TÜRKİYE 360 UNESCO DÜNYA MİRASI SUNUŞ I 1 MART 2017 SAYI: 389

Transkript

1 SUNUŞ I 1 MART 2017 SAYI: 389 TÜRKİYE TURİNG ve OTOMOBİL KURUMU BELLETENİ / MAGAZINE of THE TURKISH TOURING AUTOMOBILE CLUB UNESCO DÜNYA MİRASI TÜRKİYE 360

2 SUNUŞ I 2

3 SUNUŞ I 3 Dr. Bülent KATKAK Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu Yönetim Kurulu Başkanı Değerli Üyelerimiz ve Okuyucularımız, Ülkemizin yıllardır süregelen en eksik tarafı tanıtımının yeterli bir şekilde yapılamamasıdır. Bırakın yabancıları, kendi yurttaşlarımız bile topraklarımızın üstünde ve altında ne kadar değerli hazineler olduğunun farkında değiller. Türkiye denildiğinde maalesef akıllara sadece deniz, kum, güneş ve güzel konaklama tesisleri gelmektedir. Halbuki her yıl farklı bir şehirde toplanan yüz seksen civarındaki ülkeden UNESCO Dünya Miras Komitesi üyesi iki bine yakın uzmanın değerlendirmeleriyle, yıllar içinde Türkiye den on altısı kalıcı, yetmişi de geçici olmak üzere tam seksen altı doğal ve kültürel alan UNESCO Dünya Mirası listesinde yerini almış durumda. Doksan dört senedir ülkemizin tarihi, mimari, kültürel, tabii ve insani değerlerini dünyaya tanıtmak için çalışan TTOK, iki yıllık bir hazırlık sonunda büyük bir tanıtım projesini tamamladı: UNESCO Dünya Miṙası Türkiẏe 360. Bu proje ile Dünya Mirası listesinde bulunan Türkiye deki seksen altı kültürel ve doğal miras alanının (restorasyonları devam edenlerin dışındaki) altmış ikisinin video çekimleri ilk defa 360 ve 4K olarak tamamlandı. Tarihi boyunca hep ilklerle anılan Turing, her biri iki dakikalık toplam altmış iki tanıtım filmini İngilizce sesli ve Türkçe altyazılı olarak 360 derece video teknolojisi ile Youtube üzerinden yayınlayarak yine bir ilki gerçekleştirmenin gururunu yaşıyor. Dergimiz ekinde bulacağınız 360 derece Cardboard gözlüklerle, Youtube üzerinden dünya ile birlikte siz değerli okuyucularımız da UNESCO Turkey 360 videolarını zevkle izleyebilirsiniz. Geçtiğimiz ay Turing, yine ülkemizin imajı açısından farklı bir organizasyon gerçekleştirdi. FIA Başkanı Jean Todt ile eşi ve FIA yöneticilerinden oluşan heyet, davetimiz üzerine yaşanan terör olaylarını protesto etmek ve Türkiye ye olan desteklerini göstermek üzere İstanbul a gelerek Vali Vasip Şahin ve İBB Başkanı Kadir Topbaş ın da bulunduğu bir toplantıya katılarak tüm dünyaya İstanbul u ziyaret ediniz. çağrısında bulundular. UNESCO Dünya Mirası Türkiye 360, Gözümüzün kaldığı Şehir Viyana, Sakin Yaşayan Şehir Taraklı, Mimari, Test Sürüşü ve Nostalji dosyalarımızla birlikte Genel Merkezimizde gerçekleştirdiğimiz, eğitim, kültür-sanat faaliyetlerimiz ile yeniden onarılan kendi binalarımıza taşınan Mersin ve Antalya triptik bürolarımızın haberlerini de dergimizde bulacaksınız. TTOK 14. Başkanımız Prof. Dr. Mustafa İsen ile yapılan röportajımızla kendisini daha yakından tanıyacağımız bu sayımızı da severek ve beğenerek okuyacağınızı umuyor, siz değerli okuyucularımıza selam, sevgi ve saygılarımı arz ediyorum.

4 2 I TURİNG İçindekiler Mart 2017 / Sayı: 389

5 İÇİNDEKİLER I 3 MART 2017 / SAYI: 389 TÜRKİYE TURİNG ve OTOMOBİL KURUMU Adına Sahibi Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Bülent Katkak Yönetim Kurulu Prof. Dr. Ahmet Emre Bilgili, Av. Nurettin Yaşar Mim. İsmail Büyükseçgin, Mim. İlhan Turan Ali Düşmez, Harun Maden, Av. Şeref Dursun Özdemir İçin, Prof. Dr. Cemalettin Şahin Seyit Ali Demirer Denetim Kurulu Celil Güngör, Hacı Biner, Özcan Tunçel Onur Kurulu Tevfik Sulu, Prof. Dr. Vahdettin Engin Prof. Dr. Ahmet Arı Yazı İşleri Müdürü (Sorumlu) Tülay Taşdemir Genel Yayın Yönetmeni Tuğba Subaşıoğlu Görsel Yönetmen Selim Cayık Çeviri Ezgi Arslan Yapım-Yayın MTT İletişim ve Reklam Hizmetleri Şehit Muhtar Cad. Tan Apt. No: 13/13 Taksim İstanbul Tel: / Faks: mottoproject.com / info@mottoproject.com Baskı Ajans Es Litros Yolu 2.Matbaacılar Sitesi No:ZC 7 P.K Topkapı/İstanbul Tel: Sertifika No: Yayın Türü Yerel, Süreli Turing Dergisi, Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu nun ücretsiz olarak 3 ayda bir yayınladığı kurumsal dergidir. Turing Dergisi, MTT İletişim ve Reklam Hizmetleri tarafından T.C. Yasalarına uygun olarak yayınlanmaktadır. Dergide yayınlanan yazı, fotoğraf, ilüstrasyon ve konuların her türlü hakkı mahfuzdur. İzinsiz kaynak dahi gösterilerek alıntı yapılamaz. Adres: Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu Sanayi Mahallesi, Seyrantepe Girişi / İstanbul Tel: (4 Hat) Faks: / turing@turing.org.tr

6 4 I DÜNYA I VİYANA GÖZÜMÜZÜN KALDIĞI ŞEHİR VİYANA Begüm Yavaş / begum.yavas@turing.org.tr Bülent Katkak

7 DÜNYA I VİYANA I 5

8 6 I DÜNYA I VİYANA Güneş yavaş yavaş kaybolurken ufukta Avusturya nın başkenti Viyana dayız. İlk durağımız, Türkiye Turing ve Otomobil Kurumunun da destek verdiği 16. Yüzyıl Dâhisi Matrakçı Nasuh proje sergisinin açılışı. Sergi, Bosna, Belgrad, Antalya ve İstanbul un ardından Hofburg İmparatorluk Sarayı ndaki Viyana Sanat Tarihi Müzesi nin bir bölümü olan Efes Müzesi nde sanatseverlerin beğenisine sunuldu. Biz de açılışa katılarak bir kez de Viyana nın ev sahipliğinde ve bu ihtişamlı müzenin muazzam atmosferinde gezdik sergiyi. Ardından akşamüstünün kızıl güzelliğine bürünen şehrin geniş caddeleri ve hareketli sokaklarında küçük bir tur attık.

9 DÜNYA I VİYANA I 7 Ertesi gün, pırıl pırıl bir havada erkenden çıktık yola. Doğanın en güzel renkleriyle bezenmiş bu kentte, yemyeşil ormanların içinden devam eden yolumuz Kahlenberg Tepesi ne, bir diğer adıyla Alaman Dağı na götürdü bizi. Kuşbakışı görüntüsüyle karşımıza çıkan şehir, güzelliğini puslu havanın ardına gizlemişti ne yazık ki. Öyle de olsa, şehrin kuzeyinde kalan ve yanı başından akıp geçen Tuna Nehri ni görmek bile yetti bize. Viyana yı bir süre, bu stratejik noktadan seyrederek, geçmiş zamanın içinde bulduk kendimizi. Tuna, Osmanlı Türklüğünün bağrından akar, bu tarihi neresinden dinlerseniz onun çağıltısını duyarsınız. dediği gibi Falih Rıfkı Atay ın Osmanlı Ordularının ilk defa 1529 da kuşattığı fakat alamadığı şehri, uzun bir bekleyişten sonra 1683 yılında ikinci defa kuşatan Merzifonlu Kara Mustafa Paşa, çadırını bu mevkiye kurmuş. Fakat Polonya Kralı Jan Sobieski komutasındaki kuvvetlerin Avusturya ordusuna yardıma yetişmesiyle II. Viyana Kuşatmasından da bir sonuç alınamamış. Kaderi bu talihsiz bozgun üzerine kurulan Merzifonlu, aldığı yenilginin bedelini hayatıyla ödemiş. Avusturyalılar ise şehrin kurtuluşu üzerine St. Joseph Kilisesi ni inşa etmişler bu tepeye. Kilise nin duvarında şehri Osmanlı dan kurtaran Jan Sobieski anısına yaptırılan bir şükran tabelası da bulunuyor. Bir zamanlar atalarımızın sahip olmak uğruna büyük mücadeleler verdiği, fakat bir türlü fethedemediği bu topraklarda, geçmişi şu mısralarla ve hüzünle yâd edelim biz de: Alaman Dağı ndan beri geçmiştir / Engerus ilinden yollar açmıştır / Analar ağlatmış kanlar içmiştir / Söylemeye yoktur dili Tuna nın...

10 8 I DÜNYA I VİYANA Avrupa nın savaş tarihine ait koleksiyonlarının yanında II. Viyana Kuşatmasından kalan Osmanlı tarihine ait objelere de ev sahipliği yapan Arsenal Askeri Müzesi ne çeviriyoruz rotamızı. Şehrin her köşesine yayılan estetik, burada da hayat bulmuş adeta. Osmanlı ya ait sancak, kılıç, top, tüfek gibi pek çok objeyle birlikte Petervaradin Savaşı nda ganimet olarak Avusturyalıların eline geçen gösterişli bir Osmanlı çadırı da sergilenenler arasında. Viyana nın en önemli tarihi yapılarından 17. yüzyılda Savoy Prensi Eugen tarafından yaptırılmış ve bugün müze olarak ziyarete açık olan Belvedere Sarayı nın eşsiz güzellikteki bahçesini gezdikten sonra, Habsburg Hanedanı nın yazlık saray olarak kullandığı Schönbrunn Sarayı na geçiyoruz. Sultan Abdülaziz in de Avusturya yı ziyareti sırasında kaldığı bu saraydan etkilenmemek elde değil. Her bir oda bambaşka bir güzelliğe, başka bir dünyaya açıyor kapılarını. Yemyeşil bahçesi de içerisi kadar hayran bırakıyor bizi kendine. Çeşmeler, heykeller, havuzlar, botanik ve hayvanat bahçesi, renkli çiçekler, bitkiden yapılmış labirent ve daha birçokları bu bahçenin içinde karşılıyor ziyaretçilerini. Tamamını gezecek fırsatımız olmadı tabii.

11 DÜNYA I VİYANA I 9 Fakat en tepedeki Zafer Takı Gloriette yi görmeden olmaz diyerek yürümeye başladık. Güneşin yakıcı sıcağı altında tırmanırken zirveye, fazla yorulmuş olacağız ki kendimizi bir ağacın gölgesinde, çimlerin üzerine bıraktık. Ilık rüzgâr eşliğinde manzaraya karşı bir süre uzandık öylece. Bu kısacık moladan sonra devam ettik yolumuza.

12 10 I DÜNYA I VİYANA Zirveye ulaşınca ise tüm yorgunluğumuzu unutturacak güzelliğiyle saray ve onun ardındaki şehir, arz-ı endam ediyordu karşımızda. Kısaca; muhteşem mimarisi, tarihsel önemi ve görkemli bahçesiyle Viyana nın en güzel yapısı denilebilir Schönbrunn Sarayı na.

13 DÜNYA I VİYANA I 11

14 12 I DÜNYA I VİYANA Sonraki durağımız Viyana nın ünlü Hundertwasser Evi oluyor. Burası Avusturyalı sanatçı Friedensreich Hundertwasser tarafından tasarlanan ve Joseph Krawina ile Peter Pelikan adlı iki mimarın inşa ettiği sıra dışı bir apartman. 250 adet ağaç ile yeşillendirilen, asimetrik çizgilere sahip ve dış yüzeyi rengârenk olan bu sanatsal yapının fotoğraflarını çektikten ve Hundertwasser Village Pasajı ndan alışveriş yaptıktan sonra tekrar Viyana sokaklarına geçiyoruz.

15 DÜNYA I VİYANA I 13 Her biri ayrı bir zarafet örneği olan saraylar, müzeler, kiliseler ve opera binalarından gözlerimizi alamıyor, şehir turu yapan at arabalarına rastladıkça Orta Çağ Avrupa sında, sanatla tarihin iç içe geçtiği nostaljik bir yolculuk yapıyormuş hissine kapılıyoruz. Ünlü Karntner Caddesi nden yokuş aşağı inerek şehrin kenarından sessiz sedasız akıp geçen Tuna Nehri nin kanallarına ulaşıyor, burada fotoğraf molası veriyoruz. Şehrin kalbi olarak nitelendirilen Stephansplatz Meydanı yla yolumuza devam ediyoruz sonra. Stephansdom Katedrali devasa büyüklüğü, II. Viyana Kuşatmasının ardından Osmanlı dan kalan topların eritilmesiyle üretildiği söylenen Çanı, yeşil, sarı ve beyaz renklerden oluşan Çinili Çatısı ile çekiyor dikkatimizi.

16 14 I DÜNYA I VİYANA 1679 daki büyük veba salgınında hayatını kaybedenler anısına dikilmiş olan ve Avusturya nın birçok şehrinde benzerlerine rastlayabileceğiniz Veba Anıtı nın da bulunduğu Graben Caddesi ne doğru yürüyoruz. Viyana nın simgelerinden olan anıtın yanında alışveriş mağazaları, butikler, restoranlar ve sokak sanatçılarının bulunduğu caddede tanıdık ezgiler çalınıyor kulağımıza bir ara. Sese yönelince Anadolu nun bağrından kopmuş gurbetçi bir vatandaşımızın banka oturmuş, bağlama çalarak türkü söylediğini görüyoruz. Önce şaşırıyor sonra gülümsüyoruz bu manzaraya. Keyifle eşlik ediyoruz memleketimizin türküsüne biz de. Yüzümüzde kalan tebessümle devam ediyoruz yolumuza.

17 DÜNYA I VİYANA I 15 Ardından ihtişamlı opera binasının önünde duraklıyoruz. İçeri giremeyen fakat açık alanda oturarak binanın dış cephesine kurulan ekrandan Don Kişot Balesi ni izleyen kalabalığın arasına karışıyor, onlarla birlikte gösteriyi izliyoruz bir süre. Sanatın başkenti diyebileceğimiz bu sakin ve huzurlu şehirde keyifli bir akşam daha geçiriyoruz böylece. Sanat demişken Klasik Batı Müziğinin dehası kabul edilen Mozart da, bıraktığı derin izlerle Viyana nın hemen her yerinde. Bestelenmiş en güzel müzik eserlerine ve senfonilere ilham olan bu kentte, heykelleriyle birçok yerde size eşlik eden Mozart ın, müzeye dönüştürülmüş evi de görülmesi gereken yerler arasında. Avusturya tarihine damgasını vurmuş meşhur Kraliçe Elizabeth, yani Sisi de saray ve müzelerde dillere destan güzelliğini görebileceğiniz tabloları, eşyaları ve hazin hikâyesiyle çıkıveriyor karşınıza. Kısaca; tarih, müzik, sanat ve mimari nakış gibi işlenmiş bu şehre adeta. İşte böyle güzelliklerle dolu Viyana.

18 16 I BAŞKAN I Prof. Dr. MUSTAFA İSEN 14. Başkanımız Prof. Dr. Mustafa İsen Tülay Taşdemir / tulay.tasdemir@turing.org.tr Turing Arşivi Prof. Dr. Mustafa İsen, 5 Mart 2005 tarihinde Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu nun 14. Yönetim Kurulu Başkanlığına seçilir ve bu görevini 24 Nisan 2006 tarihine kadar başarıyla sürdürür. Akademisyen, bürokrat, şimdilerde ise siyasetçi kimliğiyle ön plana çıkan 14. Başkanımız Sayın Mustafa İsen ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Yıllar önce kendisiyle müsteşarlığı döneminde karşılaştığımda o günün şartlarında oldukça kısa geçen görüşmemizin bir gün böylesine dolu dolu bir sohbete dönüşeceği hiç aklıma gelmezdi. Sapanca da bir araya geldiğimiz Sayın Vekilimizin sımsıcak karşılaması, eşi Reyhan Hanım ın misafirperverliği için buradan kendilerine tekrar teşekkürü bir borç bilirim. Saatler süren röportajımızın her anından edindiğim bilgi ve aldığım haz umarım siz kıymetli Turing dergisi okuyucuları için de güzel bir sohbete dönüşmüştür.

19 BAŞKAN I Prof. Dr. MUSTAFA İSEN I 17 Sayın Vekilim, akademisyenlik, bürokratlık, siyasetçi kimliğiniz ve saymakla bitmeyecek birbirinden kıymetli diğer görevleriniz... Birçok okuyucumuz sizi yakından tanıyor ama bir kez daha hatırlamak isteriz sizi. 3 Aralık 1953 yılında, Sakarya nın Ferizli ilçesine bağlı Nalköyü nde doğdum. Sakarya, olağanüstü doğal zenginliklere ve özelliklere sahip bir bölge. Rahmetli babam ve annem köyde çiftçilikle uğraşırlardı. 4 ü erkek, 3 ü kız olmak üzere 7 kardeşiz; hemen hemen hepimiz iyi yetiştik. Kırsal kesimin kendine mahsus gelenekleri vardır. Bir kardeş dayanışması çerçevesi içinde büyük, bir küçüğün elinden tutarak onun eğitim sürecini tamamlamasına yardımcı olur. Biz de bu gelenekten geliyoruz. Sayın Vekilim köyünüzden ilk ayrılışınız nasıldı? Uzun ve hazin bir hikâyedir. Orta öğrenimimi tamamen yatılı okullarda tamamladım. Yatılı okulların hayatımda yeri çok önemlidir. Dönüp baktığımda o döneme ait hatırladığım tek olumsuz şey, ailemden uzak geçirdiğim yıllardır. Çorum İmam Hatip Lisesi ni kazanmıştım. Henüz 12 yaşındayken babam beni Adapazarı-Ankara otobüsüne bindirdi. Çorum a otobüs olmadığından önce Ankara ya gittim. Şoför, gecenin bir vaktinde Burası Çorum! deyip, indirmişti beni. O gece bir otelde kaldım. Tabii bunlar zor şeyler ama yatılı okul size aynı zamanda hayatı çok erken öğretir. Ben yaşımda akşam bütün tedbirlerimi almadan yatarsam sabahleyin hasta olarak kalkacağımı ve bir de onunla baş etmek zorunda kalacağımı, cebimdeki parayla bir sömestre idare etmenin gerekli olduğunu, kendimi idare etmenin önemli olduğunu öğrendim. Sonrasında Atatürk Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümüne devam ederek Türkoloji yi bitirdim. Benim gündelik hayatta da çok sıklıkla kullandığım bir ufuk çizgisi metaforu vardır. Karşıdan baktığınızda 10 kilometre ileride gökyüzünün adeta birleşmiş gibi olduğunu görürsünüz ama oraya gittiğinizde önünüze yeni bir imkan bazen de sorunlar çıkar. Hayatımda bunun çok örneklerini gördüm, her aşamada bir sonraki aşamayı hayal ettim ve o imkânları iyi değerlendirmeye çalıştım.

20 18 I BAŞKAN I Prof. Dr. MUSTAFA İSEN Ailenizden bahsedebilir misiniz? Şimdiki gençlerle mukayese ettiğimde, erken evlendim. Eşim, Edirne Kız Öğretmen Okulu mezunu ve bizim köyümüze öğretmen olarak gelmişti, o vesile ile kendisiyle tanışmıştım, 3 çocuğumuz, 5 torunumuz var. Gerçekten eşim hayatımın her aşamasında en büyük destekçim oldu. Çocuklarımızla hayatlarının erken sayılabilecek bir aşamasında şöyle bir pazarlık yaptık: Sizin hangi alanda eğitim yapacağınıza müdahale etmeyeceğiz, neyi isterseniz onu seçme imkânınız var. Akademisyen olduğum için seçeceğiniz mesleklerde sizi bilgilendiririm, bilgilendirme sonrasında seçimi siz yaparsınız. Fakat onlardan hangi mesleği seçerlerse seçsinler bu mesleği dünyanın herhangi yerinde icra edebilecek donanımla yetişmelerini istedik. Bu manada insanların önlerine hedef koymasının doğru olduğunu düşünüyorum. Meşhur bir söz vardır: Hedefini belirlememiş yelkenliye rüzgâr ne yönden eserse essin fayda sağlamaz diye. Gerçekten de siz hedefinizi belirlerseniz rüzgârın yönünü ona göre düzenlemeniz ve ayarlamanız mümkündür. Çocuklarımız da bizi yanıltmadılar ve iyi yetiştiler. Akademik hayatınızdan bahsedebilir misiniz? Türkoloji nin Eski Türk Edebiyatı alanında ihtisas yaptım. Ancak o alanda bir nokta var ki benim çok ilgimi çekti ve bütün çalışmalarımın ana ekseni onun üzerinden yürümüştür; Türk biyografi geleneği. Bu konuda epeyce araştırma yaptım, yaklaşık 25 civarında kitabım var. Şuna samimiyetle inanıyorum; İslam uygarlığının dünya uygarlığına en büyük katkılarından birisi biyografiye kazandırdığı derinliktir. Hayatımın bir aşamasından sonra kendimi, salt edebiyat tarihi ile uğraşan birisi değil de bir kültür tarihçisi olarak görmeye başladım. Güzel sanatların hemen hemen bütün şubeleriyle, kültür tarihimizin bütün arka planıyla elimden geldiğince ilgilenmeye çalışıyorum. Fakülteyi bitirince üniver-

21 BAŞKAN I Prof. Dr. MUSTAFA İSEN I 19 sitede asistan olarak kaldım, erken sayılabilecek bir dönemde doktorayı bitirdim. Sonrasında Belgrad Üniversitesine öğretim üyesi olarak gitmem benim için bir dönüm noktasıdır. O zaman eski Yugoslavya zamanıydı, daha küçük bir ülke gibi olmakla birlikte burada şunu öğrendim: Başka kültürlerle ve başka ülkelerle karşılaştığımız zaman kendi kültürlerimizi, birikimlerimizi ve ülkemizi karşılaştırıyorsunuz ve buradan farklı sentezlere, farklı sonuçlara gitme imkânı elde ediyorsunuz. Belgrad dan dönüşümde Erzurum Atatürk Üniversitesinden ayrılarak Ankara ya geldim. Ondan sonraki hayatımda biraz bürokrasi biraz akademik hayat hep yan yana yürüdü. Hayat uzun bir öğrenme süreci, ben de bu öğrenme sürecini sürdürmeye devam ediyorum. Rahmetli annem, akşamları eve geldiğimde elimde kitaplarla, beni bilgisayar başında gördüğünde bana zaman zaman: Oğlum bu ders çalışmaktan hiç yakanı kurtaramayacak mısın? derdi. İnşallah kurtarmayalım, bu ders çalışmak değil, onun ötesinde bunlarla uğraşmak çok keyif aldığım şeyler. Akademisyenlik, bürokratlık ve siyaset üçü nasıl buluştu? Bürokratlığa, o yıllarda iddialı bir bakan olan Hasan Celal Güzel zamanında başladım. Bir grup arkadaşımızla birlikte onun danışmanlığını yaptık. Şimdiki Kültür ve Turizm Bakanımız Sayın Nabi Avcı da onlardan birisidir. Sonrasında akademik kariyerime devam ettim. Profesör oldum, dekanlık yaptım, açıkçası akademisyen olarak rektörlük dışında tüm idari görevleri yaptım yılında yeni kurulmakta olan Başkent Üniversitesine geçtim ve orada Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü kurdum yılında Sayın Hüseyin Çelik Kültür Bakanı olmuştu. Müsteşar olarak birlikte çalışmamızı teklif etti, onunla birlikte Kültür Bakanlığı Müsteşarlığına başlamış oldum. Bir süre sonra Kültür ve Turizm Bakanlığı birleşince burada müsteşar olarak çalışmalarıma devam ettim yılında Sayın Abdullah Gül ün 11. Cumhurbaşkanı olarak göreve başlamasının ardından Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği teklifi yapıldı ve bu şerefli görevi 7 yıl ifa ettim. 12. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, cumhurbaşkanı olduğunda bu kez Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı olarak onun maiyetinde çalışmaya başladım seçimlerinde Sakarya dan milletvekili seçildim. Bu seçimin ardından yapılan Kasım seçimlerinde de vekilliğim devam etti ve yaklaşık 1.5 yıldır Sakarya milletvekiliyim. Özet olarak böyle hayatım. Gerçekten şunu ifade etmem lazım, hayatın bana çok iyi imkânlar sunduğunu düşünüyorum. Sakarya nın küçük sayılabilecek bir köyünden Türkiye de bürokrasinin en üst noktası olarak tanımlanabilecek Çankaya ya, oradan da siyasete uzanan farklı bir yolculuk. Şükretmem gerektiğini düşünüyorum.

22 20 I BAŞKAN I Prof. Dr. MUSTAFA İSEN Bu çeşitlilik sizi yordu mu? Bence bunların her birisi birbirini tamamlayan hususlar. Ben hayata akademisyen olarak başladım, yaklaşık 25 yıl akademisyen olarak çalıştım. Akademisyenlik bir yaşama biçimidir. Diğer mesleklerden farklıdır. Bir devlet memuruysanız akşam eve geldiğinizde başka bir yapı içerisinde olabilirsiniz. Oysa akademik hayat eve geldikten sonra da yine hiç olmazsa zihnen sürdürülebilen bir meslektir. O yüzden ben şimdi neyle karşılaşırsam karşılaşayım bir değerlendirmeye tabi tutup, kendi içinde tasnif edip, makul bir şekle koyup, öyle ifade etmeye çalışıyorum. Bu bürokratik hayatta da siyasi hayatta da terk etmediğim bir şey. Gördüğüm şeyi hemen kabullenmiyorum, onu iç denetimime ve değerlendirmeme tabi tutuyorum, sonra da makul bir biçimde ifade etmeye çalışıyorum.

23 BAŞKAN I Prof. Dr. MUSTAFA İSEN I 21 Öğretim görevlisiyken öğrencileriniz ile ilişkileriniz nasıldı? Hocalık çok sevilmezse yapılabilecek bir meslek değildir. Başkent Üniversitesinde öğretim üyesi olduğum yıllarda müsteşarlık kararnamem çıkmış, bana tebliğ edilmişti. O gün arkadaşlarımla ve öğrencilerimle vedalaşmak için fakülteye gitmiştim. Bütün öğrencilerimi bir sınıfta toplayıp, onları mümkün olduğunca üzmeyerek, yeni bir görev nedeniyle buradaki görevimi bırakmak zorunda kaldığımı, ayrılacağımızı söyledim. Önce bir sessizlik oldu, sonra kalabalıktan bir ses, tutun kapıları bırakmayın! diye bağırdı, çok üzüldüler. Onların üzüntüsü hala gözlerimin önündedir. Öğrencilerle ilişkilerim hep iyi olmuştur. Ben iyi hocalık özelliğini biraz şöyle tanımlarım; eğitim süresi içinde öğrencileri dersinizi çok ciddiye alacak bir pozisyonda bırakmak, mesela derse katılımı mutlaka devam etmelerini, hazırlanarak gelmelerini sağlamak gibi. Sınavda ise hoca biraz müşfik olmalı, küçük hesaplar yapmamalı, o dersten öğrencilerin geçmesi için kolaylık sağlamalı. Tabii öğrenci bu sürece gelene kadar üzerine düşeni yapmış olmalı. Türkiye Turing ve Otomobil Kurumuyla yollarınız nasıl kesişti? Sivil toplum kuruluşlarını çağdaş hayatın en önemli enstrümanları olarak görüyorum. Bu manada elimden geldiği kadar onlara katkıda bulunmaya çalışarak, bir anlamda sahip olduğum birikimin sadakasını vermeye çalışıyorum. Bazı kuruluşlarda hem yönetici hem de üye olarak bulundum, Turing de bunlardan birisidir. Aslında tanışmam biraz zorunluluk çerçevesinde gelişti. Kültür ve Turizm Bakanı Müsteşarı olduğum süreçte Turing de bir yönetim boşluğu bulunmaktaydı, mahkeme Kurumun kayyum aracılığıyla yönetilmesi kararını vermişti. Kültür ve turizm ile ilgili kuruluş olması nedeniyle beni de bu kayyum heyetine dahil ettiler. Benim buradaki başkanlığım çok uzun sürmedi. Açıkçası o dönem Turing in bir derlenme, toparlanma dönemiydi. Raydan çıkmış konumdaki teşkilatı adeta işleyebilir hale getirdik, borçlarını büyük ölçüde tasfiye ettik ve kendi kendine yeter duruma getirdik. Sonra görevi devralan arkadaşlar ise bu durumu daha ileri düzeye taşıdılar. Ben Turing i önemli bir kuruluş olarak görüyorum. Gerçekten Turing sağladığı triptik gelirleriyle elde ettiği birikimi ülkenin lehine kullanmış, devletin görevine layık olmuş kuruluşlardan birisidir. Bunları önemli görüyorum, ancak bu gün geldiği noktada da elbette başka roller üstlenmesi gerekir. Sivil toplum kuruluşları aynı işleri yapmaya devam ettikleri takdirde bir süre sonra tıkanma yaşamaya başlıyorlar ve işlevlerini kaybediyorlar. Önemli olan bu kurumları yönetenlerin konjektürel ihtiyaçlara bağlı olarak yeni açılımlar meydana getirebilmelidir. Mesela Turing de işletme bazlı yapılanmanın bir süre sonra tıkandığına şahit olduk. Bunların böyle bir zihniyet ile değil, ticari bir perspektife oturması gereken yaklaşımlar olduğunu düşünüyorduk. Bizim de konuştuğumuz ama bizden sonraki arkadaşların realize etmeleri oldukça yerinde bir karar. Triptik meselesi Türkiye de büyük ölçüde bitti. Buna bağlı olarak Turing in başka işlevlerde daha çok da kültürel alanlara ağırlık vermesi gerektiği kanaatindeyim.

24 22 I BAŞKAN I Prof. Dr. MUSTAFA İSEN Bu bakımdan Turing in burs ve haftalık kültür-sanat faaliyetlerini oldukça önemsiyorum. Bir açılım getirmiştir İstanbul a. Türkiye nin kültür politikalarının hayata dönüşmesi noktasında ilgili mercilere projeler sunabilecek bir konum elde etmiş olmasını doğrusu önemli buluyorum. Bunların sayısının çoğaltılması gerektiğini düşünüyorum. Belki perspektif itibariyle daha ana bir kültür politikası belirleyip, bu politikanın alt detayları üzerinde yoğunlaşmasının daha isabetli olacağı kanaatindeyim. Çok sayıda kitabınız var, baktığımızda Balkan coğrafyasının ağırlıklı olduğunu görüyoruz, özel bir sebebi var mı? Birkaç sebebi var, bunlardan birincisi, ben Türkiye de 5. kuşağım. Ailem, Balkanlardan göç ederek gelmiş, köyümüzün tamamı oradan göç etmiş. Sakarya Nehri köyümüzün 4 km uzağından geçer, ben Sakarya Nehri nin adını duymadan, büyük ninemden Kamçı diye bir nehrin adını duydum. Bulgaristan da geldikleri köyün kenarından geçen bir nehrin adı. Daha sonra oraları gördüğümde orada yaşayanlarla burada yaşayanlar arasında kültürel anlamda büyük bir farklılık olmadığını fark ettim yılında Belgrad Üniversitesine öğretim üyesi olarak gidince, Balkanları ayrıntılı olarak tanıma fırsatı buldum. Bu defa oradaki var olan potansiyeli Türkiye ye anlatmak gibi bir sorumluluk hissettim. Balkan kitaplarımın çoğu öyle doğmuştur. 90 lı yıllardan itibaren ilişkiler hız kazanınca da ortaya şöyle bir tablo çıktı. Ben zorunlu olarak bir Balkan uzmanı oldum. O bakımdan bir aracılık rolü üstlendiğimi düşünüyorum. Yaptığım işler çerçevesinde Türk Dünyası da yakın ilgim içinde yer aldı. Bu aşamada Türk Konseyi nin kuruluşuna katıldım. Sonrasında bu yapının içindeki Aksakallar Konseyi nde Türkiye Aksakalı olarak görev aldım.

25 BAŞKAN I Prof. Dr. MUSTAFA İSEN I 23 Edebiyatçı kimliğinizi göz önüne alırsak ne tür yazılar ve hangi yazarları, şairleri okursunuz? En sevdiklerinizi bizimle paylaşabilir misiniz? Okuma, hayatımın çok erken dönemlerinden itibaren kazandığım en büyük edinim diye düşünüyorum. Hem çağdaş edebiyat hem de eski Türk edebiyatı hakkında okuyorum. Gelibolulu Âli üzerinde doktora yaptım. Türkiye de az bilinen birisidir, ama size şu kadarını söyleyeyim; son 50 yıl içerisinde bizim kültürümüzden batıda hakkında en çok yayın yapılan iki kişi bulunuyor. Bunlardan biri Evliya Çelebi, diğeri ise Gelibolulu Âli dir. Gelibolulu Âli, 16. yy ın sonuna doğru İmparatorluğun en güçlü olduğu dönemde, devletin içten içe çökmekte olduğu ile ilgili yazılar yazmış, ilginç bir adamdır. Yakın dönem Türk edebiyatından ise tartışmasız en çok değer verdiğim isim Ahmet Hamdi Tanpınar dır. Elbette ona ona bağlı olarak, medeniyet arayışları çerçevesi içinde önümüzdeki yıllarda bizim insanımızın yeniden keşfedeceğini düşündüğüm isimlerden birisi olan Yahya Kemal. Çok isim var ama bu isimleri özellikle zikretmek istedim. Turing in öznesi geçmişte daha çok İstanbul olmuş, peki İstanbul sizin için ne ifade ediyor? Ben şehirlerin, uygarlıkların en önemli yansıma merkezleri olduğunu düşünüyorum. Benim için İstanbul bizim uygarlığımızın en üst düzeydeki yansıma merkezidir. Hatta buradan hareketle sadece bizim uygarlığımızın değil, dünyadaki pek çok yerin de yansıma merkezidir. Napolyon un sözünü hatırlayın Dünya tek bir ülke olsaydı, başkenti İstanbul olurdu. İstanbul kelimelerle anlatılması çok zor bir şehir. Herkesin özlemi, benim de yıllardan beri özlemim olan şehir. Bana göre bir gezgin için en önemli şeyin gezdiği mekânların onu şaşırtmasıdır. Dünyada bir gezgini İstanbul kadar şaşırtacak bir başka merkezin daha olmadığını düşünüyorum. Her noktası bilenler için bile farklı farklı sürprizlerle dolu bir metropol. İstanbul tek merkezli şehir değildir. Kalbi, tarihi yarımadada atıyor ama İstanbul un pek çok noktası farklı merkezdir.

26 24 I FIA 2016 OLAĞAN GENEL KURULU FIA 2016 OLAĞAN GENEL KURULU Tuğrul Katkak / tugrul.katkak@turing.org.tr FIA Arşivi Her yıl tekrarlanan FIA Olağan Genel Kurulu Haftası, bu yıl 28 Kasım 2 Aralık 2016 tarihleri arasında; Avusturya Otomobil, Motosiklet ve Turing Kulübü nün (ÖAMTC) organizasyonuyla gerçekleşti. Hafta boyunca Hofburg İmparatorluk Sarayı nda, dünyanın 119 ülkesinden gelen FIA üyesi 175 kulübün 400 den fazla temsilcisinin katıldığı çeşitli toplantılar ve seminerler düzenlendi. Bu, şimdiye kadar düzenlenmiş en geniş katılımlı FIA toplantısıydı.

27 FIA 2016 OLAĞAN GENEL KURULU I Kasım akşamındaki karşılama kokteylinin açılış konuşmasında FIA Başkanı Jean Todt, kulüp temsilcilerini Viyana ya gelerek Federasyon a olan bağlılıklarını gösterdikleri için tebrik etti. Ardından, kokteylde hazır bulunan Viyana Belediye Başkanı Michael Häupl e dönerek Bize kendimizi evimizdeymiş gibi hissettirecek misafirperverliğinizden ötürü sizlere teşekkürlerimi sunuyorum. dedi. ÖAMTC nin kuruluşunun 120. yılı olması sebebiyle de Başkan Werner Kraus a tebriklerini iletirken, hafta boyunca gerçekleşecek gerek motor sporları gerekse turizm ve ulaşım hakkındaki toplantıların katılımcılar için yapıcı geçmesini dileyerek sözlerini tamamladı.

28 26 I FIA 2016 OLAĞAN GENEL KURULU FIA üyesi kulüplerin, bulundukları coğrafi bölgelere göre oluşturulan alt-grupların başkanlık seçimlerinin yapıldığı toplantıların yanı sıra Dünya Motor Sporları Konseyi, Uluslararası Turizm Komitesi ve Gümrük Konseyi gibi kuruluşların da oturumları düzenlendi. Kulüp temsilcilerinin, kulüplerinin gelişimine ve büyümesine katkı sağlayabilmeleri için de başta Üyelik Faydaları Forumu olmak üzere birçok seminer verildi.

29 FIA 2016 OLAĞAN GENEL KURULU I 27 Tüm toplantı ve seminerlerin geride bırakıldığı 2 Aralık Cuma günü, FIA nın 2016 yılı Olağan Genel Kurulu yapıldı. Genel Kurul da konuşan Başkan Todt, Sorunlarla dolu bir dünyada yaşıyoruz. Bazılarımız buraya çok büyük zorluklar altında seyahat ederek geldi, bu yüzden onlara özellikle teşekkür ediyorum. Önemli olan, kültürel, sosyal, dini ve ekonomik farklılıklarımıza rağmen hepimizin tek bir amaç uğruna burada olması. FIA gibi uluslararası kuruluşlar dünyanın geri kalanına, bu tür farklılıklara rağmen hep birlikte gelişilebileceğinin önemli örnekleri oluyorlar. dedi. Olağan Genel Kurul a sunulan tüm maddeler üye kulüpler tarafından oy çokluğuyla kabul edildi. Kapanış konuşmasında 2017 nin, ikinci dönem başkanlığının son yılı olduğuna dikkat çeken Jean Todt, üçüncü ve son kez aday olup olmayacağına henüz karar vermediğini, FIA Başkanlığı nın yoğun bir görev olduğunu, ancak yıllar boyunca yaptığı işlere geriye dönüp baktığında aynı zamanda tatminkâr bir tecrübe olduğunu da belirtti. Kendisine yıllar boyunca destek veren tüm üye kulüplere teşekkürlerini sunarak Genel Kurul u noktaladı.

30 28 I JEAN TODT İSTANBUL DA FIA BAŞKANI JEAN TODT İSTANBUL DA 2016 yılının sonlarına doğru, ülkemizde yaşanan terör olaylarını protesto etmek ve Türkiye ye olan desteklerini sunmak için Uluslararası Otomobil Federasyonu (FIA) Başkanı Jean Todt, eşi ünlü oyuncu aktivist Michelle Yeoh ve heyeti ile birlikte İstanbul a geldi. Başkan Todt u, İstanbul da Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu (TTOK) ağırladı. TTOK Başkanı Bülent Katkak ın 17 Şubat 2017 Cuma akşamı Jean Todt ve beraberindeki heyet onuruna, Çırağan Sarayı nın Enderun Salonu ndaki yemekli özel davetine İstanbul Valisi Vasip Şahin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı ve aynı zamanda Turing in ikinci başkan vekili olan Ahmet Emre Bilgili, Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Başkanı Başaran Ulusoy, FIA Gönüllüler Komisyonu Başkanı Mümtaz Tahincioğlu, İBB Meclis Turizm Komisyonu Başkanı ve aynı zamanda Turing in yönetim kurulu üyesi olan Özdemir İçin, İBB Başkan Başdanışmanı Tülin Ersöz, Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu (TOSFED) Başkanı Serkan Yazıcı ve TOSFED Başkan Vekili Eren Üçlertoprağı iştirak etti. Türkiye de yaşanan terör olaylarına son derece üzüldüğünü belirterek söze başlayan Jean Todt, kendi memleketi Paris te meydana gelen terör saldırılarını da hatırlatarak böylesine zor günlerde din, dil ve ırk ayrımı yapmadan bir araya gelmenin ne kadar önemli olduğuna vurgu yaptı ten 2010 yılına kadar İstanbul Park Pisti nde gerçekleşen Formula 1 yarışları ile 2012 yılında İstanbul da

31 JEAN TODT İSTANBUL DA I 29 düzenlenen FIA Olağan Genel Kurulu süresince, İstanbul u neredeyse ikinci evi gibi benimsediğini söyleyen Jean Todt, aşina olduğu yerlerde terör olayları meydana geldiğinde daha kolay empati yapılabildiğini itiraf etti. Başkan Todt a teşekkür eden Vali Şahin, kendisinin bizzat ülkemize gelerek Türkiye halkının yanında olduğunu göstermesinden memnuniyet duyduğunu belirtti ve Bay Todt u bir dahaki sefere daha uzun süreliğine İstanbul da görmek istediğini de sözlerine ekledi. Yol güvenliği alanında FIA nın dünya çapında çeşitli projelerinin olduğundan bahseden Başkan Todt a, Turing in iki senedir yürüttüğü ve Türkiye nin en büyük yol güvenliği projesi olan Moto-Kurye Eğitim ve Donatım Projesi nden bahsedildi. İBB Başkanı Jean Todt, Turing tarafından iki yılda kişiye ücretsiz güvenli sürüş eğitimi ile birlikte hediye kask ve yelek verildiğini duyduğunda projeyi takdirle karşıladı. 10 Mart 2017 de FIA nın JCDecaux ile birlikte dünya çapında hayata geçireceği projesinden bahseden Bay Todt, proje kapsamında şehirlerin önemli noktalarındaki ilan panolarında yerel ünlülerin yol güvenliğine dair sloganlarının yer alacağı örnek afişleri katılımcılara tek tek gösterdi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, FIA nın bu projesine İstanbul un da katılarak memnuniyetle destek verebileceğinden söz ederek; İstanbul da her gün 30 milyon aktif ulaşım hareketi yapıldığına değindi ve nüfus yoğunluğunun bu kadar yüksek olduğu bir kentte insanların son derece güvenli bir şekilde ulaştırma imkanlarından faydalandıklarından bahsetti. Sayın Topbaş ın bu sözlerinden mutluluk duyan Başkan Todt, Kadir Topbaş a, uzun yıllar boyunca İstanbul a yaptığı katkılardan dolayı takdir ve tebriklerini sundu. Şehir içlerinde oluşturulan parkurlarda elektrikli yarış araçlarıyla gerçekleşen Formula E organizasyonunun Türkiye de düzenlenmesi yönündeki temennilerini sunan Jean Todt a, Vali Vasip Şahin ve Başkan Kadir Topbaş son derece olumlu karşılık verdi. Formula E yarışının İstanbul da başarıyla sonuçlanmasının ardından, en son 2010 yılında İstanbul da düzenlenen Formula 1 in de yeniden Türkiye ye dönebileceğinin sinyallerini veren Başkan Todt, şahsi telefonuyla FIA yarış organizasyonları sorumlusunu bizzat arayarak gerekli çalışmaların yapılmasına dair talimat verdi. Formula E nin 2018 yılında Türkiye ye gelmesi için FIA, İstanbul Valiliği, İBB, TTOK ve TOSFED arasında her türlü koordinasyonun yapılacağına dair görüş birliği sağlanan akşam yemeğine, Bay Todt u ve eşini yeniden İstanbul da görmek dilekleriyle son verildi.

32 30 I KAPAK I TÜRKİYE 360 UNESCO DÜNYA MİRASI TÜRKİYE 360 Mustafa Aksay / dokufilm@gmail.com Doku Film Arşivi Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu ülkemizin; tarihi, mimari ve sosyal dokusunun, kültür- sanat varlıklarının korunması ve geliştirilmesine yönelik yaptığı çalışmalara bir yenisini daha ekledi yılının Temmuz ayında Türkiye de İlk defa gerçekleştirilen UNESCO Dünya Miras Komitesi 40. toplantısı münasebeti ile Turing, ülkemizin global tanıtımına katkıda bulunmak üzere büyük bir Türkiye projesini hayata geçirdi. UNESCO Dünya Miras Listesinde bulunan Türkiye deki 15 Kültürel ve Doğal Miras Alanı ile Dünya Miras geçici listesinde bulunan 60 kültürel ve Doğal Miras Alanının, 360 derece video teknolojisi ile çekimleri yapılıp, kurgulanarak Youtube üzerinden yayınladı.

33 KAPAK I TÜRKİYE 360 I 31

34 32 I KAPAK I TÜRKİYE 360 Uygarlığın beşiği olarak kabul edilen Türkiye nin bu doğurgan ve gizemli toprakları üzerinde yer alan doğal ve kültürel miras alanlarımız, Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu nun rehberliğinde video endüstrisinin geleceğini şekillendiren yeni bir teknoloji ile buluştu.

35 KAPAK I TÜRKİYE 360 I derece video, kullanıcılar ve içerik oluşturucuları için gerçekten etkileyici bir deneyim ve sınırsız fırsatlar sunan, video teknolojisinde devrim niteliğinde bir adımdır. 360 derece video kısaca izleyicinin kamera çevresinde herşeyi görebileceği, sınırsız ve seçilebilir bir görüntünün adıdır. Tamamen sürükleyici, interaktif, gerçekliğin tüm boyutlarıyla görünümünü sağlayan, kullanıcının kamera görüş açısını seçmesine izin veren, 4K ve üstü çözünürlüklerinde yüksek kaliteli video izleten, izleyicileri etkilemek konusunda son derece güçlü ve hızla gelişmekte olan bu yeni teknoloji ile adeta Türkiye nin tanıtım seferberliği başlatıldı.

36 34 I KAPAK I TÜRKİYE 360 Her biri yaklaşık 2 dakika süreli toplam 62 kısa ve 15 dakika genel tanıtım filmi olarak toplam 2,5 saat uzunluğunda, İngilizce sesli ve Türkçe altyazılı Türkiye tanıtımının, sosyal medya ortamında 360 derece video yayınlanması muhtemelen dünyada bir ilk olarak TTOK tarafından gerçekleştirilmektedir.

37 KAPAK I TÜRKİYE 360 I 35 Dünyanın dört bir yanında bu yeni video akımının cazibesine katılan milyonlarca insan, dünyanın ilk yerleşim yerlerinden biri olan Çatalhöyük ten, ardışık dönemlerde Hititler ve Truvalılar a, İyonlar ve Lidyalılar a, Romalılar ve Bizanslılar a, Selçuklular ve Osmanlılar a ve günümüze kadar, Avrupa ve Asya yı birleştiren konumu, uzun ve seçkin tarihi ile kadim medeniyetlere ev sahipliği yapan bir ülkenin dünya miras alanlarını izleme imkanı bulacaklardır. M.Ö yılında çekiçle dövülmüş bakırı kullanarak Taş Devri nden sonraki ilk adımın Anadolu da atıldığını... M.Ö. 650 yılında, dünyada bilinen en eski paraların Efes te basıldığını... M.Ö. 460 yılında, Herodot un Anadolu da dünya tarihini yazdığını... M.Ö. 333 yılında, efsanevi Gordion düğümünü kesen Büyük İskender in, Ankara da kendisini Asya nın hükümdarı olarak ilan ettiğini...

38 36 I KAPAK I TÜRKİYE 360 M.Ö. 2. yüzyılın sonunda dünyanın ilk termal spa merkezinin Pamukkale de kurulduğunu ve termal suda bugün de yüzülebildiğini... Yaklaşık yıllık Patara Deniz Feneri nin, dünyadaki en eski olarak bilinen İspanya daki fenerden 60 yaş daha büyük olduğunu... Hristiyanlar için kutsal sayılan Noel Baba nın mezarının, Demre deki Aziz Nikolas Kilisesi nde bulunduğunu... Roma zulmünden kaçan ilk Hristiyanların, yaklaşık yıl önce Kapadokya mağaralarına sığındıklarını... Dünyanın ilk borsasının 2. yüzyılda Kütahya Aizanoi da kurulduğunu yılında Konstantinopolis te inşa edilen en büyük kubbeli kilise Ayasofya nın beş yıl içinde tamamlandığını yüzyılda, Bizans imparatorluğu nun elinden Anadolu yu alarak Türklerin Anayurdu yapacak yeni bir gücün yükselmekte olduğunu yılında Selçuklu Türklerinin, Anadolu da benzersiz bir sanatsal dünya meydana getirdiğini ve Konya nın bu dünyanın başkenti olduğunu yüzyılın başlarından bu yana Safranbolu nun, geleneksel şehir dokusu, ahşap yığma evleri ve anıtsal yapılarıyla Türk kentsel tarihinin bozulmamış bir örneği olduğunu yılında, Konstantinopolis in İstanbul olarak Osmanlı Devleti nin yeni başkenti olduğunu... izleyecekler, adeta bu tarihi ve bu coğrafyayı yeniden yaşayacaklardır.

39 KAPAK I TÜRKİYE 360 I 37 Türkiye nin sahip olduğu bu topraklar, insanlığın ilk medeniyetlerinin kurulduğu zamandan bugüne devam edegelen çok zengin bir tarihin temelini oluşturmaktadır. Bütün bunları ve daha fazlasını keşfetmek için 800 yıl kadar önce Selçuklu başkenti Konya dan, Mevlana nın tüm insanlara yaptığı Gel, gel, kim olursan ol yine gel çağrısına kulak vermek yeterli olacaktır. Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu, 800 yıllık bu çağrıyı 360 derece video teknolojisi ile tüm dünyaya sunarken, kültürel anlamda geleceği şekillendirecek büyük bir Türkiye projesini hayata geçirmiş bulunmaktadır. Dergimiz ile birlikte sizlere hediye ettiğimiz 360 derece Cardboard Gözlüklerle Youtube üzerinden Turing Kültür-Sanat bölümünde yer alan kültürel miras alanlarımızın en güncel çekimlerinin bulunduğu UNESCO Turkey 360 videolarını izleyebileceğiniz gibi bu gözlüklerle tüm 360 derece videoları da izleyebilirsiniz.

40 38 I NOSTALJİ I 1955 FORD 1955 FORD THUNDERBIRD CONVERTIBLE Ural Ataman Klasik Otomobil Müzesi Arşivi / info@atamanmuseum.com Amerika nın savaş sonrası, spor otomobil ihtiyacının Avrupalı markalar tarafından karşılanıyor olması, sanayide ciddi bir gereksinim konusu ortaya çıkardı başlarında, General Motors un bu konu ile ilgili çalışmaları sonucu 1953 yılında Chevrolet nin Corvette i otomobil sevenlerle buluştu. Aralarında şiddetli bir savaş olan rakip marka Ford, benzer çalışmalarına Chevrolet den bir yıl geç başladı. Müzedeki bu nostaljik otomobili yakından tanıyalım.

41 NOSTALJİ I 1955 FORD I 39 Ford un Divizyon Müdürü Lewis Crusoe ile müşavir George Walker`in 1951 yılının Ekim ayında ziyaret ettikleri Paris Motor Show`da etkilendikleri Bugatti, MG ve bilhassa Jaguar XK-120; Crusoe un aklına Neden bizde böyle bir araba yok? sorusunu getirdi. General Motors`un 1953 Ocak ayında New York taki ilk Motorama konsept otomobiller sergisindeki Harley Earl ün Corvette modelinin tanıtımından tam bir ay sonra Şubat 1953`de Ford, savaş sonrasının ilk spor otomobil tasarımı çalışmalarına başladı. İlgi çeken XK-120`nin 102 inç (259 cm) dingil aralıklı şasisinin büyüklüğü aynen örnek alınarak, Franklin Q. Hershey ile genç asistanı Bill Boyer tarafından, 4500 saati sadece üç boyutlu modelin şekillendirilmesine harcanan, toplam 21,000 saatlik ve rekor olarak kaydedilen bir zaman içerisinde, savaş sonrasının ilk ciddi koleksiyon otomobili ortaya çıktı. İlham alınan Jaguar XK-120 ve diğer Avrupa spor otomobillerinin aksine, tamamen Amerikan tarzını simgeleyen bir görünüme sahip modele, yaklaşık 5000 yarışmacının teklifleri arasından finale kalan 300 aday isime karşın, Amerikan yerlilerinin efsanevi, gök gürültüsü ve yağmur getiren kuşu Thunderbird ün adı verildi ve bir rüya gerçekleşmiş oldu.

42 40 I NOSTALJİ I 1955 FORD Şekillendirmede en büyük alınımlar, tasarımı tamamlanmakta olan Continental Mark II ile, 1955`in standart Ford otomobilinin detaylarından yapıldı. Maliyetin düşürülmesi ve imalattan zaman kazanılması için de, Thunderbird`de, 1955 Ford`un far çerçeveleri ve stop lambaları gibi bazı parçaların aynen kullanılmasına karar verildi. Tasarımcılarını memnun etmemesine rağmen ilk imalat, 9 Eylül 1954 de yapıldı. Rakip Corvette ile iki kişilik olmasından başka hiçbir ortak yönü ve benzerliği olmayan Thunderbird, 13 Aralık ta, bayilerce satışa çıkarıldı. Ronald Regan dan ayrılan eşi film yıldızı Jane Wyman, oturma odasına sokarak misafirlerine göstermek için, ilk otomobilin evine yollanmasını istedi ve isteği de oldu. Diğer 35 Thunderbird de Hollywood da teslim edildi. Fiberglass gövdeli Corvette in aksine, T-Bird`de madeni (sac) gövde ve 8 silindir motor tercih edildi. Lüks ve performansı bir arada sunan otomobil, spor fikrinden uzak, kendi başına bir sınıf, bir ekol yarattı. Standart stili, sökülebilen bir hardtop (fiberglass) tavanlı olan T-Bird`ün tavan şekli tamamen Continental Mk II`den alındı. Sürücünün rahat inip binmesini sağlayan, katlanan bir direksiyonu olan otomobil, 1954 Ford`un Y-Blok motorundan geliştirilen 292 cu. inç (4785 cc.) hacminde, 193 beygir güçlü V8 Mercury motoruna, standart olarak 3 ileri vitesli şanzımana, 4 boğazlı bir karbüratör ve çift egzoza sahip. Bu düzenle de saatte mil ( km) arası hız yapabiliyor. Seçenek olarak sunulan Overdrive ve Ford-O-Matic şanzımanlarla, gücü 198 beygire yükseliyor. Büyük bir tercih olan tenteli modeli isteyenler ise, 290 dolar fark ödeyerek bu sistemi satın alabildiler.

43 NOSTALJİ I 1955 FORD I 41 Orijinal modelinin mühendisliği, 1953 Ford`un teknik adamı Bill Burnett tarafından yapılan T-Bird, 1955`de dolara 16,155 adet satıldı. Bu sayı, aynı yıl dolara 674 adet satılan Corvette`in 24 katı fazlasıydı. Kanada dan satın alınarak Florida ya getirilen ve orada restorasyonu yapılan bu Thunderbird, Nisan 2003 tarihleri arasında, MAC Grup tarafından organize edilen ilk Coppa Milano Sanremo Rallisi`ne (First Historic Revival) 042 numara ile yine Müzemizin 1954 Corvette`i ile beraber katılmıştır. Müzemizde birçok yenilikleri üzerinde taşıyan, bir de 1956 örneği bulunmaktadır. ÖZELLİKLER Motor Çap x Strok Vites Kutusu En Yüksek Hız Ford, Thunderbird 292 V8, OHV, Y-Blok, Benzinli, 4785 cc. (291.6 cu. inch), 4 Boğazlı Karbüratör, 198 Beygir, 4400 Devir x 83.8 mm Otomatik (Ford-O-Matic), 3-ileri, yerden 173 kms Hızlanma kms 10.4 s. Gövde Şasi Süspansiyon Çelik Çelik, kutu kesitli Önler helezon yay, arkalar makaslı Elektrik Sistemi 6 Volt / 110 Amper s. Frenler Dingiller Arası Uzunluk Genişlik Yükseklik Ağırlık Ön İz Genişliği Arka İz Genişliği Lastik Ölçüsü Hidrolik, ön, arka kampana mm mm mm mm 1.351,5 kg mm mm 6.70 x 15, içsiz

44 42 I MİMARİ I İSTANBUL UN HAMAMLARI İSTanbul un Hamamları İsmail Büyükseçgin / seckinmimarlik@ttmail.com Aksaray Yusuf Paşa Durağı karşısında 1957 yol çalışmalarında yıktırılan Tevekkül Hamamı. (Çizim: Süheyl Ünver)

45 MİMARİ I İSTANBUL UN HAMAMLARI I 43 Ahşap ev görünümünde Sütlüce Hamamı soğukluk bölümü Sağlıklı ve medeni bir yaşamın belgeleri olan hamamlarımızdan ilk bahsedenimiz yine Evliya Çelebi dir. Bunu yıllar sonra bir Alman H.Gluck, planlarını dahi ekleyerek katalog halinde yayınlamış bulunuyor. Uzun yıllar bu konuyu araştırmış tarihçi Şinasi Akbatu, eserini yayınlayamadan vefat etmiştir. Bu vefatı müteakip 1995 yılında, Mehmet Nermi Haskan a ait 148 fotoğraf ile 237 İstanbul hamamını anlatan kitap, İstanbul Hamamları adıyla Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu tarafından yayınlanmıştır. Acı gerçek şudur ki bu konu nice yayınlara muhtaç haldedir ve çok geç kalınmıştır. Günümüzde Süryani Katolik Patrikliği Vekaleti olarak kullanılan Ayaz Paşa Hamamı - Beyoğlu (Fotoğraf: Necdet İşli)

46 44 I MİMARİ I İSTANBUL UN HAMAMLARI Üsküdar İcadiye Dağ Hamamı soğukluk bölümü Hamamlar, tek hamam, çifte hamam ve kuşluk hamamı olmak üzere üçe ayrılır. Tek hamamlar özellikle erkeklere veya kadınlara tahsis edilen hamamlardır. Kuşluk hamamı ise günün belirli saatlerinde erkeklere, belirli saatlerinde kadınlara hizmet vermektedir. Aslında bu hamam da yapı olarak tek hamamdır. Çifte hamamlar ise iki kısım olarak inşa edilmiş, bir bölümünü kadınların ve bir bölümünü erkeklerin aynı anda kullanabildikleri hamamlardır. Hamamların mimari olarak ana bölümleri ise sıcaklık, soğukluk, ılıklık, külhan ve cehennemliktir. Kısaca anlatmak gerekirse hamamın ilk mekânı, câmekân veya soyunmalık diye de adlandırılan soğukluk bölümüdür. Soğukluk ve sıcaklık mekânı arasında ve hamam ana yapısına dâhil olan, bireysel yıkanma bölümleri ve helaların bulunduğu bölüm ılıklıktır. Daha sonra ortada göbek taşı bulunan etrafı eyvan ve halvetlerden oluşan ana yıkanma mekânı olan sıcaklık bulunur. Külhan, tüm sıcak suyun ve cahennemlik vasıtasıyla hamamın ısıtılması için gerekli ateşin yandığı yerdir. Külhanda yanan ateş ile bakır kazanda bulunan su ısıtılarak iç mekâna gönderilir. Ateşten çıkan sıcak hava, hamam zemininin altında bulunan cehennemlik adı verilen bölümdeki yükseltilmiş döşeme kanallarında dolaştırılarak hamam ısıtılır. Duvarların içinde bulunan tütekliklerden (künk şeklindeki kanallar) geçen sıcak hava ile de duvarlar ısıtılır. Sirkeci Hocapaşa Hamamı yıkıntı hali, cehennemlik görünüşü

47 MİMARİ I İSTANBUL UN HAMAMLARI I 45 Aziziye Hamamı (Kadıköy) Yayınlarda bahsedilen hamamlar, çift veya tek hamam olsun tamamı vakıf müessese olarak yaptırılmış resmi hamamlardır. Bunların büyük kısmı Vakıflar İdaresi ve mütevellilerce işletilemeyerek satılmış tarihi eserlerdir. Çünkü hamam işletmeciliği ve yapının bakımı gerçekten zor iştir. İstanbul da hamamların çoğu harabe olup, çökmüş ve birçoğu da istimlâk edilerek yıktırılmıştır. Yıktırılanlar arasında muhteşem külliyelerin birer parçası olan hamamlar, hatta Mimar Sinan eseri olanlar vardır. İstanbul hamamları konusunda ilginç olanlar Konak, Medrese ve Tekke Hamamlarıdır. Hamam soyunmalık kısmında istirahat edenler

48 46 I MİMARİ I İSTANBUL UN HAMAMLARI Soyunmalık Hamam Ocak Mutfak Tevfik Paşa Konağı Hamamı planı Bu konu büyük hamamlar arasında unutulmuştur. Konak hamamları da külhanlı ve soyunmalıklı yapılırlardı. Külhanlarının odun ve cüruflarının alınıp çıkarıldığı ayrı bir kapıları olup, bunların çoğu sokağa açılırdı. Konak Hamamlarının, bayram arifelerinde ve mühim günlerde mahalle fakirlerinin hizmetine açılması adettendi. Keza Tekke Hamamları da mahremiyet kuralına uygun olarak dervişlerin kullanımına açıktı. Mekteb-i Tıbbıye-i Şahane Hamamı Kesiti (Çizim: İsmail Büyükseçgin)

49 MİMARİ I İSTANBUL UN HAMAMLARI I 47 Medrese mensuplarının acil banyo ihtiyacını karşılamak üzere küçük kubbeli ve iki hacimli medrese hamamları inşa olunmuştu. Ilıklık, tuvalet ve halvet gibi bölümleri bulunmayan bu küçük hamamların, yıkanma mahalleri mutlaka kurnalı ve kubbeli yapılmıştı. Günümüzde bunlardan bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar örnek mevcuttur. Yalı hamamları ise bu konu haricindedir. İstanbul Hamamları adlı eserde belirtilen 237 hamamdan günümüze tanesi ulaşabilmiştir. Hamamların ahşap bölümleri çabuk yok edilebilmesine karşın göbek taşının bulunduğu sıcaklık, yani kubbeli kısım ve halvetler, yassı tuğla ve horasan yapılı kargir eserler olduğu için yok edilemiyor. Mutlaka kırıcı ve yıkıcı alet veya makine gerektiriyor. Günümüzde Üsküdar da Ayazma Hamamı, Tophane de Çavuşbaşı Hamamı başta olmak üzere harabe halinde duran önemli hamamlar mevcuttur. Dileğimiz elde kalan son örneklerin, restore edilerek asli fonksiyonunda kullanılan Ayasofya Haseki Hürrem Hamamı, Kılıç Ali Paşa Hamamı gibi biran önce kurtarılmasıdır. Çarşı yapılan Mahmut Paşa Hamamı nın kurna detayı Çarşı yapılan Mahmut Paşa Hamamı sıcaklık bölümü

50 48 I TÜRKİYE I TARAKLI SAKİN YAŞAYAN ŞEHİR TARAKLI Begüm Yavaş / begum.yavas@turing.org.tr Taraklı Belediyesi Arşivi

51 TÜRKİYE I TARAKLI I 49 Sakarya nın en eski yerleşim yerlerinden biri olan Taraklı, antik dönemden itibaren birçok medeniyetin gelip geçtiği, tarihe tanıklık etmiş bir Anadolu kenti. Tam tarihi net olmamakla birlikte Ertuğrul Gazi zamanında Osmanlı Beyliği nin topraklarına katıldığı bilinen bu şirin ilçe; adını, halkın ahşaptan yaptığı taraklardan almış. Evliya Çelebi de Seyehatname sinde halkın şimşir kaşık ve tarak yapması nedeniyle kentin adının önce Yenice Tarakçı zamanla ise Taraklı olarak anıldığından bahseder.

52 50 I TÜRKİYE I TARAKLI Geçmişten günümüze kaybolmakta olan yöresel el sanatlarından kente adını veren tarakçılık, zamana yenik düşmüş de olsa; kaşıkçılık başta olmak üzere semercilik, dokumacılık, bastonculuk ve demircilik gibi sanatlar geleneksel dokuya destek olmaya devam ediyor burada. Orhangazi ve Yunus Paşa çarşılarının hediyelik eşya satan dükkânlarında örnekleri sergilenen bu sanatlar, Anadolu insanının sıcaklığını yansıtmakla beraber, şehrin kültürel mirasının en değerli öğelerini oluşturmakta.

53 TÜRKİYE I TARAKLI I 51 Kenti keşfetmeye Arnavut kaldırımlı daracık sokakları süsleyen cumbalı ahşap evler ve konaklardan başlanabilir. Osmanlı nın karakteristik sivil mimarisini yansıtan bu özgün yapılar, tüm zarafetiyle karşılar gelenleri. Çakırlar, Kadirler ve Hanımeli Konakları bunlardan en gözde olanları. Kentin en önemli tarihi yapısı olarak nitelendirilen Yunus Paşa Camii de ilçe merkezinde almış yerini. Yavuz Sultan Selim in Mısır seferine çıkarken Veziri Yunus Paşa ya 1517 de yaptırdığı ve Mimar Sinan tarafından kare planlı, tek minareli ve klasik üslupta inşa edilen cami, kubbesindeki kurşunlardan dolayı halk arasında Kurşunlu Camii olarak da biliniyor. Buranın hemen yakınında yer alan tarihi hamam ise, Yunus Paşa Camii nin merkezi sistemle alttan ısıtılmasında kullanılmasıyla çekiyor dikkatleri. Geçmişte kervanların konakladığı Hacı Atıf Hanı da bugün ahşap hanların ayakta kalan en son örneği olması bakımından önem taşıyor.

54 52 I TÜRKİYE I TARAKLI Tüm bu kültürel zenginliğinin yanında tabiat da bütün cömertliğini sergilemiş Taraklı da. Temiz havası, yemyeşil orman dokusu, çam ağaçlarıyla kaplı Hıdırlık Tepesi, Osmanlı akıncılarının fetih nişanesi olarak diktiği yedi asırlık çınar ağacı; kentin ortasından akıp geçen Göynük Deresi; Karagöl Yaylası ve tam bir doğa harikası olan Güngörmez Şelalesi ile buradaki manzara, bir ressamın fırçasında şekillenmiş adeta.

55 TÜRKİYE I TARAKLI I 53 Kendi geleneksel kültürünü korumanın ve yaşatmanın çok zor olduğu hızlı değişen günümüz dünyasında, bu gidişata karşı koymayı başaran şehirlerden biri Taraklı yılında İtalya da kurulan uluslararası belediyeler birliği ve yerel kalkınma modeli olan Cittaslow hareketi, günümüzde metropollerde yaşanan hızlı kentleşme, hızlı tüketim ve nüfus artışı gibi sorunlara karşılık, yavaş yaşayan, yerel kimliklerini ve eski dokularını korumayı amaçlayan şehirleri bir araya getiriyor. Ülkemizden on dört kentin katılmaya hak kazandığı bu Sakin Şehir ağına; Cittaslow hareketinin 70 kriteri çerçevesinde projeler geliştiren ve uygulayan Taraklı, 2011 yılında üye oldu. Yaşamın olanca sakinliğiyle akıp geçtiği, buram buram tarih kokan bu samimi şehir, size zamanın durduğunu hissettirebilir. Gün uzar yüzyıl olur dediği gibi Cengiz Aytmatov un

56 54 I TURİNG TURİNG MERSİN VE ANTALYA TRİPTİK BÜROLARI Ragıp Karagöz / ragip.karagoz@turing.org.tr Kurumumuzun Mersin ve Antalya da faaliyet gösteren büroları, Turing in bu şehirlerde bulunan mülklerinin tadilat ve onarımlarının tamamlanmasının ardından, Şubat 2017 de kiralık olarak hizmet verdikleri ofislerden bu binalara taşınmıştır. MERSİN BÜROSU Mersin in merkezindeki Camii Şerif Mahallesi nde bulunan apartman dairesi, geçmişte uzun yıllar boyunca Triptik Ofisi olarak kullanılmıştı. Ancak dairenin bulunduğu apartmandaki bakımsızlık ve ihtiyaç duyulan yenilemelerin yapılması konusunda diğer daire malikleri ile anlaşılamaması sebebiyle, işletme hizmet standartlarının da kaybolması sonrası, 2 yıl önce büromuz geçici olarak aynı semtte bulunan kiralık bir ofise taşınmıştı. Geçen süre içinde, apartmandaki daire malikleri ile yapılacak yenilemeler ve bunlardan kaynaklanacak giderlerin ortaklaşa karşılanması konusunda uzlaşma sağlandı. Binada yapılan onarımlar ve iyileştirmelerden sonra, dairemiz de kapsamlı bir şekilde yenilendi ve yeniden hizmet vermeye elverişli hale getirildi. 13 Şubat 2017 Pazartesi gününden itibaren büromuz, mülkiyeti Kurumumuza ait Camii Şerif Mahallesi, Mücahitler Caddesi, No:10 Karadağ İş Hanı No:2/10 Akdeniz / MERSİN adresinde yeniden hizmet vermeye başlamıştır.

57 TURİNG I 55 ANTALYA BÜROSU Antalya Bürosu uzun yıllardır, Antalya da Muratpaşa Mahallesi ndeki ofiste kiralık olarak hizmet vermekteydi. Kurumumuzun Antalya Kaleiçi nde, satın alındığı günden beri harabe halinde duran eski otel binası ise, oldukça uzayan ruhsat ve inşaat çalışmalarından sonra ancak geçtiğimiz yıl bütün onarım ve tadilat işlemleri tamamlanarak kullanılabilir hale getirilmişti. Bütünüyle yenilenen -Barbaros Mahallesi, Mescit Sokak, No:23 Kaleiçi - ANTALYA adresindeki, mülkiyeti Kurumumuza ait 3 katlı bina artık yeni hizmetlerde kullanılmak için hazırdır. Ayrıca bu binanın giriş katındaki 20 metrekarelik münferit kısım ise Triptik hizmetlerinin verilmesi için ayrıca düzenlenerek, 6 Şubat 2017 den itibaren Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu nun Antalya Triptik Bürosu olarak hizmet vermeye başlamıştır.

58 56 I TEST SÜRÜŞÜ I ROLLS-ROYCE Otomobilden Sanat Eseri ROLLS-ROYCE Burcu Çetinkaya/ bbcetinkaya@gmail.com Ali Çelik Otomobil test etmenin farklı boyutları var. Bu kez yaptığım test sadece bir otomobille değil, bir sanat eseriyle. Rolls-Royce Wraith ile tanışırken yanımızda Rolls-Royce Marka Müdürü Hilal Aysal Hanımefendi de vardı. Onun moda tasarımcılığından otomobile uzanan hikayesini ilgiyle dinlerken, Rolls-Royce Wraith modelini de yakından tanıma fırsatım oldu. Rolls-Royce Wraith in direksiyonuna geçip, İstanbul sokaklarında dolaşmak gerçekten ilginç bir deneyim. Daha önceden bir kaç kez arka koltukta yolcu olarak Rolls-Royce un farklı modelleriyle tanışmıştım. Mesela Birleşik Arap Emirlikleri nde dostlarımız bizi üç gün boyunca ağırlayıp, Rolls-Royce Ghost modeliyle gezdirmişlerdi. Ama direksiyona geçtikten sonra otomobil hakkındaki fikrim evrim geçirdi. Dışarıdan bir sanat eserine benzeyen bu muhteşem otomobilin sürücü koltuğu lüks bir evin, lüks bir mutfağı gibi. Hem kumanda siz de hem konforlu oturabiliyorsunuz hem de muhteşem çift turbolu, V12, 624 beygirlik bir motorun nefes alışını her gaza bastığınızda hissetmek mümkün. Tabii ki şehir içinde tam gaz gidemedik ama o gaza basma hissi, zaten bence tam gaz gitmekten daha keyifli, çünkü otomobilin en üst limitini değil, ne kadar güçlü olduğunu hissedebiliyorsunuz.

59 TEST SÜRÜŞÜ I ROLLS-ROYCE I 57 Diğer yandan altın güvenli, lüks bir kafesin içerisinde gibi hissediyor insan. Ağır bir mobilyada oturur gibi. İnsan arkada otururken sürekli bir yerleri kurcalamak istiyor. Önde otururken ise hem yolun harika manzarası hem çok lüks ve pahalı bir otomobili kullanıyor olmanın garip hissi kaplıyor. Bahçesinde bu tarz otomobillerden bir kaç tane olan insanlar için belki bu böyle olmaz ama benim için çok kendime güvendiğim otomobil kullanma konusunda bile oldukça gerildiğim anlarım oldu. Kuruçeşme den Ulus Parkı na olan kısa rotamızda hem çok keyif aldım hem de biraz gerildim. Buradan döner mi? Sürtmem değil mi? Kurtardı mı? Hay aksi şu dik Arnavutköy yokuşunun kör noktasından bir otomobil geliyor, gelmese olmaz mıydı? Özel Rolls-Royce Şemsiyesi

60 58 I TEST SÜRÜŞÜ I ROLLS-ROYCE Tavandaki kişiye özel tasarlanabilen yıldız haritası Sonra sıra durup otomobili incelemek vaktine geldi. Kapıların açılış kapanışındaki kaliteden, şıklığa tam bir tasarım harikası. Hilal Hanım Rolls-Royce demek aksesuar demektir. demişti. Gerçekten de otomobili alırken sınırsız seçenek mevcut. Standart olan aksesuarlardan birisi olan yağmurlu havalarda indiğiniz gibi kapı içinden çıkan Rolls-Royce şemsiyenizle ıslanmadan şıklığınızı koruyabiliyorsunuz. Test ettiğimiz modeldeki starlight tavan kaplaması benim en beğendiğim detaylardan birisi oldu. Bir de romantik tarafı var; düşünün ki eşinize bir Rolls-Royce hediye alıyorsunuz ve tavanda onun doğduğu tarihteki yıldız haritasını işliyorlar. Yani öylesine bir yıldız haritası değil tavandaki kaplama. Veya Rolls-Royce fabrikasının kurulduğu tarihteki haritayı seçebiliyorsunuz. Koltuk başlarına isimlerinizi işletebiliyorsunuz. Test aracımızda olduğu gibi masajlı koltuk ve tepeyi, arkayı ve altı gösteren kamera sistemini isteyebiliyorsunuz. Çantanızın renginde özel sipariş verebiliyorsunuz. Yani kısacası; ince detaylarla markaya olan sevdanızı artırmaya yönelik bir otomobilden sanat eseri tasarlamış Rolls-Royce. Yarım günün sonunda veda vakti gelmişti. Benim böyle bir otomobilim olsa diye düşündüm tabii ki. Aslında hiç bana göre değil.

61 TEST SÜRÜŞÜ I ROLLS-ROYCE I 59 Tepesine port bagaj asıp, üstüne snowboardumu yüklerken ucundan çizilen bir tavan geldi aklıma. Veya çamurlu botlarla özel üretim çiftliklerin ürünü olan Rolls-Royce halılara basma anı Yok, kesinlikle bana göre değil! Ama şöyle senede 10 günlük Rolls-Royce satın almak gibi bir hizmet olsa, bunu karşılayacak bütçem olsa, o zaman Rolls-Royce Wraith modelini seçer ve keyifle gezerdim Son olarak kısa izlenimlerimi bitirmeden Marka Müdürü Hilal Aysal la olan sohbetimizden ufak notlara da yer vermek istedim. Türkiye de iki adet kadın Rolls-Royce müşterisi var. Phantom daha şoförlü kullanım için tasarlanmış bir model. Ghost, daha günlük bir araç, iş adamı, iş kadını aracı. Wraith, daha günlük ve spor, Dawn ise üstü açık ve eşofmanla dahi kullanabileceğiniz bir model. En ucuz Rolls-Royce u yeni vergilendirmeyle 850 bin avro civarına alabilirsiniz, fakat en pahalısına cevap vermek zor. Aracınız için öyle bir sarı renk sipariş verirsiniz ki litrede belli bir gram altın kullanarak yapmak zorunda kalır, fabrika ve sadece boya 100 bin avrolar tutar. Çünkü Rolls-Royce da yapabileceklerinizin sınırı yok. Kimisi ayraç dediğimiz panele pırlanta işlettirmek istiyor. Bu sene itibariyle Phantom modeli üretilmiyor, çünkü 2018 de yeni yüzü çıkacak.

62 60 I TURİNG I KÜLTÜR SANAT TURİNG DE KÜLTÜR SANAT Begüm Yavaş / begum.yavas@turing.org.tr 10 Aralık Cumartesi günü Başarısızlığın Sırları başlıklı konuşmasıyla Gazeteci Yazar Ali Saydam dinleyicilerimizle bir araya geldi. Başarı ve başarısızlığın nedenleri çerçevesinde; ilişki ve iletişimin farklarına değinen ve tecrübelerini bizlerle paylaşan Ali Saydam, etkileşimli konuşması ve eğlenceli üslubuyla misafirler tarafından ilgiyle izlendi. Şehir Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Mehmet Genç, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin katkılarıyla 3 Aralık Cumartesi günü bizlerleydi. Konuşmasına Osmanlı tarihi hakkında verdiği özet bilgiyle başlayan ve Osmanlı araştırmalarında Türk tarihçisinin temel problemleri üzerinde duran Mehmet Genç, öğrencilerden gelen sorular ışığında Osmanlı araştırmalarının yöntemleri konusunda da ipuçları verdi. Aynı gün; Aliel Torun (gitar / vokal), Hazal Ata (gitar / vokal), Kemal Alıç (perküsyon), Baran Bildirici (flüt / saksafon) ve Siyami Pelitoğlu nun (kanun) oluşturduğu Flamenko İstanbul Müzik Grubu, misafirlerimizle buluştu. Grup; Flamenko kültürü hakkında verdikleri kısa bilginin ardından, güçlü repertuarlarıyla salonu coşturdu. Türk Musiki Vakfı nın işbirliğiyle Mehmet Güntekin idaresinde, sazendeler; Ahmet Meter (kanun), Lütfiye Özer (kemençe), Aziz Şükrü Özoğuz (keman), Tanju Erol (klarinet), Bilen Işıktaş (ud), Volkan Ertem (viyolonsel) ile hanendeler; Hakan Hataylı, İlhan Yazıcı, İbrahim Suat Erbay, Mehmet Kemiksiz, Emel Güntekin, Yaprak Sayar, Merve Kıvılcımer ve Aynur Ezgi Yüksel in oluşturduğu İstanbul Fasıl Topluluğu nun Seyrantepe de Fasıl Meclisi adıyla her ay verdiği konserler; 3 Aralık ta Bayati, 7 Ocak ta Hicaz ve 4 Şubat ta Şehnaz fasıllarıyla devam ederek dinleyenlere keyifli anlar yaşattı. 17 Aralık Cumartesi günü konuğumuz, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Başkanı Prof. Dr. Zekeriya Kurşun oldu. Türkiye nin Ortadoğu ve Kuzey Afrika daki Tarihi Derinliği başlıklı konferansını coğrafi görsellerle ele alan ve ülkemizin jeopolitik konumuyla Ortadoğu daki tarihi varlığının güncel meselelerimize etkisini anlatan Zekeriya Kurşun, öğrencilerden gelen sorulara verdiği cevaplarla programını tamamladı.

63 TURİNG I KÜLTÜR SANAT I 61 Konferansın ardından genç piyanist Güneş Yakartepe Piyano Tuşlarından Farklı Ezgiler adını verdiği konseriyle dinleyenlere değişik müzik türlerinden örnekler sundu. Konferansın ardından Türk Halk Müziği sanatçısı Esat Kabaklı, birbirinden güzel eserlerin yer aldığı repertuarıyla dinleyenlere keyifli bir müzik ziyafeti sundu. Televizyon programlarından bütün Türkiye nin yakından tanıdığı Fitoterapi Uzmanı Dr. Ümit Aktaş, 7 Ocak Cumartesi günü dinleyicilerimizle bir araya geldi. Beslenme ve Depresyon İlişkisi başlıklı konuşmasında; doğru ve sağlıklı beslenmenin depresyon üzerindeki etkileri ile ilaçsız tedavi konularına değinen Aktaş, bilgi ve değerlendirmelerini bizlerle paylaştı. 24 Aralık Cumartesi günü ise Klinik Psikolog Mehmet Dinç Üçüncü Yol adlı konferansıyla öğrencilerimizle buluştu. Hayatta iki seçenek arasında kalmadan daha geniş ve alternatifli düşünmenin yollarını farklı bakış açısı ve samimi üslubuyla anlatan Mehmet Dinç in bu eğitici sohbeti, her zaman olduğu gibi öğrenciler tarafından ilgiyle dinlendi. Mehmet Güntekin in hazırlayıp sunduğu, içinde bulunduğumuz ayda dünya tarihine mâl olmuş olayların musiki dünyamıza yansımalarını mercek altına alan Müzikli Maarif Takvimi; her ay olduğu gibi 24 Aralık, 21 Ocak ve 18 Şubat 2017 tarihlerinde de bizlerleydi. O ay içerisinde konu edilen olaylar ve müzisyenlerle ilgili eserlerin, usta kanuni Ahmet Meter eşliğinde Yaprak Sayar ve İbrahim Suat Erbay tarafından seslendirildiği program, keyifle izlendi. 31 Aralık Cumartesi günü Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Erol Kam, Radyasyonun Sağlık Üzerindeki Etkisi başlıklı konuşmasıyla misafirimiz oldu. Radyasyonun tanımı, kullanım alanları ve insan sağlığına yansımalarını görsel öğelerle ele alan Erol Kam ın bu faydalı söyleşisi, merakla dinlendi.

64 62 I TURİNG I KÜLTÜR SANAT 28 Ocak Cumartesi günü Tarihçi Yazar Dursun Gürlek, İBB katkılarıyla konuğumuzdu. İstanbul Kültüründen Manzaralar başlıklı konferansında İstanbul a dair bilgi ve değerlendirmelerini paylaştı. Türk sinemasının unutulmaz isimlerinden olan ve Gurbet Kuşları, Karılar Koğuşu, Yorgun Savaşçı gibi ünlü filmlerin usta yönetmeni Halit Refiğ in eşi Prof. Dr. Gülper Refiğ, 14 Ocak Cumartesi günü İBB katkılarıyla konuğumuz oldu. Doğu Batı Ayrımı: Bize Dayatılan Yanlış Tarih başlığını verdiği söyleşide Gülper Refiğ; farklı bakış açısıyla, bilgi birikimini tarihten günümüze geniş bir yelpazede ele alarak aktardı. Konferansın ardından yine İBB katkılarıyla Sadun Aksüt, Şiirlerle Şarkılarla Sevginin Sesi adlı Türk sanat müziği konseriyle dinleyenlere keyifli anlar yaşattı. Aynı tarihte yine İBB katkılarıyla ülkemizin ünlü piyano sanatçılarından Tuluyhan Uğurlu Bir Anadolu Kahramanı: Mehmet Akif Ersoy adlı konseriyle bizlerleydi. Kendine has üslubuyla dikkat çeken Uğurlu, güçlü repertuarıyla dinleyenlere muhteşem bir müzik ziyafeti sundu. 4 Şubat Cumartesi günü Marmara Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cemalettin Şahin, Cumhuriyet Dönemi Türkiye Nüfus Politikaları başlıklı söyleşisinde Türkiye nin nüfus planlamasını görsel öğelerle ele alarak değerlendirdi. 21 Ocak Cumartesi günü Sakarya Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mahmut Karaman; Toplumun Yeniden İnşası: Kardeşlik Seferberliği başlıklı konuşmasında; aile, gençlik, sosyal değişme, sosyal çözülme ve yoksulluk gibi konular üzerine durarak kendine has üslubuyla deneyimlerini bizlerle paylaştı.

65 TURİNG I KÜLTÜR SANAT I Şubat Cumartesi günü ise İBB katkılarıyla Yıldıray Oğur Alternatif Türkiye Tarihi adlı söyleşisinde güncel bir konu olan referandumu ele aldı. Türkiye nin referandum geçmişini gazete küpürlerinden oluşan görsellerle aktaran Oğur; konuşmasını, gelen sorulara verdiği cevaplarla tamamladı. 11 Şubat Cumartesi günü İBB katkılarıyla Türk Edebiyatından Renkli Portreler adını verdiği söyleşiyle Araştırmacı Yazar Mehmet Nuri Yardım konuğumuzken, konferansın ardından yine İBB katkılarıyla usta akordeon sanatçısı Edward Aris Dünya Müziğinden Örnekler adlı konseriyle bizlerleydi. Akordeon ve piyano ile değişik müzik türlerinden eserler sunan Edward Aris, dinleyenlere keyifli anlar yaşattı. Klinik Psikolog Mehmet Dinç, 18 Şubat Cumartesi günü bu kez İtinayla Var Olmak adlı konuşmasıyla dinleyicilerimizle bir araya geldi. Özgüven, sorumluluk, değişim, iyilik ve hedef gibi kavramları itinalı olmak çerçevesinde açıklayan Mehmet Dinç, misafirler tarafından yoğun ilgiyle dinlendi. Konferansın ardından yine İBB katkılarıyla İbrahim Sadri ve saz sanatçıları şiir ve müzik dinletisiyle aramızdaydılar. Programda kendi şiirlerinin yanında ünlü şairlerin şiirlerini; saz sanatçıları Kubilay Doğan (piyano), Hakan Işın (keman), Tolga Özoltu (gitar) ve Emre Karabulut (ritim) eşliğinde seslendiren İbrahim Sadri, dinleyenlere duygusal anlar yaşattı.

66 64 I TURİNG I KÜLTÜR SANAT TURİNG DE SİNEMA Nurbanu Misirli / nurbanu.misirli@gmail.com Turing de kültür-sanat etkinlikleri kapsamındaki film gösterimleri sinemaseverlerle buluşmaya devam ediyor. Bu yıl diğer yıllardan farklı olarak; Turing bursiyer öğrencilerimizden oluşan film komisyonumuz, her hafta dünya sinemasından en özel yapımları seçip bir rapor eşliğinde komisyona sunuyor ve bu raporlar sonucunda belirlenen birbirinden değerli filmler izleniyor. Gösterimlerin ardından yine genç arkadaşlarımızın sunumlarıyla filmler izleyicilerimizle birlikte değerlendiriliyor. 3 Aralık 2016 Cumartesi günü gösterilen İsviçre yapımı film; çok küçük yaşta ileri müzik kulağı ve zekası fark edilen Vitus adlı karakterimizin başından geçen ilginç yaşamı anlatıyor. Bir yanda kendi hedeflerini ve beklentilerini Vitus un omuzlarına yüklemiş idealist bir aile diğer yanda ise ona arkadaş sıcaklığı ile yaklaşıp, çocukluğunu yaşamasını sağlayan hayalperest bir dedenin arasında mekik dokuyan küçük, dahi bir çocuğun hikayesine tanıklık ediyoruz. Vitus karakterini canlandıran Teo Gheorghiu nin kulaklarımızın pasını silen eşsiz piyano resitalleri ise izleyiciden büyük beğeni toplamıştır. (Anlatıcı: Nurbanu Misirli) İzleyenlere, çağımızın yavaş yavaş birbirine yabancılaşan aile bireylerini, tüm gerçekliği ile yansıtan Herkesin Keyfi Yerinde filmi 10 Aralık ta izleyicilerimiz ile birlikte izlendi. Karısının ölümü ardından çocuklarıyla ilişkisinin koptuğunu fark eden yalnız bir baba, çocuklarıyla tekrar ilişki kurduğunda aslında hiçbirinin hayatının mükemmel olmadığını fark edecektir. Bu fark ediş, onu hayatını sorgulamaya itecektir. (Anlatıcı: Muzaffer Musab Yılmaz)

67 TURİNG I KÜLTÜR SANAT I 65 Unutma Beni filmi 31 Aralık ta Turing de izleyicilerimizle buluştu. Film Julianne Moore tarafından canlandırılan, hayatını belli bir düzene oturtmuş, son derece akıllı bir dilbilimci olan Profesör Alice in bir anda Alzheimer a yakalanmasını anlatıyor. Unutma Beni, bize sadece amansız bir hastalık sürecini değil aynı zamanda birbirinden kopuk aile bağlarının yan etkilerini de gösteriyor. (Anlatıcı: Nurbanu Misirli) Amerikan tarihinin istifa ederek başkanlık koltuğunu bırakan ilk ve tek ismi olan Richard Nixon ın, istifasından 3 yıl sonra çaylak olarak gördüğü, gazeteci David Frost la yaptığı şaşırtıcı röportajı konu alan Frost / Nixon filmini 17 Aralık ta sinemaseverlerle buluşturduk. (Anlatıcı: Enes Muhammed Demir) Doğal insanın modern insan ile teması sonrası oluşan bozulmaları ve doğal insanların özünü koruma çabalarının anlatılmaya çalışıldığı İyi Bir Yalan filmi ile 24 Aralık ta sinemaseverlerle buluştu. Bu film Sudan iç savaşından kaçan 4 çocuğun hayatta kalma mücadelesini ve ardından da Amerika ya entegre olma ya da olamama(!) çabalarının hikayesini konu edinir. (Anlatıcı: Zeynep Ebrar Güngör)

68 66 I TURİNG I KÜLTÜR SANAT Martin Scorsese in filmi olan Zindan Adası filmi 21 Ocak ta izleyicilerimiz ile değerlendirildi. Dennis Lehane in aynı adlı romanından uyarlanan film aslında oldukça klişe bir öyküye sahiptir. Esaslı dedektif Teddy (Leonardo DiCaprio) ve ortağı Chuck, tehlikeli bir akıl hastasının gizemli ortadan kaybolma öyküsünü açıklığa kavuşturmak için, kaçmanın tamamen imkânsız olduğu bir adada kurulu, alternatif tedavilerin denendiği bir akıl hastanesine gelirler. Fakat filmi sıradanlıktan çıkaracak olan ise Teddy nin bilinçaltı rüyalarını görmeye başlamamız olacaktır. (Anlatıcı: Begüm Yavaş) Chuck Noland, Yeni Hayat adlı filmde hem kişisel hayatını hem de iş hayatını saatin tik-taklarına göre yaşayan bir FedEx sistem mühendisini canlandırmaktadır. Bir gün uçak kazası sonucu modern hayatın getirilerinden arınmış, ıssız bir adada gözlerini açan Chuck, hem fiziksel hem ruhsal açıdan bir değişime de başlamış olacaktır. Onun gerçek hayatın anlamını bulduğu bu yolculuğa 14 Ocak 2017 Cumartesi günü sinemaseverlerle tanık olduk. (Anlatıcı: Nagehan Sahra Ünal) 28 Ocak ta izleyicilerimiz ile buluşan Selma filmi Altın Küre ve Oscar adaylıkları bulunan ve birbirinden değerli oyuncuları yapısında birleştirmiş önemli bir yapıttır. Martin Luther King in hayatının belli bir kesitinin ilk defa anlatıldığı Film; 1965 te Alabama eyaletinin Selma kentinde Amerikalı siyahilerin Oy Hakkı Kanunu nu değiştirmek ve yapılan ırkçılığı kamuoyuna duyurmak için çıktıkları Özgürlük Yürüyüşünü anlatmaktadır. (Anlatıcı: Sabri Eğe)

69 TURİNG I KÜLTÜR SANAT I 67 İnsanlar yaşamın gerçek anlamını unutmuşlar. Yaşıyor olmanın anlamını. Ellerindekinin ve kaybedebileceklerinin ne olduğunu onlara hatırlatmalıyız. Bu repliği ve performansı ile Uyanışlar filminde bizi derinden etkileyen ve kısır bir döngüye hapsolmuş dünyamızdan bizleri uyandıran Robert De Niro ve gerçek bir bilim insanı nasıl olunur mesajını veren Robin Williams ı bir araya getiren bu duygu dolu filmi 4 Şubat ta sinemaseverler ile birlikte değerlendirdik. Oliver Sacks ın aynı adlı romanından uyarlanan bu yaşanmış hikaye, Robert De Niro ya eşsiz performansı dolayısıyla Oscar ve Altın Küre adaylığı getirmiştir. (Anlatıcı: Nurbanu Misirli) Tracy Letts in aynı adlı tiyatro oyunundan kendisinin senaryolaştırdığı ve her bireyi kendi çapında sorunlu bir ailenin bir araya gelmesiyle ortaya dökülen sırları konu alan Aile Sırları filmi 18 Şubat ta izleyicilerimiz ile buluştu. (Anlatıcı: Enes Muhammed Demir) 88. Akademi Ödülleri nde 6 dalda aday gösterilen Casuslar Köprüsü filmini 11 Şubat ta Turing de değerlendirdik. James B. Donovan adındaki avukatın Soğuk Savaş döneminde Amerika ve Sovyet Rusya arasındaki arabuluculuğunu konu edinen ve Donovan ın sergilemiş olduğu büyük çabayı yansıtan, gerçek hayattan uyarlanmış bir dram filmidir. (Anlatıcı: Muzaffer Musab Yılmaz) Başrolünde Marlon Brando nun olduğu Elia Kazan ın yönettiği 1954 yapımı, Rıhtımlar Üzerinde adlı filmi, 25 Şubat ta sinemaseverler ile birlikte izledik. Film işçi sınıfının organize olması ile gelişen sosyal olayları ve Brooklyn de rıhtımlarda oluşan yolsuzluk ve kanunsuzlukları, araya sıkıştırılmış bir aşk hikayesiyle harmanlayarak anlatmaktadır. ( Anlatıcı: Zeynep Ebrar Güngör)

70 68 I TURİNG I GENÇLİK TURİNG DE EĞİTİM Ezgi Toprakdeviren / ezgi.toprakdeviren@turing.org.tr Öğrencilerine sağladığı eğitim imkânlarıyla Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu bir ders dönemini daha başarıyla tamamladı. Genel İngilizce kurlarında 100 saatin doldurulmasının ardından seviye atlama sınavları yapılmış, sonuçlar baz alınarak öğrenciler ve eğitim kadrosu açısından yeni dönem tasarım çalışmalarına başlanmıştır. Speaking Club gruplarımızda ise, üniversitelerin tatile girmesi dolayısıyla ara verilmiştir. Tüm bunlar olurken, geçtiğimiz dönem eğitimlerinden olan ve Ağustos-Aralık ayları arasında devam eden ALES eğitiminin sonuçları da bizlere büyük bir sevinç yaşatmış olup, eğitimimiz iki Türkiye 4.sü çıkarmıştır. Öğrencilerimizden Ahmet İnal ve Eren Tamtekin ALES sınavında yalnızca 1 yanlış yaparak bu büyük başarıyı elde etmiş ve kendinden sonraki arkadaşlarına da azim katmıştır. Aynı eğitime kayıtlı diğer öğrencilerimizin sonuçları da istedikleri herhangi bir üniversiteye başvuru yapabilecek düzeydedir. YÖK ün belirlediği puan barajının altında kalan öğrencimiz bulunmamaktadır. Bu nedenle yeni dönem ALES eğitimine talepler yoğun bir şekilde yapılmakta ve bu talebin karşılanması kurumumuz tarafından planlanmaktadır.

71 TURİNG I GENÇLİK I 69 Diğer yandan 75 kişi ile devam eden YDS eğitiminde dersler hız kesmeden devam etmektedir. Aynı başarıyı Nisan ayının başında yapılacak olan YDS sınavı sonucunda da görmeyi hedeflemekteyiz. 3 farklı grupta devam eden bu derslerde de soru çözüm ve pratik aşamasına gelinmiştir. Fransızca, İspanyolca ve Arapça eğitimlerinde ise neredeyse yarıya gelinmiş olup, yeni dönem taleplerinin alınmasına başlanmıştır. Öğrencilerimizden gelen yoğun talepler doğrultusunda; Osmanlı Kültür Tarihçisi ve yazar Dursun Gürlek tarafından Osmanlı Kültür ve Medeniyeti nin de ders olarak işleneceği Osmanlıca Kursu Şubat ayı itibariyle başlamıştır. Mart ayı başlarında çok sayıda öğrencimizle yine İngilizce, İspanyolca, Arapça, Fransızca ve ALES eğitimlerine başlanması ve Mayıs ortalarına kadar sürdürülmesi planlanmaktadır. Her dönem var olan eğitimlerimizde sağlam adımlar attıkça yeni taleplere de karşılık vermeye çabalıyoruz. Bu durumun bu bahardaki sonucu ise yeni açılacak olan Diksiyon eğitimidir. Kendini eğitimli olarak niteleyebilecek her bireyin güçlü iletişim becerilerine sahip olması gerektiğini biliyoruz. Güncel dijital dünyada bir miktar göz ardı edilen sözlü iletişime yönelik bu eğitim için öğrencilerimizden gelen başvurular bizleri mutlu etmiş, ilgili çalışmalara vakit kaybetmeden başlanmıştır. 25 kişilik bu yeni grubun da meyvelerini en verimli şekilde alacağımızdan şüphe etmeksizin, yeni eğitim- öğretim döneminin başlamasını heyecan içinde bekliyor, tüm öğrencilerimize bu süreçte başarılar diliyoruz.

72 70 I TURİNG I GENÇLİK TURİNG KÜLTÜR, SANAT VE EĞİTİM GEZİLERİ Süleyman Topçu / slymntopcu1878@gmail.com Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu, eğitim-öğretim yılında ülkemizin seçkin üniversitelerinin farklı bölümlerinde okuyan bursiyer öğrencilerine kültür, sanat ve eğitim gezileri sunmaya devam ediyor. Sağlanan bu imkanla kurumumuz öğrencilerimize, yaşadığımız şehri daha iyi tanımayı, geçmişle gelecek arasında bağlantı kurmayı ve kültürel alanda farklı bakış açısı kazandırmayı amaç edinmiştir. Belirlenen rotalardan, gezi esnasında sağlanan teknik ve diğer imkânlardan dolayı öğrencilerimiz yoğun ilgi gösterdiği gezilerimiz 45 kişilik gruplar halinde gerçekleştirildi. Aralık ayında Topkapı Sarayı gezisi ile başlayan gezilerimiz Ayasofya ve İslam Eserleri Müzeleri ile devam etti. Öğrencilerimizden gelen talepler üzerine Topkapı Sarayı gezisinin ikincisi de tertip edildi. Ocak ayında kısa bir aranın ardından Arkeoloji, Şark Eserleri ve Çinili Köşk Müzeleri ile gezilerimiz tekrar başladı.

73 TURİNG I GENÇLİK I 71 İslam Bilim, Teknoloji ve Tarih Müzesi ile hız kazanan gezilerimiz Dolmabahçe Sarayı ile devam etti. Dolmabahçe Sarayı gezimize yapılan başvuruların yüksek oranda olması bu gezimizin iki defa yapılmasını sağladı. Üç ay gibi kısa bir sürede gerçekleştirdiğimiz gezilerimizden 308 öğrencimiz yararlanmıştır. Yoğun bir şekilde gerçekleştirdiğimiz gezilere, edindiğimiz tecrübeler ve yeni rotalarla hız kesmeden devam etmek birincil hedefimizdir.

74 72 I TURİNG I SUMMARY Page 1 I PRESENTATION Dr. Bülent Katkak TTOK President Page 4 I WORLD Vienna Dear members and readers, The biggest problem of Turkey as a country is that we cannot promote it well enough. Even our own citizens are not aware of the country s wealth, both above and under the ground. Unfortunately, Turkey only brings to mind beaches, sunny weather and great vacation facilities. However, UNESCO World Heritage Committee, which accommodates nearly two thousand experts from around 180 countries, has placed 86 natural and cultural sites in Turkey into its World Heritage List. For 94 years, Touring and Automobile Club of Turkey has been working to introduce the historical, architectural, cultural and humanistic values of Turkey to the world. After two years of preparation, a big project was concluded: UNESCO World Heritage Turkey 360. Within the scope of this project, 360-degree videos of 62 of these 86 cultural and natural heritage sites (except those still being renovated) were taken in 4K resolution. Touring and Automobile Club of Turkey, always known for innovation, has posted these 2-minute English videos with Turkish subtitles on YouTube using the 360-degree video technology. We are proud to have realized this for the first time in Turkey. With the 360 Cardboard glasses provided with this magazine, you are welcome to watch and enjoy the UNESCO Turkey 360 videos on YouTube. Last month, Touring and Automobile Club of Turkey held an event which proved to be very positive for the image of our country. Our club hosted FIA Chairman Jean Todt, his wife and his entourage, who visited Istanbul in order to support Turkey in the face of the terrorists attacks. Istanbul Governor Vasip Sahin and IMM Mayor Kadir Topbas attended a meeting with him, where they made a public call to the world to come visit Istanbul. In this issue, you will find articles about UNESCO World Heritage Turkey 360 Project, Austrian capital Vienna, slow-moving town Tarakli, architecture, test drive, education, culture and arts activities and our Antalya and Mersin offices. We also reserved a place for our 14th Chairman Dr. Mustafa Isen. We hope that you will enjoy this issue. Best regards. We were in Austrian capital Vienna, primarily to attend the opening of Matrakchi Nasuh 16 th Century Genius exhibition supported by Touring and Automobile Club of Turkey. After visiting the exhibition, hosted in the magnificent city of Vienna, we strolled through the crowded streets. The next morning, we went to Kahlenberg Hill through lush forests in the sunny and crisp weather. On this hill, we could see the Danube north of the city. The scenery took us back to the Ottoman era, when Ottoman armies surrounded Vienna in 1529 and When the efforts failed, the Austrians built the St. Joseph Church on this hill and placed a sign of gratitude in the name of Jan Sobieski, who saved the city from the Ottomans. Later, we visited the Museum of Military History, where one can find flags, swords, cannons and weapons that belonged to the Ottomans. There is also an Ottoman war tent taken as booty after the Battle of Petrovaradin. After the museum, we visited the beautiful garden of the Belvedere Palace, which was built in the 17th century by Prince Eugen of Savoy and is used a museum today. Then, we went to the Schönbrunn Palace, where Ottoman Sultan Abdulaziz stayed during his journey to Austria. In the garden of the palace, there are fountains, statues, botanical gardens, mazes and a zoo. Upon leaving the canals of the river, we went to Stephansplatz and Stephansdom Church. The church attracted our attention with its bell, which is said to have been produced by melting the iron Ottoman cannons, and its roof covered with glazed ceramic tiles. On the street which accommodates the Plague Column, there are stores, restaurants and streets artists. Our last stop was the magnificent Opera Building. Together with the crowd in front of the building, we watched the Don Quixote Ballet from the screen. Speaking of art, we must mention that Mozart left traces in every corner of the city. The city was an inspiration for his music, so the city honors him with several statues around the city. His house was turned into a museum, which is a must-see for tourists.

75 TURİNG I SUMMARY I 73 Page 16 I PRESIDENT Prof. Dr. Mustafa İsen In this issue, our guest is Mustafa Isen a scholar, bureaucrat and politician who was TTOK s 14th Chairman from 5 March 2005 to 24 April He was born in Sakarya on 3 December His parents were farmers who had 7 kids in total. They all received proper education and Mustafa Isen left to go to high school in Corum province when he was only 12. It was a tough journey all by himself, but he says he feels thankful that he learnt about life and self-care sooner in life. After graduating high school, he studied Turkology in Ataturk University, Faculty of Literature. His wife was a teacher in the village where he worked and they married young. They had 3 children and now they have 5 grandchildren. While their kids were growing up, they taught them to equip themselves with universal skills so that, whatever occupation they chose, they would be able to do it anywhere in the world. He specializes in Turkish literature more specifically, Turkish tradition of biography. He believes that the great contribution of the Islamic tradition to world literature is the sophisticated works and techniques of biography. In this area, he wrote and published 25 books. He is also interested in several branches of fine arts and history. When he finished doctoral studies, he went to the University of Belgrade as a lecturer. It was before Yugoslavia was broken up. There, he learned that being exposed to different cultures is a great way to compare cultures and find answers to cultural questions. Upon returning from Belgrade, he began to work and live in Ankara. There, he resumed his academic career and became a professor. In 2000, he founded the Turkish Language and Literature department of Baskent University. In 2022, Minister of Culture Huseyin Celik offered him the position of undersecretary. While he was working there, he became the Presidential Secretary General under 11th President Abdullah Gul in When President Erdogan was elected, he became the Principal Consultant to President. Then, in 2015, he was elected as MP from Sakarya province and he still performs this duty. He sees non-governmental organizations as one of the essential elements of society. Therefore, his duties in TTOK are a great way of giving back. Touring and Automobile Club of Turkey attracted his attention because the club works in realms of culture and tourism. Although his time in the club was not long, his efforts meant a lot because TTOK became an institution which can sustain itself under his leadership. Thus, those who came after him made TTOK go further. He remarked that non-governmental organizations must adapt and change in accordance with the needs of the time and the key to the club s success lies in that it concentrated on culture and tourism when triptych business nearly came to an end. He also thinks that giving away scholarships is an important act undertaken by TTOK.

76 74 I TURİNG I SUMMARY Page 24 I FIA 2016 Regular General Assembly of International Automobile Federation (FIA) Held in Vienna This year, FIA Regular General Assembly was held by the Automobile, Motorcycle and Touring Club of Austria (ÖAMTC) between the dates 28 November - 2 December During the week, over 400 representatives from 175 FIA member clubs in 119 countries attended meetings and seminars at Hofburg Imperial Palace. The event was the most comprehensive FIA meeting ever held. At the opening speech of the welcoming cocktail on 27 November, FIA Chairman Jean Todt extended his gratitude to club representatives for going to Vienna to show their commitment. Afterwards, he turned to Michael Häupl, Mayor of Vienna, and thanked him for accommodating all the guests in the comfort of their home. He also congratulated ÖAMTC Chairman Werner Kraus on 120th foundation anniversary of the club, then finishing his speech by wishing all participants a good week full of meetings about motor sports, tourism and transportation. In the meetings, FIA member clubs held chairman elections in accordance with their respective sub-categories determined by region. Also, entities such as World Motor Sports Council, International Tourism Committee and World Customs Organization held sessions. Representatives attended seminars such as Benefits of Membership Forum in order to learn about contributing to the development of clubs. On December 2, all events came to an end and 2016 FIA Regular General Assembly was held. Chairman Todt spoke at the assembly as follows: We live in a world full of problems. Some of us have traveled here under very difficult circumstances. I would like to thank them specifically. It s important to remember that, despite our cultural, social, religious and economical differences, we are all here for a shared cause. International institutions like FIA set an example for the rest of the world in that we can grow together in spite of these differences All articles suggested at the assembly were accepted by a majority vote. At the closing statement, Jean Todt said that 2017 is the last year of his second term chairmanship and that he hasn t yet decided to go for the third and the last time. He remarked that being the FIA chairman is an intense duty, but that he sees all his past work as a satisfactory experience. Afterwards, he closed the general assembly by extending his thanks to all member clubs that made a contribution over the years.

77 TURİNG I SUMMARY I 75 Page 28 I FIA FIA Chairman Jean Todt Visits Istanbul In order to protest against the terrorist attacks in 2016 and show support for Turkey, International Automobile Federation (FIA) Chairman Jean Todt visited Istanbul together with his entourage and his wife, famous activist and actress Michelle Yeoh. Jean Todt was hosted by Touring and Automobile Club of Turkey (TTOK). TTOK Chairman Bulent Katkak organized a dinner party on 17 February 2017 for Jean Todt and his entourage in Ciragan Palace Enderun Hall. Among the attendees were Istanbul Governor Vasip Sahin, Istanbul Metropolitan Mayor Kadir Topbas, Ministry of Education Deputy Secretary and Second Deputy Chairman of TTOK Ahmet Emre Bilgili, Turkish Travel Agencies Association (TURSAB) Chairman Basaran Ulusoy, FIA Volunteers Commission Chairman Mumtaz Tahincioglu, IMM Tourism Commission chairman and TTOK member of the board Ozdemir Icin, IBB Principal Consultant of Chairman Tulin Ersoz, Turkish Automobile Sports Federation (TOSFED) Chairman Serkan Yazici and TOSFED Deputy Chairman Eren Uclertopragi. Jean Todt began his speech by presenting condolences for the terrorist incidents happening in Turkey, reminding the incidents in his hometown Paris and dwelling on the importance of solidarity without discriminating on the basis of religion, ethnicity or nationality. Jean Todt remarked that Istanbul became his second home during the Formula 1 races betwen 2005 and 2010 and also the FIA General Assembly organized in Istanbul in 2012 and that he easily can empathize with the pain caused by the terrorist incidents. Governor Vasip Sahin extended his thanks to Chairman Todt for visiting Istanbul and showing support, adding that he would be honored to host him for a longer period next time. On one hand, Jean Todt spoke about FIA projects on worldwide road safety and on the other, TTOK representatives demonstrated the Motorcycle Courier Training and Equipment Project, which is the most effective road safety project ever in Turkey. FIA Chairman Jean Todt appreciated the motorcycle courier training project, where 17 thousand bikers were given helmest and reflective vests along with the training. Todt referred to FIA s worldwide project, which will be put into practice with the collaboration of JCDecaux on 10 March 2017, and demonstrated the road safety posters that will be posted on billboards in the most lively points of cities. Istanbul Municipality Mayor Kadir Topbas said Istanbul will gladly be part of and contribute to this project. He stated that Istanbul sees 30 million active transportation cases each day and that the public benefits from highly safe transportation means when the density of population is considered. Chairman Todt was pleased with these words and extended thanks to Kadir Topbas and Istanbul for all the contribution over the years. He also expressed his wish that the Formula E race is held in Istanbul, which consists of urban tracks and electric cars. Governor Sahin and Mayor Topbas replied affirmatively. Jean Todt expressed that, if the Formula E is held in Istanbul, Formula 1 might return to the city, which was last held in FIA, Istanbul Governorship, IMM, TTOK and TOSFED reached an agreement that Formula E should be organized in Turkey in 2018.

78 76 I TURİNG I SUMMARY Page 30 I COVER UNESCO Turkey 360 Touring and Automobile Club of Turkey (TTOK) accomplished a great project within the scope of UNESCO World Heritage Committee meeting held in Turkey for the first timein July degree videos of 15 cultural and natural heritage sites, and also of 60 sites on the temporary list, were taken and published on YouTube. Thus, our cultural and natural wealth met the technology of the future thanks to TTOK. 360-degree videos are a recent innovation in visual technology almost a revolution which provides an impressive user experience where the audience can see everything around the camera in a limitless and selectable manner. This technology is interactive, absorbing and very real. It also allows the user to select perspective in 4K and over. In this project, it helps to promote Turkey internationally. Within the scope of the project, 62 short videos, each of which lasts approximately 2 minutes, and another presentation video which is 15 minutes long were filmed. The total time is around 150 minutes. The videos are dubbed in English and subtitled in Turkish. The project is likely to be the first 360-degree video promotion of historical and natural sites on social media and it is realized by TTOK. With the help of this project, millions of people who are interested in this new video trend will have the opportunity of getting acquainted with Turkey s historical and geopolitical position and many historical sites in Turkey: Catalhoyuk one of the first civilized settlements of the world; Anatolia a land that hosted many civilizations such as Trojans, Ionians, Lydians, Romans, Byzantines, Seljuks and Ottomans. Within the scope of this project, viewers can also acquaint themselves with facts such as the following: In 7000 BC, the first step out of the Stone Age was taken in Anatolia, i.e. utilization of forged copper In 650 BC, oldest known money was issued in Ephesus In 460 BC, Herodotus wrote the history of the world in Anatolia In 333 BC, Alexander the Great, who cut the legendary Gordian Knot, declared himself the emperor of Asia in Ankara In 2 BC, world s first thermal spa center was founded in Pamukkale and it is still in use today The 2000-year-old Patara lighthouse is 60 years older than the lighthouse in Spain, which is known to be the oldest in the world Holy grave of Santa Claus is located in Demre, Antalya within St Nicholas Church World s first stock market was established in Kutahya in 2nd century AD Approximately 2000 years ago, Christians escaping the wrath of the Roman Empire took refuge in Cappadocia caves In 2nd century, the first stock market of the world was founded in Kutahya, Aizanoi In 537, in Byzantine Constantinople, Haghia Sophia, the largest church with a dome, was built in less than 5 years In 7th century, Turks conquered Anatolia from the Byzantine Empire and began to rise as a new power In 1099, Seljuks created an unprecedented world of arts in Anatolia and its capital was the city of Konya Since the beginning of 11th century, Safranbolu is an undisturbed example of Turkish urban texture with its traditional city structure, wooden houses and monumental buildings In the year 1453, Constantinople was taken and it became the capital of the Ottoman Empire with the name Istanbul In order to explore all this and much more, one only needs to follow the call made by Mawlana 800 years ago in Seljuk capital Konya: Come, come, whoever you are. Using the 360 Cardboard glasses provided with this issue, you can watch and enjoy the UNESCO Turkey 360 videos on YouTube in order to familiarize yourself with the historical and cultural beauties of Turkey.

79 TURİNG I SUMMARY I 77 Page 42 I ARCHITECTURE İstanbul s Hammams Page 48 I TURKEY Taraklı Hammams can be divided into three categories: single hammam, double hammam and timed hammam. Single hammams are those reserved for females or males only. Timed hammams, on the other hand, serve females and males separately between predetermined hours during the day. These two are constructed as a single building. However, double hammams are built in two sections, one of which serve females and the other males.the main architectural components of a hammam are sıcaklık (hot room), soğukluk (cool room), ılıklık (warm room), külhan (boiler room) and cehennemlik (hot steam pipes). The particular area where guests actually take a bath is the sıcaklık. In 1995, Touring and Automobile Club of Turkey published a book called The Hammams of Istanbul. The book included 237 hammams, approximately 50 of which have survived to date. Most of these hammams were historical artifacts built by public foundations. They were sold because they were too hard to manage and maintain. Therefore, most of Istanbul s hammams were ruined in time or demolished. Today, there are several hammams in Istanbul, such as Ayazma Hammam in Uskudar and Cavusbasi Hammam in Tophane, which are historically significant even in ruins. We hope that these hammams will be renovated and returned to their intended use like the Haseki Hurrem Hammam and Kilic Ali Pasha Hammam. Tarakli is one of the oldest settlements in the province of Sakarya. It is an ancient Anatolian town full of history. The name of the town is derived from the tarak (combs) produced here. Comb manufacturing is one of the disappearing local crafts here, but spoon making, saddle making, weaving, cane making and ironworking are still in place, supporting the traditional texture. The products of these crafts are exhibited and sold in souvenir shops, both contributing to the economy of the town and preserving its cultural heritage. The texture of the town is composed of cobblestone pavements and houses with oriel windows. These characteristic elements of Ottoman civil architecture look very graceful. The most important structure of the town is the Yunus Pasha Mosque, designed by famous Sinan the Architect in The structure has floor heating, which is provided by the underground hammam. Another important structure is the wooden Hadji Atif Inn, which was used to accommodate travelers and merchants. Besides the cultural wealth, there is also a rich layer of forests in Tarakli. With its Hidirlik Hill, the seven-century-old plane tree, Goynuk Creek, Karagol Plateau and Gungormez Falls, Tarakli looks as if it was painted by a talented artist. Tarakli is a town which has resisted change the brought about by time. Thus, in 2011, it became part of the Cittaslow Movement, which brings together towns which refuse to give in to factors such as urbanization, consuming culture, population rise, etc. and protect their local identity and ancient texture. Here in Tarakli, you might feel that time has stopped.

80 78 I TURİNG I SUMMARY Page 54 I TURING NEWS Triptych Offices In Mersin and Antalya Page 56 I TEST DRIVE Rolls-Royce Mersin Office The Mersin office, an apartment located in the city center, had been used as the triptych office for a long time. However, due to the neglected condition of the apartment and the disagreements with the residents, our office was moved to another place in the same district 2 years ago. After repairs and improvements were performed, the office was put into use. On 13 February 2017, the office was moved to another office that is owned by the Club. The new address is Mucahitler Cd. No:10 Karadag Is Hani No:2/10 Akdeniz, Mersin. Antalya Office The Antalya office served in an office that was rented. On the other hand, the Club owned an old and neglected hotel building in Kaleic, Antalya. After registration and construction works that lasted quite a long time, the building was in a good condition and ready to be used. The office was moved to this new building on 6 February 2017 and began to serve as the Antalya Triptych Office. The new address is Barbaros Mah. Mescit Sk. No:23 Kaleici, Antalya. You might experience several sensations while test-driving a car. Driving through the streets of Istanbul in this car was simply extraordinary. Rolls-Royce Wraith is not only a car, but also a work of art. However, this perception of mine underwent a drastic change when I entered the cabin and sat on the driver seat. The interior is like the kitchen of a luxurious home. It feels graceful, convenient and strong at the same time. On the other hand, you feel like you are seated within a golden cage, or like sitting on a heavy and luxury piece of furniture. While driving, I was constantly worried that I might scratch it or have a hard time maneuvering. Then, it was time to stop and examine the physical characteristics of the car. Together with Rolls-Royce Motor Cars Istanbul Brand Manager Hilal Aysal, who studied fashion design, we agree that many details reflect luxury, elegance and comfort. For example, the starlight ceiling cover can be designed with the star chart of a certain date, which can be perfect if you are buying the car as a gift to someone special. Or the standard Rolls-Royce umbrella that comes out from inside the door allows you to keep stylish even in rainy weather. It is also possible to inscribe names or initials onto the headrests. All in all, Rolls-Royce was definitely designed to quench your thirst for small details. I would like to conclude the article by relating some facts I learnt from Hilal Aysal. There are two female Rolls-Royce owners in Turkey. Phantom is a model designed for chauffeur driving. Ghost is more of a day-to-day car designed for business people. Wraith is more sporty and Dawn is even sportier, so much that you can drive it in your sweatpants and t-shirt. The cheapest model can be bought around 850,000 but it is difficult to state a price for the most expensive one. It is even possible that you pick a such a yellow color that a certain amount of gold must be used in its paint. As you can see, there are no limits as to what you can do with a Rolls- Royce. This year, Phantom is out of production because a new model will be launched in 2018.

81 TURİNG I SUMMARY I 79 Page 60 I TURING CULTURE and ART Sehir University Faculty of Humanities and Social Sciences Department of History lecturer Mehmet Genc gave a speech on 3 December about Ottoman history and the fundamental problems of research in this field. He also gave some tips research methods upon the questions of students. and Ibrahim Suat Erbay hosted different guests each month and examined the month s global musical happenings. In collaboration with Istanbul Metropolitan Municipality, we hosted Prof. Dr. Gulper Refig on 14 January. The same day, pianist Tuluyhan Ugurlu gave a concert named An Anatolian Hero: Mehmet Akif Ersoy. On 21 January, Sakarya University Faculty On 3 December, 7 January and 4 February, fasıl concerts were given by Istanbul Fasıl Band. On 10 December, journalist and author Ali Saydam gave a speech named the Secrets of Failure and spoke about success and failure, relationships and communication. The same day, Flamenko Istanbul Band informed the audience about the Flamenco culture and then gave a very enjoyable concert. On 17 December, Fatih Sultan Mehmet University Faculty of Literature Department of History department head Prof. Dr. Sekeriya Kursun gave a conference named the Historical Depth of Turkey in Middle East and North Africa and spoke about Turkey s geopolitical importance and the effects of its historical existence in the Middle East as reflected in present-day issues. After the conference, Turkish folk music performer Esat Kabakli gave a concert. On 24 December, clinical of Political Sciences Department of Political Sciences and Public Administration lecturer Assoc. Prof. Dr. Mahmut Kahraman gave a speech named Rebuilding the Society: Fraternity Campaign and spoke about family, youth, social evolution, social disintegration and poverty. On 28 January, historian and writer Dursun Gurlek gave a conference named Scenes from Istanbulian Culture. After the event, Sadun Aksut gave a Turkish classical music concert named The Sound of Love: Poems and Songs. On 4 February, Marmara University Faculty of Arts and Sciences Department of Geography lecturer Assoc. Prof. Dr. Cemalettin Sahin gave a speech named Republican Era Turkish Population Policies and assessed the population planning policies in place in Turkey. On 11 February, supported by IMM, writer Mehmet Nuri Yardim was our guest and spoke about Turkish literature in his speech named Colorful Portraits from Turkish Literature. Afterwards, accordion master Edward Aris gave a concert named Examples from World Music. On 18 February, clinical psychologist Mehmet Dinc was our guest again, this time with his speech Existing with Care, where he spoke about concepts such as self-confidence, accountability, change, kindness and orientation. On 25 February, psychologist Mehmet Dinc gave a conference named the Third Way and spoke about the existence of more than two options and the importance of having a broad perspective in life. On 31 December, Yildiz Technical University lecturer Assoc. Prof. Dr. Erol Kam gave a speech named the Effects of Radiation on Health and spoke about the definition of radiation, its uses and its effects on human health. After the conference, young pianist Gunes Yakartepe gave a concert. Phytotherapy specialist Dr. Umit Aktas was our guest on 7 January and informed the audience about the relationship between nutrition and depression. Our Musical Calendar program was performed on 24 December, 21 January and 18 February. Ahmet Meter, Yaprak Sayar supported by IMM, Yildiray Ogur gave a speech named An Alternative Turkish History and spoke about the referendum that is drawing close. Later, Ibrahim Sadri and his band gave a concert infused with poetry. Besides reading his own poems, he made a musical performance with the poems of famous poets accompanied by Kubilay Dogan (pianist), Hakan Isin (violinist), Tolga Ozoltu (guitarist) and Emre Karabulur (percussionist).

82 80 I TURİNG I SUMMARY Page 68 I YOUTH Education Culture, Arts and Learning Trips Touring and Automobile Club of Turkey has completed another semester of courses with success. Daily English courses ended when 100 class hours were completed. Then, placement tests were performed and students were placed in their respective classes for the new period. Speaking Club activities were paused until the new semester begins in universities. Two students in our academic personnel entrance exam (ALES) classes, Ahmet Inal and Eren Tamtekin, passed this exam with only 1 wrong answer and made us proud with their success. Other students also obtained successful results, none of them performing under the official threshold and all of them sufficient for the universities they want to get in. Upon obtaining such success and receiving a high amount of requests, we are planning to open new ALES classes in coming periods. Our 75-person English language test (YDS) class will take the exam in early April. Here, we are also expecting a similar success rate as our ALES class. These classes are given to 3 groups of students and they have already begun to solve preparation tests. French, Spanish and Arabic classes have almost come halfway and we are assessing demands for the next period. Upon high demand from our students, an Ottoman language, culture and civilization course was initiated in February and it is taught by Dursun Gurlek, Ottoman Culture and History expert. We are working hard to meet the demands of our students in English, Spanish, Frendh, Arabic and ALES courses. Our plan is to open new classes that will continue until May. We also evaluate the demand for new subjects. For example, we are planning to open an elocution course in spring. The demand for this class has made us very happy, since the power of verbal communication is gradually being forgotten in this digital age. We will be opening a class for 25 students and we hope that a high level of success will be obtained in this course as well. Overall, our target is to help individuals become literate in many subjects. Touring and Automobile Club of Turkey is offering cultural trips to university students who receive scholarship from the Club. The aim of the trips is to help students learn more about the city we live in, bridging the gap between the past and the future and gain a new cultural perspective. Our scholarship students have taken high interest and each trip was performed with groups of 45. In December, we organized trips to Topkapi Palace, Haghia Sophia Museum and Islamic Works Museum. Upon demand, we organized a second trip to Topkapi Palace. In January, we organized trips to the Archaeological Museum, Eastern Works Museum and Cinili Kosk Museum after a short period of absence. Afterwards, we organized two trips to Dolmabahce Palace upon high demand. In such a short time as three months, 308 students took advantage of these trips. Our aim is to organize more trips to new destinations aided by the experience we gained in previous trips.

83 TURİNG I SUMMARY I 81

84 82 I TURİNG I SUMMARY