/1). C25: AKRO01, Kuyu, kullanım dönemi, yük: cm, kaide çapı: 8.9cm, karın çapı: 18.8cm, hamur: pink (5 YR 7/4) yoğun kum, kireç ve mika katkılı, yüzey: very dark gray-light brown-brown (5 YR 3/1-7.5 YR 6/4-7.5 YR 4/2), firnis: pink (7.5 YR 8/4). C26: LMT01, Kuyu, kullanım dönemi, yük: cm, ağız gen: 12cm, kaide çapı: 9cm, karın çapı: 22.3cm, hamur: light red (2.5 YR 6/8) yoğun kum ve mika, normal kireç, yüzey: light red (2.5 YR 6/8), firnis: parlak, red (10 R 5/8). C27: AKRO01, Kuyu, kullanım dönemi, yük: 18-21cm, kaide çapı: 6.9cm, karın çapı: 14.3cm, hamur: reddish yellow (7.5 YR 7/6) yoğun mika, az kum ve kireç katkılı, yüzey: pink (7.5 YR 7/4), firnis: very dark gray-reddish brown (7.5 YR 3/0-5 YR 5/3). C28: AKRO01, Kuyu, kullanım dönemi, yük: 20.5cm, kaide çapı: 7.8cm, karın çapı: 14.5cm, hamur: reddish yellow (5 YR 6/6) yoğun mika, az kireç ve kum katkılı, yüzey: pink (5 YR 8/3), firnis: light red (10 R 6/8). C29: AKRO01, Kuyu, kullanım dönemi, yük: 18cm, kaide çapı: 6.9cm, karın çapı: 14.4cm, hamur: pink (5 YR 8/4) yoğun mika ve az kum ile kireç katkılı, yüzey: pink (7-5 YR 3/2), firnis: very dark gray-reddish brown (5 YR 3/1- ile (5 YR 4/3). C30: LMT01, Kuyu, kullanım dönemi, yük: cm, ağız gen: 9cm, karın gen: 12cm, hamur: reddish yellow (5 YR 7/6) yoğun kum ve mika, yüzey: pink-light gray (5 YR 8/3-7/1), firnis: yarı mat, black-yellowish red (5 YR 2.5/1-4/6). Klazomenai de kaçak kazılar sonucunda bulunmuş olup çeşitli Avrupa müzelerinde korunan örnekler: (Fig.80) 1) Münih: Sieveking-Hackl 1912, 47, lev.17. 2) Berlin Env. V.I.4949: CVA Berlin IV, 50, lev ) Leipzig Env.T2146: CVA Leipzig I, 56, lev Form: C20 ve C21, dar boyunlu, ince ve oval formlu gövdeye sahiptirler. C22-C26 bu iki örnekten farklı olarak, daha alçak ve geniş gövdelidir. Münih örneği de bu gruba dahildir. C27-C30 ise, küçük boyutlu örnekler olup, C28 oval, diğerleri şişkin gövdelidir. Berlin ve Leipzig vazoları da bu gruba katılabilir. C24 ve C25 hariç tüm örneklerde kulp omuzdan başlayıp ağız yüksekliğini aşarak ağız kenarına birleşir. C24 te disk kaide, diğer örneklerde halka kaide uygulanmıştır. Bezeme: Tüm örneklerde ağız kenarı firnislidir. Omuza geçişte ince bantlar yer alır. Omuz üzerinde C22 ve C23 hariç tüm örneklerde hızlı dalgalı çizgi yer almaktadır. 115

141 Fig.79 C24 te bu bezeme beyaz ek boya ile yapılmıştır. C22 de bezeme alanının merkezinden çıkarak yanlara doğru açılan iki yatay S arasından üçgen formunda stilize tomurcuk motifi yer alır. C23 te ise merkezde kesişen iki yatay S yapılmıştır. Omuzdan karına geçişte, ince tek veya iki çizgi ve kalın bir bant yer alır. C22 de çift kalın bant uygulanmıştır. C26 ve C29 da ise ince çizgiler yer almaz. C23, C25 ve C28 hariç diğer örneklerde karında da kalın birer bant yer alır. C22 dışındaki tüm örneklerde kaide firnislidir. Kulbun dış yüzü yatay çizgi grupları ile bezenmiştir. C23 te bu alanda saç örgüsü motifi yer alır. 116

142 Kronoloji: Bu tip içinde incelenen tüm vazolar 6. yüzyılın son çeyreğine tarihlenen Akropolis Güney Yamacı ve Limantepe Arkaik kuyularının kullanım dönemi tabakalarında ele geçmiştir. Fig.80 TipII: (üç kulplu oinokhoeler): (Fig.81-82) Normal, ovoid gövdeli: C31: AKRO01, Kuyu, kullanım dönemi, yük: cm, ağız gen: 11cm, kaide çapı: 9cm, karın çapı: 18cm, hamur: reddish yellow (5 YR 7/6) yoğun kum ve mika, az kireç katkılı, yüzey: pink (5 YR 8/3), firnis: very dark gray-reddish brown (5 YR 3/1-5 YR 5/3). C32:AKRO01, Kuyu, kullanım dönemi, yük: cm, ağız gen:9.8cm, kaide çapı: 9.2cm, karın çapı: 20cm, hamur: pink (5 YR 7/4) yoğun kum ve mika, az kireç ve kristal katkılı, yüzey: very pale brown (10 YR 7/4), firnis: very dark gray-red (10 YR 3/1-10 R 5/8). C33: AKRO01, Kuyu, kullanım dönemi, yük: cm, ağız gen: 11.4cm, kaide çapı: 10.1cm, karın çapı: 19cm, hamur: light reddish brown (5 YR 6/4) yoğun mika az kum ve kireç kireç katkılı, firnis: very dark gray-red (5 YR 3/1-2.5 YR 5/6), yüzey: pink (5 YR 8/3). C34: AKRO01, Kuyu, kullanım dönemi, yük: cm, ağız gen: 11cm, kaide çapı: 9cm, karın çapı: 19cm, hamur: light reddish brown (5 YR 6/3-6/4) yoğun kum ve mika, az kireç katkılı, yüzey: pink (5 YR 8/3), firnis: very dark gray-reddish brown (2.5 Y 3/0-5 YR 4/3). C35: AKRO01, Kuyu, kullanım dönemi, yük: cm, kaide çapı: 10.7cm, karın çapı: 22cm, hamur: light brown (7.5 YR 6/4) yoğun kum, mika ve kireç katkılı, yüzey: light brownish gray-light brown (10 YR 6/2-7.5 YR 6/4), firnis: very dark gray-brown (7.5 YR 3/0-7.5 YR 4/2). C36: AKRO01, Kuyu, kullanım dönemi, yük: 30.7cm, kaide çapı: 10.1cm, karın çapı: 23.4cm, hamur: reddish yellow (5 YR 7/4) yoğun kum, kristal ve mika, az kireç katkılı, yüzey: pinkish white (7.5 YR 8/2), firnis: very dark gray-light red (7.5 YR 3/0-2.5 YR 6/6). C37: AKRO01, Kuyu, kullanım dönemi, yük: 24cm, ağız gen: 11cm, kaide çapı: 9cm, karın çapı: 19cm, hamur: weak red (10 R 5/3) yoğun kireç, az kum ve mika katkılı, yüzey: pink (5 YR 7/3), firnis: very dark gray-dark gray (5 YR 3/1-7.5 YR 4/0). C38: AKRO01, Kuyu, kullanım dönemi, yük: cm, ağız gen: 11.8cm, kaide çapı: 9.8cm, karın çapı: 23cm, hamur: reddish brown (5 YR 5/4) az kum, kireç ve mika katkılı, yüzey: pink (5 YR 8/3), firnis: dark gray-red (5 YR 4/1-2.5 YR 5/6). 117

143 Fig.81 C39: LMT01, Kuyu, kullanım dönemi, yük: cm, ağız gen: 12cm, kaide çapı: 9cm, karın çapı: 18.6cm, hamur: reddish yellow (5 YR 6/6) normal kum, kireç ve mika, yüzey: pink (5 YR 8/4), firnis: mat, very dark gray-yellowish red (5 YR 3/1-5/8). C40: LMT01, Kuyu, kullanım dönemi, yük: cm, kaide çapı: 8.8cm, hamur: dark grayreddish gray (5 YR 4/1-5/2) aşırı pişmeden deforme olmuştur, yoğun kum, yoğun kireç, normal mika, yüzey: pinkish gray (5 YR 6/2), firnis: mat, dark gray-dark reddish gray (5 YR 4/1-4/2). C41: LMT01, Kuyu, kullanım dönemi, yük: 23.6cm, kaide çapı: 8.6cm, hamur: yanık: very dark gray, normal: light reddish brown (5 YR 3/1-6/4) aşırı pişmeden deforme olmuştur, normal, yoğun kum, yoğun kireç, normal mika, yüzey: pink (5 YR 8/3), firnis: mat, gray-dark reddish brown (5 YR 5/1-3/2). C42: MGT88, TN: 067,070, A odası, yük: 25.1cm, ağız çapı: 14.4cm, karın çapı: 20.8cm, hamur: red (2.5 YR 5/6) mikalı, yüzey: reddish yellow (5 YR 7/6): Ersoy, Clazomenae, kat.no.476; Hürmüzlü, Vazo Formları, kat.no

144 Torba Gövdeli: C43: AKRO01, Kuyu, kullanım dönemi, yük: cm, kaide çapı: 8cm, karın çapı: 18cm, hamur: light reddish brown (2.5 YR 6/4) yoğun kum ve mika, az kireç ve kristal katkılı, yüzey: pink (5 YR 7/4), firnis: red-reddish brown (2.5 YR 5/6-5 YR 4/3), ek boya: white (2.5 YR 8/0). C44: LMT01, Kuyu, kullanım dönemi, yük: cm, ağız gen: 11.6cm, kaide çapı: 9cm, karın çapı: 20.7cm, hamur: pink (5 YR 7/4) normal kum, çok az mika, yüzey: reddish yellow (5 YR 7/6-6/6), firnis: mat, reddish yellow (5 YR 6/8). Küresel Gövdeli: C45: AKRO01, Kuyu, kullanım dönemi, yük: 22cm, ağız gen: 13cm, kaide çapı: 10cm, karın çapı: 20.5cm, hamur: gray-light brown (2.5 YR 6/0-7.5 YR 6/4), yüzey: light gray (10 YR 6/1), firnis: very dark gray (2.5 Y 3/0). C46: AKRO01, Kuyu, kullanım dönemi, yük: cm, ağız gen: 13.3cm, kaide çapı: 10.1cm, karın çapı: 20.5cm, hamur: light reddish brown (5 YR 6/4) az kum ve kireç, çok az kristal katkılı, yüzey: light brown-pinkish white (7.5 YR 6/4-7.5 YR 8/2), firnis: black-red (5 YR 2.5/1-2.5 YR 5/6). Küçük Boyutlu, Geniş Ağızlı: C47: AKRO01, Kuyu, kullanım dönemi, yük: cm, kaide çapı: 9.5cm, karın çapı: 17.8cm, hamur: yellowish red (5 YR 5/6) yoğun kum, kireç ve mika katkılı, yüzey: pink (5 YR 7/4), firnis: reddish brown-red (5 YR 4/3-2.5 YR 5/8). C48: AKRO01, Kuyu, kullanım dönemi, yük: cm, kaide çapı: 9cm, karın çapı: 19cm, hamur: light reddish brown-reddish yellow (5 YR 6/4-5 YR 7/6) yoğun kum ve mika, az kireç katkılı, yüzey: pink (5 YR 8/3), firnis: reddish brown-red (2.5 YR 5/4-10 R 5/6). Küçük Boyutlu, Küresel Gövdeli: C49: AKRO01, Kuyu, kullanım dönemi, yük: 20.5cm, ağız gen: 10.5cm, kaide çapı: 9.5cm, karın çapı: 17cm, hamur: light reddish brown (5 YR 6/4) yoğun kum, kireç ve mika, yüzey: pink (5 YR 7/3), firnis: black-strong brown (5 YR 2.5/1-7.5 YR 5/6). C50: AKRO01, Kuyu, kullanım dönemi, yük: cm, kaide çapı: 8.9cm, karın çapı: 19cm, hamur: reddish brown-light red (2.5 YR 5/4-2.5 YR 6/8) yoğun mika, az kireç ve kristal katkılı, yüzey: pink (5 YR 8/3), firnis: dark reddish brown-light red (5 YR 3/2-10 R 6/8). C51: AKRO01, Kuyu, kullanım dönemi, yük: cm, ağız gen: 11.6cm, kaide çapı: 8cm, karın çapı: 20.5cm, hamur: light reddish brown (5 YR 6/4) yoğun mika ve kum, az kireç katkılı, yüzey: pinkish white (5 YR 8/2), firnis: very dark gray (5 YR 3/1). C52: AKRO01, Kuyu, kullanım dönemi, yük: 21-23cm, ağız gen: 11cm, kaide çapı: 9cm, karın çapı: 20cm, hamur: light reddish brown (5 YR 6/4) yoğun kum, az kireç ve mika katkılı, yüzey: pink (5 YR 7/3), firnis: dark reddish brown-red (5 YR 2.5/2-2.5 YR 5/6). Klazomenai de kaçak kazılar sonucunda bulunmuş olup çeşitli Avrupa müzelerinde korunan örnekler: (Fig.83) 1) Sieveking-Hackl 1912, 48, kat.no. 474, lev.17; CVA Munich 6, 50, lev ) Sieveking-Hackl 1912, 47, kat.no.473, lev.17; CVA Munich 6, 50, lev Form: Tip II içinde değerlendirilen oinokhoeler, temelde Tip I ile benzer olup, biri, ilk tipteki gibi ağız kenarına (esas kulp), ikisi amphoralarda olduğu gibi karşılıklı olarak ağız kenarının altına birleşen üç adet kulba sahip olmasıyla bunlardan ayrılır. 119

145 Fig.82 Gövde formuna göre beş grup oluşturulmuştur. C31-C42 normal, ovoid formlu gövdeye sahiptir. C43-C44 torba biçimli, C45-C46 küresel gövdelidir. Şimdiye kadar bahsedilen örnekler cm arasında değişen yüksekliktedirler. C47-C52 nin 120

146 yükseklikleri ise yaklaşık 20 cm dir. Bu nedenle bunlar küçük boyutlu olarak sınıflanmıştır. C47 ve C48 de ağız açıklığı oldukça geniş olup, gövde oval formludur. C49-C52 küresel formlu gövdeye sahiptir. C33, C38, C44, C45, C49 ve C50 de yalancı halka kaide, diğer örneklerde normal halka kaide uygulanmıştır. Ağız kenarına birleşen esas kulp her zaman daha kalın ve oval kesitli, yan kulplar daha küçük ve yuvarlak forma yakın kesitlidir. Fig.83 Bezeme: Tüm örneklerde ağız kenarı firnislenmiştir. Vazonun omuz bölgesi kulplarla bölünmüş üç alana ayrılmıştır. Omuzun yarısını içeren ön yüzde, ağız kenarının altında genelde hızlı dalgalı çizgi veya düz bant yer alır (C34, C36, C37, C38-C41, C45-C48, C51, C52). Bunun altında yatay S motifi vardır. Sadece C37 de bu alana dalgalı çizgi yapılmıştır. Kulplar arasındaki küçük alanlarda ise, zeminden ya da esas kulbun altından başlayan çengel biçiminde (C34, C36 ve C44 te bu motif çift çizgi ile yapılmıştır), ya da birkaç kez dönerek spiral biçimini alan bir bezeme uygulanmıştır. Omuzdan karına geçişte genelde tek ancak bazı örneklerde çift bant yer alır. Örneklerin büyük çoğunluğunda karında da bir bant yapılmıştır. C45 hariç tüm örneklerde kaidenin dışı firnislenmiştir. Karşılıklı kulpların üzerinde de birer dik bant yer alır. Esas kulp bunlardan farklı olarak bezenmiştir: C31-C33, C44, C50 ve C51 yatay çizgi grupları ile, C34, C38, C39, C47, C48 ve C52 saç örgüsü, veya üstte saç örğüsü altta yatay çizgilerle bezelidir. C35 ve C37 de herhangi bir bezeme yoktur, C43 te ise kulbun üstü firnislenmiştir. 121

147 Kronoloji: C42 MGT sektöründe A odasının ilk evre tabanı üzerinde, diğer örneklerin tümü Akropolis Güney Yamacı ve Limantepe Arkaik kuyularının kullanım dönemi tabakasında ele geçmiştir. Tip III: Yuvarlak ağızlı oinokhoeler (Fig.84) Basık-küresel gövdeli: C53) LMT01, Kuyu, kullanım dönemi, yük: cm, ağız çapı: 7.6cm, kaide çapı: 10.5cm, omuz çapı: 21.6cm, hamur: reddish yellow (5 YR 7/6) yoğun kum, normal kireç, az taşcık, çok az mika, yüzey: pink (5 YR 8/4), firnis: yarı mat, black-reddish brown (5 YR 2.5/1-5/4). C54) AKRO92, TN: 052, 054, 074, 040, 055, 073, S alanı, dolgu I-IIb-taban, yük: 22.3cm, ağız çapı: 8.8cm, kaide çapı: 10cm, karın çapı: 21.1cm, hamur: reddish yellow (5 YR 7/6) az kireç ve mika katkılı, yüzey: reddish yellow (7.5 YR 8/6), firnis: black-reddish yellow ( 2.5 YR 2.5/0-5 YR 6/8). C55) MGT90, 007,037,039, D alanı, yük: 15.3cm, ağız çapı: 8.2cm, omuz çapı: 16.4cm, hamur: reddish yellow (5 YR 6/8) normal mika, astar: reddish yellow (5 YR 7/6), firnis: red (2.5 YR 5/8): Ersoy, Clazomenae, kat.no.443; Hürmüzlü, Vazo Formları, kat.no.253. Ovoid gövdeli: C56) AKRO01, Kuyu, kullanım dönemi, yük: 22.1cm, ağız çapı: 9.4cm, kaide çapı: 9.3cm, karın çapı: 19.9cm, hamur: light red (2.5 YR 6/6) yoğun mika ve kristal, az kum, kireç ve taşçık, yüzey: reddish yellow (7.5 YR 8/6), firnis: reddish brown-dark reddish brown (2.5 YR 4/4-2.5 YR 3/4). C57) LMT01, Kuyu, kullanım dönemi, yük: 25.7cm, ağız çapı: 10cm, kaide çapı: 10.7cm, omuz çapı: 21.2cm, hamur: reddish yellow (5 YR 6/8) yoğun kum ve mika, normal kireç, yüzey: reddish yellow (5 YR 7/6), firnis: yarı mat, red-reddish black (10 R 5/8-2.5/1). C58) LMT01, Kuyu, kullanım dönemi, yük: cm, ağız çapı: 7.1cm, kaide çapı: 5.5cm, omuz çapı: 13.8cm, hamur: reddish yellow (5 YR 7/8) normal kum ve kireç, yoğun mika, yüzey: pinkish white-light gray (5 YR 8/2-7/1), firnis: parlak, black-dark reddish brown (5 YR 2.5/1-3/2). Bikonik gövdeli: C59) LMT01, Kuyu, kullanım dönemi, yük: cm, ağız çapı: 7.9cm, kaide çapı: 10.4cm, omuz çapı: 22.6cm, hamur: pink (5 YR 7/4) az kum, normal mika, yüzey: pink (5 YR 7/4), firnis: mat, reddish yellow-dark gray (5 YR 6/6-4/1). C60) AKRO01, Kuyu, kapatma dolgusu, yük: cm, ağız çapı: 8.8cm, omuz çapı: 21cm, hamur: brown (7.5 YR 5/4) yoğun kum ve kireç, az mika katkılı, yüzey: açık gri (2.5 YR 7/2), firnis: very dark gray-dark grayish brown (10 YR 3/1-10 YR 4/2). C61) LMT01, Kuyu, kullanım dönemi, yük: cm, ağız çapı: 7.9cm, kaide çapı: 9.1cm, omuz çapı: 19.4cm, hamur: merkezde gray-dışta reddish yellow (5 YR 5/1-6/8) yanık kısım: very dark gray (5 YR 3/1) normal kum ve mika, yüzey: reddish yellow (5 YR 7/6), firnis: yarı mat, red-dark reddish brown (10 YR 5/8-5 YR 3/3). Basık bikonik gövdeli: C62) AKRO92, TN:019, 054, 078, 025, 082, 083, S alanı, tarım toprağı-taban I, yük: 14.7cm, ağız çapı: 6.9cm, kaide çapı: 9cm, omuz çapı: 16.1cm, hamur: light reddish brown (5 YR 6/4) az kum, kristal ve mika katkılı, yüzey: pink (5 YR 8/4), firnis: dark gray-light red (10 YR 4/1-2 YR 6/8). C63) MGT90, 003, 008, 011, 012, F apsidal yapısı, m, yük: cm, ağız çapı: 8.2cm, omuz çapı: 17.6cm, hamur: normal: light reddish brown (5 YR 6/4) yanık: dark gray (5 YR 4/1) az mika ve kum, yüzey: brown-pinkish gray (10 YR 7/4-7.5 YR 6/2), firnis: yarı mat, very dark grayyellowish red (5 YR 3/1-5/6): Ersoy, Clazomenae, kat.no.445. Klazomenai de kaçak kazılar sonucunda bulunmuş olup Münih te korunan örnek: 1) Sieveking-Hackl 1912, 47, kat.no.471, lev.17; CVA Munich VI, 50, lev

148 Fig.84 Form: Silindirik boyunlu, yuvarlak ağızlı bu tip oinokhoeler gövde formuna göre dört türdedir: C53-C55 basık ve küresel, C56-C58, yüksek ve ovoid, C59-C61 (ayrıca Münih vazosu) sert omuz dönüşünden dolayı bikonik, C62-C63 basık ve sert omuzlu bikonik formda gövdeye sahiptir. C53, C54, C60, C62 ve C63 te, ince ve dik olan ağız kenarı dışa doğru hafifçe yuvarlatılmıştır, ağız kenarının hemen altında yivler yer alır. C55, C56 ve C58 de düz ve geniş, C57 ve C59 da ise dik ve üst kısmı yuvarlatılmış bir ağız tablası yer alır. Omuzdan çıkıp ağız seviyesini hayli aşan oval kesitli kulp, ağız kenarına birleşir. Tüm örneklerde halka formunda kaide uygulanmıştır. Bezeme: Tüm örneklerde boyun, kimi zaman ağzın üst kısmına da taşırılarak, firnislenmiştir. Omuz üzerinde hızlı dalgalı çizgi yer alır, C62 ve C63 te çift sıra uygulanmıştır. Omuzdan karına geçişte kimi zaman önce ince çizgiler ve standart 123

149 olarak tek kalın bant yer alır. C55, C62 ve C63 dışındaki tüm örneklerde gövdenin alt yarısında bir bant daha kullanılmıştır. C55 ve C63 te korunmuş bölümden anlaşıldığına göre, karın bölümündeki bant sayısı daha fazladır. C58 dışında kaidelerin dışı firnislenmiştir. Korunan örneklerde kulbun üzeri de firnislidir, sadece C58 de yatay çizgiler kullanılmıştır. Kronoloji: C53, C56-C59 ve C61 Arkaik kuyuların kullanım dönemi tabakalarından, C60 ise kapatma dolgusundan ele geçmiştir. C54 ve C62 Akropolis Güney Yamacında S alanının 6. yüzyıl sonuna tarihlenen taban ve dolguları içerisinden ele geçmiştir. MGT sektöründe ele geçen C55 D alanında, C63 F yapısında 6. yüzyılın son çeyreğine ait tabakalarda ele geçmiştir. Tip IV: (Fig.85) C64) LMT01, Kuyu, kullanım dönemi, yük: 26.2cm, boyun çapı: 8.3cm, kaide çapı: 10.7cm, karın çapı: 22.2cm, hamur: reddish yellow (5 YR 7/6) yoğun mika, yüzey: pink (5 YR 8/4), firnis: yarı mat very dark gray-mat yellowish red (5 YR 3/1-5/6). C65) LMT01, Kuyu, kullanım dönemi, yük: cm, boyun çapı: 7.2cm, kaide çapı: 9.4cm, karın çapı: 18.8cm, hamur: reddish yellow (5 YR 6/6) normal kum, mika ve kireç, yüzey: reddish yellowpinkish gray (5 YR 7/6-7/2), firnis: yarı mat red-reddish black (10 R 5/8-2.5/1). C66) LMT01, Kuyu, kullanım dönemi, yük: 23.4cm, ağız gen: 9.2cm, kaide çapı: 9cm, omuz çapı: 18.8cm, hamur: yellowish red (5 YR 5/6) yoğun kum, mika ve kireç, yüzey: pink-reddish yellow (5 YR 7/4-7/6), firnis: mat, reddish black-reddish brown-dark reddish brown (10 R 2.5/1-5 YR 5/4-3/4). Form: Tip IV, Tip III ile benzer gövde ve boyun yapısına sahiptir. Oldukça dar ve silindirik bir boyuna sahip olan örnekler alçak yonca biçiminde ağızlıdır. C64 ve C65 in boynunun orta kısmında yivler yer alır. Üç örnek de halka kaideli olup, sadece C65 te kulp korunmuştur: ağız yüksekliğini aşarak ağız kenarına birleşir. Bezeme: İlk iki örnekte ağız kenarı ve boyun tamamen firnislenmiştir. C66 da ise ağızın üst bölümü firnislenmiştir, boyun-omuz geçişinde bir bant yer alır. Omuz üzerinde dalgalı çizgi vardır. Omuz-karın geçişinde iki ya da tek- çizgi ve kalın bir bant, karında tek bant yer alır. Kaideler ve C65 in kulbu firnislidir. 124

150 Tip IVa: (Fig.85) Fig.85 C67) LMT01, Kuyu, kullanım dönemi, yük: 11.5cm, boyun çapı: 8.4cm, kaide çapı: 6.7cm, omuz çapı: 14.2cm, hamur: very pale brown (10 YR 7/4) yoğun mika, yüzey: very pale brown (10 YR 7/4), firnis: parlak, reddish brown-black (5 YR 5/3-2.5/1). Klazomenai de kaçak kazılar sonucunda bulunmuş olup çeşitli Avrupa müzelerinde korunan örnekler: (Fig.86,sağ üst) 1) Gustavianum Collection, Env. 836, Nordquist 1993, 64-66, kat.no.5, fig.10a-c, 11. Form: Tip IV e ait örneklerden, daha küçük boyutlu ve alçak oluşu ve geniş boyunağızı ile ayrılır. Basık ve geniş bir gövdeye, geniş, silindirik boyuna ve yonca biçimli ağıza sahiptir. Kulp ve kaide Tip IV teki gibidir. Bezeme: Ağız, boyun, kulp ve kaide firnislidir, omuzda dalgalı çizgi yer alır. Omuzkarın geçişinde ince çizgi ve kalın bant yer alır. Karında C67 de kalın, Gustavianum örneğinde ince bir bant yapılmıştır. Kronoloji: Tip IV ve IVa içinde yer alan tüm vazolar Limantepe kuyusunun kullanım dolgusu içinden ele geçmiştir. 125

151 II.3.C.3. Oinokhoelerin Form Bakımından Değerlendirilmesi 7. yüzyıla ait oinokhoelerde standart bir tip olmamakla birlikte yonca ağızlı, one piece tipindeki örneklerden oluşur. C1 in benzerlerine Attika ve Samos un erken 7. yüzyıl örnekleri arasında rastlanmaktadır. Bu örnekler Geç Geometrik dönem içinde değerlendirilmelidir. Bu tip oinokhoelerin yüzyılın sonuna değin Samos ta olduğu gibi Klazomenai de devam ettiği görülmüştür. Bununla birlikte, yuvarlak ağızlı oinokhoe tipinin C6 ve C7 ile 7. yüzyılda da temsil edildiği söylenebilir. Klazomenai de 6. yüzyılın ilk yarısında yoğun olarak karşılaşılan bu tipin her zaman düz dipli olması bu önerinin dayanağıdır. C5 in konik boyunlu, basık gövdeli yapısı Samos 16, Khios oinokhoeleri ve Histria 1 ile benzerdir. 6. yüzyılın ilk yarısında iki temel tipin belirgin olarak ortaya çıktığı görülmektedir. İlk tipi oluşturan yonca ağızlı örneklerin 7. yüzyıldan geldiği açıktır. Benzer form çağdaş olarak Samos ve Smyrna 1 no lu örneklerde de karşımıza çıkar. Bu dönemdeki ikinci tip olan yuvarlak ağızlı oinokhoeler, 7. yüzyılın başından itibaren yaygın olarak bilinen ancak Klazomenai de bu dönemden itibaren tanıdığımız bir tiptir. Atina da olpe olarak sınıflanmış örnekler boyun-gövde geçişindeki sert birleşimden dolayı bu gruba prototip olabilir. Samos 4, 9, 13, 18, 22, 27, 30 ve 38 no lu örnekler, omuz-boyun geçişinin sürekli oluşu nedeni ile bunlardan ayrılır. Bununla birlikte Miletos 1, Rhodos 1 ve Histria 10 no lu örnekler bu oinokhoe tipinin tüm karakteristiğini yansıtmaktadır. Korinth ve Attika da 6. yüzyılın başlarında ortaya çıkan banded-round mouth oinokhoelerin de benzer bir forma sahip olduğu, ancak şişkin gövde yapıları ile bizim örneklerimizden ayrıldığı söylenmelidir. Oinokhoelerde 6. yüzyılın son çeyreğinde tipolojik bakımdan büyük bir çeşitlilik göze çarpar. Tip I, bir önceki dönemin Tip I inin devamı olarak değerlendirilmelidir. Yüksek ve ince, alçak ve geniş ya da küçük boyutlu türleri olmasına karşın form temelde aynıdır. Tip II olarak sınıfladığımız üç kulplu oinokhoeler de temelde Tip I den türemiştir. Yukarıda da değinildiği gibi özel bir biçimde üç kulba sahiptir. Buradan hareketle bu form hydrialarla ilişkilendirilmiş hatta hydria olarak 126

152 isimlendirilmiştir 145. Ancak sadece esas kulpla birlikte değerlendirildiğinde bu vazoların birer oinokhoe oldukları açıktır. Sonradan eklenen simetrik kulpların fonksiyonu ise açık değildir. Korinth tipi iki kulplu oinokhoelerde servis esnasında kolaylık sağlamak amacıyla ikinci bir kulbun eklendiği önerilmiştir. Bununla birlikte iki oinokhoe arasında farklar da olduğu unutulmamalıdır. Üç kulplu oinokhoelerin büyük bir çoğunluğu su kuyularının kullanım dönemi tabakaları içerisinden ele geçmiştir. Söz konusu kuyular içerisinde ele geçen vazolar arasında bu tip oinokhoeler çoğunluğu oluşturur. Kullanım dönemi tabakalarında ele geçen vazolar, kuyudan su çekmekte kullanılırken kırılarak kuyunun tabanına birikmiştir. Yani, başka benzer boyutta vazolarla beraber üç kulplu oinokhoeler de su kapları olarak servis vermiştir. Bu noktada bizim önerimiz, bir tek kulbun derin bir kuyudan su çekerken yeterince taşıyıcı olmaması nedeni ile diğer iki kulbun eklenmiş olduğudur. Aynı zamanda karşılıklı kulpların da yardımı ile vazo yukarıya dik bir biçimde çekilebilir ve vazonun yan yatması sonucu verilen fire engellenebilir. Bununla birlikte bu tipteki örneklerin sadece kuyulardan su çekmek için tasarlandığı ve üretildiğini söylemek mümkün değildir. Ele geçen tüm örnekler 6. yüzyılın son çeyreğine tarihlenmektedir. Bununla birlikte 6. yüzyılın ilk yarısına ait olan C10 da, bu örneklerdekine benzer biçimde ağızın altına birleşen kulp, bu özel vazo formunun 6. yüzyılın ilk yarısında da olduğunu düşündürür. Ancak söz konusu vazonun tümünün ele geçmemiş olması bu fikri desteklemez. Bu tip oinokhoelerin sadece Klazomenai de bulunmuş olması, form ve bezeme bakımından büyük bir birlik göstermeleri Klazomenai kökenli olduklarına işaret eder. Tip III altında incelenen vazolar, silindirik yüksek boyunlu, düz ağızlı geniş gövdeli yapıları ile Attika nın banded round-mouth tipindeki oinokhoelerle büyük benzerlik gösterir. Klazomenai de düz ağızlı oinokhoeler 6. yüzyılın ilk yarısında da izlenmekle birlikte, gövdenin geniş yapısı erken örneklerde görülmez. Bu nedenle bu tipe, Attika da 6. yüzyılın sonundaki örneklerin model olduğu söylenebilir. Attika örneklerinde ağızın konik yapısı bizim örneklerimizde gözlenmez. C62 ve C63 ün oldukça basık ve bikonik gövde yapıları ise, 6. yüzyılın sonunda Attika ve Korinth te ortaya çıkan mushroom jugs tipine yakın oluşu, bu örneklerin model alındığını gösterir. 145 E.Walter-Karydi ve Y.E.Ersoy tarafından hydria olarak isimlendirilmişlerdir: CVA Munich VI, 50. Ersoy, Clazomenae,

153 Tip IV, yukarıda da değinildiği gibi Tip III e yonca ağız eklenmesiyle türetilmiştir. Daha seyrek olarak rastlanan bu formun da sadece Klazomenai ye mahsus olduğu açıktır. Bu tipin bir varyasyonu olarak değerlendirilen C67 ve Gustavianum daki örnek ise, Fikellura stilinde bezenmiş örneklerle oldukça benzerdir (Fig.86) 146. Olasılıkla bu tipin kaynağı söz konusu Fikellura oinokhoeleridir. Fig Samos VI.1, 5, kat.no.94, 100, lev

154 II.3.D.OLPE Yazılı kaynaklara göre όλπη şarap ya da yağ kaplarına verilen bir isimdir 147. Bununla birlikte özellikle Korinth ve Attika da kullanılan boyunun kesintisiz devam ettiği, bazen şişkin karınlı vazolar da bu isim ile anılmaktadır (Attika 7 no lu örnek, Fig.87). Buradan hareketle bu vazolara benzeyen kaplar bu isimle anılmıştır. Burada incelenecek olan vazolar, oldukça küçük boyutlu olup yükseklikleri cm arasındadır. Birbirine oldukça yakın olan boyutları dikkat çekmektedir. Gövde genişliği taban genişliğini fazla aşmaz. Boyun genelde kesintiye uğramaksızın daralır. Ancak bazı örneklerde gövdeden keskin biçimde ayrıldığı görülür. Ağız dışa doğru açılan konik bir formdadır. Tek kulp omuzdan ağız kenarına birleşir. Bu vazonun işlevi konusunda fikir yüretmek oldukça zordur. Korinth ve Attika daki benzer örneklerin oinokhoe gibi şarap servisinde kullanıldığı açıktır. Ancak kapasiteleri bakımından bu vazoların böyle bir işlevi olamaz. D1 İçinde elektron staterler ile birlikte ele geçmiştir. FGT sektöründe ele geçen 4. yüzyıla ait bir başka define de benzer bir olpe ile beraber ele geçmiştir. Mezar hediyesi olarak kullanılmış örnekler de vardır. B.A. Sparkes ve L.Talcott, Atina Agorasında ele geçen birbirine yakın büyüklükteki olpelerin birer ölçü aracı olduklarını öne sürer 148. Bu fikir oldukça makul olsa da kapasitesi az olan bu kapların neyi ölçmekte kullanıldığı bilinmemektedir. II.3.D.1.Klazomenai Dışındaki Merkezlerde Ele Geçen Olpeler Attika: (Fig.87) 1-5) Agora VIII, 40-41, kat.no , lev. 5, ) Agora VIII, 86-87, kat.no. 492, lev. 30, 93, kat.no. 544, lev ) Agora XII, 78, kat. no , lev no lu örnekler 8. yüzyıl sonlarındandır. Oldukça geniş, şişkin oval formda bir gövde, dar, alçak ve yonca formunda bir ağıza sahiptirler. Benzer gövde özellikleri Protoattik örneklerde de görülür (no. 6, 7). 5 no lu örnek 7. yüzyılın 147 Richter-Milne, Shapes, 17; Cook, GPP, 217; Agora XII, 76; Kanowski, Containers, 110; Roebuck 1955, Agora XII,

155 sonlarındandır. Boyun kısmının uzamış olması ile erken örneklerden ayrılır. Bu form 6. yüzyılda da devam eder. 6. yüzyıla ait örnekler genelde siyah firnislidir 149. Bu yüzyılın sonunda ise sadece gövde ortasında yer alan tek bir bantla bezeli bir grup ortaya çıkar. Silindirik ve dar bir gövdeye, dar bir boyun ve konik bir ağıza sahiptirler. Muhtemelen İonia örneklerinden türemişlerdir. Benzer büyüklükte ve benzer bezemeye sahiptirler. Birer ölçü aracı olarak kullanıldıkları konusundan yukarıda bahsedilmişti. Samos: (Fig.88) Fig ) Walter-Vierneisel 1959, 13, lev ) Walter-Vierneisel 1959, 18-19, lev ) Walter-Vierneisel 1959, 19, lev ) Walter-Vierneisel 1959, lev ) Walter- Vierneisel 1959, lev ) Walter-Vierneisel 1959, 27, lev ) Walter-Vierneisel 1959, 28, lev ) Furtwängler 1980, , I/38a, I/39, fig. 14, lev ) Furtwängler 1980, I/46, I/47, fig ) Furtwängler 1980, II/15, fig ) Furtwängler 1980, III/27, III/28, fig. 19, lev ) Furtwängler 1980, kat.no. IV/24, fig. 23, lev ) Samos III, 90-92, kat. no. W2/17-W2/18, lev ) Samos IV, 162, kat.no. 631, lev. 72, fig ) Samos IV, 98, kat.no. 162, lev yüzyılın başlarında Geometrik tesire sahip tamamen firnislenmiş basık ve küresel gövdeli olpeler yer alır (no. 1-9, 19-20) 150. Bu örneklere benzeyen bir forma sahip 10 no lu örnekte omuz üzerinde yer alan dalgalı çizgi dikkat çeker. Diğer örneklerde sadece bantlardan oluşan bezeme yapılmıştır. 7. yüzyılın sonlarında olpelerin basık ve geniş gövdeli formu daha dar bir hale gelir (no , 21-23, 30). 149 Siyah firnisli olpeler için bkz: Agora XII, 76-78, kat.no , lev A. Furtwängler bu geleneğin Geometrik dönemden geldiğini söylemektedir: Samos III,

156 6 yüzyılın ilk yarısında ise gövde neredeyse silindirik bir forma ulaşır (no ). Tüm bu örneklerde bezeme sadece gövdedeki birkaç banttan ibarettir. Miletos: (Fig.89) Fig ) von Graeve 1973/74, 86, kat.no , lev ) Niemeier 1999, 384, kat.no , fig. 13, 27. İthaka: Robertson 1948, 100, kat.no , lev.44. Xanthos: Xanthos IV, 52, kat.no.74, lev no lu örnekler dar ve oval formda bir gövde, gövdeden keskin biçimde ayrılan konik bir boyun ile oldukça karakteristik bir forma sahiptir. Gövde standart olarak üç bant ile bezenmiştir. Boyun-omuz geçişinde de bir bant yer alır. Miletos örnekleri ile aynı karaktere sahip olpeler İthaka ve Xanthos ta ele geçmiştir. Tüm bu örnekler 7. yüzyılın ikinci yarısına aittirler. 5 ve 6 no lu örneklerse 6. yüzyılın sonundandır. Omuza doğru genişleyen silindirik bir gövdeye sahiptirler. Kısa ve dışa çekik bir ağız kenarı ile 7. yüzyıl örneklerini çağrıştırırlar. 131

157 Khios: (Fig.90) Fig ) Boardman, Emporio, , kat.no , fig. 93, lev ) Anderson 1954, 138, kat.no. 44, lev. 7c. 1-4 ve 6 no lu örnekler 7. yüzyılın ikinci yarısına aittir. Geniş ve oval formdaki gövde üst bölümde yumuşak bir kavisle daralarak suni bir boyun oluşturur. Ağız konik biçimdedir. Beyaz astarlıdırlar. Gövdenin orta bölümünde iki ya da üç ince bant yer alır. Sahip oldukları formun yanı sıra, astarlı oluşları ve bezeme sisteminin standart olması nedeni ile oldukça kolay ayıredilirler. 5 no lu örnek 6. yüzyıla tarihlenmektedir. Daha ince yapısı ile Samos un 6. yüzyıl örneklerine benzerdir. J. Boardman geç örneklerin her zaman beyaz astarlı olmadıklarını belirtir 151. Fig.90 Karadeniz: (Fig.91) 151 Boardman, Emporio,

158 Olbia: Skudnova, Olbia, , fig ) Histria: 1) Lambrino, Histria, 168, fig. 116/b; Histria IV, 102, kat.no. 671, lev ) Lambrino, Histria, 168, fig. 116.c; Histria IV, 103, kat. no. 672, lev ) Histria IV, 103, kat.no. 673, lev ) Lambrino, Histria, 168, fig ) Histria II, kat. no. 618, 619, 623, 624. Olbia da sarmaşık yaprakları ile bezeli şişkin gövdeli askos (bkz. Askos bölümü) ile aynı mezarda ele geçen olpe, muhtemelen Klazomenai üretimidir. Histria örnekleri birbirinden farklı formlara sahiptirler. 1 ve 4 no lu örnekler Samos un 6. yüzyıl örnekleri ile benzerdir. 2 ve 3 no lu örnekler ise daha düz ve silindirik gövdelidir. Tokra: (Fig.92) Fig ) Tocra I, 66-67, kat.no , lev ) Tocra II, 29, kat.no , lev ve 6 no lu örnekler 7. yüzyıl, diğer örnekler 6. yüzyıl tabakalarından gelmektedir. İlk sayılanlar daha şişkin gövdelidirler. Samos ile ilişkili görünmektedirler. Diğer örnekler dar ve silindirik yapıdadır. 133

159 Fig.92 II.3.D.2. Klazomenai Buluntuları 7. yüzyıl son çeyreği:(fig.93) D1: MGT89, TN:029, A odası, yük: 11.5cm, ağız çapı: 3.7cm, dip çapı: 5.4cm, hamur: pink (5 YR 7/4) çok az kristal, gözeneksiz, astar: pink (5 YR 8/4), firnis: dark reddish brown-reddish yellowreddish yellow (5 YR 2.5/2-6/6-7/6): Işık, Elektronstatere aus Klazomenai, kat.no.1; Hürmüzlü, Vazo Formları, kat.no.243. D2: HYK03, TN:1072, 4. yy tahrip çukuru, yük: 7cm, dip çapı: 5.7cm, hamur: reddish yellow (5 YR 7/6) normal kum ve mika, seyrek kireç, yüzey: pink (5 YR 7/4), firnis: yarı mat, black-light reddish brown (5 YR 2.5/1-6/4). D3: FGT00, TN: 2037, J yapısı, yük: 2cm, ağız çapı:4.9cm, hamur: pinkish gray (5 YR 7/2) kumlu, az mikalı, yüzey: pink (5 YR 7/4), firnis: very dark gray (5 YR 3/1). Fig.93 Form: D1 tam olarak ele geçmiş tek örnektir. Yüksek ve neredeyse düz bir boyun kısmına sahiptir. Ağız hafifçe dışa açılır. Ağız kenarı cidar kalınlığını aşmaz ve yuvarlatılmış formdadır. Gövdenin en geniş noktası alt bölümdedir. Bu şekilde torba 134

160 biçimli bir gövde formu oluşur. Dip kısmına dönüşte hafif bir dönüş gözlenir. Yani vazonun dip genişliği gövde genişliğinden azdır. Düz diplidir. Omuzdan çıkan kulp ağız seviyesini aşarak ağız kenarına birleşir. D2 ve D3 te de aynı gövde formu görülür. Bezeme: D1 de bezeme, omuz üzerinden dibe kadar uzanan beş banttan oluşur. Bu bantlar bir düzen içermez. D2 de gövde ikili iki bant grubu ile bezenmiştir. D3 te korunmuş kısımda sadece bir tek bant gözlenir. Kronoloji: D1, MGT sektöründe A odasının altındaki 7. yüzyıl kalıntıları ile ilişkili olarak, içerisinde on adet elektron staterle birlikte ele geçmiştir. Söz konusu tabaka 7. yüzyılın son çeyreğine tarihlenir 152. D3 FGT sektöründe J yapısında ele geçmiştir ve 7. yüzyılın sonlarına tarihlenebilir. 6. yüzyılın ilk yarısı: (Fig.94) D4: AKP96, 154 no lu mezar, yük: 11.7cm, ağız çapı: 4.2cm, dip çapı: 5.8cm, hamur: pink (5 YR 7/6) kum, mika, kireç katkılı, ince ve sık gözenekli, astar: white (2.5 Y 8/2), firnis: black-red (2.5 YR 2.5/0-2.5 YR 5/8): Hürmüzlü, Akpınar Nekropolisi, kat.no.154/1. D5: AKRO87, TN: , Fırın içi, yük: 6.5cm, dip çapı: 4.6cm, hamur: light red (2.5 YR 6/6) mika ve kireç katkılı, firnis: very dark gray-reddish brown (2.5 YR 3/0-2.5YR 5/4). D6: HBT04, TN:2002, Güney Sektör, gb anakaya çukurunun içi, yük: 8.6cm, dip çapı: 5cm, hamur: reddish yellow (5 YR 7/8) normal mika, normal kum, seyrek kireç, yüzey: reddish yellow (5 YR 6/6), firnis: mat, very dark gray-reddish yellow (5 YR 3/1-6/6). D7: HBTK84, TN: 070, B odası, yük: 10.7cm, ağız çapı:4.4cm, hamur: pink (5 YR 8/4) normal, yoğun kum ve kireç, normal mika, yüzey: reddish yellow (5 YR 7/6), firnis: reddish yellow (5 YR 6/6). D8: HBTK83, TN: 010, Peristhasis, yük: 10.9cm, ağız çapı: 5 cm, dip çapı: 5.3cm: Hürmüzlü, Vazo Formları, kat.no.244. D9: AKRO87, TN:029, Fırın ağzı ve önü, yük: 5.3cm, dip çapı: 4.6cm, hamur: pink (5 YR 7/3) mika, kum, kireç katkılı, firnis: dark reddish gray (5 YR 4/2). D10: HBTK84, TN:027, m, yük: 7.4cm, kaide çapı: 6cm, hamur: reddish yellow (5 YR 6/8), yüzey: hamur ile aynı (5 YR 6/8), firnis: red (2.5 YR 4/8), Işık, Elektronstatere aus Klazomenai, kat.no.4. D11: HBTK84, TN:068, B odası, yük: 3.5cm, dip çapı: 5.6cm, hamur: light reddish brown (2.5 YR 6/4) kum, mika kireç, firnis: red (2.5 YR 5/6). Form: D4, tüme yakın bir örnektir ve formun bütünü hakkında bilgi verir. Gövdeden yumuşak bir kavisle geçilen, dışa doğru açılan konik formda dar bir boyuna, dik ve yuvarlatılmış basit bir ağız kenarına sahiptir. Gövde dibe doğru genişleyen şişkin denebilecek yapıdadır. Tüm örneklerde düz dip uygulanmıştır. D4 ve D7 de korunmuş olan kulplar omuzdan çıkarak ağız yüksekliğini aştıktan sonra ağız 152 Bu alandaki tabakalanma için bkz: Ersoy, Clazomenae, Staterler için bkz: Işık, Elektronstatere aus Klazomenai,

161 kenarına birleşir. D4, D5, D6, D7 ve D9 da gövdenin torba biçimindeki yapısı dikkat çeker. Bununla birlikte, D8, D10 ve D11 de gövde dip genişliğini fazla aşmayacak biçimde daralmıştır. Fig.94 Bezeme: Omuz üzerinde, D4, D7 ve D8 de iki, D5 ve D6 da birer bant yer alır. Benzer bezeme muhtemelen diğer örneklerde de uygulanmıştır. D10 ve D11 de gövdenin orta kesiminde de birer bant yer alır. Gövdesinin en alt kademesinde de birer bant yapılmıştır. Bu bantlar, D4 dışında tüm örneklerde dip bölümüne geçişte rezerve bir alan bırakacak biçimde yerleştirilmiştir. D11 de bu bölümde iki bant yer alır. Kronoloji: D4 Akpınar Nekropolisinde erken 6. yüzyıla ait bir amphora mezarın hediyesidir 153. D7 ve D11, HBT sektöründeki B yapısının ilk evre taban dolgusu içinden ele geçmiştir. D5 ve D9 Akropolis sektöründe seramik fırını ile ilişkili olarak bulunmuştur. D8 ve D10 6. yüzyılın ilk yarısı içine tarihlenen tabakalardan gelir. 153 Hürmüzlü, Akpınar Nekropolisi, , , fig

162 Buna göre: D4, D7 ve D11 erken 6. yüzyıla, D5 ve D9 6. yüzyılın 2. çeyreği içine tarihlenebilmektedir. 6. yüzyılın son çeyreği: (Fig.95) Kentte yürütülen çalışmalarda, bu döneme tarihlenen çok miktarda olpe ele geçmektedir. Burada kesin tarihlenebilen ve formun tamamını görebildiğimiz örneklerden bir grup seçilmiştir. D12: YLD81, no lu mezar hediyesi, yük: 13.7cm, ağız çapı: 5cm, kaide çapı: 4.3cm, hamur: pink (5 YR 7/4), yüzey: pink (5 YR 8/4), firnis: dark gray (5 YR 4/1): Güngör, Yıldıztepe Nekropolisi, 35, 93-95, fig. 9. D13: YLD80, dağınık buluntu, yük: 12.4cm, ağız çapı: 4.4cm, kaide çapı: 4.4cm. D14: AKRO82, TN:018, I. yapı katı taban üstü, yük: 12.4cm, dip çapı: 5cm, hamur: pink (5 YR 8/3) bol mika katkılı, ince gözenekli, firnis: dark reddish gray (5 YR 4/2). D15: AKRO82, TN:102, H alanı, taban, yük: 10.7cm, dip çapı: 5.2cm, hamur: reddish yellow (5 YR 7/6) yoğun mika, az kireç, yüzey: pink (5 YR 8/4), firnis: mat, red (10 R 5/8). D16: AKRO96, TN: 047-A, R alanı, yük: 8.3cm, dip çapı: 4.5cm, hamur: pink (5 YR 7/4) kireç, mika, kum, firnis: black (5 YR 2.5/1). D17: AKRO96, TN: 047-B, R alanı, yük: 6.9cm, dip çapı: 4cm, hamur: light red (2.5 YR 6/8) kum, mika, kireç, firnis: red (2.5 YR 4/6). D18: AKRO96, TN: 048-B, R alanı, yük: 8.9cm, dip çapı: 4.6cm, hamur: reddish yellow (5 YR 6/6) mika ve kum, firnis: black (7.5 YR 2/0). D19: AKRO89, TN:070, O alanı, yük: 12.7cm, ağız çapı: 4.4cm, kaide çapı: 4.4cm, hamur: reddish yellow (5 YR 6/6) az kum ve mika katkılı, astar: pink (5 YR 7/3), firnis: very dark gray-red- light reddish brown (5 YR 3/1-10 R 5/8-5 YR 6/4): Hürmüzlü, Vazo Formları, kat.no.245. D20: YLD81, dağınık buluntu, yük: 12.4cm, kaide çapı: 4.4cm, hamur: reddish yellow (5 YR 7/6), firnis: red (2.5 YR 4/8): Hürmüzlü, Vazo Formları, kat.no.246. Form: Gövde tüm örneklerde aynı yapıdadır: ağıza ve dibe geçişte hafifçe daralan, yüksek, dar ve oval formdadır. Erken örneklerde görülen yüksek boyun bu örneklerde gözlenmez. Boyun ağızla kaynaşmıştır. Oldukça alçak ve dışa doğru açılan konik formda boyun/ağıza sahiptirler. Ağız kenarı diğer örneklerde olduğu gibi cidar kalınlığını aşmaz, basit yuvarlatılmış bir forma sahiptir. kulplar erken örneklerle aynı yapıya sahiptir. D19 ve D20 dışında tüm örneklerde düz dip, anılan bu iki örnekte ise halka biçiminde bir kaide uygulanmıştır. Bezeme: Omuz üzerinde iki, gövdenin alt bölümünde tek ve kalın bant yer alır. D14 ve D15 te gövde ortasında da ince birer bant vardır. Kronoloji: D12 Yıldıztepe Nekropolisinde 6. yüzyılın son çeyreğine tarihlenen bir mezerdan ele geçmiştir 154. D13 ve D20 de aynı nekropoliste dağınık buluntu olarak 154 Güngör, Yıldıztepe Nekropolisi, 94-95, fig

163 ele geçmiştir. Diğer örneklerin tümü Akropolis sektöründe 6. yüzyılın sonuna ait tabakalarda bulunmuştur. Fig yüzyıl: (Fig.96) D21: ASI90, TN:034, yük: 5.6cm, dip çapı: 4.6cm, hamur: reddish yellow (5 YR 7/6) normal kum, yoğun mika, yüzey: hamur ile aynı, firnis: mat red (2.5 YR 5/6): Güngör, Karantina Adası, kat.no.344. D22: ASI90, TN:059, yük: 4.2cm, kaide çapı: 4.6cm, hamur: reddish yellow (5 YR 7/6) normal kum, yoğun mika, firnis: light red (2.5 YR 6/6), astar: pink (7.5 YR 8/4): Güngör, Karantina Adası, kat.no.345. D23: ASI90, TN:027, yük: 5.3cm, dip çapı: 4cm, hamur: light red (2.5 YR 6/6) normal kum ve kireç, yoğun mika, yüzey: reddish yellow (5 YR 6/6), firnis: mat red (2.5 YR 5/6): Güngör, Karantina Adası, kat.no. 343 Form: Üç örnek de sadece gövdenin alt bölümüne aittir. İlk iki örnekte gövde dip genişliğinde ve dik silindirik yapıdadır. Üçüncü örnekte gövde üst bölüme doğru genişleyen yapıdadır. Tümünde de düz dip kullanılmıştır. 138

164 Bezeme: İlk örnekte dibe geçişte rezerve alan bırakacak biçimde yerleştirilmiş bir bant yer alır. Diğer ikisinde böyle bir rezerve alan bırakılmadan birer bant yerleştirilmiştir. Fig.96 II.3.D.3. Olpelerin Form Bakımından Değerlendirilmesi Olpe olarak anılmakta olan bu kaplar Attika ve Samos örneklerinden anlaşıldığına göre Geometrik Dönemde görülen basık küresel kapların bir uzantısıdır. Formun gösterdiği gelişim Samos örneklerinde izlenebilmektedir. 7. yüzyılın son çeyreği içinde, gövdenin alt bölümü şişkin, dar ve yüksek boyunlu bir forma ulaşmıştır. Khios un 7. yüzyıl örnekleri de benzer formdadır. Miletos taki oval gövdeli, keskin ayrıma sahip boyunlu tip tüm bunlardan farklı olup anlaşılan sadece Miletos a mahsus bir formdur. Sadece bantlarla bezeli örneklerin yanı sıra figürlü seramikte de kullanıldığı Fikellura stilinde bezenmiş bir örnekten anlaşılmaktadır 155. Torba biçimindeki gövde yapısı, Samos un 6. yüzyıl örneklerinde görülmez. 6. yüzyıl örneklerinde gövde oldukça dar ve neredeyse silindirik yapıdadır. Klazomenai 7. yüzyıl son çeyreğine ait örneklerinde de torba biçiminde geniş gövde görülür. Bu gövde yapısı 6. yüzyılın başlarında da gözlenir. Akropolis sektöründe seramik fırını ile ilişkili olarak ele geçen örnekler bu tipin 6. yüzyılın ortalarına değin yaşadığını gösterir. 6. yüzyılın ilk yarısında, Samos taki gibi gövde 155 Samos VI.1, kat.no

165 genişliğinin azalarak düz ve silindirik bir yapıya ulaştığı tip de gözlenir. Ancak Klazomenai de bu iki tipin birbirinden ne zaman ayrıldığını söylemek mümkün değildir. Klazomenai buluntularından yola çıkarak bu iki tipin de 6. yüzyılın ilk yarısında, muhtemelen ilk çeyreğinde birarada görüldüğü söylenebilir. Silindirik, düz gövde yapısı iyice pekişmiş olarak 6. yüzyılın sonu ve 5. yüzyıl örneklerinde de devam eder 156. Gerek form ve gerekse bant sisteminin oldukça karakteristik olmasından dolayı geç örnekler oldukça tanınabilirdir. Buna dayanarak Olbia ve Histria örneklerinin Klazomenai üretimi olduğu söylenebilir. 156 Tümüyle ya da kısmen firnislenmiş veya hamur renginde bıraklımış, yonca biçiminde veya düz ağızlı küçük oinokhoe tipinde örnekler de görülür. Bunların Attika örnekleri ile form bakımından benzediği belirtilmelidir. Bu tip örnekler için bkz: Güngör, Yıldıztepe Nekropolisi, 94-95, kat.no , , , fig.1, 4; Hürmüzlü, Vazo Formları, kat.no

166 II.3.E. LEKYTHOS λήκυθος birkaç farklı anlam taşımakla birlikte günümüzde, tek kulplu, derin ağızlı parfüm kaplarını tanımlamakta kullanılmaktadır 157. R.M. Cook un 1. tip lekythosu, Attika Protogeometrik dönemine ait, küresel gövdeli, yüksek ve dar doyunlu tek kulplu bir vazodur. Cook bunların Myken üzengi kulplu vazolarının yerini aldığını öne sürer 158. Kanowski de bu fikri paylaşmaktadır 159. II.3.E.1. Klazomenai Dışındaki Merkezlerde Ele Geçen Lekythoslar Attika: (Fig.97) 1) Agora XII, , no.1667, lev.77. 2) Roebuck 1940, 256, fig.59. Siyah firnisli örnekler: 1-3) Agora XII, , kat.no , lev. 38. İlk iki örnek muhtemelen İonia dan ithaldir. 1 no lu örnek, aşağıda incelenecek olan Klazomenai 6. yüzyılın son çeyreğine ait örneklerle oldukça benzerdir. 6. yüzyılın sonlarına tarihlenen bir kuyu içerisinden ele geçmiştir. 2 no lu örnek, yüksek ve oval bir gövde yapısına, konik formda bir ağıza sahiptir. Sadece bantlardan oluşan bir bezeme uygulanmıştır. Attika da 6. yüzyılın başlarında ortaya çıkan siyah firnisli lekythoslar, basık ve küresel gövdeli, konik ağızlı, boyunda yer alan plastik halka ile oldukça karakteristiktir. Bu tipin Deianeira tipinden türedikleri açıktır. 1 no lu örnek erken 6. yüzyıla aittir. Diğer iki örnek ise 6. yüzyılın ikinci yarısındandır. Bu tip lekythoslar 5. yüzyılın içlerine değin yaşamıştır 160. Aşağıda da ele alınacağı gibi 6. yüzyıl lekythoslarına bu siyah firnisli lekythoslar model oluşturmuştur. 157 Terminoloji ve tipoloji konusunda bkz: Richter-Milne, Shapes, 14-15, fig : the word lekythos had evidently a wide meaning ; Cook, GPP, Cook, GPP, 221, lev.1.c. 159 Kanowski, Containers, yüzyıla ait örnekler için bkz: Agora XII, , kat. no: , lev

167 Siyah Firnisli Örnekler Samos: (Fig.98) Fig ) Furtwängler 1980, 175, kat. no. I/42-I/43, lev.46, fig ) Furtwängler 1980, 175, kat.no. III/33, lev. 52, fig ) Kopcke 1968, 279, kat.no , lev ) Walter-Vierneisel 1959, 14, lev ) Walter-Vierneisel 1959, 19, lev ) Walter-Vierneisel 1959, 19, lev ) Walter-Vierneisel 1959, 19, lev Fig

168 Burada ele alınan vazoların tamamı aryballoslar gibi küçük boyutludur, 3 no lu örnek 6. yüzyılın başına diğer örnekler 7. yüzyıla aittir. Form bakımından bir birlik göstermezler ancak basık küresel gövde formu birçoğunda ortaktır. 3, 4 ve 15 no lu örneklerin ise konik bir gövdeleri vardır. Yayvan ve konik birer ağıza, omuzdan ağız kenarına birleşen birer kulba sahiptirler. Bezeme bakımından da çeşitliliğe sahiptirler. Genelde bantlar, omuzda nokta rozetler, dalgalı çizgi veya geometrik bezekler yer alır. Miletos: (Fig.99) 1) Schiering 1979, 93-94, , lev.25.2, fig.7. 2) Voigtländer 1982, 43, no.75, fig.13, lev Miletos ta bulunmuş örnekler 6. yüzyıla aittirler. Samos taki erken örnekleri burada izlemek mümkün değildir. 1 no lu örnek 6. yüzyılın üçüncü çeyreğine ait bir kuyu içerisinden ele geçmiştir. Geniş küresel bir gövdeye sahip olan bu vazoda ağız konik formdadır. Kulp dik olarak omuz üzerine yerleştirilmiştir ve ağızla irtibatı bulunmaz. Benzer kulp 2 no lu örnekte de görülür. Bu örneğin omuzu daha geniştir, ancak gövde yine küresel formdadır. Voigtländer tarafından 5. yüzyıla tarihlenmekte olup 6. yüzyılın sonu ve 5. yüzyılın başına ait örneklere benzerliğe sahiptir. Karadeniz: (Fig.100) Fig.99 Histria: 1) Histria II, 232, lev.84; Histria IV, 104, no.681, fig.23; Oppermann, Die Westpontische Poleis, 54, lev ) Histria II, 230, lev.83; Histria IV, 104, no.682, fig.23; Oppermann, Die Westpontische Poleis, 54, lev ) Histria IV, 104, no.683; Teleaga-Zirra, Die Nekropole, 17-18, 40-42, kat.30.1, lev.17.5, ) Histria IV, 104, no.688; Teleaga-Zirra, Die Nekropole, 40-42, kat.48.4, lev ; Oppermann, Die Westpontische Poleis, 54, lev ) Teleaga-Zirra, Die Nekropole, 24, 40-42, kat.63.1, lev.25.1, Olbia: 1) Skudnova, Olbia, kat.174, ) Skudnova, Olbia, kat.252, ) Kaborga (Olbia), Kryzhitskii et al., The Rural Environs of Olbia, şek ) Olbia bölgesinde, Staraya Bogdanovka 2 yerleşmesi, komplex no:30. Marchenko-Domansky 1983, 62-63, res

169 Berezan: 1) Solovyov, Berezan, 54, fig.37. 2) Solovyov, Berezan, 80, fig.73. Apollonia: Galabov 1952, , fig.83.b. Taman-Hermonassa: Gaidukeviça 1959, , fig Karadeniz kolonilerinde ele geçen örneklerin tamamı 6. yüzyılın son çeyreğine tarihlenmektedir. Klazomenai de ele geçen örneklerle benzer form ve bezeme özelliklerine sahiptirler. Buna dayanarak bu vazoların bu kentten ithal edildikleri söylenebilir. Bazı değişikliklerle beraber tümünde gövde formu küresel, Histria 1-2 ve Olbia 1 de ise daha yüksek ve oval formdadır. Konik formda bir ağıza, omuzdan çıkan kısa bir kulba sahiptirler. Kulp bazı örneklerde Miletos ta olduğu gibi ağızın gerisinde, bazılarında ise ağızla temas eder biçimde yerleştirilmiştir. Tümünde halka formunda kaide uygulanmıştır. Histria 2 ve 3 te Attika siyah firnisli lekythoslarda olduğu gibi birer plastik halka yer alır. Bezeme gövdedeki bantlardan ve omuz üzerindeki tek sıra dalgalı çizgiden ibarettir. Fig

170 Tokra: (Fig.101) 1) Tocra I, 70, no.840, lev.48. 2) Tocra I, 70, no.842, lev.48. Her iki örnek de, Karadeniz örnekleri ile benzer form ve bezeme özelliklerine sahiptir: küresel ve alçak gövdeli. En geç 530 yıllarına ait tabakalarda ele geçmişlerdir. Fig.101 II.3.E.2. Klazomenai Buluntuları Klazomenai de 7. yüzyılın üçüncü çeyreğine ait iki örnek ele geçmiştir. Bununla birlikte 6. yüzyılın ilk yarısına ait bir örnek mevcut değildir. Bu formun esas olarak 6. yüzyılın son çeyreğinde yoğun olarak üretildiği görülmüştür. 7. yüzyıl: (Fig.102) E1: AKP95, 32 no lu mezar buluntusu, yük: 10cm, ağız çapı: 3.2cm, dip çapı: 7.2cm. hamur: light gray (10 YR 7/2) kum ve az kireç, yüzey: very pale brown (10 YR 7/3), firnis: dark gary-very dark gray (10 YR 4/1-7.5 YR 3/1). Hürmüzlü, Akpınar Nekropolisi, kat.no: 32/4. E2: AKP95, 11 no lu mezar buluntusu, yük: 8.2cm, ağız çapı: 4.4cm, dip çapı: 7.2cm, hamur: reddish yellow (5 YR 7/6) bol mika ve kum, seyrek kireç, yüzey: reddish yellow (7.5 YR 7/6), firnis: dark brown-very dark gray-reddish brown (7.5 YR 3/2-5 YR 3/1-5 YR 5/3), ek boya: white (5 Y 8/1): Hürmüzlü, Akpınar Nekropolisi, kat.no: 11/2. Form: Bu vazolar küçük boyutlu olup (yükseklikleri 8-10 cm arasındadır) aryballosları hatırlatır. Gövde yarı küresel ve basıktır, tabana doğru hafifçe daralır. İki örnek de düz diplidir. E1 in boyun kısmı oldukça alçaktır. Boyun kısmında plastik bir halka yer alır. Ağız, yüksek olup konik formdadır. Ağız kenarı incedir. Omuz üzerinden başlayan şerit biçimli kulp boyuna birleşir. E2 de, silindirik formda 145

171 yüksekçe bir boyun yer alır, ağız tablası geniş ve düzdür. Omuzdan çıkan kulp dik olarak yükselir ve ağız tablasının kenarına birleşir. Bu ağız ve boyun biçiminden dolayı aryballos olarak da sınıflanabilecek olan bu vazo, E1 ile gövde formu bakımından oldukça benzer olduğundan burada yer almaktadır. Bezeme: E1 de omuz üzeri dışında vazonun alt gövdesi tamamen firnislenmiştir. Ağız dışta firnislidir. Omuz üzerindeki alanda, gövdeden çıkan iki spiralin ortasında, sivri ucu yukarıda olan bir damla motifinden oluşan stilize bir floral bezek yer alır. E2 de, boyuna geçişte ince bir bant yer alır. Omuzda yer alan bezeme alanında ışın ya da yaprak olarak nitelenebilecek motifler yer alır. Omuzun altından başlayarak, aşağıya doğru kalınlıkları artan üç bant yerleştirilmiştir. Ağız tablası boyalıdır ve kulp üzerinde iki dik çizgi vardır. Kronoloji: Her iki örnek de Akpınar Nekropolisinde ele geçmiştir ve mezar kontekstlertinde yer alan Geç Protokorinth vazolardan dolayı yılları arasına tarihlenmektedir yüzyılın son çeyreği: (Fig.102) E3: AKP96, 161 no lu mezar, yük: 8.6cm, ağız çapı: 3cm, kaide çapı: 4.4cm, hamur: pink (5 YR 7/6) bol mika, kum ve seyrek kireç, yüzey: pink (5 YR 8/4), firnis: reddish yellow-dark reddish brown (5 YR 6/6-5YR 3/2): Hürmüzlü, Akpınar Nekropolisi, kat.no: 161/1. E4: YLD80, no lu mezar hediyesi, yük: 8.7cm, ağız çapı: 3cm, gövde çapı: 10.3cm, hamur: reddish yellow (5 YR 7/6), yüzey: pink (5 YR 8/3), firnis: red (5 YR 5/6). Güngör, Yıldıztepe Nekropolisi, 9, 96-97, fig. 1; Hürmüzlü, Vazo Formları, kat.no.255. E5: AKP97, TN:021, dağınık buluntu, yük:6cm, hamur: reddish yellow (5 YR 6/8) yoğun kum, normal mika, yüzey: hamur ile aynı, firnis: yarı mat black (5 YR 8/1). E6: AKRO83, TN:024, H alanı, taban, yük: 20cm, dip çapı: 7.3cm, karın çapı: 15cm, hamur: brown (7.5 YR 4/2) yoğun mika, yüzey: pinkish white (5 YR 8/2), firnis: very dark gray-red (5 YR 3/1-2.5 YR 5/6). Hürmüzlü, Vazo Formları, kat.no.256. E7: KET80, yüzey buluntusu, yük: 6.2cm, boyun çapı: 2.5cm, omuz çapı: 16.4cm, hamur: light reddish brown (5 YR 6/4) normal mika, yüzey: pink (5 YR 7/4), firnis: mat, black-yellowish red (5 YR 8/1-5/6). E8: MGT90, TN: 002, F yapısı, maksimum boyut: 9.6cm, hamur: reddish gray (5 YR 5/8) az kum, normal mika,yüzey: pinkish gray (5 YR 6/2), firnis: red (2.5 YR 5/6). Ersoy, Clazomenae, kat.no.561. Form: E3 te gövde torba biçimlidir. Halka formunda bir kaideye sahiptir. E4 ün gövdesi ise omuzdan gövdeye geçişte düzleşir ve gövde basıktır. E5 in sadece üst kısmı ele geçmiştir. Korunan kısımdan anlaşıldığı kadarı ile, gövdenin en geniş noktası omuzdur. Bu nedenle E3 ten farklıdır. Omuzda keskin bir dönüş olmamasından dolayı E4 ten de farklı olup olasılıkla kürevi bir gövdeye sahiptir. Her üç vazo da konik formda ağıza sahiptir. E3 te boyunda bir plastik halka yer alır. 161 Bu vazoların tarihlenmeleri konusunda bkz: Hürmüzlü, Akpınar Nekropolisi, 55,

172 Kulp omuz üzerinden başlar ve ağıza birleşir. E6-E8 de gövde standart olarak küreseldir. Omuz kısmından itibaren dik bir eğimle boyuna geçildiğinden E6 da gövdenin yapısı elipsoiddir. Halka formunda bir kaideye sahiptir. Diğer iki örnekte gövdenin alt kısmı ele geçmemiştir. Omuz kısımları, E6 daki gibi düz bir profil göstermez, daha şişkin ve küreseldir. E6 da omuzdan başlayan şerit biçimli kulp boyunla birleşmektedir. Bu örnekte boyun ve ağız ele geçmemiştir. E7 ve E8 de alçak birer boyun vardır. Bu iki örnekte de boyun konik olarak dışa doğru açılmaktadır ancak ağız korunmamıştır. E7 nin kulbu boyunla birleşmez, boyundan hayli geride omuzda son bulur. Fig.102 Bezeme: E3 ve E5 te omuz üzerinde birer dalgalı çizgi yer alır. E4 te bu alan bezenmemiştir. E3 te boyunda kalınca bir bant yer alır. Omuz üzerinde biri ince diğeri kalın iki bant, karnın altında daha ince bir diğer bant vardır ve kaide tamamen 147

173 firnislidir. E4 te ağız kenarında ince, omuzda iki ince ve karın altında bir kalın bant yer alır. E5 in omzunun korunmuş kısmında iki kalın bant izlenebilmektedir. E6- E8 de omuz üzerinde hızlı dalgalı çizgi bezemesi yer alır. E7 de bu bezeme iki sıradan oluşmaktadır. Bu örnekte boynun korunmuş kısmı tamamen firnislenmiştir. E8 de boyun bezenmemiştir. E6 da ve E8 in korunmuş omuz kısmında, ince bir çizgi ve kalın bir bant yer alır. E6 da karında kalın bir bant daha yer alır. Kaide, gövde altını da kapsayan bir biçimde firnislenmiştir. Kronoloji: E3 mezar buluntusu olarak, E5 ise dağınık buluntu olarak Akpınar Nekropolisinde ele geçmişlerdir. E3, ele geçtiği mezardan dolayı 6. yüzyıl sonlarına tarihlenir. E4 ise, Yıldıztepe Nekropolisinde F1 ile aynı mezarda ele geçmiştir. Söz konusu mezar, buluntularından yola çıkılarak 6. yüzyılın son çeyreğine tarihlenir. E6 Akropolis Güney Yamacında, E8, MGT sektöründe F yapısının 6. yüzyıl sonlarına ait tabakalarında ele geçmişlerdir. II.3.E.3. Lekythosların Form Bakımından Değerlendirilmesi E1 ve gövde formu bakımından ona benzeyen E2, 7. yüzyılda bu formun aryballoslarla ilişkili olarak üretildiğini ve aryballos fonksiyonuna sahip kaplar olduğuna işaret eder. Samos taki 7. yüzyıl örnekleri ile benzer karaktere sahiptirler. Buna dayanarak, lekythos formunun 7. yüzyılda standart bir tipe sahip olmadığı söylenebilir. Erken 6. yüzyıla ait tek örnek Samos 3 no lu örnektir. Bu nedenle 6. yüzyılın ilk yarısında bu formu takip etmek mümkün değildir. 6. yüzyılın başlarından itibaren Attika da siyah firnisli kaplar repertuarında gördüğümüz küresel gövdeli lekythoslar tek dayanak noktamızdır. Klazomenai örneklerinin, ayrıca Attika 1, Karadeniz ve Tokra vazolarının bu tür kapları örnek aldıkları açıkça görülür. Tokra lekythosları en geç 530 yıllarına tarihlendiğinden bu tip lekythosların 6. yüzyılın ikinci çeyreğinde ortaya çıkmış oldukları kabul edilebilir. Sayılan tüm bu örnekler bir tek atölyenin ürünü olmalıdır. Bu atölyenin Klazomenai olması kuvvetle muhtemeldir. 5. yüzyıla ait örnekler Attika 2 ve Miletos 2 den ibarettir. Bu örneklerde dalgalı çizgi yer almaz. Form iki örnekte de farklı olup, 5. yüzyılın lekythos formu hakkında bilgi vermekten uzaktır. 148

174 II.3.F. ASKOS άσκος Antik Çağ da şarap tulumuna verilen isim olup 162, modern araştırmacılar tarafından, şişkin gövdeli zoomorfik kaplar tuluma benzerliğinden dolayı bu isimle anılmıştır 163. Zamanla, gövde formları bu zoomorfik kaplarla benzeyen vazolar da bu isimle anılmaya başlamıştır 164. Bu tür kapların kullanım amacı net olarak bilinmemekle birlikte öneriler su kabı, içki kabı veya yağdanlık olarak sıralanabilir 165. Askos adı verilen bu kap formunun kökeninin Bronz çağına değin geriye uzandığı konusunda yaygın bir fikir vardır. Bununla birlikte, Bronz çağı örneklerinin çoğu hayvan formundaki kaplardır. Hayvan formundaki bu vazoların Arkaik Dönemde de devam ettiğine dair kanıtlara Klazomenai de de rastlanmaktadır 166. Bununla birlikte bu zoomorfik kapların, 6. yüzyıldaki şişkin gövdeli askos formuna köken teşkil etmediği de açıktır. U. Rudiger, Erken ve Orta Kyklad küresel kaplarını (kugelkanne) başlangıç olarak kabul etmektedir 167. Ancak bu bronz çağı örneklerinden Olbia daki 6. yüzyıl şişkin gövdeli askoslara geçişte tartışmasız bir boşluk vardır. Askos adı verilen vazoların dört farklı gövde formu vardır -ki bunlardan sadece ikisi birbiri ile ilişkilidir (Fig.103): (1) şişkin gövdeli, (2) sığ, mercek formunda (bir öncekinden türemiş olmalıdır), (3) torba formunda ve (4) halka formunda gövdeli. Tümünün de en karakteristik özelliği, konik formdaki akıtacak kısmı ve sepet biçimindeki kulptur. Şişkin gövdeli askosların Doğu Yunan kökenli olduğu açıktır. Bununla birlikte Attika da da bu tipe benzeyen, ancak merkezindeki dikey boşluktan dolayı 162 Hom.İl. 3, 247; Od. 6, 78; 9, 196; Herodotos, 3, Mayer 1907, Beazley 1921, 365; Richter-Milne, Shapes, 17-18, fig ; Kanowski, Containers, 30-32; Rudiger 1966/67; 1-3. Cook, GPP, Güngör, Askoslar, 6-7. Güngör 2006, Askos formunun işlevine yönelik tartışmalar için bkz: Güngör, Askoslar,6-12; Güngör2006, Bronz çağından itibaren, birçok örneği olan, hayvan formundaki, bu tür ağıza sahip kaplar da askos formu ile ilişkilidir. Klazomenai vazo repertuarında 7. yüzyılda karşımıza çıkan koç formunda gövdeli, halka askos formunda ağıza sahip kaplar Günsel Özbilen tarafından rhyton askos olarak isimlendirilmiştir: Özbilen, Rhyton-askoslar, 11-13; Özbilen 2004, Rudiger 1966/67,

175 halka askoslara öykünen askoslar vardır 168. Bunlar 5. yüzyıl siyah firnisli örneklerdir. Mercek formundaki askos tipi, Attika nın kanonik askos tipi olup, şişkin gövdeli askosların incelmiş türü olmalıdır 169. Askos, Attika kırmızı figür vazo repertuarında da mevcuttur. Kırmızı figür tekniğinde bezenmiş olanların yanı sıra 170, özellikle 5. yüzyıldan itibaren siyah firnisli örnekler yoğundur 171. En erken kırmızı figürlü askoslar Makron tarafından bezenmiştir 172. J.D. Beazley, yılları arasına tarihlediği bu askostan daha erken bir örnek olmadığını söyler. Formun kökeni konusunda, Naukratis vazosundan yola çıkıp geriye giderek Geç Myken formlarına ulaşır. A B I II III IV Beazley 173 Tip 2 (A) Beazley Tip1 Cook Tip Cook Tip 2 Cook Tip 3 B:(a lumpy flat-bottomed askos) (a very low (bulky deep neat askos) askos) Rudiger 175 B: vorform des Linsengefasses Rudiger linsenförmig Rudiger sackförmig Agora 176 deep Agora shallow Agora swaybacked Agora ring Fig Agora XII, 158, deep type, no: , Lev.39, Fig.11. Makron tarafından bezenmiş örnek için bkz: Beazley, ARV, 480, no.338 (Providence , Beazley Tip2); Bleecker Luce 1931, Agora XII, , shallow type, no: , Lev.39, Fig Beazley in tipolojisi için bkz: Beazley 1921, 326. Beazley, ARV, l (SHAPES). 171 Altı alt tipe ayrılan siyah firnisli askoslar için bkz: Agora XII, , no , Lev.39, 46, 47, Fig. 11, Beazley, ARV, 480, no.338 (Providence , Beazley Tip2) ve no.339 (Bowdoin 23.30, Beazley Tip1). Bowdoin askosu için ayrıca bkz: Beazley Beazley, ARV, l (SHAPES). 174 Cook, GPP, Rudiger 1966/67, Agora XII,

176 Aiolis: (Fig.104) Naukratis II, 40, Lev.V.1; Kershner 2006, , fig yüzyılın ilk yarısına tarihlenen bu askos, London Dinos Grubuna dahildir 177. Üst bölümü kubbe biçiminde şişkin, bikonik formda gövdeye sahip bir vazodur. Omuz üzerine, aşağıya eğik olarak yerleştirilmiş silindirik bir ağız yer alır. Vazonun merkezinden çıkan kulp, yapılan tamamlamada olduğu gibi ağıza birleşir. Arkaik Dönem içindeki bilinen en erken şişkin gövdeli askostur. Fig.104 Klazomenai Siyah Figür stilinde (ve sarmaşık yaprakları ile) bezenmiş askoslar: (Fig.105) 1) Skudnova, Olbia, kat.51, 53-54; Cook1952, 137; Waldhauer 1929, 238, no.1, fig ) Skudnova, Olbia, kat.92, 70-71; Cook 1952, 137; Waldhauer 1929, , no.4. 3) Skudnova, Olbia, kat.167, ; Cook 1952, 137; Waldhauer 1929, no.5, fig ) Olbia dan(?): Waldhauer 1929, , fig.1-3; Cook 1952, 134, D2; Cook-Dupont, EGP, , fig ) Berezan dan, Kopeikina 1979, 16-17, no.14, fig ) Güngör, Yıldıztepe Nekropolisi, 41, , fig. 10; Hürmüzlü, Vazo Formları, no:263. 7) Özer, Klazomenai Siyah Figür Seramiği, , kat.no.375, lev.44, şek.21. 8) AKRO03, TN:204, H Alanı, kaide çapı: 5.8cm, yük: 6.4cm, hamur: light reddish brown (5 YR 6/4), ince, gözeneksiz, çok az kum ve kireç, yüzey: glossy pink (5 YR 7/4), firnis: very dark gray (5 YR 3/1). 9) AKRO89, TN: , P alanı, tarım toprağı, maksimum boyut: a) 6.1cm, b) 5cm, c) 4.2cm d) 4.3cm e) 6.5cm f) 2.9cm g) 3.1cm, hamur: pink (5 YR 7/3) az kum ve mika, astar: mat white (5 YR 8/1), firnis: dark gray- yellowish brown (10 YR 4/1-5/4) 10) AKRO92, TN:053, H alanı, maksimum boyut: 6.4cm, hamur: pink (5 YR 8/4) az kristal ve mika, yüzey: mat, pink (5 YR 8/3), firnis: very dark gray (5 YR 3/1), ek boya: mat, white (10 YR 8/1). Form: Klazomenai siyah figür stilinde ve sarmaşık yaprakları ile bezenmiş askoslar Karadeniz kolonilerinde yoğun olarak ele geçmektedir. Klazomenai de de özellikle geç siyah figür evresine ait örnekler bulunmaktadır. Form, üst bölümü kubbe 177 London Dinos grubu için bkz: Cook-Dupont, EGP, Kerschner 2006,

177 biçiminde şişkin, alçak ve geniş gövdelidir. Alçak bir kaideye sahiptir. Vazonun omuz kenarına dik veya dışa eğik yerleştirilmiş, silindirik boyunlu, dışa çekik yuvarlatılmış ağızlı bir akıtacak yer alır. Vazonun üst bölümünde, akıtacağın gerisinde sona eren şerit biçiminde sepet kulp yer alır. Gövde formuna göre iki tip gözlenmektedir 1) Omuzun sert dönüşlü, alt gövdenin yüksek ve kaidenin dar olduğu, bikonik gövdeli askoslar, 2) Alt ve üst gövdenin eşit yükseklikte, kaidenin belirsiz olduğu oval ya da mercek formunda askoslar. Buna göre, 1, 4, ve 7 no lu örnekler ilk tipte, 2, 3, 6 ve 8 no lu örnekler ikinci tipte gövdeye sahiptir. Fig.105 Bezeme: Askosların ana bezeme alanı gövdenin üst bölümüdür. Kulbun ikeye ayırdığı alanda, aynı bezeme tekrarlanır. 1 ve 5 no lu örneklerde ahtapot, 2 de kanat, 4 te ise satyrler yer alır. 7 no lu örnekte balık pulu, 6 no lu örnekte birer palmet motifi yer almaktadır. 3, 9 ve 10 te ise sarmaşık yaprakları yapılmıştır. 3, 6-8 de, gövdenin alt bölümü ya tamamen firnisli, ya da kalın ve sık bantlarla bezelidir. 1-3 no lu örneklerde ise omuzda bir ince bir kalın bant yer alır. 152

178 Kronoloji: 1-3 no lu örnekler Olbia Nekropolisinde, geç 6. yüzyıl kontekstleri içinde yer alır. Komastlarla bezenmiş olan 4 no lu örnek R.M. Cook tarafından Enmann Grubuna dahil edilmiştir ve yılları arasına tarihlenir 178. Olbia da ele geçen üç askos Cook un Knipovitch Grubuna dahildir. Cook bu grubu yılları arasına tarihler. 6 no lu örnek Yıldıztepe Nekropolisinde 6. yüzyılın sonlarına ait bir mezarda ele geçmiştir. Diğer örnekler Akropolis Güney Yamacında yüzyılın sonuna ait tabaka ve dolgular içerisinde bulunmuşlardır. 7 no lu örnek B. Özer tarafından balık pulu motifi ile bezeli vazolar sınıfında değerlendirilmiştir 179. Özer söz konusu grubu yüzyılın son çeyreğine tarihlemektedir 180. II.3.F.1. Klazomenai Dışındaki Merkezlerden Ele Geçen Dalgalı Çizgi Bezekli Askoslar: (Fig.106) Attika: Agora XII, 210, kat. no. 1627, lev.80, fig.14. Miletos: Voigtländer 1982, 43, lev.20.1, fig.13. Karadeniz: Olbia: 1) Waldhauer 1929, 238, no.3; Skudnova, Olbia, kat.97, ) Waldhauer 1929, 238, no.2, fig.6-7; Skudnova, Olbia, kat.74, 62. Odessa Müzesi: Env.III2918: Waldhauer 1929, 240, no.7, fig.10. Moskova Müzesi: Env.54718: Waldhauer 1929, 240, no.6, fig Tektaş Burnu Batığı: Carlson 2003, 591, fig.14. Dor: Stern, Dor, 72, 96, kat.no.99 (11948), fig , Form: Atina, Miletos, Olbia ve Odessa vazoları oldukça yüksek ve bikonik formda gövdeleri ile yukarıda yapılan sınıflamaya göre 1. tipe dahildirler. Moskova ve Dor askosları ise, ikinci gövde tipindedirler. Akıtacak, kulp ve kaide KSF tekniğinde bezenmiş vazolarla aynıdır. Bezeme: Olbia 1, Miletos ve Moskova örneklerinde yatay S motifi uygulanmıştır. Olbia 2, balık pulu motifini de andıran üçer sıra hızlı dalgalı çizgi sırası ile bezelidir. Diğer örneklerde bu alanlar bezenmemiştir. Tüm örneklerde omuz kısmında sayısı ve kalınlığı değişen bantlar yer alır. Atina, Miletos ve Dor örneklerinde gövdenin alt orta kısmında da ince bir bant yer alır. 178 Cook 1952 yılında yayınlanan listesinde yılları arasını önermektedir. Ancak geç yayınlarından East Greek Pottery de yıllarını önerdiği görülür: Cook-Dupont, EGP, , fig Özer, Klazomenai Siyah Figür Seramiği, , kat.no , lev.43-44, şek Ibid.,

179 Kronoloji: Miletos askosu Voigtländer tarafından 5. yüzyıla tarihlenmiştir. Atina agorasında ele geçen örnek yaklaşık yılları arasına tarihlenen F 19:4 no lu kuyu depoziti içerisinden ele geçmiştir. Olbia vazoları, 6. yüzyılın son çeyreğine tarihlenen mezarlarda bulunmuştur. Tektaş Burnu Batığında ele geçen vazo da 5. yüzyıla aittir. Dor da ele geçen vazo 6. yüzyıl sonu ve 5. yüzyıl evresinde bulunmuştur. Fig yüzyılın son çeyreği: (Fig.107) II.3.F.2. KLAZOMENAİ BULUNTULARI F1: YLD80, no lu mezar hediyesi, yük: 11.5cm, ağız çapı: 4cm, kaide çapı: 6cm, karın çapı: 11.5cm: Güngör, Yıldıztepe Nekropolisi, 8, , fig. 1-2; Hürmüzlü, Vazo Formları, kat.no.262. F2: YLD79, no lu mezar hediyesi, yük: 9.7cm, kaide çapı: 5.8cm: Güngör, Yıldıztepe Nekropolisi, 6, , fig. 1. F3: FGT86, 1007A-091, D yapısı, maksimum boyut: 9.5x5cm, hamur: light gray-gray (5 YR 6/1-5/1) az kum ve mika, firnis: yarı mat very dark gray-reddish yellow (5 YR 3/1-6/8), yüzey: reddish yellowyanık kısım gray (7.5 YR 7/6-N6/). 154

180 5. yüzyıl: (Fig.107) F4: ASI, TN:034, yük: 3.6cm, ağız çapı: 4.1cm, maksimum boyut: 6.3x9.5cm, hamur: light reddish brown (5 YR 6/4) normal kum ve mika, yüzey: light red (2.5 YR 6/6), firnis: red (10 R 4/8-5/8). Form: Klazomenai de üçü 6. yüzyılın son çeyreğine, biri 5. yüzyıla tarihlenen dört örnek ele geçmiş olup sadece ikisinde gövdenin tamamı izlenebilmektedir. Sözü edilen iki örnek de (F1 ve F2) alçak oval tipte gövdeye sahiptir. Halka kaideli, omuzun hemen üzerine dik olarak yerleştirilmiş silindirik boyun ve yayvan ağızdan oluşan akıtacaklı, akıtacağın gerisinde son bulan sepet kulpludur. F1 ve F2 de ağız, boyundan keskin bir profille ayrılır ve dudak ince ve diktir. F4 te, ağız boyundan yumuşayarak ayrılır ve dışa çekiktir/yayvandır. Fig.107 Bezeme: F1 de stilize lotus tomurcuğu motifi yer alır: merkezden birleşik başlayıp dışa doğru yay gibi açılan çizgilerin ortasında damla motifi. F2 de ise, aynı bezeme damla motifi olmaksızın tekrarlanmıştır. F3 ve F4 te, ana bezeme alanında birer yatay S motifi yer alır. F1-F3 te kulbun üst bölümü, F1, F2 ve F4 te dudak içte ve dışta boyalıdır. F1 ve F2, benzer şekilde omuz üzerinde ince bantlarla bezenmiştir. 155

181 F1, gövde ortasında tek bir ince banda sahiptir. Kaideye geçiş kısmı, kaidenin üst kısmını da içeren bir bantla bezelidir. Kronoloji: F1 ve F2, Yıldıztepe Nekropolisinde, 6. yüzyılın son çeyreğine tarihlenen mezarlarda, F3, FGT sektöründe 6. yüzyıl sonlarına ait D yapısının son evre tabanı ile ilişkili bir tabakada ele geçmiştir. F4 ise, Karantina Adasındaki sondajda, 5. yüzyıl tabakası içerisinde bulunmuştur. II.3.F.3. Askosların Form Bakımından Değerlendirilmesi Buna göre; şişkin gövdeli askosların 6. yüzyılın ikinci yarısında, yıllarından başlayıp 181 ağırlıkla yüzyılın son çeyreğinde olmak üzere, 5 yüzyıla değin devam ettiği görülmektedir. Gerek Klazomenai, gerekse Miletos verilerinin net olmaması nedeni ile, 5. yüzyıl örneklerinin, yüzyılın neresinde durduğu belirlenememektedir. Agora örneği, ele geçtiği depozite göre en geç 450 yıllarına tarihleniyor ise bu vazo en geç örneklerden sayılmalıdır. Bununla birlikte 5. yüzyıl örneklerinin form ve bezeme özelliklerinden dolayı, geç 6. yüzyıl örneklerinden çok uzak olmadıkları görülmektedir. FGT sektöründe ele geçen ve 4. yüzyıla tarihlenen şişkin gövdeli bir askos bu vazo formun Arkaizan formunun bu döneme değin yaşadığına kanıt oluştursa da başka çağdaş bir örneği daha yoktur 182. Klazomenai de şişkin gövdeli askoslara kıyasla çok daha fazla sayıda ele geçen halka askosların (Fig.108) dalgalı çizgi bezekli seramiklerle ilişkili olup olmadığı kesin değildir. 7. yüzyılın son çeyreğinde ortaya çıkan ve 6. yüzyıl sonuna değin üretimi devam eden bu tipin erken örneklerinin subgeometrik karakterdeki bezemeleri bu türden çok kuşlu kaselerle ilişkili olduğuna işaret eder. Formun temeli halka biçimindeki gövdedir. Kaide kullanılmamıştır. Silindirik boyunlu, yayvan (trompet biçimli) ağızlı akıtacak omuz üzerine dik olarak yerleştirilmiştir. Omuz üzerinden başlayıp gövdeyi üstten geçerek akıtacağın boynuna birleşen şerit biçiminde sepet kulpludur. Bu form Ü. Güngör tarafından detaylı olarak çalışılmış olup form, bezeme ve kronolojik verileri göz önüne alarak dört gruba ayırmıştır 183. Güngör ün çalışmasına göre, halka askosların gelişim 181 Bu konudaki kanıtlar KSF örneklerine dayanmaktadır. 182 Zeren, 4. Yüzyıl Kap Formları, , kat.no.185, şek Güngör, Askoslar, 13-18; Güngör 2006,

182 çizgisi, gövde çapının azalması, gövde yüksekliğinin artması, bu nedenle de gövde profilinin ovalleşmesi yönünde gerçekleşmiştir 184. IV.Grubun, şişkin denebilecek yapıdaki askosları, şişkin gövdeli askoslarla benzeşmektedir. I. ve II. gruplarda uygulanan bezemeler, çağdaşı olan dalgalı çizgili vazolardan çok subgeometrik oinokhoe ve skyphoslara benzemektedir. Hamur ve firnis yapıları da bunu destekler. Bununla birlikte, bantlı askosların dalgalı çizgi bezekli üretim yapan atölyelerle ilişkili olması muhtemeldir. I II III Fig.108 IV 184 Güngör, Askoslar, 20-23; Güngör 2006,

183 II.3.G. THYMİATERİON I II III Fig.109 θυµιατήριον içinde tütsü yakılan gereçlere verilen isimdir 185. Seramikten yapılmış örnekler, vazo sınıflama çalışmalarında iki tip olarak karşımıza çıkar. İlk tip, yüksek ve konik ayaklı, yayvan ve sığ bir gövde ve üst kısmında delikler bulunan konik formda bir kapak olmak üzere iki parçadan oluşur (Fig.109.I) 186. Gümüşten yapılmış bu tipteki örnekler ile İran da yaygın olarak karşılaşılır. Bununla birlikte Lydia da da gümüş örnekler ele geçmiştir (Fig.110a). Bu tipin 6. yüzyılın sonlarında Yunan dünyasına ulaştığı anlaşılmaktadır. Klazomenai siyah figürlü bir amphora parçası üzerindeki sahnede bu tipte bir tymiaterion betimlenmiştir (Fig.110.b). Söz konusu tymiaterionun beyaza boyanmış olması bunun gümüşten yapıldığını anlatmaktadır. Ludovisi Tahtının yan yüzünde yer alan kabartmada bu tipte bir thymiaterion betimlenmiştir. Sahnede yer alan kadın, elindeki silindirik bir pyksisten aldığı tütsüyü thymiaterion üzerine serpmektedir (Fig.11.c). İkinci tip, geniş ve alçak kaideli sığ bir çanak biçimindedir (Fig.109.II) 187. Ele geçmiş olmamasına karşın, muhtemelen ikinci tip de bir bir kapağa sahipti. Atina Agorasında ele geçen ilk tipe ait örnekler arasında en erkeni 525 yılları civarına aittir. 5. yüzyıl içlerinde de devam ettiği görülür. İkinci tip ise geç 5. yüzyıla ait örneklerden oluşur. Burada üçüncü tip 185 Kanowski, Containers, Agora XII, 182: The thurible (thymiaterion) was used for the burning of incense and contained lighted charcoal on to which the incense was sprinkled. 186 Agora XII, 182, no , lev.44, fig.11. Boardman, Emporio, 174, no , lev.66, fig.120, ayrıca benzer formda olup J.Boardman tarafından goblet olarak tanımlanan örnekler de benzer işleve sahip olmalıdır: 175, no , lev.66, fig Agora XII, , no , lev.44, fig

184 olarak sınıfladığımız örnekler ise şimdilik sadece İonia da ele geçen örneklerle temsil edilmekte, bu nedenle İonia ya özgü görünmektedir. Klazomenai de de ilk tipte pişmiş topraktan örnekler ele geçmiştir. Ancak bu örnekler Khios taki gibi bezemesizdir. a b c Fig.110 II.3.G.1. Klazomenai Dışındaki Merkezlerde Ele Geçen Thymiaterionlar Khios: (Fig.111) 1) Boardman, Emporio, 166, no.828, lev.62; Lemos, Archaic Pottery of Chios, no.1435, 136, fig.76, lev ) Rizari: Lemos, Archaic Pottery of Chios, no.1436, 136, lev ) Pitane, İstanbul Arkeoloji Müzesi, Env. No.8580; Bayburtluoğlu 1978, 27-30, lev.v, fig.4; Lemos, Archaic Pottery of Chios, no.1437, 136, lev.187. Samos: (Fig.111) 1) Walter-Vierneisel 1959, 15, lev.23. 2) Samos IV, , no.640, lev.73, şek.23. Troia: (Fig.111) Troia, Settlement VIII, Lower Sanctuary: Troy IV, 271, no (pyxis with conical lid), fig.297. Olbia: (Fig.111) Olbia, Agora: Levi 1972, 47, fig Klazomenai Orientalizan Stilinde bezeli örnekler: (Fig.111) 1) Klazomenai; Aytaçlar, Klazomenai Orientalizan Seramiği, 175, GOS, kat.no.k.855, lev ) Smyrna dan: Aytaçlar, Klazomenai Orientalizan Seramiği, EOS II, Torino/Delos Grubu, 57, kat.no. E.194, lev.26; Eski İzmir I, şek.94; Samos VI.1, kat.no. 959, lev Pitane de ele geçen Khios 3 no lu örnek bize formun tamamını tanıma imkanı verir: A.A. Lemos vazoyu üç bölüme ayırmıştır: a) domed top, b) a cylindrical body, c) a bowl-like step-sided base. Lemos un da tanımladığı gibi, vazonun üst 159

185 bölümü kubbe biçiminde olup burada bir sepet kulp yer alır. Silindirik gövde hafifçe dışbükey bir profile sahiptir. Gövde üzerinde geniş bir açıklık bulunur. Gövdenin alt kısmı, yayvan bir çanak biçimindedir ve halka formunda bir kaideye sahiptir. Gövdenin üst ve alt bölümlere geçiş kısmında dışa çekik birer eklenti yer alır. Vazonun üst bölümünde, olasılıkla dumanın dışarı çıkması için açılan, süzgeç benzeri delikler vardır. Fig.111 İncelenen örneklerin tümünün İonia kökenli olması bu formun İonia ya özgü olduğunu göstermektedir. Burada pervaz olarak tanımlanan keskin profilli çıkıntıların, ayrıca Olbia örneğinde üst bölümün merkezinde yer alan silindirik 160

186 eklenti, bu vazoların olasılıkla metal benzerlerinin imitasyonları olduğuna işaret eder. Tek parça olması bir tarafa bırakılırsa bu form pyksisler ile büyük bir benzerliğe sahiptir. Samos Heraionu nda F Kuyusunda ele geçen 1 no lu örnek, gövdesinin bikonik yapısı, kubbe biçimli ve sepet kulplu üst bölümü ile incelediğimiz vazolara benzemektedir. 7. yüzyıla tarihlenmektedir ve olasılıkla bizim örneklerimizin prototipini teşkil eder. Torino/Delos Grubuna dahil olan Smyrna buluntusu parça (Orientalizan no.2) da 7. yüzyıldandır. Khios üretimi olan örnekler, siyah figür tekniğinde bezenmişlerdir ve Lemos un the sphinx and lion styles, group C içinde yer alır. Söz konusu grubu Lemos 580 yılı civarına tarihlemektedir. Samos 2 no lu örnek yılları arasına tarihlenir. Olbia da ele geçen ve muhtemelen Klazomenai üretimi olan örnek ise bizim örneklerimiz gibi, yüzyılın son çeyreğinden olmalıdır. 6. yüzyılın son çeyreği: (Fig.112) II.3.G.3. Klazomenai Buluntuları G1: MGT87, TN:054, A odası, yük: 7.3cm, pervaz çapı: 22.8cm. hamur: reddish yellow (5 YR 6/8) normal kum, kireç ve mika, yüzey: pink (5 YR 8/4), firnis: red (2.5 Y 5/6). G2: MGT90, TN:007, B alanı, J yapısı taban, 6.5cm, pervaz çapı: 24cm, hamur: reddish yellow (5 YR 6/6) normal kireç, kum ve mika, yüzey: reddish yellow (7.5 YR 8/6), firnis: black (5 YR 2.5/1). G3: HBP04, TN:6001, zeytinyağı işliği, 1 no lu depo, maksimum boyut: 4.6x7.5cm, hamur: pink (5 YR 7/4) normal kum ve mika, seyrek kireç, yüzey: pink (5 YR 7/4), firnis: mat dark gray-dark reddish gray (5 YR 4/1-4/2). G4: FGT89, TN:003, IC-8 2. evre avlusunun döşeme taşları altı, maksimum boyut: 3.7x4.8cm, hamur: light reddish brown (5 YR 6/4) normal kum, mika ve kireç, yüzey: reddish yellow (5 YR 7/6), firnis: mat, reddish yellow-dark reddish brown (5 YR 6/8-3/2). G5: MGT89, TN:031, 045, A odası, maksimum boyut: a) 4.8x6cm, b) 7x6.8cm, hamur: reddish yellow (5 YR 6/6) normal kum ve mika, yüzey: pink (5 YR 7/4), firnis: mat, black-yellowish red (5 YR 2.5/1-5/6). G6: MGT90, TN:099, Fyapısı, maksimum boyut:6x12.7cm, hamur: reddish yellow (5 YR 7/6), yoğun kum, mika ve kireç, yüzey: pink (5 YR 8/4), firnis: mat, red (10 R 5/8). G7: HBTK84, TN:046, G alanı, maksimum boyut: 9.1x9cm, hamur: reddish yellow (5 YR 7/6) normal kum, kireç ve mika, yüzey: pink (5 YR 8/4), firnis: mat red (10 R 5/8). Form: G1-G5, gövdenin üst bölümüne ait parçalardır. Bu dört örnekte de gövdenin üst bölümü Pitane vazosuyla aynı formdadır. Üst bölüm kubbe biçimindedir. Gövdeye geçişte, kapakların ağız kenarında uygulandığı gibi, dörtgen bir çıkıntı şeklinde pervaz yer alır. G1 ve G2 de korunmuş olan gövde kısmında dışbükey bir profil göze çarpar. G2 de, gövde üzerinde yer alan açıklık kısmen korunmuştur. G4 te ise pervazın hemen altında dikey delikler vardır. G6 ve G7 sadece gövdeye ait 161

187 parçalardan ibarettir. G7 de gövdenin alt bölümündeki pervazın gövdeden koptuğu anlaşılmaktadır. Gövde üzerindeki açıklık bu örnekte de izlenir. Fig.112 Bezeme: G1-G5 de, pervazın üst ve dış yüzü firnislenmiştir. G3 te bu bant hem üst bölüme hem de gövde bölümüne de taşar. G1 ve G4 te gövdeye geçişte ince bir bant yer alır. G1 de, üst bölümde eşit kalınlıkta üç bant grubu, bunun üst kısmında, muhtemelen merkezden çıkan ve korunmamış olan kulbun böldüğü iki alanda da tekrarlanan, stilize bir tomurcuk motifi yer alır. G2 ve G3 ün korunmuş kısımlarında, ilkinde dört adet, ikincisinde iki adet, eşit kalınlıkta bant yer alır. G4 te diğer örneklerden farklı olarak bantlar olmaksızın bezeme hemen pervazın üzerinde başlar. Burada yer alan bezeme olasılıkla bir dalgalı çizginin başlangıcıdır. G5 te gövdenin yan duvarında çift sıra, G6 ve G7 de tek sıra hızlı dalgalı çizgi yer alır. Kronoloji: MGT sektöründe ele geçen örnekler 6. yüzyılın son çeyreğine tarihlenen tabakalarda ele geçmiştir. G7, HBT Kuzey sektöründe, G alanında, ekseriyetle 6. yüzyılın ilk yarısına ait malzemelerin ele geçtiği 4. yüzyıl dolgusu içerisinde 162

188 bulunmuştur. Diğer örnekler, geç dönem malzemeleri ile karışık olarak ele geçmişlerdir. II.3.G.3. Thymiaterionların Form Bakımından Değerlendirilmesi Samos ta F kuyusunda ele geçen örnek, bu formun 7. yüzyıldan itibaren üretildiği gösterir. Smyrna da bulunan orientalizan parça da bu fikri destekler. 6. yüzyılın ilk yarısında GOS ve Khios siyah figür tekniğinde üretilmiş örneklerle temsil edilir. Klazomenai siyah figür tekniğinde üretilmiş örnek ele geçmemiştir. Bununla birlikte formun 6. yüzyılın sonuna değin yaşadığı, en geç örneklerini ise Klazomenai üretimi olan dalgalı çizgi bezekli örneklerin oluşturulduğu görülmektedir. Olbia da ele geçen tymiaterion, form olarak Klazomenai örnekleri ile tamamen benzerdir. Bu örnekte, bizde eksik olan kulp da korunmuştur. Bununla birlikte, kubbe biçimindeki üst bölümün tam merkezinde silindirik bir eklenti yer alır. Üst bölüm bantlarla bezenmiştir. Bu vazo da Klazomenai ürünleri arasında görülmelidir. Bu tip thymiaterionların pyksislerle olan ilişkisi Fig.113 te görülmektedir. Gövdenin üst ve alt bölümünde yer alan pervaz biçimli eklentiler iki formda da ortaktır. Pyksislerin kapakları da kubbe biçiminde şişkin ve sepet kulpludur. İki vazo formu da yayvan bir alt gövdeye ve halka biçiminde kaideye sahiptir. Fig

189 II.3.H. KRATER κρατήρ olarak adlandırılan bu vazo formu, yüksek ve geniş gövdeli, geniş ağızlı, şarabın su ile karıştırılmasında ve servisinin yapılmasında kullanılmış vazolardır 188. Tipolojik olarak büyük bir çeşitlilik gösteren bu formun dalgalı çizgi bezekli seramik türünde oldukça basit ve Geometrik Dönemden gelen türünün kullanılmış olduğu görülmektedir 189. II.3.H.1. Klazomenai Dışındaki Merkezlerde Ele Geçen Kraterler Samos: (Fig.114) 1-4) Samos V, 14-20, fig.1, 24, fig.8, 32, fig.17, 53-56, fig.33. 5) Samos V, 53, kat.no lev.62; Kopcke 1968, , kat.no. 9, lev.93.2, fig. 4. 6) Samos V, 56, kat.no. 377, lev.66. 7) Eilmann 1933, 73-87, fig.23. 8) Walter-Vierneisel 1959, 19, lev ) Furtwängler 1980, 171, kat.no. I/32, fig ) Furtwängler 1980, 171, kat.no. II/10, lev.49.5, fig ) Kopcke 1968, 266, kat.no. 44, lev , fig. 66; Isler 1978, 82-83, lev. 12, fig ) Technau 1929, 32, fig.24.4; Hanfmann 1956, 182, fig ) Samos III, 115, kat.no. I/28, fig. 21, lev ) Samos III, 143, fig ) Kyrielis et.al. 1985, , fig ) Samos IV, 156, kat.no , fig.17-18; Isler 1978, 82-83, lev. 13, fig Dalgalı çizgi bezekli kraterler hakkında en fazla bilgi Samos Heraionu ndan gelmektedir. Geometrik Dönemden itibaren krater formu yaygın olarak görülür. Erken Geometrik Dönem Samos kraterlerinde, geniş boyun, geniş ve derin gövde ve yüksek konik formda bir ayak karakteristiktir. Kalın, kısa ve dışa çekik ve kısa/dar olmak üzere iki tip ağız profili vardır (no.1). İkinci ağız tipi zaman içinde trapezoid bir forma ulaşır (no. 2-3). Erken 7. yüzyıl figürlü örneklerinin (no. 4-7) Geometrik Dönem örneklerinden türedikleri açıktır 190. Orientalizan stilde bezenmiş bu örneklerle çağdaş olarak basit bezemeye sahip örnekler de görülür. 8 no lu örnek, G kuyusundan ele geçmiştir: Dışa taşkın ağız kenarı, yüksek boyun, yarı kürevi gövde, halka kaide ve omuzdan ağız kenarına birleşen kulba sahiptir. H. Walter bu örneğin yılları arasına tarihlemektedir. Dalgalı çizgi ile bezeli örnekler ise ağırlıkla 188 İşlev ve tipoloji konusunda bkz: Amyx 1958, ; Richter-Milne, Shapes, 6-8, fig ; Kanowski, Containers, Attika siyah firnisli örnekler için bkz: Agora XII, 54-55, kat.no , fig. 2, 20, 22, lev Cook un belirlediği altı temel tip için bkz: Cook, GPP, R. Eilmann, bu kraterlerin Geometrik Dönem örneklerinin devamı olduğunu öne sürer: Eilmann 1933, 73. (no7). 164

190 7. yüzyılın sonlarında ortaya çıkar. Bu seriyi 6. yüzyılın ortasına değin takip etmek mümkündür. Fig yüzyıl örnekleri, A. Furtwängler tarafından üç temel tipe ayrılmaktadır 191 : A: Kratere mit abgesetzdem, steil aufsteigendem Rand. Furtwängler, Geometrik dönemde yaygın olan dışa eğik dik ağız formunun 7. yüzyıl boyunca Samos ta görüldüğünü söylemektedir (no. 10, 11). Bu örneklerde halen üzengi biçiminde kulp kullanılır. 7. yüzyılın sonunda ve 6. yüzyılın başında ise karında yer alan yatay 191 Samos III,

191 kulplara sahip ve yaygın olarak ağız kenarı veya omuzda dalgalı çizgi ile bezenmiş kraterler ortaya çıkar (no.13, 15). Bunlar 6. yüzyılın ilk çeyreğinde de devam ederler (no. 12, 14, 16-21). B: Kratere mit steilem Randkragen und vorspringender, abgeflachter Lippe. Dışa taşkın, üstü düz dudağa sahip dik ağız tipi de Geometrik kraterlerin devamıdır. 9 no lu örnek 7. yüzyılın son çeyreğine, 22 ve 23 no lu örnekler 6. yüzyılın ilk yarısına ait örneklerdir. C: Kratere mit knappem Rand und angeshrägter, im Schnitt ein Dreieck bildender Lippenkontur. Furtwängler in son grubunda üçgen biçimli dudak dışa eğik kısa bir boyun gözlenir no lu örnekler bu gruba dahildir. Miletos: (Fig.115) 1-2) von Graeve 1975, 45, kat.no , fig , lev ) von Graeve , 86, kat.no , 128, lev ) Kleiner , 119, lev. 21.2; Kleine 1979, 138, kat.no.50, lev. 39.2, fig ) Voigtländer 1982, 43, kat.no , fig. 15, 16. Fig no lu örnekler Subgeometrik karakterdedir. İlk örnekte ağız altında bir akıtacak yer alır. İkinci örnekte omuz üzerindeki yatay kulp Samos un 7. yüzyıl sonundaki örneklerini hatırlatır. 3-5 no lu örnekler form bakımından Furtwängler 166

192 tarafından B grubuna dahil edilmiştir. 3 ve 4 te boyunda ve omuzda birer sıra, 5 te çift sıra dalgalı çizgi yer alır. 5 te omuz üzerinde ise yatay S ler yer almaktadır. 7. yüzyılın ikinci yarısı-6. yüzyılın başı arasına tarihlenen bir kontekstten gelmektedirler. 6 no lu örnek, 6. yüzyıla aittir. Düz, hafif içe eğik ağız tablalı, derin ve yayvan gövdeli, halka kaidelidir. Omuz üzerinde yer alan kulpların arasında dalgalı çizgi yer alır. 7-9 no lu örnekler 6. yüzyılın sonuna aittir. Dışa çekik geniş ağızlı bu örneklerde boyun belirsizleşmiştir. Teichiussa: (Fig.116) 1-2) Voigtländer 1986, 630, kat.no , fig ) Voigtländer 1988, 606, kat.no. 62, fig. 50. Fig.116 Üç örnek de farklı ağız profiline sahiptir. 6. yüzyılın ilk yarısına ait Samos ve Miletos örnekleri ile benzer forma sahip olan bu kraterlerde ilk örnekte omuzda tek, son örnekte boyunda çift dalgalı çizgi yer alır. Khios: (Fig.117) 1) Boardman, Emporio, , kat.no. 35, fig.62, 66, lev ) Boardman, Emporio, , kat.no. 10, 23, 43, 67, 71, 73, 82, 83, 85, fig. 65, 67, lev , 22, ) Boardman, Emporio, , spouted craters kat.no , fig. 69, lev ) Boardman, Emporio, 115, bowls kat.no. 144a, fig ) Beaumont et al. 2004, (Kato Phana) 217, kat.no. 72 (amphora?), fig. 12, lev ) Anderson 1954, (Kofina Ridge) 142, kat.no , lev. 7d, fig.5. Emporio da ele geçen örnekler 7. yüzyıla aittirler. Geleneksel biçimde hemen hemen tümü Geometrik desenlerle bezenmiştir. Samos örnekleri ile benzer forma sahiptirler. 1 no lu örnek formun tüm karakterini yansıtmaktadır. J. Boardman 7. yüzyılın ilk çeyreğine ait örneklerde üç ağız tipi tespit etmiştir 192 : 1) dar ve alçak (no. 1), 2) yüksek, kalın, içbükey profilli (no. 7), 3) ince- düz, içe eğik (no. 2). Yüzyılın ortalarında oldukça dik ağızlı örnekler görülür (no. 6). 7. yüzyılın son çeyreğinde ise omuzdan itibaren keskin biçimde dışa eğik bir ağız yapısına ulaşır (no.10). Yüksek 192 Boardman, Emporio,

193 ayaklar ve halka kaide bir arada gözlenir no lu örnekler birer akıtacağa sahiptir. 15, 7. yüzyılın son çeyreğindendir, form ve bezeme bakımından Samos ve Miletos örnekleri ile kıyaslanabilir. Ancak Khios ta bu tip bezemeye sahip kraterlerin oldukça nadir olduğu eklenmelidir. Kato Phana ve Kofina Ridge den gelen örnekler de (no ) 7. yüzyılın sonlarındandır. Bezemelerinde dalgalı çizgiler dikkat çeker. 16 no lu örnek Miletos 5 ile benzerdir. Larisa: (Fig.118) Fig.117 1) Larisa am Hermos III, lev ) Larisa am Hermos III, lev Larisa da ele geçen iki örnek de Klazomenai 6. yüzyılın son çeyreğine ait örneklerle paralellik gösterir. Yuvarlatılmış ve dışa çekik ağız kenarı, alçak bir boyun ve dar bir omuza sahip bu vazolarda omuz üzerinde dalgalı çizgi motifi yer alır. Fig

194 Attika: (Fig.119) 1) Agora XII, 209, kat.no. 1723, lev. 79, fig. 13. ( ) 2-3) Agora XII, 212, kat.no. 1745, 1747, lev. 82, fig. 15. Attika da 7. yüzyıla ait basit bezemeli krater ele geçmemiştir. 6. yüzyılın ilk yarısına ait olan 2 ve 3 no lu örnekler B.A. Sparkes ve L. Talcott tarafından lekane olarak değerlendirilmiş olsa da, kısa bir boyuna sahip olmalarından dolayı krater formuna yakındır no lu örnekte ağız kenarı firnisli, kulplar arasında dalgalı çizgi yer alır. 3 no lu örnekte ağız kenarına bir akıtacak yerleştirilmiştir. 1 no lu örnek yüksek ve dışa eğik boyunlu, dışa çekik düz profile sahip ağız kenarlı, düşük omuzlu, omuz üzerine yerleştirilmiş dik yatay kulplu bir formdur. Boyunda ve omuzda dalgalı çizgiler yer alır. Form ve bezeme bakımından Klazomenai Tip I kraterlerine oldukça yakın olan bu vazo muhtemelen Klazomenai kökenlidir. Fig.119 Khalkidiki: (Fig.120) Olynthos: 1) Olynthus V, 28, kat.no. P33, lev ) Olynthus V, 36, kat.no. P56, lev.34. Argilos: Perron, Argilos, , kat.no , lev Fig Bu örnekler için ayrıca lekane bölümüne bakınız. 169

195 Olynthos 1 no lu örnek oldukça yüksek bir boyuna, dışa çekik yuvarlatılmış ağız kenarına, dar ve yüksek bir gövdeye sahiptir. Boyunda dalgalı çizgi, omuzda damla motifleri ile bezenmiştir. 2 no lu örnek de benzer biçimde bezenmiştir. Bu örnekte omuz daha geniş ve şişkindir. Omuz üzerinde yer alan kulp ağız yüksekliğine değin uzanmaktadır. Lykia: (Fig.121) Xanthos: Xanthos IV, 47-48, kat.no. 52, lev. 13. Limyra: Mader 2003, 35, fig. 8. Fig.121 Xanthos örneği form ve bezeme bakımından Olynthos 1 ile benzerdir. yüksek ve şişkin gövdeli bu vazo halka formunda kaideye sahiptir. Limyra da ele geçen krater ise Samos ve Miletos un geç 7. yüzyıl örnekleri ile benzerdir ve muhtemelen Güney İonia kökenlidir. Kilikia: (Fig.122) Tarsus: Tarsus III: Greek Red Glaze Ware/Kraters : kraters: 1-5) 316, kat.no , fig. 105, 148. krateriskoi: 6-11) , kat.no , fig. 106, 148. Wave-Line Wares : local krateriskoi: 12-16) 324, kat.no , fig ve 3 no lu örnekler ayrıca: Hanfmann 1956, 182, fig Mersin/Yumuktepe: Garstang , , lev.51.5; Garstang, Mersin, 258, fig ; Hanfmann 1956, 182, fig. 29. Kinet Höyük: Sonku, Kinet Höyük, 22-23, kat.no , fig , lev Sukas: 1-2) Sukas II, 25, kat.no. 95, 98, lev. 4, fig.a. Mezad Heshavyahu: 1-2) Naveh 1962, 97, fig. 7.14, 16; Fantalkin 2001, 82-83, fig G.M.A. Hanfmann red glaze ware/craters olarak adlandırdığı Tarsus ve Mersin buluntularının aynı merkezde üretildiğini öne sürmektedir 194. Hanfmann, 194 Hanfmann 1956,

196 Samos kraterleri ile benzerlik gösteren bu kraterlerin hamur özelliklerinin Samos tan farklı olduğunu gözlemiştir. Hanfmann ın bu ad altında topladığı kraterler, düz ağız tablalı, dışa çekik profillendirilmiş, dışa yatık yüksek boyunlu, geniş omuzlu ve derin gövdeli bir forma sahiptir. Fig.122 Tarsus 1-11 ve Mersin örneklerinden oluşan bu grupta yer alan kraterlerde, boyunda dalgalı çizgi, omuz üzerinde dalgalı çizgi veya merkezden çıkarak yanlara doğru açılan çizgilerden oluşan bir bezeme uygulanmıştır. Hanfmann bu vazoların hamurunu pembeden turuncu ve griye doğru değişen ve seyrek ancak iri kireç katkılı olarak tanımlar. Kahverengiden turuncuya doğru değişen bir astara sahip vazolarda bezeme kırmızı renkli firnis ile yapılmıştır. Hanfmann, benzer yapıdaki kraterleri 171

197 Smyrna, Ephesos ve Miletos ta da gördüğünü belirtmektedir 195. Buradan hareketle bu kraterlerin kökeninin İzmir Körfezi çevresinde aranması gerektiğini öne sürer. Hanfmann ın karmaşık sınıflaması içinde wave-line ware sınıfında da kraterler yer almaktadır no lu bu örneklerin Kilikia bölgesine mahsus bir kilden üretilmiş yerel taklitler olduğunu düşünmektedir. Kinet Höyük te de benzer form ve bezmeye sahip kraterler ele geçmiştir. F. Sonku tarafından incelenmiş olan bu kraterler homojen bir yapı göstermeleri nedeni ile aynı merkezde üretilmiş olduğu belirtilmekte ve Hanfmann ın teorisine uygun olarak muhtemel üretim merkezi olarak Kilikia gösterilmektedir 196. Tell Sukas ta ele geçen örnekler için G. Ploug da Hanfmann ın sınıflamalarını dikkate almaktadır. Buna göre astarlanmamış 2 no lu örneği red glaze craters grubu dışında tutar. Bu iki örneğin form bakımından şimdiye kadar gördüklerimizden oldukça farklı olduğu belirtilmelidir. Filistin de, Mezad Heshavyahu da ele geçen iki krater 7. yüzyıla aittir ve A. Furtwängler tarafından Samos tip A içinde değerlendirilmiştir 197. Karadeniz: (Fig.123) Histria: Histria IV, 96, kat.no. 636, fig. 20; Alexandrescu 1972, 115, fig.1.1. Gorgippa: Alekseeva, Gorgippiya, 34, res.24, lev. 10; Treister-Vinogradov 1993, 561, fig. 28. Histria örneği 6. yüzyıl sonuna tarihlenen yerel üretim bir vazodur. Form olarak Olynthos1 no lu örnekle benzerdir. Gorgippa dan ele geçen tama yakın örnek ise, Klazomenai de genelde omuz parçaları ile temsil edilen Tip I e dahil bir vazodur. Klazomenai kökenli olduğu şüphesizdir. Fig Hanfmann 1956, 182; Tarsus III, Sonku, Kinet Höyük, Samos III,

198 Batı Akdeniz: (Fig.124) Incoronata: Adamesteanu 1978, 314, lev. 148, fig yy Megara Hyblaea: Megara Hyblaea II, 156, lev sonu 6 başı Muhtemelen 7. yüzyılın sonlarından olan İncoronata örneği, Hanfmann ın red glaze craters grubu ve Samos örnekleri ile benzerdir. Megara Hyblaea dan ele geçen örnek de 7. yüzyıl sonu 6. yüzyıl başındandır. Boyunda ve omuzda çift sıra dalgalı çizgi ve üzengi biçimindeki kulbu ile oldukça sıradışı bir vazodur. Fig yüzyılın 2. yarısı: (Fig.125) II.3.H.2. Klazomenai Buluntuları H1: LMT80, Kuyu, kapatma dolgusu, yük: 6.1cm, ağız çapı: 34.5cm, hamur: merkezde gray-dışta light reddish brown (2.5 YR N6/-6/4) yoğun kum, taşcık ve kireç, normal mika, yüzey: pink (5 YR 7/4), firnis: yarı mat, dark gray-reddish brown (5 YR 4/1-5/4). H2: FGT00, TN: 2036, 2038, J yapısı, yük: 8.8cm, maks. gen: 8.5cm, hamur: light red (2.5 YR 6/6) çok kumlu, normal mikalı, seyrek taşçıklı, yüzey: pink (5 YR 7/4), firnis: mat, red (2.5 YR 5/8). H3: FGT00, TN: 2036, TN:2037, J yapısı, yük: 5cm, gen: 7 cm, hamur: light red (10 R 6/8) yoğun mika, normal kum, yüzey: reddish yellow (5 YR 6/6), firnis: mat, red (10 R 5/6). H4: FGT04, TN: , Kuzey sondaj I, yük: 7.6cm, ağız çapı: 25.8cm, hamur: merkezde dark reddish gray-dışta reddish yellow (5 YR 4/2-6/6) yoğun kum, normal mika, yoğun kristal, normal kireç ve taşcık, yüzey: pink (5 YR 7/4), firnis: mat, red (5 YR 5/6). H5: FGT04, TN: 1002, Kuzey sondaj I, yük: 5.8cm, ağız çapı: 33.6cm, hamur: pink (5 YR 7/4) normal kireç, çok az organik, çok az mika, yüzey: pink (5 YR 7/4), firnis: light red (10 R 6/8). H6: FGT04, TN: 1002, Kuzey sondaj I, yük: 6.9cm, ağız çapı: 37.6cm, hamur: pale red (2.5 YR 6/2) kum, taşcık, mika ve kireç katkılı, yüzey: pink (5 YR 7/4), firnis: reddish brown-dusky red (2.5 YR 5/4-2.5 YR 3/2. H7: FGT00, TN: 2036, J yapısı, yük: 6.8cm, ağız çapı: 32cm, hamur: reddish yellow-light reddish brown (5 YR 7/6-5 YR 6/4) yoğun kum, normal mika, az kireç, yüzey: light brown (7.5 YR 6/4), firnis: reddish brown-dark reddish brown (5 YR 5/4-5 YR 3/2). H8: YLD80, dağınık buluntu, yük: 10cm, ağız çapı: 39cm, hamur: light reddish brown (5 YR 6/4) az kum ve mika katkılı, yüzey: reddish yellow (5 YR 6/6), firnis: parlak, red (2.5 YR 5/8): Güngör, Yıldıztepe Nekropolisi, kat.no.d-34, 47, 91-92, fig. 20. H9: FGT98, TN:2032, E alanı, orta evre, yük: 3cm, ağız çapı: 22.1cm, hamur: pale red (10 R 6/2) normal kum, taşcık ve kireç, yüzey: pink (5 YR 7/4), firnis: mat, light red (10 R 6/8). H10: LMT80, yüzey buluntusu, yük: 8cm, gen: 4cm, hamur: reddish yellow (5 YR 6/8) yoğun kum ve mika, yüzey: reddish yellow (5 YR 7/6), firnis: mat, yellowish red (5 YR 5/6). 173

199 H11: LMT, yüzey buluntusu, yük: 11.5cm, ağız çapı: 13cm, hamur: reddish yellow (5 YR 6/6) normal mika, yoğun kum, yüzey: pink (5 YR 7/4), firnis: mat, dark gray-dark reddish gray (5 YR 4/1-4/2). H12: MGT88, TN:056, Peristhasis, maksimum boyut: 12x10.9cm, hamur: light reddish brown (5 YR 6/4) yoğun kum, kireç ve mika, yüzey: pink (5 YR 7/4), firnis: yarı mat black (5 YR 2.5/1). Form: Tüm örnekler Furtwängler in Samos A tipindedir. Ağız yapısı iki farklı türdedir. H1-H6 da, alçak, üst kısmı geniş ve düz olan ağız dışa doğru oldukça eğiktir. Ağızın gövdeden ayrılışı keskindir. H7-H10 da ise ağız yüksek, üst kısma doğru hafifçe genişleyen, düz oturma düzlemine sahiptir. H8 de omuza geçişte plastik bir bant yer alır. H9 da ağız kenarı dışa doğru çıkıntı yaparak tüm örneklerden ayrılır. Tüm örneklerde sadece omuzun üst kısmına kadar olan bölüm korunmuştur ve fazla geniş olmayan dar bir omuz izlenir. H2-H6 da, omuz üzerinde birbirine benzer biçimde yivler yer almaktadır. Bezeme: Bezeme bakımından çeşitlilik gösterirler. Ana bezeme alanı omuzdur. Bununla birlikte H8 ve H9 da boyunda da bezeme yapılmıştır. Tüm örneklerde omuza geçişte bir bant yer alır. H5 te, ağızın dışı, omuza taşacak biçimde firnislenmiştir. H7 ve H8 de boyun üstte ve altta yer alan bantlarla sınırlanmıştır. H8 ve H9 da boyunda birer dalgalı çizgi yer alır. Omuzda yer alan bezemeler kısmen korunmuştur. H1 de muhtemelen dalgalı çizgi, H2, H3, H5, H10-H12 de yatay S ler yer alır. H8 in omuz bezemesi özeldir. Üç adet dik çizgi ve bunların üzerinden geçen, muhtemelen yatay S e ait kıvrık bir çizgi yer almaktadır. Ağız oturma düzleminde H1, H4 ve H6 da dikey bant grupları, H8 de ağız kenarına eğik yerleştirilmiş bantlar yer alır. H5, H7 ve H9 da ağız tablası firnislenmiştir. H1, H4, H6, H7 ve H11 de boynun içinde bant yer alır. H1 ve H11 de omuzun iç kısmında da birer bant vardır. H8 in iç kısmı ise iki rezerve bat dışında tamamen firnislidir. Kronoloji: H2, H3 ve H7, FGT sektöründeki J yapısının 630/ yılları arasına tarihlenen ilk evre tabanında ele geçmiştir. H9 aynı sektörde E alanı olarak isimlendirilen döşeme ile ilişkilidir ve J yapısından ele geçen örneklerle aynı tarihten olmalıdır. 174

200 Fig yüzyılın ilk yarısı: (Fig.126) Tip I H13: AKRO96, TN: 025, G alanı, III. yapı katı ve altı, yük: 5.4cm, ağız çapı: 34.2cm, hamur: grayreddish yellow (7.5 YR 5/0-5 YR 7/6) yoğun mika ve çok az kum, yüzey: pinkish white (7.5 YR 8/2), firnis: gray-reddish yellow (7.5 YR 5/0-7.5 YR 7/6). H14: AKRO87, TN:015, D-F alanı, taban altı, yük: 5.4cm, ağız çapı: 16.5cm, hamur: pink (5 YR 7/4) yoğun mika, çok az kireç, yüzey: pink (5 YR 8/4), firnis: red (5 YR 5/6). H15: AKRO96, TN: 025, G alanı, III. yapı katı ve altı, yük: 9.3cm, ağız çapı: 40.2cm, hamur: reddish brown (5 YR 6/4) az kum, kireç ve mika, yüzey: pink (5 YR 7/3), firnis: light red (10 R 6/8). 175

201 H16: HBTK84, TN:085, B odası, yük: 17.8cm, ağız çapı: 31cm, hamur: merkezde light gray dışta pink(5 YR 7/1-7.5 YR 7/4) yoğun kum, kireç ve taşcık, yoğun mika, dış yüzey tamamen aşınmıştır, astar/yüzey: pink (7.5 YR 8/4), firnis: mat red (2.5 YR 5/8): Ersoy, Clazomenae, kat.no.593; Hürmüzlü, Vazo Formları, kat.no.60. Form: Bu tip 7. yüzyıl örneklerinin devamıdır. Sadece stratigrafik verilerden dolayı 6. yüzyıl içinde değerlendirilmişlerdir. H13 ve H14 ün, hafifçe dışa eğik, üst kısma doğru genişleyen ağız yapısı H7-9 ile benzerdir. H13 ve H14 te omuz üzerinde yer alan yatay kulbun çıkış kısmı korunmuştur. H15, bu örneklere benzer biçimde dışa eğik ve üst kısmı geniş, ancak yuvarlatılmış bir ağıza sahiptir. H16 da ağızın üst kısmı dışa doğru yuvarlatılmış hafif bir çıkıntıya sahiptir. Omuzun üst kısmında benzerlerini Khios 11-14, Attika 3 no lu örneklerden bildiğimiz, bir akıtacağa sahiptir. Omuz kısmı geniştir ve yumuşak bir hatla daralan bir gövde geçişine sahiptir. Bezeme: H13 te ağız kenarının içi, dışı ve üstü ile kulp çıkışı firnislidir. H14 te ağız kenarının dışı ve omuza geçişte birer bant, omuzda dalgalı çizgi yer alır. İçte ise, ağız kenarından itibaren geniş bir bant yer almaktadır. H15 te omuza geçişte bir bant, omuzda dalgalı çizgi yer alır. Kulp çıkışı firnislenmiştir. H16 nın gövdesi oldukça aşındığından bezeme korunmamıştır. Boyun, ağızın çıkıntısını rezerve bırakarak firnislenmiştir. Boynun içinde iki bant yer alır. Ağız oturma düzleminde dikey çizgi grupları yer alır. Kronoloji: H16, HBT sektöründe erken 6. yüzyılda inşa edilmiş olan B yapısının ilk evre tabanının altındaki dolgudan ele geçmiştir. H13 ve H15, Akropolis Güney Yamacı sektöründe G alanında, 6. yüzyılın ilk yarısına tarihlenen III. yapı katı tabanının altında ele geçmiş olup erken 6. yüzyıla tarihlenmektedir. TipII (Fig.126) H17: AKRO89, TN:042, P alanı, yük: 6.3cm, ağız çapı: 31.6cm, hamur: dark gray-reddish yellow (10 YR 4/1-7.5 YR 6/6), yüzey: light red (2.5 YR 6/6), firnis: pink (5 YR 8/3). H18: AKRO87, TN: 023, H alanı, taban, yük: 6.4cm, ağız çapı: 30.8cm, hamur: dark gray-reddish yellow (10 YR 4/1-7.5 YR 6/6) yoğun kum ve mika, az kireç, yüzey: pinkish white (7.5 YR 8/2), firnis: light red (2.5 YR 6/6). H19: AKRO89, TN:042, 049, tarım toprağı-p alanı, II. evre tabanı, yük: 7.6cm, ağız çapı: 20.6cm, hamur: reddish yellow (7.5 YR 6/6) normal kum ve mika, yüzey: light red (2.5 YR 6/6), firnis: light red (2.5 YR 6/6). 176

202 Fig.126 Form: Bu form Furtwängler in B grubuna ait kreterlere benzerdir. Üç örnekte de geniş ve düz bir ağız tablası vardır. Boyun ince ve dik, ağız kenarı ince, dışa çekik ve yuvarlatılmış formdadır. Omuz dardır ve boyundan keskin biçimde ayrılır. İlk iki örnekte omuz üzerine yerleştirilmiş yatay kulpların çıkış bölümü korunmuştur. Bezeme: Üç örnekte de aynı bezeme şeması kullanılmıştır. Ağız kenarı ve ağız tablası firnislidir. Omuza geçişte hem içte hem de dışta birer bant yer alır. İlk iki örnekte omuzun bezeme içeren kısmı korunmamıştır. H19 da omuz üzerinde dalgalı çizgi yer alır. Kronoloji: H17 ve H19 Akropolis Güney Yamacında P alanının II. evre tabanında ele geçmiştir ve 6. yüzyılın ortasından önceye ait olmalıdır. H18 de aynı sektördeki H alanının tabanı üzerinde ele geçmiştir. 177

203 6. yüzyılın son çeyreği: Tip I: (Standart, geniş/açık boyun/ağızlı kraterler): (Fig ) H20: AKRO92, TN:047, S alanı, yük: 7.3cm, ağız çapı: 29.4cm, hamur: light reddish brown ( 5 YR 6/4) kum, kristal, çok az kireç ve mika katkılı, yüzey: pinkish white ( 7.5 YR 8/2), firnis: dark brownbrown (7.5 YR 3/2-7.5 YR 4/4). H21: FGT86, TN: 5043, 3E I no lu oda sondajı, yük: 5.2cm, hamur: pink (5 YR 7/4) az kum, yoğun mika, yüzey: reddish yellow (5 YR 7/6), firnis: yarı mat light red-very dark gray (2.5 YR 6/8-5 YR 3/1). H22: AKRO88, TN:012, m, TN:037, kil havuzu, taban, yük: 10.3cm, ağız çapı: 27.1cm, hamur: strong brown-reddish yellow (7.5 YR 5/6-5 YR 6/6) yoğun kireç, az kum ve mika katkılı, yüzey: pink (5 YR 8/3), firnis: very dark gray-reddish yellow (10 YR 3/1-7.5 YR 6/6). H23: HBP99, TN:1001, zeytinyağı işliği, kuyu çevresi, yük: 3.7cm, ağız çapı: 28.6cm, hamur: light red (2.5 YR 6/6) yoğun mika, seyrek kum, yüzey/astar: pink (7.5 YR 8/4), firnis: yarı mat, very dark gray-dark reddish brown (2.5 YR N3/-3/4). H24: HYK01, TN: 3006, 4 yy dolgusu içi, yük: 6.5cm, ağız çapı: 36.8cm, hamur: dark gray-light reddish brown (5 YR 4/1-6/4) normal kum, az mika, seyrek kireç, yüzey: pink (5 YR 7/4), yanık kısım: reddish gray (5 YR 5/2), firnis: parlak, black-yellowish red (5 YR 2.5/1-5/6). H25: HBP95, TN:2040, Güney sektör, yük: 4.2cm, ağız çapı: 21cm, hamur: reddish yellow (5 YR 6/6) normal, normal mika, yüzey: reddish yellow (5 YR 7/6), firnis: mat, black-reddish yellow (5 YR 2.5/1-6/8). H26: AKRO83 (519), taban I, yük: 8.1cm, ağız çapı: 23.6cm, hamur: pink (5 YR 7/4) yoğun kum ve mika katkılı, yüzey: very pale brown (10 YR 8/3), firnis: very dark gray-dark grayish brown (7.5 YR 3/0-10 YR 4/2): Hürmüzlü, Vazo Formları, kat.no.106. H27: AKRO01, Kuyu kapatma dolgusu, yük: 9.5cm, ağız çapı: 42.4cm, hamur: brown-reddish yellow (7.5 YR 5/4-5 YR 7/6) yoğun kum, kireç ve az mika katkılı, yüzey: bej (5 YR 8/1), firnis: reddish yellow (5 YR 6/6). H28: FGT86, TN 003,005,006,012,047,058,071, D yapısı, yük: 13.7cm, ağız çapı: 20.1cm, kaide çapı: 10cm, hamur: light red (2.5 YR 4/2) kireç katkılı, firnis: black (5 YR 3/1), yüzey: light gray (5 YR 7/1): Ersoy, Clazomenae, kat.no.534; Hürmüzlü, Vazo Formları, kat.no.57; Ersoy 2004, 59, fig.19.b; Ersoy 2007, fig.8. H29: HBT93, TN: 068, yük: 5.6cm, ağız çapı: 34.8cm, hamur: reddish yellow (5 YR 6/6) normal kum, yoğun mika, yüzey: reddish yellow (5 YR 7/6), firnis: mat reddish brown-black (5 YR 5/4-2.5/1). H30: KET01, 4. yy dolgusu içinden, yük: 9cm, ağız çapı: 46cm, hamur: merkezde gray-dışta reddish yellow (5 YR 6/1-7/6) yoğun kum, az mika, seyrek kireç, yüzey: pink (5 YR 7/4), firnis: mat, dark reddish brown-yellowish red-red (5 YR 3/3-5/8-10 R 4/8). H31: AKRO82, TN:005, TN: 022, H alanı, tarım toprağı, yük: 9cm, ağız çapı: 54.8cm, hamur: light reddish brown (5 YR 6/4) yoğun kum, az kireç ve mika, yüzey: very dark brown (10 YR 8/3), firnis: very dark grayish brown-reddish yellow (10 YR 3/2-5 YR 6/6). H32: MGT87, TN:027, A odası, yük: 6.9cm, ağız çapı: 39cm, hamur: light reddish brown (5 YR 6/4) normal kum ve mika, yüzey: pink (7.5 YR 7/4), firnis: mat reddish brown (5 YR 5/3). H33: MGT88, TN: 005, C alanı, yük: 5.9cm, ağız çapı: 17.6cm, omuz çapı: 16.6cm, hamur: light reddish brown (5 YR 6/4) az kireç, normal mika, firnis: reddish brown (2.5 YR 4/4), astar: reddish yellow (5 YR 7/6): Ersoy, Clazomenae, kat.no.473. H34: MGT88, TN: 032, D alanı, yük: 5.5cm, ağız çapı: 25cm, hamur: reddish yellow (5 YR 7/6), firnis: red (2.5 YR 4/6), yüzey: reddish yellow (7.5 YR 7/6): Ersoy, Clazomenae, kat.no.474. H35: MGT89, TN: 069, A odası, yük: 9.5cm, ağız çapı: 24cm, hamur: reddish yellow (7.5 YR 7/6) mikalı, firnis: red (2.5 YR 6/6), yüzey: reddish yellow (7.5 YR 7/6): Ersoy, Clazomenae, kat.no.475. H36: AKRO82, Sur dolgusu, yük: 12.1cm, ağız çapı: 28.6cm, hamur: gray-reddish yellow (2.5 YR 5/0-5 YR 6/6), yüzey: light gray (5 YR 6/1), firnis: very dark gray (5 YR 3/1). H37: HBP92, TN: 042, Güney sektör, 3 no lu anakaya çukuru, yük: 6.1cm, ağız çapı: 46.6cm, hamur: merkezde gray-dışta pink (5 YR 5/1-7/4) yanık kısım: dark gray (5 YR 4/1)yoğun kum ve mika, yüzey: pink (5 YR 7/4), firnis: mat, very dark gray-yellowish red (5 YR 3/1-5/8). H38: LMT00, tarım toprağı, yük: 3.8cm, ağız çapı: 11.2cm, hamur: pink (5 YR 7/4) yoğun kum, normal mika, yüzey: reddish yellow (5 YR 7/6), firnis: mat, black-reddish yellow (5 YR 2.5/1-6/8). 178

204 Fig.127 H39: LMT79, yüzey buluntusu, yük: 6cm, ağız çapı: 33.6cm, hamur: reddish yellow (5 YR 6/6) yoğun kum ve mika, seyrek taşcık, yüzey: pink (5 YR 7/4), firnis: yarı mat, black-reddish brown (5 YR 2.5/1-5/4), ek boya: white (5 YR 8/1). H40: FGT86, TN: 072-1, D yapısı, yük: 10.9cm, ağız çapı: 20cm, hamur: reddish yellow (5 YR 6/6) kireç ve kum, firnis: dark reddish gray (5 YR 4/2), yüzey: pinkish white (5 YR 8/2): Ersoy, Clazomenae, kat.no.533; Hürmüzlü, Vazo Formları, kat.no.58; Ersoy 2004, 59, fig.19.a; Ersoy 2007, fig

205 H41: AKRO88, TN:014, K alanı, taban, AKRO89, TN:001, O alanı, tarım toprağı, AKRO01, Kuyu, mimari bloklar-kullanım dolgusu, AKRO82 sur, yük: 9.4cm, ağız çapı: 29.7cm, hamur: pink (5YR 7/4) normal kum, kireç ve mika, firnis: yarı mat red (7.5 YR 4/8), yüzey: hamur ile aynı, ek boya: white (5 YR 8/1). Fig.128 Form: Geç 6. yüzyılda Klazomenai de çok yaygın olan bu krater tipi, erken 6. yüzyılın ilk tipinden türemiştir. Ele geçen örneklerin tümü sadece ağız-omuz 180

206 parçalarından ibarettir. Sadece H28 tüm profile sahiptir. Kraterlerin ağız açıklığı gövde genişliğindedir. H38, yaklaşık 11cm lik ağız çapı ile en dar çapa sahip örnektir. Diğer kraterler ağız çapına göre dört gruba ayrılabilir: 1) 18-25cm: H25, H26, H28, H33, H34, H35, H40. 2) 28-30cm: H20, H22, H23, H36, H41, 3) 35-40cm: H24, H27, H29, H32, H39, 4) 45-55cm: H30, H31, H37. Dışa eğik, alçak bir boyun tüm örneklerde görülür. Boyundan omuza geçiş keskindir. Omuz dar ve dik, gövde derin ve küreseldir. Omuz üzerine yatay olarak ve aşağıya eğik biçimde yerleştirilmiş yuvarlak veya oval kesitli kulplara sahiptirler. Ağız yapısına göre altı farklı grup gözlenmektedir. 1) H20-H25, bu tip kraterlerin standart ve ideal ağız tipine sahiptir: Düz ve geniş ağız tablası, dışa çekik yuvarlatılmış muntazam, ince bir ağız kenarı. 2) H26-H30 da ağız kenarı boyunla kaynaşarak belirsizleşmiştir. Ağız tablası içe eğiktir. 3) H31-H32 de ağız kenarı dışa çekik ve yuvarlatılmış formunu korur ancak ağız tablası bir oyuk biçimindedir. 4) H33-H35 te ise, ağız tablasının içe eğimi ve ağızın boyunla kaynaşması artmış, sivri uçlu, dışa eğik bir ağıza dönüşmüştür. 5) H36-38 de, erken 6. yüzyılın Tip I indeki gibi, dışa eğik, düz ve geniş ağız tablasına sahip boyunla kaynaşmış bir ağız profili gözlenir. Bu örneklerin sözü edilen erken tiple ilişkisi, boyun oyuntusunun ihmal edilmesinden ileri gelmektedir. Erken tipin bozulmaksızın yüzyılın sonuna değin yaşadığını iddia etmek mümkün değildir. 6) H39-H41, dışa eğik, ince bir ağıza sahiptir. Bu tip kraterlerin gövde yapısı hakkında H28 ve H40 bize fikir vermektedir. İki örnekte de yarı küresel bir gövde, H28 de halka formunda bir kaide yer alır. Küçük ve derin gövdeli H28 ve aynı boyuttaki kraterlerin Attika da ele geçen benzerlerinin lekane olarak sınıflandığını belirtmek gerekir (Attika 2 no lu örnek). Ancak, büyük boyutlu olan ve kesin olarak krater olarak sınıflanması gereken örneklerle olan benzerliğinden dolayı bu vazolar krater formu altında değerlendirilmiştir. Miletos 6, 7-9, Larisa 1-2 no lu örnekler incelediğimiz kraterlerle benzer forma sahiptir. Gorgippa da ele geçen krater ise, hem form hem de bezemesinden dolayı Klazomenai kökenli olmalıdır. Bezeme: Bezeme büyük ölçüde standarttır. H35 ve H41 dışında tüm örneklerde boynun dışı ve içi firnislidir. H35 te ağız kenarı firnisli, boyun rezervedir. H41 de boynun içi rezerve bırakılmıştır. H39 ve H41 de ise boyun üzerindeki firnisli alanda beyaz ek boya ile yapılmış dalgalı çizgi yer alır. Kulpların yer aldığı omuz kısmında, 181

207 H41 hariç tüm örneklerde dalgalı çizgi yer alır. H41 de ise bu alanda alternatif olarak firnis ve beyaz ek boya ile yapılmış yatay S ler yer almaktadır. Çok az örnekte bu alanın alt kısmı korunmuştur. Korunanlarda ise tek ya da çift bant uygulandığı görülür. Korunmuş olan örneklerde kulplar ve H28 de kaide firnislidir. Ağız tablası H25-H27, H31, H33, H35, H37 ve H40 ta dik çizgi grupları ile bezenmiştir. H23 te bu alanda dalgalı çizgi, H29 da hem dik çizgi grupları arasında dalgalı çizgi yer alır. H27, H28, H36 ve H40 ta gövdenin içinde orta kesimde de bantlar yer alır. H28 de tondoda ince çemberler yer almaktadır. Kronoloji: Akropolis Sektöründe ele geçen H20, H22, H26, H27, H31, H36 ve H41, 6. yüzyılın son çeyreğine tarihlenen dolgular içerisinden ele geçmiştir. H28 ve H40, FGT sektöründe, D yapısının 6. yüzyılın son çeyreğine ait, son evre tabanı ile ilişkili olarak ele geçmiştir. H33, MGT sektöründe 6. yüzyıl sonuna tarihlenen C alanında, H34 D alanında bulunmuştur. H35 aynı sektördeki A yapısının 6. yüzyılın son çeyreğine tarihlenen ilk evre taban dolgusu içinden ele geçmiştir. TipII: (Stamnoid kraterler) (Fig ) H42: MGT90, TN:050, B alanı, TN:142, K yapısı, yük: 10cm, ağız çapı: 26cm, hamur: pink-light gray (5 YR 7/4-6/1) normal mika ve kireç, yüzey: reddish yellow (5 YR 7/6), firnis: black (2.5 YR 5/0): Ersoy, Clazomenae, kat.no.458; Hürmüzlü, Vazo Formları, kat.no.55. H43: AKRO83, enkaz arası, yük: 7.3cm, ağız çapı: 24.5cm, hamur: reddish yellow (5 YR 6/6) az kum, kireç ve mika, yüzey: pink (5 YR 8/4), firnis: mat, dark gray (5 YR 4/1). H44: LMT80-01, Kuyu, kapatma dolgusu-kullanım dönemi, yük: 24.2cm, ağız çapı: 19.8cm, omuz çapı: 34cm, hamur: light red (10 R 6/8) normal kum ve kireç, yoğun mika, yüzey: reddish yellow (5 YR 7/6), firnis: parlak, red-dark reddish brown (10 R 5/8-5 YR 3/2), ek boya: mat, white (5 YR 8/1). H45: AKRO87, 88, TN:004, 005, yük: 6.4cm, ağız çapı: 29.5cm, hamur: red (10 R 5/6) yoğun kum, kireç ve mika, yüzey: light brownish gray (10 YR 6/2), firnis: yarı mat, very dark gray-brown (2.5 YR 3/0-7.5 YR 4/2). H46: MGT90, TN:041, 045, 056, F yapısı, yük: 11cm, ağız çapı: 34.4cm, hamur: light reddish brownlight red (5 YR 6/4-2.5 YR 4/2) az kum, yoğun mika, yüzey: light red-reddish brown-gray (10 R 6/6-5 R 5/1-5 YR 5/1), firnis: yarı mat red -very dark gray (10 R 5/8-5 YR 3/1), ek boya: white (10 YR 8/2): Ersoy, Clazomenae, kat.no ; Hürmüzlü, Vazo Formları, kat.no.56. H47: AKRO82, TN: 034, C alanı, taban altı dolgusu, yük: cm, ağız çapı: 29.6cm, hamur: light reddish brown (5 YR 6/4) yoğun kum, az kireç ve mika katkılı, yüzey: pinkish gray (5 YR 7/2), firnis: very dark gray (7.5 YR 3/0), ek boya: white (7.5 YR 8/1), weak red (10 R 4/4): Hürmüzlü, Vazo Formları, kat.no.54. H48: KET01-03, 4. yy dolgusu içi, yük: 13.9cm, boyun çapı: 11.8cm, omuz çapı: 24.8cm, hamur: pink (5 YR 7/4), yanık kısım: light gray (5 YR 7/1) normal kum, az kireç ve normal mika, yüzey: pinkish gray-pink (5 YR 6/2-7/4), firnis: yarı mat, black (5 YR 2.5/1), ek boya: white (5 YR 8/1). H49: KET80, tarım toprağı, maksimum ölçü: 10.5x15cm, hamur: light reddish brown (5 YR 6/4) yoğun mika ve kum, normal taşcık, seyrek kristal, yüzey: pink (5 YR 7/4), firnis: mat, dark reddish gray (5 YR 4/2), ek boya: white (5 YR 8/1). H50: LMT80, yüzey, maksimum ölçü: 6.6x4.4cm, hamur: light reddish brown (5 YR 6/4) yoğun kum ve kireç, normal mika, yüzey: pink (5 YR 7/4), firnis: reddish brown (5 YR 5/3), ek boya: white (2.5 YR 8/0). 182

208 H51: HBT92, TN:047, 048, Güney sektör, yük: 12.3cm, ağız çapı: 18.5cm, omuz çapı: 30cm, hamur: light reddish brown (5 YR 6/4) yoğun kum, normal mika, yüzey: pink (5 YR 7/4), firnis: yarı mat black-dark reddish brown (5 YR 2.5/1-3/3), ek boya: white (5 YR 8/1). H52: HBT92, ,047, Güney sektör, yük: 7.4cm, ağız çapı: 15.3cm, omuz çapı: 24.4cm, hamur: reddish yellow (5 YR 6/6) yoğun mika, seyrek kum, yüzey: reddish yellow (5 YR 7/6), firnis: mat, light red-very dark gray (2.5 YR 6/8-N3/). Fig.129 Form: Gövde genişliğine nazaran dar bir boyun açıklığına sahip bu tip kraterler, geniş ve oval formda bir gövdeye sahiptirler. Yüksek ve dışa eğik bir boyun, kalın bir ağız kenarı, omuz üzerine dik olarak yerleştirilmiş yatay kulpları ile Attika stamnoslarına (Fig.139) benzer bir forma sahiptir. Bu nedenle bu form stamnoid krater olarak adlandırılmıştır. Tüm olarak ele geçen örnek yoktur. Ağız profili 183

209 dışında tüm örnekler benzer boyun ve gövdeye sahiptir. Hafif dışa eğik boyun keskin biçimde gövdeye birleşir. Bu geçiş noktasında H45, H47 ve H48 de plastik bir halka yer alır. Omuz bölümü aşağıya eğiktir. Gövde, H44 ten anladığımız kadarı ile, en geniş bölümü, omuz-karın geçişi olan oval formdadır. H42-H45 benzer ağız yapısına sahiptir. Düz, hafif içe eğik ağız tablası dörtgen formdadır. Ağız dışa çekik olup dış yüzü dik ve düzdür. Ağız kenarını alt kısmındaki dönüşü, metalik biçimde keskin bir profile sahiptir. H46 ve H47 de ağız içe eğiktir. H46 da kalın, H47 de incedir. H51 ve H52 de ağız boyunla kaynaşmıştır ve dışa çekik yuvarlatılmış bir profile sahiptir. Fig.130 Bezeme: H45 ve H46 hariç tüm örneklerde ağızın dışı ve omuza geçiş bölümünü de içerecek biçimde boyun firnislidir. H45 ve H46 da ise ağız kenarının dışı ve omuza geçiş bölümünde bantlar yer alır. H44, H48 ve H52 dışında boynun iç kısmında kalın bir bant vardır. Omuz bezemesi çeşitlilik gösterir. H42-H43 te bezemenin çok az bölümü korunmuştur. Korunan bölümlerden yatay S lerin yer aldığı anlaşılmaktadır. H44, H48-H50 de, yatay S lere aplike edilmiş floral bezekler yer almaktadır. H44 te omuz bezemesinin altında dalgalı çizgi, omuzda kalın bir bant yer almakta, bunun üzerinde ise beyaz boya ile yapılmış çift dalgalı çizgi görülmektedir. H45 ve H46 da, floral bezekler ve dalgalı çizgiler birarada kullanılmıştır. H51 de, omuzda kulp kenarını iki dik çizgi sınırlar ve bu alanda beyaz ek boya ile yapılmış yatay S ler yer alır. H52 de çift sıra dalgalı çizgi yapılmıştır. 184

210 Kronoloji: H42 ve H46, MGT sektöründe, 6. yüzyılın son çeyreğine ait K ve F yapıları ile ilişkili olarak ele geçmiştir. Akropolis sektöründe ele geçen örnekler de aynı döneme ait tabakalardan gelmektedir. H44, Limantepe kuyusunun kullanım ve kapatma dolgusu içinden toplanan parçalardan biraraya getirilmiştir. 5. yüzyıl: (Fig.131) H53: ASI90, TN:051, yük: 7.2cm, ağız çapı: 26.6cm, hamur: merkezde gray-dışta reddish yellow (5 YR 5/1-6/6) normal kum, yoğun mika, yüzey: pink (5 YR 8/4), firnis: dark reddish brown (5 YR 3/2): Güngör, Karantina Adası, kat.no H54: ASI90, TN:041, yük: 14.5cm, ağız çapı: 29cm, hamur: pink (5 YR 7/4) yoğun kum ve mika, normal kireç, yüzey: pink (5 YR 8/4), firnis: reddish yellow-dark brown (5 YR 6/6-7.5 YR 3/2), ek boya: white (5 YR 8/1): Güngör, Karantina Adası, kat.no. 269; Güngör 2004, 127, fig.12. Fig.133 Form: Her iki örnek de boyunsuzdur, dışa çekik ve yuvarlatılmış ağıza sahiptir. Bu ağız tipi bir önceki dönemin 5 no lu ağız tipi ile kıyaslanabilir (H36-H38). H53 dar ve sığ gövdeli, H54 geniş ve yüksek gövdelidir. Bezeme: H54 te sadece ağız kenarının dışı, H53 te ise hem ağız kenarı hem de omuzun üst bölümü firnislidir. Ağızın iç kısmında da birer bant yer alır. İki örnekte de omuzda dalgalı çizgi uygulanmıştır. Bu bölümün altında, ilk örnekte iki ince bant, H54 te ise aralarında beyaz boya ile yapılmış ince bantlar olan iki kalın bant yer alır. H53 ün ağız tablası dik çizgi grupları ile bezelidir. II.3.H.3. Kraterlerin Form Bakımından Değerlendirilmesi Ağırlıklı olarak 7. yüzyılın son çeyreğinden itibaren geniş bir coğrafya içinde karşımıza çıkan krater tipinin Geometrik Dönem krater formunun bir devamı olduğu, Samos, Miletos ve Khios örnekleri ile anlaşılmaktadır. Bu form bu üç merkez dışında 185

211 Klazomenai de de yoğun biçimde karşımıza çıkar. Ayrıca hem ithal hem de yerel üretim olan örnekler Kilikia, Levant ve Güney İtalya da da karşımıza çıkmaktadır. Söz konusu form, hafifçe dışa eğik, düz profillendirilmiş, geniş ağız tablasına sahip derin ve yayvan gövdelidir. Samos kraterleri 6. yüzyılın ortalarına değin bu formun devam ettiğini göstermiştir. Klazomenai buluntuları da bunu destekler. Söz konusu formun 7. yüzyılın sonları ve 6. yüzyılın başında yoğunlaştığı görülür. 7. yüzyılın son çeyreğine tarihlenen, H2-H6 ile temsil edilen, kısa boyun/ağızlı, omuzunda yivler yer alan krater tipi Klazomenai için karakteristiktir. Omuz üzerindeki yivler başka hiçbir merkezden bilinmemektedir. Klazomenai de 6. yüzyılın ikinci çeyreği içinde yüksek boyunlu ve dışa çekik yuvarlatılmış ağız kenarına sahip yeni bir krater formu ortaya çıkar (Tip II). A. Furtwängler bu formun da Geometrik içe eğik geniş yuvarlatılmış ağızlı krater formundan türediğini öne sürmektedir 198. Gerek hamur ve firnis gibi teknik özellikleri, gerekse form ve bezeme şeması bakımından üç örnek de büyük bir bütünlük gösterir. Benzer örneklerin Samos tan geldiği yukarıda belirtilmiştir. 6. yüzyılın son çeyreği içinde temel form özelliklerine göre iki tip tespit edilmiştir. İlk tip içinde farklı ağız profilleri gösteren ancak temelde 6. yüzyılın kraterlerinden türediği açık olan vazolar toplanmıştır. Bu tipte gövde yapısı erken örneklerle benzerdir. Ağız yapısının ise 6. yüzyıl ilk yarısı Tip II de gözlediğimiz, geniş oturma düzlemine sahip, dışa çekik yuvarlatılmış ağızdan türediği ve çeşitlendiği açıktır. Bu krater tipine benzer örnekler Miletos ve Larisa dan gelmektedir. Attika 1 ve Gorgippa vazoları bizim örneklerimizle oldukça benzerdir ve muhtemelen Klazomenai kökenlidir. 5. yüzyıl örneklerinde eğik ve kalın ağızlı boyunsuz kraterlerin benzerleri 6. yüzyılın son çeyreğinde de gözlenmektedir. Bu da bize formun ağzının boyunla kaynaşması sonucu 5. yüzyılda bu biçime ulaştığını gösterir. H39-H41 ise boyut bakımından krater olarak sınıflanmış olmakla birlikte ağız-gövde yapısı bakımından kylikslere benzemektedir. Benzer forma sahip bazı örnekler Thasos ta Phari den ve Khalkidiki den gelmektedir 199. Stamnoid krater olarak adlandırdığımız son tip ise kapalı bir forma sahiptir. Bu form destekli kraterlerle kıyaslanabilir. Ancak alçak ve dışa eğik boyunlu, dar ağız tablalı, omuzun 198 Samos III, Thasos örnekleri için bkz: Blondé et al. 1992, 24-28, kat.no.8-10, fig Khalkidiki örnekleri için bkz: Perron, Argilos, coupe cratere, lev

212 düşük olduğu bu form temelde standart Attika stamnoslarını model almaktadır. Olynthos 2 no lu örnek de benzer bir forma sahiptir. En yakın benzer formlar figürlü seramik ekollerinde karşımıza çıkar. Tarsus ta ele geçen ve Hanfmann ın Fikellura or Protofikellura grubu içinde değerlendirdiği bir krater (Fig.134a) 200 ve Naukratis te bulunmuş olan Güney İonia Orientalizan stilinde bezenmiş krater 201 (Fig.134b) benzer formlardır. Klazomenai geç orientalizan stilinde bezenmiş krateriskoslar da omuz üzerinde kulplara sahip oluşları ile bu tip kraterlere benzerdirler (Fig.134c) 202. Figürlü seramik ekollerinden olan bu örneklerin tümü 6. yüzyılın ilk yarısına işaret etmektedir. Berezan dan ele geçen ve bezemesindeki alışılmamış kompozisyonla dikkat çeken krater de form bakımından bu tipe benzemektedir. 6. yüzyılın başlarına tarihlenmekte olan bu vazonun yerel üretim olduğu konusunda fikirler öne sürülür. Klazomenai siyah figür seramiğinde genelde destekli kraterler kullanılmış olup bu tipe örneklik etmiş olabilecek çağdaş başka kraterler mevcut değildir 203. Yukarıda da değinildiği gibi Attika stamnosları bu tipe esin kaynağı olmuş olmalıdır. a b c d Fig Tarsus III, , kat.no. 1603, fig.107, 149, ayrıca benzer formda krater ağız parçası için: 320, kat.no. 1589, fig. 106; Samos VI.1, 8, kat.no. 166, lev Samos VI.1, kat. no. 645, lev Bu krateriskoslar için bkz: Aytaçlar, Klazomenai Orientalizan Seramiği, 169, kat.no. K924, K924a, E.1344, lev J.M. Cook un Smyrna dan ele geçen siyah figürlü malzeme için yaptığı sınıflamada North Ionic Column Krater olarak isimlendirdiği bu vazolar için bkz: Cook 1965, , kat.no.43-53, lev

213 II.3.J. DİNOS (LEBES) Günümüzde yaygın olarak dinos olarak isimlendirilen bu formun antik ismi λέβης tir 204. Yarı küresel, kaidesiz vazolar olan dinoslar, özel olarak tasarlanmış ayaklar üzerine oturtulurlardı. Hem bronz hem de pişmiş topraktan yapılmış örnekler bilinmektedir ve Richter ve Milne, bronz olanların yemek pişirmekte, pişmiş topraktan olanların ise krater gibi şarap servisinde kullanıldıklarını tespit etmiştir 205. Amyx, haklı olarak, pişmiş toprak örneklerin metalden yapılanların taklitleri olduğunu öne sürer 206. Fig İsimlendirme konusundaki tartışmalar ve formun genel özellikleri için bkz: Richter-Milne, Shapes, 9-10, fig.69-71; Amyx 1958, ; Kanowski, Containers, 86-88; Cook, GPP, Richter-Milne, Shapes, Amyx 1958,

214 II.3.J.1. Klazomenai Dışındaki Merkezlerde Ele Geçen Dalgalı Çizgi Bezekli Dinoslar (Fig.135) Samos: Eilmann 1933,106, fig. 47; Samos VI.1, 131, kat.no. 500, lev. 61. Khios: 1-3) Boardman, Emporio, 115, kat.no , lev.29, fig.70. Miletos: 1) von Graeve 1975, 45, kat.no. 12, fig ) Kerschner 1999, 15, kat.no.7, fig ) Voigtländer 1982, 43, kat.no.64-67, fig.12. Voigtländer in dinos olarak sınıfladığı diğer vazolar, burada stamnos formu altında değerlendirilmişlerdir. Tarsus: Tarsus III, , kat.no , lev , 152. Mersin: Barnett 1939, , kat.no.1-3, lev.79: 3, 4, 6. Attika: Agora XII, 57, kat.no.85, lev.4. Knossos: Coldstream-Macdonald 1997, 224, 240, kat.no.23, fig.16 İonia da figürlü seramik ekollerinde yaygın olarak kullanılmış olan bu form dalgalı çizgi bezekli seramikte ender olarak karşımıza çıkar. Samos ta bulunan minyatür bir örnek sadece bantlarla bezenmiştir. Miletos 1 ve 2 no lu örnekler 7. yüzyıldandır. Ağız tablasının dışa eğik profili Khios 1 de de gözlenmektedir. Sadece ağız parçalarından ibaret olan bu örneklerde bezemeye dair tek iz bantlardan ibarettir. Khios 1 no lu örnek 7. yüzyılın başına, 3 no lu örnek son çeyreğine aittir. 1 ve 2 no lu örneklerde ağız tablasının daha dar oluşu dikkat çeker. Ağız tablalarının üzerinde dik çizgi grupları ve kum saati motifi ile bezeli olan bu örneklerde gövde, dik ya da verev çizgilerle bezenmiştir. Bu örneklere form ve bezeme olarak benzeyen ve çağdaş olması gereken bir grup dinos Tarsus-Gözlükule de de açığa çıkarılmıştır. G.M.A.Hanfmann bu dinosları teknik bakımından ikiye ayırır: ilk grup red-brown on pink-buff, ikincisi black-brown on white slip. Bu dinosların omuzları üzerinde dik çizgilerle oluşturulan metoplar içinde zikzak grupları yer alır. Mersin/Yumuktepe de de üç dinos ağız parçası ele geçmiştir, bunlardan biri az önce incelenen gruba dahildir. Örneklerden birinde omuz üzerinde yatay S motifi yer alır. Tümü de yüzyıl malzemesinin bir arada ele geçtiği level III ten gelmektedir 207. Atina Agorasından gelen örnek 6. yüzyılın ortasına tarihlenir. Bu dinosta gövde alternatif olarak yerleştirilmiş firnis ve kırmızı ek boya bantlarla bezelidir. 6. yüzyılın sonu ve 5. yüzyıla ait örnekler ise, Miletos ve Knossos tan gelmektedir. Miletos örneklerinde ağız oldukça alçak, ağız tablası oldukça dardır. 64 no lu örnekte omuz üzerindeki panelde stilize sarmaşık yaprağı dizisi yer alır ve 6 no lu 207 Garstang , Benzer ağız formu Korinth te pyksislerde de uygulanmaktadır (convex pyxis with vertical hendles and lebes rim). Bezeme bakımından da bu örnek Korinth pyksislerine benzemektedir: Corinth VII.V, 40-43, kat.no.26-42, lev.2-3, fig

215 örneklerde mevcut parçalar üzerinde, omuzda rezerve bir bant oluşturacak biçimde firnislendiği görülür. 5 no lu örnekte ise gövde tamamen firnislidir. Gerek form gerekse bezeme bakımından Miletos örnekleri 5. yüzyıl örneklerimizle uyum gösterir. Knossos ta geç 6. yüzyıl-5. yüzyıla tarihlenen bir depozitte ele geçen dinosun ağız tablası dar, ağız profili dışta dik ve keskin, içte yuvarlatılmıştır. Omuz üzerindeki ince rezerve bant dışında gövde tamamen firnislenmiştir. Klazomenai de, Geç Geometrik Dönemden itibaren bilinen dinos 209, Erken Orientalizan Stilde de yoğun olarak karşımıza çıkar 210. Bu formun bu stilin sonuna değin üretildiği anlaşılmaktadır. Bununla birlikte Klazomenai Siyah Figür tekniğinde bezeli vazo formları arasında da dinosa rastlanır 211. Dalgalı çizgi bezekli grup içinde ise ele geçen örneklerin tümü 6. yüzyılın son çeyreği ile 5. yüzyıla aittir. Bütün olarak ele geçen hiçbir örnek olmadığı gibi, birkaç örnek dışında hepsi sadece ağız ve omuz parçasından ibarettir. 6. yüzyılın son çeyreği: (Fig.136) II.3.J.2. KlazomenaiBuluntuları J1: AKRO92, TN:002, R alanı, tarım toprağı-taş dolgu, yük: 6.7cm, ağız çapı:19.6cm, hamur: reddish yellow (5 YR 7/6) çok az kum, az kireç ve yoğun mika katkılı, yüzey: (10 YR 8/3), firnis: (2.5 YR 2.5/4-7.5 YR 5/8). J2: AKRO01, Kuyu, kapatma dolgusu, yük: 5.5cm, ağız çapı:13.6cm, hamur: reddish yellow (5 YR 6/6) yoğun kristal, az kireç ve mika katkılı, yüzey: pink (5 YR 8/3), firnis: reddish brown (5 YR 5/4). J3: LMT01, Kuyu, kapatma dolgusu, yük: 4.1cm, ağız çapı: 12cm, hamur: pink (5 YR 7/4) normal kum ve mika, seyrek kireç, yüzey: pink (5 YR 8/4), firnis: mat, reddish yellow-red (7.5 YR 7/8-2.5 YR 4/6). J4: FGT86, TN: 007, 012, 017, D yapısı, yük: 8.4cm, ağız çapı: 21.2cm, hamur: pinkish gray (5 YR 6/2) normal kireç, az mika, yüzey: reddish brown (5 YR 6/3), firnis: pinkish gray-reddish gray-black (5 YR 6/2-5/2-7.5 YR 2/0): Ersoy, Clazomenae, kat.no.536; Hürmüzlü, Vazo Formları, kat.no.133; Ersoy 2004, 59, fig.19.d. J5: MGT90, TN:083, H odası, yük: 2.5cm, ağız çapı: 16.6cm, hamur: reddish yellow (5 YR 7/6) yoğun mikalı, normal kum, yüzey: pink (5 YR 8/4), firnis: red (2.5 YR 5/8), Ersoy, Clazomenae, kat.no.460. J6: MGT90, TN:126, F yapısı, yük: 3cm, ağız çapı: 19.8cm, hamur: reddish yellow (5 YR 5/3) normal kireç ve mika, yüzey: pinkish gray (5 YR 6/2), firnis: reddish brown (5 YR 4/4): Ersoy, Clazomenae, kat.no Geç Geometrik dinoslar için bkz: Aytaçlar, Klazomenai Orientalizan Seramiği, kat.no.kg.12, EG.7, lev Orientalizan stilde bezeli dinos formu için bkz: Aytaçlar, Klazomenai Orientalizan Seramiği, 28 (EOS-1), 45 (EOS-2), (OOS). Geç Orientalizan Stilde dinosa rastlanmamış olsa da dinos ayakları bu formun son grupta da devam ettiğine işaret eder: 175, E a, lev Özer, Klazomenai Siyah Figür Seramiği, Kampana grubuna ait örnekler için: , kat. no , lev.30, şek.12, üzerinde atlıların betimlendiği iyi korunmuş bir örnek için: , kat.no.311, lev.37, şek.12, balık pulu ile bezeli bir örnek için bkz: 138, kat.no.372, lev.43, şek

216 J7: HBT90, TN: 3038, Güney sektör, Roma dönemi tahrip alanı, yük: 4cm, ağız çapı: 14.9cm, hamur: light reddish brown (5 YR 6/4) normal kum, yoğun mika, yüzey: pink (5 YR 8/4), firnis: mat reddish brown(5 YR 5/3). J8: HBP99, TN:5014, güney sektör, Roma tabakası, yük: 3.3cm, ağız çapı: 28cm, hamur: merkezde dark gray-içte reddish brown (5 YR 4/1-5/4) seyrek mika, normal kum, çok az taşcık, yüzey: pink (5 YR 8/3), firnis: mat, reddish brown (5 YR 5/3). J9: HBP95, TN:3013, Güney sektör, 10B kuyusu, kapatma dolgusu, yük: 2.3cm, ağız çapı: 26.6cm, hamur: light reddish brown (5 YR 6/4) normal kum ve mika, yüzey: reddish yellow (7.5 YR 8/6), firnis: yarı mat, very dark gray (7.5 YR N3/), ek boya: pinkish white (7.5 YR 8/2). J10: HBP96, TN:024, Güney sektör, G26 Kuyusu, kapatma dolgusu, yük: 1.5cm, ağız çapı: 24cm, hamur: pink (5 YR 7/4) normal kum, seyrek mika, yüzey/astar: pink (7.5 YR 8/4), firnis: mat, dark gray-brown (7.5 YR N4/-5/4). J11: HBT00, TN: 6006, Güney sektör, 6. yy. Kanalı, 4. yüzyıl-roma dolgusu, m, Maksimum boyut: 8.5x6.8cm, hamur: reddish yellow (5 YR 6/6) yoğun mika, yüzey: pink (5 YR 7/4), firnis: yarı mat, dark reddish brown-yellowish red (5 YR 3/2-5/6). Fig.136 Form: Düz ve geniş bir ağız tablası, içe dönüşte incelerek yuvarlatılmıştır. Ağızın içteki bu profili üçgen biçimlidir. Sadece J4 te bu bölüm dik olarak kesilir ve küttür. Ağız gövdeye geçişte de yuvarlatılarak hafifçe dışa çekilmiştir. Gövde formu, 191

217 kanonik olarak küreseldir. Örneklerin hiçbirinde gövde tamamen korunmadığı gibi, gövde altına dair bir kanıt da yoktur. Bu nedenle gövde formuna göre bir sınıflama yapılamaz. Bununla birlikte ağız çapına göre değerlendirildiğinde iki grup oluşturulabilir: J2, J3, J5 ve J cm arasında, diğer örnekler 19-28cm arasında ağız çapına sahiptir. Ağız çapı vazonun büyüklüğü ile ilişkilidir ve formda bu iki grup arasında bir fark yoktur. Omuzun ağızla birleşimine göre de iki grup oluşturulabilir: J1, J2, J4-J6, J9 ve J10 da gövdeden itibaren yuvarlak bir hatla ağıza ulaşılır. J3, J7 ve J8 de ise, omuz kısmı düz bir profile sahiptir. Bu ayrımın sadece tesadüfi olduğu, tipolojik bir anlam ifade etmediği belirtilmelidir. Bezeme: J1, J2, J5-J10 da ağız kenarı içte firnislenmiştir. Bu bant J1, J2, J5, J7 ve J9 da ağız tablası üzerine de taşar. Ağız tablası üzerindeki bezeme sadece korunmuş parça izin verdiği kadar tespit edilebilir: J2, J4 ve J9 da dalgalı çizgi, J1, J5, J6 ve J10 da dik çizgi grupları, J8 de uçları içe bakan üçgenler yer alır. J3 ün korunmuş kısmı tamamen boyalıdır. J7 de ise korunmuş kısımda herhangi bir bezeme yer almaz. Dalgalı çizgi ve üçgenlerin ağız tablasını tamamen dolaştığı anlaşılmaktadır. Bununla birlikte dik çizgi grupları, olasılıkla belli aralıklarla (muhtemelen dört kez?) tekrarlanmaktadır. J1, J2, J4, J5, J7 ve J9 da ağız kenarı omuzla birleşim yerini de içerecek şekilde tamamen firnislenmiştir. J1, J2, J9 ve J10 da bu bant ağız tablasına da taşar. J3, J6 ve J10 da ağız kenarı ve omuz bu örneklere benzer şekilde firnislenmiştir, ancak ağızla omuzun birleşim yerinde rezerve bir bant yer alır. J8 de tüm örneklerden farklı olarak ağız kenarı rezervedir. Bu alanda bir düzen göstermeyen noktalar yer alır. Ağız kenarının omuzla birleştiği noktada ince bir bant uygulanmıştır. J1, J2, J3, J5, J8 ve J10 da omuz üzerinde yer alan dar bir band içinde hızlı dalgalı çizgi bezeği yer alır. J1 ve J10 da bu alan hem üstte hem de altta ince bir çizgi ile sınırlanmıştır. J5 te de üstte ince bir bant yer alır, alt kısım korunmamıştır. J2, J8 ve J11 de ise bu bant sadece alt kısımda kullanılmıştır. J11 bir dinoson omuzuna ait olması gereken gövde parçasıdır. Üst kısmında genişçe bir bant yer alır. Bunun altında ise, yine dar bir alanda hızlı dalgalı çizgi motifi kullanılmıştır. J4 te omuzda iki ince bant arasında kalın bir bant yer alır. Bu bant, az önce ele alınan örneklerde dalgalı çizginin yer aldığı alana denk gelir. J6 nın gövdesinin korunmuş kısmı tamamen firnislidir. J7 de omuz üzerinde üç bant yer alır. J9 da ise korunmuş parça üzerinde omuzda herhangi bir bezemeye ait iz yer 192

218 almaz. Omuzunda dalgalı çizgi olan örneklerin bu bölümünün alt kısmında genelde bantlar yer alır: J1 de oldukça kalın bir bant yer alır ve onun da altında küçük bir kısmı korunmuş bir bant daha vardır. J8 ve 10 da sadece bir birer bant kısmen korunmuştur. J2 de beş, J3 te dört adet ince bant kullanılmıştır. J4 ve J7 de ise omuzdaki bantlarla bezeli alanın altı rezervedir. Bu incelemenin ardından dinosların bezeme şemasında bir birlik olduğu sonucuna varılabilir: Dışta ağız kenarı omuzun üst bölümünü de içerecek biçimde firnislenmiştir. Omuz üzerinde ana bezeme alanı yer alır. Bu alan oldukça dardır ve alt bölümde sayıları ve kalınlıkları değişen bantlarla sınırlanır. Kronoloji: J2 Akropolis Güney Yamacı sektöründeki, J3 Limantepedeki Arkaik kuyunun kapatma dolgusu içinden ele geçmiştir. Bu nedenle en geç 6. yüzyılın sonlarına tarihlenir. J4, FGT sektöründe Arkaik D yapısının son evre tabanı üzerinde bulunmuştur. J5, MGT sektöründe H odasının tabanını kaplayan kerpiç enkaz içerisinde ele geçmiştir. J6 da aynı sektörde yer alan F yapısının geç evre tabanı üzerinde ele geçmiştir. 5. yüzyıl: (Fig.137) J12: ASI90, TN:028, yük: 2.2cm, ağız çapı: 13.6cm, hamur: reddish yellow (5 YR 7/6) normal kum ve kireç, yoğun mika, yüzey: reddish yellow (5 YR 6/6), firnis: yarı mat red (2.5 YR 5/6): Güngör, Karantina Adası, kat.no.267. J13: ASI90, TN:061, yük: 3cm, ağız çapı: 13.6cm, hamur: pink (5 YR 7/4), yüzey: light red (2.5 YR 6/6), firnis: red (2.5 YR 5/6): Güngör, Karantina Adası, katno.265. J14: ASI90, TN:064, yük: 6.3cm, ağız çapı: 20.4cm, hamur: reddish yellow (5 YR 7/6) normal kum ve kireç, çok yoğun mika, yüzey: hamurla aynı, firnis: mat red (2.5 YR 5/6), ek boya: white (5 Y 8/1): Güngör, Karantina Adası, katno.262 ; Güngör 2004, 127, fig.13. J15: ASI90, TN:064, yük: 4.3cm, ağız çapı: 15.8cm, hamur: light gray (5 YR 7/2) normal kum ve kireç, yoğun mika, astar: very pale brown (10 YR 8/3), firnis: yarı mat black (7.5 YR 2/0), ek boya: white (2.5 YR 8/0): Güngör, Karantina Adası, kat.no.264. J16: ASI90, TN:064, maksimum boyut: 5.2x6cm, hamur: reddish yellow (5 YR 7/6) normal kum ve kireç, yoğun mika, yüzey: very pale brown (10 YR 8/3), firnis: yarı mat dark reddish brown (5 YR 3/2); Güngör 2004, 127, fig.13. J17: ASI90, TN:027, yük: 4.4cm, ağız çapı: 19.2cm, hamur: reddish yellow (5 YR 7/6) normal kum, yoğun mika, yüzey: pink (5 YR 7/4), firnis: yarı mat very dark gray (5 YR 3/1), ek boya: pinkish white (5 YR 8/2): Güngör, Karantina Adası, kat.no.268. Form: Bu örneklerde de, formun standart özelliği olan düz ve geniş ağız tablası devam eder. J12, J15 ve J16 bir önceki gruba benzerdir. Ancak J13 ve J14 te ağız tablası, hem içten hem de dıştan daraltılmıştır. J17 de ise ağız formu iyice deforme edilmiştir: ağız tablası iyice içe doğru eğiktir, düz profili, içten dışa geçişte iyice yuvarlatılması nedeni ile kaybolmuştur. Ağız kenarı dışta oldukça kısadır. J13 ve 193

219 J14 te omuz hafifçe düzleştirilmiştir. Ancak diğer örneklerde gövdenin kavisi bozulmaksızın ağıza birleşir. Bezeme: J13, J14 ve J15 te ağız kenarının iç kısmında birer firnis bant vardır. J12, J14 ve J17 de ağız tablası üzerinde dik çizgi grupları yer alır. J17 de bunlara ek olarak verev yerleştirilmiş kalınca bir bant izlenir. J13 ve J16 da ağız tablası rezervedir, J15 te ise, ağız kenarının dışına taşacak biçimde firnislenmiştir. Bu örnek hariç diğerlerinin tümünde ağız kenarının dışı omuzun üst bölümünü de içerecek biçimde firnislenmiştir. Bu bantın altında omuz üzerindeki ana bezeme alanında J12 de hızlı dalgalı çizgi, J14- J16 da bu alanda sarmaşık yaprakları yer alır. J13 te omuz üzerindeki alanda dört adet ince bant, bunun altında ise daha kalın bir bant vardır. J14 ve J17 ek beyaz boya kullanılmış olması ile diğer örneklerden ayrılır: J14 te ağız tablası üzerindeki dik bantlar, ana bezeme alanının üst ve altında ve gövdedeki iki kalın bandın arasında birer ince bant beyaz boya ile yapılmıştır. Fig

220 Omuzdaki alanda eşit aralıklarla, yatay olarak yerleştirilmiş kalp biçimindeki yaprakların arasında birer beyaz nokta yer alır. J17 de ana bezeme alanı üst ve altta ikişer ince çizgi ile belirlenmiştir. Bu alanın altında iki kalın bant vardır ve gövdenin korunmuş alt kısmında başka bezeme yer almaz. Omuzdaki alanda dil motifi yer alır. U biçimindeki bu motifin iç kısmında sadece birinde beyaz boya ile, diğerlerinde firnis ile yapılmış dik çizgiler vardır. Geç Siyah figürlü dinoslarda uygulanan bu bezemenin yüzyıla ait bir örnek üzerinde yer alması bize söz konusu stilin sona erişi ile ilgili kanıtlar sunmaktadır. Kronoloji: Örneklerin tümü Karantina Adasındaki sondajda 5. yüzyıl tabakası içinden ele geçmiştir. Ancak göreceli olarak, geç 6. yüzyıl örneklerine form ve bezeme bakımından benzeyen J12 5. yüzyılın başlarına ait olmalıdır. Kil, firnis ve bezeme bakımından hiçbir örnekle benzeşmeyen, 4. yüzyıldaki örneklere yakın duran J14 ise, yüzyılın sonlarına yakın görülmelidir. II.3.J.3. Dinosların Form Bakımından Değerlendirilmesi Gerek Klazomenai de gerekse başka merkezlerde tüm süreç boyunca bu formun ender olarak kullanıldığı görülmüştür. Ancak dinoslar 6. yüzyılın son çeyreğinde Klazomenai de yoğun olarak izlenebilmektedir. Bununla birlikte başka merkezlerden bu döneme ait örnekler yine seyrektir. Dinosların standart bir form ve bezemeye sahip olduğu gözlenmektedir. Çağdaşı olan Klazomenai Siyah Figür tekniğinde bezenmiş dinoslarla form ve bezeme şeması bakımından benzerliklere sahiptir. Siyah figür tekniğinde bezenmiş dinosların gövde bezemesinde, ağız kenarı ile omuz geçiş kısmını kapsayan dil motifi sırası, ana bezeme alanını üstte sınırlayarak bir geçiş sağlar 213. İncelediğimiz örneklerde bu alanın benzer şekilde firnis bantlarla sınırlanması benzer bir bezeme şeması uygulandığını gösterir. Form bakımından, balık pulu ile bezenmiş geç bir örnek ile kıyaslanabilir (Fig.138) yüzyıla ait örneklerde ise form bakımından bir standart gözlenememiştir. 6. yüzyıldan gelen standart ağız profilinin yanı sıra, dar ve deforme olmuş ağızlar da 212 Bu örnekler için bkz: Özer, Klazomenai Siyah Figür Seramiği, 108, kat.no , lev.30, şek.12, tarihleme için: Dipnot 211 e bakınız. 214 Dipnot 211, kat. no

221 yer alır. Miletos un geç dinoslarında da benzer ağız profili uygulanmıştır. 5. yüzyıl örnekleri 6. yüzyılın sonlarına ait örneklerle kıyaslandığında, bezeme şemasının aynı olduğu görülür. Bununla birlikte, sarmaşık yaprakları ve dil motifi yenidir. Her iki motifin de Klazomenai siyah figür seramiği ile ilişkili olduğu açıkça görülür. Fig

222 II.3.K. STAMNOS I Standart Attika Tipi Yüksek Geniş Boyunlu II Kısa Boyunlu Stamnos Fig.139 III Yaka Boyunlu Stamnos Geleneksel olarak στάµνος olarak adlandırılan vazo formu alçak ve geniş boyunlu, dar ve yüksek gövdeli, omuzu üzerine yerleştirilmiş iki yatay kulba sahip bir vazo formudur 215. Amphoralarla benzeyen bir forma sahip olmakla birlikte, boyun kısmının alçak olması en ayırdedici özelliğidir. İşlev olarak amphora veya hydrialar gibi sıvı maddelerin depolanmasında (özellikle şarap, su, bal, süt, yağ vb) 215 Stamnos formunun isimlendirme ve işlevi hakkında bkz: Richter-Milne, Shapes, 8-9, res.64-68; Amyx 1958, kados: , stamnos: ; Cook, GPP, , fig.40; Kanowski, Containers, ; Philippaki, The Attic Stamnos, XVII-XXII. 197

223 ya da geniş ağızlı olması sayesinde kraterler gibi şarap karıştırmakta ve servisinde kullanılmış olduğu öne sürülmektedir(fig.140) 216. Klasik stamnos formu, Attika figürlü seramik ekollerinde karşımıza çıkar. En erken Attika örneği siyah figür tekniğinde bezenmiş olup 6. yüzyılın üçüncü çeyreğine tarihlenmektedir 217. Ancak yoğun olarak kırmızı figür tekniğinde üretilmiş olarak 6. yüzyılın sonlarında ve 5. yüzyıl boyunca görülür 218. Bununla birlikte, yukarıda tanımı yapılan forma figürlü seramik ekolleri dışında Protogeometrik dönemden itibaren rastlanmaktadır. Stamnos olarak isimlendirilmeyen bu formlar aşağıda ele alınacak olup, bu durum bunları stamnos olarak algıladığımız anlamına gelmez. Bizim stamnos olarak sınıfladığımız Klazomenai buluntular, bazı durumlarda klasik Attik örneklerle birebir uymayan form yapısına sahiptir. Bununla birlikte farklı çalışmalarda benzer vazolar için de farklı isimlendirmeler öne sürülmüştür 219. Bu nedenle geleneksel terminolojiye uyarak bu vazolar için stamnos ismi kullanılmış olup, bu konuda kesin bir bilgi bulunmadığı belirtilmelidir. Fig.140 II.3.K.1. Klazomenai Dışında Ele Geçen Dalgalı Çizgi Bezekli Stamnoslar Arkaik Dönem Öncesi: (Fig.141) Knossos: Coldstream, Knossos Pottery Handbook: necked pithoi, 24, 1-2) fig.i.1.a-b, 3-4) lev. 6.ab. straight-sided pithoi, 24-27, 5-6) fig.i.2.a-b. ovoid-neckless class, 27-32, 7-8) fig. I.3.a, c, 9) 216 Richter-Milne, Shapes, Philippaki, The Attic Stamnos, 1-2, lev Attika figürlü stamnosları için bkz: Philippaki, The Attic Stamnos, İsimlendirme konusundaki farklı görüşler için bkz: Ersoy, Clazomenae, 359, dipnot

224 lev. 8c, 10) fig. I.4.c. Girit ten diğer örnekler için ayrıca bkz: Coldstream, Geometric Pottery, , lev.52a, b, , lev.53a, , 54a, f, , lev.56a-e. Thera: Dragendorff, Thera, bauchige Amphoren ohne Hals, , fig.348, 349, 350, 351(no. 1), 352, 355(no. 2)-357; Coldstream, Geometric Pottery,186, lev.40a. Smyrna: Özgünel 2003, 71-72, lev.5 fig.4a-b. GİRİT Fig.141 Knossos ta J.N. Coldstream in üç gruba ayırdığı ve pithos olarak tanımladığı vazolar stamnos olarak adlandırdığımız vazolarla benzerdir. İlk grup olan necked pithoi (no. 1-4) oval gövdeli, yüksek boyunludur. Coldstream in ikinci grubu straight-sided pithoi (no. 5-6) silindirik-düz gövdeli, dar ağızlı ve genelde konik bir kapağa sahiptir. Son grup ovoid neckless class, yumurta formunda bir gövdeye sahip olup, boyunsuz, içe çekik düz ağızlıdır. Coldstream bu tipin Attika Orta Geometrik I örneklerinden türediğini ileri sürer. Her üç tipin de yüksek gövdeli, dağ ağızlı ve kapaklı olması ortaktır. Thera da Geç Geometrik Dönemde ortaya çıkan küresel gövdeli, kısa dik boyunlu stamnoslar ise bizim örneklerimize oldukça yakındır. Son olarak, Smyrna dan ele geçen yüksek yaka boyunlu, dar oval gövdeli stamnoid vazo Klazomenai Tip II İle büyük benzerlik içindedir. C. Özgünel tarafından Erken Protogeometrik Döneme tarihlenen bu vazo, eğer C. Özgünel in tanımladığı gibi bir hydria ya da karından kulplu bir amphora değilse, Tip II için prototip oluşturan bir stamnos olarak yorumlanabilir. 199

225 Orientalizan Stil: (Fig.142) Kuzey İonia: Aytaçlar, Klazomenai Orientalizan seramiği, kat.no: K.903 (GOS), 175, lev.171. Aiolis: 1) Utili, Assos, 33-36, kat.no. 280, fig. 17; İren, Aiolische Orientalisierende Keramik, 100, kat.no. 209, fig ) İren, Aiolische Orientalisierende Keramik, 100, kat.no. 208, lev. 15. Fikellura: (Fig.142) 1) Rhodos: ClRh VIII, sep10, 114, fig.98; Gates, Rhodos, , kat.no. 122; Samos VI.1, schulterhenkelamphora (Rhodos) 51, kat.no. 550, lev. 68, 72. 2) Histria: Histria II, 95, lev. 26; Samos VI.1, schulterhenkelamphora (Miletos), 59, kat.no. 640, lev. 83, 88. Fig.142 Batı Anadolu figürlü seramik ekollerinde bu forma ender olarak rastlanır. Klazomenai Geç Orientalizan Stilinde, Berlin F 3 ressamı tarafından bezenmiş olan vazo, hafifçe dışa açılan alçak boyunlu, içe eğimli dar ağız tablalı, oldukça geniş omuzlu bir forma sahiptir (Fig.142). Şimdilik bu stilde bezenmiş tek örnektir. 6. yüzyılın ortalarından olmalıdır. Aiolis Orientalizan stilinde bezenmiş iki örnek mevcuttur. İlki Assos tan ele geçmiş olup mezar urnesi olarak kullanılmıştır. Geniş karınlı, oval gövdeli bir forma sahiptir. İnce, kısa ve dik bir ağıza sahiptir. Diğer örnek Tell el Cezir de ele geçmiştir, bikonik gövdeli ve boyunsuz bir vazodur. Ağız kenarı içe doğru eğiktir. Bu vazo K. İren tarafından Aiolischer Tierfriesstil I grubu içinde yer alır. İren, Assos örneğini ise yerel taklit olarak tanımlamıştır. Fikellura stilinde bezenmiş iki örnek ise, E. Walter-Karydi tarafından omuzdan kulplu amphora olarak değerlendirilmiş olsa da açık biçimde Attika stamnoslarına benzemektedir. Yüksek ve dik boyun, düz ağız tablası, oval gövde, omuz üzerine dik olarak oturtulmuş yatay kulplu bir gövde yapısına sahiptirler. Rhodos örneği kapağı ile birlikte ele geçmiştir. Walter-Karydi, çok sayıda Attika vazosu ile aynı mezarda ele geçen Rhodos örneğini 6. yüzyılın ortasına, Histria örneğini ise 6. yüzyılın 3. çeyreğine tarihler. 200

226 Attika: (Fig.143) 1) Agora VIII, 42-43, kat.no.95, lev.5 (egg-shaped krater), 2-6) Agora XII, storage-bin : , kat.no , lev.67-68, 2: 1527, 3: 1528, 4: 1529, 5: 1530, 6: Fig yüzyıla ait olan 1 no lu örneğin Geometrik gelenekle ilişkili olduğu ve Girit örnekleri ile benzerliği açıktır. Ancak Girit örneklerinden farklı olarak konik ve yüksek bir ayağa sahiptir. Diğer örnekler 6. yüzyılın sonlarında karşımıza çıkar. B.A. Sparkes ve L. Talcott söz konusu grubu storage-bin adı altında toplamıştır ve bu formun Antik isminin muhtemelen σιπύη olduğunu öne sürerler no lu örnek , diğer örnekler ise 5. yüzyılın son çeyreğine tarihlenen kontekstlerden gelmektedir. 2 no lu örnek diğerlerinden farklı olarak oval bir gövdeye ve yüksek bir boyun ve düz-geniş bir ağız tablasına sahiptir. Diğer örneklerde omuz oldukça geniş ve düzdür. Boyun yapıları dik ve kısadır. Eğik çizgi grupları, yatay dalgalı çizgiler veya stilize floral bezeklerle bezelidirler. Sparkes ve Talcott tarafından bunların orijini Eretria olarak değerlendirilmiştir 221. Samos: (Fig.144) 1-2) Walter-Vierneisel 1959, 20, lev ) Kyrieleis et.al. 1985, , fig. 56, 4)Samos XIV, 141, fig.217, Z Agora XII, Ibid.,

227 Fig.144 İlk iki vazo G kuyusundan ele geçmiştir, bezeme bakımından 7. yüzyılın ilk yarısına ait olmalıdırlar. Düz ve geniş ağız tablasına, kesintisiz omuz geçişine ve oval formda bir gövdeye sahiptirler. H. Walter ve K. Vierneisel tarafından amphora olarak tanımlanmakla birlikte stamnos formunun tanımına uymaktadırlar. H. Kyrieleis tarafından hydria olarak tanımlanmış olan üçüncü örnek yüksek boyun, düz ve geniş ağız tablası ile ilk iki örneğe benzerdir. Bu vazoda omuz üzerinde yatay S motifi yer alır. Dördüncü vazo ise, 7. yüzyılın sonlarından olup, kısa ve düz boyunağız, geniş omuz yapısı ile klasik stamnos tipine diğer örneklere nazaran daha yakındır. Dik çizgi grupları ile oluşturulan metoplar içinde yatay S motifleri yer alır. Yukarıda incelenmiş olan Thera örnekleri ile kıyaslanabilir. Miletos: (Fig.145) 1) Niemeier 1999, 382, kat.no.6, fig. 9, 25. 2) Voigländer 1981, , kat.no.3, fig.13.3, lev ) Voigtländer 1982, 43, kat.no.70-74, lev. 17.3, 19.1, fig. 12. Fig.145 Miletos ta ele geçen tüm örnekler 6. yüzyılın sonlarındandır. 1 no lu örnek Klazomenai Tip II ile benzeyen kapalı, yaka boyunlu bir forma sahiptir. Diğer örnekler W. Voigtländer tarafından dinos olarak tanımlanmıştır. 2 no lu örnek, dar ve 202

228 alçak ağızlı, geniş omuzlu, hızla daralan alt gövdelidir. Diğer beş örnek, biraz daha geniş ağız tablası dışında bu örnekle aynı forma sahiptir. Melie: (Fig.146) 1) Panionion und Melie, , fig yüzyılın ilk yarısına tarihlenen bu örnek kısa ve dik ağız kenarı, oldukça geniş gövdesi ve metoplara ayrılmış alanlarda yatay dalgalı çizgi gruplardan oluşan bezemesi ile Geometrik Dönem tesirindedir. Bununla birlikte Geometrik örneklerle 7. yüzyılın sonundaki örnekler arasındaki bağı teşkil eder. Fig.146 Rhodos: (Fig.147) 1) ClRh III, 165.1(195), 165, fig.159, lev.iii; Gates, Rhodos, kat.no.101, ) ClRh III, 170 (204), 168, lev.iii. 3) ClRh III, (277), 199, lev.iii. 4) ClRh III, 228 (461), 245, fig.243, lev. III. 5) ClRh VI-VII, 4.4 (6), 449, fig.3. 6) ClRh VI-VII, 20.1 (28), 467, fig.18. 7) ClRh VIII, sep19, 136, fig ) ClRh VIII, sep42, 160, fig ) ClRh VIII, sep.66, , fig ) ClRh VIII, sep 68, , fig.172. Fig

229 Rhodos ta mezar buluntusu olarak ele geçen çok sayıda örnek mevcuttur. 1 no lu örnek yılları arasına tarihlenmektedir. Yüksek ve oval gövde yapısı ile diğer örneklerden ayrılmaktadır. Diğer vazolar 6. yüzyılın sonu ve 5. yüzyıl içlerine aittir. İnce, kısa ve dik bir ağıza, geniş omuzlu bikonik gövdeye sahiptirler. Genelde alçak ve konik birer kapakla beraber ele geçmişlerdir. Larissa: (Fig.148) Larisa am Hermos III, lev.56, no.4. Larisa da ele geçen örnek sadece ağız ve omuz kısmından ibarettir. Alçak bir ağız, düz ağız tablasına sahip olan vazo Klazomenai TipI e ait örneklere benzerdir. Fig.148 Lykia: (Fig. 149) 1-3) Xanthos IV, 54-56, kat.no , lev. 14, 16. Muhtemelen 6. yüzyılın sonu ve 5. yüzyılın başına ait olan bu üç örnek kısa kalınlaştırılmış ağız kenarlı tiptedir. Alçak ve geniş gövdeli bir yapıya sahiptirler. Omuzda dil motifleri ve gövdede geniş bantlarla bezenmişlerdir. Fig

230 Khalkidiki/Kuzey Ege: (Fig.150) Samothrace: Samothrace XI, Lemnian Stamnoi : , 1) kat.no. S2-1A-B, 2) kat.no. S3-1, 3) S4-1A-B. Olynthos: 1) Olynthus V, 40-41, kat. no. P69, lev ) Olynthus XIII, 5, lat.no.p2, lev.3. Torone: 1-3) Tudor Jones 1990, , kat.no. A-C, fig.1-8. Mende: Korti-Konti 1997, 58, fig.4-5. Argilos: Perron, Argilos, Les craterés-stamnoi, 59-66, kat.no , kat.lev , fig. 8; les jarres a anses verticales, 73-86, kat.no , kat.lev , fig. 9-11, 17. Fig.150 E.B. Dusenbery nin Lemnos kökenli kabul ederek Lemnian stamnoi olarak adlandırdığı vazolar, Attika 1 no lu örnekle benzeyen konik bir ayağa sahiptir. Kısa ve dik ağızlı, küresel denebilecek şişkin gövdeli formlardır. Konik kapaklarla beraber ele geçmişlerdir. Oldukça aşınmış bezemeye sahiptirler. Dusenbery bu vazoları yılları arasına tarihlemektedir. Mende de ele geçen bir başka örnek küçük, dar ve alçak bir kaideye sahiptir. Daha ovoid bir gövdesi olan bu vazo omuzunda Orientalizan stilde bezemeye sahiptir. Karın bölümünde ise yatay S ler yer alır. Olynthos ve Torone örnekleri ise Khalkidiki Boyalı Seramiği olarak adlandırılan stilde bezenmiştir. Olynthos örnekleri 6. yüzyılın sonlarına, Torone örnekleri ise 5. yüzyılın ilk yarısına tarihlenir. Tümünde de konik birer ayak yer alır. Omuz kısmı oldukça geniş, karın kısmı hızla daralan bir gövdeye sahiptir. Olynthos örnekleri 205

231 krater, Torone örnekleri ise stamnoid krater olarak isimlendirilmiştir. M. Perron da Argilos ta ele geçen benzer örnekler için son anılan tanımı kullanmaktadır. Tudor Jones, Torone örneklerinin Dusenbery nin Lemnian Stamnoi adını verdiği erken vazolardan türediğini öne sürmekle birlikte bezeme bakımından Aiolis etkisinden de söz etmektedir. Kilikia/Levant/Kıbrıs: (Fig.151) Kinet Höyük: Sonku, Kinet Höyük, 19-20, kat.no , fig , lev ) kat.no Tell Sukas: Sukas II, 25-27, kat.no. 97, lev.4. Kıbrıs: 1) Gjerstad 1977, 36, kat.no. 174, lev ) SCE IV.2, white painted IV ware (Cypro- Archaic IA: 7. yy) 56-57, fig Fig.151 Kinet Höyük buluntularında, yüksek ve dik boyun, kalınlaştırılmış ağız kenarı, oldukça dar ve oval gövde standarttır. Boyun ince bantlarla, omuz dalgalı çizgilerle bezenmiştir. Benzer forma sahip bir örnek Tell Sukas tan ele geçmiştir. Kıbrıs 1 no lu örnek İonia kökenli olup, Samos 3 ile benzer bir forma sahiptir: Düz ve geniş ağız tablası, yüksek ve dik boyun, oval gövde. Omuz üzerinde yatay S motifi yer alır. Kıbrıs 2 ise, üst bölüme doğru daralan, dar ve yüksek boyunlu, yüksek ve oval gövdeli bir forma sahiptir. Kulplar karın kısmına yerleştirilmiştir ve bu alanda dalgalı çizgi motifi yer alır. Klazomenai Tip II İle form bakımından oldukça benzerdir. Ayrıca Kinet Höyük örnekleri ile de karşılaştırılabilir. Karadeniz: (Fig.152) Histria: Lambrino, Histria, ,fig.121; Histria IV, 63, katno. 254, fig.8, lev.26. Olbia/Staraya Bogdanovka: Marchenko-Domansky 1983, pseudostamnos, 62, lev.6.1. Nymphaion: Čistov-Domzalski 2002, dinos, 104, kat.no. 166, 185, fig.11.1, lev

232 Mirmekiya: Smidt 1952, 242, res Fig.152 Karadeniz kolonilerinde ele geçen stamnosların tümü ithal örneklerdir. Lambrino nun stamnos olarak isimlendirdiği Histria örneği form bakımından Samos 4 e, bezeme bakımından Attika 2 ye benzemektedir. Olbia bölgesindeki Staraya Bogdanovka da bulunmuş olan örnek bizi hepsinden daha çok ilgilendirir. Kısa, dik ve ince ağızlı, geniş omuzlu, yüksek oval gövdeli bu stamnosun omuzunda Klazomenai tipinde hızlı dalgalı çizgiler yer alır. Oldukça kaliteli bir ürün olan bu örnek bizim I. tipteki gruba dahil olmalıdır. Nymphaion dan ele geçen örnek, oldukça alçak ve geniş bir ağız kenarına, omuza geçişte plastik bir banta sahiptir. Omuzunda yatay S ler yer alır. Son iki örnek, de Klazomenai Tip I e dahildir. 6. yüzyılın son çeyreği: II.3.K.2. Klazomenai Buluntuları Tip I: (Kısa boyunlu stamnoslar)(fig. 153) K1: FGT86, 004, 008, 011, D yapısı,yük: 25.8cm, ağız çapı: 18cm, hamur: reddish brown (5 YR 5/3) kum ve mika katkılı, firnis: black (10 YR 3/1), yüzey: light reddis brown (5 YR 6/3): Ersoy, Clazomenae, kat.no.532; Hürmüzlü, Vazo Formları, kat.no.181. K2: MGT90, TN: 132, K apsidal yapısı, yük: 27.1cm, ağız çapı: 13.7cm, karın çapı: 33.4cm, hamur: reddish yellow (5 YR 7/6) yoğun kum, kireç, seyrek taşcık, firnis: yellowish red (5 YR 5/8), yüzey: pink (5 YR 7/4): Ersoy, Clazomenae, kat.no.456; Hürmüzlü, Vazo Formları, kat.no.182. K3: MGT90, TN: 035, B alanı, yük: 4.7cm, ağız çapı: 19.6cm, hamur: light red (2.5 YR 6/8), firnis: red (2.5 YR 4/8), yüzey: reddish yellow (5 YR 7/6), ek boya:. white (10 YR 8/4), Ersoy, Clazomenae, kat.no.451. K4: AKRO89, TN:038, P alanı, tarım toprağı-dolgu, yük: 6.4cm, ağız çapı: 21.4cm, hamur: light gray-pink (7.5 YR 6/0-5 YR 7/4) yoğun mika, az kireç ve kum katkılı, yüzey: reddish yellow (5 YR 7/6), firnis: gray-light red (7.5 YR 6/0-2.5 YR 6/6). K5: AKRO92, TN:053, H alanı, platform önü, temizlik, yük: 4.4cm, ağız çapı: 16.3cm, hamur: reddish yellow (5 YR 7/6) az mika ve kristal katkılı, yüzey: very pale brown (10 YR 8/3), firnis: very dark gray-grayish brown (5 YR 3/1-10 YR 5/2). 207

233 K6: AKRO82, TN:101, I yapı katı enkaz dolgusu, AKRO87, TN:005, G alanı, I evre tabanının kaldırılması, yük: 4.4cm, ağız çapı: 19.3cm, hamur: reddish yellow (5 YR 6/6) az kum ve mika, çok az kireç katkılı, yüzey: pink (5 YR 8/4), firnis: dark gray-reddish yellow (5 YR 4/1-5 YR 6/6), ek boya: white (5 YR 8/1), weak red (10 R 4/3). K7: AKRO83, TN:030, H alanı, enkaz, yük: 4yük: 4.8cm, ağız çapı: 21.7cm, hamur: light reddish brown (5 YR 6/4), az kum ve kristal, yoğun mika, yüzey: mat pinkish gray (5 YR 7/2), firnis: mat, dark gray (5 YR 4/1), ek boya: mat, white (10 YR 8/1), mat, red (2.5 YR 5/6): Hürmüzlü, Vazo Formları, kat.no.184. K8: AKRO82, Sur dolgusu, yük: 3.5cm, ağız çapı: 15.8cm, hamur: pinkish gray-reddish yellow (5 YR 6/2-5 YR 6/6) yoğun mika ve az kireç katkılı, yüzey: pink (5 YR 7/4-7.5 YR 8/4), firnis: light red (10 R 6/8), ek boya: pinkish white (7.5 YR 8/2). K9: FGT86, , 055, D yapısı, yük: 10.5cm, ağız çapı: 16.4cm, hamur: reddish brown (5 YR 5/3) normal kum ve kireç, az mika, yüzey: pink (5 YR 7/3), firnis: black-light reddish brown (5 YR 3/1-6/4), ek boya: white (10 YR 8/1), : Ersoy, Clazomenae, kat.no.531. K10: FGT86 TN 010,025,035,091, D yapısı, yük: 16.6cm, ağız çapı: 14.2cm, kaide çapı: 10.8cm, hamur: light reddish brown (5 YR 6/4) mika, kum ve kireç katkılı, firnis: glossy red-dark reddish (10 R 4/8-10 R 3/1),yüzey: reddish yellow (5 YR 7/6): Ersoy, Clazomenae, kat.no.530; Hürmüzlü, Vazo Formları, kat.no.183; Ersoy 2004, 59, fig.19.e; Ersoy 2007, fig.8. K11: MGT88, 031, 032, C alanı, yük: 4cm, ağız çapı: 16cm, hamur: light red (2.5 YR 6/8) yoğun mika ve kum, yüzey: reddish yellow (5 YR 7/8),firnis: mat, red (2.5 YR 5/8): Ersoy, Clazomenae, kat.no.470, 472. K12: LMT01, Kuyu, kullanım dönemi, hamur: reddish yellow (5 YR 7/6) normal kum, yoğun mika, yüzey: very pale brown (10 YR 7/4), firnis: parlak, black-yellowish red-red (5 YR 2.5/1-4/6-10 R 5/8). Tip I e ait kapaklar: (Fig.154) KA1: HBT00, TN:1007, güney sektör, yük: 3.2cm, ağız çapı: 18.7cm, hamur: reddish yellow (5 YR 6/6) normal kum ve mika, yüzey: reddish yellow (5 YR 7/6), firnis: mat, yellowish red-red (5 YR 4/6-10 R 5/8). KA2: AKRO01, Kuyu, kapatma dolgusu, yük: 2.8cm, ağız çapı: 18cm, hamur: pinkish gray (7.5 YR 6/2) yoğun kum, az kireç ve mika katkılı, astar: white (5 Y 8/2), firnis: brown (7.5 YR 4/2), ek boya: white (2.5 Y 8/2). KA3: FGT86, TN:003/072, D yapısı, I. yapı katı, yük: 4.1cm, ağız çapı: 14.6cm, hamur: reddish yellow (7.5 YR 7/6) normal kum ve mika, yüzey: reddish yellow (7.5 YR 7/6), firnis: dark brownblack (7.5 YR 4/4-N 2/). KA4: AKRO83, TN:030, H alanı, enkaz, yük: 3.7cm, ağız çapı: 19cm, hamur: pink (5 YR 8/3) az kireç, yoğun kum ve mika, yüzey: pink (5 YR 8/3), firnis: dark reddish gray-brown (5 YR 4/2-7.5 YR 5/4) Form: Tip I e ait vazolar, yukarıda yapılan stamnos tanımına uygun olarak, dar boyunlu, omuz kısmı şişkin ve geniş, oval gövdelidirler. K10 dışında diğer örneklerin gövdelerinin sadece üst bölümü korunmuştur. Sadece K2 ve K10 da kulp çıkışları korunmuştur. Kulplar iki örnekte de omuz üzerine dik olarak yerleştirilmiş olup, yuvarlak kesitli yatay kulp tipindedir. Bu tipte boyun ve ağız birbirine kaynaştığından tanımlamada ağız terimi kullanılmıştır. Ağız kısa ve dik olup üç temel forma sahiptir. K1, K2 ve K3 te ağız ince, dik, üst kısmı yuvarlatılmış bir profile sahiptir. K2 de ve K3 te omuza geçişte birer plastik bant yer alır. K1 de ise omuz üzerinde yuvarlak formda plastik eklentiler yapılmıştır. K4-K8 de ağız ilk üç 208

234 örneğe göre daha alçak, düz ve zaman zaman geniş bir oturma düzlemine sahiptir. K9-K11 de ağız iyice alçaktır, ağız tablası geniş ve düzdür. Fig

235 Özellikle K10 da dinosların ağız formuna yakın bir ağız profili dikkat çeker. Bu örnek gövde profili tam olan tek örnektir. Diğerlerine göre daha küçük boyutlu olan bu vazonun gövde formu diğerlerinin aksine bikoniktir. Halka kaideye sahiptir. Stamnosların kapaklı vazolar oldukları, mezarlarda kapakları ile beraber ele geçmiş olan örneklerden bilinmektedir. KA1-KA3, genelde pyksislerde kullanılan bir kapak tipidir. Bununla birlikte burada yer alan üç örneğin ağız çapı yaklaşık 18 cm dir. Ağız çapı cm arasında değişen alçak ve kalın ağız kenarlı stamnoslarda bu tür bir kapak kullanılmış olmalıdır. Oturma düzleminin iç tarafında yer alan çıkıntı, kapağın vazoya sağlam olarak oturmasını sağlar. KA4, alt kısmı dışa açılan, alçak ve konik formda bir kapaktır. Rhodos, Samothrake ve Assos örneklerinde bu tür kapakların kullanıldığı görülmüştür. İlk üç örneğin KA4 ün yapısına uyan ince ve dik ağızları, bu tip stamnoslarda bu tür kapakların kullanıldığına işaret eder. Fig.154 Bezeme: Tüm örneklerde ağızın dışı ve ağız tablası, bazı örneklerde ağızın içi firnislenmiştir. K2, K5 ve K10 da omuza geçiş kısmında tek veya iki ince bant yer alır. K6-K8 ve K12 de ağız kenarından omuz üzerine kadar firnislenmiş alanda beyaz ve kırmızı ek boya ile bantlar yapılmıştır. K1 de omuz üzerinde çift çizgi ile yapılmış yay biçimli bir bezeme yer alır. Bu yaylar plastik eklentileri merkez alır. Omuzdan karına geçişte ince çizgilerin ardından iki kalın bant, karnın altında iki kalın bant yapılmıştır. K2, K5, K6, K8, K10 ve K11 de omuzda dalgalı çizgi, K7 ve K9 da yatay S lere eklenmiş floral bezemeler yer alır. K2 de omuzdaki bezeme alanı kulpların kenarında yer alan ikişer dik çizgi ile belirlenmiştir. Yüzeyi oldukça 210

236 aşınmış olan bu örnekte omuzdan karına geçişte bir ince ve bir kalın bant izlenebilmektedir. Kulbu korunmuş olan örneklerde kulplar firnislenmiştir. K10 da omuzdan karına geçişte bir ince bir kalın, karında bir kalın bant yer alır, kaidesi firnislenmiştir. K4, bezemesi ile tüm örneklerden ayrılmaktadır. Ağız kenarı firnislidir, omuza geçişte ince rezerve bir alan bırakacak biçimde ince bir bant yapılmıştır. Bu bantın üst kısmındaki alan noktalarla, altındaki daha geniş alan ise yavaş dalgalı çizgi ile bezenmiştir. Bunun altında iki bant daha yer alır. KA1 de pervaz ve gövdenin altı firnislenmiştir. Omuz üzerinde dalgalı çizgi yer alır. KA2 de firnis-beyaz ek boya ile bantlar yapılmıştır. KA3 ve KA4 ün alt bölümü tamamen firnislenmiş, üst bölümde ise ikili ince bantlardan oluşan bir bezeme yapılmıştır. Kronoloji: K1, K9, K10 ve KA4 FGT sektöründe D yapısının son evre tabanı üzerinde ele geçmiştir. K2 aynı döneme tarihlenen MGT sektöründeki K yapısının ikinci evre tabanında ele geçirilmiştir. K3 aynı sektördeki 6. yüzyılın son çeyreğine tarihlenen B alanında, K11 ise C alanında bulunmuştur. KA2 Akropolis kuyusunun kapatma dolgusu içinde bulunmuştur. Tip II: (Yüksek-yaka-boyunlu stamnoslar)(fig.155) K13: AKRO01, Kuyu, kapatma dolgusu-kullanım dönemi, yük: 32.6cm, ağız çapı: 7.5cm, kaide çapı: 11cm, karın çapı: 24.9cm, hamur: reddish yellow (5 YR 6/8-5 YR 7/6) az kum ve mika katkılı, yüzey: dull pink (5 YR 8/4), firnis: red-light red (2.5 YR 5/6-2.5 YR 6/8). K14: AKRO01, Kuyu, kullanım dönemi, yük: 33.2cm, ağız çapı: 8.9cm, kaide çapı: 11.2cm, karın çapı: 25cm, hamur: gray-reddish yellow (7.5 YR 5/0-5 YR 6/6) yoğun kum, kireç ve mika katkılı, yüzey: pink (7.5 YR 8/4), firnis: very dark gray-weak red-red (2.5 YR 3/0-10 R 4/3-2.5 YR 4/8). K15: LMT01, Kuyu, kullanım dönemi, yük: 31.5cm, ağız çapı: 9.4cm, kaide çapı: 10.5cm, karın çapı: 26.5cm, hamur: reddish yellow (5 YR 6/6) yoğun mika, yüzey: pink (5 YR 8/4), firnis: yarı mat, redlight red (10 R 5/8-6/8). K16: LMT01, Kuyu, kullanım dönemi, yük: 25.8cm, ağız çapı: 8.2cm, karın çapı: 22.4cm, hamur: merkezde dark gray-yellowish red (5 YR 4/1-5/6) yoğun kum ve mika, normal kireç, yüzey: reddish yellow (7.5 YR 7/6), firnis: parlak, red-pink (2.5 YR 5/8-5 YR 7/3). K17: LMT01, Kuyu, kullanım dönemi, yük: 25.4cm, ağız çapı: 7.4cm, kaide çapı: 9.6cm, karın çapı: 20.8cm, hamur: pink (5 YR 7/4) küçük gözenekli, normal kum, çok az mika, yüzey: white (5 YR 8/1), firnis: yarı mat, very dark gray-reddish brown (5 YR 3/1-5/4). K18: AKRO01, Kuyu, kapatma dolgusu-kullanım dönemi, yük: 25.1cm, ağız çapı: 6.5cm, kaide çapı: 9.3cm, karın çapı: 21.6cm, hamur: very pale brown (10 YR 7/4) İnce, küçük gözenekli, yoğun mika, az kristal ve kireç katkılı, yüzey: very pale brown (10 YR 8/3), firnis: very dark gray (2.5 Y 3/0). K19: AKRO01, Kuyu, kullanım dönemi, yük: 21.5cm, ağız çapı: 6.6cm, kaide çapı: 8.5cm, karın çapı: 17.4cm, hamur: reddish yellow (5 YR 7/4) yoğun kum, az kireç ve mika katkılı, yüzey: pink (5 YR 8/4), firnis: red (10 R 5/8). 211

237 Fig.155 K20: LMT01, Kuyu, kullanım dönemi, yük: 11.4cm, ağız çapı: 7.3cm, omuz çapı: 19cm, hamur: pink (5 YR 7/4) normal kum, mika ve kireç, yüzey: pinkish white (5 YR 8/2), firnis: mat, very dark grayyellowish red-reddish brown (5 YR 3/1-5/6-4/3). K21: MGT88, TN: 058, E yapısı, yük: 12.6cm, ağız çapı: 9.5cm, hamur: brown (7.5 YR 5/4) mika ve kum katkılı, firnis: dark brown (7.5 YR 3/2), yüzey: light brown (7.5 YR 6/4): Ersoy, Clazomenae, kat.no.469; Hürmüzlü, Vazo Formları, kat.no

238 K22: MGT88, TN: 068, A odası, yük: 13.7cm, ağız çapı: 10cm, hamur: light red (2.5 YR 6/6) kum ve kireç katkılı, firnis: red (10 R 5/8), yüzey: reddish yellow (5 YR 7/6): Ersoy, Clazomenae, kat.no.468; Hürmüzlü, Vazo Formları, kat.no.179. K23: FGT86, TN: 004, 018, 019, 060, D yapısı, maximum boyutlar: cm, hamur: reddish yellow (5 YR 6/6) mika ve kum katkılı, firnis: dark reddish gray (5 YR 4/2), ek boya: white (10 YR 8/2), astar: pink (5 YR 7/4): Ersoy, Clazomenae, kat.no.527. Tip II ye ait kapaklar: (Fig.156) KA5: AKRO96, TN: , R alanı; kerpiç dolgu, yük: 6.1cm, ağız çapı: 10.5cm, dip çapı: 4.5cm, derinlik: 6.1cm, hamur: reddish yellow (5 YR 7/6) çok az kireç ve kum, yoğun mika katkılı, yüzey: pink (5 YR 8/3), firnis: yellowish red-red(5 YR 4/6-2.5 YR 5/8). KA6: AKRO01, Kuyu, kullanım dönemi, yük: 5.6cm, ağız çapı: 10.9cm, yük: 5.6cm, kaide çapı: 4.6cm, ağız çapı: 10.9cm, hamur: light red (10 R 6/6) az kireç, kum ve mika katkılı, yüzey: pink (5 YR 8/3), firnis: dark gray-red (5 YR 4/1-10 R 5/6). KA7: AKRO01, Kuyu, kullanım dönemi, yük: 7.3cm, ağız çapı: 11.4cm, yük: 7.3cm, kaide çapı: 4.3cm, ağız çapı: 11.4cm, hamur: light reddish brown (5 YR 6/4) yoğun kum, az kireç ve mika, yüzey: very pale brown (10 YR 8/3), firnis: very dark gray (7.5 YR 3/0). KA8: AKRO01, Kuyu, kullanım dönemi, yük: 6.7cm, ağız çapı:12.2cm, kaide çapı: 4.8cm, derinlik: 5.7cm, hamur: reddish yellow (5 YR 7/6) az kum ve kireç, yoğun mika katkılı, yüzey: reddish yellowgray (5 YR 7/8-5 YR 5/1), firnis: red-very dark gray (2.5 YR 5/8-2.5 YR 3/0). KA9: AKRO01, Kuyu, kapatma dolgusu-kullanım dönemi, yük: 6.3cm, ağız çapı: 12cm, hamur: pale red-reddish yellow (2.5 YR 6/2-5 YR 7/6) yoğun mika, az kireç ve kum katkılı, yüzey: pink (5 YR 7/3), firnis: weak red-red (2.5 YR 4/2-10 R 5/8). KA10: LMT01, Kuyu, kullanım dönemi, yük: 7.1cm, ağız çapı: 11.7cm, kaide çapı: 4.2cm, hamur: reddish yellow (5 YR 7/6) normal kum, mika ve kireç, yüzey: pink (5 YR 8/3), firnis: parlak, reddish brown-light gray-light red (5 YR 5/4-7/1-10R 6/8). KA11: FGT89, TN:078, IC6, diagonal duvarın kuzeyi, yük: 6.5cm, ağız çapı: 13.4cm, hamur: reddish yellow (5 YR 6/6) normal kum, yoğun mika, yüzey: reddish yellow (5 YR 7/6), firnis: mat light reddish brown-reddish yellow (5 YR 6/4-6/8). Klazomenai de kaçak kazılar sonucunda bulunmuş olup İsveç te, Gustavianum da korunan örnek: 1) Gustavianum Kolleksiyonu Env. 1650: Nordquist 1993, 67-68, kat.no. 8, fig Form: K13-K16 yaklaşık 30cm, K17 ve K18 ise 25cm yüksekliğindedir. K19 en küçük örnek olup yaklaşık 20 cm yüksekliğe sahiptir. Bununla birlikte tüm örneklerde cm yüksekliğinde, oturma düzlemi çapı 6.5 ile 10 cm arasında değişen bir boyun/ağız yer alır. Bu yüksek boyun ya tam olarak dik, ya da içe doğru daralan konik formdadır. Ağız yapısı değişkendir. K13 ve K14 te üst bölümü düz ve cidar kalınlığında bir oturma düzlemine sahiptir. K15-K18, K21-K22 de oturma düzlemi diktir ve yuvarlatılmış bir formdadır. K19 da ağız kenarı altında yivler yer alır, ağız kenarı ince ve yuvarlatılmış formdadır. K20 de de benzer yivler yer alır ve belirgin biçimde ağız kenarı dışta yuvarlatılmıştır. Benzer boyun/ağız yapısı Oinokhoe Geç Tip III te de yer alır. Bu tip oinokhoelerin ağızlarının genelde üst kısımda dışa doğru açılması iki form arasındaki temel farktır. Ancak C59 da içe doğru daralan konik ağız yapısı bunun standart bir fark olmadığına işaret eder. 213

239 Fig.156 Gövde formu bakımından birkaç tür ile karşılaşılmıştır. K13, geniş omuzlu, alt kısmı daha yüksek bikonik bir gövdeye sahiptir. Diğer örneklerde gövdenin en geniş noktası ortaya yakın olup, yüksek ovoid gövde formu görülür. Bir istisna olarak, küçük boyutlu olan K19 da gövdenin alt kısmının kısa olmasından dolayı formu küreseldir. Korunmuş olan örneklerde kulplar, omuz üzerine dik olarak yerleştirilmiş, yuvarlak kesitli yatay tiptedir. Sadece K16, K21 ve K22 de kulplar hafif dışa eğiktir. Kulbun tamamının korunduğu örneklerden K13 ve K17 de kulp yüksekliği ağız seviyesini aşar, K15, K16, K19, K21 ve K22 de ağız seviyesinin altında sona erer. Korunmuş olan örneklerin tümünde halka kaide uygulanmıştır. Kapaklar: Akropolis Güney Yamacı kuyusunda ele geçen, konik, derin çanak ya da kase biçimli vazolar, iç kısımlarının bezemesiz ve kaba olması, ve kaidelerindeki karşılıklı çentikler nedeni ile garip bir form olarak yorumlanmakta idi. G.C. Nordquist tarafından Klazomenai kökenli bir örnek handless cup olarak 214

240 tanımlanmıştır (Fig.156) 222. Tek başına başka şekilde yorumlanamayacak olan bu vazolar, bir arada ele geçtikleri stamnoslarla birlikte değerlendirildiğinde, söz konusu vazoların bu tip stamnosların kapakları oldukları açıkça anlaşılmıştır. Stamnosların içe doğru konik ağız yapısına uygun olarak bu kapaklar dışa konik yapıdadır. Düz veya yuvarlatılmış oturma düzlemine, iki kademeli gövde yapısına, halka kaide biçiminde birer tutamağa sahiptirler. Gövde, stamnos ağızlarının yüksekliğine ulaştıktan sonra hızlı biçimde konikleşip daralarak kapanır. İlk kademeye kadar olan iç yükseklikleri 4-5cm arasında değişir ve bu yükseklik stamnosların ağızına oturtulabilmesi için yeterlidir. Tutamaktaki karşılıklı çentiklerin (ya da yarıkların) işlevi ise K14 ve KA7 ile yapılan denemeden de anlaşıldığı gibi (Fig.157), kulplardan bağlanan bir ipin kapağı iyice kavrayıp sabitlemesi için açılmış yuvalardır. Bezeme: Bezeme bakımından iki tip mevcuttur. İlk tip büyük ölçüde standart bir bezeme şemasını takip eder: Tüm örneklerde boyun, ağız tablasını da içererek firnislenmiştir. Boyundan omuza geçişte bazı örneklerde ince bir bant yer alır. Omuzda K13-K15 ve K17 de çift sıra, K18 ve K19 da tek sıra hızlı dalgalı çizgi K16 da yatay S motifi yapılmıştır. K15 te bezeme alanı ile kulplar dik dalgalı çizgilerle ayrılmıştır. Omuzdan karına geçişte bir ya da iki ince çizginin ardından K13 ve K14 te üç, K15 te iki, K16 da üstteki kalın alttaki daha ince olan iki, K17- K19 da tek kalın bant yer alır. Karında K13, K14 ve K16 da iki, diğer örneklerde tek bant vardır. Kaidenin dışı ve kulpların üst kısmı firnislenmiştir. İkinci tip bezeme grubunu oluşturan vazoların her biri farklı bezeme şemasına sahiptir. K20 de ağız kenarının dışı, ağız tablası ve ağızın içi firnislidir. Boyunda hızlı dalgalı çizgi yer alır. Omuza geçişte ince bant, omuzda iki sıra hızlı dalgalı çizgi yapılmıştır. Omuzun altında, üç tanesi korunmuş olan, ince bantlar arasında kalın bantlar yer alır. K21 ve K22 de ağız kenarı ve omuza geçişte birer bant yer alır. Boyun rezervedir. Omuzda K21 de hızlı, K22 de yavaş tek sıra dalgalı çizgi vardır. Omuzdan karına geçişte K21 de iki ince ve iki kalın, K22 de iki ince arasında bir kalın bant yer alır. Anılan son iki örnekte kulpların üst kısmı firnislidir. K23, kulpların kenarında ikişer dik çizgi ile belirlenmiş alanda, ortadaki beyaz ek boya ile yapılmış üç sıra hızlı dalgalı çizgi ile bezelidir. Omuzdan karına geçişte üç kalın bant yer alır. 222 Nordquist 1993, 67-68, kat.no. 8, fig

241 Fig.157 Kapaklarda standart bir bezeme şeması uygulanmamıştır. Tüm örnekler konumları ve kalınlıkları değişen bantlarla bezelidir. Kronoloji: K21-K23, KA5 ve KA11 dışındaki tüm örnekler Akropolis ve Limantepe Geç Arkaik kuyularının kullanım dönemi tabakasında ele geçmiştir. K21, MGT sektöründeki E yapısı, K22 aynı sektördeki A odasının 6. yüzyılın son çeyreğine ait tabakalarda ele geçmiştir. 5.Yüzyıl: (Fig.158) K25: ASI90, TN:021, yük: 3.4cm, ağız çapı: 11.6cm, hamur: light red (2.5 YR 6/6) normal kum, az mika, astar/yüzey: pink (7.5 YR 8/4), firnis: red (2.5 YR 4/6): Güngör, Karantina Adası, kat.no.259; Güngör 2004, 127, fig.14. K26: ASI90, TN:025, yük: 5.1cm, ağız çapı: 11.6cm, hamur: light red (5 YR 6/6) normal kum, çok yoğun mika, yüzey: pink (5 YR 7/3), firnis: yarı mat reddish brown (2.5 YR 4/4): Güngör, Karantina Adası, kat.no.258. K27: ASI90, TN:064, yük: 3.9cm, ağız çapı: 12.8cm, hamur: pink (5 YR 8/4) normal kum ve kireç, yoğun mika, yüzey: very pale brown (10 YR 8/3), firnis: yellowish red (5 YR 5/6): Güngör, Karantina Adası, kat.no.260. K28: ASI90, TN:054, yük: 2.5cm, ağız çapı: 9.6cm, hamur: reddish yellow (5 YR 7/6) çok az kum, yoğun mika, yüzey: reddish yellow (5 YR 6/8), firnis: light red (2.5 YR 6/8): Güngör, Karantina Adası, kat.no.261. K29: ASI90, TN:017, yük: 10.4cm, ağız çapı: 10cm, hamur: reddish yellow (5 YR 7/6) normal kum ve kireç, yoğun mika, yüzey: very pale brown (10 YR 8/3), firnis: reddish yellow (5 YR 6/6): Güngör, Karantina Adası, kat.no.255; Güngör, 2004, 127, fig.14. Kapaklar: (Fig.158) KA12: ASI90, TN:067, ağız çapı: 10cm, yük: 3.2cm, hamur: reddish yellow (5 YR 6/6) az kum, yoğun mika, yüzey: reddish yellow (5 YR 7/6), firnis: red (10 R 5/8). KA13: ASI90, TN: 034, yük: 2.2cm, ağız çapı: 12.2cm, hamur: pink (5 YR 7/4) normal kum ve mika, yüzey: pink (5 YR 8/4), firnis: mat light red (2.5 YR 6/6): Güngör, Karantina Adası, kat.no.242. KA14: ASI90, TN: 064, yük: 3.2cm, ağız çapı: 12.6cm, hamur: pink (5 YR 7/4) az kum, yoğun mika, firnis: mat black-red (7.5 YR 2/0-10 R 5/8), yüzey: pink (7.5 YR 7/4): Güngör, Karantina Adası, kat.no.245. K15: ASI90, TN: 027, yük: 3.1cm, ağız çapı: 20cm, hamur: pink (7.5 YR 7/4) normal kum yoğun mika, yüzey: pink (5 YR 7/3), firnis: reddish yellow (5 YR 5/4): Güngör, Karantina Adası, kat.no

242 Fig.158 Form: Kısa, dik ve yuvarlatılmış ağız kenarı, aşağıya eğik omuza sahip olan K25- K28, bir önceki dönemin ilk tipinin devamıdır. 5. yüzyılda ağızın düz profilli yüksek yapısının dejenere olduğu anlaşılır. Bu örnekler ilk tipe göre daha küçük boyutludurlar. K29, oldukça yatay omuzlu, keskin omuz geçişli ve dik gövdeli bir forma sahiptir. Ağız yapısı ilk dört örneğe benzerdir. Omuz karın geçiş noktasına yerleştirilmiş eğik-yatay kulplara sahiptir. KA12 de vazonun tamamı ele geçmemiştir ancak, yüksek ve konik boyunlu stamnosların kapaklarına benzeyen bir forma sahiptir. Oturma düzlemi kalınlaştırılmıştır ve düzdür. Diğer üç kapak da, Tip I in kapaklarına benzerdir. Alt kısmı dışa doğru açılan, alçak ağızlı, üst kısmı hızla daralan konik formdadırlar. Bezeme: Tüm örneklerde ağız kenarı firnislidir. Omuzda K25, K27 ve K28 de hızlı dalgalı çizgi yer alır. K27 de üç dik çizgiden oluşan bir bezeme korunmuştur. K29 da sadece ince bantlardan oluşan bezeme yapılmıştır. Kapaklarda KA4 te olduğu gibi, alt bölüm firnisli, üst bölümde ince bantlardan oluşan bezeme yer alır. 217

243 II.3.K.3. Stamnosların Form Bakımından Değerlendirilmesi Stamnosların 6. yüzyılın ikinci yarısından önce standart bir forma ulaşmadığı görülmüştür. 7. yüzyıl ve 6. yüzyılın ilk yarısında bu formun tüm merkezlerde oldukça nadir olduğu da eklenmelidir. Klazomenai de Orientalizan stilde bezenmiş bir örnek dışında 6. yüzyıl sonundan öncesine tarihlenebilecek bir stamnos ele geçmemiştir. K4 ün erken özellikler gösteren bezemesi, stratigrafik olarak desteklenemediğinden, bu örneğin erken bir vazo olduğu söylenememektedir. Klazomenai Tip I in benzerlerine pek çok merkezde rastlanması anonim bir form olduğunu gösterir. Şimdilik, Geç Geometrik Thera örneklerinden türediğini öne sürebiliriz. Klazomenai Tip II ise, Miletos 1 no lu örnek dışında, sadece Klazomenai de ele geçen bir stamnos tipidir. Kinet Höyük örnekleri yüksek boyunları ile bu tipe benzerdir. Ancak kalın ağız kenarlı, dik ve yüksek boyunlu bu vazolar, alçak kapaklı örnekler olarak tasarlanmış olmalıdır. Uzun olan boyunu tamamen kavrayan yüksek kapaklı tek örnek, Kıbrıs 2 no lu stamnostur. Bu örneğe ait bir kapak ele geçmemiştir. Ancak Larnaka da bulunmuş, bikrom tekniğinde bezenmiş bu türde bir kapağa sahip bir örnek (Fig.159) 223, bizim örneklerimizle teknik olarak kısmen benzerdir. Yine de Klazomenaili çömlekçilerin bu özel tipi Kıbrıs taki bu örneklerden görerek tasarladıklarını söylemek zordur. Kaldı ki, Smyrna dan gelen, muhtemelen stamnos olan vazo, bu tür yüksek ve dar boyunlu vazoların Protogeometrik dönemden beri bölgede bilindiğine işaret eder. Kıbrıs örnekleri 7. yüzyıla aittir. Fig Hadjisavvas 1999, , fig

244 Stamnosların işlevleri konusuna yukarıda değinilmiştir. Yaptığımız incelemenin ardından bu konuya yeniden değinmek gerekir. Stamnosların amphora ve kraterlerle benzeyen yapısı bu vazoların işlevlerini de üstlendiğini gösterir. Yani Tip I, kraterler gibi şarabın karıştırıldığı vazolar, Tip II, sıvı maddelerin depolandığı vazolar olmalıdır. Ticari amphoraların kapasitesinin oldukça altında kapasiteye sahip olan Tip II, özel olarak tasarlanmış, emniyetli kapakları nedeni ile içeriğinin oldukça değerli olduğuna işaret eder. Bu emniyetli kapaklar bu vazoların deniz aşırı taşımada da kullanılmış olabileceğini düşündürse de şimdilik başka merkezde ele geçen örnek bulunmamıştır. Karadeniz kolonilerinde ele geçen örneklerin biri tip I e aittir ancak diğerlerinin tip olarak hangisine dahil olduğu açık değildir. Bu örneklere Lesbos ve Thasos ta bulunmuş parçalar da eklenebilir 224 (Fig.159). Thasos tan ele geçen omuz parçası bezeme şeması bakımından Tip II ye dahil edilebilir. 224 Antissa: Lamb , 57, fig. 9 d, g. 219

245 II.3.L.PYKSİS πυξίς, silindirik formda, kapaklı kutu biçimindeki vazolara verilen isimdir 225. Ancak pyksis kelimesi bu vazoların Roma dönemindeki adı olup M.J. Milne bu kapların Klasik Dönemde Atina daki adının κυλίχνίς olduğunu ortaya koymuştur 226. Buna karşın biz burada yaygın olarak kullanılan pyksis ismini kullanmayı uygun bulduk. Bu kap formunun kullanım alanı çeşitlilik göstermektedir. Merhem, mücevher, kozmetik malzemelerinin saklanması için, genelde kadınlar tarafından kullanılmasının yanı sıra ilaç yapımındaki çalışmalarda hekimler tarafından da kullanıldıklarına dair kanıtlar vardır 227. Bununla birlikte bizim için en önemli işlev, bu kapların tütsülerin saklanmasında da kullanılmış olmalarıdır 228. Ludovisi Tahtındaki tütsü sahnesinde böyle bir pyksis betimlenmiştir (Fig.110.c). Aşağıda da inceleneceği gibi, Klazomenai pyksisleri oldukça yüksek ve geniş gövdeli ve kapaklı vazolardır. Thymiaterionlar ile form bakımından büyük benzerlik taşıdıkları ilgili bölümde de belirtilmişti. Klazomenai de ele geçen pyksisler üç temel tipe ayrılmaktadır 229. Bunların tümü Klazomenai figürlü seramik formları ile doğrudan ilişkilidir. Bu nedenle, diğer kap formları incelenirken bölge ve şehirlere göre yapılan sınıflama yöntemi bu bölümde uygulanmamış, benzer örnekler her pyksis tipi incelenirken verilmiştir. Tip I: (Situla tipi pyksisler): (Fig. 160) L1: AKRO83, TN:009, AKRO87, TN: 013, 014, 008, 032, 040, 041, D-F odası, taban, ağız çapı: 42.4cm; kaide çapı: 28.2 cm, hamur: brown-reddish yellow (7.5 YR 5/2-6/6), yoğun kum ve çok az kireç, astar: mat, pinkish white (5 YR 8/2), firnis: very dark gray-red (5 YR 3/1-2.5 YR 5/6). L2: HBP94, TN:1006c, Güney sektör,yük: 13.4cm, ağız çapı: 32cm, hamur: (2.5 YR 6/6), firnis: (10 R 5/6). L3: AKRO89, TN:051, P alanı, taban I altı, taş blokaj, ağız çapı: 39.8cm, yük: 4.7cm, hamur: pale red (10 R 6/3) az kum ve kireç, yoğun mika, yüzey: mat pink (5 YR 8/4), firnis: ight red-light reddish brown (10 R 6/8-5 YR 6/4). 225 Cook, GPP, 223; Richter-Milne, Shapes, 20-21; Kanowski, Containers, Milne 1939, Pyksislerin kullanım amaçları için bkz: Roberts, The Attic Pyxis, 2-3; Kanowski, Containers, 128; Richter-Milne, Shapes, Milne 1939, ; Roberts, The Attic Pyxis, Korinth in şişkin gövdeli pyksislerinden türemiş bazı pyksislerin KSF özellikleri gösteren bezeklere sahip olarak Klazomenai de üretildiği bilinmektedir. Bu örnekler için bkz: Hürmüzlü, Vazo Formları,60-61, kat.no.79-81, lev.22. Bu örneklerden birisi için bkz: Fig

246 Fig.160 Form: Bu tipteki örnekler, oldukça yüksek, hafifçe dışa açılan gövdeli, cm arasında ağız çapına sahip büyük vazolardır. Borelli Ressamı tarafından bezenmiş kapaklı bir pyksisle (Fig.161.2) olan benzerliklerinden dolayı, situla formunun özelliklerini göstermelerine karşın, situla tipi pyksis olarak adlandırılmaktadırlar 230. Yuvarlatılmış dik bir ağıza sahip olan bu vazolarda ağızın alt kısmında plastik bir çıkıntı tüm vazoyu dolaşır. Kulplar yatay ve karşılıklı olarak gövde ortasına yerleştirilmiştir. L1 de, gövde genişliğinde halka formunda bir kaide uygulanmıştır. Bezeme: İlk iki örnekte gövdenin iki bezeme alanına ayrıldığı görülür. Ağız kenarı plastik banda kadar firnislidir. Bu alanın altındaki bezeme alanında L1 de, hem kabartma hem de firnis ile yapılmış tek sıra hızlı dalgalı çizgi yer alır. Bu alanın altındaki kalın bandın ardından ikinci bezeme alanına geçilir. İlk iki örnekte de bu alanda dalgalı çizgi yer alır. İlk örnekte kaidenin dış yüzü firnislenmiştir. Ağız kenarının içinde, gövde ortasında ve gövdenin en alt kademesinde de bantlar tekrar edilmiştir. Kronoloji: Üç vazo da 6. yüzyıl sonuna ait tabakalarda ele geçmişlerdir. Bununla birlikte Erken Orientalizan Stilde bezenmiş olan bir örnek (Fig.161.1), söz konusu formun 7. yüzyıldan itibaren üretildiğini gösterir 231. Borelli Ressamının pyksisi de Bu isimlendirme B. Hürmüzlü tarafından da kullanılmıştır: Hürmüzlü, Vazo Formları, N. Aytaçlar söz konusu vazoyu situla olarak tanımlamakta ve EOS1 stili içinde değerlendirerek 7. yüzyılın üçüncü çeyreği içinde üretilmiş olabileceğini belirtmektedir: Aytaçlar, Klazomenai Orientalizan Seramiği, 29, kat. no. K57, lev. 17. Smyrna dan ele geçen Geç Geometrik-Subgeometrik karakterde bezenmiş benzer bir vazo da bu formun 7. yüzyıldaki varlığını doğrulamaktadır; Fig

247 yüzyılın ilk yarısına işaret eder 232. İncelediğimiz bu üç vazonun buluntu yerine dayanarak 6. yüzyılın son çeyreğinden olduğunu söylemek güçtür. Bununla birlikte L1 ve L3 ün Akropolis Güney Yamacı sektöründe ele geçmiş olması 7. yüzyıl içlerinden değil söz konusu sektörün erken yapı katından yani 6. yüzyılın ilk yarısından olmasını muhtemel kılar. Klazomenai siyah figür stilinde bezenmiş benzer alt gövde-kaide parçaları da mevcuttur 233. Yüzey buluntusu olarak ele geçmesine karşın üzerindeki bezemeye dayanarak B. Özer tarafından Olgun Siyah Figür evresi içine yerleştirilmiştir. 6. yüzyılın ortalarından olan bu vazo da bizim örneklerimiz için önerdiğimiz tarihi destekler. Fig Aytaçlar tarafından situla pyksis olarak isimlendirilen bu vazo Klazomenai Lahit Ressamları grubu içinde değerlendirilmiştir. Aytaçlar bu grubun yüzyılın ortalarına tarihleme eğilimindedir. Söz konusu değerlendirmeler ve tarihleme önerileri için bkz: Aytaçlar, Klazomenai Orientalizan Seramiği, 171, Özer, Klazomenai Siyah Figür Seramiği, 59-60, kat.no.80, lev. 11, şek

248 Smyrna da bulunmuş örnek 234 (Fig.162.1) Geç Geometrik Dönem- Subgeometrik özellikler göstermekte olup 7. yüzyılın ilk yarısı içinde değerlendirilebilir. Mykenai da bir mezar buluntusu olarak ele geçen ve Coldstream tarafından Argos Geç Geometrik II olarak sınıflanan pyksis de bu formun Geometrik Dönemden gelmekte olduğunu gösterir 235. Thera da da benzer formda vazolar ele geçmiş olup bunların bazıları oldukça küçük boyutludur 236 (Fig ). Bu örneklerden bazılarında gövdenin üst bölümünde dalgalı çizgi yer alır. Fig.162 Situla tipi pyksis olarak adlandırdığımız bu vazo formu, Samos 237 ve Rhodos 238 (Fig.162.4) gibi Ege adalarında ve ayrıca Mısır da 239 (Fig ) 234 Özkan, Seramik Kataloğu, 36, no Coldstream, Geometrik Pottery, 142, lev. 30c. 236 Dragendorf, Thera, 21, 64, 115, 148, fig. 35, 225, 306, Samos V, 74, kat.591, lev.115; Weber 2006, 147, fig Vroulia, , lev.28.8, 9, 11, fig. 42; , fig.71-72; Weber 2006, , fig

249 Naukratis ve Tell Defenneh te ele geçen ve East Greek situlae olarak adlandırılan vazolarla da kıyaslanabilir. Bu vazolar R.M. Cook tarafından bezemelerine dayanarak üç gruba ayrılmaktadır 240. Bu vazolarda dışa çekik dörtgen profilli ağız standart bir özelliktir. Gövde oldukça derin alt bölümü küresel ve halka kaidelidir. S. Weber gerek stil gerekse arkeometrik analizlere dayanarak bu vazoların birbirinden farklı üç grup olduğunu ortaya koymaktadır 241. Söz konusu bu vazo formu 7. yüzyıl sonlarından 6. yüzyıl sonlarına değin üretilmiştir. Situla formunun pişmiş toprak arı kovanları ile de form bakımından benzer olması oldukça dikkat çekicidir. Fig da görülen ve İsthmia dan ele geçmiş olan arı kovanları ağız kenarının altında yer alan plastik çıkıntının işlevi hakkında bize fikir verir 242. Bununla birlikte söz konusu kovanların Hellenistik ve Roma Dönemine ait oldukları unutulmamalıdır. Tip II: (Fig.163) L4: HBTK83, B odası, II. Evre tabanı, yük: 16cm, ağız çapı: 38.6cm, hamur: reddish yellow (5 YR 6/6), yüzey: white (5 Y 8/2), firnis: very dark gray (5 YR 3/1): Hürmüzlü, Vazo Formları, kat.no.66. L5: HBTK83, TN: , kuzeybatı, yük: 15cm, hamur: light red (2.5 YR 6/6), yüzey: white (10 YR 8/2), firnis: weak red(2.5 YR 4/2), dış astarlı, iç hamur renginde. L6: HBTK84, yüzey buluntusu, yük: 13.8cm, ağız çapı: 39cm, hamur: reddish yellow (5 YR 6/6), yüzey: white (5 Y 8/1), firnis: light red (2.5 YR 6/8). Form: Tip II olarak sınıflanan pyksisler de yaklaşık 40 cm ağız çapı ile büyük boyutlu vazolardır. Düz ve geniş ağız tablaları, dörtgen biçimli ve dışa çekik bir ağız kenarları vardır. Gövde yüksek ve dik, L5 te hafif dışa eğik bir profile sahiptir. gövde alt bölümde keskin bir dönüşe sahiptir. Bu dönüş bölümünde, pervaz biçiminde plastik bir eklenti yer alır. Gövdenin alt kısmı üç örnekte de korunmamıştır. Ancak L4 te korunmuş olan kısım yarı kürevi bir alt gövdeye işaret eder. Gövde muhtemelen Tip III teki gibidir. 239 Weber 2006, , fig. 8-11, Cook-Dupont, EGP, Bu situlaların kökenleri, gruplanmaları ve arkeometrik analizler konusunda bkz: Weber 2006, Anderson Stanjanovic-Jones 2002,

250 Fig.163 Bezeme: Ağız tablası üzerinde yer alan dik çizgiler standarttır. Ağız kenarının hemen altında ana bezeme alanı yer alır. Bu alanda L4 te iki, L5 te üç hızlı dalgalı çizgi yapılmıştır. L6 ise kalınlıkları ve yerleştirilmeleri bir düzen göstermeyen bantlardan oluşan bir bezemeye sahiptir. İlk iki örnekte de gövdenin alt bölümü bantlarla bezenmiştir. L5 te gövdenin alt bölümünde yer alan çizgi tam olarak korunmuş olmasa da dalgalı çizgi izlenimi bırakır. Kronoloji: Bu tipe ait üç örnek de HBT kuzey sektöründe ele geçmiştir. L4 B odasının ikinci evre tabanında ele geçmesi 6. yüzyılın ikinci çeyreğine tarihlenebilmesini sağlar. Diğer iki örnek de bu nedenle aynı dönemden olmalıdır. Bu boyutta, başka bir ekolde bezenmiş bir örnekleri daha olmayan bu vazolar için en yakın benzer örnek, Erken Siyah Figür stilinde bezenmiş küçük boyutlu bir pyksistir (Fig.165.2) 243. GOS silindirik gövdeli pyksisleri 244 ile ilişkili olan bu vazo B. Özer 243 Özer, Klazomenai Siyah Figür Seramiği, 23-23, kat.no. 20, lev.4, şek GOS pyksisler için bkz: Aytaçlar, Klazomenai Orientalizan Seramiği, Aytaçlar bu stil evresindeki pyksisleri üç tipe ayırmaktadır. Bu tipe benzeyen GOS pyksisler Aytaçların silindirik gövdeli pyksis/kalatos tipine dahildir. 225

251 tarafından 6. yüzyılın ikinci çeyreğine tarihlenir. Bu pyksis tipinin Attika pyksisleri ile doğrudan ilişkili olduğunu da belirtmek gerekir 245. Tip III: (Fig.164) L7: AKRO88, TN:005, taban, ağız çapı: 33.8 cm, yük:5.4 cm, hamur: light reddish brown (5 YR 6/4) az mika, yüzey: yarı parlak pink (7.5 YR 8/4), firnis: very dark gray-reddish brown (5 YR 3/1-2.5 YR 5/4). L8: AKRO92, TN:003, R Alanı, tarım toprağı, yük: 7cm, hamur: merkezde light gray-yüzeye yakın yerlerde reddish yellow (5 YR 7/1-7/6), yüzey: pink (5 YR 8/4), firnis: mat red (10 R 5/4). L9: MGT90, 041,045,047,054, F yapısı, yük: 16cm, ağız çapı: 36.4cm, kaide çapı: 20.4cm, hamur: normal reddish yellow-yanık dark gray (5 YR 7/6-4/1) normal kum ve mika, yüzey/astar: very pale brown (10 YR 8/4), firnis: yellowish brown-very dark gray (10 YR 5/6-3/1), Hürmüzlü, Vazo Formları, kat.no.71. L10: LMT00, TN:21.162, tarım toprağı, yük: 10cm, ağız çapı: 28.4cm, hamur: merkezde gray-reddish yellow (5 YR 5/1-6/6) yoğun kum ve mika, seyrek kireç, yüzey: reddish yellow (5 YR 6/6), firnis: mat, red (10 R 4/8). L11: AKRO01, Kuyu, kapatma dolgusu, AKRO83 TN:018, H alanı, enkaz, m(011), yük: 7.7cm, ağız çapı: 21.7cm, hamur: light reddish brown (5 YR 6/4) yoğun kireç, kum, az mika ve kristal katkılı, yüzey: pinkish white (7.5 YR 8/2), firnis: very dark gray-reddish yellow (5 YR 3/1-7.5 YR 6/6): Hürmüzlü, Vazo Formları, kat.no.144. Form: Tip III içinde ele alınan pyksislerin ağız çapı cm arasında değişir L11 22 cm e yakın ağız çapı ile en küçük örnektir. Profili tam olarak izelenebilen L9 da yükseklik 16 cm olarak ölçülmüştür. Bu tip içinde yer alan vazolarda gövde yüksekliği biraz daha azalmıştır. Gövdenin yapısı dışa eğik veya dik, silindirik yapıdadır. Ağız kenarı değişiklik gösterir. L7 de ağız dışa eğik üçgen profillidir. Ağız tablası içe eğiktir. L8 de de dışa eğik yuvarlatılmış bir ağız kenarı gözlenir. L9- L11 birbirine benzeyen ağız kenarına sahiptir. Üç örnekte de kalınlaştırılmış düz ağız tablalı, dışa çekik dörtgen biçiminde profillendirilmiş ağız kenarlıdır. Silindirik gövde keskin bir biçimde dönerek yayvan bir alt gövdeye birleşir. Bu alt gövde sadece L9 da izleyebildiğimiz, oldukça geniş bir halka kaide ile son bulur. L7 ve L8 de gövde altındaki dönüş kısmında plastik birer eklenti yer alır. Anılan ilk örnekte bu çıkıntı dörtgen profilli bir pervaz biçimindedir. L8 de ise daha kısa olan bu eklenti yuvarlatılmış profile sahiptir. Bezeme: Ana bezeme gövdenin yan tarafında yer alır. Tüm örneklerde bir dalgalı çizgiden ibaret olan bu bezeme üstten ve alttan, bantlarla oldukça daraltılmış bir friz içine yerleştirilmiştir. L11 in iç kısmı tamamen firnislidir. Diğer örneklerde gövdenin içinde de bantlar yer alır. 245 Bu vazoya örneklik eden Attika pyksisleri için bkz: Roberts, The Attic Pyxis,

252 Kronoloji: L7 Akropolis Güney yamacı sektöründe son yapı katı, I alanı tabanı üzerinde ele geçmiştir. L11 aynı sektördeki kuyunun kapatma dolgusunda bulunmuştur. L9 MGT sektöründe F yapısının ilk evre tabanı üzerinde ele geçmiştir. Diğer örnekler ise tarım toprağı ve yüzey buluntusu olarak ele geçmişlerdir. Kesin olarak tarihlenebilen örneklere dayanarak bu tip pyksisleri 6. yüzyılın son çeyreği içine yerleştirmek doğru olur. GOS köşeli pyksisleri (Fig.161.3) incelediğimiz tipin öncülleri olarak kabul edilebilir. Burada yer alan GOS örneğinin konik bir ayağa sahip olması bu tip pyksislerde olmazsa olmaz bir eleman olup olmadığı belli değildir. Bizim örneklerimizden L8 in alçak ve dışa eğik üst gövdesi ve fazla belirgin olmayan köşe eklentisi GOS köşeli pyksislerini andırır. Bununla birlikte bu tip pyksislerin Klazomenai Siyah Figürlü pyksislerle de form bakımından ilişkili olduğu da belirtilmelidir. Aşağıda bu konuda kısa bir tartışmanın yapılması uygun bulunmuştur. Fig

253 Klazomenai Siyah Figür Tekniğinde bezenmiş pyksisler (Fig.165) 246 : Bu stilde bezenmiş pyksisler arasında en tanınmış ve sağlam örnek Münih te korunmakta olan vazodur (Fig.165.1). Bu pyksis R.M. Cook tarafından Tübingen Grubu içinde ele alınmıştır. Söz konusu grup yılları arasına tarihlenmekte olup Cook bu vazonun grup içindeki en erken örneklerden olduğu vurgulanır 247. Bu grubun tarihlenmesi konusunda B. Özer de Cook un önerisine yakın biçimde 6. yüzyılın üçüncü çeyreğini önerir 248. Bu ekolde bezenmiş pyksislerin formun tüm özelliklerine sahip örneklerle 6. yüzyılın sonuna değin kullanıldığı görülür 249. Fig.165 Dalgalı çizgi bezekli Tip III pyksislerinin KSF pyksislerinin form ve bezeme şemasını kullandığı açıkça görülür. L9-L11 de gövde altındaki eklentinin noksan olması veya diğer örneklerdeki varlığı form gelişimi ile ilişkilendirilemez. L7 nin ve Geç KSF pyksislerinin bu eklentiye sahip olmaları bu form özelliğinin yüzyılın 246 1) Münih env. No.570, Sieveking-Hackl 1912, lev.20; Cook 1952, 124, no.1, fig ) Özer, Klazomenai Siyah Figür Seramiği, kat.no.20, 307, 277, Cook 1952, Özer, Klazomenai Siyah Figür Seramiği, Ibid., Urla Grubu: 63-64, 71-72, kat.no , 147, 149, lev. 13, 18, 19, şek. 10 (Fig.156.5) ; sirensphinks grubu: 94; Geç siyah figür/dans eden kadınların tasvir edildiği pyksisler: , 121, kat. no , 307 lev , 36, şek. 10 (Fig ). 228

254 sonunda da varolduğunu gösterir. KSF örneklerinde mütemadiyen bu eklenti vardır ancak bizim bu tip içindeki son üç örneğimizdeki noksanlığı, uygulanmasının şart olmadığını da gösterir. Ancak incelediğimiz türde bezemeye sahip pyksislerin Münih pyksisine dayanarak 6. yüzyılın ilk yarısına ait olup olmadığını söylemek mümkün değildir. Şimdilik böyle bir olasılık sadece L8 in GOS pyksisleri ile olan ilişkisinden dolayı söylenebilir. Kapaklar: (Fig.166) Tip I pyksislerinin yuvarlatılmış ve dar ağızları kapaklı vazolar olarak tasarlanmamış olduklarına işaret eder. Tip II ve Tip III ise düz ve geniş ağız tablaları ile kapaklı vazolar olarak imal edilmişlerdir. Bu pyksislar için kullanılan kapaklar Tip I stamnosları için kullanıldığını düşündüğümüz kapaklarla benzer yapıdadırlar. Basit bezemelere sahip çok sayıda bu tipte kapak bulunmakla birlikte biz burada üzerinde dalgalı çizgi bulunan dört örneğe yer verdik. LK1: AKRO88, TN:012, K alanı, taban, yük: 5.5cm, ağız çapı: 37.9cm, hamur: dark gray-reddish brown (5 YR 4/1-5 YR 6/4) yoğun kum ve az kireç ile mika katkılı, yüzey: pink (5 YR 8/3), firnis: dark gray-reddish yellow (5 YR 4/1-7.5 YR 7/6). LK2: AKRO83, TN:045, H alanı, yük: 6.9cm, ağız çapı: 31.6cm, hamur: reddish yellow (5 YR 6/6) yoğun mika ve kum katkılı, astar: pink (5 YR 8/3). LK3: AKRO83 TN:018, , H alanı, tarım toprağı-enkaz, AKRO87 TN:011, tarım toprağı, yük: 4.5cm, ağız çapı: 30cm, hamur: reddish gray-reddish yellow (5 YR 5/2-5 YR 6/6) az kum, mika ve kristal katkılı, yüzey: pink (5 YR 7/4), firnis: black (5 YR 2.5/1): Hürmüzlü, Vazo Formları, kat.no.165. LK4: AKRO82, sur dolgusu içinden, yük: 4.8cm, ağız çapı: 26.2cm, hamur: reddish yellow (5 YR 6/6) çok az kireç katkılı, yüzey: pink (5 YR 8/4), firnis: red (10 R 5/8), ek boya: pinkish white (7.5 YR 8/2). Fig.166 Form: Söz konusu iki tip içinde yer alan vazoların ağız yapısına uygun biçimde tasarlanmış kapaklar düz ve dışa çekik oturma düzlemine sahiptir. İç kısımda ince ve 229

255 dik bir çıkıntı, kapağın vazoya iyice oturmasını ve sağlam biçimde durmasını sağlar. GOS 250 ve KSF 251 pyksislerinde de benzer kapaklar kullanılmıştır. Bezeme: Kapaklarda bezeme gövdenin alt bölümündeki alçak friz içerisinde yer alır. Dört örnekte de bu alanda dalgalı çizgi yapılmıştır. Pervaz bölümü firnisli, gövdenin üst bölümü bantlarla bezelidir. Kronoloji: Dört örnek de Akropolis Güney Yamacı sektöründe 6. yüzyılın sonlarına ait tabakalarda ele geçmiştir. Borelli Ressamı tarafından bezenmiş olan pyksis kapağı (Fig.161.2) ve Münih pyksisinin kapağı (Fig.165.1), bu tipteki kapaklarda forma göre bir gelişim gözlenmediğini göstermektedir. 250 GOS kapaklar için bkz: Aytaçlar, Klazomenai Orientalizan Seramiği, KSF kapaklar için bkz: Özer, Klazomenai Siyah Figür Seramiği, şek

256 II.3.M. LEKANE λεκάνη derin, yayvan çift kulplu çanaklara atfedilen bir isim olup, bu ismin hangi kap formunu tarif ettiği kesin olarak bilinmemektedir 252. Günümüzde de benzer kaplarla ilişki kurarak bu tür çanakların birçok kullanım alanı olduğu söylenebilir 253. Burada lekane olarak ele alınacak olan kaplar, geniş ağızlı, derin, çift kulplu çanaklardır. Günlük hayatta kullanım alanının oldukça geniş olmasından olacak ki kazılar sonucunda en çok rastlanan kap formlarından birisidir. II.3.M.1. Klazomenai Dışındaki Merkezlerde Ele geçen Lekaneler Attika: (Fig.167) 1-2) Lüdorf, Lekane, 13-14,Typus A: kat.no. 1-2, lev ) Lüdorf, Lekane, 14-15, Typus B1: kat.no. 3-4, lev ) Lüdorf, Lekane, 16, Typus C1: kat.no , lev ) Lüdorf, Lekane, Typus C2: kat.no. 37, lev ) Lüdorf, Lekane, 16-17, Typus C3: kat.no. 48, lev ) Lüdorf, Lekane, 17, Typus D: kat.no. 53, lev ) Lüdorf, Lekane, 17-18, Typus E1: kat.no. 72, lev. 53. Attika lekanelerini G. Lüdorf un kapsamlı çalışmasından dolayı oldukça iyi bilmekteyiz. Lüdorf un Tip A olarak sınıfladığı 1 ve 2 no lu örnekler Agora kazılarında 6. yüzyılın ilk yarısına tarihlenen depozitlerden ele geçmiştir. 1 no lu örneğin, bizim 6. yüzyılın son çeyreğine ait kraterlerimiz ile olan benzerliği ilgili bölümde ele alınmıştı. Omuzun daralması, dışa eğik bir boyun oluşturması, dışa çekik bir ağız kenarı ile son bulması, bize göre krater formuna ait özelliklerdir. 2 no lu örnek ise dışa eğik düz bir ağız kenarına, daha yayvan açık bir gövdeye sahiptir. Her iki örneğin bizim için önemi, bant ve dalgalı çizgilerden oluşan bezemeleridir. Lüdorf un Tip B1 lekaneleri düz ve geniş bir ağız tablasına, yarı küresel gövdeye sahiptir. 3 no lu örnekte kulplar ağız tablası üzerine dik olarak yerleştirilmiştir. Bu örnek 6. yüzyılın ilk çeyreğine, 4 no lu örnek 6. yüzyılın sonlarına tarihlenir. Bu tip lekaneler oldukça yaygın bir tip olup, Hellenistik Dönem sonlarına değin yaşamıştır. Tip C içinde yer alan 5-8 no lu örnekler, daha dar ve yüksek bir gövdeye sahiptir. Ağız kenarı dik ve dar, dışta kalın ve yuvarlatılmış bir profile sahiptir. 8 no lu örnek 6. yüzyılın ikinci çeyreğine, diğer örnekler yüzyılın 252 İsimlendirme konusundaki tartışmalar için bkz: Agora XII, 211; Kanowski, Containers, 89-93; Amyx 1958, ; Sparkes 1962, : Richter-Milne, Shapes, Bu kapların kullanım alanları hakkında bkz: Richter-Milne, Shapes, 23; Kanowski, Containers,

257 son çeyreğine tarihlenmektedir. Tip D ve E içinde yer alan 9 ve 10 no lu örnekler de 6. yüzyılın sonlarındandır. Gövde dar ve yüksek, ağız dışa çekik ve geniş ağız tablalıdır. Samos: (Fig.168) Fig.167 1)Kyrieleis et.al. 1985, 423, fig ) Samos III, 95-98, kat. no. I/12, I/13, fig ) Samos IV, , kat.no , lev Samos ta schüsseln olarak adlandırılan lekaneler A. Furtwängler tarafından iki gruba ayrılmıştır 254. İlk grupta geniş, kalın ve yuvarlatılmış ağızlı, ağıza geçişte içbükey profilli lekaneler yer alır. 1-9 no lu örnekler ilk gruptandır. 1-3 no lu örnekler 7. yüzyılın sonu ve 6. yüzyılın başlarındandır. Üç örnekte de yayvan ve alçak bir gövde, kalınlaştırılmış ve hafifçe dışa çekilmiş ağız kenarı izlenir. Ağız kenarının altında dalgalı çizgi, ağız tablası üzerinde dik çizgilerle bezelidirler. Gövdenin alt kısmı ve ağızın iç kısmında bantlar yer alır no lu örnekler yılları arasına tarihlenmektedir. 4 ve 5 no lu örneklerde ağız üçgen biçiminde olup fazla geniş olmayan dışa eğik bir ağız tablasına sahiptir. Furtwängler in ikinci 254 Samos III,

258 grubu dışa doğru eğik bir profile sahip lekanelerden oluşur no lu örnekler bu gruba aittir. Gövdeden ağıza geçiş bölümünde keskin bir profil izlenir ve bu bölüm dışa doğru eğiktir. Ağız kenarı hafif genişletilmiş olup dışa doğru yuvarlatılmıştır. Dar ve düz bir ağız tablası gözlenir. Miletos: (Fig.169) Fig.168 1) von Graeve 1975, 41, fig. 5. 2) Voigtländer 1982, 43, kat.no. 86, fig ) Voigtländer 1982, 43, kat.no , fig ) Voigtländer 1982, 68, kat.no , fig no lu örnek dışında bu örneklerin tümü 6. yüzyılın sonlarına aittir. İlk örnek kalın ve dışa çekik ağız kenarına sahip sığ bir vazodur. Ağız kenarının içinde ve dışında bantlar yer alır. Omuz denebilecek bölümde yavaş dalgalı çizgi görülür. 2 no lu örnekte gövde üst bölümde daralır ve bir boğumun ardından ağıza geçilir. Ağız kenarı dışa çekiktir ve geniştir. 3-7 no lu örneklerde gövde ile ağız kenarı dik biçimde birleşir. Düz ve geniş bir ağız tablası, ince ve dışa çekik ağız kenarına sahiptirler. 3 no lu örnekte dalgalı çizgi, 4 te sadece bantlar yer alır. Son üç örnek bezenmemiştir. 233

259 Khios: (Fig.170) Fig.169 1) Boardman, Emporio, 115, kat.no. 145, fig ) Boardman, Emporio, 165, kat.no , fig ) Anderson 1954, 143, kat.no , fig. 5, lev. 7b. Fig.170 Akıtacaklı olan 1 no lu örnek 7. yüzyılın son çeyreğindendir. Gövdenin ağıza geçişteki içbükey profili Samos ile benzerdir. Ağız, dar, dışa çekik ve 234

260 yuvarlatılmıştır. 2 no lu örnekte bir öncekinde gördüğümüz içbükey profilin yerini dışa eğik bir boyun alır. 6. yüzyılın ikinci yarısına ait olan bu örnek bizim geç tip kraterlerimize benzemektedir. 6. yüzyılın başlarından olan 3 no lu örnekte ince dışa çekik bir ağız kenarı uygulanmıştır. 4-8 no lu örnekler tüm bunlardan farklıdır: düz, geniş ağız tablalı, dışa çekik dörtgen bir ağız kenarına sahiptirler. Knossos: (Fig.171) 1-3) Coldstream-Mcdonald 1997, 224, kat.no. K.34, 38-39, fig.17. Bu lekane parçaları geç 6. erken 5. yüzyıla ait tabakadan gelmektedir. Üç örnekte de düz, geniş ve dışa çekik ağız kenarı uygulanmıştır. Fig yüzyılın son çeyreği: (Fig.172) II.3.M.2. Klazomenai Buluntuları M1: FGT00, TN:2036, J Yapısı, yük: 3.2cm, ağız çapı: 26cm, hamur: gray (2.5 YR N6/) az kum, ince seyrek mikalı, yüzey: light red (2.5 YR 6/6), firnis: mat, dark red (2.5 YR 3/6). M2: FGT00, TN:2036, J Yapısı, yük: 6.2cm, ağız çapı: 32.4, hamur: merkezde, gray-dışta, reddish yellow (10 YR 5/1-5 YR 6/6) yoğun kum ve mika, yüzey: reddish yellow (5 YR 6/6), firnis: mat, red (10 YR 5/8). M3: FGT00, TN:2036, J Yapısı, yük: 4.2cm, ağız çapı: 36cm, hamur: light reddish brown (2.5 YR 6/4) normal mika, az kum ve kireç, yüzey: reddish yellow (5 YR 6/6), astar: pink (5 YR 7/3), firnis: mat, dark reddish gray (5 YR 4/2). M4: FGT98, TN:2033, yük: 3.7cm, ağız çapı: 18cm, hamur: gray (2.5 YR N6/) normal kum ve taşcık, normal kum, az mika, yüzey: weak red (2.5 YR 5/2), firnis: mat, reddish brown-dark gray (2.5 YR 5/4-N4/). M5: MGT87, TN:034, E alanı yapı düzlemi altı, yük: 6.2cm, ağız çapı: 24.6cm, hamur: light reddish brown (2.5 YR 6/4) normal mika, az kum ve kireç, yüzey: reddishyellow (5 YR 6/6), astar: pink (5 YR 7/3), firnis: mat, dark reddish gray (5 YR 4/2). M6: MGT87, TN:073, A odası altı, yük: 6.5cm, ğız çapı: 26cm: Hürmüzlü, Vazo Formları, kat.no

261 M7: MGT88, TN:072, A odası, yük: 7.8cm, ağız çapı: 25.2cm, hamur: light reddish brown (2.5 YR 6/4) normal mika, az kum ve kireç, yüzey: reddish yellow (5 YR 6/6), astar: pink (5 YR 7/3), firnis: mat, dark reddish gray (5 YR 4/2). M8: KLAZ82, Monastirakia, yüzey buluntusu, yük: gövde: 10.5cm, kaide: 3.4cm, yak. yük: 15cm, ağız çapı: 17.7cm, kaide çapı: 12.2cm: Hürmüzlü, Vazo Formları, kat.no.136. Fig.172 Form: M1 üçgen biçimli bir ağız kenarına sahiptir. Korunan parça kulbun aplike edildiği bölüm olduğunda ağızın dıştaki profili izlenemez. M2 de gövde üst bölümde dik bir profile sahiptir. Ağız kenarı dar, dışa doğru sivrilen biçimdedir. Ağız kenarının altında yivler yer almaktadır. M3-M7 de ağız kalınlığı biraz artmıştır. Ağız kenarının dışa çekik profili tüm örneklerde izlenir. Gövde ağızla doğrudan birleşmekte, M2 deki gibi keskin profil içermemektedir. M8 bu grup içindeki tüme yakın tek örnektir. Gövdenin yarı küresel yapısı diğer vazolar için de bir örnek 236

262 oluşturur. Ağız dardır ve dıştaki yuvarlanma fazla belirgin değildir. Halka formunda bir kaideye sahiptir. Bezeme: Bezeme bakımından bir birlik göstermezler. M3, M5 ve M8 de ağız kenarının altında bir bant yer alır. Muhtemelen kulpların konumlanmış olduğu gövdenin üst kısmındaki alanda M2-M7 de kalın, yavaş dalgalı çizgi yapılmıştır. Gövdenin alt bölümü bir ya da iki bantla bezenmiştir. Benzer bant sistemi gövdenin içinde de uygulanır. M1 de ise gövdenin içi tamamen firnislenmiştir. M1, M3, M5, M6 ve M8 de ağız tablasının üzerinde dik veya yatay yerleştirilmiş çizgi grupları yer alır. Muhtemelen diğer örneklerde bu bezemenin bulunduğu bölümler elimize geçmemiştir. Kronoloji: M1-M3 FGT sektöründeki J yapısının II. yapı katında ele geçmiştir. 7. yüzyılın son çeyreğine tarihlenirler. M5-M7 ise MGT sektörünün geç 7. erken 6. yüzyıla tarihlenen tabakalarında bulunmuşlardır. Bir sonraki grup ile benzerlik gösteren bu üç vazo muhtemelen 6. yüzyıla geçişte duruyor olmalıdır. 6. yüzyılın ilk yarısı: (Fig.173) M9: AKRO88, TN:034, K alanı, yük: 3.8cm, ağız çapı: 23.8cm, hamur: pink (5 YR 7/4) yoğun kireç, az kum ve mika, yüzey: pink (5 YR 8/3), firnis: light red (10 R 6/8). M10: HBTK84, TN:068, yol sondajı, yük: 6.4cm, ağız çapı: 35.2cm, hamur: reddish yellow (5 YR 7/6), astar: reddish yellow (5 YR 7/6), firnis: light red (2.5 YR 6/8). M11: HBTK84, TN:068 yol sondajı, yük: 6.6cm, ağız çapı: 38cm, hamur: light reddish brown (2.5 YR 6/4) normal mika, az kum ve kireç, yüzey: reddish yellow (5 YR 6/6), firnis: mat, dark reddish gray (5 YR 4/2). M12: AKRO82, TN:052, I. Açma, yangın tabakası üzeri, yük: 5cm, ağız çapı: 44.75cm, hamur: reddish brown (5 YR 5/4) az kum, kireç, kristal ve mika, yüzey: reddish yellow (5 YR 6/6), firnis: mat, red (2.5 YR 5/6). M13: HBTK83, Kuzeybatı, B odası, yük: 8.3cm, ağız çapı: 29.2cm, hamur: merkezde light gray-dışta reddish yellow (5 YR 7/1-7/6) yoğun kum, kireç ve mika, seyrek taşcık, yüzey: reddish yellow (5 YR 7/6), firnis: light red (2.5 YR 6/8). M14: AKRO89, TN:045, P alanı, taban I altı, taş blokaj, yük: 6.1cm, ağız çapı: 39.4cm, hamur: reddish yellow (5 YR 6/8) yoğun kum ve mika, az kireç, yüzey: gray (5 YR 6/1), firnis: reddish brown-light red (5 YR 5/3-2.5 YR 6/6). M15: AKRO82, TN:036, C alanı, anakaya üzeri, yük: 3.8cm, ağız çapı: 36.4cm, hamur: light reddish brown (5 YR 6/4) Küçük gözenekli, yoğun kum ve mika, çok az kireç, astar: pink (5 YR 8/3), firnis: yarı mat, reddish brown (5 YR 4/3). M16: AKRO89, TN:048, P alanı, taban II, yük: 9.5cm, ağız çapı: 39.6cm, hamur: light red (5 YR 6/8) yoğun kum, az kireç ve mika, yüzey: pink (2. 5 YR 7/4), firnis: mat red (10 R 4/6). M17: AKRO88, TN:042, taban altı dolgusu I, yük: 7cm, ağız çapı: 42cm, hamur: pink (5 YR 7/4) yoğun kum ve mika, az kireç, yüzey: white (2.5 Y 8/2), firnis: very dark gray-reddish yellow (5 YR 3/1-7/8): Hürmüzlü, Vazo Formları, kat.no.152. M18: AKRO82, TN:105, G alanı, I. yapı katı, tabn içi, yük: 4.4cm, ağız çapı: 38.8cm, hamur: reddish yellow (5 YR 6/6) Küçük gözenekli, yoğun kum ve mika, az kireç, astar: pink (5 YR 7/4), firnis: mat, red (10 R 5/8). M19: AKRO82, TN:036, C alanı, anakaya üzeri, yük: 5.9cm, ağız çapı: 34cm, hamur: reddish yellow (7.5 YR 6/6) yoğun kum ve mika, çok az kireç, yüzey: pink (5 YR 8/3), firnis: mat red (10 R 5/8). 237

263 M20: AKRO03, TN:228.01, H alanı, yük: 10.4cm, ağız çapı: 36.6cm, hamur: reddish yellow (5 YR 6/6) kum, kireç; az kristal ve taşçık, yüzey: pinkish gray-gray (7.5 YR 6/2-5 YR 5/1), firnis: mat, dark gray (7.5 YR 4/0). M21: AKRO03, TN:209.08, H alanı, 4cm, ağız çapı: 38cm, hamur: light red (10 R 6/8) az kum, kireç ve mika, yüzey: light red (2.5 YR 6/6), firnis: yarı mat, red (10 R 4/6-10 R 5/8). M22: AKRO96, TN:025, G alanı, III.yapı katı, yük: 4.2cm, ağız çapı: 40.6cm, hamur: merkezde, dark gray-dışta light red (5 YR 4/1-10 R 6/8), yüzey: pink (5 YR 8/3), firnis: mat, light red (10 R 6/8). M23: AKRO87, TN:005, G alanı, I.yapı katı, taban içi, yük: 7.6cm, ağız çapı: 33.8cm, hamur: merkezde, gray-dışta, reddish yellow (10 YR 6/1-5 YR 7/6) yoğun mika ve kum, az kireç ve kristal, firnis: very dark gray-light red (10 YR 3/1-6/8). M24:AKRO87, TN:035, 040, Fırın, yük: 4cm, ağız çapı:18cm : Hürmüzlü, Vazo Formları, kat.no.161. M25: HBTK83, TN:033, C alanı, yük: 11cm, ağız çapı: 36.8cm, hamur: merkezde gray-dışta light reddish brown (5 YR 5/1-6/4) yoğun kum ve kireç, normal mika, yüzey: pink (5 YR 7/4), firnis: mat reddish brown (5 YR 5/4): Hürmüzlü, Vazo Formları, kat.no.137. Form: Tüm örnekler ağız parçalarından oluşmaktadır. Dört ayrı ağız profili olduğu görülmektedir. İlk ağız tipi sadece M9 ile temsil edilir. Bu örnekte ağız, M1 ve M2 ye benzer biçimde oldukça dardır. İçe ve dışa dönüşte hafifçe yuvarlatıldığı görülür. Ancak ağız kenarı dışa doğru taşmaz. Ağız kenarının altında bir yiv yer alır. İkinci ağız tipi M9-M13 de görülür. Bu örneklerde ağız tablası dar ve düzdür. Ağız dışa doğru taşkın ve yuvarlatılmış bir profile sahiptir. M13 de ağız kenarının altına yerleştirilmiş oval kesitli, yatay kulp da korunmuştur. Üçüncü ağız tipi, M14- M21 de karşımıza çıkar. Bu örneklerde ağız tablası bir önceki grubun örneklerine göre biraz daha genişlemiştir. Bu genişleme bazı örneklerde ağız kenarının vazonun iç bölümüne de çekilmesiyle oluşmaktadır. Ağız,tüm örneklerde üçgen biçimindedir. Dışa doğru hafifçe taşar ve bu ince ağız kenarı yuvarlatılmış formdadır. Dördüncü ağız tipi, M22-M25 te görülen, dışa doğru çekilerek uzatılmış, ince ve yuvarlatılmış profilli bir ağızdır. Ağız tablası genelde düzdür. M24 te omega biçiminde bir kulp yer alır. Bezeme: Tüm örneklerde ağız kenarının altında dalgalı çizgi bezeği yer alır. Bu motif, M10, M11, M18, M21 ve M24 te hızlı, diğer örneklerde yavaş tiptedir. Bazı örneklerde ağız kenarının dışında bir bant yer alır. Gövdenin alt bölümünde de sayı ve kalınlık bakımında bir birlik göstermeyen bantlar kullanılmıştır. Benzer bant sistemi ile gövdenin içi de bezenmiştir. Ağız tablası genelde rezerve olup bu alanda yatay veya dik çizgi grupları yer alır. Kronoloji: Burada ele alınan vazoların tamamı Akropolis ve HBT sektörlerinde 6. yüzyılın ilk yarısına tarihlenen tabakalarda bulunmuşlardır. Bununla birlikte, M1-238

264 M12 nin ağız yapısı 7. yüzyıl örnekleri ile benzerlik taşımaktadır. MGT buluntusu olan M5-M7 nin, 7. yüzyılın sonlarına ve 6. yüzyılın başlarına ait olduğundan söz edilmiş idi. Buradan hareketle M1-M12 nin de bu örneklerle çağdaş olduğu düşünülmelidir. Fig

265 6. yüzyılın son çeyreği: (Fig.174) M26: AKRO01, Kuyu, kapatma dolgusu, yük: 10.9cm, ağız çapı: 30.8cm, kaide çapı: 9.6cm, hamur: reddish yellow (5 YR 6/6) az kum, kireç ve yoğun mika katkılı, yüzey: mat pink astar (7.5 YR 8/4), firnis: yarı mat kırmızı (2.5 YR 4/6). M27: AKRO01, Kuyu, kapatma dolgusu-kullanım dönemi, yük: 13.8cm, ağız çapı: 34.2cm, kaide çapı: 12.8cm, hamur: pink (5 YR 7/4) yoğun kum, kireç, mika ve taşçık, yüzey: mat krem (5 YR 8/5), firnis: very dark gray-red (5 YR 3/1-10 R 4/6). M28: AKRO96, TN:047C, R alanı, yük: 12cm, ağız çapı: 32.2cm, kaide çapı: 11cm, hamur: pink (5 YR 8/4) kum, kireç ve az mika, astar: pink (7.5 YR 8/4), firnis: yarı parlak red-very dark gray (10 R 5/8-5 YR 3/1), ek boya: white (5 YR 8/1). M29:CKT04, Kuyu, yük: 12cm, ağız çapı: 34.6cm, kaide çapı: 12cm, hamur: reddish yellow (5 YR 7/6) normal kum, az mika, yüzey: reddish yellow (5 YR 7/8), firnis: mat, red (2.5 YR 5/6),ek boya: very pale brown (10 YR 8/4). M30: MGT90, TN:168, 179, 181, M alanı, yük: 14.1cm, ağız çapı: 36.4cm, kaide çapı: 11.8cm. M31: YLD81, no lu mezar hediyesi, yük: 13.1cm, ağız çapı: 39cm, kaide çapı: 11.1cm, hamur: light reddish brown (5 YR 6/4), yüzey: reddish yellow (5 YR 7/6), firnis: dışta red-içte dark gray (2.5 YR 4/8-4/0): Güngör, Yıldıztepe Nekropolisi, 25, , fig. 6; Hürmüzlü, Vazo Formları, kat.no.142. M32: FGT86, TN:1038, IV.yapıkatı, m, maksimum boyut: 9.7cm, yük: 10.7cm, hamur: pink (5 YR 7/4) normal kum, yoğun mika, yüzey: pink (5 YR 8/4), firnis: yarı mat dark reddish brown (5 YR 3/2). M33: AKRO93, TN:032, IV.açma, taban, yük: 8.5cm, ağız çapı: 34.9cm, hamur: light reddish brown (5 YR 6/4) yoğun kum, az mika, yüzey: pinkish white (5 YR 8/2), firnis: mat, dark gray-reddish gray (2.5 Y 4/0-5 YR 5/2). M34:CKT04, Kuyu, yük: 14.2cm, ağız çapı: 35cm, kaide çapı: 12.9cm, hamur: pink (5 YR 8/4) az kum, normal mika, yüzey: hamur ile aynı, firnis: mat, light red-gray (10 R 6/8-5 YR 5/1), ek boya: white (2.5 Y 8/1). M35: MGT90, TN:120, F yapısı üzeri, dolgu, yük: 9cm, ağız çapı: 31.6cm. Form: 6. yüzyılın sonuna ait tabakalarda oldukça bol miktarda lekane parçası ele geçmektedir. Burada tam profil veren örnekler gövdenin tamamını izlememizi sağlar. Derin olan gövde yayvan bir forma sahiptir. Kaidesi korunmuş olan örneklerde halka formunda kaide uygulanmıştır. Kulplar ağız kenarının altına, yere paralel ya da hafifçe yukarı kalkık olarak yerleştirilmiştir. Sadece M31 ve M32 de kulplar ağız tablasının üzerinde yer alır. Gövdenin standart olan bu özelliklerine karşın ağız profiline göre üç farklı tip görülmüştür. Bunlardan ilki M26-M30 da yer alan, düz ve geniş ağız tablası, dışa çekik uzatılmış bir ağızdır. Ağız kenarının dışı yuvarlatılmış formdadır. M31-M32 de benzer bir ağız yapısına sahiptir. Ancak bu örneklerde ağız kenarı dörtgen profillidir. Son ağız tipi M33-35 te gözlenen üçgen biçimindeki ağızdır. Bu örneklerde ağız tablasının genişliği diğer örneklerle aynıdır. Ancak gövdeden ağıza geçiş kısmı kalınlaştırılarak ağızın dışa çıkıntı yapan pervaz bölümü daralmıştır. 240

266 Fig

267 Bezeme: Bu tip lekanelerde, M31-M32 dışındaki örneklerde bezemede büyük bir birlik görülür. Ağız tablası, bazı örneklerde içe ve dışa da taşacak biçimde firnislenmiştir. Vazonun dışında hiçbir bezeme yer almaz. İçte ise gövde ortasında iki bant, tondoda bir veya iki adet çember yer alır. Kulpların üst bölümü bazı örneklerde firnislenmiştir. M28, M29, M33 ve M35 de firnisli olan ağız tablası üzerinde beyaz ek boya ile yapılmış dik çizgi grupları yer alır. M31-M32 bezeme bakımından diğer örneklerden ayrılır. Bu örneklerde ağız kenarının dış yüzü firnislenmiştir. Gövdenin dış kısmında orta bölümde kalın birer bant yer alır. M31 de kaidenin dışı firnislidir. İçte, ağız kenarının hemen altında kalın bir bant, gövde ortasında ikişer bant yer alır. Rezerve olan ağız tablasının üzerinde dörtlü dik bant grupları yer alır. Kronoloji: Örneklerin tamamı 6. yüzyılın son çeyreğine tarihlenen tabakalarda ele geçmiştir. 5. yüzyıl: (Fig.175) M36: ASI90, TN: 063, yük: 5.5cm, ağız çapı: 25.6cm, hamur: 7.5 YR 7/4, firnis: red (2.5 YR 5/8): Güngör, Karantina Adası, kat.no.216 M37: ASI90, TN: 018, yük: 6.6cm, ağız çapı: 20.4cm, hamur: light red (2.5 YR 6/6), firnis: red (2.5 YR 5/8): Güngör, Karantina Adası, kat.no.222 M38: ASI90, TN: 017, yük: 4cm, ağız çapı: 11cm, hamur: reddish yellow (5 YR 6/6) normal kum, yoğun mika, yüzey: reddish yellow (5 YR 7/6), firnis: reddish brown (2.5 YR 4/4): Güngör, Karantina Adası, kat.no.231. Form: 5. yüzyıl sondajında birçok lekane parçası ele geçmiştir. Burada ele alınan ilk iki parça, ağız ve gövde yapısı bakımından 6. yüzyılın sonuna ait örneklerle aynı özellikleri gösterir. Bu örneklerde gövdenin düz bir profile sahip olması dikkat çeker. M38 bir lekaneye ait halka formunda kaide parçasıdır. Bezeme: Üç örnekte de gövdenin dışında bezeme yer almaz. Ağız tablaları firnislidir. İçte, gövde ortasında, 6. yüzyılın sonuna ait örneklerde olduğu gibi ikişer bantla bezenmiştir. Fig

268 II.3.M.3. Lekanelerin Form Bakımından Değerlendirilmesi Lekane formunun, ele alınan diğer kentlerde ele geçenlerle birlikte ortak bir gelişime sahip olduğu görülür. 7. yüzyılın son çeyreği ve 6. yüzyılın başlarında, dar ağızlı, hafifçe dışa taşkın ve yuvarlatılmış bir ağız kenarı izlenmiştir. Klazomenai dışında, Samos, Miletos ve Khios örneklerinde de benzer ağız yapısına rastlanır. 6. yüzyılın ilk yarısı içinde temelde iki farklı ağız tipi görülür. İlki erken 6. yüzyıla ait olduğunu düşündüğümüz dar, dışa çekik, ince ve yuvarlatılmış ağızlı lekanelerdir. İkinci ağız tipi bu dışa çekilmenin iyice arttığı, ağız tablasının geniş olduğu örneklerdir. Attika 3 ve Khios 3-8 no lu örnekler bu ağız tipinin 6. yüzyılın ilk yarısında ortaya çıktığını doğrular. Bu örneklere benzeyen ağız profiline sahip lekaneler Orientalizan stilde bezenmiş olarak da karşımıza çıkar (Fig.176). Klazomenai Akpınar Nekropolisi nde dağınık buluntu olarak ele geçen bir örnek (Fig.176.b) lotus-tomurcuk motifi ve çift konturlu dil motifleri ile bezenmiş olmasından dolayı N. Aytaçlar tarafından EOS2 içerisinde sınıflanmıştır 255. Aytaçlar bu vazo için bir tarih önermez. Bununla birlikte stilin bu evresi 6. yüzyıla taşmadığından bu lekanenin 7. yüzyıla ait olduğu sonucuna varılmaktadır. Naukratis te bulunmuş olan Khios Orta Orientalizan II stilinde bezenmiş lekane ise A.A. Lemos tarafından 600 yılları civarına tarihlenmektedir 256. Her iki örneğin de 7. yüzyılın sonlarından olduğu kabul edilebilir. Bununla birlikte önerilen tarihlerin sadece stile dayalı olduğu da belirtilmelidir. 6. yüzyılın son çeyreğindeki lekanelerde ise yukarıda tartışılmış olan dışa çekik ağız tipinin hakim olduğu görülmüştür: Düz ve geniş ağız tablası, uzatılarak dışa çekilmiş pervaz biçiminde ağız. 5. yüzyıl örnekleri de benzer ağız yapısına sahiptir. 4. yüzyılda da lekanelerin ağız yapılarının fazla değişim göstermeksizin devam ettiğini belirtmek gerekir (Fig.177.1) 257. Sonuç olarak, lekanelerin form gelişiminin ağızın genişleyerek dışa doğru uzatılmasından ibaret olduğu 255 Aytaçlar, Klazomenai Orientalizan Seramiği, 71, kat.no.k.211, lev. 47. (EOS2) 256 Aphrodite bowl: Lemos, Archaic Pottery of Chios, 15, 73-75, fig.5, lev Bu vazo için ayrıca bkz: Samos VI.1, 68, kat.no.715, lev.90. A.A. Lemos Middle Wild Goat II içinde The Group of the Aphrodite Bowl sınıfında benzer formda vazoları sınıflamıştır: Lemos, Archaic Pottery of Chios, 15-16, kat.no M.ö. 4. yüzyıla tarihlenen lekaneler için bkz: Zeren, 4. Yüzyıl Kap Formları, 81-83, kat.no , şek yüzyılın lekanelerinde vazonun cidarının oldukça ince olduğu, ağız tablasının düz profilinin yuvarlak bir biçime dönüştüğü gözlenmektedir. 243

269 görülmektedir. 6. yüzyılın ilk yarısına ait lekanelerde gövdenin dışında genelde dalgalı çizgiler ve bantlar kullanılmıştır. 6. yüzyılın sonuna ait örneklerde ise gövdenin dışında hiçbir bezeme yer almaz. a Fig.176 b 1 2 Fig.177 M31 ve M32 daha özenli işçilikleri ve ağız parofilinin dörtgen yapısı ile tüm örneklerden ayrılmaktadır. Bu örneklerde kulplar ağız tablasının üzerine yerleştirilmiştir. Benzer bir uygulamanın Orientalizan örneklerde de bulunduğu belirtilmelidir (Fig.176). Bu örneklere Klazomenai de oldukça az sayıda rastlanmakta olup tümü 6. yüzyılın sonuna ait tabakalardan ele geçmektedir. Bu tipe 244

270 benzer örnekler Thasos ta, Phari den ele geçmiştir (Fig.177.2) 258. Bu tip lekaneler Attika 3 no lu örnek ile de karşılaştırılabilir (Fig.167) yüzyılın sonuna ait olan bu örnek Phari de açığa çıkarılan seramik fırınının ürünleri arasındadır: Blondé et al. 1992, 37, kat.no.23, fig

271 II.3.N. KASE Burada ele alınacak olan kaseler, yapısal özellikleri bakımından dalgalı çizgi bezekli seramik üreten atölyelerle ilişkili görülmektedir. Genelde tek kulba sahip olmalarından dolayı tek kulplu kase olarak da adlandırılan bu kaseler fazla derin olmayan yarı küresel bir gövdeye sahiptir. Tüm örneklerde düz dip ya da yüksek olmayan halka kaide yer alır. Bu çalışmada lekane olarak adlandırılan çanaklarla benzer ağız ve gövde yapısına sahip olan bu kaselerde ayırdedici özellik boyutlarıdır. Yükseklikleri 5-7 cm arasında değişen bu vazolarda ağız çapı en fazla 20 cm olarak tespit edilmiştir. Fig.178 Yapılan çalışma sonucunda bu formun Klazomenai dışında yaygın olmadığı gözlenmiştir. Bununla birlikte günlük kullanım kapları arasında önemli bir yere sahip olan bu tür kapların diğer merkezlerde yerel muadilleri vardır. Burada bölgelere göre yapılan değerlendirmede sadece Klazomenai örnekleri ile benzer yapıya sahip olan örnekler listelenmiştir. Söz konusu bu kaselerin Geometrik Döneme dayanan bir kökeni vardır. 7. yüzyılın ilk yarısına ait gövdenin dışta tamamen firnislendiği bazı örneklerin söz konusu erken karaktere sahip olduğu tespit edilmiştir (Fig.178) 259. Bununla birlikte ağırlıklı olarak 7. yüzyılın ortasından itibaren sadece bantlarla bezeli bu tür kaselerin üretiminin yoğunlaştığı gözlenmiştir : FGT00, TN:2039, J Yapısı: Bakır et.al. 2002, 45, res.8. 2: MGT87, TN:020, A odası: Işık, Elektronstatere aus Klazomenai, 53, kat.no.6, lev.4. 3: MGT87, TN:073, A odası: Ersoy, Clazomenae, 36, kat.no.163, lev.22. Burada yer alan ilk iki örnek 7. yüzyılın ilk yarısına ait tabakalarda ele geçmiştir. 3 no lu örnek bezeme bakımından farklı olmakla birlikte form bakımından bu örneklere benzerdir. Y. Ersoy bu vazoyu 6. yüzyılın son çeyreğine tarihlemektedir. Ancak 7. yüzyılın son çeyreğine tarihlenebilecek bir tabakada ele geçen bu vazo muhtemelen bu örneklerle ilişkili olmalıdır. 246

272 Samos: (Fig.179) II.3.N.1. Klazomenai Dışındaki Merkezlerde Ele Geçen Kaseler 1-2) Kopcke 1968, 269, kat.no.50-51, fig.19, lev ) Walter 1957, 50, lev ) Walter- Vierneisel 1959, 20, lev ) Furtwängler 1980, 222, kat.no. IV/17, IV/19, fig ) Samos III, kat.no. I/14-19, II/4-5, 1.2.4, W2/23, fig.20, 23, 31, ) Samos IV, 97, kat.no , lev. 50, fig ) Boehlau, Nekropolen, 45, no.5, lev.8.1; Löwe 1996, 58, kat.no Fig no lu örnekler 7. yüzyılın ikinci yarısına tarihlenmektedir. Giriş bölümünde yer alan temel gövde özelliklerine sahip olan bu örneklerde ağız kenarının hafifçe dışa çekik ve yuvarlatılmış formda oldukları izlenir. 7 no lu örnekte ağız kenarının altından başlayan şerit biçimindeki dik kulp gövde altında sona erer. Bu örneklerde bezeme gövde içindeki bantlardan ve ağız kenarındaki kalın tek banttan ibarettir. 8-9 no lu örnekler dışındaki diğer örneklerin tamamı 6. yüzyılın ilk yarısına aittir. 1, 2, no lu örnekler 6. yüzyılın ilk çeyreğine, 16-17, ve

273 no lu örnekler 6. yüzyılın ikinci çeyreğine tarihlenmiştir. Kalınlaştırılmış içe eğik ağız kenarı tümünde karakteristiktir. Kulp bakımından incelendiğinde erken 6. yüzyıla ait 2 no lu örnekte dik, diğer örneklerde ağız kenarı altında yatay kulpların kullanıldığı görülür. Bu örneklerde gövde dışında genelde bezeme yer almazken gövde içinde, gövde ortasında ve tondoda bantlar yer alır. Miletos: (Fig.180) 1) Niemeier 1999, 384, kat.no.15, fig.14, 15, 26. 2) Voigtländer 1982, 145, kat.no.241, fig.39. Miletos ta ele geçen ilk örnek 6. yüzyılın son çeyreğine tarihlenen bir kuyudan ele geçmiştir. Yarı küresel gövdeli, içi oyuk dipli, yatay kulplu bir vazodur. Ağız kenarı dar ve dışa çekik yuvarlatılmış formdadır. Ağız kenarı ve kulp firnisli olup, içte gövde ortasında iki bant, tondoda bir nokta yer alır. 2 no lu örnek de benzer gövde yapısına sahip olmakla birlikte hiçbir bezemeye sahip değildir. Söz konusu bu örnek 5. yüzyıla tarihlenmektedir. Khios: (Fig.181) Fig ) Boardman, Emporio, 124, kat.no , fig.78, lev ) Boardman, Emporio, 162, kat.no , fig ) Boardman, Emporio, 165, kat.no. 813, fig.113. Khios ta Emporio da yapılan kazılarda çok miktarda tek kulplu kase ele geçmiştir. J.Boardman ın tipolojisine göre D grubunda yer alan 1-14 no lu örnekler alçak gövdeli, tek kulplu, düz dipli kaselerden oluşur. Bu örneklerde ince olan ağız kenarı gövdeden keskin biçimde ayrılmakta ve dışa doğru eğilmektedir. Bu ağız formunun sadece Khios örneklerinde görüldüğü belirtilmelidir. Korunmuş olan örneklerde dik kulp yer alır no lu örnekler 7. yüzyıla, benzer gövde yapısının 248

274 gözlendiği no lu örnekler 6. yüzyılın ikinci yarısına tarihlenmektedir. İki grup arasındaki en önemli fark gövde dışındaki bezemenin geç örneklerde ortadan kalkmış olmasıdır. 17 no lu örnek de 6. yüzyılın son yarısına aittir. Alçak, düz tablalı, dışa çekik profilli ağız kenarı ile tüm örneklerden ayrılır. Karadeniz: (Fig.182) Fig.181 Histria: Lambrino, Histria, ; 1) kat.no. 3, fig. 132, 2) kat.no. 4, fig.133a, 134b, 3) kat.no. 5, fig. 133b, 134a, 4) kat.no. 8, fig , 5) kat.no. 9, fig , 6) kat.no.12, fig. 146b, 147; Histria IV, 123, kat.no. 803, fig.35, 7)Teleaga-Zirra, Die Nekropole, 45, kat.no.62.2, lev. 22/3, 34/1-2. Olbia: 1) Skudnova, Olbia, , kat.no. 172, fig ) Skudnova, Olbia, , kat.no. 208, fig ) Skudnova, Olbia, 154, kat.no. 236, fig Tüm örnekler 6. yüzyıla aittir. Histria 7 ve Olbia örnekleri 6. yüzyılın sonlarına tarihlenebilecek mezarlarda ele geçmiştir. Miletos 1 ve Khios 17 ile aynı ağız yapısına sahiptirler. Histria 4 ve 6 no lu örnekler 6. yüzyılın ilk yarısına ait örneklerle benzer olup muhtemelen bu döneme aittir. Karadeniz de ele geçen tüm örneklerin Klazomenai ile ilişkili olduğuna aşağıda değinilecektir. Tokra: (Fig.183) 1-5) Tocra I, 44, kat.no , fig. 27, lev. 37. Tokra da ele geçen örnekler kesin olarak tarihlenememektedir. 1 no lu örnek gerek form gerekse bezeme bakımından diğerlerinden ayrılır. 2 no lu örnek geniş ve dışa eğik ağız kenarlıdır. Son örnekte ise ağız dar ve içe eğiktir. Tüm örneklerde yatay kulp yer alır. 249

275 Fig.182 Diğer: (Fig.184) Fig.183 İthaka: Robertson 1954, kat.no. 585, lev. 44. Tektaşburnu Batığı: Carlson 2003, 592, fig. 16. Olynthos: Olynthus V, 28-29, kat.no. P34-37, lev.27. Olynthus XIII, kat.no.p4 (Fig.184), lev.4; 5. yüzyıl örnekleri: kat.no , 687, lev.214. Samothrake: Samothrace XI, , kat.no. S68-2, XS-161, XS-162, S78-2. Kyrene: Cyrene II, 62, kat.no. 348, fig. 7, lev yüzyıla ait birçok İonia kökenli vazo ile bir arada ele geçen İthaka örneği 7. yüzyıla ait Samos örnekleri ile benzerdir. Kyrene örneği yılları arasına tarihlenir ve düz ağız profili ile dikkat çeker. Gövdenin dışında bir bezeme yer almaz, gövde içi bantlarla bezenmiştir. Samothrake örnekleri 6. yüzyılın sonlarına 250

276 tarihlenen mezarlarda ele geçmiş olup hiçbir bezemeye sahip değildir. 5. yüzyıla ait bezemesiz başka örnekler ise Tektaş Burnu Batığında ele geçmiştir. Miletos 2 no lu örnekle benzer forma sahip bu örneklere Olynthos örnekleri de eklenebilir. Fig.184 te yer alan Olynthos örneği 6. yüzyıl sonlarından olup çift kulba sahiptir. Dış kısmı da profillendirilmiş olan kaidesi ile bu vazo tüm örneklerden ayrılır. 7. yüzyıl: (Fig.185) Fig.184 II.3.N.2 Klazomenai Buluntuları N1: AKP95, 129 no lu mezar, 129/11, yük: 5.8cm, ağız çapı: 14.8cm, dip çapı: 6.4cm, hamur: gray-pinkish gray (7.5 YR 5/0-6/2) yoğun kum, kireç ve az mika, yüzey: yellow-gray (10 YR 7/6-5/1), firnis: dark yellowish brown-brownish yellow (10 YR 4/4-6/6): Hürmüzlü, Akpınar Nekropolisi, kat.no. 129/11. N2: FGT00, TN:2039, J Yapısı, yük: 4cm, ağız çapı: 16.3cm. N3:AKP95, 42 no lu mezar, 42/20, yük: 6cm, ağız çapı: 16cm, dip çapı: 5.8cm, hamur: light reddish brown (5 YR 6/4), yoğun mika ve kum, yüzey: pale brown-gray (10 YR 6/3-5/1), firnis: dark brown (7.5 YR 4/4): Hürmüzlü, Akpınar Nekropolisi, kat.no.42/20. N4: AKP97, 170 no lu mezar, 170/3, yük: 5.3cm, ağız çapı: 16.1cm, dip çapı: 6.4cm, hamur: light brown-pinkish gray (7.5 YR 6/4-6/2) yoğun mika ve normal kum, yüzey: brown-light gray-pink (7.5 YR 5/2-7/0-7/4), firnis: dark gray-dark brown (7.5 YR 4/0-4/4): Hürmüzlü, Akpınar Nekropolisi, kat.no. 170/3. N5: AKP97, 170 no lu mezar, 170/4, yük: 5.6cm, ağız çapı: 17.4cm, dip çapı: 8.3cm, hamur: pinklight reddish brown (5 YR 7/4-6/3), yoğun mika, azkum ve kireç, yüzey: pinkish gray (7.5 YR 6/2), firnis: brown-strong brown (7.5 YR 5/2-5/6): Hürmüzlü, Akpınar Nekropolisi, kat.no. 170/4. N6: KET00, TN:1093, 7. yüzyıl yapısı, yük: 6cm, ağız çapı: 17.5cm, dip çapı: 7cm. 251

277 N7: MGT89, TN:043, A odası, yük: 6.6cm, ağız çapı: 13.2cm. N8: MGT90, TN:116, 134, I odası, yük: 7cm, ağız çapı: 18.9cm, dip çapı: 4.5cm. N9: MGT90, TN:130, 135, I odası, yük: 4.9cm, ağız çapı: 14.6cm. N10: KET01, TN:2007, tarım toprağı, yük: 4.3cm, ağız çapı: 17.2cm, hamur: dark gray (5 YR 4/1) yoğun kum normal mika, seyrek kireç, yüzey: reddish yellow (5 YR 7/6), firnis: parlak, blackyellowish red (5 YR 2.5/1-4/6). Fig.185 Form: Yüksekliği 5 ile 7 cm arasında değişen bu örneklerde gövde sığ ve yayvan bir forma sahiptir. Korunmuş olan tüm örneklerde düz dip kullanılmıştır. Kulplar şerit biçimindedir ve ağız kenarından başlayıp gövde altına birleşen dik tiptedir. Ağız formlarında değişik tipler gözlenir. N1 de içe eğik olan ağız dar ve üst kısmı 252

278 yuvarlatılmış formdadır. Diğer örneklerde gövde ağıza geçişte belirgin olarak daralır. Öyle ki bu geçiş N2 de yivlerle belirlenmiştir. Ağız kalınlaştırılmış olup içe eğimlidir. Dışta, dışa çekik ve yuvarlatılmış formdadır. Bezeme: N1 de bezeme korunmamıştır. N2 ve N7 de dışta bezeme yer almaz. N3, N4 N5, N8, N9 ve N10 da dışta ağız kenarı, kısmen gövdeye de taşacak biçimde firnislidir. N10 da gövdenin üst bölümünde dalgalı çizgi, N5 te gövdenin alt bölümünde ince bantlar yer alır. Diğer örneklerde gövde dışında başka bir bezeme yer almaz. İçte, ağız kenarında ve gövde ortasında, ayrıca bazı örneklerde tondoda bantlar yer alır. N6 da kulp çapraz çizgiler ile bezenmiştir. Kronoloji: N1 7. yüzyıl ortalarına tarihlenen bir kremasyon mezarın buluntusudur. N2 FGT sektöründe J yapısının ilk yapı evresi ile ilişkili olarak ele geçmiştir ve 7. yüzyılın üçüncü çeyreğine tarihlenir. N3-N7, 7. yüzyılın son çeyreğine tarihlenebilecek mezarlarda ya da tabakalarda ele geçmiştir. Yerleşme alanında ele geçen örneklerin 7. yüzyılın sonları ve 6. yüzyılın başlarına değin tarihlenebileceği unutulmamalıdır. 6.yüzyılın ilk yarısı: (Fig.186) N11: HBT84, TN:004, A yapısı, yük: 6.3cm, ağız çapı: 19.8cm, dip çapı: 5.5cm. N12: HBT84, TN:066, dağınık buluntu, yük: 4.4cm, ağız çapı: 18.5cm: Hürmüzlü, Vazo Formları, kat.no N13: HBT84, TN:065, B odası, I. evre, yük: 3.2cm, ağız çapı: 13.3cm, hamur: light red (2.5 YR 6/8) normal mika ve kum, yüzey: reddish yellow (5 YR 7/6), firnis: red (2.5 YR 5/8): Ersoy, Clazomenae, kat.no.429. N14: HBT84, TN:069, B odası, taban dolgusu, yük: 2.3cm, ağız çapı: 15.2cm, hamur: reddish yellow (5 YR 7/6) normal mika ve kireç, yüzey: pink (5 YR 8/4), firnis: dark reddish brown (5 YR 2.5/2): Ersoy, Clazomenae, kat.no.327. N15: AKRO89, TN:022, M alanı, anakaya üzeri, yük: 5.5cm, ağız çapı: 17cm, dip çapı: 8.5cm, hamur: reddish yellow (5 YR 7/6) az kum ve yoğun mika, yüzey: pink (5 YR 8/3), firnis: mat, dark gray-reddish brown (5 YR 4/1-5/4). N16: AKRO89, TN:033, N alanı, taban,yük: 3.4cm, ağız çapı: 15.4cm, hamur: pink (5 YR 7/4) az kum ve kireç, yüzey: pink (7.5 YR 8/4), firnis: dark gray-light brown (5 YR 4/1-7.5 YR 6/4). N17: AKRO87, TN:039, Fırın, yük: 2.3cm, ağız çapı: 17.3cm, hamur: reddish brown (5 YR 5/3) kireç, az kum ve mika, yüzey: light gray (5 YR 6/1), firnis: dark gray (5 YR 4/1). N18: AKRO87, TN:035, 038, Fırın, yük: 4.9cm, ağız çapı: 15.6cm, dip çapı: 6.5cm, hamur: reddish yellow (5 YR 6/6) yoğun mika, az kireç ve kristal, yüzey: pink (5 YR 8/3), firnis: yarı parlak red (10 R 5/8). N19: AKRO87, TN:043, Fırın, yük: 3.4cm, ağız çapı: 15.9cm, hamur: light brown (7.5 YR 6/4) az kum, kireç ve mika, yüzey: pinkish white (5 YR 8/2), firnis: very dark gray-light reddish brown (5 YR 3/1-6/4). Form: Ağız genişliği 13 ile 20 cm arasında değişmekte olup gövde yapısı bakımından 7. yüzyıl örnekleri ile benzerdirler. Korunmuş örneklerde dip, içe doğru 253

279 bombe yapan düz diptir. N11 de dik kulp, N16 ve N18 de ağız kenarının hemen altına yerleştirilmiş yatay kulp kullanılmıştır. Ağız, geniş, düz veya içe eğimli tablaya sahip, dışa çekik ve yuvarlatılmış formdadır. 7. yüzyıl örneklerinin aksine bu örneklerde ağızın genişliği oldukça belirgindir. Fig

280 Bezeme: N11, N16, N17 ve N19 da gövdenin dışında bezeme yer almaz. Diğer örneklerde ise ağız kenarındaki bir banttan ibarettir. Tüm örneklerde ağız tablası firnislenmiştir. Ağızın içte alt kısmında da bir bant yer alır. Gövde ortasında tek ya da çift bant kullanılmıştır. N11 de tümünden farklı olarak bantların sürekliliği gözlenir. Kronoloji: N13 ve N14, 6. yüzyılın ilk yarısına tarihlenebilecek tabakalarda ele geçmiştir. N11 ve N12 de aynı sektörden gelir ve muhtemelen 6. yüzyılın başlarına aittirler. N17-N19 Akropolis Fırını ile çağdaş olup en geç 6. yüzyıl ortalarına tarihlenebilir. Buna göre HBT buluntuları evrenin erken, yukarıda anılan Akropolis buluntuları geç safhalarındandır. 6. yüzyılın son çeyreği: Klazomenai de bu evrede diğer bazı formlarda olduğu gibi kaselerde de sayı bakımından artış olduğu gözlenmiştir. Kaselerin tümünde standart bir gövde yapısı bulunmakla birlikte, yapılan inceleme sonucunda altı farklı ağız yapısının bulunduğu tespit edilmiştir. Burada yer alan örnekler söz konusu ağız yapılarına göre düzenlenmiş, stratigrafik verilerden ziyade tipolojik unsurlar öncelikli tutulmuştur. Başka çalışmalarda yer alan örnekler de tipolojik olarak sınıflanarak listelenmiştir. Tip I (Basit, dışa çekik, yuvarlatılmış kalın ağız) (Fig.187) N20: YLD80, Dağınık buluntu, yük: 5cm, ağız çapı: 10.3cm, dip çapı: 6.3cm, hamur: reddish yellow (5 YR 7/6) az kum ve kireç, normal mika: Güngör, Yıldıztepe Nekropolisi, kat.no. D-29. N21: AKRO92, TN:083, S alanı, taban I, yük: 3.5cm, ağız çapı: 9.7cm, dip çapı: 3.6cm, hamur: light reddish brown (5 YR 6/4) az kum ve kristal, yoğun mika, yüzey: reddish yellow (7.5 YR 7/8), firnis: very dark gray-yellowish red (5 YR 3/1-5/6). N22: AKRO01, TN:035, Kuyu, kullanım dönemi, yük: 5.5cm, ağız çapı: 14.8cm, dip çapı: 5.6cm, hamur: reddish yellow (5 YR 7/6) yoğun mika ve az kum, yüzey: pinkish gray (5 YR 7/2), firnis: mat reddish brown (2.5 YR 5/4). N23: HBP92, TN:043, 1 no lu anakaya çukuru, yük: 2.9cm, ağız çapı: 10.2cm, dip çapı: 4.6cm, hamur: light red (2.5 YR 6/6) kireç ve kum, yüzey: pink (5 YR 7/4), firnis: very dark gray-red-weak red (5 YR 3/1-2.5 YR 5/6-5 YR 4/4): Koparal, Zeytinyağı İşliği, kat.no: 007. Diğer örnekler: Ersoy, Clazomenae, kat.no. 168, 174, 178, 183, 188, 194, 195, 514, 516; Koparal, Zeytinyağı İşliği, kat.no.023; Güngör, Yıldıztepe Nekropolisi, kat.no. D

281 Fig.187 Tip II (Dışa çekik ince ağız) (Fig.188) N24: FGT86, TN:038, F yapısı, yük: 4.6cm, ağız çapı: 14.6cm, dip çapı: 5cm, hamur: reddish yellow (5 YR 7/6) normal kum ve mika, yüzey: pink (5 YR 7/4), firnis: light reddish brown (5 YR 4/4): Ersoy, Clazomenae, kat.no.517; Hürmüzlü, Vazo Formları, kat.no.194. N25: MGT88, TN:056, C alanı, yük: 5.5cm, ağız çapı: 17.4cm, hamur: reddish yellow (5 YR 6/6) mika ve kireç, yüzey: reddish yellow (5 YR 7/6), firnis: very dark gray (2.5 YR 5/8): Ersoy, Clazomenae, kat.no.175. N26: MGT88, TN:058, E yapısı, yük: 3.4cm, ağız çapı: 14.6cm, hamur: reddish yellow (5 YR 7/6) normal mika, yüzey: reddish yellow (7.5 YR 8/6), firnis: red (2.5 YR 5/8): Ersoy, Clazomenae, kat.no.165. Fig.188 Tip III (Dışa eğik, geniş ağız tablalı, ince dudaklı) (Fig.189) N27: YLD81, Dağınık buluntu, yük: 3cm, ağız çapı: 10 cm, dip çapı: 3.7 cm, hamur: reddish yellow (5 YR 7/6) az kum ve kireç, az mika, firnis: mat red (2.5 YR 5/8): Güngör, Yıldıztepe Nekropolisi, kat.no. D

282 N28: YLD, Dağınık buluntu, yük: 3.1cm, ağız çapı: 8.8cm, dip çapı: 3cm, hamur: reddish yellow (5 YR 7/6) yoğun kum, az mika, yüzey: pink (5 YR 7/7), firnis: red (2.5 YR 5/8): Güngör, Yıldıztepe Nekropolisi, kat.no. D-32. N29: MGT87, TN:071, A odası, yük: 4.5cm, ağız çapı: 18.2cm, hamur: light red (2.5 YR 6/6) yoğun mika, yüzey: light reddish brown (2.5 YR 6/4), firnis: red (10 R 5/6): Ersoy, Clazomenae, kat.no.170. N30: AKRO88, TN:013, K alanı, taban, yük: 5.4cm, ağız çapı: 19.2cm, hamur: reddish yellow (5 YR 7/6) az kireç, mika ve kristal, yüzey: pink (5 YR 8/3), firnis: very dark gray-reddish yellow (5 YR 3/1-6/8). Diğer örnekler: Ersoy, Clazomenae, kat.no. 160, 172, 177; Hürmüzlü, Vazo Formları, kat.no ; Güngör, Yıldıztepe Nekropolisi, kat.no. D33. Fig.189 Tip IV (Üçgen biçimli, dar ağız-ok ucu formunda) (Fig.190) N31: AKRO01, TN:032, 033, 034, Kuyu, kapatma dolgusu, yük: 6.3cm, ağız çapı: 15.6cm, kaide çapı: 5.4cm, hamur: reddish yellow (5 YR 7/6) yoğun kum ve mika, firnis: mat reddish brown. N32: AKRO01, TN:005, Kuyu, kapatma dolgusu, yük: 3cm, ağız çapı: 9.4cm, dip çapı: 4.2cm, hamur: reddish yellow (7.5 YR 7/6) normal mika ve çok az kum, yüzey: pinkish white (7.5 YR 8/2), firnis: very dark grayish brown-reddish yellow (10 YR 3/2-5 YR 6/6). Diğer örnekler: Ersoy, Clazomenae, kat.no. 162, 171; Hürmüzlü, Vazo Formları, kat.no Tip V (Dörtgen ağız-trapezoid) (Fig.190) N33: AKRO92, TN:078, S alanı, dolgu Iıb-taban I, yük: 4.6cm, ağız çapı: 14cm, dip çapı: 4.9cm, hamur: reddish yellow (5 YR 7/6) az kristal ve kireç, yoğun mika, yüzey: reddish yellow (5 YR 7/8), firnis: yarı parlak, reddish brown-light red (5 YR 5/4-2.5 YR 6/8). N34: AKRO93, TN:017, III.açma, yük: 5.5cm, ağız çapı: 17.6cm, dip çapı: 7.3cm, hamur: reddish yellow (5 YR 6/6) az kum ve kireç, çok az mika, yüzey: pink (5 YR 7/4), firnis: mat red (2.5 YR 5/6). N35: AKRO01, TN:034, Kuyu, kapatma dolgusu, yük: 4.7cm, ağız çapı: 15.8cm, dip çapı: 4.8cm, hamur: reddish yellow(5 YR 7/6) yoğun mika, az kireç ve kum, yüzey: pink (7.5 YR 8/4), firnis: mat red (2.5 YR 5/8). Diğer örnekler: Ersoy, Clazomenae, kat.no. 159, 161, 176, 179, 181, , 191, 193, 196, 197, 515; Koparal, Zeytinyağı İşliği, kat.no. 035, 048; Hürmüzlü, Vazo Formları, kat.no

283 Tip VI (Çekiç biçimli ağız) (Fig.191) Fig.190 N36: AKRO89, TN:041, P alanı, taban I, yük: 3.8cm, ağız çapı: 11.6cm, dip çapı: 4.2cm, hamur: pale brown (10 YR 6/3) az kum ve mika, yüzey: white (10 YR 8/2), firnis: mat, very dark gray-red (10 YR 3/1-2.5 YR 5/6). N37: FGT86, TN:013, 019, 072, D yapısı, IV. evre, yük: 6.8cm, ağız çapı: 20.8cm, hamur: reddish yellow (5 YR 7/6) normal kum ve mika, firnis: mat red (2.5 YR 5/8). N38: MGT90, TN:132, 136, K yapısı, yük: 4.6cm, ağız çapı: 15cm, dip çapı: 5.4cm, hamur: pinkish gray (10 YR 6/1) mika ve kireç, yüzey: pinkish gray (7.5 YR 6/2), firnis: black (5 YR 3/1): Ersoy, Clazomenae, kat.no.192. Curuf (Fig.191) N39: AKRO88, TN:042, 043, Kil havuzu, taban altı dolgusu I, Maksimum boyut: 11.9cm, hamur: very dark gray (7.5 YR 3/0) az kum ve mika, firnis: mat, dark gray (10 YR 4/1). Form: Bu evredeki kaselerde yüksekliğin 3cm e kadar azaldığı görülür. Yükseklik 10 ile 20 cm arasında değişmektedir. Dip çapı tüm örneklerde yükseklikten daha geniştir. Ağız genişliğinin yüksekliğin yaklaşık üç katı olduğu söylenebilir. Bu nedenle gövde, bir önceki evrede olduğu gibi halen alçak ve yayvan yapıdadır. N31 de halka kaide uygulanmıştır. Bu örnek çift kulplu olması ile de diğer tüm örneklerden ayrılır. Diğer örneklerde düz dip yer alır. Bazı örneklerde içe doğru bombe yapar (N20, N21), bazılarında ise kalın olan dibin içi halka kaide imiş gibi 258

284 Fig.191 oyularak profillendirilmiştir (N22, N32, N35, N38). Tüm örneklerde oval kesitli yatay kulplar kullanılmıştır. Ağız yapısındaki farklılıklardan yukarıda söz edilmişti. Tespit edilen altı farklı ağız yapısı arasındaki farkların her durumda çok net olmadığı da belirtilmelidir. Ağızın genel karakteri geniş ağız tablalı ve dışa eğik bir formdan oluşur. TipI de dudak dışa doğru genişlemekte ve yuvarlatılmaktadır. TipII de ağız tablası da yuvarlatılmıştır ve basit bir profile sahiptir. TipIII te ağız tablası düz ve oldukça belirgin biçimde dışa eğiktir. Dudak ince ve yuvarlatılmış bir profile sahiptir. Benzer ağız yapısı dudağın vurgulanmamış olduğu TipV te de karşımıza çıkar. Bu örneklerde ağız trapezoidal formdadır. Tip IV te ağız dardır ve dışta üçgen biçimindedir. TipVI, TipIII ve TipV e benzer bir yapıya sahiptir, ancak ağız tablası yuvarlanmış, hem içe hem de dışa çekik bir profil uygulanmıştır. Bezeme: Tüm örneklerde ağız tablası, ağızın iç ve dış bölümü firnislidir. Gövdenin dışında başka bezeme yer almaz. Kulpların üst bölümü de firnislenmiştir. İçte gövde 259

285 ortasına gelen bölümde sayıları bir ile üç arasında değişen bantlar yer alır. Bazı örneklerde tondoda bir nokta ya da ince bir çember vardır. Kronoloji: Büyük bölümü 6. yüzyılın son çeyreğine tarihlenen tabakalarda ele geçmiştir. 5. yüzyıl: (Fig.192) N40: ASI90, TN:028, yük: 3cm, ağız çapı: 7.2cm, dip çapı: 3cm, hamur: reddish yellow (5 YR 7/6), firnis: reddish brown (5 YR 5/4): Güngör, Karantina Adası, kat.no.178. N41: ASI90, TN:014, yük: 6.2cm, ağız çapı: 13.6cm, hamur: reddish yellow (5 YR 7/6), firnis: reddish brown (2.5 YR 5/4): Güngör, Karantina Adası, kat.no.182. N42: ASI90, TN:062, yük: 2.3cm, ağız çapı: 16cm, hamur: pink (5 YR 7/4), firnis: red (2.5 YR 5/8): Güngör, Karantina Adası, kat.no.205. N43: ASI90, TN:017, yük: 2.8cm, ağız çapı: 14.4cm, hamur: light reddish brown (5 YR 6/3), firnis: very dark gray (5 YR 3/1): Güngör, Karantina Adası, kat.no.206. N44: ASI90, TN:034, yük: 2.7cm, ağız çapı: 7.6cm, dip çapı: 3cm, hamur: pink (5 YR 7/4), yüzey: very pale brown (10 YR 8/3), firnis: light reddish brown (5 YR 6/4): Güngör, Karantina Adası, kat.no.179. N45: ASI90, TN:060, yük: 3.6cm, ağız çapı: 15.2cm, hamur: pink (5 YR 7/4), yüzey: pink (5 YR 8/4), firnis: yellowish red (5 YR 4/6): Güngör, Karantina Adası, kat.no.198. Fig

286 Form: 5. yüzyıla ait kaselerin gövde yapısı bir önceki evrede olduğu gibidir. İçi oyuk dip formu bu evrede görülmez, bilinen tüm örneklerde düz dip kullanılmıştır. Tüm örneklerde ağız dışa eğiktir. Ağız yapısına göre yapılan değerlendirmede temel üç profil tespit edilmiştir. N40 ve N41 de gözlenen dışa çekik ve yuvarlatılmış ağız yapısı, bir önceki evrenin TipI i ile benzerdir. Karantina Adasındaki sondaj buluntuları arasında bu tip ağıza sahip kaselerin yoğunlukta olduğu gözlenmiştir. N42 ve N43 te ağız dar ve üçgen biçimindedir. Bu ağız formu önceki evrenin TipIV ü ile benzerdir. son iki örnek dar ağızlı ve trapezoid profillidir. Bu örnekler de TipV ile benzerdir. Bezeme: N41, N42, N43 ve N45 te ağız kenarının üstü ve iç kısmı firnislidir. N40 ve N44 te içte ağız kenarının altında kalın birer bant yer alır. Anılan son örnekte tondoda büyük bir nokta yer almaktadır. N41 de sadece içte gövde ortasında bir bant, N45 te hem içte hem dışta birer bant yer alır. II.3.N.3. Kaselerin Form Bakımından Değerlendirilmesi Genelde tek kulplu oldukları yukarıdaki inceleme sonucunda teyit edilen kaselerin 7. yüzyılın ortalarından itibaren ortaya çıkıp bir gelişim gösterdikleri tespit edilmiştir. Samos, Khios ve İthaka örnekleri bu erken evreden olup tümünde benzer form özellikleri gözlenmiştir. Erken evre kaseleri yarı küresel gövde, düz dip ve tek dik kulba sahiptir. Klazomenai örneklerinde de aynı form özellikleri gözlenir. Ağız profili, genelde içe eğimli, dar, hafifçe dışa çekik ve yuvarlatılmış formdadır. Gövdeden ağıza geçişte bir daralma meydana gelir ve bu kimi zaman bir yivle belirginleşmiştir. 6. yüzyılın ilk yarısında 7. yüzyıldan gelen gövde özellikleri devam eder. Kulplar hem dikey hem de yatay olarak kullanılmıştır ve bu evreden sonra dik kulbun kullanımının sona erdiği tespit edilmiştir. Ağız profili yine içe eğimlidir. Dışa çekilme daha belirgindir ve gövdeden ağıza geçişteki boğum belirsizleşir. Bu evre ile 6. yüzyılın son çeyreği arasındaki ayrımı net olarak ortaya koymak mümkün değildir. Burada yer alan örnekler stratigrafik verilerden dolayı tarihlenebilmiştir. 261

287 Fig yüzyılın son çeyreğinde, yaygın olarak bir önceki evrede gözlenen basit dışa çekik ve yuvarlatılmış ağız uygulanmıştır. Bu evrede bir öncekinden farklı olarak kaselerin küçük boyutlu örnekleri de yaygınlaşmıştır. İlk anılan ağız tipi ile birlikte altı farklı ağız tipi tespit edilmiştir. Tümünde görülen genel karakter ağız tablasının düz ve dışa eğik olmasıdır. Aynı karakter 5. yüzyıl kaselerinde de gözlenir. Kaselerde uygulanan dip formu genelde düz diptir. Bazı örneklerde bu dip içe doğru bombe yapar. 6. yüzyılın son çeyreğinde iç kısmı halka kaide gibi oyulmuş dipler ender de olsa karşımıza çıkar. Benzer dip formunun bazı oinokhoelerde de uygulanmış olduğu belirtilmelidir (Fig.193). Söz konusu oinokhoelerin gövdelerinin ön kısmı daldırma tekniği ile firnislenmiştir. Ortak dip formu iki vazo formunu ilişkili kılmaktadır. 260 A: LMT01 Kuyusunun kullanım tabakasında ele geçmiştir. 262

288 Fig.194 Samos un 6. yüzyıl örnekleri ile Klazomenai örnekleri tipolojik bakımdan benzerdir. Miletos, Karadeniz, Tokra, Kyrene ve Samothrake örnekleri ise Klazomenai kökenli olabilecek denli ortak özelliklere sahiptir. Bu tip kaselerin üretiminin 5. yüzyılın ötesine geçtiği Klazomenai 4. yüzyıl yerleşmesinde ele geçen birçok örnekle tespit edilmiştir (Fig.194) 261. M. Zeren 4. yüzyıl kaselerinin bir bölümünün Arkaik Dönem tiplerinin devamı olduğunu ortaya koymaktadır 262. Fig.194.2, Arkaik Dönem örneklerinden ayıredilemeyecek özelliklere sahiptir. 3-6 no lu örnekler küçük boyutlu olup, 5. yüzyılda da benzerleri gözlenen ağız tiplerine sahiptir. 261 Zeren, 4. Yüzyıl Kap Formları, 18-46, 1: kat.no.8, 2: kat.no.17, 3: kat.no.29, 4: kat.no.31, 5: kat.no.33, 6: kat.no Ibid

289 II.4. KLAZOMENAİ DALGALI ÇİZGİ BEZEKLİ SERAMİĞİNİN BEZEME BAKIMINDAN İNCELENMESİ Bir önceki bölümde malzemenin form bakımından sınıflanması, forma dayalı tipolojinin oluşturulması ve tez malzemesinin kısaca tanımlaması yapılmıştır. Her grup incelenirken, katalog bilgisi olarak düşünülerek vazolar üzerinde yer alan bezeme tanımlanmıştır. Bununla birlikte farklı vazo formları üzerinde aynı bezeme elemanının yer aldığı da görülmüştür. Bu durum bezeme elemanlarının farklı bir bölümde ele alınmasını gerekli kılmıştır. Yukarıda yapmış olduğumuz analizler her vazo formunda uygulanmış olan bezeme şemasını da belirlememize yardımcı olmuştur. Buna göre, bu bölümde önce yukarıdaki incelemenin ardından tespit edilen bezeme şemaları takdim edilecektir. İkinci olarak bezeme elemanları bir bütün olarak ele alınacaktır. II.4.A. Bezeme Şeması A. Amphora (Fig.195): 7. yüzyıl ve 6. yüzyılın ilk yarısındaki amphoralar boyunlu tipte olup Fig.178.a daki gibi bir bezeme şeması uygulanmıştır. 6. yüzyılın son çeyreğinde iki tip amphora yer almaktadır. Bu formun iki tipi için farklı bezeme şeması uygulandığı görülmüştür. Amphoralarda ağız kenarı gerek plastik gerekse bezeme ile ayrı tutulmuştur. Tüm örneklerde ağız kenarı firnislenmiştir. Boyunlu amphoralarda boyun belirgin bir bezeme alanıdır. Örneklerin birçoğunda bu alanda dalgalı çizgi uygulanmıştır. Ana bezeme alanı tüm örneklerde omuz üzerinde yer alır. Kulpların ikiye ayırdığı bu alanlarda aynı bezeme tekrarlanmıştır. Karınlı amphoralarda boyun bulunmamasına karşın, ağızın altında yer alan dalgalı çizgi bu alanın boyun gibi değerlendirildiğini gösterir. Bu tip amphoralar üç kulplu oinokhoelerle benzer biçimde bezenmişlerdir. Her iki tip amphorada da karın ve gövde altında sadece bantlardan oluşan bir bezeme yer alır. 264

290 a b Fig.195 B. Hydria (Fig.196): Hydrialarda bezeme şeması standarttır. Boyun, omuz üzeri birincil, kulpların yer aldığı karın bölümü ikincil bezeme alanlarıdır. Boyunda, neredeyse örneklerin tamamında dalgalı çizgi yer aldığı görülmüştür. Omuz üzerinde iki tür bezeme yer alır: dalgalı çizgi veya yatay S. Karın bölümünde de bu iki bezeme elemanı uygulanmıştır. Ağız kenarı, kaide ve yatay kulplar genelde firnislenmiştir. Dik kulplarda yatay çizgiler, kısa yatay dalgalı çizgiler ya da kaba saç örgüsü motifinin yer aldığı görülür. Tüm bezeme alanları en az birer bant ile birbirinden ayrılır. Samos hydrialarında omuz üzerinde kulpların kenarında yer alan ve bezeme alanını sınırlayan dik dalgalı çizgiler Klazomenai örneklerinde gözlenmemiştir. Fig

291 C. Oinokhoe (Fig.197): Oinokhoelerde de iki temel gövde tipi söz konusudur. Amphoralarda olduğu gibi bu formda da her iki tip farklı bezeme şemasına sahiptir. Yuvarlak ağızlı tipte boyun bezeme alanı olarak kullanılmıştır. 6. yüzyılın ilk yarısına ait örneklerde bu alanda dalgalı çizgi yer aldığı, ancak 6. yüzyılın sonuna ait örneklerde boyunun tamamen firnislendiği görülür. Yonca ağızlı tipte ağız kenarı ayrı tutulur. Bu alan ya tamamen firnislidir ya da gövdeye geçişte bir bantla ayrılır. Her iki tipte de ana bezeme alanı omuz üzerindedir. Karın ve gövde altında bantlardan oluşan bir bezeme yer alır. 6. yüzyılın sonuna ait üç kulplu örneklerde ağızın ön-alt bölümü de bezeme alanı olarak kullanılmıştır. Bu alanda karınlı amphoralarda olduğu gibi ince bir dalgalı çizgi kullanılmıştır. Üç kulplu oinokhoelerde omuz, kulpların böldüğü üç ayrı dilime sahiptir. En geniş olan ön bölümde bezeme karınlı amphoralarda olduğu gibi yatay S lerden oluşur. Sadece C37 de bu alanda dalgalı çizgi yer alır. Daha dar olan diğer iki omuz bölgesinde ise aynı bezeme tekrarlanmıştır. Bu alanda genelde yukarıya kıvrık çizgiler yer alır. Karın ve gövde altında, diğer örneklerde olduğu gibi bantlardan oluşan bezeme yer alır. Fig.197 D. Olpe: Olpeler bantlardan oluşan bir bezemeye sahiptir. Bantlar genelde gövde ortası ve gövde altı olmak üzere iki alanda uygulanır. 6. yüzyılın sonuna ait bazı örneklerde (D14-D15) bu iki alanın ortasında tek ince bir bandın daha uygulandığı görülür. 266

292 E. Lekythos: Lekythoslar oinokhoelere benzer bir bezeme şemasına sahiptir. Konik olan ağız genelde firnislidir. Ana bezeme alanı omuz üzerinde yer alır. Gövde altı bantlarla bezenmiştir. F. Askos: Hem şişkin gövdeli hem de halka askoslarda aynı bezeme şeması uygulanmıştır. Gövdenin üst bölümünde sepet biçimindeki kulbun ikiye ayırdığı alanlarda ana bezeme yer alır. Tüm örneklerde iki alanda da aynı bezeme tekrarlanmıştır. Gövdenin yan tarafı bantlarla bezelidir. Halka askoslarda geniş olan ağız tablası ve kulpların üst bölümü de bezeme alanı olarak kullanılmıştır. Ancak şişkin gövdeli askoslarda bu alanların sadece firnislenmiş olduğu görülür. G. Thymiaterion: Bu özel formda iki bezeme alanı gözlenir. Figürlü seramik ekollerinde bezenmiş olan örneklerde de bezeme şeması aynıdır. İlk bezeme alanı, kubbe biçimindeki üst bölümdedir. Bu alan, şişkin gövdeli askoslarda olduğu gibi sepet biçiminde bir kulpla ikiye ayrılmıştır. Aynı bezek iki bölgede de tekrarlanır. İkinci bezeme alanı gövdenin yan tarafındaki dik ve geniş bölümdedir. H. Krater (Fig.198): Kraterlerde ana bezeme alanı, kulpların yer aldığı omuz üzerindedir. Kulpların böldüğü iki alanda da aynı bezeme tekrarlanmıştır. Bununla birlikte erken örneklerde boyun da bezeme alanı olarak kullanılmıştır. Gövde altında sadece bantlardan oluşan bezeme gözlenir. Birçok örnekte dar ağız tablası üzerinde dik ya da eğik çizgi gruplarından oluşan bir bezeme yer alır. Fig

293 J. Dinos (Fig.199): Dinoslarda da ana bezeme alanı omuz üzerindeki dar panel içerisinde yer alır. Ağız tablası da ikinci bir bezeme alanıdır. Ağız kenarı sadece firnislenmiştir. Ancak bazı örneklerde bu alanda da bazı bezemeler yer alır. Karın ve gövde altı sadece bantlarla bezenmiştir. Fig.199 K. Stamnos (Fig.200): Klazomenai de 6. yüzyılın son çeyreğinde karşımıza çıkan iki stamnos tipinde de benzer bir bezeme şeması uygulanmıştır. Alçak boyunlu tipte ve yaka boyunlu tipin birçok örneğinde boyun sadece firnislenmiştir. İkinci tipin bazı örneklerinde boyunda da bezemeler yer alır. Ana bezeme alanı omuz üzerindedir. Bazı örneklerde bu alanda kulplar ile bezeme alanının dik dalgalı çizgilerle ya da bantlarla ayrılmıştır. Karın ve gövde altında sadece bantlardan oluşan bir bezeme yapılmıştır. Fig

294 L. Pyksis: Üç pyksis tipinde de benzer bir bezeme şeması uygulanmıştır. Ana bezeme gövdenin yan tarafında yer alır. Tip I de birkaç frizden oluşur ve gövdenin altına değin ulaşır. Tip II ve Tip III te sadece ağız kenarının altındaki friz içinde bezeme yer alır. Bu iki tipte ağız tablası kraterlerde ve dinoslarda olduğu gibi dar bir bezeme alanı olarak kullanılmıştır. M. Lekane (Fig.201): 6. yüzyılın sonuna ait örneklerde gövdenin dışında bezeme yer almaz. Erken örneklerde ise ana bezeme kulpların yer aldığı üst gövdededir. Ağız tablasının üzeri de tüm örneklerde bezeme alanı olarak kullanılmıştır. Alt gövdede bantlardan oluşan bir bezeme yer alır. Fig.201 II.4.B. Dalgalı Çizgi ve Yatay S Bezeklerinin Ortaya Çıkışı Dalgalı Çizgi: 7. yüzyılın ilk çeyreğine tarihlenen A1 ve C1, Geç Geometrik Dönemde de yaygın olarak görülen sık bantlardan oluşan bir bezemeye sahiptir 263. Samos un 7. yüzyılın ilk yarısına tarihlenen amphora (no. 1-6), hydria (no. 1-12) ve oinokhoelerinde (no. 1-12) de benzer bir bezemenin uygulandığı görülmüştür. Samos ta 7. yüzyılın ilk yarısı içinde bantların yanı sıra dalgalı çizginin de kullanılmaya başlandığı hydria no.6, 13, ve oinokhoe no ten bilinmektedir. Gerek vazo formlarının gerekse bezeme sisteminin bir standart göstermediği bu örneklerde dalgalı çizgiler oldukça yavaş ve belli belirsizdir. Kyklad Geometrik 263 Benzer türde bezemeye sahip örnekler için bkz: Samos 1-6 no lu amphoralar ve 1-12 no lu oinokhoeler, Attika 6-12 no lu oinokhoeler. Benzer türde bezeme ayrıca Karia kökenli vazolarda da gözlenir: Özgünel, Karia Geometrik Seramiği, 22, kat.no.24-26, lev.16; Özkan, Seramik Kataloğu, 33-34, kat.no Iasos tan Agora daki nekropolisten gelen örnekler için bkz: Berti 2007, 440, lev.53.2, 444, lev

295 hydrialarında karın bölümünde yer alan dalgalı çizgiler ise bu bezeme elemanının yeni bir keşif olmadığını, Geç Geometrik Dönemde de kullanılmakta olduğunu kanıtlar. Yatay S: Bu bezeğin 7. yüzyıl içinde tam olarak nerede ve ne zaman ortaya çıktığını söylemek mümkün değildir. İncelediğimiz diğer merkezlerden gelen örnekler arasında Khios Emporio da ele geçen 1 no lu hydrianın omuzunda yatay S ler uygulanmıştır. Söz konusu hydria yılları arasına tarihlenen tabakada ele geçmiştir. Bu durumda şimdilik 7. yüzyılın ortaları İonia da yatay S lerin bu tür seramiklerde kullanılmaya başlandığı tarih olarak kabul edilebilir. Bu bezek aynı zamanda Khios un ticari amphoralarında da karşımıza çıkar 264. P. Dupont bu bezemeye sahip Khios amphoralarının 7. yüzyılın ortalarından itibaren üretilmeye başlandığını söylemektedir. Klazomenai ticari amphoralarında da benzer bezeme sistemi uygulanmıştır. Bu tür bezemeye sahip Klazomenai amphoraları da Khios ile çağdaş olup, yaklaşık olarak 7. yüzyılın ortalarından itibaren üretilmeye başlanmıştır 265. Bu standart bezeme sayesinde Klazomenai ve Khios un ürünlerini taşıyan amphoralar bir şekilde markalanmış oluyor olmalı idi. Khios 1 no lu hydria üzerinde yer alan yatay S ve ticari amphoralar arasında bir ilişki olup olmadığını söylemek mümkün değildir. Yatay S lerin kökeni konusundaki tartışmalar oldukça çeşitlidir. Bazı Geç Myken vazolarında bu tür bezeklerin yer alması, uzun bir süre bu tür seramiklerin Myken seramiği ile kıyaslanması sonucunu doğurmuştur. Bu konudaki tartışmalardan Araştırma Tarihçesi bölümünde bahsedilmiştir. Ancak böylesine basit, yeniden keşfi hiç de zor olmayan ve özel bir stil de göstermeyen bezeme elemanının üzerinde fazla durmanın bir faydası olmayacağı görüşündeyiz. G.M.A. Hanfmann, M.F. Lambrino ve R.D. Barnett gerek yatay S lerin gerekse dalgalı çizgilerin orientalizan stildeki kıvrımlı floral bezeklerin basitleştirilmiş hali olduklarını düşünürler 266. Oysa ki bunun tam tersi de düşünülebilir. Kaba yapıdaki bu bezekler çeşitli eklentilerle geniş bir alanı kaplayan teferruatlı bir bezemeye dönüştürülebilir. Benzer bir durumun 6. yüzyılın sonunda Klazomenai de floral bezemelerde uygulandığı görülecektir. Daha detaylı, görsel olarak ilgi çekici, çok renkli etki 264 Cook-Dupont, EGP, Sezgin 2004, Araştırma Tarihçesi bölümüne bkz.s

296 bırakan birçok stilin varlığına karşın, hiçbir detaya sahip olmayan oldukça basit bezeklerin kullanılması, geniş alanların hiçbir şekilde doldurulma kaygısı taşınmaması, söz konusu bezeklere kaynak olarak gösterilen orientalizan vazoların ruhuna oldukça aykırıdır. Bezeme şeması bakımından tartışmasız biçimde her iki tür birbirine benzerdir. Dalgalı çizgi ve yatay S gibi elemanlar, orientalizan stilin oldukça dikkat çekici frizlerinin, panellerinin yer aldığı alanları boydan boya kaplamaktadır. Bu uygulama biçimi, olasılıkla organik olarak bantlarla belirlenmiş alanları doldurmak üzere tasarlanmıştır. Yunan seramiğinin genel karakteri en erken dönemlerden itibaren boydan boya bezenmiş vazolar yaratmak temelinde varolmuştur. Orientalizan seramik de Geometrik Dönem seramiğinin dönüşmüş bir biçimidir. Bu geleneksel isteğin, bu tür basit, günlük kullanım kaplarında kendini, en basit ve en ekonomik biçimde bezenmesi şekilde ifade ettiği düşünülmelidir. Klazomenai lahitlerinde de çağdaş olarak hem trapezoidal formda ve figürlü lahitlerin, hem de basit dörtgen formda, dalgalı çizgi bezekli lahitlerin üretildiği bilinmektedir. Yıldıztepe Nekropolisi nden elde edilen verileri değerlendiren Ü. Güngör, bu durumun ekonomik bir anlam ifade ettiğini belirtmektedir 267. Alım gücü zayıf olan kişiler için daha basit bezekli lahitler üretilmiş, böylece daha ucuza mal edilmiştir. Biz bu nedenle bu basit bezeklerin kökeni konusundaki tüm tartışmalardan uzak durmayı uygun gördük. Farklı bölgelerde, farklı üretim merkezlerinde benzer biçimde uygulanmış olması ise pratik bir çözüm içermesinden kaynaklanmış olmalıdır. Tek bir merkezden, bir anda ortaya çıkarak yayıldığını söylemek oldukça zordur. Ancak 7. yüzyılın başlarından ortalarına değin bir hazırlık dönemi geçirdiği, zamanla gerek form gerekse bezemede bazı standartların oluştuğu, birbirini gören farklı üretim merkezlerinin de doğal olarak birbirine benzer bezeme elemanlarını kullandıkları önerilebilir. II.4.C. Bezeme Elemanları Bezeme elemanlarının inceleneceği bu bölümde kronolojik bir bölümlemenin yapılması, bezemenin zaman içindeki muhtemel değişiminin tespitini mümkün kılmak amacı ile uygun görülmüştür. Bu amaçla yukarıda çizim ve fotoğrafları yer 267 Güngör, Yıldıztepe Nekropolisi, 141,

297 alan malzemenin sadece bezemelerinden oluşan bölümlerine burada yeniden yer verilmiştir. Birbirinden farklı bezeklerin tümüne burada yer verilmiş, ancak çok sayıda örnekle temsil edilen 6. yüzyılın sonuna ait vazolarda en karakteristik örneklerden bir seçim yapılması uygun görülmüştür. 7. yüzyıl: Dalgalı çizgi (Fig.202): 7. yüzyıla ait örneklerde yer alan dalgalı çizgiler genelde kalın, hantal bir yapıya sahiptir. Tüm örnekler ağır ilerleyen yavaş dalgalı çizgi tipindedir. Hydriaların boynunda ve B2 nin omuzunda, C2 ve Ch nin omuzunda, karterlerden H8 ve H9 un boynunda bu bezek yer alır. Lekanelerde de yaygın olarak gövdenin üst bölümünde yavaş dalgalı çizgi uygulanmıştır. Fig.202 Samos ta 7. yüzyılın ikinci yarısına tarihlenen hydriaların boyunda da, zikzak formuna yakın hızlı dalgalı çizgiler uygulanmıştır. Benzer bezek bazı örneklerde 272

298 karın bölümünde de yer alır. Bu Klazomenai örneklerinde karşımıza çıkmaz. Miletos un amphoralarında ise, genelde boyundaki bezeme bilinmektedir. Boyun dar bir panel oluşturacak biçimde alttan ve üstten firnislenmiş, genelde çizft sıra olan hızlı ve ince dalgalı çizgiler uygulanmıştır. Benzer bir uygulama Khios ta da gözlenir. Böylece, Klazomenai 7. yüzyıl örneklerinin ağır ilerleyen ve oldukça geniş alan kaplayan dalgalı çizgi kullandığı söylenmelidir. Yatay S (Fig.202): Bu dönemin yatay S leri dalgalı çizgilerde olduğu gibi kaba ve hantal, kalın yapılıdır. Elimizdeki örneklerde tam olarak izleyebildiğimiz bir örnek mevcut değildir. Oinokhoe omuz parçalarında ve kraterlerin omuzları üzerinde bu bezek uygulanmıştır. Bu bezek Klazomenai ile benzer biçimde, Miletos ile ilişkili olduğunu düşündüğümüz Khios 1 no lu hydriada, Miletos 1 no lu ve Rhodos 1 no lu oinokhoelerde, Miletos 5 no lu kraterde, Samos 3 ve 4 no lu stamnoslarda yer alır. Diğer (Fig.202): Ce de yatay olarak ikiye ayrılmış bir panel içinde dik çizgi gruplarının yer aldığı gözlenir. E1 de ve iki spiral arasında içi boş bir damla motifi yer alır. E2 de ise uçları sivri yaprak motifleri kullanılmıştır. Son iki örnek floral tesirli bezeklerdir. 6. yüzyılın ilk yarısı: Dalgalı çizgi (Fig.203): Bu safhada dalgalı çizgiler daha çeşitlidir. Yavaş ve hızlı olmak üzere iki tip dalgalı çizgi gözlenir. İkisi arasındaki ayrım basit bir formül ile açıklanabilir. Her bir kıvrımın genişliği yüksekliğinden fazla ise yavaş, genişliği aşan bir yüksekliğe sahip ise hızlı dalgalı çizgi olarak tanımlanmaktadır. Buna göre aşağıdaki tabloda yer alan örneklerin büyük çoğunluğunun yavaş dalgalı çizgi tipinde olduğu görülmektedir. B11, C17, L4, L5, M10, M11, M18 ve M21 de ise zikzak formuna yakın hızlı dalgalı çizgi yer alır. Bu evredeki dalgalı çizgilerin karakteri her örnekte farklıdır. Kronolojik ve tipolojik olarak bir fark tespit etmek mümkün değildir. 7. yüzyılın kaba, kalın ve hantal yapılı dalgalı çizgileri ile benzeyen örnekler yaygındır. Diğer (Fig.204): Bu dönemde dalgalı çizgi dışında çok az bezeme elemanı vardır. Yatay S lere aplike edilmiş stilize floral bezekler bu dönemde karşımıza çıkar. 273

299 C11 de bu eleman tek başına kullanılmıştır. Ancak oinokhoelerden C8 ve C9 da daha karmaşık bir yapıya sahiptir. C8 de bezeme alanının merkezinden birbirine düğümlenmiş bantlar dışa doğru açılıp gövde altına doğru kıvrılarak son bulur. C9 da ise merkezde birbirine temas eden iki yatay S in arasında üçgen biçiminde bir eklenti yer alır. Bu bezek stilize bir tomurcuktur. Fig.204A da yer alan, tezde ele alınmamış bir başka örnekte kıvrık çizgilerin arasından palmet yapraklarının çıktığı gözlenir. Bu vazo parçası oldukça kaba yapılı ve 6. yüzyılın ilk yarısına tarihlenen vazolarla benzer yapıdadır. Bir amphora ya da oinokhoeye ait olduğu düşünülmektedir. Fig.203 Yay biçiminde birleştirilerek merkezinden stilize tomurcuk motifi çıkan elemanlar genelde kapalı kapların omuzları üzerinde uygulanmıştır: Samos 9, 13, Lydia 1, Karadeniz 10, Xanthos amphoraları, Xanthos 1 no lu hydria, Girit 1, 3 ve Malaga oinokhoeleri. Diğer merkezlerde ele geçen amphoraların hemen hemen tamamında standart olarak yatay S ler yer almaktadır. Miletos ile ilişkili olan Tell 274

300 Defenneh hydriasında, Rhodos 1 ve Tell Sukas hydrialarında, Rhodos 2-4 no lu, Histria 1 no lu oinokhoelerde yatay S kullanılmıştır. Stilize tomurcuk motifi ile birleştirilen yatay S lerin Orientalizan stilden türediği açıktır. Daha erken bir örnek olmamasından dolayı 6. yüzyılın ilk yarısı içinde kullanılmaya başlandığı söylenebilir. Ancak E1 de de görülen floral eklentili bezekler bize bu motifin 7. yüzyıl içlerinde de kullanılmış olabileceğini gösterir. Üçgen biçimindeki tomurcuk Orientalizan stil içinde 6. yüzyıl başlarında yoğun olarak merkezi bir motif olarak karşımıza çıkar(fig.204) 268. Üçgen biçimindeki eklenti lotus çiçeğinin merkezindeki tomurcuğu temsil etmekte, ancak diğer yapraklar yer almamaktadır. A Fig yüzyılın son çeyreği: Dalgalı çizgi (Fig.205): 6. yüzyılın son çeyreğine ait birçok vazonun değişik alanlarında dalgalı çizgi yaygın olarak kullanılmıştır. Tüm vazo formlarının ana 268 Bu tür merkezi motiflere sahip vazolar için bkz: Samos VI.1, 54-56, kat. no , , lev , 67, fig

301 bezeme alanlarında yer almalarının yanı sıra, karınlı amphoralar ve üç kulplu oinokhoelerin omuzlarının üst bölümünde, hydriaların kulpları üzerinde, dinosların ağız tablalarında bu bezek görülür. Tipolojik olarak iki temel tip karşımıza çıkar: Hızlı ve yavaş dalgalı çizgi. Hızlı dalgalı çizgileri de iki gruba ayırmak mümkündür. İlki üst kısmı sivri, alt kısmı yuvarlanmış olan, adeta ışın biçiminde ve her yükselişte bir U çizen tarzdadır (Fig.205 de üstte yer alanlar). İkincisi zikzak formuna yakın ve her yükselişte V çizer yapıdadır (Fig.205 de altta yer alanlar). Dönüş kısımlarının yuvarlanmış olması nedeni ile bu örnekleri zikzak olarak adlandırmadık. Yavaş dalgalı çizgi sadece K4 ve K22 de gözlenir ve bu dönemde bu tip dalgalı çizginin de uygulandığını kanıtlar. U biçimindeki hızlı dalgalı çizginin 6. yüzyılın sonundan önce de kullanıldığını gösteren herhangi bir örnek ele geçmemiştir. Dalgalı çizgilerin kullanım şekilleri de oldukça çeşitliliğe sahiptir. Stamnoslarda iki ya da üç sıra olmalarının yanı sıra, hydriaların kulpları üzerinde yatay olarak sıralanmış kısa formları da mevcuttur. Floral bezeklerin kullanıldığı alanlarda H44, H45, H46, H49, H50 de yardımcı bezeme elemanı olarak da yer alırlar. Ayrıca H39, H41, H44, H49 ve H50 de kalın firnis bantlar üzerine beyaz ek boya ile yapılmış çeşitleri de vardır. 6. yüzyılın son çeyreği içinde Klazomenai malzemesini kıyaslayabileceğimiz oldukça sınırlı sayıda paralel örnek vardır. Miletos un 6. yüzyılın 2. yarısına ait apmhoralarında boyunda, 7. yüzyıldan gelen geleneğe bağlı olarak tek ya da çift sıra ince ve hızlı dalgalı çizgiler uygulanmıştır. Rhodos 10 ve 11 no lu örnekler de bu perioda aittir. Her ikisinde de 6. yüzyıl başlarından itibaren izlediğimiz hızlı dalgalı çizgiler yer alır. Attika 7 no lu amphoranın boynunda U biçiminde dalgalı çizgi yer alır ve bu örneğin Klazomenai kökenli olduğu düşünülmektedir. Karadeniz kolonilerinde ele geçen amphoralardan 1-6 ve 8 no lu örnekler de gerek form ve gerekse bezeme bakımından Klazomenai ile ilişkilidir. Hydrialardan Smyrna ve Tocra örnekleri, oinokhoelerden Smyrna 2-3 ve muhtemelen Gorgippa örneği, lekythoslardan Attika 1, Tocra ve tüm Karadeniz örnekleri, askoslardan Olbia 2 no lu örnek, kraterlerden Larisa 1-2, Attika 1 ve Gorgippa örnekleri, stamnoslardan Olbia örneği Klazomenai de izlediğimiz U biçiminde dalgalı çizgiye sahiptirler ve form bakımından da Klazomenai üretimi oldukları düşünülmektedir. Argilos tan ele geçen hydriaların bizim için ayrı bir önemi vardır. Söz konusu hydrialar üzerinde, boyunda ve karında U biçiminde hızlı dalgalı çizgiler yer alır. Bazı örneklerde firnis bantlar 276

302 üzerinde beyaz ek boya ile yapılmış dalgalı çizgiler de yer alır. 6. yüzyılın son çeyreğine tarihlenen bu hydrialar form bakımından oldukça karakteristik bir gruptur. Boyun oldukça yüksek ve dik, ağız kenarı dörtgen formda ve dışa çekiktir. Klazomenai hydriaları ile form bakımından kesinlikle benzemeyen bu vazoların Khalkidiki bölgesinde üretildiği düşünülebilir. Bu durumda şimdilik sadece Klazomenai örneklerinde gördüğümüz U biçiminde hızlı dalgalı çizgilerin bu bölgede de uygulanmış olduğunun göstergesidir. Fig.205 Yatay S (Fig.206): 6. yüzyılın son çeyreğinde yatay S lerin kullanımı da oldukça yaygın ve çeşitlidir. Erken örneklere nazaran daha zarif bir yapıya sahip oldukları gözlenmiştir. Kullanıldıkları alanlar amphoralarda ve üç kulplu oinokhoelerde ana bezeme alanlarında, hydrialarda karın bölümlerinde, bazı yonca ağızlı oinokhoelerde (C22-C23), yuvarlak ağızlı oinokhoelerden C57 de, kraterlerde ender olarak omuz bölümünde, stamnoslardan K16 da omuz üzerindedir. Yatay S lerin yer aldığı 277

303 bezeme alanlarında daha karmaşık bir bezeme türü gözlenir. Karınlı amphoralarda omuzun üst bölümünde yer alan ince dalgalı çizginin yanı sıra bazı örneklerde bezeme alanını kulplar tarafından sınırlayan dik yerleştirilmiş düz veya dalgalı çizgiler gözlenir (A13, A14, A15). A13 ve C42 de bezeme alanının kenar kısımlarına denk gelen alanlarda S lerden çıkan oldukça stilize bitkisel eklentiler de yer alır. Hydrialardan sadece B20 de omuz üzerinde bu motif uygulanmıştır. B33 te ise bu motifi andıran kıvrık çizgiler yer alır. Hydriaların karın bölgesinde bu motifin uygulanmasında bazı değişik uygulamalar gözlenir. B16, B17 ve B34 te bezeme alanınını merkezinde, üst bölümden çıkan ve yanlara doğru ilerleyip aşağıya doğru kıvrılan bezeme elemanlarının yatay S lerden türediği açıktır. B16 ve B34 te iki S in birleştiği noktada birer damla motifi yer alır. B30 ve B33 te ise yatay S ler üst bölümde son bulmaz, tam olarak çizilmişler ve merkezde birbirine temas eder biçimde yerleştirilmişlerdir. B30 da birleşim noktasında hem üstte hem de altta birer sivri uçlu eklenti yer alır. Bu eklentiler de stilize tomurcuk olarak nitelenebilir. B36 da kulbun kenarında dik olarak bir S motifi yer alır. Karın bölümünde de yatay bir S in bulunduğu kısmen de olsa gözlenir. Bu iki S birbirine stilize tomurcuk motifi ile bağlanmıştır. Bu bezemelerin beyaz ek boya ile yapıldığını belirtmek gerekir. Yonca ağızlı oinokhoelerde yatay S lerin kullanımı sadece iki örnekte gözlenmiştir. C23 te, merkezde birbiri ile kesişen iki S yer alır. C22 de ise hydriaların karın bölümünde olduğu gibi bezeme alanının üst bölümünden çıkan ve birleşim noktalarında üçgen biçiminde bir tomurcuğun yer aldığı S ler kullanılmıştır. Üç kulplu oinokhoelerde vazonun ön bölümünde C37 dışındaki tüm örneklerde yatay S ler kullanılmıştır. Yuvarlak ağızlı oinokhoelerden ise sadece C57 de omuz üzerinde üç adet yatay S yer alır. Askoslardan F3 te de bu motif yer alır. H41 de omuz üzerinde firnis ve beyaz ek boya ile yapılmış yatay S ler alternatif olarak yerleştirilmiştir. H51 de kulpların bulunduğu alanlar dik çizgilerle sınırlanmıştır. Omuzda beyaz boya ile yapılmış bir yatay S yer alır. Stamnoslarda ise sadece K16 da bu motif uygulanmıştır. Son olarak thymiaterion ve şişkin gövdeli askoslarda uygulanan ve B16 da gözlediğimiz tomurcuklu yatay S lerin oldukça basit varyasyonundan bahsedilmelidir. Bu vazo formlarında bezeme alanı oldukça dar ve sınırlıdır. Bu nedenle olsa gerek, yatay S ler fazla uzatılmaksızın uygulanmıştır. F2 de tomurcuk motifi yer almaz ancak yapı bakımından diğer örneklerle benzerdir. 278

304 Yatay S ler bölgesel bir fark içermeksizin diğer merkezlerde ele geçen örneklerde de yaygın olarak kullanılmıştır. Amphoraların omuzlarında standart bezeme elemanıdır. Hydrialardan Miletos 2-4 no lu örneklerde, Klazomenai deki örneklerde olduğu gibi merkezde birleşen ve tomurcuk biçiminde eklentilere sahip çeşitleri kullanılmıştır. Miletos un 6. yüzyıl sonlarına ait oinokhoelerinde ise omuzda hiçbir bezemenin yer almadığı belirtilmelidir. Fig.206 Floral Bezekler (Fig.207): Yatay S lere aplike edilmiş basit bazı floral eklentilerden yukarıda bahsedilmişti. Bunlar genelde tomurcuk motiflerinin oldukça stilize biçimidir. Bu başlık altında değerlendirilecek olan floral bezekler de genelde yatay S lere aplike edilmiştir. Ancak bu örneklerde yatay S ler ağırlıkta olmayıp floral bezekler öne çıkmaktadır. Sadece stamnoid kraterlerde ve Tip I stamnoslarda bu tür 279

305 bezeme uygulanmıştır. Teknik bakımdan beyaz ek boyanın yaygın olarak kullanıldığı görülür. Fig.207 H44 te beyaz boya ile yapılmış olan ve merkezde birbirine temas eden iki yatay S, bezemenin temelini oluşturur. Yatay S lerin kulplara yakın bölümlerinden birer yay çıkar. Biri, bu yay ile yatay S in birleştiği noktada, diğeri iki S in birleştiği noktada ve üçüncüsü sağdaki yatay S in merkezinde olan üç adet palmet yer alır. Palmetler standart olarak beşer yapraktan oluşur. Tüm bu anlatılan bezekler beyaz boya ile yapılmıştır. Yatay S ler ve bunlara bağlı yay biçimindeki bantların üzeri 280

306 firnis noktalarla bezenmiştir. Bu bezeme alanının altında firnis ile yapılmış hızlı dalgalı çizgi yer alır. Omuz-karın geçiş bölgesindeki kalın firnis bant üzerinde ise beyaz boya ile yapılmış hızlı dalgalı çizgilerin yer aldığı görülür. Bu vazo, firnisin ek boya gibi kullanıldığı tek örnektir. H46 da, kulplarla ana bezeme alanını sınırlayan dik bir dalgalı çizgiye yaprakların eklenmesi ile oluşturulmuş bir bezek görülür. Bu şekilde belirlenen bezeme alanında ise en az üç tane olduğunu görebildiğimiz hızlı dalgalı çizgi yer alır. Söz konusu bezeme alanının üst ve alt bölümlerinde serbest duran damla ya da yaprak motifleri yer alır. Bu örnekte beyaz boya sadece omuz-karın geçişindeki firnis bantın üst bölümünde ince bir bantta kullanılmıştır. H45 te de bir önceki örnekte olduğu gibi bezeme alanının merkezinde üç ya da daha fazla hızlı dalgalı çizgi yer alır. Bu alanın kulba geçiş bölümlerine birer palmet yerleştirilmiştir. Korunmuş bölümlerden anlaşıldığı kadarı ile palmetler birer ince bant ile kulp çıkışına bağlanmıştır. Bu örnekte beyaz ek boya kullanılmamıştır. H49 v H50 de korunmuş olan parçalardan bezemenin tamamını görmek mümkün değildir. Ancak her iki örnekte de beyaz ek boya ve firnisin birlikte kullanılarak yapıldığı kıvrık çizgiler arasından çıkan palmetler yer alır. Bu iki örneğin de kulp çıkışına eklenmiş palmetler olduğu düşünülebilir. H48, K7 ve K9 da bezeme benzer teknikte uygulanmıştır. Bezeme firnis ile, noktalamalar beyaz ek boya ile yapılmıştır. Her üç örnekte de bezemede, merkezde birbirine temas eden yatay S motifleri temeldir. Muhtelif birleşim ve kıvrım noktalarında palmet motifleri yer alır. Palmetler ve yatay S ler beyaz noktalarla bezenmiştir. Bu örneklerde H44 deki gibi kulpla irtibatlı eklentiler olup olmadığı gözlenememektedir. 6. yüzyılın son çeyreği içinde sadece stamnoid kraterlerde ve kısa boyunlu stamnoslar üzerinde uygulanan bu özel bezeklerin oldukça basit bezemeye sahip üretim yapan bu atölyelerin yaratısı olmadığı açıktır. Bu konuda figürlü seramik ekollerinden etkilendikleri düşünülebilir. Söz konusu dönemde, Attika dışında, Klazomenai siyah figür ve Fikellura stillerinin üretim yapmakta oldukları bilinmektedir. Geç siyah figür evresinde geniş alanların bezenmesinde genelde balık pulu motifi kullanılmıştır. Amphoraların boyunlarında ise kütlevi palmetler yer alır. Her iki bezeme elemanı da incelediğimiz bezeklerle ilgisizdir. Ancak Fikellura stilinde üretilmiş amphoralarda kulpların altında yer alan veya karını tamamen 281

307 kaplayan geniş palmet komplekslerinin bu bezekler için örneklik teşkil etmiş olmalıdır 269 (Fig.208) 270. Fig.208 Benzer palmetler ve palmet kompleksleri Klazomenai lahitleri üzerinde de yer almaktadır(fig.209) 271. Erken lahit ressamlarının lahitlerinde başlayan lahitlerin yan yüzlerindeki saç örgüsü motiflerinin her boğum noktasında birer palmet yer almaktadır. Bu bezeme biçimi lahitler sonlanana değin uygulanmıştır. Bunun dışında spirallerle beraber kullanılmış palmetler de özellikle Albertinum grubu içinde yaygın 269 Bu ilişki ilk kez Y.E. Ersoy tarafından ortaya konmuştur: Ersoy, Clazomenae, ) Samos VI.1, 50-56, kat.no. 543, lev.69; 2) Samos VI.1, 50-56, kat.no. 544, fig. 102; 3) Samos VI.1, 46, fig.103; 4) Samos VI.1, 50-56, kat.no. 554, lev. 71, fig. 104; 5) Samos VI.1, 50-56, kat.no. 549bis, fig. 105; 6-8) CVA British Museum VIII, 11-13, lev.11-13; 9) Samos VI.1, 50-56, kat.no. 547, lev. 70; 10) Samos VI.1, 50-56, kat.no. 545, lev.70. Söz konusu bu vazoları Cook volute zone group adı altında toplamıştır: Cook , Cook, Clazomenian Sarcophagi, G3: 34-35, lev.38, fig.21, G15: 39-40, lev.57-59, fig.24, G52: 56, lev.108, fig.41, G53, 56, fig

308 olarak kullanılmıştır. G52 ve G53 no lu lahitlerde ayakucu panelinde bu tür bezemeler bizim vazolarımız üzerinde izlediklerimizi andırır. G3 te yer alan lotus palmet zincirinde volütlü lotusun Fig te yer alan Fikellura örnekleri ile oldukça benzer oluşu bize bu elemanların bu stilden alınmış olabileceğini düşündürür. Bununla birlikte dalgalı çizgi bezekli atölyelerin bu bezeme elemanlarını doğrudan Fikellura stilinden mi yoksa dolaylı olarak lahitler üzerinden mi aldıkları, Klazomenai lahitlerinin, özellikle Albertinum grubunun kronolojisi konusunun henüz tamamen açıklığa kavuşmamış olması nedeni ile belirlenememektedir. Fig.209 Tümü geç Fikellura stilinde olan örneklerden 1-5 Running Man ressamı tarafından bezenmiş vazolardır 272. Figür bulunmaksızın, omuz ve karın bölümünün floral bezeklerle bezendiği 6-10 no lu örnekler Cook un O grubuna dahildir. Cook bu iki grubun birbiri ile ilişkili olduğunu söylemektedir 273. Running Man ressamının vazolarında omuz-karın bölümlenmesi ortadan kalkmış, vazo üzerinde oldukça geniş bir bezeme alanı ortaya çıkmıştır. Genelde tek figürden oluşan ana bezeme vazonun tam olarak merkezi bölümlerinde yer alır. Kulpların altına ise birer volütlü palmet motifi yerleştirilmiştir. Oldukça kütlevi olan volütler üst bölümden aşağıya doğru sarkmakta, genelde tam birleşim noktalarında, bazen de volütlerin her 272 Cook-Dupont, EGP, Ibid.,

309 birinin dönüş noktasında palmetler yer alır. O grubunda ise figür yer almaz. Omuz üzerinde sarmaşık yapraklarından ya da lotus tomurcuk zincirinden oluşan bantlar yer alır. Karın bölümünde ise kulp altından başlayıp vazonun ön bölümüne doğru ilerleyen bir spiral zinciri yer alır. Spirallerin birleşim noktalarına birer palmet motifi yerleştirilmiştir. Klazomenai örneklerinde, H44, H45 ve H50 de de kulplarla irtibatlı volütlü palmetler kullanılmıştır. Klazomenai örneklerinde volutler yerine yatay S ler, spirallere benzer biçimde kullanılmıştır. 5. yüzyıl (Fig.210): 5. yüzyıla tarihlenen krater, dinos ve stamnoslarda hızlı dalgalı çizginin kullanılmış olduğu görülür. Hem U hem de V biçiminde dalgalı çizgilerin bir arada kullanılmıştır. Her iki tip de 6. yüzyılın sonuna ait örneklerle benzerdir ve bu tip dalgalı çizgilerin 5. yüzyıl içlerine değin yaşadığını gösterir. J14-J16 da ise, aşağıda detaylı olarak tartışılacak olan sarmaşık yaprakları yer almaktadır. Fig.210 Sarmaşık yaprakları: Askoslarda ve 5. yüzyıla ait bazı dinoslarda (J14-J16) sarmaşık yapraklarından oluşan basit bir bezeme yer alır. Ayrıca Fig da yer alan küresel gövdeli pyksisin omuz üzerindeki alanda kalp biçiminde yapraklardan oluşan çift sıra sarmaşık yer alır, bu iki yaprak sırasının arasında beyaz noktalar ile 284

310 bir bağ oluşturulmuştur 274. J14 te ise yapraklar tek sıradan oluşur ve yatay olarak yerleştirilmişlerdir. Yaprakların arasında beyaz noktalar yer alır. J15 te ve J16 da bu bezeme beyaz boya olmaksızın kullanılmıştır. Fig.211 Klazomenai Siyah Figür Stilinin sonu: B. Özer, Klazomenai siyah figür stilinin 6. yüzyılın sonunda ve 5. yüzyılın başlarında üretiminin sona erdiğini söylemektedir 275. R.M. Cook da benzer fikir öne sürmektedir 276. Bu konudaki en kesin kanıt Klazomenaililerin 5. yüzyılın başlarında anakaradaki kenti terkederek yerleştikleri Karantina Adasındaki sondajda bu türde seramiğe rastlanmamış olmasıdır. Özer, Klazomenai de 6. yüzyılın sonlarına ait buluntulara dayanarak söz konusu dönemde figürlü seramik üretiminin gerilediğini tespit etmiştir. Bu stilin Yıldıztepe nekropolisinde mezar buluntusu olarak ele geçen bu pyksis için bkz: Güngör, Yıldıztepe Nekropolisi, , kat.no , fig.10; Hürmüzlü, Vazo Formları, 60-61, kat.no.80, lev Özer 2004, 211; Özer, Klazomenai Siyah Figür Seramiği, Cook-Dupont, EGP,

311 yüzyılın son çeyreğinde Attika etkisi gösteren form ve bezeme kullanması 277, ayrıca basit bezeme elemanları ile bezenmiş vazoların varlığı söz konusu dönemdeki çöküşün işaretleri olarak algılanabilir. Söz konusu basit bezeme elemanları sadece balık pulu motifi 278 ya da genelde amphoraların boynunda uygulanan palmet motifidir 279. B. Özer sarmaşık yaprakları ile bezeli vazoları çalışmasına dahil etmemiş olsa da R.M. Cook bazı askosları KSF içinde değerlendirmiştir 280. Fig ve 3 no lu askoslar da aynı katagoride değerlendirilmelidir. 6. yüzyılın sonlarında sadece sarmaşık yapraklarından oluşan bu bezemenin Klazomenai siyah figür stili ile ilişkili olduğu kesin olarak söylenebilir. Fig no lu örnekler Klazomenai siyah figür stilinde bezenmiş vazolardır 281. Sarmaşık yapraklarının çeşitli alanlarda yardımcı bezeme elemanı olarak kullanıldığı görülmektedir. Fig ve 10 no lu örnekler hamur, firnis gibi yapısal bakımdan siyah figürlü vazolarla aynı özellikleri taşır. Tümü 6. yüzyılın son çeyreğine tarihlenmekte olup Klazomenai geç siyah figür stili içinde değerlendirilmelidir. Geç Fikellura stilindeki vazolarda da söz konusu dönem içinde figürlü bezemelerin yerini floral bezemelerin aldığından yukarıda bahsedilmişti. İki stilin de benzer bir çöküş yaşadığı anlaşılmaktadır. Karantina Adasındaki sondajda siyah figür stilinde bezenmiş seramiklere rastlanmamıştır. Ancak bazı dinoslar bu konu ile ilişkilidir. J17 nin omuz bezemesinde siyah figür stilinde yaygın olarak görülen dil motiflerinin kullanılmış olması, siyah figür stilinde üretim yapan atölyelerin 5. yüzyıl içinde, belki de kısa bir süre daha bu türden basit bezekleri kullanarak üretim yaptıklarını gösterir. Bu vazo ile aynı sondajda ele geçen J14-J16 da ise sadece sarmaşık yapraklarından oluşan bezemeler yer almaktadır. Anakarada muhtemelen 5. yüzyılın sonuna ve 4. yüzyılın başına tarihlenmekte olan tabakalarda da benzer biçimde bezemeye sahip vazolar ele geçmiştir (Fig ) no lu örnekte biri beyaz boya ile yapılmış iki sıra dalgalı çizgi yer alır. Tüm bu vazoların ortak bir yapı gösterdiği belirtilmelidir. Hamur oldukça mikalı ve kırmızı renktedir. Bu yapı J14 te de gözlenir. 277 Özer 2004, Ibid., Ibid., Söz konusu vazo askoslar bölümünde 3 no lu örnektir. Fig Cook 1952, 137. Cook bu vazoyu Knipovitch sınıfına dahil etmiştir. 281 Bu vazolar için bkz: Özer, Klazomenai Siyah Figür Seramiği, 5: 134, kat.no.344, lev.41, şek.13; 6: 108, kat.no.265, lev.30; 8: 109, lev.k4; 9: 118, kat.no.289, lev.33, şek.14. Ayrıca, boynunda sarmaşık yaprağı yer alan bir amphora için bkz: Hürmüzlü, Vazo Formları, kat.no no lu vazoların tarihlenmeleri konusunda bkz: Hasdağlı, HBP Sektörü,

312 Smyrna da da benzer vazolar söz konusudur (Fig.212) 283. J.M. Cook Smyrna örneğini Classical Red and White ware olarak adlandırmıştır. Bu vazonun formu bizim örneklerimizde de görüldüğü gibi çan kraterdir. Mikalı, kırmızı yüzeyli olduğu belirtilmektedir. Benzer yapı Klazomenai örneklerinde de gözlenir. Bu örnekte figürlü bir sahnenin bulunması ilgi çekicidir. Detaylandırılmada kazıma çizgi kullanılmamış tümü beyaz ek boya ile yapılmıştır. Klazomenai lahitlerinde de figürlerin detaylandırılmasında aynı yöntem uygulanır. Buradan hareketle Cook bu stilin Klasik dönem içine lahitler vasıtası ile taşındığını öne sürer. Fig.212 Yukarıda ele alınan sarmaşık yaprakları ile bezenmiş bu vazoların (J14 dahil) kökeninin ortak olduğu açıktır. Smyrna örneği bunların figürlü seramiklerle ilişkileri bulunduğuna işaret eder. Tesadüf olarak da düşünülebilecek bu ilişki bize göre sarmaşık yaprakları ile bezenmiş bu vazoların dalgalı çizgili seramikler ile ilişkili olmadığını kanıtlar. Larissa da J. Boehlau tarafından keramik mit planzenornamentik adı altında toplanan bir grup seramik bitkisel bezemenin muhtemelen Aiolis kökenli vazolarda 283 Cook 1965, 137, kat.no.139, lev

313 da uygulandığını gösterir 284. Boehlau, genelde palmetler ve sarmaşık yapraklarından oluşan bezeme elemanlarının kökenini Orientalizan seramikle ilişkilendirmekte 285, bu seramik türünü 520/ yılları arasına tarihlemektedir. M. Kerschner bu vazoları drop style olarak adlandırmaktadır 286. Kil analizleri sonucunda bu vazoların da içinde bulunduğu Gg grubunun Kyme ve kısmen Larissa menşeili olduğunu önermektedir 287. Söz konusu bu vazo grubunda bazı örneklerde beyaz boyanın da kullanıldığı görülür. Malzemenin oldukça küçük parçalardan oluşması, bu bezeme türünün uygulandığı formları ve bezemenin bütününü anlamamıza engel olmaktadır. Ancak korunmuş parçalardan anlaşıldığı kadarı ile oldukça kaba bir işçiliğe sahip, bir bütün oluşturmayan, olasılıkla yerel üretim vazolar olarak yorumlanmalıdır. Bazı örneklerde (Fig.195.5, 7-8) yer alan palmetler, yukarıda incelenmiş olan palmet eklentili yatay S lerle karşılaştırılabilir. Fig Larisa am Hermos III, , lev Bu gruba dahil edilebilecek bazı parçalar Smyrna dan ele geçmiştir: Paspalas 2006, 95, fig Larisa am Hermos III, Kerschner 2006, 112, fig Ibid., Larisa am Hermos III, 1: lev.51.1, 2: lev.51.3, 3: lev.51.9, 4: lev.54.4, 5: lev.54.7, 6: 54.8, 7: lev.55.6, 8: lev

314 Fig.214 Floral ya da bitkisel bezekli stiller arasında Korinth ve Argolis de yer almaktadır. Korinth te conventionalizing pottery olarak adlandırılan grup içinde sarmaşık yaprakları ve palmet kompleksleri yer aldığı görülür (Fig.214) 289. Fig yüzyıla diğerleri 5. yüzyıl ortasına tarihlenmektedir. Tiryns ten ele geçen Argolis üretimi vazolarda ise daha zengin bir bezeme uygulanmıştır (Fig.214) 290. Fig.214 da yer alan üç kantharos da 5. yüzyılın ikinci çeyreği ile son çeyreği arasına 289 Corinth VII.V, 40, 43-44, 1: kat.no.59, lev.5, fig.4; 2: kat.no.58, lev.5; 3: kat.no.41, lev.3; 4: kat.no.55, lev.4, fig Tiryns XIII, 38-39, 55-58, 1: kat.no.46, lev.22, fig.9; 2: kat.no.48, lev.23, fig.10; 3: kat.no.49, lev.24, fig

315 tarihlenmektedir. Bununla birlikte bu tipte forma sahip ancak sadece ağız kenarında sarmaşık yaprakları ile bezeli kantharos ve kraterler 6. yüzyılın sonlarından itibaren gözlenir 291. Burada yer verilmiş olan örneklerde beyaz ek boyanın bolca kullanıldığı görülür. Dalgalı çizgiler ve sarmaşık yaprakları vazonun üst bölümünde yer alan alanı boydan boya kaplamaktadır. Miletos ta 3 no lu dinos, Olynthos 292 ve Atina Agorasından 293 ele geçen bazı örnekler de floral bezekli vazolar arasında sayılabilir. Bu tür seramiklerin sayısını arttırmak mümkündür. Ancak biz, figürlü seramik ekolleri ile doğrudan ilişkili olarak ortaya çıkan bu türün, dalgalı çizgi bezekli türden ayrı tutulması gerektiğine inanmaktayız. Aşağıda bu konudaki kanıtlar ortaya konacak ve tartışılacaktır. Dalgalı çizgi bezekli seramikte karşımıza çıkan floral eklentili yatay S lerin, kendilerine kaynak olmasını muhtemel gördüğümüz stildeki bezemeyi aynen almadıkları görülmüştür. Bu nedenle biz bu durumu bir taklit değil bir esinlenme olarak yorumluyoruz. Sadece iki form üzerinde bu bezekler karşımıza çıkmıştır. Bütün içinde bu vazoların sayıca oldukça az olması, bu tür floral eklentili uygulamanın yaygın olmadığına kanıt oluşturmaktadır. 6. yüzyılın sonuna tarihlenen sarmaşık yaprakları ile bezeli vazolar sadece askoslar ve bir pyksisten ibarettir. Şişkin gövdeli askosların KSF ile doğrudan ilişkili bir form olduğu ilgili bölümde vurgulanmıştır. Şişkin gövdeli pyksisler ise KSF stilinde bezenmiş olarak karşımıza çıkmaz. Ancak üzerinde dalgalı çizgi ya da yatay S bulunan bir örnek de mevcut değildir. Bu nedenle iki vazo formu da dalgalı çizgi bezekli tür ile doğrudan ilişkilendirilemez. Söz konusu vazolar hamur ve firnis özellikleri ile de oldukça özenli ve kaliteli işçiliğe sahip olup, KSF vazolarına yaklaşmaktadır. KSF atölyelerinin 6. yüzyılın sonlarındaki ürünlerinden olan bu vazolar, muhtemelen figürlü seramik üretiminin sekteye uğraması sonucu 5. yüzyılda ortaya çıkan sarmaşık yaprağı bezekli türün öncülleri olarak kabul edilmelidir 294. J14, oldukça kırmızı renkte ve bol miktarda mika içeren hamur yapısı ve yine homojen biçimde kırmızı renkteki firnisi ile gerek 5. yüzyıl gerekse daha erken tüm örneklerden ayrılır. 5. yüzyılın sonlarına ait çan kraterlerde de oldukça benzer bir 291 Tiryns XIII, 48-49, kat.no.33-39, lev Olynthos 1 no lu krater yüzyıla tarihlenmekte olan bu örnekler için bkz: Agora XII, kat.no.111, 117, Benzer bir durum Khios seramiğinde de gözlenmektedir. Lemos, Archaic Pottery of Chios,

316 yapı gözlenmektedir (Fig ). Fig de yer alan örnekte ise biri beyaz ek boya diğeri firnis ile yapılmış iki dalgalı çizgi yer alır. Bu krater de gerek form gerekse yapı bakımından söz konusu sarmaşık yapraklı vazolarla benzerdir. Yukarıda yapılan incelemenin ardından Arkaik Dönem in sonlarında Attika hariç figürlü seramiklerin üretiminin durması ile bu stillere has floral bezekleri kullanarak üretim yapan birçok atölyenin varlığı görülmüştür. Klazomenai de ve Smyrna da ele geçen örnekler böyle bir atölyenin bu bölgedeki varlığına kanıt oluşturur. 6. yüzyılın sonlarında, doğrudan KSF vazoları ile ilişkili olarak ortaya çıktığını düşündüğümüz bu stil, 5. yüzyılda yaygınlaşmış ve 4. yüzyıla değin yaşamıştır. Klazomenai de 5. yüzyıla ait bulguların sınırlı olması nedeni ile dalgalı çizgi bezekli ürünlerle sarmaşık yaprağı bezekli ürünler arasındaki ilişki net olarak ortaya konamaz. Bununla birlikte, 5. yüzyıla ait tabakalarda iki türün birarada ele geçmesi bir süre birarada yaşadıklarına kanıt oluşturur. Dalgalı çizgi bezekli seramiklerin 5. yüzyıldan sonra yaşamadıkları gözlenmiştir. 6. yüzyılın son çeyreğine ait bazı formlarla benzeyen formlar kullanılmış olsa da bu örneklerde söz konusu geç Arkaik tarzda bezeme yer almaz. Figürlü seramik üretiminin sona ermesinden sonra yerel üretim vazolar arasında en kaliteli ürünler yukarıda tartışılmış olan sarmaşık yapraklı vazolardır. Dalgalı çizgi bezekli türün sona ermesinde seramik üretimindeki kalitenin düşüşünün önemli bir payı olduğu düşünülebilir. 291

317 III. DEĞERLENDİRMELER VE VARILAN SONUÇLAR Klazomenai de dalgalı çizgi bezekli seramiklerin ortaya çıkışı: Dalgalı çizgi bezekli seramiğin ortaya çıkışı konusundaki bilgi büyük ölçüde G.M.A. Hanfmann ın, Samos buluntularına dayanarak öne sürdüğü 8. yüzyılın sonu ifadesinden ibarettir 295. Samos taki söz konusu veriler F ve G kuyularından gelmektedir 296. Bu kuyulardan gelen buluntulara ilgili bölümlerde yer verilmiştir. Söz konusu buluntular arasında yer alan amphoralar, hydrialar, oinokhoeler geometrik dönem ile ilişkilidir. Klazomenai de de bu dönem ile ilişkili malzemeler ele geçmektedir (Fig.215)(A1, C1). Fig Geometrik Döneme ait herhangi bir bezeme elemanının yer almadığı bu örneklerde sadece bantlardan oluşan bir bezeme uygulanmış, ince ve kalın bantlar vazoyu bölümlendirmek için değil bezeme elemanı olarak kullanılmıştır. Dalgalı çizgi bezekli seramiklerin figürlü seramiklerde uygulanmış bezeme şemalarına uygun olarak bölümlendirildiği tespit edilmiştir. Bizim için önemli bir kriter olan bu 295 Hanfmann 1956, Bu kuyuların tarihlenmesi konusunda bkz: Walter-Vierneisel 1959, Figürde en sağda yer alan A, Urla arıtma tesisi projesi kapsamında 3. derece sit alanıiçerisinde kalan Çayır mevkiinde, Antik kentin kentin güneydoğusundaki bir alanda İzmir Arkeoloji Müzesi tarafından gerçekleştirilen sondaj kazısında bir kuyunun içerisinde ele geçmiştir. Taz yazımının son günlerinde ele geçen bu buluntu tez kapsamına alınamamış, ancak burada fotoğrafına yer verilmesi uygun bulunmuştur. 292

318 durum nedeni ile bu vazoların, incelediğimiz seramik türü ile ilişkilendirilmesi söz konusu olamaz. Ancak, Geometrik Dönem seramik geleneğinden de kopmuş olmaları 7. yüzyılın başlarında seramikte iki tür bezemenin olduğunun kanıtıdır. Bunlardan ilki, döneme adını veren geometrik desenlerle ve ender olarak stilize insan ve hayvan figürleri ile bezenmekte olan türdür. İkincisi ise yukarıda bahsedilmiş olan türdür 298. İlk türün figürlü seramik ekollerine dönüştüğüne dair hiç şüphe yoktur 299. İkincisi ise büyük olasılıkla incelemekte olduğumuz seramik türüne dönüşmüş ve aynı zayıf bezeme karakterini sürdürmüştür. Bununla birlikte Subgeometrik olarak adlandırılan bir türün de özellikle skyphoslarda ve bazı oinokhoelerde uygulanmaya devam ettiği belirtilmelidir 300. Klazomenai de 7. yüzyıl tabakalarında yüzyılın son çeyreğinden önce dalgalı çizgi bezekli türe ait örneklere rastlanmamıştır. Bu tabakalarda ele geçen seramikler genelde, yukarıda bahsedilmiş olan Subgeometrik tarzdadır. Ancak bu tabakaların oldukça sınırlı sayıda ve oldukça küçük alanlarda araştırılabildiği göz önünde bulundurulmalıdır. Samos ta özellikle hydria ve oinokhoelerde 7. yüzyılın ortalarında bu bezeme anlayışının ve standart vazo formlarının ortaya çıktığı gözlenmiştir. Bazı hydrialarda omuz üzerinde konsantrik dairelerin yer alması subgeometrik bir özellik olarak yorumlanmaktadır 301. Bu hydrialarda omuz üzerindeki çoklu ince bant grupları da aynı karakteri güçlendirir. Akpınar Nekropolisinden sağlanan verilerle Klazomenai Orientalizan stilinin 7. yüzyılın ortalarında ortaya çıktığı tespit edilmiştir 302. Böylece, Klazomenai de Geometrik seramik geleneğinin bu tarihte yıkılmış olduğu anlaşılmaktadır. Geometrik geleneğin ikiye ayrılması konusundaki teori doğru ise ve yukarıdaki tespitler doğrultusunda Klazomenai dalgalı çizgi bezekli seramiğinin ortaya çıkışı için 7. yüzyılın ortası önerilebilir. Geç Geometrik karaktere sahip amphora ve oinokhoeler dışında yüzyılın üçüncü çeyreğine ait lekythoslar (E1-E2) da bu gruba 298 Söz konusu bant bezemeli vazolar konusundaki görüşleri için bkz: Coldstream, Geometric Pottery, 291: The closed vases of Samos are rarely decorated, and may be briefly dismissed. 299 Cook-Dupont, EGP, 29. Güney İonia nın aksine bu geçişi doğrulayacak buluntular Kuzey İonia da oldukça sınırlıdır. N. Aytaçlar...Klazomenai de Orientalizan stilin öncüsü olarak kabul edilebilecek bir seramik geleneği olmadığı söylenebilir demektedir: Aytaçlar, Klazomenai Orientalizan Seramiği, Bununla birlikte 7. yüzyılın ilk yarısı içerisinde değerlendirilebilecek bazı vazoların figürlü bezeme içermesi, bu durumu muhtemel kılmaktadır: Aytaçlar, Klazomenai Orientalizan Seramiği, lev Coldstream, Geometric Pottery, Walter-Vierneisel 1959, Aytaçlar, Klazomenai Orientalizan Seramiği, 21,

319 dahil edilebilir. Basit floral bezeklere sahip bu örneklerin ne Geometrik Döneme ne de Orientalizan stile ait olmadıkları açıktır. 7. yüzyılın son çeyreğine ait tabakalarda bu tür seramiğe bol miktarda rastlanmakta olduğundan, şimdiki bilgilerimize göre bu seramik türünün ortaya çıkış tarihinin 7. yüzyılın son çeyreği olduğu söylenebilir. Klazomenai de üretim yapıldığına dair kanıtlar: Dalgalı çizgi bezekli seramiklerin basit özellikler gösteren bezemelerinden yola çıkarak bölgesel sınıflama yapmak oldukça güçtür. Birçok farklı kent veya bölgede çoğu zaman benzer formların kullanılmış olması forma dayalı bir ayrım yapmayı da zorlaştırır. Bu konudaki en kesin kanıtlar şüphesiz üretim artığı, yani curuflar ya da hatalı üretilmiş vazolardır. Klazomenai de bu nitelikte pekçok parça ele geçmiştir. Üretim aşamasında fazla pişmeden dolayı deforme olmuş, kısmen ya da tamamen yanmış bazı oinokhoeler Fig.11 de yer alır. Bunlara ek olarak küçük parçalar halinde korunmuş bazı örnekler ise Fig.216 de gösterilmektedir. Fig.11 de yer alan oinokhoelerden üçü üç kulplu, biri yuvarlak ağızlı tiptedir. Fig.216.1, 6. yüzyılın ilk yarısına ait bir lekane ağız parçasıdır. 3 ve 4 no lu örnekler geç tip hydria ağız parçaları, son örnek ise neredeyse bütünü ile korunmuş bir tek kulplu kasedir. Fig ) AKRO92, TN:015, Fırın ağız dolgusu; 2) HBT92, TN:072; 3) FGT98 TN:9026; 4) HBT93, TN:

320 Üretim artığı parçaların bu tür seramiklerin Klazomenai de üretildiğine dair oluşturduğu kanıtın yanı sıra malzemenin Klazomenai deki yoğunluğu da bir kanıt olarak sunulabilir. Söz konusu yoğunluğun yanı sıra ele geçen malzemenin form ve bezeme bakımından ortak birçok özelliğe sahip olması tümünün üretim merkezinin ortak olduğuna işaret eder. Bu tür basit bezemeli ve oldukça ucuz olması muhtemel vazoların uzak mesafelere yoğun biçimde ithal edilmiş olmaları pek akla yatkın değildir. Klazomenai kökenli olduğunu düşündüğümüz ve deniz aşırı bölgelerde ele geçen birçok vazo, lekythos amphora, hydria gibi kapalı kaplar olup olasılıkla muhteviyatı nedeni ile ihraç edilmiştir. Klazomenai dalgalı çizgi bezekli seramiğinin form özellikleri: Klazomenai malzemesi form bakımından analiz edilirken ayırdedici olarak görülen özellikleri ilgili bölümlerde belirtilmiştir. Dalgalı çizgi bezekli seramiklerde bezemenin yanı sıra birçok vazoda form bakımından da temelde bir ortaklık söz konusudur. Bununla birlikte bazı detaylarda Klazomenai kökenli olan örnekler ayrılabilmiştir. Bunlar arasında 6. yüzyılın son çeyreğine ait örnekler yoğundur. Bu döneme ait amphoralardan her üç tip de Klazomenai ye özgüdür. Yuvarlatılarak dışa eğilmiş basit ağızlı hydrialar da Klazomenai formunu temsil eder. Oinokhoelerden yonca ağızlı ilk tip anonim bir formdur ve 7. yüzyıla dayanan bir kökeni vardır. Ancak benzer gövde formunun kullanıldığı üç kulplu tipin Klazomenai dışında bir başka örneği daha yoktur. Yuvarlak ağızlı oinokhoelerin Attika ile ilişkili olduğu belirlenmiştir. Bununla birlikte Tip IV olarak sınıflanan ve yuvarlak ağızlı oinokhoelerle benzer forma sahip yonca ağızlı vazolar Klazomenai kökenlidir. Bu tipin bir varyasyonu olan Tip IVa Fikellura stilinde bezenmiş vazoların imitasyonu olarak yorumlanmıştır. Olpelerde ise anonim bir form gelişimi gözlenmektedir. Sadece Miletos örnekleri diğer olpelerden ayrılabilmektedir. Bununla birlikte 6. yüzyılın son çeyreği ve 5. yüzyıla ait silindirik düz gövdeli olpeler Klazomenai dışında pek karşılaşılmayan bir formdur. Lekythoslarda 7. yüzyıla ait iki örnek de dönemin genel karakterine uygun özellikler gösterir. Ancak 6. yüzyılın son çeyreğinde özellikle Karadeniz kolonilerinde pek çok örnekle temsil edilen şişkin gövdeli lekythoslar Klazomenaili formlardır. Bu formun kökeninin Attika siyah 295

321 firnisli örnekler olduğu da belirtilmelidir. Gerek şişkin gövdeli askoslar gerekse halka askoslar tamamen Klazomenai ye has özelliklere sahiptir. KSF tekniğinde bezenmiş örneklerin de gösterdiği gibi şişkin gövdeli askosların yaratıcısı Klazomenai çömlekçileridir. Aynı form dalgalı çizgi bezekli atölyelerde de üretilmiştir. Yeni bir tip olarak ortaya konan İonia tipinde thymiaterionlar, Samos ve Khios repertuarında da gözlenmiştir. Klazomenai Orientalizan stilinde bezenmiş olan örnekler 7. yüzyıldan itibaren bu formun bu kentte üretildiğini göstermiştir. Ancak 6. yüzyılın son çeyreğine ait örnekler sadece Klazomenai den gelmekte ve bu tip kapların Arkaik Dönem sonuna değin üretildiğini göstermektedir. Kraterlerden 7. yüzyıla ait örneklerde sadece Klazomenai de omuz üzerinde yivlendirme yapıldığı gözlenmiştir. Yapı bakımından da benzeyen bir grup krater için kesinlikle Klazomenai tipi denilebilir. Geç tip kraterler konusundaki kanıtların çoğu bu kentten gelmektedir. Birbiri ile ilişkili çok sayıdaki örnek düz ağız tablalı, alçak boyunlu geniş ağızlı standart bir tip göstermektedir. Bezeme de göz önüne alındığında bu kraterlerin de Klazomenai ye has formlar olduğu söylenebilir. Stamnoid krater olarak adlandırılan form ise ait olduğu dönemde sadece Klazomenai de gözlenmiştir. Diğer merkezlerde de 7. yüzyıl ve 6. yüzyılın ilk yarısında ender olarak rastlanan dinosların form bakımından ayırdedici bir özellik göstermedikleri tespit edilmiştir. Bununla birlikte stamnos olarak adlandırılan vazolar oldukça karakteristik özelliklere sahiptir. Tüm örnekler 6. yüzyılın son çeyreğine ve kısmen 5. yüzyıla aittir. Kısa boyunlu Tip I anonim bir form olup Geometrik Dönemden aktarılarak uzun bir süre yaşamıştır. Ancak yaka boyunlu Tip II, Klazomenai de yoğun olarak karşılaşılan bir vazo formudur. Klazomenai dışında Miletos ta sadece bir örnek ile temsil edilen bu stamnoslar Klazomenai menşeili olmalıdır. Bu vazolar için özel olarak tasarlanmış kapaklar ise yine sadece bu kent ile ilişkili olarak ele geçmektedir. Pyksis olarak ele alınan vazoların tümünün Klazomenai figürlü seramik geleneği ile ilişkili olduğu ortaya konmuştur. Bu nedenle üç farklı pyksis tipi de Klazomenai formlarıdır. Lekanelerde form bakımından anonim özellikler gözlenmiştir. Bu formun gelişim çizgisinin yapılan inceleme sonunda diğer merkezlerde gözlenmiş olan gelişimle aynı olduğu tespit edilmiştir. Tez kapsamında incelenen vazo formlarının büyük bir bölümü Arkaik Dönem öncesinden beri bilinen formlardır. Bununla birlikte bu bezeme türünün sona 296

322 ermesinin ardından da yaşamışlardır. Ancak, karınlı amphora (Tip II), hydria, yonca ağızlı ve üç kulplu oinokhoe, lekythos, thymiaterion, stamnoid krater, yaka boyunlu stamnos (ve kapakları) ve pyksis formları 5. yüzyıl ve sonrasında karşımıza çıkmamaktadır. Bununla birlikte boyunlu amphoralar, yuvarlak ağızlı oinokhoeler, olpeler, askoslar, normal tipteki kraterler, kısa boyunlu stamnoslar ve lekaneler benzer form özellikleri ile hem 5. yüzyılda hem de 4. yüzyılda da üretilmiştir. Klazomenai dalgalı çizgi bezekli seramiğinin bezeme özellikleri: Uygulanan bezeme şeması ve bezeme elemanlarının özel bir stil göstermemesi bu konuda bir ayrım yapılmasını güçleştirmiştir. Ancak U biçimindeki hızlı dalgalı çizginin sadece 6. yüzyılın son çeyreğinde ve kısmen 5. yüzyılda kullanıldığı ve Klazomenai kökenli olduğu teyid edilmiştir 304. Aynı dönemde uygulanan yatay S lere aplike edilmiş palmetlerden oluşan floral bezekler de sadece Klazomenai de karşımıza çıkmıştır. Bu bezek konusunda Fikellura vazolarından muhtemel bir etki olduğu ortaya konmuştur. Bu bezekler Klazomenai lahitleri ile de ilişkilendirilebilir. Genelde bu floral bezekli vazolarda, ayrıca hydrialarda uygulanan firnis bant üzerine beyaz ek boya ile yapılan dalgalı çizgiler de bu atölyenin özellikleri arasındadır. Aynı yöntem lekanelerin ağız tablasında da uygulanmıştır. Bezemenin fazla karmaşık olmamasından ötürü incelediğimiz seramik türü ile ilişkilendirilen sarmaşık yaprakları ile bezenmiş türün Klazomenai de 6. yüzyılın son çeyreğinden itibaren kullanılmakta olduğu ve KSF ile ilişkisi ortaya konmuştur. Yapılan incelemenin ardından aynı dönemde Klazomenai dışındaki pek çok merkezde benzer bir stilin kullanıldığı gözlenmiştir. Dalgalı çizgi bezekli türün oldukça basit bezeme tarzına tezat oluşturan bu ürünlerin figürlü seramiklerin yerini aldıkları düşünülmüş bu nedenle bu çalışma kapsamına alınmamıştır. Etkilendiği stil ve merkezler: Klazomenai dalgalı çizgi bezekli seramiğinin form ve bezeme bakımından bazı figürlü seramik ekollerinden etki aldığı tespit edilmiştir: -Orientalizan stil: 7. yüzyılın son çeyreğine ait yonca ağızlı oinokhoelerden C5, ve 6. yüzyılın ilk yarısına ait amphoralardan A7 form bakımından bu stilde kullanılan bazı formlarla ilişkili görülmektedir. Tokra dan ele geçen (s.55, Fig.25) ve 304 Bu tespit ilk kez C. Tanrıver tarafından ortaya konmuştur: Tanrıver, Dalgalı Çizgili Keramik,

323 Klazomenai kökenli olmasını muhtemel gördüğümüz amphora da GOS amphoralarında görülen form özelliklerine sahiptir. Ayrıca pyksislerden Tip I ve II de Klazomenai Orientalizan stilinde kullanılan formlardandır ve buradan alınarak kullanılmıştır. Orientalizan stilde bezeli örneklerini bildiğimiz İonia tipi thymiaterionlar da arada bağlantı oluşturacak buluntu olmamasına karşın 6. yüzyılın sonlarında dalgalı çizgi bezekli olarak yeniden karşımıza çıkmaktadır. Bezeme bakımından ise 6. yüzyılın ilk yarısı içinde kullanılan yatay S lerin arasına yerleştirilmiş üçgen biçimindeki tomurcuk motifi orientalizan stilde varolan benzerleri nedeni ile bu stil ile ilişkilendirilmiştir. Bununla birlikte, aynı bezemenin 6. yüzyılın son çeyreğinde de uygulanmaya devam ettiği görülmüştür. -Fikellura: 6. yüzyılın son çeyreğine ait amphoraların ağız biçimleri Fikellura amphoraları ile ilişkilidir. Bununla birlikte oinokhoelerden C67 bu stilde bezenmiş örneklerden dolayı Fikellura stilinden alınmış bir formdur. 6. yüzyılın son çeyreğinde karşımıza çıkan yatay S lere eklenmiş palmet motiflerinden oluşan floral bezekler de Geç Fikellura amphoralarında yaygın olarak karşılaşılan bir bezeme biçimidir. Bu durum Klazomenai vazolarında Fikellura etkisi olarak yorumlanmıştır. -Klazomenai Siyah Figür stili: Şişkin gövdeli askoslar bu stilin repertuarından alınmıştır. Amphora ağızlarının içteki oyuntusu da bu stilde bezenmiş amphoralarla ilişkili görülebilir. Beyaz ek boyanın kullanımının da bu stilden alınmış bir teknik uygulama olduğuna şüphe yoktur. 5. yüzyıla ait bazı dinoslarda kullanılmış olan sarmaşık yaprakları ve Klazomenai malzemesinin bezeme bakımından incelendiği bölümde detaylı olarak ele alınan sarmaşık yaprağı ile bezeli diğer vazolar da KSF ile doğrudan ilişkili görünmektedir. -Attika: 6. yüzyılın sonunda popüler olan, incelediğimiz türde bezenmiş lekythoslar 6. yüzyılın başlarında Attika da ortaya çıkan şişkin gövdeli lekythos formundan türediği ortaya konmuştur. Dalgalı çizgi bezekli seramik türünün temel vazo formları olarak yorumlanabilecek hydrialar, kraterler ve oinokhoelerde form ve bezemenin tutucu bir biçimde başka stil veya bölgelerden etki almaksızın uzun bir müddet bu niteliklerini koruyarak devam ettiği tespit edilmiştir. 298

324 Klazomenai dalgalı çizgi bezekli seramiğinin yayılım alanı: Basit bezemelere sahip ve ucuz bu malların yoğun biçimde ithal edilmesi beklenemez. Bununla birlikte Klazomenai ürünlerinin bir bölümü gerek yakın çevresinde gerkse deniz aşırı bölgelerde ele geçmektedir: Smyrna: Gerek Orientalizan Stilde gerekse KSF stilinde bezenmiş Klazomenai vazoları bu kentte yoğun biçimde ele geçmektedir. Bu kentte 6. yüzyılın son çeyreğine tarihlenen tabakalarda ele geçen iki hydria (Smyrna 1-2) ve iki oinokhoe (Smyrna 2-3) Klazomenai örnekleri ile aynı yapıya sahip olmasından dolayı Klazomenai kökenli olarak kabul edilmiştir. Yayınlanmış örneklerin sınırlı sayıda olmasına karşın bu türdeki vazoların Smyrna da çok daha yoğun olması beklenmelidir 305. Miletos: Miletos un bu türde seramik üreten önemli merkezlerden biri olduğu bilinmektedir. Bununla birlikte bu kentte ele geçen bir yaka boyunlu stamnos ve 5. yüzyıla ait şişkin gövdeli bir askos doğrudan Klazomenai repertuarına ait vazolardır. Voigtländer söz konusu askosun yapısını Miletos a uzak görmekte ve ithal olduğunu belirtmektedir. Buna dayanarak en azından bu vazonun Klazomenai den ithal edildiği söylenebilir. Lesbos: Antissa da ele geçen ve muhtemelen stamnoslara ait olan iki parça Klazomenai U tipinde dalgalı çizgilerle bezenmiştir (s.218, Fig.159). W. Lamb ın bu bölgedeki kazıları sırasında çok sayıda Klazomenai tipinde pişmiş toprak lahitin ele geçmiş olması söz konusu stamnos parçalarının Klazomenai kökenli olduğunu desteklemektedir 306. Attika: Attika 7 no lu amphora, 8-9 no lu hydrialar, 1 no lu lekythos, şişkin gövdeli askos ve 1 no lu krater, 6. yüzyılın son çeyreğinde bu bölgeye ithal edilmiş Klazomenai kökenli ürünlerdir. Aynı dönemde Klazomenai de de Attika malzemesinin yoğun olarak ele geçmesi 307 bu ticari ilişkinin karşılıklı olarak sürdüğünü göstermektedir. Karadeniz kolonileri: Karadeniz kolonilerinde incelediğimiz türe ait çok sayıda vazo ele geçmiştir. Bunların tamamı 6. yüzyılın son çeyreğine ait vazolardan oluşur. 305 Türk İngiliz kazıları döneminde ele geçen seramikler arasında bu türde seramiklerin de yoğun olarak yer aldığı konusunda bkz: Paspalas 2006, Lamb , Cook, Clazomenian Sarcophagi, 164, lev Ersoy, Clazomenae, ; Tuna Nörling, Attische Keramik,

325 Büyük bölümü mezar hediyesi olarak ele geçmiştir. Histria da amphora, olpe ve lekythoslar, Apollonia da lekythos ve askoslar, Olbia da amphora, olpe, lekythos, askos, thymiaterion ve stamnoslar, Berezan da lekythoslar, Hermonassa da amphora ve lekythoslar, Gorgippa da amphora, oinokhoe ve krater, Pantikapaion da oinokhoe, Myrmekiya da stamnoslar ele geçen formlardır. Karadeniz kolonilerindeki Klazomenai malzemesi bu ürünlerle sınırlı olmayıp çok sayıda ticari amphora ve geç siyah figür evresine ait çok sayıda vazonun da bu kolonilerde ele geçmekte olduğu belirtilmelidir 308. Mezad Heshavyahu: Filistin de yer alan ve kısa bir zaman içinde kullanılmış olan bu askeri garnizonda Klazomenai kökenli olduğu açıkça görülen bir hydria ele geçmiştir. Sadece ağız-boyun ve kısmen omuz kısmı korunmuş olan bu vazoda gövde bezemesi hakkında bir bilgimiz yoktur. Bununla birlikte söz konusu garnizonun 6. yüzyılın başlarında terkedilmiş olduğuna dair elde edilen veriler bu vazonun 7. yüzyılın sonu 6. yüzyılın başlarına ait olması gerektiğini gösterir. Aynı alanda çok miktarda Klazomenai Orientalizan seramiği de ele geçmiştir 309. Burada ele geçirilen dalgalı çizgi bezekli kraterler Klazomenai örnekleri ile benzer form özelliklerine sahip olmakla birlikte bezeme bakımından Klazomenai de izlemediğimiz özellikler gösterdiğinden Klazomenai kökenli olmalarına şüphe ile bakılmıştır. Tokra: Tokra 1 no lu amphora, 1 no lu hydria ve 1-2 no lu lekythoslar Klazomenai kökenlidir. Tokra da 6. yüzyılın ilk yarısından itibaren Klazomenai malzemesine rastlanmaktadır. Burada ele geçen hydria en geç 530 yılına tarihlenen bir tabakada ele geçtiğinden Klazomenai de izleyemediğimiz bu dönem hakkında bilgi vermesi bakımından önemlidir. Amphoranın da, form bakımından yapılan incelemenin ardından aynı döneme ait olduğu sonucuna varılmıştır. Klazomenai nin ihraç ettiği bu türe ait ürünlerinin genelde kapalı kaplar olduğu görülmektedir. Birkaç krater ve stamnos dışında ağırlıkla amphora, hydria, lekythos ve askoslar ihraç edilmiştir. Bu vazoların içlerindeki sıvı maddelerin taşınmasında kullanılmış olmaları muhtemeldir. Özellikle askos ve lekythosların 308 Karadeniz kolonilerinde ele geçen Kuzey İonia kökenli malzemelerin 6. yüzyılın sonlarındaki artışı konusunda bkz: Tsetskhladze 1998, Buradan ele geçen Orientalizan seramikler ve kalenin kronolojisi hakkındaki görüşler konusunda bkz: Aytaçlar, Klazomenai Orientalizan Seramiği,

326 parfüm ya da yağ kapları olarak kullanılmış olduklarına dair veriler bu iki form için önerimizi doğrular. Yukarıda yapılan inceleme doğrultusunda Klazomenai nin 6. yüzyılın sonundaki ticari alanı konusunda da bazı fikirler öne sürülebilir. Karadeniz kolonilerinin, diğer buluntu türlerinin de desteği ile en önemli ticaret bölgesi olduğu teyid edilmiştir. Bununla birlikte aynı bölgede Güney İonia malzemesinin de azımsanmayacak ölçüde ele geçtiği belirtilmelidir 310. Attika da azımsanmayacak sayıda buluntunun ele geçmesi de bu ilişkinin karşılıklı olarak sürdüğüne işaret eder. Orientalizan stilde bezenmiş vazoların da gösterdiği gibi Tokra Klazomenai malzemesinin ele geçtiği önemli deniz aşırı alanlardandır. Bununla birlikte, 6. yüzyılın üçüncü çeyreğine ait olması muhtemel Klazomenai dalgalı çizgi bezekli malzemesini izleyebilirken KSF stilinin eksikliği dikkat çekicidir. Bunun tersi bir durum ise Mısır için söylenebilir. Özellikle Naukratis ve Tell Defenneh te Klazomenai orientalizan ve erken KSF stiline ait çok sayıda vazo ele geçmişken bu türde malzeme gözlenmemektedir 311. Bu konuda malzemenin bütünü ile yayınlanmamış olması bir etken olabilir. Bir başka önemli tespit ise Rhodos ta da bu türde Klazomenai kökenli malzemenin tespit edilememiş olmasıdır. Klazomenai dalgalı çizgi bezekli seramiğinin sürekliliği: 7. yüzyılın son çeyreğinden 6. yüzyılın ortasına değin bu seramik türü Klazomenai de izlenebilmektedir. Erken safha olarak da adlandırılabilecek olan bu dönemde malzemenin sayı ve vazo formu bakımından, 6. yüzyılın son çeyreğine nazaran daha sınırlı olduğu görülmüştür. 6. yüzyılın son çeyreğine ait malzemenin büyük bölümü su kuyularından gelmektedir. Bu dönemde yerleşme alanının da oldukça genişlediği, hatta bu kısa dönem içinde MGT sektöründe birden fazla yapı katının tespit edildiği belirtilmelidir. Bu nedenle erken safhada malzemenin sayı ve çeşit bakımından az oluşu kentin yayılımı ile ilişkilendirilebilir. İki Arkaik kuyu içerisinden ele geçirilen 310 R. Posamentir Berezan malzemesi üzerinde yapmış olduğu incelemede, bu kolonide ele geçen İonia malzemesinde 7. yüzyılda Güney İonia nın 6. yüzyılda Kuzey İonia nın yoğunluk gösterdiği sonucuna varmıştır: Posamentir 2006, Naukratis ten ele geçen Kuzey İonia kökenli seramikler için bkz: Schlotzhauer-Villing 2006, Naukratis ten ele geçen dalgalı çizgi bezekli bir parça Klazomenai ile ilişkili görünmektedir. Bkz: s.294. Ayrıca yerel üretim olduğu düşünülen bir oinokhoe için bkz: Schlotzhauer-Villing 2006, 62, fig

327 tüme yakın vazoların sayı bakımından burada ele alınan tüm vazoların nerede ise yarısına eşit olması da bunda bir etkendir. 6. yüzyılın üçüncü çeyreğinde anakaradaki kentin tüm alanlarında gözlenen boşluk bu seramik türünü bu dönem için tanıma imkanı vermemiştir. 6. yüzyılın son çeyreğinde bu türün form çeşitliliği, bezemenin oldukça karakteristik özelliği ile ulaştığı son noktanın öncesinde nasıl olduğu belirlenememektedir. Bununla birlikte Atina dan ve Tokra dan ele geçen amphoralar (bkz. Tablo 2), yine Tokra dan ele geçen bir hydria (bkz.tablo 3) bu period içine yerleştirilmiştir. Bu kanıtların oldukça yetersiz olduğu açıktır. Ancak şimdilik, bir patlama olarak nitelenebilecek son safhayı hazırlayan dönem karanlık olarak kalacaktır. Söz konusu bu boşluk, Perslerin Batı Anadolu ya ulaşmaları ile yaşanan siyasi değişimler nedeni ile başka merkezlerde de net olarak izlenemez. 6. yüzyılın son çeyreği, yani Klazomenaililer in yeniden eski kentlerine döndükleri dönemde dalgalı çizgi bezekli seramikte büyük bir yoğunluk gözlenmektedir. Bununla birlikte başka merkezlerde tam tersi bir durum izlenir. Samos ta bu dönemde oldukça sınırlı sayıda vazo tespit edilmiştir. Miletos, Samos a nazaran daha fazla veriye sahiptir. Bununla birlikte Miletos un bu dönemdeki verilerinden hareketle dalgalı çizgi ve türevlerinin kullanımının oldukça sınırlı olduğu görülür. Geç Fikellura stilinde bezenmiş vazolardaki dejenerasyon, bu stildeki kalitenin ve muhtemelen ekonomik değerin basit bezemeli dalgalı çizgi bezekli türe yaklaştığını düşündürür. Bununla birlikte KSF için de benzer bir durumun olduğu hatırlanırsa, Klazomenai de dalgalı çizgi bezekli seramik atölyelerinin popülaritelerini koruduğu hatta yükselttiği anlaşılır. Samos Heraionu ndaki kuyu ve bothros buluntuları dışarıda tutulur ise bu kutsal alandan elde edilen verilerin büyük bölümü yok edilmiş olur. Aynı durum Klazomenai de 6. yüzyılın son çeyreği için söz konusudur. Kuyu buluntularının bütün içindeki fazlalığının bizi bu konuda yanıltması mümkündür. Bununla birlikte bu dönemde bu seramik türünün kentteki tüm alanlardaki yoğunluğu ve özellikle Karadeniz kolonilerinde ele geçen örneklerin fazlalığı da inkar edilemez. Argilos ta ele geçen vazolarda yoğun biçimde Klazomenai etkisinin gözlenmesi, Klazomenai de olgunluğa ulaşmış bu türün taklitlerinin de yapılmakta olduğunu kanıtlar. Bu durum başka seramik türlerinde de gözlenmekte ve şüphesiz 302

328 Klazomenai nin ticari atılımı ile ilişkili görünmektedir. HBP ve Akropolis sektörlerinde açığa çıkarılan zeytinyağı işlikleri bu ürünün bu dönemde önemli bir ticari madde olduğuna işaret eder. Bununla birlikte HBT sektöründe açığa çıkarılan kent surunun hemen dışında başlayan ve Akropolis sektörüne değin uzanan muhtemel bir işlikler alanı nın bu türden üretimlerin yoğun bir biçimde yapılmakta olduğuna kanıt oluşturmaktadır. Pişmiş toprak Klazomenai lahitlerinin de bu dönemde geniş bir alana yayıldığı bilinmektedir. Üretimi ve taşınması oldukça zahmetli olan bu ürünlerin dahi uzak mesafelerde ele geçiyor olması bu ticari yükselişin boyutlarını gösterir. Klazomenai dalgalı çizgi bezekli seramiğinin sona erişi: Karantina Adası nda açılan sondajda bu türe ait bazı parçaların ele geçmiş olması bu konudaki en önemli kanıtı teşkil eder. Bununla birlikte söz konusu sondajdan elde edilen veriler 5. yüzyıl için bölümleme yapmamıza imkan tanımamaktadır. Ele geçen vazoların oldukça küçük parçalar halinde korunmuş olmaları, form bakımından karşılaştırma yapmamıza da olanak vermez. Bu örneklerde izlenen bezeme 6. yüzyılın son çeyreğine tarihlenen örneklerle aynıdır. Form bakımından da, amphoralar dışındaki diğer formlarda herhangi bir farklılık tespit edilememiştir. Aynı sondajda ele geçen buluntular arasında sarmaşık yaprakları ile bezenmiş vazolara da rastlanmıştır. Genelde dinoslardan oluşan bu vazoların ortaya çıkışları konusunda da net bir bilgi elde edilememiştir. İki türün de çağdaş olarak yaşayıp yaşamadığı kesin olarak söylenemez. Bununla birlikte 6. yüzyılın son çeyreğine ait bazı vazolarda sarmaşık yapraklarından oluşan bezemelerin uygulanmış olması beraber yaşadıklarına işaret etmektedir. 5. yüzyıl için başka merkezlerden elde edilen veriler de oldukça sınırlıdır. Miletos ta Buleterion un batısındaki bir sondajdan gelen seramikler genelde stilistik inceleme ile tarihlenebilmektedir 312. Atina dan elde edilen veriler, Klazomenai ile doğrudan ilişkili malzeme içermemesi nedeni ile yardım sağlamaz. Olynthos ta bu tür seramiklere Pers tahrip tabakalarının ardından rastlanmamaktadır. Dalgalı çizgi bezekli seramiklerin ortaya çıkışı konusunda olduğu gibi sona erişi konusunda da kesin bir tarih belirlemek mümkün olamamıştır. İncelemekte olduğumuz bu seramik türünün figürlü seramik ekolleri gibi standart 312 Voigtländer 1982,

329 kuralları yoktur. Bu çalışmada bezeme elemanlarının bir marka ya da bir işaret olarak algılanmasının bu türü bütünleştirici olarak görüldüğü vurgulanmıştır. Bu nedenle bizim için bu türün sona erişine dair en önemli kanıt, dalgalı çizgi ve benzeri bezeklerin kullanımının sona erişidir. Sonuç olarak, söz konusu atölyelerin 5. yüzyılın bir bölümünde daha dalgalı çizgileri kullanarak üretime devam ettiği söylenebilir. Bu bezeklerin kullanımının sona ermesi, bu türde üretim yapan atölyelerin üretimlerinin de sona erdiğine kanıt oluşturamaz. Muhtemelen, gerek 5. yüzyılda gerekse 4. yüzyılda sadece bantlardan oluşan bir bezeme uygulayarak üretimlerine devam etmişlerdir. Ancak bu örnekler, Arkaik Dönem seramik geleneğinin içerisinden çıkan dalgalı çizgi bezekli seramiklerin karakterini kesinlikle taşımamaktadır. Söz konusu Arkaik ruhun 5. yüzyıl içerisinde uzun bir süre yaşadığı kabul edilemez. Bu nedenle bu türün muhtemelen on ya da yirmi yıl daha sürdüğü söylenebilir. Diğer dalgalı çizgi bezekli seramik üretim merkezleri ve yayılım alanı: Attika: Bu çalışmada temel hedef olmamasına karşın bu tür seramik üreten diğer merkezlerle ilgili bazı sonuçlara da ulaşılmıştır. Attika da 8. yüzyılın sonlarında ve 7. yüzyılın ilk yarısında bu tür bezemelere sahip bazı vazolar gözlenmiştir. 7. yüzyılın diğer yarısında daha zayıf olarak izlenmesine karşın, E. Brann tarafından band style olarak adlandırılan bu vazoların Attika daki üretimi sürekli olmuş olmalıdır. 6. yüzyıl boyunca bu tür bant bezemeli vazolar yaygın olarak karşımıza çıkar. Ancak dalgalı çizgi veya türevi basit bezeklerin sağladığı takip imkanı bu bölgede noksandır. 5. yüzyıldan Hellenistik Dönem içlerine değin bantlarla, basit floral bezeklerle ve son anılan dönemde popüler olan dalgalı çizgilerle bezemeler yapılmıştır 313. Dalgalı çizgilerin Hellenistik dönem içinde yeniden yaygınlaşması, bu bezeğin niteliği konusundaki fikirleri pekiştirir. Atina da 6. yüzyılın sonlarında bu tür seramiklerin ithal örneklerine bol miktarda rastlanması da dönemin ticari akış yönü göz önüne alındığında şaşırtıcı gelmemektedir. Kykladlar: Delos/Rheneia dan gelen ve burada yer verilmiş olan Geç Geometrik bazı vazolar, dalgalı çizgi bezeklerini geniş alanlarda yaygın olarak kullanmış olmaları nedeni ile dikkat çekmiştir. 7. yüzyılda oldukça seyrek olarak bu tarzda 313 Agora XXXIII, kat.no , , , 214,

330 bezemeye sahip vazonun ele geçmiş olması bu atölyelerin Kyklad Orientalizan Stiline ağırlık verdiğini düşündürür 314. Nitekim söz konusu Geç Geometrik vazolar üzerinde sonradan Orientalizan stilde karşımıza çıkan bazı bezeme elemanları gözlenmektedir. Samos: Samos un bu seramik türüne katkısı oldukça fazladır. Gerek buluntuların sayısı ve korunma durumları, gerekse büyük bölümünün yayınlanmış ve dikkatli biçimde sınıflanmış olması bu adada bu türde üretimin yapıldığını göstermektedir. Burada yer verilen Samos buluntularının tümü yayınlarda yerel üretim olarak sınıflanmıştır. Form ve bezeme bakımından da büyük bir birlik gösterdiklerinden yerel üretim olmaları konusunda bir şüphe duyulamaz. Buluntuların neredeyse tamamının Heraion dan gelmesi, bu vazoların sunularla ilişkili olduğuna işaret eder. Üzerinde Ε, Η, veya ΗΡΗ dipintoları yer alan birçok vazo ele geçmekte ve doğrudan sunu vazoları olarak üretilmiş olduklarını göstermektedir 315. Muhtemelen kutsal alan için hizmet veren bu atölye veya atölyelerin ürünlerini tespit etmek için bu monogramlar eşsiz birer kanıt oluşturmaktadır. 560 yılında tyran Polykrates in kenti ele geçirmesinin ardından Heraion un gözden düştüğü anlaşılmaktadır yüzyılın ortalarına değin zengin buluntuların elde edildiği bu alandan bu tarihten sonra büyük bir gerileme gözlenir. Kutsal alan için seramik üreten atölyelerin de üretiminin zayıfladığı söylenebilir. Samos Heraionu ndan elde edilen bulguların bu seramik türünün ortaya çıkışı ve kökeni konusundaki fikirlerde ilk referans noktası olduğundan bahsedilmişti. 8. yüzyılın sonlarına tarihlenen bazı kuyu buluntuları bu seramik türünün söz konusu tarihlerde başlamış olduğunu düşündürmüştür. Samos un 7. yüzyılın ilk yarısına ait vazolarında form ve bezeme bakımından bir birlik gözlenmemesi, Geç Geometrik vazolarla doğrudan ilişkili olmaları bu fikri çürütmektedir. 7. yüzyılın ortalarında ortaya çıkan yüksek gövdeli, geniş omuzlu hydrialar karın bölümlerinde yer alan dalgalı çizgilerle standart bir özelliğe sahiptir. Bu vazoların omuzları üzerinde yer alan konsantrik daireler ise Geometrik bazı kalıntılardan ibarettir. H. Walter tarafından göreceli olarak 7. yüzyılın üçüncü çeyreğine tarihlenen bu vazoların 314 Coldstream de bu bezemelere sahip hydriaların Orientalizan stilde de yaşadığını belirtmektedir: Coldstream, Geometric Pottery, Bu tür vazolar için bkz: Samos III, Bu tür seramiklerin kronolojisi konusunda bkz: Samos III, 71-80; Samos IV,

331 dalgalı çizgi bezekli seramiğin en erken örnekleri olarak kabul edilmesi gerekir. Önerilen tarihi eleştirecek veya değiştirecek bir veriye sahip olmadığımızdan bu tarihi, bu seramik türünün ortaya çıkış tarihi olarak kabul etmeliyiz. Orientalizan stile geçişin yaşandığı bu tarihlerde bu bezeme türünün de gözlenmesi, Geç Geometrik geleneğin ikiye ayrılması konusundaki görüşe de destek olmaktadır. Bu seramik türünün kökeninin İonia olduğu konusunda yaygın bir görüş hakimdir. Bu çalışmada da bu görüşün doğruluğu teyid edilmiştir. Ancak İonia da 7. yüzyılın birçok kentte hala iyi araştırılamamış olması bu konuda kimin öncü olduğu konusunu şüphede bırakır. Şimdilik en erken veriler Samos tan gelmektedir. Bununla birlikte Klazomenai de de Samos ile paralel buluntuların ele geçmesi eşzamanlı bir üretime işaret eder. Benzer durum şüphesiz Miletos için de geçerlidir. Miletos: Miletos ta Arkaik Döneme ait veriler oldukça sınırlı alanlarda araştırılmıştır. Bu çalışmada, yayınlanmış az sayıdaki örnekten yola çıkarak Miletos un bu tür seramik üretimindeki yerini tespit etmek oldukça güç olmuştur. Miletos un orientalizan stilde üretim yapan oldukça güçlü bir merkez olması, bu seramik türünde de güçlü bir üretim merkezi olmasına kanıttır. Amphora ve hydrialarda Miletos un tüm örneklerden ayrılan bir tarzının olması bunu destekler. Arkaik Dönemin sonlarına ait bazı buluntular bu üretimin sürekliliğini de göstermektedir. Khios: Khios un dalgalı çizgi bezekli seramikleri, bu adanın kendine has hamur ve astar özelliklerinden dolayı kolaylıkla ayıredilebilmektedir. Yapısal özelliklerinin yanı sıra form ve bezeme bakımından da Khios vazoları tüm örneklerden ayrılır. 7. yüzyıl boyunca geometrik bezeklerin yoğun biçimde kullanıldığı görülür. Amphora, hydria ve oinokhoeler bu atölyeye has form özelliklerine sahiptir. Smyrna: Smyrna da ele geçen 6. yüzyılın son çeyreğine ait vazolar tamamen Klazomenai örnekleri ile paraleldir ve muhtemelen Klazomenai kökenlidir. Aynı döneme ait siyah figürlü vazolarda da bu ilişki gözlenmektedir. Bu nedenle Smyrna nın bu türde seramik ürettiği öne sürülemez. Larissa: Boehlau nun bitkisel bezemeli grubu içinde dalgalı çizgi bezekli vazolar da yer almaktadır. M. Kerschner in kil analizlerine dayanarak floral bezekli bu vazoların bu kentte üretilmiş olduğu önerisi stil bakımından da destek bulmaktadır. 306

332 Floral bezekli vazolar bu kentte üretilmiş ise dalgalı çizgi bezekli vazoların da burada üretilmiş olduğunu kabul etmemiz gerekir. Rhodos: Rhodos ta oldukça çok sayıda buluntu elde edilmesine karşın bu adada üretim yapıldığına dair kanıt yoktur. Bununla birlikte 6. yüzyıl boyunca izlenebilen amphoraların form ve bezeme bakımından gösterdiği ortak özellikler bir tek atölyeye işaret eder. Benzer durum 6. yüzyılın sonunda stamnoslarda ve 5. yüzyıl boyunca amphoralarda da devam eder. Tüm bu sayılan vazo formlarına dayanarak bu bölgede de yerel bir üretimin varlığı öne sürülebilir. Lydia: Sardis te ele geçen bazı örnekler form bakımından farklı olmakla birlikte bezeme olarak İonia dalgalı çizgi bezekli türleri taklit etmektedir. Bu bir dayanak olarak kabul edilirse Lydia da bu türde bir üretimin varlığından söz edilmelidir. Lykia: Lykia kentlerinden Xanthos ta, burada da yer verilen çok sayıda vozo bu tür ile ilişkilidir. Buradan ele geçen hydrialarda bölgesel olabilecek farklılıklar gözlenir. Boyun üzerindeki çift dalgalı çizgi, dik boyun, hafif yuvarlatılmış ince ağız kenarı, Miletos un amphora formunun özelliklerini hatırlatır. Bununla birlikte bu vazolar Miletos ile doğrudan ilişkilendirilemez. Perge ve Limyra da da İonia ile ilişkili bantlı seramikler ele geçmekle birlikte bu bölgeye İonia dan ulaşmış olan başka türdeki malzemeler bu durumu şaşırtıcı kılmaz. Lykia da yerel üretim olduğundan bahsedebilmek şimdiki bilgilerimiz ile mümkün değildir. Kilikia/Levant/Kıbrıs: Tarsus/Gözlükule, Mersin/Yumuktepe, Kelenderis, Kinet Höyük malzemeleri, Kilikia da bu tür seramiklerin yaygınlığına işaret etmiştir. Kinet Höyük te ele geçen buluntuların özellikle form bakımından İonia örneklerinden oldukça farklı olması, bu örneklerin kökeninin Kilikia olduğuna bir kanıt olmalıdır. Bununla birlikte Hanfmann ın sadece kil, firnis ve astar gibi, aynı vazo üzerinde bile değişken olabilen kriterlere dayalı sınıflama ve lokalizasyonu oldukça temkinli davranmayı gerektirir. Bizim çalışmamızda tüm örneklerin Samos kökenlilerle benzerliği ortaya konmuştur. Hanfmann ın da tespitleri bu yöndedir. Bununla birlikte tüm grubun üç ayrı atölyede üretilmiş olduğunu öne sürmektedir. Mersin de ele geçen örnekleri de dahil ettiği bu gruplardan birinin Kilikia da üretim yapan yerel bir atölyenin ürünlerinden saymıştır. Kinet Höyük örneklerinden dolayı muhtemel görünmekle birlikte, söz konusu muhtemel atölyenin ürünlerinin kesin olarak tespit edilmesi mümkün değildir. Doğu Akdeniz kıyılarında da bu tür seramiğe bol 307

333 miktarda rastlanmış olması dikkat çeker. Al Mina da ele geçen örneklerin bir bölümü üzerinde gerçekleştirilen kil analizleri yerel özelliklere işaret eden sonuçlar ortaya koymuştur. Form ve bezeme bakımından da sadece bu bölgeye has görünen bir grup vardır. Kıbrıs ın kendine has seramiği içinde de sadece bant ve dalgalı çizgi bezekli örneklere rastlanmaktadır. Bu örnekler hem form bakımından diğer Kıbrıs vazoları ile doğrudan ilişkilidir hem de bezemenin uygulama biçimi ile kendine has özellikler gösterir. Khalkidiki: Khalkidiki yarımadasında yer alan birçok kentte özellikle 6. yüzyılda bu türe ait pek çok örnek ele geçmiştir. Samothrake, Thasos gibi bu bölge ile doğrudan ilişkili adalar da bu gruba dahil edilebilir. Thasos ta 6. yüzyılın sonlarında bu türden seramikler üreten bir fırın tespit edilmiştir 317. Olynthos tan ele geçen birçok vazo form bakımından İonia örneklerinin kaba kopyalarıdır. Bezemenin de kaba ve İonia da alışılmamış yapısı hemen göze çarpar. G. Mylonas ın gözlemleri kilin yerli olduğu yönündedir. Argilos tan da çok sayıda benzer türde vazo ele geçmiştir. Bu örneklerde de benzer özellikle göze çarpar. Bu kentteki kazılarda ortaya çıkarılan hydriaların ise bizim için önemi daha büyüktür. Söz konusu vazoların üzerinde Klazomenai U tipinde dalgalı çizgilerin yer alması ve beyaz ek boya kullanımı dikkat çekmektedir. M. Perron Argilos taki bu türü tartışırken göçmen çömlekçiler üzerinde de durmaktadır 318. Öte yandan biz, bu konudaki verilerin böyle bir öneride bulunmak için henüz yeterli olmadığını düşünmekteyiz. Klazomenai ile ilişkili gördüğümüz hydriaların tamamı 6. yüzyılın sonları ve 5. yüzyılın başlarına tarihlenen tabakalardan ele geçmiştir. burada incelenmiş olan Klazomenai buluntusu hydrialar da 6. yüzyılın son çeyreği ile 5. yüzyılın ilk onluğuna tarihlenir. Buna göre; Argilos ta ele geçen vazolar ile Klazomenai vazoları çağdaştır. Smyrna da ele geçen örneklerin de Klazomenai kökenli olmaları muhtemeldir. Larissa da ele geçen buluntular ise burada söz konusu türe ait yoğun bir üretimin yapıldığına işaret etmez. Dolayısı ile Klazomenai ve yakın çevresinde bu türde üretim yapabilecek başka bir merkez öne çıkmaz. Klazomenai de bu denli zengin bir üretimin varlığı kanıtlanmışken, kentteki yerleşimin genişliği de göz önüne alındığında, 317 Blondé et al. 1992, Perron, Argilos, yüzyılın ikinci çeyreğinde üretim yapan Akropolis Güney Yamacı sektöründeki fırın ile ilişkili siyah firnisli ürünler ile Sardis kökenli vazolar arasındaki şaşırtıcı benzerlik için Y. Ersoy göçmen zanaatkar önerisinde bulunmaktadır: Ersoy 2003,

334 Klazomenaililer in bu dönemde göç etmelerini gerektirecek bir siyasi durumun bulunmadığı söylenebilir. Buna göre Argilos buluntuları göçmen sanatçılara değil, dalgalı çizgi bezekli seramik konusunda dönemin en gözde ürünlerini veren Klazomenai i taklit eden yerel bir atölyeye işaret etmektedir. Karadeniz kolonileri: Karadeniz kıyılarındaki kolonizasyon sürecinin her safhasında bu tür seramiğin bölgeye ulaştığına dair kanıtlar mevcuttur. 6. yüzyılın son çeyreğine ait örneklerin neredeyse tamamı ise Klazomenai kökenlidir. G.M.A. Hanfmann, Nymphaion da açığa çıkarılan seramik işliğinde ele geçirilen bazı amphoralara dayanarak bu bölgede yerel bir üretimin varlığını öne sürer 319. Söz konusu malzemenin İonia seramiği ile olan ilişkisi açıkça görülmektedir. N. Aytaçlar tarafından bu vazolar GOS serileri içinde değerlendirilmiş ve Karadeniz kolonilerinin yerel üretimleri olmaları güçlü bir olasılık olarak belirlenmiştir 320. Dalgalı çizgi bezekli seramik üreten bir başka atölye ise Histria da tespit edilmiştir 321. Burada yer verilen Histria krateri nitelik bakımından bu örneklerin İonia dan uzak olduğunu gösterir. Kuzey Afrika ve Batı Akdeniz: Dalgalı çizgi bezekli seramiklerin yayılım alanı içerisinde yer alan Mısır da Naukratis ve Tell Defenneh, Libya da Tokra/Teukheira birçok ithal ürünleri barındırmaktadır. Tell Defenneh te ele geçen dalgalı çizgi bezekli hydria -ki F. Petrie aynı alanda bu türden çok sayıda vazo parçasının ele geçtiğinden bahsetmektedir- bu çalışmada doğrudan Miletos ile ilişkili tutulmuştur. Naukratis ten ele geçen ve R.M. Cook tarfından KSF ile ilişkili tutulan bir vazo parçası, en az üç sıra U biçiminde hızlı dalgalı çizigi ile bezenmiştir (Fig.217) 322. Cook bu bezemeyi balık pulu olarak değerlendirmiş olsa da Klazomenai buluntuları arasında birbirine oldukça yakın yerleştirilmiş çoklu dalgalı çizgilerin varlığı gözlenmiştir. Bu vazo parçasını Klazomenai ile ilişkili tutmak ve 6. yüzyılın sonlarına tarihlemek mümkündür. Tokra da ele geçen oldukça çeşitliliğe sahip malzemeler arasında dalgalı çizgi bezekli türe ait olanlar da yer alır. Bu örnekler genelde 6. yüzyılın ortaları ve üçüncü çeyreğine aittir. Tanınabilir olan örneklerin Klazomenai ile ilişkili olduğu yukarıda belirtilmiştir. Güney İtalya/Sicilya da ve 319 Söz konusu seramik fırını ve ele geçen buluntular için bkz: Khudiak 1952, , res.13,14, Aytaçlar, Klazomenai Orientalizan Seramiği, 190, kat.no.e , lev Alexandrescu 1972, R. Pozamentir Berezan daki malzeme arasında da yerel üretim olan örneklerden bahseder Posamentir 2006, Cook 1952, 143, dipnot102-b; CVA British Museum VIII, 25, lev

335 İspanya-Güney Fransa kıyılarında ele geçen örneklerin neredeyse tamamı yerel üretimdir. Fig

KAYNAKÇA ve KISALTMALAR 1993. E.Akurgal, Hatti ve Hitit Uygarlıkları, İstanbul, 1995. E. Akurgal, Anadolu Uygarlıkları, Ankara, 1995.

KAYNAKÇA ve KISALTMALAR 1993. E.Akurgal, Hatti ve Hitit Uygarlıkları, İstanbul, 1995. E. Akurgal, Anadolu Uygarlıkları, Ankara, 1995. KAYNAKÇA ve KISALTMALAR Akurgal 2000 E. Akurgal, Ege ve Batı Uygarlığı nın Doğduğu Yer, Doğu Hellen Kültür Tarihi, İstanbul, 2000. Akurgal 1993 E. Akurgal, Eski İzmir Yerleşme Katları ve Athena Tapınağı

Detaylı

KLA 109 ARKAİK ÖNCESİ EGE ARKEOLOJİSİ. 11. Hafta. Submiken Protogeometrik Dönem

KLA 109 ARKAİK ÖNCESİ EGE ARKEOLOJİSİ. 11. Hafta. Submiken Protogeometrik Dönem KLA 109 ARKAİK ÖNCESİ EGE ARKEOLOJİSİ 11. Hafta Doç. Dr. Serdar Hakan ÖZTANER Submiken Protogeometrik Dönem Kaynakça: W.Kraiker - K.Kübler, Die Nekropolen des 12.bis 10.Jh. 1939. A.M. Mansel, Ege ve Yunan

Detaylı

Urla / Klazomenai Kazıları

Urla / Klazomenai Kazıları Urla / Klazomenai Kazıları Oniki İon kenti arasında anılan Klazomenai, Urla-Çeşme yarımadasının kuzey kıyısında, İzmir Körfezi'nin ortalarında yer almaktadır. Klazomenai arazisinin (khora) doğuda Smyrna

Detaylı

The Byzantine-Era Daily Use Pottery Found in the Thermal Spring in Allianoi

The Byzantine-Era Daily Use Pottery Found in the Thermal Spring in Allianoi ALLIANOI ANTİK ILICASI NDA ÜRETİLEN ERKEN BİZANS DÖNEMİ GÜNLÜK KULLANIM KAPLARI* **Hande YEŞİLOVA Öz Allianoi antik ılıcası içersinde, Geç Roma Erken Bizans Dönemi yerleşiminde bulunan, seramik fırınlarında

Detaylı

TEOS ANTİK KENTİ DOĞU YUNAN KASELERİ

TEOS ANTİK KENTİ DOĞU YUNAN KASELERİ T.C. DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ARKEOLOJİ ANABİLİM DALI KLASİK ARKEOLOJİ PROGRAMI YÜKSEK LİSANS TEZİ TEOS ANTİK KENTİ DOĞU YUNAN KASELERİ Seval KONAK Danışman Prof. Dr. Remzi YAĞCI

Detaylı

DASKYLEİON DA DOĞU YUNAN VE DOĞU YUNAN ETKİLİ SERAMİK İTHALATI

DASKYLEİON DA DOĞU YUNAN VE DOĞU YUNAN ETKİLİ SERAMİK İTHALATI Mustafa Kemal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Mustafa Kemal University Journal of Social Sciences Institute Yıl/Year: 2011 Cilt/Volume: 8 Sayı/Issue: 15, s. 85-100 DASKYLEİON DA DOĞU YUNAN

Detaylı

HADRIANOUPOLIS SURLARI KURTARMA KAZISINDA BULUNAN ROMA VE BİZANS DÖNEMİ KANDİLLERİ

HADRIANOUPOLIS SURLARI KURTARMA KAZISINDA BULUNAN ROMA VE BİZANS DÖNEMİ KANDİLLERİ T.C. DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KLASİK ARKEOLOJİ ANABİLİM DALI ARKEOLOJİ PROGRAMI YÜKSEK LİSANS TEZİ HADRIANOUPOLIS SURLARI KURTARMA KAZISINDA BULUNAN ROMA VE BİZANS DÖNEMİ KANDİLLERİ

Detaylı

II. ULUSLARARASI IONIA KONFERANSI 30 MAYIS-1 HAZIRAN 2011, İZMİR

II. ULUSLARARASI IONIA KONFERANSI 30 MAYIS-1 HAZIRAN 2011, İZMİR Tarih Okulu The History School Mayıs - Ağustos 2011 May-August 2011 Sayı X, 245-250. Number X, 245-250. II. ULUSLARARASI IONIA KONFERANSI 30 MAYIS-1 HAZIRAN 2011, İZMİR Ergün LAFLI Özet Bu kısa haber niteliğindeki

Detaylı

BİLECİK ŞEYH EDEBALİ ÜNİVERSİTESİ FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ

BİLECİK ŞEYH EDEBALİ ÜNİVERSİTESİ FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ Malzeme Çalışması : Çanak Çömlek Öğretim Üyesi: Yrd. Doç. Dr. Murat Türkteki Ders Planı ve Okuma Listesi I.Ders Bu dersin amacı arkeolojide prehistorik dönemler süresince karşılaştırmalı tarihlemenin oluşturulmasında

Detaylı

Doç. Dr. Serdar AYBEK

Doç. Dr. Serdar AYBEK Doç. Dr. Serdar AYBEK ÖĞRENİM DURUMU Derece Üniversite Bölüm / Program Lisans Trakya Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji ve Sanat Tarihi 996 Y. Lisans Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimleri Enstitüsü,

Detaylı

HASSUNA YERLEŞİMİNİN KONUMU

HASSUNA YERLEŞİMİNİN KONUMU VI. BÖLÜM HASSUNA YERLEŞİMİNİN KONUMU HASSUNA KENTİNİN STRATİGRAFİSİ Hassuna, Halaf ve Ubeyd Kültürüne geçiş için de önemli Bir merkezdir VI. Seviyeden İtibaren Halaf ve Ubeyd Seramikleri de mevcut. (VI-XV)

Detaylı

Figür 1. Euromos Ion Kymationu. Figür 6-7. Klazomenai lahitlerinde Ion kymationu. Figür 8. Klazomenai lahtinde Ion kymationu

Figür 1. Euromos Ion Kymationu. Figür 6-7. Klazomenai lahitlerinde Ion kymationu. Figür 8. Klazomenai lahtinde Ion kymationu 762 LEVHA 90 Figür 1. Euromos Ion Kymationu Figür 2. Koranza çift çerçeveli Ion kymationu Figür 4. Kebren Ion kymationu Figür 3. Koranza Ion kymationu Figür 5. Klazomenai lahtinde Ion kymationu Figür 6-7.

Detaylı

Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi Van Tilkitepe (Vitrini)

Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi Van Tilkitepe (Vitrini) VIII. BÖLÜM Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi Van Tilkitepe (Vitrini) Van Gölü Havzası'nda Halaf çanak çömleği buluntularının elde edildiği en kuzey nokta, yine önemli bir obsidiyen hammadde kaynağı

Detaylı

URLA SÖĞÜT KUTSAL ALANI SERAMİK BULUNTULARININ DEĞERLENDİRİLMESİ. Aygün Ekin MERİÇ, Ali Kazım ÖZ ve Ahmet UHRİ

URLA SÖĞÜT KUTSAL ALANI SERAMİK BULUNTULARININ DEĞERLENDİRİLMESİ. Aygün Ekin MERİÇ, Ali Kazım ÖZ ve Ahmet UHRİ Dokuz Eylül Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi Cilt: 1 Sayı: 1 2012 URLA SÖĞÜT KUTSAL ALANI SERAMİK BULUNTULARININ DEĞERLENDİRİLMESİ ÖZET Aygün Ekin MERİÇ, Ali Kazım ÖZ ve Ahmet UHRİ İzmir, Urla nın

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. Telefon : 03862804582 : kmatsumura@ahievran.edu.tr. 2. Doğum Tarihi : 16.02.1959. 3. Unvanı : Yrd. Doç. Dr.

ÖZGEÇMİŞ. Telefon : 03862804582 : kmatsumura@ahievran.edu.tr. 2. Doğum Tarihi : 16.02.1959. 3. Unvanı : Yrd. Doç. Dr. ÖZGEÇMİŞ 1. Adı Soyadı : Kimiyoshi Matsumura İletişim Bilgileri : Ahi Evran Üniversitesi, Bağbaşı Kampüsü, FenEdebiyat Fakültesi, Arkeoloji Bölümü, N. Adres 174, Bağbaşı Mah. Kırşehir 40100. Telefon :

Detaylı

Yrd.Doç.Dr. MURAT ÇEKİLMEZ

Yrd.Doç.Dr. MURAT ÇEKİLMEZ Yrd.Doç.Dr. MURAT ÇEKİLMEZ Arkeoloji Bölümü Klasik Eğitim Bilgileri Arkeoloji Bölümü 2001-2005 Lisans Adnan Menderes Üniversitesi Arkeoloji Pr. 2005-2008 Yüksek Lisans Adnan Menderes ÜniversitesiSosyal

Detaylı

ESKİ SMYRNA (BAYRAKLI) EĞRİSEL PLANLI YAPILARI * CURVILINEAR BUILDINGS OF OLD SMYRNA (BAYRAKLI) Bora ERTÜZÜN ** Duygu AKAR TANRIVER ***

ESKİ SMYRNA (BAYRAKLI) EĞRİSEL PLANLI YAPILARI * CURVILINEAR BUILDINGS OF OLD SMYRNA (BAYRAKLI) Bora ERTÜZÜN ** Duygu AKAR TANRIVER *** Cilt: 10 Sayı: 52 Volume: 10 Issue: 52 Ekim 2017 October 2017 www.sosyalarastirmalar.com Issn: 1307-9581 Doi Number: http://dx.doi.org/10.17719/jisr.2017.1912 ESKİ SMYRNA (BAYRAKLI) EĞRİSEL PLANLI YAPILARI

Detaylı

daha çok yatay olan dudak kenarının hemen altında uzayan kulplar görülür ve bu farklılıklar dikkat çekmektedir 20.

daha çok yatay olan dudak kenarının hemen altında uzayan kulplar görülür ve bu farklılıklar dikkat çekmektedir 20. GİRİŞ Hellenistik Dönem seramiği, varlığını üç yüzyıldan daha uzun bir dönem sürdürmeyi başaran siyah figür ve kırmızı figür tekniklerinden sonra görülmeye başlar 1. Atina Agorası içindeki çalışmalar,

Detaylı

15. MÜZE ÇALIŞMALARI ve KURTARMA KAZILARI SEMPOZYUMU

15. MÜZE ÇALIŞMALARI ve KURTARMA KAZILARI SEMPOZYUMU T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü 15. MÜZE ÇALIŞMALARI ve KURTARMA KAZILARI SEMPOZYUMU 24-26 NİSAN 2006 ALANYA T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayın No : 3082

Detaylı

SMYRNA/IZMIR KAZI VE ARAŞTI RMALARI I. ÇALI Ş T A Y BİLDİRİLERİ

SMYRNA/IZMIR KAZI VE ARAŞTI RMALARI I. ÇALI Ş T A Y BİLDİRİLERİ SMYRNA/IZMIR KAZI VE ARAŞTI RMALARI I. ÇALI Ş T A Y BİLDİRİLERİ SMYRNA/IZMIR Kazı ve A raştırm aları I. ÇALIŞTAY BİLDİRİLERİ SMYRNA/IZMİR Kazı ve Araştırmaları I. ÇALIŞTAY BİLDİRİLERİ A n tik S m yrna

Detaylı

LİTERATÜRDE DOĞU HELLEN ORİENTALİZAN SERAMİĞİNİN İNCELENMESİ VE DEĞERLENDİRMESİ

LİTERATÜRDE DOĞU HELLEN ORİENTALİZAN SERAMİĞİNİN İNCELENMESİ VE DEĞERLENDİRMESİ T.C. DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ARKEOLOJİ ANABİLİMDALI ARKEOLOJİ PROGRAMI YÜKSEK LİSANS TEZİ LİTERATÜRDE DOĞU HELLEN ORİENTALİZAN SERAMİĞİNİN İNCELENMESİ VE DEĞERLENDİRMESİ Hazırlayan

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Güler ATEŞ

Yrd. Doç. Dr. Güler ATEŞ Yrd. Doç. Dr. Güler ATEŞ ÖĞRENİM DURUMU Derece Üniversite Bölüm / Program Lisans İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Klasik Arkeoloji Anabilim Dalı 9-99 Lisans Heidelberg Üniversitesi Klasik Arkeoloji,

Detaylı

Adıyaman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi

Adıyaman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi ANTANDROS NEKROPOLİSİ HELLENİSTİK DÖNEM MEZAR TİPLERİ Kahraman YAĞIZ * Özet Bu makalede Antandros nekropolisinin 2001 2008 yılları arasında gerçekleştirilen kazılarda açığa çıkarılan Hellenistik dönemin

Detaylı

Kıyı Karia Arkaik Dönem Seramiği: Miletos Tipinde Ticari Amphoralar ve Bölgesel Amphora Üretimi ve Dağılımı Üzerine Bazı Sorular ve Ön Görüşler

Kıyı Karia Arkaik Dönem Seramiği: Miletos Tipinde Ticari Amphoralar ve Bölgesel Amphora Üretimi ve Dağılımı Üzerine Bazı Sorular ve Ön Görüşler e-issn: 2149-7826 journal.phaselis.org Issue IV (2018) Disiplinlerarası Akdeniz Araştırmaları Dergisi Journal of Interdisciplinary Mediterranean Studies Kıyı Karia Arkaik Dönem Seramiği: Miletos Tipinde

Detaylı

T RE-AYAKLIKIRI NDAN B R LAGYNOS

T RE-AYAKLIKIRI NDAN B R LAGYNOS 541 T RE-AYAKLIKIRI NDAN B R LAGYNOS B NNUR GÜRLER * Ayakl k r Köyü Tire ilçe merkezinin bat s ndad r. Yak n nda bulunan Hasançavufllar 1, Kurflak, Kumtepe ve Darmara 2 köyleri ile civarlar nda nekropol

Detaylı

METROPOLİS TEN BİR HYDRİA BİNNUR GÜRLER *

METROPOLİS TEN BİR HYDRİA BİNNUR GÜRLER * METROPOLİS TEN BİR HYDRİA BİNNUR GÜRLER * 1989 yılından beri Prof. Dr. Recep Meriç başkanlığında bilimsel kazıların sürdürüldüğü Metropolis antik kenti İzmir-Selçuk yolu üzerinde, İzmir iline bağlı Torbalı

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ Kasım, 2017

ÖZGEÇMİŞ Kasım, 2017 ÖZGEÇMİŞ Kasım, 2017 KİŞİSEL BİLGİLER Adı: Güzel Soyadı: ÖZTÜRK Doğum Yeri ve Tarihi: Aralık, 05.01.1985 Mesleği: Araştırma Görevlisi/Arkeolog. Adres: Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi,

Detaylı

HACIBAYRAMLAR 1 NO.LU YAPI ASLANLI YANAL SİMA PLAKALARI

HACIBAYRAMLAR 1 NO.LU YAPI ASLANLI YANAL SİMA PLAKALARI 702 LEVHA 30 Figür 1. Ny Carlsberg Glyptotek Müzesi ndeki 3368.VII numaralı plaka Katalog 1 Figür 2. Ny Carlsberg Glyptotek Müzesi ndeki 3368.XI numaralı plaka Katalog 2 Figür 3. Ny Carlsberg Glyptotek

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ Temmuz 2018

ÖZGEÇMİŞ Temmuz 2018 ÖZGEÇMİŞ Temmuz 2018 KİŞİSEL BİLGİLER Adı: Güzel Soyadı: ÖZTÜRK Doğum Yeri ve Tarihi: Iğdır/Aralık, 05.01.1985 Mesleği: Araştırma Görevlisi/Arkeolog. Adres: Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi,

Detaylı

PANAZTEPE KAZISI. Armağan ERKANAL-ÖKTÜ

PANAZTEPE KAZISI. Armağan ERKANAL-ÖKTÜ PANAZTEPE KAZISI Armağan ERKANAL-ÖKTÜ 1985 yılından itibaren yürütülmekte olan Panaztepe Kazıları, Erken Tunç Çağı ndan Osmanlı Dönemine kadar uzanan süreç boyunca kronolojik bir gelişimin varlığını ortaya

Detaylı

KAYNAKÇA/BIBLIOGRAPHY Ay 2002: Borisov 1989: Borisov 2001 Buckton 1994 Canav (Özgümüş) 1985 Carboni 2001 Davidson 1940 Davidson 1975 Davidson 1952 Deniz 1999 Erten 2005 Equini Schneider 2004 Frangipane

Detaylı

Lisans : Ankara Üniversitesi, DTCF Yüksek Lisans : Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü

Lisans : Ankara Üniversitesi, DTCF Yüksek Lisans : Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü CV Adı Soyadı: :Fatma ŞAHİN Doğum tarihi : 02.02.1972, Adana Gsm: 0532 5549877 E-mail: fatmasahin@cu.edu.tr Bilim Alanı : Arkeoloji Akademik Gelişim Lisans : Ankara Üniversitesi, DTCF 1992-1998 Yüksek

Detaylı

Yazarlar için Yazım Kuralları

Yazarlar için Yazım Kuralları Yazarlar için Yazım Kuralları Journal of Mosaic Research yıllık olarak yayınlanan hakemli bir dergidir. Dergiye yayınlanmak üzere gönderilecek olan makaleler aşağıda belirtilen kurallara göre hazırlanmalıdır.

Detaylı

ANMED. ANADOLU AKDENİZİ Arkeoloji Haberleri 2013-11. News of Archaeology from ANATOLIA S MEDITERRANEAN AREAS. (Ayrıbasım/Offprint)

ANMED. ANADOLU AKDENİZİ Arkeoloji Haberleri 2013-11. News of Archaeology from ANATOLIA S MEDITERRANEAN AREAS. (Ayrıbasım/Offprint) ANMED ANADOLU AKDENİZİ Arkeoloji Haberleri 2013-11 News of Archaeology from ANATOLIA S MEDITERRANEAN AREAS (Ayrıbasım/Offprint) Suna - İnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü Suna & İnan Kıraç

Detaylı

1998-2003 Mustafa Kemal Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü, Hatay/TÜRKİYE

1998-2003 Mustafa Kemal Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü, Hatay/TÜRKİYE Adı Soyadı: Ebru Fatma FINDIK Adres: Hacettepe Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Sanat Tarihi Bölümü, Beytepe, Ankara/TÜRKİYE Tel: 0 312 297 82 75 e-mail: ebrufindik@gmail.com Ünvanı: Araştırma Görevlisi

Detaylı

CAM ESKİÇAĞ DA CEREN BAYKAN DANİŞ BAYKAN TÜRK ESKİÇAĞ BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YAYINLARI

CAM ESKİÇAĞ DA CEREN BAYKAN DANİŞ BAYKAN TÜRK ESKİÇAĞ BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YAYINLARI TÜRK ESKİÇAĞ BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YAYINLARI Bu çalışma, camın ortaya çıkışından Antik Çağ sonuna dek kullanımına ilişkin üretim ve bezeme tekniklerinin derlendiği bir el kitabıdır. İçeriğinin başlıca amaçlarından

Detaylı

2015-2016 ÖĞRETİM YILI GÜZ DÖNEMİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ KESİNLEŞMİŞ HAFTALIK DERS PROGRAMI GÜN SAAT

2015-2016 ÖĞRETİM YILI GÜZ DÖNEMİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ KESİNLEŞMİŞ HAFTALIK DERS PROGRAMI GÜN SAAT CUMA PERŞEMBE ÇARŞAMBA SALI PAZARTESİ 2015-2016 ÖĞRETİM YILI GÜZ DÖNEMİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ KESİNLEŞMİŞ HAFTALIK DERS PROGRAMI GÜN SAAT 1.SINIF 2.SINIF 3.SINIF 4.SINIF 08.00-09.00 ARK437 Arkeoloji Uygulamaları

Detaylı

Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute

Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute ISSN 1308-2922 E-ISSN 2147-698 Article Info/Makale Bilgisi Received/Geliş: 28.03.2017

Detaylı

SEYİTÖMER HÖYÜK ÇATI ÖRTÜ SİSTEMLERİ (Yüksek Lisans Tezi) Fatma Çağım Özcan Kütahya-2010

SEYİTÖMER HÖYÜK ÇATI ÖRTÜ SİSTEMLERİ (Yüksek Lisans Tezi) Fatma Çağım Özcan Kütahya-2010 1 SEYİTÖMER HÖYÜK ÇATI ÖRTÜ SİSTEMLERİ (Yüksek Lisans Tezi) Fatma Çağım Özcan Kütahya-2010 2 T.C. DUMLUPINAR ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ Protohistorya ve Önasya Arkeolojisi Anabilim Dalı Yüksek

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ Doktora İstanbul İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,

ÖZGEÇMİŞ Doktora İstanbul İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, ÖZGEÇMİŞ GENEL Adı-Soyadı : BUKET AKÇAY GÜVEN Unvanı : Klasik Arkeolog, Dr. Doğum tarihi ve yeri : 09.12.1982 İstanbul E-posta : buketakcay@hotmail.com EĞİTİM 2007-2015 Doktora İstanbul İstanbul Üniversitesi,

Detaylı

ARKAİK DÖNEMDE TEOS TA TİCARİ AMPHORA ÜRETİMİ: SORUNLAR VE GÖZLEMLER

ARKAİK DÖNEMDE TEOS TA TİCARİ AMPHORA ÜRETİMİ: SORUNLAR VE GÖZLEMLER Anadolu / Anatolia 43, 2017 Y. Sezgin ARKAİK DÖNEMDE TEOS TA TİCARİ AMPHORA ÜRETİMİ: SORUNLAR VE GÖZLEMLER Yusuf SEZGİN* Anahtar Kelimeler: Teos Ticari Amphora Kuzey İonia Arkaik Dönem Ticaret Özet: Arkaik

Detaylı

KLA 109 ARKAİK ÖNCESİ EGE ARKEOLOJİSİ. 10. Hafta Doç. Dr. Serdar Hakan ÖZTANER KLA ARKAİK ÖNCESİ EGE ARKEOLOJİ Ege Göçleri Dor Göçleri

KLA 109 ARKAİK ÖNCESİ EGE ARKEOLOJİSİ. 10. Hafta Doç. Dr. Serdar Hakan ÖZTANER KLA ARKAİK ÖNCESİ EGE ARKEOLOJİ Ege Göçleri Dor Göçleri KLA 109 ARKAİK ÖNCESİ EGE ARKEOLOJİSİ 10. Hafta Ege Göçleri Dor Göçleri Kaynakça: R. Drews, Tunç Çağı nın Sonu, (Çev. T.Ersoy-G.Ergin), 2014. A.M. Mansel, Ege ve Yunan Tarihi, 1947. O. Tekin, Eski Yunan

Detaylı

Dr. Öğr. Üyesi Volkan YILDIZ Y. Lisans Selçuk Üniversitesi Arkeoloji Doktora Selçuk Üniversitesi. Arkeoloji

Dr. Öğr. Üyesi Volkan YILDIZ Y. Lisans Selçuk Üniversitesi Arkeoloji Doktora Selçuk Üniversitesi. Arkeoloji Dr. Öğr. Üyesi Volkan YILDIZ ÖĞRENİM DURUMU Derece Üniversite Bölüm / Program Selçuk Fen- Edebiyat Fakültesi, Klasik 998-00 Y. Selçuk Sosyal Bilimler Enstitüsü, Klasik 00-006 Doktora Selçuk Sosyal Bilimler

Detaylı

III. BÖLÜM. Oryantalizan Dönemde Attika Seramiğinde Bezeme Gelişimi

III. BÖLÜM. Oryantalizan Dönemde Attika Seramiğinde Bezeme Gelişimi III. BÖLÜM Oryantalizan Dönemde Attika Seramiğinde Bezeme Gelişimi İ.Ö.750 550 yılları arasındaki uzun süreçte gerçekleşen koloni hareketleri sayesinde gelişen ticaretle Attika da Korinth merkezindeki

Detaylı

Publications on Kinet Höyük (October 2012)

Publications on Kinet Höyük (October 2012) Publications on Kinet Höyük (October 2012) Season reports and brief summaries Gates, M.-H. 1994 "The 1992 Excavations at Kinet Höyük (Dörtyol/Hatay)." Kazı Sonuçları Toplantısı 15/1: 193-200. 1994 "Archaeology

Detaylı

GÜZ DÖNEMİ SEÇMELİ DERS LİSTESİ

GÜZ DÖNEMİ SEÇMELİ DERS LİSTESİ V. Bilgi Kitapçığı (Program Katalogu Bilgileri) Program Tanıtımı Programı farklı yönlerden ( misyon, amaçlar, hedefler, programın gücü, mezunlar için fırsatlar vb. açılarından), akademik bir bakış açısıyla

Detaylı

CEDRUS KORKUTELİ KARABAYIR TAŞ YIĞMA TÜMÜLÜSLERİ IŞIĞINDA

CEDRUS KORKUTELİ KARABAYIR TAŞ YIĞMA TÜMÜLÜSLERİ IŞIĞINDA CEDRUS The Journal of MCRI cedrus.akdeniz.edu.tr Cedrus V (2017) 11-19 DOI: 10.13113/CEDRUS/201702 KORKUTELİ KARABAYIR TAŞ YIĞMA TÜMÜLÜSLERİ IŞIĞINDA DEMİR ÇAĞ KABALIS VE MİLYAS İLİŞKİLERİ THE IRON AGE

Detaylı

Figür 1. Ny Carlsberg Glyptotek Müzesi ndeki XIII numaralı plaka Katalog 23

Figür 1. Ny Carlsberg Glyptotek Müzesi ndeki XIII numaralı plaka Katalog 23 732 LEVHA 60 Figür 1. Ny Carlsberg Glyptotek Müzesi ndeki 3368. XIII numaralı plaka Katalog 23 Figür 2. Los Angeles, Malibu Paul Getty Müzesi ndeki envanter numarası bilinmeyen plaka Katalog 24 Figür 3-4.

Detaylı

İzmir İli Nif Dağı Kazısı Buluntusu Altın Diademler. Gold Diadems from the Nif Mountain Excavations, İzmir

İzmir İli Nif Dağı Kazısı Buluntusu Altın Diademler. Gold Diadems from the Nif Mountain Excavations, İzmir DOI: 10.13114/MJH.2015214574 Geliş Tarihi: 10.11.2015 Kabul Tarihi: 13.11.2015 Mediterranean Journal of Humanities mjh.akdeniz.edu.tr V/2 (2015) 307-312 İzmir İli Nif Dağı Kazısı Buluntusu Altın Diademler

Detaylı

MÖ. 6 4. YY. ARASINDA YUNAN SERAMİK SANATINDA GÖRÜLEN BAZI SERAMİK YAĞ ŞİŞELERİNİN TASARIM ANALİZİ

MÖ. 6 4. YY. ARASINDA YUNAN SERAMİK SANATINDA GÖRÜLEN BAZI SERAMİK YAĞ ŞİŞELERİNİN TASARIM ANALİZİ Selçuk Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Dergisi Sayı 28, Sayfa 75-90, 2009 MÖ. 6 4. YY. ARASINDA YUNAN SERAMİK SANATINDA GÖRÜLEN BAZI SERAMİK YAĞ ŞİŞELERİNİN TASARIM ANALİZİ Emet Egemen Aslan

Detaylı

AR-GE LABORATUARLARI FAALİYET FORMU. Arkeoloji Bölümü Protohistorya ve Önasya Arkeolojisi Anabilim Dalı Laboratuarı

AR-GE LABORATUARLARI FAALİYET FORMU. Arkeoloji Bölümü Protohistorya ve Önasya Arkeolojisi Anabilim Dalı Laboratuarı LABORATUARIN ADI: AR-GE LABORATUARLARI FAALİYET FORMU Arkeoloji Bölümü Protohistorya ve Önasya Arkeolojisi Anabilim Dalı Laboratuarı LABORATUARIN KOORDİNATÖRÜ: Prof. Dr. A. Tuba ÖKSE YÜRÜTÜLEN PROJELER:

Detaylı

Sample Bibliography and Method of Citing References Bibliography in KAREN

Sample Bibliography and Method of Citing References Bibliography in KAREN Sample Bibliography and Method of Citing References Bibliography in KAREN PRINTED SOURCES Book by a single author Bibliography: Watson, Alaric (2003), Aurelian and the Third Century, London and New York:

Detaylı

İZMİR ARKEOLOJİ MÜZESİ

İZMİR ARKEOLOJİ MÜZESİ İZMİR ARKEOLOJİ MÜZESİ ARKEOLOJİ MÜZESİ 8.500 yıllık zengin bir geçmişe sahip Ege nin incisi İzmir, Hititlerden İyonlara, Lidyalılardan Perslere, Helenlerden Romalılara ve Bizanslılardan Osmanlılara kadar

Detaylı

ANTİK ÇAĞDA ANADOLU KONU 1 TUNÇ ÇAĞINDA EGE KÜLTÜRLERİ

ANTİK ÇAĞDA ANADOLU KONU 1 TUNÇ ÇAĞINDA EGE KÜLTÜRLERİ ANTİK ÇAĞDA ANADOLU KONU 1 TUNÇ ÇAĞINDA EGE KÜLTÜRLERİ Girit te M.Ö. 3. binde kurulmuş olan Minos uygarlığı Akdeniz de Yunan kültürüne temel olan en gelişmiş uygarlıktır. Girit adası konumu ve korunaklı

Detaylı

Arkaik kelimesi arkeolojide, herhangi bir uygarlık sanatının ilk evresi; olgunluk çağına geçmeden evvelki başlangıç dönemi anlamında kullanılmaktadır.

Arkaik kelimesi arkeolojide, herhangi bir uygarlık sanatının ilk evresi; olgunluk çağına geçmeden evvelki başlangıç dönemi anlamında kullanılmaktadır. GİRİŞ Troya Savaşının, Kıta Yunanistan da hüküm süren Akhalar ile Anadolu yu temsil eden Troyalılar arasında meydana geldiği ve Akhalar ın galibiyeti ile sona erdiği kabul edilmektedir. Ancak gerçekte

Detaylı

TEOS ARKEOLOJĠ KAZISI 2010 YILI KAZI RAPORU (ĠLK SEZON) Kazı ve Bilimsel AraĢtırmaların Dünü, Bugünü ve Beklentileri

TEOS ARKEOLOJĠ KAZISI 2010 YILI KAZI RAPORU (ĠLK SEZON) Kazı ve Bilimsel AraĢtırmaların Dünü, Bugünü ve Beklentileri TEOS ARKEOLOJĠ KAZISI 2010 YILI KAZI RAPORU (ĠLK SEZON) Kazı ve Bilimsel AraĢtırmaların Dünü, Bugünü ve Beklentileri T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Ankara Üniversitesi TEOS ARKEOLOJİ KAZISI Dil ve Tarih-Coğrafya

Detaylı

ARK433 Güz S - 3. Doç. Dr. Haluk Çetinkaya

ARK433 Güz S - 3. Doç. Dr. Haluk Çetinkaya T.C. MİMAR SİNAN GÜZEL SANATLAR ÜNİVERSİTESİ FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ LİSANS DERS TANITIM FORMU Dersin Adı Bizans Sanatı I Kodu Dönemi Zorunlu/Seçmeli MSGSÜ Kredi AKTS ARK433 Güz S - 3 Ön

Detaylı

ERZURUM OVASI NDA ÖNEMLİ BİR MERKEZ: CİNİS HÖYÜK

ERZURUM OVASI NDA ÖNEMLİ BİR MERKEZ: CİNİS HÖYÜK ERZURUM OVASI NDA ÖNEMLİ BİR MERKEZ: CİNİS HÖYÜK Dr. Alpaslan CEYLAN * (Atatürk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Edebiyat Bilimleri Araştırma Dergisi-26, Erzurum, 2001, s.29-41) Cinis Höyük Erzurum

Detaylı

ANTİK ÇAĞDA ANADOLU ANATOLIA AT ANTIQUITY KONU 3 FRİGLER 1

ANTİK ÇAĞDA ANADOLU ANATOLIA AT ANTIQUITY KONU 3 FRİGLER 1 ANTİK ÇAĞDA ANADOLU ANATOLIA AT ANTIQUITY KONU 3 FRİGLER 1 Frigler Frigler Troya VII-a nın tahribinden (M.Ö. 1190) hemen sonra Anadolu ya Balkanlar üzerinden gelen Hint Avupa kökenli kavimlerden biridir.

Detaylı

LEVHALAR L STES LEV I. 1 2. LEV II. 4.a. LEV III. 4.b. LEV IV. LEV V. LEV VI. 10. a.b. 11.a. 11.b. LEV VII. 12. 13. 14. 15.a.b.

LEVHALAR L STES LEV I. 1 2. LEV II. 4.a. LEV III. 4.b. LEV IV. LEV V. LEV VI. 10. a.b. 11.a. 11.b. LEV VII. 12. 13. 14. 15.a.b. LEVHALAR LİSTESİ LEV I. 1 2. İ.Ö. 750 600 daki Siyasi-Ticari Kolonileri gösteren yollar ve Siyasi yapısını gösteren harita (www.lib.utexas.edu 19.10.2006). LEV II. 3. Attika dan Kantharos. EPA, İ.Ö.720(D.Burr,

Detaylı

DEĞİŞİMİ OKUMAK ANTİK DÖNEM DE KUZEY ve ORTA KARADENİZ BÖLGESİ (M.Ö. 4./3. YY. M.S. 4./5. YY.)

DEĞİŞİMİ OKUMAK ANTİK DÖNEM DE KUZEY ve ORTA KARADENİZ BÖLGESİ (M.Ö. 4./3. YY. M.S. 4./5. YY.) DEĞİŞİMİ OKUMAK ANTİK DÖNEM DE KUZEY ve ORTA KARADENİZ BÖLGESİ (M.Ö. 4./3. YY. M.S. 4./5. YY.) UNDERSTANDING TRANSFORMATIONS EXPLORING THE MIDDLE BLACK SEA REGION AND NORTHERN CENTRAL ANATOLIA IN ANTIQUITY

Detaylı

ANTİK ÇAĞDA ANADOLU DERS 11 HELLEN SERAMİK SANATI

ANTİK ÇAĞDA ANADOLU DERS 11 HELLEN SERAMİK SANATI ANTİK ÇAĞDA ANADOLU DERS 11 HELLEN SERAMİK SANATI ANTİK ÇAĞDA SERAMİK BEZEME TEKNİKLERİ Antik çağda seramiklerin bezenmesinde/süslenmesinde seyreltilmiş/sulandırılmış kil içeren ve firnis olarak anılan

Detaylı

PROTOHİSTORYA VE ÖNASYA ARKEOLOJİSİ ANABİLİM DALI 2015-2016 LİSANS EĞİTİM PROGRAMI

PROTOHİSTORYA VE ÖNASYA ARKEOLOJİSİ ANABİLİM DALI 2015-2016 LİSANS EĞİTİM PROGRAMI ANADAL EĞİTİM PROGRAMI ZORUNLU DERSLERİ 1. SINIF 1. YARIYIL 1 2 YDİ 101 YDA 101 YDF 101 GUS 101 GUS 103 HYK 101 BED 101 3 ATA 101 Temel Yabancı Dil İngilizce/ Basic English Temel Yabancı Dil Almanca/ Basic

Detaylı

BYZANTION UN (İSTANBUL) KOLONİZASYONU ÜZERİNE YENİ DEĞERLENDİRMELER

BYZANTION UN (İSTANBUL) KOLONİZASYONU ÜZERİNE YENİ DEĞERLENDİRMELER Doç.Dr. Şevket Dönmez BYZANTION UN (İSTANBUL) KOLONİZASYONU ÜZERİNE YENİ DEĞERLENDİRMELER New Evaluations on Byzantion s (Istanbul) Colonization Doç.Dr. Şevket Dönmez İstanbul Üniversitesi restorasy n

Detaylı

-B- BAHÇE; Aylık Fikir-Sanat-Edebiyat Dergisi Ankara, 1950.; 1975-, a. 1975 2.c./1-2. BALDIRHAN Almatı,1958-,a. 1983 12.

-B- BAHÇE; Aylık Fikir-Sanat-Edebiyat Dergisi Ankara, 1950.; 1975-, a. 1975 2.c./1-2. BALDIRHAN Almatı,1958-,a. 1983 12. 27 -B- BAHÇE; Aylık Fikir-Sanat-Edebiyat Dergisi Ankara, 1950.; 1975-, a. 1975 2.c./1-2. BALDIRHAN Almatı,1958-,a. 1983 12. BALKAN FORUM; An International Journal of Politics, Economics and Culture Skopje,1992-,

Detaylı

Konya İli Beyşehir İlçesi Fasıllar Anıtı ve Çevresi Yüzey Araştırması 2013 Yılı Çalışmaları

Konya İli Beyşehir İlçesi Fasıllar Anıtı ve Çevresi Yüzey Araştırması 2013 Yılı Çalışmaları Konya İli Beyşehir İlçesi Fasıllar Anıtı ve Çevresi Yüzey Araştırması 2013 Yılı Çalışmaları Yrd. Doç. Dr. Yiğit H. Erbil, Hacettepe Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Konya İli Beyşehir İlçesi Fasıllar Anıtı

Detaylı

Side Unguentariumları Işığında Dinin Kapların Kullanım Alanları Üzerindeki Etkileri

Side Unguentariumları Işığında Dinin Kapların Kullanım Alanları Üzerindeki Etkileri SDÜ Fen Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi Mayıs 2011, Sayı:23, ss.7-30. SDU Faculty of Arts and Sciences Journal of Social Sciences May 2011, No:23, pp.7-30. Side Unguentariumları Işığında Dinin

Detaylı

URLA KLAZOMENAİ KAZISI, 2011 YILI ÇALIŞMALARI, SONUÇ RAPORU

URLA KLAZOMENAİ KAZISI, 2011 YILI ÇALIŞMALARI, SONUÇ RAPORU URLA KLAZOMENAİ KAZISI, 2011 YILI ÇALIŞMALARI, SONUÇ RAPORU Kültür ve Turizm Bakanlığı nın izinleri ile Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Hitit Üniversitesi adına gerçekleştirilen Urla Klazomenai Kazıları

Detaylı

Prof.Dr. ASLI SARAÇOĞLU

Prof.Dr. ASLI SARAÇOĞLU Prof.Dr. ASLI SARAÇOĞLU Arkeoloji Bölümü Klasik Eğitim Bilgileri 1985-1989 Lisans Atatürk Üniversitesi 1989-1991 Yüksek Lisans Atatürk Üniversitesi 1992-1997 Doktora Atatürk Üniversitesi Arkeoloji Bölümü

Detaylı

BURDUR MÜZESİ NDEN PLASTİK BİR KANDİL A PLASTIC LAMP IN BURDUR MUSEUM

BURDUR MÜZESİ NDEN PLASTİK BİR KANDİL A PLASTIC LAMP IN BURDUR MUSEUM BURDUR MÜZESİ NDEN PLASTİK BİR KANDİL A PLASTIC LAMP IN BURDUR MUSEUM Hüseyin METİN 1 Öz Bu çalışmada Burdur Müzesi ne satın alma yolu ile gelmiş, plastik bir kandilin tanıtılması ve tarihlendirilmesi

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİ İŞLERİ DAİRE BAŞKANLIĞI

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİ İŞLERİ DAİRE BAŞKANLIĞI A PROGRAM ADI : SANAT TARİHİ 1. SINIF / 1. YARIYIL* ANADAL EĞİTİM PROGRAMI ZORUNLU DERSLERİ Dersin ön koşulu var mı? ***** İntibak Dersi mi? **** TOPLAM SAAT ** AKTS Kredisi ** 1 YDİ101 YDF101 YDA101 Temel

Detaylı

ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ DERS KATALOĞU

ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ DERS KATALOĞU ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ DERS KATALOĞU 27.2.2017 Arkeoloji Bölümü Düzey Teori Uyg. Lab. AKTS ARK101 - Arkeolojiye Giriş I L 2 0 0 4 Arkeoloji bilimine alt yapı

Detaylı

ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ DERS KATALOĞU

ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ DERS KATALOĞU ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ DERS KATALOĞU 23.9.2017 Arkeoloji Bölümü Düzey Teori Uyg. Lab. AKTS ARK101 - Arkeolojiye Giriş I L 2 0 0 4 Arkeoloji bilimine alt yapı

Detaylı

B.Ü. TUYGAR Merkezi ve Turizm İşletmeciliği Bölümü

B.Ü. TUYGAR Merkezi ve Turizm İşletmeciliği Bölümü B.Ü. TUYGAR Merkezi ve Turizm İşletmeciliği Bölümü Türkiye de Toplum için Arkeoloji ve Boğaziçi Üniversitesi Garanti Kültür Merkezi Seminer Salonu-1 2 Nisan 2015 Perşembe Saat 13.30-17.30 Bursa Aktopraklık

Detaylı

T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı. Anadolu Üniversitesi Yılı Side Kazısı Çalışmaları. (12 Temmuz-8 Eylül 2010)

T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı. Anadolu Üniversitesi Yılı Side Kazısı Çalışmaları. (12 Temmuz-8 Eylül 2010) T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Anadolu Üniversitesi 2010 Yılı Side Kazısı Çalışmaları (12 Temmuz-8 Eylül 2010) Doç. Dr. Hüseyin Sabri Alanyalı T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Anadolu Üniversitesi RAPOR

Detaylı

Curriculum Vitae. ( ) Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümü, Klasik Arkeoloji Anabilim Dalı (Doktora)

Curriculum Vitae. ( ) Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümü, Klasik Arkeoloji Anabilim Dalı (Doktora) Eğitim Doç. Dr. Erhan Öztepe Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi (DTCF) Klasik Arkeoloji Bölümü Sıhhiye Ankara, 06100 TÜRKİYE E-mail: eoztepe@ankara.edu.tr - erhanoztepe@gmail.com Curriculum

Detaylı

Curriculum Vitae Aydınlıkevler Primary School İzmir Atatürk Primary School Keçiören Fevziatlı Primary School

Curriculum Vitae Aydınlıkevler Primary School İzmir Atatürk Primary School Keçiören Fevziatlı Primary School Curriculum Vitae ACCADEMIC TITLE NAME/ SURNAME DEPARTMENT PROGRAMME CONTACT INFORMATION Ph.D.Assoc.Prof. Erhan Öztepe Archaeology Classical Archaeology Phone 0312 3103280 /1031 Fax 0312 3105713 e-mail

Detaylı

GÖKÇEADA-YENİBADEMLİ YERLEŞMECİLERİNİN ERKEN BRONZ ÇAĞI NDA DENİZ AŞIRI İLİŞKİLERİ

GÖKÇEADA-YENİBADEMLİ YERLEŞMECİLERİNİN ERKEN BRONZ ÇAĞI NDA DENİZ AŞIRI İLİŞKİLERİ GÖKÇEADA-YENİBADEMLİ YERLEŞMECİLERİNİN ERKEN BRONZ ÇAĞI NDA DENİZ AŞIRI İLİŞKİLERİ THE OVERSEAS RELATIONS OF GÖKÇEADA-YENİBADEMLİ SETTLERS IN THE EARLY BRONZE AGE ÖZET Doç. Dr. Halime HÜRYILMAZ Hacettepe

Detaylı

ÖĞRETİM YILI GÜZ DÖNEMİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ II. TASLAK HAFTALIK DERS PROGRAMI GÜN SAAT

ÖĞRETİM YILI GÜZ DÖNEMİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ II. TASLAK HAFTALIK DERS PROGRAMI GÜN SAAT CUMA PERŞEMBE ÇARŞAMBA SALI PAZARTESİ 2015-2016 ÖĞRETİM YILI GÜZ DÖNEMİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ II. TASLAK HAFTALIK DERS PROGRAMI GÜN SAAT 1.SINIF 2.SINIF 3.SINIF 4.SINIF -ABCDEFGHIJK 10.00-11.00 MÜZ151 Müziğin

Detaylı

LİMAN TEPE DE GEÇ HELLAS III C DÖNEMİ

LİMAN TEPE DE GEÇ HELLAS III C DÖNEMİ LİMAN TEPE DE GEÇ HELLAS III C DÖNEMİ Sıla MANGALOĞLU-VOTRUBA * Anahtar Kelimeler: Liman Tepe Geç Tunç Çağı Geç Hellas III C Dönemi Seramik Kültürel Bağlantılar Özet: IRERP (İzmir Bölgesi Kazı ve Araştırmalar

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ MİMARLIK BİLGİSİ YUNAN UYGARLIĞI

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ MİMARLIK BİLGİSİ YUNAN UYGARLIĞI ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ MİMARLIK BİLGİSİ YUNAN UYGARLIĞI İÇİNDEKİLER Yunan Uygarlığı Hakkında Genel Bilgi Yunan Dönemi Kentleri Yunan Dönemi Şehir Yapısı Yunan Dönemi

Detaylı

T.C. EGE ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ Klasik Arkeoloji Anabilim Dalı KUZEYBATI ANADOLU GEOMETR K DÖNEM SERAM KLER YÜKSEK L SANS TEZ

T.C. EGE ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ Klasik Arkeoloji Anabilim Dalı KUZEYBATI ANADOLU GEOMETR K DÖNEM SERAM KLER YÜKSEK L SANS TEZ T.C. EGE ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ Klasik Arkeoloji Anabilim Dalı KUZEYBATI ANADOLU GEOMETR K DÖNEM SERAM KLER YÜKSEK L SANS TEZ Onur ZUNAL TEZ DANI MANI DOÇ. DR. Gürcan POLAT ZM R - 2008 Ç

Detaylı

Prof.Dr. GÜL IŞIN ÖZGEÇMİŞ DOSYASI

Prof.Dr. GÜL IŞIN ÖZGEÇMİŞ DOSYASI Prof.Dr. GÜL IŞIN ÖZGEÇMİŞ DOSYASI KİŞİSEL BİLGİLER Doğum Yılı : Doğum Yeri : Sabit Telefon : Faks : E-Posta Adresi : Web Adresi : Posta Adresi : 1967 ANKARA T: 2423106169 F: gulisin@akdeniz.edu.tr gulisin@gmail.com

Detaylı

ADALYA YAYIN İLKELERİ

ADALYA YAYIN İLKELERİ ADALYA YAYIN İLKELERİ Adalya, Koç Üniversitesi Suna & İnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Merkezi nin (=AKMED) uluslararası hakemli dergisi olup yılda bir kez yayımlanmaktadır. Dergi, 2006 yılında

Detaylı

Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 5, Sayı: 58, Kasım 2017, s. 1-9

Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 5, Sayı: 58, Kasım 2017, s. 1-9 Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 5, Sayı: 58, Kasım 2017, s. 1-9 Yayın Geliş Tarihi / Article Arrival Date Yayınlanma Tarihi / The Publication Date 08.09.2017 20.11.2017 Prof. Dr. Erol ALTINSAPAN

Detaylı

Sosyal Bilimlerde Dünya`nın En İyi Üniversiteleri. Harvard Oxford Yale

Sosyal Bilimlerde Dünya`nın En İyi Üniversiteleri. Harvard Oxford Yale Sosyal Bilimlerde Dünya`nın En İyi Üniversiteleri Harvard Oxford Yale 3 ÖZEL KOLEKSİYONLAR Harvard & Yale Üniversitelerinin Hukuk Koleksiyonları Oxford s Bodleian Library ve The British Library 18 yy Kitap

Detaylı

I. BÖLÜM. 7 R. M. Cook, Greek Painted Pottery, London, 1992, 68.

I. BÖLÜM. 7 R. M. Cook, Greek Painted Pottery, London, 1992, 68. I. BÖLÜM Yunanistan a yayılması (İ.Ö.1150 ler) ve adalar üzerinden Anadolu kıyılarına ulaştıktan sonra, çok daha uzakta bulunan ülkelere yayılmaya başlayan Dorlar ın, Illiada 1 ve Odysseia'da 2, Mısır,

Detaylı

ÖĞRETİM YILI GÜZ DÖNEMİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ KESİNLEŞMİŞ HAFTALIK DERS PROGRAMI GÜN SAAT

ÖĞRETİM YILI GÜZ DÖNEMİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ KESİNLEŞMİŞ HAFTALIK DERS PROGRAMI GÜN SAAT CUMA PERŞEMBE ÇARŞAMBA SALI PAZARTESİ 2015-2016 ÖĞRETİM YILI GÜZ DÖNEMİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ KESİNLEŞMİŞ HAFTALIK DERS PROGRAMI GÜN SAAT 1.SINIF 2.SINIF 3.SINIF 4.SINIF 08.00-09.00 ARK437 Arkeoloji Uygulamaları

Detaylı

2000-2004 LİSANS: Selçuk Üniversitesi Arkeoloji Bölümü KONYA Lisans Tezi :Yassı Ada 7 Yüzyıl Doğu Roma Batığı

2000-2004 LİSANS: Selçuk Üniversitesi Arkeoloji Bölümü KONYA Lisans Tezi :Yassı Ada 7 Yüzyıl Doğu Roma Batığı KİŞİSEL BİLGİLER Ad Soyad Oktay Dumankaya Ünvanı Yrd. Doç. Dr. İş yeri/ çalıştığı Kurum Kahraman Maraş Sütçü İmam Üniversitesi Fen- Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü İdari Görevi Arkeoloji Bölümü Başkanı

Detaylı

İSTANBUL TARİH ÖNCESİ ARAŞTIRMALARI SIRASINDA ELE GEÇEN BİR GRUP UNGUENTARİUMUN DEĞERLENDİRİLMESİ

İSTANBUL TARİH ÖNCESİ ARAŞTIRMALARI SIRASINDA ELE GEÇEN BİR GRUP UNGUENTARİUMUN DEĞERLENDİRİLMESİ İSTANBUL TARİH ÖNCESİ ARAŞTIRMALARI SIRASINDA ELE GEÇEN BİR GRUP UNGUENTARİUMUN DEĞERLENDİRİLMESİ THE EVALUATION OF A GROUP OF UNGUENTARIUM FOUND DURING THE PREHISTORICAL RESEARCHES IN ISTANBUL Ahmet ASLAN

Detaylı

Uluslararası Spor Bilimleri Araştırma Dergisi (USBAD)

Uluslararası Spor Bilimleri Araştırma Dergisi (USBAD) Uluslararası Spor Bilimleri Araştırma Dergisi (USBAD) Yazım Kuralları: Çalışmanın metni 12 punto, 1,5 satır aralığında, Times New Roman yazı karakterinde, iki yana yaslı şekilde, MS Word programında yazılmalıdır.

Detaylı

IV. BÖLÜM. Oryantalizan Dönemde Korinth Seramiğinde Bezeme Gelişimi

IV. BÖLÜM. Oryantalizan Dönemde Korinth Seramiğinde Bezeme Gelişimi IV. BÖLÜM Oryantalizan Dönemde Korinth Seramiğinde Bezeme Gelişimi Korinth üretimleri, Erken Protokorinth Dönemden itibaren geniş bir zaman dilimi içerisinde başta Ege, Akdeniz ve Karadeniz kıyıları olmak

Detaylı

YÜZEY ARAŞTIRMALARI IŞIĞINDA ISAURA (ZENGİBAR KALESİ/BOZKIR) SERAMİKLERİ

YÜZEY ARAŞTIRMALARI IŞIĞINDA ISAURA (ZENGİBAR KALESİ/BOZKIR) SERAMİKLERİ YÜZEY ARAŞTIRMALARI IŞIĞINDA ISAURA (ZENGİBAR KALESİ/BOZKIR) SERAMİKLERİ Emine KÖKER * Öz Çalışmanın konusu 2010-2015 yılları arasında Isaura antik kenti yüzey araştırmaları sırasında tespit edilen seramik

Detaylı

Soli/Pompeiopolis Antik Liman Kenti 2007 Kazıları. Excavations at the Ancient Harbour City of Soli/ Pompeiopolis in 2007

Soli/Pompeiopolis Antik Liman Kenti 2007 Kazıları. Excavations at the Ancient Harbour City of Soli/ Pompeiopolis in 2007 Soli/Pompeiopolis Antik Liman Kenti 2007 Kazıları Excavations at the Ancient Harbour City of Soli/ Pompeiopolis in 2007 Remzi YAĞCI Soli/Pompeiopolis Antik Liman Kenti Kazı ve Araştırmaları 2007 yılında

Detaylı

AR-GE LABORATUARLARI FAALİYET RAPOR

AR-GE LABORATUARLARI FAALİYET RAPOR AR-GE LABORATUARLARI FAALİYET RAPOR LABORATUARIN ADI: Arkeoloji Bölümü Sualtı Arkeolojisi Anabilim Dalı Laboratuvarı LABORATUARIN KOORDİNATÖRÜ: Doç. Dr. Füsun TÜLEK YÜRÜTÜLEN PROJELER (2005-2014): 1. Osmaniye

Detaylı

Samos Heraion ve Ephesos Artemis Kutsal Alanlarındaki Oryantal Objeler

Samos Heraion ve Ephesos Artemis Kutsal Alanlarındaki Oryantal Objeler Mediterranean Journal of Humanities mjh.akdeniz.edu.tr II/1, 2012, 87-95 Samos Heraion ve Ephesos Artemis Kutsal Alanlarındaki Oryantal Objeler The Oriental objects from the Heraion of Samos and the Artemision

Detaylı

TARİH BÖLÜMÜ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI BAHAR DÖNEMİ DERS KATALOĞU

TARİH BÖLÜMÜ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI BAHAR DÖNEMİ DERS KATALOĞU 201-2015 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI BAHAR DÖNEMİ DERS KATALOĞU ANADAL EĞİTİM PROGRAMI ZORUNLU DERSLERİ 1.YIL 2. YY. 1 YDİ2 YDA2 YDF2 Temel Yabancı Dil (İngilizce) Temel Yabancı Dil (Almanca) Temel Yabancı Dil

Detaylı

Aphrodite nin Kenti Aphrodisias

Aphrodite nin Kenti Aphrodisias Aphrodite nin Kenti Aphrodisias Kenan Eren Yrd. Doç. Dr., Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Aphrodisias antik kenti ve Aphrodisias Müzesi, antik kentte son 50 yılda yoğunlaşan kazı

Detaylı

ANADOLU MİKEN SERAMİĞİ GEOMETRİK MOTİF REPERTUVARINA GENEL BİR BAKIŞ *

ANADOLU MİKEN SERAMİĞİ GEOMETRİK MOTİF REPERTUVARINA GENEL BİR BAKIŞ * 109 International Journal of Social Inquiry / Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Cilt / Volume 9 Sayı / Issue 1 2016 pp. 109-122 ANADOLU MİKEN SERAMİĞİ GEOMETRİK MOTİF REPERTUVARINA GENEL BİR BAKIŞ * Nur

Detaylı