KORUMA YOLUYLA OTLAK ISLAHI

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "KORUMA YOLUYLA OTLAK ISLAHI"

Transkript

1 Ox / KORUMA YOLUYLA OTLAK ISLAHI ENCLOSURE STUDİES ON RANGES Yazan Osman ALPAY Orınancılık Araştırma Enstitüsü Toprak ve Otlak Islahı Şubesi Müdürü ORMANCILIK ARAŞTIRMA ENSTiTüSü YAYINLARI Teknik Bülten Serisi No: 31 Gİl\I Güzel İstanbul Matbaası Ankara

2 ÖN SÖZ Otlaklarımızın ötedenberi devamlı olarak düzensiz otlatmanın etkisi altında klimaks bitki örtüsünü kaybettiği bir gerçektir. Bunun bir neticesi olarakta otlakların bitki örtüsü, kompozisyon, kalite, gümrahlık ve verim itibariyle tabii potansiyellerinin çok altına düşmüştür. Bu yüzden daha ziyade otlak hayvancılığı karekterini taşıyan hayvancılığımjz perişan bir hale gelıniş ve yurtta hayvani ürünlerin yetersizliği beslenme ve sağlığımızı artan bir şiddetle tehdit eder duruma ulaşmıştır. Diğer taraftan otlaklar Toprak ve Su Muhafazası yönünden gerekli fonksiyonlarını da yapamaz hale gelınişlerdir. Her gün yurdun bir köşesinde meydana gelen taşkın olayları, pek çok emek ve masraflara mal olan ve büyük ümitler beslediğimiz barajların ömürlerinin süratle kısaldığına dair yükselen sesler bunun habercileridir.gerek bu durumun tashihi ve gerekse hayvancılığın geliştirilmesi için lüzumlu uzun ve kısa vadeli çalışmaların planlanıp icra safhasına konması için otlak kaynaklarının yalnız halihazır verimlerinin değil, tabii potansiyellerinin de bilinmesine zaruret vardır. Diğer bir deyimle muhtelif yetişme muhitlerinde bulunan otlaklarımızın potansiyellerinin tesbiti, otlakların ıslahı ve hayvancılığın geliştirilmesi konusundaki planlı çalışmaların ilk hasarnağını teşkil edecektir. Bozulınuş olan otlaklarda potansiyelin tesbiti için bunları bozan faktörleri ortadan kaldırdıktan sonra, otlağın bitki örtüsünün yetişme muhitinin müsaade ettiği en yüksek seviyeye (Klimaks) kadar gelişmesini bekleyip neticede bu seviyedeki örtünün kompozisyon, kapalılık ve gümrahlık gibi kalitatif ve kantitatif özelliklerini tesbit etınek gerekmektedir. Bu düşünce ile 1955 yılında Çamkoru mıntakasında, 1967 yılında da Aladağ romtakasındaki orman içi otlaklarında çalışmalara başlanmış ve koruma sahaları tesis edilmiştir. Koruma sahalarından 1966 yılı sonuna kadar elde edilen bilgiler burada takdim edilmektedir. Çalışmaya, Enstitüden ayrılmış olan Salih Zeki ÇINAR tarafından başlanmış, sonraki çalışmalar tarafımızdan yürütülmüştür. Deneme devam etmekte olup burada verilen bilgiler ara neticelerdir. m Osman ALPAY Şube V. Müdürii

3 İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ A. BAZI TERİMLERİN İZAHI ı. Bitki süksesiyonu 2. KUmaks vejetasyon 3. Klimaks altı 4. Erken klimaks, geçkin kumaks 5. Müdahaleli klimaks 6. Geriye doğru süksesiyon B. ARAŞTIRMA KONUSU C. ARAŞTIRMA MINTAKASININ ÖZELLİKLERI ı. Mevki 2. Topoğrafik durum ve akar sular 3. Jeoloji 4. Toprak 5. İklim 6. Vejetasyon 7. Ekonomik durum a. Arazi kullanma b. Nüfus c. Gelir kaynakları D. ARAŞTIRMA ÇALIŞMALARI ÖZET ı. Deneme sahaları vüsatı 2. Deneme sahalarının seçimi 3. Denemelerin başlangıcı ve devamı 4. Metod 5. Alınan neticeler 6. Neticelerin münakaşası SUMMARY LITERATÜR ın ı ı ı ı ı V

4 A. BAZI TERİMLERİN İZAHI 1. Bitki süksesiyonu : Terkedilmiş bir ziraat arazisini koruyarak devamlı müşahede altında bulunduracak olursak, bu sahada evvela ziraat bitkileri arasında yabani ot olarak yetişmekte olan türlerin yetiştiğini görürüz. Bunlar umumiyetle tek yıllık bitkilerdir. Müşahedelerimize devam edecek olursak daha sonra bunların arasında yeni ve 'bilhassa çok yıllık türlerin görünrneğe başladığı, bu yeni gelen türlerin zamanla ~oğaldığı eski türlerin azaldığı, ve bir müddet sonra da eski türlerin yerlerini tamamen sonradan gelen türlere bıraktığı ve bu olay devam ederek zaman geçtikçe sahaya yeni yeni türler gelip ibir müddet kaldıktan sonra yerlerini daha sonra gelenlere bıraktıkları görülür. Bu olaya bitki süksesiyonu denmektedir. Toprak üzerinde ilk gelişen türler zamanla toprağı ıslah etmektedir, ıslah edilen toprak daha gür yetişen türlerin yetişmesine müsait hale gelmekte ve evvelki zayıf toprak üzerinde mütevazi bir gelişme göstermek itiyadında olan eski türler bunlarla rekabet ederneyerek sahadan uzaklaşmaktadır. Bu şekilde toprak gelişmesi ilerleyip, mevcutlara nazaran daha çabuk gelişen ve boylu olan türlerin yaşamasına müsait hale geldikçe, sahaya yeni türler gelerek eskileri sahadan uzaklaştırmaktadırlar, bu olay y~tişme muhitlerinin potansiyeline göre bir safhaya kadar devam eder ve iklim tarafından sınırlanır. Bu oluşma~ ya süksesiyon denmektedir. 2. KUmaks vejetasyon : bitki süksesiyonunda izah edilen olay bitki örtüsünün, her mevki ve muhit için ayn olan, muayyen bir safhaya erişmesine kadar devam eder. O safhadan sonra artık bitki örtüsü sabitleşir ve yerini başka bitkilere vermez. Bu sınırı iklim tayin ettiği için en son vejetasyona Klimaks vejetasyon denmektedir. Diğer bir ifade ile her hangi bir saha insan müdahelesinden masun kaldığı zaman buradaki vejetasyon zamanla değişmektedir. Bitki süksesiyonu dediğimiz bu olay iklimle sınırlanır, yani bu olay ikiimin müsaade ettiği bir sınıra kadar giderek orada durur. Bu halde artık vejetasyon stabil bir hal alır. İşte bu şekilde stabil bir hal alan nihai vejetasyona klimaks vejetasyon denmektedir. (Weaver et al1938). 3. Klimaks altı vejetasyon : Vejetasyon klimaks safhaya, iklimden başka, etkili tabii ve suni hiç bir faktör olmadığı zaman erişir ~ Kesme yakma, otlatma gibi bazı suni, feyezan gibi tabii faktörler vejetasyonun nihai klimaks safhaya erişmesini önler ve süksesiyonu sondan evvelki safdaha durdurur. Bu durumdaki vejetasyona klimaks altı (sıibclimax) ve-

5 2 jetasyon denir. Yurdumuzda bilhassa Akdeniz ınıntakasındaki koru ormanlarının eteğindeki maki vejetasyonu buna bir misal olarak gösterilebilir. Burada iklim, ormanı klimaks vejetasyon olarak dikte ettiği halde insan müdahaleleri bu süksesiyonu maki safhasında durdurmuştur. 4. Erken klimaks ve geçkin klimaks : Bilhassa büyük dağ silsilelerinde vejetasyon tiplerinin irtifa ile değişen iklim tiplerine göre aşağıdan yukarıya doğru sıralandığı görülür. Mesela Bolu ınıntakasındaki kuzey mailelerin eteklerinde yapraklılar, yukarıya doğru sıra ile Karaçam, Sarıçam, Göknar, en üstte de ot, tundura vejetasyonu vardır. Bu sıralanış cari iklim şartlarına göre meydana gelmiştir. İklim şartlarında meydana gelen bir değişiklik bunların hudud kısımlarında birinden diğerine tahavvüle sebep olur. Mesela rutubetin artması, Sarıçam Göknar sınırında Sarıçam'ın yerini Göknar'ın almasına sebep olur. Bunun gibi iklim şartlarında mütedile doğru bir gelişme olunca Göknar, çayır vejetasyon sahasına doğru ilerler. Bu sıralanışta birbirini takip eden Sarıçam, Göknar ve alpin çayır (tundura) nazarı itibara alındığında ortada bulunan Göknar Sarıçama nazaran geçkin klimaks «Postclirnax», Alpin çayır Göknara nazaran erken klimaks «Preclimax» dır. Denizden iç Anadoluya geçişte de bu durum müşahede edilir. Mesela Karadeniz sahil ınıntakasında yapraklıklar hakimdir. İçerilerde ibreliler vardır. İç Anadoluda ise step vejetasyonu hakimdir. Bu vejetasyon İç Anadoluyla doğru geliştiği takdirde yapraklılar ibrelilere nazaran geçkin klimaks, 'Step vejetasyonu ibrelilere nazaran erken klimakstır. 5. Müdahaleli Klimaks «Disturbance elim ;» : Bu da klimaks vejetasyonun tahribi neticesinde meydana gelen vejetasyondur. Orman alanlarının içinde kalan otlak ve ziraat sahaları bu çeşit müdahaleli klimaksa bir misaldir. İkiimin orman vejetasyonu yetiştirrneğe müsait olduğu bu mıntakalarda ehli hayvanların devamlı otlatılınası ile çayır vejetasyonu meydana gelmekte veya insanların ormanı kaldırıp yerini ziraate tahsis etmeleri ile ikilitür vejetasyonu ortaya çıkmaktadır. Bu şekilde meydana gelen vejetasyona müdahaleli klimaks vejetasyon denir (weaver et al 1938). Klimaks veya sulıklimaks vejetasyon iklim ve topraktan en yüksek derecede faydalanan vejetasyon tipidir. Yani klimaks vejetasyon yetişme muhitinin potansiyelidir. Fakat bu, çevredeki topluın için en faydalı en ekonomik olan vejetasyon tipi olmayabilir. Bu durumda insanlar süksesiyonu kendi ihtiyaçlarına en iyi cevap verecek bir safhada durdurmak için müdahale ederler. Mesela bazı yerlerde klimaks vejetasyon tipi olan

6 «prosopis juliflora» ile devamlı mücadele edilerek bu sahalar otlak halinde muhafaza edilmektedir. (Young et al1951). Bunun gibi bazı yerlerde klimaks olan yapraklı orman ağaçları ile mücadele edilerek, günün ihtiyaçlarına daha iyi cevap veren ibrelilerin idamesi sağlanmaktadır (Peevy 1949). 6. Geriye doğru süksesiyon: bitki süksesiyonunda değişen yalnız bitki örtüsü değildir. Toprak da buna paralel olarak değişir ve bu değişme vejetasyonda olduğu gibi ikiimin müsaade ettiği safhaya kadar gelişir. Vejetasyon ve topraktaki değişme her zaman ileriye doğru olınaz. Müdahale neticesi yukarıda zikredildiği gibi Klimaks'a varmadan bir noktada durdurulur. Müdahalenin şiddeti artırıldığı zaman da geriye doğru bir değişme başlar. Geriye doğru değişme evvel. vejetasyonda olur daha sonra toprağa intikal eder. Otlaklarda da devamlı ağır otlatmanın tesiri ile geriye doğru bir süksesiyon olmaktadır. Stoddart ve arkadaşları (1943), bu geriye doğru süksesiyonu 5 safhaya ayırırlar. a. Klimaks türlerin fizyolojik olarak tahrip edilmesi : Devamlı ağır otlatma neticesi, hayvanlar tarafından çok sevilen klimaks otsu türlerde gövdeler küçülür, üreme kabiliyetleri azalır veya kaybolur, odunsu türlerde tepe tomurcuklarının yenmesi, yan tomurcuklarının fazlalaşması neticesi anormal tecessüm meydana gelir ve dolayısiyle yaşama gücü (gümrahlık) azalır. b. KUmaks örtüde ibitki kompozisyonu değişikliği olur : Tercih edilen türler üzerindeki fizyolojik tahribin artması bunların hayatiyetlerini kaybetmesine yol açar. Evvel. en çpk tercih edilen türler vejetasyondan ayrılır, bunu daha az tercih edilen neviler takip eder bu suretle vejetasyonun terkibi değişir. c. Yeni türlerin salıayı istilası : Kıymetli türler vejetasyondan ayrılırken veya ayrıldıktan sonra yerlerine yeni bitkiler gelir. Bunlar umumiyetle geçici yıllıklardır. Daha sonra daha düşük vasıftaki yıllıklar gelir. d. KUmaks türlerin kaybolması : Daha düşük değerdeki bitkilerin istilası ile klimaks bitkiler sahadan kaybolur bu safhadan sonra klimaks türleri dikenli çalı içlerinde veya diğer korunan sahalarda görmek mümkündür. e. İstila eden türlerin seyrelınesi: Ağır otlama devam ettiği takdirde hayvanlar sahada bulunan her şeyi yeyip yok ederler ve bir müddet sonra da evvelki kumaks bitkiler gibi sonradan gelen türler de seyrelmeye ve kaybolmağa.başlar, bu safhada toprak bozulması da başlar. 3

7 4 B. Araştırma Konusu Yurdumuz otlakları öteden beri devam ede gelen usulsüz hayvan otlatması dolayısıyla geriye doğru süksesiyondaki son safhaya varmış, hem bitkiler hem de toprak bakımından çok fakir bir hale gelmiştir. Tarman (1960) İç Anadolu kurak mıntaka otlaklarında yaptığı araştırmalarda uzun zamandan beri erken ve otlak kapasites;inin çok üstündeki ağır otlatmaya maruz bırakılan bu otlaklarda esas yem bitkilerinin yok olduğunu, bunun yerini yem değeri düşük olan bu günkü vejetasyonun işgal ettiğini, bu otlaklarda mevcut vejetasyonun% 90'nın hayat devresini çok kısa bir zamanda tamamlayan nev'ilerin teşkil ettiğini ve otlak verimlerinin dekara yeşil ot olarak 80 kilogramı geçmediğini tesbit etmiştir. Yurdumuzda uzman olarak vazife gören Jack Harlan da (1954) Türkiye'de ağır otlatma, otlakların çalılar ve zararlı bitkilerle istila edilmiş olması, otlaklara ilkbahar ve sonbaharda erken ve çok sayıda hayvan sokulması ve orman otlatması, gibi problemierin mevcut ve had safhada olduğunu, Türkiye'de otlaklardaki hayvan sayısı ve otlatma tatbikatı üzerinde bir kontrol mevcut olmadığını beyan ederek, Türkiye'nin hayvan sayısını azaltmaya değil hayvan yemini çoğaltınaya ihtiyacı bulunduğunu belirtmektedir. Uluocak (1964) Kirmir havzasında yaptığı araştırmalarda, otlaklarda vejetasyonun % 80'in üstünde, ağır bir şekilde otlatıldığını bu otlatma kesafetinin vejetasyonun devamiılığını idame ettirmesine müs:ıit olmadığını bu yüzden meraların 'bozulma eyiliminde bulunduğunu ve otlak sahalarında kıymetli yem bitkilerinin yerlerini toprak muhafaza va yem değeri olmayan yıllıkların aldığını, toprağın koruyucu vejetasyon örtüsünün seyreldiğini veya tamamen yok olduğunu, buralarda erozyonun bütün şiddeti ile devam ettiğini, toprağın tamamının veya büyük bir kısmının taşındığını ve bir kısım arazinin hiç bir kullanıma yaramayacak şekilde bozulduğunu tesbit etmiştir. Sönmez (1964) mevcut mera yaylak ve kışiaklardaki bitki örtüsünün hem su, hem toprak muhafazası ve hem de yem ibitkilerinin kalite ve kantiteleri yönünden Türkiye ekonomisinin beklediği desteği yapabilecek durumda olmadığını belirtmektedir. Bade de (1961) İç Anadolu meralarında kıymetli yem bitkilerinin yerini dikenli step bitkilerinin aldığına işaret etmektedir. Düzgüneş de (1965) bugün merasız hayvancılığın yapılamıyacağına işaret ettikten sonra meralarımızın pek çoğunun artık kendi toprağını muhafaza ederniyecek kadar vejetasyon örtüsünün bozulduğunu bu yüzden yurtta kayalık ve çölleşmiş alanların gittikçe genişiernekte olduğunu belirtmekte ve buna karşı yalnız hayvancılığı değil, yurdun topyekün geleceğini düşünerek tedbir alınması zoruuluğunu ileri sürmektedir. aşırı Bütün bunlar göstermektedirki Türkiye otlakları düzensiz bir şekilde otlatmaya maruzdur ve bunun neticesi de bitki örtüsü, kesafet ve

8 kompozisyon itibariyle bozulmuş, Klimaks olan vejetasyon yok olmuş, buna muvazi olarak tabii örtüsünden mahrum kalan topraklar da aşınıp taşınarak verim bakımından potansiyellerinin çok altında bir seviyeye düşmüş bulunmaktadır. Yukarıda da belirtildiği gibi otlaklarda, yetişme muhiti faktörlerinden klimaks vejetal3yonla en yüksek derecede fayda sağlamak mümkünrlür. (Poulton et la 1961). Diğer bir ifade ile yetişme muhitinden azami verimi sağlamak için arazi üzerinde klimaks veya klimaks'a yakın bir veietasyon örtüsünün bulunması gerekmektedir. Yurdumuz otlaklarının bu ~n gerek vejetasyon ve gerekse toprak bakımından klimaks'tan çok uzak olduğu bir gerçektir. Bu cihet yukarıda arzedilen hususlarla teyit edilmektedir. Ancak bu otlaklarda klimaks vejetasyonun ne olduğu hakkında bir döküman da mevcut değ ildir. Yurdumuz otlaklarının potansiyellerinin ölçüsü olan klimaks otlak vejetasyonunun bilinmesi, hem düzenli otlak amenajmanına geçiş ve hemde memleketimiz ekonomisinin ana unsurlarından biri olan hayvancılığın uzun vadeli planlamasının yapılabilmesi için lüzumludur. Otlaklarda halihazır durumu ve süksesiyonun oluş istikametini tesbit etmek için bazı kriterler mevcuttur (Uluocak 1964). Ancak bunlar hiç bir zaman otlağın klimaks potansiyeli hakkında bir fikir veremezler. KUmaks vejetasyonu, benzeri yetişme muhitlerinde mevcut vejetasyon ile kıyaslamak suretiyle tesbit etmek kabil isede, bugün yurdumuz şartları içinde bu mukayese materyalinden de mahrum. bulunmaktayız. Çünkü klimaks durumunu muhafaza eden otlağı bulmak mümkündeğildir. Bu konuda halen elimizde hiç bir döküman ve kaynak bulunmadığına göre, mevcut otlaklarımızı yetişme muhitlerine göre sınıflandırarak bunlardan numuneler alıp buralarda otlatmayı menetmek suretiyle süksesiyonun tekrar klimaks'a kadar gelmesini beklemekten başka çare yoktur. Walter de (1956) yurdumuz için bu yolu tavsiye etmektedir. Ağır otlatmanın tesiri ile bozulan otlaklar otlatmanın tesiri hertaraf edildiği takdirde bozulmanın derecesine göre az veya çok süratli olarak klimaks'a doğru gelişirler (Stoddart et al 1943). Klimaks türler henüz tamamen kaybolmamış ve toprak bozulması olmanıışsa bu gelişme süratle, aksi halde yavaş ceryan eder. Bir çok ahvalde ihtiyaçlar ve ekonomik şartlar otlağın kendi kendine gelişmesini temin etmek için otlak sahasının kapatılıp bekletilmesine müsait olmayabilir. Bu taktirde otlağa, ınıntakaya intibak edebilecek türlerin suni olarak getirilmesi gerekir. Ancak bu durum.da da ekonomik şartların suni müdahaleyi makul kılacak seviyede olup olmadığının tayini gerekir. Bunun için de otlaktan korumak suretiyle, tabii yolla alınması mümkün, ekonomik olarak makul olan, verimi almak için geçmesi lazım olan zamanın bilinmesine ihtiyaç vardır. 5

9 Weaver ve arkadaşlarına (1938) göre, süksesiyon konusundaki deneme çalışmalarına artmakta olan bir ihtiyaç hissedilınektedir. Ormanlarda otlaklarda ve çayırlardaki metruk sahalarda v.s. yerlerde süksesiyon olayının tam olarak anlaşılması, ilgili endüstri kollarının uygun bir seyir takip edebilmesi ve milli kaynakların korunabilmesi için büyük önemi haizdir. Poulton ve arkadaşları (1961), müdahale edilmiş durumdaki tabii vejetasyon, arazi potansiyelinin en iyi müşiri ve otlakların sınıflandırılması için salim bir esastır; demektedir. Gardner (1950), New Mekico'da 320 acre'lik çöl tipi otlak sahalarda yaptığı araştırmalarda 30 senelik ( ) mutlak koruma ile bitki kesafetinin % 110 arttığmı, bitki kompozisyonunda ise çok az değişiklik olduğunu tesbit etmiştir. Larin'e (1962) göre, otlağın verimini artırmak ve yüksek verim kabiliyetini idame ettirmenin önemli tedbirlerinden biri de otlağı muayyen periyotlarla dinlendirmektir. Bu usul değerli otlak bitkilerinin köklerinin gelişmesine, gıda reservleri yaparak gümrahlığmı artırmasına ve tohum bağlayarak salıayı tabii olarak tohumlamasına hizmet eder. Bu şekilde dinlendirmenin Kanada'da otlatma kapasitesini üç misli artırdığı haber verilmektedir. Ağır otlatma neticesi bozulmuş 'bir otlağın normal verimli hale gelmesi için dinlendirilmesi gerekli süre, yetişme muhiti şartlarına sıkı sıkıya bağlı olmakla beraber böyle bir otlağın en az 3-5 sene istirahata terkedilmesi lazımdır. Oosting (1956) Otlatma, otlak ekolojisindeki her sorunun bir parçası olduğu için, koruma sahaları metodu otlak araştırmalarında önemli bir tekniktir. Koruma sahaları deneysel durumların tesbiti için kullanışlıdır. Fakat bunlar aynı zamanda klimaks ve tekarnili halindeki bitki topluluklarının tabiatını tayin için de lfı.zumludur. Otlak araştırma çalışmalarında koruma sahaları (enclosures) etrafıarındaki otlatılmış sahalar ile birlikte otlakta gelişen durumların daha iyi tesbitine yarayan vasıtalardır. Bu kabil çalışmaların neticeleri değerlendirhip umumi ifadeler haline getirildiğinde geniş tatbik kabiliyeti olan çeşitli prensipierin vazedildiği görülür demektedir. Abbot da (1962), tabii otlakların amenajmanında kullamlan prensipierin başlıcası olan dinlendirmenin, tabii vejetasyonu ıslah edeceğinin bir gerçek olduğunu, Kansasdaki «prairie» lerin, iki vejetasyon devresi istirahata terkedilmesi ile, orta durumdan iyi duruma getirildiklerinin bir vakıa olduğunu bildirmektedir. Bugün dinlendirmeli otlatma, bir sistem halinde otlatma amenajmanmda da yer almış bulunmaktadır. Bu sistemde amenajmana konu otlak bir çok parsellere ayrılmakta ve bunlardan bir tanesi bir sene veya daha uzun bir zaman için dinlenıneye terkedilmektedir. Bu şekilde dinlenıneye

10 terkedilen bir otlağın verim gücünü kazanıp devam ettimlesi için gerekli olan istirahat devresi şüphesizki büyük ölçüde otlağın halihazır durumuna ve yetişme muhiti potansiyeline bağlıdır. Fakat kesin olarak ancak deneme ile tayini mümkündür. İşte bu çalışma ile bu gayeye hizmet edilmek istenmiştir. Çalışma ınıntakasındaki orman içi otlaklarımızda dinlendirmeli otlatma sistemi uygulandığı taktirde dinlendirme süresinin ne olması gerektiğinin tesbiti de araştırma hedeflerinden biri olarak alınmıştır. Kısaca araştırma gayesi : ı. Uzun zamandan beri devamlı düzensiz ağır otlatma neticesi bitki örtüsü ve toprak bünyesi bozulmuş olan otlakların, yetiştirme gücü potansiyelinin ölçüsü olan, klimaks vejetasyonunu araştırmak. 2. Dinlendirmeli otlatma sisteminde uygulanacak pratik dinlendirme süresini tesbit etmektir. C. Araştırma ınıntakasının ' özellikleri 1. Mevki : Araştırma konusu, aslında Yiğitoğlu tarafından (ı94ı) tefrik edilen Karadeniz ardı orman bölgesine şamil olmak üzere ele alınmış, fakat deneme sahaları Ankara'nın Çamlıdere Kazası mülki hudutları içinde, kaza merkezinin ll km. kuzey batısında bulunan Çamkoru mevkiinde ve Bolu Merkez İlçesi hudutları içinde, Bolu şehrinin 27 km. güneyinde, Değirmenözü mevkiindeki Bölge binaları civarında alınmıştır. Harita Genel Müdürlüğünün ı/25000 mikyaslı haritalarına göre Değirmenözü'ndeki çalışma sahasının coğrafi arzı 40 36' 24" kuzey, tulü de «Greenwich» başlangıcına göre 3ıo 39' 20" doğudur. Çaınkoru'daki çalışma sahasının coğrafi arzı 40 35' ll" kuzey, tulü de yine «Greenwich» başlangıcına göre 32 29' 48" doğudur. Deneme sahaları yukarıda belirtilen mevkilerde ı km 2 saha içinde serpilmiş bulunmaktadır (Şekil ı). 2. Topoğrafik durum ve akar sular : Deneme sahalarının bulunduğu mahaller, denizden yüksekliği ı pı. arasında, düz veya düze yakın, orman içinde ötedenberi otlak olarak kullanılmakta olan alanlardır. Ancak araştırma sahası bir bütün olarak ele alındığı taktirde hu mıntaka Karadeniz sahil sıra dağlarına paralel olarak uzanan ve bunların ardında kalan Köroğlu dağ susilesinin Mudurnu ile Kızıkahamam arasında kalan kısmını teşkil eder. Bu silsile Mudurnu ovasından başlayarak sıra ile Ardıç dağı 1852, Seben dağı ı854, Kartalkaya 222ı, Köroğlu 2400, Yellice tepe 2097, Karıncalı tepe ı865, Karadağ 1805, Tepe pınar 1859 v.s. gibi isimler alarak doğuya doğru uzanır ve doğuda Kızıkahamam vadisinde 900 rakımında sona erer. Kuzey mailedeki eteklerin alt kısmı Bolu ovasında 700 m. rakımından başlar, Dörtdivan Gerede ovasında lloo, Aktaş'da ı220 rakımına '1

11 ~i Şekil ı. Ara.5tınna mıııtalta. ;ımn coğrafik durnmu Geographical situation of the researclı area

12 kadar yükselir. Güney mailedeki etekler ise Seben'de 750 m. rakınılarına kadar alçalır. Peçenek'te 950 metreye, Çamlıdere'de 1220 metreye çıkar. Kirmir çayının üst kısmında 1100 rakımında sona erer. Tepe kısımlardaki düz veya düze yakın platolar istisna edilirse kuzey ve güney maileleri oldukca dik meyillidir. Sular bu maileleri yırtan dar ve adeta sarp yamaçlı vadilerden kuzey ve güney istikametinde akarlar. Kuzey mailedeki belli başlı akar sulardan biri Mudurnu çayı olup, Bolu ovasını boydan boya kestikten sonra büyük su ismini alarak, Filyosta Karadenize dökülen Yenice ırınağına katılır. Orta kısımda Köroğlu kütlesinin kuzey mailesinden akan Uludere, Düğerderesi ve Çitlerderesi ile birleşerek evvela Ulus çayı adını alır. Daha sonra Markuşaderesi ve Aktaşderesi ile birleşerek Gerede çayı ismini alır ve Yenice ırınağına katılır. Doğuda Bulak çayı sahanın kısmen doğu hududunu teşkil eder. Doğu güneyinde Viran köy ınıntakasından toplanan sular evvela Akatlar, sonrada Çaydere isimlerini alarak güneye doğru akar ve Kurt çayına birleşir. Bunun batısında Ovacık havzasının sularını toplayan Derecik çayı batıdan gelen Hizar çayı ve Gürleyen çayı kollarını da alarak evvela Eşikdere sonrada Güreşdere isimlerini alarak Kurt çayına katılır. Daha batıda Yağtaş ve Buğralar havzasının sularını toplayan Sökmendere, Benliyaylaları havzasının sularını toplayan Benlideresi veya Karanlık dereyide alarak evvela Dereköy çayı sonra da Gürlük deresi, daha aşağıda da Kurt çayı ismini alır. Daha batıda Eğriova deresi vardır. Bu da güney batı istiakmetinde akarak Serge deresi ile birleştikten sonra Cuma deresi ismini alır. Daha aşağıda ArkÖzü çayı ve yay la çayları ile de birleşerek Uludere ismini alır ve Aladağ suyuna katılır. Bunun batısında Köroğlu ve Kartalkaya tepelerinin kısmen kuzey ve batı yamaçlarını Seben dağının güney mailelerini drene eden Alad~ğ suyu vardır. Bir çok koilar alarak ayni isim altında mıntakadan çıkan Sakarya nehrine katılir. Sahanın batısında, Göynük istikametine akan ve Göynük'den itibaren de Göynükderesi adını alan, Karapınar deresine katılan, Küçük su ve Gedikler dereleri vardır (Şekill). 3. Jeoloji :. Sahanın büyük ekseriyetini Andezit, göllerde teşekkül etmiş tüf ve aglomeralar kaplar. B'unun dışında Gerede, Kızılcahamam yolu üzerinde, Gerede ovası güneyinde üst jura kalkerlerine, Sebenin kuzey batısında Akkaya mevkiinde, Kı7gölçük civarında, Aktaş civarında, Ardıç dağı kuzeyinde, Mudurnu - Bolu yolu üzelinde alt kretase filişlerine rastlanır. Andezit ve aglomeralardan sonra ınıntakada en çok saha kaplayan üst kretase filişleridir. Bu formasyon Seben'den Kuzey batı- Güney doğu istikametinde uzanan hattın batısında geniş saha kaplayarak, kuzey kenardan şerit halinde Yenicağ'a kadar uzanır. Kızık köyü ilemudurnu-bolu şosesi arasında, kalker filişinden müteşekkil geniş senonien salıraları mevcuttur. Seben'in kuzeyinde Mandır civarında bazan andezit sahralarının al- 9

13 10 tma dalan Maestrichtien greleri görülür. Mandır ve Kızık'ın güneyinde Paleosen sahraları, Gerede ovası güney doğusunda Mehmet beyli, Hacılar, Yenecik, Zeyneller, Kazanlar, Kaseleli, Çalaman civarında Paleosen, Eosen salıraları mevcuttur. Kızık'ın güneyinde Tavgat tepe ile Akkaya tepe ara~ sında Lutesien kalkerine, Mandır - Bozkaya senkimalinde Oligosen sahralarına, Seben'in kuzeyinde Aladağ çayının batısında Miosen salıralarına raslanır. Eski ve yeni alluvionlara, irili ufaklı adalar halinde sahanın her tarafında raslamak mümkündür. Bolu ve Dörtdivan ovaları bunların en önemlilerindendir. (Erol 1955) (Rondot 1956). MTA. nın 1/ mikyaslı haritalarına göre ınıntakanın jeolojik yapısı şekil 2'de gösterilmiştir. 4. Toprak: Mıntakanın 4/5'ü Harvey Oakes'un (1958) «haşin ve kesik arazi, kahverengi orman ıtoprağı materyalleri» diye isimlendirdiği toprak tipi ile kaplıdır. Ana taş alkali reaksiyonlu kil taşı, veya kumlu killi kil taşı ile hafif veya orta derecede alkali reaksiyonlu şist, gneis, v~ ya diğer yeşil salıralar veyahut kalker taşlarımn tecezzi etmemiş veya pek az tecezzi etmiş materyalinden teşekkül eder. Oakes tarafından «Haşin dağlık arazi, kahverengi orman toprağı» olarak isimlendirilen toprak tipi de bölgenin doğusunda Mudurnu İlçesinde, Se ben İlçesinde ve Bolu Merkez tlçesinin batı kısmında mevcuttur. Bunlar yukarıda zikredilene nazaran daha az meyilli yerlerde bulunur. Bölgenin bir kısmını teşkil eden Aladağ bölgesinde, Irınak ve arkadaşları (1962) tarafından yapılan araştırmalarda orman çatısı ile örtülü andezit salıralarında nadiren otlak veya ziraat arazisi olarak kullanılan esmer orman topraklarının mevcudiyeti tesbit edilmiştir. Kretase kalkerleri üzerinde Rendzina topraklarının geliştiği, alluviyal salıralarda ise iskelet maddesinin azlığı ve derinliğinin çok~ luğu ile tebarüz eden ph' sı arasında olan,. çayır vejetasyonu ile örtülü topraklar olduğu belirtilmektedir. Esas deneme sahaları bu tip toprakların üzerinde bulunmaktadır. 5. tkiim: Bölge, Çölaşan (1960) tarafından İç Anadolu iklim ınıntakasının yağışları daha müsait olan 2'inci bölgesi içinde mütalaa edilmiş olup; yağış bakımından tç Anadoluya vejetasyon örtüsü bakımından da Karadeniz iklim ınıntakasma benzerlik arzettiği belirtilmektedir. Bu mıntaka Karadeniz iklim bölgesinden!ç Anadolu iklimine geçiş zonu olarakta kabul edilebilir. Mıntaka FAO ve UNESCO tarafından hazırlanan (Bioclimatic map of the Mediterranean Region) «Akdeniz bölgesi Biyoklimatik haritasına göre (TC 0 Negative during certain period of the year. Temperate elimates and Cold Climates, Cold Sub-axeric, frost + dry period 2-4 months), vasatı suhunetin senenin muayyen zamanlarında sıfırın altında kaldığı, kurak ve donlu period yekunu:nun 2-4 ay arasinda bulunduğu, so-

14 UP.~~~~;] HP/11#"~ y~,,..ıti41"vj'ol" ~~ P!41'Sit>$.NI 1Jıi.ı/liqot<1 ~NH}b1 1 ~~~llıt~lft'lı f 3ics f&pliosc~t, lt -ul {:;:y;;} Nı ~ """"'.!,.;ıyrd-w,~~,..,,,. ~Ecun~fh# - q,.~,. If,fi~tc.Htn -AIIU~-n,,-.;..,,,,.(.Jli, ~...,._.,,,.,) Üst i,-.#l.uc, fh~ t/.-1 Juvl-.141 Şeldl 2. Araştırma. mınta.kasının jeolojik yapısı Geological structure of the research area

15 12 ğuk veya mudedil soğuk, kurak olmayan iklim ınıntakasma dahil bulunmaktadır (UNESCO- FAO 1962). Çalışmaların yapıldığı Aladağ ve Çamkoru meteroloji istasyonlarından alınmış olan iklim elementleri, 1. Numaralı cetvelde gösterilmiştir. Bu cetvelde yağışlar tetkik edildiğinde en kurak yıllarda dahi yaz aylarının yağış aldığı görülür. Mamafih bu yağış ekseriya Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarında bitki büyümesini devam ettirmeye yeterli değildir. Ylıılk ortalama yağış Çamkoru'da mm. Aladağ'da mm. dir. ölçü devresi içinde yıl ve aylara isabet eden azami ve asgari yağışlar cetvel 1' de görülmektedir. Bu tablonun incelenmesinde yıllık azami ve asgarilerin, aylık azami ve asgarilerin toplamı olmadığına dikkat edilmelidir. Gerek Aladağ ve gerekse Çamkoru meteoroloji istasyonları için hazırlanan iklim illagramları şekil 3'de görülmektedir. ALAOAG ( 1330 ) s.f mm mm c' 50 ÇAMKORU ( 1395) e mm mm eo lo 20 M N M H T A E E K A M N M H T A E E K )A Şekil 3 a. Aladağ iklim <liyagramı CUmatological diagram of Aladağ Şekil S b. Çamkoru iklim diyagramı Climatological diagram of Çamkoru.. Donlu <levre (Frosty period) Don ihtimali Qlan <levre (Probable frosty period) Yıllık ve aylık suhunet ortalamaları cetvel 1'de gösterilmektedir. Gerek Çamkoru ve gerekse Aladağ'da Aralık ayından Mart ayına kadar aylık ortalama suhunetin 3 co ın altında kaldığı görülür. Larin (1962). Otsu bitkilerde günlük suhunetin 3 c~'ın altında kaldığı günlerde büyüme vaki olmadığını beyan etmektedir. Buna göre ınıntakada bitki büyümesi

16 Cetvel ı. Araştırma romtakası iklim elementleri CUmatic elements of the study area VASATİ Y AJC:.IŞ VE AYLARA DA(HLIŞI mm. MEAN RAİNFALL AND DiSTRIBUTION TO THE MONTHS İstasyon Ra kım Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran remmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık Yıllık Weather Station Elevatıon J F M A M J J A s o N D Annual m. Aladağ Çamkoru MONTHLY MAXİMUM AND MİNİMUM PRECİPİTATION mm. AYLIK AZAMİ VE ASGARİ YA.l:HŞLAR mm. Aladağ 1330 Azami (Minimum) ı. o ı. o Asgari (Maximum) Çamkoru 1395 Asgari (Minimum) v Azami (Maximum) AYLIK SUHUNET ORTALAMASI co MONTHLY MEAN TEMPEiRATURES Aladağ Çamlwru AYLIK NİSBİ NEM ORTALAMALARI o/o MONTHLY HUMIDITY MEANS Aıactağ Çamkoru BAŞLANGICI. BEGİNNİNG EN.ERKEN VE EN GEÇ DON GÜNLERİ BEGİNNİNG AND THE END OF FROSTDA YS SONU END Aladağ 1.IX 30.V Çamkoru 2.IX 27.V

17 14 ancak Nisan, Mayıs, Haziran, Ekim ve Kasım ayıarına inhisar ettiği neticesi çıkmaktadır. (Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarında kuraklık dolayısı ile büyüme olmamaktadır). 6. Vejetasyon : Walter (1962) Türkiye için hazırladığı Anadolu vejetasyon sahalan haritasına göre (Şekil 4) bu bölge Karadeniz kıyı bölgesine has olan Orta Avrupa- Rolehis kayın orman ınıntakası ile, güney Akdeniz karaçam ormanları areali arasında kalmaktadır. Hakikaten sahanın kuzeyinde yazarın Rolehis kayın orman ınıntakası için verdiği türler güney eteklerinde de güney Akdeniz karaçam orman vejetasyonu için verdiği elemanlara bol bol raslanır. Bu durum bölgenin klimaks vejetasyonunun orman vejetasyonu olduğunu gösterir. Bu hale göre ınıntakada orman formasyonu dışında müşahede edilen otlak çalı ve ağaçcık formasyonlar, «Disclimax>> veya «Disturbance Cliınax» denilen müdahale ile meydana gelmiş, klimaks olmayan bir forınasyondur. Bununla beraber bugün otlak formasyonunun mevcudiyeti ve yakın gelecekte bunların doğmasını icap ettiren otlatma ve diğer insan müdahalelerinin ortadan kaldırılması bahis konusu olmadığından bunu devamlı bir vejantasyon tipi olarak mütalaa etmemiz gerekmiştir. a. Orman Vejetasyonu: Yukanda da belirtildiği gibi bölgenin Klimaks vejetasyonu ormandır. Bu eteklerde ve Kızıkt Kızgölcük gibi iç kısımlardaki meskfın yerlerin civannda baltalık şeklindedir. Baltalığın esas ağacı ( Quercus Sp.) mese nev' ileri dir. Seben - K11bnscık ara.sındaki kısımda (Juniperus foetidissima, Wild.) Kokar ardıç bol miktarda buna. katılır. Kızık civan ve kuzey eteklerinde (Oarpinus betulus L.). Gü:rgen, (Fagus orientailis Libsky.) Kayın, (Oorylus avellana L.) Fındık, (Mespilus germanica L.) Muşmula, (Oornus ma8 L.) Kızılcık, (SorbuS. Sp.) üvez türleri ve bir çok yerlerde (Paliurus acuzeatus L.) Karaçalı önemli miktarda kanşıma iştirak eder. Koru orman formasyonunu, karaçam (Pinus pyrenaica Lap. ssp. Pallasiana (Richt Schw,), Sarıçam (Pinus silvestris L.) ve Göknar ( Abies bornmülleriana Mattf.), malıdut sahalarda kayın ve (Popıilus tremula L.) titrek kavak teşkil eder. Karaçam meşcereleri kuzey- batı, batı ve güney- batı kısımlarda ya baltalık ormanının veya doğrudan doğruya mera veya kültür arazilerinin üst sınınndan başlar; ve yerine göre 1500 m. rakıma kadar saf ve bazanda sarıçamla karışan meşcereler teşkil eder. Doğu kısımlarda da münferit halde mevcuttur. Sarıçam, karaçam ile göknar arasında ekseriyetle saf, bazı yerlerde alt kısımlarda karaçam, üst kısımlarda da göknar ile karışık meşcereler teşkil eder.

18 15 Şekil 4. Waltere göre Türkiye vegetasyon sahalan Vegetation areas of Turkey according to Walter Orta Avrupa- Kolchis Kaym ormanı ımntakası Central Europe - Colchis Beech forest area (Göknarla beraber) Akdeniz - Ege ııuııtakası Mediterranean - Aegean region AlHleııiz - Güney Anadolu ınıntakası Mediterranean and southern Aııatolian region Güney Anadolu Sedir - Göknar dağ ormanları (Amanus dahil) Southern Anatolian Cedrus and Fir mountain forests - Güney Akdeniz Karaçam ormanlan Southern Mediterranean Austrian pine forests Boreal Ladiıı - Sançam onnanlan Boreal Spruce - Scotch pine forests Doğu Anadolu :M:eşe - Ardıç ormanlan Eastern Anatolian Oak and Juniper forests Trakya'da ihtimali step omuanları salıası Probable step forest area in Thrace region İç Anadolu- Suriye- Yukarı l\iezopotamya ve Doğu Anadolu stepleri Central Anatolian - Syria - Uppcr Mesopotamia and Easteren Anatolian steps.

19 16 Göknar ekseriya ratıp vadilerde ve Kuzey mailelerde bulunur. Batı kısımda kuzey mailelerde saf meşcereler teşkil eder ve doğuya doğru ormana iştiraki azalır. Alt sınır batıda 1000 m. doğuda 1500 m. dir. Bazı kısımlarda sarıçam sahalarının altında kesif bir alt tabaka teşkil eder. Titrek kavak ağaç olarak batı kısımda kuzey mailelerdeki göknar meşcereleri arasında bulunur; diğer kısımlarda gerek sarıçam ve gerekse göknara alt ve aralıklarında ağaçcık halinde bol miktarda rastlanır. Doğu kayını da ağaç halinde yalnız batı kuzey mailelerde göknar bulunur. aralıklarında b. Otlak vejetasyonu : Bu vejetasyon, koru ve baltalık ormanları arasındaki derin alluvial topraklar üzerindeki otlak vejetasyonu, mıntakadald meyilli, az derin taşlı topraklar üzerindeki otlak vejetasyonu, ve bir de orman zonunun üstünde olan yüksek kısımlardaki Alpin otlak vejetasyonu olmak üzere üç ayrı tip olarak mütalaa edilebilir. Alpin kısımlardaki vejetasyon Festuca varia Haenke, Var. Oylleni.ca Hack. Sbv. eucyllenica St. Yves., Festuca spectabilis Jan. ssp. Sclerophylla Boiss., Arrıhenatherwrn elati.ııs L., Poa pratensis L., Phleum alpinum L., Alapecurus Sp.'lerden müteşekkildir. Festuca varia genellikle çok kesif bir halde diğerleri seyrek olarak bulunur. Alt kısımlardaki meyilli, sığ topraklı ve taşlık kısımlarda Festuca :Ovina L. ssp. S ulcata Hack Var. ValeS.iaca (Gaud.) Link., Dactylis glomerata L., Phleum montanum C. Koch., Horden um b ulbosunı L., Lotus.aoniicu'7.at us L., bitki örtüsünü teşkil eden başlıca türlerdir. Bazı yerlerde bilhassa kurak güney mailelerin etek kısımlarında yıllık Brom nevileri, Elymus capıd medusae Forks.'da bunlara karışır. Düz derin alluvial topraklar üzerindeki otlak vejetasyonunda yerine göre Festuca sulcata Hack., Phleum paniculatum Huds., Agrostis alba L., Alopec urus arundinaceus Poir., Agropyron repens L., Lotus corniculatus L., Trifolium f'ragiferum L. türleri bazan saf bazan da karışık topluluklar meydana getirir. 7. Ekonomik durum a. Arazi lmllanma şekli : Mıntaka için hazırlanmış olan birinci devre ve kati amenajman planlarından elde edilen bilgilere göre bölgenin umum sahası ha. dır. Bunun hektarı (% 60.6) orman, hektarı (% 16.7) mera, hektarı (% 6.8) ağaçlanabilen açıklıklar, hektarı (% 13.8) ziraat arazisi, 896 hektarı (% 0.3) iskan sahası ve 5309 hektarı (% 1.8) de verimsiz arazidir. b. Nüfus : Bölge içinde meskun bulunan nüfus sayısı kati olarak bilinmemekle bera:ber, bölge otlaklarından faydalanan nüfus sayısı orman Genel Müdürlüğünce yaptırılan tesbitiere göre kişidir.

20 c. Gelir kaynakları : Mıntaka koru ormanlarının yıllık etası, mevcut amenajman planiarına göre m 3 dür. Ziraat arazilerinden elde edilen ürün tesbit edilememiştir. Mıntaka içindeki otlaklarda Sığır, Koyun, Keçi otlatılmaktadır. 17 C. Araştırma Çalışmaları 1. Deneme sahalarının vüsatı: Gerek süksesiyon tesbiti ve gerekse otlak amenajmanında tatbik edilecek dinlendirme müddetinin tayini için kullanılacak deneme sahalarının vüsatlerine ait literatür bilgi oldukça değişiktir. Stoddart ve arkadaşları (1943) koruma sahalarının vüsatlerinin maksada göre değiştiğini bunun için mevcut bir kaide olmadığını belirtmekte ve bu sahaların imkan nisbetinde büyük alı:c.ması lüzumu üzerinde durmaktadır. Brown ( 1954) aynı konuya temas ederek, koruma sahalarının mali imkan ve zamanın müsaade ettiği nisbette geniş olmasını tavsiye etmektedir. Weaver ve arkadaşları (1938) bu tip deneme sahalarının hektar arasında olabileceğini hildirmektedir. W alter (1956} yurdumuzda bu maksatlar için ha. vüsatinde koruma sahalarının tesisini tavsiye etmektedir. Diğer taraftan matematik istatistikciler J effers ( 1960),(Brown 1954), vüsat itibari ile küçük, adet itibari ile çok olmasının deneme sahalarının sıhhati artıracağını bildirmektedir. Braun- Blanquet (1932) nurnline sahası viisatini tayin etmek için, küçükten başlayarak gittikce büyüyen ve her defasında daha evvelki salıayı içine alan numune sahaları alarak, bunların içine giren tür sayısının tesbit edilmesini; bu ameliyeye numune sahaları içine giren tür sayısı sabit kalıncaya kadar devam edilmesini, bu esnada bir haclde kadar, deneme sahasının vüsatının artması ile saha içine giren tür sayısının artacağını, birhadden sonra deneme sahası vi.isatı arttığı halde tür sayısının sabit kaldığını, bu andaki numune sahası büyüklüğünün en uygun numune sahası büyüklüğü olacağını ifade etmektedir. Mıntakada vejetasyon örtüsünün avarıza tabi olarak önemli değişikl!kter arzetmekte bulunması, bütün bu değişiklikleri ihata edecek bir koruma sahasının oldukca geniş ve masraflı olacağı, esasen ölçülerin bir kaç metre harelik sahalar üzerinde yapılabileceği göz önüne alınarak, koruma sahaları değişik örtü örneklerinin bulunduğu sahalarda, kenar tesirleri de nazarı itibara alınarak, örtü tipinin tam olarak ihata edilebileceği yerlerde 10x10 m. vüsatinde alınmıştır. 2. Deneme Sahalarının Seçimi: Aladağ ve Çamkoru'da, civar ot ;:ı k ları temsil edebilecek olan iki otlak sahası ele alınmış ve bu otlaklar

BÖLÜM 3. Artvin de Orman Varlığı

BÖLÜM 3. Artvin de Orman Varlığı BÖLÜM 3 Artvin de Orman Varlığı Özgür EMİNAĞAOĞLU Orman, oldukça geniş bir alanda kendine özgü bir iklim oluşturabilen, belirli yükseklik, yapı ve sıklıktaki ağaçlar, ağaçcık, çalı ve otsu bitkiler, yosun,

Detaylı

KORKUTELİ VE ELMALI DA BULUNAN BAZI DOĞAL MERALARIN VEJETASYON DURUMLARININ BELİRLENMESİ*

KORKUTELİ VE ELMALI DA BULUNAN BAZI DOĞAL MERALARIN VEJETASYON DURUMLARININ BELİRLENMESİ* AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ DERGİSİ, 2005, 18(2), 261-266 KORKUTELİ VE ELMALI DA BULUNAN BAZI DOĞAL MERALARIN VEJETASYON DURUMLARININ BELİRLENMESİ* Mehmet BİLGEN Yaşar ÖZYİĞİT Akdeniz Üniversitesi

Detaylı

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA Güneydoğu Anadolu Bölgesinde Tarımsal Ormancılık Uygulamaları ve Potansiyeli Bölgenin Genel Özellikleri: Bölge geniş ovalar ve alçak platolardan

Detaylı

ÇAYIR VE MERA YÖNETİMİ. Prof.Dr.Hayrettin EKİZ 2017

ÇAYIR VE MERA YÖNETİMİ. Prof.Dr.Hayrettin EKİZ 2017 ÇAYIR VE MERA YÖNETİMİ Prof.Dr.Hayrettin EKİZ 2017 6. KONU - Aşırı otlamanın belirtileri, - Yurdumuzda otlatma kapasitesi sorunu ve çözüm yolları, - Otlatma mevsiminin tanımlanması, - Kritik periyotlar

Detaylı

ÖZEL EGE LİSESİ İKLİM

ÖZEL EGE LİSESİ İKLİM ÖZEL EGE LİSESİ İKLİM Rehber Öğretmen : Şule Yıldız Hazırlayanlar : Bartu Çetin Burak Demiral Nilüfer İduğ Esra Tuncer Ege Uludağ Meriç Tekin 2000-2001 İZMİR TEŞEKKÜR Bize bu projede yardımda bulunan başta

Detaylı

Çayır-Mer a Ekolojisi

Çayır-Mer a Ekolojisi Çayır-Mer a Ders Notları Bölüm 4 19 Bölüm 4 Çayır-Mer a Ekolojisi 4.1. Bitki Ekolojisine Etkili Olan Etmenler 1) İklim faktörleri 2) Toprak ve toprak altı faktörler 3) Topografik faktörler 4) Biyotik faktörler

Detaylı

Dünya kendi içinde benzerlik gösteren 6 büyük flora alemine ayrılır: 1.Holarktikflora alemi 2.Paleotropis, 3.Neotropis, 4.Australis 5.

Dünya kendi içinde benzerlik gösteren 6 büyük flora alemine ayrılır: 1.Holarktikflora alemi 2.Paleotropis, 3.Neotropis, 4.Australis 5. Dünya kendi içinde benzerlik gösteren 6 büyük flora alemine ayrılır: 1.Holarktikflora alemi 2.Paleotropis, 3.Neotropis, 4.Australis 5.Arkensis, 6.Kapensis Flora alemleri flora bölgelerine (region), flora

Detaylı

EROZYON İNDİKATÖRLERİ

EROZYON İNDİKATÖRLERİ EROZYON İNDİKATÖRLERİ Toprağın korunmasında büyük güvence bitki örtüsüdür ve onun sürekli bir örtü oluşturmasıdır. Burada sözü edilen bitki örtüsü doğal bitki örtüsüdür (orman ve mera). Bitki örtüsünün

Detaylı

Tanımlar. Bölüm Çayırlar

Tanımlar. Bölüm Çayırlar Çayır-Mer a Ders Notları Bölüm 1 1 1.1. Çayırlar Bölüm 1 Tanımlar Genel olarak düz ve taban suyu yakın olan alanlarda oluşmuş, gür gelişen, sık ve uzun boylu bitkilerden meydana gelen alanlardır. Toprak

Detaylı

IĞDIR ARALIK RÜZGÂR EROZYONU ÖNLEME PROJESİ İZLEME RAPORU

IĞDIR ARALIK RÜZGÂR EROZYONU ÖNLEME PROJESİ İZLEME RAPORU Rapor No. :1 Tarihi: 04/12/2012 IĞDIR ARALIK RÜZGÂR EROZYONU ÖNLEME PROJESİ İZLEME RAPORU Projenin Adı: Iğdır Aralık Rüzgâr Erozyonu Önleme Projesi Proje Alanının Genel Özellikleri: Iğdır İli Aralık İlçesinde

Detaylı

Tarım Alanları,Otlak Alanları, Koruma Alanları Öğrt. Gör.Dr. Rüya Bayar

Tarım Alanları,Otlak Alanları, Koruma Alanları Öğrt. Gör.Dr. Rüya Bayar Tarım Alanları,Otlak Alanları, Koruma Alanları Öğrt. Gör.Dr. Rüya Bayar Tarım, yeryüzünde en yaygın olan faaliyetlerden olup, gıda maddeleri ve giyim eşyası için gerekli olan hammaddelerin büyük bölümü

Detaylı

Toprak etütleri; Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER 1

Toprak etütleri; Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER 1 Toprak etütleri; Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER 1 Toprak haritası Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER 2 Toprak ağaçlandırma başarısını en çok etkileyen faktörlerden birisidir. İklim koşulları bakımından yeterlilik olsa

Detaylı

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BÖLGEMİZİ TANIYALIM TESTİ. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır.

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BÖLGEMİZİ TANIYALIM TESTİ. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır. PLATO: Çevresine göre yüksekte kalmış, akarsular tarafından derince yarılmış geniş düzlüklerdir. ADA: Dört tarafı karayla

Detaylı

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA Tarım Agro silvikültürel Agro silvipastoral Ormancılık Agropastoral Silvipastoral Hayvancılık Agroforestry de ağaçların çok tabakalı kuruluşu

Detaylı

FİDANCILIK TEKNİĞİ DERS 2: FİDANLIK İŞLETMELERİ İÇİN YER SEÇİMİ

FİDANCILIK TEKNİĞİ DERS 2: FİDANLIK İŞLETMELERİ İÇİN YER SEÇİMİ FİDANCILIK TEKNİĞİ DERS 2: FİDANLIK İŞLETMELERİ İÇİN YER SEÇİMİ 2. AÇIK ALAN FİDANLIK İŞLETMELERİ İÇİN YER SEÇİMİ FİDANLIK İŞLETMELERİ İÇİN YER SEÇİMİ Genel ve özel mevki özellikleri İklim özellikleri

Detaylı

Akdeniz iklimi / Roma. Okyanusal iklim / Arjantin

Akdeniz iklimi / Roma. Okyanusal iklim / Arjantin Akdeniz iklimi / Roma Okyanusal iklim / Arjantin Savan iklimi/ Meksika Savan iklimi/ Brezilya Okyanusal iklim / Londra Muson iklimi/ Calcutta-Hindistan 3 3 Kutup iklimi/ Grönland - - - - - - -3-4 -4 -

Detaylı

Silvikült Temel Esasları 7. Klasör

Silvikült Temel Esasları 7. Klasör Silvikült ltürün Temel Esasları 7. Klasör Prof. Dr. Musa GENÇ SDÜ Orman Fakültesi Orman Mühendisliği Bölümü Isparta musagenc@sdu.edu.tr http://kisisel.sdu.edu.tr/akademik/musagenc Dikkat!.. 5846 Sayılı

Detaylı

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA 6.3.2.4. Akdeniz Bölgesinde Tarımsal Ormancılık Uygulamaları ve Potansiyeli Bölgenin Genel Özellikleri: Akdeniz kıyıları boyunca uzanan Toros

Detaylı

YGS Yönetimine Ormancılık Perspektifinden Bakmak. (Ormancılıkta Yaban Hayatına Yer Vermek) II. Bölüm TÜBİTAK 107 G 029

YGS Yönetimine Ormancılık Perspektifinden Bakmak. (Ormancılıkta Yaban Hayatına Yer Vermek) II. Bölüm TÜBİTAK 107 G 029 YGS Yönetimine Ormancılık Perspektifinden Bakmak (Ormancılıkta Yaban Hayatına Yer Vermek) II. Bölüm Masraf nereden? Ana amacı odun yetiştirmek olan bir işletmede, ikinci amaç da yaban hayvanı üretimi olursa,

Detaylı

EDİRNE UZUNKÖPRÜ DOĞAL ORTAMI TEMİZ HAVASI İLE SÜPER BİR YAŞAM BURADA UZUNKÖPRÜ DE. MÜSTAKİL TAPULU İMARLI ARSA SATIŞI İSTER YATIRIM YAPIN KAZANIN

EDİRNE UZUNKÖPRÜ DOĞAL ORTAMI TEMİZ HAVASI İLE SÜPER BİR YAŞAM BURADA UZUNKÖPRÜ DE. MÜSTAKİL TAPULU İMARLI ARSA SATIŞI İSTER YATIRIM YAPIN KAZANIN EDİRNE UZUNKÖPRÜ MÜSTAKİL TAPULU İMARLI ARSA SATIŞI Yunanistan sınırına 6 kilometre uzaklıkta yer alan Edirne nin Uzunköprü ilçesi, Osmanlı İmparatorluğu nun Trakya daki ilk yerleşimlerinden biri. Ergene

Detaylı

Bölgesel iklim: Makroklima alanı içerisinde daha küçük alanlarda etkili olan iklimlere bölgesel iklim denir.(marmara iklimi)

Bölgesel iklim: Makroklima alanı içerisinde daha küçük alanlarda etkili olan iklimlere bölgesel iklim denir.(marmara iklimi) YERYÜZÜNDEKİ BAŞLICA İKLİM TİPLERİ Matematik ve özel konum özelliklerinin etkisiyle Dünya nın çeşitli alanlarında farklı iklimler ortaya çıkmaktadır. Makroklima: Çok geniş alanlarda etkili olan iklim tiplerine

Detaylı

2. Karışımın Ağaç Türleri Meşcere karışımında çok değişik ağaç türleri bulunur. Önemli olan, ağaçların o yetişme ortamı özelliklerine uyum gösterip

2. Karışımın Ağaç Türleri Meşcere karışımında çok değişik ağaç türleri bulunur. Önemli olan, ağaçların o yetişme ortamı özelliklerine uyum gösterip 2. Karışımın Ağaç Türleri Meşcere karışımında çok değişik ağaç türleri bulunur. Önemli olan, ağaçların o yetişme ortamı özelliklerine uyum gösterip karışıma katılabilmeleridir. Karışımdaki ağaç türleri

Detaylı

BOTANİK _II. Prof. Dr. Bedri SERDAR

BOTANİK _II. Prof. Dr. Bedri SERDAR BOTANİK _II Prof. Dr. Bedri SERDAR Bedri SERDAR - 2018 2018 Sürgün Çeşitleri 1- Uzun Sürgün Tomurcukları belirgin internodlarla birbirinden ayrılmış, ağacın boy büyümesinde ve dalların gelişmesinde etken

Detaylı

BAŞLICA TOPRAK TİPLERİ

BAŞLICA TOPRAK TİPLERİ BAŞLICA TOPRAK TİPLERİ Topraklar zonal, intrazonal ve azonal topraklar olmak üzere üçe ayrılır. 1. Zonal (Yerli) Topraklar iklim ve bitki örtüsüne bağlı olarak oluşan ve bütün katmanların(horizonların)

Detaylı

Bölüm 8 Çayır-Mer alarda Sulama ve Gübreleme

Bölüm 8 Çayır-Mer alarda Sulama ve Gübreleme Çayır-Mer a Ders Notları Bölüm 8 65 Bölüm 8 Çayır-Mer alarda Sulama ve Gübreleme 8.1 Gübreleme Çayır-Mer alarda bulunan bitkilerin vejetatif aksamlarından yararlanılması ve biçme/otlatmadan sonra tekrar

Detaylı

İKLİM TİPLERİ. Yıllık ortalama sıcaklık 25 C dolayındadır. Yıllık ve günlük sıcaklık farkı 2-3 C yi geçmez. Yıllık yağış miktarı 2000 mm den

İKLİM TİPLERİ. Yıllık ortalama sıcaklık 25 C dolayındadır. Yıllık ve günlük sıcaklık farkı 2-3 C yi geçmez. Yıllık yağış miktarı 2000 mm den İKLİM TİPLERİ Dünya'nın hemen her bölgesinin kendine özgü bir iklimi bulunmaktadır. Ancak, benzer iklim kuşaklarına sahip alanlar büyük iklim kuşakları oluştururlar. Yüzlerce km 2 lik sahaları etkileyen

Detaylı

T.C ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI AĞAÇLANDIRMA VE EROZYON KONTROLÜ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

T.C ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI AĞAÇLANDIRMA VE EROZYON KONTROLÜ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ T.C ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI AĞAÇLANDIRMA VE EROZYON KONTROLÜ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İL ÇEVRE VE ORMAN MÜDÜRLÜĞÜ.. ORMAN BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ. ORMAN İŞLETME MÜDÜRLÜĞÜ. ÇOK AMAÇLI UYGULAMA PROJESİ 201 (BU KAPAK SAYFASI

Detaylı

Silvikült Temel Esasları

Silvikült Temel Esasları Silvikült ltürün Temel Esasları (Klasör - 5) Prof. Dr. Musa GENÇ Süleyman Demirel Üniversitesi Orman Fakültesi Orman Mühendisliği Bölümü Silvikültür Anabilim Dalı 32260 Isparta musagenc@sdu.edu.tr http://kisisel.sdu.edu.tr/akademik/musagenc

Detaylı

128 ADA 27 VE 32 PARSEL NUMARALI TAŞINMAZLARA YÖNELİK 1/5000 ÖLÇEKLİ AÇIKLAMA RAPORU

128 ADA 27 VE 32 PARSEL NUMARALI TAŞINMAZLARA YÖNELİK 1/5000 ÖLÇEKLİ AÇIKLAMA RAPORU AKÇAKALE KÖYÜ (MERKEZ/GÜMÜŞHANE) 128 ADA 27 VE 32 PARSEL NUMARALI TAŞINMAZLARA YÖNELİK 1/5000 ÖLÇEKLİ NAZIM İMAR PLANI AÇIKLAMA RAPORU 2016 AKÇAKALE KÖYÜ-MERKEZ/GÜMÜŞHANE 128 ADA 27 VE 32 NUMARALI PARSELLERE

Detaylı

ORMANCILIKTA UZAKTAN ALGILAMA. ( Bahar Yarıyılı) Prof.Dr. Mehmet MISIR. 2.Hafta ( )

ORMANCILIKTA UZAKTAN ALGILAMA. ( Bahar Yarıyılı) Prof.Dr. Mehmet MISIR. 2.Hafta ( ) 2.Hafta (16-20.02.2015) ORMANCILIKTA UZAKTAN ALGILAMA (2014-2015 Bahar Yarıyılı) Prof.Dr. Mehmet MISIR Ders İçeriği Planlama Sistemleri Envanter Uzaktan Algılama (UA) Uzaktan Algılamanın Tanımı ve Tarihsel

Detaylı

Yazarı : Doç.Dr.Rüştü HATİPOĞLU Yrd.Doç.Dr.Ersin CAN Ar.Gör.Nafiz ÇELİKTAŞ

Yazarı : Doç.Dr.Rüştü HATİPOĞLU Yrd.Doç.Dr.Ersin CAN Ar.Gör.Nafiz ÇELİKTAŞ Kitap Adı : Çayır-Mer a ve Yem Bitkileri Kültürü Yazarı : Doç.Dr.Rüştü HATİPOĞLU Yrd.Doç.Dr.Ersin CAN Ar.Gör.Nafiz ÇELİKTAŞ Baskı Yılı : 1998 Sayfa Sayısı : 164 Kitabın satışı yapılmamaktadır. Çayır-Mer

Detaylı

LAND DEGRADATİON. Hanifi AVCI AGM Genel Müdür Yardımcısı

LAND DEGRADATİON. Hanifi AVCI AGM Genel Müdür Yardımcısı ARAZİ BOZULUMU LAND DEGRADATİON Hanifi AVCI AGM Genel Müdür Yardımcısı LAND DEGRADATİON ( ARAZİ BOZULUMU) SOİL DEGRADATİON (TOPRAK BOZULUMU) DESERTİFİCATİON (ÇÖLLEŞME) Arazi Bozulumu Nedir - Su ve rüzgar

Detaylı

2016 Yılı Buharlaşma Değerlendirmesi

2016 Yılı Buharlaşma Değerlendirmesi 2016 Yılı Buharlaşma Değerlendirmesi GİRİŞ Tabiatta suyun hidrolojik çevriminin önemli bir unsurunu teşkil eden buharlaşma, yeryüzünde sıvı ve katı halde değişik şekil ve şartlarda bulunan suyun meteorolojik

Detaylı

Kullandığımız çim tohumu karışımlarında yer alan türler ve özellikleri:

Kullandığımız çim tohumu karışımlarında yer alan türler ve özellikleri: Kullandığımız çim tohumu karışımlarında yer alan türler ve özellikleri: Karışımlarda kullandığımız türlerin karakteristik özellikleri ve avantajları kısaca burada açıklanmıştır. Karışımlarımız Genel olarak:

Detaylı

Tohum Bahçeleri. Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER

Tohum Bahçeleri. Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER Tohum Bahçeleri Tohum bahçeleri irsel (genetik) bakımdan daha yüksek nitelikli tohum elde etmek üzere, bir anlamda damızlık olarak seçilen üstün ağaçlardan alınan aşı kalemleriyle aşılanan fidanlardan

Detaylı

AĞAÇLANDIRMALARDA UYGULAMA ÖNCESİ ÇALIŞMALAR

AĞAÇLANDIRMALARDA UYGULAMA ÖNCESİ ÇALIŞMALAR AĞAÇLANDIRMALARDA UYGULAMA ÖNCESİ ÇALIŞMALAR Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER 1 Ağaçlandırma çalışmalarında amaç tespiti ile işe başlamak ilk hedeftir. Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER 2 Amaç tespiti ülkemizin ormancılık

Detaylı

ÇAYIR VE MERA YÖNETİMİ. Prof.Dr.Hayrettin EKİZ 2017

ÇAYIR VE MERA YÖNETİMİ. Prof.Dr.Hayrettin EKİZ 2017 ÇAYIR VE MERA YÖNETİMİ Prof.Dr.Hayrettin EKİZ 2017 8. KONU - Yem tipine uygun hayvan cinsiyle otlatmanın tanımlanması, - Hayvanların otlama alışkanlıkları, - Karışık hayvan cinsleri ile otlatma, - Mera

Detaylı

Eski Amerikan Toprak Sınıflama Sistemine göre Türkiye deki büyük toprak grupları ve toprak haritalamada kullanılan semboller

Eski Amerikan Toprak Sınıflama Sistemine göre Türkiye deki büyük toprak grupları ve toprak haritalamada kullanılan semboller Eski Amerikan Toprak Sınıflama Sistemine göre Türkiye deki büyük toprak grupları ve toprak haritalamada kullanılan semboller Büyük Toprak Grubu Eğim-Derinlik Kombinasyonu Taşlılık Arazi Kullanımı F 10

Detaylı

Aksi durumda yabacı bir bölgeden getirilen ırk/ırklar o yöreye uyum sağlamış yerel ırklarla polen alışverişine giriştiklerinde genetik tabanda

Aksi durumda yabacı bir bölgeden getirilen ırk/ırklar o yöreye uyum sağlamış yerel ırklarla polen alışverişine giriştiklerinde genetik tabanda Ağaçlandırma çalışmalarına temel oluşturacak tohum sağlanmasını emniyetli hale getirebilmek için yerel ırklardan elde edilen tohum kullanılması doğru bir yaklaşımdır. Aynı türde de olsa orijin denemeleri

Detaylı

ÇAYIR VE MERA YÖNETİMİ. Prof.Dr.Hayrettin EKİZ 2017

ÇAYIR VE MERA YÖNETİMİ. Prof.Dr.Hayrettin EKİZ 2017 ÇAYIR VE MERA YÖNETİMİ Prof.Dr.Hayrettin EKİZ 2017 4. KONU - Klimaks vejetasyon, - Klimaks vejetasyonun kompozisyonu, - Doğal vejetasyonun bozulması, - Vejetasyon bozulmasının nedenleri, - Vejetasyon bozulmasının

Detaylı

Porsuk. Şube : Gymospermae Sınıf : Coniferae Takım : Taxoideae Familya : Taxaceae Cins : Taxus L. Tür : Taxus baccata L.

Porsuk. Şube : Gymospermae Sınıf : Coniferae Takım : Taxoideae Familya : Taxaceae Cins : Taxus L. Tür : Taxus baccata L. Porsuk Şube : Gymospermae Sınıf : Coniferae Takım : Taxoideae Familya : Taxaceae Cins : Taxus L. Tür : Taxus baccata L. Genel olarak 15-20 m boylanır. 2-2.5 m çap yapabilir. Yenice - Karakaya (Karabük)

Detaylı

TÜRKİYE EKONOMİSİ. Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü. Ankara

TÜRKİYE EKONOMİSİ. Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü. Ankara TÜRKİYE EKONOMİSİ Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü 1 Ankara Ülke Ekonomisinde Etkili Olan Faktörler Tarih Doğal Kaynaklar Coğrafi yer Büyüklük Arazi şekilleri

Detaylı

ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞ NÜN

ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞ NÜN www.ogm.gov.tr AĞAÇLANDIRMA VE SİLVİKÜLTÜR ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞ NÜN SİLVİKÜLTÜR, AĞAÇLANDIRMA, EROZYON KONTROL VE TOPRAK MUHAFAZA, FİDANLIK ve TOHUM İŞLERİ DAİRE BAŞKANLIKLARININ TAŞRADAKİ

Detaylı

1.2.3- İl Kuruluşuna Göre Yeri...: 1.2.3.1- İli...: 1.2.3.2- İlçesi...: 1.2.3.3- Beldesi...: 1.2.3.4- Köyü/Mahallesi...: 1.2.3.5- Özel Mevkii...

1.2.3- İl Kuruluşuna Göre Yeri...: 1.2.3.1- İli...: 1.2.3.2- İlçesi...: 1.2.3.3- Beldesi...: 1.2.3.4- Köyü/Mahallesi...: 1.2.3.5- Özel Mevkii... EK NO: 21 ÖZEL ORMAN FİDANLIĞI PROJESİ DİSPOZİSYONU 1- FİDANLIĞIN GENEL TANIMI 1.1.1- Adı Soyadı : 1.1.2- Adresi : 1.1.3- Proje Numarası : 1.2- Kuruluş Yeri...: 1.2.1- Coğrafi Yer 1.2.1.1-1/25000 ölçekli

Detaylı

8. Meşceredeki yapısal değişim Meşcere geliştikçe onu oluşturan ağaçların büyümesi, gelişmesi, türlerin varlığı, bulunma oranı vb özellikler de

8. Meşceredeki yapısal değişim Meşcere geliştikçe onu oluşturan ağaçların büyümesi, gelişmesi, türlerin varlığı, bulunma oranı vb özellikler de 8. Meşceredeki yapısal değişim Meşcere geliştikçe onu oluşturan ağaçların büyümesi, gelişmesi, türlerin varlığı, bulunma oranı vb özellikler de değişir. Saf meşcerelerde değişim, her bir bireyin hayatta

Detaylı

Meteoroloji. IX. Hafta: Buharlaşma

Meteoroloji. IX. Hafta: Buharlaşma Meteoroloji IX. Hafta: Buharlaşma Hidrolojik döngünün önemli bir unsurunu oluşturan buharlaşma, yeryüzünde sıvı ve katı halde farklı şekil ve şartlarda bulunan suyun meteorolojik faktörlerin etkisiyle

Detaylı

METEOROLOJİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ARAŞTIRMA DAİRESİ BAŞKANLIĞI

METEOROLOJİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ARAŞTIRMA DAİRESİ BAŞKANLIĞI METEOROLOJI METEOROLOJİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ARAŞTIRMA DAİRESİ BAŞKANLIĞI Sayı : 133 Mart 2017 Aylık Bülten www.mgm.gov.tr METEOROLOJİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ARAŞTIRMA DAİRESİ BAŞKANLIĞI Sayı : 133 Mart 2017 YAĞIŞ

Detaylı

İnce Burun Fener Fener İnce Burun BATI KARADENİZ BÖLGESİ KIYI GERİSİ DAĞLARI ÇAM DAĞI Batıdan Sakarya Irmağı, doğudan ise Melen Suyu tarafından sınırlanan ÇAM DAĞI, kuzeyde Kocaali; güneyde

Detaylı

TARLA BİTKİLERİ. Prof.Dr.Hayrettin EKİZ Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü 2017

TARLA BİTKİLERİ. Prof.Dr.Hayrettin EKİZ Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü 2017 TARLA BİTKİLERİ Prof.Dr.Hayrettin EKİZ Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü 2017 5. KONU Buğdaygil Yembitkileri BUĞDAYGİL YEM BİTKİLERİ Buğdaygil yem bitkilerinin genel özellikleri

Detaylı

Silivri Nüfus Bilgileri Yıl Toplam Kadın Erkek

Silivri Nüfus Bilgileri Yıl Toplam Kadın Erkek SİLİVRİ Coğrafi Durum: Silivri 41 derece 03 kuzey paraleli ve 28 derece 20 doğu meridyenlerinin birleştiği noktada,istanbul iline bağlı ve il merkezinin 67 km batısında, Marmara Denizi sahilindedir. İlçe

Detaylı

REHABİLİTASYON PROJE DİSPOZİSYONU

REHABİLİTASYON PROJE DİSPOZİSYONU REHABİLİTASYON PROJE DİSPOZİSYONU 1- GİRİŞ : 1.1- Projenin Amacı ve Kapsamı : Projesi yapılacak sahanın programa alınma nedenleri, yapılacak faaliyet şekilleri, tesiste ulaşılmak istenilen amaç ve tesisi

Detaylı

TÜRKİYE NİN İKLİMİ. Türkiye nin İklimini Etkileyen Faktörler :

TÜRKİYE NİN İKLİMİ. Türkiye nin İklimini Etkileyen Faktörler : TÜRKİYE NİN İKLİMİ İklim nedir? Geniş bir bölgede uzun yıllar boyunca görülen atmosfer olaylarının ortalaması olarak ifade edilir. Bir yerde meydana gelen meteorolojik olayların toplamının ortalamasıdır.

Detaylı

ÇIĞLARIN OLUŞUM NEDENLERİ:

ÇIĞLARIN OLUŞUM NEDENLERİ: ÇIĞ Genellikle boylu bitki örtüsü (orman) çok seyrek veya bulunmayan engebeli, dağlık ve eğimli arazilerde tabakalar halinde birikmiş olan kar kütlesinin iç ve dış kuvvetler etkisi ile başlayan bir ilk

Detaylı

Prof. Dr. Mustafa TAN Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü ERZURUM

Prof. Dr. Mustafa TAN Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü ERZURUM Prof. Dr. Mustafa TAN Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü ERZURUM Korunga Önemli Bir Bitkidir Korunga, sulamanın yapılamadığı kıraç alanlarda, verimsiz ve taşlık topraklarda yetiştirilecek

Detaylı

AĞAÇLANDIRMA. Yrd. Doç. Dr. Süleyman Gülcü

AĞAÇLANDIRMA. Yrd. Doç. Dr. Süleyman Gülcü AĞAÇLANDIRMA Yrd. Doç. Dr. Süleyman Gülcü Alanların Ekim ve Dikime Hazırlanması Ön etüt tamamlandıktan sonra arazi hazırlığına başlanır. Bu kapsamda; İç taksimatın uygulanması Diri örtü temizliği ve Toprak

Detaylı

BİTKİ TANIMA I. Yrd. Doç. Dr. Taki DEMİR

BİTKİ TANIMA I. Yrd. Doç. Dr. Taki DEMİR BİTKİ TANIMA I Yrd. Doç. Dr. Taki DEMİR 1 PEP101_H02 Abies (Göknar); A. pinsapo (İspanyol Göknarı), A. concolor (Gümüşi Göknar, Kolorado Ak Gökn), A. nordmanniana (Doğu Karadeniz-Kafkas Göknarı), A. bornmülleriana

Detaylı

Çaldıran daha önceleri Muradiye İlçesinin bir kazası konumundayken 1987 yılında çıkarılan kanunla ilçe statüsüne yükselmiştir.

Çaldıran daha önceleri Muradiye İlçesinin bir kazası konumundayken 1987 yılında çıkarılan kanunla ilçe statüsüne yükselmiştir. Çaldıran Tarihçesi: İlçe birçok tarihi medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Medler, Bizanslılar, Urartular, İranlılar ve son olarak Osmanlı devleti bu ilçede hâkimiyet sürmüşlerdir. İlçenin tarih içerisindeki

Detaylı

III.BÖLÜM A - KARADENİZ BÖLGESİ HAKKINDA

III.BÖLÜM A - KARADENİZ BÖLGESİ HAKKINDA III.BÖLÜM Bu bölümde ağırlıklı olarak Kızılırmak deltasının batı kenarından başlayıp Adapazarı ve Bilecik'in doğusuna kadar uzanan ve Kastamonu yu içine alan Batı Karadeniz Bölümü, Kastamonu ili, Araç

Detaylı

Bölüm 9 ÇAYIR-MER A ISLAHI

Bölüm 9 ÇAYIR-MER A ISLAHI Çayır-Mer a Ders Notları Bölüm 9 73 9.1. Kapsam Bölüm 9 ÇAYIR-MER A ISLAHI Çayır-mer a ıslahı, yem kaynaklarını ıslah etmek veya bu yemi otlayan hayvanların yararlanmalarını kolaylaştırmak için, çayır-mer

Detaylı

Normal (%) 74 59 78 73 60. Bozuk (%) 26 41 22 27 40. Toplam (Ha) 889.817 192.163 354.526 1.436.506 17.260.592. Normal (%) - - - - 29

Normal (%) 74 59 78 73 60. Bozuk (%) 26 41 22 27 40. Toplam (Ha) 889.817 192.163 354.526 1.436.506 17.260.592. Normal (%) - - - - 29 1.1. Orman ve Ormancılık Türkiye yaklaşık olarak 80 milyon hektar (ha) yüzölçümüyle dağlık ve eko-coğrafya bakımından zengin bir çeşitliliğe sahiptir. Bu ekolojik zenginliğe paralel olarak ormanlar da

Detaylı

Dünya kendi içinde benzerlik gösteren 6 büyük flora alemine ayrılır: 1.Holarktikflora alemi 2.Paleotropis, 3.Neotropis, 4.Australis 5.

Dünya kendi içinde benzerlik gösteren 6 büyük flora alemine ayrılır: 1.Holarktikflora alemi 2.Paleotropis, 3.Neotropis, 4.Australis 5. Dünya kendi içinde benzerlik gösteren 6 büyük flora alemine ayrılır: 1.Holarktikflora alemi 2.Paleotropis, 3.Neotropis, 4.Australis 5.Arkensis, 6.Kapensis Flora alemleri flora bölgelerine (region), flora

Detaylı

REHABİLİTASYON PROJE DİSPOZİSYONU

REHABİLİTASYON PROJE DİSPOZİSYONU REHABİLİTASYON PROJE DİSPOZİSYONU 1- GİRİŞ : 1.1- Projenin Amacı ve Kapsamı : Projesi yapılacak sahanın programa alınma nedenleri, yapılacak faaliyet şekilleri, tesiste ulaşılmak istenilen amaç ve tesisi

Detaylı

1- Çevresine göre alçakta kalmış ve vadilerle derin yarılmamış düzlüklere ne denir?

1- Çevresine göre alçakta kalmış ve vadilerle derin yarılmamış düzlüklere ne denir? 1- Çevresine göre alçakta kalmış ve vadilerle derin yarılmamış düzlüklere ne denir? a. Ova b. Vadi c. Plato d. Delta 2- Coğrafi bölgelerle ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur? a. Coğrafi özellikleri

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Çizelgelerin ele alınışı. Uygulamalı Örnekler. Birim metre dikiş başına standart-elektrod miktarının hesabı için çizelgeler

İÇİNDEKİLER. Çizelgelerin ele alınışı. Uygulamalı Örnekler. Birim metre dikiş başına standart-elektrod miktarının hesabı için çizelgeler ELEKTROD SARFİYAT ÇİZELGELERİ İÇİNDEKİLER Kısım A Genel bilgiler Kısım B Çizelgelerin ele alınışı Kısım C Uygulamalı Örnekler Kısım D Birim metre dikiş başına standart-elektrod miktarının hesabı için çizelgeler

Detaylı

SİLVİKÜLTÜREL PLANLAMA-1. Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER

SİLVİKÜLTÜREL PLANLAMA-1. Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER SİLVİKÜLTÜREL PLANLAMA-1 Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER Silvikültürel planlamanın tanımı ve görevleri. Türkiye ormancılığında silvikültürel planlama ve gelişimi. Silvikültürel planlamanın temel kavramları ve

Detaylı

YGS Yönetimine Ormancılık Perspektifinden Bakmak. (Ormancılıkta Yaban Hayatına Yer Vermek) I. Bölüm

YGS Yönetimine Ormancılık Perspektifinden Bakmak. (Ormancılıkta Yaban Hayatına Yer Vermek) I. Bölüm YGS Yönetimine Ormancılık Perspektifinden Bakmak (Ormancılıkta Yaban Hayatına Yer Vermek) I. Bölüm YGS yönetimi; Hedef, prensipler,araçlar,gerekli şartlar ve detaylar Hedef: EtkinYGS yönetimi Prensip:

Detaylı

DOĞU KARADENĠZ BÖLGESĠNDE HEYELAN

DOĞU KARADENĠZ BÖLGESĠNDE HEYELAN DOĞU KARADENĠZ BÖLGESĠNDE HEYELAN Heyelan ya da toprak kayması, zemini kaya veya yapay dolgu malzemesinden oluşan bir yamacın yerçekimi, eğim, su ve benzeri diğer kuvvetlerin etkisiyle aşağı ve dışa doğru

Detaylı

TRAKYA DA DEĞER SINIFLARINA GÖRE YAĞIŞ DAĞILIMI PRECIPITATION DISTRIBUTION IN TRAKYA (THRACE) ACCORDING TO SELECTED RAINFALL CATEGORIES

TRAKYA DA DEĞER SINIFLARINA GÖRE YAĞIŞ DAĞILIMI PRECIPITATION DISTRIBUTION IN TRAKYA (THRACE) ACCORDING TO SELECTED RAINFALL CATEGORIES Ekim 2008 Cilt:16 No:2 Kastamonu Eğitim Dergisi 615-622 TRAKYA DA DEĞER SINIFLARINA GÖRE YAĞIŞ DAĞILIMI Duran AYDINÖZÜ Kastamonu Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, İlköğretim Bölümü, 37200, Kastamonu. Nihat

Detaylı

REHABİLİTASYON VE RESTORASYON PROJESİ YAPIM ESASLARI. Muharrem MARAZ Orman Mühendisi 24/05/2016 ANKARA 1

REHABİLİTASYON VE RESTORASYON PROJESİ YAPIM ESASLARI. Muharrem MARAZ Orman Mühendisi 24/05/2016 ANKARA 1 REHABİLİTASYON VE RESTORASYON PROJESİ YAPIM ESASLARI Muharrem MARAZ Orman Mühendisi 24/05/2016 ANKARA 1 1. GİRİŞ 1.1- Projenin Amacı ve Kapsamı Projesi yapılacak sahanın programa alınma nedenleri, yapılacak

Detaylı

Orman Koruma Dersi. ORMAN YANGIN DAVRANIŞI Prof. Dr. Ertuğrul BİLGİLİ Ekim 2014

Orman Koruma Dersi. ORMAN YANGIN DAVRANIŞI Prof. Dr. Ertuğrul BİLGİLİ Ekim 2014 Orman Koruma Dersi ORMAN YANGIN DAVRANIŞI Prof. Dr. Ertuğrul BİLGİLİ Ekim 2014 ORMAN YANGINI DAVRANIŞI? ORMAN YANGINI DAVRANIŞI Yangın davranışını tahmin etmek için aşağıdakilerin bilinmesi ve anlaşılması

Detaylı

Iğdır Aralık Rüzgâr Erozyonu Önleme Projesi

Iğdır Aralık Rüzgâr Erozyonu Önleme Projesi Iğdır Aralık Rüzgâr Erozyonu Önleme Projesi Proje Alanının Genel Özellikleri: Iğdır ili Türkiye nin en kurak ili olup yıllık yağış miktarı 250 mm civarındadır (Meteoroloji kayıtları). Yağan yağış ya da

Detaylı

HAVZA SEÇİMİ YÖNTEM VE KRİTERLERİ

HAVZA SEÇİMİ YÖNTEM VE KRİTERLERİ Orman ve Su İşleri Bakanlığı Orman Genel Müdürlüğü HAVZA SEÇİMİ YÖNTEM VE KRİTERLERİ Toprak Muhafaza ve Havza Islahı Dairesi Başkanı Havza? Hidrolojik olarak; Bir akarsu tarafından parçalanan, kendine

Detaylı

BÖLÜM 16 YERYÜZÜ ŞEKİLLERİNİN GELİŞMESİ

BÖLÜM 16 YERYÜZÜ ŞEKİLLERİNİN GELİŞMESİ BÖLÜM 16 YERYÜZÜ ŞEKİLLERİNİN GELİŞMESİ TOPOĞRAFYA, YÜKSELTİ VE RÖLİYEF Yeryüzünü şekillendiren değişik yüksekliklere topoğrafya denir. Topoğrafyayı oluşturan şekillerin deniz seviyesine göre yüksekliklerine

Detaylı

Tablo : Türkiye Su Kaynakları potansiyeli. Ortalama (aritmetik) Yıllık yağış 642,6 mm Ortalama yıllık yağış miktarı 501,0 km3

Tablo : Türkiye Su Kaynakları potansiyeli. Ortalama (aritmetik) Yıllık yağış 642,6 mm Ortalama yıllık yağış miktarı 501,0 km3 Dünyadaki toplam su miktarı 1,4 milyar km3 tür. Bu suyun % 97'si denizlerde ve okyanuslardaki tuzlu sulardan oluşmaktadır. Geriye kalan yalnızca % 2'si tatlı su kaynağı olup çeşitli amaçlar için kullanılabilir

Detaylı

Turkey; has different ecosystems due to her climate, topography and soil characteristics

Turkey; has different ecosystems due to her climate, topography and soil characteristics 1 Turkey; has different ecosystems due to her climate, topography and soil characteristics Average Altitude: 1132 meter 62.5% of the country has slope more than 15% 29% of the country is mid-high mountainous

Detaylı

Tohum ve Fidanlık Tekniği

Tohum ve Fidanlık Tekniği Tohum ve Fidanlık Tekniği Prof. Dr. İbrahim TURNA (2017-2018 GÜZ DÖNEMİ) TOHUM VE FİDANLIK TEKNİĞİ İÇERİK 1. ORMAN AĞACI TOHUMLARI 1.1. Tohum hasat ve kullanma bölgeleri 1.2. Tohum Kaynakları 1.3. Tohum

Detaylı

ABANT GÖLÜ CİVARININ TEKTONİK VE YAPISAL JEOLOJİSİNİN HAVA FOTOĞRAFLARI İLE KIYMETLENDİRİLMESİ GİRİŞ

ABANT GÖLÜ CİVARININ TEKTONİK VE YAPISAL JEOLOJİSİNİN HAVA FOTOĞRAFLARI İLE KIYMETLENDİRİLMESİ GİRİŞ ABANT GÖLÜ CİVARININ TEKTONİK VE YAPISAL JEOLOJİSİNİN HAVA FOTOĞRAFLARI İLE KIYMETLENDİRİLMESİ Sunay AKDERE Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü, Ankara GİRİŞ Hava fotoğraflarından yararlanarak fotojeolojik

Detaylı

GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ KONUMU, SINIRLARI VE KOMŞULARI:

GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ KONUMU, SINIRLARI VE KOMŞULARI: GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ KONUMU, SINIRLARI VE KOMŞULARI: Ülkemizin güney doğusunda yer alan bölge nüfus ve yüzölçümü en küçük bölgemizdir. Akdeniz, Doğu Anadolu Bölgeleriyle, Suriye ve Irak Devletleriyle

Detaylı

BÖLGE KAVRAMI VE TÜRLERİ

BÖLGE KAVRAMI VE TÜRLERİ BÖLGE KAVRAMI VE TÜRLERİ Doğal, beşerî ve ekonomik özellikler bakımından çevresinden farklı; kendi içinde benzerlik gösteren alanlara bölge denir. Bölgeler, kullanım amaçlarına göre birbirine benzeyen

Detaylı

SİLVİKÜLTÜREL PLANLAMA-7. Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER

SİLVİKÜLTÜREL PLANLAMA-7. Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER SİLVİKÜLTÜREL PLANLAMA-7 Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER SILVIKÜLTÜRÜN AMACı: Koru ormanı İşletmelerinin Silvikültürel Planlaması Tıraşlama İşletmesi: Bir alan üzerinde yaşlı ağaçların aynı zamanda kesilmesi

Detaylı

BİNA BİLGİSİ 2 ÇEVRE TANIMI - İKLİM 26 ŞUBAT 2014

BİNA BİLGİSİ 2 ÇEVRE TANIMI - İKLİM 26 ŞUBAT 2014 BİNA BİLGİSİ 2 ÇEVRE TANIMI - İKLİM DOÇ. DR. YASEMEN SAY ÖZER 26 ŞUBAT 2014 1 19.02.2014 TANIŞMA, DERSLE İLGİLİ GENEL BİLGİLER, DERSTEN BEKLENTİLER 2 26.02.2014 ÇEVRE TANIMI - İKLİM 3 05.03.2014 DOĞAL

Detaylı

SİLVİKÜLTÜRÜN TEMEL İLKELERİ. Doç. Dr. Zafer YÜCESAN

SİLVİKÜLTÜRÜN TEMEL İLKELERİ. Doç. Dr. Zafer YÜCESAN SİLVİKÜLTÜRÜN TEMEL İLKELERİ Doç. Dr. Zafer YÜCESAN TEMEL KAVRAMLAR Ağaç? Orman? Mekanik ve Organik görüş? Yaşam ortaklığı? Silvikültür? Amacı ve Esasları? Diğer bilimlerle ilişkileri? Yöresellik Kanunu?

Detaylı

MALVACEAE (EBEGÜMECİGİLLER)

MALVACEAE (EBEGÜMECİGİLLER) MALVACEAE (EBEGÜMECİGİLLER) MALVACEAE Otsu, çalımsı veya ağaç şeklinde gelişen bitkilerdir. Soğuk bölgeler hariç dünyanın her tarafında bulunurlar. Yaprakları basit, geniş ve parçalıdır. Meyve kuru kapsüldür

Detaylı

GÖL EKOSİSTEMİNDE EKOLOJİK KUŞAKLAR

GÖL EKOSİSTEMİNDE EKOLOJİK KUŞAKLAR GÖL EKOSİSTEMİNDE EKOLOJİK KUŞAKLAR ILIMAN KUŞAK GÖLLERİNDE MEVSİMLERE BAĞLI OLARAK GÖRÜLEN TABAKALAŞMA VE KARIŞMA Ilıman veya subtropikal bölgelerde 20 metreden derin ve büyük göllerde mevsimsel sıcaklık

Detaylı

Ceviz Fidanı-Ağacı İklim ve Toprak İstekleri

Ceviz Fidanı-Ağacı İklim ve Toprak İstekleri Yavuz-1 CEVİZ (KR-2) Ceviz yetişen tüm bölgelerde yetişir. Özellikle geç donların görüldüğü yerlerde yetiştirilmesi tavsiye edilir. Verimsiz bir çeşittir. Nisbi Periyodisite görülür. Meyvesi oval şekilli

Detaylı

Doğal ve doğal olmayan yapı ve tesisler, özel işaretler, çizgiler, renkler ve şekillerle gösterilmektedir.

Doğal ve doğal olmayan yapı ve tesisler, özel işaretler, çizgiler, renkler ve şekillerle gösterilmektedir. HARİTA NEDİR? Yeryüzünün tamamının veya bir parçasının kuşbakışı görünümünün, istenilen ölçeğe göre özel işaretler yardımı ile küçültülerek çizilmiş örneğidir. H A R İ T A Yeryüzü şekillerinin, yerleşim

Detaylı

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA İç Anadolu Bölgesinde Tarımsal Ormancılık Uygulamaları ve Potansiyeli Bölgenin Genel Özellikleri: Çok fazla engebeli bir yapıya sahip olmayan

Detaylı

KAVAK VE HIZLI GELİŞEN TÜRLER

KAVAK VE HIZLI GELİŞEN TÜRLER KAVAK VE HIZLI GELİŞEN TÜRLER Populus nigra Dr. Süleyman GÜLCÜ - 2008 1 KAVAK FİDANI ÜRETİMİ VE FİDANLIK TEKNİĞİ Kavak fidanı yetiştirilmesinde en önemli konuların başında, kaliteli kavak fidanı yetiştirilmesine

Detaylı

ÇAMLIDERE (ANKARA) NEOJEN SİLİSLEŞMİŞ AĞAÇLARI PALEOEKOLOJİ-PALEOKLİMATOLOJİ

ÇAMLIDERE (ANKARA) NEOJEN SİLİSLEŞMİŞ AĞAÇLARI PALEOEKOLOJİ-PALEOKLİMATOLOJİ ÇAMLIDERE (ANKARA) NEOJEN SİLİSLEŞMİŞ AĞAÇLARI PALEOEKOLOJİ-PALEOKLİMATOLOJİ Mehmet Sakınç*, Aliye Aras**, Cenk Yaltırak*** *İTÜ, Avrasya Yerbilimleri Enstitüsü, Maslak/İstanbul **İ.Ü. Fen Fakültesi, Biyoloji

Detaylı

T.C ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

T.C ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ T.C ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ.. ORMAN BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ. ORMAN İŞLETME MÜDÜRLÜĞÜ. ÇOK AMAÇLI UYGULAMA PROJESİ 201 (BU KAPAK SAYFASI CİLDİN ÜSTÜNDE AYNI ŞEKİLDE BULUNACAKTIR. PROJE ADI VE YILI CİLDİN SIRT KISMINDA

Detaylı

YABAN HAYATINDA BİTKİLENDİRME. Yrd. Doç. Dr. DENİZ GÜNEY

YABAN HAYATINDA BİTKİLENDİRME. Yrd. Doç. Dr. DENİZ GÜNEY YABAN HAYATINDA BİTKİLENDİRME Yrd. Doç. Dr. DENİZ GÜNEY Ağaçlandırma kavramı geniş anlamda, yapay gençleştirmenin de dahil edildiği orman rejimi içine giren sahalardaki ağaçlandırmalar ile orman dışı alanlarda

Detaylı

Orman Koruma Dersi YANGIN EKOLOJİSİ

Orman Koruma Dersi YANGIN EKOLOJİSİ Orman Koruma Dersi YANGIN EKOLOJİSİ Prof. Dr. Ertuğrul BİLGİLİ Ekim 2014 Orman Yangınları Karadeniz Ege Akdeniz Yangın Ekolojisi KONULAR: Konu I: Yangın Tarihi Konu II: Konu III: Konu IV: Konu V: Konu

Detaylı

İşletme Amaçları ve Koruma Hedefleri Ormancılığın ve orman işletmesinin en önemli görevi, toplumun orman ürün ve hizmetlerine olan ihtiyacını karşılamak olduğundan, işletmenin amaç veya hedeflerini saptaya

Detaylı

Çayın Bitkisel Özellikleri

Çayın Bitkisel Özellikleri Çayın Bitkisel Özellikleri Bir asırlık bir ömre sahip bulunan çay bitkisi doğada büyümeye bırakıldığında zaman bir ağaç görünümünü alır. Görünüş itibarı ile dağınık bir görünüm arz eden bitki yapısı tek

Detaylı

İşletme Amaçları ve Koruma Hedefleri Ormancılığın ve orman işletmesinin en önemli görevi, toplumun orman ürün ve hizmetlerine olan ihtiyacını karşılamak olduğundan, işletmenin amaç veya hedeflerini saptaya

Detaylı

ÇORUH VADİSİ FISTIKÇAMI ORMAN EKOSİSTEMLERİNE İLİŞKİN BİTKİ ÖRTÜSÜ VE BAZI FİZİKSEL VE KİMYASAL TOPRAK ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ

ÇORUH VADİSİ FISTIKÇAMI ORMAN EKOSİSTEMLERİNE İLİŞKİN BİTKİ ÖRTÜSÜ VE BAZI FİZİKSEL VE KİMYASAL TOPRAK ÖZELLİKLERİNİN İNCELENMESİ II. Ulusal Karadeniz Ormancılık Kongresi 15-17 Mayıs 2002 Cilt No : II Sayfa No:790-794 ÇORUH VADİSİ FISTIKÇAMI ORMAN EKOSİSTEMLERİNE İLİŞKİN BİTKİ ÖRTÜSÜ VE BAZI FİZİKSEL VE KİMYASAL TOPRAK ÖZELLİKLERİNİN

Detaylı

Türkiye'de Tarım. İnsanların toprağı işleyerek ekme ve dikme yoluyla ondan ürün elde etmesi faaliyetine tarım denir.

Türkiye'de Tarım. İnsanların toprağı işleyerek ekme ve dikme yoluyla ondan ürün elde etmesi faaliyetine tarım denir. Türkiye de Tarım Türkiye'de Tarım İnsanların toprağı işleyerek ekme ve dikme yoluyla ondan ürün elde etmesi faaliyetine tarım denir. Türkiye Topraklarından Yaralanma Oranları Topraklarımızdan faydalanma

Detaylı

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI COĞRAFYA

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI COĞRAFYA YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI COĞRAFYA CEVAP 1: (TOPLAM 10 PUAN) 1.1: 165 150 = 15 meridyen fark vardır. (1 puan) 15 x 4 = 60 dakika = 1 saat fark vardır. (1 puan) 12 + 1 = 13 saat 13:00 olur. (1 puan) 1.2:

Detaylı

ve 20 Tekne Kapasiteli Yüzer İskele

ve 20 Tekne Kapasiteli Yüzer İskele MUĞLA İLİ, FETHİYE İLÇESİ, GÖCEK MAHALLESİ, 265 ADA 1 PARSEL, 266 ADA 1 PARSEL 433 ADA 1 PARSEL ve 20 Tekne Kapasiteli Yüzer İskele 1 İÇİNDEKiLER BÖLUM -1: TAŞINMAZLARA YÖNELiK MEVCUT DURUM ANALiZi...

Detaylı

ASLĠ AĞAÇ TÜRLERĠMĠZ

ASLĠ AĞAÇ TÜRLERĠMĠZ ASLĠ AĞAÇ TÜRLERĠMĠZ İBRELİ VE YAPRAKLI ORMAN ALANLARI Ġbreli ormanlar 61% Yapraklı Ormanlar 39% ĠBRELĠ= GYMNOSPERMAE (AÇIK TOHUMLULAR)= 13 220 721 Ha YAPRAKLI = ANGİOSPERMAE (KAPALI TOHUMLULAR)=8 447

Detaylı