Arne nin kedi kapısı

Transkript

1 İÇİNDEKİLER Arne nin kedi kapısı 11 Eski kayıkhane 21 Mağaraya doğru 30 Şamanotlar 40 Dijital kedi 49 Yasak adada gezinti 60 Metal sandıklar 71 Son model metal elbise 79 Kamuflaj balonu 88 Bayan Lotus çiçeği 100 Revirde kargaşa 110 Fonksiyon hatası 118 Şamanotların sırrı 126 Kaçış 134

2

3 Arne nin kedi kapısı Arne müthiş bir rüya görüyordu. Rüyasında bütün zamanların en genç astronotu olarak Ay a çıkıp orada uzay üssü Wetzel 1 i kurmuştu. Tam o anda bütün evi çınlatan bir feryada uyandı. Ablası Ina, avaz avaz bağırıyordu:, yeme zavallı küçücük hayvanı! Biri onu kurtarsın. Ardından annesinin sesini duydu. Çabuk, kilerin kapısını kapatın! Üstelik beş yaşındaki Emma da var gücüyle ciyaklamaktaydı. 11

4 Bu ne gürültü! diye düşündü Arne. Gürültünün tek bir anlamı olabilirdi: Kedilerden biri Red, Rouge veya Rosso yine eve canlı bir fare getirmişti. Daha sonra kahvaltıda Baba Wetzel, Şu kedi kapısını çivileyerek kapatacağım, olsun bitsin artık, dedi. Ama anne Wetzel karşı çıktı. Kediler her girip çıkmak istediğinde yataktan kalkmaya hiç niyetim yok. Ulli, Bir fare kapanı yapabilirim, diye teklif etti. Emma fareden korkmasına rağmen, hayvanlara acıdığı için ağlamaya başladı. Arne de kardeşinin kızıl buklelerini okşayarak onu yatıştırdı. Ulli fareleri canlı yakalayan kapan yapar. Sonra fareyi kapanla bahçeye götürüp serbest bırakırız. Ama bu gerçek bir çözüm mü? diye düşündü. Fare yakalanacak ancak çığlıklar yine aynı olacaktı. Çünkü kız kardeşleri Emma ve Ina yı iyi tanıyordu. 12

5 Daha parlak bir çözüm bulmak gerekiyordu. Kahvaltıdan sonra Ulli, kapanın krokisini çizmek için bodrum katındaki atölyesine tüydü. Annesi Emma yı anaokuluna götürdü. Ina banyoya çekildi. Babası da yeni yıl ders programını hazırlamak için çalışma odasına gitti. Öğretmendi kendisi. Arne, babası işini bitirinceye kadar kedi kapısı sorununu çözmek istiyordu. Buz gibi mermerlerin üstüne oturup evin giriş kapısındaki kedi girişini iterek, kapağın bir ileri bir geri gidip gelişini izledi. Bu soruna teknolojik bir çözüm gerekiyordu. Teknolojik şeyler de zaten Arne nin uzmanlık alanıydı! Acaba kedilere, kapağın açılması için burunlarıyla bir düğmeye basması öğretilebilir miydi? Bu tabii ağızlarında bir fareyle olamazdı. Ama o zaman da düğmeye patileriyle basabilirlerdi. Ya da kedinin dişlerini geçirip çekebileceği bir tutamak olsa daha mı iyi olurdu? Yani ağızlarında fare varsa onu bırakmaları gerekecekti. Peki kapak açıldığında otomatik olarak çalışmaya başlayan bir elektrikli süpürge nasıl olurdu? Süpürgenin emme borusu öyle ayarlı olacak ki kapak açılır açılmaz fareyi kedinin ağzından hüüp diye 13

6 çekip alacaktı. Daha da süperi, kapağın kedinin ağzında fare olduğunu anlayıp açılmaması. Bunu deneylerle araştırmak gerekliydi! Arne oturma odasına gitti; Red kanepenin üstünde yumak olmuş mışıl mışıl uyuyordu. Arne kediyi koltuğunun altına kıstırıp dışarı çıktı. Kapıyı kapatıp kediyi paspasın üstüne bıraktı. Kedi gözlerini kırpıştırıp gerindi. Ardından burnunun üst kısmıyla kapağı itip içeri girdi. Hııımm, demek ki faresiz bu iş böyle oluyordu. Tamam da Arne şimdi kedinin ağzında fare olduğu zaman ne fark olduğunu nasıl bulacaktı? Bütün gün burada kedinin ağzında fareyle gelmesini bekleyemezdi ya. Bu yüzden problemin ikinci bölümüne yöneldi; yani işin içine fare girdiği zaman kapak ne yapsın? sorusuna. Kapak, bisikletinde de olduğu gibi alarm verebilirdi. Ama bu bir iyileşme sayılmazdı ki. Çün- 14

7 kü fare alarma rağmen zaten içeri girmiş olacaktı alarmın gürültüsü de cabası. En güzeli kapağın açılmamasıydı. Fareyi görünce kendi kendine kilitlenen kapak. İşte bu! Teknik ve elektronik kitaplarında bu işe uygun bir mekanizma bulmak için içeri girmek istedi. Ama yanında kapının anahtarı olmadığı için zili çalması gerekiyordu, o da çaldı. Sahi, buna da bir şey icat edebilirdi: Anahtarsız evden çıktığın zaman bunu fark eden bir sensör! Kapı hışımla açıldı ve babası, Delirdin mi sen? Bu yaygara da ne? diye Arne yi azarladı. 15

8 Arne parmağının hâlâ zilin üstünde olduğunu fark etti. Çekti hemen. Yeni bir kedi kapısı ve bir ev anahtarı sensörü icat ediyorum. Belki ek olarak, zile çok uzun basıldığında onu kapatacak bir alet icat etmek de gerekebilir. Babası gözlerini devirdi. Daha akıllıca işler yapsan, daha iyi olur. Bu akıllıca bir iş, diye kendini savundu Arne. Kedi kapısını icat eden kim biliyor musun? Isaac Newton. Bu buluşun üstünden 300 yıldan fazla zaman geçti ama Newton hâlâ dünyaca ünlü. Babası ağzını kıvırdı., ama kedi kapısı yüzünden değil, yer çekimini keşfettiği için. Kim bilir, ben de daha neler neler keşfedeceğim. Arne kenardan sıyrılıp içeri girmek istedi. Hop, dur bakalım! Şimdi aklıma geldi, yaz tatili ödevin vardı senin. İstediğin her iddiaya girerim ki daha yapmadın. Ehm hayır, diye itiraf etti Arne. Hayalimdeki meslek konulu bir kompozisyon yazması gerektiği aklından pır diye uçup gitmişti. Böyle bir saçmalığa ayıracak zamanı yoktu. Ama babası onu köşeye sıkıştırdı. Cumartesi gününün gazetesini atık kâğıt yığınından alıp yemek 16

9 masasının üstüne yaydı ve iş ilanları sayfasını açtı. Al, burada birçok meslek bulabilirsin. Arne canı sıkılmış bir hâlde iş ilanlarını okudu. Sınıftaki oğlanların yarısı kesin futbolcu olmak istediğini yazacaktı. Arne ise henüz sadece ne olmak istemediğini biliyordu, o da öğretmen. Öğretmenler çocuklarını tatillerde bile ödevle mödevle strese sokarlar. Arne nin hayalindeki mesleğin muhakkak teknolojiyle ilgili olması gerekiyordu. Ulli üstü başı talaşlı ve elinde bir ahşap tutkalı şişesiyle içeri girdi. Masaya oturup pazartesi gazetesini karıştırmaya başladı. Endoplazmik Retikulum Tuvalet Ücreti 50 c Seçimde Arne yi tutun! Maskesiz Beşler İş İlanları 17