yirmibirinci sayı, ocak ikibinonüç süreli yayın ISSN:

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "yirmibirinci sayı, ocak ikibinonüç süreli yayın ISSN: 1305-4785"

Transkript

1 OLMAK YA DA IROLMAMAK RE GU LAR OĞUZ ATAY A TUTUNAMADIK MI? İTÜ lü bir mühendisi hayal edin. Üzerine başarılı bir yazarlık ve farklı bir anlatım üslubu ekleyin. İşte Oğuz Atay... Atay eserlerinin üniversitelerdeki yerini araştırdık. Detaylar sayfa 5 de. arı yirmibirinci sayı, ocak ikibinonüç süreli yayın ISSN: itü kültür ve sanat birliği basın yayın kulübü arıyorum DESTEK GECİKMEDİ 124 İTÜ lü akademisyen çeşitli üniversitelerden 950 akademisyen meslektaşı ile beraber üniversite yönetimlerini kınayan ve ODTÜ lü meslektaşlarının itü gazetesi Ders seçimlerinde hocaların isimleri niye saklanır? Prof. Dr. ORHAN KURAL yazdı. Sayfa 4 te... ve öğrencilerin yanında olduklarını bildiren bildiri yayınladılar. ODTÜ de yaşanan olaylarda öğrencilerin maruz kaldığı polis şiddetini kınıyoruz. ODTÜ lü meslektaşlarımızın tüm ifadelerine rağmen, söz konusu açıklamayı yapan üniversite yönetimlerinin, polisin olayları başlattığı, olayların ilk aşamasından itibaren iyi niyetli davranmadığı ve orantısız güç kullandığı gerçeğini göz ardı etmelerini manidar buluyoruz. Polis şiddeti karşısında tek vücut olarak tepki gösteren ODTÜ lü meslektaşlarımızın ve öğrencilerin yanında olduğumuzun bilinmesini istiyoruz. Üniversitenin özgürlüğü sadece öğretim elemanlarının araştırma ve ifade özgürlüğünden ibaret değildir. Öğrencilerin düşünce, ifade ve protesto özgürlükleri de üniversite ortamının ayrılmaz bir parçasıdır. Türkiye de son yıllarda öğrenciler üzerinde artan baskılara sessiz kalan, akademik özgürlüklere yapılan müdahaleler karşısında susan üniversite yönetimlerinin, iktidarı elinde tutanlara hoş görünmek maksadıyla yaptıkları açıklama, akademi tarihine kara bir leke olarak düşmüştür. Bugün, baskıcı politikaların ana hedefi haline gelmiş olan ODTÜ lü akademisyen ve öğrencilerin yanında yer almak, akademi ve demokrasi tarihi açısından vazgeçilmez bir sorumluluktur. Basit iktidar hesapları ve ikbal kaygıları ile ODTÜ ye karşı tavır alan üniversite yönetimleri ve bu yönetimleri destekleyenler veya bu politikalar karşısında sessiz kalanlar, bu davranışlarının hesabını, akademik özgürlükler ve demokrasi tarihi önünde vermek zorunda kalacaklardır. FATİH AVCI ODTÜ YÜ YAZDI Köşe yazarımız Fatih Avcı, ODTÜ olaylarını anlattığı yazısında olayları, saflaşmaları ve tutarsızlıkları yazdı. Ayrıca Ulusal Öğrenci Konseyi nin tutarsızlıklarına da yazısında değindi. Detaylar sayfa 6 da. ODTÜ Amatör Fotoğrafçılık Topluluğu Sözünüzü kağıda geçirip, fakültelerde, bölümlerde, dersliklerde, laboratuvar ve atölyelerde, kısacası üniversitelerin her köşesinde fotoğraflarla belgeleyip gönderebilirsiniz. benimde1sozumvar.tumblr.com ODTÜ TEK VÜCUT OLDU! Göktürk-2 Uydusu nun fırlatılması sebebiyle ODTÜ Kampüsü içindeki TÜBİTAK Binası ndaki 18 törene Başbakan da katıldı. Yaklaşık 200 öğrenci, kampüs içinde toplanarak programın yapılacağı binaya ulaşıp, basın açıklaması yapmak istedi. Bina çevresinde yoğun güvenlik önlemi alan çevik kuvvet ekipleri, panzerlerle grubun önünü kesti. Bu sırada öğrenci grubuna polisin tazyikli su ve biber gazı sıkması ile ortalık karıştı. Olayın ardından ODTÜ nün polisi, Başbakan ın ODTÜ yü kınaması gündemden inmezken, bu önemli bilimsel gelişme gereken ilgiyi alamadı. Detaylar sayfa 2 de. İTÜ Geliştirme Vakfı nın katkılarıyla...

2 4 Prof. Dr. Orhan KURAL Bir üniversite öğrencisinin almak istediği havuz dersinin hocasını seçme hakkı acaba niye elinden alınır? Neden çekiniyoruz? Merak ettim, soruşturdum, meğer öğrenci kolay geçebileceği hocaları tercih ediyormuş. Zor hocaların dersleri de boş kalıyormuş. Zor hoca acaba hangi kriterlere göre nasıl tanımlanır? O zaman niye ABET in isteği doğrultusunda anket uygulanıp dersin işleyişi ve hocası hakkında öğrencilere sorular sorup onları değerlendirip, çizelgeler yapıp bölüm kurullarında tartışıyoruz. O zaman niye hep örnek aldığımız Kuzey Amerika nın tanınmış üniversitelerinde öğrenciler hocaları ile ilgili yorumlar yapıp, hatta öğretim üyeleri için birer karne hazırlar. Üniversite yönetimi ise öğretim üyesinin başarısını değerlendirirken veya eğitim kurumu ile kontratının devamı kararında bu yorumları dikkate alır. Örneğin benim üç yıldır devam eden Çevre ve Toplum adlı bir ITB dersim var. Çok fazla talep olmasına rağmen kontenjanın uzun süre 30 un üstüne çıkarılmasına izin verilmedi. Hatta bir ara ders programından çıkarıldı. Neden ise, bazı ITB hocaların derslerini sadece 5-6 öğrenci ile yürütmesi imiş. Peki bir ITB hocası ders sırasında kürsüde oturup durmadan Amerika da tamamladığı doktorasından bölümler okursa veya bir Türkçe hocası tüm ders- lerde Sinekli Bakkal romanını okutursa bence öğrenciler sıkılır ve elbette o dersi tercih etmez. Çünkü tüm bu bilgiler internetten de artık rahatça elde edilmektedir. Bu sene yine Çevre ve Toplum Dersi kapsamında Zeytinburnu Belediyesi ile İTÜ Rektörlüğü nün birlikte yürüttüğü bir proje gereği her öğrencimiz Zeytinburnu nda tüm eğitim yılı boyunca bir lisede gençlerle Yeşil Okul ekoloji projesini yürütecek. Bir dönem bu dersin öğrencileri Maltepe Çocuk Tutukevine gidip orada bir bölümü okuma yazma bile bilmeyen çocukların dertlerini dinledi, eğitim sundu, hatta konservatuar öğrencileri başarılı konserler verdi. Çok sayıda duygu yüklü teşekkür mektubu aldık. Ders Seçimlerinde Hocaların İsimleri Niye Saklanır? Ayrıca bu ITB dersini seçen her öğrenci İTÜ Kampüsü nde, ikinci el giysi dükkanı, kitap paylaşım alanı, yemekhaneleri (bitkisel yağların toplanması, ekmek ve yiyecek israfı, plastik bardakların geri dönüşümü konularında), kampüsteki köpeklerin durumu, tehlikeli atıklar, süresi geçen ilaçlar, plastik, kampüste düşen yapraklar, e-atık, kumaş, metal atıklarının nasıl değerlendirildiği konularını tek tek inceleyerek bir rapor hazırlıyor. Bazı derslerimize sivil toplum kuruluşu temsilcileri katılıp derneklerinin çalışmaları hakkında bilgi veriyor. (TEMA, AKUT (Nasuh Mahruki), Greenpeace, Deniz Temiz, Çekül Vakfı gibi.) Bir kez daha tekrarlıyorum. Öğrenciler araştırıp hep kolay geçeceği dersleri tercih eder. tezinin her öğrenci için geçerli olduğuna kesinlikle katılmıyorum. Öğrenci bir dersten istifade ettiği inancında ise o dersi sahiplenir. Arkadaşlarına tavsiye eder. Acaba niye bazı dersleri sürekli misafir öğrenciler gelip izliyorlar? Onların not endişesi yok ki. Bazı mezunlarımız bana bugün bile Prof. Dr. Mahir Vardar ile Prof. Dr. Kemal Erguvanlı nın derslerini unutamadıklarını ısrarla anlatıyorlar. Peki, öğrencilerin tercih etmediği bir havuz dersinin hocasının kendisini sorgulaması ve bilgilerini, ders verme yöntemini yenilemesi gerekmez mi? Hocaların dersini daha ilginç, daha güncel, daha yararlı yapmaya çalışması görevi değimlidir? Öğretim görevlilerinin isimlerini saklayıp böylece öğrencilerin talep görmeyen derslere kayıt olmasını sağlamak ne kadar gerçekçi olabilir? Daima çağdaşlığı yakalayan ve hep iftihar ettiğimiz İTÜ nün vizyon ve misyonuna ne kadar uyum sağlar. Bence dersin içeriği dışında bir amacı da öğrencileri sıkmadan, gerekirse esprilerle, deneyim ve güncel konuları da katarak, etik değerlere sahip, ülkenin bilim ve teknoloji varlığına katkıda bulunacak, yaratıcı, ülkesini seven, bilgili, güvenilir, düzgün Türkçe ile kendisini ifade edebilen başarılı mühendisler yetiştirmek olmalıdır. Ayrıca mümkün mertebe öğrencilerin katılımcı olmaları ders esnasında dersi anlaması sağlanmalıdır. İTÜ lüler Atatürk ü Ziyaret Etti İstanbul Teknik Üniversitesi öğrencileri, 25 Kasım 2012 Pazar günü Ulu Önder Atatürk ü Anıtkabir de ziyaret etti. Yaklaşık 130 öğrencinin katıldığı etkinlikte Anıtkabir ziyaret edildi ve eski Meclis binası gezildi. İTÜ lüler, İstanbul Teknik Üniversiteliler Birliği Derneği ve Vakfı nın İTÜ Evi adlı mekanında mezunlar İTÜ FORMULA SAE EKİBİ İTÜ Formula SAE Ekibi, düzenlenecek olan üniversiteler arası yarışa son sürat hazırlanıyor. Şimdi ekibi, turnuvayı ve beklentileri öğrenelim: Formula SAE Hakkında Formula SAE, Society of Automative Engineers(SAE) ın üniversiteler arasında 1978 yılından beri her sene düzenlediği, dünyanın pek çok ülkesinden öğrencilerin formula tipi tek kişilik açık kokpit yarış araçları tasarlayıp üreterek katıldıkları bir mühendislik yarışmasıdır. Yarışma ABD, İngiltere, Almanya, İtalya, Brezilya, Avustralya olmak üzere 6 ülkede, yılda 7 defa düzenlenmektedir. Yarışmanın amacı, hayali bir otomotiv firmasının üretmek isteyebileceği özellikte araçlar tasarlayabilmektir. tarafından karşılandı. İkram edilen kahvaltı sırasında mezunlar ile görüşüldü ve dernek sorumluları bursiyer başvuru listeleri doldurdu. Ankaralı İTÜ mezunlarının üniversite ile olan bağları güçlendirme temennileri ile Anıtkabir e doğru yola çıkıldı. Kahvaltının ardından Anıtkabir rehberler eşliğinde ziyaret edildi. Eski Meclis binası gezildi ve programdan arta kalan zamanda Atatürk Orman Çiftliği ne bağlı Ankara Hayvanat Bahçesi gezildi. Etkinlik, İTÜ Basın Yayın Kulübü tarafından, İTÜ Rektörlüğü nün destekleri ile gerçekleştirildi. İTÜ Formula SAE Ekibi İTÜ Formula SAE ekibi, bir formula aracı tasarlamak ve tasarlanan araçla ülkemizi uluslararası bu yarışmada temsil etmek için araya gelmiş öğrencilerden oluşan bir ekiptir. Ekip, 2007 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi nde lisans ve yüksek lisans öğrenimini sürdüren öğrenciler tarafından kuruldu yılında yarışmaya katılan ilk ve tek Türk ekibiydi. Üniversitenin tahsis ettiği atölyede aracın tasarımı yapılmaktadır.yrd. Doç. Osman Akın Kutlar ın danışmanlığında projeye devam etmektedir. Formula SAE nin öğrencilere kattıkları Proje sürecinde yarışmaya katılmak için gereken asgari koşulları gerçekleştirerek, aracı hem tasarlayıp hem de imalatını yapacak olan ekip; iş planı, aracın imalat süreci, kullanılacak malzeme çeşidi, güvenlik önlemleri, yaklaşık maliyetler hakkında bilgi ve deneyim sahibi olacak. Ek olarak, aracın bilgisayar ortamında tasarlanması, bilgisayar programlarına olan yatkınlığı arttırırken; aracın üretim aşamasında ise teorik olarak öğrenilen bilgilerin pratiğe nasıl döküleceği mezun olmadan tecrübe edilerek, iş hayatına deneyimli mezunlar olarak başlanılması hedefleniyor. Farklı bölümlerden öğrencilerin aynı amaç etrafında toplanarak bir proje ortaya çıkarması, takım çalışmasına olan yatkınlığı arttırmaktadır. Hedef 2010 yılında yarışa katılan ekipten alınan destek ve tavsiyeler ile 2013 yılındaki yarışta okulumuzu ve ülkemizi başarı ile temsil etmek. OĞUZ ATAY BURADA SEVGİLİ İTÜ, SEN NEREDESİN ACABA? Bugünkü Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ), o dönemki öğretim görevlisi Oğuz Atay ın vefatını böyle duyuruyordu. Bu Aralık ayında vefatının 35. yılı sebebiyle YTÜ ve İTÜ de Oğuz Atay a özel anma törenleri düzenlendi. Oğuz Atay, edebiyatımıza yeni bir soluk getirdi ve post modern türün ilk örneklerini verdi. Eserleri yazıldığı günden beri özellikle genç kuşağın ilgisini hep çekti. Eleştirenler oldu, övenler oldu ama her dönem okunmayı ve tartışılmayı başardı. Mühendis Oğuz Atay Oğuz Atay 1951 yılında liseyi bitirdi ve İstanbul Teknik Üniversitesi nin sınavına girdi. İlk tercihi inşaat mühendisliğiydi, ikinci tercihi ise mimarlıktı. O yıl inşaat mühendisliği bölümüne giren 105 öğrenciden biri oldu. Oğuz Atay öğrenimini İTÜ İnşaat Fakültesi nde bitirdi ve bütün imtihanlarında başarı göstermiş olduğundan kendisine orta derecede Yüksek Mühendis Diploması verildi. Bu bölüme isteyerek girmedi, tercihinde babasının baskısı ve toplumsal ölçütler belirleyici oldu. Mühendisliği hayatının hiçbir döneminde severek yapmadı. Tutunamayanlar da Selim üzerinden bu düşüncelerini net bir biçimde aktardı: Üniversiteyi sevmiyordu. Orada geçen zamanından söz etmeyi sevmezdi., Lisede iyi bir öğrenci olduğum için zor bir meslek seçmeliydim. Bu nedenle mühendis olmaya mecburum., Babasıyla her gün kavga ediyordu. Üniversiteye girişinden onu sorumlu tutuyordu. Dağlara kaçacağım diye bağırıyordu babasına: Hepinize bu üniversiteyi bitirebileceğimi, hem de kırıntılarımla bitirebileceğimi göstereceğim. Nitekim öyle de oldu. Oğuz Atay derslere doğru düzgün gitmeden, gittiği derslerde de arka sıraya geçip karikatür çizerek üniversiteyi bitirdi. Oğuz Atay, bir mühendistir. Eserlerini okurken, Atay ın mühendis olduğunu çok rahat hissedersiniz. Yaptığı esprilere, ironilere İTÜlü gibi yazmış diyebilirsiniz. Örneğin Tutunamayanlar ı okurken karşınıza T cetveli çıkar, Sinüs ile Kosinüs ün münasebetlerine denk gelirsiniz, Hayatın Koordinatlarında bulursunuz kendinizi. Bir Bilim Adamının Romanı Oğuz Atay, bir bilim adamının -Üniversite yıllarındaki hocası Mustafa İnan ın- hayatını romanlaştırdı. Mustafa İnan ın İTÜ sünü ve başarı hikayelerini içeren bu eser her üniversitelinin okuması tavsiye edilen bir başucu kitabıdır. Tutunamayanlar dan Hatırlanamayanlara İTÜ de bilhassa Oğuz Atay ı okuyan ve seven öğrenciler arasında İTÜ nün Oğuz Atay ın anısını hakettiği şekilde yaşatmadığı yönünde baskın bir görüş var. Bir kısım öğrenciler Oğuz Atay ın isminin kütüphanede herhangi bir bölüme yahut fakültelerdeki dersliklerden birine dahi verilmemesini ciddi şekilde eleştiriyorlar. Geleneksel hale getirilmemiş anmalar ise işin bir başka boyutu. Bunun üzerine çeşitli iddialar da ortaya atıyorlar. Örneğin, Oğuz Atay ın mühendisliği severek yapmadığı için İTÜ de adının pek anılmadığını söyleyenler var. Ancak bu sene okul desteğiyle de bir anma düzenlenmiş oldu. İTÜ Kurumsal İletişim Ofisi ile Fikir ve Merak Platformunun ortak düzenlediği anma töreni 13 Aralık Perşembe akşamı SKDM de yapıldı. Etkinliğe konuşmacı olarak Prof. Dr. Esin İnan, Yrd. Doç. Hilmi Tezgör, Dr. Arzu Aygün katıldı. Dinleyiciler arasında Oğuz Atay ın kızı Özge Atay Canberk ve Prof. Dr. Mustafa İnan ın oğlu Hüseyin İnan da vardı. Bundan önceki etkinlik, Aralık 2010 da, İTÜ Dil ve Tarih Kulübü nün Murat Belge ile birlikte Vefatının 33. Yılında Oğuz Atay ı Okumak ve Anlamak isimli bir söyleşisiydi. İTÜ deki bu gözlemlerimizden sonra kütüphanelerdeki Oğuz Atay kitaplarını ve okunmalarını araştırdık. Ekim 2012 de İTÜ, Boğaziçi ve ODTÜ den aldığımız veriler şu şekilde oldu. İTÜ de Oğuz Atay İTÜ kütüphanelerinde toplam 25 adet Oğuz Atay kitabı var. Kitaplar toplam 1336 kez ödünç alınmış. Kütüphanenin kayıt sistemi 1999 da başlıyor. Kayıtlara göre 1999 senesinde kütüphaneye girmiş bulunan Oğuz Atay kitapları var. 14 kitap tarihleri arasında, 7 kitapsa 2008 den sonra kütüphanelere giriyor. 7 adet Tutunamayanlar mevcut ve 503 kez ödünç alınmış; Bir Bilim Adamının Romanı ndan ise 10 adet var ve toplam 438 kez ödünç alınmış. Boğaziçi nde Oğuz Atay Boğaziçi Üniversitesi nin kütüphanesinde 38 adet Oğuz Atay kitabı mevcut ve toplam ödünç alınma sayısı Boğaziçi Üniversitesi nin kayıt sistemi de 1998 de başlıyor. 12 adet Tutunamayanlar mevcut ve toplamda 1239 kez ödünç alınmış. Bir Bilim Adamının Romanı kitabından 6 tane var ve 440 kez ödünç alınmış. Odtü de Oğuz Atay ODTÜ de Oğuz Atay ın 16 kitabı var ve toplam 601 kez ödünç alınmış. Ancak kütüphane sistemi 2006 senesinde başlıyor. Bu veriler İTÜ de Oğuz Atay ın bilinmediği ve okunmadığı yönündeki tezi doğrular niteliktedir. İTÜ de edebiyat, felsefe, sosyoloji, tarih, siyaset gibi sosyal bilimler olmadığı için Oğuz atay gibi edebiyatçıların diğer üniversitelerdeki kadar çok okunmadığı yorumları da yapılabilir. Ancak teknik üniversitesi olmasının yanısıra çok ciddi bir sosyal potansiyeli olduğunun da göz ardı edilmemesi gerekir. Zira İTÜ de sosyal bilimler fakültesi olmalı mı olmamalı mı tartışmaları sürekli yapılmaktadır. Bu da var! -NTV Tarih dergisi, 35. Ölüm yılı nedeniyle Oğuz Atay / Hissiyatımızın Tarihçisi isimli bir çalışma yapmış. Almanızı, okumanızı tavsiye ederim. İlk kez yayınlanan fotoğraflar var. -Bilmeyenler için; Yıldız Ecevit in Ben Buradayım Oğuz Atay'ın Biyografik ve Kurmaca Dünyası isimli harika bir Oğuz Atay biyografisi mevcut. -TRT Belgesel in Kurmaca Dünyanın İpliğinde Bir Koza Oğuz Atay isimli bir belgeseli mevcut. İzlenebilir. -Son olarak, bu aralar Seyyar Sahne, İşletme Fakültesi tiyatro salonunda Tehlikeli Oyunlar ı oynuyor. 25 ve 26 Ocak taki oyun için hala şansınız var. Uğurcan Acar acarug@itu.edu.tr ÇÜNKÜ BİLİM İTAATSİZ OLANA İHTİYAÇ DUYAR THEODOR W. ADORNO Baran Serdar Sarıoğlu sariogluba@itu.edu.tr 5 Anayasal bir hak olan ifade özgürlüğü ve bağdaşı protesto hakkı bizim ülkemizde yazılı kitaplardan öteye geçemedi bir türlü. Çünkü ne zaman birileri böyle haklarının da olduğunu hatırlasa, bu haklarını kullanmaya kalksa karnından sıpası sırtından sopası eksik olmadı, bu laf buraya abes olmadı çünkü nezarette tacize uğrayan, ırzına geçilen, işkence görenleri ve gözaltında kaybedilenleri hala görmekte bu ülke. Bu haklar bize unutturuldu, gerek YÖK gerek diğer devlet organları bu unutturma çabasının maşası oldular. ODTÜ deki olayların medyada bu kadar yer bulmasının sebebi de; bu haklarını unutmamış ve giderek artmakta olan azınlığı itibarsızlaştırma hengamesidir. Çünkü üniversitelerde iktidara giderek büyüyen bir karşı çıkış var. Harçların kaldırılması, yüksek öğrenim ile ilgili bazı hakların geri kazanılması gibi, artık üniversitelerde elde edilmiş kazanımlar var ve bu kazanımlar Başbakanın Şu anda biz bu harcı kaldırma kararını verdik. Arkadaşlar şu anda çalışmaları yapıyorlar. Önümüzdeki dönemde harç almayı düşünmüyorum sözleri ile ifade ettiği gibi yalnız onun kararı ile değil onu bu karara zorlayan mücadelenin sonucu olarak elde edilmiştir polis de ODTÜ de bu mücadele zihniyetini kırmak için bir araya gelmiş, buradan beklenen sonuç çıkmayınca yandaş medya kurumları yaptıkları yalan haberler ile öğrenci arkadaşlarımızı molotoflu provakatör ilan etmiş, peşinden Başbakanın dayanaksız, komik açıklamaları, peşinden birkaç üniversite senatosunun açıklamaları, peşinden sözde aydınların açıklamaları, peşinden ulusal öğrenci konseyinin açıklamaları derken pek de başarılı olamayan bir örgü örülmüştür. Fakat söz hakkı bir tek onlarda değil; aydınlar, akademisyenler, diğer öğrenciler ve sivil toplum kuruluşları ODTÜ lüleri yalnız bırakmayarak, kazın ayağının aslında öyle olmadığını çokta güzel gösterdiler. Bilgi Üniversitesi akademisyenlerinin de dediği gibi akademinin itaatin değil eleştirinin mekanı olduğunu tekrar hatırlattılar. Bu itaatsizlik ülkemizde hala bilim yapan birilerinin kaldığı inancını kuvvetlendirdi çünkü Adorno nun da dediği gibi bilim itaatsiz olana ihtiyaç duyar.

3 6 Malum, son günlerde gündem maddemiz ODTÜ. Her dönem büyük üniversiteler gündeme oturur çeşitli nedenlerle. Kimi zaman bilimsel çalışmalarıyla olabileceği gibi kimi zaman skandal olarak manşetlere düşen çeşitli insan içgüdüsünün kötü yanlarının ortaya çıkardığı durumlarda da üniversitelerin kimliği her zaman ön plana çıkar. Ancak bu sefer durum bir hayli farklı ve karışık oldu. İsterseniz önce süreci şöyle bir hatırlayalım Aralık 2012 de ilk milli yer gözlem uydumuz GÖKTÜRK-2 uydusunun Çin deki bir istasyondan uzaya fırlatılmasının başlangıcını yapmak üzere Başbakan, çeşitli bakanlar ve TUBİTAK temsilcileri, ODTÜ yerleşkesinde bulunan TÜBİTAK Uzay binasına geldiler. Başbakan ın koruma prensipleri gereği ve belki de ODTÜ de olacak olmasından dolayı çok sayıda polis de ODTÜ yerleşkesinde konuşlandırıldı (Rutin (!) koruma ölçüleri gereği, 3600 polisin ODTÜ yerleşkesinde hazır olduğunu da laf arasında belirtelim). Hadi buraya kadar her şey normal diyelim. Normal olan bir başka konu da ve haliyle beklenen bir durum Başbakan ın protesto edilmesiydi. Aşağı yukarı yaşı 10 dan büyük bütün üniversitelerde Başbakan yahut hükümeti temsilen bir devlet büyüğümüz konuk olduğunda mutlaka protesto edilir. Bu her dönem olur. Aynı zamanda dünyanın neredeyse her yerinde de durum böyledir. Kimi yumurta atar, kimi ayakkabı fırlatır, kimi sözle protesto eder. Ama protesto edilir. Bugüne kadar da böyle olmuştur. Protesto eden öğrenciler de aman bugün Türkiye nin ilk milli uydusu fırlatılıyormuş, bugün protesto etmeyelim, yarın ederiz demezler. Çünkü oradaki mesele uyduyla da ilgili değildir. Buna alışkın olmak gerekir. Kimse kimseyi sevmek, beğenmek zorunda değil. Elbette Başbakan da öğrencileri sevmeyebilir; Üniversiteler iyi de keşke hiç öğrenci olmasa diyebilir. Bunlar da normal şeyler. ODTÜ NÜN BASIN DUYURUSU Aslında bu kadar büyümeyebilirdi bu durum. Çünkü her zaman olan protesto gerçekleştirildi, öğrenciler gözaltına alındı. Bir şekilde durum kontrol altına alındı. Daha doğrusu öyle zannedildi. Ta ki ertesi gün ODTÜ Rektörlüğü nden yapılan basın açıklamasına kadar... İşte bu açıklama, bu tartışmaların dönüm noktasını oluşturdu. Bir nevi yerli komedi unsurlarını da iyice gözümüze soktu açıklama ardından gelişen süreç. ODTÜ Rektörlüğü, bir önceki günkü tören Fatih Avcı nedeniyle yerleşkede çok sayıda polisin görev yaptığını, protestocu grupla karşı karşıya gelen polisin, herhangi bir etki gelmeden anında tepkide bulunduğunu belirten bir yazı yayınladı. Polisin müdahalesi sonrası karşılıklı çatışma başladığını, bu çatışmadan, gaz bombalarından yalnızca protestocu grubun değil, tüm üniversite paydaşlarının etkilendiğini, öğretimin aksadığını güzelce anlattı. Orantısız şiddeti kınadı, aynı zamanda protestocu grup içerisinde şiddete meyledenleri de demokrasi sınırlarına saygılı olun, şiddete bulaşmayın diye uyardı. Aslında ODTÜ Rektörlüğü nün yazısı çok makul, anlaşılır ve mantıklıydı. Üstelik bana kalırsa çok da cesur bir yazıydı. Öğretim üyelerinin bilgileri ve istişare toplantısının ardından kaleme alınan yazı basında da hak ettiği ölçüde yer buldu. Tebrik mesajları, destek yürüyüşleri yapıldı vs. Buraya kadar da her şey normal. Ama buradan sonrası komik. Aslında traji komik. REKTÖRLER GÜNLER SONRA ODTÜ YÜ KINADI Olayda yaklaşık bir hafta geçti, Başbakan bir televizyon programında ODTÜ ye ağır sözlerle yüklendi. Ne hikmetse, ertesi gün, bizim demokrasi mabedi üniversitelerimizin yöneticileri bir bir ODTÜ yü kınayan yazılar yayınlamaya başladılar. Bu sayı kısa sürede onlarca üniversiteyi buldu. Ortalık iyice karıştı. ODTÜ ye karşı açıklama yapan üniversitelerin, ODTÜ nün açıklamasını okumadıkları o kadar belliydi ki... Zaman zaman Zaytung haberi zannettiğimiz açıklamalar yapıldı. Canlı Zaytung... Adı henüz duyulmamış üniversiteler adlarını duyurmuş oldular tabi, önümüzdeki yıldan sonra üniversite adaylarına katkıları olmuş oldu bu sayede. Yani ilginç bir şekilde bir akım başladı; ODTÜ yü kınama trendi... HEPİMİZ ODTÜ lü müyüz? Biz de heyecanla takip ediyoruz tabi, ne olacak diye. Rektörlerin ODTÜ yü kınama mesajlarına, üniversitenin öğretim üyeleri ben kınamıyorum diyerek rest çekti. Abartmıyorum, belki 48 saat içerisinde çok sayıda açıklamalar yapıldı, üniversiteler içinde bir nevi kutuplaşmalar oldu, kınayanlar kınamayanlar diye. Tabi bu açıklamaların çok da tutarlı bir tarafı yoktu. İlginç bir ayrım oldu ortada. ODTÜ nün hocaları ve hocalarının seçtiği Rektörü ve üniversite senatosu, yani o gün ODTÜ de bulunanlar, olaylara tanık olanlar, yani birinci şahıslar bir tarafta; diğer tarafta da olaya tanık olmayan ve olaydan günler sonra, Başbakan ın ODTÜ yü eleştirmesinden sonra peşi sıra açıklamada bulunanlar... Yani üçüncü şahıslar... Bazen komedilerde mantık aranmaz. Hani küçüklüğümüzün çizgi filmlerinde Roadrunner bir şekilde Coyote den kurtulması mantıksız ama komikti. Ya da Twitty ile Sylvester mevzusu... Lafı çok da uzatmadan şöyle bir gözlemi de aktarayım. ÖĞRENCİYİ SEVMEYEN ÖĞRENCİ KONSEYİ Malum, geçtiğimiz dönem öğrenci harçları kaldırıldı. Yıllardır mücadelesi verilen parasız eğitimin bir nevi adımlarından biri atıldı aslında. O süreç de ilginçti. Harçlar kaldırıldıktan sonra hiç de yer gök sevinç sesleriyle inlemedi, parasız eğitmi savunanlar Başbakanım çok yaşa da demedi. Tebrik mesajları, telefonlar alınmadı falan. Geçen yıl YÖK e bağlı Ulusal Öğrenci Konseyi ve bu birliğe bağlı çeştili üniversite konseyleri, Abbas Güçlü nün Genç Bakış programındaydılar. İlgiyle seyretmiştim. Tabi yine üniversiteleri ve hükümeti eleştiren öğrenciler parasız eğitimden dem vuruyorlardı, az sayıda olsalar da... Derken, Ulusal Öğrenci Konseyi bünyesinde bağlı olduğu üniversitenin öğrenci temsilcisi olan bir arkadaşımız şöyle demişti: Arkadaşlar, parasız eğitim diyorsunuz da üniversitede parasız okunur mu? Rektörlüğün de bütçesi belli. Zaten ihtiyacı olana burs, kredi veriliyor, niye bu kadar abartıyorsunuz... Yine keser döndü sap döndü, üniversitelerde harç kaldırılmasından yine günler sonra metroda bir afiş gözüme çarpmıştı. Bu arkadaşımızın da arasında olduğu Ulusal Öğrenci Konseyi yıllardır verdiğimiz mücadelemiz sonucunda artık üniversite harçları kaldırılmıştır. Bu zulme son veren Başbakan ımıza üniversite öğrencileri adına teşekkür ediyoruz. Nihayet Başbakanım çok yaşa diyenler de olmuştu işte. Bu ODTÜ mevzusu da bana hemen bunu hatırlattı. Yani öğrenci olun, öğretim üyesi olun bir önemi yok. Omurgalı olun da... Evet, buraya kadar da her şey normal. Çok normal... TANIYALIM: İTÜ DANIŞMANLIK KULÜBÜ İTÜ Danışmanlık Kulübü, Ağustos ayında Berk Ilındır, Özge Durkut ve Mehmet Niyazi Kuzu tarafından tekrar kuruldu. İki sene önce kurulmuş olan kulübün yenilendiği bu süreçte farklı ve öğrenci portföyü geniş bir yapı için çalışmalara başlandı. 18 Aralık salı günü 1. Danışmanlık Günü isimli bir etkinlik düzenlendi. PwC'den dört yönetici, danışmanlık sektörünü ve kendi firmalarını tanıttılar. Bunun yanında İTÜ Danışmanlık Kulübü, bahar döneminde Danışmanlık Zirvesi adı altında üç gün sürecek olan bir organizasyon planlıyor. Kulüp kurucularından Mehmet Niyazi ise kulüp hakkında: Amacımız hem farklı olup hemde geniş kitlelere hitap etmek. Bugün firmalara ve markalara baktığınızda da bunu görürsünüz. Farklı olmak sizi markalaştırır. Tabi burda farkın yanında kalitede çok önemli. Biz önce İTÜ de ilerleyen zamanlarda da Türkiye de bir marka haline gelmek istiyoruz. Bu oluşumda da arkadaşları aramızda görmek isteriz. Facebook grubumuzdan bize kolaylıkla ulaşabilirler. dedi. facebook.com/groups/itudanismanlikkulubu KONU: SERGİ TEMA: İSTANBUL İTÜ Güzel Sanatlar Kulübü nün eylül ayından beri hazırlandığı İstanbul temalı sergisi ocak ayında açılıyor. Daha önce denenmemiş bir biçimde yapılan eserler minyatür maketlerden ve bilindik İstanbul temalarının yeniden yorumlanmasıyla oluşturuldu. Aynı zamanda tahta üzerine yapılan aklirik ve yağlı boya çalışmalar, eski İstanbul ile yenisi arasındaki farklılıkları gözler önüne serdi. Klasik bir Galata Kulesi, Taksim Tünel beklense de bu sergide tahta çubuklardan bir Taksim Tramvay veya Kız Kulesi ni değil ama silüetini gösteren maketler vardı. Eski İstanbul un tahtadan evlerinin arasında kaybolunup, Tophane nin nargile kafeleri arasında gezildi. Yapılan eserler üzerine serpilen toz boya karışımları Şehr-i İstanbul standına eskilere ait bir lezzet bıraktı. Sergimizin öncelikle Taşkışla da sergilenmesi planlanıp, ikinci ayağı Ayazağa da düzenlendi. Ayrıntıları ve Sanat Atölyesinin etkinliklerini ve çalışma saatlerini öğrenebileceğiniz Facebook İTÜ Güzel Sanatlar Kulubü sayfası ziyaretlerinizi bekliyor. BİLİNEN TARİHE FARKLI BAKIŞ: Kasım da ilk gösterimi yapılan, 44 sanatçının, bir o kadar da saygın kişinin emeği olan 1881 izleyicilerin takdirini topladı. Değişen dekorlar, heyecanlı replikler ve skeçler sayesinde nasıl geçtiği anlaşılmayan bir üç buçuk saat sunuyor. Oyun, Müjdat Gezen Tiyatrosu tarafından hazırlandı. Hazırlanma sürecindeki övgülerle ve özellikle Yılmaz Özdil in yorumu ile oyun dikkatleri üzerine çekmişti. Oyuncuların gerçekçiliği ile bebek Mustafa dan bilinen Atatürk e kadar hepsini gözle görmek mümkün. Küçük ayrıntıların ve bilinmeyen hikayelerin gösterildiği oyun Aralık ayında sonlandı. Müjdat Gezen Tiyatrosu nu takip etmek için: Çatısında güneş enerjisi santrali bulunan öğrenci yurdu buna en uygun örneklerin başında yer alıyor. Bu gelişme sayesinde elektriğin yüzde 30 undan tasarruf sağlanıyor. AKUSTİK SÖYLEŞİLER TRT Okul un üniversite öğrencilerine ulaşmak amacıyla yaptığı bu program Keremcem in sunuculuğunda gerçekleşiyor ve her hafta başka bir üniversitede başka konuklarla düzenleniyor. Üniversitemizde ağırlanan konuklar Pelin Öztekin, Alphan Manas, Atilla Özdemiroğlu, Öykü Gürman oldu. Keyifli sohbetleriyle izleyenlerine eğlenceli iki saat yaşattılar. İTÜ Konservatuar mezunu olan Öykü Gürman şarkılarını canlı olarak bizlerle paylaştı. Kardeşi Berk ile yollarının kavgalı 1998 yılında ortaya çıkan LEED sertifika sistemi, Amerikan Yeşil Binalar Konseyi (USGBC) tarafından geliştirilmiş ve uluslararası arenada kabul görmüş bir çevre dostu bina sertifikasyon sistemidir. Özyeğin Üniversitesi Çekmeköy Kampüsü LEED sertifikasına sahip ilk Türk Üniversite kampüsü olma özelliğine erişmiştir. Bu kapsamda bina arazisinde, inşaat esnasında ve sonrasında doğal yaşamın korunmasına azami ölçüde dikkat edilmesi hususunda birçok çalışmada bulunulmuştur. İTÜ YEŞİL KAMPÜSLER Asırlardır Çağdaş Peki Ya Çevreci mi? Pınar Bahar Çelebi / Ayazağa ayrılmadığını sadece müziğin farklı alanlarına yöneldiklerini belirtti. Atilla Özdemiroğlu kızının İTÜ Ayazağa Kampüsü nde lisede okuduğunu belirterek İTÜ ye övgülerini dile getirdi. Program boyunca tecrübelerini bizimle paylaşan Atilla Özdemiroğlu aynı zamanda 12 Aralık Çarşamba günü verdiği konserden de bahsetti. Özellikle bu konserin hayatında ilk defa kendi adıyla yapılan müzikal bir gösteri olduğunu belirtti. Hayatında dolmuş şoförlüğünden, fahri başkonsolosluğa; mucitlikten pilotluğa kadar bir çok farklı alanda çalışmış olan iş adamı Alphan Manas ilginç hayat tecrübeleriyle izleyenleri şaşırttı. Fütüristlikle de ilgilenen Manas aynı zamanda Göztepe nin yönetim kurulunda yer alan bir İzmirli. Hayat Bilgisi, Bir Demet Tiyatro da oynayan, BKM Mutfak ile tanınan Pelin Öztekin programa esprileriyle, Galatasaray fanatikliğiyle ve söylediği Sil Baştan şarkısı ile renk kattı. Son zamanlarda birçok üniversite, yerleşke içerisindeki yaşam kalitesini düzenlemek için dolar yeşilinden doğa yeşiline geçme konusunda bazı önemli çalışmalarda bulundu. Bazı üniversitelerin çevreci kampüsler için yaptıklarını size sunarken, gelecek sayımızda İTÜ nün yerini sorgulayacağız. Boğaziçi Üniversitesi çevre dostu projeleriyle yeşil kampüs olma yolunda bazı yatırımlarda bulunuyor. Geleceğin en önemli teknolojileri arasında güneş enerjisinden elektrik enerjisi üretim tesislerini gösterebiliriz. Üniversitenin Yapı İşleri ve Teknik Daire Başkanı Şahin Öztürk ün açıklamasından edindiğimiz bilgilere göre kampüste yapılan binaların artık yeşil bina standartlarında inşa edilmesi hususunda çaba sarf ediliyor. Ayrıca Pelin önce Pelin Öztekin olduğunu daha sona Rasim Öztekin in kızı olarak tanındığını vurguladı. Program sırasında öğrencilerin merak ettiği sorular cevaplandı. Ayrıca İTÜ öğrencisi olan Şeymanur Kandaz ile Muratcan Özçetin yaptıkları dans ile beğeni topladı. Dilşad Dağtekin / Ayazağa Koç Üniversitesi, 2005 yılında başlatmış olduğu yerleşke içersindeki ekolojik yaşamı geliştirme çabaları sonucunda ISO Çevre Yönetim Sistemi belgesi aldı. Bir yıl içinde kaynakların verimli ve tasarruflu kullanımı sayesinde 19 öğrenciye burs imkânı tanındı. Rumelifeneri Kampüsü nde 23 MW lık kojenerasyon tesisi inşa edilmesi ile doğalgaz tüketiminde önemli tasarruf sağlandı. Yıl içinde 6 aylık bir süreçte üniversitede uygulanan atık yönetimi sonucu, geri dönüşüm çalışmalarında kayda değer katkılar sağlandı. SİZSİZ OLMAZ İstanbul Teknik Üniversitesi web sitesini yeniliyor. Bu süreçte akademisyenler, öğrenciler, mezunlar ve çalışanlar ile etkileşim içinde olabilmek için sizinletasarliyoruz.itu. edu.tr sitesi oluşturuldu. itu.edu.tr ana sayfasının tasarımı için yeni fikirler ile kullanımı basit, erişimi kolay, kullanıcı dostu bir web sitesi ortaya çıkması planlanıyor. edu.tr adresine girerek fikir havuzuna fikrini ekleyenler sürece dahil olacak. Detayları İTÜ Facebook ve Twitter hesaplarından takip edebilirken, #sizinletasarliyoruz etiketiyle de Twitter üzerinden fikirlerinizi gönderebilirsiniz. 7

4 Ocak ta yapılacak olan yeterlilik sınavına girecek öğrencilerin irregular olma konusundaki bilinmeyenleri kafa karıştırıyor. Irregular olmak ya da olmamak... Lisansa düzensiz olarak başlamak neler getirir? Avantajlar, dezavantajar... Cevapları araştırdık, tecrübeleri derledik. Seden Gamze Çelikkol ÖĞRENCİ İŞLERİ NE DİYOR Kamil Can Erdem İTÜ, uzun yıllardır hazırlık eğitimi ile iç içe. Özellikle İTÜ nün yüzde yüz İngilizce bölümler açmasıyla, hazırlık sınıflarındaki İngilizce eğitimi de daha fazla gündeme oturdu. Hazırlık eğitimi bir yana, sınavı geçtikten sonra kazandığı bölümde okumaya başlayacak öğrencilere sunulan seçenekler de kafa karıştırabiliyor. Bunlardan belki de en göze batanı irregular olarak tabir edilen, lisansa düzensiz başlamak. İTÜ de hazırlık okuyan öğrenciler eğer güz dönemi sonunda yapılan yeterlilik sınavında başarılı olurlarsa, bahar yarıyılıyla birlikte bölüm derslerini almaya başlayabiliyorlar. Güz dönemi sonundaki yeterlilik sınavına girme hakkı kazanabilmek için: A seviyesi öğrencilerinden Güz dönemi içindeki not ortalaması 60 ve üzeri olanlar; B seviyesi Öğrencilerinden güz dönemi içindeki not ortalaması 70 üzeri devamsızlık sınırını aşmamış ise Güz dönemi sonunda verilen yeterlilik sınavına girme hakkı kazanırlar. Bu sınavda 60 ve üzeri not alanlar fakültelerinde derslerine başlayabilir. C ve D seviyesi öğrencileri bir yıl boyunca hazırlık sınıfına devam ederler. Irregular olmak konusunda genel düşünceler Irregularlara göre; derslerin yoğunlukları ve zorlukları göz önüne alındığında, eğitimini dokuz döneme yaymak Yönetmelik Ne Diyor? İngilizce Hazırlık Programları Eğitim ve Öğretim Yönetmeliği/ MADDE 14 (1) İngilizce hazırlık programında A ve B düzeyi öğrencileri devam koşulunu yerine getirdikleri ve yıl içi sınavlarında Senato tarafından belirlenen ortalamayı sağladıkları takdirde birinci yarıyıl sonunda Öğrenci İşleri Daire Başkanı Yıldız Büyükçolak a sorduk: avantaj olarak görülüyor. Bunlara ek olarak, hazırlıkta tek odak noktası İngilizce olduğundan matematikten, fizikten, kimyadan vs. uzaklaşıldığı; bu yüzden lisansa geçince bocalama evresi yaşanıldığı belirtiliyor. Bir dönem daha hazırlığa devam edilmesinin ise bu evreyi daha da uzatacağına dikkat çekiliyor. Ayrıca derslerini dokuz döneme yaymayı tercih ederek sosyal hayatına daha çok vakit ayırdığını söyleyen öğrenciler de mevcut. Irregular öğrencilerin ders seçimi Öğrenciler irregular olmanın ders seçimlerinde bir farklılık oluşturmadığı belirtiliyor. Lisanstaki ilk dönemlerinde irregular öğrencilere ders seçim önceliği verildiği için hiçbir sorun yaşanmadığı söylenirken ikinci dönemlerinde ise birinci sınıflar en son ders seçimi yaptığı için kimi dersleri alırken sıkıntı yaşanabiliyor. Her dönem her dersin açılmamasından dolayı, öğrencilerin ders planlamalarında gecikmeler olabiliyor. Örneğin; Mimarlıkta birbirine bağlı 8 proje dersi olduğu ve Proje1 dersinin 2. dönem ya da yaz okulunda açılmadığı için lisans en az 9 dönem oluyor. Ortalama hedefleyen arkadaşlara İngilizce yeterlilik sınavına girme hakkı kazanmış öğrencilerin bu haklarını kullanmamaları hakkında ne düşünüyorsunuz? Yoğun LYS çalışmalarının ardından öğrencilerin Lisansa erkenden başlamak istememeleri doğal bir şey ancak İngilizce seviyeleri iyi olan öğrencilerin hiç olmazsa bahar döneminde az ders alarak lisansa rahatça başlama fırsatlarını göz ardı etmemelerini tavsiye ediyorum. İrregular olmak hazırlıktaki öğrencilerin üniversite hayatından uzaklaşmamaları için bir avantajdır. Yatay Geçiş, Çift Anadal (ÇAP) ve Yan Dal Programlarında İrregular Olmak kolaylık sağlar mı? Bu programlarda yer almak isteyen irregular öğrencilerin başvurudan önce önlerinde 1,5 yılları var. Örneğin Yatay geçiş yapmak isteyen bir irregular öğrenci ortalamasını yüksek tutabilmek için 2013 Temmuza kadar yani 3 yarıyıl ve 2 yaz okulu boyunca ders alabilme imkanına sahip. Bu sayede regular öğrencilere göre daha geniş bir aralıkta düşük not aldığı dersleri tekrar alarak telafi edebilir. YILDIZ BÜYÜKÇOLAK Öğrenci İşleri Daire Başkanı IR 9 verilen İngilizce yeterlik sınavına girme hakkına sahiptirler. Bu sınavda başarılı olanlar, fakültelerinde derslere başlarlar. Başarısız olanlar ise bahar yarıyılında derslere B düzeyinde devam ederler. B düzeyi öğrencileri ikinci yarıyılda aldıkları hazırlık öğreniminde diğer düzeylerle aynı koşullara tabidir. fazla zorlamadan dengeli bir dağılım yapmaları öneriliyor. Aksi takdirde ilk dönemden gözetime girme riski de söz konusu. Yeterli İngilizce seviyelerinde olmalarına rağmen bir dönem daha hazırlık okumak isteyen öğrencilere öneriler: Hazırlıkta daha rahat olunduğunu savunup sosyal aktivitelere daha fazla vakit ayırılabileceğini düşünen öğrenciler olmasına rağmen lisansa geçince az ders alarak hazırlığa göre daha rahat olunabileceğini söyleyen öğrencilerin sayısı küçümsenemeyecek derecede. Böylece hem kredi açısından öne geçmiş ve lisansa hafif bir başlangıç yapmış olunabileceği hem de aynı anda istenilen etkinliklere katılabilineceği vurgulandı. Irregular olup lisansı 3,5 yıldabiriterek üniversite hayatını 4 yıla sığdırma planları olan öğrenciler yapılan yorumlar da şöyle; 3 yılda tamamlamış öğrenciler bile mevcut dolayısıyla sıkı çalışma ve disiplinle bu mümkün olabilir diyenler olduğu gibi Üniversite yılları en güzel yıllardır, uzun uzun adam gibi yaşayın, kasmayın; zaten yıllarca çalışıp İTÜ ye gelmişiz, bari bize bir faydası olsun da geldiğimize değsin; öğrencilik hayatını erken bitirme hayalleri neden? Zira öğrenci olmayana akbil bile 2 katı fiyat çekiyor. diyenler de var. (2) C ve D düzeyi öğrencileri güz yarıyılı sonunda yapılan İngilizce yeterlik sınavına giremezler. C ve D düzeyi öğrencilerinden devam şartını yerine getiren ve Senato tarafından belirlenen not ortalamasını sağlayanlar yıl sonunda verilen İngilizce yeterlilik sınavına katılabilirler. İrregular öğrenciler ilk dönemlerindeki ders seçimlerinde sıkıntı yaşıyor mu? İrregular Öğrenciler ders seçimlerini 1.Sınıflarla birlikte 5 Şubatta herkesten önce yapacak. Bu yüzden irregular öğrencilerin ders seçimlerinde regular öğrencilerden bir farkı yoktur. (Ancak bahar döneminde açılmayan bazı dersler var. ) İrregular öğrencilerin lisanstan mezun olurken dereceye giremediği konuşuluyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? Senato kararına göre lisansı 8 dönemde bitiren her öğrenci dereceye girebiliyor. Dolayısıyla eğer irregular öğrenciler lisanslarını 8 yarıyılda bitirirlerse, sene sonunda mezun öğrencilerle birlikte değerlendirildiği için dereceye girme hakları ortadan kalkmıyor. İrregular olan öğrencilerin ders programları kendi dönemleri ile paralel olmadığı için belli bir arkadaş çevreleri olmayacağını düşünüyor. Bu konuda neler diyeceksiniz? İtü de sınıf geçme değil ders geçme sistemi olduğu için farklı dönemlerden hatta farklı fakültelerden öğrenciler birlikte ders alabiliyorlar. Bu konuda irregular öğrencilerin regular öğrencilerden hiç bir farkı olmadığını düşünüyorum. OLMAK YA DA OLMAMAK RE GU LAR GİZEM KARACA Uzay mühendisliği Irregular olmak yatay geçiş, çift anadal (çap), yandal ya da Erasmus programlarına başvuruda katkı sağlar. Şöyle ki bir dönem avantajli olunduğu için o dönemde kolayca geçilebilecek dersler alınıp yüksek not ortalaması yapılabilir ve ilerdeki ADEM YILMAZ YAZAR Elektronik ve haberleşme mühendisliği ALİ SINMAZ Elektrik mühendisliği Üniversiteyi erken bitirmek isteyen öğrenciler için güzel bir fırsat. Bölümümün kontenjanı az olduğu için güz döneminde açılan dersler genellikle bahar döneminde açılmıyor. Ön şart olan bahar dönemi derslerini bahar dönemi alıp, bu dönem de üst dersini alarak sene sonunda 3.sınıf olmayı garantilemiş arkadaşlarım var. Hazırlıktayken sabahın köründe kalkıp maçkaya gitmek bir NİLAY YILDIRIM İmalat mühendisliği Hazırlığı atlayacak seviyede olan arkadaşlar için hazırlığın ikinci dönemi oldukça sıkıcı olacak, kalan arkadaşlarım çok sıkıldılar. Hazırlıkta takılmak yerine örneğin 15 kredi alıp lisansta da 3 gün derse gidip 2 gün yatabilirler. 15 kredi 15 kredidir neticede, yol almak güzeldir. Lisansa başlamayacaksa da başka şekilde değerlendirmek mümkün, yurtdışı dil okulu gibi. CÜNEYT CİHAN İmalat mühendisliği İlk dönemde dilediğiniz gibi ders seçebiliyorsunuz, isterseniz fazla ders almadan rahat bir dönem geçirirsiniz ve ileriki dönemlerinizi biraz olsun rahatlatırsınız isterseniz biraz abartıp toplam öğrenim sürenizi kısaltabilirsiniz. Bence en az 18 en fazla 22 kredi alınmalı. Örneğin makina mühendisliği öğrencileri için İlk dönemde şu dersleri tavsiye edebilirim; Technical Drawing, Mathematics I, English I, Physics I, General Chemistry, Materials Science, General Chemistry I Lab, Physics I Lab dönemlerde de daha rahat olunacağı için regular öğrencilerden her zaman yüksek ortalama yapma konusunda avantajlı durumdayız. Eğer yatay geçiş, çap, yandal veya Erasmus düşünen arkadaşlar varsa irregular olmalarını tavsiye ederim. CAN BERK AYTAÇ Elektrik mühendisliği Irregular olunca belli bir dönemleri olmayacağından belli bir arkadaş çevreleri olmayacağı düşüncesine pek katılmıyorum. Bu kişinin sosyalliğine de bağlı bir durum. Bir kere bölümümdeki herkesle aynı derslere gireyim diye bir durum yok, 2 yıl boyunca havuz derslerinde zaten bölümler karışık, bölüm derslerinde ise dersin türkçe-ingilizce diye ikiye ayrılması Ben hazırlığı A kurundan atladım. O dönem neredeyse bütün A kurları hazırlığı atlamıştı. Ayrıca ilk lisans dönemimde 18,5 kredi almıştım ve hazırlıktan daha rahat bir programım olmuştu Hazırlığı fırsat bulup atlayamamayı vakit kaybı olarak görüyorum. İlla irregular olup okulu erken bitirmek amaçlanmalı demiyorum ama o 1 dönem özellikle kişisel gelişim için faydalı olabilir (yurtdışında yabancı dil, seyahat vs.). Ben elektrik mühendisliği bölümündeyim ve irregular yerden sonra ölüm gibi gelmeye başlamıştı. En azından devamsızlık derdim, 45dklık yol derdim kalmaz, fazladan bir dönem olduğu için kaç kredi versem kardır düşüncesindeydim. Ama bahar döneminde havaların güzelleşmesi ve hazırlıktan sonra derslere odaklanmam zor olduğu için ortalamam kötü. Bu konuda rehavete kapılmamalarını tavsiye ediyorum. OĞUZ GÜRES İnşaat mühendisliği Irregular olup lisansı 3,5 yılda bitirmek planı genelde sadece hayal olarak kalmakta ancak okulumuzda lisans hayatını sadece 3 yılda tamamlamış öğrenciler bile mevcut dolayısıyla sıkı çalışma ve disiplinle bu mümkün olabilir ancak önerim öğrenci olmanın hakkını vermeleri yönünde ne de olsa öğrenci olmayana akbil bile 2 katı fiyat çekiyor dolayısıyla mümkün olduğunda 3,5 senede değil 4-5 senede tamamlamalarını ve mühendisin sadece hesap kitap yapmak olmadığını anlamalarını isterim.. IRREGULAR ÖĞRENCİLER NE DİYOR AHMET ÇETİN Bilgisayar mühendisliği Her bölümde dersler aynı olsa bile dizilişleri farklıdır. Bence önce havuz derslerinin yani alınabildiği kadar ilk dönem dersleri alınmalıdır. Alınamayan dersler yerine ise üst dönemlerden Ata, Tur gibi dersler alınarak kredi civarına getirilmelidir. Ders dengesi bir şekilde kuruluyor bu korkulacak bir şey değil. Ayrıca yaz okulunda genelde bölüm dersleri açılmıyor. Havuz derslerini almak veya yükseltmek isteyenler yaz okuluna kalıyorlar. OKTAY SEVER Jeofizik mühendisliği Tabii bir de hazırlıktaki 3 dönemden sonra irregular olmak var benim olacağım gibi. Bu durumu kimseye önermiyorum. da dönemi ikiye bölüyor. Irregularlıkta bir de dönem farkı oluşuyor tabi dersten derse ama dediğim gibi kişi sosyal biriyse iki dönemden de çevre yapabilir, bunu avantaja çevirebilir. Ki sizinle aynı dönem lisansa başlayan diğer irregular öğrenciler de çoğu derste gözünüze çarpıyor ve sayıları hiç de az değil, buradan da başlı başına bir arkadaş grubu yapılabilir. İREM YILMAZ Mimarlık Irregular olmamın hazırlıktaki rehaveti biraz olsun üstümden atmamı sağladığı ve bölüme daha kolay adapte olmamı sağladığını söyleyebilirim.mimarlık bölümümde irregular olarak başlayacak öğrencilere benim almalarını önerebileceğim dersler: havuz dersleri, ATA,TUR kodlu dersler, ITB ve MAT103E olarak okuduğum ilk 2 sene çok rahat geçti diyebilirim. Irregular olmanın dezavantajlarını bölüm derslerini almaya başladığım zaman gördüm. Örneğin ben 5. yarıyılımı bahar, 6. yarıyılımı güz döneminde okudum. Ancak normalde 5. yarıyıl derslerim güzde, 6. yarıyıl derslerim de baharda açılıyordu. O yüzden hem alttan hem de üstten ders alarak kredimi dengelemeye çalışıyordum. Üstten ders almak da ortalamayı olumsuz etkileyebiliyor.

5 10 Hintliler çıldırmış olmalı! Hollywood filimlerini hepimiz bilir ve çoğumuz takip ederiz. Peki ya Bollywood deyince! Hindistan ın ulusal sinema sektörü Hollywood a ne kadar meydan okuyabiliyor? Bollywood un adı, film fabrikaları olarak nitelenen Mumbai nin eski adı olan Bombay ve Hollywood un birleşmesinden oluşmuştur. Hint filmlerinin ülkemizde vizyona girmemesinden dolayı, birkaç filmden fazlasının adını duyamayız. Türkiye deki sinemaseverler Bollywood la 21. İstanbul Film Festivali nde Devdas adlı filmin yer aldığı gösterim ile buluşmuşlardır. Hindistan da her yıl 1000 in üzerinde uzun metrajlı film ve 900 civarında kısa film çekilmektedir. Bir milyarlık nüfusu bulunan Hindistan da günde on beş milyon Hintli sinemaya gidiyor. Hintçe nin ülke genelinde yaygın bir dil olmaması nedeniyle Bengali, Malalayam, Tamıl ve Telugu dillerinde çekilen filmlerin sayısı da küçümsenmeyecek kadar çoktur. Hindistan da bölgesel sinema sektörünün güçlenmesindeki en büyük etkenin dil olduğu düşünülüyor. Bollywood, Hintçe çekilen filmlerin oluşturduğu sektöre hakimken, yeni Hint sineması ülkenin geri kalanında bölgesel dillerde daha küçük bütçeli filmler çekmektedir. Hindistan hükümeti film konusunda çok hassas olduğu için Bollywood da öpüşme sahnesine bile zor rastlanır. Buna rağmen filmlerde bolca romantizim, aşk, ayrılık, dram göze çarpıyor li yıllarda daha çok aksiyon türünde dövüş sahnesi bol olan filmler çekilmiştir. Müzik ve dans ise bu filmlerin olmazsa olmazıdır. Bir filmin süresi 3-4 saati bulmakla beraber bu özellik karakterlerin farklı yönleriyle ele alınmasına, oldukça renkli senaryoların ortaya çıkmasına dolayısıyla tek filmin içinde birden fazla senaryo varmış etkisi yaratılmasına olanak sağlar. Bollywood aktörü Aamir Khan ın önce zengin bir iş adamı, sonra şaşkın bir aşık, hafızasını kaybettikten sonra sadece 15 dakikasını hatırlayan bir hasta, son olarak da bir seri katil rolüne büründüğü Gajini filmi buna bir örnektir. Devlet tarafından da desteklendiği için Bollywood filmlerinin Hindistanlı ailelerde ayrı bir yeri vardır. Örf ve adetleriyle, tutuculuklarıyla, duygusallıklarıyla Hollywood dan oldukça farklı olan filmler batıda da sevilmektedir. Slum Dog Millionere Filmi Amerika da gişe rekoru kırmış. Lagaan, 3 İdiots, Taare Zamaane Paar gibi Aamir Khan ın rol aldığı filmler IMDB de 8 in üzerinde. BOLLY İzlenmesi şart: 1. 3 Idiots (2009) 2. Bobby (1973) 3. Rang De Basanti (2006) 6. Udaan (2010) 7. Dilwale Dulhania Le Jayenge (1995) 8. Om Shanti Om (2007) 9. Fanaa (2006) 10. Fashion (2008) 11. Lagaan (2001) 12. Devdas (2002) 13. Swades (2004) 14. Taare Zameen Par (2007) : A Love Story (1993) 16. Dil Chahta Hai (2001) 17. Sarfarosh (1999) 18. Bunty Aur Babli (2005) 19. Peepli Live (2010) 20. Black (2005) WOOD Aamir Khan Bollywood dan söz edip de 3 idiots filminden tanıdığımız, Hindistan ın önde gelen oyuncu, yönetmen ve yapımcısı Aamir Khan dan bahsetmemek olmaz. Aamir Bollywood un en çok kazanan aktörüdür. Amcası Nasir Hussain in Yaadon Ki Baaraat (1973) filminde çocuk oyuncu olarak film sektörüne adım atan Aamir, Raakh filmiyle ilk Jüri Özel Ödülü nü aldı ve 1990 larda birçok ödüle aday gösterildi. İlk Filmfare En İyi Aktör Ödülü nü Raja Hindustani filmiyle, 2001 yılında kendi yapım şirketini kurdu: Aamir Khan Productions. İkinci Filmfare En İyi Aktör Ödülü nü, kendi yapım şirketinden çıkan Lagaan filmiyle aldı. İngiliz sömürgeciliğini eleştiren film Oscar Ödülleri nde de aday gösterildi. Karishma Kapoor ile rol aldığı Raja Hindustani filmi ona Filmfare En İyi Erkek Oyuncu Ödülü nü kazandırdı. 7 dalda çeşitli ödüllere aday oldu. Khan ın çevirdiği her film başarılı oluyordu, 5 yıl içinde çevirdiği filmlerin hepsi birer hit haline geldi. Terör olaylarına parmak basan Sarfarosh filmi de oldukça ilgi gördü yılında Rang De Basanti ve Fanaa filmlerinde rol aldı. Aynı yıl İngiltere BAFTA Ödülleri ne aday oldu de ilk yönetmenlik deneyimini yaşadığı Taare Zameen Par filminin yapımcılığını da üstlendi. Filmde Aamir, disleksi hastalığına sahip bir çocuğun hayatına yön veren bir resim öğretmenini canlandırıyordu. Bu filmle Filmfare En İyi Yönetmen Ödülü nü kazandı. İngiltere de Madame Tussauds Müzesi nde balmumu heykeli konulmak istendi, ama Aamir bunu da reddetti ve açıklamasında: Bu benim için önemli bir şey değil. İnsanlar isterlerse benim filmlerimi izlerler zaten. Ayrıca ben bu kadar şeyle baş edemem, zaten benim işim bana yetiyor. dedi.2008 yılında çevirdiği Ghajini filmi yılın filmi oldu yılında gösterime sunduğu 3 idiots tabiki Filmfare En İyi Film Ödülü ne layık görüldü. Aamir Khan Hindistan da mükemmeliyetçiliği ile bilinir. filmlerinde rolüne iyice adapte olarak karakterini en ince ayrıntısına kadar incelediği için senede ortalama 1 film çekebilmektedir. Son filmi Taalash 30 Kasım da Hindistan da vizyona girecek olup, merakla beklenen Doom 3 ün çekimleri hala devam etmektedir. 6 Mayıs 2012 de her ruphesini ücretsiz hastahanelere, yaşlı evlerine, hayır kurumlarına bağışladığı Satya mev Jayate (Gerçekler Daima Kazanır) adlı televizyon projesini gerçekleştirmeye başladı. Program Hindistan ın ırkçılık, kadınların haklarının korunamaması, yanlış inanç sisteminden kaynaklanan kast sistemi, engellilerin eşit eğitim haklarından faydalanamaması gibi pek çok sorununa değinilmektedir. Aamir in her bölümde belirttiği gibi programın amacı eleştiri değil, ortaya koyulan sorunlara gerçek bir çözüm üretip, çözümleri uygulamak ve Hindistan ın değişmek istediğini kanıtlamaktır. Aamir ve ekibinin bu proje için geceli gündüzlü çalıştığı yakın çevresi tarafından belirtilmektedir. İlknur İlhan ilhanil@itu.edu.tr 11 Romandan Sinemaya: Fantastik Kurgu Fantastik kurgunun temellerini gerçek anlamda atanları ne kadar tanıyoruz? Benim gibi birçok kişinin, yazarların hayal dünyalarının nasıl böyle hayret verici ve harika olduğunu düşündüğüne eminim. Defalarca kitaplarını okuduğumuz, filmlerinin repliklerini ezberleyene kadar izlediğimiz eserlerin nasıl bir hayatın içinden doğduğunu, nasıl bir süreçten geçtiğini hepimiz merak etmişizdir. Görmezden gelinemeyecek kadar büyük bir kitlenin hayranlık duyduğu Orta Dünya'nın baş kahramanı Tolkien in hayatına ışık tutmanın zamanı geldi. Elbette bunun yanında çocukluğumuzun hayallerini süsleyen, bizi bambaşka diyarlara götüren Harry Potter ın yazarı J.K Rowling i de unutmamak gerek J.R.R TOLK IEN g Hobbit ve Yüzüklerin Efendisi nin Yaratıcısı - Hayal gücünün sınırlarını zorlayan adam- John Ronald Reuel Tolkien 3 Ocak 1892 de Güney Afrika nın Bloemfontein şehrinde doğdu. İngiltereli orta halli bu ailenin, İngiliz sömürgesi olan bir ülkede yaşama amacı yeni bir hayat sürdürmekti. Babası Arthur Tolkien banka müdürüydü. Afrika nın iklim koşulları ve getirdiği olumsuzluklar onları tekrar İngiltere ye dönmeye zorlamıştı. Ronald daha 4 yaşındayken babasını kaybetti. Böylece annesi ve kardeşleriyle birlikte küçük bir köy olan Sarehole a yerleştiler. Hobbitlerin köyü Shire ı hayal etmesinde ve tasarlamasında etkili olan bir yerdi burası. Ronald, köyünün yemyeşil doğasını, arkadaşlarıyla oynadığı değirmeni asla unutamadı. İleride yaşamının bir kısmını burada geçirecekti. Okula başladıktan sonra 1904 yılında da annesini kaybeden Ronald kardeşiyle birlikte teyzesinin yanına yerleşti. King Edward s okulunda dillere olan ilgisi ve yatkınlığı herkesi şaşırttı. Bu dönemlerde kendi kendine bir dil yaratmaya başladı. Bu tasarısı Elf dilinin temelini hazırlamış oldu. Birmingham da daha sonra eserlerinde yer verdiği iki yapıya hayranlık duyuyordu.29 metrelik Perrott s Folly kulesi Ronald ı derinden etkilemişti. Bu yapının hemen yanında bir kule daha vardı. Bu iki kule, Yüzüklerin Efendisi serisinin 2.kitabı İki Kule için esin kaynağı oldu. Gençlik yıllarında yerel bir pamuk markası olan Gamgee ismini ise Frodo nun sadık dostu Sam için kullanmıştır.16 yaşındayken hayatının aşkı Edith ile tanıştı. Fakat gözetiminde olduğu peder görüşmelerini yasakladı.1911 yılında klasik diller eğitimini almak amacıyla Exeter Koleji ne gitti.21 yaşını doldurduğunda hiç unutmadığı Edith i tekrar buldu. Bir başkasıyla nişanlı olan Edith, Tolkien ile evlenmeye karar verdi.1916 da aşklarını ölümsüzleştirdiler. Bu sırada başlayan 1.Dünya Savaşı na katılan Tolkien Fransa cephesinde savaştı. İki yakın dostunu savaşta kaybeden Tolkien, yakınında patlayan bir bomba yüzünden İngiltere ye geri döndü. Savaş Ronald üzerinde unutulmaz etkiler bıraktı. Savaştan döndükten sonra Oxford ta iş bulan Tolkien 1945 yılında burada profesör olmayı başardı. Edith ile 4 çocuk sahibi oldular. Anglo-Sakson dillerinin profesörlüğünü yaptı. Ana ilgisi İngilitere nin ortabatı topraklarının yazın geleneği üzerineydi. Zamanla dünyanın en önemli dilbilimcilerinden biri haline geldi.küçüklüğünü geçirdiği köy, Birmingham, savaş ve daha birçok hayatına dair yerler ve olaylar Orta Dünya yı yaratmasında etken olmuştu. Arwen ve Aragorn un aşkına da Edith ile kendisini kattı şüphesiz. Profesör olduğu yıllarda da bu mükemmel hayal dünyası içinde romanlarını yazmaya devam etti.1937 yılında yayınladığı Hobbit kitabı olumlu olumsuz pek çok eleştiriye konu oldu. Olumsuz eleştirilerin hiç bir etkisi kalmadı ve çok kısa sürede Hobbit popüler oldu. Hobbit, Yüzüklerin Efendisi serisinin başlangıcıdır. Orta Dünya dan ilk kez bu kitapta bahsedilmiştir. Bu sırada Tolkien Yüzüklerin Efendisi üzerinde yoğun biçimde çalışıyordu. Yaşadığı süre boyunca elf dili üzerinde de çalıştı. Cüce, ork, elf ve diğer ırkları yaratarak, Orta Dünya haritasını da tamamladı. Tüm eserlerini tam olarak bitirip yayınlayamadan 81 yaşında hayatını kaybetti. Fakat onunla benzer hayal gücüne ve zekaya sahip olan, oğlu Christopher Tolkien babasının sakladığı küçücük bir notun bile kıymetini bilerek, tüm çalışmalarını tamamlayıp bir araya getirdi. Yarım kalmış eserleri, notları ve defterleri taranarak basıldı. Peter Jackson ın yönetmenliğini yaptığı aynı isimli Yüzüklerin Efendisi filmine de eksiksiz olarak konu oldu. Film Oscar ödüllerini alarak büyük rekorlar kırdı. Böylece bu inanılmaz eserler daha da ölümsüzleşti. Hayal gücü hepimizde vardır. Ama önemli olan bunları kağıda döküp kurgulayabilmektir. Düşünmenin bile imkansıza yakın olduğu o savaş dönemlerinde, bunu başaran büyük üstad J.R.R Tolkien dir. Bu sebeple, bedeni dünyevilikten uzaklaşmış olsa da, eserleriyle ebediyen zihinlerde yaşayacaktır. Romandan Sinemaya: Fantastik Kurgu Romandan Sinemaya: Fantastik Kurgu Romandan Sinemaya: Fantastik Kurgu J.K ROWLING Hogwarts ın büyülü dünyasında bizi Harry Potter ile tanıştıran kişi onun sihirli asası kalemi - Joanne Kathleen Rowling 31 Temmuz 1965 yılında İngiltere de doğdu. Kathleen ismine sahip olmamasına rağmen büyükannesine beslediği derin sevgi sebebiyle bu adı aldı. Exeter Üniversitesi nde Fransızca ve Klasik Edebiyatlar okudu. Daha sonra Londra ya yerleşerek çalışmaya başladı. İlk yazı denemesi Tavşan ı 6 yaşında yazmıştır. Fakat Harry Potter Rowling in dönüm noktası olmuştur. İsmini J.K şeklinde kısaltarak kullanmasının sebebi, ilk başta okurların onun erkek olduğu izlenimine kapılıp eserine önyargıyla yaklaşmamalarını sağlamaktı. Eğer bayan olduğunu bilirlerse okumayacaklarından korktu. Dünyada pek çok kişinin Harry Potter ın yazarının bayan olduğunu öğrendiklerinde çok şaşırmalarının sebebi budur. Küçükken ona Jo diye seslenirlerdi. Sadece kızdıklarında Joanne derlerdi. Harry Potter serisi, Rowling in aklında 4 saatlik Manchester-Londra tren yolculuğu sırasında şekillendi. Ana karakterleri ve hikayenin büyük kısmını kafasında oluşturdu. Büyücülük okulu içeren bir hikaye yazmayı istiyordu. Trende aklına gelen bu fikri kağıda döktü. Böylece ilk kitap Felsefe Taşı nın temelleri atılmış oldu. Portekiz e taşındıktan kısa bir süre sonra 1992 de gazeteci Jorge Arantes ile evlendi yılında kızı Jessica dünyaya geldi te kızıyla birlikte Edinburgh e taşındı ve 1995 yılında eşinden ayrıldı. Bu sıralarda tek geçim kaynağı işsizlik maaşıydı. Bir akşam gittiği lokantada ilk kitabını tamamlayarak hayatını değiştirdiğinin farkında değildi. Aynı zamanda Edinburgh Üniversitesi nde yüksek lisans okudu ve 1996 da buradan mezun oldu. 7 kitap olarak planladığı serinin ilk kitabı Felsefe Taşı yayınlandıktan kısa bir süre sonra satış rekorları kırarak her ülkede büyük beğeni topladı. İngiliz kitap ödüllerinde yılın çocuk kitabı seçildi. Yayıncılık tarihinde en kısa sürede en çok satan kitap unvanını kazandı. Bu dünyayı yaratmasının temelinde ne olduğunu soranlara: Bir çocuğun yetişkinlerin dünyasından kaçıp her açıdan güçlü olduğu bir yere gitmesi fikri bana çok çekici geldi. Dedi. Karakterlere verdiği isimleri eski dillerden esinlenerek ve çoğu kez uydurarak bulduğunu söylemiştir. Hayatındaki zorluklardan sonra böyle büyülü bir dünyaya adım atıp dünyada en çok tanınan yazarlardan biri haline gelmek, rüyalarına bile konu olmuyordu. En başta çocukların ilgi alanında olsa da, inanılmayacak kadar çok sayıda yetişkinin de Harry Potter ın hayran kitlesini oluşturduğunu unutmamak gerek. Kitaplarından elde ettiği 1 milyar doları aşan servetiyle İngiltere nin en zengin kadını unvanını aldı yılında Neil Murray adlı bir doktorla evlenerek 2 çocuk daha dünyaya getirdi. Gerçek dünyasında aile yaşantısına da çok önem veren Rowling, asla eşini ve çocuklarını ihmal etmedi. Serinin diğer kitapları Sırlar Odası, Azkaban Tutsağı, Ateş Kadehi, Melez Prens ve son olarak Ölüm Yadigarları nı 2007 de tamamladı. Fantastik Canavarlar Nelerdir, Nerede Bulunurlar?, Çağlar Boyu Quidditch ve Ozan Beedle ın Hikayeleri ni de yayınlayarak bu büyülü dünyaya son noktaya koydu. Harry Potter ın filmi de gişe rekorları kırarak tüm dünyaya kendini ispatladı. Rowling bir röportajında En çok Harry, Hermione, Ron, Dumbledore ve Hagrid i akşam yemeğine davet etmek isterdim. Demiştir. Bu yazar da dahil olmak üzere hepimizde oluşan bir istek olmuştur eminim. Çocuk veya yetişkin, kimsenin hayal dünyası ölmez. Önemli olan bu dünyayı yeşil bırakabilmektir. Bunu bize hatırlatan eserler daima yanımızda olacaktır. Müge Şenel senelmu@itu.edu.tr

6 12 13 YUNAN Yunan mitolojisi, Yunan tanrıları, tanrıçaları ve kahramanları hakkındaki hikâyelerden oluşan sözlü edebiyatla yaratılmış ve yaygınlaşmış bir mitolojidir. Günümüzde bu mitoloji hakkındaki bilgileri bu sözlü edebiyatın yazılı hallerinden alıyoruz.genel olarak Yunan mitolojisi Yakın Doğu ve birçok Avrupa mitolojosini etkilemiştir. Yunan tanrıları Romalılar tarafından kabul görmüş ve her biri farklı isimlerle kullanılmıştır. Roma mitolojisi neredeyse tamamen Yunan mitolojisini baz almıştır. Yunan mitolojisindeki efsanelerde çoğu eski Yunan tanrıları insan şeklindedir. Yunan tanrılarının yaratılış hikâyeleri seçilmiş 12 tanrı (ki bu 12 tanrı, 5 kadın ve 7 erkekten oluşur) Olimpos Dağı nnda otururlar, her şey Olymposlu Tanrılar ile Titanlar arasındaki savaşla başlar ve Olymposluların zaferiyle son bulur. Savaştan sonra Titanlar cezalandırılır. Toplamda 12 Tanrı bulunur. Bu 12 sayısı hiç bozulmaz, bir tanrı eklenirse bir başkası bu listeden çıkar tanrı nasıl oluştu? Her şeyden önce Khaos (Kaos) vardı. İlk önce Khaos tan toprak ana - Gaia ve gökyüzü - Uranos oluştu. Gaia ve Uranos un birleşmesinden Brontes, Steropes ve Arges ( gökgürültüsü, parıltı ve şimşek ) isimli üç kyklop doğdu. Kykloplar alınlarının ortasında taşıdıkları tek gözleri ile yer altı alevini gökyüzü ateşine dönüştürüyorlardı. İkinci olarak Gaia ve Uranos elli başlı yüz kollu Kottos, Briareus ve Gyes ( öfke, güç, dehşet ) adlı hekatonkheirleri yarattılar. Ve nihayet Titanlar oluşturuldu.toprak ananın gökyüzü ile birleşmesinden altısı erkek, altısı dişi olmak üzere on iki Titan doğdu. Titanların erkek olanları Okeanos, Koios, Hyperion, Iapetos ve Kronos; aynı zamanda titanides denilen dişi titanlar ise theia, rheia, themis, phoibe, mnemosyne ve tethys adlarını taşıyorlardı. Okeanos ve Tethys bütün nehirleri yarattılar. Hyperion ile Theia dan güneş - Helios, ay - Selene, şafak - Eos doğdular. İapetos ve Asie den gök kubbesini sırtında taşıyan Atlas, Menoetios, Epimetheus, Prometheus doğdular. Diğer 2 çift Titan da kendi çocuklarını doğurdular. Ama gelecek altıncı çiftin evlatlarınındı. Kronos ve Rheia nın. İlk doğan çocukları kyklop ve hekatonkheirlerden hem iğrenen hem de kendi iktidarını almalarından korkan Uranos, çocukları doğdukça onları yerin derinliklerine - Tartaros a (cehenneme) atıyordu. Bu duruma üzülen Gaia eşinden nefret etmeye başladı, titanları gökyüzüne karşı kışkırttı. Titanlar babalarına karşı geldiler ve onu hakimiyetinden mahrum bıraktılar. Titanların en kurnazı olan Kronos tahta oturmasına rağmen, kardeşlerinin güçlerinden korkarak onları Tartaros tan kurtarmadı. Yunanlar Kronos un yönetim dönemine Altın Dönem adını vermekteler. Maalesef yönetimi eline geçiren bu yeni hakimin kaderinde de oğlu tarafından devrilmek vardı. Bunun önlemini a- labilmek için Kronos korkunç bir karar aldı - yeni doğan oğullarını ve kızlarını yutmaya başladı. İlk olarak Kronos kızı Hestia yı, sonra kızları Demeter ve Hera yı, ardından da Hades, Poseidon adlı oğullarını yuttu. Kronos zamanı temsil eder. Kron kelimesi zaman anlamındadır. Zaman kendi evlatlarını yutar. deyimi de bugün Kronos olayını anımsatmaktadır. Rheia yalnız ZEUS u onun elinden kurtarabildi. Bir kocaman taşı kundak bezlerine sarıp Kronos a verdi. Kronos taşı Zeus zannedip yuttu. Zeus ise Girit adasında bir mağarada saklandı, sihirli keçi Amaltheia nın sütü ile beslendi. Zeus ve 10 yıllık savaş Olgunluk çağına gelince Zeus saklandığı mağaradan çıktı. Kronos a savaş açtı. Bu savaş on yıl sürdü, hiç birisi yenemeyince, Zeus Rheia nın tavsiyeleri ile Tartaros taki kyklop ve hekatonkheirleri serbest bıraktı. Kykloplar Zeus a meşhur şimşekleri verdiler. Yüz elli hekatonkheirler Titanların üzerine taşları ve kayaları fırlattılar. Yerler parçalandı, dağlar eridi ve Titanlar yenildiler. Zeus Kronos u yuttuğu tanrıları ve taşı çıkarmaya zorladı. Titanlar yenilerek Tartoros a atıldılar. Yüz kollu hekatonkheirler ise Titanların bekçiliğini yapmaya başladılar. Tanrılar dünyayı yönetmeye başladılar. Üç erkek kardeş Zeus, Hades ve Poseidon evreni kendi aralarında paylaştılar. Ortanca kardeş Poseidon denizlerin, deniz canlılarının ve tüm akarsuların hakimiyetini aldı ve Amphitrite ile evlendi. Bu evlilikten bir çok deniz perisi, yarı at yarı insan Triton doğdu. Poseidon un elinde taşıdığı üç çatallı yabayı fırlattığı zaman, denizde fırtınalar ve korkunç dalgalar yaratabilir. Nereus un kızları olan Nereidler her zaman Poseidon un çevresini sararlar. Nereidler belden aşağı balık, belden yukarı insan şeklindeler. Küçük kardeş Hades in payına yeraltı düşmüştür. İnsanların ve tanrıların hiç sevmedikleri sert, korkunç tanrı Hades, karısı Persephone (Zeus un kızı) ile birlikte, gölgeler halinde dolaşan ölülere hükmeden yer altı ülkesindeki saraylarında yaşarlar. Hades in bekçiliğini üç başlı cehennem köpeği Kerberos yapar, yer altı- MİTOLOJİSİ na gelenleri kuyruğunu sallayarak, doğan çocuğun yönetimi eline geçireceğini söylerler. Zeus bunu duyun- okşayarak içeri alır, ama çıkmak isteyenler için de üç ağzını birden açarak, ca Metis i yutar. Kısa bir süre sonra sipsivri ve kara dişlerini göstererek Zeus un şiddetli bir baş ağrısı başlar. tehdit edip, yukarı çıkmasını önler. O zaman Prometheus tan balta ile başına vurmasını rica eder. Prometheus Ölüler dünyası yani yer altı, günah işleyenlerin bulunduğu bir yerdir. Burada günahkarların en günahkarları şından onun kızı athena savaş kıyafet- bu isteği yerine getirir ve zeus un ba- bulunur ve bunlar sonsuz bir azaba lerinde çıkar. Eski Yunanlara göre, Athena üretici zekanın ve adaletli savaş- çarptırılırlar. Tanrılar içinde adına ne bir tapınak, ne bir sunak yapılan ya da ların tanrıçasıdır. Ülkeyi saldırılardan herhangi bir ilahi bestelenmeyen bir koruyan bir tanrıçaydı Athena. Bir tek Hades vardır, bu da kendisinden başka özelliği, şehir tanrıçası olmasıydı; uygarlığın, el sanatlarının, tarımın korkulmasından kaynaklanmaktadır. Zeus gökyüzü ve dünyayı aldı koruyucusu, dizginin yaratıcısıydı; atları ilk ehlileştiren oydu. Onun şerefi- Büyük kardeş ve tanrıların kralı olarak kabul edilen Zeus paylaşımda ne şehirlerine Athena adını vermişler. gökyüzü ve dünyayı aldı. O aile ve Zeus ile Thebia kralı Kadmos un kızı ölümlü Semele birleşmesinden evliliğin hamisi kabul edilen tanrıça Hera ile evlenir. Bu evlilikten İlithya oğulları Dionysos doğar. Hera, Zeus u ve Hebe adında kızları, sanayi tanrısı Hephaistos ve savaş tanrısı Ares dın kılığına girerek Dionysos un an- Semele den kıskanır ve yaşlı bir ka- oğulları olmuştur. Tanrılar daima yaz nesini kandırır. Semele ona kanarak mevsiminin hüküm sürdüğü Olimpos dağında yaşarlar. Gençliğin ve rünmesini ister. Zeus onu kıramaz Zeus tan tüm ihtişamı ile ona gö- güzelliğin sembolü olan Hebe tanrılara onların ölümsüzlüğünü sağlayan yedi aylık Dionysos u düşürür. Zeus ve yıldırımlardan korkan Semela Ambrosia ve nektar dağıtır. Zeus altın Semele nin düşürdüğü ve sık yapraklı tahtında oturur. Tahtın yanı başında bir sarmaşığın yanmaktan koruduğu Dionysos u baldırına kancalarla tanrıların habercisi kanatlı İris yer almaktadır. yerleştirir ve zamanı geldiğinde onu Zeus çok güçlü bir tanrı olsa da kaderi ikinci bir doğumla meydana getirir. yönetmek onun elinde değildir. Böylece Dionysos iki kez doğmuş Kaderi üç Moir yönetmektedir: Lakhesis insanların doğumundan önce Dionysos u büyütüp eğitirler. Diony- olur. Nyssa dağındaki Nymphaler kaderini belirler. Klotho insanların sos gençlik çağına geldiğinde mağaradaki üzümleri kullanarak şarap kader ağlarını örer. Atropos bu ağları yönlendirir. yapma sanatını bulur. Şarabın ve esrikliğin tanrısı olarak kabul edilir. Çevresindekiler tarafından saygı gören Zeus zaman zaman çapkınlıkları Afrodit in güzelliği ile Hera yı kızdırır. O güzeller güzeli En güzel tanrıça şüphesiz kızıl saçlı Leto ya aşık olur. Bu birliktelikten Afrodit ti. Onun doğumu ile ilişkin kızıl saçlı ikizler Apollon ve Artemis tartışmalar sürmektedir. Bazılarına doğar. Hera, Zeus un ikincil ilahelere göre Afrodit Zeus un kızıdır. Diğerlerine göre ise Afrodit daha önce ve ölümlü kadınlara ilgi duymasını bir türlü içine sindiremez ve onları Uranos la denizdeki dalgaların bembeyaz köpüğünden oluşmuştur. Af- sürekli tehdit altında tutar. Leto çocuklarını doğurabilmek için Delos rodit aşk tanrıçası olup, insanların adasına sığınır. Hera onlara yılan birbirlerine sevgi ile yaklaşması için Pifon u gönderir ve bin bir türlü işkenceye maruz bırakır. Ama Leto nun çekleri ve ağaçları baharda rengarenk üzerlerine aşk iksirini damlatan, çi- oğlu Apollon büyüdüğünde sihirli donatarak,doğayı canlandıran üretken bir tanrıçadır. Afrodit ateş tanrısı oku ile ejderhayı öldürür ve Olimpos tanrıları içinde güzel sanatlar ve gün olan ve çok sanatkar, ancak topal ve ışığının tanrısı olarak saygınlığını çok fazla yakışıklı sayılmayacak bir kazanır. Olymposluları altın liriyle görünüme sahip olan Hephaistos ile eğlendiren, çok uzaklara ok atabilen, evlenmiş. Afrodit ve Hephaistos la ilgili mit her ikisinin de temsil ettikleri hastaları iyileştiren, iyileştirme sanatını hastalara ilk öğreten gümüş yayın sanat ve aşk kol kola olması gerektiğini vurgulamaktadır. efendisi okçu tanrı olarak Yunan şiirlerine geçmiştir. Kardeşi Artemis ise Eski Yunanlar bu tanrılara 12 Olimpos Tanrısı adını vermişler. Bu gruba av tanrıçası oldu. Rüzgar Tanrısı: Hermes Zeus, Hera, Athena, Artemis, Afrodit, Demeter, Apollon, Hermes, Ares, Başka bir zaman ise Zeus un Hera ya ihaneti sırasında Hermes doğar. Hermes rüzgar tanrısıdır, babası Zeus Poseidon ve Hades deniz ve yer altı Hephaistos, Hestia, Dionysos dahildi. annesi ise yağmur perilerinden biri dünyasında bulundukları için bu gruba dahil edilmemişler. olan Maia dır. Kanatlı sandalları olan Hermes aynı zamanda tanrıların habercisidir. Hermes in görevleri arasına ölenlerin ruhlarına Hades in saltanatına kadar eşlik etmek de var. Anlatılanlara göre Hera dan önce Zeus Titan Okeanos un kızı Metis (zeka temsilcisi) ile evlenmiş. Ama Moir ler tanrıların kralına bu birliktelikten Ceyda Baş basce@itu.edu.tr ANEMAS ZİNDANLARI Bir Yapay Dilin Hikayesi: Esperanto Dünya üzerindeki insanların birbirleriyle anlaşmalarını kolaylaştırmak için yapay bir dil olarak Esperanto dili 1887 yılında yayınlandı. Günümüzde bu dili 2 milyon kişi kullanıyor. Esperanto yapay dili yılları arasında Polonyalı göz doktoru Ludwik Lejzer Zamenhof tarafından geliştirildi, 1887 yılında yayımlandı. Esperanto adını, Fransızcadaki umut etmek anlamına gelen "esperer" kelimesinden türetti. Zamenhof dünya üzerindeki insanların birbirleriyle anlaşmalarını kolaylaştırmak için Esperanto dilini icat etti. Onlu yaşlarının başından itibaren böyle bir dili oluşturmak fikrindeydi. İlk zamanlarda Latince veya Yunanca dillerinden birini basitleştirmeyi düşünse de Latince öğrenmeye başladıktan sonra, bu yıl süren hayatının ve 37 yıllık hükümdarlığının son yirmi yılında İm- 70 parator Aleksios Komnenos halk gözünde popülerliğini kaybetmişti. Düşmanlarına kaybedilen toprakları geri almasına ve 1. Haçlı seferinin Selçuklular ı sindirmesine rağmen, Selçuklu hücumları devam etmeye başlamıştı. Oysa İmparator III. Nikoforos Botaneiates e karşı bir darbeyle 1081 de iktidarı eline aldığında, Doğu Roma nın en karışık zamanıydı. Şimdi ise tarih 1107 yi göstermekte ve bu sefer kendine karşı bir darbe ile karşı karşıyadır... Darbe girişimini bertaraf eden Aleksios, sadık bir komutanı olan Arap asıllı Mikhael Anemas ın da bu komploya karıştığını öğrenince Anemas ın gözlerinin oyulmasına karar verir. İnfaz günü yaşananları, imparatorun kızı Anna, yıllar sonra yazdığı kitabı Alexiad da şöyle anlatıyor; Anemas ile onun yanı sıra komplo içinde bulunanlar, saçları tümüyle kazınarak tıraş edilip sakalları da kesildikten sonra, imparator buyruğu ile meydan ortasında yürütülmeye ve sonra da gözlerinin oyulmasına mahkûm edildiler. Bu gösterinin düzenleyicileri onları sımsıkı tutup çuval giydirdiler. Kafalarına taç misali sığır ve koyun bağırsakları doladılar. Onları sığırlara ata biner gibi oturttular ve bu halleriyle, sarayın bahçesinde dolaştırdılar. Önlerinde ise uşaklar, dans ederek yürüyor, dönüşümlü olarak avazları çıktığı kadar bağırıp tam bu tören alayına uygun gırgır nakarat çığırıyorlardı. Cellada doğru giden Anemas, suçluların imparator tarafından bağışlanabileceği son yer olan Bronz Eller heykelinin altından geçmesine ramak kala, imparatorun ilk çocuğu ve o sırada 24 yaşında olan, Anna yakarışları sayesinde babasını ikna etmiş ve cezası müebbet hapse çevrilmişti. İşte böylece kör olmaktan kurtulan Anemas, İmparatorun ikamet ettiği Blakhernai Sarayı nın bitişiğindeki kulelerden birine kapatılıyordu ve artık bu kule tarih boyunca ilk misafirinin, yani Anemas ın adıyla anılacaktı. Cüneyt Arkın filmlerine benzer bu olayın gerçekleştiği yer, gerçekten de o filmlerin çekildiği yerdir. Kara Murat, Malkoçoğlu, Şahmaran ve Kahpe Bizans gibi birçok filme plato olan Anemas Zindanları; 14 hücre odasından ve bu odaların altındaki iki katlı bodrumdan oluşur. Bizans'tan günümüze ayakta kalan tek yeraltı zindanı olan, tarihi ve mimari özellikleriyle dünyada başka benzeri bulunmayan Anemas Zindanları, yıllar sonunda büyük tahribata uğramıştır. Gerçi Fatih Belediyesi nin yıllardır bitmek bilmeyen restorasyon çalışmaları bu tahribatı gidermeye mi yoksa tamiri olmayan zararlara mı neden olmaktadır bilinmez ama yüksek mevkilerde dilin yapısının çok karmaşık olduğunu düşünerek tamamen yeni bir dil üretmenin daha isabetli olacağına karar verdi. İngilizce'yi öğrendiği sıralarda Zamenhof, fiilin şahıslara göre farklı olarak çekimlenmesinin gereksiz olduğunu ve gramatik sistemin hayal edilebileceğinden çok daha basit olabileceğini düşündü ancak kelime ezberlemekte zorlandı. Rusça öğrenmeye başladığında ise bu sorunu sonekler vasıtasıyla en aza indirebileceğini farkedip dilini bu yönde geliştirmeye başladı. Esperanto Dili: Kelimelerinin köklerini genellikle dünya çapında öğretilme ve bilinme oranının yüksek olduğunu düşündüğü Romen ve Cermen dillerinden yararlanarak oluşturduğu Esperanto, tek bir kişiye, ülkeye ya da ırka ait değildir. Serbest cümle dizimine sahiptir, cümledeki öğelerin yerleri değiştirildiğinde cümlenin anlamı değişmez. Hiç değişmeyen ve istisnası olmayan 16 ana kurala dayalıdır. Bu yüzden bu dili öğrenmek, diğer dilleri öğrenmekten daha kolaydır. Bilimsel ve teknik terimlerle beraber civarında Esperanto kök sözcük bulunduğu tahmin edilmektedir. bulunanlara mahsus bir çeşit devlet hapishanesi olan Anemas Zindanı ve Kulesi; Anemas ın ardından İmparator I. Kommenos, İmparator Isaakios ve oğlu Aleksios, veliaht Andronikos Palaiologos ile birçok ünlü kişinin de tutuklu kaldığı yerdir. Bir isyanda tahtını kaybeden İmparator I. Andronikos ( ) korkunç işkencelerle öldürülmeden önce burada kısa bir süre hapsedilmiştir. II. İsaakios Angelos 1195 de kardeşi tarafından tahttan indirildiğinde gözlerine mil çekilmiş ve buraya hapsedilmiştir. V. İoannes Palaiologos un oğlu Andronikos da, I. Murat'ın oğlu Savcı Bey ile 1374'de babalarına karşı bir ayaklanma düzenledikleri için buraya hapsedilmiş, bir süre sonra 1376 da buradan kaçmayı başaran Andronikos bu kez babası ve kardeşi Manuel i buraya hapsettirmiş ve IV. Andronikos Palaiologos ( ) adı ile tahta çıkmıştır. Bu zindanlarda 6 Bizans imparatorunun öldüğü söylenir. Anemas Zindanları hakkında anlatılan sayısız hikayelerden birisi de burayı yaptıran hükümdarın (burada isim Esperanto ilk olarak Rus İmparatorluğu'nda ve Doğu Avrupa'da tanınmaya başlandı. 1920'lerin başında Milletler Cemiyeti'nin çalışma dilinin Esperanto olmasıyla ilgili bir öneri verildi ve oylamada diğer delegenin tamamı bu öneriyi desteklerken yalnızca Fransız delege Gabriel Hanotaux, Fransızca'nın dünya dili statüsünü kaybedebileceği endişesiyle öneriyi reddetti. İki yıl sonra Milletler Cemiyeti, bütün ülkelerine eğitim müfredatlarına Esperanto'yu dahil etmelerini önerdi. Hitler, Zamenhof 'un Yahudi olmasından dolayı Esperanto'nun dünyanın farklı yerlerine dağılmış, farklı dilleri konuşan Yahudileri bir araya getirmek için üretilmiş olduğunu düşündüğünden 1930'lardan sonra Esperanto konuşan bir çok kişiyi antinasyonalist oldukları gerekçesiyle öldürtdü yılında UNESCO, BM üyesi ülkeleri, eğitim müfredatlarına Esperanto öğrenimini dahil etmelerine teşvik etti. Şu an dil nerede? Dil son yıllarda internet kullanımın ın yaygınlaşması ve farklı uluslardaki bireyler arası temasın üst düzeye çıkmasıyla dünyanın yeni bölgelerine yayılmayı başardı. Google da dil seçenekleri arasında Esperanto da vardır. Dünya'da Esperanto'nun yabancı dil olarak öğretildiği bazıları ilköğretim seviyesinde olmak üzere çok sayıda okul bulunmaktadır yılı verilerine göre 18'i Çin'de olmak üzere, 24 veremiyorum çünkü zindanların da içinde bulunduğu Blakhernai Saray kompleksini kimin yaptırdığı bilinmemektedir.) Konstantinapol ün kaybedilmesi durumunda hazineyi düşmanın ele geçirmemesi için altınlarını toza çevirtip temel harcına döktürdüğüdür. Ama bir diğer gerçek ise Fatih in, İstanbul fethedilirken büyük faydasını gördüğü Şahi toplarını döktürdüğü Urban ustayı bu zindanlardan kaçırttığıdır. Anemas Zindanları nda geçen efsane ve gerçekler anlatmakla bitmez ancak yazımda yerimiz biter. Bu sebeple Anemas Zindanlarını görmek isterseniz Eminönü nden Eyüp e giden bir otobüse binmeniz ve tarihi surların bittiği yerde inmeniz gerekiyor. Tarihi surların Haliç tarafında bulunan kule, Anemas Kulesidir. Detaylı görmek için biraz yaratıcı olmaya ve zahmet çekmeye ihtiyacınız olduğunu unutmayın. Son olarak başta anlattığımız hikayenin devamını merak edeniniz varsa şu kadarını söyleyeyim. Anna Komnenos kitabında Anemas tan iki yüzlü, büyük sahtekar, katil, fesatçı olarak bahseder. Evli prenses, hayatını kurtardığı birisine neden bu kadar sert şeyler söyler bilinmez. Hikaye pek mutlu bitmemiş bir olsa gerek. Ne dersiniz. Tekin Karatepe tkaratepe@itu.edu.tr GEZİ Yorum ülkede toplam 69 üniversitede Esperanto ile ilgili bölüm mevcuttur. Türkiye'de, Üsküdar Amerikan Lisesi nde seçmeli Esperanto dersi okutulmaktadır. Günümüzde yaklaşık 2 milyon kişinin Esperanto konuşabildiği bilinmektedir. Bugüne dek Esperanto dilinde yayımlanan kitap sayısı 'in üzerinde olmakla beraber bu dilde çekilen uzun metrajlı filmler, yazılan tiyatro metinleri ve şarkılar mevcuttur. Esperanto günümüzde temel olarak seyahat ve internet üzerinden haberleşme amacıyla kullanılmaktadır. Esperanto konuşabilenler için Esperanto kamplarına ve Esperantistlerin evlerine giderek Dünya nın pek çok yerini konaklama parası harcamadan görmektedir. Yıllık yayımlanan Pasporta Servo adlı Esperanto kitapçık, Esperanto konuşanlardan kendisine başvuranların ev adreslerini içermektedir. Bu kitapçığa kayıt yaptıran kişi ve aileler, kendi şehirlerine gelecek Esperantocu misafirlerine konaklama imkânı sağlamakta, buna karşılık yapacakları gezilerde kendileri de diğer Pasporta Servo kayıtlılarının evlerine konuk olup buralarda ücretsiz konaklamaktadırlar. Bu dili internet üzerinden öğrenmek için: İlknur İlhan / Ayazağa

7 14 KOÇ Hayatınızda sürekli kararsızlıklar yaşıyorsunuz. Sanki hep bir arada kalmışlık hissi var. Bazen iki yemek arasında, bazen iki dost arasında bazense iki araba arasında kalabilirsiniz.o yüzden bu ayki kararlarınızı verirken daha da dikkatli düşünmeli her türlü sağlık sigortanızı şimdiden yaptırmalısınız. YENGEÇ Artık sizin için bu ay dinlenme vakti. Kaç aydır süren zorlu çalışmalarınıza biraz ara vermeli rahat bir nefes almalısınız. Tatil yapmak için birçok fırsatınız olacak.o fırsatları çok iyi değerlendirmeli,olabildiğince tatil yapmalısınız. Yoksa okuldan aldığınız uzaklaştırma bir işe yaramaz. TERAZİ Herkese anlatamadığınız hep içinizde kalan büyük sıkıntılarınız var. Bu sıkıntılarınızı arkadaşlarınızla daha çok paylaşmalısınız.dertlerinizi içinize attıkça daha da sıkılıp bunalıma girebilirsiniz, en iyisi içinize attığınız sıkıntılarınızı boşaltmak.bunun için de en iyi yol kabızlık ilaçları olarak gözüküyor. OĞLAK Bu ay sizin için çok iç açıcı gelişmeler olacak. Yaşadığınız olaylar hep beklediğinizden daha olumlu bir şekilde sonuçlanacak. Özellikle geçireceğiniz kalp ameliyatı sizin için bu ayın en iç açıcı gelişmesi olacak. Herşeye şüpheyle yaklaşmayı bırakmalısınız çünkü bu ay sizi çok güzel şeyler bekliyor. İTÜ LÜNÜN BURÇ YORUMU BOĞA Oğuz Onur Kul İş hayatınızda önemli gelişmeler sizi bekliyor.bu gelişmeler başta sizin için kötü gibi gözükse de sonrasında daha da kötüleşecek ve eski halinize şükreder hale geleceksiniz. ASLAN Hep övündüğünüz 6.hissiniz bu dönem daha da etkili olarak çalışacak. Özel olarak çaba gösterirseniz arkanızdaki insanları kolaylıkla tanıyabilir,etrafınızdaki olayları çok daha iyi algılayabilirsiniz.kulağınızın duymaz olacağı bugünler için 6.hissiniz ilaç gibi gelecek. AKREP Korkularınızı yenmenin vakti geldi.yıllardır toplayamadığınız cesaretinizi nihayet bu zamanlarda toplayabileceksiniz.şimdi gidin PES i açın rakip takımın ismini korkularım yapın.sonra geriye kalan tek şey birkaç gol atmak oluyor. İTÜ GAZETESİ YAYIN KURULU Genel Yayın Yönetmeni Görsel Yönetmen Yayın Danışmanı Serdar Erbay Baran Serdar Fatih Avcı Sarıoğlu Tasarım Ekibi Batuhan Hoştaş Ceyda Baş Haber Şefi: Şeyda Albayrak Reklam: Ferit Çağlar Gündüz Sağlık: Gizem Akın Sinema: İlknur İlhan Dağıtım Ekibi Fatih Çelik Kamil Can Erdem Volkan Zengin Yazı İşleri: Damla Bayrak Spor: Anıl Güler Mizah: Oğuz Onur Kul Gezi: Tekin Karatepe Haber Kurulu Ahmet Can Aydın, Çağdaş Mert Baka, Dağhan Günhan, Dilşad Dağtekin, Elif Çivici, Müge Şenel, Nur Dilara Kılıç, Pınar Bahar Çelebi, Seden Gamze Çelikkol, Selçuk Keser, Sena Kıral, Uğurcan Acar. İTÜ BASIN YAYIN KULÜBÜ İTÜ GAZETESİ gazete@itu.edu.tr, BASKI: STAR MEDYA YAYINCILIK *İTÜ Basın Yayın Kulübü üyeleri Arıyorum İTÜ Gazetesi yayın kurulunun doğal üyeleridir. İsimleri belirtilen kişiler 21. sayıya doğrudan katkısı bulunan üyelerimizdir. KOVA Eğer yıllardır Hogwards tan gelecek olan mektubu bekliyorsanız bu ay bekleyişiniz sona eriyor.sizi çok mutlu edecek bir posta gelecek posta kutunuza,sonrasında da gidip Harry Potter ve arkadaşlarıyla büyüler yapıp birbirinize asa değdirerek şakalaşabileceksiniz.tabi arada anneniz, babanız da ziyaretinize gelecek ki şizofren ilaçlarınızı düzgün alıyor musunuz. İKİZLER Bu ay sizin için hep gülerek geçecek.arkadaşlarınız daha güzel şakalar yapmaya başlayacak. Hocalarınız dersleri çok daha eğlenceli anlatacak.herşey size çok eğlenceli gibi gelecek.tabi sürekli gülmenizde; yanlış yapılacak olan estetik ameliyatın bıraktığı kalıcı gülme ifadesinin de etkisi olacak. BAŞAK Bu ay sizin ayınız olacak.hayalleriniz gerçek olurke yıllar boyunca hatırlanacaksınız.herkesin tanıdığı bir isim olup tarihe geçeceksiniz.tek yapmanız gereken yüksek bir ortalamayla tarih bölümüne geçmek için dilekçe vermek. YAY Çocukluğunuza olan hasretiniz gitgide artıyor. Nerede o eski oyuncaklarım,arkadaşlarım diye düşünüp duruyorsunuz. Ama artık endişe etmenize gerek yok.o hep özlediğiniz şeyler bir şekilde size geri gelecek.bunda geçireceğiniz beyin travması sonucu kendinizi 5 yaşında gibi hissedecek olmanızın da etkisi büyük tabi. BALIK Hayat paylaşınca güzel diyerek sürekli Facebook tan komik kedi videoları göndermeniz sonunda bir sonuç verecek. Uzayın ve Zamanın Doğası Stephen Hawking & Roger Penrose / çev: Umur Daybelge Einstein, evrenle ilgili en anlaşılmaz olayın, evrenin anlaşılabilir olması olduğunu söylemişti. Fiziğin en başarılı ve doğru iki kuramı olam Kuantum Alan Kuramları ve Einstein ın Genel Görelilik Kuramı tek bir Kuantum Kütle-çekim kuramında birleşebilirler mi gerçekten? İşte dünyanın en ünlü iki fizikçisi, Stephen Hawking (Zamanın Kısa tarihi) ve Roger Penrose (Kralın Yeni Usu) bu soruyu tartışıyorlar. Bundan altmış yıl önce Niels Bohr ve Albert Einstein arasında Kuantum Mekaniği nin temelleri hakkında da ünlü ve uzun bir tartışma vardı. Einstein, Kuantum Mekaniği nin tamamlanmış bir kuram olduğunu reddediyordu. O, bunu felsefi açıdan uygun görmeyerek, Bohr un temsil ettiği Kopenhag Ekol ünün ortodoks yorumuna karşı sert bir savaş yürütmüştü. Bir bakıma, Penrose ve Hawking arasındaki tartışma, Einstein rolünü Penrose un ve Bohr rolünü de Hawking in üstlenmeleriyle, bu eski fikir ayrılığının uzantısıdır. Konular şimdi daha karmaşık ve geniş olmakla birlikte, eskiden de olduğu gibi, gene teknik fikirlerle felsefi bakış açılarının bir iç içeliğini yansıtmaktadır. Utku SÖNMEZ sonmezu@itu.edu.tr ka ri ka tür Geçtiğimiz yıl film izleme içeriğiyle gerçekleşen festival, bu yıl kapsamını genişleterek sportif faaliyetlere de yer verdi. Amaç, engelli vatandaşları sanatla ve toplumla birleştirmek. Maç saati yaklaştığı sırada İTÜ Stadı nda bulunan spor muhabirimiz Anıl Güler in aldığı duyumlara göre bir forma krizi yaşandı. İTÜ ile organizasyon sahipleri arasında imzalanan sözleşmede, engelli sporculara forma tedariki maddesi yer almadığı için üniversite tarafındna forma tedarik edilmedi. Oyuncular da formaların hazır olacağı düşüncesi ile kendi formalarını getirmeyince bir ihmal söz konusu oldu. Aksilikler bununla da sınırlı kalmadı, futbol müsabakası dahilinde yapılacak olan organizasyona o gece ünlü isimlerin katılması beklendi. Maç saatine yakın Yeşim Salkım geldi. Kendisine yaşanan forma krizinden bahsedildi. Sorunun giderilip giderilemeyeceği konusunda bilgi aldıktan sonra stattan ayrıldı. Maç yapmak için gelenler arasında Görme Engelliler Milli Takım Kaptanı Ali Çavdar da vardı. Arkadaşlarıyla birlikte futbol oynama heyecanları, yaşanan aksiliklerle üzüntüye dönüştü. Formalarının gelmeyeceğini ve maçın iptalini öğrendikten sonra topu şişirip, sahaya atladılar ve bir nevi kot pantolon-kazak ile antreman yapıp, şut çektiler. Maçın haberini yapmak için gelen NTVSPOR muhabirlerinden Onur Tuğrul ve kameraman arkadaşı, maç iptal olduktan sonra engelli futbolcularla birlikte sahaya girip, top oynadı.futbolcular kendi aralarında Onur Abi ünlüler gelecek demişlerdi, galiba şu an en ünlü sensin. diyerek espri yaptılar. Festival Başkanı Hüseyin Nacar ile yaptığımız röportaj: BARİKATA BARİKAT! 3 Aralık Dünya Engelliler Günü kapsamında kapsamında çeşitli etkinlikler düzenlendi. yapıldı. Bunlardan birisi de futbol müsabalik okulumuzda yapılması planlanan etkin- Festivalde engelli insanlar için film izleme kası olacaktı. düzenlenemedi. Barikat Film Festivali ve sportif aktiviteler gibi organizasyonlar Organizasyondan biraz bahseder misiniz? Film festivalinden bahsedeyim; görmeyenlerin ve duymayanların film izlediği bir film festivali. Bildiğiniz üzere 3 Aralık Dünya Engelliler günü. Bizim onlara özür borcumuzun olduğuna inanmıyorum, görmeyen ve duymayanlar da sanatla buluşsun diye bir etkinlik düzenledik.geçen yıllardaki etkinliklerde sadece film izlemek içerikli olan organizasyonu bu sene daha geniş bir sahaya yayarak sportif aktiviteleri de dahil ettik. Bu aktivitelerin tamamı toplumsal bilinci geliştirmek ve toplumsal bir mesaj verebilmek için yapılıyor. Tam olarak içeride ne oldu? Ne yapılacaktı? Ondan önce daha temel sorunlardan bahsedeyim biraz. Maalesef sponsorların olmayışından dolayı karşımıza bir takım engeller çıkıyor. Neden insanlar böyle bir işe sponsor olmak istemiyor? Ben burada kavun karpuz festivali yapsam, alkol firmaları gelir; bıyık festivali yapsam, kozmetik firmaları gelir. Ama görmeyenler, duymayanlar film izleyecek dediğimde ilk tepki "Nasıl izleyecekler yahu, kör!" oluyor. Birinci film festivalinde kör olan Budinova adlı bir yönetmen getirdim. Kör yönetmen var diyorum kimse inanmıyor! Bana inanmamışlardı, bir kişi destekte bulundu. Destek dediğim de yönetmenin Türkiye ye gelişi için bilet sağlamıştı, otel rezervasonunu yaptırmıştı da öyle getirdik.bu yıl bir çok kurum ve kuruluşa müracaat ettik. Açıkçası bu ülkede o kadar çok barikat var ki; sekiz buçuk milyon engelli var ama bence onlar engelli değil onların dışında düşünce olarak onları anlamayan insanlar engelli. Bizim amacımız engellilerle sanatı buluşturmanın ötesinde o anlama engelli olan insanların kafasında bir farkındalık yaratabilmek. "Bunlar film izleyebiliyormuş, bunlar top oynayabiliyormuş." dedirtebilmek. Peki nasıl oluyor engellilerin oynadığı futbol maçı? Maç, içerisinde zil bulunan bir top ile oynanıyor. Sahanın her noktası kodlanmış durumda, teknik adamlar Ahmet sen dokuz numaradasın Veli sen üç numaradasın diyerek yönlendiriyorlar. Oyuncularda yerlerini biliyorlar. Görme engelli insanların koku alma ve ses duyarlılığı normal insanlara göre çok daha fazla olduğu için topun ve arkadaşlarının sesiyle kendilerine ve topa yön verebiliyorlar. Onların algıları çok daha açık ve hızlı oluyor. Temelleri nasıl atılmış bu sporun? Bu oyunun kurallarını 1994 yılında İspanya da Carlos Campos koydu. Kendisi şu anda Körler Birliği Federasyon Başkanı. Onun da desteğini aldık ayrıca Cervantes Enstitüsünün de desteğini aldık. Onlar İspanya da nasıl düzenliyorlar bu organizasyonları? Onlar orada dünya çapında ünlüleri getirebiliyorlar. Ama biz burada bırakın ünlü getirmeyi bu engelli arkadaşlarımızın yol paralarını karşılamakta güçlük çekiyoruz, karınlarını doyuramıyoruz. Para yok, sponsor yok. Ciddi anlamda bir kirlenmişlik söz konusu, dünya kadar ünlüyü getirebilme durumumuz söz konusu fakat birçok insan bunu duyduğunda organizasyonu biletli yapalım derneğe katkı olsun vesaire fakat hepsine hayır diyorum herşey ücretsiz olacak!! Peki bugünkü duruma gelirsek? Bugün yaşanan olumsuzluğun nedenini söyleyeyim. Bu insanlar önemli bir takımın futbolcuları olmuş olsalardı stad da dolmuş olurdu özel VIP araçlarda gelmiş olur korumalar da gelmiş olurdu. Bu çocuklar halk otobüsleriyle buraya geliyor. Ne kadar acı! Acı olan çok şey var. Yine de İstanbul Teknik Üniversitesi Rektörü Sayın Mehmet Karaca'ya ve Beden Eğitimi Bölüm Başkanı Derya Hocaya çok teşekkür ederim. Kapılarını, yüreklerini açtılar. Bir forma sorunu söz konusu sanırım? Forma sorunu. İTÜ ile imzalanan sözleşmede forma ile ilgili bir madde yoktu.geçen yıl böyle bir sorunla karşılaşmadım bir aksilik oldu ve bu konu atlandı diye tahmin ediyorum. Peki içeride İTÜ futbol takımının formalarından yok muydu? Var, mutlaka vardır fakat önceden bir dilekçe ile ricada bulunmamız gerekiyormuş. Bende çok üzüldüm ve şaşırdım. Bu gece burada gerçek bir şölen olacaktı. Yani toparlarsak bir sürü sıkıntı var anlatılacak o kadar çok şey var ki ; konuştuğumda ucu bir yerlere dokunacak o yüzden hiç gereği yok.bu festivalin adı barikat, biz barikatları yıkıp barikatsız bir dünya düşlüyoruz. Kirlenmiş vicdanları temizlemek için bu yola çıktık ne kadar temizleyebileceğiz bilmiyorum ama inancımız çok sağlam ve tam! Hüseyin bey temel bilgilerden ve kurallardan bahsetti ama merak edenler görme engelliler spor federasyonunun internet sitesinden detaylı bilgi ve haberlere ulaşabilir. Bu İşte Bir Eksik Var! Anıl Güler gulerani@itu.edu.tr 15 S P O R Üç yıldır bu okuldayım. İTÜ, sportif imkanlar olarak bana kalırsa gerçekten çok çeşitlilik ve zenginliğe sahip. Futbol, basketbol, voleybol, hentbol, masa tenisi, frizzby, Amerikan futbolu hatta buz hokeyi takımı bile var! Kapıları bütün öğrencilere açık.bazı branşlarda beceri ve yetenek gerekirken bazılarında ise sadece eğlenme ve ter atma amaçlı bile gidip katılınabilir. Beden Eğitimi bölümü oldukça aktif çalışıyor. Bu tarz sportif takımların ve aktivitelerin dışında bir de öğrencilere ve hocalara açık seminerler düzenliyor. Seminerlerin konuları da oldukça ilgi çekici ve merak uyandırıcı. Gayet bilgilendirici konuşmalar sunumlar oluyor. Ben ikincisine yetişebildim. Açıkçası biraz da ilgi alanıma girdiğinden heves ettim. Seminer tarihlerine ve içeriklerine İTÜ Beden Eğitimi Bölümü nün internet sitesinden rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Gittiğim seminer 29 Kasım Perşembe günüydü. Bölüm Başkanı Derya Ahmet Kocabaş Futbol Nasıl Oynanmaz? başlıklı bir sunum yaptı. Vakitlerini ayırıp böyle detaylı ve bilgi verici bir sunum hazırlayan spor hocalarının karşılarında tamamen tepkisiz bir öğrenci topluluğu gördüğünde yaşadıkları üzüntüyü düşünebiliyorum. Ben gittiğimde o seminerde benim dışımda iki öğrenci vardı! Çoğunluğunun erkek öğrencilerden oluştuğu bir teknik üniversitede Futbol başlıklı bir seminere katılımın yalnızca üç kişi olması beni çok düşündürdü. Burada hanım arkadaşlar alınmasın tabii ki onlardan da futbola meraklı ve hatta bazı erkeklerden daha da ilgili arkadaşlar var. Ama o gün hiç bayan öğrenci de yoktu. Merak ettiğim ve üstünde düşündüğüm konular şunlar ; 1-Ya İTÜ öğrencileri webmaillerini, gmail ya da hotmail kadar sık kullanmıyorlar 2-Ya İTÜ öğrencilerinin büyük kısmı webmaillerini hiç kullanmıyorlar 3-Ya webmail kullanan İTÜ öğrencileri beden eğitimi bölümünün attığı bilgilendirme ve haberdar etme maillerini okuyup sallamıyorlar. 4-Ya webmail kullanan İTÜ öğrencileri beden eğitimi bölümünden gelen mailleri hiç okumuyorlar. Maillerimizi kontrol edelim Tamam anlıyorum; herkes internet sayfasının sık kullanılanlar bölümüne tabii ki de ituspor.itu.edu.tr adresini ekleyecek ve hergün kontrol edecek değil. Ama en azından kendilerine sağlanan itu.edu.tr uzantılı mail adreslerini kontrol etme ve olan bitenden haberdar olma yetisine sahip olsalar biraz daha bir şeyler değişir ve iyi yönde gider diye düşünüyorum. Kimseye bir suç atmıyorum ya da kötü yönde eleştirmiyorum; isteyen istediğini yapmakta özgürdür. Ama naçizane kendi düşüncem, bir üniversite öğrencisinin dünyada olan biteni anlamanın yanında; okulunda olan bitenden haberdar olması gerektiği. Belki de insanlara Beden Eğitimi Bölümü tam anlamıyla öğrencilere ulaşamıyordur. Yeterli tanıtım ve ilgi çekecek duyuru yollarına başvurmuyordur. Bu açıdan da düşünülebilir.

8

REKTÖRÜMÜZÜN MESAJI ÖĞRENCİ KONSEYİ BAŞKANI MESAJI KAMPÜS'TEN NOTLAR YENİ BİR ORYANTASYONUN ARDINDAN ÖZGÜN, DİSİPLİNLER ARASI VE ARAŞTIRMAYLA

REKTÖRÜMÜZÜN MESAJI ÖĞRENCİ KONSEYİ BAŞKANI MESAJI KAMPÜS'TEN NOTLAR YENİ BİR ORYANTASYONUN ARDINDAN ÖZGÜN, DİSİPLİNLER ARASI VE ARAŞTIRMAYLA SAYI 30 KIŞ 2011 İÇİNDEKİLER KULE 30 KOÇ ÜNİVERSİTESİ ADINA SAHİBİ Prof. Dr. Umran İnan YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Ayça Yürük EDİTÖR Enis Demirbağ GÖRSEL YÖNETMEN Levent Pakdamar KATKIDA BULUNANLAR Leyla Atay,

Detaylı

lüyorum. Ebeveynlerinizi seniz düşersiniz. i belki de hiçbir şeyi Bu hayat mağduri- kalmayacak vaziyet-

lüyorum. Ebeveynlerinizi seniz düşersiniz. i belki de hiçbir şeyi Bu hayat mağduri- kalmayacak vaziyet- 01-15 ARALIK 2014 \\ www.212haber.com // Yıl:4 Sayı: 66 Fiyatı: 1 HAYATI OGRETIYORLAR BUGÜNLERDE farklı bir İLKELERİNİZDEN TAVİZ VERMEYİN projeye imza atan Darülaceze, Hayat Okulu ile çınarlarından biri

Detaylı

Yabancı öğrencilerin en çok tercih ettiği üniversite olduk

Yabancı öğrencilerin en çok tercih ettiği üniversite olduk www.ahaber.anadolu.edu.tr ANADOLU ÜNİVERSİTESİ HAFTALIK İLETİŞİM GAZETESİ SAYI: 570 10-16 OCAK 2011 Yabancı öğrencilerin en çok tercih ettiği üniversite olduk Rektör Davut Aydın Rektör Prof. Dr. Aydın

Detaylı

Veda SUNUŞ. Sevgili Sarı-Siyahlılar; 7. sayımızda (Kış 2011) tekrar merhaba.

Veda SUNUŞ. Sevgili Sarı-Siyahlılar; 7. sayımızda (Kış 2011) tekrar merhaba. 07KIŞ 2011 SUNUŞ Veda Sevgili Sarı-Siyahlılar; 7. sayımızda (Kış 2011) tekrar merhaba. Geçen üç aylık dönemde bahçe yemeği, hazırlık sınıfları ile tanışma toplantısı, üniversitede okuyan genç mezunlarımızla

Detaylı

ERGOBizK fl 2010-Say. ERGO SV ÇRE N N ücretsiz yay n d r Üç ayda bir yay nlan r

ERGOBizK fl 2010-Say. ERGO SV ÇRE N N ücretsiz yay n d r Üç ayda bir yay nlan r 01 ERGOBizK fl 2010-Say ERGO SV ÇRE N N ücretsiz yay n d r Üç ayda bir yay nlan r Ak n Kozano lu: "Ana hedefimiz, sahip oldu umuz küresel güç ve tecrübeyle Türkiye sigorta ve emeklilik pazar nda daima

Detaylı

ÖZEL TUNÇSİPER OKULLARI

ÖZEL TUNÇSİPER OKULLARI ÖZEL TUNÇSİPER OKULLARI İçindekiler Ortak Alan 1-11 A 12-47 naokulu Ortak Alan 48-53 54-89 İlköğretim Ortak Alan 90-95 96-131 Lise Ortak Alan 132-133 Temmuz 2012 / Sayı 6 Yılda bir kez yayımlanır. İmtiyaz

Detaylı

Enerji sektöründe riske dayalı karar verme artıyor! House da buluştu

Enerji sektöründe riske dayalı karar verme artıyor! House da buluştu ISSN: 1309-0054 Sayfa 8 Farklı bir bakış açısına mı ihtiyacınız var? Enerji sektöründe riske dayalı karar verme artıyor! Sayfa 10 The Kasım 2014 - Ocak 2015 Deloitte Times www.deloitte.com.tr Vergisel

Detaylı

Bilge Çocuk. Kardan adama elveda dememek için; küresel ısınmaya dur de! Küçükçekmece Belediyesi nin çocuklara armağanıdır. Yıl: 2 Sayı: 6 / 2012

Bilge Çocuk. Kardan adama elveda dememek için; küresel ısınmaya dur de! Küçükçekmece Belediyesi nin çocuklara armağanıdır. Yıl: 2 Sayı: 6 / 2012 Bilge Çocuk Yıl: 2 Sayı: 6 / 2012 Kardan adama elveda dememek için; küresel ısınmaya dur de! Küçükçekmece Belediyesi nin çocuklara armağanıdır. Sevgili Çocuklar, Okumayı ve yeni bilgiler öğrenmeyi ne

Detaylı

şahin: Pendik in yapısı kültür ve sanatla değişecek

şahin: Pendik in yapısı kültür ve sanatla değişecek MARMARA BELEDİYELER BİRLİĞİ YAYIN ORGANIDIR TEMMUZ 2015 - SAYI: 48 - ÜCRETSİZDİR www.marmara.gov.tr şahin: Pendik in yapısı kültür ve sanatla değişecek Pendik Belediye Başkanı Kenan Şahin bir doktor...

Detaylı

SEMPOZYUM 16-17-18 Nisan 2010. CUMHURİYETİMİZİN 100. YILINA DOĞRU ÜNİVERSİTE VİZYONUMUZ (Tebliğler)

SEMPOZYUM 16-17-18 Nisan 2010. CUMHURİYETİMİZİN 100. YILINA DOĞRU ÜNİVERSİTE VİZYONUMUZ (Tebliğler) SEMPOZYUM 16-17-18 Nisan 2010 CUMHURİYETİMİZİN 100. YILINA DOĞRU ÜNİVERSİTE VİZYONUMUZ (Tebliğler) Türk Eğitim-Sen Genel Merkezi Ankara - 2010 SEMPOZYUM 16-17-18 Nisan 2010 CUMHURİYETİMİZİN 100. YILINA

Detaylı

Açılış Konuşması, Davut Kavranoğlu

Açılış Konuşması, Davut Kavranoğlu SONUÇ BİLDİRGESİ Açılış Konuşması, Davut Kavranoğlu Sevgili genel başkan yardımcım, çok değerli misafirler Yeni Dijital Dünya toplantımıza hepiniz hoş geldiniz. Geçmişin tecrübesiyle bugünün dünyasını

Detaylı

bogaziçi bülteni yıl: 9 sayı: 31

bogaziçi bülteni yıl: 9 sayı: 31 bogaziçi bülteni yıl: 9 sayı: 31 Avrupa Çalışmaları Merkezi Öğrenci Forumu AVRUPA ÇALIŞMALARI MERKEZİ NEDİR? Boğaziçi Üniversitesi Avrupa Çalışmaları Merkezi Prof. Dr. Süheyla Artemel ve Nedret Kuran Burçoğlu

Detaylı

Gezi Parkı nda Ne Oldu? Katılımcıların Penceresinden Bir Gezi Parkı Değerlendirmesi. Mensur Akgün, Burak Cop, Yunus Emre, Çağla Gül Yesevi

Gezi Parkı nda Ne Oldu? Katılımcıların Penceresinden Bir Gezi Parkı Değerlendirmesi. Mensur Akgün, Burak Cop, Yunus Emre, Çağla Gül Yesevi Gezi Parkı nda Ne Oldu? Katılımcıların Penceresinden Bir Gezi Parkı Değerlendirmesi Mensur Akgün, Burak Cop, Yunus Emre, Çağla Gül Yesevi Gezi Parkı nda Ne Oldu? Katılımcıların Penceresinden Bir Gezi

Detaylı

Filantropi Seminerleri. "Başrolde Ödüllü Kadınlar Var"

Filantropi Seminerleri. Başrolde Ödüllü Kadınlar Var Filantropi Seminerleri "Başrolde Ödüllü Kadınlar Var" Seminer Deşifresi 11 Aralık 2014 Sabancı Center, Hacı Ömer Konferans Salonu İstanbul Konuşmacılar: Sheryl WuDunn, Pulitzer Ödüllü Gazeteci, Half The

Detaylı

İYTE YDYO Öğrenci El Kitabı

İYTE YDYO Öğrenci El Kitabı İYTE YDYO Öğrenci El Kitabı 1 Öğrenci Elkitabı 2014-2015 1. Hoşgeldiniz 2. Yabancı Diller Yüksekokulu Hakkında 2.1. Okulumuzun Tarihçesi 2.2. Misyon ve Vizyon 2.3. Okulumuz Nasıl İşler? 3. İYTE Hakkında

Detaylı

Özışık'a stratejik görev

Özışık'a stratejik görev Durmuş Tanış: 'İşi ehline veririm' Ticaret ve Sanayi Odası tarafından düzenlenen Kariyer Günlerine katılan Tanışlar Grup Yönetim Kurulu Başkanı hemşehrimiz Durmuş Tanış başarı hikayesini anlattı. Yozgat

Detaylı

KİD BÜLTEN TEMMUZ AĞUSTOS 2013 SAYI : 2

KİD BÜLTEN TEMMUZ AĞUSTOS 2013 SAYI : 2 KİD BÜLTEN TEMMUZ AĞUSTOS 2013 SAYI : 2 Merhaba, Kendimizi yeniden tanıdık, tanımladık şu son zamanlarda. Cesaretimiz sınandı, bağlarımız pekişti; daha özgür daha ferah, daha mutlu günler için adeta kenetlendik

Detaylı

Biri Çeşme'ye dur desin

Biri Çeşme'ye dur desin SAYFA 01 SIYAH MAVI KIRMIZI SARI 2 saatte kül oldu İzmir-Torbalı'daki Merinos Fabrikası, henüz bilinmeyen bir sebep yüzünden çıkan yangın nedeniyle cehennem yerine döndü. Korku dolu anların yaşandığı yangında

Detaylı

PROF.DR. ÖMER ÇAHA İLE MÜLAKAT

PROF.DR. ÖMER ÇAHA İLE MÜLAKAT PROF.DR. ÖMER ÇAHA İLE MÜLAKAT DÜNYADA VAN GAZETESİ 7 Haziran da yapılacak olan genel seçimlerde Adalet ve Kalkınma Partisi nden (Ak Parti) Van Milletvekili Aday Adayı olan Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim

Detaylı

YAȘLI OLMAK ÖNCE İNSAN ÇOCUKLAR. Yașlılık Bir Varlıktır Bilge Yașlıdan Korunmaya Muhtaç Yașlıya Alzhemier; Öncesiz-Sonrasız. yiz.

YAȘLI OLMAK ÖNCE İNSAN ÇOCUKLAR. Yașlılık Bir Varlıktır Bilge Yașlıdan Korunmaya Muhtaç Yașlıya Alzhemier; Öncesiz-Sonrasız. yiz. Görme engelliler için Sesli Dergi CD niz kapak içindedir biz bir yiz Yıl: 1 Sayı: 1 Temmuz-Ağustos-Eylül 2012 YAȘLI OLMAK Yașlılık Bir Varlıktır Bilge Yașlıdan Korunmaya Muhtaç Yașlıya Alzhemier; Öncesiz-Sonrasız

Detaylı

49.yıl ASO 49. YIL BAŞARI ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNİ BULDU

49.yıl ASO 49. YIL BAŞARI ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNİ BULDU 49.yıl ASO 49. YIL BAŞARI ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNİ BULDU Ankara Sanayi Odası 49. Yıl Başarı Ödül Töreni, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ın katılımıyla 27 Aralık 2012 tarihinde yapıldı. Törene, Başbakan Erdoğan

Detaylı

Biz iş yaparız onlar konuşur!

Biz iş yaparız onlar konuşur! SAYFA 1 Otobüsler tabutluk olmasın Kayseri'de 21 kişinin hayatını kaybettiği trafik kazasıyla ilgili olarak, "Emniyet kemeri olsaydı, bu kadar insan ölmezdi' kanaati oluştuğunu hatırlatan Güvenli Trafik

Detaylı

1 MAYIS BİRLİK, MÜCADELE VE DAYANIŞMA GÜNÜNDE ALANLARDAYIZ! İSTANBUL BİLGİ ÜNİVERSİTESİ DİSK İN ANAYASA YA İLİŞKİN GÖRÜŞLERİ DÜNYADAN EMEK HABERLERİ

1 MAYIS BİRLİK, MÜCADELE VE DAYANIŞMA GÜNÜNDE ALANLARDAYIZ! İSTANBUL BİLGİ ÜNİVERSİTESİ DİSK İN ANAYASA YA İLİŞKİN GÖRÜŞLERİ DÜNYADAN EMEK HABERLERİ ŞUBAT-MART-NİSAN 2010 İKİ AYLIK YAYIN ORGANI YIL: 44 SAYI: 2010/2-3-4 İSTANBUL BİLGİ ÜNİVERSİTESİ 1 MAYIS BİRLİK, MÜCADELE VE DAYANIŞMA GÜNÜNDE ALANLARDAYIZ! DİSK İN ANAYASA YA İLİŞKİN GÖRÜŞLERİ TEKEL

Detaylı

Uluslararası Kariyer İçin

Uluslararası Kariyer İçin YIL:1 SAYI: 4 MART 2010 ÜCRETSİZDİR DOĞU AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ İLE GAZİ ÜNİVERSİTESİ KARDEŞ ÜNİVERSİTE OLDULAR Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) ile Gazi Üniversitesi arasında 19 Şubat 2010 Cuma günü protokol

Detaylı

2014-2015 AKADEMİK YILI ÖĞRENCİ EL KİTABI

2014-2015 AKADEMİK YILI ÖĞRENCİ EL KİTABI 2014-2015 AKADEMİK YILI ÖĞRENCİ EL KİTABI 1 İÇİNDEKİLER 5 Rektörümüzden 6 Yabancı Dil Hazırlık Eğitimi 17 Yönetmelikler & Yönergeler 18 Akademik Takvim 19 Ders Kaydı 19 Derse Devam Zorunluluğu 19 Not Sistemi

Detaylı