Nebahat POLAT Hayvan Besleme ve Beslenme Hastalıkları Anabilim Dalı Tez Yöneticisi: Doç. Dr. Mehmet GÜL

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Nebahat POLAT Hayvan Besleme ve Beslenme Hastalıkları Anabilim Dalı Tez Yöneticisi: Doç. Dr. Mehmet GÜL"

Transkript

1 ERZURUM İLİNDEKİ BAZI SÜT SIĞIRI İŞLETMELERİNDE KULLANILAN KABA, KONSANTRE VE KARMA YEMLERDE TOTAL AFLATOKSİN, AFLATOKSİN B 1 VE OKRATOKSİN İLE SÜTTE AFLATOKSİN M 1 DÜZEYLERİNİN TESPİTİ Nebahat POLAT Hayvan Besleme ve Beslenme Hastalıkları Anabilim Dalı Tez Yöneticisi: Doç. Dr. Mehmet GÜL Yüksek Lisans Tezi

2

3 I İÇİNDEKİLER TEŞEKKÜR... IV SİMGE ve KISALTMALAR DİZİNİ... V TABLOLAR DİZİNİ... VII ŞEKİLLER DİZİNİ... IX ÖZGEÇMİŞ... X ÖZET... XI ABSTRACT... XIII 1. GİRİŞ GENEL BİLGİLER Mikotoksinler Tarihçe Gıdaların Mikotoksinlerle Kontaminasyon Yolları Sınıflandırma Mikotoksin Oluşumunu Etkileyen Faktörler Bağıl Nem veya Su Aktivitesinin Etkisi Ortam Sıcaklığının Etkisi Mikotoksinlerin Önemi Aflatoksinler Süt ve Süt Ürünlerinde Aflatoksin Mı Oluşumu Aflatoksin oluşumunu etkileyen faktörler Aflatoksinlerin Etki Şekilleri Aflatoksinlerin Etkileri Gıda ve Yemlerde Aflatoksinler için Belirlenen Sınır Değerler... 22

4 II 2.3. Okratoksin Diğer Bazı Önemli Mikotoksinler Trikotesenler Zearalenon Fumonisinler Patulin Sterigmatosistin GEREÇ ve YÖNTEM Gereç Yem örneklerinin alınması Yem örneklerinin analizinde kullanılan kitler Yöntem Total aflatoksin Analiz için numunelerin hazırlanması Test Protokolü Aflatoksin B Analiz için numunelerin hazırlanması Test Protokolü Okratoksin Analiz için numunelerin hazırlanması Test Protokolü Aflatoksin M Analiz için numunelerin hazırlanması Test Protokolü... 38

5 III İstatistiksel Analiz BULGULAR TARTIŞMA SONUÇ ve ÖNERİLER KAYNAKLAR... 60

6 IV TEŞEKKÜR Yüksek Lisans öğrenimim boyunca yardım ve ilgisini esirgemeyen danışman hocam Doç. Dr. Mehmet GÜL e, Hayvan Besleme ve Beslenme Hastalıkları öğretim üyeleri Prof. Dr. Armağan HAYIRLI, Doç.Dr. Mehmet Akif YÖRÜK ve Doç. Dr. Halit İMİK e yardımlarından dolayı teşekkür ederim. Tezimin yürütülmesinde yardımlarını esirgemeyen Yrd.Doç.Dr. Özgür KAYNAR, 9. Kolordu Komutanlığı A Tipi Gıda Kont. Mfz. Komutanı Uzm. Dr. Vet. Hek. Yarbay Okan Ali AKSOY ile tez bulgularımın istatistiksel analizlerini yapan Doç. Dr. Ömer ÇOBAN a teşekkür ederim. Ayrıca bana her koşulda destek olan çok değerli aileme, eşim Doç. Dr. Bülent POLAT a ve çocuklarıma teşekkür ederim. Bu çalışma Atatürk Üniversitesi Rektörlüğü tarafından BAP 2010/150 nolu proje ile maddi olarak desteklenmiştir.

7 V SİMGE ve KISALTMALAR DİZİNİ n : Örnek sayısı P : İstatistiki önem seviyesi Mg : Miligram ppm : Milyonda kısım Ppb : Milyarda kısım Ppt : Triyonda kısım Nm : Nanometre (10-9 m) Ng : Nanogram (10-9 g) % : Yüzde AFL : Aflatoksin AFL B 1 : Aflatoksin B 1 AFL B 2 : Aflatoksin B 2 AFL G 1 : Aflatoksin G 1 AFL G 2 : Aflatoksin G 2 AFL M 1 : Aflatoksin M 1 AFL M 2 : Aflatoksin M 2 OTA : Okratoksin A OTB : Okratoksin B ASP : Aspergillus ZEN : Zearalenon FB 1 : Fumonisin B 1 FAO : Gıda ve Tarım Organizasyonu WHO : Dünya Sağlık Teşkilatı

8 VI ATP : Adenozin trifosfat LPO : Lipid peroksidasyonu HPLC : Yüksek performanslı likit kromatografi TLC : İnce tabaka kromatografisi GC : Gaz kromatografisi ELISA : Enzim bağlı immün assay IARC : Uluslararası Kanser Arastırma Kuruluşu A S : Su aktivitesi ºC : Santigrat derece Ph : Asidite derecesi DNA : Deoksiribonükleik asit RNA : Ribonükleik asit CO 2 : Karbondioksit O 2 : Oksijen : Ortalama : Standart hata min. : En düşük max. : En yüksek UV : Ultraviole DAS : Diasetoksiskirperol DON : Deoksinivalenol NIV : Nivalenol TMB : Tetrametil benzidin HRP : Horse radish peroxidase

9 VII TABLOLAR DİZİNİ Tablo 2.1. Mikotoksin çeşitleri, kaynakları, hedef hayvan, doku veya organlar Tablo 2.2. Mikotoksin oluşumunu etkileyen başlıca faktörler... 9 Tablo 2.3. Türkiye'de gıda maddelerinde bulunmasına izin verilen aflatoksin (AFL) düzeyleri (μg/kg; ppb) Tablo 2.4. Çeşitli ülkelerde süt ve süt ürünlerinde bulunmasına izin verilen maksimum AFLM1 düzeyleri Tablo 2.5. Türkiye'de gıda maddelerinde bulunmasına izin verilen okratoksin düzeyleri (μg/kg; ppb) Tablo 3.1. İncelenen mikotoksinlerin mevsimlere göre farklı yem kaynaklarından alınan örnek sayıları Tablo 3.2. Erzurum için 2011 yılı aylık ortalama sıcaklık ve nem değerleri Tablo 4.1. İşletmelerden alınan kaba yem, konsantre yem ve karma yem örneklerindeki total aflatoksin değerleri Tablo 4.2. İşletmelerden alınan kaba yem, konsantre yem ve karma yem örneklerindeki AFLB 1 değerleri Tablo 4.3. İşletmelerden alınan kaba yem, konsantre yem ve karma yem örneklerindeki Okratoksin değerleri Tablo 4.4. İşletmelerdeki ineklerden alınan sütlerdeki AFLM 1 değerleri Tablo 4.5. Mevsimlere göre kaba yem, konsantre yem ve karma yem örneklerindeki total aflatoksin değerleri (ppb) Tablo 4.6. Mevsimlere göre kaba yem, konsantre yem ve karma yem örneklerindeki AFLB 1 değerleri (ppb)... 44

10 VIII Tablo 4.7. Mevsimlere göre kaba yem, konsantre yem ve karma yem örneklerindeki Okratoksin değerleri Tablo 4.8. Mevsimlere göre inek süt örneklerindeki AFLM 1 değerleri... 47

11 IX ŞEKİLLER DİZİNİ Şekil 4.1. Mevsimlere göre kaba yem, konsantre yem ve karma yem örneklerindeki total aflatoksin değerleri Şekil 4.2. Mevsimlere göre kaba yem, konsantre yem ve karma yem örneklerindeki AFLB 1 değerleri Şekil 4.3. Mevsimlere göre kaba yem, konsantre yem ve karma yem örneklerindeki okratoksin değerleri Şekil 4.4. Mevsimlere göre inek süt örneklerindeki AFLM 1 değerleri... 47

12 X ÖZGEÇMİŞ 1977 yılında Tarsus ta doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Adana da tamamladı. Kafkas Üniversitesi Veteriner Fakültesi nde 1994 yılında başladığı yükseköğrenimini 1999 yılında tamamladı. Özel sektörde yılları arasında Veteriner Hekim olarak görev yaptı. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı na 2007 yılında Veteriner Hekim olarak atandı. Halen bu görevine devam etmekte olup evli iki çocuk annesidir.

13 XI ÖZET ERZURUM İLİNDEKİ BAZI SÜT SIĞIRI İŞLETMELERİNDE KULLANILAN KABA, KONSANTRE VE KARMA YEMLERDE TOTAL AFLATOKSİN, AFLATOKSİN B 1 VE OKRATOKSİN İLE SÜTTE AFLATOKSİN M 1 DÜZEYLERİNİN TESPİTİ Bu araştırma, Erzurum ilindeki süt sığırı işletmelerinde süt sığırlarının tükettikleri, kaba yem, konsantre yem ve karma yem örneklerinde çeşitli mikotoksinler (Total aflatoksin, Aflatoksin B 1, Okratoksin) ile bu yemlerle beslenen ineklerin sütlerinde Aflatoksin M 1 varlığını tespit etmek amacıyla yapıldı. İşletmelerden alınan örneklerdeki en düşük ve en yüksek total aflatoksin miktarları rakamsal olarak sırasıyla kaba yemler için 5,57±0,36-7,51±0,75 ppb, konsantre yemler için 5,23±0,34-7,07±0,60 ppb, karma yemler için 6,45±0,23-9,86±0,31 ppb olarak saptandı. En düşük ve en yüksek Aflatoksin B 1 düzeyleri rakamsal olarak sırasıyla kaba yemler için 2,67±0,86-3,06±1,01ppb, konsantre yemler için 1,89±0,34-2,40±0,56 ppb, karma yemler için 2,35±0,44-3,29±0,59 ppb olarak belirlendi. En düşük ve en yüksek okratoksin düzeyleri rakamsal olarak sırasıyla kaba yemler için 6,96±0,29-7,20±0,34 ppb, konsantre yemler için 4,58±0,29-5,32±0,31 ppb, karma yemler için 5,08±0,72-6,98±0,70 ppb olarak tespit edildi. İşletmelerden alınan sütlerde bulunan Aflatoksin M 1 değeri rakamsal olarak en düşük 0,030±0,00038 ppb en yüksek 0,035±0,0061 ppb olarak belirlendi. Belirtilen mikotoksin düzeylerinin genel olarak sonbahar ve yaz mevsiminde kış ve ilkbahar mevsimine göre daha düşük olduğu gözlendi.

14 XII Araştırmada total aflatoksin, Aflatoksin B 1 ve okratoksinin genel ortalama değerleri sırasıyla kaba yemde 6,692; 2,863; 7,093 ppb, konsantre yemde 6,013; 2,175; 4,933 ppb ve karma yemde 7,835; 2,881; 5,851 ppb olarak saptandı. Aflatoksin M 1 in genel ortalama değeri 0,03 ppb olarak belirlendi. Araştırmada elde edilen sonuçlar incelendiğinde, karma yemlerle alınan Aflatoksin B 1 in inek sütüne % 1,219±0,4139 oranında Aflatoksin M 1 olarak geçtiği tespit edildi. Sonuç olarak Erzurum ili süt sığırı işletmelerinden alınan kaba yem, konsantre yem ve hayvanlara verilen kaba, konsantre yem karmalarında total aflatoksin, Aflatoksin B 1 ve okratoksin ile inek sütünde Aflatoksin M 1 e rastlanmış olmakla birlikte, bu tespit edilen mikototoksin değerlerinin Türk Gıda Kodeksi nde belirtilen sınırların altında olduğu gözlendi. Anahtar kelimeler: Mikotoksin, Kaba yem, Konsantre yem, İnek sütü

15 XIII ABSTRACT DETERMINATION of TOTAL AFLATOXIN, AFLATOXIN B 1, OCHRATOXIN in FORAGE, CONCENTRATED, and MIXED FEED SAMPLES and MILK AFLATOXIN M 1 LEVEL in SOME DAIRY FARMS in ERZURUM This study was made to detect various mycotoxins (Total aflatoxin, Aflatoxin B 1, Ochratoxin) in forage and concentrate feeds which were provided for consumption and milk aflatoxin M 1 which could be presented in milk from cows consumed these feeds. Minimum and maximum total aflatoxin levels in collected samples from the farms were 5,57±0,36-7,51±0,75 ppb in forage feeds, 5,23±0,34-7,07±0,60 ppb in concentrated feeds, and 6,45±0,23-9,86±0,31 ppb in mixed feeds. Minimum and maximum Aflatoxin B 1 levels were 2,67±0,86-3,06±1,01 ppb for forage feeds, 1,89±0,34-2,40±0,56 ppb for concentrated feeds, and 2,35±0,44-3,29±0,59 ppb for mixed feeds. Minimum and maximum ochratoxin levels were 6,96±0,29-7,20±0,34 ppb for forage feeds, 4,58±0,29-5,32±0,31 ppb for concentrated feeds and 5,08±0,72-6,98±0,70 ppb for mixed feeds. Minimum and maximum Aflatoxin M 1 level in milk samples from the farms were 0,030±0,00038 ppb and 0,035±0,0061 ppb, respectively. Mycotoxin levels were lower in samples collected in the fall and summer than the spring and winter seasons. The mean level of total aflatoxin, Aflatoxin B1 and ochratoxin were 6,692; 2,863; 7,093 ppb in forage feeds, 6,013; 2,175; 4,933 ppb in concentrated feeds and 7,835; 2,881; 5,851 ppb in mixed feeds, respevtively. The mean level of Aflatoxin M 1 were 0,03 ppb.

16 XIV According to evaluated results, 1,219±0,4139 % of Aflatoxin B1 in consumed mixed feeds was passed into the milk. In conlusion, total aflatoxin, Aflatoxin B 1 and Ochratoxin were detected in forage; concentrate and mixed feed samples which were sold for comsumption and consumed by cows but the detected levels were lower than the limits in Turkish Food Codex. Key words: Mycotoxin, Forage feed, Concentrated feed, Cow milk

17 1 1. GİRİŞ Hayvanların sağlıklı yaşam sürebilmeleri ve sağlıklı hayvansal gıdaları üretebilmeleri için yeterli, dengeli ve kaliteli beslenmesi şarttır. Yemler, hayvanların yaşamsal ihtiyaçlarını ve verim özelliklerini devam ettirebilmeleri için ihtiyaç duyduğu çeşitli vitamin, mineral, protein, yağ ve karbonhidrat gibi besin maddelerini içerirler. Bu nedenle hayvanların, yeterli ve dengeli beslenmesinde, hayvanlardan elde edilen ürünlerinin miktar ve kalitesinin artırılmasında yemlerin önemli bir yeri vardır. Hayvanların beslenmesinde bu kadar önemli olan yemler, içerikleri nedeniyle mikroorganizmaların gelişip çoğalabilmeleri için de çok iyi bir besi yeri işlevi görürler. Yemler; uygun olmayan üretim, hasat, işleme ve depolama şartlarında mikroorganizmalarla kontamine olabilirler. Bu durum yemlerin kısa sürede bozulmasına ve besin değerlerini kaybetmesine yol açmasının yanı sıra hayvanlar için de zararlı olabilirler. Bazı mantarlar üredikleri ortamda, metabolizma ürünü olarak, "mikotoksin" denilen toksinleri oluştururlar. Bugün 300 den fazla mantar türünün mikotoksin ürettiği ve bunlardan 20 sinin önemli zehirlenmelere sebep olduğu bilinmektedir. Mikotoksinleri üreten mantarlar rüzgar ve hava akımlarıyla taşınmak suretiyle her ortamda bulunabilirler 1,2. Mikotoksin kontaminasyon düzeyi iklim koşullarına, ürünün cinsine ve coğrafi konuma bağlı olarak mevsimden mevsime, yıldan yıla farklılık gösterebilir 2. Mikotoksin üreten mantarlar, bitkiyi hasat öncesi dönemde veya hasat sonrasında enfekte edebilirler. Mantarlar büyüme, gelişme ve mikotoksin üretimi için belli koşullara ihtiyaç duyar. Bu koşullar özetle; nem, sıcaklık, substrat tipi, besinsel faktörler, atmosfer oksijen ve karbon dioksit düzeyleri, diğer mantar türlerinin varlığı ve

18 2 genetik şartlar olarak sıralanabilir. Toksin üretimi aynı zamanda böcek potansiyeli, bitkisel ilaçlar, baharatlar, Krebs döngüsü ara ürünleri, besin katkı maddeleri gibi faktörlerden de etkilenebilir 1,2. Mikotoksinler; Aspergillus, Penicillium, Fusarium, Alternaria ve Claviceps gibi fungus türlerinin sekonder metabolizması sonucu oluşan, düşük molekül ağırlıklı, çok çeşitli kimyasal yapıya sahip doğal toksinlerdir. İnsan ve hayvan sağlığı üzerinde güçlü ve çeşitli toksik etkiler oluşturmaktadırlar 2. Tahıllar dahil birçok ürünün aflatoksinler tarafından kontaminasyonunu engellemek günümüzde önemle durulan konulardan biridir. Kontamine olmamış tohum kullanımı, haşerelerin ve hastalıkların kontrolü, aşılama, ürün olgunlaştıktan sonra olabildiğince çabuk hasat yapma, mekanik hasarı en aza indiren hasat tekniklerinin kullanımı gibi uygulamalar mantar yerleşimi ve aflatoksin oluşumunu engelleyebilir 3. Erzurum ilinde hayvansal üretim yapan işletmelerin birçoğu, kaba yemlerin hasat edilmesi, kurutulması ile kaba ve konsantre yemlerin depolanması konusunda halen modern yöntemlere tam olarak geçiş yapamamıştır. Kış mevsiminin uzun sürdüğü bu bölgede kaba ve konsantre yemler uygun olmayan koşullarda da depolanabilmektedir. Bu çalışma, Erzurum ilindeki sütçü işletmelerde süt sığırlarının tükettikleri, kaba yem, konsantre yem ve ahırda tüketime sunulan karma yemlerde bulunan çeşitli mikotoksinler (total aflatoksin, Aflatoksin B 1, okratoksin) ile bu yemlerle beslenen ineklerin sütlerinde Aflatoksin M 1 varlığını belirlemek amacıyla yapılmıştır.

19 3 2. GENEL BİLGİLER 2.1 Mikotoksinler Mikotoksinler, çeşitli fungus türleri tarafından üretilen kimyasal özellikli toksinler olup, bu toksinlerle kontamine olan gıdaları tüketen insanlar ve hayvanlarda karsinojenik ya da toksik etkilere yol açabilmektedirler 4,5. Mikotoksin terimi Yunanca mantar anlamına gelen 'mukes' ve latince zehir anlamına gelen 'toxicum' yani toksin kelimelerinin birleştirilmesinden türetilmiştir 6. Mikotoksinler küflerin sekonder metabolitleridir ve iz miktarda (mg - µg seviyelerinde) üretilirler. Mikotoksinleri belirli funguslar üretmekte olup, her birinin ürettiği mikotoksin farklı yapıdadır. Küf mantarı gıda maddesinde gelişip toksin oluşturduktan sonra, tamamen elimine olsada ürettiği toksin gıda maddesinin tüketilmesi sonucu toksik etkisini gösterir 7. Mikotoksin oluşturan mantarlar dünyanın her bölgesinde bulunmaktadır. Tarımsal ürünler; tarlada, hasat döneminde, depolama veya hazırlama süreçlerinde, özellikle sıcaklık ve nem gibi mantarların gelişmesine uygun şartlar oluştuğunda, funguslarla dolayısıyla mikotoksinlerle kontamine olabilirler. Mikotoksinler, hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde küflerin gelişiminde uygun zemin hazırlayan çevresel, sosyal ve ekonomik şartların meteorolojik koşullarla birleşmesi nedeniyle önemli sorunlara yol açmaktadır 8. Bu sebeple, yemlerden kaynaklanan çeşitli olumsuzluk faktörleri arasında mantar invazyonları ve mikotoksinlerden ileri gelen kontaminasyonlarla çoğunlukla karşılaşılmaktadır. Bu kontaminasyonların genellikle hayvanlarda klinik semptomlar göstermemesi, gerek hayvan sağlığını ve ekonomisini gerekse kalıntılarının toplum sağlığını etkilemesi nedeniyle, üzerinde önemle durulması gereken konuların başında gelmektedir 9.

20 4 Mantar küflerinin hemen her yerde bulunabilmeleri, birçok gıda ve yem maddesinde gelişerek toksinlerini oluşturabilmeleri nedeniyle, mikotoksinler çok önemli doğal toksinler olarak kabul edilmektedir. Gıda ve Tarım Organizasyonu (FAO), 1985 yılında, dünya gıda üretiminin % 25'inin mikotoksinlerle kontamine olduğunu bildirmiştir. Bu durum tarımsal ürün kaybı, hayvan ve süt kayıpları; üreticinin yüksek maliyetleri, tüketicinin yüksek fiyatla ürün almasının yanı sıra sağlık giderlerinin artmasına yol açan ekonomik kayıpların en önemlilerindendir 10. Günümüzde insan ve hayvanlarda zehirlenmelere neden olan veya ilaç olarak kullanılan çok sayıda mikotoksin ve mikotoksin sentezleyen mantar türleri tespit edilmiştir. Yapılan çalışmalarla 300'den fazla mantar türünün yaklaşık 200 çeşit toksin ürettiği belirlenmiştir. Bunlar arasında ergot alkaloidleri (ergotamin, ergokristin, ergosin, ergokriptin, ergokornin vb), aflatoksinler (Aflatoksin B 1, B 2, G 1, G 2, M 1, M 2 vb), sterigmalosistin, siteroviridin, okratoksin, zearalenon ve trikotesenler (trikotesen toksin, neosolaniol, nivalenol, fusarenon vs) sayılabilir 11. Bu mikotoksinleri tüketen insan ve hayvanlarda önemli toksikolojik problemlere rastlanılmaktadır. Mikotoksinlerin önemlilerinden olan sitreoviridin, solunum sisteminde ve kaslarda felçlere neden olup Doğu Asya'da görülen Kalp Beriberi hastalığının nedenidir. Bazı Penicillium türü mantarlardan sentezlenen okratoksin ve sitrinin, tubuler nekroza sebep olan önemli mikotoksinlerdendir. Çok sayıda mantar türü tarafından oluşturulan zearalenon, insan ve hayvanlarda fusariotoksikozise neden olmasının yanı sıra anabolizan amaçla kullanılmaktadır 11. Mikotoksinlerin kimyasal yapıları incelendiğinde bir çoğunun aromatik, daha az bir kısmının da alifatik yapıda olduğu görülmektedir. Genellikle yüksek sıcaklıklara dirençlidirler. Ancak sıcaklık derecelerine ve uygulama sürelerine göre farklı stabilite

21 5 gösterebilirler. Genellikle kendilerinin sentezledikleri toksinlerden olumsuz etkilenmezler. Mikotoksinler bakteri toksinlerinin aksine küçük moleküllü bileşikler olduğundan bunların immunolojik yöntemlerle belirlenmesinde poliklonal antikorlar yeterli olur. Oysa bakteriyel toksinlerin belirlenmesinde monoklonal antikorlara gereksinim duyulmaktadır. Bazı mikotoksinler endotoksin olarak misel içinde birikirken, birçoğunun miselden substrata doğru salgılandığı ve diffüze olduğu görülmektedir. Bu nedenle küflü gıda ve yemlerden miseller uzaklaştırılsa bile ürünün mikotoksin tehlikesi ortadan kalkmamaktadır 3. Mikotoksin bulaşmış yemleri tüketen ineklerin metabolizmasıyla mikotoksin süte geçmekte ve insan sağlığı açısından potansiyel risk oluşturmaktadır. Gremmels 12, ineklerin tükettiği çeşitli yemlerin (konsantre; aflatoksin, fumonisin, zearalenon, trikotesen, ergot alkaloidler, mera otu; lolitrem, paspalitrem, penitrem A, ergovalin ve ergot alkaloidler, trikotesen, silaj yemi; patulin, mikofenolik asit, rokfortin) mikotoksin içerdiğini belirtmiştir. Yetiştiriciler açısından hayvan yemlerinin mikotoksinler ile kontaminasyonu, özellikle nemli koşullarda küflerin üremesi nedeniyle engellenememektedir Tarihçe Fungusların neden olduğu bilinen en önemli ve en eski mikotoksikozis vakası organlarda çeşitli nekroz ve gangrenlere sebep olan ergotizmdir. Bu hastalık Claviceps purpurea ile kontamine olmuş tahıl tanelerinin tüketilmesi ile ortaya çıkmış ve Orta Çağ Avrupası nda "Kutsal Ateş" olarak tanınmıştır 14. Hastalığın nedeni halusinojen etkiye sahip olan ergot alkaloidleridir. Bu hastalığın yaygın olduğu çağlarda şifa bulmak için manastır ve kiliselere giden hastalar, burada kontamine olmamış ürünleri tükettiklerinde hastalıktan kurtulmuş ve bunu kilisenin mucizesi olarak kabul etmişlerdir 15.

22 6 Tarihte diğer önemli mikotoksikozis olayı Rusya'da ikinci dünya savaşı sırasında görülmüştür. Rusya'nın Orenburg bölgesinde yılları arasında binlerce insanın ölümü ile sonuçlanan mikotoksikosis olayı "Alimentary Toxic Aleukia" (beslenmeye bağlı toksik etki ile kanda lökosit sayısının düşmesi sonucu oluşan lösemi) olarak tarihe geçmiştir. Bu büyük yıkıma, savaş nedeniyle zorunlu olarak tarlada bekletilen tahılların yol açtığı anlaşılmıştır 3,16,17. Fusarium spp. türlerinin neden olduğu ergotizm, Penicillium spp. nin neden olduğu sarı pirinç zehirlenmesi gibi mikotoksikozisler geçmişte özellikle Rusya, Japonya ve Avrupa'da salgınlar halinde seyreden hastalıklara neden olmuşlardır 18. Amerika Birleşik Devletleri'nde 1952 ve 1957 yıllarında küflü mısır yiyen domuzlarda, 1958'de küflü mısır ile hazırlanan yemlerle beslenen ev köpeklerinde akut hepatit görülmüştür. Küflü yemlerden yapılan analizlerde Aspergillus flavus ve Penicillium rubrum izole edilmiştir 19. İngiltere'de, 1960 yılında 'den fazla hindinin ölümüne neden olan karaciğer nekrozu (Turkey-X Disease) üzerinde yapılan araştırmalar sonucunda ilk kez aflatoksikozis belirlenmiştir 20. Yapılan çalışmalarda ölümlerin Brezilya'dan getirilen fıstık küspelerinden kaynaklandığı anlaşılmıştır 21. Turkey-X hastalığının ortaya çıkmasından kısa bir süre sonra hindiler de olduğu gibi tavuk ve ördek yavrularında da zehirlenmeler görülmüş, bu hastalık; akut hepatik nekroz, belirgin safra kanalı hiperplazisi, akut iştahsızlık, kanatlarda zayıflık ve uyuşukluk gibi belirtilerle karakterize edilmiştir 22. Hindistan'da 1984 yılında, 400 kişinin zehirlendiği, 106 ölüm vakası gözlenen bir olay kaydedilmiş, bu olaya sebep olan mısırlarda 0,25-15,6 ppm arasında aflatoksin kalıntısı bulunduğu ortaya konulmuştur 23. Ülkemizde aflatoksin sorunu 1960'lı yıllarda gündeme gelmiştir. Aflatoksikozis 1967 yılında Kanada'ya gönderilen 10 ton iç fındık ve 1971 yılında ABD'ye ihraç edilen

23 7 45 parti antepfıstığının 31 i aflatoksin içerdiği gerekçesiyle iade edilmesi sonucu ortaya çıkmıştır 24. Aflatoksinin bulunuşu ile toksik etkiye sahip sekonder metabolitler önem kazanmış ve 40 yıldır üzerinde sayısız araştırmaların yürütüldüğü oldukça geniş bir madde grubu oluşmuştur. Bugün gelinen noktada insanları bu toksik grubun etkilerinden korumak amacıyla mikotoksinlerin gıda ve yemlerde bulunabilecek en yüksek miktarları yasal düzenlemelerle belirlenmekte, her ülkenin sınır değerleri farklı olsa da uluslararası belli normlar oluşturmak için çaba sarf edilmektedir Gıdaların Mikotoksinlerle Kontaminasyon Yolları Gıdaların mikotoksinlerle kontaminasyonu çeşitli yollarla gerçekleşmektedir. Gıdanın gözle fark edilir şekilde küflenmesi mikotoksinin direkt kontaminasyonuna neden olur. Bitkisel ürünlerden; tahıllarda, baklagil danelerinde (soya fasulyesi, fasulye vb), fındık, yer fıstığı, ceviz, Antep fıstığı, badem, ayçiçeği tohumu, pamuk tohumu gibi yağlı tohumlarda, meyvelerde ve baharatta mikotoksin kontaminasyonu direkt yolla ve önemli düzeyde meydana gelmektedir. Gözle görülür şekilde üründe küf şekillenmesi ürünün tüketimini olanaksız hale getireceğinden ciddi bir risk taşımaz. Ancak ürünün çok az bir kısmında başlayan küflenme özellikle depolanma sürecinde mikotoksin riskini arttırır. Bitkisel ürünlerde mikotoksin kontaminasyonu tarlada olgunlaşma evresinden başlayarak, hasatta, kurutma aşamasında ve ağırlıklı olarak da depolanma döneminde meydana gelir 3. Mikotoksinler, belirlenmiş yapılarına göre kanserojenik, mutajenik, teratojenik, östrojenik, nörotoksik ve immüno toksik etki yapabilirler Sınıflandırma Mikotoksinler genellikle üretici mantar çeşidine göre Aspergillus toksinleri (aflatoksinler, aspergillik asit, okzalik asit), Penisilyum toksinleri (rugulosin, okratoksinler, patulin) ve Fusarium toksinleri (zearalenon, trikotesen, fusarin C) olarak

24 8 sınıflandırılırlar 26. Mikotoksin çeşitleri, kaynakları, hedef hayvan, doku veya organlar üzerindeki etkileri Tablo 2.1 de özetlenmiştir 23. Tablo 2.1. Mikotoksin çeşitleri, kaynakları, hedef hayvan, doku veya organlar 23. Mikotoksinler Mantar çeşidi Hedef organ, doku ve oluşan etki Aflatoksinler Sitrinin Okratoksin Patulin Sterigmatosistin Aspertoksin Penisillik asit A. flavus A. parasiticus P. puberulum Penicillium citrinum Aspergillus terreum A.ochraceus P. viridicatum A. clavatus P. Patulum A. versicolor A. nidulans P. puberulum A. ochraceus Karaciğer; gelişme hızı ve veriminde azalma; sarılık, kanama, Sürgün, karaciğer kanseri, bağışıklık sisteminin baskılanması Sinirsel belirtiler sürgün gelişme geriliği, karaciğer ve böbrek nekrozu, kalp ve iskelet kasında rniyopati, karaciğer kanseri K.ciğer ve böbrek hasarı, iştah kaybı, sürgün, bağ. Sist. baskılama Sinirsel belirtiler, beyin kanaması, deri kanseri Karaciğer kanseri Rubratoksin P. rubrum Aflatoksinlere benzer Luteoskirin Sikloklorotin Rugulosin Zearalenon Sporidesmin Trikotesenler P. islandicum P. rugulosum F. roseum ve diğer Fus.türleri S. bakeri Fusaryum Trikoderma, Sefalosporium Besin veya ürün çeşidi Tahıl yağlı tohum küspesi Süt Tahıllar Tahıllar, otlar Silaj, elma, yemler Tahıllar, pirinç, Yemler Öncelikle etkilenen hayvan * insanlar Kanatlılar, dornuzlar Kanatlılar, insanlar Sığırlar Deri kanseri, kanamalar Tahıllar, mısır * Tahıl, baklagiller, yağlı tohumlar Karaciğer hasarı ve kanseri Pirinç Kanatlılar Ostrojenik etki Karaciğer hasarı, safra kanalı tıkanması, ışığa aşırı duyarlılık Dermatit, deride nekroz, kanamalar, anemi, granülositopeni vb. Tahıllar Tahıllar, otlar * * Gevişenler, domuzlar Gevişenler Tahıllar, yemler * Streoviridin P.citreoviridae MSS, kalp ve solunum felci Pirinç, tahıllar * Butenolid F. tricinctum Bacaklarda gangren, kuyrukta nekroz Tahıllar, mısır, ot Sığırlar Penitremler Pen. türleri Kas titremeleri, felç, çırpınmalar Tahıllar * Lolitremler Acremonium Tremorlar, hareket düzensizlikleri, Gevişenler, Çavdar vb. loliae çırpınmalar, şok, spaszm gibi at Fumonisinler Fusarium türleri Beyin ve akciğer yangısı Mısır At, domuz, kanatlılar 4-ipomeanol Fus. solanii Akciğer ödemi, pnömoni, amfizem Küflü tatlı patates Sığır Kojik asit A. flavus A. Oryzae Çırpınmalar, ödem Mısır * Okzalik asit A. niger A. oxalicum Mide irkiltisi, MSS ve böbrek hasarı, kanama, kan kalsiyumunda azalma Bitkiler C. purpurea C. Kuru gangren, aşırı uyarı, kanın * Ergot alkaloidleri Tahıllar Paspali pıhtılaşması Satratoksinler Stachybotrys Kemik iliği, deri, mukozalar Tahıllar, otlar * Territremler A. terreus MSS. tremorlar, nöro-musk. kav. Tahıllar, otlar * *: Tüm hayvan türleri *

25 9 Mikotoksin zehirlenmelerinde sağaltım genellikle başarısızlıkla sonuçlanmaktadır. Bu nedenle, mikotoksikozise karşı profilaktik önlemler önem taşımaktadır. Yem ham maddeleri ve karma yemlerin uygun koşullarda üretilip saklanması, olası kontaminasyon durumlarında da mikotoksinlerin fiziksel ya da kimyasal yöntemlerle inaktivasyonu, yine kontamine yemlerin mikotoksine dirençli olan hayvan türleri aracılığıyla değerlendirilmesi veya tüketimden kaldırılması mikotoksikozise karşı alınabilecek başlıca proflaktik önlemlerdir 27. Mikotoksinlerin keşfinden beri, belirlenebilmeleri için birkaç yöntem geliştirilmiştir. Bugün rutin olarak kullanılan yöntemler; yüksek performanslı likit kromatografi (HPLC), ince tabaka kromatografisi (TLC), gaz kromatografisi (GC), enzim bağlı immun assay (ELISA) dir Mikotoksin Oluşumunu Etkileyen Faktörler Bitkilerin fungal kontaminasyonu ve toksinlerin biyosentezi, çevresel koşullara bağlıdır. Bunlar; bitkinin hasat öncesi sağlık durumu, meteorolojik koşullar, hasat tekniği, depolama öncesi gecikme, deponun nemi ve sıcaklığıdır 25. Mikotoksin oluşumunu etkileyen fiziksel, kimyasal ve biyolojik faktörler Tablo 2.2 de özetlenmiştir. Tablo 2.2. Mikotoksin oluşumunu etkileyen başlıca faktörler 26 Fiziksel Faktörler Kimyasal Faktörler Biyolojik Faktörler Kurutma hızı CO 2 Mikroorganizma yükü Bağıl nem O 2 Mikrobiyal flora Sıcaklık Mineral içeriği Böcek zararı Mekanik zarar Kimyasal işlemler Hastalık zararı Paçal yapılması Subsratın özelliği Bitki çeşidi Kızışma Bitki stresi

26 10 Tahıllar, baklagil daneleri, yer fıstığı, fındık, ceviz, badem, yağlı tohumlar, baharat ve bazı meyveler küflere karşı doğal korunma sistemlerine sahiptirler. Bitkisel ürünlerin çoğu hasat işleminden önce küf kontaminasyonundan korunur. Çünkü dış etkenlere karşı biyolojik olarak kabuk, çekirdek veya tohum kabuğu ile korunmaktadırlar. Ayrıca eterik yağlar, antibiyotik etkili maddeler ve fitositler dış yapıda bulunmaktadır. Ancak tarlada, hasatta, harmanlama veya depolama süresince ürünlerin kırılması, ezilmesi, kuş veya böceklerin meydana getirdiği mekanik zararlar ürünün savunma gücünü azaltmaktadır. Bulaşan küflerin spektrumuna etki eden diğer faktörler; tarımsal ürün veya gıdanın türü, kimyasal kompozisyonu, ürünün yetiştirildiği klima zonu, ürünün olgunluk durumudur. Her şeyden önce tarımsal ürünün veya gıdanın küf spektrumunda bulunan küflerin potansiyel mikotoksin üreticisi olup olmadıkları önem taşımaktadır. Kontamine küfler mikotoksin üreticisi olsalar bile toksinin sentezlenmesinde; ürünün nem içeriği, sıcaklık, işleme ve depolama sırasındaki havanın bağıl nemi önemlidir. Ayrıca atmosferik oksijen, diğer modifiye atmosfer gazları, ışık, süre, ph gibi faktörlerin de etkisi bulunmaktadır Bağıl Nem veya Su Aktivitesinin Etkisi Tarımsal ürünün nem içeriği, atmosfer bağıl neminden etkilendiği için sıcaklık ve bağıl nem; fungus sporlarının çimlenmesi, misellerin gelişmesi ve toksin oluşumunu etkileyen en önemli faktörlerdir. Fungusların gıda maddeleri üzerinde gelişebilmeleri ve toksin oluşturmaları atmosferdeki bağıl nem oranı arttıkça kolaylaşır. Bir başka ifade ile fungusların gıdalarda gelişme ve toksin oluşturmaları, gıdanın düşük su aktivitesi (A S ) ile sınırlandırılabilir. A S değeri ürün içinde bağlı olmayan ve mikroorganizmaların kullanabildikleri suyu ifade ettiğinden, üründeki mikrobiyolojik duruma ilişkin su oranına kıyasla daha fazla anlam ifade etmektedir. Atmosfer bağıl nemi ile gıdanın A S

27 11 değeri arasında pozitif bir ilişki vardır. Bağıl nem arttıkça ürün üzerindeki su buhar basıncı artarak, ürünün A S değerinin yükselmesine yol açar. Fungusların min. A S : 0,80 0,85 değerlerinde rahatlıkla gelişebilirler. Kserofilik Eurotium türleri ve Monascus bisporus min. A S : değerlerinde bile varlıklarını sürdürürler. Nem içeriği % 13,2-14,0 olan kurutulmuş tahılların uzun süre depolanması sırasında Asp. flavus ve Asp. parasiticus'un gelişebilmesi için depoda bağıl nemin artması ve dane nem oranının % 17-19' a kadar yükselmesi gerekir Ortam Sıcaklığının Etkisi Funguslar genellikle geniş sıcaklık aralığında gelişebilirler. Aflatoksin üreten küfler min. 6-8, mak C lerde üreyebildikleri halde toksin oluşumu için min , mak. 42 C de ortam sıcaklığına gereksinim duyarlar. Bunların optimum gelişmeleri C olduğu halde maksimum toksin konsantrasyonuna C lerde ulaşılır. Penicillium ve Fusariumlar düşük sıcaklıklarda (< 5 C) gelişebilmelerine karşılık Aspergillus türleri bu sıcaklıklarda üreyemez ve toksin oluşturamaz. Asp. ochraceus diğer Aspergillus türlerine oranla daha düşük sıcaklık derecelerinde okratoksin (OTA) sentezleyebilir 3. Mikotoksin sentezi için uygun sıcaklığın yanı sıra, oksijen ve enerji varlığı önemli etkenlerdir 28. Mikotoksinler, hemen hemen tüm hayvan türleri ve insanlarda zehirlenme yapabilmeleri, ayrım göstermeksizin hemen her çeşit besin ve yemde kontaminasyona yol açmaları, maymunlar da dahil olmak üzere pek çok hayvan türünde karsinojenik olmaları, küflü yemleri yiyen hayvanların et, süt, yumurta gibi ürünlerinde kalıntılarına rastlanılması ve insanlarda karsinojen olabilmeleri nedeniyle, aflatoksinler hala yoğun biçimde araştırılan en önemli mikotoksin grubunu teşkil etmektedir 23.

28 Mikotoksinlerin Önemi Mikotoksinlerle kontamine olan yemlerle beslenen hayvanlarda akut ve kronik mikotoksikozise neden olmaları ve bu hayvanlardan elde edilen hayvansal ürünlerin toplum sağlığı açısından sorun oluşturmaları nedeniyle mikotoksinler toksikolojide önemli bir yere sahiptir 27,29. Mikotoksinlerin; bulaşıcı olmaması, ilaç ve antibiyotik tedavisine düşük oranda cevap vermesi, salgın şekilde görülmelerinin kontamine olmuş bir besin veya yemle ilişkili olması önemli özelliklerindendir. Toksisitenin derece ve şiddeti; konakçının yaşı, cinsiyeti ve beslenme durumuna göre değişmektedir 30,31. Mikotoksin problemi, besinlerdeki küflerin miktarı ve insidansındaki artış farkedilecek boyutlardadır. Hava şartlarının etkisi altında, hasat mevsimi ve büyüme devresindeki artış çok daha belirgindir. Tarımda yeterince gelişmiş tekniklerin kullanılmaması sonucu, ürünlerin hasat sonrası tarlada uzun bir süre kalmaları, gerek bu esnada gerekse harmanlama ve taşıma sırasında birçok kez yağmura maruz kalmaları da mikotoksinlerle kontaminasyonuna yol açabilmektedir 23. Soğuk ve yağışlı mevsimlerde tarımsal ürünlerin (mısır vb) olgunlaşması gecikebilir. Bu durum, üründe küf ve mikotoksin oluşumuna yardımcı olabilmektedir 32. Mikotoksinlerle kontamine gıdalar, hayvanların sağlığı için önemli bir risk teşkil etmekte ve çiftlik hayvanlarının verimlerinin düşmesinden dolayı büyük ekonomik kayıplara neden olmaktadır 33. Mikotoksikozisde çoğunlukla akut toksisite görülmesine rağmen, uzun süreyle düşük miktarda toksin alınımında kronik toksisiteye de yol açabilmektedir 34. Mikotoksikozde ölüm ya da akut semptomlardan ziyade kronik etkiler daha sık görülmektedir 35. Kronik mikotoksikozise uzun süre maruz kalınması

29 13 böbrek, karaciğer problemleri, immun sistem bozuklukları ve kanser gibi birçok hastalığa neden olmaktadır Aflatoksinler Aflatoksinler mikotoksinler içerisinde en kuvvetli biyolojik karsinojenler olarak bilinmektedir. Aflatoksinler, depolanmış hemen her çeşit yem, yem maddeleri, besinler ve doğada yaygın bir şekilde bulunan hepatokarsinojenik, mutajenik, teratojenik ve toksijenik metabolitlerdir Aflatoksinler Aspergillus'un üç türü olan Aspergillus flavus, Aspergillus parasiticus ve nadiren Aspergillus nomius tarafından üretilirler. Asp. flavus sadece aflatoksin B üretirken diğer iki tür hem aflatoksin B hem de aflatoksin G üretmektedir 41,42. Aflatoksinler, yaygın olarak çeşitli tahıllar, süt ve süt ürünleri ile meyve sularında saptanmıştır 43. Aspergillus flavus dünyada daha yaygın olarak bulunur. Aspergillus parasiticus ise çoğunlukla tropik ve subtropik iklim zonlarında görülür. Sıklıkla toprakta rastlanmakla birlikte havada, canlı veya ölü hayvanlar ve bitkiler üzerinde de bulunurlar. Küflerin aflatoksin üretimleri; genetik potansiyel, çevre koşulları (A S, sıcaklık, substrat, ph, redoks potansiyeli) ve fungusla substratın bulaşması gibi faktörlere bağlıdır 3. Aflatoksinler, difurokumarosiklopentenon ile difurokumarolakton gruplarında sınıflandırılmıştır. Aflatoksinler, su ve polar organik çözücülerde çözülebilir. Aflatoksinler, alkaloidlerle ve oksidasyon maddeleriyle kolayca parçalanabilir fakat normal gıda işleme sıcaklıklarında parçalanmaz 34. Hekzan, petrol eteri, izooktan gibi yağ çözücüleri dışındaki organik çözücülerde iyi çözünürler. Sudaki çözünürlükleri mg/l arasındadır 23, 44. Aflatoksin B 1 (AFLB 1 ) tarımsal ürünlerde ki belirli Aspergillus spp. tarafından üretilen son derece toksik ve karsinojenik metabolitlerdir 45. Aflatoksin B 1 ve AFLB 2

30 14 içeren yemleri tüketen hayvanların sütünde, bu toksinlerin hidroksillenmiş metabolitleri olan aflatoksin M 1 (AFLM 1 ) ve aflatoksin M 2 'ye (AFLM 2 ) dönüştürülmektedir 46. Hayvanların yemlerinde yüksek düzeyde AFLBı bulunması, sütlerinde yavrularını zehirleyebilecek miktarlarda AFLMı bulunmasına yol açabilmektedir 47. Aflatoksinlerin, aflatoksin B 1, B 2, G 1 ve G 2 olmak üzere dört ana fraksiyonu vardır. Bunların dışında önemli iki aflatoksin türevi olan aflatoksin M 1 ve M 2, AFLB 1 ve B 2 'nin hidroksi türevleridir 10,48. Ayrıca özellikle memelilerde, ana metabolitlerin biyotransformasyonu sonucu oluşan Aflatoksin P 1 (AFLP 1 ), Q 1 (AFLQ 1 ), B 2a (AFLB 2a ) ve G 2a (AFLG 2a ) olarak isimlendirilen aflatoksinler de tanımlanmıştır 20, İlk olarak, ultraviyole (UV) ışığı altında mavi renkli floresan veren iki bileşen AFLB 1 ve AFLB 2, sarı yeşil renkte floresan veren diğer iki bileşen ise AFLG 1 ve AFLG 2 olarak adlandırılmıştır. Daha sonra, aflatoksinli yemleri tüketen hayvanların sütlerinde bu toksinin bir türevinin olduğu ortaya çıkmış ve sütte bulunmasından dolayı da buna süt toksini (milk toxin) anlamında aflatoksin M adı verilmiştir 51,52. En yüksek toksisite AFLB 1 ve AFLB 3 (parasitikol)'e aittir, AFLG 2 ve AFLM 2 ise en düşük toksisiteyi göstemektedir. Tarımsal ürünlerde, gıdalarda ve yemlerde en sıklıkla görülen aflatoksinlerin toksisite sıralaması; AFLB 1 > AFLM 1 = AFG 1 > AFLB 2 > AFLG 2 > AFLM 2 şeklindedir. Başka hayvanlar üzerinde belirlenen LD 50 dozlarında da bu sıranın fazla değişmediği, bazı hallerde toksik sıralamada AFLM 1 ' in AFLG 1 'in, AFLM 2 'nin de AFLG 2 'nin önüne geçtiği veya eşit düzeyde olduğu belirtilmektedir 3,16. Yem ve besinlerle alınan aflatoksinlerin büyük bir kısmı dışkı ve idrar ile atılmaktadır. Ancak sindirim kanalından sınırlı ölçüde emilip kana geçen toksinler plazmadan çabuk ayrılır; başlıca karaciğer ve kaslarda dağılım gösterirler. Vücuda giren AFLB 1 ' in % 85-90'ı ilk 24 saat içinde dışkı (% 75), idrar (% 15-20) ve sütle değişikliğe

31 15 uğramadan veya metabolitleri halinde atılır. Büyük oranda dışkıyla atılması ağızdan alınan toksinin sindirim kanalından sınırlı şekilde emildiğini göstermektedir. Yemlerdeki kontaminasyonun sona ermesi halinde sütte 3-6 gün, idrar ve dışkıda 6-9 gün sonra aflatoksin kalıntılarına rastlanılmamaktadır. Yemlerle alınan AFLB 1 'in süt sığırlarında yaklaşık % 0,18 i koyunlarda ise % 0,1 i süte (AFLM 1 ) geçmektedir. Süt ineği yemlerine 400 ppb ve daha yüksek düzeylerde AFLB 1 bulunması sütlerinde yavrularını zehirleyebilecek miktarda AFLM 1 bulunmasına yol açabilmektedir. Özellikle karaciğer düzeyinde etkin hale geçen bu toksinler, yağda ve suda çözünebilen türevlere (AFLQ 1, AFLP 1, AFLB 2a, AFLM 1, AFLM 2 ) dönüştürülürler. Bu ürünlerin büyük çoğunluğu safra yoluyla atılır ve bu aşamada bileşikler bağırsak yoluyla dolaşıma girerek karaciğere ulaşırlar 53. Aflatoksinlerin esas olarak küflü gıdalarda görülmesine karşın doğrudan insan tüketimine sunulan gıdalarda da aflatoksin oluşabileceği, çeşitli işleme yöntemlerinin bunu tamamen ortadan kaldırmadığı ve hayvan yeminde bulunabilecek aflatoksinlerin çok az bir oranda da olsa et, süt ve yumurta gibi gıdalara geçerek insan sağlığı açısından risk oluşturabileceği ifade edilmektedir 40. Aflatoksinler, karaciğer düzeyinde mikrozimal enzim sistemleriyle değişikliğe uğratılarak etkinlik kazanırlar. İnsan ve hayvanlarda biyolojik etkinlik gösteren bu toksinler, hücresel düzeyde nükleoproteinler, nükleik asitlerle makromoleküler düzeyde tepkimeye girerler. Protein yapımında aksama ve yavaşlamalarla birlikte, hücresel yaşam işlevinin korunmasında yaşanan sorunlar sonucunda karaciğer nekrozu ve tümör oluşumları gerçekleşmektedir. Aflatoksinler, karaciğerde GSH-S transferaz (Glutation- S-Transferaz) enzimince katalize edilen tepkimeler sonucunda GSH ile konjuge edilerek veya epoksit hidrataz enzimince aflatoksikole çevrilerek zararsız hale getirilmeye

32 16 çalışılır. Ancak uzun süre ve fazla miktarda aflatoksin alımında açıklanan detoksifikasyon işlevi yetersiz kalır ve ciddi sağlık sorunları gözlemlenir. Başta keçiler olmak üzere diğer ruminantlarda AFLB 1 etkin bir biçimde detoksifiye edilmektedir 54. Üründe toksik küf bulunması her zaman aflatoksize neden olmazken, sağlıklı görünen ürünlerde aflatoksize rastlanabilmektedir 45. Küf olgusuna neden olan mantar sayısı veya koloni genişliğiyle aflatoksinlerin oluşma düzeyleri arasında doğrusal bir ilişki yoktur. Genellikle ürünün ve ortamın giderek azalan nem içeriği, kullanılabilir besin madde kompozisyonu, aşırı sporlanma, küflenme süresi ve iklim koşulları aflatoksin oluşum düzeyini sınırlayabilmektedir. Bu nedenle ağır bir biçimde küflenmiş yemlerde 0,0115 ppm aflatoksin bulunabilirken, dikkati çekmeyecek düzeyde küf içeren ürünlerde 1000 ppm'e kadar AFLB 1 bulunabilmektedir 55. Çevre sıcaklıklarına karşı oldukça dayanıklı olan bu toksinler ancak 300 C'nin üzerinde tamamen etkisiz hale gelirler. Henüz besinlerdeki aflatoksini tamamen etkisiz hale getirebilecek fiziksel, kimyasal ya da biyolojik yöntem bulunamamıştır. Bu nedenle mikotoksin bulaşmış karma yemler hala hayvan sağlığı için ciddi sorunlar oluşturmaktadır Süt ve Süt Ürünlerinde Aflatoksin Mı Oluşumu Besinleri kontamine eden aflatoksinlerin keşfinden kısa bir süre sonra, aflatoksin içeren yem maddelerinin hayvanlar tarafından yenilmesiyle süt ve diğer hayvansal ürünlerde de aflatoksinin oluşabileceği bildirilmiştir 22. Aflatoksinler içerisinde en toksik etkiye sahip olan Aflatoksin B 1, kontamine olan yemlerle alındıktan sonra, süt hayvanları tarafından metabolize edilerek monohidroksi türevi olan aflatoksin M 1 şeklinde sütten atılır. Aflatoksin M 1 hayvanların AFLB 1 tüketmesinden birkaç saat sonra sütte tespit edilebilirler. Sütteki AFLM 1, AFLB 1 in miktarı ile doğru orantılı olarak artış gösterir 37.

33 17 Mikotoksinler süt ürünlerinde iki nedenle bulunabilmektedir. Birincisi, tüketilen kontamine yemlerdeki toksinlerin metabolitlerin süte geçmesi sonucu sütün kontaminasyonu (AFLB 1, AFLM 1 ), ikincisi ise süt ürününün direkt olarak küf kontaminasyonuna maruz kalması sonucu mikotoksin oluşmasıdır 26,47. Süt ve ürünlerinde AFLM 1 in yanı sıra AFLM 2, okratoksin (OTA), siklopiyazonik asit, trikotesen, zearalenon, patulin ve fumonisin mikotoksinleri de bulunabilmektedir 47,56. Aflatoksin M 1 laktasyondaki hayvanların AFLB 1 içeren yemlerle beslenmesinden sonra sütle atıldığı için süt ve peynir, yoğurt, süt tozu, tereyağı gibi süt ürünlerinde bulunabilmektedir 57. Aflatoksin B 1 ile kontamine yem katkı maddelerinin hayvanlar tarafından tüketilmesiyle AFLB 1 'in yaklaşık %1-3 ü sütte AFLM 1 olarak ortaya çıkmaktadır 58. Aflatoksin B 1 'in bir türevi olan AFLM 1 'in oluşumu, karaciğerde gerçekleşmekte ve süt veren memelilerin sütleri ile idrarda bulunmakta ve özellikle karaciğerde tahribatlara sebep olmaktadır 59. IARC tarafından yayınlanan raporda, tükettikleri gıdalardaki aflatoksin kontaminasyonunun yaygın olduğu Çin ve Filipinler gibi ülkelerde, karaciğer kanseri vakalarına daha sık rastlandığı bildirilmektedir 60,61. Halk sağlığını yakından ilgilendiren bu konu üzerinde birçok ülkede uzun yıllar çeşitli kontrol ve izleme programları yürütülmüş ve elde edilen sonuçlara göre çeşitli gıda ve hayvan yemlerinde bulunmasına izin verilen aflatoksinler için sınır değerler belirlenmiştir 62,63. Ülkemizde ise bu konu ile ilgili en son yasal düzenleme 2009 yılında yayınlanmış olup hala yürürlüktedir 64.

34 Aflatoksin oluşumunu etkileyen faktörler Aflatoksin oluşumunu etkileyen faktörler başlıca üç kategoride sınıflandırılabilir; bunlar fiziksel, besinsel ve biyolojik faktörlerdir. Fiziksel faktörler; sıcaklık, ph, nem, hava ve atmosferdeki gazların seviyesini içermektedir. Aflatoksinler sadece C sıcaklıkları arasında ürerler. Optimal sıcaklık C olmakla birlikte 7,5-40 C arasında üreyebilmektedir. Yine koşullara bağlı olmak üzere aflatoksin üretim süresi 24 saat ile 4-10 gün arasında değişebilmektedir. Aflatoksin üretimi için minimum su aktivitesinin ise 0,85 olduğu bildirilmiştir 18. Normal ısılarda son derece dayanıklı olan aflatoksinlerin tümüyle parçalanmaları için yüksek sıcaklıklara gerek vardır. Kısa sürede yüksek ısı uygulaması (pastörizasyon işlemi) sütlerdeki aflatoksin miktarında önemli bir değişikliğe neden olmamaktadır 23. Aflatoksinler gıda ve yem maddelerinde çok stabildir, ancak çok düşük veya yüksek ph'larda (3'ten düşük ve 10'dan büyük), okside edici ajanlarla ve oksijen olan ortamda UV ışığına maruz kaldıklarında hızla aktivasyonlarını yitirmektedirler 10. Küf oluşumu düşük nem seviyesinde (<% 12-13) belirgin derecede azalmakta, ancak toksisitesinde herhangi bir değişiklik olmamaktadır 23. CO 2 ve O 2 varlığı aflatoksin üremesi ve küfün oluşumunda etkilidir. Havadaki % 20 CO 2 seviyesi aflatoksin üretimini ve küfün gelişimini belirgin biçimde engellemektedir. Havadaki oksijen konsantrasyonunun %10 oranında azalması da aflatoksin üretimini baskılamaktadır 65. Aflatoksin sentezinde inorganik tuzlarda etkili olup, başlıca çinko, manganez duyarlılığı artırırken, kadmiyum demir karışımı küf gelişimini ve aflatoksin üretimini baskılamaktadır 65.

35 19 Aflatoksin oluşumunu etkileyen biyolojik faktörler ise; mikroorganizma yükü (küf suşunun toksijenik olup olmadığı, toksijenik ise toksin üretme kabiliyeti), mikrobiyal flora, bitki tür, böcek hasarı, ayrıca birden fazla parazit veya mantar türünün mevcut olup olmaması mantarların üremesini ve mikotoksin oluşturmasını etkilemektedir 23, Aflatoksinlerin Etki Şekilleri Aflatoksinler doğrudan etkili değildirler; sitozolik ve stokrom P 450 sistemiyle birçok metabolite çevrilirler. Karaciğerde stokrom P 450 vasıtasıyla uğradıkları metabolik değişiklikler sonucu oluşan epoksit türevleri (AFLB 1-2,3-epoksit vb) etkili olmaktadır. Klinik olarak toksik ve karsinojenik etkileri tümüyle bu metabolitleriyle ilgilidir 23. Gıdalardaki en tehlikeli kanserojenlerden olan aflatoksinler, hücre içerisine, oradan da çekirdeğe geçerek DNA'ya bağlanmaktadır. Toksik etkilerini DNA çift sarmalını şablon olarak kullanıp, mrna sentezini gerçekleştiren RNA polimerazın DNA'ya bağlanmasını engelleyerek göstermektedirler 66. Aflatoksin B 1 biyolojik reaktif bir bileşiktir ve birçok biyokimyasal sistemi değiştirmektedir. Aflatoksin B 1 'in hepatokarsinojitesi biyotransformasyon ile ilgilidir. Bu toksin DNA, RNA ve proteine kovalent formda bağlanan yüksek bir reaktif elektrofilik epoksittir Aflatoksinlerin Etkileri Aflatoksinlerin toksik etkileri; hepatotoksisite, hepatokarsinojite, nefrotoksisite, teratojenite, immun sistemin bozulması ile hastalıklara karşı yatkınlık, büyümenin yavaşlaması besin maddelerinden yararlanmanın azalması olarak sayılabilmektedir 43. Bu mikotoksinlerin DNA, RNA ve protein sentezi inhibisyonu; çeşitli enzim aktivitelerinde azalma; glukoz metabolizması depresyonu; fosfolipidler, serbest yağ asitleri, trigliseritler, kolesterol ve esterleri dahil olmak üzere lipid sentezi inhibisyonu

36 20 ve pıhtılaşma faktörü inhibisyonu gibi metabolik etkileri vardır 67. Bu toksik etkiler, tüketilen toksinin miktar ve sıklığına, çevresel faktörlere, hayvanın yaşına, cinsiyetine, sağlık durumuna ve beslenme alışkanlıklarına bağlı olarak değişmektedir 9,68. Aflatoksinlere dişi farelerin erkek farelere göre daha az duyarlı olduğu; bu durumun da östrojenik hormonların koruyucu etkisinden kaynaklandığı bu nedenle cinsiyetin AFL lere duyarlılık açısından önemli olabileceği belirtilmiştir 9. Aflatoksinler alınan toksin miktarına bağlı olarak akut, subakut ve kronik nitelikte zehirlenmelere yol açmaktadırlar. Aflatoksinlerin toksisitelerine tamamen dirençli bir hayvan türü henüz bilinmemektedir 2,69. Civciv, piliç ve ördek yavruları en duyarlı olanlardır, bunları sırasıyla hindi yavrusu, sülün palazı, tavuklar ve bıldırcınlar izlemektedir. Memeliler arasında ise aflatoksinden etkilenme sırası; 3-12 haftalık domuzlar, gebe domuzlar, yetişkin domuz, sığır ve koyunlar şeklindedir. Alabalıklar ve köpekler de aflatoksine duyarlı hayvanlardır. Alabalıklarda, çok düşük konsantrasyonda bile karaciğer kanseri etkisi görülmektedir 70. Düşük konsantrasyonlarda bile kontamine yemlerin tüketimi, aflatoksinlere duyarlı hayvanlarda 72 saat içinde ölüme yol açabilmektedir 26. Aflatoksin B 1 öncelikle hepatosellüler karsinom oluşturur, ancak mide karsinomu ile kolon adenokarsinomuna da yol açabilmektedir. AFLB 1 diğer aflatoksinler göre en kuvvetli karaciğer karsinojenidir. Aflatoksin M 1 in karsinojenik gücünün aflatoksin B 1 'den 10 kat daha düşük olduğu belirtilmektedir 10. AFLG 1 böbrek tümörleri, AFLB 2 karaciğer tümörlerine neden olabilmektedir 34. Aflatoksinler, bir çeşit immun sistem baskılayıcısıdırlar ve organizmayı çeşitli mikroorganizmalara karşı duyarlı hale getirmektedirler 20. Sığırlarda yem tüketimi ile yemden yararlanma oranında azalma, süt üretiminde düşme, üreme performansında azalma, karaciğer problemleri ve immun sistemin

37 21 baskılanması başlıca görülen etkilerdir. Kilo kaybı ve anoreksi ile seyreden doğal aflatoksikozise buzağılar daha duyarlıdır 32. Atlarda deneysel aflatoksikozis vakalarında, anoreksi, titreme, kırmızı-kahverengi idrar ya da kanlı gaita gözlemlenmektedir 22 Aflatoksinler, karaciğer dejenerasyonu ve tümörü, büyümede gerilemeye neden olmaktadırlar 71. Domuzlarda yem alımında ve dolayısıyla büyüme oranında azalma ve immun sistemin baskılanması görülmektedir. Ayrıca ikterus, hemoraji, ağırlık kaybı ve akut ölüm görülebilmektedir. Köpek ve kedilerde aflatoksikozis sonucu anoreksi, kusma, ikterus, poliüri, polidipsi, hemoraji ve pulmoner ödem, immun sistem baskılanması ve paraziter, viral, bakteriyel enfeksiyonlara duyarlılıkta artış gözlenebilmektedir 22. Tavşanlar, aflatoksinlere karşı aşırı duyarlılıkları nedeniyle deneysel çalışmalarda en çok kullanılan memelilerdir. Bu hayvanlarda yem ve su tüketiminde azalma, kilo kaybı, dehidratasyon ve uyuşukluk en önemli semptomlardandır 27. Epidemiyolojik çalışmalar ile deney hayvanlarındaki araştırmalar AFL'ler ve karaciğer kanseri arasında istatistiksel olarak belirgin bir ilişki olduğunu ortaya koymuştur. Aflatoksinlerin halk sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerinin ortaya çıkması sonucunda, bu konuyla ilgili çeşitli kuruluşlar harekete geçmiş ve 19 Haziran 1993 tarihinde Dünya Sağlık Teşkilatına (WHO) bağlı Uluslararası Kanser Araştırma Kuruluşu (IARC) tarafından AFLB 1 birinci dereceden, (yeterli kanıt elde edilmiş insan karsinojenleri) AFLM 1 ise ikinci dereceden (muhtemel insan karsinojenleri; 2B sınıfı) karsinojenler içerisinde yer almıştır 72,73. Yapılan araştırmalar AFLB 1 in, kanser vakaları içerisinde dünyada yedinci sırada olan primer hepatoselüler karsinoma arasında ilişki olduğu 43,74, başka bir çalışmada ise AFLB 1 in en güçlü faktör olduğu belirtilmektedir 75.

38 Gıda ve Yemlerde Aflatoksinler için Belirlenen Sınır Değerler Aflatoksin içeren ürünlerin detoksifikasyonunda tamamen etkin yöntemlerin olmayışı, tarımsal ürün ihraç eden ülkelerin ürünlerinin birçoğunun mikotoksinlerle kontamine olması, gerek gıda gerekse yemlerin kontrol edilmesini gerekli kılmaktadır. İlk olarak WHO, FAO gibi organizasyonlar, gıdalarda kabul edilen aflatoksin miktarını 30 ppb olarak belirlemiş ve bu miktardan fazla aflatoksin içeren gıdaların ithal edilmemesi kararı almışlardır. Bu sınır değerler zaman içerisinde düşürülmüştür. Aynı tarihlerde bazı Avrupa ülkeleri WHO ve FAO normlarından daha düşük miktarları benimsemiş, UNICEF gibi kuruluşların da çocuklar tarafından tüketilecek gıda maddelerinde daha düşük sınır değerlerin saptanmasında katkısı olmuştur. Günümüzde 60 kadar ülke aflatoksin, okratoksin A, sitrinin, patulin, zearalenon, deoksinivalenol, Trikotesen-2 toksin, fumonisin gibi mikotoksinlerin gıda ve yemlerde bulunabilecek en yüksek düzeylerini yasal olarak belirlemiştir 3. En toksik olan AFLB 1 'in gıda ve yemlerdeki sınır değerleri ayrı bir öneme sahiptir. Ülkemizde tüm tarım ürünleri ve gıdalarda 5 ppb AFLB 1 ' in üzerinde AFLB 1 bulunmasına izin verilmemektedir. Aynı sınır değer; tüm gıdalar için İspanya, Hollanda, Rusya ve Çekoslovakya tarafından da kullanılmaktadır. Macaristan ve İrlanda' da AFLB 1 miktarı tüm gıdalarda 5 ppb olarak benimsenmekle birlikte bu sınır değer yasal zorunluluk değil, önerilen değerdir. Bu ülkelere karşılık Federal Almanya gıdalarda ancak 2 ppb, bebek ve çocuk gıdalarında ise 0,05 ppb düzeyinde AFLB 1 'e izin vermiştir. Yavru hayvanların karma yemlerinde genelde ergin hayvanların yemlerinde öngörülen sınır değerlerin yarısı kadarına izin verilmiştir. Avrupa Birliği ülkelerinde her bir yem maddesinde 50 ppb AFLB 1, karma yemlerde de 10 ve 20 ppb ye izin verilmiştir.

39 23 Türkiye' de yemler için kabul edilen yasal sınır değerler gıdalarla kıyaslandığında Avrupa normlarına daha fazla uymaktadır 3. Tablo 2.3. Türkiye'de gıda maddelerinde bulunmasına izin verilen aflatoksin (AFL) düzeyleri (μg/kg; ppb) 64 Gıda Maddesi Maksimum limit (μg/kg) 2.1. AFLATOKSİN B 1 B 1 +B 2 +G 1 +G 2 M Fındık, antepfıstığı gibi sert kabuklu meyveler, yer fıstığı, yağlı tohumlar, kuru meyveler ve 5,0 10,0 - bunlardan üretilen işlenmiş gıdalar Yerfıstığı (doğrudan tüketime sunulmadan veya gıda bileşeni olarak kullanılmadan önce sınıflandırma, ayıklama gibi fiziksel işlemlere tabi 8,0 15,0 - tutulacak olan) Tahıllar (karabuğday (Fagopyrum sp.) dahil) ve bunlardan üretilen işlenmiş gıdalar (doğrudan 2,0 4,0 - tüketilen veya gıda bileşeni olarak kullanılan) Mısır (doğrudan tüketime sunulmadan veya gıda bileşeni olarak kullanılmadan önce sınıflandırma, ayıklama gibi fiziksel işlemlere tabi 5,0 10,0 - tutulacak olan) Çiğ süt, ısıl işlem görmüş süt, süt bazlı ürünlerin üretiminde kullanılan süt - - 0, Baharatların aşağıdaki türleri için; Kırmızıbiber (Capsicum spp.) (bunların kurutulmuş meyveleri, kırmızıbiber ve acı kırmızıbiberin bütün ve toz hali dahil) Karabiber (Piper spp.) (bunların meyveleri, akbiber 5,0 10,0 - ve karabiber dahil) Hintcevizi/Muskat (Myristica fragrans) Zencefil (Zingiber officinale) Zerdeçal (Curcuma longa) Bebek ve küçük çocuk ek gıdaları 0, Bebek formülleri ve devam formülleri (bebek sütleri ve devam sütleri dahil) - - 0, Bebekler için özel tıbbi amaçlı diyet gıdalar 0,10-0, Diğer gıda maddeleri (bulunması muhtemel riskli gıdalar) 5,0 10,0 0,5

40 24 Birçok ülkede sütte bulunmasına izin verilen AFLM 1 limit değeri 0,05 ve 0,5 ppb düzeylerindedir 76,77. Türkiye de Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın (Tarım Orman ve Hayvancılık Bakanlığı) 2009 yılında Resmi Gazetede yayınlanan tebliğinde yaptığı son düzenleme (Tebliğ No: 2009/22) ile çeşitli ürünlerde bulunması gereken Aflatoksin üst limitleri yeniden düzenlenmiştir (Tablo 2.3.). Tablo 2.4. Çeşitli ülkelerde süt ve süt ürünlerinde bulunmasına izin verilen maksimum AFLM1 düzeyleri 64,78. Ülkeler Ürün Maksimum Limit (µg/kg) Belçika Süt, süt tozu, kondanse süt 0,1 Romanya Süt ve mamülleri 0 Avusturya Çocuk ve bebekler için pastörize sütler 0,01 Diğer sütler ve süt ürünleri 0,05 Tereyağı 0,02 Peynir 0,25 Çekoslavakya Süt 0,05 ABD Süt ve ürünleri 0,5 Brezilya Süt ve ürünleri 0,5 İsviçre Süt, süt tozu, kondanse süt 0,05 Bebekler için süt 0,01 İsveç Sıvı süt ürünleri 0,05 Hollanda Süt ve diğer sıvı süt ürünleri 0,05 Peynir 0,2 Tereyağ 0,02 Almanya Süt 0,05 Bebek sütleri 0,01 Rusya Süt ve süt ürünleri 0,05 Çocuk gıdaları 0 Türkiye Süt ve süt ürünleri 0,05 Avrupa Birliği'ne üye ülkelerin saptadıkları aflatoksin sınır değerlerinde bile büyük farklılıklar görülmektedir. Bu ülkelerin bir kısmı, sınır değerleri tüm gıdalar için belirlerken, bir kısmı da gıdaları gruplandırarak veya süt ürünlerini kendi içlerinde ayırarak sınır değerler belirlemişlerdir. Ürünler bazında limitler belirleyen ve sınır değerleri en düşük olan ülkeler başında Almanya, Avusturya, İsviçre, İngiltere dir. Bazı

41 25 ülkeler ise sınır değerleri yasal olarak belirlememiş öneri olarak sunmuştur 3. Birçok ülke ile ülkemizdeki süt ve süt ürünlerinde bulunmasına izin verilen maksimum AFLM 1 tolerans değerlerinin karşılaştırılması Tablo 2.4'de verilmiştir Okratoksin Okratoksin A ve B ilk kez Güney Afrika lı kimyacılar tarafından tanımlanmış olup Aspergillus ochraceus K-804 suşundan izole edilmiştir 79. Okratoksinler, bitkisel ürünlerin doğal kontaminantı olarak yem ve gıdalara geçmektedir 80. Okratoksinler, A.ochraceus, A.melleus, A.alliaceus, A.ostianus, A.sclerotorium, A.albertensis, A.wentii, A.auricomus, A.niger, A.sulphureus ve P.viridicatum mantarları tarafından üretilen mikotoksinlerdir 2,76. Okratoksinlerin A, B, C ve D olmak üzere dört çeşidi saptanmıştır. Okratoksin A (OTA) doğada sık olarak bulunması ve neden olduğu patolojik durumlar itibariyle oldukça önemlidir 81. Okratoksin A 'nın Danimarka'da domuzlarda görülen bir tür nefropatiden ve kümes hayvanlarındaki mikotoksikozdan sorumlu olduğu, Balkan endemik nefropatisinde (BEN) ve Kuzey Afrika'da yaygın görülen üriner sistem tümörlerinde rol oynadığı belirtilmektedir 2,82. Okratoksin A 12-karboksi grubundan L-fenilalanine bağlanmış bir pentaketit türevi olup hidroksikumarin yapısındadır 82. Okratoksin A 'nın doğal dekloro analoğu olan Okratoksin B (OTB), OTA'dan 10 kat daha az toksiktir 2,80. Okratoksin A ile OTB'nin farkı, OTA'nın dihidrometilisokumarin halka sisteminde C5 pozisyonunda klor atomu taşımasıdır. Bu klor atomunun varlığına ilaveten fenolik hidroksil grubu da toksisiteyi arttırmaktadır 83. Tüm bileşikler, sıcaklık ve hidrolize çok dayanıklı olan, amid bağıyla birleşmiş fenilalanin-dihidroisokumarin bileşikleridir 83. Beyaz, kristal bir toz olan OTA, ksilen ile yeniden kristalize edilebilir. Kristal formda erime noktası C'dir. Işık ve havada stabil değildir. Ultraviyole ışık altında,

42 26 asit solüsyonda ve yeşil alkalin solüsyonda mavi fluoresans vermektedir. Toksisiteleri aflatoksinlerden daha az olan bu mikotoksinlere, peynirlerde çok sık rastlanılmamaktadır 84. Kontaminasyon genellikle ılıman iklim, hasat ve hasat sonrası depolama koşulları ile yakından ilişkilidir 2,83. Toksinler başlıca sıcaklık, substratın nem miktarı ve tipi, mikroflora varlığı, mevcut mantarın suşu ve tohumun kalitesine bağlı olarak değişiklik göstermektedir 2. Asp. Achraceus un optimum gelişme sıcaklığı 28 C olup, OTA oluşturabilmek için de C sıcaklığa gereksinim duyar. En çok toksin üretimi 30 C de % 95 bağıl nemde gerçekleşir. Sıcaklığın azalması durumunda (15 C) yüksek bağıl neme (% 99 bağıl nem) ihtiyaç duyar. Penicillium türleri ise düşük sıcaklıklarda toksin oluşturabilirler. Pen. verrucosum 5-10 C sıcaklıkta okratoksin üretebilmektedir. Sıcak iklimlerde yetiştirilen tahıllarda OTA kontaminasyonundan Asp. ochraceus, Kanada, İskandinav ülkeleri gibi soğuk-serin kuşakta yetiştirilen tahıllardaki OTA'dan ise Pen. aurantiogriseum ve Pen. Verrucosum sorumludur. Bu iki küf türü 2 C de bile gelişimlerini sürdürebilir. Kserofilik küflerden biri olan Asp. Ochraceus tahıllarda nem içeriği % olduğunda gelişebilmektedir. Optimum gelişme sıcaklığının altında OTA miktarı azalırken, penisilik asit miktarı artmaktadır. Pen. aurantiogriseum ve Pen. verrucosum' un da minimum su aktivite değerleri oldukça düşüktür (A S = 0.79; ). Toksinin üretimi ph 5,5'ta demir, bakır ve çinko varlığında maksimumdur. Ilıman iklim koşullarında Penicillium OTA'nın ana kaynağıdır 83. Okratoksinlerin oluşturdukları klinik tabloya okratoksikozis denilmektedir. İnsanlar OTA'ya ya doğrudan bu mantar türünün geliştiği gıdalarla veya bunları tüketen hayvanların hayvansal ürünlerinin tüketmesi sonucu maruz kalmaktadır. Yapılan bir çalışmada OTA'nın temel toksik etki mekanizmasının; ATP azalmasına bağlı olarak

43 27 mitokondriyel solunumun inhibisyonu, trna sentezinin inhibisyonu ve lipit peroksidasyonun (LPO) artması olduğu ileri sürülmektedir 85. Okratoksin A'nın yaptığı renal lezyonlar; proksimal tubulün dejenerasyonu, renal kortekste interstisyel fibrozis, glomerülün hiyalinizasyonu ve tubuler epitelin atrofisidir. Okratoksin A, böbrek hücrelerinde belli bölgeleri inhibe ederek bu hücrelerdeki apoptotik tipte lezyona neden olurlar 2. Sporların solunması da bir diğer kontaminasyon yoludur. Okratoksin A'nın immünosüpresif, hepatonefrotoksik, teratojenik, apoptozis indükleyicisi, genotoksik ve LPO artırıcısı olduğu gösterilmiştir 85,86. Okratoksin A nın insan sütünde veya inek sütünde bulunabilmesi nedeniyle bebekler açısından potansiyel sağlık riski oluşturduğu 80, OTA içeren yonca tüketiminin sığırlarda aborta yol açtığı 87 belirtilmesine rağmen, birçok araştırmacı OTA ile kontamine olan tarım ürünlerinin yem olarak kullanılması durumunda geviş getiren yetişkin hayvanlarda sorun oluşturmadığını; domuz ve kümes hayvanları gibi geviş getirmeyen hayvanların et ve et ürünlerini kontamine edebildildiklerini bildirmişlerdir 2,83,88. Geviş getiren hayvanlarda özellikle protozoonların (% 88) ve kısmen bakterilerin (% 12) rumende OTA'nın Oα'ya hidrolizinden sorumlu olduğu ve yemlerle alınan OTA nın rumende daha az toksik Oα ya dönüşmesiyle ruminantların OTA toksikasyonuna daha az duyarlı olduğunu bildirmiştir 89. Türkiye de Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın (Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı) 2009 yılında Resmi Gazetede yayınlanan tebliğinde yaptığı son düzenleme (Tebliğ No: 2009/22) ile çeşitli ürünlerde bulunması gereken Okratoksin üst limitleri yeniden düzenlenmiştir (Tablo 2.5). AB komisyonu (123/2005/EC) OTA nın limit seviyesini ham tahılda 5, diğer ürünlerde 3 ppb olarak belirlemiştir. Günlük tolere edilebilir miktar olarak 5 ng/kg OTA'ya müsaade edilmektedir 83. Tahıllarda

44 28 bulunabilecek maksimum OTA miktarı İsviçre' de 2 ppb, Hollanda' da 3 ppb, Fransa ve Avusturya' da 5 ppb, İngiltere' de 10 ppb olarak benimsenmiştir. Yunanistan kahve için 20 ppb, Macaristan ve Çek Cumhuriyeti de tüm gıdalar için 20 ppb OTA konsantrasyonu sınır değerlerini kullanmaktadırlar 3. Tablo 2.5. Türkiye'de gıda maddelerinde bulunmasına izin verilen okratoksin düzeyleri (μg/kg; ppb) 64 Gıda Maddesi Maksimum limit (μg/kg) 2.2. OKRATOKSİN A İşlenmemiş tahıllar 5, Tahıldan elde edilen tüm ürünler (doğrudan tüketime sunulan tahıllar ve işlenmiş tahıl ürünleri dahil) 3, Kurutulmuş asma meyveleri (kuşüzümü, kuru üzüm ve çekirdeksiz üzüm dahil) 10, Kavrulmuş kahve çekirdeği ve öğütülmüş kahve 5, Kahve ekstraktı, çözünebilir kahve ekstraktı veya çözünebilir kahve 10, Şarap (köpüklü şarap/şampanya dahil, likör şarapları ve hacmen alkol miktarı en az % 15 olan şaraplar hariç) ve meyve şarapları 2, Aromatize şarap, aromatize şarap bazlı içki ve aromatize şarap kokteyli 2, Üzüm suyu, üzüm suyu konsantresi, üzüm nektarı ile doğrudan tüketime sunulan üzüm şırası-konsantresi 2, Bebek ve küçük çocuk ek gıdaları 0, Bebekler için özel tıbbi amaçlı diyet gıdalar 0, Diğer gıda maddeleri (bulunması muhtemel riskli gıdalar) 10,0 Okratoksin A, IARC tarafından "Grup IIB" (muhtemel karsinojen) olarak sınıflandırılmıştır. OTA dolaylı karsinojen mekanizması aracılığıyla epigenetik karsinojen olarak da adlandırılmaktadır. Ancak aynı zamanda DNA'ya doğrudan bağlanabilmesi nedeniyle doğrudan karsinojen olarak kabul edilmektedir 77.

45 Diğer Bazı Önemli Mikotoksinler Trikotesenler Trikotesenler; Fusarium, Stachbotry, Trichotheciumi, Kerticimosporium, Cephalosporium ve Cylindrocarpen mantarlarının sekonder metabolitleri olarak oluşan mikotoksinlerdir. Bu mantarlar da diğer mantarlar gibi belirli sıcaklık ve nem ortamında gelişirler. Seskiterpen yapısında bileşikleri içeren geniş bir gruptur 90. Trikotesen, diasetoksiskirperol (DAS), deoksinivalenol (DON), nivalenol (NIV) bu grupta yer alan en önemli mikotoksinlerdir. Toksisite sıralamaları Trikotesen> DAS > DON > NIV şeklindedir. DON, gıda ürünlerinde en sık rastlanan mikotoksindir 2,90. Fusarium mikotoksinlerinden olan trikotesenler, potansiyel protein sentezi inhibitörüdürler 91. Tarla küflerine dahil olan Fusarium'lar saprofit ve fitopatojen karakterli türlerdir. Tarımsal ürünlerde çürüme etkeni olan saprofitlere oranla fusarioza neden olan fitopatojenler çok daha önemlidir 3. Trikotesenler; biyolojik aktif bileşikler olup, Rusya'da ATA, Japonya'da Kırmızı Küf Zehiri, Amerika'da Küflü Mısır Toksikozu olarak bilinen pek çok mikotoksikozlara sebep olmuştur Zearalenon Zearalenon (ZEN) Fusarium türü mantarlar tarfından üretilen üzüm, mısır ve yüksek nem içeriği olan çoğunlukla saman yığınlarında oluşan lakton yapıya sahip östrojenik yapılı mikotoksindir. Bu metabolit, direkt bir toksin olmaktan ziyade hormon benzeri kimyasal yapı gösterir. Yemler ZEN içerdiğinde, hayvanlarda seri östrojenik hastalıklar görülmektedir. Amerika'da östrojenizm olarak tanımlanan hastalığın F-2 toksini olarak bilinen ZEN in ile küflü mısırlarda şekillendiği rapor edilmiştir 3. Zearalenon güçlü östrojenik etkisinin yanında karaciğer lezyonlarına neden olmakta,

46 30 daha sonrada hepatokarsinomayı tetikleyebilmektedir. Çeşitli çalışmalarda, hem insan diyetinde hem de hayvan yemlerinde ZEN oluşma insidansı yüksek bulunmuştur 93. Mısır, öğütülmüş arpa ve buğday gibi hububatlardan hazırlanan yemlerin Zen içermesi durumunda, özellikle domuzda genital problemlere neden olmaktadır. Semptomlar, prepubertal dönemdeki dişi domuzda vulvada ödem veya vajina ve rektumda sarkma şeklindedir. Üreme ile ilgili problemler; infertilite veya kuru gangren, abort ve gelişim bozukluğu gibi sorunlardır 94. Yemle 1,3 mg/kg ve üzeri ZEN alındığında süt metabolizması, 10 mg/kg ve üzeri alımlarda dölverimi, 25 mg/kg üzeri alımlarda ise vulva etkilenmektedir. Almanya daki yem kanununda ZEN için tolere edilebilir düzey preruminant buzağıda 0.25, dişi düvelerde/süt ineklerinde 0,5 mg/kg dır. Düveler rasyonla mg/kg ZEN tükettiklerinde önemli bir semptom gözlenmemiş, laktasyonda olmayan inekler ise rasyonla 40 mg/kg ZEN aldıklarında korpus luteumun lize olduğu bildirilmiştir Fumonisinler Lökoensefalomalazi olarak bilinen hastalığın nedeni olan Fumonisinler, Fusarium maniliforme ve Fusarium proliferatum gibi dünyada çok yaygın küflerce üretilen mikotoksinlerdir. 10 kadar tipi tanımlanan bu mikotoksinlerin en bilineni fumonisin B 1 (FB 1 ) dir 94,96. Genel toksisiteleri nonkompetitif olarak ribozom fonksiyonlarını etkileyerek, protein biyosentezini inhibe etmelerine dayanır 97. Fusarium türleri mısır ve mısır içerikli gıdalarda yaygın olarak bulunmaktadır. Ayrıca arpa ve durum buğdayları F. moniliforme ile kontamine olabilmektedir 98,99. Fumonisin B 1 'in sıçanlarda hepatotoksik, hepatokarsinojenik, nefrotoksik olduğu bildirilmiştir. Hayvanlarda pek çok hastalığa ve insanlarda da ösefagal kansere neden olan fumonisinler, atlarda lökoensefalomalazi ve domuzlarda pulmoner ödem şeklinde

47 31 seyreden fötal sendroma neden olmaktadır 100,101. Gebe domuz, sıçan, fare ve kobaylarla yapılan çalışmalarda fumonisinin reprodüktif sistem problemlerine neden olduğu gösterilmiştir. Ayrıca embriyotoksik olduğu ve spontan abortları indüklediği de saptanmıştır 96, Patulin Patulin; Penicillium, Aspergillus ve Byssochlamys funguslarının çeşitli türleri tarafından üretilen mikotoksindir. Doğada yaygınlığı ve biyolojik etki gücü itibariyle önemli bir toksindir. İnsanlar açısından meyve ve meyve sularında bol miktarda bulunabilmesi nedeniyle önem taşımaktadır 92. Asidik ortamda ısıtıldığında stabil olan patulin miktarı çürümüş elmada ve elma suyunda önemli sayılacak seviyelere çıkabilmektedir 102,103. Patulinin antimikrobiyel etkiye sahip olması, gram pozitif ve negatif bakterilerin gelişmelerini engelleyen geniş bir spektrum göstermesi onun bir süre antibiyotik olarak kabul edilmesine neden olmuştur. Hatta sulu çözeltileri gönüllü hastalarda nezle tedavisinde kullanılmıştır. Ancak kısa süre sonra hem memelilerde hem de bitkilerde toksik etkisi gösterilmiş ve antibiyotikler grubundan çıkarılarak mikotoksinlere dahil edilmiştir 3. Patulin, pek çok canlı için toksik bir maddedir. Sülfhidril gruplarına olan afinitesi nedeniyle bazı enzimleri inhibe etmektedir 102. Patulinin, sıçanlarda lenfosit sayısında ve kapiller permeabilitede artma gibi değişikliklere neden olabildiği tespit edilmiştir. Kromozom kırılmaları ile karekterize çekirdek gelişim bozukluklarından sorumlu tutulmuş ve dolayısıyla karsinojen bir madde olduğu bildirilmiştir 102, Sterigmatosistin Sterigmatosistinin en önemli üreticisi Aspergillus versicolor'un belli suşlarıdır. Aflatoksin biyosentezinde de ara ürün olarak görülen sterigmatosistin bir endotoksin

48 32 olup, suda çözünmez. Ortama ancak misellerin parçalanması veya otoliz sonucu geçmektedir. Aflatoksine benzer bir yapı göstermesine karşılık toksin kumarin bileşiği değildir. Bileşik UV ışınları altında brik rengi floresan verir. Asp. versicolor 4-40 C arasındaki sıcaklıklarda gelişir. Optimum gelişme sıcaklığı C olan bu funguslar sterigmatosistini C lerde sentezler. Reçel, konfitür, marmelat gibi ürünlerde % 30 oranında şeker bulunması sterigmatosistin oluşumunu engeller. Tahıllardan pirinç ve buğdayda, yeşil kahve çekirdeğinde ve yer fıstığında görülür 3.

49 33 3. GEREÇ ve YÖNTEM 3.1. Gereç Yem örneklerinin alınması Araştırmanın materyalini 2011 yılında Erzurum ilinde bulunan 11 farklı işletmeden alınan kaba yem, konsantre yem ve yemliklerinden alınan karma yem ile bu işletmelerdeki ineklerden alınan süt örnekleri oluşturdu. Tablo 3.1. İncelenen mikotoksinlerin mevsimlere göre farklı yem kaynaklarından alınan örnek sayıları (n) Çalışma Materyali İncelenen Mikotoksinler Kaba yem Total aflatoksin Aflatoksin B 1 Okratoksin Kış İlkbahar Yaz Sonbahar Toplam Konsantre Yem Total aflatoksin Aflatoksin B 1 Okratoksin Kış İlkbahar Yaz Sonbahar Toplam Karma Yem Total aflatoksin Aflatoksin B 1 Okratoksin Kış İlkbahar Yaz Sonbahar Toplam İnek Sütü Aflatoksin M 1 Kış 11 İlkbahar 11 Yaz 11 Sonbahar 11 Toplam 44

50 34 Örnekler ilkbahar (Nisan), yaz (Temmuz), Sonbahar (Ekim) ve kış (Aralık) mevsimlerinde alındı. İncelenen mikotoksinlerin mevsimlere göre farklı yem kaynaklarından alınan örnek sayıları (n) Tablo 3.1 de özetlenmiştir. Meteroloji Genel Müdürlüğü nden alınan Erzurum için 2011 yılı aylık ortalama sıcaklık ve nem değerleri Tablo 3.2 de verilmiştir. Tablo 3.2. Erzurum için 2011 yılı aylık ortalama sıcaklık ve nem değerleri 104 Ortalama Sıcaklık (ºC) Ortalama Nem (%) Ocak -8,4 81 Şubat -7,7 80 Mart -1,5 75 Nisan 5,6 72 Mayıs 9,6 70 Haziran 14,6 63 Temmuz 19,6 53 Ağustos 19,4 48 Eylül 13,9 54 Ekim 6,7 62 Kasım -5,5 80 Aralık -11,4 82 Kaba yem, konsantre yem ve hayvanların yemliklerinden alınan yem karışımı (ortalama 50 g) steril plastik poşetlere, süt örnekleri (10 ml) ise steril tüplere konularak, soğuk zincirde laboratuvara getirildi Yem örneklerinin analizinde kullanılan kitler Çalışmada örneklerin değerlendirilmesi amacıyla total aflatoksin için Aflatoxin Low Matrix Detection (Helica Biosystem INC; Cat. No.: 981AF01LM), AFLB 1 için Aflatoxin B 1 Detection Elisa Kit (Helica Biosystem INC; Cat. No.: 941BAFL01B1), Okratoksin için Ochratoxin A Assay Elisa Kit (Helica Biosystem INC; Cat. No.: 941OCH01M) ve AFLM 1 için Aflatoxin M 1 Assay Elisa Kit (Helica Biosystem INC; Cat. No.: 961AFLM01M) test kitleri kullanıldı.

51 Yöntem Kaba yem, konsantre yem ve hayvanların yemliklerinden alınan yem karışımında total aflatoksin, Aflatoksin B 1 ve Okratoksin analizi ile süt örneklerinde Aflatoksin M 1 düzeyinin belirlenmesi amacıyla test kiti üretici firmasının (Helica Biosystem INC) belirttiği protokoller uygulandı. Tüm örnekler Elisa yöntemi ile değerlendirildi Total aflatoksin Analiz için numunelerin hazırlanması 1. Örnekler, öğütülmüş kahve tozuna benzer ölçüde öğütülüp, numunelerden 20 gr tartıldı ve numune kabına aktarıldı. 2. Her numune için %80 lik metanol hazırlanarak numune kaplarına aktarıldı ve 2 dk karıştırıldı. 3. Numune kaplarından alınan 5-10 ml süpernatant, Whatman #1 filtre kağıdı ile süzüldü. 4. Numuneler yıkama solüsyonu ile 1/10 oranında sulandırıldı Test Protokolü 1. Kırmızı renkli mikro kuyucuklara 200 μl Assay Diluent eklendi. Daha sonra kuyucuklara kit standartlarından ve numunelerden 100 µl eklenerek karıştırıldı. Bu örneklerden 100 er µl alınarak antikor kaplı kuyucuklara 100 er µl aktarıldı ve 30 dk oda ısında inkübasyona bırakıldı. 2. İnkubasyon sonrası kuyucuklar boşaltılarak 300 µl yıkama tamponu (PBS-Tween) ile 3 kez yıkandı. 3. Yıkama sonrası her kuyucuğa 100 µl konjugat eklendi ve oda ısısında 30 dakika inkübe edildi.

52 36 4. İnkubasyon sonrası kuyucukların içi boşaltılarak 300 µl yıkama tamponu (PBS- Tween) ile 3 kez yıkama işlemi tekrarlandı. 5. Yıkama sonrası her kuyucuğa 100 µl TMB substrattan aktarıldı ve 10 dk oda ısında inkübasyona bırakıldı. 6. Bütün kuyucuklara 100 µl Stop solüsyonu eklenerek ELISA okuyucuda 450 nm ile okutuldu. Sonuçlar Excel programında değerlendirildi Aflatoksin B Analiz için numunelerin hazırlanması 1. Test edilecek her örnek için ekstraksiyon solüsyonu (30 ml distile su ve 70 ml metanol) hazırlandı. 2. Örnekler, öğütülmüş kahve tozuna benzer büyüklükte olacak şekilde öğütüldü gr örnek 100 ml ekstraksiyon solüsyonunda çözdürüldükten sonra kapalı kapta en az 2 dk karıştırıldı. 4. Partikül içeriğinin çökmesi beklendikten sonra 5-10 ml ekstrakt elde edecek şekilde Whatman #1 filtre kağıdı ile süzüldü Test Protokolü 1. Tüm reaktifler oda ısısına getirildi. 2. Mikroplaka tutucusuna her örnek ve standart sayısı kadar dilusyon kuyucuklarından ve antikor kaplı kuyucuklardan yerleştirildi. 3. Her dilüsyon kuyucuğuna 200 μl konjugat (HRP) eklendi. 4. Her biri için yeni bir pipet ucu kullanarak, standart ve örneklerden 100 μl konjugat eklenmiş kuyucuklara ilave edildi. Pipetaj yapılıp karıştırılan örneklerden antikor kaplı kuyucuklara 100 er μl aktarıldı ve 15 dk oda ısısında inkübe edildi.

53 37 5. Kuyucuk içerikleri ters çevirip dikkatli bir şekilde boşaltıldı ve kuyucuklar distile su ile 5 kez yıkandı. 6. Substrat reaktifinden (TMB) bütün kuyucuklara 100 μl eklenerek 5 dk oda ısısında inkübe edildi. 7. Stop Solüsyonundan bütün kuyucuklara 100 μl eklenerek ELISA okuyucuda 450 nm ile okutuldu. Sonuçlar Excel programında değerlendirildi Okratoksin Analiz için numunelerin hazırlanması 1. Test edilecek her örnek için ekstraksiyon solüsyonu (30 ml distile su ve 70 ml metanol) hazırlandı. 2. Örnekler, öğütülmüş kahve tozuna benzer büyüklükte olacak şekilde öğütüldü gr örnek 100 ml ekstraksiyon solüsyonunda çözdürülerek kapalı kapta en az 2 dk karıştırıldı. 4. Partikül içeriğinin çökmesini beklendikten sonra 5-10 ml ekstrakt elde edecek şekilde Whatman #1 filtre kağıdı ile süzüldü Test Protokolü 1. Tüm reaktifler oda ısısına getirildi. 2. Mikroplaka tutucusuna örnek ve standart sayısı kadar dilusyon kuyucuklarından ve antikor kaplı kuyucuklardan yerleştirildi. 3. Her dilüsyon kuyucuğuna 200 μl konjugat (HRP) eklendi. 4. Her biri için yeni bir pipet ucu kullanarak standart ve örneklerden 100 μl konjugat eklenmiş kuyucuklara ilave edildi. Pipetaj yapılıp karıştırılan örneklerden antikor kaplı kuyucuklara 100 er μl aktarıldı ve 15 dk oda ısısında inkübe edildi.

54 38 5. Kuyucuk içerikleri ters çevirip dikkatli bir şekilde boşaltıldı ve kuyucuklar distile su ile 5 defa yıkandı. 6. Substrat reaktifinden (TMB) tüm kuyucuklara 100 μl eklenerek 5 dk oda ısısında inkübe edildi. 7. Stop Solusyonundan tüm kuyucuklara 100 μl eklenerek ELISA okuyucuda 450 nm ile okutuldu. Sonuçlar Excel programında değerlendirildi Aflatoksin M Analiz için numunelerin hazırlanması 1. Süt örnekleri 2 saat süreyle buzdolabında bekletildi ve sonrasında 2000 g de 5 dk santrifüjlenerek yağın ayrılması sağlandı. 2. Üstteki yağ tabakası aspire edildi, altta kalan plazma test için kullanıldı Test Protokolü 1. Kitin içerisinde bulunan standartlar ile ölçüm yapılacak örneklerden kuyucuklara 200 μl aktarılarak oda ısında (19-25ºC) ışık görmeyen bir yerde 2 saat inkübasyona bırakıldı. 2. Kuyucuklar boşaltıldıktan sonra yıkama solusyonu ile 3 kez yıkandı. 3. Yıkama tamamlandıktan sonra tüm kuyucuklara Aflatoksin HRP konjugattan 100 μl eklendi ve oda ısısında (19-25ºC) 15 dk süreyle ışık görmeyen bir yerde inkübasyona bırakıldı. 4. Kuyucuklar boşaltılıp yıkama solüsyonu ile 3 kez yıkandı. 5. Yıkama tamamladıktan sonra bütün kuyucuklara TBM Substrattan 100 μl eklenerek oda ısısında (19-25ºC) ve karanlık bir ortamda 20 dk inkübasyona bırakıldı. 6. Son aşamada kuyucuklara Stop Solüsyonundan 100 μl eklenip, Elisa okuyucusunda 450 nm de okutuldu. Sonuçlar Excel programında değerlendirildi.

55 İstatistiksel Analiz Araştırmanın analitik ve deskriptif analizlerinin yapılmasında SPSS 9.0 istatistik paket programından (SPSS, 1997) 105 yararlanılmıştır. Total aflatoksin, AFLB 1, Okratoksin ve AFLM 1 e ait verilerin analizinde aşağıdaki doğrusal analiz kullanılmıştır. Model istatistik notasyonla, Y ijk =µ+a i +c i +e ijk Y ijk : Normal dağılış gösteren total aflatoksin, AFLB 1, Okratoksin ve AFLM 1 i µ: Populasyon ortalamasını a i : Mevsim etkisini (ilkbahar, yaz, sonbahar, kış) c i : Kovaryansı (İşletmeler) e ijk : Ortalaması 0, varyansı σ 2 e olan (N~(0, σ 2 e)) şansa bağlı hatayı göstermektedir. Aflatkosin B 1 ile AFLM 1 arasındaki ilişki [ ( ) ] denklemi ile belirlendi.

56 40 4. BULGULAR İşletmelerden alınan kaba yem, konsantre yem ve karma yemde bulunan total aflatoksin değerleri incelendiğinde tüm örneklerin Türk Gıda Kodeksinde total aflatoksin için belirtilen sınır değerin (10 ppb) altında olduğu gözlenmiştir (Tablo 4.1). Tablo 4.1. İşletmelerden alınan kaba yem, konsantre yem ve karma yem örneklerindeki total aflatoksin değerleri Kaba yem Konsantre yem Karma yem İşletme min. max. min. max. min. max. No 1 5,57±0,36 5,35 6,56 5,23±0,34 4,58 5,85 6,45±0,23 5,92 6,88 2 5,75±0,22 5,38 6,27 6,89±0,61 5,80 7,98 6,72±0,33 5,89 7,50 3 5,99±0,28 5,52 6,66 6,86±0,60 5,79 7,90 7,03±0,64 5,78 8,58 4 6,03±0,33 5,38 6,81 6,23±0,37 5,44 6,89 7,71±0,83 5,60 9,20 5 6,61±0,53 5,34 7,48 6,07±0,41 5,22 6,78 7,80±0,92 5,32 9,38 6 6,79±0,51 5,61 7,64 5,78±0,39 4,98 6,50 7,70±1,00 5,30 9,35 7 6,82±0,57 5,84 7,80 5,86±0,35 4,82 6,23 7,60±1,13 4,92 9,62 8 7,32±0,96 5,84 9,98 5,50±0,37 4,80 6,15 7,50±1,40 3,98 9,75 9 7,51±0,75 6,76 9,74 5,38±0,32 4,77 5,98 8,66±0,92 6,25 9, ,42±0,76 6,66 9,68 5,27±0,34 4,62 5,90 9,16±0,54 7,98 9, ,50±0,69 6,81 9,56 7,07±0,60 5,89 8,20 9,86±0,31 9,01 9,85 İşletmelerden alınan örneklerdeki total aflatoksin miktarları kaba yemler için en düşük 5,57±0,36 ppb (İşletme no:1), en yüksek 7,51±0,75 ppb (İşletme no:9), konsantre yem için en düşük 5,23±0,34 ppb (İşletme no:1), en yüksek 7,07±0,60 ppb (İşletme no:11), karma yemler için en düşük 6,45±0,23 ppb (İşletme no:1), en yüksek 9,86±0,31 ppb (İşletme no:11) olarak saptanmıştır. İşletmelerdeki tüm yemler ele alındığında total aflatoksin değeri rakamsal olarak en düşük konsantre yemde 5,23±0,34 ppb (İşletme no:1) en yüksek ise karma yemde 9,86±0,31 ppb (İşletme no:11) belirlenmiştir (Tablo 4.1).

57 41 İşletmelerden alınan kaba yem, konsantre yem ve karma yemde bulunan AFLB 1 değerleri incelendiğinde tüm örneklerin Türk Gıda Kodeksinde AFLB 1 için belirlenen sınır değeri olan 5 ppb nin altında olduğu gözlendi (Tablo 4.2). Tablo 4.2. İşletmelerden alınan kaba yem, konsantre yem ve karma yem örneklerindeki AFLB 1 değerleri Kaba yem Konsantre yem Karma yem İşletme min. max. min. max. min. max. No 1 2,67±0,86 1,17 4,22 2,26±0,46 1,20 3,40 2,49±0,33 1,75 3,18 2 3,02±0,98 1,32 4,84 2,40±0,56 1,25 3,50 3,29±0,59 1,75 4,30 3 3,05±0,99 1,33 4,76 2,33±0,55 1,22 3,42 3,18±0,58 1,70 4,22 4 2,99±0,96 1,30 4,68 2,29±0,54 1,20 3,40 3,10±0,58 1,62 4,18 5 2,89±0,95 1,24 4,60 2,32±0,36 1,48 2,98 2,99±0,54 1,60 3,98 6 2,71±0,91 1,13 4,37 1,89±0,34 1,22 2,58 2,54±0,51 1,38 3,48 7 2,80±0,91 1,22 4,42 2,09±0,31 1,39 2,72 2,80±0,52 1,50 3,82 8 2,75±0,90 1,19 4,37 1,96±0,33 1,25 2,60 2,68±0,49 1,42 3,50 9 3,06±1,01 1,29 4,92 2,10±0,36 1,30 2,80 3,40±0,58 1,85 4, ,71±0,88 1,18 4,29 2,07±0,49 1,20 3,20 2,35±0,44 1,35 3, ,85±0,93 1,25 4,49 2,20±0,35 1,40 2,88 2,89±0,54 1,55 3,96 İşletmelerden alınan örneklerdeki AFLB 1 düzeyleri kaba yemler için en düşük 2,67±0,86 ppb (İşletme no:1), en yüksek 3,06±1,01ppb (İşletme no:9), konsantre yem için en düşük 1,89±0,34 ppb (İşletme no:6), en yüksek 2,40±0,56 ppb (İşletme no:2), karma yemler için en düşük 2,35±0,44 ppb (İşletme no:10), en yüksek 3,29±0,59 ppb (İşletme no:2) olarak saptandı. İşletmeler için AFLB 1 değeri rakamsal olarak en düşük konsantre yemde 1,89±0,34 ppb (İşletme no:6) en yüksek ise karma yemde 3,29±0,59 ppb (İşletme no:2) tespit edildi (Tablo 4.2). İşletmelerden alınan kaba yem, konsantre yem ve karma yemde bulunan okratoksin değerleri incelendiğinde tüm numunelerin Türk Gıda kodeksinde okratoksin için belirlenen sınır değeri olan 10 ppb nin altında olduğu gözlendi (Tablo 4.3.).

58 42 Tablo 4.3. İşletmelerden alınan kaba yem, konsantre yem ve karma yem örneklerindeki Okratoksin değerleri Kaba yem Konsantre yem Karma yem İşletme min. max. min. max. min. max. No 1 7,05±0,47 5,76 7,78 4,85±0,87 3,90 6,32 5,08±0,72 3,75 6,38 2 7,03±0,27 6,41 7,68 5,24±0,32 4,60 5,80 6,50±0,81 4,98 8,15 3 7,15±0,29 6,49 7,83 5,16±0,32 4,55 5,75 5,51±1,30 2,82 5,16 4 7,16±0,31 6,45 7,93 5,19±0,43 4,44 6,22 5,35±1,29 2,75 7,82 5 7,20±0,34 6,57 8,18 4,98±0,40 4,40 6,12 6,26±0,80 3,99 7,55 6 6,96±0,29 6,33 7,59 4,76±0,26 4,30 5,42 6,43±0,48 5,18 7,42 7 7,21±0,39 6,65 8,34 5,32±0,31 4,75 5,90 6,98±0,70 5,22 8,22 8 7,05±0,27 6,41 7,63 4,63±0,28 4,12 5,35 5,67±0,58 4,52 6,72 9 7,07±0,33 6,25 7,73 4,58±0,29 4,10 5,30 5,50±0,60 4,30 6, ,04±0,46 5,80 7,83 4,86±0,54 3,98 6,20 5,25±0,67 3,98 6, ,13±0,40 6,33 8,19 4,70±0,27 4,25 5,40 5,82±0,57 4,74 6,88 İşletmelerden alınan örneklerdeki okratoksin miktarları kaba yemler için en düşük 6,96±0,29ppb (İşletme no:6), en yüksek 7,21±0,39 ppb (İşletme no:7), konsantre yem için en düşük 4,58±0,29 ppb (İşletme no:9), en yüksek 5,32±0,31 ppb (İşletme no:7), karma yemler için en düşük 5,08±0,72 ppb (İşletme no:1), en yüksek 6,98±0,70 ppb (İşletme no:7) olarak saptandı. Tüm işletmelerde okratoksin rakamsal olarak en düşük konsantre yemde 4,58±0,29 ppb (İşletme no: 9) en yüksek ise kaba yemde 7,20±0,34 ppb (İşletme no: 5) belirlendi (Tablo 4.3). İşletmelerden alınan süt örneklerinde bulunan AFLM 1 değerleri incelendiğinde tüm numunelerin Türk Gıda kodeksinde AFLM 1 için belirlenen sınır değeri olan 0,05 ppb nin altında olduğu gözlendi. Aflatoksin M 1 değeri rakamsal olarak en düşük 0,030±0,0038 ppb (İşletme no: 1) en yüksek 0,035±0,0061 ppb (İşletme no: 5) olarak belirlendi (Tablo 4.4).

59 43 Tablo 4.4. İşletmelerdeki ineklerden alınan sütlerdeki AFLM 1 değerleri İnek sütü İşletme No min. max. 1 0,030±0,0038 0,0231 0, ,034±0,0059 0,0238 0, ,033±0,0057 0,0236 0, ,032±0,0044 0,0242 0, ,035±0,0061 0,0240 0, ,032±0,0042 0,0242 0, ,032±0,0044 0,0240 0, ,031±0,0041 0,0238 0, ,030±0,0044 0,0236 0, ,031±0,0038 0,0239 0, ,032±0,0044 0,0239 0,0395 Tablo 4.5. Mevsimlere göre kaba yem, konsantre yem ve karma yem örneklerindeki total aflatoksin değerleri (ppb) Mevsim n Kaba yem Konsantre yem Karma yem İlkbahar 11 7,955 a 6,757 a 9,187 a Yaz 11 6,825 b 6,693 a 8,811 a Sonbahar 11 5,912 c 5,197 b 6,075 b Kış 11 6,076 b 5,405 b 7,267 b SEM 0,1930 0,2200 0,2630 P ** ** ** Genel ortalama 44 6,692 6,013 7,835 **: p<0.01 a, b, c : Aynı sütunda farklı harfle ifade edilen ortalamalar arasındaki farklılıklar önemlidir. Total AFL İlkbahar Yaz Sonbahar Kış Kaba yem Konsantre yem Karma yem Şekil 4.1. Mevsimlere göre kaba yem, konsantre yem ve karma yem örneklerindeki total aflatoksin değerleri (ppb)

60 44 Mevsimlerin kaba yem, konsantre yem ve karma yemlerdeki total aflatoksinler üzerine etkisi incelendiğinde sırasıyla, ilkbaharda 7,955; 6,757; 9,187 ppb, yaz mevsiminde 6,825; 6,693; 8,811 ppb, sonbaharda 5,912; 5,197; 6,075 ppb ve kış mevsiminde 6,076; 5,405; 7,267 ppb olarak bulundu. Mevsimlerin kaba yem üzerine etkisi incelendiğinde en düşük sonbahar mevsiminde daha sonra yaz ve kış mevsiminde en yüksek ise ilkbahar mevsiminde olduğu gözlendi (p<0.01). Konsantre ve karma yemlerde sonbahar ve kış mevsiminde gözlenen total aflatoksin değerlerinin ilkbahar ve yaz mevsimlerine göre düşük olduğu görüldü (p<0.01). Total aflatoksinin genel ortalama değerleri ise kaba yemde 6,692 ppb, konsantre yemde 6,013 ppb ve karma yemde 7,835 ppb olarak saptandı (Tablo 4.5; Şekil 4.1). Tablo 4.6. Mevsimlere göre kaba yem, konsantre yem ve karma yem örneklerindeki AFLB 1 değerleri (ppb) Mevsim n Kaba yem Konsantre yem Karma yem İlkbahar 11 4,539 a 2,904 a 3,835 a Yaz 11 4,429 a 2,852 a 3,577 b Sonbahar 11 1,244 b 1,455 b 1,622 d Kış 11 1,240 b 1,487 b 2,488 c SEM 0,0280 0,0930 0,0650 P ** ** ** Genel ortalama 44 2,863 2,175 2,881 **: p<0.01 a, b, c, d : Aynı sütunda farklı harfle ifade edilen ortalamalar arasındaki farklılıklar önemlidir. Kaba, konsantre ve karma yemlerdeki AFLB 1 in üzerinde mevsimlerin etkisine bakıldığında sırasıyla ilkbaharda 4,539; 2,904; 3,835 ppb, kış mevsiminde 1,240; 2,852; 3,577 ppb, sonbaharda 1,244; 1,455; 1,622 ppb ve yaz mevsiminde 4,429; 1,487; 2,488 ppb olarak bulundu. Mevsimlerin kaba yemdeki AFLB 1 düzeyleri üzerine etkisi incelendiğinde sonbahar ve kış mevsiminde ilkbahar ve yaz mevsimine göre düşük

61 45 olduğu gözlendi. Kaba yemde olduğu gibi konsantre yemlerde de AFLB 1 düzeylerinin sonbahar ve kış mevsiminde ilkbahar ve yaz mevsiminden daha düşük olduğu tespit edildi. Karma yemlerde AFLB 1 düzeyleri mevsimlere göre büyükten küçüğe doğru sırasıyla; ilkbahar, yaz, kış ve sonbahar mevsimlerinde gözlendi (p<0.01). Aflatoksin B 1 in genel ortalama değerleri ise kaba yemde 2,863 ppb, konsantre yemde 2,175 ppb ve karma yemde 2,881 ppb olarak saptandı (Tablo 4.6; Şekil 4.2). AFLB İlkbahar Yaz Sonbahar Kış Kaba Yem Konsantre Yem Karma yem Şekil 4.2. Mevsimlere göre kaba yem, konsantre yem ve karma yem örneklerindeki AFLB 1 değerleri (ppb) Kaba yem, konsantre yem ve karma yemlerdeki okratoksinin, mevsimsel değişiklikleri değerlendirildiğinde, sırasıyla ilkbaharda 7,882; 5,430; 7,291 ppb, yaz mevsiminde 7,169; 5,610; 6,998 ppb, sonbaharda 6,658; 4,358; 4,275 ppb ve kış mevsiminde 6,662; 4,334; 4,840 ppb olarak bulundu. İlkbahar ve yaz mevsimlerindeki kaba, konsantre ve karma yemlerdeki okratoksin değerlerinin sonbahar ve kış mevsimlerinden daha yüksek olduğu belirlenmiştir (p<0.01). Okratoksinin genel ortalama değerleri ise kaba yemde 7,093 ppb, konsantre yemde 4,933 ppb ve karma yemde 5,851 ppb olarak saptandı (Tablo 4.7; Şekil 4.3).

62 46 Tablo 4.7. Mevsimlere göre kaba yem, konsantre yem ve karma yem örneklerindeki Okratoksin değerleri Mevsim n Kaba yem Konsantre yem Karma yem İlkbahar 11 7,882 a 5,430 a 7,291 a Yaz 11 7,169 b 5,610 a 6,998 a Sonbahar 11 6,658 c 4,358 b 4,275 b Kış 11 6,662 c 4,334 b 4,840 b SEM 0,1150 0,1020 0,2170 P ** ** ** Genel Ortalama 44 7,093 4,933 5,851 **: p<0.01 a, b, c : Aynı sütunda farklı harfle ifade edilen ortalamalar arasındaki farklılıklar önemlidir. Okratoksin Kaba Yem Konsantre Yem Karma yem 0 İlkbahar Yaz Sonbahar Kış Şekil 4.3. Mevsimlere göre kaba yem, konsantre yem ve karma yem örneklerindeki okratoksin değerleri (ppb) İşletmelerdeki ineklerden alınan süt örneklerindeki AFLM 1 in mevsimsel etkileri incelendiğinde ilkbaharda 0,04 ppb, yaz mevsiminde 0,02 ppb, sonbaharda 0,02 ppb ve kış mevsiminde 0,04 ppb olarak belirlendi. İlkbahar ve kış mevsimi ile yaz ve sonbahar mevsimleri arasında AFLM 1 yönünden istatistiksel fark önemli bulundu (p<0.01). Aflatoksin M 1 in genel ortalama değeri 0,03 ppb olarak saptandı (Tablo 4.8; Şekil 4.4). Karma yemlerle alınan AFLB 1 in inek sütüne % 1,219±0,04139 oranında [( ) ] AFLM 1 olarak geçtiği belirlendi.

63 47 Tablo 4.8. Mevsimlere göre inek süt örneklerindeki AFLM 1 değerleri Mevsim n AFLM 1 İlkbahar 11 0,04 a Yaz 11 0,02 b Sonbahar 11 0,02 b Kış 11 0,04 a SEM 0,001 P ** Genel Ortalama 44 0,03 **: p<0.01 a, b : Aynı sütunda farklı harfle ifade edilen ortalamalar arasındaki farklılıklar önemlidir. AFLM 1 0,04 0,03 0,02 0,01 0 İlkbahar Yaz Sonbahar Kış AFLM1 Şekil 4.4. Mevsimlere göre inek süt örneklerindeki AFLM 1 değerleri (ppb)

Hayvan Yemlerinde Mikotoksin Problemi - Ekonomi ve Sağlığ

Hayvan Yemlerinde Mikotoksin Problemi - Ekonomi ve Sağlığ Hayvan Yemlerinde Mikotoksin Problemi - Ekonomi ve Sağlığ ığa Etkileri Süreyya ÖZCAN 16-17 Ekim 2007, Bursa Hayvan Yeminde Bulunan Mikotoksinler Aflatoxin B1, B2, G1, G2 Deoksinivalenol (DON, vomitoxin)

Detaylı

Mikotoksin nedir? En sık karşılaşılan mikotoksinler; Aspergillus Penicillium Fusarium Alternaria

Mikotoksin nedir? En sık karşılaşılan mikotoksinler; Aspergillus Penicillium Fusarium Alternaria Mikotoksin nedir? Aspergillus Penicillium Fusarium Alternaria belirli nem ve ısı koşullarında oluşturdukları fungal metabolitler En sık karşılaşılan mikotoksinler; o aflatoksinler, o okratoksin, o trikotesen,

Detaylı

GIDALARDA MİKOTOKSİN

GIDALARDA MİKOTOKSİN GIDALARDA MİKOTOKSİN GİRİŞ Küfler doğada yaygın olarak bulunurlar. Toprakta ve çevrede bulunurlar. Sporlar havada hareket ederler. Böcekler taşıyıcıdır. Kontaminasyon Ürünün yetiştirilmesi sırasında araziden

Detaylı

Bornova Vet.Kont.Arst.Enst.

Bornova Vet.Kont.Arst.Enst. Mikotoksinlerin Önemi ve Mikotoksin Test Metotları Dilek ÇİMEN TÜBİTAK ATAL 8-9 EKİM 2008 İZMİR MİKOTOKSİNLER Mikotoksinler, Mantarlar tarafından uygun ortam, ışık,sıcaklık ve nem şartlarında sentezlenen

Detaylı

Yemlerde Bulunan Toksinler ve Hayvanlar Üzerindeki Etkileri

Yemlerde Bulunan Toksinler ve Hayvanlar Üzerindeki Etkileri GÜLŞAH ÜSTÜN ATB Özel Gıda Kontrol Toksin Bölüm Teknikeri YEM BİTKİLERİ KALİTESİ VE YEMDE MİKOTOKSİNLERİN ÖNEMİ Yem kalitesi hayvan performansı, yem değeri ve sonuçta karlılık veya kazanç üzerinde doğrudan

Detaylı

- Çok genel olmayan sağ taraf abomasum yer değiştirmelerinde gözlenen semptomlar biraz daha farklıdır.

- Çok genel olmayan sağ taraf abomasum yer değiştirmelerinde gözlenen semptomlar biraz daha farklıdır. semptomları ketozisin belirtilerine benzer. yem tüketiminin durması veya kesilmesi, sınırlı bağırsak hareketi, normal vücut ısısı, süt veriminin azalması, halsizlik ve rahatsızlık ortaya çıkar. - Çok genel

Detaylı

Gıda Analizlerinde LC-MS/MS Aplikasyonları

Gıda Analizlerinde LC-MS/MS Aplikasyonları Gıda Analizlerinde LC-MS/MS Aplikasyonları Yem, Tahıl ve Yağlı tohum matrislerinde LC-MS/MS ile Mikotoksin ve Aflatoksin Kalıntısı miktarlandırma analizi, aplikasyon Çalışması. (Varian 320 MS Tandem Gold

Detaylı

TOKSİN BAĞLAYICILAR. - Captex T2. - Sorbatox

TOKSİN BAĞLAYICILAR. - Captex T2. - Sorbatox TOKSİN BAĞLAYICILAR - Captex T2 - Sorbatox MİKOTOKSİNLER: Bazı mantar türlerinin normal hayati fonksiyonlarının sonucunda oluşan metabolitlerdir. Bilimsel olarak adlandırılmış 200 den fazla mikotoksin

Detaylı

Toksin İnaktivatörü. DAHA YÜKSEK Yem Hijyeni Yem Alımı Et Hijyeni Sağlık Kondisyonu Performans Bağışıklık Karlılık

Toksin İnaktivatörü. DAHA YÜKSEK Yem Hijyeni Yem Alımı Et Hijyeni Sağlık Kondisyonu Performans Bağışıklık Karlılık Toksin İnaktivatörü DAHA YÜKSEK Yem Hijyeni Yem Alımı Et Hijyeni Sağlık Kondisyonu Performans Bağışıklık Karlılık MIKOTOKSINLERDEN KAYNAKLANAN SAĞLIK VE PERFORMANS KAYIPLARINA SON agrabond DENGELENMİŞ

Detaylı

Gıda Güvenliği: Mikotoksinler

Gıda Güvenliği: Mikotoksinler Alınmıştır: Council for Agricultural Science and Technology, Ames, Iowa, USA, Task Force Report No. 139 January 2003 Gıda Güvenliği: Mikotoksinler Prof.Dr. Dilek Boyacıoğlu İTÜ Gıda Mühendisliği Bölümü

Detaylı

Karaciğer koruyucu DAHA İYİ DAHA SAĞLIKLI, DAHA İYİ VERİMLİ SÜRÜLER İÇİN HEPALYX

Karaciğer koruyucu DAHA İYİ DAHA SAĞLIKLI, DAHA İYİ VERİMLİ SÜRÜLER İÇİN HEPALYX Karaciğer koruyucu DAHA İYİ Karaciğer fonksiyonu Antioksidan aktivite Protein sentezi Anti-fibrotik aktivite Süt Verimi Süt Proteini Metabolik Sağlık Performans Bağışıklık Karlılık DAHA SAĞLIKLI, DAHA

Detaylı

VETERİNER İLAÇ KALINTILARININ ÖNEMİ ve VETERİNER İLAÇ KALINTILARI TEST METOTLARI. Beyza AVCI TÜBİTAK -ATAL 8-9 Ekim 2008 İZMİR

VETERİNER İLAÇ KALINTILARININ ÖNEMİ ve VETERİNER İLAÇ KALINTILARI TEST METOTLARI. Beyza AVCI TÜBİTAK -ATAL 8-9 Ekim 2008 İZMİR VETERİNER İLAÇ KALINTILARININ ÖNEMİ ve VETERİNER İLAÇ KALINTILARI TEST METOTLARI Beyza AVCI TÜBİTAK -ATAL 8-9 Ekim 2008 İZMİR KALINTI SORUNU? Hayvansal kökenli gıdalarda, hayvan hastalıklarının sağaltımı,

Detaylı

Bornova Vet.Kont.Arst.Enst.

Bornova Vet.Kont.Arst.Enst. VETERİNER İLAÇ KALINTILARININ ÖNEMİ ve VETERİNER İLAÇ KALINTILARI TEST METOTLARI Beyza AVCI TÜBİTAK -ATAL 8-9 Ekim 2008 İZMİR KALINTI SORUNU? Hayvansal kökenli gıdalarda, hayvan hastalıklarının sağaltımı,

Detaylı

MIKOTOKSINLERIN NEDEN OLDUĞU SAĞLIK VE PERFORMANS KAYIPLARINA SON

MIKOTOKSINLERIN NEDEN OLDUĞU SAĞLIK VE PERFORMANS KAYIPLARINA SON Toksin İnaktivatörü DAA YÜKSEK Yem ijyeni Yem Alımı Sağlık Kondisyonu Performans Bağışıklık Karlılık MIKTKSINLERIN NEDEN LDUĞU SAĞLIK VE PERFRMANS KAYIPLARINA SN UNIKE PLUS VE UNIKE T, DENGELENMIŞ FRMÜLASYNA

Detaylı

Vitaminlerin yararları nedendir?

Vitaminlerin yararları nedendir? Vitaminlerin yararları nedendir? Vitamin ve mineraller vücudun normal fonksiyonlarının yerine getirilmesinde, büyüme ve gelişiminde çok önemlidir. Az miktarlarda yeterlidirler. Gebelikte anne yanında bebeğin

Detaylı

Hedefe Spesifik Beslenme Katkıları

Hedefe Spesifik Beslenme Katkıları Hedefe Spesifik Beslenme Katkıları Hayvan Beslemede Vitamin ve Minerallerin Önemi Vitaminler, çiftlik hayvanlarının, büyümesi, gelişmesi, üremesi, kısaca yaşaması ve verim vermesi için gerekli metabolik

Detaylı

Rumen Kondisyoneri DAHA İYİ BY-PASS PROTEİN ÜRETİMİNİ VE ENERJİ ÇEVRİMİNİ ARTTIRMAK, RUMEN METABOLİZMASINI DÜZENLEMEK İÇİN PRONEL

Rumen Kondisyoneri DAHA İYİ BY-PASS PROTEİN ÜRETİMİNİ VE ENERJİ ÇEVRİMİNİ ARTTIRMAK, RUMEN METABOLİZMASINI DÜZENLEMEK İÇİN PRONEL Rumen Kondisyoneri DAHA İYİ Protein Değerlendirilmesi Enerji Kullanımı Süt Kalitesi Karaciğer Fonksiyonları Döl Verimi Karlılık BY-PASS PROTEİN ÜRETİMİNİ VE ENERJİ ÇEVRİMİNİ ARTTIRMAK, RUMEN METABOLİZMASINI

Detaylı

Dr. Hülya ÇAKMAK Gıda Mühendisliği Bölümü ANTİOKSİDANLAR

Dr. Hülya ÇAKMAK Gıda Mühendisliği Bölümü ANTİOKSİDANLAR Dr. Hülya ÇAKMAK Gıda Mühendisliği Bölümü ANTİOKSİDANLAR ANTİOKSİDANLAR Aktif oksijen türevleri (ROS) normal metabolizma sırasında vücudumuzun ürettiği yan ürünlerdir. Ancak bazı dış kaynaklardan da serbest

Detaylı

Mikotoksinler bazı küfler tarafından üretilen toksik metabolizma ürünleridir.

Mikotoksinler bazı küfler tarafından üretilen toksik metabolizma ürünleridir. MİKOTOKSİNLER Mikotoksinler bazı küfler tarafından üretilen toksik metabolizma ürünleridir. Mikotoksin üreten küfler arasında Aspergillus, Penicillium ve Fusarium yer almaktadır. İnfekte yem ve besin maddelerini

Detaylı

KALINTILARI. Pestisit nedir? GIDALARDAKİ PESTİSİT KALINTILARI 1. pestisit kalınt kaynağı. güvenilirmidir. ? Güvenilirlik nasıl l belirlenir?

KALINTILARI. Pestisit nedir? GIDALARDAKİ PESTİSİT KALINTILARI 1. pestisit kalınt kaynağı. güvenilirmidir. ? Güvenilirlik nasıl l belirlenir? Tükettiğimiz imiz gıdalarg daların n güvenilirlig venilirliği i hayati derecede önemlidir KALINTILARI Dr. K.Necdet Öngen Gıdalarımızdaki pestisit kalıntıları konusunda neyi ne kadar biliyoruz? Tükettiğimiz

Detaylı

Gıdalardaki Pestisit Kalıntıları. Dr. K.Necdet Öngen

Gıdalardaki Pestisit Kalıntıları. Dr. K.Necdet Öngen GIDALARDAKİ PESTİSİT KALINTILARI Dr. K.Necdet Öngen Tükettiğimiz gıdaların güvenilirliği hayati derecede önemlidir Gıdalarımızdaki pestisit kalıntıları konusunda neyi ne kadar biliyoruz? Tükettiğimiz gıdalar

Detaylı

15- RADYASYONUN NÜKLEİK ASİTLER VE PROTEİNLERE ETKİLERİ

15- RADYASYONUN NÜKLEİK ASİTLER VE PROTEİNLERE ETKİLERİ 15- RADYASYONUN NÜKLEİK ASİTLER VE PROTEİNLERE ETKİLERİ İyonlaştırıcı radyasyonların biyomoleküllere örneğin nükleik asitler ve proteinlere olan etkisi hakkında yeterli bilgi yoktur. Ancak, nükleik asitlerden

Detaylı

Kanatlı Beslemede Yemler Antibesinsel Ögeler ve Etkileri

Kanatlı Beslemede Yemler Antibesinsel Ögeler ve Etkileri Kanatlı Beslemede Yemler Antibesinsel Ögeler ve Etkileri 2017-2018 ZZT424-Kanatlı Hayvan Besleme Ders Notları Prof.Dr.Necmettin Ceylan Ankara Üniversitesi-Ziraat Fakültesi-Zootekni Bölümü Fitik Asit, Fitin

Detaylı

Zeytinyağı ve Çocukluk İnsanın çocukluk döneminde incelenmesi gereken en önemli yönü, gösterdiği bedensel gelişmedir. Doğumdan sonraki altı ay ya da

Zeytinyağı ve Çocukluk İnsanın çocukluk döneminde incelenmesi gereken en önemli yönü, gösterdiği bedensel gelişmedir. Doğumdan sonraki altı ay ya da Zeytinyağı ve Çocukluk İnsanın çocukluk döneminde incelenmesi gereken en önemli yönü, gösterdiği bedensel gelişmedir. Doğumdan sonraki altı ay ya da bir yıllık sürede, bebeğin en önemli gıdasını anne sütü

Detaylı

CANLILARIN YAPISINDA BULUNAN TEMEL BİLEŞENLER

CANLILARIN YAPISINDA BULUNAN TEMEL BİLEŞENLER CANLILARIN YAPISINDA BULUNAN TEMEL BİLEŞENLER Canlıların yapısında bulunan moleküller yapısına göre 2 ye ayrılır: I. İnorganik Bileşikler: Bir canlı vücudunda sentezlenemeyen, dışardan hazır olarak aldığı

Detaylı

ADIM ADIM YGS-LYS 14. ADIM CANLININ TEMEL BİLEŞENLERİ ORGANİK MADDELER 8- VİTAMİNLER

ADIM ADIM YGS-LYS 14. ADIM CANLININ TEMEL BİLEŞENLERİ ORGANİK MADDELER 8- VİTAMİNLER ADIM ADIM YGS-LYS 14. ADIM CANLININ TEMEL BİLEŞENLERİ ORGANİK MADDELER 8- VİTAMİNLER 4) VİTAMİN Vücut metabolizması için gerekli olan ancak insan vücudunda üretilemeyen organik maddelerdir. Dışarıdan hazır

Detaylı

Toksisiteye Etki Eden Faktörler

Toksisiteye Etki Eden Faktörler Toksisiteye Etki Eden Faktörler Toksik etki (toksisite) Tüm ksenobiyotiklerin biyolojik sistemlerde oluşturdukları zararlı etki. 2 Kimyasal Madde ile İlgili Faktörler Bir kimyasal maddenin metabolizmasında

Detaylı

Bakır (Cu) Bakır anemi de kritik bir rol oynar.

Bakır (Cu) Bakır anemi de kritik bir rol oynar. Bakır (Cu) Bakır anemi de kritik bir rol oynar. Vücutta küçük miktarda bakır varlığı olmaz ise demirin intestinal yolaktan emilimi ve kc de depolanması mümkün değildir. Bakır hemoglobin yapımı için de

Detaylı

Özel Formülasyon DAHA İYİ DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA IÇIN AGRALYX!

Özel Formülasyon DAHA İYİ DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA IÇIN AGRALYX! Özel Formülasyon DAHA İYİ Yumurta Verimi Kabuk Kalitesi Yemden Yararlanma Karaciğer Sağlığı Bağırsak Sağlığı Bağışıklık Karlılık DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA IÇIN AGRALYX!

Detaylı

Bornova Vet.Kont.Arst.Enst.

Bornova Vet.Kont.Arst.Enst. Yemlerde Amino asitler ve B Grubu Vitaminlerinin Önemi ve Test Metotları Süreyya ÖZCAN Besin Öğeleri Canlının yaşamını devam ettirmesi için gerekli olan kimyasal element veya bileşiklerdir. Hücrelerin

Detaylı

Yemlerde Amino asitler ve B Grubu Vitaminlerinin Önemi ve Test Metotları. Süreyya ÖZCAN

Yemlerde Amino asitler ve B Grubu Vitaminlerinin Önemi ve Test Metotları. Süreyya ÖZCAN Yemlerde Amino asitler ve B Grubu Vitaminlerinin Önemi ve Test Metotları Süreyya ÖZCAN Besin Öğeleri Canlının yaşamını devam ettirmesi için gerekli olan kimyasal element veya bileşiklerdir. Hücrelerin

Detaylı

Organik Gıdalarda Gıda Güvenliği. Yrd. Doç. Dr. Nural KARAGÖZLÜ Celal Bayar Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü MANİSA

Organik Gıdalarda Gıda Güvenliği. Yrd. Doç. Dr. Nural KARAGÖZLÜ Celal Bayar Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü MANİSA Organik Gıdalarda Gıda Güvenliği Yrd. Doç. Dr. Nural KARAGÖZLÜ Celal Bayar Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü MANİSA Organik Gıda; Yetiştirilmesinde ve işlenmesinde tohumdan son

Detaylı

TEMEL ZOOTEKNİ KISA ÖZET KOLAY AÖF

TEMEL ZOOTEKNİ KISA ÖZET KOLAY AÖF DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. TEMEL ZOOTEKNİ KISA ÖZET KOLAY AÖF Kolayaöf.com

Detaylı

Tarımsal Meteoroloji. Prof. Dr. F. Kemal SÖNMEZ 23 EKİM 2013

Tarımsal Meteoroloji. Prof. Dr. F. Kemal SÖNMEZ 23 EKİM 2013 Tarımsal Meteoroloji Prof. Dr. F. Kemal SÖNMEZ 2 EKİM 201 Prof. Dr. Mustafa Özgürel ve Öğr. Gör. Gülay Pamuk Mengü tarafından yazılan Tarımsal Meteoroloji kitabından faydalanılmıştır. Hava ve İklim ile

Detaylı

ADIM ADIM YGS-LYS 55. ADIM CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-15 VİRÜSLER

ADIM ADIM YGS-LYS 55. ADIM CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-15 VİRÜSLER ADIM ADIM YGS-LYS 55. ADIM CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-15 VİRÜSLER Virüsler Hücresel yapı da dahil olmak üzere canlıların ortak özelliklerini göstermeyen canlılardır. Prokaryotlardan daha küçüklerdir.

Detaylı

GIDALARDA İLAÇ KALINTILARI

GIDALARDA İLAÇ KALINTILARI GIDALARDA İLAÇ KALINTILARI Prof. Dr. Ayhan FİLAZİ Ankara Üni. Veteriner Fak. Farmakoloji ve Toksikoloji Anabilim Dalı Hayvanlarda ilaç, hormon, vitamin, mineral md. vb maddeler neden kullanılır? Hastalıkların

Detaylı

Organik Bileşikler. Karbonhidratlar. Organik Bileşikler YGS Biyoloji 1

Organik Bileşikler. Karbonhidratlar. Organik Bileşikler YGS Biyoloji 1 Organik Bileşikler YGS Biyoloji 1 Hazırladığımız bu yazıda; organik bileşikler ve organik bileşiklerin yapısını, canlılarda bulunan organik bileşikleri ve bunların görevlerini, kullanım alanlarını, canlılar

Detaylı

Hücre zarının yapısındaki yağlardan eriyerek hücre zarından geçerler.fazlalıkları karaciğerde depo edilir.

Hücre zarının yapısındaki yağlardan eriyerek hücre zarından geçerler.fazlalıkları karaciğerde depo edilir. DERS: BİYOLOJİ KONU: C.T.B(Vitaminler e Nükleik Asitler) VİTAMİNLER Bitkiler ihtiyaç duydukları bütün vitaminleri üretip, insanlar ise bir kısmını hazır alır. Özellikleri: Yapıcı, onarıcı, düzenleyicidirler.

Detaylı

DAHA İYİ ÖZEL FORMÜLASYON. Yumurta Verim Kabuk Kalitesi Yemden Yararlanma Karaciğer Sağlığı Bağırsak Sağlığı Bağışıklık Karlılık

DAHA İYİ ÖZEL FORMÜLASYON. Yumurta Verim Kabuk Kalitesi Yemden Yararlanma Karaciğer Sağlığı Bağırsak Sağlığı Bağışıklık Karlılık ÖZEL FORMÜLASYON DAHA İYİ Yumurta Verim Kabuk Kalitesi Yemden Yararlanma Karaciğer Sağlığı Bağırsak Sağlığı Bağışıklık Karlılık DAHA DÜŞÜK MALİYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA İÇİN AGRALYX

Detaylı

ANTRAKS (ŞARBON) septisemik, bulaşıcı, zoonoz

ANTRAKS (ŞARBON) septisemik, bulaşıcı, zoonoz ANTRAKS (ŞARBON) septisemik, bulaşıcı, zoonoz ÖLÜMden hemen önce ya da sonra doğal boşluklardan KAN PIHTILAŞMAMA KOYU RENK alma DALAKta büyüme ÖDEM ETİYOLOJİ Bacillus anthracis Gram pozitif kapsüllü *

Detaylı

T.C. ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BESİN HİJYENİ ANABİLİM DALI VHB YL 2011-0004

T.C. ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BESİN HİJYENİ ANABİLİM DALI VHB YL 2011-0004 T.C. ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BESİN HİJYENİ ANABİLİM DALI VHB YL 2011-0004 Ayşe HAZER DANIŞMAN Doç. Dr. Ergun Ö. GÖKSOY AYDIN - 2011 T.C. ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK

Detaylı

2006 ÖSS BİYOLOJİ SORULARI VE CEVAPLARI

2006 ÖSS BİYOLOJİ SORULARI VE CEVAPLARI 2006 ÖSS BİYOLOJİ SORULARI VE CEVAPLARI 1. BÖLÜM 1. I. Adaptasyon II. Mutasyon III. Kalıtsal varyasyon Bir populasyondaki bireyler, yukarıdakilerden hangilerini "doğal seçilim ile kazanır? D) I veii E)

Detaylı

GIDALARDA MİKROBİYAL GELİŞMEYİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER

GIDALARDA MİKROBİYAL GELİŞMEYİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER GIDALARDA MİKROBİYAL GELİŞMEYİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER Mikroorganizmaların gıdalarla gelişmesi; Gıdanın karekteristik özelliğine, Gıdada bulunan m.o lara ve bunlar arası etkileşime, Çevre koşullarına bağlı

Detaylı

Gıdalardaki Pestisit Kalıntıları I

Gıdalardaki Pestisit Kalıntıları I Gıdalardaki Pestisit Kalıntıları I GIDALARDAKİ PESTİSİT KALINTILARI Pestisitlerin bazıları toksikolojik açıdan bir zarar oluşturmazken, bazılarının sinir sistemi üzerine toksik, mutajen hatta karsinojen

Detaylı

MİNERALLER. Dr. Diyetisyen Hülya YARDIMCI

MİNERALLER. Dr. Diyetisyen Hülya YARDIMCI MİNERALLER Dr. Diyetisyen Hülya YARDIMCI MİNERALLER İnsan vücudunun yaklaşık %4-5 i minareldir.bununda yarıya yakını Ca, ¼ ü fosfordur. Mg, Na, Cl, S diğer makro minerallerdir. Bunların dışında kalanlar

Detaylı

Dünyada 3,2 milyon tona, ülkemizde ise 40 bin tona ulaşan pestisit tüketimi bunun en önemli göstergesidir. Pestisit kullanılmaksızın üretim yapılması

Dünyada 3,2 milyon tona, ülkemizde ise 40 bin tona ulaşan pestisit tüketimi bunun en önemli göstergesidir. Pestisit kullanılmaksızın üretim yapılması Pestisit; herhangi bir istenmeyen canlının (zararlı organizma), yayılmasını engelleyen, uzaklaştıran ya da ondan koruyan her türlü bileşik ya da bileşikler karışımıdır. Tarımda pestisitler, zararlı organizmaları

Detaylı

TARIMSAL YAPILAR. Prof. Dr. Metin OLGUN. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü

TARIMSAL YAPILAR. Prof. Dr. Metin OLGUN. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü TARIMSAL YAPILAR Prof. Dr. Metin OLGUN Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü HAFTA KONU 1 Giriş, İklimsel Çevre ve Yönetimi Temel Kavramlar 2 İklimsel Çevre Denetimi Isı

Detaylı

gereksinimi kadar sağlamasıdır.

gereksinimi kadar sağlamasıdır. Yeterli beslenme, vücudun yaşamı ve çalışmasını sürdürebilesi için gerekli olan enerjinin sağlanması anlamına gelir. Dengeli beslenme ise, alınan enerjinin yanında bütün besin öğelerini gereksinimi kadar

Detaylı

Beslenme Dersi sunusu

Beslenme Dersi sunusu Beslenme Dersi sunusu Beslenme ile ilgili kavramlar Besin (lat.aliment): Yenebilen bitki ve hayvan dokularıdır. Su, organik ve inorganik ögelerden oluşur. Hayvansal ve bitkisel olarak iki kaynaktan elde

Detaylı

Toksin Bağlayıcıların Süt ve Süt Ürünlerinde Görülen Aflatoksini Önlemedeki Başarısı

Toksin Bağlayıcıların Süt ve Süt Ürünlerinde Görülen Aflatoksini Önlemedeki Başarısı Katkı Servis Rm-42 Syf 242-250 Toksin Bağlayıcıların Süt ve Süt Ürünlerinde Görülen Aflatoksini Önlemedeki Başarısı KONU İLGİ Sütte Görülen Aflatoksin M1 i Önlemede En Etkili Yöntem: Toksin Bağlayıcılar

Detaylı

YGS ANAHTAR SORULAR #3

YGS ANAHTAR SORULAR #3 YGS ANAHTAR SORULAR #3 1) Bir insanın kan plazmasında en fazla bulunan organik molekül aşağıdakilerden hangisidir? A) Mineraller B) Su C) Glikoz D) Protein E) Üre 3) Aşağıdakilerden hangisi sinir dokunun

Detaylı

4.Sınıf Fen Bilimleri

4.Sınıf Fen Bilimleri Fen Bilimleri Adı: Soyadı: Numara: Besinler ve İçerikleri Canlıların yaşamlarını sürdürebilmek için yedikleri ve içtikleri maddelere besin denir.canlılar büyüyüp gelişmek, üremek ( çoğalmak ) ve solunum

Detaylı

Gübre Kullanımının Etkisi

Gübre Kullanımının Etkisi 1 Gübre Kullanımının Etkisi Tarımsal üretimi artırmanın en kolay yollarından biri gübre Dünyada gübre kullanımı sürekli artıyor. En çok tüketilen azotlu ve fosforlu gübreler Kirlilik açısından ahır gübresi

Detaylı

Hazırlayan: Gökhan HEKİMOĞLU. Kimyager/ Toksin Bölüm Sorumlusu. Aflatoksin Nedir ve Nasıl Oluşur?

Hazırlayan: Gökhan HEKİMOĞLU. Kimyager/ Toksin Bölüm Sorumlusu. Aflatoksin Nedir ve Nasıl Oluşur? Hazırlayan: Gökhan HEKİMOĞLU Kimyager/ Toksin Bölüm Sorumlusu Aflatoksin Nedir ve Nasıl Oluşur? Aflatoksin (Afla+ toksin) kelimesi onu yapan küfün adından (Aspergillusflavus ) ve zehir anlamına gelen "toksin"

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Nural KARAGÖZLÜ. Celal Bayar Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü

Yrd. Doç. Dr. Nural KARAGÖZLÜ. Celal Bayar Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Yrd. Doç. Dr. Nural KARAGÖZLÜ Celal Bayar Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Mikrobiyal kaynaklı Kimyasal kaynaklı Alerjik Diğerleri Zayıf hijyenik koşullar Gıda üretiminin büyük

Detaylı

Akıllı Defter. 9.Sınıf Biyoloji. vitaminler,hormonlar,nükleik asitler. sembole tıklayınca etkinlik açılır. sembole tıklayınca ppt sunumu açılır

Akıllı Defter. 9.Sınıf Biyoloji. vitaminler,hormonlar,nükleik asitler. sembole tıklayınca etkinlik açılır. sembole tıklayınca ppt sunumu açılır 9.Sınıf Biyoloji 1 Akıllı Defter vitaminler,hormonlar,nükleik asitler sembole tıklayınca etkinlik açılır sembole tıklayınca ppt sunumu açılır sembole tıklayınca video açılır 1 VİTAMİNLER ***Vitaminler:

Detaylı

Kloroform, eter ve benzen gibi organik çözücülerde çözünen bunun yanı sıra suda çözünmeyen veya çok az çözünen organik molekül grubudur.

Kloroform, eter ve benzen gibi organik çözücülerde çözünen bunun yanı sıra suda çözünmeyen veya çok az çözünen organik molekül grubudur. Kloroform, eter ve benzen gibi organik çözücülerde çözünen bunun yanı sıra suda çözünmeyen veya çok az çözünen organik molekül grubudur. Yağların suda çözünmemesi canlılığın devamı içi önemlidir. Çünkü

Detaylı

İşyerlerinde çalışanlarımızın sağlığını olumsuz yönde tehdit eden, üretimi etkileyen ve İşletmeye zarar veren toz, gaz, duman, buhar, sis, gürültü,

İşyerlerinde çalışanlarımızın sağlığını olumsuz yönde tehdit eden, üretimi etkileyen ve İşletmeye zarar veren toz, gaz, duman, buhar, sis, gürültü, TOZ İşyerlerinde çalışanlarımızın sağlığını olumsuz yönde tehdit eden, üretimi etkileyen ve İşletmeye zarar veren toz, gaz, duman, buhar, sis, gürültü, Termal Konfor gibi unsurlardan biriside Tozdur. Organik

Detaylı

Silajlarda mikotoksin kontrolü, TMR kalitesi ve verimlilik. Antalya, 28 Ekim 2017

Silajlarda mikotoksin kontrolü, TMR kalitesi ve verimlilik. Antalya, 28 Ekim 2017 Silajlarda mikotoksin kontrolü, TMR kalitesi ve verimlilik Antalya, 28 Ekim 2017 lqueiros@lallemand.com Footer Text 12/4/2017 1 Tanım: mikotoksin nedir ve ne yapar? Silajdaki küfler Bilinen binlerce küf

Detaylı

SAĞLIM İNEKLERİN BESLENMESİ

SAĞLIM İNEKLERİN BESLENMESİ SAĞLIM İNEKLERİN BESLENMESİ Birlikle el ele, hayvancılıkta daha ileriye... Mehmet Ak Ziraat Mühendisi Sorumlu Müdür 048 9 4 www.burdurdsyb.org www.facebook.com/burdurdsyb Konuya başlamadan önce, yazıda

Detaylı

Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu

Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu Yaşlı Bakım-Ebelik 2. Ders YB 205 Beslenme İkeleri 2015 Uzm. Dyt. Emine Ömerağa emine.omeraga@neu.edu.tr BESLENME Dünya Sağlık Örgütü (WHO-DSÖ)

Detaylı

Önemli bir yem hammaddesi: Mısır

Önemli bir yem hammaddesi: Mısır Önemli bir yem hammaddesi: Mısır Besinsel Özellikleri Mısır; diğer tahıllar, tahıl yan ürünleri ve enerji sağlayan diğer hammaddeler ile karşılaştırıldığında standart bir hammaddedir. Birçok kanatlı rasyonunda

Detaylı

BİYOİNORGANİK KİMYA 5. HAFTA

BİYOİNORGANİK KİMYA 5. HAFTA BİYOİNORGANİK KİMYA 5. HAFTA ESER ELEMENTLER İnsan vücudunda en yüksek oranda bulunan element oksijendir. İkincisi ise karbondur. İnsan vücudunun kütlesinin %99 u sadece 6 elementten meydana gelir. Bunlar:

Detaylı

13 HÜCRESEL SOLUNUM LAKTİK ASİT FERMANTASYONU

13 HÜCRESEL SOLUNUM LAKTİK ASİT FERMANTASYONU 13 HÜCRESEL SOLUNUM LAKTİK ASİT FERMANTASYONU Laktik Asit Fermantasyonu Glikozdan oksijen yokluğunda laktik asit üretilmesine LAKTİK ASİT FERMANTASYONU denir. Bütün canlılarda sitoplazmada gerçekleşir.

Detaylı

The Rapid Alert System for Food and Feed (RASFF) Yıllık Rapor 2007

The Rapid Alert System for Food and Feed (RASFF) Yıllık Rapor 2007 The Rapid Alert System for Food and Feed (RASFF) Yıllık Rapor 2007 The Rapid Alert System for Food and Feed (RASFF) Yıllık Rapor 2007 The Rapid Alert System for Food and Feed (RASFF) Yıllık Rapor 2007

Detaylı

YAZILIYA HAZIRLIK SORULARI. 9. Sınıf

YAZILIYA HAZIRLIK SORULARI. 9. Sınıf YAZILIYA HAZIRLIK SORULARI 9. Sınıf DOĞRU YANLIŞ SORULARI Nitel gözlemlerin güvenilirliği nicel gözlemlerden fazladır. Ökaryot hücrelerde kalıtım materyali çekirdek içinde bulunur. Ototrof beslenen canlılar

Detaylı

Özel Formülasyon DAHA İYİ DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA CIVCIV IÇIN OVOLYX!

Özel Formülasyon DAHA İYİ DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA CIVCIV IÇIN OVOLYX! Özel Formülasyon DAHA İYİ Yumurta verimi Kabuk kalitesi Civciv kalitesi Döllülük Çıkım oranı Karaciğer sağlığı Bağırsak sağlığı Bağışıklık Karlılık DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA

Detaylı

Can boğazdan gelir.. Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur..

Can boğazdan gelir.. Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur.. Can boğazdan gelir.. Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur.. 1 BESLENME BİLİMİ 2 Yaşamımız süresince yaklaşık 60 ton besin tüketiyoruz. Besinler sağlığımız ve canlılığımızın devamını sağlar. Sağlıklı bir

Detaylı

BİYOKİMYA ANABİLİM DALI LİSANSÜSTÜ DERS PROGRAMI

BİYOKİMYA ANABİLİM DALI LİSANSÜSTÜ DERS PROGRAMI BİYOKİMYA ANABİLİM DALI LİSANSÜSTÜ DERS PROGRAMI SAĞLIK BİLİMLERİ ENSİTÜSÜ İ Yüksek Lisans Programı SZR 101 Bilimsel Araştırma Ders (T+ U) 2+2 3 6 AD SZR 103 Akılcı İlaç Kullanımı 2+0 2 5 Enstitünün Belirlediği

Detaylı

Kanatlılara Spesifik Performans Katkısı

Kanatlılara Spesifik Performans Katkısı Kanatlılara Spesifik Performans Katkısı İÇERİĞİ Kanatlı hayvancılık sektörü genetik calışmalar, yem teknolojisi ve beslenme rejimlerindeki bilimsel ilerlemelerle sürekli gelişmektedir. Dünyada artan kaliteli

Detaylı

HİJYEN VE SANİTASYON

HİJYEN VE SANİTASYON HİJYEN VE SANİTASYON TEMİZLİK+ HİJYEN= SANİTASYON Bulunduğumuz ortamda hastalık yapan mikroorganizmaların hastalık yapamayacak seviyede bulunma durumuna hijyen denir. Sağlıklı (temiz ve hijyenik) bir ortamın

Detaylı

Hayvansal Gıdalarda Veteriner İlaç Kalıntıları

Hayvansal Gıdalarda Veteriner İlaç Kalıntıları Hayvansal Gıdalarda Veteriner İlaç Kalıntıları Ruhsatlı Müstahzar 2007 Yılı (Mart) : 1649 Müstahzar; 1151 Yerli+498 İthal Kullanımda Olan: 500-600 Antibibakteriyel: 363 Dolayında Antelmintik: 145 Dolayında

Detaylı

2)Subatomik parçacıklardan oluşan radyasyon. α, β ışınları

2)Subatomik parçacıklardan oluşan radyasyon. α, β ışınları B) RADYASYON UYGULAMALARI Radyasyon = enerji yayılması 1)Elektromanyetik radyasyon. UV, X ve γ ışınları 2)Subatomik parçacıklardan oluşan radyasyon. α, β ışınları İyonizan ışınların canlı hücreler üzerine

Detaylı

SAĞLIKLI BESLENME BİRECİK MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ ZEYNEP ŞAHAN KARADERE

SAĞLIKLI BESLENME BİRECİK MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ ZEYNEP ŞAHAN KARADERE SAĞLIKLI BESLENME BİRECİK MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ ZEYNEP ŞAHAN KARADERE Sağlıklı büyümek ve gelişmek için yeterli ve dengeli beslenmeliyiz. BESLENME İnsanın yaşına, cinsiyetine, çalışma ve özel

Detaylı

OBEZİTE CERRAHİSİ SONRASI: KALSİYUM, B1 VE B2 VİTAMİNİ

OBEZİTE CERRAHİSİ SONRASI: KALSİYUM, B1 VE B2 VİTAMİNİ OBEZİTE CERRAHİSİ SONRASI: KALSİYUM, B1 VE B2 VİTAMİNİ Kalsiyum, insan vücudunda en bol miktarda bulunan mineral olup, yalnızca kemikleri ve dişleri güçlendirmekle kalmaz, kasların kasılmasını, sinirlerin

Detaylı

GAP Bölgesinde Yetiştirilen Bitkilerin Sulama Proğramları

GAP Bölgesinde Yetiştirilen Bitkilerin Sulama Proğramları GAP Bölgesinde Yetiştirilen Bitkilerin Sulama Proğramları GİRİŞ Sulamanın amacı kültür bitkilerinin ihtiyacı olan suyun, normal yağışlarla karşılanmadığı hallerde insan eliyle toprağa verilmesidir. Tarımsal

Detaylı

Canlının yapısında bulunan organik molekül grupları; o Karbonhidratlar o Yağlar o Proteinler o Enzimler o Vitaminler o Nükleik asitler ve o ATP

Canlının yapısında bulunan organik molekül grupları; o Karbonhidratlar o Yağlar o Proteinler o Enzimler o Vitaminler o Nükleik asitler ve o ATP Tamamı karbon ( C ) elementi taşıyan moleküllerden oluşan bir gruptur. Doğal organik bileşikler canlı vücudunda sentezlenir. Ancak günümüzde birçok organik bileşik ( vitamin, hormon, antibiyotik vb. )

Detaylı

ENDÜSTRIDE VE CANLILARDA ENERJI. Canlılarda Enerji

ENDÜSTRIDE VE CANLILARDA ENERJI. Canlılarda Enerji ENDÜSTRIDE VE CANLILARDA ENERJI Canlılarda Enerji Besinlerin Enerjiye Dönüşümü İnsanların gün boyunca hareketlerinin devamını, hastalanınca iyileşmelerini, fizyolojik ve psikolojik tepkilerinin devamlılığını

Detaylı

GIDALARDAKİ M.O LARIN KONTROLÜNDE 4 TEMEL İLKE UYGULANIR

GIDALARDAKİ M.O LARIN KONTROLÜNDE 4 TEMEL İLKE UYGULANIR GIDALARDAKİ M.O LARIN KONTROLÜNDE 4 TEMEL İLKE UYGULANIR 1. Kontaminasyonun önlenmesi 2. Mikroorganizmaların uzaklaştırılması a) Yıkama b) Kesme ve ayıklama c) Santrifüje etme d) Filtrasyon 3. Mikrobiyal

Detaylı

M. (arpa şekeri) +su S (çay şekeri) + su L.. (süt şekeri)+ su

M. (arpa şekeri) +su S (çay şekeri) + su L.. (süt şekeri)+ su KARBONHİDRATLAR Karbonhidratlar yapılarında.. (C),.. (H) ve. (O) atomu bulunduran organik bileşiklerdir. Karbonhidratların formülü ( ) ile gösterilir. Nükleik asitlerin, ATP nin, hücre, bitkilerde yapısına

Detaylı

ORGANİK MANDA YETİŞTİRİCİLİĞİ. Vet. Hek. Ümit Özçınar

ORGANİK MANDA YETİŞTİRİCİLİĞİ. Vet. Hek. Ümit Özçınar ORGANİK MANDA YETİŞTİRİCİLİĞİ Vet. Hek. Ümit Özçınar ORGANİK TARIM VE HAYVANCILIK NEDİR? Organik tarımın temel stratejisi, kendine yeterli bir ekosistem oluşturarak, bu ekosistemdeki canlıların optimum

Detaylı

2003 ÖSS BİYOLOJİ SORULARI VE CEVAPLARI

2003 ÖSS BİYOLOJİ SORULARI VE CEVAPLARI 2003 ÖSS BİYOLOJİ SORULARI VE CEVAPLARI 1. Bir hücrede oksijenli solunum, protein sentezi, fotosentez olaylarının tümünün gerçekleşebilmesi için, bu hücrede; I. ribozom, II. kloroplast, III. mitokondri,

Detaylı

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #22

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #22 YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #22 1) Zigottan başlayıp yeni bir bireyin meydana gelmesiyle sonlanan olayların hepsine birden gelişme denir. Embriyonun gelişimi sırasında, I. Morula II. Gastrula III. Blastula

Detaylı

SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ

SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ Büyüme ve gelişmeyi sağlar. Özellikle çocuk ve adölesanlarda protein, kalsiyum ve fosfor alımı nedeniyle; kemiklerin ve dişlerin gelişiminde Önemlidir.

Detaylı

NUTRI -PASS. Amonyak ve çözünebilir protein bağlayıcı DAHA İYİ

NUTRI -PASS. Amonyak ve çözünebilir protein bağlayıcı DAHA İYİ Amonyak ve çözünebilir protein bağlayıcı NUTRI -PASS DAHA İYİ Protein Kullanımı Enerji Kullanımı Süt Kalitesi Karaciğer Fonksiyonları Döl Verimi BY-PASS PROTEİN ÜRETİMİNİ VE ENERJİ ÇEVRİMİNİ ARTTIRMAK,

Detaylı

BESİN GRUPLARININ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ

BESİN GRUPLARININ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ BESİN GRUPLARININ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ Büyüme ve gelişmeyi sağlar. Özellikle çocuk ve adölesanlarda protein,

Detaylı

SU ÜRÜNLERİNDE GIDA GÜVENLİĞİ

SU ÜRÜNLERİNDE GIDA GÜVENLİĞİ SU ÜRÜNLERİNDE GIDA GÜVENLİĞİ Sudan Sofraya Balık Güvenliği Ülkeler, insan yaşamı ve sağlığı için yüksek düzeyde bir koruma güvencesi sağlamak zorundadırlar. Bu yaklaşım çerçevesinde güvenli ve sağlıklı

Detaylı

BESLENME ALIŞKANLIKLARININ ANNE SÜTÜNDEKİ AFLATOKSİN M 1 VARLIĞI ÜZERİNE ETKİSİ. Mine CENGİZ

BESLENME ALIŞKANLIKLARININ ANNE SÜTÜNDEKİ AFLATOKSİN M 1 VARLIĞI ÜZERİNE ETKİSİ. Mine CENGİZ BESLENME ALIŞKANLIKLARININ ANNE SÜTÜNDEKİ AFLATOKSİN M 1 VARLIĞI ÜZERİNE ETKİSİ Mine CENGİZ Gıda Hijyeni ve Teknolojisi Anabilim Dalı Tez Danışmanı Prof. Dr. Ziya Gökalp CEYLAN Yüksek Lisans Tezi-2015

Detaylı

6. BÖLÜM MİKROBİYAL METABOLİZMA

6. BÖLÜM MİKROBİYAL METABOLİZMA 6. BÖLÜM MİKROBİYAL METABOLİZMA 1 METABOLİZMA Hücrede meydana gelen tüm reaksiyonlara denir Anabolizma: Basit moleküllerden kompleks moleküllerin sentezlendiği enerji gerektiren reaksiyonlardır X+Y+ENERJİ

Detaylı

Funguslar ve Mikotoksinler 1

Funguslar ve Mikotoksinler 1 Funguslar ve Mikotoksinler 1 01. Giriş 02. Tarihçe 03. Gıdalarda Bulunan Mikotoksinler ve Üretici Fungusları 04. Mikotoksinlerin Canlılara Etkileri 05. Mikotoksin Oluşumunu Etkileyen Faktörler 05.01. Bağıl

Detaylı

Yağlar ve Proteinler

Yağlar ve Proteinler Yağlar ve Proteinler Yağlar Yağlar, yağ asitleri ve gliserolden oluşmuş organik bileşiklerdir. Yağlar en ekonomik enerji kaynaklarıdır. Yağlar aynı miktardaki karbonhidrat ve proteinlerin iki katından

Detaylı

PROTEİNLER. -Proteinlerin Yapısında Bulunan Elementler. -Aminoasitler. --Kimyasal Yapılarına Göre Amino Asitlerin Sınıflandırılması

PROTEİNLER. -Proteinlerin Yapısında Bulunan Elementler. -Aminoasitler. --Kimyasal Yapılarına Göre Amino Asitlerin Sınıflandırılması PROTEİNLER -Proteinlerin Yapısında Bulunan Elementler -Aminoasitler --Kimyasal Yapılarına Göre Amino Asitlerin Sınıflandırılması - Esansiyel olan veya olmayan amino asitler -Proteinlerin Kimyasal Özellikleri

Detaylı

Bitkide Fosfor. Aktif alım açısından bitki tür ve çeşitleri arasında farklılıklar vardır

Bitkide Fosfor. Aktif alım açısından bitki tür ve çeşitleri arasında farklılıklar vardır Fosfor alımı ve taşınımı Kök hücreleri ve > Bitkide Fosfor ksilem özsuyunun P kapsamı > toprak çözeltisinin P kapsamı (100-1000 kat) P alımı aktif alım şeklinde gerçekleşir Aktif alım açısından bitki tür

Detaylı

A. Tahıl ve Tahıl Ürünlerinin Sınıflandırılması B. Mikrobiyel Bozulmalar C. Depolama Koşulları

A. Tahıl ve Tahıl Ürünlerinin Sınıflandırılması B. Mikrobiyel Bozulmalar C. Depolama Koşulları A. Tahıl ve Tahıl Ürünlerinin Sınıflandırılması B. Mikrobiyel Bozulmalar C. Depolama Koşulları TAHIL ve TAHIL ÜRÜNLERİNİN SINIFLANDIRILMASI Tahıl, Graminiae familyasının tohumları olan buğday, çavdar,

Detaylı

TÜRKİYE DE EN FAZLA GÖRÜLEN BESLENME HATALARI

TÜRKİYE DE EN FAZLA GÖRÜLEN BESLENME HATALARI TÜRKİYE DE EN FAZLA GÖRÜLEN BESLENME HATALARI Türkiye beslenme durumu yönünden hem gelişmekte olan, hem de gelişmiş ülkelerin sorunlarını birlikte içeren bir görünüme sahiptir. Ülkemizde halkın beslenme

Detaylı

TEBLİĞ. a) 29/12/2011 tarihli ve 28157 3 üncü mükerrer sayılı Resmî Gazete de yayımlanan Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliğine dayanılarak,

TEBLİĞ. a) 29/12/2011 tarihli ve 28157 3 üncü mükerrer sayılı Resmî Gazete de yayımlanan Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliğine dayanılarak, 15 Ağustos 2014 CUMA Resmî Gazete Sayı : 29089 Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından: TEBLİĞ TÜRK GIDA KODEKSİ DEVAM FORMÜLLERİ TEBLİĞİ (TEBLİĞ NO: 2014/32) Amaç MADDE 1 (1) Bu Tebliğin amacı; devam

Detaylı

Çamlı, BioAqua markası altında ürettiği balık yemleri ile müşterilerine çok geniş bir ürün segmenti sunmaktadır. Ağırlıklı olarak üretilen Levrek,

Çamlı, BioAqua markası altında ürettiği balık yemleri ile müşterilerine çok geniş bir ürün segmenti sunmaktadır. Ağırlıklı olarak üretilen Levrek, YEMLERİ EVREK & ÇİPURA L 1 Çamlı, BioAqua markası altında ürettiği balık yemleri ile müşterilerine çok geniş bir ürün segmenti sunmaktadır. Ağırlıklı olarak üretilen Levrek, Çipura ve Alabalık yemlerinin

Detaylı

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ Kan, kalp, dolaşım ve solunum sistemine ait normal yapı ve fonksiyonların öğrenilmesi 1. Kanın bileşenlerini, fiziksel ve fonksiyonel özelliklerini sayar, plazmanın

Detaylı

TÜRKİYE DE VE DÜNYADA YEM SEKTÖRÜNE GENEL BAKIŞ, BEKLENTİLER, FIRSATLAR. Prof. Dr. Nizamettin Şenköylü Genel Sekreter

TÜRKİYE DE VE DÜNYADA YEM SEKTÖRÜNE GENEL BAKIŞ, BEKLENTİLER, FIRSATLAR. Prof. Dr. Nizamettin Şenköylü Genel Sekreter TÜRKİYE DE VE DÜNYADA YEM SEKTÖRÜNE GENEL BAKIŞ, BEKLENTİLER, FIRSATLAR Prof. Dr. Nizamettin Şenköylü Genel Sekreter Gıda Üretimindeki Küresel Güçlükler Nüfus artışı İklim değişikliği Kuraklık Su kaynaklarının

Detaylı

9. SINIF KONU ANLATIMI 5 CANLININ TEMEL BİLEŞENLERİ -İNORGANİK MADDELER 1- SU

9. SINIF KONU ANLATIMI 5 CANLININ TEMEL BİLEŞENLERİ -İNORGANİK MADDELER 1- SU 9. SINIF KONU ANLATIMI 5 CANLININ TEMEL BİLEŞENLERİ -İNORGANİK MADDELER 1- SU Canlıların yapısına katılan maddeler çeşitli özellikler nedeni ile temel olarak iki grupta incelenir. Canlının Temel Bileşenleri

Detaylı