ANTİDİYABETİK BİLEŞİKLER. Öğr. Gör. Dr. Murat ŞÜKÜROĞLU

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "ANTİDİYABETİK BİLEŞİKLER. Öğr. Gör. Dr. Murat ŞÜKÜROĞLU"

Transkript

1 ATİDİYABETİK BİLEŞİKLER Öğr. Gör. Dr. Murat ŞÜKÜRĞLU 1

2 ATİDİYABETİK (HİPGLİSEMİK) AJALAR Diyabet, insülin hormonunun eksikliği yada kullanılamaması sonucu ortaya çıkan bir metabolizma hastalığıdır.tüm metabolik hastalıkların en yaygını olup kişinin glukozu normal hızda metabolize edememesi nedeniyle plazma glukoz seviyesinin normal sınırlar üzerine çıkması karbohidrat, lipit ve protein metabolizmasının bozulması ile karakterize bir hastalıktır.

3 MÖ 1500 Diyabet ilk olarak yazıtlarda tanımlanmış Hindu şifa verenler in yazıt ve anıtlarında aşırı susayan, çok büyük miktarda idrar çıkışı ve aşırı kilo kaybının olduğu gizemli hastalığa sahip kişilerden bahsediliyor. MÖ 250 Diyabet kelimesi ilk defa kullanılıyor Memphis li Apollonius "diyabet ismini koymuş. Bu hastalıkta kişilerin aşırı miktarda sıvı kaybı olması nedeniyle sifon anlamına gelen bir isim koymuş. "mellitus" kelimesi, idrarda tatlı olması nedeniyle latince bal anlamına gelir. 3

4 İlk Araştırmalar 1798 de, John Rollo kan ve idrarda aşırı şeker tarif edilmiş 1813 de, Claude Bernard glikojen metabolizması ile diyabet arasında bağlantı kurmuştur da, Paul Langerhans, Alman tıp öğrencisi, pankreasdaki asinar ve islet hücrelerini keşfediyor da, Joseph von Mehring ve skar Minkowski pankreası çıkartılmış köpeklerde diyabet oluşturdu de Georg Ludwig Zuelzer acomatrol isimli pankreas ekstresini yaptı 1910 da, Sharpey-Shafer pankreastan salınan bir madde olduğunu buldu ve buna insülin adını verdi de Banting ve Best pankreastan insülini izole etti ve köpeklerde test etti. 11 cak 1922 de pankreas ekstresi 14 yaşında bir çocuğa ve 31 Mayıs 1922 de 51 yaşıda bir erkek hastaya uygulandı. Her iki hastanın da hayatı kurtuldu de İngiltere de İnsülin terapötik ajan olarak üretilmeye başlandı te Banting ve Best obel ödülü aldı te İnsülin tüm dünyada satışa sunuldu ta insülinin primer amino asit dizilimi belirlendi te insülinin total sentezi gerçekleştirildi de Hodgkin insülinin 3 boyutlu yapısını aydınlattı 4

5 Yakıt Metabolizmasında İnsülin ve Glukagonun Önemi Hücre canlılığının devamında enerji üretimi ve oksijen temeldir. İnsülin, yeme sırasında,glukogon, açlık sırasında yakıt metabolizmasını, hücre içinde ve dışında yakıt homeostazını sağlayacak şekilde düzenlenmektedir. Besinler içinde alınan ve bunların sindiriminden sonra absorbe edilen glukoz, serbest yağ asitleri, ve amino asitler gibi substratlar oksijen eşliğinde doğrudan doğruya veya dolaylı bir biçimde su ve karbondiokside oksitlenerek enerji üretiminde- ATP- kullanılırlar. Bu olayın tümüne oksidasyon-fosforilasyon keneti adı verilir. 5

6 İlk tercih edilen ve normal durumda kullanılan yakıt glikozdur. SSS glukoz sentez edemez, plazmadaki glukozu kullanılır, ve ancak 1-kaç dakikalık gereksinime yetecek kadar glukoz depo eder. Plazma glukoz düzeylerinin mg/dl aralığında sürdürülmesi gerekir. Vücutta ekstraselüler glukoz düzeyini baskılayan ve hipoglisemi yapabilen, esas olarak tek bir hormon-insülinvarken, ona zıt yönde etki yapan ve plazma glukoz düzeyinin hipoglisemi oluşturacak kadar düşmesini engelleyen zıtdüzenleyici olarak isimlendirilen bir çok hormon vardır glukagon, adrenalin, kortizol ve büyüme hormonları). 6

7 Yakıt metabolizmasının iki fazı vardır: Anabolik faz: Yemek yenilmesiyle başlar ve yemeğin miktarına göre 4-6 saat sürer. Bu sırada barsaktan gelen ekzojen yakıtlar enerji üretimi için kullanılır ve fazlası depo edilir. Bu sırada yağ asidi, trigliserid ve protein sentezi stimüle edilir. Bu fazın temel olayı depolanma ve kullanıma yöneliktir. İnsülin bu olayları düzenleyen tek hormondur. 7

8 Katabolik faz: Son yemekten 4-6 saat sonra başlar ve ertesi yemeğe kadar sürer. Yakıt olarak anabolik fazın aynı, fakat endojen substratlar kullanılır. Bunun için krc. ve çizgili kasda glikojenoliz ve yağ dokusunda lipoliz stimüle edilir. Karaciğerden kaybolan glukozu yerine koymak için önce karaciğerden sonra böbreklerden glukoneojenez (laktat, alanin başta olmak üzere amino asitler, gliserol ve piruvat) artırılır. Böylece aa, laktat, piruvat ve gliserol gibi substratlar bir dizi enzimatik reaksiyonla glikoza dönüştürülür. Ancak krc in plazma glikoz düzeyini normal sınırlarda sürdürme kapasitesi kısıtlıdır. 8

9 Bu fazda hücreler kısa süre içinde lipid rejimi ne geçerler. Bu beynin yakıt gereksinimi üzerindeki kötü sonuçlarını önler. Şöyle ki; artan lipoliz sonucu kanda düzeyi artan uzun zincirli yağ asitleri hücreler tarafından oksitlenerek enerji sağlamak üzere kullanılırlar. Bunların- ¼ ü karaciğer hücreleri tarafından alınır ve keton cisimlerine dönüştürülür (ketojenez). Katabolik faza özgü en önemli olaylardandır. SSS de uzun zincirli yağ asitleri yakıt olarak kullanılmadıkları halde keton cisimlerini kullanabilirler. 9

10 Karaciğerdeki glikojenin, plazma glikoz düzeyini sürdürmeye direkt katkısı vardır, çizgili kasdakinin böyle bir katkısı yoktur. Glikojenolizi esas olarak glukagon sağlar, onun eksikliğinde ise adrenalin bu işi yapar. 10

11 11

12 AABLİK HRM: İSÜLİ İnsülin, doğrudan veya dolaylı olarak vücutta bütün dokuları etkileyen ve glukoz, amino asitler ve lipidler gibi besin olarak alınan maddelerin çoğunun hücreler içine alınıp depo edilmesini sağlayan ve homeostazına katkıda bulunan antikatabolik ve anabolik hormondur. 12

13 Diyabetes Mellitus; Pankreastaki langerhans adacıklarının çalışmasındaki düzensizlik nedeniyle β hücrelerinden yeterli insülin salgılanamaz ve karbonhidratların yakılması ya tamamen ya da kısmen bozulur. Bu nedenle kandaki şekerin fazlalaşmasından dolayı (glisemi) idrarda da şeker görülür (glikozüri). Bunu osmotik diürez izler, Poli üri (idrara çıkma) ve Poli dipsi (çok su içme) meydana gelir. Dehidratasyon ve hipotansiyon oluşur. Kilo kaybı nedeniyle Poli phagi (çok yemek yeme) görülür, Bu nedenle Diyabetes Mellitus a 3P hastalığı da denir. Diyabetes mellitus hastalığının uzun süreli semptomları; retinopati, nefropati, nöropati, gastrointestinal, kardiovasküler semptomlara ve seksüel disfonksiyona neden olan otonomik nöropati dir. Vasküler bozukluk; en fazla etkilenen organ böbrekler, diyabetik nefropati veya glomerüller mikroanjiopati gelişir. Aterosklerozun hızlanmasına bağlı makroanjiopatide oluşur. Aterosklerotik kalp-damar hastalıklarının oluşmasında diyabet en önemli birkaç risk faktöründen biridir. 13

14 Diyabetes insipidus; Şekersiz diyabet, 3P yok, poliüri varsada glikozüri yoktur. Hipofizden salgılanan ADH (antidiüretik hormon) vasopressin yetersizliği nedeniyle günlük idrar miktarının artışı ve aşırı susuzluk hissiyle belirgin klinik tablodur. Renal diyabet; Böbrek fonksiyon bozukluklarında görülen non-diyabetik glikozüri bulunmasıdır. Kandaki şeker seviyesi artmadan idrarda şeker görülmesidir. Gestasyonel diyabetes mellitus (GDM); Plasentadan salgılanan HPL (Hormon Placental Lactogen) hormonu fetüse yeterince glikoz gitmesini sağlamak amacıyla insülinin kan şekerini düşürücü etkisini frenler. Böylece gebelikte doğal bir hiperglisemi eğilimi ortaya çıkar. Sonradan geçen diyabettir ancak kontrol edilmelidir. Diyabetli gebelerde normalden fazla hormon salgılanması vardır. Bu arada insülininde aşırı salgılanması nedeniyle bu hormon fetüste insülin benzeri büyüme faktörleri (IGF) reseptörlerini aktive eder. Sonuç olarak bebeğin iskeleti aşırı gelişir ve tosuncuk doğar. 14

15 Latent diyabet; Gizli diyabet önceden diyabetik olduğu bilinen ancak halen normal olan hastaların durumu. Sekonder diyabet; Başka hastalıklara (Alkole bağlı Pankreas hastalıkları, pankreatit, diyabet meydana getiren diyabetojenik hormonların aşırı salgılanması, böbrek üstü bezleri ve tiroit hormonlarının fazla salgılanması, oral kontraseptifler, tiyazidler ve Ca antagonistleri ile tedavi ) bağlı olarak ortaya çıkan diyabet durumudur. 15

16 Amerikan Diyabet Birliği; Tip 1 DM; (Jövenil, genç tip), Primer olarak pankreasın Langerhans adacıklarının β hücre destrüksiyonu (yıkımı) sonucu oluşur ve ketoasidozise eğimlidir. Glisemiyi kontrol altına almak, ketozu önlemek ve hastanın yaşamını sürdürmesi için dışarıdan insülin verilmesi gerekir. A.İmmün sistem aracılığıyla (Genetik yatkınlık) B. İdiyopatik (Tip II ye daha yakın, remisyon değişebilen insülin eksikliği) periyodları ve Tip 2 DM; (Erişkin tip), En yaygın diyabet formudur. İnsülin sekresyon defekti ve insülin rezistansı sonucunda oluşur. bezlerde görülür. Öncelikle diyet ve ekzersiz tavsiye edilerek kontrol altına alınmaya çalışılır. Hastalığın ilk evrelerinde bu önlemler yeterli olur fakat cevap alınamayan durumlarda oral hipoglisemikler verilir. Bu durumda da cevap alınmama sözkonusu olursa insülin tedavisine geçilir. 16

17 Tip 2 diyabetin obez ve obez olmayan alt tipleri vardır. bez grupta aşırı beslenme ve besin maddelerinin kandan hücrelere geçip depolanmasının azalması, beta hücresi stümulasyonuna ve bunun sonucunda hiperinsülinizme neden olur. Buda hedef hücrelerde reseptör sıklığını azaltır ve postreseptör nitelikteki insülin direncine yol açar. bez olmayan tipte ise beta hücresi disfonksiyonunun rol oynadığı düşünülmektedir. ral antidiyabetiklere daha iyi cevap verirler. 17

18 Diyabet tanısı nasıl konur? Daima kan glikozu ölçülerek konur. Herhangi bir zamanda ölçülen plazma glikoz düzeyinin 200mg/dL olması Şeker yükleme testinde GTT (ral Glikoz Tolerans Testi) 2 saatteki plazma glikoz düzeyinin 200mg/dL yada üstü olması, En az 8 saatlik aç kişide plazma şekerinin 140mg/dL ve üstü olması. (ADB açlık kan şekerinin sınırını 126 mg/dl olarak belirlemiştir) diyabeti gösterir. 18

19 İSÜLİ B zinciri 6 10 A Zinciri Tip 1 DM tedavisinde kullanılır. Latince insüla=ada sözcüğünden İlk olarak Banting ve Best tarafından izole edilmiş ve 1922 de tedaviye girmiştir. Molekül ağırlığı 6000 olan (5734) bir poli peptidtir. 21 amino asitlik A zinciri ile 30 amino asitlik B zincirinden oluşur. Bu 2 zincir birbirlerine disülfit bağlarıyla bağlıdır. A zinciri 7 ve 20, B zincirinin 7 ve 19 amino asitleri arasında sistein rezidülleri yer alır. 19

20 20

21 İnsülinin salınımında en önemli faktörler. Beta hücresi stimülasyonu ile insülin salıverilmesi arasındaki keneti Ca +2 sağlar. samp nin ve fosfoinozitid hidrolizi sonucu hücrede oluşan IP 3 ile hücre içindeki depolardan kalsiyum salıverilmesini artırarak da bu olaya katkısı sağlar. Ca +2 hücre içinde kalmodulin ve kalmodulin e bağımlı protein kinaz aracılığıyla insülin veziküllerinin hücrenin içinden membranın iç yüzüne taşınmalarına ekzositoz ile salınmalarına aracılık eder. İnsülin in salınımı 21

22 2. ATP- bağımlı K + kanalları. İnsülin salınması için ATP nin varlığı önemlidir. Glukoz, GLUT-II (glukoz transporter II) aracılığıyla -kolaylaştırılmış difüzyon ilebeta-hücreleri içine girer ve glukokinaz enzimi ile yıkılır ve hücre içinde ATP düzeyi yükselir. Bu durum ATP- bağımlı K+ kanallarını kapatarak depolarizasyona neden olur. Depolarizasyon membrandaki voltaj- bağımlı Ca kanallarını açarak, dışarıdan içeriye giren Ca ++ aracılığıyla insülin salgılanmasını arttırır. Bu olay ikinci fazdaki insülin salıverilmesinin diğer bir mekanizmasıdır. 22

23 İnsülin in salınımı-2 Beta hücrelerinin doğal uyaranı besinlerdir. En duyarlı oldukları glukoz dur. Bu hücrelerin membranı üzerinde glukoza özgü reseptörler glukoreseptörler bulunur. Bu reseptörler kalsiyum kanallarını açarak bu kanallardan hücre içine giren kalsiyumun aracılığıyla glukoza bağlı hızlı insülin salıverilmesini başlatırlar. İnsülin bifazik bir salınımı gösterir: Önce hızlı ve kısa süren bir salınım (depo insülin) ve sonra salınım hızı azalır. Daha sonra bu azalmayı takiben uzun süreli ikinci bir salınım gerçekleşir (yeni sentezlenen insülin). Burada glukozdan, glukokinazın yardımıyla oluşan metabolitler rol oynar. Glukokinaz, beta hücrelerinin insülin salgılanmasını düzenleyen anahtar enzimdir ve glukoz sensörü gibi çalışır. Bu dönemde insülin sentez hızı da artar. 23

24 İnsülin Reseptörü- 1 Hedef hücre membranına yerleşmişlerdir. İki alfa- alt birimi (insülin bağlanma yeri burasıdır ve hücre dışındadır) ve iki beta altbiriminden oluşan tetramerik bir komplekstir. İnsülin in alfaaltbirimine bağlanması, tirozin kinaz etkinliğini stimüle eder ve beta alt- biriminin fosforile olmasına(otofosforilizasyona) neden olur. 24

25 İnsülin Reseptörü- 2 tofosforilasyon, insülin sinyalinin transmembranal transdüklenmesinin önemli bir basamağıdır. Bu basamağı, insülinin birçok hücresel etkisine aracılık eden insülin reseptör substratı- 1 (IRS-1) adlı proteinin fosforile olarak aktivasyonu izler (IRS-2, IRS-3 ve IRS-4 de bulunmuştur). IRS-1 in fosforile kısımları SH 2 alanı içeren birçok fonksiyonel proteini (PI-3 - kinaz, PI- 3, 4- kinaz, p85-beta- proteini, GRB- 2 büyüme faktörü reseptörüne bağlı protein 2- gibi) aktive ederek etkilerini oluşturur. 25

26 İnsülin salıverilmesinin düzenlenmesi 1. Besin Öğeleri: Yemek sırasında insülin salıverilmesini düzenleyen başlıca etkenleri oluşturur. Karbonhidratlar (glukoz, fruktoz, mannoz): İnsülin salınımını stimüle eden tek doğal şekerdir. Glukagon salınımını ise inhibe ederler. Besin öğeleri içinde β hücrelerinin en duyarlı olduğu glukoz dur. Glukoza en duyarlı taşıyıcı GLUT-4 dür (lipositler, kas ve iskelet kaslarında bulunur). Amino asidler: Proteinlerin sindirilmesi sonucu aa in hepsi az veya çok insülin salıverilmesini artırırlar. En güçlü stimülan glukoz eşliğinde etkinlik gösteren L-arjinin dir. Lösin glukozdan bağımsız etki gösteren zayıf etkinlik gösteren bir aa dir. Yağ asidleri: Yağlı besinlerin sindirimi sonucu oluşan yağ asidleri insülin salıverilmesini artırırlar. Ancak etkinlikleri glukoz ve arjinine göre düşüktür. Uzun süre aç kalmış (8-10 saat) bir kimsede insülin salıverilmesini artıran ve böylece ketoasidoz gelişmesini engelleyen başlıca faktör yağ dokusundan mobilize olan yağ asidleridir. 26

27 2. Mide barsak Hormonları:: Besinlerden sindirim sonucu oluşan öğelerin absopsiyonu, mide-barsak mukozasından barsak hormonları nın salıverilmesine neden olur. Bunlar gastrik inhibitör polipeptit (GIP), gastrin, sekretin, VIP, kolesistokinin, glukagon-benzeri peptid-1 (GLP-1), ve enteroglukagondur. Bu maddeler direkt olarak değil, glukozun stimulan etkisini amplifiye etmek suretiyle dolaylı olarak insülin salgılanmasını artırırlar. Bu hormonların salgılanması, besin alınması ve besinin mide-barsak kanalına erişmesiyle artmaya başlar. Bu nedenle ağızdan alınan glukoz, i.v. İnf. ile uygulanan aynı miktar glukozdan daha fazla insülin salgılatır. 27

28 3. Glukagon: Karbonhidrat metabolizmasının düzenlenmesinde insülin ile birlikte en önemli rol oynayan pankreas hormonudur. Glukagon insülin salgılanmasını artırırken, insülin ve glukoz glukagon etkisini inhibe eder. 4. Diğer hormonlar: Büyüme hormonu, somatomedinler, kortizol, östrojen, progestereon, somatomedin 5. Sinirsel uyarı: Vagal uyarı insülin salgılanmasını artırır. Vagal uyarı aynı zamanda barsak hormonu salgılanmasını artırmak süretiyle beta hücrelerinden insülin salgılanmasını artırır. 28

29 İnsülin salınımını azaltan faktörler 1. Somatostatin: Hem insülin hem de glukagon salınımını güçlü bir şekilde inhibe eder. 2. Dopamin ve serotonin 2. α 2 -adrenerjik uyarı 3. Bazı ilaçlar: Diazoksid, Vinblastin, Kolşisin, Fenitoin, β-blokörler, Ca ++ - kanal blokörleri, Streptozosin, Pentamidin /Alloxan: Selektif olarak langerhans adacıklarında β hücrelerini parçalarlar. DM tablosu oluşturabilirler. 29

30 Yenilen besinler β hücrelerini doğal olarak uyarır. En duyarlı uyarıcı glikozdur. β hücrelerininin membranları üzerinde glikoz reseptörleri bulunur. Bu reseptörler uyarıldığında kalsiyum kanalları açılır, bu kanallardan hücre içine giren Ca +2 iyonu aracılığıyla glikoza bağlı insülin salıverilmesi başlatılır. Bu insülin hormonunun yardımıyla glikoz hücre içine girer ve orada yakılarak enerjiye dönüşür. Bu glikozun metabolize edilmesi, intrasellüler ATP düzeyinin yükselmesine neden olur. Bunun sonucu ATP ye duyarlı K + kanallarını kapatarak hücre depolarizasyonuna neden olur. Depolarizasyon membrandaki voltaja bağımlı Ca kanallarını açarak dışarıdan içeriye giren Ca +2 iyonunda artma olur buda insülin salgılanmasını uyarır. Hücre enerjisinin %90 nından fazlasını glikozdan sağlar. 30

31 İnsülinin görevleri; Hedef hücrelerin membranlarında yer alan reseptörlere bağlanarak fizyolojik etkisini gösterir. Hücre membranında glukoz ve amino asit transportunu sağlar. İnsülin anabolik bir hormondur. Yağ dokusu ve hücrelerinde yağ asidi ve trigliserit sentezi stimüle edilir. Çeşitli hücre tiplerinde protein sentezi artar. Karaciğer, iskelet ve adipoz doku hücreleri gibi insüline duyarlı hücrelerde karbohidrat, lipid ve protein metabolizması regülasyonunda önemli rol oynar. Glukozun hücre içine girmesini sağlarlar, böylece hücreler enerji gereksinimini karşılarlar. Glikozun kandan dokuya hareketini artırır bu etkisi genellikle kan glikoz seviyesi yüksek olduğu zaman görülür ve glikoz seviyesi normale dönünce durur. 31

32 İnsülin yokluğunda yada yetersizliğinde kan glikozu hücre içine giremez ve hücreler enerji gereksinimini karşılayamazlar. Bu durumda amino asitler yani proteinler, laktat, piruvat ve gliserol gibi substratlar bir dizi enzimatik reaksiyonla glukoza dönüştürülür ki biz buna katabolizma diyoruz. Kısa bir süre içinde lipid rejimine geçilir. Kanda düzeyi artan uzun zincirli yağ asitleri hücreler tarafından oksitlenerek enerji sağlamak üzere kullanılırlar. Karaciğer yağ asitlerini keton cisimlerine dönüştürüp dolaşıma salar (ketojenez). S.S.S deki nöronlar uzun zincirli yağ asitlerini yakıt olarak kullanamazlar ancak keton cisimlerini kullanabilirler. Bu nedenle uzun süren açlık hallerinde glukoz seviyesi, bilinç kaybı ve konvülsiyon yapacak kadar düşmemiş olur. Katabolik fazın düzenlenmesinde en az 5 hormon rol oynar. En önemlileri, Glukagon, adrenalin ve noradrenalin dir. 32

33 İnsülin in Etkileri (Özet) KARACİĞER Katabolik etkiler glikojenoliz ya. ve aa ketoasitler aa glukoz Anabolik etkiler glukoz glukojen trigliserid sentezi VLDL sentezi KAS DKUSU Protein sentezi aa transportu ribozomal protein sentezi Glukojen sentezi glukoz transportu glukojen sentaz glukojen fosforilaz YAĞ DKUSU Trigliserit depoları lipoprotein lipaz aktivasyonu ya esterleşmesi is lipaz aktivitesi 33

34 İnsülin preparatları; Günümüzde rekombinant DA tekniğiyle elde edilen insan insülini kullanılmaktadır. İnsan insülin geni takılmış E. coli bakterilerinin kültürlerinde A ve B zincirleri sentez ettirilir sonra bu 2 zincir birbirine eklenerek biyosentetik insan insülini yapılır. İnsülin Türevleri; Kristal çinko insülin (regüler insülin) İnsülin çinko klorür içeren ortamda çöktürülür. Hızlı etki gösteren bir üründür. Regüler insülin i.v, i.m ve s.c olarak yemeklerden 20 önce yapılmalıdır. İnsülin Lispro İnsülin absorbsiyonunu hızlandıran regüler insülin analogları geliştirilmiştir. B zincirindeki 28. ve 29. amino asitlerin yeri değiştirilmiştir. Yemeklerden hemen öncesinde yapılmasına olanak sağlar. İnsülin çinkonun, bazı proteinlerle birleştirilmesi ile uzun etkili insülinler elde edilir. Protamin insülin çinko, bunun nötralize edilmesi ile izofan insülin yada PH insülin(ötral Protamin Hegedorn), Globin insülin çinko hazırlanmıştır. 34

35 35

36 36

37 İnsülin Analogları 37

38 İnsülin Stabilitesi 38

39 İnsülin aktivitesi, İnsülin ünitesi olarak ifade edilir. Aç bırakılan 2kg ağırlığındaki bir tavşanda glisemiyi 120 mg/dl konsantrasyondan 45 mg/dl ye düşüren miktarına 1 ünite insülin denir. Saflaştırılmış %52 sığır, %48 domuz insülin karışımı uluslararası standart insülin olarak kabul edilmiştir. 1mg standart insülin 24 U insülin aktivitesine tekabül eder. İnsülin tedavisinde başlıca yan etkiler; Hipoglisemi Rezistans gelişimi Alerjik reaksiyonlar Atrofi ve diğer reaksiyonlar Hipoglisemi; En sık görülen yan etkidir. Hipoglisemi insülin dozu ile besin ve egzersiz arasındaki dengesizlikten ileri gelir. Yemeğin atlanması, gecikmesi veya olağan dışı egzersiz bu hastalarda hipogliseminin en sık görülen nedenidir. 39

40 Egzersizin önemi; Alınan besinlerin kas dokuları tarafından kullanılmasını hızlandırır ve kan şekerini düşürür. Egzersiz şeker hastalığının tedavisinde ve şeker hastalığından korunmada etkin bir uygulamadır. Egzersiz ile harcanan enerjinin artması kilo kaybına yardımcı olur. Tip 2 diyabetiklerin %80 i obezdir. İstirahat durumunda kasların başlıca enerji kaynağı kandaki serbest yağ asitleridir. Bu durum enerji kaynağı olarak glikozu kullanan beyne yeterli glikozu sağlar. Egzersizin başlamasıyla birlikte katekolaminlerin (adrenalin, noradrenalin, glukagon ve kortizol un) salınımı artar ve insülin salgılanması baskılanır. Karaciğerdeki glikojen depolarından glikozun kana verilmesi hızlanır. Kasların insüline duyarlılığı artar. Kas içine glikozun girmesini sağlayan insülin dışındaki kas faktörlerinin aktivitesi artar. Sonuç daha az insülin ile daha fazla glikozun kas içine girmesidir. 40

41 İnsülin Metabolizması %60 karaciğer, %35-40 böbrekler ve çizgili kas olmak üzere hedef yapılarda yıkılır. Yarı ömrü: 3-5 dakika Plazma insülin düzeyleri: Bazal: 5-15 µu/ml (30-90 pmol/l) Yemekten sonra: µu/ml ( pmol/l) Yıkımda hedef hücre membranı üzerindeki insülin+reseptör kompleksinin sitoplazmaya reseptör aracılı endositozla aktarılması rol oynar. İnsülin yıkılması endozomlar içinde ve kısmen de lizozomlara transfer edildikten sonra onların içinde olur. 41

42 İSÜLİDE FARKLI HRMLARLA İLİŞKİLİ İLAÇ GELİŞTİRME ÇALIŞMALARI 42

43 GLUCAG-LIKE PEPTIDE-1 (GLP-1) AGISTLERİ GLP-1 plazma glukoz seviyesinin ani yükselmelerini takiben ortaya çıkan glikoz surge karşı vücudu hazırlamak görevindedir. Tip-2 diyabetli hastalarda 1. faz insülin sekresyonu kaybolmuştur. GLP-1 pankreatik beta hücrelerinden 1. faz insülin salınımını stimüle eder, glukagon salımını inhibe eder, midenin doygunluğu hissini yaratır ve fazla yemeyi önler. Exentin-4 isimli, 39 amino asitten oluşan bir peptid GLP-1 reseptörlerine bağlanır. Exenatid, Exentin-4 ün sentetik versiyonudur ve metformin ve/veya sülfonilüre türevine cevap vermeyen Tip-2 diyabette kullanılmak üzere onaylanmıştır. 43

44 DİPEPTİDİL PEPTİDAZ-4 (DPP-4) İHİBİTÖRLERİ DPP-4, bir serin proteazdır ve GLP-1 metabolizmasından sorumludur, GLP-1 peptidini inaktive eder. H Saxagliptin H 2 C H H C Vildagliptin Galvus 2007 de onaylandı Januvia 44

45 RAL ATİDİYABETİK BİLEŞİKLER İnsülin polipeptid yapıda olduğundan oral yoldan alındığında mide barsak kanalında sindirilir. Bu nedenle sadece parenteral yoldan kullanılır. İnsülin oral yoldan alınamaması yeni oral antidiyabetik ilaçların geliştirilmesine yol açmıştır. Bu ilaçlar, insüline bağımlı olmayan veya insüline alerjisi olan hastalarda kan şeker seviyesini düşürmek için kullanılırlar. 45

46 SÜLFİLÜRE GRUBU BİLEŞİKLER Tifo tedavisi için kullanılan bir sülfonamid türevinin hastalarda hipoglisemi oluşturduğu gözlemlenmiştir. Araştırmalar sonucu sülfonilüre yapısı taşıyan karbutamid tedaviye girmiştir. R S 2 H-C-HR' 46

47 Sülfanilüre Bileşiklerinin Geliştirilmesi 47

48 Sülfonilüre Türevlerinin Etki mekanizmaları Tip 2 DM te hipoglisemik ajan olarak kullanılırlar. Temelde insülin salgılanmasını uyararak hipoglisemik etki oluştururlar. ATP bağımlı- K + kanallarını kanal üzerinde bulunan sülfonilüre reseptörlerine (SUR) bağlanarak bloke edip, membranda depolarizasyon yaparlar. Bu depolarizasyon sonucu voltaj duyarlı kalsiyum kanalları açılır.hücre içine giren kalsiyum beta hücrelerinin insülin üretimini artırır. Kısa sürede yükselen insülin seviyesi normale düşer. İkinci bir etkileri glukoneogenezi baskılamalarıdır. Bir diğer etkileri fosfodiesteraz inhibisyonudur. Bunun sonucu camp seviyeleri artar. Bu da hücre içinde bağlı olarak bulunan Ca +2 u mobilize ederek hücre içi seviyesini artırır ve β hücrelerinden insülin sekresyonunu uyarır. 48

49 49

50 Sülfonilürelerin Fiziksel-Kimyasal Özellikleri Sulfonilüre grubunda azotun paylaşılmamış elektronlarının delokalizasyonu nedeniyle asit karakterdedirler R S H H R pka=~5 R S H H R pka ları 5 civarındadır ve her zayıf asit ilaçlar gibi proteine bağlanırlar. 50

51 51

52 İLAÇ ETKİLEŞİMLERİ SÜ lerin metabolizmasını inhibe ederek (etkinliğini artırarak) hipoglisemi yapanlar; Aspirin, fibratlar, trimetoprim, antikoagülanlar, alkol, allopurinol ve MA inhibitörü ilaçlar. SÜ lerin metabolizmasını artırarak hiperglisemi yapanlar; Barbitüratlar, Rifampisin, SÜ lerin etkisini antagonize edenler, β blokerler, kortikosteroitler, östrojenler, fenitoin ve nikotinik asittir. 52

53 S.Ü ler çabuk ve tamamen absorbe edilirler, büyük oranda serum proteinlerine bağlanırlar. Klopropamid dışında karaciğerde metabolize edilirler. Klopropamid ıtrahı yavaştır bu nedenle en uzun etkili S.Ü dir. Karaciğer disfonksiyonu olanlarda ciddi hipoglisemi riski nedeniyle kullanılmamalıdır. Besinler absorbsiyonlarını yavaşlattığından S.Ü grubu ilaçlar, genellikle yemeklerden yarım saat önce verilmelidirler. En önemli yan etkileri hipoglisemi ve allerjik reaksiyondur. Bulantı, kusma, mide ekşimesi ve diyarede görülür. Tedavinin ilk aylarında glisemiyi yeterli derecede kontrol altında tutabildikleri halde zamanla (6-12 aylık) etkilerine karşı tolerans gelişebilir. Bu durumda tedaviye biguanid türevi bir ilacın ilave edilmesi SÜ lerin yeniden etkinlik kazanmasını sağlayabilir. 53

54 1. ve 2. kuşak Sülfonilüre grubu bileşikler; R S 2 H-C-HR' 1. Kusak R R' Tolbutamid CH 3- -CH 2 CH 2 CH 2 CH 3 Klorpropamid Cl- -CH 2 CH 2 CH 3 Tolazamid Asetohekzamit H 3 C CH 3-2. Kusak Gliburid (Glibenklamid) Cl H CH 3 Glipizid H 3 C H Glimepirid H 3 C C 2 H 5 H CH 3 54

55 Birinci ve İkinci Kuşak Sülfanilüre Bileşikleri 55

56 Yapı-Etki ilişkileri; R S 2 H-C-HR' 1. Kuşak sülfonilüre grubu bileşiklerde; R alifatik yapıda CH 3, -H 2, -Cl, -SCH 3,-CCH 3, -CF 3 gibi gruplardır ve aktiviteyi arttırmaktadırlar. 2. Kuşak sülfonilüre grubu bileşiklerde; R beta-arilkarboksamido etil grubu içerir. Etkileri 1. kuşak sülfonilüre grubu bileşiklerden çok daha uzundur. Gliburid etkinliği en yüksek olan 2. kuşak sülfonilüre grubu bileşiğidir. Bu yüksek aktivitenin nedeni, atomu ile sülfonamid u arasındaki mesafeden ileri gelmektedir. 56

57 Yapı-Etki ilişkileri; devam R S 2 H-C-HR' Genel formüldeki bazı atom ve gruplar biyoizosteri ile değiştirilebilmektedir. Her iki kuşakta da terminal üre azotuna bağlı olan bu R grubu belli bir büyüklükte olmalı ve moleküle belli oranda lipofilisite kazandırmalıdır. R ya 3-6 C lu alifatik ya da alisiklik grup olmalı veya 5-7 üyeli heterosiklik halka sistemi içermelidir. R CH 3 grubu olursa inaktiftir. C 2 H 5 grubu içeren türevler düşük düzeyde aktivite gösterir. 12 C atomlu sübstitüent getirildiğinde aktivite ortadan kalkmaktadır. aril olduğunda bileşikler toksiktir. 57

58 Metabolizma H 3 C S R 2 H H Tolbutamid veya tolazamid HH 2 C S R 2 H H Aktif H 3 C S H H 4'-hidroksitolazamid Aktif H HC S R 2 H H Inaktif 58

59 Metabolizma H 3 C S H H H H 3 C S H H Asetoheksamid 2.5 kat daha güclü hipoglisemik H H 3 C S H H inaktif 59

60 Metabolizma H H R 1 S H H + R 1 S H H trans-4' metabolit cis-3' metabolit R 1 S H H Gliburid veya Glipizid H3 C H S H H 60

61 Metabolizma CH 3 H 3 C C 2 H 5 H Glimepirit S H H CH 2 H CH R 1 S H H R 1 S H H Metabolit M-1 Aktif Metabolit M-2 İnaktif 61

62 MEGLİTİİDLER (GLİİDLER) Meglitinidler in İyonizasyonları 62

63 MEGLİTİİDLER Repaglinid H H 3 C CH 3 C 2 H CH 3 onsülfonilüre yapısında insülun salgılanmasını artıran bir bileşiktir. Tip 2 diabet tedavisi için 1998 de kullanılmaya başlamıştır. SUR1, SUR2A ve SUR2B reseptörlerine bağlanarak ATP-duyarlı K+ kanallarını bloke eder. 63

64 MEGLİTİİDLER Repaglinid Repaglinid, diğer aktif nonsülfonilüre türevi bileşikler, ve sülfonilüre türevi gliburid ve glimepirid U şeklinde bir konformasyonda bulunmaktadır. Bu konformasyonda hyrdofobik siklik gruplar, U şeklinin uclarını, peptidik band ise U şeklinin tabanını oluşturmaktadır. İnaktif bulunan bazı repaglinid analoglarının U şeklinden farklı konformasyonlarda bulundukları belirlenmiştir. Repaglinid hızlı etki gösterir ancak kısa etki sürelidir. Bu nedenle kilo alımı ve şiddetli hipoglisemi gibi yan etkileri fazla göstermez. Repaglinid, gliburidden iv verildiğinde en az 5 kez, oral verildiğinde ise 10 kez daha potenttir. 64

65 MEGLİTİİDLER ateglinid H CH Etki mekanizması repaglinidle aynıdır yılında US de onaylanarak tedaviye girmiştir. ral verilişini takiben 20 dakika sonra etkisini göterir. Biyoyararlanımı %73 tür ve %98 oranında proteinlere bağlanır. Kalp ve iskelet kasına afinitesi düşüktür 65

66 MEGLİTİİDLER ateglinid H C H H H CH Acil glukuronit ve rearanjman izomerleri M4, M5 ve M6; toplam %5 H CH CYP2C9 (CYP3A4) H M2 ve M3 toplam %7 H CH CYP2C9 (CYP3A4)? ateglinid (%16) H H M1 %34 CH?? H M7 %5 CH H H H M11 %5 M12 %5 CH 66

67 BİGUAİDİLER R' H H R C C H H H Bu bileşikler genel formüllerinde görüldüğü gibi birbiriyle birleşmiş 2 guanidin grubu içerirler. Bu bileşiklere hipoglisemik ajandan ziyade antidiyabetik ajan demek daha doğrudur. Çünkü bu bileşikler hipoglisemi yapmazlar. Hiperglisemiyi azaltırlar. 67

68 BİGUAİDİLER Etki mekanizması S.Ü. lerden farklıdır. β Hücrelerini etkilemezler ve insülin salgısını arttırmazlar. Periferik glikoz kullanımını arttırırlar ve hepatik glikoz üretimini azaltarak (glukoneogenezi azaltarak) etki gösterirler. H H H H H 2 Fenformin (fenetilbiguanidin ) 1950lerde tedaviye girmiştir ve 1977 de laktik asidoz yan etkisi nedeniyle tedaviden kalkmıştır H H H H H 3 C H 3 C H H 2 H 3 C H H H 2 Metformin 1995de tedaviye girmiştir Buformin 68

69 BİGUAİDİLER ksidatif mekanizmaları bozdukları için anerobik glikoz parçalanmasını da artırırlar. Hücre içi oksidasyon işlemleri ve sitrik asit siklusu da değişir. Bunun sonucunda Pirüvik asit ve bunun redüksiyon ürünü Laktik asit oluşumu artar. Laktik asit glikoz sentezi için kullanılamıyacağından kan laktik asit düzeyi yükselir ve Laktik asidoz oluşur. Bu durum en çok fenforminde görülür lerde birçok ülkede klinik kullanımdan çekilmiştir. Metformin in bu etkisi düşüktür. Plazma proteinine bağlanmaz ve idrarla atılır Laktik asidoz tehlikesi, böbrek hastalarında ortaya çıkar. Hafif böbrek rahatsızlığı olanlarda bile kullanılmamalıdır. S.Ü lerle tolerans geliştiğinde, tedaviye biguanidin bir ilacın ilave edilmesi S.Ü. lerde duyarlılığı arttırır. 69

70 Yapı etki ilişkileri; R' H H R C C H H H R Alkil veya aril alkil grupları olabilir. Benzil ve fenetil olduğunda aktivite iyidir. Bu gruplar yerine heterosiklik halka getirildiğinde aktivite düşer. R H olmalıdır. CH 3 olduğunda da aktivite vardır. Bu amaçla kullanılan bileşikler: Metformin, Buformin ve Fenformin dir. 70

71 ALDZ REDÜKTAZ EZİM İHİBİTÖRÜ BİLEŞİKLER Diyabet tedavisinde yeni bir yaklaşım Glikozun sorbitole dönüşmesini inhibe ederler. Hücre içi (intra selüler) glikoz primer olarak enerji üretimi için kullanılır. Aynı zamanda polisakkarit, kollagen, müsin ve proteinlerin glikozlanması gibi özel sentez reaksiyonlarında kullanılırlar. Glikolizis yani organizmada glikozun kullanılmasından önce enzim heksokinaz sayesinde glikozun, glikoz-6 fosfata dönüşmesi gerekir. 71

72 Alternatif olarak glikoz, fruktoza dönebilir ve daha sonra fruktokinazla fosforlanarak glikolizise gidebilir. Glikozun fruktoza dönüşmesi 2 adımda olur. 1. basamak aldoz redüktaz ADPH yi (hidrojen nikotinamid adenin dinükleotit fosfat) kullanır ve aldehit formundaki glikozu ilgili şeker alkolüne redükte eder. Bunun adı sorbitoldür. 2. basamak, sorbitol dehidrogenaz, AD+ yı kullanarak sorbitolü, fruktoza okside eder. 72

73 ormal fizyolojik şartlarda, mevcut glikoz aldoz redüktazla sorbitole dönüşmesinden ziyade, heksokinazla hızla fosforlanır. Sadece non fizyolojik şartlarda, örneğin diyabette artmış glikoz seviyeleri heksokinazı sature edebilir ve fizyolojik olarak önemli seviyelerde sorbitol üretilir. Ayrıca bu şartlarda sorbitol, sorbitol fruktoza dönüştüğünden çok daha hızlı bir şekilde üretilir ve sonuçta sorbitol birikimi olur. luşan sorbitol ve fruktozun metabolize edilişi yavaştır. Ayrıca hücre membranından da fazla diffüze olamazlar ve hücre içinde aşırı miktarda sorbitol birikmesi olur bu da hücre osmolitesini bozar ve dokularda birikerek patolojik olgulara yani diyabetik retinopatiye neden olur. 73 (Örneğin, gözde birikme sonucu katarakta neden olurlar)

74 Alrestatin, Sulindak; 2-[6-fluoro-2-methyl-3- [(4-methyl sulfinyl phenyl) methylidene]inden-1-yl]- acetic acid 74

75 Sorbinil Tolrestatin; 2-[[6-methoxy-5 (trifluoromethyl) naphthalene -1-carbothioyl]- methyl-amino] acetic acid Quercetin; (2-(3,4-Dihydroxyphenyl)-3,5,7-trihydroxy-4H-1-benzopyran-2-on) 75

76 α-glikzidaz EZİM İHİBİTÖRLERİ İnsülin tedavisine yardımcı olarak faydalı bir ilaç grubunu oluşturmaktadır. Hedef barsak α-glikozidazlarını inhibe ederek glikozun sindirim kanalından absorbsiyonunu önlemek veya nişasta gibi glikoz polisakkaritlerinin emilimini ve sindirimini önlemektir. Sulfonilüre ya da metformin tek başına yeterli olmadığında bunların yanında kullanılır. nlara göre daha az potenttirler. 76

77 α-glikzidaz EZİM İHİBİTÖRLERİ alfa-d-1,4-glikozid isasta alfa-amilaz H H H H H H H H H H Maltoz alfa-glikozidaz Monosakkaritler 77

78 α-glikzidaz EZİM İHİBİTÖRLERİ Akarboz H H H H H H H H Karvosin H CH 3 H H H H H H H H H H H H Vogliboz Miglitol H H H H H H H H 78

79 α-glikzidaz EZİM İHİBİTÖRLERİ Karvosin olarak bilinen substitue siklohekzan halkası ve 4,6-dideoksi-4- amino-d-glikoz dan oluşmuş yapı farmakofor grup olarak bilinmektedir. Bu farmakordaki sec. amin grubunun alfa-glikozidaz enzimindeki karboksil grubunun glikozidik bağ oksijenini protonize etmesini engelleyerek bağın hidrolizini önlediği görülmektedir. 79

80 TİYAZLİDİDİLAR (GLİTAZLAR) Bu bileşikler thiazolidin-dion yapısı taşırlar. Kas ve yağ dokusunda insülin duyarlılığını ve glikoz kullanımını artırırlar. Siglitazon Pioglitazon H 3 C S H H 3 C S H Troglitazon Rosiglitazon H H 3 C CH 3 CH 3 CH 3 S H CH 3 S H sikloheksilmetoksi yerine kromon halkası getirilmiş 80

81 TİYAZLİDİDİLAR (GLİTAZLAR) Biguanidinler gibi kas ve yağ dokusunda insülin duyarlılığını ve glikoz kullanımını artırırlar. Ancak, biguanidinlerden farklı yollarla da etki gösterirler. Tiyazolidindionlar peroksizom proliferatif-aktive edilmiş reseptör (PPAR)- g reseptörlerini stimule ederler. (PPAR)- g adipoz dokuda yüksek konsantrasyonda bulunur. Adipoz dokuda, kas dokusunda ve karaciğerde Glukoz uptake ini, Adipoz dokuda ve karaciğerde lipojenezi, Adipoz dokuda yağ asiti uptake ini, Kas dokusunda glikolizis ve glikoz oksidasyonunu artırırlar Karaciğerde glikoneojenesis ve glikojenolizisi azaltırlar 81

82 H 3 S H 3 C CH 3 R CH CH 3 3 H 3 S H 3 C CH 2 H R CH CH 3 3 M-1 M-4 H CH 3 H 3 C CH CH 3 3 Troglizaton S H Glukuronit H 3 C CH 3 R CH CH 3 3 M-2 CYP2C8 CYP3A4 H 3 C CH 3 S H H CH 3 CH 3 M-3 M-3 metaboliti hepatik toksissiteden sorumlu tutulmakta 82

83 Sulfat konj. H 3 C H M-1 R H 3 C M-2 R H 3 C Pioglitazon S H H 3 C H Glukuronid konj. R HC R HC R M-4 M-5 Taurin konjugati M-1, M-2, M-3 biyolojik aktiviteye katkısı olan metabolitlerdir 83

84 CH 3 Rosiglitazon S H H CH 3 H R R Sulfat konj. Sulfat konj. H H R Glukuronide konj. 14 ten fazla metaboliti belirlenmiştir 84

85 ATİHİPGLİSEMİK İLAÇLAR (Hiperglisemik Ajanlar) Beynimizin iyi çalışabilmesi için kan şekerinin belli bir seviyede olması gerekir. Şeker fazla olursa (hiperglisemi) uyku hali, yorgunluk, susuzluk, beklenmeyen kilo kaybı veya bulanık görme gibi sorunlara yol açar. Keza yara ve kesiklerin iyileşmesini de zorlaştırabilir. Şeker çok az olursa (hipoglisemi) baş dönmesi, yorgunluk, soğuk terleme, titreme, açlık hissi, koordinasyon bozukluğu ve bilinç kaybına yol açar. Bu nedenle kan şekerini beli bir seviyede tutmanın çok önemli olduğu anlaşılıyor. Hiperglisemi kadar hipoglisemide önemli bir sendromdur. Düşmüş kan şekerini yükseltmek gerekir. 85

86 Glukagon 29 amina asitten oluşan tek zincirli bir polipeptidtir. Molekül ağırlığı 3500 Pankreasın Langerhans adacıklarının α hücrelerinden salgılanır. Açlık ve hipoglisemi halinde glukagon salgılanması artar. İnsülin yeme sırasında, Glukagon açlık sırasında yakıt metabolizmasını hücre içinde ve dışında düzenler. 86

87 Glukagonun etkileri; İnsülin salgılanmasını inhibe eder. Karaciğer hücresinde glikojenolizi artırarak hiperglisemi oluşturur. Glukoneojenezi artırır. Lipolize neden olur. Kanda serbest yağ asitleri düzeyini yükseltir ve serbest yağ asitlerinden keton cisimlerinin üretimini düzenler. Glukagon diğer polipeptid hormonları gibi sadece parenteral yoldan uygulanır. Hipoglisemi komasında glukoz solusyonu yoksa tedavi için i.v olarak glukagon verilir. Karaciğerdeki glikojen deposu tükenmişse glukagon etkisiz kalır. Tip-1 diyabetli hastaların yakınlarının glukagon ampulu bulundurması ve injeksiyonu öğrenmesi tavsiye edilir. 87

88 Adrenalin; ( Epinefrin ) H H CHCH 2 HCH 3 H Glikojenolizi artırmak suretiyle glisemiyi yükseltir. Hipoglisemi tedavisi için elde glukoz çözeltisi veya glukagon yoksa kullanılabilir. Karaciğer glukagon deposu tükenmişse glukagon gibi adrenalin de etkisiz kalır. 88

89 Diazoksit; (7-kloro-3-metil-2H-1,2,4-benzo tiyadiazin-1,1-dioksit) CH 3 Cl o S H o Adacık hücresi tümörü ya da adacık hiperplazisinden kaynaklanan aşırı endojen insülin salgısı nedeniyle ortaya çıkan kronik hipoglisemi tedavisinde ağızdan verilir. Akut hipoglisemi tedavisinde yeri yoktur. Yağ hücresinde lipolizi artırır 89

90 Streptozotosin Bir streptomyces türünden elde edilen antibiyotiktir. Pankreas β hücrelerini selektif bir şekilde ve irriversıble olarak tahrip eder. İnsülinoma tedavisinde kullanılabilir. Belirgin hepatotoksik ve nefrotoksik etkisi nedeniyle revaç bulmamıştır. Alloksan β hücrelerini irreversıble olarak tahrip eder. Farmakolojik deneylerde deneysel diyabet oluşturmak için kullanılır. 90

91 Yapay Tadlandırıcılar Diyabette ve diğer klinik durumlarda şişman hastaların vücut ağırlıklarının düşürülmesi ve düşük düzeyde sürdürülmesi esas olarak diyet düzenlenerek yapılır. Bu düzenlemede yardımcı olarak aspartam, sakkarin ve siklamat gibi yapay tadlandırıcılar şeker yerine kullanılır. Tatlandırıcı gücü daha düşük olan sorbitol ve fruktoz da aynı amaçla kullanılır. Fruktoz doğal bir mono sakkarittir ve glisemi indeksi düşüktür. Bunlar insülin indeksini nisbeten arttırırlar. Aspartam; Şekere göre kez daha tatlıdır. Aspartik asit ve fenilalaninden oluşan bir dipeptitdir. Sıcakta hidroliz olduğundan soğuk içeceklerin tadlandırılmasında kullanılır. Fenilalanine dönüşmesi nedeniyle fenilketonürililerde fazla miktarda kullanılmasından kaçınılmalıdır. 91

92 Sakkarin, Şekerden 300 kez daha tatlıdır. Sakkarin sıçanlarda yüksek dozda mesane tümörü yapabildiği görülmüşse de insanda kullanılan dozda bir sorun oluşturmayacağı kabul edimektedir. Sakkarin, sodyum veya kalsiyum tuzu olarak kullanılır. Siklamat, Şekerden 30 kez daha tatlıdır. Sodyum siklamat olarak kullanılır. Sudaki konsantrasyonları artarsa hafif acılık yaparlar. HS 3 H sodyum siklohekzilsülfamat 92

Tip I. Tip II. Semptomlar. Vücut yapısı Zayıf Sıklıkla fazla kilolu. Tedavi İNSÜLİN Diyet, egzersiz; oral antidiyabetik ± insülin

Tip I. Tip II. Semptomlar. Vücut yapısı Zayıf Sıklıkla fazla kilolu. Tedavi İNSÜLİN Diyet, egzersiz; oral antidiyabetik ± insülin Diabetes mellitus Tip I Tip II Tedavi İNSÜLİN Diyet, egzersiz; oral antidiyabetik ± insülin Semptomlar Polidipsi, polifaji, Asemptomatik olabilir poliüri Vücut yapısı Zayıf Sıklıkla fazla kilolu Tip I

Detaylı

Endokrin Pankreas Hormonları ve Oral Antidiyabetikler

Endokrin Pankreas Hormonları ve Oral Antidiyabetikler Endokrin Pankreas Hormonları ve Oral Antidiyabetikler Diabetes Mellitus, karbonhidrat, yağ ve protein metabolizmalarında bozuklukla karakterize kronik sistemik bir hastalıktır. Batılı toplumlarda prevalansı

Detaylı

EGZERSİZE ENDOKRİN ve METABOLİK YANIT

EGZERSİZE ENDOKRİN ve METABOLİK YANIT EGZERSİZE ENDOKRİN ve METABOLİK YANIT Prof.Dr.Fadıl Özyener Fizyoloji Anabilim Dalı Sempatik Sistem Adrenal Medulla Kas kan dolaşımı Kan basıncı Solunum sıklık ve derinliği Kalp kasılma gücü Kalp atım

Detaylı

Farmakolog Gözüyle Metabolik Sendrom

Farmakolog Gözüyle Metabolik Sendrom Farmakolog Gözüyle Metabolik Sendrom 1 Prof. Dr. Öner Süzer Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Farmakoloji ve Klinik Farmakoloji AbD www.onersuzer.com osuzer@istanbul.edu.tr 1 Siz bir çekiçseniz, her şey çivi gibi

Detaylı

GENEL SORU ÇÖZÜMÜ ENDOKRİN SİSTEM

GENEL SORU ÇÖZÜMÜ ENDOKRİN SİSTEM GENEL SORU ÇÖZÜMÜ ENDOKRİN SİSTEM 1) Aşağıdaki hormonlardan hangisi uterusun büyümesinde doğrudan etkilidir? A) LH B) Androjen C) Östrojen Progesteron D) FUH Büyüme hormonu E) Prolaktin - Testosteron 2)

Detaylı

İnsülin sekresyonunun hücresel biyolojisi

İnsülin sekresyonunun hücresel biyolojisi İnsülin sekresyonunun hücresel biyolojisi Prof. Dr. Mehmet KAYA Fizyoloji Anabilim Dalı Dersin Amacı; Pankreas bezinde yapılan insülin hormonunun Sindirimdeki işlevi Glikoz, lipid ve protein metabolizmasındaki

Detaylı

İkili Oral Antidiyabetik Kombinasyonları

İkili Oral Antidiyabetik Kombinasyonları İkili Oral Antidiyabetik Kombinasyonları Prof.Dr.Mustafa ARAZ Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji BD 51.Ulusal Diyabet Kongresi, Antalya Kime İkili Kombinasyon? Kime İkili Kombinasyon? Klavuz

Detaylı

DİYABETES MELLİTUS. Uz. Fzt. Nazmi ŞEKERC

DİYABETES MELLİTUS. Uz. Fzt. Nazmi ŞEKERC DİYABETES MELLİTUS Uz. Fzt. Nazmi ŞEKERC İ NORMAL FİZYOLOJİ İnsan vücudu enerji olarak GLUKOZ kullanır Alınan her besin vücudumuzda glukoza parçalanır ve kana verilir Kandaki glukozun enerji kaynağı olarak

Detaylı

BİY 471 Lipid Metabolizması-I. Yrd. Doç. Dr. Ebru SAATÇİ Güz Yarı Dönemi

BİY 471 Lipid Metabolizması-I. Yrd. Doç. Dr. Ebru SAATÇİ Güz Yarı Dönemi BİY 471 Lipid Metabolizması-I Yrd. Doç. Dr. Ebru SAATÇİ 2008-2009 Güz Yarı Dönemi Lipoproteinler Türev lipidler: Glikolipidler Lipoproteinler Lipoproteinler, lipidlerin proteinlerle oluşturdukları komplekslerdir.

Detaylı

KARBOHİDRAT METABOLİZMASI BOZUKLUKLARI DİYABET

KARBOHİDRAT METABOLİZMASI BOZUKLUKLARI DİYABET KARBOHİDRAT METABOLİZMASI BOZUKLUKLARI DİYABET KARBOHİDRAT METABOLİZMASI BOZUKLULARI DIABETES MELLITUS Diabetes mellitus, direkt olarak insülin direnci, yetersiz insülin salımı veya aşırı glukagon salımı

Detaylı

ENDOKRİN BEZ EKZOKRİN BEZ. Tiroid bezi. Deri. Hormon salgısı. Endokrin hücreler Kanal. Kan akımı. Ter bezi. Ekzokrin hücreler

ENDOKRİN BEZ EKZOKRİN BEZ. Tiroid bezi. Deri. Hormon salgısı. Endokrin hücreler Kanal. Kan akımı. Ter bezi. Ekzokrin hücreler ENDOKRİN SİSTEM Endokrin sistem, sinir sistemiyle işbirliği içinde çalışarak vücut fonksiyonlarını kontrol eder ve vücudumuzun farklı bölümleri arasında iletişim sağlar. 1 ENDOKRİN BEZ Tiroid bezi EKZOKRİN

Detaylı

ENDOKRİN SİSTEM #4 SELİN HOCA

ENDOKRİN SİSTEM #4 SELİN HOCA ENDOKRİN SİSTEM #4 SELİN HOCA ADRENAL BEZ MEDULLA BÖLGESİ HORMONLARI Böbrek üstü bezinin öz bölgesi, embriyonik dönemde sinir dokusundan gelişir bu nedenle sinir sisteminin uzantısı şeklindedir. Sempatik

Detaylı

ORGANİZMANIN ÖNEMLİ METABOLİK DURUMLARI

ORGANİZMANIN ÖNEMLİ METABOLİK DURUMLARI ORGANİZMANIN ÖNEMLİ METABOLİK DURUMLARI Metabolizma durumları Memelilerde ana hatları ile en az iki metabolizma durumu önemlidir. Bunların birincisi besin maddelerinin kana emildiği beslenme (rezorpsiyon),

Detaylı

GLİKOJEN METABOLİZMASI

GLİKOJEN METABOLİZMASI METABOLİZMASI DİLDAR KONUKOĞLU TIBBİ BİYOKİMYA 8.4.2015 DİLDAR KONUKOĞLU 1 YAPISI Alfa-[1,6] glikozid Alfa- [1-4] glikozid bağı yapısal olarak D-glukozdan oluşmuş dallanmış yapı gösteren homopolisakkarittir.

Detaylı

Beslenmeden hemen sonra, artan kan glikoz seviyesi ile birlikte insülin hormon seviyesi de artar. Buna zıt olarak glukagon hormon düzeyi azalır.

Beslenmeden hemen sonra, artan kan glikoz seviyesi ile birlikte insülin hormon seviyesi de artar. Buna zıt olarak glukagon hormon düzeyi azalır. Seçmeli Ders: Dokular ve Organlar Arası Metabolik İlişkiler 1.HAFTA Normal metabolizmada aktif olan günlük akış; Yaşamak için gerekli olan enerji akışı, dışardan alınan gıdalardan elde edilir. Kullanılan

Detaylı

Hipoglisemi-Hiperglisemi. Dr.SEMA YILDIZ TÜDOV Özel Diabet Hastanesi İstanbul

Hipoglisemi-Hiperglisemi. Dr.SEMA YILDIZ TÜDOV Özel Diabet Hastanesi İstanbul Hipoglisemi-Hiperglisemi Dr.SEMA YILDIZ TÜDOV Özel Diabet Hastanesi İstanbul Diabetin Acil Sorunları Hipoglisemi Diabetik Ketoz ( veya Ketoasidoz) Hiperosmolar Nonketotik Durum Laktik Asidoz Hipoglisemi

Detaylı

BİYOKİMYADA METABOLİK YOLLAR DERSİ VİZE SINAV SORULARI ( ) (Toplam 4 sayfa olup 25 soru içerir) (DERSİN KODU: 217)

BİYOKİMYADA METABOLİK YOLLAR DERSİ VİZE SINAV SORULARI ( ) (Toplam 4 sayfa olup 25 soru içerir) (DERSİN KODU: 217) BİYOKİMYADA METABOLİK YOLLAR DERSİ VİZE SINAV SORULARI (05.11.2012) (Toplam 4 sayfa olup 25 soru içerir) (DERSİN KODU: 217) Adı Soyadı: A Fakülte No: 1- Asetil KoA, birçok amaçla kullanılabilir. Aşağıdakilerden

Detaylı

Yrd.Doç.Dr. Erdal Balcan 1

Yrd.Doç.Dr. Erdal Balcan 1 VÜCUTTA ASİT-BAZ DENGESİ BOZUKLUKLARI ASİDOZ Kan ph ının ALKALOZ Kan ph ının ASİDOZLAR: Vücut ekstrasellüler sıvılarında H + artmasından ya da bazların azalmasından ileri gelir. Vücut normal ph ının (7.35-7.45)

Detaylı

11. SINIF KONU ANLATIMI 29 ENDOKRİN SİSTEM 4 BÖBREK ÜSTÜ BEZLERİ (ADRENAL BEZLER)

11. SINIF KONU ANLATIMI 29 ENDOKRİN SİSTEM 4 BÖBREK ÜSTÜ BEZLERİ (ADRENAL BEZLER) 11. SINIF KONU ANLATIMI 29 ENDOKRİN SİSTEM 4 BÖBREK ÜSTÜ BEZLERİ (ADRENAL BEZLER) BÖBREK ÜSTÜ BEZLERİ (ADRENAL BEZ) Her bir böbreğin üst kısmında bulunan endokrin bezdir. Böbrekler ile doğrudan bir bağlantısı

Detaylı

BİY 315 Lipid Metabolizması-II. Yrd. Doç. Dr. Ebru SAATÇİ Güz Yarı Dönemi

BİY 315 Lipid Metabolizması-II. Yrd. Doç. Dr. Ebru SAATÇİ Güz Yarı Dönemi BİY 315 Lipid Metabolizması-II Yrd. Doç. Dr. Ebru SAATÇİ 2008-2009 Güz Yarı Dönemi Yağ Asidi Oksidasyonu Besinlerin sindirimi sonucu elde edilen yağlar, bağırsaktan geçerek lenf sistemine ulaşır ve bu

Detaylı

Sözü edilen yakıt metabolizması denilen olay aslında bir diğer terminolojide Anabolik faz - Katabolik faz olarak ta adlandırılır.

Sözü edilen yakıt metabolizması denilen olay aslında bir diğer terminolojide Anabolik faz - Katabolik faz olarak ta adlandırılır. İNSÜLİN 1869 da Paul Langerhans adlı tıp öğrencisi pankreas taki bir takım anatomik yapıların (Langerhans adacıkları) var olduğunu fark ediyor. Bundan bir takım salgılar yapıldığı belirleniyor ancak ne

Detaylı

DİYABETTE BESLENME PRENSİPLERİ

DİYABETTE BESLENME PRENSİPLERİ İstanbul Üniversitesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı DİYABETTE BESLENME PRENSİPLERİ Dr. Dyt. Cemile İdiz Ne yemeliyim? DİYABET Tatlı meyve yeme!! Limon şekeri düşürür

Detaylı

İNSÜLİN UYGULAMALARI

İNSÜLİN UYGULAMALARI İNSÜLİN UYGULAMALARI İnsülinin Fizyolojik Özellikleri İnsülin; pankreasın langerhans adacıklarındaki beta hücrelerinden salgılanan ve kan glikozunu düşüren bir hormondur. Sağlıklı bireylerde (gebe ve obez

Detaylı

Yağ Asitlerinin Metabolizması- I Yağ Asitlerinin Yıkılması (Oksidasyonu)

Yağ Asitlerinin Metabolizması- I Yağ Asitlerinin Yıkılması (Oksidasyonu) Yağ Asitlerinin Metabolizması- I Yağ Asitlerinin Yıkılması (Oksidasyonu) Yrd. Doç. Dr. Bekir Engin Eser Zirve Üniversitesi EBN Tıp Fakültesi Tıbbi Biyokimya A.B.D. Yağ Asitleri Uzun karbon zincirine sahip

Detaylı

Diyabet yönetimi. Diyabet tedavisinde hedef glukoz değerleri. DM tarama testlerinin yorumu

Diyabet yönetimi. Diyabet tedavisinde hedef glukoz değerleri. DM tarama testlerinin yorumu Diyabet yönetimi Antidiyabetikler Dr. Savaş Arslan AÜTF Acil Tıp A.D. 17.04.2012 Kan şekeri ayarını sağlamaktır. Diyabet tedavisinde hedef glukoz değerleri NORMAL HEDEF AKŞ (mg/dl)

Detaylı

DİABETES MELLİTUS YRD. DOÇ.DR. KADRİ KULUALP

DİABETES MELLİTUS YRD. DOÇ.DR. KADRİ KULUALP DİABETES MELLİTUS YRD. DOÇ.DR. KADRİ KULUALP Diabetes mellitus; pankreastaki insülin yapımının yetersiz oluşu nedeniyle, özellikle karbonhidrat metabolizmasında olmak üzere lipid ve protein metabolizmalarında

Detaylı

Referans:e-TUS İpucu Serisi Biyokimya Ders Notları Sayfa:368

Referans:e-TUS İpucu Serisi Biyokimya Ders Notları Sayfa:368 21. Aşağıdakilerden hangisinin fizyolojik ph'de tamponlama etkisi vardır? A) CH3COC- / CH3COOH (pka = 4.76) B) HPO24- / H2PO-4 (pka = 6.86) C) NH3/NH+4(pKa =9.25) D) H2PO-4 / H3PO4 (pka =2.14) E) PO34-/

Detaylı

DİYABETES MELLİTUS. Dr. Aslıhan Güven Mert

DİYABETES MELLİTUS. Dr. Aslıhan Güven Mert DİYABETES MELLİTUS Dr. Aslıhan Güven Mert DİYABET YÖNETİMİ Kan şekeri ayarını sağlamaktır. Diyabet tedavisinde hedef glukoz değerleri NORMAL HEDEF AKŞ (mg/dl)

Detaylı

Basın bülteni sanofi-aventis

Basın bülteni sanofi-aventis Basın bülteni sanofi-aventis 28 Mart 2007 TERİMLER SÖZLÜĞÜ A 1c, Hemoglobin HbA 1c Herhangi bir zamandaki HbA1c yüzdesi, önceki 3 ay içindeki ortalama kan glukozu düzeyini yansıtır (3 ay, kırmızı kan hücrelerinin

Detaylı

Hücre Solunumu: Kimyasal Enerji Eldesi

Hücre Solunumu: Kimyasal Enerji Eldesi Hücre Solunumu: Kimyasal Enerji Eldesi Hücre solunumu ve fermentasyon enerji veren katabolik yollardır. Organik moleküllerin atomları enerji depolamaya müsaittir. Hücreler enzimler aracılığı ile organik

Detaylı

KARBONHİDRATLAR. Glukoz İNSAN BİYOLOJİSİ VE BESLENMESİ AÇISINDAN ÖNEMLİ OLAN

KARBONHİDRATLAR. Glukoz İNSAN BİYOLOJİSİ VE BESLENMESİ AÇISINDAN ÖNEMLİ OLAN KARBONHİDRATLAR Normal diyet alan kişilerde enerjinin % 55-60 ı karbonhidratlardan sağlanır. Bitkiler karbonhidratları fotosentez yoluyla güneş ışığının yardımıyla karbondioksit ve sudan yararlanarak klorofilden

Detaylı

Sunum planı. Hipofiz Epifiz Tiroid Paratiroid ve Pankreas hormonları

Sunum planı. Hipofiz Epifiz Tiroid Paratiroid ve Pankreas hormonları Dr. Suat Erdoğan Sunum planı Hipofiz Epifiz Tiroid Paratiroid ve Pankreas hormonları Hipofiz bezi (hypophysis) Hipofizial çukurlukta bulunur (sella turcica) 9 adet hormon üretir İki bölümü vardır: Anterior

Detaylı

METABOL ZMA. Metabolizmanın amacı nedir?

METABOL ZMA. Metabolizmanın amacı nedir? METABOL ZMA Canlıda olu an ve devam eden fiziksel ve kimyasal olayların tümüne birden metabolizma adı verilmektedir Ara metabolizma, katabolizma ve anabolizma olmak üzere iki faz içerir; bu iki faz arasındaki

Detaylı

GLİKOJEN FOSFORİLAZ HAZIRLAYAN: HATİCE GÜLBENİZ ( ) Prof. Dr. Figen ERKOÇ GAZİ EĞİTİM FAKÜLTESİ GAZİ ÜNİVERSİTESİ

GLİKOJEN FOSFORİLAZ HAZIRLAYAN: HATİCE GÜLBENİZ ( ) Prof. Dr. Figen ERKOÇ GAZİ EĞİTİM FAKÜLTESİ GAZİ ÜNİVERSİTESİ GLİKOJEN FOSFORİLAZ HAZIRLAYAN: HATİCE GÜLBENİZ (050559016) Prof. Dr. Figen ERKOÇ GAZİ EĞİTİM FAKÜLTESİ GAZİ ÜNİVERSİTESİ Karaciğer ve kas glikojeninin kana ve kas dokusuna glukoz sağlamak üzere kısmen

Detaylı

LİPOPROTEİNLER. Lipoproteinler; Lipidler plazmanın sulu yapısından dolayı sınırlı. stabilize edilmeleri gerekir. kanda lipidleri taşıyan özel

LİPOPROTEİNLER. Lipoproteinler; Lipidler plazmanın sulu yapısından dolayı sınırlı. stabilize edilmeleri gerekir. kanda lipidleri taşıyan özel LİPOPROTEİNLER LİPOPROTEİNLER Lipidler plazmanın sulu yapısından dolayı sınırlı olarak çözündüklerinden, taşınmaları için stabilize edilmeleri gerekir. Lipoproteinler; komplekslerdir. kanda lipidleri taşıyan

Detaylı

Doç.Dr. Bekir ÇAKIR 14 KASIM 2006 S.B ANKARA ATATÜRK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ ENDOKRİNOLOJİ VE METABOLİZMA HASTALIKLARI KLİNİĞİ

Doç.Dr. Bekir ÇAKIR 14 KASIM 2006 S.B ANKARA ATATÜRK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ ENDOKRİNOLOJİ VE METABOLİZMA HASTALIKLARI KLİNİĞİ DİYABETES MELLİTUS VE EGZERSİZ Doç.Dr. Bekir ÇAKIR 14 KASIM 2006 S.B ANKARA ATATÜRK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ ENDOKRİNOLOJİ VE METABOLİZMA HASTALIKLARI KLİNİĞİ Sunum Planı Giriş Sağlıklı bireylerde

Detaylı

LİPOPROTEİN METABOLİZMASI. Prof.Dr. Yeşim ÖZKAN Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı

LİPOPROTEİN METABOLİZMASI. Prof.Dr. Yeşim ÖZKAN Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı LİPOPROTEİN METABOLİZMASI Prof.Dr. Yeşim ÖZKAN Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı Lipoprotein Nedir? 1- Lipidler Hidrofobik lipidler çekirdekte (Trigliserit, Kolesterol esterleri)

Detaylı

DOYMAMIŞ YAĞ ASİTLERİNİN OLUŞMASI TRİGLİSERİTLERİN SENTEZİ

DOYMAMIŞ YAĞ ASİTLERİNİN OLUŞMASI TRİGLİSERİTLERİN SENTEZİ 9. Hafta: Lipit Metabolizması: Prof. Dr. Şule PEKYARDIMCI DOYMAMIŞ YAĞ ASİTLERİNİN OLUŞMASI Palmitoleik ve oleik asitlerin sentezi için palmitik ve stearik asitler hayvansal organizmalardaki çıkş maddeleridir.

Detaylı

Pankreas hem endokrin hem de ekzokrin fonksiyona sahip bir bezdir. Ekzokrin fonksiyonu bikarbonat ve sindirim enzimlerini oluşturmaktır.

Pankreas hem endokrin hem de ekzokrin fonksiyona sahip bir bezdir. Ekzokrin fonksiyonu bikarbonat ve sindirim enzimlerini oluşturmaktır. PANKREAS HORMONLARI PANKREAS HORMONLARI Pankreas hem endokrin hem de ekzokrin fonksiyona sahip bir bezdir. Ekzokrin fonksiyonu bikarbonat ve sindirim enzimlerini oluşturmaktır. Endokrin fonksiyonu ise

Detaylı

İ. Ü İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Filiz Aydın

İ. Ü İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Filiz Aydın İ. Ü İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Filiz Aydın Hücre iletişimi Tüm canlılar bulundukları çevreden sinyal alırlar ve yanıt verirler Bakteriler glukoz ve amino asit gibi besinlerin

Detaylı

III-Hayatın Oluşturan Kimyasal Birimler

III-Hayatın Oluşturan Kimyasal Birimler III-Hayatın Oluşturan Kimyasal Birimler MBG 111 BİYOLOJİ I 3.1.Karbon:Biyolojik Moleküllerin İskeleti *Karbon bütün biyolojik moleküllerin omurgasıdır, çünkü dört kovalent bağ yapabilir ve uzun zincirler

Detaylı

GLİKOLİZİN KONTROLU Prof. Dr. İzzet Hamdi Öğüş

GLİKOLİZİN KONTROLU Prof. Dr. İzzet Hamdi Öğüş GLİKOLİZİN KONTROLU Prof. Dr. İzzet Hamdi Öğüş hamdiogus@gmail.com Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı, Le>oşa, KKTC GLİKOLİZİN ALLOSTERİK DÜZENLENMESİ Metabolik düzenleme: Bütün

Detaylı

LİPOPROTEİN METABOLİZMASI. Prof.Dr. Yeşim ÖZKAN Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı

LİPOPROTEİN METABOLİZMASI. Prof.Dr. Yeşim ÖZKAN Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı LİPOPROTEİN METABOLİZMASI Prof.Dr. Yeşim ÖZKAN Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı Lipoprotein Nedir? 1- Lipidler Hidrofobik lipidler çekirdekte (Trigliserit, Kolesterol esterleri)

Detaylı

Şeker düşürücü ilaçlar

Şeker düşürücü ilaçlar TÜRKİYE ENDOKRİNOLOJİ VE METABOLİZMA DERNEĞİ DİABETES MELLİTUS ÇALIŞMA VE EĞİTİM GRUBU TEMD DİABETES 05 MELLİTUS ÇALIŞMA VE EĞİTİM GRUBU HASTA EĞİTİM KİTAPÇIKLARI SERİSİ Şeker düşürücü ilaçlar Şeker düşürücü

Detaylı

Hipoglisemi. Giriş. Patofizyoloji. Patofizyoloji. Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Dr. Murat YILDIZ

Hipoglisemi. Giriş. Patofizyoloji. Patofizyoloji. Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Dr. Murat YILDIZ Hipoglisemi Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Dr. Murat YILDIZ Giriş Hipoglisemi, kan şekerinin mutlak veya göreceli olarak azalması sonucu ortaya çıkan ve çeşitli klinik bulgularla

Detaylı

Langerhans adacıkları endokrin salgı yapar. α,β,δ, Fhücrelerinde. İnsülin β %70-80 Glukagon α %20-30 Somatostatin δ %2-8 Pankreatik polipeptid F %1-2

Langerhans adacıkları endokrin salgı yapar. α,β,δ, Fhücrelerinde. İnsülin β %70-80 Glukagon α %20-30 Somatostatin δ %2-8 Pankreatik polipeptid F %1-2 PANKREAS HORMONLARI Langerhans adacıkları endokrin salgı yapar. α,β,δ, Fhücrelerinde İnsülin β %70-80 Glukagon α %20-30 Somatostatin δ %2-8 Pankreatik polipeptid F %1-2 İNSÜLİN β Hücrelerinde sentezlenir

Detaylı

DİYABETTE İLAÇ VE İNSÜLİN TEDAVİSİ

DİYABETTE İLAÇ VE İNSÜLİN TEDAVİSİ DİYABETTE İLAÇ VE İNSÜLİN TEDAVİSİ Uz. Dr. M. Masum CANAT Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Kliniği DİYABET (ŞEKER HASTALIĞI) NEDİR? İnsülin eksikliği ya da var olan

Detaylı

Hipoglisemi Tedavisi. Dr. Ömer Salt. Acil Tıp Uzmanı Yozgat/Türkiye

Hipoglisemi Tedavisi. Dr. Ömer Salt. Acil Tıp Uzmanı Yozgat/Türkiye Hipoglisemi Tedavisi Dr. Ömer Salt Acil Tıp Uzmanı Yozgat/Türkiye Hipoglisemi sınıflaması Hafif hipoglisemi adrenerjik bulgular kan şekeri

Detaylı

HÜCRE MEMBRANINDAN MADDELERİN TAŞINMASI. Dr. Vedat Evren

HÜCRE MEMBRANINDAN MADDELERİN TAŞINMASI. Dr. Vedat Evren HÜCRE MEMBRANINDAN MADDELERİN TAŞINMASI Dr. Vedat Evren Vücuttaki Sıvı Kompartmanları Vücut sıvıları değişik kompartmanlarda dağılmış Vücuttaki Sıvı Kompartmanları Bu kompartmanlarda iyonlar ve diğer çözünmüş

Detaylı

Hücrelerde gerçekleşen yapım, yıkım ve dönüşüm olaylarının bütününe metabolizma denir.

Hücrelerde gerçekleşen yapım, yıkım ve dönüşüm olaylarının bütününe metabolizma denir. METABOLİZMA ve ENZİMLER METABOLİZMA Hücrelerde gerçekleşen yapım, yıkım ve dönüşüm olaylarının bütününe metabolizma denir. A. ÖZÜMLEME (ANABOLİZMA) Metabolizmanın yapım reaksiyonlarıdır. Bu tür olaylara

Detaylı

Oral Antidiyabetik (OAD) ve İnsulinomimetikler

Oral Antidiyabetik (OAD) ve İnsulinomimetikler Oral Antidiyabetik (OAD) ve İnsulinomimetikler Dr. Fatma Ela Keskin Doç. Dr. F. Ela KESKİN Endokrinoloji, Diyabet ve Metabolizma Hastalıkları TEDAVİNİN AMACI KAN GLUKOZ DÜZEYİNİ İDEAL DÜZEYE GETİRMEK

Detaylı

DİYABET NEDİR? Özel Klinik ve Merkezler

DİYABET NEDİR? Özel Klinik ve Merkezler DİYABET NEDİR? Özel Klinik ve Merkezler Diyabet nedir? Diyabet hastalığı, şekerin vücudumuzda kullanımını düzenleyen insülin olarak adlandırdığımız hormonun salınımındaki eksiklik veya kullanımındaki yetersizlikten

Detaylı

DİABETES MELLİTUS VE EGZERSİZ. Dr.Gülfem ERSÖZ

DİABETES MELLİTUS VE EGZERSİZ. Dr.Gülfem ERSÖZ DİABETES MELLİTUS VE EGZERSİZ Dr.Gülfem ERSÖZ Kısmi veya tümü ile insülin yokluğu ile karakterize hiperglisemi Mikrovasküler komplikasyonlar önemli Renal(nefropati) Göz (retinopati) Nöropati Sessiz iskemi

Detaylı

MİNERALLER. Dr. Diyetisyen Hülya YARDIMCI

MİNERALLER. Dr. Diyetisyen Hülya YARDIMCI MİNERALLER Dr. Diyetisyen Hülya YARDIMCI MİNERALLER İnsan vücudunun yaklaşık %4-5 i minareldir.bununda yarıya yakını Ca, ¼ ü fosfordur. Mg, Na, Cl, S diğer makro minerallerdir. Bunların dışında kalanlar

Detaylı

KAFKAS ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM I 2015-2016 DERS YILI 4. KOMİTE: HÜCRE BİLİMLERİ DERS KURULU IV

KAFKAS ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM I 2015-2016 DERS YILI 4. KOMİTE: HÜCRE BİLİMLERİ DERS KURULU IV KAFKAS ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM I 2015-2016 DERS YILI 4. KOMİTE: HÜCRE BİLİMLERİ DERS KURULU IV (5 Hafta) (04 Ocak-26 Şubat) DERSLER TEORİK PRATİK TOPLAM Biyokimya 36 10 46 Tıbbi Genetik 18 10

Detaylı

İlaçların Etkilerini Değiştiren Faktörler, ve İlaç Etkileşimleri

İlaçların Etkilerini Değiştiren Faktörler, ve İlaç Etkileşimleri İlaçların Etkilerini Değiştiren Faktörler, ve İlaç Etkileşimleri Prof. Dr. Öner Süzer Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Farmakoloji ve Klinik Farmakoloji Anabilim Dalı www.onersuzer.com Son güncelleme: 10.03.2009

Detaylı

Solunumda organik bileşikler karbondioksite yükseltgenir ve absorbe edilen oksijen ise suya indirgenir.

Solunumda organik bileşikler karbondioksite yükseltgenir ve absorbe edilen oksijen ise suya indirgenir. Solunum bütün aktif hücrelerde oksijenin absorbe edilmesi ve buna eşdeğer miktarda karbondioksitin salınması şeklinde sürekli olarak devam eden bir prosestir. Solunumda organik bileşikler karbondioksite

Detaylı

Karbohidratlar. Karbohidratların sınıflandırılması. Monosakkaritler

Karbohidratlar. Karbohidratların sınıflandırılması. Monosakkaritler Karbohidratlar Yeryüzünde en çok bulunan organik molekül grubudur, (CH 2 O) n genel formülüyle ifade edilebilirler. Genelde suda çözünürler, Güneş ışığının fotosentez yapan organizmalar tarafından tutulmasıyla

Detaylı

Pediatriye Özgü Farmakoterapi Sorunları

Pediatriye Özgü Farmakoterapi Sorunları [Çocuklarda Akılcı İlaç Kullanımı] Pediatriye Özgü Farmakoterapi Sorunları Ayşın Bakkaloğlu Hacettepe Üniversitesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Pediatrik Nefroloji Ünitesi İlaç Metabolizması Esas organ

Detaylı

Bakır (Cu) Bakır anemi de kritik bir rol oynar.

Bakır (Cu) Bakır anemi de kritik bir rol oynar. Bakır (Cu) Bakır anemi de kritik bir rol oynar. Vücutta küçük miktarda bakır varlığı olmaz ise demirin intestinal yolaktan emilimi ve kc de depolanması mümkün değildir. Bakır hemoglobin yapımı için de

Detaylı

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU Alanin Transaminaz ( ALT = SGPT) : Artmış alanin transaminaz karaciğer hastalıkları ( hepatosit hasarı), hepatit, safra yolu hastalıklarında ve ilaçlara bağlı olarak

Detaylı

Travma Hastalarında Beslenme

Travma Hastalarında Beslenme Doç. Dr. Onur POLAT Travma Hastalarında Beslenme Normal ve sağlıklı organizma travma veya strese maruz kaldığında kendisini korumaya yönelik bazı fizyolojik mekanizmaları harekete geçirir. Genel amaç organ

Detaylı

Suda çözünebilen nişasta molekülleri pityalin (amilaz) enzimiyle küçük moleküllere parçalanır.

Suda çözünebilen nişasta molekülleri pityalin (amilaz) enzimiyle küçük moleküllere parçalanır. CANLILARDA ENERJİ Besinlerin Enerjiye Dönüşümü Besin öğeleri: Karbonhidratlar, yağlar, proteinler, vitaminler, mineraller Besin maddelerindeki bu öğelerin vücut tarafından kullanılabilmesi için sindirilmesi

Detaylı

Notlarımıza iyi çalışan kursiyerlerimiz soruların çoğunu rahatlıkla yapılabileceklerdir.

Notlarımıza iyi çalışan kursiyerlerimiz soruların çoğunu rahatlıkla yapılabileceklerdir. Biyokimya sınavı orta zorlukta bir sınavdı. 1-2 tane zor soru ve 5-6 tane eski soru soruldu. Soruların; 16 tanesi temel bilgi, 4 tanesi ise detay bilgi ölçmekteydi. 33. soru mikrobiyolojiye daha yakındır.

Detaylı

İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİ MEKANİZMALARI. Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL

İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİ MEKANİZMALARI. Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİ MEKANİZMALARI Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL Vücudun İlaçlara Etkisi (Farmakokinetik Etkiler) Farmakokinetik vücudun ilaca ne yaptığını inceler. İlaçlar etkilerini lokal veya sistematik

Detaylı

TEST 1. Hücre Solunumu. 4. Aşağıda verilen moleküllerden hangisi oksijenli solunumda substrat olarak kullanılamaz? A) Glikoz B) Mineral C) Yağ asidi

TEST 1. Hücre Solunumu. 4. Aşağıda verilen moleküllerden hangisi oksijenli solunumda substrat olarak kullanılamaz? A) Glikoz B) Mineral C) Yağ asidi 1. Termometre Çimlenen bezelye tohumlar Termos Çimlenen bezelye tohumları oksijenli solunum yaptığına göre yukarıdaki düzenekle ilgili, I. Termostaki oksijen miktarı azalır. II. Termometredeki sıcaklık

Detaylı

Bileşik karbonhidratlar. Mukopolisakkaritler -Hiyaluronik asit -Heparin -Kondroitin sülfatlar Kan grubu polisakkaritleri

Bileşik karbonhidratlar. Mukopolisakkaritler -Hiyaluronik asit -Heparin -Kondroitin sülfatlar Kan grubu polisakkaritleri KARBONHİDRATLAR Karbonhidratlar Karbon, hidrojen ve oksijen atomlarından oluşan organik bileşiklerdir Vücuda enerji sağlayan besin öğeleridir Özellikle bitkisel besinlerde çok yaygındır İnsanlar ve hayvanlar

Detaylı

Organik Bileşikler. Karbonhidratlar. Organik Bileşikler YGS Biyoloji 1

Organik Bileşikler. Karbonhidratlar. Organik Bileşikler YGS Biyoloji 1 Organik Bileşikler YGS Biyoloji 1 Hazırladığımız bu yazıda; organik bileşikler ve organik bileşiklerin yapısını, canlılarda bulunan organik bileşikleri ve bunların görevlerini, kullanım alanlarını, canlılar

Detaylı

Magnezyum (Mg ++ ) Hipermagnezemi MAGNEZYUM, KLOR VE FOSFOR METABOLİZMA BOZUKLUKLARI

Magnezyum (Mg ++ ) Hipermagnezemi MAGNEZYUM, KLOR VE FOSFOR METABOLİZMA BOZUKLUKLARI Magnezyum (Mg ++ ) MAGNEZYUM, KLOR VE METABOLİZMA BOZUKLUKLARI Dr Ali Erhan NOKAY AÜTF Acil Tıp AD 2009 Büyük kısmı intraselüler yerleşimlidir Normal serum düzeyi: 1.5-2,5 meq/l Hücre içinde meydana gelen

Detaylı

Karbohidratların Sindirimi

Karbohidratların Sindirimi Karbohidratların Vücuda Alınması Gelişmiş ülkelerde yetişkin bir insan, günlük kalori gereksiniminin yaklaşık %40-50 gibi büyük bir kısmını karbohidratlardan sağlar. Karbohidratlar günlük diyetin büyük

Detaylı

DİYALİZ VE DİYABET. 24.Ulusal Böbrek Hastalıkları, Diyaliz Ve Transplantasyon Hemşireliği Kongresi,2014 Antalya

DİYALİZ VE DİYABET. 24.Ulusal Böbrek Hastalıkları, Diyaliz Ve Transplantasyon Hemşireliği Kongresi,2014 Antalya DİYALİZ VE DİYABET Prof.Dr Asiye Durmaz Akyol Ege Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi İç Hastalıkları Hemşireliği ABD izmir E-posta :asiye.durmaz@ege.edu.tr 24.Ulusal Böbrek Hastalıkları, Diyaliz Ve Transplantasyon

Detaylı

REVİZYON DURUMU. Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No

REVİZYON DURUMU. Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No REVİZYON DURUMU Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No Hazırlayan: Onaylayan: Onaylayan: Hemşirelik Protokolleri Adem Aköl Sinan Özyavaş Hazırlama Komitesi Kalite Konseyi Başkanı Kalite Koordinatörü 1/5

Detaylı

Ayxmaz/biyoloji Homeostasi

Ayxmaz/biyoloji Homeostasi Homeostasi - Değişen dış koşullara rağmen nispeten sabit bir iç fizyolojik ortamı sürdürme sürecidir. -Böylece vücut organlarının, normal sınırlarda verimli bir şekilde çalışması sağlanır. İki ana kontrol

Detaylı

Propiverin HCL Etki Mekanizması. Bedreddin Seçkin

Propiverin HCL Etki Mekanizması. Bedreddin Seçkin Propiverin HCL Etki Mekanizması Bedreddin Seçkin 24.10.2015 Propiverin Çift Yönlü Etki Mekanizmasına Sahiptir Propiverin nervus pelvicus un eferent nörotransmisyonunu baskılayarak antikolinerjik etki gösterir.

Detaylı

FARMAKOKİNETİK. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN

FARMAKOKİNETİK. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN FARMAKOKİNETİK Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN 2 İlaç Vücuda giriş Oral Deri İnhalasyon Absorbsiyon ve Doku ve organlara Dağılım Toksisite İtrah Depolanma Metabolizma 3 4 İlaçların etkili olabilmesi için, uygulandıkları

Detaylı

Fizyoloji. Vücut Sıvı Bölmeleri ve Özellikleri. Dr. Deniz Balcı.

Fizyoloji. Vücut Sıvı Bölmeleri ve Özellikleri. Dr. Deniz Balcı. Fizyoloji Vücut Sıvı Bölmeleri ve Özellikleri Dr. Deniz Balcı deniz.balci@neu.edu.tr Ders İçeriği 1 Vücut Sıvı Bölmeleri ve Hacimleri 2 Vücut Sıvı Bileşenleri 3 Sıvıların Bölmeler Arasındaki HarekeF Okuma

Detaylı

Keton Cisimleri. Prof. Dr. Fidancı

Keton Cisimleri. Prof. Dr. Fidancı Keton Cisimleri Prof. Dr. Fidancı Yağ asitlerinin oksidasyonunda oluşan Asetil CoA'nın daha ileri oksidasyonu karaciğerde iki yol takip etmektedir. Bunlar sitrik asit döngüsü yolu ile asetoasetat, D β

Detaylı

Kloroform, eter ve benzen gibi organik çözücülerde çözünen bunun yanı sıra suda çözünmeyen veya çok az çözünen organik molekül grubudur.

Kloroform, eter ve benzen gibi organik çözücülerde çözünen bunun yanı sıra suda çözünmeyen veya çok az çözünen organik molekül grubudur. Kloroform, eter ve benzen gibi organik çözücülerde çözünen bunun yanı sıra suda çözünmeyen veya çok az çözünen organik molekül grubudur. Yağların suda çözünmemesi canlılığın devamı içi önemlidir. Çünkü

Detaylı

Tip 2 diyabetik bireyde oral ajanlar yetmiyor. GLP-1 Analoğu?

Tip 2 diyabetik bireyde oral ajanlar yetmiyor. GLP-1 Analoğu? Tip 2 diyabetik bireyde oral ajanlar yetmiyor. GLP-1 Analoğu? Prof. Dr. Erdinç Ertürk Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Öğretim Üyesi 52. Ulusal Diyabet Kongresi,

Detaylı

1-GİRİ 1.1- BİYOKİMYANIN TANIMI VE KONUSU.-

1-GİRİ 1.1- BİYOKİMYANIN TANIMI VE KONUSU.- 1-GİRİ 1.1- BİYOKİMYANIN TANIMI VE KONUSU.- Biyokimya sözcüğü biyolojik kimya (=yaşam kimyası) teriminin kısaltılmış şeklidir. Daha eskilerde, fizyolojik kimya terimi kullanılmıştır. Gerçekten de Biyokimya

Detaylı

HÜCRE FİZYOLOJİSİ Hücrenin fiziksel yapısı. Hücre membranı proteinleri. Hücre membranı

HÜCRE FİZYOLOJİSİ Hücrenin fiziksel yapısı. Hücre membranı proteinleri. Hücre membranı Hücrenin fiziksel yapısı HÜCRE FİZYOLOJİSİ Hücreyi oluşturan yapılar Hücre membranı yapısı ve özellikleri Hücre içi ve dışı bileşenler Hücre membranından madde iletimi Vücut sıvılar Ozmoz-ozmmotik basınç

Detaylı

ADIM ADIM YGS LYS Adım BOŞALTIM SİSTEMİ 3

ADIM ADIM YGS LYS Adım BOŞALTIM SİSTEMİ 3 ADIM ADIM YGS LYS 184. Adım BOŞALTIM SİSTEMİ 3 2) Geri Emilim (Reabsorpsiyon) Bowman kapsülüne gelen süzüntü geri emilim olmadan dışarı atılsaydı zararlı maddelerle birlikte yararlı maddelerde kaybedilirdi.

Detaylı

Pankreas, midenin arkasında karın içine yerleşmiş bir organdır. Gıdaların sindirim ve kullanımında büyük rol alır. Vücut için önemli hormonlar

Pankreas, midenin arkasında karın içine yerleşmiş bir organdır. Gıdaların sindirim ve kullanımında büyük rol alır. Vücut için önemli hormonlar Pankreas, midenin arkasında karın içine yerleşmiş bir organdır. Gıdaların sindirim ve kullanımında büyük rol alır. Vücut için önemli hormonlar üretir. Bunların başında insülin gelmektedir. İnsülin, pankreastan

Detaylı

ENDÜSTRIDE VE CANLILARDA ENERJI. Canlılarda Enerji

ENDÜSTRIDE VE CANLILARDA ENERJI. Canlılarda Enerji ENDÜSTRIDE VE CANLILARDA ENERJI Canlılarda Enerji Besinlerin Enerjiye Dönüşümü İnsanların gün boyunca hareketlerinin devamını, hastalanınca iyileşmelerini, fizyolojik ve psikolojik tepkilerinin devamlılığını

Detaylı

ayxmaz/biyoloji Adı: 1.Aşağıda verilen atomların bağ yapma sayılarını (H) ekleyerek gösterin. C N O H

ayxmaz/biyoloji Adı: 1.Aşağıda verilen atomların bağ yapma sayılarını (H) ekleyerek gösterin. C N O H Adı: 1.Aşağıda verilen atomların bağ yapma sayılarını (H) ekleyerek gösterin. C N O H 2.Radyoaktif izotoplar biyologları için önemlidir? Aşağıda radyoakif maddelerin kullanıldığı alanlar sıralanmıştır.bunlarla

Detaylı

Toksisiteye Etki Eden Faktörler

Toksisiteye Etki Eden Faktörler Toksisiteye Etki Eden Faktörler Toksik etki (toksisite) Tüm ksenobiyotiklerin biyolojik sistemlerde oluşturdukları zararlı etki. 2 Kimyasal Madde ile İlgili Faktörler Bir kimyasal maddenin metabolizmasında

Detaylı

[embeddoc url= /10/VÜCUT-SIVILARI.docx download= all viewer= microsoft ]

[embeddoc url=  /10/VÜCUT-SIVILARI.docx download= all viewer= microsoft ] VÜCUT SIVILARI [embeddoc url= http://enfeksiyonhastaliklari.com/wp-content/uploads/2015 /10/VÜCUT-SIVILARI.docx download= all viewer= microsoft ] SODYUM ( Na+) Na+; Sodyum klor ile birlikte serumun en

Detaylı

Kolesterol Metabolizması. Prof. Dr. Fidancı

Kolesterol Metabolizması. Prof. Dr. Fidancı Kolesterol Metabolizması Prof. Dr. Fidancı Kolesterol oldukça önemli bir biyolojik moleküldür. Membran yapısında önemli rol oynar. Steroid hormonların ve safra asitlerinin sentezinde öncül maddedir. Diyet

Detaylı

Canlının yapısında bulunan organik molekül grupları; o Karbonhidratlar o Yağlar o Proteinler o Enzimler o Vitaminler o Nükleik asitler ve o ATP

Canlının yapısında bulunan organik molekül grupları; o Karbonhidratlar o Yağlar o Proteinler o Enzimler o Vitaminler o Nükleik asitler ve o ATP Tamamı karbon ( C ) elementi taşıyan moleküllerden oluşan bir gruptur. Doğal organik bileşikler canlı vücudunda sentezlenir. Ancak günümüzde birçok organik bileşik ( vitamin, hormon, antibiyotik vb. )

Detaylı

Toujeo verilen kişi olarak siz

Toujeo verilen kişi olarak siz H A S TA B İ LG İ L E R İ Toujeo verilen kişi olarak siz Bu broşür, diyabeti olan ve doktor tarafından Toujeo (insülin glarjin) verilen kişi olarak size yönelik hazırlanmıştır. Tüm diyabet tedavilerinin

Detaylı

KALSİYOTROPİK İLAÇLAR

KALSİYOTROPİK İLAÇLAR KALSİYOTROPİK İLAÇLAR Kalsiyumun vücut için önemi: Hücrede; membran, mitokondri, Endoplazmik retikulumda bağlı halde ve; stoplazmada serbest halde bulunur. Hücrenin canlılığı ve fonksiyonları için önemlidir.

Detaylı

Enjeksiyonluk Çözelti Veteriner Vitamin

Enjeksiyonluk Çözelti Veteriner Vitamin Prospektüs Betakin sarı renkli, berrak çözelti olup, her ml'si 5 mg Thiamin HC1 (Vit. B,), 2 mg Riboflavin (Vit. B 2 ), 2 mg Pridoksin HC1 (Vit. B 6 ), 4 mcg Siyanokobalamin (Vit B] 2 ), 20 mg Niasin,

Detaylı

YAZILIYA HAZIRLIK SORULARI. 9. Sınıf 2 KARBONHİDRAT LİPİT (YAĞ)

YAZILIYA HAZIRLIK SORULARI. 9. Sınıf 2 KARBONHİDRAT LİPİT (YAĞ) YAZILIYA HAZIRLIK SORULARI 9. Sınıf 2 KARBONHİDRAT LİPİT (YAĞ) DOĞRU YANLIŞ SORULARI Depo yağlar iç organları basınç ve darbelerden korur. Steroitler hücre zarının yapısına katılır ve geçirgenliğini artırır.

Detaylı

BALIKLARDA SİNDİRİM VE SİNDİRİM ENZİMLERİ. İlyas KUTLU Kimyager Su Ürünleri Sağlığı Bölümü. vücudun biyokimyasal süreçlerinin etkin bir şekilde

BALIKLARDA SİNDİRİM VE SİNDİRİM ENZİMLERİ. İlyas KUTLU Kimyager Su Ürünleri Sağlığı Bölümü. vücudun biyokimyasal süreçlerinin etkin bir şekilde BALIKLARDA SİNDİRİM VE SİNDİRİM ENZİMLERİ İlyas KUTLU Kimyager Su Ürünleri Sağlığı Bölümü Proteinler, yağlar ve karbohidratlar balıklar amino asitlerin dengeli bir karışımına gereksinim tarafından enerji

Detaylı

NATURAZYME Naturazyme enzim grubu karbohidrazlar, proteaz ve fitaz enzimlerini içerir.

NATURAZYME Naturazyme enzim grubu karbohidrazlar, proteaz ve fitaz enzimlerini içerir. NATURAZYME Naturazyme enzim grubu karbohidrazlar, proteaz ve fitaz enzimlerini içerir. Tüm hayvanlar besinleri sindirmek için enzimleri kullanırlar. Bunlar hem hayvanın kendi sentezlediği hem de bünyelerinde

Detaylı

DİYABET VE ORAL ANTİDİYABETİK İLAÇLAR

DİYABET VE ORAL ANTİDİYABETİK İLAÇLAR DİYABET VE ORAL ANTİDİYABETİK İLAÇLAR Pankreastan insülin salgısının azalması ya da ortadan kalkması neticesinde dokuların insüline olan duyarlılığının azalması ya da insüline bir direnç gelişmesi sonucunda

Detaylı

METABOLİK DEĞİŞİKLİKLER VE FİZİKSEL PERFORMANS

METABOLİK DEĞİŞİKLİKLER VE FİZİKSEL PERFORMANS METABOLİK DEĞİŞİKLİKLER VE FİZİKSEL PERFORMANS Aerobik Antrenmanlar Sonucu Kasta Oluşan Adaptasyonlar Miyoglobin Miktarında oluşan Değişiklikler Hayvan deneylerinden elde edilen sonuçlar dayanıklılık antrenmanları

Detaylı

Hangi Hastaya hangi oral antidiyabetik? Prof. Dr. Sevim Güllü Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları B.D.

Hangi Hastaya hangi oral antidiyabetik? Prof. Dr. Sevim Güllü Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları B.D. Hangi Hastaya hangi oral antidiyabetik? Prof. Dr. Sevim Güllü Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları B.D. Tip 2 diyabet tedavisinde kullanılan ajanlar Oral ajanlar

Detaylı

DİYET POSASI VE SAĞLIK İLİŞKİSİ. Duygu PELİSTER

DİYET POSASI VE SAĞLIK İLİŞKİSİ. Duygu PELİSTER DİYET POSASI VE SAĞLIK İLİŞKİSİ Duygu PELİSTER Lif yönünden zengin diyet, sağlıklı beslenmenin olmazsa olmazlarındandır. Diyet lifinin, sadece gastrointestinal mukozadan sindirilmeden ya da herhangi bir

Detaylı

Salgısını görev yerine bir salgı kanalıyla ulaştıran bezlerdir. Gözyaşı, tükrük, süt ve ter bezleri bu gruba girer.

Salgısını görev yerine bir salgı kanalıyla ulaştıran bezlerdir. Gözyaşı, tükrük, süt ve ter bezleri bu gruba girer. ENDOKRİN SİSTEMİ Çok hücrelilerde vücudun uyumlu bir şekilde çalışmasını sağlayan sistemlere düzenleyici sistemler denir. Düzenleyici sistemler endokrin sistem ve sinir sisteminden oluşur. A. SALGI BEZLERİ

Detaylı