T.C. SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ FEN BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "T.C. SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ FEN BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ"

Transkript

1 T.C. SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ FEN BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ FARKLI KURAKLIK TĠPLERĠNDE EKMEKLĠK BUĞDAY GENOTĠPLERĠNĠN FĠZYOLOJĠK, MORFOLOJĠK, VERĠM VE KALĠTE ÖZELLĠKLERĠ YÖNÜYLE ISLAHTA KULLANILABĠLECEK UYGUN PARAMETRELERĠN BELĠRLENMESĠ Ramazan AYRANCI DOKTORA TEZĠ Aralık-2012 KONYA Her Hakkı Saklıdır

2

3

4 ÖZET DOKTORA TEZĠ FARKLI KURAKLIK TĠPLERĠNDE EKMEKLĠK BUĞDAY GENOTĠPLERĠNĠN FĠZYOLOJĠK, MORFOLOJĠK, VERĠM VE KALĠTE ÖZELLĠKLERĠ YÖNÜYLE ISLAHTA KULLANILABĠLECEK UYGUN PARAMETRELERĠN BELĠRLENMESĠ Ramazan AYRANCI Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Tarla Bitkileri Anabilim Dalı DanıĢman: Prof. Dr. Bayram SADE Prof. Dr. Süleyman SOYLU 2012, 326 Sayfa Jüri Prof. Dr. Bayram SADE Prof. Dr. Süleyman SOYLU Prof. Dr. Aydın AKKAYA Prof. Dr. Ali TOPAL Yrd. Doç. Dr. Mehmet HAMURCU Bu çalışmanın amacı, Orta Anadolu Bölgesi nde farklı bitki gelişme dönemlerinde görülebilen kuraklık tiplerinin modellendiği kontrollü tarla şartlarında, ekmeklik buğday genotiplerinin verim, fenolojik, morfolojik, fizyolojik ve kalite özellikleri yönüyle tepkilerinin değerlendirilerek, farklı kuraklık tiplerinde kullanılabilecek en etkili seleksiyon parametrelerinin belirlenmesidir. Çalışma, Konya ilinde ve yetiştirme yıllarında yağmur korunakları altında, tesadüf blokları deneme planında bölünmüş parseller düzenlemesinde, dört tekerrürlü; ana parsellerde kuraklık uygulamaları (K1: Bölgenin uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklığı, K2: Sapa kalkma başlangıcı - başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K3: Başaklanma başlangıcı - çiçeklenme sonu dönemi kuraklığı, K4: Tane doldurma dönemi kuraklığı, K5: Tam sulu koşullar) ve alt parsellerde 10 adet ekmeklik buğday genotipi (Karahan 99, Bayraktar 2000, Gerek 79, Dağdaş 94, Bezostaja 1, Göksu 99, Konya 2002, BDME 09/1 K, BDME 09/2 K ve KEBVD 24) kullanılarak yürütülmüştür. Araştırmada, genotiplerin verim ve verim unsurları, morfolojik, fenolojik, fizyolojik ve kalite özelliklerinin farklı dönemlerdeki kuraklığa tepkileri değerlendirilmiş; bu özelliklerin kuraklığa dayanıklılık parametreleri ile ilişkileri incelenmiştir. Çalışmada tane verimi, kuraklık uygulamalarında kg/da (K3) ile kg/da (K5) arasında ve genotiplerde kg/da (Göksu 99) ile kg/da (Konya 2002) arasında değişmiştir. Kuraklık uygulamalarının ortalaması olarak, sulu uygulama ile karşılaştırıldığında K1, K2, K3 ve K4 uygulamalarında tane verimleri sırasıyla % 15.3, 16.6, 28.8 ve 23.7 oranında azalmıştır. Verim unsurları da kuraklık uygulamalarından farklı şekillerde etkilenmiştir. Kuraklık hassasiyet indeksi (KHİ) değerleri (Dağdaş 94) (Göksu 99) arasında değişmiştir. BDME 09/1K ve BDME 09/2K genel adaptasyon yeteneği en yüksek stabil genotipler olarak belirlenmiştir. Göksu 99 tüm kurak stresi konularında en düşük verim düzeyine sahip olmuştur. Morfolojik özellikler genel olarak kuraklık stres uygulamalarından negatif yönde etkilenmiştir. Kurak stresi altında, genotiplerin kurağa adaptasyonuna üst boğum uzunluğu, bitki boyu, bayrak yaprak boyu ve mumsuluk daha çok katkıda bulunmuştur. Fenolojik özelliklerden başaklanma süresi, çiçeklenme ve fizyolojik olum süresi kuraklık uygulamalarının hepsinde verimle negatif ilişkili bulunurken, erken dönemde toprak yüzeyini kapatma, iv

5 tane dolum süresinin uzunluğu ve verim arasında pozitif korelasyon katsayıları belirlenmiştir. Fizyolojik özelliklerden düşük bitki örtüsü sıcaklığı, bayrak yaprak klorofil içeriği, stoma iletkenliği, yüksek yaprak nispi su içeriği (YNSİ) ve düşük yaprak nispi su kaybı (YNSK) genotiplerin kurağa adaptasyonunu daha çok desteklemiştir. Translokasyon kapasitesi kuraklıkla pozitif, bayrak yaprağın yeşil kalma süresi ile negatif ilişkili bulunmuştur. Kalite özelliklerinden protein içeriği, kuru gluten oranı ve mini SDS sedimentasyon hacmi kurak stresi altındaki uygulamalarda artış gösterirken; bin tane ağırlığı ve hektolitre ağırlığı azalmıştır. Kuraklık genel olarak ekmeklik buğday genotiplerinin kalitesini artırıcı yönünde etkilemiştir. Bu çalışmada, kurak stresi altında ekmeklik buğday genotiplerinde kuraklığa adaptasyonu desteklediği belirlenen bu özellikler, farklı gelişme dönemlerinde etkili olan kuraklık tipleri için toleranslı genotip geliştirmek amacıyla, seleksiyon parametresi olarak kullanılabilir nitelikte görülmüştür. Anahtar Kelimeler: Buğday, fizyoloji, kalite, kuraklık, seleksiyon parametresi v

6 ABSTRACT Ph.D THESIS DETERMINATION OF YIELD, PHYSIOLOGICAL, MORPHOLOGICAL AND QUALITY PARAMETERS IN BREAD WHEAT GENOTYPES TO BE USED IN DIFFERENT DROUGHT TYPES Ramazan AYRANCI THE GRADUATE SCHOOL OF NATURAL AND APPLIED SCIENCE OF SELÇUK UNIVERSITY THE DEGREE OF DOCTOR OF PHILOSOPHY IN DEPARTMENT OF FIELD CROPS Advisor: Prof. Dr. Bayram SADE Prof. Dr. Süleyman SOYLU 2012, 326 Pages Jury Prof. Dr. Bayram SADE Prof. Dr. Süleyman SOYLU Prof. Dr. Aydın AKKAYA Prof. Dr. Ali TOPAL Assist. Prof. Dr. Mehmet HAMURCU The aim of this study was to determine the most efficient selection parameters to be used for different drought types evaluating the yield, phenologic, morphologic, physiologic and quality responses of wheat genotypes under controlled field conditions which resembled drought types exist in different plant stages in the Central Anatolia Region. This study was conducted using split-plot design in randomized complate block design with four replicates, five drouhgt treatments (D1: the general drought that represent the long term drought in region, D2: the initiation of stem elongation the initiation of heading stage, D3: the initiation of heading the finaly of flowering stage, D4: grain filling period, D5: full irrigation) as the main plots, and ten bread wheat genotypes (Karahan 99, Bayraktar 2000, Gerek 79, Dağdaş 94, Bezostaja 1, Göksu 99, Konya 2002, BDME 09/1 K, BDME 09/2 K ve KEBVD 24) as the subplots under rain shelter in and plant growing seasons in Konya. In this study, It was evaluated the responses to drought of the yield and yield component, phenologic, morphologic, physiologic and quality characteristics in different plant stages in bread wheat genotypes; otherwise, It was investigated the correlation with drought tolerance parameters between these characteristics. Results showed that grain yield values varied from (D3) to kg/da (K5) under drought treatments, and from (Göksu 99) to kg/da (Konya 2002) among genotypes. If compared to the means of drought treatments with irrigated treatment, the grain yields of genotypes under D1, D2, D3 and D4 treatments were reduced in proportion as 15.3, 16.6, 28.8 and 23.7 % respectively. Yield components also were effected in different ways under drought stress treatments. DSI values which calculated for the grain yield of genotypes ranged between (Dağdaş 94) (Göksu 99). BDME 09/1K and BDME 09/2K were varieties which has to wide adaptation and stability. Göksu 99 had at least grain yield levels in all drought stress conditions. Morphological characteristics generally were effected as negative under drought stres treatments. Under drought stress, some morpholojical parameters such as peduncle lenght, plant height, the length of flag leaf and the waxy of flag leaf stalk contributed to drought adaptation of genotypes more than the other. Phenological properties such as heading, flowering vi

7 and physiological maturity time were negatively correlated with all of the drought treatments; whereas, there was a positive correlation between early ground cover, grain filling period with grain yield. It was found that physiological properties such as lower canopy temparature, the chlorophyll content of flag leaf, stomatal conductance, higher relative water content (RWC), lower relative water loss (RWL) and translocation capacity were positively, but negatively correlated flag leaf duration with grain yield under different drought conditions. Protein content, dry gluten content and mini SDS sedimentation volume showed increase in tratments under drought stress; but, thousand grain weight and hectoliter weight were reduced by drought stress according to irrigated conditions. In this study, the selection parameters which determined that It was positively correlated with grain yield under drought conditions, DSİ, Stability coefficient, RWC and RWL can use for the selection of genetic material in wheat improvement programes for drought tolerance in different drought types. Key words: Drought, physiology, quality, selection parameter, wheat vii

8 ÖNSÖZ Buğday, dünyada gıda güvenliğinin sağlanmasındaki vazgeçilmez rolü, adaptasyon sınırlarının genişliği, kolay ve uzun süre muhafaza edilebilmesi ve taşıdığı birçok özellikleri nedeniyle stratejik bir serin iklim tahılıdır. Dünyada ve Ülkemizde genellikle yağmura bağımlı alanlarda yetiştirilen buğdayın verimini sınırlayan en önemli çevresel stres faktörü kuraklıktır. Buğday üretiminde kuraklığın etkisinin azaltılmasında uygun yetiştirme tekniklerinin kullanılması yanında, kuraklığa toleranslı çeşit geliştirmek de çok büyük öneme sahiptir. Bu çalışma, kuraklığın buğdaya etkisini çeşitli yönleriyle daha detaylı ortaya koyabilmek, farklı dönemlerde görülebilen kuraklık tipleri için etkili seleksiyon parametrelerini belirlemeye çalışmak ve kurağa dayanıklı buğday geliştirmeye yönelik ülkesel ıslah programına katkıda bulunmak amacıyla, iki yıl süreli bir doktora tez çalışması olarak planlanmıştır. Bu araştırmanın konusunun belirlenmesinde ve çalışmalarımın her aşamasında teşvik ve yardımlarıyla beni yönlendiren çok değerli danışman hocalarım sayın Prof. Dr. Bayram SADE ve Prof. Dr. Süleyman SOYLU ya, bu araştırmanın birinci yıl çalışmalarını 1002 Hızlı Destek Programı çerçevesinde destekleyen TÜBĠTAK a, denemenin gerçekleştirildiği arazinin temini konusunda ve tarla çalışmalarının değişik safhalarında her türlü imkanı sağlayan Bahri DağdaĢ Uluslararası Tarımsal AraĢtırma Enstitüsü Müdürlüğüne ve tüm emeği geçenlere en içten teşekkürlerimi arz ederim. Destekleyen KuruluĢ: Araştırmanın birinci yılını kapsayan Orta Anadolu da Farklı Kuraklık Tiplerinde Ekmeklik Buğday Genotiplerinin Verim, Fizyolojik, Morfolojik ve Kalite Özellikleri Yönüyle Tepkileri ile Islahta Kullanılabilecek Uygun Parametrelerin Belirlenmesi başlıklı ve 109O822 nolu proje ile, 1002 Hızlı Destek Programı kapsamında TÜBĠTAK tarafından desteklenmiştir. Ramazan AYRANCI KONYA-2012 viii

9 ĠÇĠNDEKĠLER ÖZET... iv ABSTRACT... vi ÖNSÖZ... viii ĠÇĠNDEKĠLER... ix SĠMGELER VE KISALTMALAR... xi 1. GĠRĠġ KAYNAK ARAġTIRMASI MATERYAL VE YÖNTEM Materyal Bitkisel Materyal Deneme Yeri ve Özellikleri Yöntem Deneme Deseni Araştırmanın Yürütülmesinde Yapılan İşlemler Araştırmada İncelenen Özellikler ARAġTIRMA SONUÇLARI VE TARTIġMA Tane Verimi Kuraklık Hassasiyet İndeksi (KHİ) Verim Stabilitesi Verim Unsurları Metrekaredeki sap sayısı Metrekarede fertil başak sayısı Fertil sap oranı Başak uzunluğu Başakta başakcık sayısı Başakcıkta tane sayısı Başakta tane sayısı Başakta tane ağırlığı Biyolojik verim Hasat indeksi Verim ve Verim Unsurlarının Kuraklık Parametreleri ile İlişkisi Morfolojik Parametreler Bitki boyu Üst boğum uzunluğu Bayrak yaprak boyu Bayrak yaprak eni Bayrak yaprak alanı Yaprak rengi ix

10 Bayrak yaprak kınında mumsuluk Bayrak yaprak kıvrılması Bayrak yaprak dikliği Başakta kılçık uzunluğu Morfolojik Özelliklerin Kuraklık Parametreleri ile İlişkisi Fenolojik Parametreler Erken dönemde toprak yüzeyini kapatma Başaklanma süresi Çiçeklenme süresi Fizyolojik olum süresi Tane doldurma süresi Fenolojik Özelliklerin Kuraklık Parametreleri ile İlişkisi Fizyolojik parametreler Yaprak nispi su içeriği Yaprak nispi su kaybı Bitki örtüsü sıcaklığı Bayrak yaprak klorofil içeriği Bayrak yaprak yeşil kalma süresi Translokasyon kapasitesi Stoma iletkenliği Fizyolojik Özelliklerin Kuraklık Parametreleri ile İlişkisi Kalite parametreleri Protein oranı Kuru gluten oranı Mini SDS sedimentasyon değeri Bin tane ağırlığı Hektolitre ağırlığı Kalite Özelliklerinin Kuraklık Parametreleri ile İlişkisi SONUÇLAR VE ÖNERĠLER Sonuçlar Öneriler KAYNAKLAR ÖZGEÇMĠġ x

11 SĠMGELER VE KISALTMALAR Kısaltmalar BB: Bitki Boyu BBS: Başakta Başakcık Sayısı BCTS: Başakcıkta Tane Sayısı BKU: Başakta Kılçık Uzunluğu BS: Başaklanma Süresi BTA: Başakta Tane Ağırlığı BTA: Bin Tane Ağırlığı BTS: Başakta Tane Sayısı BU: Başak Uzunluğu BV: Biyolojik Verim BYA: Bayrak Yaprak Alanı BYB: Bayrak Yaprak Boyu BYD: Bayrak Yaprak Dikliği BYE: Bayrak Yaprak Eni BYK: Bayrak Yaprak Kıvrılması BYKİ: Bayrak Yaprak Klorofil İçeriği BYKM: Bayrak Yaprak Kınında Mumsuluk B-YNSİ: Başaklanma dönemi Yaprak Nispi Su içeriği B-YNSK: Başaklanma dönemi Yaprak Nispi Su Kaybı BYR: Bayrak Yaprak Rengi BYYKS: Bayrak Yaprak Yeşil Kalma Süresi ÇS: Çiçeklenme Süresi EDTYK: Erken Dönem Toprak Yüzeyini Kapatma E-YNSİ: Erken dönem Yaprak Nispi Su İçeriği E-YNSK: Erken dönem Yaprak Nispi Su Kaybı FSO: Fertil Sap Oranı Hİ: Hasat İndeksi HLA: Hektolitre Ağırlığı K1: Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık K2: Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı K3: Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı K4: Tane doldurma dönemi kuraklığı K5: Tam sulu koşullar KGO: Kuru Gluten Oranı KHİ: Kuraklık Hassasiyet İndeksi BÖS: Bitki örtüsü Sıcaklığı LSD: Least Significant Difference MFBS: Metrekarede Fertil Başak Sayısı MSS: Metrekarede Sap Sayısı NDVI: Normalized Difference Vegetation Index PO: Protein Oranı Sİ: Stomal İletkenlik TDS: Tane Dolum Süresi TK: Translokasyon Kapasitesi ÜBU: Üst Boğum Uzunluğu ZD: Zadoks Skalası xi

12 1 1. GĠRĠġ Çevresel stres faktörlerinden kuraklık, dünyada ve ülkemizde yağışa bağımlı tarım alanlarının büyük bir bölümünde bitkisel üretimi sınırlayan en önemli faktördür. Ülkemizde yetiştirilen buğdayın büyük bir kısmı (% 80) yağışa bağımlı (kuru tarım) tarım yapılan alanlarda yetiştirilmektedir. Bunun büyük bir bölümünü ise Orta Anadolu ve Geçit Bölgeleri oluşturmaktadır. Bu bölgede verimi etkileyen unsurların başında yetersiz yağış miktarı ve yağışın yetişme periyodu içindeki düzensiz dağılımı gelmektedir. Bu durum, kuraklığın şiddetine ve dağılımına bağlı olarak % lere varan verim kayıplarına neden olabilmektedir (Öztürk, 1999a). Farklı gelişme dönemlerindeki kuraklığın, buğdayda verimi oluşturan unsurları nasıl ve ne ölçüde etkilediğinin daha iyi anlaşılması ve bunları değerlendirebilecek uygun parametrelerin belirlenmesi, ekolojik koşulları belli olan bir bölgeye, hakim kuraklık tipine göre, daha iyi adapte olabilecek ve daha yüksek verimli genotiplerin ıslahında ilerlemeler sağlamasına ve daha yüksek başarılara ulaşılmasına yardımcı olabilecektir. Ülkemizde yürütülmekte olan ülkesel ekmeklik buğday ıslah programlarında, kuraklığa toleranslı çeşit geliştirmede kullanılan tarla (tane verimi ve morfolojik karakterler gibi) ve laboratuar (kalite özellikleri gibi) kaynaklı parametrelerle belirli bir genetik ilerleme kaydedilmiştir. Fakat gelinen nokta, tatmin edici görülmemekte ve yeni yaklaşımların geliştirilmesine ihtiyaç duyulmaktadır. Üstelik son yıllarda kuraklık tipinde önemli değişkenlikler yaşanmakta, kuraklığa dayanıklılıkta yıllardır kullanıla gelen erkencilik, birçok yılda kurağa dayanıklılık mekanizması olarak yetersiz kalmakta ve bu sebeple yeni gelişmiş parametrelere olan ihtiyaç açıkça kendisini göstermektedir (Sade, 2008). Kuraklığa ve yüksek sıcaklığa toleranslı çeşit geliştirmede, erkencilik, tane verimi gibi birincil karakterlere dayalı yapılan seleksiyonların yeterince etkili olamayacağı, fizyolojik karakterler gibi ikincil karakterlere dayalı dolaylı seleksiyon kriterleri ile desteklenmesi gerektiği yönünde ıslahçılar arasında ortak bir kanaat oluşmuştur. Bu çalışma, ekonomik ve stratejik bir öneme sahip olan buğday ıslahında, buğdayın kurak koşullara adaptasyonunu artıran ikincil karakterler üzerinden yapılan seleksiyon ve bu karakterlerin hedef bitkiye kazandırılması yoluyla birincil karakterlerde genetik ilerleme sağlayarak, ülkesel ekmeklik buğday ıslah programlarına yeni bir dinamizm kazandırmayı amaçlamaktadır. Bu amaçla, Orta Anadolu Bölgesinde farklı bitki gelişim dönemlerinde görülebilen kuraklık tiplerinin modellendiği bu

13 2 çalışmada; kontrollü tarla şartları altında 10 ekmeklik buğday genotipinin, farklı bitki gelişim dönemlerindeki kuraklık stresine, verim, fenolojik, morfolojik, fizyolojik ve kalite özellikleri yönüyle tepkileri değerlendirilmiş; bu özelliklerin kuraklığa dayanıklılık parametreleri ile ilişkileri incelenmiş ve farklı kuraklık tipleri için kullanılabilecek en etkin seleksiyon parametreleri belirlenmeye çalışılmıştır.

14 3 2. KAYNAK ARAġTIRMASI Duwayri (1984) kurak şartlar altında yetiştirilen buğdayın tane verimi ve verim unsurları üzerine bayrak yaprak ve kılçığın etkisini belirlemek amacıyla yaptıkları bir çalışmada, bayrak yaprak ve kılçığın ayrı ayrı bitkiden uzaklaştırıldığı uygulama ile ikisinin birlikte bitkiden uzaklaştırıldığı uygulama kontrol olarak kullanılmıştır. Bu çalışmada elde edilen sonuçlara göre, Bayrak yaprağın uzaklaştırıldığı (% 10.7), kılçığın uzaklaştırıldığı (% 15.9) ve her ikisinin birlikte bitkiden uzaklaştırıldığı (% 21.9) uygulamalar tane verimini önemli bir şekilde azaltmıştır. Bitki başına tane sayısındaki azalma ise sırasıyla % 11.1, 11.3 ve 11.2 olmuştur. Tane ağırlığındaki azalma ise, kılçık uzaklaştırılmasında % 5.2 ve her ikisinin birlikte uzaklaştırılmasında % 11.3 oranında gerçekleşmiştir. Çalışılan özelliklerin hiç birisi için genotip x muamele interaksiyonu tespit edilmemesine rağmen, kurak şartlara adapte olan lokal çeşitlerin tane verimleri, kılçığın uzaklaştırılması ile diğer genotiplerden daha fazla etkilenmiştir. Blum ve ark. (1989a) İsrail de kuzey Negev Çölü nden yerel buğdayların kurağa tepkilerini araştırmak amacıyla yürüttükleri araştırmada, 68 yerel çeşidi, iki farklı kuraklık rejimi, bir optimum koşullar ve bir de yağmur korunağı altında kontrollu çevre şartlarında; biyomas, tane verimi ve verim komponentleri, hasat indeksi, bitki fenolojisi, bitki örtüsü sıcaklıkları, kimyasal bitki kurutucularıyla tane ağırlığı kaybı, PEG ile uyarılmış kuraklık stresi ile büyüme azalması, ozmatik düzenleme gibi özellikleri çeşitli denemelerle değerlendirmişlerdir. Araştırma sonuçlarına göre, yerel çeşitler arasında tüm kurağa tepki parametreleri için önemli farklılıklar belirlenmiştir. Kardeşlenmeden sonraki artan kurak stresi altında yerel çeşitler arasında tane verimindeki varyasyon, birim alanda başak sayısı tarafından geniş bir şekilde etkilenmiştir. Tane ağırlığının stres altındaki yerel çeşitler arasında verim varyasyonuna çok az bir katkısı olmuştur. Araştırmacılar bunun, uzun boylu (131 cm) yerel çeşitlerin kurak stresi altında sap rezerv mobilizasyonu tarafından tanenin büyümesini mükemmel bir şekilde desteklemesinden kaynaklanmasına bağlamışlardır. Yerel çeşitlerde bitki örtüsü sıcaklığı ile verimin kurak koşullarda negatif korelasyon verdiğini, geç çiçeklenme özelliğinin verimde düşüşe neden olduğunu bildirmişlerdir. Blum ve ark. (1989b) kuraklığa dayanıklılık için bir seleksiyon indeksi olarak, kurak stresi altında bitki örtüsü sıcaklığını kullanmanın yararı ve değişik nem koşulları altında bitki örtüsü sıcaklığı ile verim stabilitesi arasındaki ilişkiyi değerlendirmişlerdir.

15 4 Bu amaçla 1986/87 ve 1987/88 yıllarında sırasıyla 68 ekmeklik buğday ve 17 makarnalık buğday genotipi test edilmiştir. Bütün materyal, tam sulu veya sezonun ilerlemesi ile artan nem stresi uygulanan, bir yağmur korunağı altında yetiştirilmiştir. Çalışmada tane verim stabilitesi, stresli ve stressiz çevreler arasında verim farklılığından elde edilen kuraklığa hassasiyet indeksi (KHİ) her genotip için tahmin edilmiştir. Elde edilen bu stabilite değerleri, her genotip için nispi su stresini ifade eden kurak stresi altında öğle vakti ölçülen bitki örtüsü sıcaklıkları ile karşılaştırılmıştır. Her iki yılda KHİ ve bitki örtüsü sıcaklıkları arasında pozitif korelasyon (0.64, P<0,01) bulunmuştur. Bu çalışmada, stres altında oransal olarak daha fazla verim kaybeden, daha büyük su stresi altında da bu eğilimi sürdüren ve öğlen vaktinde orta yükseklikte bitki örtüsü sıcaklık değerleri veren genotiplerin kurağa hassas olduğu belirtilmiştir. Bu sonuçların, kurağa dayanıklılık için seleksiyonda bir parametre olarak bitki örtüsü sıcaklığını kullanmaya devam etmenin yanı sıra, kurak stresi altında verim stabilitesinin değerlendirilmesi için iki farklı ve iyi tanımlanmış su rejimlerinin kulanılması gerektiğini desteklediği ifade edilmiştir. Ritchie ve ark. (1990) sera koşullarında, tane doldurma döneminde kuraklık stresi uygulanmış ve iyi sulanmış TAM W-101 (kurağa dayanıklı) ve Sturdy (kurağa hassas) çeşitlerinde oransal nem içeriği ve gaz değişim parametrelerini karşılaştırmak amacıyla yürüttükleri çalışmada; hem sulu hem de kuraklık stresi koşullarında TAM W- 101 çeşidinin yüksek oransal nem içeriğine ve fotosentez aktivitesine sahip olduğunu ve bunların bu çeşidin kuraklığa dayanıklılığını sağlayan parametreler olabileceği belirtilmiştir. Richards (1992) yarı bodur ve uzun boylu çeşitlerin kardeş hatları üzerinde bodurluk geninin kurak koşullarda verimde düşüşe neden olup olmadığını araştırmak amacıyla Avustralya da yürüttüğü çalışmada; Rht1 veya Rht2 geninin bitki boyunda % 23 oranında azalmaya neden olduğunu, en yüksek verimin cm boyundaki hatlardan elde edildiğini, kısa boylu hatların uzun boylulara göre daha yüksek verim verdiğini, boydaki her 10 cm lik artışa karşılık hasat indeksinin % 3.7 azaldığını, bitki boyundan ziyade başaktaki tane sayısının kuraklığa daha hassas olduğunu, başaktaki tane sayısı ile bin tane ağırlığı arasındaki ilişkide telafi mekanizmasının etkili olduğunu, başaktaki tane sayısı ve bin tane ağırlığının verimle pozitif korelasyon verdiğini bildirmiştir. Van Oosterom ve Acevedo (1993) Suriye de 1989 yılında iki farklı bölgede çevre ve fenolojinin arpanın gelişim ve verimi üzerine olan etkilerini araştırmak

16 5 amacıyla yaptıkları çalışmada; yaprakların yeşil kalma süreleri, özgül yaprak alanı ve bitki büyüme hızlarını erkenci, orta erkenci ve geççi çeşitlerde karşılaştırmışlardır. Çalışmada orta erkenci çeşitlerin erkenci çeşitlere göre daha uzun yaprak yeşil kalma süresine sahip olurken, en uzun yeşil kalma süresinin geççi çeşitlerde olduğunu ve bunun verimle zayıf korelasyon verdiğini, geççi çeşitlerin düşük bitki gelişme hızı ve düşük verim verdiğini, orta erkenci çeşitlerin geççi çeşitlere göre daha yüksek bitki gelişme oranı verdiğini ama erkenci çeşitlerden daha yüksek verim vermediğini, sonuç olarak yüksek bitki gelişme hızına ve yaprakların daha uzun yeşil kalma sürelerine sahip erkenci çeşitlerin bölge için uygun olacağını bildirmişlerdir. Collaku (1994) Cezayir de yılları arasında kurak koşullarda kurmuş olduğu tarla denemelerinde, F5 kademesindeki materyalde verim, verim komponentleri, bitki boyu ve hektolitre ağırlıklarının kalıtımını araştırmıştır. En yüksek kalıtımın bitki boyunda, tane ağırlığında ve başak boyunda olduğunu, kuraklık yüzünden başaktaki tane sayısında ise kalıtımın düşük olduğunu ve hiç birinin tek başına verimi açıklamaya yetmediğini bu nedenle verim indeksi hesabında hepsinin bulunması gerektiğini bildirmiştir. Sadıq ve ark. (1994) Pakistan ın Tandojam bölgesinde yıllarında yürüttükleri araştırmada, tarla şartlarında çeşitli derecelerde kuraklık stresinin oluşturulduğu farklı toprak suyu seviyelerinde, kurak stresi altında buğdayın tane verimini detaylı şekilde ifade eden genotipik farklılıkları açıklamak için, 21 ticari çeşit ve ileri hat değerlendirilmiştir. Bu çalışmayla araştırmacılar, kurak toleransı ve kurağa hassasiyeti göstermek için, tane verimi ve verime dayalı indisler üzerine veriler ortaya koymuşlardır. AZS-4 genotipi kurağa toleranslı; AZS-17 ve Pavon kurağa hassas olarak tanımlanmıştır. Stres altında yüksek tane veriminin, yüksek verim potansiyeline göre ifade edilerek açıklanabileceğini belirten araştırmacılar çalışmalarında, tane veriminin kurağa toleransın en iyi göstergesi olduğunu ifade etmişlerdir. Jamal ve ark. (1996) Pakistan da yıllarında iki yıl süreyle farklı gelişme dönemlerinde (kardeşlenme, sap uzaması, gebecik ve başaklanma dönemi) buğdayın su stresine tepkilerini araştırdıkları çalışmada, stres uygulanan parseller gerektiğinde demir kafesler üzerine yerleştirilen polietilen örtü ile korunmuştur. Tane verimi, sap verimi, hasat indeksi ve tanede protein oranının incelendiği bu araştırmada; tane veriminin bütün gelişme dönemlerinde su stresi ile önemli derecede azaldığı, ancak maksimum azalmanın başaklanma dönemi kuraklığında görüldüğü belirlenmiştir. Çeşitler ve su stresi konuları arasındaki interaksiyon önemli bulunmuş, Kohinoor, bilhassa

17 6 başaklanma dönemi stresinde, su stresine en hassas çeşit olarak belirlenmiştir. Sap verimi sadece sap uzaması dönemindeki su stresi tarafından azaltılmış; hasat indeksi tüm stres konularında önemli derecede azalmış; tane protein oranı ise tam tersine su stresi ile artmıştır. Blum ve Pnuel (1998) 12 ekmeklik buğday çeşidini toplam yağış miktarının 230 ile 755 mm arasında değiştiği 16 değişik bölgede verim stabilitesi ve bazı parametreler açısından test amacıyla yetiştirmişlerdir. Düşük yağışların olduğu bölgelerde kuraklık stresinin sapa kalkma döneminde oluştuğunu, tane doldurma süresinde ise stres oluşmadığını, yağıştaki farklılığın verimdeki ve verim komponentlerindeki farklılıkların % 75 ini açıkladığını, en fazla etkilenen komponentin başakta başakcık sayısı olduğunu, bunu kardeşlerin hayatlarını devam ettirme oranının takip ettiğini, başakcıktaki tane sayısının telafi edici özellik olarak önemli olduğunu, çeşitler arasındaki verim farklılıklarının oluşmasında ozmotik düzenleme, yüksek sıcaklık toleransı ve bitki örtüsü sıcaklığının etkili olduğunu, translokasyon kapasitesinin etkili olmadığını, 300 mm yağışın altındaki bölgelerde ve verimin 350 kg da -1 den az olduğu durumlarda erkenciliğin verimle korelasyon verdiğini, erkencilik, ozmotik düzenleme ve yüksek sıcaklık toleransının bütün çeşitlerde korelasyon verdiğini, sonuç olarak ozmotik düzenlemenin sapa kalkma ve başaklanma döneminde yani daha erken dönemde ölçülmesi durumunda kurağa dayanıklılık için bir gösterge olabileceğini bildirmişlerdir. Fischer ve ark. (1998) Meksika da yılları arasında ıslah edilmiş 8 adet yarı bodur ekmeklik buğday çeşidini sulanır ve optimum koşullarda 6 yıl süre ile yetiştirmişler, 3 yıl süre ile de fizyolojik parametreleri ölçmüşlerdir. Stoma iletkenliği, maksimum fotosentez hızının ve bitki örtüsü sıcaklığı ile atmosfer sıcaklığı arasındaki farkın 3 yıllık ortalamalarının 6 yıllık verim ortalaması ile istatistiki olarak anlamlı (r= 0.94) korelasyon verdiğini, C13 izotop farklılığının verim ilerlemesi ile pozitif olarak ilişkili olduğunu, buna karşın bayrak yaprak alanı, yaprak özgül ağırlığı, azot içeriği ve klorofil içeriği, tane doldurma dönemindeki bitki büyüme oranı gibi özelliklerin genetik verim ilerlemesiyle bir ilişki vermediğini, sonuç olarak bitki örtüsü sıcaklığının potansiyel seleksiyon parametresi olabileceğini bildirmişlerdir. Hafid ve ark. (1998) Kuzey Afrika da yetiştirme periyodlarında 6 adet yazlık makarnalık buğdayda dört farklı sulama rejiminde fotosentetik aktivite, CO 2 değişim oranları, oransal nem içerikleri, stoma iletkenliği gibi fizyolojik parametrelerin kuraklıkla ilişkilerini araştırdıkları çalışmada; fotosentez etkinliğinde stoma iletkenliğinin azalmasından kaynaklanan bir düşüş olduğunu, kuraklığa dayanıklı çeşit

18 7 belirlemede etkili faktörlerin CO 2 değişim oranına düşük hassasiyet, net CO 2 alımının bitki su kaybına oranı, oransal nem içeriği, stoma drenci ve kurak koşullardaki yüksek ozmotik düzenleme olabileceğini belirtmişlerdir. Kalaycı ve ark. (1998) tarafından yürütülen Orta Anadolu koşullarında kurağa dayanıklı buğday genotiplerinin belirlenmesi ve morfolojik ve fizyolojik parametrelerin geliştirilmesi konulu bir araştırmada, kuraklığın meydana geliş zaman ve şiddetine göre farklı parametrelerin kurağa dayanıklılıkla farklı ilişki verdiğini belirlemişlerdir. Bu araştırma sonuçlarına göre; Orta Anadolu koşullarında en stabil verime sahip çeşitlerin Gerek 79, Bolal 2973 ve Dağdaş 94 olduğu, normal düzeydeki kuraklıklarda, morfolojik parametrelerin özellikle bitki boyu ve yaprak eninin dayanıklılığı belirleyici en önemli unsurlar olduğu (uzun boylu ve dar yapraklı çeşitler bu tür orta düzeyli kuraklıklara daha dayanıklı bulunmuştur); sıcaklık stresi ile birlikte gelen aşırı kuraklılık hallerinde, fizyolojik parametrelerin özellikle doku toleransı ve yüksek sıcaklıkta yaprak su tutma kapasitesi önemli olmuştur. Bunların yanında çimlenme devresindeki kurağa dayanıklılık testi, kuraklık nedeniyle turgor kapasitesinde daralma gibi parametrelerin de özellikle aşırı kuraklılık streslerinde önemli parametreler olduğu gözlenmiştir. Geç dönem kuraklık streslerinde, erkenciliğin (bir kaçış mekanizması olarak) etkili olduğu; verim unsurları arasında ise en önemlisinin birim alandaki fertil başak sayısı olduğu, dane doldurma süresinin dane doldurma hızından daha önemli olduğu belirlenmiştir. Sımane ve ark. (1998) Etiyopya da makarnalık buğday çeşitleri ile kurak ve optimum koşullarda yürüttükleri tarla ve sera denemelerinde oransal büyüme hızı, verim ve verim komponentlerini karşılaştırmışlardır. Oransal büyüme hızlarının çeşitler arasında varyasyon gösterdiğini, kurağa dayanıklı çeşitlerin optimum koşullarda yüksek, stres koşullarında ise düşük büyüme hızına sahip olduğunu, uzun vejetasyon döneminin tane doldurma süresinin kısalması ile ilişki verdiğini, metrekarede başak sayısı ile verim arasında pozitif bir ilişki bulunmasına karşın başakta tane sayısı ve tane ağırlığı ile dolaylı olarak negatif korelasyon verdiği, tane doldurma süresinin çeşitler arasında farklılık gösterdiği ve verim üzerinde büyük etkisi olduğu, düşük oransal büyüme hızı, uzun tane doldurma süresi ile birlikte başaktaki yüksek tane sayısının kuraklığa dayanıklılık kriteri olarak kullanılabileceği sonucuna varmışlardır. Frederick ve Bauer (1999) fizyolojik olgunlaşma süresinin, başaklanma tarihi, tane büyüme hızı ve tane doldurma süresi tarafından kontrol edildiğini; bunun yanında, tane doldurma süresi, bitki sağlığı ve besin durumu, asimilatlar için depolanacak yer ihtiyacı ve hava sıcaklığı gibi faktörler tarafından belirlendiğini ifade etmişlerdir.

19 8 Başaklanmadan sonraki koşullar tarafından belirlendiği için, tane doldurma süresi üzerine, endosperm hücreleri ve burada oluşan nişasta granüllerinin büyüklüğü, tanenin elde edilebilir asimilatlardan yararlanma kapasitesinin de etkili olduğu belirtilmiştir. Öztürk (1999a) Erzurum da kuraklığın kışlık buğdayın gelişmesi ve verimine etkisini araştırmak amacıyla, ve yıllarında parsel örtüleri kullanarak yürüttüğü araştırmada, kuraklığın Doğu-88 kışlık buğday çeşidinin gelişmesi ve verimine etkisini incelemiştir. Sulu koşullar (SK), kuru koşullar (KK), fide tabanında 2. boğumun görüldüğü dönemden süt olum dönemi başlangıcına kadarki süreci kapsayan erken kuraklık (EK), süt olum dönemi başlangıcından hasat dönemini kapsayan geç kuraklık (GK) ve tam kuraklık (TK) uygulamalarını içeren bu araştırma sonuçlarına göre, EK uygulaması SK uygulamasına göre birim alandaki tane sayısının % 44.4, 1000 tane ağırlığının % 6.9, tane veriminin ise % 40.6 oranında azalmasına neden olmuştur. GK yeşil dokulardaki yaşlanmayı hızlandırmayla ilişkili olarak daha kısa yeşil alan süresi (27.5), daha düşük 1000 tane ağırlığı (3.8 g) ve tane veriminde azalma (% 24.0) ile sonuçlanmıştır. TK, SK a göre birim alandaki tane sayısını % 54.9, tane ağırlığını % 19.9, tane verimini ise % 65.6 oranında azaltmıştır. Tane verimindeki varyasyon esas olarak uygulamaların birim alandaki tane sayısı üzerindeki etkisinden kaynaklanmıştır. EK başlıca birim alandaki tane sayısını, GK ise tane ağırlığını sınırlamıştır. EK ın tane verimine olumsuz etkisi GK a göre daha fazla olmuştur. Öztürk (1999b) tarafından Erzurum da ekmeklik buğday genotiplerinde kurağa dayanıklılığı araştırmak amacıyla ve yıllarında yürütülen bir çalışmada, 26 buğday genotipi yaprak nispi su içeriği (YNSİ), yaprak nispi su kaybı (YNSK) ve kurağa duyarlılık indeksi (KDİ) parametreleri temel alınarak, kurağa dayanıklılık yönünden değerlendirilmiştir. Kurağa dayanıklılık parametreleri yönünden buğday genotipleri arasında önemli farklar bulunmuştur. Genotiplerin kuru koşullardaki YNSİ % , YNSK g/g/s, KDİ değerleri ise arasında değişmiştir. Yüksek YNSİ, düşük YNSK ve KDİ değerleri nedeniyle, Dağdaş-94, Doğu-88, Haymana-79 ve Yayla-305 çeşitlerinin, öteki genotiplere kurağa daha dayanıklı oldukları saptanmıştır. Buna karşılık Bezostaja- 1, Karasu- 90, SXL/VEE S, Turkey-13 ve Tir buğdayı ise kurağa en duyarlı genotipler olarak tanımlanmıştır. Rashid ve ark. (1999) Macaristan koşullarında 12 yazlık buğday çeşidinde sulu ve kuru koşullarda bitki örtüsü sıcaklıklarını ölçmüşler, kurak koşullarda ölçülen bitki örtüsü sıcaklığı ile verim ve kurak hassasiyet indeksi arasında istatistiki olarak önemli

20 9 korelasyonlar bulmuşlar ve bitki örtüsü sıcaklığının kurağa dayanıklı çeşit geliştirmede seleksiyon kriteri olabileceğini bildirmişlerdir. Abayomi ve Wright (1999) yazlık ekmeklik buğday çeşitlerinin değişik dönemlerinde uyguladıkları kuraklık stresinin büyüme, verim ve verim komponentleri üzerine olan etkilerini araştırmışlardır. Bu çalışmada; erken dönemde oluşan kuraklık stresinin etkisinin az olduğunu, bitkinin yeniden toparlanmasının geç döneme göre daha iyi olduğunu, bu dönemde oluşan kuraklığın kardeşlenmeyi azalttığını ama sulama sonrası geç dönem kardeşlenmenin bunu telafi ettiğini, başaklanma öncesi oluşan kuraklığın fertil başak sayısını ve başakcıkta tane sayısını azalttığını ve bunun verimi önemli ölçüde düşürdüğünü, çeşitler arasında verim ve verim stabilitesi açısından farklılık olduğunu, en büyük verim düşüklüğünün ise tane doldurma döneminde oluşan kuraklık sonucunda olduğunu bildirmişlerdir. Borrell ve ark. (2000) Avustralya da 8 adet hibrit sorgum çeşidi ile tane doldurma döneminde yaprakların yeşil kalma sürelerinin verime olan etkisini araştırmışlardır. Araştırıcılar sulu koşullarda yetişen bitkilerde yaprakların yeşil kalma sürelerinin verime herhangi bir etkisi olmazken, kurak koşullarda yaprakların uzun süre yeşil kalmasının toplam biyoması ve tane verimini olumlu yönde etkilediğini belirtmişlerdir. Duggan ve ark. (2000) Kanada da verim komponentleri arasındaki ilişkilerin verim stabilitesinin ne kadarını açıkladığını belirlemek amacıyla, 5 kışlık kırmızı sert ekmeklik buğdayı 15 tarla denemesinde yılları arasında test ettikleri araştırmada; kurak koşullarda çeşitler arasındaki verim farkının oldukça az olduğunu, başaktaki yüksek tane sayısı ile birlikte yüksek kardeşlenmenin düşük stres koşullarında adaptasyon için önemli olduğunu, erken dönemde fazla kardeşlenmenin geç dönemdeki kuraklıktan dolayı ölümler nedeniyle kurak koşullarda avantaj olmadığını, kardeş ölüm potansiyeli yüksek olan çeşitlerde besin deposu kapasitesinin sınırlandırılması nedeniyle verimde düşüşe neden olabileceğini, bu nedenle kardeşlerin hayatlarını devam ettirebilme kabiliyetlerinin kurak koşullarda verim stabilitesini belirlemede önemli bir faktör olduğunu belirtmişlerdir. Dencic ve ark. (2000) Yugoslavya da 30 ekmeklik buğday çeşidi ve değişik ülkelerden topladıkları 21 yerel popülasyonu optimum ve kurak koşullarda bitki boyu, başaktaki steril başakcık sayısı, başakta başakcık sayısı, başakta tane sayısı, başakta tane ağırlığı, bin tane ağırlığı ve verim açısından karşılaştırdıkları çalışmada; başakta tane sayısı, başaktaki tane ağırlığı, bin tane ağırlığı ve verimin, kuraklığa bitki

21 10 boyundan ve başaktaki başakcık sayısından daha hassas olduğunu, çeşitlerin verimlerinin kuraklık ve optimum koşullarda yerel popülasyonlardan daha iyi olduğunu, analiz edilen parametrelerle verim arasında optimum koşullarda bir ilişki bulunamadığını, kurak koşullarda ise başaktaki tane sayısı ile pozitif ilişki verdiğini belirlemişlerdir. Subhani ve Chowdhry (2000) kurak stresi ve normal şartlarda ekmeklik buğdayda korelasyon ve path katsayısı analizi üzerine yaptıkları araştırmada, sulu koşullarda, bitki başına tane verimi ve bayrak yaprak alanı, bayrak yaprak özgül ağırlığı, bitkide kardeş sayısı, üst boğum uzunluğu, başak boyu, başakta tane sayısı, 1000-tane ağırlığı, ana sap tane ağırlığı, bitki biyoması ve hasat indeksi arasında olumlu ve önemli korelasyonlar belirlenmiştir. Başaklanma süresi ve bitki başına verim arasında negatif ve önemli korelasyon tespit edilmiştir. Kurak stresi şartlarında ise, tane verimi ile bayrak yaprak alanı, bayrak yaprak özgül ağırlığı, bitki boyu, üst boğum uzunluğu, başak boyu, başakta tane sayısı, 1000-tane ağırlığı, ana sap tane ağırlığı, bitki biyoması ve hasat indeksi arasında pozitif ve önemli ilişkiler belirlenmiştir. Başaklanma süresi sulu şartlara benzer şekilde, tane verimi ile olumsuz ve önemli korelasyona sahip olmuştur. Gupta ve ark. (2001) iki buğday çeşidi ile kuraklık stresinin değişik gelişme dönemlerinde etkilerini araştırmak amacıyla yaptıkları çalışmada, tane doldurma dönemi başlangıcında oluşan kuraklığın kuru madde ağırlığında, tane sayısında, hasat indeksinde ve verimde düşüşe neden olduğunu, buna karşın sapa kalkma döneminde oluşan kuraklığın bitki boyunda ve kardeş sayısında azalmaya neden olduğunu bildirmişlerdir. Guttieri ve ark. (2001) ABD nin Idaho eyaletinde 1995 ve 1996 yıllarında, yazlık buğdayda tane verimi ve kalite parametrelerinin iki su stres rejiminde oransal hassasiyeti belirlemek amacıyla yürüttükleri araştırmada, su stresi altında yazlık buğday kalite parametrelerinin stabilitesi ile tane verimi ve verim unsurlarının stabilitesini karşılaştırmalı olarak değerlendirmişlerdir. Şiddetli kuraklığın etkisini belirlemek için on altı adet yazlık buğday çeşidinin kullanıldığı çalışmada, tane verimi ve verim unsurları, un proteini, un ekstraksiyonu, hamur özelliklerini incelemişlerdir. Araştırma sonuçlarına göre, su stresi çeşitlerin verimini farklı ve önemli şekilde etkilemiştir. Genel olarak nem eksikliği ile uyarılan verim azalması esas olarak tane ağırlığındaki azalma sebebiyle olup, özel çeşitlerin verimi üzerine nem eksikliğinin etkileri yaygın bir şekilde başakta tane sayısı üzerinden olmuştur. Verim için kuraklığa hassasiyet indeksleri çeşit

22 11 verim potansiyelleriyle ilişkili bulunmuştur. Orta düzeydeki nem seviyesi tarafından verim azalması ile şiddetli nem açığı tarafından oluşturulan verim azalmasının tahmininin yapılamayacağı belirtilmiştir. Un ekstraksiyonu ve miksograf pik zamanı üzerine kuraklık şiddetinin etkisi çeşitlere göre değişiklik göstermiştir. Kurak stresi başlangıçtaki noodle (şehriye) parlaklığını azaltmış ve sarılığını artırmıştır. Test ağırlığı ve un ekstraksiyonuna ait KHİ ile tane verimine ait KHİ ilişkili bulunmuştur. Bu yüzden, kurak stresi altında verim stabilitesine dayanarak kuraklığa toleranslı şeklinde tanımlanan genotipler, stabil test ağırlığı ve un ekstraksiyonuna sahip genotipler olarak tanımlanmıştır. Güler (2001) tarafından Ankara da yılları arasında ekmeklik buğdayın farklı gelişme dönemlerindeki su stresinin bazı kalite özelliklerine etkilerini belirlemek amacıyla yürütülen çalışmada, Bezostaja 1, Gün 91 ve Gerek 79 ekmeklik buğday çeşitleri kullanılmıştır. Çeşitlerin belirli gelişme dönemlerindeki su stresine ilişkin sulama uygulamaları; bitkilerin tüm gelişme dönemlerinde stressiz (S1), tane dolumu döneminde stresli (S2), başaklanma öncesinde stresli (S3), sapa kalkma döneminde stresli (S4) ve bitkilerin tüm gelişme dönemlerinde stresli (S5) olmak üzere yapılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, ele alınan kalite özellikleri bakımından çeşitler ve su stresi konuları arasında istatistiki farklılıklar belirlenmiştir. Kalite özelliklerine ilişkin en yüksek değerler genellikle bitkilerin tüm gelişme dönemlerinde stressiz olduğu uygulamalar ile tane dolumu döneminde stresli olduğu uygulamalarda elde edilmiştir. En düşük değerler ise, bitkilerin tüm gelişme dönemlerinde stresli olduğu uygulamalarda elde edilmiştir. Kalite özelliklerine ilişkin en yüksek değerler genellikle Bezostaja 1 çeşidinden elde edilmiştir. Talbert ve ark. (2001) Amerika da 12 yazlık buğday melezinden elde edilen 50 adet F3 seviyesindeki ıslah materyalinde başaklanma tarihi ile fizyolojik olgunluk dönemi arasındaki süre açısından genetik varyasyonu belirlemek amacıyla yaptıkları çalışmada, tane protein kapsamının, başaklanma tarihinin ve bin tane ağırlığının kalıtımının yüksek olduğunu, erken başaklanma tarihi ile birlikte geç fizyolojik olumun uzun tane dolum süresi ile, dolayısıyla verimle alakalı olduğunu, kuru koşullarda erken başaklanma ile yüksek protein arasında pozitif bir ilişki bulunurken, bunun tane doldurmanın yağışlı ve serin olduğu koşullarda düşük protein içeriği ile ilişkili olduğunu bildirmişlerdir. Merah (2001) Fransa da yılları arasında Akdeniz bölgesinden toplanan 144 makarnalık buğday genotipinde kuraklık göstergesi olabilecek

23 12 parametrelerden oransal nem içeriği ve ozmotik potansiyel ile hasat indeksi ve verim arasındaki ilişkileri belirlemek amacıyla yürüttüğü araştırmada; oransal nem içeriği ile ozmotik potansiyelin Akdeniz bölgesinde kuraklığa dayanıklılık için seleksiyon kriteri olabileceğini bildirmiştir. Dhanda ve Sethi (2002) Hindistan da iki yıl süre ile buğday genotiplerini tam sulanmış, tane doldurma dönemi başında kuraklık ve tane doldurma dönemi sonuna doğru kuraklık uygulanan koşullarda yaprak su tutma kapasitesi, membran stabilitesi, oransal nem içeriği, başaklanma tarihleri açısından inceledikleri çalışmada; genotip x çevre interaksiyonunun önemli olduğunu, parametreler açısından kurak koşullarda farklılıklar oluştuğunu, kuraklığa reaksiyon açısından her çeşit için farklı parametrenin öne çıktığını belirtmişlerdir. Cseuz ve ark. (2002) Macaristan da buğday ıslah programında tarla koşullarında kuraklığa dayanıklı hatların seleksiyonunda kullanılabilecek olan translokasyon kapasitesi ve bayrak yaprağı oransal nem içeriklerini karşılaştırdıkları araştırmada, bayrak yaprağına tane doldurmanın 14. günü % 2 lik NaClO 3 uygulamışlar ve bu yapraklarda karbonhidrat ölçümlerinin yanı sıra oransal nem içeriklerini belirlemişlerdir. Oransal nem içeriğinin daha çok kütikula dayanıklılığı ile alakalı olduğunu, bu nedenle diğer parametrelerle ilişki vermediğini, translokasyon kapasitesinin ise seleksiyon kriteri olarak kullanılabileceğini ama yine de morfololojik parametrelerin seleksiyonda hala önemli olduğunu bildirmişlerdir. Motzo ve Giunta (2002) kılçıksızlığın makarnalık buğdayın yakın izogenik hatlarında tane verimi ve tane ağırlığına etkilerini belirlemek amacıyla yürüttükleri çalışmada, buğdayda kılçıkların uzunluğuna bağlı olarak başağın yüzey alanının % oranında artış gösterdiğini, böylece kılçıkların tane verimine % lık bir katkı sağladığını vurgulamışlardır. Royo ve ark. (2002) İspanya da 25 makarnalık buğday çeşidi ile iki farklı bölgede yürüttükleri çalışmada, regresyon analizi sonucunda karbon izotop tekniğinin genotopik varyasyonla en iyi ilişkiyi verdiğini, bunu bin tane ağırlığının takip ettiğini, bitki örtüsü sıcaklığının ise zayıf ilişki gösterdiğini bildirmişlerdir. Koç ve ark. (2003) Çukurova Bölgesinde 6 adet eski ve 6 adet yeni makarnalık çeşidinin net fotosentez hızları arasındaki farklılıkları belirlemek amacıyla yürüttükleri araştırmada, tane doldurmadan önceki toplam biyomasın, bayrak yaprak fotosentez hızının ve yeşil kalma süresinin verimle ilişkili olduğunu belirlemişlerdir.

24 13 Garcia del Moral ve ark. (2003) İspanya da 8 değişik bölgede 2 yıl süre ile 10 makarnalık buğdayın kuraklık ve yüksek sıcaklık streslerinde verim stabilitesi üzerine yürüttükleri çalışmada; kurak koşullarda verime en büyük katkıyı başaktaki tane sayısının sağladığını, tane doldurma döneminin serin olduğu bölgelerde bu etkinin kaybolduğunu, buna karşın sıcak koşullarda m 2 de başak sayısının başaktaki tane sayısı ve bin tane ağırlığı üzerine olumsuz etki yaptığını belirtmişlerdir. Kazmi ve ark. (2003) Pakistan ın Rawalakot bölgesinde yıllarında kontrollü şartlar altında yetiştirilen buğdayın verim ve verim unsurları üzerine su stresinin etkilerini araştırmak amacıyla, dört buğday çeşidi (Inqlab 91, Chakwal 97, Rawal 87 ve Kohsar 95) kullanarak, beş farklı sulama seviyesinde ve farklı gelişme dönemlerinde (kontrol, terminal kuraklık, çiçeklenme öncesi kuraklık ve üç farklı sulama seviyesinde çiçeklenme sonrası kuraklık) kuraklığın uygulandığı bir saksı denemesi yürütmüşlerdir. Çalışmada elde edilen sonuçlara göre; buğdayın bayrak yaprak alanı ve üst boğum uzunluğunda kurak altında % 36 ile 14 arasında değişen oranlarda önemli bir azalma belirlenmiştir. Verimde azalma, stresin şiddetine bağlı olarak, üçüncü sulama seviyesinde % 40 a kadar ulaşmıştır. Buğdayda nem için kritik devrenin ekimden 60 gün sonra başladığı, başaklanma dönemini içine alan 90 günlük sürenin daha önemli olduğu sonucu çıkarılmıştır. Genotipler arasında Inqlab 91 kuraklığa daha toleranslı bulunmuş ve kurak alanlara önerilmiştir. Kimurto ve ark. (2003) Kenya nın Njoro bölgesinde 1998 ve 1999 yıllarında yağmur korunağı altında yürüttükleri araştırmada, fide döneminde (70 mm), kardeşlenmede (82 mm), başaklanmada (94 mm) ve tane doldurmada (106 mm) damlama sulama uygulayarak oluşturdukları dört farklı kontrollü kuraklık uygulamasına, beş ekmeklik buğday çeşidinin (Duma, R748, R830, R831 ve R833) tepkilerini incelemişlerdir. Kontrol sulama rejimi olarak tüm dönemlerde 118 mm sulama uygulanan bu çalışmada, her sezonda verim ve verim unsurları arasındaki farklılık önemli bulunmuştur. Fide ve kardeşlenme dönemlerinde uygulanan erken kuraklık süreci bitki boyunda, kardeş ve fertil kardeş sayısında önemli azalmaya sebep olmuştur. Ancak, başaklanma ve tane doldurmadan olgunluğa kadar olan kuraklıklar, kontrolle karşılaştırıldığında başak uzunluğunda (% 16,9), başakta başakcık sayısında (% 14,3), bin tane ağırlığında (% 22,4) azalma ve başakta steril çiçek sayısında (% 28,3) artışa sebep olmuştur. En yüksek tane verim kaybı (% 25-67) fide ve generatif dönem (başaklanma ve tane dolum) kuraklıklarında görülmüştür. Çalışmada ön plana çıkan R 748 genotipinin tüm nem rejimleri için tarla denemelerinde şahit çeşit olarak

25 14 kullanılabileceğinin ifade edildiği bu çalışmada, mobil yağmur korunakları kullanılarak oluşturulan kuraklık modellemesiyle, kuraklığa toleranslı çeşitleri seçmenin mümkün olduğu ortaya koyulmuştur. Yang ve ark. (2003) iki ekmeklik buğday çeşidiyle yaptıkları çalışmada, iki farklı N dozu uygulaması yanı sıra tam sulama ve başaklanmadan 9 gün sonra kuraklığa tabi tutulan bitkilerde bayrak yaprağında; fotosentez etkinliği, klorofil, ABA, Zeatin ve Zeatin riboside ölçümü yapmışlardır. Çalışma sonucunda; bayrak yaprağı fotosentez oranı ve klorofil miktarının kuraklık uygulanan bitkilerde hızlı bir düşüş gösterdiğini, bunun sonucunda kuraklık stresinin yapraklarda sararmayı artırdığını, kuraklığın gövdede bulunan karbonhidratların taneye taşınmasını artırdığını, tane doldurma süresini kısalttığını, bunun yanında tane doldurma oranını artırdığını, yapraklarda ve gövdede ABA konsantrasyonunu artırırken Zeatin ve Zeatin riboside konsantrasyonunu düşürdüğünü, ABA konsantrasyonunun bayrak yaprağı fotosentez oranı ve klorofil içeriği ile istatistiki olarak negatif korelasyon verirken, Zeatin ve Zeatin riboside ile pozitif korelasyon verdiğini, yüksek ABA miktarının trasnlokasyonu ve tane doldurma oranını artırdığını, yapraklara kinetin uygulanmasının ise tam tersi etki yaptığını, ABA ve sitokininin yapraklardaki sararmayı kontrol mekanizmasının içinde yer aldıklarını bildirmişlerdir. Aydoğan ve ark. (2004) Orta Anadolu nun değişik ekolojilerinde ekmeklik ve makarnalık buğday çeşitlerinin tane verimi ve bazı kalite özelliklerini ele aldıkları araştırmada, ekmeklik buğdayda tane verimi çevreler üzerinden ortalama kg/da arasında değişim gösterirken, kalite özelliklerinde bin tane ağırlığı g, hektolitre ağırlığı kg/hl, protein oranı % ve mini SDS sedimentasyon değeri ml arasında değişim göstermiştir. Bu çalışmada Karahan 99 çeşidinin, Orta Anadolu bölgesinde yaygın bir şekilde yetiştirilen Gerek 79 çeşidine göre tane verimi ve bazı kalite özellikleri yönüyle daha yüksek performans gösterdiği tespit edilmiştir. Zarea-Fizabady ve Ghodsi (2004) 20 buğday çeşidinin kurağa dayanıklılığını belirlemek için değişik sulama aralıklarında yaptıkları çalışmada; verimin, toplam biyomasın, m 2 deki başak sayısının, hasat indeksinin ve bin tane ağırlığının kuraklıkla negatif olarak korelasyon verdiğini bildirmişlerdir. Öztürk ve Aydın (2004), Erzurum da ve yetiştirme sezonlarında iki yıl süreyle kışlık buğdayda farklı gelişme dönemlerinde (tam sulu (TS), yağmura dayalı (YD), erken su stresi (ESS), geç su stresi (GSS) ve sürekli su stresi

26 15 (SSS)) su stresinin etkisini değerlendirmek için yürüttükleri tarla denemesinde, su stresinin kalite karakterlerinin çoğu üzerinde önemli olarak etkili olduğunu ortaya koymuşlardır. Yetiştirme sezonlarının ortalaması olarak, sulu uygulamayla karşılaştırıldığında SSS, ESS, YD ve GSS uygulamalarında tane verimleri sırasıyla; % 65.5, 40.6, 30.5 ve 24.0 azalmıştır. SSS uygulaması TS uygulaması ile karşılaştırıldığında, tane protein miktarı % 18.1, sedimantasyon hacmi %16.5, yaş gluten miktarı % 21.9 artış göstermiş; fakat 1000 tane ağırlığı 7.5 g azalmıştır. GSS uygulaması TS uygulaması ile karşılaştırıldığında, tane protein miktarı % 8.3, sedimantasyon hacmi % 8.7, yaş gluten miktarı % 10.8 artış göstermiş; 1000 tane ağırlığında ise 3.8 g azalma görülmüştür. ESS ve YD uygulamaları TS uygulaması ile karşılaştırıldığında, sedimentasyon hacmi ve yaş gluten miktarı artmış, fakat 1000 tane ağırlığı azalmıştır. Tane kalitesi üzerine geç dönem stresinin etkisi, erken dönem stresinin etkisinden daha önemli olmuştur. Sonuçlar, nemli toprak şartlarının kışlık buğdayın tane verimi ve tane ağırlığını artırdığı, fakat kalitesini düşürdüğünü göstermiştir. Verma ve ark. (2004) fotoperiyoda hassas Beaver çeşidi ile hassas olmayan Soissons çeşidinin melezlemesinden oluşan doubled haploid popülasyonda bayrak yaprak sararmasının kuraklıkla ve verimle ilişkisini araştırdıkları çalışmada; değişik çevre koşullarında bayrak yaprağı yeşil kalma süresi ile verim arasında pozitif bir korelasyon olduğunu bildirmişlerdir. Yaprakların yaşlanması (sararması) ile ilgili olarak, kurak stresi ve optimum koşullarda 2B ve 2D kromozomlarında QTL uyumluluğu görüldüğünü ve bu özelliğin yaşlanma esnasında fotosentetik organlardan depo organlarına depo maddelerinin taşınmasını kapsayan kompleks bir genetik mekanizmaya sahip olduğunu bildirmişlerdir. Larbi ve Mekliche (2004) makarnalık ve ekmeklik buğday çeşitleri ile kurak ve optimum sulu koşullarda yaptıkları araştırmada, çeşitlerin her iki koşuldaki yaprak oransal nem içeriği ile yaprak alanı yeşil kalma süresinin verimle ilişkisini değerlendirmişlerdir. Çalışma sonucunda tam sulama yapılan koşullarda oransal nem içeriği açısından makarnalık ve ekmeklik buğday çeşitleri arasında fark bulunmazken, kuraklık stresinin oluşturulduğu koşullarda makarnalık buğdayın ekmeklik buğdaydan daha fazla su kaybına uğradığını, sulu koşullarda yaprakların yeşil kalma süreleri aynı olurken, kuraklık stresinin oluştuğu durumda sararmanın makarnalık buğdaylarda ekmekliklere oranla daha hızlı olduğunu bildirmişlerdir.

27 16 Taner ve ark. (2004) bazı ekmeklik buğday genotiplerinin Orta Anadolu Bölgesi kuru koşullarında tane verimi stabilitesini belirlemek için yürüttükleri çalışmada, 19 farklı çevrede 10 ekmeklik buğday genotipi kullanmışlar ve tane verimi üzerine genotip x çevre interaksiyonunun etkisini açıklamayı ve stabil genotipleri belirlemeyi amaçlamışlardır. Elde edilen sonuçlara göre, en stabil genotipler Karahan-99 ve Altay çeşitleri olarak belirlenmiştir. Çevre şartları kötüleştikçe Gerek-79 çeşidi, çevre şartları iyileştikçe ise 2 ve 3 nolu hatlar ön plana çıkmıştır. Araştırmacılar, bu genotipleri ıslah programlarında tane veriminin artırılmasında genetik materyal olarak kullanılması yanında, 2 ve 3 nolu hatları iyi çevreler için çeşit adayı olarak tescile sunmayı uygun bulmuşlardır. Bahar ve ark. (2005) Çukurova koşullarında yetiştirme mevsiminde, 6 ekmeklik ve 5 makarnalık buğday genotipi kullanarak, bitki topluluğu sıcaklığı düşüşü (BTSD) ile verim ve verim unsurları arasındaki ilişkileri incelemişlerdir. Bu çalışmada, BTSD, başaklanma başlangıcı - tam çiçeklenme arasındaki dönemde 3 kez ölçülmüş ve sadece son ölçümlerde hem ekmeklik ve hem de makarnalık buğday genotipleri arasında önemli farklılık bulunmuştur. Son ölçümlerde BTSD ekmekliklerde ile 0.57, makarnalıklarda 0.63 ile 1.23 o C arasında değişmiş ve sıcak koşullarda makarnalıkların ekmekliklerden daha serin kaldıkları belirlenmiştir. Bu araştırmada, başaklanma döneminde BTSD ile verim arasında ortaya çıkan olumlu ilişki, BTSD nün ıslah programlarında seleksiyon kriteri olarak kullanılabileceğini ortaya koymuştur. Baric ve ark. (2005) kışlık ekmeklik buğday genotiplerinde verim ve kalite üzerine su eksikliğinin etkisini belirlemek amacıyla, yirmi ekmeklik buğday genotipi ile sulu ve kuru şartlarda yürüttükleri araştırmada, bazı genotiplerin ham protein oranları kurak şartlar altında % 14.1 artarken, % 1.51 ile 33.3 arasında değişen oranlarda tane verimi kaybı göstermişlerdir. Tüm genotiplerin ortalaması olarak, kuraklığın özelliklere etkisi farklı şekillerde olmuştur. Buna göre, verim (1.6 t/ha), 1000 tane ağırlığı (5.2 g), ve gluten indeksi (% 4.6) azalmış; ham protein oranı (% 0.6), Zeleni sedimentasyon hacmi (1.2 ml), yaş gluten içeriği (% 2.2) ve Hagberg düşme sayısı (37) artmıştır. Araştırıcılar, stabil verime sahip olan genotiplerin, stres çevrelerinde yüksek protein içeriği ve tatmin edici diğer kalite parametreleri ile güvenli bir üretim için uygun olduğu sonucuna varmışlardır. Başer ve ark. (2005) Trakya bölgesinde ve yıllarında, 8 ekmeklik buğday çeşidi ve 19 ileri ümitvar ekmeklik buğday hattı ile yürüttükleri çalışmada, korelasyon ve path analizine göre, Trakya Bölgesinin yarı kurak alanları için

28 17 her iki dönemde yaprak su tutma yeteneği, tane dolum süresi ve bitkide bayrak yaprağı alanının önemli seleksiyon ölçütleri olduğunu, mumsuluğun tane verimi üzerine olumlu bir etkisinin olmadığını, hatta yarı kurak bölgelerde verimi kısıtlayıcı bir özellik olduğunu bildirmişlerdir. Kurak koşullarda yapılan seleksiyonda genetik olarak su kaybına karşı korunan bir mekanizmaya doğru kaçış oluşmaktadır. Böyle mekanizmaya sahip bitkide kuraklık stresinde, karakteristik olarak bitki su potansiyelini yüksek düzeyde devam ettirebilme kabiliyeti vardır. Ancak bu olay erken başaklanma, düşük bitki biyoması, dar yaprak alanı veya az kardeşlenme kapasitesini temsil edebilmektedir ki bunlar genelde yüksek verim potansiyelini engelleyen özelliklerdir. Kurağa dayanıklı çeşit geliştirmede teorik olarak yüksek verim potansiyeli ile kuraktan korunma mekanizmasını birleştirmek mümkün gözükmektedir. Bunu başarabilmek için yüksek verim potansiyelini engellemeyen kuraktan korunma özelliklerinin genotiplere aktarılması gerekmektedir. Örneğin yüksek ABA birikimi bölgede kuraklık açısından önemli ise ABA içeriği yüksek bitkide, kuraklığa dayanıklılıkla yüksek verim potansiyelini buluşturmak mümkün gözükmektedir. Diğer bir örnek ise ozmotik düzenlemedir ki yüksek verimi engellemeyen bir özelliktir. Ozmotik düzenleme bitkinin düşük su potansiyeline sahip olduğu koşullarda oransal nem içeriğinin yüksek olmasını sağlamaktadır (Blum 2005). Gong ve ark. (2005) hibrit ve normal ekmeklik buğday çeşitlerinin tane doldurma döneminde fotosentez hızı ve translokasyonla taşınan karbonhidrat miktarlarını karşılaştırdıkları bir çalışmada, bitki beslenmesini takip etmek için işaretli 14 CO 2 kullanmışlardır. Araştırma sonucunda hibrit çeşitte 14 CO 2 ün bayrak yaprağına taşınmasının normal çeşitten daha yavaş olduğunu, tane doldurma dönemindeki bayrak yaprağındaki fotosentez oranının ve klorofil içeriğinin hibrit çeşitte normal çeşide oranla çok daha yavaş düştüğünü, bunun sonucunda tane doldurma süresinin normal çeşide oranla 6 gün daha uzun sürdüğünü, hibrit çeşidin daha düşük hasat indeksine sahip olduğunu, sap kısmında kalan depo karbonhidrat miktarının hibrit çeşitte daha fazla olduğunu, hibrit çeşitte verim potansiyelini artırmak için hasat indeksinin yükseltilmesinin temel amaç olması gerektiğini bildirmişlerdir. Kimurto ve ark. (2005) Njoro da 2001 ve 2002 yıllarında yağmur korunağı altında yürüttükleri araştırmada, modellenen üç nem seviyesinde (210 mm, 240 mm ve 270 mm), on iki ekmeklik buğday genotipini değerlendirmişlerdir. Çeşitler uygulamalara farklı tepkiler göstermiş olup, bunun çeşitlerin transprasyon oranı, hasat indeksi, başakta tane sayısı gibi özelliklerindeki farklılıklarından kaynaklandığı

29 18 belirtilmiştir. Erken fide gücü ve biyomas birikimi kuraklıktan kaçışı sağlamasına rağmen, daha sonra genotipler için gerekli suyun sağlanamaması nedeniyle erken fide dönemi kuraklığından etkilenmiştir. Seleksiyon için tanımlanan diğer özellikler daha uzun bayrak yaprak ve daha fazla vejetasyon süresi olmuştur. Ayrıca adaptif özelliklerin, nem stresi altında, üstün performansa ve seleksiyon sürecine önemli derecede katkı sağladığı, hiçbirinin tek başına üstün genetik materyali güvence altına almaya yeterli gelmeyeceği veya üstün performansı açıklayamayacağı için, verim potansiyeli ve adaptif özelliklerin birleştirilmesi gerektiği tezini kanıtlamaya çalışmışlardır. Seleksiyon aracı olarak kullanmak için, incelenen genotiplerin morfolojik özelliklerinde yeterli tür içi varyasyonun bulunduğu belirlenmiştir. Zhang ve ark. (2006) tarla koşullarında yetiştirilen iki yazlık ekmeklik buğday çeşidinin bayrak yapraklarında fotosentetik özelliklerini inceledikleri çalışmada; bayrak yaprağın çıkışından 10 gün sonra her iki çeşitte de maksimum fotosentez oranının gözlendiğini ve bu noktanın sararmanın başlangıcı olduğunu, çıkıştan 27 gün sonra fotosentezde hızlı bir düşüş olduğunu, NM9 çeşidinin NM8 çeşidine oranla daha fazla klorofil içerdiğini ve daha yüksek klorofil a/b oranına sahip olduğunu, klorofildeki azalmanın diğer çeşide oranla daha yavaş olduğunu ve bunun sonucunda da bayrak yaprağının yeşil kalma süresinin daha uzun sürdüğünü ve bunun da yüksek verime neden olduğunu bildirmişlerdir. Ehdaie ve ark. (2006a) sulu ve kurak koşullarda iki yıl süre ile 11 buğday çeşidinde boğumlararası uzunluk, ağırlık ve çeşitlerin sap özgül ağırlığının karbonhidrat birikimi ve translokasyona olan etkilerini araştırmışlardır. Çalışma sonucunda; boğumarası mesafelerin, ağırlığının ve özgül ağırlığının kurak koşullarda azaldığını, üst boğumdan taşınan depo besin maddelerinin sulu koşullarda kuru koşullardakine göre daha az olduğunu, buna karşın orta ve alt boğumdan taşınan maddelerin daha fazla olduğunu, kuraklığın translokasyon etkinliğini arttırdığını, taşınan toplam maddenin yüzdesi olarak ifade edildiğinde bunun üst boğumda % 65, orta boğumda % 11 ve alt boğumda ise % 5 olduğunu, sapın maksimum özgül ağırlığının translokasyona uğrayan madde miktarı ile alakalı olduğunu, buğdayda bitki boyunda üst boğum, orta boğum ve alt boğumda dengeli bir uzunluk dağılımının depo besin maddelerinin gövdede birikimi ve translokasyon açısından önemli olduğunu bildirmişlerdir. Ehdaie ve ark. (2006b) sulu ve kurak koşullarda iki yıl süre ile yürüttükleri çalışmada, 11 buğday çeşidinde genetik farklılığı araştırmak amacıyla 10 gün arayla boğumlararasındaki suda çözünebilir karbonhidratların (SÇK) içeriği, özgül içeriği

30 19 (SÇK içeriği/boğumarası uzunluk) ve konsantrasyonunu (SÇK içeriği/boğumarası ağırlık) ölçmüşlerdir. Çalışma sonucunda; kuraklığın orta ve alt boğumda SÇK içeriğini, özgül içeriğini ve konsantrasyonunu azalttığını, sulu koşullarda orta ve alt boğumdan taşınan SÇK nın kurak koşullara oranla daha fazla olduğu, kurak koşulların SÇK translokasyon etkinliğini artırdığını ve bu artışın en fazla üst boğum aralığında olduğunu, tane doldurma sırasında ölçülen SÇK içeriğinin değişik boğum aralıklarından taşınan toplam SÇK ile yüksek korelasyon verdiğini ve sonuç olarak boğumların SÇK içeriğinin ölçülmesinin kuraklığa dayanıklı buğday geliştirmede seleksiyon kriteri olarak kullanılabileceğini belirtmişlerdir. Tosun ve ark. (2006) kuru ve sulu koşullarda yetiştirilen buğdayın bazı agronomik ve kalite özelliklerinin doğrudan seleksiyona karşı dolaylı seleksiyon etkinliğini belirlemek amacıyla, üretim yılında Aydın lokasyonunda sulu koşullarda ve Bornova lokasyonunda kuru koşullarda 24 ekmeklik buğday hat ve çeşitleriyle yürüttükleri çalışmada, sulu koşullarda yetiştirilecek buğday için; tane verimi, başakta tane sayısı, başakta tane ağırlığı, m 2 de başak sayısı, protein oranı, sedimentasyon, düşme sayısı, kuru gluten ve gluten indeksi değerleri bakımından doğrudan seleksiyon yapılması gerektiği saptanmıştır. Ayrıca, bitki boyu, başak boyu, başakta başakcık sayısı, bir tane ağırlığı, hektolitre ağırlığı ve başaklanma gün sayısı özellikleri için kuru koşullardaki indirekt seleksiyonun yeterli olabileceği sonucuna varılmıştır. Kumari ve ark. (2007) Hindistan da yılları arasında değişik buğday ıslah programlarından temin ettikleri 963 adet ileri kademe hat üzerinde yaprakların yeşil kalma sürelerini karşılaştırdıkları çalışmada; tüm materyalin % 5.5 inin yeşil kalma sürelerinin uzun olduğunu, %10.6 sının orta düzeyde olduğunu bulmuşlardır. Daha sonra bu hatlar arasından seçtikleri 100 adet hatta yaprakların yeşil kalmasının ve yüksek sıcaklığa dayanıklılığın verime olan etkisini araştırmak amacıyla değişik ekim zamanlarında (zamanında, geç ve çok geç) ekim yapmışlar, yaprakların yeşil kalma sürelerinin bitki örtüsü sıcaklığı (BÖS), tane doldurma süresi ve verimle yüksek korelasyon verdiğini, ancak bin tane ağırlığı ile önemli bir ilişki bulunmadığını, BÖS nın tane doldurma süresi, verim ve biyomasla istatistiksel önemli düzeyde ilişkili olduğunu, tüm ekim zamanlarında tane doldurma süresi, verim ve biyomas arasındaki ilişkilerin önemli olduğunu, buğdayda yaprak alanının yeşil kalması açısından genetik olarak varyasyon bulunduğunu ve BÖS ile birlikte yüksek sıcaklığa dayanıklı çeşit geliştirmede seleksiyon kriteri olarak kullanılabileceğini bildirmişlerdir.

31 20 Blake ve ark. (2007) McNeal/Thatcher ve McNeal/Reeder çeşitleri arasında yapmış oldukları melezleme sonucunda tek başak sıralarında bayrak yaprağı, başaklanma tarihi, tane hacmi ve ağırlığını incelemişlerdir. Çalışma sonucunda; bayrak yaprağı karakterlerinin kalıtımının 0.70 olduğunu, başaklanma tarihinin melezin birinde kuru ve sulu koşullarda verimle pozitif ilişki verirken, tane iriliği, ağırlığı ve protein içeriği ile negatif bir ilişki gösterdiğini, her iki melezde de başaklanmadan sonra yaprakların yeşil kalma süresi ile verim, tane iriliği ve ağırlığı arasında istatistiki anlamlı pozitif ilişki bulunduğunu, yazlık buğday ıslahında erken başaklanma tarihi ile beraber bayrak yaprağının uzun süre yeşil kalmasına dayalı seleksiyon yapılması durumunda verim potansiyelinde, tane iriliğinde ve ağırlığında bir artış olacağını bildirmişlerdir. Munir ve ark. (2007) kurak şartlarda ekmeklik buğdayda verim ve verim unsurları arasındaki ilişkileri belirlemek amacıyla yürüttükleri çalışmada; bitki başına tane verimi ile bayrak yaprak alanı, bitki başına kardeş sayısı, başak boyu, başakta tane sayısı, başakta tane ağırlığı ve 1000-tane ağırlığı pozitif ve önemli korelasyon gösterdiği belirlenmiştir. Bu özellikler arasındaki ilişki, onların ıslah programlarında seleksiyon kriteri olarak kullanılabilecek bazı genel genlerin kontrolü altında olduğunu göstermiştir. Bu yüzden bir özellik için pozitif seleksiyon diğer ilişkili özelliği de beraberinde taşıyacaktır. Bu özellikler arasındaki ilişki, kurak şartlar altında tane veriminin bitki başına kardeş, başak uzunluğu, başakta tane sayısı ve 1000-tane ağırlığının yükseltilmesi ile etkili bir şekilde artırılabileceğini göstermiştir. Oliveras-Villegas ve ark. (2007) Seri çeşidi ile Baba çeşidinin melezlerinden elde edilen hatlar üzerinde fizyolojik parametrelerin kurağa dayanıklılıkla ilişkisini araştırmak amacıyla Meksika ve Avsutralya da kurak koşullarda 3 yıl süre ile yürüttükleri araştırmada; kurak koşullarda bitki örtüsü sıcaklığının (BÖS) verimle en yüksek korelasyonu verdiğini, bu parametreden sonra en yüksek korelasyonu fenolojinin yani erkenciliğin verdiğini, BÖS nın kalıtımının yüksek olduğunu, sapa kalkma döneminde yapılan BÖS ölçümünün biyomas ile ilişki verdiğini, klorofil içeriği ve bitki boyunun tane doldurma döneminde daha az ilişki verdiğini tüm bunlara rağmen kurağa dayanıklı çeşit geliştirmede genetik varyasyon ve ileri kademe ıslah materyalindeki açılmaların kompleks bir yapı oluşturması nedeniyle daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulduğunu bildirmişlerdir. Reynolds ve ark. (2007) kurak ve sıcak stresi altında elit genetik kaynaklarda stres-adaptif özelliklerin ifadesi ile ilişkili buğdayda potansiyel genetik ilerlemeyi

32 21 değerlendirdikleri çalışmada, kurak koşullar altında, transprasyon etkinliği, karbon izotop diskriminasyonu ve verimle en iyi ilişkili fizyolojik özellik bitki örtüsü sıcaklığı olmuştur. Kurak koşullar altında potansiyel verim kazancının, % 9 bitki örtüsü sıcaklığı ve % 10 karbon izotop diskriminasyonunun seleksiyon kazancı ile açıklanabildiği; sıcak stresi altında bitki örtüsü sıcaklığı ve sap karbonhidratlarının taşınması parametreleri potansiyel verim kazancını sırasıyla % 7 ve 9 olarak açıklayabilmiştir. Diğer fizyolojik özellikler potansiyel verim kazancını çeşitli derecelerde açıklayabilmiştir. Cseuz ve ark. (2008) Macaristan da yıllarında mobil otomatik yağmur korunağı ve kimyasal kurutucu ile kısıtlı suya toleranslı kışlık buğday genotiplerinin tarlada seleksiyonu amacıyla yürüttükleri çalışmada, buğdayın kurağa toleransı koparılmış bayrak yaprağın su tutma kapasitesini ölçerek ve kimyasal kurutma metoduyla sap rezervlerinin Translokasyon kapasitesini test ederek belirlemeye çalışmışlardır. Kimyasal desikant uygulanan buğday çeşitleri % arasında değişen tane ağırlığı kaybına uğramışlar ve bu tepki test edilen genotipler arasında geç sezon kuraklığına tepki ile ilişkili bulunmuştur. Seksen beş genotipin tane verimi ortalama % 16,1 azalmış, bu azalış kontrole göre başaklanma zamanının 8 gün daha erken gelmesinden kaynaklanmıştır. Bitki örtüsü sıcaklığında genotipler arasında önemli bir varyasyon (22-28 o C) bulunmuştur. Yağmur ve Kaydan (2008) tarafından kışlık buğdayda tane verimi, verim öğeleri ve fenolojik dönemler arasındaki ilişkileri belirlemek amacıyla, Van ekolojik koşullarında, 2005/06 ve 2006/07 yetiştirme sezonunda, 16 ekmeklik buğday çeşidi ile yürüttükleri araştırmada, tane verimi ve verim unsurları arasındaki ilişkiler belirlenmiştir. İki yılın ortalaması olarak, tane verimi ile metrekarede başak sayısı (r=0.752**), başakta tane sayısı (r=0.469**), başak tane verimi (r=0.188*), bitki boyu (r=0.250**), tane dolum süresi (r=0.365**) ve başak boyu (r=0.355**) arasında önemli derecede pozitif korelasyonlar bulunurken, tane verimi ile vejetasyon süresi (r= - 415**) arasında önemli derecede olumsuz ilişkiler bulunmuştur. Tane verimi ile incelenen diğer öğeler arasında ise önemsiz ilişkiler tespit edilmiştir. Bahar ve ark. (2009) Akdeniz koşullarında yazlık makarnalık buğdayda stoma iletkenliği ve verim bileşenleri arasındaki ilişkileri inceledikleri çalışmada, üç dönemde (erken süt olum, geç süt olum ve erken hamur olum) stoma iletkenliği ölçümü yapılmıştır. Stoma iletkenliği genotipler arasında istatistiki olarak farklılık göstermiştir. Genotipler değerlendirilen tüm agronomik özellikler için farklılık göstermiştir. Erken dönemde, stoma iletkenliği ile tane verimi, başakta tane sayısı, başak verimi ve başak

33 22 uzunluğu arasında pozitif korelasyonlar belirlenmiştir. Çukurova bölgesinde buğday ıslahında stoma iletkenliğinin bir kriter olarak bazı fırsatlar sunabileceği tartışılmıştır. Balkan ve Gençtan (2009) ekmeklik buğday genotiplerinde bazı fotosentez organlarının ekmeklik buğdayda verim unsurları üzerine etkilerini belirlemek amacıyla yaptıkları bir çalışmada, kılçıkların, bayrak yaprak ayasının, birinci yaprak ayasının, ikinci yaprak ayasının ve diğer yaprak ayalarının uzaklaştırılması; başak ağırlığında, başakta tane sayısında, başakta tane ağırlığında ve bin tane ağırlığında önemli düşüşlere yol açtığı belirlenmiştir. Bayrak yaprağı ve birinci yaprağın yeşil kalma süresinin, Trakya Bölgesi nde verim için yapılacak seleksiyonlarda önemli bir parametre olarak değerlendirilebileceği ve başağın fotosentez kapasitesini artırdığı için bu bölgede kılçıklı çeşitlerin yetiştirilmesinin önemli olduğunu vurgulamışlardır. Maoyedi ve ark. (2009) seçilen makarnalık ve ekmeklik buğday genotiplerinde başaklanma öncesi depolanan asimilatların taneye taşınması üzerine farklı büyüme ve gelişme dönemleri süresince su eksikliğinin etkisini belirlemek amacıyla, Khorasan da büyüme sezonunda yürüttükleri araştırmada, dört farklı sulama seviyesi (optimum su şartları (D1), bir yapraklı evre - generatif evre başlangıcı dönemi su kısıtlı (D2), generatif evre başlangıcı - başaklanma başlangıcı dönemi su kısıtlı (D3), başaklanma başlangıcı - tane doldurmanın sonuna kadar su kısıtlı (D4)) uygulamışlardır. Başaklanma öncesi asimilatların translokasyona katkısı optimum sulamayla karşılaştırıldığında, tane doldurma dönemi su kısıtlı uygulamada % 20 artış olmuştur. Buna ilaveten, G2 (makarnalık buğday) ve G3 de (ekmeklik buğday) başaklanma öncesi asimilatların, optimum nem şartları altında daha uzun başaklanma süresi ve bitki boyu ile ilişkili olan tane doldurmaya katkısı en yüksek olmuştur. Başak kuru ağırlığı, başak hasat indeksi ve başak ayrım katsayısı G2 ve G3 genotiplerinde daha yüksek bulunmuştur. Mirbahar ve ark. (2009) tarafından buğday çeşitlerinin verim ve verim unsurları üzerine su stresinin etkisini belirlemek amacıyla, 25 ekmeklik buğday genotipi ve 5 farklı su stres muamelesi (T1- kontrol, T2- başaklanma sonrası, T3- başaklanma öncesi, T4- kardeşlenme dönemi ve T5- terminal kuraklık) uygulanmıştır. Kuraklık, denemeye alınan tüm genotiplerde; bitki boyu, başak uzunluğu, başakta başakcık sayısı, başakta tane sayısı ve 1000 tane ağırlığını önemli derecede azaltmıştır. T2 ve T3 de 1000 tane ağırlığı önemli derecede etkilenirken, tüm parametrelerde en yüksek azalma T5 konusunda gerçekleşmiştir.

34 23 Noorka ve ark. (2009) Pakistan da ekmeklik buğdayın fiziko-kimyasal özellikleri üzerine su stresinin etkisini belirlemek amacıyla yürüttükleri bir çalışmada, iki adet yabancı çeşit (Nesser ve Dharwar) ve beş yerel çeşit (GA-2002, Bakhar-2002, Chakwal, Inpulab-91 ve Kolhistan-97) olmak üzere yedi adet su stresine toleranslı ekmeklik buğday çeşidi ve yedi adet kurağa hassas hat line x tester metodu ile melezlenerek melez kombinasyonları bitkisel materyal olarak kullanılmıştır. Nem, kül, yağ, protein, gluten, Zeleny, bin tane ağırlığı ve tane verimi değerleri normal ve su stres çevreleri altında farklı tepkiler gösterdiği bu çalışmada, buğday tanesinin kalite özellikleri su stres şartları altında önemli derecede etkilenmiştir. Su stres şartları altında melez genotiplerde protein miktarları ve diğer bileşenler belirgin bir şekilde artarken, nem içeriği azalmıştır. Protein, normal ve stres şartları altında tanenin kül içeriği ile negatif korelasyon verirken, kuru gluten ve Zeleny değerleriyle pozitif korelasyon göstermiştir. Protein içerikleri ile gluten kalitesi ve içerikleri tane verimi ve bin tane ağırlıkları arasında, stres şartları altında, negatif ve önemli korelasyonlar ortaya çıkmış, bu sebeple araştırmacılar bu karakterler arasında genetik yollarla denge kurmanın bir zorunluluk olduğunu ifade etmişlerdir. Tatar (2009) tarafından buğdayda sapa kalkma döneminde meydana gelen kuraklığın başak oluşumu ve bazı fizyolojik parametreler üzerine etkisini belirlemek amacıyla serada yarı kontrollü koşullar altında yürütülen çalışmada, kuraklık uygulaması, sapa kalkma döneminin başlangıcı ile başaklanma arası dönemde, toprak nemi aşamalı olarak tarla kapasitesinin %75 inden %25 ine düşürülerek uygulanmıştır. Toprakta nem içeriğinin % 55 in altına düşmesiyle birlikte kuraklık uygulanan bitkilerde transprasyon miktarı kontrol bitkilerine göre daha düşük ve buna bağlı olarak kuru madde akümülasyonu da daha az gerçekleşmiştir (% 20). Kuraklık özellikle yaşlı yapraklar olmak üzere yaprak alanında cm 2 /bitki den 160 cm 2 /bitki ye düşüşe neden olmuştur. Stres uygulamasıyla beraber yaprak alanı oranı, oransal büyüme miktarı ve spesifik yaprak alanı düşüş gösterirken, su kullanım etkinliğinde artış gözlemlenmiştir. Kuraklık başak uzunluğunda bir değişime neden olmazken, başakta başakcık sayısında düşüşe (% 23.8) neden olmuştur. Yıldırım ve ark. (2009) buğday yetiştirme sezonunda üç yerel ve üç güncel makarnalık buğday çeşidi ve bunların 6x6 yarım diallel F 1 melez kombinasyonlarında, bitki örtüsü serinliği (BÖS) ve klorofil miktarı (SPAD) parametrelerinin makarnalık buğday ıslahında kullanılabilirliğinin belirlenmesi amacıyla yürüttükleri çalışmada, iki farklı günde ve günün farklı saatlerinde ölçülen

35 24 BÖS değerlerinin çevre koşullarına bağlı olarak büyük değişkenlik gösterdiği ve genotipler arasında önemli farklar oluştuğunu tespit etmişlerdir. Ele alınan anaç ve melezlerden bazılarının BÖS açısından iyi sonuçlar verdiğini ve SPAD değerinin erken generasyonlarda (F 1 ) yüksek verimli genotiplerin tespitinde bir seleksiyon unsuru olabileceğini belirlemişlerdir. Bahar ve Yıldırım (2010) Çukurova da yağmura dayalı koşullarda (yüksek yağışlı) ve (düşük yağışlı) yıllarında yazlık ekmeklik buğday genotiplerinde kurak tolerans etkinliği (KTE) ve kurak hassasiyet indeksi (KHİ) parametrelerini değerlendirdikleri çalışmada, hem KTE ve hem de KHİ kurağa dayanıklılık parametreleri için yüksek varyasyonlar belirlemiştir. KTE değerleri % arasında, KHİ değerleri arasında değişim göstermiştir. Yüksek KTE ne sahip ve düşük KHİ değerlerine sahip genotipler kurağa dayanıklı olarak değerlendirilirken; düşük KTE ve yüksek KHİ değerlerine sahip olan genotipler kuraklığa hassas olarak belirlenmiştir. Böylece, Genç 99 ve Punjab 96 çeşitleri en düşük KHİ ve en yüksek KTE değerleri ile kurağa dayanıklı olarak kabul edilmiş ve kuraklığa dayanıklılık için genetik kaynak olarak kullanılabileceği belirlenmiştir. Blum (2010) kısa gelişme döneminin (erken çiçeklenme) özellikle geç dönemlerde oluşan kuraklıktan kaçış mekanizması olduğunu, bununla birlikte uzun gelişme döneminin genellikle daha yüksek verim potansiyeli anlamına geldiğini ve sonuç olarak erkenciliğin kuraklığın geliş dönemi önceden tahmin edilemeyen çevrelerde verimin azalması ile sonuçlanabileceğini, erkenciliğin daha çok tahmin edilebilir çevrelerde fenolojiyi optimize etmek için kullanılabileceğini bildirmiştir. Mut ve ark. (2010) ekmeklik buğdayda bazı kalite özelliklerinin stabilitesini belirlemek amacıyla, 2003/04 ve 2004/05 yetiştirme döneminde, yedi farklı çevrede, 25 ekmeklik buğday genotipi ile yürüttükleri çalışmada 1000 tane ağırlığı g, hektolitre ağırlığı kg, tane protein içeriği % , Zeleni sedimentasyon hacmi ml arasında değişim göstermiştir. Bezostaja 1, 11 ve 24 nolu ileri hatlar kalite özellikleri için yüksek stabil bulunmuştur. Shamsi ve ark. (2010) kurak şartlar altında ekmeklik buğday genotiplerinde tane verimi ve verim bileşenlerini değerlendirmek amacıyla, dört kuraklık rejimi [I 1 -sap uzamasının başlamasında (ZD:31), I 2 gebecik döneminin başlamasında (ZD: 43), I 3 tane doldurmanın başlangıcında (ZD:70) ve I 4 tam sulu] ve üç buğday çeşidi kullanarak yürüttükleri çalışmada, kontrolle karşılaştırıldığında I 1, I 2 ve I 3 sırasıyla % 85, % 57 ve % 43 verim kayıplarına neden olmuşlardır. Farklı gelişme dönemlerinde

36 25 nem stresine tepki bakımından Shahriar çeşidi Chamran çeşidinden daha şiddetli zarar görmüştür. Araştırmacılar, Chamran çeşidinin sulu koşullarda yüksek verim potansiyeline sahip bir çeşit olduğunu belirtmişlerdir. Telebi (2011) makarnalık buğdayda kurağa toleransın bir göstergesi olarak klorofil içeriği ve bitki örtüsü sıcaklığını değerlendirdiği bir araştırmada, sulu koşullarda yüksek verimli genotiplerin klorofil içeriğinin de yüksek olduğunu, denemenin yürütüldüğü sulu ve kuru çevrede verim ve klorofil içeriği arasında pozitif ve önemli bir ilişkinin bulunduğunu bildirmiştir. Shefazadeh ve ark. (2012) makarnalık buğday genotiplerinde kurağa dayanıklılığı belirlemek amacıyla yürüttükleri araştırmada, bayrak yaprak klorofil içeriği ve bitki örtüsü sıcaklığı parametrelerini kullanmışlar ve klorofil içeriğinin başaklanmanın başlangıcında düşük değerde iken, başaklanmanın ileri döneminde en yüksek seviyesine çıktığını ve tane doldurma döneminde tekrar azalarak, tam oluma doğru tamamen minimize olduğunu rapor etmişlerdir. Bu çalışmada, buğdayda bayrak yaprak klorofil içeriğinin kurağa tolerans için genotipleri tanımlamada etkili bir rol oynadığını, kurak koşullarda klorofil içeriği yüksek olan genotiplerin daha stabil verim değerlerine sahip olduklarını belirtmişlerdir.

37 26 3. MATERYAL VE YÖNTEM 3.1. Materyal Bitkisel Materyal Araştırmada bitkisel materyal olarak kullanılan ekmeklik buğday genotiplerinden ileri hatlar ve yerel çeşide ait bazı bilgiler Çizelge 3.1 de verilmiş olup, bu Çizelgeyi izleyen bölümde standart çeşitlere ait bilgiler detaylı olarak sunulmuştur. Yedi adet tescilli çeşit (Karahan 99, Bayraktar 2000, Gerek 79, Dağdaş 94, Bezostaja 1, Göksu 99, Konya 2002) ile Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü ekmeklik buğday ıslah programında kuru şartlar için geliştirilmiş iki adet ileri hat (BDME 09/1 K, BDME 09/2 K) ve bir adet yerel çeşit (08-09 KEBVD 24) olmak üzere toplam on adet ekmeklik buğday genotipi bu araştırmada materyal olarak değerlendirilmiştir. Genotipler önceki literatür bilgileri, genetik çeşitlilik ve morfolojik farklılıklar dikkate alınarak, kurak toleransını kapsamlı bir şekilde değerlendirmeye yönelik seçilmiştir Çizelge 3.1. Denemede kullanılan ekmeklik buğday hatları Kodu Melez/Pedigri Orijini Özellikleri BDME 09/1K SDY/ALD/3/NAI60/HN7//BUC/4/ Konya Kuru alanlar için KEA/TOW/5/YAN BDME 09/2K F10S-1/CHISHOLM Konya Kuru alanlar için KEBVD 24 BOZKIR HAMZALAR-DAD-1150 Konya Yerel çeşit, kuru alanlar için Karahan 99: Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü nde geliştirilmiş olan çeşit, beyaz başaklı, uzun kılçıklı, uzun boylu, beyaz yarı sert daneli, yapraklar koyu yeşil renklidir. Kışlık olan çeşidin soğuğa ve kurağa dayanıklılığı iyi, çinko eksikliğine ve bor fazlalığına orta dayanıklıdır. Çeşidin verimi kg/da arasında değişmektedir. Protein oranı % 11 14, Hektolitre ağırlığı kg, SDS-mini ml, orta sert, 1000 tane ağırlığı g olup, ekmeklik kalitesi iyidir. Paslara, rastığa, sürmeye ve kök çürüklüğüne orta dayanıklıdır. Orta Anadolu ve Geçit Bölgelerinin buğday tarımı yapılan kıraç, yarı taban ve taban alanlarına tavsiye edilmektedir. Bayraktar 2000: Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü nde geliştirilmiştir. Beyaz başaklı, kılçıklı, beyaz ve yarı sert taneli, orta boylu bir çeşittir. Alternatif

38 27 gelişme tabiatında ve erkenci, soğuğa, kurağa ve yatmaya dayanıklı, gübreye reaksiyonu yüksek, tane dökmeyen ve harman olma kabiliyeti iyidir. Çeşidin verimi kg/da arasında değişmektedir tane ağırlığı 32.8 g, hektolitre ağırlığı 79.8 kg, protein oranı %12.3, ekmeklik kalitesi iyidir. Yapay epidemi altında sarı pasa dayanıklıdır. İç Anadolu ve Geçit Bölgelerinin buğday tarımı yapılan kıraç ve yarı taban alanlarına tavsiye edilmektedir. Gerek 79: Anadolu Tarımsal Araştırma Enstitüsü nde geliştirilmiştir. Kılçıklı, kahverengi başaklı, beyaz taneli, orta boylu, kışlık ekmeklik buğday çeşididir. Kurağa dayanıklı, erkenci bir çeşittir. Verim ortalaması kg/da civarında ve verim potansiyeli iyi koşullarda 500 kg/da a kadar çıkabilir. Ekmeklik kalitesi ortadır. Tarla şartlarında kahverengi pasa dayanıklı, diğer paslara ve rastığa hassas, sürmeye orta dayanıklıdır. Geniş adaptasyona sahip bir çeşittir ve Doğu Anadolu'da çok sert kışların hakim olduğu yerler hariç, yağışa bağımlı kışlık buğday ekim alanlarında ekilebilir. DağdaĢ 94: Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü nde geliştirilmiştir. Çeşidin boyu cm uzunluğunda olup, sağlam saplı, beyaz başaklı, uzun kılçıklı, beyaz sert daneli, orta geniş yapraklı bir çeşittir. Kışlık ve orta geççi olan çeşidin; soğuğa, kurağa, yatmaya, çinko eksikliği ve bor fazlalığına dayanıklılığı iyidir. Ortalama verim değeri kg/da arasında değişmektedir. Protein oranı % 10 14, 1000 tane ağırlığı g, hektolitre ağırlığı kg, SDSmini 9 15 ml, ekmeklik ve bulgur yapımına uygundur. Rastığa hassas, sarı pasa orta, kahve ve kara pasa dayanıklı, sürmeye dayanıklı, kök ve kök boğazı hastalıklarına toleranslıdır. Orta Anadolu ve Geçit Bölgeleri ile benzeri yörelerin kıraç, yarı taban ve taban alanlarına tavsiye edilmektedir. Bezostaja 1: Sakarya Mısır Araştırma İstasyonu Müdürlüğü tarafından tescil ettirilmiştir. Kılçıksız, beyaz başaklı, cm boyunda, sert kırmızı iri taneli kışlık ekmeklik buğday çeşididir. Kışa dayanıklılığı en yüksek olan çeşitlerden biridir. Kardeşlenme kapasitesi sulu koşullarda Atay 85'den, yağışa bağımlı koşullarda Gerek 79'dan daha düşüktür. Kurak koşullarda verimi Gerek 79'dan daha düşüktür. Ekmeklik kalitesi yüksektir. Tarla şartlarında kahverengi pasa dayanıklı, diğer paslara, sürme ve rastığa orta dayanıklıdır. Kışlık buğday yetiştirilen bölgelerde yağışı yüksek, taban yerlere veya sulu alanlara önerilir. Göksu 99: Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü nde geliştirilmiştir. Beyaz başaklı, uzun kılçıklı, beyaz yumuşak daneli, cm boyunda, sağlam saplı, yeşil yapraklıdır. Alternatif olan çeşidin soğuğa, yatmaya

39 28 dayanıklılığı iyi, çinko eksikliğine orta hassas ve bor fazlalığına orta dayanıklıdır. Ortalama kg/da verim değerlerine sahiptir. Protein oranı % 10 13, hektolitre Ağırlığı kg, 1000 tane ağırlığı g, SDS-mini 9 13 ml olup, ekmeklik olarak kullanıma uygundur. Paslara toleranslı; rastığa, sürmeye ve kök çürüklüğüne orta dayanıklıdır. Orta Anadolu ve Geçit Bölgelerinin sulama yapılan alanlarına tavsiye edilmektedir. Konya 2002: Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü nde geliştirilmiştir. Beyaz başaklı, uzun kılçıklı, kırmızı orta sert daneli, cm boyunda, sağlam saplı, orta geniş yapraklı bir çeşittir. Kışlık olan çeşidin; soğuğa, yatmaya dayanıklılığı iyi, çinko eksikliğine orta hassas ve bor fazlalığına orta dayanıklıdır. Ortalama verimi kg/da arasında değişmektedir. Protein oranı % 12 14, 1000 tane ağırlığı g, hektolitre ağırlığı kg, SDS-mini ml olup, ekmeklik kalitesi iyidir. Paslara, rastığa, sürmeye ve kök çürüklüğüne orta dayanıklıdır. Orta Anadolu ve Geçit Bölgelerinin sulanan alanlarına tavsiye edilmektedir Deneme Yeri ve Özellikleri Deneme Yeri ve Yılı Bu çalışma, ve yetişme dönemlerinde Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü arazisinde yürütülmüştür. Deneme yerinin denizden yüksekliği 1028 m olup, ' kuzey enleminde ve ' doğu boylamında yer almaktadır Deneme yerinin iklim özellikleri Konya ilinde etkili olan karasal iklim şartları, coğrafi konumu, yeryüzü şekilleri, yükselti ve hava kütleleri ile cephelerin ortaklaşa etkilerinin bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Konya ili içerisinde geniş düzlükler olmakla birlikte ovalar ve platolar arasında iklim elemanlarının değerlerinde farklılıklar olmaktadır (Anonim 1992). Konya'da uzun yıllar ( ) ortalaması ) ve çalışmanın yürütüldüğü ve yılları yetiştirme dönemlerine ait bazı iklim elemanlarının aylık ortalama değerleri Çizelge 3.2 de verilmiştir.

40 U.Y.O.** 29 Çizelge 3.2. Konya ilinde bazı iklim elemanlarının uzun yıllar ortalaması ve deneme yılına ait aylık ortalamaları AYLAR Eylül Ekim Kasım Aralık Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haz. Tem. Ağus. Yıllık Ort. Sıc.( 0 C)* 18,7 12,6 5,9 1,5-0,3 1,0 5,7 11,1 15,8 20,4 23,6 23,2 11,6 Mak. Sıc.( 0 C) 36,1 31,6 25,2 20,0 17,6 21,2 28,9 31,5 33,4 37,2 40,6 37,8 40,6 Min Sıc.( 0 C) 1,2-7,6-20,0-22,4-25,8-25,0-15,8-8,6-1,2 3,2 7,5 7,5-25,8 Yağış (mm) 11,6 32,2 37,6 41,9 34,4 24,4 26,2 38,8 41,7 20,1 7,5 5,0 321,4 Nisbi nem (%) 46,0 58,0 69,0 77,0 76,0 70,0 62,0 58,0 55,0 47,0 42,0 42,0 58,5 Ort. Sıc. ( 0 C) 18,4 11,1 6,8-0,7 1,0 3,0 4,3 9,7 14,1 20,5 22,3 20,1 10,9 Mak. Sıc.( 0 C) 31,9 23,9 18,3 18,0 14,5 15,2 18,3 21,8 27,3 33,5 33,7 33,1 33,7 Min. Sıc.( 0 C) 5,2 1,3-4,0-17,2-18,2-9,9-7,5-2,3-0,4 7,3 11,2 6,8-18,2 Yağış (mm) 41,0 22,4 11,6 31,7 58,2 38,3 22,0 49,0 29,7 2,6 18,0 0,0 324,5 Nisbi nem(%) 52,1 72,2 81,9 91,9 87,6 82,9 70,5 69,5 60,3 41,1 45,2 35,6 65,9 Ort. Sıc. ( 0 C) 16,8 14,3 5,6 4,3 2,5 5,4 7,9 10,4 16,3 19,7 24,7 25,9 12,8 Mak. Sıc.( 0 C) 30,6 28,3 19,2 17,0 17,2 20,0 23,7 22,5 30,2 31,3 37,4 38,4 38,4 Min. Sıc.( 0 C) -0,4 2,0-6,0-7,2-12,0-9,2-7,5-1,7 2,1 6,7 9,2 13,2-12,0 Yağış (mm) 22,2 14,4 60,6 72,4 43,4 33,0 14,6 27,6 13,6 76,2 7,4 0,0 385,4 Nisbi nem (%) 51,8 54,7 82,6 87,9 85,2 74,1 60,8 64,7 50,0 57,4 40,6 32,0 61,8 Ort. Sıc. ( 0 C) 20,4 12,0 8,9 4,6 1,1 1,7 4,6 8,8 13,2 18,4 24,3 22,3 11,7 Mak. Sıc.( 0 C) 32,4 26,3 22,5 19,7 17,2 20,0 23,7 22,2 30,2 31,7 37,4 38,4 38,4 Min. Sıc.( 0 C) 7,3-0,7-2,4-5,0-11,9-9,2-7,5-1,4 2,1 6,6 9,2 11,2-11,9 Yağış (mm) 8,6 71,8 2,4 71,2 46,5 52,2 35,4 67,1 64,0 62,6 4,0 3,6 489,4 Nisbi nem (%) 42,2 74,1 66,1 85,1 90,1 82,3 78,3 76,2 73,7 60,2 39,6 40,4 67,3 *Ort. Sıc.: Ortalama Sıcaklık, Mak. Sıc.: Maksimum Sıcaklık, Min. Sıc.: Minimum Sıcaklık **U.Y.O.: dönemine ait ortalama değerler (DMİ) Konya il merkezinde ortalama sıcaklık 11,6 o C dir. Sıcaklık ortalamaları Temmuz ayında 23,6 o C ile en yüksek aylık ortalamaya yükselirken, Ocak ayında -0,3 o C ile en düşük ortalama sıcaklık değerine inmektedir. Tespit edilen maksimum sıcaklık 40,6 o C ve minimum sıcaklık -25,8 o C dir. Çalışmanın yürütüldüğü yetiştirme döneminde ortalama sıcaklık uzun yıllar ortalamasından 1,2 o C daha artarak, 12,8 o C değerine ulaşmıştır. Bu yetişme dönemi için esas olarak dikkat çeken durum, kış aylarındaki sıcaklıklar olup, Aralık (4,3 o C), Ocak (2,5 o C), Şubat (5,4 o C) ve Mart (7,9 o C) aylarındaki ortalama sıcaklıklar, uzun yıllar ortalamasında aynı döneme rastlayan Aralık (1,5 o C), Ocak (-0,3 o C), Şubat (1,0 o C), Mart (5,7 o C) aylarındaki ortalama sıcaklıklarına göre çok yüksek gerçekleşmiştir. Bu değerler, Konya da son 30 yılda ulaşılan en yüksek ortalama sıcaklık değerleri olmuştur yetiştirme döneminde ise ortalama sıcaklık 11,7 o C ile uzun yıllar ortalamasına yakın gerçekleşmiş olup, kış dönemine rastlayan ortalama sıcaklıklar uzun yıllarda aynı döneme rastlayan ortalama sıcaklıklara göre daha yüksek, fakat yetiştirme döneminin kış ayları ortalama sıcaklıklarından daha düşük gerçekleşmiştir. Çalışmanın yürütüldüğü her iki

41 30 yılda da en düşük sıcaklık değerleri uzun yıllar ortalamasının (-25,8 o C) yaklaşık yarısı kadar (sırasıyla -12,0 o C ve -11,9 o C) olmuştur. Buğdayın yetişme dönemi dikkate alındığında, kardeşlenme dönemini kapsayan süreçte (Aralık-Mart), uzun yıllar ortalamasına göre her iki yılda da sıcak geçtiği ve diğer bitki gelişim dönemlerinde (Nisan-Haziran) ise döneminde uzun yıllar ortalamasına yakın, döneminde ise uzun yıllar ortalamasından daha serin geçtiği söylenebilir. Uzun yıllar ortalaması üzerinden değerlendirildiğinde, yıllık olarak ortalama 321,8 mm yağış alan Konya da, yağışın % 22 si sonbaharda, % 33 ü kış döneminde, % 33 ü İlkbaharda, ve % 12 si yaz aylarında düştüğü görülmektedir. Bölgemizde kışlık tahılların yetiştirme periyodu olan Ekim-Temmuz ayları arasında alınan yağış toplamı 297,7 mm dir. Bu yağışların yaklaşık % 20 si tahılların kış öncesi çıkışının gerçekleştiği Ekim ve Kasım aylarında, yaklaşık yarısı ise kış aylarında ve geriye kalan % 30 luk dilimi de bitkilerin gelişme gösterdiği ilkbahar aylarında alınmaktadır (Çizelge 3.2). Uzun yıllar ortalaması kar yağışlı gün sayısı 11,8 olup, en çok kar yağışı Ocak ayında görülmektedir. Çalışmanın yürütüldüğü yılında buğdayın yetiştirme süresi (Eylül- Haziran) içerisinde 378,0 mm olarak gerçekleşen yağış, uzun yıllar ortalamasından % 22 oranında daha yüksek olmuştur yetiştirme döneminde ise bu artış % 56 olarak gerçekleşmiştir. Yıllık olarak ortalama % 58 olarak tespit edilen nispi nem, en yüksek değere % 77 ile Aralık ayında yükselmekte ve Temmuz ayında da en düşük değer olan % 42 ye kadar düşmektedir. Araştırmanın yürütüldüğü her iki yılda da nispi nem (sırasıyla % 61,8 ve % 67,3) uzun yıllar ortalamasından (% 58) daha yüksek olmuştur (Çizelge 3.2) Toprak Özellikleri Araştırmanın yürütüldüğü toprakların bazı fiziksel ve kimyasal özelliklerini tespit etmek amacıyla, toprak profilinden 0-30 cm ve cm derinlik kademelerinden toprak örnekleri alınmış ve analize tabi tutulmuştur. Analiz sonuçları Çizelge 3.3 de gösterilmiştir. Deneme ve döneminde aynı deneme alanında yan yana yürütülmüştür.

42 31 Çizelge 3.3. Araştırma sahası topraklarının bazı fiziksel ve kimyasal özellikleri* Toprak özellikleri Derinlik (cm) Kum (%) Silt (%) Kil (%) Bünye Sınıfı CL CL Hacim Ağırlığı (g/cm 3 ) 1, Tarla Kapasitesi (%) Solma Noktası (%) Organik Madde (%) ph EC (ds/m) Fosfor (P 2 O 5 ) (kg/da) Potasyum (K 2 O) (kg/da) Kireç (CaCO 3 ) (%) * Toprak analizleri Konya Toprak Su Kaynakları Araştırma Enstitüsünde yapılmıştır. Çizelgenin incelenmesinden de anlaşılacağı gibi, denemenin yapıldığı topraklar killi-tınlı bünyeye sahip olup, organik madde içerikleri orta düzeydedir (% 2,53 ve % 1,12). Kireç muhtevası yüksek olan (% 29,48 ve % 33,16) bu topraklar alkali (ph: 8,30) reaksiyon göstermektedir. Elektriki kondüktivitesi düşük olup, tuzluluk problemi yoktur. Elverişli fosfor miktarı (11,06 6,99 kg/da) yeterli seviyede olan araştırma toprakları, potasyum bakımından (88,89 62,17 kg/da) zengin durumdadır Sulama suyu kalitesi Araştırmada kullanılan sulama suyunun kalitesine ilişkin analiz sonuçları ve sulama suyu kalite sınıfı Çizelge 3.4 de verilmiştir. Çizelge 3.4. Denemede kullanılan sulama suyunun kimyasal özellikleri* Katyonlar me/l Anyonlar me/l Elektriksel İletkenlik (25oc) 753 mmhos/cm Kalsiyum 4.32 Karbonat 0.00 Kalan Sodyum Karbonat (RSC) 0 me/l Magnezyum 3.29 Bikarbonat 4.75 ph 7.60 Sodyum 0.31 Klorür 0.25 Sodyum (%) 3.92 Potasyum 0.01 Sülfat 2.92 SAR 0.16 Toplam 7.93 Toplam 7.93 Sulama Suyu Kalite Sınıfı C2 - S1 * Su analizi Konya Toprak Su Kaynakları Araştırma Enstitüsünde yapılmıştır. Sulama suyu, sulamaya uygunluk yönünden C2-S1 sınıfına girmektedir. Tuzluluk yönünden orta düzeyde ve sodyum yüzdesi düşük olup, sulama yönünden kullanılabilir sınırlar içinde yer almaktadır. Sulama suyunun ph sı nötre yakın hafif

43 32 alkali olup, Bor a rastlanmamıştır. Denemede kullanılan sulama suyu yeraltı suyu olup, deneme alanında drenaj sistemi mevcuttur Yöntem Deneme Deseni Araştırma ekmeklik buğday genotiplerinin farklı gelişme dönemlerinde uygulanan kuraklığa tepkilerinin incelenmesi amacıyla yürütülmüş olup, tesadüf blokları deneme planında, bölünmüş parseller düzenlemesine göre 4 tekerrürlü olarak düzenlenmiştir. Denemede kuraklık ve takviye su uygulamaları ana parsellere, genotipler alt parsellere yerleştirilmiştir. Bu denemede parseller 0,8 m x 1,5 m = 1,2 m 2 ebadında tertiplenmiş olup, her parselde 4 sıra olacak şekilde 20 cm sıra arası ve 40 cm parsel arası mesafesi uygulanmıştır. Alt parseller içinde yer alan 10 genotip tekerrürlere şansa bağlı olarak dağıtılmıştır. Ana konu olarak ele alınan kuraklık ve takviye sulama uygulamaları beş farklı düzeyde uygulanmıştır. Uygulamalar: Bitki gelişim dönemleri Zadoks Skalası (ZD) dikkate alınarak belirlenmiştir. Denemede 1., 2., 3., ve 4. uygulama ana parsellerinde yer alan bitkiler sapa kalkma başlangıcı dönemine (ZD: 30) kadar (Nisan ayına kadar) açıkta bırakılmış, Nisan ayından itibaren tane dolum dönemi sonuna kadar yağmur korunağı ile örtülerek, bitkilerin yağmur alması engellenmiştir. K 1: Kontrol; bu parsellere bölgenin uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklığı test etmek amacıyla, sapa kalkma başlangıcından (ZD:30) itibaren tüm bitki gelişim dönemlerinde, her dönemin uzun yıllar ortalamasına paralel seviyede (ZD:30 da, 35 mm; ZD: 50 de, 50 mm; ZD:70 de, 25 mm) damlama sulama ile su verilmiştir. K 2: Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı (ZD: 30-50); bu parselere ilkbahar erken dönem kuraklığını test etmek amacıyla, sapa kalkmadan başaklanma başlangıcına kadarki dönemde (ZD: 30-50) kuraklık uygulanmış (Nisan kuraklığı); takip eden başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu (ZD: 50-70) döneminde 50 mm ve tane doldurma (ZD: 70-94) döneminde 25 mm olacak şekilde, uzun yıllar ortalaması seviyesinde damlama sulama ile su verilmiştir.

44 33 K 3: Başaklanma başlangıcı Çiçeklenme sonu dönemi kuraklığı (ZD: 50-70); bu parseller generatif dönem kuraklığını test etmek amacıyla, başaklanma başlangıcından çiçeklenme dönemi sonuna kadar (ZD: 50-70) kuraklığa maruz bırakılmış (Mayıs kuraklığı); sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı (ZD: 30-50) döneminde 35 mm ve tane doldurma (ZD: 70-94) döneminde 25 mm olacak şekilde, uzun yıllar ortalaması seviyesinde damlama sulama ile su verilmiştir. K 4: Tane doldurma dönemi kuraklığı (ZD: 70-94); bu parseler geç dönem kuraklığını test etmek amacıyla, tane doldurma döneminde (ZD: 70-95) kuraklığa maruz bırakılmış (Haziran kuraklığı); sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı (ZD: 30-50) döneminde 35 mm ve başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu (ZD: 50-70) döneminde 50 mm olacak şekilde, uzun yıllar ortalaması seviyesinde damlama sulama ile su verilmiştir. K 5: Tam sulu koşullar; bu parsellere denemede yer alan buğday genotiplerinin verim potansiyellerinin belirlenmesi ve kuraklık uygulamalarındaki genotiplerin kuraklığa tepkilerinin belirlenmesinde kontrol olarak değerlendirilmesi amacıyla, sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı (ZD: 30-50) döneminde 50 mm, başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu (ZD: 50-70) döneminde 80 mm ve tane doldurma (ZD: 70-94) döneminde 50 mm olacak şekilde damlama sulama ile sulama uygulaması yapılmış; ayrıca yağmur korunağı altına alınmayarak yağıştan da yararlanması sağlanmıştır AraĢtırmanın Yürütülmesinde Yapılan ĠĢlemler Deneme nadas - buğday münavebe sisteminde nadastan sonra kurulmuştur. Deneme alanı toprakları her yıl ilkbaharda soklu pullukla 20 cm derinlikte sürülmüştür. Yaz ayları boyunca tarlanın otlanma ve kaymak bağlamasına bağlı olarak kazayağı tırmık kombinasyonu ile 8 cm derinlikte ikileme ve üçleme yapılmıştır. Ekimden önce tohum yatağı hazırlığı amacıyla yaylı tırmıkla 6 cm derinlikte işlenerek deneme alanı ekime hazır hale getirilmiştir. Ekim ayının üçüncü haftasında deneme planına uygun olarak parselasyon yapılmıştır. Sıra arası 20 cm olacak şekilde, yaylı tırmık ile 5-6 cm derinlikte çiziler açılmış ve açılan bu çizilerin içerisine, denemede yer alan her bir genotip için daha önceden m 2 ye 550 adet tohum sıklığında hazırlanmış olan tohumlar elle ekilmiştir.

45 34 Ana parseller 7 kg/da N, 6 kg/da P 2 O 5 olacak şekilde gübrelenmiştir. Fosforun tümü ve azotun 2.35 kg/da ı ekimden önce ana parsellere tekdüze bir dağıtımla serpilip tırmıkla toprağa karıştırılmıştır. Azotun geri kalan 4.65 kg/da kısmı ise sapa kalkma dönemi başlangıcında uygulanmıştır. Bölgede zaman zaman hububatta önemli zararlar yapan zabrus zararlısına karşı koruma amaçlı olarak ekimle birlikte tohum ilaçlaması (Endosülfan terkipli bir ilaçla, 200 g/100 kg tohum) ve daha sonraki dönemlerde de pas hastalıklarına karşı ilaçlı (Fluquinconazole quinazolinone terkipli bir ilaçla, 25 g/da) mücadele yapılmıştır. Yabancı ot mücadelesi kimyasal ilaç (2,4-D Ester, 130 g/da) uygulanarak ve zaman zaman elle koparılarak yapılmıştır. Parseldeki bitkiler hasat olgunluğuna geldiğinde orakla biçilerek parsel biçerdöveriyle harman edilmiştir Yağmur korunağının kurulması Farklı bitki gelişim dönemlerinde oluşturulan yapay kuraklık uygulamaları, polietilen parsel örtüleri (0.25 mm kalınlıkta ve fotosentetik ışığın % 95 ini geçirebilen) kullanılarak, sabit konumlu yağmur korunakları ile sağlanmıştır (Şekil 3.1, 3.2 ve 3.3). Örtüler kenarlarda toprak seviyesinden 1.5 m yükseklikte ve parsel kenarlarından 2 m etrafa taşacak şeklide yerleştirilmiştir (Öztürk, 1999b). Bütün parseller diğer uygulamaların etkilerinden korunmak için sulama ve örtülerin uygulanmadığı ilave parseller ile izole edilmiştir. Ayrıca, yağmur korunağı kullanılan parsellerde, örtülerden akan yağmur suları, açılan drenaj kanalları ile parsellerden uzaklaştırılmıştır. ġekil 3.1. Araştırmanın yürütüldüğü yağmur korunaklarından genel görüntüler

46 m m Drenaj Kanalı K1 K2 K3 K4 K5 ġekil 3.2. Araştırmanın yürütüldüğü yağmur korunaklarının şematik görüntüsü K1 K2 K3 K4 K5 Gözlem alırken K 1: Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2: Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3: Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4: Tane doldurma dönemi kuraklığı, K 5: Tam sulu koşullar ġekil 3.3. Araştırmada kullanılan yağmur korunakları altında farklı kuraklık uygulamalarından görüntüler

47 Sulama Deneme ekimden sapa kalkma başlangıcına kadarki (ZD:30) dönemde doğal koşullarda bırakılmıştır. Kuraklık uygulamalarının başlatıldığı sapa kalkma başlangıcında (ZD:30) K1, K2, K3 ve K4 uygulamalarının yer aldığı ana parsellerin üzeri yağmur korunağı ile kapatılmış ve tane dolum döneminin sonuna kadar kapalı tutulmuştur. Denemede yer alan genotiplerin optimum performanslarını belirlemek amacıyla oluşturulan K5 uygulamasının üzeri açık bırakılarak hem yağıştan faydalanmış hem de dönemsel sulama uygulamaları yapılmıştır. Denemede ana parsellere sulama uygulamaları damlama sulama yöntemi ile yapılmış olup, uygulanacak su miktarı her ana parselin başında yer alan sekonder su borusuna monte edilen hassas su saati ile ölçülerek verilmiştir ve yetiştirme dönemlerinde, ana parsellere uygulanan su miktarları, ekimden itibaren alınan yağış miktarı ve stres süreleri Çizelge 3.4 ve 3.5 de verilmiştir. Çizelge Yetiştirme dönemindeki yağış/sulama ve kuraklık stresinin konulara dağılımı Dönem Yağış/Sulama (mm) K 1** K 2 K 3 K 4 K 5 Stres süresi (gün) 27 Ekim - 16 Kas.* Çimlenme Bitki Gelişme Evresi 17 Kas.- 29 Mart* Kardeşlenme 30 Mart - 3 May. 35 X (32.6) 35 (ZD: 30-50) 4 May May X (0.2) 14 (ZD: 50-69) 18 May Haz X 50 (84.0) 41 (ZD: 70-94) Toplam * Kuraklık uygulama sütunlarında 27 Ekim- 29 Mart tarihlerini kapsayan değerler ve K 5 sütunundaki parantez içindeki değerler bu sürede alınan yağış miktarlarını ifade etmektedir. **K 1: Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2: Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3: Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4: Tane doldurma dönemi kuraklığı, K 5: Tam sulu koşullar (ZD: 30-50): Sapa kalkma başlangıcı- başaklanma başlangıcı, (ZD: 50-69): Başaklanma başlangıcı- Çiçeklenme sonu, (ZD: 70-94): Tane doldurma dönemi

48 37 Çizelge Yetiştirme dönemindeki yağış/sulama ve kuraklık stresinin konulara dağılımı Dönem Yağış/Sulama (mm) K 1** K 2 K 3 K 4 K 5 Stres süresi (gün) 27 Ekim - 16 Kas.* Çimlenme Bitki Gelişme Evresi 17 Kas.- 02 Nisan* Kardeşlenme 03 Nisan - 11 May. 35 X (83.9) 37 (ZD: 30-50) 12 May Haz X (50.8) 24 (ZD: 50-69) 05 Haz Tem X 50 (63) 43 (ZD: 70-94) Toplam * İlk iki satırdaki değerler ve K 5 sütununda parantez içindeki değerler bu sürede alınan yağış miktarlarını ifade etmektedir. **K 1: Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2: Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3: Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4: Tane doldurma dönemi kuraklığı, K 5: Tam sulu koşullar (ZD: 30-50): Sapa kalkma başlangıcı- başaklanma başlangıcı, (ZD: 50-69): Başaklanma başlangıcı- Çiçeklenme sonu, (ZD: 70-94): Tane doldurma dönemi Orta Anadolu Bölgesinde farklı dönemlerde gelen kuraklıkların modellemesi ile oluşturulan yapay kuraklık uygulamalarının buğday genotiplerinin fenolojik, morfolojik ve fizyolojik özellikleri ile verim ve kalite üzerindeki etkilerini araştırmak için, aşağıda belirtilen gözlem ve ölçümler yapılmıştır AraĢtırmada Ġncelenen Özellikler Araştırmada çıkıştan olgunluğa kadar fenolojik gelişme dönemleri izlenmiştir. Gözlemler tahılların büyüme ve gelişmelerini ölçmek için geliştirilen Zadoks skalası esas alınarak farklı gelişme dönemlerinde alınmıştır. Aşağıdaki ölçüm ve gözlemler, Yürür ve ark. (1987), Gusta ve Chen (1987), Simmons (1987), Williams ve ark. (1988), Kalaycı ve ark. (1998) ve Öztürk (1999b) e göre yapılmıştır Verim ve verim unsurları Tane verimi Her parselden elde edilen tane ürünü 0.01 g hassas terazide tartılarak, kg/da olarak ifade edilmiştir. Ayrıca genotiplerin farklı uygulamalardan elde edilen verim

49 38 değerlerinden faydalanılarak kuraklık hassasiyet indeksi ve verim stabiliteleri aşağıda verildiği şekilde hesaplanmıştır Kuraklık hassasiyet indeksi Her bir genotip için en yüksek verimin alındığı uygulamadan elde edilen değer, o genotipin o çevredeki potansiyeli olarak alınmış, uygulama parsellerindeki verimleri bu potansiyellerle karşılaştırılarak, her genotip için aşağıdaki formül yardımıyla hesaplanmıştır (Fischer ve Maurer, 1978). Kuraklık şiddeti = (Sulu ortalama verim* - Kuru ortalama verim*) Sulu ortalama verim *Verim, denemede yer alan tüm genotiplerin ortalama verimidir. KHİ = [(Sulu verim** - Kuru verim**) / Sulu verim**] Kuraklık şiddeti **Verim, her bir genotipin verim değerini ifade eder Verim stabilitesi Doğrusal regresyon yöntemi (Eberhart ve Russell, 1966) kullanılmış olup, denemede uygulamayla oluşturulan 5 çevrede, iki yıl için toplam 10 çevrede, genotiplerin ortalama verimleri çevre indeksi olarak alınıp, aynı çevrelerde her çeşidin verdiği verimin çevre indeksiyle verdiği doğrusal regresyon denklemleri hesaplanmıştır. Bu denklemdeki a değeri çevre indeksinin sıfıra düştüğü teorik noktada genotipin beklenen verimini, b değeri çevre indeksindeki her 1 birim artışa karşılık genotipin beklenen verim artışını, S 2 değeri genotiplerin verim değerlerinin çevre indeksine göre oluşturduğu regresyon hattından olan sapmaların kareler ortalamasını, R 2 değeri ise denklemden hesaplanan beklenen verimlerle, tarlada elde edilen gerçek verimler arasındaki belirtme katsayısını göstermektedir.

50 Metrekaredeki sap sayısı Hasat öncesinde, hasat alanı içerisindeki 1 sıranın 1 m lik kısmındaki saplar (en az 3 yapraklı) sayılmış ve bu değerler m 2 ye çevrilerek hesaplanmıştır Metrekaredeki fertil baģak sayısı Hasat öncesinde ve her parselde 1 m lik 1 sırada fertil başaklar sayılıp, bu değerler m 2 ye çevrilerek hesaplanmıştır Fertil sap oranı M 2 deki fertil başak sayısı x 100 / m 2 deki sap sayısı, formülüyle hesaplanarak % olarak ifade edilmiştir BaĢak uzunluğu Bitkiler fizyolojik olgunluk dönemini tamamladıktan sonra, her parselden şansa bağlı olarak belirlenen 10 ana sapa ait başakta, başak alt boğumundan, en üst başakcık ucuna kadar (kılçıklar hariç) olan mesafe cm cinsinden ölçülerek belirlenmiştir BaĢakta baģakcık sayısı Olgunluk döneminde, hasat alanı içerisinde şansa bağlı belirlenen10 ana sapa ait başaktaki fertil başakcıklar sayılarak ortalaması alınmıştır BaĢakcıkta tane sayısı Başakta tane sayısının, başakta başakcık sayısına bölümü ile hesaplanmıştır BaĢakta tane sayısı Her parselden alınan başak örneklerinin her birisinde bulunan taneler elle harman edilerek sayılmış ve başaktaki tane sayısı adet olarak belirlenmiştir.

51 BaĢakta tane ağırlığı belirlenmiştir. Başakta tane sayısı tespit edilen 10 başağın ortalama tane ağırlığı g olarak Biyolojik verim Her parselde 1m lik sırada hasat edilen bitkiler tarlada 3 gün kurutulup tartılarak (tane + sap) toplam verim (biyolojik verim) kg/da cinsinden belirlenmiştir Hasat indeksi Her parselde 1m lik sırada hasat edilen bitkilerden elde edilen tane verimi, biyolojik verime (tane + sap) bölünerek % olarak hesaplanmıştır Morfolojik parametreler Bitki boyu Olum döneminde, 10 adet başaklı sapın, toprak seviyesinden en üst başakcık ucuna kadar olan kısmı (kılçıklar hariç) ölçülecek ve ortalaması alınarak cm olarak belirlenmiştir Üst boğum uzunluğu Bitki boyu ölçümü yapılan 10 adet başaklı sapta, üst boğum ile başak ekseninin ilk boğumu arasındaki uzunluk cm olarak belirlenmiştir Bayrak yaprak ayası boyu Her parselde şansa bağlı olarak belirlenen 10 bitkide ana sapta bayrak yaprak ayası boyu ölçülerek cm cinsinden belirlenmiştir.

52 Bayrak yaprak ayası eni Her parselde şansa bağlı olarak belirlenen 10 bitkide ana sapta bayrak yaprak eni, en geniş yerinden, ölçülerek cm cinsinden belirlenmiştir Bayrak yaprak ayası alanı Bayrak yaprak eni x bayrak yaprak boyu x 0.75 denklemine göre hesaplanmıştır Yaprak rengi 1-3 skalası kullanılmıştır. 1: en açık renkkli, 3: en koyu renkli Bayrak yaprak kınında mumsuluk 1-3 skalası kullanılmıştır. 1: mumsuluk en az, 3: mumsuluk en fazla Bayrak yaprak kıvrılması 1-3 skalası kullanılmıştır. 1: kıvrılma en az, 3: kıvrılma en fazla Bayrak yaprak dikliği 1-3 skalası kullanılmıştır. 1: diklik en az, 3: diklik en fazla BaĢakta kılçık uzunluğu Bitkiler fizyolojik olgunluk dönemini tamamladıktan sonra, her parselden şansa bağlı olarak belirlenen 10 başakta, bütün iç kavuz kılçıkları cm cinsinden ölçülerek, ortalaması alınmıştır Fenolojik parametreler

53 Erken dönemde toprak yüzeyini kapatma Denemede kullanılan genotiplerin erken dönemde oluşturdukları biyolojik verim ve toprak yüzeyini kaplama oranını belirlemek amacıyla, kıştan çıkışı takiben (Şubat ayının son haftası) NTech, Green Seeker Model 505, optik el sensörü kullanılarak NDVI değerleri ölçülerek belirlenmiştir (Ludlow ve Muchow, 1990) BaĢaklanma süresi Çıkış tarihinden itibaren parseldeki bitkilerin %50 sinin başak çıkardığı tarihe kadar geçen süre, gün sayısı olarak hesaplanmıştır (Geçit ve Adak, 1990) Çiçeklenme süresi Çıkış tarihinden itibaren parseldeki bitkilerin başaklarında %50 anter çıkardığı tarihe kadar geçen süre gün sayısı olarak hesaplanmıştır Fizyolojik olum süresi Çıkış tarihinden itibaren parseldeki tüm bitkilerin sarardığı (kılçıkların renklerini kaybettiği) tarihe kadar geçen süre, gün sayısı olarak hesaplanmıştır Tane doldurma süresi Parseldeki bitkilerin %50 çiçeklenmesinden, parseldeki tüm bitkilerin sarardığı (kılçıkların renklerini kaybettiği) tarihe kadar geçen süre, gün sayısı olarak hesaplanmıştır Fizyolojik parametreler Yaprak nispi su içeriği Çiçeklenme başlangıcında, tüm genotipler yaprakların turgor basıncının en yüksek olduğu sabah saatleri arasında örneklenmiştir. Her parselde şansa

54 43 bağlı 10 bitkide 1 er kardeşin bayrak yaprak ayası kını ile birleştiği yerden kesilerek, rutubet kaybını engellemek için, hızlı bir şekilde daha önce daraları alınmış ağzı kapaklı tüplerin içerisine konarak, buz kutusu içerisine yerleştirilmiştir. Laboratuara taşınan örnekler g. hassas terazide tartılarak yaş ağırlıkları (YA) belirlenmiştir. Tüpler ağzına kadar saf su ile doldurulduktan sonra turgor basıncına ulaşması için 4 C de bir gece bekletilmiştir. Su içerisinden çıkartılan örnekler hemen kurutma kağıdı ile kurulanarak tartılmış ve turgor ağırlığı (TUA) tespit edilmiştir. Daha sonra örnekler 70 o C ye ayarlı fırında 24 saat bekletilerek tekrar tartılmış ve kuru ağırlıkları (KA) bulunmuştur (Şekil 3.4). Elde edilen değerlerden aşağıdaki formül yardımıyla yaprak nispi su içeriği (YNSİ) hesaplanmıştır (Ristric ve ark., 1992). YNSİ (%) =(YA KA) / (TUA KA) x 100 Bu formülde; YA=Yaş Ağırlık KA=Kuru Ağırlık TUA=Turgor Ağırlığı ġekil 3.4. Yaprak nispi su içeriği ölçüm uygulamalarından görüntüler Yaprak nispi su kaybı Başaklanma döneminde, her parselde şansa bağlı 15 bitkide, yaprak nispi su içeriğinin belirlenmesinde olduğu gibi örneklenmiştir. Laboratuara taşınan örnekler g hassas terazide tartılarak yaş ağırlıkları belirlenmiştir. Örnekler 30 o C ye ayarlı fırında 2 saat bekletildikten sonra tekrar tartılmış ve solgun ağırlık tespit edilmiştir. Daha sonra örnekler 80 o C ye ayarlı fırında 24 saat bekletilerek tekrar tartılarak kuru ağırlıkları bulunmuştur. Elde edilen değerlerden aşağıdaki formüle göre, 2 saatte 1 g

55 44 yaprak kuru ağırlığı başına kaybolan su miktarı (YNSK) hesaplanmıştır (Clarke ve ark. 1992) YNSK (g/g/s) = (Yaş ağırlık Solgun ağırlık) / Kuru ağırlık Bitki örtüsü sıcaklığı Bitki örtüsü sıcaklığı, taşınabilir bir infrared termometre ile santigrat derece ( º C) cinsinden ölçülmüştür. Sıcaklığın yüksek olduğu öğle saatinde (12:00-14:00 arasında) okuma yapılırken, cihaz zeminden 30 lik bir açıyla (yapraklara hakim görüşe sahip en uygun açı) tutulmuştur (Şekil 3.5). Her parsel için kuzeyden ve güneyden olmak üzere iki ölçüm yapılarak ortalaması alınmıştır. Ölçüm esnasında havanın bulutlu ve rüzgarlı olmamasına dikkat edilmiştir. Ölçümler ilk başakçığın görüldüğü dönem (ZD:50), başağın ½ sinin çıktığı dönem (ZD:55) ve çiçeklenmenin tamamlandığı dönemde (ZD:69) yapılmıştır (Reynolds ve ark. 2001). ġekil 3.5. Bitki örtüsü sıcaklığı ölçüm uygulamalarından görüntüler

56 Bayrak yaprağı klorofil içeriği Bayrak yaprağında klorofil içeriği, oransal olarak ve SPAD biriminde ölçen Minolta marka alet ile başaklanma döneminde ölçülmüştür (Adamsen ve ark., 1999). Ölçüm işlemi her parsel için 5 adet bayrak yaprağında üçer defa yapılmıştır. İlk ölçüm yaprak ayasının tabanından, ikinci ölçüm yaprak ayasının ortasından üçüncü ölçüm ise yaprak ayasının uç kısmına yakın yerden alınmıştır (Şekil 3.6). Ölçülen bu üç değerin ortalaması alınarak yaprağın klorofil miktarı SPAD cinsinden hesaplanmıştır. Ölçülecek 5 yaprağa ait verilerin aritmetik ortalaması alınarak her parselin ortalama bayrak yaprak klorofil içeriği oransal olarak belirlenmiştir. ġekil 3.6. Bayrak yaprak klorofil içeriği ölçüm uygulamalarından görüntüler Bayrak yaprak yeģil kalma süresi Tane doldurma döneminin başlangıcından itibaren, bayrak yapraklar tamamen sararıncaya kadarki dönemde dört değişik tarihte SPAD metre ile okunan SPAD değerleri bağımlı değişken (y), okumanın yapıldığı tarihlerdeki başaklanma tarihinden itibaren Büyüme Gün Derecesi (BGD) değerleri ise bağımsız değişken (x) olarak alınmak sureti ile quadratik regresyon yöntemi ile klorofilin sıfıra düştüğü teorik nokta hesaplanarak bayrak yaprak yeşil kalma süresi BGD cinsinden bulunmuştur Translokasyon kapasitesi Başaklanmadan 20 gün sonra, 4 adet bitkinin yeşil kısımlarını kurutmak amacıyla, tüm bitki aksamı ıslatılıncaya kadar desikant (% 4 lik Magnezyum Klorat (Mg (C1O 3 ) 2 ) uygulanmıştır (Blum, 1998). Geri kalan bitkiler kontrol olarak bırakılmıştır (Şekil 3.7). Desikant uygulamadan hemen önce 10 ar başak örneği

57 46 alınmıştır. Hasat zamanına kadar beklenmiş ve bu dönemde hem kontrol hem de uygulama yapılan bölümden 10 ar başak örneği toplanmıştır. Toplanan başak örnekleri 80 C de 24 saat kurutulduktan sonra taneler başaktan ayrılarak tartılmıştır. Translokasyon kapasitesi Kalaycı ve ark. (1998) tarafından bildirilen aşağıdaki eşitliğe göre hesaplanmıştır. TK(%) =(USD -UÖD) / (KD -UÖD) x100 Bu formülde; TK = Translokasyon kapasitesi USD = Uygulama sonrası bir tane ağırlığı (mg) UÖD = Uygulama öncesi bir tane ağırlığı (mg) KD = Kontrol uygulamasında bir tane ağırlığı (mg) ġekil 3.7. Translokasyon kapasitesi için desikant uygulaması

58 Stoma iletkenliği Bayrak yaprak stoma iletkenliği ölçümleri başaklanma döneminde bayrak yaprak üst epidermisinde, mmol H 2 O m -2 s -1 olarak tüm parsellerde portatif porometre (SC-1 Leaf Porometer) ile ölçülmüştür (Şekil 3.8). Ölçümler, tam bulutsuz havada 10:00 ile 16:00 saatleri arasında yaklaşık 500 PAR ışık yoğunluğunda ve % 40 nispi hava neminde yapılmıştır (Bahar ve ark., 2003). ġekil 3.8. Stoma iletkenliği ölçümünden bir görüntü Kalite parametreleri Denemelerin hasadından sonra tüm parsellerden alınan tohum örnekleri üzerinde aşağıda belirtilen kalite analizleri Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü kalite laboratuarında yapılmıştır Protein oranı Değirmende öğütülen tane örneklerinde, Kjeldahl protein tayin metodu ile kalibre edilmiş Near İnfrared Reflectance (NIR) spektroskopi cihazı ile AACC metodu a göre belirlenmiştir (Anonymous, 1990).

59 Kuru gluten Değirmende öğütülen tane örneklerinde, Near İnfrared Reflektans (NIR) spektroskopi cihazı kullanılarak analiz edilip sonuçlar % olarak verilmiştir (Anonymous, 1990) Mini SDS sedimentasyon değeri Laktik Asit+SDS+Bromophenol blue+un ile hazırlanmış süspansiyondaki un partiküllerinin, çalkalama işleminden sonra 14 dakika bekletilerek çöken kısmın mililitre (ml) olarak hacminin ölçülmesi şeklinde belirlenmiştir (Pena ve ark. 1990) Bin tane ağırlığı Her parselden elde edilen tane ürününden rastgele dört defa yüz tane sayılıp, tartılarak gram cinsinden hesap edilmiştir (Williams ve ark. 1988) Hektolitre ağırlığı Her parselde elde edilen tane ürününde 1 litrelik hektolitre ağırlık ölçme aleti ile tespit edilmiştir (Williams ve ark. 1988) Ġstatistiki analiz ve değerlendirmeler Denemelerden elde edilen sonuçların değerlendirilmesinde, varyans analizi yapılmış ve farklılıkları önemli olan özelliklerin ortalama değerleri LSD (%5) testine göre gruplandırılmıştır. Ayrıca, denemede ölçüm ve gözlemleri yapılan tüm özelliklerin, kuraklık parametreleri ile olan ilişkileri korelasyon analizi ile belirlenmiştir. Verilerin analizinde JMP istatistik programı kullanılmıştır.

60 49 4. ARAġTIRMA SONUÇLARI VE TARTIġMA Orta Anadolu Bölgesinde farklı bitki gelişim dönemlerinde görülebilen kuraklık tiplerinin modellendiği bu çalışmada; kontrollü tarla şartları altında ekmeklik buğday genotiplerinin, farklı dönemlerdeki kuraklık stresine fenolojik, morfolojik ve fizyolojik tepkileri ile farklı ekolojik koşullara sahip bölgelerin karşı karşıya bulundukları kuraklık tipleri için kullanılabilecek en etkin parametreler belirlenmeye çalışılmıştır. Bunun yanında, farklı kaynak ve genetik tabandan gelen genotipler üzerinde parametrelerin kullanılabilirliği ve ürün kalitesinin kuraklık tipleri ile olası ilişkileri araştırılmış, elde edilen bulgular aşağıda ayrı başlıklar altında verilmiştir Tane Verimi Konya da kontrollü tarla şartları altında ve yıllarında, 10 adet ekmeklik buğday genotipi kullanılarak, farklı bitki gelişim dönemlerinde kuraklık uygulamasının yapıldığı çalışmada, elde edilen tane verimine ait değerler ve önemlilik grupları Çizelge 4.1 de ve bu değerlere ait varyans analiz sonuçları da Çizelge 4.2 de verilmiştir. Araştırmada birinci ve ikinci yıl elde edilen veriler üzerinden varyans analizleri yapılmış ve varyansların homojenliği test edilerek (Bartlett, 1937) denemelerin birlikte değerlendirilebileceği belirlenmiş ve yılların birleştirilmesi ile analiz gerçekleştirilmiştir. Çizelge 4.2 nin incelenmesinden de anlaşılacağı gibi, tane verimi bakımından yıl, kuraklık uygulamaları ve genotipler arasındaki farklılık ve yıl x kuraklık interaksiyonu, yıl x genotip interaksiyonu ve kuraklık x genotip interaksiyonları arasındaki farklılık (p<0,01) istatistiki olarak önemli bulunmuştur. Tane verimi genel ortalaması 674,0 kg/da olarak belirlenmiş olup, bu değer birinci yılda 647,2 kg/da iken, ikinci yılda 700,8 kg/da olarak gerçekleşmiştir (Çizelge 4.1). Yıllar arasındaki genel verim farklılığı, esas olarak ve yetiştirme dönemlerinde gerçekleşen iklim özelliklerinin, bitki açısından uzun yıllar ortalamasına göre daha olumlu geçmesi ile açıklanabilir. Nitekim, araştırmanın yürütüldüğü Konya da uzun yıllar yağış ortalaması 321 mm iken, döneminde 385 mm ve döneminde 489 mm olarak gerçekleşmiştir (Çizelge 3.2). Denemede ekimden kuraklık uygulamalarının başlatıldığı zamana kadarki (ZD:30 dönemi) süreçte (Ekim-Mart) uzun yıllar ortalaması yağış miktarı 196 mm iken,

61 Ort denemenin birinci yılında 266 mm ve ikinci yılında ise 346 mm ile sırasıyla uzun yıllardan % 35, ve % 56 daha fazla olmuştur. Çizelge 4.1. Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen tane verimleri (kg/da) Yıl Genotipler Kuraklık uygulamaları* K 1 K 2 K 3 K 4 K 5 Genotip Ort. Karahan ,2 655,5 577,9 577,1 841,5 668,1 d-f** Bayraktar ,2 664,9 532,9 586,3 679,6 621,4 g-ı Gerek ,0 660,0 548,7 587,7 751,0 643,9 f-h Dağdaş ,3 609,4 501,6 554,5 703,2 608,8 h-j Bezostaja 1 674,0 629,8 545,2 563,1 680,0 618,4 g-j Göksu ,3 597,2 441,5 441,2 749,5 549,2 k Konya ,6 664,5 611,7 622,3 816,1 692,1 cd BDME 09/1K 738,2 759,5 596,6 635,9 815,6 709,2 c BDME 09/2K 710,9 691,7 617,6 605,8 776,3 680,5 c-f KEBVD ,1 668,8 625,0 618,8 795,0 680,6 c-f Kuraklık Ort. (2010) 675,9 cd 660,1 d 559,9 f 579,3 ef 760,8 b 647,2 a Karahan ,6 724,3 637,1 714,9 923,8 746,7 b Bayraktar ,1 760,1 620,8 698,3 901,3 749,2 b Gerek ,5 709,6 581,7 623,4 788,1 681,1 c-e Dağdaş ,7 684,3 591,4 649,1 747,9 668,9 d-f Bezostaja 1 577,9 565,7 486,2 557,7 727,4 583,0 j-k Göksu ,8 523,9 460,3 508,4 906,5 588,2 ı-j Konya ,2 788,8 687,3 761,2 1005,1 818,3 a BDME 09/1K 739,5 784,5 659,1 687,9 889,1 752,0 b BDME 09/2K 778,1 747,8 679,6 775,8 891,1 773,7 b KEBVD ,4 640,0 542,4 601,8 832,7 646,9 e-g Kuraklık Ort. (2011) 697,6 c 692,9 c 594,2 e 657,8 d 861,3 a 700,8 b Karahan ,9 k-p 689,9 k-r 607,5 u-y 646,1 q-w 882,6 ab 707,4 c Bayraktar ,2 k-q 712,8 j-o 576,8 x-z 642,3 r-w 790,4 d-h 685,3 cd Gerek ,2 k-r 684,8 l-s 565,2 yz 605,5 u-y 769,5 f-j 662,5 de Dağdaş ,5 m-t 646,8 q-w 546,5 z 601,8 v-z 725,6 ı-m 638,8 e Bezostaja 1 625,9 t-x 597,8 w-z 515,7 z 560,4 yz 703,7 k-q 600,7 f Göksu ,1 z 560,6 yz 450,9 z 474,8 z 827,9 b-e 568,6 g Konya ,3 c-g 726,7 ı-m 649,7 q-w 691,7 k-r 910,6 a 755,2 a BDME 09/1K 738,9 h-l 772,1 e-ı 627,8 s-x 661,9 n-u 852,4 bc 730,6 ab BDME 09/2K 744,5 g-k 719,7 ı-n 646,7 q-w 690,8 k-r 833,7 b-d 727,1 b KEBVD ,3 o-v 654,2 p-w 583,7 x-z 610,3 u-y 813,8 c-f 663,7 de Kuraklık Ort.( ) 686,8 b 676,6 b 577,1 d 618,6 c 811,1 a 674,0 *K 1: Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2: Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3: Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4: Tane doldurma dönemi kuraklığı, K 5: Tam sulu koşullar **Aynı harflerle gösterilen değerler arasında istatistiki açıdan farklılık yoktur. LSD (0,05) Y: 13,4 LSD (0,05) K: 21,3 LSD (0,05) YxK int.: 30,04 LSD (0,05) G: 26,04 LSD (0,05) YxG int: 36,8 LSD (0,05) KxG int.: 58,2 LSD (0,05) YxKxG int.: öd

62 51 Denemelerin nadas-buğday münavebe sisteminde nadastan sonra gelmiş olması ve yağışların yüksek olması ile ilişkili olarak nadas etkinliğinin de yüksek olması, deneme yıllarındaki aktif yağış fazlalığı ile birlikte toprakta nem oranını yükseltmiş, bu da hem denemede yer alan genotiplerin genel verim seviyelerinin yüksek olmasına ve hem de yıllar arasında verim farklılığının oluşmasına neden olmuştur. Ayrıca, her iki deneme yılında da kış sıcaklıklarının uzun yıllardan daha yüksek olarak gerçekleşmesi, genotiplerin kıştan zarar görmeden kışı geçirmelerini sağlamış; böylece, ilkbahara iyi giren genotipler daha iyi kardeşlenme yaparak birim alandaki başak sayısının artışı üzerinden yüksek verim seviyelerine sahip olmuşlardır. Çizelge 4.2. Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen tane verimine ait varyans analizi Varyasyon Kaynağı Serbestlik Derecesi Kareler Toplamı Kareler Ortalaması F Değeri Yıl (Y) ,8088** Tekerrür [Yıl] ,1 2143,35 0,5057 Kuraklık Uygulaması (K) ,2358** Y*K int , ,8 5,4741** Hata (1) ,65 1,2107 Genotip (G) ,3807** Y*G int ,4 9,2604** K*G int ,85 2,3608** Y*G*K int ,3 2661,9 0,7604 Hata (2) ,8 3500,8 Genel ,2 * (p<0.05), ** (p<0.01), CV (%): 8,7 Kuraklık uygulamalarında iki yıllık ortalama verim değerleri 577,1 kg/da (K3) ile 811,1 kg/da (K5) arasında değişim göstermiştir. Bu değerler birinci yılda 559,9 kg/da (K3) ile 760,8 kg/da (K5) arasında değişirken, ikinci yılda 594,2 kg/da (K3) ile 861,3 kg/da (K5) arasında gerçekleşmiştir (Şekil 4.1). Yapılan LSD testine göre, K5 uygulaması (811,1 kg/da) a grubunda yer almıştır. K1 uygulaması (686,8 kg/da) ve K2 uygulaması (676,6 kg/da) b grubunda yer alırken, K4 uygulaması (618,6 kg/da) c grubu ile bunu izlemiştir. K3 uygulaması (577,1 kg/da) ise d grubunda yer almıştır. Araştırmada elde edilen bu bulgulara göre, ekmeklik buğdayların kuraklık stresi ile bitki gelişme dönemlerine göre değişen oranlarda, önemli derecede verim kayıplarına uğradığı ve en yüksek verim kaybının başaklanma dönemi kuraklık stresinde (K3) görüldüğü ifade edilebilir.

63 52 *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı, K 5:Tam sulu koşullar ġekil 4.1. Kuraklık uygulamalarında ortalama verim değerleri Tam sulu uygulamadan (K5) elde edilen ortalama verim değeri 100 kabul edilerek, farklı bitki gelişme dönemlerindeki kuraklık uygulamaları ile karşılaştırıldığında, ortaya çıkan % de verim kayıpları Çizelge 4.3 de verilmiştir. Çizelge 4.3. Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen tane veriminde sulu koşullara göre meydana gelen performans kayıpları (%) Genotipler Kuraklık uygulamaları* K 1 K 2 K 3 K 4 Karahan 99 19,5 21,8 31,2 26,8 Bayraktar ,9 9,8 27,0 18,7 Gerek 79 10,7 11,0 26,5 21,3 Dağdaş 94 7,2 10,9 24,7 17,1 Bezostaja 1 11,1 15,0 26,7 20,4 Göksu 99 36,1 32,3 45,5 42,7 Konya ,4 20,2 28,7 24,0 BDME 09/1K 13,3 9,4 26,3 22,3 BDME 09/2K 10,7 13,7 22,4 17, KEBVD 24 19,4 19,6 28,3 25,0 Ortalama 15,3 16,6 28,8 23,7 *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı

64 53 Çizelge 4.3 ün incelenmesinden de görüleceği gibi, kuraklığa en yüksek tepki % 28,8 verim kaybı ile K3 den elde edilirken, bunu azalan sırayla % 23,7 ile K4, % 16,6 ile K2 ve en az tepkiyi ise % 15,3 ile K1 göstermiştir. Çalışmamızda elde edilen bu sonuçlar, Jamal ve ark. (1996) nın Pakistan da yıllarında iki yıl süreyle farklı gelişme dönemlerinde buğdayın su stresine tepkilerini araştırdıkları çalışmada elde ettikleri, tane veriminin bütün gelişme dönemlerinde su stresi ile önemli derecede azaldığı, ancak maksimum azalmanın başaklanma dönemi kuraklığında görüldüğü bulguları ile örtüşmektedir. Nitekim, Kenya nın Njoro bölgesinde yağmur korunağı altında farklı dönem kuraklıkları uygulanarak yürütülen benzer bir çalışmada, en fazla tane verim kaybı (% 25-67) generatif dönem kuraklığında tespit edilmiş olup, bu dönem ekmeklik buğday genotipleri için en kritik dönem olarak belirtilmiştir (Kimurto ve ark., 2003). Ülkemizde Erzurum şartlarında farklı dönemlerdeki kuraklık uygulamalarında farklı verim kayıplarının belirlendiği ve en yüksek verim kaybının % 65.6 ile tam kuraklık uygulamasından elde edildiği yönündeki bulgular (Öztürk, 1999a), araştırma sonuçlarımızı teyit etmektedir. Denemede yer alan genotiplerin iki yıllık ortalama tane verimi 568,6 kg/da (Göksu 99) ile 755,2 kg/da (Konya 2002) arasında değişmiştir. Bu değerler, birinci yılda 549,2 kg/da (Göksu 99) ile 709,2 kg/da (BDME 09 1/K) arasında, ikinci yılda ise 583,0 kg/da (Bezostaja 1) ile 818,3 kg/da (Konya 2002) arasında bir değişim göstermiştir. LSD testine göre, iki yıllık ortalamalar üzerinden Konya 2002 çeşidi (755,2 kg/da) a, BDME 09/1K hattı (730,6 kg/da) ab ve BDME 09/2K hattı (727,1 kg/da) b grubunda yer alarak ön plana çıkmıştır. Karahan 99 çeşidi (707,4 kg/da) c ve Bayraktar 2000 (685,3 kg/da) cd grubu ile genel ortalamanın üzerinde bir performans göstermiştir KEBVD 24 yerel çeşidi (663,7 kg/da) ve Gerek 79 çeşidi (662,5 kg/da) de grubu ile genel ortalama verimin altında yer alırken; Dağdaş 94 çeşidi (638,8 kg/da) e ve Bezostaja 1 çeşidi (600,7 kg/da) f grupları ile bunu izlemiştir. Göksu 99 çeşidi (568,6 kg/da) ise en son grup olan g grubunda yer almıştır. Denemede yer alan uygulamalar ile genotipler arasındaki interaksiyonlar incelendiğinde, kuraklık uygulamalarının genotiplerin verimi üzerine farklı etkilerde bulunarak, uygulamadan uygulamaya değişen önemli varyasyonlar oluşturduğu görülmektedir. Denemenin ekildiği tarihten itibaren bitki gelişim dönemleri itibariyle alınan yağış miktarı ve uygulanan uzun yıllar ortalaması yağış karşılığı sulama suyu miktarlarının uygulamalara dağılımı ve uygulamalarda farklı bitki gelişim dönemlerine isabet eden kuraklık stresleri (Çizelge 3.5) ile uzun yıllar iklim verileri (Çizelge 3.2)

65 54 karşılaştırıldığında; uygulamalar arasındaki dönemsel kuraklık farklılıklarının ve vejetasyon süresinde bitkilerin kullandıkları toplam su miktarındaki farklılıkların (Çizelge 3.5) genotipler üzerinde etkili olduğu görülmüştür. Genotiplerin uygulamalar içindeki performansları Çizelge 4.1 de, sulu uygulamaya göre gösterdikleri performans kayıpları Çizelge 4.3 de verilmiştir. İki yıllık ortalamalar üzerinden değerlendirildiğinde, K1 uygulamasında genotiplerden ortalama 686,8 kg/da verim elde edilirken, bu değerler 529,1 kg/da (Göksu 99) ile 797,3 kg/da (Konya 2002) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre, Konya 2002 (797,3 kg/da) c-g, BDME 09/2K (744,5 kg/da) g-k ve BDME 09/1K (738,9 kg/da) h-ı grubunda yer alarak ön plana çıkmıştır. Karahan 99 (710,9 kg/da) k-p, Bayraktar 2000 (704,2 kg/da) k-q ve Gerek 79 (687,2 kg/da) k-r grubu ile uygulama ortalamasının üzerinde bir performans göstermiştir. Uygulamada yer alan Dağdaş 94 (673,5 kg/da) m-t, KEBVD 24 yerel çeşidi (656,3 kg/da) o-v ve Bezostaja 1 çeşitleri (625,9 kg/da) t-x grupları ile uygulama ortalamasının altında verim değerlerine sahip olmuştur. Bu uygulamada, Göksu 99 (529,1 kg/da) ise en son grup olan z grubunda yer almıştır. Kurak koşullar için geliştirilen çeşitlerin kendi yetişme koşullarında, sulu koşullar için geliştirilen çeşitlerin ise yine kendi koşullarında yüksek verim vermesi genel bir olgudur. Burada dikkat çeken durum, denemede çeşitli karakterler yönünden varyasyon oluşturmak amacıyla denemeye alınan ve sulu şartlar için tescil ettirilen Konya 2002 çeşidinin uzun yıllar ortalamasını temsil eden kuraklık uygulamasındaki 797,3 kg/da verimi ile bu uygulamanın en üst grubunu oluşturan c-g grubunda yer alan performansı olmuştur. Bu durum, Konya 2002 çeşidinin sulu şartlara uyumunu sağlayan genetik yapısının yanında, kurağa adaptasyonla ilgili bazı özelliklere de sahip olduğunu göstermektedir. Bu durumun Konya 2002 nin hangi özelliklerinden kaynaklandığı, araştırmada ele alınan parametreler incelendikçe cevap bulacaktır. K1 uygulamasında genotipler arasında önemli bir varyasyonun bulunduğu dikkati çekmektedir. Bu uygulamada yer alan genotiplerin ortalama verim kayıpları % 15,3 olarak gerçekleşmiştir. Bu uygulamadaki kayıplar genotipler arasında % 7,2 (Dağdaş 94) ile % 36,1 (Göksu 99) arasında değişim göstermiştir. Göksu 99 çeşidi bu uygulamanın en hassas çeşidi olarak belirlenmiştir. Bu uygulamada, sulu şartlar için tescil ettirilen Konya 2002 ve Bezostaja 1 gibi çeşitlerin kuraklığa tolerans gösterip, yağmura bağlı kuru koşullar için tescil ettirilmiş olan Karahan 99 çeşidi ve KEBVD 24 yerel çeşidinin hassas bir durum ortaya koyması dikkat çekici olmuştur. Bu

66 55 durum, genotiplerde verimi belirleyen ve destekleyen özellikler veya genetik yapı ile kuraklığa karşı toleransı sağlayan savunma sistemlerini belirleyen genetik mekanizmaların ayrı ayrı ele alınarak, analitik ıslah yaklaşımı ile bu özellikler arasında en uygun kombinasyonu oluşturmaya çalışmanın önemini ortaya çıkarmaktadır. K2 uygulamasında genotiplerden ortalama 676,6 kg/da verim elde edilmiş olup, 560,6 kg/da (Göksu 99) ile 772,1 kg/da (BDME 09/1K) arasında değişim göstermiştir. LSD testine göre, BDME 09/1K (772,1 kg/da) e-ı grubunda, Konya 2002 (726,7 kg/da) ı-m grubunda yer alarak ön plana çıkmıştır. Göksu 99 (560,6 kg/da) çeşidi bu uygulamadaki en son grup olan yz grubunda yer almıştır. Diğer genotipler verim yönünden bu iki grup arasında dağılım göstermiştir. Burada BDME 09/1K hattının, uzun yıllar ortalaması kuraklık uygulamasında olduğu gibi, erken dönem kuraklığında da başarılı bir genotip olduğu anlaşılmaktadır. K2 uygulamasında genotiplerin ortalama verim kayıpları % 16,6 olarak gerçekleşmiştir. Bu kayıplar genotipler arasında % 9,4 (BDME 09/1K) ile % 32,3 (Göksu 99) arasında değişim göstermiştir. En düşük kayıp % 9,4 ile BDME 09/1K genotipinde görülürken, bunu % 9,8 ile Bayraktar 2000 ve % 10,9 ile Dağdaş 94 çeşitleri izlemiştir. Ortalamanın üzerinde verim kaybı gösteren genotipler ise, % 19,6 ile KEBVD 24, % 20,2 ile Konya 2002, % 21,8 ile Karahan 99 ve 32,3 ile Göksu 99 olmuştur. K2 uygulamasında düşük verim kaybı gösteren BDME 09/1K, Bayraktar 2000, Dağdaş 94, Gerek 79, BDME 09/2K ve Bezostaja 1 genotipleri erken dönem kuraklığa toleranslı genotipler olarak belirlenmiştir. Yüksek verim kaybına uğrayan Göksu 99, Karahan 99, Konya 2002 ve KEBVD 24 genotiplerinin ise erken dönem kuraklığına hassas oldukları anlaşılmıştır. Başaklanma dönemi kuraklığında (K3) 577 kg/da ile uygulamalar içinde en düşük ortalama verim elde edilmiştir. Bu uygulamada verim 450 kg/da (Göksu 99) ile 649 kg/da (Konya 2002) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonunda LSD testine göre, Konya 2002 (649 kg/da) ve BDME 09/2K (646 kg/da) q-w, BDME 09/1K (627 kg/da) s-x grubunda yer alarak ön plana çıkan genotipler olmuştur. Göksu 99 (450 kg/da) çeşidi en son grup olan z grubunda yer alarak, aynı zamanda denemenin de en düşük verim değerine sahip olmuştur. K3 uygulamasında genotipler ortalamada % 28,8 ile kuraklık uygulamaları arasında en yüksek verim kayıpları göstermiştir. Bu verim kayıpları % 22,4 (BDME 09/2K) ile % 45,5 (Göksu 99) arasında değişmiştir. En düşük kayıp % 22,4 ile BDME 09/2K genotipinde görülürken, bunu % 24,7 ile Dağdaş 94, % 26,3 ile BDME 09/1K ve % 26,5 ile Gerek 79 izlemiştir. Ortalamanın üzerinde verim kaybı gösteren genotipler ise,

67 56 % 45,5 ile Göksu 99 ve % 31,2 ile Karahan 99 olmuştur. Kuraklık şiddetinin en yüksek olduğu K3 uygulamasında, daha düşük verim kaybı gösteren BDME 09/2K, Dağdaş 94, BDME 09/1K, Gerek 79, Bezostaja 1, Bayraktar 2000, KEBVD 24 ve Konya 2002 başaklanma dönemi kuraklığına toleranslı genotipler olarak belirlenmiştir. Yüksek verim kaybına uğrayan Göksu 99 ve Karahan 99 çeşitlerinin ise bu dönemdeki kuraklığa hassas oldukları belirlenmiştir. Tane dolum dönemi kuraklığı uygulamasında (K4) ortalama 618 kg/da verim elde edilmiş olup, genotipler arasında verim 474 kg/da (Göksu 99) ile 691 kg/da (Konya 2002) arasında değişmiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından LSD testine göre, Konya 2002 (691 kg/da) ve BDME 09/2K (690 kg/da) bu uygulamanın en üst grubunda (k-r) yer almıştır. Bunu BDME 09/1K n-u ve Karahan 99 q-w grupları ile takip etmiştir. Göksu 99 (474 kg/da) çeşidi en son grup olan z grubunda yer almıştır. K4 uygulamasında genotipler ortalamada % 23,7 ile başaklanma döneminden sonra en yüksek verim kaybı göstermişlerdir. Bu verim kaybı genotipler arasında % 17,1 (Dağdaş 94 ve BDME 09/2K) ile % 42,7 (Göksu 99) arasında değişmiştir. En düşük kayıp % 17,1 ile Dağdaş 94 ve BDME 09/2K çeşitlerinde görülürken, bunu % 18,7 ile Bayraktar 2000, % 20,4 ile Bezostaja 1, % 21,3 ile Gerek 79 ve % 22,3 ile BDME 09/1K izlemiştir. Yüksek kayıp veren genotipler ise, % 24,0 ile Konya 2002, % 25 ile KEBVD 24, % 26,8 ile Karahan 99 ve % 42,7 ile Göksu 99 olmuştur. K4 de düşük verim kaybına uğrayan Dağdaş 94, BDME 09/2K, Bayraktar 2000, Bezostaja 1, Gerek 79, BDME 09/1K tane dolum dönemi kuraklığına toleranslı genotipler olarak; yüksek verim kaybına uğrayan Göksu 99, Karahan 99, KEBVD 24 ve Konya 2002 çeşitleri ise hassas genotipler olarak belirlenmiştir. Denemede yer alan genotipler uygulanan farklı kuraklık streslerine gösterdikleri tepkiler yönüyle topluca değerlendirilecek olursa, Bayraktar 2000, Gerek 79, Dağdaş 94, Bezostaja 1, BDME 09/2K ve BDME 09/1K genotipleri tüm kuraklık uygulamalarında düşük verim kaybı göstermeleri nedeniyle toleranslı genotipler olarak ön plana çıktıkları anlaşılmaktadır KEBVD 24 yerel çeşidi, başaklanma dönemi ve tane dolum dönemi kuraklığına orta düzeyde bir tolerans göstermiştir. Konya 2002 çeşidi genel olarak orta düzeyde bir kuraklık toleransı sergilerken, erken dönem kuraklık stresine hassas olduğu görülmektedir. Erken dönem kuraklığına hassasiyeti Konya 2002 çeşidinin kardeşlenme kapasitesinin sınırlı olmasından kaynaklanabilir. Göksu 99 ve Karahan 99 çeşitleri ise kuraklığın her çeşidine hassasiyet göstermişlerdir. Orta Anadolu ve geçit bölgelerinin kışlık diliminde kuru koşullar için tescil ettirilmiş

68 57 olan Karahan 99 çeşidinin, uzun yıllar ortalaması ve farklı gelişim dönemleri kuraklık uygulamalarında orta düzeyde verim performansı göstermesine karşın, tam sulu koşullarda Konya 2002 çeşidinden sonra en yüksek verim değerine sahip olmuştur. Bu durum çeşidin kuraklığa orta derecede toleransı yanında, yüksek verimlilik koşullarına daha iyi adapte olabilecek genetik yapıya sahip olduğu izlenimi vermektedir. Karahan 99 çeşidinin performans kaybı değerlendirmesinde beklenenden daha hassas bir görüntü ortaya koyması, onun sulu koşullarda verdiği yüksek verimden kaynaklanmaktadır. Tüm kuraklık uygulamalarında en hassas bulunan Göksu 99 çeşidinde ise durum tamamen farklıdır. Bu çeşit tam sulu koşullar hariç, tüm uygulama konularında en düşük verim değerlerine sahip olmuş, uygulamalar arasındaki en yüksek verimini tam sulu koşullarda gerçekleştirirken, genotip ve uygulamalar bakımından performans kaybı en yüksek çeşit olmuştur. Bu durum, Göksu 99 çeşidinin kuraklığın her çeşidine hassas; fakat sulu koşullara adaptasyon yeteneği yüksek bir genetik yapıya sahip olduğunu ortaya koymaktadır. Denemede yer alan genotiplerde verim parametresi bakımından kuraklığa tolerans açısından önemli bir genetik varyasyonun bulunduğu görülmektedir. Ekmeklik buğday genotiplerinin farklı gelişme dönemi kulaklık stresine verim yönünden gösterdikleri bu tolerans düzeylerini destekleyen morfolojik, fenolojik ve fizyolojik özelliklerin, analitik ıslah çalışmalarında kullanılabileceği kanaati ortaya çıkmıştır. Nitekim Kimurto ve ark. (2005), nem stresi altında adaptif özelliklerin üstün performansa ve seleksiyon sürecine önemli derecede katkı sağladığı, hiçbirinin tek başına üstün genetik materyali güvence altına almaya yeterli gelmeyeceği veya üstün performansı açıklayamayacağı için, verim potansiyeli ve adaptif özelliklerin birleştirilmesi gerektiği tezi üzerinde durmuşlardır. Denemede yer alan buğday genotiplerinin optimum performanslarının belirlenmesi amacıyla oluşturulan tam sulu koşullar uygulamasında (K5) ortalama 811 kg/da ile diğer uygulamalara göre en yüksek verim elde edilmiştir. Bu uygulamada genotipler arasında verim 703 kg/da (Bezostaja 1) ile 910 kg/da (Konya 2002) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından LSD testine göre, Konya 2002 çeşidi (910 kg/da) a grubunda yer almıştır. Bunu Karahan 99 (882) ab, BDME 09/1K (852 kg/da) bc ve BDME 09/2K (833 kg/da) b-d grupları ile takip etmiştir. Bezostaja 1 (703 kg/da) çeşidi en son grup olan k-p grubunda yer almıştır. Kuraklık stresi uygulamalarında toleranslı bulunan BDME 09/1K, BDME 09/2K, Konya 2002 ve Karahan 99 genotiplerinin tam sulu koşulları temsil eden K5

69 58 uygulamasında da başarılı genotipler olarak ön plana çıkmış olmaları, bu genotiplerin stabiliteleri açısından dikkat çekici olmuştur Kuraklık Hassasiyet Ġndeksi (KHĠ) Konya da kontrollü tarla şartları altında, kuraklık uygulamasının yapıldığı çalışmada, elde edilen kuraklık hassasiyet indeksi değerleri Çizelge 4.4 de verilmiştir. Farklı kuraklık uygulamalarında yer alan genotiplerin uygulama ortalamaları üzerinden hesaplanan ve tam sulu uygulamaya göre belirlenen oransal verim kaybı, ilgili uygulamanın kuraklık şiddetini oluşturmaktadır. Her bir uygulamada yer alan genotipler için ayrı ayrı belirlenen oransal verim kayıplarının ilgili uygulamanın kuraklık şiddetine oranı ise o genotipin o uygulamadaki kuraklık hassasiyetini göstermektedir. Çizelge 4.4. Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen tane verimine ilişkin kuraklık hassasiyet indeksi değerleri Genotipler Kuraklık Hassasiyet Ġndeksleri Ortalama K1 * K2 K3 K4 Karahan 99 1,26 1,31 1,08 1,12 1,19 Bayraktar ,71 0,59 0,93 0,78 0,75 Gerek 79 0,69 0,66 0,92 0,89 0,79 Dağdaş 94 0,46 0,65 0,85 0,71 0,67 Bezostaja 1 0,72 0,90 0,92 0,85 0,85 Göksu 99 2,35 1,94 1,57 1,79 1,91 Konya ,81 1,21 0,99 1,01 1,00 BDME 09/1K 0,86 0,56 0,91 0,94 0,82 BDME 09/2K 0,69 0,82 0,77 0,72 0, KEBVD 24 1,26 1,18 0,98 1,05 1,12 Kuraklık ġiddeti (%) 15,3 16,6 28,8 23,7 21,1 *K 1: Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2: Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3: Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4: Tane doldurma dönemi kuraklığı Çizelge 4.4 ün incelenmesinden de görüleceği gibi, deneme ortalaması kuraklık şiddeti % 21,1 olarak belirlenmiştir. Denemede yer alan kuraklık uygulamalarında % 15,3 ile en düşük kuraklık şiddeti K1 uygulamasından elde edilirken, bunu % 16,6 ile K2 uygulaması ve % 23,7 ile K4 uygulaması izlemiştir. Denemede en yüksek kuraklık şiddeti % 28,8 ile başaklanma dönemi kuraklığında belirlenmiştir. Bu durum, ekmeklik buğday genotiplerinde kuraklığa en hassas gelişme devresinin başaklanma dönemi

70 59 olduğunun bir ifadesidir. Denemede ekmeklik buğday genotiplerinde tane doldurma dönemi kuraklığının, başaklanma dönemi kuraklığına yakın bir verim kaybına neden olduğu söylenebilir. Genotiplerin ortalama KHİ değerlerine bakıldığında, sulu koşullar için geliştirilmiş olan Göksu 99 çeşidi en yüksek değeri (1,91) alarak kuraklığa en hassas çeşit, Dağdaş 94 çeşidi ise 0,67 KHİ değeri ile kuraklığa en dayanıklı çeşit olduğu belirlenmiştir. BDME 09/2K genotipi ve Bayraktar 2000 çeşidi sahip oldukları 0,75 ve 0,75 KHİ değerleri ile Dağdaş 94 den sonra kuraklığa tolerans seviyeleri yüksek çeşitler olarak ön plana çıkmışlardır. Karahan 99 çeşidi, Göksu 99 çeşidinden sonra en yüksek KHİ değerine (1,19) sahip olmuştur. Kuru koşullar için geliştirilmiş olan bu çeşidin, kuraklık uygulamalarındaki verim performansı uygulama ortalamaları seviyesinde olmasına rağmen, yüksek KHİ değeri göstermesinin sebebi, tam sulu koşullara responsunun yüksek olmasından kaynaklanmaktadır (Çizelge 4.1). K1 uygulamasında KHİ değerleri 0,46 (Dağdaş 94) ile 2,35 (Göksu 99) arasında değişim göstermiştir. Bu uygulamada, Göksu 99 çeşidi 1 in çok üzerinde değer alarak kuraklığa çok hassas; Karahan 99 (1,26) ve KEBVD 24 (1,26) yerel çeşidi ise 1 e yakın bir değer alarak kuraklığa orta hassas bir durum göstermiştir. Bu uygulamada yer alan diğer genotipler ise 1 in altında KHİ değerleri ile kurak toleransına sahip oldukları belirlenmiştir. Kuraklığa en toleranslı genotip 0,46 KHİ değeriyle Dağdaş 94 çeşidi olmuştur (Çizelge 4.4). Erken dönem kuraklığında (K2), Göksu 99 (1,94) yüksek KHİ değeri alarak kuraklığa hassas, Karahan 99 (1,31), Konya 2002 (1,21) ve KEBVD 24 (1,18) genotipleri 1 e yakın KHİ değerleriyle orta hassas ve diğer genotipler 1 in altında değerler alarak K2 dönemi için toleranslı olarak nitelendirilmişlerdir. Bu uygulamanın kuraklığa en toleranslı genotipleri sırasıyla 0,56 ve 0,59 KHİ değerleriyle BDME 09/1K ve Bayraktar 2000 olmuştur. En şiddetli kuraklığın yaşandığı K3 uygulamasında, Göksu 99 çeşidi 1,57 KHİ değeriyle başaklanma dönemi kuraklığına en hassas çeşit olarak belirlenirken, 0,77 KHİ değeriyle BDME 09/2K genotipi bu uygulamada en toleranslı çeşit olarak ön plana çıkmış, diğer genotipler de 1 e yakın veya 1 in altında değerler alarak, tolerans derecelerini ortaya koymuşlardır. Diğer bir önemli kuraklık etkisinin görüldüğü K4 uygulamasında, yine diğer tüm kuraklık uygulamalarında hassaslığını ortaya koyan Göksu 99 çeşidi 1,79 KHİ değeriyle en hassas çeşit olarak ortaya çıkmış; Karahan 99 ve KEBVD 24 genotipleri ise

71 60 sırasıyla sahip oldukları 1,12 ve 1,05 KHİ değeriyle orta düzeyde bir hassasiyet ortaya koymuşlardır. Dağdaş 94 çeşidi 0,71 KHİ değeriyle bu uygulamanın en toleranslı çeşidi olarak kendini göstermiştir. Diğer genotipler 1 in altında aldıkları değerler ile toleranslı grupta yer almışlardır. Kuraklık uygulamalarının hepsi birlikte dikkate alındığında, Göksu 99 çeşidi tüm kuraklık uygulamalarında çok hassas olurken, Bayraktar 2000, Gerek 79, Dağdaş 94, Bezostaja 1, BDME 09/2K ve BDME 09/1K genotipleri daha toleranslı bir durum sergilemiş; Karahan 99 çeşidi ise daha çok sulu koşullarda en yüksek verime sahip olmasından kaynaklanan orta düzeyde kuraklığa hassas bir görüntü sergilemiştir. Konya 2002 çeşidi erken dönem kuraklığı hariç, tüm kuraklık uygulamalarında 1 in altında değerler almıştır KEBVD 24 genotipi ise kuraklık şiddetinin en yüksek olduğu kuraklık uygulamasında (K3) 1 in altında değere sahip olarak verim yönünden kuraklığa toleranslı olduğunu gösterirken, K4 uygulamasında orta düzeyde kurağa hassasiyet göstermiş, K1 ve K2 uygulamalarında 1 in üzerinde değerlere sahip olarak hassas bir durum sergilemiştir. Nitekim, çalışmamızda yer alan Dağdaş 94 çeşidinin de değerlendirildiği, ekmeklik buğday genotiplerinde kurağa dayanıklılığı belirlemek amacıyla yürütülen bir araştırmada, KHİ değerlerine göre, Dağdaş 94, Doğu 88, Haymana 79 ve Yayla 305 çeşitlerinin, öteki genotiplere göre kurağa daha dayanıklı oldukları belirlenmiştir (Öztürk, 1999a). Orta Anadolu koşullarında yürütülen bir diğer araştırmada en düşük KHİ değeri veren, yani genelde en dayanıklı çeşitler Yayla 305, Gerek 79, Kıraç 66, Ak 702, Sertak 52, Dağdaş 94 ve Bolal 2973 olarak belirlenmiş olup (Kalaycı ve ark., 1998), çalışmamızda da bitkisel materyal olarak kullanılan Gerek 79 ve Dağdaş 94 ile ilgili bu bulgular, sonuçlarımızla uyumluluk göstermiştir Verim Stabilitesi Kuru tarım alanlarında yetiştirilecek bir çeşidin kurağa dayanıklı olması yanında, aynı zamanda iyi koşullar oluştuğunda bundan da yararlanabilecek genetik yapıya sahip olması istenir. Bu nedenle, ıslah materyalini bu yönüyle değerlendirebilmek için verim stabilitesi yöntemi kullanılmaktadır. Bu şekilde, hem kötü koşullarda populasyon ortalamasının altında kalmayacak, hem de koşullar iyileştiği zaman yeterli karşılığı verebilecek genotipler seçilmeye çalışılmaktadır. Stabilite analizi ile genetik materyalin çevreye adaptasyonunu değerlendirebilmek için, farklı çevrelerde denemeye alınan genetik materyalin varyans analizinde genotip x çevre

72 61 interaksiyonunun istatistiki olarak önemli çıkması gerekmektedir. Aksi takdirde, genotiplerin incelenen özellikler yönünden çevreden çevreye varyasyon göstermediği sonucu çıkartılır ki, bu durumda tüm genotipler tüm çevrelerde stabil kabul edilir. Çizelge 4.2 nin incelenmesinden de anlaşılacağı gibi, genotip x uygulama interaksiyonları arasındaki farklılık (p<0,05) istatistiki olarak önemli bulunmuştur. Buna göre, genotiplerin verimleri bakımından uygulamalar arasında önemli bir varyasyon bulunduğu ve genotiplerin uygulamalar üzerinden değerlendirilmesinde sadece ortalama verim değerleri yerine, stabilite parametrelerine göre yapılacak değerlendirmelerin temel alınması gerektiği söylenebilir. Denemede yer alan ekmeklik buğday genotiplerinin farklı çevre koşullarına olan tepkilerinin büyüklüğünü ölçerek verim stabilitelerini belirleyebilmek için, doğrusal regresyon yöntemi (Eberhart ve Russell, 1966) kullanılmıştır. Araştırmada yer alan genotiplerin stabilite durumlarını belirlemek amacıyla, her bir kuraklık uygulaması farklı bir çevre olarak kabul edilmiş ve iki yıl yürütülen çalışmamızda toplam 10 çevre elde edilmiştir. Her bir çevrede yer alan genotiplerin ortalama verimleri çevre indeksi olarak alınıp, aynı çevrelerde her çeşidin verdiği verimin çevre indeksiyle verdiği doğrusal regresyon denklemleri hesaplanmıştır. Belirlenen stabilite parametreleri Çizelge 4.5 te verilmiştir. Çizelge 4.5. Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen tane verimine ilişkin stabilite parametreleri Regresyon Regresyondan Genotipler Ort. Verim Ġntercept katsayısı Sapmalar K.O. R 2 (kg/da) a b S 2 (1)Karahan ,4-98,18 1,195* 2237,76 0,67 (2)Bayraktar ,3-16,92 1,042* 9963,26 0,71 (3)Gerek ,5 100,70 0,834* 1991,56 0,61 (4)Dağdaş ,8 122,05 0, ,78 0,56 (5)Bezostaja 1 600,7 152,18 0, ,21 0,48 (6)Göksu ,6-486,54 1, ,70 0,78 (7)Konya ,2-88,72 1, ,67 0,77 (8)BDME 09/1K 730,6 91,06 0,949* 2554,86 0,66 (9)BDME 09/2K 727,1 126,82 0,891* 4145,52 0,60 (10)08-09 KEBVD ,7 96,92 0,841* 10259,00 0,50 * (p>0.05) Çizelge 4.5 incelendiğinde, Konya 2002, BDME 09/1K, BDME 09/2K, Karahan 99 ve Bayraktar 2000 çeşitleri deneme ortalaması verim değerinin üzerinde yer almış,

73 62 diğer genotipler deneme ortalamasından daha düşük verim değerlerine sahip olmuştur. Genotiplerin verimlerinin çevre indeksine göre duyarlılık durumları Şekil 4.2 de verilmiştir. ġekil 4.2. Ekmeklik buğday genotiplerinde çevre indeksi ile tane verimi arasındaki ilişki Genotiplerden Gerek 79, Dağdaş 94, Bezostaja 1, BDME 09/1K, BDME 09/2K ve KEBVD 24 pozitif a değerine sahip olmuştur. Karahan 99, Bayraktar 2000, BDME 09/1K, BDME 09/2K, KEBVD 24 ve Gerek 79 genotiplerinden güven sınırları içinde 1 e yakın regresyon katsayıları elde edilmiştir. Denemede kullanılan genotiplere ait regresyon katsayılarının çevre indeksine göre dağılımı Şekil 4.3 de verilmiştir. Ekmeklik buğday genotipleri için belirlenen stabilite parametreleri topluca değerlendirildiğinde, sahip oldukları pozitif a değerleri, güven sınırları içinde 1 e yakın regresyon katsayısı (b), düşük S 2 değerlerine ve yüksek verim ortalaması değerlerine sahip olan BDME 09/1K ve BDME 09/2K genotiplerinin genel adaptasyon yeteneği en yüksek stabil genotipler olduğu belirlenmiştir. Bayraktar 2000 genel ortalamanın üzerinde verim ortalaması, sıfırın çok az altında a değeri ve 1 e en yakın regresyon katsayısı ile genel adaptasyonu yüksek, stabil genotip olarak belirlenmiştir. Karahan 99 genel ortalamanın üzerinde verim değeri, 1 in üzerinde fakat güven sınırı içinde regresyon katsayısı ve nispeten düşük S 2 değerleriyle genel adaptasyonu iyi, stabil ve

74 63 çevre şartları iyileştikçe verimini daha fazla artırabilen özelliklere sahip olduğu ifade edilebilir. ġekil 4.3. Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında çevre indeksi ile regresyon katsayısı arasındaki ilişki Gerek 79 ve KEBVD 24 genotiplerinin genel ortalamanın altında fakat genel ortalamaya yakın verim değerleri ile tüm parametrelerde kabul edilebilir sınırlar içinde olumlu değerler verdiği ve genel adaptasyona sahip stabil genotipler olduğu, ancak kötü koşullara adaptasyonunun daha yüksek olduğu belirtilebilir. Dağdaş 94 çeşidi genel ortalamanın altında kalan verimi, pozitif a değeri, 1 in altında regresyon katsayısı ve nispeten düşük S 2 değerleriyle verimlilik düzeyi düşük çevre koşullarına özel adaptasyonu olduğu söylenebilir. Aynı şekilde Bezostaja 1 çeşidinin de genel ortalamanın altında verim değeri, pozitif ve yüksek a değeri ve düşük regresyon katsayısına sahip olması ile kötü koşullara özel adaptasyonunun olduğunu ve çevre koşullarının iyileşmesi halinde diğer genotiplere göre verimini en düşük oranda artırabildiği şeklinde yorumlanabilir. Konya 2002 genel ortalamanın üzerinde verim değeri, negatif a değeri, 1 in üzerinde regresyon katsayısı ile iyi koşullara özel adaptasyonu olduğu, ancak verimlilik düzeyi düşük çevrelerde de verim seviyesini fazla düşürmediğini göstermektedir. Göksu 99 genel ortalamanın altında verim değeri, yüksek negatif a değeri ve yüksek regresyon katsayısı ile verimlilik düzeyi düşük

75 64 çevrelere adaptasyonunun çok kötü olduğu, koşullar iyileşince verimini en yüksek oranda artırabildiği ve iyi koşullara özel adaptasyonunun olduğu söylenebilir. Orta Anadolu Bölgesi kuru koşullarında bazı ekmeklik buğday genotiplerinin tane verimi stabilitesini belirlemek için yürütülen ve araştırmada yer alan Gerek 79 ve Karahan 99 genotiplerinin de değerlendirildiği bir çalışmada, Karahan-99 ve Altay-2000 çeşitleri genel adaptasyona sahip çeşitler olarak belirlenen ve çevre şartları kötüleştikçe Gerek- 79 çeşidinin ön plana çıktığı tespit edilen sonuçları ile araştırmamızda elde edilen sonuçlar örtüşmektedir (Taner ve ark., 2004). Öteyandan, Orta Anadolu koşullarında kurağa dayanıklı buğday genotiplerinin belirlenmesi ve morfolojik ve fizyolojik parametrelerin geliştirilmesi konulu bir araştırmada en stabil verime sahip çeşitlerin Gerek 79, Bolal 2973 ve Dağdaş 94 olduğuna ilişkin bulgular, çalışmamızda elde edilen bulguları teyit etmektedir (Kalaycı ve ark., 1998) Verim Unsurları Metrekaredeki sap sayısı Konya da kontrollü tarla şartları altında, kuraklık uygulamasının yapıldığı çalışmada, metrekarede sap sayısına ait değerler ve önemlilik grupları Çizelge 4.6 da ve varyans analiz sonuçları da Çizelge 4.7 de verilmiştir. Çizelge 4.7 nin incelenmesinden de anlaşılacağı gibi, metrekarede sap sayısı bakımından yıl, kuraklık uygulamaları, genotipler, yıl x genotip interaksiyonu, kuraklık x genotip interaksiyonu ve yıl x genotip x kuraklık interaksiyonları arasındaki farklılık p<0,01, yıl x kuraklık interaksiyonu arasındaki farklılık ise istatistiki bakımdan p<0,05 seviyesinde önemli bulunmuştur. Metrekarede sap sayısı genel ortalaması 1212 adet olarak belirlenmiş olup, bu değer birinci yılda 1166 adet, ikinci yılda 1257 adet olarak gerçekleşmiştir (Çizelge 4.6). Kuraklık uygulamalarında iki yıllık ortalama metrekarede sap sayısı 1132 adet (K2) ile 1266 adet (K5) arasında değişim göstermiştir. Bu değerler birinci yılda 1072 adet (K2) ile 1223 adet (K4) arasında değişirken, ikinci yılda 1193 adet (K2) ile 1351 adet (K5) arasında gerçekleşmiştir. Yapılan LSD testine göre, K2 uygulaması c grubunda, başaklanma dönemi kuraklığı b grubunda yer alırken, diğer uygulamaların tamamı a grubunda yer almıştır.

76 Ort Çizelge 4.6. Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen metrekarede sap sayısı (adet) Yıl Genotipler Kuraklık uygulamaları K 1* K 2 K 3 K 4 K 5 Genotip Ort. Karahan x-z** 1026 z-k 1181 q-z 1094 z 1149 u-z 1112 g-ı Bayraktar h-q 1145 u-z 1275 j-t 1229 k-x 1319 g-o 1254 d Gerek f-j 1330 g-m 1319 g-o 1531 b-d 1211 m-z 1351 b Dağdaş v-z 1088 z-h 993 z-k 1120 w-z 1055 z-k 1078 h-j Bezostaja z-k 855 z-m 969 z-l 1098 yz 1068 z-k 1005 kl Göksu p-z 1020 z-k 1188 p-z 1491 c-e 1216 l-z 1220 de Konya z-k 833 z-m 933 z-m 959 z-l 985 z-k 953 l BDME 09/1K 1026 z-k 1065 z-j 1074 z-i 1099 yz 1024 z-k 1058 ı-k BDME 09/2K 1235 k-w 948 z-m 1104 yz 1168 r-z 1126 w-z 1116 gh KEBVD a-c 1408 d-ı 1515 cd 1439 d-g 1648 ab 1520 a Kuraklık Ort. (2010) 1203 c-e 1072 f 1155 e 1223 b-d 1180 de 1166 b Karahan j-v 1149 u-z 1254 j-v 1204 n-z 1337 g-l 1239 d Bayraktar e-j 1218 l-y 1290 ı-r 1340 g-l 1434 d-g 1330 c Gerek d-h 1367 e-j 1360 f-j 1329 g-m 1488 c-e 1392 b Dağdaş o-z 1119 w-z 1152 t-z 1153 t-z 1289 ı-r 1182 ef Bezostaja z-i 1019 z-k 1025 z-k 1088 z-h 1162 s-z 1074 h-j Göksu j-s 1202 n-z 1278 j-s 1234 k-x 1325 g-n 1264 d Konya z-j 984 z-k 976 z-l 1022 z-k 1119 w-z 1034 jk BDME 09/1K 1089 z-h 1087 z-h 1078 z-i 1208 m-z 1262 j-u 1145 fg BDME 09/2K 1347 g-k 1307 h-p 1330 g-m 1315 g-o 1412 d-ı 1342 bc KEBVD a-c 1477 c-f 1512 cd 1592 a-c 1684 a 1568 a Kuraklık Ort. (2011) 1267 b 1193 c-e 1225 b-d 1248 bc 1351 a 1257 a Karahan l-q 1087 r-v 1218 j-o 1149 n-t 1243 j-l 1175 e Bayraktar f-ı 1182 k-p 1282 h-j 1284 h-j 1377 d-g 1292 c Gerek d-f 1348 e-ı 1339 f-ı 1430 c-e 1350 e-ı 1371 b Dağdaş l-r 1103 p-v 1072 s-w 1137 o-v 1172 l-r 1130 f Bezostaja u-w 937 xy 997 wx 1093 q-v 1115 p-v 1040 g Göksu j-n 1111 p-v 1233 j-n 1363 d-h 1271 ıj 1242 d Konya t-w 908 y 954 xy 991 w-y 1052 v-w 994 h BDME 09/1K 1058 u-w 1076 s-w 1076 s-w 1153 m-s 1143 o-u 1101 f BDME 09/2K 1291 g-j 1127 p-v 1217 j-o 1241 j-m 1269 ı-k 1229 d KEBVD ab 1442 cd 1513 bc 1516 bc 1666 a 1544 a Kuraklık Ort.( ) 1235 a 1132 c 1190 b 1236 a 1266 a 1212 *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı, K 5:Tam sulu koşullar **Aynı harflerle gösterilen değerler arasında farklılık yoktur. LSD (0,05) Y: 26,1 LSD (0,05) K: 41,3 LSD (0,05) YxK int.: 58,4 LSD (0,05) G: 39,3 LSD (0,05) YxG int: 55,6 LSD (0,05) KxG int.: 87,9 LSD (0,05) YxKxG int.: 124,4 Bu durum, denemede yer alan ekmeklik buğday genotipleri üzerine sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönemdeki (K2) kuraklık stresinin metrekarede sap

77 66 sayısı üzerine etkisinin, başaklanma dönemindeki (K3) etkiden daha yüksek olduğunu göstermiştir (Şekil 4.4). Çizelge 4.7. Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen metrekarede sap sayısına ait varyans analizi Varyasyon Kaynağı Serbestlik Derecesi Kareler Toplamı Kareler Ortalaması F Değeri Yıl (Y) ,173** Tekerrür [Yıl] ,8 5622,29 0,3509 Kuraklık Uygulaması (K) ,4685** Y*K int ,2 3,9904* Hata (1) ,9 2,0065 Genotip (G) ,0219** Y*G int ,7 3,7523** K*G int ,7 1,773** Y*G*K int ,9287** Hata (2) Genel * (p<0.05), ** (p<0.01), CV (%): 7,4 *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı, K 5:Tam sulu koşullar ġekil 4.4. Kuraklık uygulamalarında ortalama metre karede sap sayısı K2 uygulamasından % 10,5 metrekarede sap sayısı kaybı elde edilirken, K3 uygulamasında bu oran % 6,0 olmuştur. K1 (% 2,4) ve K4 (% 2,4) uygulamalarında kuraklık stresi metrekarede sap sayısı üzerine önemli bir etkide bulunmamıştır (Çizelge

78 67 4.8). Çalışmada elde edilen bu sonuçlar, Jamal ve ark. (1996) nın sap veriminin sadece sap uzaması dönemindeki su stresi tarafından azaltıldığı yönündeki bulgularıyla paralellik göstermiştir. Yine benzer bir sonuç, Öztürk (1999a) tarafından ekmeklik buğdayda sulu koşullarla karşılaştırıldığında, tam kuraklık uygulamasından sonra en yüksek metre karede sap sayısı kaybının erken kuraklık döneminde (% 7,6) gerçekleştiği ortaya konulmuştur. Gupta ve ark. (2001) nın buğdayda sapa kalkma döneminde oluşan kuraklığın bitki boyunda ve kardeş sayısında azalmaya neden olduğunu bildiren sonuçları da bu araştırma sonuçlarını desteklemektedir. Denemede yer alan genotiplerin iki yıllık ortalama metrekarede sap sayıları 994 adet (Konya 2002) ile 1544 adet (08-09 KEBVD 24) arasında değişmiştir. Bu değerler, birinci yılda 953 adet (Konya 2002) ile 1520 adet (08-09 KEBVD 24) arasında, ikinci yılda ise 1034 adet (Konya 2002) ile 1568 adet (08-09 KEBVD 24) arasında bir değişim göstermiştir. Çizelge 4.8. Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen metrekarede sap sayısında sulu koşullara göre meydana gelen performans kayıpları (%) Genotipler Kuraklık uygulamaları K 1* K 2 K 3 K 4 Karahan 99 5,0 12,5 2,0 7,5 Bayraktar ,1 14,2 6,9 6,7 Gerek 79 +2,9 0,1 0,8 +5,9 Dağdaş 94 0,6 5,9 8,5 3,0 Bezostaja 1 5,3 15,9 10,6 2,0 Göksu 99 3,0 12,6 3,0 +7,2 Konya ,9 13,7 9,3 5,9 BDME 09/1K 7,5 5,9 5,9 +0,9 BDME 09/2K +1,7 11,2 4,1 2, KEBVD 24 5,1 13,4 9,2 9,0 Ortalama 2,4 10,5 6,0 2,4 *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı + performans artışını göstermektedir Yapılan LSD testine göre, KEBVD 24 (1544 adet) a grubunda yer alırken, Gerek 79 (1371 adet) b grubunda, Bayraktar 2000 (1292 adet) c grubunda yer almıştır. Konya 2002 (994 adet) en son grup olan h grubunda yer almıştır. Bu bulgulara göre, KEBVD 24 yerel çeşidinin denemede gösterdiği en yüksek metrekarede sap sayısı ile yüksek bir kardeşlenme kapasitesine sahip olduğu

79 68 anlaşılmıştır. Bu genotip ıslah çalışmalarında kardeşlenme kapasitesini geliştirme amacıyla gen kaynağı olarak kullanılabilir. Genotiplerin uygulamalar içindeki performansları Çizelge 4.6 da, sulu uygulamaya göre gösterdikleri performans kayıpları Çizelge 4.8 de verilmiştir. K1 uygulamasında genotiplerden ortalama 1235 adet metrekarede sap sayısı elde edilirken, aynı uygulama altındaki genotipler arasında metrekarede sap sayısı 1056 adet (Bezostaja 1) ile 1581 adet (08-09 KEBVD 24) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre, KEBVD 24 (1581 adet) ab, Gerek 79 (1389 adet) d-f ve Bayraktar 2000 (1335 adet) f-ı grubunda yer alarak ön plana çıkarken, BDME 09/2K (1291 adet) g-j grubu ile uygulama ortalamasının üzerinde bir performans göstermiştir. Bezostaja 1 (1056 adet) ve BDME 09/1K (1058 adet) ise bu uygulamanın en son grubu olan u-w grubunda yer almıştır. K2 uygulamasında genotiplerden ortalama 1132 adet metrekarede sap sayısı elde edilmiş olup, genotipler arasında metrekarede sap sayısı 908 adet (Konya 2002) ile 1442 adet (08-09 KEBVD 24) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre, KEBVD 24 (1442 adet) cd grubunda, Gerek 79 (1348 adet) e-ı grubunda yer alarak ön plana çıkmıştır. Bayraktar 2000 (1182 adet) k-p grubunda yer alarak uygulama ortalamasının üzerinde bir metrekarede sap sayısı verirken, Konya 2002 (908 adet) ve Bezostaja 1 (937 adet) çeşitleri bu uygulamadaki en son grup olan y ve xy gruplarında yer almıştır KEBVD 24 yerel çeşidinin, uzun yıllar ortalaması kuraklık uygulamasında olduğu gibi, erken dönem kuraklığında da başarılı bir genotip olduğu anlaşılmaktadır. Bezostaja 1 ve Konya 2002 çeşitlerinin ise genel olarak kardeşlenme kapasitelerinin düşük olması ve erken dönem kuraklığından da etkilenmeleri dikkate alındığında bu uygulamada sonlarda yer almalarına sebep olmuştur. Fakat, normalde sulu koşullar için geliştirilmiş olan bu çeşitlerin kardeşlenme kapasitelerinin düşük olmasına rağmen, birim alandaki fertil sap sayılarının yüksek olması ve başaklarının yüksek depo kapasitesine sahip olması nedeniyle kurak koşullara da tolerans gösterebildikleri söylenebilir. K2 de genotiplerin ortalama metrekarede sap sayısı kayıpları % 10,5 olarak gerçekleşmiştir. Bu uygulamada genotipler arasındaki metrekaredeki sap kayıpları % 15,9 (Bezostaja 1) ile % 0,1 (Gerek 79) arasında değişim göstermiştir. Ortalamanın üzerinde en yüksek metrekarede sap sayısı kaybı gösteren genotipler % 15,9 ile Bezostaja 1 ve % 14,2 ile Bayraktar 2000 olurken, bunu takip eden genotipler % 13,7 ile Konya 2002, % 13,4 ile

80 KEBVD 24 ve % 12,6 ile Göksu 99 olarak belirlenmiştir. BDME 09/2K çeşidi ise % 11,2 metrekarede sap sayısı kaybı ile ortalamaya yakın bir tepki göstermiştir. Metrekarede sap sayısı üzerine en etkili bulunan K2 uygulamasında ortalamaya yakın veya ortalamanın altında metrekarede sap sayısı kaybı gösteren BDME 09/2K, Gerek 79, BDME 09/1K, Dağdaş 94 genotipleri bu özellik yönüyle kuraklığa toleranslı genotipler olarak belirlenmiştir. K3 uygulamasında genotiplerden 1190 adet ortalama metrekarede sap sayısı elde edilmiştir. Bu uygulamada genotipler arasında metrekarede sap sayısı 954 adet (Konya 2002) ile 1513 adet (08-09 KEBVD 24) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre, KEBVD 24 (1513 adet) bc, Gerek 79 (1339 adet) f-ı ve Bayraktar 2000 (1282 adet) h-j grubunda yer alarak ön plana çıkan genotipler olmuştur. Konya 2002 (954 adet) çeşidi uygulamanın en son grubu olan xy grubunda yer almıştır. K3 de genotipler ortalamada % 6,0 metrekarede sap kaybı göstermiştir. Bu uygulamadaki genotipler arasında % 9,3 (Bezostaja 1) metrekarede sap sayısı kayıpları ile % 0,8 (Gerek 79) artışları arasında değişim görülmüştür. K3 uygulamasında uygulama ortalamasının altında metrekarede sap sayısı kaybı gösteren Gerek 79, Karahan 99, Göksu 99, BDME 09/2K ve BDME 09/1K genotipleri bu özellik için toleranslı genotipler olarak belirlenmiştir. Uygulama ortalamasının üzerinde verim kaybına uğrayan Bezostaja 1, Konya 2002, KEBVD 24, Dağdaş 94 ve Bayraktar 2000 genotiplerinin ise hassas oldukları anlaşılmıştır. Denemede metrekarede sap sayısı bakımından genotiplerin kontrole göre tepkilerini K2 uygulaması belirgin bir şekilde ortaya koyarken, K3 uygulamasında da az da olsa bir kuraklık etkisi görüldüğünden tepki değerlendirmesi yapılmıştır. Burada Bezostaja 1 ve Konya 2002 çeşitlerinde kardeşlenme kapasitelerindeki sınırlılık hassasiyeti ortaya koyarken, KEBVD 24 yerel çeşidi denemede en fazla sap sayısına sahip genotip olmasına rağmen hassas grupta yer almasının nedeni, ileride başak oluşturamayacak durumda olan sapların kurak stresinden daha çabuk etkilenerek dumura uğramasından kaynaklandığı söylenebilir. Bayraktar 2000 çeşidi ise genetik olarak kardeşlenme kapasitesi yüksek olmakla beraber kuraklık şiddetine yakın oranda genç kardeşlerden metre karede sap sayısı kaybına uğramıştır. K4 uygulamasında genotiplerden ortalama 1236 adet metrekarede sap sayısı elde edilmiş olup, bu özellik 991 adet (Konya 2002) ile 1516 adet (08-09 KEBVD 24) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan

81 70 LSD testine göre bu uygulamada, KEBVD 24 (1516 adet) bc grubu ile uygulamanın en üst grubunda yer alırken, Gerek 79 (1430 adet) c-e ve Göksu 99 (1363 adet) d-h grubu ile yerel çeşidi takip etmiştir. Konya 2002 (991 adet) çeşidi en son grup olan w-y grubunda yer almış olup, bu uygulamada yer alan diğer genotipler bu gruplar arasında dağılım göstermiştir. Gerek 79 ve KEBVD 24 genotiplerinin metrekarede sap sayısı bakımından diğer kuraklık uygulamalarında olduğu gibi, tane doldurma dönemi kuraklığında da üst grup seviyesinde yer alması dikkat çekici olmuştur. Tam sulu koşullar uygulamasında genotiplerden ortalama 1266 adet metrekarede sap sayısı elde edilmiştir. Aynı uygulamada yer alan genotipler arasında metrekarede sap sayısı 1052 adet (Konya 2002) ile 1666 adet (08-09 KEBVD 24) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre, KEBVD 24 yerel çeşidi (1666 adet) en yüksek metrekarede sap sayısı ile a grubunda yer almıştır. Bunu Bayraktar 2000 (1377) çeşidi d-g grubu ile takip etmiştir. Konya 2002 (1052 adet) çeşidi uygulamanın en son grubu olan v-w grubunda yer almıştır. Tam sulu koşulları temsil eden K5 uygulamasında KEBVD 24, Bayraktar 2000, Gerek 79, Karahan 99 ve BDME 09/2K gibi kuru şartlara adaptasyonun yüksek olarak bilinen genotiplerin denemede yer alan diğer genotiplere göre daha yüksek oranda metrekarede sap sayısı verdikleri görülmüştür. Dağdaş 94 ve BDME 09/1K genotiplerinin ise kuru gruba giren genotipler içerisinde nispeten daha az kardeşlenme özelliğine sahip oldukları anlaşılmıştır. Sulu şartlar için tescilli olan genotipler içerisinde ise Göksu 99 çeşidinin en yüksek metrekarede sap sayısı verdiği, Bezostaja 1 ve Konya 2002 çeşitlerinin ise daha az sayıda metrekarede sap oluşturduğu sonucu ortaya çıkmıştır Metrekarede fertil baģak sayısı Konya da kontrollü tarla şartları altında, 10 adet ekmeklik buğday genotipi kullanılarak, farklı bitki gelişim dönemlerinde kuraklık uygulamasının yapıldığı çalışmada, elde edilen metrekarede fertil başak sayısına ait değerler ve önemlilik grupları Çizelge 4.9 da ve bu değerlere ait varyans analiz sonuçları da Çizelge 4.10 da verilmiştir. Metrekarede fertil başak sayısı bakımından yıl, kuraklık uygulamaları, genotipler, yıl x genotip interaksiyonu ve yıl x genotip x kuraklık interaksiyonları

82 Ort arasındaki farklılık p<0,01, kuraklık x genotip interaksiyonu p<0,05 seviyesinde önemli bulunmuştur (Çizelge 4.10). Çizelge 4.9. Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen metrekarede fertil başak sayısı (adet) Yıl Genotipler Kuraklık uygulamaları K 1* K 2 K 3 K 4 K 5 Genotip Ort. Karahan s-z** 839 y-f 895 s-z 914 r-z 994 ı-s 907 c-e Bayraktar c-h 900 s-z 919 p-z 1019 h-p 1089 d-j 1005 b Gerek f-l 993 j-t 921 p-z 1105 c-h 975 l-u 1010 b Dağdaş n-x 919 p-z 721 z-m 896 s-z 935 o-y 883 ef Bezostaja d-k 670 z-n 655 z-n 729 z-m 840 y-f 730 hı Göksu z-j 645 z-n 680 z-n 931 o-z 761 z-k 762 gh Konya z-l 619 zn 679 z-n 673 z-n 765 z-k 698 ı BDME 09/1K 819 z-j 893 t-z 830 z-h 874 v-z 885 u-z 860 f BDME 09/2K 988 k-t 750 z-ı 860 z-c 863 w-z 976 l-u 887 d-f KEBVD b-d 1094 c-ı 1060 f-l 1131 b-f 1280 a 1147 a Kuraklık Ort. (2010) b Karahan m-w 856 w-d 844 x-f 971 l-v 1064 e-l 937 c Bayraktar d-k 915 q-z 933 o-y 1096 c-h 1190 a-c 1044 b Gerek f-m 1015 h-q 920 p-z 942 n-x 1169 b-d 1019 b Dağdaş w-z 811 z-j 830 z-h 850 x-f 1056 f-l 883 ef Bezostaja z-j 732 g-m 730 z-m 754 z-l 874 v-z 780 g Göksu w-c 828 z-i 795 z-j 832 z-g 919 p-z 846 f Konya z-j 755 z-l 726 z-m 766 z-k 851 x-e 779 g BDME 09/1K 903 s-z 845 x-f 856 w-d 993 j-t 1043 f-n 928 cd BDME 09/2K 1016 h-p 988 j-t 1011 h-r 1024 g-o 1161 b-e 1040 b KEBVD b-d 1080 d-k 1050 f-m 1121 b-g 1213 ab 1127 a Kuraklık Ort. (2011) a Karahan k-n 847 o-r 869 m-q 942 ı-l 1029 e-h 922 d Bayraktar c-e 907 k-o 926 j-n 1057 d-g 1139 bc 1024 b Gerek e-g 1004 f-ı 921 k-n 1023 e-h 1072 c-f 1015 b Dağdaş k-o 865 m-q 775 s-u 873 l-q 996 g-j 883 e Bezostaja r-u 701 v 692 v 741 t-v 857 n-q 755 g Göksu p-s 737 uv 738 t-v 882 l-p 840 o-s 804 f Konya r-u 687 v 702 v 719 uv 808 q-t 739 g BDME 09/1K 861 n-q 869 m-q 843 o-s 933 ı-m 964 h-k 894 de BDME 09/2K 1002 f-ı 869 m-q 935 ı-m 943 ı-l 1069 c-f 964 c KEBVD b 1087 c-e 1055 d-g 1126 b-d 1246 a 1137 a Kuraklık Ort.( ) 939 b 857 c 846 c 924 b 1002 a 914 *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı, K 5:Tam sulu koşullar **Aynı harflerle gösterilen değerler arasında farklılık yoktur. LSD (0,05) Y: 25,1 LSD (0,05) K: 39,8 LSD (0,05) YxK int.: öd LSD (0,05) G: 31,8 LSD (0,05) YxG int: 45,0 LSD (0,05) KxG int.: 71,2 LSD (0,05) YxKxG int.: 100,7

83 72 Metrekarede fertil başak sayısı genel ortalaması 914 adet olarak belirlenmiş olup, bu değer birinci yılda 889 adet iken, ikinci yılda 938 adet olarak gerçekleşmiştir (Çizelge 4.9). Kuraklık uygulamalarında iki yıllık ortalama metrekarede fertil başak sayısı 846 adet (K3) ile 1002 adet (K5) arasında değişim göstermiştir. Yapılan LSD testine göre, bu özellik yönüyle K5 (1002 adet) uygulaması a grubunda yer alırken, K1 (939 adet) ve K4 (924 adet) uygulaması b grubunda, K2 (857 adet) ve K3 uygulaması (846 adet) c grubunda yer almıştır. Bu durum, K2 ve K3 uygulamalarının denemede yer alan ekmeklik buğday genotiplerinde fertil başak sayısını azaltıcı yönde etkide bulunduğunu göstermiştir. Kuraklığa en yüksek tepki % 15,6 metrekarede fertil başak sayısı kaybı ile K3 uygulamasından elde edilirken, bunu % 14,4 ile K2 uygulaması izlemiştir. K1(% 6,3) ve K4 (% 7,8) uygulamalarında ise daha düşük oranda bir tepki belirlenmiştir (Çizelge 4.11). Elde edilen bu sonuçlar, Kimurto ve ark. (2003) nın fide ve kardeşlenme dönemlerinde uygulanan erken kuraklık sürecinin bitki boyunda, kardeş sayısında ve fertil başak sayısında önemli azalmaya sebep olduğu yönündeki bulgularıyla uyumluluk göstermiştir. Öztürk (1999b) ün, ekmeklik buğdayda tam kuraklık uygulamasından sonra en yüksek metrekarede fertil sap sayısı kaybının erken kuraklık döneminde gerçekleşmiş olduğu yönündeki bulguları, bu çalışmada elde edilen sonuçları teyit etmektedir. Ayrıca, yazlık ekmeklik buğday çeşitleri üzerinde yürütülen bir çalışmada, başaklanma öncesi oluşan kuraklığın fertil başak sayısını azalttığı ve bunun da verimi önemli derecede düşürdüğü belirtilmiştir (Aboyami ve Wright, 1999). Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen metrekarede fertil başak sayısına ait varyans analizi Varyasyon Kaynağı Serbestlik Derecesi Kareler Toplamı Kareler Ortalaması F Değeri Yıl (Y) ,4171** Tekerrür [Yıl] ,5 6044,08 0,4056 Kuraklık Uygulaması (K) ,9294** Y*K int , ,5 1,4751 Hata (1) ,4 2,8506 Genotip (G) ,4534** Y*G int ,7 4,8032** K*G int ,94 1,6665* Y*G*K int ,0816** Hata (2) ,8 Genel * (p<0.05), ** (p<0.01), CV (%): 7,9

84 73 Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen metrekarede fertil başak sayısında sulu koşullara göre meydana gelen performans kayıpları (%) Genotipler Kuraklık uygulamaları K 1* K 2 K 3 K 4 Karahan 99 10,2 17,6 15,5 8,4 Bayraktar ,1 20,4 18,7 7,2 Gerek 79 1,7 6,4 14,1 4,5 Dağdaş 94 9,2 13,1 22,1 12,3 Bezostaja 1 8,7 18,2 19,2 13,5 Göksu 99 1,9 12,3 12,2 +4,9 Konya ,8 15,0 13,1 11,0 BDME 09/1K 10,7 9,8 12,5 3,2 BDME 09/2K 6,3 18,7 12,5 11, KEBVD 24 6,1 12,8 15,3 9,7 Ortalama 6,3 14,4 15,6 7,8 *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı + performan artışını göstermektedir Denemede yer alan genotiplerin iki yıllık ortalama metrekarede fertil başak sayısı 739 adet (Konya 2002) ile 1137 adet (08-09 KEBVD 24) arasında değişmiştir. Bu değerler, birinci yılda 698 adet (Konya 2002) ile 1147 adet (08-09 KEBVD 24) arasında, ikinci yılda ise 779 adet (Konya 2002) ile 1127 adet (08-09 KEBVD 24) arasında bir değişim göstermiştir. LSD testine göre, KEBVD 24 (1137 adet) a grubunda yer alırken, Bayraktar 2000 (1024 adet) ve Gerek 79 (1015 adet) b grubu ile ikinci sırada yer almıştır. Konya 2002 (739 adet) en son grup olan g grubunda yer almıştır. Burada, kuru koşullar için geliştirilmiş olan çeşitlerin (Karahan 99, Bayraktar 2000, Gerek 79, BDME 09/2K), sulu koşullara adaptasyonu yüksek olan çeşitlere (Konya 2002, Bezostaja 1 ve Göksu 99) göre daha fazla metrekarede fertil başak sayılarına sahip olmaları dikkat çekmiştir. Genotiplerin uygulamalar içindeki performansları Çizelge 4.9 da, sulu uygulamaya göre gösterdikleri performans kayıpları Çizelge 4.11 de verilmiştir. Uzun yıllar ortalaması kuraklığı temsil eden uygulamada (K1) genotipler arasında metrekarede fertil başak sayısı 777 adet (Konya 2002) ile 1170 adet (08-09 KEBVD 24) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre, KEBVD 24 (1170 adet) b grubu ile ilk sırada yer alırken, Bayraktar 2000 (1092 adet) c-e ve Gerek 79 (1053 adet) e-g

85 74 grubunda yer alarak ön plana çıkmışlardır. Konya 2002 (777 adet) ve Bezostaja 1 (782 adet) ise bu uygulamanın en son grubunda r-u yer almışlardır. Erken dönem kuraklık uygulamasında (K2) genotipler arasında metrekarede fertil başak sayısı 687 adet (Konya 2002) ile 1087 adet (08-09 KEBVD 24) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre, KEBVD 24 (1087 adet) c-e grubunda birinci sırada yer almıştır. Gerek 79 (992,5 adet) f-ı, Bayraktar 2000 (907 adet) k-o, BDME 09/1K ve BDME 09/2K (869 adet) m-q grubu ile bunu takip etmiştir. Konya 2002 (687 adet) ve Bezostaja 1 (701 adet) çeşitleri v grubu ile bu uygulamadaki en son grubu paylaşmışlardır. K2 uygulamasında genotiplerin ortalama metrekarede fertil başak sayısı kaybı % 14,4 olarak gerçekleşmiştir. Bu uygulamadaki genotipler arasında metrekarede fertil başak sayısı kaybı % 20,9 (Bayraktar 2000) ile % 6,4 (Gerek 79) arasında değişim göstermiştir. Metrekarede fertil başak sayısı üzerine belirgin bir etkiye sahip olan K2 uygulamasında ortalamanın altında kayıp gösteren Gerek 79, BDME 09/1K, Göksu 99 ve KEBVD 24 çeşitleri bu özellik yönüyle kuraklığa toleranslı bulunmuşlardır. Buna karşılık, Bayraktar 2000, BDME 09/2K, Bezostaja 1 ve Karahan 99 çeşitleri uygulama ortalamasından daha yüksek orandaki metrekarede fertil başak sayısı kaybı ile hassas grupta yer almışlardır. Dağdaş 94 ve Konya 2002 çeşitleri ise uygulama ortalamasına yakın metrekarede fertil başak sayısı kaybı ile daha stabil bir durum sergilemişlerdir. Erken dönem kuraklık stresinin genotiplerin metrekarede fertil başak sayıları üzerine olan etkisinin, esas olarak metrekarede sap sayısı üzerinden gerçekleştiği söylenebilir. Bu da kurağa tolerans bakımından, genotiplerin fertil başak veren kardeş sayısının çokluğunun öneminin bir ifadesi olabilir. Başaklanma dönemi kuraklığı uygulamasında (K3) genotiplerden ortalama 846 adet metrekarede fertil başak sayısı elde edilmiştir. Bu uygulamada genotipler arasında metrekarede fertil başak sayısı 692 adet (Bezostaja 1) ile 1055 adet (08-09 KEBVD 24) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre, KEBVD 24 (1055 adet) d-g grubu ile ilk sırada yer almıştır. BDME 09/2K (935 adet) ı-m grubu ile ikinci sırada yer alırken, Bayraktar 2000 (926 adet) j-n, Gerek 79 (921 adet) k-n grubunda yer alarak bunları takip etmiştir. Bezostaja 1 (692 adet) ve Konya 2002 (702 adet) çeşitleri uygulamanın en son grubu olan v grubunda yer almıştır. K3 uygulamasında genotipler ortalama % 15,6 metrekarede fertil başak sayısı kaybı göstermiştir. Bu uygulamada metrekarede fertil başak sayısı kaybı % 22,1 (Dağdaş 94) ile % 12,2 (Göksu 99) arasında değişim

86 75 göstermiştir. Başaklanma dönemi kuraklık stresi, genotiplerin doğrudan başaklanma, çiçeklenme ve tane oluşturma süreçleri üzerinde etkili olduğundan, genotiplerin metrekarede fertil başak sayıları yönüyle bu dönemdeki kuraklık stresine reaksiyonları, tolerans derecelerinin belirlenmesi bakımından büyük önem arz etmektedir. K3 uygulamasında ortalamanın altında metrekarede fertil başak sayısı kaybı gösteren Gerek 79, Konya 2002, BDME 09/1K, BDME 09/2K ve Göksu 99 çeşitleri kuraklığa toleranslı bulunmuştur. Buna karşılık, Dağdaş 94, Bezostaja 1, Bayraktar 2000 çeşitleri uygulama ortalamasından daha yüksek oranda gösterdikleri metrekarede fertil başak sayısı kaybı ile kuraklığa hassas grupta yer almıştır. Uygulama ortalamasına yakın seviyede metrekarede fertil başak sayısı kaybı gösteren Karahan 99 ve KEBVD 24 çeşitleri ise daha stabil bir durum sergilemişlerdir. Tane dolum dönemi kuraklığı uygulamasında (K4) genotiplerden ortalama 924 adet metrekarede fertil başak sayısı elde edilmiş olup, bu özellik 719 adet (Konya 2002) ile 1126 adet (08-09 KEBVD 24) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre, KEBVD 24 (1126 adet) bd grubu ile ilk sırada yer alırken, Bayraktar 2000 (1057 adet) d-g, Gerek 79 (1023 adet) e-h gruplarıyla sıralamada ön planda yer almıştır. Konya 2002 (719 adet) çeşidi en son grup olan uv grubunda yer almıştır. Tam sulu koşullar uygulamasında (K5) genotiplerden ortalama 1002 adet metrekarede fertil başak sayısı elde edilmiştir. Bu uygulamada genotipler arasında metrekarede fertil başak sayısı 808 adet (Konya 2002) ile 1246 adet (08-09 KEBVD 24) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre, KEBVD 24 yerel çeşidi (1246 adet) a grubunda yer almıştır. Bunu Bayraktar 2000 (1139 adet) bc, Gerek 79 (1072 adet) ve BDME 09/2K (1069 adet) c-f ve Karahan 99 (1029 adet) e-f grubu ile takip etmiştir. Konya 2002 (808 adet) çeşidi uygulamanın en son grubu olan n-r grubunda yer almıştır. K5 uygulamasında metrekarede fertil başak sayısı parametresi açısından dikkati çeken bir husus, kurak koşullar için geliştirilmiş olan ekmeklik buğday genotiplerinin (08-09 KEBVD 24, Bayraktar 2000, Gerek 79, BDME 09/2K, Karahan 99, Dağdaş 94 ve BDME 09/1K), sulu koşullar için geliştirilmiş olan genotiplerden (Bezostaja 1, Göksu 99 ve Konya 2002) daha yüksek metrekarede fertil başak sayısına sahip olmalarıdır (Şekil 4.5).

87 76 ġekil 4.5. Optimum koşullarda ekmeklik buğday genotiplerinin metrekarede fertil başak sayıları Bu tespit, kurağa toleranslı genotip geliştirmede hedeflenen model bitkinin fertil kardeş sayısının yüksek olması şeklindeki görüşleri doğrular niteliktedir. Kurak koşullara tolerans açısından, bu kanaatten farklı şekillerde ortaya çıkabilen özel durumlar (Bezostaja 1 ve Konya 2002 de olduğu gibi) ilgili genotiplerin kurağa toleransını sağlayan fizyolojik özellikleri ile açıklanabilir Fertil sap oranı Farklı bitki gelişim dönemlerinde kuraklık uygulamasının yapıldığı çalışmada, elde edilen fertil sap oranına ait değerler ve önemlilik grupları Çizelge 4.12 de ve varyans analiz sonuçları da Çizelge 4.13 de verilmiştir. Çizelge 4.13 ün incelenmesinden de anlaşılacağı gibi, fertil sap oranı bakımından yıl, kuraklık uygulamaları, genotipler, kuraklık x genotip interaksiyonu ve yıl x genotip interaksiyonu arasındaki farklılık p<0,01 seviyesinde önemli bulunmuştur. Metrekarede fertil sap oranı genel ortalaması % 75,50 olarak belirlenmiş olup, bu değer birinci yılda % 76,41 iken, ikinci yılda % 74,69 olarak gerçekleşmiştir. Kuraklık uygulamalarında iki yıllık ortalama metrekarede fertil sap oranı % 71,26 (K3) ile % 79,44 (K5) arasında değişim göstermiştir (Çizelge 4.12). Denemede fertil sap oranları için yapılan LSD testine göre, K5 (% 79,44) uygulaması a grubunda yer

88 Ort alırken; K1 (% 76,11), K2 (% 75,90) ve K4 (% 74,99) uygulamaları b grubunda yer almıştır. K3 (% 71,26) uygulaması ise en alt grup olan c grubunda yer almıştır. Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen fertil sap oranı (%) Yıl Genotipler Kuraklık uygulamaları K 1* K 2 K 3 K 4 K 5 Genotip Ort. Karahan 99 80,80 81,80 75,70 83,50 86,50 81,71 a** Bayraktar ,30 78,60 72,10 83,10 82,30 80,10 ab Gerek 79 77,50 74,40 70,00 72,30 80,90 75,06 d-f Dağdaş 94 82,90 84,70 72,70 80,20 88,50 81,84 a Bezostaja 1 73,10 78,70 67,50 66,40 78,70 72,92 f-h Göksu 99 66,80 63,10 57,40 62,40 62,70 62,51 j Konya ,40 74,20 72,60 70,20 77,90 73,30 e-h BDME 09/1K 79,90 84,00 77,30 79,40 86,30 81,42 a BDME 09/2K 79,90 79,30 78,00 73,50 86,80 79,55 a-c KEBVD 24 74,10 77,40 69,90 79,00 77,70 75,65 de Kuraklık Ort. (2010) 77,10 77,60 71,30 75,00 80,80 76,41 a Karahan 99 76,08 74,46 67,24 80,92 79,60 75,66 de Bayraktar ,26 75,43 72,14 81,83 82,85 78,30 bc Gerek 79 74,13 74,20 67,62 70,84 78,51 73,06 f-h Dağdaş 94 72,51 72,49 72,29 73,93 81,94 74,63 e-g Bezostaja 1 75,15 71,62 71,07 69,28 75,10 72,44 gh Göksu 99 66,82 68,90 62,13 67,39 69,31 66,91 ı Konya ,79 76,73 74,33 74,83 75,92 75,32 d-f BDME 09/1K 82,97 78,76 79,33 82,14 82,88 81,21 a BDME 09/2K 75,74 75,56 76,00 77,93 81,87 77,42 cd KEBVD 24 74,48 73,09 69,62 70,44 71,88 71,90 h Kuraklık Ort. (2011) 75,19 74,12 71,18 74,95 77,99 74,69 b Karahan 99 78,45 e-j 78,16 f-k 71,48 p-t 82,25 a-e 83,09 a-c 78,69 b h- Bayraktar ,83 a-f 77,04 72,12 o-s 82,46 a-d 82,57 a-c 79,20 b m Gerek 79 75,82 ı-o 74,35 k-p 68,83 s-u 71,58 p-t 79,73 c-h 74,06 c Dağdaş 94 77,71 g-l 78,63 d-ı 72,50 o-s 77,10 h-m 85,25 a 78,24 b Bezostaja 1 74,12 l-p 75,20 ı-p 69,32 r-u 67,86 t-v 76,93 h-n 72,69 c Göksu 99 66,82 uv 66,05 uv 59,77 w 64,90 v 66,02 uv 64,71 d Konya ,14 n-r 75,49 ı-o 73,49 m-q 72,53 o-s 76,93 h-n 74,31 c BDME 09/1K 81,46 a-g 81,38 b-g 78,32 f-j 80,78 b-h 84,64 ab 81,32 a BDME 09/2K 77,86 g-l 77,45 h-l 77,01 h-m 75,74 ı-o 84,37 ab 78,49 b KEBVD 24 74,29 l-p 75,26 ı-p 69,79 q-u 74,72 j-p 74,84 ı-p 73,78 c Kuraklık Ort.( ) 76,15 b 75,90 b 71,26 c 74,99 b 79,44 a 75,50 *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı, K 5:Tam sulu koşullar **Aynı harflerle gösterilen değerler arasında farklılık yoktur. LSD (0,05) Y: 1,12 LSD (0,05) K: 1,77 LSD (0,05) YxK int.: öd LSD (0,05) G: 1,73 LSD (0,05) YxG int: 2,44 LSD (0,05) KxG int.: 3,9 LSD (0,05) YxKxG int.: öd

89 78 Buna göre farklı kuraklık uygulamalarında yer alan ekmeklik buğday genotiplerinin üretmiş oldukları kardeş sayısını fertil kardeşlere dönüştürebilme kabiliyetini olumsuz yönde en çok etkileyen dönemin, başaklanma başlangıcıçiçeklenme sonu kuraklığı (K3) olduğu görülmektedir (Şekil 4.6). Bu durum, K3 uygulamasındaki kuraklık stresinin doğrudan bitkinin başak sistemini etkilemesi ile açıklanabilir. K5 uygulamasında ise, koşulların optimize edilmesiyle, genotiplerin ürettikleri kardeş sayısını daha fazla fertil kardeşlere dönüştürebildiği anlaşılmaktadır. Kuraklığa en yüksek tepki % 10,3 fertil sap oranı kaybı ile K3 uygulamasından elde edilirken, bunu % 5,6 ile K4 uygulaması izlemiştir. K1 (% 4,1) ve K2 (% 4,5) uygulamalarında ise daha düşük oranda bir etkilenme belirlenmiştir (Çizelge 4.14). Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen fertil sap oranına ait varyans analizi Varyasyon Kaynağı Serbestlik Derecesi Kareler Toplamı Kareler Ortalaması F Değeri Yıl (Y) 1 297, ,437 10,0958** Tekerrür [Yıl] 6 137,382 22,8969 0,7772 Kuraklık Uygulaması (K) ,55 685,389 23,264** Y*K int ,226 49,3066 1,6736 Hata (1) ,072 29,4614 1,9174 Genotip (G) ,62 910,514 59,2575** Y*G int ,555 7,8459** K*G int ,02 38,0562 2,4768** Y*G*K int ,959 19,3322 1,2582 Hata (2) ,648 15,365 Genel ,921 * (p<0.05), ** (p<0.01), CV (%): 4,8 Bu sonuçlar, Öztürk (1999a) ün farklı kuraklık uygulamalarında, farklı fertil sap oranı kayıpları elde ettikleri şeklindeki sonuçlarla benzerlik göstermiştir. Bu çalışmada en yüksek fertil sap oranı kaybı tam kuraklıkta belirlenmiş olup, bunu süt olum dönemini de kapsayan erken kuraklık (% 14,8) izlemiştir. Bizim bulgularımızla bu çalışmadaki sonuçlar arasındaki farklılıkların, gerek araştırmalarda kullanılan genotiplerin genetik özelliklerinin farklılığından ve gerekse uygulama detaylarındaki değişimden kaynaklandığı söylenebilir. Blum ve Pnuel (1998), 12 ekmeklik buğday çeşidini toplam yağış miktarının 230 ile 755 mm arasında değiştiği 16 değişik bölgede verim stabilitesi ve bazı parametreler açısından değerlendirmişler ve düşük yağışların olduğu bölgelerde kuraklık stresinin sapa kalkma döneminde oluştuğunu, tane doldurma

90 79 süresinde ise stres oluşmadığını, yağıştaki farklılığın verimdeki ve verim komponentlerindeki farklılıkların % 75 ini açıkladığını, en fazla etkilenen komponentin başakta başakcık sayısı olduğunu, bunu kardeşlerin hayatlarını devam ettirme oranının takip ettiğini belirtmişlerdir. *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı, K 5:Tam sulu koşullar ġekil 4.6. Kuraklık uygulamalarında ortalama fertil sap oranı Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen fertil sap oranında tam sulu koşullara göre meydana gelen performans kayıpları (%) Genotipler Kuraklık uygulamaları K 1* K 2 K 3 K 4 Karahan 99 5,6 5,9 14,0 1,0 Bayraktar ,9 6,7 12,7 0,1 Gerek 79 4,9 6,7 13,7 10,2 Dağdaş 94 8,8 7,8 15,0 9,6 Bezostaja 1 3,7 2,3 9,9 11,8 Göksu 99 1,2 0,0 9,5 1,7 Konya ,9 1,9 4,5 5,7 BDME 09/1K 3,8 3,8 7,5 4,6 BDME 09/2K 7,7 8,2 8,7 10, KEBVD 24 0,7 0,6 6,7 0,2 Ortalama 4,1 4,5 10,3 5,6 *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı

91 80 Genotiplerin iki yıllık ortalama fertil sap oranı % 64,71 (Göksu 99) ile % 81,32 (BDME 09/1K) arasında değişmiştir. Bu değerler, birinci yılda % 62,51 (Göksu 99) ile % 81,84 (Dağdaş 94) arasında, ikinci yılda ise % 66,91 (Göksu 99) ile % 81,21 (BDME 09/1K) arasında bir değişim göstermiştir (Çizelge 4.12). Fertil sap oranları için yapılan LSD testine göre, BDME 09/1K (% 81,32) genotipi a grubunda yer almıştır. Bayraktar 2000 (% 79,20), Karahan 99 (% 78,69), BDME 09/2K (% 78,49) ve Dağdaş 94 (% 78,24) çeşitleri b grubu ile ön plana çıkan genotipler olmuştur. Göksu 99 (% 64,71) en son grup olan d grubunda yer almıştır. Tüm kuraklık uygulamalarında en yüksek fertil sap oranı performansı ortaya koyan BDME 09/1K genotipinin, ıslah programlarında fertil sap oranını artırmada gen kaynağı olarak kullanılabilme potansiyelinin olduğu ifade edilebilir. Genotiplerin uygulamalar içindeki performansları Çizelge 4.12 de, sulu uygulamaya göre gösterdikleri performans kayıpları Çizelge 4.14 de verilmiştir. Uzun yıllar ortalaması kuraklığı temsil eden uygulamada (K1) yer alan genotiplerden ortalama % 76,15 fertil sap oranı elde edilirken, genotipler arasında fertil sap oranı % 66,82 (Göksu 99) ile % 81,83 (Bayraktar 2000) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre, Bayraktar 2000 (% 81,83) a-f grubu ile ilk sırada yer almıştır. BDME 09/1K (% 81,46) a-g, Karahan 99 (% 78,45) e-j, BDME 09/2K (% 77,86) g-l ve Dağdaş 94 (% 77,71) g-l grubu ile bunu izlemiştir. Bu uygulamada, Göksu 99 (% 66,82) uv grubu ile en alt grupta yer almıştır. Bu uygulamada Göksu 99 çeşidinin en düşük fertil sap oranı ile, birim alanda oluşturduğu sap sayısı yüksek olmasına rağmen bunların yaklaşık % 30 unun başak oluşturamadan vejetasyon süresini tamamladığı anlaşılmaktadır. Erken dönem kuraklığını temsil eden kuraklık uygulamasında (K2) genotiplerden ortalama % 75,90 fertil sap oranı elde edilmiş olup, genotipler arasında fertil sap oranı % 66,05 (Göksu 99) ile % 81,38 (BDME 09/1K) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre, BDME 09/1K (% 81,38) b-g grubunda birinci sırada yer almıştır. Dağdaş 94 (% 78,63) d-ı, Karahan 99 (% 78,16) f-k ve BDME 09/1K (% 77,45) h-l grupları ile bunu takip etmiştir. Göksu 99 (% 66,05) çeşidi bu uygulamadaki en son grup olan uv grubunda yer almıştır. Bu uygulamada, genel olarak kurak koşullar için geliştirilmiş olan genotipler (BDME 09/1K, Dağdaş 94, Karahan 99 ve BDME 09/1K) daha yüksek oranda fertil sap oranlarına sahip olurken, aynı grupta yer alan Gerek 79 ve 08-09

92 81 KEBVD 24 çeşitleri birim alanda en yüksek sap sayısına sahip oldukları halde, bunu fertil sap oranına yansıtamamıştır. Bunun muhtemel nedeni, bu iki çeşidin fertil başak oluşturamayan kardeş sayısının fazlalığı ile açıklanabilir. Başaklanma dönemi kuraklığını temsil eden uygulamada (K3) genotiplerden ortalama % 71,26 fertil sap oranı elde edilmiştir. Bu uygulamada genotipler arasında fertil sap oranı % 59,77 (Göksu 99) ile % 78,32 (BDME 09/1K) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre, BDME 09/1K (% 78,32) f-j grubu ile ilk sırada yer almıştır. BDME 09/2K (% 77,01) h-m, Konya 2002 (% 73,49) m-q, Bayraktar 2000 (% 72,12) ve Dağdaş 94 (% 72,50) çeşitleri o-s grubu ile bunu takip etmiştir. Göksu 99 (% 59,77) çeşidi uygulamanın en son grubu olan w grubunda yer almıştır. Başaklanma dönemi kuraklığı uygulamasında (K3) genotipler ortalama olarak % 10,3 fertil sap oranı kaybı göstermiştir. Bu kayıp genotipler arasında % 15,0 (Dağdaş 94) ile % 4,5 (Konya 2002) arasında değişim göstermiştir. Genotiplerin başak sistemi üzerinde doğrudan etkili olan başaklanma dönemi kuraklık stresi (K3) uygulamasında, uygulama ortalamasının altında fertil sap oranı kaybı gösteren Konya 2002, KEBVD 24, BDME 09/1K ve BDME 09/2K genotipleri bu özellik yönüyle kuraklığa toleranslı kabul edilirken; ortalamanın üzerinde verdikleri fertil sap oranı kaybı ile Dağdaş 94, Karahan 99, Gerek 79 ve Bayraktar 2000 genotiplerinin hassas oldukları belirlenmiştir. Bu çalışmada, kuru için geliştirilen çeşitler genel olarak fertil sap oranına hassasiyet gösterirken, BDME 09/1K ve BDME 09/2K genotiplerinin toleranslı olmaları dikkat çekici olmuştur. Tane dolum dönemi kuraklığı uygulamasında (K4) genotiplerden ortalama % 74,99 fertil sap oranı elde edilmiş olup, genotipler arasında fertil sap oranı % 64,90 (Göksu 99) ile % 82,46 (Bayraktar 2000) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre, Bayraktar 2000 (% 82,46) a-d grubu ile ilk sırada yer almıştır. Karahan 99 (% 82,25) a-e, BDME 09/1K (% 80,78) b-h ve Dağdaş 94 (% 77,10) h-m gruplarıyla sıralamada ön planda yer almıştır. Göksu 99 (% 64,90) çeşidi en son grup olan v grubunda yer almıştır. Tam sulu koşullar uygulamasında (K5) genotiplerden ortalama % 79,44 fertil sap oranı elde edilmiştir. Aynı uygulamada yer alan genotipler arasında fertil sap oranı % 66,02 (Göksu 99) ile % 85,25 (Dağdaş 94) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre, Dağdaş 94 çeşidi (% 85,25) a grubunda yer almıştır. Bunu BDME 09/1K (% 84,64) ve BDME 09/2K (% 84,37) a-b, Karahan 99 (% 83,09) ve Bayraktar 2000 (% 82,57) çeşitleri a-c grubu

93 82 ile takip etmiştir. Göksu 99 (% 66,02) çeşidi uygulamanın en son grubu olan uv grubunda yer almıştır. Denemede yer alan sulu çeşitler (Bezostaja 1, Göksu 99 ve Konya 2002) tüm uygulamalarda diğer genotiplerin hepsinden daha düşük fertil sap oranı vermişlerdir BaĢak uzunluğu Konya da kontrollü tarla şartları altında, 10 adet ekmeklik buğday genotipi kullanılarak, farklı bitki gelişim dönemlerinde kuraklık uygulamasının yapıldığı çalışmada, elde edilen başak uzunluğuna ait değerler ve önemlilik grupları Çizelge 4.15 de ve bu değerlere ait varyans analiz sonuçları da Çizelge 4.16 da verilmiştir. Çizelge 4.16 nın incelenmesinden de anlaşılacağı gibi, başak uzunluğu bakımından yıllar arasındaki farklılık önemsiz bulunurken, kuraklık uygulamaları, yıl x kuraklık interaksiyonu, genotipler, kuraklık x genotip interaksiyonu ve yıl x genotip interaksiyonu arasındaki farklılık p<0,01 ve yıl x kuraklık x genotip interaksiyonları p<0,05 seviyesinde istatistiki bakımdan önemli bulunmuştur. Başak uzunluğu genel ortalaması 9,10 cm olarak belirlenmiştir. Kuraklık uygulamalarında iki yıllık ortalama başak uzunluğu değerleri 8,44 cm (K3) ile 9,53 cm (K5) arasında değişim göstermiştir (Çizelge 4.15). Başak uzunlukları arasında grupları belirlemek için yapılan LSD testine göre, K5 (9,53 cm) uygulaması a grubunda yer alırken, K2 (9,23 cm) ve K4 (9,23 cm) uygulamaları b, K1 (9,06 cm) uygulaması c ve K3 (8,44 cm) uygulaması d grubunda yer almıştır. Genel olarak bakıldığında, tam sulu şartlara göre K3 uygulamasında ortalama başak uzunluğunda % 11,4 oranında bir azalma gerçekleşirken, K1, K2 ve K4 uygulamalarında sırasıyla % 5,0, % 3,2 ve % 3,2 oranlarında azalmaya neden olacak bir kuraklık etkisi görülmüştür (Çizelge 4.17). Bu sonuçlar, Tatar (2009) ın buğdayda sapa kalkma döneminde meydana gelen kuraklığın başak uzunluğunda bir değişime neden olmadığı yönündeki bulguları ile uyumluluk göstermektedir. Bir diğer araştırmada ekmeklik buğday genotiplerinde deneme ortalaması olarak kuru koşullarda 8,36 cm ve sulu koşullarda 8,85 cm başak uzunlukları belirlenmiştir (Tosun ve ark., 2006). Kimurto ve ark. (2003) nın ekmeklik buğday genotiplerinde başaklanma ve tane doldurma döneminde uygulanan kuraklıkların kontrolle karşılaştırıldığında başak uzunluğunda % 16,9 azalmaya sebep olduğu şeklindeki bulguları, çalışmamızda da vurgulanan

94 Ort başaklanma-çiçeklenme döneminde başak uzunluğunun kuraklık stresinden olumsuz etkilendiği yönündeki sonuçları doğrular niteliktedir. Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen başak uzunluğu (cm) Yıl Genotipler Kuraklık uygulamaları K 1* K 2 K 3 K 4 K 5 Genotip Ort. Karahan 99 9,89 j-r** 10,46 f-ı 10,18 h-l 10,09 h-n 9,93 j-q 10,11 c Bayraktar ,84 m-s 8,27 z-m 8,08 z-q 8,15 z-o 7,43 z-t 7,95 lm Gerek 79 8,31 f-m 8,30 z-m 8,05 z-q 8,84 z-e 8,28 z-m 8,36 k Dağdaş 94 9,08 x-b 9,42 r-z 8,61 z-k 9,16 z-a 8,91 z-e 9,03 ıj Bezostaja 1 8,87 z-e 9,02 y-c 8,70 z-i 8,99 z-d 8,86 z-e 8,89 j Göksu 99 10,97 b-e 11,07 b-d 9,65 m-u 10,86 d-g 10,47 e-ı 10,61 a Konya ,84 k-s 9,90 j-r 9,44 q-z 9,66 m-t 9,16 u-z 9,60 ef BDME 09/1K 9,09 w-b 9,24 t-z 9,20 t-z 9,51 o-y 8,90 z-e 9,19 hı BDME 09/2K 7,71 z-s 8,06 z-q 7,91 z-s 7,98 z-r 7,60 z-t 7,85 l-n KEBVD 24 9,49 p-y 9,47 p-z 8,96 z-e 9,29 t-z 9,46 p-z 9,33 gh Kuraklık Ort. (2010) 9,11 c-e 9,32 b 8,88 f 9,25 bc 8,90 ef 9,09 Karahan 99 10,34 h-k 10,18 h-l 9,01 y-c 10,28 h-l 11,42 ab 10,25 bc Bayraktar ,65 z-t 8,20 z-n 6,90 z-u 7,88 z-s 8,49 z-l 7,82 mn Gerek 79 8,12 z-p 8,16 z-o 7,19 z-u 8,06 z-q 8,78 z-h 8,06 l Dağdaş 94 8,75 z-i 8,71 z-i 7,84 z-s 9,25 t-z 9,96 j-p 8,90 j Bezostaja 1 8,73 z-i 8,80 z-g 7,68 o-t 8,81 z-f 10,14 h-m 8,83 j Göksu 99 10,01 ı-o 10,54 e-h 9,14 v-z 10,38 g-j 11,67 a 10,35 b Konya ,64 n-v 9,81 l-s 8,69 z-j 10,38 g-j 10,90 c-f 9,88 d BDME 09/1K 9,36 s-z 9,58 o-w 8,33 z-m 9,65 m-u 10,37 h-j 9,46 fg BDME 09/2K 7,93 z-s 7,70 z-s 6,74 z-u 7,49 z-t 8,55 z-l 7,68 n KEBVD 24 9,54 o-x 9,65 m-u 8,51 z-l 9,89 j-r 11,37 a-c 9,79 de Kuraklık Ort. (2011) 9,01 d-f 9,13 b-d 8,00 g 9,21 b-d 10,16 a 9,10 Karahan 99 10,12 f-h 10,32 d-g 9,60 jk 10,19 e-h 10,68 bc 10,18 b Bayraktar ,74 u-w 8,24 rs 7,49 wx 8,02 s-u 7,96 s-v 7,89 h Gerek 79 8,22 r-t 8,23 r-t 7,62 v-x 8,45 qr 8,53 qr 8,21 g Dağdaş 94 8,91 op 9,07 n-p 8,23 r-t 9,20 m-o 9,44 k-m 8,97 f Bezostaja 1 8,80 pq 8,91 op 8,19 r-t 8,90 op 9,50 k-m 8,86 f Göksu 99 10,49 b-e 10,81 ab 9,40 k-n 10,62 b-e 11,07 a 10,48 a Konya ,74 ı-k 9,86 h-j 9,07 n-p 10,03 g-ı 10,04 g-ı 9,75 c BDME 09/1K 9,22 l-o 9,41 k-n 8,77 pq 9,58 jk 9,64 jk 9,32 e BDME 09/2K 7,82 u-w 7,89 t-v 7,33 x 7,74 u-w 8,08 s-u 7,77 h KEBVD 24 9,51 j-m 9,56 j-l 8,74 pq 9,59 jk 10,41 c-f 9,56 d Kuraklık Ort.( ) 9,06 c 9,23 b 8,44 d 9,23 b 9,53 a 9,10 *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı, K 5:Tam sulu koşullar **Aynı harflerle gösterilen değerler arasında farklılık yoktur. LSD (0,05) Y: öd. LSD (0,05) K: 0,15 LSD (0,05) YxK int.: 0,22 LSD (0,05) G: 0,16 LSD (0,05) YxG int: 0,22 LSD (0,05) KxG int.: 0,35 LSD (0,05) YxKxG int.: 0,50

95 84 Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen başak uzunluğuna ait varyans analizi Varyasyon Kaynağı Serbestlik Derecesi Kareler Toplamı Kareler Ortalaması F Değeri Yıl (Y) 1 0, , ,0154 Tekerrür [Yıl] 6 0, , ,6026 Kuraklık Uygulaması (K) 4 52, , ,6932** Y*K int. 4 48, , ,6576** Hata (1) 24 5, , ,6836 Genotip (G) 9 313,773 34, ,3945** Y*G int. 9 5, , ,1871** K*G int. 36 8, , ,8526** Y*G*K int. 36 6, , ,5081* Hata (2) , ,12846 Genel ,62866 * (p<0.05), ** (p<0.01), CV (%): 3,9 Denemede yer alan genotiplerin iki yıllık ortalama başak uzunlukları 7,77 cm (BDME 09/2K) ile 10,48 cm (Göksu 99) arasında değişmiştir. Bu değerler, birinci yılda 7,85 cm (BDME 09/2K) ile 10,61 cm (Göksu 99) arasında, ikinci yılda ise 7,68 cm (BDME 09/2K) ile 10,35 cm (Göksu 99) arasında bir değişim göstermiştir (Çizelge 4.15). Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen başak uzunluğunda sulu koşullara göre meydana gelen performans değişimi (%) Genotipler Kuraklık uygulamaları K 1* K 2 K 3 K 4 Karahan 99 5,3 3,3 10,1 4,6 Bayraktar ,7 +3,5 5,9 +0,7 Gerek 79 3,7 3,6 10,7 0,9 Dağdaş 94 5,5 3,9 12,8 2,5 Bezostaja 1 7,4 6,2 13,8 6,3 Göksu 99 5,3 2,4 15,1 4,0 Konya ,9 1,8 9,6 0,1 BDME 09/1K 4,3 2,3 9,0 0,6 BDME 09/2K 3,2 2,4 9,3 4, KEBVD 24 8,6 8,2 16,1 7,9 Ortalama 5,0 3,2 11,4 3,2 *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı + performans artışını göstermektedir

96 85 Denemede genotiplerden elde edilen ortalama başak uzunlukları arasında grupları belirlemek için yapılan LSD testine göre, Göksu 99 (10,48 cm) a grubunda yer almıştır. Karahan 99 (10,18 cm) b, Konya 2002 (9,75 cm) c, KEBVD 24 (9,56 cm) d grubu ile bunu takip etmiştir. BDME 09/2K (7,77 cm) ve Bayraktar 2000 (7,89 cm) h grubu ile en son gruba dahil olmuştur. Genotipler topluca değerlendirildiğinde, sulu koşullar için geliştirilmiş olan genotipler (Göksu 99, Konya 2002) başak uzunluğu yönünden ön plana çıkarken, kuru koşullar için geliştirilen bazı çeşitlerin (BDME 09/2K, Bayraktar 2000, Gerek 79) başak uzunluklarının daha kısa yapılı oldukları dikkat çekici olmuştur (Şekil 4.7). ġekil 4.7. Genotiplerin ortalama başak uzunlukları Genotiplerin uygulamalar içindeki performansları Çizelge 4.15 de, sulu uygulamaya göre gösterdikleri performans kayıpları Çizelge 4.17 de verilmiştir. Uzun yıllar ortalaması kuraklığı temsil eden uygulamada (K1) yer alan genotiplerden ortalama 9,06 cm başak uzunluğu elde edilirken, genotipler arasında başak uzunluğu 7,74 cm (Bayraktar 2000) ile 10,49 cm (Göksu 99) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre, Göksu 99 (10,49 cm) b-e grubu ile ilk sırada yer almıştır. Bunu Karahan 99 (10,12 cm) f-h, Konya 2002 (9,74 cm) ı-k, KEBVD 24 (9,51 cm) j-m grubu ile izlemiştir. Bayraktar 2000 (7,74 cm) ve BDME 09/2K (7,82 cm) genotipleri ise bu uygulamanın en son grubuna u-w dahil olmuştur.

97 86 Erken dönem kuraklık uygulamasında genotiplerden ortalama 9,23 cm başak uzunluğu elde edilmiş olup, genotipler arasında başak uzunluğu 7,89 cm (BDME 09/2K) ile 10,81 cm (Göksu 99) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre, Göksu 99 (10,81 cm) a grubunda birinci sırada yer almıştır. Karahan 99 (10,32 cm) d-g, Konya 2002 (9,86 cm) h-j ve KEBVD 24 (9,56 cm) j-l grubu ile bunu takip etmiştir. BDME 09/2K (7,89 cm) genotipi bu uygulamanın son grubuna t-v dahil olmuştur. Başaklanma dönemi kuraklık uygulamasında genotiplerden ortalama 8,44 cm başak uzunluğu elde edilmiştir. Bu uygulamada genotipler arasında başak uzunluğu 7,33 cm (BDME 09/2K) ile 9,60 cm (Karahan 99) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre bu uygulamada, Karahan 99 (9,60 cm) jk grubu ile ilk sırada yer almıştır. Göksu 99 (9,40 cm) k-n, Konya 2002 (9,07 cm) n-p ve BDME 09/1K (8,77 cm) pq grupları ile bunu takip etmiştir. BDME 09/2K ise 7,33 cm ile uygulamanın en son grubuna x dahil olmuştur. K3 de genotiplerde ortalama başak uzunluğu kaybı % 11,2 olarak gerçekleşmiştir. Bu kayıp oranı genotipler arasında % 5,9 (Bayraktar 2000) ile % 16,1 (08-09 KEBVD 24) arasında bir varyasyon göstermiştir. Uygulama ortalamasının üzerinde başak uzunluğu kaybı gösteren KEBVD 24, Göksu 99, Bezostaja 1 ve Dağdaş 94 çeşitleri başak uzunluğu parametresi bakımından başaklanma dönemi kuraklığına hassas bulunmuşlardır. Gerek 79 ve Karahan 99 çeşitleri ortalama seviyesindeki başak uzunluğu kaybı ile stabilitelerini korurken, Bayraktar 2000, Konya 2002, BDME 09/2K ve BDME 09/1K genotipleri uygulama ortalamasının altında başak uzunluğu kaybı ile başaklanma dönemi kuraklık stresine toleranslı bulunmuştur. Tane dolum dönemi kuraklığı uygulamasında genotiplerden ortalama 9,23 cm başak uzunluğu elde edilmiş olup, genotipler arasında başak uzunluğu 7,74 cm (BDME 09/2K) ile 10,62 cm (Göksu 99) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre, Göksu 99 (10,62 cm) b-e grubu ile ilk sırada yer almıştır. Karahan 99 (10,19 cm) e-h ve Konya 2002 (10,03 cm) g-ı gruplarıyla sıralamada ön planda yer almıştır. BDME 09/2K (7,74 cm) genotipi son gruba u-w dahil olmuştur. Tam sulu koşullar uygulamasında genotiplerden ortalama 9,53 cm başak uzunluğu elde edilmiştir. Aynı uygulamada yer alan genotipler arasında başak uzunluğu 7,96 cm (Bayraktar 2000) ile 11,07 cm (Göksu 99) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre, Göksu 99

98 87 (11,07 cm) a grubu ile birinci sırada yer almıştır. Bunu Karahan 99 (10,68 cm) bc, KEBVD 24 (10,41 cm) cf ve Konya 2002 (10,04 cm) g-ı grubu ile takip etmiştir. Bayraktar 2000 (7,96 cm) uygulamanın son grubu olan s-v grubunda yer almıştır BaĢakta baģakcık sayısı Başakta başakcık sayısına ait değerler ve önemlilik grupları Çizelge 4.18 de ve bu değerlere ait varyans analiz sonuçları da Çizelge 4.19 da verilmiştir. Çizelge 4.19 un incelenmesinden de anlaşılacağı gibi, başakta başakcık sayısı bakımından yıl, kuraklık uygulamaları, yıl x kuraklık, genotipler, yıl x genotip interaksiyonu, kuraklık x genotip interaksiyonu ve yıl x kuraklık x genotip interaksiyonları arasındaki farklılık p<0,01 seviyesinde istatistiki bakımdan önemli bulunmuştur. Başakta başakcık sayısı genel ortalaması 14,17 adet olarak belirlenmiş olup, bu değer birinci yılda 13,92 adet iken, ikinci yılda 14,42 adet olarak gerçekleşmiştir. Kuraklık uygulamalarında iki yıllık ortalama başakta başakcık sayısı 12,50 adet (K3) ile 15,37 adet (K5) arasında değişim göstermiştir (Çizelge 4.18). Denemede kuraklık uygulamalarından elde edilen ortalama başakta başakcık sayısı arasında grupları belirlemek için yapılan LSD testine göre, K5 (15,37 adet) uygulaması a grubunda yer alırken, K1(14,43 adet), K2 (14,33 adet) ve K4 (14,24 adet) b grubunda ve K3 (12,50 adet) uygulaması c grubunda yer almıştır (Şekil 4.8). Kuraklığa en yüksek tepki % 18,7 başakta başakcık sayısı kaybı ile K3 uygulamasından elde edilirken, bunu K4 (% 7,4) uygulaması izlemiştir. K1 ve K2 uygulamalarında ise sırasıyla % 6,1 ve % 6,7 oranlarında başakta başakcık sayısı kaybı yönünde bir tepki belirlenmiştir. Kimurto ve ark. (2003) nın ekmeklik buğday genotiplerinde başaklanma döneminde uygulanan kuraklıkların kontrolle karşılaştırıldığında başakta başakcık sayısında % 14,3 azalmaya sebep olduğu şeklindeki bulguları, bu çalışmada tespit edilen başakta başakcık sayısı ile ilgili sonuçları doğrular niteliktedir. Benzer bir sonuç da Öztürk (1999a) tarafından Doğu-88 kışlık buğday çeşidinde tam kuraklıktan sonra en fazla başakta başakcık sayısı azalması, süt olum dönemini de kapsayan erken kuraklık döneminde görülmüş olup, geç kuraklıkta bu oran % 1,4 olduğu bildirilmiştir. Öte yandan, Yugoslavya da 30 ekmeklik buğday çeşidi ve 21 yerel popülasyonla yürütülen bir araştırmada, başakta tane sayısı,

99 Ort başaktaki tane ağırlığı, bin tane ağırlığı ve verimin, kuraklığa bitki boyundan ve başaktaki başakcık sayısından daha hassas olduğu belirlenmiştir (Dencic ve ark., 2000). Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen başakta başakcık sayısı (adet) Yıl Genotipler Kuraklık uygulamaları K 1* K 2 K 3 K 4 K 5 Genotip Ort. Karahan 99 14,42 p-z** 13,90 v-z 12,62 z-l 13,45 z-g 14,57 n-z 13,79 fg Bayraktar ,05 z-j 13,55 z-f 13,02 z-j 13,32 z-g 13,02 z-j 13,19 hı Gerek 79 13,67 y-e 13,10 z-i 11,50 z-n 13,22 z-h 13,87 w-d 13,07 ı Dağdaş 94 14,92 k-u 15,20 g-r 12,02 z-n 14,95 j-u 15,17 h-s 14,45 d Bezostaja 1 15,40 f-p 16,00 d-ı 14,67 m-x 15,47 f-o 15,52 e-n 15,41 b Göksu 99 15,92 d-j 14,32 r-z 8,70 z-o 12,92 z-k 16,30 c-f 13,63 f-h Konya ,32 f-q 15,22 g-r 14,75 l-w 14,87 k-v 14,60 m-y 14,95 c BDME 09/1K 14,32 r-z 14,67 m-x 14,40 q-z 14,60 m-y 14,20 s-z 14,44 d BDME 09/2K 14,02 u-z 14,05 u-z 13,70 x-z 13,60 z-f 13,82 w-d 13,84 fg KEBVD 24 13,05 z-j 12,30 z-m 11,75 z-n 12,27 z-m 13,02 z-j 12,48 j Kuraklık Ort. (2010) 14,41 b 14,23 bc 12,71 d 13,87 c 14,41 b 13,92 b Karahan 99 14,93 k-u 14,38 q-z 12,48 z-m 14,95 j-u 16,48 b-e 14,64 cd Bayraktar ,20 z-h 14,05 u-z 11,73 z-n 13,48 z-f 14,88 k-v 13,47 g-ı Gerek 79 14,35 q-z 13,88 w-d 11,78 z-n 14,15 t-z 15,58 e-m 13,95 f Dağdaş 94 14,48 p-z 14,68 m-x 12,80 z-k 15,55 e-n 16,63 b-d 14,83 cd Bezostaja 1 14,93 k-u 15,05 ı-t 12,83 z-k 14,58 n-z 17,45 ab 14,97 c Göksu 99 15,83 d-k 15,93 d-j 13,68 y-e 16,15 d-h 18,20 a 15,96 a Konya ,48 p-z 14,53 o-z 12,13 z-m 15,48 f-o 17,18 bc 14,76 cd BDME 09/1K 14,73 m-w 14,33 r-z 12,20 z-m 14,60 m-y 16,18 d-g 14,41 de BDME 09/2K 14,25 r-z 14,18 t-z 12,10 z-m 13,68 y-e 15,73 d-l 13,99 ef KEBVD 24 13,25 z-h 13,38 z-g 11,05 z-n 13,43 z-g 14,95 j-u 13,21 hı Kuraklık Ort. (2011) 14,44 b 14,44 b 12,28 e 14,60 b 16,32 a 14,42 a Karahan 99 14,68 f-k 14,14 ı-n 12,55 tu 14,20 h-m 15,53 c-e 14,22 de Bayraktar ,13 r-t 13,80 m-r 12,38 u 13,40 p-s 13,95 l-q 13,33 f Gerek 79 14,01 j-p 13,49 n-s 11,64 v 13,69 m-r 14,73 f-ı 13,51 f Dağdaş 94 14,70 f-j 14,94 e-g 12,41 u 15,25 c-f 15,90 bc 14,64 bc Bezostaja 1 15,16 e-g 15,53 c-e 13,75 m-r 15,03 e-g 16,49 b 15,19 a Göksu 99 15,88 b-d 15,13 e-g 11,19 v 14,54 g-l 17,25 a 14,80 b Konya ,90 e-g 14,88 e-h 13,44 o-s 15,18 e-g 15,89 bc 14,86 b BDME 09/1K 14,53 g-l 14,50 g-l 13,30 q-s 14,60 f-l 15,19 d-g 14,42 cd BDME 09/2K 14,14 ı-n 14,11 ı-o 12,90 s-u 13,64 m-r 14,78 f-ı 13,91 e KEBVD 24 13,15 r-t 12,84 s-u 11,40 v 12,85 s-u 13,99 k-q 12,85 g Kuraklık Ort.( ) 14,43 b 14,33 b 12,50 c 14,24 b 15,37 a 14,17 *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı, K 5:Tam sulu koşullar **Aynı harflerle gösterilen değerler arasında farklılık yoktur. LSD (0,05) Y: 0,17 LSD (0,05) K: 0,26 LSD (0,05) YxK int.: 0,37 LSD (0,05) G: 0,31 LSD (0,05) YxG int: 0,44 LSD (0,05) KxG int.: 0,70 LSD (0,05) YxKxG int.: 0,99

100 89 Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen başakta başakcık sayısına ait varyans analizi Varyasyon Kaynağı Serbestlik Derecesi Kareler Toplamı Kareler Ortalaması F Değeri Yıl (Y) 1 23, , ,8005** Tekerrür [Yıl] 6 8, , ,0771 Kuraklık Uygulaması (K) 4 346,919 86, ,8514** Y*K int. 4 64, ,183 25,1622** Hata (1) 24 15,4356 0, ,279 Genotip (G) 9 206,011 22, ,5199** Y*G int. 9 54,9395 6, ,1394** K*G int ,6904 2, ,4021** Y*G*K int ,9688 1, ,9755** Hata (2) ,7718 0,50286 Genel ,1508 * (p<0.05), ** (p<0.01), CV (%): 5 *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı, K 5:Tam sulu koşullar ġekil 4.8. Kuraklık uygulamalarında ortalama başakta başakcık sayısı Denemede yer alan genotiplerin iki yıllık ortalama başakta başakcık sayıları 12,85 adet (08-09 KEBVD 24) ile 15,19 adet (Bezostaja 1) arasında değişmiştir. Bu değerler, birinci yılda 12,48 adet (08-09 KEBVD 24) ile 15,41 (Bezostaja 1) arasında, ikinci yılda ise 13,21 adet (08-09 KEBVD 24) ile 15,96 adet (Göksu 99) arasında bir değişim göstermiştir (Çizelge 4.18).

101 90 Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen başakta başakcık sayılarında sulu koşullara göre meydana gelen performans kayıpları (%) Genotipler Kuraklık uygulamaları K 1* K 2 K 3 K 4 Karahan 99 5,5 8,9 19,2 8,5 Bayraktar ,9 1,1 11,3 3,9 Gerek 79 4,8 8,4 21,0 7,0 Dağdaş 94 7,5 6,1 21,9 4,1 Bezostaja 1 8,0 5,8 16,6 8,9 Göksu 99 8,0 12,3 35,1 15,7 Konya ,2 6,4 15,4 4,5 BDME 09/1K 4,4 4,5 12,4 3,9 BDME 09/2K 4,3 4,5 12,7 7, KEBVD 24 6,0 8,2 18,5 8,1 Ortalama 6,1 6,7 18,7 7,4 *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı LSD testine göre, Bezostaja 1 (15,19 adet) a grubunda yer almıştır. Konya 2002 (14,86 adet) ve Göksu 99 (14,80 adet) çeşitleri b grubunu paylaşırken, Dağdaş 94 (14,64 adet) bc ve BDME 09/1K (14,42) cd grupları ile bunu takip etmiştir KEBVD 24 (12,85 adet) g grubu ile en son gruba dahil olmuştur. Genotipler kuraklık uygulamaları üzerinden değerlendirildiğinde, sulu koşullar için geliştirilen Bezostaja 1, Konya 2002, Göksu 99 gibi çeşitlerin en üst gruplarda yer aldıkları, kuru koşullar için geliştirilen çeşitlerin ise daha az sayıda başakta başakcık sayılarına sahip oldukları görülmektedir. Bunlar içerisinde de adaptasyonu iyi olarak bilinen Gerek 79, Bayraktar 2000, BDME 09/2K ve KEBVD 24 genotiplerinin başakta başakcık sayılarının alt gruplarda yer aldığı dikkat çekici olmuştur. Dağdaş 94 ve BDME 09/1K genotiplerinin denemede yer alan diğer kuru genotiplere göre daha fazla başakta başakcık sayısına sahip olmalarıyla öne çıktıkları görülmektedir (Şekil 4.9). Önemli verim unsurlarından olan başakta başakcık sayısının genetik olarak potansiyel fazlalığı genotiplere çevre koşulları iyileştikçe verimlerini artırabilme kabiliyeti kazandırmaları bakımından önemli katkı sağlayabilir. Genotiplerin uygulamalar içindeki performansları Çizelge 4.18 de, sulu uygulamaya göre gösterdikleri performans kayıpları Çizelge 4.20 de verilmiştir. Uzun yıllar ortalaması kuraklığı temsil eden uygulamada (K1) yer alan genotiplerden ortalama 14,43 adet başakta başakcık sayısı elde edilirken, genotipler

102 91 arasında başakta başakcık sayısı 13,15 adet (08-09 KEBVD 24) ile 15,88 adet (Göksu 99) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre, Göksu 99 (15,88 adet) b-d grubu ile ilk sırada yer almıştır. Bunu Bezostaja 1 (15,16 adet) ve Konya 2002 (14,90 adet) çeşitleri e-g grubunu paylaşarak ve Dağdaş 94 (14,70 adet) f-j grubu ile izlemiştir KEBVD 24 (13,15 adet) ise r-t grubu ile bu uygulamanın en son grubuna dahil olmuştur. ġekil 4.9. Ekmeklik buğday genotiplerinin ortalama başakta başakcık sayıları Erken dönem kuraklık uygulamasında (K2) genotiplerden ortalama 14,33 adet başakta başakcık sayısı elde edilmiş olup, genotipler arasında başakta başakcık sayısı 12,84 adet (08-09 KEBVD 24) ile 15,53 adet (Bezostaja 1) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre, Bezostaja 1 (15,53 adet) c-e grubunda birinci sırada yer almıştır. Göksu 99 (15,13 adet) e-g, Dağdaş 94 (14,94 adet) e-g, Konya 2002 (14,88 adet) e-h ve BDME 09/1K (14,50 adet) g-l grubu ile bunu takip etmiştir KEBVD 24 (12,84 adet) genotipi s-u grubu ile bu uygulamanın son grubuna dahil olmuştur. Başaklanma dönemi kuraklığında da (K3) genotiplerden ortalama 12,50 adet başakta başakcık sayısı elde edilmiştir. Aynı uygulama altındaki genotipler arasında başakta başakcık sayısı 11,19 adet (Göksu 99) ile 13,75 adet (Bezostaja 1) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre bu uygulamada, Bezostaja 1 (13,75 adet) m-r grubu ile ilk sırada yer

103 92 almıştır. Konya 2002 (13,44) o-s, BDME 09/1K (13,30 adet) q-s ve BDME 09/2K (12,90 adet) s-u grupları ile bunu takip etmiştir. Göksu 99 (11,19 adet) ve KEBVD 24 (11,40 adet) çeşitleri ise v grubu ile uygulamanın en son grubuna dahil olmuştur. Sulu koşullar için geliştirilmiş olan Göksu 99 çeşidi en şiddetli kuraklığın görüldüğü K3 uygulamasında en son grupta yer alarak, kuraklığa hassas bir genotipin kurak koşullarda başakcık sayısını ne kadar azaltabileceğinin boyutlarını ortaya koyması bakımından dikkat çekici olmuştur. K3 de genotiplerin ortalama başakta başakcık sayısı kaybı % 18,7 olarak gerçekleşmiştir. Bu, aynı uygulamadaki genotipler arasında % 35,1 (Göksu 99) ile % 11,3 (Bayraktar 2000) başakta başakcık kaybı şeklinde bir varyasyon göstermiştir. Ekmeklik buğday genotiplerinde en fazla verim kaybının yaşandığı başaklanma-çiçeklenme dönemi kuraklık stresinde, verimi oluşturan bileşenler (başakta başakcık sayısı gibi) bakımından kuraklıktan fazla etkilenmeyen ve bu süreci en az zararla atlatabilen Bayraktar 2000, BDME 09/1K, BDME 09/2K, Konya 2002, Bezostaja 1, ve KEBVD 24 gibi toleranslı genotipler, analitik ıslah yaklaşımıyla kuraklığın etkisini azaltmada önemli genetik avantajlar sağlayabilir. Bu uygulamada Göksu 99 çeşidi başakta başakcık sayısı kaybı bakımından en hassas genotip olarak tespit edilirken, uygulama ortalamasının üzerinde başakta başakcık sayısı kaybı gösteren Dağdaş 94, Gerek 79 ve Karahan 99 çeşitleri ise uygulamada yer alan diğer genotiplere göre daha hassas bulunmuştur. Tane dolum dönemi kuraklığı uygulamasında (K4) genotiplerden ortalama 14,24 adet başakta başakcık sayısı elde edilmiş olup, genotipler arasında başakta başakcık sayısı 12,85 adet (08-09 KEBVD 24) ile 15,25 adet (Dağdaş 94) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre, Dağdaş 94 (15,25 adet) c-f grubu ile ilk sırada yer almıştır. Konya 2002 (15,18 adet) ve Bezostaja 1 (15,03 adet) çeşitleri e-g ve BDME 09/1K (14,60 adet) f-l gruplarıyla sıralamada ön planda yer almıştır KEBVD 24 (12,85 adet) genotipi ise son gruba s-u dahil olmuştur. Tam sulu koşullar uygulamasında genotiplerden ortalama 15,37 adet başakta başakcık sayısı elde edilmiştir. Aynı uygulamada yer alan genotipler arasında başakta başakcık sayısı 13,95 adet (Bayraktar 2000) ile 17,25 adet (Göksu 99) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre, Göksu 99 (17,25 adet) a grubu ile birinci sırada yer almıştır. Bunu Bezostaja 1 (16,49 adet) b, Dağdaş 94 (15,90 adet) ve Konya 2002 (15,89 adet) bc grubu ile takip etmiştir. Bayraktar 2000 (13,95 adet) uygulamanın son grubu olan l-q grubunda yer

104 93 almıştır. Sulu koşullar için geliştirilmiş olan Göksu 99 çeşidi, tüm kuraklık uygulamalarında başakta başakcık sayısı kaybı bakımından yüksek tepki gösterirken, K5 uygulamasında ise en yüksek performansı göstermiştir. Halbuki, yine sulu koşullar için tescilli olan Konya 2002 ve Bezostaja 1 çeşitleri kuraklık stresi uygulamalarında Göksu 99 çeşidinin verdiği olumsuz tepkiyi göstermemişler, tam tersine diğer kuru çeşitlerden bile olumlu tepkiler belirlenmiştir. Bu tespit, ekmeklik buğday genotiplerinde analitik ıslah yoluyla özellik geliştirmenin ve bu özelliği model bitkiye kazandırmanın, kuraklığa toleransı artırma yolunda ne kadar katkı sağlayabileceğinin mesajını vermektedir BaĢakcıkta tane sayısı Konya da kontrollü tarla şartları altında, 10 adet ekmeklik buğday genotipi kullanılarak, farklı bitki gelişim dönemlerinde kuraklık uygulamasının yapıldığı çalışmada, elde edilen başakcıkta tane sayısına ait değerler ve önemlilik grupları Çizelge 4.21 de ve bu değerlere ait varyans analiz sonuçları da Çizelge 4.22 de verilmiştir. Başakcıkta tane sayısı bakımından yıl, kuraklık uygulaması, yıl x kuraklık, genotip, yıl x genotip interaksiyonu, kuraklık x genotip interaksiyonu ve yıl x kuraklık x genotip interaksiyonları arasındaki farklılık p<0,01 seviyesinde istatistiki bakımdan önemli bulunmuştur (Çizelge 4.22). Başakcıkta tane sayısı genel ortalaması 2,07 adet olarak belirlenmiş olup, bu değer birinci yılda 1,98 adet iken, ikinci yılda 2,16 adet olarak gerçekleşmiştir. Kuraklık uygulamalarında iki yıllık ortalama başakcıkta tane sayısı 2,03 adet (K1) ile 2,15 adet (K5) arasında değişmiştir (Çizelge 4.21). LSD testine göre K5 uygulaması (2,15 adet) a grubunda yer alırken; K2 (2,11 adet) b grubunda, K1 (2,03 adet), K3 (2,04 adet) ve K4 (2,04 adet) c grubunda yer almıştır. Kalaycı ve ark. (1998) nın Orta Anadolu koşullarında buğday genotiplerinde ortalama başakcıkta tane sayılarında belirledikleri varyasyon (1,35-2,36 adet), bu araştırmada belirlenen varyasyona benzerlik göstermektedir. Tam sulu uygulamaya göre K2 uygulamasında % 2,0 başakcıkta tane sayısı kaybı görülürken, K1, K3 ve K4 uygulamalarında sırasıyla % 5,7, % 5,1 ve % 5,0 oranlarında başakcıkta tane sayısı kaybı belirlenmiştir (Çizelge 4.23). Kuraklık uygulamalarında bu özellik yönüyle birbirlerine yakın tepkiler belirlenirken, K2 uygulamasında daha düşük bir tepki ortaya çıkmıştır.

105 Ort Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen başakcıkta tane sayısı (adet) Yıl Genotipler Kuraklık uygulamaları K 1* K 2 K 3 K 4 K 5 Genotip Ort. Karahan 99 1,73 z-l** 1,90 z-d 1,93 z-b 1,97 yz 1,83 z-j 1,87 kl Bayraktar ,94 z-a 2,10 r-x 1,84 z-i 1,99 x-z 1,85 z-h 1,95 j Gerek 79 1,83 z-j 1,78 z-k 1,76 z-k 1,87 z-g 1,81 z-k 1,81 m Dağdaş 94 1,79 z-k 1,87 z-f 1,80 z-k 1,76 z-k 1,85 z-h 1,81 m Bezostaja 1 1,75 z-z 1,94 z-a 1,87 z-e 1,78 z-k 1,77 z-k 1,82 lm Göksu 99 2,43 d-f 2,54 cd 2,28 g-n 2,68 ab 2,38 e-g 2,46 b Konya ,17 n-t 2,20 j-s 2,13 q-v 2,18 m-t 2,19 k-t 2,17 ef BDME 09/1K 2,19 k-t 2,20 j-s 2,20 j-t 2,29 g-n 2,29 g-m 2,23 d BDME 09/2K 2,01 w-z 2,09 s-y 2,00 x-z 2,13 q-v 1,96 z 2,04 ı KEBVD 24 1,62 z-m 1,61 z-m 1,70 z-m 1,60 z-m 1,72 z-m 1,65 n Kuraklık Ort. (2010) 1,95 e 2,03 d 1,95 e 2,03 d 1,96 e 1,98 b Karahan 99 2,09 t-y 2,23 ı-q 2,19 l-t 2,13 q-w 2,36 f-h 2,20 d-f Bayraktar ,16 o-u 2,19 k-t 2,01 x-z 1,96 z 2,27 g-o 2,12 gh Gerek 79 2,06 u-z 2,22 ı-r 1,96 x-z 1,98 yz 2,32 f-j 2,11 gh Dağdaş 94 1,93 z-c 2,09 s-y 2,01 x-z 2,06 u-z 2,32 f-j 2,08 hı Bezostaja 1 1,82 z-j 1,96 z 1,85 z-h 1,79 z-k 2,02 v-z 1,89 k Göksu 99 2,49 c-e 2,58 bc 2,74 a 2,54 cd 2,79 a 2,63 a Konya ,22 ı-r 2,22 ı-r 2,06 u-z 1,88 z-f 2,35 f-h 2,15 fg BDME 09/1K 2,39 e-g 2,26 h-p 2,33 f-ı 2,31 g-k 2,59 bc 2,38 c BDME 09/2K 2,15 p-u 2,30 g-l 2,15 p-u 2,20 k-t 2,32 f-j 2,22 de KEBVD 24 1,72 z-m 1,75 z-k 1,93 z-c 1,72 z-m 1,94 z-b 1,81 m Kuraklık Ort. (2011) 2,10 c 2,18 b 2,12 c 2,06 d 2,33 a 2,16 a Karahan 99 1,91 r-v 2,07 k-n 2,06 k-n 2,05 l-o 2,10 ı-l 2,04 d Bayraktar ,05 l-o 2,15 g-j 1,93 q-u 1,98 o-s 2,06 k-n 2,03 d Gerek 79 1,95 q-t 2,00 m-q 1,86 u-w 1,93 q-u 2,07 k-n 1,96 e Dağdaş 94 1,86 u-w 1,98 n-r 1,90 r-v 1,91 r-v 2,09 ı-m 1,95 e Bezostaja 1 1,79 w 1,96 p-s 1,87 t-w 1,79 w 1,90 s-v 1,86 f Göksu 99 2,46 c 2,57 ab 2,51 bc 2,61 a 2,59 ab 2,55 a Konya ,20 f-h 2,21 e-h 2,10 ı-l 2,03 l-p 2,27 d-f 2,16 c BDME 09/1K 2,29 de 2,23 d-g 2,27 d-f 2,30 d 2,45 c 2,31 b BDME 09/2K 2,08 j-m 2,20 f-h 2,08 j-m 2,17 g-ı 2,14 h-k 2,13 c KEBVD 24 1,67 x 1,68 x 1,82 w 1,66 x 1,83 vw 1,73 g Kuraklık Ort.( ) 2,03 c 2,11 b 2,04 c 2,04 c 2,15 a 2,07 *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı, K 5:Tam sulu koşullar **Aynı harflerle gösterilen değerler arasında farklılık yoktur. LSD (0,05) Y: 0,016 LSD (0,05) K: 0,026 LSD (0,05) YxK int.: 0,036 LSD (0,05) G: 0,037 LSD (0,05) YxG int: 0,052 LSD (0,05) KxG int.: 0,083 LSD (0,05) YxKxG int.: 0,12 Genotiplerin iki yıllık ortalama başakcıkta tane sayıları 1,73 adet (08-09 KEBVD 24) ile 2,55 adet (Göksu 99) arasında değişmiştir. Bu değerler, birinci yılda 1,65 adet (08-09 KEBVD 24) ile 2,46 (Göksu 99) arasında, ikinci yılda ise 1,81 adet

106 95 (08-09 KEBVD 24) ile 2,63 adet (Göksu 99) arasında bir değişim göstermiştir (Çizelge 4.21). Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen başakcıkta tane sayısına ait varyans analizi Varyasyon Kaynağı Serbestlik Derecesi Kareler Toplamı Kareler Ortalaması F Değeri Yıl (Y) 1 2, , ,6212** Tekerrür [Yıl] 6 0, , ,1049 Kuraklık Uygulaması (K) 4 0, , ,2276** Y*K int. 4 1, , ,2086** Hata (1) 24 0, , ,9036 Genotip (G) 9 19,3209 2, ,9938** Y*G int. 9 1, , ,8675** K*G int. 36 1, , ,1886** Y*G*K int. 36 0, , ,7207** Hata (2) 270 1, , Genel , * (p<0.05), ** (p<0.01), CV (%): 4,1 LSD testine göre, Göksu 99 (2,55 adet) a grubunda yer almıştır. BDME 09/1K (2,31 adet) b grubunda yer alırken, Konya 2002 (2,16 adet) ve BDME 09/2K (2,13 adet) c grubunu paylaşarak bunu takip etmiştir KEBVD 24 (1,73 adet) g grubu ile en son gruba dahil olmuştur. Sulu koşullar için geliştirilmiş olan çeşitler (Göksu 99, Konya 2002 ve Bezostaja 1) içerisinde Göksu 99 en yüksek başakcıkta tane sayısına sahip olurken, kuru koşullar için geliştirilen KEBVD 24 yerel çeşidinin ise en düşük başakcıkta tane sayısı değerlerine sahip olması dikkat çekici bulunmuştur. Genotiplerin uygulamalar içindeki performansları Çizelge 4.21 de, sulu uygulamaya göre gösterdikleri performans kayıpları Çizelge 4.23 de verilmiştir. Uzun yıllar ortalaması kuraklığı temsil eden uygulamada (K1) yer alan genotiplerden ortalama 2,03 adet başakcıkta tane sayısı elde edilirken, aynı uygulama altındaki genotipler arasında başakcıkta tane sayısı 1,67 adet (08-09 KEBVD 24) ile 2,46 adet (Göksu 99) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre, Göksu 99 (2,46 adet) c grubu ile ilk sırada yer almıştır. Bunu BDME 09/1K (2,29 adet) de, Konya 2002 (2,20 adet) f-h, BDME 09/2K (2,08 adet) j-m grubu ile izlemiştir KEBVD 24 (1,67 adet) ise x grubu ile bu uygulamanın en son grubuna dahil olmuştur. K1 uygulamasında, genotiplerin ortalama başakcıkta tane sayısı kaybı % 5,7 olarak gerçekleşmiştir.

107 96 Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen başakcıkta tane sayısında sulu koşullara göre meydana gelen performans kayıpları (%) Genotipler Kuraklık uygulamaları K 1* K 2 K 3 K 4 Karahan 99 9,0 1,4 1,6 2,1 Bayraktar ,6 +4,2 6,6 4,3 Gerek 79 5,8 3,0 9,8 6,7 Dağdaş 94 10,8 4,9 8,7 8,5 Bezostaja 1 5,8 +2,9 1,8 5,9 Göksu 99 4,8 0,9 3,0 +0,8 Konya ,1 2,4 7,5 10,5 BDME 09/1K 6,4 8,8 7,3 6,0 BDME 09/2K 2,6 +2,8 2,8 +1, KEBVD 24 8,6 8,3 0,8 9,2 Ortalama 5,7 2,0 5,1 5,0 *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı + performans artışını göstermektedir Bu uygulamadaki genotiplerde % 0,6 (Bayraktar 2000) ile % 10,8 (Dağdaş 94) arasında bir varyasyon göstermiştir. Uygulama ortalamasının üzerinde başakcıkta tane kaybı şeklinde tepki veren Dağdaş 94, Karahan 99, KEBVD 24 ve BDME 09/1K genotipleri bu uygulamada hassas grupta yer alırken, Gerek 79 ve Bezostaja 1 çeşitleri ortalama seviyesindeki tepkileriyle daha stabil ve Göksu 99, Konya 2002 ve BDME 09/2K genotipleri ise uygulama ortalamasının altında gösterdikleri tepki ile toleranslı grupta yer almışlardır. K2 uygulamasında genotiplerden ortalama 2,11 adet başakcıkta tane sayısı elde edilmiş olup, aynı uygulama altındaki genotipler arasında başakcıkta tane sayısı 1,68 adet (08-09 KEBVD 24) ile 2,57 adet (Göksu 99) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre, Göksu 99 (2,57 adet) ab grubunda birinci sırada yer almıştır. BDME 09/1K (2,23 adet) d-g, Konya 2002 (2,21 adet) e-h ve BDME 09/2K (2,20 adet) f-h grubu ile bunu takip etmiştir KEBVD 24 (1,68 adet) genotipi x grubu ile bu uygulamanın son grubuna dahil olmuştur. K2 uygulamasında genotiplerin ortalama başakcıkta tane sayısı kaybı % 2,0 olarak gerçekleşmiştir. Bu uygulamadaki genotiplerde % 0,9 (Göksu 99) ile % 8,8 (BDME 09/1K) arasında bir varyasyon göstermiştir. Bu uygulamada BDME 09/1K (% 8,8), KEBVD 24 (% 8,3), Dağdaş 94 (% 4,9) ve Gerek 79 (% 3,0)

108 97 uygulama ortalamasının üzerinde bir tepki gösterirken, diğer genotipler uygulama ortalamasının altında tepkiler vermiş veya performans kaybına uğramamıştır. K3 uygulamasında genotiplerden ortalama 2,04 adet başakcıkta tane sayısı elde edilmiştir. Aynı uygulama altındaki genotipler arasında başakcıkta tane sayısı 1,82 adet (08/09 KEBVD 24) ile 2,51 adet (Göksu 99) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre, Göksu 99 (2,51 adet) bc grubu ile ilk sırada yer almıştır. BDME 09/1K (2,27 adet) d-f, Konya 2002 (2,10 adet) ı-l ve BDME 09/2K (2,08 adet) j-m grupları ile bunu takip etmiştir. 08/09 KEBVD 24 (1,82 adet) ise w grubu ile uygulamanın en son grubuna dahil olmuştur. K3 uygulamasında genotiplerin ortalama başakcıkta tane sayısı kaybı % 5,1 olarak gerçekleşmiştir. Bu değer genotipler arasında % 0,8 (08-09 KEBVD 24) ile % 9,8 (Gerek 79) arasında değişen bir varyasyon göstermiştir. Gerek 79, Dağdaş 94, Konya 2002 BDME 09/1K ve Bayraktar 2000 çeşitleri uygulama ortalamasından daha yüksek oranda başakcıkta tane sayısı kaybına uğrayarak hassas grupta yer alırken, uygulamada yer alan diğer genotipler (Karahan 99, Bezostaja 1, Göksu 99, BDME 09/2K ve KEBVD 24) uygulama ortalamasının altında gösterdikleri tepki ile toleranslı grupta yer almışlardır. K4 uygulamasında genotiplerden ortalama 2,04 adet başakcıkta tane sayısı elde edilmiş olup, genotipler arasında başakcıkta tane sayısı 1,66 adet (08-09 KEBVD 24) ile 2,61 adet (Göksu 99) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre, Göksu 99 (2,61 adet) a grubu ile ilk sırada yer almıştır. BDME 09/1K (2,30 adet) d, BDME 09/2K (2,17 adet) g-ı ve Konya 2002 (2,03 adet) l-p grupları ile bunu takip etmiştir. 08/09 KEBVD 24 (1,66 adet) ise x grubu ile uygulamanın en son grubuna dahil olmuştur. K4 de genotiplerin ortalama başakcıkta tane sayısı kaybı % 5,1 olarak belirlenmiştir. Bu aynı uygulamadaki genotiplerde % 2,1 (Karahan 99) ile % 10,5 (Konya 2002) arasında bir varyasyon göstermiştir. Kuraklık uygulamaları üzerinden genotiplerin gösterdikleri tepkiler topluca değerlendirilecek olursa, kurak koşullar için geliştirilen genotipler içinde BDME 09 2K tüm kuraklık uygulamalarında başakcıkta tane sayısı kaybına toleranslı bir durum ortaya koymuştur. Sulu koşullar için geliştirilen çeşitlerde ise Göksu 99 benzer bir sonuç ortaya çıkarmıştır. K5 uygulamasında genotiplerden ortalama 2,15 adet başakcıkta tane sayısı elde edilmiştir. Aynı uygulamada yer alan genotipler arasında başakcıkta tane sayısı 1,83

109 98 adet (08-09 KEBVD 24) ile 2,59 adet (Göksu 99) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre, Göksu 99 (2,59 adet) ab grubu ile birinci sırada yer almıştır. Bunu azalan sıra ile BDME 09/1K (2,45 adet) c, Konya 2002 (2,27 adet) d-f ve BDME 09/2K (2,14 adet) h-k grupları takip etmiştir. 08/09 KEBVD 24 (1,83 adet) ise vw grubu ile uygulamanın en son grubunu oluşturmuştur BaĢakta tane sayısı Farklı bitki gelişim dönemlerinde kuraklık uygulamasının yapıldığı çalışmada, başakta tane sayısına ait değerler ve önemlilik grupları Çizelge 4.24 de ve bu değerlere ait varyans analiz sonuçları da Çizelge 4.25 de verilmiştir. Çizelge 4.25 in incelenmesinden de anlaşılacağı gibi, başakta tane sayısı bakımından yıl, kuraklık uygulaması, yıl x kuraklık, genotip, yıl x genotip interaksiyonu, kuraklık x genotip interaksiyonu ve yıl x kuraklık x genotip interaksiyonları arasındaki farklılık p<0,01 seviyesinde istatistiki bakımdan önemli bulunmuştur. Başakta tane sayısı genel ortalaması 29,50 adet olarak belirlenmiş olup, bu değer birinci yılda 27,73 adet iken, ikinci yılda 31,26 adet olarak gerçekleşmiştir. Kuraklık uygulamalarında iki yıllık ortalama başakta tane sayısı 25,50 adet (K3) ile 33,30 adet (K5) arasında değişim göstermiştir (Çizelge 4.24). Öztürk (1999b) ün buğdayda başakta tane sayısının kuru koşullarda 15,8 28,0 adet arasında ve sulu koşullarda 16,9 33,3 arasında değiştiği şeklindeki bulguları, bu araştırmada elde edilen sonuçları desteklemektedir. Denemede kuraklık uygulamalarından elde edilen ortalama başakta tane sayıları arasında grupları belirlemek için yapılan LSD testine göre, K5 uygulaması (33,30) a grubunda yer alırken, K2 (30,26) b, K1 (29,33) ve K4 (29,10) c grubunda yer almış, K3 uygulaması (25,50) ise d grubu ile en son sırada yer almıştır (Şekil 4.10). Kuraklığa en yüksek tepki % 23,4 başakta tane sayısı kaybı ile K3 uygulamasından elde edilirken, bunu % 12,6 ile K4 ve % 11,9 ile K1 uygulaması izlemiştir. K2 uygulamasında ise % 9,1 oranında başakta tane kaybı ile en düşük tepki belirlenmiştir (Çizelge 4.26).

110 Ort Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen başakta tane sayısı (adet) Yıl Genotipler Kuraklık uygulamaları K 1* K 2 K 3 K 4 K 5 Genotip Ort. Karahan 99 24,97 z-i** 26,37 z-e 24,37 z-j 26,55 z-d 26,70 z-c 25,79 h Bayraktar ,40 z-g 28,62 t-z 24,15 z-j 26,57 z-d 24,20 z-j 25,79 h Gerek 79 25,12 z-h 23,42 z-m 20,27 z-o 24,65 z-j 25,17 z-h 23,73 ı Dağdaş 94 26,82 z-c 28,52 t-z 21,65 z-o 26,35 z-e 28,15 w-z 26,30 h Bezostaja 1 27,02 c-b 31,22 n-s 27,55 x-z 27,57 x-z 27,60 x-z 28,19 g Göksu 99 38,75 d-f 36,35 g-ı 19,67 z-o 34,52 ı-k 38,95 c-f 33,65 bc Konya ,42 j-n 33,67 j-m 31,57 l-r 32,52 k-o 32,02 l-p 32,64 cd BDME 09/1K 31,42 m-r 32,35 k-o 31,75 l-q 33,52 j-m 32,65 k-o 32,34 d BDME 09/2K 28,30 v-z 29,40 r-y 27,47 x-z 29,07 s-z 27,12 yz 28,27 g KEBVD 24 21,25 z-o 19,82 z-o 20,00 z-o 19,72 z-o 22,45 z-n 20,65 j Kuraklık Ort. (2010) 28,25 d 28,97 d 24,84 f 28,10 d 28,50 d 27,73 b Karahan 99 31,13 n-s 32,05 l-p 27,28 x-z 31,82 l-p 38,88 c-f 32,23 d Bayraktar ,48 u-z 30,77 o-t 23,55 z-l 26,33 z-e 33,74 j-l 28,57 fg Gerek 79 29,43 r-x 30,79 o-t 23,10 z-m 28,06 w-z 36,14 hı 29,50 f Dağdaş 94 27,84 w-z 30,71 o-u 25,68 z-f 31,97 l-p 38,52 e-g 30,94 e Bezostaja 1 27,20 x-z 29,47 q-x 23,75 z-k 26,12 z-e 35,26 h-j 28,36 g Göksu 99 39,44 c-f 41,10 bc 37,45 f-h 40,93 b-d 50,70 a 41,92 a Konya ,09 l-p 32,28 k-p 25,00 z-i 29,03 s-z 40,36 b-e 31,75 de BDME 09/1K 35,13 ıj 32,32 k-p 28,45 u-z 33,59 j-m 41,94 b 34,29 b BDME 09/2K 30,56 o-v 32,64 k-o 26,05 z-e 30,04 p-w 36,42 g-ı 31,14 e KEBVD 24 22,74 z-m 23,38 z-m 21,28 z-o 23,09 z-m 28,96 s-z 23,89 ı Kuraklık Ort. (2011) 30,40 c 31,55 b 26,16 e 30,10 c 38,09 a 31,26 a Karahan 99 28,05 p-s 29,21 l-p 25,83 t-v 29,18 l-p 32,79 e-g 29,01 de Bayraktar ,94 r-v 29,70 k-o 23,85 w 26,45 s-v 28,97 m-p 27,18 g Gerek 79 27,28 q-u 27,11 q-v 21,69 x 26,35 t-v 30,66 ı-l 26,62 g Dağdaş 94 27,33 q-t 29,62 k-p 23,66 w 29,16 l-p 33,34 ef 28,62 ef Bezostaja 1 27,11 q-v 30,35 ı-m 25,65 v 26,85 r-v 31,43 g-j 28,28 f Göksu 99 39,10 b 38,72 bc 28,56 n-q 37,73 b-d 44,83 a 37,79 a Konya ,76 e-g 32,98 e-g 28,29 o-r 30,78 h-l 36,19 d 32,20 c BDME 09/1K 33,28 ef 32,34 e-h 30,10 j-n 33,56 e 37,30 cd 33,31 b BDME 09/2K 29,43 k-p 31,02 h-k 26,76 r-v 29,56 k-p 31,77 f-ı 29,71 d KEBVD 24 21,99 x 21,60 x 20,64 x 21,41 x 25,71 uv 22,27 h Kuraklık Ort.( ) 29,33 c 30,26 b 25,50 d 29,10 c 33,30 a 29,50 *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı, K 5:Tam sulu koşullar **Aynı harflerle gösterilen değerler arasında farklılık yoktur. LSD (0,05) Y: 0,40 LSD (0,05) K: 0,63 LSD (0,05) YxK int.: 0,90 LSD (0,05) G: 0,73 LSD (0,05) YxG int: 1,03 LSD (0,05) KxG int.: 1,62 LSD (0,05) YxKxG int.: 2,29 Kuraklık genel olarak başakta tane sayısını azaltıcı yönde bir etki gösterirken, K2 uygulamasında diğer kuraklık uygulamalarına göre daha az etki görülmesinin muhtemel sebebi, erken dönem kuraklık stresinin genotiplerde daha çok vejetatif aksam

111 100 üzerinden etkili olduğundan, birim alandaki başak sayısının azalmasına yol açması ve sonrasında stres koşullarının ortadan kalkmasına bağlı olarak telafi yeteneğinin etkisiyle, geri kalan başaklarda başakta tane sayısının artmasına neden olması ile açıklanabilir. Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen başakta tane sayısına ait varyans analizi Varyasyon Kaynağı Serbestlik Derecesi Kareler Toplamı Kareler Ortalaması F Değeri Yıl (Y) , ,84 329,7246** Tekerrür [Yıl] 6 64, ,8239 2,8762* Kuraklık Uygulaması (K) ,69 623, ,6607** Y*K int , ,184 62,2292** Hata (1) 24 90,318 3, ,3851 Genotip (G) ,66 706,74 260,1141** Y*G int ,916 79, ,3177** K*G int ,534 17,7093 6,5179** Y*G*K int ,061 16,5295 6,0836** Hata (2) ,6 2,717 Genel ,298 * (p<0.05), ** (p<0.01), CV (%): 5,6 *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı, K 5:Tam sulu koşullar ġekil Kuraklık uygulamalarında ortalama başakta tane sayısı Richards (1992) başaktaki tane sayısının kuraklığa bitki boyundan daha hassas olduğunu tespit etmiştir. Gupta ve ark. (2001) nın buğdayda tane doldurma dönemi başlangıcında oluşan kuraklığın başakta tane sayısında azalmaya neden olduğunu, buna

112 101 karşın sapa kalkma döneminde oluşan kuraklığın bitki boyunda ve kardeş sayısında azalmaya neden olduğunu bildiren sonuçları bu çalışmadaki sonuçları teyit eder niteliktedir. Benzer bir sonuç da Öztürk (1999b) tarafından tam kuraklıktan sonra en fazla başakta tane sayısı azalmasının % 29,4 ile süt olum dönemini de kapsayan erken kuraklık döneminde görüldüğü geç kuraklıkta bu oranın % 11,1 olduğu bildirilmiştir. Garcia del Moral ve ark. (2003) makarnalık buğdayda, kurak koşullarda verime en büyük katkıyı başaktaki tane sayısının sağladığını rapor etmişlerdir. Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen başakta tane sayısında sulu koşullara göre meydana gelen performans kayıpları (%) Genotipler Kuraklık uygulamaları K 1* K 2 K 3 K 4 Karahan 99 14,4 10,9 21,2 11,0 Bayraktar ,0 +2,5 17,7 8,7 Gerek 79 11,0 11,6 29,3 14,0 Dağdaş 94 18,0 11,2 29,0 12,5 Bezostaja 1 13,7 3,4 18,4 14,6 Göksu 99 12,8 13,6 36,3 15,8 Konya ,5 8,9 21,8 15,0 BDME 09/1K 10,8 13,3 19,3 10,0 BDME 09/2K 7,4 2,4 15,8 7, KEBVD 24 14,4 16,0 19,7 16,7 Ortalama 11,9 9,1 23,4 12,6 *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı + performans artışını göstermektedir Genotiplerin iki yıllık ortalama başakta tane sayıları 22,27 adet (08-09 KEBVD 24) ile 37,79 adet (Göksu 99) arasında değişmiştir. Bu değerler, birinci yılda 20,65 adet (08-09 KEBVD 24) ile 33,65 (Göksu 99) arasında, ikinci yılda ise 23,89 adet (08-09 KEBVD 24) ile 41,92 adet (Göksu 99) arasında bir değişim göstermiştir (Çizelge 4.24). LSD testine göre, Göksu 99 (37,79 adet) çeşidi tek başına a grubunda yer almıştır. BDME 09/1K (33,31 adet) b, Konya 2002 (32,20 adet) c ve BDME 09/2K (28,27 adet) genotipi d grubu ile bunu izlemiştir KEBVD 24 (22,27 adet) h grubu ile en son gruba dahil olmuştur. Çalışmada ele alınan kuraklık uygulamaları üzerinden genotiplerin ortalama başakta tane sayıları değerlendirildiğinde, sulu koşullara adaptasyonu yüksek olan genotiplerden Göksu 99 ve Konya 2002 çeşitlerinin, kuraklığa adaptasyonlarının iyi olduğu belirlenen genotiplerden de BDME 09/1K, BDME 09/2K

113 102 ve Karahan 99 un ön plana çıktığı görülmektedir. Bu bulgular, en önemli verim unsurlarından birisi olan başakta tane sayısının, kuraklığa toleransı destekleyen özelliklerle birlikte, kuraklığa dayanıklılık için geliştirilmesi hedeflenen model bitkiye kazandırılmasının ne kadar önemli olduğunun bir göstergesi olarak görülebilir. Genotiplerin uygulamalar içindeki performansları Çizelge 4.24 de, sulu uygulamaya göre gösterdikleri performans kayıpları Çizelge 4.26 da verilmiştir. Uzun yıllar ortalaması kuraklığında genotiplerden ortalama 29,33 adet başakta tane sayısı elde edilirken, aynı uygulamada genotipler arasında başakta tane sayısı 21,99 adet (08-09 KEBVD 24) ile 39,10 adet (Göksu 99) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre bu uygulamada, Göksu 99 (39,10 adet) a grubu ile ilk sırada yer almıştır. Bunu BDME 09/1K (33,28 adet) ef, Konya 2002 (32,76 adet) e-g ve BDME 09/2K (29,43 adet) k-p grubu ile izlemiştir KEBVD 24 (21,99 adet) ise x grubu ile bu uygulamanın en son grubuna dahil olmuştur. K1 uygulamasında genotiplerin ortalama başakta tane sayısı kaybı % 11,9 olurken, genotipler % 7,0 (Bayraktar 2000) ile % 18,0 (Dağdaş 94) arasında bir varyasyon göstermiştir. Dağdaş 94, Karahan 99, KEBVD 24, Bezostaja 1 ve Göksu 99 çeşitleri başakta tane sayısı bakımından hassas grupta yer alırken, Gerek 79 ve BDME 09/1K genotipleri daha stabil bir durum sergilemiştir. Bayraktar 2000, BDME 09/2K ve Konya 2002 çeşitleri ise bu uygulamanın toleranslı genotipleri olarak belirlenmiştir. Erken dönem kuraklık uygulamasında (K2) genotiplerden ortalama 30,26 adet başakta tane sayısı elde edilmiş olup, aynı uygulama altındaki genotipler arasında başakta tane sayısı 21,60 adet (08-09 KEBVD 24) ile 38,72 adet (Göksu 99) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre, Göksu 99 (38,72 adet) bc grubunda birinci sırada yer almıştır. Konya 2002 (32,98 adet) e-g, BDME 09/1K (32,34 adet) e-h ve BDME 09/2K (31,02 adet) h-k grubu ile bunu takip etmiştir KEBVD 2 (21,60 adet) genotipi x grubu ile bu uygulamanın son grubuna dahil olmuştur. K2 uygulamasında genotiplerin ortalama başakta tane sayısı kaybı % 9,1 olarak gerçekleşmiştir. Bu aynı uygulamadaki genotiplerde % 2,4 (BDME 09/2K) ile % 16,0 (08-09 KEBVD 24) arasında bir varyasyon göstermiştir KEBVD 24, Göksu 99, BDME 09/1K, Gerek 79, Dağdaş 94 ve Karahan 99 çeşitleri bu uygulamanın başakta tane sayısı bakımından hassas genotipleri grubunda yer alırken, Bayraktar 2000, BDME 09/2K, Bezostaja 1 ve Konya 2002 çeşitleri toleransı olarak belirlenmiştir.

114 103 Başaklanma dönemi kuraklık uygulamasında (K3) genotiplerden ortalama 25,50 adet başakta tane sayısı elde edilmiştir. Aynı uygulama altındaki genotipler arasında başakta tane sayısı 20,64 adet (08-09 KEBVD 24) ile 30,10 adet (BDME 09/1K) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre bu uygulamada, BDME 09/1K (30,10 adet) j-n grubu ile ilk sırada yer almıştır. Göksu 99 (28,56) n-q, Konya 2002 (28,29 adet) o-r ve BDME 09/2K (26,76 adet) r-v grupları ile bunu takip etmiştir. 08/09 KEBVD 24 (20,64 adet) yerel çeşidi ise x grubu ile uygulamanın en son grubuna dahil olmuştur. K3 uygulamasında genotiplerin ortalama başakta tane sayısı kaybı % 23,4 olarak gerçekleşmiştir. Bu aynı uygulamadaki genotiplerde % 15,8 (BDME 09/2K) ile % 36,3 (Göksu 99) arasında değişen bir varyasyon göstermiştir. En şiddetli kuraklık etkisinin görüldüğü K3 uygulamasında, Göksu 99 en hassas çeşit olarak belirlenirken, Gerek 79 ve Dağdaş 94 çeşitleri bunu izleyen hassas çeşitler olmuştur. Konya 2002, Karahan 99, KEBVD 24, BDME 09/1K, Bezostaja 1, Bayraktar 2000 ve BDME 09/2K genotipleri toleranslı genotipler olarak ön plana çıkmıştır. Tane dolum dönemi kuraklığı uygulamasında (K4) genotiplerden ortalama 29,10 adet başakta tane sayısı elde edilmiş olup, aynı uygulamada yer alan genotipler arasında başakta tane sayısı 21,41 adet (08-09 KEBVD 24) ile 37,73 adet (Göksu 99) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre, Göksu 99 (37,73 adet) b-d grubu ile ilk sırada yer almıştır. BDME 09/1K (33,56 adet) e, Konya 2002 (30,78 adet) h-l ve BDME 09/2K (29,56 adet) k-p grupları ile bunu takip etmiştir. 08/09 KEBVD 24 (21,41 adet) ise x grubu ile uygulamanın en son grubuna dahil olmuştur. K4 uygulamasında genotiplerin ortalama başakta tane sayısı artışı % 1,4 olarak belirlenmiştir. Bu aynı uygulamadaki genotiplerde % 7,0 (BDME 09/2K) ile % 16,6 (08-09 KEBVD 24) arasında bir varyasyon göstermiştir. K4 uygulamasında belirlenen bu tepkilere göre, KEBVD 24, Göksu 99, Konya 2002, Bezostaja 1 ve Gerek 79 çeşitleri hassas grupta yer alırken, Dağdaş 94 stabil bir durum ortaya koymuş, Karahan 99, BDME 09/1K, Bayraktar 2000 ve BDME 09/2K çeşitleri başakta tane sayısı kaybı bakımından toleranslı gruba dahil olmuştur. Kuraklık uygulamalarında yer alan genotipler kuraklığa tepki açısından topluca değerlendirecek olursa, kurak koşullar için geliştirilen genotipler içinde BDME 09/2K ve Bayraktar 2000 tüm kuraklık uygulamalarında başakta tane sayısı kaybı bakımından en toleranslı genotipler olarak ön plana çıkmıştır. Karahan 99, BDME 09/1K, Bezostaja

115 104 1 ve Konya 2002 çeşitleri uygulama ortalamalarına yakın bir performans kaybı göstererek istikrarlı bir yapı gösterirken, Gerek 79 ve Dağdaş 94 çeşitleri daha çok başaklanma döneminde başakta tane sayısı kaybı yönünden hassas oldukları ve KEBVD 24 yerel çeşidinin başaklanma dönemi kuraklığında başakta tane sayısı kaybına daha dayanıklı olduğu belirlenmiştir. Göksu 99 çeşidi ise tüm kuraklık uygulamalarında başakta tane sayısı kaybı bakımından hassas bulunmuştur. Tam sulu koşullar uygulamasında (K5) genotiplerden ortalama 33,30 adet başakta tane sayısı elde edilmiştir. Aynı uygulamada yer alan genotipler arasında başakta tane sayısı 25,71 adet (08-09 KEBVD 24) ile 44,83 adet (Göksu 99) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre, Göksu 99 (44,83 adet) a grubu ile birinci sırada yer almıştır. Bunu azalan sıra ile BDME 09/1K (37,30 adet) cd, Konya 2002 (36,19 adet) d ve Dağdaş 94 (33,34 adet) çeşidi ef grubu ile takip etmiştir KEBVD 24 (25,71 adet) yerel çeşidi ise uv grubu ile uygulamanın en son grubunu oluşturmuştur BaĢakta tane ağırlığı Elde edilen başakta tane ağırlığına ait değerler ve önemlilik grupları Çizelge 4.27 de ve bu değerlere ait varyans analiz sonuçları da Çizelge 4.28 de verilmiştir. Çizelge 4.28 in incelenmesinden de anlaşılacağı gibi, başakta tane ağırlığı bakımından yıl, kuraklık uygulaması, yıl x kuraklık, genotip, yıl x genotip interaksiyonu ve kuraklık x genotip interaksiyonu p<0,01 seviyesinde istatistiki bakımdan önemli bulunmuştur. Çalışmada başakta tane ağırlığı genel ortalaması 1,11 g olarak belirlenmiş olup, bu değer birinci yılda 1,00 g iken, ikinci yılda 1,21 g olarak gerçekleşmiştir. Kuraklık uygulamalarında iki yıllık ortalama başakta tane ağırlığı 0,92 g (K3) ile 1,43 (K5) arasında değişim göstermiştir. LSD testine göre, K5 (1,43 g) a grubunda yer alırken, K2 (1,16 g) b, K1 (1,04 g) ve K4 (0,99 g) c grubunda yer almıştır. K3 (0,92 g) uygulaması ise d grubu ile en son grubu oluşturmuştur (Şekil 4.11). Çizelge 4.29 un incelenmesinden de görüleceği gibi, kuraklığa en yüksek tepki % 35,7 başakta tane ağırlığı kaybı ile K3 uygulamasından elde edilirken, bunu % 30,6 ile K4 ve % 27,5 ile K1 izlemiştir. K2 uygulaması ise % 18,9 ile en az başakta tane ağırlığı kaybı göstermiştir. Dencic ve ark. (2000) ekmeklik buğdayda başakta tane ağırlığı, bin tane ağırlığı ve verimin, kuraklığa bitki boyundan ve başaktaki başakcık sayısından daha hassas olduğunu rapor etmişlerdir. Erzurum da Doğu-88 kışlık buğday

116 Ort çeşidi ile yürütülen bir araştırmada, tam kuraklık uygulamasından % 19,9 başakta tane ağırlığı azalması tespit edilmiştir (Öztürk, 1999a). Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen başakta tane ağırlığı (g) Yıl Genotipler Kuraklık uygulamaları K 1* K 2 K 3 K 4 K 5 Genotip Ort. Karahan 99 0,74 0,91 0,79 0,79 1,13 0,87 hı** Bayraktar ,86 1,06 0,80 0,84 1,02 0,92 gh Gerek 79 0,84 0,84 0,67 0,78 0,96 0,82 ı Dağdaş 94 0,98 1,08 0,86 0,93 1,23 1,01 f Bezostaja 1 1,03 1,25 1,02 1,02 1,19 1,10 e Göksu 99 0,91 0,98 0,66 0,93 1,32 0,96 fg Konya ,34 1,47 1,21 1,27 1,50 1,36 a BDME 09/1K 1,03 1,13 0,98 1,09 1,31 1,11 e BDME 09/2K 0,97 1,06 0,91 0,97 1,14 1,01 f KEBVD 24 0,88 0,87 0,86 0,83 1,09 0,91 gh Kuraklık Ort. (2010) 0,96 f 1,07 de 0,88 g 0,94 fg 1,19 bc 1,00 b Karahan 99 1,09 1,25 0,99 1,03 1,63 1,20 cd Bayraktar ,04 1,28 0,92 0,91 1,43 1,12 e Gerek 79 1,08 1,19 0,87 0,92 1,54 1,12 e Dağdaş 94 1,04 1,32 1,05 1,14 1,75 1,26 bc Bezostaja 1 1,07 1,25 0,97 1,03 1,63 1,19 d Göksu 99 0,94 1,20 0,86 0,90 1,87 1,16 de Konya ,36 1,40 1,03 1,14 1,95 1,38 a BDME 09/1K 1,32 1,28 0,98 1,16 1,82 1,31 ab BDME 09/2K 1,22 1,31 0,98 1,17 1,62 1,26 bc KEBVD 24 1,02 1,12 1,02 1,01 1,51 1,14 de Kuraklık Ort. (2011) 1,12 cd 1,26 b 0,97 f 1,04 e 1,68 a 1,21 a Karahan 99 0,91 u-y 1,08 m-q 0,89 w-y 0,91 v-y 1,38 ef 1,03 d Bayraktar ,95 r-y 1,17 ı-n 0,86 x-z 0,88 w-y 1,23 hı 1,02 d Gerek 79 0,96 r-x 1,02 p-u 0,77 z 0,85 yz 1,25 hı 0,97 e Dağdaş 94 1,01 p-v 1,20 h-k 0,96 r-x 1,03 o-s 1,49 cd 1,14 c Bezostaja 1 1,05 o-r 1,25 g-ı 1,00 p-v 1,03 o-t 1,41 de 1,15 c Göksu 99 0,92 t-y 1,09 l-p 0,76 z 0,92 u-y 1,59 b 1,06 d Konya ,35 e-g 1,43 de 1,12 j-o 1,21 h-j 1,73 a 1,37 a BDME 09/1K 1,17 ı-m 1,20 h-j 0,98 q-w 1,12 j-o 1,57 bc 1,21 b BDME 09/2K 1,10 k-p 1,19 ı-l 0,95 s-y 1,07 n-q 1,38 ef 1,14 c KEBVD 24 0,95 r-x 1,00 p-v 0,94 s-y 0,92 u-y 1,30 f-h 1,02 d Kuraklık Ort.( ) 1,04 c 1,16 b 0,92 d 0,99 c 1,43 a 1,11 *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı, K 5:Tam sulu koşullar **Aynı harflerle gösterilen değerler arasında farklılık yoktur. LSD (0,05) Y: 0,033 LSD (0,05) K: 0,052 LSD (0,05) YxK int.: 0,074 LSD (0,05) G: 0,046 LSD (0,05) YxG int: 0,065 LSD (0,05) KxG int.: 0,10 LSD (0,05) YxKxG int.: 1,15

117 106 Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen başakta tane ağırlığına ait varyans analizi Varyasyon Kaynağı Serbestlik Derecesi Kareler Toplamı Kareler Ortalaması F Değeri Yıl (Y) 1 4, , ,8137** Tekerrür [Yıl] 6 0, , ,3309 Kuraklık Uygulaması (K) 4 12,8755 3, ,332** Y*K int. 4 2, , ,8561** Hata (1) 24 0, , ,3627 Genotip (G) 9 4, , ,3659** Y*G int. 9 0, , ,0807** K*G int. 36 1, , ,2063** Y*G*K int. 36 0, , ,1361 Hata (2) 270 2, , Genel , * (p<0.05), ** (p<0.01), CV (%): 9,4 *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı, K 5:Tam sulu koşullar ġekil Kuraklık uygulamalarında ortalama başakta tane ağırlığı Genotiplerin iki yıllık ortalama başakta tane ağırlıkları 0,97 g (Gerek 79) ile 1,37 g (Konya 2002) arasında değişmiştir. Bu değerler, birinci yılda 0,82 g (Gerek 79) ile 1,36 g (Konya 2002) arasında, ikinci yılda ise 1,12 g (Gerek 79) ile 1,38 g (Konya 2002) arasında bir değişim göstermiştir (Çizelge 4.27). LSD testine göre, Konya 2002

118 107 (1,37 g) ile a grubunda yer almıştır. BDME 09/1K (1,21 g) b, Bezostaja 1 (1,15 g), Dağdaş 94 (1,14 g) ve BDME 09/2K (1,14 g) genotipleri c grubu ile bunu takip etmiştir. Gerek 79 (0,97 g) çeşidi e grubu ile en son gruba dahil olmuştur. Denemede yer alan ekmeklik buğday genotipleri tüm kuraklık uygulamaları üzerinden başakta tane ağırlığı bakımından değerlendirildiğinde, Konya 2002 en avantajlı genotip olarak ön plana çıkarken, BDME 09/1K, Bezostaja 1, Dağdaş 94 ve BDME 09/2K genotipleri yüksek başakta tane ağırlıkları ile dikkat çekici olmuştur. Gerek 79 çeşidinin ise bu konuda daha sınırlı bir genetik kapasite sergilediği söylenebilir. Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen başakta tane ağırlığında sulu koşullara göre meydana gelen performans kayıpları (%) Genotipler Kuraklık uygulamaları K 1* K 2 K 3 K 4 Karahan 99 33,8 22,0 35,8 34,2 Bayraktar ,8 4,9 30,0 28,6 Gerek 79 23,3 18,5 38,6 31,9 Dağdaş 94 32,3 19,7 35,7 30,7 Bezostaja 1 25,7 11,5 29,4 27,3 Göksu 99 41,9 31,5 52,1 42,4 Konya ,8 16,9 35,1 30,0 BDME 09/1K 25,0 23,1 37,6 28,1 BDME 09/2K 20,5 14,0 31,5 22, KEBVD 24 26,6 23,1 27,5 29,2 Ortalama 27,5 18,9 35,7 30,6 *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı Genotiplerin uygulamalar içindeki performansları Çizelge 4.27 de, sulu uygulamaya göre gösterdikleri performans kayıpları Çizelge 4.29 da verilmiştir. Uzun yıllar ortalaması kuraklığı temsil eden uygulamada (K1) yer alan genotiplerden ortalama 1,04 g başakta tane ağırlığı elde edilirken, aynı uygulama altındaki genotipler arasında başakta tane ağırlığı 0,91 g (Karahan 99) ile 1,35 g (Konya 2002) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre, Konya 2002 (1,35 g) e-g grubu ile ilk sırada yer almıştır. Bunu BDME 09/1K (1,17 g) ı-m, Bezostaja 1 (1,05 g) o-r ve Dağdaş 94 (1,01 g) p-v grubu ile izlemiştir. Karahan 99 (0,91 g) ise u-y grubu ile bu uygulamanın en son grubuna dahil olmuştur. K1 uygulamasında genotiplerin ortalama başakta tane ağırlığı kaybı % 27,5 olarak gerçekleşmiştir. Bu aynı uygulamadaki genotiplerde %

119 108 20,5 (BDME 09/2K) ile % 41,9 (Göksu 99) arasında bir varyasyon göstermiştir. K1 uygulamasında genotiplerden elde edilen tepkilere göre, ortalamadan daha yüksek oranda tepki gösteren Göksu 99, Karahan 99 ve Dağdaş 94 çeşitleri başakta tane ağırlığı kaybı bakımından hassas grupta yer almıştır KEBVD 24, Bezostaja 1, BDME 09/1K, Gerek 79, Bayraktar 2000 ve Konya 2002 çeşitleri ise uygulama ortalamasının altında gösterdikleri tepki ile toleranslı grupta yer almışlardır. Erken dönem kuraklık uygulamasında (K2) genotiplerden ortalama 1,16 g başakta tane ağırlığı elde edilmiş olup, aynı uygulama altındaki genotipler arasında başakta tane ağırlığı 1,00 g (08-09 KEBVD 24) ile 1,43 g (Konya 2002) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre, Konya 2002 (1,43 g) de grubunda birinci sırada yer almıştır. Bezostaja 1 (1,25 g) g-ı, BDME 09/1K (1,20 g) ve Dağdaş 94 (1,20 g) h-j grubu ile bunu takip etmiştir KEBVD 24 (1,00 g) çeşidi p-v grubu ile bu uygulamanın son grubuna dahil olmuştur. K2 uygulamasında genotiplerin ortalama başakta tane ağırlığı kaybı % 18,9 olarak gerçekleşmiştir. Bu aynı uygulamadaki genotiplerde % 4,9 (Bayraktar 2000) ile % 31,5 (Göksu 99) arasında bir varyasyon göstermiştir. K2 uygulamasında, Göksu 99, KEBVD 24, BDME 09/1K, Karahan 99 ve Dağdaş 94 çeşitleri hassas grupta yer alırken, Konya 2002, BDME 09/2K, Bezostaja 1 ve Bayraktar 2000 çeşitlerinin başakta kane ağırlığı kaybı bakımından toleranslı oldukları belirlenmiştir. Başaklanma dönemi kuraklık uygulamasında (K3) genotiplerden ortalama 0,92 g başakta tane ağırlığı elde edilmiştir. Aynı uygulama altındaki genotipler arasında başakta tane ağırlığı 0,76 g (Göksu 99) ile 1,12 g (Konya 2002) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre, Konya 2002 (1,12 g) j-o grubu ile ilk sırada yer almıştır. Bezostaja 1 (1,00 g) p-v, BDME 09/1K (0,98 g) q-w ve Dağdaş 94 (0,96 g) r-x grupları ile bunu takip etmiştir. Göksu 99 (0,76 g) z grubu ile uygulamanın en son grubuna dahil olmuştur. K3 uygulamasında genotiplerin ortalama başakta tane ağırlığı kaybı % 35,7 olarak gerçekleşmiştir. Bu aynı uygulamadaki genotipler arasında % 27,5 (08-09 KEBVD 24) ile % 52,1 (Göksu 99) arasında değişen bir varyasyon göstermiştir. En şiddetli kuraklık etkisinin görüldüğü K3 uygulamasında, Göksu 99, Gerek 79 ve BDME 09/1K hassas grupta yer almıştır. BDME 09/2K, Bayraktar 2000, Bezostaja 1 ve KEBVD 24 çeşitlerinin ise başakta tane ağırlığı bakımından toleranslı oldukları belirlenmiştir. Tane dolum dönemi kuraklığı uygulamasında (K4) genotiplerden ortalama 0,99 g başakta tane ağırlığı elde edilmiş olup, aynı uygulamada yer alan genotipler arasında

120 109 başakta tane ağırlığı 0,85 g (Gerek 79) ile 1,21 g (Konya 2002) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre, Konya 2002 (1,21 g) h-j grubu ile ilk sırada yer almıştır. BDME 09/1K (1,12 g) j-o, BDME 09/2K (1,07 g) n-q, Bezostaja 1 (1,03 g) ve Dağdaş 94 (1,03 g) çeşitleri ise o-t grupları ile bunu takip etmiştir. Gerek 79 (0,85 g) ise yz grubu ile uygulamanın en son grubuna dahil olmuştur. K4 uygulamasında genotiplerin ortalama başakta tane ağırlığı artışı % 30,6 olarak belirlenmiştir. Bu aynı uygulamadaki genotiplerde % 22,5 (BDME 09/2K) ile % 42,4 (Göksu 99) arasında bir varyasyon görülmüştür. K4 uygulamasında genotiplerin gösterdiği tepkilere göre, ortalamanın altında başakta tane ağırlığı kaybı gösteren KEBVD 24, Bayraktar 2000, BDME 09/1K ve Bezostaja 1 genotipleri, başakta tane ağırlığı yönüyle toleranslı genotipler olarak ön plana çıkmıştır. Uygulama ortalamasının üzerinde başakta tane ağırlığı kaybı gösteren Göksu 99, Karahan 99 ve Gerek 79 genotipleri ise, tane doldurma döneminde başakta tane ağırlığına hassas çeşitler olarak belirlenmiştir. Tam sulu koşullar uygulamasında (K5) genotiplerden ortalama 1,43 g başakta tane ağırlığı elde edilmiştir. Aynı uygulamada yer alan genotipler arasında başakta tane ağırlığı 1,23 g (Bayraktar 2000) ile 1,73 g (Konya 2002) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre bu uygulamada, Konya 2002 (1,73 g) a grubu ile birinci sırada yer almıştır. Bunu azalan sıra ile Göksu 99 (1,59 g) b, BDME 09/1K (1,57 g) bc ve Dağdaş 94 (1,49,g) cd grupları takip etmiştir. Bayraktar 2000 (1,23) ise hı grubu ile uygulamanın en son grubunu oluşturmuştur. Bu uygulamada başakta tane ağırlığı ile ön plana çıkan Konya 2002 ve Göksu 99 çeşitlerinin kuraklık uygulamalarındaki tepkisel davranışları çok ilgi çekici olmuştur. Konya 2002 tüm kuraklık uygulamalarında uygulama ortalamalarının altında başakta tane ağırlığı kaybına uğrarken, Göksu 99 çeşidi tam tersine tüm kuraklık uygulamalarında uygulama ortalamalarının üzerinde gösterdiği yüksek tepki ile kuraklığın her çeşidine başakta tane ağırlığı kaybı yönüyle hassas olduğunu göstermiştir. Bu sonuç bize ekmeklik buğday genotiplerinde optimum koşullarda verimi destekleyen genetik mekanizmanın dışında, bundan bağımsız olarak, kurak koşullarda kuraklığa adaptasyonu sağlayan farklı genetik konrolün rol oynadığının işaretlerini vermektedir.

121 Biyolojik verim Konya da kontrollü tarla şartları altında, kuraklık uygulamasının yapıldığı çalışmada, biyolojik verime ait değerler ve önemlilik grupları Çizelge 4.30 da ve varyans analiz sonuçları da Çizelge 4.31 de verilmiştir. Çizelge 4.31 in incelenmesinden de anlaşılacağı gibi, biyolojik verim bakımından yıl, kuraklık uygulaması, yıl x kuraklık, genotip, yıl x genotip interaksiyonu ve kuraklık x genotip interaksiyonu p<0,01 seviyesinde, yıl x kuraklık x genotip interaksiyonu ise p<0,05 seviyesinde istatistiki bakımdan önemli bulunmuştur. Biyolojik verim genel ortalaması 1805 kg/da olarak belirlenmiş olup, bu değer birinci yılda 1621 kg/da iken, ikinci yılda 1989 kg/da olarak gerçekleşmiştir. Kuraklık uygulamalarında iki yıllık ortalama biyolojik verim 1576 kg/da (K3) ile 2111 kg/da (K5) arasında değişim göstermiştir (Çizelge 4.30). LSD testine göre, K5 (2111 kg/da) a grubunda yer alırken, K1 (1840 kg/da) b, K4 (1778 kg/da) bc ve K2 (1721 kg/da) c grubunda yer almıştır. K3 (1576 kg/da) uygulaması ise d grubu ile en son grubu oluşturmuştur (Şekil 4.12). Kuraklığa en yüksek tepki % 25,4 biyolojik verim kaybı ile K3 uygulamasından elde edilirken, bunu % 18,5 ile K2 ve % 15,8 ile K4 uygulaması izlemiştir. K1 uygulaması ise % 12,8 ile en az biyolojik verim kaybı göstermiştir (Çizelge 4.32). K1 uygulamasında genotipler diğer kuraklık uygulamalarına göre daha az stres ile karşılaştığından sulu koşullara en yakın biyolojik verim ortalaması elde edilirken, erken dönem kuraklığına maruz kalan K2 uygulamasındaki genotipler metrekarede sap sayısını azaltmak suretiyle biyolojik verim kaybına uğramış, daha sonra şartlar düzelince kısmen bunu boy uzaması ve başak sistemindeki iyileşme ile telafi etmeye çalışmakla birlikte optimum koşullara göre % 18,5 kayıpla vejetasyon süresini tamamlayabilmiştir. Kontrol uygulamasına göre % 25,4 ile en yüksek biyolojik verim kaybına uğrayan K3 uygulamasında, genotiplerin gelişme seyri başaklanma başlangıcına kadar normal bir şekilde devam ederken, bu dönemde uygulanan kuraklık stresi, başakta tane kaybı ile sonuçlanmış, başak sistemi içerisinde başakcık, başakcıkta çiçek kayıpları olmuştur. Tane dolum dönemindeki yağış karşılığı su, bu uygulamadaki kayıpları, K2 uygulamasındaki kadar, karşılamaya yeterli olmamıştır.

122 Ort Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen biyolojik verim (kg/da) Yıl Genotipler Kuraklık uygulamaları K 1* K 2 K 3 K 4 K 5 Genotip Ort. Karahan q-z** 1576 z-i 1595 x-z 1574 z 1986 k-p 1698 fg Bayraktar r-z 1714 r-z 1426 z-k 1466 z-k 1601 w-z 1582 hı Gerek q-z 1415 z-k 1472 z-k 1554 z-j 1815 o-x 1599 hı Dağdaş o-z 1696 s-z 1549 z-j 1750 q-z 1811 o-y 1719 fg Bezostaja w-z 1628 v-z 1265 z-l 1612 w-z 1808 o-z 1583 hı Göksu z-k 1398 z-k 1154 z-l 1701 r-z 1883 m-u 1505 ı Konya q-z 1388 z-k 1646 v-z 1522 z-j 1669 u-z 1593 hı BDME 09/1K 1738 q-z 1630 v-z 1593 yz 1350 z-l 1668 u-z 1596 hı BDME 09/2K 1764 q-z 1473 z-k 1589 z 1754 q-z 1798 o-z 1676 f-h KEBVD p-z 1603 w-z 1579 z 1639 v-z 1712 r-z 1660 gh Kuraklık Ort. (2010) 1699 de 1552 fg 1487 g 1592 e-g 1775 cd 1621 b Karahan h-m 2058 ı-n 1922 l-r 2147 f-k 2643 bc 2170 c Bayraktar r-z 1647 v-z 1374 z-l 1550 z-j 2100 h-m 1676 f-h Gerek n-v 1775 o-z 1542 z-j 1889 m-u 2153 f-k 1840 e Dağdaş e-g 2421 c-e 1953 k-q 2403 de 3054 a 2436 a Bezostaja e-j 1911 l-s 1586 z-i 2129 g-l 2576 b-d 2082 c Göksu p-z 1554 z-j 1533 z-j 1736 q-z 2232 e-ı 1765 ef Konya e-g 2102 h-m 1995 j-o 2285 e-h 2718 b 2286 b BDME 09/1K 1841 n-v 1715 r-z 1497 z-j 1676 t-z 2367 d-f 1819 e BDME 09/2K 1783 o-z 1822 o-w 1536 z-j 1901 m-s 2228 e-ı 1854 e KEBVD l-s 1896 m-t 1709 r-z 1922 l-r 2402 de 1967 d Kuraklık Ort. (2011) 1982 b 1890 bc 1665 d-f 1963 b 2447 a 1989 a Karahan e-j 1817 j-o 1758 k-p 1860 h-m 2314 ab 1934 b Bayraktar m-s 1681 n-t 1400 xy 1508 u-x 1850 ı-m 1629 e Gerek j-p 1595 q-v 1507 u-x 1721 l-r 1984 d-ı 1719 d Dağdaş c-e 2059 c-f 1751 k-q 2077 cd 2433 a 2077 a Bezostaja f-k 1770 j-p 1425 w-y 1870 g-l 2192 bc 1832 c Göksu r-w 1476 v-y 1344 y 1718 l-s 2058 c-f 1635 e Konya c-f 1745 l-q 1821 j-o 1903 f-k 2193 bc 1940 b BDME 09/1K 1790 j-p 1672 o-t 1545 t-x 1513 u-x 2018 d-g 1707 d BDME 09/2K 1774 j-p 1648 p-u 1563 s-w 1827 ı-o 2013 d-h 1765 cd KEBVD ı-n 1750 k-q 1644 p-u 1780 j-p 2057 c-f 1813 c Kuraklık Ort.( ) 1840 b 1721 c 1576 d 1778 bc 2111 a 1805 *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı, K 5:Tam sulu koşullar **Aynı harflerle gösterilen değerler arasında farklılık yoktur. LSD (0,05) Y: 64,3 LSD (0,05) K: 101,6 LSD (0,05) YxK int.: 143,7 LSD (0,05) G: 70,1 LSD (0,05) YxG int: 99,15 LSD (0,05) KxG int.: 156,8 LSD (0,05) YxKxG int.: 221,7 Tüm bunların sonucu olarak, K3 uygulamasında en fazla biyolojik verim kaybının görüldüğü söylenebilir. K4 uygulamasında biyolojik verimdeki kayıp ise, diğerlerinden farklı olarak, daha çok tanelerin ağırlık kaybından kaynaklanmıştır.

123 112 Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen biyolojik verime ait varyans analizi Varyasyon Kaynağı Serbestlik Derecesi Kareler Toplamı Kareler Ortalaması F Değeri Yıl (Y) ,0644** Tekerrür [Yıl] ,6 0,351 Kuraklık Uygulaması (K) ,0363** Y*K int ,0584** Hata (1) ,4 3,8219 Genotip (G) ,9381** Y*G int ,3499** K*G int ,2 2,1825** Y*G*K int ,7 1,5243* Hata (2) Genel * (p<0.05), ** (p<0.01), CV (%): 8,8 *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı, K 5:Tam sulu koşullar ġekil Kuraklık uygulamalarında ortalama biyolojik verim değerleri Öztürk (1999b) ün Doğu-88 kışlık buğday çeşidinde en fazla biyolojik verim kayıplarının tam kuraklık uygulamasından elde ettiği, bunu çiçeklenme dönemini de içine alan erken dönem kuraklığı, doğal kuru koşullar ve geç kuraklık uygulamalarının izlediği şeklindeki bulguları, bu çalışmadan elde edilen sonuçları destekler niteliktedir. Kalaycı ve ark. (1998) ekmeklik buğday genotiplerinde biyolojik verimin kuraklık altında birinci yılda % 11.3 ve ikinci yılda % 25.4 oranında azaldığını rapor etmişlerdir.

124 113 Benzer şekilde Zerea-Fizabady ve Ghodsi (2004), buğday genotiplerinde biyomasın su stresi altında önemli derecede azaldığını gözlemlemişlerdir. Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen biyolojik verimde sulu koşullara göre meydana gelen performans kayıpları (%) Genotipler Kuraklık uygulamaları K 1* K 2 K 3 K 4 Karahan 99 17,1 21,5 24,0 19,6 Bayraktar ,8 9,2 24,3 18,5 Gerek 79 9,8 19,6 24,0 13,2 Dağdaş 94 15,0 15,4 28,0 14,6 Bezostaja 1 13,1 19,2 35,0 14,7 Göksu 99 23,2 28,3 34,7 16,5 Konya ,1 20,4 17,0 13,2 BDME 09/1K 11,3 17,1 23,4 25,0 BDME 09/2K 11,9 18,1 22,4 9, KEBVD 24 10,7 14,9 20,1 13,4 Ortalama 12,8 18,5 25,4 15,8 *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı Denemede yer alan genotiplerin iki yıllık ortalama biyolojik verimi 1635 kg/da (Göksu 99) ile 2077 kg/da (Dağdaş 94) arasında değişmiştir. Bu değerler, birinci yılda 1505 kg/da (Göksu 99) ile 1719 kg/da (Dağdaş 94) arasında, ikinci yılda ise 1676 kg/da (Bayraktar 2000) ile 4236 kg/da (Dağdaş 94) arasında bir değişim göstermiştir (Çizelge 4.30). LSD testine göre, Dağdaş kg/da ortalama biyolojik verim değeri ile a grubunda yer almıştır. Karahan 99 (1934 kg/da) ve Konya 2002 (1940 kg/da) çeşitleri b, Bezostaja 1 (1832 kg/da) ve KEBVD 24 (1813 kg/da) çeşitleri ise c grubu ile bunu takip etmiştir. Göksu 99 (1635 kg/da) e grubu ile en son gruba dahil olmuştur. Genotiplerin uygulamalar içindeki performansları Çizelge 4.30 da, sulu uygulamaya göre gösterdikleri performans kayıpları Çizelge 4.32 de verilmiştir. K1 uygulamasında genotiplerden ortalama 1840 kg/da biyolojik verim elde edilirken, aynı uygulama altındaki genotipler arasında biyolojik verim 1580 kg/da (Göksu 99) ile 2067 kg/da (Dağdaş 94) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre, Dağdaş 94 (2067 kg/da) c-e grubu ile ilk sırada yer almıştır. Konya 2002 (2037 kg/da), Karahan 99 (1919

125 114 kg/da) e-j ve Bezostaja 1 (1905 kg/da) f-k grubu ile bunu izlemiştir. Göksu 99 (1580 kg/da) ise r-w ile bu uygulamanın en son grubuna dahil olmuştur. K1 uygulamasında genotiplerin ortalama biyolojik verim kaybı % 12,8 olarak gerçekleşmiştir. Bu durum, aynı uygulamadaki genotiplerde % 7,1 (Konya 2002) ile % 23,2 (Göksu 99) arasında bir varyasyon göstermiştir. Genotiplerin K1 uygulamasında gösterdikleri biyolojik verim kaybı değerlerine göre, Göksu 99, Karahan 99, Dağdaş 94 ve Bezostaja 1 çeşitleri hassas grupta yer almışlardır. Uygulama ortalamasından daha düşük biyolojik verim kaybı değerlerine sahip olan BDME 09/1K, BDME 09/2K, KEBVD 24, Gerek 79, Bayraktar 2000 ve Konya 2002 çeşitlerinin ise biyolojik verim kaybı bakımından toleranslı oldukları belirlenmiştir. K2 uygulamasında genotiplerden ortalama 1721 kg/da biyolojik verim elde edilmiş olup, aynı uygulama altındaki genotipler arasında biyolojik verim 1476 kg/da (Göksu 99) ile 2059 kg/da (Dağdaş 94) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre, Dağdaş 94 (2059 kg/da) c-f grubunda birinci sırada yer almıştır. Karahan 99 (1817 kg/da) j-o, Bezostaja 1 (1770 kg/da) j-p ve KEBVD 24 (1750 kg/da) k-q grupları ile bunu izlemiştir. Göksu 99 (1476 kg/da) çeşidi bu uygulamanın son grubuna v-y dahil olmuştur. K2 uygulamasında genotiplerin ortalama biyolojik verim kaybı % 18,5 olarak gerçekleşmiştir. Bu aynı uygulamadaki genotiplerde % 9,2 (Bayraktar 2000) ile % 28,3 (Göksu 99) arasında bir varyasyon göstermiştir. K2 uygulamasında Göksu 99, Karahan 99, Konya 2002, Gerek 79 ve Bezostaja 1 çeşitleri hassas grupta yer almıştır. BDME 09/2K uygulama ortalamasına yakın bir tepki ile daha stabil bir durum sergilerken, BDME 09/1K, Dağdaş 94, KEBVD 24 ve Bayraktar 2000 çeşitlerinin biyolojik verim kaybı bakımından toleranslı oldukları belirlenmiştir. K3 uygulamasında genotiplerden ortalama 1576 kg/da biyolojik verim elde edilmiştir. Aynı uygulama altındaki genotipler arasında biyolojik verim 1344 kg/da (Göksu 99) ile 1821 kg/da (Konya 2002) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre, Konya 2002 (1821 kg/da) j-o grubu ile ilk sırada yer almıştır. Karahan 99 (1758 kg/da) k-p, Dağdaş 94 (1751 kg/da) k-q ve KEBVD 24 (1644 kg/da) p-u grubu ile ile bunu takip etmiştir. Göksu 99 (1344 kg/da) ise uygulamanın en son grubu olan y grubunda yer almıştır. K3 uygulamasında genotiplerin ortalama biyolojik verim kaybı % 25,4 olarak gerçekleşmiştir. Bu aynı uygulamadaki genotiplerde % 17,0 (Konya 2002) ile % 35,0 (Bezostaja 1) arasında bir değişim göstermiştir. En şiddetli kuraklık etkisinin görüldüğü

126 115 K3 uygulamasında ortalamadan daha az tepki gösteren Bayraktar 2000, Karahan 99, Gerek 79, BDME 09/1K, BDME 09/2K ve KEBVD 24 genotipleri, biyolojik verim yönüyle toleranslı genotipler olarak ön plana çıkmıştır. Bezostaja 1 ve Göksu 99 çeşitleri en hassas çeşit olarak belirlenirken, Dağdaş 94 çeşidinin biyolojik verim yönüyle hassas olduğu anlaşılmıştır. K4 uygulamasında genotiplerden ortalama 1778 kg/da biyolojik verim elde edilmiş olup, aynı uygulamada yer alan genotipler arasında biyolojik verim 1508 kg/da (Bayraktar 2000) ile 2077 kg/da (Dağdaş 94) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre, en yüksek biyolojik verim değerine sahip olan Dağdaş 94 (2077 kg/da) cd grubu ile ilk sırada yer almıştır. Bunu Konya 2002 (1903 kg/da) f-k, Bezostaja 1 (1870 kg/da) g-l Karahan 99 (1860 kg/da) h-m ve BDME 09/2K (1827 kg/da) ı-o grupları ile bunu takip etmiştir. Bayraktar 2000 (1508 kg/da) ve BDME 09/1K (15013 kg/da) genotipleri ise uygulamanın en son grubuna u-x dahil olmuştur. K4 uygulamasında genotiplerin ortalama biyolojik verim kaybı % 15,8 olarak belirlenmiştir. Bu aynı uygulamadaki genotipler arasında % 9,2 (BDME 09/2K) ile % 25,0 (BDME 09/1K) arasında bir varyasyon göstermiştir. Tane dolum dönemini temsil eden K4 uygulamasında ortalamadan daha az tepki gösteren Bezostaja 1, Dağdaş 94, KEBVD 24, Konya 2002, Gerek 79 ve BDME 09/2K genotipleri biyolojik verim yönüyle toleranslı genotipler olarak ön plana çıkmıştır. BDME 09/1K, Karahan 99, Bayraktar 2000 ve Göksu 99 çeşitleri ise hassas grupta yer almıştır. K5 uygulamasında genotiplerden ortalama 2111 kg/da biyolojik verim elde edilmiştir. Aynı uygulamada yer alan genotipler arasında biyolojik verim 1850 kg/da (Bayraktar 2000) ile 2433 kg/da (Dağdaş 94) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre, Dağdaş 94 (2433 kg/da) a grubu ile birinci sırada yer almıştır. Bunu azalan sıra ile Karahan 99 (2314 kg/da) ab, Konya 2002 (2193 kg/da) ve Bezostaja 1 (1807,5 kg/da) çeşitleri bc grubunu paylaşarak takip etmiştir. Bayraktar 2000 (1850 kg/da) ise ı-m grubu ile uygulamanın en son grubunu oluşturmuştur Hasat indeksi Hasat indeksine ait değerler ve önemlilik grupları Çizelge 4.33 de ve bu değerlere ait varyans analiz sonuçları da Çizelge 4.34 de verilmiştir.

127 Ort Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen hasat indeksi (%) Yıl Genotipler Kuraklık uygulamaları K 1* K 2 K 3 K 4 K 5 Genotip Ort. Karahan 99 33,00 t-z** 34,00 p-y 26,80 z-ı 29,80 z-g 37,20 f-l 32,18 fg Bayraktar ,90 x-z 36,90 f-n 29,20 z-h 32,30 w-z 35,00 k-u 33,11 ef Gerek 79 31,90 x-z 33,20 t-z 28,50 z-i 28,40 z-i 34,20 o-x 31,28 gh Dağdaş 94 30,50 z-d 32,40 v-z 25,80 z-l 27,90 z-j 36,10 ı-q 30,59 h Bezostaja 1 33,40 s-z 36,60 h-o 31,50 z-c 31,70 yz 32,30 w-z 33,15 ef Göksu 99 30,80 z-d 30,20 z-e 25,40 z-l 25,40 z-l 34,90 k-v 29,40 ı Konya ,80 ı-s 39,80 a-e 33,90 q-z 35,00 k-u 41,20 a 37,20 ab BDME 09/1K 35,90 ı-r 41,20 a 33,50 r-z 36,50 h-o 41,10 a 37,68 a BDME 09/2K 36,90 f-n 37,10 f-m 32,60 u-z 33,10 t-z 39,30 a-f 35,84 c KEBVD 24 32,60 u-z 31,90 x-z 22,20 z-m 27,40 z-l 36,70 h-o 30,21 hı Kuraklık Ort. (2010) 33,30 35,37 29,00 30,80 36,80 33,06 b Karahan 99 28,63 z-i 34,64 m-w 31,93 x-z 31,86 x-z 37,40 e-k 32,89 ef Bayraktar ,51 n-w 36,80 g-n 29,50 z-g 31,93 x-z 36,78 g-n 33,91 de Gerek 79 33,18 t-z 40,48 a-c 30,39 z-e 34,84 l-w 39,90 a-d 35,76 c Dağdaş 94 31,88 x-z 34,01 p-z 27,73 z-k 33,12 t-z 38,22 c-ı 32,99 ef Bezostaja 1 33,69 q-z 35,12 k-u 29,08 z-h 31,85 x-z 35,26 j-t 33,00 ef Göksu 99 30,47 z-d 30,58 z-d 26,26 z-l 25,04 z-ı 35,02 k-u 29,47 ı Konya ,23 f-l 38,11 c-ı 33,58 r-z 33,87 q-z 39,23 a-g 36,40 bc BDME 09/1K 38,62 b-h 40,85 ab 33,84 q-z 33,76 q-z 40,90 ab 37,59 a BDME 09/2K 34,09 p-y 35,74 ı-s 32,03 x-z 33,51 r-z 36,47 h-p 34,37 d KEBVD 24 31,97 x-z 35,09 k-u 30,11 z-f 29,37 z-g 37,66 d-j 32,84 ef Kuraklık Ort. (2011) 33,43 36,14 30,45 31,91 37,68 33,92 a Karahan 99 30,83 p-t 34,34 ı-l 29,39 tu 30,84 p-t 37,29 c-e 32,54 ef Bayraktar ,25 l-o 36,87 d-g 29,39 tu 32,15 m-r 35,90 e-ı 33,51 d Gerek 79 32,54 m-p 36,87 d-g 29,45 tu 31,65 o-s 37,09 d-f 33,52 d Dağdaş 94 31,23 p-s 33,24 l-o 26,80 vx 30,54 r-t 37,16 d-f 31,79 fg Bezostaja 1 33,57 k-m 35,91 e-ı 30,31 st 31,79 n-s 33,82 j-m 33,08 de Göksu 99 30,66 q-t 30,43 r-t 25,87 w 25,25 w 34,98 h-l 29,44 h Konya ,54 d-h 38,98 bc 33,77 k-m 34,48 ı-l 40,25 ab 36,80 b BDME 09/1K 37,30 c-e 41,01 a 33,70 k-m 35,17 g-k 41,01 a 37,64 a BDME 09/2K 35,53 f-j 36,42 d-h 32,36 m-q 33,32 l-o 37,90 cd 35,11 c KEBVD 24 32,31 m-q 33,53 k-n 26,19 w 28,41 uv 37,18 d-f 31,53 g Kuraklık Ort.( ) 33,38 c 35,76 b 29,72 e 31,36 d 37,26 a 33,50 *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı, K 5:Tam sulu koşullar **Aynı harflerle gösterilen değerler arasında farklılık yoktur. LSD (0,05) Y: 0,47 LSD (0,05) K: 0,74 LSD (0,05) YxK int.: öd LSD (0,05) G: 0,79 LSD (0,05) YxG int: 1,11 LSD (0,05) KxG int.: 1,75 LSD (0,05) YxKxG int.: 2,48 Çizelge 4.34 ün incelenmesinden de anlaşılacağı gibi, hasat indeksi bakımından yıl, kuraklık uygulaması, genotip, yıl x genotip interaksiyonu ve kuraklık x genotip

128 117 interaksiyonu, yıl x kuraklık x genotip interaksiyonu p<0,01 seviyesinde önemli bulunmuştur. Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen hasat indeksine ait varyans analizi Varyasyon Kaynağı Serbestlik Derecesi Kareler Toplamı Kareler Ortalaması F Değeri Yıl (Y) 1 72, , ,0401** Tekerrür [Yıl] 6 15,4288 2, ,4952 Kuraklık Uygulaması (K) ,42 761, ,7249** Y*K int. 4 19,8318 4, ,9548 Hata (1) ,618 5,1924 1,6348 Genotip (G) ,19 244,577 77,0046** Y*G int ,355 32,595 10,2625** K*G int ,892 11,497 3,6198** Y*G*K int ,847 9, ,0335** Hata (2) ,5547 3,1761 Genel ,0377 * (p<0.05), ** (p<0.01), CV (%): 5,3 Hasat indeksi genel ortalaması % 33,50 kg/da olarak belirlenmiş olup, bu değer birinci yılda % 33,06 iken, ikinci yılda % 33,68 olarak gerçekleşmiştir. Kuraklık uygulamalarında iki yıllık ortalama hasat indeksi % 29,72 (K3) ile % 37,26 (K5) arasında değişim göstermiştir (Çizelge 4.33). LSD testine göre, K5 (% 37,26) a grubunda yer alırken, K2 (% 35,76) b, K1 (% 33,38) c ve K4 (% 31,36) d grubunda yer almıştır. K3 (% 29,72) uygulaması ise e ile en son grubu oluşturmuştur (Şekil 4.13). Kuraklığa en yüksek tepki % 20,02 hasat indeksi kaybı ile K3 uygulamasından elde edilirken, bunu % 15,8 ile K4 ve % 10,4 ile K1 uygulaması izlemiştir. K2 uygulaması ise % 4,0 ile en az hasat indeksi kaybı göstermiştir (Çizelge 4.35). K3 uygulamasının hasat indeksi kaybı bakımından en yüksek tepkiyi vermesi, bu uygulamadaki kuraklık stresinin doğrudan genotiplerde dane kaybına sebep olması ile açıklanabilir. K4 uygulamasında tane dolum dönemindeki kuraklık etkisiyle genotipler yeterli miktarda fotosentetik ürün birikimi yapamadıklarından dolayı ağırlık kaybına uğramaları nedeniyle hasat indeksinde azalma görülmüş olabilir. K1 uygulamasında genel kuraklığın etkisiyle oluşan bir hasat indeki kaybı görülürken, K2 uygulamasında erken dönemde görülen kuraklık etkisiyle vejetatif organlarda görülen sınırlı büyüme, daha sonra koşulların normalleşmesiyle genotiplerin genetik kapasitelerinde var olan

129 118 telafi yetenekleri sayesinde, tane ürününde görülen iyileşme sonucunda hasat indeksi değerleri yükselmiş olabilir. Öztürk (1999b) ün ekmeklik buğdayda en fazla hasat indeksi azalmasını tam kuraklık uygulamasından elde ettiği, bunu çiçeklenme dönemini de içine alan erken dönem kuraklığı, geç kuraklık ve doğal kuru koşullar uygulamalarının izlediği şeklindeki bulgular, çalışmamızdan elde edilen sonuçları destekler niteliktedir. Kalaycı ve ark. (1998) ekmeklik buğday genotiplerinde hasat indeksi değerlerinin kuraklığın asıl etkisini geç dönemlerde göstermiş olması ve doğal olarak tane veriminin sap veriminden daha fazla etkilenmiş olması nedeniyle, genelde rastlanandan daha düşük gerçekleştiğini rapor etmişlerdir. Jamal ve ark. (1996) buğdayda hasat indeksi değerlerinin tüm stres konularında önemli derecede azaldığını belirtmişlerdir. Benzer şekilde Kimurto ve ark. (2005) ekmeklik buğday genotiplerinde hasat indeksinin su stresinden önemli şekilde etkilendiği gözlemlemişlerdir. *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı, K 5:Tam sulu koşullar ġekil Kuraklık uygulamalarında ortalama hasat indeksi değerleri Denemede yer alan genotiplerin iki yıllık ortalama hasat indeksi değerleri % 29,44 (Göksu 99) ile % 37,64 (BDME 09/1K) arasında değişmiştir. Bu değerler, birinci yılda % 29,40 (Göksu 99) ile % 37,68 (BDME 09/1K) arasında, ikinci yılda ise % 29,47 (Göksu 99) ile % 37,59 (BDME 09/1K) arasında bir değişim göstermiştir (Çizelge 4.33). LSD testine göre, BDME 09/1K (% 37,64) a grubu ile 1. sırada yer almıştır.

130 119 Bunu azalan sıra ile Konya 2002 (% 36,80) b, BDME 09/2K (% 35,11) c grubu ile takip etmiştir. Göksu 99 (% 29,44) h grubu ile en son gruba dahil olmuştur. Diğer genotipler ise bu gruplar arasında dağılım göstermiştir. Tüm kuraklık uygulamaları üzerinden değerlendirildiğinde, BDME 09/1K, Konya 2002, BDME 09/2K genotipleri yüksek oranda hasat indeksi değerleri ile ön plana çıkmıştır. Genotiplerin uygulamalar içindeki performansları Çizelge 4.33 de, sulu uygulamaya göre gösterdikleri performans kayıpları Çizelge 4.35 de verilmiştir. Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen hasat indeksinde sulu koşullara göre meydana gelen performans kayıpları (%) Genotipler Kuraklık uygulamaları K 1* K 2 K 3 K 4 Karahan 99 17,3 7,9 21,2 17,3 Bayraktar ,4 +2,7 18,1 10,4 Gerek 79 12,3 0,6 20,6 14,7 Dağdaş 94 16,0 10,5 27,9 17,8 Bezostaja 1 0,7 +6,2 10,4 6,0 Göksu 99 12,3 13,0 26,0 27,8 Konya ,2 3,2 16,1 14,3 BDME 09/1K 9,0 0,0 17,8 14,2 BDME 09/2K 6,2 3,9 14,6 12, KEBVD 24 13,1 9,8 29,6 23,6 Ortalama 10,4 4,0 20,2 15,8 *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı + performans artışını göstermektedir Uzun yıllar ortalaması kuraklığı temsil eden K1 uygulamasında, genotiplerden ortalama % 33,38 hasat indeksi elde edilirken, aynı uygulama altındaki genotipler arasında hasat indeksi % 30,66 (Göksu) ile % 37,70 (BDME 09/1K) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre, BDME 09/1K (% 37,70) c-e grubu ile ilk sırada yer almıştır. Bunu Konya 2002 (% 36,54) d-h, BDME 09/2K (% 35,53) f-j ve Bezostaja 1 (% 33,57) k-m grubu ile izlemiştir. Göksu 99 (% 30,66) ise q-t ile bu uygulamanın en son grubuna dahil olmuştur. K1 uygulamasında genotiplerin ortalama hasat indeksi kaybı % 10,4 olarak gerçekleşmiştir. Bu aynı uygulamadaki genotiplerde % 0,7 (Bezostaja 1) ile % 17,3 (Karahan 99) arasında bir varyasyon göstermiştir. K1 uygulamasında, Karahan 99, Dağdaş 94, KEBVD 24, Göksu 99 ve Gerek 79 çeşitleri hassas grupta yer

131 120 almıştır. Öteyandan Konya 2002, BDME 09/1K, Bayraktar 2000 ve BDME 09/2K genotiplerinin hasat indeksinde görülen tepkilerle toleranslı grupta oldukları belirlenmiştir. Erken dönem kuraklık uygulamasında (K2) genotiplerden ortalama % 35,76 hasat indeksi elde edilmiş olup, aynı uygulama altındaki genotipler arasında hasat indeksi % 30,43 (Göksu 99) ile % 41,01 (BDME 09/1K) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre, BDME 09/1K (% 41,01) genotipi a grubu ile birinci sırada yer almıştır. Bunu Konya 2002 (% 38,98) bc, Bayraktar 2000 (% 36,87) ve Gerek 79 (% 36,87), BDME 09/2K (% 36,42) d-h genotipleri takip etmiştir. Göksu 99 (% 30,43) çeşidi bu uygulamanın son grubuna r-t dahil olmuştur. K2 uygulamasında genotiplerin ortalama hasat indeksi kaybı % 4,0 olarak gerçekleşmiştir. Bu aynı uygulamadaki genotiplerde % 0,0 (BDME 09/1K) ile % 13,0 (Göksu 99) arasında bir varyasyon göstermiştir. K2 uygulamasında, Göksu 99, Dağdaş 94, KEBVD 24 ve Karahan 99 çeşitleri hassas grupta yer almıştır. Bezostaja 1, Bayraktar 2000, BDME 09/1K, Gerek 79, BDME 09/2K ve Konya 2002 çeşitleri ise toleranslı bulunmuştur. Başaklanma dönemi kuraklığı uygulamasında (K3) genotiplerden ortalama % 29,72 hasat indeksi elde edilmiştir. Aynı uygulama altındaki genotipler arasında hasat indeksi % 25,87 (Göksu 99) ile % 33,77 (Konya 2002) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre, Konya 2002 (% 33,77) e-j grubu ile ilk sırada yer almıştır. BDME 09/1K (% 33,70) k-m, BDME 09/2K (% 32,36) m-q ve Bezostaja 1 (% 30,31) st grupları ile bunu takip etmiştir. Göksu 99 (% 25,87) ise uygulamanın en son grubu olan w grubunda yer almıştır. K3 uygulamasında genotiplerin ortalama hasat indeksi kaybı % 20,2 olarak gerçekleşmiştir. Bu aynı uygulamadaki genotiplerde % 10,4 (Bezostaja 1) ile % 29,6 (08-09 KEBVD 24) arasında bir değişim göstermiştir. En şiddetli kuraklık etkisinin görüldüğü K3 uygulamasında, uygulama ortalamasının altında tepki gösteren Bayraktar 2000, BDME 09/1K, Konya 2002, BDME 09/2K ve Bezostaja 1 genotipleri toleranslı grupta yer alarak ön plana çıkarken, KEBVD 24, Dağdaş 94 ve Göksu 99 ise hassas genotipler olarak belirlenmiştir. Hassas genotipler içerisinde KEBVD 24 yerel çeşidinin hasat indeksi yönünden hassasiyetinin kardeşlenme kapasitesinin ve bitki boyunun çok yüksek olmasından kaynaklandığı düşünülmektedir. Göksu 99 çeşidinde ise bu durum, daha çok tane kaybından kaynaklanmış olabilir.

132 121 Tane dolum dönemi kuraklığı uygulamasında (K4) genotiplerden ortalama % 31,36 hasat indeksi elde edilmiş olup, aynı uygulamada yer alan genotipler arasında hasat indeksi % 25,25 (Göksu 99) ile % 35,17 (BDME 09/1K) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre, BDME 09/1K (% 35,17) g-k grubu ile ilk sırada yer almıştır. Konya 2002 (% 34,48) ı-l, BDME 09/2K (% 33,32) l-o ve Bayraktar 2000 (% 32,15) m-r grupları ile bunu takip etmiştir. Göksu 99 (% 25,25) ise uygulamanın en son grubuna w dahil olmuştur. K4 uygulamasında genotiplerin ortalama hasat indeksi kaybı % 15,8 olarak belirlenmiştir. Bu aynı uygulamadaki genotiplerde % 6,0 (Bezostaja 1) ile % 27,8 (Göksu 99) arasında bir varyasyon göstermiştir. K4 uygulamasında, Gerek 79, Konya 2002, BDME 09/1K, BDME 09/2K, Bayraktar 2000 ve Bezostaja 1 genotipleri hasat indeksi yönüyle toleranslı genotipler olarak ön plana çıkmıştır. Göksu 99, KEBVD 24, Dağdaş 94 ve Karahan 99 genotipleri ise hassas çeşitler olarak belirlenmiştir. Tam sulu koşullar uygulamasında (K5) genotiplerden ortalama % 37,26 hasat indeksi elde edilmiştir. Aynı uygulamada yer alan genotipler arasında hasat indeksi % 33,82 (Bezostaja 1) ile % 41,01 (Konya 2002) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre bu uygulamada, Konya 2002 (% 41,01) a grubu ile birinci sırada yer almıştır. Bunu BDME 09/2K (% 37,90) cd ve Karahan 99 (% 37,29) c-e grubu ile takip etmiştir. Bezostaja 1 (% 33,82) ise j-m grubu ile uygulamanın en son grubunu oluşturmuştur. Bu uygulamada yüksek hasat indeksi yönüyle BDME 09/1K, Konya 2002, BDME 09/2K ve Karahan 99 genotipleri ortalamanın üzerinde gösterdikleri performansla ön plana çıkmışlardır Verim ve Verim Unsurlarının Kuraklık Parametreleri ile ĠliĢkisi Konya da kontrollü tarla şartları altında, 10 adet ekmeklik buğday genotipi kullanılarak, farklı bitki gelişim dönemlerinde kuraklık uygulamasının yapıldığı çalışmada, ölçüm ve gözlemleri yapılan verim ve verim unsurlarına ait özelliklerin, kuraklık parametreleri ile olan ilişkileri korelasyon analizi ile belirlenerek elde edilen korelasyon katsayıları Çizelge 4.36 da verilmiştir. Su-kısıtlı bir çevrede elde edilen verim, o çevrede verimi oluşturan verim unsurlarının entegre bir sonucu olduğu düşünülerek, kurak koşullarda seleksiyon için önemli bir parametre olarak kabul edilir (Sadıq ve ark., 1994).

133 B-YNSK (1) E-YNSK (2) B-YNSİ (3) E-YNSİ (4) b değeri (5) KHİ (6) Tane Ver. 122 Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında incelenen verim ve verim unsurları ile kuraklık parametreleri arasında belirlenen korelasyon katsayıları K. Par. Uyg. T.Verimi MSS (7) MFBS (8) FSO (9) BU (10) K1-0,205 0,057 0,626* -0,333-0,377-0,049-0,206 0,665* 0,501* 0,696* K2-0,022 0,233 0,764** -0,367-0,354-0,050-0,189 0,284 0,070 0,841** K3-0,104 0,336 0,872** -0,151 0,476-0,202 0,122 0,569* 0,607* 0,737** K4-0,370 0,068 0,682* -0,376-0,140-0,265-0,278 0,475-0,039 0,836** K5-0,081-0,111-0,058 0,345-0,064 0,473 0,309 0,438-0,097 0,661* BBS (11) BCTS (12) BTS (13) BTA (14) BV (15) Hİ (16) K1-0,671* 0,150-0,142-0,694* 0,730** 0,438 0,345 0,470-0,358-0,593* -0,434 K2-0,596* -0,104-0,358-0,777** 0,812** 0,213 0,410 0,421-0,122-0,365-0,638* K3-0,663* 0,118-0,313-0,833** 0,652* -0,519* 0,707** 0,307-0,472-0,353-0,475 K4-0,671* 0,267-0,075-0,506* 0,761** 0,062 0,636* 0,579* -0,236-0,138-0,711** K1-0,205-0,129-0,306-0,479 0,635* 0,444 0,745** 0,751** 0,011-0,397-0,166 K2-0,150-0,215-0,400-0,577* 0,701* 0,192 0,763** 0,669* 0,069-0,485-0,285 K3-0,193-0,020-0,270-0,471 0,625* -0,314 0,798** 0,515* -0,245-0,067-0,095 K4-0,252-0,020-0,144-0,170 0,632* 0,116 0,746** 0,685* -0,032-0,185-0,381 K5 0,660* -0,120-0,400-0,548* 0,526* 0,417 0,738** 0,724** 0,491* -0,083 0,071 K1 0,514* -0,481-0,262-0,513* -0,326 0,040 0,231 0,159 0,534* 0,027 0,797** K2 0,687* -0,342-0,132 0,622* -0,543* 0,132 0,083 0,086 0,460-0,075 0,868** K3 0,503* -0,623* -0,301 0,650* 0,007 0,751** 0,045 0,472 0,611* 0,443 0,624* K4 0,552* -0,629* -0,582* -0,033-0,116 0,453* 0,130 0,261 0,773** 0,137 0,773** K5 0,394-0,574* -0,556* -0,006 0,141 0,384 0,611* 0,572* 0,437-0,164 0,287 K1 0,179-0,383-0,516* -0,382 0,151 0,468-0,143 0,057 0,564* 0,587* 0,282 K2 0,027-0,669* -0,579* 0,210-0,010 0,592* 0,072 0,266 0,631* 0,399 0,116 K3 0,182-0,290-0,218 0,161 0,184 0,230-0,110 0,037 0,426 0,598* 0,081 K4-0,111-0,481-0,763** -0,561* 0,208 0,652* 0,217 0,411 0,631* 0,666* 0,032 K5-0,051-0,664* -0,729** -0,170 0,132 0,751** 0,257 0,494 0,528* 0,516* -0,136 K1-0,289-0,154-0,281-0,332 0,210 0,230-0,507* -0,296 0,080 0,418-0,100 K2-0,307 0,055 0,091 0,126-0,518* 0,166-0,479-0,310-0,017 0,245 0,012 K3-0,421 0,578* 0,365-0,437-0,267-0,705* -0,417-0,772* -0,720* -0,147-0,669* K4-0,153 0,161-0,020-0,279 0,289 0,189-0,182-0,070 0,232 0,364-0,209 K5-0,796** 0,329 0,266-0,221-0,187-0,068-0,482-0,358-0,561* -0,114-0,813** K1-0,419 0,345 0,375 0,168-0,244-0,204-0,607* -0,533* -0,627* -0,062-0,425 K2-0,389-0,229-0,217 0,003 0,141 0,324-0,529* -0,273 0,302 0,494-0,057 K3-0,235 0,804** 0,727** -0,184-0,121-0,560* -0,339-0,625* -0,569* -0,275-0,568* K4-0,323 0,358 0,119-0,322 0,531* 0,023 0,364 0,342 0,085 0,123-0,504* K5-0,598* 0,462 0,346-0,158 0,124-0,129-0,768** -0,583* -0,365 0,314-0,409 (1): Bşk. dönemi yaprak nispi su kaybı, (2): Erken dönem yaprak nispi su kaybı, (3): Bşk. dönemi yaprak nispi su içeriği, (4): Erken dönem yaprak nispi su içeriği, (5): Regresyon katsayısı, (6): Kuraklık hassasiyet indeksi, (7): Metrekarede sap sayısı, (8): Metrekarede fertil başak sayısı, (9): Fertil sap oranı, (10): Başak uzunluğu, (11): Başakta başakcık sayısı, (12): Başakcıkta tane sayısı, (13): Başakta tane sayısı, (14): Başakta tane ağırlığı, (15): Biyolojik verim, (16): Hasat indeksi * İşaretli katsayılar %5, ** işaretli katsayılar % 1 düzeyinde önemlidir. Çizelge 4.36 nın incelenmesinden de görüleceği gibi, farklı kuraklık uygulamalarından elde edilen verim ve verim unsurları kuraklığın zamanı ve şiddetine

134 123 göre farklı korelasyonlar göstermiştir. Uzun yıllar ortalaması kuraklığı temsil eden K1 uygulamasında incelenen verim unsurlarından fertil sap oranı (0,626*), başakta tane ağırlığı (0,665*), biyolojik verim (0,501*) ve hasat indeksi (0,696*) özellikleri ile verim arasında olumlu ve önemli ilişkiler belirlenmiştir. Erken dönem kuraklığının uygulandığı K2 uygulamasında fertil sap oranı (0,764**) ve hasat indeksi (0,841**) özellikleri ile verim arasında olumlu ve çok önemli ilişki tespit edilmiştir. Bu uygulamada kuraklık stresi vejetatif aksam üzerinden metrekarede sap sayısını azaltmak veya kardeş atımı, bazı kardeşlerin başak veremeden ölmesi, suretiyle etkili olmuştur. Başaklanma çiçeklenme dönemi kuraklığı (K3) uygulamasında verim ile fertil sap oranı (0,872**) ve hasat indeksi (0,737**) özellikleri arasında çok önemli, başakta tane ağırlığı (0,569*) ve biyolojik verim (0,607*) arasında önemli ilişkiler belirlenmiştir. Bu uygulamada kuraklığın doğrudan başak sistemini ve halen o dönemde devam eden boy uzamasını etkilediğinden verim unsurlarının çoğu, verimi belirlemede önemli rol almışlardır. Tane dolum dönemi kuraklığı (K4) uygulamasında hasat indeksi (0,836**) ile verim arasında olumlu ve çok önemli; metrekarede fertil sap oranı (0,682*) ile olumlu ve önemli ilişkiler belirlenmiştir. Kuraklık stresi uygulamaları topluca değerlendirildiğinde, verimle fertil sap oranı ve hasat indeksinin olumlu ve çok önemli ilişki verdiği görülmektedir. Diğer verim unsurlarının ise kuraklığın uygulama dönemlerine, süresine ve şiddetine göre değişen şekillerde verimi desteklediği veya verim kaybına neden olduğu söylenebilir. Nitekim, kurak stres koşullarında, ekmeklik buğday genotiplerinde verim ve verim unsurları arasındaki ilişkileri belirlemeye yönelik yapılan araştırmalarda verim ile metrekarede fertil başak sayısı (Yağmur ve Kaydan 2008, Shamsi ve ark. 2010), başakta tane sayısı (Richards 1992, Öztürk 1999a, Subhani ve Chowdhry 2000, Munir ve ark. 2007, Yağmur ve Kaydan 2008, Shamsi 2010), başakta tane ağırlığı (Subhani 2000, Munir ve ark. 2007, Yağmur ve Kaydan 2008), biyolojik verim (Subhani ve Chowdhry 2000, Shamsi ve ark. 2010) ve hasat indeksi (Öztürk 1999a, Subhani ve Chowdhry 2000, Shamsi ve ark. 2010) arasında olumlu ve önemli/önemsiz ilişkiler olduğu belirlenmiştir. Diğer taraftan, verim ile metrekarede sap sayısı (Öztürk 1999a, Duggan ve ark. 2000), başak uzunluğu (Munir ve ark. 2007) ve başakcıkta tane sayısı (Kalaycı ve ark. 1998) arasında olumsuz veya önemsiz ilişkiler belirlenmiştir. Sulu koşullarda verim ile metrekarede fertil başak sayısı, başakta tane sayısı, başakta tane ağırlığı, biyolojik verim ve hasat indeksi arasında olumlu ve önemli ilişkiler olduğu belirlenmiştir (Subhani ve Chowdhry 2000). Denemede optimum koşulları temsil eden

135 124 K5 uygulamasında hasat indeksi (0,661*) ile verim arasında olumlu ve önemli ilişki belirlenmiştir. Kuraklığa hassasiyet indeksi genotiplerin kuraklığa dayanıklılık yönünden sınıflandırılmasında yaygın olarak kullanılmaktadır (Fischer ve ark., 1978; Clark ve ark., 1984; Bruckner ve ark., 1987). Farklı kuraklık uygulamalarının yer aldığı bu çalışmada, uzun yıllar ortalaması kuraklık uygulamasında (K1) tane verimi (-0,671*), fertil sap oranı (-0,694*) ve biyolojik verim (-0,593*) ile KHİ arasında olumsuz ve önemli ilişkiler tespit edilmiştir. Öteyandan, başak uzunluğu (0,730**) ile KHİ arasında olumlu ve çok önemli ilişki belirlenmiştir. Erken dönem kuraklık uygulamasında (K2) KHİ ile fertil sap oranı (-0,777**) arasında olumsuz ve çok önemli; tane verimi (- 0,596*), hasat indeksi (-0,638*) arasında olumsuz ve önemli ilişkiler tespit edilmiştir. Başak uzunluğu (0,812**) ile KHİ arasında olumlu ve çok önemli ilişki belirlenmiştir. En şiddetli kuraklığın görüldüğü K3 uygulamasında tane verimi (-0,663*) ve başakta başakcık sayısı (-0,519*) ile KHİ arasında olumsuz ve önemli; başak uzunluğu (0,652*) ve başakcıkta tane sayısı (0,707**) ile KHİ arasında sırasıyla olumlu ve çok önemli ilişkiler belirlenmiştir. Tane dolum dönemi kuraklığı uygulamasında (K4) tane verimi (- 0,671*), fertil sap oranı (-0,506*) ile KHİ arasında olumsuz ve önemli ilişkiler belirlenirken, hasat indeksi (-0,711**) ile KHİ arasında olumsuz ve çok önemli; başak uzunluğu (0,761**) ile olumlu ve çok önemli, başakcıkta tane sayısı (0,636*) ve başakta tane sayısı (0,579*) ile KHİ arasında ise olumlu ve önemli ilişkiler belirlenmiştir. Denemede incelenen verim unsurları ile KHİ arasında belirlenen korelasyon katsayıları kuraklık uygulamaları üzerinden topluca değerlendirildiğinde, tane verimi, metrekarede fertil başak sayısı, fertil sap oranı, başakta tane ağırlığı, biyolojik verim ve hasat indeksi özellikleri denemede incelenen kuraklığın her çeşidinde kuraklığa adaptasyonu sağlayan verim unsurları olarak ön plana çıkmaktadır. Kurağa adaptasyon bakımından metrekarede sap sayısı erken dönem kuraklığında önem kazanırken, başakta başakcık sayısı başaklanma döneminde önem kazanan özellikler olmuştur. Kurak stres koşullarında, ekmeklik buğday genotiplerinde KHİ ve verim unsurları arasındaki ilişkileri belirlemeye yönelik yapılan araştırmalarda KHİ ile metrekarede fertil başak sayısı arasında önemli ve negatif ilişkiler belirlenmiştir (Kalaycı ve ark. 1998). Benzer şekilde Öztürk (1999a) tarafından da KHİ ile bitkide kardeş sayısı, bitkide başak sayısı, başakta tane sayısı arasında önemli ve negatif ilişkiler rapor edilmiştir. Kuraklığa toleransı ölçmede verim stabilitesi indeksi metodu, Yates ve Cochran (1938) tarafından başlatılmış ve daha sonra Finlay ve Wilkinson (1963) ve Eberhart ve

136 125 Russell (1966) tarafından kullanılmıştır. Stabilite katsayısı olarak da anılan regresyon katsayısı (b), genotiplerin hedeflenen çevrelere adaptasyonunu belirlemek için kullanılır. Stabilite katsayısı (b) ile denemede incelenen verim ve verim unsurları arasında belirlenen korelasyon katsayıları Çizelge 4.36 de verilmiştir. Uzun yıllar ortalaması kuraklığı temsil eden K1 uygulamasında incelenen verim unsurlarından başak uzunluğu (0,635*) ve başakcıkta tane sayısı (0,745**) ve başakta tane sayısı (0,751**) ile stabilite katsayısı (b) değeri arasında olumlu ve önemli ilişkiler belirlenmiştir. Erken dönem kuraklık uygulamasında (K2) b değeri ile başakcıkta tane sayısı (0,763**) arasında olumlu ve çok önemli, başak uzunluğu (0,701*), başakta tane sayısı (0,669*) arasında olumlu ve önemli ilişkiler belirlenmiştir. En şiddetli kuraklığın görüldüğü K3 uygulamasında b değeri ile başakcıkta tane sayısı (0,798**) arasında olumlu ve çok önemli, başak uzunluğu (0,625*) ve başakta tane sayısı (0,515*) ile b değeri arasında olumlu ve önemli ilişki belirlenmiştir. Tane dolum dönemi kuraklığı uygulamasında (K4) başakcıkta tane sayısı (0,746**) ile b değeri arasında olumlu ve çok önemli ilişki görülürken, başak uzunluğu (0,632*) ve başakta tane sayısı (0,685*) ile b değeri arasında olumlu ve önemli ilişkiler belirlenmiştir. Denemede optimum koşulları temsil eden uygulamada (K5) başakcıkta tane sayısı (0,738**) ve başakta tane sayısı (0,724**) ile b değeri arasında olumlu ve çok önemli; tane verimi (0,660*), başak uzunluğu (0,526*) ve başakta tane ağırlığı (0,491*) ile b değeri arasında olumlu ve önemli ilişkiler belirlenmiştir. İncelenen verim unsurları ile b değeri arasında belirlenen korelasyon katsayıları kuraklık uygulamaları üzerinden topluca değerlendirildiğinde, tane verimi, metrekarede fertil başak sayısı, fertil sap oranı, başakta tane ağırlığı, biyolojik verim ve hasat indeksi özellikleri stabilite katsayısı olan b değeri ile göstermiş oldukları olumsuz ilişki dikkate alındığında, denemede incelenen kuraklığın her çeşidinde kuraklığa adaptasyonu sağlayan verim unsurları olarak ön plana çıkmaktadır. Başakta başakcık sayısı K3 uygulamasında kuraklığa adaptasyonu desteklemiştir. Optimum koşulları temsil eden K5 uygulamasında ise, tane verimi, başak uzunluğu, başakta başakcık sayısı, başakcıkta tane sayısı, başakta tane sayısı, başakta tane ağırlığı, ve hasat indeksi özellikleri ile b değerinin göstermiş olduğu olumlu ilişki, bu özelliklerin yüksek değerlerinin sulu koşullara uyumu desteklediğini göstermektedir. Kurak stres koşullarında, ekmeklik buğday genotiplerinde stabilite katsayısı (b) değeri ile verim unsurları arasındaki ilişkileri belirlemeye yönelik yapılan bir araştırmada b değeri ile

137 126 metrekarede fertil başak sayısı arasında önemli ve negatif ilişkiler belirlenmiştir (Kalaycı ve ark. 1998). Yaprak nispi su içeriği (YNSİ), örneklenen yaprakların başlangıçta dokusundaki suyun, turgor haline geldiği zamanki içerdiği su miktarına oranını ifade eder (Smart ve Bingham, 1974). Bu çalışmada kurağa dayanıklılık parametresi olarak değerlendirilen YNSİ ile verim ve verim unsurları arasında belirlenen ilişkiler Çizelge 4.36 da verilmiştir. Çizelge 4.36 nın incelenmesinden de görüleceği gibi, uzun yıllar ortalaması kuraklığı temsil eden K1 uygulamasında, E-YNSİ ile hasat indeksi (0,797**) arasında olumlu ve çok önemli, tane verimi (0,514*) ve başakta tane ağırlığı (0,534*) ile arasında olumlu ve önemli ilişkiler belirlenirken; fertil sap oranı (-0,513*) ile arasında ise olumsuz ve ölemli bir ilişki tespit edilmiştir. Erken dönem kuraklık uygulamasında (K2) hasat indeksi (0,868**) ile E-YNSİ arasında olumlu ve çok önemli ilişki belirlenmiştir. Tane verimi (0,687*) ve fertil sap oranı (0,622*) ile E-YNSİ arasında olumlu ve önemli ilişkiler görülürken, başak uzunluğu (-0,543*) ile olumsuz ve önemli bir ilişki tespit edilmiştir. En şiddetli kuraklığın görüldüğü K3 uygulamasında E-YNSİ ile başakta başakcık sayısı (0,751**) arasında olumlu ve çok önemli ilişki belirlenmiştir. Tane verimi (0,503*), fertil sap oranı (0,650*), başakta tane ağırlığı (0,611*) ve hasat indeksi (0,624*) özellikleri ile E-YNSİ arasında olumlu ve önemli ilişkiler görülmüştür. Tane dolum dönemi kuraklığı uygulamasında (K4) hasat indeksi (0,773**) ve başakta tane ağırlığı (0,773**) ile E-YNSİ arasında olumlu ve çok önemli; tane verimi (0,552*) ve başakta başakcık sayısı (0,453*) ile arasında olumlu ve önemli ilişkiler belirlenmiştir. Ancak, metrekarede sap sayısı (-0,629*) ve metrekarede fertil başak sayısı (-0,582*) özellikleri ile E-YNSİ arasındaki ilişkinin olumsuz ve önemli olduğu görülmüştür. Denemede optimum koşulları temsil eden uygulamada (K5) başakcıkta tane sayısı (0,611*) ve başakta tane ağırlığı (0,572*) ile E-YNSİ arasında olumlu ve önemli ilişkiler belirlenmiştir. Metrekarede sap sayısı (-0,574*) ve metrekarede fertil başak sayısı (-0,556*) ile E-YNSİ arasında ise olumsuz ve önemli ilişkiler tespit edilmiştir. İncelenen verim unsurları ile E-YNSİ arasında belirlenen korelasyon katsayıları kuraklık uygulamaları üzerinden topluca değerlendirildiğinde, genel olarak kurak koşullarda E-YNSİ yüksek olan genotiplerin tane verimi, başak sisteminde bulunan verim unsurları (başakta başakcık sayısı, başakcıkta tane sayısı, başakta tane sayısı, başakta tane ağırlığı) ve hasat indeksi değerleri de yüksek olmuştur. E-YNSİ nin bu özellikler üzerinden genotiplerin yüksek verimine işaret ettiği anlaşılmaktadır. Buna

138 127 karşılık, birim alanda sap sayısı ve fertil başak sayısı ile biyolojik verim gibi, bünyesinde birim alanda vejetatif aksamı barındıran, özellikler ile E-YNSİ arasında ise genel olarak olumsuz korelasyon katsayıları belirlenmiş olup; buradan birim alanda verime dönüşmeyen, steril sapların fazlalığının, E-YNSİ ni düşürdüğü dolayısıyla bitkinin başaklı saplar için kullanabileceği suyun steril saplar tarafından kaybedildiği sonucu çıkartılabilir. Kurak stres koşullarında, ekmeklik buğday genotiplerinde YNSİ ile verim unsurları arasındaki ilişkileri belirlemeye yönelik yapılan bir araştırmada, YNSİ ile başakta tane sayısı ve tane verimi arasında olumlu ve önemsiz ilişkiler belirlenirken; YNSİ ile bitkide başak sayısı ve hasat indeksi arasında önemli ve olumlu ilişkiler belirlenmiştir (Öztürk, 1999a). Benzer şekilde, Hafid ve ark. (1998) yaptıkları bir çalışmada yüksek oransal nem içeriğini, kuraklığa dayanıklı çeşit geliştirmede etkili olabilecek fartörler arasında kabul etmiştir. Bu sonuçlar, kuru koşullarda yüksek YNSİ nin kurağa adaptasyonu sağlayıcı özellikler üzerinde olumlu etkilerinin olduğu yöndeki araştırma sonuçlarımızla uyumluluk göstermektedir. Kuraklık uygulamalarında başaklanma dönemi sonunda ölçülen B-YNSİ ile verim ve verim unsurları arasında belirlenen korelasyon katsayıları Çizelge 36 da verilmiştir. Çizelgenin incelenmesinden de görüleceği gibi, uzun yıllar ortalaması kuraklığı temsil eden K1 uygulamasında, B-YNSİ ile başakta tane ağırlığı (0,564*) ve biyolojik verim (0,587*) arasında olumlu ve önemli ilişkiler belirlenirken; metrekarede fertil başak sayısı (-0,516*) ile arasında ise olumsuz ve ölemli bir ilişki tespit edilmiştir. Erken dönem kuraklık uygulamasında (K2) başakta tane ağırlığı (0,631*) ile B-YNSİ arasında olumlu ve önemli ilişki belirlenmiştir. Metrekarede sap sayısı (-0,669*) ve metrekarede fertil başak sayısı (-0,579*) ile B-YNSİ arasında olumsuz ve önemli ilişkiler tespit edilmiştir. En şiddetli kuraklığın görüldüğü K3 uygulamasında B-YNSİ ile biyolojik verim (0,598*) arasında olumlu ve önemli ilişki belirlenmiştir. Tane dolum dönemi kuraklığı uygulamasında (K4) başakta başakcık sayısı (0,652*), başakta tane ağırlığı (0,631*) ve biyolojik verim (0,666*) ile B-YNSİ arasında olumlu ve önemli ilişkiler olduğu görülmüştür. Ancak, metrekarede fertil başak sayısı (-0,763**) ile B- YNSİ arasında olumsuz ve çok önemli korelasyon katsayısı belirlenirken, metrekarede sap sayısı ile arasında olumsuz ve önemli ilişki görülmüştür. Denemede optimum koşulları temsil eden uygulamada (K5) başakta başakcık sayısı (0,751**) ve başakta tane ağırlığı (0,528*) ile B-YNSİ arasında olumlu ve sırasıyla çok önemli, önemli ilişkiler belirlenmiştir. Metrekarede sap sayısı (-0,664*) ve metrekarede fertil başak

139 128 sayısı (-0,729**) ile B-YNSİ arasında ise olumsuz ve sırasıyla önemli, çok önemli ilişkiler tespit edilmiştir. İncelenen verim unsurları ile B-YNSİ arasında belirlenen korelasyon katsayıları kuraklık uygulamaları üzerinden topluca değerlendirildiğinde, başaklanma döneminde ölçülen YNSİ ölçüm zamanı denemede yer alan genotiplerin vejetasyon sürecinin ileri bir dönemine denk geldiği için B-YNSİ değerleri E-YNSİ değerlerine göre daha düşük gerçekleşmiş ve bu da kuraklık uygulamalarında verim unsuru özellikleri ile B-YNSİ arasında belirlenen korelasyon katsayılarına genel olarak ilişkilerin önem seviyesini azaltıcı yönde yansımıştır. Ancak, metrekarede sap sayısı ve birim alanda fertil başak sayısının fazlalığı YNSİ ni azaltıcı yönde etkisini devam ettirmiştir. Genel olarak kurak koşullarda B-YNSİ yüksek olan genotiplerin başak sisteminde bulunan verim unsurları (başak uzunluğu, başakta başakcık sayısı, başakcıkta tane sayısı, başakta tane sayısı, başakta tane ağırlığı) ve biyolojik verim değerleri de yüksek olmuştur. B-YNSİ nin bu özellikler üzerinden genotiplerin verimine katkıda bulunduğu söylenebilir. Düşük yaprak nispi su kaybı (YNSK) kuraklığa dayanıklılığın güvenilir bir göstergesi olarak kabul edilmektedir (Yang ve ark., 1991). Çalışmamızda kurağa dayanıklılık parametresi olarak değerlendirilen ve hem K2 kuraklık uygulamasının sonunda (Erken dönem-ynsk) ve hem de K3 kuraklık uygulamasının sonunda (Başaklanma dönemi-ynsk) ölçülen YNSK ile verim ve verim unsurları arasında belirlenen ilişkiler Çizelge 4.36 da verilmiştir. Çizelge 4.36 nın incelenmesinden de görüleceği gibi, uzun yıllar ortalaması kuraklığı temsil eden K1 uygulamasında incelenen verim unsurlarından başakcıkta tane sayısı (-0,507*) ile E-YNSK arasında olumsuz ve önemli ilişki belirlenmiştir. Erken dönem kuraklık uygulamasında (K2) başak uzunluğu (-0,518*) ile E-YNSK arasında olumsuz ve önemli bir ilişki belirlenmiştir. En şiddetli kuraklığın görüldüğü başaklanma çiçeklenme dönemi kuraklık uygulamasında (K3) başakta başakcık sayısı (-0,705**), başakta tane sayısı (- 0,772**) ve başakta tane ağırlığı (-0,720**) ile E-YNSK arasında olumsuz ve çok önemli, hasat indeksi (-0,669*) ile olumsuz ve önemli; metrekarede sap sayısı (0,578*) ile ise olumlu ve önemli ilişkiler belirlenmiştir. Tane dolum dönemi kuraklığı uygulamasında (K4) E-YNSK ile incelenen özellikler arasında önemli bir ilişki belirlenmemiştir. Denemede optimum koşulları temsil eden uygulamada (K5) tane verimi (-0,796**) ve hasat indeksi (-0,813**) ile E-YNSK arasında olumsuz ve çok önemli; başakta tane ağırlığı (-0,561*) ile E-YNSK arasında ise olumsuz ve önemli ilişkiler belirlenmiştir.

140 129 E-YNSK parametresi ile verim unsurları özellikleri arasındaki korelasyon katsayıları kuraklık uygulamaları üzerinden topluca değerlendirilecek olursa, E-YNSK düşük olan genotiplerin tüm kuraklık uygulamalarında tane verimi, fertil sap oranı, başakcıkta tane sayısı, başakta tane sayısı, başakta tane ağırlığı ve hasat indeksinin yüksek olduğu anlaşılmaktadır. Buna karşılık, birim alanda sap sayısı ve birim alanda fertil başak sayısı fazla olan genotiplerin E-YNSK nın fazla olduğu ifade edilebilir. B-YNSK ile verim ve verim unsurları arasında belirlenen ilişkiler Çizelge 4.36 da verilmiştir. Uzun yıllar ortalaması kuraklığı temsil eden K1 uygulamasında incelenen verim unsurlarından başakcıkta tane sayısı (-0,607*), başakta tane sayısı (- 0,533*) ve başakta tane ağırlığı (-0,627*) ile B-YNSK arasında olumsuz ve önemli ilişkiler belirlenmiştir. Tane verimi ile B-YNSK arasındaki olumsuz ilişki E-YNSK ile tane verimi arasındaki olumsuz ilişkiye göre daha belirgin hale gelmiştir. Erken dönem kuraklık uygulamasında (K2) başakcıkta tane sayısı (-0,529*) ile B-YNSK arasında olumsuz ve önemli ilişki belirlenmiştir. En şiddetli kuraklığın görüldüğü başaklanma çiçeklenme dönemi kuraklık uygulamasında (K3) metrekarede sap sayısı (0,804**) ve metrekarede fertil başak sayısı (0,727**) ile B-YNSK arasında olumlu ve çok önemli ilişkiler belirlenirken, başakta başakcık sayısı (-0,560*), başakta tane sayısı (-0,625*), başakta tane ağırlığı (-0,569*) ve hasat indeksi (-0,568*) ile B-YNSK arasında olumsuz ve önemli ilişkiler tespit edilmiştir. Tane dolum dönemi kuraklığı uygulamasında (K4) B-YNSK ile başak uzunluğu (0,531*) arasında olumlu ve önemli, hasat indeksi (- 0,504*) ile B-YNSK arasında ise olumsuz ve önemli ilişkiler tespit edilmiştir. Denemede optimum koşulları temsil eden uygulamada (K5) başakcıkta tane sayısı (- 0,768**) ile B-YNSK arasında olumsuz ve çok önemli; tane verimi (-0,598*) ve başakta tane sayısı (-0,583*) ile B-YNSK arasında ise olumsuz ve önemli ilişkiler belirlenmiştir. B-YNSK düşük olan genotiplerin çoğu kuraklık uygulamalarında tane verimi, fertil sap oranı, başakcıkta tane sayısı, başakta tane sayısı, başakta tane ağırlığı ve hasat indeksinin yüksek olduğu anlaşılmaktadır. Buna karşılık, birim alanda sap sayısı ve birim alanda fertil başak sayısı fazla olan genotiplerin B-YNSK nın fazla olduğu ifade edilebilir. Kurak stres koşullarında, ekmeklik buğday genotiplerinde YNSK ile verim unsurları arasındaki ilişkileri belirlemeye yönelik yapılan bir araştırmada, YNSK ile tane verimi, bitkide kardeş sayısı, bitkide başak sayısı, ve hasat indeksi arasında olumsuz ve önemli/önemsiz ilişkiler belirlenirken; YNSK ile başakta tane ağırlığı arasında olumlu ve önemsiz ilişkiler belirlenmiştir (Öztürk, 1999a). Bu sonuçlar, kuru

141 130 koşullarda düşük YNSK nın kurağa adaptasyonu sağlayıcı özellikler üzerinde olumlu etkilerinin olduğu yöndeki araştırma sonuçlarımızla uyumluluk göstermektedir Morfolojik Parametreler Bitki boyu Konya da kontrollü tarla şartları altında, 10 adet ekmeklik buğday genotipi kullanılarak, farklı bitki gelişim dönemlerinde kuraklık uygulamasının yapıldığı çalışmada, elde edilen bitki boyuna ait değerler ve önemlilik grupları Çizelge 4.37 de ve bu değerlere ait varyans analiz sonuçları da Çizelge 4.38 de verilmiştir. Çizelge 4.38 in incelenmesinden de anlaşılacağı gibi, bitki boyu bakımından yıl, kuraklık uygulaması, genotip, yıl x genotip interaksiyonu, yıl x kuraklık interaksiyonu ve kuraklık x genotip interaksiyonu p<0,01 seviyesinde önemli bulunmuştur. Bitki boyu genel ortalaması 121,3 cm olarak belirlenmiş olup, bu değer birinci yılda 108,1 cm iken, ikinci yılda 134,4 cm olarak gerçekleşmiştir. Kuraklık uygulamalarında iki yıllık ortalama bitki boyu 108,6 cm (K3) ile 127,6 cm (K5) arasında değişim göstermiştir (Çizelge 4.37). LSD testine göre, K5 (127,6 cm) ve K1 (127,1 cm) birinci grupta a, K4 (122,1 cm) ve K2 (121,0 cm) uygulamaları b grubunda yer almıştır. K3 (108,6 cm) uygulaması ise en son grubu c oluşturmuştur. Kuraklığa en yüksek tepki % 14,9 bitki boyu kaybı ile K3 uygulamasından elde edilirken, bunu % 5,2 ile K2 ve % 4,4 ile K4 uygulaması izlemiştir. K1 uygulamasında ise kuraklık stresi bitki boyunda önemli bir etki göstermemiştir. K3 uygulamasının bitki boyu kaybı bakımından en yüksek tepkiyi vermesi, bu uygulamadaki kuraklık stresinin genotiplerdeki bitki boyu gelişimi üzerinde de çok etkili olduğunu göstermektedir. Erken dönem kuraklığı (K2) uygulamasında metrekarede sap sayısı olumsuz etkilenirken (Çizelge 6), şartların düzelmesiyle stresten uzaklaşan bitki, normal seviyesine yakın boyunu uzatabilmiştir. K4 uygulamasında ise kuraklık stresinin bitkide boy uzamasının sona erdiği döneme denk gelmesi nedeniyle bu uygulamadaki genel kuraklık koşulları çerçevesinde sınırlı kalan bir tepki oluşmuştur. Gupta ve ark. (2001) ekmeklik buğday genotiplerinde bitki boyunun, özellikle sapa kalkma zamanındaki su stresi altında önemli derecede azaldığını rapor etmişlerdir.

142 Ort Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen bitki boyu (cm) Yıl Genotipler Kuraklık uygulamaları K 1* K 2 K 3 K 4 K 5 Genotip Ort. Karahan ,3 109,9 98,8 114,1 123,7 114,6 jk** Bayraktar ,4 98,0 88,9 100,0 110,6 101,9 m Gerek ,3 105,5 91,4 110,2 115,1 108,1 l Dağdaş ,8 117,1 101,1 119,1 125,3 117,9 hı Bezostaja 1 123,8 110,6 98,8 112,5 117,2 112,6 k Göksu 99 94,4 92,1 73,4 89,9 105,3 91,0 o Konya ,5 99,4 87,9 103,1 104,3 100,4 m BDME 09/1K 101,2 94,9 85,8 97,2 99,0 95,6 n BDME 09/2K 125,8 109,0 102,2 108,8 117,2 112,6 k KEBVD ,8 123,6 113,6 127,8 130,7 126,3 f Kuraklık Ort. (2010) 117,2 d 106,0 e 94,2 f 108,3 e 114,8 d 108,1 a Karahan ,4 144,9 133,3 140,6 150,5 142,9 b Bayraktar ,4 134,8 121,5 133,9 142,3 134,0 d Gerek ,7 133,0 119,5 130,1 138,1 131,5 e Dağdaş ,9 143,7 130,1 145,1 147,5 141,8 b Bezostaja 1 140,2 137,0 126,6 136,0 141,7 136,3 cd Göksu ,4 115,6 104,6 119,1 124,1 115,7 ıj Konya ,2 124,9 112,7 124,4 127,0 123,0 g BDME 09/1K 121,4 121,6 108,5 120,8 122,3 118,9 h BDME 09/2K 141,5 139,1 127,4 141,7 143,7 138,6 c KEBVD ,1 165,5 146,4 166,4 166,4 161,6 a Kuraklık Ort. (2011) 137,0 b 136,0 b 123,1 c 135,8 b 140,3 a 134,4 b Karahan ,9 cd 127,4 h-k 116,1 n-p 127,4 h-k 137,1 c 128,8 b Bayraktar ,9 k 116,4 m-p 105,2 v-x 117,0 m-o 126,5 jk 118,0 e Gerek ,5 h-k 119,3 mn 105,5 v-x 120,1 lm 126,6 ı-k 119,8 d Dağdaş ,9 c-e 130,4 f-ı 115,6 n-q 132,1 d-g 136,4 c 129,9 b Bezostaja 1 132,0 e-g 123,8 kl 112,7 p-t 124,3 k 129,5 g-j 124,5 c Göksu ,9 wx 103,8 xy 89,0 z 104,5 wx 114,7 o-r 103,4 h Konya ,9 m-o 112,2 q-t 100,3 yz 113,8 o-s 115,7 n-q 111,8 f BDME 09/1K 111,3 r-u 108,3 u-w 97,2 z 109,0 t-v 110,7 s-u 107,3 g BDME 09/2K 133,7 c-f 124,0 k 114,8 o-r 125,3 k 130,5 f-h 125,6 c KEBVD ,5 a 144,6 b 130,0 f-j 147,1 ab 148,5 a 143,9 a Kuraklık Ort.( ) 127,1 a 121,0 b 108,6 c 122,1 b 127,6 a 121,3 *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı, K 5:Tam sulu koşullar **Aynı harflerle gösterilen değerler arasında farklılık yoktur. LSD (0,05) Y: 1,39 LSD (0,05) K: 2,20 LSD (0,05) YxK int.: 3,11 LSD (0,05) G: 1,71 LSD (0,05) YxG int: 2,42 LSD (0,05) KxG int.: 3,82 LSD (0,05) YxKxG int.: öd Mirbahar ve ark. (2009) ekmeklik buğday genotiplerinde bitki boyunda, tüm kuraklık uygulamalarında azalma görüldüğünü, fakat en fazla azalmanın terminal kuraklıkta olduğunu, bunu kardeşlenme dönemi ve başaklanma öncesi kuraklıkların

143 132 takip ettiğini belirtmişlerdir. Nitekim, diğer bazı araştırmalarda da ekmeklik buğdayda bitki boyunun, farklı gelişme dönemlerinde görülen kuraklık stresi altında azalma gösterdiği ve bu azalmanın kuraklığın geliş zamanı ve şiddetine göre varyasyon gösterdiği bildirilmiştir (Kalaycı ve ark. 1998, Öztürk 1999a, Subhani ve Chowdhry 2000, Kimurto ve ark. 2003, Shamsi ve ark. 2010). Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen bitki boyuna ait varyans analizi Varyasyon Kaynağı Serbestlik Derecesi Kareler Toplamı Kareler Ortalaması F Değeri Yıl (Y) , ,8 1528,214** Tekerrür [Yıl] 6 218,921 36,4868 0,8058 Kuraklık Uygulaması (K) ,5 4687,62 103,5278** Y*K int ,98 323,496 7,1445** Hata (1) ,69 45,2789 3,0027 Genotip (G) ,8 5745,98 381,0494** Y*G int ,82 181,202 12,0165** K*G int ,83 32,1899 2,1347** Y*G*K int ,746 17,5763 1,1656 Hata (2) ,43 15,08 Genel ,56 * (p<0.05), ** (p<0.01), CV (%): 3,2 Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen bitki boyunda sulu koşullara göre meydana gelen performans kayıpları (%) Genotipler Kuraklık uygulamaları K 1* K 2 K 3 K 4 Karahan 99 0,9 7,1 15,3 7,1 Bayraktar ,2 7,9 16,8 7,5 Gerek 79 +0,7 5,8 16,7 5,1 Dağdaş 94 1,1 4,4 15,2 3,2 Bezostaja 1 +2,0 4,4 12,9 4,0 Göksu 99 8,6 9,5 22,4 8,9 Konya ,0 3,0 13,3 1,6 BDME 09/1K +0,6 2,2 12,2 1,5 BDME 09/2K +2,5 4,9 12,0 4, KEBVD 24 +0,6 2,7 12,4 0,9 Ortalama 0,4 5,2 14,9 4,4 *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı + performans artışını göstermektedir

144 133 Genotiplerin iki yıllık ortalama bitki boyları 103,4 cm (Göksu 99) ile 143,9 (08-09 KEBVD 24) arasında değişmiştir. Bu değerler, birinci yılda 91,0 cm (Göksu 99) ile 126,3 cm (08-09 KEBVD 24), ikinci yılda ise 115,7 cm (Göksu 99) ile 161,6 cm (08-09 KEBVD 24) arasında bir değişim göstermiştir (Çizelge 4.37). LSD testine göre, KEBVD 24 (143,9 cm) yerel çeşidi a grubu ile 1. sırada yer almıştır. Dağdaş 94 (129,9 cm) ve Karahan 99 (128,8 cm) çeşitleri b grubunda yer alırken; BDME 09/2K (125,6 cm) ve Bezostaja 1 (124,5 cm) genotipleri c grubunu paylaşarak bunu takip etmiştir. Göksu 99 (103,4 cm) h grubu ile en son gruba dahil olmuştur. Tüm kuraklık uygulamaları üzerinden değerlendirildiğinde, KEBVD 24, Karahan 99, BDME 09/2K ve Bezostaja 1 genotipleri deneme ortalamasının üzerinde bitki boyu değerlerine sahip olarak ön plana çıkmıştır. Göksu 99 ve BDME 09/1K genotipleri ise denemede yer alan genotipler içerisinde kısa boylu genotipler olarak kabul edilebilir. Genotiplerin uygulamalar içindeki performansları Çizelge 4.37 de, sulu uygulamaya göre gösterdikleri performans kayıpları Çizelge 4.39 da verilmiştir. Uzun yıllar ortalaması kuraklık uygulamasında (K1) genotiplerden ortalama 127,1 cm bitki boyu elde edilirken, aynı uygulamada genotipler arasında bitki boyu 104,9 cm (Göksu 99) ile 149,5 cm (08-09 KEBVD 24) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre, KEBVD 24 (149,5 cm) a grubu ile ilk sırada yer almıştır. Karahan 99 (135,9 cm) cd, Dağdaş 94 (134,9 cm) c-e, BDME 09/2K (133,7 cm) genotipi ise c-f grubu ile bunları izlemiştir. Göksu 99 (104,9 cm) ise wx ile bu uygulamanın en son grubuna dahil olmuştur. Erken dönem kuraklık uygulamasında (K2) genotiplerden ortalama 121,0 cm bitki boyu elde edilmiş olup, aynı uygulama altındaki genotipler arasında bitki boyu 103,8 cm (Göksu 99) ile 144,6 cm (08-09 KEBVD 24) arasında değişimiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre, KEBVD 24 (144,6 cm) yerel çeşidi b grubu ile birinci sırada yer almıştır. Dağdaş 94 (130,4 cm) f-ı grubu ile ikinci sırada yer alırken, Karahan 99 (127,4 cm) h-k, BDME 09/2K (124,0 cm) k ve Bezostaja 1 (123,8 cm) kl grubu ile bunları takip eden çeşitler olmuştur. Göksu 99 (103,8 cm) çeşidi bu uygulamanın son grubuna xy dahil olmuştur. Erken dönem kuraklığı uygulamasında (K2) genotiplerin ortalama bitki boyu kaybı % 5,2 olarak gerçekleşmiştir. Bu aynı uygulamadaki genotiplerde % 2,2 (BDME 09/1K) ile % 9,5 (Göksu 99) arasında bir varyasyon göstermiştir. K2 uygulamasında, BDME 09/2K, Dağdaş 94, Bezostaja 1, Konya 2002 ve KEBVD 24 genotipleri toleranslı grupta

145 134 yer almıştır. Göksu 99, Bayraktar 2000 ve Karahan 99 çeşitleri ise hassas olarak belirlenmiştir. Başaklanma dönemi kuraklığı uygulamasında (K3) yer alan genotiplerden ortalama 108,6 cm bitki boyu elde edilmiştir. Aynı uygulama altındaki genotipler arasında bitki boyu 89,0 cm (Göksu 99) ile 130,0 cm (08-09 KEBVD 24) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonunda yapılan LSD testine göre, KEBVD 24 (130,0 cm) f-j grubu ile ilk sırada yer almıştır. Karahan 99 (116,1 cm) n-p, Dağdaş 94 (115,6 cm) n-q, BDME 09/2K (114,8 cm) o-r ve Bezostaja 1 (112,7 cm) p-t grupları ile bunu takip etmiştir. Göksu 99 (73,4 cm) ise uygulamanın en son grubu olan z grubunda yer almıştır. K3 uygulamasında genotiplerin ortalama bitki boyu kaybı % 17,9 olarak gerçekleşmiştir. Bu aynı uygulamadaki genotiplerde % 12,0 (BDME 09/2K) ile % 22,4 (Göksu 99) arasında bir değişim göstermiştir. En şiddetli kuraklık etkisinin görüldüğü K3 uygulamasında BDME 09/2K, KEBVD 24, BDME 09/1K, Konya 2002 ve Bezostaja 1 bitki boyu yönüyle toleranslı genotipler olarak ön plana çıkarken; Göksu 99, Gerek 79, Karahan 99, Bayraktar 2000 ve Dağdaş 94 ise hassas genotipler olarak belirlenmiştir. Tane dolum dönemi kuraklığı uygulamasında (K4) genotipler arasında bitki boyu 104,5 cm (Göksu 99) ile 147,1 cm (08-09 KEBVD 24) arasında değişmiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu için yapılan LSD testine göre, KEBVD 24 (147,1 cm) ab grubu ile ilk sırada yer almıştır. Dağdaş 94 (132,1 cm) d-g, Karahan 99 (127,4 cm) h-k ve BDME 09/2K (125,3 cm) h-j grupları ile bunu takip etmiştir. Göksu 99 (89,0 cm) ise uygulamanın en son grubuna z dahil olmuştur. K4 uygulamasında genotiplerin ortalama bitki boyu kaybı % 4,4 olarak belirlenmiştir Tam sulu koşullar uygulamasında (K5) genotiplerden ortalama bitki boyu 127,6 cm olmuştur. Bu uygulamada genotipler arasında bitki boyu 110,7 cm (BDME 09/1K) ile 148,5 cm (08-09 KEBVD 24) arasında değişimiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu için yapılan LSD testine göre, KEBVD 24 (148,5 cm) a grubu ile 1. sırada yer almıştır. Bunu Karahan 99 (137,1 cm) ve Dağdaş 94 (136,4 cm) c, BDME 09/2K (130,5 cm) f-h ve Bezostaja 1 (129,5 cm) ve g-j grupları ile takip eden çeşitler olmuştur. BDME 09/1K (110,7 cm) ise s-u ile uygulamanın en son grubunda yer almıştır. Bu uygulamada yüksek bitki boyu yönüyle KEBVD 24, Dağdaş 94, Karahan 99, Bezostaja 1 ve BDME 09/2K genotipleri ön plana çıkmışlardır. BDME 09/1K ise kısa boylu genotip olarak belirlenmiştir.

146 Üst boğum uzunluğu Konya da kontrollü tarla şartları altında, 10 adet ekmeklik buğday genotipi kullanılarak, farklı bitki gelişim dönemlerinde kuraklık uygulamasının yapıldığı çalışmada, elde edilen üst boğum uzunluğuna ait değerler ve önemlilik grupları Çizelge 4.40 da ve bu değerlere ait varyans analiz sonuçları da Çizelge 4.41 de verilmiştir. Çizelge 4.41 ın incelenmesinden de anlaşılacağı gibi, üst boğum uzunluğu bakımından yıl, kuraklık uygulaması, genotip, yıl x genotip interaksiyonu, yıl x kuraklık interaksiyonu, kuraklık x genotip interaksiyonu, yıl x kuraklık x genotip interaksiyonu p<0,01 seviyesinde istatistiki bakımdan önemli bulunmuştur. Üst boğum uzunluğu genel ortalaması 38,20 cm olarak belirlenmiş olup, bu değer birinci yılda 32,32 cm iken, ikinci yılda 44,11 cm olmuştur. Kuraklık uygulamalarında iki yıllık ortalama üst boğum uzunluğu 31,77 cm (K3) ile 42,46 cm (K5) arasında değişim göstermiştir (Çizelge 4.40). LSD testine göre K5 (42,46 cm) a grubunda yer alırken; K1 (40,39 cm) b, K2 (38,29 cm) ve K4 (38,17 cm) c, grubunda yer almıştır. K3 (31,77 cm) uygulaması ise d ile en son gruba girmiştir (Şekil 4.14). Kuraklığa en yüksek tepki % 25,2 üst boğum uzunluğu kaybı ile K3 uygulamasından elde edilirken, bunu % 10,1 ile K4 ve % 9,8 ile K2 uygulaması izlemiştir. K1 uygulaması ise % 4,9 ile en az üst boğum uzunluğu kaybı gösteren uygulama olmuştur. Deneme ortalaması üzerinden bakıldığında bitki boyunda (121,3 cm) yaklaşık üçte birlik paya sahip olan üst boğum uzunluğunun (38,20 cm), kuraklık stresine karşı gösterdiği tepkinin önemi daha iyi anlaşılabilir. Bu açıdan değerlendirildiğinde, K3 uygulamasının üst boğum uzunluğu kaybı bakımından en yüksek tepkiyi vermesi anlamlı bulunmuştur. Gupta ve ark. (2001) ekmeklik buğday genotiplerinde üst boğum uzunluğunun, su stresi altında % oranlarında azaldığını rapor etmişlerdir. Benzer şekilde bu alanda yapılan bazı araştırmalarda da, buğday çeşitlerinde üst boğum uzunluğunun su stresi altında önemli derecede azaldığı gözlemlenmiştir (Kalaycı ve ark. 1998, Öztürk 1999a, Subhani ve Chowdhry 2000, Ehdaie ve ark. 2006, Shamsi ve ark. 2010). Genotiplerin iki yıllık ortalama üst boğum uzunluğu değerleri 33,86 cm (Göksu 99) ile 41,21 (Bayraktar 2000) arasında değişmiştir. Bu değerler, birinci yılda 27,90 cm (Göksu 99) ile 34,30 cm (Bayraktar 2000) arasında, ikinci yılda ise 39,14 cm (BDME

147 Ort /1K) ile 48,11 cm (08-09 KEBVD 24) arasında bir değişim göstermiştir (Çizelge 4.40). Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen üst boğum uzunluğu (cm) Yıl Genotipler Kuraklık uygulamaları K 1* K 2 K 3 K 4 K 5 Genotip Ort. Karahan 99 36,40 z-a** 32,30 z-f 23,40 z-l 33,10 z-e 39,10 u-z 32,80 f Bayraktar ,00 s-z 33,20 z-e 23,40 z-l 32,40 z-f 42,40 n-t 34,30 e Gerek 79 37,50 x-z 33,60 z-d 21,80 z-m 33,60 z-d 37,40 x-z 32,80 f Dağdaş 94 35,90 z-a 32,50 z-f 24,10 z-l 31,90 z-f 38,90 v-z 32,70 f Bezostaja 1 38,70 v-z 34,80 z-c 25,20 z-k 31,50 z-f 38,70 v-z 33,80 ef Göksu 99 30,00 z-g 28,00 z-h 19,10 z-m 26,10 z-j 36,30 z 27,90 h Konya ,50 x-z 33,20 z-e 25,70 z-j 34,00 z-d 36,50 z 33,40 ef BDME 09/1K 34,50 z-c 30,30 z-g 24,70 z-l 30,60 z-g 35,10 z-b 31,10 g BDME 09/2K 37,70 w-z 32,80 z-f 26,80 z-i 32,70 z-f 37,70 x-z 33,50 ef KEBVD 24 32,30 z-f 32,10 z-f 22,70 z-l 33,20 z-e 32,90 z-f 30,70 g Kuraklık Ort. (2010) 36,10 e 32,30 f 23,70 g 31,90 f 37,50 d 32,32 b Karahan 99 45,80 f-l 45,30 h-n 39,62 t-z 43,68 l-q 47,48 d-ı 44,37 c Bayraktar ,05 b-d 48,35 c-g 43,80 l-p 47,40 d-j 50,85 a-c 48,09 a Gerek 79 44,35 k-o 44,58 ı-o 40,23 r-y 43,08 l-r 48,38 c-g 44,12 c Dağdaş 94 45,50 g-m 46,05 e-l 39,66 t-z 47,28 d-k 53,28 a 46,35 b Bezostaja 1 44,85 ı-o 43,53 l-q 40,35 r-x 43,58 l-q 47,88 c-h 44,04 c Göksu 99 38,28 w-z 40,25 r-y 37,12 z 41,28 p-v 42,08 o-u 39,80 d Konya ,48 j-o 44,40 k-o 40,73 q-w 43,60 l-q 44,70 ı-o 43,58 c BDME 09/1K 40,73 q-w 38,43 v-z 37,29 yz 39,50 t-z 39,75 s-z 39,14 d BDME 09/2K 44,23 l-p 42,73 m-s 39,52 t-z 43,58 l-q 47,25 d-k 43,46 c KEBVD 24 48,63 c-f 49,00 c-e 39,81 s-z 50,85 a-c 52,28 ab 48,11 a Kuraklık Ort. (2011) 44,69 b 44,26 b 39,81 c 44,38 b 47,39 a 44,11 a Karahan 99 41,11 d-h 38,80 ı-m 31,53 q-s 38,41 j-m 43,29 bc 38,63 bc Bayraktar ,05 ab 40,81 d-ı 33,61 n-q 39,94 g-k 46,63 ab 41,21 a Gerek 79 40,95 d-h 39,10 h-m 31,03 s 38,38 k-m 42,90 cd 38,47 c Dağdaş 94 40,73 e-ı 39,29 h-m 31,88 p-s 39,61 h-l 46,13 ab 39,53 b Bezostaja 1 41,78 c-g 39,20 h-m 32,81 o-s 37,54 lm 43,33 bc 38,93 bc Göksu 99 34,14 no 34,15 no 28,11 t 33,70 n-p 39,20 h-m 33,86 e Konya ,99 d-h 38,84 ı-m 33,25 n-r 38,84 ı-m 40,63 e-ı 38,51 c BDME 09/1K 37,61 lm 34,39 no 31,02 s 35,05 n 37,44 m 35,10 d BDME 09/2K 41,00 d-h 37,78 lm 33,20 n-r 38,16 k-m 42,48 c-f 38,52 c KEBVD 24 40,50 f-j 40,56 e-ı 31,29 rs 42,04 c-g 42,63 c-e 39,40 bc Kuraklık Ort.( ) 40,39 b 38,29 c 31,77 d 38,17 c 42,46 a 38,20 *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı, K 5:Tam sulu koşullar **Aynı harflerle gösterilen değerler arasında farklılık yoktur. LSD (0,05) Y: 0,50 LSD (0,05) K: 0,80 LSD (0,05) YxK int.: 1,13 LSD (0,05) G: 0,94 LSD (0,05) YxG int: 1,33 LSD (0,05) KxG int.: 2,11 LSD (0,05) YxKxG int.: 2,98

148 137 LSD testine göre, Bayraktar 2000 (41,21 cm) a grubu ile 1. sırada yer almıştır. Dağdaş 94 (39,53 cm) b ve KEBVD 24 (39,40 cm) bc grubu ile bunu takip etmiştir. Göksu 99 (33,86 cm) e grubu ile en son gruba dahil olmuştur. Tüm kuraklık uygulamalarına göre, Bayraktar 2000, Dağdaş 94, KEBVD 24, Bezostaja 1, BDME 09/2K, Konya 2002 ve Gerek 79 genotipleri deneme ortalamasının üzerinde üst boğum uzunluklarına sahip olarak ön plana çıkmışlardır. Göksu 99 çeşidi ise kısa üst boğum uzunluğuna sahip genotip olmuştur. Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen üst boğum uzunluğuna ait varyans analizi Varyasyon Kaynağı Serbestlik Derecesi Kareler Toplamı Kareler Ortalaması F Değeri Yıl (Y) , ,8 2324,146** Tekerrür [Yıl] 6 67, ,1973 1,8752 Kuraklık Uygulaması (K) , ,01 215,2027** Y*K int , ,478 27,3779** Hata (1) ,308 5, ,3052 Genotip (G) ,04 185,226 40,4871** Y*G int ,427 68, ,0682** K*G int ,559 12,6544 2,766** Y*G*K int ,743 8, ,7775** Hata (2) ,236 4,575 Genel ,283 * (p<0.05), ** (p<0.01), CV (%): 5,6 *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı, K 5:Tam sulu koşullar ġekil Kuraklık uygulamalarında ortalama üst boğum uzunluğu değerleri

149 138 Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen üst boğum uzunluğunda sulu koşullara göre meydana gelen performans kayıpları (%) Genotipler Kuraklık uygulamaları K 1* K 2 K 3 K 4 Karahan 99 5,0 10,4 27,2 11,3 Bayraktar ,4 12,5 27,9 14,3 Gerek 79 4,5 8,9 27,7 10,5 Dağdaş 94 11,7 14,8 30,9 14,1 Bezostaja 1 3,6 9,5 24,3 13,4 Göksu 99 12,9 12,9 28,3 14,0 Konya ,9 4,4 18,1 4,4 BDME 09/1K +0,5 8,1 17,1 6,4 BDME 09/2K 3,5 11,1 21,8 10, KEBVD 24 5,0 4,8 26,6 1,4 Ortalama 4,9 9,8 25,2 10,1 *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı + performan artışını göstermektedir Genotiplerin uygulamalar içindeki performansları Çizelge 4.40 da, sulu uygulamaya göre gösterdikleri performans kayıpları Çizelge 4.42 de verilmiştir. Uzun yıllar ortalaması kuraklığında (K1) genotiplerden ortalama 40,39 cm üst boğum uzunluğu elde edilirken, genotipler arasında üst boğum uzunluğu 34,14 cm (Göksu 99) ile 45,05 cm (Bayraktar 2000) arasında değişmiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu için yapılan LSD testine göre, Bayraktar 2000 (45,05 cm) ab grubu ile ilk sırada yer almıştır. Bezostaja 1 (41,78 cm) c-g grubu ile ikinci sırada yer almış, Karahan 99 (41,11 cm) ve BDME 09/2K (41,00 cm) d-h grubu ile bunları izlemiştir. Göksu 99 (34,14 cm) ise no ile en son gruba dahil olmuştur. K1 uygulamasında genotiplerin ortalama üst boğum uzunluğu kaybı % 4,9 olarak gerçekleşmiştir (Çizelge 4.42). Bu uygulamada en yüksek tepki Göksu 99 çeşidinden elde edilirken, Konya 2002 ve BDME 09/1K genotipleri boy kaybı yönünde bir tepki göstermemişlerdir. Erken dönem kuraklık uygulamasında (K2) genotiplerden ortalama 38,29 cm üst boğum uzunluğu elde edilmiş olup, genotipler arasında üst boğum uzunluğu 34,15 cm (Göksu 99) ile 40,81 cm (Bayraktar 2000) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu için yapılan LSD testine göre bu uygulamada, Bayraktar 2000 (40,81 cm) d-ı grubu ile birinci sırada yer almıştır KEBVD 24 (40,56 cm) e-ı grubu ile ikinci sırada yer alırken, Dağdaş 94 (39,29 cm), Bezostaja (39,20 cm) ve Gerek 79 (39,10 cm) h-m grubu ile bunları takip etmiştir. Göksu 99 (34,15 cm) son

150 139 gruba no dahil olmuştur. K2 uygulamasında genotiplerin ortalama üst boğum uzunluğu kaybı % 9,8 olmuştur. Bu aynı uygulamadaki genotipler arasında % 4,4 (Konya 2002) ile % 14,8 (Dağdaş 94) bir varyasyon göstermiştir. Bu uygulamada Dağdaş 94, Göksu 99, Bayraktar 2000, BDME 09/2K ve Karahan 99 hassas, Gerek 79, BDME 09/1K, KEBVD 24 ve Konya 2002 toleranslı genotipler olarak ön plana çıkmışlardır. Başaklanma dönemi kuraklığı uygulamasında (K3) genotiplerden ortalama üst boğumarası uzunluğu 31,77 cm olmuştur. Aynı uygulama altındaki genotipler arasında üst boğum uzunluğu 28,11 cm (Göksu 99) ile 33,61 cm (Bayraktar 2000) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre bu uygulamada, Bayraktar 2000 (33,61 cm) n-q grubu ile ilk sırada yer almıştır. Konya 2002 (33,25 cm) ve BDME 09/2K (33,20 cm) n-r grubunu paylaşarak ikinci sırada yer alırken, Dağdaş 94 (31,88 cm) p-s grubu ile bunları takip etmiştir. Göksu 99 (28,11 cm) ise uygulamanın en son grubu olan t grubunda yer almıştır. K3 uygulamasında genotiplerin ortalama üst boğum uzunluğu kaybı % 25,2 olarak gerçekleşmiştir. Bu aynı uygulamadaki genotipler arasında % 17,1 (BDME 09/2K) ile % 30,9 (Dağdaş 94) arasında değişmiştir. Bu uygulamada Dağdaş 94, Göksu 99, Bayraktar 2000, Gerek 79, Karahan 99 ve KEBVD 24 hassas grupta yer almıştır. Bezostaja 1, BDME 09/2K, Konya 2002 ve BDME 09/1K ise üst boğum uzunluğu bakımından toleranslı olarak belirlenmiştir. Tane dolum dönemi kuraklığı uygulamasında (K4) genotiplerden ortalama 38,17 cm üst boğum uzunluğu elde edilmiş olup, aynı uygulamada yer alan genotipler arasında üst boğum uzunluğu 33,70 cm (Göksu 99) ile 42,04 cm (08-09 KEBVD 24) arasında değişmiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu için yapılan LSD testine göre, KEBVD 24 (42,04 cm) c-g grubu ile ilk sırada yer almıştır. Bayraktar 2000 (39,94 cm) g-k, Dağdaş 94 (39,61 cm) h-l ve Konya 2002 (38,84 cm) ı-m grupları ile bunu takip etmiştir. Göksu 99 (33,70 cm) ise uygulamanın en son grubuna n-p dahil olmuştur. K4 uygulamasında genotiplerin ortalama üst boğum uzunluğu kaybı % 10,1 olarak belirlenmiştir. Bu aynı uygulamadaki genotipler arasında % 1,4 (08-09 KEBVD 24) ile % 14,3 (Bayraktar 2000) arasında bir varyasyon göstermiştir. Bu uygulamada üst boğum uzunluğu bakımından Bayraktar 2000, Dağdaş 94, Göksu 99, Bezostaja 1 ve Karahan 99 hassas grupta yer almıştır. Gerek 79 ve BDME 09/2K daha istikrarlı bir durum sergilerken, BDME 09/1K, Konya 2002 ve KEBVD 24 toleranslı grupta yer alarak ön plana çıkmışlardır.

151 140 Tam sulu koşullar uygulamasında (K5) genotipler ortalama 42,46 cm üst boğum uzunluğuna sahip olmuşlardır. Aynı uygulamada yer alan genotipler arasında üst boğum uzunluğu 37,44 cm (BDME 09/2K) ile 46,63 cm (Bayraktar 2000) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından LSD testine göre, Bayraktar 2000 (46,63 cm) ve Dağdaş 94 (46,13 cm) a grubunu paylaşarak 1. sırada yer almıştır. Bunu, Bezostaja 1 (43,33 cm) ve Karahan 99 (43,29 cm) bc grubunu paylaşarak takip etmiştir. BDME 09/1K (37,44 cm) ise m ile uygulamada en son grupta yer almıştır. Bu uygulamada üst boğum uzunluğu yönüyle Bayraktar 2000, Karahan 99, Dağdaş 94 ve Bezostaja 1 genotipleri ortalamanın üzerinde gösterdikleri performansla ön plana çıkmışlardır. BDME 09/1K ise kısa üst boğum uzunluğuna sahip genotip olarak belirlenmiştir Bayrak yaprak boyu Konya da kontrollü tarla şartları altında, 10 adet ekmeklik buğday genotipi kullanılarak, farklı bitki gelişim dönemlerinde kuraklık uygulamasının yapıldığı çalışmada, elde edilen bayrak yaprak boyuna ait değerler ve önemlilik grupları Çizelge 4.43 de ve bu değerlere ait varyans analiz sonuçları da Çizelge 4.44 de verilmiştir. Çizelge 4.44 ün incelenmesinden de anlaşılacağı gibi, bayrak yaprak boyu bakımından yıl, kuraklık uygulaması, genotip, yıl x genotip interaksiyonu, yıl x kuraklık interaksiyonu p<0,01 seviyesinde önemli bulunmuştur. Bayrak yaprak boyu genel ortalaması 22,19 cm olarak belirlenmiş olup, bu değer birinci yılda 18,06 cm iken, ikinci yılda 26,32 cm olarak gerçekleşmiştir. Kuraklık uygulamalarında iki yıllık ortalama bayrak yaprak boyu 20,94 cm (K2) ile 23,90 cm (K5) arasında değişmiştir (Çizelge 4.43). LSD testine göre, K5 (23,90 cm) uygulaması a grubunda yer almıştır. K1 (22,34 cm) b, K4 (22,28 cm) bc, K3 (21,51 cm) cd ve K2 (20,94 cm) uygulaması ise d grubu ile en son grubu oluşturmuştur (Şekil 4.15). Kuraklığa en yüksek tepki % 12,4 bayrak yaprak boyu kaybı ile K2 uygulamasından elde edilirken, bunu % 10,0 ile K3 ve % 6,8 ile K4 uygulaması izlemiştir. Kuraklık uygulamalarında bayrak yaprak boyu bakımından en düşük tepki ise % 6,5 ile K1 uygulamasında görülmüştür. Kuraklık uygulamalarında genotiplerin ortalama tepkilerine bakıldığında, en fazla bayrak yaprak boyu kaybı K2 uygulamasında görülmüştür.

152 Ort Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen bayrak yaprak boyu (cm) Yıl Genotipler Kuraklık uygulamaları K 1* K 2 K 3 K 4 K 5 Genotip Ort. Karahan 99 20,76 17,72 20,52 17,42 21,60 19,60 h** Bayraktar ,74 18,88 21,00 21,63 21,19 21,29 g Gerek 79 18,66 15,91 16,18 17,18 18,82 17,35 ıj Dağdaş 94 18,17 16,19 17,56 17,42 20,38 17,95 ı Bezostaja 1 21,02 17,80 21,17 19,90 21,31 20,24 gh Göksu 99 15,50 14,66 13,62 15,01 16,74 15,11 k Konya ,06 16,30 19,70 16,20 19,34 18,12 ı BDME 09/1K 18,30 14,93 15,77 15,06 16,57 16,13 jk BDME 09/2K 18,90 16,32 18,78 16,55 17,57 17,63 ı KEBVD 24 18,80 14,48 17,38 16,09 19,20 17,19 ıj Kuraklık Ort. (2010) 19,29 d 16,32 f 18,17 de 17,25 ef 19,27 d 18,06 b Karahan 99 25,92 24,47 25,75 27,90 27,99 26,41 c Bayraktar ,99 24,99 26,77 25,53 25,08 25,47 c-e Gerek 79 25,09 23,09 26,80 26,79 27,82 25,92 cd Dağdaş 94 28,02 30,09 28,75 30,33 33,01 30,04 a Bezostaja 1 26,88 28,20 27,67 28,59 30,77 28,42 b Göksu 99 23,40 22,41 20,81 27,46 28,26 24,47 ef Konya ,01 23,60 20,81 26,35 28,53 24,86 de BDME 09/1K 22,86 22,20 21,52 23,77 25,67 23,21 f BDME 09/2K 24,61 26,55 24,25 28,30 27,68 26,28 c KEBVD 24 27,03 29,87 25,39 28,03 30,33 28,13 b Kuraklık Ort. (2011) 25,38 c 25,55 c 24,85 c 27,30 bc 28,51 a 26,32 a Karahan 99 23,34 21,09 23,14 22,66 24,80 23,01 b Bayraktar ,37 21,94 23,89 23,58 23,14 23,38 ab Gerek 79 21,87 19,50 21,49 21,99 23,32 21,63 d Dağdaş 94 23,10 23,14 23,16 23,88 26,70 23,99 a Bezostaja 1 23,95 23,00 24,42 24,25 26,04 24,33 a Göksu 99 19,45 18,54 17,22 21,24 22,50 19,79 e Konya ,03 19,95 20,26 21,27 23,94 21,49 d BDME 09/1K 20,58 18,57 18,65 19,42 21,12 19,67 e BDME 09/2K 21,76 21,44 21,52 22,43 22,63 21,95 cd KEBVD 24 22,92 22,18 21,39 22,06 24,77 22,66 bc Kuraklık Ort.( ) 22,34 b 20,94 d 21,51 cd 22,28 bc 23,90 a 22,19 *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı, K 5:Tam sulu koşullar **Aynı harflerle gösterilen değerler arasında farklılık yoktur. LSD (0,05) Y: 0,52 LSD (0,05) K: 0,82 LSD (0,05) YxK int.: 1,16 LSD (0,05) G: 0,96 LSD (0,05) YxG int: 1,35 LSD (0,05) KxG int.: öd LSD (0,05) YxKxG int.: öd Bu uygulamada kuraklık stresinin, genotiplerde daha çok vejetatif aksam üzerinden etkide bulunduğu anlaşılmaktadır. K4 uygulamasındaki kuraklık stresinin, özellikle yeşil kalma süresi uzun olan geççi genotipler üzerinde, bayrak yaprak boyu

153 142 uzamasını sınırlandırıcı etkide bulunduğu sonucunu çıkartabiliriz. Bu çalışmada elde edilen sonuçlara benzer bir şekilde, Kalaycı ve ark. (1998) ekmeklik buğday genotiplerinde bayrak yaprak boyunun, sulu koşullarla karşılaştırıldığında, stres şartlarında önemli şekilde azaldığını rapor etmişlerdir. Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen bayrak yaprak boyuna ait varyans analizi Varyasyon Kaynağı Serbestlik Derecesi Kareler Toplamı Kareler Ortalaması F Değeri Yıl (Y) , , ,395** Tekerrür [Yıl] 4 9,1382 2, ,5117 Kuraklık Uygulaması (K) 4 298,167 74, ,6971** Y*K int ,886 46, ,3535** Hata (1) 16 71,4295 4, ,2716 Genotip (G) 9 694,14 77, ,968** Y*G int ,546 38, ,8725** K*G int ,606 3, ,1362 Y*G*K int ,464 4, ,2617 Hata (2) ,955 3,5109 Genel ,7663 * (p<0.05), ** (p<0.01), CV (%): 8,4 *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı, K 5:Tam sulu koşullar ġekil Kuraklık uygulamalarında bayrak yaprak boyu değerleri

154 143 Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen bayrak yaprak boyunda sulu koşullara göre meydana gelen performans kayıpları (%) Genotipler Kuraklık uygulamaları* K 1* K 2 K 3 K 4 Karahan 99 5,9 14,9 6,7 8,6 Bayraktar ,3 5,2 +3,2 +1,9 Gerek 79 6,2 16,4 7,8 5,7 Dağdaş 94 13,5 13,3 13,3 10,6 Bezostaja 1 8,0 11,7 6,2 6,9 Göksu 99 13,6 17,6 23,5 5,6 Konya ,0 16,6 15,4 11,1 BDME 09/1K 2,6 12,1 11,7 8,1 BDME 09/2K 3,8 5,2 4,9 0, KEBVD 24 7,5 10,5 13,6 10,9 Ortalama 6,5 12,4 10,0 6,8 *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı + performans artışını göstermektedir Genotiplerin iki yıllık ortalama bayrak yaprak boyu değerleri 19,67 cm (BDME 09/1K) ile 24,33 (Bezostaja 1) arasında değişmiştir. Bu değerler, birinci yılda 15,11 cm (Göksu 99) ile 21,29 cm (Bayraktar 2000), ikinci yılda ise 23,21 cm (BDME 09/1K) ile 30,04 cm (Dağdaş 94) arasında bir değişim göstermiştir (Çizelge 4.43). LSD testine göre, Bezostaja 1 (24,33 cm) ve Dağdaş 94 (23,99 cm) a grubunu paylaşarak 1. sırada yer almıştır. Bayraktar 2000 (23,38 cm) ab, Karahan 99 (23,01 cm) b ve KEBVD 24 (22,66 cm) bc grubu ile bunları izleyen genotipler olmuştur. BDME 09/1K (19,67 cm) e grubu ile en son gruba dahil olmuştur. Tüm kuraklık uygulamaları üzerinden genotipler değerlendirildiğinde, Bezostaja 1, Dağdaş 94, Bayraktar 2000, Karahan 99 ve KEBVD 24 genotipleri deneme ortalamasının üzerinde bayrak yaprak boyu değerlerine sahip olarak ön plana çıkmıştır. BDME 09/1K genotipi ise denemede yer alan genotipler içerisinde kısa bayrak yaprak boyuna sahip genotip olarak belirlenmiştir Bayrak yaprak eni Konya da kontrollü tarla şartları altında, 10 adet ekmeklik buğday genotipi kullanılarak, farklı bitki gelişim dönemlerinde kuraklık uygulamasının yapıldığı

155 Ort çalışmada, elde edilen bayrak yaprak enine ait değerler ve önemlilik grupları Çizelge 4.46 de ve bu değerlere ait varyans analiz sonuçları da Çizelge 4.47 da verilmiştir. Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen bayrak yaprak eni (cm) Yıl Genotipler Kuraklık uygulamaları K 1* K 2 K 3 K 4 K 5 Genotip Ort. Karahan 99 1,32 1,28 1,36 1,27 1,34 1,31 gh** Bayraktar ,19 1,17 1,15 1,18 1,16 1,17 j Gerek 79 1,12 1,03 1,10 1,11 1,11 1,09 k Dağdaş 94 1,36 1,23 1,29 1,29 1,32 1,30 h Bezostaja 1 1,37 1,36 1,40 1,42 1,37 1,38 ef Göksu 99 1,40 1,30 1,28 1,42 1,35 1,35 fg Konya ,76 1,52 1,64 1,62 1,68 1,64 b BDME 09/1K 1,38 1,29 1,27 1,22 1,30 1,29 h BDME 09/2K 1,30 1,16 1,25 1,27 1,26 1,25 ı KEBVD 24 1,15 1,04 1,12 1,18 1,08 1,12 k Kuraklık Ort. (2010) 1,33 d 1,24 f 1,29 e 1,30 e 1,30 e 1,29 b Karahan 99 1,35 1,39 1,39 1,37 1,57 1,41 e Bayraktar ,18 1,23 1,31 1,23 1,29 1,25 ı Gerek 79 1,29 1,29 1,31 1,38 1,54 1,36 f Dağdaş 94 1,49 1,41 1,45 1,59 1,77 1,54 d Bezostaja 1 1,55 1,48 1,55 1,57 1,77 1,58 cd Göksu 99 1,59 1,52 1,49 1,68 1,73 1,60 c Konya ,89 1,91 1,88 2,05 2,09 1,96 a BDME 09/1K 1,64 1,53 1,60 1,65 1,81 1,65 b BDME 09/2K 1,33 1,32 1,33 1,38 1,56 1,38 ef KEBVD 24 1,30 1,33 1,35 1,43 1,51 1,38 ef Kuraklık Ort. (2011) 1,46 c 1,44 c 1,46 c 1,53 b 1,66 a 1,51 a Karahan 99 1,34 l-n 1,34 l-n 1,38 j-m 1,32 l-n 1,46 e-h 1,37 d Bayraktar ,19 rs 1,20 rs 1,23 qr 1,21 rs 1,23 qr 1,21 g Gerek 79 1,21 rs 1,16 s 1,21 rs 1,25 o-r 1,33 l-n 1,23 fg Dağdaş 94 1,42 h-k 1,32 l-n 1,37 k-m 1,44 f-ı 1,55 cd 1,42 c Bezostaja 1 1,46 e-h 1,42 h-k 1,47 e-h 1,49 d-g 1,57 c 1,48 b Göksu 99 1,50 d-f 1,41 h-k 1,38 ı-l 1,55 cd 1,54 cd 1,48 b Konya ,83 a 1,72 b 1,76 b 1,83 a 1,89 a 1,80 a BDME 09/1K 1,51 c-e 1,41 h-k 1,44 f-j 1,43 g-k 1,55 cd 1,47 b BDME 09/2K 1,31 mn 1,24 o-r 1,29 n-q 1,33 l-n 1,41 h-k 1,32 e KEBVD 24 1,23 r 1,19 rs 1,24 p-r 1,30 no 1,30 n-p 1,25 f Kuraklık Ort.( ) 1,40 bc 1,34 d 1,38 c 1,42 b 1,48 a 1,40 *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı, K 5:Tam sulu koşullar **Aynı harflerle gösterilen değerler arasında farklılık yoktur. LSD (0,05) Y: 0,016 LSD (0,05) K: 0,025 LSD (0,05) YxK int.: 0,035 LSD (0,05) G: 0,030 LSD (0,05) YxG int: 0,042 LSD (0,05) KxG int.: 0,067 LSD (0,05) YxKxG int.: öd

156 145 Çizelge 4.47 nın incelenmesinden de anlaşılacağı gibi, bayrak yaprak eni bakımından yıl, kuraklık uygulaması, genotip, yıl x genotip interaksiyonu, yıl x kuraklık interaksiyonu, kuraklık x genotip interaksiyonu p<0,01 seviyesinde önemli bulunmuştur. Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen bayrak yaprak enine ait varyans analizi Varyasyon Kaynağı Serbestlik Derecesi Kareler Toplamı Kareler Ortalaması F Değeri Yıl (Y) 1 3, , ,6843** Tekerrür [Yıl] 4 0, , ,4589 Kuraklık Uygulaması (K) 4 0, , ,3642** Y*K int. 4 0, , ,7426** Hata (1) 16 0, , ,1829 Genotip (G) 9 8, , ,3873** Y*G int. 9 0, , ,4302** K*G int. 36 0, , ,0636** Y*G*K int. 36 0, , ,3356 Hata (2) 180 0, , Genel , * (p<0.05), ** (p<0.01), CV (%): 4,2 Bayrak yaprak eni genel ortalaması 1,40 cm olarak belirlenmiş olup, bu değer birinci yılda 1,29 cm iken, ikinci yılda 1,51 cm olarak gerçekleşmiştir. Kuraklık uygulamalarında iki yıllık ortalama bayrak yaprak eni 1,34 cm (K2) ile 1,48 cm (K5) arasında değişmiştir (Çizelge 4.46). LSD testine göre, K5 (1,48 cm) a grubunda yer alırken; K4 (1,42 cm) b, K1 (1,40 cm) bc, K3 (1,38 cm) c ve K2 (1,34 cm) ise d grubu ile son sırada yer almıştır (Şekil 1.16). Kuraklığa en yüksek tepki % 9,5 bayrak yaprak eni kaybı ile K2 uygulamasında belirlenmiştir. Bunu K3 (% 7,1) ve K1 (% 5,6) uygulamaları izlemiştir. En düşük tepki ise K4 (% 4,5) uygulamasından elde edilmiştir (Çizelge 4.48). Kalaycı ve ark. (1998) tarafından ekmeklik buğday genotiplerinde bayrak yaprak eninin, sulu koşullarla karşılaştırıldığında, stres şartlarında önemli şekilde azaldığı ve kurağa hassasiyeti belirleyen en önemli morfolojik parametre olarak görüldüğü rapor edilmiştir. Genotiplerin iki yıllık ortalama bayrak yaprak eni değerleri 1,21 cm (Bayraktar 2000) ile 1,80 cm (Konya 2002) arasında değişmiştir. Bu değerler, birinci yılda 1,09 cm (Bayraktar 2000) ile 1,64 cm (Konya 2002) arasında, ikinci yılda ise 1,25 cm (Bayraktar 2000) ile 1,96 cm (Konya 2002) arasında bir değişim göstermiştir (Çizelge 4.46). LSD

157 146 testine göre, Konya 2002 (1,80 cm) a grubu ile 1. sırada yer almıştır. Bezostaja 1 (1,38 cm), Göksu 99 (1,38 cm) ve BDME 09/1K (1,47 cm) b grubu ile ikinsi sırada yer alırken, Dağdaş 94 (1,42 cm) c grubu ile bunları takip etmiştir. Bayraktar 2000 (1,21 cm) ise g ile en son gruba dahil olmuştur. *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı, K 5:Tam sulu koşullar ġekil Kuraklık uygulamalarında bayrak yaprak eni değerleri Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen bayrak yaprak eninde sulu koşullara göre meydana gelen performans kayıpları (%) Genotipler Kuraklık uygulamaları K 1* K 2 K 3 K 4 Karahan 99 8,2 8,0 5,5 9,4 Bayraktar ,5 2,2 0,0 1,9 Gerek 79 8,8 12,6 8,8 6,0 Dağdaş 94 8,2 14,8 11,6 6,9 Bezostaja 1 7,2 9,5 6,4 5,1 Göksu 99 2,6 8,2 10,2 +0,9 Konya ,2 9,0 6,7 2,8 BDME 09/1K 2,6 9,0 7,5 7,7 BDME 09/2K 6,9 11,8 8,3 5, KEBVD 24 5,4 8,5 4,6 +0,5 Ortalama 5,6 9,5 7,1 4,5 *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı + performan artışını göstermektedir

158 147 Tüm kuraklık uygulamaları üzerinden değerlendirildiğinde, ülkemizde kışlık dilim iklim kuşağına yönelik sulu koşullar için geliştirilmiş olan Konya 2002, Bezostaja 1 ve Göksu 99 denemede en yüksek bayrak yaprak enine sahip çeşitler olarak ön plana çıkarken, BDME 09/1K genotipi sulu çeşitlere yakın bayrak yaprak eni ölçülerine sahip olmuştur. Kuru koşullar için geliştirilmiş olan genotiplerin ise daha düşük bayrak yaprak enine sahip oldukları gözlenmiştir. Bayraktar 2000 ise en kısa bayrak yaprak enine sahip çeşit olmuştur. Genotiplerin uygulamalar içindeki performansları Çizelge 4.46 da, sulu uygulamaya göre gösterdikleri performans kayıpları Çizelge 4.48 de verilmiştir. Uzun yıllar kuraklık uygulamasında (K1) genotiplerden ortalama 1,40 cm bayrak yaprak eni elde edilirken, aynı uygulama altındaki genotipler arasında bayrak yaprak eni 1,19 cm (Bayraktar 2000) ile 1,83 cm (Konya 2002) arasında değişmiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu için yapılan LSD testine göre, Konya 2002 (1,83 cm) a grubu ile ilk sırada yer almıştır. BDME 09/1K (1,51 cm) c-e, Göksu 99 (1,50 cm) d-f, Bezostaja 1 (1,46 cm) e-h ve Dağdaş 94 (1,42 cm) genotipleri h-k grupları ile bunları izlemiştir. Bayraktar 2000 (1,21 cm) ise rs ile bu uygulamanın en son grubuna dahil olmuştur. Erken dönem kuraklık uygulamasında (K2) genotiplerin ortalama bayrak yaprak boyu 1,34 cm olmuş, aynı uygulama altındaki genotipler arasında bayrak yaprak eni 1,16 cm (Gerek 79) ile 1,72 cm (Konya 2002) arasında değişmiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu için yapılan LSD testine göre, Konya 2002 (1,72 cm) b grubu ile birinci sırada yer almıştır. Bezostaja 1 (1,42 cm), Göksu 99 (1,41 cm) ve BDME 09/1K (1,41 cm) h-k grubu ile bunu takip etmiştir. Gerek 79 (1,16 cm) son gruba s dahil olmuştur. Erken dönem kuraklığı uygulamasında genotiplerin ortalama bayrak yaprak eni kaybı % 9,5 olmuştur. Bu aynı uygulamadaki genotiplerde % 2,2 (Bayraktar 2000) ile % 14,8 (Dağdaş 94) arasında bir varyasyon göstermiştir. K2 uygulamasında Dağdaş 94, Gerek 79 ve BDME 09/2K hassas grupta yer alırken, Bezostaja 1, Konya 2002 ve BDME 09/1K stabil ve KEBVD 24, Göksu 99 ve Karahan 99 un toleranslı oldukları görülmüştür. Başaklanma dönemi kuraklığı uygulamasında (K3) genotiplerden ortalama 1,38 cm bayrak yaprak eni elde edilmiştir. Aynı uygulama altındaki genotipler arasında bayrak yaprak eni 1,21 cm (Gerek 79) ile 1,76 cm (Konya 2002) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre, Konya 2002 (1,76 cm) b grubu ile ilk sırada yer almıştır. Bezostaja 1(1,47 cm) e-h

159 148 ve BDME 09/1K (1,44 cm) f-j grupları ile bunu takip etmiştir. Gerek 79 (1,21 cm) ise uygulamanın en son grubu olan rs grubunda yer almıştır. K3 uygulamasında genotiplerin ortalama bayrak yaprak eni kaybı % 7,1 olarak gerçekleşmiştir. Bu aynı uygulamadaki genotiplerde % 0,0 (Bayraktar 2000) ile % 11,6 (Dağdaş 94) arasında bir değişim göstermiştir. K3 uygulamasında Dağdaş 94, Göksu 99, Gerek 79 ve BDME 09/2K hassas grupta yer almıştır. BDME 09/1K stabil bir çizgide yer alırken, Konya 2002, Bezostaja 1, Karahan 99 ve KEBVD 24 ın toleranslı oldukları belirlenmiştir. Tane dolum dönemi kuraklığı uygulamasında (K4) genotiplerden ortalama 1,42 cm bayrak yaprak eni elde edilmiş olup, aynı uygulamada yer alan genotipler arasında bayrak yaprak eni 1,21 cm (Bayraktar 2000) ile 1,83 cm (Konya 2002) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu için yapılan LSD testine göre, Konya 2002 (1,83 cm) a grubu ile ilk sırada yer almıştır. Göksu 99 (1,55 cm) cd, Bezostaja 1 (1,49 cm) d-g ve Dağdaş 94 (1,44 cm) f-ı grubu ile bunu izleyen genotipler olmuştur. Bayraktar 2000 (1,21 cm) ise uygulamanın en son grubuna rs dahil olmuştur. Tam sulu koşullar uygulamasında (K5) genotiplerden ortalama 1,48 cm bayrak yaprak eni elde edilmiştir. Aynı uygulamada yer alan genotipler arasında bayrak yaprak eni 1,23 cm (Bayraktar 2000) ile 1,89 cm (Konya 2002) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu için yapılan LSD testine göre bu uygulamada, Konya 2002 (1,89 cm) a grubu ile 1. sırada yer almıştır. Bunu Bezostaja 1 (1,57 cm) c, Dağdaş 94 (1,55 cm), BDME 09/1K (1,55 cm) ve Göksu 99 (1,54 cm) cd grubunu paylaşarak takip etmiştir. Bayraktar 2000 (1,23 cm) ise qr ile uygulamanın en son grubunda yer almıştır. Bu uygulamada yüksek bayrak yaprak eni yönüyle Konya 2002, Bezostaja 1, Dağdaş 94, BDME 09/1K ve Göksu 99 çeşitleri ortalamanın üzerinde gösterdikleri performansla ön plana çıkmışlardır. Bayraktar 2000 çeşidi ise kısa bayrak yaprak enine sahip genotip olarak belirlenmiştir Bayrak yaprak alanı Konya da kontrollü tarla şartları altında yürütülen bu çalışmada, elde edilen bayrak yaprak alanına ait değerler ve önemlilik grupları Çizelge 4.49 da ve bu değerlere ait varyans analiz sonuçları da Çizelge 4.50 de verilmiştir. Bayrak yaprak alanı bakımından yıl, kuraklık uygulaması, genotip, yıl x genotip interaksiyonu, yıl x kuraklık

160 Ort interaksiyonu p<0,01 seviyesinde ve kuraklık x genotip interaksiyonu p<0,05 seviyesinde önemli bulunmuştur (Çizelge 4.50). Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen bayrak yaprak alanı (cm 2 ) Yıl Genotipler Kuraklık uygulamaları K 1* K 2 K 3 K 4 K 5 Genotip Ort. Karahan 99 20,57 17,14 21,04 16,63 21,75 19,43 hı** Bayraktar ,25 16,62 18,18 19,21 18,54 18,76 ı Gerek 79 15,84 12,33 13,42 14,36 15,71 14,33 l Dağdaş 94 18,55 15,03 17,07 16,90 20,27 17,56 ıj Bezostaja 1 21,66 18,25 22,22 21,21 21,97 21,06 gh Göksu 99 16,41 14,38 13,12 16,07 17,01 15,40 kl Konya ,25 18,73 24,30 19,72 24,36 22,47 fg BDME 09/1K 19,03 14,59 15,06 13,79 16,15 15,73 j-l BDME 09/2K 18,42 14,29 17,66 15,84 16,60 16,56 jk KEBVD 24 16,28 11,37 14,72 14,26 15,72 14,47 l Kuraklık Ort. (2010) 19,33 d 15,27 f 17,68 de 16,80 ef 18,81 d 17,58 b Karahan 99 26,31 25,59 26,80 28,60 33,12 28,08 c-e Bayraktar ,16 23,11 26,21 23,61 24,37 23,89 f Gerek 79 24,33 22,28 26,39 27,70 32,16 26,57 e Dağdaş 94 31,26 31,82 31,20 36,25 44,07 34,92 ab Bezostaja 1 31,31 31,29 32,14 33,66 40,93 33,87 b Göksu 99 28,10 25,55 23,25 34,66 36,60 29,63 c Konya ,45 33,89 29,33 40,45 44,75 36,78 a BDME 09/1K 28,13 25,53 25,85 29,37 34,84 28,74 cd BDME 09/2K 24,46 26,32 24,20 29,28 32,37 27,33 de KEBVD 24 26,43 29,74 25,67 30,03 34,23 29,22 cd Kuraklık Ort. (2011) 27,79 c 27,51 c 27,10 c 31,36 b 35,74 a 29,90 a Karahan 99 23,44 h-o 21,36 l-p 23,92 f-n 22,62 ı-p 27,44 c-e 23,76 c Bayraktar ,71 k-p 19,87 p-r 22,20 j-p 21,42 l-p 21,45 l-p 21,33 de Gerek 79 20,08 p-r 17,31 r 19,91 p-r 21,03 m-q 23,94 f-m 20,45 e Dağdaş 94 24,91 e-j 23,43 l-o 24,13 f-l 26,58 e-g 32,17 ab 26,24 b Bezostaja 1 26,49 e-g 24,77 e-j 27,18 de 27,44 c-e 31,45 b 27,47 b Göksu 99 22,26 j-p 19,97 p-r 18,18 qr 25,37 e-ı 26,81 ef 22,52 cd Konya ,35 bc 26,31 e-h 26,82 ef 30,09 b-d 34,56 a 29,63 a BDME 09/1K 23,58 g-n 20,07 p-r 20,46 o-q 21,58 k-p 25,50 e-ı 22,24 d BDME 09/2K 21,44 l-p 20,31 pq 20,93 n-q 22,56 ı-p 24,48 e-k 21,95 d KEBVD 24 21,36 l-p 20,56 o-q 20,19 p-r 22,15 j-p 24,98 e-j 21,85 d Kuraklık Ort.( ) 23,56 bc 21,39 d 22,39 cd 24,08 b 27,28 a 23,74 *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı, K 5:Tam sulu koşullar **Aynı harflerle gösterilen değerler arasında farklılık yoktur. LSD (0,05) Y: 0,76 LSD (0,05) K: 1,20 LSD (0,05) YxK int.: 1,70 LSD (0,05) G: 1,34 LSD (0,05) YxG int: 1,90 LSD (0,05) KxG int.: 3,00 LSD (0,05) YxKxG int.: öd

161 150 Çalışmada bayrak yaprak alanı genel ortalaması 23,74 cm 2 olarak belirlenmiş, bu değer birinci yılda 17,58 cm 2 iken, ikinci yılda 29,90 cm 2 olmuştur. Kuraklık uygulamalarında iki yıllık ortalama bayrak yaprak eni 21,39 cm 2 (K2) ile 27,28 cm 2 (K5) arasında değişmiştir (Çizelge 4.49). Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen bayrak yaprak alanına ait varyans analizi Varyasyon Kaynağı Serbestlik Derecesi Kareler Toplamı Kareler Ortalaması F Değeri Yıl (Y) , ,2 1176,17** Tekerrür [Yıl] 4 9, , ,2464 Kuraklık Uygulaması (K) ,86 299,714 30,9625** Y*K int , ,874 19,202** Hata (1) ,878 9,6799 1,3978 Genotip (G) ,96 273,218 39,4541** Y*G int ,537 89, ,8928** K*G int ,424 10,3729 1,4979* Y*G*K int ,818 8, ,2347 Hata (2) ,49 6,925 Genel ,202 * (p<0.05), ** (p<0.01), CV (%): 11,1 LSD testine göre, K5 (27,28 cm 2 ) a grubunda yer alırken; K4 (24,08 cm 2 ) b, K1 (23,56 cm 2 ) bc ve K3 (22,39 cm 2 ) cd grubu ile bunu izlemiştir. K2 (21,39 cm 2 ) ise d grubu ile son sırada yer almıştır. Kuraklığa en yüksek tepki % 21,6 bayrak yaprak alanı kaybı ile K2 uygulamasından elde edilirken, bunu % 17,9 ile K3 ve % 13,6 ile K1 uygulaması izlemiştir. K4 uygulamasında ise % 11,7 oranında bir tepki belirlenmiştir (Çizelge 4.51). Erken dönem kuraklık uygulamasındaki (K2) stresin, genotiplerde daha çok vejetatif aksam üzerinden büyümeyi kısıtlayıcı etkide bulunduğu söylenebilir. Tane dolum döneminde (K4) görülen kuraklık stresinin, özellikle yeşil kalma süresi uzun olan geççi tip genotipler üzerinde, bayrak yaprak alanı büyümesini sınırlandırıcı etkide bulunduğu söylenebilir. Kalaycı ve ark. (1998) ekmeklik buğday genotiplerinde sap başına yaprak alanı açısından genotipler arasındaki varyasyonun büyük ölçüde ortalama yaprak alanından kaynaklandığını vurgulamışlardır. Nitekim bu konuda yapılan araştırmalarda, ekmeklik buğday genotiplerinde bayrak yaprak alanının, sulu koşullarla karşılaştırıldığında, stres şartlarında önemli şekilde azaldığı belirlenmiştir (Öztürk 1999a, Subhani ve Chowdhry 2000, Kazmi ve ark. 2003, Başer ve ark. 2005).

162 151 Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen bayrak yaprak alanında sulu koşullara göre meydana gelen performans kayıpları (%) Genotipler Kuraklık uygulamaları K 1* K 2 K 3 K 4 Karahan 99 14,6 22,1 12,8 17,6 Bayraktar ,2 7,4 +3,5 0,2 Gerek 79 16,1 27,7 16,8 12,1 Dağdaş 94 22,6 27,2 25,0 17,4 Bezostaja 1 15,8 21,2 13,6 12,8 Göksu 99 17,0 25,5 32,2 5,4 Konya ,2 23,9 22,4 12,9 BDME 09/1K 7,5 21,3 19,8 15,4 BDME 09/2K 12,4 17,1 14,5 7, KEBVD 24 14,5 17,7 19,2 11,3 Ortalama 13,6 21,6 17,9 11,7 *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı + performans artışını göstermektedir Genotiplerin iki yıllık ortalama bayrak yaprak alanı değerleri 20,45 cm 2 (Gerek 79) ile 29,63 cm 2 (Konya 2002) arasında değişmiştir. Bu değerler, birinci yılda 14,33 cm 2 (Gerek 79) ile 22,47 cm 2 (Konya 2002) arasında, ikinci yılda ise 23,89 cm 2 (Bayraktar 2000) ile 36,78 cm 2 (Konya 2002) arasında bir değişim göstermiştir (Çizelge 4.49). LSD testine göre, Konya 2002 (29,63 cm 2 ) a grubunda yer almıştır. Bezostaja 1 (27,47 cm 2 ) ve Dağdaş 94 (26,24 cm 2 ) b grubunu paylaşarak bunu takip etmiştir. Gerek 79 (20,45 cm 2 ) ise e grubu ile son sırada yer almıştır. Tüm kuraklık uygulamaları üzerinden değerlendirildiğinde, Konya 2002, Bezostaja 1, Dağdaş 94 ve Karahan 99, çeşitleri deneme ortalamasının üzerinde bayrak yaprak alanı değerlerine sahip olarak ön plana çıkmıştır. Gerek 79 ise küçük bayrak yaprak alanına sahip genotip olarak belirlenmiştir. Genotiplerin uygulamalar içindeki performansları Çizelge 4.49 da, sulu uygulamaya göre gösterdikleri performans kayıpları Çizelge 4.51 de verilmiştir. Uzun yıllar ortalaması kuraklığında (K1) genotiplerden ortalama 23,56 cm 2 bayrak yaprak alanı elde edilirken, aynı uygulama altındaki genotipler arasında bayrak yaprak alanı 20,08 cm 2 (Gerek 79) ile 30,35 cm 2 (Konya 2002) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu için yapılan LSD testine göre, Konya 2002 (30,35 cm 2 ) bc grubu ile ilk sırada yer almıştır. Bezostaja 1 (26,49 cm 2 ) e-g, Dağdaş 94 (24,91 cm 2 ) e-j, BDME 09/1K (23,58 cm 2 ) g-n grupları ile bunları

163 152 izleyen genotipler olmuştur. Gerek 79 (20,08 cm 2 ) ise pr ile bu uygulamanın en son grubuna dahil olmuştur. K1 uygulamasında genotiplerin ortalama bayrak yaprak alanı kaybı % 21,6 olarak gerçekleşmiştir. Bu aynı uygulamadaki genotiplerde % 0,0 (Bayraktar 2000) ile % 22,6 (Dağdaş 94) arasında bir varyasyon göstermiştir. K1 uygulamasında Dağdaş 94, Göksu 99, Gerek 79, Bezostaja 1, Karahan 99 ve KEBVD 24 hassas grupta yer alırken, BDME 09/2K, Konya 2002 ve BDME 09/1K çeşitlerinin toleranslı oldukları görülmüştür. Erken dönem kuraklık uygulamasında (K2) genotiplerden ortalama 21,39 cm 2 bayrak yaprak alanı elde edilmiş olup, aynı uygulama altındaki genotipler arasında bayrak yaprak alanı 17,31 cm 2 (Gerek 79) ile 26,31 cm 2 (Konya 2002) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre, Konya 2002 (26,31 cm 2 ) e-h grubu ile birinci sırada yer almıştır. Bezostaja 1 (24,77 cm 2 ) e-j ve Dağdaş 94 (23,43 cm 2 ) l-o grubu ile bunu takip etmiştir. Gerek 79 (17,31 cm 2 ) bu uygulamanın son grubuna r dahil olmuştur. K2 uygulamasında genotiplerin ortalama bayrak yaprak alanı kaybı % 21,6 olmuştur. Bu aynı uygulamadaki genotiplerde % 7,4 (Bayraktar 2000) ile % 27,7 (Gerek 79) arasında değişmiştir. Bu uygulamada yaprak alanı kaybı bakımından elde edilen tepkilere göre, Gerek 79, Dağdaş 94, Göksu 99 ve Konya 2002 hassas grupta yer alırken, Karahan 99, BDME 09/1K ve Bezostaja stabil; KEBVD 24 ve BDME 09/2K nın toleranslı oldukları görülmüştür. Başaklanma dönemi kuraklığı uygulamasında (K3) genotiplerde ortalama bayrak yaprak alanı 22,39 cm 2 olmuştur. Aynı uygulama altındaki genotipler arasında bayrak yaprak alanı 18,18 cm 2 (Göksu 99) ile 27,18 cm 2 (Bezostaja 1) arasında olmuştur. Uygulama x genotip interaksiyonu için yapılan LSD testine göre, Bezostaja 1 (27,18 cm 2 ) de grubu ile ilk sırada yer almıştır. Konya 2002 (26,82 cm 2 ) ef ve Dağdaş 94 (24,13 cm 2 ) f-l grupları ile bunu takip etmiştir. Göksu 99 (18,18 cm 2 ) ise uygulamanın en son grubu olan qr grubunda yer almıştır. K3 uygulamasında genotiplerin ortalama bayrak yaprak alanı kaybı % 17,9 olarak gerçekleşmiştir. Bu aynı uygulamadaki genotiplerde % 0,0 (Bayraktar 2000) ile % 32,2 (Göksu 99) arasında bir değişim göstermiştir. Bu uygulamada bayrak yaprak alanı bakımından göstermiş oldukları tepkiye göre, Göksu 99, Dağdaş 94, Konya 2002, BDME 09/1K, KEBVD 24 ve Karahan 99 hassas grupta yer almıştır. Gerek 79, Bezostaja 1, BDME 09/2K ve Bayraktar 2000 in toleranslı oldukları belirlenmiştir.

164 153 Tane dolum dönemi kuraklığı uygulamasında (K4) genotiplerden ortalama 24,8 cm 2 bayrak yaprak alanı elde edilmiş olup, aynı uygulamada yer alan genotipler arasında bayrak yaprak alanı 21,03 cm 2 (Gerek 79) ile 30,09 cm 2 (Konya 2002) arasında değişmiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu için yapılan LSD testine göre, Konya 2002 (30,09 cm 2 ) b-d grubu ile ilk sırada yer almıştır. Bezostaja 1 (27,44 cm 2 ) c-e ve Dağdaş 94 (26,58 cm 2 ) e-g grubu ile bunu izleyen genotipler olmuştur. Gerek 79 (21,03 cm 2 ) ise uygulamanın en son grubuna m-q dahil olmuştur. Tane dolum dönemi kuraklığı uygulamasında genotiplerin kuraklığa tepkileri incelendiğinde ortalama bayrak yaprak alanı kaybı % 11,7 olarak gerçekleştiği görülür. Bu aynı uygulamadaki genotiplerde % 0,2 (Bayraktar 2000) ile % 17,6 (Karahan 99) arasında bir değişmiştir. Bu uygulamada bayrak yaprak alanı bakımından gösterdikleri tepkiye göre, Karahan 99, Dağdaş 94, BDME 09/1K, Konya 2002 ve Bezostaja 1 hassas grupta yer almıştır. Gerek 79 stabil bir durum gösterirken, KEBVD 24, BDME 09/2K, Göksu 99 ve Bayraktar 2000 ın toleranslı oldukları belirlenmiştir. Tam sulu uygulamada (K5) genotiplerden ortalama 27,28 cm 2 bayrak yaprak alanı elde edilmiştir. Aynı uygulamada yer alan genotipler arasında bayrak yaprak alanı 21,45 cm 2 (Bayraktar 2000) ile 34,56 cm 2 (Konya 2002) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre, Konya 2002 (34,56 cm 2 ) a grubu ile 1. sırada yer almıştır. Dağdaş 94 (32,17 cm 2 ) ab ve Bezostaja 1 (31,45 cm 2 ) b grubu ile bunu takip etmiştir. Bayraktar 2000 (21,45 cm 2 ) ise l-p ile uygulamanın en son grubunda yer almıştır. Bu uygulamada yüksek bayrak yaprak alanı yönüyle Konya 2002, Dağdaş 94 ve Bezostaja 1 ön plana çıkmışlardır. Bayraktar 2000 ise kısa bayrak yaprak alanına sahip genotip olarak belirlenmiştir Yaprak rengi Konya da kontrollü tarla şartları altında yapılan çalışmada, yaprak rengine ait alınan gözlemler Çizelge 4.52 de verilmiştir. Çizelge 4.59 da yaprak renginin kuraklık parametreleriyle ilişkisi sunulmuştur. Çizelge 4.52 nin incelenmesinden de görüleceği gibi, genotiplerde ortalama 2,21 renk değeri elde edilirken, genotiplerde 1,00 (Gerek 79) ile 3,00 (Bezostaja 1) arasında değişim göstermiştir. Bezostaja 1 (3,0) en koyu renk değerine sahip olurken, bunu azalan sırayla Konya 2002 (2,88), Dağdaş 94 (2,69), Karahan 99 (2,69) ve BDME 09/2K (2,38) takip ederek ön plana çıkmışlardır. Gerek 79 (1,00) en açık renkli bayrak yaprak yapısına sahip olurken, BDME 09/1K (1,82), Göksu

165 (1,88), KEBVD 24 (1,88) ve Bayraktar 2000 (2,00) çeşitleri deneme ortalamasının altında renk değerlerine sahip olmuştur. Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde tespit edilen bayrak yaprak rengi* Renk okuması Genotipler Ort. Karahan 99 2,75 2,50 2,63 Bayraktar ,00 2,00 2,00 Gerek 79 1,00 1,00 1,00 Dağdaş 94 2,88 2,50 2,69 Bezostaja 1 3,00 3,00 3,00 Göksu 99 2,00 1,75 1,88 Konya ,00 2,75 2,88 BDME 09/1K 1,88 1,75 1,82 BDME 09/2K 2,50 2,25 2, KEBVD 24 2,00 1,75 1,88 Ortalama 2,30 2,13 2,21 *Değerlendirmede 1-3 skalası kullanılmıştır. 1: en açık reknkli, 3: en koyu renkli Bayrak yaprak kınında mumsuluk Bayrak yaprak kınında mumsuluğa ait gözlemler Çizelge 4.53 de verilmiştir. Çizelge 4.53 ün incelenmesinde de görüleceği gibi, tüm kuraklık uygulamalarının kontrol uygulamasından daha yüksek mumsuluk gösterdiği dikkat çekmektedir. Bu durum, mumsuluğun kuraklığın uyarılması ile birlikte görülme oranının yükseldiğini göstermesi bakımından önemlidir. Genotiplerin ortalama mumsuluk değeri 2,02 olmuştur. Bu değer birinci yılda 2,09 iken, ikinci yılda 1,95 olarak gerçekleşmiştir. Tam sulu uygulamada (K5) yıllar arasında farklılık görülmezken, kuraklık stresi uygulamalarında ikinci yılda mumsulukta bir miktar azalma olduğu dikkat çekmiştir. Bu durumun yetiştirme sezonlarındaki iklimsel farklılıklar ile ilişkili olduğu söylenebilir. İki yıllık ortalama üzerinden genotiplerde bayrak yaprak kınında mumsuluk değerleri 1,33 (Göksu 99) ile 2,88 (Konya 2002) arasında değişim göstermiştir. Tüm kuraklık uygulamalarında olduğu gibi, ortalamada da en yüksek değer alan genotip Konya 2002 (2,88) olmuş, bunu Bayraktar 2000 (2,54), Karahan 99 (2,46), Bezostaja 1 (2,45) ve Dağdaş 94 (2,14) takip etmiştir.

166 Ort Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen bayrak yaprak kınında mumsuluk* Yıl Genotipler Kuraklık uygulamaları K 1** K 2 K 3 K 4 K 5 Genotip Ort. Karahan 99 2,50 3,00 2,25 2,88 2,00 2,53 Bayraktar ,50 2,88 2,75 2,88 2,00 2,60 Gerek 79 1,75 1,88 1,75 2,00 1,25 1,73 Dağdaş 94 2,00 2,38 2,25 2,63 1,88 2,23 Bezostaja 1 2,63 2,75 2,50 2,75 2,00 2,53 Göksu 99 1,50 1,38 1,50 1,38 1,13 1,38 Konya ,00 3,50 3,13 3,00 2,25 2,98 BDME 09/1K 1,50 1,63 1,43 1,50 1,50 1,51 BDME 09/2K 1,50 1,63 1,50 1,25 1,25 1, KEBVD 24 2,00 1,88 2,00 2,38 1,50 1,95 Kuraklık Ort. (2010) 2,09 2,29 2,11 2,26 1,68 2,09 Karahan 99 2,63 2,88 2,13 2,38 2,00 2,40 Bayraktar ,75 2,75 2,50 2,38 2,00 2,48 Gerek 79 1,75 1,75 1,63 1,63 1,25 1,60 Dağdaş 94 2,25 2,13 2,13 1,88 1,88 2,05 Bezostaja 1 2,50 2,63 2,25 2,50 2,00 2,38 Göksu 99 1,38 1,25 1,25 1,38 1,13 1,28 Konya ,88 3,00 2,88 2,88 2,25 2,78 BDME 09/1K 1,38 1,50 1,30 1,38 1,50 1,41 BDME 09/2K 1,13 1,50 1,38 1,38 1,25 1, KEBVD 24 2,25 1,75 1,75 1,88 1,50 1,83 Kuraklık Ort. (2011) 2,09 2,11 1,92 1,96 1,68 1,95 Karahan 99 2,56 2,94 2,19 2,63 2,00 2,46 Bayraktar ,63 2,81 2,63 2,63 2,00 2,54 Gerek 79 1,75 1,81 1,69 1,81 1,25 1,66 Dağdaş 94 2,13 2,25 2,19 2,25 1,88 2,14 Bezostaja 1 2,56 2,69 2,38 2,63 2,00 2,45 Göksu 99 1,44 1,31 1,38 1,38 1,13 1,33 Konya ,94 3,25 3,00 2,94 2,25 2,88 BDME 09/1K 1,44 1,56 1,36 1,44 1,50 1,46 BDME 09/2K 1,31 1,56 1,44 1,31 1,25 1, KEBVD 24 2,13 1,81 1,88 2,13 1,50 1,89 Kuraklık Ort.( ) 2,09 2,20 2,01 2,11 1,68 2,02 *Değerlendirmede 1-3 skalası kullanılmıştır. 1: en az mumsuluk, 3: en çok mumsuluk. **K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı, K 5:Tam sulu koşullar En yüksek bayrak yaprak kınında mumsuluk değerleri gösteren çeşitlerden Bayraktar 2000 hariç diğerleri aynı zamanda en fazla bayrak yaprak eni değerlerine (Çizelge 4.46) de sahip olan genotipler olduğu, ortalamanın altındaki genotiplerin ise

167 156 Göksu 99 hariç, bayrak yaprak eni dar (Çizelge 4.46) olan genotipler olduğu görülmektedir. Bu durum, bayrak yaprak kınında mumsuluğun, bitkide kuraklığın uyarılması ile yoğunluğunun arttığı, bu artışın geniş yapraklı genotiplerde daha fazla olduğu, bunun da yaprak genişliğinden dolayı fazla su tüketen çeşitlerin bir savunma mekanizması olabileceği düşüncesini baskın hale getirmektedir. Bu noktadan hareketle, sulu koşullara adaptasyonu yüksek olup, kurak koşullarda da iyi adaptasyon örneği gösterebilen Konya 2002 ve Bezostaja 1 gibi çeşitlerin kurağa adaptasyonunun arka planında böyle bir genetik mekanizmanın olabileceği söylenebilir. Bu da, kurak koşullar için ekmeklik buğday ıslahında, bayrak yaprak tipine göre bir seleksiyon yapılacaksa; dar yapraklı olanların tercih edilmesi, eğer geniş yapraklı olup da bazı özellikleri iyi bulunmuşsa bayrak yaprak kınında mumsuluğun yüksek olmasına dikkat edilmesi gerektiğini göstermektedir Bayrak yaprak kıvrılması Konya da kontrollü tarla şartları altında kuraklık uygulamasının yapıldığı çalışmada, bayrak yaprak kıvrılmasına ait gözlemler Çizelge 4.54 de verilmiştir. Çizelge 4.54 ün incelenmesinden de görüleceği gibi, tüm kuraklık uygulamaları kontrol uygulamasından daha yüksek oranda bayrak yaprakta kıvrılma göstermiştir. Bayrak yaprakta kıvrılmanın kuraklığın uyarılması ile birlikte aktif hale geçtiği söylenebilir. Genotiplerin ortalama bayrak yaprak kıvrılması okumaları değerlendirilecek olursa, bayrak yaprak kınında mumsuluk özelliğine benzer sonuçlar görüldüğü söylenebilir. Nitekim, en yüksek bayrak yaprak kıvrılması değeri alan genotipler Bayraktar 2000 (1,58), Karahan 99 (1,46), BDME 09/1K (1,36), Konya 2002 (1,33) ve Göksu 99 (1,31) çeşitleri olmuştur. En yüksek bayrak yaprak kıvrılması gösteren çeşitlerden Bayraktar 2000 hariç diğerleri aynı zamanda ortalamanın üzerinde bayrak yaprak eni değerlerine (Çizelge 4.46) de sahip olan genotipler olduğu görülmektedir (Çizelge 4.46). Bu sonuca göre, bayrak yaprak kıvrılmasının, bitkide kuraklığın uyarılması ile arttığı, bu artışın geniş yapraklı genotiplerde daha fazla olduğu, bunun da yaprak genişliğinden dolayı fazla su tüketen çeşitlerin bir savunma mekanizması olabileceği düşünülebilir. Nitekim, Sade (1997) bazı buğdaygil türlerinin su stresinin bulunduğu durumlarda yapraklarını dürmek sureti ile yaprak alanını azaltarak, su noksanlığına karşı kendilerini koruduklarını belirtmiştir.

168 Ort Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen bayrak yaprak kıvrılması* Yıl Genotipler Kuraklık uygulamaları K 1** K 2 K 3 K 4 K 5 Genotip Ort. Karahan 99 1,38 1,75 1,25 2,13 1,00 1,50 Bayraktar ,38 2,00 1,50 2,00 1,25 1,63 Gerek 79 1,13 1,13 1,13 1,38 1,00 1,15 Dağdaş 94 1,25 1,13 1,00 1,50 1,00 1,18 Bezostaja 1 1,00 1,00 1,00 1,13 1,00 1,03 Göksu 99 1,25 1,38 1,13 1,75 1,38 1,38 Konya ,00 1,63 1,50 1,63 1,00 1,35 BDME 09/1K 1,25 1,25 1,25 2,00 1,18 1,39 BDME 09/2K 1,00 1,13 1,00 1,00 1,00 1, KEBVD 24 1,00 1,00 1,00 1,63 1,00 1,13 Kuraklık Ort. (2010) 1,16 1,34 1,18 1,61 1,08 1,28 Karahan 99 2,00 1,63 1,25 1,25 1,00 1,43 Bayraktar ,75 1,88 1,50 1,25 1,25 1,53 Gerek 79 1,13 1,00 1,13 1,13 1,00 1,08 Dağdaş 94 1,25 1,13 1,00 1,13 1,00 1,10 Bezostaja 1 1,00 1,00 1,00 1,00 1,00 1,00 Göksu 99 1,63 1,25 1,13 1,13 1,13 1,25 Konya ,50 1,50 1,50 1,00 1,00 1,30 BDME 09/1K 1,88 1,13 1,25 1,25 1,18 1,34 BDME 09/2K 1,00 1,13 1,00 1,00 1,00 1, KEBVD 24 1,38 1,00 1,00 1,00 1,00 1,08 Kuraklık Ort. (2011) 1,45 1,26 1,18 1,11 1,06 1,21 Karahan 99 1,69 1,69 1,25 1,69 1,00 1,46 Bayraktar ,56 1,94 1,50 1,63 1,25 1,58 Gerek 79 1,13 1,06 1,13 1,25 1,00 1,11 Dağdaş 94 1,25 1,13 1,00 1,31 1,00 1,14 Bezostaja 1 1,00 1,00 1,00 1,06 1,00 1,01 Göksu 99 1,44 1,31 1,13 1,44 1,25 1,31 Konya ,25 1,56 1,50 1,31 1,00 1,33 BDME 09/1K 1,56 1,19 1,25 1,63 1,18 1,36 BDME 09/2K 1,00 1,13 1,00 1,00 1,00 1, KEBVD 24 1,19 1,00 1,00 1,31 1,00 1,10 Kuraklık Ort.( ) 1,31 1,30 1,18 1,36 1,07 1,24 *Değerlendirmede 1-3 skalası kullanılmıştır. 1: en az kıvrılma var, 3: en fazla kıvrılma var. **K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı, K 5:Tam sulu koşullar Bayrak yaprak dikliği Konya da kontrollü tarla şartları altında, kuraklık uygulamasının yapıldığı çalışmada, bayrak yaprak dikliğine ait gözlemler Çizelge 4.55 de verilmiştir.

169 Ort verilmiştir. Çizelge 4.59 da bayrak yaprak dikliğinin kuraklık parametreleriyle ilişkisi Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen bayrak yaprak dikliği* Kuraklık uygulamaları Genotip Yıl Genotipler Ort. K 1** K 2 K 3 K 4 K 5 Karahan 99 2,38 2,88 2,63 2,75 2,25 2,58 Bayraktar ,25 3,00 2,63 2,63 2,13 2,53 Gerek 79 2,00 2,88 2,75 2,50 2,75 2,58 Dağdaş 94 2,38 2,13 2,00 2,13 2,13 2,15 Bezostaja 1 1,50 1,50 1,50 1,50 1,75 1,55 Göksu 99 2,50 3,00 3,00 3,00 3,00 2,90 Konya ,13 2,38 2,25 2,75 2,13 2,33 BDME 09/1K 3,00 2,75 3,00 3,00 3,00 2,95 BDME 09/2K 2,38 2,88 3,00 2,88 2,63 2, KEBVD 24 2,13 2,00 2,13 2,38 2,13 2,15 Kuraklık Ort. (2010) 2,26 2,54 2,49 2,55 2,39 2,45 Karahan 99 2,50 2,63 2,50 2,25 2,25 2,43 Bayraktar ,50 2,75 2,38 2,00 2,13 2,35 Gerek 79 2,38 2,75 2,50 1,75 2,75 2,43 Dağdaş 94 2,00 2,00 2,00 2,00 2,13 2,03 Bezostaja 1 1,38 1,50 1,50 1,38 1,75 1,50 Göksu 99 2,75 2,88 2,88 2,50 3,00 2,80 Konya ,50 2,25 2,13 2,00 2,13 2,20 BDME 09/1K 2,50 2,50 2,88 2,75 3,00 2,73 BDME 09/2K 2,88 2,75 2,88 2,13 2,63 2, KEBVD 24 2,00 1,88 2,00 2,00 2,13 2,00 Kuraklık Ort. (2011) 2,34 2,39 2,36 2,08 2,39 2,31 Karahan 99 2,44 2,75 2,56 2,50 2,25 2,50 Bayraktar ,38 2,88 2,50 2,31 2,13 2,44 Gerek 79 2,19 2,81 2,63 2,13 2,75 2,50 Dağdaş 94 2,19 2,06 2,00 2,06 2,13 2,09 Bezostaja 1 1,44 1,50 1,50 1,44 1,75 1,53 Göksu 99 2,63 2,94 2,94 2,75 3,00 2,85 Konya ,31 2,31 2,19 2,38 2,13 2,26 BDME 09/1K 2,75 2,63 2,94 2,88 3,00 2,84 BDME 09/2K 2,63 2,81 2,94 2,50 2,63 2, KEBVD 24 2,06 1,94 2,06 2,19 2,13 2,08 Kuraklık Ort.( ) 2,30 2,46 2,43 2,31 2,39 2,38 *Değerlendirmede 1-3 skalası kullanılmıştır. 1: en az diklik var, 3: en fazla diklik var. **K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı, K 5:Tam sulu koşullar

170 159 Çizelge 4.55 in incelenmesinden de görüleceği gibi, denemede yer alan genotiplerde yapılan bayrak yaprak dikliği okumalarında genel ortalama 2,38 bayrak yaprak dikliği değeri elde edilirken, bu değer genotiplerde 1,53 (Bezostaja 1) ile 2,85 (Göksu 99) arasında değişim göstermiştir. Göksu 99 (2,85) en yüksek bayrak yaprak dikliği değerine sahip olurken, bunu azalan sırayla BDME 09/1K (2,84), BDME 09/2K (2,70), Karahan 99 (2,50), Gerek 79 (2,50) ve Bayraktar 2000 (2,44) genotipleri takip ederek ön plana çıkmıştır. Bezostaja 1 (1,53) en düşük bayrak yaprak diklik değerine sahip olurken, Konya 2002 (2,26), Dağdaş 94 (2,09), KEBVD 24 (2,08) çeşitleri deneme ortalamasının altında bayrak yaprak dikliği değerleri göstermişlerdir BaĢakta kılçık uzunluğu Konya da kontrollü tarla şartları altında, kuraklık uygulamasının yapıldığı çalışmada, başakta kılçık uzunluğuna ait değerler ve önemlilik grupları Çizelge 4.56 da ve bu değerlere ait varyans analiz sonuçları da Çizelge 4.57 de verilmiştir. Çizelge 4.57 nin incelenmesinden de anlaşılacağı gibi, başakta kılçık uzunluğu bakımından yıl, kuraklık uygulaması, yıl x kuraklık interaksiyonu, genotip, yıl x genotip interaksiyonu, kuraklık x genotip interaksiyonu p<0,01 seviyesinde önemli bulunmuştur. Çalışmada başakta kılçık uzunluğu ortalaması 4,31 cm olarak belirlenmiş olup, bu değer birinci yılda 4,15 cm iken, ikinci yılda 4,46 cm olarak gerçekleşmiştir. Kuraklık uygulamalarında iki yıllık ortalama başakta kılçık uzunluğu 4,09 cm (K3) ile 4,54 cm (K5) arasında değişmiştir (Çizelge 4.56). LSD testine göre, K5 (4,54 cm) a grubunda yer almıştır. K1 (4,41 cm) ve K2 (4,31 cm) b grubunu paylaşırken, K4 (4,18 cm) ve K3 (4,09 cm) c grubunu oluşturmuştur. K3 uygulamasında kuraklığa % 9,7 başakta kılçık uzunluğu kaybı şeklinde bir tepki elde edilirken, K4 uygulamasında bu % 7,9 ve K2 uygulamasında % 4,9 olarak gerçekleşmiştir. K1 uygulamasında (% 2,8) ise kuraklık stresi, başakta kılçık uzunluğunu azaltıcı yönde önemli bir etki göstermemiştir (Çizelge 4.58). Bu sonuçlara bakıldığında, başaklanma dönemi kuraklık stresinin başakta kılçık uzunluğu üzerine en yüksek oranda etkide bulunduğu söylenebilir. Tane dolum dönemi kuraklık stresi ise bunu izlemiştir. Öztürk (1999a), ekmeklik buğday genotiplerinin kılçık uzunluğunun sulanan koşullarda, kuru koşullara göre daha fazla olduğunu rapor etmiştir. Duwayri (1984) buğdayda kılçığın uzaklaştırılmasının tane veriminde % 15.9, bitki başına tane sayısında % 11.3 ve tane ağırlığında ise % 5.2 azalmaya neden olduğunu; çalışmada yer alan genotiplerden kurak şartlara adapte olan

171 Ort lokal çeşitlerin tane verimlerinin, kılçığın uzaklaştırılması ile diğer genotiplerden daha fazla etkilendiğini belirtmiştir. Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen kılçık uzunluğu (cm) Yıl Genotipler Kuraklık uygulamaları K 1* K 2 K 3 K 4 K 5 Genotip Ort. Karahan 99 5,19 n-y** 4,81 z 4,96 u-z 4,60 z-c 5,52 ı-n 5,02 g Bayraktar ,94 d-g 5,89 d-h 5,72 e-k 5,73 e-k 6,39 bc 5,94 bc Gerek 79 5,33 l-s 4,98 s-z 4,69 z-b 4,68 z-b 4,96 t-z 4,93 g Dağdaş 94 5,29 l-v 5,11 p-z 4,85 yz 4,92 w-z 5,12 p-z 5,06 g Bezostaja 1 0,19 z-g 0,20 z-g 0,20 z-g 0,20 z-g 0,20 z-g 0,20 k Göksu 99 5,87 d-ı 5,35 l-r 5,08 q-z 5,30 l-u 5,34 l-r 5,39 ef Konya ,64 f-l 5,15 p-z 5,13 p-z 5,00 r-z 5,37 l-q 5,26 f BDME 09/1K 5,08 q-z 4,91 w-z 5,03 q-z 4,85 x-z 5,20 m-x 5,02 g BDME 09/2K 4,30 z-e 4,08 z-e 4,21 z-e 4,03 z-e 4,35 z-e 4,20 ı KEBVD 24 0,62 z-f 0,50 z-g 0,42 z-g 0,50 z-g 0,50 z-g 0,51 j Kuraklık Ort. (2010) 4,34 cd 4,10 fg 4,03 fg 3,98 g 4,29 de 4,15 b Karahan 99 5,87 d-ı 5,94 d-g 5,53 ı-n 5,61 g-l 6,16 cd 5,82 cd Bayraktar ,35 bc 6,43 a-c 5,46 k-p 5,79 e-k 6,56 ab 6,12 a Gerek 79 4,95 v-z 5,18 n-z 4,72 z-a 4,84 z 5,20 m-y 4,98 g Dağdaş 94 5,51 j-o 5,46 k-p 5,02 q-z 5,63 g-l 5,73 e-k 5,47 ef Bezostaja 1 0,18 z-g 0,18 z-g 0,18 z-g 0,18 z-g 0,18 z-g 0,18 k Göksu 99 5,84 d-j 6,00 de 5,61 g-l 5,94 d-g 6,78 a 6,03 ab Konya ,76 e-k 5,84 d-j 5,23 m-w 5,54 h-m 5,98 d-f 5,67 d BDME 09/1K 5,17 o-z 5,16 p-z 5,03 q-z 5,31 l-t 5,87 d-ı 5,31 f BDME 09/2K 4,61 z-c 4,64 z-c 4,36 z-e 4,45 z-d 4,83 z 4,58 h KEBVD 24 0,45 z-g 0,45 z-g 0,45 z-g 0,45 z-g 0,45 z-g 0,45 j Kuraklık Ort. (2011) 4,47 bc 4,53 b 4,16 ef 4,37 cd 4,77 a 4,46 a Karahan 99 5,53 e-ı 5,37 g-l 5,24 k-o 5,11 m-p 5,84 cd 5,42 c Bayraktar ,15 b 6,16 b 5,59 e-h 5,76 de 6,48 a 6,03 a Gerek 79 5,14 l-p 5,08 n-p 4,71 q-s 4,76 qr 5,08 n-p 4,95 e Dağdaş 94 5,40 g-k 5,29 ı-n 4,94 pq 5,27 j-o 5,42 g-k 5,27 d Bezostaja 1 0,19 wx 0,19 wx 0,19 wx 0,19 wx 0,19 wx 0,19 h Göksu 99 5,86 cd 5,68 d-f 5,35 h-m 5,62 d-g 6,06 bc 5,71 b Konya ,70 d-f 5,50 f-j 5,18 k-p 5,28 j-o 5,68 d-f 5,47 c BDME 09/1K 5,13 l-p 5,03 op 5,03 op 5,08 n-p 5,54 e-ı 5,16 d BDME 09/2K 4,46 s-u 4,36 tu 4,28 u 4,24 u 4,59 r-t 4,39 f KEBVD 24 0,54 v 0,48 v 0,44 vw 0,48 v 0,48 v 0,48 g Kuraklık Ort.( ) 4,41 b 4,31 b 4,09 c 4,18 c 4,54 a 4,31 *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı, K 5:Tam sulu koşullar **Aynı harflerle gösterilen değerler arasında farklılık yoktur. LSD (0,05) Y: 0,065 LSD (0,05) K: 0,10 LSD (0,05) YxK int.: 1,15 LSD (0,05) G: 0,11 LSD (0,05) YxG int: 0,16 LSD (0,05) KxG int.: 0,25 LSD (0,05) YxKxG int.: 0,35

172 161 Benzer şekilde, Motzo ve Giunta (2002) buğdayda kılçıkların uzunluğuna bağlı olarak başağın yüzey alanının % oranında artış gösterdiğini, böylece kılçıkların tane verimine % lık bir katkı sağladığını vurgulamışlardır. Tüm bu çalışmalar da göstermektedir ki, ekmeklik buğday genotiplerinde kılçıklılık fotosentez kapasitesini artırdığı için genotiplerin verimine katkı sağlamakta ve kurak koşullarda kılçığın önemi daha da ön plana çıkmaktadır. Denemede yer alan genotiplerin iki yıllık ortalama başakta kılçık uzunluğu değerleri 0,19 cm (Bezostaja 1) ile 6,03 cm (Bayraktar 2000) arasında değişmiştir. Bu değerler, birinci yılda 0,20 cm (Bezostaja 1) ile 5,94 cm (Bayraktar 2000) arasında, ikinci yılda ise 0,18 cm (Bezostaja 1) ile 6,12 cm (Bayraktar 2000) arasında bir değişim göstermiştir (Çizelge 4.56). Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen kılçık uzunluğuna ait varyans analizi Varyasyon Kaynağı Serbestlik Derecesi Kareler Toplamı Kareler Ortalaması F Değeri Yıl (Y) 1 9, , ,4238** Tekerrür [Yıl] 6 0, , ,5059 Kuraklık Uygulaması (K) 4 9, , ,9579** Y*K int. 4 2, ,5841 5,8728** Hata (1) 24 2, , ,5572 Genotip (G) ,47 183, ,13** Y*G int. 9 7, , ,27** K*G int. 36 5, , ,3158** Y*G*K int. 36 3, , ,562* Hata (2) ,2442 0,0639 Genel ,0317 * (p<0.05), ** (p<0.01), CV (%): 5,9 LSD testine göre, Bayraktar 2000 (6,03 cm) a grubu ile 1. sırada yer almıştır. Göksu 99 (5,71 cm) b, Konya 2002 (5,47 cm) ve Karahan 99 (5,42 cm) c grubunu paylaşarak 2. sırada yer almıştır. Bezostaja 1 (0,19 cm) ise h ile en son gruba dahil olmuştur. Tüm kuraklık uygulamaları üzerinden değerlendirildiğinde, Bayraktar 2000, Göksu 99, Konya 2002, Karahan 99 ve Dağdaş 94 çeşitleri deneme ortalamasının üzerinde başakta kılçık uzunluğu değerlerine sahip olarak ön plana çıkmıştır. Denemede yer alan genotipler içerisinde Bezostaja 1 ve KEBVD 24 genotipleri ise başakta kılçık uzunluğu kısa genotipler olarak belirlenmiştir.

173 162 Genotiplerin uygulamalar içindeki performansları Çizelge 4.56 de, sulu uygulamaya göre gösterdikleri performans kayıpları Çizelge 4.58 de verilmiştir. Uzun yıllar ortalaması kuraklık uygulamasında (K1) genotiplerin ortalama kılçık uzunluğu 4,34 cm iken, aynı uygulama altındaki genotipler arasında 0,19 cm (Bezostaja 1) ile 6,15 cm (Bayraktar 2000) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre bu uygulamada, Bayraktar 2000 (6,15 cm) b grubu ile ilk sırada yer almıştır. Göksu 99 (5,86 cm) cd, Konya 2002 (5,70 cm) d-f, Karahan 99 (5,53 cm) e-ı ve Dağdaş 94 (5,40 cm) g-k grupları ile bunu izleyen çeşitler olmuştur. Bezostaja 1 (0,19 cm) ise wx ile bu uygulamanın en son grubuna dahil olmuştur. Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen kılçık uzunluğunda sulu koşullara göre meydana gelen performans kayıpları (%) Genotipler Kuraklık uygulamaları K 1* K 2 K 3 K 4 Karahan 99 5,4 8,0 10,3 12,6 Bayraktar ,1 4,9 13,7 11,1 Gerek 79 +1,2 0,0 7,4 6,3 Dağdaş 94 0,4 2,5 9,0 2,8 Bezostaja 1 1,3 0,0 0,0 0,0 Göksu 99 3,4 6,4 11,8 7,3 Konya ,4 3,2 8,7 7,1 BDME 09/1K 7,4 9,1 9,1 8,2 BDME 09/2K 2,9 4,9 6,6 7, KEBVD ,4 0,0 7,9 0,0 Ortalama 2,8 4,9 9,7 7,9 *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı + performans artışını göstermektedir Erken dönem kuraklık uygulamasında (K2) genotiplerden ortalama 4,31cm başakta kılçık uzunluğu elde edilmiş olup, aynı uygulama altındaki genotiplerde 0,19 cm (Bezostaja 1) ile 6,16 cm (Bayraktar 2000) arasında değişmiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu için yapılan LSD testine göre, Bayraktar 2000 (6,16 cm) çeşidi b grubu ile birinci sırada yer almıştır. Göksu 99 (5,68 cm) d-f, Konya 2002 (5,50 cm) f-j, Karahan 99 (5,37 cm) g-l ve Dağdaş 94 (5,29 cm) ı-n grubu ile bunları takip eden çeşitler olmuştur. Bezostaja 1 (0,19 cm) çeşidi bu uygulamanın son grubuna wx dahil olmuştur. K2 uygulamasında genotiplerin ortalama başakta kılçık uzunluğu

174 163 kaybı % 4,9 olarak gerçekleşmiştir. Bu aynı uygulamadaki genotiplerde % 0 (Bezostaja 1) ile % 9,1 (BDME 09/1K) arasında bir varyasyon göstermiştir. Başaklanma dönemi kuraklığı uygulamasında (K3) genotiplerden ortalama 4,09 cm başakta kılçık uzunluğu elde edilmiştir. Aynı uygulama altındaki genotiplerde başakta kılçık uzunluğu 0,19 cm (Bezostaja 1) ile 5,59 cm (Bayraktar 2000) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu için yapılan LSD testine göre bu uygulamada, Bayraktar 2000 (5,59 cm) e-h grubu ile ilk sırada yer almıştır. Göksu 99 (5,35 cm) h-m, Karahan 99 (5,24 cm) k-o, Konya 2002 (5,18 cm) k-p ve BDME 09/1K (5,03 cm) op grupları ile bunu takip eden genotipler olmuştur. Bezostaja 1 (0,19 cm) ise uygulamanın en son grubu olan wx grubunda yer almıştır. K3 uygulamasında genotiplerin ortalama başakta kılçık uzunluğu kaybı % 9,7 olarak gerçekleşmiştir. Aynı uygulamadaki genotiplerde % 0 (Bezostaja 1) ile % 13,7 (Bayraktar 2000) arasında bir varyasyon görülmüştür. Bu uygulamada ortalamanın altında tepki gösteren Konya 2002, KEBVD 24, Gerek 79 ve BDME 09/2K genotipleri başakta kılçık uzunluğu yönüyle toleranslı genotipler olarak ön plana çıkarken; BDME 09/1K ve Dağdaş 94 stabil; Bayraktar 2000, Göksu 99 ve Karahan 99 ise hassas genotipler olarak belirlenmiştir. Tane dolum dönemi kuraklığı uygulamasında (K4) genotiplerden ortalama 4,18 cm başakta kılçık uzunluğu elde edilmiş olup, aynı uygulamada yer alan genotiplerde başakta kılçık uzunluğu 0,19 cm (Bezostaja 1) ile 5,76 cm (Bayraktar 2000) arasında değişmiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu için yapılan LSD testine göre Bayraktar 2000 (5,76 cm) de grubu ile ilk sırada yer almıştır. Göksu 99 (5,62 cm) d-g grubu ile ikinci sırada yer alırken, Konya 2002 (5,28 cm) j-o ve Karahan 99 (5,11 cm) mp grubu ile bunları takip etmiştir. Bezostaja 1 (0,19 cm) ise uygulamanın en son grubuna wx dahil olmuştur. K4 uygulamasında genotiplerin ortalama başakta kılçık uzunluğu kaybı % 7,9 olarak belirlenmiştir. Bu aynı uygulamadaki genotiplerde % 0 (Bezostaja 1) ile % 12,6 (Karahan 99) arasında bir değişim göstermiştir. Başakta kılçık uzunluğu bakımından Göksu 99, Konya 2002, Gerek 79, Dağdaş 94, Bezostaja 1 ve KEBVD 24 toleranslı grupta yer almıştır. BDME 09/2K genotipi stabil bir durum sergilerken, Karahan 99, Bayraktar 2000 ve BDME 09/1K genotipleri hassas grupta yer almıştır. Tam sulu uygulamada (K5) genotiplerden ortalama 4,54 cm başakta kılçık uzunluğu elde edilmiştir. Aynı uygulamada yer alan genotipler arasında başakta kılçık uzunluğu 0,19 cm (Bezostaja 1) ile 6,48 cm (Bayraktar 2000) arasında değişim

175 164 göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre, Bayraktar 2000 (6,48 cm) a grubu ile 1. sırada yer almıştır. Bunu Göksu 99 (6,06 cm) bc, Karahan 99 (5,84 cm) cd, Konya 2002 (5,68 cm) d-f ve BDME 09/1K (5,54 cm) genotipi e-ı grubu ile takip etmiştir. Bezostaja 1 (0,19 cm) genotipi ise wx ile uygulamanın en son grubunda yer almıştır. Bu uygulamada yüksek başakta kılçık uzunluğu yönüyle Bayraktar 2000, Göksu 99, Karahan 99, Konya 2002 ve BDME 09/1K genotipleri ön plana çıkmışlardır. Bezostaja 1 ve KEBVD 24 ise başakta kılçık uzunluğu kısa olan genotipler olarak belirlenmiştir Morfolojik Özelliklerin Kuraklık Parametreleri ile ĠliĢkisi Konya da kontrollü tarla şartları altında kuraklık uygulamasının yapıldığı çalışmada, morfolojik özelliklerin kuraklık parametreleri ile olan ilişkilerine ait korelasyon katsayıları Çizelge 4.59 da verilmiştir. K1 uygulamasında üst boğum uzunluğu (0,506*) ile verim arasında olumlu ve önemli ilişki belirlenmiştir. K2 uygulamasında morfolojik özellikler ile tane verimi arasında önemli bir ilişki belirlenememiştir. K3 uygulamasında üst boğum uzunluğu (0,624*) ile verim arasında olumlu ve önemli ilişki bulunmuştur. K4 uygulamasında morfolojik özelliklerle verim arasında korelasyon katsayıları önemli çıkmamıştır. Kuraklık stresi uygulamaları topluca değerlendirildiğinde, bitki boyu, üst boğum uzunluğu, bayrak yaprak rengi, bayrak yaprak kıvrılması, bayrak yaprak dikliği, başakta kılçık uzunluğu özelliklerinin tüm kuraklık uygulamalarında verimle olumlu ilişki verdiği görülmüştür. Buradan çıkartılabilecek bir sonuç da, kuraklığa adaptasyonda rol alan çok fazla karakter olduğu ve bu karakterlerden bir veya birkaçı, bazen etkisi bilinen bir özellikten daha baskın hale gelebildiğidir. Shamsi ve ark. (2010) sap uzamasının başlamasında ve gebecik döneminin başlamasında uygulanan kuraklıklarda tane verimi ile bitki boyu ve üst boğum uzunluğu arasında olumlu ve önemli; tane doldurmanın başlangıcında uygulanan kuraklık ve tam sulu uygulamada verim ile bitki boyu ve üst boğum uzunluğu arasında olumlu fakat önemsiz ilişkiler belirlemişlerdir. Benzer şekilde ekmeklik buğdayda tane verimi ve verim unsurları üzerine çalışma yapan bazı araştırmacılar, tane verimi ile bitki boyu arasında olumlu ve önemli (Kalaycı ve ark. 1998, Başer ve ark. 2005, Yağmur ve Kaydan 2008), üst boğum uzunluğu olumlu ve önemli (Kalaycı ve ark. 1998), bayrak yaprak boyu olumlu önemli/önemsiz (Kalaycı ve ark. 1998), bayrak yaprak eni olumsuz ve önemli (Kalaycı ve ark. 1998), bayrak yaprak

176 B-YNSK (1) E-YNSK (2) B-YNSİ (3) E-YNSİ (4) b değeri (5) KHİ (6) Tane Verimi 165 alanı olumlu ve önemli (Kalaycı ve ark. 1998, Başer ve ark. 2005, Munir ve ark. 2007), kılçık uzunluğu olumlu ve önemli (Duwayri 1984, Öztürk 1999b, Motzo ve Giunta 2002) ilişkiler belirlemişlerdir. Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında incelenen morfolojik özellikler ile kuraklık parametreleri arasında belirlenen korelasyon katsayıları K. Par. Uyg. BB (7) ÜBU (8) BYB (9) BYE (10) BYA (11) BYR (12) BYKM (13) K1 0,116 0,506* 0,229 0,222 0,332 0,190 0,281 0,033 0,234 0,259 K2-0,099 0,050-0,211 0,045-0,104 0,321 0,167 0,301 0,321 0,360 K3 0,257 0,624* 0,098 0,218 0,218 0,130 0,191 0,358 0,183 0,176 K4 0,157 0,417-0,155-0,040-0,137 0,175 0,220 0,045 0,183 0,178 K5-0,320-0,539* -0,524* 0,331 0,009 0,019 0,055 0,097 0,341 0,442 K1-0,386-0,741** -0,583* 0,100-0,200-0,199-0,278 0,348 0,310 0,077 K2-0,171-0,355-0,322 0,349 0,125 0,125-0,092 0,098 0,116-0,012 K3-0,535* -0,794** -0,592* 0,105-0,367-0,146-0,216 0,083 0,281 0,195 K4-0,406-0,571* -0,406 0,314 0,123-0,185-0,259 0,298 0,435 0,150 K1-0,641* -0,528* -0,544* 0,386-0,101 0,043-0,028 0,558* 0,583* 0,582* K2-0,595* -0,499* -0,630* 0,412-0,036-0,043-0,009 0,546* 0,589* 0,568* K3-0,629* -0,500* -0,628* 0,304-0,266-0,043-0,031 0,483 0,522* 0,570* K4-0,590* -0,493* -0,435 0,401 0,169-0,043-0,084 0,475 0,667* 0,572* K5-0,486-0,428-0,422 0,294 0,017-0,043-0,093 0,531* 0,425 0,589* K1-0,209-0,017-0,189 0,194 0,103 0,081-0,350-0,076 0,254-0,011 K2-0,289-0,209-0,138 0,142 0,035 0,047-0,041-0,124 0,022 0,015 K3 0,141 0,345 0,102 0,437 0,448 0,562* -0,070-0,242-0,049-0,045 K4-0,320-0,283-0,356 0,467 0,303 0,264-0,070-0,345 0,070 0,084 K5-0,724** -0,737** -0,602* 0,378 0,011 0,040-0,120 0,289 0,488 0,212 K1 0,113-0,161-0,142 0,572* 0,576* 0,466 0,024-0,694* -0,359-0,345 K2 0,038-0,119 0,226 0,543* 0,680* 0,734** 0,181-0,290-0,364-0,115 K3 0,386 0,011 0,014 0,337 0,317 0,438-0,099-0,588* -0,275-0,285 K4-0,094-0,351-0,012 0,662* 0,692* 0,539* -0,169-0,641* -0,143-0,146 K5-0,239-0,125 0,251 0,640* 0,656* 0,486 0,006-0,366-0,001 0,070 K1 0,423 0,037 0,339 0,226 0,448 0,081 0,313-0,486-0,739** -0,805** K2 0,346 0,225 0,574* -0,276 0,117 0,088-0,186-0,694* -0,689* -0,691* K3 0,202-0,276 0,259-0,681* -0,347-0,569* -0,106-0,236-0,045 0,065 K4 0,252 0,230-0,182 0,362 0,339-0,108-0,055-0,180-0,054-0,073 K5 0,383 0,605* 0,434-0,524* -0,219 0,010 0,108 0,246-0,463-0,409 K1 0,636* 0,068 0,287-0,657* -0,524* -0,035-0,330-0,273-0,339-0,561* K2 0,365 0,359 0,509* 0,335 0,687* 0,478 0,380-0,362-0,955** -0,689* K3 0,584* -0,305 0,195-0,849** -0,528* -0,499-0,494-0,538 0,035-0,424 K4-0,024-0,153-0,498 0,325 0,132-0,280-0,434 0,050 0,468 0,184 K5 0,757** 0,422 0,749** -0,212 0,206 0,069 0,065-0,563* -0,576* -0,790** (1): Başaklanma dönemi yaprak nispi su kaybı, (2): Erken dönem yaprak nispi su kaybı, (3): Başaklanma dönemi yaprak nispi su içeriği, (4): Erken dönem yaprak nispi su içeriği, (5): Regresyon katsayısı, (6): Kuraklık hassasiyet indeksi, (7): Bitki boyu, (8): Üst boğum uzunluğu, (9): Bayrak yaprak boyu, (10): Bayrak yaprak eni, (11): Bayrak yaprak alanı, (12): Yaprak rengi, (13): Bayrak yaprak kınında mumsuluk, (14): Bayrak yaprak kıvrılması, (15): Bayrak yaprak dikliği, (16): Başakta kılçık uzunluğu * İşaretli katsayılar %5, ** işaretli katsayılar % 1 düzeyinde önemlidir. BYK (14) BYD (15) BKU (16)

177 166 Öztürk (1999b) kuru koşullarda tane verimi ile bitki boyu arasında olumsuz ve önemli bir ilişki olduğunu rapor etmiştir. Bu sonuçlar, araştırmamızda elde ettiğimiz sonuçlarla uyumluluk halindedir. Optimum koşulları temsil eden K5 uygulamasında üst boğum uzunluğu (-0,539*) ve bayrak yaprak boyu (-0,524*) özellikleri ile verim arasında olumsuz ve önemli bir ilişki belirlenmiştir. Sulu koşullarda üst boğumu fazla uzun olmayan, bayrak yaprak boyundan ziyade eni geniş olan ve bayrak yaprak alanı büyük olan, orta boylu, koyu renkli, bayrak yaprağı dik olan çeşitlerin daha başarılı olacağı söylenebilir. Öztürk (1999b), sulu koşullarda tane verimi ile bitki boyu arasında olumuz ve önemli, tane verimi ile kılçık uzunluğu arasında olumlu ve önemsiz ilişkiler belirlemiştir. Kuraklığa hassasiyet indeksi (KHİ) ile denemede incelenen morfolojik özellikler arasındaki korelasyon katsayıları Çizelge 4.59 da verilmiştir. Çizelge 4.59 un incelenmesinden de anlaşılacağı gibi, uzun yıllar ortalaması kuraklık uygulamasında (K1) üst boğum uzunluğu (-0,741**) ile KHİ arasında olumsuz ve çok önemli, bayrak yaprak boyu (-0,583*) ile olumsuz ve önemli ilişkiler belirlenmiştir. Erken dönem kuraklık uygulamasında (K2) incelenen özellikler ile KHİ arasında belirlenen korelasyon katsayıları önemli çıkmamıştır. En şiddetli kuraklığın görüldüğü K3 uygulamasında üst boğum uzunluğu (-0,794**) ile KHİ arasında olumsuz ve çok önemli; bitki boyu (-0,535*) ve bayrak yaprak boyu (-0,592*) ile KHİ arasında olumsuz ve önemli ilişkiler belirlenmiştir. Tane dolum dönemi kuraklığı uygulamasında (K4) üst boğum uzunluğu (-0,571*) özelliği ile KHİ arasında olumsuz ve önemli bir ilişki belirlenmiştir. Denemede incelenen morfolojik özellikler ile KHİ arasında belirlenen korelasyon katsayıları kuraklık uygulamaları üzerinden topluca değerlendirildiğinde, bitki boyu, üst boğum uzunluğu, bayrak yaprak boyu ve bayrak yaprak kınında mumsuluk özelliklerinin tüm kuraklık uygulamalarında KHİ ile gösterdiği negatif korelasyonla kurağa adaptasyonu desteklediğini ortaya koymuştur. Bayrak yaprak eni tüm kuraklık uygulamalarında kuraklığa adaptasyonu desteklememiştir. Bayrak yaprak rengi ise K1, K3 ve K4 uygulamalarında kurağa dayanıklılığı desteklerken, K2 de desteklememiştir. Kalaycı ve ark. (1998), kurak koşullarda KHİ ile bitki boyu ve üst boğum uzunluğu arasında olumsuz ve önemli; KHİ ile yaprak eni ve yaprak alanı arasında olumlu ve önemli ilişkiler belirlemiştir. Öteyandan, Öztürk ve ark. (1999a) kurak koşullarda, KHİ ile bitki boyu arasında olumsuz ve önemsiz, KHİ ile kılçık uzunluğu arasında olumlu ve önemli ilişkiler belirlemiştir. Araştırmacıların üzerinde

178 167 çalıştığı özelliklere ait bulguları ile çalışmamızdaki benzer özelliklere ait bulgular uyumluluk halindedir. Stabilite katsayısı (b değeri) ile morfolojik özellikler arasında belirlenen korelasyon katsayıları Çizelge 4.59 da verilmiştir. Çizelge 4.59 un incelenmesinden de görüleceği gibi, K1 uygulamasında bitki boyu (-0,641*), üst boğum uzunluğu (-0,528*) ve bayrak yaprak boyu (-0,544*) özellikleri ile stabilite katsayısı b değeri arasında olumsuz ve önemli ilişkiler belirlenmiştir. Buna karşılık, bayrak yaprak kıvrılması (0,558*), bayrak yaprak dikliği (0,583*) ve başakta kılçık uzunluğu (0,582*) özelikleri ile b değeri arasında olumlu ve önemli ilişkiler tespit edilmiştir. K2 uygulamasında bitki boyu (-0,595*), üst boğum uzunluğu (-0,499*) ve bayrak yaprak boyu (-0,630*) özellikleri ile b değeri arasında olumsuz ve önemli; buna karşılık, bayrak yaprak kıvrılması (0,546*), bayrak yaprak dikliği (0,589*) ve başakta kılçık uzunluğu (0,568*) özelikleri ile b değeri arasında olumlu ve önemli ilişkiler tespit edilmiştir. K3 uygulamasında bitki boyu (-0,629*), üst boğum uzunluğu (-0,500*) ve bayrak yaprak boyu (-0,628*) özellikleri ile b değeri arasında olumsuz ve önemli; buna karşılık, bayrak yaprak dikliği (0,522*) ve başakta kılçık uzunluğu (0,570*) özelikleri ile b değeri arasında olumlu ve önemli ilişkiler tespit edilmiştir. K4 uygulamasında bitki boyu (-0,590*) ve üst boğum uzunluğu (-0,493*) özellikleri ile b değeri arasında olumsuz ve önemli; buna karşılık, bayrak yaprak dikliği (0,667*) ve başakta kılçık uzunluğu (0,572*) özelikleri ile b değeri arasında olumlu ve önemli ilişkiler tespit edilmiştir. Denemede incelenen morfolojik özellikler ile b değeri arasında belirlenen korelasyon katsayıları kuraklık uygulamaları üzerinden topluca değerlendirildiğinde, bitki boyu, üst boğum uzunluğu, bayrak yaprak boyu, bayrak yaprak rengi, bayrak yaprak kınında mumsuluk karakterlerinin tüm kuraklık uygulamalarında, bayrak yaprak alanının ise K1, K2 ve K3 uygulamalarında b değeri ile gösterdiği negatif korelasyonla kurağa adaptasyonu desteklediği anlaşılmıştır. Optimum koşulları temsil eden K5 uygulamasında başakta kılçık uzunluğu (0,589*) ve bayrak yaprak kıvrılması (0,531*) özellikleri ile b değeri arasında olumlu ve önemli bir ilişki belirlenmiştir. Bu uygulamada morfolojik özelliklerin b değeri ile olan ilişkilerini dikkate alarak, sulu koşullarda bitki boyu ve üst boğum uzunluğu fazla uzun olmayan, bayrak yaprak boyundan ziyade eni geniş olan ve bayrak yaprak alanı büyük olan, bayrak yaprakta mumsuluğun ve kıvrılmanın az olduğu, orta boylu, koyu renkli, bayrak yaprağı dik olan çeşitlerin daha başarılı olacağı söylenebilir. Bir çalışmada kuru koşullarda b değeri ile bitki boyu ve üst boğum uzunluğu arasında olumsuz ve önemli, b değeri ile yaprak

179 168 eni ve yaprak alanı arasında olumlu ve önemli ilişkiler belirlenmiştir (Kalaycı ve ark., 1998). Erken dönem yaprak nispi su içeriği (E-YNSİ), ile denemede incelenen morfolojik özellikler arasında belirlenen korelasyon katsayıları Çizelge 4.59 da verilmiştir. Çizelge 4.59 nin incelenmesinden de görüleceği gibi, K1 uygulamasında morfolojik özellikler ile E-YNSİ arasında belirlenen korelasyon katsayıları önemli çıkmamıştır. K2 uygulamasında morfolojik özellikler ile E-YNSİ arasında belirlenen korelasyon katsayıları önemli çıkmamıştır. K3 uygulamasında bayrak yaprak rengi (0,562*) özelliği ile E-YNSİ arasında olumlu ve önemli ilişki belirlenmiştir. K4 uygulamasında morfolojik özellikler ile E-YNSİ arasında belirlenen korelasyon katsayıları önemli çıkmamıştır. Denemede morfolojik özellikler ile E-YNSİ arasında belirlenen korelasyon katsayıları kuraklık uygulamaları üzerinden topluca değerlendirildiğinde, bayrak yaprak kınında mumsuluk, bayrak yaprak kıvrılması özellikleri tüm kuraklık uygulamalarında E-YNSİ ile gösterdiği olumsuz korelasyonla kurağa adaptasyonu desteklediği anlaşılmıştır. Bitki boyu, üst boğum uzunluğu, bayrak yaprak boyu özellikleri K1, K2 ve K4 uygulamalarında E-YNSİ ile olumsuz ilişki verirken, en şiddetli kuraklığın yaşandığı K3 uygulamasında olumlu ilişki göstermesi, kuraklığın şiddeti arttığında bitki boyu, üst boğum uzunluğu ve bayrak yaprak boyu daha uzun olan genotiplerin YNSİ ni yüksek tutabildiği sonucunu çıkartabiliriz ki, bu özelliklerin kurağa adaptasyonu desteklemesi bakımından çok önemli olduğu söylenebilir. Öteyandan, bayrak yaprak eni, bayrak yaprak alanı, bayrak yaprak rengi karakterlerinin tüm kuraklık uygulamalarında YNSİ ile gösterdiği olumlu korelasyonla kurağa adaptasyonu desteklediği ifade edilebilir. Bayrak yaprak boyu ile YNSİ arasındaki ilişkilerin K2 uygulaması hariç olumsuz olduğu belirlenmiştir. Bu sonuç, bayrak yaprak boyu uzadıkça YNSİ ni azalttığını gösterebilir. Öte yandan, bayrak yaprak eni ve alanı ile YNSİ arasındaki olumlu ilişki, bitkide YNSİ arttıkça yaprak eninin genişlediğini, aynı şekilde yaprak alanının da arttığını göstermektedir. Nitekim, erken dönem kuraklığında uygulanan kuraklık stresi genotiplerde bayrak yaprak boyunu kısaltmış ve bu uygulamada YNSİ de olumlu ilişki göstermiştir. Bu sonuçlardan da görülmektedir ki, kuraklığın geliş zamanı, süresi ve şiddeti ekmeklik buğday genotiplerinde farklı fizyolojik ve morfolojik düzenlemelerin olmasına neden olmaktadır. Burada, kuraklığın bitkileri alıştırarak gelmesi, bitkilerin de savunma mekanizmalarını oluşturmaları için fırsat tanımasını sağlamaktadır. Ani gelen kuraklıklar daha tahripkar olabilir. Bilhassa, başaklanma ve tane dolum dönemi gelen

180 169 kuraklıkların telafisinin daha zor olduğu görülmektedir. K5 uygulamasında bitki boyu (-0,724**) ve üst boğum uzunluğu (-0,737**) özellikleri ile E-YNSİ arasında olumsuz ve önemli ilişkiler belirlenmiştir. Bir çalışmada kuru koşullarda YNSİ ile bitki boyu ve kılçık uzunluğu arasında olumsuz ve önemsiz; sulu koşullarda YNSİ ile bitki boyu ve kılçık uzunluğu arasında olumlu ve önemsiz ilişkiler belirlenmiştir (Öztürk, 1999a). Başaklanma dönemi yaprak nispi su içeriği (B-YNSİ), ile denemede incelenen morfolojik özellikler arasında belirlenen korelasyon katsayıları Çizelge 4.59 da verilmiştir. Genotiplerin başaklanma dönemi suya en fazla ihtiyaç duydukları süreci kapsadığı için, bu dönemdeki YNSİ değerleri ile morfolojik özellikler arasındaki ilişkilerin önem seviyesi erken dönemde belirlenenlerden daha yüksek çıkmıştır. Elde edilen bu sonuçlara göre, başaklanma döneminde ölçülen YNSİ nin seleksiyonda daha başarılı olacağı ifade edilebilir. Çizelge 4.59 nin incelenmesinden de görüleceği gibi, K1 uygulamasında bayrak yaprak eni (0,572*) ve bayrak yaprak alanı (0,576*) özellikleri ile B-YNSİ arasında olumlu ve önemli, bayrak yaprak kıvrılması (-0,694*) ile ise olumsuz ve önemli korelasyon katsayıları belirlenmiştir. K2 de bayrak yaprak eni (0,543*) ve bayrak yaprak alanı (0,680*) özellikleri ile B-YNSİ arasında olumlu ve önemli, bayrak yaprak rengi (0,734**) ile olumlu ve çok önemli korelasyon katsayıları belirlenmiştir. K3 uygulamasında bayrak yaprak kıvrılması (-0,588*) özelliği ile B- YNSİ arasında olumsuz ve önemli bir ilişki belirlenmiştir. K4 de bayrak yaprak eni (0,662*), bayrak yaprak alanı (0,692*) ve bayrak yaprak rengi (0,539*) özellikleri ile B- YNSİ arasında olumlu ve önemli, bayrak yaprak kıvrılması (-0,641*) ile ise olumsuz ve önemli korelasyon katsayıları belirlenmiştir. Denemede morfolojik özellikler ile YNSİ arasında belirlenen korelasyon katsayıları kuraklık uygulamaları üzerinden topluca değerlendirildiğinde, bayrak yaprak eni, bayrak yaprak alanı, bayrak yaprak rengi özellikleri tüm kuraklık uygulamalarında B-YNSİ ile olumlu ilişki göstermiştir. Diğer taraftan, bayrak yaprak kıvrılması, bayrak yaprak dikliği ve başakta kılçık uzunluğu ile B-YNSİ arasında, tüm kuraklık uygulamalarında, olumsuz ilişkiler belirlenmiştir. K5 uygulamasında bayrak yaprak eni (0,640*) ve bayrak yaprak alanı (0,656*) özellikleri ile B-YNSİ arasında olumlu ve önemli ilişkiler belirlenmiştir. Erken dönem yaprak nispi su kaybı (E-YNSK) ile denemede incelenen morfolojik özellikler arasında belirlenen korelasyon katsayıları Çizelge 4.59 da verilmiştir. Çizelge 4.59 un incelenmesinden de görüleceği gibi, K1 uygulamasında bayrak yaprak dikliği (-0,739**) ve kılçık uzunluğu (-0,805**) ile E-YNSK arasında olumsuz ve önemli ilişkiler belirlenmiştir. K2 uygulamasında bayrak yaprak boyu

181 170 (0,574*) ile E-YNSK arasında olumlu ve önemli; bayrak yaprak kıvrılması (-0,694*), bayrak yaprak dikliği (-0,689*) ve başakta kılçık uzunluğu (-0,691*) ile E-YNSK arasında olumsuz ve önemli korelasyon katsayıları belirlenmiştir. K3 uygulamasında bayrak yaprak eni (-0,681*), bayrak yaprak rengi (-0,569*) özellikleri ile E-YNSK arasında olumsuz ve önemli ilişkiler belirlenmiştir. K4 uygulamasında morfolojik özellikler ile E-YNSK arasında önemli bir ilişki belirlenememiştir. K5 uygulamasında üst boğum uzunluğu (0,605*) özelliği ile E-YNSK arasında olumlu ve önemli; bayrak yaprak eni (-0,524*) özelliği ile ise olumsuz ve önemli ilişkiler belirlenmiştir. Bir çalışmada kuru koşullarda YNSK ile bitki boyu ve kılçık uzunluğu arasında olumlu ve önemsiz; sulu koşullarda YNSİ ile bitki boyu ve kılçık uzunluğu arasında olumsuz ve önemsiz ilişkiler belirlenmiştir (Öztürk, 1999a). Başaklanma dönemi yaprak nispi su kaybı (B-YNSK) ile denemede incelenen morfolojik özellikler arasında belirlenen korelasyon katsayıları Çizelge 4.59 da verilmiştir. Çizelge 4.59 un incelenmesinden de görüleceği gibi, K1 uygulamasında bitki boyu (0,636*) ile B-YNSK arasında olumlu ve önemli; bayrak yaprak eni (- 0,657*), bayrak yaprak alanı (-0,524*) ve başakta kılçık uzunluğu (-0,561*) ile B- YNSK arasında olumsuz ve önemli ilişkiler belirlenmiştir. K2 de bayrak yaprak boyu (0,509*) ve bayrak yaprak alanı (0,687*) özellikleri ile B-YNSK arasında olumlu ve önemli; bayrak yaprak dikliği (-0,955**) özelliği ile olumsuz ve çok önemli, başakta kılçık uzunluğu ile (-0,689*) özelliği ile olumsuz ve önemli korelasyon katsayıları tespit edilmiştir. K3 de bitki boyu (0,584*) özelliği ile B-YNSK arasında olumlu ve önemli ilişki belirlenirken, bayrak yaprak eni (-0,849**) ile olumsuz ve çok önemli, bayrak yaprak alanı (-0,528*) ve bayrak yaprak kıvrılması (-0,538*) özellikleri ile olumsuz ve önemli ilişkiler bulunmuştur. K4 de incelenen morfolojik özellikler ile B-YNSK arasında önemli bir ilişki belirlenememiştir. Kuraklık uygulamalarındaki B-YNSK ile incelenen morfolojik özellikler arasındaki ilişkiyi topluca değerlendirecek olursak, başaklanma döneminin bitkinin en fazla suya ihtiyaç duyduğu dönem olması nedeniyle, bu süreçteki bitki bünyesindeki su dengesi daha önem kazanmaktadır. Bu bakımdan, B- YNSK bu dönemde morfolojik özellikler ile daha önemli ilişkiler vermiştir. Nitekim, B- YNSK yüksek olan genotiplerin, tüm kuraklık uygulamalarında, bitki boyu da uzun olmuş, üst boğum uzunluğu K1 ve K2 uygulamalarında yüksek olmuş, K1, K2 ve K3 uygulamalarında bayrak yaprak boyu uzun olmuştur. Öteyandan, bayrak yaprak rengi koyu, bayrak yaprak kınında mumsuluğun fazla, bayrak yaprak kıvrılmasının fazla ve başakta kılçık uzunluğunun fazla olduğu genotiplerde B-YNSK daha az olmuştur. Bu

182 171 sonuçlar da bitki bünyesindeki suyun azalması ile genotiplerin bazı morfolojik özelliklerini devreye sokarak kendilerini su stresinden korumaya çalıştıklarının bir göstergesi olarak kabul edilebilir. Optimum koşulları temsil eden uygulamada (K5) bitki boyu (0,757**) ve bayrak yaprak boyu (0,749**) özellikleri ile B-YNSK arasında olumlu ve çok önemli; başakta kılçık uzunluğu (-0,790**) ile olumsuz ve çok önemli, bayrak yaprak kıvrılması (-0,563*) ve bayrak yaprak dikliği (-0,576*) özellikleri ile ise olumsuz ve önemli ilişkiler belirlenmiştir. Bir çalışmada kuru koşullarda YNSK ile bitki boyu ve kılçık uzunluğu arasında olumlu ve önemsiz; sulu koşullarda YNSİ ile bitki boyu ve kılçık uzunluğu arasında olumsuz ve önemsiz ilişkiler belirlenmiştir (Öztürk, 1999a) Fenolojik Parametreler Erken dönemde toprak yüzeyini kapatma Konya da kontrollü tarla şartları altında, kuraklık uygulamasının yapıldığı çalışmada, erken dönemde toprak yüzeyini kapatmaya ait NDVI (Normalize edilmiş vejetasyon indeksi) değerleri ve önemlilik grupları Çizelge 4.60 da ve bu değerlere ait varyans analiz sonuçları da Çizelge 4.61 de verilmiştir. Çizelge 4.61 in incelenmesinden de anlaşılacağı gibi, erken dönemde toprak yüzeyini kapatma bakımından yıl, genotip, yıl x genotip interaksiyonu p<0,01 seviyesinde önemli bulunurken; kuraklık uygulaması, yıl x kuraklık interaksiyonu p<0,05 seviyesinde istatistiki bakımdan önemli bulunmuştur. Çalışmada NDVI değerleri genel ortalaması 0,389 olarak belirlenmiş olup, bu değer birinci yılda 0,362 iken, ikinci yılda 0,446 olarak gerçekleşmiştir. Kuraklık uygulamalarında iki yıllık ortalama NDVI değerleri 0,370 (K1) ile 0,400 (K5) arasında değişim göstermiştir (Çizelge 4.60). Denemede yer alan genotiplerin iki yıllık ortalama NDVI değerleri 0,355 (Dağdaş 94) ile 0,429 (08-09 KEBVD 24) arasında değişim göstermiştir. Bu değerler, birinci yılda 0,303 (Dağdaş 94) ile 0,425 (08-09 KEBVD 24) arasında, ikinci yılda ise 0,355 (Bezostaja 1) ile 0,429 (08-09 KEBVD 24) arasında değişmiştir (Çizelge 4.60). NDVI değerleri için yapılan LSD testine göre, KEBVD 24 (0,429) a grubu ile 1. sırada yer almıştır. Göksu 99 (0,413) ab, BDME 09/1K (0,402) bc, Karahan 99

183 Ort (0,395) b-d, Gerek 79 (0,394) ve Bayraktar 2000 (0,385) c-e grubuyla bunu izleyen genotipler olmuştur. Dağdaş 94 (0,355) ise g grubu ile son sırada yer almıştır. Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen erken dönemde toprak yüzeyini kapatma (NDVI) değerleri Yıl Genotipler Kuraklık uygulamaları K 1* K 2 K 3 K 4 K 5 Genotip Ort. Karahan 99 0,332 0,356 0,413 0,371 0,373 0,369 de** Bayraktar ,364 0,346 0,417 0,374 0,334 0,367 e Gerek 79 0,352 0,357 0,418 0,368 0,364 0,372 de Dağdaş 94 0,272 0,326 0,327 0,284 0,305 0,303 g Bezostaja 1 0,309 0,307 0,349 0,336 0,316 0,324 fg Göksu 99 0,376 0,411 0,422 0,407 0,402 0,404 bc Konya ,277 0,324 0,367 0,383 0,329 0,336 f BDME 09/1K 0,362 0,326 0,428 0,404 0,338 0,372 de BDME 09/2K 0,362 0,360 0,390 0,355 0,329 0,349 ef KEBVD 24 0,419 0,372 0,455 0,442 0,440 0,425 ab Kuraklık Ort. (2010) 0,338 d 0,348 d 0,398 bc 0,373 cd 0,353 d 0,362 b Karahan 99 0,400 0,413 0,420 0,447 0,425 0,421 ab Bayraktar ,413 0,372 0,401 0,378 0,446 0,402 bc Gerek 79 0,399 0,405 0,394 0,425 0,452 0,415 a-c Dağdaş 94 0,384 0,396 0,395 0,417 0,448 0,408 a-c Bezostaja 1 0,383 0,370 0,348 0,416 0,456 0,395 cd Göksu 99 0,423 0,393 0,407 0,435 0,450 0,421 ab Konya ,428 0,406 0,391 0,424 0,434 0,417 a-c BDME 09/1K 0,397 0,428 0,428 0,450 0,456 0,432 a BDME 09/2K 0,387 0,408 0,422 0,416 0,439 0,415 a-c KEBVD 24 0,402 0,433 0,422 0,452 0,452 0,432 a Kuraklık Ort. (2011) 0,402 bc 0,402 bc 0,403 bc 0,426 ab 0,446 a 0,416 a Karahan 99 0,366 0,385 0,416 0,410 0,399 0,395 b-d Bayraktar ,389 0,359 0,409 0,376 0,390 0,385 c-e Gerek 79 0,376 0,381 0,406 0,397 0,408 0,394 c-e Dağdaş 94 0,328 0,361 0,361 0,351 0,376 0,355 g Bezostaja 1 0,347 0,339 0,349 0,376 0,387 0,359 fg Göksu 99 0,400 0,402 0,415 0,421 0,426 0,413 ab Konya ,353 0,365 0,379 0,404 0,382 0,377 ef BDME 09/1K 0,380 0,377 0,428 0,427 0,397 0,402 bc BDME 09/2K 0,349 0,384 0,406 0,386 0,385 0,382 de KEBVD 24 0,411 0,402 0,439 0,447 0,446 0,429 a Kuraklık Ort.( ) 0,370 b 0,376 ab 0,401 a 0,400 a 0,400 a 0,389 *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı, K 5:Tam sulu koşullar **Aynı harflerle gösterilen değerler arasında farklılık yoktur. LSD (0,05) Y: 0,017 LSD (0,05) K: 0,027 LSD (0,05) YxK int.: 0,037 LSD (0,05) G: 0,018 LSD (0,05) YxG int: 0,026 LSD (0,05) KxG int.: öd LSD (0,05) YxKxG int.: öd

184 173 Bir genotipin ilkbaharda gelişmesine hızlı başlayarak toprağı daha erken kapatması, toprak suyunu koruma için önemlidir. NDVI, yeşil bitki örtüsü biyomasının yarı miktarsal bir tahminini vermektedir. Bu yüzden erken gelişme döneminde genotiplerin biyomas farklılıklarını tahmin etmede kullanılan NDVI değerleri, bize sonbahardaki biyomas büyümesi kadar, genotiplerin soğuk şartlarda hayatta kalma kabiliyetlerini de yansıtmaktadır. Bu açıdan denemede yer alan genotipler topluca değerlendirildiğinde, KEBVD 24, Göksu 99, BDME 09/1K, Karahan 99, Gerek 79 ve Bayraktar 2000 yüksek NDVI değerleri ile erken dönemde toprak yüzeyini kapatma yönünden ön plana çıkan başarılı genotipler olmuştur. Dağdaş 94 ve Bezostaja 1 çeşitleri ise erken dönemde toprak yüzeyini kapatma bakımından düşük NDVI değerlerine sahip olmuştur. Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen erken dönemde toprak yüzeyini kapatma parametresine ait varyans analizi Varyasyon Kaynağı Serbestlik Derecesi Kareler Toplamı Kareler Ortalaması F Değeri Yıl (Y) 1 0,2827 0, ,2458** Tekerrür [Yıl] 6 0, , ,7982 Kuraklık Uygulaması (K) 4 0, , ,7891* Y*K int. 4 0, , ,1118* Hata (1) 24 0, , ,805 Genotip (G) 9 0, , ,9374** Y*G int. 9 0, , ,0422** K*G int. 36 0, , ,7275 Y*G*K int. 36 0, , ,8453 Hata (2) 270 0, , Genel 399 1, * (p<0.05), ** (p<0.01), CV (%): 10, BaĢaklanma süresi Konya da kontrollü tarla şartları altında, kuraklık uygulamasının yapıldığı çalışmada, başaklanma süresine ait değerler ve önemlilik grupları Çizelge 4.62 de ve bu değerlere ait varyans analiz sonuçları da Çizelge 4.63 de verilmiştir. Çizelge 4.63 ün incelenmesinden de anlaşılacağı gibi, başaklanma süresi bakımından yıl, kuraklık uygulaması, yıl x kuraklık interaksiyonu, genotip, yıl x genotip interaksiyonu, kuraklık x genotip interaksiyonu ve yıl x kuraklık x genotip interaksiyonu p<0,01 seviyesinde istatistiki bakımdan önemli bulunmuştur.

185 Ort Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen başaklanma süresi (gün) Yıl Genotipler Kuraklık uygulamaları K 1* K 2 K 3 K 4 K 5 Genotip Ort. Karahan ,2 xy** 168,2 z 169,5 w-y 168,0 z 171,5 u 169,3 l Bayraktar ,2 z-a 165,0 z-b 165,7 z-b 165,0 z-b 168,0 z 166,0 p Gerek ,7 yz 167,7 z 168,7 yz 168,0 z 171,0 uv 168,8 m Dağdaş ,0 r 173,0 st 174,0 r 172,7 t 175,5 q 173,8 j Bezostaja 1 171,2 u 170,0 wx 171,0 uv 169,7 wx 173,5 r-t 171,1 k Göksu ,7 rs 173,0 st 173,7 rs 172,7 t 174,2 r 173,5 j Konya ,2 z 166,5 z 168,7 yz 166,7 z 171,0 uv 168,3 n BDME 09/1K 167,7 z 166,0 z-a 167,0 z 166,2 z-a 170,0 wx 167,4 o BDME 09/2K 168,2 z 167,2 z 168,7 yz 167,2 z 171,0 uv 168,5 mn KEBVD ,5 u 170,2 vw 171,2 u 169,7 wx 173,5 r-t 171,2 k Kuraklık Ort. (2010) 169,9 f 168,7 g 169,8 f 168,6 g 171,9 e 169,8 b Karahan ,3 mn 178,5 l-n 179,0 lm 178,3 mn 182,0 fg 179,2 e Bayraktar ,0 st 173,0 st 173,8 rs 173,0 st 179,0 lm 174,4 l Gerek ,0 pq 176,5 op 178,5 l-n 178,0 n 181,8 f-h 178,2 g Dağdaş ,0 b-d 185,5 bc 185,5 bc 185,0 b-d 188,0 a 185,8 a Bezostaja 1 180,3 ıj 180,0 jk 181,5 gh 179,3 kl 185,8 b 181,4 c Göksu ,5 de 184,8 c-e 185,0 b-d 185,0 b-d 188,3 a 185,5 a Konya ,0 o 177,0 o 178,8 l-n 178,0 n 182,0 fg 178,6 f BDME 09/1K 176,5 op 176,5 op 176,5 op 176,5 op 181,0 hı 177,4 h BDME 09/2K 179,0 lm 179,0 lm 179,3 kl 178,8 l-n 182,5 f 179,7 d KEBVD ,0 hı 184,0 e 184,0 e 184,0 e 185,8 b 183,8 b Kuraklık Ort. (2011) 179,1 d 179,5 c 180,2 b 179,6 c 183,6 a 180,4 a Karahan ,8 l-n 173,4 m-o 174,3 kl 173,1 n-p 176,8 ef 174,3 e Bayraktar ,6 uv 169,0 v 169,8 u 169,0 v 173,5 m-o 170,2 h Gerek ,4 q-s 172,1 rs 173,6 l-o 173,0 o-q 176,4 fg 173,5 f Dağdaş ,5 bc 179,3 bc 179,8 b 178,9 c 181,8 a 179,8 a Bezostaja 1 175,8 gh 175,0 ıj 176,3 fg 174,5 jk 179,6 b 176,2 d Göksu ,1 bc 178,9 c 179,4 bc 178,9 c 181,3 a 179,5 b Konya ,6 p-r 171,9 st 173,8 l-n 172,4 q-s 176,5 ef 173,4 f BDME 09/1K 172,1 rs 171,3 t 171,8 st 171,4 t 175,5 hı 172,4 g BDME 09/2K 173,6 l-o 173,1 n-p 174,0 k-m 173,0 o-q 176,8 ef 174,1 e KEBVD ,3 fg 177,1 de 177,6 d 176,9 ef 179,6 b 177,5 c Kuraklık Ort.( ) 174,5 c 174,1 d 175,0 b 174,1 d 177,8 a 175,1 *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı, K 5:Tam sulu koşullar **Aynı harflerle gösterilen değerler arasında farklılık yoktur. LSD (0,05) Y: 0,15 LSD (0,05) K: 0,24 LSD (0,05) YxK int.: 0,34 LSD (0,05) G: 0,28 LSD (0,05) YxG int: 0,40 LSD (0,05) KxG int.: 0,63 LSD (0,05) YxKxG int.: 0,89 Çalışmada ortalama başaklanma süresi 175,1 gün olarak belirlenmiş olup, bu değer birinci yılda 169,8 gün iken, ikinci yılda 180,4 gün olarak gerçekleşmiştir.

186 175 Kuraklık uygulamalarında iki yıllık ortalama başaklanma süresi 174,1 gün (K2) ile 177,8 gün (K5) arasında değişim göstermiştir (Çizelge 4.62). Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen başaklanma süresine ait varyans analizi Varyasyon Kaynağı Serbestlik Derecesi Kareler Toplamı Kareler Ortalaması F Değeri Yıl (Y) , , ,7** Tekerrür [Yıl] 6 11,59 1, ,4962* Kuraklık Uygulaması (K) 4 758, , ,4095** Y*K int. 4 69,485 17, ,4412** Hata (1) 24 13,26 0,5525 1,3667 Genotip (G) ,76 388, ,2639** Y*G int ,91 17, ,852** K*G int ,565 1, ,9555** Y*G*K int ,615 1, ,7908** Hata (2) ,15 0,404 Genel ,76 * (p<0.05), ** (p<0.01), CV (%): 0,4 Kuraklık uygulamalarındaki ortalama başaklanma süreleri için yapılan LSD testine göre, K5 (177,8 gün) a grubunda yer alırken; K2 (175,0 gün) b, K1 (174,5) c, K2 ve K4 (174,1 gün) ise d grubunda yer almıştır. K3 uygulamasında kuraklığa % 1,5 başaklanma süresi kısalması şeklinde bir tepki elde edilirken, K1 uygulamasında bu % 1,8, K2 ve K4 uygulamalarında % 2,1 olarak gerçekleşmiştir. K5 uygulamasına göre, K2 ve K4 uygulamalarında kuraklık stresi bitkilerin başaklanma sürelerini ortalamada 3,5 gün erkene çeken bir etki göstermiştir. Kuraklık stresinin başaklanma süresi üzerine etkisini inceleyen araştırmacılar, sulu koşullarla karşılaştırıldığında, başaklanma süresinin kurak stresi koşullarında 1-8 gün arasında erken olduğunu rapor etmişlerdir (Kalaycı 1998, Öztürk 1999a, Cseuz ve ark. 2008). Genotiplerin iki yıllık ortalama başaklanma süresi değerleri 170,2 gün (Bayraktar 2000) ile 179,8 gün (Dağdaş 94) arasında değişmiştir. Bu değerler, birinci yılda 166,0 gün (Bayraktar 2000) ile 173,8 gün (Dağdaş 94) arasında, ikinci yılda ise 174,4 gün (Bayraktar 2000) ile 185,8 gün (Dağdaş 94) arasında bir değişim göstermiştir (Çizelge 4.62). Ortalama başaklanma süreleri için yapılan LSD testine göre, Dağdaş 94 (179,8 gün) a grubu ile 1. sırada yer almıştır. Göksu 99 (179,5 gün) b, KEBVD 24 (177,5 gün) c ve Bezostaja 1 (176,2 gün) d grubu ile bunu izleyen

187 176 çeşitler olmuştur. Bayraktar 2000 (170,2 gün) ise h grubu ile son sırada yer almıştır (Şekil. 4.17). ġekil Genotiplerin ortalama başaklanma süreleri Tüm kuraklık uygulamaları üzerinden değerlendirildiğinde, Dağdaş 94, Göksu 99, KEBVD 24 ve Bezostaja 1 geçci genotipler olarak ön plana çıkmıştır. Başaklanma süresi bakımından en erkenci çeşit Bayraktar 2000 olurken, bunu BDME 09/1K genotipinin takip ettiği belirlenmiştir. Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen başaklanma süresinde sulu koşullara göre meydana gelen performans kayıpları (%) Genotipler Kuraklık uygulamaları K 1* K 2 K 3 K 4 Karahan 99 1,7 1,9 1,4 2,1 Bayraktar ,2 2,6 2,2 2,6 Gerek 79 2,3 2,4 1,6 1,9 Dağdaş 94 1,2 1,4 1,1 1,6 Bezostaja 1 2,2 2,6 1,9 2,9 Göksu 99 1,2 1,3 1,0 1,3 Konya ,2 2,6 1,6 2,3 BDME 09/1K 1,9 2,4 2,1 2,4 BDME 09/2K 1,8 2,1 1,6 2, KEBVD 24 1,9 1,4 1,1 1,5 Ortalama 1,8 2,1 1,5 2,1 *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı

188 177 Genotiplerin uygulamalar içindeki performansları Çizelge 4.62 da, sulu uygulamaya göre gösterdikleri performans kayıpları Çizelge 4.64 de verilmiştir. K1 de genotiplerden ortalama 174,5 gün başaklanma süresi elde edilirken, aynı uygulama altındaki genotipler arasında başaklanma süresi 169,6 gün (Bayraktar 2000) ile 179,5 gün (Dağdaş 94) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre, Dağdaş 94 (179,5 gün) ve Göksu 99 (179,1 gün) bc grubu ile ilk sırada yer almıştır KEBVD 24 (176,3 gün) fg ve Bezostaja 1 (175,8 gün) gh grupları ile bunları izleyen çeşitler olmuştur. Bayraktar 2000 (169,6 gün) ise u-v ile bu uygulamanın en son grubuna dahil olmuştur. K1 uygulamasında genotiplerin ortalama başaklanma süresi kaybı % 1,8 olarak gerçekleşmiştir. Bu aynı uygulamadaki genotiplerde % 1,2 (Dağdaş 94 ve Göksu 99) ile % 2,3 (Gerek 79) arasında bir varyasyon göstermiştir. Bu uygulamada BDME 09/2K stabil bir durum sergilerken, Dağdaş 94 ve Göksu 99 toleranslı genotipler olarak ön plana çıkmış ve Gerek 79, Bayraktar 2000, Bezostaja 1, Konya 2002, BDME 09/1K ve KEBVD 24 ün ise hassas oldukları belirlenmiştir. K2 uygulamasında genotiplerden ortalama 174,1 gün başaklanma süresi elde edilmiş olup, aynı uygulama altındaki genotipler arasında başaklanma süresi 169,0 gün (Bayraktar 2000) ile 179,3 gün (Dağdaş 94) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu için yapılan LSD testine göre, Dağdaş 94 (179,3 gün) bc grubu ile birinci sırada yer almıştır. Göksu 99 (178,9 gün) c, KEBVD 24 (177,1 gün) de ve Bezostaja 1 (175,0 gün) ıj grubu ile bunları takip eden genotipler olmuştur. Bayraktar 2000 (169,0 gün) bu uygulamanın son grubuna v dahil olmuştur. K2 de genotiplerin ortalama başaklanma süresi kaybı % 2,1olarak gerçekleşmiştir. Bu aynı uygulamadaki genotipler % 1,3 (Göksu 99) ile % 2,6 (Bayraktar 2000, Bezostaja 1 ve Konya 2002) arasında bir varyasyon göstermiştir. Bu uygulamada başaklanma süresi bakımından Bayraktar 2000, Bezostaja 1, Konya 2002, Gerek 79 ve BDME 09/1K kuraklığa hassas (fenolojik düzenlemeye reaksiyonu yüksek) grupta yer almıştır. BDME 09/2K stabil bulunurken, Karahan 99, Dağdaş 94 ve KEBVD 24 ün ise toleranslı oldukları belirlenmiştir. K3 uygulamasında genotiplerden ortalama 175,0 gün başaklanma süresi elde edilmiştir. Aynı uygulama altındaki genotipler arasında başaklanma süresi 169,8 gün (Bayraktar 2000) ile 177,8 gün (Dağdaş 94) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre, Dağdaş 94 (177,8 gün) b grubu ile ilk sırada yer almıştır. Göksu 99 (179,4 gün) bc, KEBVD 24 (176,3

189 178 gün) d ve Bezostaja 1(171,0 gün) fg grubu ile bunu izlemiştir. Bayraktar 2000 (169,8 gün) ise uygulamanın en son grubu olan u grubunda yer almıştır. K3 de genotiplerin ortalama başaklanma süresi kaybı % 1,5 olarak gerçekleşmiştir. Bu aynı uygulamadaki genotiplerde % 1,0 (Göksu 99) ile % 2,2 (Bayraktar 2000) arasında bir değişim göstermiştir. Bu uygulamada, Bayraktar 2000, BDME 09/1K ve Bezostaja 1 hassas grupta yer almıştır. Gerek 79, Konya 2002, BDME 09/2K ve Karahan 99 stabil bir durum sergilemiş olup; Dağdaş 94, KEBVD 24 ve Göksu 99 un toleranslı grupta yer aldıkları belirlenmiştir. K4 uygulamasında genotiplerden ortalama 174,1 gün başaklanma süresi elde edilmiş olup, aynı uygulamada yer alan genotipler arasında başaklanma süresi 169,0 gün (Bayraktar 2000) ile 178,9 gün (Dağdaş 94 ve Göksu 99) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu için yapılan LSD testine göre, Dağdaş 94 ve Göksu 99 (178,9 gün) c grubu ile ilk sırada yer almıştır KEBVD 24 (176,9 gün) gh grubu ile ikinci sırada yer alırken, Bezostaja 1 (174,5 gün) jk grubu ile bunları takip etmiştir. Bayraktar 2000 (169,0 gün) ise r grubu ile uygulamanın son sırasında yer almıştır. K4 de genotiplerin ortalama başaklanma süresi kaybı % 2,1 olarak belirlenmiştir. Bu aynı uygulamadaki genotipler arasında % 1,3 (Göksu 99) ile % 2,9 (Bezostaja 1) arasında bir değişim göstermiştir. Bu uygulamada, Bezostaja 1, Bayraktar 2000, BDME 09/1K ve Konya 2002 hassas grupta yer almıştır. Karahan 99 ve BDME 09/2K stabil görülürken, Gerek 79, Dağdaş 94, KEBVD 24 ve Göksu 99 toleranslı bulunmuştur. K5 uygulamasında genotiplerden ortalama 177,8 gün başaklanma süresi elde edilmiştir. Aynı uygulamada yer alan genotipler arasında başaklanma süresi 173,5 gün (Bayraktar 2000) ile 181,8 gün (Dağdaş 94) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre, Dağdaş 94 (175,5 gün) ve Göksu 99 (181,3 gün) a grubu ile 1. sırada yer almıştır. Bunu Bezostaja 1 ve KEBVD 24 (179,6 gün) b grubunu paylaşarak izlemişlerdir. Bayraktar 2000 (173,5 gün) ise m-o ile uygulamanın en son grubunda yer almıştır. Bu uygulamada başaklanma süresi yönüyle Dağdaş 94, Göksu 99, Bezostaja 1 ve KEBVD 24 geççi genotipler olarak ön plana çıkmışlardır. Bayraktar 2000 ve BDME 09/1K ise başaklanma süresi kısa olan genotipler olarak belirlenmiştir.

190 Çiçeklenme süresi Konya da kontrollü tarla şartları altında, kuraklık uygulamasının yapıldığı çalışmada, çiçeklenme süresine ait değerler ve önemlilik grupları Çizelge 4.65 de ve bu değerlere ait varyans analiz sonuçları da Çizelge 4.66 de verilmiştir. Çizelge 4.66 in incelenmesinden de anlaşılacağı gibi, çiçeklenme süresi bakımından yıl, kuraklık uygulaması, yıl x kuraklık interaksiyonu, genotip, yıl x genotip interaksiyonu, kuraklık x genotip interaksiyonu ve yıl x kuraklık x genotip interaksiyonu p<0,01 seviyesinde istatistiki bakımdan önemli bulunmuştur. Çiçeklenme süresi ortalaması 182,7 gün olarak belirlenmiş olup, bu değer birinci yılda 175,4 gün iken, ikinci yılda 190,0 gün olarak gerçekleşmiştir. Kuraklık uygulamalarında iki yıllık ortalama çiçeklenme süresi 181,6 gün (K2) ile 185,7 gün (K5) arasında değişim göstermiştir (Çizelge 4.65). Ortalama çiçeklenme süreleri için yapılan LSD testine göre, K5 (185,7 gün) a grubunda yer almıştır. K1 (182,3 gün) b grubunda, K3 (182,0 gün) ve K4 (181,9 gün) ise c grubunda yer alırken, K2 (181,6 gün) son gruba (d) dahil olmuştur. Çizelge 4.67 nin incelenmesinden de görüleceği gibi, tüm kuraklık stresi uygulamalarında tam sulu uygulamaya göre çiçeklenme sürelerinde kısalma meydana gelmiştir. K2 uygulamasında % 2,2 çiçeklenme süresi kaybı belirlenirken, K4, K3 ve K1 uygulamalarında bu kayıp sırasıyla % 2,1, % 2,0 ve % 1,9 olmuştur. Genotiplerin iki yıllık ortalama çiçeklenme süresi değerleri 178,9 gün (Bayraktar 2000) ile 186,4 gün (Göksu 99) arasında değişmiştir. Bu değerler, birinci yılda 172,1 gün (Bayraktar 2000) ile 178,8 gün (Dağdaş 94) arasında, ikinci yılda ise 185,7 gün (Bayraktar 2000) ile 193,7 gün (Dağdaş 94) arasında bir değişim göstermiştir (Çizelge 4.65). Ortalama çiçeklenme süreleri için yapılan LSD testine göre, Göksu 99 (186,4 gün) ve Dağdaş 94 (186,3 gün) a grubu ile 1. sırada yer almıştır. Bunu KEBVD 24 (183,9 gün) b grubu, Bezostaja 1 (183,3 gün) c grubu ile izlemiştir. Bayraktar 2000 (178,9 gün) ise g ile en son gruba dahil olmuştur. Tüm kuraklık uygulamaları üzerinden değerlendirildiğinde; Göksu 99, Dağdaş 94, KEBVD 24 ve Bezostaja 1 in geçci genotipler olarak ön plana çıktıkları görülmektedir. Çiçeklenme süresi bakımından en erkenci çeşit Bayraktar 2000 olurken, bunu BDME 09/1K nin takip ettiği belirlenmiştir. Sulu koşullar için geliştirilen Göksu 99 ve Bezostaja 1 çeşitleri deneme ortalamasının üzerinde çiçeklenme süresine sahip olurken, Konya 2002

191 Ort çeşidinin Gerek 79 çeşidine yakın bir çiçeklenme tarihine sahip olması dikkat çekici olmuştur. Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen çiçeklenme süresi (gün) Yıl Genotipler Kuraklık uygulamaları K 1* K 2 K 3 K 4 K 5 Genotip Ort. Karahan ,0 z** 173,5 z-e 174,5 z-b 173,5 z-e 177,2 yz 174,9 l Bayraktar ,2 z-i 171,0 z-k 171,2 z-k 171,0 z-k 175,0 z 172,1 o Gerek ,5 z 173,7 z-e 174,0 z-d 173,7 z-e 178,0 xy 175,0 l Dağdaş ,0 w 178,0 xy 178,0 xy 177,7 yz 181,5 v 178,8 ı Bezostaja 1 176,0 z 174,7 z-a 175,0 z 174,7 z-a 178,7 wx 175,8 k Göksu ,2 w 179,0 w 177,7 yz 178,7 wx 181,2 v 179,2 h Konya ,0 z 172,5 z-h 173,2 z-f 172,5 z-h 177,5 yz 174,1 m BDME 09/1K 174,2 z-c 171,5 z-k 172,0 z-j 171,5 z-k 176,0 z 173,0 n BDME 09/2K 174,7 z-a 173,0 z-g 173,7 z-e 173,0 z-g 177,0 z 174,3 m KEBVD ,5 z 176,0 z 175,2 z 175,5 z 179,0 w 176,4 j Kuraklık Ort. (2010) 175,8 e 174,3 f 174,4 f 174,2 f 178,1 d 175,4 b Karahan ,5 qr 188,5 n-p 189,3 k-n 188,3 o-q 192,3 d-f 189,2 e Bayraktar ,0 u 184,3 u 185,5 t 185,5 t 189,0 l-o 185,7 g Gerek ,8 p-r 187,5 qr 188,8 m-o 189,0 l-o 192,3 d-f 189,1 e Dağdaş ,5 c-e 192,8 cd 193,0 cd 193,3 c 197,0 a 193,7 a Bezostaja 1 190,0 ı-k 189,5 j-m 190,0 ı-k 190,0 ı-k 194,5 b 190,8 c Göksu ,8 e-g 193,0 cd 193,0 cd 193,0 cd 197,0 a 193,6 a Konya ,5 qr 187,3 rs 189,0 l-o 188,8 m-o 192,3 d-f 189,0 e BDME 09/1K 186,5 s 187,0 rs 187,0 rs 187,5 qr 191,5 fg 187,9 f BDME 09/2K 188,8 m-o 188,8 m-o 189,3 k-n 189,8 ı-l 193,0 cd 189,9 d KEBVD ,3 ıj 190,5 hı 190,0 ı-k 191,3 gh 194,5 b 191,3 b Kuraklık Ort. (2011) 188,7 c 188,9 c 189,5 b 189,6 b 193,3 a 190,0 a Karahan ,8 n-q 181,0 s-u 181,9 m-p 180,9 t-v 184,8 g 182,1 d Bayraktar ,1 z 177,6 z 178,4 z 178,3 z 182,0 l-o 178,9 g Gerek ,6 n-r 180,6 uv 181,4 p-t 181,4 p-t 185,1 e-g 182,0 d Dağdaş ,8 cd 185,4 d-f 185,5 c-e 185,5 c-e 189,3 a 186,3 a Bezostaja 1 183,0 ıj 182,1 k-n 182,5 j-l 182,4 k-m 186,6 b 183,3 c Göksu ,5 c-e 186,0 c 185,4 d-f 185,9 cd 189,1 a 186,4 a Konya ,3 q-t 179,9 wx 181,1 r-u 180,6 uv 184,9 fg 181,6 e BDME 09/1K 180,4 vw 179,3 y 179,5 xy 179,5 xy 183,8 h 180,5 f BDME 09/2K 181,8 n-q 180,9 t-v 181,5 o-s 181,4 p-t 185,0 e-g 182,1 d KEBVD ,4 hı 183,3 hı 182,6 jk 183,4 hı 186,8 b 183,9 b Kuraklık Ort.( ) 182,3 b 181,6 d 182,0 c 181,9 c 185,7 a 182,7 *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı, K 5:Tam sulu koşullar **Aynı harflerle gösterilen değerler arasında farklılık yoktur. LSD (0,05) Y: 0,15 LSD (0,05) K: 0,24 LSD (0,05) YxK int.: 0,34 LSD (0,05) G: 0,24 LSD (0,05) YxG int: 0,34 LSD (0,05) KxG int.: 0,54 LSD (0,05) YxKxG int.: 0,77

192 181 Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen çiçeklenme süresine ait varyans analizi Varyasyon Kaynağı Serbestlik Derecesi Kareler Toplamı Kareler Ortalaması F Değeri Yıl (Y) , , ,33** Tekerrür [Yıl] 6 7,155 1,1925 2,2678 Kuraklık Uygulaması (K) 4 936,69 234, ,336** Y*K int. 4 88,81 22, ,2235** Hata (1) 24 12,62 0, ,7319 Genotip (G) ,95 223, ,8408** Y*G int. 9 29,7725 3, ,8957** K*G int ,41 0, ,5993** Y*G*K int ,19 0, ,7557** Hata (2) ,975 0,304 Genel ,178 * (p<0.05), ** (p<0.01), CV (%): 0,3 Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen çiçeklenme süresinde sulu koşullara göre meydana gelen performans kayıpları (%) Genotipler Kuraklık uygulamaları K 1* K 2 K 3 K 4 Karahan 99 1,6 2,0 1,6 2,1 Bayraktar ,1 2,4 2,0 2,1 Gerek 79 1,9 2,4 2,0 2,0 Dağdaş 94 1,8 2,0 2,0 2,0 Bezostaja 1 1,9 2,4 2,2 2,3 Göksu 99 1,9 1,7 2,0 1,7 Konya ,0 2,7 2,0 2,3 BDME 09/1K 1,8 2,4 2,3 2,3 BDME 09/2K 1,8 2,2 1,9 2, KEBVD 24 1,8 1,9 2,2 1,8 Ortalama 1,9 2,2 2,0 2,1 *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı Nitekim, başaklanma tarihinde de benzer bir durum söz konusudur. Konya 2002 çeşidinin kurak koşullarda diğer sulu koşullar için geliştirilen çeşitlerden daha iyi adaptasyon göstermesini sağlayan faktörler arasında bu fenolojik özellikler de olabilir. Genotiplerin uygulamalar içindeki performansları Çizelge 4.65 da, sulu uygulamaya göre gösterdikleri performans kayıpları Çizelge 4.67 de verilmiştir. K1 uygulamasında genotiplerden ortalama 182,3 gün çiçeklenme süresi elde edilirken, aynı uygulama altındaki genotipler arasında çiçeklenme süresi 178,1 gün

193 182 (Bayraktar 2000) ile 185,8 gün (Dağdaş 94) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu için yapılan LSD testine göre, Dağdaş 94 (185,8 gün) cd grubu ile ilk sırada yer almıştır. Göksu 99 (185,5 gün) c-e, KEBVD 24 (183,4 gün) hı ve Bezostaja 1 (183,0 gün) ıj grubu ile bunları izleyen genotipler olmuştur. Bayraktar 2000 (178,1 gün) ise z ile bu uygulamanın en son grubuna dahil olmuştur. Bu uygulamada genotiplerin ortalama çiçeklenme süresi kaybı % 1,9 olarak gerçekleşmiştir. Bu aynı uygulamadaki genotiplerde % 1,6 (Karahan 99) ile % 2,1 (Bayraktar 2000) arasında bir varyasyon göstermiştir. K2 uygulamasında genotiplerden ortalama 181,6 gün çiçeklenme süresi elde edilmiş olup, aynı uygulama altındaki genotipler arasında çiçeklenme süresi 177,6 gün (Bayraktar 2000) ile 186,0 gün (Göksu 99) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre, Göksu 99 (186,0 gün) c grubu ile birinci sırada yer almıştır. Dağdaş 94 (185,4 gün) d-f, KEBVD 24 (183,3 gün) hı ve Bezostaja 1 (182,1 gün) k-n grubu ile bunları takip etmiştir. Bayraktar 2000 (177,6 gün) bu uygulamanın son grubuna z dahil olmuştur. Genotiplerin ortalama çiçeklenme süresi kaybı % 2,2 olarak gerçekleşmiştir. Bu aynı uygulamadaki genotiplerde % 1,7 (Göksu 99) ile % 2,7 (Konya 2002) arasında bir varyasyon göstermiştir. K3 uygulamasında genotiplerden ortalama 182,0 gün çiçeklenme süresi elde edilmiştir. Aynı uygulama altındaki genotipler arasında çiçeklenme süresi 178,4 gün (Bayraktar 2000) ile 185,5 gün (Dağdaş 94) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu için yapılan LSD testine göre, Dağdaş 94 (185,5 gün) c-e grubu ile ilk sırada yer almıştır. Göksu 99 (185,4 gün) d-f, KEBVD 24 (182,6 gün) jk ve Bezostaja 1(182,5 gün) j-l grubu ile bunu izlemiştir. Bayraktar 2000 (178,4 gün) ise uygulamanın en son grubu olan z grubunda yer almıştır. Genotiplerin ortalama çiçeklenme süresi kaybı % 2,0 olarak gerçekleşmiştir. Bu aynı uygulamadaki genotipler arasında % 1,6 (Karahan 99) ile % 2,3 (Konya 2002) arasında bir değişim göstermiştir. K4 uygulamasında genotiplerden ortalama 181,9 gün çiçeklenme süresi elde edilmiş olup, aynı uygulamada yer alan genotipler arasında çiçeklenme süresi 178,3 gün (Bayraktar 2000) ile 185,9 gün (Göksu 99) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu için yapılan LSD testine göre, Göksu 99 (185,9 gün) cd grubu ile ilk sırada yer almıştır. Dağdaş 94 (185,5 gün) c-e, KEBVD 24 (183,4 gün) hı ve Bezostaja 1 (182,4 gün) k-m grubu ile bunları takip etmiştir. Bayraktar 2000

194 183 (178,3 gün) ise uygulamanın en son grubuna z dahil olmuştur. Genotiplerin kuraklığa ortalama çiçeklenme süresi kaybı % 2,1 olarak belirlenmiştir. Bu aynı uygulamadaki genotipler arasında % 1,7 (Göksu 99) ile % 2,3 (Bezostaja 1) arasında bir değişim göstermiştir. K5 uygulamasında genotiplerden ortalama 185,7 gün çiçeklenme süresi elde edilmiştir. Aynı uygulamada yer alan genotipler arasında çiçeklenme süresi 182,0 gün (Bayraktar 2000) ile 189,3 gün (Dağdaş 94) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre, Dağdaş 94 (189,3 gün) ve Göksu 99 (189,1 gün) a grubunu paylaşarak 1. sırada yer almıştır. Bunu KEBVD 24 (186,8 gün) ve Bezostaja 1 (178,7) b ve Gerek 79 (185,1 gün) çeşidi eg grubu ile takip etmiştir. Bayraktar 2000 (182,0 gün) ise l-o ile uygulamanın en son grubunda yer almıştır. Bu uygulamada çiçeklenme süresi yönüyle Dağdaş 94, Göksu 99, KEBVD 24 ve Bezostaja 1 ortalamanın üzerinde gösterdikleri performansla ön plana çıkmışlardır. Bayraktar 2000 ve BDME 09/1K ise çiçeklenme süresi kısa olan genotipler olarak belirlenmiştir Fizyolojik olum süresi Konya da kontrollü tarla şartları altında, kuraklık uygulamasının yapıldığı çalışmada, fizyolojik olum süresine ait değerler ve önemlilik grupları Çizelge 4.68 de ve bu değerlere ait varyans analiz sonuçları da Çizelge 4.69 de verilmiştir. Çizelge 4.69 nin incelenmesinden de anlaşılacağı gibi, fizyolojik olum süresi bakımından yıl, kuraklık uygulaması, yıl x kuraklık interaksiyonu, genotip, yıl x genotip interaksiyonu, kuraklık x genotip interaksiyonu ve yıl x kuraklık x genotip interaksiyonu p<0,01 seviyesinde istatistiki bakımdan önemli bulunmuştur. Fizyolojik olum süresi ortalaması 220,3 gün olarak belirlenmiş olup, bu değer birinci yılda 211,5 gün iken, ikinci yılda 229,1 gün olarak gerçekleşmiştir. Kuraklık uygulamalarında iki yıllık ortalama fizyolojik olum süresi 217,0 gün (K3) ile 228,3 gün (K5) arasında değişim göstermiştir (Çizelge 4.68). Ortalama fizyolojik olum süreleri için yapılan LSD testine göre, K5 (228,3 gün) a grubunda yer almıştır. K1 (219,9 gün) b grubunda yer alırken, K2 (218,4 gün) ve K4 (218,2 gün) c grubunda ve K4 (217,0 gün) ise d grubunda yer almıştır (Şekil 4.18). Tüm kuraklık stresi uygulamalarında sulu koşullara göre fizyolojik olum süresinde bir kısalma meydana gelmiştir. K3 uygulamasında genotipler kuraklık stresine

195 Ort ortalama % 5,0 fizyolojik olum süresi kaybı şeklinde bir tepki gösterirken, K4, K2 ve K1 uygulamalarında sırasıyla bu kayıplar % 4,4, % 4,3, % 3,6 olarak belirlenmiştir. Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen fizyolojik olum süresi (gün) Yıl Genotipler Kuraklık uygulamaları K 1* K 2 K 3 K 4 K 5 Genotip Ort. Karahan ,5 z-d** 209,5 z-g 209,7 z-g 208,5 z-h 218,2 x-z 211,5 ıj Bayraktar ,2 z-j 205,7 z-j 206,0 z-j 205,5 z-j 213,2 z 207,5 m Gerek ,2 z-f 209,0 z-h 209,0 z-h 208,0 z-i 216,0 z 210,4 kl Dağdaş ,5 z 213,5 z 213,5 z 213,0 z 222,0 s-u 215,5 g Bezostaja 1 212,2 z-b 210,0 z-g 209,7 z-g 209,2 z-h 218,7 x-z 212,0 ı Göksu ,5 z 212,2 z-b 212,7 z-a 211,5 z-d 221,0 u-w 214,4 h Konya ,7 z-e 209,5 z-g 209,2 z-h 208,2 z-h 217,2 yz 211,0 jk BDME 09/1K 209,7 z-g 208,0 z-i 208,0 z-i 207,2 z-j 216,7 z 209,9 l BDME 09/2K 210,7 z-e 209,2 z-h 209,5 z-g 208,7 z-h 218,0 x-z 211,2 ı-k KEBVD ,0 z-c 209,7 z-g 210,0 z-g 209,2 z-h 219,2 w-y 212,1 ı Kuraklık Ort. (2010) 211,5 e 209,7 f 209,8 f 208,9 f 218,0 d 211,5 b Karahan ,3 j-n 227,5 l-n 222,8 r-u 226,5 n-p 238,8 b-d 228,8 d Bayraktar ,8 v-x 221,0 u-w 219,5 wx 219,0 w-y 232,8 ef 222,4 f Gerek ,8 ı-m 226,5 n-p 223,5 q-t 223,5 q-t 239,5 bc 228,4 d Dağdaş ,8 f-ı 231,0 f-h 230,3 g-j 229,8 h-k 242,0 a 232,8 a Bezostaja 1 229,3 h-m 225,3 o-q 224,8 p-r 227,5 l-n 237,5 cd 228,9 d Göksu ,5 ef 230,8 f-ı 225,3 o-q 233,3 e 240,5 ab 232,5 ab Konya ,0 k-n 228,0 k-n 224,0 q-s 228,0 k-n 238,0 cd 229,2 cd BDME 09/1K 230,0 g-k 228,5 j-n 222,3 s-t 230,0 g-k 239,3 bd 230,0 c BDME 09/2K 227,3 m-o 223,3 q-t 221,8 t-v 225,0 pq 237,3 d 226,9 e KEBVD ,5 h-l 230,3 g-j 227,5 l-n 232,0 e-g 239,0 b-d 231,7 b Kuraklık Ort. (2011) 228,4 b 227,2 b 224,2 c 227,5 b 238,5 a 229,1 a Karahan ,9 ı-k 218,5 k-o 216,3 r-t 217,5 n-r 228,5 bc 220,1 d Bayraktar ,5 u 213,4 u 212,8 u 212,3 u 223,0 de 215,0 g Gerek ,5 ı-l 217,8 m-q 216,3 r-t 215,8 st 227,8 bc 219,4 ef Dağdaş ,1 de 222,3 d-f 221,9 e-g 221,4 f-h 232,0 a 224,1 a Bezostaja 1 220,8 g-ı 217,6 m-r 217,3 o-r 218,4 l-o 228,1 bc 220,4 d Göksu ,5 d 221,5 fg 219,0 j-m 222,4 d-f 230,8 a 223,4 b Konya ,4 ı-l 218,8 j-n 216,6 q-s 218,1 l-p 227,6 c 220,1 d BDME 09/1K 219,9 ı-k 218,3 l-p 215,1 t 218,6 j-o 228,0 bc 220,0 de BDME 09/2K 219,0 j-m 216,3 r-t 215,6 st 216,9 p-s 227,6 c 219,1 f KEBVD ,8 g-ı 220,0 h-j 218,8 j-n 220,6 g-ı 229,1 b 221,9 c Kuraklık Ort.( ) 219,9 b 218,4 c 217,0 d 218,2 c 228,3 a 220,3 *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı, K 5:Tam sulu koşullar **Aynı harflerle gösterilen değerler arasında farklılık yoktur. LSD (0,05) Y: 0,62 LSD (0,05) K: 0,97 LSD (0,05) YxK int.: 1,38 LSD (0,05) G: 0,63 LSD (0,05) YxG int: 0,90 LSD (0,05) KxG int.: 1,51 LSD (0,05) YxKxG int.: 2,00

196 185 K3 uygulamasındaki kuraklık stresi, ekmeklik buğday genotiplerinin fizyolojik olum sürelerini kısaltmada % 5,0 ile en yüksek etkiye sahip olmuştur (Çizelge 4.70). Nitekim, Frederick ve Bauer (1999) başaklanma tarihi, tane büyüme hızı, tane doldurma süresi ve fizyolojik olgunlaşma süresinin başaklanmadan sonraki çevre koşulları tarafından kontrol edildiğini belirtmişlerdir. Denemede yer alan genotiplerin iki yıllık ortalama fizyolojik olum süresi değerleri 215,0 gün (Bayraktar 2000) ile 224,1 gün (Dağdaş 94) arasında değişmiştir. Bu değerler, birinci yılda 207,5 gün (Bayraktar 2000) ile 215,5 gün (Dağdaş 94) arasında, ikinci yılda ise 222,4 gün (Bayraktar 2000) ile 232,8 gün (Dağdaş 94) arasında bir değişim göstermiştir (Çizelge 4.68). Ortalama fizyolojik olum süreleri için yapılan LSD testine göre, Dağdaş 94 (224,1 gün) a grubu ile 1. sırada yer almıştır. Bunu Göksu 99 (223,4 gün) b grubu, KEBVD 24 (221,9 gün) c grubu, Bezostaja 1 (220,4 gün), Karahan 99 (220,1 gün) ve Konya 2002 (220,1 gün) d grubu ile izlemiştir. Bayraktar 2000 (215,0 gün) ise g ile en son gruba dahil olmuştur. Tüm kuraklık uygulamaları üzerinden değerlendirildiğinde Dağdaş 94, Göksu 99, Bezostaja 1 ve KEBVD 24 geçci genotipler olarak ön plana çıkmıştır. Sulu koşullar için geliştirilmiş olan çeşitlerden Konya 2002 çeşidi deneme ortalaması seviyesinde fizyolojik olum süresine sahip olmuştur. Denemede yer alan genotipler içerisinde fizyolojik olum süresi bakımından en erkenci çeşit Bayraktar 2000 olurken, bunu BDME 09/1K genotipinin takip ettiği belirlenmiştir. Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen fizyolojik olum süresine ait varyans analizi Varyasyon Kaynağı Serbestlik Derecesi Kareler Toplamı Kareler Ortalaması F Değeri Yıl (Y) , ,9 3472,799** Tekerrür [Yıl] 6 119,155 19,8592 2,2353 Kuraklık Uygulaması (K) , ,65 185,7971** Y*K int ,09 96, ,8927** Hata (1) ,22 8, ,2998 Genotip (G) ,37 256, ,9725** Y*G int ,153 25, ,269** K*G int ,34 4, ,1018** Y*G*K int ,96 5, ,7958** Hata (2) ,875 2,066 Genel ,698 * (p<0.05), ** (p<0.01), CV (%): 0,7

197 186 *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı, K 5:Tam sulu koşullar ġekil Kuraklık uygulamalarında fizyolojik olum süresi değerleri Genotiplerin uygulamalar içindeki performansları Çizelge 4.68 de, sulu uygulamaya göre gösterdikleri performans kayıpları Çizelge 4.70 de verilmiştir. Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen fizyolojik olum süresinde sulu koşullara göre meydana gelen performans kayıpları (%) Genotipler Kuraklık uygulamaları K 1* K 2 K 3 K 4 Karahan 99 3,8 4,4 5,4 4,8 Bayraktar ,3 4,3 4,6 4,8 Gerek 79 3,6 4,4 5,0 5,3 Dağdaş 94 3,8 4,2 4,4 4,6 Bezostaja 1 3,2 4,6 4,8 4,3 Göksu 99 3,1 4,0 5,1 3,6 Konya ,6 3,9 4,8 4,2 BDME 09/1K 3,6 4,3 5,6 4,1 BDME 09/2K 3,8 5,0 5,3 4, KEBVD 24 3,7 4,0 4,5 3,7 Ortalama 3,6 4,3 5,0 4,4 *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı K1 uygulamasında genotiplerden ortalama 219,9 gün fizyolojik olum süresi elde edilirken, aynı uygulama altındaki genotipler arasında fizyolojik olum süresi 213,5 gün (Bayraktar 2000) ile 223,5 gün (Göksu 99) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre, Göksu 99 (223,5 gün) d

198 187 grubu ile ilk sırada yer almıştır. Dağdaş 94 (223,1 gün) de, Bezostaja 1 (220,8 gün) ve KEBVD 24 (220,8 gün) genotipleri g-ı grubunu paylaşarak bunları izlemiştir. Bayraktar 2000 (213,5 gün) ise u ile bu uygulamanın en son grubuna dahil olmuştur. K1 uygulamasında genotiplerin ortalama fizyolojik olum süresi kaybı % 3,6 olarak gerçekleşmiştir. Bu aynı uygulamadaki genotipler % 3,1 (Göksu 99) ile % 4,3 (Bayraktar 2000) arasında bir varyasyon göstermiştir. Bayraktar 2000, Karahan 99, Dağdaş 94, BDME 09/2K ve KEBVD 24 hassas grupta yer almıştır. Gerek 79, Konya 2002 ve BDME 09/1K stabil bir durum sergilerken, Bezostaja 1 ve Göksu 99 nun toleranslı oldukları belirlenmiştir. K2 uygulamasında genotiplerden ortalama 218,4 gün fizyolojik olum süresi elde edilmiş olup, aynı uygulama altındaki genotipler arasında fizyolojik olum süresi 213,4 gün (Bayraktar 2000) ile 222,3 gün (Dağdaş 94) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu için yapılan LSD testine göre, Dağdaş 94 (222,3 gün) çeşidi d-f grubu ile birinci sırada yer almıştır. Göksu 99 (221,5 gün) fg ve KEBVD 24 (220,0 gün) h-j grubu ile bunları takip etmiştir. Bayraktar 2000 (213,4 gün) bu uygulamanın son grubuna u dahil olmuştur. K2 de genotiplerin ortalama fizyolojik olum süresi kaybı % 4,3 olarak gerçekleşmiştir. Bu aynı uygulamadaki genotipler % 3,9 (Konya 2002) ile % 5,0 (BDME 09/2K) arasında bir varyasyon göstermiştir. K2 uygulamasında; BDME 09/2K, Bezostaja 1, Karahan 99 ve Gerek 79 hassas grupta yer alarak, fenolojik düzenlemeye reaksiyonlarının yüksek olduğunu ortaya koymuşlardır. Bayraktar 2000 ve BDME 09/1K stabil bir durum sergilerken, Dağdaş 94, Göksu 99 ve KEBVD 24 toleranslı oldukları belirlenmiştir. Konya 2002 ise bu uygulamanın en toleranslı genotipi olarak dikkat çekmiştir. K3 uygulamasında genotiplerden ortalama 217,0 gün fizyolojik olum süresi elde edilmiştir. Aynı uygulama altındaki genotipler arasında fizyolojik olum süresi 212,8 gün (Bayraktar 2000) ile 221,9 gün (Dağdaş 94) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre, Dağdaş 94 (221,9 gün) e-g grubu ile ilk sırada yer almıştır. Göksu 99 (219,0 gün) j-m, KEBVD 24 (218,8 gün) j-n ve Bezostaja 1 (217,3 gün) o-r grubu ile bunu izlemiştir. Bayraktar 2000 (212,8 gün) ise uygulamanın en son grubu olan u grubunda yer almıştır. K3 de ortalama fizyolojik olum süresi kaybı % 5,0 olarak gerçekleşmiştir. Bu durum, aynı uygulamadaki genotipler arasında % 4,4 (Dağdaş 94) ile % 5,6 (BDME 09/1K) arasında bir değişim göstermiştir. BDME 09/1K, Karahan 99, BDME 09/2K ve Göksu 99 hassas grupta yer almıştır. Gerek 79 stabil bir durum sergilemiş, Bezostaja 1,

199 188 Konya 2002, Bayraktar 2000 ve KEBVD 24 in toleranslı genotipler olduğu belirlenmiştir. K4 uygulamasında genotiplerden ortalama 218,2 gün fizyolojik olum süresi elde edilmiş olup, aynı uygulamada yer alan genotipler arasında fizyolojik olum süresi 212,3 gün (Bayraktar 2000) ile 222,4 gün (Göksu 99) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu için yapılan LSD testine göre, Göksu 99 (222,4 gün) d-f grubu ile ilk sırada yer almıştır. Dadaş 94 (221,4 gün) f-h, KEBVD 24 (220,6 gün) g-ı ve BDME 09/1K (218,6 gün) j-o grubu ile bunları takip etmiştir. Bayraktar 2000 (212,3 gün) ise uygulamanın en son grubuna u dahil olmuştur. K4 de genotiplerin ortalama fizyolojik olum süresi kaybı % 4,4 olarak belirlenmiştir. Bu durum, aynı uygulamadaki genotipler arasında % 3,6 (Göksu 99) ile % 5,3 (Gerek 79) arasında bir değişim göstermiştir. Gerek 79, Karahan 99, Bayraktar 2000, BDME 09/2K ve Dağdaş 94 genotipleri hassas grupta yer almıştır. Uygulama ortalamasından daha düşük tepki verdikleri belirlenen Bezostaja 1, Konya 2002, BDME 09/1K ve KEBVD 24 ve Göksu 99 genotipleri ise fizyolojik olum süresi bakımından toleranslı bulunmuştur. Tüm kuraklık uygulamaları üzerinden bir değerlendirme yapılacak olursa, fizyolojik olum süresinin kuraklık stresi karşısında tüm kuraklık uygulamalarında kısaldığı görülmüştür. Bu kısalma genotipler arasında geniş bir varyasyon göstermemektedir. Ancak, fizyolojik olum süresi genotiplerin tane dolum süresini belirleyici rol üstlendiğinden, genotiplerin kurak stresi ile karşılaştıklarında fenolojik düzenleme olarak fizyolojik olum süresinde daha düşük tepki vermeleri, tane dolum süresinde avantaj sağlamakta, bunun da genotiplerde kurağa adaptasyonu desteklemede önemli bir katkısı olacağı düşünülebilir. K5 uygulamasında genotiplerden ortalama 228,3 gün fizyolojik olum süresi elde edilmiştir. Aynı uygulamada yer alan genotipler arasında fizyolojik olum süresi 223,0 gün (Bayraktar 2000) ile 232,0 gün (Dağdaş 94) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu için yapılan LSD testine göre, Dağdaş 94 (232,0 gün) ve Göksu 99 (230,8 gün) a grubunu paylaşarak 1. sırada yer almıştır. Bunu KEBVD 24 (229,1 gün) b ve Karahan 99 (228,5 gün) bc grubu ile takip etmiştir. Bayraktar 2000 (223,0 gün) çeşidi ise de ile uygulamanın en son grubunda yer almıştır. Bu uygulamada fizyolojik olum süresi yönüyle Dağdaş 94, Göksu 99, KEBVD 24 ve Karahan 99 genotipleri ortalamanın üzerinde gösterdikleri performansla

200 189 ön plana çıkmışlardır. Bayraktar 2000 çeşidi ise fizyolojik olum süresi en kısa genotip olarak belirlenmiştir Tane doldurma süresi Konya da kontrollü tarla şartları altında kuraklık uygulamasının yapıldığı çalışmada, tane dolum süresine ait değerler ve önemlilik grupları Çizelge 4.71 de ve bu değerlere ait varyans analiz sonuçları da Çizelge 4.72 de verilmiştir. Çizelge 4.72 in incelenmesinden de anlaşılacağı gibi, tane dolum süresi bakımından yıl, kuraklık uygulaması, yıl x kuraklık interaksiyonu, genotip, yıl x genotip interaksiyonu, kuraklık x genotip interaksiyonu ve yıl x kuraklık x genotip interaksiyonu p<0,01 seviyesinde istatistiki bakımdan önemli bulunmuştur. Tane dolum süresi ortalaması 37,70 gün olarak belirlenmiş olup, bu değer birinci yılda 36,18 gün iken, ikinci yılda 39,15 gün olarak gerçekleşmiştir. Kuraklık uygulamalarında iki yıllık ortalama tane dolum süresi 34,98 gün (K3) ile 42,55 gün (K5) arasında değişim göstermiştir (Çizelge 4.71). Ortalama tane dolum süreleri için yapılan LSD testine göre, K5 (42,55 gün) a grubunda yer almıştır. K1 (37,68 gün) b, K2 (36,86 gün) bc ve K4 (36,28 gün) c grubunda yer alırken, K4 (34,98 gün) ise d grubuna dahil olmuştur (Şekil 4.19). Kuraklığa en yüksek tepki % 17,8 oranında tane dolum süresi kaybı ile başaklanma dönemi kuraklığını temsil eden K3 uygulamasından elde edilirken, bunu % 14,7 ile K4 ve % 13,4 ile K2 uygulamaları izlemiştir. K1 uygulamasında ise kuraklık stresi % 11,5 oranında tane dolum süresi kaybına neden olmuştur (Çizelge 4.73). Frederick and Bauer (1999) tane doldurma süresinde verim, başaklanmadan sonraki koşullar tarafından belirlendiği için, bu dönemde tanede endosperm hücreleri ve burada oluşan nişasta granüllerinin büyüklüğü, tanenin elde edilebilir asimilatlardan yararlanma kapasitesinin de etkili olduğunu belirtmişlerdir. Denemede yer alan genotiplerin iki yıllık ortalama tane dolum süresi değerleri 36,10 gün (Bayraktar 2000) ile 39,50 gün (BDME 09/1K) arasında değişmiştir. Bu değerler, birinci yılda 35,45 gün (Bayraktar 2000) ile 36,95 gün (BDME 09/2K) arasında, ikinci yılda ise 36,75 gün (Bayraktar 2000) ile 42,10 gün (BDME 09/1K) arasında bir değişim göstermiştir (Çizelge 4.71).

201 Ort Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen tane doldurma süresi (gün) Yıl Genotipler Kuraklık uygulamaları K 1* K 2 K 3 K 4 K 5 Genotip Ort. Karahan 99 35,50 s-z** 36,00 r-y 35,20 t-z 35,00 u-z 40,50 h-k 36,45 ef Bayraktar ,00 u-z 34,70 v-z 34,70 v-z 34,50 w-z 38,20 l-q 35,45 gh Gerek 79 34,70 v-z 35,20 t-z 35,00 u-z 34,20 x-z 38,00 m-r 35,45 gh Dağdaş 94 36,50 p-w 35,50 s-z 35,50 s-z 35,20 t-z 40,50 h-k 36,65 e Bezostaja 1 36,20 q-x 35,20 t-z 34,70 v-z 34,50 w-z 41,00 g-j 36,35 e-g Göksu 99 35,20 t-z 33,20 z 35,00 u-z 32,70 z 39,70 ı-m 35,20 h Konya ,70 s-z 37,00 o-u 36,00 r-y 35,70 s-z 39,70 ı-m 36,85 e BDME 09/1K 35,50 s-z 36,50 p-w 36,00 r-y 35,70 s-z 40,70 h-j 36,90 e BDME 09/2K 36,00 r-y 36,20 q-x 35,70 s-z 35,70 s-z 41,00 g-j 36,95 e KEBVD 24 35,50 s-z 33,70 z 34,70 v-z 33,70 z 40,20 ı-l 35,60 f-h Kuraklık Ort. (2010) 35,60 e 35,30 e 35,20 e 34,70 e 39,90 b 36,18 b Karahan 99 40,75 h-j 39,25 j-n 33,50 z 38,25 l-q 46,50 ab 39,65 bc Bayraktar ,75 s-z 36,75 p-v 34,00 yz 33,50 z 43,75 c-e 36,75 e Gerek 79 41,00 g-j 39,00 j-o 34,75 v-z 34,50 w-z 47,25 a 39,30 c Dağdaş 94 38,25 l-q 38,25 l-q 37,25 n-t 36,50 p-w 45,00 b-d 39,05 c Bezostaja 1 39,25 j-n 35,75 s-z 34,75 v-z 37,50 n-s 43,00 d-g 38,05 d Göksu 99 40,75 h-j 38,25 l-q 32,25 z 40,25 ı-l 43,50 d-f 39,00 c Konya ,50 h-k 40,75 h-j 35,00 u-z 39,25 j-n 45,75 a-c 40,25 b BDME 09/1K 43,50 d-f 41,50 f-ı 35,25 t-z 42,50 e-h 47,75 a 42,10 a BDME 09/2K 38,50 k-p 34,50 w-z 32,50 z 35,25 t-z 44,25 c-e 37,00 e KEBVD 24 39,25 j-n 39,75 ı-m 37,50 n-s 40,75 h-j 44,50 b-e 40,35 b Kuraklık Ort. (2011) 39,75 bc 38,38 cd 34,68 e 37,83 d 45,13 a 39,15 a Karahan 99 38,13 f-j 37,63 g-m 34,38 u-x 36,63 j-r 43,50 ab 38,05 bc Bayraktar ,38 r-w 35,75 p-u 34,38 u-x 34,00 wx 41,00 de 36,10 g Gerek 79 37,88 g-l 37,13 j-q 34,88 s-x 34,38 u-x 42,63 bc 37,38 d-f Dağdaş 94 37,38 ı-o 36,88 j-r 36,38 l-s 35,88 o-u 42,75 a-c 37,85 c-e Bezostaja 1 37,75 g-l 35,50 r-w 34,75 t-x 36,00 n-t 42,00 b-d 37,20 ef Göksu 99 38,00 f-k 35,75 p-u 33,63 x 36,50 k-r 41,63 cd 37,10 f Konya ,13 f-j 38,88 f-ı 35,50 r-w 37,50 h-n 42,75 a-c 38,55 b BDME 09/1K 39,50 ef 39,00 f-h 35,63 q-v 39,13 fg 44,25 a 39,50 a BDME 09/2K 37,25 j-p 35,38 r-w 34,13 v-x 35,50 r-w 42,63 bc 36,98 f KEBVD 24 37,38 ı-o 36,75 j-r 36,13 m-t 37,25 j-p 42,38 c-d 37,98 b-d Kuraklık Ort.( ) 37,68 b 36,86 bc 34,98 d 36,28 c 42,55 a 37,70 *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı, K 5:Tam sulu koşullar **Aynı harflerle gösterilen değerler arasında farklılık yoktur. LSD (0,05) Y: 0,62 LSD (0,05) K: 1,25 LSD (0,05) YxK int.: 1,39 LSD (0,05) G: 0,67 LSD (0,05) YxG int: 0,95 LSD (0,05) KxG int.: 1,50 LSD (0,05) YxKxG int.: 2,12 Ortalama tane dolum süreleri arasında için yapılan LSD testine göre, BDME 09-1K (39,50 gün) a grubu ile 1. sırada yer almıştır. Bunu Konya 2002 (38,55 gün) b, Karahan 99 (38,05 gün) bc, KEBVD 24 (37,98 gün) bd grubu ile izleyen

202 191 genotipler olmuştur. Bayraktar 2000 (36,10 gün) g grubu ile son sırada yer almıştır. Tüm kuraklık uygulamaları üzerinden değerlendirildiğinde BDME 09-1K en uzun tane dolum süresine sahip genotip olmuştur. Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen tane doldurma süresine ait varyans analizi Varyasyon Kaynağı Serbestlik Derecesi Kareler Toplamı Kareler Ortalaması F Değeri Yıl (Y) 1 879, ,123 97,0646** Tekerrür [Yıl] 6 57,555 9,5925 1,0591 Kuraklık Uygulaması (K) ,04 673,51 74,3628** Y*K int ,19 94, ,4391** Hata (1) ,37 9, ,8982 Genotip (G) 9 318,953 35, ,253** Y*G int ,953 25, ,0446** K*G int ,16 4, ,9746** Y*G*K int ,11 7, ,2293** Hata (2) ,325 2,3234 Genel ,7775 * (p<0.05), ** (p<0.01), CV (%): 4,1 *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı, K 5:Tam sulu koşullar ġekil Kuraklık uygulamalarında tane dolum süresi değerleri

203 192 Konya 2002, Karahan 99 ve KEBVD 24 tane dolum süresi uzun genotipler olarak ön plana çıkmıştır. Bayraktar 2000, BDME 09/2K, Göksu 99, Bezostaja 1 ve Gerek 79 ise tane dolum süresi kısa genotipler olarak belirlenmiştir. Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen tane doldurma süresinde sulu koşullara göre meydana gelen performans kayıpları (%) Genotipler Kuraklık uygulamaları K 1* K 2 K 3 K 4 Karahan 99 12,4 13,5 21,0 15,8 Bayraktar ,7 12,8 16,2 17,1 Gerek 79 11,1 12,9 18,2 19,4 Dağdaş 94 12,6 13,7 14,9 16,1 Bezostaja 1 10,1 15,5 17,3 14,3 Göksu 99 8,7 14,1 19,2 12,3 Konya ,8 9,1 17,0 12,3 BDME 09/1K 10,7 11,9 19,5 11,6 BDME 09/2K 12,6 17,0 19,9 16, KEBVD 24 11,8 13,3 14,7 12,1 Ortalama 11,5 13,4 17,8 14,7 *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı Genotiplerin uygulamalar içindeki performansları Çizelge 4.71 de, sulu uygulamaya göre gösterdikleri performans kayıpları Çizelge 4.73 de verilmiştir. K1 uygulamasında genotiplerden ortalama 37,68 gün tane dolum süresi elde edilirken, aynı uygulama altındaki genotipler arasında tane dolum süresi 35,38 gün (Bayraktar 2000) ile 39,50 gün (BDME 09/1K) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre, BDME 09/1K (39,50 gün) ef grubu ile ilk sırada yer almıştır. Karahan 99 (38,13 gün) ve Konya 2002 (38,13 gün) f-j ve Göksu 99 (38,00 gün) f-k grubu ile bunu izleyen genotipler olmuştur. Bayraktar 2000 (35,38 gün) ise r-w ile bu uygulamanın en son grubuna dahil olmuştur. K1 de genotiplerin ortalama tane dolum süresi kaybı % 11,5 olarak gerçekleşmiştir. Bu aynı uygulamadaki genotiplerde % 8,7 (Göksu 99) ile % 13,7 (Bayraktar 2000) arasında bir varyasyon göstermiştir. Bayraktar 2000, Dağdaş 94, BDME 09/2K ve Karahan 99 hassas grupta yer almıştır. Gerek 79 ve KEBVD 24 stabil bir durum sergilerken, Konya 2002, BDME 09/1K, Bezostaja 1 ve Göksu 99 çeşitleri toleranslı grupta yer almışlardır.

204 193 K2 uygulamasında genotiplerden ortalama 36,86 gün tane dolum süresi elde edilmiş olup, aynı uygulama altındaki genotipler arasında tane dolum süresi 35,38 gün (BDME 09/2K) ile 39,00 gün (BDME 09/1K) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu için yapılan LSD testine göre, BDME 09/1K (39,00 gün) f-h grubu ile birinci sırada yer almıştır. Konya 2002 (38,88 gün) f-ı ve Karahan 99 (37,63 gün) g-m grubu ile bunları takip etmiştir. BDME 09/2K (35,38 gün) bu uygulamanın son grubuna r-w dahil olmuştur. K2 de genotiplerin ortalama tane dolum süresi kaybı % 13,4 olarak gerçekleşmiştir. Bu durum, aynı uygulamadaki genotiplerde % 9,1 (Konya 2002) ile % 17,0 (BDME 09/2K) arasında bir varyasyon göstermiştir. BDME 09/2K, Bezostaja 1 ve Göksu 99 hassas grupta yer almıştır. Dağdaş 94, Karahan 99 ve KEBVD 24 genotiplerinin stabil oldukları; Gerek 79, Bayraktar 2000, BDME 09/1K ve Konya 2002 genotiplerinin toleranslı oldukları belirlenmiştir. K3 uygulamasında genotiplerden ortalama 35,2 gün tane dolum süresi elde edilmiştir. Aynı uygulama altındaki genotipler arasında tane dolum süresi 33,63 gün (Göksu 99) ile 36,38 gün (Dağdaş 94) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre, Dağdaş 94 (36,38 gün) ls grubu ile ilk sırada yer almıştır KEBVD 24 (36,13 gün) m-t, BDME 09/1K (35,63 gün) q-v ve Konya 2002 (35,50 gün) r-w grubu ile bunu izleyen çeşitler olmuştur. Göksu 99 (33,63 gün) x grubu ile uygulamanın son sırasında yer almıştır. K3 de genotiplerin ortalama tane dolum süresi kaybı % 17,8 olarak gerçekleşmiştir. Bu durum, aynı uygulamadaki genotiplerde % 14,7 (08-09 KEBVD 24) ile % 21,0 (Karahan 99) arasında bir değişim göstermiştir. Karahan 99, BDME 09/2K, BDME 09/1K, Göksu 99 ve Gerek 79 hassas grupta yer alırken, Bezostaja 1, Konya 2002, Bayraktar 2000, Dağdaş 94 ve KEBVD 24 toleranslı gruba dahil olmuşlardır. K4 uygulamasında genotiplerden ortalama 36,28 gün tane dolum süresi elde edilmiş olup, aynı uygulamada yer alan genotipler arasında tane dolum süresi 34,00 gün (Bayraktar 2000) ile 39,13 gün (BDME 09/1K) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu için yapılan LSD testine göre, BDME 09/1K (39,13 gün) fg grubu ile ilk sırada yer almıştır. Konya 2002 (37,50 gün) h-n, KEBVD 24 (37,25 gün) j-p ve Karahan 99 (36,63 gün) j-r grubu ile bunları takip etmiştir. Bayraktar 2000 (34,00 gün) ise uygulamanın en son grubuna wx dahil olmuştur. K4 de genotiplerin ortalama tane dolum süresi kaybı % 14,7 olarak belirlenmiştir. Bu aynı uygulamadaki genotipler arasında % 11,6 (BDME 09/1K) ile % 19,4 (Gerek 79) arasında bir değişim göstermiştir. Gerek 79, Bayraktar 2000, BDME

205 194 09/2K, Dağdaş 94 ve Karahan 99 hassas grupta yer almıştır. Bezostaja 1 stabil bulunurken, Göksu 99, Konya 2002, KEBVD 24 ve BDME 09/1K ın toleranslı oldukları belirlenmiştir. K5 uygulamasında genotiplerden ortalama 42,55 gün tane dolum süresi elde edilmiştir. Aynı uygulamada yer alan genotipler arasında tane dolum süresi 41,00 gün (Bayraktar 2000) ile 44,25 gün (BDME 09/1K) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu için yapılan LSD testine göre, BDME 09/1K (44,25 gün) a grubu ile 1. sırada yer almıştır. Bunu azalan sırayla Karahan 99 (43,50 gün) ab, Dağdaş 94 (42,75 gün) ve Konya 2002 (42,75 gün) a-c grubunu paylaşarak takip etmiştir. Bayraktar 2000 (41,00 gün) ise de ile uygulamanın en son grubunda yer almıştır. Bu uygulamada tane dolum süresi yönüyle BDME 09/1K, Karahan 99, Dağdaş 94 ve Konya 2002 ortalamanın üzerinde gösterdikleri performansla ön plana çıkmışlardır. Bayraktar 2000 ve Göksu 99 ise tane dolum süresi kısa olan genotipler olarak belirlenmiştir Fenolojik Özelliklerin Kuraklık Parametreleri ile ĠliĢkisi Konya da kontrollü tarla şartları altında, kuraklık uygulamasının yapıldığı çalışmada, fenolojik özelliklerin kuraklık parametreleri ile olan ilişkilerine dair korelasyon katsayıları Çizelge 4.74 de verilmiştir. Çizelge 4.74 ün incelenmesinden de görüleceği gibi, K1 uygulamasında incelenen fenolojik özelliklerden başaklanma süresi (-0,674*), çiçeklenme süresi (-0,633*) ve fizyolojik olum süresi (-0,504*) ile tane verimi arasında olumsuz ve önemli ilişkiler belirlenmiştir. K2 uygulamasında başaklanma süresi (-0,766**), çiçeklenme süresi (-0,799**) ve fizyolojik olum süresi (- 0,501*) ile tane verimi arasında olumsuz ve önemli; tane dolum süresi (0,597*) ile tane verimi arasında olumlu ve önemli ilişkiler belirlenmiştir. K3 uygulamasında başaklanma süresi (-0,607*) ve çiçeklenme süresi (-0,626*) ile tane verimi arasında olumsuz ve önemli; fizyolojik olum süresi ile olumsuz; erken dönemde toprak yüzeyini kapatma ve tane dolum süresi ile tane verimi arasında ise olumlu ilişkiler belirlenmiştir. Tane dolum dönemi kuraklığı (K4) uygulamasında incelenen fenolojik özelliklerden başaklanma süresi (-0,671*), çiçeklenme süresi (-0,709**) ve fizyolojik olum süresi (- 0,520*) ile tane verimi arasında olumsuz ve önemli ilişkiler belirlenmiştir.

206 195 Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında incelenen fenolojik özellikler ile kuraklık parametreleri arasında belirlenen korelasyon katsayıları K. Parametreleri Uygulama EDTYK (7) BS (8) ÇS (9) FOS (10) TDS (11) Tane Verimi KHİ (6) b değeri (5) E-YNSİ (4) K1-0,368-0,674* -0,633* -0,504* 0,071 K2-0,073-0,766** -0,799** -0,501* 0,597* K3 0,221-0,607* -0,626* -0,460 0,287 K4-0,061-0,671* -0,709** -0,520* 0,136 K5 0,122-0,412-0,366-0,146 0,400 K1 0,632* 0,421 0,399 0,412 0,204 K2 0,594* 0,500* 0,546* 0,482-0,110 K3 0,239 0,407 0,451 0,231-0,484 K4 0,565* 0,446 0,454 0,518* 0,274 K1 0,385 0,071 0,064 0,099 0,119 K2 0,475 0,052 0,132 0,186 0,144 K3 0,331 0,051 0,138 0,062-0,512* K4 0,376 0,085 0,109 0,187 0,274 K5 0,237-0,012 0,071 0,055-0,132 K1-0,313-0,418-0,414-0,173 0,460 K2-0,413-0,630* -0,644* -0,522* 0,246 K3-0,352-0,025 0,003 0,059 0,155 K4-0,091-0,363-0,344-0,103 0,356 K5-0,184-0,316-0,300-0,121 0,454 K1-0,623* 0,364 0,453 0,558* 0,473 K2-0,330 0,220 0,201 0,254 0,076 B-YNSİ (3) K3-0,362 0,563* 0,560* 0,625* 0,155 E-YNSK (2) K4-0,196 0,483 0,517* 0,587* 0,305 K5-0,453 0,449 0,509* 0,487 0,040 K1-0,279 0,551* 0,499 0,428 0,026 K2-0,494 0,243 0,196-0,009-0,439 K3 0,070 0,209 0,250 0,241 0,045 K4 0,106 0,592* 0,555* 0,606* 0,282 K5 0,112 0,231 0,143-0,160-0,664* K1-0,047 0,412 0,367 0,255-0,139 K2-0,510* 0,362 0,285 0,331 0,045 B-YNSK (1) K3 0,509* 0,143 0,063 0,065 0,023 K4 0,442 0,660* 0,664* 0,728** 0,392 K5 0,336 0,567* 0,480 0,356-0,195 (1): Başaklanma dönemi yaprak nispi su kaybı, (2): Erken dönem yaprak nispi su kaybı, (3): Başaklanma dönemi yaprak nispi su içeriği, (4): Erken dönem yaprak nispi su içeriği, (5): Regresyon katsayısı, (6): Kuraklık hassasiyet indeksi, (7): Erken dönemde toprak yüzeyini kapatma, (8): Başaklanma süresi, (9): Çiçeklenme süresi, (10): Fizyolojik olum süresi, (11): Tane dolum süresi * İşaretli katsayılar %5, ** işaretli katsayılar % 1 düzeyinde önemlidir. Denemede fenolojik özellikler ile tane verimi arasındaki korelasyon katsayıları kuraklık uygulamaları üzerinden topluca değerlendirildiğinde, tüm kuraklık uygulamalarında erken dönemde toprak yüzeyini kapatma özelliği ile verim arasında

207 196 önemli bir ilişki belirlenememiştir. Fakat, en şiddetli kuraklığın görüldüğü K3 uygulamasında olumlu ilişki görülmesi, erken dönemde toprak yüzeyini kapatma parametresinin, kurak koşullarda verime olumlu katkı yaptığı yönünde bir anlam çıkarmamızı sağlayabilir. Başaklanma süresi, çiçeklenme süresi ve fizyolojik olum süreleri, tüm kuraklık uygulamalarında verimle olumsuz ve önemli ilişkiler vererek, kurak koşullarda erkenciliğin verimi desteklediğini gösteren benzer sonuçlar ortaya koymuştur. Diğer taraftan, tane dolum süresinin yine tüm kuraklık uygulamalarında verimle olumlu ilişki göstermesi, kurak koşullarda -bilhassa tane dolum dönemi kuraklığının hüküm sürdüğü koşullarda- tane dolum süresinin uzunluğunun verimi artırıcı bir etkisinin olduğuna işaret etmektedir. K5 uygulamasında verim ile incelenen fenolojik özellikler arasında istatistiki olarak önemli bir ilişki belirlenememiştir. Öztürk (1999b), ekmeklik buğday genotiplerinde kuru koşullarda tane verimi ile vejetatif dönem arasında olumuz ve önemli, tane verimi ile tane dolum süresi arasında olumlu ve önemli ilişkiler belirlemiştir. Aynı araştırmacı sulu koşullarda ise, verim ile vejetatif dönem arasında olumsuz ve önemsiz; verim ile tane dolum süresi arasında olumlu ve önemli ilişkiler görüldüğünü rapor etmiştir. Subhani ve Chowdhry (2000) bitki başına tane verimi ve başaklanma süresi arasında negatif ve önemli korelasyon belirlemişler, kuru koşullarda da bu ilişkinin sulu şartlara benzer şekilde olduğunu not etmişlerdir. Kalaycı (1998) hem kuru hem de sulu koşullarda tane verimi ile tane doldurma süresi arasında olumlu ve önemli ilişkiler tespit etmiştir. Benzer şekilde, Başer ve ark. (2005) ekmeklik buğday genotiplerinde tane verimi ile tane dolum süresi arasında olumlu ve önemli korelasyon katsayısı bulunduğunu belirlemişlerdir. Kimurto ve ark. (2005) erken fide gücü ve biyomas birikiminin (erken dönemde toprak yüzeyini kapatma) kuraklıktan kaçışı sağlamasına rağmen, daha sonraki dönemde gelen kuraklıkların verimi belirlemede önemli rol aldığını, vejetasyon süresi uzunluğunun seleksiyon için tanımlanan diğer özellikler arasında olduğunu rapor etmişlerdir. Blum (2010) Kısa gelişme döneminin özellikle geç dönemlerde oluşan kuraklıktan kaçış mekanizması olduğunu, bununla birlikte uzun gelişme döneminin genellikle daha yüksek verim potansiyeli anlamına geldiğini ve sonuç olarak erkenciliğin kuraklığın geliş dönemi önceden tahmin edilemeyen çevrelerde verimin azaltılması ile sonuçlanabileceğini, erkenciliğin daha çok tahmin edilebilir çevrelerde fenolojiyi optimize etmek için kullanılabileceğini bildirmiştir. Oliveras-Villegas ve ark. (2007), kurak koşullarda bitki örtüsü

208 197 sıcaklığından sonra, verim ile en yüksek korelasyonu erkenciliğin verdiğini bildirmişlerdir. Kuraklığa hassasiyet indeksi (KHİ) ile fenolojik özellikler arasındaki korelasyon katsayıları Çizelge 4.74 de verilmiştir. Çizelge 4.74 ün incelenmesinden de anlaşılacağı gibi, K1 de erken dönem toprak yüzeyini kapatma (0,632*) ile KHİ arasında olumlu ve önemli bir ilişki belirlenmiştir. K2 uygulamasında erken dönem toprak yüzeyini kapatma (0,594*), başaklanma süresi (0,500*), çiçeklenme süresi (0,546*) özellikleri ile KHİ arasında olumlu ve önemli ilişkiler belirlenmiştir. K3 ve K4 uygulamalarında fenolojik özellikler ile KHİ arasında istatistiki bakımdan önemli bir ilişki bulunmamıştır. Fenolojik özellikler ile KHİ arasında belirlenen korelasyon katsayıları kuraklık uygulamaları üzerinden topluca değerlendirildiğinde, başaklanma, çiçeklenme ve fizyolojik olum süreleri kısa; fakat tane dolum süreleri uzun olan genotiplerin, kuraklığa adaptasyonlarının daha yüksek olduğu anlaşılmaktadır. Özellikle K2 ve K3 uygulamalarında KHİ ile tane dolum süresi arasındaki negatif ilişkiler, tane dolum süresi özelliğinin kuraklığa adaptasyonu destekleme bakımından önemini göstermektedir. Erken dönem toprak yüzeyini kapatma ile KHİ arasındaki korelasyon katsayıları K1 ve K2 de önemli, diğer uygulamalarda önemsiz olduğu görülmüş, kurağa adaptasyonu destekleyici bir ilişki bulunamamıştır. Bunun muhtemel sebebi olarak, genotipler içerisinde yer alan ve sulu koşullar için geliştirilmiş olan Göksu 99 çeşidinin EDTYK değerleri yüksek olmakla beraber kurak stres uygulamalarında düşük verim vermesi yani kuraklığa hassas bulunması, bu iki parametre arasındaki ilişkinin yönünü değiştirmede, etkili olduğu düşünülmektedir. Zira, kuraklık uygulamalarında ön plana çıkan genotiplerin çoğunluğunda EDTYK değerleri yüksek bulunmuştur (Çizelge 4.60). Ekmeklik buğday genotiplerinde sulu ve kuru koşullarda vejetatif dönem ile KHİ arasında olumlu ve önemsiz; tane dolum süresi ile KHİ arasında kuru koşullarda olumsuz ve önemsiz, sulu koşullarda olumlu ve önemli ilişkiler belirlenmiştir (Öztürk, 1999a). KHİ ile fenolojik özellikler arasındaki ilişkilerin incelendiği bir çalışmada, KHİ ile İlkbahar bitki örtüsü ve tane doldurma süresi arasında negatif ve önemli ilişkiler belirlenmiştir (Kalaycı ve ark., 1998). Stabilite katsayısı (b değeri) ile fenolojik özellikler arasındaki korelasyon katsayıları Çizelge 4.74 de verilmiştir. Çizelge 4.74 ün incelenmesinden de görüleceği gibi, K3 uygulamasında b değeri ile tane dolum süresi (-0,512*) arasında negatif ve önemli bir ilişki belirlenmiş olup, diğer uygulamalarda istatistiki olarak önemli bir ilişki bulunmamıştır. Kalaycı ve ark. (1998) nın b değeri ile İlkbahar bitki örtüsü arasında

209 198 negatif ve önemli, tane doldurma süresi ile negatif ve önemsiz ilişkiler belirlenmiştir (Kalaycı ve ark. 1998). Yaprak nispi su içeriği (YNSİ) ile fenolojik özellikler arasında belirlenen korelasyon katsayıları Çizelge 4.74 de verilmiştir. K1 uygulamasında erken dönem yaprak nispi su içeriği (E-YNSİ) ile incelenen fenolojik özellikler arasında istatistiki olarak önemli bir ilişki belirlenememiştir. K2 de başaklanma süresi (-0,630*), çiçeklenme süresi (-0,644*) ve fizyolojik olum süresi (-0,522*) ile E-YNSİ arasında olumsuz ve önemli ilişkiler belirlenmiştir. K3, K4 ve K5 uygulamalarında incelenen özellikler ile E-YNSİ arasında istatistiki bakımdan önemli bir ilişki bulunmamıştır. Bu ilişkiler bize, genel olarak tüm kuraklık uygulamalarında erkenci olan genotiplerin erken dönemde yaprak nispi su içeriklerinin daha yüksek olduğunu göstermesi bakımından önemli bulunmuştur. Erken dönem toprak yüzeyini kapatma oranı düşük olan genotiplerin daha yüksek nispi su içeriğine sahip olduğunu ifade edebilir. Öztürk (1999b) ekmeklik buğday genotiplerinde kuru koşullarda YNSİ ile vejetatif dönem arasında negatif ve önemsiz ilişkiler bulunduğunu rapor etmiştir. K1 uygulamasında başaklanma dönemi yaprak nispi su içeriği (B-YNSİ) ile erken dönem toprak yüzeyini kapatma (-0,623*) özelliği arasında olumsuz ve önemli, fizyolojik olum süresi (0,558*) arasında ise olumlu ve önemli ilişkiler belirlenmiştir. K2 uygulamasında fenolojik özellikler ile B-YNSİ arasında istatistiki olarak önemli bir ilişki bulunamamıştır. K3 uygulamasında; başaklanma süresi (0,563*), çiçeklenme süresi (0,560*) ve fizyolojik olum süresi (0,625*) özellikleri ile B-YNSİ arasında olumlu ve önemli ilişkiler tespit edilmiştir. K4 uygulamasında çiçeklenme süresi (0,517*), fizyolojik olum süresi (0,587*) özellikleri ile B-YNSİ arasında olumlu ve önemli korelasyon katsayıları belirlenmiştir. K5 uygulamasında ise, çiçeklenme süresi (0,509*) ile B-YNSİ arasında olumlu ve önemli bir ilişki görülmüştür. Kuraklık uygulamaları üzerinden korelasyon sonuçları topluca değerlendirildiğinde genetik olarak erkencilik özelliğine sahip olan genotiplerin, ilkbaharda sapa kalkmabaşaklanma başlangıcı döneminde, yaprak nispi su içerikleri daha yüksek olurken; başaklanma döneminde tam tersine, geççi genetik karakterdeki genotiplerin daha yüksek yaprak nispi su içeriğine sahip oldukları ortaya çıkmaktadır. Bu tespitlerden hareketle, genotiplerin yeşil kalma sürelerinin bünyelerinde bulundurabildikleri su miktarı ile sıkı bir ilişki içinde olduğu söylenebilir. Diğer bir özellik olan tane dolum süresi ile B-YNSİ arasında ise E-YNSİ ne benzer bir şekilde pozitif ilişki bulunduğu görülmüştür. Bu sonuç ta yine, gelişme dönemlerinin sonuna doğru YNSİ yüksek olan

210 199 genotiplerin tane dolum süresinin de yüksek olduğunu göstermesi bakımından anlamlı bulunmuştur. Öztürk (1999b) ekmeklik buğday genotiplerinde kuru koşullarda YNSİ ile vejetatif dönem arasında negatif ve önemsiz, tane dolum süresi ile pozitif ve önemli ilişkiler olduğunu; sulu koşullarda ise YNSİ ile her iki özellik için de bu ilişkinin negatif ve olumsuz olduğunu rapor etmiştir. Erken dönem yaprak nispi su kaybı (E-YNSK) ile fenolojik özellikler arasında belirlenen korelasyon katsayıları Çizelge 4.74 de verilmiştir. Çizelge 4.74 ün incelenmesinden de görüleceği gibi, K1 uygulamasında başaklanma süresi (0,551*) ile E-YNSK arasında olumlu ve önemli bir ilişki belirlenmiştir. K2 ve K3 kuraklık uygulamalarında istatistiki olarak önemli korelasyon katsayıları bulunmamıştır. K4 uygulamasında başaklanma süresi (0,592*), çiçeklenme süresi (0,555*) ve fizyolojik olum süresi (0,606*) özellikleri ile E-YNSK arasında olumlu ve önemli ilişkiler bulunduğu tespit edilmiştir. K5 uygulamasında tane dolum süresi (-0,664*) özelliği ile E-YNSK arasında negatif ve önemli bir ilişki belirlenmiştir. E-YNSK parametresi ile incelenen fenolojik özellikleri kuraklık uygulamaları üzerinden topluca değerlendirecek olursak, tüm kuraklık uygulamalarında başaklanma süresi, çiçeklenme süresi ve fizyolojik olum süresinin E-YNSK ile pozitif ilişki vermesinden, genel olarak geçci çeşitlerin nispi su kayıplarının fazla olduğu sonucunu çıkarılabilir. Başaklanma dönemi yaprak nispi su kaybı (B-YNSK) ile fenolojik özellikler arasında belirlenen korelasyon katsayıları Çizelge 4.74 de verilmiştir. Çizelge 4.74 ün incelenmesinden de görüleceği gibi, K1 uygulamasında incelenen özellikler ile B- YNSK arasında istatistiki bakımdan önemli bir ilişki bulunmamıştır. K2 uygulamasında erken dönemde toprak yüzeyini kapatma (-0,510*) ile B-YNSK arasında negatif bir ilişki belirlenmiştir. K3 uygulamasında erken dönemde toprak yüzeyini kapatma (0,509*) özelliği ile B-YNSK arasında pozitif ve önemli ilişki belirlenmiştir. K4 uygulamasında B-YNSK ile fizyolojik olum süresi (0,728**) arasında olumlu ve çok önemli bir ilişki görülürken, başaklanma süresi (0,660*) ve çiçeklenme süresi (0,664*) arasında olumlu ve önemli ilişkiler tespit edilmiştir. K5 uygulamasında ise başaklanma süresi (0,567*) özelliği ile B-YNSK arasında olumlu ve önemli bir korelasyon katsayısı tespit edilmiştir. B-YNSK parametresi ile incelenen fenolojik özellikleri kuraklık uygulamaları üzerinden topluca değerlendirecek olursak, E-YNSK parametresinde olduğu gibi, tüm kuraklık uygulamalarında başaklanma süresi, çiçeklenme süresi ve fizyolojik olum süresinin B-YNSK ile pozitif ilişki verdiği görülmüştür. Bu bulgulardan, genel olarak geçci çeşitlerin başaklanma döneminde nispi su kayıplarının

211 200 da fazla olduğu sonucunu çıkarılabilir. Öztürk (1999a) ekmeklik buğday genotiplerinde kuru koşullarda YNSK ile vejetatif dönem arasında olumlu ve önemsiz, tane dolum süresi ile olumsuz ve önemli ilişkiler olduğunu; sulu koşullarda ise E-YNSK ile her iki özellik için de bu ilişkinin olumlu ve önemsiz olduğunu rapor etmiştir Fizyolojik parametreler Yaprak nispi su içeriği Erken dönem kuraklığı sonunda belirlenen yaprak nispi su içeriği Konya da kontrollü tarla şartları altında, erken dönem kuraklığı sonunda elde edilen yaprak nispi su içeriğine ait değerler ve önemlilik grupları Çizelge 4.75 de ve bu değerlere ait varyans analiz sonuçları Çizelge 4.76 de verilmiştir. Yaprak nispi su içeriği bakımından yıl, kuraklık uygulaması, yıl x kuraklık interaksiyonu, genotip, yıl x genotip interaksiyonu ve yıl x kuraklık x genotip interaksiyonu p<0,01 seviyesinde, kuraklık x genotip interaksiyonu ise p<0,05 seviyesinde istatistiki bakımdan önemli bulunmuştur (Çizelge 4.76). Erken dönem yaprak nispi su içeriği (E-YNSİ) ortalaması % 91,24 olarak belirlenmiş olup, bu değer birinci yılda % 87,08 iken, ikinci yılda % 95,40 olarak gerçekleşmiştir. Kuraklık uygulamalarında iki yıllık ortalama E-YNSİ % 89,52 (K2) ile % 93,79 (K5) arasında değişim göstermiştir (Çizelge 4.75). Elde edilen sonuçlar, başka bir araştırmadan elde edilen YNSİ değerleri ile (suluda ve kurak stres koşullarında sırasıyla % 79,9-90,4 ve % 74,0 81,6) yakınlık göstermiştir (Öztürk, 1999a). K5 % 93,79 ile a grubunda yer alırken, K1 % 91,71 ile b, K3 % 90,74 ve K4 % 90,44 ile c grubuna dahil olmuştur. K2 ise % 89,52 ile d grubunda yer almıştır (Şekil 4.20). Çizelge 4.77 nin incelenmesinde de görüleceği gibi, kuraklığa en yüksek tepki % 4,6 erken dönem yaprak nispi su içeriği kaybı ile K2 den elde edilirken, bunu % 3,6 ile K4 ve % 3,3 ile K3 izlemiştir. K1 ise % 2,2 ile en az erken dönem yaprak nispi su içeriği kaybı göstermiştir. Nitekim Öztürk (1999a), genotiplerin ortalaması olarak kuru koşullarda belirlenen YNSİ değerlerinin, sulu koşullarla karşılaştırıldığında, önemli derecede azaldığını rapor etmiştir.

212 Ort Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen erken dönem yaprak nispi su içeriği (%) Yıl Genotipler Kuraklık uygulamaları K 1* K 2 K 3 K 4 K 5 Genotip Ort. Karahan 99 88,52 q-y** 83,31 z-c 87,18 w-z 85,40 z 90,28 o-q 86,94 hı Bayraktar ,84 t-z 85,10 z-a 81,03 z-d 83,39 z-c 89,19 p-v 85,32 j Gerek 79 88,58 q-y 83,09 z-c 83,60 z-c 85,37 z 89,77 p-t 86,08 ıj Dağdaş 94 89,07 p-w 85,05 z-b 87,97 s-z 85,19 z-a 90,40 o-q 87,54 gh Bezostaja 1 89,94 p-s 87,03 x-z 87,48 v-z 86,54 z 90,34 o-q 88,27 fg Göksu 99 87,90 t-z 83,00 z-d 83,03 z-c 84,87 z-c 89,97 p-r 85,75 j Konya ,09 p-w 84,86 z-c 87,76 u-z 87,76 u-z 90,79 op 88,05 fg BDME 09/1K 90,74 op 86,52 z 87,63 v-z 86,63 yz 92,04 no 88,71 f BDME 09/2K 90,03 p-r 86,26 z 88,95 p-x 86,99 x-z 89,71 p-u 88,39 fg KEBVD 24 88,19 r-z 84,31 z-c 84,06 z-c 84,45 z-c 87,60 v-z 85,72 j Kuraklık Ort. (2010) 88,99 f 84,86 h 85,87 g 85,66 gh 90,01 e 87,08 b Karahan 99 94,49 f-m 94,56 f-m 95,94 c-g 95,11 d-k 97,95 ab 95,61 a-c Bayraktar ,86 e-l 93,94 h-n 95,92 c-h 95,27 d-k 97,51 a-c 95,50 a-d Gerek 79 94,41 f-m 96,00 b-g 95,58 c-j 95,94 c-g 97,40 a-c 95,87 a-c Dağdaş 94 93,48 k-n 93,00 l-n 94,91 e-l 94,89 e-l 95,19 d-k 94,29 e Bezostaja 1 94,12 g-m 92,86 mn 96,09 b-g 95,11 d-k 97,98 ab 95,23 cd Göksu 99 93,91 ı-n 93,73 j-n 94,98 e-l 94,24 f-m 98,35 a 95,04 c-e Konya ,20 f-m 94,56 f-m 94,95 e-l 95,53 d-j 97,05 a-d 95,26 b-d BDME 09/1K 95,70 c-j 95,40 d-k 96,57 a-e 96,12 b-f 97,98 ab 96,35 a BDME 09/2K 95,25 d-k 94,68 e-m 96,64 a-e 95,77 c-ı 98,31 a 96,13 ab KEBVD 24 93,79 ı-n 93,02 l-n 94,54 f-m 94,18 f-m 97,99 ab 94,70 de Kuraklık Ort. (2011) 94,42 cd 94,17 d 95,61 b 95,22 bc 97,57 a 95,40 a Karahan 99 91,51 e-j 88,94 p-r 91,56 e-j 90,26 j-p 94,12 ab 91,28 cd Bayraktar ,35 f-k 89,55 n-r 88,48 r 89,34 o-r 93,35 b-d 90,41 ef Gerek 79 91,50 e-j 89,55 n-r 89,59 m-r 90,66 h-o 93,59 bc 90,98 de Dağdaş 94 91,28 f-l 89,03 p-r 91,44 e-k 90,04 k-q 92,80 b-e 90,92 de Bezostaja 1 92,04 d-h 89,95 l-q 91,79 e-ı 90,82 g-n 94,16 ab 91,75 bc Göksu 99 90,90 g-n 88,37 r 89,00 p-r 89,56 o-r 94,16 ab 90,40 ef Konya ,65 e-j 89,72 m-r 91,35 f-l 91,65 e-j 93,92 a-c 91,66 bc BDME 09/1K 93,22 b-d 90,96 g-m 92,10 d-g 91,38 f-k 95,01 a 92,53 a BDME 09/2K 92,64 c-f 90,47 ı-o 92,80 b-e 91,38 f-k 94,01 a-c 92,26 ab KEBVD 24 90,99 g-m 88,67 qr 89,31 o-r 89,32 o-r 92,80 b-e 90,22 f Kuraklık Ort.( ) 91,71 b 89,52 d 90,74 c 90,44 c 93,79 a 91,24 *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı, K 5:Tam sulu koşullar **Aynı harflerle gösterilen değerler arasında farklılık yoktur. LSD (0,05) Y: 0,44 LSD (0,05) K: 0,69 LSD (0,05) YxK int.: 0,97 LSD (0,05) G: 0,63 LSD (0,05) YxG int: 0,89 LSD (0,05) KxG int.: 1,40 LSD (0,05) YxKxG int.: 1,99 Genotiplerin iki yıllık ortalama erken dönem yaprak nispi su içeriği değerleri % 90,22 (08-09 KEBVD 24) ile % 92,53 (BDME 09/1K) arasında değişmiştir. Bu değerler, birinci yılda % 85,32 (Bayraktar 2000) ile % 88,71 (BDME 09/1K) arasında,

213 202 ikinci yılda ise % 94,29 (Dağdaş 94) ile % 96,35 (BDME 09/1K) arasında bir değişim göstermiştir (Çizelge 4.75). Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen erken dönem yaprak nispi su içeriğine ait varyans analizi Varyasyon Kaynağı Serbestlik Derecesi Kareler Toplamı Kareler Ortalaması F Değeri Yıl (Y) , , ,891** Tekerrür [Yıl] 6 13,6892 2, ,5139 Kuraklık Uygulaması (K) 4 845, ,475 47,6357** Y*K int ,253 67, ,1626** Hata (1) ,546 4, ,1844 Genotip (G) 9 230,631 25, ,6088** Y*G int ,851 14,8723 7,3177** K*G int ,816 2, ,4326* Y*G*K int ,872 3,6631 1,8024** Hata (2) ,7382 2,0324 Genel ,4446 * (p<0.05), ** (p<0.01), CV (%): 1,6 *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı, K 5:Tam sulu koşullar ġekil Kuraklık uygulamalarında erken dönem yaprak nispi su içeriği değerleri Yapılan LSD testine göre, BDME 09/1K (% 92,53) a grubu ile 1. sırada yer almıştır. BDME 09/2K (% 92,26) ab, Bezostaja 1 (% 91,75) ve Konya 2002 (% 91,66) bc grubunu paylaşarak bunu takip etmiştir KEBVD 24 (% 90,22) f grubu ile son sırada yer almıştır. Tüm kuraklık uygulamaları üzerinden değerlendirildiğinde, BDME 09/1K, BDME 09/2K, Bezostaja 1 ve Konya 2002

214 203 genotipleri sahip oldukları yüksek oranda erken dönem yaprak nispi su içeriği değerleri ile ön plana çıkmıştır. Genotiplerin uygulamalar içindeki performansları Çizelge 4.75 de, sulu uygulamaya göre gösterdikleri performans kayıpları Çizelge 4.77 de verilmiştir. Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen erken dönem yaprak nispi su içeriğinde sulu koşullara göre meydana gelen performans kayıpları (%) Genotipler Kuraklık uygulamaları K 1* K 2 K 3 K 4 Karahan 99 2,8 5,5 2,7 4,1 Bayraktar ,1 4,1 5,2 4,3 Gerek 79 2,2 4,3 4,3 3,1 Dağdaş 94 1,6 4,1 1,5 3,0 Bezostaja 1 2,3 4,5 2,5 3,5 Göksu 99 3,5 6,2 5,5 4,9 Konya ,4 4,5 2,7 2,4 BDME 09/1K 1,9 4,3 3,1 3,8 BDME 09/2K 1,5 3,8 1,3 2, KEBVD 24 1,9 4,4 3,8 3,8 Ortalama 2,2 4,6 3,3 3,6 *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı K1 de genotiplerden ortalama % 91,71 erken dönem yaprak nispi su içeriği elde edilirken, aynı uygulama altındaki genotipler arasında erken dönem yaprak nispi su içeriği % 90,90 (Göksu 99) ile % 93,22 (BDME 09/1K) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre bu, BDME 09/1K (% 93,22) b-d grubu ile ilk sırada yer almıştır. Bunu azalan sıra ile BDME 09/2K (% 92,64) c-f, Bezostaja 1 (% 92,04) d-h grubu ile izlemiştir. Göksu 99 (% 90,90) ise g-n ile bu uygulamanın en son grubuna dahil olmuştur. K1 uygulamasında genotiplerin ortalama erken dönem yaprak nispi su içeriği kaybı % 2,2 olarak gerçekleşmiştir. Bu aynı uygulamadaki genotiplerde % 1,5 (BDME 09/2K) ile % 3,5 (Göksu 99) arasında değişmiştir. K2 uygulamasında genotiplerden ortalama % 89,52 erken dönem yaprak nispi su içeriği elde edilmiş olup, aynı uygulama altındaki genotipler arasında % 88,37 (Göksu 99) ile % 90,96 (BDME 09/1K) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu için yapılan LSD testine göre, BDME 09/1K (% 90,96) g-m grubu ile

215 204 birinci sırada yer almıştır. BDME 09/2K (% 90,47) ı-o, Bezostaja 1 (% 89,95) l-q ve Bayraktar 2000 (% 89,55) ve Gerek 79 (% 89,55) n-r grubunu paylaşarak bunları takip etmiştir. Göksu 99 (% 88,37) r ile bu uygulamanın son grubuna dahil olmuştur. K2 de ortalama erken dönem yaprak nispi su içeriği kaybı % 4,6 olarak gerçekleşmiştir. Bu aynı uygulamadaki genotiplerde % 3,8 (BDME 09/2K) ile % 6,2 (Göksu 99) arasında bir varyasyon göstermiştir. Göksu 99 ve Karahan 99 hassas grupta yer almıştır. Bezostaja 1 ve Konya 2002 stabil bir durum sergilerken, KEBVD 24, Gerek 79, BDME 09/1K, Bayraktar 2000 ve Dağdaş 94 toleranslı bulunurken, BDME 09/2K ise en toleranslı genotip olarak belirlenmiştir. K3 uygulamasında genotiplerden ortalama % 90,74 erken dönem yaprak nispi su içeriği elde edilmiştir. Aynı uygulama altındaki genotipler arasında erken dönem yaprak nispi su içeriği % 88,48 (Bayraktar 2000) ile % 92,80 (BDME 09/2K) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre, BDME 09/2K (% 92,80) b-e grubu ile ilk sırada yer almıştır. BDME 09/1K (% 92,10) d-g, Bezostaja 1 (% 91,79) e-ı ve Karahan 99 (% 91,56) e-j grupları ile bunu takip etmiştir. Bayraktar 2000 (% 88,48) ise uygulamanın en son grubu olan r grubunda yer almıştır. K3 de genotiplerin ortalama erken dönem yaprak nispi su içeriği kaybı % 3,3 olarak gerçekleşmiştir. Bu aynı uygulamadaki genotipler arasında % 1,3 (BDME 09/2K) ile % 5,5 (Göksu 99) arasında bir değişim göstermiştir. K4 uygulamasında genotiplerden ortalama % 90,44 erken dönem yaprak nispi su içeriği elde edilmiş olup, aynı uygulamada yer alan genotipler arasında erken dönem yaprak nispi su içeriği % 89,32 (08-09 KEBVD 24) ile % 91,65 (Konya 2002) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu için yapılan LSD testine göre, Konya 2002 (% 91,65) e-j grubu ile ilk sırada yer almıştır. BDME 09/2K (% 91,38) ve BDME 09/1K (% 91,38) f-k ve Bezostaja 1 (% 90,82) g-n grupları ile bunu takip etmiştir KEBVD 24 (% 89,32) ise uygulamanın en son grubuna o-r dahil olmuştur. K4 de genotiplerin ortalama erken dönem yaprak nispi su içeriği kaybı % 3,6 olarak belirlenmiştir. Bu aynı uygulamadaki genotipler arasında % 2,8 (BDME 09/2K) ile % 4,9 (Göksu 99) arasında bir varyasyon göstermiştir. K5 uygulamasında genotiplerden ortalama % 93,79 erken dönem yaprak nispi su içeriği elde edilmiştir. Aynı uygulamada yer alan genotipler arasında erken dönem yaprak nispi su içeriği % 92,80 (08-09 KEBVD 24) ile % 95,01 (BDME 09/1K) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu için yapılan LSD testine göre, BDME 09/1K (% 95,01) a grubu ile 1. sırada yer almıştır. Bezostaja 1

216 205 (% 94,16), Göksu 99 (% 94,16) ab ve Karahan 99 (% 94,12) ab ; BDME 09/2K (% 94,01) a-c grubuyla bunu izleyen genotipler olmuştur KEBVD 24 (% 87,60) ise b-e grubu ile uygulamanın en son sırasında yer almıştır. Erken dönem yaprak nispi su içeriği yönüyle BDME 09/1K, Bezostaja 1, Göksu 99, Karahan 99 ve BDME 09/2K genotipleri ortalamanın üzerinde gösterdikleri performansla ön plana çıkmışlardır. su içeriği BaĢaklanma - çiçeklenme dönemi kuraklığı sonunda belirlenen yaprak nispi Konya da kontrollü tarla şartları altında kuraklık uygulamasının yapıldığı çalışmada, başaklanma - çiçeklenme dönemi kuraklığı sonunda elde edilen yaprak nispi su içeriğine ait değerler ve önemlilik grupları Çizelge 4.78 de ve bu değerlere ait varyans analiz sonuçları da Çizelge 4.79 da verilmiştir. Çizelge 4.79 un incelenmesinden de anlaşılacağı gibi, başaklanma - çiçeklenme dönemi kuraklığı sonunda elde edilen yaprak nispi su içeriği bakımından yıl, kuraklık uygulaması, yıl x kuraklık interaksiyonu, genotip, yıl x genotip interaksiyonu, kuraklık x genotip interaksiyonu ve yıl x kuraklık x genotip interaksiyonu p<0,01 seviyesinde, istatistiki bakımdan önemli bulunmuştur. Başaklanma dönemi yaprak nispi su içeriği (B-YNSİ) ortalaması % 87,82 olarak belirlenmiş olup, bu değer birinci yılda % 84,82 iken, ikinci yılda % 90,81 olarak gerçekleşmiştir. Kuraklık uygulamalarında iki yıllık ortalama B-YNSİ % 80,99 (K3) ile % 91,16 (K5) arasında değişim göstermiştir (Çizelge 4.78). LSD testine göre, K5 (% 91,16) uygulaması a grubunda yer almıştır. K1 (% 89,38) ve K2 (% 89,24) ve K4 (% 88,32) uygulamaları b grubunu paylaşarak 2. sırada yer alırken, K3 (% 80,99) uygulaması ise c grubu ile son sırada yer almıştır (Şekil 4.21). Buradan, kuraklık stresinin kuraklık uygulamalarında yer alan ekmeklik buğday genotiplerinin nispi su içeriklerini azaltıcı yönde bir etkide bulunduğunu, en yüksek etkiyi K3 uygulaması ile başaklanma çiçeklenme dönemi kuraklık stresinin oluşturduğu sonucunu çıkarabiliriz. Kuraklığa en yüksek tepki % 11,2 başaklanma - çiçeklenme dönemi yaprak nispi su içeriği kaybı ile K3 de elde edilirken, bunu % 3,1 ile K4 ve % 2,1 ile K2 izlemiştir. En düşük tepki % 2,0 ile K1 den elde edilmiştir (Çizelge 4.80). Bu sonuçlar, ekmeklik buğday genotiplerinde YNSİ nin sulu koşullarla karşılaştırıldığında, su stresi altında önemli derecede azaldığı yönündeki diğer araştırma bulguları ile uyum içindedir (Öztürk, 1999b).

217 Ort Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında başaklanma döneminde tespit edilen yaprak nispi su içeriği (%) Yıl Genotipler Kuraklık uygulamaları K 1* K 2 K 3 K 4 K 5 Genotip Ort. Karahan 99 87,61 q-z** 86,15 x-z 74,53 z-g 84,64 z-b 89,65 g-w 84,51 hı Bayraktar ,66 z-d 86,24 w-z 54,94 z-i 82,00 z-d 84,90 z-b 78,15 j Gerek 79 88,03 o-z 85,61 yz 70,54 z-h 84,82 z-b 88,12 o-z 83,42 ı Dağdaş 94 90,50 d-u 88,36 n-z 80,00 z-d 87,48 r-z 90,10 f-u 87,29 ef Bezostaja 1 91,08 c-o 88,40 n-z 75,09 z-g 87,40 s-z 92,08 a-k 86,81 fg Göksu 99 89,48 g-x 88,44 n-z 72,37 z-h 88,54 l-z 88,89 j-y 85,54 gh Konya ,27 c-o 88,22 n-z 75,56 z-g 88,53 l-z 90,96 c-q 86,91 e-g BDME 09/1K 89,23 h-x 85,71 yz 73,69 z-h 86,57 v-z 88,77 k-y 84,79 hı BDME 09/2K 89,72 g-v 89,19 ı-x 79,34 z-e 88,15 o-z 89,62 g-w 87,21 ef KEBVD 24 87,28 t-z 85,08 z-b 76,25 z-f 82,85 z-c 86,39 v-z 83,57 ı Kuraklık Ort. (2010) 88,69 cd 87,14 de 73,23 f 86,10 e 88,95 cd 84,82 b Karahan 99 89,38 g-x 92,61 a-ı 90,80 c-s 90,71 d-s 92,68 a-g 91,23 ab Bayraktar ,15 u-z 87,45 s-z 85,07 z-b 88,50 m-z 93,59 a-e 88,35 de Gerek 79 91,06 c-p 90,20 e-u 90,40 d-u 90,02 f-u 94,16 a-c 91,17 ab Dağdaş 94 90,29 e-u 92,60 a-ı 90,89 c-r 91,20 c-o 93,80 a-d 91,76 ab Bezostaja 1 91,90 b-m 92,57 a-ı 90,73 d-s 92,03 a-k 92,24 a-j 91,89 ab Göksu 99 87,52 r-z 88,52 l-z 85,25 z-b 89,74 g-v 95,32 a 89,27 cd Konya ,64 a-h 93,42 a-f 91,32 c-o 90,66 d-t 93,53 a-e 92,31 a BDME 09/1K 88,08 o-z 92,16 a-k 84,47 z-b 89,34 g-x 91,28 c-o 89,07 cd BDME 09/2K 91,93 a-l 93,21 a-f 90,79 c-s 91,60 b-n 94,94 ab 92,49 a KEBVD 24 90,79 c-s 90,66 d-t 87,66 p-z 91,61 b-n 92,23 a-j 90,59 bc Kuraklık Ort. (2011) 90,07 bc 91,34 b 88,74 cd 90,54 bc 93,38 a 90,81 a Karahan 99 88,50 f-j 89,38 d-ı 82,67 p-r 87,68 g-k 91,17 a-e 87,88 b Bayraktar ,91 m-p 86,85 j-m 70,01 t 85,25 l-o 89,25 d-j 83,25 c Gerek 79 89,55 c-ı 87,91 g-j 80,47 rs 87,42 h-l 91,14 a-e 87,30 b Dağdaş 94 90,40 a-f 90,48 a-f 85,45 k-n 89,34 d-ı 91,95 a-c 89,52 a Bezostaja 1 91,49 a-d 90,49 a-f 82,91 o-q 89,72 b-h 92,16 a 89,35 a Göksu 99 88,50 f-j 88,48 f-j 78,81 s 89,14 d-j 92,10 ab 87,41 b Konya ,96 a-c 90,82 a-f 83,44 n-q 89,59 c-ı 92,25 a 89,61 a BDME 09/1K 88,66 f-j 88,94 e-j 79,08 s 87,96 g-j 90,03 a-g 86,93 b BDME 09/2K 90,83 a-f 91,21 a-e 85,07 l-p 89,88 a-g 92,28 a 89,85 a KEBVD 24 89,04 e-j 87,87 g-j 81,95 qr 87,23 ı-m 89,31 d-ı 87,08 b Kuraklık Ort.( ) 89,38 b 89,24 b 80,99 c 88,32 b 91,16 a 87,82 *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı, K 5:Tam sulu koşullar **Aynı harflerle gösterilen değerler arasında farklılık yoktur. LSD (0,05) Y: 0,83 LSD (0,05) K: 1,32 LSD (0,05) YxK int.: 1,86 LSD (0,05) G: 1,08 LSD (0,05) YxG int: 1,53 LSD (0,05) KxG int.: 2,42 LSD (0,05) YxKxG int.: 3,42 Genotiplerin iki yıllık ortalama başaklanma dönemi yaprak nispi su içeriği değerleri % 83,25 (Bayraktar 2000) ile % 89,85 (BDME 09/2K) arasında değişmiştir. Bu değerler, birinci yılda % 78,15 (Bayraktar 2000) ile % 87,29 (Dağdaş 94) arasında,

218 207 ikinci yılda ise % 88,35 (Bayraktar 2000) ile % 92,49 (BDME 09/2K) arasında bir değişim göstermiştir (Çizelge 4.78). Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında başaklanma döneminde tespit edilen yaprak nispi su içeriğine ait varyans analizi Varyasyon Kaynağı Serbestlik Derecesi Kareler Toplamı Kareler Ortalaması F Değeri Yıl (Y) , ,19 220,3654** Tekerrür [Yıl] 6 175,016 29,1693 1,7929 Kuraklık Uygulaması (K) , ,98 76,9534** Y*K int ,03 599,008 36,8183** Hata (1) ,463 16,2693 2,6987 Genotip (G) ,64 156,627 25,9807** Y*G int ,762 38,3068 6,3542** K*G int ,991 20,4442 3,3912** Y*G*K int ,566 17,988 2,9838** Hata (2) ,719 6,029 Genel ,288 * (p<0.05), ** (p<0.01), CV (%): 2,8 *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı, K 5:Tam sulu koşullar ġekil Kuraklık uygulamalarında başaklanma dönem yaprak nispi su içeriği değerleri LSD testine göre, BDME 09/2K (% 89,85), Konya 2002 (% 89,61), Dağdaş 94 (% 89,52) ve Bezostaja 1 (% 89,35) a grubunu paylaşarak 1. sırada yer almıştır. Karahan 99 (% 87,88), Göksu 99 (% 87,41) b grubu ile bunları takip etmiştir. Bayraktar 2000 (% 83,25) c grubu ile en son sırada yer almıştır. Tüm kuraklık

219 208 uygulamaları üzerinden değerlendirildiğinde, BDME 09/2K, Konya 2002, Dağdaş 94, Bezostaja 1 ve Göksu 99 sahip oldukları yüksek oranda başaklanma - çiçeklenme dönemi yaprak nispi su içeriği değerleri ile ön plana çıkmıştır. Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında başaklanma döneminde tespit edilen yaprak nispi su içeriğinde sulu koşullara göre meydana gelen performans kayıpları (%) Genotipler Kuraklık uygulamaları K 1* K 2 K 3 K 4 Karahan 99 2,9 2,0 9,3 3,8 Bayraktar ,9 2,7 21,6 4,5 Gerek 79 1,7 3,5 11,7 4,1 Dağdaş 94 1,7 1,6 7,1 2,8 Bezostaja 1 0,7 1,8 10,0 2,7 Göksu 99 3,9 3,9 14,4 3,2 Konya ,3 1,5 9,6 2,9 BDME 09/1K 1,5 1,2 12,2 2,3 BDME 09/2K 1,6 1,2 7,8 2, KEBVD 24 0,3 1,6 8,2 2,3 Ortalama 2,0 2,1 11,2 3,1 *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı Genotiplerin uygulamalar içindeki performansları Çizelge 4.78 de, sulu uygulamaya göre gösterdikleri performans kayıpları Çizelge 4.80 de verilmiştir. K1 uygulamasında genotiplerden ortalama % 89,38 başaklanma - çiçeklenme dönemi yaprak nispi su içeriği elde edilirken, aynı uygulama altındaki genotipler arasında başaklanma - çiçeklenme dönemi yaprak nispi su içeriği % 84,91 (Bayraktar 2000) ile % 91,96 (Konya 2002) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu için yapılan LSD testine göre, Konya 2002 (% 91,96) a-c grubu ile ilk sırada yer almıştır. Bunu azalan sıra ile Bezostaja 1 (% 91,49) a-d, BDME 09/2K (% 90,83) ve Dağdaş 94 (% 90,40) a-f grubu ile izlemiştir. Bayraktar 2000 (% 84,91) ise m-p ile bu uygulamanın en son grubuna dahil olmuştur. K1 de genotiplerin ortalama başaklanma - çiçeklenme dönemi yaprak nispi su içeriği kaybı % 2,0 olarak gerçekleşmiştir. Bu aynı uygulamadaki genotiplerde % 0,3 (Konya 2002) ile % 4,9 (Bayraktar 2000) arasında bir varyasyon göstermiştir. K2 uygulamasında genotiplerden ortalama % 89,24 başaklanma - çiçeklenme dönemi yaprak nispi su içeriği elde edilmiş olup, aynı uygulama altındaki genotipler

220 209 arasında başaklanma - çiçeklenme dönemi yaprak nispi su içeriği % 86,85 (Bayraktar 2000) ile % 91,21 (BDME 09/2K) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre, BDME 09/2K (% 91,21) a-e grubu ile birinci sırada yer almıştır. Konya 2002 (% 90,82), Bezostaja 1 (% 90,49) ve Dağdaş 94 (% 90,48) a-f grubunu paylaşarak bunu takip etmiştir. Bayraktar 2000 (% 85,08) j-m grubu ile bu uygulamanın son sırasında yer almıştır. K2 de genotiplerin ortalama başaklanma - çiçeklenme dönemi yaprak nispi su içeriği kaybı % 2,1 olarak gerçekleşmiştir. Bu aynı uygulamadaki genotiplerde % 1,2 (BDME 09/1K) ile % 3,9 (Göksu 99) arasında bir varyasyon göstermiştir. K3 uygulamasında genotiplerden ortalama % 80,99 başaklanma - çiçeklenme dönemi yaprak nispi su içeriği elde edilmiştir. Aynı uygulama altındaki genotipler arasında başaklanma - çiçeklenme dönemi yaprak nispi su içeriği % 70,01 (Bayraktar 2000) ile % 85,45 (Dağdaş 94) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu için yapılan LSD testine göre, Dağdaş 94 (% 85,45) k-n grubu ile ilk sırada yer almıştır. BDME 09/2K (% 85,07) l-p, Konya 2002 (% 83,44) n-q ve Bezostaja 1 (% 82,91) o-q grubu ile bunu takip eden genotipler olmuştur. Bayraktar 2000 (% 70,01) ise uygulamanın en son grubu olan t grubunda yer almıştır. K3 de genotiplerin ortalama başaklanma - çiçeklenme dönemi yaprak nispi su içeriği kaybı % 11,2 olarak gerçekleşmiştir. Bu aynı uygulamadaki genotipler arasında % 7,1 (Dağdaş 94) ile % 21,6 (Bayraktar 2000) arasında bir değişim göstermiştir. K3 uygulamasında Bayraktar 2000, Göksu 99 ve BDME 09/1K genotipleri hassas bulunmuştur. Gerek 79 stabil bir durum sergilemiş, Bezostaja 1, Konya 2002, Karahan 99, KEBVD 24 ve BDME 09/2K genotipleri ise uygulama ortalamasından daha düşük gösterdikleri tepki ile toleranslı grupta yer almışlardır. Bu uygulamanın en toleranslı genotipi Dağdaş 94 olmuştur. K4 uygulamasında genotiplerden ortalama % 88,32 başaklanma - çiçeklenme dönemi yaprak nispi su içeriği elde edilmiş olup, aynı uygulamada yer alan genotipler arasında başaklanma - çiçeklenme dönemi yaprak nispi su içeriği % 85,25 (Bayraktar 2000) ile % 89,88 (BDME 09/2K) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre, BDME 09/2K (% 89,88) a-g grubu ile ilk sırada yer almıştır. Bezostaja 1 (% 89,72) b-h, Konya 2002 (% 89,59) cı ve Dağdaş 94 (% 89,34) d-ı grupları ile bunu takip eden çeşitler olmuştur. Bayraktar 2000 (% 85,25) ise l-o grubu ile uygulamanın son sırasında yer almıştır. K4 de genotiplerin ortalama başaklanma - çiçeklenme dönemi yaprak nispi su içeriği

221 210 kaybı % 3,1 olarak belirlenmiştir. Bu aynı uygulamadaki genotipler arasında % 2,3 (BDME 09/1K) ile % 4,5 (Bayraktar 2000) arasında bir varyasyon göstermiştir. K5 uygulamasında genotiplerden ortalama % 91,16 başaklanma - çiçeklenme dönemi yaprak nispi su içeriği elde edilmiştir. Aynı uygulamada yer alan genotipler arasında başaklanma - çiçeklenme dönemi yaprak nispi su içeriği % 89,25 (Bayraktar 2000) ile % 92,28 (BDME 09/2K) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu için yapılan LSD testine göre, BDME 09/2K (% 92,28), Konya 2002 (% 92,25) ve Bezostaja 1 (% 92,16) a grubunu paylaşarak 1. sırada yer almıştır. Bunu azalan sıra ile Dağdaş 94 (% 91,95) a-c ve Karahan 99 (% 91,17) a-e grubu ile izlemiştir. Bayraktar 2000 (% 89,25) ise d-j grubu ile uygulamanın en son grubunu oluşturmuştur. Başaklanma - çiçeklenme dönemi yaprak nispi su içeriği yönüyle BDME 09/2K, Konya 2002, Bezostaja 1 ve Dağdaş 94 genotipleri ortalamanın üzerinde gösterdikleri performansla ön plana çıkmışlardır. Bayraktar 2000 ve KEBVD 24 ise optimum koşullarda en düşük yaprak nispi su içeriğine sahip genotipler olarak belirlenmiştir Yaprak nispi su kaybı Erken dönem yaprak nispi su kaybı Konya da kontrollü tarla şartları altında kuraklık uygulamasının yapıldığı çalışmada, elde edilen erken dönem yaprak nispi su kaybına ait değerler ve önemlilik grupları Çizelge 4.81 de ve bu değerlere ait varyans analiz sonuçları da Çizelge 4.82 de verilmiştir. Çizelge 4.82 nin incelenmesinden de anlaşılacağı gibi, erken dönem yaprak nispi su kaybı bakımından yıl, kuraklık uygulaması, yıl x kuraklık interaksiyonu, genotip, yıl x genotip interaksiyonu, kuraklık x genotip interaksiyonu ve yıl x kuraklık x genotip interaksiyonu p<0,01 seviyesinde istatistiki bakımdan önemli bulunmuştur. Erken dönem yaprak nispi su kaybı (E-YNSK) ortalaması 29,76 mg/g/s olarak belirlenmiş olup, bu değer birinci yılda 32,63 mg/g/s iken, ikinci yılda 26,90 mg/g/s olarak gerçekleşmiştir. Kuraklık uygulamalarında iki yıllık ortalama E-YNSK 24,74 mg/g/s (K2) ile 34,19 mg/g/s (K5) arasında değişmiştir (Çizelge 4.81). LSD testine göre, K5 (34,19 mg/g/s) a grubunda yer almıştır. K1 (30,44 mg/g/s), K3 (29,64 mg/g/s) ve K4 (29,81 mg/g/s) b grubuna dahil olmuşlardır. K2 (18,30 mg/g/s) c grubunda yer almıştır (Şekil 4.22).

222 Ort Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında erken dönemde tespit edilen yaprak nispi su kaybı (mg/g/s) Yıl Genotipler Kuraklık uygulamaları K 1* K 2 K 3 K 4 K 5 Genotip Ort. Karahan 99 31,55 f-v** 22,29 z-h 35,60 d-j 27,11 u-z 36,19 d-g 30,55 de Bayraktar ,93 j-z 24,67 z-g 35,80 d-ı 30,25 ı-z 51,12 a 34,35 b Gerek 79 27,37 r-z 28,15 n-z 44,73 bc 33,18 e-r 32,99 e-t 33,29 bc Dağdaş 94 33,33 e-p 27,39 q-d 32,80 e-u 34,83 d-l 36,39 d-g 32,95 b-d Bezostaja 1 45,37 a-c 33,68 e-p 32,98 e-t 30,83 g-z 45,83 ab 37,74 a Göksu 99 28,66 m-z 21,90 z-h 33,06 e-s 25,24 x-z 31,33 f-w 28,04 ef Konya ,95 cd 26,11 v-f 33,74 e-o 38,51 de 28,19 n-z 33,30 bc BDME 09/1K 33,33 e-p 28,43 n-z 31,63 f-v 35,00 d-l 34,61 d-l 32,60 b-d BDME 09/2K 33,08 e-s 27,16 t-z 30,29 h-z 29,82 j-z 33,25 e-q 30,72 cd KEBVD 24 37,09 d-f 22,98 z-h 31,82 f-v 33,97 e-n 37,74 de 32,72 b-d Kuraklık Ort. (2010) 33,97 b 26,28 de 34,25 b 31,87 c 36,76 a 32,63 a Karahan 99 27,26 s-z 22,01 z-h 24,39 z 26,19 v-z 27,96 o-z 25,56 fg Bayraktar ,03 z 23,80 z-h 26,00 v-z 25,14 yz 29,19 l-z 25,83 fg Gerek 79 25,27 x-z 22,23 z-h 25,54 w-z 27,38 r-z 33,60 e-p 26,80 f Dağdaş 94 31,11 g-x 24,66 z-g 31,41 f-v 31,55 f-v 36,15 d-h 30,98 cd Bezostaja 1 28,12 n-z 22,80 z-h 22,99 z-h 25,51 w-z 34,82 d-l 26,85 f Göksu 99 30,84 g-z 24,91 z-g 26,88 v-z 35,30 d-k 38,15 de 31,22 cd Konya ,47 z-h 19,52 z-h 18,32 z-h 24,62 z-g 26,74 v-z 22,14 h BDME 09/1K 23,27 z-h 21,05 z-h 21,02 z-h 24,72 z-g 26,78 v-z 23,37 gh BDME 09/2K 26,59 v-z 23,10 z-h 24,19 z-g 26,12 v-z 28,28 n-z 25,66 fg KEBVD 24 30,17 ı-z 27,87 p-z 29,51 k-z 30,91 g-y 34,51 d-m 30,60 de Kuraklık Ort. (2011) 26,91 d 23,20 f 25,02 e 27,74 d 31,62 c 26,90 b Karahan 99 29,41 ı-r 22,15 v 30,00 h-q 26,65 o-u 32,08 e-l 28,06 de Bayraktar ,48 m-t 24,24 s-v 30,90 g-n 27,70 m-s 40,16 ab 30,09 bc Gerek 79 26,32 p-u 25,19 s-v 35,14 c-f 30,29 h-p 33,30 c-ı 30,05 bc Dağdaş 94 32,22 d-k 26,02 q-v 32,11 e-l 33,19 c-ı 36,27 a-d 31,96 a Bezostaja 1 36,75 a-c 28,24 k-s 27,99 l-s 28,17 k-s 40,32 a 32,29 a Göksu 99 29,75 h-q 23,41 t-v 29,98 h-q 30,27 h-p 34,75 c-g 29,63 cd Konya ,72 g-o 22,82 uv 26,03 q-v 31,57 f-m 27,47 m-t 27,72 e BDME 09/1K 28,30 j-s 24,74 s-v 26,33 q-u 29,86 h-q 30,70 g-o 27,99 de BDME 09/2K 29,84 h-q 25,13 s-v 27,24 n-t 27,97 l-s 30,77 g-o 28,19 de KEBVD 24 33,63 c-h 25,43 r-v 30,67 g-o 32,44 d-j 36,12 b-e 31,66 ab Kuraklık Ort.( ) 30,44 b 24,74 c 29,64 b 29,81 b 34,19 a 29,76 *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı, K 5:Tam sulu koşullar **Aynı harflerle gösterilen değerler arasında farklılık yoktur. LSD (0,05) Y: 0,76 LSD (0,05) K: 1,20 LSD (0,05) YxK int.: 1,70 LSD (0,05) G: 1,85 LSD (0,05) YxG int: 2,62 LSD (0,05) KxG int.: 4,15 LSD (0,05) YxKxG int.: 5,86 Kuraklığa en yüksek tepki % 27,6 erken dönem yaprak nispi su kaybı azalması ile K2 den elde edilirken, bunu % 13,3 ile K3 ve % 12,8 ile K4 izlemiştir. K1 den ise % 11,0 oranında bir tepki elde edilmiştir (Çizelge 4.83). Bu sonuçlar, ekmeklik buğday

223 212 genotiplerinde YNSK nın sulu koşullarla karşılaştırıldığında, su stresi altında önemli derecede azaldığı yönündeki diğer araştırma bulguları ile uyum içindedir (Öztürk, 1999b). Genotiplerin iki yıllık ortalama erken dönem yaprak nispi su kaybı değerleri 27,72 mg/g/s (Konya 2002) ile 32,29 mg/g/s (Bezostaja 1) arasında değişmiştir. Bu değerler, birinci yılda 28,04 mg/g/s (Göksu 99) ile 37,74 mg/g/s (Bezostaja 1) arasında, ikinci yılda ise 22,14 mg/g/s (Konya 2002) ile 30,98 mg/g/s (Dağdaş 94) arasında bir değişim göstermiştir (Çizelge 4.81). LSD testine göre, Bezostaja 1 (32,29 mg/g/s) ve Dağdaş 94 (31,96 mg/g/s) a grubunu paylaşarak birinci sırada yer almışlardır KEBVD 24 (31,66 mg/g/s) ab, Bayraktar 2000 (30,09 mg/g/s) ve Gerek 79 (30,05 mg/g/s) bc grubunu paylaşarak bunu takip eden genotipler olmuştur. Konya 2002 (27,72 mg/g/s) e grubu ile son sırada yer almıştır. Tüm kuraklık uygulamaları üzerinden değerlendirildiğinde, Konya 2002 çeşidi en az yaprak nispi su kaybına sahip olan genotip olmuştur. BDME 09/1K, Karahan 99, BDME 09/2K genotipleri deneme ortalamasının altında sahip oldukları erken dönem yaprak nispi su kaybı değerleri ile ön plana çıkmıştır. Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında erken dönemde tespit edilen yaprak nispi su kaybına ait varyans analizi Varyasyon Kaynağı Serbestlik Derecesi Kareler Toplamı Kareler Ortalaması F Değeri Yıl (Y) , ,43 243,5069** Tekerrür [Yıl] 6 61, ,2875 0,7627 Kuraklık Uygulaması (K) ,05 907,012 67,2456** Y*K int , ,276 8,8431** Hata (1) ,713 13,4881 0,7606 Genotip (G) ,6 123,4 6,9586** Y*G int ,35 204,706 11,5436** K*G int ,74 54,1871 3,0557** Y*G*K int ,18 47,6161 2,6851** Hata (2) ,991 17,733 Genel ,881 * (p<0.05), ** (p<0.01), CV (%): 14,1

224 213 *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı, K 5:Tam sulu koşullar ġekil Kuraklık uygulamalarında erken dönem yaprak nispi su kaybı değerleri Genotiplerin uygulamalar içindeki performansları Çizelge 4.81 de, sulu uygulamaya göre gösterdikleri performans kayıpları Çizelge 4.83 de verilmiştir. K1 uygulamasında genotiplerden ortalama 30,44 mg/g/s erken dönem yaprak nispi su kaybı elde edilirken, aynı uygulama altındaki genotipler arasında erken dönem yaprak nispi su kaybı 26,32 mg/g/s (Gerek 79) ile 36,75 mg/g/s (Bezostaja 1) arasında değişim göstermiştir. Çizelge 4.83 Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında erken dönemde tespit edilen yaprak nispi su kaybında sulu koşullara göre meydana gelen performans kayıpları (%) Genotipler Kuraklık uygulamaları K 1* K 2 K 3 K 4 Karahan 99 8,3 30,9 6,5 16,9 Bayraktar ,6 39,6 23,1 31,0 Gerek 79 21,0 24,3-5,5 9,0 Dağdaş 94 11,2 28,2 11,5 8,5 Bezostaja 1 8,9 30,0 30,6 30,1 Göksu 99 14,4 32,6 13,7 12,9 Konya ,8 16,9 5,2 +14,9 BDME 09/1K 7,8 19,4 14,2 2,7 BDME 09/2K 3,0 18,3 11,5 9, KEBVD 24 6,9 29,6 15,1 10,2 Ortalama 11,0 27,6 13,3 12,8 *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı + performan artışını göstermektedir

225 214 Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre, Bezostaja 1 (36,75 mg/g/s) a grubu ile ilk sırada yer almıştır. Bunu azalan sıra ile KEBVD 24 (33,63 mg/g/s) c-h, Dağdaş 94 (32,22 mg/g/s) d-k ve Konya 2002 (30,72 mg/g/s) g-o grubu ile izlemiştir. Gerek 79 (26,32 mg/g/s) ise p-u ile bu uygulamanın en son grubuna dahil olmuştur. K1 uygulamasında, Gerek 79, Bayraktar 2000, BDME 09/2K, Karahan 99 çeşitleri uygulama ortalamasının altında gösterdikleri erken dönem yaprak nispi su kaybı ile kuraklık stresine karşı bu parametre açısından avantajlı kabul edilebilir. K1 de genotiplerin ortalama erken dönem yaprak nispi su kaybında azalma % 11,0 olarak gerçekleşmiştir. Bu aynı uygulamadaki genotiplerde % 3,0 (BDME 09/2K) ile % 31,6 (Bayraktar 2000) arasında bir varyasyon göstermiştir. K2 uygulamasında genotiplerden ortalama 24,74 mg/g/s erken dönem yaprak nispi su kaybı elde edilmiş olup, aynı uygulama altındaki genotipler arasında erken dönem yaprak nispi su kaybı 22,15 mg/g/s (Karahan 99) ile 28,24 mg/g/s (Bezostaja 1) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu için yapılan LSD testine göre, Bezostaja 1 (28,24 mg/g/s) k-s grubu ile birinci sırada yer almıştır. Dağdaş 94 (26,02 mg/g/s) q-v, KEBVD 24 (25,43 mg/g/s) r-v ve Gerek 79 (25,19 mg/g/s) s-v grubu ile bunu takip etmişlerdir. Karahan 99 (22,15 mg/g/s) v ile bu uygulamanın son grubuna dahil olmuştur. K2 de genotiplerin ortalama erken dönem yaprak nispi su kaybında azalma % 27,6 olarak gerçekleşmiştir. Bu aynı uygulamadaki genotiplerde % 16,9 (Konya 2002) ile % 39,6 (Bayraktar 2000) arasında bir varyasyon göstermiştir. Bayraktar 2000, Göksu 99, Karahan 99, Bezostaja 1 ve KEBVD 24 hassas grupta yer almıştır. Dağdaş 94 çeşidi daha stabil bir durum sergilerken, Gerek 79, BDME 09/1K ve BDME 09/2K genotipleri toleranslı olduklarını göstermişlerdir. Konya 2002 ise en toleranslı genotip olarak belirlenmiştir. K3 uygulamasında genotiplerden ortalama 29,64 mg/g/s erken dönem yaprak nispi su kaybı elde edilmiştir. Aynı uygulama altındaki genotipler arasında erken dönem yaprak nispi su kaybı 26,03 mg/g/s (Konya 2002) ile 35,14 mg/g/s (Gerek 79) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre, Gerek 79 (35,14 mg/g/s) c-f grubu ile ilk sırada yer almıştır. Dağdaş 94 (31,11 mg/g/s) e-l, Bayraktar 2000 (30,90 mg/g/s) g-n ve KEBVD 24 (30,67 mg/g/s) g-o grupları ile bunu takip eden genotipler olmuştur. Konya 2002 (26,03 mg/g/s) ise uygulamanın en son grubu olan q-v grubunda yer almıştır. K3 de genotiplerin ortalama erken dönem yaprak nispi su kaybında azalma % 13,3 olarak

226 215 gerçekleşmiştir. Bu aynı uygulamadaki genotiplerde % 5,2 (Konya 2002) ile % 30,6 (Bezostaja 1) arasında bir varyasyon göstermiştir. K4 uygulamasında genotiplerden ortalama 29,81 mg/g/s erken dönem yaprak nispi su kaybı elde edilmiş olup, aynı uygulamada yer alan genotipler arasında erken dönem yaprak nispi su kaybı 26,65 mg/g/s (Karahan 99) ile 32,44 mg/g/s (08-09 KEBVD 24) arasında olmuştur. Uygulama x genotip interaksiyonu LSD testine göre, KEBVD 24 (32,44 mg/g/s) d-j grubu ile ilk sırada yer almıştır. Konya 2002 (31,57 mg/g/s) f-m ve Gerek 79 (30,29 mg/g/s) h-p grubu ile bunu takip eden çeşitler olmuştur. Karahan 99 (26,65 mg/g/s) ise o-u grubuna ile uygulamanın son sırasında yer almıştır. K4 de genotiplerin ortalama erken dönem yaprak nispi su kaybında azalma % 12,8 olarak gerçekleşmiştir. Bu aynı uygulamadaki genotiplerde % 2,7 (BDME 09/1K) ile % 31,0 (Bayraktar 2000) arasında bir değişim göstermiştir. K5 uygulamasında genotiplerden ortalama 34,19 mg/g/s erken dönem yaprak nispi su kaybı elde edilmiştir. Aynı uygulamada yer alan genotipler arasında erken dönem yaprak nispi su kaybı 27,47 mg/g/s (Konya 2002) ile 40,32 mg/g/s (Bezostaja 1) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu LSD testine göre, Bezostaja 1 (40,32 mg/g/s) a grubu ile 1. sırada yer almıştır. Bunu azalan sıra ile Bayraktar 2000 (40,16 mg/g/s) ab, Dağdaş 94 (36,27 mg/g/s) a-d ve KEBVD 24 (36,12 mg/g/s) b-e grubu ile izlemişlerdir. Konya 2002 (27,47 mg/g/s) ise m-t grubu ile uygulamanın son sırasında yer almıştır. Bu uygulamada erken dönem yaprak nispi su kaybı yönüyle Göksu 99, Gerek 79, Karahan 99, BDME 09/2K ve BDME 09/1K genotipleri ortalama ve ortalamanın altında gösterdikleri performansla ön plana çıkmışlardır. BaĢaklanma dönemi yaprak nispi su kaybı Konya da kontrollü tarla şartları altında kuraklık uygulamasının yapıldığı çalışmada, elde edilen başaklanma dönemi yaprak nispi su kaybına ait değerler ve önemlilik grupları Çizelge 4.84 de ve bu değerlere ait varyans analiz sonuçları da Çizelge 4.85 de verilmiştir. Çizelge 4.85 in incelenmesinden de anlaşılacağı gibi, başaklanma dönemi yaprak nispi su kaybı bakımından yıl, kuraklık uygulaması, yıl x kuraklık interaksiyonu, genotip, yıl x genotip interaksiyonu, kuraklık x genotip interaksiyonu ve yıl x kuraklık x genotip interaksiyonu p<0,01 seviyesinde istatistiki bakımdan önemli bulunmuştur.

227 Ort Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında başaklanma döneminde tespit edilen yaprak nispi su kaybı (mg/g/s) Yıl Genotipler Kuraklık uygulamaları Genotip Ort. K 1* K 2 K 3 K 4 K 5 Karahan 99 30,61 a-n** 20,24 z-f 20,27 z-f 19,58 z-f 26,05 h-z 23,35 f-ı Bayraktar ,18 h-z 19,85 z-f 18,75 z-g 20,57 z-f 23,76 r-z 21,82 h-j Gerek 79 27,67 d-w 22,22 v-f 19,43 z-f 21,87 x-z 29,00 b-s 24,04 e-ı Dağdaş 94 31,05 a-ı 21,48 yz 18,00 z-g 23,90 r-z 30,68 a-l 25,02 c-f Bezostaja 1 35,13 a 31,18 a-ı 19,03 z-g 20,01 z-f 34,21 a-c 27,91 b Göksu 99 24,31 q-z 19,92 z-f 17,24 z-g 27,98 d-u 22,50 u-f 22,39 g-ı Konya ,66 z-f 33,06 a-d 13,53 z-g 31,08 a-ı 32,53 a-f 26,17 b-e BDME 09/1K 30,00 a-p 24,43 o-z 19,39 z-f 25,26 k-z 22,55 u-z 24,33 d-h BDME 09/2K 28,63 c-t 18,29 z-g 16,87 z-g 21,29 z-f 23,24 t-z 21,66 ıj KEBVD 24 30,02 a-o 19,38 z-f 20,48 z-f 22,14 w-f 32,23 a-g 24,85 c-g Kuraklık Ort. (2010) 28,43 a 23,01 d 18,30 e 23,37 d 27,67 ab 24,15 b Karahan 99 26,43 h-z 26,72 g-z 25,38 j-z 26,87 g-z 28,29 d-t 26,74 b-d Bayraktar ,08 f-y 27,25 e-x 24,37 p-z 25,30 j-z 29,29 b-r 26,66 b-d Gerek 79 27,44 d-x 25,19 l-z 26,59 h-z 27,17 f-x 29,88 a-q 27,25 bc Dağdaş 94 29,78 a-q 30,20 a-l 23,86 r-z 28,64 c-t 30,94 a-j 28,68 b Bezostaja 1 26,18 h-z 24,45 o-z 23,75 r-z 23,91 r-z 28,39 d-t 25,34 c-f Göksu 99 29,10 b-r 27,22 f-x 24,98 m-z 27,61 d-w 30,51 a-n 27,88 b Konya ,46 z-f 18,40 z-g 18,38 z-g 20,17 z-f 21,40 z-f 19,76 j BDME 09/1K 24,52 n-z 23,40 s-z 23,37 s-z 25,21 k-z 27,83 d-v 24,87 c-g BDME 09/2K 30,85 a-k 26,33 h-z 25,55 ı-z 27,26 e-x 30,02 a-o 28,00 b KEBVD 24 31,50 a-h 32,88 a-e 30,16 a-n 31,59 a-h 34,62 ab 32,15 a Kuraklık Ort. (2011) 27,33 ab 26,20 bc 24,64 cd 26,37 bc 29,12 a 26,73 a Karahan 99 28,52 b-h 23,48 k-t 22,82 o-t 23,23 l-t 27,17 c-l 25,05 cd Bayraktar ,63 e-o 23,56 k-t 21,56 r-t 22,94 n-t 26,52 e-o 24,24 de Gerek 79 27,56 b-j 23,71 j-t 23,01 m-t 24,52 ı-t 29,44 a-g 25,65 b-d Dağdaş 94 30,41 a-e 25,85 f-q 20,93 T 26,27 f-p 30,82 a-c 26,86 ab Bezostaja 1 30,66 a-d 27,82 b-ı 21,39 r-t 21,96 q-t 31,30 ab 26,63 b-c Göksu 99 26,71 d-o 23,57 j-t 21,11 T 27,80 b-ı 26,51 e-o 25,14 b-d Konya ,56 t 25,73 g-q 15,96 U 25,63 g-q 26,96 c-m 22,97 e BDME 09/1K 27,26 c-k 23,92 ı-t 21,38 r-t 25,24 h-r 25,19 h-s 24,60 de BDME 09/2K 29,74 a-f 22,31 p-t 21,21 St 24,28 ı-t 26,63 e-o 24,84 d KEBVD 24 30,76 a-c 26,13 f-p 25,33 h-r 26,86 c-n 33,43 a 28,50 a Kuraklık Ort.( ) 27,88 a 24,61 b 21,47 C 24,87 b 28,40 a 25,45 *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı, K 5:Tam sulu koşullar **Aynı harflerle gösterilen değerler arasında farklılık yoktur. LSD (0,05) Y: 0,88 LSD (0,05) K: 1,39 LSD (0,05) YxK int.: 1,96 LSD (0,05) G: 1,79 LSD (0,05) YxG int: 2,53 LSD (0,05) KxG int.: 3,99 LSD (0,05) YxKxG int.: 5,65 Başaklanma dönemi yaprak nispi su kaybı (B-YNSK) ortalaması 25,45 mg/g/s olarak belirlenmiş olup, bu değer birinci yılda 24,15 mg/g/s iken, ikinci yılda 26,73 mg/g/s olarak gerçekleşmiştir. Kuraklık uygulamalarında iki yıllık ortalama başaklanma

228 217 dönemi yaprak nispi su kaybı 21,47 mg/g/s (K3) ile 28,40 mg/g/s (K5) arasında değişmiştir (Çizelge 4.84). Ortalama değerler üzerinden yapılan LSD testine göre K5 (28,40 mg/g/s) uygulaması a grubunda yer alırken, K1 (27,88 mg/g/s), K4 (24,87 mg/g/s) ve K2 (24,61 mg/g/s) uygulamaları b grubuna dahil olmuşlardır. Araştırmada K3 (21,47 mg/g/s) uygulaması ise c grubunda yer almıştır (Şekil 4.23). Bu özellik bakımından kuraklığa en yüksek tepki % 24,4 ile K3 den elde edilirken, bunu % 21,8 ile K2 ve % 19,6 ile K4 izlemiştir. K1 den ise % 1,8 oranında bir tepki elde edilmiştir (Çizelge 4.86). Bu sonuçlar, ekmeklik buğday genotiplerinde YNSK nın sulu koşullarla karşılaştırıldığında, su stresi altında önemli derecede azaldığı yönündeki diğer araştırma bulguları ile uyum içindedir (Öztürk, 1999b). Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında başaklanma döneminde tespit edilen yaprak nispi su kaybına ait varyans analizi Varyasyon Kaynağı Serbestlik Derecesi Kareler Toplamı Kareler Ortalaması F Değeri Yıl (Y) 1 662, ,383 36,6986** Tekerrür [Yıl] 6 287,339 47,8898 2,6533* Kuraklık Uygulaması (K) ,62 629,406 34,8716** Y*K int , ,404 8,1668** Hata (1) ,182 18,0493 1,0977 Genotip (G) 9 867,884 96,4315 5,8645** Y*G int ,9 181,989 11,0678** K*G int ,68 32,3245 1,9658** Y*G*K int ,22 34,1172 2,0749** Hata (2) ,655 16,4432 Genel ,486 * (p<0.05), ** (p<0.01), CV (%): 15,9 Genotiplerin iki yıllık ortalama başaklanma dönemi yaprak nispi su kaybı değerleri 22,97 mg/g/s (Konya 2002) ile 28,50 mg/g/s (08-09 KEBVD 24) arasında değişmiştir. Bu değerler, birinci yılda 21,66 mg/g/s (BDME 09/2K) ile 26,17 mg/g/s (Konya 2002) arasında, ikinci yılda ise 19,76 mg/g/s (Konya 2002) ile % 32,15 (08-09 KEBVD 24) arasında bir değişim göstermiştir (Çizelge 4.84). Genotiplerin ortalama başaklanma dönemi yaprak nispi su kaybı için yapılan LSD testine göre, KEBVD 24 (28,50 mg/g/s) a grubu ile birinci sırada yer almıştır. Dağdaş 94 (26,86 mg/g/s) ab, Bezostaja 1 (26,63 mg/g/s) b-c ve Gerek 79 (25,65 mg/g/s) b-d grubu ile bunu takip etmişlerdir. Konya 2002 (22,97 mg/g/s) e grubu ile son sırada yer almıştır.

229 218 Tüm kuraklık uygulamaları üzerinden değerlendirildiğinde, Karahan 99, BDME 09/2K, BDME 09/1K ve Bayraktar 2000 genotipleri, deneme ortalamasının altında başaklanma dönemi yaprak nispi su kaybı değerleri ile ön plana çıkmışlardır. *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı, K 5:Tam sulu koşullar ġekil Kuraklık uygulamalarında başaklanma dönemi yaprak nispi su kaybı değerleri Genotiplerin uygulamalar içindeki performansları Çizelge 4.84 de, sulu uygulamaya göre gösterdikleri performans kayıpları Çizelge 4.86 de verilmiştir. Çizelge 4.86 Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında başaklanma döneminde tespit edilen yaprak nispi su kaybında sulu koşullara göre meydana gelen performans kayıpları (%) Genotipler Kuraklık uygulamaları K 1* K 2 K 3 K 4 Karahan 99 +4,9 13,6 16,0 14,5 Bayraktar ,4 11,2 18,7 13,5 Gerek 79 6,4 19,5 21,8 16,7 Dağdaş 94 1,3 16,1 32,1 14,7 Bezostaja 1 2,1 11,1 31,7 29,8 Göksu 99 +0,8 11,1 20,3 +4,9 Konya ,7 4,6 40,8 5,0 BDME 09/1K +8,2 5,0 15,1 +0,2 BDME 09/2K +11,7 16,2 20,4 8, KEBVD 24 8,0 21,8 24,2 19,6 Ortalama 1,8 13,3 24,4 12,4 *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı + performan artışını göstermektedir

230 219 K1 uygulamasında genotiplerden ortalama 27,88 mg/g/s başaklanma dönemi yaprak nispi su kaybı elde edilirken, aynı uygulama altındaki genotipler arasında başaklanma dönemi yaprak nispi su kaybı 20,56 mg/g/s (Konya 2002) ile 30,76 mg/g/s (08-09 KEBVD 24) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu LSD testine göre, KEBVD 24 (30,76 mg/g/s) a grubu ile ilk sırada yer almıştır. Bunu azalan sıra ile Bezostaja 1 (30,66 mg/g/s) a-d, Dağdaş 94 (30,41 mg/g/s) a-e ve BDME 09/1K (27,26 mg/g/s) a-f grubu ile izlemişlerdir. Konya 2002 (20,56 mg/g/s) ise t grubu ile bu uygulamanın son sırasında yer almıştır. K2 uygulamasında genotiplerden ortalama 24,61 mg/g/s başaklanma dönemi yaprak nispi su kaybı elde edilmiş olup, aynı uygulama altındaki genotipler arasında başaklanma dönemi yaprak nispi su kaybı 22,31 mg/g/s (BDME 09/2K) ile 27,82 mg/g/s (Bezostaja 1) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu LSD testine göre, Bezostaja 1 (27,82 mg/g/s) b-ı grubu ile birinci sırada yer almıştır KEBVD 24 (26,13 mg/g/s) f-p, Dağdaş 94 (25,85 mg/g/s) f-q ve Konya 2002 (25,73 mg/g/s) g-q grubu ile bunu takip etmişlerdir. BDME 09/2K (22,31 mg/g/s) genotipi p-t ile bu uygulamanın son grubuna dahil olmuştur. K2 de genotiplerin ortalama başaklanma dönemi yaprak nispi su kaybında azalma % 13,3 olarak gerçekleşmiştir. Bu durum aynı uygulamadaki genotiplerde % 4,6 (Konya 2002) ile % 21,8 (08-09 KEBVD 24) arasında değişmiştir. K3 uygulamasında genotiplerden ortalama 21,47 mg/g/s başaklanma dönemi yaprak nispi su kaybı elde edilmiştir. Aynı uygulama altındaki genotipler arasında başaklanma dönemi yaprak nispi su kaybı 15,96 mg/g/s (Konya 2002) ile 25,33 mg/g/s (08-09 KEBVD 24) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu LSD testine göre, KEBVD 24 (25,33 mg/g/s) h-r grubu ile ilk sırada yer almıştır. Gerek 79 23,01 mg/g/s) m-t ve Karahan 99 (22,82 mg/g/s) o-t grupları ile bunu takip etmiştir. Konya 2002 (15,96 mg/g/s) ise uygulamanın en son grubu olan u grubunda yer almıştır. K3 de genotiplerin ortalama başaklanma dönemi yaprak nispi su kaybında azalma % 24,4 olarak gerçekleşmiştir. Bu aynı uygulamadaki genotiplerde % 15,1 (BDME 09/1K) ile % 40,8 (Konya 2002) arasında bir varyasyon göstermiştir. Konya 2002, Dağdaş 94 ve Bezostaja 1 hassas grupta yer almışlardır KEBVD 24 stabil görünürken, Gerek 79, BDME 09/2K, Göksu 99, Bayraktar 2000, Karahan 99 ve BDME 09/2K başaklanma dönemi yaprak nispi su kaybı yönüyle toleranslı genotipler olarak ön plana çıkmıştır.

231 220 K4 uygulamasında genotiplerden ortalama 24,87 mg/g/s başaklanma dönemi yaprak nispi su kaybı elde edilmiş olup, aynı uygulamada yer alan genotipler arasında başaklanma dönemi yaprak nispi su kaybı 21,96 mg/g/s (Bezostaja 1) ile 27,80 mg/g/s (Göksu 99) arasında olmuştur. Uygulama x genotip interaksiyonu LSD testine göre, Göksu 99 (27,80 mg/g/s) b-ı grubu ile ilk sırada yer almıştır KEBVD 24 (26,86 mg/g/s) c-n, Dağdaş 94 (26,27 mg/g/s) f-p ve Konya 2002 (25,26 mg/g/s) g-q grupları ile bunu takip eden genotipler olmuştur. Bezostaja 1 (21,96 mg/g/s) ise q-t grubu ise son sırada yer almıştır. K4 de genotiplerin ortalama başaklanma dönemi yaprak nispi su kaybında azalma % 12,4 olarak gerçekleşmiştir. Bu aynı uygulamadaki genotiplerde % 5,0 (Konya 2002) ile % 29,8 (Bezostaja 1) arasında bir varyasyon göstermiştir. K5 uygulamasında genotiplerden ortalama 28,40 mg/g/s başaklanma dönemi yaprak nispi su kaybı elde edilmiştir. Aynı uygulamada yer alan genotipler arasında başaklanma dönemi yaprak nispi su kaybı 25,19 mg/g/s (BDME 09/1K) ile 33,43 mg/g/s (08-09 KEBVD 24) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu LSD testine göre, KEBVD 24 (33,43 mg/g/s) a grubu ile 1. sırada yer almıştır. Bunu azalan sıra ile Bezostaja 1 (31,30 mg/g/s) ab, Dağdaş 94 (30,82 mg/g/s) a-c ve Gerek 79 (29,44 mg/g/s) a-g izlemişlerdir. BDME 09/1K (25,19 mg/g/s) ise h-s grubu ile uygulamanın son sırasında yer almıştır. Bu uygulamada başaklanma dönemi yaprak nispi su kaybı yönüyle Karahan 99, Konya 2002, BDME 09/2K, Bayraktar 2000, Göksu 99 genotipleri ortalama ve ortalamanın altında gösterdikleri performansla ön plana çıkmışlardır Bitki örtüsü sıcaklığı Erken dönem bitki örtüsü sıcaklığı Konya da kontrollü tarla şartları altında kuraklık uygulamasının yapıldığı çalışmada, erken dönem bitki örtüsü sıcaklığına ait değerler ve önemlilik grupları Çizelge 4.87 de ve bu değerlere ait varyans analiz sonuçları da Çizelge 4.88 de verilmiştir. Çizelge 4.88 in incelenmesinden de anlaşılacağı gibi, erken dönem bitki örtüsü sıcaklığı bakımından yıl, kuraklık uygulaması, genotip, yıl x genotip interaksiyonu p<0,01 seviyesinde, kuraklık x genotip interaksiyonu p<0,05 seviyesinde istatistiki bakımdan önemli bulunmuştur.

232 Ort Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen erken dönem bitki örtüsü sıcaklığı ( o C) Yıl Genotipler Kuraklık uygulamaları K 1* K 2 K 3 K 4 K 5 Genotip Ort. Karahan 99 20,43 23,43 22,25 22,68 19,37 21,63 b** Bayraktar ,31 22,43 23,06 22,56 19,12 21,70 B Gerek 79 21,43 22,68 22,12 22,68 19,12 21,61 B Dağdaş 94 20,81 21,43 22,25 21,87 17,87 20,85 D Bezostaja 1 20,62 21,56 22,00 21,87 18,12 20,83 D Göksu 99 22,31 24,00 23,75 23,75 19,93 22,75 A Konya ,25 22,12 22,81 22,43 19,18 21,36 b-d BDME 09/1K 20,62 22,81 22,56 22,75 19,56 21,66 B BDME 09/2K 20,75 22,68 22,12 22,81 18,81 21,43 Bc KEBVD 24 21,12 22,12 22,12 21,75 18,18 21,06 Cd Kuraklık Ort. (2010) 20,96 22,53 22,50 22,50 18,93 21,49 A Karahan 99 16,31 17,38 15,88 15,94 13,63 15,83 E Bayraktar ,25 17,50 16,00 16,38 11,94 15,81 Ef Gerek 79 16,06 17,69 15,44 16,44 11,63 15,45 e-g Dağdaş 94 16,00 17,38 15,88 16,44 13,19 15,78 ef Bezostaja 1 15,94 17,13 14,69 16,69 13,19 15,53 e-g Göksu 99 15,81 17,88 15,50 16,06 11,44 15,34 e-h Konya ,63 16,81 15,25 15,31 13,38 15,28 f-h BDME 09/1K 14,94 15,75 15,44 15,63 12,63 14,88 h BDME 09/2K 15,44 16,75 15,06 16,13 12,69 15,21 gh KEBVD 24 16,50 17,63 16,31 15,56 12,06 15,61 e-g Kuraklık Ort. (2011) 15,99 17,19 15,54 16,06 12,58 15,47 b Karahan 99 18,38 l-q 20,41 ab 19,06 e-n 19,31 d-k 16,50 r 18,73 ab Bayraktar ,28 d-k 19,97 b-d 19,53 c-ı 19,47 c-j 15,53 s-u 18,76 ab Gerek 79 18,75 ı-p 20,19 a-c 18,78 h-p 19,56 b-ı 15,38 tu 18,53 bc Dağdaş 94 18,41 l-q 19,41 c-k 19,06 e-n 19,16 d-m 15,53 s-u 18,31 c Bezostaja 1 18,28 n-q 19,34 c-k 18,34 m-q 19,28 d-k 15,66 r-u 18,18 c Göksu 99 19,06 e-n 20,94 a 19,63 b-h 19,91 b-e 15,69 r-u 19,04 a Konya ,94 pq 19,47 c-j 19,03 f-n 18,88 g-o 16,28 rs 18,32 c BDME 09/1K 17,78 q 19,28 d-k 19,00 g-n 19,19 d-m 16,09 r-t 18,27 c BDME 09/2K 18,09 o-q 19,72 b-g 18,59 k-q 19,47 c-j 15,75 r-u 18,33 c KEBVD 24 18,81 h-o 19,88 b-f 19,22 d-l 18,66 j-p 15,13 u 18,34 c Kuraklık Ort.( ) 18,48 b 19,86 a 19,03 ab 19,29 ab 15,75 c 18,48 *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı, K 5:Tam sulu koşullar **Aynı harflerle gösterilen değerler arasında farklılık yoktur. LSD (0,05) Y: 0,60 LSD (0,05) K: 0,95 LSD (0,05) YxK int.: öd LSD (0,05) G: 0,38 LSD (0,05) YxG int: 0,54 LSD (0,05) KxG int.: 0,85 LSD (0,05) YxKxG int.: öd Erken dönem bitki örtüsü sıcaklığı ortalaması 18,48 o C olarak belirlenmiş olup, bu değer birinci yılda 21,49 o C iken, ikinci yılda 15,47 o C olarak gerçekleşmiştir.

233 222 Kuraklık uygulamalarında iki yıllık ortalama erken dönem bitki örtüsü sıcaklığı 15,75 o C (K5) ile 19,86 o C (K2) arasında değişim göstermiştir (Çizelge 4.87). LSD testine göre, K2 (19,86 o C) a grubunda yer almıştır. K3 (19,03 o C) ve K4 (19,29 o C) ab grubunu paylaşırken, K1 (18,48 o C) b grubunda, K5 (15,75 o C) ise c grubunda yer almıştır. Nitekim, bu konuda yapılan çalışmalarda bitki örtüsü sıcaklığı ölçümlerinin çevre koşullarına bağlı olarak büyük değişkenlik gösterdiği ve genotipler arasında önemli farkların bulunduğu tespit edilmiştir (Bahar ve ark. 2005, Yıldırım ve ark. 2009). Tüm kuraklık uygulamalarında sulu koşullara göre bitki örtüsü sıcaklığında bir artış meydana gelmiştir. Kuraklığa en yüksek tepki % 26,1 oranında erken dönem bitki örtüsü sıcaklığı artışı ile K2 den elde edilirken, bunu % 22,4 ile K4 ve % 20,8 ile K3 izlemiştir. K1 uygulamasında ise kuraklık stresi % 17,3 oranında erken dönem bitki örtüsü sıcaklığı artışına neden olmuştur. Sulu uygulamaya göre kuraklık uygulamaları arasında meydana gelen bu farklılık, uygulamalardaki kuraklık streslerinin bitki örtüsü sıcaklığı bakımından şiddetini ortaya koymaktadır. Genotiplerin iki yıllık ortalama erken dönem bitki örtüsü sıcaklığı değerleri 18,27 o C (BDME 09/1K) ile 19,04 o C (Göksu 99) arasında değişmiştir. Bu değerler, birinci yılda 20,83 o C (Bezostaja 1) ile 22,75 o C (Göksu 99) arasında, ikinci yılda ise 14,88 o C (Konya 2002) ile 15,83 o C (Karahan 99) arasında bir değişim göstermiştir (Çizelge 4.87). Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen erken dönem bitki örtüsü sıcaklığına ait varyans analizi Varyasyon Kaynağı Serbestlik Derecesi Kareler Toplamı Kareler Ortalaması F Değeri Yıl (Y) , ,55 424,6055** Tekerrür [Yıl] 6 30,4184 5, ,5937 Kuraklık Uygulaması (K) 4 823, ,752 24,0966** Y*K int. 4 54, ,6674 1,6007 Hata (1) ,927 8, ,3333 Genotip (G) 9 27,6858 3,0762 4,083** Y*G int. 9 43,7408 4, ,4508** K*G int ,7259 1, ,5753* Y*G*K int ,3959 0, ,9732 Hata (2) ,4203 0,7534 Genel ,5373 * (p<0.05), ** (p<0.01), CV (%): 4,7

234 223 LSD testine göre, Göksu 99 (19,04 o C) a grubu ile 1. sırada yer almıştır. Bunu Bayraktar 2000 (18,76 o C) ve Karahan 99 (18,73 o C) ab ve Gerek 79 (18,53 o C) genotipi ise bc grubu ile izlemiştir. Bezostaja 1 (18,18 o C), BDME 09/1K (18,27 o C), Dağdaş 94 (18,31 o C), Konya 2002 (18,32 o C), BDME 09/2K (18,33 o C) ve KEBVD 24 (18,34 o C) genotipleri ise c grubuna dahil olmuştur. Bitki örtüsü sıcaklığı bitki su düzeni ile ilgili bilgi vermektedir. Su stresi yaşayan genotiplere göre, bünyesinde daha fazla su bulunduran genotiplerde devam eden transpirasyonun sağladığı serinlik etkisiyle, bitki örtüsü sıcaklığının düşük olması beklenir. Bu çerçevede tüm kuraklık uygulamaları üzerinden değerlendirildiğinde, deneme ortalamasının altında erken dönem bitki örtüsü sıcaklığı değerlerine sahip olan Bezostaja 1, BDME 09/1K, Dağdaş 94, Konya 2002, BDME 09/2K ve KEBVD 24 genotiplerinin kuraklığa tolerans bakımından ön plana çıktıkları söylenebilir. Genotiplerin uygulamalar içindeki performansları Çizelge 4.87 de, sulu uygulamaya göre gösterdikleri performans artışları Çizelge 4.89 de verilmiştir. Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen erken dönem bitki örtüsü sıcaklığında sulu koşullara göre meydana gelen sıcaklık artışları (%) Genotipler Kuraklık uygulamaları K 1* K 2 K 3 K 4 Karahan 99 11,4 23,7 15,5 17,0 Bayraktar ,1 28,6 25,8 25,4 Gerek 79 22,0 31,3 22,2 27,2 Dağdaş 94 18,5 24,9 22,7 23,3 Bezostaja 1 16,8 23,6 17,2 23,2 Göksu 99 21,5 33,5 25,1 26,9 Konya ,2 19,6 16,9 15,9 BDME 09/1K 10,5 19,8 18,1 19,2 BDME 09/2K 14,9 25,2 18,1 23, KEBVD 24 24,4 31,4 27,1 23,3 Ortalama 17,3 26,1 20,8 22,4 *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı K1 uygulamasında genotiplerden ortalama 18,48 o C erken dönem bitki örtüsü sıcaklığı elde edilirken, bu değer genotipler arasında 17,78 o C (BDME 09/1K) ile 19,28 o C (Bayraktar 2000) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre, Bayraktar 2000 (19,28 o C) d-k grubu ile ilk

235 224 sırada yer almıştır. Göksu 99 (19,06 o C) e-n, KEBVD 24 (18,81 o C) h-o ve Gerek 79 (18,75 o C) ı-p grubu ile bunları izleyen genotipler olmuştur. BDME 09/1K (17,78 o C) ise q ile bu uygulamanın en son grubuna dahil olmuştur. K1 de genotiplerin ortalama erken dönem bitki örtüsü sıcaklığı artışı % 17,3 olarak gerçekleşmiştir. Bu değer, aynı uygulamadaki genotiplerde % 10,2 (Konya 2002) ile % 24,4 (08-09 KEBVD 24) arasında bir varyasyon göstermiştir. K1 uygulamasında erken dönem bitki örtüsü sıcaklığı bakımından genotiplerden elde edilen tepkilere göre, KEBVD 24, Bayraktar 2000, Gerek 79, Göksu 99 ve Dağdaş 94 hassas grupta yer almıştır. Bezostaja 1 çeşidi stabil bulunurken, BDME 09/2K, Karahan 99, BDME 09/1K ve Konya 2002 genotiplerinin uygulama ortalamasının altında gösterdikleri tepkilerle toleranslı oldukları belirlenmiştir. K2 uygulamasında genotiplerden ortalama 19,86 o C erken dönem bitki örtüsü sıcaklığı elde edilmiş olup, aynı uygulama altındaki genotipler arasında erken dönem bitki örtüsü sıcaklığı 19,28 o C (BDME 09/1K) ile 20,94 o C (Göksu 99) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu için yapılan LSD testine göre, Göksu 99 (20,94 o C) a grubu ile birinci sırada yer almıştır. Karahan 99 (20,41 o C) ab, Gerek 79 (20,19 o C) a-c ve Bayraktar 2000 (19,97 o C) b-d grubu ile bunu takip eden çeşitler olmuştur. BDME 09/1K (19,28 o C) ise d-k grubu ile son sırada yer almıştır. K2 uygulamasında genotiplerin ortalama erken dönem bitki örtüsü sıcaklığı artışı % 26,1 olarak gerçekleşmiştir. Bu aynı uygulamadaki genotipler % 19,6 (Konya 2002) ile % 33,5 (Göksu 99) arasında bir varyasyon göstermiştir. K2 de erken dönem bitki örtüsü sıcaklığı bakımından genotiplerden elde edilen tepkilere göre, Göksu 99, KEBVD 24, Gerek 79 ve Bayraktar 2000 genotipleri hassas grupta yer almıştır. Uygulama ortalamasından daha az tepki gösteren BDME 09/2K, Dağdaş 94, Karahan 99, Bezostaja 1 ve BDME 09/1K genotipleri erken dönem bitki örtüsü sıcaklığı bakımından, toleranslı genotipler olarak ön plana çıkarken, Konya 2002 çeşidi bu uygulamada en toleranslı çeşit olmuştur. K3 uygulamasında genotiplerden ortalama 19,03 o C erken dönem bitki örtüsü sıcaklığı elde edilmiştir. Aynı uygulama altındaki genotipler arasında erken dönem bitki örtüsü sıcaklığı 18,34 o C (Bezostaja 1) ile 19,63 o C (Göksu 99) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre, Göksu 99 (19,63 o C) b-h grubu ile ilk sırada yer almıştır. Bayraktar 2000 (19,53 o C) genotipi c-ı ve KEBVD 24 (19,22 o C) d-l grubu ile bunu izlemiştir. Bezostaja 1 (18,34 o C) ise uygulamanın en son grubu olan m-q grubunda yer almıştır. K3 de

236 225 genotiplerin ortalama erken dönem bitki örtüsü sıcaklığı artışı % 20,8 olarak gerçekleşmiştir. Bu aynı uygulamadaki genotipler arasında % 16,9 (Konya 2002) ile % 27,1 (08-09 KEBVD 24) arasında bir değişim göstermiştir. K3 uygulamasında KEBVD 24, Bayraktar 2000, Göksu 99, Dağdaş 94 ve Gerek 79 hassas grupta yer almıştır. Uygulama ortalamasının altında erken dönem bitki örtüsü sıcaklığı artışı gösteren BDME 09/1K, BDME 09/2K, Bezostaja 1 ve Karahan 99 toleranslı genotipler olarak ön plana çıkarken, en toleranslı genotipin Konya 2002 olduğu belirlenmiştir. K4 uygulamasında genotiplerden ortalama 19,29 o C erken dönem bitki örtüsü sıcaklığı elde edilmiş olup, aynı uygulamada yer alan genotipler arasında bu değer 18,66 o C (08-09 KEBVD 24) ile 19,91 o C (Göksu 99) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu için yapılan LSD testine göre, Göksu 99 (19,91 o C) b-e grubu ile ilk sırada yer almıştır. Bayraktar 2000 (19,47 o C) ve BDME 09/2K (19,47 o C) genotipleri c-j, Karahan 99 (19,47 o C) ve Bezostaja 1 (19,28 o C) d-k grubu ile bunları takip eden genotipler olmuştur KEBVD 24 (18,66 o C) ise g-l grubu ile uygulamanın son sırasında yer almıştır. K4 de genotiplerin ortalama erken dönem bitki örtüsü sıcaklığı kaybı % 22,4 olarak belirlenmiştir. Bu aynı uygulamadaki genotipler arasında % 15,9 (Konya 2002) ile % 27,2 (Gerek 79) arasında bir değişim göstermiştir. Erken dönem bitki örtüsü sıcaklığı bakımından K4 uygulamasında genotiplerden elde edilen tepkilere göre, Gerek 79, Göksu 99, Bayraktar 2000, BDME 09/2K, Dağdaş 94, KEBVD 24 ve Bezostaja 1 genotipleri hassas grupta yer alırken, uygulama ortalamasından daha düşük tepki veren Karahan 99 ve BDME 09/1K genotipleri ise toleranslı bulunmuşlardır. K5 uygulamasında genotiplerden ortalama 15,75 o C erken dönem bitki örtüsü sıcaklığı elde edilmiş olup, genotipler arasında bu değer 15,13 o C (08-09 KEBVD 24) ile 16,50 o C (Göksu 99) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu için yapılan LSD testine göre, Göksu 99 (16,50 o C) r grubu ile ilk sırada yer almıştır. Konya 2002 (16,28 o C) rs ve BDME 09/1K (16,09 o C) r-t grubu ile bunları takip eden genotipler olmuştur KEBVD 24 (15,13 o C) ise u grubu ile uygulamanın son sırasında yer almıştır. BaĢaklanma dönemi bitki örtüsü sıcaklığı Başaklanma dönemi bitki örtüsü sıcaklığına ait değerler ve önemlilik grupları Çizelge 4.90 da ve varyans analiz sonuçları Çizelge 4.91 de verilmiştir. Başaklanma

237 Ort dönemi bitki örtüsü sıcaklığı bakımından yıl, kuraklık uygulaması, yıl x kuraklık interaksiyonu ve genotipler arasındaki farklılık p<0,01 seviyesinde istatistiki bakımdan önemli bulumuştur (Çizelge 4.91). Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen başaklanma dönemi bitki örtüsü sıcaklığı ( o C) Yıl Genotipler Kuraklık uygulamaları K 1* K 2 K 3 K 4 K 5 Genotip Ort. Karahan 99 24,56 24,50 27,06 24,93 21,12 24,43 Bayraktar ,31 24,43 27,12 25,37 21,43 24,53 Gerek 79 24,37 24,25 27,43 25,12 20,62 24,36 Dağdaş 94 23,25 24,62 27,06 24,31 20,50 23,95 Bezostaja 1 23,12 23,87 27,00 24,68 21,12 23,96 Göksu 99 23,37 23,81 29,12 25,43 21,37 24,62 Konya ,62 23,81 27,25 24,06 21,00 23,75 BDME 09/1K 23,25 24,18 27,81 24,75 20,75 24,15 BDME 09/2K 23,62 23,37 27,62 24,56 20,62 23, KEBVD 24 24,56 24,25 26,62 24,68 21,00 24,22 Kuraklık Ort. (2010) 23,70 c** 24,11 bc 27,41 a 24,79 b 20,95 e 24,19 a Karahan 99 21,69 21,50 22,94 21,50 19,38 21,40 Bayraktar ,00 22,25 23,75 22,31 18,69 21,80 Gerek 79 21,69 21,50 22,38 21,38 18,31 21,05 Dağdaş 94 21,81 21,56 23,00 21,44 18,81 21,33 Bezostaja 1 21,31 21,69 22,56 21,81 19,56 21,39 Göksu 99 21,94 22,06 23,13 22,13 17,69 21,39 Konya ,19 20,69 22,00 21,50 19,06 20,89 BDME 09/1K 21,50 21,69 21,50 22,00 19,13 21,16 BDME 09/2K 21,31 21,44 22,63 21,69 18,88 21, KEBVD 24 21,50 21,38 22,69 21,44 18,00 21,00 Kuraklık Ort. (2011) 21,59 e 21,58 e 22,66 d 21,72 e 18,75 f 21,26 b Karahan 99 23,13 23,00 25,00 23,22 20,25 22,92 a-c Bayraktar ,16 23,34 25,44 23,84 20,06 23,17 a Gerek 79 23,03 22,88 24,91 23,25 19,47 22,71 bc Dağdaş 94 22,53 23,09 25,03 22,88 19,66 22,64 cd Bezostaja 1 22,22 22,78 24,78 23,25 20,34 22,68 bc Göksu 99 22,66 22,94 26,13 23,78 19,53 23,01 ab Konya ,91 22,25 24,63 22,78 20,03 22,32 d BDME 09/1K 22,38 22,94 24,66 23,38 19,94 22,66 cd BDME 09/2K 22,47 22,41 25,13 23,13 19,75 22,58 cd KEBVD 24 23,03 22,81 24,66 23,06 19,50 22,61 cd Kuraklık Ort.( ) 22,65 c 22,84 bc 25,03 a 23,26 b 19,85 d 22,73 *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı, K 5:Tam sulu koşullar **Aynı harflerle gösterilen değerler arasında farklılık yoktur. LSD (0,05) Y: 0,35 LSD (0,05) K: 0,56 LSD (0,05) YxK int.: 0,79 LSD (0,05) G: 0,35 LSD (0,05) YxG int: öd LSD (0,05) KxG int.: öd LSD (0,05) YxKxG int.: öd

238 227 Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen başaklanma dönemi bitki örtüsü sıcaklığına ait varyans analizi Varyasyon Kaynağı Serbestlik Derecesi Kareler Toplamı Kareler Ortalaması F Değeri Yıl (Y) 1 862, , ,3502** Tekerrür [Yıl] 6 40,6344 6,7724 2,3102 Kuraklık Uygulaması (K) ,62 277,656 94,7143** Y*K int. 4 94, ,5105 8,0199** Hata (1) 24 70,3563 2, ,7349 Genotip (G) 9 21,1569 2, ,7969** Y*G int. 9 6, , ,125 K*G int ,0634 0,8351 1,3488 Y*G*K int ,5953 0, ,4624 Hata (2) ,1656 0,6191 Genel ,7975 * (p<0.05), ** (p<0.01), CV (%): 3,4 Başaklanma dönemi bitki örtüsü sıcaklığı ortalaması 22,73 o C olarak belirlenmiş olup, bu değer birinci yılda 24,19 o C iken, ikinci yılda 21,26 o C olarak gerçekleşmiştir. Kuraklık uygulamalarında iki yıllık ortalama başaklanma dönemi bitki örtüsü sıcaklığı 19,85 o C (K5) ile 25,03 o C (K3) arasında değişim göstermiştir (Çizelge 4.90). LSD testine göre, K3 (25,03 o C) a grubunda yer almıştır. K4 (23,26 o C) b, K2 (22,84 o C) bc ve K1 (22,65 o C) c grubu ile bunları izlemiştir. K5 (19,85 o C) ise d grubu ile son sırada yer almıştır. Kuraklığa en yüksek tepki % 26,1 oranında başaklanma dönemi bitki örtüsü sıcaklığı artışı ile K3 den elde edilirken, bunu % 17,1 ile K4 ve % 15,1 ile K2 izlemiştir. K1 de ise kuraklık stresi % 14,1 oranında başaklanma dönemi bitki örtüsü sıcaklığı artışına neden olmuştur (Çizelge 4.92). Sulu uygulamaya göre kuraklık uygulamaları arasındaki meydana gelen bu farklılık, uygulamalardaki kuraklık streslerinin şiddetini ortaya koymaktadır. Genotiplerin iki yıllık ortalama başaklanma dönemi bitki örtüsü sıcaklığı değerleri 22,32 o C (Konya 2002) ile 23,17 o C (Bayraktar 2000) arasında değişmiştir. Bu değerler, birinci yılda 23,75 o C (Konya 2002) ile 24,62 o C (Göksu 99) arasında, ikinci yılda ise 20,89 o C (Konya 2002) ile 21,80 o C (Bayraktar 2000) arasında bir değişim göstermiştir (Çizelge 4.90). LSD testine göre, Bayraktar 2000 (23,17 o C) a grubu ile 1. sırada yer almıştır. Bunu Göksu 99 (23,01 o C) ab, Karahan 99 (22,92 o C) a-c, Gerek 79 (22,71 o C) ve Bezostaja 1 (24,22 o C) bc grubunu paylaşarak izlemiştir. Konya 2002 (22,32 o C) ise d grubu ile son sırada yer almıştır. Tüm kuraklık uygulamaları üzerinden

239 228 değerlendirildiğinde, deneme ortalamasının altında başaklanma dönemi bitki örtüsü sıcaklığı değerlerine sahip olan Konya 2002 (22,32 o C), BDME 09/2K (22,58 o C), KEBVD 24 (22,61 o C), Dağdaş 94 (22,64 o C), BDME 09-1K (22,66 o C) genotiplerinin kuraklığa tolerans bakımından ön plana çıktıkları söylenebilir. Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen başaklanma dönemi bitki örtüsü sıcaklığında sulu koşullara göre meydana gelen sıcaklık artışları (%) Genotipler Kuraklık uygulamaları K 1* K 2 K 3 K 4 Karahan 99 14,2 13,6 23,5 14,7 Bayraktar ,4 16,4 26,8 18,8 Gerek 79 18,3 17,5 27,9 19,4 Dağdaş 94 14,6 17,5 27,3 16,4 Bezostaja 1 9,2 12,0 21,8 14,3 Göksu 99 16,0 17,4 33,8 21,8 Konya ,4 11,1 22,9 13,7 BDME 09/1K 12,2 15,0 23,7 17,2 BDME 09/2K 13,8 13,4 27,2 17, KEBVD 24 18,1 17,0 26,4 18,3 Ortalama 14,1 15,1 26,1 17,1 *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı, K 5:Tam sulu koşullar Erken dönemde ve başaklanma döneminde yapılan bitki örtüsü sıcaklığı ölçümleri birlikte değerlendirildiğinde, genotiplerin bitki örtüsü sıcaklığı parametresi ile değerlendirilmesi için en uygun ölçüm zamanın, bitkilerin genotipler arasındaki farklılığı ortaya koyacak kadar su stresi yaşadıkları dönem olduğu sonucu çıkartılabilir. Ayrıca, bitki örtüsü termometresi cihazı ile ölçüm esnasında, bitkinin hava koşullarından etkilenmesinin, bu cihazla çalışmayı sınırlandırabilecek en önemli faktör olduğu söylenebilir Bayrak yaprak klorofil içeriği Konya da kontrollü tarla şartları altında kuraklık uygulamasının yapıldığı çalışmada, bayrak yaprak klorofil içeriğine ait değerler ve önemlilik grupları Çizelge 4.93 de ve varyans analiz sonuçları da Çizelge 4.94 de verilmiştir. Çizelge 4.94 ün incelenmesinden de anlaşılacağı gibi, bayrak yaprak klorofil içeriği bakımından yıl,

240 Ort kuraklık uygulaması, genotip ve yıl x genotip interaksiyonu arasındaki farklılık p<0,01, yıl x kuraklık interaksiyonu ve kuraklık x genotip interaksiyonu arasındaki farklılık p<0,05 seviyesinde istatistiki bakımdan önemli bulunmuştur. Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen bayrak yaprak klorofil içeriği (%) Yıl Genotipler Kuraklık uygulamaları K 1* K 2 K 3 K 4 K 5 Genotip Ort. Karahan 99 50,64 51,64 51,23 52,34 49,80 51,13 ab** Bayraktar ,12 45,77 44,29 45,69 41,62 44,50 hı Gerek 79 44,83 44,37 42,23 46,43 41,79 43,93 ı Dağdaş 94 44,30 45,86 43,41 47,26 43,68 44,90 gh Bezostaja 1 49,06 50,45 48,23 48,84 45,85 48,49 c Göksu 99 45,28 45,12 43,59 45,60 41,99 44,31 hı Konya ,99 51,95 51,59 52,02 49,27 51,36 a BDME 09/1K 48,89 47,70 47,45 49,86 48,77 48,53 c BDME 09/2K 49,22 49,27 49,32 50,45 47,66 49,19 c KEBVD 24 47,04 47,98 45,65 48,90 45,21 46,96 de Kuraklık Ort. (2010) 47,64 d 48,01 b-d 46,70 e 48,74 ab 45,56 f 47,33 Karahan 99 50,82 52,02 50,68 52,22 49,91 51,13 ab Bayraktar ,74 46,64 44,01 46,28 44,34 45,00 gh Gerek 79 45,98 46,37 45,54 47,84 45,71 46,29 ef Dağdaş 94 46,76 47,41 45,86 47,97 46,55 46,91 de Bezostaja 1 48,67 48,53 47,87 49,96 47,98 48,60 c Göksu 99 45,80 46,62 45,41 46,77 43,77 45,67 fg Konya ,93 51,08 50,46 51,57 50,85 50,78 ab BDME 09/1K 50,51 49,75 50,34 51,47 49,47 50,31 b BDME 09/2K 48,05 48,30 47,86 48,91 49,42 48,51 c KEBVD 24 47,19 48,97 45,15 48,98 47,72 47,60 d Kuraklık Ort. (2011) 47,74 cd 48,57 a-c 47,32 de 49,20 a 47,57 de 48,08 Karahan 99 50,73 b-e 51,83 ab 50,96 a-d 52,28 a 49,86 c-g 51,13 a Bayraktar ,43 r-u 46,20 n-p 44,16 s-v 45,99 n-p 42,98 v 44,75 f Gerek 79 45,41 o-s 45,38 o-s 43,89 t-v 47,14 k-n 43,75 uv 45,11 f Dağdaş 94 45,53 o-r 46,64 m-o 44,64 q-u 47,62 j-m 45,12 p-t 45,91 e Bezostaja 1 48,87 f-j 49,49 e-h 48,05 ı-l 49,40 e-h 46,91 l-n 48,55 c Göksu 99 45,54 o-r 45,87 n-q 44,50 r-u 46,19 n-p 42,88 v 45,00 f Konya ,96 a-d 51,51 ab 51,03 a-c 51,79 ab 50,06 c-f 51,07 a BDME 09/1K 49,70 c-h 48,73 f-j 48,90 f-j 50,66 b-e 49,12 f-ı 49,42 b BDME 09/2K 48,64 g-j 48,79 f-j 48,60 g-j 49,69 d-h 48,54 g-j 48,85 bc KEBVD 24 47,12 l-n 48,48 h-k 45,41 o-s 48,94 f-j 46,47 m-o 47,28 d Kuraklık Ort.( ) 47,69 b 48,29 b 47,01 c 48,97 a 46,57 c 47,71 *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı, K 5:Tam sulu koşullar **Aynı harflerle gösterilen değerler arasında farklılık yoktur. LSD (0,05) Y: 0,41 LSD (0,05) K: 0,64 LSD (0,05) YxK int.: 0,91 LSD (0,05) G: 0,60 LSD (0,05) YxG int: 0,85 LSD (0,05) KxG int.: 1,34 LSD (0,05) YxKxG int.: öd

241 230 Bayrak yaprak klorofil içeriği ortalaması % 47,71 olarak belirlenmiş olup, bu değer birinci yılda % 47,33 iken, ikinci yılda % 48,08 olarak gerçekleşmiştir. Kuraklık uygulamalarında iki yıllık ortalama bayrak yaprak klorofil içeriği % 46,57 (K5) ile % 48,97 (K4) arasında değişim göstermiştir (Çizelge 4.93). LSD testine göre, K4 (% 48,97) a grubunda yer almıştır. K2 (% 48,29) ve K1 (% 47,69) b, K3 (% 47,01) ve K5 (% 46,57) ise c grubunda yer almıştır. Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen bayrak yaprak klorofil içeriğine ait varyans analizi Varyasyon Kaynağı Serbestlik Derecesi Kareler Toplamı Kareler Ortalaması F Değeri Yıl (Y) 1 55, , ,3033** Tekerrür [Yıl] 6 37,831 6, ,6239 Kuraklık Uygulaması (K) 4 297,308 74, ,1426** Y*K int. 4 42, ,6941 2,7542* Hata (1) 24 93,1876 3, ,0962 Genotip (G) ,23 241, ,1245** Y*G int ,431 11,6035 6,2644** K*G int ,27 2, ,5037* Y*G*K int ,931 1, ,9288 Hata (2) ,1133 1,8523 Genel ,6179 * (p<0.05), ** (p<0.01), CV (%): 2,3 Kuraklığa en yüksek tepki % 5,2 bayrak yaprak klorofil içeriği artışı ile K4 den elde edilirken, bunu % 3,7 ile K2 ve % 2,4 ile K1 izlemiştir. K3 ise % 0,9 ile en az bayrak yaprak klorofil içeriği artışı göstermiştir. Bayrak yaprak klorofil içeriği uygulamalar üzerinden değerlendirildiğinde, kuraklığın şiddetine göre değişmek üzere, optimum koşullardan uzaklaştıkça bayrak yaprak klorofil içeriğinde bir artış görülmüştür. Bu durumun, kuraklık uygulamalarının genotiplerin gelişme sürecini hızlandırmasından kaynaklandığı düşünülmektedir. Zira, bayrak yaprakta klorofil içeriğinin dağılımı, bitkinin gelişme süreçlerine göre farklılık göstermektedir. Klorofil içeriği başaklanmanın başlangıcında düşük değerde iken, başaklanmanın ileri döneminde en yüksek seviyesine çıkmakta ve tane doldurma döneminde tekrar azalarak, tam oluma doğru tamamen minimize olmaktadır (Shefazadeh ve ark. 2012). Araştırmada bayrak yaprak klorofil içeriği, başaklanma döneminde tüm uygulamalarda aynı zamanda alındığı halde, ölçüm esnasında kuraklık uygulamalarındaki genotiplerin başaklanma sürecinin, K5 uygulamasına göre daha ileri

242 231 durumda olması, kuraklık uygulamalarında klorofil içeriğinin daha yüksek görülmesine neden olarak gösterilebilir. Klorofil içeriği ile ilgili olarak, kuraklığın hem uygulamalarda ve hem de genotiplerde esas etkisini bayrak yaprak yeşil kalma süresinin belirlenmesinde daha net görmek mümkündür (Çizelge 4.96). Burada ise, genotiplerin gelişme süreçleri içerisinde en yüksek oranda klorofil içeriğine sahip oldukları başaklanma döneminde, klorofil içeriği bakımından karşılaştırılması yapılarak, genotipler ve uygulamalar arasındaki varyasyon değerlendirilmek istenmiştir. Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen bayrak yaprak klorofil içeriğinde sulu koşullara göre meydana gelen performans artışları (%) Genotipler Kuraklık uygulamaları K 1* K 2 K 3 K 4 Karahan 99 1,8 4,0 2,2 4,9 Bayraktar ,4 7,5 2,7 7,0 Gerek 79 3,8 3,7 0,3 7,7 Dağdaş 94 0,9 3,4 1,1 5,5 Bezostaja 1 4,2 5,5 2,4 5,3 Göksu 99 6,2 7,0 3,8 7,7 Konya ,8 2,9 1,9 3,5 BDME 09/1K 1,2 0,8 0,5 3,1 BDME 09/2K 0,2 0,5 0,1 2, KEBVD 24 1,4 4,3 2,3 5,3 Ortalama 2,4 3,7 0,9 5,2 *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı Genotiplerin iki yıllık ortalama bayrak yaprak klorofil içeriği değerleri % 44,75 (Bayraktar 2000) ile % 51,13 (Karahan 99) arasında değişmiştir. Bu değerler, birinci yılda % 43,93 (Gerek 79) ile % 51,36 (Konya 2002) arasında, ikinci yılda ise % 45,00 (Bayraktar 2000) ile % 51,13 (Karahan 99) arasında bir değişim göstermiştir (Çizelge 4.93). LSD testine göre, Karahan 99 (% 51,13) ve Konya 2002 (% 51,07) a grubunu paylaşarak 1. sırada yer almıştır. BDME 09/1K (% 49,42) b, BDME 09/2K (% 48,85) bc ve Bezostaja 1 (% 48,55) c grubu ile bunları izlemiştir. Göksu 99 (% 45,00), Gerek 79 (% 45,11) ve Bayraktar 2000 (% 44,75) f grubuna dahil olarak son sırada yer almıştır. Tüm kuraklık uygulamaları üzerinden; Karahan 99, Konya 2002, BDME 09/1K, BDME 09/2K ve Bezostaja 1 sahip oldukları yüksek oranda bayrak yaprak klorofil içeriği değerleri ile ön plana çıkmıştır. Klorofil içeriği yönüyle ön plana çıkan

243 232 bu genotiplerin aynı zamanda tüm kuraklık uygulamaları üzerinden verim yönüyle de ön plana çıkmış olmaları dikkat çekici olmuştur (Çizelge 4.1). Nitekim, kuru ve sulu şartlarda yürütülen bir araştırmada, sulu koşullarda yüksek verimli ekmeklik buğday genotiplerinin klorofil içeriklerinin de yüksek olduğu, her iki çevrede de verim ve klorofil içeriği arasında pozitif ve önemli bir ilişkinin bulunduğu rapor edilmiştir (Talebi, 2011). Genotiplerin uygulamalar içindeki performansları Çizelge 4.93 de, sulu uygulamaya göre gösterdikleri performans kayıpları Çizelge 4.95 de verilmiştir. K1 uygulamasında ortalama % 47,69 bayrak yaprak klorofil içeriği elde edilirken, bu uygulamadaki genotiplerde % 44,43 (Bayraktar 2000) ile % 50,96 (Konya 2002) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre, Konya 2002 (% 50,96) a-d grubu ile ilk sırada yer almıştır. Bunu azalan sıra ile Karahan 99 (% 50,73) b-e, BDME 09/1K (% 49,70) c-h, Bezostaja 1 (% 48,87) f-j ve BDME 09/2K g-j grubu ile izlemiştir. Bayraktar 2000 (% 44,43) ise r-u ile bu uygulamanın en son grubuna dahil olmuştur. K1 de genotiplerin ortalama bayrak yaprak klorofil içeriği artışı % 2,4 olarak gerçekleşmiştir. Bu aynı uygulamadaki genotiplerde % 0,2 (BDME 09/2K) ile % 6,2 (Göksu 99) arasında bir varyasyon göstermiştir. K2 uygulamasında genotiplerden ortalama % 48,29 bayrak yaprak klorofil içeriği elde edilmiş olup, bu değer genotipler arasında % 45,38 (Gerek 79) ile % 51,83 (Karahan 99) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu için yapılan LSD testine göre, Karahan 99 (% 51,83) ve Konya 2002 (% 51,51) ab grubu ile birinci sırada yer almıştır. Bezostaja 1 (% 49,49) e-h, BDME 09/2K (% 48,79) ve BDME 09/1K (% 48,73) f-j grubunu paylaşarak bunu takip etmiştir. Gerek 79 (% 45,38) o-s grubu ile bu uygulamanın son sırasında yer almıştır. K2 de genotiplerin ortalama bayrak yaprak klorofil içeriği artışı % 3,7 olarak gerçekleşmiştir. Bu aynı uygulamadaki genotiplerde % 0,5 (BDME 09/2K) ile % 7,5 (Bayraktar 2000) arasında bir varyasyon göstermiştir. K3 uygulamasında genotiplerden ortalama % 47,01 bayrak yaprak klorofil içeriği elde edilmiştir. Genotipler arasında bayrak yaprak klorofil içeriği % 43,89 (Gerek 79) ile % 51,03 (Konya 2002) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre, Konya 2002 (% 51,03) ac grubu ile ilk sırada yer almıştır. Karahan 99 (% 50,96) a-d, BDME 09/1K (% 48,90) f-j ve BDME 09/2K (% 48,60) g-j grubu ile bunu takip eden genotipler

244 233 olmuştur. Gerek 79 (% 43,89) ise t-v grubu ile uygulamanın son sırasında yer almıştır. K3 de genotiplerin ortalama bayrak yaprak klorofil içeriği artışı % 0,9 olarak gerçekleşmiştir. Bu aynı uygulamadaki genotipler arasında % 0,1 (BDME 09/2K) ile % 3,8 (Göksu 99) arasında bir değişim göstermiştir. K4 uygulamasında genotiplerden ortalama % 48,97 bayrak yaprak klorofil içeriği elde edilmiş olup, genotipler arasında % 45,99 (Bayraktar 2000) ile % 52,28 (Karahan 99) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu için yapılan LSD testine göre, Karahan 99 (% 52,28) a grubu ile ilk sırada yer almıştır. Konya 2002 (% 51,79) ab BDME 09/1K (% 50,66) b-e, BDME 09/2K (% 49,69) d-h ve Bezostaja 1 (% 49,40) e-h, grupları ile bunu takip eden çeşitler olmuştur. Gerek 79 (% 45,99) ise n-p grubu ile uygulamanın son sırasında yer almıştır. K4 de genotiplerin ortalama bayrak yaprak klorofil içeriği artışı % 5,2 olarak belirlenmiştir. Bu aynı uygulamadaki genotipler arasında % 2,4 (BDME 09/2K) ile % 7,7 (Gerek 79) arasında bir varyasyon göstermiştir. Gerek 79, Göksu 99, Bayraktar 2000 ve Dağdaş 94 hassas grupta yer almışlardır. Bezostaja 1 ve KEBVD 24 stabil bulunurlarken, Karahan 99, Konya 2002 ve BDME 09/1K ve BDME 09/2K uygulama ortalamasından daha düşük seviyede gösterdikleri tepki ile toleranslı grubu oluşturmuşlardır. K5 uygulamasında genotiplerden ortalama % 46,57 bayrak yaprak klorofil içeriği elde edilmiştir. Aynı uygulamada genotipler arasında bayrak yaprak klorofil içeriği % 42,88 (Göksu 99) ile % 50,06 (Konya 2002) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre, Konya 2002 (% 50,06) c-f grubu ile 1. sırada yer almıştır. Bunu azalan sıra ile Karahan 99 (% 49,86) c-g, BDME 09/1K (% 49,12) ve BDME 09/2K (% 48,54) a-e grubu ile izlemişlerdir. Göksu 99 (% 42,88) ve Bayraktar 2000 (% 42,98) ise v grubuna dahil olarak uygulamanın son sırasında yer almıştır. Bu uygulamada bayrak yaprak klorofil içeriği yönüyle Konya 2002, Karahan 99, BDME 09/1K ve BDME 09/2K genotipleri ortalamanın üzerinde gösterdikleri performansla ön plana çıkmışlardır. Bayraktar 2000 ve Göksu 99 genotipleri ise optimum koşullarda en düşük bayrak yaprak klorofil içeriğine sahip genotipler olarak belirlenmiştir Bayrak yaprak yeģil kalma süresi Bayrak yaprak yeşil kalma süresine ait değerler ve önemlilik grupları Çizelge 4.96 da ve varyans analiz sonuçları Çizelge 4.97 de verilmiştir.

245 Ort Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen bayrak yaprak yeşil kalma süresi (BGD) Yıl Genotipler Kuraklık uygulamaları K 1* K 2 K 3 K 4 K 5 Genotip Ort. Karahan z-p** 687 z-o 611 z-r 631 z-r 856 z 691 j Bayraktar z-r 622 z-r 586 z-r 607 z-r 770 z-e 642 k Gerek z-q 676 z-p 613 z-r 654 z-q 863 z 693 j Dağdaş z-b 882 z 783 z-d 768 z-f 926 w-z 839 g Bezostaja z-l 711 z-k 641 z-r 634 z-r 832 z-c 704 ıj Göksu z-d 827 z-c 761 z-g 734 z-i 948 u-y 810 h Konya z-d 712 z-k 659 z-q 661 z-q 906 yz 725 ı BDME 09/1K 691 z-m 688 z-n 634 z-r 637 z-r 868 z 704 ıj BDME 09/2K 672 z-p 684 z-o 623 z-r 632 z-r 852 z 693 j KEBVD z-d 843 z-a 722 z-j 754 z-h 932 w-z 808 h Kuraklık Ort. (2010) 712 e 733 e 663 f 671 F 875 d 731 b Karahan m-r 1033 m-s 929 w-z 1003 q-u 1288 de 1058 d Bayraktar z 898 yz 874 z 865 Z 1145 fg 932 f Gerek k-p 1003 q-u 947 u-y 948 u-y 1311 b-e 1054 d Dağdaş g-k 1119 f-j 1094 g-l 1078 j-o 1478 a 1176 a Bezostaja j-p 978 s-w 969 t-x 1019 p-t 1293 c-e 1066 d Göksu f-h 1104 g-l 989 r-v 1175 F 1359 b 1154 ab Konya n-s 1048 l-q 954 u-y 1035 m-r 1301 c-e 1074 cd BDME 09/1K 1084 ı-n 1053 l-q 920 x-y 1079 ı-o 1340 b-d 1095 c BDME 09/2K 1029 n-s 946 v-y 909 yz 969 t-x 1258 e 1022 e KEBVD j-p 1088 h-m 1023 o-t 1135 f-ı 1345 bc 1131 b Kuraklık Ort. (2011) 1050 b 1027 b 961 c 1030 B 1312 a 1076 a Karahan k-o 860 k-n 770 t-w 817 o-r 1072 de 874 de Bayraktar v-x 760 v-x 730 x 736 wx 957 g-ı 787 f Gerek k-n 839 m-q 780 r-v 801 q-u 1087 de 874 de Dağdaş fg 1000 f 938 g-ı 923 Ij 1202 a 1008 a Bezostaja jk 845 l-p 805 p-u 827 n-q 1062 e 885 cd Göksu f-ı 965 f-h 875 k-m 954 g-ı 1153 b 982 b Konya k-n 880 kl 807 p-t 848 k-o 1104 cd 899 c BDME 09/1K 887 jk 870 k-m 777 s-v 858 k-n 1104 cd 899 c BDME 09/2K 850 k-o 815 o-s 766 u-x 801 q-u 1055 e 857 e KEBVD hı 965 f-h 873 k-m 944 g-ı 1139 bc 970 b Kuraklık Ort.( ) 881 b 880 b 812 d 851 C 1093 a 903 *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı, K 5:Tam sulu koşullar **Aynı harflerle gösterilen değerler arasında farklılık yoktur. LSD (0,05) Y: 17,3 LSD (0,05) K: 27,4 LSD (0,05) YxK int.: 38,7 LSD (0,05) G: 17,8 LSD (0,05) YxG int: 25,2 LSD (0,05) KxG int.: 39,8 LSD (0,05) YxKxG int.: 56,3 Bayrak yaprak yeşil kalma süresi bakımından yıl, kuraklık uygulaması, genotip, yıl x genotip interaksiyonu, yıl x kuraklık interaksiyonu ve yıl x kuraklık x genotip

246 235 interaksiyonu arasındaki farklılık p<0,01, kuraklık x genotip interaksiyonu arasındaki farklılık p<0,05 seviyesinde istatistiki bakımdan önemli bulunmuştur (Çizelge 4.97). Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen bayrak yaprak yeşil kalma süresine ait varyans analizi Varyasyon Kaynağı Serbestlik Derecesi Kareler Toplamı Kareler Ortalaması F Değeri Yıl (Y) ,871** Tekerrür [Yıl] ,83 1,0607 Kuraklık Uygulaması (K) ,3614** Y*K int ,9 9,5857** Hata (1) ,1 4,2939 Genotip (G) ,6059** Y*G int ,1 7784,79 4,7556** K*G int ,1 2709,23 1,655* Y*G*K int ,58 2,4396** Hata (2) Genel * (p<0.05), ** (p<0.01), CV (%): 4,5 Bayrak yaprak yeşil kalma süresi ortalaması 903 BGD (Büyüme Gün Derecesi) olarak belirlenmiş olup, bu değer birinci yılda 734 BGD iken, ikinci yılda 1076 BGD olarak gerçekleşmiştir. Kuraklık uygulamalarında iki yıllık ortalama bayrak yaprak yeşil kalma süresi 812 BGD (K3) ile 1093 BGD (K5) arasında değişim göstermiştir (Çizelge 4.96). LSD testine göre, K5 (1093 BGD) a grubunda yer almıştır. K1 (881 BGD) ve K2 (880 BGD) b grubunda yer alırlarken, K4 (851 BGD) uygulaması c grubuna ve K3 (812 BGD) uygulaması d grubuna dahil olmuştur. Balkan ve Gençtan (2009) ekmeklik buğday genotiplerinde bayrak yaprak ve birinci yaprağın yeşil kalma süresinin, Trakya Bölgesi nde verim için yapılacak seleksiyonlarda önemli bir parametre olarak değerlendirilebileceğini önermişlerdir. Koç ve ark. (2003) tane doldurmadan önceki toplam biyomasın, bayrak yaprak fotosentez hızının ve yeşil kalma süresinin verimle ilişkili olduğunu belirlemişlerdir. Kuraklığa en yüksek tepki % 25,2 oranında bayrak yaprak yeşil kalma süresi kaybı ile K3 den elde edilirken, bunu % 22,2 ile K4 ve % 19,5 ile K2 izlemiştir. K1 de ise kuraklık stresi % 19,4 oranında bayrak yaprak yeşil kalma süresi kaybına neden olmuştur (Çizelge 4.98).

247 236 Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen bayrak yaprak yeşil kalma süresinde sulu koşullara göre meydana gelen performans kayıpları (%) Genotipler Kuraklık uygulamaları K 1* K 2 K 3 K 4 Karahan 99 20,5 19,8 28,2 23,8 Bayraktar ,5 20,7 23,8 23,1 Gerek 79 20,8 22,8 28,3 26,4 Dağdaş 94 18,8 16,7 21,9 23,2 Bezostaja 1 16,7 20,5 24,2 22,2 Göksu 99 16,7 16,3 24,2 17,2 Konya ,2 20,3 26,9 23,2 BDME 09/1K 19,6 21,2 29,6 22,3 BDME 09/2K 19,4 22,7 27,4 24, KEBVD 24 18,5 15,2 23,4 17,1 Ortalama 19,4 19,5 25,7 22,2 *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı Genotiplerin iki yıllık ortalama bayrak yaprak yeşil kalma süresi değerleri 787 BGD (Bayraktar 2000) ile 1008 BGD (Dağdaş 94) arasında değişmiştir. Bu değerler, birinci yılda 642 BGD (Bayraktar 2000) ile 839 BGD (Dağdaş 94) arasında, ikinci yılda ise 932 BGD (Bayraktar 2000) ile 1176 BGD (Dağdaş 94) arasında bir değişim göstermiştir (Çizelge 4.96). LSD testine göre, Dağdaş 94 (1008 BGD) a grubu ile 1. sırada yer almıştır. Bunu Göksu 99 (982 BGD) ve KEBVD 24 (970 BGD) b grubu ile izlemiştir. Bayraktar 2000 (787 BGD) ise f grubu ile son sırada yer almıştır. Tüm kuraklıklar üzerinden, Dağdaş 94, Göksu 99 ve KEBVD 24 ün en uzun bayrak yaprak yeşil kalma sürelerine sahip oldukları; buna karşılık, Konya 2002, BDME 09/1K ve Bezostaja 1 in bayrak yaprak yeşil kalma süresi cinsinden orta geççi; Gerek 79, Karahan 99 ve BDME 09/2K nın orta erkenci; Bayraktar 2000 in ise erkenci çeşit olduğu söylenebilir. Genotiplerin uygulamalar içindeki performansları Çizelge 4.96 da, sulu uygulamaya göre gösterdikleri performans kayıpları Çizelge 4.98 de verilmiştir. K1 uygulamasında genotiplerden ortalama 881 BGD bayrak yaprak yeşil kalma süresi elde edilirken, bu değerler genotipler arasında 751 BGD (Bayraktar 2000) ile 976 BGD (Dağdaş 94) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre, Dağdaş 94 (976 BGD) fg grubu ile ilk sırada yer almıştır. Bunu azalan sıra ile Göksu 99 (961 BGD) f-ı, KEBVD (928 BGD)

248 237 hı ve BDME 09/1K (887 BGD) jk grubu ile izlemiştir. Bayraktar 2000 (751 BGD) ise v-x grubu ile bu uygulamanın son sırasında yer almıştır. K1 de genotiplerin ortalama bayrak yaprak yeşil kalma süresi kaybı % 19,4 olarak gerçekleşmiştir. Bu aynı uygulamadaki genotiplerde % 16,7 (Bezostaja 1) ile % 22,2 (Konya 2002) arasında bir varyasyon göstermiştir. K1 uygulamasında, Konya 2002, Bayraktar 2000 ve Gerek 79 hassas grupta yer almışlardır. BDME 09/1K ve BDME 09/2K stabil bulunurken, Dağdaş 94, KEBVD 24, Bezostaja 1 ve Göksu 99 uygulama ortalamasından daha düşük seviyede gösterdikleri tepki ile toleranslı grubu oluşturmuşlardır. K2 uygulamasında genotiplerden ortalama 961 BGD bayrak yaprak yeşil kalma süresi elde edilmiş olup, bu değer genotiplere göre 760 BGD (Bayraktar 2000) ile 1000 BGD (Dağdaş 94) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu için yapılan LSD testine göre, Dağdaş 94 (1000 BGD) f grubu ile birinci sırada yer almıştır. Göksu 99 (965 BGD) ve KEBVD 24 (965 BGD) f-h ve Konya 2002 (880 BGD) kl grubu ile bunu takip etmiştir. Bayraktar 2000 (760 BGD) çeşidi v-x grubu ile bu uygulamanın son sırasında yer almıştır. K2 de genotiplerin ortalama bayrak yaprak yeşil kalma süresi kaybı % 19,5 olarak gerçekleşmiştir. Bu aynı uygulamadaki genotiplerde % 15,2 (08-09 KEBVD 24) ile % 22,8 (Gerek 79) arasında bir varyasyon göstermiştir. K2 uygulamasında, Gerek 79, BDME 09/2K, BDME 09/1K, Bayraktar 2000, Bezostaja 1 ve Konya 2002 hassas grupta yer almışlardır. Karahan 99 stabil bulunurken, Dağdaş 94, Göksu 99 ve KEBVD 24 uygulama ortalamasından daha düşük seviyede gösterdikleri tepki ile toleranslı grubu oluşturmuşlardır. K3 uygulamasında genotiplerden ortalama 812 BGD bayrak yaprak yeşil kalma süresi elde edilmiştir. Aynı uygulama altındaki genotipler arasında bayrak yaprak yeşil kalma süresi 730 BGD (Bayraktar 2000) ile 938 BGD (Dağdaş 94) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre, Dağdaş 94 (938 BGD) g-ı grubu ile ilk sırada yer almıştır KEBVD 24 (873 BGD) ve Göksu 99 (875 BGD) k-m, Konya 2002 (807 BGD) p-t grubu ile bunu takip eden genotipler olmuştur. Bayraktar 2000 (730 BGD) ise x grubu ile uygulamanın son sırasında yer almıştır. K3 de genotiplerin ortalama bayrak yaprak yeşil kalma süresi kaybı % 25,7 olarak gerçekleşmiştir. Bu aynı uygulamadaki genotiplerde % 21,9 (Dağdaş 94) ile % 29,6 (BDME 09/1K) arasında bir varyasyon göstermiştir. K3 uygulamasında, BDME 09/1K, Gerek 79, Karahan 99, BDME 09/2K ve Konya 2002 hassas grupta yer almışlardır. Bezostaja 1, Göksu 99, Bayraktar 2000, KEBVD

249 ve Dağdaş 94 uygulama ortalamasından daha düşük seviyede gösterdikleri tepki ile toleranslı grubu oluşturmuşlardır. K4 uygulamasında genotiplerden ortalama 851 BGD bayrak yaprak yeşil kalma süresi elde edilmiş olup, genotipler arasında bu değerler 736 BGD (Bayraktar 2000) ile 954 BGD (Göksu 99) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu için yapılan LSD testine göre, Göksu 99 (954 BGD) ve KEBVD 24 (944 BGD) g-ı grubunu paylaşarak ilk sırada yer almıştır. Dağdaş 94 (923 BGD) ıj ve Konya 2002 (848 BGD) k-n grupları ile bunu takip eden çeşitler olmuştur. Bayraktar 2000 (736 BGD) ise wx grubu ile uygulamanın son sırasında yer almıştır. K4 de genotiplerin ortalama bayrak yaprak yeşil kalma süresi kaybı % 22,2 olarak gerçekleşmiştir. Genotiplerde % 17,01 (08-09 KEBVD 24) ile % 26,4 (Gerek 79) arasında bir varyasyon göstermiştir. K4 uygulamasında bayrak yaprak yeşil kalma süresi bakımından, Gerek 79, BDME 09/2K, Karahan 99, Dağdaş 94, Konya 2002 ve Bayraktar 2000 hassas grupta yer almışlardır. Bezostaja 1 ve BDME 09/1K stabil bulunurken, Göksu 99 ve KEBVD 24 uygulama ortalamasından daha düşük seviyede gösterdikleri tepki ile toleranslı grubu oluşturmuşlardır. K5 uygulamasında genotiplerden ortalama 1093 BGD bayrak yaprak yeşil kalma süresi elde edilmiştir. Genotipler arasında bayrak yaprak yeşil kalma süresi 957 BGD (Bayraktar 2000) ile 1202 BGD (Dağdaş 94) arasında değişim göstermiştir. Uygulama x genotip interaksiyonu bakımından yapılan LSD testine göre, Dağdaş 94 (1202 BGD) çeşidi a grubu ile 1. sırada yer almıştır. Bunu azalan sıra ile Göksu 99 (1153 BGD) b, KEBVD 24 (1139 BGD) bc, Konya 2002 (1104 BGD) ve BDME 09/1K (1104 BGD) cd grubu ile izlemiştir. Bayraktar 2000 (957 BGD) ise g-ı grubuna dahil olarak uygulamanın son sırasında yer almıştır. Bu uygulamada bayrak yaprak yeşil kalma süresi yönüyle Dağdaş 94, Göksu 99, KEBVD 24, Konya 2002 ve BDME 09/1K genotipleri ortalamanın üzerinde gösterdikleri performansla ön plana çıkmışlardır. Bayraktar 2000 ise optimum koşullarda en düşük bayrak yaprak yeşil kalma süresine sahip genotip olarak belirlenmiştir Translokasyon kapasitesi Bitkinin önceden depoladığı fotosentez ürünlerinin taneye taşınmasını ifade eden translokasyon kapasitesine ait değerler ve önemlilik grupları Çizelge 4.99 da ve varyans analiz sonuçları Çizelge de verilmiştir.

250 Ort Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen translokasyon kapasitesi (%) Yıl Genotipler Kuraklık uygulamaları Genotip Ort. K 1* K 2 K 3 K 4 K 5 Karahan 99 93,54 a** 88,18 a-e 80,78 c-ı 93,19 a 40,06 v-x 79,15 ab Bayraktar ,30 rs 70,86 k-r 74,02 g-q 89,95 ab 25,27 z 64,88 ıj Gerek 79 71,26 k-r 79,19 f-l 70,57 k-r 68,89 n-r 38,68 v-y 65,72 g-j Dağdaş 94 80,82 c-ı 92,22 a 81,06 b-ı 72,94 h-r 41,89 vw 73,79 cd Bezostaja 1 77,89 g-m 89,48 a-c 87,35 a-f 92,33 a 36,76 v-y 76,76 bc Göksu 99 74,45 g-p 75,31 g-o 68,50 n-r 69,54 m-r 34,44 w-y 64,45 ıj Konya ,71 c-ı 80,90 c-ı 91,30 a 82,07 b-g 37,18 v-y 74,43 cd BDME 09/1K 65,35 qr 81,52 b-h 89,49 a-c 73,89 g-q 36,50 v-y 69,35 e-g BDME 09/2K 80,27 d-j 75,12 g-o 87,82 a-f 87,74 a-f 33,02 w-z 72,79 c-e KEBVD 24 87,96 a-f 94,30 a 89,48 a-c 88,52 a-d 44,70 uv 80,99 a Kuraklık Ort. (2010) 77,65 82,71 82,04 81,90 36,85 72,23 a Karahan 99 72,46 ı-r 75,36 g-o 76,08 g-o 76,51 g-o 38,38 v-y 67,76 f-ı Bayraktar ,16 g-n 79,52 e-k 82,22 b-g 79,28 e-l 51,02 tu 73,84 cd Gerek 79 70,50 l-r 75,98 g-o 74,72 g-o 80,50 d-l 35,21 w-y 67,38 f-ı Dağdaş 94 76,97 g-n 74,55 g-o 81,43 b-h 81,91 b-g 30,62 yz 69,09 e-h Bezostaja 1 76,72 g-o 70,69 k-r 73,75 g-q 75,05 g-o 20,28 z 63,30 j Göksu 99 70,66 k-r 67,90 o-r 65,56 p-r 71,35 j-r 15,45 z 58,18 k Konya ,47 e-k 77,33 g-n 81,55 b-h 74,80 g-o 40,31 v-x 70,69 d-f BDME 09/1K 70,08 m-r 68,59 n-r 81,23 b-ı 73,89 g-q 31,90 x-z 65,14 h-j BDME 09/2K 56,21 st 72,79 h-r 82,09 b-g 79,37 e-l 24,76 z 63,05 j KEBVD 24 64,57 rs 72,45 ı-r 72,95 h-r 78,07 g-m 23,10 z 62,23 j Kuraklık Ort. (2011) 71,48 73,52 77,16 77,07 31,10 66,07 b Karahan 99 83,01 a-f 81,78 a-g 78,43 d-l 84,86 a-c 39,22 q 73,46 a Bayraktar ,73 n-p 75,20 h-n 78,12 e-l 84,62 a-d 38,15 q 69,36 c-e Gerek 79 70,88 n-p 77,59 e-m 72,65 k-p 74,70 ı-n 36,95 q 66,55 e Dağdaş 94 78,90 c-k 83,39 a-f 81,24 a-h 77,43 e-m 36,26 q 71,44 a-c Bezostaja 1 77,31 f-m 80,09 b-j 80,55 a-ı 83,69 a-e 28,52 rs 70,03 b-d Göksu 99 72,56 l-p 71,61 m-p 67,03 p 70,45 n-p 24,95 s 61,32 f Konya ,09 b-j 79,12 b-j 86,43 a 78,44 d-l 38,75 q 72,56 ab BDME 09/1K 67,72 op 75,06 h-n 85,36 ab 73,89 j-o 34,20 qr 67,25 de BDME 09/2K 68,24 op 73,96 j-o 84,96 a-c 83,56 a-f 28,89 rs 67,92 de KEBVD 24 76,26 g-n 83,38 a-f 81,22 a-h 83,30 a-f 33,90 qr 71,61 a-c Kuraklık Ort.( ) 74,57 b 78,11 a 79,60 a 79,49 a 33,98 c 69,15 *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı, K 5:Tam sulu koşullar **Aynı harflerle gösterilen değerler arasında farklılık yoktur. LSD (0,05) Y: 2,11 LSD (0,05) K: 3,35 LSD (0,05) YxK int.: öd LSD (0,05) G: 2,83 LSD (0,05) YxG int: 4,0 LSD (0,05) KxG int.: 5,33 LSD (0,05) YxKxG int.: 8,96 Çizelge ün incelenmesinden de anlaşılacağı gibi, translokasyon kapasitesi bakımından yıl, kuraklık uygulaması, genotip, yıl x genotip interaksiyonu, kuraklık x

251 240 genotip interaksiyonu ve yıl x kuraklık x genotip interaksiyonu arasındaki farklılık p<0,01 seviyesinde istatistiki bakımdan önemli bulunmuştur. Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen translokasyon kapasitesine ait varyans analizi Varyasyon Kaynağı Serbestlik Derecesi Kareler Toplamı Kareler Ortalaması F Değeri Yıl (Y) , ,12 38,2003** Tekerrür [Yıl] 4 977, ,458 3,2708* Kuraklık Uygulaması (K) ,6576** Y*K int ,706 47,9264 0,6412 Hata (1) ,85 74,7408 2,4194 Genotip (G) ,11 385,235 12,4702** Y*G int ,37 461,708 14,9457** K*G int ,02 102,084 3,3045** Y*G*K int ,4 105,761 3,4235** Hata (2) ,61 30,892 Genel ,05 * (p<0.05), ** (p<0.01), CV (%): 8,5 Translokasyon kapasitesi ortalaması % 69,15 olarak belirlenmiş olup, bu değer birinci yılda % 72,23 iken, ikinci yılda % 66,07 olarak gerçekleşmiştir. Kuraklık uygulamalarında iki yıllık ortalama translokasyon kapasitesi % 33,98 (K5) ile % 79,60 (K3) arasında değişim göstermiştir (Çizelge 4.99). LSD testine göre, K3 (% 79,60), K4 (% 79,49) ve K2 (% 78,11) a grubunda yer almıştır. K1 (% 74,57) b grubuna dahil olurken, K5 % 33,98 oranında translokasyon kapasitesi ile c grubunda yer almıştır (Şekil 4.24). Kuraklığa en yüksek tepki % 134,3 translokasyon kapasitesi artışı ile K3 uygulamasından elde edilirken, bunu % 133,9 ile K4, % 129,9 ile K2 izlemiştir. K1 ise % 119,5 ile en az translokasyon kapasitesi artışı göstermiştir. Uygulamalar üzerinden değerlendirildiğinde, kuraklık stresi (K2, K3 ve K4 uygulamalarında olduğu gibi) belli gelişme dönemlerinde bitkiyi uyarıcı ve hazırlayıcı nitelikte olduğunda, yüksek oranlara çıkarak bitkiyi kuraklığa karşı tolere etmeye çalışırken (Yang ve ark., 2003); kuraklığın şiddeti azaldığında (K1 uygulamasında olduğu gibi) translokasyonun azaldığı ve bitki optimum koşullarda iken (K5), tane dolum döneminde gelen ani kuraklık stresinde ise translokasyon oranının çok düşmesi sebebiyle bitkinin yüksek oranda ürün kaybına uğrayacağı anlaşılmaktadır. Ekmeklik buğday genotiplerinden kurak stresi koşullarında genetik olarak daha yüksek translokasyon kapasitesine sahip olanların kuraklığa toleransta avantajlı

252 241 olacakları söylenebilir. Nitekim, Blum ve ark. (1989a) yerel buğday genotiplerinde kardeşlenmeden sonraki artan kurak stresi altında yerel çeşitler arasında tane veriminde varyasyon görüldüğü, uzun boylu genotiplerin varyasyona olumlu katkıda bulunduğunu, bunun da uzun boylu yerel çeşitlerin kurak stresi altında sap rezerv mobilizasyonu ile tanenin büyümesini iyi bir şekilde desteklemesinden kaynaklandığını belirtmişlerdir. *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı, K 5:Tam sulu koşullar ġekil Kuraklık uygulamalarında translokasyon kapasitesi değerleri Çizelge Ekmeklik buğday genotiplerinde farklı kuraklık uygulamalarında tespit edilen translokasyon kapasitesinde sulu koşullara göre meydana gelen performans artışları (%) Genotipler Kuraklık uygulamaları K 1* K 2 K 3 K 4 Karahan ,6 108,5 100,0 116,4 Bayraktar ,4 97,1 104,8 121,8 Gerek 79 91,8 110,0 96,6 102,2 Dağdaş ,6 130,0 124,1 113,5 Bezostaja 1 171,0 180,8 182,4 193,4 Göksu ,8 187,0 168,7 182,4 Konya ,7 104,2 123,1 102,4 BDME 09/1K 98,0 119,4 149,6 116,0 BDME 09/2K 136,2 156,0 194,1 189, KEBVD ,0 145,9 139,6 145,7 Ortalama 119,5 129,9 134,3 133,9 *K 1:Uzun yıllar ortalamasını temsil eden genel kuraklık, K 2:Sapa kalkma başlangıcı başaklanma başlangıcı dönem kuraklığı, K 3:Başaklanma başlangıcı çiçeklenme sonu dönem kuraklığı, K 4:Tane doldurma dönemi kuraklığı

TEZ ONAYI Prof.Dr.Aydın GÜNEŞ danışmanlığında, Cemal ÇEKİÇ tarafından hazırlanan Kurağa Dayanıklı Buğday (Triticum aestivum L.) Islahında Seleksiyon K

TEZ ONAYI Prof.Dr.Aydın GÜNEŞ danışmanlığında, Cemal ÇEKİÇ tarafından hazırlanan Kurağa Dayanıklı Buğday (Triticum aestivum L.) Islahında Seleksiyon K ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ KURAĞA DAYANIKLI BUĞDAY (Triticum aestivum L.) ISLAHINDA SELEKSİYON KRİTERİ OLABİLECEK FİZYOLOJİK PARAMETRELERİN ARAŞTIRILMASI Cemal ÇEKİÇ TOPRAK

Detaylı

T.C. AHİ EVRAN ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

T.C. AHİ EVRAN ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ T.C. AHİ EVRAN ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ORTA ANADOLU KURAK KOŞULLARINDA EKMEKLİK BUĞDAY ÇEŞİTLERİNİN VERİM VE BAZI AGRONOMİK ÖZELLİKLERİNDE GENETİK İLERLEMENİN BELİRLENMESİ Hande ÜLKER YÜKSEK

Detaylı

YARASA VE ÇİFTLİK GÜBRESİNİN BAZI TOPRAK ÖZELLİKLERİ ve BUĞDAY BİTKİSİNİN VERİM PARAMETRELERİ ÜZERİNE ETKİSİ

YARASA VE ÇİFTLİK GÜBRESİNİN BAZI TOPRAK ÖZELLİKLERİ ve BUĞDAY BİTKİSİNİN VERİM PARAMETRELERİ ÜZERİNE ETKİSİ ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ YARASA VE ÇİFTLİK GÜBRESİNİN BAZI TOPRAK ÖZELLİKLERİ ve BUĞDAY BİTKİSİNİN VERİM PARAMETRELERİ ÜZERİNE ETKİSİ TARIMSAL YAPILAR VE SULAMA ANABİLİM

Detaylı

BAHRİ DAĞDAŞ ULUSLARARASI TARIMSAL ARAŞTIRMA ENST. ALDANE TRAKYA TARIMSAL ARAŞTIRMA ENST./EDİRNE

BAHRİ DAĞDAŞ ULUSLARARASI TARIMSAL ARAŞTIRMA ENST. ALDANE TRAKYA TARIMSAL ARAŞTIRMA ENST./EDİRNE AHMETAĞA Başak Özelliği: Beyaz, Kılçıklı Bitki Boyu (cm) : 80-100 Yatmaya Dayanıklılık: Dayanıklı Dane Rengi: Kırmızı Dane Verimi (kg/da): 400 900 Gelişme Tabiatı: Alternatif (Kışlık Yazlık) Kurağa Dayanıklılık:

Detaylı

T.C. SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ FEN BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

T.C. SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ FEN BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ T.C. SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ FEN BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ EKMEKLĠK BUĞDAY (T.aestivum L.) GENOTĠPLERĠNDE BAġAKLANMA SONRASI BAZI FENOLOJĠK, FĠZYOLOJĠK VE BĠTKĠSEL ÖZELLĠKLER ĠLE VERĠM, KALĠTE UNSURLARI ARASINDAKĠ

Detaylı

ULUSAL HUBUBAT KONSEYİ HAZİRAN ÜLKESEL BUĞDAY GELİŞİM RAPORU

ULUSAL HUBUBAT KONSEYİ HAZİRAN ÜLKESEL BUĞDAY GELİŞİM RAPORU ULUSAL HUBUBAT KONSEYİ HAZİRAN- 2017 ÜLKESEL BUĞDAY GELİŞİM RAPORU (12.06.2017) Türkiye Geneli Bitki Gelişimi Türkiye de 2016-2017 Ekim sezonunda buğday ekim alanlarının geçen yılki rakamı koruyacağı hatta

Detaylı

MV SUBA EKMEKLİK BUĞDAY ÇEŞİT ADAYININ TESCİLİ HAKKINDA RAPOR

MV SUBA EKMEKLİK BUĞDAY ÇEŞİT ADAYININ TESCİLİ HAKKINDA RAPOR MV SUBA EKMEKLİK BUĞDAY ÇEŞİT ADAYININ TESCİLİ HAKKINDA RAPOR Orta Anadolu Bölgesi kuruda ekmeklik buğday tarımsal değerleri ölçme denemelerinde Mv Suba çeşit adayı 2 yıl süreyle yer almıştır. Bu denemelerin

Detaylı

TARLA BİTKİLERİ MERKEZ ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ TESCİL YILI:

TARLA BİTKİLERİ MERKEZ ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ TESCİL YILI: COLFIORITO Başakları orta uzunlukta, kılçıklı ve beyaz 1000 tane ağırlığı 19.1-36.5 gr arasındadır. Yatmaya dayanımı iyidir. Kahverengi pas ve sarı pasa orta hassastır. DEMİR 2000 Sağlam saplı ve uzun

Detaylı

ÖZET. Yüksek Lisans Tezi. Đmge Đ. TOKBAY. Adnan Menderes Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Tarla Bitkileri Anabilim Dalı

ÖZET. Yüksek Lisans Tezi. Đmge Đ. TOKBAY. Adnan Menderes Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Tarla Bitkileri Anabilim Dalı iii ÖZET Yüksek Lisans Tezi AYDIN EKOLOJĐK KOŞULLARINDA FARKLI EKĐM ZAMANI VE SIRA ARALIĞININ ÇEMEN (Trigonella foenum-graecum L.) ĐN VERĐM VE KALĐTE ÖZELLĐKLERĐNE ETKĐSĐ Đmge Đ. TOKBAY Adnan Menderes

Detaylı

BAZI EKMEKLİK BUĞDAY (Triticum aestivum L.) ÇEŞİTLERİNDE VERİM ve VERİM UNSURLARININ BELİRLENMESİ

BAZI EKMEKLİK BUĞDAY (Triticum aestivum L.) ÇEŞİTLERİNDE VERİM ve VERİM UNSURLARININ BELİRLENMESİ Fen ve Mühendislik Dergisi 2001, Cilt 4, Sayı 1 109 BAZI EKMEKLİK BUĞDAY (Triticum aestivum L.) ÇEŞİTLERİNDE VERİM ve VERİM UNSURLARININ BELİRLENMESİ Tevrican DOKUYUCU Leyla CESURER Aydın AKKAYA KSÜ, Ziraat

Detaylı

NİSAN 2017 ÜLKESEL BUĞDAY GELİŞİM RAPORU

NİSAN 2017 ÜLKESEL BUĞDAY GELİŞİM RAPORU Türkiye Geneli Bitki Gelişimi Türkiye de 2016-2017 Ekim sezonunda buğday ekim alanlarının geçen yılki rakamı koruyacağı hatta çok azda olsa özellikle İç Anadolu Bölgesinde artış olacağı tahmin edilmektedir.

Detaylı

T.C SELÇUK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

T.C SELÇUK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ T.C SELÇUK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BAZI YERLİ VE YABANCI EKMEKLİK BUĞDAY GENOTİPLERİNİN VERİM VE KALİTE ÖZELLİKLERİ YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ BETÜL ABBAS YÜKSEK LİSANS TEZİ TARLA BİTKİLERİ

Detaylı

Ekmeklik Buğday (Triticum aestivum L) ın Farklı Gelişme Dönemlerinde Kuraklığın Verim ve Verim Unsurlarına Etkisi

Ekmeklik Buğday (Triticum aestivum L) ın Farklı Gelişme Dönemlerinde Kuraklığın Verim ve Verim Unsurlarına Etkisi Ekmeklik Buğday (Triticum aestivum L) ın Farklı Gelişme Dönemlerinde Kuraklığın Verim ve Verim Unsurlarına Etkisi İrfan ÖZTÜRK 1 Kayıhan Z. KORKUT 2 1) Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü, Edirne 2) Namık

Detaylı

Tokat- Kazova Koşullarında Ekmeklik Buğday Çeşitlerinin (Triticum aestivum) Verim ve Diğer Özelliklerine Ekim Zamanının Etkisi

Tokat- Kazova Koşullarında Ekmeklik Buğday Çeşitlerinin (Triticum aestivum) Verim ve Diğer Özelliklerine Ekim Zamanının Etkisi GOÜ, Ziraat Fakültesi Dergisi, 2012, 29(1), 75-79 Tokat- Kazova Koşullarında Ekmeklik Buğday Çeşitlerinin (Triticum aestivum) Verim ve Diğer Özelliklerine Ekim Zamanının Etkisi Ali Safi KIRAL Aynur ÇELİK

Detaylı

T.C. TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI TARIMSAL ARAŞTIRMALAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ GÜNEYDOĞU ANADOLU TARIMSAL ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ

T.C. TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI TARIMSAL ARAŞTIRMALAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ GÜNEYDOĞU ANADOLU TARIMSAL ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ T.C. TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI TARIMSAL ARAŞTIRMALAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ GÜNEYDOĞU ANADOLU TARIMSAL ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ KOŞULLARINDA MAKARNALIK BUĞDAY (Triticum turgidum ssp durum)

Detaylı

T.C. AHİ EVRAN ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

T.C. AHİ EVRAN ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ T.C. AHİ EVRAN ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ KIRŞEHİR EKOLOJİK KOŞULLARINDA BAZI EKMEKLİK BUĞDAY ÇEŞİTLERİNİN (Triticum aestivum L) VERİM VE VERİM ÖĞELERİNİN BELİRLENMESİ ÜZERİNE BİR ÇALIŞMA Tarık

Detaylı

Trakya Bölgesinde Yetiştirilen Bazı Arpa (Hordeum vulgare L) Çeşitlerinin Verim ve Verim Unsurları İle Bazı Kalite Özelliklerinin Belirlenmesi

Trakya Bölgesinde Yetiştirilen Bazı Arpa (Hordeum vulgare L) Çeşitlerinin Verim ve Verim Unsurları İle Bazı Kalite Özelliklerinin Belirlenmesi U. Ü. ZİRAAT FAKÜLTESİ DERGİSİ, 2007, Cilt 21, Sayı 1, 59-68 (Journal of Agricultural Faculty of Uludag University) Trakya Bölgesinde Yetiştirilen Bazı Arpa (Hordeum vulgare L) Çeşitlerinin Verim ve Verim

Detaylı

T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ORTA ANADOLU BÖLGESİNDE YETİŞTİRİLEN BAZI EKMEKLİK BUĞDAY ÇEŞİTLERİNİN AZOT KULLANIM ETKİNLİKLERİ İLE VERİM VE KALİTE ÖZELLİKLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİLERİN

Detaylı

T.C SELÇUK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

T.C SELÇUK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ T.C SELÇUK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ KONYA YÖRESİ YEREL POPULASYONLARINDAN SEÇİLEN EKMEKLİK BUĞDAY HATLARININ SULU VE KURU KOŞULLARDA VERİM, KALİTE VE AGRONOMİK ÖZELLİKLERİNİN BELİRLENMESİ Fevzi

Detaylı

Yozgat Ekolojik Koşullarında Bazı Ekmeklik Buğday Çeşitlerinin Verim ve Kalite Özelliklerinin Belirlenmesi

Yozgat Ekolojik Koşullarında Bazı Ekmeklik Buğday Çeşitlerinin Verim ve Kalite Özelliklerinin Belirlenmesi Süleyman Demirel Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi 10 (1):35-43, 2015 ISSN 1304-9984, Araştırma Makalesi Yozgat Ekolojik Koşullarında Bazı Ekmeklik Buğday Çeşitlerinin Verim ve Kalite Özelliklerinin

Detaylı

Ekmeklik buğdayda Mini SDS (Sodyum Dodesil Sülfat) sedimantasyon testi ile bazı kalite özellikleri arasındaki ilişkilerin belirlenmesi

Ekmeklik buğdayda Mini SDS (Sodyum Dodesil Sülfat) sedimantasyon testi ile bazı kalite özellikleri arasındaki ilişkilerin belirlenmesi Bitkisel Araştırma Dergisi (2004) 2: 1 5 Journal of Crop Research Ekmeklik buğdayda Mini SDS (Sodyum Dodesil Sülfat) sedimantasyon testi ile bazı kalite özellikleri arasındaki ilişkilerin belirlenmesi

Detaylı

DİYARBAKIR ŞARTLARINDA ŞAHİN-91 VE SUR-93 ARPA ÇEŞİTLERİNDE UYGUN EKİM SIKLIĞININ BELİRLENMESİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

DİYARBAKIR ŞARTLARINDA ŞAHİN-91 VE SUR-93 ARPA ÇEŞİTLERİNDE UYGUN EKİM SIKLIĞININ BELİRLENMESİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA ANADOLU, J. of AARI 10 (2) 2000, 35-45 MARA DİYARBAKIR ŞARTLARINDA ŞAHİN-91 VE SUR-93 ARPA ÇEŞİTLERİNDE UYGUN EKİM SIKLIĞININ BELİRLENMESİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA Hasan KILIÇ İrfan ÖZBERK Fethiye ÖZBERK

Detaylı

Farklı Yağış Miktarı ve Dağılımlarının Ekmeklik Buğday Verimi Üzerine Etkileri

Farklı Yağış Miktarı ve Dağılımlarının Ekmeklik Buğday Verimi Üzerine Etkileri Yıldıztekin ve Tuna Araştırma Makalesi (Research Article) Fatma AYKUT TONK 1 Emre İLKER 2 Özgür TATAR 3 Ayşe REÇBER 4 Muzaffer TOSUN 5 1 Ege Üniversitesi, Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri e-posta: fatma.aykut@ege.edu.tr

Detaylı

Diyarbakır Ekolojik Koşullarında Bazı Koca Fiğ Genotiplerinin Verim ve Verim Unsurları

Diyarbakır Ekolojik Koşullarında Bazı Koca Fiğ Genotiplerinin Verim ve Verim Unsurları TÜRK TARIM ve DOĞA BİLİMLERİ DERGİSİ TURKISH JOURNAL of AGRICULTURAL and NATURAL SCIENCES www.turkjans.com Diyarbakır Ekolojik Koşullarında Bazı Koca Fiğ Genotiplerinin Verim ve Verim Unsurları a Seyithan

Detaylı

Isparta Ekolojik Koşullarında Bazı Arpa (Hordeum vulgare L.) Çeşitlerinin Verim ve Kalite Özelliklerinin Belirlenmesi

Isparta Ekolojik Koşullarında Bazı Arpa (Hordeum vulgare L.) Çeşitlerinin Verim ve Kalite Özelliklerinin Belirlenmesi Süleyman Demirel Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi Cilt 20, Sayı 1, 91-97, 2016 Süleyman Demirel University Journal of Natural and Applied Sciences Volume 20, Issue 1, 91-97, 2016 DOI: 10.19113/sdufbed.23066

Detaylı

T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DEĞİŞİK DOZLARDA UYGULANAN AZOTUN BAZI EKMEKLİK BUĞDAY ÇEŞİTLERİNİN KARBONHİDRAT TRANSLOKASYONUNA ETKİSİNİN BELİRLENMESİ Oğuz ÖNDER DOKTORA TEZİ Toprak

Detaylı

Geliş Tarihi:

Geliş Tarihi: TARIM BİLİMLERİ DERGİSİ 2006, 13 (1) 17-21 ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ Bazı Ekmeklik Buğday (Triticum aestivum L. em Thell) Çeşitlerinde Ana Sap ve Fertil Kardeşlerin Bitki Tane Verimi ve Verim

Detaylı

ULUSAL HUBUBAT KONSEYİ 2018 ÜLKESEL HUBUBAT REKOLTE DEĞERLENDİRME RAPORU

ULUSAL HUBUBAT KONSEYİ 2018 ÜLKESEL HUBUBAT REKOLTE DEĞERLENDİRME RAPORU ULUSAL HUBUBAT KONSEYİ 2018 ÜLKESEL HUBUBAT REKOLTE DEĞERLENDİRME RAPORU (21.05.2018) Türkiye Geneli Bitki Gelişimi Türkiye de 2017-2018 Ekim sezonunda buğday ekim alanlarının geçen yılki rakamdan daha

Detaylı

TRAKYA TARIMSAL ARŞ.ENS./EDİRNE ANADOLU TARIMSAL ARAŞTIRMALAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ESKİŞEHİR 2000

TRAKYA TARIMSAL ARŞ.ENS./EDİRNE ANADOLU TARIMSAL ARAŞTIRMALAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ESKİŞEHİR 2000 AĞRI S 093 Saplar 70-75 cm uzunluğunda, yaprakları yeşil renkli, tüylü ve yarı diktir. Başakları kılçıklı, açık kırmızı renkli ve diktir. Taneleri beyaz renkli, oval, 5 cm uzunluğunda ve serttir. Kışa

Detaylı

ORTA ANADOLU BÖLGESİ KURUDA EKMEKLİK BUĞDAY TESCİL RAPORU

ORTA ANADOLU BÖLGESİ KURUDA EKMEKLİK BUĞDAY TESCİL RAPORU T.C. GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tohumluk Tescil Ve Sertifikasyon Merkez Müdürlüğü ORTA ANADOLU BÖLGESİ KURUDA EKMEKLİK BUĞDAY TESCİL RAPORU ANK-24/13 ES13KE-1 Ankara-2016 ANK-24/13 VE ES13KE-1

Detaylı

Ekmeklik Buğday Çeşitlerinin Verim ve Kalite Özelliklerinin Değerlendirilmesi

Ekmeklik Buğday Çeşitlerinin Verim ve Kalite Özelliklerinin Değerlendirilmesi Ekmeklik Buğday Çeşitlerinin Verim ve Kalite Özelliklerinin Değerlendirilmesi Seydi Aydoğan Mehmet Şahin Aysun Göçmen Akçacık Seyfi Taner Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü, KONYA Özet

Detaylı

OLGUN-13 EKMEKLİK BUĞDAY ÇEŞİT ADAYININ TESCİLİ HAKKINDA RAPOR

OLGUN-13 EKMEKLİK BUĞDAY ÇEŞİT ADAYININ TESCİLİ HAKKINDA RAPOR OLGUN-13 EKMEKLİK BUĞDAY ÇEŞİT ADAYININ TESCİLİ HAKKINDA RAPOR Güneydoğu Anadolu Bölgesi suluda ekmeklik buğday tarımsal değerleri ölçme denemelerinde Olgun-13 çeşit adayı 2 yıl süreyle yer almıştır. Bu

Detaylı

KIRAÇ ARAZİLERE UYGUN ALTERNATİF BİR TAHIL TRİTİKALE YETİŞTİRİCİLİĞİ

KIRAÇ ARAZİLERE UYGUN ALTERNATİF BİR TAHIL TRİTİKALE YETİŞTİRİCİLİĞİ KIRAÇ ARAZİLERE UYGUN ALTERNATİF BİR TAHIL TRİTİKALE YETİŞTİRİCİLİĞİ 1. Tritikalenin Önemi : Dr. Sami SÜZER Yetiştirme Tekniği Bölüm Başkanı Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü suzersami@yahoo.com Tritikale

Detaylı

Bir Ekmeklik Buğday Melezinde Bazı Agronomik Karakterler İçin Gen Etki Biçimleri

Bir Ekmeklik Buğday Melezinde Bazı Agronomik Karakterler İçin Gen Etki Biçimleri Araştırma Makalesi Ege Üniv. Ziraat Fak. Derg., 2010, 47 (3): 251-256 ISSN 1018 8851 Emre İLKER 1* 1 Dr., Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü, 35100 İzmir. emre.ilker@ege.edu.tr *

Detaylı

Bazı Ceviz (Juglans regia L.) Çeşitlerinin Çimlenme ve Çöğür (Anaçlık) Gelişme Performanslarının Belirlenmesi

Bazı Ceviz (Juglans regia L.) Çeşitlerinin Çimlenme ve Çöğür (Anaçlık) Gelişme Performanslarının Belirlenmesi Bazı Ceviz (Juglans regia L.) Çeşitlerinin Çimlenme ve Çöğür (Anaçlık) Gelişme Performanslarının Belirlenmesi Akide ÖZCAN 1 Mehmet SÜTYEMEZ 2 1 Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniv., Afşin Meslek Yüksekokulu,

Detaylı

Eski Köye Yenilikçi Çiftçi

Eski Köye Yenilikçi Çiftçi Eski Köye Yenilikçi Çiftçi Zirai İlaç Alet Yaprak Gübreleri Tohumculuk SÖNMEZ 2001 / KATE 1 / BEZOSTAJA 1 / ÇEŞİT 1252 SÖNMEZ 2011 / KATE 1 / BEZOSJAJA 1 / ÇEŞİT 1252 EKMEKLİK / BUĞDAY / HAKKIMIZDA AL-KA

Detaylı

TRAKYA BÖLGESİ MAKARNALIK BUĞDAY TESCİL RAPORU

TRAKYA BÖLGESİ MAKARNALIK BUĞDAY TESCİL RAPORU T.C. GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tohumluk Tescil Ve Sertifikasyon Merkez Müdürlüğü TRAKYA BÖLGESİ MAKARNALIK BUĞDAY TESCİL RAPORU TR 5825 Ankara-2016 TR 5825 MAKARNALIK BUĞDAY ÇEŞİT ADAYININ TESCİLİ

Detaylı

T.C ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ

T.C ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ T.C ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ HAŞHAŞ (Papaver somniferum L.) BİTKİSİNİN VERİMİ VE BAZI ÖZELLİKLERİ ÜZERİNE GİBBERELLİK ASİDİN (GA 3 ) FARKLI DOZ VE UYGULAMA ZAMANLARININ

Detaylı

T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EKMEKLİK BUĞDAYDA VERİM VE KALİTE ÖZELLİKLERİ YÖNÜYLE UYGUN ANAÇLARIN, KOMBİNASYON YETENEKLERİNİN VE KALITIM PARAMETRELERİNİN ÇOKLU DİZİ (LİNE X TESTER)

Detaylı

Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü

Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü KİŞİSEL BİLGİLER Adı Soyadı Ünvanı Dr. Rukiye KARA Ziraat Yüksek Mühendisi Telefon (0344) 2376020- Dahili: 130 E-mail Doğum Tarihi-Yeri rukiye.kara@gthb.gov.tr Kahramanmaraş EĞİTİM BİLGİLERİ Doktora Üniversite

Detaylı

DİYARBAKIR EKOLOJİK KOŞULLARINDA BAZI KIŞLIK KIRMIZI MERCİMEK

DİYARBAKIR EKOLOJİK KOŞULLARINDA BAZI KIŞLIK KIRMIZI MERCİMEK DİYARBAKIR EKOLOJİK KOŞULLARINDA BAZI KIŞLIK KIRMIZI MERCİMEK (Lens culinaris Medic.) ÇEŞİTLERİNDE FARKLI EKİM SIKLIKLARININ VERİM VE VERİM İLE İLGİLİ ÖZELLİKLERE ETKİSİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA* An Investigation

Detaylı

Bazı İki Sıralı Arpa ve Ekmeklik Buğday Çeşitlerinde Azot ve CCC Dozlarının Tane Verimine Etkileri

Bazı İki Sıralı Arpa ve Ekmeklik Buğday Çeşitlerinde Azot ve CCC Dozlarının Tane Verimine Etkileri Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Tarım Bilimleri Dergisi (J. Agric. Sci.), 1, 11(1):63-68 Geliş Tarihi: 20.11.0 Bazı İki Sıralı Arpa ve Ekmeklik Buğday Çeşitlerinde Azot ve CCC Dozlarının Tane

Detaylı

Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Tarla Bitkileri Bölümü, Tokat 2. Turhal Tarım İlçe Müdürlüğü, Tokat 3

Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Tarla Bitkileri Bölümü, Tokat 2. Turhal Tarım İlçe Müdürlüğü, Tokat 3 Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü Dergisi, 2016, 25 (Özel sayı-1):87-93 Araştırma Makalesi (Research Article) Tokat Kazova ve Zile Ana Ürün Koşullarında Yetiştirilen Melez Atdişi Mısır (Zea mays

Detaylı

Bazı Makarnalık Buğday Çeşitlerinin (T.durum Desf.) Erbaa Şartlarında Adaptasyonlarının İncelenmesi

Bazı Makarnalık Buğday Çeşitlerinin (T.durum Desf.) Erbaa Şartlarında Adaptasyonlarının İncelenmesi GOÜ. Ziraat Fakültesi Dergisi, 2004, 21 (2), 86-93 Bazı Makarnalık Buğday Çeşitlerinin (T.durum Desf.) Erbaa Şartlarında Adaptasyonlarının İncelenmesi Fahri Sönmez A.Safi Kıral Gaziosmanpaşa Üniversitesi,

Detaylı

Makarnalık Buğday (T. durum) Melezlerinde Bazı Agronomik Özellikler İçin Tek Dizi Analiziyle Genotipik Değerlendirme

Makarnalık Buğday (T. durum) Melezlerinde Bazı Agronomik Özellikler İçin Tek Dizi Analiziyle Genotipik Değerlendirme Ulud. Üniv. Zir. Fak. Derg., (2003) 17(1): 47-57 Makarnalık Buğday (T. durum) Melezlerinde Bazı Agronomik Özellikler İçin Tek Dizi Analiziyle Genotipik Değerlendirme Süleyman SOYLU * Bayram SADE ** ÖZET

Detaylı

Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü, Edirne

Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü, Edirne Farklı Bitki Gelişme Dönemlerindeki Kuraklık Uygulamasının Ekmeklik Buğday (Triticum aestivum L.) da Kök Ağırlığına Etkisi ve Bazı Agronomik Karakterlerle İlişkisi İrfan ÖZTÜRK 1* Kayıhan Z. KORKUT 2 1)

Detaylı

Bazı Makarnalık Buğday (Triticum turgidum var. durum L.) Çeşitlerinin Erzurum Koşullarındaki Verim Yetenekleri

Bazı Makarnalık Buğday (Triticum turgidum var. durum L.) Çeşitlerinin Erzurum Koşullarındaki Verim Yetenekleri Fırat Üniv. Fen ve Müh. Bil. Der. Science and Eng. J of Fırat Univ. 18 (2), 151-157, 2006 18 (2), 151-157, 2006 Bazı Makarnalık Buğday (Triticum turgidum var. durum L.) Çeşitlerinin Erzurum Koşullarındaki

Detaylı

EGE BÖLGESİ TRİTİKALE ÇEŞİT GELİŞTİRME ÇALIŞMALARI; GELİŞTİRİLEN ÇEŞİT VE HATLARIN VERİM VE KALİTE ÖZELLİKLERİ ÜZERİNDE ARAŞTIRMALAR

EGE BÖLGESİ TRİTİKALE ÇEŞİT GELİŞTİRME ÇALIŞMALARI; GELİŞTİRİLEN ÇEŞİT VE HATLARIN VERİM VE KALİTE ÖZELLİKLERİ ÜZERİNDE ARAŞTIRMALAR AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ DERGİSİ, 2005, 18(2), 251-256 EGE BÖLGESİ TRİTİKALE ÇEŞİT GELİŞTİRME ÇALIŞMALARI; GELİŞTİRİLEN ÇEŞİT VE HATLARIN VERİM VE KALİTE ÖZELLİKLERİ ÜZERİNDE ARAŞTIRMALAR

Detaylı

hazırlığı, ekim, bakım, hasat ve harman işlerinin zamanında yapılamaması, bir tarım sisteminde en iyi ürünü veren, zayıf saplı, uzun boylu, kurağa

hazırlığı, ekim, bakım, hasat ve harman işlerinin zamanında yapılamaması, bir tarım sisteminde en iyi ürünü veren, zayıf saplı, uzun boylu, kurağa 1 1. GİRİŞ Dünya ve ülkemiz nüfusunun beslenmesinde tahıllar çok önemli bir yere sahiptir. Tahıllar içerisinde buğdayın dünyadaki ekim alanı 217.6 milyon ha, üretimi 628 milyon ton ve dekara verimi de

Detaylı

Selcuk Journal of Agriculture and Food Sciences Selçuk Tarım ve Gıda Bilimleri Dergisi

Selcuk Journal of Agriculture and Food Sciences Selçuk Tarım ve Gıda Bilimleri Dergisi ISSN: 2458-8377 Selcuk J Agr Food Sci, (2017) 31 (2), 8-13 DOI: 10.15316/SJAFS.2017.13 8 Selcuk Journal of Agriculture and Food Sciences Selçuk Tarım ve Gıda Bilimleri Dergisi Arpa Genotiplerinin Farklı

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ

ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ BAZI MAKARNALIK BUĞDAY ÇEŞİTLERİNİN VERİM VE KALİTE ÖZELLİKLERİ ÜZERİNE FARKLI SULAMA ZAMANLARI İLE AZOT DOZLARININ ETKİSİ Semra ACER TARLA BİTKİLERİ

Detaylı

ALBATROS YULAF ÇEŞİT ADAYININ TESCİLİ HAKKINDA RAPOR

ALBATROS YULAF ÇEŞİT ADAYININ TESCİLİ HAKKINDA RAPOR ALBATROS YULAF ÇEŞİT ADAYININ TESCİLİ HAKKINDA RAPOR Orta Anadolu Bölgesi yazlık yulaf tarımsal değerleri ölçme denemelerinde Albatros çeşit adayı 2 yıl süreyle yer almıştır. Bu denemelerin sonunda verim,

Detaylı

S.Ü. Ziraat Fakültesi Dergisi 19 (36): (2005) 18-27

S.Ü. Ziraat Fakültesi Dergisi 19 (36): (2005) 18-27 S.Ü. Ziraat Fakültesi Dergisi 19 (36): (2005) 18-27 KONYA DA YAYGIN OLARAK EKİLEN EKMEKLİK BUĞDAYLARIN BAZI VERİM ÖĞELERİNİN KALITIMININ DİALLEL MELEZLEME YÖNTEMİYLE BELİRLENMESİ 1 Eray TULUKCU 2 Bayram

Detaylı

Bursa Koşullarında Yetiştirilen Ekmeklik Buğday (Triticum aestivum L.) Çeşit ve Hatlarının Stabilite Parametrelerinin Saptanması Üzerine Bir Araştırma

Bursa Koşullarında Yetiştirilen Ekmeklik Buğday (Triticum aestivum L.) Çeşit ve Hatlarının Stabilite Parametrelerinin Saptanması Üzerine Bir Araştırma Ulud. Üniv. Zir. Fak. Derg., (2002) 16: 51-57 Bursa Koşullarında Yetiştirilen Ekmeklik Buğday (Triticum aestivum L.) Çeşit ve Hatlarının Stabilite Parametrelerinin Saptanması Üzerine Bir Araştırma Köksal

Detaylı

Anadolu Tarım Bilimleri Dergisi

Anadolu Tarım Bilimleri Dergisi Anadolu Tarım Bilimleri Dergisi Anadolu Journal of Agricultural Sciences http://dergipark.ulakbim.gov.tr/omuanajas Araştırma/Research Anadolu Tarım Bilim. Derg./Anadolu J Agr Sci, 30 (2015) 68-73 ISSN:

Detaylı

6. Seçilmiş 24 erkek tipte ağacın büyüme biçimi, ağacın büyüme gücü (cm), çiçeklenmenin çakışma süresi, bir salkımdaki çiçek tozu üretim miktarı,

6. Seçilmiş 24 erkek tipte ağacın büyüme biçimi, ağacın büyüme gücü (cm), çiçeklenmenin çakışma süresi, bir salkımdaki çiçek tozu üretim miktarı, ÖZET Bu çalışmada, Ceylanpınar Tarım İşletmesi'nde bulunan antepfıstığı parsellerinde yer alan bazı erkek tiplerin morfolojik ve biyolojik özelikleri araştırılmıştır. Çalışma, 1995 ve 1996 yıllarında hem

Detaylı

Menemen Koşullarında Yetiştirilen Bazı Tritikale Çeşitlerinin Tane Verimi ve Diğer Verim Özellikleri Üzerinde Araştırmalar 1

Menemen Koşullarında Yetiştirilen Bazı Tritikale Çeşitlerinin Tane Verimi ve Diğer Verim Özellikleri Üzerinde Araştırmalar 1 Araştırma Makalesi (Research Article) Hatice GEREN 2 Hakan GEREN 3 Hikmet SOYA 3 Rıza ÜNSAL 2 Yaşar Tuncer KAVUT 3 İsmail SEVİM 2 Rıza AVCIOĞLU 3 Ege Üniv. Ziraat Fak. Derg., 201249 (2): 195-200 ISSN 1018

Detaylı

Bazı ekmeklik buğday (T. aestivum L.) genotiplerinin Orta Anadolu Bölgesi kuru koşullarında dane verimi stabilitesi

Bazı ekmeklik buğday (T. aestivum L.) genotiplerinin Orta Anadolu Bölgesi kuru koşullarında dane verimi stabilitesi Bitkisel Araştırma Dergisi (2004) 2: 21 26 Journal of Crop Research Bazı ekmeklik buğday (T. aestivum L.) genotiplerinin Orta Anadolu Bölgesi kuru koşullarında dane verimi stabilitesi Seyfi TANER a, *

Detaylı

Buğdayın (Triticum aestivum L.) Gelişme Dönemleri ve Yaprak Alan İndeksinin Matematiksel Modellenmesi *

Buğdayın (Triticum aestivum L.) Gelişme Dönemleri ve Yaprak Alan İndeksinin Matematiksel Modellenmesi * TARIM BİLİMLERİ DERGİSİ 5, 11 (3) 7- Buğdayın (Triticum aestivum L.) Gelişme Dönemleri ve Yaprak Alan İndeksinin Matematiksel Modellenmesi * Metin MÜJDECİ 1 Alhan SARIYEV Veysel POLAT 3 Geliş Tarihi:.3.5

Detaylı

Selçuk Tarım Bilimleri Dergisi. Yetiştirme Koşullarının Bazı Ekmeklik Buğday Çeşitlerinin Kalite Özelliklerine Etkisi

Selçuk Tarım Bilimleri Dergisi. Yetiştirme Koşullarının Bazı Ekmeklik Buğday Çeşitlerinin Kalite Özelliklerine Etkisi Selçuk Tar Bil Der, 2(2): 123-127 123 Selçuk Tarım Bilimleri Dergisi Yetiştirme Koşullarının Bazı Ekmeklik Buğday Çeşitlerinin Kalite Özelliklerine Etkisi Seydi Aydoğan 1,*, Süleyman Soylu 2 1 Bahri Dağdaş

Detaylı

Dicle Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi. Bilge Bahar 1, İbrahim Genç 2 DUFED 6 (2) (2017) dergi anasayfa:

Dicle Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi. Bilge Bahar 1, İbrahim Genç 2 DUFED 6 (2) (2017) dergi anasayfa: DUFED 6 (2) (2017) 59-68 Dicle Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi dergi anasayfa: http://www.dufed.org Akdeniz koşullarında, makarnalık buğdaylarda bayrak yaprak özellikleri ve bazı tarımsal

Detaylı

BAZI MELEZ MISIR ÇEŞİTLERİNİN PERFORMANSLARININ BELİRLENMESİ. Yakup Onur KOCA, Osman EREKUL

BAZI MELEZ MISIR ÇEŞİTLERİNİN PERFORMANSLARININ BELİRLENMESİ. Yakup Onur KOCA, Osman EREKUL ADÜ Ziraat Fakültesi Dergisi 2011; 8(2) : 41-45 Araştırma BAZI MELEZ MISIR ÇEŞİTLERİNİN PERFORMANSLARININ BELİRLENMESİ 1 1 Yakup Onur KOCA, Osman EREKUL ÖZET Mısır, dünyada önem bakımından tahıllar grubundaki

Detaylı

ISSN: Yıl /Year: 2017 Cilt(Sayı)/Vol.(Issue): 1(Özel) Sayfa/Page: Araştırma Makalesi Research Article

ISSN: Yıl /Year: 2017 Cilt(Sayı)/Vol.(Issue): 1(Özel) Sayfa/Page: Araştırma Makalesi Research Article VII. Bahçe Ürünlerinde Muhafaza ve Pazarlama Sempozyumu, 04-07 Ekim 2016 1 Incir ISSN: 2148-0036 Yıl /Year: 2017 Cilt(Sayı)/Vol.(Issue): 1(Özel) Sayfa/Page: 15-23 Araştırma Makalesi Research Article Araştırma

Detaylı

DÜŞÜK SICAKLIK STRESİ

DÜŞÜK SICAKLIK STRESİ DÜŞÜK SICAKLIK STRESİ Düşük sıcaklık stresi iki kısımda incelenir. Üşüme Stresi Donma stresi Düşük sıcaklık bitkilerde nekrozis, solma, doku yıkımı, esmerleşme, büyüme azalışı ve çimlenme düşüşü gibi etkiler

Detaylı

Patateste Genotip x Çevre İnteraksiyonları ve Yorumlanması

Patateste Genotip x Çevre İnteraksiyonları ve Yorumlanması Ege Üniv. Ziraat Fak. Derg., 2004, 41(3):123-131 ISSN 1018-8851 Patateste Genotip x Çevre İnteraksiyonları ve Yorumlanması Önder ÇAYLAK 1 Celal ÇALIŞKAN 1 Hamdi AYGÜN 2 Summary Genotype x Environment Interactions

Detaylı

SAMSUN KOŞULLARINDA GELİŞTİRİLEN BAZI TEK MELEZ MISIR ÇEŞİTLERİ ÜZERİNE ARAŞTIRMALAR

SAMSUN KOŞULLARINDA GELİŞTİRİLEN BAZI TEK MELEZ MISIR ÇEŞİTLERİ ÜZERİNE ARAŞTIRMALAR AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ DERGİSİ, 2005, 18(2), 229-234 SAMSUN KOŞULLARINDA GELİŞTİRİLEN BAZI TEK MELEZ MISIR ÇEŞİTLERİ ÜZERİNE ARAŞTIRMALAR Ahmet ÖZ Halil KAPAR Karadeniz Tarımsal Araştırma

Detaylı

KAHRAMANMARAŞ KOŞULLARINDA DEĞİŞİK KIŞLIK MERCİMEK (Lens culinaris Medic.) ÇEŞİTLERİNDE VERİM VE VERİM ÖZELLİKLERİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

KAHRAMANMARAŞ KOŞULLARINDA DEĞİŞİK KIŞLIK MERCİMEK (Lens culinaris Medic.) ÇEŞİTLERİNDE VERİM VE VERİM ÖZELLİKLERİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ DERGİSİ, 2005, 18(2), 285-290 KAHRAMANMARAŞ KOŞULLARINDA DEĞİŞİK KIŞLIK MERCİMEK (Lens culinaris Medic.) ÇEŞİTLERİNDE VERİM VE VERİM ÖZELLİKLERİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

Detaylı

Kasım Külek ÖZ Özaltın Tarım İşletmeleri San. Ve Tic. A.Ş. 21. Yüzyılda Pamuk Çalıştayı Mart 2016-Kahramanmaraş

Kasım Külek ÖZ Özaltın Tarım İşletmeleri San. Ve Tic. A.Ş. 21. Yüzyılda Pamuk Çalıştayı Mart 2016-Kahramanmaraş Kasım Külek ÖZ Özaltın Tarım İşletmeleri San. Ve Tic. A.Ş. 21. Yüzyılda Pamuk Çalıştayı 23-24 Mart 2016-Kahramanmaraş Dünya nın ve Ülkemizin önde gelen ürünlerinden olan pamuk: çiftçi, tohum firmaları,

Detaylı

DOĞU ANADOLU TAR.ARŞ.ENS./ERZURUM 1988

DOĞU ANADOLU TAR.ARŞ.ENS./ERZURUM 1988 BEZOSTAJA-1 Sap kısa boylu, sağlam yapılı ve gri yeģil renkli olup yaprakları tüysüzdür. Kılçıksız, beyaz kavuzlu, orta uzun, orta sık ve dik baģaklıdır. Sert-kırmızı camsı taneli olup, 1000 tane ağırlığı

Detaylı

Determination of Seed Rate on Winter Lentil (Lens culinaris Medik.) cv. Kafkas

Determination of Seed Rate on Winter Lentil (Lens culinaris Medik.) cv. Kafkas Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü Dergisi, 2008, 17 (1-2): Araştırma Makalesi Kafkas Kışlık Kırmızı Mercimek (Lens culinaris Medik.) Çeşidinde Tohum Miktarının Belirlenmesi Derya SÜREK 1, Erol

Detaylı

Flue Cured Tütün Çeşidinde Farklı Potasyum Formlarının Kaliteye Etkisi

Flue Cured Tütün Çeşidinde Farklı Potasyum Formlarının Kaliteye Etkisi Flue Cured Tütün Çeşidinde Farklı Potasyum Formlarının Kaliteye Etkisi Mahmut Tepecik 1 M.Eşref İrget 2 ÖZET Düzce ili merkeze bağlı Otluoğlu köyünde çiftçi koşullarında yürütülen bu denemede K un farklı

Detaylı

Selçuk Üniversitesi Selçuk Tarım ve Gıda Bilimleri Dergisi 23 (47): (2009) ISSN:

Selçuk Üniversitesi Selçuk Tarım ve Gıda Bilimleri Dergisi 23 (47): (2009) ISSN: www.ziraat.selcuk.edu.tr/dergi Selçuk Üniversitesi Selçuk Tarım ve Gıda Bilimleri Dergisi 23 (47): (2009) 18-26 ISSN: 1309-0550 DİALLEL MELEZLEME YÖNTEMİYLE ORTAANADOLU ŞARTLARINA UYGUN EKMEKLİK BUĞDAY

Detaylı

Araştırma Makalesi. Selçuk Üniversitesi Selçuk Tarım ve Gıda Bilimleri Dergisi 25 (1): (2011) ISSN:

Araştırma Makalesi.  Selçuk Üniversitesi Selçuk Tarım ve Gıda Bilimleri Dergisi 25 (1): (2011) ISSN: Araştırma Makalesi www.ziraat.selcuk.edu.tr/ojs Selçuk Üniversitesi Selçuk Tarım ve Gıda Bilimleri Dergisi 25 (1): (2011) 10-16 ISSN:1309-0550 Konya Koşullarına Uygun Yüksek Verimli ve Kaliteli Arpa inin

Detaylı

TR 5913, TR 5958, SERTORI, KT HASAB, MURGAVETS, TSAREVETS, TE5793-2012, SOLVEIG VE HAMZA EKMEKLİK BUĞDAY ÇEŞİT ADAYLARININ TESCİLİ HAKKINDA RAPOR

TR 5913, TR 5958, SERTORI, KT HASAB, MURGAVETS, TSAREVETS, TE5793-2012, SOLVEIG VE HAMZA EKMEKLİK BUĞDAY ÇEŞİT ADAYLARININ TESCİLİ HAKKINDA RAPOR TR 5913, TR 5958, SERTORI, KT HASAB, MURGAVETS, TSAREVETS, TE5793-2012, SOLVEIG VE HAMZA EKMEKLİK BUĞDAY ÇEŞİT ADAYLARININ TESCİLİ HAKKINDA RAPOR Trakya Bölgesi ekmeklik buğday tarımsal değerleri ölçme

Detaylı

Yeni Geliştirilen Nohut Hatlarının Bornova Koşullarında Verim ve Bazı Tarımsal Özellikleri Üzerinde Araştırmalar

Yeni Geliştirilen Nohut Hatlarının Bornova Koşullarında Verim ve Bazı Tarımsal Özellikleri Üzerinde Araştırmalar Ege Üniv. Ziraat Fak. Derg., 2001, 38(2-3):39-46 ISSN 1018-8851 Yeni Geliştirilen Nohut Hatlarının Bornova Koşullarında Verim ve Bazı Tarımsal Özellikleri Üzerinde Araştırmalar Metin ALTINBAŞ 1 Hasan SEPETOĞLU

Detaylı

Ekmeklik Buğday Hatlarının (Triticum aestivum L.) Tane Verimi ve Kimi Agronomik Özelliklerinin Belirlenmesi

Ekmeklik Buğday Hatlarının (Triticum aestivum L.) Tane Verimi ve Kimi Agronomik Özelliklerinin Belirlenmesi Ulud. Üniv. Zir. Fak. Derg., (2002) 16(2): 149-158 Ekmeklik Buğday Hatlarının (Triticum aestivum L.) Tane Verimi ve Kimi Agronomik Özelliklerinin Belirlenmesi Ramazan DOĞAN * ÖZET Uludağ Üniversitesi Ziraat

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ

ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ TOPRAKTAN VE YAPRAKTAN UYGULANAN BORUN BAZI EKMEKLİK VE MAKARNALIK BUĞDAY GENOTİPLERİNDE VERİM VE KİMİ KALİTE ÖZELLİKLERİNE ETKİSİ Yakup ÇIKILI

Detaylı

Kışlık Ekilen Nohut Hatlarında Verim ve Bazı Tarımsal Özellikler İçin Performans ve Adaptasyon İlişkisi

Kışlık Ekilen Nohut Hatlarında Verim ve Bazı Tarımsal Özellikler İçin Performans ve Adaptasyon İlişkisi Ege Üniv. Ziraat Fak. Derg., 2003, 40(1):49-56 ISSN 1018-8851 Kışlık Ekilen Nohut Hatlarında Verim ve Bazı Tarımsal Özellikler İçin Performans ve Adaptasyon İlişkisi Metin ALTINBAŞ 1 Hasan SEPETOĞLU 2

Detaylı

Proje Yürütücüsü Prof. Dr. Erdoğan Eşref Hakkı Selçuk Üniversitesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü

Proje Yürütücüsü Prof. Dr. Erdoğan Eşref Hakkı Selçuk Üniversitesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü TÜBİTAK-1003 Projesi Serin İklim Tahıllarında Çeşit Islah Programlarının Oluşturulması Çağrısı 214O072 no lu Klasik ve Moleküler Islah Yöntemleri Kullanılarak Bazı Buğday Çeşitlerine Tuza Toleranslılık

Detaylı

Makarnalık Buğdayda (Triticum durum L.) Sulama ve Azotlu Gübrelemenin Verim ve Verim Öğeleri Üzerine Etkisi*

Makarnalık Buğdayda (Triticum durum L.) Sulama ve Azotlu Gübrelemenin Verim ve Verim Öğeleri Üzerine Etkisi* TARIM BİLİMLERİ DERGİSİ 2008, 14 (4) 341-349 ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ Makarnalık Buğdayda (Triticum durum L.) Sulama ve Azotlu Gübrelemenin Verim ve Verim Öğeleri Üzerine Etkisi* H. Hüseyin

Detaylı

Bazı Makarnalık Buğday Çeşitlerinin Diyarbakır ve Adıyaman Sulu Koşullarında Verim ve Kalite Parametreleri Yönünden Karşılaştırılması *

Bazı Makarnalık Buğday Çeşitlerinin Diyarbakır ve Adıyaman Sulu Koşullarında Verim ve Kalite Parametreleri Yönünden Karşılaştırılması * U. Ü. ZİRAAT FAKÜLTESİ DERGİSİ, 2012, Cilt 26, Sayı 2, 1-14 (Journal of Agricultural Faculty of Uludag University) Bazı Makarnalık Buğday Çeşitlerinin Diyarbakır ve Adıyaman Sulu Koşullarında Verim ve

Detaylı

İncelenen özelliklere ait varyans ve regresyon analiz sonuçları aşağıda verilmiştir.

İncelenen özelliklere ait varyans ve regresyon analiz sonuçları aşağıda verilmiştir. 1-MISIR ISLAH ARAŞTIRMALARI 1.1.Diyarbakır Koşullarında Farklı Ekim Zamanının Şeker Mısırı (Zea mays sacchararata Sturt.) Çeşitlerinde Taze Koçan ve Tane Verimi ile Bazı Tarımsal Özelliklere Etkisi Proje

Detaylı

TRAKYA BÖLGESİ ALTI SIRALI ARPA TESCİL RAPORU

TRAKYA BÖLGESİ ALTI SIRALI ARPA TESCİL RAPORU T.C. GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tohumluk Tescil Ve Sertifikasyon Merkez Müdürlüğü TRAKYA BÖLGESİ ALTI SIRALI ARPA TESCİL RAPORU TEA 1765-2012 Ankara-2016 TEA 1765-2012 ALTI SIRALI ARPA ÇEŞİT

Detaylı

Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü Konya-Türkiye

Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü Konya-Türkiye Orta Anadolu Sulu ve Kuru Koşulları İçin Tescil Edilmiş Makarnalık Buğday lerinin Verim ve Bazı Kalite Özellikleri Yönüyle Çok Yıllık Performanslarının Belirlenmesi Mehmet ŞAHİN a Seydi AYDOĞAN a Aysun

Detaylı

DUFED 4(2) (2015) 77-82

DUFED 4(2) (2015) 77-82 DUFED 4(2) (2015) 77-82 Dicle Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi dergi anasayfa: http://www.dufed.org Tek melez mısır genotiplerinin Diyarbakır şartlarındaki performanslarının belirlenmesi Determination

Detaylı

ĠKLĠM DEĞĠġĠKLĠĞĠ ve TARIM VE GIDA GÜVENCESĠ

ĠKLĠM DEĞĠġĠKLĠĞĠ ve TARIM VE GIDA GÜVENCESĠ TÜRKĠYE NĠN BĠRLEġMĠġ MĠLLETLER ĠKLĠM DEĞĠġĠKLĠĞĠ ÇERÇEVE SÖZLEġMESĠ NE ĠLĠġKĠN ĠKĠNCĠ ULUSAL BĠLDĠRĠMĠNĠN HAZIRLANMASI FAALĠYETLERĠNĠN DESTEKLENMESĠ PROJESĠ ĠKLĠM DEĞĠġĠKLĠĞĠ ve TARIM VE GIDA GÜVENCESĠ

Detaylı

Tritikale (xtriticosecale Wittmack) de Farklı Ekim Sıklıklarının Verim ve Bazı Verim Öğelerine Etkileri

Tritikale (xtriticosecale Wittmack) de Farklı Ekim Sıklıklarının Verim ve Bazı Verim Öğelerine Etkileri TARIM BİLİMLERİ DERGİSİ 2005, 11 (1) 98-103 Tritikale (xtriticosecale Wittmack) de Farklı Ekim Sıklıklarının Verim ve Bazı Verim Öğelerine Etkileri Mehmet ATAK 1 Cemalettin Yaşar ÇİFTÇİ 1 Geliş Tarihi:

Detaylı

DUFED 5(3) (2016) 93-98

DUFED 5(3) (2016) 93-98 DUFED 5(3) (2016) 93-98 Dicle Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi dergi anasayfa: http://www.dufed.org Toprağa farklı miktarlarda uygulanan leonarditin buğday bitkisinin verim, verim öğeleri ve

Detaylı

Farklı Hasat Dönemlerinin Ayçiçeği Populasyonlarında Silajlık Verim ve Bazı Özelliklere Etkileri

Farklı Hasat Dönemlerinin Ayçiçeği Populasyonlarında Silajlık Verim ve Bazı Özelliklere Etkileri Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü Dergisi, 2016, 25 (Özel sayı-2):272-277 Araştırma Makalesi (Research Article) Farklı Hasat Dönemlerinin Ayçiçeği Populasyonlarında Silajlık Verim ve Bazı Özelliklere

Detaylı

YERFISTIĞI (Arachis hypogaea L.) YETİŞTİRİCİLİĞİNDE FARKLI ÇEŞİTLER VE SIRA ÜZERİ MESAFELERE GÖRE TEK VE ÇİFT SIRALI EKİM YÖNTEMLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI

YERFISTIĞI (Arachis hypogaea L.) YETİŞTİRİCİLİĞİNDE FARKLI ÇEŞİTLER VE SIRA ÜZERİ MESAFELERE GÖRE TEK VE ÇİFT SIRALI EKİM YÖNTEMLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI Türkiye 10. Tarla Bitkileri Kongresi, Konya-2013, Kitap2, sayfa 350-357 YERFISTIĞI (Arachis hypogaea L.) YETİŞTİRİCİLİĞİNDE FARKLI ÇEŞİTLER VE SIRA ÜZERİ MESAFELERE GÖRE TEK VE ÇİFT SIRALI EKİM YÖNTEMLERİNİN

Detaylı

AYÇİÇEĞİNDE (Helianthus annuus L.) TANE VERİMİNİN OLUŞUMUNDA ROL OYNAYAN ÖNEMLİ VERİM ÖĞELERİNİN KATKI ORANLARININ BELİRLENMESİ

AYÇİÇEĞİNDE (Helianthus annuus L.) TANE VERİMİNİN OLUŞUMUNDA ROL OYNAYAN ÖNEMLİ VERİM ÖĞELERİNİN KATKI ORANLARININ BELİRLENMESİ ANADOLU, J. of AARI 17 (2) 2007, 35-50 MARA AYÇİÇEĞİNDE (Helianthus annuus L.) TANE VERİMİNİN OLUŞUMUNDA ROL OYNAYAN ÖNEMLİ VERİM ÖĞELERİNİN KATKI ORANLARININ BELİRLENMESİ Yalçın KAYA Göksel EVCİ Sezgin

Detaylı

Bazı Bezelye (Pisum sativum L) Çeşitlerinin Tohum Verimi ve Verim Komponentlerinin Belirlenmesi

Bazı Bezelye (Pisum sativum L) Çeşitlerinin Tohum Verimi ve Verim Komponentlerinin Belirlenmesi Süleyman Demirel Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi 5 (1):44-49, 2010 ISSN 1304-9984, Araştırma M. ÖZ, A. KARASU Bazı Bezelye (Pisum sativum L) Çeşitlerinin Tohum Verimi ve Verim Komponentlerinin Belirlenmesi

Detaylı

Tarım Bilimleri Araştırma Dergisi 5 (2): , 2012 ISSN: , E-ISSN: X,

Tarım Bilimleri Araştırma Dergisi 5 (2): , 2012 ISSN: , E-ISSN: X, Tarım Bilimleri Araştırma Dergisi 5 (2): 126-130, 2012 ISSN: 1308-3945, E-ISSN: 1308-027X, www.nobel.gen.tr Kızıltepe Ekolojik Koşullarında Bazı Macar Fiğ (Vicia Pannonica CRANTZ.) Genotiplerinin Ot Verimi,

Detaylı

Araştırma Makalesi. Selçuk Üniversitesi Selçuk Tarım ve Gıda Bilimleri Dergisi 25 (2): (2011) ISSN:

Araştırma Makalesi.  Selçuk Üniversitesi Selçuk Tarım ve Gıda Bilimleri Dergisi 25 (2): (2011) ISSN: Araştırma Makalesi www.ziraat.selcuk.edu.tr/ojs Selçuk Üniversitesi Selçuk Tarım ve Gıda Bilimleri Dergisi 25 (2): (2011) 17-23 ISSN:1309-0550 Melezleme Yöntemiyle Elde Edilen Yemeklik Bezelye (Pisum sativum

Detaylı

Yaprak Gübrelemesinin Ekmeklik Buğdayda Verim ve Kaliteye Etkisi. Effect of Leaf Fertilization Yield and Quality of Bread Wheat

Yaprak Gübrelemesinin Ekmeklik Buğdayda Verim ve Kaliteye Etkisi. Effect of Leaf Fertilization Yield and Quality of Bread Wheat Yaprak Gübrelemesinin Ekmeklik Buğdayda Verim ve Kaliteye Etkisi Nurcan Sahin Tenikecier 1 Nureddin Öner 2** 1 Namık Kemal Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi, Tekirdağ 2 Muğla Sıtkı Koçman

Detaylı

Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi 22 (46): (2008) ISSN:

Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi 22 (46): (2008) ISSN: www.ziraat.selcuk.edu.tr/dergi Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi 22 (46): (2008) 77-89 ISSN:1300-5774 ORTA ANADOLU EKOLOJİK ŞARTLARINDA YETİŞTİRİLEN FASULYE (Phaseolus vulgaris L.) GENOTİPLERİNİN

Detaylı

TARIMSAL DEĞERLERİ ÖLÇME DENEMELERİ TEKNİK TALİMATI

TARIMSAL DEĞERLERİ ÖLÇME DENEMELERİ TEKNİK TALİMATI T.. TRIM VE KÖYİŞLERİ KNLIĞI KORUM VE KONTROL GENEL MÜÜRLÜĞÜ TOHUMLUK TESİL VE SERTİFİKSYON MERKEZİ MÜÜRLÜĞÜ TRIMSL EĞERLERİ ÖLÇME ENEMELERİ TEKNİK TLİMTI KOLZ (rassica napus oleifera L.) 2001 TRIMSL EĞERLERİ

Detaylı

Çay ın Verimine Saturasyon Açığının Etkisi Üzerine Çalışmalar Md.Jasim Uddin 1, Md.Rafiqul Hoque 2, Mainuddin Ahmed 3, J.K. Saha 4

Çay ın Verimine Saturasyon Açığının Etkisi Üzerine Çalışmalar Md.Jasim Uddin 1, Md.Rafiqul Hoque 2, Mainuddin Ahmed 3, J.K. Saha 4 Çay ın Verimine Saturasyon Açığının Etkisi Üzerine Çalışmalar Md.Jasim Uddin 1, Md.Rafiqul Hoque 2, Mainuddin Ahmed 3, J.K. Saha 4 Pakistan Meteoroloji Bülteni. Sayı:2, Yayın:4, Kasım, 2005 Özet 2003 yılı

Detaylı

GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ SULUDA EKMEKLİK BUĞDAY TESCİL RAPORU

GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ SULUDA EKMEKLİK BUĞDAY TESCİL RAPORU T.C. GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tohumluk Tescil Ve Sertifikasyon Merkez Müdürlüğü GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ SULUDA EKMEKLİK BUĞDAY TESCİL RAPORU TR 5990 TR 5992 Ankara-2016 TR 5990 VE TR 5992

Detaylı

Ethephon Uygulamasının Tritikale Çeşitlerinde Verim ve Verim Unsurlarındaki Etkilerinin Belirlenmesi

Ethephon Uygulamasının Tritikale Çeşitlerinde Verim ve Verim Unsurlarındaki Etkilerinin Belirlenmesi TARIM BİLİMLERİ DERGİSİ 2008, 14 (1) 22-28 ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ Ethephon Uygulamasının Tritikale Çeşitlerinde Verim ve Verim Unsurlarındaki Etkilerinin Belirlenmesi Mustafa GÜLER 1 Geliş

Detaylı