LANGUAGE LEARNING(Dil Öğrenmek) 4 Skills (4 Beceri)

Transkript

1 Bu ünite dil öğrenmeyle ilgili kavramları öğreneceğiz LANGUAGE LEARNING(Dil Öğrenmek) 4 Skills (4 Beceri) Listening Speaking Reading Writing (Dinleme) (Konuşma) (Okuma) (Yazma) The four language skills are in relation with each other in two ways; ( Dört dil becerisi birbirleriyle iki yolla bağlıdır) Input (Reception) 1-The direction of communication (İletişim Yönü) (Giriş) (Alma) Output (Production) (Çıkış) (üretim) Spoken 2-The method of communicationin (Konuşulan) (İletişim Methodu) Written (Yazılan) Receptive Language Skills Productive Language Skills (Alıcı Dil Becerileri) (Üretici Dil Becerileri) Reading Listening Speaking Writing DĠL ÖĞRENĠRKEN ; 4 Dil Becerisi var; Dinleme,Konuşma,Yazma ve Okuma Bu 4 Dil öğrenme becerileri 2 yolla birbirine bağlıdır;(1-iletişim yönü 2- İletişim Methodu) 1- Ġletişim Yönü: Dil öğrenirken duyduklarımızı ve okuduklarımızı alırız(input:giriş),konuşma ve Okumaya dökeriz (Output:Çıkış) 2- Ġletişim Methodu : Dinleme ve okuma sonucunda iletişime geçerken ya konuşuruz ya da yazarız.

2 QUALITIES OF GOOD LANGUAGE LEARNERS (İyi Bir Dil Öğrencisinin Özellikleri) A good language learner thinks about his or her way of learning. He/She finds out useful learning ways. If he/she doesn t understand the purpose of an exercise, he/she asks teacher (İyi bir dil öğrenicisi hangi yolla dil öğrenecği üzerinde düşünür. Yararlı öğrenme yolunu keşfeder. Eğer bir alıştırmanın amacını kavramazsa öğretmene sorar.) A good language learner isn t afraid of making mistakes, because he/she knows these will help him/her (İyi bir dil öğrenicisi hata yapmaktan korkmaz, çünkü bunun ona yardımcı olacağını bilir) A good language learner is realistic and patient. He/she doesn t expect too much progress in a short time. Learning a language takes time and effort (İyi bir dil öğrenicisi gerçekçi ve sabırlıdır. Kısa bir sürede çok fazla gelişim beklemez. Dil öğrenmek çaba ve zaman ister) A good language learner is independent. He/She does t expect to learn English just by sitting in the classroom. He/She finds ways to improve his/her language like reading boks,watching films etc.(iyi bir dil öğrenicisi bağımsızdır.sadece sınıfta oturarak İngilizce öğrenmeyi beklemez. Kitap okumak film izlemek vb. gibi dilini geliştiren yollar bulur) A good language learner is organised and active. He/she uses the time to learn the language sensibly and always looks for opportunities to develop his/her language (İyi bir dil öğrenicisidüzenli ve aktiftir. Zamanını makul bir şekilde kullanır ve her zaman dilini geliştiren fırsatları arar) A good language learner is good at both communication and accuracy. Some people are very good at communicating, but they make a lot of mistakes in doing so. Communication is the first goal in learning a language, but a good language learner communicates as accurately as possible.(iyi bir dil öğrenicisi iletişim ve dili doğru kullanmada iyi olmalı. Bazı insanlar iletişimde iyidirler fakat bunu yaparken de bir çok hata yaparlar. İletişim dil öğreniminin ilk amacıdır ancak iyi bir dil öğrenicisi iletişim kurarken mümkün olduğu kadar doğru yapmalıdr DON T FORGET! (UNUTMA!) You should be willing very much if you want to learn language. This is the first must. If you are decisive,ambitious and patient enough, you can learn many foregin languages.(dil öğrenmek istiyorsan istekli olmalısın.bu ilk gereğidir.eğer kararlı,hırslı ve sabırlıysan bir çok yabancı dil öğrenirsin) A good language learner should be ; Hardworking, Wellorganised, Careful Creative, Extrovert, Self-disciplined, Cooperative (İyi bir dil öğrencisi çalışkan,düzenli,dikkatli,yaratıcı, dışa dönük, disiplinli ve iş birlikçi olmalıdır.) A good language learner shouldn t be ; Lazy, Messy, Careless, introvert (İyi bir dil öğrenicisi tembel,dağınık,dikkatsiz ve içe dönük olmamalıdır.) Imitate (to copy the way someone behaves,speaks,moves, etc. : Taklit etmek Progress (the progress of getting beter at doing something) :Geliştirmek Opportunity (a chance to do something or improve your stuation): Fırsat The first language you learn when you begin to speak :NATIVE LANGUAGE The language you want to learn except from your first language :TARGET LANGUAGE Native Lanaguage Target Language Foregien Language Second Language Mother Tongue Native Speaker Communication Accuracy : Konuşulan dil : Hedef Dil : Yabancı Dil :İkinci Dil : Ana dil : O dili konuşan : iletişim : doğruluk

3 IN CASE "In Case" bir tedbir durumunda kullanılır. Türkçe ye, bakarsın olur, ır diye, şeklinde çevrilebilir. EXAMPLES (ÖRNEKLER) - I always carry my umbrella in case it rains (yağmur yağar diye sürekli şemsiye taşırım.) - The man always locked his car in case somebody steals it. (Adam birisi çalar diye arabasını daima kilitlerdi.) - I got his address in case I should have oportunity to visit him. (Onu ziyaret etme fırsatım olur diye adresini aldım.) SO..THAT / SUCH.THAT SO + SIFAT +THAT SUCH + SIFAT+İSİM+THAT So ve such niteledikleri kelimelere çok anlamı verir. Türkçe ye ayrıca "o... kadar ki" şeklinde de aktarılır. So dan sonra sadece sıfat ve zarf gelebilir. - Your house is so beautiful (Senin evin çok güzel.) - sıfat gelmiştir. - I m waiting him so patiently (Onu sabırla bekliyorum.) - zarf gelmiştir. - She is so beautiful that everybody wants to marry her. (O kadar güzel ki, herkes onunla evlenmek istiyor.) - He has so many books that he can t remember how many. (O kadar çok kitabı var ki sayısını hatırlayamıyor. ) - The problem was so difficult that we couldn t solve it. (Problem o kadar zordu ki çözemedik.) such tan sonra sadece sıfat tamlaması (sıfat + isim) gelir. - That s such a boring film (O kadar sıkıcı bir film ki.) - They are such clever students (O kadar zeki öğrenciler ki) - He gave such a wonderful speech that we were surprised. (O kadar güzel bir konuşma yaptı ki hepimiz şaşırdık.) - It was such a nice weather that we all went out. (Hava o kadar güzeldi ki, hepimiz dışarı çıktık.) - Your brother is such a sweet boy that I miss him. (Kardeşin o kadar tatlı bir çocuk ki, onu özlüyorum.) EXAMPLES 1- The students learned new words very well so that they can understand the text in the exam 2- Don t go out without your cell phone in case there is an emergency 3- I took four books with me when I went travelling in case I got bored. 4- I am doing English homework at the moment so that my teacher doesn t get angry with me. 5- I like to arrive 20 minutes early so that I can have time for a cup of tea 6- Take your laptop with you in case there is internet connection at hotel 7- We are going to cut cke equally so that everbody can get a pice 8- Bring a map with you in case you get lost 9- I always get up early so that I don t be late form y work 10- During the holiday Ahmet always has his camera ready in case he sees something interesting. 11- I asked Biil for his e-mal adres in case I need to cantact him 12- Listen to your teacher carefully so that you will be successful in the exam

4 (to be) Afraid of (to be) Agree with (to be) Good at (to be) Bad at Anxious about Break into (to be) Interested in (to be) Proud of Apply for Belive in Come across Curious about Cut off Fall off Fall in love with Find out Focus on Famous with Graduate from Get attention Get ride of Get on Get off Get marry Get divorce Get degree Get on well with Get out of Get stressed in Get up (wake up) PHRASEL VERBS : korkmak : aynı fikirde olmak : iyi olmak : kötü olmak : merak etmek : zorla girmek dalmak : ilgi duymak : gurur duymak : başvurmak : inanmak : karşılaşmak : endişlenmek : kestirmek (saç) : düşmek : birine aşık olmak : keşfetmek, öğrenmek : adaklanmak :meşhur olmak :..den mezun olmak : dikkat çekmek :..den kurtulak : binmek : inmek : evlenmek : boşanmak : mezun olmak : iyi geçinmek :..den dışarı çıkmak : stres olmak : uyanmak Give away : bağışlamak Give up : pes etmek,bırakmak Go on : devam etmek Go out : dışarı çıkmak,flört etmek Grow out : uzamak (saç) Have difficulty in : zorlanmak Hold on : tutmak, bağlamak Make mistake : hata yapmak Lie down : uzanmak Look after : ilgilenmek, bakmak(çocuk) Look at : bakmak Look for : aramak pick up almak Participate in : katılmak, iştrak etmek Proud of : gurur duymak Put away : ortadan kaldırmak Put off : ertelemek Put on : giyinmek Put out : söndürmek Put together : kurmak, bir araya getirmek Run away : kaçmak Stand up : kalkmak Sit down : oturmak Suffer from :..sıkıntısını çekmek Switch on : açmak (lamba) Swtich off : kapatmak (lamba) Talk about : hakkında konuşmak Take off : çıkartmak (şapka) Try on : denemek Turn on : açmak(radyo,tv) Turn off : kapatmak (radyo,tv) Turn up : ortaya çıkmak,dönmek Worry about : endişelenmek Write down : not almak

5 EXPRESSING OPINION(FİKİR BELİRTME) Asking Opininon(Fikir Sorma)? Do you think? : sanıyor musun? / düşünür müsün?? What do you think about..? :.hakkında ne düşünüyorsun?? What s your opinion of.? : hakkındaki fikrin nedir?? How do you feel about..? :.hakkında ne hissediyorsun?? What s your point of view? : ile ilgili görüşün ne? Agreeing an Opinion(Bir fikre katılma) + I agree with you : sana katılıyorum + You are right : haklısın/doğru + I m of exactly the same opinion. : kesinlikle aynı fikirdeyim + My view about this is positive. : bununla ilgili görüşüm olumlu + This idea is absolutely right. :bu fikir kesinlikle doğru + I think this idea is good. : sanırım bu fikir doğru Disagreeing an Opininon(Bir fikre karşı olma) - I don t agree with you. : Sana katılmıyorum - I disagree with you. : sana katılmıyorum - I m afraid /I am sorry : Korkarım ki / Üzgünüm. - You are wrong : Yanlışın var/doğru değil - I don t agree that. : Buna katılmıyorum - I don think so : Sanmıyorum Expressing Opinion(Fikir Belirtme) Actually... : aslında Personally... : kişisel olarak I believe.../ I know.../ I expect.. :inanıyorum ki/biliyorum ki/beklerim ki I feel.../i hope.../i want... : hissediyorum/ummuyorum/istiyorum In my opinion,... :Benim fikrime göre In my view,... : Benim görüşüme göre It s my opinion that... :Bu benim fikrim... From my point of view,... :Benim görüşüme gore... To be honest, I think : Dürüst olmak gerekirse Bence... If you ask me,... : Eğer bana sorarsanız For me : Bana gore... MARATON ŞANSAL : What do you think ablout Galatasaray? ERMAN : Actually I don t have any comment becasue I haven t fellowed GS for 2 months.but I can say that GS has economical problems. My view about this problem is positive. Because GS is a well-established sports clup. ŞANSAL :I am exactly the same opinion. But it takes a long time to solve this economical problem ERMAN : I don t agree with you. You are wrong. Because the new manegment of GS is good at creating financial resources ŞANSAL :Personally I don belive in their sincerities. I hope they solve this problem as soon as possible. And What is your opinion about new coach. ERMAN :In my opinion he isn t better than old one. For me foregien coach was good in past. But nowadays Turkish coaches are more experienced than foregiens. ŞANSAL : You are right. According to news he will be successfull ERMAN : I hope so. ŞANSAL : Do you think GS will won this week ERMAN : I am sure It will. I expect a good score this week. But to be honest sometimes GS can t play well. ŞANSAL : OK. It is time to finish the programme. Take care.good bye.