Altar Maket. Ordû-yi Hümâyûn OSMANLI ASKERİ TEŞKİLATI

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Altar Maket. Ordû-yi Hümâyûn OSMANLI ASKERİ TEŞKİLATI"

Transkript

1 Ordû-yi Hümâyûn OSMANLI ASKERİ TEŞKİLATI

2 Bu makale, yoğun ve detaylı bir araştırma sonucu, yerli ve yabancı kaynaklar kullanılarak oluşturulmuştur. Makalede yararlanılan kaynaklar açık bir şekilde dipnotlarda belirtilmiştir. Kaynak göstermek kaydıyla, bu makalede yer alan görüş, bilgi ve resimlerden sizler de kişisel kullanımınız için faydalanabilirsiniz. Maket yaparken gerçeğe bağlı kalmak, elinizdeki figürün gerçekte ne tür bir kıyafet giydiği, silah kullandığı, savaş tarzının ve ordu sisteminin nasıl olduğunu öğrenmek diorama ve figürlerinize büyük değer ve gerçekçilik katacaktır. Bu makale maketseverlerin yanı sıra, Osmanlı Askeri Teşkilatının nasıl kurulduğu ve işlediğini merak eden araştırmacıları da hedeflemektedir. Figürlerinizle savaş oyunu oynarken de yardımcı olacağını umuyoruz. Mohaç 1526 Sipahiler ve Delibaşı Süleymanname, Esin Atıl, National Gallery of Art, Washington D.C. 1986, s

3 İÇİNDEKİLER Kanuni Sultan Süleyman ı av esnasında koruyan Solaklar Süleymanname, Esin Atıl, National Gallery of Art, Washington D.C. 1986, s GİRİŞ I ) ERKEN DÖNEM ASKERİ TEŞKİLATLANMA II) YY ARASI ASKERİ TEŞKİLATLANMA * KAPIKULU ASKERLERİ ACEMİ OCAĞI YENİÇERİ OCAĞI CEBECİ OCAĞI TOPCU OCAĞI TOP ARABACILARI OCAĞI KAPIKULU SÜVARİLERİ ** EYALET ASKERLERİ TIMARLI SİPAHİLER AZABLAR AKINCILAR DELİLER GERİ HİZMET KITALARI ve KALE KUVVETLERİ III) OSMANLI ORDUSUNUN SAVAŞA ÇIKIŞI SAVAŞ KARARI KARARIN İLANI ve SEFER HAZIRLIKLARI LOJİSTİK DESTEK SAVAŞTA ORDUNUN DÜZENİ TEMEL TAKTİKLER KOMUTA IV) ÖRNEK SAVAŞLAR NİĞBOLU 1396 V) 14.yy 17. yy ARASI OSMANLI SAVAŞLARI (Liste) VI) OSMANLI ASKERİ TEŞKİLATININ MAKET DÜNYASINDA ELE ALINMASI VE ÖRNEK ÇALIŞMALAR

4 GİRİŞ Osmanlı topraklarındaki canlı cansız, görünen görünmeyen herşey Padişaha aitti. Bu aidiyet ise mübarek, kutsal anlamına gelen Hümâyûn tabiri ile belirtilirdi. Hümâ, inanışa göre, Türk kavimlerinden Oğuzların Asyanın kalbinden Batıya doğru yaptıkları uzun yürüyüşte onlara yol gösteren Huma kuşuna atfen söylenmekteydi. Kutsal olan bu kuş, yol göstermiş ve Oğuzların güçlü ve uzun ömürlü imparatorluklar kurmalarını sağlamıştır. 11.yy da, Büyük Selçuklu Devleti, Anadolu üzerinde yüzlerce yıl süren Bizans Devleti kontrolünü kırmış, Doğudan dalga dalga boylar ve aşiretler halinde Anadolu ya giren Türkler Anadolunun çeşitli yerlerine yerleşmeye ve yeni yurtlar edinmeye başlamışlardır. Geleceğin haşmetli İmparatorluğu olan Osmanlı Devletinin temeli de 13.yy ortalarında, Süleyman Şah önderliğinde Anadoluya giren Oğuzların Günhan kolunun Kayı boyuna mensup bir aşiret tarafından atılmıştır. Süleyman Şah ın ölümünden sonra oğlu Ertuğrul Anadolu içlerinde ilerlemeye devam etmiş ve aşiretiyle Erzurum bölgesine yerleşmiştir. İran üzerinden Anadolu içlerine saldırılar düzenleyen Moğol yıkımından kurtulmak için Selçuklu Sultanına başvuran Ertuğrul Beye, Batı da, Moğol tehlikesinden uzak, Söğüt ve Domaniç bölgelerine yerleşme izni verilmiş ve Selçukluların batı bölgesinde uçbeyliği verilmiştir. 1 Babasının ölümünden sonra aşiretinin başına geçen Osman Bey 1299 yılında Osmanlı Devletini kurmuştur. Kayıların, Anadolu ya girdikten sonra Söğüt e nihai yerleşmelerine kadar izledikleri yol. Kaynak: Mufassal Osmanlı Tarihi, İskit Yayınevi, Şehir Matbaası, İstanbul 1957,s 33 Bu makalede Osmanlı kara ordusunun faaliyetleri ele alınacaktır. Deniz savaşları ve donanma yapılanması başka bir makale konusudur. Osmanlı ordusu, kurulduğu zaman, 1 Reşad Ekrem Koçu, Osmanlı Tarihinin Panoraması, Doğan Kitap, Istanbul 2003, sayfa 13

5 düşmanlarıyla savaşırken toplam gücü 13.yy ortalarında basit atlıdan, iki asır sonra, 15. yy da bin kişilik devasa ve her türlü sınıfın en üstün şekilde temsil edildiği bir askeri yapıya ulaşmıştır. 2 ERKEN DÖNEM ASKERİ TEŞKİLATLANMA Fetih düşüncesi ve askeri üstünlük kazanma çabası kuruluşundan itibaren Osmanlıların önceliği olmuştur. Osmanlı İmparatorluğu, kuruluşudan güç kaybedip parçalanıp yıkılışına kadar yüzyıllarca askeri bir imparatorluk olarak kalmıştır. 3 İlk zamanlar eldeki tek askeri güç beylere bağlı atlı aşiret askerleri idi. Bu birlikler düşmana akınlar düzenlerdi ve başarılı olurlardı. Başarılı olamadıkları, yetersiz kaldıkları yer ise kale kuşatmalarıydı. Kalesinde direnen düşmanı çözmek bu tür birliklerle mümkün değildi. Osmanlı Devletinin ikinci padişahı, Osman Gazi nin oğlu Orhan Bey, bu durumu görerek aşiret birliklerinin yanında devamlı ilk ordunun temelini attı ve yaya ve müsellem adı altında yeni bir piyade ve süvari sınıfları oluşturdu. 4 Bu kuvvetler savaşa devamlı hazır olarak bekleyecek, savaş zamanında beylikten günlük para alacak, barış zamanlarında kendilerine tarım yapabilmeleri için toprak verilecek ve vergilerden muaf tutulacaklardı. Kapıkulu ocaklarının kuruluşuna kadar Osmanlı nın askeri başarılarını elde eden bu birimlerin, devlet daimi kuvvetlerini kurduktan sonra savasa katılmalarına gerek kalmamış ve ordunun geri hizmetinde bu kuvvetlerden istifade edilmiştir. 5 XV. yy dan itibaren bu sınıflar ordunun nakliyat, maden işletmeleri, kale inşaatı ve tersane hizmetleri gibi işlerinde kullanılmışlardır. Osmanlı devleti nin kurucusu Osman Gazi. İlk komutanlarından Konur Alp sağında, Akçakoca Bey ise solunda yer almaktadır. 2 Bizans ile yapılan Kulucahisar (1285) savaşında Osmanlının mevcudu 300 kişilik aşiret birliği idi yılındaki Istanbul Kusatmasında ise Padisahın ordusu 165 kisilik bir guce ulasmıstı. 3 Askeri İmparatorluk kavramı kullanır İlber Ortaylı, TV programı, TRT, 28 Eylul İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Büyük Osmanlı Tarihi, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Cilt 1, s İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Büyük Osmanlı Tarihi, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Cilt 1, s 128

6 Kaynak: 19uncu Asır Başlarında Osmanlılarda Resmi Kıyafetler, Arif Paşa Serisi Altar Maket Osman Gazi nin hükümdar olması Kaynak: Hünername, Topkapı sarayı Müzesi Kayıların aşiret kuvvetleri Kaynak: Mufassal Osmanlı Tarihi, İskit Yayınevi, Şehir Matbaası, İstanbul 1957,s 33

7 Osmanlı ve Bizans kuvvetleri arasındaki erken dönem savaşlarına örnek Kaynak: Mufassal Osmanlı Tarihi, İskit Yayınevi, Şehir Matbaası, İstanbul 1957,s YY ARASI ASKERİ TEŞKİLATLANMA Yapılan başarılı seferlerle sınırlar genişledikçe, ve özellikle Rumeli de başarılar kazanıldıkça, mevcut askeri yapının yetmediği görüldü. Osmanlının ilerlemesini sürdürmek için daha düzenli ve en önemlisi sürekli kuvvetlere ihtiyacı vardı. Üçüncü padişah, I. Murad (Murad Hüdavendigar) zamanında, ele geçirilen topraklardaki erkek savaş esirlerinin beşte birini silah altına alma süretiyle 1363 yılında Pençik Oğlanları kanunu ile Yeniçeri Ocağı kuruldu 6. Bu kuvvetlerin her şart altında Padişaha kayıtsız şartsız sadık kalacak muhafızlar olarak kalmaları amaçlandı. Osmanlı askeri teşkilatlanmasında 14üncü yüzyılda atılan bu temeller 17.yy sonlarına kadar devam etti. Askeri yapı temel olarak Kapıkulu Askerleri ve Eyalet Askerleri olarak ikiye ayrılıyordu. Birincisi, devlet tarafından bakılan, devlet tarafından sağlanan imkanlarla kışlalarda yatan ve düzenli maaş alan, bir anlamda düzenli bir asker grubu, sürekli bir ordu diğeri ise devletten maaş almayan, barış zamanında kendi işine bakan, savaş zamanı çağrıldığında askere koşan gruptu. Osmanlı ordusunun bu temel sistemi uzun asırlar boyu devam etti ve ancak 18.yy dan itibaren yavaşça değişmeye başlayarak 19.yy da yeni bir sisteme geçildi. Osmanlı nın etkili bir askeri sisteme sahip olduğu zamanlarda tüm ordu içinde devletten maaş alan Kapıkulu askerleri ile devletten maaş almayan eyalet askerleri arasında belirli bir denge vardı bin eyalet askerine karşılık 15 bin civarında Kapıkulu askeri olan bu denge, devlette yozlaşmanın başlaması ve tüm kurumların çökmeye başlamasından nasibini alarak tersine dönmüş ve 18yy da bu oran 7-8 bin eyalet askerine karşılık 92 bin civarında Kapıkulu askerine dönmüştür. 7 6 Pençik Kanunu Hicri 764 (Miladi ) tarihinde ortaya çıktığı Kabul edilir. Bkz. İsmail Hami Danişmend, izahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi, Cilt 1, Türkiye Basımevi, İstanbul, 1947, s 40 7 Veli Şirin, Asakir-I Mansure-i Muhammediye ordusu ce seraskerlik, Tarih ve Tabiat Vakfı yayınları, Istanbul 2002, s 10

8 KAPIKULU ASKERLERİ Altar Maket Kapıkulu, padişaha tamamen bağlı demektir. Bu sınıfa mensup askerler padişah nerede bulunursa onunla beraber bulunurdu. Kapıkulu ocağı merkez askeri teşkilat içinde yer almakta ve altı kısımdan oluşmaktadır. 8 Bunlar Acemi Ocağı, Yeniçeri Ocağı, Cebeci Ocağı, Topçu Ocağı, Top Arabacıları Ocağı ve Kapıkulu süvarileridir. Kapıkulu askerleri nizamiye askerleri olup ocaklara ayrılmaktaydı. Bu grup sayesinde, Osmanlı ordusu her zaman savaşa hazır, meslekleri askerlik olan bir kitleden müteşekkil bir kuruluş olmayı başarmıştı. 9 Böyle etkili bir ordu sisteminin önemini anlamak için Osmanlı nın çağdaşı bazı büyük Avrupa devletlerine bakmak bunun ne kadar erken ve önemli bir kazanım olduğunu ispat etmektedir. Örneğin, İngiliz İmparatorluğunda, 17.yy daki İngiliz İç Savaşına ( ) kadar daimi bir ordu yoktu. Savaş zamanı, asker ihtiyacı bölgelerden sağlanıyordu. 10 Osmanlı ise devşirme sistemiyle kurulan Kapıkulu ocakları vasıtasıyla 14.yy dan itibaren özel eğitimli, profesyonel askerlerden oluşan daimi bir orduya sahipti. Bu, Avrupa da kurulan ilk düzenli orduya sahip olmak anlamına geliyordu. ACEMİ OCAĞI Osmanlı, Rumeli de fetihler yaptıkça, daha fazla askere ihtiyaç duyuyordu. Bu ihtiyacı gidermek amacıyla, elde edilen esirlerin beşte birini Türk terbiyesi vererek devlet hizmetine almaya ve bunlardan bir askeri sınıf teşkiline karar verildi. Yeniçeri ocağına asker yetiştirmek için acemi ocağı ilk olarak Gelibolu da kuruldu. Fakat bir sorun vardı, bu yetişkin esirler fırsat buldukça kaçıyorlardı. Bunu dikkate alarak yeni bir sisteme geçildi, bu sefer savaşlarda, özellikle akınlarda elde edilen küçük yaştaki çocuklar Anadolu daki Türk köylülerinin yanına verilmeye ve burada zaman içinde Türk örf adetleri ile müslümanlığa iyice adapte olduktan ve benimsedikten sonra acemi ocağına alınmaya ve belli bir süre sonra da yeniçeri ocağına alınmaya başlandı. Acemi oğlanı 8 Yusuf Halaçoğlu, XIV -XVII. Yüzyılarda Osmanlılarda Devlet Teşkilatı ve Sosyal Yapı, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 2003, s 45 9 Yılmaz Öztuna, Türk Savaş Taktiği, Hayat Tarih Mecmuası, sayı 9, Ekim 1971, s

9 Osmanlı yöneticileri, ellerinde mevcut askerlerin yanında bu yeni tip askerleri de katmaya karar verdiler. Rivayete göre, Cendereli Hayreddin Paşa eyitti (dedi): bunları [esirlerin beşte birini] Türke verelim, hem müslüman olsunlar hem Türkçe öğrensinler, sonra getirelim yeni çeri [yeni asker] olsunlar. 11 Acemi Ocağı, tüm Kapıkulu Ocaklarının nefer ihtiyacını karşılamak üzere kurulmuştu. Hatta bu ocağın düzgün fizikli, iyi adaba ve beceriye sahip olanları saraylara dahi verilir, buralarda kendini ispatlayanlar da padişahın sarayına kadar çıkabilirlerdi. Acemi ocağına çocuk seçimi devşirme kanunu çerçevesinde alınır ve pek çok kritik kritere bakılarak bu kanun uygulanırdı. Devşirmeyle görevli memur, sancak ve kazaları gezer, kilisenin temsilcileriyle beraber devşirme işlemini gerçekleştirirlerdi. Belli başlı kurallar ve kriterler şunlardı: 12 Bir köyde, görevli tarafından devşirilen çocuklar Kaynak: Süleymanname, Esin Atıl, National Gallery of Art, Washington D.C Çocuğun yaşı 8 ile 18 arasında olmalı - Tek çocuklu aileden çocuk alınmamalı - Çocuğun soyu sopu belli olmalı ve iyi bir aileden gelmeli - Orta boylu olmalı - Kısa boylu, köse ve sanat sahibi veya şehir kasaba görüp gözü açılanlar alınmamalı 11 Neşri de aktaran İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Büyük Osmanlı Tarihi, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Cilt 1, s İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Büyük Osmanlı Tarihi, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Cilt 1, s 510

10 YENİÇERİ OCAĞI Altar Maket Gereklüdür yeniçeri kapuda Ki Han ı gözleyeler her tapuda. 13 Üçüncü Padişah Murat Hüdavendigar zamanında devrin ileri gelenlerinden Çandarlı (Cendereli) Kara Halil ve Karamanlı Molla Rüstem in büyük çabalarıyla kurulmuştur. 14 Kuruluş tarihi olarak 1363 gösterilir. Padişaha hayatlarıyla bağlı Osmanlı tarihinin bu en önemli ve renkli asker ocağı, Cemaat, Bölük ve Sekban namı ile üç sınıfa ve 196 Orta ya ayrılmışlardı. 15 Bu 196 Orta nın 101 i Cemaatli, 61 i Bölüklü ve kalan 34 Orta ise Sekban Ortasıydı. 16 Orta, birim olarak bir tabur gibi değerlendirilebilir. 17 Bir Ortanın mevcudu genel olarak 60 ila 70 nefer olurdu. Ortalar ın Osmanlı İmparatorluğunda dağılımı şöyleydi: Cemaat Ortaları (yaya bölükleri): 60, 61, 62 ve 63 üncü ortalar İstanbul da otururlar ve törenlerde Padişah a eşlik ederlerdi. Bunlara Solaklar denmiştir. Kalan diğer tüm ortalar hudut kalelerine taksim edilmiş muhafızlardı. Sekban Ortaları: Bu orta 1451 de oluşturulmuştur. Padişahın av maiyetleriydi. Büyük ve gösterişli av partilerini bu ortalar düzenlerdi. Bölük Ortaları: II. Bayezıd devrinde oluşturulmuştur. Otuz bir tanesi Istanbul da Sancak-ı Şerif i korumakla, kalan otuz orta ise otuz iç vilayet merkezinde iç kaleleri korumakla görevliydi. 13 Reşad Ekrem Koçu, Osmanlı Tarihinin Panoraması, Doğan Kitap, Istanbul 2003, sayfa Yusuf Halaçoğlu, XIV -XVII. Yüzyılarda Osmanlılarda Devlet Teşkilatı ve Sosyal Yapı, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 2003, s 50. Reşat Ekrem Koçu bu kurucu listesine Balkan Fatihi Gazi Evrenos u da ekler bkz Reşad Ekrem Koçu, Osmanlı Tarihinin Panoraması, Doğan Kitap, Istanbul 2003, sayfa Reşad Ekrem Koçu, Osmanlı Tarihinin Panoraması, Doğan Kitap, Istanbul 2003, sayfa 71 ve Genelkurmay Harp Tarihi Başkanlığı Konferans Broşürü, Ankara 1976, s Reşad Ekrem Koçu, Osmanlı Tarihinin Panoraması, Doğan Kitap, Istanbul 2003, sayfa Reşad Ekrem Koçu, Osmanlı Tarihinin Panoraması, Doğan Kitap, Istanbul 2003, sayfa 73

11 Her bir ortada bulunan asker sayısı değişiklik göstermiş ve Ocak disiplinin yoğun olduğu zamanlarda 60 ile 70 askerden oluşurken, disiplin ve düzenin kaybolduğu yıllarda bu sayı binlerle ifade edilen bir rakama ulaşmıştır. Geleneksel olarak Osmanlı Padişahı, 1. Orta nın defterinde 1 nolu nefer olarak kayıtlıydı. 18 Defterterde padişah isimleri, diğer yeniçeri isimleri gibi yazılır ve ulufe günlerinde maaş verilir, o da bu maaşın üzerine altın ekleyip ocağa hediye ederdi. Padişah için ayrıca yeniçeri kışlası, birinci Ağa bölüğünde hususi bir oda ve taht bulunurdu. 19 Padişah sefer çıktığında, hastalar ve imkanı olmayanlar hariç, tüm Yeniçeriler sefere çıkar, savaş esnasında yeniçeriler padişahın bulunduğu ordunun merkez bölümünde padişahın önünde dururlardı. Padişah Yeniçerilerin oluşturduğu sıraların arkasında veya ortasında, atının üzerinde muhabereyi kontrol ederdi. Sefere giderken ise yeniçeriler padişaha eşlik ederlerdi. Geride sadece, kışlalarının muhafazası için bıraktıkları, korucu isimli, ihtiyar yeniçeriler bırakılırdı. 20 Düşmanla sıcak temas sağlanma ihtimali belirince, yeniçerilere, cebeci ocağınca silah ve cephane dağıtılır, onlar da padişahın önünde arka arkaya dokuz saf halinde savaş düzeni alırlardı. Savaşa başlamadan hep bir ağızdan yüksek sesle mensup oldukları Bektaşi tarikatine mensup gülbankı okurlardı. 21 Savaş başlayınca, gerekirse ön sıra tüfekleriyle düşmana ateş açar, onlar diz çöküp tüfeklerini yeniden ateşe hazırlarken ikinci sıra düşmana ateş ederlerdi. 22 Padişah Camiye giderken, Solaklar Sultana eşlik ediyor (16yy) Kaynak: Hayat Tarih Mecmuası, Haziran Reşad Ekrem Koçu, Osmanlı Tarihinin Panoraması, Doğan Kitap, Istanbul 2003, sayfa Veli Şirin, Asakir-I Mansure-i Muhammediye ordusu ce seraskerlik, Tarih ve Tabiat Vakfı yayınları, Istanbul 2002, s İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Büyük Osmanlı Tarihi, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Cilt 1, s İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Büyük Osmanlı Tarihi, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Cilt 2, s İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Büyük Osmanlı Tarihi, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Cilt 2, s 557

12 Sefere giderken Yeniçeri ağası ve yeniçeri çorbacıları (bölük komutanları) at üzerinde bulunurdu. Yeniçeri Ocağı Komuta düzeni ve rütbeler Osmanlı imparatorluğunda orduda rütbe kullanımı yeniçeri ocağının kurulmasıyla başlamıştır. 23 OCAK Yeniçeri Ağası: Yeniçeri Ocağı nın en üst komutanı Yeniçeri Ağası idi. 16yy başlarına kadar Ocak içinden yetişen neferler atanırdı. (bu gelenek sonraları bozuldu ve dışardan atamalar yapıldı saray tarafından). Yeniçeri ağası Padişah tarafından atanır ve ancak Padişah tarafından görevinden azledilirdi. Ağa, devlet malı bir sarayda otururdu. Buraya Ağa Kapısı denirdi. Yeniçeri ocağının büyük zabitleri Ağa Divanı denilen toplantıda Ağa liderliğinde ocağın sorunlarını ve yeniçerilerin davalarını görüşürlerdi. Yeniçeri ağası Padişahın Cuma ve bayram namazı alylarında bulunur, Padişaha ata binerken ve inerken kolundan tutarak yardımcı olurdu. Ağa, İstanbulun en büyük zabıta amiriydi. Ağa, sancak beyine denk bir makam olarak kabul edilmiştir ve yeniçeri ağaları terfi ettikleri beylerbeyi ya da kaptan-ı derya olurlardı. Sekbanbaşı Ağa: Ocağın ikinci büyük zabiti. Sekban ocaklarının en büyük amiri, tüm sekban ortalarının komutanı. Yeniçeri ağası sefere çıktığında İstanbulda ağa vekili olarak kalırdı 23 Osmanlı Ordusunda Rütbeler, Kuruluşunun 700. yılında Osmanlı Devleti, Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı Yayınları, Ankara 1999, s 23

13 Kul kethüdası: Yeniçeri ağasının muavini. Ocak işlerinden ağaya karşı sorumlu. Ağanın kurmay başkanı Zağarcıbaşı Ağa: Cemaat Ortalarından 64. Orta komutanı. Padişahın av zağarlarına bakan ortaların kumandanı. Padişah ava gittiğinde yanında bulunmakla görevli. Seksoncu Ağa (samsuncubaşı ağa): Cemaat ortalarından 71. ortanın kumandanı Ayı avında kullanılan sekson denen savaş köpeklerine bakarlardı Turnacıbaşı Ağa: Cemaat ortalarından 68. orta kumandanı. Padişahın av maiyetindeydi. Tazılara bakarlardı. Turna da besledikleri için bu ad verilmiştir. Ocağa acemi oğlan devşirmekten de sorumluydular. Haseki ağalar: Cemaat ortalarından 14, 49, 66, 67nci ortaların kumandanı olan 4 komutan. Padişahın av maiyetindelerdi. Cuma namazı alayında, kıdemlerine göre, padişahın sağ ve sol yanlarında ikişer ikişer yürürlerdi. En kıdemlisi Başhaseki diye anılırdı. Başçavuş ağa: 5. bölük ortası komutanı ve tüm Ocağın başçavuşu idi. Ağa kapısının teşrifat amiriydi. Ağa divanından önce duayı o eder, yeniçeri gülbankını o çekerdi. Ağa emirleri onun vasıtasıyla tebliğ edilirdi. Emrinde 130 tane kul çavuşları denen küçük emir zabitleri vardı. Başçavuş

14 Muhzir ağa: Bölük ortalarından muayyen olmayan bir ortanın kumandaına verilen rütbe. Kendi ortasıyla sadrazamın maiyetinde bulunur. Divanı Hümâyûn ve Vezir Divanında ocagın işlerini takip ederdi. Divanda, Yeniçeri ağasına hitaben yazılan yazılar fermanlar Muhzir ağaya verilirdi. Sadrazam İstanbulda kol gezerken yanında bulunur, suçlu tevkif ve hapsine memur haberciler onun emrinde olurdu. Kethüda ağa: Muhzir ağadan bir rütbe aşağı zabit. Bu rütbe de muayyen olmayan bir ortanın kumandaına verilirdi. Kul kethüdası sefere gittiğinde kendisine vekalet ederdi. Ocağa bağlı sanatkarlar ve imalathanelerin en büyük amiri idi. Başyayabaşı ağa: 101 cemaat ortasının tüm komutanlarınının en kıdemlisi. Tüm 101 ortanın başında yayabaşı bulunurdu. Görevleri, ocak beytülmacılığı (ölen yeniçerilerin para ve eşyalarını muhafaza etmek, varisleri yoksa ocak hazinesi kaydetmekti, seferde hazine bekçiliği, seferde erzak tedariki, kadılara ve sancakbeylerine sefer emirleri götürmek, yaralı nakletmek, kale muhafızlığı yapmaktı. Bunlara subaşı da denirdi. Bölükbaşı ağa: Bölük ortaları kumandanlarının en kıdemlisi Solakbaşı ağalar: Cemaat ortalarından 60, 61, 62, 63üncü ortaların komutanlarına verilen ad. Solaklar yeniçerilerin güçlü, gösterişli ve cesur olanlarından seçilirdi. Törenlerde ve seferlerde padişahın atının sağ yanında yürürlerdi. Padişahın güvenliğinden sorumluydular. Solaklar seferde veya seyahatte padişah maiyetinde daima yayları gerili ve okları hazır olarak yürürlerdi. Ocak imamı: Cemaat ortalarından muayyen olmayan bir ortanın kumandanı. Namazlarda camide Yeniçeri ağasına imamlık ederdi. Ocak katibi (yeniçeri efendisi): Ocağın künye defterini tutardı. ORTA (bugünkü bölük düzeyinde) Çorbacı: Yeniçeri Ortasının en üst komutanı (bugunkü yüzbaşı rütbesine denk gelen)

15 Çorbacı Başodabaşı: Ağa bölüklerinin odabaşılarının en kıdemlisi. Oda Kethüdası: Cemaat ortalarında yayabaşından sonra gelen en büyük subay Odabaşı: Orta da, yayabaşı ve bölükbaşından sonra gelen ve bölük erlerinin disipliniyle en çok ilgilenen subay. Bugünkü karşılığı üsteğmen. Vekilharç: Odabaşından bir derece aşağı rütbe. Bayraktar: Orta bayrağını taşıyan subaydır. Genelde ortanın en eskilerinden seçilir. (bayrak:yarı yarıya sarı kırmızı renkte üzerinden zülfikar vardır) Başeski: Orta erlerinin en eskisidir. Bayraktardan bir derece aşağıdadır. Aşçıbaşı Ortanın yemeklerini pişirir. Tüm orta aşçıları içinde en yüksek mevkide olanı 32. orta aşçısıdır. Yeniçerilerin Kıyafetleri Uç bölgelerindeki Türkler kendilerinin o bölgede yaşayan halktan ayırt edilmelerini sağlamak için Gazi Serpuşu denen börk adı verilen beyaz keçeden başlık giyerlerdi. Yeniçerilerin kıyafetlerinin en önemli parçası işte bu börk adı verilen şapkalarıydı. Börkün arkasında yatırtma denen, ve askerin omzuna kadar inen, ensesini ve bazen kısmen sırtını kapatan bölüm bulunurdu. O zamanlar Rumlar sırma işlemelei külah,

16 Türkmenler de renkli tülbentlerle süslü kırmızı keçeden yapılmış külah giyerlerdi. Osmanlı, bunlardan ayrı kalmak için beyaz keçe kullandı. 24 Yeniçeriler börklerini eğri, zabitleri düz giyerlerdi. 25 Zabitlerin börklerinin başa giyilecek yeri sırma işlemeli olup buna üsküf denirdi. 65. Orta Genç Osman ın ölümüne varan isyan sırasında Yeniçeriler sorumlu tutulmuştu. Padişahın katlinden 65. Orta ya bağlı askerler sorumluydu. Ocağı, Padişah kanı lekesinden kurtarmak için 65. Orta lanetlenmiş ve bu orta lağvedilmiştir. Bu tarihten sonra Yeniçeri Ocağı bir orta eksik kalmıştır. Maaşları Yeniçeriler maaşlarını 3 ayda bir olmak üzere yılda 4 defa alırlardı. Kanun olarak maaş Salı günü alınırdı. Nişanlar, alametler Her Orta nın bir bayrağı ve nişan denen bir alameti vardı. Neferler, ait oldukları ortanın bu sembollerini bazen vücudlarına dövme olarak işlerlerdi. Kullandıkları Silahlar Yeniçerilerin uymak zorunda oldukları kurallar Yeniçeri Ocağına mensup bir nefer: Geceleri kışladan ayrılamaz, başka yerde yatamaz Erkekliğe yakışmayacak şekilde süslenemez Askerlik eğitimi dışında başka işler uğraşamaz Emekli olana kadar sakal bırakamaz 24 Joseph von Hammer, Osmanlı Devleti Tarihi, Milliyet Yayınları, s 8 25 İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Büyük Osmanlı Tarihi, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Cilt 1, s

17 Emekli olana kadar evlenemez Orta değiştiremez di. Altar Maket Emekli yeniçeriye oturak denirdi. Oturak ölene kadar devletten maaş alır ölünce ardında bıraktığı duluna ve yetimlerineher gün birer fodla tayın bağlanırdı. Yeniçerilere verilen cezalar Suçlu bir yeniçeri ancak kendi amiri tarafından cezalandırılabilirdi. İdama mahkum olan yeniçeri asılamaz kellesi uçurulurdu. Ocaktan kovulmaya keçe külah etmek denirdi, kovulacak yeniçerinin kışla meydanında kıyafeti üstünde törenle yırtılır ve kovulurdu. Suçu dayaktan veya atılmaktan daha büyük olan ve idamlık olanlar ise, ölüm kararından sonra isimleri yeniçeri defterinden silinerek Rumeli hisarına yollanır ve orada gece boğulur ve cesedi denize atılırdı. 26 Yeniçeriler ve Bektaşilik Yeniçeri ocağı kendisini Hacı Bektaş Veli öğretisine dayandırmaktaydı. İslami eğitime tabii tutulan bu esir çocuklarına İslamiyeti anlatmak için İslam için pratik yollar geliştirmiş olan Bektaşiler devreye girdi. Bektaşilerin esnek ve liberal düşünceleri bu askerlerin hayatına uygun gelmiş ve Bektaşiliğe bağlılık kuvvetlenmişti. 27 Yeniçeri Ocağının kuruluşunda Bektaşiliğin yeriyle ilgili pek çok rivayet vardır. Bunlardan en meşhurunu Hammer Tarihinde oldukça ilginç bir şekilde görmekteyiz. Bir gün Orhan beraberinde bu yeni islamlığa dönmüş olanlardan bir kaç kişi bulunduğu halde Amasya dolaylarında Suluca-Kenaryun köyünde oturmakta olan Hacı Bektaş ın yanına giderek, yeni asker için dua etmesini ve bir sancak ile bir de ad vermesini istedi. Şeyh, abasının kolunu askerlerden birinin başına öyle bir surette koydu ki, kolun ucu askerin sırtına kadar sarktı, sonra ilhamlı bir sesle şu kerametli sözleri söyledi bu kurduğunuz askere Yeniçeri denilecektir, yüzü ak ve parlak, bazusu zorlu, kılıcı keskin, oku tiz, dokunaklı olacaktır. Bütün savaşlarda üstün gelecekve her zaman zaferle dönecektir. Bu duayı hatırlatmak üzere yeniçerilerin beyaz keçe külahının arkasına şeyhin abasındaki kolun bir anmalığı, armağanı olarak bir kumaş parçası eklendi ve yeniçeri külahı ağaç kaşık ile süslendi. 28 Tarihi verilere göre, Hacı Bektaş Veli 13.yy ün ikinci yarısında ölmüş, Orhan Gazinin babası Osman Gazi yi bile görmemişti. Dolayısıyla yukarda Hammer Tarihinde bahsedilen yeniçeri ocağına isim vermesi ve yeniçerilerin başına beyaz keçeden börk giydirmesi, çok sevilen bir hikaye olmakla beraber, sadece bir efsanedir. 29 Fakat, ocağın 26 İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Büyük Osmanlı Tarihi, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Cilt 2, s Reşad Ekrem Koçu, Osmanlı Tarihinin Panoraması, Doğan Kitap, Istanbul 2003, sayfa Joseph von Hammer, Osmanlı Devleti Tarihi, Milliyet Yayınları, s 8 29 Reşad Ekrem Koçu, Yeniçeriler, Doğan Kitap, Istanbul 2004, sayfa 116

18 kurulma aşamasında, Murad Hüdavendigar a akıl veren ulema içinde, soylarını Hacı Bektaş Veli ye dayayan Timırtaş Dede veya vezir Bektaş Paşa nın isimlerinden dolayı yanılmadan kaynaklanmış da olabilir. 30 Gerçek veya değil, Yeniçeriler ocaklarına, Hacı Bektaş Ocağı derlerdi ve bundan gurur duyarlardı. Yeniçerilerin iç güvenlik görevleri Osmanlı kalelerinde, iç kaleye Yeniçeri dışında o bölgeden asker alınmazdı. Bir isyan anında, merkeze sadık yeniçeriler en önemli sigortaydı. 31 İç kaleler kale dizdarı (komutanı) ve yeniçeri kıtası emrindeydi. Sancak beyleri veya beylerbeyleri kalede konuşlandırılmış yeniçeri ağasını değiştiremezdi, ancak merkez buradaki komutanı değiştirebilirdi. İç kaleler silah, erzak ve cephane açısından kendi kendine yetecek bir şekilde tasarlanmıştı. Valilerin isyanında buradaki yeniçeri kuvvetleri isyan eden güçlere oldukça zorlu anlar yaşatmışlardır. Başkent İstanbul da ise asayiş ve güvenliğin sağlanmasından Yeniçeriler sorumluydu. Her semt bir Ortanın emrine verilmişti. Her semtte kolluk denilen bir yeniçeri karakolu bulunurdu. 32 Çağının en büyük şehirlerinden biri olan İstanbul neredeyse tamamen ahşap yapılardan meydana gelmekteydi. Yangınların büyümeden ve etrafa yayılmadan söndürülmesi gerekliydi. Bu görev de her daim hazır, disiplinli tek güç olan yeniçerilere düşmekteydi. Istanbul daki yangınlara yeniçeriler bakarlardı. Mehter Yeniçeri Ocağının bir parçası olan, sanatçıları askerden oluşan, orduya seferde ve savaşta eşlik eden askeri müzik ekibi. Mehter takımı, ordu seferdeyken durulduğu zaman saltanat sancaklarının altında ikindi ezanı sonrası çalmaya başlar askere cesaret vermek ve onların yorgunluğunu hafifletmeye çalışırdı. Savaş başladığında ise ordu hücuma geçerken savaş havaları çalınırdı. Savaş alanında gece olduğunda nöbetçiler uyumasın diye de devamlı çalarlardı İsmail Hami Danişmend, izahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi, Cilt 1, Türkiye Basımevi, İstanbul, 1947, s Reşad Ekrem Koçu, Osmanlı Tarihinin Panoraması, Doğan Kitap, Istanbul 2003, sayfa 74 ve Reşad Ekrem Koçu, Osmanlı Tarihinin Panoraması, Doğan Kitap, Istanbul 2003, sayfa Osmanlı da Mehter, Kuruluşunun 700. yılında Osmanlı Devleti, Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı Yayınları, Ankara 1999, s 67

19 Yeniçeri Gülbankı (hep birlikte yüksek sesle okunan dua) Binlerce Yeniçeri, savaş meydanlarında, kendi kışlalarında, sarayda veya Istanbul sokaklarında yüksek sesle bu duayı okur ve dünyaya meydan okurlardı. Allah Allah illallah Baş üryan, sine püryan, kılıç al kan Bu meydanda nice başlar kesilir hiç olmaz soran Eyvallah, eyvallah... Kahrımız, kılıcımız düşmana ziyan Kulluğumuz padişaha ayan Üçler, yediler, kırklar Gülbankı Muhammedi, nuri Nebi, keremi Ali,Pirimiz hünkarımız Hacı Bektaşı Veli, Demine, devranına hu diyelim!.. Huuuuuuuuuuuuuuuuu!.. 34 Yeniçeri teşkilatını kuranlar, Osmanlı padişahına kayıtsız şartsız bağlı, onu herşart altında her türlü tehlikeye karşı korumak amacıyla zamanın modern ve elit bir gücü olarak tasarlamışlardı. Bu kararın temelini atan üçüncü Padişah Murad Hudavendigar, ne gariptir ki 36 Osmanlı padişahı içinde, düşman suikastı sonucu hayatını kaybeden tek padişahtır. Savaş alanında, savaş sonunda yanına sinsice yaklaşan sinsi bir düşman tarafından katledilen I. Murad ın kurduğu bu askeri sınıf, bozulmaya başlamadan önce, uzun süre padişahların dayandığı en önemli güç olmuşlardır. 34 Reşad Ekrem Koçu, Yeniçeriler, Doğan Kitap, Istanbul 2004, s11

20 CEBECİ OCAĞI Altar Maket Cebeci Kethüdası Cebe, zırh anlamına gelmekteydi fakat Osmanlılar bunu anlamını oldukça genişleterek, yeniçerilerin kullanığı her türlü silahı kapsayacak hale getirdiler (cephane kelimesi buradan gelmektedir). Yeniçerilerin kullandıkları silahları tedarik eden ve savaşlardan sonra bunların bakım ve onarımını yaparlardı. Cebeciler katır ve develerle taşıdıkları silahları cephede dağıtır sonra da toplarlardı. En üst komutanı Cebecibaşı idi. Cebeci ocağı da ortalar halinde örgütlenmişti. Bu ocağa alınacak neferler Acemi Ocağından gelirdi. Kale kuşatmalarında önemli bir göreve sahip olan, günümüzdeki istihkam birliklerinin görevini yerine getiren Humbaracı (savaşta humbara denilen demirden veya tunçtan dökülmüş içi patlayıcı madde dolu toplarla veya elle atılan topu kullanmakla görevli asker) ve Lağımcılar (düşman kalelerinin altına tünellerle ulasarak yerlestirdikleri patlayıcılarla kaleleri yıkan askerler) bu ocağa mensup bölüklerdi. Savaş alanında ordugah kuruldugu zaman, kanunla belirtildigi gibi, cebeciler, ordunun merkez cephesinin ardında dururlardı. 35 TOPÇU OCAĞI Osmanlı ordusunda ilk top Üçüncü. padişah Murad Hüdavendigar zamanında, 1389 yılında Birinci Kosova savaşında kullanılmıştır. Topçu ocağının görevi ordunun gereksinimi olan topları dökmek ve top mermilerini hazırlamaktı. En üst komutanı Topçubaşı idi. Bu ocağa alınacak neferler Acemi Ocağından gelirdi Topçubaşı 35 İsmail Hakkı Uzuncarsılı, Osmanlı Devlet Teskilatından Kapıkulu Ocakları, Turk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 1988, Cilt 2, s 15

21 Sefere gidilirken, topçular, cebecilerin önünde yrür ve kırmızı sarı bayraklarını tasırlardı. 36 Savaş esnasında topçu bölükleri, üç bölüme ayrılırlardı. Bir kısmı top arabalarıyla zincirlerle birbirine bağlı olarak ordunun merkez cephesinde, yeniçerilerin önünde sıralanır ve buradaki toplarla düşman hücumuna karşı ordu merkezini ve yeniçerileri korurlardı. 37 Diğer toplar da kanatlardaki beylerbeylerinin oluşturduğu alanlara konulurdu. TOP ARABACILARI OCAĞI İlk zamanlarda kullanılan hafif toplar hayvanlarla kuşatmalara ve savaşlara nakledirlirdi. Osmanlı topçuluğunun gelişmesine paralel olarak Fatih Sultan Mehmet devrinden başlayarak geliştirilen büyük topların taşınması amacıyla kurulan bu ocak bu büyük toplara uygun araçlar yapmakla görevliydi. En üst komutanı Arabacıbaşı idi. Bu ocağa alınacak neferler Acemi Ocağından gelirdi KAPIKULU SÜVARİLERİ Bu birim, Timurtaş Paşa nın tavsiyesiyle, I. Murad zamanında sipah ve silahdar isimleriyle iki bölük olarak kurulmuştur ve daha sonra bu iki bölüğe sağ ulufeci, sol ulufeci, sağ garipler ve sol garipler ismi verilen dört bölük daha eklenmesiyle Kapıkulu süvarileri ocağı altı bölüğe çıkarılmıştır. 38 Altı Bölük Efradı veya Halkı olarak bilinir. Süvari ocağı, maaş itibarıyle yeniçerilerden üstündü. Fakat yeniçeriler hizmet, padişah ve devletin ileri gelenleri üzerindeki üstünlük bakımından süvarilerden kat kat ileriydiler. 36 İsmail Hakkı Uzuncarsılı, Osmanlı Devlet Teskilatından Kapıkulu Ocakları, Turk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 1988, Cilt 2, s İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Büyük Osmanlı Tarihi, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Cilt 1, s İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Büyük Osmanlı Tarihi, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Cilt 1, s 514

22 Sipah Bölüğü: Baş bölüktü. Üç yüz bölükten oluşurdu. Her bölükte 20 ila 30 süvari bulunurdu. Kırmızı Bayrak da denilirdi. En yüksek komutan sipah ağası. Sipah bölüğü, Padişah sefer çıktığında veya camiye giderken ikişer ikişer sağ tarafında yürürlerdi. Savaş sırasında ordu merkezinin sağ tarafındaki saltanat bayrakları altında ve bazen padişahın arka tarafında dururlardı. Savaş alanında otağlarını hükümdar otağının sağına kurarlardı. Savaş alanında otağ-ı Hümâyûn u (padişah çadırını) bir gece Sipah bir gece Silahdar Bölüğü korurdu. Silahdar Bölüğü: İki yüz altmış bölükten oluşurdu. Sarı Bayrak da denilirdi. En yüksek komutan silahdar ağası. Silahdar bölüğü, Padişah sefer çıktığında veya camiye giderken ikişer ikişer sol tarafında yürürlerdi. Savaş sırasında ordu merkezinin sol tarafındaki saltanat bayrakları altında ve bazen padişahın arka tarafında dururlardı. Savaş alanında otağlarını hükümdar otağının sağına kurarlardı. Savaş alanında otağ-ı Hümâyûn u (padişah çadırını) bir gece Sipah bir gece Silahdar Bölüğü korurdu. Sefer gidilirken askerin geçeceği yolların açılıp temizlenmesi, körülerin tamir edilmesi, zor bataklıkların tespiti ve ıslahı bu bölüğün görevleriydi. Eğer padişah bizzat sefere katılacaksa ordunun geçeceği yolun iki tarafına bir kaç milde bir Sancak Tepesi denilen topraktan suni tepeler yaptırırlardı. 39 Eğer sefere padişah değil de sadece Serdar-ı Ekrem çıkmışsa bu tepeleri yolun sadece sol tarafına yaparlardı. 40 Silahdarlar 260 bölüktü. Sağ ulufeciler (Ulufeciyan- yemin): Yüzbeş bölükten oluşurdu. En yüksek komutan sağ ulufeciler ağası. Yeşil Bayrak da denilirdi. 120 bölüğe ayrılmışlardı. Savaş alanında ve ordugahta padişah sancağının sağında dururlardı. Sol Ulufeciler (Ulufeciyan-ı yesar): Yüz bölükten oluşurdu. En yüksek komutan sol ulufeciler ağası. Sarı-Beyaz Bayrak taşırlardı. 100 bölüğe ayrılmışlardı. Savaş alanında ve ordugahta padişah sancağının solunda dururlardı. Sağ garipler (Guraba-i yemin): Sefer sırasında Otağ-ı Hümâyûnu, Sancak-ı Şerif ve öteki sancakları korurlardı. En yüksek komutan sağ garipler ağası. 100 bölüklerdi. Savaş alanında padişahın sağındaki sancağın dibinde dururlardı. Sarı beyaz bayrak taşırlardı. Sol garipler (Guruba-i yesar): Sefer sırasında Otağ-ı Hümâyûnu, Sancak-ı Şerif ve öteki sancakları korurlardı. En yüksek komutan sol garipler ağası. 100 bölüklerdi. Savaş alanında padişahın sağındaki sol alem dibinde dururlardı. Yeşil beyaz bayrak taşırlardı. Sağ ve sol garipler, savaş alanında, sancak-ı şerif in konulduğu çadırın etrafında karargah kurarlardı. Kapıkulu süvarilerini, diğer bir askeri birlik olan eyalet askerlerinden olan tımarlı sipahiden ayırtetmek için birincisine Kapıkulu süvarisi, bölük halkı veya sipah ikincisine ise Tımarlı süvari veya erbab-ı tımar denmiştir. 39 İsmail Hakkı Uzuncarsılı, Osmanlı Devlet Teskilatından Kapıkulu Ocakları, Turk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 1988, Cilt 2, s İsmail Hakkı Uzuncarsılı, Osmanlı Devlet Teskilatından Kapıkulu Ocakları, Turk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 1988, Cilt 2, s 149

23 Padişahla sefer gidilirken, Sipah padişahın sağında, silahdar solunda, sipahın sağında sağ ulufeciler, silahdarın solunda da sol ulufeciler bunların sağ ve sollarında da sağ ve sol garipler yürürlerdi. Savaş esnasında bu süvariler ordu merkezinde, yeniçerilerin yanlarında yer alarak yandan gelebilecek saldırıları önlemekle görevliydiler. 41 Sefer esnasında ve savaş sırasında Sipah ve silahdarlar, padişahın çadırını, ulufeciler saltanat sancaklarını, garipler ise ordu mallarını ve hazineyi korurlardı. Savaş sırasında, ordunun merkezinde bulunan süvariler düşmana hücüm edecekleri zaman diğer askerler gibi Allah Allah diye bağırarak düşman üzerine şiddetle atılırlardı. Düşmanın durumuna göre süvariler genellikle iki derin hat halinde sıralanırdı, düşman sayısı çok ise bunu üç hatta çıkartabilirlerdi. Her hat düşmana üç hücum denerdi, eğer bu üç deneme sonucu başarılı olmazsa, ikinci hat devreye girerdi ve bu düşmanı yarana kadar devam ederdi. 42 Altı Bölük Efradı, silah olarak ok, yay, kalkan, harbe, balta, pala, hançer, eğerlerinin kayışlarına astıkları gaddare denen geniş yüzlü kısa kılıç ve bozdoğan denilen, yuvarlak başlı ağaç topuz kullanırlardı. Başlarında otağa denen bir nevi sorguç bulunurdu. Üzerlerine çelik zırhlı gömlek giyerlerdi. Kalkanları elbise ve başlıklarının renginde boyanmıştı. Savaş esnasında duruma göre en uygun olan silahlarını kullanırlardı. Tabanca taşıyanları da vardı fakat bu silaha pek itibar etmezlerdi. Kapıkulu süvarileri savaşta yanlarında yedek hayvan bulundururlardı. Kullandıkları atların çoğu dayanıklı, atik ve güçlü Anadolu atlarıydı ve bunlar çoğunlukla Çukurova bölgesinden temin edilirlerdi. EYALET ASKERLERİ Osmanlı kara ordusu oluşturan iki temel ayaktan ikincisidir. Eyalet askerleri Osmanlı ordusu mevcudunun büyük çoğunluğunu oluşturan, devletten maaş almayan, barış zamanında kendi işine bakan, savaş zamanı çağrıldığında askere koşan gruptu. Tımarlı sipahiler, azablar, akıncılar, deliler ve çeşitli geri hizmet birimleri bu kategoriye girmekteydi. TIMARLI SİPAHİLER Bu grup, Osmanlı kara kuvvetlerinin çoğunluğunu oluşturan askeri gruptu. Sefer emri geldiğinde tımarlı sipahiler cebeli denen maiyyetleriyle sefere çıkarlardı. Kendilerine bildirilen toplanma alanına gelirler ve toplandıkları zaman beylerbeylerinin emrine girerlerdi.bu toplanma alanında savaş öncesi padişah önünde resmi bir geçit yaparak kendilerini gösterirlerdi. Sipahiler kargı, kılıç, kalkan, ok, mızrak kullanır, zırh ve başlık kullanırlardı. Savaş sırasında, sipahiler, yarım hilal şeklinde düzen alan Osmanlı ordusunda sağ ve sol kanatları oluşturur, yanlardan gelecek saldırılara karşı ordu merkezini korurlardı. 41 İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Büyük Osmanlı Tarihi, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Cilt 2, s İsmail Hakkı Uzuncarsılı, Osmanlı Devlet Teskilatından Kapıkulu Ocakları, Turk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 1988, Cilt 2, s 182

24 AZABLAR Altar Maket Azab bekar genç erkek demektir. Bu askerler, Osmanlı ordusunda hafif yaya asker sınıfını oluşturmaktaydı. Anadoludan gelen bekar ve güclü Türk gençlerinden oluşturulurdu. Bunların masrafları ve iaşelerin toplandıkları bölgelerin halkı verirdi. Silah olarak ok, yay ve pala kullanırlardı. Savaş esnasında azaplar, merkez ordusunun önünde, yani topçu ve ardındaki yeniçerilerin önünde dururlardı. Savaş başladığında sağa ve sola açılarak topçunun ateş etmesine imkan verirlerdi. AKINCILAR Osmanlı ordusunun hafif süvari kuvvetleridir. Akıncılar, serhad denilen İmparatorluk topraklarının Rumeli kısmındaki uç kısımlarında faaliyet göstermişlerdir. Akıncıların başlıca görevleri: 43 - keşif yapmak - düşman topraklarında araziyi tanıyarak esas orduya kolaylık sağlamak - düşman pusularını engellemek - ordunun güzergahındaki mahsulatı ve ikmal imkanlarını korumak - esir alarak düşman hakkında bilgi toplamak - ordu güzergahı üzerindeki nehirleri tespit ederek köprü kurmak. - düşman topraklarında yaşayanların maneviyatını bozmak, düşmanı sindirmek. - Osmanlı ordusu seferdeyken ordunun işini kolaylaştırmak üzere düşmana değişik kollardan saldırarak zaman ve kuvvet kaybettirmek - Osmanlı ordusunun savaştığı düşmana yardım edebilecek devletlere akınlar yaparak onları oyalamak - Büyük meydan muharebelerinde gerektiğinde katılmak - Sınırların güvenliğini sağlamak Akıncı birimleri Akıncı Kumandanlarına bağlı hareket ederlerdi. Bu kumandanların üstünde ise Akıncı Beyi bulunurdu. Her bölge akıncıları ocak halinde bulunur, her bölgenin akıncı komutanı ve toyçe ve doçe adı verilen bölük komutanları bulunurdu. 44 Düşman ülkesine yapılan akınların akın adını alabilmesi için mutlak surette bu akının ankıncı kumandanı emrinde yapılması lazımdı. Osmanlı ordusu sefere çıkmadan, genellikle ilkbaharda akıncılara haber verirler ve onlarda düşman üzerinde çalışmaya başlarlardı. Silah olarak zırhlı bir göğüslük, yaka ile mızrak, kalkan ve atlarını eğerlerine astıkları bozdoğan kullanırlardı. Zırhı hepsi kullanmazdı. Akıncı rakamları değişiklik gösterir fakat bir fikir vermesi açısından, 1530 Budin ve 1532 Alman seferlerinde akıncı kumandanının emrinde 50 bin akıncı bulunmaktaydı Detaylı bilgi için bkz. Çetin Arslan, Türk Akıncı Beyleri ve Balkanların İmarına Katkıları, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara, 2001, s İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Büyük Osmanlı Tarihi, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Cilt 2, s İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Büyük Osmanlı Tarihi, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Cilt 2, s 573

25 DELİLER Altar Maket...Türkler in yapmak istediği manevrayı anlayarak sağ kanattan bütün gücüyle yüklendi. İşte o zaman savaş en şiddetli en korkunç halini aldı. Davul ve zurna sesleri, trampet ve boru uğultuları, at kişnemeleri, silah şakırtıları, nağaralar, küfürler, feryatlar, dualar ve beddualar koca sahrayı inletti. Türk ordusundan yükselen tekbir sesleri ise bunların hepsini bastırmaktaydı...bu sırada sağ kanattan süvariler, sol kanattan Anadolu sipahisi düşmanı sarmaya başlamıştı. Aynı anda II. Murad Han (canından geçmiş delülerle) merkezden şiddeti bir taarruza geçti...kıskaç tamamlanmış, imha savaşı başlamıştı Padişahın peşi sıra, 1448 yılında, İkinci Kosova Meydan Muharebesinde, şiddetli taaruza geçen bu canından geçmiş delüler, Osmanlı tarihinin ve dünya askeri tarihinin en ilginç ve en göz alıcı askeri sınıflarından biridir. Bu askeri kuvvetler, genellikle iriyarı, cesur ve pervasız kişilerden oluşturulmuş, akıncılara benzeyen hafif atlı birliklerdi. Deli askeri teşkilatı akıncıları andırsa da aslında bu kuvvetler farklıydı ve sancakbeyleri veya beylerbeyinin idareleri altında bulunurlardı. İnanılmaz cesaretlerinden, düşmana tereddütsüz saldırabilmelerinden gözlerini budaktan esirgemeden hayatlarını hiçe saymalarından dolayı kendilerine deli lakabı verilmiştir. 47 Deliler, ocaklarını halife Hazreti Omeru l Faruk a mensup addedmişlerdir. Kaderde ne varsa, onun gerçekleşeceği inancıyla hareket eden deliler, hiçbir tehlikeden kaçınmazlardı. Korkunç kıyafetleri, inanılmaz cesaretleri ve atılganlıklarıyla deliler, düşmanlarına üstünlük sağlamışlar ve korkulan bir askeri sınıf olmuşlardır. 46 Midhat Sertoğlu, II. Kosova Savaşı, Hayat Tarih Mecmuası, Mayıs 1966, Sayı 4, s Kimi kaynaklar deli nin yol gösteren anlamında delilden geldigini bunlarında ordunun onunde bir akıncı gorevi gormelerinden dolayı verildigini iddia etmişse de bu bakıs acısı itibar görmemiştir. Uzunçarsılı gibi onde gelen tarihcilerimiz bu acıklamayı yanlıs bulduklarını beyan etmislerdir. İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Büyük Osmanlı Tarihi, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Cilt 2, s 573 ve Metin And, XVI. yy da Eyalet Askerleri ve Deliler, Hayat Tarih Mecmuası, Sayı 4, Mayıs 1970, s 14

26 Delilerin askeri bir sınıf olarak ne zaman kuruldukları tam olarak bilinmemektedir. Kimi tarihçilere göre bu sınıf XV. yy dan itibaren görülmeye başlanmış ve XVI. yy da en bilinen ve kuvvetli dönemine ulaşmıştır. 48 Halbuki, önemli bir Osmanlı tarihçimiz ise bu askeri sınıfın XVI.yy dan önce görülmediğini aktarmıştır. 49 Silah olarak akıncıların da kullandığı mızrak, kalkan ve atlarını eğerlerine astıkları bozdoğan kullanırlardı. Ayrıca eğri pala, tekne kalkan, gürz, şeşber kullanırlardı. Bu silahları yaya askerinkine göre daha hahifti ve kullanmadıkları zamanlar eyerlerinin sol yanına asarlardı. Başlarında benekli sırtlan derisinden yapılmış ve üzerine kartal kanatları takılmış bir başlık bulunurdu. Kıyafetleri tüyleri dışarı olmak üzere aslan, kaplan, tilki, kurt veya ayı postundandı. Ayaklarında burunları sivri arkasında uzun serhadlik denilen mahmuzları olan çizmeler giyerlerdi. 50 Hızlı ve dayanıklı atlar kullanırlardı. Deliler zaman zaman kendileri gibi hafif bir süvari sınıf olan akıncılarla karıştırılmıştır. Bazı tarihi kaynaklarda ikisi birmiş gibi aktarılmışlardır 51. Evliya Çelebi bu atlıları şu şekilde tasvir etmiştir: Mehabetli ve şeci askerlerdir...başlarına taçları samur ve kaplan postundan kalpak taç koyup arkalarında bebr, kurt ayı postları vardır...koltukları altlarından karakuş kanatları bağlıdır, ellerinde kurt derisi sarılı olup nicesinin alet ve silah levazımı kendisini garip ve acayip şekle koyar. Korkunç ve düşmana belayı asumani misal bir askeri zafer pekerdir. 52 XVI yy. da deliler, Rumeli Beylerbeyi ile Semendire ve Bosna sancakbeylerinin emirleri altında bulunurken daha sonraki zamanlarda diğer vezir ve beylerbeyleri de bu tür deli kuvvetleri olusturmuslardır. Delilerin ı bir bayrak olur, birkaç bayrak birleşince bir delibaşı emrine verilirlerdi. 53 Eğitimlerini bitiren adaylar törenle yemin eder ve deli başlığını giyip ağa çırağı olurlardı. Yeminini tutmayanların ise başlığı alınır ve ocaktan atılırlardı. Delilerin gözü karalığıyle ilgili tarihi kayıtlara geçmiş bir olay 1582 tarihinde yaşanmıştır. Padişah III: Murad ın oğullarının sünnet alayında, bir grup deli kesici aletlerle kendilerine yaptıkları gösteri maiyetindeki korkunç işkencelerle çevrelerine korku saçmış, bazı deliler bu gösteride kan kaybından ölmüş ve Padişah da bu gösteriyi yasaklamıştır Metin And, XVI. yy da Eyalet Askerleri ve Deliler, Hayat Tarih Mecmuası, Sayı 4, Mayıs 1970, s İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Büyük Osmanlı Tarihi, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Cilt???, s??? ve Yusuf Halaçoğlu, XIV -XVII. Yüzyılarda Osmanlılarda Devlet Teşkilatı ve Sosyal Yapı, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 2003, s Metin And, XVI. yy da Eyalet Askerleri ve Deliler, Hayat Tarih Mecmuası, Sayı 4, Mayıs 1970, s Örneğin Reşad Ekrem Koçu nun, akıncı tarifi deli tarifne uymakta veya Metin And ın makalesinde yayınladığı akıncı resmi deli kıyafetlerine uymaktadır. Bkz. Reşad Ekrem Koçu, Osmanlı Tarihinin Panoraması, Doğan Kitap, Istanbul 2003, sayfa ve Metin And, XVI. yy da Eyalet Askerleri ve Deliler, Hayat Tarih Mecmuası, Sayı 4, Mayıs 1970, s Aktaran Reşad Ekrem Koçu, Osmanlı Tarihinin Panoraması, Doğan Kitap, Istanbul 2003, sayfa İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Büyük Osmanlı Tarihi, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Cilt 2, s Metin And, XVI. yy da Eyalet Askerleri ve Deliler, Hayat Tarih Mecmuası, Sayı 4, Mayıs 1970, s 15

27 XVII. yy dan itibaren kıyafetleri değişmiş, başlarına siyah kuzu derisinden bir endaze uzunluğunda boru gibi üzeri renkli sarıklı başlık giymeye başlamışlardır. 55 Deli askeri teşkilatı, Osmanlı İmparatorluğuna büyük hizmetlerle katkıda bulunmuş bir teşkilattı. XVI ve XVII. yy larda, İmparatorlukta yaşanan genel bir bozulmadan nasiblerini alarak bu teşkilat da bozulmaya başlamıştı. Padişah II. Mahmud un yeniçeri ocağını kaldırıp yepyeni bir askeri sistem ve ordu kurmasıyla bu sınıf da kaldırılmış, kalan delilerden kaçabilenler Mısır ve Suriye ye gitmişlerdir. 56 DİĞERLERİ GERİ HİZMET KITALARI ve KALE KUVVETLERİ Yeniçeri ocağı kurulmadan önce teşkil edilen yayalar, XV.yy ortalarından itibaren geri hizmete alınmışlar ve savaş zamanlarında kendilerine yol açmak, hendek ve siper kazmank, top çekmek, gülle ağırlık ve erzak nakli vazifeleri verilmişti. Bunun dışında pek çok irili ufalı ve değişik isimli grup Osmanlı ordusu sefere giderken veya muharebe esnasında ordunun geri temel gereksinimlerini gidermek için çalışırlardı. Kale kuvvetleri olarak adlandırılan gruplar ise, Farisanlar, topçu, cebeci, lağımcı ve martalos ve azablar kuvvetleriydi. OSMANLI ORDUSUNUN SAVAŞA ÇIKIŞI Ordu-yi Hümâyûn un sefere çıkmadan once tüm planlar ayrıntılı olarak tamamlanmış olur ve Ordu sefere büyük bir törenle çıkardı. Pek çok Osmanlı işinde olduğu gibi, sefere nasıl ve ne şekilde çıkılacağı muntazam kurallara bağlanmış ve kusursuz işleyen bir mekanizma halinde uygulanmıştır. SAVAŞ KARARI Osmanlılar sefere devamlı ilkbaharda başlarlardı. İki sefere aynı anda başlamazlar, kısa savaşlar yaparak özellikle büyük meydan muharebeleriyle kesin netice alarak sonbaharda orduyu istirahate çekmeye çalışırlardı. Asıl ordu asla bölünmezdi. Düz arazi tercih edilerek eldeki tüm adamların konmasına çalışılırdı. KARARIN İLANI ve SEFER HAZIRLIKLARI XIV ve XVI. yy lar arasında tüm büyük askeri seferlere Padişahlar katılmış ve Ordu-yi Hümâyûn u bizzat yönetmiştir. Paidşahın başında bulunduğu sefere, Sefer-i Hümâyûn denilirdi. Sefer-i Hümâyûn törenleri oldukça görkemli olurdu ve üç kısımdan oluşurdu: 57 Tuğ-ı Hümâyûn un çıkartılması Otağ-ı Hümâyûn un kurulması Sefer Alayı 55 Metin And, XVI. yy da Eyalet Askerleri ve Deliler, Hayat Tarih Mecmuası, Sayı 4, Mayıs 1970, s Metin And, XVI. yy da Eyalet Askerleri ve Deliler, Hayat Tarih Mecmuası, Sayı 4, Mayıs 1970, s Dündar Ali Kılıç, İmparatorluk Seremonisi: Osmanlı da Devlet Protokolü ve Törenler, Tarih Düşünce Kitapları, İstanbul, 2004, s 83

28 Osmanlı ordusunun sefere çıkacağı, Padişah tuğlarının Babüssade ye çıkartılmasıyla ilan olunurdu. 58 Bu törene devletin tüm ileri gelenleri davet olunur ve hepsi sarayda toplanırdı. Padişahın eşliğinde divan toplantısı yapılır, hassa müzezzinleri Feth-i Şerif suresini okur bunu takiben tuğ-ı Hümâyûn hazırdır diye haber verilirdi. Feth-i Şerif okunduktan sonra Fatiha duası okunur ve tuğlar çıkartılırdı. Tüm devlet erkanı kalkarak tuğları Babüssafde önündeki yerlerine dikerlerdi. 59 Bu esnada sandık içinde bulunan Sancak-ı Şerif de çıkartılır ve yerine konurdu. Bu işlemden sonra şeyhulislam dua eder, diğerleri dağılırdı. Bu törenlerde, Padişahın altı tuğundan ikisini çıkarmak kanundu. 60 Tuğ-ı Hümâyûn dan sonra Otağ-ı Hümâyûn kurulurdu. Yine, ileri gelenlerin katıldığı bir törenle saraydan tuğlar alınır ve Padişahın otağı ile ordunun toplanacağı yere gidilerek Otağ-ı Hümâyûn kurulurdu. Son aşamada ise sefer alayının oluşturulması vardır. Bu alayın oluşturulacağı günün sabahı Müslüman bir ordu için kutsal olan Sancak-ı Şerif saraydan çıkartılırdı. Padişahtan, sancak-ı şerifi alan Vezir-i azam veya serdar-ı ekrem, bunu omzuna koyar, şeyhülismanın duasının ardından dışarı çıkar Sipah ve Silahdar ağaları sancağı elinden alıp dışarı kapıya kadar sancağı vezirin önünden götürür ve dışarda sipahiler ağası sancağı vezirin imamına teslim ederdi. 61 Sancak-ı Şerif, ordunun toplandığı yere bu yolla önceden giderdi. Yüksek sesle okunan duanın ardından Padişah görünür, herkes sefer alayında önceden belirlenmiş yerlerini alırdı. Sefer Alayı, büyük bir ihtişamla yoluna çıkardı ve Padişahın İstanbul dan ayrılmasıyla Sefer-i Hümâyûn başlardı. LOJİSTİK DESTEK Osmanlı ordusu, büyük yükle hareket ederdi. Taşıma için deve öküz gibi büyük hayvanların çektiği arabalar kullanılırdı. Büyük oranda kendi kendine yeter bir halde ordu ilerlerdi. Sefer esnasında geçilen kasabalar tarlalar talan edilmez o yörede yaşayan halkın malı zorla alınmaz ve huzurları kaçırılmazdı. Eğer bir asker bir mal veya hizmet alacaksa pazarlık yapar ve peşin olarak ücretini ödeyerek bunu alırdı. Ordunun oldukça önünde ilerleyen akıncılar, ordunun seferin ileriki aşamalarında faydalanacağı değerli bölgeleri işaret ederdi. SAVAŞTA ORDUNUN DÜZENİ Osmanlı ordusu, merkez (kalp), sağ kol ve sol kol olarak üç kısımlı düzen alırdı. Bu ana ordunun önünde öncü kuvvetleri (pişdar) ve gerisinde ordu ağırlıklarıyla ardcılar (dimdar) bulunurdu. 62 Osmanlı ordusu düşman arazisinde ilerlerken açık bir hilal veya at nalı şekline benzerdi. Akıncı kuvvetleri önden gider ve genellikle en az iki gün önünde 58 Dündar Ali Kılıç, İmparatorluk Seremonisi: Osmanlı da Devlet Protokolü ve Törenler, Tarih Düşünce Kitapları, İstanbul, 2004, s Dündar Ali Kılıç, İmparatorluk Seremonisi: Osmanlı da Devlet Protokolü ve Törenler, Tarih Düşünce Kitapları, İstanbul, 2004, s Dündar Ali Kılıç, İmparatorluk Seremonisi: Osmanlı da Devlet Protokolü ve Törenler, Tarih Düşünce Kitapları, İstanbul, 2004, s İsmail Hakkı Uzuncarsılı, Osmanlı Devlet Teskilatından Kapıkulu Ocakları, Turk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 1988, Cilt 2, s İsmail Hakkı Uzuncarsılı, Osmanlı Devlet Teskilatından Kapıkulu Ocakları, Turk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 1988, Cilt 2, s 255

29 yürürlerdi ana ordunun. Sağa sola yayılarak düşmanı kollar ve ana ordunun baskına uğramasını önlerlerdi. Geriye verdikleri bilgiler hayati öneme sahipti. Akıncıların arkasında ve ana ordunun en az bir gün ilerisinde olan yol açmak, köprü tamir etmekle görevli askerler yürürlerdi. Bunların ardından ise Azablar gelirdi. Azabların ardında ise ana ordu bulunurdu. Savaş öncesi Osmanlı ordusu geleneksel olarak yürüyüşe gece yarısı başlar, ertesi gün ortasında ise istirahatae çekilirdi. Savaş sırasında padişah atının üzerinde, savaş başlamadıysa kırmızı renkli çadırında bulunurdu. Padişah ordunun merkezinde yer alır. Yeniçeriler ise padişahın önünde mevzilenirlerdi. Aralarında ise saltanat bayrakları, padişahın sağında vezirler, sol tarafında ise kazaskerler bulunurlardı. 63 Yeniçerilerin önlerinde ise zincirle birbirine bağlanmış toplar bulunurdu. Gerekirse, sağ ve sol kanat başlarına da top konulurdu. Sefere giderken Padişahın sağ ve sol yanlarında solaklar (yeniçeriler) ön tarafında emirleri tebliğ eden memur çavuşlar bunların önlerinde de müteferrikalar bulunurdu. Bunların önünde iki kazasker ve en önde de beş altı yüz kişilik maiyyetiyle defterdar giderdi. Solakların biraz açığında kapıcılar yürürdü (padişahın huzuruna çıkacaklara padişaha ulaştırmak için). Yeniçerilein tüm bu grubu içine alacak oval bir şekil alarak yürümeleri kanundu. 64 Yeniçerilerin bu oval şeklinde dizilişinin dışında ise onları muhafaza için sağ ve sol yanlarda Kapıkulu süvarileri bulunurdu. Yeniçerilerle Kapıkulu süvarisinin arasındaki geniş alanda ise merkez ordusunun ağırlıkları, arabaları vardı. Osmanlı ordu düzeninde askerin önü ve arkası top arabaları ve ağırlık kolları ile kapatılırdı. Sefere giderken Yeniçeri ağası ve yeniçeri çorbacıları (bölük komutanları) at üzerinde bulunurdu. Savaş sırasında merkezde bulunan padişah etrafında adeta bir kale oluşturulur. Buraya düşmanın yaklaşması hemen hemen imkansızdı. Tarihte bu düzenin bozulduğu da incelenen dönemde görülmemiştir. Savaştan kaçanları caydırmak ve engellemek üzere ordu çevresinde çok sayıda elleri topuzlu süvari çavuşu bulunurdu. 65 TEMEL TAKTİKLER Osmanlı ordusunun komutanları, düşmanı sürekli takip eder, düşmanla daha önce karşılaşmış tecrübeli akıncı beylerini dinler ve düşmanın taktiğini çözmeye çalışır ve buna göre orduyu meydanda yerleştirirdi. Temelde, Osmanlı, düşmanı tek bir meydan savaşında yok edip sonuca ulaşmayı hedeflerdi bunun içinde ustaca manevralarla düşmanı böyle geniş bir alana yönlerdirip orada kıstırmaya çalışırlardı. Klasik olarak Osmanlı ordusu savaş alanında, merkez (kalp), sağ kol ve sol kol olarak üç kısımlı düzen alırdı. Tüm birimler buna göre yerleştirilirdi. Ordunun önündeki hafif atlı ve piyade birlikleri düşmanın üzerine atılır ve daha sonra sahte bir geri çekiliş ve kargaşa bozulma intibaı uyandırılarak düşmanın coşarak bunları takip etmesi amaçlanır, ve düşman bu numarayı genelde yutarak azimle bu hafif birlikleri takip ederken sağ ve sol kanat süvarileri yavaş yavaş düşmanın geniş bir daireye alırdı. Hızla ilerleyen düşman bir 63 İsmail Hakkı Uzuncarsılı, Osmanlı Devlet Teskilatından Kapıkulu Ocakları, Turk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 1988, Cilt 2, s İsmail Hakkı Uzuncarsılı, Osmanlı Devlet Teskilatından Kapıkulu Ocakları, Turk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 1988, Cilt 2, s İsmail Hakkı Uzuncarsılı, Osmanlı Devlet Teskilatından Kapıkulu Ocakları, Turk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 1988, Cilt 2, s 258

30 anda Osmanlı topçusuyla burun buruna gelir, yoğun topçu ateşinden kurtulanları da kapanan süvari ve piyade birlikleri yokederdi. KOMUTA Osmanlı ordusunda mutlak bir disiplin vardı. Tüm askeri sınıflar ve birimler görevlerini ve nereden emir alacaklarını açık ve net bir şekilde bilirlerdi. Eğer sefere katıldıysa, orduyu Padişah, katılmadıysa, Serdar-ı Ekrem denilen Vezir idare ederdi. Savaşın gelişimi esnasında tüm emirler en tepeden en aşağıya süratle geçerdi. Dönemin pek çok toplama Avrupa ordusunda yaşanan emirlerin birimler arasında anlaşılamaması veya iletilememesi veya komutanın kimde olduğu gibi savaşta bir orduyu hareketsiz bırakabilecek büyük sorunlar Osmanlı ordusunda yaşanmazdı. Padişah veya Serdar-ı Ekrem emirleri verir ve emirler o anda tüm alt birimlere aktarılır ve uygulanırdı, bu esas, Osmanlı tabiyetinde savaşan yabancı birimler için de geçerliydi.

31 Mohaç Savaşı, 29 Ağustos 1526 Kanuni Sultan Süleyman, siyah atı üzerinde, Ordû-yi Hümâyûn un başında savaşı idare ediyor Önde birbirine zincirler toplar, hemen ardında, hükümdarın önünde iki sıra halinde mevzilenmiş düşmana ateş eden Yeniçeriler. Sultan ın etrafında, onu her daim korumakla görevli Solaklar ve arkada, orduyu çoşturmakla görevli Mehter takımı Süleymanname, Esin Atıl, National Gallery of Art, Washington D.C. 1986, s

32 ÖRNEK SAVAŞLAR Niğbolu 1396 Avrupa!nın son Haçlı Seferi denemesi Altar Maket Battle of Nicopolis 1396, The Last Crusade Hicri, 21 Zülhicce 798, Pazartesi / Miladi, 25 Eylül Bugün Bulgaristan sınırları içinde kalan, Tuna nehrinin sağ yakasında kurulu olan Nikopol kasabası yakınlarında meydana gelmiş büyük bir meydan muharebesidir. Tuna nehri kıyısındaki Nikopol kasabası, Bulgaristan Kaynak: Google Earth Uydu Görüntüleme Sistemi 1389 yılında babası Murad Hüdavendigar ı savaş alanında suikast sonucu kaybeden I. Bayezıd (Yıldırım Bayezıd), Osmanlı tahtına geçti ve süratle babasından aldığı mirası geliştirmek için futühatları sürdürmeye çalıştı. Rumeli de Sırp Krallığına baskı yaparken, aynı zamanda da Anadolu Beylikleri üzerinde de kontrol sahibi olmak gerekiyordu. Elbette, gittikçe Osmanlı toprakları içinde boğulmakta olan Bizans tan kalan toprakları ve buradaki zayıflayan Bizans gücünü de unutmamak gerekiyordu den itibaren Osmanlı kuvvetleri İstanbul u kuşatmaya başladı. Bu İstanbul un Osmanlı tarafından ilk defa kuşatılmasıydı te ikinci defa kuşatıldı. Osmanlı nın Rumeli de kademe kademe güçlü ilerleyişi ve Hristiyan krallıklarına son verişi Avrupa da kaygı uyandırıyordu. Yaklaşan Osmanlı ateşi sırayla Orta Avrupa 66 Savaşın asıl günü üzerinde tarihçiler arasında uzlaşma yoktur. 25 veya 28 Eylül 1396 günü asıl meydan muharebesinin olduğu gün olarak söylenir fakat en sağlam rivayetlere göre muharebe 21 Zülhicce yani 25 Eylül günü cereyan etmiştir. Bkz. İsmail Hami Danişmend, izahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi, Cilt 1, Türkiye Basımevi, İstanbul, 1947, s 104

33 Krallıklarını yakmaya başlamıştı. Bu ateşle ilk karşılaşan ve yanan Bulgar ve Sırp Krallıklarıydı. Sıranın kendisine gelmekte olduğunu kavramış bulunan, ve bu durumdan en çok endişe eden ise, Bulgarlar ve Sırpları görece olarak kolayca ezen Osmanlı ordularının önünde kalan, Macar Krallığı idi. Macar Kralı, sıranın kendi ordusunda olduğunu görmekte ve Osmanlı ile tek başına başa çıkamayacağının farkında olduğu için Avrupa da kendisine yardım edebilecek müttefik arayışı içinde çabalıyordu. Almanya, Fransa, Burgunya, İtalya ya pek çok elçi gönderdi. Papa ya, İstanbul u kuşatan ve Hristiyan krallıklarını ezen Osmanlı nın, Hristiyan alemi için büyük tehlike arzettiğini söyledi ve onu bu konuda ortak ordu kurulması çağrısı yapması için ikna etmeye çalıştı. Macar Kralı Sigismond, bu çabasında başarılı oldu ve Papa nın desteğiyle, Fransa, İtalya ve Almanya (Töton Şövalyeleri) bu sefere asker gönderdiler. Ayrıca, İngiltere, İskoçya, Polonya ve Bohemya, Ulah güçleri ve Rodos Şövalyeleri de Macar Kralı önderliğindeki bu orduya katıldılar. Venedik ve Cenevizliler de mecburen deniz desteği sağladılar. Toplanan bu güç kişiyi buluyordu ve tüm bu orduya Macar Kralı Sigismond komutanlık yapacaktı. Oluşturulan bu Haçlı ordusu, Ağutos 1396 sonunda Tuna nehrini geçerek Osmanlı topraklarına yaklaşmaya başladı. Bu bölgedeki en uç müstahkem mevki Vidin di. Burası, Osmanlıya tabi Bulgar prensi komutasındaydı ve Prens, Haçlılara kaleyi teslim etti. 28 Ağustos ta, Haçlı kuvvetleri, bu kalede bulunan Osmanlı askerlerini katletti ve ilerlemesini sürdürdü. Yolda ufak çatışmalar olduysa da asıl savaş Niğbolu kalesinde oldu. 8 Eylül de Haçlı ordusu Niğbolu kalesine ulaştı, ilk saldırılardan sonra kaleyi alamayacakları belli olunca da kuşatma başladı. Niğbolu şehri, son derece sarp ve dik yamaçlar üzerine, araziye uyum içinde, inşa edilmiş sağlam surlarla kuvvetlendirilmiş kaleler ve surlarla çevrili idi. Macar Kralı, atlı birliklerini şehrin iki tarafına yerleştirip orgugahını kurdu. Fransızlar ise, kendilerini en başından beri, diğer tüm milletlerin askerlerinden üstün gördükleri için ordugahlarını güneyde kurdular. Sigismund, Osmanlı üzerine yürümeden, harekatına bir istinat noktası sağlamak için Niğbolu yu almak istiyordu fakat kuşatma silahları olmadığı için sadece abluka oluşturup kalenin dış dünyayla bağlantılarını kesmeye çalıştılar. Bu sırada, Yıldırım Bayezid, İstanbul kuşatmasıyla meşguldu ve kuşatmayı kaldırmak istemiyordu. Fakat, Niğbolu kuşatması sürdüğünden, İstanbul kuşatması kaldırıldı ve Yıldırım Bayezid, Ordu-yu Hümâyûn un Edirne de toplanması emrini verdi. Toplanan ordu Edirne den harekete geçti. Edirne, Filipe, Şıpka, Tırnova güzergahını izleyen Ordu-yu Hümâyûn gece gündüz demeden süratli bir ilerleyişle beş günde Niğbolu önlerine vardı. 67 Sigismund a Osmanlı ana ordusunun yaklaştığı haber verilmiş fakat buna Haçlı ordususu komutanları, özellikle kendinden çok emin Fransız komutanı buna inanmamış ve bu kadar kısa sürede İstanbul kuşatmasını kaldırıp, ordu toplayıp, Edirne Niğbolu arası mesafeyi bir ordunun aşamayacağını ileri sürmüştü. 68 Yıldırım Bayezid, düşmanı ayrıntılı bir şekilde inceledi ve ordugahı düşmana km mesafede bir tepeye kurdu. Niğbolunun güneyinde, cephesi kuzeye düşmana dönük bir ordugahtı bu. Düşmanı şaşırtan bu ani gelişme, 67 Necati Tacan, Batı Türklerinin (Osmanlılar) Teessüs ve İstila Devirlerinde Harb Güdemi Usulleri, 103 sayılı Askeri Mecmuanın lahikası, Askeri Matbaa, İstanbul, 1936, s Niğbolu Meydan Muharebesi ve Yıldırım Bayezid, Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı Yayınları, Ankara 1984, s 38 ve Ahmed Refik, Osmanlı Zaferleri, Timaş Yayınları, Istanbul 2005, s 59

34 kendilerine güvenleri küstahlık derecesine varan Fransız şövalyelerini pek etkilemedi, onlar içki alemlerini ve kadınlarla olan eğlencelerini kesmeye tenezzül etmediler. 69 Osmanlı Ordusu nun mevcudu 60 ila 70 bin, Haçlı ordusunun mevcudu ise yaklaşık 100 ila 120 bin civarındaydı. 70 Osmanlı ordusunda top ve atesli silahlar mevcuttu, Haçlılarda ise ateşli silah yoktu. 71 Yıldırım Bayezid, bin kişiye ordu merkezine kendi kumandasına, sağ ve sol kanatlara da onbeşer binlik sipahi kuvvetleri koydu. Arkasındaki tepenin ardına da 20 bin kişilik ihtiyat süvarileri yerleştirdi. İleri hatta ise yerlere kazıklar çakıldı, mızraklar dikildi. Sırplardan oluşan süvari birlikleri de Osmanlı ordusuna dahildi ve savaşta yaralılıkları görüldü Eylül sabahı, Haçlılar da planlarını yaptılar. İlk hatta Fransız-Burgunya şövalyeleri, ikinci hatta Bohemyalılarla Bosnalılar, üçüncü hatta Almanlarla Macarlar, sağ kolda Ulahlarla sol kolda Hırvatlar bulunacaktı. Plana göre bu düzen içinde Osmanlı ordusunun ilerlemesi beklenecekti. Komuta Sigismond da olacaktı. İki ordu, 25 Eylül sabahı, Niğbolu önündeki alanda savaş düzenlerini aldılar. 73 Haçlı meclisindeki savaş planını aşağılayan Fransızlar, ordunun geri kalanına haber vermeden ve onları beklemeden anında Osmanlı hatlarına doğru süratle saldırıya geçti. Fransız güçleri, Osmanlı ordusunun en önünde olan Azablarla sıcak temasa geçti. Azablar, açıldılar, ve Fransız güçleri yerleştirilmiş mızrak ve kazıkların ardında bulunan 20 bin kişilik Osmanlı okçularının karşısına çıktılar. Ok yağmuru altında oldukça zaiyat verdi Fransız şövalyeleri, fakat durmadılar ve kazık-mızrak engelini geçerek okçulara saldırdılar ve bu hattı da yardılar ve Yıldırım Bayezıd ın emriyle geri çekilerek süvarilerin ardına geçtiler. Fransız şövalyeleri okçulara büyük hedef olmamak ve kazık engelini aşmak ve bunları sökmek ve gedik açmak için atlarından inmişlerdi. Yaya olarak bu çılgın ilerleyişi düşüncesizce sürdürdüler, ta ki ilerde tepenin ardında kendilerini bekleyen Yıldırım Beyazıd kumandasındaki yirmi binden fazla Osmanlı süvarileri ile karşılaşana kadar. 16 yy Osmanlı tarihçilerinden Neşri, Fransızların bu korkunç sürprizle karşılaşma anını şöyle aktararır: 69 İki tarafın güçlerinin sayısı hakkında tam bir uzlaşma yoktur. Bu durumu artıran başka bir zorluk da Avrupalı tariçilerin, Haçlı sayısını azaltıp Osmanlı ordusunun aklın alabileceği mümkünün ötesinde bir büyüklükte gösterme ve Osmanlı zaferini küçümseme çabasıdır. 70 İki tarafın mevcudu hakkında tam bir mutabakat yoktur ve pek çok farklı rakam değişik eserlerde belirtilmiştir. Bkz Ahmed Refik, Osmanlı Zaferleri, Timaş Yayınları, Istanbul 2005, s Ahmed Refik, Osmanlı Zaferleri, Timaş Yayınları, Istanbul 2005, s Niğbolu Meydan Muharebesi ve Yıldırım Bayezid, Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı Yayınları, Ankara 1984, s Savaşın meydana geldiği tarih de 25 veya 28 Eylül 1396 olarak gösterilir. Tam bir mutabakat yoktur tarihi kaynaklar arasında.

35 Hünkar busuda turmuşdı. Hemandem tekbir idüb, bir kezden küffarun üzerine hücum itdiler. Kafirler dahi gördiler, Türkün pusuda halkı var. Türk pusuda imiş diyüb heman tonuz gibi ürküb, karga şahinden kaçar gibi yüz hezimete tutdılar. 74 Altar Maket Günümüz Türkçesiyle, Neşri, şöyle demiştir:...pusuda durmuş olan hünkar derhal tekbir getirerek, hep birden kafirlerin üzerine hücum ettiler. Kafirler de Türk ün pusuda halkı [askeri] olduğunu gördüler, Türk pusuda imiş diyerek, hemen domuz gibi ürkerek, karganın şahinden kaçması gibi, hezimete yüz tuttular. 75 Buraya gelene kadar oldukça yorulmuş olan Fransızlar bu taze kuvvtler tarafından kolayca yokedildi ve Fransızlar Tuna nehrine doğru kaçmaya başladılar. Fransızların bu zavallı durumunu geriden izleyen Haçlı kuvvetleri ileri doğru hamle yapıp yardımcı olmak istediyse de başarılı olamadılar ve Haçlı kuvvetlerinde dağılma başladı. Sağ ve sol kanatları oluşturan Ulah ve Hırvat kuvvetleri firar etmeye başladı. Osmanlı ordusu ileri harekete başlayınca, Macar Kralı ordusuna hücum emri verdi. Şiddetli bir çarpışma sonrasında, Macarlar ve bütün Haçlı ordusu dağılmaya başladı. Haçlılar, Kral Sigismond dahil, panik içinde Tuna nehrine doğru kaçmaya ve oradaki Venedik gemilerine binmeye çalıştılar. Kaçmayı başaranlar arasında, gelecekte IV Henry ünvanıyla İngiltere Kralı olacak Prens Henry de vardı. 76 Osmanlı ordusu, bu kaçan düşmanı Niğbolu ya kadar takip etti. Zafer Ordu-yu Hümâyûn un olmuştu. Savaş alanındaki yaralılarla ilgilenildi ve şehitlerin tümü gömüldü. Bu alanda ordu 3 gün kaldı. Fransız Burgundy şövalyelerine kumanda eden Nevers Kontu, Korkusuz John, esir düşmüştü. Alman ordularına komuta eden, Töton şövalyeleri Grand Prieur i, Hohenzollern Kontu Prens Frederich de esir düşen soylular arasındaydı yılı başında, istenen fidye Osmanlıya verilince serbest bırakıldı ve ülkesine döndü. Yıldırım Bayezid ın John a giderken şu sözleri söylediği aktarılır: İşte, seni bana karşı bir daha silah kullanmayacağına yemin ettiğin için affediyorum. Fakat mert bir kimseysen, aksine sana izin veriyorum. Git, yine silaha sarıl! Hatta benimle savaşmak için bütün devletlerle anlaş! Bana böyle bir zafer kazanma fırsatı verirsen daha çok memnun olurum. 78 Haçlıların, savaş alanına gelene kadar yolda binlerce, Osmanlı tebası veya askerin sebepsizce ve vahşice katletmesine karşılık olarak YıldırımBayezıd da muharebe sonrası 74 Mehmed Neşri, Kitab-ı Cihan- Nüma, Neşri Tarihi, Cilt 1, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 1949,s Mehmed Neşri, Neşri tarihi, Cilt 1, Kültür ve Turizm bakanlığı Yayınları, Ankara 1983,s Yılmaz Öztuna, Osmanlı Padişahlarının Hayat Hikayeleri Ötüken Neşriyat, İstanbul 2005, s Yılmaz Öztuna, Osmanlı Padişahlarının Hayat Hikayeleri Ötüken Neşriyat, İstanbul 2005, s 21. Schitberger adındaki Alman henüz 16 yaşındaydı ve hayatı Yıldırım n oğlu tarafından bağışlanmıştı. Bkz. İsmail Hakkı Uzuncarsılı, Osmanlı Devlet Teskilatından Kapıkulu Ocakları, Turk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 1988, Cilt 1, s Ahmed Refik, Osmanlı Zaferleri, Timaş Yayınları, Istanbul 2005, s 67 ve Niğbolu Meydan Muharebesi ve Yıldırım Bayezid, Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı Yayınları, Ankara 1984, s 73

36 esir edilen sayıları 3 ila 10 bin arasında değişen bu orduya mensup esirlerin bir kısmını idam ettirmiştir. 79 Uzun yıllar bir Hristiyan Avrupa askeri geleneği olan toplama Haçlı Ordusuyla Doğu ve Güneye yürümenin son örneğiydi Niğbolu savaşı. 11. yy dan beri defalarca denenmiş, kimi zaman başarılı olmuş bu yöntemin bir kez daha zayıflıkları ortaya çıkmış ve Osmanlı karşısında başarısız olmuştu. Niğbolu Savaşı, Avrupa nın düzenlediği son Haçlı Seferi olarak bilinmektedir. Dönemin bir Macar tarihçisi şöyle yazmıştır: Harp Haçlıların mağlubiyeti ile sona ermişti. Kaybolan insanlar ziyan olan para muazzamdı, fakat telafisi mümkün olmayan manevi kayıp ondan daha da büyüktü. Çünkü bu mağlubiyet Hristiyan aleminde, bir Haçlı seferi daha tertiplemeye ne heves ne de cesaret bırakmıştı. Türkler e gelince onların gururları artmış, cesaretleri ise son dereceyi bulmuştu. 80 Bu savaş, Avrupalıların gözünde feodal şövalyeliğin en son beynelminel teşebbüsü olarak görülmüştür. Bu meydan muharebesinde, Osmnalılar, kelimenin tam anlamıyla, Avrupayı yenmeyi başarmıştır. Kuşatma altındaki Niğbolu kalesine gelen Yıldırım Bayezıd 79 İsmail Hami Danişmend, izahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi, Cilt 1, Türkiye Basımevi, İstanbul, 1947, s 106 ve Mufassal Osmanlı Tarihi, İskit Yayınevi, Şehir Matbaası, İstanbul 1957, s 172 ve Joseph von Hammer, Osmanlı Devleti Tarihi, Milliyet Yayınları, s 35 ve İsmail Hakkı Uzuncarsılı, Osmanlı Devlet Teskilatından Kapıkulu Ocakları, Turk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 1988, Cilt 1, s Bu durum, ilerki dönemlerde, bazı Türk yazarlar tarafından iftira olarak lanetlenmiş ve inkar edilmiştir. Fakat devletler arası ilişkilerde karşılıklık esasına bakan büyük devlet adamı Bayezidın böyle bir cezayı vermesi anlaşılabilir bir harekettir. 80 Macar tarihçi Szalay Jozsef ten aktarılmıştır. Niğbolu Zaferi, Hayat Tarih Mecmuası, Mart 1966, Sayı 2, s 34

37 Kaynak: Joseph von Hammer, Osmanlı Devleti Tarihi, Milliyet Yayınları, s 23 Altar Maket Macar asıl ordusunun takibi Kaynak: Nicopolis 1396, Osprey Yayınları, Great Britain 1999, s 66 Fransızların gözüyle Niğbolu savaşı Kaynak: Battle Of Nicopolis Jean Froissart, Chroniquesb Flandre, Bruges, XVe s. (Bibliothèque nationale de France, FR 2646) fol. 220

38 Türk ileri hattındaki okçulara saldıran Fransız şövalyeleri Kaynak: Nicopolis 1396, Osprey Yayınları, Great Britain 1999, s 58 Haçlıların ordugahından görünüş Kaynak: Hayat tarih Mecmuası, Eylül 1965, s 17

39 Birinci Bayezıd zamanında Osmanlının bir şehri kuşatması Kaynak: Hayat tarih Mecmuası, Eylül 1965, s 15 Mağrur Haçlı şövalyesi Kaynak: Hayat tarih Mecmuası, Eylül 1965, s 14

40 Haçlı ordularının başkomutanı Macar Kralı Sigismund sarayında Kaynak: Hayat tarih Mecmuası, Mart 1966, s 33 Macar asıl ordusunun takibi Kaynak: Nicopolis 1396, Osprey Yayınları, Great Britain 1999, s 58 Haçlıların gözüyle, savaş sonrası kendi esirlerinin Osmanlı tarafından mukabele amacıyla öldürülmesinin tasviri.

41 Niğbolu kasabasının 18.yy daki hali Kaynak: Mufassal Osmanlı Tarihi, İskit Yayınevi, Şehir Matbaası, İstanbul 1957,s 168 Nevers Kontu, Burgunya Dükalığının veliahdı, Korkusuz Jan. Fransa Kralı V. Charles ın amcaoğlu, Yıldırım Bayezıd a esir düştü ve yüklü bir fidye ve Yıldırım dan aldığı nasihatle ülkesine gönderildi. Prens Jan, Yıldırım Bayezıd ın misafi olarak Osmanlı nın büyük şehirlerinde geçirdiği zamanda ve Bayezıd ın kişiliğinde, hem savaş meydanında hem de büyük bir devlet adamı olarak devlet işlerinde gösterdiği meziyetlere yakından tanık olma şansına erişmiş, Niğbolu da gördüğü askeri dersleri, ülkesine döndüğü zaman hem rakip dükalıklara hem de İngilizlere karşı kullanmıştır. Kaynak: Mufassal Osmanlı Tarihi, İskit Yayınevi, Şehir Matbaası, İstanbul 1957,s 170 Mareşal Boucicault. Türk tarihçilerinin Mareşal Buşiko dedidği bu pervasız şövalye, Yıldırımın Niğbolu önüne ulaştığı haberlerini askerlerin uydurduğu söylenti sandı ve bunu yayanların kulaklarını keseceğini söyledi. Fakat, haber doğruydu ve Buşiko da bir şövalye olarak, çok aşağıladığı düşmanına esir düştü.

42 Kaynak: Mufassal Osmanlı Tarihi, İskit Yayınevi, Şehir Matbaası, İstanbul 1957,s 170 Macar Kralı Sigismund. Türklerin savaş taktiklerini ve savaş yeteneklerini bilen Kral, akıllıca bir plan ve sağduyulu ve temkinli yaklaşımla düşmanı olan Yıldırım Bayezid la savaşmak istiyordu. Fakat, güya emri altındaki Haçlı kuvvetlerinin farklı unsurları özellikle Fransızların akılalmaz pervasız, düşüncesiz ve beceriksiz yaklaşımları tüm plnalarını bozdu ve bu son büyük Haçlı şovunun felaketle sonuçlanmasına sebep oldu. Canını zor kurtardı, Tuna nehrindeki bir tekneyle İstanbula kaçtı. Kaynak: Mufassal Osmanlı Tarihi, İskit Yayınevi, Şehir Matbaası, İstanbul 1957,s 153 Sultan Birinci Bayezıd (Yıldırım Bayezıd) ile 1402 tarihleri arasında Osmanlıyı yöneten dördüncü padişah. Yetenekli, hızlı karar alan, hızlı uygulayan bir komutan ve idareciydi. Yıldırım lakabının içi boş bir sıfat oladığını defalarca savaş meydanlarında ispatlamış, ordusuna tamamen hakim bir komutandı. Babası savaş alanında bir Sırp tarafından öldürüldü, fakat o devlet adamı zekasıyla, Rumelinin güvenliği için Sırp Krallığıyla anlaştı, Kralın kızıyla evlendi. Tüm Avrupa Niğboluda Osmanlıya karşı toplanmışken sadece Sırplar, Yıldırım ın bu akıllıca manevraları sonucu Osmanlı tarafında yer almış ve Sırp Despotu Lazarovic kuvvetleriyle, eniştesi Yıldırımın yanında ciddi olarak savaşmıştır. Kaynak: Hayat Tarih Mecmuası, Ocak 1972, s 35. Aslı Topkapı Sarayı Müzesindedir.

43 İki ordunun savaş alanındaki durumları. Arazi olarak Osmanlı nehre doğru inen bir eğimli arazinin üstünde durmakta, Yıldırım ve süvariler bir tepe arkasında, Haçlı görüş alanı dışında pusudaydı. Kaynak: Mufassal Osmanlı Tarihi, İskit Yayınevi, Şehir Matbaası, İstanbul 1957,s 169 İki ordunun savaş alanında aldıkları düzen. Kaynak: Niğbolu Meydan Muharebesi ve Yıldırım Bayezid, Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı Yayınları, Ankara 1984, s 93

44 Harekatın ilk evresi, Fransız şövalyelerinin Osmanlı ordu merkezine hücumu. Osmanlı ileri hatlarının yarılması ve ikinci hattın Yıldırımın emriyle açılıp hilal şeklini almaya başlaması. Kaynak: Niğbolu Meydan Muharebesi ve Yıldırım Bayezid, Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı Yayınları, Ankara 1984, s 94 Hilalin kapanması, Fransızların tepeye ulaşıp, Yıldırım ve bekleyen Osmanlı kuvvetleriyle karşılaşması ve Fransızların imhası. Buraya kadar savaş üç saat sürmüştü. Macar kuvvetleri, ezilen Fransızları kurtarmak için ileriye doğru hamle yaptı fakat geri çekilmeye zorlandılar. Kaynak: Niğbolu Meydan Muharebesi ve Yıldırım Bayezid, Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı Yayınları, Ankara 1984, s 95

45 Osmanlı ordusunun kalan Haçlı ana ordusuna tam hücumu ve Haçlıların dağıtılması ve Tuna nehrine sürülmeleri. Kaynak: Niğbolu Meydan Muharebesi ve Yıldırım Bayezid, Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı Yayınları, Ankara 1984, s 96

46 14.yy 17. yy ARASI OSMANLI SAVAŞLARI 81 Osmanlı Ordusu, kurulduğu zaman, düşmanlarıyla savaşırken toplam gücü 13.yy ortalarında basit atlıdan, iki asır sonra, 15. yy da bin kişilik devasa ve her türlü sınıfın en üstün şekilde temsil edildiği bir askeri yapıya ulaşmıştır. Osmanlı nın kuruluş aşamasındaki yıllardan başlayarak yükselme döneminin sonu olarak görülen 1683 yılındaki İkinci Viyana kuşatması ve Viyana Meydan Savaşı nın sonuna kadar süren dönemde Osmanlı nın doğuda, batıda ve içteki düşmanlarıyla yaptıkları kara ve deniz savaşları şöyle sıralanabilir: Yıl Savaşın ismi Osmanlı için anlamı 1285 Ermeni Beli savaşı Osmanlı birliklerinin katıldıgı ilk savas. Bizansla ilk sıcak temas 1285 Kulucahisar savaşı İnegol yakınlarında Bizanstan ele gecirilen bu kale Osmanlının ele gecirdigi ilk kaledir 1286 Domaniç savaşı 1288 Karacahisar savaşı 1298 Kaldırık derbenti savaşı 1301 Koyunhisar savaşı 1306 Dimboz 1326 Bursa savaşı 1329 İznik savaşı 1329 Pelekamon savaşı 1352 Dimetoka savaşı 1362 Sazlıdere savaşı 1363 Sırp sındığı savaşı 1367 Çirmen savaşı 1385 Savra savaşı 1386 Konya savaşı 1387 Ploşnik savaşı İlk yenilgi 1389 Kosova meydan savaşı 1391 Istanbulun kuşatılması İstanbul un ilk kez kuşatılması 1392 Kırk dilim savaşı 1395 Istanbulun kuşatılması 1396 Niğbolu meydan savaşı 1397 Akçay savaşı 1397 Istanbulun kuşatılması 1398 Sivas savaşı 1400 Istanbulun kuşatılması 1400 Sivas savaşı 1402 Ankara meydan savaşı 1405 Ulubad savaşı 1410 Edirne savaşı 1410 İnceğiz savaşı 1412 Istanbulun kusatılması 1413 Çamurluova savaşı 1414 Çahi savaşı 1416 Gelibolu savaşı İlk deniz savaşı 1421 Sazlıdere savaşı 81 Ağırlıklı olarak M. Orhan Bayrak, Türk Savaş ve Barışları, Kastaş Yayınları, Istanbul 1990 adlı eserden faydalanılarak derlenmiştir.

47 Altar Maket 1421 Ulubad savaşı 1422 Istanbulun kuşatılması 1423 İznik savaşı 1425 İpsili savaşı 1435 Konya savaşı 1441 Belgrad savaşı 1442 Erdel, Hermanştad savaşı 1442 Vasag savaşı 1443 Morava savaşı 1443 İzladı savaşı 1443 Ankara savaşı 1444 Varna meydan savaşı 1446 Mora seferi 1448 Arnavutluk seferi 1448 İkinci Kosova meydan savaşı 1451 Karaman seferi 1453 Mora seferi 1453 Istanbulun fethi Kuruldugundan beri 6 defa İstanbulu kusatan Osmanlılar, bu son 7. kusatmada basarılı oldular Sırbistan seferi 1455 Sırbistan seferi 1456 Sırbistan seferi 1457 Albulena savaşı 1458 Mora seferi 1458 Sırbistan seferi 1459 Semendire savaşı 1460 Mora seferi 1461 Trabzon savaşı 1462 Midilli savaşı 1462 Eflak seferi 1463 Bosna seferi Mora savaşı Arnavutluk seferi 1467 Arnavutluk seferi 1470 Ağriboz savaşı 1472 Konya savaşı 1473 Otlukbeli savaşı 1475 Kırım savaşı 1476 Boğdan seferi 1478 Lepanto seferi 1479 Arnavutluk seferi 1480 Rodos savaşı 1480 Otranto savaşı 1481 Bursa savaşı 1481 Yenişehir savaşı 1484 Boğdan seferi 1486 Adana savaşı 1488 Ağaçayırı savaşı 1492 Kırmızı kule savaşı 1492 Villah savaşı 1493 Adbine savaşı 1498 Lehistan seferi 1499 Sapienza savaşı

48 1500 Modon savaşı 1501 Midilli savaşı 1501 Navarin savaşı 1511 Karıştıran savaşı 1511 Gedikhanı savaşı 1513 Mudanya savaşı 1514 Çaldıran meydan savaşı 1515 Turna dağı savaşı 1516 Mercidabık meydan savaşı 1516 Han Yunus savaşı 1517 Ridaniye savaşı 1517 Kahire savaşı 1519 Erzincan savaşı 1521 Mastaba savaşı 1521 Belgrad savaşı 1522 Rodos savaşı 1526 Mohaç meydan savaşı 1526 Kurşunbeli savaşı 1526 Muyluklu savaşı 1527 Gencefe savaşı 1527 Başsarız savaşı 1529 Viyana kuşatması Viyananın ilk defa kuşatılması 1532 Macaristan seferi 1532 Alman seferi 1534 İran seferi 1534 Irakeyn savaşı 1534 İtalya seferi 1534 Cezayir savaşı 1534 Tunus savaşı 1535 Balear savaşı 1535 Tunus savaşı 1536 İtalya seferi 1537 Korfu seferi 1537 Kiklad seferi 1538 Sporad seferi 1538 Preveze savaşı 1538 Boğdan seferi 1538 Hind seferi 1541 Cezayir savaşı 1541 Budin savaşı 1542 Peşte savaşı 1543 Estergon savaşı 1543 İtalya seferi 1543 Nice savaşı 1543 İstolni Belgrad savaşı 1544 Macaristan seferi 1544 Bosna seferi 1548 İran seferi 1551 Erdel seferi 1551 Trablusgarb savaşı 1552 Segedin savaşı 1552 Szolnok savaşı 1552 Palast savaşı Altar Maket

49 Altar Maket 1552 Eğri savaşı 1553 Hürmüz boğazı savaşı 1553 Maskat savaşı 1553 İran Nahçıvan seferi 1555 İtalyan seferi 1556 Zigetvar savaşı 1558 Mayorka seferi 1559 Konya savaşı 1559 Sad çukuru savaşı 1559 Avlonya seferi 1560 Cerbe savaşı 1565 Malta savaşı 1566 Sakız adası seferi 1566 Zigervar seferi 1568 Ejderhan seferi 1569 Yemen savaşı 1569 Tunus savaşı 1571 Kıbrıs savaşı 1571 İnebahtı (Lepanto) savaşı İlk büyük deniz yenilgisi 1574 Tunus savaşı 1576 El Raken savaşı Osmanlı İran savaşı Çıldır savaşı 1578 Koyun geçidi savaşı 1578 Şamahı savaşı 1578 Şamahı savaşı 1583 Niyazabad savaşı 1583 Meşale savaşı 1585 Abvar savaşı 1585 Tebriz savaşı 1585 Neheng savaşı 1585 Fahusfene savaşı 1585 Şenbi gazan savaşı 1585 Acısu savaşı 1586 Turna çayırı savaşı Osmanlı Avusturya savaşı Sonucunda Avrupada Osmanlı üstünlüğü sona erdi İstolni Belgrad savaşı 1593 Kulpa savaşı 1595 Tergoviş savaşı 1595 Kalugeran savaşı 1596 Eğri savaşı 1596 Haçova meydan savaşı Kazanılan son büyük meydan savaşı 1597 Vaç savaşı 1598 Budin savaşı 1598 Niğbolu savaşı 1599 Urfa savaşı 1600 Kanije savaşı 1601 İstolni Belgrad savaşı 1601 Kanije savaşı 1603 Kızlar adası savaşı Osmanlı İran savaşı

50 1603 Sufiyan savaşı 1603 Tebriz savaşı 1604 Revan savaşı 1605 Urmiye savaşı 1605 Estergon savaşı 1607 Oruçovası savaşı 1608 Gönen savaşı 1608 Göksun savaşı 1609 Karacehennem savaşı 1614 Malta savaşı Osmanlı İran savaşı Serav savaşı 1620 Yaş savaşı 1621 Lehistan seferi 1621 Hotin savaşı Osmanlı İran savaşı Karaharman savaşı 1626 Bağdat savaşı 1630 Mihriban savaşı 1630 Bağdat savaşı 1632 Alaşehir savaşı 1633 Kamaniçe savaşı Osmanlı İran savaşı Revan savaşı 1636 Mihriban savaşı 1636 Salonta savaşı 1638 Bağdat savaşı 1638 Azak savaşı Osmanlı Venedik savaşı Hanya savaşı 1646 Suda savaşı 1646 Bozcaada savaşı 1646 Resmo savaşı 1647 Akçe savaşı 1648 Kandiya savaşı 1649 Foça savaşı 1649 Kandiya savaşı 1649 Bulgurlu savaşı 1650 Kandiya savaşı 1651 Nakşa savaşı 1654 Çanakkale savaşı 1655 Çanakkale savaşı 1656 Çanakkale savaşı 1657 Çanakkale savaşı 1657 Bozcaada savaşı 1657 Limni savaşı 1658 Erdel seferi 1658 Ilgın savaşı 1659 Demirkapı savaşı 1660 Sibin savaşı Altar Maket

51 1660 Kolojvar savaşı Osmanlı Avusturya savaşı Uyvar savaşı 1664 Saint Gothard savaşı 1669 Kandiya savaşı 1672 Lehistan seferi 1673 Lehistan seferi 1674 Ukrayna seferi 1676 Izvança savaşı Osmanlı Rus savaşı Çehrin seferi Osmanlı Avusturya savaşı İkinci Viyana kuşatması 1683 Pojon (Presburg) savaşı 1683 Viyana meydan savaşı Ruslarla ilk savaş Altar Maket

52 OSMANLI ASKERİ TEŞKİLATININ MAKET DÜNYASINDA ELE ALINMASI VE ÖRNEK ÇALIŞMALAR

53 Ordû-yi Hümâyûn serisi Redoubt Enterprises (Britanya) tarafından üretilen bu figürler 28mm lik bu kurşun figürler Türkiye de Altar Maket tarafından Ordû-yi Hümâyûn serisi adı altında maketseverlerin beğenisine sunulmaktadır. Valiant Miniatures 54mm kurşun Yeniçeri figürü

54 54mm kurşun Yeniçeri Ağası ve Yeniçeriler Orion 1/72 plastik Yeniçeriler Pegaso 54mm kurşun Yeniçeri ve Türk Savaşçı

55 Frontline Figures Yeniçeriler ve Leh süvarileri Kololob Elite Soldiers Studio (Rusya) 54mm kurşun Yeniçeri ve Türk savaşçısı maket kitleri Arsenyev Stüdyosu (Rusya) Kanuni Sultan Süleyman figürü

56 Grenada Stüdyoları 54mm kurşun Yeniçeri Grenada Stüdyoları 54mm kurşun Viyana kuşatması Türk süvari Leh süvarisine karşı 1683

57 Athens Miniatures (Yunanistan) 65mm kurşun maket kiti Kethüda Bey Elastolin (Almanya) 1970 lerde Elastolin e özel maddeyle üretilmiş, son derece nadir bulunan Türkler seti Resimde 2 set görünmektedir. Bir sette 6, oldukça güzel işlenmiş ve üretilmiş Osmanlı askeri vardır.

İÇİNDEKİLER GİRİŞ BÖLÜM 1 OSMANLI SARAYLARI. 1. Dersin Amacı ve Önemi... 1 2. Kaynaklar-Tetkikler... 2

İÇİNDEKİLER GİRİŞ BÖLÜM 1 OSMANLI SARAYLARI. 1. Dersin Amacı ve Önemi... 1 2. Kaynaklar-Tetkikler... 2 İÇİNDEKİLER GİRİŞ 1. Dersin Amacı ve Önemi... 1 2. Kaynaklar-Tetkikler... 2 BÖLÜM 1 OSMANLI SARAYLARI 1. OSMANLI SARAYLARININ TARİHİ GELİŞİMİ... 7 2. İSTANBUL DAKİ SARAYLAR... 8 2.1. Eski Saray... 8 2.2.

Detaylı

Osmanlı'da devşirme sistemi

Osmanlı'da devşirme sistemi On5yirmi5.com Osmanlı'da devşirme sistemi Osmanlı Devleti'nde uygulanan devşirme sistemi nedir? Nasıl uygulanır? Yayın Tarihi : 19 Şubat 2014 Çarşamba (oluşturma : 7/16/2017) 623 yıl boyunca hakimiyet

Detaylı

DURAKLAMA DEVRİ. KPSS YE HAZIRLIK ARİF ÖZBEYLİ Youtube Kanalı: tariheglencesi

DURAKLAMA DEVRİ. KPSS YE HAZIRLIK ARİF ÖZBEYLİ  Youtube Kanalı: tariheglencesi DURAKLAMA DEVRİ KPSS YE HAZIRLIK ARİF ÖZBEYLİ Youtube Kanalı: tariheglencesi 05.08.2017 OSMANLI DEVLETİ NİN GENEL DURUMU XVII.YÜZYILDA OSMANLI- AVUSTRYA VE OSMANLI- İRAN İLİŞKİLERİ a-avusturya ile İlişkiler

Detaylı

1-MERKEZ TEŞKİLATI. A- Hükümdar B- Saray

1-MERKEZ TEŞKİLATI. A- Hükümdar B- Saray 1-MERKEZ TEŞKİLATI A- Hükümdar B- Saray MERKEZ TEŞKİLATI Önceki Türk ve Türk-İslam devletlerinden farklı olarak Osmanlı Devleti nde daha merkezi bir yönetim oluşturulmuştu.hükümet, ordu ve eyaletler doğrudan

Detaylı

Kuruluş Dönemi Osmanlı Kültür ve Uygarlığı Flash Anlatım Perşembe, 12 Kasım :53 - Son Güncelleme Çarşamba, 25 Kasım :14

Kuruluş Dönemi Osmanlı Kültür ve Uygarlığı Flash Anlatım Perşembe, 12 Kasım :53 - Son Güncelleme Çarşamba, 25 Kasım :14 Kuruluş Dönemi Osmanlı Kültür ve Uygarlığı Flash Anlatım Kuruluş Dönemi Osmanlı Kültür ve Uygarlığı Ders Notu OSMANLI KÜLTÜR VE MEDENİYETİ (1300-1453) 1. OSMANLI'DA DEVLET ANLAYIŞI Türkiye Selçuklu Devleti

Detaylı

ADI SOYADI: SINIFI: NUMARASI: PUANI:

ADI SOYADI: SINIFI: NUMARASI: PUANI: DOĞUBAYAZIT M. M. FAHRETTİN PAŞA ANADOLU İMAM-HATİP LİSESİ 2015-2016 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIFLAR SEÇMELİ TARİH DERSİ 1. DÖNEM 2. ORTAK SINAV SORULARI A GRUBU ADI SOYADI: SINIFI: NUMARASI: PUANI: SORULAR

Detaylı

Osmanlı larda Ordu. Kapıkulu Ordusu:

Osmanlı larda Ordu. Kapıkulu Ordusu: Osmanlı larda Ordu Osmanlı ordusu başlangıçta aşiretlerden gelen atlı birlikler ile gönüllü yaya askerlerden oluşurken 14. yüzyılın ortalarından itibaren büyük bir gelişme gösterdi. En gelişkin dönem sayılan

Detaylı

SORU CEVAP METODUYLA TEKRAR (YÜKSELİŞ-DURAKLAMA VE AVRUPA)

SORU CEVAP METODUYLA TEKRAR (YÜKSELİŞ-DURAKLAMA VE AVRUPA) SORU CEVAP METODUYLA TEKRAR (YÜKSELİŞ-DURAKLAMA VE AVRUPA) Osmanlı devletinde ülke sorunlarının görüşülüp karara bağlandığı bugünkü bakanlar kuruluna benzeyen kurumu: divan-ı hümayun Bugünkü şehir olarak

Detaylı

OSMANLI İMPARATORLUĞU GERİLEME DÖNEMİ ISLAHATLARI XVIII. YÜZYIL

OSMANLI İMPARATORLUĞU GERİLEME DÖNEMİ ISLAHATLARI XVIII. YÜZYIL OSMANLI İMPARATORLUĞU GERİLEME DÖNEMİ ISLAHATLARI XVIII. YÜZYIL OSMANLI DA 18. YÜZYIL GERİLEME DÖNEMİ DİR. Yaklaşık 100 yıl sürmüştür. 18. Yüzyıldaki Islahatların Genel Özellikleri -İlk kez Avrupa daki

Detaylı

Surre Alayı. Surre-i Hümâyun. Altınoluk. Surre Alayının Güzergâhları. Surre Alayının Güvenliği. Surre Alayının Yola Çıkması

Surre Alayı. Surre-i Hümâyun. Altınoluk. Surre Alayının Güzergâhları. Surre Alayının Güvenliği. Surre Alayının Yola Çıkması Surre-i Hümâyun Altınoluk Surre Alayının Güzergâhları Surre Alayının Güvenliği Surre Alayının Yola Çıkması Surrenin Vapur ve Trenle Yollanması Surre Alayının Dönüşü Kaynakça Surre Alayı Surre-i Hümâyun

Detaylı

Edirne Çarşıları. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

Edirne Çarşıları. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı Edirne Çarşıları Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı Aralık 25, 2006 2 İçindekiler 0.1 Edirne Çarşıları ve İş Merkezleri................ 4 0.1.1 Alipaşa Çarşısı(Kapalı Çarşı).............. 4 0.1.2

Detaylı

İktisat Tarihi I Ekim II. Hafta

İktisat Tarihi I Ekim II. Hafta İktisat Tarihi I 13-14 Ekim II. Hafta Osmanlı Kurumlarının Kökenleri 19. yy da Osmanlı ve Bizans hakkındaki araştırmalar ilerledikçe benzerlikler dikkat çekmeye başladı. Gibbons a göre Osm. Hukuk sahasında

Detaylı

Gazi Ahmet Muhtar Paşa

Gazi Ahmet Muhtar Paşa Evrensel Bakış Açısı Gürbüz Evren Cepheden Cepheye Koşan Komutan: Gazi Ahmet Muhtar Paşa O smanlı Devletinin son dönemlerinde, ordunun en önemli komutanlarından biri de, Gazi Ahmet Muhtar Paşa dır. Verilen

Detaylı

TARİH BOYUNCA ANADOLU

TARİH BOYUNCA ANADOLU TARİH BOYUNCA ANADOLU Anadolu, Asya yı Avrupa ya bağlayan bir köprü konumundadır. Üç tarafı denizlerle çevrili verimli topraklara sahiptir. Dört mevsimi yaşayan iklimi, akarsuları, ormanları, madenleriyle

Detaylı

HÜKÜMDAR TÜRK İSLAM DEVLETLERİNDE DEVLET TEŞKİLATI. KONU ANLATIMI tarihyolu.com TÜRK-İSLAM DEVLETLERİNDE HATUN TÜRK-İSLAM KÜLTÜRÜNÜN ORTAYA ÇIKIŞI

HÜKÜMDAR TÜRK İSLAM DEVLETLERİNDE DEVLET TEŞKİLATI. KONU ANLATIMI tarihyolu.com TÜRK-İSLAM DEVLETLERİNDE HATUN TÜRK-İSLAM KÜLTÜRÜNÜN ORTAYA ÇIKIŞI TÜRK-İSLAM DEVLETLERİNDE HATUN TÜRK-İSLAM KÜLTÜRÜNÜN ORTAYA ÇIKIŞI Talaş Savaşı'ndan sonra İslamiyet, Türkler arasında hızla yayılmaya başladı. X. yüzyıldan itibaren Türklerin İslam medeniyetinin etkisi

Detaylı

SÜLEYMAN ŞAH TÜRBESİ

SÜLEYMAN ŞAH TÜRBESİ 1 SÜLEYMAN ŞAH TÜRBESİ Gürbüz MIZRAK Süleyman Şah Türbesi ve bulunduğu alan Suriye'nin Halep ilinin Karakozak Köyü sınırları içerisindeydi. Burası Türkiye'nin kendi sınırları dışında sahip olduğu tek toprak

Detaylı

EĞİTİM- ÖĞRETİM YILI NUH MEHMET YAMANER ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ 10.SINIF OSMANLI TARİHİ I. DÖNEM I. YAZILI SORULARI A GURUBU

EĞİTİM- ÖĞRETİM YILI NUH MEHMET YAMANER ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ 10.SINIF OSMANLI TARİHİ I. DÖNEM I. YAZILI SORULARI A GURUBU Ertuğrul Gazi 1) * Orhan Bey tarafından fethedilmiş olup başkent buraya taşınmıştır. * İpek sanayisinin merkezi konumundaki bu bölgenin fethiyle Osmanlı gelirleri. Yukarıdaki özellikleri verilmiş bölge

Detaylı

FRANCHISE KİMİN BULUŞU NASIL BAŞLADI? NASIL GELİŞTİ?

FRANCHISE KİMİN BULUŞU NASIL BAŞLADI? NASIL GELİŞTİ? 1 FRANCHISE KİMİN BULUŞU NASIL BAŞLADI? NASIL GELİŞTİ? DÜNYADA FRANCHISE 2 TÜRKİYE 1994- İlk franchise fuarı açıldı 1991- UFRAD kuruldu 1985- McDonald s açıldı, Turyap, Sağra franchise verdi ABD 1960-

Detaylı

İÇİNDEKİLER... SAYFA NUMARASI 1. Genelkurmay Başkanlığının Afyon ve Kocaeli mıntıkalarındaki duruma dair 3 Ekim 1921 tarihli Harp BELGELER

İÇİNDEKİLER... SAYFA NUMARASI 1. Genelkurmay Başkanlığının Afyon ve Kocaeli mıntıkalarındaki duruma dair 3 Ekim 1921 tarihli Harp BELGELER İÇİNDEKİLER SUNUŞ İÇİNDEKİLER... BELGELER III SAYFA NUMARASI 1. Genelkurmay Başkanlığının Afyon ve Kocaeli mıntıkalarındaki duruma dair 3 Ekim 1921 tarihli Harp Raporu... 1 2. Ali İhsan Paşa nın Güney

Detaylı

OSMANLI DEVLETI NDE TAŞRA VE EYALET YÖNETIMI

OSMANLI DEVLETI NDE TAŞRA VE EYALET YÖNETIMI OSMANLI DEVLETI NDE TAŞRA VE EYALET YÖNETIMI OSMANLI DA TAŞRA TEŞKILATI TAŞRA VE EYALET YÖNETIMI İstanbul un merkez kabul edildiği Osmanlı Devleti nde, başkentin dışındaki tüm topraklar için taşra ifadesi

Detaylı

ARAYIŞ YILLARI (17.YÜZYIL) (DURAKLAMA DÖNEMİ ) ISLAHATLAR AYAKLANMALAR

ARAYIŞ YILLARI (17.YÜZYIL) (DURAKLAMA DÖNEMİ ) ISLAHATLAR AYAKLANMALAR ARAYIŞ YILLARI (17.YÜZYIL) (DURAKLAMA DÖNEMİ ) ISLAHATLAR AYAKLANMALAR 1. Osmanlı Devleti nde Yeniçeri Ocağı nı kaldırmak isteyen ilk padişah II. dır. Osman 2. Genç Osman saray ile halk arasındaki kopukluğu

Detaylı

Svl.Me.Alev KESKİN-Svl.Me.Betül SAYIN*

Svl.Me.Alev KESKİN-Svl.Me.Betül SAYIN* Svl.Me.Alev KESKİN-Svl.Me.Betül SAYIN* * Gnkur.ATASE D.Bşk.lığı Türk kültüründe bayrak, tarih boyunca hükümdarlığın ve hâkimiyetin sembolü olarak kabul edilmiştir. Bayrak dikmek bir yeri mülkiyet sahasına

Detaylı

OSMANLI YAPILARINDA. Kaynak: Sitare Turan Bakır, İznik

OSMANLI YAPILARINDA. Kaynak: Sitare Turan Bakır, İznik OSMANLI YAPILARINDA İZNİK ÇİNİLERİ Kaynak: Sitare Turan Bakır, İznik Çinileri, KültK ltür r Bakanlığı Osmanlı Eserleri, Ankara 1999 Adana Ramazanoğlu Camii Caminin kitabelerinden yapımına 16. yy da Ramazanoğlu

Detaylı

SAMSUN BAHRİYE MEKTEBİ

SAMSUN BAHRİYE MEKTEBİ SAMSUN BAHRİYE MEKTEBİ BAKİ SARISAKAL SAMSUN BAHRİYE MEKTEBİ 1880 yılının başında Samsun da açıldı. Üçüncü Ordu nun sorumluluğu altındaydı. Okulun öğretmenleri subay ve sivillerdi. Bu okula öğrenciler

Detaylı

Bu durum, aşağıdakilerden hangisin gösteren bir kanıt olabilir?

Bu durum, aşağıdakilerden hangisin gösteren bir kanıt olabilir? DÜNYA GÜCÜ OSMANLI 1. Anadolu Selçuklu Devleti zamanında ve Osmanlı İmparatorluğu nun Yükselme döneminde Anadolu daki zanaatkarlar lonca denilen zanaat gruplarına ayrılarak yöneticilerini kendileri seçmişlerdir.

Detaylı

1.1.1.Acemi Ocağı Teşkilatı

1.1.1.Acemi Ocağı Teşkilatı 1.1.1.Acemi Ocağı Teşkilatı Rumelideki fetihler gelişmeye başlayınca daha çok askere ihtiyaç duyulmuştu. Yaya ve Müsellem kuvvetleri ihtiyacı karşılayamıyor ve elde daimi bir ordunun bulunması gerekiyordu.

Detaylı

İSLAM TARİHİ II DR. HALİDE ASLAN

İSLAM TARİHİ II DR. HALİDE ASLAN İSLAM TARİHİ II DR. HALİDE ASLAN Dönemi İdari, Mali, Sosyal ve Kültürel Durum Konular *Emeviler Dönemi İdari, Mali, Sosyal ve Kültürel Durum. Dönemi İdari, Mali, Sosyal ve Kültürel Durum Kaynaklar *İrfan

Detaylı

İktisat Tarihi I. 18 Ekim 2017

İktisat Tarihi I. 18 Ekim 2017 İktisat Tarihi I 18 Ekim 2017 Kuruluş döneminin muhafazakar-milliyetçi bir yorumuna göre, İslam ı yaymak Osmanlı toplumunun en önemli esin kaynağını oluşturuyordu. Anadolu'ya göçler İran daki Büyük Selçuklu

Detaylı

İLK TÜRK İSLAM DEVLETLERİ

İLK TÜRK İSLAM DEVLETLERİ İLK TÜRK İSLAM DEVLETLERİ TALAS SAVAŞI (751) Diğer adı Atlık Savaşıdır. Çin ile Abbasiler arasındaki bu savaşı Karlukların yardımıyla Abbasiler kazanmıştır. Bu savaş sonunda Abbasilerin hoşgörüsünden etkilenen

Detaylı

OSMANLILAR. 23.03.2015 Yrd. Doç. Dr. Ali Gurbetoğlu. İstanbul Ticaret Üniversitesi

OSMANLILAR. 23.03.2015 Yrd. Doç. Dr. Ali Gurbetoğlu. İstanbul Ticaret Üniversitesi OSMANLILAR 1 2 3 Osmanlılarda Eğitimin Genel Özellikleri Medreseler çok yaygın ve güçlü örgün eğitim kurumları haline gelmiş, toplumun derinden etkilemişlerdir. Azınlıkların çocuklarını üst düzey yönetici

Detaylı

Skyros adasında Robert Brooke nin mezar taşındaki yazı

Skyros adasında Robert Brooke nin mezar taşındaki yazı 1 2 Skyros adasında Robert Brooke nin mezar taşındaki yazı Tanrının hizmetkarı, İngiliz Başbakanının oğlu Teğmen Asquith nin dostu,ingiliz Donanması asteğmenlerinden İstanbul un kurtarılması için ölen

Detaylı

İÇİNDEKİLER... SUNUŞ III

İÇİNDEKİLER... SUNUŞ III SUNUŞ İÇİNDEKİLER İÇİNDEKİLER... III BİRİNCİ BÖLÜM SİYASİ, COĞRAFİ DURUM VE ASKERÎ GÜÇLER 1. Siyasi Durum... 1 a. Dış Siyasi Durum... 1 b. İç Siyasi Durum... 2 (1) Birinci Dünya Savaşı Öncesi Osmanlı Devleti

Detaylı

SAYFA BELGELER NUMARASI

SAYFA BELGELER NUMARASI İÇİNDEKİLER SUNUŞ İÇİNDEKİLER... SAYFA BELGELER NUMARASI 1. 27 Ekim 1922 tarihinde İsmet Paşa nın Dışişleri Bakanlığına ve Fevzi Paşa nın Batı Cephesi Komutanlığına atanması... 1 2. İstanbul daki mevcut

Detaylı

Devleti yönetme hakkı Tanrı(gök tanrı) tarafından kağana verildiğine inanılırdı. Bu hak, kan yolu ile hükümdarların erkek çocuklarına geçerdi.

Devleti yönetme hakkı Tanrı(gök tanrı) tarafından kağana verildiğine inanılırdı. Bu hak, kan yolu ile hükümdarların erkek çocuklarına geçerdi. Orta Asya Türk tarihinde devlet, kağan adı verilen hükümdar tarafından yönetiliyordu. Hükümdarlar kağan unvanının yanı sıra han, hakan, şanyü, idikut gibi unvanları da kullanmışlardır. Kağan kut a göre

Detaylı

İktisat Tarihi I Ekim II. Hafta

İktisat Tarihi I Ekim II. Hafta İktisat Tarihi I 13-14 Ekim II. Hafta Osmanlı Kurumlarının Kökenleri İstanbul un fethinden sonra Osm. İmp nun çeşitli kurumları üzerinde Bizans ın etkileri olduğu kabul edilmektedir. Rambaud, Osm. Dev.

Detaylı

İÇİNDEKİLER... ÖN SÖZ... BİRİNCİ BÖLÜM SİYASİ, COĞRAFİ DURUM VE ASKERÎ GÜÇLER

İÇİNDEKİLER... ÖN SÖZ... BİRİNCİ BÖLÜM SİYASİ, COĞRAFİ DURUM VE ASKERÎ GÜÇLER İÇİNDEKİLER SUNUŞ İÇİNDEKİLER... ÖN SÖZ... BİRİNCİ BÖLÜM SİYASİ, COĞRAFİ DURUM VE ASKERÎ GÜÇLER III XI 1. Siyasi Durum... 1 a. Dış Siyasi Durum... 1 b. İç Siyasi Durum... 2 2. Coğrafi Durum... 5 a. Çanakkale

Detaylı

Osmanlı Devlet teşkilatında, gerek yönetim alanında,gerekse askeri alanda bazı değişiklikler olmuştur. Bu değişikliklerin bir kısmı merkez

Osmanlı Devlet teşkilatında, gerek yönetim alanında,gerekse askeri alanda bazı değişiklikler olmuştur. Bu değişikliklerin bir kısmı merkez Osmanlı Devlet teşkilatında, gerek yönetim alanında,gerekse askeri alanda bazı değişiklikler olmuştur. Bu değişikliklerin bir kısmı merkez teşkilatında bir kısmı da taşra teşkilatında olmuştur.bilhassa

Detaylı

Klasik Dönem Merkez Teşkilatı

Klasik Dönem Merkez Teşkilatı Klasik Dönem Merkez Teşkilatı Önceki Türk ve Türk-İslam devletlerinden farklı olarak Osmanlı Devleti'nde daha merkezî bir yönetim oluşturulmuştu. Hükûmet, ordu ve eyaletler doğrudan doğruya padişahın şahsına

Detaylı

BENDEN SELAM OLSUN BOLU BEYİ'NE

BENDEN SELAM OLSUN BOLU BEYİ'NE Kimliğiyle ilgili iki ayrı tartışma var. Birincisi, 16 ve 17'nci yüzyılda yaşadı. Yeniçeri ocağından yetişen bir şair. 1578-1590 arasındaki Osmanlı-İran savaşlarına katıldı. Bir tür ordu şairidir. Diğeri

Detaylı

OSMANLI DEVLETİ DURAKLAMA DÖNEMİ ( XVII/17.YÜZYIL) ÖNEMLİ GELİŞMELERİ

OSMANLI DEVLETİ DURAKLAMA DÖNEMİ ( XVII/17.YÜZYIL) ÖNEMLİ GELİŞMELERİ OSMANLI DEVLETİ DURAKLAMA DÖNEMİ ( XVII/17.YÜZYIL) ÖNEMLİ GELİŞMELERİ SOKULLU MEHMET PAŞA'NIN ÖLÜMÜYLE DÖNEM BAŞLAMIŞTIR VE KARLOFÇA ANLAŞMASINA KADAR DEVAM ETMİŞTİR. DURAKLAMANIN NEDENLERİ YENİÇERİ OCAĞINDA

Detaylı

- Sorma, şişenin üzerinde iyice çalkalayın yazıyormuş, ben fark etmemişim

- Sorma, şişenin üzerinde iyice çalkalayın yazıyormuş, ben fark etmemişim Öksürük şurubu Temel odanın içinde zıplayıp duruyormuş. Arkadaşı sormuş : - Ne oldu, ne yapıyorsun böyle? - Öksürük şurubu içtim. - E, niye zıplıyorsun peki? - Sorma, şişenin üzerinde iyice çalkalayın

Detaylı

II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ

II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ 1908 II. Meşrutiyete Ortam Hazırlayan Gelişmeler İç Etken Dış Etken İttihat ve Terakki Cemiyetinin faaliyetleri 1908 Reval Görüşmesi İTTİHAT ve TERAKKÎ CEMİYETİ 1908 İhtilâli ni düzenleyen

Detaylı

SULTAN MEHMET REŞAT IN RUMELİ SEYAHATİ 5

SULTAN MEHMET REŞAT IN RUMELİ SEYAHATİ 5 SULTAN MEHMET REŞAT IN RUMELİ SEYAHATİ 5 BAKİ SARISAKAL SELANİK Selanik 26 Mayıs: Selanik Limanında Padişahın Gelişini Bekleyen Selanik Valisi İbrahim Bey ve Hükümet Erkânı Selanik Limanında Padişahı Bekleyen

Detaylı

Edirne Camileri - Eski Cami. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

Edirne Camileri - Eski Cami. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı Edirne Camileri - Eski Cami Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı Aralık 25, 2006 2 İçindekiler 0.1 Eski Cami (Cami-i Atik - Ulu Cami).............. 4 0.1.1 Eski Cami ve Hacı Bayram Veli Söylencesi.......

Detaylı

Bacıyân-ı Rum. (Dünyanın İlk Kadın Teşkilatı: Anadolu Bacıları)

Bacıyân-ı Rum. (Dünyanın İlk Kadın Teşkilatı: Anadolu Bacıları) Bacıyân-ı Rum (Dünyanın İlk Kadın Teşkilatı: Anadolu Bacıları) Varlığı Neredeyse İmkânsız Görülen Kadın Örgütü Âşık Paşazade nin Hacıyan-ı Rum diye adlandırdığı bu topluluk üzerinde ilk defa Alman doğu

Detaylı

GÖKYÜZÜNDE KISA FİLM SENARYOSU

GÖKYÜZÜNDE KISA FİLM SENARYOSU GÖKYÜZÜNDE KISA FİLM SENARYOSU 1. DIŞ. CADDE - GECE 1 FADE IN: Saat 22:30. 30 yaşında bir gazeteci olan Eren caddede araba sürmektedir. Bir süre sonra kırmızı ışıkta durur. Yan koltukta bulunan fotoğraf

Detaylı

ATATÜRK ün Balmumu Heykelleri

ATATÜRK ün Balmumu Heykelleri ATATÜRK ün Balmumu Heykelleri Balmumu heykellerinin en önemli özelliği; Atamızın ölümünde yüzünden alınan masktan bire bir çalışılmış olup 2008 yılından itibaren müzemizde sergilenmeye başlanmıştır. Sağ

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ ANADOLU SELÇUKLU DÖNEMİ BAHÇELERİ

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ ANADOLU SELÇUKLU DÖNEMİ BAHÇELERİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ ANADOLU SELÇUKLU DÖNEMİ BAHÇELERİ ANADOLU SELÇUKLU CAMİİLERİ Konya Alâeddin Camii - 1155-1219 Niğde Alâeddin Camii 1223 Malatya Ulu Camii 1224

Detaylı

Ankara da SELÇUKLU MİRASI. Arslanhane Camii. (Ahi Şerafeddin) 58 YEDİKITA

Ankara da SELÇUKLU MİRASI. Arslanhane Camii. (Ahi Şerafeddin) 58 YEDİKITA Ankara da SELÇUKLU MİRASI Arslanhane Camii (Ahi Şerafeddin) 58 YEDİKITA Çizim: Yük. Mim. Mehmet Emin Yılmaz 11. yüzyıldan başlayarak Anadolu ya yerleşmeye başlayan Türkler, doğuda Ermeni ve Gürcü yapıları,

Detaylı

Proje Adı. Projenin Türü. Projenin Amacı. Projenin Mekanı. Medeniyetimizin İsimsiz Taşları. Mimari yapı- anıt

Proje Adı. Projenin Türü. Projenin Amacı. Projenin Mekanı. Medeniyetimizin İsimsiz Taşları. Mimari yapı- anıt Önsöz Medeniyet; bir ülke veya toplumun, maddi ve manevi varlıklarının, düşünce, sanat, bilim, teknoloji ürünlerinin tamamını ifade eder. Türk medeniyeti dünyanın en eski medeniyetlerinden biridir. Dünyanın

Detaylı

3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanununun bu hükmünden yola çıkarak, İçişleri Bakanlığının emniyet ve asayişi sağlamada, yürütme organları olarak

3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanununun bu hükmünden yola çıkarak, İçişleri Bakanlığının emniyet ve asayişi sağlamada, yürütme organları olarak J.T.G.Y.K. 1 Amaç MADDE 1 - Bu Kanun, Türkiye Cumhuriyeti Jandarma Teşkilatının görev, yetki ve sorumluluklarına, hizmetin getirdiği bağlılık ve ilişkilere, teşkilat ve konuşa ait esas ve usulleri düzenler.

Detaylı

EDİRNE ROTARY KULÜBÜ DÖNEM BÜLTENİ

EDİRNE ROTARY KULÜBÜ DÖNEM BÜLTENİ EDİRNE ROTARY KULÜBÜ 2017 2018 DÖNEM BÜLTENİ Ian H.S. RISELEY (UR Bşk.) Mustafa Kaan KOBAKOĞLU (2420. Böl. Guv.) Güzin CİRAVOĞLU (Guv. Yard.) Tarih Bülten No : : 21.11.2017 1533 Kulüp Toplantı No : 2009

Detaylı

a. Merkez Yönetiminin Bozulması

a. Merkez Yönetiminin Bozulması Yazı İçerik Merkez Yönetiminin Bozulması Eyalet Yönetiminin Bozulması Ordu ve Donanmanın Bozulması Eğitim Sisteminin Bozulması Ekonomik Durumun Bozulması Toplum Yapısının Bozulması Osmanlı İmparatorluğunun

Detaylı

DİKTE METNİ 1 DİKTE METNİ 2

DİKTE METNİ 1 DİKTE METNİ 2 DİKTE METNİ 1 Toplu olarak eğitim ve öğretim yapılan yerlere okul denir. Okulda okuma yazma ve çeşitli bilgiler öğreniriz. Okulumuzun yerini bilmeli ve tarif edebilmeliyiz. Her okulun bir adı vardır. Okullara

Detaylı

SELANİK AYASOFYA CAMİSİ

SELANİK AYASOFYA CAMİSİ SELANİK AYASOFYA CAMİSİ BAKİ SARI SAKAL SELANİK AYASOFYA CAMİSİ Aya Sofya (Azize Sofya) tapınağı Selanik in merkezinde, Ayasofya ve Ermou sokaklarının kesiştiği noktadadır. Kutsal İsa ya, Tanrının gerçek

Detaylı

ETKİNLİKLER/KONFERSANS

ETKİNLİKLER/KONFERSANS ETKİNLİKLER/KONFERSANS Anadolu'nun Vatanlaşmasında Selçukluların Rolü Züriye Oruç 1 Prof. Dr. Salim Koca'nın konuk olduğu Anadolu'nun Vatanlaşmasında Selçukluların Rolü konulu Şehir Konferansı gerçekleştirildi.

Detaylı

İLK TÜRK DEVLETLERİNDE HUKUK

İLK TÜRK DEVLETLERİNDE HUKUK İLK TÜRK { DEVLETLERİNDE HUKUK Hukuk Anlayışı Hukuk fertlerin bir arada barış ve güven içinde yaşamasını sağlamak amacıyla oluşturulan hak ve kanunların bütünüdür. Bir devletin uzun ömürlü olabilmesi için

Detaylı

Kazak Hanlığı nın kuruluşunun 550. yılı dolayısıyla Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüzce düzenlenen Kazak

Kazak Hanlığı nın kuruluşunun 550. yılı dolayısıyla Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüzce düzenlenen Kazak Kazak Hanlığı nın kuruluşunun 550. yılı dolayısıyla Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüzce düzenlenen Kazak Hanlığı ve Kazakistan konulu bu toplantıda Kısaca Kazak

Detaylı

MİLLÎ SAVUNMA ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜK MÜZESİ

MİLLÎ SAVUNMA ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜK MÜZESİ MİLLÎ SAVUNMA ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜK MÜZESİ Millî Savunma Üniversitesi Müzesi; Türk Silahlı Kuvvetlerinin en üst düzeyde eğitim, öğretim ve bilim kuruluşu olan Millî Savunma Üniversitesi (Harp Akademileri)

Detaylı

[Metni yazın] BELEDİYE ZABITASININ TARİHÇESİ

[Metni yazın] BELEDİYE ZABITASININ TARİHÇESİ Geçmişten Günümüze Belediye Zabıtası Asayiş ve güvenlik hizmetlerini yürüten görevlilere "Yarkan" adının verildiği ilmi araştırmalar neticesinde kesinlik kazanmıştır. Kazılar sonucu ortaya çıkarılan kitabelerde

Detaylı

KAMU KURUM VE KURULUŞLARININ YURTDIŞI TEŞKiLATI HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME

KAMU KURUM VE KURULUŞLARININ YURTDIŞI TEŞKiLATI HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME 207 KAMU KURUM VE KURULUŞLARININ YURTDIŞI TEŞKiLATI HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME Kanun Hük. Kar. nin Tarihi : 13/12/1983 No : 189 Yetki Kanununun Tarihi : 17/6/1982 No : 2680 Yayımlandığı R.G. Tarihi

Detaylı

Kalem İşleri 60. Ağaç İşleri 61. Hünkar Kasrı 65. Medrese (Darülhadis Medresesi) 66. Sıbyan Mektebi 67. Sultan I. Ahmet Türbesi 69.

Kalem İşleri 60. Ağaç İşleri 61. Hünkar Kasrı 65. Medrese (Darülhadis Medresesi) 66. Sıbyan Mektebi 67. Sultan I. Ahmet Türbesi 69. İÇİNDEKİLER TARİHÇE 5 SULTANAHMET CAMİ YAPI TOPLULUĞU 8 SULTAN I. AHMET 12 SULTAN I. AHMET İN CAMİYİ YAPTIRMAYA KARAR VERMESİ 15 SEDEFKAR MEHMET AĞA 20 SULTANAHMET CAMİİ NİN YAPILMAYA BAŞLANMASI 24 SULTANAHMET

Detaylı

AKÇAABAD VAKFIKEBĠR NÜFUS KÜTÜĞÜ - (1835-1845)

AKÇAABAD VAKFIKEBĠR NÜFUS KÜTÜĞÜ - (1835-1845) AKÇAABAD VAKFIKEBĠR NÜFUS KÜTÜĞÜ - (1835-1845) C. Yunus Özkurt Osmanlı döneminde ilk genel nüfus sayımı, II. Mahmud döneminde 1831 (Hicri: 1246) yılında alınan bir karar ile uygulanmaya başlamıştır (bundan

Detaylı

Amiral Turgut Reis 449 nci ölüm yıl dönümünde anıldı

Amiral Turgut Reis 449 nci ölüm yıl dönümünde anıldı Amiral Turgut Reis 449 nci ölüm yıl dönümünde anıldı Ünlü Türk denizcisi Turgut Reis, 449. ölüm yıl dönümünde Bodrum Belediyesi tarafından düzenlenen etkinliklerle anıldı. Atatürk Meydanı nda düzenlenen

Detaylı

TSK'dan Sınır Ötesi IŞİD Operasyonu

TSK'dan Sınır Ötesi IŞİD Operasyonu TSK'dan Sınır Ötesi IŞİD Operasyonu TSK Müşterek Özel Görev Kuvveti ve koalisyon hava kuvvetleri tarafından Suriye'nin Cerablus bölgesinin IŞİD'ten geri alınması için operasyon başlatıldı 24.08.2016 /

Detaylı

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler OLAY ÇEVRESINDE GELIŞEN EDEBI METINLER Oğuz Türkçesinin Anadolu daki ilk ürünleri Anadolu Selçuklu Devleti

Detaylı

Roma ve Bizans Dönemi Tarihi Eserleri. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

Roma ve Bizans Dönemi Tarihi Eserleri. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı Roma ve Bizans Dönemi Tarihi Eserleri Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı Aralık 25, 2006 2 İçindekiler 0.1 Antik Yerleşimler......................... 4 0.2 Roma - Bizans Dönemi Kalıntıları...............

Detaylı

TÜRKİYE PEYZAJI (FAKÜLTE)

TÜRKİYE PEYZAJI (FAKÜLTE) TÜRKİYE PEYZAJI (FAKÜLTE) YRD.DOÇ.DR.IŞIL KAYMAZ, 2017, ANKARA ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ BU SUNUMU KAYNAK GÖSTERMEDEN KULLANMAYINIZ YA DA ÇOĞALTMAYINIZ! Türk Bahçesi Günümüze kadar gelen bazı

Detaylı

İktisat Tarihi I

İktisat Tarihi I İktisat Tarihi I 11.10.2017 12. asrın ikinci yarısından itibaren Anadolu Selçuklu Devleti siyasi ve idari bakımdan pekişmişti. XII. yüzyıl sonlarından itibaren şehirlerin gelişmesi ile Selçuklu ekonomik

Detaylı

HAZRET-İ ALİ DESTANI BİRİNCİ BÖLÜM

HAZRET-İ ALİ DESTANI BİRİNCİ BÖLÜM HAZRET-İ ALİ DESTANI BİRİNCİ BÖLÜM [2b] (1) HAYBER KALESİ NİN FETHİ (3) Haberleri rivayet edenler ve eserlerden nakledenler şöyle anlatırlar: Hazret-i Muhammed; (5) bir gün sabah namazını kıldı, (6) mübarek

Detaylı

Osmanlı Devleti'nin kurucuları, Oğuzların Bozok koluna bağlı Kayı aşiretidir.

Osmanlı Devleti'nin kurucuları, Oğuzların Bozok koluna bağlı Kayı aşiretidir. Osmanlı Devleti'nin kurucuları, Oğuzların Bozok koluna bağlı Kayı aşiretidir. Kayı aşireti, Türkiye Selçuklu hükümdarı Alaaddin Keykubat döneminde Ankara yakınlarındaki Kara- cadağ bölgesine yerleştirilmiştir.

Detaylı

Kuruluş Dönemi Osmanlı Kültür ve Uygarlığı Toprak Yapısı Üretim ve Ticaret Flash Anlatım

Kuruluş Dönemi Osmanlı Kültür ve Uygarlığı Toprak Yapısı Üretim ve Ticaret Flash Anlatım Kuruluş Dönemi Osmanlı Kültür ve Uygarlığı Toprak Yapısı Üretim ve Ticaret Flash Anlatım Kuruluş Dönemi Osmanlı Kültür ve Uygarlığı Toprak Yapısı Üretim ve Ticaret Ders Notu OSMANLI KÜLTÜR VE MEDENİYETİ

Detaylı

Edirne Tarihi - Bizans Döneminde Edirne. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

Edirne Tarihi - Bizans Döneminde Edirne. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı Edirne Tarihi - Bizans Döneminde Edirne Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı Aralık 25, 2006 2 İçindekiler 0.1 Hadrianopolis ten Edrine ye : Bizans Dönemi.......... 4 0.2 Hadrianopolis Önce Edrine

Detaylı

Edirne Hanları - Kervansarayları. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

Edirne Hanları - Kervansarayları. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı Edirne Hanları - Kervansarayları Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı Aralık 25, 2006 2 İçindekiler 0.1 Edirne Hanları ve Kervansarayları............... 4 0.1.1 Rüstempaşa Kervansarayı................

Detaylı

Siyasi Parti. Siyasi iktidarı ele geçirmek ya da en azından ona ortak olmak amacıyla örgütlenmiş insan topluluklarına siyasi parti denir.

Siyasi Parti. Siyasi iktidarı ele geçirmek ya da en azından ona ortak olmak amacıyla örgütlenmiş insan topluluklarına siyasi parti denir. SİYASAL PARTİLER Siyasi Parti Siyasi iktidarı ele geçirmek ya da en azından ona ortak olmak amacıyla örgütlenmiş insan topluluklarına siyasi parti denir. Siyasi partileri öteki toplumsal örgütlerden ayıran

Detaylı

Gülmekten Öldüren Fıkralar - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Gülmekten Öldüren Fıkralar - Genç Gelişim Kişisel Gelişim AMİN Çok iyi giyimli bir iş adamı Vatikan'a gelir papayla görüşmek istediğini söyler. Kendisini bir Kardinal'e götürürler. Adam ısrar eder. - Sizinle değil, doğrudan Papa ile ve yalnız görüşmek istiyorum.

Detaylı

5 İNCİ PİYADE EĞİTİM TUGAYI 48 İNCİ PİYADE EĞİTİM ALAY KOMUTANLIĞI TOKAT

5 İNCİ PİYADE EĞİTİM TUGAYI 48 İNCİ PİYADE EĞİTİM ALAY KOMUTANLIĞI TOKAT 5 İNCİ PİYADE EĞİTİM TUGAYI 48 İNCİ PİYADE EĞİTİM ALAY KOMUTANLIĞI TOKAT 1. ULAŞIM BİLGİLERİ: a. Kara Yolu: 48 inci Piyade Eğitim Alay Komutanlığı Tokat ta bulunmaktadır. Tokat otogarına kara yolu ile

Detaylı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : OSMANLI TARİHİ II Ders No : 0310440158 Teorik : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 4 Ders Bilgileri Ders Türü Öğretim Dili Öğretim

Detaylı

KONURALP TEKNİK GEZİ RAPORU

KONURALP TEKNİK GEZİ RAPORU KONURALP TEKNİK GEZİ RAPORU Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü lisans programında yer alan Arch 471 - Analysis of Historic Buildings dersi kapsamında Düzce nin Konuralp Belediyesi ne 8-14 Ekim 2012 tarihleri

Detaylı

BİRİNCİ MEŞRUTİYET'İN İLANI (1876)

BİRİNCİ MEŞRUTİYET'İN İLANI (1876) BİRİNCİ MEŞRUTİYET'İN İLANI (1876) I. Meşrutiyete Ortam Hazırlayan Gelişmeler İç Etken Dış Etken Genç Osmanlıların faaliyetleri İstanbul (Tersane) Konferansı BİRİNCİ MEŞRUTİYET'İN İLANI (1876) Osmanlı

Detaylı

Yavuz Selim 1470 tarihinde Amasya da doğdu. Annesi Gülbahar Hatun Dulkadiroğulları beyliğindendir.

Yavuz Selim 1470 tarihinde Amasya da doğdu. Annesi Gülbahar Hatun Dulkadiroğulları beyliğindendir. Yavuz Selim 1470 tarihinde Amasya da doğdu. Annesi Gülbahar Hatun Dulkadiroğulları beyliğindendir. YAVUZ SULTAN SELİM Babası: Sultan II. Bayezid Annesi: Gülbahar Hatun Doğum Tarihi: 10 Ekim 1470 1 / 5

Detaylı

Tag Archives: chp döneminde yikilan camiler

Tag Archives: chp döneminde yikilan camiler Tag Archives: chp döneminde yikilan camiler Tek parti döneminde satılan Camiler ile ilgili M. Kemal Atatürk imzalı birkaç belge NİS 272012 Tek parti döneminde satılan Camiler ile ilgili M. Kemal Atatürk

Detaylı

UZAKTAN EĞİTİM MERKEZİ Atatürk İlkeleri ve İnkilâp Tarihi 1 1.Ders

UZAKTAN EĞİTİM MERKEZİ Atatürk İlkeleri ve İnkilâp Tarihi 1 1.Ders UZAKTAN EĞİTİM MERKEZİ Atatürk İlkeleri ve İnkilâp Tarihi 1 1.Ders XIX. YÜZYIL ISLAHATLARI VE SEBEPLERİ 1-İmparatorluğu çöküntüden kurtarmak 2-Avrupa Devletlerinin, Osmanlı nın içişlerine karışmalarını

Detaylı

Sultanım, müsaade buyurun, ben İstanbul'un çevresini dolaşıp, mevcut suları bir inceleyeyim!.

Sultanım, müsaade buyurun, ben İstanbul'un çevresini dolaşıp, mevcut suları bir inceleyeyim!. HEY GİDİ KOCA SİNAN.. MEKANIN CENNET OLSUN!.. Kanuni Sultan Süleyman devri.. O vakitler İstanbul da su sıkıntısı var.. Problemi çözmek için Sultan Süleyman, Mimar Sinan ı makama çağırır ve Mimarbaşı, milletin

Detaylı

1. görev İlk görevimize hoş geldiniz. Biliyorsunuz ki Sinan ilk görevinde şifreli mesajı çözdü ve Taksim Meydanı na gitmesi gerektiğini buldu. Sinan ı

1. görev İlk görevimize hoş geldiniz. Biliyorsunuz ki Sinan ilk görevinde şifreli mesajı çözdü ve Taksim Meydanı na gitmesi gerektiğini buldu. Sinan ı 2. görev 1. görevde Beyoğlu na ulaştınız. Şimdi anıtımızın olduğu yer, yani Taksim Meydanı nın bilgilerinde sıra. Aşağıda Taksim Meydanı ile ilgili bilgiler yer almakta, grup arkadaşlarınız ile bilgileri

Detaylı

OSMANLI KÜLTÜR - MEDENİYETİ A. OSMANLILARDA DEVLET ANLAYIŞI

OSMANLI KÜLTÜR - MEDENİYETİ A. OSMANLILARDA DEVLET ANLAYIŞI Osmanlı Kültür - Medeniyeti Osmanlılarda Devlet Anlayışı Merkez Teşkilatı Taşra Teşkilatı Osmanlı Devletinde Hukuk Osmanlı Askeri Teşkilatı Kapıkulu Askerleri Eyalet Askerleri Bağlı Beylik Ve Ülkelerin

Detaylı

TIP BAYRAMI DR. YAHYA R. LALELİ

TIP BAYRAMI DR. YAHYA R. LALELİ TIP BAYRAMI DR. YAHYA R. LALELİ ANKARA ROTARY KLÜBÜ 14 MART 2018 HİLTON OTEL, ANKARA Türkiye de 14 Mart ta Kutlanan Tıp Bayramının Anlamı: Tıp alanından çalışanların hizmet sorunlarının tartışıldığı, bilime

Detaylı

Osmanlı Teşkilat Tarihi El Kitabı

Osmanlı Teşkilat Tarihi El Kitabı Osmanlı Teşkilat Tarihi El Kitabı Editör Tufan Gündüz Yazarlar İbrahim Solak Mustafa Güler Özen Tok Mehmet Demirtaş Mustafa Alkan Ümit Kılıç Arif Sarı ISBN: 978-605-4692-01-9 5. Baskı Haziran, 2017 / Ankara

Detaylı

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİNDE GÖREV YAPAN EMNİYET HİZMETLERİ SINIFI PERSONELİ SAYGI NÖBETİ İLE CENAZE TÖRENİ KIYAFETİ YÖNERGESİ

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİNDE GÖREV YAPAN EMNİYET HİZMETLERİ SINIFI PERSONELİ SAYGI NÖBETİ İLE CENAZE TÖRENİ KIYAFETİ YÖNERGESİ TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİNDE GÖREV YAPAN EMNİYET HİZMETLERİ SINIFI PERSONELİ SAYGI NÖBETİ İLE CENAZE TÖRENİ KIYAFETİ YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1- (1) Bu Yönergenin

Detaylı

Sultan Abdulhamit in hayali gerçek oldu BÜLTEN İSTANBUL AZİZ BABUŞCU B İ L G İ. NOTU BALKANLAR 2 de İL SİYASİ VE HUKUKİ İŞLER BAŞKANLIĞI

Sultan Abdulhamit in hayali gerçek oldu BÜLTEN İSTANBUL AZİZ BABUŞCU B İ L G İ. NOTU BALKANLAR 2 de İL SİYASİ VE HUKUKİ İŞLER BAŞKANLIĞI 5 te 7 de AZİZ BABUŞCU AK PARTİ İL BAŞKANI AK 4 te YIL: 2012 SAYI : 167 17-24 ARALIK 2012 BÜLTEN İL SİYASİ VE HUKUKİ İŞLER BAŞKANLIĞI T E Ş K İ L A T İ Ç İ H A F T A L I K B Ü L T E N İ 3 te 6 da Sultan

Detaylı

SELÇUKLULARDA TARIM Dr. Osman Orkan Özer

SELÇUKLULARDA TARIM Dr. Osman Orkan Özer Tarım Tarihi ve Deontolojisi Dersi 5.Hafta SELÇUKLULARDA TARIM Dr. Osman Orkan Özer Selçuklu İmparatorluğu, Türklerin kurduğu dört büyük imparatorluktan (Hun, Göktürk, Selçuklu, Osmanlı) üçüncüsüdür. İslam

Detaylı

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...15 BİRİNCİ BÖLÜM OSMANLI DEVLETİNDE MERKEZ TEŞKİLATI...17 Osmanlı Devleti nin Yapısı...17 Osmanlılarda Hâkimiyet Anlayışı...18 Osmanlı Hâkimiyet Anlayışının Kaynakları...19 Türk-Moğol

Detaylı

TUR 1 - ĠSTANBUL KLASĠKLERĠ

TUR 1 - ĠSTANBUL KLASĠKLERĠ TUR 1 - ĠSTANBUL KLASĠKLERĠ Yarım Gün Yemeksiz Sabah Turu Bizans ve Osmanlı İmparatorlukları nın yönetildiği, Tarihi Yarımada nın kalbi olan Sultanahmet Meydanı. İmparator Justinian tarafından 6. yüzyılda

Detaylı

KURTALAN İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları

KURTALAN İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları KURTALAN İLÇESİ Siirt deki Kültür Varlıkları 163 3.5. KURTALAN İLÇESİ 3.5.1. ERZEN ŞEHRİ VE KALESİ Son yapılan araştırmalara kadar tam olarak yeri tespit edilemeyen Erzen şehri, Siirt İli Kurtalan İlçesi

Detaylı

ANADOLU TOPRAKLARINDA MEHMETÇİĞİN İMZASI: SİPER HATLARI

ANADOLU TOPRAKLARINDA MEHMETÇİĞİN İMZASI: SİPER HATLARI ANADOLU TOPRAKLARINDA MEHMETÇİĞİN İMZASI: SİPER HATLARI Anadolu tarihi boyunca defalarca istilalara uğramış, toprakları üzerinde birçok savaşlar yaşanmıştır. Yapılan her savaş Anadolu topraklarında ve

Detaylı

Nasrettin Hoca ya sormuşlar: - Kimsin? - Hiç demiş Hoca, Hiç kimseyim. Dudak büküp önemsemediklerini görünce, sormuş Hoca: - Sen kimsin?

Nasrettin Hoca ya sormuşlar: - Kimsin? - Hiç demiş Hoca, Hiç kimseyim. Dudak büküp önemsemediklerini görünce, sormuş Hoca: - Sen kimsin? Nasrettin Hoca ya sormuşlar: - Kimsin? - Hiç demiş Hoca, Hiç kimseyim. Dudak büküp önemsemediklerini görünce, sormuş Hoca: - Sen kimsin? - Mutasarrıf demiş adam kabara kabara. - Sonra ne olacaksın? diye

Detaylı

İSLAMİYET ÖNCESİ TÜRK TARİHİ TEST

İSLAMİYET ÖNCESİ TÜRK TARİHİ TEST İSLAMİYET ÖNCESİ TÜRK TARİHİ TEST TANER ÖZDEMİR DETAY TARİHÇİ TÜRK TELEKOM NURETTİN TOPÇU SOSYAL BİLİMLER LİSESİ TARİH ÖĞRETMENİ İSLAMİYET ÖNCESİ TÜRK TARİHİ TEST 1 1) Türklerin Anadolu ya gelmeden önce

Detaylı

BÜYÜK SELÇUKLU DEVLETİ

BÜYÜK SELÇUKLU DEVLETİ BÜYÜK SELÇUKLU DEVLETİ Selçuklu Devleti nin Kuruluşu Sultan Alparslan Dönemi Fetret Dönemi Tuğrul ve Çağrı Bey Dönemi Malazgirt Zaferi Anadolu ya Yapılan Akınlar Sultan Melikşah Dönemi Sultan Sancar Dönemi

Detaylı

TÜRKİYE DE ASKERİ EĞİTİMİN MODERNLEŞME SÜRECİNDE IŞIKLAR ASKERİ LİSESİ YÜKSEK LİSANS TEZİ T.C. MARMARA ÜNİVERSETİSİ TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI ENSTİTÜSÜ

TÜRKİYE DE ASKERİ EĞİTİMİN MODERNLEŞME SÜRECİNDE IŞIKLAR ASKERİ LİSESİ YÜKSEK LİSANS TEZİ T.C. MARMARA ÜNİVERSETİSİ TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI ENSTİTÜSÜ T.C. MARMARA ÜNİVERSETİSİ TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI ENSTİTÜSÜ ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAP TARİHİ BİLİM DALI TÜRKİYE DE ASKERİ EĞİTİMİN MODERNLEŞME SÜRECİNDE IŞIKLAR ASKERİ LİSESİ YÜKSEK LİSANS TEZİ Deniz

Detaylı