TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ SORU ÖNERGELERİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ 2011 2015 SORU ÖNERGELERİ"

Transkript

1

2 BİRGÜL AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ SORU ÖNERGELERİ Ankara, 2015

3 KİTAP HAKKINDA Bu kitap, TBMM döneminde, yazılı soru önergelerinin bir araya toplanması ve çoğaltılarak İzmir CHP İl Başkanlığı ve ilçe başkanlıkları aracılığıyla örgütün ve seçmenin bilgi ve değerlendirmelerine sunulması için hazırlanmıştır. Metin, CHP ve Şubat Haziran 2015 Bağımsız İzmir Milletvekili Prof. Dr. Birgül AYMAN GÜLER tarafından verilen soru önergeleriyle yanıtları içermektedir. Sorular, milletvekili tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı aracılığıyla Hükümet yetkililerine yöneltilmiştir. Konular, İzmir ili ve ilçeleriyle ülkemizin değişik yerlerinde ortaya çıkan sorunlarla ilgilidir. Soru önergeleri, verildikleri tarih sırasına göre dizilmiştir. Her biri önce soru, sonra eğer gelmişse yanıtı biçiminde verilmiştir. Yanıtların başındaki baloncuklarda, Hükümet in ne kadar süre içinde yanıt verdiği bilgisi vardır. Eğer yanıt gelmemişse, bu da sorunun hemen altında ayrıca belirtilmiştir. Şimdi tek ciltte kullanılan önergeler ve yanıtları, dönem içinde kitapçıklar halinde değerlendirmeye sunulmuştu. Şimdi dönem sonunda, tüm önergeler bu ciltte toplanmıştır. Birgül Ayman Güler Eposta: Web Sitesi: Yetkili görevliler: Yurtsever Şahin, Sibel Aktürk, Güney Temiz/O. Özgür Öztürk Pdf Çoğaltmadır, Haziran 2015, Ankara i

4 İ Çİ NDEKİ LER SUNUŞ Önerge 01 Karakollarda Neden Zaman Gazetesi Var? Önerge 02 Kütahya Simav Depremi Önerge 03 Karabağlar Polis Karakolu nda Kadına Şiddet Önerge 04 Mustafa Kemal Atatürk ün Fotoğrafı ya da Sözleri Siyasi Simge midir? Önerge 05 Aşağı Şakran Taş Ocağının Ruhsata Konu Adresi Gerçek midir? Önerge 06 Tire Akçaşehir Köyü Kömür Madeninden Gelen Yarıklar Önerge 07 Kemalpaşa Lojistik Köyü Önerge 08 Bergama Sel Felaketi Önerge Kg Patatese 1 Litre Mazot Önerge 10 İzmir Bayındır Otoyolu Önerge 11 Zeytinyağı Üreticileri Sorunları Önerge 12 Ceza İnfaz ve Koruma Memurlarının Sorunları Önerge 13 Balyoz Tutuklusu Levent Kerim Uça nın Sağlık Durumu Önerge 14 TSK Personelinin Morali Önerge 15 İzmir Bayraklı da Yıkılan Okul Önerge 16 Yanıtı Gelmeyen Önergeleri Sorduk Önerge 17 Hayvancılık Sorunu Önerge 18 Narenciye Üreticimizin Yaşadığı Sorunlar Sayfa ii

5 Önerge 19 Küçük Menderes te Kirlilik Önerge 20 Karabağlar TOKİ Konutlarında Hasar ve Eksikliklerin Nedeni Nedir? Önerge 21 Aşağı Şakran Taş Ocağı Patlamalarını Durdurun Önerge 22 Ordu Üniversitesi Öğretim Üyelerine Baskı Önerge 23 Bergama da Okul Binası Önerge 24 Gediz Nehri Çok Kirli Önerge B Sorunu Önerge 26 Ege Üniversitesi nde ADD/ADT Etkinlikleri Önerge 27 Bornova Anadolu Lisesi Deprem Riski mi Taşıyor? Önerge 28 Bakan Tesisi Elinden Alın Talimatı Verebilir mi? Önerge 29 Aliağa Horozgediği Köyünde Yüksek Gerilim Hattı Önerge 30 ROCHE Skandalı Önerge 31 İzmir deki Eli Sopalı Siviller Kimdir? Önerge 32 Kemalpaşa Kiraz Üreticisi Mağdur Önerge 33 Menemen Emiralem de Kavşak Sorunu Önerge 34 İzmir de Neden Sulanabilir Arazinin Yarısı Sulanıyor? Önerge 35 Çeşme de Rüzgar Santrali Neden Acil Kamulaştırma lı? Önerge 36 Onuncu Kalkınma Planı Türkiye nin 2023 Hedefleri Doğrultusunda Hazırlan dı! Önerge 37 Çamavlu ve Kıranlar Köyleri Şap Hastalığı Önerge 38 Ödemiş Yol Önerge 39 Kınık iii

6 Önerge 40 Jandarma Karakolları Kapatılıyor. Kırsal Alanlarda Can ve Mal Güvenliği Tehdit Altında Önerge 41 Onuncu Kalkınma Planı Önerge 42 Kütüphaneler Neden Kapalı? Önerge 43 Engelli Yurttaşlarımız İçin Ne Gibi Çalışmalar Yapılıyor? Önerge 44 Bergama Mera Önerge 45 Engelli Seçmenin Oy Kullanırken Karşılaştıkları Sıkıntıları Gidermek İçin Ne Gibi Çalışmalar Yapılıyor? Önerge 46 Akpınar Mahallesi Parselde Oturan Vatandaşlar Neden Mağdur Edildi? Önerge 47 Kiraz Devlet Hastanesi nde Neden Uzman Doktor Yok? Önerge 48 Tire Aydın Bağlantı Yolu Önerge 49 Memura Bir Derece Önerge 50 3 Milyar Fidanı nasıl? Hangi Yolla Temin Ederek Ne Kadarlık Alana Kaç Liraya Diktiniz? Önerge 51 İngilizlerin Mavi Kitap ına Mahkumiyet İşleminiz Ne Oldu? Önerge 52 Bu Askerler Orduya Kumpas ın Kurbanları Mı? Önerge 53 Orman Bakanlığında Yönetmelik Değişikliği Önerge 54 İzmir de Soma İçin Yürüyen İşçilere Gösterilen Polis şiddeti Önerge 55 Ödemiş Süs Bitkileri Destek Bekliyor iv

7 Önerge 56 Söz Konusu Maden Devlet İmtiyazının Devrini Sağlayan Rödövans Kapsamında mıdır? Önerge 57 Turizm Cenneti Çeşme Taş Ocaklarının Tehdidi Altında! Önerge 58 Ocaktan Çıkarılan Taşların Kamyonlarla Taşındığı Güzergah Acilen Değiştirilmelidir Önerge 59 Orman Genel Müdürlüğü nde Yapılan Personelin Görev Yeri Değişikliğinin Gerekçesi Nedir? Önerge 60 İzmir Kuş Cenneti Yok Olmasın Önerge 61 Sulak Alanlarımız Tehdit Altında Önerge 62 Memleketin her köşesini ocak cehennemine çevirdiler! Önerge 63 Gölcük Yaylası Altın İçin Gözden Çıkarılamaz Önerge 64 Bonzai Toplumsal Bir Tehlike Kaynağına Dönüşmüştür! Önerge 65 Üniversite Hastaneleri ndeki Hemşire Yetersizliğinin Nedeni Nedir? Önerge 66 Bayraklı Entegre Sağlık Kampüsü Önerge 67 Bergama Yeni Tahtacı Mahallesinde Ruhsatsız Altın Araması mı Yapılıyor? Önerge 68 Çeşme Rüzgâr Enerji Santralleri Önerge 69 Ne Mutlu Türküm Diyene Tabelası Neden Kaldırıldı? v

8 Önerge 70 Binlerce Çiftçimiz Neden Mağdur? Önerge 71 TTIP Görüşmeleri Süreciyle İlgili Olarak Ülkemizde Yapılan Çalışmalar Nelerdir? Önerge 72 Ödemişli Patates Üreticilerinin Mağduriyeti Önerge 73 Özgecan ın Vahşice Katli Devlet Kusurudur Önerge 74 TTIP Sürecinde AB Yurttaşları Endişeliyken, Türkiye nin Bu Anlaşmadan Karı Ne Olacak? Önerge 75 Toplu Ulaşım Alanında Yaşanan Sorunlar vi

9 SUNUŞ Bu metin, TBMM 24. Dönemi nde milletvekilliği görev sürem boyunca verdiğim yazılı soru önergeleriyle yanıtlarını içermektedir. Türkiye Büyük Millet Meclisi, milletvekillerinin halk adına hükümeti denetleme yetkisine sahiptir. Bu yetkinin kullanılmasında çeşitli yollar vardır; bunlardan biri Yazılı Soru Önergesi yoluyla hükümette görev almış olan yetkililere soru sormak ve onlardan yazılı olarak açıklama almaktır. Bu denetleme kanalını, 12 Haziran tarihleri arasında 75 ayrı soru önergesi vererek kullanmış bulunuyorum. Bunların metinleri aşağıda tek tek inceleme sunulmuştur. Yazılı soru önergelerinin işlevi, yasama organının yürütme organını denetlemesini sağlamaktır. Bunun yanı sıra, milletvekilleriyle yurttaşların seçmenin parti örgütünün doğrudan sıcak temas halinde ve giderek birlikte çalışması gibi verimli bir çalışma düzeni kurma etkisi vardır. Önergeye konu olan soruların çok büyük bölümü, yurttaşlarla ve örgütle buluşmalarda dile getirilen sorunlardır. Bu görüşmelerde TBMM gündemine taşınmasında yarar olduğu sonucuna varılan başlıklar için gerekiyorsa yerinde inceleme için birlikte ziyaretler yapılmış; gerek duyulduysa ek araştırmalar gerçekleştirilmiştir. Çoğu kez, TBMM başkanlığına sunulan soru basın yayın organlarıyla paylaşılmış; yanıt geldiğinde yönetimin açıklaması da aynı yoldan kamuoyuna duyurulmuştur. Bu arada, hem soru hem de gelen yanıt, ortaklaşa çalışılan yurttaşlara ve parti örgütüne de gönderilmiştir. TBMM İçtüzüğü ne göre milletvekilince TBMM Başkanlığı na iletilen sorular, başkanlıkça ilgili kuruma başbakanlık ya da bakanlıklara- gönderilir. İlgili kurumlar soruları, gönderildiği tarihten itibaren 15 gün içinde yanıtlamakla yükümlüdürler. YAZILI SORUNUN CEVABI MADDE 99 Yazılı soruların cevabı, Başbakanlık veya ait olduğu bakanlık eliyle Başkanlığa sunulur. Başkan, bu cevabı derhal soru sahibine iletir. Cevap ayrıca soru metniyle birlikte Başkanlıkça alındığı günkü veya bir sonraki birleşim tutanağının arkasına eklenir. Yazılı sorular, Başbakanlığa veya ait olduğu bakanlığa gönderildiği tarihten itibaren en geç onbeş gün içinde cevaplandırılır. Başkan, bu süre içinde cevaplandırılmayan yazılı sorular için Başbakanın veya ilgili bakanın dikkatini çeker. Yazılı sorular, dikkat çekme yazısının gönderildiği tarihten itibaren on gün içinde de cevaplandırılmazsa, önergenin süresi içinde cevaplandırılmadığı gelen kâğıtlar listesinde ilan edilir. Hükümet, yazılı sorunun cevabını, gereken bilgilerin derlenebilmesi için Başkanlığa bilgi vermek suretiyle bir ayı geçmemek üzere geciktirebilir. TBMM İçtüzüğü. 1

10 Ne var ki, aşağıda soru ve yanıtları bulunan uygulamadan görüleceği üzere, yetkililerin 15 gün içinde yanıt verdikleri 1 adet bile örnek yoktur. Buna karşın yanıt verilmeyenler olduğu gibi, yanıtı dört ay sonra gelmiş örnekler de vardır. Önergelerin yanıtlanmaması ve çok geç yanıtlanması sorununu gündeme getirmek üzere TBMM Başkanlığı na yönelttiğim soruya gelen yanıt ise, İçtüzük hükümlerinin uygulanmasını sağlayacak önlemlerin alınacağına dönük herhangi bir iyileştirme girişiminden söz etmemiştir. Bu soru ve yanıt, aşağıda (16.) başlıklı bölümdedir. Süre aşımına ve soruyu yanıtsız bırakmaya ek olarak, sorulara verilen yanıtların niteliği ayrı bir sorundur. Çok az sayıda soruya geniş, tam ve açık yanıt alınabilmiştir. Soruya anlamsız sayılabilecek yanıtlara örnek olarak aşağıda (1.) başlıkta yer alan soruya ve yanıtına bakılabilir. Sorulardan bazıları, kamu yönetiminin çeşitli birimlerince yürütülen işlerde yaşanan aksamalarla ilgilidir. Bu tür soru ve yanıtlar basın aracılığıyla kamuoyuyla paylaşıldığında belli bir baskı yaratma işlevi görmektedir. Yetkililer soruya yanıt vermese de, ilgili kurumların konunun kamuoyuna mal edilmesiyle birlikte harekete geçirilmeleri sağlanabilmektedir. Böylece hizmetlerde yaşanan kimi aksaklıkların giderilmesi mümkün olabilmektedir. Aşağıda okul binalarıyla ilgili (15. ve 27.) başlıklı sorularla yanıtları sayesinde uygulamada işlerin hızlanması ya da düzeltilmesi yönünde katkıda bulunmak mümkün olabilmiştir. Yazılı soru önergelerini yetkililerden gelen yanıtlarıyla birlikte, soruların tarih sırasına göre, yanıtların başında yanıtlama süresini gösteren baloncuklar ve birkaç basın küpürü örnekleriyle bir tür rapor olarak, temsil mazbatası veren yurttaşların ilgi ve değerlendirmelerine sunuyorum. Önergelerin ilk 70 i CHP, kalan kısmı 26 Ocak 2015 günü partiden istifa etmiş olmam nedeniyle Bağımsız İzmir Milletvekili olarak hazırlanmıştır. Prof. Dr. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili 12 Nisan

11 01 - KARAKOLLARDA NEDEN ZAMAN GAZETESİ VAR? TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı Sayın İdris Naim ŞAHİN tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını ilginize sunarım. Saygılarımla. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili Basında çıkan haberlere göre kamuoyu, polis karakollarında ve Emniyet Genel Müdürlüğü şubelerinde, Zaman Gazetesi nin günlük olarak bulundurulduğunu bilmektedir. Bir cemaatin yayın organı olarak tanınan bu gazetenin, siyaset dışı bir yer olması gereken polis karakollarında ve emniyet şubelerinde bulundurulması, açıklanmaya muhtaç bir durumdur. 1) Polis karakollarında ve emniyet şubelerinde neden Zaman Gazetesi var? 2) Zaman Gazetesi ne, tüm birimlerinde bulundurulmak üzere birden fazla nüsha için Emniyet Genel Müdürlüğü toptan mı yoksa karakollar ve şubeler kendileri mi abone olmuşlardır? Abone ücreti hangi birim tarafından ve ne süreyle ödenmektedir? 3) Abonelik söz konusu değilse, Zaman Gazetesi karakol ve emniyet şubelerine bedava mı dağıtılmaktadır? Öyleyse, bu dağıtıma nasıl, neden ve hangi birimce izin verilmiştir? 4) Abonelik ve dağıtım söz konusu değilse, bu gazete yöneticiler ya da polis memurları tarafından satın alınarak mı hizmet birimlerinde bulundurulmaktadır? Böyle bir uygulamaya hangi makam, hangi gerekçeye dayanarak izin vermektedir? 5) Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesindeki hizmet birimlerinde, Zaman Gazetesi nin yaygın bulunduruluşuna benzer biçimde bulundurulan başka gazeteler var mıdır; varsa bunlar hangileridir? 6) Ulusal basında günlük olarak yayımlanan ve siyasi ideolojik tercihleri açık olan Aydınlık, Evrensel, Birgün gibi saygın gazetelerin de Emniyet Genel Müdürlüğü hizmet birimlerinde yaygın bulundurma işlemine dahil edilmesi düşünülüyor mu? 3

12 95 Gün Sonra Yanıtlandı. TC İÇİŞLERİ BAKANLIĞI Emniyet Genel Müdürlüğü Sayı: B.05.İ.EGM (91250) Konu: Yazılı Soru Önergesi TBMM BAŞKANLIĞINA İlgi: 06/10/2011 tarihli ve A.Ol. O.GNS sayılı yazı. İzmir Milletvekili Sayın Birgül AYMAN GÜLER'in TBMM Başkanlığına sunduğu ve tarafımdan yazılı olarak cevaplandırılmasını talep ettiği 7/279 esas numaralı yazılı soru önergesinin cevabı aşağıya çıkartılmıştır. Uluslararası standartlara uygun olarak hazırlanan Analitik Bütçe Sınıflandırılmasına İlişkin Rehberin "Periyodik Yayın Alımları" başlığı altında hizmetin gerektirdiği durumlarda resmi gazete, gazete, dergi, bülten, CD, VCD, DVD alımlarına ilişkin ödenek ayrılmaktadır. Söz konusu ödenekten merkez ve taşra birimlerimizce alımlar yapılmaktadır. Bu kapsamda önergeye konu edilen gazete ile ilgili olarak, tek bir gazete alımının olmadığı, yine önergeye konu olan diğer gazetelerinde alımının yapıldığı araştırmalarımız neticesinde anlaşılmıştır. Ayrıca Emniyet Teşkilatına yönelik ulusal ve yerel basında yer alan konuların takibinin yapılması amacıyla herhangi bir ayrım yapılmaksızın 28 çeşit mevkute alımı yapılmaktadır. Bilgilerinize arz ederim. İdris Naim ŞAHİN İçişleri Bakanı 4

13 02 - KU TAHYA Sİ MAV DEPREMİ TBMM BAŞKANLIGINA Aşağıdaki sorularımın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını bilgilerinize sunarım. Saygılarımla. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili 19 Mayıs 2011 tarihinde Kütahya nın Simav İlçesinde deprem oldu. Can kaybı ve yaralı sayısının çok fazla olmamasına karşın deprem ilçe ve çevresinde ağır hasar yarattı. Simavlılar aylarca çadırlarda ve yakınlarının yanında konaklamak zorunda kaldı. Deprem sonrası Hükümetiniz bölgeye yardım faaliyetleri çerçevesinde bir dizi uygulamayı hayata geçirmekle birlikte bölgede deprem kaynaklı pek çok sorun yaşanmakta ve deprem mağduru vatandaşlarımızın ihtiyaçları karşılanamamaktadır. Konu girmekte olduğumuz kış mevsimi göz önüne alındığında yaşamsal bir önem taşımakta, vatandaşlarımızın soru ve sorunlarına açıklık getirilmesi konusunda Hükümetinize ve sizlere görev düşmektedir. Bu bağlamda; 1) Deprem bölgesine yapılan ayni ve nakdi yardımların tutarları ne kadardır? Bunun bağış ve bütçeden giden kalem olarak toplamı nedir? Bu tutarlar hangi kamu idaresi tarafından hangi mevzuata dayanılarak yapılmıştır? İhale edilen işlerin parasal tutar olarak ne kadarı açık ihale usulüyle ne kadarı istisna, pazarlık ve doğrudan temin yöntemleriyle yapılmıştır? 2) Deprem sonrası TOKİ tarafından yapılmakta olan 920 konutluk inşaatın yerinin, fay hattı üzerinde olduğuna dair basında da çıkan haber ve yorumlara ilişkin incelemeler yapılmış mıdır? Zemin etüdü sonuçları nelerdir? Gerekli idari ve/veya teknik incelemeler yapılmışsa sonuçları nedir? 3) Yıkılan evlerin yerine yenisini yapmak isteyen hak sahiplerine, TOKİ nin konut edindirmedeki koşullarına benzer; iki yıl ödemesiz, yıl vadeli kredi olanağı sağlanması düşünülemez mi, varsa bu konuda Hükümetinizin çalışmaları nelerdir? 4) Güçlendirme raporu verilen konutlara destek kredisi alabilme koşulu olarak proje zorunluluğu getirilmektedir. Proje bedelinin de destek kredisi kapsamında ele alınması, mağdur vatandaşları rahatlatacak bir önlem olarak düşünülmekte midir? 5) Deprem sonrası KOSGEB den esnafa sağlanan faizsiz kredi, Simav esnafının ne kadarına, ne tutarda verilmiştir? Faizsiz krediye başvurup olumsuz yanıt verilen kaç yurttaş vardır? Bu olanaktan yararlanamayan esnaf için bir yıl ödemesiz, 4-5 yıl vadeli kredi olanakları sağlanması düşünülmekte midir? 6) Bölgeye yaraları sarma ve ekonomik yaşamı canlandırma temelinde, ekonomik veya sosyal destekleme düşünülmekte midir? Böyle bir düşünce varsa gerekli işlemler ne zaman yapılacaktır? 7) Deprem sonrası on birinci aya kadar ötelenen sosyal güvenlik primlerinin daha ileri bir tarihe ertelenmesi ve elektrik-su faturalarının devlet tarafından karşılanması ve yöre halkına yönelik buna benzer (ısınma yardımı gibi sosyal transfer harcamaları yapılması düşünülmekte midir? 5

14 30 Gün Sonra Yanıtlandı. TC ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI Strateji Genel Başkanlığı TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA İZMİR MİLLETVEKİLİ SAYİN BİRGÜL AYMAN GÜLER İN TBMM 7/1156 ESAS SAYİLİ YAZİLİ SORU ÖNERGESİNE AİT CEVABİNİZ EKTE SUNULMUŞTUR Önergenizde yer alan sorular içerik olarak Bakanlığımız görev alanı dışında bulunmakta olup, cevabımız Kütahya Valiliği İl Afet ve Acil Durum Yönetimi Müdürlüğü, Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı ile Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından alınan bilgiler çerçevesinde tanzim edilmiştir. Deprem sonrası bölgeye, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığınca değişik tarihlerde olmak üzere toplam TL, Maliye Bakanlığınca TL, İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğüne TL, Milli Eğitim Bakanlığınca TL, Sosyal Yardımlaşma Ve Dayanışma Genel Müdürlüğünce: TL, Simav Hükümet Konağı için de ,00 TL ödenek gönderilmiştir. 20 Mayıs 2011 sabahından itibaren başta Simav Merkez olmak üzere Şaphane, Pazarlar ve Hisarcık İlçeleri Belde ve Köylerinde Kızılay'ın bölgeye gönderdiği adet çadır, adet yatak ve adet battaniye ihtiyaç sahibi afetzedelere dağıtılmıştır. Deprem bölgesinde Türk Kızılay ının 2 mutfağı ile Simav Kaymakamlığı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfının ve Simav Belediye Başkanlığının ortaklaşa işlettiği aşevinde pişirilen yemekler günde üç öğün olarak kişiye Simav Merkez, Gökçeler Köyü olmak üzere 25 ayrı noktada dağıtılmıştır. Deprem nedeniyle çeşitli belediye kişi ve kuruluşlarca bölgeye gönderilen 420 kalem ihtiyaç maddesi ihtiyaç sahibi afetzedelere geciktirilmeksizin dağıtılmıştır. Simav İlçe Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfına gelen periyodik pay ve afet yardımları ile ilgili harcamalar vakıf mütevelli heyeti karan ile hak sahiplerine ayni ve nakdi olarak teslim edilmiştir. 19 Mayıs 2011 tarihi ile 30 Eylül 2011 tarihleri arasında aileye ayni ve nakdi yardım olmak üzere toplam TL yardım yapılmıştır. Deprem bölgesinde yaşayan ve üniversite de okuyan öğrencisi bulunan ihtiyaç sahibi ailelerimizin 114 öğrencisine toplam TL yardım yapılmış olup, vatandaşlarımızın müracaatları devam etmektedir. Afet bölgelerindeki hasar ve hak sahipliği tespit çalışmaları Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) uhdesinde bulunmaktadır. Bu itibarla, Kütahya, Simav'da yaşanan deprem afeti sonrasındaki hasar ve hak sahipliği tespit işlemleri de anılan Başkanlık tarafından yürütülmüştür. Depremin yol açtığı hasarların karşılanması ve mağduriyetin giderilmesi için; Hisarcık, Pazarlar, Simav ve Şaphane Kaymakamlıklarına az hasarlı bina için bina başına 750'şer TL. nakdi ödenmek üzere TL ödenek gönderilmiştir. 6

15 Hak sahibi olan orta hasarlı konut sahiplerine faizsiz, 2 yıl geri ödemesiz toplam 10 yıl vadeli, ,00 TL kredi verilmiştir. Hak sahibi olan ağır hasarlı konut sahiplerine TOKİ tarafından yapılan konutları için faizsiz, 2 yılı geri ödemesiz toplam 20 yıl vadeli kredi verilmiş olup, yapılan konutların kuraları... Çekilerek teslimleri yapılmaktadır. İşyeri sahiplerine yıllık % 4 faizli ve 5 yıl vadeli, TL kredi verilecektir. Ahır sahiplerine ise faizsiz, 2 yılı geri ödemesiz, 10 yıl vadeli TL kredi verilecektir. Hisarcık Simav, Şaphane ve Pazarlar İlçeleri Belde ve Köylerinde ağır hasarlı konut sahibi 435 hak sahibine ,00 TL kira yardımı yapılmaktadır Sayılı Kanun gereğince, AF AD Yönetimi Başkanlığı tarafından evini yapana yardım, ihale yöntemi ya da TOKİ vasıtasıyla yaptırılan afet konutları, ilgili mevzuatı çerçevesinde ilk 2 yılı geri ödemesiz, geri kalanı 18 yıl eşit taksitlerle faizsiz olarak toplam 20 yılda ödenmek üzere kredilendirilmektedir. AF AD Yönetimi Başkanlığı tarafından, 7269 Sayılı Kanun uyarınca 2011 yılı için geçerli olmak üzere orta hasarlı konutlara onarım kredisi olarak verilecek tutar TL olarak belirlenmiş olup, 2012 yılı içerisinde TEFE, TÜFE artışlarına göre bu miktar yeniden belirlenecektir. Deprem Bölgesindeki binaların yapım şeklinin ve projelerinin birbirinden farklı olması nedeniyle konut veya işyerinin güçlendirilmesi için proje ve dosya masrafı olarak belirlenmiş belirli bir bedel bulunmamaktadır. Afet Projeleri kapsamında, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının (AFAD) talebi doğrultusunda, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından ihale edilerek Kütahya, Simav'da yapımına başlanan ve devam eden işler ile iş bitim tarihleri aşağıda yer almaktadır. Kütahya İli, Simav İlçesi, 1.bölge; 384 adet afet konutu Kİ (3+1) tipi (18) blok 288 adet, B1 tipi (6) blok 96 adet konut uygulaması ile alt yapı ve çevre düzenlenme işi, İhale bedeli TL Kütahya İli, Simav İlçesi, 2.bölge; 272 adet afet konutu, 1 adet 32 derslikli ilköğretim okulu ile alt yapı ve çevre düzenlenme işi, İhale bedeli TL Kütahya İli, Simav İlçesi, 4.bölge; 272 adet afet konutu, 1 adet 32 derslikli ilköğretim okul, 1 adet cami, 1 adet ticaret merkezi ile alt yapı ve çevre düzenlenme işi, İhale bedeli TL Kütahya İli, Simav İlçesi, afet kapsamında; 1 adet 16 derslikli okul, 2 adet 32 derslikli okul, 1 adet 24 derslikli okul, Ter adet elektrik atölyesi, bilgi iletişim teknolojileri atölyesi, tesviye atölyesi, tesisat atölyesi ile altyapı ve çevre düzenlemesi işi, İhale bedeli TL Kütahya Simav Hükümet Konağı inşaatı ve alt yapı ve çevre düzenleme işi, İhale bedeli TL Kütahya İli, Simav İlçesi; l'er adet kız meslek lisesi, Yusuf Koyuncuoğlu 24 derslikli ilköğretim okulu, anaokulu, halk eğitim merkezi ile altyapı ve çevre düzenlemesi inşaatı işi, İhale bedeli TL, Kütahya İli, Hisarcık İlçesi; 1 adet 8 derslikli ilköğretim okulu, şaphane ilçesi 1 adet 8 - derslikli ilköğretim okulu, pazarlar ilçesi 1 adet 16 derslikli lise, 200 kişilik pansiyon ile altyapı ve çevre düzenlemesi inşaatı işi, ihale bedeli TL Kütahya İli, Simav İlçesi; Afet Kapsamında Yapılacak 11 Adet Cami ve 1 Adet İmamevi İnşaatları ile altyapı ve çevre düzenlemesi inşaatı işi, İhale bedeli OOO.TL Afet Projeleri kapsamındaki tüm konutlar, AF AD Yönetimi Başkanlığı tarafından satın alınarak, afetzede hak sahiplerine dağıtılmakta, ayrıca bu konutlara ilişkin başvurular, satış ve geri ödeme 7

16 şartlan (borçlandırma), hak sahiplerinin belirlenmesi ve becayiş hakkı da AFAD Yönetimi Başkanlığı tarafından yapılmaktadır. 19 Mayıs 2011 tarihinde Kütahya ili, Simav ilçesinde meydana gelen deprem sonrasında TOKİ Başkanlığınca mahallinde diğer kamu ve kurum kuruluşlar ile birlikte depremzedelerin konut ihtiyacını karşılamak amacıyla yer seçimi çalışması yapılmıştır. TOKİ Başkanlığınca yapımı tasarlanan inşaatlar için seçilen arazilerde, deprem ve diğer afet riskleri de göz önüne alınmaktadır. İlgili belediyelerin ve diğer kurumların da görüşü alınarak yer seçimi tamamlanmaktadır. Arazide blok bazında zemin etütleri yapılarak, tüm zemin iyileştirme ve statik projeler, yürürlükte bulunan Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelik doğrultusunda gerçekleştirilmektedir. Simav'daki toplu konut uygulamalarında da TOKİ Başkanlığı tarafından yaptırılan tüm projelerde olduğu gibi inşaat aşamasına geçilmeden önce Zemin Etüt Raporlan yaptırılmıştır. Zemin Etüt Raporlan, Simav Belediye Başkanlığına, Jeoloji Mühendisleri Odasına ve Jeofizik Mühendisleri Odasına onaylatılmıştır. Zemin Etüt Raporlan kapsamında yapılan imar durumu değerlendirmesinde söz konusu proje alanları için herhangi bir yasaklama olmadığı belirtilmiştir. Ayrıca, Zemin Etüt Raporlan kapsamında bina-zemin ilişkilendirmeleri yapılmış ve üretimi planlanan binalar için herhangi bir taşıma gücü, oturma ve sıvılaşma problemleri oluşmayacağı tespit edilmiştir. Türkiye genelinde ağırlıklı olarak 1 inci ve 2. derece deprem kuşağında olduğumuz unutulmamalıdır. TOKİ Başkanlığı tarafından yapılan tüm projeler "Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkındaki Yönetmelik" ile uyumlu olarak hazırlanmıştır. Simav ve Şaphane'de, TOKİ Başkanlığı tarafından deprem öncesi yapımı tamamlanan ve aynı bölgede komşu parselde bulunan, Kütahya ili Simav ilçesi l. Etap Toplu Konut Uygulaması kapsamındaki 192 adet konut da 19 Mayıs 2011 tarihindeki Simav depreminde Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelikle uyumlu olarak projelendirildiği ve üretildiği için herhangi bir yapısal hasar görmemiştir. KOSGEB Acil Destek Kredisi Programı, ülkemizde yaşanan doğal afetlerden zarar gören işletmelerimize uygun koşullarda finansal destek sağlanabilmesi amacıyla yürürlüğe konulmuştur. Bu programdan, işletmeleri tarihinden itibaren zarar gören Küçük ve Orta Büyüklükte İşletmelerimiz (KOBİ) ile esnaf ve sanatkârlar, KOSGEB Veri Tabanına kayıtlı ve KOBİ beyannamesi onaylı bir işletme olmanın yanı sıra uğradıkları zararı resmi makamlardan belgelemek koşuluyla yararlanmaya devam etmektedirler. Kredinin üst limiti 100 bin TL, vadesi ise ilk 6 ayı ödemesiz, geri kalanı da aylık eşit taksitler halinde olmak üzere toplam 24 aydır. Acil Destek Kredi programına bugüne kadar Türkiye genelinde adet işletme başvurmuş olup bunun 369 tanesi Kütahya ilinden yapılan başvurulardır. Kütahya'dan tarihi itibariyle tarihi itibariyle toplam 96 adet işletmemizin kredilendirme süreçleri tamamlanmış ve bu çerçevede toplam TL tutarında kredi hacmi yaratılmıştır. Bu ilimizden yapılan diğer başvurularla ilgili kredilendirme çalışmaları KOSGEB bünyesinde süratle devam etmektedir. Ancak, ticari bankalar, yürürlükteki kredi faiz destekleri sisteminde kredi anapara riskinin kendilerince üstlenilmiş olması nedeniyle, başvuruları değerlendirirken işletmelerin kredi borçlarını ödeme kapasitelerini de dikkate almaktadırlar. Bu, bankacılık sisteminde yaygın bir uygulamadır. Bunun için de, KOSGEB tarafından talep edilen ön koşulları sağlanmış başvurular bile bilahare ilgili bankalar tarafından reddedilebilmektedir. Hükümet olarak amacımız, doğal afetlerden zarar gören işletmelerimizin yaralarının bir an önce sarılıp onların yeniden normal üretim kapasitelerine kavuşturulmalarıdır. Bunun için de, kredi desteği uygulamalarımızda KOSGEB'in bütçe imkânları çerçevesinde bankalarla sürekli 8

17 istişarelerde bulunulmaktadır. Bu şekilde, kamu yaran da göz önünde bulundurularak kullanıcılar açısından en uygun kredi koşullarının tasarlanmasına azami gayret gösterilmektedir sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun Afet durumunda belgelerin verilmesi süresi ve primlerin ertelenmesini konu alan 91 inci maddesi uyarınca; Meydana gelen afet nedeniyle ödeme aczine düşen işveren ve sigortalıların afetin meydana geldiği tarihi takip eden üç aylık süre zarfında müracaatta bulunmalarını müteakip, Kurumun da yapacağı inceleme sonucu mevcut borçlan ile afet tarihi itibariyle tahakkuk edecek üç aylık borçlarının, bir yıla kadar erteleneceği yasanın amir hükmü olup, bu madde hükmü dışında bir işlem yürütülmesi mümkün bulunmamaktadır. Deprem ile mağdur hale gelen işveren ve sigortalıların, ödeme aczine düştükleri ve borçların ertelenmesine ilişkin müracaatları üç aylık süre zarfında alınmış ve gerekli tetkikler yapılarak ödeme aczine düşme halleri tespit edilenlerin borçlan ertelemeye tabi tutulmuştur. Erdoğan BAYRAKTAR Çevre ve Şehircilik Bakanı 9

18 03 - KARABAG LAR POLİ S KARAKOLU NDA KADİNA Şİ DDET TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı Sayın İdris Naim ŞAHİN tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını bilgilerinize sunarım. Saygılarımla. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili Bugün yazılı ve görsel basında geniş yer alan İzmir Karabağlar Polis Karakolu nda yaşanan ve bir kadına şiddet uygulandığı görülen olaylar kamuoyunda büyük bir tepkiye neden olmuştur. Daha bir hafta öncesinde kadına yönelik şiddete hayır toplantılarının yapıldığı, kadına yönelik şiddeti caydırıcı önlemler başlığında sıralanan bir dizi önlemlerin konuşulduğu dönemde, söz konusu haber ve görüntülerde, şiddeti önlemek ve şiddet mağdurlarını korumakla yükümlü polis memurlarının bilfiil bu şiddetin uygulayıcıları olmaları konuya açıklık getirmenizi gerekli kılmıştır. 1) Karabağlar Polis Karakolu nda bir kadına şiddet uygulayan görüntüleri içeren konuyla ilgili herhangi bir araştırma, soruşturma yapılmış mıdır? Söz konusu kişiler hakkında ne tür cezai işlem uygulanmıştır? 2) Kadına şiddeti önlemeye yönelik Hükümetinizin geliştirdiği şiddeti caydırıcı önlemler hakkında bunun en yakın güvencesi olan polislerimize, gerekli ve yeterli bilgi verilmiş midir, denetimi sağlanmış mıdır? 3) Hükümetinizin ve Başbakanın İleri Demokrasi kavramıyla bir kadının polis karakolunda birçok polis tarafından dövülmesini nasıl açıklıyorsunuz? 4) Bakanlığa atanmanızdan bu yana kadına şiddeti önlemeye yönelik ne gibi çalışmalar geliştirdiniz ve bunların denetimini nasıl yaptınız? 5) 2003 yılından bu yana AKP Hükümetleri döneminde polis karakollarında kadına uygulanan şiddetle ilgili kaç olay yaşanmıştır? Bunlarla ilgili yapılan işlemler ve sonuçları nedir? 10

19 62 Gün Sonra Yanıtlandı. TC İÇİŞLERİ BAKANLIĞI Emniyet Genel Müdürlüğü İzmir Milletvekili Sayın Birgül AYMAN GÜLER'in TBMM Başkanlığına sunduğu ve tarafımdan yazılı olarak cevaplandırılmasını talep ettiği 7/1950 esas numaralı yazılı soru önergesinin cevabı aşağıya çıkartılmıştır. İzmir Valiliğince söz konusu olaya karışan iki polis memuru 09/12/2011 tarihinde görevlerinden uzaklaştırılmıştır. Bahse konu olayın araştırılması için Bakanlığımızca 10/12/2011 tarihinde Mülkiye ve Polis Başmüfettişi görevlendirilmiş olup, soruşturma halen devam etmektedir. Ayrıca polis memurları hakkında "Zor Kullanma Yetkisinin Aşılması Suretiyle Kasten Yaralama" iddiasıyla İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 28/11/2011 tarihli ve 2011/60531 sayılı iddianamesi 17. Sulh Ceza Mahkemesince kabul edilmiş olup, duruşmanın 15/02/2012 tarihinde görüşülmesine karar verilmiştir. Başbakanlık Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü ile İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü arasında 26/12/2006 tarihinde "Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesinde Polisin Rolü ve Uygulanacak Prosedürler Eğitimi Projesi Protokolü" kapsamında, oluşturulan 245 kişilik eğitici kadro ile 1294 polis merkezinde yaklaşık 40 bin Emniyet Teşkilatı personeline farkındalık ve duyarlılığı artırmak amaçlı hizmet içi eğitim verilmiştir. Yine bu Protokol kapsamında Emniyet Teşkilatında aile içi şiddetin önlenmesine ilişkin gerçekleştirilecek her türlü eğitim faaliyetini yürütebilecek, uzman eğitici grubu yetiştirilmesi amacıyla "Aile İçi Şiddetin önlenmesinde Polisin Rolü Uzman Eğitici Eğitimi Projesi" hazırlanmış olup, bu proje ile 24 uzman eğitici yetiştirilmiştir. Aile içi şiddetle mücadeleye ilişkin güvenlik hizmetlerinin ülke genelinde koordine içerisinde yürütülmesini, mevcut hizmetlerin geliştirilmesini, aile içi şiddete maruz kalan bireylere yönelik tedbirlerin çok yönlü bir anlayışla ve ilgili kurum ve kuruluşların birlikteliğinde yaşama geçirilmesini sağlamak amacıyla Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde "Aile İçi Şiddet ile Mücadele Şube Müdürlüğü" kurularak 03/08/2011 tarihinde faaliyete geçirilmiştir. Bilgilerinize arz ederim. İdris Naim ŞAHİN İçişleri Bakanı 11

20 04 - MUSTAFA KEMAL ATATU RK U N FOTOG RAFİ YA DA SO ZLERİ Sİ YASİ Sİ MGE Mİ Dİ R? TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Aşağıdaki sorularımın TBMM Başkanı Sayın Cemil ÇİÇEK tarafından yazılı olarak yanıtlandırılmasını bilgilerinize sunarım. Saygılarımla. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili Türkiye Büyük Millet Meclisi, yasama ve denetim çalışmalarının yanında ulusal bağımsızlığımızı ve birliğimizi temsil eden, ulusal iradenin en yüce organıdır. 92 yıl önce Gazi Mustafa Kemal in önderliğinde, Türk Ulus unu bağımsızlık mücadelesinde bir araya getiren TBMM, Milletin istiklalini, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır! şiarıyla Kurtuluş Savaşını zaferle sonuçlandırmış Gazi bir Meclistir. TBMM bu anlamda Anadolu nun emperyalizme başkaldırışını ve Türk Halkı nın dirilişini simgeler. Bu nedenle Türk Halkı Atatürk ve dava arkadaşlarının bu şanlı mirasını görmek, kendi iradesinin temsil edildiği yüce makama erişmek için akın akın ziyaret etmekte, eserine sahip çıktığını her fırsatta göstermektedir. Açılışının 92 nci yıldönümünü kutladığımız bu kutlu çatı bu hafta daha yoğun bir ziyaretçi ilgisine mazhar olmaktadır. Ancak kutladığımız Milli Egemenlik Haftası nda, 24 Nisan Salı günü saat de Meclise gelen bir yurttaşımız Meclis Dikmen kapısında görev yapan polislerimiz tarafından, bir tarafında Atatürk baskılı fotoğraf diğer tarafında da Milletin istiklalini, yine milletin azim kararı kurtaracaktır! sözlerinin yazıldığı fular işaret edilerek siyasi simge ve sembol içeren obje gerekçesiyle ya fuları çıkarması ya da Meclise girmemesi telkin edilmiştir. İlgili yurttaşın yaşadığı olayın şokuyla durumu telefonla bana bildirmesi üzerine kendi personelim marifetiyle vatandaşımız fularlı olarak içeri alınmış ve konuk edilmiştir. Olay tüm tanıkların bilgisi dahilinde 12

21 ve yalınlığı ile ortada iken bazı şüphelerin giderilmesi konusunda açıklamalarınıza gereksinim vardır. 1) Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ün Meclis yerleşkesine Atatürk baskılı nesnelerle girişi yasaklayan herhangi bir düzenleme var mıdır ve olabilir mi? 2) Yazılı ya da sözlü hiçbir talimat söz konusu değil ise adı geçen yerdeki görevli personelin bu davranışını nasıl değerlendiriyorsunuz ve ne gibi işlem yapmayı düşünüyorsunuz? 3) Bugüne kadar giriş kapılarında Mustafa Kemal ATATÜRK ün fotoğrafının ve sözlerinin yer aldığı siyasi simge olarak değerlendirilerek TBMM ye alınmayan kayda geçen başka olay var mıdır? 4) Milletin istiklalini, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır sözünün TBMM ye giremeyecek suç unsuru sayılması düşünüldüğünde Ulu Önder Atatürk e ait olan Meclis Genel Kurulu nda yazan Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir sözlerini nasıl değerlendirmek gerekir? 19 Gün Sonra Yanıtlandı. TC TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI Kanunlar ve Kararlar Başkanlığı Cevap 1.- Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'ün resminin TBMM yerleşkesine girişini yasaklayan herhangi bir düzenleme yoktur. Ancak TBMM Güvenlik Yönetmeliği'nin 18'inci maddesinin 7'nci fıkrasında "...üzerinde ve içerisinde siyasi parti, spor kulübü veya herhangi bir kuruluşun tanıtım ve propagandasına yol açacak yazılı-basılı-monteli-sabit-seyyar afiş, pankart, flama bulunan tüm resmi veya özel araçlar ile bunları yanında bulunduran kişiler yerleşkeye alınmazlar. " hükmü yer almaktadır. Cevap 2.- TBMM Koruma Daire Başkanlığı, Anayasa, TBMM İçtüzüğü, TBMM Güvenlik Yönetmeliği, TBMM Koruma Daire Başkanlığı Kuruluş, Görev ve Çalışma Yönetmeliğinin ilgili hükümleri ile Güvenlik Koordinasyon Kurulu tarafından alınan kararlar doğrultusunda görev yapmaktadır günü saat sıralarında Dikmen Kapı Koruma Büro Amirliği Personel Girişinde, güvenlik uygulaması esnasında, yakasında özel giriş kartı bulunan Gökçen İPEK'in boynunda olan ve üzerinde yazılar bulunan fuların görevlilerce görülmesi üzerine kendisine; "Hanımefendi hoş geldiniz, fuların üzerindeki yazıları çevirebilir misiniz, ne yazdığına bakabilir miyiz?" diye hitap edilmiş, söz konusu kişi tarafından görevlilere hitaben "Türbanlıların kafasındaki türbanları çıkarıp bakıyor musunuz? Bunun üzerinde Atatürk resmi ve yazıları var nesine bakacaksınız? Ben bu meseleyi kökünden halledeceğim şimdi. " diye yüksek sesle karşılık verilmiştir. Adı geçen kişi kampüs içerisine davet edildiğinde "Ben ne zaman istersem zaten girerim." diyerek kendi rızasıyla nizamiye dışına çıkmış ve cep telefonu ile görüşme yaptıktan sonra, Dikmen Personel Giriş Kapısı önünde kendi cep telefonunu bir şahsa vererek fotoğrafını çektirdiği görülmüştür. Görevliler tarafından şahsa kim olduğu ve neden fotoğraf çektiği sorulduğunda şahıs; Denizli Milletvekili Adnan KESKİN'in danışmanı olduğunu söylemiştir. Akabinde danışman ve adı geçen kişi güvenlik uygulamasından sonra TBMM yerleşkesine giriş yapmışlardır. 13

22 Cevap 3.- Bu güne kadar Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'ün resminin veya sözlerinin TBMM yerleşkesine alınmaması söz konusu değildir. Ancak siyasi ve propaganda amaçlı olarak yukarıda belirtilen TBMM Güvenlik Yönetmeliği'nin 18'inci maddesinin 7'nci fıkrasınca güvenlik uygulamalarında materyaller üzerinde inceleme yapılmakta ve yasaklanan materyallerin girişine izin verilmemektedir. Cevap günü saat sıralarında Dikmen Kapı Koruma Büro Amirliği Personel Girişinde güvenlik uygulaması esnasında yaşanan konu ile ilgili olarak tutulan tutanak ve incelenen kamera kayıtlarında, görevli personelin sadece fuların içeriğinde ne olduğunu öğrenmek istediği ve ziyaretçinin sözlü tepkisi ile karşılaştığı, fuların içeriği anlaşıldıktan sonra ziyaretçinin yerleşkeye girişine izin verildiği anlaşılmaktadır. Prof. Dr. Mehmet SAGLAM TBMM Başkanvekili 14

23 05 AŞAG İ ŞAKRAN TAŞ OCAG İNİN RUHSATA KONU ADRESİ GERÇEK Mİ Dİ R? TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Sayın Binali YİLDİRİM tarafından yazılı olarak yanıtlandırılmasını bilgilerinize sunarım. Saygılarımla. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili 9 Mart 2012 Cuma günlü Cumhuriyet Gazetesi nde Ruhsat Ocağa Uzak başlıklı haberde Liman için Aşağı Şakran Sakarkaya Bölgesi nde taş ocağı işletilirken, ruhsatın Bergama Zeytindağ Beldesi için alındığı anlaşıldı bilgisi yer almaktadır. Söz konusu taş ocağı, yapılacağı söylenen Çandarlı Limanı nın deniz dolgusu için açılmıştır. Ormanlık alanda yürütülen taş ocağı çalışması, Aliağa İlçesi Aşağı Şakran Sakarkaya bölgesindedir. Ne var ki taş ocağının ruhsatı Bergama İlçesi Zeytin dağ Beldesi Kireç ocağı mevkii olarak verilmiştir. Bu adres, İzmir Ulaştırma Bölge Müdürlüğü, diğer ÇED olumlu kararı veren kuruluşlar ve 2 Nolu Kültür Varlılarını Korumu Kurulu belgelerinde geçmektedir. Fiilen taş üretimi yapılan yer, Bergama İlçesi nin değil Aliağa İlçesi nin sınırları içindedir. Bu bölge Aliağa nın Aşağı Şakran Sakarkaya mevkiidir. Bölgenin bu adı taşıdığı, köylülerin tapu kayıtlarından da belgelenebilmektedir. Ruhsat alınan yer ile fiilen üretimi yapılan yer arasında 3 km lik uzaklık bulunmaktadır. 1) İzmir Ulaştırma Bölge Müdürlüğü ne ait bir işyeri olan, Zeytindağ Beldesi Kireç ocağı Mevkii, Bergama İzmir adresli işyerinin hammadde üretim ocağı(kalker) madencilik faaliyet konusunda işlettiği taş ocağının ruhsata konu adresi gerçek midir? 2) Fiilen üretim yapılan yer ile ruhsata konu olan yer arasındaki farklılık nereden kaynaklanmaktadır? 3) Ulaştırma Bakanlığı söz konusu taş ocağı işletmesini hangi şirkete, ne kadar süre ile vermiş bulunmaktadır? 4) Bir özel şirketin, izin aldığı alan dışında işletmecilik yapması yasal olamayacağına göre, bu durumun hukuksal geçerliğini sağlamak için Bakanlığınızca ne yapılacaktır? 15

24 57 Gün Sonra Yanıtlandı. TC ULAŞTIRMA DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANLIĞI Strateji Geliştirme Başkanlığı TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA İZMİR MİLLETVEKİLİ SAYİN BİRGÜL AYMAN GÜLER İN TBMM 7/7112 ESAS SAYİLİ YAZİLİ SORU ÖNERGESİNE CEVABİ Mart 2012 Cuma günlü Cumhuriyet Gazetesi'nde "Ruhsat Ocağa Uzak" başlıklı haberde "Liman içi Aşağı Şakran Sakarkaya Bölgesi'nde taş ocağı işletilirken, ruhsatın Bergama Zeytindağ Beldesi için alındığı anlaşıldı" bilgisi yer almaktadır. Söz konusu taş ocağı, yapılacağı söylenen Çandarlı Limanı'nın deniz dolgusu için açılmıştır. Ormanlık alanda yürütülen taş ocağı çalışması, Aliağa ilçesi Aşağı Şakran Sakarkaya bölgesindedir. Ne var ki taş ocağının ruhsatı Bergama ilçesi Zeytindağ Beldesi Kireçocağı Mevkiii olarak verilmiştir. Bu adres, İzmir Ulaştırma Bölge Müdürlüğü, diğer ÇED olumlu kararı veren kuruluşlar ve 2 Nolu Kültür Varlıklarını Korumu Kurulu belgelerinde de geçmektedir. Fiilen taş üretimi yapılan yer, Bergama ilçesi'nin değil Aliağa ilçesi'nin sınırları içindedir. Bu bölge Aliağa'nın Aşağı Şakran Sakarkaya mevkiidir. Bölgenin bu adı taşıdığı, köylülerin tapu kayıtlarından da belgelenebilmektedir. Ruhsat alınan yer ile fiilen üretimi yapılan yer arasında 3 km'lik uzaklık bulunmaktadır. CEVAPLAR: Bakanlığımız 3. Bölge Müdürlüğü (İzmir) sorumluluğunda yüklenici firma olan Lİmak-Kolin Çandarlı Limanı Adi Ortaklığı taahhüdü altında devam etmekte olan Kuzey Ege (Çandarlı) Limanı İnşaatı işinde kullanılan ocak taşlan, İzmir ili, Bergama ilçesi, Zeytindağ Beldesi, Kireçocağı Mevkiindeki hammadde üretim sahasından temin edilmektedir. Söz konusu taş ocağının, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğünce tarihinde verilmiş olan "Kamu Kurum ve Kuruluşları Hammadde Üretim İzin Belgesi" nde (Ek-1) koordinatları ile tespitli adı "İzmir ili, Bergama ilçesi, Zeytindağ Köyü İİ. Grup Kalker" ocağı olup ruhsat tarihinde yenilenerek izni 5 yıl süreyle uzatılmıştır.(ek-2) Adı geçen ocağın, resmi evraklardaki koordinatlarıyla tespit edilen bölge ile üretim yapılan bölge aynıdır. Bahse konu taş ocağından, Kuzey Ege (Çandarlı) Limanı İnşaatı işinin deniz dolgularında kullanılmak üzere çeşitli kategorilerde anroşman taşları temin edilmekte olup taş ocağından malzeme çıkarma ve her türlü kara ve deniz taşıtları ile nakli yüklenici firma tarafından yapılmaktadır. İşletme ruhsatı (Ek-3) ve ÇED raporu (Ek-4) alınan ve ruhsatlı alan dışında herhangi bir işletmecilik söz konusu olmayıp belgelerle de tescil edilerek koordinatları verilmiş olan hammadde üretim sahasının köşe noktaları ve sınırları yerinde koordinatlı levhalarla işaretlenmiş ve ocak taşı çıkarma işlemleri bu sınırlara uyularak yapılmaktadır. Binali YILDIRIM 16

25 17 Ulaştırma Bakanı

26 06 - AKÇAŞEHİ R KO YU KO MU R MADENİ NDEN GELEN YARİKLAR TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Aşağıdaki sorularımın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın Taner Yıldız tarafından yazılı olarak yanıtlandırılmasını bilgilerinize sunarım. Saygılarımla. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili İzmir İli Tire İlçesi Akçaşehir Köyü mevkiinde kömür madeni çıkarma işlemleri sonucu, yörede yaşayan köylülerin evlerinde ve ziraat yaptıkları arazilerinde ciddi zararlar oluşmuştur. Köylülerin oturdukları evlerde oluşan çatlaklar, arazilerinde genişliği 2, derinliği 20 metreyi bulan yarıklar yaşamsal tehlikeler yaratmaktadır. Madenin neden olduğu, evlerdeki çatlaklarla ilgili olarak akademik bilirkişi raporunda; bu binalarda oturulamayacağı, binaların yıkılıp yeniden yapılması gerektiği, aksi durumda insanların can güvenliğinin tehlikede olduğu belirtilmiştir. Arazilerde oluşan çatlaklar, dikili ağaçların köklerinin hava almasına bağlı nedenlerle kurumasına dolayısı ile yurttaşlarımızın ekonomik kayıplarına yol açmaktadır. Akçaşehir Köyü sakinleri konuyu birçok makama ilettikleri halde her hangi bir sonuç alamamışlar ve yaşadıkları mağduriyeti önleyememişlerdir. Sorun tüm yönleriyle ortadayken bu sorunların kaynağı olan madencilik çalışmasını yürüten firmaya ruhsatı veren bakanlığınız olması nedeni ile konuya tarafınızdan açıklık getirilmesi gerekmektedir. 1) Akçaşehir Köyü mevkiinde yapılan kömür madeni faaliyetlerini yürüten firmaya maden işletme ruhsatı ne zaman verilmiştir? Ne süreli verilmiştir? 2) Madenin işletiminden dolayı zarara uğrayan ve mağdur olan köylülerin şikâyetlerinin karşılanması konusunda bakanlığınız bugüne kadar ne yapmıştır? Yapmadıysa bunun nedenleri nedir? 3) Madenin denetimleri ile ilgili olarak son beş yılda madende yapılan çalışmalarda ne gibi eksiklikler saptanmıştır? Var ise bunların yerine getirilmesi konusunda hangi sürede hangi işlem öngörülmüştür? 18

27 4) Madencilik faaliyeti nedeniyle madende, çevre güvenliği ve iş güvenliği konusunda hangi kurumlar hangi tarihlerde çalışma yapmışlardır? Bu denetimlerde şikâyetlere konu olan, evlerde ve arazilerdeki derin yarık ve çatlaklar tespit edilmiş midir? 5) Akçaşehirlilerin mağduriyetinden dolayı söz konusu madenci firmaya ne gibi yaptırımlar düşünülmektedir? Bakanlığınızın da yöre sakinlerinin zararlarının tazmini konusunda çalışma var mıdır? 6) Köylülerin mağduriyetini önleme ve zararlarını karşılama konusunda sorumluluklarını yerine getirmemesi durumunda işletme ruhsatını iptal edecek misiniz? 39 Gün Sonra Yanıtlandı. Cevap 1: TC ENERJİ VE TABİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI Strateji Geliştirme Başkanlığı TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI Söz konusu kömür madeni sahası Sicil:751 sayılı ruhsat sahası olup tarihinde 40 yıllığına temdit edilmiştir. Cevaplar 2, 3, 5: Sicil: 751 sayılı ruhsat sahası son beş yılda mevzuata uygun olarak 4 kez denetlenmiştir. Şikayet üzerine ve tarihlerinde Maden İşleri Genel Müdürlüğü (MİGEM) heyetleri gönderilmiş olup yer altı işletmesinde köyün etkilenebileceği kısımlarda (140 hektar) üretim faaliyetleri durdurulmuştur. Mevzuat hükümleri doğrultusunda ve gerekli güvenlik tedbirlerini almadan çalışan, yapılan faaliyetler dolayısıyla çevreye ve üçüncü şahıslara verilen zarar ve ziyandan işletme sahipleri sorumludur. Bakanlığım, madencilik faaliyetlerinin çevreye duyarlı olarak yapılması konusunda gerekli strateji ve politikaları uygulamakta ve tedbirleri almaktadır. Bununla birlikte, zarara uğrayan gerçek ve tüzel kişilikler, uğradıkları zararları mahkeme yolu ile ispatlayarak temin etme haklarına sahiptirler. Cevap 4: Ruhsat sahasında yapılan arazi gözlemleri, heyet raporları, bilirkişi inceleme raporları, MTA Genel Müdürlüğüne ait jeoloji haritası ve literatürde yapılan incelemeler birlikte değerlendirilmiştir. Ruhsat alanı ve yakın çevresinde çok sayıda fay oluşumu bulunduğu, bu fayların kömür üretimi yapılan Miyosen yaşlı birimlerde de devam ettiği, Miyosen yaşlı göl ve akarsu çökelleri görece olarak az tutturulmuş Özellikte ve orta-az dayanıklı olduğu, bu durum zemin dayanımı ve stabilitesi bakımından olumsuzluk arz ettiği, Akçaşehir köyünün 200 metre kuzeybatısında gelişen ve şikayete konu olan cm genişlikteki, KB-GD uzamalı çatlak, köyün içinden geçen ve bu çatlağa paralel olarak yaklaşık metre uzaklıkta uzanan normal fay zonunun içinde yer aldığı vb. hususlar tespit edilmiştir. 19

28 Ayrıca, koordinatında ve köy içinden geçen yaklaşık İt/sn debili derenin hemen yanında yer alan ve duvarında çatlak oluşumunun geliştiği evin, suya doygun alüvyondan (pekişmemiş kil, silt ve kum) zemin üzerinde inşa edildiği, evin temelinin taş dolgu ve yığma tuğla ile inşa edildiği, bu durumun evde gelişen hasarınn başlıca sebebi olduğu, evin mücavirindeki bir diğer evin görece daha iyi zemin koşullarına sahip, yeraltı suyu seviyesi daha derinde, kil matriksli köşeli bloktan oluşan yamaç molozu çökelleri üzerinde yer aldığı ve bu evde her hangi bir deformasyonun gelişmediği, galeri içlerinde yer altı suyu gelişi görülmediği, üretim yapılan miyosen birimleri hidrojeolojik açıdan geçirimsiz-az geçirimli birimler olup, tasman oluşumunda hidrojeolojik açıdan olumsuz bir etki tespit edilmediği, çalışma alanındaki yeraltı suyu boşalımı paleozoyik yaşlı mermerlerden oluştuğu, tasman oluşumu, yeraltı üretimlerinden doğan zemin içi hareketlerinin yeryüzündeki etkisi olarak tanımlanabileceği bu etki alanında kalan yerleşim merkezi, yol, baraj gibi mühendislik yapılarının, deformasyona maruz kalmadan korunması gerektiği, bunu sağlamanın en etkin yöntemi, maden damarı içinde üretilmeyecek alanlar olarak tanımlanan topuk uygulamasını gerçekleştirmek olduğu, topuk tasarımında, üretimin yeraltındaki sının ile yeryüzünde tasmanın etki alan sının arasındaki açı(y), üretim yapılan boşluğun geometrisi, madencilik koşullan, zeminin jeomekanik yapısı, tabaka özellikleri, topografya, bitki örtüsü, damarın kalınlığı, eğimi, eski üretimler, işletme yöntemi ve üretim hızı gibi sabit ve değişken faktörlerin önem taşıdığı, bu bağlamda, ruhsat alanında bu güne kadar üretim faaliyetinde bulunulan alanın güneyinde ve Akçaşehir köyünün de içinde yer aldığı bu alanda tasmana bağlı yüzey deformasyonunun büyük ölçüde sonlandığı kanaatinin oluştuğu, ancak ruhsat sahibince 2010 ve 2011 de planlanan üretimler köyün yaklaşık 400 metre kuzeybatısında olduğundan, yer yer tarım alanları içinde kaldığından, bu alanda yapılacak yeni üretimlere bağlı oluşabilecek olası tasman etkilerine karşı, yukarda ayrıntılı olarak belirtilen hususlar da dikkate alınarak, uzman kişi-kuruluşlara topuk tasarımı ve tasman oluşumunun önlenmesi hakkında rapor hazırlatılarak MİGEM'e verilmesi ve faaliyetlerin bu doğrultuda yürütülmesi hususunda işlem tesis edilmiş olup ruhsat sahibinin bu konuda MİGEM'e tarihinde vermiş olduğu revize projesi değerlendirme aşamasındadır. Cevap 6: Maden ruhsatlarının ne şekilde ve hangi durumlarda iptal edileceği 3213 sayılı Maden Kanununun ilgili maddelerinde hüküm altına alınmıştır. Ruhsat sahibince 2010 ve 2011'de planlanan üretimler köyün yaklaşık 400 metre kuzeybatısında olup yer yer tarım alanları içinde kaldığından, bu alanda yapılacak yeni üretimlere bağlı oluşabilecek olası tasman etkilerine karşı mağduriyetleri önlemek amacıyla; uzman kişi-kuruluşlara topuk tasarmı ve tasman oluşumunun önlenmesi hakkında rapor hazırlatılarak MİGEM'e verilmesi ve faaliyetlerin bu doğrultuda yürütülmesi hususunda işlem tesis edilmiştir. Bu konuda ruhsat sahibinin revize projesi 04/06/2012 tarihinde verilmiş ve MİGEM'ce değerlendirme aşamasındadır. Taner YILDIZ Enerji Bakan 20

29 07 - KEMALPAŞA LOJİ STİ K KO YU TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI NA Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Sayın Binali YİLDİRM tarafından yazılı olarak yanıtlandırılmasını bilgilerinize sunarım. Saygılarımla. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili Kemalpaşa Lojistik Köyü Projesi ve İstanbul İzmir Otoyol Projesi, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından yürütülmektedir. Konuya ilişkin Lojistik Köyü Projesi sahası içinde kalan köylerdeki yurttaşların bildirdiği ve bazı basın - yayın organlarında çıkan haberlere göre ciddi sıkıntıların ve mağduriyetlerin yaşandığı ifade edilmektedir. Gerek lojistik köyü projesi sahası gerekse lojistik sahasının bağlantısını sağlayacak demiryolunun geçeceği arazilerde yapılan yapılacak olan kamulaştırma işlemlerinin, geçimini buralarda yaptıkları tarımla sağlayan binlerce yurttaşımızı zarara uğrattığı belirtilmektedir. Yine İstanbul İzmir otoyol projesi kapsamında da yörede yüzbinlerce dönümlük tarım arazisi yok edilecek ve bu toprakları işleyen binlerce insan mağdur edilecektir. Bölgede yurttaşlarımızdan gelen şikayetler ve basında çıkan haberler değerlendirildiğinde, projeyi yürütmekten sorumlu Bakanlık olarak konuya açılık getirmeniz ve yurttaşlarımızın mağduriyetlerinin önlenmesi gerekmektedir. 1) Kemalpaşa Lojistik Köyü nün, bağlantı hattı ile birlikte, ne kadarlık bir alanda kurulması planlanmaktadır? Planlanan alandaki araziler hangi köy sınırları içerisindedir ve buralarda yapılan tarım faaliyeti nedir? 2) İstanbul İzmir otoyol projesinin, Kemalpaşa ve yöresinde etkileyeceği tarım alanı ne kadardır; bu alanda köyler hangileridir? Buralarda kesilecek ağaç ve tahrip edilecek tarım arazisi ne kadardır? 3) Yörede yapılan yapılacak olan kamulaştırma işlemlerinde belirlenen metrekare başına 7 TL bedel, yıllık getirisi bir kiraz ağacından 2000 TL olduğu düşünüldüğünde yöre insanının çiftçinin yıkımı olmayacak mıdır? 4) Bakanlığınızın, kirazıyla ünlü Kemalpaşa İlçesi, yöreye ve ekonomiye sağladığı tarımsal değerleri bir kenara atılıp, yüzbinlerce ağacın yok edileceği böyle bir projenin halka yansıyan mağduriyetlerini en aza indirecek bir çalışması var mıdır? 5) Söz konusu projelerin kurulacak ve geçecek alanlarında, tarım alanı ve tarım alanı dışı ayırımı göz önünde bulundurulmuş mudur? Yapımı planlanan projeler, yok edeceği ve geri getirilemez her karışı bereketli topraklar yerine verimsiz ve çorak topraklar seçilemez miydi? YANITSIZ: Süresi İçinde Cevaplandırılmadığından Gelen Kağıtlarda Yayımlandı 21

30 7 Haziran 2012 Milliyet Gazetesi 22

31 08 - BERGAMA SEL FELAKETİ TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI NA Aşağıdaki sorularımın Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Sayın Mehmet Mehdi EKER tarafından yazılı olarak yanıtlandırılmasını bilgilerinize sunarım. Saygılarımla. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili Geçtiğimiz Mayıs ayı sonunda İzmir Bergama ya bağlı bazı köylerde yağan aşırı yağmurlar, binlerce dönümlük ekili ve ekilecek tarım arazisini sular altında bıraktı. Metrekareye 100 kg yağışın düştüğü yağmur, bölgede Nisan ve Mayıs aylarında ekimi yapılan ayçiçeği, yemlik tohumluk mısır ve pamuk ekimi yapılan toprakları sular altında bırakarak büyük bir zarara yol açmıştır. Ekili alanları sular altında kalan, bölgede çiftçilik yapan 500 dolayında çiftçimiz yaşanan afet nedeniyle büyük bir mağduriyet yaşamış ve bu yıl elde edecekleri hasattan mahrum kalmışlardır. Çiftçilerimiz Bergama İlçe ve İzmir İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü ne yaptıkları başvurulardan olumlu bir sonuç alamamışlar ve mağduriyetleri çaresizlikleri ile baş başa bırakılmışlardır. Çiftçilerimizin başka gelir geçim kaynaklarının olmaması, doğal bir afetin mağduriyetini yaşamaları nedeniyle konuya kamu otoritesinin - gücünün çözüm bulmasını gerekli kılmaktadır. Çiftçilerimizin yaşadığı mağduriyeti ve buna bağlı sorunlarının çözümü Bakanlığınızın tasarrufunda olduğundan konuya açıklık getirmeniz gerekmektedir. Bu bağlamda; 1) Bakanlığınızın, tarım arazilerinin sular altında kaldığı ve çiftçilerin mağdur olduğu Bergama köylerinde herhangi çalışması var mıdır? 2) Sular altında kalan binlerce dönümlük ekili ve ekilecek bölgeyi Afet Bölgesi ilan etmeyi düşünüyor musunuz? 3) Çiftçilerimizin yaşanan mağduriyetten en az etkilenmelerini sağlamak ve yaşamlarını sürdürebilmelerine olanak sağlamak amacıyla, sigortalı ya da sigortasız ayırımı yapmaksızın zararlarını telafi etmek için neler yapmayı düşünüyorsunuz? 4) Afete maruz kalan çiftçilerimizin başta Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri ile elektrik - su borçlarını ertelemeyi düşünüyor musunuz? 23

32 48 Gün Sonra Yanıtlandı. TC GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Strateji Geliştirme Başkanlığı TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA İZMİR MİLLETVEKİLİ SAYİN BİRGÜL AYMAN GÜLER İN Esas No: 7/8482 TBMM ESAS SAYILI YAZİLİ SORU ÖNERGESİNE CEVABİ CEVAP ) Bakanlığımızca yürütülen 2090 Sayılı "Tabii Afetlerden Zarar Gören Çiftçilere Yapılacak Yardımlar Hakkında" Kanun'a göre; çeşitli tabii afetler nedeniyle (Tarım Sigortaları Kanunu kapsamı dışında kalan afetler için) tarımsal varlıkları %40'ın üzerinde zarar gören, bu zararlarını tarım ve tarım dışı diğer gelirleri ile karşılayamayacak durumda olduğu İl Hasar Tespit Komisyon Kararı ile belirlenen çiftçilere karşılıksız nakdi yardım yapılmaktadır. Yağmur nedeniyle oluşan sel-su baskını riskleri 5363 sayılı Tarım Sigortaları Kanun'u kapsamında yer almaktadır. İzmir İli, Bergama İlçesinde 01/01/ /07/2012 tarihleri arasında gerçekleşen; toplam sigorta poliçe sayısı adet, sigortalanan alan dekar, sigorta nedeniyle ödenen devlet prim desteği ise TL'dir. Bergama İlçesine bağlı köylerden; Mayıs 2012 sonunda yağan yağmur sonucu oluşan sel-su baskını öncesi tarım sigortası yaptıran üreticilerden; sel-su baskını hasarı nedeniyle 28/05/ /07/2012 tarihleri arasında TARSİM'e; toplam 128 adet hasar ihbarında bulunulmuştur. TARSİM eksperleri tarafından yapılacak hasar tespitleri sonucuna göre hasar tazminatı ödemesi yapılacaktır. Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri tarafından kendi mevzuatları çerçevesinde tarımsal kredilerde ödeme kolaylıkları sağlanabilmektedir. Mehmet Mehdi EKER Bakan 24

33 09-45 KG PATATES = 1 LT MAZOT TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Aşağıdaki sorularımın Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Sayın Mehmet Mehdi EKER tarafından yazılı olarak yanıtlandırılmasını bilgilerinize sunarım. Saygılarımla. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili İzmir İli Küçük Menderes Havzası nın en büyük ilçesi olan, tarım hayvancılık ve buna bağlı ticaretin temel gelir geçim kaynağını oluşturduğu Ödemiş, ülkemiz patates üretiminin en önemli merkezlerinden biridir. Ödemişte yaklaşık aile patates üretimi yapmaktadır. Çiftçilerimiz ürettikleri ürünleri değerine satmak bir yana maliyetine bile alıcı bulamamaktadır. Üreticiler maliyetini karşılayacak durumda olmadığından ürünün sökümünü yapamamaktadır. Ödemişte patates üretim maliyeti kilogramda kuruş arasında değişmektedir. Bir dekar patates üretiminin maliyeti TL arasında olup, üreticinin elde ettiği üründen şu an eline geçen TL dir. Aradaki fark TL arasında olup üreticinin cebinden çıkmaktadır. Bugün Ödemiş te 1 Kg patatesin toprak altı fiyatı 8 veya 10 kuruş arsındadır. Yani 7 kg patates satışı karşılığında bir bardak çay içilebilmekte, 45 kg patates ile de 1 litre mazot alınabilmektedir. Geçmişte çoğunluğu ihraç olarak değerlendirilen, döviz getirisi ile ülke ekonomisine katkı sağlayan ve çiftçinin geçimini sağlayan patates; bugün özellikle, ihraç bölgesi olan Orta Doğu daki olaylar nedeniyle ihracı durma noktasına gelmiş ve on binlerce ton ürün çiftçinin elinde kalmıştır. Üreticiler en temel giderlerini karşılamakta zorlanmakta, başta üretim amaçlı kullandıkları yüklü elektrik faturalarını, traktörlerine kullandıkları mazot ve banka borçlarını ödeyememektedir. Sorunun çözümü konuya merkezi yönetimin el koymasını gerektirmektedir. Konunun ilgisi bağlamında, Bakanlığınızın soruna açıklık getirmesi ve on binlerce patates üreticisinin sıkıntılarına çözüm bulunması zorunluluk haline gelmektedir. Bu bağlamda; 1) Bakanlığınızın on binlerce patates üreticisinin sorunlarının giderilmesine ilişkin her hangi bir çalışması var mıdır? 2) Üreticilerin özellikle üretim amaçlı kullandıkları elektrik giderlerini karşılanması konusunda üreticiye nefes aldıracak bir çalışma düşünüyor musunuz? 3) Üreticinin başta Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifi ne olan borçlarını öteleme yada üreticileri üretim yapabilecek duruma getirecek tarımsal kredi ve diğer destek çalışmaları yapılmakta mıdır? 25

34 4) Üreticinin elinde kalan binlerce ton patatesin kamu kuruluşlarınca değerlendirilmesinin sağlanması ve bu yolla da üreticiye krizini aşmasına fırsat verilmesi, kamu yararı anlayışı ile hem üreticiye hem de ilgili kurumlara katkı sağlayamaz mı? 5) Bakanlığınızda, üreticinin elinde kalan binlerce ton ürünü değerlendirecek, en azından üreticinin maliyetini karşılayacak bir çalışma var mıdır? Beklenmedik durumlara karşı üreticileri ve ürettiklerini güvence altına alacak herhangi bir düzenleme var mıdır? 34 Gün Sonra Yanıtlandı. TC GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Strateji Geliştirme Başkanlığı TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA İZMİR MİLLETVEKİLİ SAYİN BİRGÜL AYMAN GÜLER İN TBMM Esas NO : 7/8615 ESAS SAYİLİ YAZİLİ SORU ÖNERGESİNE CEVABİ CEVAP ) Bakanlığımızca tarımsal ürün ve mamullerin pazarlanması, desteklenmesi ve ihracatının artırılması konusundaki gerekli çalışmalar ilgili diğer Bakanlıklarla işbirliği içerisinde yapılmaktadır. Bu kapsamda patates üreticilerinin sorunları ile ilgili olarak Ekonomi Bakanlığı ile ortak çalışmalar yürütülmektedir. Ayrıca, Bakanlığımızca tarımsal ürünlerin üretici örgütleri tarafından pazarlanması yönünde yapılan çalışmalara gerekli katkılar sağlanmaktadır. Bakanlığımızca patates üreticilerine; 20 TL/da yurtiçi sertifikalı tohum kullanım desteği, 8 Krş/kg yurtiçi sertifikalı tohum üretim desteği, 4 TL/da mazot desteği, 5 TL/da gübre desteği, 2,5 TL/da toprak analizi desteği verilmekte olup, organik tarım yapan üreticilere de ilave 10 TL/da destek verilmektedir. Ülkemizde elektrik üretimi, iletimi, dağıtımı, toptan ve perakende satışı, perakende satış hizmeti, ithalat ve ihracatı ile bu faaliyetlerle ilişkili tüm gerçek ve tüzel kişilerin hak ve yükümlülükleri, 2001 yılında yayımlanarak yürürlüğe giren 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile belirlenmiştir. Söz konusu yasa çerçevesinde elektrik piyasası ile ilgili faaliyetler Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığının görev alanına girmektedir. Ancak, tarımsal faaliyetlerde kullanılan elektrik enerjisi fiyatlarında indirime gidilmesi, indirimli tarife kapsamının genişletilmesi, uygulanan KDV oranının düşürülmesi, elektrik borçlarının ertelenmesi, takside bağlanması ve borç faizlerinin silinmesi amacıyla Bakanlığımızca, ilgili kurum ve kuruluşlar nezdinde girişimlerde bulunulmaktadır. Tarım Kredi Kooperatifleri Ana sözleşmesine göre; tarih ve 5363 sayılı Tarım Sigortalan Kanunu'nun dışında kalan risk, ürün ve bölgelerde, ürün vadelerinden önce meydana 26

35 gelen deprem, kuraklık, don, yangın, su baskını ve dolu gibi tabii afetler veya bitkisel ve hayvansal hastalıklar nedeniyle tarımsal varlığı %40 ve üzerinde zarar gören ve bu durumları yürürlükte olan ilgili Kanun'a veya Kararnamelere göre Tarım Kredi Kooperatifi temsilcisinin de katılımıyla teşkil olunacak il/ilçe hasar tespit komisyonu kararlarıyla tespit edilen ortakların hasar tarihi itibariyle günü gelmemiş olan borçlan cari tarımsal kredi faiz oram üzerinden ertelenebilmektedir tarihi itibariyle kanuni takipteki krediler hesabında borcu bulunan ve tarihine kadar müracaat eden borçlulara (ortaklar, kefilleri ve varisler); borçlarının takip hesaplarına aktarıldığı tarihten tarihine kadar temerrüt faizi yerine ilgili dönemlerde geçerli normal faiz oram üzerinden, tarihinden ödeme tarihine kadar ise temerrüt faiz oranı üzerinden basit usulde faiz hesaplanmak suretiyle oluşturulacak yeni borçlarını defaten ödeme imkânı sağlanmaktadır. Diğer yandan, bahse konu ödeme kolaylığından yararlanma şartlarına haiz olmayan vadesi geçen borcu bulunanların, ödeme günü itibariyle faizli borçlarnın en az %25'ini peşin Ödemeleri kaydıyla kalan borçlan için ürün hasat dönemi, ürün satış zamanı, gelirin elde edileceği dönem ve talepler de dikkate alınarak, peşinat ödeme tarihinden itibaren 1 yılı geçmeyecek şekilde bir veya birden fazla taksitle ödeme imkânı sağlanabilmektedir. Ayrıca, ortakların kooperatiflere olan vadesi geçen borçlarının asgari %75'ini ödemeleri kaydıyla, kalan kısmı için yeni kredi kullandırılarak borçlarına mahsup edilebilmektedir. Ziraat Bankası tarafından kullandıkları kredilerde, Bankanın kendi mevzuatları çerçevesinde ödeme kolaylıkları sağlanabilmektedir. Mehmet Mehdi EKER Bakan 27

36 10 - İ ZMİ R BAYİNDİR OTOYOLU TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİS BAŞKANLIĞI NA Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Sayın Binali YİLDİRİM tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını bilgilerinize sunarım. Saygılarımla. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili İzmir İli Bayındır İlçesi, Küçük Menderes Havzası nın girişinde; Ödemiş, Kiraz, Beydağ ve Tire yollarının İzmir ana bağlantısı üzerindedir. Bayındır İlçesi aynı zamanda Türkiye nin en büyük çiçek ve süs bitkisi üretim alanına sahiptir. Çoğunluğu iç, bir kısmı da dış pazarın çiçek gereksiniminin karşılandığı bir yerdir. Çiçekçilik üreticisi, seracısı, işçisi, nakliyecisi, demircisi, gübrecisi başta olmak üzere binlerce insanın geçim kaynağıdır. Yapımı 18 aydır devam eden ve tamamlanmayan İzmir Bayındır arasındaki 30 km. yol çalışması nedeniyle Küçük Menderes Havzası nda yaşayan yurttaşlarımız ciddi sıkıntılar yaşamaktadır. Yolun inşaat aşamasında olması, yol kenarlarındaki çiçek üreticilerini aşırı tozlanmadan dolayı ve alıcıların bozuk yol nedeniyle ilçeye gelmemesi nedeniyle ciddi zararlara maruz bırakmaktadır. Ayrıca bu yolun İzmir bağlantı yolu olması nedeniyle Havza daki tüm yurttaşlarımızın ekonomik ve sosyal yaşamında ciddi sorunlara ve araçlarında da hasarlara neden olmaktadır. Zarar ve mağduriyetlere neden olan konu, Bakanlığınız görev ve sorumluluğunda olup, akla gelen sorulara açıklık getirmeniz kamuoyunun da bilgilenmesi anlamında yararlı olacaktır. Bu bağlamda; 1) Bu yolun tamamlanması,12 Haziran 2011 seçimlerinde, bu yılın Nisan ayı öngörülerek, Çiçek ve Süs Bitkileri Şenliği ne yetişeceği seçim vaadi olarak kullanılmıştır mıdır? 2) Yapımına 18 ay önce başlanan 30 km uzunluğundaki bir yolun bitirilmeme nedenleri nelerdir? 3) Yolun yapımı hangi aşamadadır? Yolun tamamlanması ve kullanıma açılması ne zaman gerçekleşecektir? 4) Yoldaki çalışmalardan doğan zararları, çiçek üreticilerinin ve çiçek ticaretinin olumsuz etkilenmesi konusunda herhangi bir önleminiz var mıdır? 5) Bayındır İzmir arasındaki yolun bitiş tarihi hakkında, önümüzdeki yerel seçimler bekleniyor şeklinde bölge kamuoyunda oluşan görüşler ve yorumlar hakkında ne düşünüyorsunuz? YANITSIZ: Süresi İçinde Cevaplandırılmadığından Gelen Kağıtlarda Yayımlandı 28

37 25 Haziran 2012 Cumhuriyet Gazetesi 29

38 11 - ZEYTİ NYAG İ U RETİ Cİ LERİ TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI NA Aşağıdaki sorularımın Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Sayın Mehmet Mehdi EKER tarafından yazılı yanıtlanmasını bilgilerinize sunarım. Saygılarımla. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili Türkiye ortalama yıllık bin ton zeytinyağı üretimiyle, dünya zeytinyağı gereksinimini karşılayan başlıca ülkelerden biridir. Üretimde İspanya ve İtalya dan sonra üçüncü sırada yer alan Türkiye, üretiminin büyük bir çoğunluğunu dışsatımla değerlendirmektedir. Pazarın dışa bağlı olması, fiyatları da buna göre biçimlendirmekte, dış pazar özellikle üreticinin ürünlerinin değerlendirilme(me)sinde başat bir etken olmaktadır. Ülkemiz zeytinyağı tüketimi kişi başına yıllık ortalama 1.8 litre ile çok düşük düzeydedir. Oysa önemli bölümü dış alımla elde edilen ayçiçeği mısır vb. yağların kişi başı tüketim miktarı yıllık ortalama 20 litre dolayındadır. Bunlar, GDO lu ürün olma riski yüksek olan yağlardır. Bu durum beraberinde üretim tüketim ticaret yönleri yanında beslenme ve sağlık alanlarına da etki etmektedir. Çünkü ülkemiz kalpdamar hastalıkları, obezite ve buna bağlı hastalıklar başta olmak üzere çok ciddi sağlık sorunları ile mücadele etmek durumunda olup, sağlıklı beslenme anlayışı temelinde, yurttaşların yeteri kadar doğal zeytinyağı tüketiminin sağlanması yaşamsal önemdedir. Son yıllarda fiyatların düşük seyretmesi başta İzmir deki üreticilerimiz olmak üzere, Türkiye genelindeki tüm zeytin ve zeytinyağı üreticilerini olumsuz etkilemektedir. Üreticilerimiz maliyetini karşılayamaz fiyatlar nedeniyle, ürünün hasatını ve zeytinliklerinin bakımını yapamamaktadır. Üreticiler pahalı mazot, gübre, ilaç ve toplama maliyetleri nedeniyle zeytini dalında bırakmak zorunda kalmaktadır. Çiftçi elde ettiği üründen, 1 litre zeytinyağı ile 1 litre mazot alabilmektedir. Dünya pazarında en büyük rakiplerimiz olan AB ülkeleri zeytinyağı üreticisine kiloda 1.7 TL destekleme verirken, bizde ise üreticiye kiloda 0.50 kuruş destekleme sağlanmaktadır. Konu çok yönlü olarak; zeytinyağı üreticisinin sorunları ve yurttaşlarımızın sağlıklı beslenmesi için yeterli miktarda zeytinyağı tüketebilmesi temelinde ele alınarak, kamu gücünü ve planlamasını gerektirmektedir. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı olarak; üreticilerimizin sorunlarının çözümü, yurttaşlarımızın sağlıklı beslenmesi ile ilgili olarak şu sorulara açıklık getirmeniz kamu yararına olacaktır. Bu bağlamda; 1) Türkiye de aileleriyle birlikte yaklaşık 8 milyon yurttaşımızın gelir ve geçim kaynağını oluşturan zeytin ve zeytinyağı üreticilerinin, ürünün düşük fiyatlardan dolayı para yapmaması nedeni ile yaşadıkları sıkıntıları çözmeye yönelik herhangi bir çalışmanız var mıdır? 2) Tarımda kullanılan pahalı mazot, gübre, ilaç ve elektrik fiyatlarının daha düşük seviyelere indirilmesine ilişkin herhangi bir çalışmanız var mıdır? Üretim giderlerinin düşürülmesi ve ucuza elde edilen zeytinyağının iç pazarda geniş yer bulması, daha fazla yurttaşımızın bu gıdayı tüketebilmesi anlamına gelmez mi? 3) Ülkemizde zeytin ve zeytinyağı üretiminde kilo başına 0.50 kuruş tutarında verilen desteği, AB ülkelerinde zeytin ve zeytinyağı üreticilerine sağlanan destekle karşılaştırdığınızda Türk çiftçisinin rakiplerinin çok gerisinde olduğunu düşünmüyor musunuz? Zeytin toplamada önemli bir harcama kalemi olan işçilik giderleri yerine, üreticiye zeytin toplama makinalarının temini konusunda destek sağlanamaz mı? 30

39 4) Ülkemizin, yıllık yağ (ayçiçek, mısır vb. yağlar) dış alımına harcanan yaklaşık 3 milyar TL tutarın, zeytin zeytinyağı üreticileri ve yurttaşlarımızın zeytinyağı temini konusunda değerlendirilmesi; ülkemiz üreticileri ve yurttaşlarımızın sağlığı için daha yararlı olmaz mı? 5) Ülkemizde özellikle kalp-damar ve tansiyon hastalarının sayısı ve bunlara harcanan tedavi giderleri sosyal güvenlik sisteminde ciddi tutarlar oluşturmakta, devlete pahalıya mal olmaktadır. Zeytinyağı tüketiminin, bu hastalıklarla ilgili önleyici tıp hizmeti işlevi ile sağlıklı toplum ve tedavi giderlerinden de tasarruf sağlanması kamu yararı için verimli olmaz mı? 31

40 106 Gün Sonra Yanıtlandı. TC GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Strateji Geliştirme Başkanlığı TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA İZMİR MİLLETVEKİLİ SAYİN BİRGÜL AYMAN GÜLER İN TBMM Esas NO : 7/9451 ESAS SAYİLİ YAZİLİ SORU ÖNERGESİNE CEVABİ CEVAP ) Zeytinyağı ürününün de içinde yer aldığı fark ödemesi desteklemesi kapsamında yer alan ürünlere verilecek desteklemeye esas prim fiyatı; 5488 sayılı Tarım Kanununun 19'uncu maddesinin "b" bendi gereğince destekleme araçlarından fark ödemesi (hedef fiyatı - dünya fiyatı) dikkate alınarak, bütçe imkanları dâhilinde 5488 sayılı Tarım Kanunu'na göre yetkilendirilen Tarımsal Destekleme ve Yönlendirme Kurulu tarafından belirlenmektedir yılında ödenmek üzere 2012 yılı ürünü için fark ödemesi desteği kapsamında yer alan ürünlere kg başına belirlenen destekleme primi miktarları 2012/3106 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe girmiştir. Ülkemiz için önemli olan bu sektörde, zeytin yetiştiriciliğinden zeytinyağı üretimi ve pazarlamasına kadar karşılaşılan sorunlar ve çözüm yollarına yönelik olarak Bakanlığımızca 8-9 Aralık 2004 tarihinde İzmir'de kamu ve özel sektör katılımı ile "İİ. Ulusal Zeytin Zirvesi" düzenlenerek hedefler ortaya konulmuştur. Bakanlığımızca söz konusu hedeflere ulaşma doğrultusunda birçok proje yürütülmekte ve zeytincilik önemli oranda desteklenmektedir. Bu kapsamda yürütülen bazı çalışmalar şu şekildedir; 1) Zeytinciliğimizin ve zeytin üreticilerimizin desteklenmesi amacıyla 1998 yılından bu yana üreticilere zeytinyağı için kilogram başına destekleme primi ödemesi yapılmaktadır. Bu kapsamda, yılları arasında toplam 169 Milyon TL prim ödenmiştir yılı ürünü zeytinyağı destekleme primi bir önceki yıla göre %67 gibi önemli bir oranda artırılarak 50 Krş/Kg olarak belirlenmiştir. 2) Dünya standartlarında ve ihracat kalitesinde zeytin yetiştiriciliğine uygun tür ve çeşitler ile kapama modern bahçe tesislerinin gerçekleştirilmesi amacıyla 2005 yılından itibaren yeni tesis edilen zeytin bahçelerine sertifikalı fidan desteği verilmektedir. Bu çerçevede, 2012 yılı için sertifikalı ve standart yağlık zeytin çeşitlerinde 10 dekar ve üzeri bahçe tesisine dekara TL fidan desteği verilmektedir. Zeytin için yılları arasında toplam 72 Milyon TL sertifikalı fidan desteği verilmiş ve bu destekler ile 368 Bin dekar yeni zeytin bahçesi tesis edilmiştir. 3) Üretim girdilerinin desteklenmesi kapsamında, yılları arasında zeytin üreticilerine toplam; 78 Milyon TL mazot, yılları arasında toplam 82 Milyon TL gübre ve yılları arasında toplam 50 Milyon TL toprak analizi desteği verilmiştir. 4) Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı çerçevesinde, depolama, ürün işleme paketleme, ambalajlama, sulama ile makine-ekipman alımı konularında %50 hibe desteği sağlanmaktadır. 5) Zeytin üreticilerimize, Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri tarafından tarımsal kredi cari faiz oranlarından, tarımsal sulama sistemleri için %100, diğer üretim konularında ise (iyi tarım uygulamaları, standart fidan yurt içi üretimi/kullanımı, tarımsal mekanizasyon vb.) değişen oranlarda indirimli tarımsal kredi kullandırılmaktadır. 32

41 6) AR-GE Destekleri ile zeytincilikte projeli çalışmalar yapılmakta ve yeni gelişmelerin önü açılmaktadır. Zeytin ve zeytinyağında mevcut politikaların geliştirilmesi için Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi (UZZK) 2007 yılında kurulmuştur. Konsey tarafından ürün rekolte tespit çalışmaları yapılmaktadır. 1) Dünya'da zeytin ve zeytinyağı sektöründe rekabet gücünün artırılması amacıyla, ülkemizin 1998 yılında üyeliğinden ayrıldığı Uluslararası Zeytin Konseyi'ne 2010 yılında tekrar üye olunması sağlanmış ve zeytinciliğimiz dünyaya açılmıştır. 2) Zeytin/zeytinyağının depolanması hizmetini sunan lisanslı depo işletmelerinin kuruluş, işleyiş ve denetimine ilişkin usul ve esasları düzenlemek amacıyla "Zeytin Lisanslı Depo Yönetmeliği" ile "Zeytinyağı Lisanslı Depo Yönetmeliği" 4 Aralık 2010 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bakanlığımızca yürütülen bu çalışmalar ve destekler sonucunda; 1) 2001/2002 sezonunda 600 Bin hektar olan zeytin üretim alanı, 2011/2012 sezonunda %33 artarak 798 Bin hektara, 2) 2001/2002 sezonunda 99 Milyon adet olan zeytin ağacı sayısı, 2011/2012 sezonunda %63 artarak 161 Milyon adede, 3) 2001/2002 sezonunda 235 Bin ton olan sofralık zeytin üretimi, 2011/2012 sezonunda %134 artarak 550 Bin tona, 4) 2001/2002 sezonunda 365 Bin ton olan yağlık zeytin üretimi, 2011/2012 sezonunda %229 artarak 1,2 Milyon tona, 5) 2001/2002 sezonunda 600 Bin ton olan toplam zeytin üretimi, 2011/2012 sezonunda %192 artarak 1 Milyon 750 bin tona, 6) 2001/2002 sezonunda 65 Bin ton olan zeytinyağı üretimi, 2011/2012 sezonunda % 194 artarak 191 Bin tona, 7) 2001/2002 sezonunda kişi başına 1,3 kg olan zeytinyağı tüketimi, 2011/2012 sezonunda %54 artarak yaklaşık 2 kg'a yükselmiştir. Bakanlığımız 2014 projeksiyonu çerçevesinde 5 kg kadar çıkarılması hedeflenmektedir. Zeytinyağının hem iç ve hem dış tüketiminin arttırılmasına yönelik tanıtım çalışmaları, Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi ve Uluslararası Zeytin Konseyi ve ilgili Bakanlıkların işbirliği çerçevesinde yürütülmektedir. Ayrıca, zeytin ve zeytinyağının yurt içinde tanıtımı, tüketimi ile ihracatını artırmak amacıyla Ekonomi Bakanlığı tarafından 3 Nisan 2007 tarihinde Zeytin ve Zeytinyağı Tanıtım Komitesi (ZZTK) kurulmuş olup, söz konusu komite çalışmalarına Bakanlığımız tarafından da destek verilmektedir. Mehmet Mehdi EKER Bakan 33

42 12 - CEZA İ NFAZ VE KORUMA MEMURLARİNİN SORUNLARİ TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI NA Aşağıdaki sorularımın Adalet Bakanı Sayın Sadullah ERGİN tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını bilgilerinize sunarım. Saygılarımla. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili Ceza infaz ve koruma memurları, statü olarak Genel İdare Hizmetleri Sınıfı nda yer almakta, ancak Emniyet Hizmeti Sınıfı ndaki personel ile aynı derecede yüksek kamusal özen gerektiren bir hizmet görmektedir. İnfaz koruma memurları, yoğun iş yükü ve sorumluluğu yanında, çalışma saatlerinin düzensizliği fazla mesai yapmalarına karşın fazla mesai haklarından yararlanmamaları, personeli olumsuz etkilemektedir. Baskı altında, zaman zaman can güvenliği riskiyle yapılan görev, sağlıksız çalışma koşulları, aşırı dolu yetersiz altyapılı cezaevlerinde, bu personelin yıpranma payından ve fazla çalışma karşılığından yoksun olarak çalışmaya zorlanmalarıyla tam bir stres görevine dönüşmüş bulunmaktadır. Ceza infaz ve koruma kurumunda yıllardan beri sorunlarının çözümsüzlüğünde, sahipsiz ve yalnız bırakılan personelin sorun ve sıkıntılarının giderilmesi, sağlıklı çalışma koşularının düzenlenmesi konusunda personelin en yüksek amiri - Bakanı olarak, konuya açıklık getirmeniz kamu yararına olacaktır. Bu bağlamda; 1) Genel Hizmetler Sınıfı nda hizmet veren ceza infaz ve koruma kurumu çalışanlarının, benzer sorumluluk ve riskler aldıkları Emniyet ve Güvenlik Hizmetleri Sınıfı haklarından yararlanması için herhangi bir çalışmanız var mıdır? Yapmayı düşünüyor musunuz? 2) Ceza infaz ve koruma memurlarının fazla çalışmalarından doğan fazla mesai ücretleri konusunda ödeme yapılmakta mıdır? Yapılmıyorsa bunun dayanağı nedir? 3) Ceza infaz ve koruma personelinin; yıpranmaları göz önüne alınarak, emeklilik sürelerinin kısaltılmasına yönelik bir çalışma var mıdır? 4) Yapmayı düşünüyor musunuz?4.ceza infaz ve koruma personelinin çalışma düzeni hakkaniyete uygun şekilde ücretlendirilerek, izin tatil süreleri ile mali sosyal haklarının iyileştirilmesine yönelik çalışma var mıdır? 34

43 238 Gün Sonra Yanıtlandı. TC ADALET BAKANLIĞI Kanunlar Genel Müdürlüğü İZMİR MİLLETVEKİLİ SAYİN BİRGÜL AYMAN GÜLER İN Bakanlığımıza yöneltilip yazılı olarak cevaplandırılması istenilen 7/9910 Esas Nolu soru önergesinin cevabı aşağıda sunulmuştur. İ.İnfaz ve koruma memurlarının maaşlarında, 666 sayılı Kamu Görevlilerinin Mali Haklarının Düzenlenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname hükümleri uyarınca genel idare hizmetleri sınıfının ek ödeme puanlarındaki artışa paralel olarak derece ve kademelerine göre 2012 yılından itibaren 128,60 Türk Lirası ilâ 281,69 Türk Lirası arasında iyileştirme yapılmıştır. II-666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile yürürlükten kaldırılan, aynı Kanun Hükmünde Kararnamenin geçici 15. maddesiyle 31/12/2012 tarihine kadar yürürlükte kalacağı hususu düzenlenen, 3717 sayılı Adlî Personel ile Devlet Davalarını Takip Edenlere Yol Gideri ve Tazminat Verilmesi ile 492 sayılı Harçlar Kanununun Bir Maddesinin Yürürlükten Kaldırılması Hakkında Kanunun 2/A maddesinde; Ceza ve infaz kurumları hariç Bakanlığımız merkez ve taşra teşkilatı kadrolarında sözleşmeli personel dâhil, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi olarak çalışan personele ayda elli saati aşmayacak şekilde, fiilen yapılan fazla çalışma karşılığında, Bütçe Kanunu ile belirlenen fazla çalışma ücretinin iki katına kadar fazla çalışma ücreti ödenebileceği düzenlenmiştir. Bu kapsamda madde metninde geçen ceza ve infaz kurumları hariç ibaresine istinaden ceza infaz kurumlan personeline fazla çalışma ücreti ödenememektedir. 666 sayılı KHK ile 375 sayılı KHK'ye eklenen ek maddeler 10, 11, 12 ve geçici 10, 11, 14 ve 15. maddeler ile bir kısım maddelerin iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle Anayasa Mahkemesine dava açılmıştır. Anayasa Mahkemesinin 27/12/2012 tarihli kararıyla, adliye personeline fazla mesai ücreti ödenmesine ilişkin düzenlemeyi içeren ve 3717 sayılı Kanunun 2/A maddesini yürürlükten kaldıran 666 sayılı KHK ile 375 sayılı KHK'ye eklenen ek 12. maddenin 2/j fıkrası hariç diğer kısımları ile geçici 15. maddesinin Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar vermiştir. III-Öte yandan, Bakanlığımız tarafından hazırlanan ve Başbakanlıkça 15/01/2013 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisine sevk edilen "Ceza İnfaz Kurumları Güvenlik Hizmetleri Kanunu Tasarısı nda ceza infaz kurumu personelinin harçsız silah ruhsatı alma hakkından yararlandırılması ve emekli olduktan sonra da silah taşıyabilmeleri öngörülmektedir. Bununla birlikte, ceza infaz kurumu personelinin özlük haklarının iyileştirilmesi konusunda maliye politikalarını yürüten ilgili bakanlıklarla yapılacak görüşmelerde mutabakat sağlanması hâlinde konu ilgili komisyon ve Genel Kumlun takdirine sunulacaktır. Sadullah Ergin/ Bakan 35

44 13 - BALYOZ TUTUKLUSU LEVENT KERİ M UÇA NİN SAG LİK DURUMU TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI NA Aşağıdaki sorularımın Adalet Bakanı Sayın Sadullah ERGİN tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını bilgilerinize sunarım. Saygılarımla. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili Geçtiğimiz günlerde, İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi nde, Balyoz Davası tutuklusu olarak yargılanan Deniz Kurmay Albay Levent Kerim UÇA nın sağlık sorunları ile ilgili haberler, basın yayın organlarında yer aldı. Haberlerde, 22 Ağustos 2011 tarihinde tutuklanıp Hasdal Cezaevi ndeki yer sıkıntısı nedeniyle Maltepe Askeri Cezaevi ne konulan Albay Levent Kerim UÇA nın, bir süre sonra rahatsızlanarak GATA Haydarpaşa Hastanesi ne kaldırıldığı ve yapılan incelemeler sonucunda beyninde 4.5 cm yüksekliğinde ve 5.5 cm eninde tümör belirlendiği, Sayın UÇA nın beynindeki tümörün 2 Şubat 2012 günü, 5 saat süren bir ameliyatla alındığı belirtilmektedir. Yine aynı haberlerde, Albay Levent UÇA ya hastane tarafından verilen 3 ay iş göremez raporuna karşın, rapor süresi dolmadan Maltepe Cezaevi ne gönderilerek 14 kişilik koğuşa konulduğu ifade edilmektedir. Albay Levent UÇA nın avukatı tarafından yapılan itiraza, Adli Tıp Kurulu tarafından UÇA nın hayati tehlikesi yoktur yanıtı ile infazının devamına karar veren rapor hazırlanmıştır. Ancak bu raporu hazırlayan dört kişilik heyette beyin cerrahı olmaması, bunun yerine çocuk doktoru imzasının bulunması tartışmaları ve en doğal insani kaygıları beraberinde getirmektedir. Sorumlu Bakan olarak bu sorulara açıklık getirmeniz, mağduriyet yaşayan Levent Kerim UÇA ve kamuoyu vicdanı için yararlı olacaktır. 1) Albay Levent Kerim UÇA; tutukluluk sürecinde, ameliyat sonrası verilen 3 aylık raporunun süresi beklenmeden 15 gün sonra cezaevine gönderilmiş midir? Neden? 2) Albay Levent Kerim UÇA nın beyin ameliyatı sonrası durumunun tehlikesine karşın yapılan itiraza, hazırlanan raporda imzası bulunan doktorlar arasında, göğüs ve çocuk doktorunun olduğu, beyin cerrahının olmadığı iddiası doğrumu dur? Bu genel bir uygulama mıdır? 3) Tutuklu tutuksuz herkesin sağlık hakkı eşittir, tutuklu olanların pozitif ayırım hakkı vardır ilkesi ışığında Albay Levent Kerim UÇA nın yaşadıklarını hukuken nasıl yorumluyorsunuz? 4) Mağduriyetinin giderilmesi konusunda herhangi bir çalışmanız var mıdır? 5) Tutuklu ve hükümlülerin, yaşadığı sağlık sorunlarında, hasta hakları bağlamında hastane ve doktor tercihleri dikkate alınmakta mıdır? Alınmıyorsa bunun nedenleri nedir? Bunların karşılanması konusunda ne gibi çalışmalar yapılmaktadır? 36

45 207 Gün Sonra Yanıtlandı. TC ADALET BAKANLIĞI Kanunlar Genel Müdürlüğü Bakanlığımıza yöneltilip yazılı olarak cevaplandırılması istenilen 7/9911 Esas Nolu soru önergesinin cevabı aşağıda sunulmuştur. I-İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığıyla yapılan yazışmaya verilen 07/11/2012 tarihli Cevapta; Soru önergesinde adı geçenin, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2011/332 nolu soruşturması kapsamında, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini İskata veya vazife görmekten men etmeye cebren teşebbüs suçundan İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesinin 22/08/2011 tarih 2011/107 sayılı kararı ile tutuklandığı; hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 11/11/2011 tarih 762 esas sayılı iddianamesi ile aynı suçtan İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı; 2010/283 esas sayılı dosya üzerinden yapılan yargılama sonunda verilen 21/09/2012 tarihli kararla, isnat olunan suçu sabit görülerek 13 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, tutukluluk halinin devamına karar verildiği; Soru önergesinde adı geçenin, yargılama devam ederken, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 16/2 maddesi kapsamında, hastalığının ceza infaz kurumunda kalmasının hayatı için kesin bir tehlike teşkil edip etmediğinin tespiti amacıyla, mahkemenin 16/02/2012 tarihli yazısıyla Adlî Tıp Kurumu 3. İhtisas Kuruluna sevk edildiği; Kurulun, 29/02/2012 tarihli ve 2335 sayılı raporunda, "sanığın hastane şartlarında infazına devam edilmesinin uygun olduğu, bir ay sonra son durumunu gösterir tıbbi evrakı ile birlikte muayene edilmek üzere kurulumuza gönderilmesi sonrasında sorulan husus hakkında görüş düzenlenebileceği oy birliği ile mütalaa olunur." değerlendirmesine yer verildiği; Adlî Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulunun raporu doğrultusunda, sanığın son durumunu gösterir tıbbi evrakın temin edilerek, mahkemenin 07/05/2012 tarihli yazısı ile tekrar Adlî Tıp Kurumuna sevk edildiği; 3. İhtisas Kurulunun 14/05/2012 tarihli ve 5555 sayılı raporunda, adı geçen kişinin tedavisi ve poliklinik kontrollerinin sağlanması halinde, hastalığının hayati tehlike yaratacağına dair tıbbi bulguların tespit edilmediği, doktoru ve reviri bulunan cezaevi şartlarında infazına devam edilmesinin uygun olduğu, kişinin sağlık durumunda değişiklik olabileceği ve bu durumda yeniden değerlendirme yapılmasının uygun olduğu konusunda oy birliğiyle mütalâada bulunulduğu; Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulunun 29/02/2012 tarihli raporunda 3 adli tıp, 1 nöroloji, 1 iç hastalıkları uzmanının; 14/05/2012 tarihli raporunda 3 adli tıp, 1 nöroloji, 1 iç hastalıkları, 1 göğüs hastalıkları, 1 çocuk sağlığı hastalıkları uzmanının isimlerinin yer aldığı; 5275 sayılı Kanunun 16/2 maddesi kapsamında, sanığın ceza infaz kurumunda kalmasının sağlığı için kesin bir tehlike teşkil ettiği yönünde rapor düzenlenmesi halinde, bu hususun bahsi geçen hüküm de dikkate alınarak tutuklular için tahliye nedeni olarak değerlendirilebileceği, ancak sanığın tutukluluk hali konusundaki değerlendirmenin mahkemenin yargısal yetkisi dahilinde olduğu, Bildirilmiştir. II-Taslağı Bakanlığımızca hazırlanan, Ceza Muhakemesi Kanunu ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nda, sanıklara kendisini daha iyi ifade edebileceği bir dilde savunma yapabilmesine imkân sağlayan düzenleme ile maruz kaldığı ağır bir hastalık veya sakatlık nedeniyle ceza infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettiremeyen ve toplum güvenliği bakımından tehlike oluşturmayacağı değerlendirilen mahkûmun cezasının infazının Kanunda belirlenen usule göre iyileşinceye kadar geri bırakılabileceğine ilişkin düzenleme yer almaktadır. 37

46 III-Soru önergesinde yer alan diğer hususlarla ilgili olarak Millî Savunma Bakanlığıyla yazışmalar devam etmekte olup, Bakanlığımıza bilgi iletildiğinde ayrıca cevap verilecektir. Bilgilerinize sunulur. Sadullah ERGİN Bakan SAYIN BİRGÜL AYMAN GÜLER İZMİR MİLLETVEKİLİ, TBMM ADALET BAKANLIĞINA İzmir Milletvekili Birgül Ayman GÜLER tarafından TBMM Başkanlığına verilen ve Adalet Bakanı tarafından cevap verilmesi talep edilen, 7/9911 sayılı yazılı soru önergesi ilgi ekinde Bakanlığımıza gönderilerek önergedeki sorulara verilecek cevaba ilişkin bilgilerin gönderilmesi istenilmiştir. 2. Yapılan inceleme neticesinde; Söz konusu personelin, 22 Ağustos 2011 tarihinde Maltepe Askerî Cezaevine girdiği, tedavi maksadıyla 26 Ocak 2012 tarihinde Gülhane Askerî Tıp Akademisi Haydarpaşa Asker Hastanesine sevk edildiği ve tedavisini müteakip 27 Şubat 2012 tarihinde cezaevine giriş yaptığı, yine tedavi maksadıyla 10 Nisan 2012 tarihinde aynı hastaneye sevk edildiği ve tedavisini müteakip 04 Mayıs 2012 tarihinde cezaevine giriş yaptığı tespit edilmiştir. Bilgilerinize arz ederim. İsmet YILMAZ Milli Savunma Bakan 38

47 14 - TSK PERSONELİ Nİ N MORALİ TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI NA Aşağıdaki sorularımın Milli Savunma Bakanı Sayın İsmet YİLMAZ tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını bilgilerinize sunarım. Saygılarımla. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili Son günlerde medyada, TSK personelinin moralinin düşük olduğu sıklıkla dile getirilmeye başlanmıştır. Bunun başlıca nedenleri: TSK personeline yönelik olarak son yıllarda gittikçe artan, özellikle subay ve generallere yönelik yıpratıcı haberler; hükümet için cebren devirme niyetinin bir parçası olarak kabul edildiği halde TSK personeline karşı olduğunda her nedense artık doğal karşılanan ve ne olduğu bilinmeyen internet sitelerindeki çirkin şaibeler; subaylık ve generalliği itibarsızlaştıran Casusluk, Fuhuş, Balyoz, Ergenekon gibi hukuk dışı davalar ve neredeyse hükümet üyelerini katılmaktan görev yapamayacak hale getiren şehit cenazelerindeki olağanüstü artış ve subay ve generallerde geçmiş yıllara göre arttığı ifade edilemeye başlanan kadrosuzluğu beklemeyen erken emeklilikler olarak sayılabilir. Bir soru önergesine verilen, Askeri Okullara başvuru oranının düştüğünü gösterir bilginin de işaret ettiği gibi, bir zamanlar çok güvendiğimiz bu onurlu ve peygamber ocağı kabul edilen mesleğin geleceği de endişe verici bir hal almaktadır. Zira büyük Atatürk ün de veciz bir şekilde ifade ettiği gibi Bir Ordunun Kıymeti Subay ve Komuta Heyetinin Değeri İle Ölçülür. Zira sadece modern silahlar almak veya tesis yapmak ile savunma görevi yerine getirilemez. Bu seviyede yaşanacak her türlü zafiyet, bu ülkenin bekası için çok önemli bir hassasiyet olarak görülmelidir. Bir aksaklık hissediliyorsa, mesleği iyileştirecek önlemler almak başka şey, mesleği kötüleyerek itibarsızlaştırmak veya buna göz yummak başka şeydir. TSK nın açıklama yapmaya yetkili olan gururlu ağızları ise, mesleki ahlakları ve görevleri gereği, son derece doğal olarak TSK personelinin morali ve azmi tamdır şeklinde açıklamalar yapmaktadırlar. Ancak bilinen harp prensipleri arasına dahi girmiş olan Moral in Ordumuz içinde gerçekten hangi seviyede olduğu bugün neredeyse bir muamma olup, milletine ve devletin karşı sorumlu olan biz Milletvekilleri için, bunu tespit etmek ve iyileştirici düzenlemeler yapılmasını sağlamak da temel bir görevdir. SORULAR: 1) Aşağıdaki kategorilerde 2009 yılı dahil bugüne dek yıllar itibariyle sayılar nelerdir? a. Subay ve General rütbelerinde kadrosuzluktan emekli edilenlerin sayısı nedir? b. Kendi isteği ile gerçekleşen erken emeklilik sayısı yıllara göre nedir? 2) Milli Savunma Bakanlığı tarafından, ordumuzun Moral Durumu nu tespite dair bilimsel, gerçekçi ve kurum dışı bir çalışma veya denetim yapılmış veya yapılmakta mıdır? 3) Yapıldı ve yapılmaktaysa bu çalışma nedir? Ne zaman başlanmıştır? 4) Böyle bir çalışma varsa, sonuçları TBMM Milli Savunma Komisyonu başta olmak üzere TBMM ile paylaşılacak mıdır? 39

48 117 Gün Sonra Yanıtlandı. TC MİLLİ SAVUNMA BAKANLIGI ANKARA TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA İLGİ: TBMM'nin 05 Ekim 2012 tarihli, A.01.0.KKB sayılı ve "Soru Önergesi" konulu yazısı. İlgi ile, İzmir Milletvekili Birgül AYMAN GÜLER tarafından TBMM Başkanlığına verilen ve Milli Savunma Bakanı tarafından cevap verilmesi talep edilen, 7/10803 sayılı yazılı soru önergesinin cevabı EK-A'da sunulmuştur. Arz ederim yıllarında emekli olan general/amiral ve subay miktarları LAHİKA-1'de sunulmuştur. Zor şartlarda mesai mefhumu gözetmeksizin görevlerini yapan Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) personelinin özlük haklarına yönelik kurum içi çalışmalar, askerlik mesleğinin kendine özgü kuralları, ülkemizin şartları ve çağdaş uygulamalar dikkate alınarak, bir sistem bütünlüğü içinde incelenmekte; diğer konular ise ilgili makamlara teklif edilmekte ve titizlikle takip edilmektedir. Ancak TSK'da görev yapan personelin moral durumunun tespitine yönelik kurum dışı çalışma yapılmamaktadır. Bilgilerinize sunarım. İsmet YILAMAZ Milli Savunma Bakanı 40

49 15 - İ ZMİ R BAYRAKLİ DA YİKİLAN OKUL TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Aşağıdaki sorularımın Milli Eğitim Bakanı Sayın Ömer DİNÇER tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını bilgilerinize sunarım. Saygılarımla. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili İzmir in Bayraklı İlçesi Nafiz Gürman Mahallesi nde bulunan Vali Namık Kemal Şentürk İlköğretim Okulu, depreme dayanıklı olmadığından 2010 yılında yıkıldı. Okulun depremde yıkılma riski yanında küçük olması da o günkü yıkım için gerekçe gösterildi. Yıkılan okulun 800 e yakın öğrencisi, aynı mahallede bulunan 2 km uzaklıktaki Cemil Atlas İlköğretim Okulu ile Yamanlar Mahallesi nde bulunan 3-4 km uzaklıktaki Cemal Gürsel İlköğretim Okulu na devam etmektedirler. Mahalle sakinlerinin işsizlik ve yoksulluk içinde bulunmaları nedeni ile gelir durumunun düşüklüğü, ailelerin çocuklarını bu okullara servis ile ulaşımını olanaksız kılmaktadır. Ayrıca mahalle sakinlerinin hane başına çocuk sayısının 4-5 dolayında olması ve bazı ailelerin okulda birden fazla çocuğunun bulunması aileleri servis ücretlerini karşılayamaz duruma getirmektedir. Çocuklar, yıkılan okullarında kişilik sınıflarda eğitim-öğretim görürken, bugün her gün kilometrelerce yolu yürüyerek gidip geldikleri okullarında 65 e varan sınıflarda okumaktadırlar. Çocukların ve onları okula götürüp getirmek zorunda kalan velilerin; yağmurlu ve soğuk havalarda üşütüp hasta olmaları da sıradan hale gelen ve mahalle sakinleri - veliler tarafından dile getirilen bir diğer sorundur. Konuya ilgili ve sorumlu Bakan olarak açıklık getirmeniz, yüzlerce ailenin ve çocuklarının sorunlarına çözüm bulmanız kamu yararına olacaktır. Bu bağlamda; 1) Depreme dayanıklı olmadığı gerekçesi ile yıkılan Vali Kemal Şentürk İlköğretim Okulu yerine yeni bir okul yapılmama nedeni nedir? Yıkılan okul arazisi ne durumdadır ve üzerinde yapımı planlanan okul çalışması var mıdır? 2) Okulu yıkılan çocukların hangi okullara devam edeceği ve bu okullara ulaşımını öngören bir çalışma yapılmış mıdır? 3) Okulları yıkılan velilere, çocuklarını yeni okullarına ulaştırmalarına destek olacak servis hizmeti ya da nakdi destek sağlamayı düşünüyor musunuz? 4) Çocukların ve ailelerinin iki yıldır bu zor koşullar altında okula gitme ve çocukların 65 kişilik sınıflarda eğitim görmelerini nasıl değerlendiriyorsunuz? 5) Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan ın her aileye üç çocuk önerisini; ortalama 4-5 çocuğu olan, yaz -kış kilometrelerce yol yürüyerek çocuklarını okutmak zorunda kalan Nafiz YANITSIZ: Süresi İçinde Cevaplandırılmadığından Gelen Kağıtlarda Yayımlandı 41

50 Gürman Mahallesi sakinlerini göz önünde bulundurarak nasıl değerlendiriyorsunuz? 24 Eylül Eylül Gazetesi 42

51 16 - YANİTİ GELMEYEN O NERGELERİ SORDUK TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Yazılı soru önergesi sürecinin İçtüzük hükümlerine uygun ve Yüce Meclis in varlık nedenlerini güçlendirecek biçimde işletilebilmesi amacıyla, aşağıdaki sorularımın tarafınızdan açıklanmasını ilgilerinize sunarım. Saygılarımla. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili TBMM 24. Dönem İ. ve İİ. Yasama Yılı nda, 15 adet yazılı soru önergesi verdim. Bunlardan hiçbirine süresi içinde (15 gün) yanıt alamadım. İlgili bakanlıklar yanıtlarını 4 aya varan sürelerde göndermişlerdir; söz konusu yazılı soru önergelerine ilişkin yanıtlanma durumunu gösteren çizelge, aşağıda sunulmuştur. Önergeler sistemi, yasamanın yönetimi denetleme ve yurttaşların sorunlarının doğru yönde çözülmesini sağlama işlevlerinin temel aracıdır. Siyasal iktidar, önergeler sisteminin yazılı soru önergeleri aracını, İçtüzüğü ihlal ederek işe yaramaz hale getirmiştir. Verilen çoğu karşılıkların, sorulara doğrudan ve açık bilgi içeren yanıtlar olmaması, ayrıca soruşturulması gereken bir sorun oluşturmaktadır. 1) Yürütme organının ilgili birimleri, İçtüzük/99-2 gereğince gönderildiği tarihten itibaren en geç, on beş gün içinde yanıtlamalıdır. Yanıtlama görevinin süresi içinde yerine getirilmemesi neden kaynaklanmaktadır? Bu ihmalin giderilmesi için bir önlem almayı düşünüyor musunuz? 2) Aşağıda gecikmeli olarak yanıtlandığı görülen önergelerden herhangi birine ilişkin olarak, İçtüzük/99-5 Hükümet, yazılı sorunun cevabını, gereken bilgilerin derlenebilmesi için Başkanlığa bilgi vermek suretiyle bir ayı geçmemek üzere geciktirebilir hükmüne dayalı makamınızdan talepte bulunulmuş mudur? 3) Aşağıdaki önergelerde görülen gecikmeler karşısında, makamınız Başkan, bu süre içinde cevaplandırılmayan yazılı sorular için Başbakanın veya ilgili bakanın dikkatini çeker (İçtüzük/99-3) hükmünün gereğini yerine getirmiş midir? Makamınızca, aşağıdaki soru önergelerinden herhangi biri ile ilgili olarak, hangilerine hangi tarihlerde dikkat çekme işlemi yapılmıştır? 43

52 1 Ekim 2012 Ege Telgraf Gazetesi 21 Gün Sonra Yanıtlandı. TC TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI Kanunlar ve Kararlar Başkanlığı SAYIN BİRGÜL AYMAN GÜLER İZMİR MİLLETVEKİLİ Yazılı soru önergelerinin süresi içinde cevaplandırılmamasına ilişkin ilgi önergenizde yer alan sorularınız ekte cevaplandırılmıştır. Bilgilerinizi rica ederim. Saygılarımla. Prof. Dr. Mehmet SAGLAM TBMM Başkanvekili Cevap 1.- Meclis Başkanlığına sunulan soru önergeleri İçtüzükte uygunluk açısından incelenmekte, kayıt ve yazışmaları hazırlanmakta ve hızlı bir şekilde Başbakanlığa veya ilgili 44

53 bakanlığa gönderilmektedir. Gönderildiği tarihten itibaren 15 gün içerisinde cevaplandırılmayan yazılı soru önergeleri için dikkat çekme yazısı (tekit) gönderilmekte, dikkat çekme yazısının gönderildiği tarihten itibaren 10 gün içerisinde cevaplandırılmayan önergeler ise İçtüzük gereği Gelen Kâğıtlar Listesinde ilan edilmekte olup, bunun dışında Meclis Başkanlığının bir yetkisi bulunmamaktadır. Bununla birlikte; TBMM Başkanı Cemil ÇİÇEK'in imzasıyla Başbakan Yardımcısı Bekir BOZDAĞ'a gönderilen tarihli ve A.Ol.O.GNS sayılı yazıyla, Başbakanlık ve bakanlıklara gönderilen yazılı soru önergelerinin son durumları bir liste halinde gösterilerek yazılı soru önergelerinin cevaplandırılması hususunda gerekli hassasiyetin gösterilmesi rica edilmiştir. Cevap 2 ve 3.- Soru önergelerinizden 7/9910 ve 7/9911 esas numaralı önergeleriniz için tarihinde Adalet Bakanlığı tarafından bir aylık ek süre talebinde bulunulmuştur. Meclis Başkanlığı tarafından dikkat çekme yazısı yazılan soru önergelerinize ilişkin bilgiler aşağıdaki tabloda yer almaktadır. YAZILI SORU ÖNERGELERİ Dikkat Çekme Yazısı (Tekit) Süresi İçinde Cevaplanmadığının Yayımlandığı Gelen Kağıtlar Listesi Süresi Geçtikten Sonra Gelen Cevap Tarihi Sıra No Esas No Başkanlığa Geliş Tarihi Gelen Kağıtlar Listesi Tarih ve No Tarihi Cevap Tarihi Tarih ve No 1 7/ / / / / / / / / / / / / / /

54 17 - HAYVANCİLİK SORUNU TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI NA Aşağıdaki sorularımın Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Sayın M. Mehdi EKER tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını ilgilerinize sunarım. Saygılarımla. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili Hayvancılık İzmir in Ödemiş, Tire, Bayındır ilçeleri başta olmak üzere ülkemizde on binlerce yurttaşımızın temel geçimini oluşturmaktadır. Et ve süt üretimi olarak gerçekleştirilen üretim faaliyeti özellikle maliyetlerin yüksekliği ile her geçen gün darboğaza girmektedir. Üreticiye Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri aracılığı ile sağlanan sıfır faizli hayvancılık kredisini kullanan yurttaşlar taksitlerini ödeyememekte, icra ve takibe uğramaktadırlar. Üretici o günün fiyatlarıyla aldığı hayvanları; yem, saman, elektrik, mazot gibi temel girdilerdeki yüksek fiyatlar nedeniyle yarı fiyatına kesime vermektedir. Üreticinin aldığı hayvanların yemini, samanını, kredisini, borcunu ödemesi yanında; kredi alabilmek için ipotek gösterdiği evinin deprem ve yangın sigortası ile kendi hayat sigortası işlemlerinin maliyeti, üreticilerin sıkıntı ve sorunlarına yenilerini eklemektedir. Üreticinin on yıl önce 40 kuruşa sattığı sütün litre fiyatı bugün 74 kuruştur. Öte yandan üreticinin temel gideri olan yemin çuval fiyatı on yıl önce 13 lira iken bugün 48 liradır. Üretici on yıl önce 32 litre süt karşılığında bir çuval yem (50 kg) alabilirken, bugün 65 litre süte karşılık bir çuval yem alabilmektedir. Bu ortamda devletin üreticiye sağladığı litre başına 4 kuruşluk destek üreticinin hiçbir derdine çare olmamaktadır. Özetle hayvanın sütü boğazını karşılayamamakta, hayvancılık günden güne kan kaybetmekte, süt için üretilen inekler kesime verilmekte, Türk üreticisinin maliyetinin çok altında fiyatlarla canlı hayvan ve et ithal edilmesi üreticiyi ve hayvancılığı bitirmektedir. Soruna ülke ekonomisi ve yaşamını bu alandan sağlayan üreticiler yönünden çözüm bulunması, konuya ilgili ve sorumlu Bakan olarak açıklık getirilmesi, kamuoyu beklentilerine yardımcı olacaktır. 1) Ülkemizde son beş yılda hayvancılık kredisi kullanan üretici - işletmeci sayısı ve kullandıkları toplam kredi tutarı, arasında yıllar itibariyle, ne kadardır? 2) Son beş yılda hayvancılık alanında üreticilerin Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerine yaptıkları kredi ödemelerinde yapılandırma yoluna giden kaç üretici işletmeci vardır? 3) Aynı dönemde ve aynı alanda kredi geri ödemelerinde karşılaştıkları sıkıntı nedeniyle icra takibine düşen kaç üretici işletmeci vardır? 4) Üreticilerin hayvancılık kredisi alırken uygulanan rutin banka işlemleri adı altında alınan masraflar nelerdir? Bunların üreticiye getirdiği ek külfeti önlemek için bir çalışmanız var mıdır? 5) Süt üreticisine sağlanan litre başına 4 kuruş günün koşullarının çok gerisindedir. Durumu üreticiye yarar bir duruma getirme konusunda çalışmanız var mıdır? Varsa yeni düzenlemedeki ölçütünüz nedir? 46

55 6) Ülkemizde başta yem olmak üzere hayvancılıkta uygulanan yüksek girdi fiyatlarının nedeni nedir? Bu girdileri düşürme konusunda çalışma yapmayı düşünüyor musunuz? 7) Üreticilerimizin maliyetinin çok altında fiyatlarla canlı hayvan ve et ithal edilmesi karşısında üreticiyi koruyacak herhangi bir çalışmanız var mıdır? 8) Bakanlığınızın getirdiği sıfır faizli kredi teşviki üreticilerin yem gereksinimi, ürettikleri et ve sütün pazarlanmasına yönelik herhangi bir planlamayla desteklenmiş midir? Desteklendiyse bunlar nelerdir? Hedef ve sonuçları nasıl öngörülmüştür? 22 Ekim 2012 Yenigün Gazetesi 47

56 62 Gün Sonra Yanıtlandı. TC GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Strateji Geliştirme Başkanlığı TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA İZMİR MİLLETVEKİLİ SAYİN BİRGÜL AYMAN GÜLER İN TBMM Esas NO : 7/11952 ESAS SAYİLİ YAZİLİ SORU ÖNERGESİNE CEVABİ CEVAP ) Konuyla ilgili olarak Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği Genel Müdürlüğü'nün cevabî görüsü aşağıda yer almaktadır: Tarım Kredi Kooperatifleri tarafından, mükerrer kullanımlar dâhil olmak üzere; 2008 yılında ortağa TL, 2009 yılında ortağa TL, 2010 yılında ortağa TL, 2011 yılında ortağa TL ve 2012 yılında tarihi itibarıyla ortağa TL hayvancılık kredisi kullandırılmıştır. İcra takibinde olan ortaklar da dâhil olmak üzere, Kooperatiflere vadesi geçen borçlarını ödeme istek ve gayreti içerisinde olan ortaklara, borçlarım ödeyebilmelerini teminen bazı ödeme kolaylıkları sağlanmaktadır. Bu çerçevede; tarihi itibariyle kanuni takipteki krediler hesabında borcu bulunan ve tarihine kadar müracaat eden ortakların borçlarını defaten ödemeleri hâlinde, temerrüt faizi yerine normal faiz oram üzerinden faiz hesaplanmak suretiyle tahsil edilmektedir. Diğer yandan, borcunu defaten ödeme imkânına sahip olmayan ortakların, borçlarının en az %25'ini peşin ödemeleri kaydıyla, kalan borçları için gelecek ürün hasat dönemine kadar 1 yılı geçmeyecek şekilde bir veya birden fazla taksitle ödeme imkânı sağlanabilmektedir. Ayrıca, ortakların vadesi geçen borçlarının asgarî %60'm ödemeleri kaydıyla, kalan kısmı için yeni kredi kullandırılarak borçlarına mahsup edilebilmektedir. Kredi geri dönüşümü önemli oranda artmış olup tarım kredi kooperatiflerinden kredi kullanan üreticilerin bu kredileri geri ödeme oram 2002 yılında %71 iken 2011 yılında %98'e yükselmiştir. Konuyla ilgili olarak T.C. Ziraat Bankası A.Ş.'nin cevabî görüşü aşağıda yer almaktadır: T.C. Ziraat Bankası A.Ş kaynaklarından hayvancılık sektöründe; 2008 yılında işletmeye TL, 2009 yılında işletmeye TL, 2010 yılında işletmeye TL, 2011 yılında işletmeye TL ve 2012 yılında tarihi itibarıyla işletmeye TL kredi kullandırılmıştır. Kullandırılan hayvancılık kredilerinden üreticiler tarafından vadelerinde ödenmemesi nedeniyle muaccel hâle gelerek yılları arasında Tasfiye Olunacak Alacaklar hesaplarına aktarılan işletme sayısı; 2008 yılında işletme, 2009 yılında işletme, 2010 yılında işletme, 2011 yılında işletme ve 2012 yılında 31.10,2012 tarihi itibarıyla işletmedir. Kredi geri dönüşümü önemli oranda artmış olup Ziraat Bankası'ndan kredi kullanan üreticilerin bu kredileri geri ödeme oranı 2002 yılında %38 iken 2011 yılında %99'a yükselmiştir. Bankanın yeniden yapılandırılmasına ilişkin 4603 sayılı "Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası, Türkiye Halk Bankası Anonim Şirketi ve Türkiye Emlak Bankası Anonim Şirketi Hakkında 48

57 Kanun" gereğince, bankalara bedeli önceden ödenmeden görev verilemeyeceği hükme bağlandığından, faizsiz/sübvansiyonlu erteleme gibi uygulamaların Banka tarafından resen gerçekleştirilmesi mümkün bulunmamakta olup, söz konusu işlemler ilgili yasal düzenlemeler kapsamında gerçekleştirilebilmektedir. Bu çerçevede, 2009/14804 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı kapsamında, Ziraat Bankası tarafından kullandırılmış bulunan düşük faizli kredilerin vadelerinin; işletme kredilerinde 24 ayı, yatırım kredilerinde ise 7 yılı aşmayacak şekilde yeniden belirlenmesine imkân sağlanmış olup, bu kapsamda canlı kredi hesaplarında izlenen üreticinin tarımsal kredisinde vade uzatımı gerçekleştirilmiştir. Diğer taraftan, Tasfiye Olunacak Alacaklar hesabında izlenen kredilerin yeniden yapılandırılması hususunda borçlulara getirilen ödeme kolaylıklarına ilişkin Banka mevzuatında düzenleme bulunmakta olup, buna ilişkin borçlu talepleri, alacağın teminat durumu, borçlu ve borçla ilgililer hakkında başlatılan takiplerin safahatı, alacağın idari ve yasal yollardan tahsil imkânı ve borçlunun borcu ödeme kabiliyeti gibi hususların değerlendirilmesi suretiyle sonuçlandırılmaktadır yılları arasında Tasfiye Olunacak Alacaklar hesaplarında izlenmekte olan toplam üreticinin hayvancılık kredisi Ziraat Bankası'nın usul ve esasları dâhilinde veya 6111 sayılı Kanun kapsamında yeniden yapılandırılmıştır. Bankalar tarafından kredi taleplerinin değerlendirilmesi, istihbarat çalışmaları, işletme kontrolü, kredilerin kullandırılması, izlenmesi ve tahsili amacıyla yapılan işlemlerin karşılığı olarak kredi talebinde bulunan müşterilerden alınan masraf ve hizmet komisyonu, genel bankacılık uygulamaları çerçevesinde gerçekleştirilmektedir. CEVAP 5-6) Bakanlığımızca, çiğ süt desteği günün koşullarına göre dönemler itibariyle belirlenmekte ve gerektiğinde artış yapılabilmektedir. Bu kapsamda; çiğ süt desteği, oluşan piyasa fiyatlarına göre 3 aylık dönemler halinde belirlenerek değiştirilebilmekte ve gerekse tüketicilerimizin mağdur edilmemesi sağlanmaktadır yılında 77 ilimizde, 712 ilçede, köyümüz çiğ süt desteklemesinden yararlanmış olup, bu kapsamda toplam 422 Milyon TL destek ödenmiştir yılında yılında ilk defa gıda güvenirliliği açısından çiğ süt soğutulmuş süt ve soğutulmamış süt olarak iki gruba ayrılmış ve bu ayrılan sütler farklı fiyatlarla desteklenmeye başlanmıştır. Böylece soğuk zincirin tesis edilmesi özendirilerek soğutulmuş çiğ süte daha yüksek prim ödenmiştir. Ayrıca, Bakanlığımızca süt regülasyonu uygulamasıyla arz fazlalığının olduğu dönemlerde piyasadaki çiğ süt çekilerek süt tozu üretimi teşvik edilmiştir. Süt üreticisi arz fazlalığından kaynaklı düşük fiyat baskısına karşı referans fiyat uygulamasıyla korunmuş ve aynı zamanda sanayicimize dünya fiyatlarına eşdeğer fiyattan süt tozunu iç piyasadan karşılanması fırsatı verilerek aradaki fiyat farkı Bakanlığımızca karşılanmıştır. Bakanlığımızca döneminde toplam 152 Milyon TL süt tozu üretimi desteği verilmiştir. Bununla birlikte çocuklarımıza süt içme alışkanlığı kazandırılması ve tüketimin arttırılması amacıyla, 2012 yılında uygulamaya başlanılan Okul Sütü Programı 2013 yılında da devam edecektir. Bakanlığımızca üretim girdilerine önemli destek verilmekte olup, bu kapsamda üreticilere; yem bitkisi desteği, mazot desteği, kimyevî gübre desteği, toprak analizi desteği ve sertifikalı tohumluk destekleri verilmekte ve bu destekler ile üretim maliyetinin önemli bir kısmı karşılanmaktadır. Üreticilerimize 2003 yılında ilk defa mazot desteği verilmeye başlanmış olup, 2012 yılında yapılan mazot desteği birim fiyatı 2011 yılma göre ortalama %15 oranında, 2013 yılında yapılacak mazot desteği birim fiyatı 2012 yılma göre ortalama %6,6 oranında arttırılmıştır yıl sonunda kaldırılan gübre destekleme uygulaması 2005 yılından itibaren alan bazlı olarak tekrar başlatılmıştır yılında ödenen gübre birim destekleme ödemesi 2011 yılma 49

58 oranla %17 oranında, 2013 yılında ödenecek gübre destekleme ödemesi de 2012 yılma göre ortalama %5,2 oranında arttırılmıştır. Ayrıca bilinçli gübre kullanımını teşvik ederek toprak kaynağımızın korunmasını sağlamak ve sürdürülebilir bir tarımsal faaliyet için 2005 yılından itibaren toprak analizi yaptıran çiftçilere destekleme uygulaması başlatılmıştır. Bakanlığımızca yem bitkilerine önemli destek sağlanmaktadır yılında hektar alan için çiftçiye toplam 2,4 Milyon TL ödeme yapılmış iken, 2012 yılında hektar alan için çiftçiye 292,8 Milyon TL ödeme yapılmıştır. Bugüne kadar yem bitkileri desteklemeleri kapsamında yaklaşık 5,8 Milyon hektar alanda 2 Milyon çiftçi için toplam 2,8 Milyar TL ödeme yapılmıştır. Ayrıca fark ödemeleri kapsamında yem hammaddesi olarak kullanılan; dane mısır, buğday, arpa, yulaf, çavdar, tritikale, soya gibi ürünlere prim desteği verilmektedir. Fark ödemeleri kapsamında; 2002 yılında toplam 186 Milyon TL prim desteği verilmiş iken, 2012 yılı Kasım ayı itibariyle 2,3 Milyar TL destek ödenmiştir. Hayvancılık sektöründe kaba yem ihtiyacının karşılanması amacıyla mera ıslah çalışmalarına önem verilmiş olup, bugüne kadar toplam 4,5 Milyon dekar alanda mera ıslah çalışması yapılmıştır. Karma yem (etlik piliç yemi, yumurta yemi, besi yemi, süt yemi ve diğer yemler) üretimimizde ise son yıllarda artışlar görülmektedir yılında 9,5 Milyon ton olan karma yem üretimimiz, 2011 yılında ise 13,1 Milyon tona ulaşmıştır. CEVAP 7-8) Ülkemiz et piyasasında meydana gelen fiyat dalgalanmalarının önüne geçilebilmesi, halkımızın beslenmesine katkı sağlanması, yetiştiricilerimizin besilik hayvan materyali ihtiyacının karşılanması ve Ülke hayvancılığının geliştirilmesi amacıyla, sığır eti (Karkas), kasaplık ve besilik sığır ve koyun ithalâtına izin verilmiştir. Yapılan ithalât piyasalarda olumlu etki doğurmuş ve et fiyatlarında düşüş sağlanmıştır. 30 Ekim 2012 tarih ve sayılı Resmî Gazete de yayımlanan Bakanlar Kurulu Kararı ile kesimlik sığır ithalatı ile kesimlik ve besilik koyun ithalatı için gümrük vergisi oranı %40'a, sığır eti (karkas) ithalâtı için gümrük vergisi oranı %100'e çıkartılmıştır. İthalata ilişkin veriler TÜÎK tarafından kamuoyuna açık şekilde yayınlanmaktadır. Bakanlığımızca, hayvancılık destekleri, sektörün gelişmesi ve verimliliğin arttırılmasına yönelik olarak etkinleştirilmiştir. Hayvancılığı geliştirmek, üretimi, verimi ve kaliteyi yükseltmek, uygulanan politikaların etkinliğini sağlamak, sektörün öncelikli problemlerinin çözümüne katkıda bulunmak, sürdürülebilirliği ve kayıtların güncellenmesini sağlamak amacıyla; anaç sığır-manda, damızlık koyun-keçi, suni tohumlamadan doğan buzağı, suni tohumlamadan doğan çevirme melezi, çiğ süt, çiğ sütün değerlendirilmesi, projeli damızlık koyun-keçi, besilik erkek sığır, gen kaynaklarının korunması, tiftik, ipek böceği, arı ve su ürünleri yetiştiriciliği, kaba yem üretimi, tazminatlı hayvan hastalıkları, hastalıktan ari işletme, hayvan hastalıkları ile mücadele, programlı aşı uygulamaları konularında destekleme uygulamaları yapılmaktadır. Hayvancılık destekleri kapsamında; 2002 yılında 83 Milyon TL destek ödenmiş iken, 2012 yılsonu itibariyle destek miktarının 2,2 Milyar TL'yi bulması beklenmektedir. Hayvancılığın toplam destek içerisinde payı 2002 yılında %4,4 iken, 2012 yılında %28'e ulaşmıştır. Ayrıca, yeni işletme kuran veya kurulu işletmesinin kapasitesini arttırmak isteyen yetiştiricilere; Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri aracılığı ile damızlık sığır yetiştiriciliği, damızlık düve yetiştiriciliği, büyükbaş ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliği ile büyükbaş ve küçükbaş hayvan besiciliği konularında düşük faizli işletme ve yatırım kredisi kullandırılmaktadır. Faiz indirim oranları, yatırım konularına göre %25 ile %100 arasında değişmektedir. Doğu Anadolu Bölgesinde kombine ve etçi ırklarla kurulan damızlık işletmesi, Güney Doğu Anadolu Bölgesinde ise süt işletmesi kuranlara inşaat için %30 makine ve damızlık hayvan alımı için de %40 oranında hibe desteği ödemesi yapılmaktadır. 50

59 Bakanlığımızca 2006 yılında başlatılan %50 hibe destekli "Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı" kapsamında, tarımsal ürünlerin işlenmesi, paketlenmesi, ambalajlanması ve depolanması gibi özellikle ürünlerin pazarlanmasına yönelik ekonomik yatırımlar desteklenmekte olup, bu kapsamda hayvansal ürünlere yönelik yatırımlar önemli bir yer tutmaktadır. Ayrıca Bakanlığımızın ilgili kuruluşu olan Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu tarafından et ve et ürünlerinin üretimi ve pazarlanmasına yönelik yatırımlara İPARD programı kapsamında %50-65 arasında AB hibe fonları ile destek sağlanmaktadır. Bakanlığımız tarafından tarımsal ürünlerin üretici örgütleri tarafından pazarlanması amacıyla 2004 yılında 5200 sayılı Tarımsal Üretici Birlikleri Kanunu yürürlüğe konulmuştur. Bu Kanun'un amacı, üretimi talebe göre plânlamak, ürün kalitesini iyileştirmek, kendi mülkiyetine almamak kaydıyla pazara geçerli norm ve standartlara uygun ürün sevk etmek ve ürünlerin ulusal ve uluslararası ölçekte pazarlama gücünü artırıcı tedbirler almak üzere tarım üreticilerinin, ürün veya ürün grubu bazında bir araya gelerek, tüzel kişiliği haiz tarımsal üretici birlikleri kurmalarını sağlamaktır. Bu amaçla kurulan birliklerin; pazarlama, üretim, girdi temini, üretim kayıtlarının tutulması, danışmanlık ve piyasa düzenleriyle ilgili görevleri bulunmakta olup, bu görevler Kanunda belirtilmiştir. Üretici birliklerinin ürün ve ürün grubu bazında Merkez Birliği örgütlenmeleri de bulunmaktadır. Ulusal düzeyde merkez birliği şeklinde örgütlenerek kurumsal olarak kendini geliştirmiş üretici birlikleri Kanunla verilmiş görevleri yerine getirdiğinde piyasadaki fiyat dengesizliğini de giderecek müdahalelerde bulunabileceklerdir. Bakanlığımızca hayvancılığa sağlanan destekler ve yürütülen çalışmalar sonucunda; döneminde, Büyükbaş sayısı %27,5 artarak 9,8 Milyon baştan 12,5 Milyon başa, Keçi sayısı %7,3 artarak 6,7 Milyon baştan 7,3 Milyon başa, Toplam küçükbaş sayısı %1,25 artarak 31,9 Milyon baştan, 32,3 Milyon başa çıkmıştır. Hayvansal üretimde ise aynı dönemde; Süt üretimi %79,1 artarak 8,4 Milyon tondan 15,1 Milyon tona, Et üretimi %84,7 artarak 421 Bin tondan 777 Bin tona, Sığır başına ortalama süt verimi %70 artarak İt/yıldan, İt/yıla, Sığırda ortalama et verimi %36,4 artarak 184 kg den 251 kg ye, Hayvansal hasıla ise %214 artarak 5,9 Milyar dolardan, 18,5 Milyar dolara çıkmıştır. Yürütülen çalışmalar ve sağlanan destekler sonucunda, büyükbaş hayvancılık işletmelerinde ölçek büyüklükleri önemli oranda artmış, işletmelerin profesyonelleşmesine katkı sağlanmıştır. 50 baş ve üzeri kapasiteye sahip işletme sayısı; 2002 yılında iken, 2012 yılında %548 artışla 'e yükselmiştir. Soy kütüğü ve Önsoy kütüğüne kayıtlı işletme ve hayvan sayısı; 2002 yılında 238 Bin işletmede 943 Bin baş hayvan iken, 2012 yılında 1 Milyon işletmede 6,5 Milyon baş hayvana ulaşmıştır. Bakanlığımızca tarım ve hayvancılık sektörünün geliştirilmesi amacıyla gerekli tedbirler alınmış, sektöre önemli destekler sağlanmış ve birçok proje uygulamaya konulmuş olup, bundan sonra da bu yönde çalışmalarımız artarak devam edecektir. Mehmet Mehdi EKER Bakan 51

60 18 - NARENCİ YE U RETİ Cİ Mİ Zİ N YAŞADİG İ SORUNLAR TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI NA Aşağıdaki sorularımın Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Sayın M. Mehdi EKER tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını ilgilerinize sunarım. Saygılarımla. Bu bağlamda; Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili İzmir in Seferihisar İlçesi, ülkemiz mandalina üretiminin ve dış satımının önemli merkezlerinin başında gelmektedir. Seferihisar mandalinası ince kabuklu, çekirdeksiz, aroması ve lezzeti ile Seferihisar toprağı suyu ile harmanlanmış yetiştiği topraklara marka olmuştur. Seferihisar mandalinası Seferihisar ve çevresinde üretim yapan 16 bin ailenin geçim kaynağını oluşturmakta, yurt içi ve dışı satışı ile de İzmir ve ülkemiz ekonomisine katkı sağlamaktadır. Seferihisar mandalinasının İzmir bölgesinde geçen yıl gerçekleşen 110 bin tonluk üretimi, bu yıl 210 bin ton ile rekora ulaşmaktadır. Tüm bu gelişmeler karşısında üreticinin sahipsizliği, ürününü değerinin altında satmak zorunda bırakılarak tüccara mahkum edilmesi ve en önemlisi de Orta Doğu daki gelişmeler nedeniyle durma noktasına gelen dış satım, üreticileri aileleri ve bölge ekonomisini olumsuz etkilemektedir. Narenciye üreticisi ürününü yıllardır kuruş aralığında pazarlarken; kullandığı mazot, gübre, ilaç ve elektrik gibi temel girdilerde %200 leri bulan artışlar karşısında çaresiz kalmaktadır. Kimi zaman karşılıksız çıkan çek ve senetler karşılığında ürününü yok pahasına elden çıkaran üreticiler, başta Tarım Kredi Kooperatifi ve Ziraat Bankası gibi kuruluşlara olan borçlarını ödeyememektedir. 1) Narenciye üreticilerimizin yaşadığı sorunlarını giderme yönünde bakanlığınızın bir çalışması var mı? Varsa buna ilişkin eylem planınız nedir? 2) Bakanlığınızın üretilen mandalinanın daha verimli değerlendirilmesi ve üreticilerimizin emeğinin karşılığını alması gibi satış planlaması gerektiren konularla ilgili bir çalışması var mı? 52

61 3) Bakanlığınızın, üreticilerimizin ürününü değerlendirememekten kaynaklanan, Tarım Kredi Kooperatifi ve Ziraat Bankası gibi kuruluşlara olan borçlarını erteleme ve üretici lehine yeniden yapılandırma gibi bir çalışması var mı? 4) Üreticilerimizin pazarlama gücü ve kabiliyetini artıracak, ürünün daha uzun süre korunmasını sağlayacak soğuk hava deposu gibi donanımların yapılması konusunda bir çalışmanız var mı? Yapmayı düşünüyor musunuz? 5) Bakanlığınızın, yüksek maliyetler göz önünde bulundurularak, üreticiye dekar başına 20 lira mazot desteğini günün koşullarına uyarlayarak artırılmasına yönelik bir çalışması var mı? Ayrıca üreticinin kullandığı temel girdilerde maliyetin düşürülmesine ilişkin bir çalışma var mı? 6) Üreticilerimizin sorunlarının giderilmesinde çok önemli bir konu olan dış satımın teşvik edilmesi ve narenciye ihracatında ton başına ihracat desteğini artırıcı çalışmalarınız var mı? 48 Gün Sonra Yanıtlandı. TC GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Strateji Geliştirme Başkanlığı TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA İZMİR MİLLETVEKİLİ SAYİN BİRGÜL AYMAN GÜLER İN TBMM Esas NO: 7/12889ESAS SAYİLİ YAZİLİ SORU ÖNERGESİNE CEVABİ CEVAP 1-2-5) Bakanlığımız tarafından narenciye üreticilerimize önemli destekler sağlanmakta ve üretimin artırılmasına yönelik çalışmalar yürütülmektedir. Bu kapsamda yürütülen bazı çalışmalar aşağıda yer almaktadır. Çiftçi Kayıt Sistemine kayıtlı üreticilere, tam veya yan bodur meyve fidanı ile en az 5 dekar, diğer meyve fidanı türlerinde ise en az 10 dekar alanda, sertifikalı veya standart meyve fidanı kullanarak yeni tesis ettikleri bağ ve bahçeler için alan bazlı, hibe şeklinde destekleme ödemesi yapılmaktadır. İlk defa 2003 yılında mazot destekleme uygulamasına başlanılmış olup, mazot desteklemesi ile mazot maliyetinin ortalama %16'sı karşılanmıştır yılında yapılan mazot desteği birim fiyatı 2011 yılına göre ortalama %15 oranında, 2013 yılında yapılacak mazot desteği birim fiyatı 2012 yılma göre de ortalama % 6,6 oranında artırılmıştır yılında doğrudan üreticiye ödenmeye başlayan gübre desteklemesi ile gübre maliyetinin ortalama % 15' i karşılanmıştır yılında ödenen gübre birim destekleme Ödemesi 2011 yılına oranla %17 oranında, 2013 yılında ödenecek gübre destekleme ödemesi de 2012 yılma göre ortalama %5,2 oranında artırılmıştır. 53

62 2005 yılından itibaren toprak analizi yaptıran çiftçilerimize toprak analizi desteği sağlanmaktadır. Narenciye üreticilerimiz; organik tarım, iyi tarım uygulamaları, düşük faizli kredi uygulamaları ve AR-GE desteklerinden de yaralanmaktadırlar yılında başlatılan Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı kapsamında, depolama, ürün işleme, paketleme ve ambalajlama ile makine-ekipman alımlarına %50 hibe desteği verilmekte olup, bu çerçevede narenciyeye yönelik yatırımlar da desteklenmektedir. Türkiye Tarım Havzaları Üretim ve Destekleme Modeli kapsamında; meyvecilikte üretim ve kalite artışı sağlamak, maliyetlerin azaltılması ile ihracat oranının artırılması, modern meyveciliğin geliştirilmesi amacıyla havza faaliyetleri içerisinde meyvecilik havzaları çalışmaları başlatılmıştır. Tarımsal ürün fiyatları serbest piyasa ekonomisi şartlan içerisinde oluşmaktadır. Bakanlığımızca, üreticilerin girdileri daha ucuza alması ve ürünlerini daha iyi pazarlayabilmesi amacıyla, tarımsal üretici örgütlerinin kurulması ve kooperatifleşmeye yönelik gerek kredi desteği, gerekse bilgi ve teknik destek sağlanmaktadır. CEVAP 3) 28 Ağustos 2012 tarihli Resmi Gazete de yayımlanan 2012/3570 sayılı Bakanlar Kurulu Karan, 07 Ekim 2012 tarihli Resmi Gazete de yayımlanan 2012/3789 sayılı Bakanlar Kurulu Karan ve 2 Ocak 2013 tarihli Resmi Gazete de yayımlanan 2012/4076 sayılı Bakanlar Kurulu Karan ile 81 ilimizde 1 Ocak Aralık 2012 tarihleri arasında meydana gelen selsu baskım, fırtına, aşın yağış, aşın kar yağışı, dolu, don, kuraklık, yıldırım düşmesi ve hortum afetlerine maruz kalan ve bu afetler sebebiyle ekilişleri, ürünleri, hayvan varlıkları, tesisleri veya seraları en az %30 oranında zarar gören ve bu durumları il veya ilçe hasar tespit komisyonlarca belirlenen Çiftçi Kayıt Sistemine kayıtlı gerçek veya tüzel kişi üreticilerin (kamu kurum ve kuruluşları hariç) T.C. Ziraat Bankası A.Ş. ve Tanın Kredi Kooperatiflerine olan düşük faizli kredi kullandırılmamasına ilişkin Bakanlar Kurulu Kararlan kapsamındaki kredi borçlan, bu Kararlar ile belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde 1 yıl ertelenmiştir. Konuyla ilgili olarak Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği Genel Müdürlüğünden alınan cevabi görüş aşağıda ver almaktadır. Tarım Kredi Kooperatifleri ortaklarının tarımsal kredi borçlarının ertelenmesi, yürürlüğe konulan Kanun ve/veya Kararnameler çerçevesinde yapılmakla icra takibinde olan üreticiler de dahil olmak üzere, Tarım Kredi Kooperatiflerine vadesi geçen borçlarım ödeme istek ve gayreti içerisinde olan üreticilere, borçlarını ödeyebilmeleri hususunda kolaylıklar sağlanmaktadır. Bu çerçevede; tarihi itibariyle kanuni takipteki krediler hesabında borcu bulunan ve tarihine kadar müracaat eden ortakların borçlarını defaten ödemeleri halinde temerrüt faizi yerine normal faiz oranı üzerinden faiz hesaplanmak suretiyle tahsil edilmektedir. Diğer yandan, borcunu defaten ödeme imkânına sahip olmayan üreticilerin, borçlarının en az % 25'ini peşin ödemeleri kaydıyla kalan borçlan için gelecek ürün hasat dönemine kadar bir yılı geçmeyecek şekilde bir veya birden fazla taksitle ödeme imkânı sağlanabilmektedir. Ayrıca, üreticiler Tarım Kredi Kooperatiflerine olan vadesi geçen borçlarının asgari %60'nı ödemeleri kaydıyla, kalan kısmı için yeni kredi kullandırılarak borçlarına mahsup edilebilmektedir. Konuyla ilgili olarak T.C. Ziraat Bankası A.S. Genel Müdürlüğünden alınan cevabi görüş aşağıda yer almaktadır. Borç ertelemesi ile ilgili hususlar yasal düzenleme ile yapılmakla birlikte yasal düzenlemelerin bulunmadığı durumlarda, üreticilerimizin içine düştükleri zor durumlardan kurtarılmasına ve üretimin devam ettirilmesine yönelik olarak, "Bankalarca Kredilerin ve Diğer Alacakların Niteliklerinin Belirlenmesi ve Bunlar İçin Ayrılacak Karşılıklara İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında 54

63 Yönetmelik" ve diğer bankacılık mevzuatı çerçevesinde yapılabilecek uygulamalar Ziraat Bankası tarafından ayrıca değerlendirilmektedir. Tasfiye Olunacak Alacaklar hesaplarında izlenen kredilerin yeniden yapılandırılması hususunda ise borçlulara getirilen ödeme kolaylıklarına ilişkin Ziraat Bankası mevzuatında düzenleme bulunmakta olup, buna ilişkin borçlu talepleri, alacağın teminat durumu, borçlu ve borçla ilgililer hakkında başlatılan takiplerin safahatı, alacağın idari ve yasal yollardan tahsil imkanı ve borçlunun borcu ödeme kabiliyeti gibi hususların değerlendirilmesi suretiyle Ziraat Bankası şubeleri yetkisinde temerrüt faizi kaldırılarak defaten ödemelerde cari faiz oranlarından hesaplanan birikmiş faiz toplamına kadar indirim yapılmakta; keza cari faiz uygulanarak 36 aya kadar taksitle ödeme imkanı da sağlanmaktadır. CEVAP 4) Bakanlığımızca 2006 yılında başlatılan %50 hibe destekli "Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı" kapsamında 81 ilimizde, tarımsal ürünlerin işlenmesi, paketlenmesi, ambalajlanması ve depolanması gibi ekonomik yatırımlar desteklenmektedir. Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı Kapsamında desteklenen konu başlıkları aşağıda detaylı olarak yer almaktadır. Tarımsal ürünlerin işlenmesi, depolanması ve paketlenmesine yönelik yeni yatırım tesislerinin yapımı, Tarımsal ürünlerin işlenmesi, depolanması ve paketlenmesine yönelik mevcut faal olan veya olmayan tesislerin kapasite artırımı ve teknoloji yenilenmesine yönelik yatırımlar, Tarımsal ürünlerin işlenmesi, depolanması ve paketlenmesine yönelik kısmen yapılmış yatırımların tamamlanmasına yönelik yatırımlar, Çelik silo ve soğuk hava deposu yatırımları, Alternatif enerji kaynaklan kullanan yeni seraların yapımına yönelik yatırımlar, Tebliğ kapsamında bulunan konularla ilgili tarımsal faaliyetlere yönelik yapılmış veya yapılacak tesislerde kullanılmak üzere, alternatif enerji kaynaklarından jeotermal, biyogaz, güneş ve rüzgar enerjisi üretim tesisleri, Koyun, keçi ve manda konularında sabit yatırım projeleri, Hayvansal orijinli gübrelerin işlenmesi, paketlenmesi ve depolanmasına yönelik yatırımlar. Bu kapsamda her yıl yayımlanan konu ile ilgili Tebliğe uygun şekilde hazırlanan narenciye ile ilgili işleme, paketleme ve depolamaya yönelik projeler, İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğümüz tarafından yapılan değerlendirme sonucuna göre destek kapsamına alınabilecektir. Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı 2015 yılına kadar devam edecektir. Ayrıca, tarımda makineleşmenin geliştirilmesi amacıyla Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı kapsamında, 2007 yılından bu yana çiftçilerimizin üretimde en çok kullandıkları makine ve ekipmanlara %50 hibe desteği sağlanmaktadır. "Tarımsal Amaçlı Kooperatiflere Kullandırılacak Kredilere İlişkin Yönetmelik" esasları dahilinde kooperatiflerin uyguladıkları projeler de Bakanlığımızca düşük faizli kredilerle desteklemektedir. Bu kapsamda soğuk hava deposu yapılmasına yönelik tarımsal amaçlı kooperatiflerden gelecek talepler Bakanlığımızca değerlendirilmektedir. CEVAP 6) Konu ile ilgili Ekonomi Bakanlığından alınan cevabi görüş aşağıda ver almaktadır. Turunçgil ihracatımız yıllar itibarıyla önemli seviyede artışlar göstererek, yaş meyve sebze ürün grubunun lokomotifi konumuna gelmiştir. Ülkemizde üretimi gerçekleştirilen turunçgil ürünlerinin miktar bazında 2011 yılı itibarıyla yaklaşık %41'lik bölümü ihracata konu olmuştur. 55

64 2012/2013 döneminde, ürünlerin ihracatında sağlanan istikrarlı artış eğilimi ile uluslararası piyasalarda kazanılan pazar payında sürekliliğin korunmasını teminen, uluslararası piyasalarda ülkemiz menşeli narenciye ürünlerine yönelik ithalatçı talebinin arttırılması ve yurt içi tüketimde istikrarlı bir artış eğiliminin tesisi amacıyla gerekli tanıtım faaliyetlerinin uygulamaya konulabilmesi amacıyla 21/11/2008 tarihinde kurulan "Narenciye Tanıtım Grubu" tarafından ilgili ülkeler nezdinde tanıtım ve reklam faaliyetleri artarak devam etmektedir. Ayrıca; ihracata yönelik devlet yardımları kapsamında, tarım ürünleri ihracatçıları da dahil ihracatçılarımızın yurt dışı fuarlara iştirakleri, sektörel nitelikteki uluslararası fuarlara bireysel katılımları, yurt dışında gerçekleştirilen tanıtım ve markalaşmaya ilişkin harcamaları İle yurt dışında mal ticareti yapmak amacıyla açılan birimlerle ilgili giderleri Ekonomi Bakanlığınca desteklenmektedir. Mehmet Mehdi EKER Bakan 56

65 19 - KU ÇU K MENDERES TE Kİ RLİ Lİ K TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Aşağıdaki sorularımın Çevre ve Şehircilik Bakanı Sayın Erdoğan BAYRAKTAR ın yazılı olarak yanıtlanmasını ilgilerinize sunarım. Saygılarımla. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili Küçük Menderes Nehri, Bozdağ ların Karakoyun yaylasından doğup Kiraz, Ödemiş, Tire, Torbalı ilçelerinden geçerek Selçuk sınırlarında Ege Denizi ne dökülmektedir. Nehir kat ettiği 175 km boyunca geçtiği tüm yerleşim alanlarının (Beydağ, Kiraz, Ödemiş, Tire, Torbalı, Bayındır, Selçuk) evsel ve sanayi atıklarını, tarımsal ilaçlarını ve kimyasal gübrelerini bünyesine almaktadır. Nehir bünyesinde getirdiği kirliliği öncelikle Selçuk Ovası na, Pamucak sahilinden de Ege Denizi ne taşımaktadır. Bu nedenle mevcut kirlilikten en fazla Selçuk ta yaşayan halk ve her yıl gerek Pamucak sahilini gerekse Selçuk taki ören yerlerini ziyarete gelen milyonlarca turist etkilenmektedir. Ayrıca nehrin sulama amacıyla kullanılması toprağın kuraklaşmasına ve ağır metallerce kirlenmesine de neden olmaktadır. Kirliliğin önlenmesinde çok etkili ve işlevsel olan, evsel ve endüstriyel atık su arıtma tesislerinin sağlıklı olarak işletilmesinin sağlanması, atık su arıtma tesisi olmayan belediyelerin ve işletmelerin arıtma tesislerine kavuşturulması yaşamsal bir öneme sahiptir. TBMM Çevre Komisyonu tarafından tarihli bir raporda da saptanmış olan bu önemli sorunla ilişkili olarak, aşağıdaki soruların açıklığa kavuşturulmasında yarar vardır: 1) Küçük Menderes Nehri nde yaşanan kirlilik ve nehrin biyoçeşitliliğindeki büyük kayıplar nedeniyle, nehir ve çevresinde ne gibi önlemler alınmakta ve çalışmalar yapılmaktadır? 2) Küçük Menderes Nehri nin geçtiği yerleşim yeri ve işletmelerde, Atık Su Arıtma Tesisi(AAT) kurulumu ve çalışma kapasitesi hangi aşamadadır? 3) Arıtılmış atık suların sulama amacıyla kullanılabilmesine ilişkin olarak, uygulanabilecek teknoloji, ilk yatırım, işletme maliyetlerine ve kurulumuna yönelik çalışmalar ne aşamadadır? 4) Nehirdeki kirlenmeyi önleyici, nehir güzergâhı ve özellikle Selçuk çevresinde neden olduğu çevre ve insan sağlığını tehdit eden olumsuzluklara karşı, uygulamaya konulan her hangi bir acil eylem planı var mıdır? 5) Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olarak nehirde kirlenmeye ve biyoçeşitlilik kayıplarına neden olan kirleticilere yönelik, denetimler hangi birimlerce ve aralıklarla yapılmaktadır? 6) Yapılan denetimlerde uygulanan cezai yaptırımların sonuçlarına ve değerlendirmesine ilişkin çalışma var mıdır? Bu yaptırımların, nehirdeki kirliliği hafifletici herhangi bir sonucu görülmüş müdür? 57

66 7 Aralık 2012 Posta Gazetesi 58

67 46 Gün Sonra Yanıtlandı. TC ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI Strateji Geliştirme Başkanlığı TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA ZMİR MİLLETVEKİLİ SAYİN BİRGÜL AYMAN GÜLER'İN T.B.M.M. 7/14173 ESAS SAYİLİ YAZİLİ SORU ÖNERGESİNE AİT CEVAPLAR CEVAPLAR: ,4-Küçük Menderes Nehri Havzası'nda yüzey ve yeraltı sularının özelliklerinin ve kirlilik durumu ile kentsel, endüstriyel, tarımsal, ekonomik vb. faaliyetlere bağlı olarak oluşan baskı ve etkilerin tespit edilmesi, havza bazında tespit edilen kirlilik kaynaklarının ve yüklerinin ayrıntılı olarak incelenmesi, havzanın çevresel altyapı durumunun tespit edilmesi, havzada meydana gelen kirliliğin önlenmesi, havzanın korunması ve iyileştirilmesi için tüm paydaşların katılımı ile kısa, orta ve uzun vadede alınacak tedbirlere yönelik çalışmaların ve planlamaların yapılması amacıyla, Mülga Çevre ve Orman Bakanlığınca, Küçük Menderes Havzası'nda 2010 yılında Havza Koruma Eylem Planı hazırlanmış ve söz konusu eylem planı kapsamında ilgili kurum ve kuruluşlarca alınması gereken her türlü kirlilik azaltıcı tedbir bir iş takvimine bağlanmıştır. Ayrıca, Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nın tarihli yazısı ile; Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Ege Bölgesi Sanayi Odası, İzmir Ticaret Odası, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı, İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü, Türkiye Belediyeler Birliği, İzmir ve Aydın Valiliği ile Kuşadası, Çeşme, Selçuk, Karaburun, Tire, Kiraz, Ödemiş, Beydağ, Torbalı Belediyelerinin bulunduğu "Küçük Menderes Havzası Koruma Eylem Planı Takip Komisyonu" oluşturulmuştur. Söz konusu Havza Koruma Eylem Planı doğrultusunda yapılan çalışmalar İzmir Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünce Bakanlığımıza 6 aylık dönemler halinde raporlanmaktadır. 2-Küçük Menderes Havzası'nda bulunan 43 yerleşim yerinin 19 una atıksu arıtımı hizmeti verilmekte ve havza bütününde mevcut 15 atıksu arıtma tesisinde atıksuları arıtılan nüfus ( ) havza nüfusunun %89 una karşılık gelmektedir. Havza nüfusunun büyük bir kısmı atıksu arıtma tesisine bağlıdır. Torbalı yerleşim alanına ait iki adet biyolojik atıksu arıtma tesisi, Selçuk ilçesine ait doğal atıksu arıtma tesisi, Kiraz, Ödemiş, Bayındır yerleşim alanlarına ait birer adet biyolojik atıksu arıtma tesisi bulunmakta olup; Tire ve Beydağ yerleşim alanlarına ait atıksu arıtma tesisleri proje aşamasındadır. Küçük Menderes Nehri'nin geçtiği 37 işletmenin ön arıtma tesisi, 28 adet işletmenin ise atıksu arıtma tesisi bulunmakta olup; mevcut bulunan atıksu arıtma tesisleri çalıştırılmaktadır. 3-Arıtılmış atıksuların sulamada kullanımına yönelik çalışmalar Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği Teknik Usuller Tebliği kapsamında yürütülmektedir. 59

68 5-Küçük Menderes Nehrinin kirliliğine yönelik yapılan denetim çalışmaları Bakanlığımız merkez teşkilatında Çevresel Etki Değerlendirmesi, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğünce, taşra teşkilatında ise İl Müdürlüklerimizce gerçekleştirilmektedir. Denetimler planlı, ani ve şikayet üzerine yapılan denetimler olarak üç ayrı sınıfa ayrılmaktadır. Küçük Menderes Nehrine çevresel etkisi olan tesislerden ÇED kararları olanlara merkez ve taşra teşkilatınca Çevresel Etki Değerlendirmesi izleme ve kontrol denetimleri yapılmaktadır. Ayrıca atıksu deşarjı konusundan çevre iznine tabi olan tesislerin deşarj ettikleri atıksu debilerine göre Çevre ve Şehircilik İl Müdürlükleri ve Bakanlığımızdan yetki almış laboratuvarlarca aşağıdaki tabloda belirtilen aralıklarla atıksu numuneleri alınarak analizleri yapılmaktadır. Endüstriyel Nitelikli Atıksular İçin Numune Alma Sıklığı Çevre ve Şehircilik 11 Müdürlüğü Endüstriyel atık sular için iç tarafından denetime esas asgari Debi (m 3 /gün) izleme esas numune alma sıklığı numune alma sıklığı <50 Dört ayda bir Yılda bir İki ayda bir Altı Ayda bir Ayda bir Dört Ayda bir Onbeş günde bir Üç Ayda bir >10000 Haftada iki İki Ayda bir ksular İçin Numune Alma Sıklığı Ke nts el- Ev sel Nit eli kli Atı Kentsel-Evsel debi E.N. (Eşdeğer Nüfus) Kentsel - Evsel atıksular için iç izlemeye esas numune alma sıklığı Çevre ve Şehircilik II Müdürlüğü tarafından denetime esas asgari numune alma sıklığı Ayda bir Yılda bir Ayda bir Uç Ayda bir günde bir İki Ayda bir > Haftada iki Ayda bir m sonuçlan, Bakanlığımızca hazırlanan yıllık denetim programlarının sona ermesini müteakip değerlendirilmekte, denetim planlarının ve yıllık denetim programlarının hazırlanmasında dikkate alınmaktadır yılında hazırlanan Evsel ve Endüstriyel Kirlilik İzleme Programı (EKİP) kapsamında Küçük Menderes Havzasında kirlilik izleme çalışmaları yürütülmüştür. Söz konusu havzada ilkbahar, yaz ve sonbahar dönemi izleme çalışmaları tamamlanmış olup, kış dönemi çalışmaları devam etmektedir. D e n e t i Erdoğan BAYRAKTAR Bakan 60

69 20 - KARABAG LAR TOKİ KONUTLARİNDA HASAR VE EKSİ KLİ KLERİ N NEDENİ NEDİ R? TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI NA Aşağıdaki sorularımın Çevre ve Şehircilik Bakanı Sayın Erdoğan BAYRAKTAR tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını bilgilerinize sunarım. Saygılarımla. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından, İzmir Karabağlar Uzundere mevkiinde yaptırılan, toplam altı bloktan ve 336 daireden oluşan, 4. Etap 1. Kısım 6000 sokakta bulunan konutlarda 1300 yurttaşımız yaşamaktadır. Konutların sözleşme süresinden bir yıl sonra hak sahiplerine teslim edilmesine ve aradan iki yıla yakın bir süre geçmesine karşın Doğankent Sitesi sakinlerinin sorun ve sıkıntıları her gün yenileri eklenerek devam etmektedir. Yurttaşların evlerinin farklı bölgelerinde göçükler oluşmaya başlamış, bu göçükler konutlarda hem tehlikeye hem de sağlıksız koşullara neden olmuştur. Konutlarda oluşan çatlaklar ve zeminde yaşanan su sızıntıları vatandaşları endişelendirmektedir. Sığınak adıyla yapılan yerlerin havalandırma mekanizmaları bulunmamakta ve sığınakların içinden geçmemesi gereken kanalizasyon boruları geçirilmektedir. Çocuk parkı ve yeşil alan düzenlemeleri yapılmayan konutların, çevre düzenlemesi ve istinat duvarının onarıma muhtaç olması da Doğankent Sitesi sakinleri için ayrı bir sorunu oluşturmaktadır. Sorumluluğu TOKİ ye ait bu konutlarda yaşanan sorunlardan dolayı bu güne kadar yurttaşların şikâyetleri muhatap ve dertleri çözüm bulamamıştır. Bu bağlamda; 1) Karabağlar Uzundere mevkiinde TOKİ tarafından yapılan Doğankent Sitesi nin plan proje, ihale, yapım ve teslimi nasıl gerçekleştirilmiştir? 2) Konutların hak sahiplerine öngörülen süreden geç teslim edilme nedeni nedir? Bu gecikmeden dolayı yüklenici firmaya ne gibi yaptırımlar yapılmıştır? 3) 2010 yılında teslim edilen ve yeni sayılabilecek konutlarda yaşanan göçük, çatlak ve sızıntı gibi sorunları nasıl değerlendiriyorsunuz? Plan ve denetimlerde bir eksiklik söz konusu olabilir mi? 4) Konut sakinlerinin bu zamana kadar sorunlarını dile getirdikleri şikâyetlerine çözüm bulamamalarının nedeni nedir? Vatandaşın parasını ödeyerek sahibi olduğu evlerinin sorunları ne zaman giderilecektir? 5) Türkiye genelinde, TOKİ nin yapıp teslim ettiği konutlardaki hasar, eksiklik ve diğer nedenlerden dolayı hak sahipleri tarafından aldığı şikâyet ne kadardır? Bu şikâyetlerin ne kadarı yargıya taşınmıştır? 61

70 62

71 36 Gün Sonra Yanıtlandı. TC ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI Strateji Geliştirme Başkanlığı TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA İZMİR MİLLETVEKİLİ SAYİN BİRGÜL AYMAN GÜLER'İN TBMM 7/16032 ESAS SAYİLİ YAZİLİ SORU ÖNERGESİNE AİT CEVAPLARİ CEVAPLAR: Önergede belirtilen hususlar hakkında konuyla ilgili kuruluş olan Toplu Konut İdaresi Başkanlığından alınan bilgiler aşağıda yer almaktadır. 1-Toplu Konut İdaresi Başkanlığı; 4734 sayılı Kanun ve ikincil mevzuatta belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde ve yine aynı Kanunun "Temel İlkeler" başlıklı 5 inci maddesi "saydamlığı, rekabeti, eşit muameleyi, güvenirliği, gizliliği, kamuoyu denetimini, ihtiyaçların uygun şartlarla ve zamanında karşılanmasını ve kaynakların verimli kullanılmasını sağlamakla sorumludur." hükmü doğrultusunda ihaleleri gerçekleştirmektedir. İhalelerde yeterlik kriterleri 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun "İhaleye Katılımda Yeterlik Kuralları" : başlıklı 10 uncu maddesinde "ekonomik ve mali yeterliliğin belirlenmesi" ve mesleki ve teknik yeterliliğin belirlenmesi" şeklinde iki genel başlık olarak belirlenmiştir. Toplu Konut İdaresi Başkanlığı ihalelerine katılan tüm istekli firmalar anılan kriterler çerçevesinde değerlendirilerek, geçerli teklifler belirlenmektedir sayılı Kamu İhale Kanunu, İdarelerin ihale esnasında ve sonrasında yapması gerekenleri 36, 37, 38 ve 40 ıncı maddelerde açıklamaktadır. Teklifler 36 ncı madde çerçevesinde açılmakta olup, ekonomik açıdan en avantajlı teklif 37 nci ve 38 inci maddeler çerçevesinde belirlenerek, 40 ıncı maddeye istinaden ihaleler karara bağlanmaktadır. Kamu İhale Kanununun 41, 42, 43, 44, 45, 46 ve 47 nci maddelerine istinaden işlemler tesis edilip, sözleşme imzalandıktan sonra sonuç bildirimleri Kamu İhale Bülteninde yayımlanmaktadır. Yapılan ihalelerde ekonomik açıdan en avantajlı teklif, geçerli tekliflerden en düşük fiyat esasına göre belirlenmektedir. Bahse konu ihaleler de 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre bütün isteklilerin teklif verebildiği ve ihaleye katılımın herkese açık olduğu açık ihale usulü ile yapılmıştır. Önergede ifade olunan konutların teslim işlemleriyle ilgili olarak, İzmir Uzundere projesinde yer alan konutların teslim süresi sözleşme imzalama aşamasından itibaren 12 ay olarak belirlenmiştir. İlk sözleşme imzalama tarihine göre, konutların teslim tarihi Eylül 2009'dur. Ancak, söz konusu proje kapsamında yer alan konutların teslimlerinde, teknik sebeplerden dolayı gecikme yaşanmıştır. Bu doğrultuda, konut alıcılarının mağduriyetini gidermek amacıyla Toplu Konut İdaresi Başkanlığınca, konut alıcılarının konut satın alma tarihleri gözetilerek, 2009 Kasım, Aralık ve 2010 Ocak, Şubat ve Mart ayları itibarıyla taksit ödemelerine ara verilmiştir. Taksit ödemelerine ara verilmekle birlikte, Ocak 2010 tarihinde yapılması gereken dönemsel artış da ertelenmiştir. Bunlara ilaveten, muhtelif dönemlerde satışa sunulmuş olup, sözleşme gereği teslim tarihi geçecek diğer konut alıcılarına da konutlarını teslim alana kadar dönemsel artışın yapılmaması ve taksitlerinin dondurularak, teslim edildiği ayı takip eden ay itibarıyla başlatılması kararı alınmıştır. 63

72 Kuzu Toplu Konut İnşaat Ltd. Şti. & Bozoğlu İnş. Taah. ve Tic. Ltd. Şti. İş Ortaklığı yükümlülüğünde yapılan İzmir Uzundere 4 üncü Bölge 616 Adet Konut ile Genel, Ada içi Altyapı ve Çevre Düzenleme İnşaatı işinde geçici kabul heyeti tarafından tespit edilen eksik ve kusurlu işlerin giderilmesi için yüklenici firmanın yeterli ekip ve ekipman ile çalışmaması üzerine Yapım İşleri Genel Şartnamesi gereğince yükleniciye farklı tarihlerde ihtarnameler gönderilerek, işi tamamlaması istenmiştir. Yüklenici firma söz konusu eksikliklerin firmanın nam ve hesabına olmak üzere Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından tamamlanmasını talep etmiştir. Bunun üzerine, Toplu Konut İdaresi Başkanlığınca Tamamlama Komisyonu kurulmuştur. Komisyon tarafından yürütülen çalışmalar neticesinde söz konusu projede geçici kabul eksikleri tamamlanarak, tarihinde Geçici Kabul Tutanağı Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından onaylanmıştır. Geçici kabul heyeti tarafından tespit edilen eksik ve kusurlu işlerin geç tamamlanması nedeniyle, Kabul Tutanağının onaylandığı tarih itibari ile Sözleşmede belirlenen gecikme cezası uygulanarak, yüklenici firmanın kesin hesabı düzenlenmiştir. Kesin kabul işlemleri de Tamamlama Komisyonu tarafından yürütülmüş ve tarihinde Kesin Kabul Tutanağı Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından onaylanmıştır. Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından yaptırılan projelerde yapı denetimi müşavir firmalar aracılığı ile yapılmaktadır. Uzundere toplu konut alanında yapı denetimi Koltek Müşavirlik İnşaat A.Ş. tarafından gerçekleştirilmiştir. Toplu Konut İdaresi Başkanlığı'nın İzmir İlindeki faaliyetlerinde, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı'nın İzmir Biriminde görevli elemanları da yapı denetimini ve ilgili kurumlarla çalışmaları sürdürmektedir. İnşaatların her aşamasında, zemin etütlerinden itibaren betonarme ve ince işler uzman kadrolar tarafından denetlenmektedir. Geçici Kabul ile Kesin Kabul arasındaki 1 yıllık dönem bakım onarım dönemidir. Bu dönemde Toplu Konut İdaresi Başkanlığı'na hak sahipleri tarafından bildirilen şikayetler müşavir firmaya bildirilerek proje ve sözleşme kapsamında inceleme yapılması, bu kapsamda eksik ve/veya kusurlu ithalat-tespit edilmesi halinde giderilmesinin sağlanması istenmiştir. Müşavir firmanın yapımdan kaynaklı olduğunu tespit ettiği şikâyetler ayrıca, nam ve hesap komisyonuna da bildirilerek, giderilmeleri istenmiştir. Şikâyetlerin giderildiğine dair hak sahiplerinden imzalı tutanaklar alınmaktadır. İşin geçici kabulü, müşavir firmanın geçici kabul esnasında tespit edilen kusurların tümünün giderildiğine dair yazısı üzerine onaylanmıştır. İşe ait kesin kabul eksiklikleri de yine nam ve hesap komisyonunca tamamlanmış ve müşavir firmanın tamamlandığına dair yazısı üzerine onaylanmıştır. Toplu Konut İdaresi Başkanlığı'nın tüm projelerinde, kesin kabul yapılmış olan projeler dâhil olmak üzere, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı'nın ve müşavir firmaların denetimleri ve izleme faaliyetleri devam etmektedir. Uzundere 4 üncü Bölge Konutları da Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından izlenmektedir. Binalarda göçük, çatlak ve sızıntı gibi sorunlar olduğu iddiası ile ilgili yapılan incelemelerde binalarda yapısal olarak herhangi bir sorun olmadığı tespit edilmiştir. Bina çevrelerinde bulunan tretuvarlar, bina çevresine bina yapıldıktan sonra döküldükleri için binadan ayrı bir parçadır. Bu kısımlarda zamana, mevsim şartlarına bağlı olarak bazı lokal noktalarda deformasyonlar oluşabilmektedir. Bu itibarla, önergede ifade olunan "...göçük, çatlak ve sızıntı..." şikâyetleri, dolgu alanlarda zaman içinde görülen oturmalardan kaynaklanmaktadır. Kesin Kabul Tutanağının onaylanmasına rağmen, zaman içinde oluşan bu şikâyetlerin giderilmesi için gerekli çalışmalar Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından yaptırılmaktadır. Ancak, söz konusu imalatlarını düzenli bakımlarının yapılması site yönetiminin görevidir. Konutlarda kesin kabul işlemleri başlatılmadan önce heyetin geleceği tarihler duyuru ile bildirilir. Şikâyetler yazılı olarak alınarak, kabul heyeti tarafından konutlarda yerinde tespit yapılır. Kesin kabul heyeti tarafından eksik ve kusurlu iş olarak tespit edilen hususlar yüklenici firmaya bildirilir. Yüklenici firma tarafından yapılan çalışma sonucunda, şikâyet konusu işin yapıldığına dair konut sahibinden veya ortak alanlar için blok yöneticisinden imzalı "tutanak" alınır. Yukarıda açıklandığı gibi, konut sahiplerinin şikâyetleri defalarca değerlendirilerek, 64

73 imalat kaynaklı kusurlar yükleniciye yaptırılmakta ve işin tamamlandığı bilgisi daire sahibinden veya yöneticiden alınmaktadır. Bu projede de konut sahiplerinin şikâyetlerinin giderildiğine dair tutanaklar alınmış ve kesin kabul işlemleri tamamlanmıştır. Konut alıcılarının Toplu Konut İdaresi Başkanlığı'na bildirdiği şikâyetler de kayıt altına alınmaktadır. Şikayetlerin proje ve sözleşme kapsamında incelenmesi, bu kapsamda eksik ve/veya kusurlu imalat tespit edilmesi halinde giderilmesi hususunda müşavir firmaya talimat verilmektedir. Şikayetler giderildikten sonrada şikayet sahibinden şikayetlerinin giderildiğine dair tutanak alınmaktadır. Bu çerçevede, anılan uygulamada bugüne kadar Toplu Konut İdaresi Başkanlığı'na 46 adet şikâyet ulaşmış olup, tamamı giderilmiştir. Uzundere Toplu Konutlarında 336 konuttan oluşan 1 nolu parselde yapılmış olan çocuk oyun alanları ve peyzaj düzenlemeleri, Site Yönetimine , ve tarihlerinde olmak üzere 3 ayrı tutanak ile teslim edilmiştir. Teslim tarihi itibari ile peyzaj alanlarının bakım ve onarımları Site Yönetimi tarafından yapılmalıdır. Yetersiz bakım nedeniyle oluşan bozulmaları Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından giderilmemektedir. Toplu Konut İdaresi Başkanlığı uygulamaları kapsamında, konut ve sosyal donatıların kullanıcıları tarafından 2006 yılından tarihine kadar Toplu Konut İdaresi Başkanlığı'na adet şikâyet bildirilmiştir. Bu şikâyetlerin adedi (%88) sonuçlandırılmış, kalan adet şikayetle (%12) ilgili çalışmalar devam etmektedir. Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından teslim edilen konutlardaki ayıp, hasar ve eksikliklerle ilgili olarak hak sahipleri tarafından Toplu Konut İdaresi Başkanlığı'na karşı *tarihi itibariyle adet dava açılmıştır. Ayrıca, Doğankent Site Yönetiminin imalat kusurları için açmış olduğu dava halen devam etmektedir. Erdoğan BAYRAKTAR Bakan 65

74 21 AŞAG İ ŞAKRAN TAŞ OCAG İ PATLATMALARİ DURDURUN TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Aşağıdaki sorularımın Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Sayın M. Mehdi EKER tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını bilgilerinize sunarım. Saygılarımla. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili İzmir-Kuzey Ege Çandarlı Limanı dolgu işlemlerinde kullanılan hafriyat, Aliağa Aşağışakran Köyü nden dinamitle patlatma yoluyla temin edilmektedir. Patlama ile ortaya çıkan toz ve taşlar ekili-dikili alanlarda çiçek ve tomurcuk gözeneklerinin zarar görmesine neden olmaktadır. Bu durum, özellikle yoğun bir şekilde yapılan zeytin tarımının verimini çok olumsuz etkilemekte ve yörede zeytin üretimi ile geçimini sağlayan yurttaşlarımızın zarar görmesine neden olmaktadır. Çiftçilerimiz sorunlarını, taş ocağının kapatılması ve patlatma işlemlerinin belirli bir süre durdurulmasını isteyen yazıyı imza toplayarak Bakanlığınıza başvurmuşlardır. Vatandaşlarımız geçen yıllarda maruz kaldıkları zararların bu yıl da yaşanmaması ve bu yılın var yılı olması nedeniyle, ocaktaki patlatmaların Mart, Nisan ve Mayıs aylarında durdurulmasını-yapılmamasını istemektedirler. Konu yöredeki çiftçilerimizin, doğal yaşamın ve ülkemiz ekonomisinin çıkarları bakımından yaşamsal önemde olup adı geçen istemlerin karşılanması ivedilik gerektirmektedir. 1) Aşağışakran Köylülerinin Bakanlığınıza yaptığı başvuru ile ilgili her hangi bir işlem yapılmış mıdır? Yapılmamışsa gerekçesi nedir? 2) Çiftçilerin zararlarını giderecek ve zeytinciliğin zarar görmesini önleyecek ne gibi çalışmalar yapılmaktadır? 3) Çiftçilerin talebi olan; patlatmaların Mart, Nisan ve Mayıs aylarında durdurulması konusunda her hangi bir çalışmanız var mı? 4) Çiftçilerin yıllardır uğradıkları zararlarının karşılanmasını sağlayacak her hangi bir çalışma var mı? Vatandaşlarımızın yaşadığı mağduriyetin sorumluları hakkında bir işlem yapmayı düşünüyor musunuz? 66

75 2 Şubat 2013 Posta Gazetesi 67

76 41 Gün Sonra Yanıtlandı. TC GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Strateji Geliştirme Başkanlığı TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA İZMİR MİLLETVEKİLİ SAYİN BİRGÜL AYMAN GÜLER İN TBMM Esas NO : 7/18452ESAS SAYİLİ YAZİLİ SORU ÖNERGESİNE CEVABİ CEVAP ) İzmir ili Aliağa İlçesi Aşağışakran köylüleri adına Köyü muhtarı Halim YAŞA'nın, köy hudutları içinde yer alan Kuzey Ege Çandarlı Limanının dolgu işlemlerinde kullanılmak üzere çıkarılan hafriyatın temininde kullanılan patlayıcıların meydana getirdiği tozların geçtiğimiz yıl henüz çiçek açmakta olan zeytin ağaçlarının tozlanmasında ve döllenmesinde sorun yaratması nedeniyle rekoltenin düşük gerçekleştiğini belirten ve aynı durumun bu yılda da yaşanmaması için Mart, Nisan, Mayıs aylarında patlatmaların durdurulmasına yönelik Bakanlığımıza yönelttiği dilekçedeki taleplerin incelenerek yapılacak işlemler hakkında İzmir Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğümüze gerekli talimat verilmiştir. Bu çerçevede İzmir Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğümüzce söz konusu "Hammadde Üretim Ocağı nın ruhsatlı olup olmadığı, ruhsatlı ise malzeme aldıkları alanın ruhsat sahası içinde kalıp kalmadığı hususlarının incelenmesi ve bahis konusu alanlarda faaliyet gösteren işletme veya işletmelerin ÇED raporunun mevcut olup olmadığı ve eğer varsa konuda taahhütlerinin yerine getirilip getirilmediği hususlarına yönelik yürüttüğü çalışmaların devam etmektedir. Bakanlığımızca, bu kapsamda yürütülen çalışmaların sonuçları ilgili mevzuatlar çerçevesinde değerlendirilerek gereği yapılacak olup, ayrıca dilekçe sahibine de bilgi verilecektir. Mehmet Mehdi EKER Bakan 68

77 22 - ORDU U Nİ VERSİ TESİ O G RETİ M U YELERİ NE BASKİ TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Aşağıdaki sorularımın Milli Eğitim Bakanı Sayın Nabi AVCİ tarafından yazılı olarak yanıtlamasını bilgilerinize sunarım. Saygılarımla. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK), son günlerde yeni yasa taslağı konusundaki çalışmalarla sık sık gündeme gelmektedir. Taslak, üniversitelerin nasıl bir yapıya dönüştürüleceğinin önemli göstergesidir. Bu durum doğal olarak toplumda ve üniversitelerde taslağa dair eleştirileri beraberinde getirmektedir. YÖK ün yeni yasa taslağı konusunda öğretim üyelerinin düşüncelerinin açıklanmasının ve sendika hakkının engellenmesinin bilim yuvası olan bir kuruma yakışmayacağı konusunda kamuoyunda görüş birliği olduğu görülmektedir. Oysa Ordu da yaşanan bir olay, bilim yuvası olan kurumun bu niteliğini tartışmaya açacak boyuttadır. Ordu Üniversitesinde 7 öğretim üyesi hakkında; odalarının kapılarına İnsan, Doğa, Toplum Yararına Üniversite İstiyoruz yazılı sendika kokartı ve Eğitim Sen afişi astıkları gerekçesiyle soruşturma açıldı. Bu öğretim üyelerinden biri ise daha farklı bir soruşturma işlemine muhatap oldu. Buna göre; bir öğretim üyesi hakkında, YÖK yasa taslağı hakkında konuşma yaptığı için disiplin cezası verildi. Başka bir ifadeyle ülkemizin bir üniversitesinde bir öğretim üyesi hem de çalıştığı kurumu düzenleyecek yasa taslağıyla ilgili bilimsel - eleştirel konuştuğu için disiplin cezası almıştır. Bu bağlamda: 1) Odalarının kapısına, içinde bulundukları bilim dünyasının düşünce ve istemlerini ifade eden kokart ve afiş asan öğretim üyeleri hakkında soruşturma açılmasının nedenleri nelerdir? Bu kokart ve afişlerde, haklarında soruşturma açılacak ne gibi yasa dışı unsurlar bulunmaktadır? 2) Üniversitelerde YÖK yasa taslağını eleştirmek suç mudur? Bu konuda YÖK ün üniversitelere herhangi bir talimatı genelgesi var mıdır? 3) Kendi kurumunu ilgilendiren bir yasa taslağıyla ilgili görüşlerini açıklayan öğretim üyesine disiplin cezası verilmesinin nedenleri nelerdir? Ülkemizde bu cezanın başka bir örneği var mıdır? Varsa hangi tarihlerde ve üniversitelerde uygulanmıştır? 4) Bakanlığınızca, YÖK ve/veya baskı uygulayan üniversitelerde bahsi geçen olayla ilgili herhangi bir araştırma yapılmış mıdır? Yapılmamışsa nedeni nedir? Yapıldıysa süreç ne aşamadadır? 5) Yaşanan olaylar, yeni YÖK taslağının ne gibi üniversiteler meydana getireceğinin örneği midir? YANITSIZ: Süresi İçinde Cevaplandırılmadığında n Gelen Kağıtlarda Yayımlandı 69

78 23 BERGAMA DA OKUL Bİ NASİ TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Aşağıdaki sorularımın Milli Eğitim Bakanı Sayın Nabi AVCİ tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını bilgilerinize sunarım. Saygılarımla. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili Bergama - Atmaca Mahallesi nde 1956 yılından bugüne eğitim öğretim etkinliği sürdüren Atatürk İlköğretim Okulu, fiziki koşullarının yetersizliği ve sağlıksız koşulları nedeniyle öğrenci, öğretmen ve mahalle halkı büyük sıkıntı içindedir. Cumhuriyetin kuruluş yıllarında yapılan, 1956 yılına kadar hastane hizmeti veren, 1956 yılından günümüze kadar okul olarak kullanılan bina sit alanında olması nedeniyle onarım ve tadilat yapılamamaktadır. Sorun birçok defa mahalle halkının ve okul yetkililerinin girişimleri ile ilgili mercilere bildirilmiş fakat hiçbir sonuç alınamamıştır. 300 Öğrenci ve 25 öğretmenin eğitim öğretim yaptığı okul binası, Bergama nın yoksul ve işsiz insanlarının yaşadığı bir mahallede olması konuyu daha da karmaşık hale getirmektedir. Bu anlamda kolay erişebilir bir yerde yapılacak yeni okul binası, özelde çocukların eğitimi için genelde de mahalle halkının duygu ve düşünceleri açısından yararlı olacaktır. Böyle bir olanağın sağlanması konusunda Zafer Mahallesi nde bulunan eski devlet hastanesi arazisi bu iş için elverişli bir yer olarak görülmektedir. Bu bağlamda; 1) Bakanlığınızın Atatürk İlköğretim Okulu binası ile ilgili yapmakta olduğu bir çalışma var mı? Binanın eğitim öğretime uygunluğu konusunda bir çalışma ya da rapor düzenlenmiş midir? 2) Mahalle halkının ya da okul yetkililerinin konuyu birçok defa bildirmelerine karşın bugüne kadar sorunun çözülmeme nedenleri nelerdir? 3) Zafer Mahallesi ndeki eski devlet hastanesi arazisi, çocukların ulaşımı açısından kolaylığı düşünüldüğünde, Atatürk İlköğretim Okulu binası için bir girişiminiz var mı? Düşünülemez mi? 4) Bergama da eğitim öğretim yapılan ilk ve orta dereceli okul binalarının, eğitim öğretime uygunluğuna ilişkin güncellenmiş raporu var mı? 70

79 76 Gün Sonra Yanıtlandı. TC MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI Strateji Geliştirme Başkanlığı TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Kanunlar ve Kararlar Başkanlığı İlgi : tarihli ve sayılı yazınız İzmir Milletvekili Sayın Birgül AYMAN GULER'in ilgi yazı ekinde gönderilen 7/21173 esas numaralı som önergesi incelenmiştir. izmir Valiliğince konuya ilişkin olarak; Bergama Atatürk ilköğretim Okuluna 2009 yılında 15 derslikli okul binası yapımının programa alındığı, ancak söz konusu bölgenin Kentsel Artı İTT. Derece Sit Alanı olması nedeniyle hazırlanan projelerin Kültür ve Turizm Bakanlığı İzmir 2 Nolu KTVKK tarafından onaylanmadığı, okul binasının programdan çıkarılarak yerine Bergama Cemil Canan Çiçek Ortaokuluna 18 derslikli ek bina yapımının programa alındığı, ilgili Belediye Meclis kararında mevcut arsaya ek derslik yapılması halinde oyun alanı ve tören alanı kalmayacağı gerekçeleriyle yapımının uygun görülmediği, Bunun üzerine okul yerinin değiştirilerek 96 ada, 9 parsel arsa üzerine 18 derslikli ortaokul yapılması çalışmalarının devam ettiği, ayrıca bölgede okul ihtiyacı olmasından dolayı 12 derslikli yeni ilkokul yapımının 2013 yılı yatırım programına alındığı, Bergama ilçesi Zafer Mahallesi, 225 ada ve 28 parselde kayıtlı 4.397,81 metrekare yüz ölçümlü mülkiyeti Maliye Hazinesi adına kayıtlı eski Devlet Hastanesi binasının ilköğretim okulu olarak kullanılmasının İİ Sağlık Müdürlüğünden talep edildiği, ancak talebin uygun görülmediği, ilçeden gelen onarım ve güçlendirme teklifleri doğrultusunda okul binalarının eğitim öğretime uygunluğunun tespit edilerek gereğinin yapıldığı belirtilmektedir. Bilgilerinize arz ederim. Nabi AVCI Milli Eğitim Bakanı 71

80 24 - GEDİ Z NEHRİ ÇOK Kİ RLİ TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Aşağıdaki sorularımın Çevre ve Şehircilik Bakanı Sayın Erdoğan BAYRAKTAR tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını bilgilerinize sunarım. Saygılarımla. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili Gediz Nehri, Kütahya nın Gediz İlçesi sınırları içinde doğup Uşak, Manisa sınırları içinden geçerek Menemen Ovası ndan Ege Denizi ne dökülmektedir. Nehir kat ettiği 386 km boyunca geçtiği tüm yerleşim alanlarının (Kütahya Gediz İlçesi, Manisa ve 12 ilçe merkezi, İzmir ve 4 ilçe merkezi) evsel ve sanayi atıklarını, tarımsal ilaçlarını ve kimyasal gübrelerini bünyesine getirmektedir. Nehir toplam km2lik alanı, Türkiye nin en önemli tarımsal üretim alanı olan Gediz Havza sını etkilemektedir. Gediz Nehri ndeki kirliliği önlemek için 2008 yılında Gediz Havzası illeri Çevre Koruma Hizmet Birliği kurulmuştur. Bu birlik Kütahya, Uşak, Manisa ve İzmir olmak üzere 4 ili kapsamakta ve birliğin merkezi olarak da Manisa belirlenmiştir. İzmir ili içerisinde evsel, endüstriyel ve tarımsal kirlilik önlemlerinin alınması yönünde yapılan çalışmalara karşın havzanın tümünü kapsayan havza yönetim planının bulunmaması nedeniyle tüm kirlilik İzmir de özellikle de nehrin Ege Denizi ne döküldüğü yer olan Menemen Ovası nı etkilemektedir. Menemen Ovası; başta pamuk, üzüm, sebze meyve ürünlerinin yetiştirildiği, 7000 çiftçi ailesinin bu ürünlerden geçimini sağladığı çok önemli bir tarım alanı. Ekonomik geliri çok yüksek olan, ürünlerinin tümü Ege ye ve hatta İstanbul a kadar pazarlanan çilek üretiminin yapıldığı Menemen Ovası dır. Yine yüksek rekolte ile yapılan pamuk ve üzüm üretiminden çok büyük ekonomik getiri elde edilen ovada yılda iki ya da üç defa ekim yapılmaktadır Yapılan tarım etkinliğinin su gereksinimi Gediz Nehri nden karşılanmaktadır. Nehirdeki kirlilik tarımı doğrudan etkilemekte, kısa sürede önlem alınmazsa çok büyük kayıplara neden olacaktır. Yine yoğurdu ile meşhur Menemen de yapılan hayvancılık da bu kirlilikten olumsuz bir şekilde etkilenmektedir. Türkiye nin en önemli tarım üretim havzası olan Gediz Havzası ve Menemen Ovası nın sulama kaynağı olan Gediz Nehri nin kirliliğinin önlenmesi, başta havza insanı olmak üzere stratejik ürünler arasında olan tarımın geleceği ve Ege Denizi için yaşamsal değerdedir. Bu bağlamda: 1) Gediz Nehri nde yaşanan kirliliği önlemeye yönelik Bakanlığınızın yapmakta olduğu ya da yapacağı çalışmalar nelerdir? 2) Gediz Nehri nin geçtiği yerleşim yerlerinde kirliliğe neden olan evsel, sanayi ve diğer atıkların arıtıldığı kurulu tesisler var mı? Varsa bunlar ne zaman, nerede ve ne şekilde çalıştırılmaktadır? 3) Havzada denetleyici birimler kimlerdir ve bunların yasal yükümlülükleri ne şekildedir? Birimlerin görev, yetki ve sorumluluğu-yaptırımı nelerdir? 4) Nehirde kirlilikle mücadele amaçlı kontroller hangi tarihten bu yana, ne sürelerde ve hangi birimler tarafından yapılmaktadır? Sonuçlarda kusurlu bulunan kişi ya da kuruluşlara karşı her hangi bir ceza yaptırımı uygulanmış mıdır? Yapılan işlemlerin sayısı ve uygulanan ceza tutarları nedir? 72

81 5) Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, 2012 yılı sonunda Gediz Nehri nde balık tutulacağı ifadesi hafızalarda dururken; nehirde balığın tutulması bir yana görülmemesini nasıl açıklıyorsunuz? 6) Bakanlığınızın nehrin geçtiği yerleşim yerlerindeki başta belediyeler olmak üzere sanayi bölgelerinde arıtma tesisi kurulması konusunda plan-proje, danışmanlık ya da finansman konusunda sağladığı destekler var mıdır? Bunlar Gediz Nehri nin temizlenmesi için yeterli midir? Daha başka neler yapılabilir? 73

82 47 Gün Sonra Yanıtlandı. TC ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI Strateji Geliştirme Başkanlığı TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA İZMİR MİLLETVEKİLİ SAYİN BİRGÜL AYMAN GÜLER'İN TBMM 7/21594 ESAS SAYİLİ YAZİLİ SORU ÖNERGESİNE AİT CEVAPLARİ Mülga Çevre ve Orman Bakanlığınca Gediz Havzası Koruma Eylem Planı 2008 yılında tamamlanmış olup, eylem planında Gediz Havzasındaki kirliliğin önlenmesi ve azaltılmasına yönelik gerçekleştirilmesi düşünülen faaliyetler iş takvimine bağlanmış ve bu faaliyetlerden sorumlu kurum ve kuruluşlar belirlenmiştir. Havza Koruma Eylem Planında Bakanlığımız görev alanına giren hususlar üzerinde çalışmalar devam etmektedir. Bu çerçevede, havzadaki Belediye Başkanlıkları ile Organize Sanayi Bölgelerine ilişkin atık su altyapı tesislerinin; kamulaştırma, uygulama projeleri, ihale, inşaat gibi durumlarındaki gelişmeler ile Katı Atık Birlikleri tarafından düzenli depolama tesislerinin kurulmasına ilişkin yürütülen çalışmalar Bakanlığımızca periyodik olarak izlenmektedir. Bunlara ilaveten, Gediz Nehrinde kirliliğin önlenmesi için uygulanacak tedbirlere yönelik veri sağlanması amacıyla Bakanlığımızca, 2012 yılında "Evsel ve Endüstriyel Kirlilik İzleme Programı (EKİP)" kapsamında Gediz Nehri ve yan kollarında toplam 16 noktada mevsimsel izleme çalışmaları yapılmıştır. Çalışma sonucunda Gediz Nehrinin genel olarak İV. Sınıf su (çok kirli su) kalitesinde olduğu tespit edilmiştir. Çalışma sonunda hazırlanan raporlar önlemlerin alınabilmesi amacıyla ilgili birimlerimize gönderilmiştir yılında da izleme çalışmaları devam etmektedir. Havzada kirliliğin gerçek zamanlı olarak tespit edilmesi ve gerekli önlemlerin alınabilmesi amacıyla 2012/24 sayılı "Gerçek Zamanlı Uzaktan Atık Su İzleme Sistemi Çalışmalarına Dair Genelge" kapsamında, debisi m 3 /gün üzerinde olan arıtma tesislerinin çıkışlarına gerçek zamanlı uzaktan atık su izleme istasyonlarının ve veri işletim sisteminin kurulmasına yönelik çalışmalar yapılmaktadır. Günümüz itibariyle İzmir İlinde yer alan toplamda 13 tesisin Bakanlığımız yazılım sistemine entegrasyonu tamamlanmıştır. Tesis atık sularının ph, sıcaklık, çözünmüş oksijen, iletkenlik ve debi değerleri Bakanlığımızca sürekli takip edilmektedir. Denizlerde Bütünleşik Kirlilik İzleme kapsamında Ege Denizinin İzmir İli alanına giren deniz ve kıyı bölgelerinde toplam 12 noktada denizde, geçiş suyunda, kıyı suyunda, sedimanda ve biyotoda fizikokimyasal, ve biyolojik izlemekler yapılacaktır. 2- Havza genelinde belediyelere ait 14 adet faal durumda atık su arıtma tesisi bulunmakta olup, bunlara ilaveten 9 adet inşaat aşamasında ve 9 adet de proje aşamasında olan atık su arıtma tesisi bulunmaktadır. Faal durumda olan atık su arıtma tesisleri, atık su üretildiği sürece çalışmaktadır. Atık su arıtma tesisleri inşaat, proje aşamasında olan ve atık su arıtma tesisi bulunmayan belediyeler, çalışmalarım 2872 sayılı Çevre Kanununun Geçici 4 üncü maddesinde verilen sürelere göre yürütmektedirler. 74

83 3- Bakanlığımız, 644 sayılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye göre, çevre kirliliğini önleme ve çevre kalitesini iyileştirmeye yönelik her türlü faaliyet ve tesisi denetleme yetkisine sahip olup, bu denetimleri 2872 sayılı Çevre Kanunu kapsamında gerçekleştirmektedir. Gediz Havzasına yönelik yapılan denetim çalışmaları, Çevresel Etki Değerlendirmesi İzin ve Denetim Genel Müdürlüğümüzce, İl Müdürlüklerimizce ve ayrıca Bakanlığımızca yetki devri yapılmış kurumlarca gerçekleştirilmektedir. 4- Bakanlığımızın kurulduğu tarihten bu yana Gediz Nehrinde kirlilikle mücadele amaçlı denetimler gerçekleştirilmekte olup, bu denetimler yoğun aralıklarla planlı, ani ve şikâyet üzerine yapılan denetimler olmak üzere üç ayrı şekilde gerçekleştirilmektedir. Ayrıca havzaya çevresel etkisi olan tesislerden ÇED kararları olanlara merkez ve taşra teşkilatınca ÇED izleme ve kontrol denetimleri yapılmaktadır Yılı İçerisinde Gediz Havzasında; 1) Manisa Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğümüz toplam 543 adet denetim gerçekleştirmiş olup, 15 tesise toplam TL idari para cezası uygulamıştır. 2) İzmir Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğümüz toplam 37 adet denetim gerçekleştirmiş olup, 7 tesise toplam TL idari para cezası uygulamıştır. 3) Uşak Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğümüz toplam 7 adet denetim gerçekleştirmiş olup, 6 tesise toplam TL idari para cezası uygulamıştır. 4) Kütahya Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğümüz toplam 5 adet denetim gerçekleştirmiş olup, idari para cezası uygulamamıştır. 5) Konu hakkında Orman ve Su İşleri Bakanlığından bilgi alınmasının uygun olacağı düşünülmektedir. 6) Bakanlığımızca belediyelere atık su arıtma tesisleri ve kanalizasyon sistemlerinin kurulumu için hibe şeklinde nakdi yardımlar yapılmaktadır. Gediz Havzasında yer alan belediyelere yıllan arasında TL nakdi yardım yapılmıştır. Erdoğan BAYRAKTAR Bakan 75

84 25-2-B SORUNU TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Aşağıdaki sorularımın Maliye Bakanı Sayın Mehmet ŞİMŞEK tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını bilgilerinize sunarım. Saygılarımla. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili Kamuoyunda 2-B olarak bilinen; Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun ile Orman Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun gereği tarımda kullanılan araziler, rayiç bedelin yüzde 50'si üzerinden hesaplanarak satılacak. Buna göre, tamamen tarımsal amaçlı kullanılan 2-B arazileri için satış bedeli, rayiç bedelin yüzde 50'si üzerinden hesaplanacak. İzmir in Aliağa İlçesi ne bağlı Çaltıdere Köyü sakinleri 2-B kapsamında olan, uzun yıllardır tarım yaptıkları arazilerinin yüksek rayiç bedelinden fiyatlandırılmalarından dolayı büyük bir mağduriyet yaşamaktadır. Köylülerin dönümü rayiç bedelin yüzde 50 sinden hesaplanarak belirlenen ve 65 bin ile 20 bin TL arasında fiyat biçilen arazileri alabilmeleri mümkün değildir. Ayrıca söz konusu arazilerin 1. derecede sit alanı olması tarım dışında hiçbir kullanıma izin vermemektedir. Çaltıdereliler aynı bölgede, yan yana bulunan tarlalarında, aralarında büyük farklarla belirlenen fiyatların hangi ölçüt alınarak yapıldığının anlaşılamadığını ifade etmektedirler. Bu durum yapılan çalışmaların hakkaniyetine gölge, tarlalarının ellerinden alınarak birilerine satılacağı kuşkusunu düşürmektedir. Bu bağlamda; 1) Belirlenen fiyatların bu kadar yüksek olasının nedeni nedir? 2) Çaltıdere Köyü nde yapılan rayiç bedel hesaplaması neye göre yapılmıştır? Rayiç bedel belirlemede izlenen yol ve yöntemler nelerdir? 3) Arazilerin 1. Derece sit alanı olmasına karşın buralara imara açılması çalışması var mı? İleride yapılması olası mı? 4) Tarla sahiplerine kolaylık adıyla çıkarılan yasanın, uygulamada yüksek fiyatlar belirlenerek hak sahiplerini mağdur etmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? 76

85 16 Nisan 2013 Aliağa Ekspres Gazetesi 77

86 49 Gün Sonra Yanıtlandı. TC MALİYE BAKANLIĞI Milli Emlak Genel Müdürlüğü TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI İzmir Milletvekili Sayın Birgül AYMAN GÜLER'e ait 7/22513 esas numaralı yazılı soru önergesinin bir örneği ilgi yazınız ekinde gönderilerek 15 gün içerisinde cevaplandırılması istenilmektedir. 2/B taşınmazlarının rayiç bedelleri diğer Hazine taşınmazları gibi 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu ve 4706 sayılı Kanun hükümlerine göre 2010 yılı Kasım Nisan aylan arasında Maliye Uzmanları koordinasyonunda tespit edilmiştir. Bu taşınmazlarda kullanıcı ve/veya muhdesat sahibi olarak belirlenen ve bu taşınmazları satın almak için başvuru yapan vatandaşların hak sahibi olabilmesi için belirlenen rayiç bedelleri itiraz ve dava konusu etmemesi gerektiğinden vatandaşlarımızın mağduriyet yaşamaması için tespit edilen bedeller çeşitli açılardan kontrol ve test edilmiştir. Bu kapsamda, taşınmazların koordinatlı verileri Google Earth'a atılmış ve başta emsal taşınmazların rayiçleri ile karşılaştırılarak elektronik ortamda da kontrol edilmiştir. Ayrıca, mahalline gidilerek bedellerin gerçeği yansıtıp yansıtmadığı, tutarlılığı ve emsallerine göre farklılık arz edip etmediğine ilişkin kontrol çalışmaları yapılmıştır. Yapılan bu çalışmalar, tüm illerimizin Defterdarları ve Milli Emlak Müdürleri ile Genel Müdürlüğümüzün yetkilileri tarafından koordine edilmiş ve gözden geçirilmiştir. Rayiç Bedel belirlenirken taşınmazların üzerinde bulunan muhdesatlar dikkate alınmadan öncelikle taşınmazların fiili ve hukuki durumları belirlenmiştir. Ayrıca, rayiç bedeller belirlenirken; Emsal Satışlar 2009, 2010 ve 2011 yılında tapuda yapılmış satışlar [Tapudan elde edilen veriler (yaklaşık adet) ilçe ve mahalle bazında sınıflandırılmış, konut, arsa, yapılı-yapısız gibi durumlar dikkate alınmıştır.] Kamulaştırma sonucu belirlenen bedeller (Belediyeler, Karayolları, D.S.İ., İSKİ, TEİAŞ gibi resmi kurumlar tarafından yapılan kamulaştırma bedelleri) Bakanlıkça ve diğer İdarelerce yapılan satışlar İcra yoluyla satışlar İnternet ortamında bulunan ilanlar. Ziraat, Ticaret, Emlakçı ve Sanayi Odaları Tarım Müdürlükleri Emlak vergi değerleri Belediyelerden her bir taşınmaz için istenen rayiç bedeller Mahalli bilirkişiler ile köy veya mahalle muhtarlıkları (Muhtar, mahalle sakini, emlakçı, değerleme uzmanları, inşaat firmaları ile görüşülmüş. Yapılan görüşmelerde; daha önce 78

87 aracılık ettikleri veya bildikleri satış işlemleri, portföylerinde bulunan taşınmazlar için istenen bedeller, vatandaşlar arasında yapılan zilyetlik satışlarının verileri, taşınmazların değerini etkileyebilecek olumlu-olumsuz faktörler, tüm veriler değerlendirilerek her bir 2/B taşınmazı için rayiç değerinin ne olabileceği, hususları sorgulanmıştır.) Taşınmazın Özellikleri Fiili durumu belirlemek amacıyla mahallinde tespitler yapılmıştır. İmar durumu (İmar planında hangi amaca ayrıldığı, yapılaşmaya izin verilip verilmediği, yapılaşma koşulları) Alt yapı yatırımlarından yararlanıp yararlanmadıkları Jeolojik ve geometrik yapısı Eğimi Toprağın verimliliği Yapılaşmayı engelleyici hususlar (Sit, su havzası, dere koruma, tel altı gibi) Kira gelirleri Kat karşılığı inşaat gelirleri Tarımsal faaliyetten elde edilen gelir tüm bu veriler dikkate alınarak (rayiç bedellerin tespit çalışmasının yapıldığı tarih itibariyle) taşınmazın piyasadaki gerçek değerini gösterecek şekilde tespit ve takdir edilerek kontrol ve düzeltme çalışmaları tamamlanmıştır. Bilgi edinilmesini ve gereğini arz ederim. Mehmet ŞİMŞEK Maliye Bakanı 79

88 26 - EGE U Nİ VERSİ TESİ NDE ADD/ADT ETKİ NLİ KLERİ TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Aşağıdaki sorularımın Milli Eğitim Bakanı Sayın Nabi AVCİ tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını bilgilerinize sunarım. Saygılarımla. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili Atatürkçü Düşünce Toplulukları - Kulüpler (ADT/ADK) Atatürkçü düşünce sistemi içinde laik demokratik cumhuriyet değerlerinin korunup yüceltilmesini, ulusal değerlerinin geliştirilmesini ve antiemperyalist bir duruşla bağımsızlığı savunan öğrenci oluşumlarıdır. Türkiye'de 84 üniversitede etkinlik yürüten ADT/ADK'lar, bağlı bulundukları üniversitelerin yönetmeliğine göre kulüp ya da topluluk adını alan öğrencilerin yasal örgütleridir. ADT/ADK'lar 8 yıldır akademik yılsonunda farklı bir üniversitenin ve o üniversitenin ADK'sının ev sahipliğinde Ulusal Çalıştay düzenlemektedir. Her yıl akademik yılın bitimine yakın bir tarihte yapılan, geçen yıl Boğaziçi Üniversitesinde gerçekleştirilen 8. Ulusal ADK/ADT Çalıştayı'nda 9. ADK/ADT Ulusal Çalıştayı'nın bu yıl Ege Üniversitesi'nde yapılması kararı alındı. Bu çerçevede hazırlıklarını yapan Ege Üniversitesi Atatürkçü Düşünce Topluluğu, ulusal çalıştayım Nisan 2013 tarihlerinde yapılmasını öngören ve ekte program taslak metninin sunulduğu tarihli yazısı üniversite yönetimine başvurdu. Ancak aradan geçen zamanda konu sürüncemede bırakılarak, çalıştayın planlanan tarihte yapılması engellendi. Ege Üniversitesi öğrencilerinin ev sahipliği yapacağı ve yurdun her köşesinden gelecek R4 üniversiteyi temsil eden konukların İzmir buluşması öngörülen tarihte gerçekleştirilemedi. Ege Üniversitesi Rektörlüğü'nün öğrencilere etkinliği sonbahar aylarına erteleme zorlaması, gerçekle Çalıştay'ın yapılamaması anlamına gelmektedir. Çünkü çalıştaylarda bir sonraki yılın ev sahibi belirlenmekte, hazırlıklar yaz dönemi ile sonraki akademik yıl boyunca yürütülmektedir. Bu tür bir çalışmanın, öğrencilerin eğitim hazırlıklarıyla uğraşmak zorunda oldukları akademik yılın başında yapılamayacağı açıktır. Bu durum, YÖK ve üniversite yönetimlerinin Atatürkçü öğrencilere - fikirlere karşı bir red tavrı içinde olduğu kuşkusu yaratmaktadır. Bu tür engeller, üniversite öğrencilerinin toplumsal sorumluluk, dayanışma, örgütleme-yönetme becerisi kazanma fırsatlarını ortadan kaldırmaktadır. Öte yandan bu örnekte görüldüğü gibi, üniversite öğrencilerinin Atatürk'ün mirasını sahiplenerek yükseltme çabalarını kırmaktadır. Bu bağlamda; 1) Her yıl ilkbahar aylarında düzenlenen ve bu yıl Ege Üniversitesinde düzenlenmesi geçen yıldan belli olan Atatürkçü Düşünce Topluluklarının 9. Ulusal Çalıştayı'nın sonbahara erteleme yoluyla engellenme gerekçesi nedir? 2) Bu etkinliği engelleme konusunda Hükümetten ve YÖK'ten Ege Üniversitesi yönetim ne herhangi bir emir ya da telkin olmuş mudur? 3) Ulusal varlığımızın ve özgürlüğümüzün mimarı ulu önder Atatürk'ün adı altında toplanmış öğrencilerin çağdaş, demokrat ve yurtsever duygularla yaptıkları etkinliklerin ne gibi sakıncası olabilir? 80

89 4) Ege Üniversitesinde düzenlenen 'Bahar Şenlikleri' kapsamında açık hava konserlerinin iptal edildiği doğru mudur? Bu yasaklamayı Hükümetinizin ileri demokrasi anlayışı ile nasıl değerlendiriyorsunuz? 5) Atatürkçü değerlere fikirlere karşı yapılan bu tür keyfi uygulamalara karşı herhangi bir iş ve işlem yapmayı düşünüyor musun? Bundan sonraki benzeri olaylara karşı tutumunuz ne olacaktır? YANITSIZ: Süresi İçinde Cevaplandırılmadığından Gelen Kağıtlarda Yayımlandı 81

90 27 - BORNOVA ANADOLU Lİ SESİ DEPREM Rİ SKİ Mİ TAŞİYOR? TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Aşağıdaki sorularımın Milli Eğitim Bakanı Sayın Nabi AVCİ tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını bilgilerinize sunarım. Saygılarımla. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili İzmir - Bornova Anadolu Lisesi depreme dayanıksızlığı ve taşıdığı riskler nedeniyle Eğitim - Öğretim Yılı nın yarıyıl tatilinde boşaltıldı ve 2012 yılının Temmuz ayında yıkım işlemi gerçekleştirildi. Yıkım sonrası, Bornova Anadolu Lisesi nde okuyan yüzlerce öğrenci başka okullarda eğitimini sürdürmek zorunda kalarak diğer okullara dağıtıldılar. Bu zorunluluktan dolayı mağdur edilen öğrencilerin, gittikleri okulların da fiziki koşullarını zorlaması nedeniyle bu okullardaki öğrencilerin mağdur edilmesine neden oldular. Bu durum öğrencilerin eğitim öğretim süreçleri beraberinde başarılarını da olumsuz etkilemektedir. Aradan geçen zaman içinde okul yapımının başlanmaması, öğrenci veli ve öğretmenlerde endişe ve soru işaretlerinin oluşmasına neden olmaktadır. Konunun sorunun ivedilikle çözülmesi; kamuoyunda okul arazisinin başka amaçlar için kullanımına ilişkin yorum ve söylemlerin aydınlığa kavuşturulması gerekmektedir. Bu bağlamda; 1) Bornova Anadolu Lisesi ne zaman yapılacak ve eğitim öğretime açılacaktır? 2) Yıkılan okulun yapımının bu kadar geciktirilmesinin nedenleri nelerdir? 3) Bornova Anadolu Lisesi yerleşkesinin, okulun tasarrufu dışında herhangi bir amaca tahsis edilmesine yönelik bir çalışma var mı? Bu konuda yapılan bir girişim ya da başvuru var mıdır? 82

91 3 Mayıs 2013 Hürriyet Gazetesi 83

92 87 Gün Sonra Yanıtlandı. TC MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI Strateji Geliştirme Başkanlığı İlgi: tarihli ve sayılı yazınız. İzmir Milletvekili Sayın Birgül AYMAN GÜLER'in ilgi yazı ekinde gönderilen 7/23480 esas numaralı soru önergesi incelenmiştir yılı yatırım programına 48 derslik olarak alınan İzmir Bornova Anadolu Lisesi işi tarihinde ihale edilmiş olup sözleşmeye göre işin bitirilmesi yer teslimi tarihinden itibaren 250 gündür. Bornova Anadolu Lisesi hakkında İzmir İİ Özel idaresi tarafından yapılan işlemlere ilişkin bilgiler ekte yer almaktadır. Ayrıca Bornova Anadolu Lisesi yerleşkesinin okulun tasarrufu dışında herhangi bir amaçla tahsis edilmesine yönelik herhangi çalışma ve girişim söz konusu değildir. Bilgilerinize arz ederim. Nabi AVCI Millî Eğitim Bakanı İI Özel idaresi Tarafından Yapılan işlemler: 1. Yatırım programına alınan okulla ilgili hangi projenin uygulanacağına ilişkin İl Millî Eğitim Müdürlüğü, İl Özel İdaresi ve Bornova Anadolu Lisesi Vakfı ile yapılan toplantıda; Vakıf yöneticileri, özel proje üretebileceklerini beyan ederek tip proje kullanılmamasını talep etmişlerdir. Bu kapsamda Vakıf, İl Özel idaresi ve İl Millî Eğitim Müdürlüğü arasında bir protokol hazırlanmış ve projelerin hazırlanması konusu Bornova Anadolu Lisesi Vakfına devredilmiştir. 2. Özel idare tarafından tarihinde Bornova Tapu Müdürlüğünden güncel tapu kayıtları istenilmiştir. 3. Özel idare tarafından tarihinde zemin etüdü yapılması için çalışmalara başlanılmıştır. 4. Parsel tescilli alan bitişiği olduğundan dolayı Bornova Anadolu Lisesi Vakfı tarafından hazırlanan projeler 1 Nolu Koruma Kuruluna iletilmiştir. 5. Koruma Kurulu, tarihinde projelerin Bornova Belediyesince ön onayının yapılmasını talep etmiştir. Ön onayı yapılan projelere uygun görüş vermiştir. 6. Uygun bulunan projeler, özel proje olması sebebiyle Millî Eğitim Bakanlığının uygun görüşüne sunulmuş, Bakanlık tarafından tarihinde uygun görüş verilmiştir. 84

93 7. Bakanlık tarafından uygun bulunan mimari projeler kapsamında Vakıf tarafından elektrik mekanik ve statik projeleri hazırlanılmaya başlanılmıştır tarihinde hazırlanan projelerle birlikte Bornova Belediyesine ruhsat müracaatında bulunulmuştur. 9. Belediye tarafından talep edilen diğer işlemler ve proje eksiklikleri gerek İl Özel İdaresi gerekse Vakıf teknik elemanlarının çalışmaları ile tamamlanmış, bu kapsamda; tarihinde vaziyet planı onayı, tarihinde TUS onayı, tarihinde elektrik projelerinin TEDAŞ onayları tamamlanmıştır. 10. Bornova Belediyesinden tarihinde inşaat ruhsatı alınmış olup ivedilikle yaklaşık maliyet çalışmalarına başlanılmıştır. 11. Anahtar teslimi götürü bedel olarak ihale edilme zorunluluğu bulunan söz konusu işin uygulama projelerinin ve detaylarının eksiksiz olması gerektiğinden Yaklaşık Maliyet Komisyonu yaptığı çalışma sonucu eksik görülen proje detaylarının tamamlanması Bornova Anadolu Lisesi Vakfından istenilmiş, tarihinde Vakıf tarafından tamamlanan proje detayları olarak İl Özel İdaresince teslim alınmış ve yaklaşık maliyet çalışmaları tamamlanmıştır. 12. İl Özel İdaresinin tarihli ve 1410 sayılı yazısı ile yaklaşık maliyet çalışması tamamlanarak ihale aşamasına gelinmiş ancak işin başlama bitiş süreleri dikkate alındığında, İl Özel İdaresinin tüzel kişiliğinin kalkacağı tarihe kadar tamamlanamayacağı anlaşıldığından 6360 sayılı Kanunun geçici 1 inci maddesinin 25 inci fıkrası gereğince İl Millî Eğitim Müdürlüğüne bildirilmiş, yine İl Özel İdaresi tarafından ödenek aktarımları iş ve işlemleri yapılmıştır. Durum Millî Eğitim Bakanlığına yazılmış olup Bakanlık yetkilileri ile yapılan görüşme sonucunda İçişleri Bakanlığı ile görüşülmüş, 20/05/2013 tarihinde ihale edilmiştir. 85

94 28- BAKAN TESİ Sİ ELİ NDEN ALİN TALİ MATİ VEREBİ Lİ R Mİ? TÜRKİYE BÜYÜK MİLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Aşağıdaki sorularımın Orman ve Su İşleri Bakanı Sayın Veysel EROĞLU tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını bilgilerinize sunarım. Saygılarımla. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili 19 Mayıs 2013 Pazar günü Buca Belediyesi Gölet İşletmeleri Tesisleri nde Yörükler Derneği tarafından düzenlenen, bazı AKP Milletvekilleri ile Orman ve Su Bakanı nın da ziyaret ettiği Yörükler Şenliği nde elektrik kesintisi yaşanmıştır. Olaydan sonra AKP İl Başkanı, Orman ve Su Bakanı Veysel Eroğlu gölet alanında elektriklerin kesilmesi olayını, AKP Aliağa İlçe Başkanlığı ziyaretlerinde kendi aralarında konuşurken tüyler ürperten sözleri basın yayın kuruluşlarınca yayınlanmış ve olay kamuoyuna mal olmuştur. Basında çıkan haberlere göre konuşma aşağıdaki gibidir: İl Başkanı Akay ve Bakan Eroğlu arasında önlerinde üç televizyon mikrofonunun açık olduğu bir ortamda şu diyalog geçti: Bakan Eroğlu: Tamam, biz en güzel mektubu şey yaparız. Ona da cezasını verelim. O tesis onaysızsa alalım elinden. İl Başkanı Akay: Orman Bölge Müdürü ile görüşelim efendim. Bakan Eroğlu: Siz cezaları alın. Derhal alalım elinden. Bu hareketi yaptığı için de cezalandıralım. İl Başkanı Akay: Yapmış efendim telefon geldi oradan. Bakan Eroğlu: Bana dilekçe versinler. Ben bu esnada iptal edeyim onun şeyini de, atayım. Hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti nin bir Bakanı olarak, seçilmiş bir kamu yöneticisine baskı, kamuya ait bir yerin yetkinin bilerek kötüye kullanılacağını gösteren ifadelerle alınmasını istemesi, kamuoyunu derinden sarsmıştır. İlgili Bakan tarafından konuya açılık getirilmesi ve kamuoyundan özür dilenmesi zorunluluktur. Bu bağlamda: 1) Tesisin elektriği kesildiği için ilçe belediye başkanı için, tesisi alın elinden kesin cezayı sözlerini hangi kimlik ve ruh haliyle kullandınız? 2) Buca Belediyesi ne ait tesisleri, derhal alalım elinden ifadelerini hangi yöntemlerle yerine getirmeyi düşünüyorsunuz? 3) Kullandığınız üslup sizden olmayan, size muhalif olan parti ve çevrelere karşı Bakanlığınızın ya da Hükümetinizin sıradan uygulaması mıdır? 4) Ancak diktatörlük rejimlerinde rastlanabilen bu tutumunuz, Hükümetinizin İzmir e olan bakışı mıdır? Yoksa genel bir uygulama mıdır? 5) Kullandığınız ifadelerden dolayı başta Buca Belediye Başkanı ndan, İzmirlilerden ve tüm Türkiye den özür dileyip istifa etmeyi düşünüyor musunuz? 86

95 21 Mayıs 2013 Yurt Gazetesi YANITSIZ: TBMM Başkanlığı Önergeyi Uygun Görmediği İçin Bakanlığa Göndermedi ve Geri Çevirdi! 87

96 29 ALİ AG A HOROZGEDİ G İ KO YU NDE YU KSEK GERİ Lİ M HATTİ TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Aşağıdaki sorularımın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın Taner YİLDİZ tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını bilgilerinize sunarım. Saygılarımla. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili Aliağa-Horozgediği Köyü mevkiindeki termik santralin yapımı İZDEMİR Enerji Üretimi A.Ş. tarafından devam etmektedir. Santralde üretilecek enerjinin ulusal şebekeye aktarımını yapacak yüksek gerilim hatlarının Horozgediği Köyü üzerinden geçirilmesi planlanmış, bu doğrultuda hak sahiplerinin arazi ve evleri acele kamulaştırma yoluyla istimlak edilmiştir. Köyün tam ortasından - üstünden geçecek olan hattın neden olacağı manyetik elektronik dalganın kansere kadar yol açacağı tehlikeler bilim insanları tarafından rapor edilmiştir. Yüksek gerilim hattının neden olacağı halk sağlığı tehlikesi vatandaşları kaygılandırmaktadır. Horozgediği Köyü sakinleri, öncesinde kendilerine hiçbir bilgi verilmeden, görüşülmeden evlerine ve bahçelerine gelen kamulaştırma şokunu yaşamaktadırlar. Yapım aşamasındaki bir santralin şebeke hattının köyde yaşayanların sağlığını hiçe sayan bir anlayışla yapımına başlanması, çalışmaların eksik, özensiz ve düzensiz bir yöntemle yapılması telafisi mümkün olmayan sonuçlara neden olacaktır. Konunun yargıda olması, yurttaşların firma ve ilçe yöneticileri ile karşı karşıya gelmeleri, soruna ivedi olarak açıklık ve çözüm getirilmesini zorunlu kılmaktadır. Bu bağlamda; 1) Horozgediği Köyü üzerinden geçirilecek olan yüksek gerilim hattı projesinin ÇED raporu var mıdır? Varsa ne zaman ve nasıl bir süreçle temin edilmiştir? 2) Yüzlerce insanın yaşadığı bir köyün ortasından üstünden geçecek yüksek gerilim hattının zararları konusunda bir çalışma yapılmış mıdır? Sonuçları nelerdir? 3) Köylülerin ev ve tarlalarının acele kamulaştırma yöntemiyle yapılmasının nedeni nedir? Acele kamulaştırmayı gerektirecek olağanüstü durum söz konusu mudur? 4) Köyün üstünden geçecek yüksek gerilim hattı projesinde güzergah değişikliği yapılmış mıdır? Yapıldıysa önceki güzergah nasıldı? Şimdiki güzergah neresi? Değişikliğin nedenleri nelerdir? 88

97 63 Gün Sonra Yanıtlandı. TC ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI Strateji Geliştirme Başkanlığı TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA İZMİR MİLLETVEKİLİ SAYİN BİRGÜL AYMAN GÜLER İN Bakanlığımıza yöneltilip yazılı olarak cevaplandırılması istenilen 7/25362 Esas Nolu soru önergesinin cevabı aşağıda sunulmuştur. Cevaplar: Söz konusu projeye tarihinde "Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Gerekli Değildir" kararı verilmiştir tarih ve sayılı Resmi Gazete de yayımlanan "İyonlaştırıcı Olmayan Radyasyonun Olumsuz Etkilerinden Çevre ve Halkın Sağlığının Korunmasına Yönelik Alınması Gereken Tedbirlere İlişkin Yönetmelik in amacı; İyonlaştırıcı olmayan radyasyonun yayılımı sonucu oluşan elektromanyetik alanların, insan sağlığı ve çevre üzerindeki muhtemel olumsuz etkilerinin bilimsel olarak araştırılmasını sağlamak ve bu olumsuz etkilerin azaltılmasına esas olacak kriterleri belirlemek, 89

98 İyonlaştırıcı olmayan radyasyonun bu radyasyonu oluşturan cihazların insan ve çevre sağlığı üzerinde sebep olduğu olumsuz etkiler konusunda halkın bilgilendirilmesini sağlamak, Kurum ve kuruluşların alması gereken tedbirleri belirlemektir. Söz konusu Yönetmeliğin Limit Değerler başlıklı 11 inci maddesinde; (1) 0 Hz GHz frekans bantlarındaki; elektrik alan şiddeti, manyetik alan şiddeti, manyetik akı yoğunluğu ve eşdeğer düzlem dalga güç yoğunluğu değerleri meskûn mahalde bu Yönetmeliğin Ek-1'inde yer alan Tablo-1'de verilen limit değerleri aşamaz. (2) Elektronik haberleşme cihazları için 10 khz - 60 GHz frekans bantlarındaki; elektrik alan şiddeti, manyetik alan şiddeti, manyetik akı yoğunluğu ve eşdeğer düzlem dalga güç yoğunluğu değerleri meskûn mahalde Elektronik Haberleşme Cihazlarına Güvenlik Sertifikası Düzenlenmesine İlişkin Yönetmelikte belirlenen ve bu Yönetmeliğin Ek-l'inde yer alan Tablo-2'de verilen limit değerleri aşamaz." hükümleri yer almaktadır. Taner Yıldız Bakan 90

99 30 - ROCHE SKANDALİ TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Aşağıdaki sorularımın Adalet Bakanı Sayın Sadullah ERGİN tarafında yazılı olarak yanıtlanmasını bilgilerinize sunarım. Saygılarımla. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili Geçtiğimiz günlerde bazı basın yayın kuruluşlarında da belirtildiği gibi; Türkiye nin en büyük ilaç yolsuzluğu olarak gündeme gelen ve kamuoyunda Roche skandalı olarak bilinen 18 sanıklı dava geçen hafta zamanaşımından sessiz sedasız düştü. Türkiye nin en büyük ilaç yolsuzluğu olarak gündeme gelen ve Roche skandalı olarak bilinen soruşturma, 2004 te başlamıştı. Hazırlanan iddianamede Roche firması yöneticileri ve bazı bürokratların, yüksek fiyatla ilaç satarak devleti yaklaşık 8 milyon TL zarara uğrattıkları suçlaması yer almış, adı geçen firma yöneticileri ve bazı bürokratların da aralarında bulunduğu 18 kişi hakkında çete üyesi olmak, görevi kötüye kullanmak ve ihaleye fesat karıştırmak suçlarından 6 ile 26 yıl arasında hapis cezaları talep edilmişti. Dava dosyası ilgili mahkeme yerine bir başka mahkemede bekletildi ve bir süre sonra da 18 sanık hakkında çıkar amaçlı örgüt kurmak beraat, ihaleye fesat karıştırmak ve görevi kötüye kullanmak suçlarına ilişkin ise görevsizlik kararı vererek, dosyanın İstanbul Asliye Ceza mahkemelerine gönderilmesi kararı verildi. Sonunda mahkeme ve mahkeme başkanları değişiklikleri ile dava zamanaşımından düştü. Kamunun uğratıldığı zararın davanın düşmesi ile cezasız ve yaptırımsız kalması kamuoyunu ve vicdanını yaralaması konuya açıklık getirilmesini zorunlu kılmıştır. Bu bağlamda; 1) Bu davanın hukuki su reci hangi tarihlerde ve nasıl gerçekleşmiştir? 2) Bu davanın mu dahilleri kimler olmuştur? İ lgili bakanlık olmasına karşın Sag lık Bakanlıg ı bu davada neden mu dahil olmamıştır? 3) Davanın ilgisiz mahkemelerde go ru lmesinde ve sonunda zaman aşımına ug ratılmasında sorumlulug u olanlar hakkında her hangi bir iş ya da işlem yapılmakta mıdır? 91

100 367 Gün Sonra Yanıtlandı. T.C. ADALET BAKANLIĞI Kanunlar Genel Müdürlüğü TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA İZMİR MİLLETVEKİLİ SAYİN BİRGÜL AYMAN GÜLER İN Bakanlığımıza yöneltilip yazılı olarak cevaplandırılması istenilen 7/25241 Esas Nolu soru önergesinin cevabı aşağıda sunulmuştur. I-Anayasasının 'Yargı yetkisi" kenar başlıklı 9. maddesinde, yargı yetkisinin Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılacağı; "Mahkemelerin bağımsızlığı" kenar başlıklı 138. maddesinde, hâkimlerin görevlerinde bağımsız oldukları; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanî kanaatlerine göre hüküm verecekleri, hiçbir organ, makam, merci veya kişinin, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremeyeceği, genelge gönderemeyeceği, tavsiye ve telkinde bulunamayacağı; görülmekte olan bir dava hakkında Yasama Meclisinde yargı yetkisinin kullanılmasıyla ilgili soru sorulamayacağı, görüşme yapılamayacağı veya herhangi bir beyanda bulunulamayacağı; Hükümlerine yer verildiği malûmlarıdır. Yukarıda belirtilen düzenlemeler çerçevesinde, işlenen suç sebebiyte yürütülecek soruşturma veya görülecek davayla ilgili olarak tüm yetki ve sorumluluk yargı mercilerine ait olup, Bakanlığımız veya herhangi bir makam, organ, merci veya kişi tarafından müdahalede bulunulması söz konusu olamaz. II-A) İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığıyla yapılan yazışmaya verilen cevapta; 1. Soru önergesinde adı geçen ilaç firması yöneticileri ve bir kısım diğer şüpheliler hakkında yürütülen soruşturma neticesi ihaleye fesat karıştırmak, çıkar amaçlı suç örgütü kurmak, örgüte üye olmak suçlarından İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı; İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesince yürütülen yargılamada, 29/01/2008 tarihli 2008/3 sayılı kararla "Resmî belgede sahtecilik" ve "Resmî belgenin düzenlenmesinde yalan beyan" suçlarından Mahkemelerinin görevsizliğine karar verilerek "Suç işlemek amacıyla örgütü kurmak ve örgüte üye olmak" suçlarından yargılamaya devam edildiği; İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesince "Resmî belgede sahtecilik" ve "Resmî belgenin düzenlenmesinde yalan beyan" suçlarından verilen görevsizlik karan üzerine; dosyanın İstanbul 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 2008/106 sayılı esasına kaydedildiği ve 20/02/2008 tarihinde karşı görevsizlik karan verildiği, verilen görevsizlik kararının Yargıtay tarafından bozulması üzerine dosyanın İstanbul 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 2008/488 sayılı esasına yeniden kaydedildiği, yapılan yargılama sonunda 20/01/2010 tarihinde sanıkların beraatine karar verildiği ve dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtay a gönderildiği; Yargıtay 11. Ceza mahkemesinin 2011/10952 esas sayılı ilamıyla, zamanaşımı nedeniyle kamu davasının düşürülmesine karar verildiği; 92

101 2. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinde devam olunan yargılamada ise, 28/03/2008 tarihli 2008/90 sayılı kararla bu defa "İhaleye fesat karıştırmak", "Kamu ihale kanununa aykırılık" ve "Görevi kötüye kullanmak" suçlarından mahkemenin görevsizliğine, "Suç islemek amacıyla örgütü kurmak ve örgüte üye olmak suçlarından" sanıkların beraatine karar verildiği; Cumhuriyet savcısınca, beraat kararı yönünden hükmün temyizi ile kısmen verilen görevsizlik kararlarının kaldırılarak yargılamaya devam edilmesi için itirazda bulunulduğu, İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesince öncelikle görevsizlik yönünden değerlendirme yapılmak üzere dosyanın İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildiği, bu Mahkemece suç imlemek amacıyla örgüt kurma ve bu örgüte üye olma suçlarından beraat kararının verilmiş olması, görevsizlik kararı gerekçesi, bu kararın Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmiş olması ve tüm yönleri ile incelemenin Yargıtay ilgili ceza dairesince yapılması gerektiği belirtilerek görevsizlik kararına karşı Cumhuriyet savcısınca yapılan itiraz başvurusunun reddedildiği, dosyanın bu haliyle hem görevsizlik, hem beraat kararı yönünden temyiz incelemesi için 02/09/2008 tarihinde Yargıtay'a gönderildiği, Yargıtay 8. Ceza Dairesinin ilamıyla kararın bozularak dosyanın tekrar İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildiği, dosyanın İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/150 esas sırasına kaydedildiği; Yargıtay ilamında yer verilen "ayrıca sanıklar hakkında görevi kötüye kullanmak, ihaleye fesat karıştırmak ve kamu ihale yasasına aykırılık suçlarından açılan davanın delillerinin bu dosyayla birlikte değerlendirilmesi ve sanıkların hukuki durumlarının bu suretle tayin ve takdiri gerektiği" şeklindeki gerekçe nazara alınarak, görevsizlik kararı nedeniyle davanın ayrılmayıp tüm suçlar yönünden İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesince 2009/150 esas sayılı dosyası üzerinden tensiben ele alınıp duruşma açıldığı ve yargılamalara devam olunduğu; 3.Yargılama esnasında, 01/03/2011 tarihli ara karar gereğince görevsizlik kararı yönünden davanın ayrılması gerektiği kanaatine varılmakla, bir kez daha "İhaleye fesat karıştırmak", "Kamu ihale yasasına aykırılık" ve "Görevi kötüye kullanmak" suçlan yönünden davanın ayrılarak 2011/39 sayılı esasa kaydedildiği, bu esas üzerinden 07/03/2011 tarihinde görevsizlik kararı verilerek dosyanın görevli İstanbul 17. Asliye Ceza Mahkemesine gönderildiği, dosyanın 2011/440 esas sırasına kaydedildiği; İstanbul 17. Asliye Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonunda 13/03/2012 tarihinde zamanaşımı nedeniyle kamu davasının düşürülmesine karar verildiği ve dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtay'a gönderildiği, kararın henüz kesinleşmediği; İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesince bakılan 2009/150 esas sayılı dava dosyasının 09/04/2013 tarihinde karara bağlandığı, sanıklar hakkında örgüte yardım olarak nitelendirilen suçlar yönünden kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine, "Suç işlemek amacıyla örgüt kurup yönetmek" ve "Örgüt adına faaliyette bulunmak" suçlarından sanıkların beraatlerine karar verildiği, kararın henüz kesinleşmediği ve tebliğ aşamasında bulunduğu; B) Sağlık Bakanlığıyla yapılan yazışmaya verilen cevapta, davalara konu eylemlerden ötürü Sağlık Bakanlığının doğrudan bir zararının söz konusu olmadığı, bu haliyle yürürlükteki ceza muhakemesi mevzuatı uyarınca müdahillik şartlarının gerçekleşmediği, söz konusu eylemler sebebiyle zarar gören Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının davaya müdahil olduğu, C) Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuruluyla yapılan yazılmaya verilen cevapta soru önergesinde adı geçen ilaç firması yöneticileri hakkında yürütülen davada görev alan hakimler ve Cumhuriyet savcıları hakkında herhangi bir ihbar ve şikâyetin bulunmadığı, bildirilmiştir. Bilgilerinize sunulur. Bekir BOZDAĞ Bakan 93

102 31 İ ZMİ R DEKİ ELİ SOPALİ Sİ Vİ LLER Kİ MDİ R? TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı Sayın Muammer Güler tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını, makamın arzu etmesi durumunda kendilerine video-fotoğraf malzemesi sunabileceğimi de bilgilerinize sunarım. Saygılarımla. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili Taksim Gezi Parkı nda yeşil alanın yok edilmesi ve ağaçların kesilmesinin protesto edilmesi gösterileri, düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamındaki en temel insan hakkıdır. Bu kapsamda yurdun büyük bir bölümünde yapılan, yurttaşların büyük bir sorumluluk ve duyarlılıkla gerçekleştirdiği toplantılar, ülkemizin siyasal ve toplumsal tarihinde, daha şimdiden ayrıcalıklı bir yer edinmiştir. Halkın bugünkü ve gelecekte sahip olmak istediği yaşam ve yönetim tercihlerini dile getirdiği bu toplantılarda, emniyet güçleri halkın üzerine amansız ve orantısız saldırılar gerçekleştirmiştir. Bir hafta boyunca sergilenen devlet şiddeti, yönetim sistemimizin tarihine kin, öç ve linç uygulamaları olarak kara leke olarak geçmiştir. Bu kapsamda İzmir de düzenlenen toplantılarda, üniformalı polislerin ellerinde sopa ve demir borular olan sivillerle birlikte hareket ettikleri görülmüştür. Özellikle havanın kararmasıyla birlikte, 1 Haziran 2013 günü akşamından itibaren ortaya çıkan eli sopalı sivillerin varlığı, halk tarafından gizlice çekilen video ve fotoğraflarla belgelenmiş durumdadır. Eli sopalı sivil gruplar göstericilere taş atarak panik ve kargaşa başlatmış, ardından üniformalı polislerin gaz, su, cop saldırılarıyla dayak ve gözaltı uygulamaları yaşanmıştır. Sopalı siviller sokak girişlerini tutmuş, buradan geçen kişileri küfür ve sopa saldırısıyla darp etmiştir. Söz konusu sivil grubun üniformalı polis grubu ve çevik kuvvet ekipleriyle eşgüdümlü hareket ettiği, görsel araçlarla belgelenmiş durumdadır. Eli sopalı sivillerin İzmir Enternasyonel Fuarı ndan hareket ettikleri bilinmekte, fuarın dış duvarı çevresinde bekleme yaptıkları da belgelenmiş bulunmaktadır. Kitlesel gösterilerde, kitleyle sıcak temas gerekirse bunun üniformalı kamu görevlilerince yapılması, hem hukuksal hem psikolojik gerekliliktir. Aksi halde, devleti temsil edip etmediği bilinemeyen kimselerin şiddet kullanmaları, kitlesel gösterileri provoke eder ve yaşanan güvensizlik istenmeyen pek çok sonucun doğmasına neden olur. 94

103 Bu bağlamda; 1. Kitlesel toplumsal olaylara müdahale eden polislerin unvan, görev tanımı ve yetkileri nelerdir? Bunlar hangi mevzuatta belirlenmiştir? 2. Resmi ve sivil güçlerin, harekat merkezi olarak İzmir Enternasyonal Fuarı nı kullandıkları doğru mudur? Doğru ise bu kullanım, hangi mevzuat ve idari işlem çerçevesinde gerçekleştirilmiştir? 3. Emniyet güçlerinin yanında yurttaşlara elinde sopa ve demir çubuklarla saldıran bu kişiler sivil polis midir? Kurumunuz bünyesinde ya da başka bir güvenlik kurumu bünyesindeki görevliler midir? 4. Bu kişiler kamu görevlisi değilse, güvenlik güçleriyle ortak hareketlerine olur verilmiş midir? Verilmişse neden ve hangi hukuksal düzenlemeye dayanılarak olur verilmiştir? 5. Bu kişiler kamu görevlisi değilse, kimliklerinin belirlenmesi ve kişilerin cezai takibatı konusunda ne tür iş ve işlemler yapılmaktadır? 6. İzmir kamuoyunda, eli sopalı sivil kişilerden bazılarının Ak Parti Gençlik Kolları yöneticileri oldukları dile getirilmektedir. Buna ilişkin herhangi bir duyumunuz var mıdır? Varsa nasıl bir işlem yürütülmektedir? 202 Gün Sonra Yanıtlandı. TC İÇİŞLERİ BAKANLIĞI Emniyet Genel Müdürlüğü TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA İZMİR MİLLETVEKİLİ SAYİN BİRGÜL AYMAN GÜLER'İN Esas No: 7/25556 TBMM ESAS SAYILI YAZİLİ SORU ÖNERGESİNE CEVAPLARİ Anayasa ve yasalarla güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerin kullanılması ve korunması, kamu düzeni ve güvenliğinin sağlanması ve devam ettirilmesi amacıyla görev ifa eden güvenlik güçlerince, ilgili mevzuat çerçevesinde gerçekleştirilen hiçbir toplantı ve gösteri yürüyüşüne müdahalede bulunulmamaktadır. Kanuna aykırı olarak düzenlenen veya somadan kanuna aykırı hale dönüşen eylemlerde ise, öncelikle topluluğun yetkilileri ile görüşülmekte ve müzakere yolu ile eylemin olaysız sonuçlanması sağlanmaya çalışılmaktadır. Ancak, yapılan uyarı ve ikazlara rağmen kamu düzenini bozan, diğer insanların temel hak ve özgürlüklerini engelleyen, kanuna aykırı eylemi sonlandırmamak veya dağılmamak için güvenlik güçlerine karşı şiddet içeren fiillerle saldırıda bulunanlara karşı, ilgili mevzuatın verdiği yetki kapsamında son çare olarak orantılı güç kullanmak suretiyle müdahalede bulunulmaktadır. Ülke genelinde yaşanan söz konusu olaylarda ilgili mevzuat, emir ve talimatlara aykırı olarak zor kullanma sınırlarını aştığı iddia edilen personel hakkında derhal adli ve idari işlem başlatılmıştır. 95

104 Emniyet personelinin görev esnasında kullanacağı teçhizat "Emniyet Hizmetleri Sınıfı Mensupları Kıyafet Yönetmeliği'nce belirlenmiştir. Görevlendirilen personel bu doğrultuda göreve sevk edilmiştir. Söz konusu iddialar mülkiye müfettişleri marifeti ile soruşturulmakta olup, tahkikatlar devam etmektedir. Ayrıca, "İzmir Enternasyonal Fuarı" içerisinde İzmir İl Emniyet Müdürlüğümüze bağlı Asayiş Ekipler Amirliği bulunmaktadır. Önergeye konu edilen harekât merkezi ile ilgili iddia gerçeği yansıtmamaktadır. Gereğini arz ederim. Muammer GÜLER İçişleri Bakanı 96

105 32 - KEMALPAŞA Kİ RAZ U RETİ Cİ Sİ MAG DUR TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Aşağıdaki sorularımın Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Sayın M. Mehdi EKER tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını bilgilerinize sunarım. Saygılarımla. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili İzmir Kemalpaşa, adı ürettiği kiraz ile marka değeri olan bir ilçedir. Yurt içi ve dışı pazarlarda aranan bir ürün olan Kemalpaşa Kirazı, ilçede on bine yakın ailenin geçimini sağlamaktadır Bu bağlamda; Yaklaşık 85 bin dekarlık alanda yapılan kiraz üretiminin yıllık ortalaması 60 bin tonu bulmaktadır. Ancak bu yıl Nisan ayı başında yaşanan soğuk hava ve don olayı kiraz üretimini çok olumsuz etkilemiştir. Bu durum tarım sigortası kapsamına girmediğinden üretici kayıplarını telafi edememektedir. Ürünün % 60 lara varan oranlarda azalması, geçimini kirazdan sağlayan binlerce aileyi mağdur etmiştir. Üründeki aşırı düşüş yanında üretimde kullanılan ilaç, gübre ve mazot gibi girdilerin yüksek fiyatları üreticiyi felç etmiştir. Üretici tüm bu olumsuzluklar yanında, özel ya da devlet bankalarından kullandığı milyon TL kredi borcunu ödemekte büyük güçlük yaşamaktadır. Üreticiye nefes aldırabilecek, sorunlarına çözüm getirebilecek düzenlemenin yapılması Kemalpaşalı üreticiler ve markla değeri olan Kemalpaşa Kirazı için yaşamsal önemdedir. 1) Kemalpaşa da yaşanan soğuk hava ve don olayları nedeni ile kiraz üreticisinin - çiftçinin mağduriyetinin giderilmesine ilişkin her hangi bir çalışma yapılmış mıdır? Yapmayı düşünüyor musunuz? 2) Tarım sigortası kapsamının, soğuk hava ve don gibi doğal afetlere karşı geçerli olmamasının nedeni nelerdir? 97

106 3) Tarım Kredi Kooperatifi ve Ziraat Bankası müşterilerinin tarımsal amaçlı kullandıkları kredileri faizsiz olarak erteleme, çiftçiye önümüzdeki yıla hazırlık yapmak için kredi desteği sağlama konusunda bir plan ya da çalışma yapılmakta mıdır? 4) Kuzey yarımkürede piyasaya ilk çıkan ve ürünün yarısının dışsatım yolu ile pazarlandığı Kemalpaşa Kirazı için prim desteği sağlama amaçlı bir düzenleme yapılmakta mıdır? 5) Kemalpaşa Kirazı ve üreticisinin bir avuç tüccarın eline mahkûm edilmemesine ve Kemalpaşa Kiraz Üreticileri Birliğinin desteklenmesine yönelik ne gibi çalışmalar yapılmaktadır? 98

107 48 Gün Sonra Yanıtlandı. T.C. ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI Strateji Geliştirme Başkanlığı TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA İlgi: TBMM Başkanlığının tarih ve sayılı yazısı. İzmir Milletvekili Sayın Birgül AYMAN GÜLER'in tarafıma tevcih ettiği 7/25362 esas nolu yazılı soru önergesi, T.B.M.M. İç Tüzüğünün 99 uncu maddesi gereği aşağıda cevaplandırılmaktadır. Bilgilerinize arz ederim. Taner Yıldız Bakan İzmir Kemalpaşa adı ürettiği kiraz ile marka değeri olan bir ilçedir. Yurt içi ve dışı pazarlarda aranan bir ürün olan Kemalpaşa Kirazı, ilçede on bine yakın ailenin geçimini sağlamaktadır. Yaklaşık 85 bin dekarlık alanda yapılan kiraz üretiminin yıllık ortalaması 60 bin tonu bulmaktadır. Ancak bu yıl Nisan ayı başında yaşanan soğuk hava ve don olayı kiraz üretimini çok olumsuz etkilemiştir. Bu durum tarım sigortası kapsamına girmediğinden üretici kayıplarını telafi edememektedir. Ürünün % 60'lara varan oranlarda azalması, geçimini kirazdan sağlayan binlerce aileyi mağdur etmiştir. Üründeki aşın düşüş yanında üretimde kullanılan ilaç, gübre ve mazot gibi girdilerin yüksek fiyatları üreticiyi felç etmiştir. Üretici tüm bu olumsuzluklar yanında, özel ya da devlet bankalarından kullandığı milyon TL kredi borcunu ödemekte büyük güçlük yaşamaktadır. Üreticiye nefes aldırabilecek, sorunlarına çözüm getirebilecek düzenlemenin yapılması Kemalpaşalı üreticiler ve markla değeri olan Kemalpaşa Kirazı için yaşamsal önemdedir. Bu bağlamda; CEVAP ) 5363 Sayılı Tarım Sigortaları Kanununun 12. Maddesi gereği 2012/4138 sayılı Bakanlar Kurulu Karan ile 2013 yılı için tarım sigortası uygulanacak ürün, bölge ve riskler belirlenmiştir sayılı Tarım Sigortalan Kanunun 17. maddesinde: "Bu Kanun kapsamında, uygulama yılında yer alan riskler için tarım sigortası yaptırmayan üreticiler, 20/6/1977 tarihli ve 2090 sayılı Tabii Afetlerden Zarar Gören Çiftçilere Yapılacak Yardımlar Hakkında Kanundan yararlanamaz" ifadesi yer almaktadır. İlgi Bakanlar Kurulu Karan ile; bitkisel ürünler için dolu ana riski ile birlikte; fırtına, hortum, yangın, heyelan, deprem, sel ve su baskını ek riskleri paket halinde; ayrıca, açık alanda yetiştirilen meyveler için bu risklere ilave olarak, isteğe bağlı olmak üzere, don riski; ilgili genel şartlar, teknik şartlar, tarife ve talimatları kapsamında; Çiftçi Kayıt Sistemine kayıtlı çiftçilerin mevcut arazi ve ürün bilgileri dikkate alınarak, Tarım Sigortalan Havuzu tarafından teminat altına alınmaktadır. Seralar için dolu ana riski ile birlikte; fırtına, hortum, yangın, heyelan, deprem, taşıt çarpması, kar ve dolu ağırlığı ile sel ve su baskını ek riskleri paket halinde; ilgili genel şartlar, teknik şartlar, tarife ve talimatlar kapsamında; Örtü Altı Kayıt Sistemine kayıtlı çiftçilerin mevcut arazi, sera, işletme ve ürün bilgileri dikkate alınarak, Tarım Sigortalan Havuzu 99

108 tarafından teminat altına alınmaktadır. Bununla birlikte, sigorta primine %50 devlet pirim desteği verilmektedir. Sigorta yaptıran çiftçilerin hasar tazminatları karşılanmaktadır. Devlet destekli tarım sigortalan sisteminde (TARSİM); doğal afet ve hastalıkların, tarım ve hayvancılıkta neden olduğu zararların karşılanarak, üreticilerin, uzun vadede gelir istikrarına kavuşturulması ve tarımsal üretimde üretim de sürdürülebilirliğin sağlanması amaçlanmaktadır. Bu kapsamda 7 yıl içerisinde üreticilere toplam 934,5 Milyon TL devlet prim desteği sağlanmış ve oluşan hasarlardan dolayı 943,6 Milyon TL hasar tazminatı ödenmiştir. TARSİM Avrupa'nın önde gelen sigorta kuruluşları içerisinde 3'üncü sıraya yükselmiştir. Tarım sigortalan uygulamalarında; 2011 yılından itibaren; açık alanda yetişen meyvelerde don riski için çiçeklerime dönemi kapsama alınmıştır yılında; meyvelerde, teminat kapsamındaki tüm diğer riskler (Dolu, Fırtına, Yangın, Hortum, Deprem, Sel ve Su baskını) için ürünün çiçeklerime evresinde meydana gelen hasarlar, teminat kapsamına alınmıştır yılında; Dolu riski nedeni ile yaş meyveler, sebzeler ve kesme çiçeklerde meydana gelen kalite kaybı hasarlarını teminat kapsamına alan ve isteğe bağlı olarak verilen "Kalite Kaybı" teminatı, 2013 yılı itibari ile pakete dâhil edilmiştir. Teminat kapsamının genişletilmesi konusunda çalışmalar sürdürülmektedir. Bakanlığımızca tabii afetlerden zarar gören çiftçi sayılan, zarar gören ürün ve alanlarına ait bilgiler Hazine Müsteşarlığına bildirilmektedir. Destekleme ödemesi yapılacak ürünler ve destekleme miktarları, Bakanlığımızın da üyesi olduğu Tarımsal Destekleme ve Yönlendirme Kurulu tarafından her yıl belirlenmekte ve Bakanlar Kurulu Karan ile yayınlanmaktadır. Bu kapsamda 2013 yılı destekleme kalemleri ve birim miktarları belirlenmiş olup, kiraz prim desteği kapsamında bulunmamaktadır. Bakanlığımızca; meyvecilikte üretim ve kalite artışı sağlamak, maliyetlerin azaltılması ile ihracat oranının arttırılması, modern meyveciliğin geliştirilmesi amacıyla havza faaliyetleri içerisinde meyvecilik havzaları çalışmaları başlatılmıştır. Bu çalışmayla, belli bölgelerde sıkışıp kalmış meyve yetiştiriciliğinin elverişli arazi ve uygun ekolojik koşullar nedeniyle daha geniş bir yelpazede verimlilikle beraber kalitenin de esas alındığı, gerek üretim gerekse pazarlama açısından istenilen oranda başarının sağlanabildiği meyve yetiştiriciliğinin yaygınlaştırılması hedeflenmiştir. Havza çalışmalarında, arz ve talep dengeleri gözetilerek iç ve dış pazar ihtiyacım karşılayabilecek ekonomik ve ekolojik olarak en uygun meyve yetiştiriciliğinin taze tüketimin yanında sanayi ihtiyacının da karşılanabileceği belli havzalarda belli sayıda meyvenin yetiştiriciliğinin yoğunlaştırılması planlanmaktadır. Bakanlığımızca, Çiftçi Kayıt Sistemine kayıtlı üreticilere, tam veya yan bodur meyve fidanı ile en az 5 dekar, diğer meyve fidanı türlerinde ise en az 10 dekar alanda sertifikalı veya standart meyve fidanı kullanarak yeni tesis ettikleri bağ ve bahçeler için alan bazlı hibe şeklinde destekleme ödemesi yapılmaktadır. Ayrıca, kiraz üreticileri; organik tarım, iyi tarım uygulamaları, mazot, gübre, toprak analizi, Kırsal Kalkınma Yatırımlarının desteklenmesi (depolama, ürün işleme paketleme ve ambalajlama, makine-ekipman) programı çerçevesinde %50 hibe desteği, AR-GE destekleri, düşük faizli kredi uygulamalarından yararlanmaktadır. Tarımsal ürün fiyatları serbest piyasa ekonomisi şartlan içerisinde oluştuğundan, Bakanlığımızın doğrudan ürün fiyatlarına müdahale etme imkânı bulunmamaktadır. Ancak, Bakanlığımızca 100

109 üretici örgütlerinin kurulması, gelişmesi ve pazarlama altyapılarının güçlendirilmesi konularında gerekli destek sağlanmaktadır. Konuyla ilgili olarak Tarım Kredi Kooperatifleri Genel Müdürlüğünden alman bilgiye göre: Tarım Kredi Kooperatifleri Ana sözleşmesine göre; tarih ve 5363 sayılı Tarım Sigortalan Kanunu'nun dışında kalan risk, ürün ve bölgelerde, ürün vadelerinden önce meydana gelen deprem, kuraklık, don, yangın, su baskım ve dolu gibi tabii afetler veya bitkisel ve hayvansal hastalıklar nedeniyle tarımsal varlığı % 40 ve üzerinde zarar gören ve bu durumları yürürlükte olan ilgili Kanun'a veya Kararnamelere göre Tarım Kredi Kooperatifi temsilcisinin de katılımıyla teşkil olunacak il/ilçe hasar tespit komisyonu kararlarıyla tespit edilen ortaklarımızın hasar tarihi itibariyle günü gelmemiş olan borçlan cari tarımsal kredi faiz oram üzerinden ertelenebilmektedir. Ayrıca, Tarım Kredi Kooperatifleri ortaklarının tarımsal kredi borçlarının ertelenmesi, yürürlüğe konulan Kanun ve/veya Kararnamelerle Kurumumuza verilen görevler doğrultusunda da yapılmaktadır. Tarım Kredi Kooperatiflerince, icra takibinde olan ortaklarınız da dahil olmak üzere, Kooperatiflerimize vadesi geçen borçlarını ödeme istek ve gayreti içerisinde olan ortaklarımıza, borçlanın ödeyebilmelerini teminen kolaylıklar sağlanmaktadır. Bu çerçevede, tarihi itibariyle kanuni takipteki krediler hesabında borcu bulunan ve tarihine kadar müracaat eden ortakların borçlarını defaten ödemeleri halinde temerrüt faizi yerine normal faiz oram üzerinden faiz hesaplanmak suretiyle tahsil edilmektedir. Diğer yandan, borcunu defaten ödeme imkanına sahip olmayan ortaklarımızın, borçlarının en az % 25'ini peşin ödemeleri kaydıyla kalan borçlan için gelecek ürün hasat dönemine kadar 1 yılı geçmeyecek şekilde bir veya birden fazla taksitle ödeme imkânı sağlanabilmektedir. Ayrıca, ortaklarımızın kooperatiflerimize olan vadesi geçen borçlarının asgari %60'nı ödemeleri kaydıyla, kalan kısmı için yeni kredi kullandırılarak borçlarına mahsup edilebilmektedir. Konuyla ilgili olarak T.C Ziraat Bankası Genel Müdürlüğünden alman bilgiye göre: Bankamızca yasal düzenlemeler çerçevesinde üreticilerimizin kredilerinin yeniden yapılandırılmasına yönelik olarak, Bankalarca Kredilerin ve Diğer Alacakların Niteliklerinin Belirlenmesi ve Bunlar İçin Ayrılacak Karşılıklara İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik ve diğer bankacılık mevzuatı dikkate alınarak yapılabilecek uygulamalar değerlendirilmektedir. 101

110 33 MENEMEN EMİ RALEM DE KAVŞAK SORUNU TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Sayın Binali YİLDİRİM tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını bilgilerinize sunarım. Saygılarımla. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili Menemen e bağlı Emiralem Beldesi, Menemen Manisa karayolu üzerinde bulunmaktadır. Belde verimli toprakları ile başta çilek olmak üzere birçok tarımsal üretimin yapıldığı ve buna bağlı ekonomik getirinin yüksek olduğu yerdir. İzmir in ikinci en büyük Sebze Hali ne sahip olan beldede geçtiğimiz yıl yapılan çift yol, beldeyi halden ayırmış, insanların ulaşımını güçleştirmiştir. Bu durum ürettiğini hale getiren ve çevre illerden ürün almaya gelen yurttaşlarımızı mağdur etmektedir. Ayrıca aynı güzergâhta bulunan köylerde yaşayan yurttaşlarımız da kavşak olmayışı sorunundan kaynaklanan sıkıntıları çekmektedirler. Ürünlerini hale götürmek isteyen yurttaşlar, beş kilometre uzaklıkta bulunan kavşağa gitmek yerine el yapımı araçlar ile riskli bir şekilde yolun karşısına geçiriyorlar. Yine aynı güzergâhta bulunan köylüler araçları ile dere yatağı üzerine kurulu bulunan köprünün altından geçerek tehlikeli ve riskli ulaşım yolunu kullanıyorlar. Emiralemliler, bölgede faaliyet gösteren fabrikaların önünde olmasına karşın beldelerinin önünde kavşak olmamasını ve sorunlarını yetkililere ilettikleri halde sonuç alamadıklarını ifade ediyorlar. Yöre halkının hale güvenli ulaşımının ve karayolunun geçiş güvenliğinin sağlanması amacıyla, can kayıplı kazalar olmadan kavşak yapılması kamu yararına bir gerekliliktir. Bu bağlamda; 1) Menemen Manisa bağlantısını sağlayan çift yol yapımı sırasında, beldenin ekonomik merkezi olan halin önüne kavşak yapılmamasının nedenleri nelerdir? Herhangi bir teknik ya da caydırıcı bir engel söz konusu olmuş mudur? 2) Beldenin hal ile güvenli bağlantısını sağlayacak kavşak yapılması ile ilgili herhangi bir çalışma var mı? Yapmayı düşünüyor musunuz? 102

111 12 Haziran 2013 Milliyet Gazetesi YANITSIZ: Süresi İçinde Cevaplandırılmadığından Gelen Kağıtlarda Yayımlandı 103

112 34 İ ZMİ R DE NEDEN SULANABİ Lİ R ARAZİ Nİ N YARİSİ SULANİYOR? TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI NA Aşağıdaki sorularımın Başbakan Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını bilgilerinize sunarım. Saygılarımla. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre İzmir ili, 341,119 hektar tarım alanına sahiptir. Bu büyüklük, Türkiye nin toplam tarım alanlarının % 1,4 üne ve Ege Bölgesi nin % 12,2 sine denk düşmektedir. İzmir Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü tarafından verilen 2011 yılı sonu rakamlarına göre de toplam tarım alanının hektarlık bölümü, oran olarak da % 82 si sulanabilir arazi niteliğine sahiptir. Bununla birlikte, İzmir de sulanabilir tarım arazisinin ancak 179,547 hektarlık bölümü, % 52,6 lık kısmı sulanırken 161,572 hektarlık kısmı % 47,4 gibi yarıya yakın bir bölümü sulanmamaktadır. Aynı müdürlüğün derlediği bilgilere göre İzmir de tarımsal sulama hizmetlerinin % 44 ü devlet tarafından, % 56 sı halk tarafından yürütülmektedir. İzmir gibi en verimli tarımsal alanların ve nitelikli yetişmiş tarımsal işgücünün bol olduğu bir ilde, sulanabilir arazinin yaklaşık yarısının bu yatırımdan yoksun kalması, büyük kayıplar yaratmaktadır. Bu yoksunluk, yapabilecek durumdayken ekonomik değeri ya da katma değeri yüksek ürün yetiştirememek, susuz tarımın sulu tarıma göre açık olarak bilinen yüksek verim kayıplarına katlanmak, ürün deseninde çeşitlemeye gidememek gibi son derece somut dezavantajlara boyun eğmek demektir. Bu durum hem İzmir de, hem Ege Bölgesi nde hem de Türkiye de tarımsal üretim ve verimlilikte büyük kayıplar yaşanması anlamına gelmektedir. Gözle görülür bir kamu yatırımı ve hizmet açığı olduğu anlamına gelen bu durumla ilgili olarak: 1) İzmir ilinde son 10 yıllık sulama hizmeti yatırımlarınız nelerdir? 2) İzmir ilinde sulanabilir nitelikte arazinin yaklaşık yarısında sulama hizmeti bulunmamasının temel nedenleri nelerdir? 3) Sulama yatırımları tamamlanmış olsa, İzmir ili tarım üretimi ve il tarımsal gelirleri bakımından nasıl bir değişiklik olması beklenebilir? Bu duruma ilişkin bir kayıp kazanç analizi yapılmış mıdır? 4) İzmir ilinde sulanabilir arazi oranını artırmak için hazırlanmış bir yatırım planı var mıdır? Varsa bu hangi plandır? Planın temel hedefleri nelerdir ve zamanlama nasıl belirlenmiştir? 5) Sulanabilir arazi oranını artırmak için yürütülen yatırım projeleri var mıdır? Bunlar hangi projelerdir? Proje adı, başlama bitiş zamanı, finansal büyüklüğü nelerdir? 104

113 134 Gün Sonra Yanıtlandı. TC GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Strateji Geliştirme Başkanlığı TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA İZMİR MİLLETVEKİLİ SAYİN BİRGÜL AYMAN GÜLER İN TBMM Esas NO: 7/26569 ESAS SAYILI YAZİLİ SORU ÖNERGESİNE CEVABİ İlgi (a)'da kayıtlı yazınız ile Başbakanlığa gönderilen ve İlgi (b)'de kayıtlı yazı ile Başbakanlıktan Bakanlığımıza gönderilen yazı ekinde yer alan İzmir Milletvekili Birgül Ayman GÜLER'e ait 7/26569 esas nolu yazılı soru önergesine ilişkin Bakanlığımız görüşü ekte sunulmaktadır. Bilgilerinize arz ederim. Mehmet Mehdi EKER Bakan CEVAP ) Bakanlığımız tarafından 2006 yılında başlatılan Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı kapsamında Bireysel ve Toplu Modern Basınçlı Sulama Sistemlerinin kurulumuna %50-%75 oranlarında hibe desteği sağlanmaktadır. Bu kapsamda İzmir ilinde toplam 30 proje için 759 Bin TL hibe ödemesi yapılarak yaklaşık dekar alanda basınçlı sulama sistemi kurulması sağlanmıştır. Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerince Modern Basınçlı Sulama Sistemleri için sıfır faizli işletme ve yatırım kredisi kullandırılmakta olup, bu kapsamda İzmir ilinde bu güne kadar toplam proje için 49 Milyon 405 Bin TL kredi kullandırılarak yaklaşık 110 Bin dekar alanda modern basınçlı sulama sistemi kurulması sağlanmıştır. Konuyla ilgili Orman ve Su İsleri Bakanlığından alınan cevabi görüş aşağıda ver almaktadır; yılları arasında İzmir ilinde bitirilen projeler aşağıda belirtilmiştir; Seferhisar Kavakdere Barajı ve Sulaması 2005 yılında tamamlanarak 560 ha alan sulu tarıma açılmıştır 2.Bakırçay-Kınık Projesi-Çaltıkoru Barajı tarihi itibarıyla bitirilmiştir. Baraj ile 41,6 hm3 su depolanarak Kınık sağ sahilde bulunan ha alan sulanacaktır. Bakırçay-Kınık Projesi-Yortanlı Barajı 2011 yılında tamamlanmış olup, 2011 yılında ihale edilen Kınık sağ sahil içerisindeki ha alanı sulayacaktır. 105

114 Bakırçay Kınık Projesi Kınık Sol Sahil Sulaması inşaatı 2008 yılında tamamlanarak ha arazi sulu tarıma açılmıştır. Küçükmenderes Beydağ Projesi-Beydağ Barajı 2010 yılında tamamlanmıştır. Beydağ sulaması tamamlandığında ha alanda sulama yapılacaktır. Menderes Değirmendere Ataköy Göleti ve Sulaması inşaatı 2007 yılında tamamlanarak 228 ha arazi sulu tarıma açılmıştır. Karaburun Mordoğan Göleti ve Sulaması inşaatı 2007 yılında tamamlanmış olup proje ile 130 ha arazi sulu tarıma açılmıştır. Güzelhisar Mansap Ovaları Sulaması işi 2011 yılında tamamlanmış olup, 923 ha alan sulamaya açılmıştır Kemalpaşa Aşağı Kızılca YAS Sulaması işi 2011 yılında tamamlanmış olup, 200 ha alan sulamaya açılmıştır. 5. Dikili Harputlu Göleti 2013 yılında tamamlanmış olup, 90 ha alan sulamaya açılacaktır. Foça Arpaçay Gölet i 2012 yılında başlamış ve tamamlanmıştır. 42 ha alan sulanacaktır. İzmir ilinde 2012 yılı sonu itibariyle sulamaya açılan arazi hektar olup, ha alan yatırım programında, ha alan proje aşamasında, ha alan ise planlama aşamasındadır. İzmir ilinin yeraltı suyu potansiyeli ise 0,494 Milyar m /yıl olup, toplam brüt su kaynaklan potansiyeli 2,564 milyar m3/yıl'dır. İzmir İlinde inşa halindeki sulama tesisleri ve mutasavver sulama projelerine yönelik planlama ve proje çalışmaları devam etmekte olup, bunların tamamlanmasından sonra sulanan alanda artış sağlanacaktır. Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından su kaynaklarının geliştirilmesi projelerinde hem ekonomik hem de malî analiz yapılmaktadır. Tüm projelerde fayda/masraf analizinin yanı sıra sulama alanında uygulanacak ürün deseninin belirlenmesi, sulama alanının boyutlandırılması, işletmelerin mevcut ve projeli koşullardaki durumlarının saptanması, fiyatların düzeyi, girdi kullanımı ve tedarik imkânları, pazarlama sistemi, tarımsal araştırma ve yayım, kredi sistemi, toprak insan ilişkileri ve kamulaştırılacak alan için net gelir kaybımın, fiili ödeme değerinin hesaplanması, sulama ile sağlanacak net gelir artışının ve geri ödeme durumunun hesaplanması, proje faydası ile masrafının belirlenmesine yönelik detaylı çalışmalar yapılmaktadır. 106

115 35 ÇEŞME DE RU ZGAR SANTRALİ NEDEN ACİ L KAMULAŞTİRMA Lİ? TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI NA Aşağıdaki sorularımın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın Taner YİLDİZ tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını bilgilerinize sunarım. Saygılarımla. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili İzmir Çeşme, ülkemizin ve dünyanın sayılı turizm bölgelerinin başında gelen, kendine özgü doğası, denizi ve havası ile marka değeri olan bir ilçemizdir. Her yıl yerli ve yabancı binlerce turistin ziyaret ettiği, bu anlamda çok önemli turizm geliri elde edilen Çeşme de turizm ve buna bağlı hizmet sektörü gelişmiştir. Son günlerde basın yayın kuruluşlarında da yer alan, bir firma tarafından Çeşme Musalla Mahallesi Karadağ mıntıkasında kurulması planlanan rüzgar santrali tribünleri haberi ilçe halkını ve ziyaretçilerini huzursuz etmektedir. Musalla Mahallesi yüzölçümü ve nüfus bakımından Çeşme nin en büyük mahallesidir. Kurulması planlanan rüzgar tribünlerinin ilçe gelişim alanı içinde olması, görüntü kirliliği ve olası elektromanyetik dalga riskinin sakıncaları nedeniyle ilçe halkı söz konusu çalışmaya karşı çıkmaktadır. Çeşme Belediye Meclisi nin kurulmak istenen rüzgar santraline verdiği red kararı da Çeşmelilerin tutum ve tavırlarıyla aynı doğrultudadır. İlçe Belediye Meclisi nin olumsuz kararını Bakanlar Kurulunun tarihli sayılı acele kamulaştırma kararı ile aşan ilgili firmanın bu girişimi, yörede yaşayan yurttaşlarımızı ve turistleri kaygılandırmıştır. Olağanüstü dönemler için uygulanmasını öngören bir düzenlemenin yerel meclis kararlarının ve halkın isteklerinin geçersiz kılınması için kullanılması, hukuk ve demokrasi adına kabul edilemez bir durumdur. Konu henüz proje - başlangıç aşamasındayken, telafisi mümkün olmayan sonuçlar yaşanmadan, kararın gözden geçirilmesi zorunludur. Bu bağlamda; 1) Bakanlığınız kaynaklı acil kamulaştırma kararlarının, ülke genelinde dikkat çekecek bir sıklıkta alındığı izlenimi vardır. Son beş yılda, yıllık olarak, bu yöntemle alınan izin sayısı ne kadardır? 2) Çeşme Karadağ mıntıkasına kurulacak rüzgar enerji tribünlerine, halkın ve ilgili belediye meclisinin olumsuz kararına karşın acele kamulaştırma yolu ile izin alınmasını gerektiren nedenler nelerdir? 3) Projenin turizm bölgesinde olması dikkate alınarak, doğal ortama ve turizme etkileri konusunda yapılmış, yapılan, yapılması planlanan herhangi bir çalışma var mıdır? 4) Tribünlerin ve elde edilecek enerjinin iletileceği trafoların işgal edeceği yer ne kadar büyüklüktedir? 5) Kurulması öngörülen rüzgar tribünlerinin arazileri kime aittir? Burada yapılacak acil kamulaştırmanın bedeli ne kadardır? 107

116 6) Tribünlerin kurulacağı yerde bitki örtüsünün özellikleri nedir? Kurulum için kesilecek ağaç sayısı ne kadardır? YENİGÜN GAZETESİ 108

117 47 Gün Sonra Yanıtlandı. TC ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI Strateji Geliştirme Başkanlığı İlgi: TBMM Başkanlığının tarih ve sayılı yazısı. İzmir Milletvekili Sayın Birgül AYMAN GÜLER in tarafıma tevcih ettiği 7/27925 esas nolu yazılı soru önergesi, T.B.M.M. İç Tüzüğünün 99 uncu maddesi gereği aşağıda cevaplandırılmaktadır. Bilgilerinize arz ederim. Taner Yıldız Bakan İZMİR MİLLETVEKİLİ SAYIN BIRGÜL AYMAN GÜLER'İN YAZILI SORU ÖNERGESİ VE CEVAPLARI Cevaplar 1, 2: Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu'nun 29/05/2008 tarihli ve sayılı kararı ile; Okman Enerji Elektrik Üretim ve Yatırım Anonim Şirketine, İzmir ili Çeşme ilçesinde rüzgar enerjisine dayalı Karadağ Rüzgar Elektrik Santrali (RES) projesi kapsamında, 29/05/2008 tarihinden itibaren 49 yıl süre ile, üretim faaliyeti göstermek üzere 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ve ilgili mevzuat uyarınca, 29/05/2008 tarihli ve EÜ/ /1183 numaralı üretim lisansı verilmiştir. Acele Kamulaştırma ile ilgili Bakanlar Kurulunca alınan kararlar, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunun 27 nci Maddesine dayanılarak alınmaktadır sayılı Kamulaştırma Kanununun "Acele kamulaştırma" başlıklı 27 nci maddesinde; "3634 sayılı Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanununun uygulanmasında yurt savunması ihtiyacına veya aceleliğine Bakanlar Kurulunca karar alınacak hallerde veya özel kanunlarla öngörülen olağanüstü durumlarda gerekli olan taşınmaz malların kamulaştırılmasında kıymet takdiri dışındaki işlemler sonradan tamamlanmak üzere ilgili idarenin istemi ile mahkemece yedi gün içinde o taşınmaz malın (Değişik ibare: 24/4/ /15 md.) 10 uncu madde esasları dairesinde ve 15 inci madde uyarınca seçilecek bilirkişilerce tespit edilecek değeri, idare tarafından mal sahibi adına (Değişik ibare: 24/4/ /15 md.) 10 uncu maddeye göre yapılacak davetiye ve ilanda belirtilen bankaya yatırılarak o taşınmaz mala el konulabilir. Bu Kanunun 3 üncü maddesinin 2 nci fıkrasında belirtilen hallerde yapılacak kamulaştırmalarda yatırılacak miktar, ödenecek ilk taksit bedelidir." denilmektedir. Enerji, ekonomik ve sosyal kalkınma için temel girdilerden birisi durumundadır. Enerjiye olan talep, nüfus artışı, sanayileşme ve şehirleşme ile birlikte giderek artmaktadır. Enerji talebi, tüm ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de hızlı bir artış göstermektedir. Ülkemizin artan enerji talebinin karşılanabilmesi için enerji yatırımlarının zamanında tamamlanarak enerji arz güvenliğinin sağlanması gerekmektedir. 109

118 Cevaplar 3, 4, 5, 6: İzmir-Çeşme-Karadağ bölgesinde tesis edilmekte olan 16,25 MW'lık söz konusu üretim tesisine ait Türbinler yaklaşık 3 km'lik bir hat boyunca santral sahasına dizilmekte olup santralin sistem bağlantısı 34,5 kv gerilim seviyesinden Çeşme RES Havza TM'ye gerçekleşeceği için 154 kv şalt tesisi bulunmamaktadır. Türbin ulaşım yolları içerisinde 22 özel mülkiyete konu taşınmaz bulunmaktadır. Acele Kamulaştırma Bedelleri ilgili Asliye Hukuk Mahkemeleri tarafından belirlenecektir. İzmir ili Çeşme ilçesi Karadağ mevkiinde Rüzgâr Enerji Santrali için Okman Enerji Elektrik Üretim ve Yatırım Anonim Şirketi tarafından 2008 yılında izin talebinde bulunulmuştur tarih ve 208 sayılı olur ile ,57 m2'lik alanda Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından 2 yıl süreyle ön izin verilmiş ve şirketin talebi üzerine ön izin süresi tarihine kadar uzatılmıştır. Proje alanının ne kadar olacağı kesin izin aşamasında belirlenecektir. Türbinlerin kurulacağı yer makilik alanlar olup ağaç kesilmemesi öngörülmektedir. Proje İ. Derecede doğal sit alanında yer almakta olup, İzmir İ. Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'nun tarih ve 4780 sayılı kararı ile söz konusu Rüzgâr Enerji Santrali talebi uygun görülmüş; İzmir Valiliği Mülga İl Çevre ve Orman Müdürlüğü'nün tarih ve 5038 sayılı yazılarında söz konusu proje için "ÇED Gerekli Değildir" kararı verilmiştir. Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nın tarih ve sayılı yazıları ile Ekosistem Değerlendirme Raporu kapsamında belirli şartlar ve tedbirlerin yerine getirilmesi kaydıyla uygun bulunmuştur. İzmir Valiliği İl, Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünün 01/02/2013 tarihli ve 6451 sayılı yazıları ile proje kapsamında özel mülkiyete isabet eden alanlar için tarım dışı kullanımı uygunluk görüşü alınmıştır. 110

119 36 ONUNCU KALKİNMA PLANİ TU RKİ YE Nİ N 2023 HEDEFLERİ DOG RULTUSUNDA HAZİRLAN Dİ!... TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI NA Aşağıdaki sorularımın Kalkınma Bakanı Sayın Cevdet YİLMAZ tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını bilgilerinize sunarım. Saygılarımla. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili Onuncu Kalkınma Planı ( ) nı Genel Kurul a sunan TBMM kitabının 8. Sayfasında, Plan ın Türkiye nin 2023 hedefleri doğrultusunda hazırlan dığı belirtilmektedir. Ancak, Plan ın ekinde bu hedefleri gösteren herhangi bir belge bulunmamaktadır. Sekizinci Kalkınma Planı nda Uzun Vadeli Strateji belgesi eklenmişken, 9. Kalkınma Planı nda bu belgeye gönderme yapılmışken, 10. Kalkınma Planı nda bu belge yer almadığı gibi belgeye gönderme de yapılmamıştır. Dolayısıyla 2023 hedeflerinin hangi kamusal karara ve belgeye dayandığı anlaşılamamıştır. Tarafımdan yapılan araştırmalarda, Türkiye nin 2023 hedefleri nin belirlendiği ana politika belgesine ulaşmak mümkün olmamıştır. Kalkınma Bakanlığı ndan bilgi alma isteğim, Kalkınma Bakanı nın Plan sunuş konuşmasına bakmam önerisiyle karşılanmıştır. Bulup incelediğim bu konuşma toplam 72 şeffaf/slayttan oluşmakta, ilgili konu 6. şeffafta 2023 yılına ait makro hedefler biçiminde geçmektedir. Ancak söz konusu konuşmadan ve ekinden de hedefler konusunda resmi belgeye ulaşmaya yardımcı olabilecek herhangi bir sonuca ulaşılamamıştır. 1) Onuncu Kalkınma Planı ekinde Plan Stratejisi ne yer verilmemiştir. Plan ın bir Uzun Vadeli Strateji si var mıdır? Varsa bu belge nedir? Nereden bulunabilir? 2) Sekizinci Plan da belirlenmiş bulunan Uzun Vadeli Stratejisi günümüzde geçerli midir? Değiştirilmişse yerini başka bir belge almış mıdır? Almışsa, bu belge hangi yetkili kurumun kararıyla ne zaman yürürlüğe girmiştir? 3) Onuncu Plan ın dayandığı belirtilen Türkiye nin 2023 hedefleri hangi kurumca, ne zaman, hangi kararla belirlenmiştir? Bu karar metni yayımlanmış mıdır? Yayımlanmışsa ne zaman ve nerede yayımlanmıştır? Yayımlanmamışsa bu durumun nedeni nedir? 111

120 77 Gün Sonra Yanıtlandı. TC KALKINMA BAKANLIĞI Özel Kalem Müdürlüğü TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA İlgi: TBMM Kanunlar ve Kararlar Başkanlığının tarihli ve sayılı yazısı. İlgi yazıyla, İzmir Milletvekili Sayın Birgül AYMAN GÜLER'in tarafıma tevcih ettiği 7/28412 esas sayılı yazılı soru önergesinin cevaplandırılması talep edilmektedir. Söz konusu yazılı soru önergesiyle ilgili cevabımız ekte sunulmuştur. Gereğini arz ederim. Cevdet Yılmaz Bakan İZMİR MİLLETVEKİLİ SAYIN BİRGÜL AYMAN GÜLER'İN YÖNELTTİĞİ 7/28412 ESAS SAYILI YAZILI SORU ÖNERGESİYLE İLGİLİ CEVAPLAR: Cevap 1-3: Onuncu Kalkınma Planının Stratejisi, tarih ve 2013/9 sayılı Yüksek Planlama Kurulu Karan ile oluşturulmuştur. Plan için yeni bir Uzun Vadeli Strateji belirlenmemiş olup, Bakanlığımızca Plan hazırlıkları çerçevesinde yapılan çalışmaların sonucunda, Türkiye'nin 2023 yılına ilişkin hedefleri Onuncu Kalkınma Planında en güncel haliyle ortaya konmuştur. 112

121 37 ÇAMAVLU VE KİRANLAR KO YLERİ ŞAP HASTALİG İ TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI NA Aşağıdaki sorularımın Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Sayın M.Mehdi EKER tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını bilgilerinize sunarım. Saygılarımla. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili İzmir - Bergama ilçesine bağlı Çamavlu ve Kıranlar köyleri, hayvanlarda görülen şap hastalığı nedeniyle karantina altına alınmıştır. Köyde yaklaşık üç ay önce yapılan, altı ay koruma garantisi verilen aşılara rağmen hayvanlarda görülen hastalık köylüleri mağdur etmiştir. 13 Haziran 2013 günü köye giden ilçe tarım müdürlüğü görevlileri alınan karantina bilgisini köylülere ancak 1 Temmuz Pazartesi günü bildirmişlerdir. Yörede hastalığa bağlı olarak hayvan ölümleri ve buzağı atma olayları yaşanmış, sütçülükle geçinen yurttaşlarımız sütleri dökmek durumunda kalmışlardır. Karantina ilan edilen Çamavlu ve Kıranlar köyleri ve bunlara komşu köylerde üreticiler, sorun tarım hizmetleri yönetimindeki aksaklıklar, önlemelerin zamanında ve yeterince alınmaması nedeniyle özel veteriner hizmetlerine ya da kaderlerine terk edilmişlerdir. Yörede yaşayan köylülerimiz yetkililerin ilgisizliğinden yakınmakta ve kamu gücünün konuya çözüm bulmasını beklemektedirler. Temel geçim kaynağı hayvancılık olan yurttaşlarımızın ve hayvancılığın korunup gelişmesini desteklemek için sorunun çözüme kavuşturulması ve mağdurların zararlarının giderilmesi, borçlarının ertelenmesi gerekmektedir. Bu bağlamda; 1) Bergama Kozak Yöresi köylerinde, aşılamaya karşın bugün salgın şekilde yaşanan şap hastalığı konusunda, olayın nedenleri ve sorumluları hakkında bir araştırma çalışma yapılmış mıdır? 2) Yapılan aşının amacı ve takvimi ne şekildedir? Aşının temini ve buna bağlı etki amacı ve kullanma şekilleri nasıl olmuştur? 3) Hastalıktan yörede kaç köy ve hayvan etkilenmiştir? Karantina işlemleri, süreleri ne şekilde belirlenmiş ve bildirilmiştir? 4) Altı ay süreli garanti verilen aşıların etkisizliği ile yaşananlar konusunda ne gibi iş ve işlemler yapılmaktadır? Bu aşılar hangi yöntemle temin edilmiş ve kaç liraya mal olmuştur? Sorumluları hakkında ne gibi işlemler yapılmaktadır? 5) Bölgede karantina altına alınan köylerdeki denetim ve kontroller hangi ekiplerce ve sürelerde yapılmaktadır? 6) Bölgede yurttaşlarımızın uğradıkları zararların giderilmesi için zarara uğrayan köylülerimizin Tarım Kredi Kooperatifi ve Ziraat Bankası na olan borçlarının faizsiz olarak ertelenmesi konusunda bir çalışma yapılmakta mıdır? 7) Yörede kullanılan aşılar sadece buradaki köylerde mi kullanılmıştır? Türkiye de başka yerlerde aynı tür ve partiden aşılar kullanılmışsa, benzer sorun ve sıkıntılar yaşanmış mıdır? 113

122 63 Gün Sonra Yanıtlandı. TC GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Strateji Geliştirme Başkanlığı TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA İZMİR MİLLETVEKİLİ SAYİN BİRGÜL AYMAN GÜLER İN TBMM Esas NO: 7/28311 ESAS SAYİLİ YAZİLİ SORU ÖNERGESİNE CEVABİ CEVAP ) Bakanlığımızca hayvan hastalıklarına karşı etkin mücadele çalışmaları yürütülmekte olup, bu kapsamda ülkemizin tüm bölgelerinde şap hastalığına karşı gerekli tedbirler alınmaktadır. Şap Hastalığının Kontrolüne İlişkin Yönetmelik gereği aktif mihrakı çevreleyen 10 km yarıçaplı bölgede bulunan tüm çiftlikler karantina altında alınmakta, çiftliklerdeki tüm hayvanlar aşılanmakta ve hastalık sönüşünü takiben karantina tedbirleri kaldırılmaktadır. Şap hastalığı ile mücadele "Şap Hastalığının Kontrolüne İlişkin Yönetmelik" ve 2012/1 sayılı "Hayvan Hastalıkları ile Mücadele ve Hayvan Hareketleri Kontrolü Genelgesi" çerçevesinde yürütülmektedir. Halkın tüketimine sunulacak etler kesimhanelerde görev yapan resmi veteriner hekimler tarafından kontrol edilmekte ve tüketilmesinde sakınca görülmeyen etler insan tüketime sunulmaktadır. Hastalıklarla ilgili olarak halkın farkındalığını artırmak üzere İl/İlçe Müdürlüklerimizce liflet, broşür, afiş, çiftçi mektubu hazırlanmakta ve yetiştiricilerimize ulaştırılmaktadır. Ayrıca Bakanlığımızca TV ve Radyo Spotları hazırlatılmaktadır. Bergama ilçesi Kozak yöresi köylerinde gerekli kontroller yapılmıştır. Yapılan epidemiyolojik çalışmada hastalığın hayvan hareketlerinden kaynaklandığı tespit edilmiştir. Bergama İlçesinde hastalık görülen bölgelerde Şap Hastalığının Kontrolüne İlişkin Yönetmelik gereğince karantina işlemleri yürütülmüştür. Şap hastalığı ile mücadele kapsamında Bakanlığımızca kararlaştırılan program gereği aşılamalar yapılmaktadır. Kullanılan Şap aşıları Bakanlığımız Şap Enstitüsü Müdürlüğünce Genel Bütçe imkanları ile üretilmekte ve yetiştiricilerimizin hayvanlarına aşı bedeli alınmadan uygulanmaktadır. Hayvanların genel durumu, hayvanın yaşı, bakımı, beslenme durumu, paraziter invazyonlar ve benzeri dış etkenler aşının sağladığı bağışıklık süresini olumsuz yönde etkilediğinden, aşılanan tüm hayvanlarda 6 aylık bağışıklık süresini sürdürmek her zaman mümkün olamamaktadır. Bölgede karantinaya alınan köylerdeki denetim ve kontroller Bergama İlçe Müdürlüğümüzdeki Resmi Veteriner Hekimlerce, Şap Hastalığının Kontrolüne İlişkin Yönetmelik kapsamında etkin şekilde yürütülmektedir. İzmir yöresinde kullanılan aşılar Anadolu'nun diğer illerinde de kullanılmış olup, herhangi bir sorun yaşanmamıştır. 114

123 Konuyla ilgili olarak Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği Genel Mtidürlüğü'nden alınan cevabi görüş aşağıda ver almaktadır. Tarım Kredi Kooperatifleri Anasözleşmesine göre; tarih ve 5363 sayılı Tarım Sigortaları Kanunu'nun dışında kalan risk, ürün ve bölgelerde, ürün vadelerinden önce meydana gelen deprem, kuraklık, don, yangın, su baskını ve dolu gibi tabii afetler veya bitkisel ve hayvansal hastalıkları nedeniyle tarımsal varlığı %40 ve üzerinde zarar gören ve bu durumları yürürlükte olan ilgili Kanun'a veya Kararnamelere göre Tarım Kredi Kooperatifi temsilcisinin de katılımıyla teşkil olunacak il/ilçe hasar tespit komisyonu kararlarıyla tespit edilen ortakları hasar tarihi itibariyle günü gelmemiş olan borçları cari tarımsal kredi faiz oranı üzerinden ertelenebilmektedir. Ayrıca, Tarım Kredi Kooperatifleri ortaklarının tarımsal kredi borçlarının ertelenmesi, yürürlüğe konulan Kanun ve/veya Kararnamelerle Tarım Kredi Kooperatiflerine verilen görevler doğrultusunda da yapılmaktadır. Tarım Kredi Kooperatiflerince, icra takibinde olan ortaklar da dâhil olmak üzere, Tarım Kredi Kooperatiflerine vadesi geçen borçlarını ödeme istek ve gayreti içerisinde olan ortaklara, borçlarını ödeyebilmelerini teminen kolaylıklar sağlanmaktadır. Bu çerçevede tarihi itibariyle kanuni takipteki krediler hesabında borcu bulunan ve tarihine kadar müracaat eden kooperatif ortaklarının borçlarını defaten ödemeleri halinde temerrüt faizi yerine normal faiz oram üzerinden faiz hesaplanmak suretiyle tahsil edilmektedir. Diğer yandan, borcunu defaten ödeme imkânına sahip olmayan kooperatif ortaklarının, borçlarının en az %25'ini peşin ödemeleri kaydıyla kalan borçlan için gelecek ürün hasat dönemine kadar 1 yılı geçmeyecek şekilde bir veya birden fazla taksitle ödeme imkânı sağlanabilmektedir. Ayrıca, Tarım Kredi Kooperatifleri ortaklarının kooperatiflere olan vadesi geçen borçlarının asgari %60'nı ödemeleri kaydıyla, kalan kısmı için yeni kredi kullandırılarak borçlarına mahsup edilebilmektedir. Konuyla ilgili olarak Ziraat Bankasından alınan cevabi görüş aşağıda yer almaktadır. Ziraat Bankasınca yasal düzenlemeler çerçevesinde üreticilerin kredilerinin yeniden yapılandırılmasına yönelik olarak, Bankalarca Kredilerin ve Diğer Alacakların Niteliklerinin Belirlenmesi ve Bunlar İçin Ayrılacak Karşılıklara İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik ve diğer bankacılık mevzuatı dikkate alınarak gerekli kolaylıklar sağlanmaktadır. Mehmet Mehdi EKER Bakan 115

124 38 O DEMİ Ş YOL TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Sayın Binali YİLDİRİM tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını bilgilerinize sunarım. Saygılarımla. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili Ödemiş, Türkiye nin en önemli tarım üretim alanlarından olan Küçük Menderes in merkezinde, üretimin, ticaretin ve nüfusun yoğun olduğu bir ilçedir. İlçe, 130 binlik nüfusu ile İzmir in merkez dışındaki en büyük ilçesi konumundadır. Ödemiş in İzmir e uzaklığı 110 km dir. İlçede başta patates, zeytin, karpuz, kiraz, incir, kestane gibi tarım ürünleri iç ve dış pazarda değerlendirilerek ülkenin ve ilin ekonomisine ciddi katma değer sağlamaktadır. Yine domates üretimi ve buna bağlı sanayi tesisleri, kurulu bulunan tekstil işletmeleri, yöre insanının istihdam edilmesinde önemli bir gereksinimi karşılamaktadır. Öte yandan Ödemiş, et ve süt üretimine dayalı hayvancılık ile ülkemizin bu alandaki gereksiniminin karşılandığı en önemli merkezlerden biridir. Haftada iki gün kurulan ve Türkiye nin hemen her yerine hizmet veren, Ege Bölgesi nin en büyük hayvan pazarı Ödemiş te kurulmaktadır. Sahip olduğu bereketli toprakları, üretimi, ticareti, nüfusu ve tüm olumlu özelliklerine karşın Ödemiş İlçesi, sağlanması halinde barındırdığı zenginliği misli ile artıracak ulaşım ağından, güvenli ve işlevsel bir karayolundan yoksundur. Katma değeri yüksek, üretimin ve ticaretin böylesine yoğun olduğu bir ilçenin, Hükümet in 11 yıllık hizmetlerinden yegane övünç kaynağı olan duble yola kavuşturulamaması kamu politikası adına talihsizlik ve adaletsizlik yaratmıştır. Bu bağlamda; 1-) Ödemiş - İzmir karayolu (çift yol) çalışmalarının bugüne kadar tamamlanmamasının nedenleri nedir? 2-) Mevcut yolda son bir yılda yaşanan kaza sayısı nedir? Bu kazaların bilançosu nedir? Neden olan etkenler nelerdir? 3-) Ödemiş in İzmir e ulaşımını sağlayacak kara ve demir yolu bağlantısı ile ilgili yapılan ve yürütülen çalışmalar ne aşamadadır? Bunların öngörülen hizmet süreleri nedir? 4-) Hükümetinizin işbaşına geldiği günden bu yana Ödemiş e ulaştırma alanında yapmış olduğu çalışmalar nelerdir? Projelere harcanan ödenek ve yapılan iş ne kadardır? YANITSIZ: Süresi İçinde Cevaplandırılmadığından Gelen Kağıtlarda Yayımlandı 116

125 117

126 39 - KİNİK TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Aşağıdaki sorularımın Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını bilgilerinize sunarım. Saygılarımla. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili Kınık, İzmir e 120 km. uzaklıkta, doğusu ve güneyi Manisa - Soma, batısı ile kuzeyi Bergama ilçeleriyle çevrili olan en uzak ilçesidir. İlçe nüfusu ü ilçe merkezinde, sı belde ve köylerde oturmakla birlikte toplamda dur. İlçe ekonomisi ağırlıklı olarak tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Sebze üretimi buna dayalı sanayi işletmeleri yanında, hayvancılık ve süt üreticiliği halkın temel geçimini, ilçe ekonomisinin can damarını oluşturmaktadır. Kınık Kaymakamlığı nın öncülüğünde süt üreticileri S.S. Kınık İlçesi Tarımsal Kalkınma Kooperatifi çatısı altında bir araya getirilmiştir. Bu kapsamda Hazineye ait 1200 dekar arazi, süt üreticilerinin kaba yem gereksinimini karşılayan ekili alana dönüştürülmüştür. Ovada bulunan, sulu tarımın elverişli olduğu bu topraklardan elde edilen ürünler Kınıklı süt üreticisinin maliyet fiyatlarında ve taksitle yem temin etmesinde, dolayısıyla süt üretiminde yaşamsal bir öneme sahiptir. Hazineye ait olan bu arazi, Kınık halkına sağladığı bu önemli yarar yanında, her yıl ödenen 120 bin TL. kira ödemesi ile de Hazineye katkı sağlanmaktadır dekarlık, tapu kayıtlarında toplulaştırma olarak tahsis edilen arazi; 2009/15199 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe giren Yatırımlara Devlet Yardımları Hakkında Karara dayanılarak yayımlanan Kamu Taşınmazlarının Yatırımlara Tahsisine İlişkin Usul ve Esaslar uyarınca değerlendirilmesinde, Bakanlık Makamının 06/02/2013 tarih ve 139 sayılı olurları ile 10/04/2013 tarihinde Gülsüt Tarım Hayvancılık ve Tekstil Sanayi Ticaret Ltd. Şit. ne 49 yıllığına kiraya verilmesine ilişkin sözleşme düzenlenmiştir. Yapılan bu sözleşme S.S. Kınık İlçesi Tarımsal Kalkınma Kooperatifi tarafından, hukuka aykırı iş ve işlemlerle bir şirkete kiralanması dava edilerek Kınık Asliye Hukuk Mahkemesi ne götürülmüş olup yargı süreci devam etmektedir. Bu bağlamda; 1-) Hazineye ait, toplulaştırma öncesi tapuda mera tahsis şerhi bulunan bu arazinin özel bir şirkete kiralanmasına ilişkin sözleşme nasıl düzenlenebilmiştir? 2-) Devletin tapu kayıtlarında toplulaştırma öncesi tahsisli mera şerhi olmasına karşın sözleşme hangi kurum taraflar marifetiyle ve yasal gerekçelere göre yapılmıştır? 3-) Üzerinde yargı süreci devam eden ve tedbir konulan, toplulaştırma işlemlerinde herhangi bir komisyon ya da yetkili organ kurulmadan, Kınık halkının intifasına mera olarak tahsis şerhi bulunan arazi nasıl kiraya verilmiştir? 118

127 4-) Yargı süreci devam eden, yapılan iş ve işlemlerde hukuk ve idarenin bütünlüğü ilkesi ihlal edilen söz konusu yer ile ilgili nasıl bir yöntem izlenecektir? 51 Gün Sonra Yanıtlandı. TC MALİYE BAKANLIĞI Milli Emlak Genel Müdürlüğü TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA İZMİR MİLLETVEKİLİ SAYİN BİRGÜL AYMAN GÜLER İN Esas No: 7/31248 TBMM ESAS SAYILI YAZİLİ SORU ÖNERGESİNE CEVABİ 1. Söz konusu taşınmazların toplulaştırma öncesi tapu kayıtlarında mera tahsis şerhi bulunmamakta olup, taşınmazlar tarla vasfındadır. 2. Söz konusu taşınmazlar Kamu taşınmazlarının Yatırımlarla Tahsisine İlişkin Usul ve Esaslar kapsamında ilana çıkılmadan önce konu hakkında görüşleri sorulan, Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğünün tarihli ve sayılı yazısıyla bahse konu taşınmazların tarımsal amaçlı olarak kullanılmak üzere ilana çıkarılmasında bir sakınca bulunmadığı bildirilmiştir. 3. Söz konusu taşınmazlar üzerinde ihtiyati tedbir konulmasına ilişkin bir mahkeme kararı bulunmamaktadır. 4. Yargı süreci sonunda mahkemece verilecek karara göre işlem yapılacağı tabidir. Ayrıca Gürsü Tarım Gıda ve Hayvancılık ve Tekstil Sanayi Ticaret Limited Şirketi tarafından 11. Noterliğinin tarihli ve 2136 yevmiye numaralı taahhütname ile, 49 (kırkdokuz) adet taşınmaz hakkında açılan davaların Hazine aleyhine sonuçlanması halinde, Hazineden herhangi bir hak ve tazminat talebinde bulunmayacakları taahhüt edilmiştir. Bilgilerinize arz ederim. Mehmet ŞİMŞEK Maliye Bakanı 119

128 120

129 40 JANDARMA KARAKOLLARİ KAPATİLİYOR. KİRSAL ALANLARDA CAN VE MAL GU VENLİ G İ TEHDİ T ALTİNDA! TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı Sayın Muammer GÜLER tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını bilgilerinize sunarım. Saygılarımla. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili İçişleri Komisyonu Üyesi Jandarma karakolları özelikle kırsal alanlarda yaşayan yurttaşlarımızın can ve mal güvenliğinin sağlanmasında, devletin asli görevlerinin başında gelen en temel kamu hizmetini yerine getirmektedir. Son zamanlarda seçim bölgem İzmir in de aralarında bulunduğu Anadolu nun pek çok yerinde, köylerde bulunan jandarma karakolları kapatılmaktadır yılının Ağustos Eylül aylarında gerçekleştirdiğim köy ziyaretlerinde yaygın biçimde hayvan hırsızlığı şikayetiyle karşılaştım. Köylü, hayvanlarının çalınması üzerine başvuru yapmakta zorlandığını, başvurularının gereğinin yerine getirilmediğini, sonuç alamadıklarını belirtmektedir. Şikayetler, jandarma karakollarının kapatılmasından var olan karakolların yetersizliğine uzanan bir çeşitlenme sergilemektedir. Konu kırsal alanda can ve mal güvenliğini tehdit eden olay ve haberler nedeniyle üzerinde durmayı, yurttaşlarımızın kaygılarının giderilmesini zorunlu kılmaktadır. Bu bağlamda; 1 -) Ülkemizde son beş yıllık ( ) jandarma karakolu sayısı yıllar itibariyle nedir? Son beş yılda buralarda yıllık olarak toplam kaç personel görev yapmıştır? Bunların sorumluluk sahası içindeki yerlerin toplam nüfusu yıllara göre ne kadardır? 2 -) Ülke genelinde son beş yılda, illere göre kaç jandarma karakolu kapatılmıştır? Bunların kapatılma gerekçeleri nedir? Bunların kapatılmasında kullanılan yasal idari ölçütler nasıl belirlenmiştir? Kapatma kararı ve işlemlerinde hangi yasal idari düzenleme esas alınmaktadır? 3 -) Kapanan jandarma karakollarının görev ve sorumlulukları başka kamu güvenlik kurumlarına devredilmekte midir? Kapatılan karakolların görev sahaları ve sorumlulukları hangi birimlerce üstlenilmiştir? 121

130 4 -) Kapatılan karakolların arazi ve binaları üzerinde ne tür tasarruflar, hangi yöntemlerle yapılmaktadır? 5 -) Karakolların kapatılmasından dolayı olası güvenlik risklerine karşılık alınan ya da alınacak önlemler nelerdir? Bunlar ne zaman uygulamaya geçirilecektir? 6 -) Karakolların kapatılmasında ekonomik tasarruf gereği nin söz konusu edildiği doğru mudur? Devletin asli hizmet ve hükümranlık alanında ekonomik kaygı söz konusu olabilir mi? 7 -) İzmir ilinde ilçelere göre son beş yılda ( ) yıllık olarak toplam jandarma karakolu sayısı nedir? Aynı dönemde yıllık olarak kaç jandarma karakolu kapatılmıştır? Kapanan jandarma karakolları hangileridir? 8 -) İzmir ve ilçelerinde jandarma karakollarının kapatılması sonrasında, söz konusu sorumluluk alanlarında meydana gelen takibi yapılan olay sayısı ne kadardır? Bunların türleri nelerdir? YANITSIZ: Süresi İçinde Cevaplandırılmadığından Gelen Kağıtlarda Yayımlandı 122

131 41 ONUNCU KALKİNMA PLANİ TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Aşağıdaki sorularımın Kalkınma Bakanı Sayın Cevdet YİLMAZ tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını bilgilerinize sunarım. Saygılarımla. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili Kalkınma Bakanlığı na yönelttiğim 26 Temmuz 2013 günlü yazılı soru önergeme, tarafınızdan 18 Eylül 2013 günlü bir yazıyla yanıt verilmiştir. Verilen yanıt soruları karşılamaktan uzaktır. Makamınızın konuyla ilgili sorularıma tam ve açık yanıtlar vermesi, konunun aydınlatılması ve kamuoyunun bilgilendirilmesi önem taşımaktadır. Bu bağlamda; 1-) Onuncu Kalkınma Planı için ayrıca bir uzun vadeli strateji belirlenmediğine göre, Sekizinci Plan la belirlenmiş olan Uzun Vadeli Strateji yürürlükte midir değil midir? Bu belgenin günümüzdeki geçerlik durumu nedir? 2-) Onuncu Plan ın dayandığı belirtilen Türkiye nin 2023 hedefleri hangi kurumca, ne zaman, hangi kararla belirlenmiştir? Bu karar metni yayımlanmış mıdır? Yayımlanmışsa ne zaman ve nerede yayımlanmıştır? Yayımlanmamışsa bu durumun nedeni nedir? 123

132 199 Gün Sonra Yanıtlandı. TC KALKINMA BAKANLIĞI Özel Kalem Müdürlüğü TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA (Kanunlar ve Kararlar Başkanlığı) İZMİR MİLLETVEKİLİ SAYİN BİRGÜL AYMAN GÜLER'İN Esas No: 7/32075 TBMM ESAS SAYİLİ YAZİLİ SORU ÖNERGESİNE CEVAPLARİ Cevap 1: 540 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 25. Maddesi nde İktisadi, sosyal ve kültürel hedefler ile politikaların belirlenmesine esas teşkil edecek hususlar Yüksek Planlama Kurulunda görüşülerek tespit edilir. Bu suretle tespit edilen esaslar Bakanlar Kurulunda öncelikle görüşülerek karara bağlanır. ve 26. Maddesinde Başbakan veya ilgili Bakan, Bakanlar Kurulunun onayladığı esaslar ve hedefler çerçevesinde kalkınma planı ve yıllık programların hazırlanması konusunda Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığına direktif verilir. hükümleri bulunmaktadır. Cevap 2: 641 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 29. Maddesinde İktisadi, sosyal ve kültürel hedefler ile politikaların belirlenmesine esas teşkil edecek hususlar Yüksek Planlama Kurulunda görüşülerek tespit edilir. Bu suretle tespit edilen esaslar Bakanlar Kurulunda öncelikle görüşülerek karara bağlanır ve 30. Maddesinde Bakanlık, Bakanlar Kurulunun onayladığı esaslar ve hedefler çerçevesinde kalkınma planı ve yıllık programları hazırlar ve Yüksek Planlama Kuruluna sunar. Kalkınma Planının Başbakanlığa sunulmasından itibaren bir hafta içinde Yüksek Planlama Kurulu toplanır. Kurul bu planı inceleyerek, planın kabul edilmiş bulunan ana hedeflere uygun olup olmadığını bir raporla Bakanlar Kuruluna bildirir. Plan Bakanlar Kurulunda İncelenerek kabul edildikten sonra Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayına arz olunur hükümleri bulunmaktadır. Onuncu Kalkınma Planında yer alan Türkiye nin 2023 hedefleri, 29/05/2013 tarihli ve 2013/4903 sayılı Onuncu Kalkınma Planının Hazırlanmasına İlişkin Esas ve Hedefler Hakkında Karar ( ) a dair 28/5/2013 tarihli ve 2013/9 sayılı Yüksek Planlama Kurulu Raporunun kabulü hakkındaki Bakanlar Kurulu Kararı yla belirlenmiştir. Söz konusu hedefler, Bakanlar Kurulu Kararının ekinde yer alan 28/05/2013 tarihli Onuncu Kalkınma Planının Hazırlanmasına İlişkin Esas ve Hedefler Hakkında Karar ( ) başlıklı Yüksek Planlama Kurulu Kararının 5. Paragrafında yer almaktadır. Cevdet YILMAZ Bakan 124

133 125

134 42 KU TU PHANELERİ Mİ Z NEDEN KAPALİ? TÜRKİYE BÜYÜKL MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Aşağıdaki sorularımın Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Ömer ÇELİK tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını bilgilerinize sunarım. Saygılarımla. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili Halk kütüphaneleri yurttaşların bilgi, eğitim ve kültür gereksinimini hiçbir bedel ödemeksizin karşılayan kamu hizmeti kurumlarıdır. Ülkemizde Cumhuriyet sonrasında yurdun her köşesine götürülmesi için büyük gayretler gösterilen kütüphaneler, yaşamsal bir toplumsal hizmeti yerine getirmektedir. Ülkemiz, artan nüfusuna karşılık kütüphane sayılarının da artması bir yana mevcut kütüphanelerin kapatılması kapalı tutulması gibi kabul edilemez bir durumla karşı karşıya bulunmaktadır. Aralarında seçim bölgem İzmir in de bulunduğu yerlerde kurulu bulunan bazı kütüphanelerin personel yokluğu ve tadilat gibi gerekçelerle uzun süre kapalı tutulması ve kitapların raflarda çürümeye terk edilmesi, kamu vicdanını rahatsız etmektedir. Konu, bireylerin en temel hakkı olan bilgi kültür eğitim gereksiniminin karşılanması yanında sağlıklı birey ve toplum, gelişmiş ve kalkınmış ülke anlayışı ile ele alınmayı gerektirmektedir. Bu bağlamda; 1 -) Türkiye genelinde Bakanlığınıza bağlı, kaç halk kütüphanesi bulunmaktadır? Bunlarda kaç kitap bulunmakta, kaç personel çalışmaktadır? 2 -) Türkiye genelinde son beş yılda yıllara göre yeni açılan ve kapanan ya da kapalı tutulan halk kütüphanesi sayısı nedir? Kapatılma ya da kapalı tutulma nedenleri nelerdir? Bu kütüphanelerde kaç kitap bulunmaktadır? 3 -) İzmir de bakanlığınıza bağlı kaç halk kütüphanesi vardır? Buralarda kaç kitap bulunmakta, kaç kişi çalışmaktadır? 4 -) İzmir de Bakanlığınıza bağlı Urla İlçesi Bademler Köyü ile Dikili, Kiraz ve Karaburun ilçeleri halk kütüphanelerinin kapalı olmasının nedeni nedir? Bu kütüphanelerin raflarında kaç kitap bulunmaktadır? 5 -) Kapalı tutulan kütüphanelerin kalıcı bir şekilde açık tutulması, personel eksiğinin giderilmesi ile ilgili ne gibi çalışmalar yapılmaktadır? YANITSIZ: Süresi İçinde Cevaplandırılmadığından Gelen Kağıtlarda Yayımlandı 126

135 127

136 43 - ENGELLİ YURTTAŞLARİMİZ İ Çİ N NE Gİ Bİ ÇALİŞMALAR YAPİLİYOR? TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Aşağıdaki sorularımın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Faruk ÇELİK tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını ilginize sunarım. Saygılarıma. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili Tekerlekli sandalye engelli yurttaşlarımızın toplumsal yaşama; kültürel, siyasal ve sportif etkinliklere ve istihdama katılmasında yaşamsal bir öneme sahiptir. Engelli yurttaşlarımız gündelik yaşamda karşı karşıya bulundukları sorunlar yanında, Sosyal Güvenlik Kurumu nun sağladığı sandalyeleri alma konusunda da birçok sorunla baş etmek zorunda bırakılmaktadır. Tekerlekli sandalyeye gereksinimi duyan yurttaşlar, bedelini Sosyal Güvenlik Kurumu nun karşılayacağı sandalyesini alıncaya kadar yapmak zorunda kaldıkları işlemlerden dolayı sıkıntılar yaşamaktadır. Önce engelli raporu sonra sandalye için başvuru yapan yurttaşlarımız kolay ve kısa sürede çözülebilecek işlemler de sıkıntılı ve yorucu bürokratik engellerle boğuşmak zorunda kalmaktadır. Engelli raporunu alan biri bunu SGK ya onaylatmak, ardından SGK nın ödemesini yapacağı sandalyeyi satın almak zorunda bırakılmaktadır. Parasını SGK nın karşılayacağı sandalyeyi vatandaş önce kendisi satın almaktadır. Büyük uğraşlar sonrası temin edeceği borçla medikal firmasından sandalyesini alan yurttaş, aldığı faturayı tekrar SGK dan onaylatıp bedelini almaya çalışmaktadır. Bu da ayları bulan bir süreç anlamına gelmektedir. Yapılan iş ve işlemler, yurttaşlarımızı, engellilik ve yoksulluğa ek olarak bir kez de kırtasiyecilikle mağdur etmektedir. Bu bağlamda; 1 - ) SGK nın son beş yılda engelli yurttaşlara sağladığı tekerlekli sandalye sayısı ne kadardır? Bunların çeşitleri nelerdir? 2 - ) SGK nın engelli yurttaşlarımıza sağladığı tekerlekli sandalyelere son beş yıllık dönemde ne kadar ödenek kullanılmıştır? Bunun ne kadarı iç, ne kadarı dış pazar malları için ödenmiştir? 3 - ) Engelli yurttaşlarımızın sandalye gereksinimlerinin karşılanmasında uygulanan iş ve işlemlerin basitleştirilmesi yönünde bürokrasiyi azaltacak herhangi bir çalışma var mıdır? 4 - ) Engelli yurttaşlarımıza son beşyıllık süre için sağlanan tekerlekli sandalyelerde geçerli süre neye göre belirlenmiştir? Süresi bitiminde toplanan kaç tanedir? Bunlar nasıl değerlendirilmiştir? 5 - ) Engelli yurttaşlarımıza sağlanan sandalyeler hangi ölçülere bakılarak verilmektedir? Verilen sandalyelerde kişinin doğru ve sağlıklı kullanması için ayrıntılı bir çalışma yapılmakta mı? Sandalye seçimi kişinin engel özellikleri göz önünde bulundurularak mı yapılmaktadır? 6 - ) Akülü tekerlekli sandalyelerin akülerinin TSE garanti kapsamına alınması, kullanım süresi dolmadan bitmesi ya da arıza yapması durumlarında destek hizmet verilmesi konusunda bir çalışma - plan var mıdır? 128

137 7 - ) Ucuz ve kalitesiz ithal mallar yerine, yerli üretimin teşvikiyle, kamu kaynaklarının yerli üreticiye kullandırılması ve engelli yurttaşlarımıza sağlıklı, uzun ömürlü tekerlekli sandalye sağlanması akılcı bir yoldur. Bu yönde herhangi çalışma var mıdır? 51 Gün Sonra Yanıtlandı. TC ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA İZMİR MİLLETVEKİLİ SAYİN BİRGÜL AYMAN GÜLER İN Esas No: 7/32713 TBMM ESAS SAYILI YAZİLİ SORU ÖNERGESİNE CEVABİ SUT ADI ADEDİ TUTARI AKÜLÜ TEKERLEKLİ SANDALYE ,8 MOTORLU MALÛL ARABASİ ,0 ÖZELLİĞİ OLMAYAN MOTORSUZ TEKELEKLİ ,4 SANDALYE ÖZELLİKLİ MOTORSUZ TEKERLEKLİ SANDALYE ,7 MUHTELİF(AYRİŞTİRMASİ MÜMKÜN OLMAYAN) ,5 TOPLAM , sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 63 üncü maddesinde "Kurum, finansmanı sağlanacak sağlık hizmetlerinin teşhis ve tedavi yöntemleri ile (f) bendinde belirtilen sağlık hizmetlerinin türlerini, miktarlarını ve kullanım sürelerini, ödeme usûl ve esaslarını Sağlık Bakanlığı'nın görüşünü alarak belirlemeye yetkilidir. Kurum, bu amaçla komisyonlar kurabilir, ulusal ve uluslararası tüzel kişilerle işbirliği yapabilir." hükümleri yer almaktadır. 129

138 Bu hükümler doğrultusunda Sağlık Uygulama Tebliği ve eki listelerinde yer alan tıbbi malzeme teminine ilişkin kriterler Kurumda ilgili branş akademisyenlerinin katılımıyla oluşturulan bilimsel komisyonlar tarafından belirlenmekte ve Sağlık Bakanlığı*nın görüşleri de alınarak yayımlanmaktadır. Ayrıca, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun "Sağlık hizmetlerinin ödenecek bedellerinin belirlenmesi" başlıklı 72 nci maddesi çerçevesinde, Kanunda sayılan ve finansmanı sağlanan sağlık hizmetlerinin Kurumca ödenecek bedellerini belirlemeye Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonu yetkili kılınmıştır. Yine aynı maddede söz konusu Komisyonun, Bakanlık, Maliye, Sağlık ve Kalkınma Bakanlıkları, Hazine Müsteşarlığı, üniversite ile özel sağlık hizmeti sunucularını temsilen Bakanlıkça belirlenecek birer üye ve Kurumu temsilen iki üye olmak üzere toplam dokuz üyeden oluşacağı, komisyon kararlarının salt çoğunluk ile alınacağı, komisyon kararlarının Resmî Gazete'de yayımlanacağı, komisyonca gerekli görülen hâllerde sağlık hizmetlerinin türlerine göre birden fazla alt komisyon kurulabileceği ve Komisyonun sekretarya işlemleri Kurumca yerine getirileceği, hüküm altına alınmıştır. Kurum sigortalı/hak sahiplerinin kullanması için sağlık hizmet sunucuları tarafından sağlık raporu ve reçete ile gerekli görülen ve hasta tarafından temin edilen tıbbi malzemeler (tekerlekli sandalye, akülü tekerlekli sandalye v.b.) Kurum Sağlık Uygulama Tebliğinde belirtilen usul ve esaslar doğrultusunda karşılanmaktadır. Tekerlekli sandalye ve akülü tekerlekli sandalye temininde yaşanılan sorunlar ile ilgili olarak; hasta tarafından temin edilen tıbbi malzemelere ait fatura bedellerinin geri ödeme iş ve işlemleri Kurum taşra teşkilatı tarafından yürütülmekte olup, sosyal güvenlik il müdürlüklerimizin iş yüküne göre geri ödeme süreleri değişiklik gösterebilmektedir. Tıbbi malzemelerin temini medikaller/firmalardan yapılabilmekte olup, bu medikaller/firmalar henüz Sağlık Bakanlığı tarafından ruhsatlandırılmamış ve mevzuatları düzenlenmemiş olduğundan, Kurumun bu medikaller/firmalarla şu an itibariyle sözleşme yapması mümkün değildir. Medikal firmalar ile ilgili yönetmelik çalışmaları, Sağlık Bakanlığı tarafından başlatılmış olup, söz konusu mevzuat tamamlanıp ruhsatlandırıldıkları takdirde, Kurum ile bu medikaller/firmalar arasında protokol/sözleşme konusu gündeme alınabilecektir. Faruk ÇELİK Bakan 130

139 44 BERGAMA MERA TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Aşağıdaki sorularımın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın Taner YİLDİZ tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını ilgilerinize sunarım. Saygılarımla. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili Bergama ya bağlı Çamavlu Köyü, kalitesi ve lezzeti ile dünyada aranan bir marka değer olan çamfıstığı üretim alanı - Kozak Havzası içinde yer alır. Ünlü Bergama peynirlerinin üretildiği, hayvancılığın temel geçim kaynağı olduğu bir yerdir. Çamavlu Köyü merası olarak tapu kayıtlarında yer alan dönümlük arazi, Çamavlu ile çevre köylerin ortak kullanımında bulunmakta, aynı zamanda köyün içme suyu kaynağını da barındırmaktadır. Çamavlu Köyü merasının maden arama ve çıkartma faaliyetleri kapsamına alınması için yapılan girişimler, Çamavlu ve çevre köyleri huzursuz, Kozak Havzası nın doğal dengesini de tehdit etmektedir. Köyün merasından koparılarak bir firmaya verilmek istenen ve bunun için de tapu tahsis değişikliği girişimlerinde bulunulan 2000 dönümlük parçada yapılacak madencilik; bölgede yoğun bir şekilde faaliyeti sürdürülen madencilik çalışmaları ve buna bağlı çevre kirliliklerinin üzerine bir yenisini eklemek anlamına gelecektir. Bu durumdan, başta meradan yararlanan çevre köyleri ve madenden kaynaklanan çevre kirliliğinin neden olacağı dünyada aranan bir marka değer olan çamfıstığı zarar görecektir. Konu, kamu yararı ve idarenin bütünlüğü yönünden ele alınmayı gerektirmektedir. Bu bağlamda; 1-) Çamavlu Köyü mera arazisi üzerinde maden arama ve çıkartma izni için yapılan başvuru var mıdır? Bununla ilgili yapılmış iş ve işlemler nelerdir? 2-) Bakanlığınıza, Bergama sınırları içerisinde maden arama ruhsatı için başvuru yapan kaç firma vardır, bunların kaçına olur verilmiştir? 3-) Bergama da madencilik faaliyeti yürüten kaç firma vardır? Bunların yürüttükleri madencilik faaliyeti türleri nelerdir? Yerleri nerelerdir? 4-) Bergama da madencilik faaliyeti yapılan yerler arasında, dünyaca ünlü çamfıstığı üretim alanları ile mera kapsamında bulunan alanlar var mıdır? 5-) Mera niteliği taşıyan alanların madencilik faaliyetleri kapsamından çıkarılmasına yönelik herhangi bir çalışma var mıdır? 131

140 55 Gün Sonra Yanıtlandı. TC ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI Strateji Geliştirme Başkanlığı TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA İZMİR MİLLETVEKİLİ SAYİN BİRGÜL AYMAN GÜLER'İN Esas No: 7/32751 TBMM ESAS SAYİLİ YAZİLİ SORU ÖNERGESİNE CEVAPLARİ Cevaplar 1, 2, 3, 4, 5: Bahse konu köy ve çevresinde Bakanlığımız Maden İşleri Genel Müdürlüğü tarafından verilmiş olan maden ruhsatlarına ait bilgiler aşağıda verilmiştir. Sicil Numarası Ruhsat Aşaması Ruhsat tarihi işlem Arama Ruhsatı (İşletme İşletme ruhsat talebi inceleme Ruhsat Talepli) aşamasında. 7. Madde izinleri yok II(b) Grubu Granit da işletme izni almış. İşletme Sahası Faaliyetleri durduruldu II(b) Grubu Granit İşletme izni düzenlenmemiş, 7. İşletme Sahası Madde izinleri bekliyor. ER: H.U.İ Müracaat Bergama ilçesi hudutları dahilinde halen yürürlükte bulunan 47 adet maden arama ruhsatı bulunmaktadır. Maden ruhsatlarının kimlere ve nasıl verileceği, madencilik faaliyetlerinin yürütülmesindeki esaslar, faaliyetlerin denetimleri ve buna benzer tüm işlemler 3213 sayılı Maden Kanununun ilgili maddeleri ile hüküm altına alınmıştır. Gerek maden arama ruhsatı gerekse işletme ruhsatı verilmesi aşamasında söz konusu kanun hükümleri uygulanmaktadır. Madencilik faaliyetlerinin çevreye duyarlı yöntemlerle yapılabilmesi, faaliyetler esnasında çevrenin en az etkilenmesini sağlayacak tedbirlerin alınması ve doğal dengenin korunmasına yönelik olarak maksimum tedbirlerin alınmasını sağlamak amacıyla Bakanlık olarak gerekli yasal düzenlemeler yapılmıştır. 132

141 Bakanlığımız Maden İşleri Genel Müdürlüğü tarafından verilen ruhsatların sahiplerinin, ruhsat alanlarında üretim yapabilmeleri için 3213 sayılı Maden Kanununun 7 inci maddesi gereği, arazinin mülkiyet durumuna göre; orman ise Orman ve Su İşleri Bakanlığı'ndan, tapulu tarım arazisi ise tapu sahibinden, mera ise İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü'nden izin alması zorunludur. Diğer taraftan ruhsat alanlarında yapmayı planladıkları üretimin çevreye vereceği olası zararlar (patlatma, sarsıntı, toz, gürültü vs.) konusunda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'ndan Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) izni ile İl Özel İdarelerinden Gayri Sıhhi Müessese (GSM) izin belgesi/ruhsatı almaları zorunludur. Söz konusu izin belgeleri almamaları halinde Maden İşleri Genel Müdürlüğü tarafından ruhsat sahalarına üretim/işletme izni verilmemektedir. Çevre Kanunu gereği sit alanları, su kaynakları, baraj gölleri, yerleşim yerleri ve mutlak koruma alanları ÇED kapsamında mutlaka göz önünde bulundurulmaktadır. Bu işlem için ÇED kapsamında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'ndan ÇED Olumlu Belgesinin ve bu belge alınırken konuyla ilgili tüm kurumların uygun görüşünün alınması zorunludur. Ruhsat sahiplerinin, madenin topraktan üretimini yaptıktan sonra gerçekleştirecekleri işlemler için kuracakları tesislere ilişkin yatırımlarını diğer sektörlerde yapılan fabrika-atölye-tesis yatırımları gibi yürürlükte bulunan mevzuatlardaki prosedürleri takip ederek gerçekleştirmektedirler. Bu faaliyetler esnasında bazı izinlerin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Belediyeler, Valilikler v.b. gibi kurumlardan alınması gerekmektedir. Taner YILDIZ Bakan 133

142 45- ENGELLİ SEÇMENİ N OY KULLANİRKEN KARŞİLAŞTİG İ SİKİNTİLARİN Gİ DERİ LMESİ İ Çİ N NE Gİ Bİ ÇALİŞMALAR YAPİLİYOR? TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Aşağıdaki sorularımın Başbakan Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını bilgilerinize sunarım. Saygılarımla. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili Engelli yurttaşların seçimlerde oy kullanabilmesi; siyasi haklarını, diğerleriyle eşit bir şekilde kullanmaları, oy verme yerlerinin uygun ve erişilebilir, oy pusulalarının anlaşılabilir olmasını sağlayan düzenlemeler ilgili yasalar, Anayasa ve Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi ile güvence altına alınmıştır. Geçmiş seçimlerde engelli yurttaşların oy kullanabilmeleri için gerekli olanakların sağlanmaması nedeniyle yaşanan zorluklar, engelli yurttaşların siyasal haklarını kullanabilmelerine engel oluşturmuştur. Siyasi hakları kullanma yeterliğine erişmiş engelli bir kişinin yurttaş olarak seçme hakkını kullanamaması ve sandığa iradesini yansıtamaması, öncelikle bu yurttaşlarımızın siyasal hak ve ödevlerinin devlet eliyle ihlali niteliğindedir. Bu durumun eşitlik ve adalet ilkelerine aykırı olduğuna da kuşku yoktur. Engelli yurttaşların oy kullanabilmelerini sağlayacak uygun yöntemleri, oy verme yerlerine erişebilmelerinde yaşanan aksaklıkları giderecek önlemleri belirleme - denetleme görev ve sorumluluğu devletindir. Sorunların giderilmesi, yine geri dönüşü mümkün olmayan aksaklıklar yaşanmasının önlenmesi için gerekli düzenlemelerin yapılması zorunludur. Bu bağlamda; 1-) Ülkemizde kayıtlı engelli seçmen sayısı kaçtır? Bunların illere göre dağılımı nedir? 2-) Son beş yılda yapılan seçimler ve halkoylamasında, engelli yurttaşların seçme hakkını kullanamamalarına ilişkin kaç şikayet başvurusu yapılmıştır? Bunlarla ilgili gerçekleştirilen iş ve işlemler nedir? 3-) Seçmen listelerini oluşturma hazırlıklarında, engelli seçmenler bir alt başlık konusu olarak ele alınmakta mıdır? Hangi kurumlar ne tür çalışmalar yapmakla görevlendirilmiştir? 4-) Engelli yurttaşların seçimlerde oy kullanabilmeleri ve oy merkezlerine sandıklara erişebilmeleri konusunda geçmişte yaşanan aksaklıkların giderilmesi konusunda yapılan 134

143 çalışmalar nelerdir? Bu sorunun ülke genelinde çözümü hangi merkezi kurumun planlama ve denetimi altındadır? 5-) Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü nün, seçmen kütüklerinde engelli seçmenlerin engel özelliklerine göre ilçelere ve sandıklara dağılımı bakımından herhangi bir çalışması var mıdır? 6-) Bu yönde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı - Adalet Bakanlığı İçişleri Bakanlığı Yüksek Seçim Kurulu arasında herhangi bir ortak çalımla var mıdır? 7-) İlçe Seçim Kurullarının, engelli seçmenlerin oy kullanmalarında karşılaşılabilecek engelleri gidermekle ilgili yükümlülükleri belirlenmiş midir? Belirlenmişse ilgili yönetmelik, genelge, talimat nedir? 135

144 204 Gün Sonra Yanıtlandı. TC ADALET BAKANLIĞI Kanunlar Genel Müdürlüğü Sayı: / , Konu: Yazılı soru önergesi 1 Temmuz 2014 TÜRKİYE BUYUK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA İlgi: a) Kanunlar ve Kararlar Dairesi Başkanlığı ifadeli, tarihli ve [7/34888] Sayılı yazı, b) Başbakanlık Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğü ifadeli, tarihli ve sayılı yazı, c) tarihli ve 5548/10688 sayılı yazı. İlgi (a) yazınız ekinde Başbakanlığa gönderilen ve ilgi (b) yazı ile Bakanlığımızca cevaplandırılması tensip olunan, İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler tarafından Sayın Başbakan a yöneltilip yazılı olarak cevaplandırılması istenilen 7/34888 Esas Nolu soru önergesine ilişkin cevaba esas teşkil edecek bilgilerin derlenebilmesi için ilgi (c) yazımızla ek süre istenilmiş olup, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 99. Maddesi uyarınca hazırlanan kısmi cevap ilişikte sunulmuştur. Bilgilerinize arz ederim. Bekir BOZDAĞ Bakan EKLER: 1- Soru önergesi cevabı (1 adet) 2-10/01/2014 tarihli ve 400 sayılı yazı (1 adet) 3-30/01/2014 tarihli ve 1133 sayılı yazı ve eki (1 adet) DAĞİTİM: Gereği: TBMM Başkanlığına Bilgi Başbakanlığa 136

145 TC ADALET BAKANLIĞI Kanunlar Genel Müdürlüğü Sayı : / /1270/ Temmuz 2014 Konu: Yazılı soru önergesi Sayın Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili TBMM Sayın Başbakan'a yöneltilip Bakanlığımız koordinatörlüğünde cevaplandırılması tensip olunan 7/34888 Esas Nolu soru önergesinin cevabı aşağıda sunulmuştur. I-Anayasanın, dayandığı temel görüş ve ilkeleri belirten "Başlangıç" Bölümünde, kuvvetler ayrımının Devlet organları arasında üstünlük sıralaması anlamına gelmeyip, belli Devlet yetki ve görevlerinin kullanılmasından ibaret ve bununla sınırlı medenî bir iş bölümü ve iş birliği olduğu; Anayasanın 79. maddesinde seçimlerin, yargı organlarının genel yönetim ve denetimi altında yapılacağı; seçimlerin başlamasından bitimine kadar, seçimin düzen içinde yönetimi ve dürüstlüğü ile ilgili bütün işlemleri yapma ve yaptırma, seçim süresince ve seçimden sonra seçim konularıyla ilgili bütün yolsuzlukları, şikâyet ve itirazları inceleme ve kesin karara bağlama ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin seçim tutanaklarını ve Cumhurbaşkanlığı seçimi tutanaklarını kabul etme görevinin Yüksek Seçim Kumluna ait olduğu; Yüksek Seçim Kurulunun kararları aleyhine başka bir mercie başvurulamayacağı; 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun 14. maddesinde Yüksek Seçim Kurulunun görev ve yetkilerini belirten hükümlerine yer verildiği malumlarıdır. Anayasanın ve 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun anılan hükümleri çerçevesinde, Bakanlığımızın Yüksek Seçim Kurulunun iş ve işlemlerini denetlemeye ve değerlendirmeye yönelik bir görevi ve yetkisi bulunmamaktadır. II-Soru önergesinde yer alan hususlarla ilgili olarak Yüksek Seçim Kurulu Başkanlığınca hazırlanarak Bakanlığımıza iletilen, 10/01/2014 tarihli ve 400 sayılı yazı ile 30/01/2014 tarihli ve 1133 sayılı yazı ve eki ilişiktedir. III-Soru önergesinde yer alan diğer hususlarla ilgili olarak içişleri ve Aile ve Sosyal Politikalar bakanlıklarıyla yazışmalar devam etmekte olup, Bakanlığımıza bilgi iletildiğinde ayrıca cevap verilecektir. Bilgilerinize sunulur. Bekir BOZDAG Bakan 137

146 T.C. YÜKSEK SEÇİM KURULU BAŞKANLIĞI Sayı: S.2013/17 10 Ocak 214 Konu: Karar Örneği ADALET BAKANLIĞI Kanunlar Genel Müdürlüğüne Yüksek Seçim Kurulunca verilen 7/1/2014 ve 2014/17 sayılı karar örneği ilişikte gönderilmiştir. Bilgi edinilmesi ve gereği rica olunur. Sadi GÜVEN Yüksel Seçim Kurulu Başkan E K : - Karar Örneği (1 Sayfa) DAĞITIM: - Kanunlar Genel Müdürlüğüne - Seçmen Kütüğü Genel Müdürlüğüne TC YÜKSEK SEÇİM KURULU Karar No: 17 KARAR Kurulumuz Başkanlığına Adalet Bakanlığı Kanunlar Genel Müdürlüğü tarafından gönderilen 25/12/2013 tarihli ye / /5566/10746 sayılı yazıda; İzmir Milletvekili Birgül Ayman GÜLER tarafından Başbakana yöneltilip Bakanlıkları koordinatörlüğünde cevaplandırılması tensip olunan 7/34888 nolu soru önergesinin yazıları ekinde gönderildiği ve Başkanlığımızla ilgili hususlardaki cevapların taraflarına bildirilmesi istenilmiş olmakla, konu incelenerek; ' GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Milletvekili Birgül Ayman GÜLER tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulan ve Başbakan tarafından cevaplandırılması istenilen 7/34888 Esas Nolu soru önergesinde belirtilen hususlar incelenmiştir. 138

147 Yüksek Seçim Kurulu, Anayasa'nın 79. maddesi hükmü gereğince seçimlerin yönetim ve denetimini yürüten, görev ve yetkileri 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun 14 üncü maddesinin 1 ila 14 üncü bentlerinde sayılmış olup, kararları aleyhine başka bir mercie başvurulamayacağı öngörülmüştür. Anayasa'nın 98. maddesinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin bilgi edinme ve denetim yolları düzenlenmiş, sözlü ve yazılı soruların Başbakanlıktan veya bakanlardan bilgi isteme biçiminde olacağı belirtilmiştir. Bu bilgi isteme ve denetimin amacı, yürütme organının iş ve işlemleri hakkında bilgilenmek ve bilgi sahibi olmaktır. Kurulun görev alanına giren konular hakkında Başbakan veya bakanlardan yazılı soru yoluyla bilgi istenilmesinin, Anayasa'nın yasama bölümünde yer alan Yüksek Seçim Kurulunun yargısal niteliği ve konumu ile bağdaşır görülmediğinden, sorulan hususlara cevap verilmesine ilişkin istemin reddine, Başkanlık Makamına konu hakkında cevap verilmesi hususunda yetki verilmesine, karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Milletvekili Birgül Ayman GÜLER tarafından Başbakana yöneltilip Bakanlıkları koordinatörlüğünde cevaplandırılması tensip olunan 7/34888 Esas Nolu soru önergesinde sorulan hususlara cevap verilmesine ilişkin istemin reddine, 2-Başkanlık Makamına konu hakkında cevap verilmesi hususunda yetki verilmesine, 3-Karar örneğinin Adalet Bakanlığı Kanunlar Genel Müdürlüğüne ve Seçmen Kütüğü Genel Müdürlüğüne gönderilmesine, 7/1/2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi. Beşir BOZDAG Bakan T.C. YÜKSEK SEÇİM KURULU BAŞKANLIĞI Seçmen Kütüğü Genel Müdürlüğü Sayı: / 30 Ocak 2014 Konu: İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler in Soru Önergesi ADALET BAKANLIĞI (Kanunlar Genel Müdürlüğüne) İlgi- a) 25/12/2013 tarihli ve / /5566/10746 sayılı yazınız. b) Yüksek Seçim Kurulunun 7/01/2014 tarihli ve 2014/17 sayılı kararı. İlgi (a) sayılı yazınıza ekli İzmir Milletvekili Birgül Ayman GÜLER tarafından Başbakan'a yöneltilip Bakanlığınız koordinatörlüğünde cevaplandırılması tensip olunan 7/34888 Esas soru önergesinde sorulan hususların cevaplandırılması Kurulumuzdan istenilmiş, Kurulumuzca verilen ilgi (b) sayılı kararla sorulan hususlara cevap verilmesine ilişkin istem reddedilmiş ancak 139

148 soru önergesine konu edilen hususlarla ilgili Adalet Bakanlığına bilgi verilmesi için Başkanlık Makamına yetki verilmiştir. Bu nedenle, bilgilendirme amaçlı olarak soru önergesinde yer alan hususlarla ilgili, 1-30 Mart 2014 tarihinde yapılacak Genel Mahalli idareler Seçiminde kullanılmak üzere Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğünden tarihinde alınan kayıtlara göre oy kullanabilir engelli seçmen (ortopedik ve görme engelli) sayısı olup, engelli seçmenlerin illere göre dağılımını gösteren liste ekte sunulmuştur. 2-Engelli vatandaşların son beş yılda seçme haklarını kullanmalarına ilişkin şikâyetleri ile İlgili yapılan inceleme sonucu, 2009 ve 2012 yıllarında Başkanlığımıza herhangi bir başvuruda bulunulmamıştır. Başkanlığımıza 2010 yılında 6, 2011 yılında 1, 2013 yılında 3 başvuruda bulunulmuştur. 3-Seçmen listeleri oluşturma hazırlıklarında engelli vatandaşlarımızın belirlenmesi için ilçe seçim kurulu başkanlıklarında SEÇSİS uygulamaları- Seçmen Kaydı Günleme(SEC_003) ekranında seçmenin engelli bilgisi kayıt altına alınmaktadır. Bununla birlikte Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğünden periyodik olarak alınan engelli vatandaşlarımıza (ortopedik ve görme engelli) ilişkin kayıtlar SEÇSİS Merkezi Seçmen Kütüğü Veri tabanına işlenmektedir. 4-Engelli vatandaşlarımızın seçimlerde oy kullanabilmeleri için ilçe seçim kurulu başkanlığı tarafından o seçim bölgesindeki engelli erişimine en uygun yer olarak tespit edilen sandık alanlarına ( Sandıklar okul (özel okullar ve özel dershaneler dahil) avlusu ve salonların elverişli kısımları gibi genel yerlere, yetmediği takdirde kiralanacak kahvehane lokanta gibi yerlere konulur. Ayrıca engelli seçmenlerin oy kullanacağı sandıklara erişimini kolaylaştırmak amacıyla sandıklar sandık alanlarının giriş katlarından başlayarak yerleştirilir Bununla birlikte Seçim Bilişim Sistemi SEÇSİS uygulamaları aracılığıyla seçmenlerin sandıklara atanması sırasında engelli seçmenlerin ailesi ile birlikte giriş katlarında yer alan sandıklara atanması sağlanmaktadır. Ayrıca muhtemel sandık alanlarına ilişkin liste Mili Eğitim Bakanlığına gönderilmiş ve okulların engelli erişimine uygun hale getirilmesi ve gerekli önlemlerin alınması talep edilmiştir Kurumumuzun Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Engelli ve Yaşlı Hizmetler Genel Müdürlüğü ile engelli seçmenlerin engel özelliklerine göre ilçelere ve sandıklara dağıtılmasına yönelik bir çalışması ve bu yönde herhangi bir kurum ile ortak çalışması bulunmamaktadır sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun 74 üncü, 90 ıncı, 93 üncü maddelerinde engelli seçmenlerin karşılaşılabilecekleri engelleri gidermek amacıyla ilçe seçim kurulu başkanlılarınca alınacak tedbirler açıkça belirtilmiştir; Başkanlığımıza ait internet sitesinde de yayınlanan 30 Mart 2014 tarihinde yapılacak olan Genel Mahalli İdareler Seçimine ilişkin Yüksek Seçim Kurulunun tarih ve 623 sayılı Kararı eki Seçmen Kütüğünün Güncelleştirilmesi Usul ve Esaslarını Gösterir örnek: 140/1, 08/01/2014 tarih ve 23 sayılı Kararı eki Sandık Kurullarının Görev ve Yetkilerini Gösterir Örnek: 138 sayılı Genelgelerde engelli seçmenlerle ilgili kapsamlı bilgi bulunmaktadır. Bilgilerinize rica ederim. 140

149 Sadi GÜVEN /Yüksek Seçim Kurulu Başkanı İTİBARİ İLE OY KULLANABİLİR ENGELLİ SAYISI: ADANA: ADIYAMAN: AFYONKARAHİSAR: AĞRI: AKSARAY:3.758 AMASYA: ANKARA: ANTALYA: ARDAHAN: ARTVİN: AYDIN: BALIKESİR: BARTIN:1.281 BATMAN:4.022 BAYBURT: 550 BİLECİK:1.101 BİNGÖL: BİTLİS: BOLU: BURDUR: BURSA: ÇANAKKALE: ÇANKIRI: ÇORUM: DENİZLİ: DİYARBAKIR: DÜZCE: EDİRNE: ELAZIĞ: ERZİNCAN: ERZURUM: ESKİŞEHİR: GAZİANTEP: GİRESUN: GÜMÜŞHANE: HAKKÂRİ:1.023 HATAY: IĞDIR: ISPARTA: İSTANBUL: İZMİR: KAHRAMANMARAŞ: KARABÜK: KARAMAN: KARS:1.631 KASTAMONU: KAYSERİ: KIRIKKALE: KIRKLARELİ: KIRŞEHİR:1.370 KİLİS: 762 KOCAELİ: KONYA: KÜTAHYA: MALATYA:6.315 MANİSA: MARDİN: MERSİN: MUGLA: MUŞ:2.098 NEVŞEHİR: NİGDE: ORDU: OSMANİYE: RİZE: SAKARYA: SAMSUN: SİİRT: SİNOP: SİVAS: ŞANLIURFA:9.822 ŞIRNAK: TEKİRDAĞ: TOKAT: TRABZON: TUNCELİ: UŞAK: VAN: YALOVA: YOZGAT: ZONGULDAK:

150 46-AKPİNAR MAHALLESİ PARSELDE OTURAN VATANDAŞLAR NEDEN MAGDUR EDİ LDİ TÜRKLİYE BÜYÜK MİLLET MECLİS BAŞKANLIĞINA Aşağıdaki sorularımın Çevre ve Şehircilik Bakanı Sayın Erdoğan BAYRAKTAR tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını bilgilerinize sunarım. Saygılarımla. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili Çankaya İlçesi Akpınar mahallesinde bulunan parsel alan Bakanlar Kurulu Kararı ile afet bölgesi ilan edilmiştir. Heyelan tehlikesi nedeniyle bir bloğun yıkıldığı, diğerlerinin tahliye edilerek yıkılması gerektiği, barınacak yerleri olmayanların riskli evlerde oturmak zorunda bırakıldığı, hak sahiplerinin büyük zarara uğradıkları bilinmektedir. Söz konusu yerin Riskli Alan ilan edilmesi nedeniyle sorumluluğun Çevre ve Şehircilik Bakanlığı nda olduğu açıktır. Konunun vehameti, mevsim koşulları düşünüldüğünde yürütmenin ivedilikle hareket etmesi, yurttaşların sorunlarının çözülmesi aciliyet göstermektedir. Bu bağlamda: 1-) Çankaya Akpınar Mahallesi numaralı parselin 6306 sayılı Kanun uyarınca Riskli Alan ilan edilmesi nedeniyle buradaki binaların tahliye edilerek derhal yıkılması gerektiği açıktır. Tahliye ve yıkım konusunda yapılan işlemler ile alınan kararlar nelerdir? 2-) İlgili kanun gereği Rezerv Yapı Alanı belirlenmesi gerekmektedir, bu alan belirlenmiş midir ve neresidir? 3-) Kanun ve Uygulama Yönetmeliği gereği hak sahibi maliklere geçici konut tahsisi ya da kira yardımı yapılmış mıdır? 4-) Anlaşma sağlanamadığı takdirde maliklere cüz i bedeller ödenerek zorla mı çıkarılacaklardır? 5-) Maliklerin maddi ve manevi kayıpları çok büyüktür. Tazmini konusunda Bakanlığınızca bir ödeme planı yapılmış mıdır? 142

151 74 Gün Sonra Yanıtlandı. TC ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI Strateji Geliştirme Başkanlığı TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA İZMİR MİLLETVEKİLİ SAYİN BİRGÜL AYMAN GÜLER İN Esas No: 7/34938 TBMM ESAS SAYILI YAZILI SORU ÖNERGESİNE CEVABİ 1,2,3,4,5- Ankara İli, Çankaya İlçesi Akpınar Mahallesi imar adası sınırları içerisinde kalan bölge, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında Bakanlar Kurulu Karan ile "Riskli Alan" ilan edilmiş, bu karar tarihli Resmi Gazete yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Söz konusu alanın "Riskli Alan" ilan edilme sürecinde Ankara İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü'nden alınan görüşte, alanda meydana gelen heyelan sonrasında, alanın Afete Maruz Bölge olarak ilan edildiği ve 7269 sayılı Kanunun 1 inci maddesi ile ilgili olarak Afetlerin Genel Hayata Etkililiğine İlişkin Temel Kurallar Hakkındaki Yönetmelik esaslarına uygun olarak, anılan yerin genel hayata etkisiz olduğu hususunda olur alındığı belirtilmiştir. Bu kapsamda alandaki hak sahiplerine konut üretilmesi ve alanın boşaltılabilmesi için maliklerle yapılan görüşmeler sonucunda, vatandaşların beyanı üzerine Çankaya Belediyesi'ne gönderilen yazımız ile "... riskli alan ilan edilen alan içerisindeki taşınmaz malikleri tarafından Belediyenizle yapılan görüşmelerde, taşınmaz maliklerinin riskli alandan taşınmasını sağlamak amacıyla Belediyenize ait taşınmazlardan belirlenecek bir alanın yeni yerleşim alanı oluşturulacağı ve hak sahiplerine konut üretileceği beyan edilmiştir. Bu yönde Çankaya Belediyesince yapılan herhangi bir çalışma olup olmadığının, şayet yapılan bir çalışma var ise bu çalışma ile belirlenen taşınmazların tapu kayıtlarının ve bu taşınmazlarda yapılacak uygulamalar hakkında Bakanlığımıza 07/10/2013 tarihine kadar yazılı olarak bilgi verilmesi... " talep edilmiştir. Bu doğrultuda Çankaya Belediyesi'nce Bakanlığımıza gönderilen yazıda, rezerv yapı alam olarak belirlenmesi uygun görüldüğü belirtilen taşınmazlar ile ilgili olarak tarihinde Maliye Bakanlığı'na görüş sorulmuş olup, Maliye Bakanlığının tarihli cevabi yazısında, belirtilen taşınmazların rezerv yapı alam olarak değerlendirilmesinde sakınca görülmediği belirtilmiştir. Bu kapsamda çalışmalarımız ivedilikle ve hassasiyetle yürütülmektedir. Bunun yanında heyelan riskine rağmen vatandaşların konutlarında ikamet etmelerinin ve ilerde karşılaşılabilmesi muhtemel can ve mal kayıplarının önüne geçilmesi amacıyla Bakanlığımızca ilgili kurumlardan konutlara verilen elektrik, su ve doğalgaz hizmetlerinin sonlandırılması için talepte bulunulmuştur. Ayrıca 6306 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen hususlar doğrultusunda maliklerin talepleri halinde kira yardımı, kredi desteği gibi imkânlar sağlanabilecektir. 143

152 İdris GÜLLÜCE/ Çevre ve Şehircilik Bakanı 47-Kİ RAZ DEVLET HASTANESİ NDE NEDEN UZMAN DOKTOR YOK? TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Aşağıdaki sorularımın Sağlık Bakanı Sayın Mehmet MÜEZZİNOĞLU tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını bilgilerinize sunarım. Saygılarımla. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili Kiraz, Manisa ve Aydın il sınırında, bağlı olduğu İzmir il merkezine 145 km uzaklıkta, 45 bin nüfuslu bir ilçedir. Toplam 52 köyü bulunan Kiraz, İzmir in en yoğun köy nüfusunu barındıran ilçesi olma özelliğine sahiptir. İlçede 50 yatak kapasiteli devlet hastanesi vardır. Ancak uzman doktor eksikliği nedeni ile Kirazlılar sağlık hizmetine ulaşamaz duruma gelmiştir. Devlet Hastanesi nde kadın doğum ve çocuk hastalıkları gibi temel uzmanlıklarda ve aile hekimliği alanında doktor olmaması nedeniyle, yurttaşlarımız Tire, Bayındır, Ödemiş ve Aydın Nazilli ye gitmek zorunda kalmıştır. Bu durum, çoğunluğu ekonomik sıkıntılar içinde bulunan yurttaşlarımıza üzüntü yaratan ek yükler getirmekte, aileler için ciddi yoksunluklar yaratmaktadır. En temel kamu hizmetlerinden biri olan sağlık hizmetinden yararlanmanın sağlanması, Kiraz Devlet Hastanesi ndeki uzman doktor ve aile hekimi gereksiniminin karşılanması zorunludur. Bu bağlamda; 1-) Bakanlığınızca Kiraz Devlet Hastanesi nde norm kadro çalışması çerçevesinde tahsis edilen uzman doktor sayısı ne kadardır? Alanları nelerdir? 2-) Hastanede istihdam edilmekte olan uzman doktorların alanlarına göre sayıları ne kadardır? 3-) Kadrosu Kiraz Devlet Hastanesi nde görünen, ancak başka yerlerde görevlendirilmiş uzman doktor var mıdır? Varsa bunların alanlarına göre sayısı nasıldır? Bu durumun nedeni nedir? 4-) Kirazlıların ivedilikle gereksinim duyduğu uzman doktorlar ile aile hekimleri, Kiraz Devlet Hastanesi ndeki görevlerine ne zaman başlayacaklardır? YANITSIZ: Süresi İçinde Cevaplandırılmadığından Gelen Kağıtlarda Yayımlandı 144

153 145

154 48-Tİ RE- AYDİN BAG LANTİ YOLU TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Sayın Lütfi ELVAN tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını bilgilerinize sunarım. Saygılarımla. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili Tire 80 bin nüfusu, tarım hayvancılık, sanayi ve ticarete dayalı ekonomisi ile Küçük Menderes Havzası nın önemli ilçelerinden biridir. İlçede tarımsal, organize sanayi bölgesinde etkinlik gösteren kuruluşlar eliyle sınai ve iç dış ticari iktisadi hareket, ilçeye - İzmir e önemli gelir sağlamaktadır. Tire, yüksek üretim ve ticaret potansiyeline karşın, verimli ve güvenli bağlantı yollarından yoksundur. Mevcut yollarda yaşanan can ve mal kayıplı kazalar, ilçede yapılan üretimi ve ticareti olumsuz etkilediği gibi Tirelilerin gündelik yaşamını da güçleştirmektedir. Özellikle Tire nin İzmir Aydın otoyoluna çıkış noktası üzerinde 22 km lik mesafedeki Belevi (Selçuk) bağlantısı arasında bulunan güzergahta yaşanan kazalar nedeniyle bu yol yöre halkı tarafından Tire celladı olarak adlandırılmıştır. Bu yol bahar ve yaz aylarında, turizm sezonunda Manisa, Beydağ, Kiraz, Ödemiş ve Bayındır dan gelen araçlarca kullanılmakta, yoğun trafik nedeni ile çok ciddi kazalar meydana gelmektedir. Tire - İzmir bağlantı yolu olarak kullanılan Torbalı güzergahı da tek yön olması nedeni ile kolay ve güvenli olmaktan uzaktır. Bu yol aynı zamanda Beydağ, Kiraz, Ödemiş ve Bayındır ile İzmir arasındaki trafiğin Torbalı da kesişmesi ile birlikte yoğunluk artmakta, trafik sıkışmaktadır. Bu bağlamda; 1-) Tire nin İzmir Aydın otoyoluna çıkışını sağlayan 22 km lik mesafedeki Belevi bağlantısına ulaşımı sağlayan yolda genişletme ya da bölünmüş yol çalışması yapılmakta mıdır? Ne zaman bitirilecektir? 2-) Yöre halkı tarafından Tire celladı olarak adlandırılan Tire Belevi(Selçuk) arasında son bir yılda yaşanan kaza sayısı ne kadardır? Bu kazalardaki can ve mal kaybı ne olmuştur? 3-) Tire İzmir bağlantı yolu olarak kullanılan Torbalı güzergâhında, güvenli ve kolay trafik seyri için bölünmüş yol planlaması - çalışması var mıdır? İş ve İşlemler hangi aşamadadır? YANITSIZ: Süresi İçinde Cevaplandırılmadığından Gelen Kağıtlarda Yayımlandı 146

155 49-MEMURA Bİ R DERECE TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Aşağıdaki sorularımın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Faruk ÇELİK tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını bilgilerinize sunarım. Saygılarımla. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili Memurların uzun zamandır talep ettikleri bir derece artırılmasına yönelik beklentileri; yazılı görsel basın başta olmak üzere sosyal medyada geniş bir şekilde yer almaktadır. Konu son olarak sendikalar ile Kamu Personeli Danışma Kurulu arasında varılan mutabakat ile beklenti ötesinde bir hak halini almıştır. Memur ve diğer kamu görevlilerine 1979, 1991 ve 2005 yıllarında verilen bir derece olanağı, sonradan göreve başlayan memurların da benzer haktan yararlanması eşitlik ve adalet anlayışının gereğidir. Zira son düzenlemenin yapıldığı 2005 yılındaki, 5289 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerine Bir Derece Verilemesi Hakkında Kanunun yürürlük tarihinden sonra memur olan kişiler bu haktan yararlanamamıştır. Devletin adalet anlayışı içinde faaliyetlerini sürdürmesi ve ücret emeğin karşılığıdır. Devlet, çalışanların yaptıkları işe uygun adaletli bir ücret elde etmeleri ve diğer sosyal yardımlardan yararlanmaları için gerekli tedbirleri alır. hükümlerini düzenleyen Anayasa nın amir hükümleri gereği 2005 sonrası memur ve kamu görevlisi olan kişilere bir derece verilmesi bir zorunluluktur. Bu bağlamda; 1-) tarihinde ve sonrasında göreve başlayan memurlara ve diğer kamu görevlilerine bir derece verilmesi konusunda bir çalışma bulunmakta mıdır? Var ise, bu çalışmanın içeriği nedir? Böyle bir çalışma yok ise, yapılması planlanmakta mıdır? 2-) Memur ve diğer kamu görevlilerine bir derece verilmesini düzenleyen, 2005 tarihli ve 5289 Sayılı Kanun sonrası göreve başlayan memur ve kamu görevlilerinin toplam sayısı ne kadardır? 3-) Kamu Personeli Danışma Kurulu ile sendikalar arasında varılan mutabakat altına imza atılmasına karşın, 2005 Yılı sonrası göreve başlayan memur ve kamu görevlilerine bir derece verilmesi için bir düzenleme yapılmamasının gerekçeleri nedir? 147

156 42 Gün Sonra Yanıtlandı. TC ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI Devlet Personel Başkanlığı TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA İZMİR MİLLETVEKİLİ SAYİN BİRGÜL AYMAN GÜLER İN Esas No: 7/39938 TBMM ESAS SAYILI YAZİLİ SORU ÖNERGESİNE CEVABİ Cevap: Soru önergesinde bahsedilen konular incelenmiş olup, 2005 yılından sonra göreve başlayan memurlara ilave bir derece verilmesi konusunda 2014 ve 2015 yıllarını kapsayan toplu sözleşme metninde bir hüküm bulunmamakla birlikte, kamu görevlileri sendika ve konfederasyonlarının bu konudaki taleplerine ilişkin değerlendirmeler devam etmektedir. Bilgilerinize arz ederim. Faruk ÇELİK Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı 148

157 50-3 Mİ LYAR Fİ DANİ NASİL, HANGİ YOLLA TEMİ N EDEREK NE KADARLİK ALANA KAÇ Lİ RAYA Dİ KTİ Nİ Z? TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Aşağıdaki sorularımın Orman ve Su İşleri Bakanı Sayın Veysel EROĞLU tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını bilgilerinize sunarım. Saygılarımla. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili Yürütmenin başı Recep Tayyip Erdoğan, son altı aydan bu yana, çeşitli zamanlarda 2 milyar 800 milyon ağaç diktik açıklaması yapmıştır. Bu yönde son açıklama, 23 Şubat 2014 günü Afyon da 3 milyar şu an itibarıyla fidan ve ağaç diken bir iktidarız biçimindedir. Belirtilen sayı, Türkiye nin yaklaşık 40 bin km 2 ek yeşil alan kazanması anlamına gelir. Ne var ki, Google tarafından son on yılda çekilen binlerce uydu fotoğrafının birleştirilmesi yoluyla oluşturulan ve dünya ölçeğindeki ormansızlaşmayı gösteren fotoğraflar incelendiğinde, Türkiye fotoğraflarında, son on yılda ülkemizin yeşil örtüsünün tahribata uğrayarak azalmış olduğu görülmektedir. Öte yandan, on yılda 3 milyar ağaç elde etmek, yılda 250 milyon fidan-ağaç dikmek anlamına gelir. Belirtilen boyutlarda bir hizmetin yüksek maliyet gerektirdiği açıktır. Uzmanların verdikleri bilgiye göre, en az bir yaşında "pişkin" fidanların (genç ağaçların) maliyeti asgari TL; boylu bir fidanın iyimser bir tahminle, devlet ve belediye fidanlıklarında 5-10 TL dolayında bir yetiştirme ve bakım (+ taşıma + dikim + dikim sonrası ilk dönemde sulama ve bakım vs) maliyeti vardır. Bu durumda ülkemizi yeşillendirmek için milyar TL'ye mal olmuş bir proje uygulanmış olması gerekir. Hükümet yetkililerinin ağaç fidan dikme açıklamalarında, belirtilen boyutlardaki çalışmanın ne kadar bir alanı kapladığı ve maliyet hesabı verilmemektedir. Dikilen ağaç fidanların ne kadarı çeşitli nedenlerle kesilen ve yanan orman alanları yerine; ne kadarının kent yolları ve park çalışma alanlarında gerçekleştirildiği de belirtilmemektedir. Yine, fidanların sağlanma 149

158 biçimine ilişkin bilgiler verilmediğinden, yapılan açıklamalar kamuoyunda soru işaretleri oluşturmaktadır. Eldeki veriler ve yukarıda belirtilen varsayımlar ile Başbakanlığın hizmet iddiaları arasındaki çelişkileri açıklığa kavuşturmak ve söz konusu kamu hizmetine ilişkin açık ve doğru bilgiye kavuşmak amacıyla; 1-) Ülkemizde Hükümet inizin yıllarında diktiği ağaç ve fidan sayısı, yıllar itibariyle ve dönem sonunda toplam olarak, ne kadardır? 2-) Yıllara göre, dikilen ağaç ve fidanların ne kadarı orman çalışması kapsamında, ne kadarı şehirlerde yeşil alan çalışması şeklinde gerçekleştirilmiştir? 3.-) Yıllara göre, bu dikimlerin maliyeti ne olmuştur? 4-) Dikilen ağaç ve fidanların temini ne şekilde olmuştur? Yıllara göre, bunların ne kadarı kamu kurumlarından, ne kadarı yurt içi özel sektörden, ne kadarı yurt dışından alım yolu ile sağlanmıştır? 5-) Dış alım yolu ile temin edilen fidanların türleri nedir? Yıllara gore, bunların sayısı, birim fiyatı ve toplam maliyeti ne kadar olmuştur? 150

159 50 Gün Sonra Yanıtlandı. TC ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA İZMİR MİLLETVEKİLİ SAYİN BİRGÜL AYMAN GÜLER İN Esas No: 7/41237 TBMM ESAS SAYILI YAZİLİ SORU ÖNERGESİNE CEVABİ Cevap 1.5 Bakanlığımızca; yıllarını kapsayan son 11 yılda 3 milyon 949 bin hektar alanda, ormanların geliştirilmesi ve genişletilmesine yönelik çalışmalar yapılarak 3 milyar fidan toprakla buluşturulmuştur. Bu fidanların yaklaşık 177 milyon adedi karayolu, köy yolu, ibadethane, mezarlık, okul, hastane ağaçlandırmalarında (şehirlerde yeşil alan çalışması), geriye kalan kısmı ise ormancılık tesis çalışmalarında kullanılmıştır. Ormanların genişletilmesi ve geliştirilmesine yönelik yapılan çalışmalarında kullanılan fidanların tamamı Orman Genel Müdürlüğümüze ait orman fidanlıklarında üretilen fidanlarla karşılanmakla birlikte, son yıllarda kullanılan fidanlar içerisinde yaklaşık %5 e tekabül eden miktarı, orman köylülerini desteklemek gayesiyle alım garantili olarak ürettirilerek köylülerden ve kooperatiflerden alınmaktadır yılları arasında ağaçlandırma, erozyonla mücadele ve bozuk orman alanlarının iyileştirmesine yönelik çalışmalarda TL harcama yapılmıştır. Prof. Dr. Veysel EROĞLU Bakan 151

160 51-İ NGİ Lİ ZLERİ N MAVİ Kİ TAP İNA MAHKU Mİ YET İ ŞLEMİ Mİ Z NE OLDU TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Aşağıdaki sorularımın TBMM Başkanı Sayın Cemil ÇİÇEK tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını bilgilerinize sunarım. Saygılarımla. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili Aşağıda tam künyesi verilen İngiliz yapımı 1916 tarihli Mavi Kitap adlı yayına, Lordlar Kamarası üyesi olduğu anlaşılan Lord Avebury adlı kişinin imzasıyla Türkçe Baskıya Önsöz başlıklı iki sayfalık bir sunuş metni yazılmıştır. Bu metinde bazı iddialar yer almaktadır. Buna göre, TBMM Başkanlığı, İngiltere Avam ve Lordlar Kamarası na 28 Nisan 2005 tarihli bir mektup göndermiş; mektupta 1916 yılında yayınlanan Mavi Kitap ın asılsız bir propaganda aracı olduğunu bildirmiştir. Bunun üzerine yazar ve arkadaşlarının bir toplantı yapmışlar, TBMM nin bu kitap hakkında yeterli bilgiye sahip olmadığı değerlendirmesi nde bulunarak TBMM Başkanı Bülent Arınç a mektup göndermeye karar vermişlerdir. Yazar bu mektubu 27 Ocak 2006 da gönderdiklerini, yanıt gelmemesi üzerine mektubu bir de 1 Eylül 2006 da epostayla yeniden ilettiklerini söylemektedir. Yazar TBMM üyelerini İngiliz parlamenterlerle yüzyüze bir toplantıya davet etmiştik her hangi bir yanıt alamadık demektedir. Sonuçta TBMM üyelerinin çoğunun Mavi Kitap ın içeriğine ve bu içeriğe ait arşiv kayıtlarına ilişkin yeterli bilgiye sahip olmadıkları konusunda görüş birliği ne varan bu kişiler, Mavi Kitap ın Türkçe çevirisini yaptırıp yayınlamaya karar vermişlerdir. Aynı önsözde çeviri ve yayının, Gomidas Enstitüsü tarafından Ermeni Genel Yardımlaşma Birliği desteğiyle gerçekleştirildiği belirtilmektedir. 1-) Bu önsözde belirtilen, 27 Ocak 2006 tarihinde 33 İngiliz Parlamenter tarafından TBMM mektubuna, Meclis Başkanı Sayın Bülent Arınç a hitaben bir mektupla yanıt verildiği doğru mudur? Bu mektup kayıtlarınızda var mıdır? 2-) Önsöz yazarının Meclis Başkanı Sayın Bülent Arınç a hitaben yazdıklarını iddia ettiği bu mektupta Mavi Kitap konusunu görüşmek üzere TBMM üyelerini İngiliz parlamenterlerle yüz yüze bir toplantıya davet edildiği doğru mudur? 3-) Söz konusu mektuba TBMM Başkanlığı tarafından yanıt verilmediği iddiası doğru mudur? Bu iddia doğruysa gerekçemiz nedir? 152

161 4-) Belirtilen önsöz, her okuyan tarafından görüleceği gibi, rahatsız edici bir üslupla kaleme alınmıştır. Mavi Kitap adı verilen propaganda aracının güvenilmezliğini gözler önüne serme çalışmasının, bu önsözdeki iddiaları da kapsayacak biçimde tamamlanması düşünülmekte midir? Kitabın Künyesi: James Bryce ve Arnold Toynbee, Osmanlı İmparatorluğu nda Ermenilere Yapılan Muamele, Vikont Bryce ın Falladon Vikontu Grey e Sunduğu Belgeler, Sansürsüz Basım, Gomidas İnstitute London 2009 (Yayına hazırlayan Ara Sarafian), Türkçe Baskıya Önsöz, s. iii iv. 153

162 43 Gün Sonra Yanıtlandı. TC TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA (Kanunlar ve Kararlar Başkanlığı) İZMİR MİLLETVEKİLİ SAYİN BİRGÜL AYMAN GÜLER'İN Esas No: 7/42796 TBMM ESAS SAYİLİ YAZİLİ SORU ÖNERGESİNE CEVAPLARİ CEVAPLAR: Cevap 1: TBMM'nin bazı üyelerince Mavi Kitap hakkında İngiltere Parlamentosuna gönderilen mektuba cevap niteliğindeki Avam Kamarasından on üç ve Lordlar Kamarasından yirmi üye olmak üzere toplam otuz üç parlamenter tarafından imzalanan belge, Lordlar Kamarası üyesi Lord Avebury'nin dönemin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Bülent ARİNÇ'a muhatap 25 Ocak 2006 tarihli mektubu ile tarafımıza gönderilmiş olup kayıtlarımızda yer almaktadır. Cevap 2: Mektupta TBMM üyeleri ile İngiltere Parlamentosundan parlamenterlerin Mavi Kitap ile ilgili konuları müzakere etmek üzere bir toplantı yapması önerilmiştir. Cevap 3: Dönemin TBMM Başkanı, İngiltere Lordlar Kamarası üyesi Lord Avebury'nin ülkemizle ilgili tutumunu değerlendirerek mektuba cevap verilmemesini kararlaştırmıştır. Cevap 4: İngiltere Hükümeti, Ermeni soykırımı iddialarına karşı uzun yıllardır değişmeyen bir tutum benimsemekte, 1915 Olaylarını soykırım olarak tanımadığını çeşitli vesilelerle beyan etmektedir. Bununla birlikte, 1915 Olaylarına dair ülkemizin görüşü; gerek İngiltere dâhil tüm Avrupa ülkeleri yönetimleri, gerek akademik çevreler ve kanaat önderleri nezdinde sürekli gündeme getirilmektedir. Bu konudaki çok yönlü çalışmalar devam etmektedir. Tabiatıyla, İngiltere Parlamentosu ve hükümetlerinin Mavi Kitap'taki asılsız iddialara sahip çıkıp çıkmayacağı hususu da ilgili kurumlar tarafından yakından takip edilmektedir. Ayrıca, Mavi Kitap'ta yer alan iddiaların asılsızlığına dair Prof. Dr. Türkkaya ATAÖV tarafından kaleme alınan ve 2006'da yayımlanan "The British Blue Books: Vehicles of War Propaganda, " (İngiltere Mavi Kitapları: Savaş Propagandası Araçları, ) adlı bir kitap bulunmaktadır. Aynı kitabın 2010'da Almanca tercümesi de çıkmıştır. Konuyla ilgili olarak ilave çalışmaların yapılması ve yayımlanması akademik çevrelerin takdirindedir. Sadık YAKUT TBMM Başkan Vekili 154

163 52-BU ASKERLER ORDUYA KUMPAS İN KURBANLARİ Mİ? TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Aşağıdaki sorularımın Milli Savunma Bakanı Sayın İsmet YİLMAZ tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını bilgilerinize sunarım. Saygılarımla. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili İzmir de görülen, Askeri Casusluk Davası kapsamında 357 kişinin yargılandığı yargı süreci devam etmektedir. Dava kapsamında yargılananlar arasında emekli muvazzaf askerler, siviller yer almaktadır. Yargı süreci devam etmekle birlikte 2013 yılında tutuklananların büyük bir kısmı geçtiğimiz aylarda tahliye edilmiş ve görevlerinin başına dönmüşlerdir. Yargılamaları tutuksuz olarak devam etmektedir. Yargılama süreci tamamlanmadığı halde; aynı davada yargılanan Kara, Deniz, Hava ve Jandarma Komutanlığı personeli olan askerlerden bazıları yürütülen disiplin soruşturması sonucu Türk Silahlı Kuvvetleri nden ilişikleri kesilmiştir. Mahkeme süreci tamamlanmadan, tutukluluğa yer olmadığı mahkeme tarafından tespit edilerek salıverilen askerlerin iç hizmet yönetmeliği çerçevesinde onarılmayan bir sonuçla ordudan ihraç edilmeleri; başta askerleri, ailelerini ve kamuoyunu büyük endişeye sevk etmiştir. Yargılama süreci tamamlanmadan, askeri okul ve hizmet yılları başarılı, sicilleri parlak, takdir ve teşekkür ödülleri ile temiz geçmişlere sahip askerlerin bir çırpıda disiplinsizlik gerekçesi ile ihraç edilmeleri kuşku ve soru işaretlerini beraberinde getirmektedir. Söz konusu iş ve işlemler Milli orduya kumpas kuruldu sözlerini anımsatmaktadır. Kamuoyu, temiz sicil ve başarılı okul meslek yıllarına sahip personelin disiplinsizlik suçu ile ordudan atılmasını inandırıcı bulmamakta, paralel yapı ların orduya da nüfuz ettiği kanaatini taşımaktadır. Bu bağlamda; 1-) Askeri Casusluk Davası kapsamında kaç askeri personelin ordudan ilişiği kesilmiştir? Bunların rütbe, görev ve görev yeri nedir? 2-)Disiplin işlemi sürecinde, ilişiği kesilen söz konusu personelin savunması alınmış mıdır? 3-) Yargılama süreci tamamlanmadan böyle bir disiplin işleminin somut dayanağı var mıdır? Varsa bunlar nelerdir? 4-) Askeri personelin ilişiğinin kesilmesi yerine, yargılama süreci tamamlanana kadar açığa alınmaları söz konusu olamaz mıydı? 155

164 5-) Askerlerin ordudan atılmalarını gerektiren disiplin hükümleri nelerdir? Halen yürürlükte midir? 6-) Adı geçen davada yargılanan, yapılan disiplin soruşturması ile ordudan atılan askeri personelin geçmiş yıllara dönük sicil durumları nedir? Ayrıca bu personelin başarılı hizmetlerinden dolayı aldığı takdir, teşekkür, nişan vb. gibi ödülleri bulunmakta mıdır? YANITSIZ: Süresi İçinde Cevaplandırılmadığından Gelen Kâğıtlarda Yayımlandı 156

165 53-ORMAN BAKANLİG İNDA YO NETMELİ K DEG İ Şİ KLİ G İ TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Aşağıdaki sorularımın Orman ve Su İşleri Bakanı Sayın Veysel EROĞLU tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını bilgilerinize sunarım. Saygılarımla. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili Son on yılda Orman Kanunu dokuz kez değişikliğe uğramıştır. 18 Nisan 2014 tarihinde yayınlanan iki ayrı yönetmelik ise Orman Kanununun 16 ve maddeleri gereğince verilecek izinlerle ilgili değişiklikler yaparak kuralsız izin verme dönemini başlatmıştır. Bu hükümlerin ormanların yok olma sürecini hızlandıracağından endişe edilmektedir. 1-) Orman alanlarında dini eğitim tesisi yapılması izniyle hangi kurumlara olanaklar açılmıştır? Orman alanlarında şu anda kaçak olarak çalışan dini eğitim tesisleri var mıdır, bunlar nerelerde ve hangi kurumlara aittir? 2-) 17/3 ve 18. Madde Uygulama Yönetmeliği nin 4. Maddesinde karayolları hizmet tesisleri ile bakım işletme tesislerine izin verilmesi, İstanbul üçüncü köprü ve bağlantı yolları üzerindeki ormanlık sahalarda otel benzeri yapılar yapımına olanak verecek midir? 3-) Kamu kurumlarına verilen izinler, kamu - özel ortaklığı ve Yap - İşlet - Devret biçimindeki eğitim sağlık tesislerinde, iznin şahıslara devrine ve üst hakkı verilmesine açılmıştır. Üst hakkı bir tür mülkiyet hakkı devridir. Bu durum, özelleştirme uygulaması değil midir? Ormanlar, devlet eliyle dolaylı ve dolambaçlı bir yolla özelleştirme sürecine mi sokulmuştur? 4-) İzin sahalarının kontrolü serbest yeminli ormancılık bürolarına yaptırılabilecektir. Anayasanın devlete tekelci yetki olarak verdiği yönetme, işletme, tedbir alma yetkisinin ayrılmaz parçası olan kontrol işi neden serbest bürolara devredilmiştir? Bu, bakanlığın örgüt ya da personel olarak yetersizliği nedeniyle mi, yoksa belirlenmiş bir politika nedeniyle mi gündeme gelmiştir? 157

166 42 Gün Sonra Yanıtlandı. TC ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA İZMİR MİLLETVEKİLİ SAYİN BİRGÜL AYMAN GÜLER İN Esas No: 7/44425 TBMM ESAS SAYILI YAZİLİ SORU ÖNERGESİNE CEVABİ Cevaplar 1.4 Eğitim tesisi izinleri, 5018 sayılı Kanuna ekli (İ)sayılı cetvelde yer alan kurumlara verilebilmektedir. Ormanlık alanda karayolları hizmet ve bakım tesislerine izin verilmesi ile alakalı olarak Orman Kanununun Ek-9 maddesine eklenen beşinci fıkrası hükmü ge4reği yönetmelikte düzenleme yapılmıştır. Kamu kurumlarına verilen izinler; izin süresi içinde alanda üst hakkı kurulmasından ibaret olup, mülkiyetin devri söz konusu değildir. İzin sahasının kontrolü ve denetimi, bağlı kuruluşum Orman Genel Müdürlüğünce yapılmaktadır. Prof. Dr. Veysel EROĞLU Bakan 158

167 54-İ ZMİ R DE SOMA İ Çİ N YU RU YEN İ ŞÇİ LERE POLİ S Şİ DDETİ TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı Sayın Efkan ALA tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını bilgilerinize sunarım. Saygılarımla. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili Soma da yer altı madenciliğinin özelleştirilmesinin yarattığı elim olayda yaşamını yitiren 301 maden işçisinin acısı tüm toplum tarafından yurdun her tarafında ve sınırlar ötesinde derin bir üzüntü ile karşılanmıştır. Olayın meydan geldiği günün hemen ertesinde başta işçi sendikaları olmak üzere demokratik kitle örgütleri, yüzlerce işçinin hayatını kaybetmesine yol açan olayı protesto etmek, kurban yakınlarıyla dayanışma içinde olmak istemişlerdir. Yurttaşların, olayın meydana gelmesinde ihmalleri, iş güvenliği ve sağlığı konularındaki eksiklikleri protesto etmek ve konuya dikkat çekmek için düzenledikleri etkinlikler ifade özgürlüğü kapsamında eylemlerdir. Yaşamını yitiren işçiler İzmir de DİSK, TTB, TMMOB gibi kitle örgütleri tarafından anılmak ve olayın sorumlularının bulunması ve yargı önüne çıkarılması isteğiyle basın açıklaması yapmak istemişlerdir. Olaydan bir gün sonra, 14 Mayıs ta basın açıklaması yapmak isteyen kitle örgütü üyeleri ve yurttaşlara polis şiddetle müdahalede bulunmuş, ifade özgürlüğüne engel olmuşlardır. Olaylar sırasında İzmir İl Emniyet Müdürü nün kitle örgütü temsilcilerine yönelik kaba üslup ve tavırları özellikle DİSK Genel Başkanı Kani Beko ya yönelik tehditkar söylemleri dikkat çekmiştir. Ertesi gün, 15 Mayıs Perşembe günü kitle örgütlerinin ikinci kez denedikleri protesto eylemleri polisin orantısız, amacını aşan kaba güç kullanımı ile karşılanmıştır. Somalı maden işçilerinin acılarına ortak olan, sorumluların hesap vermeleri gerektiğini savunan yurttaşlar gaz ve basınçlı su ile şiddete maruz bırakılmışlardır. Müdahale sırasında özellikle DİSK Başkanı Kani Beko ile şube yöneticileri çok yakın mesafeden ve hedef alınarak, TOMA dan basınçlı su sıkılması sonucu ciddi sağlık sorunları yaşamışlardır. Başkan Beko polisin uyguladığı şiddet sonrası hastaneye kaldırılmış, kulak zarı yırtılması ve sol gözünde ödem oluşması tanısı ile tedaviye alınmıştır. Olaylarda İzmir Emniyet Müdürünün tehditkar üslup ve tavırları, polisin orantısız ve aşırı güç kullanımı, bir işçi örgütü liderine ve sendika yöneticilerine polisler tarafından hedef alınarak saldırılması, araştırma ve soruşturmayı gerektirmektedir. 159

168 Bu bağlamda; 1-) Soma da yaşanan maden faciası sonrası İzmir de kitle örgütleri tarafından yapılmak istenen basın açıklamalarına izin verilmemesi ve şiddet kullanılarak bastırılmasının nedeni nedir? 2-) İzmir de yaşanan eylemler sırasında polisin orantısız ve kaba güç kullanımı karşısında idari bir soruşturma yapılmakta mıdır? Yaptırmayı düşünüyor musunuz? 3-) İzmir İl Emniyet Müdürü nün, kitle örgütü temsilcilerine yönelik sarf ettiği kaba yaralayıcı ve tehditkâr sözleri için ilgililerce dava açılmıştır. Emniyet Müdürü hakkında, konumu ile bağdaşmayan söz ve eylemlerde bulunmasından dolayı herhangi bir disiplin işlemi yapılmakta mıdır? Yaptırmayı düşünüyor musunuz? 4-) Somalı maden işçileri için İzmir de yapılmak istenen protesto gösterilerine polisin gösterdiği aşırı ve orantısız müdahale kararının idari sorumlusu kimdir? YANITSIZ: Süresi İçinde Cevaplandırılmadığından Gelen Kâğıtlarda Yayımlandı 160

169 55-O DEMİ Ş SU S Bİ TKİ LERİ DESTEK BEKLİ YOR TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Aşağıdaki sorularımın Orman ve Su İşleri Bakanı Sayın Veysel EROĞLU tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını bilgilerinize sunarım. Saygılarımla. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili Küçük Menderes Havzası iklimi, toprak yapısı ve bitki çeşitliliği ile ülkemizin en önemli tarımsal üretim alanlarının başında gelmektedir. Ödemiş te üretimi ve ticareti yapılan, çevre düzenlemelerinin vazgeçilmez ürünü süs bitkileri etkilediği sektörlerle birlikte binlerce yurttaşımızın geçimini sağlamakta, yöreye ve ülkeye çok önemli gelir kaynağı oluşturmaktadır yılı içerisinde özellikle Türkmenistan, Azerbaycan, İrak ve Gürcistan gibi ülkelere yapılan dışsatım ve elde edilen gelir üreticiye ve ülkeye önemli bir gelir sağlamaktadır. Sektörün, üreticiye ve ülkeye daha çok gelir getirebileceği düşünülerek desteklenmesi, teknik - altyapı koşullarının sağlanması, danışmanlık hizmetleri ve planlama çalışmaları gerekmektedir. Süs bitkisi alanında yapılacak KDV düzenlemesi, sağlanabilecek ürün - dışsatım destek primi, ucuz uzun kredi olanağı çok daha büyük ekonomik potansiyeli barındırmaktadır. Bu bağlamda; 1-) Bakanlığınızın süs bitkisi ürünlerinde uygulanan, üreticinin rekabet gücünü azaltan % 18 KDV oranlarının düşürülmesi konusunda her hangi bir çalışma var mıdır? Yapmayı planlıyor musunuz? 2-) Üreticinin, ürün destek primi uygulaması ile desteklenmesi ve dışsatıma teşvik edilmesi konusunda herhangi bir planlama ya da çalışma yapılmakta mıdır? 3-) Ödemiş te süs bitkisi üreticisine danışmanlık hizmeti verebilecek, alıcıya ürün numunesinin sergilenmesini ve ürün dışsatım kontrollerinin yapılması için laboratuvar hizmetlerinin sağlandığı bir merkez yapılması için plan - çalışma var mıdır? 161

170 162

171 41 Gün Sonra Yanıtlandı. TC ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA İZMİR MİLLETVEKİLİ SAYİN BİRGÜL AYMAN GÜLER İN Esas No: 7/44638 TBMM ESAS SAYILI YAZILI SORU ÖNERGESİNE CEVABİ Cevap 1.3 Katma değer Vergisi Kanununun 17/1 maddesinde sayılan kurum ve kuruluşların ilim, fen ve güzel sanatları, tarımı yaymak, ıslah ve teşvik etmek maksadıyla yaptıkları teslim ve hizmetleri KDV den istisna edilmiştir. Buna göre orman yetiştirme materyali olarak kullanılan asli orman ağaçları fidanları KDV den muaf tutulmuştur. Süs bitkisi olarak üretilen ve peyzaj düzenlemelerinde kullanılan özel türlerin satışında özel sektör gibi %18 oranında KDV uygulanmaktadır. Bakanlık olarak fidancılık ve süs bitkileri üretimi ile uğraşan özel sektör üreticilerinin orman ağacı tohum ve altlık fidan ihtiyaçları karşılanmaktadır. Sakarya İlinde özel sektör üreticilerinin ürünlerinin tanıtımı, sergilenmesi, satışı ve ihracat gelirlerini artırmak maksadıyla Bakanlığımızca Tanıtım ve Sergileme Tesisi kurulmuş olup; tarihinde faaliyete geçmiştir. Fidan üreticilerinin talepleri halinde yetiştiriciliği konusunda her türlü teknik danışmanlık Orman Genel Müdürlüğümüz bünyesindeki orman fidanlık müdürlükleri tarafından verilmektedir. Prof. Dr. Veysel EROĞLU Bakan 163

172 56-SO Z KONUSU MADEN DEVLET İ MTİ YAZİNİN DEVRİ Nİ SAGLAYAN RO DO VANS KAPSAMİNDA MİDİR? TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Aşağıdaki sorularımın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın Taner YİLDİZ tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını bilgilerinize sunarım. Saygılarımla. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili Soma da maden faciasında 301 maden işçisinin yaşamı yitirmesi, kamuoyunda tüm dikkatlerin yer altı maden işletmeciliğinde meydana gelen kazalara yönelmesine neden olmuştur. Madenler, Anayasa nın 168. maddesiyle devletin hüküm ve tasarrufu altında olan tabii servet ve kaynaklar kapsamındadır. Bunların aranması ve işletilmesi hakkı devlete aittir. Bu Anayasa hükmü çerçevesinde Soma da faaliyet gösteren ve 13 Mayıs 2014 günü 301 işçimizin yaşamına mal olan madenin hangi hukuksal zemine, ne tür bir imtiyaz devrine, ne tür bir sözleşmeye dayandığı bilgisi bizler ve kamuoyu nezdinde bir türlü netlik kazanmamıştır. Bu bağlamda; 1-) Söz konusu madenin özel sektör tarafından işletilmesine ilk olarak ne zaman başlanmıştır? 2-) Bu uygulamanın başlatıldığı ilk tarihten bu yana özel sektörle kaç sözleşme yapılmıştır? 3-) Söz konusu maden için günümüzde yürürlükte olan sözleşme, devlet imtiyazının devrini sağlayan rödövans kapsamında mıdır? Değilse bu sözleşmenin türü, hukuksal dayanağı nedir? 4-) Sözleşme karşılığında işletici şirket tarafından devlete yapılan ödemelerin özellikleri nelerdir? Sözleşmede ilgili işletmecinin taşeron/alt işveren istihdamı yapmasına yetki tanınmış mıdır? 164

173 44 Gün Sonra Yanıtlandı. TC ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI Strateji Geliştirme Başkanlığı TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA İZMİR MİLLETVEKİLİ SAYİN BİRGÜL AYMAN GÜLER İN Esas No: 7/44884 TBMM ESAS SAYILI YAZİLİ SORU ÖNERGESİNE CEVABİ Cevap Eynez yer altı sahalarında toplam 15 milyon ton kömür üretme hizmet alımı işi 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu hükümlerine göre açık ihale usulü ile yapılmış, ihaleyi tarihinde Park Teknik Elektrik Mad. Turz. San. A.Ş firması almıştır. Daha sonra firmanın talebi ile 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu hükümlerine göre; Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumunun muvafakati ile Soma Kömür İşletmeleri A.Ş firmasına devredilmiştir. Bilgilerinize arz ederim. Taner YILDIZ Bakan 165

174 57-TURİ ZM CENNETİ ÇEŞME TAŞ OCAKLARİNİN TEHDİ Dİ ALTİNDA TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Aşağıdaki sorularımın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın Taner YİLDİZ tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını bilgilerinize sunarım. Saygılarımla. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili Doğal güzellikleri ve iklimi ile İzmir in Türkiye nin gözde turizm yeri olan Çeşme, marka değeri ile dünyada aranan yerlerin başında gelmektedir. Yarımada nın bu cennet köşesi balık çiftlikleri ve rüzgar enerjisi için kurulacak tribünler sonrası şimdi de taş ocaklarının tehdidi altındadır. Yarımada nın su gereksinimini karşılayan Kutlu Aktaş Barajı nın koruma alanı içerisinde yeni taş ocağı izni ile Çeşme nin doğal güzelliklerine ve turizm değerine bir darbe daha vurulmaktadır. Başta yöre insanı olmak üzere turizm sektörünün tüm taraflarını kaygılandıran proje ile Reisdere ve Germiyan Mahallesi nde üçüncüsü açılacak olan taş ocağı maden izni 27 hektarlık alanı kapsarken bölgeden yılda 300 bin ton kalker çıkartılması planlanmaktadır. Tesisten gerek patlatma gerekse ocaktan çıkan kalkerin, kırılıp elenmesi, stoklaması, kamyonlara yüklenmesi ve taşınması sırasında çıkacak tozluluğun hesaplanmasında Çeşme Meteoroloji istasyonu yerine çok uzaktaki Selçuk İstasyonu verilerinin esas alınması yöre insanını ve kamu vicdanını rahatsız etmiş, akıllara kuşku düşürmüştür. Özellikle bu yıl yağışsız geçen kış ayları ve kurak geçeği öngörülen yaz ayları göz önüne alındığında, yarımadanın içme ve kullanma suyu kaynaklarını tehdit edecek böyle bir girişimin sonuçları çok daha vahim olacaktır. Konunun, projenin kamu yararı çıkarı lehinde titiz ve eksiksiz bir şekilde incelenmesi, soruna telafisi mümkün olmayan sonuçlar yaşanmadan çözüm bulunması zorunludur. 166

175 Bu bağlamda; 1-) Projesine onay verilen maden ocağının Kutlu Aktaş Barajı koruma alanı içerisinde kaldığı ve bu anlamda içme ve kullanma suyu kaynaklarını tehdit ettiği doğru mudur? 2-) Konuya ilişkin Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü nün(dsi) görüşü alınmış mıdır? DSİ nin raporu varsa ne yöndedir? Yoksa bu bir eksiklik değil midir? 3-) Projede, tesisten gerek patlatma sırasında gerekse ocaktan çıkan kalkerin kırılıp elenmesi ve taşınması sırasında ortaya çıkacak tozumanın hesaplanmasında; bölgenin hemen yanı başında bulunan Çeşme Meteoroloji İstasyonu yerine çok uzakta bulunan Selçuk İstasyonu verilerinin kullanılmasının nedeni nedir? 4-) Proje onayı verilen tesisin kurulacağı yerin 1. derece yangına hassas bölge olması bağlamında ne gibi tetkik çalışmalar yapılmış buna göre ne gibi önlemler alınmıştır? Bunlar nelerdir? 5-) Kurulması öngörülen tesisin Germiyan ve Reisdere mahallelerinde, mera alanında olduğu doğru mudur? 6-) Eksiklikleri ve kusuru bulanan projeye onay veren, iş ve işlemlerde imzası bulunan yetkililer hakkında ne gibi işlemler yapılacaktır? 7-) Yargıya intikal eden konu sonuçlandırılıncaya kadar yapılan iş ve işlemleri durdurmayı planlıyor musunuz? 167

176 44 Gün Sonra Yanıtlandı. TC ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI Strateji Geliştirme Başkanlığı TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA İZMİR MİLLETVEKİLİ SAYİN BİRGÜL AYMAN GÜLER İN Esas No: 7/44882 TBMM ESAS SAYILI YAZİLİ SORU ÖNERGESİNE CEVABİ Cevaplar: Ülkemizde çevreye duyarlı madencilik için gerekli teknoloji ve deneyim mevcuttur. Bununla birlikte, madencilik faaliyetlerinin çevreye duyarlı yöntemlerle yapılabilmesi, faaliyetler esnasında çevrenin en az etkilenmesini sağlayacak tedbirlerin alınması ve doğal dengenin korunmasına yönelik olarak yasal düzenlemeler yapılmıştır. Maden ruhsatlarının kimlere ve nasıl verileceği, madencilik faaliyetlerinin yürütülmesindeki esaslar, faaliyetlerin denetimleri ve buna benzer tüm işlemler 3213 sayılı Maden Kanununun ilgili maddeleri ile hüküm altına alınmıştır. Gerek maden arama ru7hsatı gerekse işletme ruhsatı verilmesi aşamasında söz konusu kanun hükümleri uygulanmaktadır. Kanunun 6. Maddesinde Maden hakları, medeni hakları kullanmaya ehil T.C. vatandaşlarına madencilik yapabileceği statüsünde yazılı Türkiye Cumhuriyeti Kanunlarına göre kurulmuş tüzelkişiliği haiz şirketlere, bu hususta yetkisi bulunan kamu iktisadi teşebbüsleri ile müesseseleri, bağlı ortaklıkları ve iştirakleri ile diğer kamu kurum, kuruluş ve idarelerine verilir. hükmü yer almaktadır. Bakanlığımız Maden İşleri Genel Müdürlüğü tarafından verilen ruhsatların sahiplerinin, ruhsat alanlarında üretim yapabilmeleri için 3213 sayılı Maden Kanununun 7 inci maddesi gereği, arazinin mülkiyet durumuna göre; orman ise Orman ve Su İşleri Bakanlığımdan, tapulu tarım arazisi ise tapu sahibinden, mera ise İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğümden izin alması zorunludur. Diğer taraftan ruhsat alanlarında yapmayı planladıkları üretimin çevreye vereceği olası zararlar (patlatma, sarsıntı, toz, gürültü vs.) konusunda Çevre ve Şehircilik Bakanlığımdan Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) izni ile İl Özel İdarelerinden Gayri Sıhhi Müessese (GSM) izin belgesi/ruhsatı almaları zorunludur. Söz konusu izin belgeleri almamaları halinde Maden İşleri Genel Müdürlüğü tarafından ruhsat sahalarına üretim/işletme izni verilmemektedir. Çevre Kanunu gereği sit alanları, su kaynakları, baraj gölleri, yerleşim yerleri ve mutlak koruma alanları ÇED kapsamında mutlaka göz önünde bulundurulmaktadır. Bu işlem için ÇED kapsamında Çevre ve Şehircilik Bakanlığımdan ÇED Olumlu Belgesinin ve bu belge alınırken konuyla ilgili tüm kurumların uygun görüşünün alınması zorunludur. Mera alanları için 3213 sayılı Maden Kanununun 7 nci maddesi hükümleri ve Uygulama Yönetmeliği kapsamında işlem yapılmaktadır. Ruhsat sahiplerinin, madenin topraktan üretimini yaptıktan soma gerçekleştirecekleri işlemler için kuracakları tesislere ilişkin yatırımlarını diğer sektörlerde yapılan fabrika-atölye-tesis yatırımları gibi yürürlükte bulunan mevzuatlardaki prosedürleri takip ederek 168

177 gerçekleştirmektedirler. Bu faaliyetler esnasında bazı izinlerin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Belediyeler, Valilikler vb. gibi kurumlardan alınması gerekmektedir sayılı Maden Kanunu çerçevesinde madencilik faaliyetleri Maden İşleri Genel Müdürlüğü tarafından rutin olarak denetlenmekte ayrıca bu denetimler dışında gerek vatandaşlardan gerekse diğer kurumlardan gelen şikâyet/ihbar gibi durumlarda ruhsat sahalarında denetimler yapılmaktadır. Yapılacak/yapılan bu denetimler sonucunda Maden Kanununun 7. maddesine aykırı olarak izinsiz faaliyet gösterildiği veya çevre ve insan sağlığına zarar veren faaliyette bulunulduğunun tespiti halinde ruhsatlar için işlem yapılarak faaliyetleri durdurulmaktadır. Madencilik faaliyetlerinin gerçekleştirildiği alanda, yapılan faaliyetlerle ilgili olarak kendi mevzuatlarına göre izin veren diğer kurumlar ve mülki idare birimlerince de denetimler yapılmakta olup sonuçları Maden İşleri Genel Müdürlüğüme bildirilmektedir. Yapılan denetimlerde mevzuata aykırı ve usulsüz çalışma yapıldığı belirlenen ruhsat sahalarındaki faaliyetler gerekli tüm önlemler alınıncaya kadar durdurulmakta, kanun, yönetmelik ve projelerine uygun faaliyette bulunmadığı tespit edilen bu ruhsat sahiplerine 7 nci Madde kapsamında teminat iradı olmak üzere idari para cezası uygulanmaktadır. Bilgilerinize arz ederim. Taner YILDIZ Bakan 169

178 58-OCAKTAN ÇİKARİLAN TAŞLARİN KAMYONLARLA TAŞİNDİG İ GU ZERGA H ACİ LEN DEG İ ŞTİ Rİ LMELİ TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Aşağıdaki sorularımın Kültür ve Turizm Bakanı Ömer ÇELİK tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını bilgilerinize sunarım. Saygılarımla. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili Medeniyetlere beşiklik eden Bergama, tarihi kültürel dokusu ve turistik değeri ile Türkiye nin gözde yerlerinin başında gelir. Bergama binlerce yıldan gelen tarihi eserlerini, UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi ile taçlandırmanın son aşamasındadır. Bergama şehir merkezi içerisinde Selinos Çayı üzerinden geçen, Roma İmparatoru Adrianus tarafından inşa edilen Bodrumüstü ve tüneller, 2000 yıllık görkemi ile zamana meydan okumaktadır. Ancak tarihi Bazalika Kilisesi nin devamında yer alan köprü ve su tünelleri, olası bir göçük ve yıkım tehlikesiyle karşı karşıyadır. Kozak Yaylası ndaki granit taş ocağından çıkarılan taşlar, bu tarihi dokunun üzerinden geçen ağır tonajlı kamyonlarla limana taşınmaktadır tonluk araçların geçtiği tarihi tünel ve köprü üzerine ve çevresine yerleşmiş yurttaşlar büyük bir tehlike ile karşı karşıyadır. Kozak Yaylası ndaki granit taş ocağından çıkarılan taşların kamyonlarla taşındığı güzergah acilen değiştirilmelidir. Risk altındaki tarihi eserler ve çevresinde yaşayan yurttaşlarımız olası bir felaketle karşılaşmadan önlem alınması, hem yurttaşlarımızın can ve mal güvenliği hem de tarihi kültürel değerlerin gelecek kuşaklara ulaştırılması bakımından zorunlu bir görevdir. Bu bağlamda; 1-) Tarihi tünel ve köprü ile çevresinde oturan yurttaşları tehlikeden korumak için, Kozak Yaylası ndaki granit taş ocağından çıkarılan malzemenin nakliyesinde kullanılan ağır tonajlı kamyonlar için ayrı bir yol güzergâhı çalışması yapılmakta mıdır? Yapmayı düşünüyor musunuz? 2-) Kozak Yaylası ndan çıkarılan taşların taşınması işlemleri ile ilgili olarak; maden ruhsatı verilirken Bergama nın tarihi kültürel, turistik yapısı ve ilçe trafiği özellikleri dikkate alınmış ve incelenmiş midir? 170

179 3-) Kozak Yaylası ndan çıkarılan ve Bergama ilçe merkezi içerisinden geçirilerek taşınan granit taş ocağı malzemesinin nakliye işlemleri ile ilgili olarak, tarihi tünel ve köprünün olası çökme ve yıkılmasına karşı herhangi bir önlem alınmış mıdır? Almayı düşünüyor musunuz? 4-) UNESCO Kültür Mirası Listesi ne girme arefesinde olan Bergama, Bakanlığınızın 2014 ve 2015 programlarında yer almakta mıdır? Bu ilçe ile ilgili projeleriniz nelerdir? YANITSIZ: Süresi İçinde Cevaplandırılmadığından Gelen Kâğıtlarda Yayımlandı 171

180 59- ORMAN GENEL MU DU RLU GU DE YAPİLAN PERSONELİ N GO REV YERİ DEG İ Şİ KLİ G İ Nİ N GEREKÇESİ NEDİ R? TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Aşağıdaki sorularımın Orman ve Su İşleri Bakanı Sayın Veysel EROĞLU tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını bilgilerinize sunarım. Saygılarımla. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili Orman Genel Müdürlüğü, tarihli ve sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Orman Genel Müdürlüğü Personelinin Atama ve Yer Değiştirme Esaslarına İlişkin Yönetmelik kapsamında personelin görev yerlerini değiştirmektedir. Mevzuatın kamu yararı gereği, kurumdaki her personele eşit ve özel durumları mazeretleri göz önünde bulundurularak, hakkaniyetle uygulanması esastır. Yönetmelikten etkilenenler arasında sayman, orman muhafaza memuru, orman mühendisi, şube müdürü ve işletme müdür yardımcısı unvanlılarının da yer aldığı, toplam 1400 personel bulunmaktadır. Kendi istemi dışında gerçekleşen görev yeri değişikliği nedeniyle birçok kişi durumdan olumsuz etkilenmektedir. Yapılan bu uygulama personelin çalışmasına, verimliliğine olumsuz yansıyacak ormancılık; koruma, yangınla mücadele, orman zararlılarıyla mücadele, izin irtifak haklarının denetimi, orman kadastro ve planlama çalışmaları ve ormancılığın geliştirilmesi gibi birçok temel konu zarar görecektir Bu bağlamda; 1-) Orman Genel Müdürlüğü nde yapılan, personelin görev yeri değişikliğinin gerekçesi nedir? 2-) Yer değiştirme esaslarına bağlı olarak görev yeri değiştirilen personelin, bağlı oldukları sendikalar itibari ile sayısı ne kadardır? 3-)Yapılan yer değiştirmelerde personelin aile üyelerinin sağlık, eğitim mazeretleri ve daha önce hizmet verdikleri görev yerleri dikkate alınmakta mıdır? 4-) Rotasyon tüm personeli kapsamakta mıdır? Liyakat ölçüleri içerisinde uygulanmakta mıdır? 5-) Personel görev yeri tercihlerinde bulunabilmekte midir? Tüm personel görev yeri tercihlerini belirttikleri bilgi işlem sistemine açık ve şeffaf biçimde ulaşabilmekte midir? 172

181 6-) Tercihlerde görev yeri değişikliğine açık ve kapalı gösterilen yerler nerelerdir? Bu durum tüm personele eşit bir şekilde uygulanmakta mıdır? 7-) Yapılan rotasyon - görev yeri değişikliği nedeniyle yargıya intikal eden kaç dava vardır? 8-) Orman Genel Müdürlüğü bünyesinde kadrosu üzerlerinde olmalarına karşın, başka görevlerde tutulanların yerine vekâleten bu görevi yürüten kaç yönetici vardır? 41 Gün Sonra Yanıtlandı. TC. ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA İZMİR MİLLETVEKİLİ SAYİN BİRGÜL AYMAN GÜLER İN Esas No: 7/45477 TBMM ESAS SAYILI YAZİLİ SORU ÖNERGESİNE CEVABİ Cevaplar 1-8. Orman Genel Müdürlüğü Personelinin Atama ve Yer Değiştirme Esaslarına ilişkin Yönetmelik çerçevesinde Orman Genel Müdürlüğü personeline uygulanacak rotasyon tarihinde adresinden yayımlanmıştır. Rotasyon, Yönetmelikte belirtilen süreleri dolduran personel ile yer değişikliği talebinde bulunan personeli kapsamaktadır. Rotasyon işlemleri liyakat ölçüleri içerisinde uygulanmaktadır. Yapılan yer değiştirmelerde personelin-aile üyelerinin sağlık, eğitim mazeretleri ve daha önce hizmet verdikleri görev yerleri dikkate alınmaktadır. Hangi sendika üyesi olduğu dikkate alınmamaktadır. Orman Genel Müdürlüğü görevini, Genel Müdür Yardımcısı kadrosu üzerinde bulunan İsmail ÜZMEZ vekaleten yürütmektedir. Bilgilerinize arz ederim. Prof. Dr. Veysel EROĞLU Bakan 173

182 60- İ ZMİ R KUŞ CENNETİ YOK OLMASİN TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Aşağıdaki sorularımın Orman ve Su İşleri Bakanı Sayın Veysel EROĞLU tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını bilgilerinize sunarım. Saygılarımla. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili İzmir Kuş Cenneti barındırdığı kuş türleri, sulak alanları ve yaban hayatı ortamı ile Dünyanın sayılı yaşam alanlarından birisidir. Menemen Çiğli sınırları arasında sekiz bin hektarlık alanda yer alan kuş cenneti; 1. Derece Doğal SİT Alanı, Gediz Deltası Sulak Alanı, Yaban Hayatı Koruma Sahası ve Ramsar Sözleşmesi (Uluslararası Sulak Alanların Korunması Sözleşmesi) kapsamında bulunmaktadır. Türkiye de sadece İzmir Kuş Cenneti nin yaban hayatı koruma sahası olarak kabul edildiği havzada 300 e yakın kuş türü yaşam olanağı bulmaktadır. Aralarında nesli tehlikede olan yüzlerce kuş türünün barındığı ürediği beslendiği kuş cenneti ciddi sorun ve tehditlerle karşı karşıyadır. Gün geçtikçe kötüleşen sulak alan burada barınan türleri de olumsuz etkilemektedir. Özellikle sulak alandaki ada ve yarımadaların dalga hareketiyle aşınması ve yok olma tehlikesi burada hayat bulan türlerin neslini tehdit etmektedir. Sorun ertelemeksizin acil eylemlerin uygulamaya geçirilmesini zorunlu kılmaktadır. Konu doğal ve yaban hayatın korunması yanında gelecek kuşaklara yaşanabilir bir çevre bırakma görevi ile hareket edilmesini, sorumlu davranılmasını gerektirmektedir. Bu bağlamda; 1-) Bakanlığınızın İzmir Kuş Cenneti ni koruma ve geliştirme konusunda ne gibi çalışmaları bulunmaktadır? 2-) Bakanlığınız döneminde İzmir Kuş Cenneti ile ilgili yapılan çalışmalar ve bunlara ayrılan harcamaların tutarı ne kadardır? 3-) Kuş Cenneti ile ilgili olarak İzmir İİ Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu kararları nelerdir? Bu kararlar uygulamaya konulmuş mudur? Konulmadıysa nedenleri nelerdir? 4-) Kuş Cenneti nde, dalyandaki ada ve yarımadaların yok olmasını önlemeye yönelik herhangi bir çalışma yapılmakta mıdır? Yapılması planlanmakta mıdır? 5-) Bakanlığınızda İzmir Kuş Cenneti nin Milli Park statüsünde değerlendirilmesi gibi bir çalışma yapılmakta mıdır? Yapılması planlanmakta mıdır? 174

183 6-) Bakanlığınızın, İzmir Kuş Cenneti nin turizme kazandırılmasına yönelik herhangi bir çalışması bulunmakta mıdır? Yapmayı planlamayı düşünüyor musunuz? 175

184 42 Gün Sonra Yanıtlandı. TC ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA İZMİR MİLLETVEKİLİ SAYİN BİRGÜL AYMAN GÜLER İN Esas No: 7/46063 TBMM ESAS SAYILI YAZİLİ SORU ÖNERGESİNE CEVABİ CEVAP 1-6. İzmir Kuş Cenneti (Gediz Deltası) hektar büyüklüğünde olup hektarlık kısmı Ramsar Alanıdır. Alanın tamamı ayrıca 1. Derece Doğal Sit statüsündedir. Gediz Deltasının korunması için gerekli çalışmalar Bakanlığımca yürütülmektedir. Gediz Deltası Yönetim Planı tarihinde onaylanarak yürürlüğe girmiş olup yıllan arasında Deltanın korunması ve geliştirilmesi için yapılacak çalışmalar bu plan dâhilinde gerçekleştirilmektedir. Plan kapsamında başta Homa Dalyanının rehabilitasyonu olmak üzere birçok faaliyet bulunmaktadır. Bakanlığım tarafından Gediz Deltası'nın korunması ve iyileştirilmesine yönelik yapılan çalışmalar aşağıda belirtilmiştir: Gediz Deltası Yönetim Planı hazırlanarak uygulamaya konmuştur. Bakanlığımız ile İzmir Kuş Cennetini Koruma ve Geliştirme Birliği arasında protokol yapılarak alanın yönetiminde birlikte çalışmaya başlanmıştır. Gediz Deltası Ramsar Alanı ve Koruma Bölgeleri İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından onaylanan 1/ ölçekli Çevre Düzeni Planına işlenmiştir. Gediz Deltasında 5 yıldır, Menemen Sol Sahil Sulama Birliği'nden her yıl düzenli olarak tatlı su satın alınarak, deltaya su girişi sağlanmaktadır. Sulama Birliğinden alınan sulara ek olarak 2013 yılında alana daha fazla tatlısu girişi sağlanabilmesi için bölgede bulunan pompaj ve kanal sistemleri onarılarak çalıştırılmaya başlanmıştır. Bölgede bulunan kaçak balıkçı barakaları yıkılarak daha estetik ve düzenli balıkçı barınakları yapılmıştır. Alanın büyük çoğunluğu çitle çevrilerek yabancı hayvan ve insan girişi önlenmiştir. Alana giren başıboş köpekler her yıl düzenli olarak toplanmakta, kuluçka bölgelerine zarar vermesi önlenmektedir. Homa Dalyan ının doğal malzemeler ile rehabilite edilmesi sağlanmış, Dalyanın yok olmasının önüne geçilmiştir. İZSU'nun alanda atık çamurlarını depolamasının önüne geçilmiş olup, çamur çürütme ve kurutma tesisinin faaliyete geçmesini müteakip, alanda çamur depolama kalmayacaktır. Deltaya gelen ziyaretçilere daha iyi hizmet verebilecek bir ziyaretçi merkezine yönelik plan çalışmaları tamamlanmıştır. 176

185 Gediz Deltası'nda bulunan su kirliliğini önlemek maksadı ile Gediz Havzası Koruma Eylem Planı hazırlanarak uygulamaya aktarılmıştır. Eylem Planı kapsamında yapılan faaliyetler Bakanlığımca düzenli olarak takip edilmektedir. Gediz Deltası Biyolojik Çeşitlilik Araştırma ve Sulak Alan Yönetim Planı Revizyonu 2012 yılında tamamlanmıştır. Gediz Deltasında bulunan Çilazmak Dalyanının Restorasyonu için İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile çalışmalar devanı etmektedir. İzmir 2 Nolu Koruma Kurulu Gediz Dehasıyla alakalı olarak; tabii haliyle alanda bulunmaması gereken ve tabii yapıya zarar veren bitki türlerinin belirlenerek alandan uzaklaştırılması yönünde karar almış olup söz konusu karar Gediz Deltası Sulak Alan Yönetim Planında bir faaliyet olarak yer almaktadır. Gediz Deltası içerisinde bulunan dalyan, ada ve yarımadaların yok olmaması için Bakanlığım gerekli iyileştirme çalışmalarını yürütmektedir. Gediz Deltasının Milli Park olarak ilan edilmesi konusunda çalışmalar devam etmektedir. Delta, bölgede bulunan en önemli eko-turizm merkezlerinden birisidir. Her yıl Gediz Deltasını binlerce vatandaşımız kuş gözlemciliği yapmak üzere ziyaret etmektedir. Ayrıca Deltaya gelen vatandaşlarımıza daha iyi hizmet verebilmek için yeni bir ziyaretçi merkezinin yapılmasına yönelik çalışmalar devam etmektedir. Kırsal kalkınmayı temin maksadı ile yöre insanının içinde aktif olarak yer alacağı planlamalara yer verilerek, İzmir Kuş Cenneti'nin tanıtımı hız kazanacak, alan üzerindeki olumsuz baskılar azaltılacak, alana yönelik koruma faaliyetleri ön plana çıkacaktır. Prof. Dr. Veysel EROĞLU Bakan 177

186 61-SULAK ALANLARİMİZ TEHDİ T ALTİNDA TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Aşağıdaki sorularımın Orman ve Su İşleri Bakanı Sayın Veysel EROĞLU tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını bilgilerinize sunarım. Saygılarımla. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili Orman ve Su işleri Bakanlığı tarafından çıkarılan Sulak Alanların Korunması Hakkında Yönetmelik 4 Nisan 2014 tarihli, sayılı Resmi Gazete de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Ancak yönetmelik değişikliği, sulak alanlar ve biyoçeşitliliği çok zengin olan bu yaşam alanlarının daraltılması ve yok edilmesi tehlikelerini beraberinde getirmektedir. Basın yayın organlarına da konu olan düzenleme, kamuoyunda sulak alanlar ve akarsu çevreleri yapılaşmaya mı açılacak kuşkularını sorularını uyandırmaktadır. Yönetmelik, yasalar ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmış sulak alanlar ile buralardaki bitki ve hayvan türleri için bir tehdit konusudur. Kamuoyunun, doğal varlıklarımızın ve turizm değerlerimizin yok edilebileceği kaygısı dikkate alınmalı, telafisi mümkün olmayan sorunlara neden olabilecek bu düzenlemenin değiştirilmesi gerekmektedir. Bu bağlamda; 1-) Sulak alanların daraltılması ve yok edilmesine neden olabilecek böyle bir yönetmelik değişikliğinin nedenleri nedir? 2-) Sulak alanların yerli ve yabancı yatırımcıya tahsis edileceği duyumları doğru mudur? 3-) Ülkemizin, dört bir tarafında bulunan, çok zengin bir biyoçeşitliliği barındıran sulak alanlarla ilgili altına imza attığı anlaşmalar sözleşmeler hangileridir? 4-) Ülkemizde yasal ve uluslararası sözleşmeler ile koruma altına alınan kaç tane sulak alan bulunmaktadır? 5-) Ülkemizde hangi sulak alanlarda parselizasyon çalışması yapılmıştır - yapılmaktadır? Bunların miktarı ne kadardır? 6-) Sulak alanlar ve çevresinde, tescil harici yerlerde tescil çalışması yapılarak özelleştirme idaresi marifetiyle ihaleye çıkarılan alanlar nerelerdir? Satış süreci ne durumdadır? 7-) Yönetmeliğin iptaline ilişkin açılan dava var mıdır? Dava süreci ne aşamadadır? 178

187 67 Gün Sonra Yanıtlandı. TC ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA İZMİR MİLLETVEKİLİ SAYİN BİRGÜL AYMAN GÜLER İN Esas No: 7/47122 TBMM ESAS SAYILI YAZILI SORU ÖNERGESİNE CEVABİ CEVAP tarihli ve sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Sulak Alanların Korunması Yönetmeliğinde yapılan değişikliğin sebebi sulak alanların ektin korunması ve sulak alanların korunmasında katılımcılık ve yerelliğin geliştirilmesidir. Sulak Alan Komisyonunun alacağı ilke kararları kapsamında Bakanlığım Bölge Müdürlüklerince yönetileceklerdir. Öte yandan biyolojik çeşitlilik bakımından ulusal veya uluslararası öneme sahip sulak alanlarda ise yönetim yerelle birlikte Bakanlığım merkezinden yürütülmeye devam edecektir. Sulak alanların yerli veya yabancılara tahsis edilmesi söz konusu değildir. Yönetmelikte; sulak alanın kişi ve/veya kurumlara tahsis edilmesine yönelik hiçbir düzenleme yapılmamıştır. Ülkemiz 30 Aralık 1993 tarihinde Sulak Alanların Korunmasına Dair (Ramsar) Sözleşmesine taraf olmuş, Sözleşme 94/5434 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla tarih ve sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Ülkemizde bulunan sulak alanlar çeşitli koruma statüleri ile koruma altındadır. Korunan alan statüsündeki sulak alanlar; 15 adedi Milli Park 8 adedi Tabiatı Koruma Alanı 28 adedi Tabiat Parkı 12 adedi Özel Çevre Koruma Alanı 2 adedi Tabiat Anıtı 16 adedi Yaban Hayatı Geliştirme Sahası 1 adedi Yaban Hayatı Koruma Sahası 75 adedi Doğal Sit 14 adedi Ramsar Alanı Yukarıda sayıları verilen alanların bir kısmı milli park ve doğal sit gibi birden fazla koruma statüsüne sahiptir. Ayrıca Sulak Alanların Korunması Yönetmeliğinin iptaline ilişkin Bakanlığımıza ulaşmış bir dava dosyası bulunmamaktadır. Prof. Dr. Veysel EROĞLU Bakan 179

188 62-MEMLEKETİ N HER KO ŞESİ Nİ OCAK CEHENNEMİ NE ÇEVİ RDİ LER! TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Aşağıdaki sorularımın Orman ve Su İşleri Bakanı Sayın Veysel EROĞLU tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını bilgilerinize sunarım. Saygılarımla. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili İzmir de özel bir firma tarafından Bornova ve Buca sınırlarının kesiştiği Gökdere Mahallesi nde işletilmesi planlanan kil ocağı projesi, çevresinde yaşayan yurttaşlar ve doğal çevre açısından tehlikeler oluşturmaktadır. Özellikle ocaktan kalkan tozların rüzgarlarla taşınacağı Buca Kaynaklar ve Bornova Kökdere halkı bu durumdan olumsuz etkilenecektir. Bölge sakini yurttaşlarımız, topladıkları imzalarla başvurdukları mercilerden hiçbir sonuç alamamıştır. Maden İşleri Genel Müdürlüğü (MİGEM) tarafından bir firma adına ruhsat numaralı alanda ruhsatlandırılan 48 hektarlık alanın 11 hektarlık bölümünde planlanan kil ocağı, yerleşim yerlerine çok yakın mesafede bulunmaktadır. Açılacak kil ocağı Tahtalı Barajı uzak koruma mesafesinde olmasına karşın, barajı besleyen su kaynakları için tehdit oluşturacaktır. Ayrıca çıkan kilin, 18 km uzaklıktaki faaliyet sahibi firma tarafından işletilen çimento fabrikasına gönderilecek olması, nakliye sırasında da birçok riski beraberinde getirecektir. Planlanan kil ocağı sahasının tarım alanlarının bitişiğinde olması, en önemlisi de tamamen orman sahası içinde bulunması dolayısıyla açık Anayasa ihlalinin söz konusu olması konunun özenle ele alınmasını gerektirmektedir. Kil ocağı açılması izni verilen proje, halk sağlığı ve temiz bir çevre anlayışı temel alınarak, onarımı mümkün olmayan sonuçlar yaşanmadan durdurulmalıdır. Bu bağlamda; 1-) Açılması planlanan kil ocağı sahasının mülkiyeti kime aittir? İlgili firmaya hangi yıl, amaç ve koşullarda verilmiştir? 2-) Bakanlığınıza söz konusu yerde kil ocağı açılması başvurusu hangi tarihte ve hangi firma tarından yapılmıştır? Süreç ne şekilde işlemektedir? 3-) Yerleşim yerlerine bu kadar yakın mesafede bulunan, tarımsal faaliyet sahası ile iç içe, doğal SİT alanı bitişiğinde bir yere kil ocağı işletim izni verilmesinin gerekçeleri ne olabilir? 4-) Açılması planlanan kil ocağının Tahtalı Barajı uzak koruma mesafesinde olmasına karşın ocağın barajı besleyen su kaynaklarına etkileri değerlendirilmiş midir? 180

189 5-) İşletilecek kil ocağı nedeniyle kesilecek - kaybolacak ağaçların sayısı, yaşı, boyu ve türü nelerdir? Meşcere tipi nedir? 6-) Taş ve kil gibi malzemeler orman dışındaki alanlardan da temin edilebilirken, izin, yetki ve takdirlerinizi neden değişik tür ve yaşta binlerce ağacın kesileceği orman alanları - sahaları üzerinde kullanıyorsunuz? 7-) Söz konusu yerde ve işlemlerde; Devlet ormanlarının yok edilmesi daraltılması ile ilgili olarak; Anayasa nın 169. Maddesini ihlal eden sorumlu ve yetkililer hakkında ne gibi iş ve işlemler yapılacaktır? 181

190 76 Gün Sonra Yanıtlandı. TC ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA İZMİR MİLLETVEKİLİ SAYİN BİRGÜL AYMAN GÜLER İN Esas No: 7/47689 TBMM ESAS SAYILI YAZİLİ SORU ÖNERGESİNE CEVABİ CEVAP 1-7.İzmir in Bornova İlçesine bağlı Gökdere Mahallesinde tarihinde Bakanlığımızca İ-b grubu (kil) madeni işletmek üzere 31,114,18 m lik alanda tarihine kadar izin verilmiştir. Bunun dışında Bakanlığıma yapılan herhangi bir izin müracaatı bulunmamaktadır. Ormanlık alanlardaki izin müracaatları 6831 sayılı Orman Kanunu ve uygulama yönetmeliğine göre değerlendirilmektedir. Prof. Dr. Veysel EROĞLU Bakan 182

191 63- GO LCU K YAYLASİ ALTİN İ Çİ N GO ZDEN ÇİKARİLAMAZ TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Aşağıdaki sorularımın Çevre ve Şehircilik Bakanı Sayın İdris GÜLLÜCE tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını bilgilerinize sunarım. Saygılarımla. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili Ödemiş e bağlı Gölcük Yaylası Bozdağları üstünde, bin yüz metre yüksekliğinde doğal güzellikleri ile ünlü bir cennet köşesidir. Kış nüfusu 1500 olan Gölcük ün yaz aylarındaki nüfusu 20 binlere ulaşmaktadır. Ödemiş e 15 km. uzaklıktaki Gölcük kış aylarında kayak ve dağ turizmi bölgenin çekim merkezlerindendir. Yaz aylarında ise serin havası ve doğal güzellikleri yanında tarihi yerlere - eserlere olan yakınlığı ile yurt içi ve dışından gelenlere hizmet vermektedir. Ancak Ödemişliler, İzmir Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından özel bir firmaya, altın arama için ÇED başvurusuna verilen onayın tedirginliğini yaşamaktadır. Gölcük Gölü'nün bir kilometre güneyinde yer alan bölgede, özel bir firma tarafından çıkarılması istenilen altın madeni bölge için felaket anlamına gelecektir. Öncelikle altın madeni çıkarılması projelendirilen, İzmir Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından ÇED başvuru projesi kabul edilen saha Doğal SİT alanıdır. Açık ocak işletmesi ile çıkarılacak altın madeni sahası içerisinde kestane, zeytin, ceviz ve çam gibi yetişmiş ağaçların da yer aldığı binlerce ağaç yok olacaktır. Yine bu bölgede yapılan, ihraç ürünü olarak değerlendirilen iğne yapraklı fidancılık zarar görecektir. Söz konusu maden sahası, Ödemiş e içme suyu sağlayan kaynaklar için de tehdit unsurudur. Ayrıca maden alanı, aralarında antik çağlarda kurulmuş, bugüne kadar kesintisiz yaşamın sürdüğü Birgi Mahallesi ve Hypaipa kayıp kentindeki tarihi yerler - eserler için risk oluşturmaktadır. Çıkarılacak madenin Torbalı ya da 200 km uzaklıktaki Bergama ya taşınacağının belirtilmesi ayrı soru işaretlerini de beraberinde getirmektedir. Konunun bir felakete dönüşmeden yurttaşların ve kitle örgütlerinin görüşleri doğrultusunda çözüme kavuşturulması, öncelikle görev sahası Çevre olan Bakanlığınızın başat sorumluluğudur. 183

192 Bu bağlamda; 1-) Ödemiş te, Gölcük Gölü güneyinde altın arama başvurusu yapılan, İzmir Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından ÇED başvurusu uygun bulunan yerin mülkiyeti kime aittir? 2-) Açık ocak işletmesi ile çıkarılması projelendirilen maden sahasının alanı ne kadardır? 3-) Maden işletilmesi için açılacak yüzey alanının bitki dokusu; ağaç türü, yaşı ve sayısı konusunda her hangi bir çalışma var mıdır? Bunlar nelerdir? 4-)Madenin çıkarılması ve ayrıştırılması işlemlerinde siyanür kullanılacak mı? Kullanılacak yöntemler nelerdir? 5-) Basın yayın organlarına da konu olan madenin Torbalı ya da Bergama ya taşınıp oralarda işleneceği doğru mudur? Bu ağır yükü kaldırabilecek yol alt yapısı ya da bölgenin mevcut ulaşımını artıracak bir çalışma öngörülmekte midir? 7-) Açılacak maden ocağının Doğal SİT alanı içinde olduğu doğru mudur? Bölgenin bu özelliği nasıl değerlendirilmektedir? 8-) Altın madeni ocağının neden olacağı; doğaya, çevreye, turizme, tarihe vereceği zararları hangi önlemlerle karşılanacaktır? 9-) Altın madenin işletilme süresi ve ömrü ne kadardır? Elde edilecek gelir ne kadar hesap edilmiştir? Bu gelir neden olacağı zararları karşılayacak mıdır? 184

193 133 Gün Sonra Yanıtlandı. TC ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI Strateji Geliştirme Başkanlığı TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA İZMİR MİLLETVEKİLİ SAYİN BİRGÜL AYMAN GÜLER İN Esas No: 7/48160 TBMM ESAS SAYILI YAZİLİ SORU ÖNERGESİNE CEVABİ CEVAP: "İzmir İli Ödemiş İlçesi Gölcük Mahallesi'nde Koza Altın İşletmeleri A.Ş. tarafından yapılması planlanan "Altın Madeni Açık Ocak İşletmesi" ÇED Başvuru Dosyası e-çed ortamında Bakanlığımıza sunulmuş olup, Bakanlığımız ve İzmir Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğümüz internet sitesinde yer almaktadır. Söz konusu ÇED Başvuru Dosyası ÇED Yönetmeliğinin 8 inci maddesi kapsamında uygunluk açısından değerlendirilerek, ilgili kamu kurum ve kuruluşlardan inceleme değerlendirme komisyonu oluşturulmuştur. Yönetmeliğin 9 uncu maddesine göre; halkı yatırım hakkında bilgilendirmek, projeye ilişkin görüş ve önerilerini almak üzere, komisyonun kapsamı belirlemesinden önce "Halkın Katılım Toplantısı" gerçekleştirilmesine yönelik süreç başlatılmıştır. Damşman Firmanın, kurumlardan aldığı görüşler doğrultusunda projenin yeniden değerlendirilmesi amacıyla yapmış olduğu iptal talebi Bakanlığımızca uygun görülerek, "Halkın Katılım Toplantısı" yapılmadan, tarihinde proje iptal edilmiştir." İdris GÜLLÜCE Bakan 185

194 64- BONZAİ TOPLUMSAL Bİ R TEHLİ KENİ N KAYNAGİNA DO NU ŞMU ŞTU R! TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı Sayın Efkan ALA tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını bilgilerinize sunarım Saygılarımla. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili Ülkemizde 2011 yılında görülmeye başlayan, kullanımı artan bir hızla yayılan, pek çok ölümlü vakaya neden olan bonzai adlı uyuşturucu, toplumsal bir tehlike kaynağına dönüşmüştür. Çeşitli basın yayın organlarında, 2014 yılının ilk altı ayında bonzai adlı sentetik uyuşturucunun, en çok İstanbul da ve ikinci olarak da İzmir ilinde ele geçirildiği dile getirilmektedir. İzmir in uyuşturucu kaçakçılığında geçiş yolu olduğu iddiaları, bonzai ve diğer uyuşturucu maddelerle etkili bir biçimde mücadele edilmesi bakımından açık ve tam bir bilgilenme gereksinimi yaratmaktadır. Bu bağlamda; 1-) Son üç yılda Türkiye genelinde ele geçirilen bonzai uyuşturucu maddesi ne kadardır? 2-) Son üç yılda İzmir de ele geçirilen bonzai uyuşturucu maddesi ne kadardır? 3-) Son üç yılda ülke genelinde bonzai uyuşturucu maddesi nedeniyle kaç yurttaşımız yaşamını yitirmiştir? Ölenlerin illere göre dağılımı nedir? 4-) İzmir de son üç yılda bu madde nedeniyle yaşamını yitiren yurttaş sayısının ilçelere göre dağılımı nedir? 5-) İzmir de bonzai uyuşturucu kullandığı saptanarak hastane ya da rehabilitasyon merkezlerinde takibi devam eden vaka var mıdır? Varsa bunların sayısı nedir? 6-) İzmir Valiliği tarafından bonzai uyuşturucu maddesinin kullanımına ve yayılmasına karşı ne gibi çalışmalar yürütülmektedir? Bu çalışmalar hangi kurum ve kuruluşlarla birlikte sürdürülmektedir? Önümüzdeki döneme ilişkin eylem planı nedir? 186

195 187 YANITSIZ: Süresi İçinde Cevaplandırılmadığından Gelen Kağıtlarda Yayımlandı

196 65-U Nİ VERSİ TE HASTENELERİ NDEKİ HEMŞİ RE YETERSİ ZLİ G İ Nİ N NEDENİ NEDİ R? TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Aşağıdaki sorularımın Sağlık Bakanı Sayın Mehmet MÜEZZİNOĞLU tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını bilgilerinize sunarım. Saygılarımla. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili Türkiye nin en eski üniversitelerine sahip olan, başta Ege Bölgesi olmak üzere Türkiye nin hemen her yerinden gelen hastalara hizmet veren İzmir de, kamu üniversitesi hastanelerinde hemşire sıkıntısı yaşanmaktadır. Üniversite hastanelerindeki hemşire açığı nedeniyle acil ve poliklinik servisleri hizmet verememekte, hastalar İzmir den başka illere hastanelere taşınmak zorunda kalmaktadır. Üniversite hastanelerine verilmeyen hemşire kadroları en temel servislerin kapatılmasına, sağlık hizmetinin verilememesine neden olmaktadır. Üniversite hastanelerinde 4 B sözleşmeli statüsünde çalıştırılan hemşirelerin eş durumu mazereti ve görev yeri değişikliği gibi haklarının bulunmaması, ağır çalışma koşulları ve düşük ücretler hemşireleri görevi bırakmaya zorlamaktadır. Yine taşeron firma üzerinden alınan, çalıştırılan hemşireler sağlık sektörünün kanayan yarası olmaya devam etmektedir. Ayrıca kamu üniversitesi hastanelerinde çalışan personel ücretlerinin genel bütçeden karşılanmaması üniversitelerin gerekli ve yeterli bilimsel çalışma yapmasına da engel olmaktadır. Konunun temel kamu sağlığı olması - sorunların artarak sürmesi sıkıntılara çözüm bulunmasını ve konuya açıklık getirilmesini zorunlu kılmaktadır. Bu bağlamda; 1-) Ülkemizde kaç tane üniversite hastanesi bulunmaktadır? Bunların kaçı kamu üniversitelerine kaçı özel üniversitelere bağlıdır? 2-) Kamu üniversite hastanelerinde kaç hemşire çalışmaktadır? Bunlar hangi tip kadro ile çalışmaktadır? 3-) İzmir de kamu üniversitesi hastanelerinde çalıştırılan hemşire sayısı ne kadardır? Bunların kadro statüsü nedir? 188

197 4-) İzmir de son bir yılda kamu üniversitesi hastanelerinden başka illere hastanelere taşınan hasta sayısı ne kadardır? İzmir den gönderilme nedenleri nedir? 5-) Son beş yılda kamu üniversitesi hastanelerinden ayrılan hemşire sayısı ne kadardır? Bunların statüleri ve ayrılma gerekçeleri nedir? 6-) Son beş yılda kamu üniversitesi hastanelerine verilen hemşire kadrosu sayısı ne kadardır? 7-) Kamu üniversitesi hastanelerinde taşeron firma üzerinden alınan istihdam edilen hemşire sayısı ne kadardır? 8-) Kamu üniversitesi hastanelerinde hemşire personel sıkıntısı nedeniyle son bir yılda kapatılan servis sayısı kaçtır? 9-) Ülkemizde bir hemşireye kaç hasta düşmektedir? Dünyada genel kabul gören ortalama hasta hemşire oranı kaçtır? YANITSIZ: Süresi İçinde Cevaplandırılmadığından Gelen Kağıtlarda Yayımlandı 189

198 66- BAYRAKLİ ENTEGRE SAG LİK KAMPU SU TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAKANLIĞINA Aşağıdaki sorularımın Sağlık Bakanı Sayın Mehmet MÜEZZİNOĞLU tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını bilgilerine sunarım. Saygılarımla. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili İzmir Bayraklı Entegre Sağlık Kampusü nün temeli, 30 Mart yerel seçimleri öncesinde Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu tarafından atılmıştır. İçerisinde yedi hastane ve sosyal tesis yapımının planlandığı kampüsün, toplam 2060 yatağa sahip olacağı ve kamu - özel ortaklığı ile yapılacağı belirtilmiştir. Yerel seçimler öncesi temeli atılan hastane inşaatında, aradan geçen altı ay süresinde hiçbir işlemin yapılmaması yurttaşları hayal kırıklığına uğratmıştır. Önemli bir sağlık hizmetinin karşılanacağına inanılan bu bütünleşmiş kampüs yapımına bir çivi bile çakılmamasını kamuoyu şüphe ile karşılamaktadır. Yapılanların 30 Mart yerel seçimleri öncesi göstermelik bir tören olduğunu düşünen yurttaşlar konunun aydınlatılmasını, halka vaat edilen sözlerin yerine getirilmesini beklemektedir. Bu bağlamda; 1-)İhale sözleşmesinde hastane yapımının başlayacağı; tamamlanacağı ve hizmete gireceği tarihler nelerdir? 2-)Hastanenin yapılacağı yerin büyüklüğü ne kadardır? Yer kime aittir? Burada hastane yapımı ile ilgili gerekli inşaat izinleri alınmış mıdır? 3-)Hastane yapımını hangi firmalar, hangi koşullarla almıştır? YANITSIZ: Süresi İçinde Cevaplandırılmadığından Gelen Kağıtlarda Yayımlandı 190

199 67-BERGAMA YERLİ TAHTACİ MAHALLESİ NDE RUHSATSİZ ALTİN ARAMASİ Mİ YAPİLİYOR? TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Aşağıdaki sorularımın Başbakan Yardımcısı Sayın Ali BABACAN tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını bilgilerinize sunarım. Saygılarımla. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili Basın yayın organlarında Bergama Yerli Tahtacı Mahallesi nde bir firma tarafından altın arama çalışmaları yapıldığı haberleri Bölge halkı başta olmak üzere çevreci tüm yurttaşlar tedirgindir. Basında çıkan haberler, bölgede altın arama ruhsatı süresi Şubat 2014 te sona eren bir şirketin Yerli Tahtacı Mahallesi nde mevzuata aykırı iş ve işlemler yaptığını göstermektedir. Mevzuatta ruhsat alanı dahilinde, madencilik faaliyetleri veya bu faaliyetlere bağlı tüm tesisler için verilen izinlerin süresi maden ruhsat süresi kadardır hükmü belirtilirken söz konusu şirketin alanı ve sınırı belli olamayan bir yer için ÇED toplantısı düzenlemesi kuşkular yaratmıştır. Yapılmak istenen ÇED toplantısı çevre halkının tepkisi üzerine gerçekleştirilmemiş, İzmir Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü yetkilileri tarafından toplantı halkın bilgilendirme istememesi üzerine sonlandırılmıştır şeklinde tutanak tutularak kayıt altına alınmıştır. KOZA ALTİN İŞLETMELERİ A.Ş. nin 16 Eylül 2014 tarihinde Kamuoyu Aydınlatma Platformuna gönderdiği bilgilendirmede Madencilik mevzuatına göre alınmış ve ruhsat hukuku devam eden bir ruhsatı bulunmaktadır. Halkın Katılımı toplantısı Çevre Mevzuatına uygun bir şekilde tarihinde yapılmış ve mevzuatın bütün gerekleri yerine getirilmiştir denilmiştir. Bu durum hem halkın hem de borsanın ve yatırımcıların yanlış ve eksik bilgilerle yanıltılması anlamına gelmektedir. Konu insan, çevre, hukuk ve ekonomi yönleri ile ivedilikle açıklık getirilmesi gerekli bir soruna dönüşmüştür. Bu bağlamda; 1-)Bergama Yerli Tahtacı Mahallesi nde altın arama ruhsatına sahip ya da ruhsat süresi uzatılan firma var mıdır? Varsa hangi firmaya, ruhsat başlangıç ve bitiş tarihleri ne olarak verilmiştir? 2-)Maden arama ruhsatı olmayan bir firmanın ÇED toplantısı düzenleme yetkisi ve hakkı var mıdır? Söz konusu olayla ilgili adı geçen firmaya ne gibi yaptırımlar uygulanacaktır? 3-)Yerli Tahtacılar Mahallesi nde ruhsatı olmadığı halde ÇED toplantısı yaptığını iddia eden firmanın iş ve işlemlerinin sonucu nedir? 191

200 4-)KOZA ALTİN İŞLETMELERİ A.Ş. nin, 16 Eylül 2014 tarihinde Kamuoyu Aydınlatma Platformuna gönderdiği bilgiler teyit edilmiş midir? 5-)Bir firmanın eksik ve yanlış bilgilerle Kamuoyu Aydınlatma Platformuna yaptığı açıklamaların yaptırımı nedir? Ne gibi cezai işlemler uygulanır? YANITSIZ: Süresi İçinde Cevaplandırılmadığından Gelen Kağıtlarda Yayımlandı 192

201 68- ÇEŞME RU ZGA R ENERJİ SANTRALLERİ TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Aşağıdaki sorularımın Başbakan Sayın Ahmet DAVUTOĞLU tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını bilgilerinize sunarım. Saygılarımla. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili İzmir in Çeşme Yarımadası, doğal ve ekonomik öneme sahip endemik türlerin yanı sıra, kuş göç yolları üzerinde bulunmaktadır. Yarımadada halkın itirazına ve kamulaştırmanın iptali davalarında verilen yürütmeyi durdurma kararlarına karşın rüzgar enerji santrallerinin yapımı devam etmektedir. 1. ve 2. derece Doğal Sit Alanı olarak tanımlanan, mutlak koruma bölgesi ve yapı yasağı olan bölgede devam eden santral yapımı çalışmaları, hukuk dışı yürütülmektedir. Bölgede yatırım yapan şirketler için ayrı ayrı ÇED gerekli değildir kararı ile çevre sorunları ve hukuksuzluklar sıradanlaşmaktadır. Acele kamulaştırma yoluyla el konulmaya çalışılan özel mülkler değerinin çok altında satın alınmakta, binlerce dönüm arazi tarımsal ve ekonomik değerini kaybetmektedir. Bölgedeki yatırımcılardan ABK Çeşme RES A.Ş., kamulaştırma işlemleri bitmeden ve tescil işlemleri gerçekleşmeden, tapuda kişilerin adına kayıtlı özel mülkleri işgal etmiş, yollar açmış, tonlarca hafriyat dökmüştür. Tüm yasal hak arama girişimlerine rağmen, anayasa tarafından koruma altında olan özel mülkiyet hakları devlet yetkilileri tarafından korunmamıştır. Şirket, üretim lisansına konu olan tüm inşaat öncesi yasal izin ve süreçleri tamamlamadan temel inşaatlarını bitirmiş, şalt merkezi binalarını yapmıştır. 1. derece doğal sit alanında olan şantiye sahasına aynı şirket tarafından prefabrik binalarının altına hukuka aykırı bir şekilde ve belediye izni alınmaksızın yüzlerce metrekarelik beton su basmanı yapılmıştır. Konu temel haklar, çevrenin korunması, halk sağlığı ve bölgenin turizm değerleri açısından büyük bir soruna neden olmaktadır. 193

202 Bu bağlamda; 1-) Bölgede rüzgar santrali yapımı konusunda, kamulaştırmalara ilişkin mahkemelerin yürütmeyi durdurma kararlarının uygulanmama nedeni nedir? İlgililer - yetkililer hakkında herhangi bir soruşturma açılmış mıdır? Yapmayı planlıyor musunuz? 2-) Çeşme de kaç adet rüzgar enerji türbini vardır - kurulacaktır? 3-) Kurulacak santrallerden elde edilecek enerjinin, Türkiye nin toplam enerji üretimindeki miktarı ve ekonomik değeri ne olacaktır? 4-) Rüzgar santrali inşaatını yapan firmaların gerekli inşaat ruhsatı var mıdır? 5-) Yarımadada rüzgar enerji santrali yapımı konusunda lisans alan başka firma bulunmakta mıdır? 6-) Santral yapımı sırasında; özel mülkiyete tecavüzler, izinsiz ve hukuka aykırı iş ve işlemler yapanlar hakkında herhangi bir yasal işlem yapılmakta mıdır? 7-) ABK Çeşme RES A.Ş. Bilmer İnşaat A.Ş. ve taşeron hafriyat şirketlerinin hukuk dışı uygulamaları ile ilgili şikayet başvurusu yapılmış mıdır? Kaç şikayet başvurusu vardır? Bu şikayetlerin sonucu ne aşamadadır? 8-) Çeşme de halkın karşı çıkmalarına rağmen, hukuksuzluklarla devam eden rüzgar santralleri yapımını, 62. Hükümet Programında açıkladığınız Yaşanabilir Mekanlar ve Çevre ve İleri demokrasi başlıkları çerçevesinde nasıl değerlendiriyorsunuz? YANITSIZ: Süresi İçinde Cevaplandırılmadığından Gelen Kağıtlarda Yayımlandı 194

203 69- NE MUTLU TU RKU M Dİ YENE TABELASİ NEDEN KALDİRİLDİ? TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı Sayın Efkan ALA tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını bilgilerinize sunarım. Saygılarımla. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili Yazılı ve görsel basında, sosyal medyada Çüngüş (Diyarbakır) Belediyesi nde Ne Mutlu Türküm Diyene tabelasının kaldırılma kararı geniş bir şekilde yer almaktadır. Haber tepki ve üzüntüye neden olmuştur. Tabelanın Belediye binasında yer aldığı, kaldırılmasına Çüngüş Belediye Meclisi tarafından karar verildiği haberleriyle ilgili olarak, kamu vicdanının rahatlaması bakımından konuya açıklık getirilmesi gerekmektedir. Bu bağlamda; 1-) Söz konusu Belediye de Meclisi kararı ile Ne Mutlu Türküm Diyene tabelası belediyeden kaldırılmış mıdır? 2-) Kaldırılan tabela nerede yer alıyordu? 3-)Tabelanın asılması Meclis kararıyla mı olmuştur? Bu karar ne zaman alınmıştır? 4-)Bu tür uygulamalar, asma kaldırma işlemleri, belediye meclis kararı gerektirmekte midir? 5-) Tabelanın kaldırılma nedeni herhangi bir şikayet sonucu mudur? Öyle ise şikayet sahibi ve gerekçesi nedir? 6-) Şikayet söz konusu değilse, karar gündeme hangi resmi makam ya da kurul tarafından getirilmiştir? Gerekçesi nedir? 7-)Kararın Belediye Meclisi nde öneri ve kabul ediliş süreci nasıl gerçekleştirilmiştir? YANITSIZ: Süresi İçinde Cevaplandırılmadığından Gelen Kağıtlarda Yayımlandı 195

204 70-Bİ NLERCE Çİ FTÇİ Mİ Z NEDEN MAG DUR? TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Aşağıdaki sorularımın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Faruk ÇELİK tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını bilgilerinize sunarım. Saygılarımla. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili Kamuoyunda torba tasarı olarak bilinen, İş Kanunu ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı geçen yasama yılında yasalaşarak yürürlüğe girdi. SGK ve Bağ-Kur borçlarının yeniden yapılandırmasını da kapsayan Kanun on binlerce çiftçimizi yakından ilgilendirmektedir. SGK - Bağ-Kur borçlarının yeniden yapılandırılması için yapılan düzenlemede, çiftçilerimize Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından değişik gerekçelerle güçlük çıkarıldığı ve binlerce çiftçinin yapılandırma olanağından yararlanamadığı şikayetleri gelmektedir. Çoğunluğu kadın üreticilerimizin oluşturduğu tevkifatları sigortalılıklarına başlangıç saydırarak borç yapılandırması yoluyla emeklilik hakkından yararlanmak isteyen çiftçilerimiz SGK engeli ile karşılaşmaktadırlar. Çiftçilerin ürün satışından Bağ-Kur tevkifatı kesintisi uygulaması 1994 yılında başlamıştır tarihinde başlayan tarımsal ürünlerden Bağ-Kur tevkifatı uygulamasında evli durumda olan kadınlar aile reisi olmamasına rağmen Bağ-Kur tevkifatı yapılmıştır. Özellikle tütün, şeker pancarı vb. gibi kotalı ürünlerde; oda kaydı aile reisinin üzerine yapılmıştır. Tarladan çıkacak ürün kota nedeniyle iki ya da daha fazla koçan düzenlenerek evin kadını ya da diğer bireyleri üzerinden gösterilerek ürün satışından tevkifat kesintisi yapılmış, koçan sahibi Bağ-Kur lu yapılmıştır. Medeni Kanunda yapılan değişiklikle erkeğin aile reisliği kavramının 2001 yılında ortadan kaldırılmasından sonra aile reisi olmayan kadınlara sigortalı olma yolu açılmıştır. Bu durunda sorun, ancak tevkifat kesintisi yapılan kadın çiftçilerimizin kesinti yapıldığı tarihten itibaren oda kaydının da yapıldığı kabul edilerek çözülebilir. Üreticiden tevkifat yapılmışsa sigortalılık iradesi gösterilmiştir görüşü temel alınarak çoğunluğu kadın yurttaşlarımızdan oluşan hak sahiplerinin sigortalı olma ve geriye dönük borç yapılandırılmasından yararlandırılması sağlanmalıdır. Sorunun bu yönde çözümü kamu vicdanı ve eşitlik ilkesi gereğidir. 196

205 Bu bağlamda; 1-) Uygulamaya başlandığından bugüne tevkifat kesintisi ile Bağ-Kur lu olan, sigortalılıklarına başlangıç saydıran kaç kişi ya da çiftçi vardır? 2-) Tevkifat kesintisi yapılan yurttaşlardan ne kadarı emeklilik başvurusu yapmıştır? Bunlardan ne kadarı emekliliğe hak kazanmıştır? 3-) Tevkifat kesintisi ile Bağ-Kur lu yapılan çiftçilerden kesinti ödentisi yerine, SGK tarafından tapu kaydı ve kira sözleşmesi istenmesinin nedeni nedir? Ülkemizde kadastro çalışmaları tamamlanmış mıdır? 4-) Halihazırda Anadolu nun çoğu köylerinde tarla kiralamaları geleneksel yöntemlerle yapılırken, SGK nın borçlandırma yapılandırma isteklerini çiftçiden geçmişe dönük kira senedi ya da sözleşme belgesi istemesinin pratikte geçerliliği var mıdır? Bu durum gerçek hak sahiplerini, sahte belgeler hazırlamak suretiyle hileye teşvik etmez mi? 5-) SGK, Bağ-Kur kesintisi yapılan emeklilik başvuruları kabul edilmeyen kaç kişi tarafından mahkemeye verilmiştir? Davaların sonucu ne durumdadır? 6-) Bakanlığınızca, konunun sorunun çözümü ile ilgili yürütülen bir çalışma var mıdır? Yapmayı planlıyor musunuz? 61 Gün Sonra Yanıtlandı. TC ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA İZMİR MİLLETVEKİLİ SAYİN BİRGÜL AYMAN GÜLER İN Esas No: 7/57609 TBMM ESAS SAYILI YAZİLİ SORU ÖNERGESİNE CEVABİ Cevap /10/1983 tarih ve sayılı Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe giren Mülga 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunun 2 nci maddesi kapsamına girenler aynı Kanunun 7 nci maddesine göre üç ay içinde Kuruma başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Bu Kanuna göre sigortalı sayılanlardan sigortalılık kapsamına girdikleri tarihten itibaren üç ay içinde Kuruma başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmayanların tescil işlemleri bu Kanunun 9 uncu maddesi gereğince Kurumca re'sen yapılarak, sigortalılıkları mülga 2926 sayılı 197

206 Kanunun 5 inci maddesine göre re'sen tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlatılmaktadır. Mülga 2926 sayılı Kanunun 2 nci maddesine göre sigortalı sayıldıkları halde, aynı Kanunun 7 nci maddesinde öngörülen üç aylık süre içinde Kuruma kayıt ve tescilini yaptırmayan sigortalıların tescil işlemleri, bu Kanunun 9 uncu maddesine göre Kurumca re'sen yapılmakta ve sigortalıların hak ve yükümlülükleri de kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlamaktadır. Ancak, Mülga 2926 sayılı Kanunun 2 nci maddesine göre sigortalı sayıldıkları halde Kuruma kayıt ve tescilleri yapılmamış ve sattıkları ürün bedellerinden 1/4/1994 tarihinden itibaren prim tevkifatı yapılan çiftçilerin, tevkifatın yapıldığını gösteren belgeleri de eklemek suretiyle Kuruma yazılı talepte bulunmaları halinde, tevkifat tutarının Kurum hesaplarına intikal etmesi şartıyla, tevkifat yapılan tarihi takip eden aybaşından itibaren sigortalılıkları başlatılır. Sigortalılıkları bu şekilde başlatılan çiftçilerin tarımsal faaliyetlerini devam ettirmeleri koşuluyla, sigortalılıkları devam ettirilir. Tarımsal faaliyetin tespitinde ziraat odası kayıtları esas alınır. Ziraat odası kaydı olmaması halinde, tevkifata esas ürüne ilişkin kamu kurum ve kuruluşlarının, meslek kuruluşlarının, kooperatif veya birliklerin, kayıtları esas alınır. Sigortalının Kurumca re'sen tescili yapılmış ise, sigortalılık tevkifatın yapıldığı tarihi takip eden aybaşından itibaren başlatılır. Bu itibarla, Mülga 2926 sayılı Kanun kapsamında bulunduğu halde Kuruma kayıt ve tescilini yaptırmayan ve kendilerinden tevkifat yapılan çiftçilerin tevkifat yapıldığını gösteren belgeleri de eklemek suretiyle tevkifata istinaden sigortalılıklarının başlatılması için Kuruma yazılı talepte bulunmaları halinde, tevkifat tutarının Kurum hesaplarına intikal etmesi şartıyla, tevkifatın yapıldığı tarihi takip eden aybaşından itibaren sigortalılıklarının başlatılması, tarımsal faaliyetlerinin devam etmesi halinde sigortalılıklarının devam ettirilmesi, tarımsal faaliyetinin tespitinde ise ziraat odası kayıtlarının, ziraat odası kaydı bulunmayanların ise tevkifata esas ürüne ilişkin kamu kurum ve kuruluşlarının, meslek kuruluşlarının, kooperatif veya birliklerin kayıtlarının esas alınması, belirtilen kurum ve kuruluş kayıtlarının bulunmaması halinde ise sattığı ürünü elde ettiği alana ilişkin tapu kayıtlarının da tescile ilişkin kayıt olarak esas alınması ve esas alınan bu kayıtların sona ermesi halinde ise sigortalılıklarının da aynı tarih itibarıyla sona erdirilmesi 22/02/2013 tarihli ye 2013/11 sayılı Genelge hükümlerine göre gerekmektedir. Dava ve Mütalaa Programı üzerinden yapılan sorgulamalarda, programda davalar tasnife tabi tutulurken belirlenen konu başlıkları arasında SGK/Bağ-Kur kesintisi yapılarak emeklilik başvurusu kabul edilmeyen ve bu nedenle dava açanlara ilişkin ayrı bir başlık bulunmadığından tarım tevkifat konu başlığı esas alınarak veriler derlenmiştir. Buna göre; tarım tevkifat konulu davalara ilişkin erişilebilen veriler esas alındığında; Kuruma karşı açılan dava sayısının 247 olduğu, bu davalardan 21'inin derdest olduğu, sonuçlanmış olan davaların 23'ünün reddedildiği, 168'inin kabul edildiği, 27'sinin kısmi kabul kısmi ret ile sonuçlandığı, 1 davacının açmış olduğu davasından feragat ettiği, 5 davanın açılmamış sayıldığı, 2 davada da mahkemenin görevsizlik kararı vermiş olduğu tespit edilmiştir. Faruk ÇELİK Bakan 198

207 71-TTİP SU RECİ YLE İ LGİ Lİ OLARAK U LKEMİ ZDE YAPİLAN ÇALİŞMALAR NELERDİ R? TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Aşağıdaki sorularımın Ekonomi Bakanı Nihat ZEYBEKÇİ tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını ilgilerinize sunarım. Saygılarımla, Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili ABD ve AB arasında, Transatlantic Trade and Investment Partnership, kısa adıyla TTİP görüşmeleri sürmektedir. Basında, Ekonomi Bakanı Nihat ZEYBEKÇİ nin TTİP in ticari ve siyasi entegrasyon süreci olduğunu söylediği, bu süreçte Türkiye nin yer alması için girişimlerde bulunulduğu, ABD, AB ve Türkiye üçlü görüşmesi talep edildiği, bunun 2014 Eylül ayında Brüksel, İtalya ya da İstanbul da gerçekleştirileceği bilgilerini verdiği yer almıştır. Yalnızca ticari değil aynı zamanda siyasi bir bütünleşme süreci söz konusu edildiğine göre, yalnızca iş dünyasını değil aynı zamanda tüm toplumu doğrudan ilgilendiren böyle bir konuda kamuoyunun bilgilendirilmemesi önemli bir eksikliktir. Türkiye nin hem iktisadi hem sosyopolitik çıkarlarını doğrudan ilgilendiren bu süreçle ilgili olarak bürokratik çalışmaların neler olduğu ve hangi aşamada bulunduğu gün ışığına kavuşturulmalıdır. Bu çerçevede; 1-)TTİP görüşmeleri süreciyle ilgili olarak ülkemizde yapılan çalışmalar nelerdir? Yürütülen teknik ve siyasi ortak çalışmalar nelerdir? 2-)Türkiye TTİP e katıldığı takdirde, bunun ülke ekonomisi üzerinde yaratacağı olumlu ve olumsuz etkiler analize tabi tutulmuş mudur? Etki analizi kamuoyu bilgisine açılacak mıdır? 3-)TTİP gerçekleşir ve Türkiye TTİP e dahil olmazsa Amerikan mallarının Türkiye ye gümrüksüz gireceği, bu pazarlarda Türk mallarına yüzde 40 vergi uygulanacağı doğru mudur? Bu sonuç nereden kaynaklanmaktadır? 4-)TTİP süreci, Türkiye nin AB ile Gümrük Birliği Anlaşması nın kurallarını ve sonuçlarını değiştirme etkisine sahip midir? 5-)TTİP süreciyle ilgili olarak, Türkiye nin AB ile Gümrük Birliği Anlaşması nda herhangi bir değişiklik yapılması düşünülmekte midir? 6-)Türkiye ABD arasında herhangi bir Serbest Ticaret Anlaşması yapılması düşünülmekte midir? Böyle bir girişim var mıdır? 199

208 7-)TTIP, ABD-AB tarafından dünya ticaretini etkileyecek yeni kurallar getirilmesi anlamına gelmektedir. Bu durumda mal-hizmet standartlarının bu merkezce belirlenmesi ve vergi kurallarının tek taraflı olarak değiştirilmesi beklenmektedir. Söz konusu gelişmeye ilişkin olarak ne tür önlemler alınması düşünülmektedir? 8-)AB yurttaşları, TTİP görüşmelerinin hukukun üstünlüğü, adalet, haksız rekabet, iş kayıpları, büyük iş gruplarının doğrudan etkisi, sürecin gizli yürütülmesi, kamu hizmetlerinde geri dönülmez serbestleştirme ve özelleştirme gibi sonuçlar yaratacağı gerekçesiyle durdurulması için çeşitli ve sürekli protesto gösterileri yapmaktadır. Bu gerçek göz önünde bulundurularak, Türkiye nin bu özelliklere sahip bir anlaşma çerçevesinden karlı çıkacağına ilişkin göstergeler nelerdir? 200

209 49 Gün Sonra Yanıtlandı. TC EKONOMİ BAKANLIĞI TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA İZMİR MİLLETVEKİLİ SAYİN BİRGÜL AYMAN GÜLER İN Esas No: 7/60157 TBMM ESAS SAYILI YAZİLİ SORU ÖNERGESİNE CEVABİ Dünya GSYİH'nın %47'sini ve küresel ticaret akışının %30'unu gerçekleştiren Avrupa Birliği (AB) ile Amerika Birleşik Devletleri (ABD) arasında Serbest Ticaret Anlaşması (STA) unsurunu da içeren kapsamlı bir Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTİP) tesis edilmesine yönelik müzakereler 2013 yılı Temmuz ayında başlatılmış, bugüne kadar sekiz tur müzakere gerçekleştirilmiştir. Söz konusu sürece paralel şekilde, gerek AB ile mevcut Gümrük Birliğimizin (GB) hukuki bir sonucu olarak AB'nin üçüncü ülkeler ile akdettiği STA" lamı üstlenilmesi kapsamında, gerekse ABD ile "Model Ortaklık" ilişkimizin ekonomik boyutunun ihtiyaç duyduğu hukuki ve somut mekanizmaya yanıt olması bakımından ülkemiz de ABD ile STA akdedilmesi yönündeki somut iradesini ve kararlılığını hem siyasi hem de teknik seviyede en üst düzeyde ortaya koymuş bulunmaktadır. Türkiye'nin TTİP'e yönelik talepleri çerçevesinde Türkiye ile ABD arasında ihdas edilmiş olan Yüksek Düzeyli Komite, alt komitelerin kurulması ile teknik çalışmalarına başlamış bulunmaktadır. Halihazırda bahse konu Komite, Bakanlar düzeyinde iki toplantı gerçekleştirmiştir. Türkiye'nin TTİP'in bir parçası olması durumunda; ülkemiz ihracatçıları ABD pazarında AB'li rakipleri ile eşit rekabet koşullarına ve bu pazara avantajlı şartlarda girme imkanına sahip olacaktır. Ayrıca, ABD mallarının AB üzerinden vergisiz olarak ülkemize girmesi ihtimali» bir başka deyişle trafik sapması önlenmiş olacaktır. İlaveten, ABD ile muhtemel bir STA, ABD kaynaklı doğrudan yatırımların geliştirilmesine ivme kazandırabilecektir. 21. yüzyılın ticaret kurallarının belirleneceği bu Anlaşma'ya paralel bir STA'nın ABD ile gerçekleştirilmesi yoluyla ülkemiz, iki blok arasında tesis edilecek mal ve hizmet ticareti alanındaki yüksek standartlara en basından taraf olacak ve bu durum, GB'nin yarattığı etkiye benzer bir biçimde, ülkemizin küresel ekonomideki rekabet gücüne olumlu bir katkı sağlayacaktır. Türkiye'nin ABD ile paralel bir STA imzalaması, TTİP sürecinin dışında kalması ya da Anlaşmanın nihai haline katılım sağlaması durumlarının ülkemiz ekonomisi üzerine etkilerini inceleyen bir etki analizi çalışması bağımsız bir kuruluş tarafından sürdürülmektedir. 201

210 Türkiye'nin TTİP'e dahil olmaması ve ABD mallarının AB üzerinden gümrüksüz olarak ülkemize girmesi durumunda Türkiye'nin Gümrük Birliği Kararından kaynaklanan telafi edici vergi uygulama hakkı bulunmaktadır. Söz konusu uygulama ile ABD mallarının ülkemize gümrüksüz girişi engellenebilecektir. Türkiye menşeli mallara yönelik olarak ise %40 vergi uygulaması söz konusu değildir. TTİP sürecinin Türkiye'nin AB ile mevcut GB ilişkisinin kurallarını ve sonuçlarını değiştirme etkisi yoktur. Ülkemizin TTİP süreci dışında kalması riski, GB'nin mevcut sorunlarını daha belirgin hale getiren unsurlardan biri olması nedeniyle, GB'nin güncellenmesi sürecinde önem arz etmektedir. Bununla birlikte, GB'nin güncellenmesi gerekliliğinin, bizatihi TTİP sürecinin kendisinden kaynaklandığını söylemek mümkün değildir. GB bundan 20 yıl önce, AB'ye tam üyelik sürecinin bir aşaması olarak geçici bir süre için tasarlanmıştır. Türkiye'nin AB'ye uyum sağladığı ancak, karar alma süreçlerinin dışında tutulduğu bir yapı söz konusudur. GB'nin güncellenmesi çalışmaları bu temel sorunların giderilmesine yöneliktir. GB, tercihli ticaret anlaşmalarının eş zamanlı bir şekilde üstlenilmesi için bağlayıcı bir mekanizma da içermemektedir fakat Türkiye'nin TTİP sürecine katılımının sağlanması STA'ların eş zamanlı üstlenilmesi bağlamında gündemdedir. Nihat ZEYBEKÇİ Ekonomi Bakanı 202

211 72- O DEMİ ŞLİ PATATES U RETİ Cİ LERİ Nİ N MAG DURİ YETİ TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Aşağıdaki sorularımın Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Sayın Mehmet Mehdi EKER tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını bilgilerinize sunarım. Saygılarımla. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili Küçük Menderes Havzası nın en büyük ilçesi olan, tarım hayvancılık ve buna bağlı ticaretin temel gelir geçim kaynağını oluşturduğu Ödemiş, ülkemiz patates üretiminin en önemli merkezlerinden biridir. Ödemişte yaklaşık aile patates üretimi yapmaktadır. Geçtiğimiz günlerde yaşanan aşırı soğuk ve don olayı nedeniyle, 15 bin dekarlık bir alanda güz dönemi patates üretiminin yapıldığı ilçede, patatesler hasat edilemeden çürümüştür. Ödemiş başta olmak üzere çevre ilçelerle birlikte yaklaşık 60 bin ton patates zarar görmüştür. Üretici hasat edemediği patatesin büyük bir bölümünü kaybetmiştir. Vatandaşlar, bir yıllık harcamasını karşılayacak ürünün gelirinden olduğu gibi, giderlerini karşılayamamanın çaresizliği içinde bulunmaktadır. Binlerce çiftçimizin mağduriyetlerinin giderilmesi Tarım Kredi Kooperatifi, Ziraat Bankası kredileri ile elektrik, su vb. borçları uygun koşullarda yapılandırılmalı; önümüzdeki dönem tarımsal faaliyetinin koşulları sağlanmalıdır. Bu bağlamda; 1-)Don olayı nedeniyle mağduriyet yaşayan çiftçilerimizin zararlarının tespitine yönelik herhangi bir çalışma yapılmış mıdır? Yapmayı düşünüyor musunuz? 2-)Mağdur olan patates üreticisinin ne kadarı tarımsal sigorta güvencesi kapsamındadır? Mağduriyetin giderilmesinde sigortalı sigortasız ayrımı yapmadan tüm üreticileri güvence altına alacak bir çalışma yapılmakta mıdır? 3-)Ödemişli patates üreticilerinin Tarım Kredi Kooperatifi ve Ziraat Bankası ndan kullandıkları kredileri faizsiz ve uygun ödeme koşulu ile yapılandırmaya yönelik bir çalışma var mıdır? Yapmayı planlıyor musunuz? 4-) Çiftçilerin patates üretiminde kullandığı elektrik, su vb. giderlerin borçlarının faizsiz ve uygun ödeme koşullarında ertelenmesi konusunda bir çalışma var mıdır? 203

212 5-) Mağdur olan patates üreticisine, önümüzdeki döneme yönelik tarımsal faaliyetlerini sağlayacak gübre, tohum, ilaç, mazot vb. alanlarda ne gibi destek sağlamayı planlıyorsunuz? 204

213 51Gün Sonra Yanıtlandı. TC GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Strateji Geliştirme Başkanlığı TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA İZMİR MİLLETVEKİLİ SAYİN BİRGÜL AYMAN GÜLER İN Esas No: 7/60173 TBMM ESAS SAYILI YAZİLİ SORU ÖNERGESİNE CEVABİ CEVAP ) Bakanlığımız İzmir İl Müdürlüğünün yaptığı tespitlere göre; İzmir İli Ödemiş İlçesinde Ocak 2015 tarihlerinde meydana gelen don olayı sonrasında patates ekili alanların değişen oranlarda etkilendiği görülmüştür. Tarla ürünlerinde don riski tarım sigortalan teminatı altında olmayıp, 2090 Sayılı Tabu Afetlerden Zarar Gören Çiftçilere Yapılacak Yardımlar Hakkındaki Kanun kapsamında işlem yapılmaktadır. Konu ile ilgili il ve ilçe hasar tespit komisyonu çalışmaları halen devam etmektedir. Bakanlık olarak, ülkemizde 1 Ocak 2015 tarihinden itibaren meydana gelen tüm doğal afetlerden etkilenen üreticilerimizin, tarımsal kredi borçlarının ertelenmesi için, Hazine Müsteşarlığı nezdinde girişimde bulunulmuştur. Bakanlık olarak, 2014 yılı patates ürünü için üreticilerimize; 4,60 TL/da mazot desteği, 6 TL/da gübre desteği, 2,50 TL/da toprak analiz desteği, 40 TL/da yurtiçi sertifikalı tohumluk kullanım desteği, 0,08 TL/kg yurtiçi sertifikalı tohum üretim desteği ve 10 TL/da organik tarım desteği verilmektedir. Konuya ilişkin Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği Genel Müdürlüğümden alınan cevabi bilgiler aşağıda ver almaktadır. Tarım Kredi Kooperatifleri ortaklarının tarımsal kredi borçlarının ertelenmesi, yürürlüğe konulan Kanun ve/veya Kararnamelerle Kurumumuza verilen görevler doğrultusunda yapılmaktadır. Tarım Kredi Kooperatiflerince, icra takibinde olan ortaklarımız da dahil olmak üzere, Kooperatiflerimize vadesi geçen borçlarım ödeme istek ve gayreti içerisinde olan ortaklarımıza, borçlarım ödeyebilmelerini teminen kolaylıklar sağlanmaktadır tarihi itibariyle takip hesaplarında borcu bulunan ortaklar ve borçla ilgililerin (kefiller, varisler, teminat borçluları vb.), tarihine kadar müracaat etmeleri halinde, alacağın idari takipteki krediler hesabına aktarıldığı tarihten ödeme tarihine kadar temerrüt faiz oranı yerine ilgili dönemlerde geçerli normal faiz oram üzerinden basit usulde faiz uygulanmak suretiyle indirim sağlanarak hesaplanan yeni borçlarını, defaten ve/veya taksitli olarak ödeme imkanı sağlanmıştır. 205

214 Tarım Kredi Kooperatifleri ortaklarının kooperatiflere olan borçlarının en az % 25'ini peşin ödemeleri kaydıyla, kalan borçları için gelecek ürün hasat dönemine kadar 1 yılı geçmeyecek şekilde bir veya birden fazla taksitle ödeme imkânı sağlanabilmektedir. Tarım Kredi Kooperatifleri ortaklarının kooperatiflere olan vadesi geçen borçlarının asgari %60'ını ödemeleri kaydıyla, kalan kısmı için yeni kredi kullandırılarak borçlarına mahsup edilebilmektedir. Konuyla ilgili T.C. Ziraat Bankası A.S.'den alman cevabi görüş aşağıda ver almaktadır: 2013/5199 ve 2014/6355 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnameleri dahilinde ile tarihleri arasında meydana gelen çeşitli afetler nedeniyle ekilişleri, ürünleri, hayvan varlıkları, tesisleri veya seraları en az %30 oranında zarar gören ve bu durumları il veya ilçe hasar tespit komisyonlarınca belirlenen gerçek ve tüzel kişi üreticilerin Bankamıza ve Tarım Kredi Kooperatiflerine olan sübvansiyonlu (indirimli faizli) tarımsal kredi borçlan erteleme kapsamına alınmaktadır. Diğer taraftan, üreticilerimizin kredilerinin yeniden yapılandırılmasına yönelik olarak, Bankalarca Kredilerin ve Diğer Alacakların Niteliklerinin Belirlenmesi ve Bunlar îçin Ayrılacak Karşılıklara İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik ve diğer bankacılık mevzuatı dikkate alınarak gerekli kolaylıklar sağlanmaktadır. Mehmet Mehdi EKER Bakan 206

215 73- O ZGECAN İN KATLİ DEVLET KUSURUDUR TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Aşağıdaki sorularımın Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Sayın Lütfü ELVAN tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını bilgilerinize sunarım. Saygılarımla. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili Geçtiğimiz günlerde, minibüsle yaptığı yolculuk sırasında minibüs şoförü tarafından hunharca katledilen üniversite öğrencisi Özgecan Arslan olayı, özel sektörce yürütülen toplu taşıma sisteminin güvenilirliğini büyük bir kuşku ve endişe gölgesi altında bırakmıştır. Özel sektör tarafından yürütülen taksicilik - minibüsçülük - halk otobüsçülüğü, toplu taşımacılık kapsamında temel bir ihtiyacı karşılamaktadır. Açıktır ki, kent içi - dışı toplu taşımada özel sektörün gördüğü işler, niteliği bakımından "kamu hizmetidir. Nitekim kent-içi taşımacılığın belediyelere verilmiş bir imtiyaz yetkisi olarak tanımlanmış olması, hizmetin bu niteliği sonucudur. Kent-içi taşımacılık standartlarını belirlemek, mülki ve mahalli yönetimleri bu standartlar temelinde çalışmakla yükümlü kılmak, idari olarak merkezi yönetimin ve siyasal olarak hükümetin görevidir. Kamu hizmetleri, Anayasa da emredilen eşitlik ilkesi gereğince, ülkenin her bölgesinde ve yerel biriminde, hizmetin görülmesi mülki ya da mahalli yönetim birimlerine verilmiş olsa da, aynı temel standartlara göre yürütülmelidir. Bunun başında hizmet süresince can ve mal güvenliğinin sağlanması, hizmete tüm yurttaşların eşitçe erişmesinin ve hizmetin ihtiyaca uygun nitelikli biçimde sunumunun güvence altına alınması ilkeleri gelir. 30 Mart 2014 yerel seçimlerinden başlanarak, ülkemizde nüfusun dörtte üçünü kapsayan 30 ilimiz büyükşehir belediyesine dönüştürülmüştür. Bu illerin büyük bir bölümü, gerçekte bütünleşik bir kent yerleşmesi özelliği göstermemektedir. Kırsal kentsel yerleşmeler tek birim haline getirilmiş, ancak bu düzenlemeye kadar şehirlerarası taşımacılık temelinde yürütülen hizmetlerin kent-içi taşımacılık olarak nasıl düzenleneceği konusu üzerinde hiçbir uyarlama ve hazırlık yapılmamıştır. Özel sektörce yürütülen bir kamu hizmeti sırasında yaşanan vahşetin nedenlerini kişisel suçlar a yükleyip, olayı adi cinayet vakası olarak kapatmak mümkün değildir. Bu olayın adi cinayet vakası bölümü, büyük bir soruna göstergedir. Göstergenin gündeme getirdiği sorun, bir kamu hizmeti olan toplu taşıma işinde devletin merkezi mülki mahalli yönetim birimlerinin planlama, kural-standart, denetim, yaptırım görevlerini yerine getirme bakımından var olan sistem ve uygulama bozukluklarıdır. 207

216 Mevcut durumda var olan merkezi standart ve sorumlu kurum boşluğu, büyükşehir belediyeciliğinde illeri kaplayan yeni modelin hazırlıksız biçimde uygulamaya koyulmasıyla, Özgecan Arslan ın vahşice katledilmesinde yaşadığımız gibi, ortaya büyük bir devlet kusuru çıkarmıştır. Kent-içi toplu taşımacılık, münferit eksikliklerin saptanmasıyla yetinmeyen kapsamlı bir yeniden yapılandırmaya konu edilmelidir. Bu bağlamda; 1-) Özgecan Aslan ın hunharca katli bir adi cinayet vakası olarak soruşturulmanın ötesinde, bu hizmeti ihale ederek katil ve katillere kamu hizmeti görme yetkisi veren kurumları kapsayan bir idari suç soruşturmasına konu edilmiş midir? Bu çerçevede yapılan işlemler nelerdir? 2-)Ülkemizde son beş yılda toplu taşıma hizmetinde, minibüs sürücülerinin hizmet sırasında karıştığı kaç olay meydana gelmiştir? Olaylara karışan minibüs sürücülerinin işledikleri suça göre sayısal dağılımı nedir? 3-)Minibüsler için hatlarda çalışacak araçların sayısı, güzergahlar, duraklar, hareket-varış saatleri ve sürücü çalışma saatleri kimler tarafından belirlenmektedir? Bunun denetimi ve sorumluluğu kime aittir? 4-) Hizmetteki minibüslerin güzergah dışı seyirleri olağan mıdır? Değilse, izleme nasıl yapılmaktadır? Bu tür keyfilikleri önleyecek teknolojik izleme yapmayı amaçlayan düzenleme çalışmaları var mıdır? 5-) Sektörde çalışan minibüs sürücülerinin adli sicil kayıtları süreli denetime bağlı mıdır? Bağlıysa, hangi aralıklarla ve hangi kurum tarafından gerçekleştirilmektedir? 6-)Minibüs sürücüleri, hizmet sırasında taşıtlarını herhangi bir başka kişiye verip kullandırma durumunda suç işlemiş sayılmakta mıdır? Böyle bir keyfiliğin yaptırımı nedir? 7-) Minibüslerde sürücü olarak görev yapacak kimselerin mesleki yeterlikleri hangi kurum ya da kuruluş tarafından belirlenmektedir? Bu görevleri üstlenecek olanların ayrı bir sınav ya da denetim sistemi var mıdır? Bu koşullar işe başlangıç sonrası dönemlerde de süreli olarak kontrol edilmekte midir? 9-) Belediyelerin toplu taşımacılıktaki imtiyaz yetkilerini kullanarak yaptıkları ihale sisteminde standart ve kurallar belediyelerin kendileri tarafından mı belirlenmektedir? Uymakla yükümlü oldukları bir tip-ihale çerçevesi var mıdır? İŞLEMDE 26 Şubat 2015 den beri. 208

217 74-TTİP SU RECİ NDE AB YURTTAŞLARİ ENDİ ŞELİ YKEN, TU RKİ YE Nİ N BU ANLAŞMADAN KARİ NE OLACAK? TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Aşağıdaki sorularımın Avrupa Birliği Bakanı Volkan BOZKİR tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını ilgilerinize sunarım. Saygılarımla. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili ABD ve AB arasında, Transatlantic Trade and Investment Partnership, kısa adıyla TTIP görüşmeleri sürmektedir. Topluluk ile ABD arasında Serbest Ticaret Anlaşmasını öngören düzenleme, AB ye üyelik müzakerelerini sürdüren Türkiye için de büyük önem taşımaktadır. TTİP, görüşmeleri, AB yurttaşları tarafından endişeyle karşılanmakta, görüşmelerin kamuoyuna kapalı yürütülmesine karşı eleştiriler Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nde dava açılmasına varmış bulunmaktadır. Bu görüşmeler bizim için, AB için olduğundan daha da büyük bir önem taşımaktadır. Türkiye nin AB üyesi olmaması ve bu yapıya Gümrük Birliği anlaşmasıyla eklenmiş olması, TTİP görüşmelerinin önemini farklı bir biçimde artırmıştır. Hükümetin, Türkiye nin TTİP anlaşması içinde yer almaya karar vermiş olduğu, süreçle ilgili çeşitli temas ve çalışmalar içinde olduğu görülmektedir. Ancak AB ülkelerinde olduğu gibi, Türkiye de de bu tercih ve çalışmalara ilişkin bilgilendirme eksikliği vardır. Türkiye nin hem iktisadi hem sosyo-politik çıkarlarını doğrudan ilgilendiren bu süreçle ilgili olarak bürokratik çalışmaların neler olduğu ve hangi aşamada bulunduğu gün ışığına kavuşturulmalıdır. 209

218 Bu bağlamda; 1-) Türkiye nin TTİP kapsamında yer alması gerektiği yönündeki siyasal tercih, ne zaman ve hangi kurum tarafından yapılmıştır? Bu tercihi karara bağlayan herhangi bir prensip kararı alınmış mıdır? 2-) Ülkemizin TTİP dışında kalması durumunda, Türkiye ekonomisi üzerine etkilerini araştıran ve inceleyen bir çalışma yapılmış mıdır? Yapıldıysa hangi kurum/kim tarafından ve ne zaman yapılmıştır? Sonucu nedir? 3-) AB yurttaşları, TTİP görüşmelerinin hukukun üstünlüğü, adalet, haksız rekabet, iş kayıpları, büyük iş gruplarının doğrudan etkisi, sürecin gizli yürütülmesi, kamu hizmetlerinde geri dönülmez serbestleştirme ve özelleştirme gibi sonuçlar yaratacağı gerekçesiyle durdurulması için çeşitli ve sürekli protesto gösterileri yapmaktadır. Bu gerçek göz önünde bulundurularak, Türkiye nin bu özelliklere sahip bir anlaşma çerçevesinden karlı çıkacağına ilişkin göstergeler nelerdir? 4-) TTİP in yürürlüğe girmesi durumunda, Türkiye nin Gümrük Birliği Anlaşmasının varlığı nedeniyle nasıl etkileneceğini açıklığa kavuşturan çalışmalar yapılmış mıdır? Bu tür çalışmalar var ise nelerdir? 5-) TTİP in uygulamaya girmesi durumunda, Gümrük Birliği Anlaşmasında, Türkiye pazarının ABD mallarına sıfır gümrükle açılmasına karşı önleyici ve telafi edici düzenleme olanakları var mıdır? Bunlar nedir, ne şekilde uygulanır? Konu hakkında ayrı bir çalışma yapılmakta mıdır? 6-) Türkiye AB arasında TTİP e yönelik talepler çerçevesini görüşmek amacıyla herhangi bir komite ya da benzeri bir mekanizma kurulmuş mudur? Kurulmuş ise ne tür çalışmalar yürütmektedir? 7-) Basında, Türkiye ABD arasında, iki ülke arasındaki ticareti serbestleştirmek amacıyla Yüksek Düzeyli Çalışma Komitesi kurulduğu, bu komitenin Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği Anlaşması bulunması dolayısıyla, TTİP in Türkiye üzerindeki etkilerini değerlendirmek ile de görevli olduğu bilgisi yer almaktadır. Adı geçen Komite nin belirtilen konuya ilişkin olarak ulaştığı sonuçlar nelerdir? 8-) TTİP Anlaşmasının Türkiye nin taleplerinin dikkate alınmaksızın yürürlüğe girmesi durumunda Bakanlığınız Hükümetiniz ne gibi önlemler alacaktır? Bu konuda atılacak siyasal ve teknik adımlar ne olacaktır? İŞLEMDE 13 Mart 2015 den beri. 210

219 ARAŞTIRMA ÖNERGESİ 75- TOPLU ULAŞİM ALANİNDA YAŞANAN SORUNLAR TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Şehir - içi toplu taşıma sektöründe yurttaşların can güvenliğini tehdide varmış olan sorunların araştırılması; merkezi, mülki, mahalli yönetim kademlerinde alınması gereken önlemlerin, temel hizmet kurallarıyla standartların belirlenmesi amacıyla, Anayasa nın 98, Meclis İçtüzüğü nün 104 ve 105 maddeleri gereği, Şehir içi Toplu Taşımacılıkta Yapı, Örgütlenme ve Hizmet Sunumu Sistemi Araştırma Komisyonu kurulmasını bilgilerinize sunarız. Saygılarımızla. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili 211

220 GEREKÇE 11 Şubat 2015 günü Tarsus ta, minibüsle yaptığı yolculuk sırasında minibüs şoförü tarafından hunharca katledilen üniversite öğrencisi Özgecan Arslan olayı, özel sektörce yürütülen toplu taşıma sisteminin güvenilirliğini büyük bir kuşku ve endişe gölgesi altında bırakmıştır. Yaşanan bu ve benzeri olaylar kadına şiddet ya da adi cinayet vakası ötesinde, toplu ulaşım alanında yaşanan sorunlara da can alıcı bir şekilde işaret etmektedir. Değişik zamanlarda, yurdun pek çok yerinde, akla gelebilecek her türden suç haberine konusu olan toplu ulaşım araç sürücülerinin karıştığı olaylar toplumsal travmaya yol açmaktadır. Kamuoyu vicdanını yaralayan bu olaylar; sorunun hangi boyutta olduğu; nereden kaynaklandığı soruları kapsamlı bir şekilde el alınmalıdır. Bu nedenle Meclis in Şehir içi Toplu Taşımacılıkta Yapı, Örgütlenme ve Hizmet Sunumu Sistemi Araştırma Komisyonu kurması, konunun mevzuat ve uygulama alanları boşluk bırakmaksızın araştırma için harekete geçmesi gerekmektedir. Özel sektör tarafından yürütülen taksicilik - minibüsçülük - halk otobüsçülüğü, toplu ulaşım kapsamında temel bir ihtiyacı karşılamaktadır. Açıktır ki, kent içi - dışı toplu ulaşımda özel sektörün gördüğü işler, niteliği bakımından "kamu hizmetidir. Nitekim kent-içi ulaşımın belediyelere verilmiş bir imtiyaz yetkisi olarak tanımlanmış olması, hizmetin bu niteliği sonucudur. Kent-içi ulaşım standartlarını belirlemek, mülki ve mahalli yönetimleri bu standartlar temelinde çalışmakla yükümlü kılmak, idari olarak merkezi yönetimin ve siyasal olarak hükümetin görevidir. Kamu hizmetleri, Anayasa da emredilen eşitlik ilkesi gereğince, ülkenin her bölgesinde ve yerel biriminde, hizmetin görülmesi mülki ya da mahalli yönetim birimlerine verilmiş olsa da, aynı temel standartlara göre yürütülmelidir. Bunun başında hizmet süresince can ve mal güvenliğinin sağlanması, hizmete tüm yurttaşların eşitçe erişmesinin ve hizmetin ihtiyaca uygun nitelikli biçimde sunumunun güvence altına alınması ilkeleri gelir. 30 Mart 2014 yerel seçimlerinden başlanarak, ülkemizde nüfusun dörtte üçünü kapsayan 30 ilimiz büyükşehir belediyesine dönüştürülmüştür. Bu illerin büyük bir bölümü, gerçekte bütünleşik bir kent yerleşmesi özelliği göstermemektedir. Kırsal kentsel yerleşmeler tek birim haline getirilmiş, ancak bu düzenlemeye kadar şehirlerarası taşımacılık temelinde yürütülen hizmetlerin kent-içi taşımacılık olarak nasıl düzenleneceği konusu üzerinde hiçbir uyarlama ve hazırlık yapılmamıştır. İŞLEMDE 16 Mart 2015 den beri. 212

221 İZMİR İLİ ve İLÇELERİ 213

Prof. Dr. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili TBMM SORU ÖNERGELERİ

Prof. Dr. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili TBMM SORU ÖNERGELERİ Prof. Dr. Birgül AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili TBMM SORU ÖNERGELERİ 2011-2013 İÇİNDEKİLER SUNUŞ ---------------------------------------------------------------------------------------------------- 1

Detaylı

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BİRGÜL AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ 2011 2013 SORU ÖNERGELERİ Ankara, Temmuz 2013 KİTAP HAKKINDA Bu kitap, çoğaltılarak İzmir CHP İl Başkanlığı ve ilçe başkanlıklarının bilgi

Detaylı

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ 2015 SORU ÖNERGELERİ

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ 2015 SORU ÖNERGELERİ BİRGÜL AYMAN GÜLER Bağımsız İzmir Milletvekili TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ 2015 SORU ÖNERGELERİ Ankara, Ocak 2015 KİTAP HAKKINDA Bu kitap, TBMM Soru Önergeleri başlıklı çoğaltma kitabın üçüncü cildidir.

Detaylı

YAZI İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜNÜN 01.01.2003 TARİHİNDEN 31,12,2003 TARİHİNE AİT ÇALIŞMALARI

YAZI İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜNÜN 01.01.2003 TARİHİNDEN 31,12,2003 TARİHİNE AİT ÇALIŞMALARI YAZI İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜNÜN 01.01.2003 TARİHİNDEN 31,12,2003 TARİHİNE AİT ÇALIŞMALARI Belediyemiz Yazı İşleri Müdürlüğünün 01.01.2003 tarihinden 31,12,2003 tarihine kadar olan çalışmaları başlıklar halinde

Detaylı

SIRA SAYISI: 425 TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

SIRA SAYISI: 425 TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ YASAMA DÖNEMİ YASAMA YILI 26 2 SIRA SAYISI: 425 674 Sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (1/760) ve İçtüzük ün 128

Detaylı

SIRA SAYISI: 417 TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

SIRA SAYISI: 417 TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ YASAMA DÖNEMİ YASAMA YILI 26 1 SIRA SAYISI: 417 668 Sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler ile Bazı Kurum ve Kuruluşlara Dair Düzenleme Yapılması Hakkında

Detaylı

OCAK 2012 FAALİYET RAPORU. Prof.Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

OCAK 2012 FAALİYET RAPORU. Prof.Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili OCAK 2012 FAALİYET RAPORU Prof.Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili CHP İL-İLÇE ÖRGÜTLERİ, BELEDİYELER VE KÖYLERE YÖNELİK YAPILAN ÇALIŞMALAR 1. Yenice Belde Belediye Başkanı Ali Kuru yu makamında ziyaret

Detaylı

T.C. İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI

T.C. İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI T.C. İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI İMAR VE ŞEHİRCİLİK DAİRESİ BAŞKANLIĞI ZEMİN İNCELEME ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNERGE BİRİNCİ BÖLÜM Genel Hükümler Amaç ve kapsam MADDE

Detaylı

FEN İŞLERİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI ALTYAPI KOORDİNASYON ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ TEŞKİLAT YAPISI VE ÇALIŞMA ESASLARINA DAİR YÖNERGE

FEN İŞLERİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI ALTYAPI KOORDİNASYON ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ TEŞKİLAT YAPISI VE ÇALIŞMA ESASLARINA DAİR YÖNERGE FEN İŞLERİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI ALTYAPI KOORDİNASYON ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ TEŞKİLAT YAPISI VE ÇALIŞMA ESASLARINA DAİR YÖNERGE BİRİNCİ BÖLÜM AMAÇ, KAPSAM, HUKUKİ DAYANAK ve TANIMLAR Amaç Madde 1- Bu yönergenin amacı;

Detaylı

Resmî Gazete Sayı : 29361

Resmî Gazete Sayı : 29361 20 Mayıs 2015 ÇARŞAMBA Resmî Gazete Sayı : 29361 TEBLİĞ Orman ve Su İşleri Bakanlığından: HAVZA YÖNETİM HEYETLERİNİN TEŞEKKÜLÜ, GÖREVLERİ, ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA TEBLİĞ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam,

Detaylı

UYUŞTURUCU İLE MÜCADELE İL KURULLARININ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI

UYUŞTURUCU İLE MÜCADELE İL KURULLARININ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI UYUŞTURUCU İLE MÜCADELE İL KURULLARININ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI 1. Amaç Uyuşturucu ile Mücadele İl Kurullarının amacı, uyuşturucu ile mücadele sürecinde mevcut durumu tespit etmek ve hazırlanan eylem

Detaylı

T.C. ESKİŞEHİR TEPEBAŞI BELEDİYESİ İMAR VE ŞEHİRCİLİK MÜDÜRLÜĞÜ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARINA DAİR YÖNETMELİK

T.C. ESKİŞEHİR TEPEBAŞI BELEDİYESİ İMAR VE ŞEHİRCİLİK MÜDÜRLÜĞÜ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARINA DAİR YÖNETMELİK TEPEBAŞI BELEDİYE MECLİSİNİN 08.10.2014 TARİH VE 159 SAYILI MECLİS KARARI İLE KABUL EDİLMİŞTİR. T.C. ESKİŞEHİR TEPEBAŞI BELEDİYESİ İMAR VE ŞEHİRCİLİK MÜDÜRLÜĞÜ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARINA DAİR YÖNETMELİK

Detaylı

T.C. ESKİŞEHİR TEPEBAŞI BELEDİYESİ YAPI KONTROL MÜDÜRLÜĞÜ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARINA DAİR YÖNETMELİK

T.C. ESKİŞEHİR TEPEBAŞI BELEDİYESİ YAPI KONTROL MÜDÜRLÜĞÜ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARINA DAİR YÖNETMELİK TEPEBAŞI BELEDİYE MECLİSİNİN 08.10.2014 TARİH VE 159 SAYILI MECLİS KARARI İLE KABUL EDİLMİŞTİR. T.C. ESKİŞEHİR TEPEBAŞI BELEDİYESİ YAPI KONTROL MÜDÜRLÜĞÜ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARINA DAİR YÖNETMELİK BİRİNCİ

Detaylı

6728 SAYILI KANUN İLE MUHTASAR VE PRİM HİZMET BEYANNAMESİ UYGULAMAYA KONULMUŞTUR.

6728 SAYILI KANUN İLE MUHTASAR VE PRİM HİZMET BEYANNAMESİ UYGULAMAYA KONULMUŞTUR. Sirküler Rapor Mevzuat 09.08.2016/96-1 6728 SAYILI KANUN İLE MUHTASAR VE PRİM HİZMET BEYANNAMESİ UYGULAMAYA KONULMUŞTUR. 6728 sayılı Kanun ile Sosyal Güvenlik Kurumu na verilmesi gereken aylık prim ve

Detaylı

T.C. ÇANAKKALE BELEDİYESİ. BASIN, YAYIN ve HALKLA İLİŞKİLER MÜDÜRLÜĞÜ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNERGE BİRİNCİ BÖLÜM

T.C. ÇANAKKALE BELEDİYESİ. BASIN, YAYIN ve HALKLA İLİŞKİLER MÜDÜRLÜĞÜ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNERGE BİRİNCİ BÖLÜM T.C. ÇANAKKALE BELEDİYESİ BASIN, YAYIN ve HALKLA İLİŞKİLER MÜDÜRLÜĞÜ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNERGE BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 - (1) Bu yönergenin amacı, Basın

Detaylı

T.C. ANTAKYA BELEDİYE BAŞKANLIĞI KENTSEL DÖNÜŞÜM MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV, YETKİ, SORUMLULUK, ÇALIŞMA USUL VE ESASLARINA İLİŞKİN YÖNETMELİK

T.C. ANTAKYA BELEDİYE BAŞKANLIĞI KENTSEL DÖNÜŞÜM MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV, YETKİ, SORUMLULUK, ÇALIŞMA USUL VE ESASLARINA İLİŞKİN YÖNETMELİK T.C. ANTAKYA BELEDİYE BAŞKANLIĞI KENTSEL DÖNÜŞÜM MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV, YETKİ, SORUMLULUK, ÇALIŞMA USUL VE ESASLARINA İLİŞKİN YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar ve Kuruluş İlkeleri Amaç

Detaylı

/ 47 ARA KARAR NOLU 2016 YILI HESİN HESAB İLE İLGİLİ RAPORUN GÖRÜŞÜLMESİ

/ 47 ARA KARAR NOLU 2016 YILI HESİN HESAB İLE İLGİLİ RAPORUN GÖRÜŞÜLMESİ TOPLANTI TARİHİ 02.05.2017 KARAR NO 57 BÜTÇE KOMİSYON BAŞKANLIĞI 19-20-27.04.2017/ 47 ARA KARAR NOLU 2016 YILI HESİN HESAB İLE İLGİLİ RAPORUN GÖRÜŞÜLMESİ 04.04.2017 tarih ve 47 nolu Meclis Kararı ile Plan

Detaylı

ERTÜRK YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK VE BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş./74

ERTÜRK YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK VE BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş./74 10.08.2016/Çarşamba ERTÜRK YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK VE BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş./74 Konu: 6728 SAYILI KANUN İLE MUHTASAR VE PRİM HİZMET BEYANNAMESİ UYGULAMAYA KONULMUŞTUR. 6728 sayılı Yatırım Ortamının İyileştirilmesi

Detaylı

ÖZEL ÖĞRETİM KURUMU AÇILIŞ REHBERİ ÖZEL ÖĞRETİM KURUMU AÇILIŞ REHBERİ AHİLER KALKINMA AJANSI AHİLER KALKINMA AJANSI 1

ÖZEL ÖĞRETİM KURUMU AÇILIŞ REHBERİ ÖZEL ÖĞRETİM KURUMU AÇILIŞ REHBERİ AHİLER KALKINMA AJANSI AHİLER KALKINMA AJANSI 1 ÖZEL ÖĞRETİM KURUMU AÇILIŞ REHBERİ AHİLER KALKINMA AJANSI AHİLER KALKINMA AJANSI 1 ÖZEL ÖĞRETİM KURUMU AÇILIŞ REHBERİ 1 GEREKLİ FORM, BELGE, RAPOR ve İZİN İŞLEMLERİ 2 3 BAŞVURU İŞLEMİ EVRAK VE BİNA İNCELEME

Detaylı

T.C İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ ZABITA DAİRE BAŞKANLIĞI ZABITA DESTEK HİZMETLERİ ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ

T.C İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ ZABITA DAİRE BAŞKANLIĞI ZABITA DESTEK HİZMETLERİ ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ T.C İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ ZABITA DAİRE BAŞKANLIĞI ZABITA DESTEK HİZMETLERİ ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç ve kapsam MADDE 1 -

Detaylı

T.C. BALÇOVA BELEDİYESİ MECLİS KARARI

T.C. BALÇOVA BELEDİYESİ MECLİS KARARI T.C. BALÇOVA BELEDİYESİ MECLİS KARARI TARİH : 08/09/2017 BİRLEŞİM NO : 1 OTURUM NO : 1 KARAR NO : 55 Belediye Meclisi, Eylül ayı toplantısının 1 inci birleşim ve 1 inci oturumunda görüşülmesine geçilen

Detaylı

ÇOCUK KORUMA KORUYUCU TEDBİRLER KOORDİNASYON KURULU TOPLANTISI

ÇOCUK KORUMA KORUYUCU TEDBİRLER KOORDİNASYON KURULU TOPLANTISI ÇOCUK KORUMA KORUYUCU TEDBİRLER KOORDİNASYON KURULU TOPLANTISI KOORDİNATÖR KURULUŞ : Başbakanlığın 20.04.1963 tarih ve DPT Müst.nıın 3031-3-63/1972, Sayılı Genelgeleri. 18.10.2008 gün ve 27028 Sayılı Resmi

Detaylı

Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun (4864 sayılı, numaralı, nolu yasası)

Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun (4864 sayılı, numaralı, nolu yasası) Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunu, Yasası 4864 sayılı, numaralı, nolu kanun, yasa Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Kanun No. 4864 Kabul Tarihi : 29.5.2003 MADDE 1.

Detaylı

İTFAİYE UYGUNLUK BELGESİ DÜZENLENMESİ AŞAMALARI. Atakan KİREMİTÇİ Yangın Önleme Amiri İtfaiye Denetim ve Önleme Şube Müdürlüğü

İTFAİYE UYGUNLUK BELGESİ DÜZENLENMESİ AŞAMALARI. Atakan KİREMİTÇİ Yangın Önleme Amiri İtfaiye Denetim ve Önleme Şube Müdürlüğü İTFAİYE UYGUNLUK BELGESİ DÜZENLENMESİ AŞAMALARI Atakan KİREMİTÇİ Yangın Önleme Amiri İtfaiye Denetim ve Önleme Şube Müdürlüğü İtfaiye Denetim ve Önleme Şube Müdürlüğümüzün yetki ve görevlerini belirleyen

Detaylı

T.C. KONAK BELEDİYESİ SAĞLIK İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ ÖRGÜTLENME, GÖREV VE ÇALIŞMA ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM

T.C. KONAK BELEDİYESİ SAĞLIK İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ ÖRGÜTLENME, GÖREV VE ÇALIŞMA ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM T.C. KONAK BELEDİYESİ SAĞLIK İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ ÖRGÜTLENME, GÖREV VE ÇALIŞMA ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM AMAÇ Madde 1 (1) Bu Yönetmelik, kariyer ve liyakat ilkeleri çerçevesinde hizmet gerekleri

Detaylı

SIRA SAYISI: 483 TÜRKÝYE BÜYÜK MÝLLET MECLÝSÝ

SIRA SAYISI: 483 TÜRKÝYE BÜYÜK MÝLLET MECLÝSÝ TÜRKÝYE BÜYÜK MÝLLET MECLÝSÝ YASAMA DÖNEMİ YASAMA YILI 24 3 SIRA SAYISI: 483 Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Yemen Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Sağlık Alanında İşbirliğine Dair Ek Protokolün Onaylanmasının

Detaylı

İKİNCİ BÖLÜM Teşkilat, Görev, Yetki ve Sorumluluklar Teşkilat MADDE-4- Müdürlüğün Görevleri MADDE-5-

İKİNCİ BÖLÜM Teşkilat, Görev, Yetki ve Sorumluluklar Teşkilat MADDE-4- Müdürlüğün Görevleri MADDE-5- T.C. İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ DEPREM RİSK YÖNETİM VE KENTSEL İYİLEŞTİRME DAİRE BAŞKANLIĞI KENTSEL DÖNÜŞÜM ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Detaylı

İZMİR SİYASİ DURUM ARAŞTIRMASI MART 2014

İZMİR SİYASİ DURUM ARAŞTIRMASI MART 2014 İZMİR SİYASİ DURUM ARAŞTIRMASI MART 2014 ARAŞTIRMA HAKKINDA Amaç & Yöntem Bu araştırma Pollmark Araştırma tarafından 17-24 Mart 2014 tarihinde gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın amacı İzmir Büyükşehir

Detaylı

1 Şubat 2015 PAZAR Resmî Gazete Sayı : 29254

1 Şubat 2015 PAZAR Resmî Gazete Sayı : 29254 1 Şubat 2015 PAZAR Resmî Gazete Sayı : 29254 BÜYÜKŞEHİR BELEDİYELERİ VE İL ÖZEL İDARELERİ TARAFINDAN AFET VE ACİL DURUMLAR İLE SİVİL SAVUNMAYA İLİŞKİN YATIRIMLARA AYRILAN BÜTÇEDEN YAPILACAK HARCAMALARA

Detaylı

Resmi Gazete Tarihi: 14.07.2006 Resmi Gazete Sayısı: 26228

Resmi Gazete Tarihi: 14.07.2006 Resmi Gazete Sayısı: 26228 Resmi Gazete Tarihi: 14.07.2006 Resmi Gazete Sayısı: 26228 KÜLTÜR YATIRIM VE GİRİŞİMLERİNE GELİR VERGİSİ STOPAJI, SİGORTA PRİMİ İŞVEREN PAYI VE SU BEDELİ İNDİRİMİ İLE ENERJİ DESTEĞİ UYGULAMASINA DAİR YÖNETMELİK

Detaylı

Afet Yönetimi (INM 476)

Afet Yönetimi (INM 476) Afet Yönetimi (INM 476) Prof. Dr. Murat UTKUCU Sakarya Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Jeofizik Mühendisliği Bölümü 15.3.2016 Murat UTKUCU 1 Türkiye de Afet yönetimi Türkiye sahip olduğu tektonik,

Detaylı

ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İzin ve İrtifakDairesi Başkanlığı İzin ve İrtifak Hakları Şube Müdürlüğü Merih SEÇKİNAY Şube Mühendisi Sunum Planı 1. Mevzuat 2. Müracaat, iş akışı, rapor tanzimi 3. Bedeller 17 nci

Detaylı

ONDOKUZMAYIS İLÇESİ NDE (SAMSUN) AFETE YÖNELİK CBS ÇALIŞMALARI

ONDOKUZMAYIS İLÇESİ NDE (SAMSUN) AFETE YÖNELİK CBS ÇALIŞMALARI TÜRKİYE 17. ESRI KULLANICILARI TOPLANTISI ONDOKUZMAYIS İLÇESİ NDE (SAMSUN) AFETE YÖNELİK CBS ÇALIŞMALARI Kıvanç ÇALIŞKAN Harita Mühendisi 25 Mayıs 2012 - ANKARA SUNUM İÇERİĞİ GİRİŞ AMAÇ VE KAPSAM MATERYAL,

Detaylı

SİRKÜLER İstanbul, 10.09.2015 Sayı: 2015/146 Ref: 4/146

SİRKÜLER İstanbul, 10.09.2015 Sayı: 2015/146 Ref: 4/146 SİRKÜLER İstanbul, 10.09.2015 Sayı: 2015/146 Ref: 4/146 Konu: TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLE KORE CUMHURİYETİ ARASINDA İMZALANAN SOSYAL GÜVENLİK ANLAŞMASI 1 HAZİRAN 2015 DEN GEÇERLİ OLMAK ÜZERE YÜRÜRLÜĞE GİRMİŞTİR

Detaylı

KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN FİNANSMAN BOYUTU

KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN FİNANSMAN BOYUTU KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN FİNANSMAN BOYUTU İkincil Mevzuat Dönüşüm Projeleri Özel Hesabı Gelir, Harcama, Kredi ve Kaynak Aktarımı Yönetmeliği (13 Eylül 2012 tarihli 28410 sayılı Resmi Gazete) 6306 Sayılı Kanun

Detaylı

D- YAPIM VE PROJE ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ İLE İLGİLİ ÇALIŞMALAR

D- YAPIM VE PROJE ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ İLE İLGİLİ ÇALIŞMALAR D- YAPIM VE PROJE ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ İLE İLGİLİ ÇALIŞMALAR 1-2012 YILI GENEL BÜTÇELİ YATIRIM PROGRAMINDA OLAN İŞLER; Yalova Bayındırlık ve İskan Hizmet Binası işinin sözleşmesi yapıldı. Yapım aşamasında. Altınova

Detaylı

İL MÜDÜRLÜĞÜMÜZCE SUNULAN HİZMETLERDE İSTENİLEN BELGELER VE İŞ BİTİRME SÜRELERİ

İL MÜDÜRLÜĞÜMÜZCE SUNULAN HİZMETLERDE İSTENİLEN BELGELER VE İŞ BİTİRME SÜRELERİ İL MÜDÜRLÜĞÜMÜZCE SUNULAN HİZMETLERDE İSTENİLEN BELGELER VE İŞ BİTİRME SÜRELERİ YAPIM ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ SIRA NO HİZMETİN ADI BAŞVURUDA İSTENİLEN BELGELER HİZMETİN TAMAMLANMA SÜRESİ (EN GEÇ) 1 Ödenek Teminine

Detaylı

SIRA SAYISI: 587 TÜRKÝYE BÜYÜK MÝLLET MECLÝSÝ. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuveyt Devleti Hükümeti Arasında Yükseköğretim ve Bilimsel

SIRA SAYISI: 587 TÜRKÝYE BÜYÜK MÝLLET MECLÝSÝ. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuveyt Devleti Hükümeti Arasında Yükseköğretim ve Bilimsel TÜRKÝYE BÜYÜK MÝLLET MECLÝSÝ YASAMA DÖNEMİ YASAMA YILI 24 4 SIRA SAYISI: 587 Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuveyt Devleti Hükümeti Arasında Yükseköğretim ve Bilimsel Araştırma Alanında İşbirliği Anlaşmasının

Detaylı

Karar Tarihi : / Karar No: 2015 / Meclis Başkanı : Halil Dilek ÖZCAN

Karar Tarihi : / Karar No: 2015 / Meclis Başkanı : Halil Dilek ÖZCAN Karar Tarihi : 01.05.2015 24344638-301.05/ Karar No: 2015 / : 1. birleşim Türkeli Belediye Meclisi, 5393 Sayılı Belediye Kanunun 20.nci maddesi gereğince 01.05.2015 Cuma günü saat 15:00 da Belediye Başkanlığı

Detaylı

Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Ekvator

Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Ekvator TÜRKÝYE BÜYÜK MÝLLET MECLÝSÝ YASAMA DÖNEMİ YASAMA YILI 24 2 SIRA SAYISI: 295 Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Ekvator Cumhuriyeti Hükümeti Arasında İşbirliği Çerçeve Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna

Detaylı

BAKANLAR KURULU TOPLANTISI ADALET BAKANI VE HÜKÜMET SÖZCÜSÜ ÇİÇEK, KOBİ LERİN BORÇLARININ YEN

BAKANLAR KURULU TOPLANTISI ADALET BAKANI VE HÜKÜMET SÖZCÜSÜ ÇİÇEK, KOBİ LERİN BORÇLARININ YEN BAKANLAR KURULU TOPLANTISI ADALET BAKANI VE HÜKÜMET SÖZCÜSÜ ÇİÇEK, KOBİ LERİN BORÇLARININ YEN Kasım 20, 2006-12:00:00 BAKANLAR KURULU TOPLANTISI ADALET BAKANI VE HÜKÜMET SÖZCÜSÜ ÇİÇEK, KOBİ'LERİN BORÇLARININ

Detaylı

Resmi Gazete Tarihi: 07.09.2001 Resmi Gazete Sayısı: 24516

Resmi Gazete Tarihi: 07.09.2001 Resmi Gazete Sayısı: 24516 Resmi Gazete Tarihi: 07.09.2001 Resmi Gazete Sayısı: 24516 KAMU GÖREVLİLERİ SENDİKALARI VE TOPLU SÖZLEŞME KANUNU KAPSAMINA GİREN KURUM VE KURULUŞLARIN GİRDİKLERİ HİZMET KOLLARININ BELİRLENMESİNE İLİŞKİN

Detaylı

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ TELEFON YÖNETMELİĞİ

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ TELEFON YÖNETMELİĞİ TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ TELEFON YÖNETMELİĞİ Başkanlık Divanı Karar Tarihi : 04/03/1993 Karar No : 44 Başkanlık Divanı Değişiklik Karar Tarihi : 30/12/1998 Karar No : 98 Başkanlık Divanı Değişiklik

Detaylı

-412- (Resmi Gazete ile yayımı: 5.8.1999 Sayı: 23777)

-412- (Resmi Gazete ile yayımı: 5.8.1999 Sayı: 23777) -412- TURKIYE CUMHURİYETİ İLE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ ARASINDAKİ SOSYAL GÜVENLİK ANLAŞMASI İLE İLGİLİ EK ANLAŞMANIN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN (Resmi Gazete ile yayımı: 5.8.1999

Detaylı

T.C. ANKARA İLİ AKYURT İLÇESİ BELEDİYESİ MECLİS KARARI

T.C. ANKARA İLİ AKYURT İLÇESİ BELEDİYESİ MECLİS KARARI Karar Tarihi : 02.05.2013 Karar No : 46 Karar Konusu : Belediyemize ait Yıldırım Mahallesi 376 ada 6 numaralı parselin İmar Planı Değişikliği. İmar Komisyonunun 19.04.2013 tarih ve 09 nolu raporu Belediye

Detaylı

YEŞİLYURT BELEDİYE BAŞKANLIĞI ZABITA MÜDÜRLÜĞÜHİZMET STANDARTLARI TABLOSU

YEŞİLYURT BELEDİYE BAŞKANLIĞI ZABITA MÜDÜRLÜĞÜHİZMET STANDARTLARI TABLOSU YEŞİLYURT BELEDİYE BAŞKANLIĞI ZABITA MÜDÜRLÜĞÜHİZMET STANDARTLARI TABLOSU VATANDAŞA SUNULAN HİZMETİN ADI ZABITA MÜDÜRLÜĞÜMÜZ (0422)-238-39-29) Telefonundan Veya Belediyemiz Çağrı Merkezi ( 444 8 9 10 )

Detaylı

GENELGE. 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Ek 3 üncü Maddesi Uyarınca Yapılacak Ek Ödemenin Uygulanmasına İlişkin Genelge

GENELGE. 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Ek 3 üncü Maddesi Uyarınca Yapılacak Ek Ödemenin Uygulanmasına İlişkin Genelge Sayı Konu T.C. MALİYE BAKANLIĞI Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü : B.07.0.BMK.0.15-115456-6 : Ek ödeme 22/10/2008*16352 GENELGE 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Ek 3 üncü Maddesi Uyarınca Yapılacak

Detaylı

İL UYUŞTURUCU KOORDİNASYON KURULLARI VE İL UYUŞTURUCU EYLEM PLANLARI

İL UYUŞTURUCU KOORDİNASYON KURULLARI VE İL UYUŞTURUCU EYLEM PLANLARI İL UYUŞTURUCU KOORDİNASYON KURULLARI VE İL UYUŞTURUCU EYLEM PLANLARI Uyuşturucu sorununun çok boyutlu olması, mücadelenin ilgili kurumlar arasında etkili bir işbirliği ve koordinasyon çerçevesinde yürütülmesini

Detaylı

İHRACATA YÖNELİK DEVLET YARDIMLARI KAPSAMINDA DESTEKLEME VE FİYAT İSTİKRAR FONUNDAN YAPILAN ÖDEMELERE İLİŞKİN USUL VE ESASLAR HAKKINDA YÖNETMELİK

İHRACATA YÖNELİK DEVLET YARDIMLARI KAPSAMINDA DESTEKLEME VE FİYAT İSTİKRAR FONUNDAN YAPILAN ÖDEMELERE İLİŞKİN USUL VE ESASLAR HAKKINDA YÖNETMELİK Resmi Gazete Tarihi: 19.03.2011 Resmi Gazete Sayısı: 27879 İHRACATA YÖNELİK DEVLET YARDIMLARI KAPSAMINDA DESTEKLEME VE FİYAT İSTİKRAR FONUNDAN YAPILAN ÖDEMELERE İLİŞKİN USUL VE ESASLAR HAKKINDA YÖNETMELİK

Detaylı

T.C. ERZURUM PALANDÖKEN İLÇE BELEDİYE BAŞKANLIĞI İMAR KOMİSYONU BAŞKANLIĞI. SAYI : KONU:İmar Plan tadilatı KOMİSYON RAPORU

T.C. ERZURUM PALANDÖKEN İLÇE BELEDİYE BAŞKANLIĞI İMAR KOMİSYONU BAŞKANLIĞI. SAYI : KONU:İmar Plan tadilatı KOMİSYON RAPORU Belediye Meclisimizin 01.02.2016 tarih ve 38 sayılı kararı ile Komisyonumuza havale edilen kararı neticesinde; İmar Komisyonumuz 25.02.2016 tarihinde toplanarak, Erzurum ili Palandöken ilçesi, Tuzcu Mahallesi,

Detaylı

DEPREMİN ARDINDAN VAN

DEPREMİN ARDINDAN VAN DEPREMİN ARDINDAN VAN GENEL BİLGİ 23 Ekim 2011 tarihinde saat 13:41 deki 7.2 şiddetindeki depremin merkezi Merkeze bağlı Tabanlı köyüdür.9 Kasım tarihine kadar 3000 den fazla artçı deprem olmuştur. 9 Kasım

Detaylı

HANGİ İŞLER İÇİN ASGARİ İŞÇİLİK İNCELEMESİ YAPILIR

HANGİ İŞLER İÇİN ASGARİ İŞÇİLİK İNCELEMESİ YAPILIR HANGİ İŞLER İÇİN ASGARİ İŞÇİLİK İNCELEMESİ YAPILIR Ersin UMDU* I-GİRİŞ 5510 sayılı Kanunun 85. Maddesinde; İşverenin, işin emsaline, niteliğine, kapsam ve kapasitesine göre işin yürütümü açısından gerekli

Detaylı

Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu Kapsamına Giren Kurum ve Kuruluşların Girdikleri Hizmet Kollarının Belirlenmesine İlişkin Yönetmelik

Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu Kapsamına Giren Kurum ve Kuruluşların Girdikleri Hizmet Kollarının Belirlenmesine İlişkin Yönetmelik 4688 SAYILI KAMU GÖREVLİLERİ SENDİKALARI KANUNU KAPSAMINA GİREN KURUM VE KURULUŞLARIN GİRDİKLERİ HİZMET KOLLARININ BELİRLENMESİNE İLİŞKİN YÖNETMELİK Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu Kapsamına Giren

Detaylı

T.C. İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI

T.C. İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI T.C. İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI FEN İŞLERİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI BAKIM ONARIM HİZMETLERİ ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNERGE BİRİNCİ BÖLÜM Genel Hükümler Amaç ve kapsam MADDE

Detaylı

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BİRGÜL AYMAN GÜLER İzmir Milletvekili TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ 2013 SORU ÖNERGELERİ Ankara, Temmuz 2013 KİTAP HAKKINDA Bu kitap, TBMM Soru Önergeleri 2011 2013 başlıklı çoğaltma kitabın ikinci cildidir.

Detaylı

CHP'lilerin telefonlarının izlenme skandalında kritik bilgiler

CHP'lilerin telefonlarının izlenme skandalında kritik bilgiler CHP'lilerin telefonlarının izlenme skandalında kritik bilgiler CHP'lilerin telefonlarına İngiliz-Alman ortaklığı olan FinFisher isimli bir şirketin dinleme, izleme amacıyla ürettiği bir virüs programının

Detaylı

T.C. TARSUS BELEDİYE MECLİSİ KARARI

T.C. TARSUS BELEDİYE MECLİSİ KARARI Karar No : 2017/6-1 (60) Gündem maddesi gereğince; Emlak ve İstimlak Müdürlüğü nün 26/05/2017 tarih ve 16358 sayılı yazısının incelenmesi sonucunda; Tarsus İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü 18/05/2017 tarih

Detaylı

İL ÖZEL İDARELERİ PAYININ DAĞITIM VE KULLANIM ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK

İL ÖZEL İDARELERİ PAYININ DAĞITIM VE KULLANIM ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK İL ÖZEL İDARELERİ PAYININ DAĞITIM VE KULLANIM ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK Yayımlandığı Resmi Gazete Tarihi: 10/06/1997 Yayımlandığı Resmi Gazete No: 23015 BİRİNCİ KISIM : Amaç, Kapsam, Dayanak Amaç Madde

Detaylı

SEFERBERLİK VE SAVAŞ HALİNDE UYGULANACAK İNSAN GÜCÜ PLANLAMASI ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK

SEFERBERLİK VE SAVAŞ HALİNDE UYGULANACAK İNSAN GÜCÜ PLANLAMASI ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK SEFERBERLİK VE SAVAŞ HALİNDE UYGULANACAK İNSAN GÜCÜ PLANLAMASI ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK 29/07/2008 tarih ve 26951 sayılı Resmi Gazete de yayımlanmıştır BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar

Detaylı

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu ile 197 sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifim Gerekçesi ile birlikte ekte

Detaylı

T.C. KAYSERİ İLİ HACILAR BELEDİYE MECLİSİ KARAR ÖZETİ K A R A R

T.C. KAYSERİ İLİ HACILAR BELEDİYE MECLİSİ KARAR ÖZETİ K A R A R 10-Belediye Meclisimizin 06.02.2017 Pazartesi günü saat 14:00 de Şubat ayı toplantısında gündemin 1 inci Maddesinde yer alan Aslan ÇAVUŞOĞLU ve Mahalle Sakinlerinin 20.01.2017 Tarih ve 138 sayılı mahalle

Detaylı

T.C. GİRESUN VALİLİĞİ İL PLANLAMA VE KOORDİNASYON MÜDÜRLÜĞÜ GİRESUN İLİ 2015 YILI YATIRIM PROGRAMI

T.C. GİRESUN VALİLİĞİ İL PLANLAMA VE KOORDİNASYON MÜDÜRLÜĞÜ GİRESUN İLİ 2015 YILI YATIRIM PROGRAMI T.C. GİRESUN VALİLİĞİ İL PLANLAMA VE KOORDİNASYON MÜDÜRLÜĞÜ GİRESUN İLİ 2015 YILI YATIRIM PROGRAMI 03/04/2015 İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM YATIRIMLARIN GENEL DURUMU İKİNCİ BÖLÜM a) Yatırımların Sektörlere

Detaylı

KÜLTÜR VE SOSYAL İŞLER MÜDÜRLÜĞÜ

KÜLTÜR VE SOSYAL İŞLER MÜDÜRLÜĞÜ KÜLTÜR VE SOSYAL İŞLER MÜDÜRLÜĞÜ Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü, 5216 ve 5393 sayılı Belediye yasasının 48. maddesine dayanılarak Tuşba Belediye Meclisinin 07.05.2014 tarih ve 10 sayılı kararıyla kurulmuş

Detaylı

PLAN BÜTÇE KOMİSYONU. Ahmet İLKER Ömer DURU Ali TOPKAYA Başkan Başkan Yardımcısı Sözcü

PLAN BÜTÇE KOMİSYONU. Ahmet İLKER Ömer DURU Ali TOPKAYA Başkan Başkan Yardımcısı Sözcü PLAN BÜTÇE VE HUKUK ORTAK TARİH : 05 / 03 / 2013 KARAR : 05 Tepebaşı Belediye Meclisinin 01 / 03 / 2013 tarih ve 54 sayılı Kararı ile komisyonumuza incelenmek ve Şirket kurucusu İsmail Murat KOCAMAZ ın

Detaylı

OSMANİYE KORKUT ATA ÜNİVERSİTESİ YAPI İŞLERİ VE TEKNİK DAİRE BAŞKANLIĞI KAMU HİZMET STANDARTLARI TABLOSU HİZMETİN TAMAMLANMA SÜRESİ (EN GEÇ) SIRA NO

OSMANİYE KORKUT ATA ÜNİVERSİTESİ YAPI İŞLERİ VE TEKNİK DAİRE BAŞKANLIĞI KAMU HİZMET STANDARTLARI TABLOSU HİZMETİN TAMAMLANMA SÜRESİ (EN GEÇ) SIRA NO OSMANİYE KORKUT ATA ÜNİVERSİTESİ YAPI İŞLERİ VE TEKNİK DAİRE BAŞKANLIĞI KAMU HİZMET STANDARTLARI TABLOSU SIRA NO HİZMETİN ADI İSTENİLEN BELGELER 1 Proje incelemesi 2 Röleve projeleri 3 Tadilat projeleri

Detaylı

Hazırlayan: Mesut YÜKSEL

Hazırlayan: Mesut YÜKSEL ARTVİN İLİ MERKEZ İLÇESİ YENİ MAHALLESİ 579 ADA 1 PARSEL VE ÇEVRESİNDE RESMİ KURUM ALANI(MÜZE) VE KÜLTÜREL TESİS ALANI(Kültür Evi) AMAÇLI NAZIM VE UYGULAMA İMAR PLAN DEĞİŞİKLİĞİ PLAN AÇIKLAMA RAPORU Hazırlayan:

Detaylı

İŞLETME BELGESİ HAKKINDA YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı, işletme belgesi

İŞLETME BELGESİ HAKKINDA YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı, işletme belgesi İŞLETME BELGESİ HAKKINDA YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı, işletme belgesi verilmesinde uygulanacak usul ve esasları belirlemektir. Kapsam

Detaylı

http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2013/04/20130410-18.htm

http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2013/04/20130410-18.htm Sayfa 1 / 6 10 Nisan 2013 ÇARŞAMBA Resmî Gazete Sayı : 28614 Ekonomi Bakanlığından: TEBLİĞ YURT DIŞI MÜTEAHHİTLİK VE TEKNİK MÜŞAVİRLİK HİZMETLERİ KAPSAMINDA YAPILACAK İHRACAT VE İTHALATA İLİŞKİN TEBLİĞ

Detaylı

T.C. ANKARA İLİ AKYURT İLÇESİ BELEDİYESİ MECLİS KARARI

T.C. ANKARA İLİ AKYURT İLÇESİ BELEDİYESİ MECLİS KARARI Karar Tarihi : 01.11.2018 Karar No : 138 Karar Konusu : Meclis Üyesi İhtisas Komisyonlarına Yeni Üye Seçilmesi ASLAN-- Hilal AYIK -Reyhan TAŞTEMİR- Hüdai İsmail YAĞCI (katılmadı) -Yavuz KÖK- (katılmadı)

Detaylı

T.C. İZMİR KONAK BELEDİYE BAŞKANLIĞI Yapı Kontrol Müdürlüğü ÖRGÜTLENME, GÖREV VE ÇALIŞMA ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK

T.C. İZMİR KONAK BELEDİYE BAŞKANLIĞI Yapı Kontrol Müdürlüğü ÖRGÜTLENME, GÖREV VE ÇALIŞMA ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK ÖRGÜTLENME, GÖREV VE ÇALIŞMA ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK GENEL HÜKÜMLERİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu yönetmeliğin amacı, nün teşkilat yapısını, hukukî statüsünü, görev,

Detaylı

T.C. ZEYTİNBURNU BELEDİYE BAŞKANLIĞI MECLİS KARARI

T.C. ZEYTİNBURNU BELEDİYE BAŞKANLIĞI MECLİS KARARI Karar No: 205/29 Evrak No: 75037 Özet: Kadro değişiklik cetveli. Dairesi: Yazı İşleri Müdürlüğü Konu: Kadro değişiklik cetveli. 05/0/205 tarihli Meclis toplantısında komisyonumuza havale edilen Yazı İşleri

Detaylı

BAYINDIRLIK VE İSKAN BAKANLIĞI TEKNİK ARAŞTIRMA VE UYGULAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. Sevilay ARMAĞAN Mimar. Şb. Md. Tel:0312 4102355 KAPSAM

BAYINDIRLIK VE İSKAN BAKANLIĞI TEKNİK ARAŞTIRMA VE UYGULAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. Sevilay ARMAĞAN Mimar. Şb. Md. Tel:0312 4102355 KAPSAM BAYINDIRLIK VE İSKAN BAKANLIĞI TEKNİK ARAŞTIRMA VE UYGULAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ MİMARLAR ODASI İZMİR ŞUBESİ PLANLAMA VE YAPILAŞMAYA İLİŞKİN MEVZUAT VE UYGULAMA Sevilay ARMAĞAN Mimar Şb. Md. Tel:0312 4102355

Detaylı

Bu rapor, 6085 sayılı Sayıştay Kanunu uyarınca yürütülen düzenlilik denetimi sonucu hazırlanmıştır.

Bu rapor, 6085 sayılı Sayıştay Kanunu uyarınca yürütülen düzenlilik denetimi sonucu hazırlanmıştır. T..C.. SAYIIŞTAY BAŞKANLIIĞII KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLİİ İİŞLETMELERİİ GELİİŞTİİRME VE DESTEKLEME İİDARESİİ BAŞKANLIIĞII ((KOSGEB)) 2012 YIILII DENETİİM RAPORU EYLÜL 2013 T.C. SAYIŞTAY BAŞKANLIĞI 06100 Balgat

Detaylı

Van daki köylerde çadır hayatı sona eriyor

Van daki köylerde çadır hayatı sona eriyor Van daki köylerde çadır hayatı sona eriyor Aralık 16, 2011-11:17:31 Deprem Danışma Kurulu toplantısına katılan Atalay, Van'daki depreme ilişkin açıklamalarda bulundu. Van'daki depremden sonra yaklaşık

Detaylı

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi 1 CHP Genel Başkan yardımcısı Faruk Loğoğlu ndan AKP Hükümeti ne soru üstüne soru; El Nusra Cephesi isimli örgüt, bir terör örgütü müdür? Tarih : - Atadığınız bir büyükelçi El Kaide bir terör örgütü değildir

Detaylı

DERNEK, VAKIF, BİRLİK, KURUM, KURULUŞ, SANDIK VE BENZERİ TEŞEKKÜLLERE DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI BÜTÇESİNDEN YARDIM YAPILMASI HAKKINDA YÖNERGE (*)

DERNEK, VAKIF, BİRLİK, KURUM, KURULUŞ, SANDIK VE BENZERİ TEŞEKKÜLLERE DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI BÜTÇESİNDEN YARDIM YAPILMASI HAKKINDA YÖNERGE (*) DERNEK, VAKIF, BİRLİK, KURUM, KURULUŞ, SANDIK VE BENZERİ TEŞEKKÜLLERE DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI BÜTÇESİNDEN YARDIM YAPILMASI HAKKINDA YÖNERGE (*) BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar ve İlkeler

Detaylı

KÜTAHYA TİCARET VE SANAYİ ODASI LOBİ FAALİYETLERİ TAKİP LİSTESİ

KÜTAHYA TİCARET VE SANAYİ ODASI LOBİ FAALİYETLERİ TAKİP LİSTESİ S.NO TARİH KONU İLETİŞİME GEÇİLEN/GÖRÜŞ BİLDİRİLEN MAKAM SONUÇ GÖZDEN GEÇİRMEYE YÖNELİK DEĞERLENDİRME 1 10/01/2017 6802 Sayılı Gider Vergisi Kanunu Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Hukuk Müşavirliğimiz

Detaylı

SAĞLIĞIN KORUNMASI, GELİŞTİRİLMESİ VE SAĞLIK POLİTİKASI. Doç.Dr. Gülbiye YENİMAHALLELİ YAŞAR

SAĞLIĞIN KORUNMASI, GELİŞTİRİLMESİ VE SAĞLIK POLİTİKASI. Doç.Dr. Gülbiye YENİMAHALLELİ YAŞAR SAĞLIĞIN KORUNMASI, GELİŞTİRİLMESİ VE SAĞLIK POLİTİKASI Doç.Dr. Gülbiye YENİMAHALLELİ YAŞAR Tarihsel Gelişim: 1. Osmanlı İmparatorluğu nda: A. Meslek Örgütleri İçinde Yardımlaşma ve Hayır Kuruluşları Loncalar:

Detaylı

TEMMUZ 2012 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

TEMMUZ 2012 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili TEMMUZ 2012 FAALİYET RAPORU Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili CHP MERSİN İL-İLÇE ÖRGÜTLERİ, BELEDİYELER VE KÖYLERE YÖNELİK YAPILAN ÇALIŞMALAR 1. Anamur CHP İlçe Örgütünü ziyaret ederek ilçe yöneticilerinden

Detaylı

Entegre Acil Durum Yönetimi Sistemine Giriş

Entegre Acil Durum Yönetimi Sistemine Giriş İstanbul Teknik Üniversitesi Geomatik Mühendisliği Bölümü CBS & UA ile Afet Yönetimi Entegre Acil Durum Yönetimi Sistemine Giriş Amaçlar (1) Kriz yönetimi kavramının tartışılması Tehlike, acil durum ve

Detaylı

EKİM AYI ENCÜMEN KARARLARI

EKİM AYI ENCÜMEN KARARLARI EKİM AYI ENCÜMEN KARARLARI SAYI : 161 ÖZÜ: İşyeri Açma ve Çalıştırma ruhsatına KARAR TARİHİ : 05.10.2011 aykırı hareket eden Fatma ERDAL a idari para cezası verilmesi. Osmaniye, İl Encümeni Genel Sekreter

Detaylı

T.C. İZMİR KONAK BELEDİYE BAŞKANLIĞI Yapı Kontrol Müdürlüğü ÖRGÜTLENME, GÖREV VE ÇALIŞMA ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK

T.C. İZMİR KONAK BELEDİYE BAŞKANLIĞI Yapı Kontrol Müdürlüğü ÖRGÜTLENME, GÖREV VE ÇALIŞMA ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK T.C. İZMİR KONAK BELEDİYE BAŞKANLIĞI Yapı Kontrol Müdürlüğü ÖRGÜTLENME, GÖREV VE ÇALIŞMA ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK GENEL HÜKÜMLERİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu yönetmeliğin

Detaylı

BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar T.C. MERAM BELEDİYESİ İŞLETME ve İŞTİRAKLER MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV, YETKİ VE SORUMLULUKLARI İLE ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç ve Kapsam MADDE

Detaylı

SOMALİ YE YAPILAN YARDIMLARIN İNDİRİMİ

SOMALİ YE YAPILAN YARDIMLARIN İNDİRİMİ Sirküler Rapor 12.08.2011/ 102-1 SOMALİ YE YAPILAN YARDIMLARIN İNDİRİMİ ÖZET : 2011/ 2047 sayılı BKK uyarınca Somali ye yapılan yardımların tamamını gelir vergisi beyannamesi veren gerçek kişiler ile yıllık

Detaylı

KAMU YÖNETİMİ KAMU YÖNETİMİ YRD.DOÇ.DR. BİLAL ŞİNİK

KAMU YÖNETİMİ KAMU YÖNETİMİ YRD.DOÇ.DR. BİLAL ŞİNİK İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ KAMU YÖNETİMİ KAMU YÖNETİMİ YRD.DOÇ.DR. BİLAL ŞİNİK BAKANLAR KURULU Bakanlar Kurulu, Başbakan ve bakanlardan kurulur. Cumhurbaşkanı bakanlar kurulunun

Detaylı

Resmi Gazete Tarihi: 08.10.2006 Resmi Gazete Sayısı: 26313

Resmi Gazete Tarihi: 08.10.2006 Resmi Gazete Sayısı: 26313 Resmi Gazete Tarihi: 08.10.2006 Resmi Gazete Sayısı: 26313 Amaç MADDE 1 KENT KONSEYİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar (1) Bu Yönetmeliğin amacı; kent yaşamında, kent vizyonunun

Detaylı

HUKUK + İMAR + PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONLARI ORTAK RAPORU

HUKUK + İMAR + PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONLARI ORTAK RAPORU HUKUK + İMAR + PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONLARI ORTAK RAPORU Komisyonlarımıza havale edilen 22.03.2018 tarih ve 45914605-756.02-E.1432 sayılı Emlak ve İstimlak Müdürlüğü ifadeli Başkanlık önergesi incelendi.

Detaylı

SUNUŞ. Öğr. Gör. Hasan BAYLAVLI Daire Başkan V.

SUNUŞ. Öğr. Gör. Hasan BAYLAVLI Daire Başkan V. YAPI İŞLERİ VE TEKNİK DAİRE BAŞKANLIĞI 0 YILI PERFORMANS PROGRAMI SUNUŞ Daire Başkanlığımız 0 Yılı Performans Programı 508 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile Maliye Bakanlığı tarafından yayımlanan

Detaylı

ÖN MALİ KONTROL FAALİYET RAPORU

ÖN MALİ KONTROL FAALİYET RAPORU ÖN MALİ KONTROL FAALİYET RAPORU İç Kontrol ve Ön Mali Kontrole İlişkin Usul ve Esaslar Yönetmeliğinin 17 nci maddesine göre; idarelerin, ihale kanunlarına tâbi olsun veya olmasın, harcamayı gerektirecek

Detaylı

T.C SARIÇAM BELEDİYESİ MECLİS KARAR DEFTERİ RAPORU ÖZEL KALEM MÜDÜRLÜĞÜ. 50 plan değişikliği

T.C SARIÇAM BELEDİYESİ MECLİS KARAR DEFTERİ RAPORU ÖZEL KALEM MÜDÜRLÜĞÜ. 50 plan değişikliği T.C SARIÇAM BELEDİYESİ MECLİS KARAR DEFTERİ RAPORU KARAR NO 50 Akkuyu Mahallesi 158 ada 1 Akkuyu Mahallesi 158 ada 1 Sarıçam İlçe Belediye Meclisinin 04.05.2015 tarihli oturumunda okunan parsel 1/1000

Detaylı

Kültür ve Turizm Bakanlığından: İZMİR 2 NUMARALI KÜLTÜR VARLIKLARINI KORUMA BÖLGE KURULU KARAR 45.13/97 Toplantı Tarihi ve No :

Kültür ve Turizm Bakanlığından: İZMİR 2 NUMARALI KÜLTÜR VARLIKLARINI KORUMA BÖLGE KURULU KARAR 45.13/97 Toplantı Tarihi ve No : Kültür ve Turizm Bakanlığından: İZMİR 2 NUMARALI KÜLTÜR VARLIKLARINI KORUMA BÖLGE KURULU KARAR 45.13/97 Toplantı Tarihi ve No : 14.10.2016-298 TOPLANTI YERİ Karar Tarihi ve No : 14.10.2016-7164 İZMİR Manisa

Detaylı

GÖÇ İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TAŞRA TEŞKİLATI KURULUŞ, GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ. Resmi Gazete Tarihi: 14.11.2013, Sayısı: 28821

GÖÇ İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TAŞRA TEŞKİLATI KURULUŞ, GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ. Resmi Gazete Tarihi: 14.11.2013, Sayısı: 28821 GÖÇ İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TAŞRA TEŞKİLATI KURULUŞ, GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ Resmi Gazete Tarihi: 14.11.2013, Sayısı: 28821 BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç ve kapsam MADDE 1 (1)

Detaylı

VATANDAŞA SUNULAN HİZMETLERDE İSTENİLEN BELGELER ve İŞ BİTİRME SÜRELERİ KASTAMONU ORMAN BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ

VATANDAŞA SUNULAN HİZMETLERDE İSTENİLEN BELGELER ve İŞ BİTİRME SÜRELERİ KASTAMONU ORMAN BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ VATANDAŞA SUNULAN HİZMETLERDE İSTENİLEN BELGELER ve İŞ BİTİRME SÜRELERİ KASTAMONU ORMAN BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ SIRA NO HİZMETİN ADI BAŞVURUDA İSTENİLEN BELGELER HİZMETİN TAMAMLANMA SÜRESİ GEÇ) (EN 1.Talep Dilekçesi

Detaylı

VAN ERCiŞ DEPREMi FAALiYET RAPORU 23 EKiM 24 KASIM 2011 ARASI

VAN ERCiŞ DEPREMi FAALiYET RAPORU 23 EKiM 24 KASIM 2011 ARASI FAALiYET RAPORU 23 EKiM 24 KASIM 2011 ARASI VAN DEPREMi 23 Ekim de Van da meydana gelen 7.2 büyüklüğündeki depremde şehir merkezinde ve çevre yerleşimlerde çok sayıda bina yerle bir oldu. Başbakanlık ve

Detaylı

ZİRAİ MÜCADELE İŞLERİNİ ÜCRET KARŞILIĞINDA YAPMAK İSTEYENLER HAKKINDA YÖNETMELİK

ZİRAİ MÜCADELE İŞLERİNİ ÜCRET KARŞILIĞINDA YAPMAK İSTEYENLER HAKKINDA YÖNETMELİK ZİRAİ MÜCADELE İŞLERİNİ ÜCRET KARŞILIĞINDA YAPMAK İSTEYENLER HAKKINDA YÖNETMELİK Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Resmi Gazete Tarihi: 19/03/1993 Resmi Gazete Sayısı: 21529 BİRİNCİ KISIM : Amaç, Kapsam, Dayanak

Detaylı

T.C. İZMİR İLİ URLA BELEDİYESİ MECLİS KARARI

T.C. İZMİR İLİ URLA BELEDİYESİ MECLİS KARARI Karar No :167 KARAR 167 : Kuran Kursu Cami Yaptırma ve Yaşatma Derneği Yönetim Kurulu adına, İlçenin Camiatik Mahallesi 310 ada 27 parselin, Belediyemize ait uygun bir arsa ile takas edilmesine İmar Komisyon

Detaylı

Ergün DOĞAN Meclis Katibi

Ergün DOĞAN Meclis Katibi Tarihi 03.02.2017 Sayısı 10 Özü İlçemizde Katı Atık Mobil Aktarma İstasyonunun yapılması hususunun görüşülmesi Akçadağ Belediye Meclisi, ın Başkanlığında, Belediye Meclis Üyeleri Aliseydi TURHAN, A. Turan

Detaylı

AĞUSTOS 2014 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

AĞUSTOS 2014 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili AĞUSTOS 2014 FAALİYET RAPORU Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili CHP MERSİN İL-İLÇE ÖRGÜTLERİ, BELEDİYELER VE KÖYLERE YÖNELİK YAPILAN ÇALIŞMALAR 1. Cumhurbaşkanı adayımız Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu

Detaylı

Maliye Bakanlığı Tebliğin Adı. Kurum

Maliye Bakanlığı Tebliğin Adı. Kurum Resmi Gazete Tarihi: 31.12.2005 Resmi Gazete Sayısı: 26040 Maliye Bakanlığı Tebliğin Adı Harcama Yetkilileri Hakkında Genel Tebliğ Tebliğ No (Seri No: 1) Resmî Gazete Tarihi 31/12/2005 Resmî Gazete Sayısı

Detaylı

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Sayılı Belediye Kanunu na Ek Madde Eklenmesi Hakkında Kanun Teklifi ve gerekçesi ekte sunulmuştur.

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Sayılı Belediye Kanunu na Ek Madde Eklenmesi Hakkında Kanun Teklifi ve gerekçesi ekte sunulmuştur. TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA 5393 Sayılı Belediye Kanunu na Ek Madde Eklenmesi Hakkında Kanun Teklifi ve gerekçesi ekte sunulmuştur. Gereğini arz ederiz Umut Oran İstanbul Milletvekili (2)

Detaylı