ULUSLARlN TARIMSAL ZENGİNLİÖİ: ADAM SMİTH VE FiZYOKRASİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "ULUSLARlN TARIMSAL ZENGİNLİÖİ: ADAM SMİTH VE FiZYOKRASİ"

Transkript

1 ULUSLARlN TARIMSAL ZENGİNLİÖİ: ADAM SMİTH VE FiZYOKRASİ Muammer KAYMAK* ABSTRAGT In this paper the conventional view on the origins of scientific economics are criticized. This view claims that Adam Smith 's The Wealth of Nations is the unique source and origins of scientific economics beside neglecting the pre Smithian contributions to political economy. On the contrary, I assert that Smith was deeply injluenced by French Pyhsiocracy and took basic analytical apparatus making of his magnum opus from this school. In addditon to this theoretical relations, Smith alsa adapts Pyhsiocratic agrarian visian on economy and society. GİRİŞ İskoçyalı filozof Adam Smith'in 1776 yılında yayınlanan ünlü eseri Ulusların Zenginliği'nin bilimsel iktisadın miladını oluşturduğu ve Smith'in iktisat biliminin kurucusu olduğu yönünde yaygın bir görüş birliği bulunmaktadır. Bu görüşü destekleyen birçok öğenin varlığından söz edilebilir. Eserin yayınlanmasıyla birlikte etkisi kısa sürede kendi ülkesinin sınırlarını aşmış, Kıta Avrupası'ndaki iktisadi düşünceyi de etkisi altına almıştır. Eser, soyut ve teorik olmaktan uzak yapısı, kolay ve açık bir dile sahip olması ve dönemin ihtiyaçlarına yanıt veren pratik önerileri nedeniyle büyük bir ilgi uyandırmıştır. Daha Smith hayattayken eser, bir dizi Avrupa diline çevrilmiştir. Eserde ortaya konulan görüşler, yayınlanmasını izleyen yüzyıl boyunca iktisadi düşüncenin ana çerçevesini oluşturmuştur. Böylece Ulusların Zenginliği'nden önceki kuramsal çabalar giderek iktisadın tarihöncesine ait sayılmaya başlanmıştır. ' Hacettepe Üni., İ.İ.B.F., İkt. Birn.

2 2 1 Muammer Kaymak ~-- j - Kısaca Ulusların Zenginliği diye anılan eserin orijinal adı Ulusların Zenginliğinin Doğası ve Nedenleri Üzerine Bir İnceleme' dir. 1 Buradan da anlaşıldığı gibi Smith'in temel sorunu, ulusal zenginliğin mahiyetinin ne olduğu, nelerden oluştuğu ve nasıl artacağı sorularına yanıt vennektir. Smith, bu meselenin toplumsal, ahlaki ve siyasal veçheleriyle de ilgili olmasına karşın, büyümenin nasıl sağlanacağı ve bu çerçevede bütün toplumsal sınıflar yararına sonuçlar doğurduğuna inandığı büyüme sürecinin önündeki engellerin nasıl ortadan kaldırılacağı sorusuna yanıt aramıştır. Ulusların Zenginliği'nin yayınlandığı tarihte, İngiltere'de sanayi devriminin daha ilk adımları atılmaktadır. Eserin yayınlanmasından bir yıl önce bilimselteknik buluşların kar elde etmek amacıyla kullanılmasının ilk örneği olan James Watt- Boulton işbirliği hayata geçirilmiştir. 1780'den sonra sanayi devrimi büyük bir hız kazanmış, kapitalizmin tarihinde yeni bir aşamaya geçilmiştir. Smith konusundaki geleneksel bakış açısı bu olguya dayanarak onun işbölümü ve sennaye birikimi konusundaki görüşlerinin sanayi devriminin harekete geçirdiği "kendi kendini besleyen" büyüme sürecinin teorik ifadesi olduğunu öne sürmektedir. Başka bir deyişle Smith, sanayi kapitalizminin kuramsal sözcüsü olarak görülmektedir. Örneğin Eric Roll (1956:150)'a göre Smith, eserinde "piyasa ve emek arzı üzerinde, ticaret sermayesinin ve toprak sahiplerinin eski rejiminden kalan bütün sınırlamaları ortadan kaldırma endişesi taşıyan sanayicilerin sesiyle konuş"maktadır ve İngiltere'nin dünyanın atölyesi olmaya hazırlandığı Sanayi Devrimi'nin öngününde, "bu politikayı hızlandıracak şekilde tasarlanmış bir politikanın savunuculuğunu yapmaktadır". Rollander (1973:87)'e göre ise, "eserin analitik yapısı domestic [ev sanayii] organizasyondan ziyade, fabrika için dizayn edilmiştir". Bu örneklerde görüldüğü gibi, Smith'in sanayi kapitalizminin ekonomi politiğini yapan kişi olarak görülmesi, onun teorik mirasında bu argümanı destekleyecek unsurların öne çıkarılmasını beraberinde getirmiştir. Ulusların Zenginliği bir bütün olarak incelendiğinde, bu bakış açısının ciddi sorunlar barındırdığı görünınektedir. Bana göre, Smith, Ulusların Zenginliği'nde asıl ağırlığı tarım kesimine vererek sanayiyi arka planda tutmuş ve bir bütün olarak bakıldığında tarıma dayalı bir kapitalizmin kuramsal sözcülüğünü yapmıştır. Bu olguda Smith'in eserlerinde ahlaki ve siyasal kaygılarla dile getirdiği tarım ve kırsal sınıflar lehine görüşleri 2 kadar Fizyokrasİ okuluyla ilişkilerinin de büyük 1 An Inquiry into the Nature and Causes of The Wealth of Nations Smith'in eserinde sergilediği tanmsal dünya görüşünün İngiliz siyasal ve iktisadi düşünce geleneğindeki temelleri konusunda bkz. McNally, (1988).

3 _U_Iu_sl_ar_m Ta_r_,m_s_a_IZ_e_n~~- n~~~t_a_d_am S_m_it_h_v_e_H~zy~o_k_ro_s,_ ~ 3 payı vardır. Daha da ötesi Smith eserin kavramsal çerçevesini büyük ölçüde Fransız Fizyokrasi okulundan almıştır. Bu çalışmada Smith'in eserinin ana eksenini oluşturan, ulusal zenginliğin artırılması ya da büyüme konusunda, Fizyokratik vizyonu aşan görüşlere sahip olmasına karşın, bakış açısının Fizyokratik teorinin analitik araçları ile sınırlanmış olduğunu ortaya koymaya çalışacağım. Bu çerçevede, bilimsel iktisadın tarihinde bir başlangıç noktası değil, bir ileri fizyokrat ya da post-fizyokrat sayılmasının daha uygun olduğunu düşünüyorum. Smith, gelirin döngüsel akımının engelsiz bir biçimde sağlanınasma odaklanan, dolayısıyla, statik bir analiz ortaya koyan Fizyokratlardan farklı olarak, yukarıya doğru bir büyüme sarmalında hareket eden bir ekonomi anlayışı geliştirmiştir (O'brien, ı975:206). Ancak, teorik vizyonunu sınırlayan maddi koşullar ve Fizyokratik teorinin etkisiyle yer yer kendi kendisiyle çelişki ye düşmek pahasına Fizyokratik argümanları yinelemiştir. Bu çalışmada ilk olarak Fizyokrasi okulunun Smith'in teorik mirası üzerindeki etkisini ortaya koymak için, bu okulun temel görüşleri ele alınacak; izleyen bölümde Smith'in Fizyokrasi ile ilişkisinin kuramsal ve olgusal boyutları sergilenıneye çalışılacaktır. 1. FiZYOKRASiNiN KURAMSAL MiRASI 1.1. Quesnay ve Ekonomik Tablo: Toplumsal Artığın Yeniden Üretimi ı8.yüzyılın ikinci yarısının başlarında ortaya çıkan Fransız Fizyokrasi okulunun kurucusu François Quesnay ( )'nin temel eseri olan Ekonomik Tablo'nun ilk baskısı ı 758 yılında yayınlanmış, eser, ı 760'lı yıllar boyunca, birçok Fizyokratik inceleme ve kitap içerisinde yeniden ele alınmıştır. Quesnay Ekonomik Tablo'da, malların ve paranın temel toplumsal sınıflar arasındaki yıllık karşılıklı mübadelesini kolayca ifade etmek için ileri bir soyutlamaya başvurmuş, bu ilişkileri özetleyen bir modeli bir zikzak diyagram aracılığıyla ifade etmiştir. Quesnay, 1766 yılında yayınlanan Ekonomik Tablo'nun Analizi başlıklı incelemede ortaya koyduğu iktisadi şemayı açık bir şekilde anlatmıştır. Quesnay'ye göre, toplumda üç temel sınıf bulunınaktadır. Bunlardan ilki, üretken sınıf adı verilen ve kiracı çiftçiler ve tarım emekçilerinden oluşan sınıftır. Üretken sınıf, toprakları işleyerek ulusun yıllık zenginliğinin yeniden

4 41.L- M_u_a_m_m_e_r_K_a~y_m_a_k üretimini sağlamaktadır. Tarım üretiminin gerektirdiği harcamalar, bu sınıfın kullandığı avansla karşılanmakta, ve bu sınıf, yıllık olarak toprak sahiplerinin gelirini ödemektedir. Ulusun zenginliğinin yıllık yeniden üretiminin değeri, üretken sınıfın elde ettiği ürünlerin satış değeri ile saptanmaktadır. Bir diğer sınıf ise, toprak sahipleri sınıfıdır. Bu sınıf, hükümdarı, toprak sahiplerini ve kiliseyi kapsamakta ve üretken sınıftan aldığı rantla geçinmektedir. Quesnay'nin şemasındaki son sınıf ise, kısır sınıf adını verdiği tüccar, sanayiciler ya da daha genel olarak sanayi kesiminde çalışanlardan oluşan sınıftır. Quesnay'ye göre bu sınıf "tarım kesiminin yaptıklarının dışında kalan diğer işleri yapan ve harcamalarının karşılığı, kendi gelirini üretken sınıftan elde eden toprak sahibi sınıf tarafından ödenen bütün yurttaşlardan oluşur". Bu sınıf, üretim sürecinde kullandığı hammaddelerin değerine bir şey katmaz, sadece onların şeklini değiştirir. Bu nedenle verimsiz ya da kısır sınıftır (Quesnay, 1962:150). Fizyokratik analizde, toplumsal sınıflar, temelde iktisadi hayatın dinamik unsurunu oluşturan net ürün (produit net) kavramı eksen alınarak tanımlanmaktadır. Fizyokratlara göre tarım kesimi tek üretken sektördür. Çünkü, tarım üretimi yalnızca çiftçinin bütün üretim maliyetlerini yerine koymakla kalmamakta, aynı zamanda toprak sahiplerine rant adı altında ödenen ve çiftçinin üretim maliyetlerinin üzerinde ve ötesinde bir net ürün ya da gelir sağlamaktadır. Buna karşılık sanayi kesimi, kendi üretim maliyetlerinin üzerinde ve ötesinde bir değer yaratmadığı için kısırdır. Bu bakış açısı, değerin tanımı ile ilgili bir karışıklıktan ve bu karışıklığın mantıksal uzantısı olarak artık değerin kaynağı ile ilgili bir yanlış anlamadan kaynaklanmaktadır. 3 Ekonomik Tablo'da yıllık yeniden üretim, adı geçen toplumsal sınıflar arasındaki mal ve para hareketlerine bağlı olarak ele alınmıştır. Burada ifade edilen mallar ve paranın döngüsel akımı, bir önceki yıl tarımda üretilen ürünün hasadı ile başlamaktadır. Elde edilen bu üründen çiftçilerin para rant olarak toprak sahiplerine aktardığı artık ya da net ürün, bütün iktisadi hayatın çevrimini sağlayan dinamik unsur olarak ele alınmaktadır. Net ürünün toprak sahiplerinin eline geçmesiyle, üretken sınıf, toprak sahipleri ve kısır sınıf arasında gerçekleşen mal ve para hareketleri başlamaktadır. Ekonomik Tablo'ya göre, net ürün, yeniden 3 Kimi durumlarda, Fizyokratlar, tarımın üretim maliyetlerinin üzerinde ve ötesinde bir mübadele değeri fazlası ürettiğini savunurken, kimi durumlarda, tarımsal üreticinin gerekli geçimliğinin üzerinde yer alan bir tüketim malları fazlası olarak bir net üründen söz etmişlerdir. Başka bir ifadeyle Fizyokratlar, tarımın tek üretken sektör oluşunu bazen, değer miktarı olarak bir artık yaratma kapasitesine, bazen de maddi ürün miktarı fazlası yaratma kapasitesine bağlamışlar, başka bir ifadeyle tarımın değer üretkenliği ile toprağın fiziksel üretkenliğini birbirine karıştırmışlardır (Rubin, 1979: ).

5 Ulus/ann Tanmsa/ Zenginlig"i: Adam Smith ve Fizyokrasi ~~ ~ üretimde kullanılan dolaşan sermayeye ya da Quesnay'nin ifadesiyle yıllık avansa (avances annuelles) eşittir. Quesnay, tarımsal üretim ıçın zorunlu olan üç tip avans olduğunu ifade etmiştir. Bunlardan avances foncieres (toprak avansı) diye adlandırdığı avans türü, taşların ayıklanması, yabani atların ve ağaç köklerinin temizlenmesi, sulama, drenaj, çitleme, gübreleme işlerinde kullanılmaktadır. Bu avans türü genellikle toprak sahiplerinin, tarlalarını kiraya vermeden önce yaptığı harcamalan ifade etmektedir. Bu bakımdan toprak avansı, toprak sahibinin kiracı çiftçiden alacağı ranta eklediği, modem anlamda bir avanstır. Quesnay'nin ele aldığı bir diğer avans türü olan avances primitives (ing. original advances) çitler, üretim sürecinde gerekli bina ve makineler, koruma ile aşınma nedeniyle yapılan harcamaları kapsayan, günümüzdeki sabit sermayenin karşılığı olan avans türüdür. Değişken sermaye anlamında kullandığı avances annueltes ya da yıllık avans ise, hammadde ve ücretler için yapılan yıllık harcamayı ifade etmektedir. Quesnay, Ekonomik Tablo 'da ideal bir model sunmaktadır. Ekonomik Tablo'yu oluştururken, net ürünün yıllık olarak yeniden üretilmesinin önünde hiçbir engel olmadığı, ağırlıklı olarak sabit sermaye kullanımına dayanan büyük ölçekli tarımın egemen olduğu zengin bir ülkeyi temel alarak, tanıncının yıllık avansının %100 oranında artık ürün üreteceğini varsaymıştır (Quesnay, 1972:vi,xj, 8a). Bu varsayımlarda Quesnay esas olarak İngiltere'nin tarımda yaşama geçirdiği kapitalist dönüşümü model olarak almakta, böylece yaşadığı dönemde Fransız ekonomisinin önündeki yapısal sorunlara işaret etmektedir yüzyıl Fransa'sı feodal monarşinin egemenliği altında bağımsız köylülerden oluşan ve kapitalist üretim ilişkilerinin tedricen içine sızdığı geniş bir kırsal ekonomiye sahiptir. İktisadi hayat üzerinde feodal düzenlemeler hala etkisini sürdürmektedir. Fizyokratik teori, mevcut iktisadi yapıda, optimum gelir ya da üretimin nasıl sağlanacağı sorununa odaklanmış, yeniden üretimin kusursuz olarak işleyeceği ve böylece iktisadi istikrar ve zenginliğin muhafaza edileceği ilişkileri gösterıneyi amaçlamıştır (Tanyeri, 1983:45). Bu nedenle Ekonomik Tablo'da büyüme ya da genişletilmiş yeniden üretimi değil, net sıfır yatırım durumunu tasvir etmiştir (McNally, 1988:113). 4 Quesnay (1972:xj-xij)'ye göre kötü vergi sistemi, lüks tüketimin fazlalığı, tarım ürünlerinin dış ticaretinin yasak olması, ham maddelerin iç ticaretinin önündeki engeller, kırsal üreticileri bunaltan baskılar vb. sorunlar, yıllık net ürünün üretken sınıfa avans olarak dönmesini engellemektedir. 18. yüzyıl Fransız ekonomisinin genel görünümü konusunda ayrıca bkz. Kemp (197İ).

6 1 Muammer Kaymak 1.2. Fizyokrasi'den Başarısız Bir Kopma Girişimi: Turgot'da Sermaye Birimi ve Tasarruf Analizi Fizyokratik doktrinin bütün özellikleri özellikle tarıma dayalı kapitalist [(tisadi modelin mutlak monarşinin siyasal yapısı içinde incelenmesi, en ileri ıiçimini Anne Robert Jacques Turgot ( l)'nun çalışmaları ile almıştır. )öneminin en büyük entelektüellerinden birisi olan Turgot, kuramsal derinliği açısından Quesnay ile Smith arasında yer alan en büyük ekonomi politik düşünürüdür. Turgot, Fizyokratik yaklaşım çerçevesinde oluşturduğu sermaye kuramı ile Smith'in en büyük rakibi olarak görülmektedir. Eserlerinde, Fizyokratik tarıma dayalı kapitalizm kuramını tutarlı biçimde ele almış ve çağdaşlan içerisinde Smith'e en zengin kuramsal mirası bırakan düşünür olmuştur. Schumpeter (1954:247)'ın "bütün zamanların en büyük bilimsel iktisatçılarından birisi" olarak tanımladığı Turgot, ekonomi politiğin kimi sorunlarında Fizyokrasi'den ayrılmasına karşın kuramını bu okulun temel ilkeleri doğrultusunda oluşturmuş, farklı kuramsal sonuçlara ulaşmasına karşın yalnızca tarımdaki emeğin bir artık yaratabileceğini savunan Fizyokratik ilkeden ayrılmamıştır (Ro ll, 1956: 134). Turgot, en önemli eseri Rejlections sur la formatian et la distribuiton des richesses (Zenginliğin Üretimi ve Bölüşümü Üzerine Düşünceler)'i 1766 yılında yazmış, eser Fizyokratların yıllarında "Ephemerides du Citoyen" adlı yayın orgamnda üç bölüm olarak yayınlanmıştır (Groenewegen, 1969:275). Turgot bu eserde, sık sık, devletin gücü ve kudretinin toprağın net ürününe bağlı olduğunu vurgulamıştır. Turgot'ya göre net ürün, Quesnay'nin de vurguladığı gibi toprağın işlenmesincieki maliyetin üstünde ve ötesinde yer alan, ürünün sahip olunmayan kısmıdır (Turgot, 1973:126). Turgot, eserde klasik Fizyokratik yaklaşımla tutarlı bir biçimde, toprak rantının vergilendirilebilir tek gelir biçimi olduğunu savunmuş ve Fizyokratlann toplumsal sınıflam ilişkin şemasını benimsemiştir (Turgot, 1973:127). Ancak, klasik Fizyokratik bakış açısına mutlak bir laissezfaire perspektifi katmıştır. Turgot'nun Fizyokratlar'dan farklı olarak ekonomi politiğe getirdiği esas kuramsal yenilik, girişimci çiftçinin karını düzenli bir gelir biçimi olarak ele alması ve bu temelde geliştirdiği sermaye ve tasarruf analizidir. Turgot bu konulardaki yaklaşımı ile geleneksel Fizyokratik yaklaşımın sınırlarını zorlamıştır. Yukarıda da vurguladığımız gibi, Quesnay'nin temsil ettiği geleneksel Fizyokratik yaklaşım toprak rantının, tarımsal artık ürünü temsil eden tek gelir olduğunu iler

7 Ulus/ann Tanmsa/ Zenginlig"i: Adam Smith ve Fizyokrasi ~~ ~ sürmektedir. Bu nedenle tarımsal girişimciler (kapitalist çiftçiler), kendi yatırımlarından düzenli olarak kar elde eden kişiler olarak görülmemektedir. 5 Turgot ise Quesnay'den farklı olarak "girişimci çiftçinin karını" düzenli bir gelir biçimi olarak değerlendirmiştir (Meek, 1962:309-10). Turgot bu konudaki görüşlerini, Fizyokrasi'nin tasarruf karşıtı eğilimlerini eleştirdiği tasarruf ve sermaye birikimi analizinde ortaya koymuştur. Quesnay, üretim düzeyinin tüketim tarafından belirlendiğini düşündüğü, ve tasarrufu da gelirin tüketimden ayrılan kısmı olarak kavradığı için, tasarrufun zenginlik üretiminden bir sızıntının doğmasına neden olacağını savunmuştur. Quesnay ve diğer Fizyokratlar tarım üretiminin avansını analiz ederken kaba bir sermaye kavramı ortaya koymuşlardır. Hem tarımsal girişimcinin avansını hem de toprak sahibinin gelirini genel bir harcama kavramı altında ele almışlardır. Fizyokratların geleneksel tasarruf karşıtı eğilimine karşı çıkan Turgot, Rejlections'da (1973:147), "ister tarım ister sanayi isterselticaret olsun her tür çalışınanın avans gerektir"diğini vurgulamıştır. Ona göre bu avans değerlerin tasarrufundan ve sermaye olarak adlandırılan birikmiş değerlerden kaynaklanır (1973:150). Turgot, sennaye birikiminin zenginliğin dolaşımını ve üretimi azaltınadığını, tam tersine, yatırımın ve iktisadi büyümenin önkoşulu olduğunu ileri sürmüştür. Fizyokratların verimsiz sınıf olarak adlandırdığı sanayici sınıfın, kapitalist girişimci ve sıradan emekçilerden oluşan bit toplumsal grup olduğunu savunan Turgot, "sanayi kesiınini", "endüstriyel ücretli sınıf' (stipendiary industrial class) olarak adlandırmıştır. Turgot, sem1aye birikiminin ekonominin bütün sektörleri için mutlak bir süreç olduğunu savunarak tasarrufun iktisadi zenginliğin ana kaynağı olduğunu söylemiştir. Ona göre "Bir millette ekonominin ruhu, sermaye toplamını sürekli olarak artırmaya eğilim gösterir". Sonuç olarak Turgot, sadece tarımda değil, ekonomideki bütün sektörlerde kardan ayrılan tasarruf ve yatırımı iktisadi yaşamın dayandığı ana ilke olarak görmüştür. 5 Aslında Quesnay bu olguyu fark etmiş, çiftçilerin normal koşullar altında, örneğin, ortalama işletme ölçeğinin üzerinde bir büyüklüğe sahip işletmelerde ve üretim maliyetini kısmayı başaran işletmelerde kar elde edilebileceğini görmüştür. Ayrıca, Quesnay, çiftçilerin, kiralama dönemi içerisinde fiyatiann artması halinde de bir kar elde edebileceklerini söylemiştir. Fakat bunların düzenli koşullar olmadığını söyleyerek bu konu üzerinde fazla durmamıştır. Quesnay'nin karı yadsımasının temel nedeni, çiftçinin karının toprak rantı üzerindeki tek vergi doktrini tehlikeye atmasıdır. Bu karın vergilendirilmesinin tarım üretimini azaltacağı korkusu onu, çiftçinin kendi sermayesinden bir kar elde ettiği gerçeğini yadsımaya götürmüştür. Quesnay'ye göre karın elde edilebileceği bu durumlar, iktisadi modelin kurulmasında dikkate alınmayacak piyasa düzensizlikleri olarak değerlendirilmelidir (Meek, 1962:384-5).

8 8 1 Muammer Kaymak ~ Turgot ortaya koyduğu bu yaklaşımla geleneksel iktisadi yaklaşımdan paradigmatik bir kopuşun eşiğine gelmiş, bütünüyle yeni bir ekonomi anlayışına yönelmiştir. Ancak bu noktadan daha ileriye gidememiş, Fizyokratik çerçeveden kopamamıştır. Kuramsal açıdan ileri bir noktaya ulaşmasına karşın, bu noktadan tekrar eski anlayışa dönerek, sanayinin toprağın artık ürününe bağlı olduğunu ve sınai karın toprak gelirinin bir parçası olmaktan öteye gidemediğini ileri sürmüş, diğer bütün Fizyokradar gibi, sermayenin topraktan kaynaklandığını savunmuştur (Turgot, 1973:181). Turgot bir yandan, sermayenin karını, ekonominin bütün sektörleri için düzenli ve zorunlu bir gelir biçimi algılarken, diğer yandan tek gerçek iktisadi artık biçiminin toprağın net ürünü olduğunu ileri süren Fizyokrat yaklaşımı benimsemeye devam etmiş, sınai kan, toprak gelirinin sanayi kapitalistine piyasa mekanizması aracılığıyla aktarılan bir parçası olarak değerlendirmiştir. Rejlections'da sınai karı ele alırken, bu kategoriyi, imalat sektöründeki aksak rekabetin sonucu olarak tartışmıştır (Turgot, 1973: 146). Turgot, getirdiği bu açıklamalara karşın, iktisadi ilişkileri açıklama tarzından tatmin olmadığını vurguladığı Fizyokrasi'ye bağlılığını sürdürmüştür. Meek (1973:26)'in ifadesiyle "klasik anlamda bir Fizyokrat olmamasına karşın, Fizyokrat olmadığını öne sürmek de mümkün değildir". Fizyokratik çerçeveyi aşamamış olmasına karşın Turgot'nun kuramsal başarısı birçok yazar tarafından takdir edilmiştir. Örneğin Schurripeter (1954:248) Turgot'nun Fizyokratik kuramsal öncelikleri göz ardı edildiğinde, "ortaya koyduğu kuramsal çerçevenin Adam Smith'in kuramsal çerçevesinden açıkça üstün olduğu"nu ifade etmiştir. Keza Brewer (1995:631), Turgot'nun sermaye birikimi ve tasarruf analiziyle ilk klasik iktisatçı olduğunu savunmuştur. Greonewegen (1971:335) ise Reflections ve diğer broşürlerinde ele aldığı yatırım ve tasarruf çözümlemesinin Marshall'a kadar aşılamadığılll öne sürmüştür. Sonuç olarak Fizyokratların klasik ekonomi politiğin kavramsal yapısına önemli katkılar sunduğu söylenebilir. Quesnay, Ekonomik Tablo'da basit ama dalıice bir şema ile, kapitalist yeniden üretim sürecini, malların, üretim, bölüşüm, dolaşım ve tüketimini kapsayan bir bütün olarak gözler önüne sermiştir. Quesnay, ortaya koyduğu modelde, ekonomiyi yıllık bir döngüsel akım temelinde tasvir etmiş, ekonomi politiğin tarihinde ilk kez, ekonomiyi, periyodik olarak yinelenen bir yeniden üretim süreci olarak kavramlaştıran düşünür olmuştur. Modelde, bütün ekonomide üretilen ve dağıtılan malları, tek bir toplumsal ürün olarak ifade etmiş, bu toplumsal ürünün bir dizi mübadele işlemi aracılığıyla, farklı toplumsal sınıflar arasındaki bölüşüm düzenini göstermiştir. Ve en önemlisi toplumu farklı

9 Ulusların Tarımsal Zenginliği: Adam Smith ve Fizyokresi ~~ ~ , sınıflardan meydana gelen bir bütün olarak kavramlaştırmıştır. Fizyokradarın klasik ekonomi politiğe yaptıkları bir diğer önemli katkı ise, sermaye ve artık k-avramlarını ortaya koymaları olmuştur. Fizyokradar, yeniden üretim sürecini, malların hem kendi değerlerini yerine koyan hem de kendi değerinin üzerinde ve ötesinde bir değer yaratan bir süreç olarak kavramışlardır. Yeniden üretim süreci, hem üretim sürecine giren sermayenin yerine konulmasını hem de bunun üzerinde ve ötesinde bir artığın üretimini kapsamaktadır. Fizyokratlar, bu ikisini birbirinden kesin bir şekilde ayrıştırarak kapitalist ekonomiyi, bütün amacı artık üretmek olan bir mekanizma olarak tasvir etmişlerdir. Fizyokradar, sermayeyi para sermaye ile eşideyen merkantilist düşünürlerden farklı olarak üretken sermayeyi, maddi üretim araçları olarak algılamışlardır. Modem sermayenin çözümlemesini ilk kez onlar yapmıştır. Sermayeyi, hem içerdiği maddi öğeler hem de dolaşım hızı bakımdan çözümleyerek dönemlerine göre oldukça ileri bir yaklaşım sergilemişlerdir. Geliştirdikleri avances annuelfes ve avances primitives kavramları ile sabit ve dolaşan sermaye arasındaki ayrımı ortaya koyan Fizyokradar olmuştur. Fizyokradar bütün bu kuramsal başaniarına karşın, karı göz ardı ederek toprak rantım tek artık biçimi olarak algılamışlardır. Fizyokradar artık değeri, yalnızca toprak rantı biçiminde kavradıkları için, tarım sektörünü tek üretken sektör olarak değerlendirıniş, sanayi ve ticaret sektörlerini kısır (s terile) olarak görmüşlerdir. izleyen bölümde, Fizyokrasinin kuramsal alandaki katkılarının Adam Smith'in kuramsal çerçevesinin oluşumunda belirleyici olduğunu ortaya koymaya çalışacağız. 2. ULUSLARlN ZENGiNLiGiNiN FiZYOKRATiK ViZYONU 2.1. Ulusların Tarıma Dayalı Zenginliği Smith Ulusların Zenginliği'nde tarımdaki kapitalist gelişmenin önemini yoğun bir şekilde vurgulamıştır. Bu tarım vurgusunda, Fizyokradarla ilişkisinin de büyük bir payı vardır. Smith, ekonominin yapısı ve dayandığı ilkeler konusunda Fizyokradardan farklı düşünmesine karşın, çoğu kez farkında olmadan Fizyokratik argümanları tekrarlamıştır. Marx (1998:62)'ın vurguladığı gibi: "Onun yapıtında Fizyokratlara ait görüşler çoğu zaman bütün bölümü kaplar ve bu görüşler özellikle kendisinin ileri sürdüğü düşüncelerle de tam bir karşıtlık içindedir....(b)u görüşler onu yansıtmaz ve bu görüşlerinde o yalnızca bir Fizyokrattır."

10 101.L M u_am m_e_r_k~ay~m_a_k Smith'in eserindeki Fizyokratik öğeler, eserdeki yoğun tarım vurgusu ile tutarlı bir bütün oluşturmaktadır. Smith, ekonomi politiğin sorunlarını tarımdan türettiği örneklerle ve tarımın sorunları temelinde açıklamıştır. Ancak tarıma yönelik ilgisi yalnızca bu sektörün iktisadi önemiyle sınırlı değildir. Eserde, tanıncı sınıflara karşı övgü dolu ifadeler kullanmış, özel çıkar peşinde koşan, yozlaşmış tüccar ve sanayicilerin tersine bu sınıfların siyasal düzeni sağlayacak erdemiere sahip olduğunu savunmuştur. Smith'in tarımın iktisadi önemi konusundaki görüşlerini oldukça kesin ifadelerle dile getirdiği görülmektedir. Smith tarımsal üretkenliğin artırılmasının sanayinin gelişmesinin temelini oluşturduğunu savunmuştur. Ona göre "hiçbir eşit sermaye, bir çiftçiden daha fazla büyük miktarda üretken emeği harekete geçiremez". Tarımın üstünlüğü kendini, ticaret ve sanayiden farklı olarak ücret ve kar üzerinde bir artık (rant) sağlamasıyla gösterir. Bu artık toprak sahibinin çiftçiye kullanımı için borç verdiği doğanın gücünün ürünü olarak görülmelidir. Rant yalnızca tarıma özgü bir artık biçimidir. Bu nedenle, tarımdaki serınaye yatırımı en büyük toplam ürünü ve dolayısıyla en büyük artık ürünü sağlar. Öyleyse "bir sermayenin kullanılabileceği bütün yollar içinde, topluma en yararlı olanı kuşkusuz tanmda sennaye kullanımı yoludur (Smith, 1937:345). Smith'e göre tarımın sanayiye üstünlüğünün bir diğer gerekçesi, tarıma yatırılan serınayenin, stoka yapılan yatırımdan farklı olarak yapıldığı ülke için kalıcı ve sabit bir zenginlik oluşturmasıdır. Bu nedenle "şeylerin doğal gidişi, sermayenin önce tarıma oradan sanayi ve ticarete akmasını emreder". Smith Ulusların Zenginliği'nin "Çeşitli Uluslarda Zenginliğin Farklı Gelişmesi" başlığını taşıyan III. Kitabında bu konudaki görüşlerini açıkça ifade etmiştir. Smith (1937:357)'e göre "eşyanın doğası gereği geçimmaddeleri rahatlık ve lüksten önce geldiği için" "geçim maddesi sağlayan kırların işlenip ilerlemesinin rahatlık ve lüks sağlayan kentten önce gelmesi gerekir". "işlerin doğal akışına bağlı olarak büyümekte olan her toplumun sermayesinin büyük bölümü önce tarıma sonra manüfaktüre en son olarak dış ticarete yönelir". Smith (1937:360)'e göre ilerlemenin bu doğal düzeni, "Avrupa'nın modem devletlerinde birçok bakımdan tersine çevrilmiştir". Feodal düzenin miras hukuku, mülkiyet ilişkileri ve tahıl ihracatını yasaklayan düzenlemeleri toprak sahiplerinin toprağı geliştirmeye yönelmelerine engel olmuştur. Benzer kurumsal ve idari engeller ticari tarımın geliştiği dönemde de varlığının sürdürmeye devam etmiş, küçük girişimci çiftçiler (yeomen) üzerindeki kimi yükümlülükler, bu kesimin tarımda iyileştirmelere yönelmelerini sağlayacak sermaye birikimine engel

11 _U_fu_s_~_n_n_~_a_nm sa_i_z_e_ng~i_nl~~~k-a_d_a_m_s_m_i_th_v_e_f_a~y_ok_r_a_si ~l 11 olmuştur. Avrupa devletlerinde tarımın geliştirilmesi önündeki bu engeller nedeniyle yüzyıllar boyunca ilerlemenin uyarıcısı ticaret ve sanayi olmuştur (Smith, 1937:384). Bu nedenle tarımın ilerlemesi kentteki gelişmeye tabi olmuş, kentlerde yürütülen ticaretten elde edilen kazançlar, süregelen engeller nedeniyle atıl durumda bulunan tarım sektörüne nüfuz ederek tarımsal ilerlemeyi teşvik etmiştir. Fakat Smith'e göre bu gelişme olumlu olmasına karşın "şeylerin doğal akışına" ters olduğu için kaçınılmaz olarak yavaş ve istikrarsızdır: "Zenginliğin çok büyük ölçüde ticaret ve manüfaktüre bağlı olduğu Avrupa ülkelerindeki yavaş ilerleme ile zenginliği tümüyle tarıma dayanan Kuzey Amerika'daki kolonilerimizdeki hızlı gelişmeyi karşılaştırınız" (Smith, 1937:392). Smith'e göre Avrupa toplumlarında egemen olan "şeylerin doğal düzenine karşı gidiş" merkantilist sistemin korumacı ve tekelci düzenlemelerine güç kazandırmış ve bu düzenlemelere dayanan ticaret ve sanayi sınıflarının büyümesine neden olmuştur. Merkantilist sistemin önde gelen amacı "ülkeyi toprağın geliştirilmesi ya da işlenmesinden daha çok sanayi ve ticaret aracılığıyla zenginleştirmektir". Eğer merkantilist sistemi ayakta tutan korumacı ve kısıtlamacı düzenlemeler kaldırılırsa, bu alandaki sermaye, toprak iyileştirıneye yönelecektir. Bu gelişme Smith'e göre ticaret kesiminin sahip olduğu dinamizmi ve disiplini tarım kesimine taşıyarak, tarımsal gelişmeyi olumlu yönde etkileyecektir (Smith, 1937:384). Smith'e göre "bir ülkede ticaret ve manüfaktürle elde edilen sennaye, bir bölümü o ülke topraklarının işlenip iyileştirilmesi yoluyla güvenceye alınıp gerçekleştirilinceye kadar, çok kaygan ve istikrarsız bir tasarruftur.... Binalar ya da uzun ömürlü toprak iyileştirmeleri biçiminde bir ülkenin tüm yüzeyini kaplayınca ya kadar sennayenin hiçbir bölümünün özel olarak bir ülkeye ait olduğu söylenemez" (Smith, 1937:395). Sonuç olarak Smith'in tarıma yönelik ilgisinin pastaral bir romantizme değil iktisadi gerekçelere dayandığı görülmektedir. Smith, tarımın bütün iyileştinnelerin temeli olduğunu ve tarımsal yatırımların en üretken yatırımlar olduğunu ve merkantilist siyasetin sermayeyi tarımdan ticarete yöneiterek genel büyüme oranını düşürdüğünü savunmuştur. Buna karşılık ticaret ve manüfaktürün "yavaş yavaş düzen ve iyi yönetim, bununla ilgili olarak kişi özgürlüğü ve güvenliği getir"mesi nedeniyle tarıma nüfuz etınesinin yararlarını övmüştür (Smith, 1937:385). Smith, eserinde, toprak sahipleri, kapitalist çiftçiler ve ücretli emekçilerden oluşan tarıma dayalı kapitalist yapıya özgü toplumsal ilişkileri temel almış ve bu iktisadi yapının büyüme potansiyelini kapitalist çiftçiler eliyle yapılacak yatırımlara bağlamıştır. Ona göre kiracı çiftçiler, toprağı kendi sermayeleri ile

12 12.IL- M u_am m_e_r_k_ay~m_a k işlerler. Bunlar sermayelerinin bir kısmını daha fazla iyileştirme için ayırmaları gerekir. Öte yandan toprak sahipleri ise, toprakta uzun vadeli iyileştirmeler yapmalı ancak, topraklarını kendileri işlernek yerine kiracı kapitalist çiftçilere kiralamalıdır (Smith, 1937:784). Smith'e göre kiracı çiftçinin en önemli işlevi toprağın geliştirilmesine yönelik yatırımlar yapmaktır. Ancak bu tür yatırımlara yönelmesi için uzun dönemli kiralama güvencesine sahip olmalıdır. Yoksa yaptığı yatırımın sonuçları görmeyeceği için yatırım yapmayacaktır. Kapitalist çiftçinin bir diğer işlevi kendi sermayesini ücretli işçi tutmakta kullanmaktır. Çiftçilerin bu iki işlevi yerine getirmesi için kendisini iktisadi açıdan güvende hissetmesi zorunludur (Smith, 1937:369). almıştır. Özetle, Smith, eserinde tarıma dayalı kapitalizmin klasik modelini temel Buna göre, toprak sahipleri, toprak üzerindeki uzun vadeli sabit sermaye yatırımlarını bizzat kendileri üstlenmektc ve toprağını, kısa dönemli yatırımlar yapan ve ücretli işçi çalıştıran ve sermayesi üzerinden kar elde eden bağımsız kapitalist çiftçiye kiralamaktadır. Bu modelde piyasaya yönelik yatırım yapan bağımsız çiftçi tarımdaki gelişmenin öncüsüdür. Smith'in ortaya koyduğu bu modelin Fizyokratik modelle büyük benzerlikler taşıdığı görülmektedir. Yukarıda ele aldığımız gibi Fizyokratik modelin öngördüğü büyük ölçekli kapitalist tarım, toprak sahibi tarafından üstlenilen toprak avansı (avances foncieres) ve orijinal avans (avances primitives) ve kiracı çiftçiler tarafından sağlanan yıllık avans ( avances annuelles) temelinde yürütülmektedir. Bu benzerlik Smith'in ekonomi politiğinin Fizyokradar tarafından geliştirilen tarıma dayalı kapitalist modeli temel aldığını gösteren en önemli kanıtlardan birisini oluşturmaktadır (Rubin, 1979:209). Smith, Fizyokratik kuramın temelini oluşturan tarımın tek üretken sektör olduğu görüşünü reddetmiş ve Fizyokratların verimsiz (sterile) sektörler olarak değerlendirdiği ticaret ve sanayinin üretken alanlar olduğunu savunınuştur. Smith'in artık yaklaşımını ekonomideki bütün sektörleri kapsayacak şekilde genelleştinnesi, ekonomi politiğin gelişiminde büyük bir adım olmuştur. Ancak Smith, bu görüşüne rağmen, Fizyokratların etkisiyle tarımın en üretken sektör olduğunu savunmuştur. Kendisi eserin daha sonraki baskılarında bu ifadeyi düzeltmediğine göre bu bir dil sürçmesi değildir: "Üç çocuk meydana getiren bir evlilik, yalnız iki çocuk meydana getiren bir evlilikten elbette ki daha verimli olduğu gibi, çiftçilerle, kırdaki emekçilerin emeği

13 _U_Iu_sl_a_nn ~_ar_ım_s_a_i_z_e~ng~m_l~~-t_a_d_am S_m_im v_e_f_a~y_ok_r_as_i..l ı3 de zanaatçıların ve sanayicilerin emeğine nispetle elbette ki daha verimlidir" (Smith, ı937: 639). Aşağıda ele alacağımız gibi Smith'e göre "birinde ürünün üstün oluşu diğerini verimsiz ve kısır hale getirme"mektedir Adam Smith ve Fizyokratlar Smith'in kuramındaki Fizyokratik etki iktisadi düşünceler tarihinin en tartışmalı konularından birisini oluşturmaktadır. Genellikle birçok yazar 7, Smith'in ekonomi politik konusundaki temel görüşlerinin, Fransa'ya gitmeden önce, ı yıllarında Glasgow Üniversitesi'ndeki dersler sırasında ve bu yıllarda oluşturduğu Ulusların Zenginliği'nin ilk taslak metninde biçimlenmiş olduğunu savunarak bu ilişkinin Smith'in Ulusların Zenginliği'nde geliştirdiği teorik modelde önemli bir payı olmadığını savunmuş ya da bu ilişkiyi vurgulamamıştır. Smith üzerindeki Fizyokratik etki ayrıntılı olarak ilk kez Marx (1998) tarafından ele alınmıştır. Ulusların Zenginliği'nin editörü olan Edwin Cannan da esere yazdığı editoryal girişte, bu ilişkiye geniş bir yer vermiştir. Cannan (ı937:xxxiii)'a göre, eserin II. Kitabındaki sermaye ve üretken olmayan emek kuramı, I. kitabın sonlarında fıyat kuramma bir bölüşüm kuramının sızması ve yıllık ürün kavramına yapılan vurgu Smith'in Fizyokratlarla ilişkisinin ürünüdür. Smith Ulusların Zenginliği adı altında yayıniayacağı büyük eser konusundaki ilk düşünceleri Glasgow Üniversitesinde verdiği dersler sırasında oluşmuştur. Birçok yazar tarafından Milletierin Zenginliği'nin taslağı olarak değerlendirilen bu notlarda Smith'in, zenginliğin ( opulence) incelenmesinde şu planı temel almıştır: ı. Mübadelenin dayandığı yasa, ya da malların fıyatlarını neyin düzenlediği 2. Para; ı ncisi. Malların değerini belirleyen bir ölçüt, (değer ölçüsü olarak) 3. Zenginliğinin yavaş gelişmesinin nedenleri ve bunu geciktiren nedenler, bunlar iki bölüme ayrılabilir: 1 'ncisi. Tarımın geliştirilmesini etkileyen şeyler 2'ncisi. Manüfaktürün gelişimini etkileyen şeyler. 4. Vergiler ya da kamu hukukunun bir parçası olarak devletin zenginliği ile bağlantılı ve bunun üzerinde etkide bulunan şeyler, ticaretle ilgili yapay kanunlarla zenginlik üzerinde en büyük sakınca yaratan vergiler. 6 7 Bu konuda ayrıca bkz. Selik (1980: 176). Örneğin bkz. Sc humpeter (1954: 184), Ro11 (1956:144).

14 141.L M ua_m_m~er_k~a~y~m~ak 5. Ticaretin olumlu ve olumsuz etkileri; Olumsuz etkilerin doğal çözüm yolları" (akt.mcnally, ı988:236). Smith'in Fizyokratlarla ilişkiye geçmeden önce ortaya koyduğu bu inceleme planı Ulusların Zenginliği ile karşılaştırıldığında, birinci ve ikinci maddelerde değinilen para ve fıyat sorunlarının I. kitapta ele alındığı, üçüncü maddenin yani zenginliğin gelişmesinin eserin III. kitabının konusunu oluşturduğu, dördüncü ve beşinci maddelerin yani, vergileme, ticaret yasaları ve ticaretin toplumsal etkilerinin V. kitabın önemli bir bölümünü kapsadığı görülmektedir. Burada, II. kitabın konusunu oluşturan sermaye ve büyüme konusu ile IV. Kitabın konusunu oluşturan ekonomi politik öğretileri konusunda bir şey olmadığı göze çarpmaktadır. Buna ek olarak bu taslaktayıllık ürünün doğal fiyatı kar ve rant arasındaki bölünmesine ilişkin herhangi bir ifade ya da ima bulunmamaktadır. oluşturan ücret, Fizyokratik kuramın Smith üzerindeki etkisi bu okulla kurduğu organik ilişkinin tarihine bakılarak da gösterilebilir. Smith Fransa'ya ı 765 yılı Aralık ayında gelmiş ve ı 766 Ekim ayına kadar burada kalmıştır ı 766 yılında Fizyokratların Fransız aydınları ve Krallık bürokrasisi üzerindeki etkileri ve entelektüel enerjileri zirveye ulaşmıştır. Fizyokratlar, bu yıl içerisinde "Journal de l'agriculture, du commerce et des finances" adlı derginin yönetimini fiilen ellerine geçirmişlerdir. Yine bu yıl içerisinde Turgot, Reflections adlı eserini, Quesnay'nin öğrencilerinden Mercier de Riviere ise ordre Naturel et essentiel des Societes politiques adlı eserlerini kaleme almıştır. Smith, böyle bir dönemde Paris'te yaklaşık bir yıl geçirmiştir. Paris'te bulunduğu süre içerisinde Quesnay'nin evindeki düzenli toplantılara katılmış ve Turgot ile yakın ilişki kurmuştur (Ra e, ı 965: ı ). Bu ilişkinin niteliği konusunda Smith'in dostu olan Dugald Steward (1980:304), Turgot'yla Smith'in "ekonomi politiğin en temel noktaları hakkındaki görüşleri"nin aynı olduğunu ifade etmiş ve Smith'in bir görüşmelerinde kendisine, eğer Ulusların Zenginliği yayınıanmadan önce ölmeseydi eseri Quesnay'ye ithaf edeceğini söylediğini aktarmıştır. Smith Ulusların Zenginliği'nde Fizyokrasi'yi "Fransa'daki büyük bilgi ve deha sahibi az sayıda düşünürün spekülasyonları" ve "oldukça dalıice bir sistem" olarak tanımlamış ve Quesnay'nin "bu sistemin büyük ve dahi yaratıcısı" olduğunu söylemiştir (Smith, ı937:627,637). Smith (1937:642) Fizyokrasi'nin temel görüşlerini eleştirmesine karşın bu sistemin, "tüm eksiklerine karşın ekonomi politik konusunda, şimdiye kadar yayınlanmış çalışmalar içinde, gerçeğin belki de en yakın gösterimi" olduğunu ve "ekonomi politik biliminin ilkelerini büyük bir

15 Ulusların Tarımsal Zenginliği: Adam Smith ve Fizyokresi 15 dikkatle incelerneyi isteyen her insanın fazlasıyla dikkatini çekmeye değer bir sistem 11 olduğunu ifade etmiştir.-& Ulusların Zenginliği'nin kavramsal yapısı üzerindeki Fizyokratik etkinin en belirgin kanıtı Cannan'ın da vurguladığı gibi, daha eserin girişi cümlesinde ortaya çıkmaktadır: "Her ulusun yıllık emeği, bu ulusun bir yılda tükettiği yaşam için gerekli maddelerin tümünü sağlayan esas kaynaktır". Bu ifade Smith'in Fizyokratların yıllık yeniden üretim dönemi düşüncesini benimsediğini göstermektedir. Cannan, eserdeki bu ifadenin altına düştüğü dipnotta, Smith öncesi İngiliz iktisatçılarının ulusun zenginliğini birikmiş fon (stok) olarak gördüğünü vurgulayarak zenginliğin yıllık periyot açısından tanımlanmasının ekonomi politikte yeni bir aşamaya geçişi ifade ettiğini söylemiştir. Cannan'ın vurguladığı gibi, Smith, üretim ve tüketimi yıllık döngüsel akım temelinde ele alan ilk İngiliz iktisatçısı olmuştur. Smith'den önceki İngiliz düşünürleri, ulusal zenginliği sermaye stokunun ya da toprak, bina, maden vb. birikmiş mülklerinin toplamı olarak algılamıştır. Smith bu yaklaşımdan ayrılarak Fizyokratlar tarafından keşfedilen yıllık gelir yaklaşımını benimsemiştir. Ulusların Zenginliği'ndeki Fizyokratik etkinin bir diğer belirtisi de, Smith'in bu okul tarafından geliştirilen bölüşüm kavramına I. Kitabın başlığında yer vermesidir. Eserin I. kitabı "Emeğin Üretim Gücündeki Gelişmenin Nedenleri ve Ürünün Çeşitli Halk Kesimleri Arasındaki Doğal Bölüşüm Düzeni Üstüne" başlığını taşımaktadır. Yıllık üretim gibi, burada kullanılan bölüşüm kavramı da Smith öncesi İngiliz ekonomi politiğine yabancı bir kavramdır. Yine Cannan'ın vurguladığı gibi, Smith'den önce İngiliz iktisatçıları zenginliğin ya da üretimin bölüşülmesi ya da bölüşüm kavramı hakkında bir şey söylememişlerdir. Öyle anlaşılmaktadır ki, Smith bu kavramı da Fizyokratlardan almıştır. Nitekim, Smith'in üçte ikisini okuduğu kesin olan Turgot'nun ünlü eseri, Zenginliğin Üretimi ve Bölüşümü Üzerine Düşünceler başlığını taşımaktadır (De Vivo, 2001 :89). Ulusların Zenginliği ile Turgot'nun eseri arasındaki ilişki yalnızca bir düşünce alışverişinin ötesinde görünmektedir. Bu iki eser, inceleme planı açısından büyük benzerlikler taşımaktadır. 9 Bu konuda Condorcet, "bu inceleme (Turgot'nun Rejlections'ı) şu meşhur Smith'in Ulusların Zenginliği üzerine yazdığı incelemenin özü olarak görülebilir" ifadesini kullanmıştır (akt. Groenewegen, 1969:271). 8 Smith'in Fizyokratlarla bağlantılan konusunda oldukça ayrıntılı bir inceleme için bkz. Skinner (1997). Daha ayrıntılı bilgi için bkz. Groenewegen (1 969:283).

16 16.IL- M_u_a_m_m_e_r_K_a~ym ak Smith'in İngiliz ekonomi politiğine yaptığı bir diğer orijinal katkı da, toprak, emek ve sermaye kavramlarını ilk kez açıkça kullanması olmuştur. Bu ayrım Petty, Locke ve Cantillon'un eserlerinde örtük olarak bulunmasına karşın Smith'in bunları fiyatı oluşturan öğeler olarak kuramiaştırmasına kadar ekonomi politiğin kavramsal yapısının bütünleyici bir parçası olmamıştır (Meek, 1967:18). Smith'in bu katkısı da yine Fizyokratlarla ilişkisinin ürünüdür. Yukarıda vurguladığımız gibi, tarıma dayalı kapitalist modelin bu üçlü ilişkisi Turgot'nun Reflections adlı eserinin temelini oluşturmaktadır. Görüldüğü gibi Ulusların Zenginliği'nin kavramsal çerçevesi, Fizyokradar tarafından geliştirilen düşüncelere dayanmaktadır. İngiliz ekonomi politiğinde, ulusal gelirin üretim, bölüşüm ve tüketiminin yıllık bir döngüsel akım temelinde gerçekleştiği düşüncesi ilk kez Ulusların Zenginliği ile ortaya çıkmıştır. Smith Turgot tarafından ortaya konulan ulusal gelirin toprak sahibi, emekçi ve kapitalist arasında, rant, ücret ve kar şeklinde bölüşümü düşüncesini geliştirerek bu yaklaşımı kendi değer ve bölüşüm kuramının temel özelliği olarak benimsemiştir. Smith'in Fizyokratlarla ilişkisi değer kuramı konusundaki görüşlerini de etkilemiştir. Smith, Glasgow Üniversitesi 'nde verdiği derslerde saf emek değer teorisini benimsemesine karşın Ulusların Zenginliği'nde bu ilkenin ilkel topluıp. aşamasına özgü olduğunu söyleyerek farklı bir yaklaşıma yönelmiştir. Smith ilk ekonomi politik çalışmalarında ücretin değerin en iyi ölçüsü olduğunu savunmasına karşın, Ulusların Zenginliği'nde, [muhtemelen yıllık ürünün ücret, kar ve rant olarak ayrılmasını temel alan Fizyokratik düşüncenin etkisiyle] değerin de bu üç öğenin bileşimi olarak görülebileceği düşüncesine yönelmiştir. Smith'in değer kuramının başlangıç noktasını zenginlik kavramı Smith zenginliği tüketim açısından değerlendirirken karmaşık bir oluşturmaktadır. yaklaşım sergilemiştir. Smith (1937:625)'e göre "üretimin ana hedefi ve amacı" tüketimdir. Ulusal zenginlik "acil tüketim için ayrılan stokun büyüklüğüne göre ölçülür". Başka bir ifadeyle zenginlik, toplumda varolan tüketim mallarının miktarına bağlıdır. Smith, ulusal zenginliğin toplam toplumsal tüketimden çok toplumun ortalama üyesinin tüketim düzeyinin artması sayesinde artacağını savunmuştur. Smith (1937:823)'e göre toplumun büyük çoğuuluğunu "ağırbaşlı ve çalışkan" yoksul emekçiler oluşturur. Dolayısıyla ulusal zenginlik, ortalama emekçinin yaşam standartları açısından yaklaşık olarak ölçülebilir. Bu nedenle Smith, reel ücretierin artmasının topluma yararlı olduğunu ve malların ucuzluğunu sağlamanın ekonomi politiğin ana amacı olduğunu savunmuştur.

17 _U_Iu_sl_a_nn Ta_r_,m_s_a_I_Z_en~g~m_li~~-:A_d_a_m S_m_im v_e_n_z~yo_k_ro_s_i ~l- 17 Smith'e göre toprak sahiplerinin tercihleri ekonominin genel büyüme oranı ve rantlann düzeyinin belirlenmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Ona göre toprak sahiplerinin gelirlerinin büyük bir kısmını kendi maiyetinin geçimine ve cömert ziyafetlere aktarmak yerine, imalat ürünlerine aktarması ticaret ve sanayinin gelişmesini sağlar. Bu vasıtayla ticaret ve sanayi geliştikçe, kentli emekçileri beslemek ve sanayiye hammadde sağlamak için daha fazla tarım ürünlerine yönelik talep artar. Böylece toprak sahipleri, kendi harcamaları ile farkında olmadan, kendi gelirlerini artırırlar (Smith, 144-5,150, ). Bu yaklaşım Smith'in toprak sahiplerinin çıkarlarının toplumun genel çıkarlarına sıkı bir şekilde bağlı olduğu düşüncesinin iktisadi gerekçesini oluşturmaktadır. Bu yaklaşım, sistematik olarak ilk kez Cantillan tarafından formüle edilmiş ve Fizyokradar tarafından geltştirilmiştir. 10 (Cantillon, 1964:43 ; Schumpeter 1954:218). Smith'in doğal kar oranı konusundaki açıklaması ise ücret ve rant konusundaki açıklamasından temelde farklıdır. "Mal Mevcudunun Karı Üzerine" başlığını taşıyan I. kitabın 9. bölümünde karın ve doğal kar oranının nasıl belidendiğinden daha çok, mal mevcudunun artmasının ücretleri yükseltirken karın azalmasına yol açtığını açıklamaya odaklanmıştır. Smith (1937:87)'e göre "birçok zengin tüccarın mal mevcudu aynı işkolunda olduğu için birbirleriyle rekabetleri doğal olarak karlarını düşürme eğilimi taşımaktadır". Tam zenginlik düzeyine ulaşmış ve her iş koluna yatırılabilecek azami miktarda mal mevcudunun kullanıldığı bir ülkede, net karın ortalama oranı çok düşük olacaktır. Bu bağlamda en düşük kar oranı yalnızca, "her zaman her mal mevcudu kullanımının karşı karşıya olduğu rastlantısal kayıpları karşılamaya yetenden biraz fazla olmalıdır" (Smith, 1937:96). Smith'in sermayenin kan konusundaki yaklaşımı geçmiş ekonomi politik mirasından köklü bir kopuşu ifade etmektedir. Yukarıda vurguladığımız gibi Smith öncesi literatürde sermayenin karı, üretilen artıktan düzenli olarak alınan bir pay olarak görülmemiştir. Merkantilist yazarlar, karı, devir üzerinden kar (profit upon alienation) olarak ele almıştır. Bu yaklaşıma göre, kar, ancak ucuza alıp pahalıya satarak elde edilebilir. Öte yandan Fizyokratlar, kar konusunda önemli kuramsal katkılar sağlamalarına karşın, artık değeri toprak rantı ile sınırlı olarak gördükleri için kapitalist çiftçinin karını da bir tür ücret olarak ele almış, sermayenin karını, 10 Toprak rantının iktisadi açıdan merkezi bir öneme sahip olması Smith'i rantın fıyat oluşumundaki rolünü gözden geçirmeye yöneltmiştir. I. kitabın 5. bölümünde rantı, ücret ve karın yanı sıra, fiyatı oluşturan bir bileşen olarak değerlendirmesine karşın, ll. bölümde, tam tersine, rantın fıyat tarafından belirlendiğini söylemiştir. Ona göre: "yüksek ya da düşük ücret ya da kar yüksek ya da düşük fiyatların nedenleridir. Yüksek ya Ja düşük rant ise yüksek ya da düşük fiyatın sonucudur" (Smith, 1937:146).

18 18 ~ M ua_m_m er_k_a~y_m_a_k piyasa düzensizliklerinin sonucu olarak görmüşlerdir. Smith'le birlikte, kar, belli bir işe sermaye yatıran kapitalistin, emeğin hammaddenin orijinal değerine kattığı ek değerden aldığı pay olarak kavranmaya başlanmıştır. Smith (1937:48) bu kavrayışı şöyle ifade etmiştir: "işçilerin malzerneye kattığı değer bu durumda iki kısma ayrışır; birisi işçilerin kendi ücretlerini karşılar, diğeri de işverenin önceden yatırmış olduğu toplam malzeme ve ücret stokuna bağlı olarak karını karşılar". Smith'in bu konudaki yaklaşımı, klasik ekonomi politiğin oluşumunun en önemli adımlarından birisi olmuştur. Meek (1967:22)'in ifade ettiği gibi: "[Smith'de] Sermayenin karının diğer gelir türlerinden mutlak bir şekilde farklllaşarak yeni bir sınıf geliri kategorisi olarak ortaya çıkması, klasik ekonomi politiğin tam gelişmesi önündeki bütün yolları temizlemiş tir". Smith, sermayenin karını ekonomi politiğe kazandırmış olmasına karşın, karı iktisadi büyümenin ana kaynağı olarak görmemiştir. Sermayenin karını ele aldığı bölümde ağırlıklı olarak ücretierin yükselmesi ve karların düşmesinin iktisadi ilerleme için zorunlu olduğunu açıklamaya çalışmıştır. Anspach (1 976:505)'a göre düşük kar oranı, sermaye birikimi ve büyüme ile çelişınesine karşın, Smith, bu durumun tutumluluğu ve iş idaresini geliştirerek etkinliğe ve tasarrufların yapıcı kullanımına hizmet edeceğini savunmuştur. Bu olumlu gelişme, ancak Smith'in büyüme süreci için öngördüğü kurumsal parametreler çerçevesinde olanaklı olmaktadır. Smith'e göre büyüme sürecinin kurumsal çerçevesinin oluşması için mülkiyet güvencesi, devlet müdahalesinin asgariye inmesi ve merkantilist düzenlernelerin ve lancaların kısıtlamalarının kaldırılması gibi önkoşullar sağlanmalıdır (Lowe, 1954: 124). Bu yaklaşım Smith'in zenginlik anlayışı ve toplumsal sınıflar hakkında bu zenginlik anlayışı çerçevesinde ortaya koyduğu görüşleriyle tutarlıdır. Dobb (1973:54-5)'un da vurguladığı gibi, Smith'e göre sermaye birikiminin kaynağını, ücretli emekçilerin ve toprak sahiplerinin zenginliğindeki, dolayısıyla bunların tüketimierindeki artış oluşturmaktadır. Bu sınıfların tüketiminin yüksek olması reel ücretierin yüksek ve mal fıyatlarının ucuz olmasına bağlıdır. Smith doğal fıyat kuramını bu gerekçeyle formüle etmiştir. Doğal fıyat üzerinden gerçekleştirilecek mübadele, verili ücret düzeyinde, malların en düşük fıyattan satılınasını güvence altına alacaktır. Bu nedenle Smith'e göre malların fıyatlarını artırmaya yönelik girişimler toplumun zenginliğini azaltacaktır. Öyleyse, malların piyasa fıyatlarını doğal fiyatın üzerinde tutan her türlü engel kaldırılmalıdır. Bu yaklaşım, Smith'in tüccar ve sanayicilere yönelik olumsuz yaklaşımının da kaynağını oluşturmaktadır. Smith Ulusların Zenginliği'nde sıkça tekellerin,

19 _U_Iu_sl_a_nn Ta_r_ım_s_a_IZ_e_n~g~m~liğ~t_A_d_a_m_S_m_i_m_v_e_~_a~~-k_ro_s_i ~l. 19 malların piyasa fıyatlarını doğal fiyatın üzerine çıkarmasından şikayet etmiştir. Ona göre lonca tüzükleri ve çıraklık yasaları emeğin piyasa fıyatını doğal fiyatın üzerinde tutmasına karşın, bu durum, mal fıyatları üzerinde yüksek kar oranları kadar etkide bulunmaz. Ücretlerdeki artış, malların fıyatları üzerinde aritmetik bir artışa neden olmaktadır. Buna karşılık, genel kar oranlarındaki artış, belli bir malın üretimi sırasındaki bütün aşamalarda aynı kar oranı uygulanacağı için fıyatlar üzerinde geometrik bir artışa neden olur. Bu nedenle Smith yüksek ücretlerden yakınan tüccar ve sanayicileri ikiyüzlü olmakla suçlamıştır (Smith, 1937:98). Smith (1937:636)'e göre ticaret ve sanayi sektörlerinde kar oranlarının yüksek olması, "eşyanın tabiatı gereği" önce tarım kesimine gitmesi gereken sermayenin bu alanlara gitmesine neden olarak, büyümenin doğal patikasından sapmasına neden olacaktır. Bu çerçevede Smith'in sermaye ve büyüme kuramı alanında da Fizyokratlardan yoğun olarak etkilendiği söylenebilir. Sermaye ve sermaye birikimi kavramları Ulusların Zenginliği'nin kuramsal yapısına Fizyokratlarla ilişkisinin sonucunda girmiştir. Smith, Ulusların Zenginliği'nde sıkça, sermayeyi, kapitalistin emekçiler için tuttuğu yıllık avans (avances annuelles) olarak değerlendirmiştir. I. Kitapta, "bütün zanaat ve manüfaktürlerde çalışanların büyük bir kısmı işi bitirinceye kadar bir patronun onlara iş malzemelerini, ücretlerini ve geçimlerini sağlamasına bağlı olarak ayakta dururlar" ifadesini kullanan Smith (1937:65). ll. kitabın "Sermaye Birikimi ya da Üretken ve Üretken Olmayan Emek Üzerine" başlığını taşıyan üçüncü bölümünde sergilediği sermaye kavrayışıyla Fizyokratik yaklaşımın da gerisine düşmüştür. Burada bölümün başlığından da anlaşılacağı gibi, sermaye birikimini üretken emeğin istihdamı ile eşanlamlı olarak değerlendirmiştir. Smith, bu bölümde, Ekonomik Tablo'da olduğu gibi tümüyle yıllık yeniden üretimin sağlanması sorununa odaklanmış ve sabit sermayeyi gözardı ederek, yalnızca Fizyokratların yıllık avans (avances annuelles) kavramıyla ifade ettiği dolaşan (mütedavil, circulating) sermayeyi temel almıştır. Hatta bu bölümde, belki de dalgınlıkla, "herhangi bir ülkenin toprağıyla emeğinin yıllık ürününün sermayeyi yerine koyan bölümü, hiçbir biçimde doğrudan doğruya üretken emekçilerden başka hiç kimseyi beslemek için kullanılmamaktadır" ifadesini kullanarak dolaşan sermayeyi bile göz ardı etmiştir (Smith, 1937 :316). Bu yaklaşım Smith'in sermayeyi bir ücret fonu olarak gördüğünü göstermektedir. Smith'e göre yıllık olarak tasarruf edilen miktar, yıllık olarak harcanan miktara eşittir:

20 20.IL M u_am m_e_r_k~ay~m_a_k "Her yıl artırılan miktar, her yıl harcanan miktar kadar düzenli bir biçimde ve hemen hemen aynı zamanda tüketilir; ancak tüketiciler farklı kişilerdir. [Zengin bir kişi] gelirinin bir kısmını artırınca, bu miktarı kar elde etmek amacıyla kendisi ya da bir başkası sermaye olarak kullanacağından, bu miktarla satın alınabilecek yiyecek giyecek ve barınak kaçınılmaz olarak emekçiler için aynlmış olur. Tüketim aynıdır ama tüketiciler farklıdır" (Smith, 1937:321-2, vurgu sonradan) Görüleceği gibi, Smith burada, tasarruf ve yatırımı, toprak sahibi ve kapitalistin yıllık üründen emekçilere, zanaatkarlara ve manüfaktürcülere aktardığı büyüklük olarak ele almaktadır. Smith, birikim sürecini yalnızca emek ücretleri için talebi artıran bir süreç olarak görmüştür. Ortaya koyduğu büyüme modelinde, sem1ayeyi üretken emekçileri istihdam etmek için yıllık olarak yeniden üretilen bir fon olarak algılamıştır. Bu bağlamda sermaye birikimi, tüketici malları için sürekli genişleyen bir fonu ifade etmektedir. Aslında Smith, sermaye birikimini tartıştığı bölümde, yıllık ürünün artması için sabit.sermaye yatırımlarının gerekli olduğunu vurgulamaktadır. Ancak, ulaştığı sonuçla kendi teorik öncüileri arasında ciddi bir tutarsızlık bulunınaktadır: "Bir ulusun toprağıyla emeğinin yıllık ürününün değeri bu ülkenin üretken emekçilerinin sayısını artırmak veya önceden çalıştırılmakta olan emekçinin üretim gücünü artırmak dışında hiçbir yolla artırılamaz. Ülkedeki üretken işçi sayısının sermayenin artırılması, yani bu işçilerin geçimi için ayrılan kaynakların artırılmasından başka hiçbir biçimde çoğaltılamayacağı açıktır. Aynı sayıda emekçinin üretim gücü ise, ancak emeği kolaylaştırıp kısaltan makine ve aletlerin çoğaltılıp geliştirilmesi veya daha elverişli bir iş dağılımı ve işbölümü ile artırılabilir" (Smiili, 1937:326, vurgu sonradan). Görüldüğü gibi Smith sabit sermayenin rolünü kavramış olmasına karşın sermaye birikimi sorununu tartışmaya yöneldiğinde, bu olguyu göz ardı etmiştir. Bu kanşıklığın temel nedeni Smith'in eserde üretim sürecini değerlendirirken örneklerini tarım üretiminden seçmesidir: "Çiftçinin mal mevcudunu yerine koymak ya da iş hayvanları ile diğer tarım aletlerinin yıpranma ve aşınına paylarını karşılamak için belki dördüncü bir bileşenin gerekli olduğu düşünülebilir. Ancak herhangi bir tarım aletinin örneğin saban çeken bir atın fıyatının da aynı üç bileşenden yani üstünde yetiştirildiği toprağın rantı, beslenınesi ve bakımı için gerekli olan emek ve rant ile bu emeğin ücretini önceden ödemiş olan çiftçinin karından oluştuğunu göz önünde tutmak gerekir" (Smith, 1937:50).

İKTİSADÎ DÜŞÜNCENİN EVRİMİ (Başlangıcından Neoklasiklere) (İktisada Giriş I dersi için yardımcı kısa notlar)

İKTİSADÎ DÜŞÜNCENİN EVRİMİ (Başlangıcından Neoklasiklere) (İktisada Giriş I dersi için yardımcı kısa notlar) İKTİSADÎ DÜŞÜNCENİN EVRİMİ (Başlangıcından Neoklasiklere) (İktisada Giriş I dersi için yardımcı kısa notlar) Merkantilizm: 15. ve 16. yüzyıllardaki coğrafî keşiflerde birlikte Avrupa ülkeleri dünyaya açılmaya

Detaylı

MERKANTİLİZM-FİZYOKRASİ. Doç.Dr.Dilek Seymen

MERKANTİLİZM-FİZYOKRASİ. Doç.Dr.Dilek Seymen MERKANTİLİZM-FİZYOKRASİ Doç.Dr.Dilek Seymen Merkantilizm 1450 1750 Ortaçağ Sonrası- Sanayi devrimine kadar İlk İktisat Doktrini ve Politikası (Ticari Kapitalizm) Ortam: Feodalizmin yıkılışı ve milli devletlerin

Detaylı

DR. Caner Ekizceleroğlu

DR. Caner Ekizceleroğlu DR. Caner Ekizceleroğlu Ticaret Üretilen mal ve hizmetlerin belirli bir ücret karşılığı son kullanıcılara ulaştırılmasını sağlayan alım satım faaliyetlerinin tümü olarak tanımlayabiliriz. Dış Ticaret BİR

Detaylı

İKTİSADİ DÜŞÜNCELER TARİHİ

İKTİSADİ DÜŞÜNCELER TARİHİ İKTİSADİ DÜŞÜNCELER TARİHİ 1 DR. NEVZAT ŞİMŞEK DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ 2017-2018 6.DERS İKT-3003 Fizyokratlar Sosyal ve Ekonomik Yapıdaki Gelişmeler 2 Fransız merkantilizminin

Detaylı

KYM363 Mühendislik Ekonomisi

KYM363 Mühendislik Ekonomisi KYM363 Mühendislik Ekonomisi DERSE GİRİŞ İÇERİK- TANIMLAR ve KAVRAMLAR Doç.Dr.Emir Hüseyin Şimşek Ar.Gör.Işıl İnal Prof.Dr.Hasip Yeniova E Blok 1.kat no.113 www.yeniova.info yeniova@ankara.edu.tr yeniova@gmail.com

Detaylı

Üretimde iş bölümünün ortaya çıkması, üretilen ürün miktarının artmasına neden olmuştur.

Üretimde iş bölümünün ortaya çıkması, üretilen ürün miktarının artmasına neden olmuştur. Fabrika Sistemi Üretimde işbölümünün ortaya çıkması sonucunda, üretim parçalara ayrılmış, üretim sürecinin farklı aşamalarında farklı zanaatkarların (işçilerin) yer almaları, üretimde aletlerin yerine

Detaylı

Ekonomi II. 13.Bölüm:Makroekonomiye Genel Bir Bakış Doç.Dr.Tufan BAL

Ekonomi II. 13.Bölüm:Makroekonomiye Genel Bir Bakış Doç.Dr.Tufan BAL Ekonomi II 13.Bölüm:Makroekonomiye Genel Bir Bakış Doç.Dr.Tufan BAL Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından faydalanılmıştır. 2 13.1.Makroekonomi Nedir?

Detaylı

KAPİTALİZMİN İPİNİ ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER Mİ ÇEKECEK?

KAPİTALİZMİN İPİNİ ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER Mİ ÇEKECEK? KAPİTALİZMİN İPİNİ ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER Mİ ÇEKECEK? Dünyada mal ve hizmet hareketlerinin uluslararası dolaşımına ve üretimin uluslararasılaşmasına imkan veren düzenlemeler (Dünya Ticaret Örgütü, Uluslararası

Detaylı

İktisadi Planlamayı Gerektiren Unsurlar İKTİSADİ PLANLAMA GEREĞİ 2

İktisadi Planlamayı Gerektiren Unsurlar İKTİSADİ PLANLAMA GEREĞİ 2 İktisadi Planlamayı Gerektiren Unsurlar İKTİSADİ PLANLAMA GEREĞİ 2 PLANLAMAYI GEREKTİREN UNSURLAR Sosyalist model-kurumsal tercihler Piyasa başarısızlığı Gelişmekte olan ülkelerin kalkınma sorunları 2

Detaylı

ÜNİTE:1. Sanayi Sonrası Toplum: Daniel Bell ÜNİTE:2. Alain Touraine: Modernlik ve Demokrasi ÜNİTE:3. Postmodern Sosyal Teori ÜNİTE:4

ÜNİTE:1. Sanayi Sonrası Toplum: Daniel Bell ÜNİTE:2. Alain Touraine: Modernlik ve Demokrasi ÜNİTE:3. Postmodern Sosyal Teori ÜNİTE:4 ÜNİTE:1 Sanayi Sonrası Toplum: Daniel Bell ÜNİTE:2 Alain Touraine: Modernlik ve Demokrasi ÜNİTE:3 Postmodern Sosyal Teori ÜNİTE:4 Zygmunt Bauman: Modernlik ve Postmodernlik ÜNİTE:5 Tüketim Toplumu, Simülasyon

Detaylı

YÖNETİM Sistem Yaklaşımı

YÖNETİM Sistem Yaklaşımı YÖNETİM Sistem Yaklaşımı Prof.Dr.A.Barış BARAZ 1 Modern Yönetim Yaklaşımı Yönetim biliminin geçirdiği aşamalar: v İlk dönem (bilimsel yönetim öncesi dönem). v Klasik Yönetim dönemi (bilimsel yönetim, yönetim

Detaylı

TÜRKİYE EKONOMİSİ Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü

TÜRKİYE EKONOMİSİ Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü TÜRKİYE EKONOMİSİ Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü 1 Ekonomik düzen nedir? Ekonomik düzen, toplumların çeşitli gereksinimlerini karşılamak üzere yaptıkları

Detaylı

4)Yukarıdaki 3 temel varsayım altında ekonomi daima tam istihdamdadır ve fiyatlar genel seviyesi istikrarlıdır.

4)Yukarıdaki 3 temel varsayım altında ekonomi daima tam istihdamdadır ve fiyatlar genel seviyesi istikrarlıdır. KLASİK İKTİSAT OKULU Klasik iktisadın felsefi temelini «doğal düzen» ve «faydacı felsefe» oluşturur. Klasik iktisadın temel ilkeleri şu şekilde özetlenebilir: 1) Piyasada tam rekabet koşulları geçerlidir

Detaylı

Merkez Bankası 1998 Yılı İlk Üç Aylık Para Programı Gerçekleşmesi ve İkinci Üç Aylık Para Programı Uygulaması

Merkez Bankası 1998 Yılı İlk Üç Aylık Para Programı Gerçekleşmesi ve İkinci Üç Aylık Para Programı Uygulaması Merkez Bankası 1998 Yılı İlk Üç Aylık Para Programı Gerçekleşmesi ve İkinci Üç Aylık Para Programı Uygulaması Gazi Erçel Başkan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 1 Nisan 1998 Ankara I. Giriş Ocak ayı başında

Detaylı

Dersin Planı (Bu ders sunumunun hazırlanmasında büyük ölçüde Nevzat Güran ve Sadık Acar ın ders notu ve kitaplarından yararlanılmıştır)

Dersin Planı (Bu ders sunumunun hazırlanmasında büyük ölçüde Nevzat Güran ve Sadık Acar ın ders notu ve kitaplarından yararlanılmıştır) Dersin Planı (Bu ders sunumunun hazırlanmasında büyük ölçüde Nevzat Güran ve Sadık Acar ın ders notu ve kitaplarından yararlanılmıştır) Bir Bilim Dalı Olarak Uluslararası İktisadın Konusu ve Kapsamı Uluslararası

Detaylı

ULUSLARARASI İKTİSAT Yrd.Doç.Dr.Dilek Seymen DEÜ.İİBF İktisat Bölümü

ULUSLARARASI İKTİSAT Yrd.Doç.Dr.Dilek Seymen DEÜ.İİBF İktisat Bölümü ULUSLARARASI İKTİSAT Yrd.Doç.Dr.Dilek Seymen DEÜ.İİBF İktisat Bölümü Dilek Seymen Giriş ve Temel Kavramlar Ülkeler niçin ticaret yaparlar? İktisadın alt bölümleri ve bunlar arasında dış ticaretin yeri

Detaylı

İktisat Tarihi I. 5/6 Ocak 2017

İktisat Tarihi I. 5/6 Ocak 2017 İktisat Tarihi I 5/6 Ocak 2017 I. Dünya Savaşı öncesinde merkezi devletin yıllık vergi gelirleri, imparatorluk ölçeğindeki toplam üretim ve gelirin % 11 ini aşıyordu İlk dış borçlar 1840 lı yıllarda Galata

Detaylı

MESLEKİ EĞİTİM, SANAYİ VE YÜKSEK TEKNOLOJİ

MESLEKİ EĞİTİM, SANAYİ VE YÜKSEK TEKNOLOJİ VİZYON BELGESİ (TASLAK) Türkiye 2053 Stratejik Lokomotif Sektörler MESLEKİ EĞİTİM, SANAYİ VE YÜKSEK TEKNOLOJİ Millet Hafızası ve Devlet Aklının bize bıraktığı miras ve tarihî misyon, İstanbul un Fethinin

Detaylı

Cilt / Volume: 5 Sayı / No: 2 Kasım/November 2015 ISSN

Cilt / Volume: 5 Sayı / No: 2 Kasım/November 2015 ISSN Cilt / Volume: 5 Sayı / No: 2 Kasım/November 2015 ISSN 2146-6181 2015, CİLT 5 SAYI 2 Editor s Note / Editörden Değerli okuyucular, Politik ekonomi çalışmalarının yer aldığı bu özel sayı dosyasının ilk

Detaylı

Genel Ekonomi Dersi. Dr. Osman Orkan Özer

Genel Ekonomi Dersi. Dr. Osman Orkan Özer Genel Ekonomi Dersi Dr. Osman Orkan Özer 1. Ekonomi nin Konusu ve Ekonomik Düşüncenin Gelişimi 1.1. Ekonominin Tanımı 1.2. Pozitif Ekonomi-Normatif Ekonomi 1.3.Mikro Ekonomi-Makro Ekonomi 1.5. Ekonomik

Detaylı

BİRİNCİ BÖLÜM: KALKINMA VE AZGELİŞMİŞLİK...

BİRİNCİ BÖLÜM: KALKINMA VE AZGELİŞMİŞLİK... İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM: KALKINMA VE AZGELİŞMİŞLİK... 1 Kalkınma Ekonomisine Olan Güncel İlgi... 1 Kalkınma Kavramı ve Terminolojisi... 1 Büyüme ve Kalkınma... 1 Kalkınma Terminolojisi... 2 Dünyada Gelir

Detaylı

İçindekiler kısa tablosu

İçindekiler kısa tablosu İçindekiler kısa tablosu Önsöz x Rehberli Tur xii Kutulanmış Malzeme xiv Yazarlar Hakkında xx BİRİNCİ KISIM Giriş 1 İktisat ve ekonomi 2 2 Ekonomik analiz araçları 22 3 Arz, talep ve piyasa 42 İKİNCİ KISIM

Detaylı

3. Keynesyen Makro İktisat Teorisi nin Bazı Özellikleri ve Klasik Makro İktisat Teorisi İle Karşılaştırılması

3. Keynesyen Makro İktisat Teorisi nin Bazı Özellikleri ve Klasik Makro İktisat Teorisi İle Karşılaştırılması BOCUTOĞLU 109 yemek pişirirken yağı, salçayı, soğanı, eti, sebzeyi, suyu aynı anda tencereye doldurmaz; birinci adımda yağı ve salçayı hafifçe kızartır, ikinci adımda soğanı ve eti ilave ederek pişirmeye

Detaylı

d. Devlet anlayışında meydana gelen değişmeler e. Savaş ve savunma harcamalarındaki artış b. Sivil toplum örgüt a. Tarafsız maliye b.

d. Devlet anlayışında meydana gelen değişmeler e. Savaş ve savunma harcamalarındaki artış b. Sivil toplum örgüt a. Tarafsız maliye b. Aşağıdakilerden hangisi kamu harcamalarının gerçek artış nedenlerinden biri değildir? a. Nüfus artışı b. Teknik ilerlemeler c. Bütçede safi hasılat yönteminden gayrisafi hasılat yöntemine geçilmesi d.

Detaylı

2002 HANEHALKI BÜTÇE ANKETİ: GELİR DAĞILIMI VE TÜKETİM HARCAMALARINA İLİŞKİN SONUÇLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ

2002 HANEHALKI BÜTÇE ANKETİ: GELİR DAĞILIMI VE TÜKETİM HARCAMALARINA İLİŞKİN SONUÇLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ TÜRKİYE EKONOMİ KURUMU TARTIŞMA METNİ 2003/6 http://www.tek.org.tr 2002 HANEHALKI BÜTÇE ANKETİ: GELİR DAĞILIMI VE TÜKETİM HARCAMALARINA İLİŞKİN SONUÇLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ Zafer Yükseler Aralık, 2003

Detaylı

İKTİSADİ DÜŞÜNCELER TARİHİ

İKTİSADİ DÜŞÜNCELER TARİHİ İKTİSADİ DÜŞÜNCELER TARİHİ 1 DR. NEVZAT ŞİMŞEK DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ 2017-2018 8.DERS İKT-3003 Ulusların Zenginliği kitabının 1. kitap 8. bölümünde ücretler konusu

Detaylı

İktisat Anabilim Dalı- Tezsiz Yüksek Lisans (Uzaktan Eğitim) Programı Ders İçerikleri

İktisat Anabilim Dalı- Tezsiz Yüksek Lisans (Uzaktan Eğitim) Programı Ders İçerikleri İktisat Anabilim Dalı- Tezsiz Yüksek Lisans (Uzaktan Eğitim) Programı Ders İçerikleri 1. Yıl - Güz 1. Yarıyıl Ders Planı Mikroekonomik Analiz I IKT751 1 3 + 0 8 Piyasa, Bütçe, Tercihler, Fayda, Tercih,

Detaylı

KONU 1: TÜRKİYE EKONOMİSİNDE ( ) İŞGÜCÜ VERİMLİLİĞİ ve YATIRIMLAR İLİŞKİSİ (DOĞRUSAL BAĞINTI ÇÖZÜMLEMESİ) Dr. Halit Suiçmez(iktisatçı-uzman)

KONU 1: TÜRKİYE EKONOMİSİNDE ( ) İŞGÜCÜ VERİMLİLİĞİ ve YATIRIMLAR İLİŞKİSİ (DOĞRUSAL BAĞINTI ÇÖZÜMLEMESİ) Dr. Halit Suiçmez(iktisatçı-uzman) KONU 1: TÜRKİYE EKONOMİSİNDE (1987-2007) İŞGÜCÜ VERİMLİLİĞİ ve YATIRIMLAR İLİŞKİSİ (DOĞRUSAL BAĞINTI ÇÖZÜMLEMESİ) Dr. Halit Suiçmez(iktisatçı-uzman) NE YAPILDI? ÖZET - Bu çalışmada, işgücü verimliliği

Detaylı

MİLLİ PRODÜKTİVİTE MERKEZİ Denizli Verimliliği Artırma Projesi

MİLLİ PRODÜKTİVİTE MERKEZİ Denizli Verimliliği Artırma Projesi MİLLİ PRODÜKTİVİTE MERKEZİ Denizli Verimliliği Artırma Projesi Verimlilik ve Toplam Kalite Yönetimi 10 Nisan 2010 Hatice EKSEN Uzman MİLLİ PRODÜKTİVİTE MERKEZİ MİLLİ PRODÜKTİVİTE MERKEZİ Ülke ekonomisinin

Detaylı

DÜNYA TARIM ÜRÜNLERİ TİCARETİ

DÜNYA TARIM ÜRÜNLERİ TİCARETİ DÜNYA TARIM ÜRÜNLERİ TİCARETİ Ticareti Yaratan Nedenler Doğal kaynak yetersizliği ve dağılımdaki dengesizlik Teknolojik gelişme farklılıkları Ülkelerarası gelişmişlik farkları Maliyet farkları Tüketici

Detaylı

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ III Bölüm 1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ 13 1.1.Türkiye Ekonomisine Tarihsel Bakış Açısı ve Nedenleri 14 1.2.Tarım Devriminden Sanayi Devrimine

Detaylı

SORU SETİ 11 MİKTAR TEORİSİ TOPLAM ARZ VE TALEP ENFLASYON KLASİK VE KEYNEZYEN YAKLAŞIMLAR PARA

SORU SETİ 11 MİKTAR TEORİSİ TOPLAM ARZ VE TALEP ENFLASYON KLASİK VE KEYNEZYEN YAKLAŞIMLAR PARA SORU SETİ 11 MİKTAR TEORİSİ TOPLAM ARZ VE TALEP ENFLASYON KLASİK VE KEYNEZYEN YAKLAŞIMLAR PARA Problem 1 (KMS-2001) Kısa dönem toplam arz eğrisinin pozitif eğimli olmasının nedeni aşağıdakilerden hangisidir?

Detaylı

TARIM ÜRÜNLERİ TİCARETİNİN ULUSLARARASI BOYUTU

TARIM ÜRÜNLERİ TİCARETİNİN ULUSLARARASI BOYUTU TARIM ÜRÜNLERİ TİCARETİNİN ULUSLARARASI BOYUTU Dış ticaretin amacı piyasadaki ihtiyacın karşılanmasıdır. Temel neden uluslararası mal hareketliliği değil, ülkenin denge arayışıdır. Ülkedeki ürün yetersizliği

Detaylı

Üretim/İşlemler Yönetimi 4. Yrd. Doç. Dr. Mert TOPOYAN

Üretim/İşlemler Yönetimi 4. Yrd. Doç. Dr. Mert TOPOYAN Üretim/İşlemler Yönetimi 4 Verimlilik En genel anlamıyla bir sistem içerisindeki kaynakların ne derece iyi kullanıldığının bir ölçüsüdür. Üretim yönetimi açısından ise daha açık ifadesi ile üretimde harcanan

Detaylı

ULUSLARARASI ĐKTĐSAT. Yrd.Doç.Dr.Dilek Seymen DEÜ.ĐĐBF Đktisat Bölümü

ULUSLARARASI ĐKTĐSAT. Yrd.Doç.Dr.Dilek Seymen DEÜ.ĐĐBF Đktisat Bölümü ULUSLARARASI ĐKTĐSAT Yrd.Doç.Dr.Dilek Seymen DEÜ.ĐĐBF Đktisat Bölümü Giriş ve Temel Kavramlar Ülkeler niçin ticaret yaparlar? Đktisadın alt bölümleri ve bunlar arasında dış ticaretin yeri Reel-pür-soyut

Detaylı

ÜNİTE:1. Erken Ticaret Teorileri ÜNİTE:2. Neoklasik Dış Ticaret Teorisi Araçları ÜNİTE:3. Neoklasik DışTicaret Teorisi: Denge Analizi ÜNİTE:4

ÜNİTE:1. Erken Ticaret Teorileri ÜNİTE:2. Neoklasik Dış Ticaret Teorisi Araçları ÜNİTE:3. Neoklasik DışTicaret Teorisi: Denge Analizi ÜNİTE:4 ÜNİTE:1 Erken Ticaret Teorileri ÜNİTE:2 Neoklasik Dış Ticaret Teorisi Araçları ÜNİTE:3 Neoklasik DışTicaret Teorisi: Denge Analizi ÜNİTE:4 Faktör Donatımp Teorisi: Heckscher-Ohlin Modeli ÜNİTE:5 1 Yeni

Detaylı

Genel Muhasebe - I. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İşletme Bölümü Muhasebe ve Finansman Anabilim Dalı

Genel Muhasebe - I. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İşletme Bölümü Muhasebe ve Finansman Anabilim Dalı Genel Muhasebe - I Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İşletme Bölümü Muhasebe ve Finansman Anabilim Dalı MUHASEBENİN TANIMI VE NİTELİĞİ İşletmeler, insan gereksinmelerini karşılamak için mal

Detaylı

İŞLETMENİN KURULUŞ ÇALIŞMALARI. Doç. Dr. Mahmut AKBOLAT

İŞLETMENİN KURULUŞ ÇALIŞMALARI. Doç. Dr. Mahmut AKBOLAT İŞLETMENİN KURULUŞ ÇALIŞMALARI Doç. Dr. Mahmut AKBOLAT İŞLETMENİN KURULUŞ ÇALIŞMALARI Bu Dersimizde; Kuruluşla İlgili Bazı Temel Kavramlar Genel Olarak İşletmenin Kuruluş Aşamaları Fizibilite Çalışmalarının

Detaylı

Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni

Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni GSO-TOBB-TEPAV Girişimcilik Merkezinin Açılışı Kredi Garanti Fonu Gaziantep Şubesi nin Açılışı Proje Değerlendirme ve Eğitim Merkezi nin Açılışı Dünya Bankası Gaziantep Bilgi Merkezi Açılışı 23 Temmuz

Detaylı

Tarımsal Gelir Politikası/Amaç

Tarımsal Gelir Politikası/Amaç Tarımsal Gelir Politikası/Amaç Belli bir yaşam standardı sağlayacak düzeye eriştirmek, Sektörler arasında kişi başına gelir farklılığı azaltmak Sektörde gelir dağılımını bireyler ve bölgeler arasında denge

Detaylı

TARSUS TİCARET BORSASI

TARSUS TİCARET BORSASI TARSUS TİCARET BORSASI Ülkemizde yetiştirilen tarımsal ürünlerden, tarımsal üretimin bir kısmı doğrudan tüketilirken, bir kısmı sanayide hammadde olarak işlenerek değişik gıdalara dönüştürülmektedir. Tarımsal

Detaylı

2017 YILI İLK ÇEYREK GSYH BÜYÜMESİNİN ANALİZİ. Zafer YÜKSELER. (19 Haziran 2017)

2017 YILI İLK ÇEYREK GSYH BÜYÜMESİNİN ANALİZİ. Zafer YÜKSELER. (19 Haziran 2017) 2017 YILI İLK ÇEYREK GSYH BÜYÜMESİNİN ANALİZİ Zafer YÜKSELER (19 Haziran 2017) TÜİK, 2017 yılı ilk çeyreğine ilişkin GSYH büyüme hızını yüzde 5 olarak açıklamıştır. Büyüme hızı, piyasa beklentileri olan

Detaylı

... v. BURSA EKONOMISININ 2003 YILI DEGERLEMESI Prof.Dr.Ali CEYLAN

... v. BURSA EKONOMISININ 2003 YILI DEGERLEMESI Prof.Dr.Ali CEYLAN --.... v. BURSA EKONOMISININ 2003 YILI DEGERLEMESI Prof.Dr.Ali CEYLAN 1.GİRİş Bilindiği gibi,dünya ekonomisi son 3-4 yıldır ciddi anlamda büyüme sancıları çekmektedir. Bu anlamda, ABD ekonomisindeki yavaşlama

Detaylı

DURGUNLUK VE MALİYE POLİTİKASI

DURGUNLUK VE MALİYE POLİTİKASI 1 DURGUNLUK VE MALİYE POLİTİKASI Durgunluk Tanımı Toplam arz ile toplam talep arasındaki dengesizlik talep eksikliği şeklinde ortaya çıkmakta, toplam talebin uyardığı üretim düzeyinin o ekonominin üretim

Detaylı

İşletmenin temel özellikleri

İşletmenin temel özellikleri 5. Hafta İşletmenin Tanımı İşletme, üretim faktörlerini planlı ve sistematik bir biçimde bir araya getirerek mal ya da hizmet üretmek amacı güden üretim birimine denir. İşletmelerin temel özellikleri ve

Detaylı

Ekonomi Nedir? Doç.Dr.Tufan BAL. Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından. faydalanılmıştır.

Ekonomi Nedir? Doç.Dr.Tufan BAL. Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından. faydalanılmıştır. Ekonomi Nedir? Doç.Dr.Tufan BAL Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından faydalanılmıştır. 2 Ekonomi(=İktisat)Nedir? İktisat; Arapça kökenli bir kelimedir.

Detaylı

İÇİNDEKİLER KAPİTALİST ÜRETİM TARZI 41 I TEKEL-ÖNCESİ KAPİTALİZM 42

İÇİNDEKİLER KAPİTALİST ÜRETİM TARZI 41 I TEKEL-ÖNCESİ KAPİTALİZM 42 İÇİNDEKİLER 15 Ekonomi Politiğin Konusu 16 Toplum Yaşamının Temeli Olan Maddi Malların Üretimi 17 Üretici Güçler ve Üretim İlişkileri 23 Toplumun Gelişmesinin Ekonomik Yasaları 26 Ekonomi Politiğin Tanımı

Detaylı

C.Can Aktan (ed), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Ankara: Hak-İş Konfederasyonu Yayını, 2002.

C.Can Aktan (ed), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Ankara: Hak-İş Konfederasyonu Yayını, 2002. C.Can Aktan (ed), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Ankara: Hak-İş Konfederasyonu Yayını, 2002. DEVLET PLANLAMA TEŞKİLATI NIN GELİR DAĞILIMINDA ADALETSİZLİK VE YOKSULLUK SORUNUNA YAKLAŞIMI (SEKİZİNCİ

Detaylı

FİYATLAR GENEL DÜZEYİ VE MİLLİ GELİR DENGESİ

FİYATLAR GENEL DÜZEYİ VE MİLLİ GELİR DENGESİ FİYATLAR GENEL DÜZEYİ VE MİLLİ GELİR DENGESİ Bu bölümde Fiyatlar genel düzeyi (Fgd) ile MG dengesi arasındaki ilişkiler incelenecek. Mg dengesi; Toplam talep ile toplam arzın kesiştiği noktada bulunacaktır.

Detaylı

ORTA VADELİ PROGRAMA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME ( )

ORTA VADELİ PROGRAMA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME ( ) ORTA VADELİ PROGRAMA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME (2014-2016) I- Dünya Ekonomisine İlişkin Öngörüler Orta Vadeli Program ın (OVP) global makroekonomik çerçevesi oluşturulurken, 2014-2016 döneminde; küresel büyümenin

Detaylı

MAKROEKONOMİK ANALİZİN ALTYAPISI: TEMEL MAKROEKONOMİK İLİŞKİLER

MAKROEKONOMİK ANALİZİN ALTYAPISI: TEMEL MAKROEKONOMİK İLİŞKİLER MAKROEKONOMİK ANALİZİN ALTYAPISI: TEMEL MAKROEKONOMİK İLİŞKİLER Bu ünite tamamlandığında; o Ekonomik karar birimlerini ve faaliyetlerini ortaya koyabileceğiz o Ekonomik faaliyetlerin bileşenlerini sıralayabileceğiz

Detaylı

ADAM SMITH DEN ALINTILAR *

ADAM SMITH DEN ALINTILAR * ADAM SMITH DEN ALINTILAR * Prof.Dr.Coşkun Can Aktan tarafından derlenmiştir Görünmez El Üzerine Her birey, sahip olduğu sermayeyi en yüksek üretim sağlayacağı sanayiye yönlendirir, bunun bir sonucu olarak

Detaylı

FİZYOKRASİ,LAİSSEZ-FAİRE GÖRÜŞÜNÜN ORTAYA ÇIKIŞI

FİZYOKRASİ,LAİSSEZ-FAİRE GÖRÜŞÜNÜN ORTAYA ÇIKIŞI FİZYOKRASİ,LAİSSEZ-FAİRE GÖRÜŞÜNÜN ORTAYA ÇIKIŞI HAZIRLAYANLAR Seçil BİÇER Semanur ŞİŞKO Gamze KOCAOĞLU İsmail ASARLIK FİZYOKRASİ -18.yy da Doğanın düzeninden yola çıkmış, tarımsal üretimin önemini savunan

Detaylı

Makro İktisat II Örnek Sorular. 1. Tüketim fonksiyonu ise otonom vergi çarpanı nedir? (718 78) 2. GSYİH=120

Makro İktisat II Örnek Sorular. 1. Tüketim fonksiyonu ise otonom vergi çarpanı nedir? (718 78) 2. GSYİH=120 Makro İktisat II Örnek Sorular 1. Tüketim fonksiyonu ise otonom vergi çarpanı nedir? (718 78) 2. GSYİH=120 Tüketim harcamaları = 85 İhracat = 6 İthalat = 4 Hükümet harcamaları = 14 Dolaylı vergiler = 12

Detaylı

Kadınların Ġstihdama Katılımı ve YaĢanan Sorunlar

Kadınların Ġstihdama Katılımı ve YaĢanan Sorunlar Kadınların Ġstihdama Katılımı ve YaĢanan Sorunlar Lütfi ĠNCĠROĞLU Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Çalışma Genel Müdür Yardımcısı GiriĢ Nüfusunun yarısı kadın olan ülkemizde, kadınların işgücü piyasasına

Detaylı

Avrupa Birliği Lizbon Hedefleri ne UlaĢabiliyor mu?

Avrupa Birliği Lizbon Hedefleri ne UlaĢabiliyor mu? Avrupa Birliği Lizbon Hedefleri ne UlaĢabiliyor mu? Yrd. Doç. Dr. Elif UÇKAN DAĞDEMĠR Anadolu Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İktisat Bölümü Öğretim Üyesi 1. GĠRĠġ Avrupa Birliği (AB)

Detaylı

TARIM ÜRÜNLERİ TİCARETİNİN ULUSLARARASI BOYUTU

TARIM ÜRÜNLERİ TİCARETİNİN ULUSLARARASI BOYUTU TARIM ÜRÜNLERİ TİCARETİNİN ULUSLARARASI BOYUTU Dış ticaretin amacı piyasadaki ihtiyacın karşılanmasıdır. Temel neden uluslararası mal hareketliliği değil, ülkenin denge arayışıdır. Ülkedeki ürün yetersizliği

Detaylı

1. İŞLETMELERDE KAYNAK BULMANIN ÖNEM NEMİ VE KAYNAK SAĞLAMA SİSTEM STEMİ OLARAK FİNANSMAN 1.1. İşletmelerde Kaynak Bulmanın Önemi ve Likidite Kavramı Bütün işletmeler amaçlarını gerçekleştirmek için temel

Detaylı

İSO YÖNETİM KURULU BAŞKANI ERDAL BAHÇIVAN IN KONUŞMASI

İSO YÖNETİM KURULU BAŞKANI ERDAL BAHÇIVAN IN KONUŞMASI İSO YÖNETİM KURULU BAŞKANI ERDAL BAHÇIVAN IN KONUŞMASI 2023 e 10 Kala Kamu Üniversite Sanayi İşbirliği Bölgesel Toplantısı nda konuya yönelik düşüncelerimi ifade etmeden önce sizleri, şahsım ve İstanbul

Detaylı

YENİ HÜKÜMET PROGRAMI EKONOMİ VE HAZIR GİYİM SEKTÖRÜ İÇİN DEĞERLENDİRME EKONOMİ VE STRATEJİ DANIŞMANLIK HİZMETLERİ 30 KASIM 2015

YENİ HÜKÜMET PROGRAMI EKONOMİ VE HAZIR GİYİM SEKTÖRÜ İÇİN DEĞERLENDİRME EKONOMİ VE STRATEJİ DANIŞMANLIK HİZMETLERİ 30 KASIM 2015 YENİ HÜKÜMET PROGRAMI EKONOMİ VE HAZIR GİYİM SEKTÖRÜ İÇİN DEĞERLENDİRME EKONOMİ VE STRATEJİ DANIŞMANLIK HİZMETLERİ 30 KASIM 2015 HÜKÜMETİN YAPISI VE BAKANLIKLAR EKONOMİ YÖNETİMİ; REFORMLAR İLE HIZLI EKONOMİK

Detaylı

Klasik ve Neo-klasik Dış Ticaret Teorileri

Klasik ve Neo-klasik Dış Ticaret Teorileri Klasik ve Neo-klasik Dış Ticaret Teorileri Klasik Dış Ticaret Teorisi -Klasik dış ticaret teorisinde temel sorun -Klasik teorinin temel esasları -Klasik iktisatçıların dış ticaret teorilerinin varsayımları

Detaylı

TAM REKABET PİYASASINDA DENGE FİYATININ OLUŞUMU (KISMÎ DENGE)

TAM REKABET PİYASASINDA DENGE FİYATININ OLUŞUMU (KISMÎ DENGE) Ünite 10: TAM REKABET PİYASASINDA DENGE FİYATININ OLUŞUMU (KISMÎ DENGE) Tam rekabetçi bir piyasada halen çalışmakta olan firmalar kısa dönemde normal kârın üzerinde kâr elde ediyorlarsa piyasaya yeni firmalar

Detaylı

Doç.Dr.Dilek Seymen DEÜ.İİBF İktisat Bölümü

Doç.Dr.Dilek Seymen DEÜ.İİBF İktisat Bölümü ULUSLARARASI İKTİSAT Doç.Dr.Dilek Seymen DEÜ.İİBF İktisat Bölümü Giriş ve Temel Kavramlar Ülkeler niçin ticaret yaparlar? Đktisadın alt bölümleri ve bunlar arasında dış ticaretin yeri Reel-pür-soyut ticaret

Detaylı

Uluslararası Ekonomi Politik (IR502) Ders Detayları

Uluslararası Ekonomi Politik (IR502) Ders Detayları Uluslararası Ekonomi Politik (IR502) Ders Detayları Ders Adı Ders Kodu Dönemi Ders Uygulama Laboratuar Kredi AKTS Saati Saati Saati Uluslararası Ekonomi Politik IR502 Seçmeli 3 0 0 3 7.5 Ön Koşul Ders(ler)i

Detaylı

Sanayi Devriminin Toplumsal Etkileri

Sanayi Devriminin Toplumsal Etkileri Sanayi Devriminin Toplumsal Etkileri Bilgi toplumunda aktif nüfus içinde tarım ve sanayinin payı azalmakta, hizmetler sektörünün payı artmakta ve bilgili, nitelikli insana gereksinim duyulmaktadır. 16.12.2015

Detaylı

İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ

İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİNDE TEMEL KAVRAMLAR İnsan Kaynakları Yönetimi (İKY) İKY Gelişimi İKY Amaçları İKY Kapsamı İKY Özellikleri SYS BANKASI ÖRNEĞİ 1995 yılında kurulmuş bir

Detaylı

İŞLETME 2020 MANİFESTOSU AVRUPA DA İHTİYACIMIZ OLAN GELECEK

İŞLETME 2020 MANİFESTOSU AVRUPA DA İHTİYACIMIZ OLAN GELECEK İŞLETME 2020 MANİFESTOSU AVRUPA DA İHTİYACIMIZ OLAN GELECEK Daha kapsayıcı bir toplum için sözlerini eyleme dökerek çalışan iş dünyası ve hükümetler AVRUPA DA İHTİYACIMIZ OLAN GELECEK Avrupa da önümüzdeki

Detaylı

SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ II

SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ II SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ II KISA ÖZET KOLAYAOF DİKKAT Burada ilk 4 sayfa gösterilmektedir. Özetin tamamı için sipariş veriniz www.kolayaof.com 2 Kolayaof.com 0 362 2338723 Sayfa 2 İÇİNDEKİLER 1. ÜNİTE-

Detaylı

İÇİNDEKİLER Sayfa ÖNSÖZ... v İÇİNDEKİLER... vi GENEL EKONOMİ 1. Ekonominin Tanımı ve Kapsamı... 1 1.1. Ekonomide Kıtlık ve Tercih... 1 1.2.

İÇİNDEKİLER Sayfa ÖNSÖZ... v İÇİNDEKİLER... vi GENEL EKONOMİ 1. Ekonominin Tanımı ve Kapsamı... 1 1.1. Ekonomide Kıtlık ve Tercih... 1 1.2. İÇİNDEKİLER Sayfa ÖNSÖZ... v İÇİNDEKİLER... vi GENEL EKONOMİ 1. Ekonominin Tanımı ve Kapsamı... 1 1.1. Ekonomide Kıtlık ve Tercih... 1 1.2. Ekonominin Tanımı... 3 1.3. Ekonomi Biliminde Yöntem... 4 1.4.

Detaylı

İŞLETME RİSK YÖNETİMİ. Yrd. Doç. Dr. Tülay Korkusuz Polat 1/21

İŞLETME RİSK YÖNETİMİ. Yrd. Doç. Dr. Tülay Korkusuz Polat 1/21 İŞLETME RİSK YÖNETİMİ Yrd. Doç. Dr. Tülay Korkusuz Polat 1/21 Kuruluşların, artan belirsizlik ortamında, stratejilerini belirlemeleri ve bu stratejiler doğrultusunda gelişimlerini sürdürmelerinde, yeni

Detaylı

ULUSLAR ARASI TARIMSAL İLİŞKİLER. Prof.Dr.Emine Olhan

ULUSLAR ARASI TARIMSAL İLİŞKİLER. Prof.Dr.Emine Olhan ULUSLAR ARASI TARIMSAL İLİŞKİLER Prof.Dr.Emine Olhan olhan@agri.ankara.edu.tr Ulusal Tarım Politikasını Etkileyen Nedenler İçsel Faktörler: doğal koşullar, tarımsal yapı ve uygulanan tarım sistemleri Dışsal

Detaylı

YEDİNCİ BÖLÜM MAKROEKONOMİ: TANIM, KAPSAM VE GELİŞİM

YEDİNCİ BÖLÜM MAKROEKONOMİ: TANIM, KAPSAM VE GELİŞİM YEDİNCİ BÖLÜM MAKROEKONOMİ: TANIM, KAPSAM VE GELİŞİM Neler Öğreneceğiz? Makroekonominin tanımı Makroekonomi ve Mikroekonomi Ayrımı Makroekonominin Gelişim Süreci ve Tarihi Düşünce Okullarının Makroekonomik

Detaylı

GENEL EKONOMİ DERS NOTLARI

GENEL EKONOMİ DERS NOTLARI GENEL EKONOMİ DERS NOTLARI 1. BÖLÜM Öğr. Gör. Hakan ERYÜZLÜ İktisadın cevap bulmaya çalıştığı temel amaçlarını aşağıdaki sorular ile özetleyebiliriz; Hangi mallar/hizmetler ne miktarda üretilmelidir? Hangi

Detaylı

TARIM VE KALKINMA. Doç.Dr.Tufan BAL. Not: Bu sununun hazırlanmasında, Prof.Dr. Murat Ali DULUPÇU nun ders notlarından faydalanılmıştır.

TARIM VE KALKINMA. Doç.Dr.Tufan BAL. Not: Bu sununun hazırlanmasında, Prof.Dr. Murat Ali DULUPÇU nun ders notlarından faydalanılmıştır. TARIM VE KALKINMA Doç.Dr.Tufan BAL Not: Bu sununun hazırlanmasında, Prof.Dr. Murat Ali DULUPÇU nun ders notlarından faydalanılmıştır. Tarım neden kritik bir sektördür? Nüfusu beslemesi (beşeri sermaye

Detaylı

İktisadi Düşünceler Tarihi (ECON 316) Ders Detayları

İktisadi Düşünceler Tarihi (ECON 316) Ders Detayları İktisadi Düşünceler Tarihi (ECON 316) Ders Detayları Ders Adı İktisadi Düşünceler Tarihi Ders Kodu ECON 316 Dönemi Ders Uygulama Saati Saati Laboratuar Saati Kredi AKTS Bahar 4 0 0 4 6 Ön Koşul Ders(ler)i

Detaylı

Finansal Piyasa Dinamikleri. Yekta NAZLI ynazli@yahoo.com

Finansal Piyasa Dinamikleri. Yekta NAZLI ynazli@yahoo.com Finansal Piyasa Dinamikleri Yekta NAZLI ynazli@yahoo.com Neleri İşleyeceğiz? Finansal Sistemin Resmi Makro Göstergeler ve Yorumlanması Para ve Maliye Politikaları Merkez Bankası ve Piyasalar Finansal Piyasalardaki

Detaylı

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK POLİTİKASI. Sürdürülebilirlik vizyonumuz

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK POLİTİKASI. Sürdürülebilirlik vizyonumuz SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK POLİTİKASI Sürdürülebilirlik vizyonumuz 150 yıllık bir süreçte inşa ettiğimiz rakipsiz deneyim ve bilgi birikimimizi; ekonomiye, çevreye, topluma katkı sağlamak üzere kullanmak, paydaşlarımız

Detaylı

MERKANTİLİSTLER VE FİZYOKRATLARIN DIŞ TİCARET İLE İLGİLİ GÖRÜŞLERİ: ÖZET BİR BAKIŞ

MERKANTİLİSTLER VE FİZYOKRATLARIN DIŞ TİCARET İLE İLGİLİ GÖRÜŞLERİ: ÖZET BİR BAKIŞ 3 MERKANTİLİSTLER VE FİZYOKRATLARIN DIŞ TİCARET İLE İLGİLİ GÖRÜŞLERİ: ÖZET BİR BAKIŞ 1 Merkantilistlerin Görüşleri Merkantilizm, 15. yüzyıldan 18. yüzyıla kadarki dönemin ulusal devletlerinin, ülkede altın

Detaylı

İktisat Tarihi I. 8/9 Aralık 2016

İktisat Tarihi I. 8/9 Aralık 2016 İktisat Tarihi I 8/9 Aralık 2016 Kredi, Finans ve Servetler İslam dinindeki faiz yasağının kredi ilişkilerinin gelişmesini önlediği sık sık öne sürülür. Osmanlı kredi ve finans kurumları 17. yüzyılın sonlarına

Detaylı

GİRİŞİMCİLİKTE FİNANSMAN (Bütçe - Anapara - Kredi) FINANCING IN ENTREPRENEURSHIP (Budget - Capital - Credit)

GİRİŞİMCİLİKTE FİNANSMAN (Bütçe - Anapara - Kredi) FINANCING IN ENTREPRENEURSHIP (Budget - Capital - Credit) GİRİŞİMCİLİKTE FİNANSMAN (Bütçe - Anapara - Kredi) FINANCING IN ENTREPRENEURSHIP (Budget - Capital - Credit) GİRİŞİMCİLİKTE FİNANSMAN Girişimcinin finansman ihtiyacı: Finansman ihtiyacının karşılanmasında

Detaylı

İŞL 203U YENİLİK YÖNETİMİ

İŞL 203U YENİLİK YÖNETİMİ İŞL 203U YENİLİK YÖNETİMİ KISA ÖZET WWW.KOLAYAOF.COM 1 İÇİNDEKİLER ÜNİTE 1 : Temel Kavramlar..3 ÜNİTE 2:Yenilik Çeşitleri ve Yeniliğin Yayılması..4 ÜNİTE 3:Yeniliğin Teorik Altyapısı, Modern Anlayış ve

Detaylı

EĞİTİMİN EKONOMİK TEMELLERİ

EĞİTİMİN EKONOMİK TEMELLERİ EĞİTİMİN EKONOMİK TEMELLERİ Eğitimin Ekonomik Temelleri Ekonomi kökeni Yunanca da ki oikia (ev) ve nomos (kural) kelimelerine dayanır. Ev yönetimi anlamına gelir. Ekonomi yerine, Arapça dan gelen iktisat

Detaylı

ONBĠRĠNCĠ BÖLÜM BÜYÜME, KALKINMA VE YOKSULLUKLA MÜCADELE

ONBĠRĠNCĠ BÖLÜM BÜYÜME, KALKINMA VE YOKSULLUKLA MÜCADELE ONBĠRĠNCĠ BÖLÜM BÜYÜME, KALKINMA VE YOKSULLUKLA MÜCADELE Bu ünite tamamlandığında; Büyümenin kaynaklarının neler olduğunu belirtebileceğiz Büyüme teorilerini açıklayabileceğiz Hızlı büyüme için nelerin

Detaylı

Büyüme Değerlendirmesi: 2013 4. Çeyrek

Büyüme Değerlendirmesi: 2013 4. Çeyrek Büyüme Değerlendirmesi: 2013 4. Çeyrek 31.03.2014 YATIRIMSIZ BÜYÜME Seyfettin Gürsel*, Zümrüt İmamoğlu, ve Barış Soybilgen Yönetici Özeti TÜİK'in bugün açıkladığı rakamlara göre Türkiye ekonomisi 2013

Detaylı

1 İKTİSAT İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

1 İKTİSAT İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ III Bölüm 1 İKTİSAT İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR 13 1.1.İktisadın Konusu ve Kapsamı 14 1.2. İktisadın Bölümleri 15 1.2.1.Mikro ve Makro İktisat 15 1.2.2. Pozitif İktisat ve Normatif İktisat

Detaylı

İktisat Tarihi II. 1. Hafta

İktisat Tarihi II. 1. Hafta İktisat Tarihi II 1. Hafta İktisat tarihinin görevi ekonomilerin performanslarında ve yapılarında zaman içinde meydana gelen değişiklikleri açıklamaktır. Tarih Öncesi Çağların Bölümlenmesi Taş Çağı Bakır

Detaylı

Kadir CANATAN, Beden Sosyolojisi, Açılım Yayınları, 2011, 720 s. İstanbul.

Kadir CANATAN, Beden Sosyolojisi, Açılım Yayınları, 2011, 720 s. İstanbul. KİTAP TANITIM VE DEĞERLENDİRMESİ Devrim ERTÜRK Araş. Gör., Mardin Artuklu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü. Kadir CANATAN, Beden Sosyolojisi, Açılım Yayınları, 2011, 720 s. İstanbul. Beden konusu, Klasik

Detaylı

Güncelleme: 15 Nisan 2012

Güncelleme: 15 Nisan 2012 İNOVİTA için Gözden Geçirilmiş Sürüm Dünya Bankası Türkiye Ulusal İnovasyon Sistemi Raporu ndan Özet Notlar Haziran 2009 Güncelleme: 15 Nisan 2012 1 2007 ve 2013 yılları arasını kapsayan 9. Kalkınma Planı,

Detaylı

ĐSTĐHDAM AÇISINDAN ĐLK 250 Prof. Dr. Şükrü Kızılot Gazi Üniversitesi Arş.Gör.Özgür Şahan Gazi Üniversitesi

ĐSTĐHDAM AÇISINDAN ĐLK 250 Prof. Dr. Şükrü Kızılot Gazi Üniversitesi Arş.Gör.Özgür Şahan Gazi Üniversitesi 1 ĐSTĐHDAM AÇISINDAN ĐLK 250 Prof. Dr. Şükrü Kızılot Gazi Üniversitesi Arş.Gör.Özgür Şahan Gazi Üniversitesi 1- Genel Olarak Bir ekonominin başarı ölçütlerinden birisi de istihdam yaratma kapasitesidir.

Detaylı

ÇALIŞMA EKONOMİSİ II

ÇALIŞMA EKONOMİSİ II ÇALIŞMA EKONOMİSİ II KISA ÖZET KOLAYAOF DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ.

Detaylı

Avrupalı liderler baskıcı, Türk liderler ise dostane

Avrupalı liderler baskıcı, Türk liderler ise dostane Avrupalı liderler baskıcı, Türk liderler ise dostane Dünyada yaşanan ekonomik kriz liderlik stillerinde de değişikliğe yol açtı. Hay Group'un liderlik stilleri üzerine yaptığı araştırmaya göre, özellikle

Detaylı

Uluslararası Tarım ve Gıda Politikası II

Uluslararası Tarım ve Gıda Politikası II Uluslararası Tarım ve Gıda Politikası II DIŞ TİCARET POLİTİKALARI Doç.Dr.Tufan BAL Not: Bu sunuların hazırlanmasında çeşitli internet siteleri ve ders notlarından faydalanılmıştır. Giriş Tarım Ürünleri

Detaylı

gerçekleşen harcamanın mal ve hizmet çıktısına eşit olmasının gerekmemesidir

gerçekleşen harcamanın mal ve hizmet çıktısına eşit olmasının gerekmemesidir BÖLÜM 5 Açık Ekonomi Açık Ekonomi Önceki bölümlerde kapalı ekonomi varsayımı yaptık Bu varsayımı terk ediyoruz çünkü ekonomilerin çoğu dışa açıktır. Kapalı ve açık ekonomiler arasındaki fark açık ekonomide

Detaylı

N VE PARA ARZININ ÖZELL

N VE PARA ARZININ ÖZELL PARANIN MAKRO EKONOMİDEKİ ROLÜ 1-PARA TALEBİ, PARA ARZI VE FAİZ HADDİ (KEYNESYEN FAİZ TEORİSİ) Klasik ve neoklasik ekonomistlerce öne sürülen faiz teorisinde, faiz haddi, tasarruf arzı ve yatırım talebinin

Detaylı

ESNAF VE SANATKAR KAVRAMINDA EMEK VE SERMAYE UNSURLARININ ÖNEMİ

ESNAF VE SANATKAR KAVRAMINDA EMEK VE SERMAYE UNSURLARININ ÖNEMİ ESNAF VE SANATKAR KAVRAMINDA EMEK VE SERMAYE UNSURLARININ ÖNEMİ Ersen Yavuz Esnaf ve Sanatkârlar, genelde küçük işletmeler kategorisinde yer alan ve işveren ana başlığı altında incelenen sosyal bir kesimdir.

Detaylı

BASIN TANITIMI TÜRKİYE DE BÜYÜMENİN KISITLARI: BİR ÖNCELİKLENDİRME ÇALIŞMASI

BASIN TANITIMI TÜRKİYE DE BÜYÜMENİN KISITLARI: BİR ÖNCELİKLENDİRME ÇALIŞMASI BASIN TANITIMI TÜRKİYE DE BÜYÜMENİN KISITLARI: BİR ÖNCELİKLENDİRME ÇALIŞMASI İzak Atiyas Sabancı Üniversitesi ve Rekabet Forumu Ozan Bakış Rekabet Forumu 29 Kasım 2011 Büyüme performansı 2000 li yıllar,

Detaylı

İKTİSADİ DÜŞÜNCELER TARİHİ

İKTİSADİ DÜŞÜNCELER TARİHİ İKTİSADİ DÜŞÜNCELER TARİHİ 1 DR. NEVZAT ŞİMŞEK DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ 2017-2018 7.DERS İKT-3003 Dönemin Siyasal, Sosyal ve Ekonomik Yapısı 2 Adam Smith (1723-1790)

Detaylı

iktisaoa GiRiş 7. Ürettiği mala ilişkin talebin fiyat esnekliği değeri bire eşit olan bir firma, söz konusu

iktisaoa GiRiş 7. Ürettiği mala ilişkin talebin fiyat esnekliği değeri bire eşit olan bir firma, söz konusu 2009 BS 3204-1. şağıdakilerden hangisi dayanıksız mal veya hizmet grubu içerisinde ~ almaz? iktiso GiRiş 5. Gelirdeki bir artış karşısında talebi azalan mallara ne ad verili r? ) Benzin B) Mum C) Ekmek

Detaylı

Banka Kredileri ve Büyüme İlişkisi

Banka Kredileri ve Büyüme İlişkisi Banka Kredileri ve Büyüme İlişkisi Cahit YILMAZ Kültür Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İstanbul c.yilmaz@iku.edu.tr Key words:kredi,büyüme. Özet Banka kredileri ile ekonomik büyüme arasında

Detaylı

2005 YILI İLERLEME RAPORU VE KATILIM ORTAKLIĞI BELGESİNİN KOPENHAG EKONOMİK KRİTERLERİ ÇERÇEVESİNDE ÖN DEĞERLENDİRMESİ

2005 YILI İLERLEME RAPORU VE KATILIM ORTAKLIĞI BELGESİNİN KOPENHAG EKONOMİK KRİTERLERİ ÇERÇEVESİNDE ÖN DEĞERLENDİRMESİ 2005 YILI İLERLEME RAPORU VE KATILIM ORTAKLIĞI BELGESİNİN KOPENHAG EKONOMİK KRİTERLERİ ÇERÇEVESİNDE ÖN DEĞERLENDİRMESİ TEPAV EPRI Dış Politika Etütleri AB Çalışma Grubu 9 Kasım 2005 Ankara Zeynep Songülen

Detaylı