TÜRK ŞİİRİNDE KULLANILAN NAZIM ŞEKİLLERİ VE TÜRLERİ (Divan Şiiri, Halk Şiiri, Yeni Türk Şiiri) FERİDE TURAN UZ. TÜRK DİLİ ve EDEBİYATI ÖĞRETMENİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "TÜRK ŞİİRİNDE KULLANILAN NAZIM ŞEKİLLERİ VE TÜRLERİ (Divan Şiiri, Halk Şiiri, Yeni Türk Şiiri) FERİDE TURAN UZ. TÜRK DİLİ ve EDEBİYATI ÖĞRETMENİ"

Transkript

1 TÜRK ŞİİRİNDE KULLANILAN NAZIM ŞEKİLLERİ VE TÜRLERİ (Divan Şiiri, Halk Şiiri, Yeni Türk Şiiri) FERİDE TURAN UZ. TÜRK DİLİ ve EDEBİYATI ÖĞRETMENİ

2 İÇİNDEKİLER DİVAN ŞİİRİNDE KULLANILAN NAZIM ŞEKİLLERİ... 5 A. BEYİTLERLE KURULANLAR GAZEL KASİDE MESNEVÎ KIT A MÜSTEZAD B. BENTLERLE KURULANLAR B1-TEK DÖRTLÜKLER B2-MUSAMMATLAR BENTLİLER DİVAN ŞİİRİNDE KULLANILAN NAZIM TÜRLERİ TEVHİD VE MÜNÂCAAT NA T MERSİYE MEDHİYE HİCVİYE FAHRİYE Divan Edebiyatında Diğer Şiirler NAZÎRE TEHZİL TAZMİN TARİH BAHR-I TAVÎL HALK ŞİİRİNDE KULLANILAN NAZIM ŞEKİLLERİ I. HECE ÖLÇÜSÜYLE SÖYLENENLER A. ANONİM HALK ŞİİRİ NAZIM BİÇİMLERİ (Sahibi Belli Olmayan Ürünler) B. ÂŞIK EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ (Sahibi Belli Ürünler) II. ARUZ ÖLÇÜSÜYLE SÖYLENENLER HALK ŞİİRİNDE KULLANILAN NAZIM TÜRLERİ A. ÂŞIK EDEBİYATI NAZIM TÜRLERİ B. TEKKE EDEBİYATI NAZIM TÜRLERİ İLÂHİ TEVHİD MÜNÂCAAT NA T MİRACİYE MEVLİD HİLYE RAMAZANİYE MEDHİYE HİKMET NUTUK DEVRİYE ŞATHİYE (ŞATHİYÂT-I SOFİYÂNE) YENİ TÜRK ŞİİRİNDE KULLANILAN NAZIM ŞEKİLLERİ A. DÜZENLİ NAZIM ŞEKİLLERİ SONE TRİYOLE RİMES CROİÉES (Çapraz Uyak)

3 4. RİMES EMBRASSÉES (Sarma Uyak) TERZA-RİMA (Örüşük Uyak) DÜZ UYAK HALK ŞİİRİNDEN ALINANLAR B. SERBEST DÜZENLİ NAZIM ŞEKİLLERİ EŞİT DÜZENLİ BİÇİMLER KARIŞIK DÜZENLİ BİÇİMLER SERBEST NAZIM (ŞİİR) C. DİVAN ŞİİRİNDEN GELİŞTİRİLENLER BEYİTLERLE KURULANLAR BENTLERLE KURULANLAR YENİ TÜRK ŞİİRİNDE KULLANILAN NAZIM TÜRLERİ LİRİK ŞİİR PASTORAL ŞİİR DİDAKTİK ŞİİR EPİK ŞİİR DRAMATİK ŞİİR KAYNAKÇA

4 DİVAN ŞİİRİNDE KULLANILAN NAZIM ŞEKİLLERİ VE TÜRLERİ DĠVAN ġġġrġ NAZIM ġekġllerġ NAZIM TÜRLERĠ BEYĠTLERLE KURULANLAR tevhid/ münacât/ na t/ mersiye/ mehdiye/ hicviye/ fahriye gazel/ kaside/ mesnevi/ kıt a/ müstezad nazîre/ tehzil/ tazmin/tarih/ bahr-ı tavil BENTLERLE KURULANLAR TEK DÖRTLÜKLER MUSAMMATLAR rübai/ tuyug ÜÇLÜ: müselles NOT: Divan şiirinde kullanılan bütün şekil ve türler aruz ölçüsüyle yazılır. Ayrıca nazım şekli deyince şiirin uyak düzeni, ölçüsü, nazım birimi gibi sadece şekil özellikleri söz konusudur. Nazım türü denilince ise akla şiirin konusu gelmelidir. DÖRTLÜLER: murabba/ şarkı/ terbi ALTILILAR: müseddes/ tesdis SEKİZLİ: müsemmen ONLU: muaşşer BEŞLİLER: muhammes/ tardiye/ tahmis/ taştir YEDİLİ: müsebba DOKUZLU: mütessa BENTLİLER: terkîb-i bend/ tercî-i bend - 4 -

5 DİVAN ŞİİRİNDE KULLANILAN NAZIM ŞEKİLLERİ A. BEYİTLERLE KURULANLAR 1. GAZEL Gazel, kadınlar için söylenen güzel ve âşıkane söz demektir. Kadınlarla âşıkane sohbet etmek anlamına da gelir. Şair Fuzulî, gazel için Gazel akıllı insanlar sanatıdır. der. Arapça bir sözcük olan gazel, Arap edebiyatından İran edebiyatına oradan da Türk edebiyatına geçmiş ve 13. yy.dan itibaren bizde örnekleri verilmeye başlanmıştır. 19. yy.ın ikinci yarısında Tanzimat edebiyatında mesela Ziya Paşa siyasi, toplumsal eleştirileri içeren gazeller yazsa da gazel aslında bir aşk ve şarap şiiridir. Özellikle bu konularda yazılır. Gazellerin beyit sayısı genellikle 5 ile 9 arasında değişir. Şeyh Galip divanında 15 beyte kadar olan gazeller de vardır. Bu sayının Nedim divanında 4 e indiği de olur. 15 ve daha çok beyitten oluşan gazellere gazel-i mutavvel denir. Şairler divan isimli şiir kitaplarında gazelleri toplu bir şekilde kaside şeklinde yazdıkları şiirlerden sonra koyarlardı. Gazelleri art arda sıralarken kendi içinde de sınıflandırırlardı. Bu şiirler, uyak veya rediflerinin son harfine göre alfabetik sırayla dizilirdi. Alfabetik sıra derken kastedilen, Arap alfabesidir. Klasik edebiyatımızda en çok kullanılan nazım şekli olan gazel, divanların ağırlığını oluştururdu. Gazelin önemli bir özelliği, beyitler arasında doğrudan doğruya anlam bağı bulunmamasıdır. Beyitler arasında anlam birliği bulunan gazellere yek-âhenk denir. Beyitler arasında anlam bağının genellikle olmayışından, şairler her beyti kuyumcunun altını işlemesi gibi ince ince işlerdi. Her beytin aynı etkiyi bırakmasına özen gösterirlerdi. İşte bu gayretin sonunda beyitleri aynı güçte, aynı değer ve güzellikte olan gazellere yek-âvâz denir. Gazelin en güzel beytine ise beytü l gazel ya da Ģâh beyit (şeh beyit) adı verilir. Şah beyit şiirin herhangi bir beyti olabilir. Gazel yazan şairlere de gazelserâ (gazel söyleyen), gazel-gû (gazel söyleyen) gibi adlar verilir. Aşağıda 5 beyitlik bir gazel şeması üzerinde gazelin bölümleri açıklanmıştır. a a b a c a d a e a Gazelin 1. beytine matla denir. Matla doğuş yeri anlamına gelir. 2. beyte hüsn-i matla denir. Bu beytin matla dan daha güzel olmasına dikkat edilir. Gazelin son beytinden bir önceki beytine hüsn-i makta denir. Bu beytin son beyitten güzel olmasına dikkat edilir. Gazelin son beytine makta denir. Makta kesme yeri anlamına gelir. Şairin mahlası (takma adı) genellikle bu beyitte bulunduğu için bu beyte mahlas beyti ya da mahlas-hâne de denir. Mahlas söylenmesi tahallüs etme diye anılır. Bu yüzden mahlas beytine tahallüs beyti de denir. Şair mahlas beytinden sonra zamanın padişahını veya bazı tarikat ulularını öven beyitler eklerse bu tip gazellere gazel-i müzeyyel (ekli gazel) denir. Eklenen bu beyitlere ise zeyl denir. Yani bu şekilde şair birkaç beyitle medhiye yazar. Gazel bu hâliyle kimi bölümleri eksik küçük bir kasideyi andırır. Gazelin kafiye (uyak) düzeni yukarıdaki şekilde görüldüğü gibi aa, ba, ca, da, ea, fa, ga... şeklindedir. Demek ki her iki dize de birbiriyle kafiyeli ise bu beyit, gazelin ilk beyti, yani matla bölümüdür. Mesela şairin mahlası varsa makta bölümüdür. Bu uyak düzenine bakarak gazellerde ilk beyit dışındakilerin, dizeleri arasında kafiye olmadığını söyleyebiliriz. Beyitler birbirlerine ikinci dizelerindeki kafiye ile şekil ve âhenk bakımından bağlanıyor. Bu - 5 -

6 kafiye düzeni aynen kalmakla birlikte dize ortalarında da kafiyeli olan gazeller vardır. Böyle iç kafiyeli gazellere musammat gazel denir. Musammat gazeller genellikle aruzun iki eşit parçaya bölünebilen kalıplarıyla yazılır. Böylece beyit okunduğunda dörtlük gibi algılanır ve uyak düzeni de aaab şeklinde görünür. İç kafiye yapılırken ilk dizenin sonundaki kelime esas alınır. Bunu bir örnek üzerinde açıklayalım. Kamu bimârına cânân devâ-yı derd eder ihsân Niçin kılmaz bana dermân beni bimâr sanmaz mı kamu: bütün bimâr: hasta cânân: sevgili Fuzulî devâ-yı derd: derdin çaresi, iyileşmesi ihsân etmek: bağışlamak dermân kılmak: çare bulmak, iyileştirmek Beyit kısaca şöyle der: Sevgili bütün hastalarını iyileştiriyor; niçin beni iyileştirmiyor? (Yoksa) Beni hasta(sı) sanmaz mı? ve okunduğunda kulağa bir dörtlükmüş gibi gelir. Kamu bimârına cânân Devâ-yı derd eder ihsân Niçin kılmaz bana dermân Beni bimâr sanmaz mı Fuzulî Yukarıdaki beyitte dizelerin ortalarındaki cânân ve dermân kelimeleri 1. dizenin sonundaki ihsân la kafiyelidir. Divan şairleri bu uyak düzeni yanında redif kullanmaya özellikle dikkat etmişlerdir. Özgün ve etkili redifler bularak müreddef gazeller (redifli gazeller) yazmaya özen göstermişlerdir. Çünkü pek çok gazel, redifinin çarpıcılığından dolayı sevilmiştir. Türkçe, Arapça ya da Farsça ile karışık olarak yazılmış gazellere ise mülemma denir. Böyle gazellerde genellikle 1. dizeler Türkçe, 2. dizeler Arapça ya da Farsça olur. Dizelerin bir parçası Türkçe, diğer parçası Arapça ya da Farsça olan mülemma lar da vardır ya da bir beyti Türkçe bir beyti Farsça veya Arapça olan gazeller de vardır. Gazelin ilk beytinin mısralarından herhangi biri makta beytinde tekrar edilirse buna redd-i matla, matlanın dışındaki bir mısra, maktada tekrarlanırsa buna da redd-i mısra denir. Redd-i mısra, eski edebiyatta neredeyse hiç görülmez. Tanzimat tan sonra kullanılmıştır. Şairler gazel terimi yerine bazen gazelin beyit sayısına işaret eden penc-beyt (5 beyit), ĢeĢ-beyt (6 beyit), heft-beyt (7 beyit), heģt-beyt (8 beyit) gibi adlar kullanırlar. Kaside ve mesnevî nazım şekilleri içinde de eseri monotonluktan kurtarmak için gazel söylenir. Buna tegazzül denir. İki şairin birlikte yazdığı gazeller vardır. Bunlara ise müģterek gazel denir. Müşterek gazellerde şairler sırayla birer dize ya da beyit söylerler. Divan şiirinde karşılıklı konuşma biçiminde yazılmış gazellere de rastlanır. Dedim-dedi biçiminde yazılan böyle şiirlere mürâcaa denir. Bunlar genellikle sorulu cevaplı konuşmalardır. Soruyu soran şair, cevabı veren sevgilidir. Tekrir sanatının yoğun olarak kullanıldığı gazellere gazel-i mükerrer denir. Her beytin son sözcüğünün bir sonraki beytin ilk sözcüğü olarak kullanmaya iâde sanatı denir. İâde sanatı ile yazılmış şiirlere de muâd adı verilir. Her dizenin ilk harfi yukarıdan aşağıya doğru okununca bir ad çıkacak biçimde düzenlenmiş şiire akrostiş denir. Divan şiirinde bu yolda yazılmış gazellere gazel-i muvaģģah denir. Üslup Yönünden Gazeller Gazellerde en çok işlenen konu kadın ve aşktır; sevgili güzeldir, ulaşılmazdır, âşığına hep eziyet eder. Şarabın verdiği zevk, bahar mevsiminin insan üzerindeki güzel etkisi, talihin cilveleri de sıkça işlenen konulardır. Ayrıca dini, tasavvufi, felsefi düşünceler de konu olabilir. İşte bu konuların çokluğu nedeniyle gazeller üslup yönünden çeşitli adlar alır. 1. ÂĢıkane (Lirik) Gazel: Aşkın verdiği mutluluğu, sıkıntıyı, sevgiliden yakınmayı içli ve duygulu olarak anlatan gazellerdir. 16. yy. şairi Fuzulî nin gazelleri buna edebiyatımızdaki en güzel örneklerdir. Mesela yukarıdaki beyit âşıkane bir gazele aittir. 2. Rindane Gazel: İçkiyi, içki zevkini, içki ile ilgili türlü düşünceleri, hayata karşı kayıtsızlığı, umursamazlığı, yaşamaktan zevk almayı konu olarak işleyen gazellerdir. 16.yy. şairi Bâkî nin gazelleri rindânedir. 3. ġûhane Gazel (Nedîmane Tarz): Kadını ve aşkı konu alan, zarif ve çapkın bir anlatımla söylenmiş gazellerdir. 18 yy. şairi Nedîm bu tarzda yazdığı şiirleriyle tanınır. Bu yüzden şûhane gazellere Nedîmane tarz da denir

7 4. Hikemî (Hakîmâne) Gazel: Ahlâkla ilgili öğüt veren, türlü hayat görüşlerini yansıtan, özdeyiş niteliğindeki sözlerin ağır bastığı gazellerdir. 17. yy. şair Nâbî nin gazelleri bu türün en belirgin örnekleridir. 5. Sofiyane Gazel: Daha çok mutasavvıf şairlerin tasavvuf felsefesini, türlü tarikatların düşünce sistemini ve dinî konuları işleyen gazellerdir. 6. Sebk-i Hindî Gazel: Hint tarzı anlamına gelen bu akım 17. yy.da İran edebiyatından bize geçmiştir. 17. yy. da Neşâtî yi, 18. yy. da Şeyh Galip i ve Nedîm i etkilemiştir. Bu şairlerin divanlarında bu tarzda çok sayıda gazel vardır. Sebk-i Hindî, şiire yeni bir söyleyiş getirmeyi amaçlar. Daha önce yapılmamış benzetmeler, ince ve zor anlaşılan sözler, orijinal ifadeler, karışık hayaller bu tür şiire damgasını vurur. Amaç anlam derinliğidir. 7. Türkî-i Basit Gazel: 18. yy.da Mahallîleşme Hareketi nden doğmuştur. Sade bir Türkçe ile yazılan gazellerdir. Nedîm, Tatavlalı Mahremî, hatta Şeyh Galip bu tarzda gazeller yazmıştır. 8. Mesel-âmiz ( Emsâl-âmiz) Gazel: Mesel-âmiz, atasözü ve deyimle karışık demektir. Deyim ve atasözlerinin gerçek ve mecaz anlamlarıyla başka sözler arasında ilişkiler kuran gazellere denir. Böyle gazeller yazanlardan tezkirelerde övgüyle bahsedilmiştir. Tezkire; Divan edebiyatında şairlerin hayatı ve eserlerini anlatan eserlere denir. Günümüzdeki şairler antolojisi denilen kitaplara benzer. 2. KASİDE Kaside, belli bir amaçla yazılmış manzume demektir. Türk edebiyatında din ve devlet büyüklerini övmek amacıyla belli kurallar içinde yazılan uzun şiirlere denir. Arapça bir kelime olan kaside, Arap edebiyatından; önce İran edebiyatına, bu yoldan da 13. yy.dan sonra Türk edebiyatına geçmiştir. Uzunluğu 31 ila 99 beyit arasında değişir. Ancak 15 beyitle söylenmiş ya da 100 beyti aşmış kasideler de vardır. Uyak düzeni gazelinkiyle aynıdır. Yalnız ondan çok daha uzundur. Kasidenin ilk beytine gazeldeki gibi matla, son beytine makta denir. En güzel beytine beytü l kasîd ya da beyt-i kasîd denir. Genellikle aruzun iki eşit parçaya bölünebilen kalıplarıyla yazılan ve iç kafiyeleri bulunan kasidelere musammat kaside denir. Şairin mahlasının bulunduğu beyte kasidede tâc beyti (taç beyit) adı verilir ve kasideni sonlarına doğru bulunur. Gazelde ise genellikle son beyittedir. Şairin kaside içinde herhangi bir yerde matla beytini yenilediği görülür. Buna tecdîd-i matla denir. Matla yı yenilerken kafiye bulmakta sıkıntı çekmeyecek kadar dile hâkim olduğunu da ispatlamış olurdu. Kasideler divan adı verilen şiir kitaplarının ilk bölümünde yer alırdı. Gelişigüzel değil, önem sırasına göre dizilirlerdi. Mesela Allah için yazılanlar başa konur; Peygamber, Dört Halife... diye devam ederdi. Devlet büyüklerine gelindiğinde ise padişaha yazılan kaside başta, diğer kişiler için yazılanlar protokol sırasına göre divanda yerini bulurdu. Kasidenin Bölümleri (Plan) Kaside 6 bölümden oluşur. a) Nesîb (TeĢbîb): Kasidenin girişi ve şiir yönünün en ağır basan bölümüdür. Genellikle beyit olur. Kasidede asıl amaç bir büyüğü övmektir. Fakat şair doğrudan doğruya övgüye başlamaz. Nesib bölümüyle yani bir betimlemeyle başlar. Bu, spor yapmadan önceki ısınma hareketleri gibidir. Hatta kasideler çoğu zaman bu bölümde yapılan betimlemelere göre adlandırılır. Mesela kış tasviri yapılmışsa o kasideye kış anlamındaki şitâ kelimesinden türetilen şitâiye denir. Nesîb Bölümünde Anlatılan Konulara Göre Kaside ÇeĢitleri: a) Bahariye ya da Rebîiye: Baharın güzelliği, çiçekler türlü benzetmelerle anlatılır. b) Şitâiye: Kış tasviri yapılır. Kaside sadece kardan söz ederse berfiye adını alır. Berf, kar demektir. c) Temmûziye: Yazdan ve sıcaktan söz eden kasidelerdir

8 ç) Ramazaniye: Ramazan dolayısıyla yazılan, nesîb bölümünde Ramazan ı türlü yönleriyle anlatan kasidelerdir. d) İydiye: Bayramlarda sunulan kasidelerdir. Şair sunduğu kişinin bayramını kutlar. e) Nevrûziye: Nevruz dolayısıyla yazılan kasidelerdir. Nevruz, bahar başlangıcı ve Celâlî takvime göre yılbaşıdır. İranlıların kutladıkları bu gün sonradan Türklere de geçmiştir. f) Rahşiye: Nesîb bölümünde atın anlatıldığı ve övüldüğü kasidelere denir. g) Hammâmiye: Hamamın ve hamamdaki bir güzelin anlatıldığı kasidedir. h) Dâriye: Devlet büyüklerinin yaptırdıkları köşkleri anlatır. ı) Cülûsiye: Padişahın tahta çıkışı dolayısıyla yazılan kasideler. i) Kudûmiye (İstikbâliye): Padişahlarla öteki devlet büyüklerinin savaş ya da herhangi bir amaçla gittikleri yerlerden dönmeleri üzerine yazılan kasideler. j) Fethiye: Bir kalenin, bir ülkenin fethi dolayısıyla o yerin fatihine sunulan kasidelere denir. k) Sulhiye: Savaşın sonunda imzalanan antlaşma ve sağlanan barış dolayısıyla yazılmış kasidedir. Kasideler nesîb bölümündeki konulara göre adlandırıldığı gibi redifi, eğer yoksa kafiyesine göre de isimlendiriliyordu. Redif su ise şiir Su Kasidesi adını alır. Edebiyatımızda aynı adda 16. yy. Âzeri şairi Fuzulî nin Hz. Muhammed için yazdığı kaside çok meşhurdur. b) Girîzgâh (Girîz): Kasidelerin nesîb bölümünden mehdiye bölümüne geçerken söylenen beyit ya da beyitler. Yani nesîb bölümünde anlatılanları asıl konuya bağlayan, asıl konuyla ilişkilendiren bir basamak. Çünkü nesîbden hemen sonra övgüye geçilseydi anlam yönünden bir kopukluk olurdu. c) Medhiye: Kasidenin nesîbden sonra ikinci büyük bölümüdür. Bu bölümde kaside kime sunulacaksa o kişi övülür. Aslında kaside planı bize pek yabancı gelmemelidir. Reklâmları bir düşünün. Kasidenin planına benzemiyor mu? Mesela bir otomobil reklâmında ekranda önce bir kurbağa görünüyor. Tepesinde uçan sivrisineği avlamak için kocaman dilini uzatıyor. Ne alaka değil mi? Otomobille kurbağanın arasında nasıl bir ilişki kurulabilir ki? Reklâmın devamında ise kurbağa, dili ile sivrisineği kendine doğru çekmek ve avını yemek istiyor; ama sinek direniyor, direniyor ve sonunda kurbağayı havaya kaldırıyor. Bütün bunların reklâmı yapılan otomobille hiçbir ilgisi yok. Ta ki aynı reklâmda Küçük; ama güçlü... cümlesini fonda duyana kadar... İşte bu girizgâhtır. Asıl konu ile alakası olmayan bu görüntüleri, asıl konuya, yani otomobile bağlayan Küçük; ama güçlü... cümlesi... Sonra da otomobilin marka ve modeli veriliyor ve reklâm bitiyor. Şimdi aklımıza ister istemez şunlar geliyor: Bu reklâmı hazırlayanlar ya bilinçli olarak kaside planını örnek almış ya da aklın yolu bir... Bir fikri, duyguyu en etkileyici şekilde anlatmak için dikkat çekici bir giriş yapmak önemlidir. Bu girişin asıl konuyla ilgisi olmasa daha iyidir. Böylelikle girizgâh, okuyucuda hayranlık uyandırır. İki ilgisiz konuyu birbirine nasıl da bağlamış diye hayret ederler. Tabii bunun için çok düşünerek hareket etmelisiniz. Reklâmdaki gibi... d) Tegazzül: Gazel söyleme, gazel tarzında şiir yazma anlamına gelir. Genellikle mehdiye bölümünden sonra, bir fırsatını düşürüp aynı ölçü ve uyakta bir gazel söylemektir. Şair, duruma uygun bir beyitle gazel söyleyeceğini önceden haber verir. Kimi zaman kaside tegazzülle başlayabilir. Bu durumda kasidede nesîb bölümü bulunmaz. Tegazzülün amacı şiirde monotonluğu kırmak, şiire renk katmaktır. e) Fahriye: Kaside içinde şairin kendini övdüğü bölümdür. 17. yy. şairi Nef î bu konuda çok başarılıdır. O, kimi kasidelerine fahriye ile başlar. Böyle kasidelerin nesîb bölümü yoktur. Şairin kendini övmesinin amacı; kasidenin sunulduğu kişiye büyük bir şair tarafından övüldüğü için çok önemli bir kişilik olduğunu hissettirmektir. f) Dua: Kasidenin son bölümüdür. Birkaç beyit olur. Şair burada övdüğü kimsenin başarılı, uzun ömürlü ve talihli olması yolunda dileklerde bulunarak dua eder. Dua bölümüne geçtiğini şair, uygun bir sözle belirtir. 3. MESNEVÎ Sözlük anlamı ikişer ikişer, ikili demektir. Her beyit kendi arasında kafiyelidir. Bu demektir ki uyak düzeni aa, bb, cc, dd, ee, ff... şeklindedir. Kısa aruz kalıplarıyla yazılır. Bu - 8 -

9 yüzden kısa kısa mısraları vardır. Ancak şiir olarak çok uzundur, hatta bu şiirde beyit sayısı sınırsız olabilir. Bu durumun nedeni uyak düzenidir. Her beyit kendi arasında kafiyeli olunca sınırsız kafiye seçeneği doğar. Oysa gazel ya da kasidedeki gibi şiir, tek bir kafiye üzerine kurulsaydı aynı kafiyeden çok sayıda kelime bulmak mümkün olmayacaktı. Önceleri öğüt verici, uzun didaktik manzumelerin yazımında kullanılan mesnevî, daha sonraları aşk ve macera hikâyelerinin yazımında daha çok kullanılmıştır. Bugünkü romanın yerini 19. yy.a kadar bizde mesnevî tutuyordu. Türk edebiyatının ilk mesnevîsi 11.yy.da Yusuf Has Hâcip in yazdığı Kutadgu Bilig dir. Toplumun huzur içinde yaşaması için bir devletin nasıl yönetilmesi gerektiğimi anlatan bu kitap aynı zamanda edebiyatımızdaki ilk siyaset-nâmedir. Mesnevîler -diğer nazım şekillerinden farklı olarak- divan adı verilen şiir kitaplarına alınmaz. Eserin adı neyse o adla ayrı bir kitap hâlinde yazılır. 5 mesnevînin bir araya gelmesiyle oluşan büyük yapıta ise hamse denir. Divan Edebiyatı nda sâhib-i hamse (hamse sahibi) olmaya çok önem verilirdi. Edebiyatımızda ilk hamseyi 15. yy.da Çağatay şairi Ali Şîr Nevâî yazmıştır. Hamsesinde bulunan 5 mesnevi ise şunlardır: Hayretü l Ebrâr, Ferhâd ü Şîrîn, Leylî vü Mecnûn, Seb a-i Seyyâr, Sedd-i İskenderî. Mesnevîler konuları açısından 6 sınıfta toplanabilir. a) AĢk Konulu Mesnevîler: Genellikle iki ana kahramanı olur. 16. yy.da Fuzulî nin yazdığı Leyla vü Mecnun mesnevisi bu türe örnektir. b) Dinî ve Tasavvufî Mesnevîler: Din kurallarını, peygamber ve din ulularının yaşamlarındaki olayları ya da türlü simgelerle tasavvuf ilkelerini anlatan mesnevilerdir. 15. yy.da yaşamış şair Süleyman Çelebi nin Hz. Muhammed in doğumunu anlattığı Vesiletü n Necat, herkesçe bilinen adı ile Mevlid, bu tür mesnevîlere güzel bir örnektir. Mevlid birçok şairce kullanılmış bir türdür aynı zamanda. (bkz. 27. sayfa) Ayrıca hilyeler vardır. Bunlar genellikle Peygamber'in fiziksel yapısını anlatan mesnevîlerdir. (bkz. 27. sayfa) Yine Mi rac olayını anlatan mi raciyeler, kırk hadis çeviri ve şerhleri, ilmihâller de dinî konularda yazılan mesnevilere girer. Mevlânâ nın Mesnevi adlı eserinin çeviri ve şerhi, evliya menkıbeleri, yani evliyaların başından geçen olağanüstü olaylar ve kerametlerini anlatan eserler de tasavvufi mesnevilere örnektir. c) Ahlâkî ve Öğretici Mesnevîler: Öğüt ve bilgi vermek amacıyla yazılan mesnevîlerdir. Pend-nâme ya da nasihat-nâme de denir. Özellikle dinî, toplumsal ve ahlâkî öğütler bu mesnevîler aracılığıyla verilir. Bu yüzden ayet, hadis ve atasözleriyle doludur. 17. yy. şairi Nâbî nin Hayriye adlı eseri böyle bir mesnevîdir. Konusu eski bilimlerden ilm-i kıyafet olan mesnevilere kıyafet-nâme denir. İlm-i kıyafet; insanların fiziksel yapısından, yani organlarının şekil özelliklerinden kişilik yapılarını açıklayan bir bilimdir. Hatta günümüzde de buna benzer çalışmalar psikoloji bilimiyle bağlantılı olarak yapılmaktadır. d) SavaĢ ve Kahramanlık Konulu Mesnevîler: Başka dinlerden olanlarla yapılan savaşları anlatan mesnevîlere denir. Bunlara gazâ-nâme ya da gazavat-nâme denir. Genellikle düşmanla yapılan tek bir savaş, gazâ-nâmelerde; birden çok savaş ve akınlar gazavat-nâmelerde anlatılır. Bir şehrin ya da kalenin alınmasını anlatan yapıtlara fetih-nâme, zaferle sonuçlanan savaşları anlatan mesnevîlere zafer-nâme adı verilir. e) Bir ġehri ve Güzellerini Anlatan Mesnevîler: Bu bölüme giren mesnevîlere Ģehr-engîz ya da ta rifat denir. Şehr-engîzler bir şehrin güzellerini anlatmak amacıyla yazılır. İlk şehr-engîz 16. yy.da yazılmıştır. f) Mizahî Mesnevîler: Kişileri ve toplumun aksak yönlerini hicveden, eleştiren mesnevîlerdir. 15. yy. şairi Şeyhî nin Har-nâme isimli eseri bu türe örnektir. Mesnevînin Bölümleri (Plan) Mesnevîlerde de kasidelerde olduğu gibi konuya doğrudan girilmez. Yalnız kasideden farklı olarak kendine özgü bir düzeni vardır. Mesnevî bölümlerini 3 ana başlıkta toplayabiliriz

10 a) GiriĢ Bölümü Besmele Mensur ya da Manzum Dîbâce (Düz yazı ya da manzum ön söz) Tevhîd ( Allah ın birliğinin anlatılması) Münâcaat (Allah a yakarış, dua) Na t ( Peygamber e övgü) Mirâciye ( Mirac olayının anlatılması): Peygamber in göğe çıkışı. Kimi mesnevîlerde bu bölüm yoktur. Mu cizât (Mucizeler): Hz. Peygamber in mucizelerini anlatan bölüm Medh-i Çihâr-yâr-ı Güzîn (Dört Halife nin medhi) Yapıtın sunulduğu kişiye medhiye: Genellikle zamanın padişahı övülür. Sebeb-i Te lif ya da Sebeb-i Nazm-ı Kitab (Yapıtın yazılış nedeni): Bu bölüm bütün mesnevîlerde bulunur. Burada şair yapıtını yazmaya başlamasının nedenini açıklar. b) Konunun ĠĢlendiği Bölüm Âgâz-ı Dâstan (Hikâyeye başlama): Bu başlık altında mesnevînin asıl konusuna geçilir. Mesnevîlerde konu ne olursa olsun, ilk dikkati çeken özellik, olayın bir masal havası içinde anlatılmasıdır. Esere adını veren bu bölüm türlü başlıklarla kendi içinde bölümlere ayrılır. Bu başlıklar kimi zaman Farsça olarak yazılır. c) BitiĢ Bölümü Hâtime (Son söz): Yapıtın bittiğini bildiren bölümdür. Burada mesnevînin bitiş tarihi, adı ve son söz söylenir. Ayrıca bu başlık altında şair şunları da söyler: Tanrı ya hamd ü senâ ve dua, sultana övgü ve saltanatının devamı için dua, şairin eseri ve kendi şairliği ile övünmesi, tanınmış mesnevî şairleri ve eserlerini anma, hasetçilerden, eserini doğru olarak çoğaltamayan kâtiplerden, iyi anlayamayan okuyucudan Tanrı ya sığınma; mesnevînin beyit sayısı, okuyucudan hayır dua isteme, mesnevînin vezni. Mesnevîler içinde gazeller, murabbalar, muhammesler de yer alabilir. Uzun uzun aynı şekli kullanmak tekdüzeliğe yol açabilir. İşte bu monotonluğu kırmak amacıyla şair uygun aralara başka şekillerde şiirler koyabilir. Edebiyatımızda bir de 13. yy. şairi Mevlânâ nın Farsça olarak yazdığı, içinde dinîtasavvufî hikâyeler olan Mesnevî adındaki eseri vardır beyitten oluşan ve 6 cilt tutan bu muazzam eserin adı gibi nazım şekli de mesnevîdir. 4. KIT A Kıt a parça, bölük, cüz demektir. Uyak düzeni ab, cb dir. Görüldüğü gibi 2. ve 4. dizeleri birbiriyle kafiyeli, diğer dizeleri ise serbest olan iki beyitlik nazım biçimidir. Bu tür kıt alar genellikle dörtlük adıyla anılmaktadır. Kıt alarda beyitler arasında, yani 4 dize arasında anlam birliği bulunur. Bu nazım biçiminde şairler mahlasını kullanmaz. Ancak mahlas olan kıt alar da vardır. Kıt alar türlü konularda yazılabilir. Herhangi bir konudaki düşünce ya da bir kişinin yergisi olabilir. İki türlü kıt a vardır. a) Nazım: Kafiye düzeni aaba olan kıt adır. b) Kıt a-i Kebîre (Büyük Kıt a): Beyit sayısı 2 den fazla olan kıt aya denir. Matla beyti olmayan bir gazele benzer. Gazelden ancak konu bakımından ayrılır. Uyak düzeni şöyledir: ab, cb, db, eb. Şair mahlasını herhangi bir beyitte kullanır. Tarihler, genellikle bu tür kıt a biçimiyle yazılır. Tarih, eski edebiyatımızda bir olayın oluş yılını ebced hesabıyla gösteren şiirlere denir. (bkz. 16. sayfa) Kıt alar divanlarda mukattaât başlığı altında toplanır. 5. MÜSTEZAD Sözlük anlamı ziyadeleşmiş, artmış, çoğalmış demektir. Gazelin özel bir biçimidir. Beyitlerde ilk dizeler uzun, 2. dizeler kısadır. Eklenen bu kısa dizelere ziyade denir. İki ziyadeli müstezadlar da vardır. 1. dizelerin yazıldığı aruz kalıbı ziyadelerde hâliyle kısaltılarak kullanılır. Müstezadın uyak düzeni çeşitli şekillerde olabilir. Yandaki şekilde

11 sadece bir tanesi verilmiştir. Başka bir şairin gazeline ziyadeler ekleyerek de müstezad yazılabilir. a a a a b b a a c c a a ziyade ziyade ziyade ziyade ziyade ziyade Edebiyat tarihimizde Servet-i Fünûn ( ) döneminde müstezad nazım şekli biraz değiştirilerek daha serbest şiir yazmak için kullanılmıştır. Böyle müstezadlara ise serbest müstezad denmiştir. Serbest müstezadlarda türlü uzunluktaki dizeler bir düzene bağlı olmaksızın arka arkaya dizilir. Yine aruz ölçüsü kullanılır; ancak bir şiirin içinde dizelerin uzunluğuna uygun başka başka aruz kalıpları tercih edilir. Divan edebiyatında kurallar önemlidir. Bir şiirin bütün dizelerinde aruzun sadece bir kalıbı kullanılır. Sadece müstezadda, ziyadelerin kalıbı diğer dizelerinkinden farklıdır. O da kural gereğidir. Serbest şiir arayışı içindeki Servet-i Fünûn şairleri bu nazım şeklini anlayışlarına yakın bulup istekleri doğrultusunda geliştirdiler. (bkz. 33. sayfa) B. BENTLERLE KURULANLAR B1-TEK DÖRTLÜKLER- 1. RÜBÂÎ Bize İran edebiyatından geçmiştir. Çeşitli konularda yazılır. Rübâî halk şiirindeki mâniye benzer; ancak mâni hece ölçüsüyle, rübâî aruzla yazılır. Konu bakımından da birbirlerinden farklıdır. Mâni hafif, şen konularda yazılırken rübâîde şair dünya görüşünü, hayat felsefesini, tasavvuf anlayışını anlatır. Zaten bütün bunlar en özlü biçimde ancak rübâîde anlatılabilir. Onun mâniye olan benzerliği sadece görünüşten ibarettir. Tek dörtlükten oluşması ve aaba olan uyak düzeni ile mâniyi hatırlatır. Bu uyak düzeni ile ayrıca bir gazelin ilk iki beytini de andırır. Bu yüzden ona dü-beyt (iki beyit) de denir. Ancak bu nazım şekli beyitler hâlinde değil, dörtlük esasına göre kurulmuştur. Yani nazım birimi dörtlüktür. Rübâî için terâne, çâr-mısra, çehâr-mısra terimleri de kullanılır. Dört dizesi de kafiyeli olan rübâîlere rübâî-i musarra denir. Rübâîler divan adlı şiir kitaplarında rübâiyât bölümünde uyaklarının alfabetik sırasına göre dizilir. İnce duygu ve düşünceleri en özlü biçimde anlatmaya elverişli olduğundan divan edebiyatı nazım biçimleri içinde günümüze kadar canlılığını yitirmeden yaşayabilmiş tek biçimdir. Şairler bu şiirlerde mahlas kullanmasa da mahlası olan rübâîler de vardır. 11. yy. İran şairi Ömer Hayyam ın rübâîleri dünyaca tanınmıştır. 2. TUYUĞ (TUYUK) Arap ya da İran edebiyatından gelmemiştir. Türklere ait, yani Türklerin bulduğu bir nazım şeklidir. Halk edebiyatındaki mâni biçiminin karşılığı sayılabilir. Mânide olduğu gibi tuyuğda da genellikle cinaslı uyak kullanılır. Halk edebiyatında 11 li hece kalıbıyla yazılan mâni biçimindeki şiirlere de duyuğ denir. Uyak düzeni mâni ve rübâîdeki gibi aaba dır. Aruz

12 ölçüsünün yalnız fâilâtün fâilâtün fâilün kalıbıyla yazılır. 4 dizesi birbiriyle uyaklı olan tuyuğlara musarra tuyuğ denir. 16. yy.dan sonra edebiyatımızda neredeyse hiç tuyuğ yazılmamıştır. Kadı Burhaneddin en çok tuyuğ yazmış şairimizdir. B2-MUSAMMATLAR- ÜÇLÜ MÜSELLES Her bendi 3 er mısradan oluşan nazım şeklidir. Uyak düzeni aaa, bba, cca, dda... şeklindedir. Bu uyak düzenindeki müselleslere müselles-i müzdevic denir. Birinci bendin son mısrası, diğer bentlerin de son mısrası olarak aynen tekrarlanabilir. Böyle müselleslere müselles-i mütekerrir denir. Hemen hemen hiç kullanılmamış bir nazım şeklidir. DÖRTLÜLER 1. MURABBA Her konuda yazılabilir. Bent adı verilen dört dizelik kıt alardan (dörtlüklerden) oluşur. Bent sayısı 3 ila 7 arasında değişir. Uyak düzeni genellikle aaaa, bbbba, ccca, ddda... şeklindedir. Murabba da ilk bendin 4. dizesi öteki bentlerin 4. dizeleriyle kafiyeli olmak zorundadır. İlk bendin 4. mısrası diğer bentlerin 4. mısralarında aynen tekrar ediyorsa, yani nakaratsa böyle murabba lara murabba -i mütekerrir (tekrarlı murabba ) denir. İlk bendin 4. mısrası diğer bentlerin 4. mısralarında aynen tekrar etmiyorsa, yani nakarat değilse böyle murabba lara da murabba -i müzdeviç denir. 2. ŞARKI Türk edebiyatında doğmuştur. Tıpkı tuyuğ gibi Türklerin bulduğu bir nazım şeklidir. Bestelenmek için yazılır. Bundan dolayı bent sayısı azdır. Biçim bakımından murabba ya benzer. Uyak düzeni genellikle şöyledir: aaaa, bbba, ccca, ddda... Şu uyak düzeni de kullanılır: abab, cccb, dddb... İlk dörtlüğün 2. ve 4. dizeleri ya da sadece 4. dizesi bütün dörtlüklerin 4. dizelerinde aynen tekrarlanabilir. Bu dizelere nakarat denir. Şarkılar nakaratlı ya da nakaratsız olabilir. Bu şiirlerde konu genellikle aşk, sevgili, içki ve eğlencedir. Şarkıların 3. dizelerine miyân ya da miyân-hâne denir. Sözün ve bestenin en dokunaklı yeri bu dizeye denk getirilir. 5 ya da 6 mısralık bentlerle yazılmış şarkılar da vardır. Divan edebiyatında en güzel şarkılar 18. yy. da yaşamış, Lale Devri nin şairi Nedîm e aittir. 3. TERBİ Sözlük anlamı dörtleme, dörtlü duruma getirme demektir. Bir gazelin beyitlerinin üstüne başka bir şair tarafından aynı ölçü ve uyakta ikişer dize ekleyerek yazılan murabba ya denir. Gazelin kafiye düzeni aa, ba, ca, da, ea... olduğuna göre üstüne konulacak iki dizenin murabba oluşturması için gazelin 1. dizeleriyle kafiyeli olması gerekir. Eklenen bu iki dizeye zamîme denir. O zaman terbi nin uyak düzeni şöyle olur: aaaa, bbba, ccca, ddda... Koyu yazılmış harfler sonradan eklenen dizelerdir. Bu zamîmelerin, eklendiği beyitlerle anlam bakımından kaynaşması gerekir. Edebiyatımızda az kullanılmış bir nazım şeklidir

13 BEŞLİLER 1. MUHAMMES Arapça beş, beşte bir anlamına gelen hams, hums kökünden gelen bir kelimedir. Her bendi 5 dizeden oluşan nazım biçimidir. Her konuda muhammes yazıldığı gibi, muhammes biçiminde yazılmış şarkılar da vardır. Böyle şarkılara muhammes Ģarkı denir. Muhammesin kafiye düzeni çeşitli şekillerde olabilir. Mesela bbbaa, cccaa, dddaa, eeeaa... veya aaaaa, bbbba, cccca, dddda... tarzında olabilir. İlk bendin 4. ve 5. ya da sadece 5. dizesi diğer bentlerde tekrarlanabilir. Böyle olanlarına muhammes-i mütekerrir denir. O zaman uyak düzeni aşağıdaki şekillerde olur. a a a a (n) a (n) b b b a (n) a (n) c c c a (n) a (n) d d d a (n) a (n)... a a a a a (n) b b b b a (n) c c c c a (n) d d d d a (n)... (a (n) : a kafiyeli dizenin nakarat olarak tekrarlandığını gösteren işarettir.) 2. TARDİYE Türk edebiyatında pek az kullanılmış nazım biçimidir. Yalnız 18. yy. şairi Şeyh Galip çok önem vermiştir. Muhammesin özel bir biçimidir. Muhammes aruzun her kalıbıyla yazıldığı hâlde tardiye tek bir kalıbıyla yazılır. Kafiye düzeni muhammesten farklıdır: bbbba, cccca, dddda, eeeea... Bir tek bu uyak düzeniyle yazılır. Mesnevilerde şairler yapıtı tekdüzelikten kurtarmak için olayın kahramanlarının ağzından yer yer gazel, murabba gibi manzumeler söylerdi. Bunlara da tardiye denilmektedir. 3. TAHMİS Sözlük anlamı beşleme, beşli duruma getirme demektir. Başkası tarafından yazılmış bir gazeli alıp beyitlerinin üstüne aynı ölçü ve uyakta 3 er dize ekleyerek yazılmış muhammese denir. Uyak düzeni şöyledir: aaaaa, bbbba, cccca, dddda, eeeea... Koyu yazılmış harfler sonradan eklenen dizelerdir. Tahmiste en önemli nokta, eklenen dizelerin gazelin beyitleriyle anlam ve güç bakımından kaynaşabilmiş olmasıdır. Tahmis yapan şair, mahlasını tahmisin son bendinde kullanır. Tahmis, divan şiirinde muhammesten daha çok rağbet görmüştür. Hemen hemen bütün şairler kendinden önceki şairlerin birkaç gazelini, bazen kasidesini tahmis etmiştir. Kendi gazelini tahmis ederek muhammes durumuna getiren şairler de vardır. Bu çeşit tahmisler divanlarda tahmis-i gazel-i hod (kendi gazelini beşleme) başlığı altında yer alır. Eğer tahmis edilen gazel musammat gazel ise tahmis de musammat olarak yapılır. 4. TAŞTİR (TEŞTÎR) Taştir, tahmisin başka bir biçimidir. Uyak düzeni aaaaa, bbbba, cccca, dddda, eeeea... şeklindedir. Koyu yazılmış harfler sonradan eklenen dizelerdir. Uyak düzeninden de anlaşılacağı gibi tahmiste gazelin her beytinin üstüne eklenen 3 dize, taştirde beyitlerin arasına konur. Taştir, iki dizenin arasına girerek beyti iki tarafa ayırmış olur. İşte bu özelliğinden dolayı ona tahmis-i mutarraf ya da kısaca mutarraf denir. Bu nazım biçiminde eklenen dizeler -tıpkı tahmis ve terbi de olduğu gibi- gazelin ölçü ve uyağıyla uyuşmalı, beytin anlamıyla da kaynaşmalıdır. Tahmiste olduğu gibi şair mahlasını son bentte kullanır. Gazel beyitlerinin dizeleri arasına 3 yerine 2 dize eklenen taştirler de vardır. Bunlara terbi de denir

14 ALTILILAR 1. MÜSEDDES Bentleri 6 dize olan nazım biçimine denir. Müseddes çeşitli konularda yazılır. Uyak düzeni genellikle şöyle olur: aaaaaa, bbbbba, ccccca, ddddda... Ama şu iki şekilde de olabilir: aaaaaa, bbbbcc, ddddee... / bbbbca, ddddca, eeeeca... Bütün bu uyak düzenlerinde olan müseddeslere müseddes-i müzdeviç denir. Eğer ilk bendin 5 ve 6. dizesi ya da yalnız 6. dizesi öteki bentlerde tekrarlanıyorsa böylesine müseddes-i mütekerrir denir. Uyak düzeni şöyledir: a a a a a (n) a (n) b b b b a (n) a (n) c c c c a (n) a (n) - d d d d a (n) a (n)... (a (n) : a kafiyeli dizenin nakarat olarak tekrarlandığını gösteren işarettir.) 2. TESDİS Arapça Altıya çıkarma, altılama demektir.tahmis gibidir. Yalnız tahmiste gazelin beyitlerinin üstüne aynı ölçü ve uyakta 3 dize eklenirken, tesdiste 4 dize eklenir. Az kullanılmış bir biçimdir. Uyak düzeni şöyledir: aaaaaa, bbbbba, ccccca, ddddda... Koyu yazılmış harfler sonradan eklenen dizelerdir. YEDİLİ: MÜSEBBA Bentlerin dize sayısı 7 olan nazım biçimidir. Neredeyse hiç kullanılmamıştır. 14. yy.dan itibaren kullanılmıştır. SEKİZLİ: MÜSEMMEN Bentlerinin dize sayısı 8 olan nazım biçimidir. Uyak düzeni şu iki şekilde olabilir: aaaaaaaa, bbbbbbba, ccccccca... / aaaaaabb, ccccccdd, eeeeeeff... DOKUZLU: MÜTESSA Bentleri 9 dize olan nazım biçimidir. Neredeyse hiç kullanılmamıştır. ONLU:MUAŞŞER Bentlerinin dize sayısı 10 olan nazım biçimidir. Çok az kullanılmıştır. BENTLİLER 1. TERKÎB-İ BEND Bentlerle kurulan uzun musammatlardır. Bentlerin uzunluğu 5 ila 10 beyit arasında değişir. Bir terkib-i bentte ilk bent kaç beyitten oluşuyorsa diğer bentler de aynı sayıda beyitlerden oluşur. Bu nazım biçimi 5-15 arasında değişen bentlerden oluşur. Daha fazla da olabilir. Her bent iki bölümden oluşur: I) Terkîb-hâne: Bendin birinci bölümüdür. Kıt a da denir; ama genellikle kısaca bent terimi kullanılır. Bendin son beytinin dışındaki beyitlerden oluşur. II) Vasıta: Bendin ikinci bölümüdür. Bendin son beytidir. Bendiye de denir. Bu beyit her bendin sonunda değişir ve mutlaka kendi dizeleri arasında bentten ayrı olarak kafiyelenir. Bentleri birbirine bağlar. Aşağıdaki uyak düzenlerinde ff, kk, bb, dd harfleriyle gösterilen beyitler vasıtadır. Uyak düzeni şu iki şekilde olabilir: (Bentleri 6 dizeden oluşan tekîb-i bend)

15 aa, ba, ca, da, ea ff - gg, hg, ıg, ig, jg, kk bent 2. bent aa, aa, aa, aa, aa, bb - cc, cc, cc, cc, cc, dd bent 2. bent Tekîb-i bendlerde genellikle talihten ve hayattan şikâyet edilir. Dinî, tasavvufî, felsefî düşünceler anlatılır, toplum çeşitli konularda eleştirilir. Mersiyeler (ölen kişinin arkasından yazılan şiirler) de genellikle terkîb-i bend biçimiyle yazılır. (bkz. Mersiye) Konusu toplumsal yergi olan en ünlü terkîb-i bend 16. yy. şairi Bağdatlı Rûhî ye aittir ve bu şiire 300 den fazla nazîre (bkz. 11. sayfa) yazılmıştır. Bu nazîrelerin en ünlüsü ve en beğenileni 19. yy. şairi Ziya Paşa ya aittir. 2. TERCÎ-İ BEND Biçim ve uyak yönünden terkîb-i bende benzer. Yalnız tercî- bendde, bentleri birbirine bağlayan vasıta beyitleri her bendin sonunda aynen tekrar edilir. Yani bir tercî-i bendde tek bir vasıta beyti her bendin sonunda nakarat gibi tekrarlanır. Her biri 10 beyte yakın bentlik bir şiirde bütün bentlerin böyle tek beyte bağlanabilmesi için, anlam yönünden hepsinin bu beyitle bağlantılı olması gerekir. Bu yüzden tercî-i bend yazmak daha zordur. Bu şiirler genellikle Allah ın gücü, evrenin sonsuzluğu gibi dinî ve felsefî konularda yazılır. Toplumsal eleştiri, talihten ve dünyadan şikâyet genellikle terkîb-i bendlerde işlenen konulardır. DİVAN ŞİİRİNDE KULLANILAN NAZIM TÜRLERİ 1. TEVHİD VE MÜNÂCAAT Allah ın birliğini ve ululuğunu anlatan şiirlere tevhid, Allah a karşı yapılan yalvarış ve yakarışları anlatan şiirlere de münâcaat denir. Tevhid ve münâcaat kutsal bir konu olduğundan şairler divan adlı şiir kitaplarında bu şiirleri en başa koyarlar. Tevhid ve münâcaatlar genellikle kaside biçimiyle yazılır. Diğer nazım biçimleri ile yazılmış olanları da vardır. 2. NA T Hz. Muhammed i övmek için yazılan şiirlere denir. Genellikle kaside nazım biçimiyle yazılır. Bu konuda diğer nazım biçimleri de kullanılmıştır. Na tlar divanlarda tevhid ve münâcaatlardan sonra yer alır; ancak sadece na tla başlayan divanlar da vardır. Na tlarda daha çok Hz. Muhammed e karşı duyulan sevgi ve saygı dile getirilir. O, insanlığın en hayırlısıdır. Hiç kimse onun makamına erememiştir. Bu tür şiirler, bir bakıma Peygamber in şiirle yapılmak istenilen portresidir. Na tlarda âyetler ve âyetlere telmihler fazladır. Tertip edilmiş bütün divanlarda teorik olarak na t vardır. Divan edebiyatında en tanınmış na t Su Kasidesi dir ve 16. yy. şairi Fuzulî ye aittir. 3. MERSİYE Bir kimsenin ölümü üzerine duyulan üzüntü ve acıyı anlatmak için yazılan şiirlere denir. Divan edebiyatında mersiyelerin terkîb-i bend nazım şekliyle yazılması bir gelenek hâline gelmiştir. Tercî-i bend biçimiyle yazılmış mersiyeler de vardır. 4. MEDHİYE Bir kimseyi övmek için yazılan şiirlere denir. İki türlüdür. I. Padişah, vezir, şeyhülislam gibi yaşayan devlet büyükleri için yazılanlar. II. Din ve tarikat uluları için yazılanlar

16 Medhiyeler genellikle kaside nazım biçimiyle yazılır. Medhiye yazmak için diğer nazım şekilleri de kullanılmıştır. Divan edebiyatında en çok işlenmiş konudur. 5. HİCVİYE Bir kimseyi yermek amacıyla yazılan şiirlere denir. Medhiyenin zıddıdır. Eskiler hicvedene heccav derdi. Genellikle kaside biçimiyle yazılır. 17. yy. şairi Nef î hicviyeleriyle tanınmıştır; hatta onun a köpek redifli bir hicviyesi vardır. Bu konuda yazılan şiirlere halk edebiyatında taşlama denir. 6. FAHRİYE Şairlerin kendilerini övmek için yazdıkları şiirlere denir. Genellikle kasideler içinde bir bölüm olarak bulunan fahriyeler, bunun dışında ayrı bir nazım biçimiyle ya da bir gazelin makta bölümünde karşımıza çıkabilir. 17. yy. şairi Nef î fahriyeleriyle tanınmıştır. Divan Edebiyatında Diğer Şiirler 1. NAZÎRE Bir şairin şiirine başka bir şairce aynı ölçü, uyak ve redifte yazılan benzerine denir. Divan şairlerince bir şairin şiirini tanzîr etmek, yani benzerini yazmak ona karşı bir saygı duyulduğunu ve onun şiirlerinin beğenildiğini anlatmak içindir. Taklit etmek amacı yoktur. Nazîrenin asıl şiir kadar güzel olması gerekir. Böylece nazîre yazan şair kendi ustalığını da göstermiş olur. Gazelde nazîrecilik divan şairleri arasında çok yaygındır. Bundan dolayı divan edebiyatına nazîreler edebiyatı diyenler de vardır. Tanınmış bir şairin beğenilen, sevilen bir gazeline başka şairlerce pek çok nazîre yazılmıştır. Bu nazîreler nazîre mecmuası adı verilen kitaplarda toplanmıştır. Halk şairleri arasında da birbirlerine nazîre söylemek geleneği vardır. 2. TEHZİL Ünlü bir şiire aynı ölçü ve uyakta şaka veya alay yollu yazılmış nazîredir. Buna hezl de denir. Şair hezlle ya bir konuya mizahî bir nitelik verir ya da ciddi şiirleri mizahî duruma sokar; ancak bunun bayağılıktan uzak ve zarif olması gerekir. 17. yy.daan sonra yaygınlaşmıştır. 3. TAZMİN Bir şaire ait bir dize ya da beytin başka bir şairce herhangi bir nazım biçimine tamamlanmasına ve de bu şekilde yazılan şiirlere tazmin denir. Tazmin edilen mısra ya da beytin sahibi mutlaka belirtilmelidir. Ancak herkesçe bilinen bir sözse belirtmeyebilir. 4. TARİH Bir olayın oluş yılını gösteren şiirdir. Yıl, şiirde açıkça, yani rakam olarak belirtilmez. Ebced hesabı aracılığıyla kelime ya da kelimeler üzerinde gösterilir. Ebced hesabı; Arap alfabesindeki her bir harfe -ayrı ayrı olmak üzere- 1 den 1000 e kadar bir sayı değeri verilmesiyle oluşturulan bir sistemdir. Yani Arap alfabesindeki her harfin sayı olarak bir değeri vardır. İşte bu sistem sayesinde olayın yılı bazen dize içindeki bir veya birkaç sözcükte gizlidir. Bazen de dizedeki bütün harflerin sayı değerlerinin toplamı tarihi gösterir. Bunlardan başka şekillerde de olabilir. Tarih yazmak, aynı zamanda bir söz sanatıdır ve bu sanata tarih düģürme denir. Tarihler genellikle kıt a nazım biçimiyle yazılır. Bir beyit, dize, kısa ölçülü bir söz ya da bir tek sözcükle de tarih düşürülür

17 Tarih düşürmede esas alınan ebced hesabında harflerin sayı değerleri şöyledir: elif 1 ze 7 mim 40 kaf 100 zel 700 be 2 ha 8 nun 50 re 200 dad 800 cim 3 tı 9 sin 60 şın 300 zı 900 dal 4 ye 10 ayn 70 te 400 gayn 1000 he 5 kef 20 fe 80 se 500 vav 6 lam 30 sad 90 hı 600 Ebced sözcüğü ebced hesabındaki ilk dört harfin (elif, be, cim, dal) yan yana getirilerek okunuşudur. Aynı zamanda bu tabloyu kolay ezberlemek için bulunan bir formülün ilk kelimesidir. O zaman ebced kelimesindeki tüm harfler sırasıyla 1, 2, 3 ve 4 rakamlarına karşılıktır. Tarih düşürmeyi bir örnek üzerinde inceleyelim: Feth-i Bağdâd ı târîh oldı gazâm IV. Murat a ait bu dizede gazâm sözcüğü tarihtir; çünkü dizede gazâm tarih oldu sözleri ile bu kelimeye işaret ediliyor. Gazâm ebced hesabına göre 1048 rakamını gösterir. Yani bu dizeden IV. Murat ın Bağdat ı 1048 de fethettiğini öğreniyoruz. Şimdi de kelimedeki harfleri tek tek toplayarak bu bilginin doğruluğunu kontrol edelim. Gazâm kelimesi Arap alfabesine göre sırasıyla şu harflerden oluşur: gayn, ze, elif, mim. Gayn 1000 e, ze 7 ye, elif 1 e, mim 40 rakamına karşılıktır. Öyleyse =1048 dir. 5. BAHR-I TAVÎL Ölçülü ve uzun nesir cümleleri niteliğinde uyaklı dizelerden meydana gelen bir biçimdir. Dizelerde seci ler de yapılır. Çok az kullanılmış bir biçimdir

18 HALK ŞİİRİNDE KULLANILAN NAZIM ŞEKİLLERİ VE TÜRLERİ HALK ŞİİRİ NAZIM ġekġllerġ NAZIM TÜRLERĠ HECE ÖLÇÜSÜ ĠLE SÖYLENENLER ARUZ ÖLÇÜSÜ ĠLE SÖYLENENLER ÂġIK EDEBĠYATI TEKKE EDEBĠYATI ANONĠM HALK ġġġrġ mâni türkü ÂġIK EDEBĠYATI koşma destan semâî varsağı divan semâî kalenderî selis satranç vezn-i âhar güzelleme taşlama koçaklama ağıt ilâhiler, tevhid, münâcat, na t, miraciye, mevlid, hilye, Ramazaniye, medhiye, hikmet, nutuk, devriye, şathiye HALK ŞİİRİNDE KULLANILAN NAZIM ŞEKİLLERİ I. HECE ÖLÇÜSÜYLE SÖYLENENLER A. ANONİM HALK ŞİİRİ NAZIM BİÇİMLERİ (Sahibi Belli Olmayan Ürünler) 1. MÂNİ Halk şiirinin en küçük nazım biçimidir. 4 mısralık bağımsız şiirlerdir. 7 li hece ölçüsüyle yazılır. Uyak düzeni aaba şeklindedir. Kafiyelenişi bakımından İran kaynaklı bir şekil olan rübâîye benzer. 14. ve 15. yy. şairlerimizin divan şiirine kattıkları tuyuğ un da

19 mâniden geliştirildiği sanılmaktadır. Mânilerin ilk iki dizesi uyağı doldurmak ya da temel düşünceye bir giriş yapmak için söylenir. Bunlara doldurma mısralar da diyebiliriz. Bazen sadece ilk dize doldurma olabilir. Genellikle asıl söylenmek istenen düşünceyle ilgisiz gibi görünür; ama konu ile ilgili de yorumlanabilir. Temel duygu ve düşünce son dizede ortaya çıkar. Başlıca konusu aşktır. Mânilerde şen ve hafif temalar işlenmiştir. Anadolu da kadınlar arasında mâni söyleme geleneği yaygındır. Mâniler genellikle 4 dizeden oluşur. Ama bu sayı bazen 14 e kadar yükselir. Çok dizeli mâniler genellikle tercih edilmemiştir. Çünkü bunlara hem uyak bulmak hem de uzun mânileri akılda tutmak daha zordur. Mâniler hangi amaçla söylenirse söylensin mânici, mâni yakıcı, mâni düzücü denilen kişiler tarafından doğmaca olarak ve özel bir ezgiyle söylenir. Mâniciler mâninin kafiye ve redif kısmına ayak derler. Ayak bulmak, Ayağı ayağına getirmek, aynı kafiyede bir başka beyit bulup veya hemen düşürüp söylemek demektir ve bu, onlar arasında en makbul sanat, bir zekâ eseridir. Mâni Türleri 1. Tam Mâni (Düz Mâni): Dört dizeli ve 7 li hece ölçüsüyle söylenen klasik mânilerdir. Aşağıda örnekler verilmiştir. -1- Elmayı bütün dildim Çamura düştü sildim Ben yârimin kıymetin Gittikten sonra bildim -2- Kaşların ok dedikçe Kirpiğin çok dedikçe Pek mi gönlün büyüdü Sen gibi yok dedikçe Kaleden iniş olmaz Ham demir gümüş olmaz Güzele gönül verdim Ölürüm dönüş olmaz -4- Gidene bak gidene Güller sarmış dikene Mevlâ sabırlar versin Gizli sevda çekene 2. Kesik Mâni: Birinci dizesinin hece sayısı yediden az olan mânilerdir. Dizeleri cinaslı uyaklarla kurulur. Bundan dolayı böyle mânilere cinaslı mâni de denir. Kesik mânilerde anlam birimi beyittir. Yani her beytin anlamca öteki beyitlerle ilgisi yoktur. Aradan bir beyit çıkarılmasıyla mâninin yapısında ve anlamında bir bozukluk meydana gelmez. Cinaslı mânilerin çoğu İstanbul mânileridir. Aşağıda örnekler verilmiştir. -1- Dağıdır Çıktım dağlar başına Sordum bu ne dağıdır Felek bana ses verdi Dedi sevda dağıdır (dağ: yara) Çirkin otağın kurmuş Gelir güzel dağıtır Ellerle gönül oynar Bana çene dağıtır Örneklerde görüldüğü gibi kesik mâniler dört dizeden oluşabildiği gibi daha fazla dizeden de oluşabiliyor. Birinci dizesi 7 heceli olan kesik mânilere doldurmalı kesik mâni ya da ayaklı mâni denir. Aşağıda örnekler verilmiştir. -1- Ah o beni o beni Kâkül örtmüş o beni Ben yârimi unutmam Unutsa da o beni -2- Yâr asar Hekimsen bak nabzıma Cerrah isen yara sar Beni kimse asamaz Asar ise yâr asar -3- Ayna güzel Yüz güzel, ayna güzel Güzel yâri görenler Dediler ay ne güzel Oturmuş zülfün tarar Dizinde ayna güzel -4- Sürüne Madem çoban değilsin Arkandaki sürü ne Ben bir körpe kuzuyum Al kat beni sürüne Beni böyle yandıran Sürüm sürüm sürüne -5- Bugün al Yârim giymiş bugün al Şâd edersen bugün et Can alırsan bugün al -2- Ah demedi demedi Elinde gül demedi Ben nasıl güleceğim Yâr bana gül demedi -6- Yaraşır Geçti gönül yaraşır Ben bu dağı aşamam Tut kolumdan yâr aşır Yâr cemâlin pek güzel Her ne giysen yaraşır -7- Böyle bağlar Yâr başın böyle bağlar Gül açmaz bülbül ötmez Yıkılsın böyle bağlar 3. Artık Mâni: 4 dizeli genel tipte olan mâniye, aynı uyakta başka dizeler eklenerek söylenen mâniye denir. Bunları dize sayısı 4 ten fazla olan kesik mânilerle karıştırmamak gerekir. Artık mânilerde genellikle cinaslı uyak kullanılmadığı gibi 1. dizeleri de anlamlıdır. Yani doldurma dediğimiz mısralar yoktur. Bütün dizeler asıl konu ile ilgilidir. Artık mânilere yedekli mâni de denir. Aşağıda örnekler verilmiştir. -1- Ağlarım çağlar gibi Derdim var dağlar gibi Ciğerden yaralıyım Gülerim sağlar gibi Her gelen bir gül ister Sahipsiz bağlar gibi -2- İlkbahara yaz derler Şirin söze naz derler Kime derdim söylesem Bu dert sana az derler Kendin ettin kendine Yana yana gez derler -3- Ekin ektim bitmiyor Boya vurdum tutmuyor Aramızda dağlar var Elim yâre yetmiyor Şekerli yemek yaptım Boğazımdan gitmiyor

20 4. DeyiĢ (KarĢılıklı Mâni): İki kişinin karşılıklı olarak söyledikleri mânilere denir. Bunlar sorulu cevaplı bir biçimde düzenlendikleri gibi karşılıklı konuşma olmadan bir konu üzerine de söylenebilir. 4 dizeli klasik mâni şeklinde söylenir. Mâniler anonim olmakla birlikte söyleyeni belli olanları da vardır. Bunlar kimi saz ve tekke şairlerince söylenmiştir. Bu mânilerin ilk dizelerinde şair mahlasını söyler. Aşağıda örnekler verilmiştir. Hatâyi m hâl çağında Hak gönül alçağında Bin Kâbe den yeğrektir Bir gönül al çağında Halk şairlerimizden başka ünlü edebiyat tarihçisi Mehmet Fuat Köprülü; yine edebiyatımızda Beş Hececiler isimli şairler topluluğundan Orhan Seyfi Orhon ve Yusuf Ziya Ortaç da mâniler yazmıştır. Aşağıda örnekler verilmiştir. Elinde altın tepsi Kız yolunu kim kesti? Çiçekler takınsana Sevda yelleri esti Mehmet Fuat Köprülü Seydi m eder taşlı dağlar Çiçekli kuşlu dağlar Sen de mi yârdan ayrıldın? Gözlerin yaşlı dağlar Can işte canan hani Dert işte derman hani Gönül sarayı bomboş Beklenen sultan hani Orhan Seyfi Orhon Gözlerin mavi mine Vuruldum perçemine Aşkın beni çevirdi Aslı nın Kerem ine Yusuf Ziya Ortaç Mâniler 7 li hece ölçüsüyle söylenir. Ancak 8 veya 4, hatta 11 heceli mâniler de vardır. Özellikle bekçi ve davulcu mânileri diye tanınan Ramazan mânilerinin çoğu 8 hecelidir. 2. TÜRKÜ Türlü ezgilerle söylenen anonim halk şiiri nazım biçimidir. Halk şiirinin en eski biçimlerindendir. Anadolu dışında türkü yerine yır veya cır kelimesi kullanılmıştır. Anadolu da da yırlamak, ırlamak türkü söylemek anlamlarında kullanılır. Türkü kelimesi Türk kelimesine Arapça î nisbet eki getirilerek ortaya çıkmıştır ve Türk e mahsus demektir. Bu kelime ilk defa 15. yy.da Doğu Türkleri tarafından kullanılmıştır. Söyleyeni belli olan türküler var dense de memlekete yayılarak yeni mısra ve ezgilerle değişip genişlemiştir. Yani ilk söylendiği şekliyle kalmaz, değişir ve toplumun tamamına mal olur. Türküler bir olay karşısındaki içli duyguları, tepkileri dile getirir. Büyük tarihî olaylardan değil de çevreyi ilgilendiren olaylardan çıkar. Olağanüstü olay ve kişilere yer vermez. Daha çok bireysel ve sosyal olaylara dayanır. Bunlar türküyü destandan ayıran özelliklerdir. Türkülerimizin çoğu aşk, üzüntü, ölüm, hasret ve gurbet üzerine söylenmiştir. Genellikle acıklı ve dokunaklı olmaları nedeniyle türkü yakmak deyimi yaygındır. Bu deyim aynı zamanda türkünün bilinen bir olaydan çıktığını da gösterir. Türküler hece ölçüsünün her kalıbıyla söylenir. Bir türkü iki bölümden oluşur. I. Bent: Türkünün asıl sözlerinin bulunduğu bölümdür. II. Bağlama (KavuĢtak): Her bendin sonunda tekrarlanır, yani nakarattır. Bentler ve kavuştaklar kendi aralarında uyaklanır. Türküler söylendikleri bölgelere, ezgilerine, konularına ve yapılarına göre çeşitli isimler alır. Söylendikleri Bölgelere Göre Türküler Bingöl ağzı, Urfa ağzı, Eğin ağzı... Kimi tanınmış türküler de içindeki en etkili sözlerle anılır: Ayşe m, Zeynep im, Fidayda, Adanalı gibi

İnci. Hoca DİVAN EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ II (BENTLERLE KURULANLAR)

İnci. Hoca DİVAN EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ II (BENTLERLE KURULANLAR) DİVAN EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ II (BENTLERLE KURULANLAR) BENTLERLE KURULAN NAZIM BİÇİMLERİ A. BENT SAYISI TEK OLANLAR (TEK DÖRTLÜKTEN OLUŞANLAR) RUBAİ Edebiyatımıza İran edebiyatından gelmiştir. Dört

Detaylı

İnci. Hoca DİVAN EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ I (BEYİTLERLE KURULANLAR)

İnci. Hoca DİVAN EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ I (BEYİTLERLE KURULANLAR) DİVAN EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ I (BEYİTLERLE KURULANLAR) DİVAN EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ A. BEYİTLERLE KURULANLAR Genellikle aşk, şarap, sevgilinin güzelliği, baharın neşesi, talihin cilvesi gibi lirik

Detaylı

-Rubai nazım şekli denince akla gelen ilk sanatçı İranlı şair.. dır.

-Rubai nazım şekli denince akla gelen ilk sanatçı İranlı şair.. dır. 10. SINIF TÜRK EDEBİYATI ÇALIŞMA SORULARI 1. Gazelin özelliklerinden beşi tanesini yazınız. 2. Aşağıda verilen kavramları tanımlayınız. Matla: Taç beyit: Tegazzül: Fahriye: Methiye: 3. Verilen dörtlüğün

Detaylı

TÜRK VE DÜNYA EDEBİYATINDA NAZIM BİÇİMLERİ. işledikleri konulara ve ilgili oldukları alanlara göre de nazım türlerine ayrılırlar.

TÜRK VE DÜNYA EDEBİYATINDA NAZIM BİÇİMLERİ. işledikleri konulara ve ilgili oldukları alanlara göre de nazım türlerine ayrılırlar. TÜRK VE DÜNYA EDEBİYATINDA NAZIM BİÇİMLERİ Şiirler nazım birimlerine, kafiyelerine, vezinlerine ve mısra sayılarına göre nazım şekillerine; işledikleri konulara ve ilgili oldukları alanlara göre de nazım

Detaylı

Divan Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları. HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. Divanı vardır.

Divan Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları. HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. Divanı vardır. Edebiyatı Sanatçıları Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. ı vardır. MEVLANA: XIII.yüzyılda yaşamıştır. Birkaç

Detaylı

I. HECE ÖLÇÜSÜYLE YAZILAN HALK ŞİİRİ NAZIM BİÇİMLERİ ve TÜRLERİ. Sevgi, tabiat, övgü, yergi, evlât sevgisi, ayrılık, hasret ve aşk konularını işler.

I. HECE ÖLÇÜSÜYLE YAZILAN HALK ŞİİRİ NAZIM BİÇİMLERİ ve TÜRLERİ. Sevgi, tabiat, övgü, yergi, evlât sevgisi, ayrılık, hasret ve aşk konularını işler. NAZIM BİÇİMLERİ (ŞEKİLLERİ) VE TÜRLERİ Şiirler nazım birimlerine, kafiyeleniş şekillerine, vezinlerine ve mısra sayılarına göre nazım şekillerine; işledikleri konulara ve ilgili oldukları alanlara göre

Detaylı

ESKİ TÜRK EDEBİYATINDA ŞEKİL VE TÜR BİLGİSİ ESKİ TÜRK EDEBİYATINDA ŞEKİL BİLGİSİ

ESKİ TÜRK EDEBİYATINDA ŞEKİL VE TÜR BİLGİSİ ESKİ TÜRK EDEBİYATINDA ŞEKİL BİLGİSİ ESKİ TÜRK EDEBİYATINDA ŞEKİL VE TÜR BİLGİSİ ESKİ TÜRK EDEBİYATINDA ŞEKİL BİLGİSİ Nazım biçimi, bir manzumenin dış yapı özelliklerinin bütünüdür. Nazım biçimini belirleyen faktörler şunlardır: Nazım Birimi

Detaylı

Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım

Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım İLETİŞİM, DİL VE KÜLTÜR 1. İletişim 2. İnsan, İletişim ve Dil 3. Dil Kültür İlişkisi DİLLERİN SINIFLANDIRILMASI VE TÜRKÇENİN DÜNYA DİLLERİ ARASINDAKİ YERİ 1. Dillerin Sınıflandırılması

Detaylı

Ö n e m l i Ö z e l l i k l e r i

Ö n e m l i Ö z e l l i k l e r i Ö n e m l i Ö z e l l i k l e r i Şiirde aruz ölçüsü kullanılmış. Dil; Türkçe, Arapça ve Farsça sözcüklerden oluşan Osmanlıca dır Şairler anlatıma (üslup) çok önem vermişler. Her konuda kurallar vardır.

Detaylı

TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ

TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ İslamiyet Öncesi Türk Edebiyatı Sözlü Dönem Yazılı Dönem İslamî Dönem Türk Edebiyatı Geçiş Dönemi Divan Edebiyatı Halk Edebiyatı Batı etkisinde Gelişen Türk Edebiyatı Tanzimat

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...9

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...9 İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...9 I. BÖLÜM EDEBİYAT NEDİR? 1.1. Edeb den Edebiyata...11 1.2. Edebî Eser...13 1.3. Edebî Metin...14 1.4. Edebiyat Bilimi...33 1.5. Edebiyat Sosyolojisi...33 1.6. Edebiyat Tarihi...35

Detaylı

Savaş, kahramanlık ve vatan sevgisi gibi konuları destansı ve abartılı bir anlatımla işleyen şiirlerdir.

Savaş, kahramanlık ve vatan sevgisi gibi konuları destansı ve abartılı bir anlatımla işleyen şiirlerdir. ŞİİR TÜRLERİ 1. EPİK ŞİİR Epik, destan niteliğinde olan, destansal demektir. Savaş, kahramanlık ve vatan sevgisi gibi konuları destansı ve abartılı bir anlatımla işleyen şiirlerdir. Destanlar, epik şiirin

Detaylı

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ a. 14.Yüzyıl Orta Asya Sahası Türk Edebiyatı ( Harezm Sahası ve Kıpçak Sahası ) b. 14.Yüzyılda Doğu Türkçesi ile Yazılmış Yazarı Bilinmeyen Eserler c.

Detaylı

TÜRK EDEBİYATI 10. SINIFLAR 17 Nisan 2015

TÜRK EDEBİYATI 10. SINIFLAR 17 Nisan 2015 ADI : SOYADI:. SINIF : NU.:.. TÜRK EDEBİYATI 10. SINIFLAR 17 Nisan 2015 KAHTA FEN LİSESİ 2014 2015 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI II. DÖNEM I. YAZILI. 1. SORU 2. SORU 3. SORU 4. SORU 5. SORU 6. SORU 7. SORU 8. SORU

Detaylı

10.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

10.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ EKİM AY HAFTA DERS SAATİ KONU ADI KAZANIMLAR TEST NO TEST ADI 1 EDEBİYAT TARİHİ / TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERE AYRILMASINDAKİ ÖLÇÜTLER 1.Edebiyat tarihinin uygarlık tarihi içindeki yerini.edebiyat tarihinin

Detaylı

İnci. Hoca GEÇİŞ DÖNEMİ ESERLERİ (İLK İSLAMİ ESERLER)

İnci. Hoca GEÇİŞ DÖNEMİ ESERLERİ (İLK İSLAMİ ESERLER) İnci GEÇİŞ DÖNEMİ ESERLERİ (İLK İSLAMİ ESERLER) Hoca ESERLERİN ORTAK ÖZELİKLERİ Hem İslâmiyet öncesi kültürü hem de İslâmî kültür iç içedir. Aruzla hece, beyitler dörtlük birlikte kullanılmıştır. Eserler

Detaylı

İslam medeniyetinde Türk Edebiyatı

İslam medeniyetinde Türk Edebiyatı On5yirmi5.com İslam medeniyetinde Türk Edebiyatı İslam medeniyetinde Türk Edebiyatı'nın özellikleri... Yayın Tarihi : 1 Nisan 2014 Salı (oluşturma : 7/12/2017) KUTADGU BİLİG 11. yy.da (1069-1070) Yusuf

Detaylı

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler OLAY ÇEVRESINDE GELIŞEN EDEBI METINLER Oğuz Türkçesinin Anadolu daki ilk ürünleri Anadolu Selçuklu Devleti

Detaylı

İÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ...9 GİRİŞ... Osman Horata 11

İÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ...9 GİRİŞ... Osman Horata 11 İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...9 GİRİŞ... Osman Horata 11 I. KAYNAKLAR Osman Horata A. Edebî Eserler...25 1. Divanlar...25 2. Mesneviler...28 3. Şiir Mecmuaları...29 4. Mensur Eserler...29 B. Edebiyat Bilgi ve Teorisiyle

Detaylı

AĞRI İBRAHİM ÇEÇEN ÜNİVERSİTESİ

AĞRI İBRAHİM ÇEÇEN ÜNİVERSİTESİ AĞRI İBRAHİM ÇEÇEN ÜNİVERSİTESİ SİYASET BİLİMİ VE KAMU YÖNETİMİ DERS:SİYASET VE EDEBİYET KONU:DİVAN EDEBİYATI Gökhan GÜLLÜ Şerafettin ALPDEĞER Azad ŞEKER DİVAN EDEBİYATI Divan edebiyatı Türklerin İslam

Detaylı

Veysel BALCI YSSAL TD ve Ed. Öğrt.

Veysel BALCI YSSAL TD ve Ed. Öğrt. Veysel BALCI YSSAL TD ve Ed. Öğrt. GÜZEL SANATLAR VE EDEBİYAT Güzel sanatların sınıflandırılması Geleneksel sınıflandırma Görsel sanatlar: (plastik sanatlar)resim, heykel, mimari İşitsel sanatlar (fonetik):

Detaylı

CEMAL KURNAZ - HALİL ÇELTİK, EZBERBOZAN BİR ESER: DİVAN ŞİİRİ ŞEKİL BİLGİSİ, H YAYINLARI, İSTANBUL, 2010, 426 S.

CEMAL KURNAZ - HALİL ÇELTİK, EZBERBOZAN BİR ESER: DİVAN ŞİİRİ ŞEKİL BİLGİSİ, H YAYINLARI, İSTANBUL, 2010, 426 S. CEMAL KURNAZ - HALİL ÇELTİK, EZBERBOZAN BİR ESER: DİVAN ŞİİRİ ŞEKİL BİLGİSİ, H YAYINLARI, İSTANBUL, 2010, 426 S. Kaplan ÜSTÜNER Türk edebiyatında nazım şekli bilgisi hakkında bu güne kadar Muallim Naci,

Detaylı

Müşterek Şiirler Divanı

Müşterek Şiirler Divanı Müşterek Şiirler Divanı Yazar İ. Hakkı Aksoyak ISBN: 978-605-9247-54-2 1. Baskı Nisan, 2017 / Ankara 1000 Adet Yayınları Yayın No: 228 Web: grafikeryayin.com Kapak ve Sayfa Tasarımı Baskı ve Cilt Grafik-Ofset

Detaylı

BEP Plan Hazırla T.C Ceyhan Kaymakamlığı ALTI OCAK MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ Müdürlüğü Edebiyat Dersi Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı

BEP Plan Hazırla T.C Ceyhan Kaymakamlığı ALTI OCAK MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ Müdürlüğü Edebiyat Dersi Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı BEP Plan Hazırla T.C Ceyhan Kaymakamlığı ALTI OCAK MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ Müdürlüğü Edebiyat Dersi Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı Öğrenci : MEHMET ERKAN Eğitsel Performans Olay Çevresinde Oluşan

Detaylı

DİVAN EDEBİYATI DİVAN EDEBİYATI

DİVAN EDEBİYATI DİVAN EDEBİYATI A: Divan Edebiyatına Giriş 1. Temel Kavramlar 2. Divan Edebiyatının Oluşumu 3. Divan Edebiyatının Gelişim Dönemleri 4. Divan Edebiyatının Kaynakları 5. Divan Edebiyatının Özellikleri 6. Divan Edebiyatının

Detaylı

İSLÂMİYET ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI İSLÂMİ İLK ESERLER SORU PROĞRAMI AHMET ARSLAN

İSLÂMİYET ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI İSLÂMİ İLK ESERLER SORU PROĞRAMI AHMET ARSLAN İSLÂMİYET ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI İSLÂMİ İLK ESERLER SORU PROĞRAMI AHMET ARSLAN 1) XI. Yüzyıl dil ürünlerinden olan bu eserin değeri, yalnızca Türk dilinin sözcüklerini toplamak, kurallarını ve

Detaylı

TÜRK HALK ŞİİRİ EDB305U KISA ÖZET

TÜRK HALK ŞİİRİ EDB305U KISA ÖZET TÜRK HALK ŞİİRİ EDB305U KISA ÖZET DİKKAT Burada ilk 4 sahife gösterilmektedir. Özetin tamamı için sipariş veriniz www.kolayaof.com 1 1. ÜNİTE Türk Halk Şiirinin Kökeni, Gelişimi ve Genel Özellikleri HALK

Detaylı

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ TEMSİLCİLERİ - I

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ TEMSİLCİLERİ - I MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ TEMSİLCİLERİ - I ÖMER SEYFETTİN ( 1884 1920 ) Milli Edebiyat akımının ve çağdaş Türk öykücülüğünün öncülerindendir. Küçük hikâyeyi tamamen bağımsız bir hale getirmiştir. Türk edebiyatında

Detaylı

HALK EDEBİYTI IV AŞIK EDEBİYATINDA ÜSLUP

HALK EDEBİYTI IV AŞIK EDEBİYATINDA ÜSLUP HALK EDEBİYTI IV AŞIK EDEBİYATINDA ÜSLUP Türk halk şiirinde kullanılan dilin, yalın veya sadece olduğu yönünde yaygın bir kanaat vardır. Divan Şiiri'nde kaleme alınmış şiirler göz önüne alındığında bu

Detaylı

9-10-11. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERS NOTLARI DEVELİ LİSESİ

9-10-11. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERS NOTLARI DEVELİ LİSESİ 9-10-11. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERS NOTLARI DEVELİ LİSESİ 25.04.2013 TÜRK EDEBİYATI DÖNEMLERİ TABLOSU 1. İslamiyet Öncesi T. Edb. 2. Geçiş Dönemi T. Edb. 4. Divan Edebiyatı 5. Batı Edebiyatı a) Sözlü Edebiyat

Detaylı

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 12. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 12. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ AY HAFTA DERS SAATİ KONU ADI KAZANIMLAR TEST NO TEST ADI 1 2 EDEBİ BİLGİLER (ŞİİR BİLGİSİ) 1. İncelediği şiirden hareketle metnin oluşmasına imkân sağlayan zihniyeti 2. Şiirin yapısını çözümler. 3. Şiirin

Detaylı

Aruzla şiire başlayan sanatçılar, Ziya Gökalp in etkisiyle sonradan hece ölçüsüyle yazmaya başlamışlardır.

Aruzla şiire başlayan sanatçılar, Ziya Gökalp in etkisiyle sonradan hece ölçüsüyle yazmaya başlamışlardır. BEŞ HECECİLER Milli edebiyattan etkilenen Beş Hececiler, milli kaynaklara dönmeyi ilke edinmişlerdir. Şiire I. Dünya Savaşı Milli Mücadele yıllarında başlayıp Mütareke yıllarında şöhret kazanan edebi topluluktur.

Detaylı

Sade Nesir: Halkın konuştuğu dilden fazla uzaklaşılmadan oluştumuştur.

Sade Nesir: Halkın konuştuğu dilden fazla uzaklaşılmadan oluştumuştur. HAZIRLAYAN SERDAR GÜL DİVAN EDEBİYATI (KLASİK TÜRK EDEBİYATI) Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni SERDAR GÜL Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni SERDAR GÜL NESİR ÖZELLİKLERİ Nesir ihmal edilmiş bir türdür; çünkü

Detaylı

Metin Edebi Metin nedir?

Metin Edebi Metin nedir? Metin Nedir? Metin, belirli bir iletişim bağlamında, bir ya da birden çok kişi tarafından sözlü ya da yazılı olarak üretilen anlamlı bir yapıdır. Metin çok farklı düzeylerde dille iletişimde bulunmak amacıyla

Detaylı

11.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

11.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ EKİM AY HAFTA DERS SAATİ KONU ADI YENİLEŞME DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI TANZİMAT DÖNEMİ EDEBİYATININ OLUŞUMU KAZANIMLAR.Osmanlı Devleti ni güçlü kılan sosyal, siyasi düzenin bozulma nedenlerini.batı düşüncesine,

Detaylı

9. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERS NOTLARI

9. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERS NOTLARI 9. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERS NOTLARI www.edebiyatogretmeni.org Türk Edebiyatı Dil ve Anlatım Dersleri Kaynak Sitesi RETGREGTGTGRTGTRGGT[Metni yazın] Sayfa 1 I. ÜNİTE - GÜZEL SANATLAR VE EDEBİYAT 1. GÜZEL

Detaylı

divan edebiyatı Aruz ölçüsü

divan edebiyatı Aruz ölçüsü Türklerin İslamiyet e geçişinden sonra; İslam uygarlığının bilim, inanç ve kuralları etkisi altında, Arap ve Fars edebiyatının estetik kuralları üzerine kurulan edebiyat akımına divan edebiyatı denir.

Detaylı

ÝÇÝNDEKÝLER TEMA 1. Anlam Bilgisi. Yazým Bilgisi. Dil Bilgisi. SÖZCÜK ANLAMI...15 Gerçek, Yan ve Mecaz Anlam...15 Deyim...15

ÝÇÝNDEKÝLER TEMA 1. Anlam Bilgisi. Yazým Bilgisi. Dil Bilgisi. SÖZCÜK ANLAMI...15 Gerçek, Yan ve Mecaz Anlam...15 Deyim...15 ÝÇÝNDEKÝLER TEMA 1 Anlam Bilgisi SÖZCÜK ANLAMI...15 Gerçek, Yan ve Mecaz Anlam...15 Deyim...15 CÜMLE ANLAMI...16 Öznel ve Nesnel Anlatým...16 Neden - Sonuç Ýliþkisi...16 Amaç - Sonuç Ýliþkisi...16 Koþula

Detaylı

9.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERS NOTLARI

9.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERS NOTLARI I. ÜNİTE - GÜZEL SANATLAR VE EDEBİYAT GÜZEL SANATLAR İÇİNDE EDEBİYATIN YERİ Güzel sanatları diğer eserlerden ayıran en önemli özellik insanda coşku ve estetik haz uyandırmasıdır. Güzel sanatlar için yapılan

Detaylı

Bir şiirde anlam bütünlüğünü sağlayan en küçük birime nazım birimi denir. Türk edebiyatında değişik dönemlerde farkı nazım birimleri kullanılmıştır.

Bir şiirde anlam bütünlüğünü sağlayan en küçük birime nazım birimi denir. Türk edebiyatında değişik dönemlerde farkı nazım birimleri kullanılmıştır. Şiirin yapısı anlam ve ses kaynaşmasından oluşur. Anlam ve ses kaynaşmasından oluşan nazım birimlerine beyit, kıt a, bent, mısra gibi isimler verilir. Dize, beyit, dörtlük gibi birimlerle ölçü, kafiye

Detaylı

DİVAN EDEBİYATI. Divan edebiyatı, Türklerin, on üç ve on dokuz yüzyıllar arasında Anadolu da

DİVAN EDEBİYATI. Divan edebiyatı, Türklerin, on üç ve on dokuz yüzyıllar arasında Anadolu da DİVAN EDEBİYATI GENEL ÖZELLİKLERİ Divan edebiyatı, Türklerin, on üç ve on dokuz yüzyıllar arasında Anadolu da oluşturdukları, temelinde İslam dininin bulunduğu Türk, Arap ve İran edebiyatlarının karışımı,

Detaylı

OLAY ÇEVRESİNDE GELİŞEN METİNLER ANLATMAYA BAĞLI METİNLER

OLAY ÇEVRESİNDE GELİŞEN METİNLER ANLATMAYA BAĞLI METİNLER OLAY ÇEVRESİNDE GELİŞEN METİNLER ANLATMAYA BAĞLI METİNLER MESNEVİ Divan şiirinde, her beytinin dizeleri kendi arasında uyaklı, aruzun genellikle kısa kalıpları ile yazılan nazım biçimine ve bu biçimde

Detaylı

İslâmî Türk Edebiyatı Sempozyumu

İslâmî Türk Edebiyatı Sempozyumu İslâmî Türk Edebiyatı Sempozyumu Arap ve Türk Edebiyatında Dinî Edebiyatın Müşterekleri Prof. Dr. Mehmet Akkuş 1 Hiç şüphe yok ki İslâm, Türk milletinin hayatında büyük ve köklü değişiklikler meydana getirmiştir.

Detaylı

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 10. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 10. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ AY HAFTA DERS SAATİ KONU ADI KAZANIMLAR 1. Edebiyat tarihinin incelediği konuları açıklar. 2. Edebî eserlerin yazıldığı dönemi temsil eden belge olma niteliğini sorgular 3. Uygarlık tarihiyle edebiyat

Detaylı

DÎVÂN EDEBİYATI FETHİYE MEHMET ERDOĞAN ANADOLU LİSESİ. Mücahid Serçek Türk Edebiyatı Öğretmeni

DÎVÂN EDEBİYATI FETHİYE MEHMET ERDOĞAN ANADOLU LİSESİ. Mücahid Serçek Türk Edebiyatı Öğretmeni DÎVÂN EDEBİYATI FETHİYE MEHMET ERDOĞAN ANADOLU LİSESİ Mücahid Serçek Türk Edebiyatı Öğretmeni DÎVAN EDEBİYATI Türklerin İslam kültüründen etkilenmeleri sonucu oluşturdukları bir edebiyattır. Klasik Türk

Detaylı

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz.

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz. Söylenen her söz, içinden çıktığı kalbin kılığını üzerinde taşır. Ataullah İskenderî Söz ilaç gibidir. Gereği kadar sarf edilirse fayda veriri; gerektiğinden fazlası ise zarara neden olur. Amr bin As Sadece

Detaylı

Türk Dili Anabilim Dalı- Tezli Yüksek Lisans (Sak.Üni.Ort) Programı Ders İçerikleri

Türk Dili Anabilim Dalı- Tezli Yüksek Lisans (Sak.Üni.Ort) Programı Ders İçerikleri Türk Dili Anabilim Dalı- Tezli Yüksek Lisans (Sak.Üni.Ort) Programı Ders İçerikleri 1. Yıl - Güz 1. Yarıyıl Ders Planı SOSYAL BİLİMLERDE ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ TDE729 1 3 + 0 6 Sosyal bilimlerle ilişkili

Detaylı

GÜZEL SANATLAR VE EDEBİYAT

GÜZEL SANATLAR VE EDEBİYAT GÜZEL SANATLAR VE EDEBİYAT GÜZEL SANATLARDA EDEBİYATIN YERİ Bir duygunun, bir hayalin, bir tasarı ya da güzelliğin insanda oluşturduğu estetik karşılığa sanat denir. Bu estetik karşılığın ortaya çıkmasına

Detaylı

İslamiyet Öncesi Türk Edebiyatı

İslamiyet Öncesi Türk Edebiyatı İslamiyet Öncesi Türk Edebiyatı Türk edebiyatı İslamiyet öncesi Türk edebiyatı ya da Destan dönemi Türk edebiyatı, Türklerin İslamiyet'i kabulünden önceki dönemlerde oluşturdukları edebiyata verilen isimdir.[1]

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI EKİM 2017-2018 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI Ay Hafta Ders Saati Konu Adı YENİLEŞME DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI Kazanımlar Osmanlı

Detaylı

SULTAN VELED DİVANI (ÇEV. PROF. DR. VEYİS DEĞİRMENÇAY) ŞEYDA ARISOY

SULTAN VELED DİVANI (ÇEV. PROF. DR. VEYİS DEĞİRMENÇAY) ŞEYDA ARISOY SULTAN VELED DİVANI (ÇEV. PROF. DR. VEYİS DEĞİRMENÇAY) ŞEYDA ARISOY Divan yazma Anadolu da 13. ve 19. yüzyıllar arasında görülen şairlerin değişik nazım türlerinde kaleme alınmış şiirlerini bir araya topladıkları

Detaylı

GAZETE. *ilk resmi turkçe gazete: Takvim-i Vekayi *ilk yarı resmi gazete: Ceride Havadi *ilk özel gazete

GAZETE. *ilk resmi turkçe gazete: Takvim-i Vekayi *ilk yarı resmi gazete: Ceride Havadi *ilk özel gazete ROMAN ROMAN *dünya edebiyatında ilk modern roman: Don Kişot, Servone *ilk çeviri roman: Fenelonda (Tercümanı Telemogue) *ilk yerli roman: Taaşuku Talat ve Fitnat *bir edebi akım (romantizm) etkisiyle yazılan

Detaylı

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 13.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ. Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî Yunus Emre Hacı Bektaş-ı Velî Sultan Veled

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 13.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ. Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî Yunus Emre Hacı Bektaş-ı Velî Sultan Veled ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 13.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî Yunus Emre Hacı Bektaş-ı Velî Sultan Veled ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî/ Eserleri Mesnevi Dîvân-ı Kebir

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm ÖABT Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Konu Anlatımlı Soru Bankası ESKİ TÜRK DİLİ VE LEHÇELERİ...

İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm ÖABT Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Konu Anlatımlı Soru Bankası ESKİ TÜRK DİLİ VE LEHÇELERİ... İÇİNDEKİLER Birinci Bölüm... 7 ESKİ TÜRK DİLİ VE LEHÇELERİ... 8 Türk Dillerinin Sınıflandırılması... 14 Türk Dillerinin Ses Denklikleri Bakımından Sınıflandırılması... 16 Altay Dilleri Teorisini Kabul

Detaylı

Prof. Dr. Osman HORATA TDE 472 Eski Türk Edebiyatı Ders Notları

Prof. Dr. Osman HORATA TDE 472 Eski Türk Edebiyatı Ders Notları KLASİK ÜSLUP Günlük konuşma diline ait unsurların yoğun bir şekilde kullanıldığı folklorik üslup, klasik estetiğin derinlik ve zarafetinden yoksun olması sebebiyle basit bulunmuş, folklorik üslubun yüzeyselliğine

Detaylı

İnci Hoca YEDİ MEŞALECİLER

İnci Hoca YEDİ MEŞALECİLER YEDİ MEŞALECİLER Cumhuriyet döneminde ortaya çıkan ilk edebi topluluktur. 1928 de Yedi Meşale adıyla ortaklaşa bir kitap çıkarıp bu kitabın ön sözünde şiirle ilgili görüşlerini açıklamışlardır. Beş Hececiler

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7 KISALTMALAR GİRİŞ İran ve Türk Edebiyatlarında Husrev ü Şirin Hikâyesi BİRİNCİ BÖLÜM Âzerî nin Biyografisi...

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7 KISALTMALAR GİRİŞ İran ve Türk Edebiyatlarında Husrev ü Şirin Hikâyesi BİRİNCİ BÖLÜM Âzerî nin Biyografisi... İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7 KISALTMALAR...11 GİRİŞ İran ve Türk Edebiyatlarında Husrev ü Şirin Hikâyesi...13 BİRİNCİ BÖLÜM Âzerî nin Biyografisi...27 5 İKİNCİ BÖLÜM Husrev ü Şirin Mesnevisinin İncelenmesi...57

Detaylı

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ TEMSİLCİLERİ - III

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ TEMSİLCİLERİ - III MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ TEMSİLCİLERİ - III MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİNDEKİ BAĞIMSIZ SANATÇILAR YAHYA KEMAL BEYATLI (1884 1958) Şiirleri Milli edebiyat akımına uymaz, daha çok makale ve konferanslarında bu akımı

Detaylı

FECRİ-ATİ EDEBİYATI SANATÇILARI

FECRİ-ATİ EDEBİYATI SANATÇILARI FECRİ-ATİ EDEBİYATI SANATÇILARI AHMET HAŞİM ( 1884 1933 ) Fecriati topluluğunun en önemli şairi olup modern Türk şiirinin kurucularından biridir. Türk edebiyatında akşam şairi olarak da tanınır. Sanat

Detaylı

1908 tarihinden sonra Ziya Gökalp, RızaTevfik ve Fuat Köprülü sayesinde halk edebiyatı terimini kullanmaya başladık.

1908 tarihinden sonra Ziya Gökalp, RızaTevfik ve Fuat Köprülü sayesinde halk edebiyatı terimini kullanmaya başladık. (Ünite 1-6) Kültür kalıtımsal değildir Kuşaklar boyunca aktarılan, biriktirilen yaşantı ve bilgi birikimi ögelerinden oluşur. İnsanın doğaya eklediği herşey kültürdür. İnsan, iletişim yeteneği sayesinde

Detaylı

MİLLİ EDEBİYAT ZEVK VE ANLAYIŞINI SÜRDÜREN ŞİİR

MİLLİ EDEBİYAT ZEVK VE ANLAYIŞINI SÜRDÜREN ŞİİR MİLLİ EDEBİYAT ZEVK VE ANLAYIŞINI SÜRDÜREN ŞİİR MİLLİ EDEBİYAT ZEVK VE ANLAYIŞINI SÜRDÜREN ŞİİR ( 1920 1950 ) Memleket edebiyatı anlayışıyla eserler verdiler. Milliyetçilik akımından etkilenmişlerdir.

Detaylı

Dil Gelişimi. temel dil gelişimi imi bilgileri

Dil Gelişimi. temel dil gelişimi imi bilgileri Dil Gelişimi Yaş gruplarına göre g temel dil gelişimi imi bilgileri Çocuklarda Dil ve İletişim im Doğumdan umdan itibaren çocukların çevresiyle iletişim im kurma çabaları hem sözel s hem de sözel olmayan

Detaylı

9.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERS NOTLARI

9.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERS NOTLARI 9.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERS NOTLARI I. ÜNİTE GÜZEL SANATLAR VE EDEBİYAT Özellikleri GÜZEL SANATLAR İÇİNDE EDEBİYATIN YERİ Güzel sanatları diğer eserlerden ayıran en önemli özellikinsanda coşku ve estetik

Detaylı

9.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERS NOTLARI

9.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERS NOTLARI I. ÜNİTE GÜZEL SANATLAR VE EDEBİYAT GÜZEL SANATLAR İÇİNDE EDEBİYATIN YERİ Güzel sanatları diğer eserlerden ayıran en önemli özellik insanda coşku ve estetik haz uyandırmasıdır.güzel sanatlar için yapılan

Detaylı

1. DÖNEM 1. YAZILI SINAVI (SAYFA 24)

1. DÖNEM 1. YAZILI SINAVI (SAYFA 24) 1. DÖNEM 1. YAZILI SINAVI (SAYFA 24) 1. Edebiyat tarihi; bir toplumun çağlar boyunca oluşturduğu edebiyat eserlerini, bunları yaratan edebiyatçıların yaşayışlarını ve sanat anlayışlarını tarihsel gelişim

Detaylı

DESTAN DÖNEMI TÜRK EDEBIYATI. Destan Dönemi

DESTAN DÖNEMI TÜRK EDEBIYATI. Destan Dönemi DESTAN DÖNEMI TÜRK EDEBIYATI Destan Dönemi SÖZLÜ DÖNEM GENEL ÖZELLIKLERI Bu dönem ürünleri tamamıyla manzumdur. Nesir alanında eser yoktur. Dönemin yaşayış tarzını ve kültürünü yansıtan eserlerdir. Türk

Detaylı

TÜRK İSLAM EDEBİYATI

TÜRK İSLAM EDEBİYATI Editörler Dr. Öğr.Üyesi Metin Hakverdioğlu - Aynur Kurt TÜRK İSLAM EDEBİYATI Yazarlar Dr. Öğr.Üyesi Ferdi Kiremitçi Dr. Öğr.Üyesi H.İbrahim Haksever Dr. Öğr.Üyesi Mehmet Altunmeral Dr. Öğr.Üyesi Mehmet

Detaylı

Türk Edebiyatı X-Robots-Tag: otherbot: noindex, nofollow

Türk Edebiyatı X-Robots-Tag: otherbot: noindex, nofollow Yazı İçerik Halk Edebiyatı Nedir Halk Edebiyatının Genel Özellikleri Anonim Halk Şiiri Nazım Biçimleri Aşık Edebiyatı Nazım Biçimleri Aşık Edebiyatı Nazım Türleri Halk Şairlerinin Gruplandırılması Tekke

Detaylı

İ.Ö 100 Temel Eser. Kategori: Şiir Salı, 11 Ağustos :32 tarihinde yayınlandı. Gösterim: / 7 Phoca PDF. Çanakkale içinde aynalı çarşı

İ.Ö 100 Temel Eser. Kategori: Şiir Salı, 11 Ağustos :32 tarihinde yayınlandı. Gösterim: / 7 Phoca PDF. Çanakkale içinde aynalı çarşı TÜRKÜ: Türk e ait anlamına Türkî zamanla türkü biçiminde söylenmiştir. M.Fuad Köprülü ye göre Türklere mahsus bir beste ile söylenen halk şarkılarıdır. Anadolu da biçimce ilk türkü 16. yüzyılda Öksüz Dede

Detaylı

(d.1286/1869-ö.1319/1902) âşık

(d.1286/1869-ö.1319/1902) âşık NÂZÎ, Yozgatlı (d.1286/1869-ö.1319/1902) âşık Asıl adı Mustafa dır. Yozgat ın Yukarı Nohutlu Mahallesinde 1869 yılında, dünyaya geldi (Işıtman 1969: 5401). Babası, Yozgat ın Çekerek ilçesinin Beyyurdu

Detaylı

A) ANONİM HALK ŞİİRİ NAZIM BİÇİMLERİ 1. TÜRKÜ

A) ANONİM HALK ŞİİRİ NAZIM BİÇİMLERİ 1. TÜRKÜ A) ANONİM HALK ŞİİRİ NAZIM BİÇİMLERİ 1. TÜRKÜ Türk edebiyatının sözlü geleneğinde, bir ezgi ile söylenen halk şiiri "türkü"dür. Özel durumlarda ya da ezginin veya sözlerin çeşitlemesine göre ninni, ağıt,

Detaylı

CUMHURIYET DÖNEMINDE COŞKU VE HEYECANI DILE GETIREN METINLER (ŞIIR) Cumhuriyet Edebiyatında Şiir ve Soru Çözümü

CUMHURIYET DÖNEMINDE COŞKU VE HEYECANI DILE GETIREN METINLER (ŞIIR) Cumhuriyet Edebiyatında Şiir ve Soru Çözümü CUMHURIYET DÖNEMINDE COŞKU VE HEYECANI DILE GETIREN METINLER (ŞIIR) Cumhuriyet Edebiyatında Şiir ve Soru Çözümü Yirminci asrın ilk yarısının sonlarına doğru Fransa da ortaya çıkan felsefi bir akımdır.

Detaylı

Prof. Dr. Osman HORATA TDE 471 Eski Türk Edebiyatı Ders Notları

Prof. Dr. Osman HORATA TDE 471 Eski Türk Edebiyatı Ders Notları Sebk-i Hindî Sebk-i Hindî, Fars ve Türk edebiyatının yanında Fars, Hindistan, Afganistan, Azerbaycan ve Tacikistan edebiyatında da etkili olmuş bir üsluptur. İzlerine 16. Asırda rastlanmaya başlayan bu

Detaylı

* Cümle içinde, tırnak içinde verilen cümleler büyük harfle başlar. Tolstoy, Amaç olmayınca hayatın da bitmesi gerekir. demiştir.

* Cümle içinde, tırnak içinde verilen cümleler büyük harfle başlar. Tolstoy, Amaç olmayınca hayatın da bitmesi gerekir. demiştir. YAZIM KURALLARI BÜYÜK HARFLERİN YAZIMI *Bitmiş cümleler büyük harfle başlar. İnanmak, başarmanın yarısıdır. * Cümle içinde, tırnak içinde verilen cümleler büyük harfle başlar. Tolstoy, Amaç olmayınca hayatın

Detaylı

TÜRK EDEBİYATI 9 SINIF II. DÖNEM II. YAZILI SINAVI SORULARI

TÜRK EDEBİYATI 9 SINIF II. DÖNEM II. YAZILI SINAVI SORULARI TÜRK EDEBİYATI 9 SINIF II. DÖNEM II. YAZILI SINAVI SORULARI Her şey birkaç saat içinde olup bitti. Önce bir yağmur boşandı. Sonra da dağlardan köye yaman bir sel geldi. Önüne ne çıktıysa aldı götürdü.

Detaylı

GARİP AKIMI (I. YENİ)

GARİP AKIMI (I. YENİ) GARİP AKIMI (I. YENİ) Garipçiler: Orhan Veli, Melih Cevdet Anday, Oktay Rifat Horozcu nun oluşturduğu bir topluluktur. 1941 yılında Orhan Veli, Oktay Rıfat, Melih Cevdet Garip adlı ortak bir kitap yayımladılar.

Detaylı

T.C. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖZEL ÇORUM ADA ÖZEL ÖĞRETİM KURSU TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI II BİLİM GRUBU ÇERÇEVE PROGRAMI

T.C. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖZEL ÇORUM ADA ÖZEL ÖĞRETİM KURSU TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI II BİLİM GRUBU ÇERÇEVE PROGRAMI T.C. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖZEL ÇORUM ADA ÖZEL ÖĞRETİM KURSU TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI II BİLİM GRUBU ÇERÇEVE PROGRAMI 1 1. KURUMUN ADI: Özel Çorum Ada Özel Öğretim Kursu 2. KURUMUN ADRESİ: : Yavruturna

Detaylı

Tarih İçinde Türk Edebiyatı

Tarih İçinde Türk Edebiyatı 1.Ünite Tarih İçinde Türk Edebiyatı Edebiyat Tarihi ve Türk Edebiyatının Dönemlere Ayrılmasındaki Ölçütler 1. Aşağıdakilerden hangisi toplumları, milletleri, kuruluşları etkileyen hareketlerden doğan,

Detaylı

Şimdi noktalama işaretlerinin neler olduğunu ayrıntılarıyla görelim. Anlamca tamamlanmış cümlelerin sonunda kullanılır.

Şimdi noktalama işaretlerinin neler olduğunu ayrıntılarıyla görelim. Anlamca tamamlanmış cümlelerin sonunda kullanılır. NOKTALAMA İŞARETLERİ Dilimizde ilk kez Tanzimat döneminde kullanılan noktalama işaretleri, yazının daha kolay anlaşılmasını sağlar. Yazının okunmasını kolaylaştırır ve anlam karışıklığına düşülmesine engel

Detaylı

Kübra YILMAZ, Yudum HACIOĞLU, Kadri ŞAHİN, Abdülkadir Arslan

Kübra YILMAZ, Yudum HACIOĞLU, Kadri ŞAHİN, Abdülkadir Arslan YAYIN KURULU Hazırlayanlar Kübra YILMAZ, Yudum HACIOĞLU, Kadri ŞAHİN, Abdülkadir Arslan YAYINA HAZIRLAYANLAR KURULU Kurumsal Yayınlar Yönetmeni Saime YILDIRIM Kurumsal Yayınlar Birimi Dizgi & Grafik Mustafa

Detaylı

T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü *BEL5BEH3M* Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı Başkanlığı Sayı :70677404/105.04/E.80966 13/09/2017 Konu :2017-2018 Güz Dönemi

Detaylı

CEVAPLAR 1 C 2 D 3 D 4 C

CEVAPLAR 1 C 2 D 3 D 4 C HALK EDEBİYATI 1 1. Aşağıdakilerden hangisi Aşık edebiyatının genel özelliklerinden A) Din etkisi dışında oluşturulan halk edebiyatıdır. B) Nazım birimi dörtlük, ölçüsü ise hece ölçüsüdür. C) Genellikle

Detaylı

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1 BÖLÜM 2

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1 BÖLÜM 2 İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1 ÖNSÖZ DİL NEDİR? / İsmet EMRE 1.Dil Nedir?... 1 2.Dilin Özellikleri.... 4 3.Günlük Dil ile Edebî Dil Arasındaki Benzerlik ve Farklılıklar... 5 3.1. Benzerlikler... 5 3.2. Farklılıklar...

Detaylı

Mantıksal Operatörlerin Semantiği (Anlambilimi)

Mantıksal Operatörlerin Semantiği (Anlambilimi) Mantıksal Operatörlerin Semantiği (Anlambilimi) Şimdi bu beş mantıksal operatörün nasıl yorumlanması gerektiğine (semantiğine) ilişkin kesin ve net kuralları belirleyeceğiz. Bir deyimin semantiği (anlambilimi),

Detaylı

Bir işaretli büyüklük sayısında en soldaki basamak bir işaret içerir. Diğer basamaklarda ise sayısal değerin büyüklüğü (mutlak değeri) gösterilir.

Bir işaretli büyüklük sayısında en soldaki basamak bir işaret içerir. Diğer basamaklarda ise sayısal değerin büyüklüğü (mutlak değeri) gösterilir. İşaretli Tamsayı Gösterimi 1. İşaretli Büyüklük Bir işaretli büyüklük sayısında en soldaki basamak bir işaret içerir. Diğer basamaklarda ise sayısal değerin büyüklüğü (mutlak değeri) gösterilir. Örnek

Detaylı

Ben yazabilirim! DÜNYA ÇOCUKLARI HAİKU YARIŞMASI - TÜRKİYE

Ben yazabilirim! DÜNYA ÇOCUKLARI HAİKU YARIŞMASI - TÜRKİYE Ben yazabilirim! DÜNYA ÇOCUKLARI HAİKU YARIŞMASI - TÜRKİYE HAİKU 3 dizelik ve 5-7-5 hece kuralına göre yazılan, orjinali Japonca olan dünyanın en kısa şiir türüdür. İlk örnekleri 17.yy da oluşturulmuş

Detaylı

7. 60 sayısı, ayrı ayrı kaç deste ve kaç düzine yapar? 9. Ahmet in babasının yaşı, 4 düzineye. Ahmet in babası aşağıdakilerden hangisidir?

7. 60 sayısı, ayrı ayrı kaç deste ve kaç düzine yapar? 9. Ahmet in babasının yaşı, 4 düzineye. Ahmet in babası aşağıdakilerden hangisidir? 2. SINIF TEST- Deste - Düzine. Aşağıdakilerden hangisi bir deste oluşturur? A) 4. B) Yukarıdaki kalemlerin sayısı kaçtır? A) İki düzine 2. B) İki deste Bir düzine Yukarıdaki elmaların sayısı, hangi seneçekte

Detaylı

O.Ö. 100 Temel Eser. Kategori: Türk Şiiri Çarşamba, 28 Nisan :21 tarihinde yayınlandı. Gösterim: 6397

O.Ö. 100 Temel Eser. Kategori: Türk Şiiri Çarşamba, 28 Nisan :21 tarihinde yayınlandı. Gösterim: 6397 TANITIM: Memleket edebiyatı, İstanbul yerine Anadolu ve insanlarının anlatılmasıdır. Milli Mücadele yıllarında birçok İstanbullu şair ve yazar Ankara gibi bozkır kasabasına gelip eserler verdiler. Faruk

Detaylı

TÜRKÇE UYGULAMALI ÖĞRENME SETİ. Her Haftaya Bir Bölüm ÇEK KOPAR SINIF

TÜRKÇE UYGULAMALI ÖĞRENME SETİ. Her Haftaya Bir Bölüm ÇEK KOPAR SINIF TÜRKÇE 2 SINIF UYGULAMALI ÖĞRENME SETİ ÇEK KOPAR Her Haftaya Bir Bölüm Copyright Şifre Yayıncılık ve Eğitim Gereçleri Tic. A.Ş. Bu kitabın her hakkı Şifre Yayıncılık ve Eğitim Gereçleri Tic. AŞ ye aittir.

Detaylı

gösteren gösterilen biçim anlam

gösteren gösterilen biçim anlam Anlam ve Kavram Her kelime bir göstergedir. Bir gösterge gösteren ve gösterilen olmak üzere iki ögeden oluşur. Gösteren, kelimenin kulakla işitilen sesi, yani kelimenin dış yapısıdır. Gösterilen ise kelimenin

Detaylı

SEVGİNİN GÜCÜ yılında Manisa da doğan İlhan Berk, Türk şiirinin en üretken, usta şairlerinden

SEVGİNİN GÜCÜ yılında Manisa da doğan İlhan Berk, Türk şiirinin en üretken, usta şairlerinden Kavrama 1 ECE KAVRAMA 21102516 TURK 101 Ali TURAN GÖRGÜ SEVGİNİN GÜCÜ 1918 yılında Manisa da doğan İlhan Berk, Türk şiirinin en üretken, usta şairlerinden biridir. Şiirlerinde genellikle değişim içinde

Detaylı

TÜRKÇE. A. Seviyorum B. Süt. A. Anne B. Dede. C. Baba. A. Kaplumbağa B. Tavşan C. Kurbağa. A. Okul B. Kalem. A. k, l, ş B. u, k, ş. C.

TÜRKÇE. A. Seviyorum B. Süt. A. Anne B. Dede. C. Baba. A. Kaplumbağa B. Tavşan C. Kurbağa. A. Okul B. Kalem. A. k, l, ş B. u, k, ş. C. Ad :... TÜRKÇE Soyad :... Değerlendirme 1 Harf Bilgisi Sınıf/Nu. :... /... 1. 5. Selin Süt içmeyi seviyorum. Selin in cümlesindeki hangi sözcüğün harf sayısı en azdır? Seviyorum Süt Anne Dede Baba Yukarıda

Detaylı

HESAP. (kesiklik var; süreklilik örnekleniyor) Hesap sürecinin zaman ekseninde geçtiği durumlar

HESAP. (kesiklik var; süreklilik örnekleniyor) Hesap sürecinin zaman ekseninde geçtiği durumlar HESAP Hesap soyut bir süreçtir. Bu çarpıcı ifade üzerine bazıları, hesaplayıcı dediğimiz somut makinelerde cereyan eden somut süreçlerin nasıl olup da hesap sayılmayacağını sorgulayabilirler. Bunun basit

Detaylı

10.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DERS MÜFREDATI/PROGRAMI.

10.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DERS MÜFREDATI/PROGRAMI. 10. SINIF ÜNİTE ve KAZANIMLARI Üniteler Kazanımlar Örnek Etkinlikler Açıklamalar I. ÜNİTE : TARİH İÇİNDE TÜRK EDEBİYATI 1. Edebiyat- Tarih İlişkisi Edebiyat-tarih ilişkisini kavrama 1. Edebiyat tarihinin

Detaylı

KKTC de ilkokulda zihin engelli öğrencilere okuma öğretiminde uygulanan yöntem cümle çözümleme yöntemidir. Bu yöntem Türkiye deki Eğitim Uygulama

KKTC de ilkokulda zihin engelli öğrencilere okuma öğretiminde uygulanan yöntem cümle çözümleme yöntemidir. Bu yöntem Türkiye deki Eğitim Uygulama CÜMLE YÖNTEMİ KKTC de ilkokulda zihin engelli öğrencilere okuma öğretiminde uygulanan yöntem cümle çözümleme yöntemidir. Bu yöntem Türkiye deki Eğitim Uygulama Okulları için de kullanılmaktadır. Bu yöntemde

Detaylı

Yukarıda numaralanmış cümlelerden hangisi kanıtlanabilirlik açısından farklıdır?

Yukarıda numaralanmış cümlelerden hangisi kanıtlanabilirlik açısından farklıdır? 1. (1) Şair yeni bir şiir kitabı yayınladı.(2) Kitap, şairin geleneksel şiir kalıplarını kullanarak yazdığı şiirlerden oluşuyor.(3) Bu şiirlerde kimi zaman, şairin insanı çok derinden etkileyen sesini

Detaylı

Azrail in Bir Adama Bakması

Azrail in Bir Adama Bakması Mevlâna (1207 1273) Güçlü bir bellek, çağrışım yeteneği, üretkenlik, olağanüstü görüş ve anlatım gücü, derin duygusallık ve hüzün, her yönüyle İslam kültürüne hâkimiyet... İşte Mevlâna deyince akla gelen

Detaylı

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir?

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir? Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir? Hayatımızın en değerli varlığıdır anneler. O halde onlara verdiğimiz hediyelerinde manevi bir değeri olmalıdır. Anneler için hediyenin maddi değeri değil

Detaylı

KÜMELER 05/12/2011 0

KÜMELER 05/12/2011 0 KÜMELER 05/12/2011 0 KÜME NEDİR?... 2 KÜMELERİN ÖZELLİKLERİ... 2 KÜMELERİN GÖSTERİLİŞİ... 2 EŞİT KÜME, DENK KÜME... 3 EŞİT OLMAYAN (FARKLI) KÜMELER... 3 BOŞ KÜME... 3 ALT KÜME - ÖZALT KÜME... 4 KÜMELERDE

Detaylı