Sinüzitin akut ve kronik formlarında rastlanan mikroorganizmaların isimlerini sıklık sırasına göre sayabilmelidir.

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Sinüzitin akut ve kronik formlarında rastlanan mikroorganizmaların isimlerini sıklık sırasına göre sayabilmelidir."

Transkript

1 Prof. Dr. Onur Çelik Sayfa 1 ÖĞRENİM HEDEFLERİ Sinüzitin patogenezini anlatabilmelidir. Sinüzitin akut ve kronik formlarında rastlanan mikroorganizmaların isimlerini sıklık sırasına göre sayabilmelidir. Sinüzitin akut ve kronik formlarının kliniğini anlatabilmelidir. Sinüzit eytolojisinde rol oynayan faktörleri tam olarak sayabilmelidir. Fungal sinüzitler hakkında bilgi verebilmelidir. Sinüzit tedavisinin genel amacını anlatabilmelidir. Sinüzit tedavisinde kullanılabilecel antibiyotikleri ve bunların tercih kriterlerini anlatabilmelidir. Akut ve kronik sinüzit senaryolarına göre reçete yazabilmelidir. Sinüzit komplikasyonlarını sayabilmelidir. Önceden Gözden Geçirilmesi Gereken Dersler Burun ve Paranazal Sinüslerin Anatomisi Burun ve Paranazal Sinüslerin Fizyolojisi Ders İçeriği Paranazal sinüslerin iç yüzünü döşeyen mukozanın enflamasyonuna sinüzit denilir. Bu enflamasyon çoğunlukla enfeksiyöz bir enflamasyondur. Sinüzit üç evreden oluşur: 1. Akut evre; enfeksiyon 3 haftadan daha kısa süreden beri vardır. Subakut evre; enfeksiyonun 3 hafta ile 3 ay arasındaki dönemidir. Kronik evre; 3 ay veya daha fazla süren enfeksiyon veya enflamatuar evredir. Sinüzitin insidensi genel popülasyonda genellikle değişkendir, fakat tüm genel üst solunum yolu enfeksiyonlarının % 05' inde görülür. Diğer taraftan halkın %8' inde asemptomatiktir. Olguların %34' ünde akut rinitlerle birlikte anormal sinüs röntgenleri vardır. Çünkü sinüsler üst solunum yolunun uzantılarıdır. Nazal kavite ve nazofarenksin patolojik prosesleri paranazal sinüsleri etkileyebilir. PATOGENEZ Sinüzit ostial obstrüksiyonlardan veya mukosiliyer transport mekanizmasının patofizyolojik değişikliklerinden meydana gelebilir. Çünkü paranazal sinüsler günde ortalama 500 ml' den daha fazla sıvı salgılar. Mukus yapısındaki bu sıvı, özellikle respiratuar epitelin siliyalarının ostiuma doğru olan aktiviteleri (mukosiliyer aktivite) ile nazal kaviteye drene edilir. Herhangi bir nedenle bu mukosiliyer drenaj aksayacak olursa sıvı sinüs içinde staza uğrar ve ortamın oksijen ve karbondioksit parsiyel basınçlarındaki değişiklik, buna bağlı ph değişikliği ve mukusun protein içeriği gibi faktörler bakterilerin büyüyüp gelişmesi için ideal koşulları oluşturur.

2 Prof. Dr. Onur Çelik Sayfa 2 Sinüzitin insidansı yüksektir. Kartagener sendrom' lu hastalarda silier tübüllerin dışındaki alanlarda defekt vardır ve bundan dolayı siliya, mukozanın temizlenmesinde (mukosiliyer klirens) aktif değildir. Bu hastalarda genellikle kronik sinüs hastalığı, tekrarlayan pulmoner enfeksiyonlar gibi siliyalı epitelle döşeli ve dolayısıyla mukosiliyer klirens gibi bir savunma mekanizmasına gerek duyan yapıların enfeksiyonları oluşabilir. Kistik fibrozisli hastalar sinüzit için risk altında olan bir başka hasta grubudur. Ekokrin gland salgısı bozuktur; mukus salgılanan diğer yüzeylerde olduğu gibi paranazal sinüslerde de mukus salgısının viskozitesi yüksektir. Bu nedenle mukosiliyer transport güçleşmiştir ve mukosiliyer klirens bozulmuştur. Bu hastalarda solunum yollarında hemen daima Pseudomonas aeruginosa kolonizasyonu söz konusudur. Genel popülasyonda sinüzitin gelişmesinde önde gelen temel majör faktör viral rinitlerdir. Diğer enfeksiyon sebepleri farenjitler, dişlerin enfeksiyonları/dişlere yönelik cerrahi müdaheleler, sinüsleri ilgilendiren kırıklar, temiz olmayan sularda yüzme/dalma, barotravma ve muhtemelen tekrarlayan adenotonsillitlerdir. Obstrüktif sebepler ise nazal septal deviasyon, yabancı cisimler, polipler, büyümüş konkalar (örneğin kronik allerjik rinit), konka bülloza, büyümüş adenoidler ve nazofarenksin tümörleridir. Sinüslerin travması hemoraji ve sekonder enfeksiyona yol açar. Epistaksis için zemin hazırlayan her hastalık antibiyotiklere ihtiyaç gösterir. Çünkü; sinüzitin yüksek insidansı söz konusudur. Barotravmayla sinüslerde ciddi negatif basınca sebep olur ve sonuçta kanama olabilir. Pnömosinüs dilatansın sinüsün hiperaerasyonunun sonucu olduğu kabul edilmektedir. Polip veya mukosel; sinüsün havalanmasına izin veren bir yol varsa oluşur. Valsalva manevrası gibi kuvvetli burun akımı veya barometrik basınçta değişiklik, sinüs parsiyel basıncında, atmosferik basınçtan daha büyük değerler oluşturur. Akut sinüziti taklit eden ağrılar oluşur ve mukozada hemoraji meydana gelir. Yarık damak gibi orta hat anomalileri veya kraniofasiyal sendromlar sinüzit gelişmesiyle ilişkilidir. Sonuç olarak diş çekimi gibi iatrojenik nedenler enfeksiyon sebebi olabilir. Akut enflamatuar fazlı sinüzitin başlamasında birbirini izleyen patofizyolojik safhalar vardır. Submukozanın bakteriyal invazyonu, pleomorfik nötrofiller, mast hücreleri ve lenfositlerle lamina proprianın infiltrasyonu ile sonuçlanır. Histamin ve prostoglandinler gibi kimyevi mediatörlerin arka arkaya salınımı vazodilatasyon ve submukozanın ödemine neden olur. Sinüs ostiumu genellikle küçüktür ve konkaların altında gizlenir. Bundan dolayı mukozanın şişmesinin minimal sonucu olarak obstrüksiyon oluşur. Sinüs drenajının daha iyi olması için anahtar olan ostiomeatal kompleks, orta meatusta lokalizedir. Bu alandaki obstrüktif proses maksiller ve etmoid sinüzite yol açar. Bakteriyel proliferasyon ve düşük oksijen saturasyonu sinüslerin içinde sekresyon birikimine yardım eder. Oksijen satürasyonunda azalma, pleomorfik nötrofillerin (PMN) fagositik fonksiyonunda azalma ve daha fazla kimyasal mediatörlerin mukozaya salınımına neden olur. Adenozin trifosfat (ATP) düzeyinin azalmasına ve siliyer fonksiyonların durmasına neden olur. Proteolitik enzimler salgılanır. PMN' lerin ölmesi siliyalarda hasarı başlatır. Bu sekresyonun koyulaşmasıyla beraber sinüs içeriğinin inspirasyonuna neden olur. Siliyalı epitelin yerine geçen sağlıklı immatür konnektif doku proliferasyonu 3. haftada sonuçlanır. Bu subakut evre eğer uygun medikal tedavi verilirse tersine çevrilebilir. 3 Ay sonra rezolüsyon dışında konnektif doku proliferasyonu ve epiteliumun squamöz metaplazisi gibi irreversibıl değişiklikler olur. Lenfatik ve venöz obstrüksiyon gelişirse mukozanın ödemi gelişir. Mukozada polipoid değişiklikler, kalınlaşma ve ödem meydana gelir. Sonuçta poliplerin gelişmesi, normal ostium blokajının gelişmesi, nazal kaviteye kadar sinüslerin genişlemesi olabilir. Değişikliklerin histolojik işareti olarak, submukozada eozinofiller, plazma hücreleri, makrofajlar ve lenfositlerin predominansı görülür. Bu evrede medikal tedavi genellikle etkisizdir. Cerrahi, poliplerin gelişmesi ve mukozanın hastalanarak özellikle sinüs drenajının bozulması halinde gereklidir. Cerrahinin amacı mukozanın ve normal sinüs yapısının küçük destrüksiyonları gibi sinüslerin fizyolojik fonksiyonunu sağlamaktır. Endoskopik sinüs cerrahisinin gelişmesiyle sinüslerin normal fizyolojik fonksiyonları daha iyi sağlanmıştır.

3 Prof. Dr. Onur Çelik Sayfa 3 MİKROBİYOLOJİ Sinüzitin mikrobiyolojisinin bilinmesi yeterli tedavinin seçilmesinde önemlidir. Normal olarak, nazal kavite ve nazofarenksin içerdiği bakteri spektrumu, aerobik, anaeorobik ve fakültatif mikroorganizmaları içermektedir. Travma veya viral enfeksiyonlardan dolayı mukoza bariyerinin bozulmasıyla bu bakteriler patojenik hale gelir. Akut sinüzitte daha yaygın bakteriler, Streptococcus pneumoniae, Haemophilus influenzae, Moraxella catarrhalis, Staphylococcus aureus ve Streptococcus pyogenes tir. Buna karşın kronik sinüzitte daha yaygın olarak Staphylococcus aureus, Streptococcus viridans, Haemophilus influenzae gibi aerob, Peptostreptococci, Corynebacteria, Bacteroides species ve Veillonella gibi anaeroblar bulunabilir. Akut sinüzitli hastalardan sağlanan kültürlerde olguların %20-40 kadarında anaerob mikroorganizmalar saptanmıştır. Çeşitli araştırmalarda sinüzitli hastaların %15-30 kadarında negatif kültür sonuçları bildirilmiştir. Beta laktamaz üreten stafilokoklar, Haemophilus influenzae, Moraxella catarrhalis ve bacteroides' lerin yüksek insidensi göz önüne alınarak tedavi verilmelidir. Akut enfeksiyonlara sıklıkla bir predominant organizma neden olur. Antibiyotik tedavisi akut enfeksiyonlarda ampirik olarak başlanır; kültür ve antibiyogram yapma olanağı elde edilebilmişse buna göre bir tedavi düzenlenir. Başlangıçta maksimum dozda amoksisilin veya ampisilin denenmesi uygundur. Değişik çalışmalar mukozaya kadar Ampicillin' in penetrasyonunun düşük olduğunu, tedavinin iki haftadan fazla sürmesi gerektiğini göstermiştir. Böyle bir tedaviye yanıt vermeyen hastalarda beta laktamaz üreten organizmalar düşünülmeli ve ampisilin ve amoksisilinin kombine formları (örneğin amoksisilin+ klavulanik asit, ampisilin+sulbaktam) veya beta laktamaz üreten organizmalara etkili sefalosporinler (sefuroksim aksetil, sefaklor vb), kinolonlar veya klaritromisin verilmelidir. Sinüzitli bir hastada yakınma ve bulgular 3 aydan daha eskiyse tablo kronik sinüzit olarak tanımlanır. Kronik sinüzitte bulunan flora anaerobiklerin insidansının artmasıyla birlikte polimikrobiktir ve gram (-) ajanları da içerir. Anaerobik bakterilerin insidansında artma sinüs içinde oluşan fizyolojik değişiklikleri açıklayabilir. Oksijen oranındaki azalma ve ph değişikliği anaeropların gelişmesine yol açar. Antibiyotik seçerken beta laktamaz üreten bakteriler ve anaeropların eradikasyonu yol gösterebilir. Klindamisin, kloramfenikol ve metronidazol anaerobik bakterilere etkili ilaçlardandır. Kronik sinüzitli olguların önemli bir kısmı antimikrobiyal tedaviye yanıt vermezler ve bu hastalarda cerrahi tedavi uygulanır. SEMPTOMLAR VE BULGULAR Akut Sinüzit Akut sinüzitli hastaları doktora getiren asıl yakınma yakınması ağrıdır. Ağrı; ağır sızıntı şeklinde ve ağırlık hissi ile ilişkili veya basınç tarzında tarif edilir. Karakteristik olarak ağrı zonklayıcı özllikte, şiddetli, ilgili sinüs projeksiyonuna uyan lokalizasyonda ve Valsalva manevrasıyla daha da şiddetlenen bir ağrıdır. Ağrının lokalizasyonu enfekte sinüsün tespit edilmesinde önemlidir. Maksiller sinüzitte ağrı sıklıkla alında, yanakta arasıra da alışılmamış şekilde dişlerde olur. Yanak veya zigoma üstünde hafif tarzda ağrı olabilir. Ayrıca bu alanlar üzerindeki dokuda ödem olabilir. Etmoid sinüzitin sebep olduğu ağrı retro-orbital alanda, iki göz arasında ve dorsum nazinin iki tarafında olur. Frontal sinüzitin ağrısı gözler üzerinde ve alın bölgesinde sızıntı şeklindedir. Posterior etmoid ve sfenoid sinüs enfeksiyon larında ağrının retroorbital, oksiput veya verteks üzerinde olması gibi değişik şekilleri vardır. Hastaların çoğu baş hareketleriyle yer değiştiren sıvı hissi tanımlar ve bu gerçekte sinüs içindeki süpürasyonun hareketine uymaktadır. Eğer ağrı gece boyunca devam ederse, hasta gece boyunca uyanıktır ve bu durumda sfenoid sinüzit veya osteitten şüphelenilir. Frontal sinüzitte sabah saatlerinde daha fazla ağrı olur, günün ilerleyen saatlerinde rahatlama gözlenir.

4 Prof. Dr. Onur Çelik Sayfa 4 Polipler veya sekresyonun tıkamasına bağlı nazal mukozanın enflamasyonu ve hiperplaziye uğramasıyla koku almada değişiklik meydana gelebilir ve bu iştahın azalmasına katkıda bulunabilir. Hastalar sıklıkla pürülan materyalin nazofarenkse drene olmasından dolayı ağızlarının kirlendiğinden ve tat almalarının bozulmasından şikayetçidir. Çocuklarda sekresyonları yutmalarından dolayı mide bulantısı ve kusma olabilir. Nazofarenkste yoğun sekresyonun birikmesi sıklıkla tuba Eustachii yi enflame veya bloke eder. Buna bağlı olarak kulakta dolgunluk hissi veya sinirlendirici tarzda kulakta patlama sesine yol açar. Çocuklarda iyi bir öykü alınması güçtür fakat genellikle 5 yaşın üstündeki çocuklarda ağrının lokalizasyonuna güvenilir. Çocuklar iştah azalması ve uyuşukluk gibi değişik semptomlar gösterebilirler. Çocukta kötü nefes kokusu varsa alt solunum yolu enfeksiyonundan kuşkulanılır. Kronik Sinüzit Kronik sinüzitli hastalar gerçekte daha az ciddi semptomlara sahiptir. Akut ataklar meydana gelmedikçe nadiren ateş veya şiddetli ağrı vardır. Çok iyi lokalize edilebilen bir ağrıdan çok daha yaygın, iyi lokalize edilemeyen bir baş ağrısı vardır. Kronik sinüzit kliniğinde baş ağrısından daha ön planda ve daha sık olarak nazal obstrüksiyon gibi semptomlar bulunur. Tat alma duyusu ve koku almada azalma (hiposmi) yaygındır. Burun veya farenksten kanlı akıntı veya kaymak gibi yoğun sekresyon meydana gelebilir. Fiziksel muayenede, alın veya yüzün orta kısmının üstündeki perküsyonlarda duyarlılık bulunabilir. Aylar ve yıllar süren kronik enflamasyon sinüs mukozasında ödeme ve polip formasyonuna neden olabilir. Sinüste sekresyonların toplanması mukoza içindeki glandları dilate edebilir ve mukosel gelişebili; eğer bu enfekte olursa piyosel oluşur. Bu progresif büyüme, mukosel veya piyosel kemik erezyonuna neden olabilir. Bu durum daha çok frontal sinüste görülür. Uzun zaman periyodunda frontal sinüsün zemini erode olabilir ve mukosel orbitaya kadar herniye olur. TEDAVİ Akut sinüzit medikal tedavi ile başarılı bir şekilde iyileştirilebilir; bunun için erken tanı çok önemlidir. Hasta ampirik olarak oral antibiyotiğe başlatılır. Uygun antimikrobiyalin seçiminde akut sinüzitte genellikle rastlanan bakteriyel patojenleri dikkate alınmalıdır. Ancak bu tedaviye başlanırken beta laktamaz üreten stafilokoklar, Haemophilus influenzae, Moraxella catarrhalis ve bacteroides gibi bakterilerin yüksek insidansını dikkate almak gereir. Herhangi bir şekilde kültür ve antibiyogram yapma olanağı elde edilebilmişse tedavi buna göre düzenlenir. Basit ve ucuz bir tedavi için başlangıçta maksimum dozda amoksisilin veya ampisilin denenmesi uygundur. Hangi tedavi başlanırsa başlansın kısa süren bir tedavi uygun değildir. Akut sinüzit kliniğinde saat içinde iyiye doğru bir gidiş olmadıysa veya klinik daha da ağırlaştıysa veya komplikasyon geliştiyse antibiyotik değiştirilmelidir. Aksi taktirde gün kadar tedaviye devam edilmelidir. Böyle bir tedaviye yeterli yanıt vermeyen hastalarda beta laktamaz üreten organizmalar düşünülmeli ve ampisilin ve amoksisilinin kombine formları (örneğin amoksisilin+ klavulanik asit, ampisilin+sulbaktam) veya beta laktamaz üreten organizmalara etkili sefalosporinler (sefuroksim aksetil, sefaklor vb), kinolonlar veya klaritromisin kullanılabilecek antbakteriyel ajanlardır. Kronik sinüzitte genellikle mikst bir flora vardır ve anaerobik ve gram (-) ajanları da içerir; antibiyotik seçerken bu özellikleri dikkate almakta yarar vardır. Kronik sinüzitli olguların önemli bir kısmı antimikrobiyal tedaviye yanıt vermezler ve bu hastalarda cerrahi tedavi uygulanır. Çok çeşitli cerrahi tedavi yöntemleri uzun yıllar yaygın olarak sinüzit cerrahi tedavisi için uygulanmıştır. Bunlar içinde Caldwell-Luc ameliyatı, eksternal veya transnazal etmoidektomiler sayılabilir. Ancak günümüzün en etkili ve popüler cerrahi yöntemi endoskopik sinüs cerrahisidir.

5 Prof. Dr. Onur Çelik Sayfa 5 Ağrı lokalizasyonu ve hassasiyeti sıktır ve genellikle narkotik aneljeziklerin verilmesine ihtiyaç gösterir. Soğuk ve sıcak uygulama rahatlama yapabilir, fakat alana sıcak uygulama bazen yüzde şişmeye neden olur. Bu tedavi metodu özellikle tek başına kullanılabilir. Oral dekonjestanlar potansiyel olarak verilebilir. Yüksek PH' lı solüsyonlardan uzak durulur. Çünkü; nazal mukozanın lizozomal aktivitesinde değişiklikler meydana getirebilirler. Oral dekonjestanlar, antihistaminiklerle beraber verilebilir. Narkotikler sedatif etki komponentlerinden dolayı kullanılabilirler. Potansiyel olarak oral dekonjestanların zarar verici etkileri mukosiliyer transport sistemini tamir etmeye yarayan nazal mukozanın kurumasıdır. Steril nazal tuzlu spreylerin ve nemlendirici cihazların kullanımı nazal mukozanın nemlendirilmesine yardım eder. Ek olarak hasta supin pozisyonundaysa başın yükseltilmesi, hidrasyonun sürdürülmesi, sigara içimi veya kuru hava veya soğuk gibi nazal stimülasyona yol açıp sağlığa zarar veren çevresel faktörlerden sakınmak gerekir. Sinüs irrigasyonu tedavi amacıyla giderek çok daha seyrek kullanılmakta olan bir tedavi yöntemidir. Sinüslerden drene olamayan pürülan sıvının uzaklaştırılmasına ve dolayısıyla mukosiliyer aktiviteye geçici de olsa katkı sağlamaya yönelik bir girişimdir. Bu işlem sırasında sistemik olarak sinüse yeterince ulaşamayan antibiyotikler topikal olarak ta uygulanabilmektedir. Kanin fossadan veya intranazal olarak alt meatustan bir trokarla maksiller sinüse girilerek maksiller sinüs irrigasyonu yapmak görece sık yapılan bir uygulamadır. Etmoid hava hücreleri Proetz' in hareketli tekniğinin kullanılmasıyla başarılı bir şekilde aspire edilebilir. Akut sinüziti tedavi etmede cerrahi müdahaleye nadiren gerek duyulur. Kronik enflamasyonda ise cerrahi müdaheleye sıkılıkla gerek duyulur. Bununla beraber konkaların hipertrofisi veya polip formasyonunda da cerrahi uygulanır. Sinüzitin tedavisinde başarısızlığın genel sebebi yetersiz antibiyotik tedavisidir. Uygun antibakteriyel ajan, uygun süre, uygun dozda, uygun aralıklarla kullanılmalıdır. Çok basite indirgeyerek söylemek gerekirse, antibiyotikler maksimum dozda, minimum 2 hafta süreyle verilir. Eğer oluşan yanıt zayıfsa başka antibiyotiklere geçilir. İmmün fonksiyonların bozuk olmasında veya mekanik obstrüksiyonlarda akut sinüzitin tedavisi için daha yüksek dozlarda ve daha uzun süreli antibiyoterapi gerekebilir. ATİPİK SİNÜZİTLER Fungal Sinüzit Mantarlar medikal tedaviye dirençli sinüzite neden olabilirler ve özellikle nötropeni veya nötrofil fonksiyonunda olmak üzere immün fonksiyonda değişiklik yaparlar. Hastalar yüksek risk gruplarına sahiptir. Kemoterapi veya kemik iliği tranplantasyonu gerekebilir. Kronik hastalıkların veya malignensilerin devamında ve steroid tedavisi alanlarda veya diyabetik ketoasidoz sırasında görülebilirler. Esasında nötrofil fonksiyonunun bozulduğu durumlarda fırsatçı enfeksiyonlara neden olurlar. Bağışıklığın zayıflamasında fungal sinüzit acil tıbbi bir durum olabilir. Çünkü; 2 ile 5 gün içinde kraniyal sinir paralizisi veya körlük gibi ciddi komplikasyonlar veya ölüme yol açabilirler. Solid organ alıcıları ve AIDS hastalarının sayısının artmasıyla fırsatçı enfeksiyonların anlaşılması zorunlu hale gelmiştir. Etiyoloji: Histoplazma, Coccidiodes ve Alternaria, Aspergillus ailesinden (Aspergillus niger, fumigatus, flavus) ve Phycomycetes sınıfından (mucor, absidia, rhizopus) fungal sinüzit etkenleridir. Mucormycosis terimi sıklıkla phycomycosis ile değiştirilebilir. Bütün bu mantarlar saprofitiktir ve toprakta bulunurlar, fakat oral kavitede de yer alırlar. Konak immün sisteminde değişiklik olunca mantarlar patojenite kazanırlar. Diffüz fungal enfeksiyonların %90' ı lökosit sayısının 500' den az olduğu hastalarda oluşur.

6 Prof. Dr. Onur Çelik Sayfa 6 Aspergillus Sinüziti: Aspergillus paranazal sinüslerde yaygın olarak izole edilen bir mantardır. Aspergillus sinüzitinin bütün olgularında fulminant değişiklikler olabilir. Bununla beraber aspergillus sinüzitinin 3 farklı klinik formu vardır. Birincisi inatçı sinüzitlere sebep olur; rutin sinüs cerrahisine iyi yanıt verir ve sıklıkla sistemik antifungal ajanlar gerekmez. Sinüs mukozasının çıkarılması mükemmel prognozla sonuçlanır. Aspergillus enfeksiyonlarının ikincisi maksiller sinüslerde "mantar topları" oluşturur. Bu durum Afrika da endemiktir; diğer ülkelerde sporadik görülür. Üçüncüsü invazyona yol açar. Aspergillusların fulminant şeklidir ki genellikle immün yetersizlik durumlarında gelişir. Bu antifungal medikal tedavi gerektirebilir. Aspergillozlar kronik sinüzit oluşturur. radyografilerde sinüslerde opasiteler görülür, fakat hava sıvı seviyesi nadirdir. ELISA (Enzime- Linked İmmünosorbent Assays) nın kulanımı aspergillus enfeksiyonlu hastaların ortaya çıkarılmasına yol açmıştır. Fiziksel muayene genellikle bakteriyel orjinli kronik sinüzitlerden ayırımda yardımcı olmaz. Teşhis genellikle cerrahi sırasında yapılır ve eğer kurşuni veya koyu kahverengi granülasyon dokusu ile karşılaşılırsa şüphelenilir. Aspergillusun yapısı 45 derece açılarla kollu septal hiflerden oluşur. Sinüsün küretajı ve nekrotik dokuların debritmanı uygulanır. Özellikle kan ve debris birikintilerinin sinüslerden uzaklaştırılması günlük irrigasyon ve aspirasyonla sağlanır. Eğer gerekliyse amfoterisin B (sistemik antifungal ajan) kullanılır. Aspergillus sinüzitinin fulminant tipi mucormucozise benzerdir. Nötropeni majör risk faktörüdür. Hastalarda nazal veya fasiyal ödem görülebilir. İntranazal muayeneler genellikle anterior nazal septum ve inferior konkada ülsere lezyonlar gösterir. Mukozada his kaybı kötü bulgudur. İnvaziv fungal enfeksiyonlar için patognomoniktir. Tedavide enfekte alan debride edilir; fakat bu işleme sekonder ağır doku kayıpları oluşabilir. İnvaziv enfeksiyonların mortalitesi yüksektir. KOMPLİKASYONLAR Antibiyotiklerin kullanımından önce sinüzit komplikasyonları yaygındı; ancak günümüzde daha seyrek görülmektedir. Geniş spektrumlu intravenöz antibiyotiklerin gelişmesiyle potansiyel olarak letal komplikasyonlar çok seyrekleşti. Bununla beraber günümüzde AIDS'li hastalar, organ transplante edilmiş hastalar, diabetik hastalar, kemoterapi alanlar gibi immün sistemi zayıflamış hastalardaki sinüzit olgularında gelişen komplikasyonlarla hala mücadele edilmektedir. Enfeksiyonun akut fazında sellülit gibi enfeksiyon komplikasyonları sıklıkla meydana gelir. Akut sinüzit olgularında kavernöz sinüs, beyin adneksi ve orbita gibi kontagiöz yapıları içine alan komplikasyonlar gelişebilir. Sinüzit komplikasyonları aşağıda liste halinde sunulmuştur. Sinüzitin Komplikasyonları 1. Orbita ile ilgili komp. a. Orbital selülit b. Periorbital apse c. Ekzoftalmus 2. Çevre dokularla ilgili komp. a. Maksiller ve frontal osteomyelit b. Oroantral fistül

7 Prof. Dr. Onur Çelik Sayfa 7 3. İntrakraniyel komp. a. Kavernöz sinüs tromboflebiti b. Menenjit c. Epidural apse d. Subdural apse e. Beyin apsesi 4. Desendan komp. a. Farenjit b. Larenjit c. Akciğer inf. Enfeksiyon odağı haline gelme Periorbital ve Orbital Yumuşak Doku Enfeksiyonları Paranazal sinüslerle orbitanın anatomik olarak ilişkisinden dolayı orbital komplikasyonlar görece sık oluşur. Majör komplikasyonlar çocuklarda görülür. Üst solunum yolu enfeksiyonlarının yüksek insidansından dolayı bunları açıklamak zordur. Çocuklarda sinüslere yakın komşu orbitanın alanında, sütür hatlarında kendiliğinden açılma veya genişleme olabilir. Tekrarlayan adenotonsillitler etiyolojik faktör olarak ileri sürülmüştür. Periorbital dokunun enflamasyonu ve akut şişmesi acil medikal tedavi gerektirir. Tedavide enfeksiyonun yayılmasının bilinmesi ve erken tanı önemlidir. Enfeksiyonun değişmez bulguları bazen orbita etrafında şişme ve daha öncesinde var olan üst solunum yolu enfeksiyonu öyküsüdür. Tanı için genellikle paranazal sinüslerin ve orbitanın acil BT' sine ve acil oftalmolojik muayeneye gerek vardır. Birinci klinik evre periorbital (preseptal) sellülittir. Enfeksiyon orbital septumda ön kompartman yumuşak dokularına yayılır. Orbital sellülit orbitanın müsküler konisinin içinde lokalize enfeksiyonla gelişebilir veya orbital apseden sonra meydana gelebilir. Keza frontalden direk yayılım maksiller veya etmoid sinüzit veya periorbital sellülitte bir subperiostal apse gelişebilir. Bunda periorbital doku ve kemik arasında pürülan materyal görülebilir. Sonuçta bu harap edici evre kavernöz sinüs veya anterior kraniyal fossaya ulaşırsa, kavernöz sinüs trombozu veya intrakraniyal apselere neden olabilir. Diğer yandan daha az sıklıktaki komplikasyonlar osteit, osteomiyelit ve sinüslerin yumuşak doku apseleridir. Tanı: Tek başına orbitanın fiziksel muayenesine dayanarak enfeksiyon un durumuna karar vermek güçtür. Ayrıca, özellikle çocuklarda komplikasyonların muayenesinin güçlüğü ağrıyla ilişkilidir. Teşhis zorunludur, bununla beraber görme keskinliği ve ekstraoküler kas fonksiyonu tayin edilebilir. Çünkü; bu iki klinikle ilgili parametredeki değişiklikler, cerrahi müdahalenin gerekli olup olmadığını saptamada esaslı faktörlerdir. Diğer önemli teşhis kriteri orbita ve sinüslerin BT' sidir. Periorbital ve orbital enfeksiyon ların komplikasyonlarının tedavisinin seçim prosedüründe bu gereklidir. BT preseptal ve orbital sellülitis arasındaki ayırım için gereklidir. Subperiostal veya orbital apse formasyonu gösterebilir. BT' de apse formasyonunun bulgularının olması drenajı gerektirir. Ultrasonla orbitanın apeksinden başka, normal orbitadaki ödem ve apsenin ayırımı yapılabilir. Yukarıda bahsedildiği gibi BT ve ultrason medikal ve cerrahi tedaviye cevabı ayırmada kullanılabilir. Gözün canlılığı korunabilecekse hemen drenaj yapılmalıdır. Sürekli körlük ışığı algılamanın kaybından sonra ilk 90 dakika içerisinde meydana gelir. Görmenin veya oküler değişikliklerin erken tanınması için her 4 saatte bir göz muayenesi yapılmalıdır. Görme keskinliği ve ekstraoküler motilite dikkatlice not edilmelidir. Preseptal veya orbital enfeksiyon un teşhisinde her hastaya hemen BT çekilmelidir.

8 Prof. Dr. Onur Çelik Sayfa 8 Tedavi: Etmoid veya maksiller sinüzitin komplike olmayan olguları göz kapağının şişmesiyle birlikte görülür. Oküler bulguların yerinde eritem veya fluktuasyon yoklugunda, göz kapağının basit ödemiyle birliktedir. Oral veya intravenöz antibiyotikler ve dekonjestanların yardımı uygundur. Kemozis, ağrı ve eritem olduğu zaman, periorbital enfeksiyon vardır ve tedavi planı için oftalmolojik değerlendirme ve sinüslerin BT sini yapmak gerekir. İntravenöz antibiyotikler hemen topikal nazal dekonjestan, oral dekonjestan ve aneljeziklerle birlikte başlanmalıdır. BT de apse formasyonu bulunan her olguda cerrahi girişim tavsiye edilir. Hastalarda görme keskinliğinde azalma, ilerleyici oftalmopleji, artan propitozis varsa veya medikal tedaviye yetersiz yanıt alınıyorsa açılmalıdır. Çocuklarda etmoid hava hücreleri iyi gelişmemiş olabilir ve maksiller antrum enfeksiyon un kaynağıdır. Dişlerin gelişmesinde hasardan korkuluyorsa dişlerin tamamı çıkmadan çocuklarda sublabial yaklaşımdan kaçınılmalıdır. Bu yaş grubunda sinüsün sürekli drenajı intranazal antrostomiyle sağlanır. Kavernöz sinüs trombozisinin tedavisi tartışmalıdır. Geniş aminoglikozidlerle geniş spektrumlu antibiyotiklerin kombinasyonu enfekte sinüsün drenajıyla birlikte gereklidir. Rutin antikoagülanlar genellikle kullanılmaz. Körlük periorbital sellülitisin diğer korkulan bir komplikasyonudur. Vasa nervorumun trombotik oklizyonu veya embolik ve septik nöritisle optik sinirin hasarı sonucudur. Apseyle retroorbital basıncın artmasına bağlı olarak körlük olabilir. Görmenin azalması genellikle irreversıbıldır ve bundan dolayı görme keskinliğinin sıklıkla kontrolü gereklidir. Akut sinüzit hastalığının diğer oftalmik durumları süperior orbital fissür sendromudur. Fissürün içeriği, III., IV. ve VI. kraniyal sinirleri içerir ve bunlar etkilenir. Bulguları oftalmopleji, gözde ağrı ve başağrısı gibi trigeminal sinirin ikinci parçasının duyusunun kaybını içerir. Gözde sempatik dağılımda hasar Horner sendromuna sebep olabilir. Oftalmik venlerin septik oklüzyonu venöz konjesyon ve şişmeyle sonuçlanır. Sfenoid sinüzitli hastalarda süperior orbital fissür sendromunun yüksek insidansi vardır. Yönünden dolayı 6. kraniyal sinir ilk olarak etkilenir. Bu semptom kompleksi gelişen hastalarda, ayırıcı tanı başlıca kavernöz sinüs trombozisi ile yapılmalıdır. Her ne keder az sıklıktaysa da, frontal sinüzitin spesifik komplikasyonları yol göstericidir. Apseler frontal sinüzitli hastalarda frontal sinüsün ön duvarının osteitisi sonucudur (Pott'sun şişkin tümörü). Özellikle enfeksiyon kemiğe penetreyse, apse periosteum altında meydana gelir. Kranium diploesinden frontal sinüs mukozasından kompakt kemiğin küçük kısmına yayılabilir. Ön tabaka kemiğinde sınırlı enfeksiyon bir osteotistir. Fakat enfeksiyon kemik iliği alanındadır. Gerçek kemiğin sekestrasyon potansiyeliyle osteomyelit ve kalvarium kemiğin kontagiös kemik iliğine yayılır. Dura ve diploe arasında bağlantı olmasıyla mukoza venleri enfeksiyon un yayılmasına izin verir. Kemik delinebilir. Bu venler Breschet' in kanalları gibi bilinir ve kan anterior kraniyal fossaya doğru retrograd olarak hareket eder. Çünkü; bu venlerde valvler yetersizdir. Bu mekanizma subdural veya beyin apselerinin gelişmesine yol açar. Osteomiyelitte izole edilen alışılmış bakteriler S. aureus' tur. Fakat beta hemolitik streptokoklarla da meydana gelir. Çocuklarda kemiğin enfeksiyon u diploik venler boyunca hematolojik yollardan dolayı daha sıktır. Akut enfeksiyon larda tedbirsiz küretaj hasara yol açabilir ve sonra da frontal sinüs kemiğine saçılabilir. Frontal sinüzitin diğer sebepleri sinüse kontamine suyun güçlü enjeksiyonu sonucu oluşan komplikasyonlardır. Osteomyelit gelişirse sıklıkla ateş, baş ağrısı ve özellikle üst göz kapağında ödem vardır. Kronik durumlarda ateş ancak ileri evrede vardır veya yoktur. Eğer tedavi edilmezse, osteomyelit, septisemi, nekroz, menenjit ve beyin apsesine yol açabilir. BT enfeksiyon unu yayılmasının tespitinde kullanılır. Görüntüleme, aralıklı mental durum değişikliği gibi intrakraniyal durumlarda yapılır. Tedavi eğer osteomyelit varsa 6 hafta veya daha uzun süreli yüksek doz intravenöz antibiyotikleri içerir. Eğer subperiostal apse varsa alan açılmalıdır ve kavite ıslah edilmelidir. Eğer gerekliyse antibiyotik irrigasyonu yapılmalıdır. Frontal sinüs, Lynch insizyonu kullanılarak delinebilir ve bu pencereden dışarı drenaj yapılabilir. Ciddi hastalıklı olgularda kemiğin anterior tabakasının kaldırılması gerekli olabilir. Bu daha geç rekonstrüksiyon gerektirir. Akut evrenin resolüsyonundan sonra,

9 Prof. Dr. Onur Çelik Sayfa 9 frontal sinüs rezidüel hastalığın kalması yönünde radyolojik olarak incelenir. Eğer obliterasyon metodu kullanılacaksa abdominal duvardan alınan yağ dokusu kullanılır. Yüz iskeletinin diğer bölümleri sinüslerden yayılan enfeksiyon larla etkilenir. Maksiller sinüzitten zygomatik osteomyelitin geliştiği rapor edilmiştir. Enfeksiyonların sıklığı daha az yaygındır. Çünkü; zygomada kemik iliği azdır. Az sıklıkta sfenoid kemiğin supresyonu ve osteoitisi, occiputa doğru derin yayılmasıyla gözlerde ağrıyla sonuçlanır. BT görüntüleme özellikle teşhiste kullanılır. İntrakraniyal Komplikasyonlar Sinüzit eğer tedavi edilmezse intrakraniyal olarak ilerler ve ekstradural veya subdural apse, menenjit, beyin apsesi veya cavernöz sinüs trombozu gibi ciddi komplikasyonlara neden olurl. Kafa travmasına bağlı kemik defekti, konjenital dehisenslar, optik sinir boyunca pasaj ve dura ve sinüsler arasındaki kominikan venler boyunca yayılmalar olur. Retrograd yayılım etmoid venler ve kavernöz sinüslerden angular venlerle meydana gelebilir. Komplikasyonların başlangıcı sinsidir. Epidural apseler yalnız kalıcı olabilir. Basınçlı baş ağrısı olabilir, fakat cavernöz sinüs trombozuna bağlı olarak hastaların ateşi aniden yükselir. Papilödem geç bulgudur ve kötü prognoz işaretidir. Beyin apseleri uzun zaman periodunda gelişir ve kronik baş ağrısına yol açar. Akut beyin apseleri fotofobi, boyun ağrısı ve pozitif Kernig ve Brudzinski semptomları gibi tipik menenjit semptomlarıyla başlar. Subdural apseler hastaların durumunda hızlı dezoryantasyon ve mental durum değişikliklerine yol açar. Bütün intrakraniyal komplikasyonlar özellikle de menenjitis daha yaygındır. Daha sıklıkla izole edilen organizmalar Pnömokoklar, Streptokoklar, Stafilokoklar ve H. İnfluenza' dır. Her intrakraniyal komplikasyon noroşürijikal konsültasyon gerektirir. Menenjitli ve septik flebitli olgular antibiyotiklerle, apseler kraniotomi yaklaşımıyla drenajla tedavi edilir. Sıklıkla sinüs hastalıkları ve intrakraniyal hastalıkları elimine etmede kombine cerrahi yaklaşım gereklidir. Menenjitli olgularda seri lomber ponksiyonlar ateşin düşmesinden 5 gün sonraya kadar yapılmalıdır. Bakterilerin yokluğunda glukoz ve protein değerleri beyin apsesi yönünden yeniden değerlendirilmelidir. Daha Ayrıntılı Bilgi İçin Başvurulabilecek Kaynaklar Çelik O. Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi. Turgut Yayıncılık, İstanbul Ballenger JJ, Snow JB. (Çeviri: Şenocak D). Kulak Burun Boğaz Baş Boyun Cerrahisi. Nobel Tıp Kitapevi, İstanbul Çakır N. Otolaringoloji, Baş ve Boyun Cerrahisi. Nobel Tıp Kitapevi, İstanbul, Cummings CW, Fredrickson JM, Harker LA, Krause CJ, Schuller DE. Otolaryngology- Head and Neck Surgery, 3rd ed. Mosby Year Book, St Louis 1998.

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Polikliniği Olgu Sunumu 2 Aralık 2016 Cuma İnt. Dr.

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Polikliniği Olgu Sunumu 2 Aralık 2016 Cuma İnt. Dr. Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Polikliniği Olgu Sunumu 2 Aralık 2016 Cuma İnt. Dr. Şeniz Şengül GENEL ÇOCUK POLİKLİNİĞİ OLGU SUNUMU Int.Dr.Şeniz Şengül

Detaylı

Burun yıkama ve sağlığı

Burun yıkama ve sağlığı Burun yıkama ve sağlığı Yayınlanmış bir çok klinik çalışmada günlük yapılan nazal yıkmanın burnumuzla ilgili yaşam kalitesini arttırdığı ve sinüslerimizden kaynaklanan semptomları azalttığı gösterilmiştir.

Detaylı

DİRENÇLİ BAKTERİ ENFEKSİYONLARINA KARŞI KULLANILAN ANTİBİYOTİKLER

DİRENÇLİ BAKTERİ ENFEKSİYONLARINA KARŞI KULLANILAN ANTİBİYOTİKLER DİRENÇLİ BAKTERİ ENFEKSİYONLARINA KARŞI KULLANILAN ANTİBİYOTİKLER 1. Vankomisin Vankomisin, Nocardia Orientalis in (eskiden Streptomyces orientalis olarak bilinen) belli suşlarından elde edilen amfoterik

Detaylı

Rinosinüzit burun boþluðu ve sinüsleri döþeyen müköz

Rinosinüzit burun boþluðu ve sinüsleri döþeyen müköz Klinik Pediatri, 2003;2(2):64-68. Çocuklarda Rinosinüzitlerin Tedavisi Prof. Dr. Sadýk DEMÝRSOY* Rinosinüzit burun boþluðu ve sinüsleri döþeyen müköz membranlarýn (nöroepitel dahil), bu kavitelerdeki sývýlarýn,

Detaylı

SİNÜZİTTE ANTİBİYOTİK KULLANIMI

SİNÜZİTTE ANTİBİYOTİK KULLANIMI SİNÜZİTTE ANTİBİYOTİK KULLANIMI 2 » Olgu» Epidemiyoloji» Klinik özellikler» Tanı» Tedavi yaklaşımı 3 » Dört yaşında kız hasta» Yakınması: Burun tıkanıklığı, burun akıntısı, öksürük ve ateş» Öykü: Üç gün

Detaylı

Patogenez Bronşektazi gelişiminde iki temel mekanizma rol oynar

Patogenez Bronşektazi gelişiminde iki temel mekanizma rol oynar Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Bronşektazi Giriş Subsegmental solunum yollarının anormal ve kalıcı dilatasyonu şeklinde tanımlanır Hastalık olmaktan çok çeşitli patolojik süreçlerin

Detaylı

Öğrenim Hedefleri. Önceden Gözden Geçirilmesi Gereken Dersler. Ders İçeriği KULAK BURUN BOĞAZ YABANCI CİSİMLERİ

Öğrenim Hedefleri. Önceden Gözden Geçirilmesi Gereken Dersler. Ders İçeriği KULAK BURUN BOĞAZ YABANCI CİSİMLERİ Prof. Dr. Onur Çelik Sayfa 1 Öğrenim Hedefleri Kulak yabancı cisimlerinin kliniğini anlatabilmelidir ve bu durumda hastaya nasıl yaklaşılabileceğini anlatabilmeli ve hasta üzerinde uygun bir olgu ise yabancı

Detaylı

SİNÜS - AĞRI, BASINÇ, AKINTI

SİNÜS - AĞRI, BASINÇ, AKINTI SİNÜS - AĞRI, BASINÇ, AKINTI Yardım edin sinüslerim beni öldürüyor! Bunu daha önce hiç söylediniz mi?. Eğer cevabınız hayır ise siz çok şanslısınız demektir. Çünkü her yıl milyonlarca lira sinüs problemleri

Detaylı

Acil Serviste Akılcı Antibiyotik Kullanımının Temel İlkeleri Dr. A. Çağrı Büke

Acil Serviste Akılcı Antibiyotik Kullanımının Temel İlkeleri Dr. A. Çağrı Büke Acil Serviste Akılcı Antibiyotik Kullanımının Temel İlkeleri Dr. A. Çağrı Büke Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji 12/o4/2014 Akılcı antibiyotik kullanımı Antibiyotiklere

Detaylı

SPONDİLODİSKİTLER. Dr. Nazlım AKTUĞ DEMİR

SPONDİLODİSKİTLER. Dr. Nazlım AKTUĞ DEMİR SPONDİLODİSKİTLER Dr. Nazlım AKTUĞ DEMİR Vertebra Bir dizi omurdan oluşur Vücudun eksenini oluşturur Spinal kordu korur Kaslar, bağlar ve iç organların yapışacağı sabit bir yapı sağlar. SPONDİLODİSKİT

Detaylı

NAZAL OBSTRÜKSİYON DR H HAKAN COŞKUN

NAZAL OBSTRÜKSİYON DR H HAKAN COŞKUN NAZAL OBSTRÜKSİYON DR H HAKAN COŞKUN BURUN ANATOMİSİ BURUN FİZYOLOJİSİ Burun fonksiyonları Nefes alma Normal nefes alma yolu nazal solunum Yenidoğanlar mutlak burun solunumu yapar (bilateral koanal atrezi

Detaylı

Kemik ve Eklem Enfeksiyonları. Dr Fahri Erdoğan

Kemik ve Eklem Enfeksiyonları. Dr Fahri Erdoğan Kemik ve Eklem Enfeksiyonları Dr Fahri Erdoğan KEMİK VE EKLEM ENFEKSİYONLARI Erken tanı ve tedavi Sintigrafi, MRI Artroskopik cerrahi Antibiyotik direnci Spesifik M.Tuberculosis M. Lepra T.Pallidumun Nonspesifik?

Detaylı

PRİMER SİLİYER DİSKİNEZİ HASTALARININ KLİNİK DEĞERLENDİRMESİ

PRİMER SİLİYER DİSKİNEZİ HASTALARININ KLİNİK DEĞERLENDİRMESİ PRİMER SİLİYER DİSKİNEZİ HASTALARININ KLİNİK DEĞERLENDİRMESİ N Emiralioğlu, U Özçelik, G Tuğcu, E Yalçın, D Doğru, N Kiper Hacettepe Üniversitesi Çocuk Göğüs Hastalıkları Bilim Dalı Genel Bilgiler Primer

Detaylı

KANITLARIN KATEGORİSİ

KANITLARIN KATEGORİSİ EPOS 2007 AMAÇLAR VE HEDEFLER Rinosinüzit, topluma büyük bir mali yük oluşturan, önemli ve gittikçe artan bir sağlık sorunudur. Bu el kitabı, rinosinüzitin tanısı ve tedavisi hakkında kanıta dayalı öneriler

Detaylı

PEDİATRİK YAŞ GRUBUNDA EPİFORA VE ENDOSKOPİK DAKRİYOSİSTORİNOSTOMİ

PEDİATRİK YAŞ GRUBUNDA EPİFORA VE ENDOSKOPİK DAKRİYOSİSTORİNOSTOMİ PEDİATRİK YAŞ GRUBUNDA EPİFORA VE ENDOSKOPİK DAKRİYOSİSTORİNOSTOMİ Dr. Fulya YAYLACIOĞLU TUNCAY Doç. Dr. Onur KONUK GÜTF GÖZ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI İÇERİK NAZOLAKRİMAL SİSTEM -ANATOMİSİ -EMBRİYOLOJİSİ

Detaylı

OTİTTE ANTİBİYOTİK KULLANIMI

OTİTTE ANTİBİYOTİK KULLANIMI OTİTTE ANTİBİYOTİK KULLANIMI Akut Otitis Media (AOM)» Orta kulağı döşeyen solunum epitelinin inflamasyonu» Özellikle timpan boşluğunun yangısı» EN SIK ANTİBİYOTİK YAZMA NEDENİ 2 6 ay 9 ay 15 ay 24 ay 36

Detaylı

RİNOSİNÜZİTLER SALİH BAKIR KBB NOTLARI

RİNOSİNÜZİTLER SALİH BAKIR KBB NOTLARI RİNOSİNÜZİTLER 261 SİNÜZİT FİZYOPATOLOJİSİ A. BAŞLANGIÇ EVRESİ B. OSTİAL OBSTRÜKSİYON EVRESİ C. BAKTERİYEL EVRE D. İRREVERSİBL (KRONİK) EVRE Rinosinüzit fizyopatolojisini 4 evreye ayırarak incelemek uygun

Detaylı

Solunum sistemi farmakolojisi. Prof. Dr. Öner Süzer

Solunum sistemi farmakolojisi. Prof. Dr. Öner Süzer Solunum sistemi farmakolojisi Prof. Dr. Öner Süzer www.onersuzer.com 2 1 3 Havayolu, damar ve salgı bezlerinin regülasyonu Hava yollarının aferent lifleri İrritan reseptörler ve C lifleri, eksojen kimyasallara,

Detaylı

Nozokomiyal SSS Enfeksiyonları

Nozokomiyal SSS Enfeksiyonları Nozokomiyal SSS Enfeksiyonları Nozokomiyal SSSİ En ciddi nozokomiyal enfeksiyonlardan biri Morbidite ve mortalite yüksektir. Nozokomiyal SSSİ Tüm HE %0.4 ünden sorumlu. En sık görülen formları: Bakteriyel

Detaylı

Eklem Protez Enfeksiyonlarında Antimikrobiyal Tedavi

Eklem Protez Enfeksiyonlarında Antimikrobiyal Tedavi Eklem Protez Enfeksiyonlarında Antimikrobiyal Tedavi Dr. Çağrı Büke Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı 26.12.15 KLİMİK - İZMİR 1 Eklem protezleri

Detaylı

Sunu planı. Solunum yetmezliği NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON NIMV

Sunu planı. Solunum yetmezliği NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON NIMV Sunu planı NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON DOÇ. DR. HAKAN TOPAÇOĞLU İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi Neden Endikasyonlar Kontrendikasyonlar Hasta seçilmesi Komplikasyonlar Solunum yetmezliği IMV

Detaylı

Öksürük. Pınar Çelik

Öksürük. Pınar Çelik Öksürük Pınar Çelik Öksürük Öksürük, akciğerleri aspirasyondan koruyan, sekresyonların atılmasını sağlayan, istemli veya istemsiz refleks yolla oluşan, ani patlayıcı ekspirasyon manevrasıdır. Öksürük refleksinin

Detaylı

ÜRÜN BİLGİSİ. ETACİD, erişkinler, 12 yaş ve üzerindeki adolesanlarda mevsimsel alerjik rinitin profilaksisinde endikedir.

ÜRÜN BİLGİSİ. ETACİD, erişkinler, 12 yaş ve üzerindeki adolesanlarda mevsimsel alerjik rinitin profilaksisinde endikedir. ÜRÜN BİLGİSİ 1. ÜRÜN ADI ETACİD % 0,05 Nazal Sprey 2. BİLEŞİM Etkin madde: Mometazon furoat 50 mikrogram/püskürtme 3. TERAPÖTİK ENDİKASYONLAR ETACİD erişkinler, adolesanlar ve 6-11 yaş arasındaki çocuklarda

Detaylı

Kesici Delici Alet Yaralanmaları ve Takibi

Kesici Delici Alet Yaralanmaları ve Takibi Kesici Delici Alet Yaralanmaları ve Takibi Dr. Şükran KÖSE Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği Sunum Planı Kesici-delici alet yaralanmalarında

Detaylı

Bağışıklığı Baskılanmış Olguda Akciğer Sorununa Yaklaşım. Klinik-Radyolojik İpuçları

Bağışıklığı Baskılanmış Olguda Akciğer Sorununa Yaklaşım. Klinik-Radyolojik İpuçları Bağışıklığı Baskılanmış Olguda Akciğer Sorununa Yaklaşım Klinik-Radyolojik İpuçları Çalıştığınız bölüm? 1-İnfeksiyon Hastalıkları 2-Hematoloji 3-Onkoloji 4-Göğüs Hastalıkları 5-Radyoloji 6-Diğer Bağışıklığı

Detaylı

Ia.CERRAHİ PROFİLAKSİ TALİMATI

Ia.CERRAHİ PROFİLAKSİ TALİMATI Ia.CERRAHİ PROFİLAKSİ TALİMATI CERRAHİ BİRİMLERDE ANTİBİYOTİK PROFLAKSİSİ TALİMATI AMAÇ: Operasyon sırasında potansiyel patojen mikroorganizmaların dokularda üremesini engelleyerek cerrahi alan İnfeksiyonu

Detaylı

Normal Mikrop Florası. Prof.Dr.Cumhur Özkuyumcu

Normal Mikrop Florası. Prof.Dr.Cumhur Özkuyumcu Normal Mikrop Florası Prof.Dr.Cumhur Özkuyumcu Vücudun Normal Florası İnsan vücudunun çeşitli bölgelerinde bulunan, insana zarar vermeksizin hatta bazı yararlar sağlayan mikroorganizma topluluklarına vücudun

Detaylı

Sunum planı. Epidemiyoloji Tanım Sınıflama Değerlendirme Tedavi Özet

Sunum planı. Epidemiyoloji Tanım Sınıflama Değerlendirme Tedavi Özet Sunum planı Epidemiyoloji Tanım Sınıflama Değerlendirme Tedavi Özet En sık hekime başvuru nedeni Okul çağındaki çocuklarda %35-40 viral enfeksiyonlar sonrası 10 gün %10 çocukta 25 günü geçer. Neye öksürük

Detaylı

GIS Perforasyonları. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK-2012

GIS Perforasyonları. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK-2012 GIS Perforasyonları Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK-2012 Sunum Planı Özefagus perforasyonu Ülser perforasyonları Tanım Epidemiyoloji Klinik Tanı Ayırıcı tanı Tedavi Özefagus Perforasyonu

Detaylı

21.12.2015 Pazartesi İzmir Basın Gündemi

21.12.2015 Pazartesi İzmir Basın Gündemi 21.12.2015 Pazartesi İzmir Basın Gündemi MANİSA HABER Soğuklarla birlikte sinüzit vakalarında artış yaşanıyor Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Ercan Pınar, havaların

Detaylı

Akılcı Antibiyotik Kullanımı. Prof.Dr.Ayşe Willke Topcu 25 Nisan 2014, Muğla

Akılcı Antibiyotik Kullanımı. Prof.Dr.Ayşe Willke Topcu 25 Nisan 2014, Muğla Akılcı Antibiyotik Kullanımı Prof.Dr.Ayşe Willke Topcu 25 Nisan 2014, Muğla 1 Tanım Akılcı (rasyonel, doğru) Antibiyotik Kullanımı; Klinik ve lab.la doğru tanı konmuş Gerekli olduğuna karar verilmiş Doğru

Detaylı

İNVAZİF ASPERGİLLOZ Radyolojik Tanı. Dr. Recep SAVAŞ Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir

İNVAZİF ASPERGİLLOZ Radyolojik Tanı. Dr. Recep SAVAŞ Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir İNVAZİF ASPERGİLLOZ Radyolojik Tanı Dr. Recep SAVAŞ Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir AMAÇ Radyolojik olarak algoritm Tanı ve bulgular Tedavi sonrası takip İnvazif Asperjilloz Akciğer

Detaylı

(ANEVRİZMA) Dr. Dağıstan ALTUĞ

(ANEVRİZMA) Dr. Dağıstan ALTUĞ ANEURYSM (ANEVRİZMA) Arteriyel sistemindeki lokalize bir bölgeye kan birikmesi sonucu şişmesine Anevrizma denir Gerçek Anevrizma : Anevrizma kesesinde Arteriyel duvarların üç katmanını kapsayan Anevrizma

Detaylı

SSS ENFEKSİYONLARI OLGU SUNUMLARI. Dr. Hande Aydemir Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları A.D

SSS ENFEKSİYONLARI OLGU SUNUMLARI. Dr. Hande Aydemir Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları A.D SSS ENFEKSİYONLARI OLGU SUNUMLARI Dr. Hande Aydemir Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları A.D Olgu 1-30 yaş - Erkek - Çaycuma, Zonguldak ŞİKAYET -Bulantı -Kusma -Baş ağrısı ÖYKÜ Burun

Detaylı

Plevral Boşluğun Nadir Enfeksiyonları Plevral boşlukta sıklıkla gözlenen enfeksiyonlar parapnömonik

Plevral Boşluğun Nadir Enfeksiyonları Plevral boşlukta sıklıkla gözlenen enfeksiyonlar parapnömonik Plevral Boşluğun Nadir Enfeksiyonları Plevral boşlukta sıklıkla gözlenen enfeksiyonlar parapnömonik effüzyon ve sonrasında gözlenen ampiyemdir. Nadir olarak gözlenen enfeksiyonlar ise fungal, viral ve

Detaylı

SOLUNUM SİSTEMİ HASTALIKLARI. Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire

SOLUNUM SİSTEMİ HASTALIKLARI. Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire SOLUNUM SİSTEMİ HASTALIKLARI Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire ÜST SOLUNUM YOLU Farenjit :Farenks mukozasının iltihabi bir hastalığıdır. Akut ve kronik olarak seyreder. Larenjit :Üst solunum yolunun bir parçası

Detaylı

Nocardia Enfeksiyonları. Dr. H.Kaya SÜER Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

Nocardia Enfeksiyonları. Dr. H.Kaya SÜER Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Nocardia Enfeksiyonları Dr. H.Kaya SÜER Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Nocardia Enfeksiyonları Nocardia insanlarda ve hayvanlarda lokalize veya dissemine enfeksiyonlardan sorumlu olabilen

Detaylı

AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015

AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 Nonkardiyojenik Akciğer Ödemi Şok Akciğeri Travmatik Yaş Akciğer Beyaz Akciğer Sendromu

Detaylı

28.02.2015. Sarkoidoz. MSS granülomatozları. Sarkoidoz. Sarkoidoz. Granülom / Granülomatoz reaksiyon

28.02.2015. Sarkoidoz. MSS granülomatozları. Sarkoidoz. Sarkoidoz. Granülom / Granülomatoz reaksiyon Granülom / Granülomatoz reaksiyon Non-enfektif granülomatozlar: Sinir sistemi tutulumu ve görüntüleme Küçük nodül Bağışıklık sisteminin, elimine edemediği yabancı patojenlere karşı geliştirdiği ve izole

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Servisi Olgu Sunumu 7 Şubat 2018 Çarşamba. Dr.

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Servisi Olgu Sunumu 7 Şubat 2018 Çarşamba. Dr. Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Servisi Olgu Sunumu 7 Şubat 2018 Çarşamba Dr. Gökberk Özcan 16 yaş, kız hasta Yakınma: Sol ayakta ağrı, 2. ve 3. parmaklarda

Detaylı

OSTEOMİYELİT CERRAHİ TEDAVİSİ NE ZAMAN? NASIL? Dr. Murat ÖZTÜRK Ege Üniversitesi Ortopedi ve Travmatoloji A.B.D.

OSTEOMİYELİT CERRAHİ TEDAVİSİ NE ZAMAN? NASIL? Dr. Murat ÖZTÜRK Ege Üniversitesi Ortopedi ve Travmatoloji A.B.D. OSTEOMİYELİT CERRAHİ TEDAVİSİ NE ZAMAN? NASIL? Dr. Murat ÖZTÜRK Ege Üniversitesi Ortopedi ve Travmatoloji A.B.D. Tanım Kemik dokusunda (periost, meduller kavite, korteks) çeşitli mikroorganizmalara bağlı

Detaylı

Vaxoral. Tekrarlayan bakteriyel solunum yolu enfeksiyonlarının önlenmesinde 5. Şimdi. Zamanı. KOAH Kronik bronşit Sigara kullanımı

Vaxoral. Tekrarlayan bakteriyel solunum yolu enfeksiyonlarının önlenmesinde 5. Şimdi. Zamanı. KOAH Kronik bronşit Sigara kullanımı Tekrarlayan bakteriyel solunum yolu enfeksiyonlarının önlenmesinde 5 Şimdi KOAH Kronik bronşit Sigara kullanımı Yaşlılık Düşük bağışıklık Hırıltılı öksürük Kirli ortam Pasif içicilik Zamanı Tekrarlayan

Detaylı

T.C. PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ. Sağlıklı yaşam, mutlu bireyler, güler yüzlü toplum ÜVEİT EL KİTABI

T.C. PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ. Sağlıklı yaşam, mutlu bireyler, güler yüzlü toplum ÜVEİT EL KİTABI T.C. PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ Sağlıklı yaşam, mutlu bireyler, güler yüzlü toplum ÜVEİT EL KİTABI Üveit nedir? Üveit atağı nedir? Gözün iris (gözün renkli kısmı), siliyer

Detaylı

Etkin Madde Klorheksidin glukonat (%1)tır. Yardımcı madde olarak; Kuş üzümü aroması, Kiraz aroması ve Nane esansı içerir.

Etkin Madde Klorheksidin glukonat (%1)tır. Yardımcı madde olarak; Kuş üzümü aroması, Kiraz aroması ve Nane esansı içerir. KULLANIM KILAVUZU KLORHEX ORAL JEL Birim Formülü Etkin Madde Klorheksidin glukonat (%1)tır. Yardımcı madde olarak; Kuş üzümü aroması, Kiraz aroması ve Nane esansı içerir. Tıbbi Özellikleri Klorheksidin

Detaylı

Yüz Felci (Fasiyal Palsi)

Yüz Felci (Fasiyal Palsi) Yüz Felci (Fasiyal Palsi) Yüz Felci Ne Demektir: Yüz hareketlerini (dudak, yanak, kaş,göz çevresi) yapmamızı yüz siniri (fasial sinir) aracılığı ile sağlarız. Beyinden gelen hareket emirlerini yüz siniri,

Detaylı

ORTOPEDİK PROTEZ ENFEKSİYONLARINDA SONİKASYON DENEYİMİ

ORTOPEDİK PROTEZ ENFEKSİYONLARINDA SONİKASYON DENEYİMİ ORTOPEDİK PROTEZ ENFEKSİYONLARINDA SONİKASYON DENEYİMİ Dr. Şua Sümer Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Enf. Hast. ve Klin. Mikr. AD 17 Mayıs 2016 Prostetik eklem ameliyatları yaşlı popülasyonun artışına

Detaylı

ORBİTA ORBİTA KİTLELERİ 1- LAKRİMAL BEZ KİTLELERİ: - Lenfoid prolefilasyonlar - Epitel kökenli iyi ya da kötü huylu tümörler

ORBİTA ORBİTA KİTLELERİ 1- LAKRİMAL BEZ KİTLELERİ: - Lenfoid prolefilasyonlar - Epitel kökenli iyi ya da kötü huylu tümörler ORBİTA ORBİTA ANATOMİSİ Orbita bulbus okuli, ekstraoküler kaslar, optik siniri içeren yağ ve bağ dokusundan zengin kavitedir.sık rastlanan orbita hastalıkları, tanı ve tedavi yöntemlerinden kısaca bahsedecek

Detaylı

KLİMİK İZMİR TOPLANTISI 21.11.2013

KLİMİK İZMİR TOPLANTISI 21.11.2013 KLİMİK İZMİR TOPLANTISI 21.11.2013 OLGULAR EŞLİĞİNDE GÜNDEMDEKİ İNFEKSİYON HASTALIKLARI Dr. A. Çağrı Büke Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Olgu E.A 57 yaşında,

Detaylı

Ses Kısıklığı Nedenleri:

Ses Kısıklığı Nedenleri: Sesin oluşumunda temel olarak üç sistem rol oynamaktadır. Bu sistemlerden birincisi jeneratör sistemdir. Jeneratör sistem basınçlı hava çıkışını sağlayan akciğerler tarafından oluşturulur. İkincisi vibratuar

Detaylı

Fungal Etkenler. Toplantı sunumları Dr.AyşeKalkancı. Santral Sinir Sistemi Enfeksiyonlarında Tanı. Ege Mikrobiyoloji Günleri-3

Fungal Etkenler. Toplantı sunumları Dr.AyşeKalkancı. Santral Sinir Sistemi Enfeksiyonlarında Tanı. Ege Mikrobiyoloji Günleri-3 Toplantı sunumları Dr.AyşeKalkancı Santral Sinir Sistemi Enfeksiyonlarında Tanı Fungal Etkenler Dr. Ayşe Kalkancı Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı SSS enfeksiyonları Mortalite

Detaylı

Epidermal Büyüme Faktörü Türkiye'de Uygulama Yapılan İlk Üç Hasta

Epidermal Büyüme Faktörü Türkiye'de Uygulama Yapılan İlk Üç Hasta Epidermal Büyüme Faktörü Türkiye'de Uygulama Yapılan İlk Üç Hasta M. Bülent ERTUĞRUL, M. Özlem SAYLAK-ERSOY, Çetin TURAN, Barçın ÖZTÜRK, Serhan SAKARYA Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi, İnfeksiyon

Detaylı

LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR!

LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR! LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR! Lenfödem, lenf sıvısının dolaşımındaki yetersizlik yüzünden dokular arasında proteinden zengin sıvı birikimine bağlı olarak şişlik ve ilerleyen

Detaylı

Anestezi Uygulama II Bahar / Ders:9. Anestezi ve Emboliler

Anestezi Uygulama II Bahar / Ders:9. Anestezi ve Emboliler Anestezi Uygulama II 2017-2018 Bahar / Ders:9 Anestezi ve Emboliler Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI Emboli Nedir? Damarlarda dolaşan kan içerisine hava ya da yabancı cisim girişine bağlı olarak, dolaşımı engelleyen

Detaylı

Serap BALAS. Ankara Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Serap BALAS. Ankara Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Serap BALAS Ankara Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kemoterapi, hematoloji ve onkolojide bir tedavi seçeneğidir. Kanser tedavisinde hastalığın sürecini yavaşlatmak, geriletmek

Detaylı

Dural AVF lerde Tedavi. Prof.Dr.Saruhan Çekirge Bayındır Hastanesi Koru Hastaneleri Ankara

Dural AVF lerde Tedavi. Prof.Dr.Saruhan Çekirge Bayındır Hastanesi Koru Hastaneleri Ankara Dural AVF lerde Tedavi Prof.Dr.Saruhan Çekirge Bayındır Hastanesi Koru Hastaneleri Ankara İntrakraniyal dural AVF Dural arterler ile dural venöz sinüsler veya kortikal venler arası patolojik şantlardır.

Detaylı

ALLERJİK RİNİT ve EŞLİK EDEN HASTALIKLAR

ALLERJİK RİNİT ve EŞLİK EDEN HASTALIKLAR ALLERJİK RİNİT ve EŞLİK EDEN HASTALIKLAR Dr. İpek Türktaş Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Ankara Çocuklarda: %8.6-15.4 Erişkinde: %20 AKINTI KAŞINTI Allerjik Selam Allerjik Rinit Bulguları AKSIRMA ATAKLARI

Detaylı

Akut Menenjitlerde Klinik Tanı. Dr.Kaya Süer Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

Akut Menenjitlerde Klinik Tanı. Dr.Kaya Süer Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Akut Menenjitlerde Klinik Tanı Dr.Kaya Süer Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji MSS Enfeksiyonları Yaşamı tehdit eden ve yüksek mortalite ile giden enfeksiyon hastalığıdır. Enfeksiyon hastalıklarının

Detaylı

DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ

DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ AKILCI ANTİBİYOTİK KULLANIMI VE ANTİBİYOTİK PROFİLAKSİ REHBERİ Antibiyotik Kontrol Ekibi Kıymet Çelebi Yrd.Doç.Dr.UĞUR Aydın Doç.Dr.Kamile Erciyas Sorumlu Hemşire Endodonti ABD/Kalite

Detaylı

Sinüzit Komplikasyonlar

Sinüzit Komplikasyonlar Sinüzit Komplikasyonlar Dr. İlknur HABERAL CAN SB Ankara Eğitim ve Araşt rma Hastanesi, Kulak Burun Boğaz Bölümü, ANKARA Sinüzit komplikasyonlar çok s k görülmemekle birlikte, bazen infeksiyonun orbita

Detaylı

ENDODONTİK TEDAVİDE BAŞARI VE BAŞARISIZLIĞIN DEĞERLENDİRİLMESİ

ENDODONTİK TEDAVİDE BAŞARI VE BAŞARISIZLIĞIN DEĞERLENDİRİLMESİ Prof. Dr. Feridun ŞAKLAR ENDODONTİK TEDAVİDE BAŞARI VE BAŞARISIZLIĞIN DEĞERLENDİRİLMESİ BAŞARI ORANLARI Kök kanal tedavisindeki başarı oranlarının belirlenmesi için bu güne kadar çok sayıda çalışma yapılmıştır.

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Onkoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 6 Aralık 2016 Salı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Onkoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 6 Aralık 2016 Salı Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Onkoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 6 Aralık 2016 Salı Ar. Gör. Dr. Abdullah Heybeci Yandal Ar. Gör. Uzm. Dr. Saime Tuncer Prof.

Detaylı

MULTİPL MYELOM VE BÖBREK YETMEZLİĞİ. Dr. Mehmet Gündüz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D.

MULTİPL MYELOM VE BÖBREK YETMEZLİĞİ. Dr. Mehmet Gündüz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D. MULTİPL MYELOM VE BÖBREK YETMEZLİĞİ Dr. Mehmet Gündüz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D. Multipl Myeloma Nedir? Vücuda bakteri veya virusler girdiğinde bazı B-lenfositler plazma hücrelerine

Detaylı

ÜSYE Güncel Tanı ve Tedavi

ÜSYE Güncel Tanı ve Tedavi ÜSYE Güncel Tanı ve Tedavi Dr. Özlem YİĞİT Akdeniz Acil Tıp 29.11.2011 Giriş Ayaktan tedavi edilenlerdeki en sık akut hastalık En sık etken virüsler İnsandan insana damlacık yoluyla y yayılım y Tüm yaş

Detaylı

ÇOCUKLARDA İDRAR YOLU ENFEKSİYONLARI (TANI&GÖRÜNTÜLEME) DOÇ.DR. DENİZ DEMİRCİ ERCİYES ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÜROLOJİ ANABİLİM DALI

ÇOCUKLARDA İDRAR YOLU ENFEKSİYONLARI (TANI&GÖRÜNTÜLEME) DOÇ.DR. DENİZ DEMİRCİ ERCİYES ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÜROLOJİ ANABİLİM DALI ÇOCUKLARDA İDRAR YOLU ENFEKSİYONLARI (TANI&GÖRÜNTÜLEME) DOÇ.DR. DENİZ DEMİRCİ ERCİYES ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÜROLOJİ ANABİLİM DALI Uriner enfeksiyon Üriner kanal boyunca (böbrek, üreter, mesane ve

Detaylı

Göğüs Ağrısı Olan Hasta. Dr. Ö.Faruk AYDIN / 06.04.2016

Göğüs Ağrısı Olan Hasta. Dr. Ö.Faruk AYDIN / 06.04.2016 Göğüs Ağrısı Olan Hasta Dr. Ö.Faruk AYDIN / 06.04.2016 Göğüs Ağrısı??? Yan ağrısı? Sırt ağrısı? Mide ağrısı? Karın ağrısı? Boğaz ağrısı? Omuz ağrısı? Meme ağrısı? Akut Göğüs Ağrısı Aniden başlar-tipik

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Servisi Olgu Sunumu 3Ağustos 2018 Cuma. Dr.

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Servisi Olgu Sunumu 3Ağustos 2018 Cuma. Dr. Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Servisi Olgu Sunumu 3Ağustos 2018 Cuma Dr. Dicle Aydın 02.08.2018 Araş. Gör. Dr. Dicle Aydın Olgu 4 yaş 3 ay, erkek

Detaylı

HEMODİYALİZ HASTALARINDA GÖRÜLEN İNFEKSİYON ETKENLERİ

HEMODİYALİZ HASTALARINDA GÖRÜLEN İNFEKSİYON ETKENLERİ HEMODİYALİZ HASTALARINDA GÖRÜLEN İNFEKSİYON ETKENLERİ Dr. Talât Ecemiş Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji A.D. Venöz ulaşım yolu Arteriyovenöz şantlar Kateterler

Detaylı

PERİKARDİT GİRİŞ PATOFİZYOLOJİ. Dr. Neslihan SAYRAÇ

PERİKARDİT GİRİŞ PATOFİZYOLOJİ. Dr. Neslihan SAYRAÇ GİRİŞ Perikard PERİKARDİT Dr. Neslihan SAYRAÇ AÜTF Acil Tıp Anabilim Dalı 05/01/2010 Visseral Parietal 50 ml seröz sıvı İnsidansı net olarak bilinmiyor Ancak acil servise AMI olmayan göğüs ağrısı ile başvuran

Detaylı

HİPOFARİNKS KANSERİ DR. FATİH ÖKTEM

HİPOFARİNKS KANSERİ DR. FATİH ÖKTEM HİPOFARİNKS KANSERİ DR. FATİH ÖKTEM Nadirdir!!! Üst aerodijestif sistem malinitelerinin % 5-10 u, tüm malinitelerin ise %0.5 i hipofarinks kanserleridir. Kötü seyirlidir!!! İleri evrede başvurmaları ve

Detaylı

AKUT RİNOSİNÜZİT. Rinosinüzit gelişimine zemin hazırlayan faktörler; 1. İnflamatuvar nedenler

AKUT RİNOSİNÜZİT. Rinosinüzit gelişimine zemin hazırlayan faktörler; 1. İnflamatuvar nedenler AKUT RİNOSİNÜZİT Tanım: Burun ve paranazal sinüs mukozası bir devamlılık içinde bulunmaktadır. Bu anatomik devamlılık, aynı zamanda mukozada gelişen inflamasyon sürecinin aynı şekilde burundan başlayarak

Detaylı

Prof Dr Salim Çalışkan. İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Nefrolojisi

Prof Dr Salim Çalışkan. İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Nefrolojisi Prof Dr Salim Çalışkan İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Nefrolojisi FC 12y K Tekrarlayan İYE İYE dikkat çeken noktalar Çocukluk çağında 2.en sık enfeksiyondur Böbrek parankimi zarar görebilir (skar) Skara

Detaylı

Dr. Birgül Kaçmaz Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD

Dr. Birgül Kaçmaz Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD Dr. Birgül Kaçmaz Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD İnhaler uygulama İntraventriküler/intratekal uygulama Antibiyotik kilit tedavisi Antibiyotik içerikli

Detaylı

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ DENEYİMİ

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ DENEYİMİ ERCİYES ÜNİVERSİTESİ DENEYİMİ Doç. Dr. Orhan YILDIZ Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD. KAYSERi Erciyes Üniversitesi Hastaneleri 1300 yatak / 10 milyon

Detaylı

Prof. Dr. Özlem Tünger Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

Prof. Dr. Özlem Tünger Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Prof. Dr. Özlem Tünger Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Yoğun bakım hastası Klinik durumu ciddidir birden fazla tanı multi organ yetmezliği immunsupresyon sepsis travma Klinik durumu ilerleyicidir

Detaylı

Burun tıkanıklığınızın sebebi sinüzit olabilir!

Burun tıkanıklığınızın sebebi sinüzit olabilir! On5yirmi5.com Burun tıkanıklığınızın sebebi sinüzit olabilir! Mevsim değişimlerinde geniz akıntısı, burnunuzda tıkanıklılık ve bağ ağrılarınızdan şikayetiniz varsa, üst solunum yolu enfeksiyonlarınız 10

Detaylı

Çene Eklemi (TME) ve Yüz Ağrıları Merkezi

Çene Eklemi (TME) ve Yüz Ağrıları Merkezi Çene Eklemi (TME) ve Yüz Ağrıları Merkezi Beyin Tümörleri Çene Eklemi (TME) ve Yüz Ağrıları Merkezi Sizde mi Diş Sıkıyorsunuz? Diş sıkma ve gıcırdatma, gece ve/veya gündüz oluşabilen istemsiz bir aktivitedir.

Detaylı

her hakki saklidir onderyaman.com

her hakki saklidir onderyaman.com Orşit Orşit, testis içinde ağırlıklı lökositik eksuda ve dışında seminifer tübüllerde tübüler skleroza neden olan testisin inflamatuar lezyonudur. İnflamasyon ağrı ve şişliğe neden olur. Seminifer tübüllerdeki

Detaylı

Orta Kulak İltihabı (Otitis Media)

Orta Kulak İltihabı (Otitis Media) Orta Kulak İltihabı (Otitis Media) Orta Kulak Neresidir : Kulak; Dış, Orta ve İç kulak olmak üzere 3 kısma ayrılarak incelenir.dış kulak yolunun sonunda kulak zarı bulunur. Kulak zarı dış ve orta kulağı

Detaylı

ÇOCUKLUK ÇAĞINDA PNÖMONİ. Mehmet Ceyhan 2016

ÇOCUKLUK ÇAĞINDA PNÖMONİ. Mehmet Ceyhan 2016 ÇOCUKLUK ÇAĞINDA PNÖMONİ Mehmet Ceyhan 2016 PNÖMONİ Akciğer parankiminin inflamasyonudur Anatomik olarak; Lober pnömoni Bronkopnömoni İnterstisiyel pnömoni Patolojik olarak: Alveollerde konsolidasyon ve/veya

Detaylı

Omurga-Omurilik Cerrahisi

Omurga-Omurilik Cerrahisi Omurga-Omurilik Cerrahisi BR.HLİ.017 Omurga cerrahisi, omurilik ve sinir kökleri ile bu hassas sinir dokusunu saran/koruyan omurga üzerinde yapılan ameliyatları ve çeşitli girişimleri içerir. Omurga ve

Detaylı

İnvazif Fungal İnfeksiyonlarda Tanı Klinik-Radyolojik Yaklaşım. Dr.Özlem Özdemir Kumbasar

İnvazif Fungal İnfeksiyonlarda Tanı Klinik-Radyolojik Yaklaşım. Dr.Özlem Özdemir Kumbasar İnvazif Fungal İnfeksiyonlarda Tanı Klinik-Radyolojik Yaklaşım Dr.Özlem Özdemir Kumbasar Bağışıklığı baskılanmış hastaların akciğer komplikasyonları sık görülen ve ciddi sonuçlara yol açan önemli sorunlardır.

Detaylı

FEBRİL NÖTROPENİ TANI VE TEDAVİ

FEBRİL NÖTROPENİ TANI VE TEDAVİ FEBRİL NÖTROPENİ TANI VE TEDAVİ Dr. Kaya Süer Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Tanımlar / Ateş Oral / Aksiller tek seferde 38.3 C veya üstü Bir

Detaylı

Referans: e-tus İpucu Serisi K.Stajlar Ders Notları Sayfa:353

Referans: e-tus İpucu Serisi K.Stajlar Ders Notları Sayfa:353 23. Aşağıdakilerden hangisi akne patogenezinde rol oynayan faktörlerden biri değildir? A) İnflamasyon B) Foliküler hiperproliferasyon C) Bakteriyal proliferasyon D) Aşırı sebum üretimi E) Retinoik asit

Detaylı

Hematolog Gözüyle Fungal İnfeksiyonlara Yaklaşım. Dr Mehmet Ali Özcan Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı İzmir-2012

Hematolog Gözüyle Fungal İnfeksiyonlara Yaklaşım. Dr Mehmet Ali Özcan Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı İzmir-2012 Hematolog Gözüyle Fungal İnfeksiyonlara Yaklaşım Dr Mehmet Ali Özcan Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı İzmir-2012 Nötropenik hastalarda fungal infeksiyonlar Nötropeni invaziv

Detaylı

Sunum Planı. Hayatı Tehdit Eden. Enfeksiyon. Kimler Risk Altında? Nasıl Sınıflanıyor MSS Enfeksiyonları

Sunum Planı. Hayatı Tehdit Eden. Enfeksiyon. Kimler Risk Altında? Nasıl Sınıflanıyor MSS Enfeksiyonları Sunum Planı Hayatı Tehdit Eden Enfeksiyonlar Dr. Erkan GÖKSU Acil Tıp Anabilim Dalı MSS Enfeksiyonları Ensefalit Erken dönemde oldukça benign bir görüntü Yoğun yumuşak doku nekrozu Sistemik toksisite Yüksek

Detaylı

Otitis medianın risk faktörlerini tam olarak sayabilmeli ve bunlardan daha önemli olanlar hakkında kısaca ayrıntı anlatabilmelidir.

Otitis medianın risk faktörlerini tam olarak sayabilmeli ve bunlardan daha önemli olanlar hakkında kısaca ayrıntı anlatabilmelidir. Prof. Dr. Onur Çelik Sayfa 1 Öğrenim Hedefleri Otitis medianın etkilediği yapıların anatomisini daha önce anlatılan dersleri tekrar gözden geçirerek yeterince bilmelidir. Otitis media, effüzyonlu otitis

Detaylı

NEFRİT. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Genel Bilgiler. Nefrit

NEFRİT. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Genel Bilgiler. Nefrit NEFRİT Prof. Dr. Tekin AKPOLAT Genel Bilgiler Böbreğin temel fonksiyonlarından birisi idrar üretmektir. Her 2 böbrekte idrar üretimine yol açan yaklaşık 2 milyon küçük ünite (nefron) vardır. Bir nefron

Detaylı

KÜTAHYA SAĞLIK BİLİMLERİ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DÖNEM III II. KURUL ENFEKSİYON HASTALIKLARI DERS KURULU

KÜTAHYA SAĞLIK BİLİMLERİ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DÖNEM III II. KURUL ENFEKSİYON HASTALIKLARI DERS KURULU KÜTAHYA SAĞLIK BİLİMLERİ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2018-2019 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DÖNEM III II. KURUL AKADEMİK TAKVİM VE DERS PROGRAMI 22.10.2018-30.11.2018-6 HAFTA DERSLER TEORİK PRATİK TOPLAM Mikrobiyoloji

Detaylı

CİLT MİKROBİYOTASI PROF.DR. NİLGÜN SOLAK BÜLENT ECEVİT Ü. TIP FAK. DERMATOLOJİ AD

CİLT MİKROBİYOTASI PROF.DR. NİLGÜN SOLAK BÜLENT ECEVİT Ü. TIP FAK. DERMATOLOJİ AD CİLT MİKROBİYOTASI PROF.DR. NİLGÜN SOLAK BÜLENT ECEVİT Ü. TIP FAK. DERMATOLOJİ AD CİLT MİKROBİYOTASI CİLT MİKROFLORASI DERİ MİKROBİYOTASI DERİ MİKROFLORASI DERİ Deri en büyük organımız 2 m² alan Vücudu

Detaylı

TONSİLLOFARENJİT TANI VE TEDAVİ ALGORİTMASI

TONSİLLOFARENJİT TANI VE TEDAVİ ALGORİTMASI TONSİLLOFARENJİT TANI VE TEDAVİ ALGORİTMASI Akut tonsillofarenjit veya çocukluk çağında daha sık karşılaşılan klinik tablosu ile tonsillit, farinks ve tonsil dokusunun inflamasyonudur ve doktora başvuruların

Detaylı

ENFEKTİF ENDOKARDİT: KLİNİK VE EKOKARDİYOGRAFİ BULGULARI

ENFEKTİF ENDOKARDİT: KLİNİK VE EKOKARDİYOGRAFİ BULGULARI ENFEKTİF ENDOKARDİT: KLİNİK VE EKOKARDİYOGRAFİ BULGULARI Dr. Sadık Açıkel Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Kliniği Türkiye Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

Detaylı

İnvazif Mantar Enfeksiyonlarının Takibinde Takım Çalışması DR. AHMET ÇAĞKAN İNKAYA HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ TİP FAKÜLTESİ

İnvazif Mantar Enfeksiyonlarının Takibinde Takım Çalışması DR. AHMET ÇAĞKAN İNKAYA HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ TİP FAKÜLTESİ İnvazif Mantar Enfeksiyonlarının Takibinde Takım Çalışması DR. AHMET ÇAĞKAN İNKAYA HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ TİP FAKÜLTESİ Son 20 yılda IFH sıklığı arttı Hematolojik maligniteler Kompleks hastalar ve hastalıklar

Detaylı

12007864-02 CEFT 081201P7 Sayfa 2

12007864-02 CEFT 081201P7 Sayfa 2 CEFTĐNEX 300 mg FĐLM KAPLI TABLET FORMÜLÜ: Her film kaplı tablet 300 mg sefdinir, ayrıca boyar madde olarak titanyum dioksit içerir. FARMAKOLOJĐK ÖZELLĐKLER: Farmakodinamik özellikleri: Ceftinex Tablet,

Detaylı

ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI

ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI Organizmalarda daha öncede belirtildiği gibi hücresel ve humoral bağışıklık bağışıklık reaksiyonları vardır. Bunlara ilave olarak immünoljik tolerans adı verilen

Detaylı

Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit

Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit www.printo.it/pediatric-rheumatology/tr/intro Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit 2016 un türevi 2. TEŞHİS VE TEDAVİ 2.1 Nasıl teşhis edilir? Klinik belirtiler ve araştırmalar

Detaylı

Pnömonilerde Ak lc Antibiyotik Kullan m

Pnömonilerde Ak lc Antibiyotik Kullan m .Ü. Cerrahpafla T p Fakültesi Sürekli T p E itimi Etkinlikleri Çocuklarda Ak lc Antibiyotik Kullan m Sempozyum Dizisi No: 33 Aral k 2002; s. 35-39 Pnömonilerde Ak lc Antibiyotik Kullan m Prof. Dr. Necla

Detaylı

H 1 KBB 7002 KULAK BURUN BOĞAZ ONKOLOJİ KONSEYİ

H 1 KBB 7002 KULAK BURUN BOĞAZ ONKOLOJİ KONSEYİ KBB 21 KULAK BURUN BOĞAZ VE BAŞ BOYUN CERRAHİSİ Dr. Mustafa KAZKAYASI / 1 Dr. Nuray Bayar MULUK / 2 Dr. Rahmi KILIÇ / 3 KOD DERS ADI ÖÜ T P KREDİ AKTS KBB 7001 MAKALE VE SEMİNER SAATİ K.B.B. A.D. de tıpta

Detaylı

TİROİDİTLERDE AYIRICI TANI. Doç.Dr.Esra Hatipoğlu Biruni Üniversite Hastanesi Endokrinoloji ve Diabet Bilim Dalı

TİROİDİTLERDE AYIRICI TANI. Doç.Dr.Esra Hatipoğlu Biruni Üniversite Hastanesi Endokrinoloji ve Diabet Bilim Dalı TİROİDİTLERDE AYIRICI TANI Doç.Dr.Esra Hatipoğlu Biruni Üniversite Hastanesi Endokrinoloji ve Diabet Bilim Dalı Tiroidit terimi tiroidde inflamasyon ile karakterize olan farklı hastalıkları kapsamaktadır

Detaylı

ÜST SOLUNUM YOLU ÖRNEKLERİNE LABORATUVAR YAKLAŞIMI. Doç. Dr. Aynur EREN TOPKAYA Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi

ÜST SOLUNUM YOLU ÖRNEKLERİNE LABORATUVAR YAKLAŞIMI. Doç. Dr. Aynur EREN TOPKAYA Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi ÜST SOLUNUM YOLU ÖRNEKLERİNE LABORATUVAR YAKLAŞIMI Doç. Dr. Aynur EREN TOPKAYA Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi 05.12.2012 2 1. Olgu 10 yaşında kız çocuğu, boğaz ağrısı ve hafif ateşle doktora başvuruyor

Detaylı

Kronik Osteomiyelit. Dr. Cemal Bulut. Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

Kronik Osteomiyelit. Dr. Cemal Bulut. Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kronik Osteomiyelit Dr. Cemal Bulut Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji 1. Hasta DK, 60 y, Kadın 12 yaşındayken femur kırığı sonrası birkaç defa opere olmus,

Detaylı