1.1. Köpeklerin Seksüel Siklus Özellikleri

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "1.1. Köpeklerin Seksüel Siklus Özellikleri"

Transkript

1 1 1. GİRİŞ Eğitim ve gösteri amaçlı köpek yetiştiriciliği günümüzde artan bir şekilde ilgi çekmektedir. Köpek yetiştiricileri mükemmel havyan yetiştirmek için zaman, enerji ve parasal açıdan önemli yatırımlar yapmaktadırlar. Sahipleri köpeklerinden çiftleşme sonrası maksimum sayıda yavru elde etmeyi istemektedirler. Gebe kalmamanın en önemli nedeni birazda hayvan sahibinin bilgisizliğinden kaynaklanmaktadır. Üreticiler tarafından köpeğin üreme kapasitesinin değerlendirilmesi ve bu anlamda öneriler verilmesi için köpek sahipleri sıklıkla veteriner hekimlere başvurmaktadırlar. Köpeklerde proöstrus akıntısı ve vulvadaki ödem ovulasyon zamanı ile genital sistemdeki değişikliklerin bir yansıması olmakla birlikte, çoğu köpek yetiştiricileri bu bilgileri sağlıklı değerlendirememekte, köpeklerini kendi klasik çiftleşme programına göre çiftleştirmektedirler. Bunun sonucu olarak, birçok dişi köpek uygun olmayan zamanda çiftleştirilir ve bu durum köpeklerin infertilmiş gibi kabul edilmesine sebep olur. Üremenin denetlenmesi ve çiftleşme açısından doğru zamanın tespit edilmesi veteriner hekimler ve yetiştiriciler açısından önem taşımaktadır. Köpeklerde ideal tohumlama veya çiftleşme zamanının belirlenmesinde erkeği kabul, vaginal ödem, akıntı süresi ve özelliği gibi klasik yöntemlere ek olarak son yıllarda serum progesteron konsantrasyonunun belirlenmesi, vaginal endoskopi uygulaması ve vaginal sitoloji gibi bilimsel metotlarda geliştirilmiştir. Köpeklerde infertilitenin en önemli nedeni ovulasyon zamanının tespitindeki hatalardır. Bu nedenle çoğu köpek uygun zamanda çiftleştirilememekte, bu nedenle gebe kalmamaktadır.

2 2 Reprodüktif açıdan 16. yüzyılda incelenmeye başlamış olan köpekler hakkında ilk çalışma Loewenhfook un köpek spermataozoanlarını incelemesiyle başlamıştır. İlk suni tohumlama 1979 yılında Spollanzani tarafından köpeklerde başarıyla uygulanmıştır. Bischoff, 1845 de köpeklerin reprodüktif özellikleri hakkında mevcut bilgileri, ovulasyonun spontan olarak foliküler bir büyüme periyodundan sonra östrus sırasında oluştuğu merkezine getirmiştir. Bindokuzyüz lerin başında, Stricht diğer türlerden farklı olarak köpeklerde oosit maturasyonunun oviduktta ovulasyondan bir süre sonra tamamlandığını bildirmiştir (Concannon, 1989b). Köpeklerin seksüel siklus özellikleri üzerindeki ana çalışmalar ve yayınlar 1931 de Evans ve Cole a ait olan siklus evrelerinin anatomik ve fizyolojik değişimlerinin incelenmesi şeklindedir. Anderson ve Simpson tarafından yayınlanan köpeklerin ovaryum siklusu adlı konu incelemesi, modern anlamda elde edilmiş olan ilk bilgilerdir. Host ve Phemister (1974) in yürüttüğü çalışmalar fertil siklus olaylarının radioimmunnoassay tekniği ile hormonal olarak izlendiği ilk örnekler olmuştur Köpeklerin Seksüel Siklus Özellikleri Köpekler pubertasa genel olarak aylarda erişirler. Pubertasa erişme yaşını başta ırk olmak üzere birçok faktör etkiler. Küçük ırkların ilk östrusları aylarda görülürken, bu süre büyük ırklarda aylara kadar uzayabilir (Shille, 1980; Lein, 1983; Concannon, 1993). Dişi köpekler, monoöstruk yapıda, mevsime bağlı olmayan spontan ovulasyon gösteren ve bir batında birden fazla yavru doğurabilen memelilerdir. Siklik döngü yılda bir veya iki kez tekrarlanmaktadır. İki siklus arasında geçen süre 4 9 ay olup, ortalama 7 aydır (Concannon, 1993). Mevsimin östrus üzerine etkisi yoktur. Yılda bir veya iki kez yavrulayabilen dişi köpekte, gebeliğin şekillenmemesi durumunda luteal fonksiyon yaklaşık iki ay süreyle

3 3 devam etmekte, gerek gebe, gerekse gebe olmayan hayvanlarda iki östrus arasındaki süre benzerlik göstermektedir. Evcil dişi köpeklerin üreme özellikleri, pek çok açıdan çiftlik hayvanlarından belirgin şekilde farklılıklar gösterir. Dişi köpek uzun bir anöstrus periyodunu izleyerek, her çiftleşme sezonunda belli bir süre çiftleştiği için monoostrik olarak sınıflandırılırlar. Çiftlik hayvanlarından ayrılan yönlerinden biri de, östrus siklusu sırasında köpeklerde uzun bir foliküler ve luteal evrenin olmasıdır. Ovulasyonun, östrus evresi içerisinde ve primer oosit aşamasında şekillenmesi, dişi köpeğin çiftlik hayvanlarından ayrıldığı bir diğer noktadır. Yaş ilerledikçe dişi köpeğin üreme yeteneğinin zayıflamasına rağmen, çoğu köpek hayatlarının sonuna kadar östrus siklusu gösterirler (Kalkan ve Horoz, 2001) Seksüel Siklusun Evreleri ve Endokrinolojik Düzeni Köpeklerde siklus evreleri proöstrus, östrus, diöstrus ve anöstrus olarak sınıflandırılmaktadır (Holst and Phemister, 1974; Concannon, 1983; Olson ve ark. 1984). Bazı kaynaklarda ise diöstrus devresi metaöstrus evresi olarak ta kabul edilmektedir (Olson ve ark., 1989; England, 1994). Proöstrus evresinin uzunluğu 2 22 gün arasında değişmekle birlikte, ortalama süresi 9 gündür. Köpeklerde proöstrus seksüel aktivitenin başlama periyodudur, bu evre pratikte vulvada ödem ve kanlı vaginal akıntı ile başlar, kanlı akıntının başladığı gün proöstrusun ilk günü olarak kabul edilir. Diapedez tarzında kanlı vaginal akıntı, artan östrojen etkisi altında subepitelyal kapillarlardan köken almaktadır. Bu dönemde dişi köpekler erkek köpek için çekicidir ama çiftleşmeyi bu dönemde kabul etmezler (Kalkan ve Horoz, 2001). Östrus, dişi köpeğin çiftleşmeyi kabul etmesi ile başlar, genelde süresi 2 20 gün arası değişir, ortalama 9 gün sürer. Bu evrede vulva ve perineal bölge yumuşamakta, uterus vaskülarizasyonundan kaynaklanan kanlı akıntı azalıp

4 4 durmakta ya da saman rengine dönüşmektedir. Feromon salgısının en yüksek seviyede olduğu bu dönemde, dişi köpek aktif olarak erkek köpeği aramaktadır. Proöstrus davranışları plazma östrojen artışına bağlı oluşurken östrus davranışları ise plazma progesteron konsantrasyonu artışıyla şekillenmektedir. Ovulasyon LH dalgasından saat sonra, spontan olarak östrus evresi içinde gerçekleşmektedir (Concannon, 1986). Dişi köpeğin hala erkek için çekici olmasına rağmen erkeği reddetmesi ile başlayan dönem diöstrus evresidir. Genelde bu dönemde plazma progesteron düzeyinin 1ng/ml civarındadır. Diöstrus evresi ortalama gün, gebelik süresine denk gelen 2 ay veya gebelikle beraber laktasyona denk gelen 3,5 ay sayılabilir (Concannon, 1986). Anöstrus, diöstrus ile sonraki proöstrus arasındaki gün, ortalama 120 gündür. Bu süre ırk, birey, beslenme, sağlık, yaş, mevsim ve çevre faktörlerine bağlı olarak değişiklik gösterir. Gebe bir köpekte ise, anöstrus doğum ile başlar ve proöstrus belirtilerinin oluşması ile sona erer. Dişi köpeklerde östrus, ovulasyon ve korpus luteum fonksiyonunun endokrin düzeni hakkında net görüşler bulunmakla beraber, anöstrustan proöstrusa geçişin kontrol mekanizması henüz tam olarak aydınlatılamamıştır. Reprodüktif siklusun diğer tüm evreleri gibi, anöstrusun da, hipotalamus hipofiz ve ovaryumun endokrin kontrolü altında olduğuna inanılmaktadır Köpeklerde Üreme Sürecine Etkili Hormonlar Gonadotropin Salınımı Köpeklerdeki gonadotropik hormonlar adenohipofizden sentezlenen, glikoprotein yapılı hipofizer luteotropik hormon (LH) ve folikül stimüle edici

5 5 hormon (FSH) ile protein yapılı prolaktindir (PRL). Bu hormonlar hipotalamus ve gonadal steroidlerin kontrolü altında fonksiyonlarını sürdürmektedir (Concannon, 1993) Luteotropik Hormon (LH) Hipotalamus kökenli olan GnRH, hipofizden LH ve FSH salınımını uyarmaktadır. GnRH nın LH salınışını uyarması birkaç dakika içerisinde olur. LH hormonu fizyolojik olarak, Graff foliküllerinde ovulasyon ve corpus luteum formasyonu ile progesteron sentezinde rol oynar. Preovulatör yükseliş genellikle proöstrustaki östrodiol pikinden 1 2 gün sonra başlar ve östrodioldeki düşüş preovulatör yükselmeyi başlatırken progesterondaki artış da bunu kolaylaştırır. Preovulatör LH dalgası saatte sona erer ve foliküllerin genişlemesini hızlandırarak luteinizasyon ve ovulasyona sebep olur. Genel olarak ovulasyonun LH pikinden saat sonra oluştuğu, bunun 96 saate kadar uzadığı bildirilmektedir (Concannon, 1986; Concannon, 1993; Jeffcoate ve England, 1997). 7-9 günler Östrojen LH Erkek köpeği kabulü Anöstrus Proöstrus Östrus Diöstrus Şekil 1.1. Östrus Dönemlerinde Östrojen ve LH Hormonu Seviyeleri (Bowen, 1998)

6 6 Yapılan çalışmalar, LH düzeyinin anöstrusta 1.2 ± 0.1 ng/ml, anöstrus sonuproöstrustan hemen önceki dönemde 1.8 ± 0.1 ng/ml, proöstrus ortalarında 0.7 ± 0.1 ng/ml, ovulatör LH pikinde ise 9.8 ± 0.5 ng/ml ve buna yakın değerlerde olduğunu göstermiştir (Olson ve ark., 1982 ; Concannon, 1986; Concannon, 1993). KÖPEKLERDE ÖSTRUS ENDOKRİN PROÖSTRUS ENDOKRİN ÖSTRUS LH DALGASI OVULASYON OOSİT MATURASYONU FERTİL PERİYOD FERTİLİTE PİK PERİYODU FERTİLİZASYON PERİYODU PROGESTERON < 1 ng/ml PROGESTERON YÜKSELİŞİ VULVA ÖDEM VE ŞİŞKİNLİK VULVA YUMUŞAKLIĞI VAGİNAL ÖDEM ARTIŞI VAGİNAL KATMANLAR Şekil 1.2. Köpeklerde Östrus ile Hormonal ve Sistemik Degişiklikler (England ve Concannon, 2002) Folikül Stimüle Edici Hormon (FSH) Dişi köpeklerde FSH, ovaryumlarda foliküler gelişmeyi ve gelişen foliküllerden östrojen salınımını kontrol eder. LH hormonu ile birlikte folikül uyarıcı etkisi

7 7 olup, pre-ovulatör LH yükselişi ile birlikte, ovulasyonun şekillenmesinde önemli rol oynamaktadır (Concanon, 1993). Conconan (1993), anöstrusta FSH yoğunluğunu 140 ± 8 µg/ml, erken proöstrusta 175 ± 15 µg/ml, proöstrus ortalarında 26 ± 6 µg/ml, preovulatör LH dalgasından 1 2 gün sonra 311 ± µg/ml olarak bildirmektedir. Köpeklerde anöstrusta ovaryum ve hipofizin işlevsel olmadığını gösteren çalışmalar, anöstrustaki FSH yoğunluğunun, pre-ovulatör LH dalgası sırasındaki değerine benzer olduğunu, köpeklerde anöstrusta foliküler gelişme için gereken miktarda FSH bulunduğu kanıtlamıştır (Olson, 1982). Anöstrustaki FSH tablosuna bakıldığında, genel olarak bir artış ve LH dalgalanmalarına paralel ancak LH nın aksine belirgin olmayan bir dalga bildirilmektedir. Anösturus sonunda belirgin LH artışına eşlik eden FSH artışlarının küçük çaplı oluşu, anöstrusun sona ermesinde söz sahibi olan asıl olayın LH artışı olduğunu göstermektedir (Concannon, 1986; Concannon, 1993). Kooistra ve ark. (1999) yaptıkları çalışma luteal faz ve anöstrusta LH ve FSH ın hızlı ve keskin bir kan plazma konsantrasyon artışı görülürken, daha sonra yavaş ve kademeli bir azalma bildirilmiştir Prolaktin (PRL) Metabolik ve laktojenik bir hormon oluşumunun yanında prolaktin aynı zamanda LH ile beraber hipofizer luteotropik gereksinimin bir parçasıdır. Hücrelerde luteinizasyon sağlamada progesteron ön maddesi olan kolesterol ün yanında prolaktine de gereksinim vardır. Progesteron salınımı, prolaktin sekresyonu ile bağlantılıdır. Serum prolaktin düzeyi, doğumdan önce progesteron düzeyi azaldığında yükselmektedir. LH hormonu gebeliğin geç döneminde prolaktin salgısını uyarmaktadır (Onclin ve ark. 2000).

8 8 Siliart (1998), anöstrustaki prolaktin yoğunluğunun 6 ng/mi nin altında, proöstrus, östrus, diöstrus, gebelik ve laktasyonda ise 6 ng/mi nin üzerinde olduğunu bildirmektedir. Fernandes ve ark. (1987) yaptıkları çalışmada proöstrustan geç diöstrusa kadar olan sürede kan prolaktin konsantrasyonunda bir değişiklik olmadığını bildirmiştir. Gebeliğin son haftası süresince, serum prolaktin seviyesi ortalama 40 ± 7 ng/ml seviyesindedir (Concannnon ve ark. 1978). Köpeklerde tirotropin salgılatıcı hormon (TRH) prolaktin salınımı uyarmaktadır. Buna bağlı olarakta TRH salınımı etkileyen faktörler, tiroid fonksiyonu ile beraber, prolaktin salınımını da etkilemektedir. Gebe olmayan dişilerde, progesteronun azalma sürecinde veya hemen sonrasında prolaktinde oluşan yükselme, yalancı gebelik gelişimine neden olmaktadır (Concannon, 1986) Gonod Kökenli Steroid Hormonların Salınımı Gonodal steroid hormonları köpeklerin üremesinde rol oynayan ovaryum, plasenta, adrenal korteks ve fötal gonadlardan salgılanan temel hormonlardır Östrojenler Dişi köpeklerde ovaryumlardan salınan östrojenler, östradiol ve östron olmakla birlikte, fonksiyonel açıdan östradiol 17β daha önemlidir. Proöstrus başlangıçından itibaren östrojen düzeyi artmaya başlamaktadır. Proöstrus sırasında foliküler 1 2 mm den 3 4 mm lik çapa ulaşmakta, vulvada ödem ile uterus kökenli serosanginöz akıntı görülmektedir. Proöstrus folikülerinden olgunlaşma ve östrodiol sekresyonu için hipofizer gonadatropin

9 9 gereklidir. Birçok türde olduğu gibi FSH, granüloza hücrelerinde aktiviteyi başlatmakta ve bunu izleyerek LH da, progesteron ile androjen üretimini uyarmaktadır. Proöstrus sırasında ortalama plazma östrojen düzeyi artmakta, LH dalgasından önceki 1,3 ve 10. günlerde 26 ± 4, 43 ± 4 ve 62 ± 4 pg/ml olmakta ve LH dalgasını takiben östrojen düzeyi hızlı bir şekilde düşmektedir (Concannon ve Hansel, 1975). Östrus siklusunu başlama işareti kanlı vaginal akıntı tam olarak başlamadan önce, dişi köpeklerde östrojen seviyesi yükselir. Östrojen seviyesindeki bu yükselme kanlı akıntının başlamasından iki ay önce meydana gelir. Bu erken östrojen üretimi vulva ödemi ve feromon salınımını başlatır. Erkek için çekici olur ve östrus belirtileri gösterir (Concannon ve ark., 1979). Vulvadan akıntı geldiği zaman östrojen konsantrasyonu bazal değerlerin üzerinde ve LH pikinden önceki birinci güne kadar yavaşça 75 mg/mi ye yükselir ve sonra aniden azalır (Mestre ve ark., 1990). Zayıf bir östrojenik steroid olan östron düzeyinin de proöstrus sırasında yükselmekte ve genellikle LH yükselişinden önce ve sonraki östrodiol düzeyine paralel olduğu gözlenmektedir Progestagenler Köpeklerde ovaryum kökenli progestagenler arasında en önemlisi progesterondur. Gebelikle sonuçlanmayan bir östrus siklusu sonrası anöstrusun başı ve ortasında, progesteron salınımı yavaş biçimde azalır ve anöstrus boyunca da düşük kalır. Anöstrusun sonunda proöstrusun başlangıcına doğru progesteron

10 10 düzeyi 0,4 0,8 ng/ml arasında seyreder. Daha sonra foliküllerden kaynaklanan bir artış ile 0,6 1,0 ng/ml ye ulaşır. Proöstrusun ikinci yarısında foliküler, LH yükselişinden önce kısmen luteinleşir ve progesteron düzeyi belirli bir biçimde artar (Concannon, 1986). LH piki sırasında, progesteron konsantrasyonu düşük kalmakta (< 2 ng/ mi) ama LH pikinden sonraki 8. günde 16 ng/ mi ortalama değerle yavaşça artmaktadır (Mestre ve ark., 1990). Progesteron, LH dalgası başlangıcında, anöstrusa özgü düzeyinden kademeli olarak 1 ng/ml ye yükselir. Östrustaki LH yükselişi ile beraber 1 2 ng/ml civarına ve ovulasyon sırasında 2 5 ng/ml ye çıkar. Progesteron fertilizasyon süreci başında 6 8 ng/ml ye yükselir ve LH dalgasından gün sonrasına kadar ng/ml seviyesinde devam eder (Concannon, 1986; Jeffocate ve Lindsay, 1989). Eğer gebelik şekillenmezse, LH dalgasından sonraki 25 günde pik yapar ve yavaş yavaş azalarak günlerde 1 ng/ml ye, günlerde ise 0,3 0,6 ng/ml ye iner (Concannon, 1986) Androjenler Androjenler, östrojen hormonu sentezi sırasında açığa çıkıp, foliküler sıvıda yer almaktadır. Bu hormonlar arasında testesteron ve androstendion önemlidir ve seksüel siklus evrelerinde belirli düzeylere ulaşabilmektedir.

11 Optimal Çiftleşme Zamanını Saptama Yöntemleri Dişi köpeklerde optimal çiftleşme zamanını tespit etmek için birçok yöntem veya metot kullanılmaktadır. Gözle görülebilen semptomlar incelenebilirken, mikroskopik bulgular veya hormonal veriler de kullanılabilir. Gözlenebilen saptama yöntemleri hekimin veya hayvan sahibinin değerlendirilebileceği; vaginal akıntı, vaginal ödem veya ortamda bulunan erkek köpeği kabul etmesidir (England ve Concannon, 2002). Vaginal sitolojide optimal çiftleşme zamanını saptama yöntemleri arasında önemli bir yer tutmaktadır (Tamer ve ark., 1994; England ve Concannon, 2002). Yine kan serum progesteron ve LH hormonu düzeyinin tespiti de bu amaçla kullanılmaktadır. Plazma progesteron konsantrasyonunun ELISA yöntemi ile tespiti ve kullanımı Bouchard ve ark.,1990 tarafından incelenmiştir. LH piki ile ovulasyon arasında küçük değişimler olmakla beraber LH plazma düzeyi ovulasyon zamanının tespitinde en uygun yöntemdir (Holst ve Phemister, 1973). Optimal çiftleşme zamanının tespitinde tek bir semptom ya da muayene yeterli değildir, tanı bir muayeneden çok komplike muayeneye dayandırılarak konulur (Fay, 2003).

12 12 Çizelge 1.1. Köpeklerde Östrus Davranışlarının Şekillendiğinde Görülebilen Değişiklikler ile Östrus ve Proöstrus Sırasındaki Olayların Sıralaması (England ve Concannon, 2002) Fertilite Durumu, Fiziksel ve Klinik Değişimler Serum östrojen konsantrasyonunun artışının başlangıcı Proöstrus davranışlarının açıkça görülmesi ( vulvada ödem, akıntı ) Vaginal smeardaki kornifikasyonun en üst zamanı LH Pikinin Olduğu Zaman ( - 40 ) ( - 6 ) günler ( - 28 ) ( - 3 ) günler ( - 10 ) ( - 3 ) günler Maksimum vaginal hiperplazi ve kornifikasyon ( - 3 ) 0 günler Maksimum serum östrojen konsantrasyonu ve vulvada şişkinlik ( - 3 ) ( -1 ) günler Fertil periyod ( - 3 ) günler Serum östrojenin azalması ( - 2 ) 0 günler LH dalgasının meydana gelmesi (serum progesteron artışı 0,9 3 ng /ml) Östrus davranışlarının şekillenmesi Ovulasyonun oluşu (progesteron artışı 2 8 ng / ml) Oviduk'ta oositin maturasyonu Fertilizasyon periyodunun oluşumu Maksimum vaginal kıvrımlar ve vaginal katlarda açılanma Vaginal mukozadaki kornifiye epitel hücrelerinin desquamasyon piki Progesteron artışı 8-20 ng / ml Fertil periyodun sonu Kornifikasyon indeksinde azalma Östrus davranışlarının bitişi İmplantasyon Ultrasonografik muayene ile kalp atımlarının alınışı Doğum 0 gün Değişken ( - 3 ) 7 günler 2 gün 4 5 günler 4 5 günler 3 ( - 5 ) günler 4 6 günler 6 gün 7 10 günler 7 10 günler Değişken (Yaklaşık 9 gün) günler günler günler

13 Vaginal Akıntı Fizyolojik ve patalojik durumlarda vulvadan değişik özellikte akıntılar gelmektedir. Köpeklerde çiftleşme zamanını saptamak amaçlı akıntı, proöstrus kanamasıdır ki; bu proöstrusun başlangıcıdır. Birçok hayvan sahibi proöstrusun başlamasından sonra geçen süreye bakarak köpeklerini çiftleştirirler. Bu kişiler proöstrusun şekillenmesinden sonraki belirli bir günde ovulasyon olacağına inanırlar. Oysa bu her zaman doğru sonuç vermez ve bu süre köpekler arasında değişiklikler gösterir. Ovulasyon ortalama olarak köpeklerde proöstrus akıntısının gözlenmesinden sonraki 12 inci günde olurken (buna bağlı olarak ta çiftleşme günde yaptırılırken), bazı dişi köpeklerde ovulasyon 5 gün kadar daha erken görülür, diğerlerinde proöstrus başlangıcından 30 gün kadar geç şekillenebilmektedir. Bu yüzden, 12 ve 14. günlerde yapılan ve genel olarak üreme amaçlı çiftleştirmeler, sıklıkla döllenmenin başarısızlıkla sonuçlanmasına neden olmaktadır. Yapılan bir çalışmada 50 köpek proöstrusun başlamasından sonraki 10 ve 12. günlerde çiftleştirilmiş %78 oranında gebelik elde edilmiştir (England, 1992) Vaginal Ödem Köpeklerde optimal çiftleşme zamanının tespitinde bir klinik değerlendirme de, vulvanın görünüşüdür. Proöstrus sırasında üreme kanalında, vulva ve perineal dokuda ödematoz genişleme ve artan bir şişkinlik östrojen artışına cevap olarak meydana gelir. LH dalgası sırasında serum östrojen düzeyi oldukça yüksektir. Dişi köpeklerde bu olay optimum çiftleşme zamanına karar vermede klinik olarak değerlendirilebilir. Bu gözlemler ovulasyondan 1 2 gün önce olur.

14 14 Bu yüzden üreticiler bu dönemde doğal çiftleşmeyi veya suni tohumlamayı planlamalıdırlar (England ve Concannon, 2002) Vaginaskopik Bulgular Dişi köpeklerde vaginaskopik muayene tohumlama veya optimal çiftleşme zamanının belirlenmesinde kullanılır. Köpeklerde seksüel siklus dönemine göre vagina mukozasında meydana gelen değişiklikler salınan hormonların vagina mukozasının çok katlı yassı hücrelerinde değişikliklere yol açması ve vagina mukozasının su tutma kapasitesine bağlıdır. Dişi köpeklerde vaginaskopi yardımıyla siklus döneminin saptanmasında mukoza katlarının şekli, yoğunluğu, rengi ve sıvı olduğu durumlarda sıvının rengi değerlendirilmektedir. LH pikinden sonraki ortalama 2,4 ± 1,5. günlerde köşelenmelerle birlikte vaginal dürümlerde en üst düzeye gelmektedir (Jeffcoate ve England, 1997). Proöstrus döneminde vagina mukozası parlak, gül pembe renginde ve ödemlidir. Vaginal mukoza uzunlamasına ve enine dürümler içerir. Östrus döneminde mukoza solgun, porselen beyazına yakın bir renkte, kuru ve lüle taşı şeklinde yani buruşuk ve büzüşmüş bir hal almaktadır. Diöstrus döneminde mukoza pembemsi renkli ve parlaktır, bazen bulanık özellikte sıvıya da rastlanmaktadır. Mukoza dürümleri ise uzunlamasınadır. Anöstrus döneminde ise mukoza parlak pembe renkli ve katlanmalar uzunlamasınadır (Jeffcoate ve Lindsay, 1989; Jeffcoate ve England, 1997). Vaginaskopi amacıyla sert aletler ve soğuk ışık kaynakları kullanılmaktadır. Vaginaskopi bakışında tam mukozal katlanmanın olduğu dönem fertilizasyon periyodu olarak tanımlanır. Çiftleşme veya suni tohumlama bu

15 15 dönemde planlanabilir ki; bu dönem mukozal büzülme ve mukozal açılanmanın ilk tespit edildiğinden sonraki yaklaşık 4. günlerdir Erkek Köpeğin Kabulü Bazı evcil hayvanlarda, östrusun davranışsal işaretleri çiftleşmenin optimal zamanını tespit etmek için kullanılmaktadır. Bununla beraber dişi köpeklerde davranışsal olaylar ve endokrin düzey arasındaki bağlantı genellikle zayıftır. Laboratuvar ortamında tutulmuş köpekler üzerinde yapılmış çalışmalarda, bazı vakalarda, östrusun oluştuğu zamanın ortalaması ile LH dalgasının olduğu zaman yaklaşık olarak aynı zamanda olmuştur, diğer vakalarda ise LH dalgasından bir gün sonra olmuştur. Bu çalışmalar ışığında östrusun oluşmasından sonraki 3 ve 4. günlerde birçok dişi köpek için çiftleşmenin uygun zamanı oluşmaktadır (England ve Concannon, 2002). Dişi köpeklerde östrusun oluşma belirtileri açıkça görülmektedir, bu ovulasyondan önceki 3. gün ile ovulasyondan sonraki 5. güne kadar görülmektedir. Bu östrusun davranışsal belirtileri fertil periyodun bitmesinden 1 2 gün önceye kadar sürmesi vaginal sitoloji ve vaginoskopiye de dayandırılarak incelenmiştir (England ve Concannon, 2002). Dişi köpekler bu dönemde erkek köpekleri kabul ederler. Dişi köpekler bazı erkek köpekleri çiftleşmek için kabul ederlerken, bazı erkek köpekleri kabul etmezler. Üretimin yönetilmesi, dişi köpeğin erkeği kabul etmesine bağlıdır, bu yüzden köpekler mümkün olduğunca erken çiftleştirilmelidir. Bouchard ve ark. (1990), yaptıkları çalışmada; ovulasyon, östrusun devam ettiği birinci günden sonraki 2,1 ± 3,9 günlerde ve dişi köpeğin erkeği kabul ettiği son günden 8,8 ± 1,5 önce olmaktadır.

16 16 Yüksek plazma progesteron konsantrasyonuna rağmen LH pikinden sonraki 24 saat içinde dişi köpeğin erkek köpeği kabul ettiği bildirilmektedir (Mestre ve ark.,1990) Kanda ve İdrarda LH Hormonu Tespiti Plazma LH konsantrasyonunun ölçülmesi optimum çiftleşme zamanının tespitine tam ve güvenilir bir metottur. Birçok ülkede köpekte serum ve idrarda LH ölçümü için ticari bir kit kullanımda değildir ve bu yüzden ölçüm radioimnunoassay ile yapılmaktadır. Bu metot zaman harcadığı, pahalı olduğu ve sonuca ulaşmayı geciktirdiği için fazla tercih edilmez (Fresman, 1991; England ve Concannon, 2002). LH dalgasından sonraki 4 ve 6. günler arasında kritik suni tohumlama ve çiftleşme planlanıyorsa, LH serum konsantrasyonu ölçülebilir (Badinand ve ark., 1993; England ve Concannon 2002). Ovulasyon zamanını tespit etmek için köpek serumunda ELISA ölçüm kiti uygulanabilir. LH pikini tespit etmek için 1 ng/mi den az ve 1 ng/ml den yüksek değerler ELISA ile ölçülebilmektedir (Root Kustritz, 2001) Kanda Progesteron Hormonu Tespiti Plazma progesteron konsantrasyonu LH dalgası sırasında ovulasyondan önceki yaklaşık 2 gün içinde hızlı bir şekilde artmaya başlar. Bu hızlı yükseliş hormon ölçüm teknikleri ile belirlenebilir. Günlük plazma progesteron konsantrasyonun ölçümleri birçok vakada ovulasyonun 1 2 gün içinde tespit edilmesini sağlayabilmekte ve suni tohumlama ve çiftleşme zamanı tespiti amacıyla kullanılmaktadır. Kritik çiftleşme ve suni tohumlama plazma progesteron konsantrasyonun artışından sonraki 4 6. günler arasında planlanabilmektedir ve muhtemelen bu artış 2

17 17 ng/ml dir; ki bu LH dalgasının olduğu gün ve takip edilen günlerdeki tipik gözlenen konsantrasyondur (England ve Concannon 2002). Ovulasyon plazma progesteron konsantrasyonunun 4.9 ± 1.0 ng/mi( ng/mi) olduğu zaman meydana gelmektedir (Bounchard ve ark., 1990). Östrustaki 24 köpekte östrojen düzeyi pikinden sonra en az 3 gün içinde maksimum vaginal keratinazasyonun şekillendiği ve östrustaki 17 köpekte ise ; plazma progesteron konsantrasyonun >5.44 ± 0.93 ng/mi olduğunda ovulasyonun gerçekleştiği yapılan bu çalışmalarda belirtilmiştir (Linde ve Karlsson, 1984; Arbeiter ve ark., 1991). Radioimnunoassay (RIA) veya ELISA gibi ölçümlerle plazma progesteron konsantrasyonu tam olarak ölçülebilmektedir (Bouchard ve ark.,1990; Van Klaveren ve ark., 2001). Bazı raporlar fertilizasyon periyodunun başlangıcının tipik olarak izlendiği 8 10 ng/ml değerlerini aştıktan sonraki günlerde üremenin tercih edilebileceğini önermektedirler. Post ve ark. (1990) da radioimmunoassay (RIA) ve enzim-linked immunoassay (ELISA) metodlarını karşılaştırmıştır ve ELISA nın daha hızlı, basit ve kullanım güvenliği olduğunu göstermiştir. Yine bu çalışmada progesteron konsantrasyonu eğer 5 ng/mi den az ise iki gün sonra yeniden değerlendirilme yapılmış, eğer 5 10 ng/mi ise ertesi gün çiftleştirilmiş ve eğer 10 ng/mi üstünde ise aynı gün çiftleştirilmiştir. Bu zamanlama ile köpekler sadece bir defa çiftleştirilerek yavru elde edilmiştir. Dişi köpekte eğer plazma progesteron konsantrasyonu 4 ng/ml nin altında ise diğer muayene iki gün sonrası için önerilmiş, plazma progesteron konsantrasyonu 4 ng/ml nin üzerinde ise diğer sonuçlarla da desteklenerek, hemen çiftleşme önerilmiş ve çiftleşmenin 2 şer gün ara ile yapılması sağlanmış ve gebelik elde edilmiştir (Laiblin, 1991; Fay ve ark., 2003). Eckersall ve Harvey (1987) de yaptıkları çalışmada progesteron ELISA kitinin equide, ovine ve canine türlerinde plazma progesteron

18 18 konsantrasyonunun ölçümünde kullanılabileceğini kanıtlamışlardır. Tam kan ve plazma progesteron konsantrasyon düzeyi ile ilgili yapılan çalışmalarda; tam kan ELISA sonuçlarının, plazma ELISA sonuçlarına göre güvenirliğinin daha az olduğunu, tam kan ELISA ölçümünün progesteron konsantrasyonunu ölçmekle beraber, çiftleşme zamanı tespitinde güvenilirliğinin az olduğu belirtilmiştir (England, 1991). Doğum zamanı dikkate alınarak yapılan çalışmalarda, vulvada şişkinlik; 0,006, vulvada akıntı; 0,003, vaginal smear; 0,25, vaginoskopi; 0,17, progesteron düzeyi; 0,29 ve tüm bu klinik belirtiler beraber değerlendirildiğinde ise 0,47 değerleri bulunmuştur, ki bu gözlem ve değerlere dayanılarak tespit edilen optimal çiftleşme zamanına göre en doğru sonucun, progesteron düzeyi ve tüm bu göstergelerin birlikte değerlendirildiğinde bulunduğu bildirilmiştir (Fay ve ark., 2003). Birkaç ticari kit, çeşidi son yıllarda köpeklerde ovulasyon zamanının belirlenmesinde kullanılabilmektedir Ultrasonografik Muayene ile Follikül Çapının Ölçülmesi Köpeklerin ovaryumları real time B mode ultrasonografik muayene kullanılarak tanımlanabilmektedir. Tekrarlayan ve dikkatli muayenelerde ovulasyon zamanının tespiti ve graff folikülünün görülmesi mümkündür. Bununla beraber yeni corpus luteum foliküllere benzediğinden ovulasyonun tespit edilmesi zordur. Ultrasonografide foliküller anekojenik gibi görülür. Anekojenik boşluk boyutu proöstrüs sırasında artar, bunların çapı proöstrus ortasında 2 3 mm, geç proöstrusta yaklaşık 5 mm ve ovulasyon günü ve LH dalgası günü arasında maksimum 7-10 mm çapa ulaşır (England ve Concannon, 2002).

19 19 Deneysel çalışmalarda, ovulasyon zamanı folikül çapı azalmakta ve anekojenik foliküller ya tamamen kaybolmakta ya da bunların çapı azalmış olarak tespit edilmektedir (England ve Concannon, 2002). Ovaryumlardaki anekojenik yapıların yokluğu ya da çapının küçülmesi ovulasyon olduğunu göstermektedir. Ovulasyondan sonra ovaryumlarda anekojenik yapılar tekrar görülmeye başlamaktadır. Anekojenik alanlar içinde sıvı bulunan corpus luteumlardır. Bununla beraber, bu teknik klinik alanda kullanım alanı bulmaktadır (England ve Concannon, 2002). Renton ve ark. (1992) yaptıkları çalışmada LH dalgası ile koordineli değerlendirmede ultrasonografik muayene ile ovulasyon zamanının tespitinde % 33 oranında başarı elde etmişler, yine bu çalışmada plazma progesteron konsantrasyonunun ultrasonografik muayene ile yapılan değerlendirmeden daha iyi sonuç verdiğini oraya koymuşlardır. Ultrasonografik muayene, LH dalgası ve plazma progesteron düzeyi ile ovulasyon tespiti değerlendirildiğinde, ultrasonografik muayene ve LH düzeyi kullanılarak ovulasyonu tespit etmek için günde birkaç kez test uygulamak gerekirken, plazma progesteron düzeyinin günde bir defa tespit edilip, 2 ng/ml veya daha yüksek olması ovulasyonun şekillendiğini göstermiştir (Hase ve ark., 1999). Ovaryum arterlerinde kan akımının ultrasonografik muayene ile ovulasyondan önceki ve sonraki 2 gün boyunca ölçülmesinden elde edilen sonuçlar ile diğer günlerde ölçülmesinden elde edilen sonuçlar arasında belirgin farklılıklar bulunmuştur (Köster ve ark., 2001).

20 20 Çizelge 1.2. Preovulatör LH Dalgasından Sonra ve Önceki Dönemlerde Normal Fertil Köpeklerde Çeşitli Klinik Parametreler (England ve Concannon, 2002). Preovulatör LH Dalgasından Sonra ve Önceki Dönemlerde Normal Fertil Köpeklerde Çeşitli Klinik Parametreler Parametreler LH dalgası öncesi 7 gün LH dalgasının olduğu zaman LH dalgası sonrası 4 5 günler, oosit olgunlaştığı zaman LH dalgası sonrası 8 11 günler Vaginal sitoloji kornifikasyon indeksi %30 - %100 %80 - %100 %80 - %100 %0 - %80 Smear'da lökosit Az Az ya da yok Az ya da yok Çok Vulva Vulva'da ödem Artarak devam eder. En üst noktadadır. Açıkça azalır yumuşak ama hala geniştir Vaginal mukozal katlar Pürüzsüz, yuvarlak, beyaz, ödemlidir. Beyaz, hafif büzülme ve kırışıktır. Beyaz, iri kıvrımlı ve köşelidir. Beyaz, pembemsi, lekeli, düzdür. Serum progesteron < 0.5 ng / ml 0.9 3,0 ng/ml ng/ml 8 25 ng/ml Serosangiöz akıntı ya da vaginal smear'da eritrosit Var Var Var/yok Var/yok Üreme durumu infertil Ovulasyon öncesi fertil periyod piki Ovulasyon sonrası 2 3 günler, fertil periyod İnfertil ya da çok az fertil

21 Vaginal Sitoloji Vaginal Sitolojinin Tarihçesi, Prensibi ve Uygulama Teknikleri Vaginal sitolojik muayene, dişi köpeklerde genital kanal organlarında şekillenen fizyolojik olayların tespitinde önemli bilgiler vermektedir. Vaginal mukoza hücrelerinin ovaryum kaynaklı hormonlardan etkilendiğini ilk olarak 1847 de Pouchet bildirmektedir. Papanicolaou ve Stockard ın 1917 de kobay vaginal smearları üzerinde yürüttükleri sistematik çalışmalarda, hücresel örneklerde, ovaryum hormonları için hedef organ olan vagina epitelinde değişimler belirlendiği, kandaki östrojenin yoğunluğu arttıkça vaginal smearda, vagina epitelindeki proliferasyon ve kornifikasyona karşılık gelen tutarlı ve sıralı değişimler saptandığı aktarılmaktadır (Rozsel, 1977). Bindokuzyüzyetmişli yılların başındaki çalışmalarda köpekteki vaginal sitoloji için yalnız tanımlayıcı nitelik taşımıştır. Arbeiter (1972) ve Roszel (1977) vaginal sitolojinin optimal çiftleşme zamanının saptanmasında kullanılabileceğini göstermişlerdir. Proöstrus başlangıcı ile birlikte artan östrojenik uyarıma bağlı olarak, vagina epitelinde proliferasyon şekillenir. Epitel dokusundaki profilerasyon, anöstrus evresinde kübik ve iki tabakalı konumdaki vagina epitelinin östrus evresinde sayısı 30 u aşan çok katlı yapıya dönüşümünü sağlar. Bunun sonucu vagina duvarı kalınlaşır. Östrojenin artışı ile birlikte bazal membranlardan başlayarak sayıları artan ve birbirleri üzerinde yığınlar oluşan hücreler submukozada bulunan kan damarlarından uzaklaşır ve hücresel anlamda ölüm gerçekleşir. Hücresel ölüm çok katlı epitelin yüzeysel tabakalarındaki hücrelerde gerçekleşir ve keratinizasyon, çekirdekte nükleer piknoz ve karyoreksis

22 22 şekillenir. Tüm bu değişimlerin birinci nedeni, çiftleşme sırasında vagina mukozasının korunmasıdır. Ölen hücreler, öldükçe daha geniş daha düzensiz şekilli ve solgun boya alan hücrelere dönüşürler. Hormonlarca uyarılan değişimleri yansıtan döküntü hücreler uygun biçimde toplandığı takdirde mikroskobik olarak inceleme olanağı sağlamakta ve siklik evre belirlenerek dişi köpeklerde optimum çiftleşme zamanı tespit edilmektedir (Aslan ve ark., 1995; Rozsel, 1975; Post, 1985; Concannon, 1986; Wright ve Parry, 1989; Feldman ve Nelson, 1996). Dişi köpeklerde fertil periyodun tespitinde vaginal sitoloji önemli bir yer tutmaktadır. Vaginal sitoloji sonuçlarına dayanılarak yapılan çiftleştirmelerde kontrol grubunda %78 olan gebelik oranı; %92 ye varan oranlarda dikkate değer artışlar göstermiştir (England, 1992). Bounchard ve ark. (1990) yaptıkları bir çalışmada vaginal sitolojiye dayanarak ovulasyonun süperfisiel hücrelerin %80 oranında görülmesinden sonraki 6,9 ± 1,6 günde meydana geldiğini bildirmişlerdir. Folliküler fazda 35 köpekte yapılan çalışmada haftada üç kez vaginal sitoloji yapılmış ve sitolojik bulgulara göre %28 oranında tam çiftleşme zamanı tespit edilmiştir (Hiemstra ve ark., 2001). Yirmi dört dişi köpekte vaginal epitelinde maksimum keratinizasyon östrojen düzeyi pikinden sonraki 3-6 günlerde gözlemlenmiştir ki; bu sonuç ovulasyon zamanının hesaplanmasında kullanılabilir (Linde ve Karlson, 1984). Wright (1990), 11 dişi köpek üzerinde yaptığı çalışmada vaginal sitoloji ve plazma progesteron konsantrasyonunun normal üremenin denetlenmesinde ve reprodüktif sistem hastalıkların tanısında dikkate değer yardımı olduğunu göstermiştir. Vaginal sitoloji kullanılarak, optimum çiftleşme zamanının tespiti yanında, anovulasyon, bölünmüş östrus, vaginal kanamanın kaynağı, yangı,

23 23 lenfosakrom, TVT, vaginal hiperplazi gibi problemlerde tespit edilebilmektedir (Baştan ve ark, 2003; Post, 1985; Wright ve Parry, 1989; Erünal-Maral ve ark., 2000) Vaginal Smear Örneklerinin Alınması Vaginal smear alınırken çeşitli yöntemler kullanılmaktadır. Smear alınırken kullanılan yöntem basit, ucuz ve kullanılabilir olmalıdır. Vaginal smear, tek başına mikrobiyolojik amaçlı swap yardımı ile alınabileceği gibi, spekulumla beraber swap, spatula veya aspirasyon tekniklerinden herhangi biri kullanılarak da alınabilir. Smear alma işlemi sırasında pamuklu swap, spatula veya vaginaskop, antiseptikli solüsyon, pipet gibi gereçler kullanılmaktadır (Roszel, 1975; Concannon, 1986; Feldman ve Nelson, 1996). Vaginal smear anterior vaginanın tabanından alınmalıdır. Smear alınırken kullanılan gereç, dorsal kommisura yönünde ilerletilerek klitarol fossa ve vestibuler kontaminasyon önlenmeli, bu amaçla bir vaginaskop veya spekulum kullanılmalıdır. Uygun ve doğru olmayan vaginoskop veya spekulum gibi yardımcı bir alet kullanılmaksızın gerçekleştirilen smear alma işlemi, travma nedeniyle eritrositler, kontaminasyon nedeniyle idrar kristalleri veya fungal sporların bulunması nedeni ile yanlış tanıya veya smear içeriğinin yanlış yorumlanmasına yol açabilmektedir (Roszel, 1975). Alınan smear materyali, vaginal mukozanın yüzeyindeki hücrelerin lam üzerine aktarılmasını sağlayacak şekilde, dikkatle lam üzerine yayılmalıdır Fikzasyon ve Boyama Alınan smear boyamadan önce, farklı özellikler taşıyan sıvı veya aerasol fiksatörler kullanılarak fikse edilebilir. Taşınabilirlik ve kolay kullanım aerasol

24 24 fiksatör için tercih sebebidir. Sıvı fiksatör kullanılmadığı zamanlarda suyun buharlaşmaması için sıkıca kapalı tutulmalıdır. Alkol veya alkol-eter karışımları içinde fikse edilen ya da aerosol fiksatörlerin kullanıldığı smearlar, çabuk boyama yöntemleri ile iyi boyanmazlar. Havada kurutulmuş smearların hücre yoğunluğu açısından sulu fiksatörlerden daha iyi sonuç verdiği bildirilmiştir (Shidham ve ark., 2000; Sivaraman ve ark., 2001). Eksfoliatif vaginal sitoloji değerlendirilmesi için hazırlanan preparatlar, Papanicolaou, Wright, Giemsa Wright, Diff-Quik, New Methylene-blue, Methylene-blue, Sanotrychrom, Shorr, çabuk Shorr, Toluidine- blue, Leishman boyama yöntemi gibi pek çok boyama yöntemi ile boyanabilir. Bunlar arasında seçimi etkileyen faktörler, kullanım kolaylığı, boya ekipmanın uzun süre saklanabilirliği ve preparatların kalıcılığıdır (Papanicolaou, 1942; Conconan 1989; Feldman ve Nelson, 1996). Papanicolaou ve Shorr gibi özel trikrom boyama yöntemleri, dolaşımındaki östrojenin etkisi ile epitel hücrelerinin sitoplazmalarında gelişen keratin öncülerinin varlığını belirleyebilmektedir. Romanowsky tip boyalar, hücre çekirdeğini koyu mavi yani bazofilik boyamakta, bazofilinin derecesi hücresel olgunlaşma ile ilgili olup, en az olgun yani en az kornifiye hücrelerde bazofili en yüksek olarak gözlenmektedir (Wright ve Parry, 1989; Tamer ve ark., 1994). Diff-Quik boyama, çabuk olması tutarlı sonuçlar vermesi nedeniyle kullanım alanı bulunurken, fiksatörün hızla buharlaşması ve solüsyonların sık sık değiştirilme gerekliliği pratik değerini azaltmaktadır. Boya, keratin spesifik bir element içermediğinden yöntem kornifikasyon derecesine ilişkin bir bulgu vermemekte, bu yüzden boyama ile kısmi yada tamamen kornifiye hücreler arasındaki farklılıklar belirlenememektedir (Concannon, 1986). Papanicolaou yönteminin ise birçok üstünlüğe sahip olduğu bildirilmektedir (Papanicolaou,1942). Bu boyama yönteminde epitel hücreleri ve eritrositler daha şeffaf gözlenmektedir. Pek çok patolojik olguda, vaginal akıntı lam

25 25 üzerinde kalın bir tabaka oluşturmaktadır. Kanamanın yoğun olduğu olgularda da kan hücrelerinin yoğunlaşması smearlarda hücrelerin üst üste gelmesine neden olmaktadır. Bu tür preparatlarda yöntem hücrelerin ayırt edebilmesine olanak sağlamaktadır. Papanicolaou yönteminde asidofilik hücrelerin rengi kırmızıdan turuncuya kadar değişir. Bu nitelik smear tiplerinin kesin tanısına yardım etmektedir. Bazofilik hücreler yeşil veya mavi boyanırlar. Kana tutunmuş doku parçaları veya hücreler eritrositler açıkça gözlenmese de özgün bir turuncu veya turuncu yeşil renk alır. Ayrıca nükleer detaylarda da bu boyama yöntemi ile oldukça iyi gözlenir (Papanicolaou, 1942) Vaginal Sitoloji Hücre Tipleri Vaginal sitoloji hücre tipleri zaman içinde farklı şekilde adlandırılsalar da yaygın olarak kullanılan sınıflandırılmada hücreler, vaginal mukozanın çok katlı epitel katının en derin tabakasında başlayarak lümene doğru bazal, parabazal intermedier ve süperfisiyel hücre olarak sıralanmaktadır. Süperfisiyel hücrelerin üzerini kaplayan çekirdeksiz materyal ise squame, kornifiye veya keratinize olarak adlandırılmaktadır Bazal Hücreler Bazal ve parabazal hücreler vaginal epitel hücrelerinin en küçükleri ve sağlıklıları olup, küçük µn büyüklükte, bazofilik boya alan nukleusu silindirik ve bazal konumlu olan hücrelerdir (Christie ve ark., 1972; Roszel, 1975; Wright ve Parry, 1989).

26 Parabazal Hücreler Yuvarlak oval şekilli, büyük ve merkezi yerleşimli nukleus ile buna bağlı olarak küçük olan hücrelerdir. On beş 25 µm büyüklükte olan hücrelerin 3 13 µm nukleusu vezikuler yapıdadır. Nukleus düşük metabolik aktiviteden ötürü Papanicolaou, Wright ve bazı çabuk boyama yöntemleri ile mavi (bazofilik) boyanırken sitoplazmanın soluk renkli olduğu gözlenir (Concannon, 1986; Wright ve Parry, 1989; Feldman ve Nelson, 1996) İntermedier Hücreler Büyüklüğü değişken, şekli oval veya yuvarlak olup nukleus, parabazal hücre nukleusunda daha küçüktür. Hücre genişlediği için göreceli olarak sitoplazması daha büyük ve çekirdeği daha küçük görünür. Morfolojideki bu değişim hücre ölümünde birinci aşamayı yansıtır. Tanımlayıcı amaçlar için küçük intermedier ve büyük intermedier veya aşağı-yukarı intermedier olarak ikiye ayrılabilirler. Küçük intermedier hücreler büyüyen küresel parabazal hücreler ile olgun hücreler arasındaki geçiş hücreleridir. Bu yüzden erken intermedier hücreler olarak adlandırılırlar. Çapları µm dır. Biçimsel olarak yuvarlaktan ovale dek değişen ve çoğu kez elipsoid yapıda olan hücrenin dış sınırı düzgündür. Çekirdek parabazal hücrede olduğu gibi, uzunca ve elipsoid, veziküler, fakat daha az bazofiliktir. Geniş sitoplazma normal-solgun mavi arasında boyanır (Christie ve ark., 1972; Concannon, 1986; Feldman ve Nelson, 1996). Büyük intermedier hücreler şekil olarak düzgün değişken ölçülü küçük intermedierler ile düzensiz şekilli süperfisiyel hücreler arasında bir geçiş aşaması olarak görülür. Aynı zamanda geç intermedier ya da süperfisiyelintermedier hücreler olarak da adlandırılır. Östrojen etkisine girmiş olan

27 27 hücreler olup, periferleri köşeli, keskin kıvrımlı olabildiği gibi bazen de dış sınırları düzenlidir. Genişlikleri en çok µm dir. Sitoplazma, bazofilik fonda boyanır, aktif nukleus tri-krom boyadadır. Mor veya turuncu boyanır (Christie ve ark., 1972; Concannon, 1986; Wright ve Parry, 1989; Feldman ve Nelson, 1996) Süperfisiyel Hücreler Vaginal sitolojide görülen en büyük hücrelerdir. Pürüzsüz, köşeli sınırdadırlar ve zayıf boya alırlar. Çekirdek formu küçük piknotik veya solgundur. Sitoplazmanın asidofilik görünümündedir. Sitoplazmik boyanın yoğunluğu aynı zamanda kornifikasyon ve dejenerasyonun derecesine bağlı olarak değişebilir. Süpersifiyel hücrelerin koyu-piknotik veya soluk boya almış normal yapılı çekirdeğe sahip olanları kısmen kornifiye hücre kategorisine; çekirdeksiz, veya çekirdeği belli-belirsiz olanları ise tamamıyla kornifiye hücre kategorisine dahil edilir. Süpersifiyel hücreler aşırı derecede köşeli, kıvrımlı, düzensiz şekilli ve çapları µm arasında değişmektedir (Christie ve ark., 1972; Roszel, 1975; Concannon, 1986) Çekirdeksiz Döküntüler Çekirdeksiz (anükler) döküntüler, ölü, geniş, düzensiz, köşeli sınırlı hücreler olup sağlıklı yuvarlak parabazal hücreler ile başlayan bir oluşumun son basamağıdır. Bunlar vaginal duvardaki kalınlaşma nedeni ile ölü olan ve kan dolaşımı ile uzaklaşan hücrelerdir. Boyayı absorbe etmede başarısız olan bu yaşlı ve keratinize hücreler, hemen hemen şeffaf görünür ve çekirdek kalıntısı içermezler. Yaklaşık µm çapındadır (Feldman ve Nelson, 1996).

28 Metaöstrus ve Köpük Hücreleri Sitoplazmaları kırmızı kahve veya mavi olup içerisinde bir ya da daha fazla nötrofil içeren geniş intermedier hücrelere metaöstrus hücreleri, belirgin sitoplazmik vakuollü parabazal ve intermedier hücrelere ise köpük veya foam hücreleri adı verilmektedir (Christie ve ark., 1972; Rozsel, 1975; Feldman ve Nelson, 1996) Kan Hücreleri Eritrositler yuvarlak veya hafifçe tırtıklı, yarı şeffaf, solgun turuncu ile solgun mavi boyanır. Görünüşü, kırılmış gölge ya da hücre parçaları biçimindedir. Nötrofiller, koyu renkli, multilobuler nukleuslu, düzgün ana hatlı, temiz sitoplazmalı olarak görülürler.

29 29 Çizelge 1.3. Köpeklerde Siklusun Değişik Dönemlerinde Şekillenen Değişikler(England ve Concannon, 2002) Siklus Dönemi Uzunluğu Hormonol Değişiklik Baskın Hücre Tipleri Eritrosit Nötrofil Davranış Değişikleri Klinik Bulgular Erken Erken Erken Dönem: Dönem: Dönem: Proöstrus ~9 gün Östrojen Her çeşit hücre vardır. Geç Dönem: Büyük İntermedier ve + Geç Dönem: + Geç Dönem: Erkeğe ilgi gösterir fakat çiftleşmeye izin vermez. Vulvada ödem ve kanlı akıntı vardır. Superficial ± Azalır. hücreler. Süperficial Östrus ~9 gün LH (Dalgası) Östrojen Progesteron hücre oranı %90 veya daha yukarıdır. Bakterilere genelde ± Yoktur. Erkeği kabul eder, yani çiftleşir. Vulva ödem azalmış ve akıntının rengi açılmıştır. rastlanır. Süperficial Diöstrus ~60 gün Progesteron hücre oranı %20 oranına düşmüş, intermedier hücre sayısı ± Olabilir. Çiftleşmeye izin vermez. Akıntı çok az ve vulva ödemi gerilemiştir. artmıştır. Gebelik durumuna Anöstrus bağlıdır gün sonra CL geriler ve 130 gün sonra Progesteron Parabazal ve İntermedier hücreler vardır. Yoktur ve varsa çok azdır. Sayıları çok azdır. Dış bellekler yoktur. Koyu, yapışkan bir sekresyon vardır. endometrium yenilenir

30 Siklus Süresince Vaginal Sitoloji Bulguları Proöstrus Proöstrus başlangıcında tüm epitel hücre tipleri bulunurken, giderek parabazal ve küçük intermedier hücrelerin sayısı azalır. Büyük intermedier hücrelerde geçici, süperfisiyel hücrelerde giderek artan bir değişiklik olur. LH yükselişinden önceki 7 ile 10. günler arasında tipik değişimler görülmektedir. LH yükselişinden önceki 4 veya 5. günde, tüm hücrelerin %5-30 unu oluşturan parabazal hücrelerin oranı %5 e düşer ve yükselişten önceki 2 3 günde tümüyle ortadan kalkar. LH yükselişinden 5 6 gün önce, büyük intermedier hücreler %5 25 oranında artıp, daha sonra sayıcı azalır ve yükseliş anında ortadan kalkar. Süperfisiyel hücreler, LH yükselişinden 1 5 gün önceki smearlarda epitel hücrelerin %30-60 ını oluşturacak şekilde artarlar (Post, 1985; Feldman ve Nelson, 1996). Eritrositler proöstrusun ilerlemesine paralel olarak azalmakla beraber genellikle mevcuttur preparatın arka planında mukus yoktur. Normal florada bulunan E.coli bakterilerine rastlanmaktadır (Aslan ve Fındık, 2003). Geç proöstrusta ise nötrofil sayısı azalmış süperfisiyel hücre sayısı oldukça artmıştır Östrus LH dalgasından sonraki 6 8 günlerde vaginal smear hemen hemen tamamen süperfisiyel epitel hücrelerden oluşur. Zeminde çoğunlukla döküntü yoktur ve zeminin aniden temizlenmesi genellikle LH yükselişinin olduğununun göstergesidir (Post, 1985). Eritrosit yoğunluğu orta derecededir. Nötrofiller diğer dejenere polimorf nukleuslu kalıntılara kıyasla enderdir. Keratenize

31 31 tabiattaki epitel hücrelerinin geçişi engellemesi nedeniyle polimorf nükleer lökositler (PNL) östrus sırasında bulunmaz. Erkek köpeği kabul isteği azaldıkça, lökositler ve nükleer epitel hücreleri yeniden görülmeye başlar (Conconan, 1986). Östrus başlangıcında, süperfisiyel hücre kornifikasyonu artar. Östrus sürecinde %68 in altına düşmez ve genellikle % civarındadır. Süperfisiyel hücrelerin sınırları, LH yükselişinden 4 6 gün sonra, daha karışık ve ayırt edilemez hale gelir (Conconan, 1986). Östrusun bitimindeki saatlik zaman içinde, süperfisiyel hücrelerin % 20 oranında düşmesi, vaginal sitolojide oluşan ani dönem değişikliği gösterir (Holst ve Phemister, 1974; Feldman ve Nelson, 1996) Diöstrus Sitolojik olarak östrusun sonu ve diöstrusun başlangıcı, smear da daha önce az bulunan parabazal ve intermedier hücrelerin yeniden görülmesi ile belirlenir. Östrus sonunda süperfisiyel hücrelerin arasında az sayıda parabazal ve intermedier hücreler görülürken, diöstrus ilerledikçe artan intermedier ve parabazal hücre oranı epitel hücrelerin %1-40 ını oluşturarak şekilde artar ve %95 e dek ulaşır (Holst ve Phemister, 1974; Post, 1985). Bazen diöstrustan 1 gün kadar önce süperfisiyel hücrelerin kümeler veya geniş tabakalar halinde görüldüğü, bunların bir kerede atılan çok sayıda hücreyi temsil ettiği ifade edilmektedir. Bu dönemin ilk 10 gününde, lökosit sayısı artar sonra azalır ve yaklaşık 20 gün sonra ortadan kalkar. Smear zemini çok miktarda döküntü içerir. Bazen evreye eşlik eden özgün metaöstrus ve köpük hücreleri de görülür (Holst ve Phemister, 1974; Feldman ve Nelson, 1996).

32 Anöstrus Anöstrusa ilişkin vaginal sitoloji bulguları göreceli olarak sabittir. Başlıca parabazal ve küçük intermedier epitel hücreleri görülür. Nötrofiller nadiren bulunur. Bazen görülebilen bakteriler, genellikle normal florayı temsil eder, zemin temiz ya da kirli olabilir. Mukus içerisinde görülebilen epitel hücre sayısı değişken olup, birkaç süperfisiyel hücre ve önceki siklustan kalma döküntüler bulunabilir (Post, 1985; Conconan, 1986; Feldman ve Nelson, 1996). Çizelge 1.4. Siklusun Farklı Dönemlerinde Saptanan Hücreler ve % Oranları (England ve Concannon, 2002) SİKLUSUN FARKLI DÖNEMLERİNDE SAPTANAN HÜCRELER VE % ORANLARI Hücre Tipleri Proöstrus Östrus Erken Metaöstrus Geç Anöostrus Eritrosit Nötrofil Keratinize Süperfisiyel Hücreler Nonkeratinize Süperfisiyel Hücreler İntermedier Hücreler Parabazal Hücreler %10 %90 %30 %0 %0 %30 %8 %20 %10 %2 %50 %2 %20 %30 %3 %10 %0 %30 %60 %95

33 33 2. GEREÇ VE YÖNTEM 2.1. Gereç Hayvan Materyali Bu araştırmada toplam 35 adet safkan Alman çoban köpeği kullanıldı. Köpeklerin yaşları 2 5 arası değişmekle birlikte ortalama yaş çalışmada grubunda 3,8 ve kontrol grubunda ise 3,6 idi. Çalışma ve kontrol grubundaki köpekler besin maddesi olarak aynı tip kuru mama ile beslenmekte olup, iç ve dış gezinti alanlı, kapalı ve ısıtma sistemli olan tek köpeklik barınakta barınmaktaydı. Ayrıca tüm köpeklere çalışma öncesi antiparaziter ilaç yapıldı ve düzenli aşılamalar yapılmıştı. Çalışma grubundaki köpekler, proöstrus kanamasının başlamasından itibaren 2 gün aralıklarla vaginal sitoloji yapılarak değerlendirildi. Vaginal sitolojide % 80 ve daha yukarı oranda süperfisiyel hücre görüldüğünde köpekler çiftleştirildi. Kontrol grubu köpeklerde ise proöstrus kanamasından itibaren izlendi ve kanlı akıntını renginin değişmeye başladığı ve akıntının rengi açık sarı olduğu dönemlerde erkek köpekler bir araya getirildi ve erkeği kabul eden köpekler çiftleştirildi. Her iki grupta köpekler çiftleşmeyi izleyen 25. günde ultrasonografi ile gebelik yönünden değerlendirildi. Gebe olan köpekler kaydedildi.

34 34 Ayrıca her iki gruptaki köpeklerde gebelik süresi, çalışma grubundaki köpeklerde ise bu parametreye ilaveten vaginal sitolojik muayene ile ortalama proöstrus ve östrus süreleri belirlendi. Sadece akıntının özelliğine bakarak elde edilecek bilgilerin çok sağlıklı bir bulgu olamayacağı düşüncesiyle kontrol grubundaki köpeklerde ortalama proöstrus ve östrus süreleri takip edilmedi. Bu çalışmada istatistiki hesaplamalar SPSS 14.0 Windows Evaluation Version ve Discriptive Statistics yöntemi ile belirlendi.

35 35 Çalışmada yer alan kontrol grubu köpeklerin yaş ortalamaları 3.6 dır. Köpeklerin Yaşlarına Göre Dağılımı (Kontrol Grup) 5; 23% 5; 23% 3; 14% ; 40% Şekil 2.1. Köpeklerin Yaşlarına Göre Dağılımı (Kontrol Grubu) Çalışmada yer alan çalışma grubu köpeklerin yaş ortalaması 3.8 dır. Köpeklerin Yaşlarına Göre Dağılımı (Çalışma Grup) 4; 31% 0; 0% 4; 31% ; 23% 2; 15% Şekil 2.2. Köpeklerin Yaşlarına Göre Dağılımı (Çalışma Grubu)

GENİTAL SİKLUS Östrus Siklusu

GENİTAL SİKLUS Östrus Siklusu GENİTAL SİKLUS Östrus Siklusu Tanım Purbertiye ulaşan bir dişide hormonların kontrolü (hipotalamus, hipofiz ve ovaryum dan salınan) altında ovaryum ve uterusta meydana gelen değişiklikler Genital siklus

Detaylı

Genital siklus Pubertaya ulaşan bir dişide, hipotalamus ve hipofiz bezinin kontrolü altında ovaryum ve uterusta bazı değişiklikler meydana gelir.

Genital siklus Pubertaya ulaşan bir dişide, hipotalamus ve hipofiz bezinin kontrolü altında ovaryum ve uterusta bazı değişiklikler meydana gelir. Genital siklus Pubertaya ulaşan bir dişide, hipotalamus ve hipofiz bezinin kontrolü altında ovaryum ve uterusta bazı değişiklikler meydana gelir. Ovaryumda meydana gelen değişiklikler ovogenezis ve ovulasyon

Detaylı

Seksüel Siklus ve Suni Tohumlama

Seksüel Siklus ve Suni Tohumlama Seksüel Siklus ve Suni Tohumlama Siklus: Belli aralıklarla aynı biçimde yinelenen olayları kapsayan dönem; hormonların etkisiyle üreme organlarının belirli dönemlerde gösterdigi degişim, döngü. Siklik

Detaylı

DİŞİ EŞEY HÜCRELERİNİN GELİŞMESİ OLGUNLAŞMASI. Doç. Dr. A. Gürol BAYRAKTAROĞLU

DİŞİ EŞEY HÜCRELERİNİN GELİŞMESİ OLGUNLAŞMASI. Doç. Dr. A. Gürol BAYRAKTAROĞLU DİŞİ EŞEY HÜCRELERİNİN GELİŞMESİ OLGUNLAŞMASI Doç. Dr. A. Gürol BAYRAKTAROĞLU OVOGENEZİS Dişi eşey hücresinin gelişip olgunlaşmasına ovogenezis denir. Spermatogenezisteki gibi çoğalma, büyüme ve olgunlaşma

Detaylı

DİŞİ ÜREME ORGANLARI

DİŞİ ÜREME ORGANLARI DİŞİ ÜREME ORGANLARI Dişi üreme organları dişi gamet hücresi ovumu (yumurtayı) üreten ovaryumlar ile ovumun döllendiği, döllenme sonrasında gebeliğin şekillendiği ve gelişen yavrunun dışarı çıkarıldığı

Detaylı

MENSTURASYON VE HORMONLAR

MENSTURASYON VE HORMONLAR MENSTURASYON VE HORMONLAR İLK ADET KANAMASI" Çocukluk çağından ergenlik çağına geçiş döneminde, ortalama olarak 12.5 yaşında kız çocuğu ilk adet kanamasını görür. Bu "ilk kanama" henüz yumurtlama süreci

Detaylı

İnfertil Dişiler. Çiftleşme zorlukları. Deneyimsiz erkek. Normal çiftleşmeden sonra başarısız gebelik. Seyrek östrus. Deneyimsiz dişi.

İnfertil Dişiler. Çiftleşme zorlukları. Deneyimsiz erkek. Normal çiftleşmeden sonra başarısız gebelik. Seyrek östrus. Deneyimsiz dişi. İnfertil Dişiler Çiftleşme zorlukları Deneyimsiz erkek Deneyimsiz dişi Erkekte fizyolojik problemler Dişide Dişinin hazır olmaması Vulval stenosis Vestibuler konstrüksiyon Vaginal Vaginal hiperplazi ya

Detaylı

Spermatozoanın Dişi Genital Kanalındaki Hareketi. Üreme Biyolojisi ve Yapay Tohumlama Prof. Dr. Fatin CEDDEN

Spermatozoanın Dişi Genital Kanalındaki Hareketi. Üreme Biyolojisi ve Yapay Tohumlama Prof. Dr. Fatin CEDDEN Spermatozoanın Dişi Genital Kanalındaki Hareketi Üreme Biyolojisi ve Yapay Tohumlama Prof. Dr. Fatin CEDDEN Döllenme Sperm hücresinin ovuma girip kaynaşması olayına (fekondasyon) Döllenme denir. Bu olgu

Detaylı

Reprodüktif Endokrinoloji. Prof. Dr. Mithat EVECEN

Reprodüktif Endokrinoloji. Prof. Dr. Mithat EVECEN Reprodüktif Endokrinoloji Prof. Dr. Mithat EVECEN HORMON Kelime: Yun. Uyarma, Canlandırma, Harekete geçirme. Tanım: Bir hücre ya da dokuda sentezlenen ve buralardan kan, lenf ve ya sinir yoluyla vücudun

Detaylı

Dişi genital organları; Ovaryum,ovidukt, uterus, serviks, vagina, vulva Ovaryum; sağda ve solda karın boşluğuna asılı olarak bulunan 1 çift organdır.

Dişi genital organları; Ovaryum,ovidukt, uterus, serviks, vagina, vulva Ovaryum; sağda ve solda karın boşluğuna asılı olarak bulunan 1 çift organdır. OVOGENEZİS Dişi eşey hücresinin gelişip olgunlaşmasına ovogenezis denir. Spermatogenezisteki gibi çoğalma, büyüme ve olgunlaşma evreleri vardır. Dişi üreme sistemi; ovumun üretilmesi, erkek ve dişi eşey

Detaylı

Reprodüktif Endokrinoloji. Prof. Dr. Mithat EVECEN

Reprodüktif Endokrinoloji. Prof. Dr. Mithat EVECEN Reprodüktif Endokrinoloji Prof. Dr. Mithat EVECEN TANIMLAR: Hormon: Yunanca = uyarma, canlandırma, harekete geçirme. Tanım: Bir hücre ya da dokuda sentezlenen ve buralardan kan, lenf ve sinir yoluyla vücudun

Detaylı

ÜREME SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ DOÇ.DR.MİTAT KOZ

ÜREME SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ DOÇ.DR.MİTAT KOZ ÜREME SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ DOÇ.DR.MİTAT KOZ Kadın ve erkek üreme sistemi dölün üretilmesi amacı ile özelleşmiş özel organlardan oluşmaktadır. Bazı üreme organları cinsiyet hücrelerini üretir, diğerleri

Detaylı

GENEL SORU ÇÖZÜMÜ ENDOKRİN SİSTEM

GENEL SORU ÇÖZÜMÜ ENDOKRİN SİSTEM GENEL SORU ÇÖZÜMÜ ENDOKRİN SİSTEM 1) Aşağıdaki hormonlardan hangisi uterusun büyümesinde doğrudan etkilidir? A) LH B) Androjen C) Östrojen Progesteron D) FUH Büyüme hormonu E) Prolaktin - Testosteron 2)

Detaylı

P U B E R TA S, SUNİ T O H U M L A M A, G E B E L İ K V E T E R İ N E R HEKİ M : A H M E T K E S K İ N

P U B E R TA S, SUNİ T O H U M L A M A, G E B E L İ K V E T E R İ N E R HEKİ M : A H M E T K E S K İ N S I Ğ I R L A R D A P U B E R TA S, SUNİ T O H U M L A M A, G E B E L İ K V E D O Ğ U M V E T E R İ N E R HEKİ M : A H M E T K E S K İ N PUBERTAS Üreme yeteneğinin elde edilme olgusudur. Pubertas İlk kızgınlık

Detaylı

II

II I AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ KÖPEKLERDE OVARYUMLARIN ULTRASONOGRAFİK ve POSTOPERATİF MUAYENELERİ Oktay YILMAZ DOĞUM ve JİNEKOLOJİ ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS TEZİ DANIŞMAN Doç.

Detaylı

DISI KÖPEKLERE UYGULANAN EKSOJEN GnRH nin SERUM ÖSTRADIOL 17 β DÜZEYI ve VAGINA EPITELINDE YAPTIGI SITOLOJIK DEGISIKLIKLERIN INCELENMESI

DISI KÖPEKLERE UYGULANAN EKSOJEN GnRH nin SERUM ÖSTRADIOL 17 β DÜZEYI ve VAGINA EPITELINDE YAPTIGI SITOLOJIK DEGISIKLIKLERIN INCELENMESI TÜRKIYE CUMHURIYETI ANKARA ÜNIVERSITESI SAGLIK BILIMLERI ENSTITÜSÜ DISI KÖPEKLERE UYGULANAN EKSOJEN GnRH nin SERUM ÖSTRADIOL 17 β DÜZEYI ve VAGINA EPITELINDE YAPTIGI SITOLOJIK DEGISIKLIKLERIN INCELENMESI

Detaylı

KEDİLERDE Reprodüksiyon ve Sun i Tohumlama

KEDİLERDE Reprodüksiyon ve Sun i Tohumlama KEDİLERDE Reprodüksiyon ve Sun i Tohumlama Prof. Dr. Mithat EVECEN Puberte Dişi Kediler Ortalama: 8-13 Aylık (2-2,5 kg) Kısa Tüylü Irklar: 7-9 aylık Uzun Tüylü Irklar: 10-12 aylık Yavruların Doğum Zamanı

Detaylı

Çiftlik Hayvanlarında Türlere Göre Üreme Özellikleri. Prof. Dr. Fatin CEDDEN

Çiftlik Hayvanlarında Türlere Göre Üreme Özellikleri. Prof. Dr. Fatin CEDDEN Çiftlik Hayvanlarında Türlere Göre Üreme Özellikleri Prof. Dr. Fatin CEDDEN Koyunlarda Seksüel Döngü Ilıman iklim kuşağından köken alan koyunlar mevsime bağlı kızgınlık gösterirler. Günlerin kısalmaya

Detaylı

Östrus Belirtleri VEYSEL TAHİROĞLU

Östrus Belirtleri VEYSEL TAHİROĞLU Östrus Belirtleri VEYSEL TAHİROĞLU Östrus endokrinolojik, fizyolojik ve psikolojik etkimeler altında, dişilerin aşım için erkeği kabul etmeleri seklinde tanımlanır. genel saglık, bakım, beslenme, iklim

Detaylı

ÜREMENİN KONTROLÜ. PROF. DR. Nafiz YURDAYDIN

ÜREMENİN KONTROLÜ. PROF. DR. Nafiz YURDAYDIN ÜREMENİN KONTROLÜ PROF. DR. Nafiz YURDAYDIN Çiftlik hayvanlarında üremenin denetlenmesi çerçevesinde: Çiftleşme-tohumlamalar istenen zamana göre planlanıp, toplulaştırılabilir, Mevsimsel poliöstrik hayvanlarda

Detaylı

E2 (ESTRADIPL) Normal Değerler: Erkek: <62 pg/ml Kadın:

E2 (ESTRADIPL) Normal Değerler: Erkek: <62 pg/ml Kadın: BETA HCG HCG gebelik sırasında eteneden salgılanır Gebe olmayan sağlıklı kişilerin kanındaki HCG düzeyi 1ng/ml'nin altındadır. Yumurtalık ve erbezlerinde koryokorsinom ve embriyonal kanser gibi ender görülen

Detaylı

DİŞİ KÖPEKLERDE KAN PROGESTERON HORMONU ÖLÇÜMLERİ AMACIYLA RADİOİMMUNOASSAY KİTİ ÜRETİLMESİ VE KALİBRASYONU

DİŞİ KÖPEKLERDE KAN PROGESTERON HORMONU ÖLÇÜMLERİ AMACIYLA RADİOİMMUNOASSAY KİTİ ÜRETİLMESİ VE KALİBRASYONU TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DİŞİ KÖPEKLERDE KAN PROGESTERON HORMONU ÖLÇÜMLERİ AMACIYLA RADİOİMMUNOASSAY KİTİ ÜRETİLMESİ VE KALİBRASYONU Serhan Serhat AY DOĞUM VE

Detaylı

Senkronizasyon. Prostaglandin ile senkronizasyon Kontrolü yöntem Pazartesi yöntemi 2+2 yöntemi ½ yöntemi

Senkronizasyon. Prostaglandin ile senkronizasyon Kontrolü yöntem Pazartesi yöntemi 2+2 yöntemi ½ yöntemi Prostaglandin gibi luteolitik ajanlar kullanarak luteolizisi premature olarak oluşturmak, Progesteron veya sentetik derivelerini kullanarak CL'un fonksiyonuna benzer etkiyi oluşturmak. Prostaglandin ile

Detaylı

KAN DOKUSU. Prof. Dr. Levent ERGÜN

KAN DOKUSU. Prof. Dr. Levent ERGÜN KAN DOKUSU Prof. Dr. Levent ERGÜN 1 Kan Dokusu Plazma (sıvı) ve şekilli elemanlarından oluşur Plazma fundememtal substans olarak kabul edilir. Kanın fonksiyonları Transport Gaz, besin, hormon, atık maddeler,

Detaylı

10. SINIF KONU ANLATIMI. 16 ÜREME BÜYÜME GELİŞME Döllenme ve Aile Planlaması Soru Çözümü

10. SINIF KONU ANLATIMI. 16 ÜREME BÜYÜME GELİŞME Döllenme ve Aile Planlaması Soru Çözümü 10. SINIF KONU ANLATIMI 16 ÜREME BÜYÜME GELİŞME Döllenme ve Aile Planlaması Soru Çözümü DÖLLENME Dişi üreme sistemine giren sperm hücreleri yumurta hücresinin salgıladığı FERTİLİZİN sayesinde yumurta hücresini

Detaylı

DOĞURGANLIK BİLİNCİ GELİŞTİRME VE İNFERTİLİTE AÇISINDAN ÖNEMİ. İlknur M. Gönenç

DOĞURGANLIK BİLİNCİ GELİŞTİRME VE İNFERTİLİTE AÇISINDAN ÖNEMİ. İlknur M. Gönenç DOĞURGANLIK BİLİNCİ GELİŞTİRME VE İNFERTİLİTE AÇISINDAN ÖNEMİ İlknur M. Gönenç Doğurganlık Bilinci Kadın ve erkek üreme anatomisi ve fizyolojisi arasındaki ilişkiyi ve buna bağlı olarak doğurganlık işlevini

Detaylı

Ovaryum kistleri: Tanısı ve tedavide yaklaşımlar

Ovaryum kistleri: Tanısı ve tedavide yaklaşımlar Ovaryum kistleri: Tanısı ve tedavide yaklaşımlar Prof.Dr. Selim Aslan Ankara Üniversitesi, Veteriner Fakültesi Doğum ve Jinekoloji ABD Em. Öğr. Üyesi Viyana-Zürich Üniversitesi Serbest Araştırmacı (Proje

Detaylı

Uzamış proöstruslu dişi köpekte dölverimi

Uzamış proöstruslu dişi köpekte dölverimi Lalahan Hay. Araşt. Enst. Derg. 2014, 54 (2) 71-76 Olgu Sunumu / Case Report Uzamış proöstruslu dişi köpekte dölverimi Berat ÇİFTÇİER 1, Ongun UYSAL 1 1 Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dölerme

Detaylı

MENAPOZ DÖNEMİ MENAPOZ DÖNEM VE HORMONLAR

MENAPOZ DÖNEMİ MENAPOZ DÖNEM VE HORMONLAR MENAPOZ DÖNEMİ VE HORMONLAR DR.ALEV ÖKTEM Menapozun Nedeni Overlerdeki oositlerin üreme yaşlanması sırasında ovülasyon ve atrezi nedeniyle tükenmesidir Kronolojik yaş üreme yaşlanmasının tespiti için çok

Detaylı

Endokrin Sistem. Paratiroid Tiroid Pankreas Surrenal bez. Dr.Murat TOSUN

Endokrin Sistem. Paratiroid Tiroid Pankreas Surrenal bez. Dr.Murat TOSUN Endokrin Sistem Paratiroid Tiroid Pankreas Surrenal bez Dr.Murat TOSUN TİROİD VE PARATİROİD BEZLER Embriyolojik dönemde Tiroid bezi 4. hafta civarında farenks tabanında tuberculum impar ve copula arasındaki

Detaylı

PROSPEKTÜS Sadece Hayvan Sağlığında Kullanılır Buserin Enjeksiyonluk Çözelti Hormon GnRH analoğu

PROSPEKTÜS Sadece Hayvan Sağlığında Kullanılır Buserin Enjeksiyonluk Çözelti Hormon GnRH analoğu PROSPEKTÜS Sadece Hayvan Sağlığında Kullanılır Buserin Enjeksiyonluk Çözelti Hormon GnRH analoğu BILEŞIMI : Buserin, berrak, renksiz, steril çözelti olup, her ml.sinde 0.004 mg buserelin e eşdeğer 0.0042

Detaylı

Prenatal devre insan ve memeli hayvanlarda uterus içerisinde geçer. Kanatlı hayvanlarda ise yumurta içinde kuluçkada geçen devredir.

Prenatal devre insan ve memeli hayvanlarda uterus içerisinde geçer. Kanatlı hayvanlarda ise yumurta içinde kuluçkada geçen devredir. Embriyoloji, genel anlamıyla canlıların oluşmasını ve gelişmesini inceleyen bir bilim dalıdır. İnsan ve memeli hayvanların doğumdan önceki, kanatlı hayvanların ise kuluçka dönemindeki hayatını inceler.

Detaylı

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ Kan, kalp, dolaşım ve solunum sistemine ait normal yapı ve fonksiyonların öğrenilmesi 1. Kanın bileşenlerini, fiziksel ve fonksiyonel özelliklerini sayar, plazmanın

Detaylı

T.C. ADNAN MENDERES ÜNĐVERSĐTESĐ SAĞLIK BĐLĐMLERĐ ENSTĐTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜNE AYDIN

T.C. ADNAN MENDERES ÜNĐVERSĐTESĐ SAĞLIK BĐLĐMLERĐ ENSTĐTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜNE AYDIN T.C. ADNAN MENDERES ÜNĐVERSĐTESĐ SAĞLIK BĐLĐMLERĐ ENSTĐTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜNE AYDIN Veteriner Doğum ve Jinekoloji Anabilim Dalı Yüksek Lisans Programı öğrencisi Vet. Hek. Ziver ÜSTÜN tarafından hazırlanan Sıcak

Detaylı

FERTİLİZASYON-Döllenme

FERTİLİZASYON-Döllenme FERTİLİZASYON-Döllenme Tanım Spermatozoon ile Oosit II nin birleşerek yeni bir canlı olan ZİGOT u şekillendirmesi Ovulasyonla yumurta yoluna atılan Oosit korona radiata hücreleri ile sarılıdır. - Oosit

Detaylı

İneklerde Döl Verimi Sorunları. Prof.Dr.Melih Aksoy Adnan Menderes Üniversitesi Veteriner Fakültesi 09016 AYDIN

İneklerde Döl Verimi Sorunları. Prof.Dr.Melih Aksoy Adnan Menderes Üniversitesi Veteriner Fakültesi 09016 AYDIN İneklerde Döl Verimi Sorunları Prof.Dr.Melih Aksoy Adnan Menderes Üniversitesi Veteriner Fakültesi 09016 AYDIN Döl verimi düşüklüğü (infertilite) Doğum ile yeniden gebe aralığının uzamasıdır Dolayısıyla

Detaylı

BİYOTEKNOLOJİ NEDİR? Canlılar aracılığı ile ürün ve hizmet üretmektir

BİYOTEKNOLOJİ NEDİR? Canlılar aracılığı ile ürün ve hizmet üretmektir BİYOTEKNOLOJİ NEDİR? Canlılar aracılığı ile ürün ve hizmet üretmektir Reprodüktif Biyoteknolojinin Amacı Canlılarda in vivo ve in vitro koşullarda gen kaynaklarının uzun süreli korunması ve daha fazla

Detaylı

II.Hayvansal Dokular. b.bez Epiteli 1.Tek hücreli bez- Goblet hücresi 2.Çok hücreli kanallı bez 3.Çok hücreli kanalsız bez

II.Hayvansal Dokular. b.bez Epiteli 1.Tek hücreli bez- Goblet hücresi 2.Çok hücreli kanallı bez 3.Çok hücreli kanalsız bez II.Hayvansal Dokular Hayvanların embriyonik gelişimi sırasında Ektoderm, Mezoderm ve Endoderm denilen 3 farklı gelişme tabakası (=germ tabakası) bulunur. Bütün hayvansal dokular bu yapılardan ve bu yapıların

Detaylı

ÜREME SİSTEMİNİN FİZYOLOJİSİ

ÜREME SİSTEMİNİN FİZYOLOJİSİ ÜREME SİSTEMİNİN FİZYOLOJİSİ OVUM VE SPERM Bireysel genetik özellikler her vücut hücresinde vardır Genetik özelliklerin nesilden nesile geçişi ovum ve spermium tarafından olur. Oogonia ve spermatogonia

Detaylı

İneklerde Üremenin Kontrolü Embriyo Transferi

İneklerde Üremenin Kontrolü Embriyo Transferi İneklerde Üremenin Kontrolü Embriyo Transferi PROF.DR.SERHAT PABUCCUOĞLU 28.10.2013 İNEKLERDE ÜREMENİN KONTROLÜ EMBRİYO TRANSFERİ 1 Konu Başlıkları İneklerde Üremenin kontrolü Başarıyı etkileyen faktörler

Detaylı

Dişi köpeklere uygulanan eksojen GnRH nın serum östradiol 17 β düzeyi ve vagina epitelinde yaptığı sitolojik değişikliklerin incelenmesi

Dişi köpeklere uygulanan eksojen GnRH nın serum östradiol 17 β düzeyi ve vagina epitelinde yaptığı sitolojik değişikliklerin incelenmesi Ankara Üniv Vet Fak Derg, 54, 2007 17 Ankara Üniv Vet Fak Derg, 54, 17-21, 2007 Dişi köpeklere uygulanan eksojen GnRH nın serum östradiol 17 β düzeyi ve vagina epitelinde yaptığı sitolojik değişikliklerin

Detaylı

OBEZİTE ÇOCUK SAHİBİ OLMA ORANINI AZALTIYOR! AKŞAM GAZETESİ

OBEZİTE ÇOCUK SAHİBİ OLMA ORANINI AZALTIYOR! AKŞAM GAZETESİ OBEZİTE ÇOCUK SAHİBİ OLMA ORANINI AZALTIYOR! AKŞAM GAZETESİ İnfertilite (Kısırlık); döl oluşturma yeteneğinin azalması ya da yokluğu ile karakterize edilen tıbbi bir durumdur. Hem erkeklerde, hem de kadınlarda

Detaylı

Endokrin farmakoloji 1 (hipofiz hormonları, tiroid hormonları, adrenal korteks hormonları) Prof. Dr. Öner Süzer

Endokrin farmakoloji 1 (hipofiz hormonları, tiroid hormonları, adrenal korteks hormonları) Prof. Dr. Öner Süzer Endokrin farmakoloji 1 (hipofiz hormonları, tiroid hormonları, adrenal korteks hormonları) Prof. Dr. Öner Süzer www.onersuzer.com 2 1 3 4 2 Hipotalamus ve hipofiz Metabolizma, gelişme ve üreme gibi vücut

Detaylı

MENOPOZ. Dr. Serdar Balcı, Dr. Eser Çolak. Başkent Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum

MENOPOZ. Dr. Serdar Balcı, Dr. Eser Çolak. Başkent Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum MENOPOZ Dr. Serdar Balcı, Dr. Eser Çolak Başkent Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum 1 MENOPOZ NEDİR?? Son adet(mesntruasyon) periyodudur Oniki aylık bir süre ile menstruasyonun durmasıdır Östrojenin

Detaylı

ÇOCUKLARDA FİZİKSEL GELİŞİM

ÇOCUKLARDA FİZİKSEL GELİŞİM ÇOCUKLARDA FİZİKSEL GELİŞİM 1 2 Büyüme ve Gelişme Çocukluk ve ergenlik döneminde değişkenlik gösteren büyüme ve gelişme özellikleri, çocuk sporcuların fizyolojik standartlarının oluşturulmasında, performans

Detaylı

Üremenin Kontrolü ve Çevresel Faktörlerin Fertiliteye Etkisi PROF.DR.SERHAT PABUCCUOĞLU

Üremenin Kontrolü ve Çevresel Faktörlerin Fertiliteye Etkisi PROF.DR.SERHAT PABUCCUOĞLU Üremenin Kontrolü ve Çevresel Faktörlerin Fertiliteye Etkisi PROF.DR.SERHAT PABUCCUOĞLU Konu Başlıkları Beslenme ve beslenmenin üremeye etkisi Yağlanma, egzersiz, ve egzersizin fertilite üzerinde etkileri,

Detaylı

KADIN HAYATININ EVRELERİ I

KADIN HAYATININ EVRELERİ I ÜNİTE 5 KADIN HAYATININ EVRELERİ I Serap TOPATAN 5.1. PUBERTE DÖNEMİ Şekil 1: Kadın hayatının evreleri Puberte bireyin cinsel olgunluğa ve üreme yeteneğine sahip olduğu bir dönemdir. Bu dönemde vücutta

Detaylı

YUMURTA TİPLERİ BÖLÜNME ŞEKİLLERİ İNVİTRO FERTİLİZASYON VE EMBRİYO NAKLİ. Doç. Dr. Alev Gürol BAYRAKTAROĞLU

YUMURTA TİPLERİ BÖLÜNME ŞEKİLLERİ İNVİTRO FERTİLİZASYON VE EMBRİYO NAKLİ. Doç. Dr. Alev Gürol BAYRAKTAROĞLU YUMURTA TİPLERİ BÖLÜNME ŞEKİLLERİ İNVİTRO FERTİLİZASYON VE EMBRİYO NAKLİ Doç. Dr. Alev Gürol BAYRAKTAROĞLU Yumurta tipleri : Çeşitli hayvan yumurtaları, taşıdıkları lecithus (vitellus) maddesinin azlığına

Detaylı

ENDOKRİN BEZ EKZOKRİN BEZ. Tiroid bezi. Deri. Hormon salgısı. Endokrin hücreler Kanal. Kan akımı. Ter bezi. Ekzokrin hücreler

ENDOKRİN BEZ EKZOKRİN BEZ. Tiroid bezi. Deri. Hormon salgısı. Endokrin hücreler Kanal. Kan akımı. Ter bezi. Ekzokrin hücreler ENDOKRİN SİSTEM Endokrin sistem, sinir sistemiyle işbirliği içinde çalışarak vücut fonksiyonlarını kontrol eder ve vücudumuzun farklı bölümleri arasında iletişim sağlar. 1 ENDOKRİN BEZ Tiroid bezi EKZOKRİN

Detaylı

HİSTOLOJİ. DrYasemin Sezgin

HİSTOLOJİ. DrYasemin Sezgin HİSTOLOJİ DrYasemin Sezgin HİSTOLOJİ - Canlı vücudunu meydana getiren hücre, doku ve organların çıplak gözle görülemeyen (mikroskopik) yapılarını inceleyen bir bilim koludur. - Histolojinin sözlük anlamı

Detaylı

Gonadlar: Dişide ovaryumlar (yumurtalıklar), erkekte de testislerdir. Gametler: Yeni bir canlının gelişmesini başlatmak için bir araya gelen dişi ve

Gonadlar: Dişide ovaryumlar (yumurtalıklar), erkekte de testislerdir. Gametler: Yeni bir canlının gelişmesini başlatmak için bir araya gelen dişi ve Gonadlar: Dişide ovaryumlar (yumurtalıklar), erkekte de testislerdir. Gametler: Yeni bir canlının gelişmesini başlatmak için bir araya gelen dişi ve erkek cinsiyet hücreleridir. Gametogenezis: Dişi ve

Detaylı

Doç. Dr. Alev Gürol BAYRAKTAROĞLU

Doç. Dr. Alev Gürol BAYRAKTAROĞLU Doç. Dr. Alev Gürol BAYRAKTAROĞLU EXTRAEMBRİYONAL KESELERİN MEYDANA GELİŞİ Zigottan sonraki gelişmelerle uterusa ulaşmış olan blastosist in intrauterin tesirlere ve dış basınçlara karşı korunması gerekir.

Detaylı

MENOPOZ. Menopoz nedir?

MENOPOZ. Menopoz nedir? MENOPOZ Hayatınızı kabusa çeviren, unutkanlık, uykusuzluk, depresyon, sinirlilik, halsizlik şikayetlerinin en büyük sebeplerinden biri menopozdur. İleri dönemde idrar kaçırma, kemik erimesi, hipertansiyona

Detaylı

SIĞIRLARDA KIZGINLIĞIN BELİRLENMESİ VE ÜREME KUSURLARI. Araş. Gör. Koray KIRIKÇI

SIĞIRLARDA KIZGINLIĞIN BELİRLENMESİ VE ÜREME KUSURLARI. Araş. Gör. Koray KIRIKÇI SIĞIRLARDA KIZGINLIĞIN BELİRLENMESİ VE ÜREME KUSURLARI Araş. Gör. Koray KIRIKÇI Ahi Evran Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Zootekni Bölümü, KIRŞEHİR koray.kirikci@ahievran.edu.tr (Yazıların bilimsel ve

Detaylı

Hipotalamus ve Hipofiz Hormon Denetim Süreçleri. Ders Öğretim Üyesi: Prof. Dr. T. Demiralp v1: 30 Nisan 2009

Hipotalamus ve Hipofiz Hormon Denetim Süreçleri. Ders Öğretim Üyesi: Prof. Dr. T. Demiralp v1: 30 Nisan 2009 F i z 2 0 8 S i s t e m l e r i n Ko n t r o l M e k a n i z m a l a r ı Hipotalamus ve Hipofiz Hormon Denetim Süreçleri Adnan Kur t Ders Öğretim Üyesi: Prof. Dr. T. Demiralp v1: 30 Nisan 2009 Motivasyon:

Detaylı

LAKTASYON VE SÜT VERİMİ

LAKTASYON VE SÜT VERİMİ LAKTASYON VE SÜT VERİMİ Prof.Dr. Selahattin Kumlu Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Antalya Tanım Laktasyon, buzağılama ile başlayan ve kuruya çıkma ile sona eren süt verme dönemidir.

Detaylı

her hakki saklidir onderyaman.com

her hakki saklidir onderyaman.com Andropoz: Yaşlanan Erkek: Tarihsel yaklaşım Yaşlanma ile beraber gonadal (testis) fonksiyonlarda azalma ve bu durumun kişi üzerine etkileri antik çağlardan beri bilinmekte ve araştırılmaktadır. Örneğin

Detaylı

BÜYÜME. Vücudun ya da vücut bölümlerinin boyut olarak artması Yaşamın ilk 20 yılında görülen en önemli biyolojik süreçtir.

BÜYÜME. Vücudun ya da vücut bölümlerinin boyut olarak artması Yaşamın ilk 20 yılında görülen en önemli biyolojik süreçtir. BÜYÜME Vücudun ya da vücut bölümlerinin boyut olarak artması Yaşamın ilk 20 yılında görülen en önemli biyolojik süreçtir. 2 BÜYÜME Örneğin doku büyümesi gerçekleşerek vücut ağırlığı ve boy uzunluğunda

Detaylı

DEKSAMETAZON SÜPRESYON TESTİ

DEKSAMETAZON SÜPRESYON TESTİ DEKSAMETAZON SÜPRESYON TESTİ Kortizol süpresyon testi; ACTH süpresyon testi; Deksametazon süpresyon testi Hipotalamus ve hipofiz bezinin kortizole cevabını ölçen laboratuar testidir. Kortizol Hipotalamus

Detaylı

Doğum Sonrası (post-natal) Büyüme

Doğum Sonrası (post-natal) Büyüme Doğum Sonrası (post-natal) Büyüme Doğumdan ergin çağa kadar olan büyümedir. Neonatal (yeni doğan) dönemi Infancy (yavru) dönemi Puberty (ergenlik) dönemi Adölesan (gençlik) dönemi Adult (erginlik) dönemi

Detaylı

KADIN İNFERTİLİTESİNDE LABORATUVARIN ROLÜ

KADIN İNFERTİLİTESİNDE LABORATUVARIN ROLÜ KADIN İNFERTİLİTESİNDE LABORATUVARIN ROLÜ OVERYEN REZERV PREMATÜR OVARYEN YETMEZLİK POLİKİSTİK OVER SENDROMU Dr.MURAT ÖKTEM Menstrüel siklusların düzenli olması %95 ovülasyon olduğunu gösterir. Fakat yeterli

Detaylı

Polikistik Over Sendromu ve Anti-Müllerien Hormon (PCOS ve AMH)

Polikistik Over Sendromu ve Anti-Müllerien Hormon (PCOS ve AMH) Polikistik Over Sendromu ve Anti-Müllerien Hormon (PCOS ve AMH) Doç. Dr. Cavidan Gülerman Her yönüyle PCOS Sempozyumu 31 Mart 2013 Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi - İzmir AMH TGF-b ailesinden bir glikoproteindir.

Detaylı

İNFERTİLİTE NEDENLERİ. İlknur M. Gönenç

İNFERTİLİTE NEDENLERİ. İlknur M. Gönenç İNFERTİLİTE NEDENLERİ İlknur M. Gönenç ERKEK İNFERTİLİTE NEDENLERİ Endokrin Bozukluklar Hipotalamik disfonksiyon (Kallmann) Hipoffizer yetmezlik ( tm., rad, cerrahi ) Hiperprolaktinemi, Adrenal hiperplazi

Detaylı

Gebelikte Karşılaşılan Anormal Olgular. Prof Dr Fatin Cedden Üreme Biyolojisi ve Yapay Tohumlama

Gebelikte Karşılaşılan Anormal Olgular. Prof Dr Fatin Cedden Üreme Biyolojisi ve Yapay Tohumlama Gebelikte Karşılaşılan Anormal Olgular Prof Dr Fatin Cedden Üreme Biyolojisi ve Yapay Tohumlama Anomaliler üç ana başlıkta toplanabilir Yavru zarları ve suları Yavrudaki gelişme bozuklukları Anada ortaya

Detaylı

Doç. Dr. Alev Gürol BAYRAKTAROĞLU

Doç. Dr. Alev Gürol BAYRAKTAROĞLU Doç. Dr. Alev Gürol BAYRAKTAROĞLU EXTRAEMBRİYONAL KESELERİN MEYDANA GELİŞİ VE GÖBEK KORDONU Zigottan sonraki gelişmelerle uterusa ulaşmış olan blastosist in intrauterin tesirlere ve dış basınçlara karşı

Detaylı

SÜT İNEKLERİNDE ÜREME HORMONLARI

SÜT İNEKLERİNDE ÜREME HORMONLARI SÜT İNEKLERİNDE ÜREME HORMONLARI Üreme ile ilgili herhangi bir sorun olduğunda, reprodüktif sistemi bütünüyle düşünmek zorundayız. Cinsiyet ve türler arasında reprudiksiyon farklılıklarının mevcudiyeti

Detaylı

KEDİLERDE ÖSTRUSUN ENGELLENMESİNDE MEDROKSİ PROGESTERON ASETAT IN ORAL VE SUBKUTAN KULLANIMLARININ KARŞILAŞTIRILMASI

KEDİLERDE ÖSTRUSUN ENGELLENMESİNDE MEDROKSİ PROGESTERON ASETAT IN ORAL VE SUBKUTAN KULLANIMLARININ KARŞILAŞTIRILMASI TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ KEDİLERDE ÖSTRUSUN ENGELLENMESİNDE MEDROKSİ PROGESTERON ASETAT IN ORAL VE SUBKUTAN KULLANIMLARININ KARŞILAŞTIRILMASI İlhan Arkadaş ARICAN

Detaylı

ENDOKRİN SİSTEM. Selin Hoca

ENDOKRİN SİSTEM. Selin Hoca ENDOKRİN SİSTEM Selin Hoca HORMON NEDİR? Endokrin sistemi oluşturan iç salgı bezlerinin (endokrin bez) salgıladığı özel sinyal taşıyan salgılardır. Organik maddelerdir. Hormonların etki ettikleri doku

Detaylı

Gelişim Psikolojisi Beden Gelişimi. Doç. Dr.Tülin Şener

Gelişim Psikolojisi Beden Gelişimi. Doç. Dr.Tülin Şener Gelişim Psikolojisi Beden Gelişimi Doç. Dr.Tülin Şener Gelişim döllenme ile başlar ve bireyin yaşam boyunca geçirdiği biyolojik, psikososyal ve bilişsel değişimleri içerir. Doğum ile dünyaya gelen bebek

Detaylı

Araştırmacılar. Araştırma İNEKLERDE ÜREME VERİMİ KLİNİK ENDOMETRİTİS

Araştırmacılar. Araştırma İNEKLERDE ÜREME VERİMİ KLİNİK ENDOMETRİTİS Araştırmacılar Klinik Endometritis Tanısı Konmuş Laktasyondaki Sütçü İneklerde, İntrauterin Dekstroz Uygulamalarının İyileştirme Oranı Üzerine Etkisi (Araştırma Ön Sonuçları) Araştırma Erciyes Üniversitesi

Detaylı

Gebelik nasıl oluşur?

Gebelik nasıl oluşur? Normal doğurgan çiftlerde, normal sıklıkta cinsel ilişki durumunda aylık gebe kalma oranı % 25 dir. Bu oran 1 yıl sonunda % 85, 2 yıl sonunda ise % 90 civarındadır. Gebelik nasıl oluşur? Gebeliğin oluşması

Detaylı

Van Kedilerinde Puberta Öncesi Reprodüktif Gelişmeler *

Van Kedilerinde Puberta Öncesi Reprodüktif Gelişmeler * YYU Veteriner Fakultesi Dergisi, 2013, 24 (2), 61-67 ISSN: 1017-8422; e-issn: 1308-3651 ORİJİNAL MAKALE Van Kedilerinde Puberta Öncesi Reprodüktif Gelişmeler * Saadet BELHAN Fetih GÜLYÜZ 1 Yüzüncü Yıl

Detaylı

LAKTASYONDAKİ PIRLAK IRKI KOYUNLARDA FLUOROGESTON ASETAT Ve Ecg UYGULAMALARININ BAZI REPRODÜKTİF PARAMETRELER ÜZERİNE ETKİLERİ

LAKTASYONDAKİ PIRLAK IRKI KOYUNLARDA FLUOROGESTON ASETAT Ve Ecg UYGULAMALARININ BAZI REPRODÜKTİF PARAMETRELER ÜZERİNE ETKİLERİ 1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ LAKTASYONDAKİ PIRLAK IRKI KOYUNLARDA FLUOROGESTON ASETAT Ve Ecg UYGULAMALARININ BAZI REPRODÜKTİF PARAMETRELER ÜZERİNE ETKİLERİ

Detaylı

Hipotalamus hormonları. Leptin 1/30/2012 HİPOFİZ ÖN LOP HORMONLARI. Growth hormon : Büyüme hormonu Somatotropin

Hipotalamus hormonları. Leptin 1/30/2012 HİPOFİZ ÖN LOP HORMONLARI. Growth hormon : Büyüme hormonu Somatotropin Hipotalamus hormonları Hipotalamik hormonlar, ön hipofiz hormonlarının sentezini ve sekresyonunu düzenler. Hipotalamik hormonlar, hipotalamik-hipofizer sistemin kapillerlerindeki hipotalamik sinir uçlarından

Detaylı

Özofagus Mide Histolojisi

Özofagus Mide Histolojisi Özofagus Mide Histolojisi Sindirim kanalını oluşturan yapılar Gastroıntestınal kanal özafagustan başlayıp anüse değin devam eden değişik çaptaki bir borudur.. Ağız, Farinks (yutak), özafagus(yemek borusu),

Detaylı

Ektopik Gebelik. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK - 2012

Ektopik Gebelik. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK - 2012 Ektopik Gebelik Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK - 2012 Sunum Planı Tanım Epidemiyoloji Patofizyoloji Klinik Tanı Ayırıcı tanı Tedavi Tanım Fertilize ovumun endometriyal kavite dışında

Detaylı

Örtü Epiteli Tipleri:

Örtü Epiteli Tipleri: Tek Katlı: Tek Katlı Yassı Epitel Tek Katlı Kübik Epitel Tek Katlı Prizmatik Örtü Epiteli Tipleri: Basit Kinosilyalı Çizgili Kenarlı Yalancı Çok Katlı( Psödostratifiye) Prizmatik Epitel Çok Katlı: Çok

Detaylı

Ġ.Ü. MÜHENDĠSLĠK FAKÜLTESĠ ÇEVRE MÜHENDĠSLĠĞĠ BÖLÜMÜ

Ġ.Ü. MÜHENDĠSLĠK FAKÜLTESĠ ÇEVRE MÜHENDĠSLĠĞĠ BÖLÜMÜ Ġ.Ü. MÜHENDĠSLĠK FAKÜLTESĠ ÇEVRE MÜHENDĠSLĠĞĠ BÖLÜMÜ Çevre Mikrobiyolojisi Dersi Laboratuvar Uygulama 6 BOYAMA TEKNİKLERİ Mikrobiyolojide çeşitli organizmaları ve bunların farklı bölgelerini boyamak için

Detaylı

11. SINIF KONU ANLATIMI 29 ENDOKRİN SİSTEM 4 BÖBREK ÜSTÜ BEZLERİ (ADRENAL BEZLER)

11. SINIF KONU ANLATIMI 29 ENDOKRİN SİSTEM 4 BÖBREK ÜSTÜ BEZLERİ (ADRENAL BEZLER) 11. SINIF KONU ANLATIMI 29 ENDOKRİN SİSTEM 4 BÖBREK ÜSTÜ BEZLERİ (ADRENAL BEZLER) BÖBREK ÜSTÜ BEZLERİ (ADRENAL BEZ) Her bir böbreğin üst kısmında bulunan endokrin bezdir. Böbrekler ile doğrudan bir bağlantısı

Detaylı

İNFERTİL HASTANIN HORMON DEĞERLENDİRMESİ NASIL YAPILMALIDIR? DOÇ. DR. ERCAN BAŞTU

İNFERTİL HASTANIN HORMON DEĞERLENDİRMESİ NASIL YAPILMALIDIR? DOÇ. DR. ERCAN BAŞTU İNFERTİL HASTANIN HORMON DEĞERLENDİRMESİ NASIL YAPILMALIDIR? DOÇ. DR. ERCAN BAŞTU İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Reprodük>f Endokrinoloji ve İnfer>lite

Detaylı

PLASENTANIN OLUŞMASI. Doç. Dr. Alev Gürol BAYRAKTAROĞLU

PLASENTANIN OLUŞMASI. Doç. Dr. Alev Gürol BAYRAKTAROĞLU PLASENTANIN OLUŞMASI Doç. Dr. Alev Gürol BAYRAKTAROĞLU Plasentanın tanımı Chorion ile uterus mukozasının birbirine kaynaşmasından meydana gelmiş, yavru ile anne arasında metabolik ve hormonal ilişkiyi

Detaylı

Üreme Biyolojisi ve Yapay Tohumlama

Üreme Biyolojisi ve Yapay Tohumlama Üreme Biyolojisi ve Yapay Tohumlama 1. Hafta Prof. Dr. Gürsel DELLAL 1.HAFTA (AMAÇ, KAPSAM VE TERMİNOLOJİ) Üreme nedir? Üreme çeşitleri Prokoryot ve ökaryot canlılarda üreme Hücre düzeyinde üreme Üreme

Detaylı

1. Farmakokinetik faz: İlaç alındığı andan sonra vücudun ilaç üzerinde oluşturduğu etkileri inceler.

1. Farmakokinetik faz: İlaç alındığı andan sonra vücudun ilaç üzerinde oluşturduğu etkileri inceler. 1. Farmakokinetik faz: İlaç alındığı andan sonra vücudun ilaç üzerinde oluşturduğu etkileri inceler. Bunlar; absorbsiyon, dağılım; metabolizma (biotransformasyon) ve eliminasyondur. 2. Farmakodinamik faz:

Detaylı

Petrifilm Maya ve Küf Sayım Plakalarında maya ve küf kolonilerini birbirinden ayırmak için aşağıda belirtilen genel özelliklere dikkat edin: MAYA

Petrifilm Maya ve Küf Sayım Plakalarında maya ve küf kolonilerini birbirinden ayırmak için aşağıda belirtilen genel özelliklere dikkat edin: MAYA Petrifilm Maya ve Küf Sayım Plakasında maya ve küf kolonileri kolayca sayılabilir. Gösterge boya, maya ve küf kolonilerini boyar, böylece kontrast sağlar ve sayım işlemini kolaylaştırır. Petrifilm Maya

Detaylı

NEDENLERİ. Endometrial polipler ile sigara kullanımı, doğum kontrol hapı kullanımı ve yapılan doğum sayısı arasında bir ilişki yoktur.

NEDENLERİ. Endometrial polipler ile sigara kullanımı, doğum kontrol hapı kullanımı ve yapılan doğum sayısı arasında bir ilişki yoktur. Polipler küçük ve çoğu zaman iyi huylu küçük tümoral oluşumlardır. Vücutta rahim ağzı, rahimin içi (endometrium), ses telleri ve barsaklar gibi pekçok değişik bölgede görülebilir. Endometrial polip rahimin

Detaylı

ADOLESANLARDA FĠZĠKSEL BÜYÜME VE CĠNSEL GELĠġME

ADOLESANLARDA FĠZĠKSEL BÜYÜME VE CĠNSEL GELĠġME ADOLESANLARDA FĠZĠKSEL BÜYÜME VE CĠNSEL GELĠġME Adolesans ; çocukluktan erişkinliğe geçiş dönemidir * Fiziksel Büyüme * Cinsel Gelişme * Psikososyal Gelişme Büyüme ve gelişme, adolesansta belirgin bir

Detaylı

Ek-1 MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ VETERİNER FAKÜLTESİ DEKANLIĞI HİZMET ENVANTERİ DİĞER(ÖZEL SEKTÖR İSTENEN BELGELER TAŞRA BİRİMLERİ MAHALLİ İDARE

Ek-1 MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ VETERİNER FAKÜLTESİ DEKANLIĞI HİZMET ENVANTERİ DİĞER(ÖZEL SEKTÖR İSTENEN BELGELER TAŞRA BİRİMLERİ MAHALLİ İDARE Ek1 MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ HİZMET ENVANTERİ SIRA NO 1 2 KURUM KODU. STANDART DOSYA PLANI KODU HİZMETİN ADI Klinik Muayene Klinik Bilimler nün Hasta muayenesini Radyografik Muayene Röntgen çekimini

Detaylı

Üreme Biyolojisi ve Yapay Tohumlama

Üreme Biyolojisi ve Yapay Tohumlama Üreme Biyolojisi ve Yapay Tohumlama 4. Hafta Prof. Dr. Gürsel DELLAL Dişi üreme organları organları ve fonksiyonarı Dişi kanatlı hayvanların büyük çoğunluğunda, embriyonel dönemde salgılanan Anti Müllerian

Detaylı

DEKSAMETAZON SÜPRESYON TESTİ

DEKSAMETAZON SÜPRESYON TESTİ DEKSAMETAZON SÜPRESYON TESTİ Kortizol süpresyon testi; ACTH süpresyon testi; Deksametazon süpresyon testi Hipotalamus ve hipofiz bezinin kortizole cevabını ölçen laboratuar testidir. Kortizol Hipotalamus

Detaylı

GnRH LH Gonadotropinler FSH Leydig hücresi Sertoli hücresi. Transkripsiyon Transkripsiyon

GnRH LH Gonadotropinler FSH Leydig hücresi Sertoli hücresi. Transkripsiyon Transkripsiyon GONAD HORMONLAR Uyarı Hipotalamus GnRH LH Gonadotropinler FSH Leydig hücresi Sertoli hücresi camp Protein fosforilasyon camp Protein fosforilasyon Transkripsiyon Transkripsiyon Testosteron sentez ve salınım

Detaylı

İNEKLERDE OVSYNCH VE CO-SYNCH YÖNTEMLERİ İLE OVULASYONUN SENKRONİZASYONU

İNEKLERDE OVSYNCH VE CO-SYNCH YÖNTEMLERİ İLE OVULASYONUN SENKRONİZASYONU TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ İNEKLERDE OVSYNCH VE CO-SYNCH YÖNTEMLERİ İLE OVULASYONUN SENKRONİZASYONU Tunç ADATAŞ DOĞUM VE JİNEKOLOJİ ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS TEZİ

Detaylı

HİSTOLOJİ VE EMBRİYOLOJİ ANABİLİM DALI. Doç. Dr. Meltem KURUŞ Yrd.Doç. Dr. Aslı ÇETİN

HİSTOLOJİ VE EMBRİYOLOJİ ANABİLİM DALI. Doç. Dr. Meltem KURUŞ Yrd.Doç. Dr. Aslı ÇETİN HİSTOLOJİ VE EMBRİYOLOJİ ANABİLİM DALI Program Yürütücüsü Programın Kadrolu Öğretim Üyeleri : Prof. Dr. Nigar VARDI : Doç. Dr. Mehmet GÜL Doç. Dr. Meltem KURUŞ Yrd.Doç. Dr. Aslı ÇETİN Programa Kabul İçin

Detaylı

YGS ANAHTAR SORULAR #3

YGS ANAHTAR SORULAR #3 YGS ANAHTAR SORULAR #3 1) Bir insanın kan plazmasında en fazla bulunan organik molekül aşağıdakilerden hangisidir? A) Mineraller B) Su C) Glikoz D) Protein E) Üre 3) Aşağıdakilerden hangisi sinir dokunun

Detaylı

SAKIZ IRKI MELEZİ KOYUNLARDA KISA SÜRELİ UYGULAMALAR İLE MEVSİM İÇİ ÖSTRÜS SENKRONİZASYONU

SAKIZ IRKI MELEZİ KOYUNLARDA KISA SÜRELİ UYGULAMALAR İLE MEVSİM İÇİ ÖSTRÜS SENKRONİZASYONU T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DÖLERME VE SUNİ TOHUMLAMA ANABİLİM DALI SAKIZ IRKI MELEZİ KOYUNLARDA KISA SÜRELİ UYGULAMALAR İLE MEVSİM İÇİ ÖSTRÜS SENKRONİZASYONU DOKTORA TEZİ Ali OCAK

Detaylı

Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği En İyi Genç Araştırıcı Ödülü-2011

Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği En İyi Genç Araştırıcı Ödülü-2011 Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği En İyi Genç Araştırıcı Ödülü-2011 Dr. Serhat IŞIK 13.10.2011 TİROİD PARATİROİD TİROİD PARATİROİD TİROİD PARATİROİD TİROİD PARATİROİD TİROİD PARATİROİD TİROİD

Detaylı

Deneysel Hayvan Modelinde Candida Tropicalis Peritonitinin Tedavisinde Kaspofungin ve Amfoterisin B Etkinliğinin Karşılaştırılması

Deneysel Hayvan Modelinde Candida Tropicalis Peritonitinin Tedavisinde Kaspofungin ve Amfoterisin B Etkinliğinin Karşılaştırılması Deneysel Hayvan Modelinde Candida Tropicalis Peritonitinin Tedavisinde Kaspofungin ve Amfoterisin B Etkinliğinin Karşılaştırılması Melis Demirci, Özlem Tünger, Kenan Değerli, Şebnem Şenol, Çiğdem Banu

Detaylı

Sayfa BİYOLOJİ VE BİLİMSEL YÖNTEM... 1 Bilim ve Bilimsel Yöntem... 2

Sayfa BİYOLOJİ VE BİLİMSEL YÖNTEM... 1 Bilim ve Bilimsel Yöntem... 2 İÇİNDEKİLER Sayfa BİYOLOJİ VE BİLİMSEL YÖNTEM... 1 Bilim ve Bilimsel Yöntem... 2 CANLILARIN OLUŞUMU... 6 CANLILARIN ORTAK ÖZELLİKLERİ... 11 CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI... 13 SİSTEMATİK... 34 BİTKİ VE

Detaylı

YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR. Prof. Dr. Mehmet Ersoy

YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR. Prof. Dr. Mehmet Ersoy YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR Prof. Dr. Mehmet Ersoy DEMANSA NEDEN OLAN HASTALIKLAR AMAÇ Demansın nedenleri ve gelişim sürecinin öğretmek Yaşlı bireyde demansa bağlı oluşabilecek problemleri öğretmek

Detaylı

11. SINIF KONU ANLATIMI 32 DUYU ORGANLARI 1 DOKUNMA DUYUSU

11. SINIF KONU ANLATIMI 32 DUYU ORGANLARI 1 DOKUNMA DUYUSU 11. SINIF KONU ANLATIMI 32 DUYU ORGANLARI 1 DOKUNMA DUYUSU DUYU ORGANLARI Canlının kendi iç bünyesinde meydana gelen değişiklikleri ve yaşadığı ortamda mevcut fiziksel, kimyasal ve mekanik uyarıları alan

Detaylı

KANATLILARDA ZYGOTE TAN SONRAKİ GELİŞMELER

KANATLILARDA ZYGOTE TAN SONRAKİ GELİŞMELER KANATLILARDA ZYGOTE TAN SONRAKİ GELİŞMELER Polylecithal tip olan kanatlı yumurtasında vitellus membranı ile sarılmış bulunan yumurta hücresi, yumurta sarısı, sitoplazma ve nükleustan ibarettir. Ovulasyonda,

Detaylı