Şeyh Muhammed Nazım El-Hakkani En-Nakşibendi Hazretlerinin 13 Mart 2010 Sohbeti,

Transkript

1 HAKİKÎ GÜNEŞ Şeyh Muhammed Nazım El-Hakkani En-Nakşibendi Hazretlerinin 13 Mart 2010 Sohbeti, Destur Ya Seyyidi, meded. Allah Allah Allah Allah Allah Allah Aziz Allah. Allah Allah Allah Allah Allah Allah Sübhan Allah. Allah Allah Allah Allah Allah Allah Tebarek Allah. Allah Allah Allah Allah Allah Allah Sultan Allah. Tebarak Allah ve teal'allah. Heyy Heyy Heyy Heyy... Heyy Heyy Heyy Heyy... Heyy Heyy Heyy Heyy... Heyy Heyy Heyy Heyy Huuuuu. Selamullahu Aleykum ya taife-i cin. Merhaba size, ey cinlerden katılanlar. Her gece bir şeyler duymak için istekli onlar, ve krallarından da bu gece katılan 7 Melik var. Mülukul cin, aleyhum selam. Esselamu aleykum Ümmet-i Muhammed'den (sav) katılanlar. Zidhu Ya Rabbi izzen ve şerefe nuran ve surura, Habibek Ya Rabbi. Biz asla memnun olmayız, burada biz dediğimiz...destur ya RicalAllah. Biz, inananlar Efendimize (sav) dünyada saygı gösterilmezse hiç memnun olmayız. Çok üzülürüz. Ve bütün Müslümanlar da bunun için üzülmeli. Ki Allah SübhaneHu ve Teala en yüksek şerefi, katında en sevgili ve izzet sahibi olan kuluna veriyor ve ona (sav) bu dünyada hürmet edilmeyecek, şeref verilmeyecek? Bu 7 kat Göğü bir yatak misali, beşik misali böyle böyle sallar. Meleklerin öfkesi yüzünden, ki en yüksek hürmet gösterilen ona dünyada hürmet gösterilmiyor, bu çok kötü bir olay! İnsanların üzerine belaların, lanetin gelmesinin nedeni bu. Çünkü onlar Hatem-ul Enbiya olan Efendimize (sav) karşı en yüksek saygıyı, en yüksek hürmeti, en yüksek sevgi ve takdiri göstermiyorlar. O ki İlahi huzurda en sevgili olandır. La havle ve la kuvvete illa Billahil Aliyyil Azim. Allah bizi affeylesin. Affeylesin ve herşeyi düzeltip, herşeyi olması gereken gerçek yerine koyacak olan kimseyi yollasın. Huu... Esselamu Aleykum ey Göklerin bu dünyadaki temsilcisi- Kutbul Mutasarrıf, sana da esselamu aleykum diyoruz. Ey kendisine bu gezegendeki her olaya, her oluşa bakmak bahşedilmiş olan zat. Sen çok kuvvetlisin. Sana hürmet ediyoruz çünkü sen Göklerin dünyadaki temsilcisisin. Ve sonra da Alemlerin Rabbinden af diliyoruz. Ey insanlar, Euzubillahi mineşşeytanirracim diyerek başlamalıyız. Her zaman söyleyin bunu, günde en azından 7 defa Euzubillahimineşşeytanirracim demeniz lazım. Eğer daha fazlasını isterseniz, 40 defa Euzubillahimineşşeytanirracim diyebilirsiniz. Eğer makbul kulların seviyesine erişmek isterseniz ve şeytanın pisliğinden kurtulmak isterseniz- onlar 70 defa Euzubillahi mineşşeytanirracim derler. Estağfirullah, Estağfirullah. Ey Büyük Şeyhimiz. Bu bir giriştir. "Li külli şey'in bâbun- her şeyin bir kapısı vardır". Hadis-i Şerif. Selefi alimleri orada mısınız, duyuyor musunuz? Sanırım bu Arapça ve siz anlıyorsunuz. ""Li külli şey'in bâbun" Kapı olmazsa içeri giremezsiniz. Page 1

2 Evet, onun için Euzubillahi mineşşeytanirracim diyoruz. Ne için? O kapıdan şeytanın saldırmasını engellemek için. Çünkü şeytan çok korkunç bir mahluktur. Ve hayal edin artık, eğer şeytan cennete girmeye yol buluyorsa, buraya ne demeli? Öyle değil mi, Selefi alimleri? "Biz şeytanın hile ve tuzaklarından emniyete ulaştık" demeyin. Hayır, şeytandan sakının. O cennete girmeye yol buldu. Nasıl girdi? Bunun anlamı, talebena vecedena. Eğer bir insan hayır veya şerden bir şeye ulaşmak istersehayrihi ve şerrihi min Allahi Teala, Hak. Eğer Cenab-ı Allah'ın rıza ve hoşnutluğuna ulaşmak isterse bu açık ve temiz bir yoldur. Açık ve aydınlık bir yoldur. Açık. O yola girebilirsiniz. Ve eğer insan başka bir yol isterse.. İnsanları mutlu eden pis yolu...ne için? Çünkü nefislerimiz de pis. Ve onun üretimi de pislik oluyor. Bu yüzden şeytan için nefislerimizi pisliğe, pis yola taşımak kolay. Karanlığa, zulmete taşımak kolay. Örnek olarak insanlar, Allahu Ekber ve Lillahill Hamd, bu dünyada yaşayan avam-ı nas, sıradan insanlar karanlığa girmek istiyorlar. Evet? Bunun anlamı nedir, anlıyor musunuz? Selefi alimleri, böyle şeyler hiç hafızanıza geliyor mu? Ne diyorsunuz? Bakın. Zulmet insanlar için en son hedef. Ama onlar nefislerine uyuyorlar. Nefisler de karanlığa ulaşmak ister. Orada olmak ister, karanlığın içinde olmak ister çünkü karanlık onların varlıklarını örter ve kimse bakınca seni veya diğerini göremez. Bu bir misal ama, hakikattir. İnsanlar karanlığa koşar. Ne söylediğimizi anlıyor musunuz ey Selefi alimleri? "Kul hatu burhanekum, kanıtını getir" diyebilirsiniz. Ben bilemem ama bana gelirseniz size söyleyebilirim. Sübhan Allah. Belki kimse bu nokta üzerinde düşünmüyor. Yeni yılı bilir misiniz? 2009'dan 2010'a geçerken neye koşuyorlar o gece? O gece saat "dum dum dum dum" diye 12'yi vurduğunda şeytan emreder "Bütün ışıkları karartın, bırakın insanlar karanlığa girsin. Çok mutlu olacaklar!" Aklınıza hiç böyle şeyler geliyor mu? Bilmiyorum. Bu kanıtıdır. Ve diyorlar ki "Yahu bu karanlık devam etse. Sadece 1 dakika, nedir bu? Bize yetmedi, mutmain olamadık 1 dakikayla. Bırakın bu karanlık sabaha kadar devam etsin. Biz çok mutluyuz o karanlığın içinde olmaktan". Bu, nefislerimizin karanlığın içinde olmak istediğinin en büyük kanıtıdır. Ve her zaman nefisleri insanları karanlığa götürür. Onun için onlar nur alemlerinden, nur okyanuslarından kaçarlar. Onlar karanlığı ister, karanlık yerlere girmek isterler. Onların nefisleri böyle söyler ve şeytan da çağırır onları: "Gel, bana gel. Karanlık yerlerine gel, seni bekliyor. Gel ve burada herşeyin rüya gibi olduğunu göreceksin. Gel, karanlığa gel" Şeytan böyle insanları karanlığa çağırır. Bu kanıtı, kimse hayır diyemez. Papa bile hayır diyemez, baş haham diyemez, Dalay lama diyemez. O gece onların nefisleri karanlıkta olmak ister. Karanlığın içinde mutlu olmak, ne yaptıkları görülmesin isterler. Onlar der ki "Zevkin doruk noktası karanlıktadır." Page 2

3 Onun için bu dünyada yaşayan insanlar nurlu, aydınlanmış insanlara gelmez. Kaçarlar, nurdan kaçarlar. Onun için de her gece insanlar.. Gündüz vakti eşek gibi çalışırlar. Ve karanlığın gelmesini beklerler, gecenin gelmesini beklerler. "Geceye yetişmemiz lazım. Gece vakti nefsani arzularımızı tamamlamak için çok güzel bir alan o. Ooo gece vakti. Kara bölgeler. Kimse ne yaptığımızı görmez. Ooo biz bunu severiz. Biz asla nuru, aydınlığı sevmeyiz." Onun için bütün dinler Nur getirir. Sema'dan nur getirirler. Kimdir onlar? Sema'nın elçileri. Alemlerin Rabbi'nin elçileri gelir ve.. Neden, ey Selefi alimleri, sizin fikriniz nedir? Neden ümmetler- Nuh (as)'ın ümmeti, Musa (as)'ın ümmeti, İbrahim (as)'ın ümmeti, Yunus (as)'ın ümmeti, İsa (as)'ın ümmeti, Zekeriya (as)'ın ve son olarak da Efendimizin (sav) ümmeti, onun kavmı neden gelip de Efendimizle (sav) tartıştılar, savaştılar? O (sav) nur getiriyor, onlar püfff diyorlar. "Yurîdûne en yutfîû Nûrallâhi" (9:32) Allah'ın nurunu söndürmeyi istiyorlar. Ey Selefi alimleri, anlıyor musunuz bunun ne dediğini? "Yurîdûne en yutfîû Nûrallâhi" O insanlar ki onlar, şeytana tabi olanlardır, ve şeytan onları aldatır. Aldatır ve "O kimseye gitmeyin. Çünkü o nur getiriyor, ve nurun içinde zevklenemezsiniz. Karanlığın içinde olmanız lazım sizin, ve karanlıkta herşeyi yapabilirsiniz. Kimse sizi engellemiyor çünkü kimse sizi, ne yaptığınızı göremiyor. Onun için o kimsenin arkasından koşmayın çünkü o nur getirdi. Ve eğer onun nuru açılırsa nefsani arzularınızla birşey yapamazsınız. Çünkü nefsiniz karanlıkta olmak ister, herşeyi orada yapmak ister ki görünmesin." Evet, evet.. Selefi alimleri, söyleyin. Söyleyin, korkmayın. Neden insanlara hatırlatmıyorsunuz: "Ey insanlar, batılı ülkeler karanlıktadır. Ve onlar karanlıklarını doğulu, Müslüman ülkelere getirmek isterler. Onlar karanlıklarını aydınlık, nurlu bölgelere getirmek isterler, oranın nurlu insanlarına, nurlu Müslüman insanlara getirmek isterler." Onun için İslam alemindeki şeytanın temsilcileri batılı ülkelerden güneşin parladığı doğulu ülkelere karanlığı getirmek isterler. Batı, güneşin battığı yer. Aklınızı kullanın. Neden batılı ülkelerin karanlığını takip ediyorsunuz? Onların hepsi karanlığı sever. Bütün gün gecenin zevkine yetişmek için çalışıyorlar. Onların zevk dedikleri nefsani talepleri için, bu amaca veya bu zevke ulaşmak istiyorlar. Karanlığın içerisinde nefsani zevklerini istiyorlar. Onun için onlar asla gerçek inançlarla, Gökten gelen gerçek nurlarla ilgilenmez. Ey Selefi alimleri, neden demiyorsunuz ki "Ey krallarımız, ey profosörlerimiz, ey eğitimli kişilerimiz, neden Batıya koşuyorsunuz? Ne buluyorsunuz Batıda?" Batı, güneşin battığı bölgeler. Neden insanlarınıza hatırlatmıyorsunuz: "Ey inananlar, neden insanlarınızı Batıya, Batılı ülkelere yolluyorsunuz? Efendimizin (sav) size getirdiği yeterli değil mi?" Neden söylemiyorsunuz bunları? Ancak kendinizi "bu bidat, bu küfür, bu şirk, bu haram" demekle meşgul ediyorsunuz. En büyük haram insanlara söylememektir, "Ey insanlar, batılı ülkelere bakmayın. güneşin doğduğu yere bakın." Page 3

4 Güneş parlarken herşeyi açık ve seçik olarak görebilirsiniz. Ve güneş, bütün dünya için bir güneş. O maddi birşey, doğuyor ve batıyor. Ama insanlık için asıl güneş doğudan yükseliyor, güneşin parladığı yerden. Ve asıl güneş Hatemül Enbiya Hz Muhammed'dir (sav). Ona gelin! Gerçek insanlığı isterseniz, gelin ve tabi olun. Batıdan Doğuya gelin. Ey insanlar, bütün İslam alemini uyarıyorum ki eğer batıya, güneşin battığı ve gittiği yere giderlerse karanlıkta olurlar. Oraya giden insanların kalpleri karanlığın içinde batar. Batılı ülkeler Müslümanların kalplerinde hiçbir nur bırakmaz. Oraya gittiklerinde kalpleri yalnız karanlık içinde olur. Nurları biter batılı ülkelerde. Eğer batılı ülkeler doğunun ülkelerine gelirlerse onların duyguları değişir ve Hakikatı anlarlar. Ey insanlar, teknolojinin bir hakikat olduğunu sanmayın. Ve teknolojinizle çok gururlanıyorsunuz. Teknoloji nedir? İnsanları daha da fazla karanlığın içine batırıyor. Teknoloji insanlara gerçek varlıklarını kaybettiriyor. Teknoloji insanlara, kendilerine bahşedilen ilahi lütufları unutturuyor. Nedir bu? Söyleyin, korkmayın. Ey Selefi alimleri, hep benimle savaşıyorsunuz. Benimle savaşmayın. Benim söylediklerim %100 hakikattır. Ve söylediklerimiz de mutabıktır, Kuran-ı Kerim'in söyledikleri bizim kelamımızla mutabıktır. Biz insanlar için aydınlık, nur alemleri istiyoruz ve hayatlarının burada ve ahirette aydınlık, nurlu olmasını istiyoruz. Teknolojinin peşinde koşanlar burada ve ahirette karanlıkta olacaklar. Ey insanlar, ey insanlar.. ben nefsimle savaşıyorum. Herkes kendisinden mesul, kendinizden mesulsünüz. Eğer yanlış birşey söylüyorsam Cenab-ı Allah beni cezalandırmaya Kadirdir. Cezalandırmaya veya affetmeye, Kendisi bilir. Ama bize lütfedileni hatırlatın. Kur an-ı Kerim buyuruyor: İnsanlara söyle, onlara hatırlat. Aydınlık, nurlu yerlerin ve okyanusların nerede olduğunu ve karanlığın ve karanlık okyanuslarının nerede olduğunu hatırlatmayı, budur. Efendimiz (sav) insanları karanlıktan çıkarıp aydınlığa, nura götürmek için geldi ama şeytan ve nefsimiz hayır der. "Biz karanlığın içinde mutluyuz, halimizden memnunuz". Estağfirullah, estağfirullah. Bu bütün milletler için önemli bir tembihtir. Allah beni ve sizi affeylesin. Kur an-ı Kerim'i anlamamız lazım. Ben zayıf bir kulum, Kuran-ı Kerim'in okyanuslarına giremem ama kıyılarından biraz lütfediyorlar insanlara hatırlatmam için, "Ve zekkir" (51:55). Gerçek varlıkları, gerçek hislerini hatırlatmak için, kendileri için en iyi yolun hangisi olacağını öğretmek için, ve burada ve ahirette onları korumak için. Ve insanların kalplerine daha fazla nur vermek için bize ilahi bir lütuf bahşediyorlar ama insanlar nurdan kaçıyor. Şimdi söylediğimiz gibi, bir avuç insan nur istiyor ve insanların çoğunluğu karanlık okyanuslara koşuyorlar. Karanlık, zulmet okyanuslarına ve ebedi olarak o zulmet okyanuslarında olacaklar. Çok korkunç bir akibet. Page 4

5 Ey insanlar, doğudan batıya insanlar benim nefsim de dahil olmak üzere, ve Papanın, piskoposların nefisleri, hahamların nefisleri de. Onları bırakın ve nurlu aleme gelin ki onun nuru, Efendimizle (sav) bütün milletlere yetişti. Ya Muhammed canım arzular seni. Dost Muhammed canım pek sever seni. Ey Rabbımız, bizi karanlıkta bırakma. Sen zayıf kullarına iman, gerçek inanç lütfettin. Ve gerçek inanç- bütün peygamberler insanları zulmet okyanuslarından çıkarmak ve nur okyanuslarına götürmek isterler. Budur, başka birşey değil. Kutsal Kitapların anlamlarının özeti budur ve açıktır. Başka birşey söylemez, ne Adem ne Nuh (as), veya İbrahim veya Musa (as), veya Sülayman (as) veya Davud (as) veya Yahya (as), İsa (as), Zekeriya ve Yahya, bütün Peygamberler. Onlar hep insanları karanlıktan nurlu yerlere ve ilahi nur okyanuslarına çıkarmak için geldiler. Allah bizi affeylesin, en şerefli kulu Hz Muhammed'in (sav) hürmeti için. Fatiha Video Link: Page 5