FETİH COŞKUSU. Gıptayla bakılacak ülke inşa ediyoruz

Transkript

1 30 Mayıs 2015 Cumartesi Fiyatı 25 Kr Demirtaş popstar Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bir popstar çıkardılar hayırlı olsun. 6-8 Ekim olaylarında milleti sokağa döküp 50 kişinin ölümüne sebep olan bu değil miydi? " diye sordu. HABERİ 12. SAYFADA FETİH COŞKUSU İstanbul'un fethinin 562. yılı dolayısıyla bu akşam Yenikapı Etkinlik Alanı'nda yapılacak ve 1,5 milyon kişinin katılması beklenen kutlama töreninin hazırlıkları tamamlandı. Kutlamalara Cumhurbaşkanı Erdoğan da katılacak. İstanbul'un fethinin 562. yıl dönümünde İstanbul Yenikapı'da yapılacak olan şölen öncesi İstanbul Valisi Vasip Şahin ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş Yenikapı'da basın mensuplarına açıklama yaptı. Türk Yıldızları'nın özel gösteri yapacağı kutlamalarda, 562 kişilik Mehteran Takımı sahne alacak, fethin anlatıldığı özel fetih gösterisi yapılacak Vali Şahin, "Fethin anlamına yaraşır bir kutlama yapılacak" derken, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Topbaş, "Birlikteliğin güzelliğini beraberce İstanbul'a, Türkiye'ye ve dünyaya yansıtalım istiyoruz" şeklinde konuştu. HABERİ 12. SAYFADA AKGÜL Mutlu Mamak Belediye Başkanı Mesut Akgül Mutlu Mahallesi sakinleriyle buluşarak imar planları hakkında mahalle sakinlerini bilgilendirdi. HABERİ 6. SAYFADA Mangala TANITILDI Türk zeka ve strateji oyunu olan Mangala nın tanıtımı için basın toplantısı düzenlendi. HABERİ 4. SAYFADA Gıptayla bakılacak ülke inşa ediyoruz AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Gelecekte öyle bir Türkiye inşa edeceğiz ki bütün dünya hayrette ve gıptayla bakacak" "Gelecekte öyle bir Türkiye inşa edeceğiz ki bütün dünya hayrette ve gıptayla bakacak" diyen Davutoğlu, Türkiye'nin geçmişte kendi piyade tüfeğini yapamadığını, hibe tanklar aldığını ve tamir için İsrail'e gönderildiğini belirtti. Türkiye'nin şimdi kendi milli tankını yaptığını, ilk milli savaş uçağının 2023'de semalarda uçacağını, yüzde yüz yerli sivil uçağın da 2019'da yapılacağını söyleyen Davutoğlu, Atak helikopterinin geçen ay hizmete girdiğini hatırlattı. HABERİ 12. SAYFADA Hile ve savaş dedi! 8 Haziran yeni başlangıç olmalı CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, 8 Haziran'ın Türkiye'nin yeni bir başlangıcı olması gerektiğini Kılıçdaroğlu, "Rahmetli Ecevit'in dediği gibi, 'Ne ezen ne ezilen, insanca, hakça bir düzenin başlangıcı olmalıdır. 8 Haziran, esnafın, çiftçinin, sanayicinin, emeklinin, herkesin kazandığı ama hortumcuların kaybettiği bir tarih olmalıdır" diye konuştu. Kılıçdaroğlu, Türkiye nüfusunun yüzde 1'inin 2002 yılında ülkedeki toplam servetin yüzde 39'una, 2014'te ise yüzde 54,3'üne sahip olduğunu öne sürerek, "Yani Türkiye nüfusunun yüzde 1'i, yüzde 99'undan daha zengin. Bu düzeni değiştireceğim. Halkın çıkarına hizmet eden bir düzeni yeniden inşa edeceğim" HABERİ 12. SAYFADA Uçurtma Şenliği HABERİ 4. SAYFADA Fehmi Koru Abdullah Gül, seçim otobüsü üzerine çıkmalı mı? 3. Sayfada Prof.Dr. Nurullah Çetin Türkçe Bakış 11. Sayfada Hayrettin İvgin Kültürel Boyut 9. Sayfada M.Nuri Parmaksız Hayata ve Aşka dair 9. Sayfada www. gazetesi.com.tr gazetemizi bu adresten takip edebilirsiniz ü dan takip edebilirsiniz HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, daha önce parti olarak seçime girmedikleri için baraj riski ve kaygısı taşıdıklarını belirterek, "Ölçemiyoruz, samimiyetle söylüyorum, hiçbir anket şirketi de ölçemiyor fakat HDP bıçak sırtında, ince bir matematik hesabıyla, hırsızlık oyunlarıyla, oy çalmayla baraj altında bırakılabilir'' Demirtaş, şunları kaydetti: ''Bakın, HDP barajı aşamazsa seçimden sonra AKP, Suriye'ye savaş ilan edecek. Orada tampon bölge oluşturma kararı alınacak, arkasından Türk ordusu Suriye'ye sokulacak. 'Havadan, karadan rejime karşı savaşıyoruz' adı altında Türkiye, büyük bir felakete sürüklenecek. Bunu da önlemenin tek yolu HDP'nin barajı aşmasıdır. 12 DE Gazetemizi Gazetemizi /yedigun.gazetesi YOKSULLUĞA SAVAŞ AÇACAĞIZ MHP Genel Başkanı Bahçeli, "Şundan herkes emin olsun ki, iktidarımızda yoksullukla savaşacağız, yolsuzlukla ve terörle mücadele edeceğiz" HABERİ 12. SAYFADA Aydın Köymen Ödülleri Kavaklıderem Derneği ve Aydın Birlikteliği inisiyatifince gerçekleştirilen Aydın Köymen Yazı ve Kısa Film Yarışması ödülleri sahiplerini buldu. HABERİ 6. SAYFADA

2 2 SİNEMA TV / MAGAZİN 30 Mayıs 2015 Cumartesi Türkan Şoray, Muğla da sinema filmi çekecek "6. Malatya Uluslararası Film Festivali"nde 140 filmin gösterimi yapılacak MUĞLA- Yeşilçam'ın ünlü oyuncularından, Türk sinemasının "Sultan"ı Türkan Şoray, çekeceği sinema filmi için Muğla'daki incelemelerini sürdürüyor. Menteşe ilçesi Yeşilyurt Mahallesi yakınlarında çekilecek film için incelemelerde bulunmak üzere kente gelen Şoray, Muğla Ticaret ve Sanayi Odası (MUTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Karakuş'u ziyaret etti. Ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getiren Karakuş, Muğla'nın, güzellikleriyle, dizi ve film yapımcılarının vazgeçilmezleri arasında bulunduğunu Kentin "doğal bir film stüdyosu" gibi olduğunu vurgulayan Karakuş, "Yönetmen Yüksel Aksu'nun, Muğla'nın film ve diziler açısından kıymetli bir noktaya gelmesinde katkısı büyüktür" Karakuş, Şoray'ın Muğla'da sinema filmi çekmesinden mutluluk duyduklarını kaydetti. Şoray da çekimlerin haziranda başlayacağını, bu kapsamda alan ve mekan araştırması ile kent hakkında detaylı bilgi edinmek amacıyla kurum ziyaretleri gerçekleştirdiklerini ifade etti. Kentin ve insanların kendisini çok etkilediğini anlatan Şoray, bu nedenle Muğla'da bulunmaktan mutlu olduğunu Türkan Şoray'ın kızı Yağmur Ünal da 90 kişilik ekiple çekilecek filmin yönetmenliğini annesinin yapacağını, kendisinin de oyuncu olarak görev alacağını belirtti. Ünal, "Yeşilyurt küçük bir yerleşim. Film için burayı seçtiğimizde huzur bozmaktan, rahatsız etmekten korktuk. Çünkü 90 kişilik ekibimiz var. Ancak yöre halkı bizi o kadar sıcak karşıladı ve sevdi ki duyduğumuz memnuniyet tarifsiz" diye konuştu. MALATYA - "Malatya Uluslararası Film Festivali"nin altıncısı, 6-12 Kasım arasında düzenlenecek. Festival Komitesi'nden yapılan yazılı açıklamaya göre, etkinlik, Malatya Valiliğinin koordinasyonu, Büyükşehir Belediyesinin ana sponsorluğunda, Malatya Kayısı Araştırma-Geliştirme ve Tanıtma Vakfı tarafından Kültür ve Turizm Bakanlığı, Başbakanlık Tanıtma Fonu Kurulu, Battalgazi ile Yeşilyurt belediyeleri, Fırat Kalkınma Ajansı ve İnönü Üniversitesinin destekleriyle gerçekleştirilecek. Bu yıl 6-12 Kasım'da düzenlenecek festivalde, yaklaşık 140 filmin gösterimi yapılacak. Bunlar, ulusal ve uluslararası dünya panoraması, ulusal ve uluslararası yarışma, onur ödülü ve çocuk filmleri ile kısa film seçkilerinden oluşacak. Etkinliğin açılış töreni, 6 Kasım'da "Onur Ödülü" takdimleriyle başlayacak. 12 Kasım'daki Festival Ödül Töreni'nde ise Ulusal ve Uluslararası Uzun Film yarışmaları ve Ulusal Kısa Film Yarışması'nın kazananlarına ödülleri takdim edilecek. Festivalin Danışma Kurulu'nda, sinema yazarı Kerem Akça, Roma Türk Film Festivali Kurucusu Serap Engin, yapımcı Mehmet Çam, senarist-yönetmen Ümit Ünal, oyuncu İpek Tuzcuoğlu ve senaristakademisyen Özgür Şeyben yer alacak. Vizyona yeni girecek filmler "Mad Max: Fury Road" George Miller imzalı, "Mad Max" serisinin uzun zamandır beklenen devam filmi "Mad Max: Fury Road" izleyici ile buluşacak. Aksiyon sahneleriyle dikkati çeken film, kıyamet sonrası evrende canlanan çete kapışmalarını, üç boyut teknolojisiyle sinemaseverlere sunuyor. Yeni seride Max'i Tom Hardy canlandırırken, Hardy'e başrolde Charlize Theron, Zoe Kravitz ve Rosie Huntington Whiteley eşlik ediyor. Siyahlı Kadın 2: Ölüm Meleği" Helen McCrory, Jeremy Irvine, Phoebe Fox ve Mary Roscoe'nun oynadığı "Siyahlı Kadın ": Ölüm Meleği" filminin yönetmenliğini Tom Harper üstlendi. Korku ve gerilim türündeki serinin yeni filmi, terkedilmiş ve tuhaf olduğu kadar güvenli de gözüken Eel Marsh'in evindeki bir grup insanın hikayesini anlatıyor. "Aşk Uğruna" Zengin bir oyuncu kadrosuna sahip "Aşk Uğruna" filminin başrollerinde Michelle Williams, Kristin Scott Thomas ve Matthias Schoenaerts'ın yanı sıra Margot Robbie ile Sam Riley yer alıyor. "Düşes"in yönetmeni Saul Dibb'in uzun süredir üzerinde çalıştığı film, 41 ülkede 3 milyondan fazla okuyucuya ulaşan "Fransız Süiti" kitabından sinemaya uyarlandı. 05:53 İstiklal Marşı ve Günün 05:55 Mazi Kalbimde Yaradır 07:20 Osmanlı Tokadı 09:00 Rüzgar Gülü 10:00 Yabancı Sinema "Çılgın Köpek" 11:40 1'de Bugün 11:55 6 Mantı 13:10 Savaşta Barışta Türk Ordusu 13:35 1'de Bugün 13:50 Türk Sineması "Hasan Boğuldu" 15:35 Gezelim Görelim 16:15 1'de Bugün 16:30 Zengin Kız Fakir Oğlan 19:00 Ana Haber Bülteni 19:45 Spor 19:50 Hava Durumu 19:55 Beni Böyle Sev 23:00 Yabancı Sinema "Görevimiz Tehlike 2" 01:20 Türk Sineması "Hasan Boğuldu" 02:50 Gezelim Görelim 06:00 Çocuklar Duymasın 08:30 Adanalı 10:35Yahşi Cazibe 12:45Alemin Kıralı 15:40 Truvalı Helen - 18:45 Hafta Sonu atv Ana Haber 20:00 Kertenkele 23:20 Yabancı Sinema 02:05 Aliye 03:05 Hayat Devam Ediyor 05:00 Şöhret 07:00 GAGGUK 08:30 BURADA NE YENİR? 09:30 SON TREND 10:30 DİZİ DOKTORU 11:30 HAFTASONU 12:50 GAGGUK 13:45 GÜRKAN ŞEF İLE MANGAL ZAMANI 15:00 DOLU DOLU ANADOLU 16:20 YABANCI SİNEMA 18:15 EMRE BUGA İLE ANA HABER 19:00 THE UNIT (EKİP) 20:00 SİNEMA MR. VE MRS. SMİTH 21:50 YABANCI SİNEMA 23:50 BOKS GECESİ BEST OF KICKBOKS GECESİ 02:20 THE UNIT (EKİP) 06:00 Dila Hanım 07:30 Akasya Durağı 10:00 Melek 12:00 Yerli Dizi 14:00 Yerli Dizi 16:30 Yerli Sinema 18:30 Star Haber Kaçış Planı 00:30 Yerli Dizi 03:00 Yerli Sinema 04:30 Yerli Sinema 08:00 Ver Fırına 10:30 Ütopya 12:15 Ütopya 14:00 Kaçak Gelinler 16:45 Çok Güzel Hareketler 18:00 Yabancı Sinema 20:00 Bu Tarz Benim 01:15 Yabancı Sinema 03:15 Yabancı Sinema 05:00 Arda nın Mutfağı 05:45 Ütopya 06:00 Kanal D Çocuk Kulübü 07:15 Akasya Durağı 09:30 Magazin D 12:15 Çok Güzel Hareketler Bunlar 13:15 Yerli Dizi 16:00 Ben Bilmem Eşim Bilir 19:00 Ana Haber Bülteni 20:00 Yabancı Sinema 23:00 Arkadaşım Hoşgeldin 01:30 Yerli Sinema 02:45 Yabancı Sinema 04:00 Yabancı Sinema 20:00 KERTENKELE İmkansız bir aşkın acayip hikayesi... Zekâsı ve sıra dışı yetenekleri sayesinde İstanbul polisi tarafından bir türlü ele geçirilemeyen profesyonel bir hırsız olan KERTENKELE'nin 'Hayatın yalan olsa da aşkın gerçek olsun' dedirten hikayesi... Dizi, yapımcı Yalçın Şen imzasını taşıyor. Yapım Atölyesi tarafından yapılan dizinin senaryosu Savaş Korkmaz ve Hakan Kandal'a ait. Hasan Burakın konsept danışmanı Ayşe Özerin proje koordinatörü olduğu dizinin uygulayıcı yapımcısı da Erdoğan Sevinç. 19:50 ULTRAVİOLET Orjinal İsmi:Ultraviolet Yönetmen:Kurt Wimmer Oyuncular:Milla Jovovich, Cameron Bright, Nick Chinlund Yapım Yılı:2006 Tür:Aksiyon/Bilim Kurgu 21. yüzyıl sonlarında insanlık çok değişmiştir. Hemofaj denilen hastalık dolayısıyla genetik olarak değişmiş yeni bir insan türü ortaya çıkar. Bu değişiklik onların çok daha hızlı, inanılmaz derecede kuvvetli ve keskin bir zekaya sahip olmalarını sağlar. Onlar 'normal' ve 'sağlıklı' insanlardan ayrı düştüklerinde dünya insanlar ve hemofajlar arasında yepyeni bir sivil savaşın eşiğine gelir. Bu savaşta amaç 'hastalıklı' olanların yok edilmesidir. Bu çapraz ateşin arasında kalan bir hemofaj olan Ultraviolet bir anda kendini hükümet tarafından işaretlenmiş dokuz yaşında bir çocuğu onlardan korumaya çalışırken bulur... Yapımı : ABD Tür : Aksiyon, Dram, Gerilim Gizem, Suç Yönetmen : Mikael Håfström Oyuncular : Sylvester Stallone, Arnold Schwarzenegger, Vincent D'Onofrio, Jim Caviezel, Sam Neill Senaryo : Miles Chapman Yapımcı : Randall Emmett, Erik Feig Diğer Adı : The Tomb Dünyanın en önemli güvenlik uzmanlarından biri olan Ray Breslin, işinde son derece tanınan bir güvenlik tasarımcısıdır. Kendi tasarlayıp inşa ettiği üst düzey korumalı hapishanenin konuklarından biri ise kendisi olur. Kendi tasarladığı hapishanede şimdilerde mahkum olarak yer alan Ray, yüksek güvenlik engellerini bir bir aşarak firar etmeyi planlamaktadır. 21:30 KAÇIŞ PLANI

3 bölge haberleri 30 Mayıs 2015 Cumartesi 3 Çocuklar depremden korunmayı oyunla öğreniyor Çankırı ile Orta Darfur Kardeş Şehir oldu ÇANKIRI - Çankırı Valiliği ile Sudan Cumhuriyeti Orta Darfur Eyaleti arasında "Kardeş Şehir" protokolü imzalandı. Vali Vahdettin Özcan, Valilikte düzenlenen törende, Sudan ile Türkiye ilişkilerini yakından takip ettiğini belirtti. İki ülke arasındaki ilişkilerin gelişmesinden büyük mutluluk duyduğunu vurgulayan Özcan "Bugün Çankırı Valiliği ile Sudan Cumhuriyeti Orta Darfur Eyaleti arasında 'Kardeş Şehir' işbirliği imzalamasından mutluluk duymaktayım. Bundan sonra ilişkilerimiz daha da gelişerek devam edecektir. Sizi burada 5 gün süreyle misafir etmekten memnunuz. Çankırı misafiri seven, yaren kentidir" Özcan, Orta Darfur'u ziyaret edip ihtiyaçları yerinde belirleyeceklerini vurgulayarak, "Büyükelçinin vermiş olduğu sözlerin bize düşen bölümlerini yerine getireceğiz. En kısa zamanda Orta Darfur Eyaletinde olacağız" ifadesini kullandı. Orta Darfur Eyalet Valisi Cafer Abdülhakim İshak da kendilerine gösterilen ilgiden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Türklerin misafirperver olduğunu anlatan İshak, "Türkiye Sudan elçisinin, Darfur Sultanı Ali Dinar'ın ziyareti ile dostluklarımız gelişti. Türkiye'nin Sudan'a yaptığı yardımların değerini de biliyoruz. Türkiye Sudan'a bütün alanlarda destek verdi ve vermeye devam ediyor. Tarihi ilişkilerin olduğunu biliyor ve bunlara tekrardan devam etmek istiyoruz. Bu nedenle bir anlaşma imzalamak istedik" Konuşmaların ardından anlaşma imzalandı. Merdiven altı eğitim kurumlarına sıkı takip başlıyor ANKARA - Dershanelerin özel okula dönüşümü sürecinde, Milli Eğitim Bakanlığından (MEB) izin almadan ya da mevzuata aykırı şekilde "merdiven altı" olarak tabir edilen eğitim faaliyeti yürüten etüt merkezi, eğitim koçluğu, eğitim merkezi, eğitim danışmanlığı, ödev evi, eğitim rehberliği, öğrenci apartı, öğrenci pansiyonu adlarıyla açılan kurumlara yönelik denetimler artırılacak. Bu kurumlara iş yeri açma ve çalışma ruhsatı verilmeyecek, verilen ruhsatlar iptal edilecek ve faaliyette bulunması önlenecek. Bakanlık, dershanelerin özel okula dönüşüm sürecinde, MEB'den ruhsat alan ancak mevzuata aykırı uygulamalarda bulunan, farklı bakanlıklar ve belediyelerden çalışma izni alarak eğitim faaliyeti yapan ya da herhangi bir izin almadan "merdiven altı" eğitim yapan kuruluşların faaliyetlerine ilişkin denetimlerini artırdı. Bu kapsamda, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı'nın imzasıyla illere genelge gönderildi. Genelgede, eğitim ve öğretim faaliyetlerinin devletin gözetim ve denetiminde olduğu, Bakanlıkça, resmi, özel ve gönüllü her kuruluşun, eğitimle ilgili faaliyetlerinin milli eğitimin amaçlarına uygunluğu bakımından kontrol edildiği belirtildi. Eğitim faaliyetlerinin, MEB'den kurum açma izni almadan yapılamayacağı bildirilen genelgede, her ne ad altında olursa olsun eğitim ve öğretim sunmak amacıyla yürütülen faaliyetlerin izinsiz yapıldığının tespiti halinde, bu kurumların valilikçe kapatılacağı ifade edildi. Yüksek Öğrenim Öğrenci Yurtları ve Aşevleri Hakkındaki Kanun'a göre, yemekli veya yemeksiz özel öğrenci yurdu ve buna benzer kurumların açılması ve işletilmesinin de MEB'in iznine bağlı olduğu belirtilen genelgede, Bakanlığın denetleme hakkının bulunduğu kaydedildi. Genelgede, yetkili idareden otel, motel, pansiyon ve benzeri konaklama ruhsatı aldığı halde, sadece öğrenci barındıran ve öğrenci yurdu gibi çalıştırılan yerler ile öğrenci evi, öğrenci pansiyonu, öğrenci apartı adlarıyla faaliyet sürdüren yerlerin de valiliklerce kapatılacağı aktarıldı. Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) eğitmenleri, Deprem Simülasyon Merkezinde, öğrencilere depremde nasıl davranılması gerektiğini oyunlarla öğretiyor. ANKARA - Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) eğitmenleri, Deprem Simülasyon Merkezinde, öğrencilere depremde nasıl davranılması gerektiğini oyunlarla öğretiyor. Merkezde görev yapan AFAD Eğitmeni Emel Sonkaya, AA muhabirine, başkentte 2003'te kurulan Deprem Simülasyon Merkezinde bugüne kadar yaklaşık 150 bin kişiye afet bilinciyle ilgili eğitim verdiklerini belirtti. İnsanları afetler konusunda bilinçlendirmeyi amaçladıklarını dile getiren Sonkaya, eğitimler sırasında katılımcıları, afet öncesinde, anında ve sonrasında yapılması gerekenler konusunda bilgilendirdiklerini anlattı. Sonkaya, ziyaretçilerin çoğunluğunu ilköğretim çağındaki çocukların oluşturduğunu, bu nedenle alanında uzman AFAD eğitmenlerince çocuklara yönelik geliştirilen farklı yöntemler benimsediklerini ifade ederek, "Çeşitli interaktif yöntemler kullanıyoruz. Oyunla, müzikle, drama etkinlikleriyle, tiyatroyla öğrenme gibi yöntemleri deniyoruz" Eğitimlerin öncelikli amacının "Hazırlık yaparsak önleyebiliriz" MANİSA - Soma'da maden faciasında ölen madenci Ali Gül'ün eşi Meryem Gül, AFAD'ın gönderdiği yardım parasının da bulunduğu hesabın bir banka görevlisi tarafından boşaltılarak dolandırıldığını iddia etti. Meryem Gül, gazetecilere yaptığı açıklamada, Soma'da şehit düşen madenci ailelerine yönelik sağlanan nakdi yardımın Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'nca (AFAD) kendilerine ulaştırıldığını, bu parayı sigortadan ödenen miktarla ilçedeki bir banka şubesine yatırdığını Bankalardaki işleyiş konusunda da bilgi sahibi olmadığını ifade eden Gül, bazı madenci ailelerinin "dolandırıldıklarını" duyunca durumunu araştırmak için gittiği bankada hesapta para bulunmadığını öğrendiğini belirtti. Bankadaki bir personel tarafından paranın çekildiğini, bu kişinin kayıp olduğunu öğrendiğini anlatan Meryem Gül, hesapta AFAD'dan yatırılan ve sigorta tarafından ödenen yaklaşık 200 bin lira paranın olması gerektiğini vurgulayarak, "Banka yetkilileri durumun farkında olduklarını bildirerek 'sizi mağdur etmeyeceğiz, paranızı ödeyeceğiz' Bir süre beklememi istedi ama aradan 2 ay geçti hiçbir gelişme olmadı. Bu para, 2 çocuğumun gelecek parası" diye konuştu. Olayı Soma Kaymakamı Bahattin Atçı'ya aktardığını, düşüncesinin yaygınlaşmasını sağlamak olduğunu vurgulayan Sonkaya, şöyle konuştu: "Bunun yanında afetlerden korunmak için yapılacakların bireysel ve toplumsal refleks haline gelmesi hedefleniyor. Afet eğitiminde daha önce kullanılmamış yöntemler deneniyor. Afet eğitimleri için özel tasarlanmış sağlam ev yapma, eşya sabitleme oyunları, depremin oluşum mekanizmasını kavratmaya yönelik modeller, tiyatro, drama etkinlikleri, oryantiring oyunları, Karagöz Hacivat oyunları, müzikle eğitim gibi zengin ve renkli uygulamalarla tamamen interaktif yöntemler kullanılıyor." Sonkaya, eğitimin başarısının katılımcı sayısının çokluğuyla değil, harekete geçirilenlerle ölçüldüğünü anlattı. Bu nedenle merkezde eğitim verdikleri öğrencileri geçen yıldan itibaren okullarında ziyaret ettiklerini kaydeden Sonkaya, "Güzel şeyler gördük. Eşya sabitlemişler, afet planlamaları yapmışlar. Evlerinde çeşitli uygulamalar yapmışlar, buluşma noktaları belirlemişler. Bu da bizi mutlu etti" ifadesini kullandı. Eğitimlerin katılımcı öğretmenler tarafından da çok beğenildiğini söyleyen Emel Sonkaya, "Katılımcılar eğitimdeki yaklaşımımızı çok başarılı bulduklarını ifade ediyor. İnteraktif tiyatromuzda kullandığımız 'Hazırsan Deprem Salıncak' isimli çocuk şarkısı da çok beğenildi. Okullardan çok mutlu edici geri bildirimler alıyoruz" diye konuştu. Sonkaya, engelli çocuklar için özel eğitimler hazırladıklarını da belirterek, "İşitme engelli çocuklarla bire bir iletişime geçmek için işaret dili öğrendik. Görme ve fiziksel engelliler için özel oyun, eğitim ve materyaller hazırladık. Eğitim verdiğimiz işitme engelli çocukların bizim için işaret diliyle hazırladığı 'Depremden korun' şarkısı da bizi çok duygulandırdı" Talebin yoğunluğu nedeniyle merkez kapasitesinin artık yeterli olmadığını belirten Sonkaya, daha büyük ve teknolojik yeni bir afet eğitim merkezi projesi hazırlayarak yetkililere sunacaklarını, yeni Afet Farkındalık Merkezinin dünyadaki örneklerin çok ilerisinde olacağını dile getirdi. Soma şehidi madencinin eşi dolandırıldı ardından Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunduğuna dikkati çeken Gül, elinde eşi için ödenen maaştan başka gelirinin bulunmadığını, konunun çözümü için yardım beklediğini ifade etti. Soma Kaymakamı Bahattin Atçı ise bu yöndeki şikayetlerin kendisine ulaştığını, banka görevlisinin 3'ü ölen madencilerin aileleri olmak üzere yaklaşık kişiyi mağdur ettiği iddialarının bulunduğunu Konuya ilişkin incelemenin 2-3 aydır sürdüğü ve müfettişlerce raporun hazırlandığını belirten Atçı, şunları kaydetti: "Savcılık olaya el koydu, adli soruşturma da sürüyor. Banka çalışanı hakkında tutuklama kararıyla arama emri çıkmış. Şu an banka müfettişlerinden raporun gelmesi bekleniyor. Henüz rapor ele geçmediği için toplam para miktarı ile ilgili veya mağdur kişi sayısı hakkında net bir bilgi yok. Mağdur olan ailelerin arasında madenci aileleri de var. Bankada hesabı bulunan civarında kişinin mağdur edildiği ve bir milyonun üzerinde bir tutarın olduğu söyleniyor ama telaşa gerek yok. Mağduriyetler, faiziyle beraber banka tarafından giderilecek." Atçı, banka memurunun eşinin Soma'da öğretmenlik yaptığını, kısa süre önce Güneydoğu'daki bir kente tayininin çıktığını belirterek, şüphelinin de buraya gitme ihtimalinin değerlendirildiğini bildirdi. Fehmi KORU fkoru@gmail.com Dinlemeler ve kulaklar fkoru@htgazete.com.tr YENİDEN kriptolu telefonlara ve gizli dinlemelere dönme ihtiyacı duyduğum bu yazıyı İsmet Berkan a borçlusunuz. Cemaat yapılanmasından bir terör örgütü çıkaran Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı nın hazırladığı iddianamede yer alan kriptolu telefonlar ile ilgili bölümleri Hürriyet teki köşesinde irdeleyen o... Neredeyse 2 yıldır zihnimde taşıdığım kuşkulara onun açtığı yoldan giderek cevap buldum. Hatırlayacaksınız: 17 Aralık 2013 tarihinde internet sitelerine konan kayıtlar ile ilgili kopan gürültü üzerine yolumu Pennsylvania ya düşürmüş ve oradan Fethullah Gülen in yazdığı bir mektupla dönmüştüm. Sonradan genel çerçevesi mektup haline dönüşecek karşılıklı görüşmemizde, Fethullah Gülen in şu sözleri o gün bugündür zihnimde asılı duruyor: Bizim bu kasetlerle bir ilişkimiz yoktur, olamaz Fehmi Bey... Aradan geçen süre içerisinde, polisler ve TÜBİ- TAK elemanlarıyla ilgili yargı operasyonları yaşanınca, o sözlerin havada kaldığını veya doğruları yansıtmadığını düşünür olmuştum. Öyle ya, devletin gerçekleri araştırmakla görevli memurları, bürokrasi içine sızmış Paralel Yapı elemanlarının dinleme faaliyeti gerçekleştirdiklerini tespit etmiş durumda. Yüzlerce, binlerce kişi -kimi yasal, kimi yasal olmayan yollarla- dinlenmiş, soruşturmayı yürütenler bunların kayıtlarına da ulaşmış... Bizim bu kasetlerle bir ilişkimiz yoktur, olamaz diyen de, herhalde, sonradan ortaya dökülen bilgilerle mahcup olmuştur diye düşünmem normal. İsmet Berkan ın iddianame üzerinden iz sürmesi işte bu noktada devreye giriyor. Berkan ın son yazısında, 17 Aralık günü internet sitelerine düşen Tayyip Erdoğan ile oğlu arasında geçtiği iddia edilen beş ayrı telefon görüşmesinin kayıtlarına da değiniliyor. İçinde Paraları sıfırla cümlesi de geçen konuşmalar... Berkan ın yazısında aktardığı iddianamede alıntılanan bilirkişi raporu incelemesine göre, konuşmaların kaydı montaj imiş... TÜBİTAK ın son bilirkişi raporu da, hatırlayacaksınız, aynı kanaate varmıştı. Montaj olduğuna göre... Yazıyı okuyunca ben de kendimce bir araştırma yapayım dedim ve esas şaşırtıcı bilgiye de o sayede ulaştım: Kriptolu telefonlarla yapılmış olanlar dahil yüzlerce, binlerce görüşmenin kaydına suçüstü yoluyla ulaşan, alelacele silinmeye çalışılmış kayıtları bile bulup çıkararak büyük bir telekulak rezaletini ortaya çıkaran yargının elinde, 17 Aralık günü internet sitelerinde yayına konulan o görüşmelerin kayıtları bulunmuyor... Teknik inceleme, bu yüzden, internet siteleri yayınları üzerinden yapılmış... Devlet içerisinde yuvalanmış birilerinin dinledikleri ve bir kısmını tape haline getirdikleri görüşmelerin kayıtları var... Fakat tarihi sonuçlara yol açmış o görüşmenin kaydı yok... Ne demişti Fethullah Gülen bana: Bizim bu kasetlerle bir ilişkimiz yoktur... Bu kasetlerle, yani Pennsylvania ya kadar gidip kendisiyle görüşme yapmamın sebebi olan 17 Aralık kasetleriyle... Aylar boyu zihnimi yakıp duran en önemli kuşkumun cevabını bulmuş gibiyim... Cemaat denilen yapının medyası 17 Aralık ı bütün olarak himayesi altına aldığı için o kayıtlar da üzerlerinde kalmıştı; ancak anlaşılıyor ki, o gün internet sitelerinde yayınlanan gizli kayıtlar bir başka kulak ın işi... İster montaj ister dinleme yoluyla elde edilmiş olsun; 17 Aralık kayıtları gerçeği muhtemelen bu. Dışişleri Bakanlığı nda yapılan üst düzey toplantının kaydını da hatırlayın derim. Hangi yerli veya daha muhtemel olarak yabancı kulak acaba?. 29 Mayıs 2015/ HABER TÜRK Başkentte 10 ton 10 numara yağ ele geçirildi ANKARA - Başkentte düzenlenen operasyonda, 9 ton 920 litre "10 numara yağ" ele geçirildi. Ankara Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık Suçlarıyla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, akaryakıt kaçakçılığını önlemeye yönelik yürüttükleri çalışmalar sonucunda, bazı kişilerin şehirler arası yolcu, yük taşıyan otobüs, tır, kamyon gibi araçların motorin yerine "10 numara yağ" olarak adlandırılan özel karışımlı yağı kullandıkları bilgisine ulaştı. Ekipler, şüphelilerin bu yağı nakliyeciler sitelerinde mobil olarak tasarladıkları araçlarında özel düzeneklerle müşterilere sattıklarını tespit etti. Bunun üzerine Şaşmaz Nakliyeciler Sitesinde, aracında özel düzenekle bu yağı satan bir araç ve iş yerine operasyon düzenlendi. Operasyonda, toplam 9 ton 920 litre "10 numara yağ" ile dolum işleminde kullanılan düzenek ele geçirildi. Konuyla ilgili şüpheliler hakkında yasal işlem yapıldı.

4 430 Mayıs 2015 Cumartesi İLESAM üyeleri ve konuklar İLESAM Kültür Evi'nde buluştu. Her hafta olduğu gibi bu hafta da bir konuşmacı bir konu hakkında dinleyenlerini bilgilendirdi. ANKARA oyunu tanıtıldı Türk zeka ve strateji oyunu olan Mangala nın tanıtımı için basın toplantısı düzenlendi. İlESaM da edebiyat buluşması MİHRİBAN DEMİREL- İLESAM tarafından düzenli olarak gerçekliştirilen porgramın açılış konuşması İLESAM Genel Başkanı Mehmet Nuri Parmaksiz tarafından yapıldı. Sonrasında Doç. Dr. Ayfer Yılmaz bir sunum eşliğinde Suzan Sözen in romancılığını konu alan bir konuşma ile programa devam etti. Güzel Türkçesi, akıcı dili ve sade anlatımı ile ilgileri üzerinde toplayan ve böylece konuyu daha anlaşılır kılan Yılmaz a, sunumu sırasında Gamze Bulgan eşlik etti. Dinleyenlerinin ilgi ile izlediği bu güzel programın sonunda sorular soruldu, yanıtlar alındı. İLESAM Genel Merkez Yönetim Kurulu üyesi Nurullah Çetin in elinden teşekkür belgesini alan Ayfer Yılmaz ın bu dönemde ikinci kez konuşma yaptı. Şiir dinletisi, İLESAM Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Durak Turan Düz tarafından gerçekleştirildi. Memkelet sevdası, aşk, sevgi, hayatın içinden, geçmişe özlem konuları, şiirlere ilham veren duyguları taşıyordu. Toplantıya, Hatun Tülin Şenel, Lale Turgut, Hayrettin Gültekin, Seyfettin Çoban, Kemal Parıldar, İsmet Bora Binatlı, Halil Yazanel, Cahit Karaç, Faik Yılmaz, Murat Haydaroğlu, Hallaçlı Kültür Merkezi açıldı Gölbaşı Belediyesi, Hallaçlı Mahallesi'nde kültür merkezi açtı. Gölbaşı Belediyesi tarafından yapımı tamamlanan Hallaçlı Kültür Merkezi nin açılışı yoğun katılımla gerçekleşti. Hallaçlı Kültür Merkezi nin açılışında konuşan Gölbaşı Belediye Başkanı Fatih Duruay, İnsan nefesi girmeyen binaların taş yığınından farkı yoktur. O nun için sadece düğün, cenaze için değil, her gün her vesile bu merkezlerimizi kullanalım Kültür merkezinin açılışı dolayısıyla Hallaçlı lı vatandaşlarla birlikte olmanın mutluluğunu yaşadığını ifade eden Başkan Fatih Duruay, daha sonra şunları söyledi: Durmadan, yorulmadan hizmetlerimize devam ediyoruz. Merkez ve köyden mahalleye dönüşen beldelerimizde sıkıntıları 5 sene de çalışarak çözeceğiz. Kültür merkezimizin yapımında emeği geçen belediye personellerimize teşekkür ediyorum. Ben kültür merkezlerinin sadece düğünlerde ve cenazelerde kullanılmasına karşıyım. Bu kültür merkezlerimizde bacılarımıza, amcalarımıza, genç kardeşlerimize ne dilekleri varsa biz onlara ona göre kurs açalım. Bu kültür merkezlerimizin içine insan nefesi girsin, ayda bir kere kullanmayalım. Kur an kursu açalım onlara burada çay ikramında bulunalım, gençlerimiz ne kursu istiyorsa açalım, bu kültür merkezlerini boş bırakmayalım. Bu arada açılış konuşmalarının ardından Gölbaşı Belediye Başkanı Fatih Duruay ile törene katılanlar hep birlikte kültür merkezinin açılış kurdelesini kestiler. Açılışa, Başbakan Danışmanı ve AK Parti Milletvekili adayı Ertan Aydın, CHP Ankara milletvekili adayı Emre Doğan, AK Parti Gölbaşı İlçe Başkanı Osman Karaaslan, AK Parti Çankaya İlçe Başkanı Ali Güven, CHP Gölbaşı İlçe Başkanı Ümit Atak ile belediye meclis üyeleri, STK temsilcileri, muhtarlar ve çok sayıda vatandaş katıldı. Davetlilere daha sonra yeni kültür merkezinde yemek ikram edildi. Nevin Balta, Niyazi Bali, Necati Özdenkoş, Mehmet Sevinç, Halit Çiğdem, Orhan Vergili, Mahir Ünat, Arifi ESRARİ, Yerlan Zamirbayev, Sevinç Güven, Prof. Nurullah Çetin, Ozan Sincan Belediyesi ve Türk Hava Kurumu ilçede Uçurtma Şenliği düzenledi. Geleneksel hale gelen uçurtma şenliğine vatandaş yoğun ilgi gösterdi. Sıcak havanın tadını Belören dağı eteklerindeki çıkaran vatandaşlar Sincan semalarını uçurtmalarla donattı. Model uçak yarışmasının da düzenlendiği şenlikte 50 okuldan öğrenciler 1. olmak için ter döktü. Yarışmada on altı yaş altı gurubunda birinciliği Yenikent İlkokulu, on altı yaş üstü yarışmada ise birinciliği Erkunt Eğitim Merkezi kazandı. Dereceye giren gruplara kupalar verildi. Türk Hava Kurumu ile birlikte düzenlenen uçurtma şenliğinin ilgi görmesinden dolayı mutlu olduklarını ifade eden Sincan Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Tuna Belediye olarak ilçemizde uygulamaya konan bu çeşit sosyal organizasyonlara destek vermeye devam edeceğiz. Sincan da yaşayan bütün kardeşlerimize sosyal ve fiziki anlamda daha yaşanılabilir bir şehir sunmak gayretindeyiz bu anlamda imkanlar ölçüsünde her türlü sosyal ve kültürel hizmet fırsatını değerlendireceğiz. 7 den 70 e herkesin bir araya geldiği şenlikte, miniklerde aileleri ile birlikte model uçak yarışmasına katıldı. Geleceğin pilotları model uçakları ile eğlendi. Havacılık etkinlikleri yaparak gençleri havacılık Dudahi, Salim Özyon, Nur Ersen, Sadık Kılıç, Şakir Susuz, Sevinç Otan, Erçin Erdal, Fevzi Günsel, Nurettin Gür Ozanoğlu, Hanifi Işık, Hilmi Teke, Ali Haydar Bey katıldı. Sincan da gökyüzü rengarenk oldu Sincan Belediyesi Türk Hava Kurumu işbirliği ile düzenlenen Uçurtma Şenliği 7 den 70 e herkes gönüllerince eğlendi. sevgisi ile buluşturmayı amaçladıklarını belirten Türk Hava Kurumu Sincan Şube Başkan Yardımcısı Atila Çelik, "Amacımız havacılığı gençlerimize sevdirmek ve geleceğin pilotlarını paraşütçülerini yetiştirmektir. Bu doğrultuda düzenlemiş olduğumuz model uçak yarışmasına katılan öğretmen ve öğrencilerimize teşekkür ediyorum." Bekir Yılmaz İlkokul unda düzenlenen Mangala tanıtım toplantısına Çubuk Belediye Başkanı Tuncay Acehan, İlçe Milli Eğitim Müdürü Murat Aslan, Belediye Başkan Yardımcısı Zeki Metin, Yıldırım Ahalisi Dernek Başkanı Emrah Erdoğan, Bekir Yılmaz İlkokulu Müdür Ali Bodur, Bekir Yılmaz Ortaokulu Müdürü Engin Önal ve öğretmenler katıldı. Toplantıda oyun hakkında bilgi veren Çubuk Belediyesi Başkan Yardımcısı Zeki Metin, Çubuk u Türk zeka ve strateji oyunu Mangala nın merkezi haline getirmek istediklerini Ahmet Yesevi Kültür Merkezi, Türk Dünyası Parkı ve Türki Cumhuriyetleri ile başlatılan kardeş şehir projelerine özünde destek olacak Mangala oyununu da hayat geçireceklerini anlatan Metin, Biliyorsunuz 10. Uluslararası Çubuk Kültür Festivaliyle birlikte Çubuk u Türk Dünya nın buluşma noktası yapmak için çeşitli projeler hayata geçirmeye başladık. Ahmet Yesevi Kültür Merkezi ve Çubuk Vadisinde oluşturulacak Türk Dünyası Parkı projelerimizin çalışmaları devam ediyor. Kazakistan, Türkmenistan ve Özbekistan da kardeş şehirler belirledik. Şimdi de Türk Dünya sının ortak oyunu olan Mangal yı ilçemizde yaygınlaştıracağız Kazakistan, Türkmenistan ve Özbekistan da Mangala oyunun federasyon düzeyinde temsil edildiğini ve turnuvalar düzenlendiğini hatırlatan Metin, Türkiye de Mangala federasyonunun olmadığını ifade ederek, Belediyemizin ve ilçe milli eğitim müdürlüğümüzün destekleriyle Türkiye de ilk defa Mangala nın federasyonunu ilçemizde kuracağız. Böylelikle Türki Cumhuriyetleri ile daha kolay bağlantılar kurabileceğiz. Karşılıklı müsabakalar ve turnuvalar yapılacak diye konuştu. Mangala nın çocukken oynadıkları dokuztaş oyunu olduğunu anımsatan Çubuk Belediye Başkanı Tuncay Acehan da, belediye olarak unutulmaya yüz tutmuş en eski Türk strateji oyunu mangalayı tanıtmak ve yaşatmak için her türlü desteği vereceklerini Konuşmaların ardından pilot okul olarak seçilen Bekir Yılmaz İlkokulu nda Mangala sınıfının açılışı yapıldı. Açılışın ardından mangala sınıfının antrenörü ve hakemi Hacer Mehtap Metin ise, mangalanın hem beyin fırtınası yapmayı, hem çoğul düşünebilmeyi hem de strateji geliştirmeye öğrettiğini kaydederek, Mangala oyunu satranca alternatif bir zeka sporu. Oyun tahtası üzerinde karşılıklı 6'şar adet olmak üzere 12 küçük kuyu ve her oyuncunun taşlarını toplayacağı birer büyük hazine bulunuyor ve 48 taş ile 5 set oynanıyor şeklinde bilgi verdi. Keçiörenli öğrenciler'den resim sergisi HABER MERKEZİ- Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak, Estergon Kalesi'ni öğrencilerin yağlı boya sergisi için tahsis etti. Rauf Denktaş Anadolu Lisesi öğrencilerinin Estergon Türk Kültür Merkezi'ndeki yağlı boya resim sergisi açılışını Belediye Başkanı Mustafa Ak ve İlçe Milli Eğitim Müdürü Mustafa Kılıçgil birlikte yaptı. Lisenin öğrenci ve öğretmenlerini tebrik ederek konuşmasına başlayan Mustafa Ak, "Bu resim sergisini sanki sanat galerisini açar gibi açıyoruz. İnşallah bu sergide resimleri bulunan öğrenciler ileride tüm Türkiye'ye etki eden sanatçılar olurlar. Sergimiz hayırlı uğurlu olsun" Öğrenciler de kendilerine her zaman destek olan ve resim sergisi için Estergon Kalesi'nin kapılarını açan Başkan Ak'a teşekkür ettiler.

5 ANKARA 30 Mayıs 2015 Cumartesi5 Manisa nın metropol ilçelerinden Yunusemre nin temel sorunlarından şehir merkezinin yokluğu ve riskli yapıların mevcut durumu sorunlarını aşmaya yönelik üniversite, sivil toplum ve meslek odalarının konuya ilişkin fikirlerini almak üzere, Yunus Emre Belediyesi ve Celal Bayar Üniversitesi tarafından oluşturulan Yunus Emre Kent Akademisi (YUKA), Kentsel Dönüşüm ve Kent Dokusuna Katkıları Çalıştayı düzenledi. Manisa Saruhan Otel de gerçekleşen çalıştaya Ak Parti Manisa Milletvekili Recai Berber, Yunus Emre Belediye Başkanı Mehmet Çerçi, Mamak Belediye Başkan Yardımcısı Aydın Demir, Celal Bayar Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof.Dr Mustafa Mıynat, akademisyenler, bürokratlar, STK temsilcileri ve muhtarlar katıldı. Yunus Emre Belediyesi tarafından uygulanacak Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında, Mamak ta uygulanan kentsel dönüşüm projeleri, dönüşüm sürecinin yanı sıra Mamak Belediyesi nin projeler kapsamında halka olan diyaloğu, vatandaşla yapılan anlaşmalar model alınacak. Kentsel dönüşüm kavramının tanımı, nasıl bir kentsel dönüşüm yapılmalı, kentsel dönüşümde Mesut Akgül, Mutlu Mahallesi sakinleriyle buluştu Mamak Belediye Başkanı Mesut Akgül Mutlu Mahallesi sakinleriyle buluşarak imar planları hakkında mahalle sakinlerini bilgilendirdi. Akgül daha öncede Mutlu Mahallesi sakinleriyle bir araya gelerek yapılan imar değişiklikleri hakkında vatandaşları bilgilendirmişti. Bölgede yürütülen imar planları hakkında kafalara takılan sorulara en yetkin ağızdan cevap veren Akgül imar planlarında yapılan değişiklikler ile vatandaşın hiçbir şekilde mağdur edilmediğini dile getirdi. Kentsel yenileme çalışmaları öncesinde vatandaşları dinleyerek fikirlerini aldıklarını dile getiren Akgül: İmar planlarında yaptığımız değişikliklerle vatandaşlarımızı daha çok hak sahibi haline getirdik. Vatandaş lehine yapılan bu değişikliklerde herhangi bir kayıp söz konusu değil Bilgilendirme toplantısına gelen vatandaşların sorularını tek tek cevaplayan Akgül vatandaşlardan her duyduklarına itibar etmemelerini istedi. Akgül: Sosyal donatı ve yeşil alanları bulunan site tarzı modern bir yapılaşma öngörüyoruz. Sizler burada kendi aranızda ne kadar çabuk anlaşır ve birlik olursanız müteahhitlerinde bu bölgede yatırım yapması o kadar hızlı olur Toplantıda Akgül e Mamak Belediyesi Meclis Başkan Vekili Erdal Ak ve Mamak Belediyesi Başkan Yardımcısı Erdoğan Karadağ eşlik etti. afet ve deprem durumlarında toplanma alanlarına dikkat edilmesi, sağlıklı bir şehir ve kentleşme açısından yeşil alanların ve çocukların oyun alanları olarak planlanacak alanların varlığının önemi, parselasyonların doğru bir şekilde, akılcı, geleceğe dönük ve ilgili mevzuata uygun bir şekilde yapılmasının gerekliliği, kentsel dönüşüm esnasında doğru ve etkin bir iletişim kurularak ilgili vatandaşların sürecin içerisine katılması ve halk memnuniyetinin sağlanması gibi sorulara yanıtların arandığı Çalıştay da Mamak Belediye Başkan Yardımcısı Aydın Demir de, Mamak ta uygulanan yedi ayrı kentsel dönüşüm projesine değinerek, ilk olarak gecekondu sorununu ortadan kaldırarak, dönüşüm çalışmalarına ağırlık verdiklerini kaydetti. Kentsel dönüşümde yaşanan hukuki sürece de değinen Demir, Mamak ta kimseyi kırıp incitmeden vatandaşların çıkarları göz önüne alınarak anlaşmaların yapıldığını ve gecekondu yıkımlarının gerçekleştiğini Demir, Bölgede bulunan vatandaşlarımızı hiçbir şekilde mağdur etmeden, yaptığımız anlaşmaları yerel yönetim ve vatandaş işbirliğine örnek teşkil edecek şekilde yürüttük. Ülkemizin birçok yerinde gecekondular çevik kuvvet ekipleriyle yıkılırken Mamak ta vatandaş ve belediye el ele ŞEBNEM ÜNAL- Türkiye Diyabet Vakfı ve Diyabetle Yaşam Derneği ile ortaklaşa düzenlenen Ankara Geleneksel 6 ıncı Diyabetliler Bahar Şenliği ne Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, eşi Azize Yaşar, CHP Yenimahalle İlçe Başkanı Ahmet Meşe, Yenimahalle Belediyesi Başkanvekili Mehmet Kartal, Yenimahalle Belediyesi Başkan Yardımcıları Yaşar Neslihanoğlu, Başar Bal, Türkiye Diyabet Vakfı Genel Başkanı Prof. Dr. Ahmet Kaya, Ankara Şube Başkanı Prof. Dr. İlhan Yetkin, Diyabetle Yaşam Derneği Başkanı Emine Alemdar, Ankara Şube Başkanı Aşır Can Büyüker, Ankara Bisiklet Topluluğu ve çok sayıda diyabetli katıldı. Diyabetlileri bir araya getiren etkinlikte, Türkiye nin dört bir tarafından diyabet hastaları birbirleri ile kaynaşırken, eğlence dolu bir gün yaşadılar. Çeşitli yarışmaların düzenlendiği etkinlikte kura çekimi de yapılarak katılımcılara bisiklet, fotoğraf makinası, tablet bilgisayar ve check up dağıtıldı. Yenimahalle Belediyesi vererek huzur içerisinde yıkımlarımızı gerçekleştirdik Kentsel dönüşümde yasal alt yapının Ak Parti iktidarı döneminde detaylı bir şekilde oluşturulduğuna dikkat çekerek, yapılacak çalışmalarda büyük bir önem arz ettiğini kaydeden Demir, yapılacak kentsel dönüşüm çalışmalarına doğru modelle başlamanın kısa sürede başarı sağlamanın en önemli ayağını oluşturduğunu Çalıştaya katılan TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı ve AK Parti Manisa Milletvekili Recai Berber, Yunus Emre Belediye başkanını çalışmalarından dolayı tebrik ederek, 40 yıllık Belediyelerin bile hayata geçirmekte zorlandıkları kentsel dönüşüm projesini daha bir yıllık belediye olmasına rağmen hayata geçirmeyi başaran Yunusemre Belediye Başkanımız Sayın Dr. Mehmet Çerçi yi bu başarısından dolayı tebrik ediyorum Yunusemre Belediye Başkanı Çerçi, şehirlerin medeniyetlerin aynası olduğunu vurgulayarak, Bugün güzel bir çalışmaya başladık. İmar konusu zor bir konu. Bizde işin içerisine girince işin ne kadar zor bir durum olduğunu anladık. Şehircilik ve şehirler medeniyetlerin aynasıdır. Sorumluluğumuzu biliyoruz Diyabet Şenliği Yenimahalle Belediyesi, Neşet Ertaş Parkı nda Türkiye deki diyabetli ve yakınlarını bir araya getirerek Diyabet Şenliği düzenledi. TUBİL Halk Dansları Topluluğu da Antalya yöresiyle şenliğe katılarak coşkuyu ikiye katladı. Ankara Bisiklet Topluluğu ise güne damga vurdu. Aralarında diyabetlilerin de olduğu topluluk, Kızılay dan şenlik alanına kadar bisikletle geldi. Yaşar, yerel yönetimlerin yalnızca temizlik, alt yapı ve üst yapı gibi sorunlarla değil, sağlık alanında oluşan sorunlarla da ilgili çalışmalar da yapması gerektiğine vurgu yaparak, 6 yıllık görev süresince Yenimahalle de sağlık alanında vatandaşlarımıza destek olma konusunda önemli adımlar attığımız inancındayım. Vatandaşlarımıza yürüme mesafesinde sağlık ocakları hizmete açtık, ağız ve diş sağlığı merkezi açarak, üniversitelerimizin hizmetine verdik. Çok sık sağlık taramaları gerçekleştirerek, özellikle eğitim çağındaki çocuklarımızı kontrolden geçiriyoruz ve aileleri bilinçlendiriyoruz. Evden çıkamayacak olan hastalarımı için evde sağlık hizmeti veriyoruz Diyabetin hızla artmasında sağlıksız beslenme ve hareketsizliğin etkin olduğunu Yunus Emre Belediyesi ve Celal Bayar Üniversitesi tarafından oluşturulan Yunus Emre Kent Akademisi (YUKA), Kentsel Dönüşüm ve Kent Dokusuna Katkıları Çalıştayı nda Mamak taki kentsel dönüşüm çalışmaları örnek gösterildi. Mamak taki dönüşüm Manisa da tartışıldı söyleyen Yaşar, Bugün burada diyabet konusunda farkındalık yaratmak amacıyla bir aradayız. Diyabet hastalığının gelişmesinde hem genetik hem de çevresel faktörler rol oynuyor. Ancak diyabetin en önemli risk faktörleri, fazla kilo ve hareketsiz yaşam tarzıdır. Dolayısıyla son yıllarda obezitenin giderek yaygınlaşması diyabet oranlarındaki artış ile doğrudan ilişkilidir Diyabet Vakfı Genel Başkanı Kaya ise diyabetin tüm dünyada çığ gibi büyüdüğüne dikkat çekti. Kaya, Diyabet tüm dünyada alarm veriyor. Bölge, coğrafya fark etmiyor, gelişmiş gelişmemişlik fark etmiyor. Şu anda dünyada 387 milyon diyabetli var yılında ise hastalık bu şekilde devam ederse yüzde 55 oranında artarak, 592 milyona çıkması varsayılıyor. Türkiye de ise durum çok daha kötü, ülkemiz dünyada ki artış hızının iki katına sahip diye konuştu. Yaşar a desteklerinden ötürü teşekkürlerini sunan Yetkin ise, 2010 lu yıllarda yüzde 13,7 olan oran 2010 dan bu yana geçen sürede ise her beş kişiden birinin diyabetli olduğunu düşünüyoruz. Diyabet oranının başka ülkelerde artış hızı yüzde 40, yüzde 50 lerdeyken, Türkiye de bu oran yüzde 100 lerdedir. Dolayısıyla diyabet ülkemizin en önemli sorunlarından biridir. Diyabet bir atasözümüze çok uygundur, Bakarsan bağ, bakmazsan dağ olur, bu yüzden iyi ayar sağlıktır. O nedenle diyabetlilere mesajımız, lütfen kan şekerlerinizin ayarı konusunda gayret sarf edin Altındağ da Şiir Şöleni 7. Ankara Şiir Şöleni, Altındağ Belediyesi nin ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Ankara genelinde yapılan şiir yarışmasında, 9 farklı ilçeden 9 öğrenci ödül almaya hak kazandı. Ortaokullarda, liselerde ve şiir yazma kategorilerinde dereceye giren yarışmacılar, ödüllerine kavuşmanın mutluluğunu yaşadı. Altındağ, liselerarası kategoride zirvede yer aldı. Cemil Meriç Kültür Merkezi nde gerçekleşen ve Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki nin de hazır bulunduğu ödül törenine Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Ahmet Emre Bilgili, Ankara İl Milli Eğitim Müdürü Erol Bozkurt, AK Parti Altındağ İlçe Başkanı Ahmet Karaca, AK Parti Şanlıurfa Eski Milletvekili ve Şair Mehmet Atilla Maraş, Türkiye Yazarlar Birliği Genel Başkanı Hicabi Kırlangıç ve çok sayıda davetli katıldı. Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki yaptığı konuşmada, şiirle uğraşan insanların topluma hiçbir şekilde zarar veremeyeceğini vurguladı. Zihinlerin aydınlanmasında sanatı ve edebiyatı gerekli gören Başkan Tiryaki, bu durumu sadece şiirle sınırlandırmamak gerektiğinin altını çizdi. Şiir okumayı ve dinlemeyi çok sevdiğini dile getiren Başkan Tiryaki: Eğer bu güzel mısraları çocuklar okuyorsa, şiirden daha fazla keyif alıyorum. Liselerarası kategoride öğrenciler ödüllerine kavuştu. Esenevler Anadolu Lisesi nden Hüseyin Enes Ünal, Şehriyar ın Haydar Babaya Selam şiiriyle Altındağ a birincilik getirdi. Keçiören İbni Sina Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi nden Muhammet Ümit Çetinkaya ise, Ömer Lütfi Mete nin Gülce isimli şiiriyle ikinci oldu. Pursaklar Anadolu İmam Hatip Lisesi nden Ayhan Dağlı ise Ataol Behramoğlu nun Ben Ölürsem Akşamüstü Ölürüm şirini okudu ve üçüncülük elde etti. Ortaokullarda ise birinci sırada Kızılcahamam vardı. Çağatay Ortaokulu öğrencisi Beyza Nur Özçelik, Erdem Beyazıt ın Birazdan Gün Doğacak şiiriyle zirveyi kimseye kaptırmadı. Gölbaşı Gökçehöyük Ortaokulu ndan Levent Göçmen yine Erdem Beyazıt a ait olan Bulmak şiiriyle kürsünün ikinci sırasında yer aldı. Özel Biltek Ortaokulu öğrencisi Ayşe Hümeyra Aybek ise Can Yücel in Bağlanmayacaksın şiiriyle Çankaya ya üçüncülük götürdü. Tiryaki, gezi yolcularını uğurladı Karapürçek-1 ve Karapürçek-2 Kadın Eğitim Kültür Merkezi üyeleri, Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki tarafından, 3 gün sürecek İstanbul- Edirne gezisine uğurlandı. Başkan Tiryaki, dün gece geç saatlerde geziye katılan kadınlara hayırlı yolculuklar diledi. Altındağlı kadınlar ise Başkan Tiryaki ile helalleşerek İstanbul ve Edirne nin yolunu tuttu. Veysel Tiryaki, Bu geziler zihinlerin aydınlanmasında büyük rol oynuyor. Kültür gezileri kapsamındaki yerlerin özenle seçildiğine de dikkati çeken Başkan Tiryaki, Edirne, Çanakkale, İstanbul, Konya, Mardin ve Şanlıurfa gibi şehirlerin tarihsel açıdan önem taşıdığını hatırlattı. Başkan Tiryaki, Altındağlı vatandaşların bu geziler sayesinde tarihle ve kültürle buluşarak daha bilinçli bir hale geldiğinin de altını çizdi. 28 Mayıs itibariyle Hacı-Bektaş gezilerine de başlayacaklarının müjdesini veren Başkan Tiryaki, bu gezilerin, yaşam boyu eğitim projesinin bir parçası olduğuna dikkat çekti.

6 6 ANKARA 30 Mayıs 2015 Cumartesi Beypazarı Hanlar Önü Meydanı nda gerçekleştirilen açılış ve temel atma törenleri, Uğur Işılak konseriyle başladı. Sağanak yağmura rağmen Beypazarılı vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği açılış ve temel atma törenine Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Milletvekilleri Beypazarı Belediye Başkanı Tuncer Kaplan ve yüzlerce Beypazarılı vatandaş katıldı. Büyükşehir Belediyesi olarak son bir buçuk yıllık süreç içerisinde Beypazarı na 52 trilyonluk (eski para) yatırım yaptıklarını açıklayan Başkan Gökçek, 12 trilyon değerinde 50 bin metrekarelik Hıdırlık Tepesi Parkı nın da çalışmalarına başlandığını Başkan Gökçek, Bugün dev bir projenin temelini atıyoruz. Değeri 12 trilyon olan Hıdırlık Tepesi ne 50 bin metre karelik park yapıyoruz. Özel bir proje çizildi. Yapıldığında Beypazarı nı tepeden izleyeceksiniz Önceki dönemlerde de Beypazarı na birçok yatırımlar gerçekleştirildiğini anlatan Başkan Gökçek, son bir buçuk yıl içerisinde ilçede Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan çalışmaları ise şöyle sıraladı: Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Büyükşehir Belediyesi tarafından Beypazarı nda Hıdırlık Tepesi nde yapılacak Parkın Temel Atma Töreni ne katıldı. Gökçek, Beypazarı nda Son bir buçuk yıl içerisinde Beypazarı na 123 bin ton asfalt attık. 27 bin 353 metrekare kaldırım çalışması yaptık. 48 kilometre tarım yolu açtık. 25 kilometre yeni yol çalışması yaptık. Bütün bu çalışmaların değeri eski parayla 32 trilyon lira, helalı hoş olsun. İrfan Gümüş Caddesi ni yeniden düzenliyoruz. Ayrıca ASKİ olarak, 31 bin 522 metre kanal döşedik. 788 metre yağmur suyu ile 13 bin 503 metre içme suyu hattı yaptık. 1 adet depo, 1 adet kuyu, 29 adet dezenfekte ve klorlama ünitesi gerçekleştirdik. Bunların da değeri 9 trilyon lira. Ayrıca 34 adet okul, cami ve kamu kuruluşlarının çevresini düzenledik. 601 adet kent mobilyalarını şehrin farklı yerlerine yerleştirdik. Çocuklar için köyler dahil 23 adet oyun grubu, 3 adet hanımlara için spor aleti, 1 adet koşu yolunu yine şehrin farklı yerlerine koyduk. 2 bin 345 boylu ağaç, 25 bin 144 çalı grubu, 39 bin 682 adet de mevsimlik çiçek diktik. Bu sene daha çok ekeceğiz. Onların değeri de eski parayla 10 trilyon lira. Büyükşehir Belediyesi tarafından geçmiş yıllarda ilçeye yapılan yatırımlardan da bahseden Başkan Gökçek, park bakım ve onarımlarından, oyun gruplarına, spor aletlerinden, çevre düzenleme çalışmalarına kadar değeri toplamda 1 trilyon lirayı bulan yatırımları tek tek sıraladı. Büyükşehir Belediyesi nin çiftçiye vereceği desteklere de değinen Başkan Gökçek, Beypazarı nı ve Ankara yı arıcılığın da merkezi haline getireceğiz Çiftçilere verilen desteğin devam edeceğini söyleyen Başkan Gökçek, 33 çiftçiye yem bitkisi tohumu dağıtıldığını açıklarken, 10 bin Kafkas arısı kovanı siparişinin de verildiğini belirterek, Bunlardan payına düşeni Beypazarı mıza dağıtacağız. İnşallah arıcılıkta Beypazarı da Ankara da bir marka olacak Köyler için damızlık keçi ve damızlık koyun sözü verdiklerini de hatırlatan Başkan Melih Gökçek, Bunlar yetiştiriliyor şu anda. Gelecek seneden itibaren dağıtacağız. Koyunlarınız için ilaçlama platformları yapacağız. Taziye evi olarak da kullanılacak köy konaklarını her köye yapmaya da başlıyoruz. Yaban domuzuyla mücadelede Beypazarı na destek çıkılacak diyerek konuşmasını sonlandırdı. Konuşmaların ardından açılış kurdelesini kesen Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ve Başkan Gökçek e Beypazarı Belediye Başkanı Tuncer Kaplan plaket takdim etti. aydın köymen Ödülleri sahiplerini buldu Başkan Taşdelen asfalt denetiminde Alacaatlı da yapımı sürmekte olan asfalt şantiyesini inceleyen Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen, bölgede asfalt döken ekiplerle ve vatandaşlarla sohbet etti. Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen, Alacaatlı da yapımı devam eden asfalt üretim şantiyesini ziyaret ederek yetkililerden bilgi aldı. Alacaatlı mevkiinde yapımı devam eden şantiyede inceleme gezisi yapan Taşdelen, elektrik ve su altyapısı tamamlanmış ve bina yapımı devam eden şantiyenin, Çankayalının yarattığı bütçenin en doğru kullanımının ürünü olduğunu Taşdelen, 59 mahallede 417 sokakta çalışma programı yaptıklarını belirterek 130 bin ton asfalt hedefinin ancak kendi öz kaynaklarıyla üretimin desteklenmesiyle mümkün olacağını ifade etti. Önceki yıl Ankara da bir ilk olarak başlatılan renkli desenli asfalt kaldırımların değerinin bir yıl geçtikten sonra iyice anlaşıldığını kaydeden Taşdelen, Şimdi tüm semtlerden bu kaldırımlar yönünde talep geliyor. Bu yüzden renkli desenli kaldırım hedefimizi de 200 bin m² nin üzerine çıkarmalıyız diye konuştu. Yaşamkent ve Beysukent te asfalt çalışması yapılan sokakları da ziyaret eden Taşdelen, işçilere teşekkür etti. Kaldırım ve asfaltı tamamlanmış sokakları gezen Taşdelen, vatandaşlarla sohbet ederek görüşlerini ve taleplerini dinledi. Bölgedeki parklar ve sokaklarda hummalı bir çalışma yürüttüklerini dile getiren Taşdelen, semt sakinlerinin taleplerinin vatandaş memnuniyeti açısından programlarını belirlemede önemli bir ölçüt teşkil ettiğini belirtti. Bölgedeki inceleme gezisi sırasında Yaşamkent ve Yaşam Park taksi duraklarını da ziyaret eden Başkan Taşdelen, semtte yeni taksi duraklarının yapılacağının müjdesini verdi. Bölgede yapılaşmanın devam ettiğine dikkat çeken Taşdelen, ekiplerin yeni yol açma, bordür ve asfalt kaplama çalışmalarının tüm hızıyla sürdüğünü belirterek, Yollar size emanet. Gördüğünüz tüm eksiklikleri, bozulan yol ve kaldırımları bize bildirin ki, sorunu anında çözelim şeklinde konuştu. Çankaya da Yeşilçam Sergisi Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi', Hakan Arslan'ın "İllüstrasyonlarla Yeşilçam Sergisi"ne ev sahipliği yaptı. Başkentin önemli kültür sanat merkezlerinden Çağdaş Sanatlar Merkezi, 25 Mayıs ta açılan Hakan Arslan imzalı İllüstrasyonlarla Yeşilçam Sergisi ni başkentli sanatseverlerle buluşturmaya devam ediyor. Bilal İnci, Kazım Kartal, Neriman Köksal gibi Yeşilçam'ın unutulmaz kötü adam/kadın karakter oyuncularının ve bazı yönetmenlerin illüstrasyon portrelerinin yer aldığı sergi 31 Mayıs'a kadar ziyarete açık olacak. Sanatçı Hakan Arslan bu anlamlı sergiyi Çocukluğumdan beri izlediğim bu karakterlere ve oyunculuklarına hayranım çünkü bu karakterler içimizden, bizden biri. Bazen mahallenin kurnaz esnafı, bazen pencere dedikoducusu, çoğu zaman da zulmeden bir kabadayı... Bu yüzden herkesin sıkça gördüğü, ismini bazen hatırladığı ya da hiç bilmediği o karakterleri kendi çizgimle biraz yorumlayıp öne çıkartmak istedim, bir nevi hatırlatma ve anma oldu diyebilirim" sözleriyle tanımlıyor. Kavaklıderem Derneği ve Aydın Birlikteliği inisiyatifince gerçekleştirilen Aydın Köymen Yazı ve Kısa Film Yarışması ödülleri sahiplerini buldu. Taşdelen: Toplum ve doğa dostu kent bayrağını en iyi biçimde taşıyacağız Yazar, düşünce insanı ve kent sevdalısı Aydın Köymen adına Kavaklıderem Derneği ve Aydın Birlikteliği inisiyatifi tarafından bu yıl beşincisi düzenlenen "Aydın Köymen Yazı ve Kısa Film Yarışması"nın ödülleri sahiplerini buldu. Ödül Töreni'ne Aydın Köymen'in eşi Sinem Köymen'in yanı sıra eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden, kentleşme alanında önemli eserler veren Prof. Dr. Ruşen Keleş ve Prof. Dr. İlhan Tekeli ile Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen de katıldı. Yarışmacıların ödüllerini Yekta Güngör Özden ve Alper Taşdelen in elinden aldığı törende, "Kent Kültürü ve AVM'ler" konulu bu yılki yarışmanın birincilik ödülü Ümit Müderrisoğlu'nun oldu. Bilge Dursun'un ikinciliği, Esra Arslan'ın üçüncülüğü elde ettiği yarışmada, Ömer Dinler'e de Kavaklıderem Özel ödülü verildi. Törende bir de Aydın Köymen in hayatını ve düşüncelerini anlatan belgesel film gösterimi yapıldı. Ödül töreninde bir konuşma yapan Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen, "Çankaya Belediyesi olarak Aydın Köymen'den devraldığımız insan, toplum ve doğa dostu kent bayrağını en iyi Taşdelen, bilişimcileri ağırladı Türkiye Bilişim Derneği Başkanı ve yönetim kurulu üyeleri, Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen i ziyaret etti. Türkiye Bilişim Derneği Başkanı İlker Tabak ve yönetim kurulu üyeleri Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen i makamında ziyaret etti. Ülkenin en köklü kamu yararı derneklerinden olan Türkiye Bilişim Derneği nin tarihçesi ve çalışmaları hakkında Başkan Taşdelen i bilgilendiren Tabak, Türkiye Bilişim Derneği olarak kattığımız değerler ve çalışmalarda yerel yönetimleri yanımızda görmek bizi daha da güçlendirecektir Ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getiren Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen de, Çankaya Belediyesi olarak ayırt etmeksizin tüm sivil toplum kuruluşlarının yanında olduğumuzu bilmenizi isterim. Ülkenin gelişmesine yön veren bir dernek olarak Türkiye Bilişim Derneğ nin yeri Çankaya Belediyesi için her zaman ayrı olacaktır Bilişim çağında Türkiye nin konumu üzerine karşılıklı fikir alışverişinde bulunulan toplantıda Türkiye Bilişim Derneği Başkanı İlker Tabak hazırlanan slayt gösterisi üzerinden bir takım bilgiler paylaştı. Toplantıda ayrıca Çankaya Belediyesi ile Derneğin ortak yapabileceği projeler hakkında da görüşler paylaşıldı.

7 7 EKONOMİ 30 Mayıs 2015 Cumartesi DAİB, 169 ülkeye ihracat yapıyor ERZURUm - AYşE YiLdiZ - Geçen yıl 169 ülkeye 3 milyar 300 milyon dolarlık ihracat gerçekleştiren Doğu Anadolu İhracatçılar Birliği (DAİB) uyguladığı projelerle daha fazla ihracat yaparak, kısa sürede 10 milyar dolarlık hedefine ulaşmayı amaçlıyor. Doğu'da 17 ilin bağlı olduğu DAİB, Irak, İran, Türkmenistan, Azerbaycan, Nahçıvan başta olmak üzere 169 ülkeye 1 Ocak-31 Aralık 2014 tarihleri arasında 3 milyar 300 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Birçok alandaki projelerle daha fazla ülkeye ihracat hedefleyen birlik, bu yılın ilk çeyreğinde 806 milyon 197 bin 823,29 dolarlık ihracat yaptı. Söz konusu ülkelere birlik bünyesindeki firmalar tarafından, ağaç ve orman ürünleri, demir, demir dışı maddeler, çimento, kimyevi maddeler, iklimlendirme, sanayi, elektrik ve elektronik makineleri ihracatı gerçekleştiriliyor hedefi 10 milyar dolar DAİB Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Şengel, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2023 hedeflerinin ihracatta 10 milyar dolara çıkmak olduğunu, bunu gerçekleştirebilmek için önemli projeler yürüttüklerini Geçen yıl DAİB'e bağlı firmaların 3 milyar 300 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdiğini anlatan Şengel, çözüm sürecini de avantaja dönüştürerek, daha fazla ihracat yapmayı amaçladıklarını vurguladı. Şengel, "169 ülkeye olan ihracatta ağırlığımız Irak, İran, Azerbaycan, Nahçıvan yani komşu ülkelerimiz ağırlıklı. Daha çok ağaç ve orman ürünleri, demir, demir dışı maddeler, çimento, kimyevi maddeler, iklimlendirme, sanayi, elektrik ve elektronik makineleri ihracatı yapmaktayız" şeklinde konuştu. Bölge insanının önemli satış kabiliyeti olduğuna değinen Şengel, Gürcistan, Nahçıvan, Türkmenistan, Azerbaycan ve Irak'ın sürekli ihracat yaptıkları ülkeler olduğuna dikkati çekti. İnşaattan gıdaya, hayvancılıktan tekstile kadar birçok proje yürüttüklerini anlatan Şengel, şunları kaydetti: "169 Daha fazla ülkeye ihracat yapmak, ağımızı genişletmek için önemli projeler uyguluyoruz. İnşaat sektörlerine yönelik projemizi geçtiğimiz dönemde tamamladık. İnşaat firmalarımızı Singapur'a, Belarus'a, Rusya'ya, Kenya'ya götürdük. Oralarda bağlantılar da yapıldı. Gıda sektörüyle olan projemiz devam ediyor. Cezayir'e, Tunus'a firmalarımızı götürdük. Daha önce Hollanda'ya götürmüştük peynir, süt üretimini izledik. Sıra'da Tunus, Kazakistan, Türkmenistan var. Daha sonra Almanya, İran'a iş gezileri düzenleyeceğiz." Dünya Yatırım Ajansları Birliği (WAIPA) ve THY Yönetim Kurulu Başkanı İlker Aycı, doğrudan yatırımların seçim sonrası daha da artacağını WAIPA ya göre; doğrudan yatırımlar seçim sonrası daha da artacak İSTANBUL - Aycı, İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisi mayıs ayı olağan toplantısında yaptığı konuşmada, THY'nin 11,5-12 milyar dolar civarında seyreden büyüklüğünü kendi dönemlerinde daha da yukarı taşıyacaklarını kaydetti. Bugün yılda yaklaşık 56 milyon yolcu taşıyan THY'nin bu kapasitesini 2023'e kadar 2'ye katlamasını hedeflediklerini bildiren Aycı, dünyada son 12 yılda havayolları sektörü yüzde 5 büyüme kaydederken, THY'nin ortalama yüzde 15 büyüyerek, hem bütün rakamları alt üst ettiğini hem de bu dönemde karlı olmayı başardığını anlattı. Her yıl uçuşlarına noktayı daha ekleyerek yollarına devam edeceklerini anlatan Aycı, bugün Afrika'da 26 ülkede 44 noktaya uçtuklarını, Afrika'ya direkt olarak en çok uçan havayolu unvanı aldıklarını dile getirdi. Türkiye'nin önce finans ve sigortacılık alanında doğrudan yatırım çektiğine dikkati çeken Aycı, bunun sebeplerinden birisinin de kendisi olduğunu, 2006 yılında Başak Sigorta'yı Fransızlara satan genel müdürün kendisi olduğunu ifade etti. Başak Sigorta satışının o yılın en iyi getiri sağlayan özelleştirmesi olduğunu vurgulayan Aycı, Başak Sigorta'daki yüzde 55'lik Ziraat Bankası payını 268 milyon dolara sattıklarını, o dönemde şirketin değerleme raporuna göre şirketin toplam değerinin 110 milyon dolar olduğu bilgisini verdi. Aycı, 2011 yılında Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanlığı'na getirildiğinde bir çalışma yaparak, hizmet sektöründen Türkiye'ye gelen doğrudan yatırım oranının yüzde 71 olduğunu tespit ettiklerini anlatarak, burada imalat ile enerjinin katkısının ise yüzde 29 ile sınırlı olduğunun altını çizdi. Bunun üzerine çalıştıklarını, 2014 itibarıyla hizmet sektörünün payının yüzde 49'a gerilediğini, imalat artı enerji sektörünün payının da yüzde 50'ye geldiğini anlatan Aycı, Türkiye'nin 12 senelik performansında yıllık ortalama doğrudan yatırım çekme miktarının 11,5 milyar dolara çıktığını, son 4 yılda ise 12,5 milyar dolar hedefini yakaladıklarını "FİNANciAL TİmES'iN SpEKüLATİF İddİALARi BENİm İçİN BİR şey İFAdE ETmİYoR" WAIPA ve THY Yönetim Kurulu Başkanı Aycı, Türkiye'nin doğrudan yatırım çekmekle ilgili olarak bir ulusal milli stratejinin oluşmasına katkıda bulunduklarını belirterek, "Bu konuda bir strateji hazırladık. Yüksek Planlama Kurulu'na sunmak üzere hazırlıklarımızı tamamlayıp Kalkınma Bakanlığı'na teslim ettik" Tıpkı OVP, ihracat ve sanayi stratejileri gibi Türkiye'nin yatırım çekmek ile ilgili bir stratejisi olacağını aktaran Aycı, taslak çalışmanın hazır olduğunu, bu konuda milli bir strateji olacağını kaydetti. Türkiye'nin yurtdışındaki algısının bozulduğuna dikkati çeken Aycı, bunun algı operasyonu olarak da tanımlanabileceğini, ancak Financial Times'in seçimlere gün kala, spekülatif olarak yatırımların Türkiye'de yüzde 50 düştüğünü iddia ederek, Türkiye'nin proje sayısı bakımından Avrupa'nın ilk 10'undan çıktığını, data ve veriye dayanmadan iddia etmesinin kendisi için bir şey ifade etmediğini kaydetti. "Açıkçası tahminle, öngörüyle temenniyi birbirine karıştırmış, subjektif yorumlarla hazırlanmış Türkiye haberlerini gördükçe yaptığımız çalışmaların daha da hızlanması gerektiğini bana düşündürüyor" diyen Aycı, yurtdışındaki bu duruma cevap verelim diye düşündüklerini ve Türkiye'deki doğrudan yatırımcıları alarak, ajans olarak iş dünyası iyiniyet elçileri oluşturduklarını Kayseri Şeker 4 yılda 351 milyon lira kar elde etti KAYSERİ - Kayseri Pancar Ekicileri Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Akay, Kayseri Şeker Fabrikası'nın 4 yılda yaklaşık 351 milyon lira kar ettiğini bildirdi. Akay, Fabrika'da düzenlenen Mali Yıl Sonu Değerlendirme Toplantısı'nda, fabrikanın hesap döneminin 30 Nisan'da sona erdiğini ifade etti. Fabrikanın yüzde 56'sının Kayseri Pancar Ekicileri Kooperatifi'ne ait olduğunu belirten Akay, fabrikanın yönetiminde gözetim ve denetim sorumlulukları olduğunu kaydetti. 30 Nisan itibarıyla Fabrika'nın yaklaşık 1 milyar 52 milyon lira ciroya ulaştığını aktaran Akay, son 4 yılda yüzde 50'nin üzerinde ciro artırışı gerçekleştiğini ifade etti. Göreve geldiklerinde zarar eden şirketi kar eden bir duruma getirdiklerini vurgulayan Akay, şöyle devam etti: "Kayseri Şeker Fabrikası son 4 yılda 351 milyon lira kar etti. Bugünlere gelmek kolay olmadı. Bedeli ağır, faturası çok yüksek oldu. Yatırıma istihdama yönelecek sizlerin cebine girecek tam 505 milyon lira borç ve 215 milyon lira faiz olmak üzere toplam 720 milyon lira borç ödedik. En az iki şeker fabrikası yapacak olan bu tutarı geçmişteki basiretsiz yönetim anlayışının faturası olarak krediye, faize ödemek zorunda kaldık. O kara günler artık geride kaldı. Bugün borç yükünden kurtulmuş, yatırıma, istihdama yönelmiş, her zamankinden çok daha güçlü ve daha güçlü olacak bir Kayseri Şeker var." Akay, toplantıda 2015'i yatırıma başlama yılı ilan ettiklerini belirterek, gerçekleştirecekleri projelerle çiftçinin yüzünü güldürmeye devam edeceklerini ARA-SİRA Nürüllah AYDİN na741954@gmail.cöm BİZANS, KİMLİKSİZ İSLAMCILAR VE TÜRKLER Bizans İmparatorluğu nun 1000 yıllık başkenti İstanbul un Türkler tarafından fethinin yıldönümü. Türkiye'de Bizans ın çocuğu olmayı, Müslüman kisve altında benimseyenler yanında, Bizans çocuğu olmaya meraklılar da çoğalmış durumdadır. Fransa Cumhurbaşkanı hepimiz Bizans ın çocuklarıyız dediğinde, Türkiye yetkilileri ses çıkarmamışlardı. Böylesine kendisini inkâr etmeye varan duruş sonucu Haçlılar son seferlerinde amaçlarına ulaşmış durumdalar. Roma imparatorluğu, pagan dinindeydi. Doğu Roma ayrılıp Bizans kimliğiyle varlığını sürdürürken, Hıristiyanlığı kabul etmişlerdi. Ancak İsa nın öğretileri ile İncil le var olan ilahi mesajı tersyüz ederek Roma pagan inancıyla sentez yaparak kabul etmişlerdi. İznik te konsül toplayarak yüzlerce İncil den dördünü kabul etmişlerdi. Bizans; Hıristiyanlığın Ortadoğu daki Müslümanlara karşı vurucu gücü olmuşlardı. Ne ilginç ki; Bizans ın çocukları, İslamiyet i kabul ettiler. Siyasi İslamcı kimlikleriyle varlar. Ve yine İslam ülkelerini bu kez Haçlı Siyonist İslamcı kimlikleriyle yakıyorlar, yıkıyorlar. Katolik, Protestan, Kalvinist Avrupalılarla, Avengelist Amerikalılar ise yönlendiriyorlar. Tarih tekerrür ediyor. ABD-İngiltere haçlı ittifakının Irak'ın işgaline Türkiye geçit verdi. Şimdi Suriye'nin işgalini haçlı ittifaktan talep ediyor. Oysa; daha bin yıl önce o bölgeler Selçuklular tarafından Bizanslılardan alınmış, sonra Anadolu'da Malazgirt savaşı yapılmıştı. Hatırlayalım.1071'den önce Anadolu toprakları Bizans imparatorluğuna aitti. Anadolu;10 bin yıllık Türklerin yurdu olmasına rağmen, zamanla Türkler, kimliklerini kaybetmişlerdi. Bu kez Müslüman Türkler; Anadolu içlerine yerleşmeye başlamışlardı. Bizans, doğudan akın akın gelen Türkleri durdurmak ve Anadolu'daki yerleşimini önlemek için harekete geçer. Irak'ı, Suriye yi ele geçiren Selçuklular, Alparslan liderliğinde Anadolu'da Türklerin kıyıma uğradığını haber alınca geri döner ve Malazgirt'te Bizans ordusu ile karşılaşır, yener. Türkler; Kutalmışoğlu Süleyman Şah liderliğinde, üç yıl içinde Anadolu'yu tamamen fetheder, İznik'i başkent ilan eder, 1074 yılında Anadolu Selçuklu Devletini kurar. İznik işgal edilince Konya başkent yapılır. Haçlı seferlerine karşı durulur. Doğu dan gelen Moğollar Konya'yı işgal eder. Selçuklu devleti beyliklere bölünür. Osmanlı beyliği 100 yıl içinde Anadolu birliğini tekrar sağlar. İstanbul ve Anadolu Avrupalılarca 1918 yılında işgal edilir. Bütün etnik topluluklar, işgalci Avrupalıların yanında yer alır. Mustafa Kemal liderliğinde; kurtuluş savaşı verilir ve Türkiye Cumhuriyeti devleti tekrar kurulur. Bu kez batı, devşirdikleri işbirlikçiler ile başkent Ankara'yı örtülü işgal eder. Devşirdikleri, kimliksiz soyu sopu belirsiz tipler ve dönme Ermeni-Rum- Levanten İslamcılarla, Bizans ı yeniden ihya etmeye başlarlar. Bizans ın çocukları; Türklere ait ne varsa silmeye çalışırlar. Kişi benzemek istediği toplumdan sayılır. Bizans zihniyeti; etkili ve de yetkili oldu. Menfaat ve koltuk sevdası; vatan, millet sevdasını, din aşkını, iman lezzetini unutturmuş durumdadır. Bizans a ait ne kadar eser var ise; onların bakımı, restorasyonu, tanıtımı ile uğraşıyorlar. Hatta tek taşı kalmamış kiliseleri bile tarihi tablolardan, eski fotoğraflardan bakarak aslına uygun olarak yeniden inşa ettiriyor, içerisinde ayinler yaptırıyorlar. Dinler bahçesi adı altında yeni din mabetleri inşa ediyorlar. Cuma hutbelerinden son din İslam dır cümlesini kaldırdılar. İslamiyet in eşitlik adalet paylaşım, ahlak, dürüstlük, doğruluk ilkelerini tersyüz ettiler. İslamiyet in ilahi mesajı yerine; ortaçağ Arap hurafelerini İslam diye yaşadılar, yansıttılar. Haçlı ittifakı, Bizans ın dönme İslamcı çocukları, beklemedikleri ilahi kaderi yaşayacaklardır. Bizanslaşan Türkiye; akıl ve bilim öncülüğünde yeniden milli ve manevi kimliğini bulacaktır. Türkiye nin yetişmiş evlatlarının sesi, vatan sathında ve gök kubbede yankılanacaktır. Günün Sözü: Milletinin değerlerini çıkarları için altüst edenler tarihte hain olarak yer alır. LPG li otomobiller ANKARA - İBRAhİm YiLmAZ - LPG'li otomobillerin toplam otomobiller içerisindeki payı arasında yüzde 182 artarken, bu trend 2014'ten itibaren tersine dönmeye başladı. LPG'lilerin oranı, geçen yıl yüzde 41,4'e düşerken, bu yılın mart sonu itibarıyla yüzde 41,1'e geriledi. AA muhabirinin Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinden derlediği bilgilere göre, LPG'lilerin payı, 2004'te yüzde 14,7 seviyesinde bulunurken, bu oran hızla yükselerek 2013'te yüzde 41,5'e çıktı. LPG'li otomobillerin payındaki artış oranı, arasında yüzde 182 olarak gerçekleşirken, bu ivme 2014'ten itibaren tersine döndü. Söz konusu oran, 2014 sonu itibarıyla 41,4'e, bu yılın mart ayı itibarıyla da 41,1'e geriledi. Son 12 yıllık dönemde payı en çok azalan benzinli otomobiller olurken, 2004 yılında 75,2 seviyesinde yer alan benzinlilerin payı, bu yılın mart sonu itibarıyla yüzde 28,6'ya kadar düştü. Söz konusu dönemde, LPG'li araçlara talep hız keserken, dizel otomobil ise sürücülerin yeni gözdesi oldu yılında dizel otomobillerin toplam otomobiller içerisindeki payı yüzde 4,7 seviyesinde bulunurken, bu oran mart sonu itibarıyla yüzde 29,9'a yükseldi.

8 830 Mayıs 2015 Cumartesi EKONOMİ Antalya ANTALYA- Türk Telekom'un, dijital dönüşümü kent yaşamına taşıdığı "Akıllı KenTT" uygulaması Antalya'da başladı. Türk Telekom ve Antalya Büyükşehir Belediyesi iş birliği ile gerçekleştirilen projenin tanıtımı Antalya Kültür Merkezi'nde gerçekleştirildi. Türk Telekom CEO'su Rami Aslan, burada yaptığı konuşmada, dijital teknolojinin kent yaşamında uygulanacağı projeyi Antalya ile buluşturmaktan duydukları mutluluğu dile getirdi. Türkiye'nin, Türk Telekom Grubu'nun sağladığı güçlü altyapı üzerinde yükseldiğini belirten Aslan, ülkenin 2023 hedeflerine uygun olarak bilişim toplumu olma hedefi doğrultusunda önemli adımlar attıklarını ifade etti. DİjİTAL hayat İçİN 22 milyar LİrALık YATırım Şehirlerin artık akıllı ve dijital hale geldiğini anlatan Aslan, "Bu sebeple herkesin günlük hayatına anlamlı bir değer katmak için yatırım yapma taahhüdümüzün arkasında durmaya karar verdik. Araçlar, evler, okullar, şehirler dijital hale gelecek. Biz, insanların daha verimli ve mutlu olduğu, daha akıllı bir gelecek öngörüyoruz" diye konuştu. Türkiye'nin telekomünikasyon altyapısı için harcadıkları yatırım tutarının bu yıl sonu itibarıyla İnternet reklamcılığı Avrupa'da birinciliğe oynuyor İSTANBUL - Dünyada interaktif reklamcılığın gelişmesi için faaliyet gösteren Interactive Advertising Bureau'nun (IAB) Türkiye'deki faaliyetlerini yürüten IAB Türkiye Başkanı Dr. Mahmut Kurşun, internet'in Avrupa toplamında televizyondan sonra ikinci büyük mecra konumuna geldiğini vurguladı. IAB açıklamasına göre, dünyada 42 ülkede faaliyet gösteren ve dijital reklamın, internetin gelişmesi için çalışan IAB'ın Türkiye'deki temsilcisi IAB Türkiye, Avrupa'da yeni bir başarıya imza attı ve bir kez daha IAB Avrupa'nın Yönetim Kurulu'na seçildi. Berlin'de Mayıs'ta gerçekleştirilen Interact Kongresi öncesinde yapılan IAB Avrupa Genel Kurulu'nda IAB Türkiye bir kez daha Yönetim Kurulu'na seçildi. Açıklamada görüşlerine yer verilen IAB Türkiye Başkanı Dr. Mahmut Kurşun, IAB Avrupa AdEx Benchmark 2014 reklam yatırımları raporuna göre, dijital reklam yatırımlarının Avrupa'da 30,7 milyar avroya ulaştığını belirtti. İnternet'in Avrupa toplamında televizyondan sonra ikinci büyük mecra konumuna geldiğini vurgulayan Kurşun, şunları kaydetti: 22 milyar liraya ulaşmış olacağını bildiren Rami Aslan, "Türkiye'ye akıllı ve çığır açan teknolojik imkanları ulaştırıyoruz. Hissedarlarımızın desteğiyle tam kararlılıkla bu güzel ülkeye yatırım yapmaya devam edeceğiz" Aslan, Türk Telekom'un ürünlerini ve hizmetlerini 81 ilin tamamına yaymayı hedeflediklerini vurguladı. Bir dünya kenti olan Antalya'ya her ülkeden turist geldiğine değinen Aslan, akıllı kent çözümlerinin turizme de önemli katkı sağlayacağını Bunun yanı sıra su, enerji verimliliği ve çevre açısından da akıllı kent çözümlerinin önemli kazanımlar sağlayacağını anlatan Aslan, akıllı kentlerin girişimciliğe destek verdiğini, vatandaşların daha iyi hizmet almasını sağladığını dile getirdi. Aslan, "Akıllı kent yatırımı Türkiye'nin dijital dönüşümüne katkıda bulunmak üzere atılmış önemli bir adım. Akıllı kent, Antalya'ya yeni fırsatlar yaratacak. Ayrıca kasımda yapılacak G20 Liderler Zirvesi ve 2016 yılında yapılacak EXPO 2016 Antalya için de bu uygulamalar önemli olacak" ifadelerini kullandı. ESkİ ULAşTırmA, DENİzcİLİk ve haberleşme BAkANı ELvAN Eski Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan da Antalya'ya rekabet gücü "Bildiğiniz gibi Türkiye'de de benzer bir seyir izlendi ve dijital artık ikinci büyük reklam mecrası olarak konumunu perçinlemiş durumda. Aynı rapor, Türkiye'nin dijitalde Avrupa'nın en hızlı büyüyen 4. ülkesi olduğunu ortaya koydu. Bir de işin yaratıcılık boyutu var. Dijital reklamı yaratıcılık ve yatırımın geri dönüşü ekseninde değerlendiren Mixx Awards Avrupa yarışmasında bu yıl, 24 kategoride verilen 29 ödülün 11'i, yani neredeyse her 5 ödülün 2'si Türkiye'ye geldi. Ödül töreninde hepimiz ajans ve reklam verenlerimizin başarılarıyla gurur duyduk. Dijital reklam harcamalarının 2015'te Avrupa toplamında birinci sıraya çıkacağı öngörülüyor. 5-6 yıl içinde benzer bir gelişmeyi Türkiye'ye de yaşayacağımıza inanıyorum" döneminde IAB Avrupa Yönetim Kurulu'nda şu isimler görev alacak: İngiltere: Guy Phillipson, Almanya: Simona Ruch, Fransa: Valérie Chavanne, Danimarka: Allan Sørensen, İspanya: Antonio Traugott, Türkiye: Dr. Mahmut Kurşun, Polonya: Wlodek Schmidt, Slovenya: Tomaz Pernovsek, Yunanistan: Constantine Kamaras. Çayda kota artırıldı ÇAYKUR Genel Müdürü İmdat Sütlüoğlu, çay kotasını dönüm başına 350 kilogramdan 450 kilograma çıkardıklarını bildirdi. rize - ÇAYKUR Sütlüoğlu, ÇAYKUR Genel Müdürlüğünde düzenlediği basın toplantısında, 25 Nisan'da yaş çay kampanyasını açtıklarını anımsatarak, havaların soğumasının çay gelişimini yavaşlattığını ve alımların 9 Mayıs'ta başlayabildiğini belirtti. Bugüne kadar 53 bin ton yaş çay aldıklarını ifade eden Sütlüoğlu, ay sonuna kadar hedeflerinin yaklaşık 100 bin ton olduğunu Son iki yılda günlük 6 bin 600 ton olan yaş çay işleme kapasitelerini, 8 bin tona çıkardıklarını kaydeden Sütlüoğlu, "Önemli bir kapasite artışı gerçekleşmiş oldu. Kapasite artışı 14 büyük fabrika kurmaya eş değer bir artış. Daha rahat çay alımlarını hedefledik. Önümüzdeki yıllarda kapasiteyi 10 bin tona kadar çıkaracağız. 10 bin tonlarda daha istikrarlı şekilde alım yapacağız. Bazı art niyetli kişilerin de yaş çay fiyatıyla oynaması mümkün olmayacak" diye konuştu. Randevulu yaş çay alım sisteminde üçüncü yılın yaşandığını anlatan Sütlüoğlu, "Sistem oturdu. Çayda devrim diyebileceğimiz bir sistem. Bu sistem sonrası sorunlar azaldı, alım yerlerindeki izdihamlar sona erdi. Vatandaş haftada bir çaylığa gidiyor ve rahatlıkla çayını satabiliyor. Bir kaç yıldır çayda huzur dönemi yaşanıyor" ifadelerini kullandı. Sütlüoğlu, her yıl mayıs dönemi için 350 kilogram olan dönüm başına kotayı, bu yıl şartlar nedeniyle sezon başında 450 kilogram olarak belirlediklerini kaydederek, şöyle konuştu: "Kötü niyetli alıcılar tarafından üreticinin alnının terinin istismar edilmemesi için üreticiyi koruyoruz. Son bir kaç gündür iyi niyetimize rağmen özel sektörün fiyatları aşağı çektiğini gördük. Vatandaşların rahatsız olduğunu ve sorunları bize ilettiğini gördük. Bu yönde şikayetler geliyor. Vatandaşı rahatlatmak manasında dönüm başına 350 kilogram olan kotamızı 450 kilograma çıkardık. Vatandaşımızın çayını dönüm başına 450 kilogramdan alacağız. Türk Telekom Üst Yöneticisi (CEO) Rami Aslan, şirket olarak Türkiye'nin telekomünikasyon altyapısı için harcadıkları yatırım tutarının, yıl sonu itibarıyla 22 milyar liraya ulaşmış olacağını bildirdi. oluyor kazandırmak için çağdaş dünyanın gerekleri neyse uygulanacağını Kentler büyüdükçe bazı sıkıntıların meydana gelebildiğini ifade eden Elvan, negatif etkileri hep birlikte ortadan kaldıracaklarını bildirdi. Akıllı KenTT uygulaması ile bir koordinasyon merkezi oluşturulacağını, bu merkezden akıllı sistemin bir bütün olarak yönetileceğini ifade eden Elvan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Karaman'da trafik lambalarında akıllı sisteme geçildikten sonra trafikte inanılmaz bir rahatlama oldu. Fakat muhalif bazı kesimlerin 'Bu da neymiş, ne faydası var, bu lambalar eskiden daha iyiydi' şeklinde bazı eleştirileri olmuş. 'İki üç gün trafik lambalarındaki akıllı sistemi kaldırın' dedim. Ertesi gün inanılmaz şikayet geldi ve akıllı sisteme tekrar dönüldü. İnanılmaz bir zaman tasarrufu var, çevre duyarlılığı açısından da önemli bir sistem." Kentler teknolojik gelişmelere ayak uydurdukça, insanların özgürlük alanının da genişleyeceğini kaydeden Elvan, bireye tercihler sunulacağını, alternatifler sunulacağını, bunun da bireyin özgürlük alanını genişleteceğini belirtti. Türkiye'deki internet altyapısının artık birçok Avrupa ülkesinden daha iyi olduğunu ifade eden Elvan, imkanları genişleterek gençlerin önünü daha da açacaklarını sözlerine ekledi. Vatandaşımız paniklemesin, acele etmesin. Çaylarını sonuna kadar alacağız. Kötü niyetli firmalara fırsat vermesin." ÇAYKUR, özel sektör ve her kesimin, vatandaşa mahkum olduğunu dile getiren Sütlüoğlu, "Vatandaş çay vermezse kimse çay üretemez. Fabrikalarımız demir yığını olarak kalır. Vatandaşlarımızı rakip olarak görmeyeceğiz. Vatandaşlar bizim iş ortağımızdır. Vatandaş bize çay verecek ki biz üretim yapıp tüketicinin çay ihtiyacını karşılayalım. Bir ortaklığın sürmesi için iki ortağın kazanması gerekir. Bir ortak gülerken diğeri ağlarsa bu iş yürümez" Sütlüoğlu, sanayicinin uzun vadeli düşünmek zorunda olduğuna dikkati çekerek, "Üç beş büyük firmayı memnun etmek için tek gelir kaynağı çay olan 206 bin aileyi mağdur etmek ahlaki değil. Bu ticaret mantığına ters. Ahlaka sığmaz. Bir tarafı sevindirirken asıl çilekeş üreticiyi mağdur ediyorsunuz, duasını alacağınıza bedduasını alıyorsunuz. Bu çok yanlış" diye konuştu. Asıl gücün üreticinin elinde olduğunu vurgulayan Sütlüoğlu, "Kendilerini zayıf, aciz, sanayiciye mahkum görmesin. Biz onların arkasındayız. Ne yapılması gerekiyorsa yapıyoruz. Paniklemesinler. Üretici 4 haftada çayını bize verecek. Birkaç gün içinde bize vermeye çalışmasın. Günlük kapasitemiz 8 bin ton. Fazla alırsak çay çürür, bu da zarar. Kontenjan tartışması da yapmak doğru değil. Acele etmesinler, sonuna kadar çayını alacağız" değerlendirmesinde bulundu. YAZIHANE Aydın UZKAN aydinuzkan@hotmail.com HAKSIZLIK ÜZERİNE Bireye ait olan, kendisine yaratanı tarafından verilen ve çabayla geliştirilen değerler bütününe hak denir. Bu yaşamın özüdür. Haksızlık ise bu öze, değerlere saldırılması, gasp edilmesi ve yok edilmesidir. Hayatın bir gerçeği olan haksızlık, eğer ki fark edilirse, önüne geçilebilir bir olgudur. Hak bal arısının yaptığı bal iken haksızlık, bu balın eşekarısı ve sinekler tarafından yağmalanmasıdır. Adil olmayan, acıtan ve hazmedilmesi zor bir durumdur haksızlık. İnsanın en temel duygularından olan adalet duygusunu kamçılar. Kimi zaman yüreği isyan sızılarına salan bir olgudur. Onun karşısında diller sussa da, diri vicdanlar asla susmaz. Sözlerin efendisi haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır buyurmuştur. Çünkü sessizlik, haksızlığa tutulan bir alkıştır. Onurlu insanlar her türlü haksızlık karşısında bu sessizliği sese dönüştürebilenlerdir. Hakkın ve adaletin olmadığı yerde direnmek haktır. Direnmenin onuru insanı yaşatırken, haksızlık karşısında susmak utancı öldürür. Haksızlığa uğrayan kişinin düşünce, duygu ve davranışlarında bozulmalar meydana gelir. Kişinin aklına gelerek onu içten içe rahatsız eder. İnsanın hem karar alma mekanizmasını düzensizleştirir hem de algısında değişime neden olur. Çoğu insan hayatında şu veya bu şekilde haksızlığa uğramıştır. Çünkü haksızlık hayatın her alanında karşınıza çıkabilir. Çocukların kendi aralarındaki oyunlarda, gençlerin üstünlük yarışlarında, yetişkinlerin statü elde etme süreçlerinde, pastadan pay kapmalarda, devletlerin egemenlik kurma mücadelelerinde haksızlıklar hep var ola gelmiştir. Haksız bir durumla karşılaşan insanın bunu engelleyecek gücünün olmadığı zamanlar olabilir. Fakat buğz ve itiraz etmeyi beceremediği, bir zaman asla olmamalıdır. Hz Ali şöyle der Haksızlık, hak ve adalete aykırılık demektir. Daha çok güçten ve güçlü insanların kibirlerinden kaynaklanır ve zulüm doğurur. Zulüm ise güçlü bir kimsenin veya kimselerin yasaya veya vicdana aykırı olarak başkasını uğrattığı kötü durum, kıygı, eziyet, cefadır. Zalim insan her şeyi kendi çıkarları doğrultusunda kullanır ve haksızlık yapar. İnsan haksızlık önünde eğilmemelidir, eğilen insan her şeyini kaybeder, kölelerin ne hakkı kalır, ne de haysiyeti. Fıtratı bozulmamış bir insanın ne tür olursa olsun, haksızlığı normal görmesi imkansızdır. Haksızlık karşısında susmak onu yapana engel olmadığı gibi, teşvikte edicidir. Üstelik haksızlıklara sessiz kalanlar haklarıyla beraber onur gibi değerlerini de kaybedip toplumsal birlik bilincinin de zayıflamasına da sebep olurlar. Bu yüzden haksızlıklara engel olmayanlar ondan gelecek her türlü kötülüğe hazır olmalı ve katlanmalıdırlar. Sokrat Ölüme mahkum edildiğinde, eşi Haksız yere öldürülüyorsun, diye ağlamaya başlayınca, Sokrat: Ne yani, demiş. Birde haklı yere mi öldürülseydim İnsani değerlerin ortaya konması ve insana özgü süreçlerin yaşanması açısından haksızlıkların önlenmesi şarttır. Bu nedenle yeryüzünde dengenin ve huzurun sağlanması adına her tür haksızlığa dur denmelidir. Bir kişiye yapılan haksızlığa, herkese yönelmiş bir tehdit olarak bakılmalı ve tavır alınmalıdır. Aksi halde kendi bacağından asılan koyunun kokusu tüm dünyayı saracaktır. Haksız da sayılmam! TCMB'nin resmi rezerv varlıkları arttı İSTANBUL- Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) resmi rezerv varlıkları, nisan ayında bir önceki aya göre 2 milyar 109 milyon dolar artarak 122 milyar 851 milyon dolara yükseldi. TCMB'nin, 2015 nisan dönemine ilişkin "Uluslararası Rezervler ve Döviz Likiditesi" verilerine göre, söz konusu dönemde TCMB'nin resmi rezerv varlıkları tutarı 122 milyar 851 milyon dolar oldu. Söz konusu tutar mart ayında 120 milyar 742 milyon dolar düzeyindeydi. TCMB tarafından alım satım konusu yapılan dövizlerin tutarı ise nisan ayında bir önceki aya göre 2 milyar 192 milyon dolarlık artışla 99 milyar 735 milyon dolardan 101 milyar 927 milyon dolara çıktı. IMF rezerv pozisyonu, nisan ayında 158 milyon dolar düzeyinde gerçekleşti. Aynı dönemde altın rezervleri de 19 milyar 416 milyon dolar olarak hesaplandı. Altın rezervleri mart ayında 19 milyar 514 milyon dolar düzeyindeydi. Yurt dışında yaşayan Türk vatandaşları tarafından TCMB'de tutulan kredi mektuplu döviz tevdiat hesaplarından vadesi 1 yıl ve daha kısa olan döviz kredileri, menkul kıymetler ve mevduatlarda nisan ayı itibarıyla 4 milyar 389 milyon doları anapara, 3 milyar 863 milyon doları da faiz olmak üzere toplam 8 milyar 252 milyon dolarlık net çıkış kaydedildi. Net çıkışların 245 milyon doları 1 aya kadar, 525 milyon doları 2-3 ay ve 3 milyar 619 milyon doları da 4 ay-1 yıl arası vadelerde meydana geldi yılı mart ayı itibarıyla anapara net çıkış tutarı 4 milyar 398 milyon dolar seviyesindeydi.

9 KÜLTÜR-SANAT KÜLTÜREL BOYUT Prof. Dr. Hayrettin İVGİN 30 Mayıs 2015 Cumartesi9 Bakır ve sedef işlemeciliğine kadın eli değdi KIZILCAHAMAM-ÇELTİKÇİ DE BEŞİK KERTME GELENEĞİ İki dost ailenin aynı yıl içinde biri kız biri erkek çocukları doğarsa, dostluklarını ilerletmek için beşik kertmesi yapılır. Birbirlerine büyük yardımları dokunan iki ailenin çocuklarının doğması aynı günlere veya ay içine rastlarsa beşik kertmesi uygulanır. Bundaki amaç, dostluklarının gelecek nesillerde de devam etmesini sağlamaktadır. Her iki ailede doğan çocukları büyüyünce evlendirmeye söz verirler. Bu sözden sonra, her iki aile büyükleri bir araya gelir, hatta köyün ileri gelenleri ve yakın komşuları da çağırarak onların şahitliğinde evlerinin bir köşesine, kolay kolay kaybolmayacak ve devamlı göz önünde bulunacak şekilde bıçakla bir çentik açarlar.. Bu çentik, ayrıca varsa beşiklerine de yapılır. Her iki aile, dostluklarının bozulmamasına özen gösterirler ve dostluklarını daha ileriye götürürler. Artık herkesin nazarında, bu iki ailenin beşik kertmesi yapılan bu kız ve erkek çocukları evli sayılır. Aradan yıllar geçtikten sonra şayet ailelerden biri bu evlilikten vazgeçerse, diğer aile vazgeçen tarafı çağırarak duvardaki çentikleri gösterir ve onun utanmasını söyler. Böylece iki aile arasındaki dostluk da bozulur. Her iki aile de beşik kertmesinin yersiz olduğuna, aile arasında alınan evlilik kararının yanlış olduğuna birlikte karar verirlerse, beşik kertmesi geçersiz olur. Fakat, halk onları her zaman ayıplar. Bu bozulan anlaşmaya rağmen ailelerden biri beşik kertmesini ileriye sürerek evliliği gerçekleştirmeye yeniden çalışırsa, karşı tarafın bunu kabul etmemesi tabii karşılanır. Bu konuda çok ince bir husus bulunuyor: Bir aile beşik kertmesini bozmuş ve kertmeyi geçersiz kılmışsa, karşı taraf da evliliği kabul ettirememişse, kabul etmeyen taraf halk arasında ayıplanır ve onun sözüne pek güvenilmez. Ancak kabul etmeyen taraf daha sonra karşı tarafa gider beşik kertmesini ileri sürerek evliliğin geçerli olmasını isterse, diğer taraf da kabul etmezse yine de beşik kertmesinden ilk cayan dönek sayılır ve yıllarca ayıplanır. Kaynak kişinin: Adı ve Soyadı: Mustafa Gerçek Doğum yeri: Kızılcahamam - Çeltikçi nahiyesi Doğum yılı: 1908 Mesleği : Çiftçi Öğrenimi: Okur-yazar değil. İstanbul Opera Festivali Saraydan Kız Kaçırma ile başlayacak ANKARA - Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü tarafından 8-18 Haziran tarihlerinde düzenlenecek 6. Uluslararası İstanbul Opera Festivali, "Saraydan Kız Kaçırma" eseri ile sanatseverlere "merhaba" diyecek. 6. Uluslararası İstanbul Opera Festivali kapsamında sanatseverler çok sayıda eseri izleme olanağı bulacak. Festival programının ilk eseri "Saraydan Kız Kaçırma", İstanbul Devlet Opera ve Balesi tarafından 8-9 Haziran'da İstanbul Arkeoloji Müzeleri Bahçesi'nde sahnelenecek. Türk-Osmanlı kültür ve sanatının etkisiyle 16. yüzyılda Batı Avrupa'da ortaya çıkan "Turquerie" akımının örneklerinden biri olan ve Mozart'ın Mehter Marşı ritimlerinden etkilenerek bestelediği eseri, Yekta Kara sahneye koyacak. "Yusuf İle Züleyha" operası da İstanbul Devlet Opera ve Balesinin ikinci yapımı olarak festivalde sergilenecek. Bestesi Okan Demiriş'e, librettosu Nezihe Araz'a ait eser, Haziran'da Kadıköy Süreyya Opera Sahnesi'nde sahnelenecek. Yusuf'un acı dolu yaşamı ile Züleyha'nın Yusuf'a sevgisini konu alan eseri, Aytaç Manizade sahneye koyacak. Festivalde, bestesi Charles Gounod'a ait, ünlü İngiliz oyun yazarı William Shaekpeare'in aynı adlı eseri "Romeo ile Jülyet" de sanatseverlerle buluşacak. Festivale ilk kez katılacak Mersin Devlet Opera ve Balesi tarafından Kenan Korbek'in rejisiyle sahnelenecek eser, 13 Haziran'da Haliç Kongre Merkezinde sunulacak. Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda 18 Haziran'daki gala konserini, İstanbul Devlet Opera ve Balesi Orkestrası şefi Raoul Grüneis yönetecek. Sanatçılar Murat Karahan, Ünüşan Kuloğlu, Catherine Foster ve Michelle Breedt, ünlü besteciler Wagner, Verdi, Puccini ve Dvorak'ın eserlerini seslendirecek. Biletler, Biletiva, Kadıköy Süreyya Opera Sahnesi, Beşiktaş Fulya Sanat gişelerinden, temsil günleri ise salonlardan liraya satın alınabilecek. Gaziantep Bakırcılar ve Sedefçiler Odasının İŞKUR ile iş birliğinde açtığı meslek kurslarına katılan 80 kişiden 60'ını kadınlar oluşturuyor. GAZİANTEP - Gaziantep Bakırcılar ve Sedefçiler Odasının İŞKUR ile iş birliğinde açtığı meslek kurslarına katılan 80 kişiden 60'ını kadınlar oluşturuyor. Bakır işlemeciliği-sedef kakmacılığını yaşatmayı ve mesleğe yeni ustalar kazandırmayı amaçlayan Gaziantep Bakırcılar ve Sedefçiler Odasının düzenlediği kurslara özellikle kadınlar ilgi gösteriyor. Odaya ait eğitim merkezine gelen kadınlar, maharetlerini bakır ve sedef işlemeciliğinde gösterirken, günlük ödenen 20 lira ile de aile bütçelerine katkı sağlıyor. Gaziantep Bakırcılar ve Sedefçiler Odası Başkanı Celal Açık, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ilkini 2009 yılında açtıkları kurslara erkekler kadar kadınların da ilgi gösterdiğini Bugüne kadar yaklaşık 300 kişinin kurslarda meslek öğrendiğini dile getiren Açık, mesleğe adım atan 100 civarında kişinin ise iş yeri açtığını ifade etti. Düzenledikleri kurslarla hem bakır ve sedef işlemeciliğini yaygınlaştırmayı hem de sektörde eleman sıkıntısını gidermeyi amaçladıklarını belirten Açık, şunları söyledi: "Bu mesleğin devam etmesi lazım. Biz de bu konuda elimizden geleni yapıyoruz. İŞKUR ile düzenlediğimiz yüzde 50 istihdam taahhütlü meslek edindirme kurslarımız devam ediyor. Yani iki kişiden birine iş garantisi veriyoruz. Kursiyerler bakır işletmeciğinde 5, sedef kakmacılığında ise 3 ay eğitim alıyor. Eğitim süresince de kursiyerlere günlük 20 lira ücret ödeniyor. Kursiyerler ayrıca tane başı ücret de alıyor. Son dönem kursuna katılan 80 kursiyerden 60'ını kadınlar oluşturuyor. Bu da bizim için sevindirici bir gelişme ancak gönül ister ki bu mesleğe daha erken yaşlarda ANKARA - Ressam Kemal Baydede, eski dergi sayfalarından yaptığı ruloları birleştirerek tabloya dönüştürüp farklı bir sanata imza atıyor. Sadece kağıt ve tutkal kullanarak ürettiği tablolarla uluslararası sanat camiasında büyük ilgi gören Baydede, geliştirdiği bu sanata Türkçe isim arıyor. Ressam Baydede, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaklaşık 15 yıl önce sıkıntılı olduğu bir dönemde gazete sayfalarını rulo haline getirdiğini belirterek, daha sonra bu ruloları birleştirerek tabloya dönüştürmeye başladığını Gazete sayfalarının zamanla sararması üzerine bayilerde satılmayan eski dergilerin kuşe kağıttan sayfalarını kullanmaya başladığını ifade eden Baydede, tutkal ve eski dergilerin sayfalarını kullanarak sanatını bugünkü haline taşıdığını dile getirdi. Baydede, sadece tutkal ve kağıt kullanarak icra ettiği sanatın Kültür ve Turizm Bakanlığınca tanımlanan sanatlar arasında yer almadığına dikkati çekerek, şöyle konuştu: "İcra ettiğim sanat oldukça özgün. Resim sanatına benziyor ama resim değil. Çünkü boya ve fırça kullanmıyorum. Malzemelerim kağıt ve İSTANBUL - İstanbul Bilgi Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Görevlisi Amed Gökçen'in Ezidiler ile ilgili "Kadim Bir Nefes: Ezidi Ağıtları" kitabı tanıtıldı. Santralistanbul kampüsündeki tanıtım toplantısında konuşan Gökçen, 2014'te yayımlanan "Kara Kitap Kara Talih"in ardından Ezidi kültürüne dair yeni bir kitap daha eklediğini belirtti. Gökçen, Türkiye, Suriye, Irak, Gürcistan, Ermenistan ve Almanya'da yürütülen saha çalışmaları sırasında kayıt altına aldığı türkü, beyit, masal, vaaz ve duaları bu çalışmayla bir araya getirdiğini kaydederek, "Bu çalışma bana, tek bir Ezidilik anlayışının olmadığını öğretti. Farklı coğrafyalarda yaşanan Ezidi kültürünün çeşitliliğini görmemizi sağladı. Dördü dini, üçü geleneksel müziklerle birlikte bunlara dair kaleme aldığım notlardan oluşan çalışma, çok önemli bir arşiv niteliği taşıyor" diye konuştu. ilgi gösterilsin." Bakır ve sedef işlemeciliği konusunda ilkokul düzeyinde eğitim verilmesi gerektiğine işaret eden Açık, "Bu konuda ilerleyen süreçte üniversitelerde iki meslek yüksekokulu da açabiliriz. Pratik ve teorik eğitimi bir arada verebiliriz. Böylelikle hem eğitimli zanaatkarlarımız olur hem de işsiz kalmazlar" Bakır işlemeciliğine yurtdışından da ilgi gösterildiğini vurgulayan Açık, bu konuda Almanya'dan gelen teklif üzerine oradaki işsiz Türk Geliştirdiği sanata Türkçe isim arıyor tutkal. Eski dergilerin aynı sayısından tane alıp aynı sayfalarını kullanıyorum. Böylece desen ve renk birliğini sağlamış oluyorum. Kullanacağım sayfaları önce tutkal yardımıyla rulo haline getiriyorum. Ardından uç uca eklediğim bu rulolarını çizdiğim desene uygun olarak birleştiriyorum. Bu iş o kadar incelik gerektiriyor ki bir eserim yaklaşık 1,5 ayımı alıyor." Geliştirdiği sanatın dünyada benzer bir uygulamasının bulunmadığını savunan Baydede, uluslararası sanat camiasında sanatına büyük bir ilginin söz konusu olduğunu ve Dünya Kağıt Sanatçıları Derneği'nin üyeliğine kabul edildiğini Baydede, "Roll paper art" olarak nitelendirilebilecek sanatı için Türkçe bir isim aradığını belirterek, "Literatürde olmayan bu özgün sanat, ebru, katı ve keçe sanatları gibi sahiplenilsin ve ülkemizle özdeşleşsin istiyorum" Açtığı sergiler ve kurslarla sanatını tanıtma ve yaygınlaştırmaya çalıştığını ifade eden Baydede, son sergisini Turan Üstünel ile "Sıradışı" adıyla Ankara Üniversitesi Kültür ve Sanatevinde açtığını bildirdi. Amed Gökçen'in Ezidiler ile ilgili kitabının tanıtımı yapıldı Eserleri en doğal haliyle ve bütünlük içerisinde yayınlamaya gayret ettiklerini vurgulayan Gökçen, kitabın, 2004'ten bu yana yürütülen saha çalışmasının bir ürünü olduğunu İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Aydın Uğur da Ezidi kültürüne olan ilgilerinin eskiye dayandığını dile getirerek, "Ortadoğu'da herkesin bildiği bir vahşet var. İnsanlığın ortak mirası talan ediliyor. Bizim yapmak istediğimiz, o mirası su yüzüne çıkarmaktır. Bu çalışma, kendi kültürüne vakıf olan Ezidilerin bile ufkunu açtı" ifadelerini kullandı. Ezidi topluluğunun dini temsilcilerinden Hüseyin Ulucan da "Dinimiz yok olmayla karşı karşıyayken, bu çalışmalarla örf, adet ve inançlarımızın Türkiye'ye ve dünyaya tanıtılması bizim açımızdan çok önemli gelişmelerdir" Etkinlik, Ezidi ses sanatçısı Rizgane Awaz'ın seslendirdiği türkülerin ardından sona erdi. gençlerine eğitim vermek amacıyla bir proje üzerinde çalıştıklarını kaydetti. Kursiyerlerden Açıköğretim Fakültesi Adalet Meslek Yüksekokulu öğrencisi Aslı Kılıçlıoğlu (20), kurstan tesadüfen haberdar olduğunu Bir yandan meslek öğrenirken, diğer yandan da para kazandığını dile getiren Kılıçlıoğlu, kadınların bakır işlemeciliği ve sedef kakmacılığı konusunda erkeklerden daha maharetli olduğunu savunarak, mesleği sürdürmek istediğini belirtti. MEHMET NURİ PARMAKSIZ mehmetnuriparmaksiz@gmail.com BENCİLEYİN SÖZLER ASLIMIZ BİR DAMLA Aşkına bendesi olduğum, her şeyine vurulduğum yâr! Seninle bahar geldi göğe, toprağa Seninle çiçek açtı kaldırımlar; gülümsüyor yarınlar... Seninle anlamını buldu baktığım, gördüğüm her şey... Hasret bile seninle güzelleşti yâr! Özlem bile seninle manasına kavuştu... Senden önce bir şey eksikti hasrette; özlüyordum ama neyi özlediğimi bilmeden Güzel olan ve cümle güzellik senden alır ışığını... Bende olanlar da senden bana yansıyanlar... Ömrümün doğusundan batısına dek her yerine ayakbastın işte... Sen beni tamamen fethettin; benim fatihimsin işte... Sana dâir söylemlerim yüreğimden yüreğine giden yolda ateş alıyor. Ne kadar yazsam da sana dâir hitaplarım ve aşk sözlerimde hep bir şeyler eksik kalıyor Ben sana kadar hep açmayı bekledim... Gülistan sensin; bende senin bağbanınım... Aşk seninle güzel; yollar seninle kısa... Özlemin sonu yoksa aşkmış yaşanan... Ben hiç böyle özlemedim ki... Ben hiç böyle olmadım ki daha önce... Rüyalarımdaki sultansın; ben de bendenim senin Karşılıksız sevdim seni, her nefeste ölmeyi ve hep özlemeyi göze alarak Yüreğimin her atışı Rabbimden sonra senin olduğumu tasdik ediyor. Gözlerime bakınca aynada gözbebeklerim sen açıyor sevgili Yaşadığım ve yaşattığın hâllerle şükrediyorum Yaradan a Şükür suyuyla yıkanan çok da yanmıyormuş hasretle... yoksa yanmamak kâbil mi aşkta? Damarlarımda gezen sensin; bende atan yürek sensin... Sensizlikle ölüm aynı şey sevgili... Geceyi aydınlatan nûrsun, güneşe güç veren aydınlıksın. Kalbimi karanlıklardan çekip çıkaran Rabbimden sonra sadece senin varlığın... Sayamadığım, yetemediğim, söyleyemediğimin daha nicesisin sen? Beni ben yapansın; beni kendine her hâlinle bende kılansın Ben senin en sadık aşk askerinim yâr... Varlığın özü aşk; şükre vesile aşk... Sabrın kalesi; mutluluk ve huzurun kaynağı aşk... Aşk üzre kurulmuş âlem Hasret çekmeyen nerden bilebilir değer ne demek, aşk ne demek? Özlem duymayan; kaybetme korkusu yaşamayan nerden bilebilir aşkın, nefesin ve Yaradan'ın kıymetini? Asıl secde bedenin değil, gönlün secdesi sevgili... Asıl çekilen âh; yürekten ama çok çok derinlerden çekilen... Çok şükür diyebilmek bir nimet İmanlı yaşamak ve tevekkül edip, teslim olmak ne güzel... Sensiz geçen bir gecemi hatırladım birden Hasretten olacak bir gözyaşı damlası döküldü yanaklarıma sevgili. Ağlayan gözlerim değildi; kalbimdi Sadece bir damlaydı lakin yüreğim öyle ferahladı ki... Dualarımın kabulü olarak düşündüm o hâli... Belki de içimdeki aşka, içimdeki coşkuya ve gönlümün ateşine dayanamadı gözyaşım ve ağladı o damlayla. Belki de gözyaşım yakardı Rabbimize... Ne mutlu şükür hisleri ile dolduğum o ân'a... Sevgili, gönül gözü açık olanlar duyar ve bilir mânâ âlemindeki bazı hakikatleri... Gizli gibi görünen aşikâr gerçekleri Bir damlayız biz aslında... Aslımız bir damla lakin o damla da en güzel derya olan Rabbimizden bir parça değil mi? GÜNÜN DÖRTLÜĞÜ Her şartta her şekilde çok şükür diyenim ben, Fedakârlıksa diyet borcu ödeyenim ben. Kararlıyım güçlüyüm; yüreğimde iman var Baş eğmem gerekirse Hüdâ ya eğerim ben.

10 1030 Mayıs 2015 Cumartesi Tatilde hijyene dikkat!.. Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hakan Leblebicioğlu, yazın tatile çıkacakların enfeksiyon hastalıklarına karşı dikkatli olması uyarısında bulundu. SAMSUN - Leblebicioğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yurtiçi ve yurtdışı seyahatlerde, tatil yörelerinde enfeksiyonla karşılaşma riskinin daha fazla olduğunu Leblebicioğlu, özellikle yurtdışı gezilerde koruyucu önlemlerin alınması gerektiğini belirtti. Enfeksiyonların günümüzde çok kolay ve hızlı yayılabildiğine vurgu yapan Prof. Dr. Leblebicioğlu, "Yaz dönemlerinde solunum yolu enfeksiyonları, sıtma ve cinsel yolla bulaşan ANKARA - Spor Toto Süper Lig takımlarının taraftarları, bu sezon Türk Kızılayına 136 bin 458 ünite kan bağışladı. Ligde şampiyonluğunu ilan eden Galatasaray 46 bin 985, Fenerbahçe 42 bin 242, Beşiktaş 24 bin 35 ve Trabzonspor taraftarı 8 bin 531 ünite kan verdi. Spor Toto Süper Ligi takımlarının taraftar gücünü kullanarak kan bağışı konusunda kamuoyu oluşturmayı ve bağış sayılarında artış sağlamayı hedefleyen Türk Kızılayı, sezon başından bu yana 136 bin 458 taraftardan kan bağışı aldı. Galatasaray taraftarı 46 bin 985 ünite kan bağışlayarak ligin şu ana kadar en fazla kan bağışlayan taraftarı oldu. Galatasaray'ı 42 bin 242 ünite kan bağışlayan Fenerbahçe taraftarı izliyor. Spor Toto Süper Ligi'nin bitmesine bir hafta kala şampiyonluğunu ilan eden Galatasaray, Kan Bağışı Ligi'nde de şampiyon olmaya çok yakın. Türkiye'nin güvenli kan ihtiyacını karşılamak üzere çalışmalarına aralıksız devam eden Türk Kızılayı, özel kan ANKARA - Türk bilim insanlarının geliştirdiği cihaz sayesinde meme kanserinde tespitinde zorluk yaşanan küçük tümörler bile görüntülenerek tedavide başarının artması bekleniyor. Projenin sorumlusu Prof. Dr. Murat Özcan, "Mikrodalga Meme Tomografisi" ile tümörün gerçek büyüklüğünün, şekli, yeri ve habis olup olmadığının tespit edilebileceğini bildirdi. İstanbul Teknik Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. İbrahim Akduman ve ekibi tarafından geliştirilen ve İTÜ-Arı Teknopark'ta faaliyet gösteren bir firma tarafından üretilen cihazla ilgili klinik çalışmalar, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Bölümünden Prof. Dr. Murat Özcan ve Prof. Dr. Tunaya Kalkan denetiminde yürütüldü. hastalıklarla çok sık karşılaşıyoruz. Ayrıca, deniz ve havuzların kirliliği de hastalıklara zemin hazırlıyor" Enfeksiyon hastalıklarının son yılların en önemli sorunu haline geldiğini anlatan Leblebicioğlu, ciddiye alınması gereken enfeksiyonlar için yeterli önlem alınmaması durumunda ölümle sonuçlanan vakalar yaşanabildiğini ifade etti. Leblebicioğlu, yaz aylarında tatile çıkacakların alması gereken önlemleri şöyle sıraladı: "Gidilen yerde temiz su kullanmaya bağışı projelerine de imza atıyor. Futbolun en sevilen sporların başında geldiği Türkiye'de, taraftarlara yönelik gerçekleştirilen Kan Bağışı Ligi de bu projelerin en çok ilgi görenlerinden biri. Proje kapsamında gönüllü kan bağışçıları, eğer futbol ile ilgileniyorlarsa, kan bağışı sırasında hazırlanmış olan taraftar formlarında kendi takımlarını işaretliyorlar. Bu formlar kan bağışçılarının diğer resmi formları ile Türk Kızılayının veri tabanına kaydediliyor. Veri havuzunda biriken bilgiler o haftanın kan bağışlayan taraftar sayıları istatistiklerine yansıyor. Bu istatistikler Türk Kızılayı Kan Hizmetlerinin internet sitesinde yayımlanıyor. Kan bağışında ilk üç sırayı alan takımlar Kızılay Genel Başkanı Ahmet Lütfi Akar tarafından Kan Bağışı Ligi Kupası ile ödüllendirilecek. Kızılay yetkilileri, kan bağışıyla şifa bulan ihtiyaç sahiplerinin, insani değerlere dayanan bu tatlı rekabetin gerçek galibinin olduğunu belirtti. Mevcut görüntüleme cihazlarına kıyasla daha ileri seviyede sonuçlar elde edilen "Mikrodalga Meme Tomografisi (MMT)" cihazı, Mayıs'ta Pekin'de Avrupa Cerrahi Birliği (ESS) ve Çin Cerrahi Organizasyonu (CCS) tarafından düzenlenen kongrede "Mükemmel Çalışma" ödülü kazandı. Toplantıda paylaşılan, hastalar üzerinde yapılan çalışmaların ilk sonuçlarına göre, cihazla elde edilen görüntülerin, hastadan çıkarılan tümörlerin büyüklük ve özeliğiyle bire bir örtüştüğü saptandı. Proje sorumlusu Prof. Dr. Murat Özcan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, meme kanserinin teşhisinde yaygın başvurulan mamografinin, sadece 40 yaş üstü kadınlarda kullanılabildiğini anlattı. EDİRNE - Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Aslan Tekataş, milattan önceki yıllara ait değişik çizimler birleştirildiğinde, o dönemde de migren tedavisi yapıldığının görüldüğünü Tekataş, Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde düzenlenen basın toplantısında, insanlığın, varoluşundan itibaren baş ağrısından muzdarip olduğunu vurguladı. Neolitik çağlardan bu yana baş ağrılarına çözüm arandığını anlatan Tekataş, "Milattan önce 7000 yılından kalan kafataslarında, bir cihazla kafatasının delinmesi ve trepanasyon (baş deliği ameliyatı) denen bir işlemin bulguları mevcuttur" Tekataş, kafatasındaki deliklerin migren tedavisi için açıldığı yorumlarının yapıldığını ifade ederek, "Bu işlemin, o dönemde kafanın içine bir cin girmesi ve bu cinin oradan çıkarılması inancıyla yapıldığı sanılıyor. Döneme ait değişik değişik çizimler var. Bu çizimler birleştirildiğinde migren tedavisi yapıldığını biliyoruz" ifadelerini kullandı. Kadınların yüzde 95'inin, erkeklerin de yüzde 90'ının yılda bir kez baş ağrısıyla karşı karşıya kaldığına işaret eden Tekataş, toplumda en sık görülen baş ağrısının gerilim tipi ve migren olduğunu vurguladı. Doç. Dr. Aslan Tekataş, Uluslararası Baş Ağrısı Derneği'nin baş ağrılarını 14 ana grup ve yüzlerce alt grup olarak sınıflandırdığını Doğrudan doğruya baş ağrısı tablosuyla ortaya çıkan, başka bir hastalıkla ilişkisi olmayan baş ağrılarının, "primer baş ağrıları" olduğunu Bu cihazın radyasyon yayması nedeniyle yılda en fazla bir kez çekim yapılabildiğini, ölçüm esnasında memenin sıkıştırılması yüzünden hastanın rahatsızlık duyduğunu, deformasyon dolayısıyla da tümörün yeri ve büyüklüğünün tam ölçülemediğini ifade eden Özcan, mamografi ile ayrıca 7-8 milimetrenin altındaki tümörlerin tespitinin de pek mümkün olamadığına işaret etti. Bu olumsuzlukların, yeni geliştirilen ve sonuçları bilimsel olarak da kabul edilen yeni cihazla tamamen giderileceğini bildiren Özcan, "Her yaşta kadın, radyasyon gibi sıkıntısı olmadan isterse her gün ölçüm yaptırabilecek" Prof. Dr. Özcan, "Ölçüm sonucunda tümörün hem gerçek büyüklüğü hem şekli hem de yeri ve habis olup dikkat edilmelidir. Su tüketiminde kapalı şişe sular tercih edilmelidir. Sokakta veya açıkta satılan gıdalar, çiğ tüketilen, pişirilmemiş veya az pişirilmiş yiyecekler yenilmemelidir. Seyahat sırasında hayvanlarla temastan kaçınılmalı, nehir ve göllerde yüzülmemelidir. Her fırsatta eller yıkanmalıdır. Gidilecek yerin özellikleri, iklim koşulları, mevsim şartları, sık görülen hastalıklar, seyahatin amacı, süresi, konaklanacak yer gibi faktörlere göre alınacak önlemler farklılık göstermektedir. Bu özeliklerin dikkate alınması önem taşımaktadır." Leblebicioğlu, bebekler, çocuklar, yaşlılar, kronik hastalığı olanlarla gebelerin, tatilde daha fazla enfeksiyon riski taşıdıklarını ifade etti. Leblebicioğlu, tatile çıkacaklara içerisinde antiseptikli solüsyon, su temizleme tableti veya damlaları, yara bandı, gazlı bez, elastik bandaj, sinek ve böcek kovucular, ağrı kesici malzemelerin bulunduğu bir sağlık çantası taşımaları tavsiyesinde bulundu. Galatasaray kan bağışında da lider Milattan önce de migrene çare aranmış belirten Tekataş, şöyle devam etti: "Bunlar migren, gerilim tipi ve küme baş ağrılarıdır. Sekonder baş ağrıları ise yüzde 10 oranında görülen, nedeni belli bir hastalığa bağlı olarak, beyin damar hastalıkları, sinir sistemi hastalıkları, beyin tümörleri, göz hastalıkları, sinüzit, menenjit gibi hastalıkların seyri sırasında çıkan ağrılardır." Tekataş, baş ağrısı sorunu olanları doktora başvurmaları ve mevsimsel geçişlere karşı tedbirli olmaları yönünde uyararak, "Lodoslu ya da çok sıcak havalarda dışarı çıkmamalılar baş ağrısını tetikleyen yiyeceklerden uzak durmalılar. Günlük yaşam şartlarını değiştirmek baş ağrısı tedavisinin en önemli şartlarındandır" değerlendirmesinde bulundu. Meme kanserinde milimetrik tümörler de görüntülenebilecek olmadığı tespit edilebilecek. Üstelik 3-4 milimetreye kadar küçük tümörlerin de tespit edilmesiyle kanser çok erken evrede teşhis edileceği için tedavi daha kolay ve başarılı olacak" diye konuştu. Cihazı üreten firmanın yetkilisi Güray Ali Canlı da Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ndeki klinik testlerin tüm sonuçlarının sonbaharda tamamlanmasının öngörüldüğünü belirtti. Sağlık Bakanlığına seri üretim izni için başvuracaklarını kaydeden Canlı, "Üretimin yıl sonunda başlaması öngörülüyor. Prototip üretimine TÜBİ- TAK ve İstanbul Kalkınma Ajansı destek veriyor. Cihazın gerek birim fiyatı, gerekse işletme maliyeti diğer cihazların çok altında olacak" ifadesini kullandı. SAĞLIK Türkiye'de 100 bin kadından 18'i tiroid kanseri ANKARA - Ankara Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Faik Erdoğan, Türkiye'de 100 bin kadından 18'inde tiroid kanseri görülmeye başlandığını bildirdi. Prof. Dr. Erdoğan, 25 Mayıs Dünya Tiroid Günü dolayısıyla AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de tiroid bezi içinde saptanan ve "nodül" olarak adlandırılan kitlelerin görülme sıklığının arttığını Bu nodüllerin kadınlarda erkeklere oranla 3-4 kat fazla görülmeye başladığına dikkati çeken Erdoğan, "Yaşla birlikte nodül sıklıkları artıyor. 50 yaşın üzerindeki kadınlarda yüzde oranında nodüle rastlanabiliyor" Erdoğan, Dünya Tiroid Günü ve Tiroid Haftası etkinlikleri kapsamında ana temanın "artan tiroid kanserleri" olduğunu dile getirdi. Hafta boyunca yapılacak çeşitli etkinliklerde, tiroid kanserlerine karşı farkındalık oluşturmayı amaçladıklarını anlatan Erdoğan, "Tiroid kanseri özellikle kadınlarda meme kanserinden sonra en sık görülen ikinci kanser türü. Türkiye'de 100 bin kadının 18'inde tiroid kanseri görülmeye başladı. Erkeklerde de görülme oranı 100 binde 4. Bu rakam gün geçtikçe sadece ülkemizde değil bütün dünyada artıyor, bunun nedeni de bilinmiyor" diye konuştu. Kanserle mücadelede erken tanının önemini dile getiren Erdoğan, "Erken tanı tedaviyle bu hastaların yüzde 95'ini tedavi edebiliyoruz. Onun için iyi huylu bir kanser vaktinde tedavi ve tanı yapıldığında kötü bir sonucu yok, yaptığımız toplantılarda da bunu vurgulayacağız" değerlendirmesinde bulundu. Prof. Dr. Erdoğan, hafta boyunca Ankara, İstanbul, Antalya, Trabzon ve Gaziantep'te, alanında uzman hekimler tarafından tiroid hastalarına bilgilendirme toplantıları yapılacağını aktararak, şunları kaydetti: "Ankara'da 25 Mayıs'ta İbni Sina Hastanesinde 'Guatr nedir, niçin oluşur, Türkiye'nin iyot durumu, gebelerde ve emziren kadınlarda iyot, hipertiroidi (zehirli guatr) nedir, nedenleri ve tedavi seçenekleri nelerdir, hipotiroidi (tiroid bezinin az çalışması) nedir, Nedenleri nelerdir, gençte, yaşlıda, gebeliğe hazırlıkta ve gebelikte hipotiroidi tedavisi nasıl olmalıdır, tiroid bezi bezelerine (nodüllerine) yaklaşım nasıl olmalı ve tiroid kanseri nedir, nasıl tedavi edilir, hastanın hayatını, yaşam kalitesini nasıl etkiler' başlıklarında sunumlar yapılacak." Soğuk hava sıcaktan yaklaşık 18 kat fazla ölüme yol açıyor ANKARA - Soğuk havalara bağlı ölümlerin sıcaktakinden yaklaşık 18 kat fazla olduğu belirlendi. Bilim adamlarının 'de nem seviyesini ve hava kirliliğini de dikkate alarak 13 ülkede yaptıkları araştırmada, 74 milyon kişinin öldüğü dönemin günlük sıcaklık verilerini inceledi. Avustralya, Brezilya, Kanada, Çin, Japonya, İtalya, Güney Kore, İspanya, İsveç, Tayvan, Tayland, İngiltere ve ABD'yi kapsayan araştırma, soğuklarda bazı hastalıklardan ölümlerin sıcaktakinden yaklaşık 18 kat fazla olduğunu ortaya koydu. Araştırmada, ölümlerin yüzde 7,29'unun soğuk havalara bağlı olduğu saptandı. Sıcak havaların ise ölümlerin yalnızca yüzde 0,42'sinden sorumlu olduğu tespit edildi. Aşırı soğuk ve sıcak havalarda ise ölüm oranının yüzde 1 olduğu belirtildi. Öte yandan araştırmacılar, beklentilerin aksine, erken ölüm oranının "kış soğuğu" veya "yaz sıcaklarından" ziyade "orta derecedeki sıcak ve soğuk havalarda" daha yüksek olduğuna dikkati çekti. Soğuk ve sıcak havaların kalp-damar hastalıklarından ölümleri tetiklediğine dikkati çeken bilim adamları, soğuk havaların solunum sorunlarına da davetiye çıkardığını vurguladı. Araştırmanın sonuçları, İngiliz "The Lancet" dergisinde yayımlandı.

11 YAŞAM-ÇEVRE BULMACA Cimbom taraftar grupları Ermenekli Ömer i unutmadı Galatasaraylı'ın şampiyonluğunun ardından taraftar grupları, Karaman'ın Ermenek ilçesindeki maden ocağında cansız bedenlerine ulaşılan 18 işçiden Mehmet Özcan'ın, "Babama 'Galatasaraylı maçı var' dersek madenden çıkar" diyen oğlu Ömer Asaf'ı unutmadı. Meydan Projesi Aksaray ın çehresini değiştirecek İSTANBUL - İstanbul'un önemli ulaşım ve yaşam noktalarından Aksaray'ın çehresi, "Meydan Projesi" ile değişecek. AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, çalışmaları devam eden Aksaray Meydan Projesi kapsamında İstanbul KONYA - Ermenek'teki maden ocağında geçen yıl 28 Ekim'de mahsur kaldıktan sonra cansız bedenlerine ulaşılan işçilerinin yakınlarının yaptıkları, söyledikleri hafızalarda yer edindi. Çevresinde Galatasaraylı fanatikliğiyle tanınan işçi Mehmet Özcan'ın 6 yaşındaki oğlu Ömer Asaf'ın da "Babama 'Galatasaraylı maçı var' dersek madenden çıkar" sözleri, medyada geniş yer bulmuştu. Dayısından sarı-kırmızı oyuncağıyla fotoğrafını çekip sosyal paylaşım sitesinden babasına göndermesini isteyen Ömer Asaf'ın, terliklerle oynadığı "madencileri kurtarma oyununda" babası ve diğer işçileri kurtarması, haber, internet sitelerinde en çok paylaşılanlar arasında yer almıştı. Kulüpten hediyeler gönderilen, Konya'ya geldiğinde Galatasaraylı futbolcularla tanışan ve statta maç izleyen Ömer Asaf, adeta gönüllerde taht kurdu. Spor Toto Süper Lig'de sezonun bitimine bir hafta kala şampiyonluğunu ilan eden Galatasaraylı'ın taraftar grupları, Ömer Asaf ile ilgili sosyal paylaşım sitelerinden yüzlerce ileti paylaştı. En çok dikkati çekenlerinden birisi de sosyal paylaşım sitesindeki "Ali Sami Yen Sokak" hesabından "En çok da senin şampiyonluğun kutlu olsun çocuk" başlığıyla Ömer Asaf'ın fotoğrafının paylaşılması oldu. Çocuğun fotoğrafını 140 bin 628 kişi beğendi, 11 bin 318 kişi paylaştı, yüzlerce kişi de yorum yaptı. Neredeyse tüm takımların taraftarlarından gelen yorumlardan bazıları şöyle: "- Bir Fenerli olarak diyorum ki keşke GS 4 değil 5 yıldız alsaydı da baban yanında olsaydı. - Ahhh canım benim. Gözlerim doldu. Keşke baban yaşasaydı da biz şampiyon falan olmasaydık. Allah rahmet eylesin. Mekanı cennet ruhu şad olsun. Allah yardımcınız olsun kuzum benim. - Bir Fenerbahçeli olarak kendini bilmez FB ve GS taraftarları bırakın birbirinizle dalaşmayı. Futbolu böyle içten saflıkla umutla izleyen de var. Asıl şampiyon sensin. Keşke baban gelseydi FB küme düşseydi, GS 10 yıldız birden kazansaydı be yavrum. - Bir koyu Fenerbahçe taraftarı olarak Su ve Kanalizasyon İdaresi'ne (İSKİ) ait bina yıkılacak. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, şehir oteli olarak hizmet vermesi gündeme gelen binanın yıkılarak yerine yeşil alan ve yeraltı otoparkı yapılmasına karar verdi BUL- MACA Soldan sağa: 1. Bir kumaş türü. Başarısız olmuş kimse. 2. İridyumun simgesi. İşitme organımız. 3. Kaynar suda haşlanıp üzerine yağ gezdirilen mısır unu yemeği. 4. Rütbesiz asker. Uzaklık anlatır. Halkın aşağı tabakası. 5. Deri tabaklamakta kullanılan tadı buruk bir madde. 6. Çölde görülen hayal. Eskiden Roma kentine verilen ad. 7. Antalya ilinde dünyaca ünlü bir plaj. Batı Anadolu köy yiğidi, zeybek. 8. Öğütülmüş tahıl tozu. Kemirgen bir hayvan. Stronsiyumun simgesi. 9. Kötümser. 10. Argoda tanışıyormuş gibi yaparak para sızdırma. Yabancı. 11. Karın zarı. 12. Değerli madenlerin saflık derecesi. Eşi olmayan, biricik, yegâne. 13. Radyumun simgesi. Duman karası. Oyunda kazanılan her parti. 14. Karışık renkli. Görkem, heybet. 15. Masajda uygulanan hareket, friksiyon. 16. Başıboş, işsiz, aylak. Mukavele, sözleşme. 17. Yılan. Bir tarikatın ya da sanatın ilk kurucusu. 18. Dünyanın uydusu. Hile, entrika. 19. Çıplak vücut resmi. Gövde yapısı, beden yapısı. 20. Pişman. Şüphe. Yukarıdan aşağıya: 1. Bel bağı. Büyüteç. Bağ budamaya ya da ağaç kesmeye yarayan bir tür eğri bıçak. Yardım istendiğini anlatan bir ünlem. 2. Güzel sanat. Put. Bir ilimiz. Şöhret, şan. 3. Askerlikte, herhangi bir işi başarabilecek en küçük birlik. Gözde canlılık. Gidilen yol üzerinde olmayan, sapılarak varılan. Bir geminin başka bir gemiden ya da kıyıdan açılması. 4. Erden çavuşa kadar olan askerlerin genel adı. Arıtımevi, tasfiyehane. Utanma, utanç duyma. Anma. 5. Dar ve kalınca tahta. Bir işte emir verme yetkisine sahip olan kimse. Sıcak olarak içilen bir içecek. Nikelin simgesi. 6. İlgi eki. İştahı açmak için yemekten önce içilen içki. Güney Afrika nın plaka işareti. Ölüm cezası. 7. Ayakkabı, çanta yapımında kullanılan parlak deri. Karışık, kargaşalık, arabozuculuk. Gemilerde yolcuların hizmetine bakan görevli. 8. Bir şeyin elden ele geçmesi. İlaç vererek hastalığı iyi etmeye çalışmak, tedavi etmek. Yarı aydınlık. 9. Tantalın simgesi. Bir anda oluveren, apansız. Hayvanın erkekliğini giderme, hadım etme. Sürdürme, devam ettirme. 10. Aylardan biri. Yürek gücü, maneviyat. Bir elektrotta eksi uç. Dökme demir, font. Hazırlayan: Ercan BostaNcıoĞlu diyorum ki eğer sen mutlu olacaksan varsın GS şampiyon olsun, senin canın sağolsun. - Tüm takımlar senin yanında. - Asıl şampiyon sensin küçüğüm. Sana selam durmak bize onurdur. - Yavrum senin yüzün gülsün yeter ki. Burada GS, Fener, Beşiktaş, TS hepsi senin yanında. - Canım benim belki de Allah senin için bu şampiyonluğu bize nasip etti. - Önemli olan GS'nin şampiyonluğu değil. Senin ve senin gibi yetimlerin mutluluğudur aslan parçası. Emin ol baban seninledir çocuk." Yapımına 2012'de başlanan projeyle ayrıca İSKİ önündeki viyadük kaldırılacak. Vatan ve Millet Caddesi'nin kesişim noktasında kalan araç viyadüğü ile Pertevniyal Camisi önündeki Aksaray Viyadüğü kaldırılarak meydanın yayalaştırma çalışması tamamlanacak. İSKİ binasının yıkılmasıyla Aksaray Meydanı'ndan Yenikapı Marmaray istasyonuna kadar olan bölümde yayalar için kesintisiz ulaşım sağlanacak. Etap etap yapımına devam edilen meydan tamamlandığında, 62 bin metrekarelik yayalaştırılmış alanıyla 22 bin metrekarelik Çağlayan Meydanı'nın yaklaşık üç katı büyüklüğünde olacak. Meydan projesiyle ayrıca Vatan ve Millet Caddesi üzerinden gelen araçlar sinyalizasyon sistemleri ile Yenikapı, Beyazıt ve Saraçhane'ye yönlendirilecek. Trafiğin yoğunluğuna göre bölgede akış sistemi kurulacak ve yaya geçiş öncelikli düzenleme yapılacak. Bu arada, Yusufpaşa ve Aksaray tramvay istasyonları iptal edilerek, tek istasyon haline getirilecek. ÇÖZÜMÜ BUGÜN 13. SAYFADA Mayıs 2015 Cumartesi TÜRKÇE BAKIŞ Prof. Dr. Nurullah Çetin ncetin64@hotmail.com JOHN UN ÇİFTLİKLERİNDE KUZULARIN SESSİZLİĞİ şimşek gibi çakmak, sel gibi coşmak ifadesi ise çevik, atak, coşkulu, azimli olmayı karşılar. Kişinin vatanını savunmak adına bütün güç ve kabiliyetlerini son sınırına kadar kullanmayı, enerjisini en üst noktaya çıkarmayı ifade eder. Huduttan hududa yol bulup koşmak ifadesiyle de Türk askerinin, kendisine nerede ihtiyaç duyulursa oraya seve seve gitmesi, kendi işini bitirdikten sonra diğer kardeşlerinin de imdadına yetişmesi durumu vurgulanmaktadır. Cepheden cepheyi sormak alt imgesi ise Türk askerinin millî birlik ve bütünlük ruhu içinde milletinin her ferdiyle ilgilenmesi, diğer kardeşlerinin derdiyle dertlenmesi, onların hüznüne ve sevincine ortak olmasını ifade eder. * Seller gibi ileri atılmak : Sellerin ileri atılması, önüne çıkan engelleri yok ederek ilerlemeyi ifade eder. Nasıl büyük sellerin önünde hiçbir engel duramazsa, her şeyi kolayca aşabilirse, kahraman vatanseverler de önlerindeki düşmanı büyük bir hücumla ezer geçerler. * Tam ercesine göğsünden vurulmak : Türk geleneğinde yiğitliğin bir ifadesi, geri dönüp kaçmamak, düşmanın üzerine çekinmeden gitmek, vurulacaksa bile geri dönüp kaçarken arkadan vurulmak değil; göğüs göğse çarpışırken alnından vurulmaktır. Dolayısıyla vatansever Türk milleti, düşmandan yüzgeri edip kaçmayı çok büyük bir alçaklık olarak algılamakta, savaşta, düşmandan kaçmayı onuruna hiçbir zaman yedirememektedir. Geri dönüp kaçarak milleti arasında onursuzca yaşayacağına erkekçe dövüşüp alnından vurularak şehit olmayı her zaman tercih eder. * Bu vatanın gerçek sahiplerinin bir gül bahçesine girercesine, şu kara toprağa girenlerin olması : Müslüman Türk milletinin en yüce değerlerinden birisi şehitlik mertebesidir. Vatanı, milleti, dini, devleti için savaşta ölen kişi, hem milletinin kalbinde, hem Allah katında en büyük manevî mertebeyi kazanmıştır. Dolayısıyla şehitlik en büyük rütbe ve en değerli madalya ve en sevindirici bir ödüldür. Şehitlik mertebesinin değeri burada birbirine zıt iki unsurun karşı karşıya getirilmesiyle belirginleştirilmektedir. Gül bahçesine girmek ve kara toprağa girmek. Gül bahçesine girmek ifadesi, hem evlenip gerdek gecesine girmek, hem cennet bahçelerine girmek bağlamında düşünülürse kişinin ulaşabileceği en büyük mutluluk durumunu ve ortamını ifade eder. İşte vatansever Türk, şehit olup kara toprağın altına girmeyi, gül bahçesine girmekle eşdeğerde tutmaktadır. * Bu destanın tarihin dilinden düşmemesi : Destan, genel olarak olağanüstü, insanüstü kahramanlıkları ifade eden metinlerdir. Vatansever Türk milleti, tarih boyunca o kadar çok olağanüstü, insanüstü kahramanlık örnekleri göstermiştir ki tarih kitapları, şiirleri, hikâyeler, romanlar ve başka türlü yazı türleri, Türk milletinin destansı kahramanlıklarını anlata anlata bitiremez. * Nehirlerin gazi, dağların kahraman olması : Burada hem teşhis hem mecaz-ı mürsel sanatıyla anlam kuvvetlendirilmiştir. Nehirler ve dağlar bütün bir Türk vatanını temsil eden parçalardır ve bunlara insanî özellikler yüklenmiştir. Uzun tarih boyunca Türk milleti, o kadar çok ve büyük kahramanlar, gaziler, şehitler ortaya koymuştur ki nehirleriyle ve dağlarıyla bile bu büyük kahramanlık âdeta özdeşleşmiştir. * Her taşı bir yakut olan bu vatanın, can verme sırrına erenlerin olması : Yakut, değerli bir mücevherdir. Türk milleti için Türk vatanının en değersiz görünen bir taşı bile yakut değerindedir. Dolayısıyla hiçbir Türk, bu vatanın en küçük bir çakıl taşını bile kimseye vermez. Küçücük bir çakıl taşına bile canını vermekten çekinmeyen bu aziz millet, bu vatanın sahibi olabilir ancak. * Gökyay'ın ne dese ziyade olmaması : Şair, kendine hitap ederek vatan ve bu vatana sahip çıkan aziz Türk milleti için söylediklerinin fazla değil; az bile olduğunu, belki söylenmesi gereken daha çok sözün bulunduğunu vurguluyor. * Bu sevginin bir kuru ifade olmadığı : Şairin ve Türk milletinin vatan sevgisini dile getiren sözleri kuru, boş, anlamsız ifadeler değil; içten gelen samimi bir duygunun karşılığı olmasıdır. * Bu vatanın hasmı rüyada değil, topun namlusundan görenlerin olması : Bu vatanın gerçek sahipleri, düşmanı rüyada değil; gerçek savaş ortamlarında yüz yüze gelenlerdir. Vatan için bizzat kan ter dökenlerdir. Yani somut olarak emek, kan, gözyaşı ortaya koyanlarındır. *Metinlerarası İlişkiler: * Ardına bakmadan yollara düşen, mısraında şu tarihsel olayların izleri vardır: Yavuz Sultan Selim, 1514 yılı Mart ayında Edirne den İran seferine çıkar. Sivas a gelinir, son hazırlıklar gözden geçirilir ve Erzincan sınırı geçilir. Bu arada askerler arasında uzun yol yorgunluğu, erzak sıkıntısı baş gösterir. Ordu içinde hoşnutsuzlar artar, yeniçeriler homurdanır, savaştan vazgeçip geri dönmek isterler. Ağustos ayı ortalarında Eleşgirt te düşman hâlâ ortalarda görünmez. Yeniçerilerin sabrı taşar ve taşkınlığa başlarlar. Bu durumda Yavuz Sultan Selim orduyu toplayıp oldukça dokunaklı ve yüreklendirici olan şu tarihî nutkunu söyler: Ehl ü ıyâl kaydında (çoluk çocuk, aile derdinde) olanlara destûrdur, gerü karılarınun yanına getsünler. Biz buraya gerü dönmek içün gelmedük. Rahat isteyen bu yola yaraşmaz. Bizi isteyüp yolumuzda can ve baş feda idecek yiğitler ölümden havf itmez (korkmaz). Ölümden korkanlar gerü dönsün, düşmenle çarpuşacak merdler benümle gelsün! Eğer içinüzde er yoğ ise ben yalınuz giderüm! Bir diğer olay da şudur: Endülüs ün fethi sırasında İslam komutanı Tarık Bin Ziyat, askerlerini cesaretlendirmek için onlara Kaçacak yer var mı? Önünüz düşman, arkanız deniz demiş, böylece onların geriye dönüş ümidini ortadan kaldırarak arkalarına bakmadan savaşmaya devam etmelerini sağlamıştır. * Her taşı bir yakut olan bu vatan, / Can verme sırrına erenlerindir mısraları, eski Türk tarihindeki bir anekdottan esinlenmeler taşımaktadır. Büyük Türk hakanı Mete, Çinliler karşısında zor durumda kalınca barış ister. Çinliler barış karşılığında atını isterler verir, şahsına ait her şeyi isterler hepsini verir, sonunda bunlarla yetinmeyip sınırda küçük bir arazi isterler. İstedikleri bu yer işe yaramaz, kurak, kumlu bir toprak parçasıdır. Mete buna öfkeyle, şiddetle karşılık verip şöyle der: Benden ne istedinizse verdim, çünkü onlar benim malımdı. Ama bu toprak benim değil, milletimindir. O toprağı korumak için savaşır, canımı veririm. Mete nin torunlarından büyük milliyetçi Türk önderi II. Abdülhamit de Filistin toprağını parayla satın alıp orada İsrail Devleti kurmak isteyen Theodor Herzl e şöyle diyecektir: Benim bir karış toprak vermem söz konusu olamaz. Zira istenen toprak bana ait değildir. O milletime aittir. Bu devleti kuran ve kanıyla besleyen milletime.. Herhangi birisine vermek veya bizden koparılmasına razı olmaktansa yeniden kanımızla yıkamayı tercih ederiz. Benim Suriye ve Filistin den gelen iki alayım Plevne de son neferlerine kadar şehit oldular. Türk imparatorluk toprakları bana değil, Türk milletine aittir. Bu imparatorluğun hiçbir parçasını hiçbir kimseye veremem. Yahudiler şimdilik milyarlarını biriktirsinler. Kim bilir bir gün bu imparatorluk paylaşılırsa onlar da istediklerini belki de bir şey ödemeden elde edebilirler. Fakat ancak kadavramız paylaşılır. Canlı vücuttan parça koparılmasına müsaade edemem. Atatürk ün de vatan toprağını satmamak, sömürge yaptırmamak, işgalden kurtarmak için Kuva-yı Milliye ile büyük bir Millî Mücadele verdiğini yakinen biliyoruz. Yine Nedim in bir kasidesinde geçen şu beytten de izler bulmak mümkündür: Bu şehr-i Stanbul ki bî-misl ü bahâdır / Bir sengine yekpâre Acem mülkü fedâdır * Bu sevgi bir kuru ifade değil, mısraında vatan sevgisi imandandır hadis-i şerifinin yansımaları görülmektedir. Nazım Şekli: Şiir, Türk Âşık Edebiyatı nazım şekillerinden koşma ile yazılmıştır. Türk halk edebiyatındaki koşmanın hem mısra düzenlemesine uyularak dörtlükler hâlinde düzenlenmiş, hem kafiye düzenine uyulmuş (baba-ccca-ddda-eeea-fffaggga), hem son dörtlükte şair, mahlasını söylemiş, hem de 6+5 duraklı 11 li hece vezniyle yazılmıştır. Dil ve Üslup: Şiirin dili son derece yalın, açık ve saf Türkçedir. Yabancı söz unsuru hemen hemen hiç yok. Ayrıca dil sapmalarına da rastlanmıyor. Şair, düzgün, yalın, saf bir Türkçe kullanma gayreti içindedir. Şiirde hitabet üslubunu belirgin biçimde hissediyoruz. Çünkü şairin amacı, okuyucu ya da dinleyiciyi vatan sevgisi konusunda duygulandırmak ve heyecanlandırmaktır. (DEVAM EDE- CEK) ANKARA ETLİK YAYLA MAHALLESİ MUHAMMEDİYE CAMİİ YAPTIRMA VE YAŞATMA DERNEĞİ BAŞKANLIĞI GENEL KURUL İLANI Derneğimizin Genel Kurul toplantısı 13 Haziran 2015 Cumartesi günü saat de yeni yönetim kurulunu belirlemek için seçim gündemiyle Sancaktepe Mahallesi 1611 Sokak No:9 Ankara adresinde toplanacaktır. Bu toplantıda çoğunluk sağlanamadığı takdirde ikinci toplantı 20 Haziran 2015 Cumartesi günü aynı yer ve saatte yapılacaktır. Üyelerimize duyurulur. GÜNDEM 1- Açılış 2- Divan oluşumu 3- Yönetim ve Denetim Kurulu faaliyetlerinin okunması ve ibrası 4- Yönetim ve Denetim Kurullarının Seçimi 5- Dilek ve temenniler 6- Kapanış Yedigün-29

12 12 haber 30 Mayıs 2015 Cumartesi Yenikapı, fetih kutlamalarına hazır Kılıçdaroğlu: "8 Haziran yeni bir başlangıç olmalı" İSTANBUL- İstanbul'un fethinin 562. yılı dolayısıyla bu akşam Yenikapı Etkinlik Alanı'nda yapılacak ve 1,5 milyon kişinin katılması beklenen kutlama töreninin hazırlıkları tamamlandı. Kutlamalara Cumhurbaşkanı Erdoğan da katılacak. İstanbul Valisi Vasip Şahin ve Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Yenikapı Etkinlik Alanı'nda incelemelerde bulundu ve yetkililerden bilgi aldı. Şahin, burada gazetecilere yaptığı açıklamada, 562. yılının kutlandığı fethin, İstanbul'a bir kez daha hayırlı olması diledi. Fethin hala "hayırlı bir kapı" olarak insanlığa hizmete devam ettiğini vurgulayan Şahin, fetih ve yıl dönümünü daha geniş, şenlik havasında kutlamak, anlamına yakışır kutlama yapmak istedikleri için programa dahil olduklarını anlattı. Bunun için kutlama komitesi oluşturduklarını anlatan Şahin, "Komitede alınan kararlar doğrultusunda gerekli davetler yapılmıştır. Davetler, devlet protokolünün tamamı. Bunlar içerisinde askeri, siyasi, idari bütün kademeler vardır. Hem İstanbul protokolü hem de Ankara'daki devlet protokolümüz bu şenliklere davet edilmiştir. İnşallah çok güzel bir şölen izleyeceğiz. Fethin anlamına yaraşır bir kutlama yapılacak" Vali Şahin, siyasi partilerden bir katılım olup olmayacağına ilişkin sonu üzerine "Henüz dönüş olmadı. Ama katılımlarını bekliyoruz. Herkesin, tüm halkın katılımlarını bekliyoruz" diye konuştu. - "Kutlama için en ileri teknoloji kullanıldı" İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Topbaş da bu yıl İstanbulluların yanı sıra televizyon aracılığıyla tüm yurttaşların hatta yurtdışından isteyenlerin takip edebileceği bir kutlama yapacaklarını Kutlama için en ileri teknolojinin kullanıldığını anlatan Topbaş, "Ecdadımızın bize hediye ettiği, 'müjdelenmiş ve bir emanet şehri' olarak baktığımız gerçek anlamda bir barış kenti olan, 'dünyanın merkezi' diye kabul ettiğimiz, imparatorluk kentine yakışır tarzda, yurttaşlarımızın da bu güzelliği tatmasını, hissetmesini geçmişten geleceğe yürüme adına önemsiyoruz" ifadelerini kullandı. Topbaş, kutlamaları geçmişte Haliç'te yaptıklarını anımsatarak, bu yıl kutlamaları İstanbul Valiliği ile Yenikapı'da yaptıklarını anlattı. Topbaş, "Vatandaşlarımızın rahatlıkla, huzurla gelip coşkuyu paylaştıkları bir ortam, kardeşlik, dostluk ve heyecan olsun. Birlikteliğin güzelliğini beraberce İstanbul'a, Türkiye'ye ve dünyaya yansıtalım istiyoruz" Yenikapı Etkinlik Alanı'nda 1,5 milyon kişinin katılması beklenen kutlamalar için 450 kişilik ekip çalışmalarını tamamladı. Alanda 100 metreye 18 metre boyutlarında, şu ana kadar Türkiye'de kurulan en büyük sahne olma özelliği taşıyan platformda, 500 metrekarelik bir led ekran, lazerler, 3D uygulamaları, alevler ve Pyro teknik malzemesi yer alacak. Alana 120 kapıdan giriş yapılacak vatandaşlar için 2 çadır hastanesi, 10 sağlık noktası, 70 ambulans, 600 sağlık personeli, 6 mescit, tuvaletler, 20 su dağıtım noktası hazır bulundurulacak. Program esnasındaki konuşmalar ve anlatımlar için işaret diliyle birlikte İngilizce, Arapça, İspanyolca, Fransızca ve Rusça tercümeler de yapılacak. Türk Yıldızları'nın özel gösteri yapacağı kutlamalarda, fethin 562. yılı dolayısıyla 562 kişilik Mehteran Takımı sahne alacak. Fethin anlatıldığı özel fetih gösterisinin de yapılacağı kutlamalar, havai fişek gösterisiyle son bulacak. Erdoğan, Demirtaş a 'popstar dedi NEVŞEHİR/AKSARAY- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Nevşehir'de Damat İbrahim Paşa Bulvarı'nda düzenlenen "Cumhurbaşkanı Nevşehirlilerle Buluşuyor" programına katılarak vatandaşlara hitap etti. HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ı eleştiren Erdoğan, şöyle konuştu: "Bir popstar çıkardılar. İyi saz çalıyormuş, sesi de güzelmiş öyle diyorlar. Hayırlı olsun. 6-8 Ekim olaylarında milleti sokağa döküp 50 kişinin ölümüne sebep olan bu değil miydi? Bir yandan da milleti tehdit etmekten geri durmuyorlar. Neymiş efendim, bölücü örgütün ve paralel yapının desteklediği parti barajı aşamazsa kriz çıkarmış, erken seçime gidilirmiş. Kim söylüyor bunu, bir yanda milliyetçi olduğu iddiasındaki partinin genel başkanı söylüyor. Böyle bir yanlış olabilir mi, bunu nasıl söylersin? Bu ülkenin güvenlik güçlerini tepeden tırnağa nasıl yok farzedersin." "Ne aydını bunlar karanlık karanlık" Erdoğan, 200 kişinin hazırladığı bildiriye değinerek, şöyle konuştu: "Sözüm ona 'aydın' kisvesi altında 200 kişi bir araya gelmiş bildiri yayınlamış. Onların da derdi eş başkanların partisinin barajı geçmesi. Bizi de vesayet rejimi oluşturmakla suçluyorlar. Biz vesayet rejimini 27 Mayıs darbesinden, 12 Eylül darbesinden, 28 Şubat postmodern darbesinden, 27 Nisan o bildirisinin okunduğu zamandan biliriz. Biz vesayetle çarpışa çarpışa bugünlere geldik. Bugün illa bir vesayet arayacaklarsa gitsinler arkasında durdukları yere baksınlar." Vesayete niyetlenmenin 'Van'da bilboardlara kan akan musluk resimleri asmak' olduğunu dile getiren Erdoğan, "Vesayeti istemek, bölgenin her yerinde vatandaşlarımızı kendilerine oy vermeleri için tehdit etmektir. Vesayeti desteklemek Diyarbakır'da 3. kattan atılan, bıçaklanarak otomobille üzerinden geçilen Yasin Börü'nün katline ses çıkarmamaktır. Bu sözde aydınların 6-8 Ekim olaylarında öldürülen 50 kişi için bildiri yayınladıklarını duydunuz mu, gördünüz mü? Ne aydını, bunlar karanlık, karanlık" ifadelerini kullandı. "Biz eserlerimizle övünüyoruz" Cumhurbaşkanı Erdoğan, Aksaray kent meydanında düzenlenen programda da Aksaraylılarla buluştu. Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, "Biz, eserlerimizle övünüyoruz, yaptıklarımızla konuşuyoruz. Milletimize elimiz boş gelmedik, gelmiyoruz. Biz, karnemizi milletimize sunduk 2023 te dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olacağız derken, 2 trilyon milli gelir derken, 12 yılda sağladığımız başarıları referans gösteriyoruz" Gıptayla bakılacak ülke inşa ediyoruz AYDIN- CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Aydın Kent Meydanı'ndaki mitinginde vatandaşlara hitap etti. Kılıçdaroğlu, "8 Haziran, Türkiye'nin yeni bir başlangıcı olmalıdır" ifadesini kullanan Kılıçdaroğlu, "Rahmetli Ecevit'in dediği gibi, 'Ne ezen ne ezilen, insanca, hakça bir düzenin başlangıcı olmalıdır. 8 Haziran, esnafın, çiftçinin, sanayicinin, emeklinin, herkesin kazandığı ama hortumcuların kaybettiği bir tarih olmalıdır" diye konuştu. Kılıçdaroğlu, Türkiye nüfusunun yüzde 1'inin 2002 yılında ülkedeki toplam servetin yüzde 39'una, 2014'te ise yüzde 54,3'üne sahip olduğunu öne sürerek, "Yani Türkiye nüfusunun yüzde 1'i, yüzde 99'undan daha zengin. Bu düzeni değiştireceğim. Halkın çıkarına hizmet eden bir düzeni yeniden inşa edeceğim" Üretim, alın teri ve emekten yana program uygulayacaklarını dile getiren Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: "Seçim bildirgemizi açıkladık, ezberleri bozuldu. Arkadan yüz yılın projesini Merkez Türkiye Projesi'ni hazırladık, kimyaları bozuldu. 8 Haziran'da inşallah yeni bir başlangıçla Türkiye'yi şaha kaldıracağız. Hakça, insanca bir düzen kuracağız" Kılıçdaroğlu, uzun ve kısa dönem olmak üzere iki aşamalı süreçlerinin olduğunu, refahı topluma yayacaklarını, üreteni, alın teri dökeni destekleyeceklerini ifade etti. 'Yoksullukla savaşacağız' GİRESUN/RİZE - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Giresun ve Rize mitinglerinde vatandaşlara hitap etti. Bahçeli, Giresun Osman Ağa Meydanı'ndaki mitingde yaptığı konuşmada, 7 Haziran yaklaştıkça AK Parti yi "suçluların telaşı"nın sardığını MHP lideri, 7 Haziran da "demokrasi tufanı" eseceğini dile getirerek, "Bu kez AKP yi sandığın altına itecektir. Davutoğlu kurtulamayacak, milli azap ve kahır, kendisini, partisini, hizmetinde bulunduğu amiri ve ağabeyi Erdoğan ı silip süpürecektir" Türk milletinin 12 yıl 6 ay 11 gün önce AK Parti'ye tek başına iktidar imkanı verdiğini anlatan Bahçeli, artık bıçağın kemiğe dayandığını ifade etti. Diğer partilere oy veren vatandaşlara seslenen Bahçeli, şöyle devam etti: "AKP ye oy veren kardeşim, ülkemiz kötüye gidiyor. AKP, aldığı oyları kötüye kullanmış, Türkiye yi enkaza çevirmiştir. AKP ye destek veren kardeşim; ülken için, milletin için, vatanın için, geleceğin için bu defa gel birlikte yürüyelim. CHP ye oy veren vatandaşlarım, çağrım sizleredir; bu defa bizimle yürüyün. Kararsız duran, tercihini henüz yapmamış kardeşim; boşuna zaman kaybetme, MHP bil ki seninle, senin yanındadır. Artık AKP külfeti, Türk milletine çok ağır gelmektedir." ANKARA - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Gelecekte öyle bir Türkiye inşa edeceğiz ki bütün dünya hayrette ve gıptayla bakacak" Başbakan Davutoğlu, Malatya'da, Yeni Belediye Meydanı'nda düzenlenen AK Parti mitinginde, halka hitap etti. "Gelecekte öyle bir Türkiye inşa edeceğiz ki bütün dünya hayrette ve gıptayla bakacak" diyen Davutoğlu, Türkiye'nin geçmişte kendi piyade tüfeğini yapamadığını, hibe tanklar aldığını ve tamir için İsrail'e gönderildiğini belirtti. Türkiye'nin şimdi kendi milli tankını yaptığını, ilk milli savaş uçağının 2023'de semalarda uçacağını, yüzde yüz yerli sivil uçağın da 2019'da yapılacağını söyleyen Davutoğlu, Atak helikopterinin geçen ay hizmete girdiğini hatırlattı. Davutoğlu, şöyle konuştu: "Bu ülke, bu aziz ülke, böyle şanlı bir şekilde dalgalandırdığımız şanlı al bayrak, 2002'de mahçup gibi bir durumdaydı. Başka ülkelere, değil merde, namerde bile bizi muhtaç etmişlerdi. Maaşlar ödemiyordu. En ufak ihtiyaçta başka ülkelere el açıyorduk. İşte şimdi neden 7 Haziran'a giderken bütün bunlar bir cephe halinde, çete halinde bir araya geldiler biliyor musunuz? AK Parti'yi durdurmak için. Peki aziz Malatyalılar, 27 Mayıs'a, 12 Eylül'e, 28 Şubat'a direnen Malatya, siz, AK Parti'yi milli yürüyüşünde durdurmak isteyenlere izin verir misiniz?" "Onlarsa ne yapıyor? HDP eş başkanı, ne yapıyor bakın? Diyor ki 'Kudüs Yahudilerin kutsal mekanıdır.' Be ey gafil, Malatya meydanın yiğitleri. Bu adamlara fırsat verecek miyiz? Değil Kürt kardeşlerimizi, insani vicdanı olan kimseyi temsil etmeyen bu adamlara fırsat verecek miyiz?" diye sorandavutoğlu, şöyle devam etti: "Türk, Kürt, Arap, bütün Ortadoğu, Müslümanlar, Selahaddin Eyyubi'nin izindedir. Onun için Hakkari'ye Selahaddin Eyyubi Havalimanı adını verdik. Selam olsun Selahaddin Eyyubi'ye, onun Kudüs'üne selam olsun. Öbür tarafta diyor ki 'keşke bende kurdeleyi kesenlerden olsaydım'. Keşke sende Selahaddin Eyyubi'ye yakışır biri olsaydın. Keşke o havalimanının yapılmasını engellemek için terör yapanlara 'dur diyebilseydin'. Ama bunlar her yerde iki yüzlü politika takip ederler. Yine Kılıçdaroğlu, bu sefer oda birbirlerinin kopyası, diyor ki, 'bizim İsrail'de neden büyükelçimiz yok' diyor. Olayları geriden bile takip edemiyor. Böyle adamlara güvenilir mi? Bilmiyor ki biz, Mescid-i Aksa'ya postallarla girenlerle dost olmayız. Ama onlar heyet gönderirler. Zalim Esed'e heyet gönderirler. Diktatör, darbeci Sisi'ye heyet gönderirler." 27 Mayıs ile 12 Eylül askeri darbesi ve 28 Şubat'ı hatırlatan Davutoğlu, "Biz, hiç bir yerde darbecilerle beraber olmadık, olmayacağız" diye konuştu. Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Şimdi, öyle bir fark var ki 2002 ile bugün arasında. 2002'de Türkiye en temel ihtiyaçlarını karşılayamıyordu. Şimdi, daha geçen hafta Sayın Cumhurbaşkanımız ile Ordu-Giresun Havalimanını açtık. Nasıl bir havalimanı biliyor musunuz? Denizi doldurduk üzerine havalimanı yaptık, Avrupa'da ilk. Çünkü biz, engel tanımayız. Biz milletle beraberken engel tanımayız. Tanır mıyız? Karadeniz dağları geçit vermemiş, aşarız. Toraslar geçit vermemiş, aşarız. Bütün dağları aşar il ile ili buluşturur, Türkiye'yi hızlı trenlerle, havalimanlarıyla kavuştururuz. Şimdi dünyanın en büyük havalimanını istanbul'da yapıyoruz. Dünyanın en uzun kuleli köprüsünü İstanbul'a yapıyoruz. Dünyanın ilk üç katlı tünelini Boğaziçine yapıyoruz. Dünyanın uzun açıklıklı köprüsünü Çanakkale'ye yapıyoruz. Dünyada bir örneği olmayan Kanalistanbul'u İstanbul'a yapıyoruz. İşte bunlar mega proje. İşte bunlar büyük Türkiye projesi." Demirtaş ne demek istedi? HATAY - HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, daha önce parti olarak seçime girmedikleri için baraj riski ve kaygısı taşıdıklarını belirterek, "Ölçemiyoruz, samimiyetle söylüyorum, hiçbir anket şirketi de ölçemiyor fakat HDP bıçak sırtında, ince bir matematik hesabıyla, hırsızlık oyunlarıyla, oy çalmayla baraj altında bırakılabilir'' Demirtaş, partisince Hatay'ın merkez Defne ilçesi Uğur Mumcu Alanı'nda düzenlenen mitingde, Türkiye'nin her köşesinde, şehrinde coşkuyla 7 Haziran seçimlerine ve büyük değişime hazırlandıklarını Türkiye'nin 80 vilayetinin bir yana, Hatay bir yana olduğunu ifade eden Demirtaş, "Çünkü sizler, Hatay'ın, kültürler, kimlikler, inançlar şehri olarak barış içerisinde bütün Türkiye'ye örnek olan yapısını son yıllarda bozarak tahrip eden, gerek içeriden gerek dışarıdan AKP'nin bilinçli politikalarıyla hatalı, bilerek, isteyerek gerçekleştirdiği politikalar nedeniyle en büyük zulümleri maalesef burada yaşadınız. Hatay'daki coşkuyu, değişime hazır olduğunu, değişime 'evet' dediğini görüyorum. Hatay hazırsa biz de hazırız'' Demirtaş, hükümetin dış politikasını eleştirerek, parti olarak güçlerinin yetmesi, halkın desteğiyle parlamentoda güçlü şekilde yer almaları durumunda, ilk yapacakları işin Suriye'de ateşkes ilan edilmesini sağlamak olacağını kaydetti.

13 dış dünya 30 Mayıs 2015 Cumartesi İtalya-Cezayir ilişkileri gelişiyor İtalya ile Cezayir arasında Roma'daki hükümetlerarası zirve toplantısında Birleşmiş Milletler (BM) Libya Özel Temsilcisi Bernardino Leon'un ulusal birlik hükümeti çabalarına destek çıktı. ROMA -Roma'daki devlet konukevi Villa Madama'da yapılan zirve toplantısına İtalya Başbakanı Matteo Renzi ile Cezayirli mevkidaşı Abdülmalik Sellal ve ilgili bakanlar katıldı. Başbaşa ve heyetlerarası görüşmenin ardından siyaset, spor, tarım, kültürel işbirliği, bilim ve teknoloji konularını kapsayan 7 ayrı ikili anlaşma imzalandıktan sonra iki başbakan, iki ülke arasındaki 3. zirvenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. İkili ilişkilerin yanı sıra bölgesel konuları da ele alan iki başbakandan ev sahibi Renzi, "İtalya, Cezayir halkıyla Akdeniz'i barış ve medeniyet sahası yapmak için çalışmaya hazır" derken, ülkelerinin bugüne kadar bunun için birlikte çalıştığını, bundan sonrasında da Afrika ve Avrupa arasında kalan bu önemli yer için birlikte çalışacağını ifade etti. İç karışıklıklar nedeniyle sıkıntılı günler geçiren "İtalya'nın denizden, Cezayir'in karadan komşusu" olan Libya'ya da değinen Renzi, "İtalyan hükümetinin Libya politikası açık. BM Özel Temsilcisi Bernardino Leon'un ulusal birlik hükümeti kurulması yönündeki çabalarını destekliyoruz" diye konuştu. İtalya Başbakanı, bunun bir Avrupa sorunu olduğunu ve buna Avrupalı partnerlerin her seviyesiyle birlikte çalışmaya ihtiyaç olduğunu düşündüklerini aktardı. Bu basın toplantısıyla İtalyan yatırımcılara yönelik bir mesaj da vermek istediğini belirten Matteo Renzi, altyapı, demiryolu, karayolu ve tarım gibi pek çok alanda işbirliği içinde bulundukları Cezayir ile güçlü ve iyi ilişkilere sahip MEZAR-I ŞERİF - Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) tarafından Afganistan'daki sel mağdurlarına gıda ve çadır yardımında bulunuldu. Afganistan'ın kuzeyindeki Tahhar vilayetinin Rostak ilçesine bağlı Köktaba köyünde selden zarar gören 31 aileye TİKA tarafından gıda ve çadır yardımı yapıldı. TİKA tarafından temin edilen gıda malzemeleri ve çadırlar köyde düzenlenen törenle sel mağdurlarına teslim edildi. Konuyla ilgili AA muhabirine açıklama yapan TİKA Mezar-ı Şerif Koordinatörü Kemal Kadir Karadoğan, yaşanan sel felaketinden dolayı büyük üzüntü duyduklarını belirterek, Türkiye'nin TİKA eliyle Afganistan'da bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Afgan halkına yaptığı yardımların süreceğini Yapılan yardım paketlerinin içinde un, pirinç, yağ, şeker, tuz, ve makarna gibi gıda malzemelerinin bulunduğunu ifade eden Karadoğan, ayrıca sel mağdurlarına çadır yardımında da bulunduklarını belirtti. Karadoğan, TİKA olarak daha önceki doğal afetlerde olduğu gibi bu sefer de olduklarını anlattı ve "Cezayir, İtalya'nın Afrika marketindeki birinci ortağı konumunda" Renzi, Milano'nun evsahipliği yaptığı EXPO 2015 fuarına katılımından ötürü konuk başbakana teşekkür etti. Cezayir Başbakanı Abdülmalik Sellal da "Cezayir, hem doğalgaz hem petrol bakımından büyük bir enerji üreticisi ülke ve ben, Başbakan Renzi'ye, İtalya ile Cezayir arasında oluşturulacak eksenle Avrupa'nın enerji güvenliği arzını sağlama konusunda adım atma teklifinde bulundum" "İtalya ve Cezayir arasında Cezayir gazının taşınması ortaklığının temelinde Avrupa'ya elektrik taşıma konusunda yeni bir proje de öngörebiliriz" diyen Sellal, elektriğin İtalya ile ortaklaşa pazarlayabilecekleri bir unsur olabileceğini, bu konuda bazı bürokratik TİKA'dan, Afganistanlı selzedelere yardım bölgeye yardım götüren ilk yardım kuruluşu olduklarını kaydetti. TİKA'nın Afganistan genelinde diğer alanlarda da yüzlerce projeyi hayata geçirdiğini ifade eden Karadoğan, söz konusu yardımların artarak devam edeceğini de sözlerine ekledi. Yaklaşık iki hafta önce Tahhar vilayetinde aşırı yağışlar nedeniyle meydana gelen sel felaketinde 8 kişi hayatını kaybetmişti. Erdoğan'dan Cibutili Ömer'e beşibirlik altın hediye CİBUTİ - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cibuti ziyareti sırasında tanıştığı Abdurrezzak Djama ve Ayşe Ahmed çiftinin bebeği Ömer'e beşibirlik altın hediye etti. Ocak ayında Cibuti'ye yaptığı ziyarette çiftle tanışan ve ailenin isteği üzerine doğacak çocuklarına Ömer adını veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, aileye doğum hediyesi olarak beşibirlik altın gönderdi. Ömer bebeğe ve aileye gönderilen hediyeleri takdim eden Türkiye'nin Cibuti Büyükelçisi Hasan Yavuz, burada yaptığı konuşmada, "Cumhurbaşkanımız Erdoğan tarafından gönderilen hediyeyi, Ömer bebeğe ve ailesine ulaştırmanın mutluluğunu yaşıyoruz" Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gönderdiği hediye için teşekkür eden anne Ayşe, "Büyük mutluluk duyduk. Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine hanıma çok teşekkür ediyor ve Cibuti'den selamlarımızı gönderiyoruz. Bizi mutlu ettiler ve onurlandırdılar" diye konuştu. Cibutili Abdurrezzak ve Ayşe çiftinin 3 çocuğu bulunuyor. Çocuklarından birinin adı Erdoğan, kızlarının ise Emine. Baba Abdurrezzak Djama, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çocuklarına Erdoğan ve Emine isimlerini koyma hikayesini şu şekilde anlattı: "Televizyonda Davos'la ilgili haberi izlerken Erdoğan'ın İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'e tepkisini gördüm. O zaman yıl 2009'du ve bekardım. 'Evlenir de çocuğum olursa çocuğuma Erdoğan'ın adını koyarım' diye Allah'a söz verdim. Çocuklarım olunca da Erdoğan ve eşi Emine hanımın adını koydum." problemler olsa da aynı vizyona sahip iki ülkenin bunları aşabileceğini belirtti. Konuk Başbakan Sellal, Libya krizinde de İtalyan dostlarıyla birlikte çalışmaya devam edeceklerini dile getirerek, Akdeniz'i güven ve barış dolu bir yer yapmak için diyaloğu teşvik etmeye devam edeceklerini aktardı. Libya'da güç kullanmayla kimsenin bir yere varamayacağını vurgulayan BM Özel Temsilcisi Bernardino Leon'un Libya'daki çabalarını desteklediklerini belirten Abdülmelik Sellal, "Biz, ülkede anayasayı yazacak ve ülkeyi yeni seçimlere götürecek ulusal birlik hükümeti kurulmasını destekliyoruz" Bu arada, Sellal sabah saatlerinde de İtalya Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella tarafından cumhurbaşkanlığı sarayı Quirinale'de kabul edildi. Rohingya Müslümanları Açe'de yaşam mücadelesi veriyor DOĞU AÇE - İnsan kaçakçılarının Malezya ve Tayland'da iş bulma vaadiyle kandırarak açık denizde terk ettiği Arakanlı Müslümanlar (Rohingyalar), Endonezya'nın Doğu Açe bölgesinde yeni yerleştirildikleri Birem Bayen kapımda yaşam mücadelesi veriyor. Endonezya hükümeti tarafından yerleştirildikleri kampta kıyafet ve gıda yardımı yapılan göçmenlerin, uzun süre açık denizde kaldıkları için sağlık sorunları bulunuyor. Bölgede görevlendirilen doktorlar, Rohingyaları sağlık kontrolünden geçiriyor. Kampa 6 gün önce gelen Muhammed Raşid, 4 aydır denizde olduğunu söyleyerek "Myanmar'dan silah zoruyla çıkarıldık. Bangladeş ile Myanmar arasında bulunan denizin ortasındaki gemilere on üçer kişi olmak üzere botlarla taşındık. Gemide toplam 450 kişi vardı. Sadece 10 kilogram pirinçle hayatta kalmayı başardık. Budist kaptan gemiyi terk etti, bizi Endonezyalı balıkçılar kurtardı" 1,5 yaşındaki kızıyla kurtulmayı başaran Dindar Begam adlı kadın, 4 aydır denizde olduklarını, çoğu zaman yemek yiyemediklerini ifade ederek "Endonezya bizi kabul etmeseydi geri dönmektense çocuğumla denizde ölmeyi tercih ederdim" diye konuştu. Endonezyalı yetkililer, yeni açılan Birem Bayen kampına 84'ü çocuk 357 Rohingya Müslümanının yerleştirildiğini açıkladı. Tayland'ın güneyindeki Songkhla eyaletinde insan tacirleri tarafından kurulan gizli bir kamp tespit edilmiş, polisin burada yaptığı aramada 32 Rohingya Müslümanına ait cesetler bulunmuştu. Tayland yönetiminin kamplarla ilgili sert tepki vermesi üzerine, Arakanlı ve Bangladeşli binlerce göçmeni taşıyan insan kaçakçılarına ait tekneler Endonezya, Malezya ve Tayland kıyıları yakınlarında terk edilmeye başlamıştı. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği, Güneydoğu Asya'da denizde terk edilmiş teknelerde hala yaklaşık 2 bin Arakanlı Müslüman ve Bangladeşli göçmen bulunduğunu bildirirken, bölge ülkelerinin yaklaşık 4 bin göçmeni kurtardığı belirtiliyor. 13 NATO Genel Sekreteri Stoltenberg: Rusya'nın nükleer savaş tehditleri kabul edilemez WASHINGTON - NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Rusya'nın nükleer savaş tehditlerinin kabul edilemez, istikrar bozucu ve tehlikeli olduğunu ABD'nin başkenti Washington'da temaslarda bulunan Stoltenberg, Uluslararası Stratejik Araştırmalar Merkezi (CSIS) adlı düşünce kuruluşunda konferans verdi. Stoltenberg, Avrupa-Atlantik güvenliği için bir dönüm noktasında bulunduklarına işaret ederek, birçok zorlukla karşı karşıya bulunduklarını ve güvenliklerinin tehlikede olduğunu kaydetti. Arap baharının şiddetli kışa döndüğü, başarısız ve zayıf olan ülkelerin bölgenin istikrarını bozduğu, mezhepsel çekişmelerin yaşandığı, DAEŞ gibi şiddet yanlısı aşırılıkçıların terör estirdiği ve birçok insanın bölgeden kaçmak isterken bazılarının da savaşmayı tercih ettiğini hatırlatan Stoltenberg, dolayısıyla güneyden gelen tehdidin karmaşık ve çeşitlilik gösterdiğini ifade etti. Stoltenberg, doğudan gelen zorlukların ise aşikar olduğunu ve "yeniden dirilen" Rusya'dan geldiğinin altını çizerek, Moskova'nın yasa dışı yollardan Kırım'ı ilhakı ve Ukrayna'nın istikrarsızlığına yönelik devam eden eylemlerinin Avrupa'ya silahlı çatışmayı geri getirdiğini BULMACANIN ÇÖZÜMÜ Ukrayna meselesine siyasi çözüm bulma çabalarını desteklediklerini vurgulayan Stoltenberg, "Barışa giden yol Minsk anlaşmalarının tam olarak uygulanmasıyla mümkün. Tüm taraflara bu yolu tercih etmeleri çağrısında bulunuyorum. Rusya'nın özel bir sorumluluğu var. Rusya, Ukrayna'nın doğusundaki ayrılıkçıları eğitim, silah ve kuvvetleriyle destekliyor" diye konuştu. Konuşmasını yaptığı anda Rusya'nın 250 savaş uçağı ve 700 ağır teçhizatla askeri tatbikat yaptığı bilgisini veren Stoltelberg, Rusya'nın son dönemde nükleer silahlarına ilişkin kullandığı retoriğin ve eylemlerinin derin rahatsızlık oluşturduğundan söz etti. Stoltenberg, Rusya'nın nükleer başlık taşıma kapasitesine sahip bomba yüklü uçaklarla dünya üzerinde uçuşlar yaptığını ve Kaliningrad'da modern nükleer kapasiteli füze sistemi oluşturmayı planladığını anımsatarak, bunun "Avrupa'da güvenlik dengelerini değiştirebileceğini" ifade etti. "Rusya'nın nükleer savaş tehditleri kabul edilemez, istikrar bozucu ve tehlikeli" diyen Stoltelberg, Rusya'nın bu eğilimdeki adımlarından üzüntü duyduklarını, olasılıkların gerçekleşmesi durumunda bunun sonuçlarının büyük olacağı uyarısında bulundu

14 14 30 Mayıs 2015 Cumartesi TURİZM "Çin'deki kruvaziyer potansiyeli Türkiye için fırsat olabilir" Bahçesini açık hava müzesine çevirdi ISSN ADANA - Adana'nın Dilekkaya köyünde yaşayan Hatun Dilci, Roma dönemine ait paha biçilmez onlarca arkeolojik eseri, müze müdürlüğünün izniyle evinin bahçesinde sergiliyor. Anavarza Kalesi eteklerine kurulan Dilekkaya köyündeki adeta açık hava müzesini andıran evin bahçesinde, Roma dönemine ait lahit, heykel, sütun başlıkları ve kabartmalardan oluşan çok sayıda arkeolojik eser bulunuyor. Hatun Dilci (72), AA muhabirine, 8 çocuğu bulunduğunu, 1966'da başladığı Anavarza Antik Kenti'ndeki bekçilik görevini 2005'te emekli olana kadar sürdürdüğünü, bu sürede güvenlik amacıyla Adana Müze Müdürlüğünün izniyle tarihi eserleri evinin bahçesine getirdiğini Yaşamını 22 yıl önce yitiren eşi Kanber Dilci'nin de antik kentte bekçilik yaptığını, bu görevi şimdi büyük oğlunun devam ettirdiğini belirten Dilci, "Devlet yetkililerin bizlere güveni, bizim de görevimize sarılmamız sonucu evimizin bahçesi açık hava müzesine döndü" Ev yapmak için temel kazarken tesadüfen rastladıkları mozaik zeminin, antik kentte bekçilik görevine başlamalarına vesile olduğunu anlatan Dilci, şöyle devam etti: "Başımızı sokacak bir ev yapmaya karar verdik. Köyde bulduğumuz araziyi temizlerken 'Balıklı Mozaik'i bulduk. Durumu yetkililere bildirdik. Bize mükafat olarak 500 lira verip, evi biraz ileri yapmamızı istediler. İkinci yere evin temelini kazarken bu kez de başka bir mozaik zeminle karşılaştık. İki tavuk satıp yol parası yaparak Adana'ya valiliğe gittik. Valiyle görüştük. Vali, müze müdürüne telefon edip çağırttı. Hep beraber valinin pikabıyla mozaiği bulduğumuz yere geldik. Yetkililer, bir süre inceleme yaptıktan sonra bize 'Kral Kızı Mozaiği'ni bulduğumuzu Vali, kocamı alnından öptü, burada bekçilik teklif etti. Devlet üniforma ve silah verdi, o günden sonra geçim sıkıntımız azaldı." Birkaç yıl sonra kendisini de bekçi olarak işe aldıklarını ifade eden Dilci, göreve başladıktan sonra tarihi eser kaçakçıları ve definecilere karşı mücadele ettiklerini vurguladı. "Bir yandan uçsuz bucaksız antik kenti koruyor bir yandan da ortalıkta bulunan eserleri, başına bir şey gelmemesi için birer birer evimizin bahçesine getirmeye çalışıyorduk" diyen Dilci, kaçakçı ve definecilerle birçok kez karşı karşıya geldiklerini GÜNLÜK SİYASİ GAZETE Yayın Sahibi: Grup Birikim Matbaacılık Yayıncılık Bil. Med. Sanayi ve Ticaret A.Ş. adına Ahmet Serkan Küçük Genel Yayın Yönetmeni Ahmet TEKEŞ Yazı İşleri Müdürü Şebnem ÜNAL Sayfa Editörü Abdülmecit KOYUNSAĞAN Muhabir - İnternet Editörü Kenan ERGEN Haber Koordinatörü Dursun ERKILIÇ İstihbarat Şefi Ayşegül BALDEMİR Haber Merkezi Şenol Günüç, Emine Özcan, Hakkı Murat Söbütay, Burcu Kerim, Ayşenur Gürer, Mihriban Demirel, Şevket Kalaycı, Zeynep Efsane Güzeldereli İdari Merkez Yeni Batı Mah Sok. No: 12 Batıkent - Yenimahalle / ANKARA Tel: Fax: Yıl: 45 Sayı: Mayıs 2015 Cumartesi Yayın Sahibi Temsilcisi: Yiğit YİĞİT MUĞLA - Marmaris Liman İşletmeleri AŞ Genel Müdürü Şükrü Tugay, kruvaziyer firmalarının son yıllarda rotalarını daha karlı buldukları Çin'e çevirdiklerini, bu durumun Türkiye için fırsat olabileceğini bildirdi. Tugay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Doğu Akdeniz'deki bazı ülkeler ile Kırım'daki terör olayları ve iç karışıklıkların bölge için kruvaziyer turizmini olumsuz etkilediğini Türkiye için gelecek 4-5 yıl kruvaziyer turizminde yukarıya doğru bir hareket beklemediklerine işaret eden Tugay, bölgede bu alandaki talebin düşüşünün bir diğer nedeninin ise Çin'den kaynaklandığını anlattı. Günümüzde kruvaziyer turizmine katılan yolcu sayısı bakımından birinci sırada ABD, ikinci sırada Almanya, üçüncü sırada da İngiltere'nin geldiğini bildiren Tugay, altıncı sıradaki Çin'in 2017 yılında ikinci sıraya yükselmesinin beklendiğini kaydetti. Akdamar a içme suyu getirilecek VAN - Van Gölü'ndeki Akdamar Adası'nın içme suyuna kavuşması için çalışma başlatıldı. Göldeki dört adadan biri olan ve üzerindeki bitki örtüsüyle doğa, tarihi kiliseyle de inanç turizmi açısından büyük değere sahip olan Akdamar Adası'nda içme suyu bulunmaması, gerek bitki örtüsünün yok olmasına gerekse ziyaretçilerin ihtiyaçlarını gidermeleri noktasında sorun yaşamasına neden oluyor. Bu durumu göz önünde bulunduran Gürpınar Belediyesi, kendi ilçelerinin yanı sıra Van şehir merkezi ve birçok Çin'de kruvaziyer turizminin patlama yaptığına dikkati çeken Tugay, "Gemilerle seyahat edebilme gelir düzeyine sahip önemli potansiyel bulunan Çin'de turistler kruvaziyerleri sevdi. Artık dünyanın her yerinden kruvaziyerler rotalarını Çin'e çeviriyor. Firmalar, gemilerini mevcut programlarından çıkartarak daha karlı ve yolcu bulmanın daha kolay olduğu Çin piyasasına yönlendiriyor" Çin'deki nüfus yüksekliğinin bu ülkedeki operasyonu karlı hala getirdiğinin altını çizen Tugay, Çinli turistlerin gemilerle Tayvan ve Hong Kong gibi yerlere gittiklerini, Kamboçya, Vietnam gibi uzak yerlere de indiklerini belirtti. Bu durumu fırsat haline dönüştürebilmeyi umduklarını dile getiren Tugay, şöyle devam etti: "Madem Çinliler bu işi çok sevdi, belki ileride ülkelerinden çıkmayı bırakıp yeni ülkeleri keşfetmek isterler. Turlarına Akdeniz'den başlamak isteyen Çinli turist, yerleşimin su ihtiyacını karşılayan ilçe sınırlarındaki Bejingir kaynağından adaya su hattı çekilmesi için harekete geçti. Gürpınar Belediye Başkanı Zeki Yıldız'ın, Van Büyükşehir Belediyesi Meclisine sunduğu önerge sonrası oluşturulan komisyon tarafından yapılan ön çalışmada, adaya çekilecek içme suyu hattının maliyeti 3 milyon lira olarak belirlendi. Yıldız, AA muhabirine yaptığı açıklamada, adadaki bitki örtüsünün tatlı su bulunmadığı için yok olma tehlikesi altında olduğunu belirtti. bu sayede Türk limanlarını ziyaret edebilir. Kısa dönemde sıkıntı olarak gözükse de uzun vadede Çinli turistin kruvaziyer turizmini beğenmesi bizim için büyük bir fırsata dönüşecek. Çünkü altyapımız, üstyapımız, tarihi mekanlarımız, doğal dokumuz çok iyi. Dünyada kruvaziyer turizmi açısından çok iyi mevkideyiz. Her şeyimiz var." Tugay, bu turizm dalında yeni piyasaların açılması ve yeni yolcu bulunmasının sektörün dinamikliğini gösterdiğini vurgulayarak, Türkiye olarak bu sektörden daha fazla pay alabilmek için yeni piyasa ve yolcu kapasitesini nasıl çekebilecekleri üzerinde çalışmaları gerektiğini belirtti. Bunun için atılması gereken en önemli adımlardan birinin "Çin ile Türkiye arasındaki hava bağlantısının geliştirilmesi" olduğunu anlatan Tugay, uçaklarla entegre şekilde kruvaziyer seferlerin Çinli turistlere uygun hale getirilmesi gerektiğini sözlerine ekledi. Basıldığı Yer: Büyük Anadolu Medya Grup Özel Eğitim Gıda ve İnşaat Ltd. Şti. İstanbul Cad. Elif Sokak No:7/244 İskitler - Ankara TEL: Pbx Dağıtım: AK Dağıtım Abdulgani AKDAĞ Çağlayan Mah. Tıp Fakültesi Caddesi No: 258/11 Mamak/ANKARA Tel: Yayın Türü: Yerel - Süreli (Pazar hariç) Resmi ilanlarımızı internet sitemizden de görebilirsiniz. web: gazeteyedigun@gmail.com Sözleşmesiz yazarlara ücret ödenmez YediGün Basın Meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir

15 30 Mayıs 2015 Cumartesi Curling bağımsızlaşacak... ANKARA - Buz Pateni Federasyonu 1. Olağanüstü Genel Kurulu, tek gündem maddesiyle Ankara'da yapılacak. Federasyondan yapılan açıklamaya göre genel kurul, bugün Gençlik ve Spor Bakanlığı Konferans Salonu'nda olağanüstü toplanacak. Saat 13.30'da başlayacak olağanüstü genel kurulda, curling branşının Buz Pateni Federasyonu bünyesinden ayrılmasına ilişkin madde delegelerin oyuna sunulacak. Gençler de çifte transfer ANKARA - Gençlerbirliği, İsveçli kaleci Per Johannes Hopf ve Danimarkalı orta saha oyuncusu Martin Spelmann'ı transfer etti. Transferde güne hareketli başlayan başkent temsilcisi, Yunan asıllı Dimitriadis'in ardından bir kaleci ve bir orta saha oyuncusunu daha kadrosuna kattı. Beştepe İlhan Cavcav Tesisleri'ne gelen Hopf ve Spelmann, Gençlerbirliği yöneticileriyle görüştü. Olumlu geçen görüşmenin ardından iki futbolcu da başkent temsilcisiyle üçer yıllık anlaşma sağladı. Kırmızı-siyahlı ekibe transfer olan 27 yaşındaki kaleci Hopf, bu sezon İsveç Ligi'nde geride kalan 10 haftada Hammarby ekibinin kalesini 9 maçta korurken, 13 gole engel olamadı. Başkent ekibinin yeni orta saha oyuncusu Spelmann ise son olarak Danimarka'nın Odense ekibinde forma giydi. 28 yaşındaki futbolcu, Odense formasıyla bu sezon 30 maçta 5 gol kaydetti. Gençlerbirliği Kulübü Başkanı İlhan Cavcav, Mesut Bakkal'dan boşalan teknik direktörlük görevi için görüşmelerin sürdüğünü Tolunay Kafkas'ın teknik direktör adaylarından biri olduğunu belirten Cavcav, en doğru kararı vermek için çalıştıklarını dile getirdi. Gençlerbirliği yöneticileri ile Kafkas'ın bugün Ankara'da tekrar bir araya gelerek, detayları görüşecekleri öğrenildi.

16 30 Mayıs 2015 Cumartesi Haliç te Sadabad gezileri başladı İstANBUL - İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir topbaş, kancabaş kayıklar ve yüzer iskelelerin hizmete alınması dolayısıyla düzenlenen tören öncesi, Feshane Kongre ve Kültür merkezi'ndeki iskeleden kancabaş kayığa bindi. Kayığın dümenine geçen topbaş, Haliç'te tur attıktan sonra, kayığı miniatürk'teki yüzer iskeleye yanaştırdı. Denizci şapkası takan topbaş, burada yaptığı konuşmada, Altınboynuz Haliç'te geçmişin güzelliklerinin tekrar yaşandığını, İstanbul'un en önemli havzasının İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yaptırılan nostaljik kancabaş kayıklarla Haliç'te Sadabad gezileri başladı. tekrar hayat bulduğunu İstanbul'u İstanbul yapan üç önemli öğe bulunduğuna değinen topbaş, ''Haliç, İstanbul Boğazı ve tarihi yarımada. Bunlardan bir tanesi yok olsa, İstanbul olmaz zaten. Bu üç güzelliği yaşatma ve geleceğe taşıma sorumluluğumuz var. geçmişte, sanayi bölgesi ilan edilen Haliç havzası, kirlenmiş, oturulamaz hale gelmişti. cumhurbaşkanımızın yoğun çabaları sonucunda, hamdolsun Haliç pisliklerden temizlendi'' diye konuştu. topbaş, İstanbul Boğazı'ndaki oksijeni bol suyun Haliç'e gelmesi için çalışma yaptıklarını, 30 metre derinlikten ve 5 kilometrelik mesafeden günde 265 bin ton suyu Haliç'e akıttıklarını hatırlatarak, bu sayede 50 civarında canlının tekrar hayat bulduğunu, Haliç'in çevresinin tekrar yaşanabilir hale geldiğini aktardı. Haliç'in geçmişteki gibi bir kültür havzası olmasını arzu ettiklerini dile getiren topbaş, ''İhalesi yapılan tersane bölgesi, kültür ağırlıklı bir merkez olacak ve turizme açılacak'' Haliç'e yakışır tarzda bir sandal sefasını getirmek için bu projenin hazırlandığını anlatan topbaş, Haliç'te osmanlı döneminde kullanılan kancabaşlardan 20 tane imal edildiğini, bu kayıkların sayısının 80'e tamamlanacağını topbaş, kancabaş kayıkların serdümen kıyafetlerinin modacı Faruk saraç tarafından tasarlandığını ifade etti. Başkan topbaş, Haliç'te adaların olduğu bölüme yaya geçişi için Leonardo Köprüsü'nü inşa edeceklerini ve bunun da projesinin hazırlandığını belirtti. toplam maliyeti 810 bin lira olan kancabaş kayıklar, Haliç'te, Feshane-Eyüp-teleferik-Eyüp Evlendirme Dairesi-miniatürksütlüce güzergahında sefer yapacak. Venedik, bienal sayesinde cami gördü Müslümanların cami yapımı için izin alamadığı İtalya'nın Venedik kenti, İsviçreli sanatçı Christop Büchel'in, 56'ncısı düzenlenen Venedik Bienali Uluslararası Sanat Sergisi kapsamında, 40 yıldır kullanılmayan Katolik kilisesini camiye dönüştürmesiyle, bir süreliğine de olsa camiye kavuşmuş oldu. VENEDİK - Aralarında Türklerin de bulunduğu 29 ayrı Müslüman toplumun yaşadığı Venedik'te hiç cami bulunmuyor. Son yıllarda farklı Arap ülkelerinden zenginlerin gayrımenkul satın aldığı kentte, cami yapmak için izin istiyen Müslumanlar da sonuç alamıyor. Bunlara rağmen Venedik, çok farklı bir yolla, bir süreliğine de olsa bir camiyle tanıştı. Venedik Bienali'nde, İzlanda Pavyonu nun yapımını üstlenen ve sıra dışı işleriyle bilinen İsviçreli sanatçı Christop Büchel, Nina Magnusdottir in kuratörlüğünde İzlandalı ve Venedikli Müslümanların desteğiyle, kentin Cannareggio semtinde 40 yıldır kullanılmayan Santa Maria della Misericordia Katolik Kilisesi ni camiye dönüştürdü. Büchel in, Cami: Tarihi kent Venedik teki ilk cami adını verdiği çalışması, AA tarafından görüntülendi. Kiliseden, yoğun bir emek sarfedilerek dönüştürülen camide, mihrabından, minberine, Arapça hat levhalarının küçük örneklerinden kütüphanesine kadar pek çok detayın düşünüldüğü dikkati çekiyor. Çok sayıda ziyaretçi ağırlayan cami kentte yaşayan Müslüman topluma da huşu içinde ferah ve temiz bir ortamda ibadetini gerçekleştirebilme olanağı sağlıyor. İzlanda Kültür Bakanlığı nın projeye destek kapsamında kendisinden destek talep ettiğini belirten ve bu çerçevede Venedik te bulunduğunu anlatan İzlanda Müslüman Toplumu Birliği Başkanı ve caminin imamı Sverir Agnarsson, Bu iş yapılırken, sanatçının zorlukları olduğunu biliyorum. Ama sonuçta otoroiteler ona izin verdi. Şu an buradayız. Açılış bir başarıydı. Bütün Müslümanlar burada camide hep beraber yedik diye konuştu. "İNsANLAR cami görmek İstİyoR" İslamiyetin iyi bir şekilde tanıtılması için bu sanat gösterisinin önemine dikkati çeken Agnarsson, "Burası bir sanat sergileme yeri ve açık kalacağı süre boyunca da Müslümanlara hizmet edecek. İnsanlar, cami görmek istiyor. Onlar, Müslümanların camide ne yaptığını görmek istiyor, hepsi bu" Venedik teki Müslümanların doğru düzgün ibadet edebilecekleri bir mekanı olmadığını vurgulayan Agnarsson, Belki Müslümanların Venedik teki durumuna ilişkin birkaç bir şey söyleyebiliriz. Burada çok sayıda Müslüman gördüm. Venedik te ve civarında onların dua edebileceği bir yer yok. Marghera da bir konteynırın için de dua ettim. Garaj gibiydi. O Venedik in tek camisi. Venedik ve çevresindeki bazı yerlerin yerel yetkililerinden zaman zaman İslam karşıtı açıklamaların geldiği anımsatılan Agnarsson, Bence İslamiyet barışçıl bir din. Bunun hakkında endişlenmiyorum çünkü çılgın insanlar her yerde, her dinde, her türlü fikirde var. İslam, ılımlı ve hoş bir din camide türk İzLERİ DE VAR İbrahim Sverir Agnarsson, camide sanatçı Büchel'in yararlandığı bazı Türk izleri olduğunu da ifade ederek, avizedeki lambaların cam tasarımının, Venedik'e 16 ya da 17. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu ve Venedik Devleti ile yapılan anlaşmayla bu bölgede tanındığını, bugün de çay bardağı şeklindeki tasarımın Mısır'dan geldiğini anlattı. İzlandalı İmam, kiliseden camiye çevrilen korint başlı sütunların taşıdığı blokların üzerinde yer alan Arapça hat levhalarının İstanbul'daki Ayasofya Müzesi'ndekilerin bir benzeri olduğunu kaydetti. Tarabya Madalyası eski Alman Meclis Başkanı Süssmuth a verildi Almanya ve Türkiye arasındaki ilişkilerin gelişmesine sağladığı katkılarından dolayı bu yılki "Tarabya Madalyası" Almanya Federal Meclisi (Bundestag) eski Başkanı Rita Süssmuth'a verildi. Süssmuth bu madalyayı alan üçüncü kişi oldu. BERLİN- Berlin'in tarihi Paris Meydanı'ndaki Adlon Hotel'de yapılan ödül törenine Federal Meclis Başkanı Norbert Lammert, Almanya Dışişleri Bakanı Frank Walter Steinmeier, AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Sağlam, Türkiye'nin Berlin Büyükelçisi Hüseyin Avni Karslıoğlu ile bazı eski ve yeni Alman Milletvekilleri katıldı. Lammert ödül töreni öncesinde yapmış olduğu konuşmada törene davet edildiğinde "seve seve katılacağını" söylediğini belirterek, Süssmuth'un hem meclis başkanı iken hemde sonrasında Türk Alman ilişkilerini güçlendirmek için yapmış olduğu faaliyetlerden övgüyle bahsetti. "Bu ödül Rita Süssmuth'a boşuna verilmiyor" ifadesini kullanan Lammert, Türk-Alman ilişkilerinin Alman ulus devletinin kurulmasından önceye dayandığını ve iki yüz yıldan daha fazla bir zamana dayandığını ifade etti. Almanya'nın Türkiye ile olan ilişkilerin bir çok Avrupa ülkesiyle olan ilişkilerinden daha eskiye dayandığını belirten Lammert, "Türkiye ile ilişkilerimiz bir çok Avrupa ülkesinden daha sağlamdır" Dışişleri Bakanı Steinmeier ise yapmış olduğu konuşmada Almanya ve Türkiye arasında çok önemli ekonomik ve siyasi köprüler inşa edildiğini kaydederek, "Siz Rita Süssmuth bu konuda gerçekten çok önemli bir katkı sağladınız" diye konuştu. Almanya'da 3 milyondan fazla Türk'ün yaşadığını hatırlatan Steinmeier, Süssmuth'un her zaman adil, yabancı düşmanlığı olmayan, ön yargı olmadan yaşanan bir Almanya için mücadele ettiğini belirtti. Süssmuth ise ödüle layık görülmekten dolayı çok mutlu olduğunu belirterek, Türkiye ve Almanya'nın ilişkilerinin güçlenmesinde Türk-Alman üniversitesinin önemine dikkat çekti. İki ülke arasında sadece kültürel ve ekonomik ilişkilerin geliştirilmesine odaklanılmaması gerektiğine dikkati çeken Süssmuth, "Bilimsel olarak da ilişkilerimizi geliştirmeliyiz. Türk-Alman üniversitesi bu konuda önemli bir rol oynuyor" Tarabya madalyası Türk-Alman ilişkilerine vermiş olduğu katkılardan dolayı ilk kez 2010 yılında eski Alman Başbakanı Gerhard Schröder'e ve 2011 yılında Türk iş adamı Bülent Eczacıbaşı'na verildi.