YÜKSEK LİSANS TEZİ T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ RUS DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI RUS DİLİ VE EDEBİYATI BİLİM DALI

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "YÜKSEK LİSANS TEZİ T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ RUS DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI RUS DİLİ VE EDEBİYATI BİLİM DALI"

Transkript

1 AİNA YASSINOVA RUS DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI RUS DİLİ VE EDEBİYATI BİLİM DALI T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ ALEKSANDR SERGEYEVİÇ PUŞKİN'İN MASALLARI ÜZERİNE BİR İNCELEME AİNA YASSINOVA ARALIK 2015 RUS DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI RUS DİLİ VE EDEBİYATI BİLİM DALI ARALIK 2015

2

3 iv ALEKSANDR SERGEYEVİÇ PUŞKİN İN MASALLARI ÜZERİNE BİR İNCELEME Aina YASSINOVA YÜKSEK LİSANS TEZİ RUS DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI RUS DİLİ VE EDEBİYATI BİLİM DALI GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ARALIK 2015

4

5

6 iv ALEKSANDR SERGEYEVĠÇ PUġKĠN ĠN MASALLARI ÜZERĠNE BĠR ĠNCELEME (Yüksek Lisans Tezi) Aina YASSINOVA GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ Aralık 2015 ÖZET Aleksandr Sergeyeviç PuĢkin in Masalları Üzerine Bir Ġnceleme adlı çalıģmamızda Rus Romantizmin temsilcisi, Rus realizmin kurucusu ve çağdaģ Rus edebiyat dilinin yaratıcısı olan A. S. PuĢkin in realizmde doruk noktasına ulaģtığı yıllarda kaleme aldığı Papaz ile Yardımcısı Balda, Çar Saltan, Balıkçı ile Balık, Ölü Prenses ve Yedi Bahadır ve Altın Horoz adlı masalları edebi yönden detaylı bir Ģekilde incelenmiģtir. ÇalıĢmamızda, Rus halk folkloru göz önünde bulundurarak, yazarın masallarında özellikle yansıtmaya çalıģtığı folklorik ögeler tespit edilmeye çalıģılmıģ, diğer yandan kahramanların özellikleri, motifler, zaman ve mekân gibi konular incelenmiģtir. Genel olarak sözlü geleneği havasında yazılan bu eserler edebi masalların özelliklerini de içinde barındırmaktadır. Ülkemizde daha çok romancı ve Ģair olarak bilinen A. S. PuĢkin, çalıģmamız aracılığıyla bir masal anlatıcısı yönüyle okuyucuya tanıtılmaya ve sunulmaya çalıģılmıģtır. Bilim Kodu : Anahtar Kelimeler : A. S. PuĢkin, masallar, motifler, folklorik ögeler, dil ve anlatım özellikleri Sayfa Adedi : 157 Tez DanıĢmanı : Prof. Dr. Ayla KAġOĞLU

7 v A STUDY ON TALES OF ALEKSANDR SERGEYEVICH PUSHKIN (Master Thesis) Aina YASSINOVA GAZI UNIVERSITY GRADUATE SCHOOL OF SOCIAL SCIENCES December 2015 ABSTRACT A Study on Tales of Aleksandr Sergeyevich Pushkin s work of our Russian Romanticism representative of the Russian realism of the founder and creator of the modern Russian literary language A. S. Pushkin s realism penned in the year reaches its climax as Deputy Balda with Pastor, Tsar Saltan Fish and Fishing, Dead Princess and the Seven Heroes and Golden Rooster has been examined in detail the literary tales direction. In our study, considering folklore Russian people, have tried to determine folkloric elements that try to reflect in particular the author s tale, the properties of the other hero, patterns, were examined issues such as time and space. In general, these works are written in the mood for oral tradition also includes the features of the literary tale. In our country, more known as a novelist and poet A. S. Pushkin, to introduce the reader to the direction of a storyteller through our work and tried to serve. Science Code : Key Words : A. S. Pushkin, tales, motifs, folkloric elements, language and expression. Page Number : 157 Supervisor : Prof. Dr. Ayla KAġOĞLU

8 vi TEŞEKKÜR Yüksek lisans derslerime baģladığımdan beri her türlü desteğini benden esirgemeyen, bana çalıģma disiplini kazandıran, tez çalıģmam sırasında düģünce ve görüģlerimi paylaģtığım, Türkiye Türkçemi kontrol ederek düzeltmeler yapan bu çalıģmanın her aģamasında büyük yardım gördüğüm danıģman hocam Sayın Prof. Dr. Ayla KAġOĞLU na minnettarlığımı sunarken, yüksek lisans öğrenimimde bana emeği geçen bütün hocalarıma, çalıģmalarım sırasında benden desteklerini esirgemeyen ve gösterdiği anlayıģından dolayı sevgili eģim Serkan KILINÇ a, değerli aileme ve arkadaģlarıma teģekkürü bir borç bilirim.

9 vii İÇİNDEKİLER Sayfa ÖZET... iv ABSTRACT... TEġEKKÜR... ĠÇĠNDEKĠLER... v vi vii 1. GĠRĠġ A. S. PUġKĠN ĠN HAYATI VE SANATI Soyu ve Çocukluğu Lise Yılları ve Petersburg Dönemi Güneye Sürülme Mihaylovskoye Sürgünü ve Boldino Dönemi Yeni Hayat EDEBĠ BĠR TÜR OLARAK MASAL Masal ve Masalın Tanımı Masalın BaĢlıca Özellikleri Masal Türleri Masalın Kaynakları ve Ġlk Örnekleri Masalın Rus Edebiyatında ve PuĢkin Sanatındaki Yeri PuĢkin Masallarının Kaynakları PUġKĠN ĠN MASALLARI KAHRAMANLAR Papaz ve Yardımcısı Balda Papaz Balda... 75

10 viii Sayfa Altın Horoz Çar Dadon ġamahan Prensesi Altın Horoz Ölü Prenses ve Yedi Bahadır Prenses Sokolko (Köpek) Prensesin Annesi Prensesin Üvey Annesi Çernavka (Hizmetçi) Prens Yelisey Çar Saltan Çar Saltan Babariha Prens Gvidon Kuğu Prenses Sincap Balıkçı ile Balık YaĢlı Adam YaĢlı Kadın MOTĠFLER Yol Motifi Açgözlülük Motifi Sözünü Tutamama Motifi Ġç ve DıĢ Güzelliğin ÇekiĢmesi Motifi... 99

11 ix Sayfa Kaybolan Sevgiliyi Arama Motifi Kıskançlık Motifi MeĢe Ağacı Motifi Yeni Doğan Çocuğun Sularda DolaĢması Motifi FOLKLORĠK ÖGELER BoĢ Vakti Değerlendirme Düğün Geleneği ve Kadının Toplumdaki Yeri Konut ġehir Kılık-Kıyafet ve Aksesuarlar Yemek Ziyafeti (Пир) Ġnançlar- ĠnanıĢlar ZAMAN VE MEKÂN DĠL VE ANLATIM ÖZELLĠKLERĠ Doğa Tasvirleri Sayılar ve Renkler SONUÇ KAYNAKLAR ÖZGEÇMĠġ

12 1 1. GİRİŞ Mazisi oldukça eski olan ve bir halkın hazinesi değerinde olan masallar edebiyat tarihinde önemli bir yere sahiptir ve bir halkın hayallerini, ideallerini, gayelerini, yaģamını ve tarihini yansıtır. Sözlü edebiyat ürünü olan masallar zamanla yazıya geçirilmiģ ve edebi bir hüviyet kazanmıģtır. 19. yüzyılda masallara yönelik ilginin artmasıyla pek çok yazar için masallar, araģtırılması gereken bir tür haline gelmiģtir. Rus masallarının bir edebi tür olarak ortaya çıkıģ tarihiyle ilgili çeģitli görüģler mevcut olsa da genel olarak ileride edebi masal olarak adlandırılacak türün yaratıcısı olarak A. S. PuĢkin kabul edilmektedir. ÇalıĢmamızın en önemli amaçlarından biri A. S. PuĢkin in masallarının edebi yönden incelenmesi ve yeni araģtırmacılar için yol gösterici kaynak oluģturmasıdır. ÇalıĢmamızın birinci bölümde A. S. PuĢkin in hayatı üzerine Yur. Drujnikov, B. Modzalevski, Yur. Lotman, P. Annenkov, L. Grossman, A. Terts gibi araģtırmacıların eserleri temel alınarak Ģairin hayatına yer verilmiģtir. Ġkinci bölümde ise masalın genel kavramı, baģlıca özellikleri, masal türleri, kaynakları ve tarihte masalın ilk yazılı örneklerine değinilmiģtir. Aynı bölümün devamında masalın Rus edebiyatında ve A. S. PuĢkin in sanatındaki yeri ayrıca yazarın masallarını oluģtururken yararlandığı kaynaklar tespit edilmeye çalıģılmıģtır. ÇalıĢmamızın üçüncü bölümünde söz konusu masallar kahramanlar, motifler, zaman ve mekân baģlıkları altında incelenmiģtir. Ayrıca, A. S. PuĢkin in masallarında Rus milletine ait gelenek, görenek, inanç, yaģam tarzı, Rusya nın toplumsal ve siyasi yapısı gibi özellikleri nasıl iģlediğini ve yazarın bu hedefleri hangi gerekçelerle seçtiğini tespit etmek amacıyla Folklorik Ögeler baģlığı oluģturulmuģtur. Tezimizin Dil ve Anlatım Özellikleri baģlığı altındaki dördüncü bölümde ise masalların üslup özellikleri, masallarda kullanılan doğa tasvirleri, sayıların ve renklerin anlamları gösterilmeye çalıģılmıģtır.

13 2

14 3 2. A. S. PUŞKİN İN HAYATI VE SANATI 2.1. Soyu ve Çocukluğu Aleksandr Sergeyeviç PuĢkin, 26 Mayıs 1799 da dünyaya gelir. Annesi ve babası soylu bir aileden gelmektedir. Anne tarafına değindiğimizde, Ģairin: Annemin soyu çok daha ilginçtir. Onun dedesi varlıklı bir prensin oğluydu, zenciydi, İstanbul da görev yapan bir Rus elçi, annemin dedesini esir olarak bulunduğu saraydan çıkarıp I. Petro ya gönderir (Родословная матери моей еще любопытнее, - продолжал Пушкин дед ее был негр, сын владетельного князька. Русский посланник в Константенополе как-то достал его из сераля, где содержался он аманатом и отослал его Петру Первому...) 1 sözleriyle, köklerinin Afrika asıllı Abram Hannibal isimli, zenci bir HabeĢi ye dayandığı vurgulanır. Abram Petroviç Hannibal daha çok Etiyopya ismiyle bilinen kuzey HabeĢistan ın (Северная Эфиопия), Lagon Ģehrinde 1697/1698 yılında dünyaya gelir. Sekiz yaģındayken Türklere esir olarak verilir ve Ġstanbul a getirilir, padiģahın sarayına yerleģtirilir ve burada bir sene kadar kalır. Bu bilgilerin diğer kanıtı da 1742 de Hannibal ın ailesi adına bir arma istemek için dönemin senatosuna yazdığı bir rica yazısıdır. Bu yazıda Hannibal kendi soyundan da söz etmektedir: Lаgon şehrinde, babamın mülkiyetindeki topraklarda dünyaya geldim, ayrıca babamın mülkiyeti altında iki şehir daha bulunmaktaydı. (Родился во владении отца моего, в городе Лагоне, который кроме того, имел еще под собой два города). Mektubun devamında, sanki Ġstanbul daki esaretinden söz etmekten utanıyormuģçasına Ģunları yazmaktaydı: Küçük yaşlarda kendi isteğimle kont Sav Vladislavoviç ile Rusya ya yola çıktım. (Выехал в Россию при графе Саве Владиславовиче волею своею в малых летах). 2 Muhtemelen bunları yazarken soyunun onurunu, Ģerefini korumak isteyen Hannibal ın bu durumla ilgili oğlu Pyotr ın söylediği: İstanbul sarayından kaçırılmıştı (Выкраден из константонопольского двора) 3 sözleri tarihle kıyaslandığında daha gerçekçi ve inandırıcı gelmektedir. O dönemde, Büyük Petro Ġstanbul daki Rus elçisinden birkaç yetenekli zenci erkek çocuğu getirmesini ister. Elçi büyük zorluklarla çarın isteğini yerine getirir. Böylece 1706 yılında kont Sav Vladislavoviç- Raguziski, Ġbrahim i kralın huzuruna getirir yılında Pyatnitskaya (Пятницкая) kilisesinde vaftiz edilir. Vaftiz babası Çar 1 Лотман, Ю. (2003). Пушкин. Санкт-Петербург: Искуссство-СПБ, Анненков, П. (1998). Пушкин в Александровскую Эпоху. Минск: Лимариус, Анненков, a.g.e., 1998, 21.

15 4 Pyotr vaftiz annesi ise Polonya kralı II. Avgust un eģi Ebergardina Hristina olur. Ġbrahim kendi adından vazgeçmek istemediği için, Çar Pyotr, Ġbrahim e benzeyen Abram adını kullanmasına izin verir. Baba adını Çar Pyotr dan alır. Hannibal soyadını nerede ve nasıl kabul ettiğine dair bir bilgiye rastlanmamıģtır. Yıllar boyunca resmi evraklarda ve özel mektuplarda Abram Petrov adı geçmektedir, Hannibal soyadını ise yılları arasında sahiplenir. 4 PuĢkin in notları arasında dedesi Abramla ilgili çok sayıda yazı bulunmaktadır. Bunun sebebi dedesine ilgi duyması ve ileride onunla ilgili bir biyografi kitabı yayımlamak istemesiydi. O yazılar arasında dedesinin soyadıyla ilgili de bazı bilgiler bulunmaktadır. PuĢkin e göre, dedesine, Hannibal soyadını Çar I. Petro verir, fakat bir Alman biyograf yazarına göre ise Hannibal, asıl Afrika daki kendi Annibal soyadından gelmektedir. 5 Abram Petroviç Hannibal 1731 yılında Yevdokiya Andreyevna Dioper adında bir Yunan kızıyla evlendikten bir ay sonra Pernov Ģehrine gider. Kendisiyle istemeden evlenen Yevdokiya Andreyevna çok geçmeden eģini bir kondüktör ile aldatır ve çift için on bir yıl sonra boģanmayla neticelenecek zor ve çekilmez bir hayat baģlar. EĢinden sürekli Ģüphelenen Abram, onu duvarlara monte edilen kelepçelere elleri bağlı vücudu havada asılı kalacak Ģekilde duvara asar, çubuk, kamçı, sopa vb. cisimlerle döverdi. Bunların da yaramadığını gören Abram eģini kendisini zehirlemek istemesiyle suçlar. Dayak ve iģkencelere dayanamayan Yevdokiya, resmi ifade vererek bu suçlamaları üstlenir. 6 Zavallı kadın hapse atılır, Abram ise o sırada kaptan Matvey von ġeber in Hristina Matveyevna isimli Alman kızıyla yaģamaya baģlar ve 1736 yılında Revel Katedrali nde ilk eģiyle boģanma davasının sonuçlanmasını beklemeden evlenir. Ġkinci evliliğini resmileģtirmek için, Abram tüm imkânlarını kullanarak eģinin müebbet cezasına çarptırılmasını sağlar. Fakat Yevdokiya, Petersburg a kaçmayı baģarır ve senatoya bulunduğu ricadan sonra dava yeniden incelemeye alınır. Yevdokiya nın Petersburg da Agripina adında, beyaz bir çocuk dünyaya getirmesini fırsat bilen Abram, Yevdokiya nın kendi eģi olarak anılmaması için Petersburg Kilise Yönetim Kuruluna baģvuruda bulunur. BoĢanma davası ancak 9 Eylül 1753 tarihinde sonuçlanır. Yevdokiya suçlu bulunur ve Stavropolski manastırına gönderilir. Abram ın ikinci evliliği ise resmen kabul edilir. 4 Модзалевский, Б. (1929). Пушкин. Прибой, Анненков, a.g.e. 1998, 21 6 Гроссман, Л. (2012). Пушкин. Москва: Астрель, 19-20

16 5 EleĢtirmen Annenkov un ifadesiyle Abram, yumuģak, korkak, çabuk sinirlenen ve aceleci kararlar alabilen bir kiģiliğe sahipti. Öfkelendiği zaman cezalıları odasından bir çarşaf içinde çıkarırlardı (выносили людей на простынях) 7 ifadesi, onun ne kadar acımasız biri olduğunu anlatmaya yeterlidir. Her ne kadar sert ve acımasız biri olsa da, Abram çocukluğunda yaģanan olaylardan pek kurtulamaz. PuĢkin in sözlerinden, Abram ın son günlerine kadar babasının Afrika daki varlıklı hayatını ve on dokuz kardeşini hatırladığı anlaşılmaktadır. Kendisi kardeşlerinin en küçüğü idi. Kardeşlerinin elleri arkadan bağlı bir şekilde babalarının yanına götürüldüğünü ve içlerinden sadece kendisinin serbest dolaşarak baba evinin önündeki fıskiyelerde yüzdüğünü ve kendisini vatanından uzaklaştıran geminin peşinden yüzen Lagan adındaki kız kardeşini hatırlardı. (До глубокой старости Аннибал помнил еще Африку, роскошную жизнь отца, девятнадцать братьев, из которых он был меньшой. Помнил, как их водили к отцу, с руками, связанными за спину, между тем как он один был свободен и плавал под фонтанами отеческого дома; помнил также любимую сестру свою Лагань, плывшую издали за кораблем, на котором он удалялся). 8 PuĢkin in büyük dedesi Abram, 14 Mayıs 1781 tarihinde Petersburg un Suydа adlı köyünde hayatını kaybeder ve orada defnedilir, ancak mezarı belli değildir. Ġlk evliliğinden çocuğu yoktu, ikinci evliliğinden ise on bir çocuğu oldu. Bugün beģ erkek ve dört kız çocuğu hakkında bilgiler bulunmaktadır. EĢi Hristina Matveyevna kendisinden bir gün önce vefat eder. Abram ın oğulları aslında yalnızca evde eğitim almalarına rağmen babaları gibi yüksek rütbeye ulaģırlar. Onları diğer delikanlılardan ayıran özellik, babaları Abram ın kendilerine öğrettiği matematik bilgisine sahip olmalarıydı. Abram ın çocuklarından bizi ilgilendiren (Yanuari) Osip tir. Osip, PuĢkin in annesinin babasıdır. 7 Анненков, a.g.e. 1998, 24 8 Ġnternet: Александр Сергеевич Пушкин. Web: adresinden 8 ġubat 2013 te alınmıģtır.

17 6 PuĢkin in dedesi Osip Abramoviç Hannibal, 20 Ocak 1744 tarihinde dünyaya gelir. Matematik bilgisi sayesinde deniz topçu yüzbaģısı rütbesine kadar yükselir. Gözünü daldan budaktan sakınmaz, gözüpek biridir. Asıl adı Yanuari idi, fakat annesi Alman asıllı olduğundan bu ismin telaffuzunda zorlandığı için oğlunu tekrar vaftiz ettirir ve ona Osip adını verir. Oğluna Yanuari ismini veren eģine de kara şeytan, bana kara çocuklar yapıyor ve onlara korkunç isimler veriyor (шерне чорт делает мне шорна репят и дает им шертовск имя) 9 diye kızardı. Osip, 1733 yılında Marya Alekseyevna PuĢkina ile evlenir. Çiçeği burnunda gelinin Yaroslavskoye deki mülkünün tamamı kocasının borçlarını kapatmaya harcandığından, çift kâh Abram Petroviç in evinde kâh Petersburg da yaģayarak evliliklerini sürdürmeye çalıģır. Dört yıl birlikte geçiren ve evlilik hayatında pek mutlu sayılmayan çiftin, bebekken ölen oğlu ve Nadejda adında bir kızları olur. EĢinin baskılardan sıkılan ve ondan kurtulmak isteyen Osip evi terk ederek yanında küçük kızı Nadejda yı götürür ve eģini kendince cezalandırır. Marya, kızını geri alabilmek için eģine mektup yazar, mektubunda kızını geri alması halinde onun peģini bırakacağına, bir daha kendisini rahatsız etmeyeceğine ve çocuğuyla kendi geçimi için de herhangi bir maddi talepte bulunmayacağına dair söz verir. Osip, bu mektuptan sonra kızını annesine geri verir ve bir daha da ailesine dönmez. PuĢkin, dedesi Osip hakkında Ģöyle yazmaktaydı: Boşanmayla sonuçlanan, tüm hoşnutsuzluklar ve kavgaların sebebi kadının kıskançlığı ve kocanın vefasızlığı idi. Dedemin Afrika karakteri, büyük bir ciddiyetsizlikle birleşen ateşli tutkular onu inanılmaz bir yanılgıya sürükledi. (Ревность жены и непостоянство мужа были причиною неудовольствия и ссор, которые кончились разводом. Африканский характер моего деда, пылкие страсти, соединенные с ужасным легкомыслием, вовлекли его в удивительные заблуждения). 10 Osip Abramoviç eģi Marya ile iliģkisini kafasında bitirir ve onunla daha boģanmadan ve kendinin de evli olduğunu söylemeden papaza kendi el yazısıyla hazırladığı sahte dul raporu sunarak Ustina Ermolayeva Tolstaya adında dul bir kadınla evlenir. Marya, bu evliliği duyunca eģinden Ģikâyetçi olur ve Osip in ikinci evliliği geçerliliğini kaybeder. Mülkünün dörtte biri, yani Kobrino köyü, Marya ve kızı Nadejda ya verilir. Marya kızı Nadejda ile orada kayınbiraderi Ġvan Abramoviç Hannibal gözetimi altında mütevazı bir hayat sürdürür. Osip Abramoviç ise, Ġmparatoriçe Yelizaveta nın emri 9 Анненков, a.g.e. 1998, Модзалевский, a.g.e. 1929, 58

18 7 üzerine normal ve sıradan bir hayat sürdürebileceği, kendi köyü Mihaylovskoye ye gönderilir. Osip Abramoviç 12 Ekim 1806 da Mihaylovskoye köyünde vefat eder. PuĢkin in sözlerinden büyükannesinin de aynı köyde on bir yıl sonra hayatını kaybettiğini, ölümün onları bir araya getirdiğini ve mezarları Svyatogorsk manastırında yan yana olduğu (одинадцать лет после того бабушка скончалась в той же деревне. Смерть соединила их. Они покоятся друг подле друга в Святогорском монастыре) 11 bilgisini ediniriz. Küçük Ģairin geliģimi ve eğitiminde önemli iz bırakan isimlerden birisi de anneannesi Marya Alekseyevna dır. Marya Alekseyevna tipik bir Rus kadınıydı. Evi sürekli olarak uģak ve köy çocuklarıyla doluydu. Her çocuğun yeteneğine göre ders verir ve iģ öğretirdi. Bu yöntemi sadece küçük çocuklarda değil, büyük insanlarda da uygular ve böylece hiçbir gücün ve yeteneğin boģa gitmemesini sağlardı. Marya Alekseyevna ile PuĢkin iliģkisine gelince, küçük Ģair tarafından çok sevilen anneannesi onu her zaman kollar, onunla ilgilenir ve ona sahip çıkardı. Küçükken pek konuģkan olmayan ve anne baba tarafından ağabeyisi ve kız kardeģinden daha az sevilen PuĢkin, hareket ve davranıģları yüzünden sürekli azarlanırdı. Böyle durumlarda küçük Ģair anneannesinin yanına kaçardı ve kimse ona dokunamazdı, çünkü anneannesi onun koruyucusuydu. Marya Alekseyevna nın yazarın Rusça konuģma diline büyük katkısı vardı. Bilindiği gibi yazarın annesi, babası, teyzeleri (Anna Lvovna ve Yelizaveta Lvovna), neredeyse eve gelen bütün misafirler, mürebbiyeler bile çocuklarla Fransızca konuģurdu. Böylece Fransızca konuģan insanların ortamında büyüyen çocuklar Fransızcayı ana dili gibi kullanarak Rusça ikinci planda tutulurdu. Küçük PuĢkin ile Rusça konuģan üç kiģi vardı: Dadısı Arina Radionovna, anneannesi Marya Alekseyevna ve din öğretmeni Belikov. Anneanne Marya, Rusça konusunda ona yol gösteren bir kiģidir, onun sayesinde PuĢkin, Rusça okuma yazmayı öğrenir. Liseden sınıf arkadaģı olan Delvig in, Marya Alekseyevna nın torununa yazdığı mektuplarda kullandığı Rusçasına hayranlık duyması boģuna değildi. 12 Ayrıca PuĢkin onun sayesinde, ilk defa, köyde gerçekleģen halk Ģenliklerine, halk türkülerine, danslarına v.b Ģahit olmuģtur. 11 Модзалевский, a.g.e. 1929, Ġnternet: Александр Сергеевич Пушкин.Web: adresinden 8 ġubat 2013 te alınmıģtır.

19 8 PuĢkin in hayatında büyük katkısı olan kiģilerden biri de dadısı Arina Radionovna dır. Arina Radionovna çok sayıda atasözü, türkü ve masal bilirdi, bunları da Aleksandr a aktarırdı. PuĢkin ağabeyine Kasım 1824 tarihinde yazdığı mektupta Ģunları der: Nelerle uğraştığımı biliyor musun? Öğlene kadar notlarımı tutuyor, öğle yemeğimi geç yiyorum; öğleden sonra ata biniyor, akşamları da dadının masallarını dinleyerek lanet eğitiminin eksiklerini gideriyorum. (Знаешь ли мои занятия? До обеда пишу записки, обедаю поздно; после обеда езжу верхом, вечером слушаю сказки няни и вознаграждаю тем недостатки проклятого своего воспитания). 13 PuĢkin in sözlerinden baba tarafından dedesi Lev Aleksandroviç in acımasız olduğunu söyleyebiliriz: Dedem çabuk sinirlenebilen ve acımasız biri idi; kızlık soyadı Voyenkova olan ilk eşinin, oğullarının eski Fransızca öğretmeni ile ilişkisi olduğundan şüphelenir ve eşini evin samanlığına hapseder. Voyenkova bu samanlıkta can verir, şüphelendiği öğretmeni ise bahçede asar. (Первая жена его,- урожденная Воейкова, умерла на соломе, заключенная им в домашнюю тюрьму за мнимую или настоящую ее связь с французом, бывшим учителем ее сыновей, и которого он весьма феодально повесил на черном дворе). 14 Kızlık soyadı Çiçorina olan ikinci eşi de dede Lev Aleksandroviç ten çok çeker. Bir defasında dedem ona üstünü değiştirmesini ve kendisiyle misafirliğe gideceğini söyler. Büyükannem hamileymiş, kendini iyi hissetmiyormuş, fakat bir şey de diyememiş. Yolda sancılanmış, dedem arabacıyı durdurmuş ve büyükannem az kalsın arabada babamı dünyaya getirecekmiş. Pırlantalar içinde olan büyükannemi eve yarı baygın şekilde getirmişler ve yatağa koymuşlar. Ben bunları çok net bilmiyorum, çünkü babam dedemden ve onun tuhaf hareketlerinden hiç bahsetmezdi, eski hizmetçiler ise çoktan vefat ettiler. (Вторая жена его, урожденная Чичерина, довольно от него натерпелась. Однажды он велел ей одеться и ехать с ним куда-то в гости. Бабушка была на сносях и чувствовала себя нездоровой, но не смела отказаться. Дорогой она почувствовала муки. Дед мой велел кучеру остановиться, и она в карете разрешилась чуть ли не моим отцом. Родильницу привезли домой полумертвую, и положили на постель всю разряженную и в бриллиантах. Все это знаю я довольно темно. Отец мой никогда не говорил о странностях деда, а старые слуги давно перемерли) Иванова, Т. Еще раз о Пушкинских записях народных сказок. Культура и История, Гроссман, a.g.e. 2012, 9 15 Ġnternet: Брокгауз, Ф; Ефрон, И. ( ). Энциклопедический Словарь, С.-Петернбург Web: adresinden 20 ġubat 2013 te alınmıģtır.

20 9 PuĢkin in babası Sergey Lvoviç ile amcası Vasili Lvoviç in kendi babalarının karakteriyle hiçbir ortak noktaları yoktu. PuĢkin in babası Ģiir yazacak kadar Fransızcaya hakim ve o döneme göre iyi eğitim almıģ, mütevazi, dalgın ve utangaç bir muhafız subayı idi. Nadejda Osipova ile tanıģtıktan ve onunla evlenmeye karar verdikten sonra, ilk önce Ġvan Abramoviç in kalbini kazanır. Ġvan Abramoviç müstakbel damadı beğenir ve yeğeni Nadejda yı onunla evlenmesi için ikna eder yılında, evlendikten sonra görevinden istifa eder. Marya Andreyevna Petersburg yakınındaki Kobrino köyünden Moskova yakınındaki Zaharova köyüne taģınır. Ġlerleyen zamanlarda da PuĢkin ailesi Petersburg a taģındığında orayı satmak zorunda kalır. Fransızların iģgaline kadar kâh Moskova da kâh köyde yaģarlar. ĠĢte bu göçebe hayatı sırasında küçük Ģairin kiģiliği ve karakteri yavaģ yavaģ Ģekillenmeye baģlar. Sergey Lvoviç ev yönetiminin sorumluluğunu üstlenmeyecek, eģine devredecek kadar rahat hayata düģkün biriydi. Ev veya çocuklarla ilgilenmesi gereken bir durum karģısında çok çabuk sinirlenir, misafirlerin karģısında ise canlı, neģeli ve alakadar biri oluverirdi. Annenkov un ifadesiyle, kendi iģleriyle ilgilenmeye pek vakti yoktu, çünkü baģkalarının iģleriyle çok daha yoğun ilgilenirdi. Sergey Lvoviç maddi iģlerinde genellikle savurgandı, bazen de cimrilik derecesine kadar inen ince hesaplar yapardı. PuĢkin in arkadaģı olan P. A. Vyazemski nin notları arasında Sergey Lvoviç in cimriliğiyle ilgili Ģu sözler yer almaktadır: Aslında hem kendisine hem ailesine karşı cimri idi. Bir gün öğle yemeğinde oğlu Lev kadehi kırdı. Babası alevlendi ve bütün gün söylenip durdu. Lev, değeri yirmi kuruş olan bir kadeh için bu kadar sızlanılır mı dedi. Babası, pardon beyefendi yirmi değil, otuz beş diyerek itiraz etti. (Вообще был он очень скуп и на себя, и на всех домашних. Сын его Лев, за обедом у него, разбил рюмку. Отец вспылил и целый обед проворчал. Можно ли (сказал Лев) так долго сетовать о рюмке, которая стоит двадцать копеек? Извините, сударь (с чувством возразил отец), не двадцать, а двадцать пять копеек ). 16 Köy hayatından nefret eden Sergey Lvoviç, boģ zamanlarını çalıģma odasında kitap okuyarak geçirirdi. Ev sürekli olarak Jukovski, A. Turgenev, Dmitriyev gibi edebiyatın önde gelen insanlarıyla dolup taģardı. Sergey Lvoviç, çocuklara sohbete müdahale etmeme ve sessiz kalma Ģartıyla misafirlerin konuģmalarını dinlemelerine izin verirdi. Sergey Lvoviç hiç kimsede korku uyandırmaz, fakat kimsenin saygısını da kazanmazdı. 16 Лотман, a.g.e. 2003, 28

21 10 ArkadaĢları onu severdi, çocukların gözünde ise o bir zavallıydı, çünkü çocuklar biraz büyüyünce, kendisiyle küçük çocukla ilgilenir gibi ilgilenmeleri için ısrar ederdi. Sergey Lvoviç in, oğlu Aleksandr PuĢkin in ölümünden ve iflas ettikten sonra yaģlı olmasına rağmen komģu köyden genç bir kıza âģık olması ve ona evlenme teklif etmesi 17 de dikkate değer bilgilerdendir. Sergey Lvoviç ten üç yaģ küçük olan Nadejda Osipova Hannibal, (PuĢkin in annesi) nazlı, Ģımarık, çevresindekilerin yoğun ilgisiyle büyütülmüģtür. Bu da zamanla sert ve öfkeli bir kiģiliğin oluģumuna neden olmuģtur. ġairin annesi ve babası uzaktan akraba idi. Doğan sekiz çocuktan beģinin ölmesi bu akraba bağlarına yorumlanabilir. Anne Nadejda Osipova eģi gibi gürültülü, ihtiģamlı ve eğlenceli hayatı severdi. Evin sorumluluğu kendisinde olmasına rağmen ailesi ve eviyle ilgilenmeyi hiç sevmezdi. Moskova dan Petersburg a taģındığında oturdukları evleri ile ilgili bilgi veren bir araģtırmacının Ģu sözleri dikkate değerdir: Evin içi daima dağınıktı (düzensizdi): bir odada zengin eski mobilyalar, başka bir odada ise bomboş ya da samandan yapılmış tek bir sandalye bulunurdu; çok sayıda, fakat müthiş pasaklılık içinde, üstleri yırtık ve sarhoş köleler; yaşlı ve sıska atlarla eskimiş arabalar ve paradan bardağa kadar herşeyde ihtiyaç vardı. (Дом их всегда был наизнанку: в одной комнате богатая старинная мебель, в другой пустые стены или соломенный стул; многочисленная, но оборванная и пьяная дворня с баснословной неопрятностью; ветхие рыдваны с тощими клячами и вечный недостаток во всем, начиная от денег до последнего стакана). 18 Nadejda Osipova, çocuklara ve hizmetçilere karģı çok sert davranan, küçük meseleleri büyütüp iģlere ilgisiz kalabilen, öfkelenince de aylarca konuģmayan bir kiģiliğe sahipti. Bir keresinde oğlu Aleksandr ile bir seneye yakın konuģmadığı zaman bile oldu. PuĢkin iģte böylesine dağınık, sevgisiz ve ilgisiz bir ortamda büyümekteydi. Derslerinde pek iyi sayılmayan ve özellikle aritmetikte zorlanan küçük Ģair, mürebbiyelerle çok sorun yaģar. Anne ve babanın ilgisizliğinden ve yalnızlığından, dokuz yaģındaki PuĢkin, evde babasının kütüphanesine adeta saldırır ve kütüphanede bulunan tüm Fransızca kitapları okur. Baba evinde kazandığı tek Ģey iyi derecede Fransızca öğrenmesi olur. Bu kütüphane, onun için evdeki mutsuz atmosferden ve sıkıntıdan uzaklaģmak ve yalnız 17 Модзалевский, a.g.e. 1929, Анненков, a.g.e. 1998, 29

22 11 kalabilmek için tek bir yerdi. Bu kütüphane daha küçük yaģlarda PuĢkin in duygularının olgunlaģmasına ve ilerleyen zamanlarda da özsaygısını kazanmasına neden olacaktır. Bununla birlikte küçük PuĢkin de sinirli, içine kapanık, tembel ve durgun, bazen de yaramazlık ve inatçılık gibi özellikler belirginleģmeye baģlar. Bu kiģilik özellikleri anne ve babayı memnun etmez ve Aleksandr ı değiģtirmek için çoğu zaman baskıya baģvururlar. PuĢkin e yapılan tüm bu baskı ve ısrarlar hep aynı sonuçla, yani PuĢkin in öfkeli terslemesiyle biterdi. Ailesi tarafından incinip duran genç yazar, zamanla duygularını gizlememeye ve onları belli etmeye baģlar. Sonunda yazarın, ailesiyle iliģkileri o kadar kötüye gider ki, tüm ailesinden bir tek kız kardeģi Olga ya bağlı kalan yazar onlardan ayrılırken hiç üzülmez, hatta sevinerek evini terk eder. Sonraki dönemlerde de Ģiirlerinde ne annesinden ne de babasından bir tek kelime bile bahsetmemesi ve geriye dönüp çocukluğuna baktığı zaman sadece lise yıllarını hatırlaması dikkat çeken noktalardan biridir. PuĢkin, Çar I. Aleksandr ın Tsarskoye Selo da yeni açtırdığı okula yazdırılır, 12 Ağustos ta liseye giriģ sınavını kazanır ve 19 Ekim de açılıģ törenine katılır Lise Yılları ve Petersburg Dönemi 19 Ekim 1811 de gerçekleģen okulun açılıģ törenine baģta I. Aleksandr olmak üzere Çar ailesi de katılır. Okul Tsarskoye Selo da (Çar ın Yazlık Sarayı) bulunduğundan saray eğitim kurumu olarak da algılanmaya neden olurdu. Hatta bir ara I. Aleksandr ın küçük kardeģleri Nikolay ve Mihail bu okula yazdırılmak istendi. Eğer bu gerçekleģseydi I. Nikolay, PuĢkin in okul arkadaģı olabilirdi, çünkü Nikolay Pavloviç, PuĢkin den sadece üç yaģ büyüktü. Okul formasının bizzat Çar tarafından seçilmesi bu liseye verilen önemi gösterir. Lise hem Napoleon un Lycees ve Ġngilizlerin College okullarıyla aynı seviyede eğitim vermek hem de Rus milli eğitimine örnek teģkil edecek bir eğitimin sağlanmasını amaçlamaktaydı. 19 Okulun geniģ bir programı vardı. Ġlk üç yılda Rusça, Latince, Fransızca, Almanca dillerine, matematik, edebiyat, tarih, coğrafya gibi derslerin yanında dans, eskrim, ata binme ve yüzme gibi faaliyetlere de yer verilmiģti. Okulun son sınıfında ise sıkı bir program yoktu. Bazı derslerde, dersin içeriğiyle ilgili konuların iģlenmesi yerine Ģakalar yapılır, anekdotlar anlatılır, eğlencelere yer verilir ya da 1812 yılına damgasını vuran 19 Анненков, a.g.e. 1998, 36

23 12 Anayurt SavaĢı üzerine tartıģılırdı. Derslerin belli bir programının ve öğrencilerden beklentilerin olmamasının yanı sıra öğretmenlerin tecrübesizliği de derslerin yüzeysel iģlenmesine neden olurdu. Bu suretle öğrenciler derslere ilgisiz kalarak sınıfları baģka amaçla kullanırlardı. Yönetim de bu konuda gevģek davranırdı. Lise pansiyonunun kurucularından, Profesör Gauenschild in Almanca dersini Fransızca anlatması buna örnek gösterilebilir. Akraba ziyaretine bile sınırlama getiren, okulun ilk müdürü V. F. Malinovski, öğrencileri adeta dıģ dünyadan koparır. DıĢ dünyaya kapalı olmasından dolayı PuĢkin, okulu manastıra benzetir ve hapisten çıkacakmıģ gibi okulun bitmesine gün sayardı. V. F. Malinovski nin ölümünden (23 Mart 1814) sonra okul, iki seneye yakın, sırayla müdür koltuğunu paylaģan, birbirleriyle sürekli tartıģan ve anlaģamayan profesörlerden oluģan kurul üyeleri tarafından yönetildi. Yeni müdür Engelgard ın 20 ( ) göreve gelene kadarki süreci öğrenciler tarafından hükümdarsız dönem (междуцарствие) olarak anılırken, PuĢkin ise bu süreci anarģi dönemi (время анархии) olarak adlandırır. Yönetim açıklığının yaģandığı o dönemde öğrenciler neredeyse baģıboģ kalır, çünkü gelen her yeni müdür, eski müdürün kural ve isteklerinin yerine getirilip getirilmediğini kontrol etmeden kendi getirdiği yeni kurallara odaklanırdı. Böylece eski kurallar dönemi eksikleriyle kapanmıģ olurdu. Engelgard ın din ahlakına önem vermesi PuĢkin, Volhovski ve Küchelbecker gibi öğrencileri kendisinden uzaklaģtırır, hatta muhalefet oluģumuna neden olur. PuĢkin, Engelgard ın görüģlerine karģı çıkarak adeta soğuk bir savaģ baģlatır. ġairin karmaģık kiģiliğini çözemeyen, fikirlerini değiģtirmek için her yolu deneyen, sonunda pes ederek bu savaģı kaybeden Engelgard, Ģaire ahlaki konularda düģük notlar vererek onun boģ ve soğuk kalbini ve dinsizliğini kınar. Ona göre, Ģairin sevgi ve dini barındırmayan genç kalbi, belki de daha önce hiç olmadığı kadar soğuk ve boştu. (Его сердце холодно и пусто; в нем нет ни любви, ни религии; может быть, оно так пусто, как ни когда еще не бывало юношеское сердце). 21 Yazar V. P. Gaevski ye ( ) göre Engelgard ile PuĢkin arasında yaģanan bu anlaģmazlıkların sebeplerinden biri de Ģairin, Engelgard ailesiyle birlikte oturan Mariya Smit adında genç bir Fransız bayana ilgi duyması idi. Okul eğitimiyle ilgili kimi öğretmenler öğrencilerin sağlıklı ahlak geliģimi için kendi kendine eğitimin yararlı olacağı, dıģarıdan müdahale edildiği takdirde onların 20 Von Engelhardt Georg Rheingold (Энгельгардт Егор Антонович): Letonya'nın baģkenti olan Riga Ģehrinde dünyaya gelen bir yazar, aynı zamanda bir öğretmendir. 21 Терц, А. (1992). Прогулки с Пушкиным. Собрание сочинений в 2-х томах. Т. II. СП Старт, Москва: 25

24 13 eğitimine engel olunacağı düģüncesindeydi. Böylece, öğrenciler merak ettiği soruların cevabını, kendilerini geliģtirmek için neredeyse tek kaynakları olan okul kütüphanesinde aramaya baģlar. ArkadaĢları tarafından kitap okuma konusunda üstünlüğü kabul edilen PuĢkin, burada da okuma sevgisini korumaya devam eder. Belki de kendi kendine eğitim okulun ilk öğrencilerini Ģiir ve edebiyata yönlendirmede önemli bir etken olmuģtur yılı sonu ya da 1812 yılı baģında, ilk defa öğrenciler arasında gerçekleģen bir Ģiir yarıģması düzenlenir. Ġ. Ġ. PuĢin in sözlerinden, verilen konu üzerine Puşkin hemen herkesi büyüleyen iki dörtlük okur. (Пушкин мигом прочел два четверостишья..., которые всех нас восхитили). 22 Ġlerleyen yıllarda Ģairin babası çok doğru bir tespitte bulunur: Şüphesiz ki, o, okuldaki öğrencileri bir anlamda rakip olarak gördüğünden, bu tür yarışmalar onun büyük yeteneğinin gelişmesine neden oldu. (Нет сомнения, что в лицеe, где он в товарищах встретил несколько соперников, соревнование способствовало к развитию огромного его таланта). 23 Bu tür edebiyat yarıģmaları düzenlenmeye devam edilir ve zamanla süreklilik kazanır. Neredeyse baģıboģ bırakılan bu öğrenciler el yazılarıyla hazırlanmıģ dergiler çıkarmaya, boģ zamanlarını değerlendirmeye, zamanla da gönüllü siyasi çevrelere katılmaya baģlarlar. PuĢkin, ileride dekabrist düģüncesini benimseyecek olan Delvig, PuĢin ve Küchelbecker gibi öğrencilerle yakın arkadaģlık kurar. Bu arada liselilerin siyasi beklentileri olgunlaģmaya, özgürlük bilinçleri geliģmeye ve ipler dekabrist akımına uzanmaya baģlar. PuĢkin Delvig, Küchelbecker ve Volhovski nin üyesi olduğu Kutsal Artel (Священная Артель) 24 grubuna davet edilmez, hatta onların bu gruba üye oldukları bilgisi Ģairden saklanır. Aralarında en iyi niyetli olanlar bile onun küstahça ve meydan okuyucu davranıģlarına yol açan hassaslığını vurgulayıp dururlar. PuĢkin ile kesintisiz altı yılı birlikte geçiren ve onun kiģilik özelliklerini yakından inceleme fırsatı olan Ġ. Ġ. PuĢin, Ģair hakkında Ģu sözleri ifade eder: Puşkin ilk günlerden itibaren diğerlerine göre daha sinirli bir yapıya sahipti, bu yüzden pek sevilmezdi. O diğerleri gibi rol yapıp tuhaf hareketlerde bulunarak bizi şaşırtmaya çalışmazdı, fakat yersiz şakalar yaparak ve münasebetsiz iğneli sözler söyleyerek kendini zor duruma 22 Гроссман, a.g.e. 2012, Гроссман, a.g.e. 2012, Artel (Артель) : ĠĢçi veya köylü kooperatifi.

25 14 sokardı. Okul hayatında bunlar kolay unutulmayacak şeylerdi ve bu, onu yeni hatalara sürüklerdi. Puşkin de fazla cesaret ile utangaçlık bir aradaydı ve bu ona, zarar vermekteydi. (Пушкин, с самого начала, был раздражительнее многих и потому не возбуждал общей симпатии Не то чтобы он разыгрывал какую- нибудь роль между нами или поражал какими- нибудь особенными странностями, как это было в иных; но иногда неуместными шутками, неловкими колкостями сам ставил себя в затруднительное положение, не умея потом из него выйти. Это вело его к новым промохам, которые никогда не ускальзывают в школьных сношениях В нем была смесь излишней смелости с застенчивостью, и то и другое невпопад, что тем самым ему вредило). 25 Anne ve babasına pek bağlı olmayan, fakat birilerine bağlanma ihtiyacı duyan yazar, liseden Odessa dönemine kadar kendinden hem rütbe hem de yaģ olarak büyük ve tecrübeli insanlarla ilgilenir. Bu dönemde Çaadaev, F. Glinka, N. Turgenev, Kaverin, Molostrov ve N. Ġ. Krivtsov arkadaģlığın yanı sıra öğretmenlik görevini de üstlenirler. Mihaylovskoye de yeni dönemin baģlamasıyla yaģıtlarına ilgi duymaya baģlayan Ģair, lisedeki arkadaģlıklarını gözden geçirerek Vyazemski, Rıleyev, Bestujev, Delvig, Baratınski, Yazıkov gibi arkadaģlarıyla yakınlaģır. Otuzlu yıllarda PuĢkin in arkadaģ listesinde Ġ. Kireyevski, Pogodin, Gogol, Koltsov, NaĢçyokin, Sobolevski, hatta Belinski gibi genç ve yeni edebiyatçılar yer alır. ArkadaĢlarının arasında ayrı bir yere sahip olan Jukovski ile aralarında küçük anlaģmazlıklar yaģansa da, arkadaģlıkları uzun ömürlü olur. Lise yıllarında PuĢkin iki defa Ģair unvanına laik görülür. Ġlki Derjavin in de bulunduğu sınıfı geçme sınavında gerçekleģir. PuĢkin için Derjavin ile karģılaģması ve onun tarafından beğenilmesi çok önemli idi. O anki duygularını, PuĢkin Ģöyle dillendirir: Nihayet beni çağırdılar. Ben Derjavin e iki adımlık mesafeden Tsarskoye Selo daki Anılarım ı okudum. O anki ruh halimi anlatamam. Şiirde Derjavin in adı geçtiği yere geldiğimde henüz olgunlaşmaya başlayan sesim çınladı, kalbim ise büyüleyici bir hayranlıkla atmaya başladı. Okumayı nasıl bitirdiğimi ve nereye kaçtığımı hatırlamıyorum. Derjavin hayran kalmıştı beni görmek ve sarılmak istiyordu. Beni aradılar, fakat 25 Лотман, a.g.e. 2003,

26 15 bulamadılar (Наконец вызвали меня. Я прочел мои Воспоминания в Царском Селе, стоя в двух шагах от Державина. Я не в силах описать состояние моей души: когда дошел я до стиха, где упоминаю имя Державина, голос мой отроческий зазвенел, а сердце забилось с упоительным восторгом.- Не помню как я кончил свое чтение, не помню, куда убежал. Державин был в восхищении, он меня требовал, хотел меня обнять. Меня искали, но не нашли...) 26 PuĢkin, ikinci defa Ģair unvanını ise Arzamas a kabul edilmesiyle kazanır. Arzamas, toplantılarda eskiye bağlı insanlarla dalga geçen, genç ve cesur edebiyatçılardan oluģan, resmi olmayan bir edebiyatçılar topluluğudur. 27 Arzamas ın üyeleri Karamzin hayranlarıydı. PuĢkin, Arzamas a 1817 yılının sonbaharında, yani topluluğun sıkıntılı günler yaģadığı sırada kabul edilir. Bu topluluğa kabul edilmesi, Ģair için önemliydi ve onun edebiyattaki yerinin, toplum tarafından kabul edildiği anlamını taģımaktaydı. Arzamas üyelerine lakap takma âdetinden dolayı PuĢkin e, okul duvarlarının arkasındayken sesini duyurduğu için çekirge (сверчок) lakabı verilir. Bu arada, Ģairin lisede Fransız (Француз), maymun (обезьяна) veya maymunla kaplan karıģımı (смесь обезьяны с тигром) gibi lakapları olduğuna dair bilgiler bulunmaktadır. PuĢkin in arkadaģı Komovski, bu konuyla ilgili Ģunları söyler: Puşkin in Fransızcaya olan tutkusundan... ona şakasına Fransız, simasından ve bazı hareketlerinden dolayı da maymun veya maymunla kaplan karışımı derdik. (По страсти Пушкина к французскому языку «..» называли его в насмешку французом, а по физиономии и некоторым привычкам обезьяною или даже смесью обезьяны с тигром). 28 ArkadaĢlar arasında kullanılan lakapların dıģarıya yayılmasına karģı olan Yakovlev, Komovski nin bu açıklamalarını hoģ karģılamasa da, PuĢkin e maymun veya maymunla kaplan karıģımı lakabı taktıkları bilgisini doğrular. Kof un sözlerinden, Gayevski nin makalesinde aynı bilgilere yer verilmesiyle bu bilgi adeta Ģairin biyografisine iģlenir. Maymunla kaplan karıģımı ifadesi, bir Fransız ın özelliklerini anlatmak amacıyla, Voltaire tarafından ortaya atılmıģtır. Voltaire, G Arjantal e Fransızlar maymun sürüsü olarak anılır, fakat bu maymunlar arasında daima kaplanlar da vardı (французы 26 Лотман, a.g.e., 2003, Лотман, a.g.e., 2003, Лотман, a.g.e., 2003, 330.

27 16 слывут милым стадом обезьян, но среди этих обезьян имеются и всегда были тигры) 29 derken, Fransız bir arkadaģına yazdığı mektubunda ise Fransız milleti ikiye ayrılır, birileri her şeyi eğlenceye çeviren kaygısız maymunlar, diğerleri ise her şeyi parçalayan kaplanlar. (французкая нация делится на два рода одни это беспечные обезьяны, готовые из всего сделать потеху, другие- тигры, все раздирающие) 30 sözleriyle, maymunla kaplan karıģımı ifadesiyle herhangi bir Fransızı kasteder. Fakat Ģairin bu lakabı zamanla dıģ görüntüsüyle özdeģleģir. Kontes D. F. Fikelmon un günlüğünde daha çirkin olmak imkânsızdır- bu maymunla kaplan görünümünün bir karışımıdır (невозможно быть более некрасивым- это смесь наружности обезьяны и тигра) 31 yazılıdır ve S. N. Karamzina nın 23 Aralık 1836 tarihinde Puşkin hala aptalca ve saçma davranmaya devam ediyor. Yüz ifadesi kaplan gibidir (Пушкин по- прежнему ведет себя до крайности глупо и нелепо. Выражение лица у него как у тигра) 32 sözlerinde, Fransız la ilgisini kaybeden bu lakabın tamamen dıģ görünümüne kaydığını görmekteyiz. 9 Haziran 1817 de I. Aleksandr ın katılımıyla, olması gereken tarihten dört gün önce, lisede mezuniyet töreni yapılır ve mezuniyet töreninden sonra, 11 Haziran da PuĢkin, Petersburg a gider ve 6 Mayıs 1820 e, yani Güney Sürgünü ne gönderilene kadar burada kalır. DıĢ ĠĢleri Kurumunda görevlendirilir. Fakat mesleğine ilgi duymayan yazar, orada daha ziyade Ģiirsel faaliyetler üzerine yoğunlaģır ve daha önce Malinovski, Piletskov, Engelgard ile baģlattığı savaģı Ģimdi daha geniģ ve daha etkili silahını (Ģiiri) kullanarak sürdürür. Artık eski alaycı Ģarkılar yerini keskin Ģiirlere bırakır. Temmuz 1817 de ilk defa Mihaylovskoye ye giden Ģair, orada, lisede temeli atılan, ulusal esin kaynaklı öyküsü Ruslan ve Lyudmila (Руслан и Людмила) üzerine çalıģır. Mihaylovskoye nin yanında bulunan Trigorskoye de Praskovya Aleksandrovna Osipova nın evine sık sık ziyarette bulunan PuĢkin, yaklaģık bir ay sonra Petersburg a döner. Bu yıllarda Ģair, Griboyedov, Gnediç, Katenin, ġahov, N. Turgenev gibi birçok seçkin insanla tanıģır. N. Turgenev in evine sık uğramaya baģlayan ve ona yakınlaģan Ģair, 29 Лотман, a.g.e., 2003, Лотман, a.g.e., 2003, Лотман, a.g.e., 2003, Лотман, a.g.e., 2003, 331.

28 17 N. Turgenev in düģüncelerinden etkilenerek Köy (Деревня) ve Özgürlük (Вольность) adlı eserlerini yazar. Hatta PuĢkin in Özgürlük kasidesinin yarısını Turgenev in odasında, geriye kalan kısmını ise kendi evinde yazarak ertesi gün bütün metni Tugenyev e getirmesi onun Ģair üzerindeki etkisinin açık bir göstergesidir. Ancak PuĢkin in, devlete karģı tavırları, nükteli sözleri (эпиграммы) ve mesleğini ciddiye almaması Turgenev i rahatsız eder. Bu konuda A. Ġ. Turgenev, N. Turgenev in haksız yere maaş alma ve o maaşı verene sövme (нельзя брать ни за что жалование и ругать того, кто дает его) 33 konusunda PuĢkin i birkaç kez uyardığını söyler. Bu tarz konuģmaların birinde ortam gerilir ve PuĢkin, N. Ġ. Turgenev i düelloya çağırır, fakat sakinleģince özür dileyerek düello çağrısını geri alır. Yazar ve devlet adamı Aleksey Olenin ( ) sayesinde tiyatro gösterilerine katılan Ģair, zaman zaman siyasi sorulardan uzaklaģarak sanat dünyasına dalar. Tiyatro genç Ģair için sadece boģ vakit geçirme ve eğlence yeri değildir. Tiyatro sahnesindeki adap ve hareketleri ilerideki kahramanlarına da yansıtacaktır. Olenin de düzenlenen gecelerin birinde PuĢkin, Ukrayna dan Petersburg a dönen Anna Kern ile karģılaģır. Genç Ģair esprili cevaplarla ve övgü niteliğindeki konuģmalarla Kern i etkilemeye çalıģır. PuĢkin e karģılık vermeyen hatta ondan uzaklaģmaya çalıģan Kern, farkında olmadan Ģairin Kısa Süren Hayal (Мимолетное Видение) Ģiirinin doğmasına vesile olur. PuĢkin, tiyatro ortamında tiyatrosever aynı zamanda YeĢil Lamba topluluğunun kurucularından olan Nikita Vsevolojski ile tanıģır ve Vsevolojski nin evinde, tiyatro ve edebiyat çevresinden insanların katılımıyla gerçekleģen toplantılarda yer almaya baģlar. Katılımcıları genellikle üzerinde yeģil abajur asılı olan bir masanın etrafında oturduğundan, parolası ıģık ve umut olan bu topluluk kendine YeĢil Lamba (Зеленая Лампа) adını verir. Bu toplantılarda herkes özgürce düģüncesini ifade edebilir, tiyatro eleģtirileri ve Rus tarihi üzerine denemelerin yanında özgürlük Ģiirleri ve siyasi makaleleri okuyabilirdi da kurulan bu topluluk Saadet Birliği nin (Союз Благоденствия) diğer bir dalıydı, fakat YeĢil Lamba üyelerinin çoğu bundan habersizdi. PuĢkin, S. Trubetskoy, F. Glinka, Yak. Tolstoy gibi siyaset adamları, Gnediç, Delvig gibi Ģairlerle bu tür toplantılarda buluģur. Ayrıca Saadet Birliği nin diğer dalı olan, Glinka nın yönettiği Rus Edebiyatı Sevdalıları Serbest Topluluğu nun (Вольное общество любителей российской 33 Лотман, a.g.e., 2003, 48.

29 18 словесности) toplantılarına da katılır. ġairin bu tutarsız hareketleri ve bir toplantıdan diğer toplantıya geçmesi dekabristler ortamında hoģ karģılanmaz. Yakın arkadaģı Ġ. Ġ. PuĢin bile Ģairin bu tutarsızlığı ile ilgili Ģunları söyler: Liberal görüşlü olan Puşkin in kendi kişiliğine ihanet etme gibi kötü bir alışkanlığı vardı. Örneğin Orlov, Çernışev, Kisilyov gibi insanların yanında dolaşması beni ve herkesi kızdırıyordu Bazen, sevgili arkadaşım, hiç merhameti olmayan bu insanlarla niye meşgul oluyorsun diye sorardık. O, bizi sabırla dinledikten sonra, genellikle afalladığında yaptığını, yani gıdıklamaya ve sarılmaya başlardı. Sonra bir bakarsın ki Puşkin yine o aslanlarla birlikte. (...Пушкин, либеральный по своим воззрениям, имел какую-то жалкую привычку изменять благородному своему характеру и очень частол сердил меня и вообще всех нас тем, что любил, например, вертеться у оркестра около Орлова, Чернышева, Кисилева и других Говоришь, бывало «Что тебе за охота, любезный друг, возиться с этим народом, ни в одном из них ты не найдешь сочувствия и пр.» Он терпеливо выслушает, начнет щекотать, обнимать, что обыкновенно делал, когда немножко потерялся. Потом, смотришь,- Пушкин опять с тогдашними львами). 34 Belki Ģairin bu topluluklara üye olması için daha hazır olmadığı düģüncesini uyandıran da onun bu tutarsız davranıģlarıydı. Onu tanıyan ve seven arkadaģları, bu güvensizliği, yazarın yeteneğini koruması için her türlü tehlikeden uzak kalması gerektiği Ģeklinde açıklarken, PuĢkin le bizzat tanıģmayan, hakkında dedikodularla bilgi edinenlerin düģünceleri ise Ģu sözlerle aktarılır: O, kişiliğinden, kayıtsızlığından ve sefih hayat tarzından anında gizli topluluğu hükümete ihbar eder. (Он по своему характеру и малодушию, по своей развратной жизни сделает донос тотчас правительству о существовании Тайного общества). 35 Zamanla Ģair olarak ilgi görmeye baģlayan, her bulunduğu ortamda saygı ile karģılanan ve sevilen PuĢkin, fırsat bulduğu yerde en güçlü silahını, yani nükteli sözlerini kullanırdı. Bu nükteli sözlerden pekçok soylu da nasibini alır. Petersburg dünyasında, PuĢkin in devletin ileri gelenleri tarafından dövüldüğüne dair dedikoduların yayılmasıyla Ģair, savaģ açtığı düģmanların atağa geçtiğini hissetmeye baģlar. Bu dedikodu XIX. yüzyılın ilk yarısında Rus aristokrasisinin temsilcilerinden biri olan Amerikalı lakaplı, kumarbaz 34 Лотман, a.g.e., 2003, Лотман, a.g.e., 2003, 52.

30 19 F. Ġ. Tolstoy tarafından ortaya atılır. Dedikodunun kaynağı bilinmemekle birlikte çok sarsılan, rezil olduğunu düģünen ve ne yapacağını bilemeyen, hatta onurunu temizlemek için yaģamına son vermeyi bile aklından geçiren Ģair, soluğu Çaadaev in yanında alır. Çaadaev bütün dedikodulardan ve dedikoduculardan üstün olması gerektiğine inanarak onu bu fikrinden vazgeçtirir. Ancak PuĢkin, tüm cesaretini toplayarak, ucu Çar Aleksandr a da dokunan, Kont Arakçeyev hakkında 1817 de yazdığı, fakat 1820 lerde devletin dikkatini çeken nükteli Özgürlük kasidesini çoğaltarak yayılmasını sağlar. Bu arada yıllarında PuĢkin in Ģiirlerini, nükteli sözlerini ve hareketlerini, gönüllü olarak hükümete ihbar eden çok sayıda insan vardı. Bunlardan birisi de Rus bilim adamı, mühendis ve aynı zamanda Harkov Üniversitesi kurucusu olan Karazin idi. 2 Nisan 1820 de V. N. Karazin, Ġç ĠĢleri Bakanı Koçubey e, PuĢkin in Ģiirlerinde I. Aleksandr a hakarette bulunduğunu ihbar eder ve General Mihail Miloradoviç e ( ) Ģairin evini arama ve tutuklama emri verilir. Fakat Miloradoviç PuĢkin i tutuklamak yerine gizlice tüm yazılarını ele geçirmeyi tercih ederek evine gizli bir ajan gönderir. PuĢkin ailesinin genç uģaklarından olan Nikita Kozlov a yazıları teslim etmesi karģılığında 500 ruble teklif edilir, fakat Nikita bu teklifi reddeder. Söz konusu ziyareti öğrenen PuĢkin, temkinli davranmak ister ve tüm eleģtiri yazılarını yakar. Ertesi gün Miloradoviç in yardımcısı Glinka nın yanına çağrılan Ģair, Glinka nın tavsiyesine uyarak tüm cesaretini toplar ve Miloradoviç in yanına gider. Miloradoviç, kendisini tutuklamak yerine yanına çağırmayı tercih ettiğini söyleyince, PuĢkin de bir jest yaparak tüm yazıları yaktığını, fakat gerekirse yeniden yazabileceğini itiraf ederek Özgürlük eserini ezberinden yeniden kaleme alır. Ertesi gün Miloradoviç, I. Aleksandr a, Ģairin yazdıklarını götürür ve PuĢkin in hareketinden dolayı yazılarını okumamasını rica eder. Fakat Çar, Miloradoviç ile aynı görüģte değildir. PuĢkin in kaderini belirleyen bu dönemde Ģairin Karamzin, Çaadaev, F. Glinka gibi arkadaģları cezasını hafifletmek için elinden geleni yapmaya çalıģır ve onların gayreti sayesinde Ģairin cezası hafifletilir. Böylece Sibirya veya Solovka yerine, Petersburg a Orgeneral Ġ. N. Ġnzov un himayesi altına verilir ve görev değiģikliği bahanesiyle siyasi sürgünün üstü kapatılmıģ olur Güneye Sürülme Görev değiģikliği bahanesi altında sürgün edilen Ģair, Ġnzov tarafından gözetim altına alınır. Petersburg hayatını geride bırakan ve 17 Mayıs ta Yekaterinoslav a varan Ģair

31 20 için yeni bir dönem baģlar. Görev için gönderilmesine rağmen, PuĢkin pek mesleği ile ilgilenmez ve kendini daha çok Ģiire adar. Kısa bir süre sonra Dnepr da yüzdüğü için hastalanan Ģair, Ġnzov tarafından tedavi amaçlı Kafkasya daki sıcak sulara gönderilir. Böylece 19 Ağustos 1820 de PuĢkin Rayevski ile Kafkas Esiri (Кавказский Пленник) adlı eserine baģladığı Gurfuz Ģehrine gider ve eylüle kadar burada kalır. Eylül ayının baģında baba oğul Rayevskilerle Gurfuz u terk ederek Alupka, Simeyz, Sivastopol ve Bahçesaray ı gezerek Simferopol e varır. Eylülün ortasında PuĢkin, Kırım ı terk eder ve Odessa üzerinden, 21 Eylül 1820 den 2 Temmuz 1823 e kadar kalacağı KiĢinev e geçer. DüĢük rütbeli memur olduğundan az maaģ alan ve babasından maddi destek alamayan Ģair, Ruslan ve Lyudmila ile büyük baģarı yakalayarak az da olsa para kazanır. Московский Телеграф ında Ruslan ve Lyudmila nın baģarısı ile ilgili Ģu sözler yer alır: Ruslan ve Lyudmila 1820 de ortaya çıkar çıkmaz anında satılır ve piyasada tek bir nüshası bile kalmaz. İsteyen 25 ruble ödeyerek kopyasını çekebiliyordu. («Руслан и Людмила» «...» явилась в 1820 году. Тогда же она была вся раскуплена, и давно не было экземпляров ее в продаже. Охотники платили по 25 руб. и принуждены были списывать ее). 36 Eser iyi satılmasına rağmen o dönem Rusyasında sanatçı haklarını koruyan bir kanunun olmamasından dolayı PuĢkin neredeyse hiçbir Ģey kazanamaz. Bazı araģtırmacılar tarafından vicdansızlıkla suçlanan yayıncı Gnediç aslında o dönemin Ģartlarına göre hareket etmiģtir. Çünkü o dönemde yayıncı yayınladığı hayatta olan ve olmayan yazarların eserlerinin kazancını cebine atabilirdi. Fakat PuĢkin bu tür haksızlıklara göz yummak istemez ve 21 Eylül 1821 de Gnediç ten vazgeçerek, yayıncı Greç e Kafkas Esiri ni teklif eden bir mektup yazar. Size Kafkas Esiri nden bir bölüm gönderecektim, fakat yazmaya üşendim, poemanın tamamını almak ister miydiniz? Uzunluğu 800 satır; genişliği 4 ayaklı; iki bölümden oluşuyor. Eserin uzun süre rafta kalmaması için ucuza veririm. (Хотел было я прислать вам отрывок из моего Кавказского Пленника, да лень переписывать; хотите ли вы у меня купить весь кусок поэмы? Длиною в 800 стихов; стих шириною 4 стопы; разрезано на 2 песни. Дешево отдам, чтоб 36 Лотман, a.g.e., 2003, 71.

32 21 товар не залежался). 37 Fakat Gnediç, bu sefer de diğer yayıncıları devre dıģı bırakmayı baģarır ve Kafkas Esiri nden kazandığı 5000 rubleden Ģaire 500 ruble verir. Bahçesaray ÇeĢmesi (Бахчисарайский Фонтан) eserinden ise yayıncı P. A. Vyazemski nin yardımıyla o dönem Ģartlarına göre PuĢkin iyi bir kazanç elde eder de Ruslan ve Lyudmila nın bitimiyle, Ģairin sanatında erken dönem son bulur, yani lise ve Arzamas son bularak yeni bir dönem - realizm - baģlar. Kafkasya da bulunduğu dönemde Ġngilizce öğrenmeye baģlayan Ģair alıģtırma kitabı olarak Byron un eserlerini seçerek, Byron ile tanıģır ve onun düģüncelerini benimsemeye baģlar. Byron u ayrıntılı okumaya baģlayan PuĢkin, Byronizm eğiliminde eserler yazmaya koyulur. Fakat Ģair güney sürgünü döneminde sadece Romantizm in doğuģuna değil, aynı zamanda bitmesine de Ģahit olur. Çünkü Ģair Mihaylovskoye ye gittiğinde romantizmden vazgeçip gerçekçilik görüģlerine realizme yönelir. Güney sürgünü olarak adlandırılan dönemde PuĢkin Kafkas Esiri, Gavriliada (Гаврилиада), Haydut KardeĢler (Братья Разбойники) ve çok sayıda Ģiir yazar. Ayrıca Bahçesaray ÇeĢmesi ile Yevgeniy Onegin (Евгений Онегин) adlı eserlerinin de temelini atar. PuĢkin in KiĢinev de bulunduğu yıllarda, gündeme damgasını vuran olaylardan biri de Yunan ayaklanması olur. Her tarafta Yunanlıların bağımsızlığının konuģulduğu bir sırada Dekabristler ve Rus Liberaller Rusya nın Yunanlıları destekleyeceği umudu içindeydiler. PuĢkin de Dekabristler gibi savaģın çıkmasını ister. Bu esnada PuĢkin in Dekabristlerden özellikle M. F. Orlov ve V. F. Rayevski ile yakınlaģması büyük bir önem taģır. Çünkü Orlov ve Rayevski de gerçekleģen toplantılara katılan Ģair açık açık hükümeti eleģtirmeye baģlar. PuĢkin in hükümet hakkındaki düģünceleri P. Ġ. Dolgorukov un notlarına Ģu Ģekilde yansır: Vali bugün tüfek ve köpeğiyle ava gitti. O yokken evde bulunanlara kurulan sofrada Puşkin ile yemek yiyordum. Kendini rahat hisseden Puşkin, çok sevdiği Rus hükümeti konusunu açtı. Tercüman Smirnov kendisiyle tartışmaya başladı ve o, ne kadar şairin düşüncelerini reddederse Puşkin bir o kadar heyecanlanır, öfkelenir ve sabrını kaybederdi. Sonunda küfürler ve sınıf farklılıkları havada uçuşmaya başladı. Sivil memurlar alçak herifler ve hırsızlar, generallerin çoğu hayvan, bir tek çiftçi sınıfı saygıdeğerdi. Puşkin özellikle Rus asilzadelerine saldırıyordu. Onlar asılmalı, imkânı olsaydı memnuniyetle ilmelerini bağlardı. (Наместник ездил сегодня на охоту с ружьем и собакою. В 37 Лотман, a.g.e., 2003, 72.

33 22 отсутствие его накрыт был стол для домашних, за которым и я обедал с Пушкиным. Сей последний, видя себя на просторе, начал с любимого своего текста о правительстве в России. Охота взяла переводчика Смирнова спорить с ним, и чем более он опровергал его, тем более Пушкин разгорался, бесился и выходил из терпения. Наконец полетели ругательства на все сословия. Штатские чиновники подлецы и воры, генералы скоты большею частию, один класс земледельцев почтенный. На дворян русских особенно нападал Пушкин. Их надобно всех повесить, а если б это было, то он с удовольствием затягивал бы петли). 38 Kumar oynanan ve akģam yemeği yenilen vali yardımcısı M. E. Krupyanskoy un evinde gerçekleģen eğlencelere PuĢkin de katılırdı. Kumar ve yemek dıģında bu evde onun ilgisini çeken Marya Yegorovna idi. Çok sayıda gönül iliģkisi yaģayan PuĢkin, E. K. Varfalameylerin evinde de Pulheriya Yegorovna ile ilgilenir ve Ġnzov un izniyle bazen KiĢinev den ayrılarak V. L. Davıdov un evi, Tulçin, Vasilkov, Odessa gibi yerlere giderek gönül iliģkilerini çeģitlendirirdi. Bu tür gezmeler sayesinde PuĢkin dekabrist akımıyla yakınlaģma fırsatı da bulur. Hançer (Кинжал), Napoleon (Наполеон), Sadık Yunan Kızı Ağlama - O ġehit DüĢtü (Гречанка Верная не плач- он пал героем) vb eserleri, siyasi komplocularla sıkı bir iliģkisi olduğuna kanıt gösterilir. PuĢkin in KiĢinev deki hayatı göründüğü kadar kolay değildi. Maddi sıkıntıların yanı sıra, o dönemin toplumuna ait olabilme mücadelesi de veriyordu. Bu arada M. F. Orlov ve Dekabristler devlete savaģ planı yaparken, KiĢinev deki son durumla ilgili haberler hükümete kadar ulaģır. PuĢkin, Orlov ve yandaģlarının gizli topluluğuna girmeyi ister, ancak davet edilmez. Konuyla ilgili iki görüģ bulunmaktadır. Birincisi; Ģairin yeteneğini tehlike altına atmanın istenmemesi, ikincisi ise Ģairin sürgünde olması idi, yani, kendine hakim olamayan ve sinirli bir kiģiliğe sahip olan Ģair, sürgünde olduğundan hükümetin dikkatini topluluk üzerine çekebilirdi. M. F. Orlov resmi olarak Nisan 1823 te görevden alınsa da hakkındaki soruģturma daha önce baģlar ve kurduğu çevre 1822 de dağıtılır. Tüm ihbarlardan ve arkadaģların dağılmasından sonra KiĢinev de kalmak istemeyen Ģair, Odessa ya çıkan görev 38 Лотман, a.g.e., 2003, 77.

34 23 değiģikliğine adeta sevinir. Vali Vorontsov un gözetim altına gönderilen Ģair Odessa da 1 Ağustos 1824 e kadar kalır. PuĢkin, bilindiği gibi sinirli bir yapıya sahip ve riskleri seven biriydi. Kendisine yapılan hareketlerde küçük bir kusur veya hakaret sezince kendini canı pahasına tehlikeye atardı. Hatta tehlike PuĢkin ile o kadar özdeģleģir ki, PuĢkin denildiği vakit insanların aklına gelen ilk kelime düello olur. Onun bu sinirli ve gergin hali ve her an alınganlık yapıp düelloya çağırma gibi davranıģları kendini çok daha önceleri göstermiģtir yılının yazında PuĢkin çok basit bir sebepten dolayı yaģlı dayısı S. Ġ. Hannibal ı, N. Turgenev i, liseden sınıf arkadaģı M. Korf u, BinbaĢı Denisoviç i ve birçok kiģiyi daha düelloya çağırır. E. A. Karamzina, Vyazemski ye yazdığı mektupların birinde bu durumla ilgili Ģunları yazar: Puşkin in neredeyse her gün düellosu vardır. Tanrıya şükürler olsun ki ölümcül değil (У. г. Пушкина всякий день дуэли, слава Богу, не смертоносные...) 39 Fakat bazı düelloları Ģeref alanına kadar götürmeden halletmek zor olur ve böylece 1819 sonbaharında PuĢkin, Küchelbecker ile düello yapar. Ġkisi de havaya ateģ ederek barıģırlar. Ġlerleyen zamanlarda da PuĢkin, asteğmen F. N. Luginin a Petersburg ta ciddi bir düello vakası yaģadığını itiraf eder. Bu düellonun 1825'te Dekabrist Ġsyanı ndan sonra idam edilen dekabrist ve aynı zamanda Ģair olan K. F. Rıleyev ile olduğuna dair iddialar söz konusudur. KiĢinev deki arkadaģ çevresinin dağılmasına, Rayevski nin tutuklanmasına ve Orlov un görevden uzaklaģtırılmasına üzülen Ģairi hayal kırıklığına uğratan diğer konulardan biri de baģarısızlıkla sonuçlanan Yunan ayaklanmasıydı. Bu duruma çok kızan Ģair, Ġnzov un kendini defalarca ev hapsine kapatmasına sebep olan tartıģmaların içinde bulurdu. PuĢkin in yaģadığı bu hayal kırıklıkları doğal olarak sanatına da yansır ve Issız Özgürlük AĢığı (Свободолюбитель пустынный), ġeytan (Демон), Hareketsiz Muhafızlar Çar ın EĢiğinde Uyumaktaydı (Недвижный страж дремал на царственном пороге), Ne Ġçin Gönderildin ve Seni Kim Gönderdi (Зачем ты послан был и кто тебя послал) gibi Ģiirler ortaya çıkar. Odessa da iken Ģair ayrıca Yevgeniy Onegin in ikinci bölümü üzerine çalıģır. Lokantalarına, büyük Ģehrin güzelliklerine, tiyatrolarına ve Ġtalyan operasına kapılan Ģaire sosyete insanları ve hayatıyla Odessa Petersburg u hatırlatır. Fakat hayat Ģartları Ģair için orada da kolay değildir. Daha önceki dönemlerde olduğu gibi burada da para sıkıntısı çeken PuĢkin, ağabeyine yazdığı 39 Лотман, a.g.e., 2003, 53.

35 24 mektupların birinde çektiği maddi sıkıntıları Ģu sözlerle paylaģır: Babama anlat ki onun parası olmadan yaşayamam. Bugünün sansürüyle kalemimle bir şey kazanamam; marangozluğa ise eğitilmedim. Kendi isteğimle görev yapmamama rağmen istifa etmem imkânsızdır. Herkes beni kandırıyor, yakınlarıma ve akrabalarıma değil de kime güveneyim? Vorontsov un ekmeğini yemek istemiyorum- istemiyorum o kadar. (Изъясни отцу моему, что я без его денег жить не смогу. Жить пером мне не возможно при нынешней цензуре; ремеслу же столярному я не обучался; но служу и не по своей воле- и в отставку идти невозможно.- все и все меня обманывают- на кого же, кажется, надеяться, если не на ближних и родных. На хлебах у Воронцова я не стану жить- не хочу и полно...) 40 Odessa da bulunduğu kısa süre içinde Ģair, birkaç tutkulu aģk yaģar. O dönem dikkat çeken üç isimden biri Sobanskaya dır. Sobanskaya gizli topluluğun varlığından haberdar olan, A. N. Rayevski, N. N. Rayevski, M. F. Orlov V. L. Davıdov gibi gizli topluluğun üyelerini takip eden ve kritik anda onları ihbar eden General Ġ. O. Vitt in sevgilisiydi. Sobanskaya, PuĢkin ve Miskeviç hakkında bilgi toplayarak Ģairi de takibe alan sevgilisi General Ġ. O. Vitt e bu konuda yardım etmekteydi. Ġspiyonculuk yaptığından habersiz olan PuĢkin, kızlık soyadı Rjevusskaya olan soylu aileden gelen ve iyi eğitim alan bu Polonyalı kadına âģıktı ve her ne kadar Rayevski ye yazdığı mektupların birinde benim tutkum büyük ölçüde azaldı (моя страсть в значительной мере ослабела) Ģeklinde yazsa da hayatının son günlerine kadar onu unutamadığına dair iddialar vardır. Bu tür iddiaların ortaya atılmasının sebeplerinden biri de PuĢkin in evlenmek üzereyken Sobanskaya ya yazdığı Ģu sözleridir: Bugün sizi ilk kez gördüğümün 9. yıldönümüdür. O gün hayatımın kritik günlerinden biri idi. Düşündükçe, hayatımın sizinkine bağlı olduğundan daha da emin oluyorum; sizi sevmek ve sizin peşinizden gitmek için yaratıldım... (Сегодня 9-я годовщина дня, когда я вас увидел в первый раз. Этот день был решающим в моей жизни. Чем более я об этом думаю, тем более убеждаюсь, что мое существование неразрывно связано с вашим; я рожден, чтобы любить вас и следовать за вами.. ) Лотман, a.g.e., 2003, Ġnternet: Езерская, Б. Женщины в жизни Пушкина в Одессе, Web: adresinden 5 Nisan 2013 te alınmıģtır. 41 Лотман, a.g.e., 2003,

36 25 Diğer âģık olduğu kadınlardan biri de Amalya Rizniç tir. PuĢkin, hakkında çok bilgi bulunmayan, uzun boylu, uzun saçlı, güzel, esmer, yirmi yaģlarında, Odessa da bir iģ adamının eģi olan Amalya ile 1823 te tanıģır. Amalya çok alkol ve sigara içen, ata binmeyi seven ve geceleri sabaha kadar yorulmadan dans eden biridir. Oğlunun doğumundan sonra hummaya yakalanır ve eģi tarafından oğlu ile birlikte Ġtalya ya gönderilir. Burada 1825 in yazında hayatını kaybeder. Ona âģık olmasına rağmen, Ģairin bu tutkusu da uzun sürmez. Rizniç, Odessa yı terk ettiği sıralarda, baģka bir gönül tutkusuna yakalanan Ģair, adına Gece (Ночь), Çocuk Gibi Tatlı Umutlar Ġçinde (Надеждой сладостной младенчески дыша) gibi Ģiirler yazdığı kadının ölüm haberini çok sakin ve ilgisiz karģılar. Üçüncü tutkusu ise, M. S. Vorontsov un eģi olan Yelizaveta Ksaverievna Vorontsova idi. PuĢkin, kendisinden yedi yaģ büyük olan Vorontsova ile 1823 yılında tanıģır ve kısa süre içinde ona karģı sıcak duygular beslemeye baģlar. ġıpsevdi kiģiliğe sahip olan Ģair çok sayıda kısa ve geçici iliģkiler yaģar. Onun bu çapkın durumuyla ilgili M. N. Volkonskaya Ģunları söyler: Bir şair olarak çıktığı tüm güzel kadınlara ve genç kızlara âşık olmayı görevi sayardı. (...) Aslında o tek ilham perisine âşıktı ve gördüğü her şeyi şiire dökmekteydi. (Как поэт, он считал своим долгом быть влюбленным во всех хорошеньких женщин и молодых, с которыми он встречался. (...) В сущности, он обожал только свою музу и поэтизировал все, что видел). 42 PuĢkin Vorontsova ya âģık olduğu sıralarda, M. S. Vorontsov ile arasında soğuk rüzgârlar esmeye baģlar. Vorontsov un eģini kıskanması PuĢkin ile aralarının daha da açılmasına neden olur. Vorontsov için Ģiir bir saçmalıktı, bu yüzden PuĢkin in Ģairliğini hiçe sayardı. PuĢkin i eģinden uzaklaģtırmak için Vorontsov baģka bir savaģ yöntemine baģvurur. ġairin etrafını ispiyoncularla kuģatarak, mektuplarını açıp onu hükümete rapor eden Vorontsov un keçiboynuzu böcekleriyle (саранча) 43 ilgili olayda da parmağı vardır. Odessa daki zor hayat Ģartlarından psikolojik olarak etkilenen daha Ģüpheci ve hassas bir 42 Лотман, a.g.e., 2003, yılında Rusya nın birçok yeri keçiboynuzu böceğinin istilasına uğrar. M. V. Vorontsov, keçiboynuzlarının nasıl çoğaldığını, sayılarının ne kadar arttığını ve onlarla mücadele için hangi önlemlerin alındığını tespit etmek için PuĢkin i görevlendirir. Yazar bu görevi hakaret olarak görür ve bu görevi reddetmek ister fakat arkadaģların tavsiyelerine uyarak görev bahanesiyle birkaç günlüğüne sürgünde bulunduğu Odessa dan ayrılır ve dönüģünde alaylı bir rapor hazırlar: 23 Mayıs Uçtu, uçtu (keçiboynuzu böceği); 24 Mayıs - Kondu; 25 Mayıs - Oturdu, oturdu; 26 Mayıs - Her Ģeyi yedi; 27 Mayıs - Yine uçuverdi. (23 мая - Летела, летела, 24 мая - И села, 25 мая - Сидела, сидела, 26 мая - Всѐ съела, 27 мая - Опять улетела). adresinden 28 Aralık 2015 te alınmıģtır.

37 26 yapıya bürünen Ģair önemsiz bu olay karģısında gücenir ve beklenmedik tepki verebilir bir hale gelir. Keçiboynuzların ortaya çıktığı yerleri ve onların çoğalıp çoğalmadığını denetlemek için görevlendirilen PuĢkin bu görevi, insanların gözünde itibarının düģürülmesi, kendisiyle alay edilmesi ve kendine yapılmıģ bir hakaret olarak değerlendirerek görevi reddettiğine dair Vorontsov un idari iģler müdürü A. Ġ. Kaznaçeyev a mektup yazar. Bu mektupta isyan etmediğini, fakat bu görevi kabul edemeyeceğini ve gerekirse görevinden istifa etmeye hazır olduğunu belirtir. ġairin onuru kırılınca çok keskin ifadeler kullandığı herkes tarafından bilinen bir gerçekti. PuĢkin in bu sert konuģmaları Vorontsov un kulağına gitse de Vorontsov, PuĢkin ile tatsızlık yaģamadan ayrılmak niyetindeydi. PuĢkin istediği zaman istifa edemezdi, onun istifası için Petersburg taki yönetimin onayı gerekirdi. 23 Mart 1824 te Vorontsov DıĢ ĠĢleri Bakanı Nesselrode ye, PuĢkin i Odessa dan geri çekmesini ve bu durumu Çar a bildirmesini rica eden bir mektup yazar. Hükümetin, Ģair hakkındaki düģüncelerini etkilememek ve onu daha da zor duruma sokmamak için nedenini Odessa ya yüzme döneminde gelen insanların şairi çok överek sürekli kafasını karıştırıp durdukları böylece onun gelişmesini engelledikleri ( накопление приезжих в Одессе ко времени морских купаний, их неумеренные восхваления поэта, постоянно кружащие ему голову и мешающие его развитии) 44 Ģeklinde açıklar. Vorontsov un bildirisiyle PuĢkin in il içinde görev değiģikliği yapılması beklenirken iģ daha da karıģır ve kimsenin beklemediği yeni bir sürgüne dönüģür. PuĢkin in yeni bir sürgüne gönderilmesinin sebebi olarak ateizm ile ilgili yazdığı mektup gösterilir. Ġleride Ģairin iki satır yüzünden sürgün edildim dediği sözler Ģunlardır: Neyle uğraştığımı bilmek ister misin- romantik poemanın gösterişli kıtalarını yazıyor ve ateizm dersleri alıyorum. Buradaki İngiliz, ağır duyan filozof, bugüne kadar karşılaştığım en akıllı ateisttir. (Ты хочешь знать, что я делаю пишу пестрые строфы романтической поэмы и беру уроки чистого Афеизма. Здесь англичанин, глухой философ, единственный умный Афей, которого я еще встретил). 45 ĠĢte bu birkaç satır yüzünden tekrar sürgün edilen Ģair için yeni bir hayat ve yeni bir dönem baģlamaktaydı. 44 Анненков, a.g.e., 1998, Анненков, a.g.e., 1998, 184.

38 27 DıĢ ĠĢleri Bakanı Nesselrode, Vorontsov un bildirisine cevap verirken Ģair hakkındaki düģünceleri doğru bulur, fakat ellerine geçen mektuptan Ģairin değiģmediği ve eski alıģkanlıklarından vazgeçmediği kanaatinde olduklarını da vurgular. Neticede PuĢkin görevden alınır ve tüm yol masrafı hükümet tarafından karģılanmak üzere Pskov a gönderilmesine karar verilir. Böylece Odessa dönemi son bulur ve ufukta Ģairi Mihaylovskoye ye götüren yol görünür. ġairin Mihaylovskoye sürgünü ile ilgili olarak araģtırmacılardan F. F. Vigel, sürgünün asıl sebebini Ģairin Vorontsov un eģine âģık olmasını gösterir. Fakat bu durumda PuĢkin in Rayevski tarafından bir paravana olarak kullanıldığını, yani PuĢkin in Vorontsovların evine girip çıkmasını ve Ģairin Vorontsova ya duygularının canlanmasını sağlayarak, herkesin dikkatini üzerinden çekip PuĢkin e yönlendirdiğini söyleyen F. F. Vigel, aslında Rayevski nin Vorontsova ya âģık olduğunu Ģu sözlerle ifade eder: Rayevski Vorontsova ya meşhur şairin onun ayaklar altına serilmesinin ne kadar güzel bir şey olduğunu hissettirir. O hoş bayana şıpsevdi Puşkin i cezp etmek zor değildi. Rayevski Puşkin in arkadaşlığını kazanarak şairin kendisinde sırdaş ve gayretli bir yardımcı görmeyi sağlar, kısacası onu ustaca kandırır. (Влюбчивого Пушкина нетрудно было привлечь миловидной, которой Раевский представил, как славно иметь у ног своих знаменитого поэта... Вкравшись в его дружбу, он заставил его видеть в себе поверенного и усерднейшего помощника, одним словом, самым искусным образом дурачил его). 46 Bu sürgünün asıl sebebinin ne olduğu sorusu noktasında Modzalevski nin PuĢkin adlı çalıģmasının PuĢkin in Mihaylovskoye Sürgününe Dair (К истории ссылки Пушкина в Михайловское) baģlığı altında dört muhtemel neden sıralanır. Bunlar: 1. General Skobelev in PuĢkin i ihbar etmesi (1824 yılı Ocak ayının ikinci yarısı), 2. ġairin Ġngiliz lakaplı, ağır duyan bir filozoftan ateizm derslerini aldığı bilgileri içeren mektubun postada açılması ve bu bilgilerin hükümetin kulağına gitmesi, 3. Vorontsov un, PuĢkin ile yakınlaģtığı Petersburg ta kınanmasından korkması, 4. Nükteli sözlerden, eģine ilgi duymasından, karalamalarından ve dedikodularından dolayı Vorontsov un PuĢkin e kızgın olmasıydı. 46 Ġnternet: Езерская, Б. Женщины в жизни Пушкина в Одессе, Web: adresinden 5 Nisan 2013 te alınmıģtır.

39 28 Bu dönemde Güney Poemaları (Южные Поэмы) olarak adlandırılan Ģiirleriyle uğraģan ve bütün Rusya da tanınmaya baģlayan PuĢkin, Kafkas Esiri, Haydut KardeĢler, ve 1823 te bitirdiği Bahçesaray ÇeĢmesi üzerine çalıģır. Yeni döneme imza atan romantizmin kurucularından olan ve kendine Kafkas ġarkıcısı (Певец Кавказа) denilen Ģair tüm romantik gençlerin gözdesi olur. Fakat PuĢkin, 9 Mayıs 1823 te Yevgeniy Onegin ve 1823 yılının sonunda Çingeneler (Цыганы) ile baģladığı romantizm dönemini kapatır ve gerçekçiliğe yönelir. Hayalperestten düģünüre dönüģen Ģairin, arkadaģı ve aynı zamanda eleģtirmen olan P. A. Pletnyov a söylediği ancak Çingeneler den sonra poemalara karşı bir eğilim hissettim (только с «Цыган» почувствовал я в себе призвание к драме) 47 sözleri onun, sanatında yenilikler aramakla meģgul olduğunu göstermektedir. Mihaylovskoye sürgünü ile yeni bir dönemin baģlaması bu sürecin hızlanmasına yardımcı olur. Böylece 30 Temmuz 1824 te, cebinde 389 ruble yol parası ve 150 ruble maaģıyla yola çıkan Ģair, 9 Ağustos ta Mihaylovskoye ye varır Mihaylovskoye Sürgünü ve Boldino Dönemi 9 Ağustos 1824 te Mihaylovskoye ye varan PuĢkin için yeni, zorluklarla dolu bir dönem baģlar. Memleketine gönderilmesine rağmen buna hiç sevinmez. Bunun sebeplerinden biri de ailesiyle karģı karģıya gelmesi idi. Ġlk baģta ailesi tarafından sıcak karģılanan ancak sürgünün gerçek nedeni ortaya çıkınca yakınma ve Ģikâyetlere maruz kalan PuĢkin, ailesinin yanında sürgünlerin en ağırını yaģamaya baģlar. Özellikle baba Sergey Lvoviç in oğlunu gözetleme görevini kabul etmesiyle araları daha da açılır. Güzel ve iyi prenses (Belle et bone princesse) diye hitap ettiği bir bayana, Fransızca yazdığı ve Odessa ya yolladığı mektubunda PuĢkin, bu durumla ilgili Ģunları yazar: Önceden sezdiklerim (korktuklarım) gerçekleşti. Ailemle bir arada bulunmam eziyetimi ikiye katladı. Hükümet, babama, devlet ajanı rolünde beni takip etme teklifinde bulundu. Babam bu vazifeyi kabul eder, bu da onun benim hakkımda, her anlamda yanıldığını gösterir. Evdekiler, sürgünle ilgili serzenişte bulunmaya, belamın diğerlerini de felakete sürükleyeceği korkusunu dile getirmeye ve masum kız kardeşimle neşeli ve eğlenceli ağabeyime tanrısızlığı propaganda ettiğimden şüphelenmeye başladılar. ( Сбылось все, что я предвидел. Присутствиемое в среде моего семейства удвоило мои муки. 47 Анненков, a.g.e. 1998, 172

40 29 Правительство... вздумало предложить моему отцу роль своего агента в преследованиименя. Отец имел слабость принять поручение, которое во всех отношениях ставит его в ложное положение относительно меня. Меня стали попрекать ссылкой, заявлять страх, что мое несчастие вовлечет и других в погибель, подозревать, что я проповедую безбожие моей сестре, которая есть небесное создание, и брату, который очень забавен и весел ) 48 Ailesinde anlayıģ ve destek bulamayan, içine kapanarak sessiz kalmayı tercih eden ve günün birinde dayanamayıp babasıyla konuģmak isteyen PuĢkin, tatsız bir olay yaģar. Bu konuyla ilgili olup bitenleri Petersburg ta bilinmeyen bir kiģiye yazdığı mektubunda anlatmaktadır: Evde ne durumda olduğumu sen düşün. Buraya geldiğimde nazikçe karşılandım Fakat kısa bir süre sonra her şey değişti. Sürgünümden korkan babam, sürekli onu da aynı şeyin beklediğini söyleyip duruyordu Sinirli biri olmam onunla açık konuşmamı engelliyordu, susmayı tercih ettim. Ağabeyime ve kız kardeşime tanrısızlığı propaganda ettiğimi düşünerek ağabeyimi azarlamaya başladı. Bana göz kulak olmakla görevlendirilen P. (Peşçyurov), babama mektuplarımı açmayı teklif eder, kısacası ispiyonum olmaya. Kendimi bu üzücü durumdan kurtarmak için babama geldim ve onunla açık konuşmak için izin istedim, hepsi bu kadar. Babam sinirlendi, bağırdı ben ise atıma binip gittim. Babam ağabeyimi çağırarak benim gibi canavar ve felaket getiren biriyle görüşmemeyi emreder. Bunu öğrendiğimde kafama kaynar sular döküldü. Yatak odasında bulduğum babama üç ay içimde biriktirdiklerimi döktüm: onu son kez uyardığımı söyleyerek konuşmamı bitirdim. Babam şahitlerin olmamasından faydalanarak koşarak çıktı ve ev halkına onu dövdüğümü, sonra da dövmek istediğimi iddia etti. (Посуди о моем положении дома. Приехав сюда, я был ветречен и обласкан..., но скоро все переменилось. Отец, испуганный моей ссылкой, беспрестанно твердил, что и его ожидает та же участь... Вспыльчивость мешала мне с ним откровенно объясниться: я решился молчать. Он стал укорять брата... что я преподаю ему и сестре безбожие. Назначенный за мною смотреть, П... (Пещуров?) осмелился предложить отцу моему распечатывать мою переписку короче быть моим шпионом!...желая, наконец, вывести себя из тягостного положения, прихожу к отцу моему и прошу позволения говорить искренно 48 Анненков, a.g.e. 1998,

41 30 более ни слова... Отец рассердился, закричал я сел верхом и уехал. Отец призвал моего брата и велел ему не знаться с этим чудовищем, с этим сыном погибели. Голова моя закипела, когда я узнал это. Иду к отцу, нахожу его в спальне и высказываю все, что было у меня на сердце целых три месяца; кончаю тем: «что говорю ему в последний раз». Отец мой, воспользовавшись отсутствием свидетелей, выбегает и всему дому объявляет, что я его бил! потом, что хотел бить...) 49 Petersburg ta bilinmeyen bir kiģiye yazılan yukarıdaki mektupta Ģu sözler de yer almaktadır: Mektubun saçma bir satırından dolayı sürüldüm. Buna babama el kaldırdığıma dair suçlamalar da eklenirse oralarda nasıl sevineceklerini bir düşün. Bu şaka kürek cezasıyla sonuçlanabilir. ( Я сослан за одну строчку глупого письма. Если присоединится к этому обвинение в том, что я поднял руку на отца посуди, как там обрадуются. Шутка эта пахнет каторгой ). 50 Bu sözler dikkate alınırsa, yazarın duyduğu endiģenin boģuna olmadığını görebiliriz. Bu olaydan sonra PuĢkin ailesi (annesi, babası, kız kardeģi, ağabeysi) evi terk eder ve yazar, dadısı Arina Radionovna ile baģ baģa kalır. Aile içinde yaģanan bu huzursuzlukları düzeltmek için Jukovski nin uğraģtığına dair iddialar söz konusudur. Jukovski nin bu çabaları sonucu mu veya baģka bir sebepten mi olduğu kesin bilinmemekle birlikte Mihaylovskoye den Petersburg a taģınan baba, Kasım 1824 te, oğluna ispiyonculuk yapma görevinden vazgeçtiğine dair gerekli yerlere mektup yazar. Baba oğul arasındaki küskünlük PuĢkin in hükümetin gözetiminden kurtulup yeni Çar I. Nikolay tarafından kabul edilene kadar devam eder ve liseden sınıf arkadaģı olan Delvig in çabalarıyla son bulur. Mihaylovskoye de tek baģına kalan PuĢkin i gözetleme görevi tekrar Opoçetski ye geçer; dini kılavuzluğunu yapması için ise sıradan, iyi kalpli, hafif kızıl saçlı ve kısa boylu, Ġon adlı bir keģiģ görevlendirilir. Mihaylovskoye de tek baģına kalan, mütevazı hatta yoksul bir hayat sürmeye baģlayan PuĢkin, ailesinin gidiģinden sonra eģiğin yanındaki odada kalır. Bu oda onun tarafından hem mutfak, hem yatak odası, hem çalıģma odası olarak kullanılırdı. ArkadaĢlarının olmaması, maddi sıkıntı, yalnızlık ve sevdiği eğlence dolu hayattan uzak kalması PuĢkin için adeta çekilmez hale gelir. Vyazemski insafsızca bir cinayet (бесчеловечное убийство) 51 olarak adlandırdığı bu sürgüne PuĢkin in dayanamayıp aklını kaybetmesinden korkar. Hiç bu kadar yalnız kalmayan yazar ata binerek, tek baģına bilardo oynayarak, kitap okuyarak, ayrıca Trigorskoye köyünde Praskovya 49 Анненков, a.g.e. 1998, Анненков, a.g.e., 1998, Гроссман, a.g.e., 2012, 249.

42 31 Aleksandrovna nın evini ziyaret ederek yalnızlığını gidermeye çalıģır. Praskovya Aleksandrovna iyi eğitim almıģ, birkaç yabancı dil bilen, ilk evliliğinden üç, ikinci evliliğinden iki ve bir üvey kızı olan kırk yaģlarında bir bayandı. DıĢarıdan da misafirleri gelen bu kalabalık aileyle PuĢkin in sıkı bir iliģkisi olur ve edebiyat çalıģmalarından kalan boģ vaktini orada geçirir. Bununla birlikte Praskovya Aleksandrovna yı ziyarete gelen yirmi dört yaģındaki yeğeni Anna Petrovna Kern ile yazar arasında ileride bir gönül iliģkisi yaģanacaktır. Bu kalabalık ortamda çok eğlence ve aģk oyunları vardır. Mihaylovskoye de bulunduğu yıllarda PuĢkin in eģi, hatta onun çocuğunu doğurduğu iddia edilen köylü kızı Olga KalaĢnikova dır. 52 Köyün bu monoton ve sıkıcı hayatına alıģık olmayan PuĢkin için o dönem sanat açısından çok verimli geçer. Yalnızlığın boģluğunu çalıģma masasında doldurmaya çalıģır ve çok sayıda eser yaratır. Odessa da baģladığı Çingeneler, Boris Godunov (Борис Годунов), Yevgeniy Onegin in dördüncü, beģinci ve altıncı bölümü, Kont Nulin (Конт Нулин), onlarca Ģiir ve öğle saatlerine kadar vaktini ayırdığı, fakat 14 Aralık 1825 den sonra yok etmek zorunda kaldığı hayatından notları sayabiliriz. PuĢkin bu notlarla ilgili olarak: 1825 yılının sonunda lanet olası komplonun açığa çıkmasıyla notlarımı yakmak zorunda kaldım (В конце 1825 года, при открытии несчастного заговора, я принужден был сжечь записки) 53 ifadesini kullanır. Yakmak zorunda kaldığı notlarından birkaç bölüm dıģında günümüze bir Ģey ulaģamamıģtır de Tsarskoye Selo da ve 1833 te Petersburg da bulunduğu dönemlerde, PuĢkin tekrar not tutmaya çalıģır, fakat bu denemeler her seferinde birkaç bölümle sınırlı kalır. Bu esnada onu çok uğraģtıran Aleksandr PuĢkin in ġiirleri (Стихи Александра Пушкина) adlı kitabı üzerinde çalıģır. Ġlk önce 1820 de Nikita Vsevolojski ye bin rublelik kumar borcunu kapatmak için verdiği Ģiir defteri, A. Bestujev ve Ģairin ağabeyi aracılığıyla yapılan görüģmeler sonucunda PuĢkin in eline tekrar geçer. Bu defter üzerine eklemeler ve düzeltmeler yaparak kitap haline getirir ve 1825 te yayınlatır. PuĢkin, bununla büyük bir baģarı yakalar ve konu kitabın yayınlanmasından iki ay sonra (27 ġubat 1826) yazarın arkadaģı Ģair ve aynı zamanda eleģtirmen olan Pletnyov in PuĢkin e yazdığı mektupta açıkça ifade edilir: Aleksandr Puşkin in Şiirleri nin bir tek nüshası bile elimde kalmadı. Daha da önemlisi, benden artık bir şey satın alamayacaklarını öğrenen kitap satıcıları arasında bir savaş başlamıştı. (Стихотворений Александра Пушкина у меня уже нет ни единого экз., с чем его и поздравляю. Важнее того, что между 52 Гроссман, a.g.e., 2012, Анненков, a.g.e., 1998, 215.

43 32 книгопродавцами началась война, когда они узнали, что нельзя больше от меня ничего получить). 54 Edebiyat eleģtirilerinden memnun olmayan, çıkarılan yıllık küçük dergilerin de yeterli olmadığını düģünen PuĢkin, Vyazemski ve Katenin i de aynı dergide buluģturmayı düģünerek edebiyat üzerine bir eleģtiri dergisi çıkarmayı planlar. Fakat 14 Aralık 1825 Olayı (Dekabrist Ġsyanı) bu planların yıkılmasına neden olur Aralık 1825 te Kont Nulin i bitiren PuĢkin, üç gün sonra Petersburg tan Trigorskoye ye dönen Osipovların aģçısından Senato Meydanı ndaki isyan haberini alır. Ertesi sabah PuĢkin, Petesburg a gitmeye karar verir. Fakat bu hareketin çok tehlikeli ve her tarafta hazırda bekleyen polisler olduğunu iyi bilmektedir. Polisler tarafından tanınıp haberin Çarın kulağına gitmesinden çekinen PuĢkin, ilk menzile varmadan geri döner. PuĢkin, batıl inançlara inanan birisiydi, bu yüzden onun yoldan geri dönmesini yoluna tavģanın çıkması ve papaza rastlaması gibi batıl inançlarla iliģkilendirenler olduğu gibi tedbirli olduğu ve mantıklı düģündüğünden geri döndüğünü söyleyen Annenkov gibi eleģtirmenler de vardır. PuĢkin in bu geri dönüģü dekabrist arkadaģlarıyla Senato Meydanında olmayı engelleyen ve belki de hayatını kurtaran bir hareket idi. Olayın gidiģatını Mihaylovskoye den takip etmeye karar veren ve aldığı haberlerin ağırlığından bir süreliğine sessiz kalmayı tercih eden yazar için bekleyiģ ve endiģe dolu günler baģlar. Mektupları kesilen ve geliģmeleri gazetelerden takip ederek idam edilenlerin arasında Rıleyev, Pestıl, S. Muravyov- Apostol, Bestujev- Rumin ve Kolhonski gibi arkadaģların isimlerini gören PuĢkin, I. Aleksandr ın ölmesi ve yerine I. Nikolay ın geçmesiyle hayatta kalan dekabrist arkadaģları için cezaların hafifletilmesi, kendisi için ise sürgünden kurtulmayı ümit etmeye baģlar ve beklediği özgürlük haberi 7-8 ay sonra gelir yılında 3 ü 4 Ağustos a bağlayan gece, kurye PuĢkin e Moskova ya gitme emrini getirir. Bir tutuklu gibi değil, kendi arabasıyla Moskova ya giden PuĢkin için bir sürgün döneminin daha sonuna gelinmiģ olunur. PuĢkin, 8 Eylül de Moskova ya varır ve doğruca kendisinden sadece üç yaģ büyük olan Çar I. Nikolay ın yanına götürülür. Çar ile uzun süren görüģmede dekabristler ile olan iliģkisini reddetmeyen yazar, Çarın Ġsyan sırasında buralarda olsaydın ne yapardın? sorusuna Senato Meydanı nda olurdum cevabını verir. Ya PuĢkin in samimiyeti ya da I. Nikolay ın ülkede oluģan gergin havayı hafifletmek için yeni hamle yapma ihtiyacı 54 Лотман, a.g.e., 2003, 103.

44 33 duyduğundan olsa gerek Çar, yazarın sansürünü bizzat üstlenerek yaģamak istediği Ģehri kendisine seçme imkânı verir ve PuĢkin i affeder. Yeni ve genç edebiyatçılarla iģbirliği yapmak için PuĢkin, Moskova ya gider. O dönemde Moskova daki edebiyat dünyası iki mercek etrafında yoğunlaģmıģtı. Bunlardan birincisi N. A. Polevoy un yayınladığı Московский Телеграф adlı dergi idi. PuĢkin e göre Polevoy un edebiyat programı amatörce idi bu yüzden ona yanaģmayı mantıksız bulur. Ġkinci mercek ise D. V. Venevitinov un, S. ġevırev, M. Pogodin, V. Odoyevski, Ġ. Kireyevski gibi genç Lyubomudrı (Любомудры) lakaplı, Moskova Üniversitesi mezunları ve dekabristlerin küçük kuģağı sayılan bir edebiyatçılar grubu idi. PuĢkin, kendini bu gruba ait hissetmese de genç edebiyatçıları merakla izler. 12 Ekim 1816 da Ģair ve aynı zamanda filozof olan D. V. Venevitinov un evinde Ģair Boris Godunov ve Stepan Razin Efsanesi (Песня о Степане Разине) ni okuyarak herkesi kendine hayran bırakır. Bu genç edebiyatçı grubunun bir dergi çıkarmak niyetinde olduğunu öğrenen yazar, kendi fikirlerini paylaģır; güçlerin birleģtirilmesine karar verilir. 24 Aralık ta yeni derginin kutlaması yapılarak 1827 nin baģında Московский Вестник adında baģka bir dergi yayınlanmaya baģlanır. PuĢkin, dergiyi desteklemek amacıyla Boris Godunov ve Yevgeniy Onegin den bazı bölümleri ve bir Ģiir dizisi yayınlasa da eleģtirinin olmayıģı okuyucu sayısının hızla düģmesine ve genel olarak derginin baģarısızlığa uğramasına yol açar. Bilindiği gibi PuĢkin tehlikeleri seven ve onlarla sonuna kadar mücadele eden bir yapıya sahiptir. DüĢmanların çoğalmasıyla birlikte kiminle ve nereden mücadeleye baģlayacağına bilemeyen Ģair gözetimi altında olduğu Bekendorf la da anlaģmazlıklar yaģamaya baģlar. 14 Aralık a (На 14-е Декабря) not düģtüğü Andrey ġenye (Андрей Шенье) adlı Ģiirin kopyası eline geçen Bekendorf un emri üzerine sorgulanan Ģair, Ģiirin Aralık olaylarından önce yazıldığını söyleyerek kendini savunur. ġair bu ve buna benzer sorunlar yüzünden bizzat Çar I. Nikolay a açıklama yapmak zorunda kalır. Çar ile yapılan görüģmeden sonra ise PuĢkin e açılan davaların tamamı kapanır. Sürgün yıllarında Petersburg a dönebilmek için can atan PuĢkin, artık oralardan uzaklaģmak için Paris e, Çin e, Türk savaģ cephesine hatta köye bile gitmeye razı olur. Petersburg tan ayrılmak için verilen tüm dilekçeler reddedilince 1829 da Moskova ya, oradan da izinsiz Kafkasya ya gider. Kafkasya da gençlik arkadaģlarıyla ve sürgündeki dekabristler ile buluģmayı ümit eder ve 26 Mayıs ta Tiflis e varır. Tiflis te liseden arkadaģı Volhovski, N. N. Rayevski (oğlu), PuĢin in kardeģi Mihail, Ġran da öldürülen ve Rusya ya

45 34 götürülen Griboyedov un naaģı ve sürgündeki birçok dekabristle karģılaģır. Bir süre sonra komutan Paskeviç ile çıkan anlaģmazlıktan dolayı Kafkasya yı terk etmek ve Petersburg dönüģünde Bekendorf a açıklama yapmak zorunda kalır. ĠĢte bu zor günlerinde Yevgeniy Onegin in yedinci bölümünü bitirip diğer bölümlerinin planını yapan Poltava (Полтава) ve daha çok sayıda Ģiir yazan PuĢkin in sanatında en önemli geliģmelerden biri düz yazıya yönelmesi olur de I. Petro dönemini yansıtan tarihi bir roman 55 üzerine çalıģan fakat bu çalıģmayı bitirmeden 1829 da ġiir Tarzında Roman a (Роман в стихах) baģlayan yazar, 1830 yılında daha önce baģladığı Yevgeniy Onegin, Küçük Trajediler (Маленькие Трагедии), Belkin Hikâyeleri (Повести Белкина) gibi eserlerini tamamlar. PuĢkin, adeta tüm bitiremediği eserlerini tamamlayarak hayatında bir dönemin kapanmasını ve yeni bir dönemin baģlamasını arzulamaktaydı. Bu yeni dönemin evlenmekle baģlayacağına inanır in sonu 1829 in baģında dans hocası olan Ġogel de düzenlenen baloların birinde eski yüksek rütbeli bir memurun kızı olan Natalya Gonçarova ile karģılaģır, büyüleyici güzellikteki bu genç kıza âģık olur ve hayatını onunla birleģtirmek ister. PuĢkin in Gonçarova ya çok âģık olduğunu savunanların yanı sıra 1826 da S. F. PuĢkina ya, 1828 de Anneta Olenina ya, 1 Mayıs 1829 da N. N. Gonçarova ya evlenme teklif ettiği ve Vyazemski nin eģine yazdığı mektubunda PuĢkin in Yekaterina Nikolayevna UĢakova ile neredeyse niģanlandığını ifade eden bilgilere dayanarak onun, âģık olduğu için değil, evlenmek istediği için âģık olduğuna dair düģüncelere yer verilir. PuĢkin, 1 Mayıs 1829 da Gonçarova yı ister ve net cevap alamayınca Kafkasya ya gider. Kafkasya dönüģü 12 Mart 1830 da Gonçarova ile tekrar karģılaģır ve Ģansını tekrar denemeye karar verir. 6 Nisan da tekrar Gonçarova yı istediğinde olumlu cevap alır. Ancak bu sefer de karģısına baģka bir engel çıkar. Gelinin annesinin müstakbel damadın siyasi itibarından endiģelenmesi üzerine PuĢkin, Bekendorf a evlenme niyetinde olduğunu ve ondan hükümetin kendisine güvendiğini bildiren bir mektup yazmasını rica eder. Nisan sonunda evlilik kararının Çar tarafından hoģ karģılandığı ve hükümet tarafından gözetim altında olmadığına dair bir cevap alarak N. N. Gonçarova ile niģanlanır. 10 ġubat 1831 de yazar ve aynı zamanda eleģtirmen olan N. Ġ. Krivtsov a evlilik kararıyla ilgili Ģunları yazar: Bugüne kadar genellikle yaşanılması gereken bir hayatı yaşadım. Mutlu değildim. Otuz yaşımı geçtim. Otuz yaşında insanlar genellikle evlenirler, bende pişman olmayacağımı düşünerek o insanlar gibi yılında Büyük Petro nun Arabı baģlığı altında yayımlanacaktır.

46 35 davranıyorum. (До сих пор я жил иначе как обыкновенно живут. Счастья мне не было. Мне за 30 лет. В тридцать лет люди обыкновенно женятся- я поступаю как люди, и вероятно не буду в том раскаиваться). 56 PuĢkin in evlilik kararına arkadaģları ĢaĢkınlık ve Ģüpheyle yaklaģırlar. Bu evliliğe olumlu bakanlar olduğu gibi olumsuz yaklaģanlar da vardır. PuĢkin in 4 Mart 1830 da Sobanskaya dan ayrılması ve aradan çok geçmeden 6 Nisan da Gonçarova yı istemesi onun Sobanskaya dan intikam almak veya onu unutmak için evlenme kararı verdiğine dair görüģler ortaya çıkartır. Hatta bu görüģü desteklercesine Gonçarova ile niģanlandığı gün Литературная Газета gazetesinde Sobanskaya adına yazılan Adım Sana Ne Ġfade Eder (Что в имене тебе моем) adlı Ģiiri yayınlanır. Gonçarova nın bu Ģiirden ve kimin adına yazıldığından haberi olsaydı belki de bu niģan gerçekleģmezdi. Fakat PuĢkin niģanlanmasına rağmen niģandan iki ay sonra iģlerini halletme bahanesiyle Petersburg a Sobanskaya ile görüģmeye gittiği yönünde iddialar da söz konusudur. NiĢanlanarak hayatını düzene sokmaya çalıģan PuĢkin, Çar tarafından affedildiğini ve gözetim altında olmadığını düģünse de durumun aslında hiç de öyle olmadığı aģikârdır. Ona güvenmemeye devam eden yönetim Fatey Bulgarin 57 gibi profesyonel edebiyatçılardan yardım ister. Yazar, 1829 yılında Bulgarin in ispiyonculuk yaptığını anlar. Bu esnada Boris Godunov eseri sansürden geçmek için Çara gönderilir. I. Nikolay eserin incelenmesi için onu gizli bir bilirkiģiye gönderir. Sonunda eserin piyesten romana çevrilmesine karar verilir. PuĢkin, bu değiģiklikleri yapmayı reddedince eser yasaklanır da Bulgarin in Sahte Dmitri (Дмитрий Самозванец) adlı eserinde kendi eseriyle benzer noktaları fark ederek onun Bekendorf la olan iliģkisini tespit eder yılına gelindiğinde Delvig in editörlüğü altında Vyazemski, PuĢkin, Delvig ve onlara yakın edebiyatçılardan oluģan ekiple Литературная Газета gazetesi yayınlanmaya baģlanır. Tamamen edebi sorunlara odaklanan ve genel okuyucu kitlesine hitap etmeyen bu gazete Bulgarin i endiģelendirerek PuĢkin in okuyucu ve hükümet gözünde karalanmasına neden olur. 14 Mart 1830 da Северная Пчела da yazarı karalayan bir yazı yayımlanır, PuĢkin 56 Лотман, a.g.e. 2003, Fadey Bulgarin: 1789 doğumlu, Polonya milliyetçiliği ile büyütülen fakat Petersburg askeri okuluna verildikten sonra asimile olan (RuslaĢan) ve PuĢkin hakkında daima imalı suçlamalarda bulunan bir edebiyatçıdır. Web: adresinden 15 Ocak 2014 te alınmıģtır.

47 36 ise buna karģılık Vidok Figlyarin (Видок Фиглярин) 58 Bulgarin in ispiyonculuk faaliyetlerini açığa çıkarır. epigramını ortaya atarak PuĢkin, Gonçarova ile niģanlanmak için tüm engelleri aģtığını düģündüğü bir sırada maddi sıkıntı yaģamaya baģlar ve düğün masrafı ile gelinin çeyizini düzenlemek için tüm yaz maddi sorunlar ile ilgilenir. Sonbahar onun çalıģma hayatında en önemli mevsimdi ve bu sonbaharı değerlendiremeyeceğine çok üzülür: Sonbahar yaklaşıyor. Sağlığımın genelde güçlendiği, edebiyat alanında çalışma dönemi olan ve benim en sevdiğim mevsimde, gelinin çeyiziyle ve ne zaman oynayacağımız belli olmayan düğünle uğraşıyorum. Tüm bunlar pek iç açıcı değil. Köye gidiyorum, Tanrı bilir, manevi huzur ve çalışmak için vakit bulabilecek miyim?... (Осень подходит. Это любимое мое времяздоровье мое обыкновенно крепнет- пора моих литературных трудов настает- а я должен хлопотать о приданом, да о свадьбе, которую сыграем Бог весть когда. Все это не очень утешно. Еду в деревню, Бог весть, буду ли там иметь время заниматься и душевное спокойствие...) 59 Ağustos ayında Moskova ya ölüm döģeğinde olan amcası Vasili Lvoviç i ziyaret eden yazarın sıkıntılı günlerinde müstakbel kayınvalidesinin üstüne varmasıyla araları açılır ve PuĢkin o sinirle niģanı attığına dair Gonçarova ya mektup yazar. 31 Ağustos ta niģanın bozulup bozulmadığını bilmeyen PuĢkin i Boldino Dönemi diye adlandırılan yeni bir dönem beklemektedir. Moral bozukluğu ile Boldino ya varır ve PuĢkin niģanlısından çeyizsiz evlenmeye razı olduğunu bildiren mektubu aldıktan sonra her Ģey yavaģ yavaģ yoluna girer. O sırada ülkenin her tarafını kolera sarmıģtı, bu yüzden PuĢkin köyden ayrılamaz ve niģanlısına yirmi gün kadar köyde kalacağını yazsa da kolera bahanesiyle dönüģünü erteleyerek çalıģmak için vakit kazanır. Onun koleradan dolayı köyde kaldığına sevindiğini 9 Eylül de Boldino dan Pletnyov a yazdığı mektubunda görmekteyiz: Nişanlıdan kaçarak şiirlerin başına oturmanın ne kadar eğlenceli olduğunu tahmin edemezsin. Eş nişanlıdan farklıdır. Hem de çok! Eş kardeş gibidir. Onun yanında istediğin kadar yazabilirsin. Nişanlı ise Şçeglov un sansüründen beterdir, dilini kolunu bağlar Sevgili arkadaşım! Buradaki köy muhteşemdir. Bir düşün: her taraf kır, komşular yok, canın istediği kadar ata binebilirsin, istediğin kadar evde yaz, kimse rahatsız etmez (Ты 58 Vidok: Skandallara karıģan anıları yla tanınan Fransız detektifi, Paris gizli polisin baģı, asker kaçağı olan bir suçlu. Web: adresinden 18 Mart 2014 te alınmıģtır. 59 Лотман, a.g.e. 2003,

48 37 не можешь вообразить, как весело удрать от невесты, да и засесть стихи писать. Жена не то, что невеста. Куда! Жена свой брат. При ней пиши сколько хошь. А невеста пуще цензора Щеглова, язык и руки связывает... «...» Ах, мой милый! Что за прелесть здешняя деревня! Вообрази: степь да степь; соседей ни души; езди верхом сколько душе угодно, пиши дома сколько вздумается, никто не помешает...) 60 PuĢkin in yalnızlık ve son bahar sevgisiyle ilgili Lotman ın Ģu açıklamaları mevcuttur: O, atletik yapıda, fiziki olarak güçlü, dayanıklı, hünerli ve sağlıklıydı. Hareketi, ata binmeyi, gürültülü kalabalığı sevdiği gibi yalnızlığı, sessizliği ve yorucu misafirlerin olmamasını da severdi. İlkbahar ve yaz sıcağından kaynaklanan aşırı canlanma veya uyuşukluktan canı sıkılırdı. Alışkanlıkları ile bedensel olarak kuzey adamıydı, yani serinliği, sonbaharın temiz havasını, kış soğuğunu severdi. Yağmur ve çamur onu korkutamaz ve atla gezmelerine engel olamazdı. Pletnyov a Son bahar harikadır; yağmur, kar ve dizlere kadar çamur şeklinde yazmıştı. (Пушкин был атлетически сложен, хотя и невысок ростом, физически крепок и вынослив, обладал силой, ловкостью и крепким здоровьем. Он любил движение, езду верхом, шумную народную толпу, многолюбное блестящее общество. Но любил он и полное уединение, тишину, отсутствие докучных посетителей. Весной и в летнюю жару его томили излишнее возбуждение или вялость. По привычкам и физическому складу он был человеком севера- любил холод, осенние свежие погоды, зимние морозы. Дождь и слякоть его не пугали они не мешали прогулкам верхом. «...Осень чудная,- писал он Плетнееву,- и дождь и снег, и по колено грязь») 61 PuĢkin, yaratıcı yeteneğinin zirvesine ulaģtığını hissederek, realizmin yeni basamağına geçiģ dönemi olarak kabul edilen bu dönemde Belkin Hikâyeleri, Küçük Trajediler, Kolomna daki Küçük Ev (Домик в коломне), Goryuhino Köyü Hikâyesi (История села Горюхина), Papaz ve Yardımcısı Balda Masalı (Сказка о попе и о работнике его Балде) ve bir dizi Ģiir yazar. Ayrıca üzerinde yaklaģık yedi yıl çalıģtığı en önemli eserlerinden biri olan Yevgeniy Onegin i bitirir. Bu eserle realizmde olgunlaģtığı kabul edilir. 60 Лотман, a.g.e. 2003, Лотман, a.g.e. 2003, 141

49 38 Evlilik için parasızlıktan yakınan yazar, babasından düğün hediyesi olarak aldığı malın evrak iģlemlerini halleder halletmez 5 Aralık ta Moskova ya niģanlısının yanına geri döner Yeni Hayat PuĢkin, 18 ġubat 1831 de Moskova da BolĢoye Vozneseniye (Большое Вознесение) kilisesinde on sekiz yaģındaki Gonçarova ile evlenir ve bir hafta sonra Pletnyov a mutlu olduğuna dair Ģu sözleri yazar: Ben evliyim ve mutluyum, tek dileyim var o da hayatımda bir şeyin değişmemesidir, çünkü bundan daha iyisi olamaz. Bu durum benim için o kadar yeni ki sanki yeniden doğdum. (Я женат- и счастлив; одно желание мое, чтоб ничего в жизни моей не изменилось- лучшего не дождусь. Это состояние для меня так ново, что кажется я переродился). 62 Gonçarova ile PuĢkin arasında hareketli gece hayatını sevmeleri dıģında neredeyse hiç bir ortak noktaları yoktur. Farklı anlayıģ, görüģ ve düģünce sahibi olan bu çift sanki iki ayrı dünyanın insanıdır. Yazarın evlenmesine Ģüpheyle yaklaģan arkadaģları Gonçarova nın kendisine uygun olmadığı kanaatindeydiler. Konuyla ilgili olarak yazar, tercüman ve aynı zamanda edebiyat hocası olan Veresayev Ģöyle der: Hayatı boyunca şiire ilgisizdi. Hem kötü eğitim almış sadece dans etmeye ve Fransızca çene çalmaya eğitilmiş on altı yaşındaki bu kızla Puşkin arasında ne gibi bir manevi ilişki olabilirdi ki? (Всю жизнь была к поэзии совершенно равнодушна. И какое могло быть духовное общение между Пушкиным и малообразованной шестнадцатилетней девочкой, обученной только танцам и уменью болтать по французски?) 63 Benzer bir Ģekilde Karamzina da Ģu yorumunda bulunur: Söylemesi acı verici fakat, bu bir gerçektir. Büyük ve iyi niyetli Puşkin in, onu daha iyi anlayabilen ve seviyesine daha uygun bir eşi olmalıydı. (Больно сказать, но это правда: великому и доброму Пушкину следовало иметь жену, способную лучше понять его и более подходящую к его уровню) Лотман, a.g.e. 2003, Дружников, a.g.e. 2001, Дружников, a.g.e. 2001, 39

50 39 Kendisinden bu kadar farklı olan Gonçarova da, onu kendisine bağlayan Ģey belki de ulaģılmazlığı idi. Ġstediği kadına kolayca ulaģabilen PuĢkin, bu sefer bir engelle karģılaģır ve bir kere bile baģ baģa kalamayan Gonçarova onun gözüne daha cazip ve çekici gelmiģ olabilir. Gonçarova için ise zengin veya yakıģıklı biri olmayan PuĢkin ile evlenmesinin sebebi olarak alkolik babasından, evdeki huzursuz ortamdan ve annesinden kurtulmak istediğine dair düģünceler vardır. Evliliği ile ilgili aslında olumlu cevap alır almaz tereddütler ve kuģkular yaģamaya baģlayan PuĢkin in müstakbel kayınvalidesine Eğer o teklifimi kabul ederse, bu benim için, onun kalbinin ilgisizliğinin ispatı olur (...если она согласится отдать мне свою руку, я увижу в этом лишь доказательство спокойного безразличия ее сердца) 65 Ģeklinde yazdığı bu sözler, yazarın Gonçarova tarafından sevilmediğinin farkında olduğunu göstermektedir. Buna rağmen PuĢkin: Zamanla onu kendime bağlayacağımdan ümitliyim, fakat bende onun hoşuna gidebilecek hiçbir şey yok (...я могу надеяться со временем привязать ее к себе, но во мне нет ничего, что могло бы ей нравиться) 66 diyerek de çeliģkili ifadeler ortaya koyar. Bilindiği gibi PuĢkin yakıģıklı ve uzun boylu sayılmazdı. Gonçarova ise güzel ve uzun boylu biri idi, bu yüzden dıģ görüntü olarak da birbirine yakıģmayan bir çiftiler. Balolara katılan yazar eģinden uzak salon köģelerinde seyirci kalmayı tercih ederdi. Hükümet her ne kadar Ģairi affettiği süsünü verse de dikkatler daima onun üzerindedir. PuĢkin i gözetimsiz bırakmak istemeyen I. Nikolay, Bekendorf un baģıboģ bırakılmaktansa görevde bulunması daha iyidir düģüncesine katılarak onu Kamer- Yunker (Камер- Юнкер) 67 görevine atar. Petersburg a adeta zincirlenen ve tüm resmi tören ve balolara katılmak zorunda kalan PuĢkin, bu suretle Çarın ve Bekendorf un gözü önünde olacaktır. PuĢkin genellikle kendini daha ispatlamayan genç delikanlılara verilen bu görevi reddetmezse de Kamer-Yunker in üniformasını diktirmeyi reddeder ve Çar ile karģılaģtığında yeni görev için teģekkür etmeyerek hoģnutsuzluğunu açık açık belli eder. Yazarın küçümseyici bulduğu bu göreve eģi Natalya daha farklı yaklaģır. Henüz gençliğinin 65 Дружников, a.g.e. 2001, Дружников, a.g.e. 2001, Kamer-Yunker (Kамер-юнкер): Almanca Kammerjunker kelimesinden türetilen düģük bir saray unvanıdır. Bu ünvanı taģıyan kiģiler 9. insan sınıfında yer almaktaydı. adresinden 25 Aralık 2015 te alınmıģtır.

51 40 baharında ve eğlenmeye hevesli olan Natalya eģine resmi törenlerde ve balolarda eģlik ederek belki de geçirdiği zor çocukluğunun acısını çıkarmak istemektedir. Gonçarova eģinin sanatına ilgi duymaz: Tanrım, şiirlerinle beni çok bezdirdin Puşkin (Господи, до чего ты мне надоел со своими стихами, Пушкин!); 68 ya da...üzgün, bitkin olduğunu ve geceleri uyumadığını görüyorum, bu halde geçimimizi sağlamaya çalışırken eserlerine odaklanamıyor; yazabilmesi için kafası rahat olmalı (...вижу, как он печален, подавлен, не спит по ночам и, следовательно, в подобном состоянии не может работать, чтобы обеспечить нам средства к существованию: для того чтобы он мог сочинять, голова его должна быть свободной ) 69 sözleri, onun edebiyata kayıtsız olduğunu ve sadece geçim kaynağı olarak yaklaģtığını kanıtlar niteliktedir. PuĢkin ise eģinin ihtiyaçlarını karģılamak ve onu memnun etmek için elinden geleni yapmaya çalıģır. Terziye gitmek, sosyete dükkânlarını gezmek, yemek davetlerine, eğlence dolu gezintilere, törenlere ve sabaha kadar süren balolara katılmak Gonçarova nın ilgi alanıydı. PuĢkin den dört çocuğu olan Gonçarova sosyete hayatına düģkünlüğünden özenli bir eģ ve anne olamadı. Evinin, eģinin ve çocuklarının ihtiyaçlarını hizmetçilere devrederek kendi iģleriyle uğraģırdı. Geç kalkar, uzun süren giyinme ve bakım iģlemlerinden sonra tekrar akģama hazırlanırdı. O dönemde evli bir kadının balolara tek baģına gitmesi pek uygun değildi, bu yüzden Gonçarova ya eģlik etmek zorunda kalan PuĢkin bir köģeye oturup eğlenceleri izlemekle yetinirdi. EĢinin ilgisizliğinden tek baģına gezintilere çıkan ve çoğu zaman yemeğini bile dıģarıda yiyen Natalya nın sürdüğü hayatı sağlamak için para sıkıntısı çeken yazar arkadaģlarından ve tanıdıklarından evliliğin ilk dört yılında ve sonraki iki yılda daha borç alarak yaklaģık ruble borçlanır. Aslında PuĢkin in durumundan hiç de hoģnut olmayan Mutluluğu ne diye hayal ediyordum ki, sanki onun için yaratıldım. Özgürlüğümle yetinmeliydim (Чoрт догадал меня бредить о щастии, как будто я для него создан. Должно было мне довольствоваться независимостью) 70 sözleri, evlilikte hayal ettiklerini bulamadığını ispatlar. Bekârken kadınlara zaafıyla tanınan, Ģair evlendikten sonra boģ zamanlarını kadınların da bulunduğu ortamda, arkadaģlarıyla kumar oynayarak değerlendirir. Natalya nın ikinci evliliğinden kızının (muhtemelen annesinden öğrendiği) bu konuyla ilgili Ģu açıklamaları mevcuttur: Puşkin, ya düşük seviyedeki 68 Дружников, a.g.e. 2001, Дружников, a.g.e. 2001, Дружников, a.g.e., 2001, 31.

52 41 kadınların bulunduğu içki âleminde ya da kumar oynayarak gecelerini geçirir ve güneşin doğuşuyla eve dönerdi... Çoğu zaman da eşine aşk ilişkilerinden bahsederdi. (Пушкин только с зарею возвращался домой, проводя ночи то за картами, то в веселых кутежах в обществе женщин известной категории... и часто, смеясь, посвящал ее в свои любовные похождения). 71 PuĢkin, 28 Nisan 1830 da Ģair P. A. Vyazemski nin eģi V. F. Vyazemskaya ya yazdığı mektubunda Gonçarova nın 113. aģkı olduğunu açıklar: Parantez içinde belirtmem gerekir ki Natali benim 113. aşkımdır. (Натали, замечу в скобках, моя 113- ая любовь). 72 PuĢkin, Gonçarova nın 113. aģkı olduğu açıklamalarına dayanarak bu liste aģağıdaki Ģekilde devam eder: 114. Kontes Nadejda Sologub, 115. Aleksandra Smirnova, 116. Kontes Darya Fikelmon, 117. Amalya Kryudner, 118. Kontes Yelena Zavodovskaya ve 119. sırada Emiliya Musina gibi isimler yer alırken bu listeyi 120. sıradan Natalya Gonçarova nın kız kardeģi Aleksandrina nın devam ettirdiğine dair iddialar vardır. Edebiyatçı V. V. Veresayev a göre yazarın son yıllarında Aleksandrina ile gizli iliģkisi olduğuna dair yeterli bilgi bulunmaktadır. Hatta PuĢkin in kız kardeģi Olga nın da Aleksandr beni eşleriyle tanıştırdı, artık onun tam üç eşi var (Александр представил меня своим женам, теперь у него их целых три) 73 sözleri de bu iddiayı güçlendirir. Ġddiaya göre Aleksandrina nın kaybettiği haçlı kolyesi, hizmetçi tarafından PuĢkin in yatağında bulunur. PuĢkin, ölüm döģeğindeyken bu kolyeyi Vyazemskaya ya vererek Aleksandrina ya iletmesini rica eder. Fakat bu iddialar PuĢkinistikler (Пушкинистика) 74 tarafından reddedilmektedir. Tüm bunları gören ve farkında olan eģini eski ve yeni bayan arkadaģlarından kıskanan Gonçarova, katıldığı balolarda Çar I. Nikolay ın dikkatini çeker. Çarın Natalya ya yaptığı kurları fark eden yazar, eģinin sadakatinden Ģüphelenmese de sosyete dünyasında bu konuyla ilgili yayılan dedikodulardan rahatsız olur. P. E. ġçegolev: güzel kadının herkes tarafından ilgi görmesi, onun (Puşkin in) kuşkulanmasına, kıskanmasına, Otella ya dönüşmesine neden olur. Puşkin sürekli eşini cilvelerinden dolayı uyarıyor ve sitem ediyordu, o (Natalya) ise bu zanaattaki tüm marifetini onunla paylaşıyor, sürekli 71 Дружников, a.g.e., 2001, Дружников, a.g.e., 2001, Дружников, a.g.e. 2001, Пушкинистика: A. S. PuĢkin in sanatını ve biyografisini inceleyen edebiyat tarihi ve edebiyat bilimi bölümü (раздел литературоведения и истории литературы, посвящѐнный творчеству и биографии А. С. Пушкина)

53 42 Puşkin inin kendisini aldattığından şüpheleniyor ve onu kıskanıyordu. (Всеобщее ухаживание за красоткой сделало его подозрительным, ревнивцем, Отелло. Пушкин беспрестанно упрекает и предостерегает жену от кокетничанья, а она все время делится с ним своими успехами в этом ремесле и беспрестанно подозревает Пушкина в изменах и ревнует егo). 75 Puşkin in de dişi köpeğin etrafındaki gibi kuyruğunu dikmiş ve seni koklayan köpeklerin peşinde dolaşmasına seviniyor musun?.. (Ты радуешься, что за тобою, как за сучкою, бегают кобели, подняв хвост трубочкой и понюхивая тебя...) 76 sözleri, bu durumdaki rahatsızlığını açıkça göstermektedir. PuĢkin, Natalya yı sosyete hayatından koparıp eviyle, eģiyle ve çocuklarıyla ilgilenen bir ev hanımı olmasını istese de buna ne Natalya yanaģır ne de Ģartlar müsaade eder. Natalya nın ev hanımı olabilmesi için çiftin öncelikle sosyete hayatından uzaklaģması gerekiyordu. Fakat yazarın tümüyle köye dönme denemelerine Çar ve Bekendorf un Ģüpheyle yanaģmasından dolayı bu imkânsızdı. Tüm bu can sıkıcı olaylar sırasında bürokratlarla sıkıntılı bir dönem yaģamaya baģlayan PuĢkin in S. S. Uvarov ile arasında da soğuk rüzgârlar esiyordu. Gençken Karamzinistlerle iģbirliği yapan ve Arzamas kurucularından olan fakir ve kimsenin tanımadığı Uvarov, Eğitim Bakanı A. K. Razumovski nin yaģı ilerlemiģ, çirkin, evde kalmıģ, zengin kızıyla evlenerek birden yükselmiģti. Dekabristlerin baģarısızlığından sonra hükümet tarafına geçen ve eski arkadaģlarının soruģturmasında yer alan eski liberal Uvarov kendi çıkarları için PuĢkin in itibarını kullanmak ister ve Rus Akademisinde ilk boģalan yer sözünü vererek ona yaklaģmaya çalıģır. Fakat yazar bu yakınlaģma denemelerini reddederek bir düģman daha kazanır. Ona düģman kesilen Uvarov, Pugaçev Tarihi (История Пугачева) adlı eserin zararlı ve tehlikeli olduğunu söyler ve PuĢkin hakkında çeģitli dedikoduların yayılmasını sağlayarak ondan intikam almaya çalıģır. Bilindiği gibi 1826 dan beri PuĢkin in eserleri sadece Çar ile Bekendorf un sansüründen geçmekteydi. Uvarov ise yazarın 1830 da yayınlanmaya baģlayan Современник adlı derginin sansürünün sadece Bekendorf tan değil, sıradan sansürcülerden de geçmesini sağlar ve bilinçli olarak korkak sansürcüleri görevlendirir. Fakat PuĢkin tüm bunları karģılıksız bırakmaz ve daha önce yaģanan bir olayı kullanarak Uvarov a anında cevap verir. Eylül 1835 te Московский Наблюдатель adlı dergide PuĢkin in genç zengin bir adamın hastalığını ve açgözlü mirasçı karakterini yansıttığı Lukull nın ĠyileĢmesi Üzerine На выздоровление 75 Дружников, a.g.e., 2001, Дружников, a.g.e., 2001, 41.

54 43 Лукулла adlı Ģiiri yayımlanır. Sansürcü Nikitenko nun günlüğünde Piyes şehirde çok ses getirdi. Herkes bu piyeste çok net Uvarov u tanıyor (...пьеса наделала много шуму в городе. Все узнают в ней, как нельзя лучше, Уварова) 77 yer alan nota bakıldığında Ģiirin amacına ulaģtığı ve istenilen etkiyi yarattığı görülür. Bekendorf a açıklama yapmak zorunda kalan PuĢkin bu fırsatı da değerlendirir ve çarpıcı cevabıyla Uvarov u toplumun gözünde düģürerek itibarını yerle bir eder. Tüm bunların yanı sıra parasızlıkla mücadele etmek zorunda kalan PuĢkin, Pugaçev Tarihi adlı eserini satarak bu durumu düzelteceğine inanır ve devletten borç alır. Eserin kazancı beklentilerin altında çıkınca eski borcunu kapatamadan devletten yeni bir borç alarak görevine ve saraya adeta kelepçelenen yazar, yeni edebi eserler yaratabilmek adına 1835 sonbaharında para kazanmak için Mihaylovskoye den ayrılır lu yıllarda PuĢkin in sanatında iki ana konu yer alır: I. Petro ve köylü ayaklanması yılında Pugaçev Ġsyanının gerçekleģtiği toprakları gezmek için dört aylık izin alır. Bu toprakları gezerek olaylara Ģahit olan yaģlı insanlarla konuģup bilgi topladıktan sonra Boldino ya uğrar ve burada Pugaçev Tarihi, Bakır Atlı (Медный всадник), Balıkçı ile Balık (Сказка о рыбаке и рыбке), Ölü Prenses ile Yedi Bahadır (Мертвая царевна и семь богатырей) masalları ve Anjelo (Анжело) gibi eserleri üzerine çalıģır. 20 Ekim de Petersburg a döner ve Pugaçev Tarihi eserini sansürden geçmesi için Çar a iletir yılında yılda dört cilt olarak çıkan ve Gogol un da yer aldığı Современник adlı dergi yayınlanmaya baģlanır. Yayınlanmadan önce çeģitli sıkıntılarla ve kısıtlamalarla karģılaģan PuĢkin için bu dergi büyük bir önem taģımaktaydı. Derginin sadece teknik tarafını değil, maddi tarafını da üstlenerek derginin adeta tek sahibi olan yazarın, düelloya giderken bile makale sipariģi vererek bir sonraki baskıyı düģünmesi bu dergiyi ne kadar önemsediğinin bir göstergesidir. Dergisinde Gogol, Tyutçev, Jukovski, Baratınski, Vyazemski, Koltsov gibi yazarların eserlerini yayınlar ve o zamanlar daha genç ve az tanınmıģ olan Belinski nin Современник te yer alması için görüģmelere baģlar. Bir yandan da Библиотека для чтения dergisinin baģarısını göz önünde bulundurarak okuyucuların beklentilerini harfiyen yerine getirmeye çalıģsa da çabaları boģa çıkar ve 77 Лотман, a.g.e., 2003, 165.

55 44 genel olarak Современник beklentilerin altında bir baģarı yakalar. Neticede PuĢkin, sansür baskısı, Petersburg dan ayrılamama, sanatına odaklanamama, maddi sıkıntılar gibi sorunlarla mücadele etmek zorunda kalır. Bu arada kendisi için yavaģ yavaģ tehlike çanları çalmaya baģlar. Bu tehlike Dantes tir. Hollanda Elçisi Gekkern, Temmuz ihtilalinden sonra Fransa yı terk ederek cebinde beģ parasız Almanya ya sığınan Dantes i Petersburg a getirir ve onunla ilgilenmeye baģlar. Dantes in babasıyla süren yazıģmalar sonucu Dantes i nüfusuna almayı baģaran Gekkern sayesinde Jorj Dantes beģ parasız mülteciden birdenbire zengin bir mirasçı ve Petersburg sosyetesinin gözdesi oluverir. Gekkern, Dantes i evlat edinerek aralarındaki gizli iliģkinin üstünü örtmeye çalıģsa da bu durum Petersburg sosyetesinin gözünden kaçmaz. P. E ġçegolev ın yazdığı: A. V. Trubetskoy un itiraflarını hatırlayalım, 30 lu yıllarda Petersburg un yüksek kesimlerinde eş cinsellik yaygındı. Dantes in Gekkern ile de bu tür bir ilişkisi vardı (Вспомним признание кн. А. В. Трубецкого о том, что в 30-х годах в высшем петербургском свете было развито бугрство и что Дантес был связан с Геккереном на этой почве) 78 ve Annenkov un Gekkern ibne idi ve Dantes i kıskanırdı (Геккерен был пидераст, ревновал Дантеса) 79 sözlerine dayanarak bu iliģkiden pekçok kiģinin haberdar olduğu söylenebilir. Petersburg un gözdesi haline gelen Dantes, itibarını güçlendirmek için kadınların ilgisini kazanmaya baģlar. Fakat Gekkern ile iliģkisi onun üzerine adeta bir leke gibi yapıģır. Dantes in, Gekkern in gayrimeģru çocuğu hatta Hollanda kralının torunu olduğu yönünde dedikodular yayılarak bu leke Dantes in üzerinden çıkartılmaya çalıģılır. Fakat dedikodular inandırıcı olmadığından kimse buna inanmaz. Kurtulma yolları arayan Dantes, çareyi adının bir skandala karıģmasında bulur. Bir aģk hikâyesinin yaratılmasıyla yeni bir hamle yaparak adını temize çıkarmaya çalıģan Dantes hedef olarak PuĢkin in eģi Gonçarova yı seçer. Petersburg balolarına katılarak Gonçarova ile karģılaģma fırsatı yakalayan Dantes ona kur yapmaya baģlar. PuĢkin tarafından rezil edilen ve ondan nefret eden Uvarov, DıĢ ĠĢleri Bakanı Nesselrode, Nesselrode nin karısı ve doğal olarak Hollanda Elçisi Gekkern de bu durumdan yararlanarak Gonçarova nın adını karalayan dedikodular yaymaya baģlarlar. EĢinin bu kirli iģlere karıģtırıldığına üzülen PuĢkin, 4 Kasım 1836 da isimsiz, çirkin bir iftira yazısı alır. Yakovlev in yardımıyla bu yazının Gekkern den çıktığına inanan yazar, 78 Лотман, a.g.e. 2003, Лотман, a.g.e. 2003, 385

56 45 eģinin adını ve kendi onurunu temizlemek adına Dantes i düelloya çağırır. Bu bir anlamda PuĢkin in ölüme meydan okuyuģudur, çünkü Dantes in ordunun en iyi niģancılarından biri olduğu bilinmektedir. PuĢkin in düello çağrısıyla tüm planları karıģan ve hayatı tehlikeye giren Dantes, olayın yanlıģ anlaģılmadan ibaret olduğunu aslında Natalya Gonçarova nın kız kardeģine ilgi duyduğunu söyleyerek Yekaterina ya evlenme teklifinde bulunur. Böylece sevmediği kadınla evlenmek zorunda kalan Dantes, akraba iliģkisi bahanesi altında Gonçarova ya daha da yakın olmayı hedefler. Dantes in bu hamlesinden sonra düello çağrısını geri alan ve onun asıl niyetinin farkında olan PuĢkin, yeni damatla karģılaģmamak için tüm akraba iliģkilerinin önünü keserek Dantes in planlarını bir kez daha bozar. Dantes, planının hedeflediği gibi iģlemediğini görünce düģtüğü bu komik durumdan çıkabilmek için düellodan korktuğundan değil, sevdiği kadının adını korumak için evlendiğini göstermeye çalıģırcasına Natalya yı takip ederek ona tekrar kur yapmaya baģlar. 25 Ocak 1837 de PuĢkin, Natalya nın Dantes ile gizli buluģmasından bahseden bir mektup alır. Mektubu eģine gösterir ve Natalya dan iģin doğrusunu öğrenir. Onun sözlerine dayanarak Jorj Dantes, Gonçarova ile bir ailevi mesele üzerine konuģmak istediğini söyler. Ortak arkadaģları Ġdaliya Poletika nın evinde Dantes le buluģmaya giden Gonçarova bunun bir komplo olduğunu öğrenince Dantes in duygularına asla karģılık vermeyeceğini söyleyerek oradan uzaklaģır. PuĢkin, eģinin açıklamalarını sakin bir Ģekilde dinler ve Artık buna son verilmeli diyerek bir sonraki adımı atar. PuĢkin in Dantes i düelloya çağırma sebebi iki Ģekilde yorumlanmaktadır: Birinci görüģe göre can sıkıcı gözetimlerden, ispiyonculardan, dedikodulardan, isimsiz gönderilen iftira yazılarından, her yerde karģısına çıkan sansürden ve entrikalardan sıkılan yazar, Dantes Ģahsında tüm bu gizli düģmanların acısını çıkarmaya çalıģır. Sologub un O, Dantes in şahsında tüm sosyete toplumundan intikam almak istiyordu (он в лице Дантеса искал «...» расправы со всем светским обществом) 80 sözlerinin yanında ikinci görüģe göre ise PuĢkin, Dantes in Gonçarova ya kur yaptığından değil, bu geçici gönül hevesinin ciddi duygulara dönüģmesinden endiģelenmiģtir. Pavel Vyazemski ye göre PuĢkin, Dantes in Gonçarova nın etrafında dolaģmasından değil, Gekkern in Natalya yı 80 Лотман, a.g.e. 2003, 182

57 46 eģini terk edip Dantes le evlenmeye ikna etmeye çalıģmasına çok sinirlenir. Basit kur numarası biter ve Dantes, Gonçarova ya âģık olur. Gonçarova nın da kendisine karģı kayıtsız olmadığını öğrenen Dantes ona evlenme teklifi yapar. Gekkern, oğluna karģılık vermesi için Gonçarova ya adeta yalvarır, hatta yurt dıģına kaçıģ planı bile sunar. Natalya bu teklifi kabul etmese de durum tam bir çıkmaza girer. Bu duruma tümüyle son vermek isteyen PuĢkin, eģinden gizli buluģma hikâyesini dinledikten sonra rakibiyle yüzleģme kararı alır ve 26 Ocak 1837 de Gekkern e ağır hakaret içeren bir mektup gönderir. Aynı mektupta Dantes e de hakarette bulunur ve tüm barıģma ihtimallerin yolunu keserek tek çare olarak dövüģmeye iģaret eder. AkĢama doğru Fransız ataģesi aracılığıyla Dantes ten düello çağrısı alır ve aynı akģam düello için tanık aramaya baģlar. 27 Ocak 1837 de saat civarında PuĢkin, liseden arkadaģı Danzas ile Petersburg yakınlarında düellonun gerçekleģeceği yere gider; yaklaģık iki saat sonra da yaralı olarak eve getirilir ve yazar için acı ve ızdırap dolu hayatının son iki gününün geri sayımı baģlar. Düello tanığı olarak görevlendirilen Danzas bu iģe sorumsuzca yaklaģarak PuĢkin in yaralanmasına adeta hazırlıksız yakalanır. Düello yerinde doktorun olmaması, yaralanma durumunda yaralıyı rahat götürebilecek arabanın ayarlanmaması, hatta yanında ilk yardım çantası bulunmaması Danzas ın bu düelloyu ciddiye almadığının bir göstergesidir. Danzas, Gekkernların teklif ettiği arabayı kabul etmek zorunda kalır ve bu ayrıntıyı yaralı PuĢkin den saklayarak onu eve getirir. PuĢkin, arabadan odasına kadar hizmetçi Nikita tarafından taģınır ve ölümün yaklaģtığını hissederek kendini buna hazırlar. Acılar içinde geçirdiği geceden sonra 28 Ocak sabahında yanında bulunan arkadaģlarıyla ve ailesiyle vedalaģmaya baģlar. EĢini üzmemek ve tüm acılardan üstün olduğunu göstermek için inlemekten bile kaçınan PuĢkin, bu kritik anlarında yanında bulunan arkadaģı Dal dan ara ara onu doğrultması ve yastığını düzeltmesini isteyerek Daha çok mu?, Bu acılara daha ne kadar katlanacağım? gibi sorular sorarak bir an önce her Ģeyin bitmesini bekler. Fakat Dal, Biz senin için daha umutluyuz cevabıyla onu rahatlatmaya çalıģır. Sabah da evine giderken yazar için az da olsa umutlanan Jukovski iki saat sonra geri döndüğünde Doktor Arend in PuĢkin, yarına çıkamaz kesin hükmüyle karģılaģır.

58 47 PuĢkin, Natalya yı yanına çağırarak ondan kendisine yemek yedirmesini ister. Kocasının yanında dizlerine çöken Natalya, birkaç kaģık yemek yedirir ve baģını PuĢkin in vücuduna yaslar. Yazar, eģinin baģını okģar ve Önemli değil, Tanrıya Ģükür her Ģey yolunda der. Ardından yarı baygın bir halde sayıklar ve Ģair, Dal den kendisini daha yükseğe, kitapların üstüne, rafların üstüne çıkarmasını ister ve birden kendine gelerek Hayat bitti Nefesim daralıyor diyerek son sözlerini sözler. Saat i gösterdiğinde nefesi durur, baģı hafifçe eğilir, elleri kolları gevģer ve genç hayatı son bulur. Kalabalığın önünde eģinin soğumuģ vücudu üstünde ağlayan ve Dantes in kurlarına müsaade ettiği için kendini suçlayan Natalya her ne kadar özür dileyip ona sadakatli olduğunu söylese de ġçegolev, Veresayev gibi kiģiler PuĢkin in ölümünden açıkça Gonçarova yı suçlu tutarlar. V. V. Veresayev Ģu sözlerle Natalya yı suçlayarak onun asla büyük yazara laik bir eģ olmadığı kanaatindeydi: Puşkin i saray esaretine ve Danzas ın silahı altına çekerek onun hayatını mahveden bomboş Gonçarova çıkmasaydı, belki de Puşkin in hayat arkadaşı Uşakova olacaktı. O ise bize Puşkin i uzun yıllar korurdu. ( Не перейди ей дорогу пустенькая красавица Гончарова, втянувшая Пушкина в придворный плен, исковеркавшая всю его жизнь и подведшая под пистолет Дантеса, подругою жизни Пушкина, возможно, оказалась бы Ушакова, и она сберегла бы нам Пушкина еще на многие годы). 81 ġairin öldüğünü duyunca evinin kapısının önünde toplanan ve Yevgeniy Onegin in son baskısını kapıģ kapıģ tüketen halk, neredeyse hükümete karģı bir ayaklanma noktasına gelir. Petersburg I. Petro, Lomonosov, Derjavin, Suvarov gibi büyük adamların cenazesine Ģahit olur, fakat bunların hiç biri PuĢkin in ölümü kadar yankı yaratmaz. Karamzin in kızının söylediğine göre kadınlar, yaşlılar, çocuklar, öğrenciler, aşağı tabakadan insanlar, bazıları da yırtık pırtık kıyafetleriyle sevdiği halk şairiyle vedalaşmaya geliyordu. (Женщины, старики, дети, ученики, простолюдины в тулупах, а иные даже в лохмотьях приходили поклониться праху любимого народного поэта). 82 Bir çağdaģın söylediğine göre ise Ģairle son kez vedalaģmaya gelen ziyaretçiler için evin duvarı yıkılır. Jukovski nin Bekendorf a verdiği bilgilere göre , S. N. Karamzina nın , Prusya elçisinin dediğine göre ise e yakın ziyaretçi gelir Дружников, a.g.e. 2001, Гроссман, a.g.e. 2012, Лотман, a.g.e. 2003, 183

59 48 Hükümet, Ģairin ölümünden dolayı çıkabilecek herhangi bir taģkınlığı önlemek adına naaģının planlanan Amiral Kilisesi (Адмиральская церковь) yerine KonyuĢennaya Kilisesi (Конюшенная церковь) ne aktarılmasına ve defnedilmek üzere tabutun Pskov yakınındaki Svyatogorsk manastırına gece gönderilmesine ve orada tören yapılmadan sessizce toprağa verilmesine karar verir. 4 ġubat gece saat 01:00 PuĢkin in naaģı, Çarın emri üzerine yolda hiç mola verilmeden adeta bir devlet suçlusu muamelesiyle Turgenev ve Nikita Kozlov eģliğinde Pskov a gönderilerek Petersburg tan Trigorskoye ye saatte ulaģtırılır. 6 ġubat sabahı Turgenev, Nikita Kozlov, Praskovya Osipova nın iki kızı Marya ve Yekaterina, jandarma yüzbaģısı Rakeyev, yüksek rütbeli papaz Genadi, yerel polisleri temsil eden Petrov ve Mihaylovskoye ile Trigorskoye den mezarı kazmaya gelen köylüler eģliğinde PuĢkin in naaģı toprağa verilir. 84 Daima zafer ve özgürlüğe ulaģma çabasında olan PuĢkin, kendi onurunu kurtararak Dantes ve Gekkern i lekeleyerek zafere ulaģır, ölümüyle ise sonsuz özgürlüğüne kavuģur. Büyük yazarın ölümünden sonra toplum tarafından dıģlanan Dantes ile Gekkern Rusya yı terk etmek zorunda kalmıģlardır ve bu düellodan PuĢkin galip gelmiģtir aslında. 84 ġubat ayının soğuğundan buzlu toprakta mezarı deģmek için küskü demiri kullanılır ve tabutun üstü karla kapatılarak bahara kadar geçici bir mezara konulur.

60 49 3. EDEBİ BİR TÜR OLARAK MASAL 3.1. Masal ve Masalın Tanımı Türkiye Türkçesi ndeki masal terimine karģılık olarak Ġngilizce folktale, Fransızca conte, Almanca märchen, Rusça skazka terimleri kullanılmaktadır. Günümüze kadar yapılan çalıģmalarda masal konusunda çok farklı tanımlar yapılmıģ olsa da bunlar genel olarak birbirine benzer veya birbirini tamamlayan tanımlardır. Masalın çeģitli özellikleri göz önüne alınarak araģtırmacılar tarafından birçok tanım yapılmıģtır. Bunların bir kısmını burada vermek masal türünün ana hatlarıyla kavranması için faydalı olacaktır. Saim Sakaoğlu masalı Kahramanlarından bazıları hayvanlar ve tabiatüstü varlıklar olan, olayları masal ülkesinde cereyan eden, hayâl mahsulü olduğu halde, dinleyicileri inandırabilen, sözlü bir anlatım türü 85 olarak tanımlar. Prof. Dr. Pertev Naili Boratav a göre ise masal; Nesirle söylenmiş, dinlik ve büyülük inanışlardan ve törelerden bağımsız, tamâmiyle hayâl ürünü, gerçekle ilgisiz ve anlattıklarına inandırmak iddiası olmayan kısa anlatı dır. 86 Prof. Dr. Bilge Seyidoğlu, masalın çeģitli özelliklerini zikrederek daha ayrıntılı bir Ģekilde tanımlar: Masal kelimesi ile halk arasında, yüzyıllardan beri anlatılmakta olan ve içinde olağanüstü kişilerin, olağanüstü olayların bulunduğu, bir varmış, bir yokmuş gibi klişe bir anlatımla başlayan, belli bir uzunluğu olan, sonunda, yedi, içti, muratlarına erdiler yahut onlar erdi muratlarına biz çıkalım kerevetine, gökten üç elma düştü, biri anlatana, biri dinleyene, biri de bana gibi belirli sözlerle sona eren, zaman ve mekan kavramlarıyla kayıtlı olmayan, bir sözlü anlatım türü kastedilmektedir. 87 Türk Dil Kurumu Sözlüğünde ise masal, iki Ģekilde tanımlanır: 1. Genellikle halkın yarattığı, ağızdan ağıza, kuşaktan kuşağa sürüp gelen, çoğunlukla insanların veya 85 Sakaoğlu, S. (1973). Gümüşhane Masalları Metin Toplama ve Tahlil. Ankara: Atatürk Üniversitesi Yay., 5 86 Boratav, P. N. (1982). 100 Soruda Türk Halk Edebiyatı. Ġstanbul: Gerçek Yay., Seyidoğlu, B. (1986). Masal. Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi C. 6. Ġstanbul: Dergah Yay.,

61 50 tanrıların başından geçen olağan dışı olayları anlatan hikâye. 2. Öğüt verici, ahlak dersi veren alegorik hikâye. 88 Masal, sözlü edebiyat ürünüdür. Henüz yazı kullanılmadan ortaya çıkmıģ ve günümüze ağızdan ağıza söylenerek, dilden dile ve nesilden nesile aktarılarak süre gelmiģtir. Masalllar zamanla yazıya geçirilir. Genellikle nesir Ģeklindedir. Kamus-ı Osmani ye göre masal kelimesi, mesel in değiģtirilmiģ Ģeklidir. Darb-ı mesel atalardan kalma hikmetler, ibretler, sözler anlamındadır. Buna göre, masal Arapça bir kelime olan mesel den çıkmıģtır Masalın Başlıca Özellikleri 1. Masalın Yapısı: a) Konu (olay): Masallarda olaylar tamamen hayal ürünüdür. Fantastik ve ütopik (hayali) olaylar üzerine kuruludur. b) Zaman ve Mekân: Masallarda zaman ve mekân belirsizdir. Çevre büsbütün hayali ve gerçek dıģı ülkelerdir. Tasvirler göze değil, hayale dayanmaktadır. Mekânlar çok çeģitlidir. Bir anda kıtalar ötesi mesafe alınabilir. Çok hızlı bir zaman akıģı vardır. c) Dil ve Anlatım: Genellikle halka hitap ettiği için sade bir dil kullanılır. Anlatım kısa, sade ve yoğundur. Gereksiz söz tekrarları yapılmaz. Söylenmesi güç seslere ve kelimelere yer verilmez. Duygu ve düģünceler kısa ve kesin ifadelerle dile getirilir. Anlatımda genellikle geniģ zaman veya öğrenilen geçmiģ zaman kipi (-miģli geçmiģ zaman) kullanılır. d) KiĢiler (kahramanlar): Masal kahramanları insanlar, hayvanlar, cin, peri ve dev gibi hayali varlıklardan oluģabilir. KiĢiler olağanüstü özellikler taģıyan kahramanlardır. 88 (2005) Türk Dil Kurumu Türkçe Sözlük, Türk Dil Kurumu, Ankara, Temizyürek, F.; Gürel Z.; ġahbaz, N. K.; (2007). Çocuk Edebiyatı, Ankara: Öncü Kitap Yayınevi, 43

62 51 2. Masal üç bölümden oluģur. Bunlar: giriģ ve tekerleme, asıl masal ve masal sonu. a) GiriĢ ve tekerleme: Masala giriģ bölümüdür. Birbiriyle pek ilgisi olmayan fakat dinleyicinin ilgisini masala çekmek için bir araya getirilmiģ sözlerden meydana gelen bir giriģ tekerlemesiyle baģlar. Kahramanlar anlatılır. Konu verilir. b) Asıl masal: Olayların anlatıldığı bölümdür. GiriĢ, geliģme ve sonuç bölümlerini içine alır. Kahramanın baģından geçen olaylar anlatılır ve olay çözüme kavuģturması gereken bir noktaya getirilir. c) Masal sonu: Bu bölümde olay bir sonuca bağlanır. Ġyilere ödül, kötülere ceza verilir. Ġyi dileklerle ve onlar ermiģ muradına, biz çıkalım kerevetine gibi kısa tekerlemelerle son bulur. 3. Masallar halk dilinde anlatılarak oluģan sözlü edebiyat ürünüdür ve genellikle anonim eserlerdir. 4. Masal, hayal mahsulüdür. 5. Genellikle nesir Ģeklindedir. 6. Masallarda kalıplaģmıģ ifadeler (tekerlemeler) vardır ve kullanılan dil sade, anlatım ise akıcıdır. 7. Masallarda uzun tasvirlere ve psikolojik tahlillere yer verilmez, ancak olaylar canlı ve hareketlidir. 8. Çoğu kez evrensel konular iģlenir. 9. Masalda esas olan eğiticiliktir; öğretici bir nitelik taģır, öğüt ve ahlak dersi verir. 10. Masallar çoğunlukla mutlu sonla biter. Ġyiler ödüllendirilir, kötüler ise cezalandırılır.

63 52 Masallar, özellikle çocuklara hitap eden eğitsel içerikli metinler olduğundan çocuk eğitiminde önemli bir yere sahiptir. Ayrıca masallar öncelikle dilcilerin yararlandığı, toplumbilimciler için toplumun ana unsurlarını nitelendirmede, halk kültürünün temellerini araģtırmada zengin bir kaynaktır. Bir tarihçi için ise bazı önemli tarihi olayların aydınlanmasında değerli bir belge olabilir Masal Türleri Masallar dört temel grupta toplanır: 1. Hayvan Masalları: Hayvan masalları genellikle kısa masallardır. BaĢlama tekerlemeleri yoktur. Bu masallarda hayvanlar genellikle kılık değiģtirmiģ insan niteliğindedir. Ġbret dersi vermek, örnek göstermek amacıyla anlatılır. La Fontaine masalları bu türün en güzel örnekleridir. 2. Olağanüstü ve Gerçekçi Masallar: a) Olağanüstü masallarda peri, cin, dev gibi doğa dıģı varlıklara rastlanır. Buradaki hayvanlar insan rolünde değil, tabiat dıģı varlıklar Ģeklindedir. Olaylar da olağanüstüdür. b) Gerçekçi masallardaki kahramanlar ise Ģehzadeler, sultanlar, padiģahlar, hocalar, prens ve prensesler, hırsızlar ya da haydutlar gibi gerçek hayattaki kiģilerdir. 3. Güldürücü Öyküler: Güldürücü masallar fıkra deyimiyle nitelenir. Bu tür masallar okuyanı ve dinleyeni eğlendirmeyi amaçlayan masallardır. 4. Zincirleme Masallar: Çoğunlukla kahramanları insan ve hayvanlardır. Küçük önemsiz olayların birbiri ardına bağlanmasıyla oluģturulmuģtur. KiĢi veya olaylar sayısı ölçüsünde masal uzar gider. Bu sınıflamanın dıģında, masallar, halk (anonim) masalları ve sanatsal masallar olmak üzere iki grupta incelenmektedir:

64 53 1. Halk (Anonim) Masalları: Bu masallar toplumun kültürünü, anlayıģını ve dünya görüģünü yansıtan ürünlerdir. Yazarı (söyleyeni) belli değildir. Sözlü olarak nesilden nesile aktarılmıģ, zamanla araģtırmacılar ve yazarlar tarafından derlenip kitap olarak yayımlanmıģtır. 2. Sanatsal Masallar: Bu masallar toplumda görülen aksaklıkları yermek, bir düģünceyi ortaya koymak gibi belli bir amaca yönelik sanatçılar tarafından yazılır. Bu masallar yazarın toplumsal görüģünü ve dünyaya bakıģ açısını yansıtır Masalın Kaynakları ve İlk Örnekleri Ġlk masalların hangi toplumlarda, nasıl oluģtuğu, araģtırma konularından biridir. Masalların mazisi oldukça eskidir ve kaynağı tartıģmalıdır; ilk defa nerede anlatıldığına dair ise kesin bir bilgi yoktur. Böyle olmasına rağmen masalların kaynakları ve nereden geldikleri hakkında çeģitli teoriler ortaya atılmıģtır. Grimm KardeĢler, Max Müller ve G. V. Cox gibi araģtırıcılar masalların mitolojiden çıktığına inanmaktadır. Wilhelm Grimm e göre masalların kaynağı Hint- Avrupa dır. Macar Türkolog Ignacz Kunos, Alman Filolog Theodor Benfey gibi düģünürlere göre, masalların temeli Hindistan da atılır ve 10. yüzyıldan itibaren bütün dünyaya yayıldığı kabul edilir. Bu görüģten hareketle Ġgnacz KunoĢ, masalları kaynak bakımından kökü Hindistan a ve milli masallar olmak üzere ikiye ayırır. Antropoloji çalıģmalarıyla tanınan Edward Taylor, Andrew Lang, Franz Boaz ve Paul Saintyness in görüģlerine göre ise masallar ilkel hayatın birer kalıntısıdır. Alman halkbilimci Von der Leyen masallardaki bazı olayların kaynağını çok eski rüyalara bağlarken, bu görüģü geliģtiren edebiyatçı Ludwig Laistner, bütün masalların kaynağını rüyalarda arar. Psikoanalitik Kuram ın kurucusu Freud ve taraftarları ise, bütün

65 54 masalları baskı altına alınmıģ isteklerin rüya Ģeklinde ortaya çıkması olarak değerlendirmiģlerdir. 90 Bilindiği gibi masallar sözlü edebiyat ürünüdür, zamanla da yazıya geçirilmesiyle birlikte edebi bir hüviyet kazanmıģtır. Dünyada yazıya geçirilen ilk masallardan biri Kelile ve Dimne (Калила и Димна) dir. Pançatantra (Панчатантра) ismiyle de bilinen bu eser Hint masal kitapları arasında en eski olanıdır. M.Ö. 1. yüzyılda yaģamıģ bir alim olan Beydeba tarafından kaleme alınan bu eserdeki hikâyelerde siyaset, ahlak ve eğitim gibi birçok farklı konu iģlenmiģtir. Beydeba, Kelile ve Dimne yi Hint hükümdarlarından DebĢelem ġah için kaleme almıģtır. Doğu coğrafyasındaki en eski masal olarak bilinen Binbir Gece Masalları (Тысяча и одна ночь) nın Arabistan kökenli olduğu kabul edilmektedir. Bu masallar bütün dünyada bilinir ve kimin yazdığı belli değildir. Binbir Gece Masalları nın teması kadının sadakatsizliği üzerine kuruludur. Zamanla erkeğin sadakatsizliği üzerine kurulan Binbir Gündüz Masalları (Тысяча и один день), Binbir Gece Masalları na karģı ortaya çıkmıģtır. Eski Yunan da 6. yüzyılda yaģadığı varsayılan eski Yunan masalcısı Ezop (Aisopos), masal türünün ilk örneklerini vermiģtir. Ezop un Masalları daha çok fabl türündedir. Öğretme ve eğitme amacıyla yazılan her masalın sonunda yazar tarafından masalda anlatılmak istenen konu bir cümleyle açıklanır. Bu masallar son derece kısa ve özlüdür. Antik Yunan da filozof ve bilim adamı olan Pholerum lu Demetrius (M. Ö ) Ezop masallarını on ciltte toplamıģ ve yayımlamıģtır. Antik Yunan filozofu Sokrates bu masalları nazım halinde yazmaya çalıģmıģ, M. S. 2. yüzyılın sonunda da Antik Yunan fablcı Babrius nazım haline getirmiģtir. Ezop tarzında masal yazma geleneğini fabl türündeki masallarıyla tanınan Fransız Ģair ve yazar Jean de La Fontaine devam ettirmiģtir. Avrupa da da masallar üzerine çalıģan ve onları derleyip yayımlayan önemli yazarlar vardı. Almanya da Çocuk ve Ev Masalları (Детские и домашние сказки) ile Grimm KardeĢler, Fransa da Charles Perrault ve La Fontaine, Ġsveç te Selma Lagerlöf ve 90 Temizyürek, F.; Gürel Z.; ġahbaz, N. K.; (2007). a.g.e,

66 55 Danimarka da Hans Christian Andersen gibi isimler masal türünde adlarını tarihe yazdırmıģlardır Masalın Rus Edebiyatında ve Puşkin Sanatındaki Yeri Rus kültüründe masalın önemli bir yeri vardır. Bu fantastik hikâyeler Rus yaģamını ve tarihini yansıtır. Masallar çok eskiden gerçekleģen ve halkın neredeyse unuttuğu olayların bilgisini muhafaza etmektedir. Rus halk masallarının oldukça karıģık bir geçmiģi vardır. Rus masalları uzunca bir süre küçümsendi. XII. yüzyılda masal anlatmak fal bakmakla eģdeğerdi. XVII. yüzyılda ise masal anlatmak, bilmece sormak yasaktı. Ancak tüm yasaklara rağmen masal ağızdan ağıza, nesilden nesile aktarılarak varlığını sürdürmeye devam etmiģtir. Hükümet tarafından dıģlanan ve küçümsenen masalların uzun kıģ akģamlarında anlatarak vakit geçiren ve eğlenen halk tarafından da pek ciddiye alındığı söylenemez. Çünkü masallar genellikle halkın gözünde kadınları ve çocukları eğlendirmek amacıyla anlatılan boģ ve anlamsız hikâyelerdi. Skazka (сказка) sözcüğü ilk kez XVI. yüzyıl eski Rusça yazılı kaynaklarda rastlanan ve liste (перечень), tamı tamına betimleme (точное описание) anlamına gelen kazat (казать) tan türetilen sıkazıka (съказъка) dan gelmektedir. XVII. yüzyılda bunun yerine skazka sözcüğü kullanılmaya baģlanmıģtır. 91 Eski ve Ortaçağ Rusyasında masal kelimesi bilinmese de bu, masalın olmadığı anlamına gelmez. Rus bilim adamı ve folklorcu Vladimir Yakovlieviç Propp, o dönemde masalın olduğunu, ancak fabl (басня) kelimesiyle kullanıldığını ifade eder. V. Propp göstergebilim, etnoloji, halkbilim gibi alanlarda çalıģmalar yapmıģ olan bilim adamlarından biridir. En önemli eseri sayılan Masalın Biçimbilimi (Морфология сказки) folklor alanında önde gelen kaynakçalardan biri olarak kabul edilir. Propp bu önemli eserinde, masalların yapısını belirlemeye çalıģır. Masalın Biçimbilimi adlı eseri Ġngilizce, Ġtalyanca, Lehçe, Fransızca, Rumence, Macarca, Çekçe, Almanca gibi pek çok dile çevrilir. Pek çok dile çevrilen söz konusu eser, yılları arasında Masalın Biçimbilimi adıyla Türkçe ye çevrilir. 91 Ersoy, C. (2010). A. S. Puşkin ve Masalları, YayınlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi, Ġstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ġstanbul, 3

67 56 Sözlü halk edebiyatını içeren eserlerin ilk yazılı örneklerine XVII. yüzyılda rastlanmaktadır. XVIII. yüzyılda Rus halk masallarının yazıya geçirilmesiyle birlikte masal, edebi bir hüviyet kazanmıģtır. XVIII. yüzyılın ikinci yarısında ise Rus edebiyatında roman ve hikâye gibi edebi türlerin yanı sıra en yaygın türlerden biri haline gelmiģtir. Masalın bir edebi tür olarak ortaya çıkıģ tarihiyle ilgili çeģitli görüģler vardır. M. O. Skripil ve E. P. Zvantseva gibi edebiyatçılara göre Rus edebi masal türü XVII. yüzyılda oluģmaya baģlamıģ. V. YA. Propp ve M. K. Azadovski gibi önde gelen filologların öğrencisi olan Ġ. P. Lupanova ya göre ise Rus edebi masalının temeli A. S. PuĢkin tarafından atılmıģ ve bir tür olarak masalın oluģum tarihi XIX. yüzyılın 30 lu yıllarının baģı olarak belirlenmiģtir. Edebi masal konusunda folklorcu ve etnograf olan E. V. Pomerantseva ve N. V. Novikov un da çalıģmaları mevcuttur, fakat bu farklı görüģlerin içinde Ġ. P. Lupanova nın düģüncesi daha ağır basmaktadır. Ġ. P. Lupanova yı destekleyen P. V. Ġezuitova nın konuyla ilgili Ģu sözleri dikkate değerdir: Rus edebi masalın hikâyesi zirveyle başlar ve ilk masalcı Puşkin dir (История русской литературной сказки началась с вершины и первым сказочником стал Пушкин). 92 XIX. yüzyıl 30 lu yıllarının edebi masallarının analizini yapan Ġ. Z. Surat ancak 30 lu yıllardan itibaren edebi masalın bir tür olarak oluştuğundan bahsedilebilir (только с начала ЗО-х годов можно говорить о формировании жанра литературной сказки) 93 düģüncesini savunur. Böylece çağdaģ araģtırmacılar edebi masal türünün oluģmasında A. S. PuĢkin in önemli bir rol oynadığı kanaatindedir. Hiç Ģüphesiz PuĢkin bu konuda önemli adım atmıģtır, fakat onun bu adımı atmasında Ġ. F. Bogdanoviç, Ġ. Ġ. Dmitriyev, N. M. Karamzin, A. N. RadiĢçev, M. M. Heraskov, G. R. Derjavin, M. D. Çulkov, M. Ġ. Popov ve V. A. LevĢın gibi önemli öncü isimlerin çalıģmalarının da önemi unutulmamalıdır. Masalların önemini anlayan ve onlarda tarihin ve Rus milletinin yaģantısını gören ilk bilim adamlarından tarihçi V. N. TatiĢçev di. XVIII. yüzyılda birçok yazar masala ilgi duymaya baģlasa da ancak XIX. yüzyılın baģında A. A. Bestujev- Marlinski nin ifadesiyle, masallarda Rus milletinin ruhu (Русская душа) fark edilmeye baģlanır. Özellikle satirik masalları ayrı bir yere koyan Belinski de masalların tarihi öneminin altını çizmekteydi. 92 Ġnternet: Герлован, O. (1996). Русская литературная сказка XVIII начала XIX века, Дис канд. Филол. наук, Москва: введение Web: adresinden 9 Eylül 2014 te alınmıģtır. 93 Герлован, O., (1996). a.g.e, введение

68 57 XIX. yüzyılın 50 li yıllarında Rusya da Rus folklorunu inceleme amacıyla ilk bilim okulları açılmaya baģlanır. Bunlardan bazıları; XIX. yüzyılda kurulan Mitoloji Okulu (temsilcisi F. Ġ. Buslayev); KarĢılaĢtırmalı Mitoloji Okulu (temsilcisi A. N. Afanasyev); Ġppolit Ten isimli Fransız bir bilim adamının ortaya attığı fikir üzerine kurulan Kültürel- Tarih Okulu (temsilcisi A. N. Pıpin); XIX. yüzyılın ikinci yarısında kurulan KarĢılaĢtırmalı Tarih Yazın Bilim Okulu (temsilcisi A. N. Veselovski) ve XIX. yüzyılın sonunda temeli A. A. Potebnya nın tarafından atılan Psikoloji Okulu dur. XIX. yüzyılın 50 li, 60 lı yıllarında Ġ. A. Hudyakov, Bessonov, P. YakuĢkin, P. V. Kireyevski, P. N. Rıbnikov, V. Ġ. Dal vb. araģtırmacılar tarafından çok sayıda Rus halk masalları, efsaneleri, halk türküleri, bilmeceleri ve atasözleri gibi folklor içerikli derlemeler düzenlendi ve yayımlandı. Ġ. Saharov un derlemesi ilk baģta Belinski gibi eleģtirmenler tarafından beğenilse de zamanla bir aldatmaca (мистификация) hatta bir taklit (фальсификация) olduğu anlaģıldı. Düzeltmeler yapılarak Dal in yayımladığı masallar bile ilgi çekmedi ve folklor araģtırmaları için faydasız oldu. Propp, V. Ġ. Dal in bu çalıģması hakkında Ģu yorumda bulunmuģtur: Dal, bilerek halk masallarını uyarlayıp yayımlıyordu. O, halk bilimciler için değeri olmayan ve edebi yönden de çok zayıf olan iki kitap yayımladı. Bu arada, Dal in elinde çok sayıda masal bulunuyordu. Kendisinin ve başka insanların not ettiği bine yakın halk masalını Afanasyev e verdi. Afanasyev, üzülerek, gramer kurallarına uygun az sayıda masalın olduğunun altını çizerek, bu masallardan sadece 148 ine çalışmasında yer verdi. (Дал, совершенно сознательно перерабатывал народные сказки и издавал их. Он выпустил две книги, которые не представляют почти никакого интереса для фольклористов и очень слабы с точки зрения художественной. Между тем, в руках Даля было огромное собрание сказок. Мы знаем, что он передал Афанасьеву до тысячи номеров народных сказок, записанных им и другими лицами. Афанасьев использовал из них для своего собрания только 148, с горечью отмечая, что «очень немногие... переделаны с соблюдением местных грамматических форм). 94 Aleksandr Nikolayeviç Afanasyev in 8 ciltten oluģan Rus Halk Masalları (Русские народные сказки) adlı çalıģması ortaya çıkana kadar orijinal halk masallarına 94 Жарникова, C. (2003). Золотая нить, Вологда: 29

69 58 ilgi ve ihtiyaç duyulmaya baģlanılan dönemde yapılan çalıģmalar eksik ve yetersiz kalmaktaydı. Afanasyev in eseri bilimsel açıdan çok değerlidir. Alman masalcılar Grimm KardeĢlerden örnek alan Afanasyev, hiçbir düzeltme ve mükemmelleģtirmeye gitmeden hazırladığı bu eserinde, Grimm KardeĢleri de geçerek orijinal halk masallarının eģsiz örneklerini verir. Ayrıca Afanasyev, masalları kısa öykü, sihir ve hayvan masalları olarak üç gruba ayırarak, onları sınıflandırmaya çalıģan ilk isimdir. Ayrıca Ġ. P. Saharov, P. V. Vladimirov, Yu. Sokolov, F. P. Gospodaryova ve Finli bilim adamı A. Aarne nin yöntemine dayanarak N. P. Andreyev gibi isimler Rus halk masallarını sınıflandırmaya çalıģmıģlardır. Tüm zorluklara, sansüre ve eleģtirilere rağmen Rus halk masallarının derleme çalıģmasını yayımlayan Afanasyev bu alanda edebiyata büyük katkıda bulunan isimlerden biridir. 70 li 80 li yıllar, masalın bir edebi tür olarak geliģme gösterdiği dönemlerdir. Bu dönemde N. Vagner in Murlıka Kedi (Кот Мурлыка), S. M. Stepnyak- Kravçinski nin Gerçek ve Yalan (Правда и Кривда), KuruĢ (Копейка), L. Tihomirov un Dört KardeĢ (Четыре Брата), M. E. Saltıkov- ġçedrin in ve L. N. Tolstoy un masalları ortaya çıkar. Böylece, zamanında ilgi görmeyen bu tür XIX. yüzyılın sonlarına doğru dikkatleri üzerine çeker ve bilimsel araģtırmalar yapılan bir tür haline gelir. PuĢkin için milli kültür; tarihini, yaģamını, diğer milletlerden ayıran milli özelliklerini ve halk geleneklerini yansıtan kültür demekti. Bir Ģair olarak halkın tüm duygu ve düģüncelerinin sanata yansıdığını iyi bilen PuĢkin merak ettiği soruların cevabını halk edebiyatında aramaya baģlar. ġairin halk edebiyatına ilgi duyması romantizmden realizme yöneldiği bir döneme rastlar. Bilindiği gibi PuĢkin in realizme doğru ilerleyen yolu güney poemalarından geçmekteydi. PuĢkin sayesinde, Çingeneler ile baģlayan ve Yevgeniy Onegin ile olgunlaģan realizmle edebiyatta yeni bir dönem baģlamaktaydı. 20 li yılların romantik ve klasik yazarları arasında edebiyat savaģı yaģanmaktaydı. En tartıģılan konulardan biri de halkçılık (народность) tı. Bu konu üzerine çok konuģulmasına rağmen halkçılık kelimesi altında ne kastedilmek istendiği tam olarak anlaģılmıyordu. PuĢkin in konuyla ilgili sözleri de bunu desteklemektedir: Belli bir zamandan beri halkçılıktan ve edebiyatta halkçılığa yer verilmediğinden söz edilmeye başlandı, fakat hiç kimse halkçılık kelimesi altında neyi kastettiğini belirtmeyi düşünmedi. (С некоторых пор вошло у нас в обыкновение говорить о народности, жаловаться на отсутствие народности в произведениях литературы, но никто не думал

70 59 определить, что разумеет он под словом народность). 95 PuĢkin ise halkçılığı Ģöyle açıklardı: hissetme ve düşünce biçimi vardır, her milletin kendine ait çok sayıda gelenek, inanç, alışkanlıkları vardır, yönetim tarzı, iklim, şiir aynasında az ya da çok yansıyan inanç her milletin kendine özgü fizyonomisini vermektedir. (Есть образ мыслей и чувствований, есть тьма обычаев, и поверий, и привычек, принадлежащих исключительно какому нибудь народу- климат, образ правления, вера дают каждому народу особенную физиономию- которая более или менее отражается в зеркале поэзии). 96 ġairin bu açıklamasından halkçılık kelimesi adı altında bir milletin milli özelliklerini, toplumsal ve siyasi yapısını, yaģam tarzını vb. kastettiği açıkça anlaģılmaktadır. Halk edebiyatına daha güneydeyken ilgi duymaya baģlayan Ģair, KiĢinev ve Odessa da bulunduğu yıllarda kobzar (кобзарь) 97 ve lirnik (лирник)leri 98 dinlemek için pazara iner, yaşlı insanlarla geçmişten konuşur, bayanların söylediği uzun hava türkülerini dinlerdi. (Oн выходил на торговую площадь, чтобы послушать народных певцов-кобзарей и лирников, беседовал со стариками о прошлом, слушал протяжные песни девушек). 99 Mihaylovskoye de ise Puşkin mezarlıklara gitmeyi, herhangi bir mezarın başına oturup oradaki mezarın başında ölenin ardından feryat eden kadınların ağıtlarına kulak vermeyi severdi. (Пушкин любил ходить на кладбище, когда там «голосили» над могилами баб, и прислушиваться к бабьему причитанию, сидя на какой-нибудь могилке). 100 Sıradan halkla iç içe olması Ģairin folkloru yakından incelemesine imkân vermiģtir. PuĢkin in erkek kardeģi hatıralarında: Bir keresinde Puşkin kaybolur ve birkaç gün ortada görünmez. O günlerini Çingene kafilesiyle geçirir ve bu Çingeneler adlı poemasının doğmasına neden olur (Однажды Пушкин исчез и пропадал несколько дней. Дни 95 Фин, Л. (1937). Фольклор в творчестве Пушкина. А. С. Пушкин Сборник статей и материалов, Саратовское Областное Издательство,Саратов: Фин, Л. (1937). a.g.m Kobzar (кобзарь): Ukrayna da 1930 lu yıllara kadar yaygın olan ve Ukrayna ya özgü kobza ve bandura adı verilen telli sazları çalıp aynı zamanda türkü söyleyen kimse. Web: adresinden 23 Ekim 2015 te alınmıģtır. 98 Lirnik (лирник): Beyaz Rusya, Polonya, Litvanya, Moldova ve Ukrayna da sık görülen, arp ailesinden tarihi M. Ö. 9. yüzyıla kadar uzanan telli antik bir çalgı olan lir adlı müzik aletini çalarak türküler söyleyen kimse. Web: adresinden 23 Ekim 2015 te alınmıģtır. 99 Лазарева, Л. (1999). Празднично-мифологические мотивы в сказках А. С. Пушкина. Вестник Челябинского Университета, 1 (8), Лазарева, Л. (1999). a.g.m,

71 60 эти он прокочевал с цыганским табором,и это породило поэму «Цыгане») 101 der. Pugaçev hakkında bilgi topladığı sıralarda da PuĢkin Pugaçev Ġsyanı nın (Восстание Пугачева) olduğu yerleri gezerek görgü tanıklarıyla konuģarak Pugaçev hakkında bilgi edinir. Bu yaptığı araģtırmalar sırasında 30 atasözü, deyim ve birkaç türkü not eder. Not ettiği atasözü ve deyimlerin altına açıklamalarını da yapar, bu da onun halk deyimlerine ne kadar duyarlı yaklaģtığını göstermektedir. Dal in ifadesiyle, Puşkin halkın bin yıllık inançlarına saygı duyar ve anlamını öğrenmeye çalışırdı, bazen anlamını çözmek kolay olmadığında yine de anlamının var olduğundan, olması gerektiğinden emindi. (Пушкин уважал тысячелетнее предание народа, доискивался в нем смыслу, будучи убежден, что смысл в нем есть и быть должен, если не всегда легко его разгадать). 102 Yazar halk atasözü ve deyimlere adeta âģıktı: Atasözlerimiz ne kadar ihtişamlı, ne kadar anlamlı ve ne kadar yararlıdır! Altın değerinde adeta!. (А что за роскошь, что за смысл, какой толк в каждой поговорке нашей! Что за золото!) 103 PuĢkin halk atasözlerine mektuplarında, eserlerinde hatta epigraflarında da yer verir. Bilindiği gibi YüzbaĢının Kızı (Капитанская дочка) adlı romanın bazı bölümlerinin epigrafları Beklenmedik misafir Tatardan daha beter (Незванный гость хуже татарина) (VIII. bölüm), herkes konuģur, fakat herkesi tek tek dinleyemezsin anlamına gelen (Мирская молва морская молва) (XIV. bölüm), Onurunu küçüklüğünden korumaya baģla (Береги честь с молоду) gibi atasözlerinden oluģmaktadır. ġairin not ettiği Seni ilgilendirmez ya da senin derdin değil anlamlarına gelen (Не твоя печаль чужих детей качать) eski atasözü de Büyük Petro nun Arabı (Арап Петра Великого) adlı eserinde yer almıģtır. PuĢkin sadece atasözlerle değil, eski vakayinamelerle ve dini Ģiirlerle de ilgilenirdi. Mihaylovskoye sürgününde bulunduğu dönemde, köylüler ve sıradan insanlarla yakınlaģma fırsatı bulan yazar, onların beklentilerini, hayallerini, görüģlerini, duygularını yakından izlemeye baģlar ve o sırada yaklaģık 50 halk türküsünü not eder ve Kireyevski ye derlemesi için verir. 101 Лазарева, Л. (1999). a.g.m, Фин, Л. (1937). a.g.m, Фин, Л. (1937). a.g.m, 76

72 61 Halk edebiyatına yoğun ilgi gösteren PuĢkin, doğal olarak masallara da yönelir. Bazı görüģlere göre PuĢkin i masallara yönlendiren dadısı Arina Radionovna idi. P. Ġ. Bartenev in sözlerinden Arina Radionovna ustaca masal anlatır, çok sayıda atasözü ile deyimleri ve halk inançlarını bilirdi. Hiç şüphesiz ki öğrencisi üzerinde, ilerde ne yabancı mürebbiyelerin ne de Tsarskoye Selo daki eğitimin yok edemediği büyük etkisi olduğu anlaşılmaktadır. (Арина Родионовна мастерски рассказывала сказки, сыпала пословицами, знала народные поверия и бесспорно имела большое влияние на своего питомца, неистреблѐнное потом ни иностранцами гувернѐрами, ни воспитанием в Царскосельском лицее). 104 Bu yönde görüģlerin doğmasının en büyük nedenlerinden biri Ģairin erkek kardeģine ve baģka bir mektupta Vyazemski ye yazdığı Ģu sözlerdir: Yeni yetme gibi yaşıyor, ocağın yatmaya uygun çıkıntısında yatıyor, eski masal ve türküleri dinliyorum. (Живу недорослем, валяюсь на лежанке и слушаю старые сказки да песни). 105 Bazı araģtırmacılara göre PuĢkin masallara, Rus tarihine ve Rus folkloruna ilgi duymaya baģladığı sıralarda yönelir, yani olgunluk çağında. Bu görüģü destekleyen Ģairin kız kardeģi Olga nın açıklamalarıdır. Olga ya göre PuĢkin, dadısının öykücü yeteneğini ancak Mihaylovskoye de gerçek anlamda fark eder ve takdir eder. Tarihle çok yakından ilgilenen ve bu alanda çalıģmalar da yapan PuĢkin, tarihi yönelten gücün halk olduğu kanaatine varır. Bu da onu halkın dilini ve Ģiirini araģtırmaya yönlendirir. PuĢkin, bir Ģairin iyi bir eser yaratabilmesi için dili çok iyi bilmesi ve kullanması gerektiğine, bunun yolunun da halk edebiyatından geçtiğine inanmaktaydı. Ayrıca Rus dilinin kendine özgü özelliklerini kusursuz bilmek için eski türküler, masallar vb. araştırmak gerektiğini (изучение старинных песен, сказок и т.п. необходимо для совершенного знания свойств русского языка) 106 savunmakta ve genç yazarlara nasihat niteliğinde Ģu sözleri söylemekteydi: Genç yazarlar, Rus dilinin kendine özgülüğünü görebilmek için halk masallarını okuyun. (Читайте просто народные сказки, молодые писатели чтобы видеть свойства русского языка). 107 ġairin bu düģüncesini destekleyen yazarlar da vardı. Örneğin, Gorki bu konuda Bizim halkımız dil sanatı konusunda çok yetenekli bir halktır Ne güzel çaştuşka 108 yaptıklarını bir 104 Ġnternet: Древнее русское предание ожившее в сказках Пушкина Web: adresinden 13 Ağustos 2013 te alınmıģtır. 105 Фин, Л. (1937). a.g.m, Фин, Л. (1937). a.g.m, Фин, Л. (1937). a.g.m, ÇastuĢka (частушка): Rus folklöründe mani çeģidi.

73 62 hatırlayın. (народ наш в части языкового творчества очень талантливый народ... Вспомните, как прекрасно делает он частушки) 109 sözlerini söylerken baģka bir yerde yine Gorki Benim neşem, hayatım türkülerdir. Sizi çok seviyorum! (Моя радость, жизнь моя! Песни! Kак я вас люблю!) 110 sözleriyle duygularını dile getirirken, kendisini bu yolda geliģtirmiģ ve Ģu sözleri ifade etmiģtir: Ben atasözleriyle kendimi çok geliştirdim, başka deyişle özdeyişlerle düşünmede. (Я очень много учился на пословицах, иначе- на мышлении афоризмами). 111 ġairin Bova (Бова), erotik içerikli Çar Nikita ile Kırk Kızı (Царь Никита и сорок дочерей) ve Damat (Жених) adlı masalları dıģında diğer masalları yılları arasında kaleme alınmıģtır. Bu masal dizisi DiĢi Ayı (Медведица) ile baģlar ve Altın Horoz (Сказка о золотом петушке) ile son bulur yılları arasında PuĢkin in kaleme aldığı masallar Papaz ile Yardımcısı Balda, Çar Saltan, ġanlı ve Güçlü Oğlu Gvidon Saltanoviç ile MuhteĢem Kuğu Prenses (Сказка о царе Салтане, о сыне его славном и могучем богатыре князе Гвидоне Салтановиче и о прекрасной царевне Лебеди), 112 Balıkçı ile Balık, Ölü Prenses ile Yedi Bahadır ve Altın Horoz masallarıdır. Mihaylovskoye de ve daha önceki dönemlerde PuĢkin in not ettiği masallar özet Ģeklinde olsa da masallarının konusu belli olmuģtu. LevĢın, Çulkov metinleriyle ve o dönemdeki yapılan çalıģmalarla kıyaslandığında, PuĢkin in farklı bakıģ açısını ve bu konuda büyük bir adım attığını görmek mümkündür. PuĢkin in Mihaylovskoye den erkek kardeģine akşamları dadımın masallarını dinliyorum, böylece lanet eğitimimin eksiklerini gideriyorum (вечером слушаю сказки няни и вознаграждаю тем недостатки проклятого своего воспитания) 113 Ģeklinde yazdığı bu sözler onun masallara olan bakıģ açısını yansıtmaktadır. Mihaylovskoye de ana dilin ve kültürün önemini daha iyi anlayan yazar hiç Ģüphesiz ki lanet eğitim derken Fransız diline ve edebiyatına duyulan hayranlıktan bahsetmektedir Ярикова, С. (2011). Влияние фольклора на творчество А. С. Пушкина, Гимназия N69 им. С. Есенина, Липецк, Ярикова, С. (2011). a.g.m, Ярикова, С. (2011). a.g.m, Masalın baģlığı uzun olduğundan ilerleyen bölümlerde Çar Saltan olarak kullanılacaktır. 113 Фин, Л. (1937). a.g.m, Yazar Fransız diline ve edebiyatına duyulan hayranlıktan dolayı ana dili eğitimi konusunda eksiklerin olduğunu düģünmekteydi ve bu eksikliklerin giderilmesi için çareyi halk edebiyatında aramaktaydı.

74 63 PuĢkin masalları, Ģairin sanatında zirveye ulaģtığı yani Ģairde olgunlaģmaya baģlayan realizm ve halkçılık döneminde hayat bulur. V. Propp, PuĢkin in Rus edebi kültür tarihinde, halk masallarının güzelliklerinin farkındalığıyla, sıradan köylü bir kadının sözlerinden masalları not eden ilk insan (В истории русской художественной культуры Пушкин был первым человеком, который от простой крестьянки стал записывать сказки с полным пониманием всей красоты народной сказки) 115 olduğunu söyler. Gorki, Puşkin, halk sanatını fark eden ve onu edebiyata dâhil eden ilk yazardı. O, anlamını ve gücünü değiştirmeden, kendi yeteneğiyle, halk türküsünü ve masalını süsledi (Пушкин был первым русским писателем, который обратил внимание на народное творчество и ввел его в литературу, не искажая он украсил народную сказку и песню блеском своего таланта, но оставил неизменным их смысл и силу ) 116 sözleriyle PuĢkin masallarını olumlu yönde değerlendirirken, bunun aksine Ģairin masallarını olumsuz eleģtirenler de vardı. XIX. yüzyılın eleģtiri dünyasında hak ettiği değeri bulamayan PuĢkin masalları Polevoy, Baratınski, Belinski, Gogol, Stankeviç gibi çağdaģlar tarafından eleģtirilir. Библиотека для чтения dergisi PuĢkin masallarına küçümseyerek yaklaģırken, Gogol ilk baģta PuĢkin masallarına hayran kalsa da ileride bu masalların önemini hafife alır. Polevoy, Baratınski ve Belinski, PuĢkin masallarını Ģairin en zayıf eserleri olarak değerlendirirler. Tiyatro ve edebiyat eleģtirmeni, gazeteci ve aynı zamanda tarihçi olan N. A. Polevoy e göre gerçek milli özellikleri ancak folklorun kendisi yansıtabilir. Tüm taklit denemeleri ise ona göre yapmacıktı. PuĢkin masallarını da birer taklit olarak değerlendiren Polevoy e göre hiçbir taklit bir yazarın eseri olamaz, çünkü taklit sanatçıyı özgünlüğünden uzaklaģtırır. Polevoy un düģüncesine Belinski de katılmaktaydı. Belinski nin Ya Rus masallarını toplayın ve onları halkın ağzından duyduğunuz gibi bizlere aktarın; ya da size ait ancak halkımızın ruhunda var olan renklerin, kurguların olduğu masallar yazın (Или собирайте русские сказки и передайте нам их такими, какими вы их подслушали из уст народа; или пишите свои собственные сказки, где бы и вымысел и краски принадлежали вам самим, но где бы все было в духе нашей народности или простонародности) 117 sözleri onun bu konudaki tutumunu açıkça ifade etmektedir. Stankeviç de PuĢkin masallarını olumsuz değerlendirerek onları sahte Ģiir türü (ложный 115 Жарникова, C. (2003). a.g.e, Азадовский, М. (1937). Пушкин и фольклор, Пушкин:Временник Пушкинской комиссии/ан СССР. Ин-т литературы, Изд-во АН СССР, (3) Москва: Герлован, O., (1996). a.g.e, введение

75 64 род поэзии) olarak nitelendirir. Fakat tüm olumsuz eleģtirilere rağmen PuĢkin masalları halk tarafından sevilmiģ ve kabul görmüģtür. XIX. yüzyılın ikinci yarısında PuĢkin masalları filologların ilgisini çeker ve bilimsel araģtırma konularından biri olur. Ġlk PuĢkin masallarını araģtıran isimlerden biri P. V. Annenkov idi. Yazarın biyografisi üzerine çalıģan Annenkov, masalları PuĢkin in hayatından ayrılmaz bir bütün olarak görürdü. ġairin üzerinde en büyük etkinin dadı Arina Radionovna nın olduğunu savunmaktaydı. Günümüzde ise PuĢkin masallarının edebiyatta ayrı bir yere sahip olduğunu belirtebiliriz Puşkin Masallarının Kaynakları A.S. PuĢkin masallara daha güney sürgünde ilgi duymaya baģlasa da halk edebiyatına tam anlamıyla odaklanma dönemi Ģairin Mihaylovskoye sürgününde bulunduğu yıllar kabul edilir. Bu dönem PuĢkin in sanatında kırılma noktası olarak adlandırılmaktadır. PuĢkin in masallar dizisi 1831 de Çar Saltan adlı masalıyla baģlar ve 1834 te Altın Horoz ile son bulur. Bu yıllar arasında PuĢkin in altı (birisi tamamlanmamıģ) masalı ortaya çıkar. Eylül 1830 da Boldino da tamamlanan Papaz ile Yardımcısı Balda adlı masalı ilk defa 1840 da Tüccar Kuzma Ostolop ile Yardımcısı Balda (Сказка о купце Остолопе и о работнике его Балде) baģlığı altında V. A. Jukovski tarafından yayımlanır. 118 Asıl metin ise ancak 1882 de yayımlanır. DiĢi Ayı masalı tahminen 1830 yılına aittir. Çar Saltan 1831 yılının Ağustos ayında Tsarskoye Selo da, Balıkçı ile Balık 1833 yılının Ekim ayında, Ölü Prenses ve Yedi Bahadır ise aynı yılın Kasım ayında Boldino da kaleme alınır. ġairin Altın Horoz adlı masalı ise 20 Eylül 1834 te tamamlanır. Bugüne kadar PuĢkin masalları bilim adamları tarafından tür, Ģekil, konu içeriği, kahramanların özellikleri, motifler vb. konularda çok yönlü araģtırılmıģ, incelenmiģ ve değerlendirilse de V. Ġ. ÇernıĢev in ifadesiyle büyük şairin masalları yeterli incelenmemiştir. Bunun en önemli nedeni de elde edilen belgelerin yetersizliğidir. (Cказки великого поэта остаются мало изученными. Главная причина этого 118 Sansürden dolayı metindeki papaz karakteri tüccar olarak değiģtirilmiģtir. Web: adresinden 28 Eylül 2014 te alınmıģtır.

76 65 недостаточность собранных материалов). 119 Hiç Ģüphesiz ki araģtırılması gereken en önemli konular arasında PuĢkin masallarının kaynakları da yer alır. Bu konu üzerine bugüne kadar pek çok çalıģma yapılmıģ olsa da birtakım fikir ayrılıkları da yaģanmaktadır. R. V. Ġezuitova, S. M. Bondi gibi araģtırmacılar yedi masalın kaynağını Arina Radionovna ya bağlarken, diğer araģtırmacılar özellikle M. K. Azadovski ve V. Ġ. ÇernıĢev dadısının sözlerinden birkaç masalın kaleme alındığını, diğer masalların kaynağının ise baģka yerlerden geldiğini savunurlar. PuĢkin, Rus halk masallarıyla Rus masal derleme kitaplarından ve sözlü olarak halkın ağzından tanıģsa da kendi yazdığı masalların konularını genellikle yabancı kaynaklardan almıģtır. PuĢkin masallarında sadece halk masallarından değil, aynı zamanda edebi masallardan da yararlanır. Tercüman, edebiyatçı ve Rus Ģairi A. Ahmatova tarafından tespit edildiği gibi Altın Horoz masalının temelinde Amerikan yazarı olan Ġrving in ( ) Arap Müneccim Efsanesi (Легенда об арабском звездочете) yer alır. Çar Saltan, Ölü Prenses ve Yedi Bahadır adlı masalları daha önceki edebi masalların konularından yola çıkılarak yazılır. ġairin sadece Papaz ile Yardımcısı Balda masalının halk edebiyatından yani Arina Radionovna nın anlattıklarından kaleme alındığı kabul edilir. PuĢkin in folklor anlayıģı çok geniģti. O sadece Rus folkloruna değil, Batı Avrupa folkloruna da baģvurur. ġair masallarının kaynağını edebi ve halk masalları olarak ayırmasa da konularını yabancı ve Rus olmak üzere ayırmaktaydı. PuĢkin konuyla ilgili Ģu yorumda bulunur: Kimi eleştirmenler halkçılığın yerli geçmişten malzemelerin seçimiyle oluştuğunu sanar, diğerleri ise halkçılığı kelimelerde görür, yani düşüncelerini Rusça açıklayıp Rusça ifadeler kullandıkları için sevinirler. (Один из наших критиков, кажется, полагает, что народность состоит в выборе предметов из отечественной истории, другие видят народность в словах, т. е. Радуются тем, что изьясняяся по-русски употребляют русские выражения). 120 ġaire göre bir masalın halk masalı olabilmesi için mutlaka Rus masal malzemesinden oluģması gerekmez, ona göre önemli olan ödünç alınan konuda Rus 119 Ġnternet: Царство славного Салтана. К юбилею книги А. С. Пушкина. Web: adresinden 15 Ağustos 2014 te alınmıģtır. Фин, Л. (1937). a.g.m., 85.

77 66 ruhunu yansıtabilmektir. Bunun en güzel örneği Balıkçı ile Balık adlı masalıdır. Bu masalın Rus kaynaklarından doğmadığı düģüncesi uzun yıllar edebiyat dünyasında bilinmez iken günümüzde ise M. K. Azadovski nin araģtırmasından sonra Balıkçı ile Balık masalının kaynağı Alman masalcı Grimm KardeĢler e dayandırılır. PuĢkin in her masalının tek tek kaynağını araģtırmaya çalıģacak olursak Ģu unsurlar ortaya çıkmaktadır: Çoğu araģtırmacının türkü veya bılina 121 olarak değerlendirdiği PuĢkin in DiĢi Ayı adlı masalı yazarın ilk masallarından biridir. Yazarın masallarını derleyen ve analiz eden A. Jelanski, Ģairin bu masalda geniģ bir toplumsal eleģtiri yapmak istediğini düģünür. Fakat masal bitirilmediğinden bunu kesin olarak söylemek mümkün değildir. DiĢi Ayı adlı masalının kaynağı V. S. Miller in ifadesiyle KuĢlar Destanı (Старина о птицах) adlı Rus destanına dayanır. ġairin bu masalı sözlü olarak bir yerde duyduğunu ve sonradan bu masalı kaleme aldığını söylemek oldukça zordur, fakat onun yararlanabileceği yazılı kaynağı belirtmek mümkündür. Yazarın kütüphanesinde masalcı Çulkov un eserinin bulunması onun bu kitaptan yararlanmıģ olabileceğini gösterir. Fakat Çulkov un eserinde hayvan değil kuģ isimleri yer almaktadır, bu da Ģairin masalının son bölümü için kaynak edindiğini diğer bölümler için ise farklı kaynaklardan yararlandığı düģüncesini uyandırır. 3 Eylül 1831 de eģi Nadejda Gonçarova ile Tsarskoye Selo da bulunduğu sıralarda PuĢkin P. A. Vyazemski ye Ģu satırları yazar: Birkaç gün önce 1000 mısradan oluşan bir masal çıkardım, diğeri ise karnımda gurulduyor ( на днях испразнился сказкой в тысяча стихов; другая в брюхе бурчит). 122 Burada 996 mısradan oluģan Çar Saltan ve muhtemelen Balıkçı ile Balık adlı masallar kastedilmektedir. Çar Saltan ilk defa Ģair daha hayattayken A. S. PuĢkin ġiirleri adlı eserde yayımlanır. Ġddiaya göre PuĢkin bu masalı V. A. Jukovski ile bahis üzerine kaleme alır ve bu bahis sonucu Ģairin Çar Saltan, ġanlı ve Güçlü Oğlu Gvidon Saltanoviç ile MuhteĢem Kuğu Prenses ve A. Jukovski nin yazdığı Çar Berendey, Oğlu Prens Ġvan, Ölümsüz KoĢey in Hileleri ve Kızı Prenses Marya nın Bilgeliği (Сказка о Царе Берендее, о сыне его Иване Царевиче, о хитростях Кощея Бессмертного о премудрости Марьи Царевны, Кощеевой дочери) baģlıklı iki güzel masal ortaya çıkar. ġairin bu masalı o kadar baģarılı olur ki V. A. 121 Bılina (Былина): Kahramanların yiğitliğini anlatan ve yüzyıl Rusya sının yaģam tarzını yansıtan vatansever Ģarkılar, destanlar. adresinden tarihinde alınmıģtır. 122 Ġnternet: Пушкин П. А.Вяземскому. Web: adresinden 9 Temmuz 2014 te alınmıģtır.

78 67 Jukovski bile galibiyetini kabul eder ve PuĢkin e Galip öğrenciye mağlup öğretmenden (Победителю ученику от побежденного учителя ) 123 notuyla bir resim hediye eder. Söz konusu masalın kaynağı oldukça karıģıktır. Çar Saltan masalı üzerine Ģairin çalıģma defterlerinde farklı yıllarda kaleme alınan üç not bulunmaktadır: 1. KiĢinev de bulunduğu döneme ait çalıģma defterindeki not: (1822) 2. Arina Radionovna nın sözlerinden baģlığı altında yer alan not: (1824) yılına ait not. Birinci notla ilgili çeģitli yorumlar mevcuttur. V. E. YakuĢkin ve birçok araģtırmacı bu notu 1822 yılında PuĢkin in KiĢinev de bulunduğu dönemde kaydedildiğini düģünürken, N. O. Lerner daha sonra ise S. A. Fomiçev bu notun yılında yani Mihaylovskoye de kaleme alındığı ve KiĢinev defterine sonradan eklendiği yönünde görüģlere sahiptir. Azadovski kâhin (оракул), kayık (ладья), fırtına (буря), savaş ilanı (объявление войны) gibi ayrıntılara dayanarak bu notu yazılı bir kaynaktan yapılan kısa özet (краткая конспективная запись какого-то книжного источника) olarak değerlendirir. S. A. Fomiçev ise A. S. PuĢkin eserlerinin son derleme çalıģmasında bu notu Rus Halk Masalları Notları (Записи Русских народных сказок) baģlığı altında yayınlayarak altında Ģu açıklamada bulunur: Bu not muhtemelen yıllar arası, Arina Radionovna nın sözlerinden 836 No lu defterine kaydedildi. (Запись «...», сделанная, очевидно «...», в гг., ранее других сказок, записанных от А. Радионовны в тетради ПД. N 836). Arina Radionovna nın sözlerinden baģlığı altındaki ikinci notu Azadovski, Arina Radionovna nın sözlerinden kaleme alınan Rus halk masalı olarak değerlendirir yılına ait notu ise Azadovski yazılı bir kaynaktan alınan not (запись книжного происхождения) olarak değerlendirir ve iki ihtimal öne sürer: Elimizdeki bu yazı ya şiirle düz yazının sıralandığı bir masal metninin deneme çalışmasıdır, ya da yabancı bir kaynaktan yapılan bir çeviridir. (Или перед нами попытка создать текст сказки, в которой бы чередовалась поэтическая и прозаическая форма, или 123 Ġnternet:Таксанов, A. Победителю ученику от побежденного учителя. Web: adresinden tarihinde alınmıģtır.

79 68 же перевод какого-то иностранного источника). 124 Ġkinci ihtimalin daha ağır bastığı dile getirilir. Ona göre PuĢkin in yararlandığı yabancı kaynaklar Ģunlardır: Fransız klasik masalın yazarları olan Madam d Aulnoy un derlemesiyle yayılan ve Ġtalyan yazarı olan Straparola nın HoĢ Geceler (Le piacevoli notti) eserinden alınmıģ bir hikâye ve Fransız çevirmen A. Galland ın yılında Fransızcaya tercüme ettiği Bin Bir Gece Masalları eseridir. Azadovski, Galland ın konusunun Ģairin üçüncü notuyla çok yakın olduğuna dikkat çekmektedir. T. G. Ġvanova gibi Azadovski nin düģüncesine katılmayan araģtırmacılar bu üçüncü notta Çar Saltan adlı masalın çok net belirdiğini, dolayısıyla bunu masalın karalama çalıģması, ilk planı, yani masalın ilk versiyonu olarak değerlendirirler te kaleme alınan not PuĢkin in masalının asıl metnine en yakın olanıdır. Damat adlı masalın kaynağı hakkında bir Ģeyler söylemek oldukça zordur. Kaynağı tespit edilmediğinden bu konu araģtırılmaya açıktır. Balıkçı ile Balık adlı masalın kaynağı konusunda çeģitli görüģler mevcuttur. Bugüne kadar bu eserin kaynağı olarak Afanasyev in derleme çalıģmasından Balıkçı ile Balık, Grimm KardeĢleri nin Balıkçı ile Karısı (Von Fischer und seiner Frau) ve Grimm KardeĢleri nden esinlenerek E. B. Kulman ın yazdığı aynı isimli Balıkçı ile Karısı (The Tale of the Fisherman and Fish) adlı masallar gösterilir. Bu masalın konusu PuĢkin e sonra da Afanasyev e Dal tarafından aktarıldığı yönünde iddialar var, fakat bu iddia L. N. Maykov, M. K. Azadovski ve N. F. Sumtsov gibi araģtırmacılar tarafından reddedilir. Balıkçı ile Balık adlı masalın kaynağını Afanasyev in eserinden Balıkçı ile Balık adlı masalı olduğu yönündeki görüģe M. K. Azadovski katılmamakla birlikte tıpa tıp aynı masalı yazmak, hatta çalıntı yapmak PuĢkin in kiģiliğine ters düģtüğünü düģünerek bu iddiayı reddeder. A. R. Volkov, PuĢkin in Balıkçı ile Balık masalın içeriği ile olan benzerlikten dolayı tüm bilinen masalların metinlerini ayrıntılı bir Ģekilde inceledikten ve karģılaģtırdıktan sonra, söz konusu masalların doğrudan veya dolaylı Ģairin Balıkçı ile 124 Азадовский М. К. (1936). Источники сказок Пушкина. Пушкин: Временник Пушкинской комиссии / АН СССР. Ин-т литературы, Изд-во АН СССР, (1), Москва, 152

80 69 Balık adlı masalın serbest çevirisi (вольный перевод) 125 olduğu sonucuna varır. Bundan hareketle PuĢkin masallarından etkilenmeyen masallar arasında sadece 1835 e kadar kaleme alınan masallar olduğunu ifade eder. Böylece Balıkçı ile Balık ın Rus folklorundan doğduğu yönündeki ihtimaller azalır ve gözler Batı Avrupa ya çevrilir. PuĢkin in masalı Grimm KardeĢler in Balıkçı ile EĢi adlı masalıyla benzerlik gösterdiğinden araģtırmacıların dikkati bu masal üzerine yoğunlaģır. N. F. Sumtsov, Balıkçı ile Balık masalı üzerine yaptığı araģtırmada Grimm KardeĢler in masalının çevirisine yer verse de aralarındaki akrabalık iliģkisine değinmez, çünkü PuĢkin masalının Rus kaynaklarından geldiğine inanır. V. V. Sipovski ise bu konuda yorum ve açıklama yapmasa da bir cümleyle Grimm KardeĢler in masalının PuĢkin masalına kaynak olabileceğini belirtir. N. F. Sumtsov, Alman masalıyla Rus masalı arasındaki benzer noktalara değinirken bazı farklı noktalar üzerinde de durur. En önemli farklardan biri de masaldaki yaģlı kadının bir Papa olmak istemesidir. Bilindiği gibi bu motif PuĢkin masalında yer almaz. Bu motifin PuĢkin masalında yer almamasının sebebi olarak Balıkçı ile Balık masalının kaynağının Arina Radionovna gösterilmesidir. Fakat edebiyatçı S. M. Bondi nin yayınladığı bu karalama çalıģmasında, masaldaki yaģlı kadının bir Papa olmak istediğini görürüz: Özgür Çariçe olmayı istemiyorum, Romalı bir Papa olmayı diliyorum. (Не хочу быть вольною царицей А хочу быть римской папой) 126 Bu karalama çalıģmasına ait metin Lenin SSCB Devlet Halk Kütüphanesinde muhafaza edilir ve ilk defa S. M. Bondi nin PuĢkin in Yeni Sayfaları (Новые страницы Пушкина) adlı çalıģmasında yayımlanır. Diğer önemli ortak özellik ise masaldaki yaģlı kadının her dileğiyle denizin git gide Ģiddetlenen tepkisidir. Aynı Ģekilde derece derece Ģiddetlenen denizin tepkisi PuĢkin masalında da yer alır. Tüm bu ayrıntıları göz önünde bulundurarak PuĢkin in Alman masalcı Grimm KardeĢler in Von Fischer und seiner Frau adlı masaldan esinlenerek kaleme alındığını söylemek mümkündür. 125 Ġnternet: Жаткин, Д., Гришина, О. (2008). А. С. Пушкин и Е. Б. Кульман в контексте руссконемецких литературных связей (Еще раз к вопросу об источнике «Сказки о рыбаке и рыбке») Web: adresinden 13 Ekim 2013 te alınmıģtır. PuĢkin in masalları tarafımdam çevrilmiģtir.

81 70 PuĢkin in Grimm KardeĢler in masallarıyla tanıģmıģ olma ihtimalinden 1855 te N. Ġ. Sazanov söz eder, fakat bu ihtimali belgeleriyle S. M. Bondi ve M. K. Azadovski ortaya koyarlar. Lenin SSCB Devlet Halk Kütüphanesinde muhafaza edilen ve S. M. Bondi tarafından yayımlanan Ģairin Balıkçı ile Balık ın karalama çalıģması PuĢkin in Grimm kardeģlerin masallarından haberdar olduğunu gösterir. Fakat bilindiği gibi PuĢkin, Almanca bilmezdi ve bu ayrıntı onun Alman kardeģlerin masallarını takip edemeyeceği düģüncesini savunanların en önemli noktasıydı. Edebiyat tarihçisi ve PuĢkin araģtırmacısı (пушкинист) olan N. O. Lerner in ifadesiyle Almancayı kötü bilen Puşkin in Pomeranya 127 masalını bildiğini kabul etmek zordur. (Трудно допустить, что Пушкину, плохо разбиравшему по немецки могла быть известна померанская сказка). 128 Azadovski, PuĢkin in bu eserle bir Ģekilde tanıģmıģ olma ihtimali üzerinde durarak birkaç fikir ortaya atar. PuĢkin in Vulf ve Jukovski adındaki arkadaģlarının Almancaya hakim oldukları bilinmektedir. Jukovski, Grimm KardeĢler in eseriyle çok yakından ilgiliydi, hatta bu eseri Rusçaya çeviren ilk isimdi. Azadovski bundan yola çıkarak Ģairin bu eserle Almancayı bilen arkadaģları sayesinde tanıģmıģ olma ihtimaline de yer verir. Bir baģka iddiaya göre Ģairin 30 lu yıllarda bu eserle Fransızca çevirisinden tanıģma ihtimali de olabilir. PuĢkin in kütüphanesinde 1830 da yayımlanan Büyükler ve Küçük Çocukların Eğlenmesi Ġçin Eski Hikayeler (Vieux contes. Pour l amusement de grands et des petits enfans (s. a.)) adlı kitap bulunmaktaydı. AraĢtırmacıların gözünden kaçan, yazarı veya düzenleyeni belli olmayan önsözde Alman halk masallarının çevirisi olduğu bilgisine yer veren bu kitap aslında Grimm masallarının Fransızca çevirisiydi. Papaz ile Yardımcısı Balda adlı masalı Boldino da 1830 da kaleme alınır. Bu masal ilk defa V. A. Jukovski tarafından 1840 ta Tüccar Kuzma Ostolop ile Yardımcısı Balda baģlığı altında yayımlanır. Masalın asıl metni ise 1881 yılında okurlara sunulur. Papaz ile Yardımcısı Balda adlı masalın kaynağı olarak PuĢkin in Mihaylovskoye de dinlediği bir halk masalı gösterilir. Dolayısıyla bu masal Ģairin kaynağını halk masalından aldığı tek eserdir. 127 Pomeranya (Померанья) : Güney Baltık kıyılarında; Polonya'nın batısını ve Almanya'nın doğusunu kapsayan alana verilen isimdir. Tarihte yoğun olarak Slav kökenli halkların etkisinde kalan Pomeranya, günümüzde çağdaģ bir Doğu Avrupa bölgesidir. Web: adresinden 6 Ekim 2015 te alınmıģtır. 128 Азадовский М. К. (1936). a.g.m, 148

82 71 Ölü Prenses ve Yedi Bahadır masalı Balıkçı ile Balık masalından sonra yazılır. Bu masalın konusu Ģairin not ettiği masallar arasında yer aldığından, PuĢkin in masalı bizzat duyduğu ve sonradan üzerinde düzeltmeler yaparak kaleme aldığı düģünülür. V. Sipovskoy Ruslan ve Lyudmila adlı makalesinde yine birkaç cümleyle Ölü Prenses ve Yedi Bahadır ın Rus masalından ziyade Batı Avrupa masalına benzediği ni söylerken ( Мертвая царевна представляется скорее западноевропейской сказкой, чем русской), N. O. Lerner ise V. Sipovskoy un bu masalın Rus halkından daha çok Batı ya ait olduğu düşüncesinin tamamıyla yanlış (мнение В. Сиповского что эта сказка более принадлежит Западу, чем русскому народу, явно неверно) 129 olduğunu ifade eder. Azadovski, karalama metnin asıl masaldan çok uzaklaģtığının altını çizer ve masalın kaynağının Grimm KardeĢler in Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler (Schneewittchen) adlı masalı olduğunu savunur. Metinde Prensesin doğumu, üvey annesinin kıskançlığı ve üvey kızını öldürme kararı, sihirli ayna, Prensesle birlikte oturan on iki bahadırın dıģında on iki bahadırın daha olması, bu on iki bahadırın Prensesin kaldığı ormandaki eve gelmesi ve Prensesin bu on iki bahadırı uyku damlalarıyla uyutması gibi motifler Ģairin asıl masalında yer almaz. Azadovski, Grimm KardeĢler tarafından yazılan Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler masalının, Bolte ve Polivka tarafından çıkarılan konu Ģemasını inceleyerek; PuĢkin in kaleme aldığı Ölü Prenses ve Yedi Bahadır adlı eserin Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler masalından esinlendiğine iģaret eder. Bolte ve Polivka nın hazırladığı Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler adlı masalın konusu ise Ģöyledir: 1. Kar gibi beyaz tenli ve kan gibi al yanaklı kahramanın güzelliği; 2. Sihirli aynaya sahip olan üvey annesinin kıskançlığı; 3. Üvey annesi uşaklarına kahramanı öldürme emri verir; uşak onu ormana götürür, fakat orada canını bağışlar; 4. Üvey annesi onu bulur ve zehirli kemer, tarak, elma gibi nesnelerle öldürmeye çalışır; 5. Pamuk prensesi evinde barındıran cüceler (veya haramiler) ölü prensesi camdan bir tabuta koyar; 6. Kralın oğlu tabutu bulur ve prensesi hayata döndürür; 7. Kötü üvey annesinin cezalandırılması. (1. Красота героини, белой как снег и румяной как кровь; 2. Зависть мачехи, обладающей волшебным зеркалом; 3. Мачеха приказывает слугам убить героиню; слуга уводит ее в лес, но там щадит ее; 4. Мачеха отыскивает ее и 129 Азадовский М. К. (1936). a.g.m, 143

83 72 пытается умертвить посредством отравленного пояса, гребня, яблока; 5. Карлики (или разбойники), приютившие у себя Белоснежку, кладут мертвую девушку в стеклянный гроб; 6. Королевский сын находит гроб и пробуждает девушку к жизни; 7. Наказание злой мачехи). 130 Alman masalında Prensesin doğumu ve kıskançlık motifinin olması PuĢkin in Ölü Prenses ve Yedi Bahadır masalının kaynağının olabileceği ihtimalini güçlendirir. Alman masalında Schneewittchen 131 adını taģıyan Prensesin doğumu Ģöyle anlatılır: Kar tanelerinin gökyüzünden tüy gibi düştüğü bir kış gününde, kraliçe çerçevesi karaağaçtan olan pencerenin önünde oturup dikiş diker. O, dikiş yaparken karı izler, o esnada iğneyi parmağına batırır - üç kan damlası karın üzerine düşer. Kan, beyaz kar üzerinde o kadar güzel gözükür ki Kraliçe aklından şunları geçirir: Keşke benim kar gibi beyaz, kan gibi al yanaklı ve pencere çerçevenin ağacı gibi kara saçlı kızım olsa. Ve kısa bir süre sonra kar gibi beyaz, kan gibi al yanaklı, karaağaç gibi kara saçlı Belosnejka (Белоснежка) 132 adında bir kızı olur. O doğar doğmaz Kraliçe ölür. (Однажды зимой, когда снежные хлопья падали с неба точно перья, королева сидела у окна, рама которого была из черного дерева, и шила. Она шила и смотрела на снег и уколола иглой палец, и три капли крови упали на снег. И так красиво выглядела кровь на белом снегу, что она подумала: «Если б у меня родилась дочь, белая, как снег, красная, как кровь и черноволосая, как дерево рамы». И вскоре она родила девочку, которая была бела, как снег, румяна, как кровь и черноволоса, как черное дерево, и потому еѐ назвали Белоснежкой. И как только она родилась, королева умерла). 133 PuĢkin in masalında Prensesin belli bir adı olmasa da Grimm KardeĢler in masalıyla tıpa tıp aynı görüntüdedir, o da kar gibi beyaz tenli, karakaģlı ve al yanaklıdır: Genç Prenses Yavaşça gelişir O arada büyür, büyür, Yükselir ve çiçek gibi açar Beyaz yüzlü, karakaşlıdır. (Но царевна молодая, Тихомолком расцветая, Между тем росла, росла, Поднялась - и расцвела, Белолица, черноброва) Азадовский М. К. (1936). a.g.m, Schneewittchen - kar gibi beyaz anlamını taģır. 132 Белоснежка - kar gibi beyaz anlamına gelir. 133 Азадовский М. К. (1936). a.g.m, Комаров. В. В. (2000). А. С. Пушкин.Стихотворения и сказки. Новоуральск, 319. Yazarın Damat adlı masalı dıģında alıntıların yapıldığı tüm masallar aynı eserde yer almaktadır.

84 73 Masalın devamında aynanın cevabında da bu özelliklere rastlanmaktadır: Sen güzelsin buna ne şüphe, Fakat prenses herkesten sevimli, Herkesten al yanaklı ve beyaz tenlidir. (Ты прекрасна спору нет; Но царевна всех милее, Всех румяней и белее). 135 Ayrıca PuĢkin in masalında Prensesin doğumu ve annesinin pencere önünde oturup bir kıģ manzarasını seyretme motifi de yerini korumaktadır. Sabahtan akşama kadar bekleyiş içinde. Şafaktan geceye kadar Uzaklara bakmaktan Gözleri yorulur. Can arkadaşı görünmemekte! Tek gördüğü kar fırtınası, Karın yere düştüğü, Ve her yerin bembeyaz olduğu. Dokuz ay gelir geçer, Bir an olsun gözünü uzaklardan ayırmaz. Tam Noel arifesinde, Tanrı ona bir kız nasip eder. (Ждет-пождет с утра до ночи, Смотрит в поле, инда очи Разболелись глядючи С белой зори до ночи. Не видать милово друга! Только видит: вьется вьюга, Снег валится на поля, Вся белешенька земля. Девять месяцев проходит, С поля глаз она не сводит Вот в сочельник в самый, в ночь Бог даѐт царице дочь). 136 Tüm bu ayrıntıları göz önünde bulundurarak PuĢkin in Ölü Prenses ve Yedi Bahadır adlı masalının kaynağı Grimm KardeĢler in Pamuk Prenses adlı eserinden olduğunu söylememiz mümkündür. Altın Horoz adlı masalın konusu PuĢkin in iki farklı çalıģma defterinde yer aldığından araģtırmacılar Ģairin bu masal üzerine uzun süre çalıģtığı düģüncesindedirler. Bu masal Ģairin sanatının son yıllarında YüzbaĢının Kızı adlı romanını kaleme aldığı sıralarda ortaya çıkar. Masalın bitiģ tarihi ile ilgili PuĢkin ayrıntılı bir bilgi vermektedir: Boldino/ 20 Eylül/ 1834/ saat 10, dakika Bu masal Ģairin Boldino da yazılan son masalıdır. Altın Horoz üzerine araģtırma yapan A. A. Ahmatova masalın kaynağını incelemiģ ve PuĢkin in Son Masalı (Последняя сказка Пушкина) adlı makalesinde ayrıntılı bir Ģekilde değerlendirmiģtir. Ahmatova, bu masalın kaynağının Washington Ġrving in Tales of the Alhambra (Альгамбра) adlı derlemesindeki Arap Müneccim Efsanesi (Legend of the Arabian Astrologer) olduğu sonucuna varır de Londra da 135 Сказка о мертвой царевне и семи богатырях, Сказка о мертвой царевне и семи богатырях, Фомичев, C. А. (2006). О жанровой природе сказок Пушкина, Русская литература, Санкт- Петербург, Наука, 13

85 74 yayımlanan Ġrving in The Alhambra adlı kitabı aynı yılda Alhambra nın Granada ġehri Seyahati Öncesindeki Öyküleri (Les contes d Alhambra, précédes d un voyage dans la province de Grenade) baģlığı altında Fransızcaya çevrilmiģtir. Bu kitabın Fransızca çevirisinin PuĢkin kütüphanesinde bulunması Ahmatova nın düģüncesini güçlendirmektedir. Yazar, Ġrving den aldığı konu üzerinde bazı değiģiklikler yapar, ana kahramanlarını kendine has bir yöntemle anlatarak masalını yazar. Örneğin Ġrving in Çarı isimsizken PuĢkin, Çarına belli bir isim (Dadon) vermeyi tercih eder. Ġrving in eserindeki Gotik Bayan karakterinin yerini PuĢkin de gizemli ġamahan Prensesi alır; Ġrving in masalındaki Çara hediye edilen sihirli yardımcı bakır atlı yerini ise PuĢkin in masalında tehlikeyi hissettiğinde, tehlikenin geldiği yöne dönerek öten Altın Horoz karakteri alır. PuĢkin in bu masalında bakır atlı motifine yer vermemesinin nedenini bir sene önce aynı isimli eserde Bakır Atlı kullanmasına bağlayabiliriz. Ayrıca PuĢkin in masalında, Dadon un ülkesine gelen tehlikeye karģı seferlerin düzenlenmesi gibi epizotlara da yer verilir. Ġlk iki seferde Dadon un oğulları ordunun baģında bulunur, üçüncüde ise Dadon un kendisi yola çıkar. Vardığı yerde iki oğlunun da tolgasız ve zırhsız, kılıçları birbirine saplamıģ bir Ģekilde yerde yattığını gören Dadon, ġamahan Prensesi görünce oğullarının ölümüne üzülmez. ġamahan Prensesi tarafından ipekten yapılmıģ çadıra davet edilen Dadon, bir hafta dinlenir ve keyif yapar. Eve gelince Dadon müneccim ile tartıģır bu da onun ölümüne sebep olur. Horoz intikamını alarak Dadon un canını alır. ġamahan Prensesi ise ortadan kaybolur. Görüldüğü gibi Ġrving in eseriyle PuĢkin masalı arasında birkaç ayrıntı hariç benzerlik söz konusu olduğundan bugün Altın Horoz adlı masalın kaynağı Legend of the Arabian Astrologer efsanesi olarak kabul edilir.

86 75 4. PUŞKİN İN MASALLARI 4.1. KAHRAMANLAR Papaz ve Yardımcısı Balda Masalı Papaz ve Yardımcısı Balda masalı Ģair hayattayken sansürden dolayı yayımlanamayan bir eserdir. Ġlk defa V. A. Jukovski tarafından 1840 ta Сын Отечества dergisinde sansür nedeniyle bir dizi düzeltmelerle yayımlanır. Papaz karakteri Kuzma Ostolop olarak, masalın baģlangıcı ise Ģöyle değiģtirilir: Bir varmış bir yokmuş, Titrek kavak alın lakaplı Tüccar Kuzma Ostolop yaşarmış. (Жил- был купец Кузьма Остолоп, По прозванью Осиновый Лоб). Masalın baģlığı da Tüccar Kuzma Ostolop ile Yardımcısı Balda (Сказка о купце Остолопе и о работнике его Балдe) olarak değiģtirilir Papaz Papaz ve Yardımcısı Balda masalı Ortodoks kiliselerinde halkı dolandıran vicdansız din adamlarını eleģtiren ve papazlara yönelik taģlamayı amaçlayan bir eserdir. Bu masalda insanın cimriliği, saflığı, ikiyüzlülüğü gibi özellikler alaya alınmaktadır. Cimri papaz atlara bakmayı, dikiģ dikmeyi, yemek yapmayı bilen, becerikli ve aynı zamanda az ücret karģılığında çalıģacak olan bir iģçi arar. Balda üç fiske karģılığında çalıģabileceğini söyleyince cimri Papaz ucuz iģçiyi bulduğuna sevinir ve Balda nın teklifini kabul eder. Papaz, sadece cimri biri değil aynı zamanda sinsi, kötü niyetli ve üstelik de korkaktır, çünkü ödeģme günü geldiğinde korkudan titreyen papaz ödemeden kaçmak için Balda ya Ģeytanlardan vergi toplamak gibi gerçekleģtirilmesi zor hatta imkânsız görevler verir Balda Balda temiz kalpli, saf, gayretle ve özenle çalıģarak sahibinin bütün emirlerini yerine getiren bir karakterdir. Güçlü ve çalıģkan Balda, Papazın samanlığında yatıp kalkar, dört kiģilik yemek yer, yedi kiģilik çalıģır. GüneĢ doğmadan çalıģmaya baģlar, atı arabaya

87 76 koģar, toprağı sürer, ocağı yakar, yemeği hazırlar, alıģveriģ yapar. Her dürüst insan gibi verdiği sözü tutmaya çalıģır, sözünü yerine getirememek onun için Ģerefsizlikle aynı kefededir: Sözüm altındır (Мое слово- золото), Söz vermekten kaçın, verdiysen yerine getir (Не давши слово крепись, а давши держись). Balda nın bu düģüncesi Domostroy (Домострой) 138 kurallarına uygundur: Her işi gecikmeden zamanında yapmak ve özellikle işçinin emeğinin karşılığını vermeğe özen göstermek. (Всякое дело править без волокиты и особенно оплате не обижакть работника). 139 PuĢkin, Balda karakterini halk masallarına uygun yansıtır. Halk masallarında olduğu gibi Ģair, sıradan iģçi Balda nın manevi yönden papazdan üstünlüğünü gösterir. Balda aynı zamanda cesur, becerikli ve yaratıcıdır. Yaratıcılığı sayesinde Ģeytanlarla yarıģı kazanır ve papazın kendisine verdiği Ģeytanlardan vergi toplama görevini yerine getirir. Edebiyatçı, halkbilimci ve aynı zamanda PuĢkinist olan D. N. MedriĢ, Balda isminin ahmak, budala, enayi ( дурень, дурак ) anlamı taģıdığının altını çizer. Dal in sözlüğünde ise balda kelimesi büyük çekiç, balyoz; yaklaşık 15 funt olan yumruk (большой молот, молотище, кувалда; кулак от 15 фунтов) 140 olarak açıklanmaktadır. M. Semyonova Balda isminin eski Slav isimlerine dayandığını ve Perun 141 ile ilgili olduğunu savunmaktadır: Ona (Perun a) Tarh Tarahoviç veya sıradan Balda, yani büyük çekiç olarak hitap edilir ve örnek olarak bir efsaneyi gösterir. Bu efsaneye göre Tarh, Kiy in demirci dükkânında iģçi olarak çalıģır ve karanlık güçleri sakinleģtirir. Ġ. Smolnikov Balda kelimesinin XVII. yüzyılda bolda olarak yazıldığından dolayı bu kelimenin Boldino ile iliģkili olduğunu düģünür. Balda kurnaz olanları oyuna getiren biridir (Балда этот тот кто перелукавил лукавых) ifadesi karakter hakkında açıklayıcı niteliktedir. 138 Domostroy (Домострой)- Günlük kurallar ve öğütlerin kanunu, bir nevi ataerkil aile yaģantısının ansiklopedisidir. (Свод житейских правил и наставлений, своеобразная энциклопедия русского патриархального домашнего быта.) Web: adresinden 15. Eylül 2015 te alınmıģtır. 139 Ġnternet: Крючкова, А. (2011). Духовно-нравственный смысл сказок А. С. Пушкина, Web: adresinden 25 Kasım 2014 te alınmıģtır. 140 Funt (фунт): 409,5 grama eģit Rus ağırlık ölçüsü; 453,6 grama eģit Ġngiliz ağırlık ölçüsüdür. 141 Perun (Перун): Slav mitolojisinde Yıldırım, ġimģek Tanrısıdır. adresinden 30 Aralık 2015'te alınmıģtır.

88 Altın Horoz Masalı Altın Horoz masalı siyasi bir eleģtiridir. ġair, bu masalı Rus Çarı I. Nikolay ile arasında iliģkilerin kötüleģtiği dönemde kaleme alır. Hükümetle sıkıntılı günler geçiren Ģairin bu masalının sansüre takılması da kaçınılmazdı. Sansürle ilgili Ģair, Ģu yorumda bulunur: Sansür Altın Horoz masalımdaki şu satırların geçmesine izin vermedi: Rahat yatıp hükümdarlık sür ve masal uydurmaca, fakat iyi insanların ders çıkarması gerektiğini ima eder. Krasovski 142 günleri geri döndü. Nikitenko 143 Biryukov dan daha aptaldır. (Ценсура не пропустила следующие стихи в сказке моей о золотом петушке: Царствуй, лежа на боку и Сказка ложь, да в ней намек, Добрым молодцам урок. Времена Красовского возвратились. Никитенко глупее Бирукова) yılına ait mektubunda da Ģairin Ģu sözleri mevcuttur: İnşallah oğlum şiir yazarak ve Çarlarla arasını açarak izlerimden gitmez Çakı ile ağaç kesilmez. (Не дай Бог сыну идти по моим следам, писать стихи и ссориться с царями... Плетью обуха не теребить). 145 Herkes bu masalı siyasi bir eleģtiri olarak değerlendirirken S. M. Bondi bunun öyle olmadığı kanısındaydı: Anlatımın esprili formatı, Çar Dadon un tasviri ve davranışlarındaki alaylı anlatımı, yazarın açıklamalarının olmaması- tüm bunlar eleştirmenlerin Altın Horoz masalının basit düşüncesinin yanlış anlaşılmasına sebep olmaktaydı. Bu masalda siyasi konular ve Puşkin ile Nikolay arasında özel ilişkiler aranmıştır. Aslında Puşkin, kadın gözlerinin ölümcüllüğü ve tehlikeli olduğuna dair esprili bir masal yazmıştır. (Шутливая форма рассказа, иронический тон в описании царя Дадона и его Действий, крайняя лаконичность повествования, отсутствие авторских разъяснений- все это приводило критиков к неправельному пониманию простого смысла сказки о золотом петушке в ней искали политической темы, намеков на личные отношения Пушкина к Николаю и т. д. На самом деле Пушкин написал шутливую сказку на тему об опасности, гибельности женских чар) Krasovski ve Biryukov 1920 li yılların baģlarında aptallıkları ve ödleklikleri ile tanınan sansürcülerdir. adresinden 20 Ekim 2015 te alınmıģtır. 143 A. V. Nikitenko (А. В. Никитенко) - ( ) Profesör, gazeteci ve aynı zamanda sansürcü olan bir edebiyat tarihçisidir. adresinden 27 Aralık 2015 te alınmıģtır. 144 (2002). А. С. Пушкин. Стихотворения. ОЛМА-ПРЕСС, Примечания, Маскевич, Н. (1977). Из неизданных воспоминаний о Пушкине его племянника, Временник Пушкинской комиссии, 1974, Наука. Ленинград: Фомичев, С. А. (2006). a.g.m., 18.

89 78 Altın Horoz masalının ana kahramanı konusunda farklı görüģler söz konusudur. Roman Jakobson, ana kahramanın ve masaldaki olayın taģıyıcı unsurunun altın horoz olduğunu ileri sürerken, Anna Ahmatova bunun Dadon olduğu kanısındadır. Masalın hemen her aģamasında kendisine yüklenilen rolle Dadon önemli bir konumdadır. Bundan dolayı da Ahmatova bu karakterin baģ kahraman olduğunu düģünmüģ olabilir. Ancak bazı araģtırmacılar Rus olağanüstü masallarında iki temel kahraman türü olduğunu savunurlar. Buna etkili ve kusursuz bir kiģiliğe sahip Prens Ġvan (Иван царевич) ile Türk masallarında Keloğlan ile benzerlik oluģturan ve halk dilinde ĠvanuĢka olarak adlandırılan saf Ġvan (Иванушка-дурачок) örnek olarak verilebilir. Saf ĠvanuĢka, yer aldığı hemen hemen tüm masallarda bir dizi engeli baģarıyla aģıp prensesle evlenerek prens ya da Çarın yerine geçer. Yeni Çar olup tahta çıkar Çar Dadon Dadon, yan gelip yatarak ülkesini yönetmeye çalıģan dar kafalı, aptal, saf ve tembel bir çardır. Ülkesi tehlike altında olduğunda bile uykusundan zor uyanır: Çarım uyan, felaket var! - Ne oluyor, beyler? Esneyerek sorar Dadon. A?.. Kim var orda, ne felaketi? (Государь! проснись! беда! Что такое, господа? Говорит Дадон, зевая, - А?.. Кто там?.. беда какая?) 148 uyur. Çar, orduyu tehlikenin geldiği yere gönderir ve ortalık biraz sakinleģince tekrar Çar rahat hayat sürmek için bir müneccimden yardım ister. Çar Dadon tarafından davet edilen büyücü çuvalından altın horozu çıkarır ve tehlike anında horozun öteceğini söyleyerek onu Çara hediye eder. Çar Dadon ise bu iyiliğin karģısında büyücünün her hangi bir isteğini yerine getireceğine söz verir. Çar Dadon tehlikenin geldiği yere iki oğlunu göndererek ikisinden de haber alamayınca kendisi yola çıkar. Vardığı yerde iki oğlunun da birbirine kılıçlarını geçirmiģ vaziyette görünce ilkin üzülür, kısa bir süre sonra ise bu acıyı unutur. Bu derin acıyı 147 Ersoy, C. (2010). a.g.e., Сказка о золотом петушке, 340

90 unutma sebebi ise ġamahan Prensesi olur. Dadon Ģafak gibi parlayan ġamahan Prensesine âģık olur ve bir hafta sonra Prenses ile birlikte Ģehre döner. Müneccim Ģehre dönen Dadon dan kendisine verilen sözü yerine getirmesini ve karģılığında ġamahan Prensesi nin kendisine verilmesini ister, Çar ın tepkisi ise Ģöyle olur: 79 Çar yere tükürür ve Hayır! Hiç bir şey alamazsın, Günahkâr, başını belaya sokacaksın, Sağken defol buradan der. (Плюнул царь: Так лих же: нет! Ничего ты не получишь. Сам себя ты, грешник, мучишь; Убирайся, цел пока). 149 kınar. PuĢkin, acımasızca Çarların despotluğunu, zorbalığını ve otokrat- feodal yönetimi Dadon kelimesi halk dilinde beceriksiz, sakar, biçimsiz insan anlamında kullanılırdı. Dadon sakin ve rahat bir hayat ister, söz vermede çok cömertçe davranır, fakat verdiği sözleri nasıl yerine getireceğini hiç düģünmez ve umursamaz. PuĢkin, masalın sonunda bu tarz Çara yakıģır utanç verici bir son çizmektedir: İşte, şehre girer, Birden hafif bir ses gelir, Bütün başkentin huzurunda, Horoz yerinden uçuverir. Arabaya uçar, Çar ın kafasına konar, Yerinden sıçrar, alnından gagalar Ve süzülerek yükselir O an arabadan düşer Dadon! Oh der ve can verir. (Вот въезжает в город он... Вдруг раздался легкой звон, И в глазах у всей столицы Петушок спорхнул со спицы, К колеснице полетел И царю на темя сел, Встрепенулся, клюнул в темя И взвился... и в то же время С колесницы пал Дадон Охнул раз, и умер он) Şamahan Prensesi ġamahan Prensesi doğu kökenli bir karakterdir. Üstyurt platosunun güney doğusunda, Orta Asya daki Volga nehri kıyılarından kervanların geçtiği meģhur ipek yolu üzerinde, XIV. XVII. yüzyılda Harzem ġahların konakladığı ġemaha adında bir Ģehir bulunmaktaydı. 151 Seyahatleri ve etnografyayı seven PuĢkin in bundan haberinin olması 149 Сказка о золотом петушке, Сказка о золотом петушке, Ġnternet: Шлионская, И. (2011). Сакральная символика пушкинских сказок, Web: 29 Mayıs 2014 te alınmıģtır.

91 80 büyük bir ihtimaldir. ġamahan Prensesi Altın Horoz masalında Çar Dadon u büyüleyen sinsi ve hain bir karakterdir. Rusya tarihinde gerçekte yaģanılan bu olayda Doğu Prenses sinsi ve hain olmasa da Çar ı büyülemeyi baģarır yılında Korkunç Ġvan, eģi Anastasiya Romanova vefat ettikten sonra Kuzey Kafkasya daki ġemaha Ģehrinde kendine yeni bir eģ adayı bulur. Kuçena Tomryukovna isimli ġemaha güzeli Ortodoks dinini kabul etmesiyle Mariya Çerkasskaya ismini alır ve 21 Ağustos 1561 yılında Çar Korkunç Ġvan ile evlenir Altın Horoz Horoz, Rus masallarında aklın göstergesidir. Aynı zamanda kuģ türleri arasında insana en yakın olandır. Buradaki horozun altın renkte olması okuyucuda sihri anımsatır. Altın horoz motifi eski Slav ve Ġspanyol efsanelerine dayanır. Bu efsanelerde horoz dünyanın yaratılıģını ve dünyanın sonunu bildirir. Horozun ötmesi özellikle doğu milletlerin inanıģlarına göre yaklaģan felaketi simgeler. Skandinav destanlarının birinde de Hain Lokki önderliğinde cehennemden ölüler ordusunun çıktığını öterek Tanrılara haber veren Gullinkambi horozu vardı. 153 Horozun ötmesiyle ilgili bazı batıl inançlar söz konusudur. Örneğin üç defa üst üste horozun ötüģü sahiplerinin ölümüne iģarettir. Ayrıca horozun ötüģü misafirlerin veya yağmurun habercisidir. Horozun rengi de önem taģır. Kırmızı horoz, insanlar ve Tanrılar dünyası arasında arabuluculuk yapan Semargl adlı Tanrının kutsal kuģudur. Bu horoz doğal ateģi simgeler, dolayısıyla tehlikeli de olabilmektedir. Beyaz horoz ruhların isteklerini insanlara aktaran Slav mitolojisinde Stribog 154 (Стрибог) Tanrısına adanmıģ olan horozdur. Siyah tavuk veya horozun büyü ile bağı olduğuna ve Eski Rusya da yalan, hastalıklar ve ölüm Tanrısı olan Mor (Мор) Tanrıya adanmıģ olduğu kabul edilir. 155 Slav mitolojisinde güneģ kuģunu simgeleyen horoz, güneģin doğuģunu selamlayarak ötmesiyle güneģi çağıran, karanlığın karanlık güçlerini ise kovalayan bir kuģtur. PuĢkin 152 Ġnternet: Об именах собственных в сказках Пушкина, Web: adresinden 26 Haziran 2013 te alınmıģtır. 153 Ġnternet:Шлионская, И. (2011). Сакральная символика пушкинских сказок, Web: 29 Mayıs 2014 te alınmıģtır. 154 Stribog (Стрибог) - Eski Rus putperestlikte rüzgâr ve hava ile alakalı bir Tanrıdır. adresinden 2 Kasım 2015'te alınmıģtır. 155 Захарченко, М. О. (2008). Языческие и Христианские аллюзии в праздновании Русского рождества (на примере рожденственских предметов), Проблемы истории и теории в дальневосточном изобразительном искусстве и культурологии, (1), 83

92 masalındaki horoz her Ģeyi gören, güneģ gibi dünyada olup bitenlerden haberdardır. Horoz un Çar Dadon u gagalayarak öldürmesi bir nevi intikamdır, çünkü Dadon sürekli komģularının rahatını bozup kötülükler yapan biri olarak yer almaktadır Ölü Prenses ve Yedi Bahadır Masalı Prenses Ölü Prenses ve Yedi Bahadır masalındaki Prenses karakteri halk masallarındaki Prenses Marya, Vasilisa Premudraya, Yelena Prekrasnaya, Marya Morevna gibi karakterlerde olan özellikleri barındırır. Söz konusu Prensesler öyle büyülü güzelliğe sahipler ki onları gören erkek kahramanlar ilk bakıģta akıllarını kaybedecek derecede âģık olurlar ve tüm bu Prensesler masalın sonunda tüm sınamalar ve zorluklara rağmen masalın olumlu kahramanı ile evlenirler. Ölü Prenses ve Yedi Bahadır daki Prenses karakterinde Rus kadınında bulunan mütevazılık, iyilikseverlik, iyi kalplilik, temizlik, duyarlılık, çalıģkanlık ve sözüne sadık kalma gibi iyi özellikler yansıtılır. Prenses, candan sevmesini bilir ve sevdiğine sadık kalır. Yedi Bahadır aralarından kendisine birisini eģ olarak seçebileceğini söylediklerinde Prenses, Yelisey adında niģanlısı olduğunu söyleyerek bu teklifi reddeder. Prensesin verdiği cevapta sıradan köy kızının konuģması sezilir: Ah, dürüst yiğitlerim, Canım kardeşlerim - Diye seslenir Prenses. Yalan söylüyorsam Tanrım buradan kıpırdamaya nasip etmesin. Ne yapabilirim? Ben nişanlıyım. Hepiniz benim için değerlisiniz, Hepiniz cesur ve akıllısınız. Hepinizi yürekten severim, Fakat sonsuza kadar başkasına aidim, Herkesten çok Prens Yelisey i severim. (Ой, вы, молодцы честные, Братцы вы мои родные, - Им царевна говорит, - Коли лгу, пусть бог велит Не сойти живой мне с места. Как мне быть? ведь я невеста. Для меня вы все равны, Все удалы, все умны, Всех я вас люблю сердечно; Но другому я навечно Отдана. Мне всех милей Королевич Елисей.) Сказка о мертвой царевне и семи богатырях, 326

93 82 Prenses karakterinin önemli özelliklerden biri de sıradan insanda bulunan iyi niyet, çalıģkanlık ve hamaratlık olmasıdır. Güzel Prenses tanımadığı boģ eve düģünce Bahadırların evini toplar, temizler, mumları ve sobayı yakar. Ġyi gelin adayı iplik bükmeyi, dikiģ dikmeyi, ekmek ve yemek piģirmeyi bilmeliydi. Tembellik ve özensiz çalıģma eski köy insanları tarafından ayıplanırdı. ĠĢin ve çalıģmanın Tanrı tarafından takdis edildiğine inanıldığından çalıģmaya büyük önem verilirdi. Bu yüzden her genç kızın elinden her türlü iģ gelmeliydi. Domostroy da Ģöyle bir madde bulunmaktadır: Herkes, ev işlerinde ve her yerde haç çıkarıp: Tanrım, kutsal kıl sözlerini söyleyerek işe başlamalıdır. O zaman melekler yardım eder, şeytanlar yok olur ve iş Tanrının hoşuna, insanın ise yararına olur (В домашнем хозяйстве и всюду, всякому человеку... любое дело начать и рукодельничать... перекрестясь и молвить: «Господи, благослави, Отче!»- с тем и начать всякое дело, тогда ему ангелы незримо помогают, а бесы исчезнут, и дело такое Богу в честь, а душе на пользу). 157 Bahadırlar eve gelince: Prenses karşılarına çıkar, Ev sahiplerine selam vererek Saygı eğilişini yapar; Evlerine davetsiz misafir olduğu için Kızararak özür diler. (И царевна к ним сошла, Честь хозяям отдала, В пояс низко поклонилась; Закрасневшись, извинилась, Что-де в гости к ним зашла, Хоть звана и не была.) 158 Evlerine davetsiz girdiği için Bahadırlardan özür dileyen Prensesin bu davranıģında görgü kurallarına ve nezaketine ait hareketler sezilir. Kendisine yeģil Ģarap ikram edildiğinde de Ģarabı reddedip börekten parça koparıp bir ısırık alır. Halk masallarında genellikle Prensesin güzel, hatta tanımlanamaz güzellikte ifadesiyle tasviri yapılır. PuĢkin ise kahramanı karakteristik özelliklerle donatarak tasviri canlı tutmaya çalıģır. Prenses baģtan beri iç ve dıģ güzelliği bir arada barındırır. Mükemmel güzelliğe sahip olan prenses güzelliğini hiç düģünmemekle beraber iyilikseverliğini ve hayırseverliğini insan ve hayvan ayırımı yapmadan önüne çıkan herkese gösterir. Bilindiği gibi hayvanlar temiz kalpli, iyi niyetli insanları hissetmektedir. Prenses ormandaki 157 Ġnternet: Крючкова, А. (2011). Духовно-нравственный смысл сказок А. С. Пушкина, Web: adresinden 25 Kasım 2014 te alınmıģtır. 158 Сказка о мертвой царевне и семи богатырях, 324

94 Bahadırların evine girdiğinde zincirlere bağlı Sokolko isimli köpek ilk baģta havlar, ardından ise kuyruğunu sallayarak oynamaya baģlar. Prensesin Sokolko ya Ģefkatle davranması, Sokolko nun kendi hayatını feda edecek kadar kendisine sadık bir arkadaģ ve koruyucu olmasına neden olur Sokolko (Köpek) Sokolko, halk masallarındaki köpeklerin koruma fonksiyonunun yanında, bağlılık ve sadakat gibi insani duygularla da donatılır. ġair burada sevginin ne kadar büyük bir güç olduğunu, hayvanın bile insanca davrandığını vurgular, iyiliğe ve sevgiye gönderme yapar Prensesin Annesi Bu masalda iyiliksever, cömert, cesaret ve sadakat gibi özellikleri içeren diğer bir kahraman ise Prensesin annesidir. Prensesin annesi sadakatle pencerenin önünde oturup sefere giden kocasını bekler. Fakat PuĢkin bu masalda aynı anda sarayın gerçek hayatını da yansıtır. Bunu eģini kaybettikten sonra yas dönemi biter bitmez evlenmeye ihtiyaç duyan Çar ın davranıģında hissedebilmekteyiz: Çar uzun süre üzgün dolaşır. Ne yapsın? O da günahkâr biridir. Bir sene boş bir rüya gibi geçer, Çar başkasıyla evlenir. (Долго царь был неутешен, Но как быть? и он был грешен; Год прошѐл, как сон пустой, Царь женился на другой.) 159 Halk masallarında anne karakteri ölünce yerini üvey anneye bırakır. PuĢkin masalında ise Çariçe-Anne deki sadakat en büyük insani duygudur ve Çariçe- Anne sevgi ve sadakatinden ölür. Nihayet uzaklardan Çar- Baba geri döner. Çariçe ona bir göz atar, Ağır ağır nefes alır, Sevincine dayanamaz Ve ayin saatine doğru can verir. (Издалеча наконец Воротился царь-отец. На него она взглянула, Тяжелѐшенько вздохнула, Восхищенья не снесла И к обедне 160 умерла.) Сказка о мертвой царевне и семи богатырях, Obednya (обедня): Sabah veya gündüz vaktinde kilisede yapılan Hristiyan ayinidir. 161 Сказка о мертвой царевне и семи богатырях, 317

95 Prensesin Üvey Annesi (Yeni Çariçe) Çariçenin ölümüyle onun yerine geçen yeni Çariçe, mütevazı ve çalıģkan Prenses in tam karģıtıdır. Çariçe sadece kendi güzelliğine odaklanarak dünyanın en güzel kadını olmak ister: Ayna, ayna söyle bana, Doğruları ilet bana: Dünyanın en güzeli, Al yanaklı ve beyaz tenli ben miyim? (Свет мой, зеркальце! скажи, Да всю правду доложи: Я ль на свете всех милее, Всех румяней и белее?) 162 Üvey anne, kendini beğenmiģ, kibirli ve gururlu biridir. Halk masallarında üvey anne karakteri sadece olay fonksiyonunu üstlenir, yani üvey kızını evden uzaklaģtırmakla görevlidir bir bakıma. Ölü Prenses ve Yedi Bahadır masalında ise üvey anne son derece bencildir. Bu bencillik Çariçenin kıskançlığını ve tüm kötü davranıģlarını açıklamaktadır Çernavka (Hizmetçi) Ölü Prenses ve Yedi Bahadır masalında dikkat çeken kahramanlardan biri de Çernavka isimli kötü kalpli Çariçenin oda hizmetçisidir. Bilindiği gibi halk masallarında ana kahramana zarar verme yi genellikle üvey annesinin kendisi, üvey annesinin uģağı veya bu görev için çağrılan büyücü kadın üstlenir. Halk masalında zararı kimin vereceğinin önemi yoktur, önemli olan zarar verme iģleminin yerine getirilmesidir. Bu yüzden bu görevi üstlenen karakterlerin çıkarları belirtilmez. Çernavka, ilkinde kendine verilen görevi yerine getirmez: Prensesi ormanın derinliklerine götürüp, Bir çam ağacı altında Canlı bağlayıp, Kurtlara yem olarak bırakmak. (Весть царевну в глушь лесную, И, связав ее живую- Под сосной оставить там На съедение волкам.) 163 yalvarıģıdır: Çernavka nın, Prensesi serbest bırakmasının iki nedeni vardır. Ġlk sebebi Prensesin 162 Сказка о мертвой царевне и семи богатырях, Сказка о мертвой царевне и семи богатырях,

96 85 Canım benim! Suçum ne benim, söyle? Canımı bağışla, Çariçe olduğumda ise Seni affederim ben. (...Жизнь моя! В чѐм, скажи, виновна я? Не губи меня, девица! А как буду я царица, Я пожалую тебя.) 164 Ġkinci sebebi ise Prensesi serbest bırakmayı kendisinin de istemesidir: Onu sevdiğinden Ne öldürür ne de bağlar. Serbest bırakır ve der ki: Üzülme, Tanrı sana yardım eder Ve evine geri döner. (Та, в душе еѐ любя, Не убила, не связала, Отпустила и сказала: Не кручинься, бог с тобой. А сама пошла домой.) 165 Üvey anne- Çariçe, Çernavka nın yalanını anlayınca ölüm tehdidiyle onu ormana, Bahadırların oturduğu eve gönderir. Çernavka fakir görünümlü bir kıyafet giyerek Prensesi öldürmek için ormana gider. Üvey anne iki olayda da ne kendisi yer alır, ne de bu görev için birini kiralar. Üvey anne kölesine emreder ve köle ona karģı gelmeye hakkı olmadığından bunu kabul etmek zorunda kalır. Böylece PuĢkin, masallara özgü tesadüf olayını ortadan kaldırır. Çernavka karakteriyle baģka masallarda da karģılaģmaktayız. Bova adlı masalında Bova nın annesi (Militrisa Kirbitovna) oğluna zehirli ekmeği hizmetçi bayanla (Девка-Чернавка) gönderir. Klinka masalında Çernavka, hanımefendi ile aynı odada uyuyan hizmetçiye verilen sıfat olarak kullanılır. Çernavka kızı oda hizmetçisi anlamında A. A. Erleyveyn masallarında, Pologanski nin Gerçek ve Yalan masalında, KirĢa Danilov un Vasili Buslaev ve YaĢlı Adam ĠgrimiĢ e Dair ġarkı (Песнь о старце Игримише) eserlerinde de karģımıza çıkmaktadır Prens Yelisey Ölü Prenses ve Yedi Bahadır masalında yer alan kahramanlardan biri de Prensesin niģanlısı Yelisey dir. NiĢanlısına tekrar kavuģabilmek için Yelisey, masallarda aģılması imkânsız olan engellerden geçmez. Onun yiğitliği aģk ve sadakattir. Yelisey sıradan Rus halk ismidir. PuĢkin bu isim için halk konuģma dilinden yararlanmıģ ve bu isim altında 164 Сказка о мертвой царевне и семи богатырях, Сказка о мертвой царевне и семи богатырях, Чернышев, И. (1908). Имена действующих лиц в сказках Пушкина о царе Салтане, о золотом петушке, о мертвой царевне: (Салтан, Гвидон, Дадон, Чернавка), Пушкин и его современники: Материалы и исследования, (6),

97 86 gizli bir anlam saklamıģtır. Tarihteki Yelisey M. Ö yıllarında Ġsrail saltanatında yaģamıģ bir peygamberdir. Peygamber Yelisey, ġeria (Иордан) 167 nehrinin sularını geçme ve Eriha (Иерихон) 168 Ģehrinde suyu tuz ile temizleme gibi mucizeleri gerçekleģtirebilme yeteneğine sahipti. 169 PuĢkin, Prensesin niģanlısına bu ismi vererek sanki Prensesi sonsuz uykusundan uyandırabilmenin ve onunla evlenebilmenin ancak özel güce sahip bir delikanlının laik olduğuna vurgu yapmak istemiģtir Çar Saltan, Şanlı ve Güçlü Oğlu Gvidon Saltanoviç ile Muhteşem Kuğu Prenses Masalı Çar Saltan Saltan, Rus halkının hayallerinde canlandırdığı ideal bir Çardır. Bu kahramanın ana özelliği iyi yürekli olması ve sadakatidir. Saltan, çabuk sinirlense de adil bir Çardır. EĢinin belirsiz bir yaratığı doğurduğuna dair kötü haberi alınca kararını vermek üzere evde beklemelerini emreder. Buyan adasına giden ve orada eģini gören Saltan adeta Ģok olur: Çar görür, tanır Ve birden coşar! Ne görüyorum? Bu ne? Nasıl? Ve içi birden yanar. Çar göz yaşlarına boğulur; Oğluna, gelinine, Eşine sarılır durur. (Царь глядит - и узнает... В нем взыграло ретивое! Что я вижу? что такое? Как! - и дух в нем занялся... Царь слезами залился, Обнимает он царицу, И сынка, и молодицу). 170 Saltan da yansıtılan önemli özelliklerden biri de affedici olmasıdır. EĢini ve oğlunu bulduktan sonra o kadar sevinir ki onlara kötülük yapanların itiraflarını dinler ve onları affeder. 167 ġeria ya da Ürdün Nehri (Иордан): 251 kilometre uzunluğunda olan Orta Doğu'da Büyük Rift Vadisi boyunca akan ve Lût Gölü'ne dökülen bir nehir. Web: adresinden 10 Eylül 2015 te alınmıģtır. 168 Eriha (Иерихон): Filistin Ulusal Yönetimi'nin Batı ġeria bölümünde Ürdün Nehri yanında yer alan eski bir yerleģim yeridir. Web: adresinden 10 Eylül 2015 te alınmıģtır. 169 Бадестова, А. В., Попова, Н. О. (2007). Культурологический анализ персонажей немецкой волшебной сказки «Белоснежка» и «Сказки о мертвой царевне и о семи богатырях» А. С. Пушкина, ВЕСТНИК ЯГУ, 4(3), Сказка о царе Салтане о сыне его славном и могучем богатыре князе Гвидоне Салтановиче и прекрасной царевне Лебеди,

98 87 Her şeyi itiraf eder, Pişmanlıklarını dile getirir, ağlarlar. Çar yaşadığı büyük sevinçten, Üçünü de serbest bırakır. (Тут во всем они признались, Повинились, разрыдались; Царь для радости такой Отпустил всех трех домой) Babariha Çariçe ve yeni doğan oğlu Gvidon un bir fıçı içinde denize atılmasını isteyen Çar Saltan ın üvey annesi Babariha dır. ġairin bu ismi KirĢa Danilov un Derlemesi (Сборник Кирши Данилова ) eserinde Budala (Дурень) baģlıklı masalında Babariha karakterinden ödünç aldığı yönünde görüģler vardır. 172 Bu tür masallarda dokumacı ve aģçı karakterlerine sıkça rastlanılır, fakat bu rolde Babariha karakteri sadece PuĢkin de karģımıza çıkar. Babariha, Rus büyülerinin putperest karakteridir: Babariha nın, onu yakmayan, rahatsız etmeyen kızgın tavayı elinde tuttuğu gibi, beni de, ırmakların adı, hastalık yakmasın, pişirmesin, acı vermesin (Бабариха держит каленую сковороду, которая ее не жжет, не печет, не тревожит; так бы и меня, имя рек, болезнь не жгла, не пекла, не тревожила). 173 Bu karakter Rus büyü sanatına Gürcü Mitolojisinden geçer: Barbale, Barbare, Babar, Bepari güneģ timsali olan tanrıçanın adlarıdır. Ayrıca bu Tanrıça Ģifacı olmasının yanı sıra hastalıkları da iyileģtirebilirdi Prens Gvidon Masalın diğer önemli kahramanı da Gvidon dur. Gvidon, cesur ve güçlü biridir. Fıçıyı bir vuruģla kırar ve hem kendisinin hem de annesinin hayatını kurtarır. Deniz kenarında yemek ararken Kuğu Prensesi kurtarır. Kuğu onun kurtuluģu olur. Kuğunun sayesinde Gvidon adada yeni yükselen Ģehri yönetmeye baģlar. Masalın devamında Kuğu Prensesle evlenen Gvidon aile büyüklerine karģı son derece sayglıdır. Evlenmeden önce niģanlısını annesiyle tanıģtırır ve annesinin rızasını alır. 171 Сказка о царе Салтане о сыне его славном и могучем богатыре князе Гвидоне Салтановиче и прекрасной царевне Лебеди, Никольский, Н. М. (1949). Язык сказок Пушкина, Ученые записки. Пушкинский юбилейный сборник, Ульяновск: Ġnternet: Ронкин, В. Сказка о царе Салтане (Архетипическое и актуальное). Web: adresinden 20 Temmuz 2014 te alınmıģtır. 174 Ġnternet: Ронкин, В. Сказка о царе Салтане (Архетипическое и актуальное). Web: adresinden 20 Temmuz 2014 te alınmıģtır.

99 88 Çar Saltan masalında kullanılan isimlerle Batı ve Doğu olmak üzere dünya ikiye bölünür. Buradaki doğu ismi Saltan (Türk Hükümdarı) a karģı batı ismi Gvidon kullanılır. Ġtalyan ismi olan Gvido lider, önder demektir. 175 PuĢkin in bu ismi bilinçli kullandığı yönünde görüģler mevcuttur. Gvidon isminin su ve derin sularla ilgili olduğunu ve eski Rus Don, Dnepr, Dnestr ve sıradan dip (дно) sözcüğünden kaynaklı olduğunu savunanlar, 176 dalgaların, Çariçeye değil Gvidon a itaat etmesini buna bağlamaktadırlar Kuğu Prenses Gvidon un eģ olarak seçtiği Kuğu Prenses karakteri masalın önemli kahramanlarından biridir. Kuğu Prenses karakterinde bir yandan Vasilisa Premudraya (akıllı, bilgeli), Yelena Prekrasnaya (güzel), Marya Morevna gibi Rus folklorünün geleneksel kadın kahramanlarının, diğer yandan da kutsal kitaptaki (Ġncil) Sofya Premudraya nın özellikleri yansıtılır. Kuğu Prenses de aynı zamanda Rus kadınının iyi yönleri gösterilir: mütevazılık, alçakgönüllülük, çalıģkanlık, iyi kalplilik ve sözüne sadık kalma gibi. Kuğu asaletin, cömertliğin, iffetin gönül temizliğinin ve zarafetin sembolüdür. Kuğu Prenses o kadar güzel ki: Güzelliğiyle gündüz ışığını gölgede bırakır, Gece dünyayı aydınlatır, Saç örgüsünün altında ay parlar, Alnında ise yıldız yanar. Kendisi çok görkemli, Dişi tavus kuşu gibi hareket eder, Irmağın şırıltısı gibi konuşur, Tatlı dillidir. (Днем свет божий затмевает, Ночью землю освещает- Месяц под косой блестит, А во лбу звезда горит. A сама-то величава, Выступает, будто пава; Сладку речь-то говорит, Будто реченька журчит). 177 Kuğu Prensesin bu tasvirinde Litvanya efsanesinden ıģık Tanrıçası Karaluni ile bir benzerlik söz konusudur. Karaluni genç, baģını güneģle taçlandıran, yıldızlarla kaplı ve sağ omzunda ay ile tutturulan bir pelerin (плащ) giyen güzel bir bayandır. Gülümsemesi sabah 175 Ġnternet: Ронкин, В. Сказка о царе Салтане (Архетипическое и актуальное). Web: adresinden 20 Temmuz 2014 te alınmıģtır. 176 Жарникова, C. (2003). a.g.e Сказка о царе Салтане о сыне его славном и могучем богатыре князе Гвидоне Салтановиче и прекрасной царевне Лебеди, 299

100 Ģafağı, gözyaģları ise elmas Ģeklinde yere düģen yağmur taneleridir. Kuğu Prenses ıģık Tanrıçasının mitolojik görünüģüdür. Kuğu, Hint-Avrupa mitolojisinde güneģ ile iliģkilendirilir. GüneĢ kızı beyaz kuğu kılığında deniz sularında yüzerdi. ġimģekli bulutların timsali kuģlar, genç kızların timsali ise güvercin olurdu. Ördek ve kuğu gibi kuģlar gömlek ve kanatlarla donatılırdı. 178 Genç kuģ-kız (дева- птица) a halk masallarında da sıkça rastlanmaktadır. Bu kuģlara sıra dıģı bilgelik vasfı yüklenir ve zor görevlerin üstesinden gelip doğayı emirleri altına almayı baģarırlar. 89 PuĢkin in masalında Kuğu Prensesin kardeģleri vardır; deniz Ģövalyeleri. Kuğu Prenses sadece Tanrısal bilgeliğe değil, aynı zamanda hayatın verdiği bilgeliğe de sahiptir. Bu da masallarda rastlanmayan bir durumdur. Gvidon, Kuğu Prensesle evlenmek istediğini söyleyince Kuğunun cevabı çok ĢaĢırtıcıdır: Beyaz Kuğu susar, Biraz düşünür ve der ki: Evet, öyle bir kız vardır. Fakat eş bir eldiven değildir, Beyaz elinden çıkarıp atamaz, Kuşağına geçirip de susturamazsın. Sana benden tavsiyem Tüm bunları iyice düşün taşın Sonra pişman olmayasın. (Лебедь белая молчит И, подумав, говорит: Да! такая есть девица. Но жена не рукавица: С белой ручки не стряхнешь, Да за пояс не заткнешь. Услужу тебе советом Слушай: обо всем об этом Пораздумай ты путем, Не раскаяться б потом ). 179 Kuğu, asaletiyle çok sevilen bir kuģtur, hatta bazı milletlerin inanıģlarında kutsal kuģ derecesine yükselir. Atalara gösterilen saygı kadar kuğulara hürmet etme âdeti ve bu kuģları öldürme yasağı Sibirya Türk milletlerinde çok eskilere dayanan ve yaygın olan bir adettir. Buryat kabilesi olan Hangin, kendi kökenlerinin kuğu kuģuna dayandığına, bu kuģun kutsal olduğuna ve öldürülmesinin büyük günah sayıldığına inanırdı. BaĢkurt folklorunda da kuğu kuģunun kutsal olduğuna, tüm kuğuların gök Tanrısı Humay ın torunları olduğuna ve tüm BaĢkurtların atası olduğuna inanılırdı Ġnternet: У истоков Русской литературы. Солнечный мир сказок А. С. Пушкина Web: adresinden 19 Ocak 2015 te alınmıģtır. 179 Сказка о царе Салтане о сыне его славном и могучем богатыре князе Гвидоне Салтановиче и прекрасной царевне Лебеди, Ġnternet: Царство славного Салтана. К юбилею книги А.С.Пушкина. Web: adresinden 15 Ağustos 2014 te alınmıģtır.

101 90 Çar Saltan masalının konusuna Rus ve dünya folklorunda sıkça rastlanılır. PuĢkin in bu masalı Arina Radionovna nın sözlerinden kaleme aldığı kabul edilir. Fakat araģtırmacıların dikkat çektiği önemli noktalardan biri Ģairin bu masalı kaleme alırken yararlanabileceği kaynaklarda ve notları arasında Kuğu karakterinin yer almamasıdır. Kuğu karakterinin nasıl ortaya çıktığı konusunda birkaç görüģ mevcuttur: 1) Rus Ģiir mitolojisinde (мифопоэтикa) genç kızı beyaz kuğu ile kıyaslama, karģılaģtırma, özdeģleģtirme geleneği söz konusudur. Örneğin Beyaz Kuğu- Nastasya (Настасья- белая лебедь), Dobrınya nın Düğünü (Свадьба Добрыни) destanından, beyaz kuğu gibi genç eģ (молодой жены да белой лебеди) Dunay ve Dobrınya, Prens Vladimir Ġçin Kız Ġstemekte (Дунай и Добрыня сватаются для принца Василия) destanından, Beyaz Kuğucuk (белая лебедушка) Beyaz Kuğu (Белая Лебедь) masalından. 2) Aleksandr Fedoroviç Gilferding tarafından not edilen Nepra ve Don (Непрa и Дон) destanında daha dünyaya gelmemiģ bahadır çocuğun Çar Saltan adlı masalındaki Kuğu karakterine yakın bir tasviri yapılır: Sana seveceğin bir oğlan doğuracağım. Ayakları dizlerine kadar gümüşten, Elleri dirseklere kadar altından, Saçları sanki aydınlık bir ay, Önünden de sanki bir güneş. (Да несу я те сына любимого,- А по колено- то ноженьки во серебре, А по локоть- то рученьки во золоте, А по косицам- то текут будто светел месяц, Впереди- то как будто солнышко). 181 Prenses Kuğu nun tasvirine benzer bu betimleme bir erkek için kullanılmıģtır. 3) Azadovski, Prenses Kuğu karakterinin kaynağını KirĢa Danilov un derlemesinde yer alan Sel (Поток) adlı destanındaki Ģu satırlarda bulur: Beyaz Kuğuyu görür; Tüyleri sırf altından, Başı kırmızı altınla sarılı Ve incilerle kaplanmıştı. (И увидел он белую лебедушку, Она через перо была вся золота, А головушка у ней увивана красным золотом И скашным жемчугом усажена). 181 Ġnternet: Непрa и Дон, web: adresinden tarihinde alınmıģtır.

102 4) T. V. Zueva nın düģüncesine göre ise Kuğu karakteri yaratılırken sadece folklorun değil Ģairin, eģi Natalya Gonçarova ya duyduğu güzel duyguların da önemli bir yeri vardı. 182 Ona göre PuĢkin eģine yakıģtırdığı özellikleri Kuğu karakterinde yansıtmıģtır. 91 Tavus kuģu gibi yürümekte (И походочка у ней да как павиная), Onda tavus kuģu yürüyüģü vardır (У ей походка павиная), YürüyüĢü tıpkı tavus kuģuyla aynıdır (И походочка у ей чтобы упавая) gibi kalıplar Ģarkılarda ve destanlarda çok sıkça tekrarlanır. Tavus kuģuna benzetme geleneği, bu kuģun güzellik ideali ve onur timsali olduğu düģünülen halk inançlarına dayanmasıdır. Bir bayanın, üstelik bir Prensesin yürüyüģü görkemli olmalıdır. Burada kısaltılmıģ görkemli (величава) sıfatı heybetli, ağırbaģlı, görünüģüyle saygı uyandıran anlamını taģır. Görkemli kelimesiyle Prenses Kuğunun tüm karakteristik özellikleri okuyucunun zihninde canlandırılmaya çalıģılmaktadır Sincap Prenses Kuğu nun Gvidon a yardım ederken gerçekleģtiği dileklerden biri Gvidon un mucize sincaba sahip olması idi. PuĢkin in sincap kahramanı akçam ağacı altında fındıkların içini çıkarıp türkü söyler. ġairin masalda yer verdiği türkü Bahçede mi, Tarlada mı (Во саду ли в огороде) baģlıklı bir halk türküsüdür. Akçam ağacı ses dalgalarını en hızlı yayan ağaçtır. Eski Rusya da akçam ağacı deka, 183 balalayka ve diğer müzik aletlerinde kullanılırdı. Sincabın kırıp içini çıkardığı fındıklar sıradan fındıklar değildir, kabukları altından içi ise zümrüttendir Balıkçı ile Balık Yaşlı Adam Yeryüzünde varlıklı insanlardan daha yardımsever ve karģılıksız iyilik yapabilen fakir insanlara da rastlanır. Aynı özellikler Balıkçı ile Balık adlı masalındaki yaģlı adamda ortaya konulur. Bu adam sakin ve iyi yürekli biridir. Sihirli balığı yakalayınca, kendi 182 Патянина, O. В. (1999). Внешняя красота женщины в изображении А. С. Пушкина, Вестник Омского университета, Омск: (2) 183 Deka (Дека) - Telli müzik aletinin, rezonansını yükseltmeyi sağlayan bir parçadır. (Доска в струнных музыкальных инструментах, служащая для усиления резонанса). adresinden 25. Aralık 2015 te alınmıģtır.

103 92 menfaatini düģünebilirdi, fakat yaģlı adam bunu yapmaz ve hiçbir karģılık istemeden, beklemeden balığı denize bırakır: Altın balığı serbest bırakır Ve ona nazikçe seslenir: Canın sağ olsun, altın balık! Hiçbir şeyini istemem, Mavi denize geri dön Ve özgürce orada yaşa der. (Отпустил он рыбку золотую И сказал ей ласковое слово: Бог с тобою, золотая рыбка! Твоего мне откупа не надо; Ступай себе в синее море, Гуляй там себе на просторе ) Yaşlı Kadın Balıkçı ile Balık adlı masalında PuĢkin, Çarlara yönelik imalı eleģtirisini yapar. Bu masaldaki balıkçının yaģlı eģi her yükseliģ basamağında daha da katılaģır. Soylu kadın olunca yaģlı kadın uģaklarını dövmeye ve saçlarından sürüklemeye baģlar, kendisine o kadar iyilik yapan kocasını ise görmek istemez: Kadın ihtiyara bağırır Ve at ahırına çalışmaya gönderir. (На него прикрикнула старуха На конюшне служить его послала). 185 Sert Çariçe olunca davranıģları daha da katılaģır: Etrafında tehditkâr koruması durmakta, Omuzlarında baltalar tutmaktadır. (Вкруг еѐ стоит грозная стража, На плечах топорики держат). 186 Kocasına ise artık hiç bakmaz: Yaşlı kadın ona hiç bakmadı, Gözlerinden uzaklaştırılmasını emretti. Boyarlarla saraydaki mensuplar koşarak geldiler, İhtiyarı itip kaktılar. Kapıdaki güvenlik koşarak geldi, Az kalsın doğrayacaklardı. (На него старуха не взглянула, Лишь с очей прогнать его велела. Подбежали бояре и дворяне, Старика взашей затолкали. А в дверях-то стража подбежала, Топорами чуть не изрубила) Сказка о рыбаке и рыбке, Сказка о рыбаке и рыбке, Сказка о рыбаке и рыбке, Сказка о рыбаке и рыбке, 315

104 93 eleģtirilir. Balıkçı ile Balık masalındaki egemen sınıflar sözlü halk edebiyatında olduğu gibi 4.2. MOTİFLER Yol Motifi Ölü Prenses ve Yedi Bahadır masalı yol motifiyle baģlar: Çar eşiyle vedalaşır, Yola çıkmaya hazırlanır. (Царь с царицею простился, В путь-дорогу снарядился). 188 Masaldaki genç Prensesin hayatı da zor bir yoldan geçer. Ġlkin Prensesin ormanın derinliklerine götürülüp orada kurtlara yem olarak bırakılması emredilir. Hizmetçi Çernavka acıyıp kendisini serbest bıraktıktan sonra Prenses tek baģına ormanda ilerleyip yedi Bahadırın oturduğu bir orman evine girer: Nişanlı genç kız Sabaha kadar ormanda gezer, Bu esnada durmadan yürür durur Ve sonunda bir eve rastgelir. (Но невеста молодая, До зари в лесу блуждая, Между тем всѐ шла да шла И на терем набрела). 189 görmekteyiz: Prens Yelisey in niģanlısını aramak için yola çıkmasında da yol motifini Prens Yelisey, Tanrıya dua edip Gönlünün dilberi, Genç nişanlısını Aramak için yola çıkar. (Королевич Елисей, Помолясь усердно богу, Отправляется в дорогу За красавицей душой, За невестой молодой). 190 Yelisey yolda güneģ, ay ve rüzgârla konuģarak Prensesin yerini öğrenmeye çalıģır. Bu masalda herkes hareket halindedir. Yedi Bahadır bile evde oturmayıp sabahın erken saatinde evden çıkıp akģam eve dönerler: 188 Сказка о мертвой царевне и семи богатырях, Сказка о мертвой царевне и семи богатырях, Сказка о мертвой царевне и семи богатырях, 322

105 94 Sabahın erken saatlerinde Kardeşler hep beraber Dışarı çıkarlar. (Перед утренней зарею Братья дружною толпою Выезжают погулять). 191 durur. Bir tek Prensesin üvey annesi hiç hareket etmez, evde oturup aynaya sorular sorar PuĢkin in Ölü Prenses ve Yedi Bahadır masalında kahramanları yürüdükleri o zor yolun sonunda manevi bir zafer bekler. Masalın sonunda Yelisey yüksekçe bir dağa çıkıp içinde Prensesin yattığı kristal tabutu bulur ve Prensesi hayata geri getirir. Yol motifi Balıkçı ile Balık masalında da yer alır. Altın Balık yaģlı adamın dileklerini deniz kenarında gerçekleģtirir. Otuz üç yıl bu iģle uğraģan yaģlı adamın masal boyunca tekrarlanan yol güzergâhı evden denize ve denizden yine eve kadardır. Mavi denize gitti (Вот пошѐл он к синему морю...), Karısının yanına geri döndü ( Воротился старик ко старухе). Altın Horoz masalında da yol motifi ayrıntılı bir Ģekilde iģlenir. Horoz, tehlikenin yaklaģtığını hissederek öter ve Çar Dadon tehlikenin geldiği yöne büyük oğlunun önderlik yaptığı orduyu gönderir: Çar ordusunu doğuya gönderir, Ordunun başında büyük oğlu gider. (Царь к востоку войско шлет, Старший сын его ведет). 192 Aradan sekiz gün geçtikten sonra büyük oğuldan ve ordudan haber alınamayınca Dadon, bu sefer küçük oğlunun önderlik yaptığı baģka bir ordu daha gönderir: Çar ikinci orduyu toplar, Büyük oğlunun yardımına Küçük oğlunu yollar. (Кличет царь другую рать; Сына он теперь меньшого Шлет на выручку большого). 193 Yine aradan sekiz gün geçmesine rağmen iki oğuldan da haber alınamayınca bu sefer Çar Dadon, kendisi yola çıkar: 191 Сказка о мертвой царевне и семи богатырях, Сказка о золотом петушке, Сказка о золотом петушке, 341

106 95 Çar üçüncü orduyu çağırır Ve doğuya götürür onu, Bilmeden kendisi, faydalı olup olmadığını Ordu gece gündüz yürür Ve sonunda çok yorulur. Ancak sekizinci günde Çar ordusunu dağlara ulaştırır. (Царь скликает третью рать И ведет ее к востоку, Сам не зная, быть ли проку. Войска идут день и ночь; Им становится невмочь. Вот осьмой уж день проходит, Войско в горы царь приводит). 194 Altın Horoz masalında ironi söz konusudur. Buradaki yol tehlike, belirsizlik ve beklenmedik karģılaģmalarla doludur. Çar Dadon, savaģ seferi sırasında ileride kendi ölümüne sebep olacak olan ġamahan Prenses i ile oturduğu çadırda karģılaģır. Çar müneccime verdiği sözü yerine getirmediği için sonu ölümle sonuçlanır ve Dadon çıktığı yoldan sarayına geri dönemez Açgözlülük Motifi Balıkçı ile Balık masalındaki yaģlı kadın karakterinde insanda bulunan olumsuz özelliklerden açgözlülük yansıtılır. Yoksul balıkçının ağına altın balığın takılmasıyla balıkçı için zor bir hayat baģlar. YaĢlı adamın karısı kocası vasıtasıyla Altın Balıktan her seferinde farklı dilekler dilemeye baģlar. Birinci dilek: Salak, avanak, Balıktan hiçbir şey isteyemedin! Hiç olmazsa balıktan yeni teneke isteyebilirdin, Bizimki iyice bozuldu. ( Дурачина ты, простофиля! Не умел ты взять выкупа с рыбки! Хоть бы взял ты с неѐ корыто, Наше-то совсем раскололось ). 195 Ġkinci dilek: Salak, avanak! Tenekeyi istemiş. Teneke ne işe yarar ki? Geri dön, saygıyla eğil Ve hiç olmazsa bir izbe iste. (Дурачина ты, простофиля! Выпросил, дурачина, корыто! В корыте много ль корысти? Воротись, дурачина, ты к рыбке; Поклонись ей, выпроси уж избу) Сказка о золотом петушке, Сказка о рыбаке и рыбке, Сказка о рыбаке и рыбке, 311

107 96 Üçüncü dilek: Salak, tam anlamıyla avanak! İzbe istemişsin, avanak! Geri dön saygıyla eğil Ve sıradan bir köylü değil Soylu kadın olmak istediğimi söyle. (Дурачина ты, прямой простофиля! Выпросил, простофиля, избу! Воротись, поклонись рыбке: Не хочу быть чѐрной крестьянкой, Хочу быть столбовою дворянкой). 197 Dördüncü dilek: Bir hafta geçti, bir hafta daha, Yaşlı kadın daha da delirdi. Yine adamı balığın yanına gönderiyor. Geri dön, saygıyla eğil, Sadece soylu kadın değil, Özgür Çariçe olmak istediğimi söyle. (Вот неделя, другая проходит, Ещѐ пуще старуха вздурилась; Опять к рыбке старика посылает: Воротись, поклонись рыбке: Не хочу быть столбовою дворянкой. А хочу быть вольною царицей). 198 Çariçeye kadar yükselen yaģlı kadın bu sefer de açgözlülüğüne yenilir ve beģinci defa kocasını balığın yanına gönderir: Geri dön, saygıyla eğil, Özgür çariçe olmak istemediğimi, Okyanusta yaşamayı, Sualtı dünyasının hakimi, Altın Balığın ise Hizmetimde olmasını istediğimi söyle. (Воротись, поклонися рыбке. Не хочу быть вольною царицей, Хочу быть владычицей морскою, Чтобы жить мне в окияне-море, Чтоб служила мне рыбка золотая И была б у меня на посылках). 199 Doymak bilmeyen yaģlı kadın açgözlülüğü yüzünden uçuruma sürüklenir ve neticede elinde hiçbir Ģey kalmaz: Denizin kenarında cevabı çok bekler, Cevabı alamadan kadının yanına geri döner. Ne görsün: karşısında tekrar toprak damı, Eşikte yaşlı kadın oturur, Önünde de kırık teneke durur. (Долго у моря ждал он ответа, Не дождался, к старухе воротился Глядь: опять перед ним землянка; На пороге сидит его старуха, А пред нею разбитое корыто) Сказка о рыбаке и рыбке, Сказка о рыбаке и рыбке, Сказка о рыбаке и рыбке, Сказка о рыбаке и рыбке, 316

108 Açgözlülüğün olumsuz sonuçlarına dair bir diğer örnek ise Papaz ile Yardımcısı Balda adlı masaldır. Papaz, pazarda Balda ile karģılaģarak ucuz fiyata çalıģabilecek bir iģçi aradığını söyler: 97 Az ücret karşılığında, Aşçılık, seyislik ve doğramacılık yapabilecek Birini aramaktayım. Nerede bulabilirim ucuz işçiyi? (Нужен мне работник: Повар, конюх и плотник. А где найти мне такого Служителя не слишком дорогого?) 201 Balda, bu görevi Papazın alnına yılda üç fiske vuruģu karģılığında kabul eder. Ödeme günü yaklaģtıkça papaz alnını kurtarma derdine düģerek Balda ya gerçekleģtirilmesi imkânsız görevler verir: Ödeşme zamanını düşünür, Günler geçmekte, ödeşme günü yaklaşmakta. Yemez, içmez, geceleri uyuyamaz. Daha şimdiden alnı zonklar. (О расплате думает частенько; Время идет, и срок уж близенько. Поп ни ест, ни пьет, ночи не спит: Лоб у него заране трещит). 202 Fakat Balda bu görevlerin üstesinden gelerek papazdan emeğin karģılığını alır: İlk fiske vuruşunda Papaz tavana kadar sıçrar; İkinci vuruşunda Dilini kaybeder; Üçüncü vuruşunda ise İhtiyarın aklı çıkar. Balda ise azarlayıcı tonla Koşmasaydın ucuzluk peşinde der. (С первого щелка Прыгнул поп до потолка; Со второго щелка Лишился поп языка; А с третьего щелка Вышибло ум у старика. А Балда приговаривал с укоризной: Не гонялся бы ты, поп, за дешевизной ) Sözünü Tutamama Motifi Sözünü tutamama motifi Altın Horoz da iģlenir. Çar Dadon müneccimden yardım ister. Müneccim de Çara Altın bir Horoz hediye eder. Çar ise bu iyiliğin karģısında müneccime Ģöyle der: 201 Сказка о попе и работнике его Балде, Сказка о попе и работнике его Балде, Сказка о попе и работнике его Балде, 271

109 98 Çar müneccime teşekkür eder, Altın teklif eder. Bu iyiliğin karşılığında Dile benden ne dilersen, Kendi dileğim gibi Yerine getiririm isteğini der. (Царь скопца благодарит, Горы золота сулит. За такое одолженье, Говорит он в восхищенье, Волю первую твою Я исполню, как мою ). 204 Masalın devamında Çar Dadon ġamahan Prensesine âģık olur ve onu sarayına götürmek ister. Müneccim Çarın arabasının önünü keser, Çarın sözünü tutmasını ve ġamahan Prensesinin kendisine verilmesini talep eder. Çar Dadon ise verdiği sözü yerine getirmez: Hatırlıyor musun, hizmetimin karşılığında Arkadaşça, ilk dileğimi yerine Getireceğinin sözünü verdin? Şamahan Prensesini Bana hediye etmeni isterim. (Помнишь? за мою услугу Обещался мне, как другу, Волю первую мою Ты исполнить, как свою. Подари ж ты мне девицу, Шамаханскую царицу. ) 205 Çar, çok ĢaĢırır ve aģağıdaki cevabı vererek sözünü yerine getirmez: Ne diyorsun sen? der. Şeytan mı içine kaçtı, Yoksa aklını mı kaybettin, Nereden çıkardın bunu? Sözümü verdim ama Her şeyin var bir sınırı. Hem ne yapacaksın sen kızı? (Что ты? старцу молвил он,- Или бес в тебя ввернулся, Или ты с ума рехнулся? Что ты в голову забрал? Я, конечно, обещал, Но всему же есть граница. И зачем тебе девица?) 206 neden olur: Çar Dadon un sözünü tutmaması hem kendi ölümüne hem de müneccimin ölümüne Yaşlı adam karşı gelmek ister, Fakat tüm çabaları boşuna gider. Çar asayla onu yakalar, Alnına vurur, müneccim düşer Ve can verir (Старичок хотел заспорить, Но с иным накладно вздорить; Царь хватил его жезлом По лбу; тот упал ничком, Да и дух вон) Сказка о золотом петушке, Сказка о золотом петушке, Сказка о золотом петушке,

110 İç ve Dış Güzelliğin Çekişmesi Motifi Ölü Prenses ve Yedi Bahadır masalında iç ve dıģ güzelliğin çekiģmesi motifi söz konusudur. PuĢkin burada kadına halk gözüyle bakmaktadır. Bilindiği gibi halk arasında genellikle dıģ güzellik değil, insanın iç güzelliği ön planda tutulur. Halk masallarında da iç güzelliği olan kahramanlar sonunda mutlu olur, iç ve dıģ güzelliğin uyumu onlara tüm engelleri aģtırır. Ölü Prenses ve Yedi Bahadır masalının konusu Rus folklorunda çok yaygın kullanılır. Masallarda genellikle üvey kızlar üvey annelerinden daha güzel olduğundan üvey anneler üvey kızlarını rahatsız eder ve onlara kötü davranırlar. PuĢkin in Prenses kahramanı da beyaz tenli ve karakaģlıdır; güzelliği bir çiçeğe benzer. Dolayısıyla üvey anne Çariçe, Prensesin kötülüğünü ister ve ona ölüm tuzakları kurar. Bu masalda önemli karakterlerinden biri de Prensesin üvey annesi Çariçedir. Çariçe aynadan dünyanın en güzel kadını olmadığını öğrenince Prensesin sürgünü baģlar. Çariçenin güzelliğinin Prensesin güzelliğinden kalır yanı yoktur. O da al yanaklı, beyaz tenli, uzun ve selvi boyludur. Fakat Prenses onun dıģ güzelliğini iç güzelliği ile yener. Çariçenin bencilliği ayna ile konuģmalarında kendini belli eder. Prensesin güzelliği ortaya çıkmadan önce Çariçe aynaya kibar davranır, fakat güzelliğine bir rakibin çıktığını öğrenince davranıģları değiģir: Ah, gıcık cam seni! Beni kızdırmak için yalan söylüyorsun. (Ах ты, мерзкое стекло! Это врѐшь ты мне назло). 208 Çariçenin ahlakı aynayla konuģmalarından ortaya çıkar: Çariçe aynaya gururla bakar Ve kahkaha atmaya, Omuzlarını silkmeye, Gözlerini kırpmaya Yüzüklerini gıcırdatmaya, Sağa sola dönmeye başlar. (И царица хохотать, И плечами пожимать, И подмигивать глазами, И прищѐлкивать перстами, И вертеться подбочась, Гордо в зеркальце глядясь) Сказка о золотом петушке, Сказка о мертвой царевне и семи богатырях, 320

111 100 Ayna burada tarafsız davranan bir nesnedir, o sadece gerçeği söyler. Rus masallarında sihirli ayna motifi rastlanılan bir durumdur, ancak söz konusu masaldaki adaletli aynaya ilk defa rastlanılır: Fakat Prenses yine de senden daha iyi, Al yanaklı ve beyaz tenlidir Diye cevap verir ayna. (Зеркальце в ответ: А царевна все ж милее Все ж румяней и белее). 210 Ayna PuĢkin masalında sadece Çariçenin yüzünü gören bir nesne değildir. Ayna her Ģeyden önce insanın iç özelliklerini, güzelliklerini yani insanın ruhunu yansıtır. Masal boyunca PuĢkin, Prensesin aynaya baktığından hiç söz etmez, fakat buna rağmen ayna Prensesin güzelliğinden haberdar ve onun güzelliğine hayrandır, çünkü onun dıģ güzelliği iç güzelliği ile adeta bütünleģir. Burada ayna geleneksel sihiri niteleyen bir nesnedir ve bilindiği gibi aynalar öteki dünya ile iliģkilendirilir. 211 konusudur: Prensesin yediği zehirli elma sahnesinde de iç ve dıģ güzelliğin bir uyumu söz O (elma) Olgun su ile dolu, O kadar taze, güzel kokulu, Kırmızı altın renkli ki Sanki balla doldurulmuş! Çekirdekleri görünmekte (...Оно Соку спелого полно, Так свежо и так душисто, Так румяно-золотисто, Будто медом налилось! Видны семечки насквозь...) 212 Elma o kadar güzel ki insan gözünü alamaz ve bu elmadan zarar gelebileceğini aklına dahi getirmez: Çekirdekleri görünmekte (Bидны семечки на сквозь...) PuĢkin in bu satırların sonunda üç nokta koyması da boģuna değildir. Bu üç nokta dikkat etmesi gerektiğinin sinyalini verir gibidir. Tabakta dönen sulu elma motifine halk geleneğinde de rastlanılır. Bu elmanın ilk örneği ise muhtemelen Havva ile Adem in cennette yedikleri yasaklı elmadır. Halk inanıģlarında elmanın yardımıyla büyü de yapılır. Saat gece onikide ekģi elmaya söylenen büyülü sözler, XIX. yüzyılda Vladimirov vilayetinde L. N. Maykov tarafından not edilmiģtir. Bu metindeki sözler o kadar keskin ve 209 Сказка о мертвой царевне и семи богатырях, Сказка о мертвой царевне и семи богатырях, Ġnternet: Шлионская, И. (2011). Сакральная символика пушкинских сказок, Web: 29 Mayıs 2014 te alınmıģtır. 212 Сказка о мертвой царевне и семи богатырях, 330

112 kötüdür ki bayanların baģına kötülük gelmemesi neredeyse imkansızdır. Prensesin bir ısırıktan ölüm uykusuna dalması da belki bu yüzdendir. Masal iç güzelliğin galibiyetiyle, mutlu bir sonla biter. Üvey anne (Çariçe) Prensesin yaģadığını görünce kıskançlıktan, üzüntüden ölür Kaybolan Sevgiliyi Arama Motifi Kaybolan Sevgiliyi Arama Motifi halk geleneğinde sık rastlanılan bir motiftir. Sevgili motifini PuĢkin in üç masalında görmekteyiz: Çar Saltan masalında Çar Saltan savaģtayken Babariha ve Çariçenin kız kardeģlerinin kurduğu kumpaslar sonucu Çariçe ile yeni doğmuģ oğlu bir fıçı içine yerleģtirilerek açık denize atılır. SavaĢtan dönen Saltan yüzünde hüzünlü bir ifadesi (c грустной думой на челе) olsa da eģini aramak ve bulmak için hiçbir çaba göstermez. Altın Horoz masalında kaybolan sevgili aranmasa da, ġamahan Prensesi beklenmedik bir anda ortaya çıktığı gibi beklenmedik bir Ģekilde de ortadan kaybolur. Söz konusu motif Ölü Prenses ve Yedi Bahadır masalında ayrıntılı bir Ģekilde iģlenir. Prens Yelisey kaybolan niģanlısını aramaya çıkar ve doğa güçlerinden yardım alarak sevgilisine ulaģır. Burada, tüm zorluklara rağmen sevgisinden vazgeçmeyip tüm engelleri aģarak niģanlısına kavuģmasıyla sadakatlik konusu da iģlenmektedir Kıskançlık Motifi Kıskançlık motifine Ölü Prenses ve Yedi Bahadır masalında yer verilir: Çariçe aynaya dünyanın en güzeli olup olmadığını sorar. Ayna, Prensesin daha güzel olduğunu söyler. Bu cevap üzerine Çariçe kıskançlık krizine girer ve Prensesin ormanın derinliklerinde kurtlara yem olarak bırakılmasını emreder. PuĢkin, kıskançlık motifine çok geniģ bir sahne ayırır: Çariçe yerinden sıçrar, Ellerini sallamaya başlar, Aynaya birden çarpar Ve topuğuyla yere vurur! Ah, gıcık ayna, Beni kızdırmak için yalan söylüyorsun. Benle nasıl yarışır? Ben ona ne yapacağımı bilirim. Beyaz tenli olması Annesinin hamileyken sürekli (Как царица отпрыгнет, Да как ручку замахнет, Да по зеркальцу как хлопнет, Каблучком то как притопнет!.. «Ах ты, мерзкое стекло! Это врешь ты мне на зло. Как тягаться ей со мною? Я в ней дурь-то успокою. Вишь какая подросла! И не диво, что бела:

113 102 Kar izlemesine bağlıdır. Fakat her şeyde, benden Nasıl iyi olabilir? Söyle. İtiraf et, ben en güzelim, Bütün ülkeyi gezsen, Hatta dünyayı dolaşsan Daha iyisini bulamazsın değil mi? Fakat Prenses yine de daha güzel, Daha al yanaklı, beyaz tenli Diye cevap verir ayna. Yapacak bir şey yok, Çariçe kıskançlıkla dolar taşar, Aynayı kanepenin altına fırlatır Ve yanına Çernavka yı çağırır. Prensesi ormanın derinliklerine götürüp, Çam ağacının altına canlı bağlayıp, Kurtlara yem olarak bırakılmasını, Emreder, hizmetçi bayana. Мать брюхатая сидела Да на снег лишь и глядела! Но скажи: как можно ей Быть во всем меня милей? Признавайся: всех я краше. Обойди всѐ царство наше, Хоть весь мир; мне ровной нет. Так ли?» Зеркальце в ответ: «А царевна всѐ ж милее, Всѐ ж румяней и белее». Делать нечего. Она, Черной зависти полна, Бросив зеркальце под лавку, Позвала к себе Чернавку И наказывает ей, Сенной девушке своей, Весть царевну в глушь лесную И, связав ее, живую Под сосной оставить там На съедение волкам). 213 PuĢkin Çar Saltan adlı masalında Çariçenin kız kardeģleri ve Babariha karakterlerinde kıskanma ve öfke duygusunu çok açık bir Ģekilde yansıtır: Mutfakta aşçı kardeş kızmakta, Tezgâhın önünde dokumacı kardeş ağlamakta, Kralın eşini kıskanıp durmaktalar. (В кухне злится повариха, Плачет у станка ткачиха, И завидуют оне Государевой жене). 214 Çariçenin kardeģleri ve Çarın üvey annesi Babariha kurdukları kumpaslar sonucunda Çariçeyi yeni doğmuģ bebeğiyle birlikte fıçı içinde denize bırakılmasını sağlayarak amaçlarına ulaģırlar: Çariçeyi o anda Oğluyla fıçıya yerleştirip, Fıçıyı katranlayıp, yuvarlayarak Denize bıraktılar. (И царицу в тот же час В бочку с сыном посадили, Засмолили, покатили И пустили в Окиян) Сказка о мертвой царевне и семи богатырях, Сказка о царе Салтане о сыне его славном и могучем богатыре князе Гвидоне Салтановиче и прекрасной царевне Лебеди, Сказка о царе Салтане о сыне его славном и могучем богатыре князе Гвидоне Салтановиче и прекрасной царевне Лебеди,

114 Halk masallarında olduğu gibi kıskanma duygusuyla hareket eden kahramanlar masalın sonunda cezalandırılır ve iyiler kazanır. Söz konusu masalda kötü kahramanların cezalandırılması gerekirken, Çar Saltan ailesine kavuģunca duyduğu mutluluktan dolayı kötüleri affeder ve serbest bırakır Meşe Ağacı Motifi Hint-Avrupa mitolojisine göre meģe ağacı gökyüzü Tanrısının, yani ĢimĢeğin sembolüdür. Slav mitolojisinde meģe ağacı halk inanıģına göre Peygamber Ġlya ya dönüģen Perun un, Baltıklılarda Perkunas ın 216 ağacıdır. Eski Yunan Mitolojisinde ise Zeus a su kenarında bir meģe ağacı Ģeklinde tapılırdı. 217 Bunu büyülü sözlerde açıkça görmekteyiz: Denizde, okyanusta, Buyan adasında, İlya- peygamber atlı arabada şimşekle yağmuru kovalamaktadır (На море на океане, на острове Буяне, гонит Илья- пророк в колеснице гром с великим дождем...) 218 Çoğu büyülerde meģe ağacı yerine akağaç kullanılır. Akağaç Hint-Avrupalılarda çok eski zamanlardan beri kutsal ve en temiz sayılan ağaçlardan biridir. Örnek: Denizde, okyanusta Kurgan adasında dalları aşağıda, kökleri yukarıda akağaç durmaktadır (На море на океане, на острове Кургане стоит белая береза, вниз ветвями, вверх кореньями...) 219 Mitolojide meģe ağacı üç katı birleģtiren dünya ekseni olarak sayılır: alt kat (kök), orta kat (gövde) ve üst kat (dal) Ģeklindedir. PuĢkin, Buyan adası ile ilgili halk inanıģlarını kullanarak mucizelerin gerçekleģtiği kendi adasını yaratır ve meģe ağacı motifine de yer verir. Çar Saltan masalında Gvidon ile annesi fıçıdan adaya çıktıklarında Ģu manzarayla karģılaģırlar: Açık alanda bir tepe, Etrafta mavi deniz, Tepede de yeşil bir meşe ağacı (...холм в широком поле, Море синее кругом. Дуб зеленый над холмом) Perkunas (Перкунас) - Baltık mitolojisinde ĢimĢek Tanrısıdır. adresinden te alınmıģtır. 217 Жарникова, С. (2003). a.g.e Ġnternet: У истоков pусской литературы. Солнечный мир сказок А. С. Пушкина Web: adresinden 19 Ocak 2015 te alınmıģtır. 219 Жарникова, С. (2003). a.g.e Сказка о царе Салтане о сыне его славном и могучем богатыре князе Гвидоне Салтановиче и прекрасной царевне Лебеди, 277

115 104 Issız adanın zengin bir Ģehre dönüģmesiyle meģe ağacı da değiģir: Ada ıssızken buradaki meģe ağacından onun (adanın) üzerinde tek bir meşe ağacı büyümekteydi ( Рос на нем дубок единый ). Ģeklinde bahsedilirken, eserin ilerleyen satırlarında bahsi geçen meģe ağacı fidanının, adada güzel bir Ģehrin yükselmesiyle büyük yeşil bir meşe ağacına (дуб зеленый) dönüģtüğünü anlıyoruz Yeni Doğan Çocuğun Sularda Dolaşması Motifi Yeni Doğan Çocuğun Sularda DolaĢması Motifi mitolojide çok sık rastlanılan bir motiftir. Örneğin eski Hint Mahabharata (Махабхарата) adlı destandaki, Karnen in annesi Kunti isimli kahraman, GüneĢ Tanrısı Surya dan hamile kalmıģ ve dünyaya getirdiği gayrimeģru oğlunu, balmumu ile sıvalanmıģ sepetin içine koyarak nehrin sularına teslim etmiģtir. GüneĢ Tanrısı Surya dan doğan bu çocuk babasına benzemektedir- parlak zırh ve altın küpeleri vardır. 221 Doğu masallarında terk edilen, sahipsiz çocukların genellikle saçları altındandır, altın renk güneģi sembolize eder. Ayrıca Ġncil den Hazreti Musa Peygamberin efsanesini de unutmamak gerekir. Hz. Musa, bebekken katranlaģmıģ bir sepete konulup Nil nehrinin kıyılarında terk edilmiģ ve Mısır Prensesi tarafından evlatlık edinilmiģtir FOLKLORİK ÖGELER PuĢkin in sanatında masalların ayrı bir yeri vardır. Ġlk baģta Ģairin masalları yoğun ve sert eleģtirilere maruz kalsa da ilerleyen dönemde masalların değeri anlaģılmıģ ve sevilmiģtir. Çünkü PuĢkin in masalları milli özellikleri ve sıradan halkın hayat tarzını yansıtır ve aynı zamanda Eski Rusya hayat tarzı ile eski Rus kültürü içiçedir Boş Vakti Değerlendirme Masallarda halkın hayat tarzını yansıtmaya çalıģan PuĢkin, bunu en güzel Ģekilde Çar Saltan masalında gerçekleģir. Halk arasında eski Rusya da, bayanların akģamları el iģi 221 Ġnternet:Шлионская, И. (2011). Сакральная символика пушкинских сказок, Web: 29 Mayıs 2014 te alınmıģtır.

116 yaparak sohbet ettiklerine, birbirleriyle hayali düģüncelerini paylaģarak vakit geçirdiklerine ve bu geleneğin yazar tarafından ustaca aktarıldığına Ģahit oluyoruz: 105 Üç kızkardeş pencerenin yanında Bir akşam vakti iplik bükme işiyle uğraşırken, Kardeşlerden birisi der ki, Ben Çariçe olsaydım, Tüm Hristiyan dünyasına Yemek ziyafeti hazırlardım. Diğer kardeşi de der ki Ben Çariçe olsaydım, Tüm dünyaya tek başıma Kumaş dokurdum. Üçüncü kardeş der ki, Ben Çariçe olsaydım, Çar atamız için Bir yiğit oğul doğururdum. (Три девицы под окном Пряли поздно вечерком. «Кабы я была царица, Говорит одна девица, То на весь крещеный мир Приготовила б я пир». «Кабы я была царица, Говорит ее сестрица, То на весь бы мир одна Наткала я полотна». «Кабы я была царица, Третья молвила сестрица,- Я б для батюшки-царя Родила богатыря»). 222 Üç kardeģin iplik bükme uğraģısı dönem kadınlarının boģ vakitlerini değerlendirdiklerine ve bu uğraģının kadının hayatındaki önemine dair bir göstergedir. M. B. Semyonova nın konuyla ilgili Ģu sözleri mevcuttur: Soylu kişilerin eşlerinin ve kızlarının, herkesten daha güzel olma zorunluluğu dışında, aynı zamanda çıkrık başında da rakibi olmamalıydı. İplik bükme işi seçkin kadınların en münasip vakit geçirme işi olarak sayılırdı. (Жены и дочери боярина не только обязаны были быть красивее всех, им и за прялкой надлежало быть вне конкуренции. Прядение считалось наиболее приличным времяпрепровождением для знатных женщин). 223 Ölü Prenses ve Yedi Bahadır masalındaki Prenses in ev iģlerini bitirdikten sonra yedi Bahadırın eve dönmesini beklerken boģ zamanında iplik bükmesi belki de bu yüzden okuyucuda ĢaĢkınlık uyandırmamaktadır Düğün Geleneği ve Kadının Toplumdaki Yeri PuĢkin in halkın hayat tarzını yansıtan masallarından biri de Damat adlı eseridir. Halk masalı havasında yazılan bu eserin en önemli noktası düğündür. Masal ilk okunduğunda basit ve sıradan gibi görünse de ayrıntılar ve kelimelerin anlamı 222 Сказка о царе Салтане о сыне его славном и могучем богатыре князе Гвидоне Салтановиче и прекрасной царевне Лебеди, Бадестова, Н., Попова, Н. (2007). a.g.m. 73

117 106 incelendiğinde yazarın aslında ince hesaplar yaparak anlamını derinlerde sakladığını görmekteyiz. Yazar, bu masalda geniģ düğün tasvirine yer verir: Yemek ziyafeti hazırlanır, Muhteşem börekler yapılır, yemekler pişirilir, Misafirler toplanır, Gelin masaya oturur. Gelinin bayan arkadaşları şarkı söyleyerek ağlaşır. Kızaklar yaklaşır, Damat gelir ve herkes sofraya geçer. Bardaklar çınlayarak tıngırdatılır, Etrafta şerefe sesleri çoğalır, Her taraf gürültülü, misafirler sarhoştur. (- И пир горой; Пекут, варят на славу. Вот гости честные нащли, За стол невесту повели; Поют пордружки, плачут, А вот и сани скачут. Вот и жених- и все за стол, Звенят, гремят стаканы, Зоздравный ковш кругом пошел; Все шумно, гости пьяны). 224 Masalın kadın kahramanı NataĢa nın evlenmesine babası karar verir, NataĢa nın annesinden ise masalda hiç söz edilmez. Kızının evliliği konusunda kimsenin fikrini sormayan baba, NataĢa nın düģüncesini de önemsemez. Bu noktada kadınların arka plana itilip kendileriyle ilgili kararlarda bile söz sahibi olamadıklarını görmekteyiz. PuĢkin, taslağında annesinin NataĢa yı teselli etmek amacıyla kızının saçlarını ördüğüne dair bilgiye yer verir, fakat masalın son halinde bu küçük ayrıntı yer almaz, bu da PuĢkin in anne karakterini özellikle devre dıģı bıraktığını gösterir. Bununla kadınlara gösterilen muamelenin ve toplumda önemsenmediği gerçeğinin altı çizilmek istenmiģ olsa gerek. PuĢkin düğün merasiminin halkalarını tek tek yerine yerleģtirir. Kız isteme olayından önce kız isteyen kadın ile kız babası arasında Ģöyle bir ifade kullanılır: Sizde mal bizde alıcı (y вас товар у нас купец). Bu ifade yalnızca kalıplaģmıģ bir söz değildir, bu sözde derin bir mana da saklıdır. Burada bir kadının vücudu değil, aynı zamanda ruhu da satılmaktadır. ġair, masalda душа- девица ifadesini özellikle kullanır. Baba karakteriyle araerkil aile yapısının hüküm sürdüğü dönemde aile reisi tiplemesinin yansıtılmasının yanı sıra, babanın kızını evlendirmeye karar vermesiyle bir kızın ne kadar hızlı, ani, sorumsuzca evlendirildiği gösterilmeye çalıģılır. Kız istenir ve kızın babası 224 Ġnternet: Жених, web: adresinden tarihinde alınmıģtır.

118 damadı araģtırmadan önüne gelenle kızını evlendirir. Önemli olan damadın zengin olmasıdır, o zenginliğin nasıl kazanıldığı ise kimseyi ilgilendirmez: 107 Zengin, akıllı, Hiç kimseye boyun eğmez. Bu arada boyarlar gibi Endişesiz bir hayat sürer. Geline tilki derisinden kürkler, inciler, Altın yüzükler ve parça kumaşından elbiseler Hediyeler alabilecek güçtedir. (Богат, умен, ни перед кем Не кланяется в пояс, А как боярин между тем Живет, не беспокоясь; А подарит невесте вдруг И лисью шубу, и жемчуг, И перстни золотые, И платья парчевые). 225 ve iģ biter: Burada gördüğümüz gibi gelin kendi hayat pazarlığında pasiftir. Babası karar verir Baba der ki, Ben razıyım. Nataşam benim, Selametle dünya evine girebilirsin. Evde tek başına olmak sıkıcıdır. Sonsuza kadar bekâr kalamazsın, Eğlenerek hayatını sürdüremezsin. Yuva kurma, Çocukları yetiştirme, vakti geldi. (Согласен, - говорит отец, - Ступай благополучно, Моя Наташа, под венец: Одной в светелке скучно. Не век девицей вековать, Не все косатке распевать, Пора гнездо устроить, Чтоб детушек покоить). 226 NataĢa, bu durum karģısında sesini çıkaramaz, çünkü bütün kararlar onun adına verilir ve bu evliliği kabul etmek dıģında baģka seçeneği yoktur artık: Ve der ki: Dediğinizi yapmaya hazırım ben. Siz nasıl dilersiniz. Damadı yemek ziyafetine çağırabilir, Ekmekleri pişirebilir, Muhteşem balları hazırlayabilir, Yemek ziyafetine de insanları çağırabilirsiniz. (И говорит: Послушна я, Святая воля ваша. Завите жениха на пир. Пеките хлебы на весь мир, На славу мед варите Да суд на пир зовите ) Ġnternet: Жених, web: adresinden tarihinde alınmıģtır. 226 Ġnternet: Жених, web: adresinden tarihinde alınmıģtır. 227 Ġnternet: Жених, web: adresinden tarihinde alınmıģtır.

119 108 korkmaktadır: Damat masalında aslında gelin yalnızca pasif değildir, aynı zamanda evlilikten de Nataşa duvara yaslanır, Sanki bir şeyler söylemek ister, Birden hıçkırır, titrer, Ağlar ve kahkaha atmaya başlar. (Наташа к стенке уперлась И словно молвить хочет Вдруг зарыдала, затреслась, И плачет, и хохочет). 228 O dönemin evlilik anlayıģını yansıtan diğer önemli noktalardan biri de damadın gelini isteme merasiminde bulunmamasıdır. Damat, NataĢa yı evin önünde görür, beğenir ve ertesi gün NataĢa yı istemek için elçilerini gönderir. Ġlk bakıģta bu küçük ve önemsiz ayrıntıyla PuĢkin, ataerkil aile yapısının hakim olduğu Rusya da çoğu zaman genç kızların müstakbel eģleriyle düğüne kadar görüģmediğini hatırlatır. Kadının sevmediği adamla aynı evde yaģamak zorunda kalması ve sevmediği adamdan çocuk yapmasının yanı sıra zamanla seversin düģüncesinin hakim olduğu bir döneme vurgu yapılır. PuĢkin döneminde kadınların toplumdaki yeri ve gördükleri muamele bu masalda ustaca anlatılır. Ayrıca üstü kapalı olsa da kadınların gördüğü Ģiddet aktarılır. Bunu Damat masalının Ģu satırlarında görmekteyiz: Novgorod kamçısına Sessizce, hayranlıkla bakmaktaydım. ( На новгородскую камчу Я молча любовалась). 229 Dal sözlüğünde камчa kırbaç, kamçı olarak açıklanmaktadır. Ayrıca kadınları kırbaçla herkesin gözü önünde cezalandırma iģi PuĢkin döneminde sıradan sayılan bir eylemdi Konut Köy halkıyla iç içe yaģamaya baģlayan ve onların yaģam tarzını yakından gözlemleme imkânı bulan PuĢkin, masallarında elinden geldiğince milli özelliklere yer vermeye çalıģır. Eski Rusya da sınıf farkını göstermek amacıyla farklı konutlar kullanılırdı. Knyaz ve boyarlar konaklarda (хоромы), varlıklı insanlar ise iki katlı, birkaç odadan 228 Ġnternet: Жених, web: adresinden tarihinde alınmıģtır. 229 Ġnternet: Жених, web: adresinden tarihinde alınmıģtır.

120 oluģan binalarda otururdu. Odaların içinde ise tahta yataklar, kanepeler, masalar vb. eģyalar yer alırdı. PuĢkin in Ölü Prenses ve Yedi Bahadır masalında Rus konutlarından terem 230 ortaya çıkar ve terem adı altında izbenin tasviri yapılır. Terem de izbe gibi sıcak ve aydınlık bir evdir. Masallardaki bu konutlarda tipik Rus izbesi karģımıza çıkmaktadır: 109 Prenses, halılarla örtülü kanepeler, İkonların altında meşe ağacından yapılmış bir masa, Yatmaya uygun çinili, çıkıntılı Rus sobası olan Aydınlık bir odanın ortasında kendini buluverir. (И царевна очутилась В светлой горнице; кругом Лавки, крытые ковром, Под святыми стол дубовый, Печь с лежанкой изразцовой). 231 Bahadırların ormandaki ev tasvirinde varlıklı bir köy evini görmekteyiz: neģeli ve karnı tok bir köpeğin bulunduğu geniģçe bir avlu, yüksek eģik ve demir halkalı bir kapı. Evden içeri girildiğinde kırmızı köģe de dizili duran ikonların bulunduğu aydınlık oda, ikonların altında meģe ağacından yapılmıģ bir masa, 232 üç duvar boyunca halılarla örtülü kanepeler, yukarıda uyumak için polati 233 ve yatmaya uygun çinili, çıkıntılı Rus sobası ile karģılaģmaktayız. Bu tasvire dayanarak ormanın ortasında yaģayan yedi Bahadırın halinin vaktinin yerinde ve evlerinin zengin eģyalarıyla donatılmıģ olduğunu söylemek mümkündür. Rus izbesinde gornitsa 234 (горница) haricinde svetlitsa (светлица) 235 olarak adlandırılan aydınlık bir oda bulunmaktaydı. Svetlitsa yılın sıcak mevsiminde genç kızların el iģi yaparak kendilerine çeyiz hazırladıkları üst katta ısıtılmayan bir odadır. Svetlitsa ya Ölü Prenses ve Yedi Bahadır ve Çar Saltan adlı masallarda rastlanır: Genç kızı yukarıdaki Aydınlık svetlitsaya götürürler. (Отвели они девицу Вверх во светлую светлицу) Terem (Терем) - (Eski Rusya da) konaklarda, büyük evlerde, saraylarda giriģ üzerinde yapılan ve yüksek çatı ile kapatılan aydınlık, yaģamaya uygun üst balkon, 18. yüzyıla kadar tavan arası (чердак) veya kule (вышка) gibi isimler de kullanılırdı. adresinden 20 Aralık 2015 te alınmıģtır. 231 Сказка о мертвой царевне и семи богатырях, Rusya da her evde ikonların asılı olduğu, kırmızı köģe (красный угол) olarak adlandırılan bir köģe vardı ve masa daima bu ikonların altına konulurdu. adresinden 30 Kasım 2015'te alınmıģtır. 233 Polati (полати) - köy evinin iç donanımının vazgeçilmez bir parçasıdır. Tüm ailenin yattığı, tavan altında tahtadan yapılan geniģ döģemedir. adresinden 20 Eylül 2015 te alınmıģtır. 234 Gornitsa (горница) - köy evinde üst katta bulunan oda. adresinden 26 Aralık 2015 te alınmıģtır. 235 Svetlitsa (светлица): genellikle evin üst katında bulunan aydınlık bir oda. adresinden 29 Aralık 2015 te alınmıģtır. 236 Сказка о мертвой царевне и семи богатырях, 324

121 110 Çar Saltan masalında da üç kardeģ svetlitsada oturup iplik bükme iģiyle uğraģırken Çar Saltan onlara svetlitsa dan çıkıp peģi sıra gelmelerini ister: Siz ise sevimli kardeşler Svetlitsa dan çıkıp Benim ardımdan Benim ve kardeşinizin peşinden gelin. (Вы ж голубушки сестрицы Выберайтесь из светлицы, Поезжайте вслед за мной Вслед за мной и за сестрой). 237 Ġnsanların varlıklı olduğunu gösteren diğer konutlardan biri de palata 238 (палата) dır. Balıkçı ile Balık masalındaki Altın Balığın yardımıyla yaģlı kadın yükselirken toplumdaki statü ile birlikte konutun da yükseldiğini görmekteyiz. BaĢından beri toprak bir dam da (землянка) oturan yaģlı kadın, ilk önce Altın Balıktan bir izbe ister. Yine Altın Balığın yardımıyla soylu kadın olunca yüksek bir terem de yaģayan kadın, Çariçeye yükselince Çarların oturduğu palata larda oturmaya baģlar. Zengin ve soylu insanlar Teremlerde, Palatalarda, saraylarda ve köģk gibi konutlarda otururken alt tabakadaki insanlar ise küçük poluzemlyanka 239 (полуземлянка) larda otururdu Şehir ġairin Çar Saltan masalındaki Ģehir tasvirinde eski Rusya Ģehirleri yansıtılır: Eski Rus Ģehirlerinin çoğu sarayın etrafında kurulurdu. Saray Ģehrin merkezinde yer alırdı. Bu Ģehirlerde ibadethaneler, manastırlar ve kiliseler gibi dini yapılar da yer alırdı. ġehir kelimesi eskiden güçlü bir yerleşim yeri (крепкое поселение) demekti. Bu Ģehir, olası saldırılara karģı diģli kale duvarlarıyla çevrilirdi. 237 Сказка о царе Салтане о сыне его славном и могучем богатыре князе Гвидоне Салтановиче и прекрасной царевне Лебеди, Palata (палата): saray anlamına gelen Latince 'palatium' kelimesinden kökünü alan palata ortaçağ Rusyasında taģ bina için kullanılan bir terimdir. adresinden 30 Aralık 2015 te alınmıģtır. 239 Poluzemlyanka (полуземлянка)- tabanı yerden alçakta olan, çatısı ise genellikle toprakla kapatılan bir konut çeģididir. adresinden 27 Aralık 2015 te alınmıģtır.

122 Kılık- Kıyafet PuĢkin masallarında milli özellikleri yansıtan biri de kıyafet ve aksesuarlara rastlanır. Konutlarda olduğu gibi kılık kıyafette de insanların ait oldukları tabaka yansıtılır: Eşikte yaşlı karısı durmakta Üzerinde samur derisinden Duşegreyka 240, Kafasında parça 241 kumaşından bir başlık 242, Boynunu inciler sarmış, Ellerinde altın yüzükler, Ayaklarında kırmızı çizmeler. (На крыльце стоит его старуха В дорогой собольей душегрейке, Парчевая на маковке кичка, Жемчуги огрузили шею, На руках золотые перстни, На ногах красные сапожки). 243 PuĢkin, DuĢegreyka nın zengin aileler tarafından kullanıldığını bize samur kelimesiyle hissettirir. Soylu kadınların kıyafetleri kumaģlarıyla da fark göstermekteydi. Balıkçı ile Balık masalındaki yaģlı kadının giydiği kiçka baģlığı sıradan değildir, parça kumaģındandır. Kadının boynundaki inci kolyeler ve ellerindeki altın yüzükleri tamamlayan aksesuarlardan biri de kadının ayağındaki kırmızı çizmelerdir. Eskiden zenginler yumuģak çizmeler, fakirler ise ağaç kabuğu lifinden yapılmıģ kumaģtan ayakkabılar giyerlerdi Yemek Ziyafeti (пир) Rus folklorunda yemek ziyafeti (пир) önemli bir yere sahiptir. PuĢkin, bu ayrıntıyı kaçırmayıp masallarında birkaç kez yemek ziyafetine yer verir. Çar Saltan ve Ölü Prenses ve Yedi Bahadır masallarında yemek ziyafeti kalabalıkta neģeyle kutlanır ve mutluluk havası içerisinde gerçekleģir: 240 DuĢegreyka (душегрейка): ruh (душа) ve ısıtmak (греть) kelimelerinden türetilmiģtir. DuĢegreykaçoğu zaman vatkalı, astarlı, kadife, parça, yarım parça, ipek gibi kumaģından yapılan askılı bir kadın kıyafetidir. adresinden 27 Aralık 2015 te alınmıģtır. 241 Parça (парча): Altın veya gümüģ iplikten yapılan bir kumaģ türüdür. adresinden 27 Aralık 2015 te alınmıģtır. 242 Buradaki baģlık kiçka (кичка) dır. Kiçka, evli kadınların eski Rus milli baģlığıdır. Genellikle parça kumaģından yapılır. BaĢörtünün köģe uçları alnında küçük boynuzları andıracak Ģeklinde bağlanır. adresinden 27 Aralık 2015 te alınmıģtır. 243 Сказка о рыбаке и рыбке, 313

123 112 Herkes sofraya oturur Ve eğlenceli yemek ziyafeti başlar. Daha önce hiç kimse Böyle yemek ziyafeti görmemiştir. (И садятся все за стол; И веселый пир пошел). 244 (И никто с начала мира Hе видал такого пира). 245 Balıkçı ve Balık masalında boynu incilerle dolu, ellerinde altın yüzükler ve pahalı kıyafetler içinde oturan yaģlı kadının önünde yiyeceklerle dolu bir sofra kurulur. YaĢlı kadın tek baģına sofranın baģına oturur ve herkese kibirli davranır: Yaşlı adam karısına döner Ve ne görsün? Önünde Çarlık Sarayı. Sarayda eşini görür; Çariçe olarak sofranın başında oturur. Yaşlı kadın kekleri yer, Boyarlar ve soylu insanlar ise ona hizmet eder Denizaşırı şarapları servis eder. Etrafında tehditkâr bekçiler dolaşır, Omuzlarında da baltalar taşır (Старичок к старухе воротился, Чтож?пред ним царские палаты, В палатах видит свою старуху, За столом сидит она царицей, Служат ей бояре да дворяне, Наливают ей заморские вина; Заедает она пряником печатным; Вкруг еѐ стоит грозная стража, На плечах топорики держат). 246 Sofra insanları bir araya getirip kaynaģmayı sağlar. Bir araya gelen insanlar sofra baģında yemekleri yerken sohbet edip neģelenirler. Balıkçı ile Balık masalındaki yaģlı kadın ise sofranın baģında tek oturup yanına kimseyi istememektedir ve ileride de her Ģeyden mahrum kalarak bencilliğinin cezasını çekecektir İnanç- İnanışlar Bilindiği gibi Hristiyanlıkta ikonun önemli bir yeri vardır. Ortodoks ayinlerinde ve gündelik hayatta mumlar yakılarak raflara yerleģtirilen ikonlar, kırmızı köģe olarak adlandırılan bir köģede, sıradan bir izbeden zengin ve görkemli evlere kadar her evin vazgeçilmez bir nesnesidir. Kırmızı (красный), kutsal (святой), ön (передний) ve büyük (большой) köģe gibi farklı isimlerle adlandırılan bu köģeler genellikle ocağın çaprazında 244 Сказка о царе Салтане о сыне его славном и могучем богатыре князе Гвидоне Салтановиче и прекрасной царевне Лебеди, Сказка о мертвой царевне и семи богатырях, Сказка о рыбаке и рыбке,

124 bulunmaktaydı ve bu köģede Вojnitsa (Божница) olarak adlandırılan rafta ikonlar, altında ise yemek masası yer alırdı. Bu ön köģe daima en önemli yer olarak sayılır ve bu yere düğün zamanında yeni evlenen çift, bayramlarda ise en saygın misafirler oturtulurdu. Çoğu evlerde ikonların bulunduğu sabah ve akģam dualarının yapıldığı ve eve davet edilen rahiplerin dua okuduğu odalar bulunurdu. Aslında ikon olarak adlandırılan nesne kaynağını Roma katakompundan 247 almaktadır. 113 PuĢkin, Hristiyanlığın en önemli ögelerinden biri olan ikonla hayatı boyunca iç içe idi. Yazarın yaģadığı veya arada sırada uğradığı Petersburg, Moskova, Mihaylovskoye, Boldino, Petrovsk ve Trigorsk taki evlerinde ikonlar hep mevcuttu. Yazarın masallarında raflara yerleģtirilen ikonlardan oluģan ve her zaman duaların yapıldığı bir yer olan kırmızı köģe sanki öteki dünyanın saltanatına açılan bir penceredir. Bu tarz bir kırmızı köģeye PuĢkin, Ölü Prenses ve Yedi Bahadır masalında değinir: Üzerinde ikonların asılı olduğu, Kanepeye düşer, Sessiz ve hareketsiz kalır. (И она под образа Головой на лавку пала И тиха, недвижна стала...) 248 Buradaki önemli ayrıntı Prensesin kırmızı köģenin yanına düģmesidir. Ġkonların yanına düģmesi onun ölüm uykusundan uyanacağına bir iģarettir adeta. Ġkonlara davranıģ Ģekli kiģinin karakteristik özelliklerini de yansıtır. Eve gelen misafir ilk önce ikonların karģısında kısa bir dua edip, haç çıkarır, sonra ise ev sahiplerini selamlar. Bu geleneğin anlamı misafirin iyi niyetle geldiğine Tanrı yı Ģahit göstermesidir. Ancak bunun zıt anlamı da olabilir. Eğer eve gelen misafir ikonlara haç çıkarmazsa ev sahibi bu misafir hakkında iyi Ģeyler düģünmezdi. Buna Damat adlı masalda rastlamaktayız. Gelin NataĢa nın misafirlere gördüğünü bir rüya gibi anlattığı, ancak sahnenin gerçekten yaģandığı bir durum ortaya konulur: 247 Katakomp (катакомба): dinlerin yasak olduğu dönemlerde Roma da Hristiyanların toplandığı 4-5 kattan oluģan, derinliği ise 25 metreye kadar ulaģan yeraltı mezarlıkları, ilk Hristiyanların yer altı ibadethaneleridir. : Робинов, Ю. Нравственные основы творчества А. С. Пушкина Сказка о рыбаке ирыбке, 2. Web: adresinden 7 Kasım 2013 te alınmıģtır. 248 Сказка о мертвой царевне и семи богатырях, 330

125 114 Sesler duymaya başladım Yanlarında güzeller güzeli bir bayanla On iki Bahadır hep beraber içeri girdi. İkonlara bakmadan, eğilmeden içeri girdiler, Şapkalarını çıkarmadan, Dua etmeden masaya oturdular. (Вот слышу много голосов... Взошли двенадцать молодцов, И с ними голубица Красавица-девица. Взошли толпой, не поклонясь, Икон не замечая; За стол садятся, не молясь И шапок не снимая). 249 Odanın içinde saklanan ve bu sahneye Ģahit olan NataĢa, on iki adamın hareketlerinden haramiler olduğunu anlar. Altını çizmemiz gereken ilginç noktalardan biri de haramilerin evinde bile ikonların bulunmasıdır. Masalda haramilerin dine saygısızlığı vurgulanmakta ve PuĢkin in kiliseye yönelik eleģtirisi, kilise adı altında yapılan haksızlıklar ve adaletsizlikler ortaya konulmaya çalıģılmaktadır. Ġkonların düğün geleneğinde de önemli bir yeri vardır. Evliliğe doğru giden yol takdisle baģlar. Evlenecek olan çiftin anne ve babası Hz. Ġsa ile Bakire Meryem Ana ikonlarını alırlar, çiftin üzerinde haç iģareti yaparak gençleri takdis ederler ve böylece çiftin evliliğine razı gösterilir; uzun ve mutlu bir yaģam dilenir. Bu ikonlar kutsal sayılır ve hayat boyunca yeni evin kırmızı köģesinde muhafaza edilirdi. Genç çifti takdis etme âdetini yazar, bizzat yaģamıģ ve bunu masallarına yansıtmıģtır. Damat masalında NataĢa yı istemeye gelen kadın kısaca damadı tanıtır ve hemen asıl konuya geçer: Dün dışarıda gezerken Onu (Nataşa yı) avluda gördü; Evinden ikonların olduğu kiliseye Gitme vakti gelmedi mi? ( Катаясь видел он вчера Ее за воротами; Не по рукам ли, да с двора, Да в церковь с образами?) 250 Çar Saltan masalında da Prens Gvidon, Prenses Kuğu ile evlenmeye karar verince annesinin yanına gider ve annesinin rızasını alır: Canım annecim! Sana itaatkâr olacak kızı, Kendime ise bir eş seçtim. Rızanı istiyor, ( Государыня-родная! Выбрал я жену себе, Дочь послушную тебе, Просим оба разрешенья, 249 Ġnternet: Жених, web: adresinden tarihinde alınmıģtır. 250 Ġnternet: Жених, web: adresinden tarihinde alınmıģtır.

126 115 Helalliğini diliyoruz. Çocuklarına razı göster Huzur ve sevgiler dile. Anne gözyaşları içinde, Eğilmiş başların üzerinde, Mucizeler yaratan ikonu hareket ettirerek: Tanrı sizi kutsasın der. Твоего благословенья: Ты детей благослови Жить в совете и любви». Над главою их покорной Мать с иконой чудотворной Слезы льет и говорит: «Бог вас, дети, наградит ). 251 Bu masalda Gvidon un babası yanında olmadığından annesinin tek ikonla takdis ettiğini görmekteyiz, fakat bu ikon sıradan bir ikon değildir, mucizeler yaratan (чудотворная) bir ikondur. Düğün gününde kilisede yeni evlenen çiftlere nikâh ikonları veriliyor ve bu ikonlar nikâh mumlarıyla ömür boyu kırmızı köģede muhafaza ediliyordu. Nikâh töreninden sonra genç çift yeni evlerine gidiyor ve ikonlar burada da devreye giriyordu. Çiftin ebeveynleri ya da yakın insanlardan kimseler yeni çiftten önce eve giderek onları evin önünde ikonlarla karģılıyorlardı. Kiliseye girerken ve çıkarken evlenecek çiftin önünde elinde nikâh ikonuyla ikonofor (иконофор) 252 bulunuyordu. Bu iģ için genellikle erkek çocukları görevlendiriyorlardı. PuĢkin, Gonçarova ile evlenirken de aynı gelenekler uygulanmıģtı. Ġkon insanın hayatında daima önemli yere sahipti, son yolculuğa uğurlanırken bile insanın ayrılmaz bir parçası idi. Ġkon tabutun içine ölen kiģinin göğsüne yerleģtiriliyordu. Ayrıca haç Ģeklindeki mezar taģının üzerindeki küçük ikon kabına ikon yerleģtiriliyor ve camdan bir ikon lambası (kandil) yakılıyordu. Bunun için çoğu zaman tahtadan ikon değil bakırdan yapılan ikonlar kullanılıyordu. 253 Çar Saltan masalında dini ögeleri yoğun olarak görmekteyiz. Masaldaki olaylar iki mekânda gerçekleģir: Çar Saltanın sarayı ve Prens Gvidon un yönettiği Buyan adasındaki saltanatlık. PuĢkin, Saltan diyarındaki dine dair küçük bir ayrıntıya bile yer vermemiģken, Gvidon un saltanatında Hristiyanlığın hakim olduğunu çok net resmeder. Prens Gvidon vaftiz edilmiģtir, fakat okuyucu bu ayrıntıyı fıçının karaya varması ve Gvidon la annesinin dıģarıya çıkmasıyla öğrenmektedir: 251 Сказка о царе Салтане о сыне его славном и могучем богатыре князе Гвидоне Салтановиче и прекрасной царевне Лебеди, Ġkonofor (Иконофор): Ġkonları taģıyan kimse. 253 Ġkonlar sadece insanın bireysel hayatında değil, kamu ve devlet hayatında da ayrı bir yere, öneme sahipti. DüĢmanların saldırısı veya doğal afet sırasında mucize yaratan ikonlar kaldırılırdı, yani ikonlar ibadethanelerden çıkarılır, haçlarla yürüyüģ yapılır ve dualar okunurdu. Bu nedenle günümüzde Rusça da ikonu yükseğe kaldırmak (поднимать икону) diye bir ifade vardır.

127 116 Haç kolyesinden ipek ipini çıkarır Meşe ağacından yapılmış yayına geçirir. (Со креста снурок шелковый Натянул на лук дубовый). 254 Adada yükselen yeni Ģehirde tipik Hristiyan Rus Ģehri yansır: Kilise kubbeleri Ve kutsal manastırlar gözükür. (Блешут маковки церквей И святых монастырей). 255 Halk önlerine koşar, Kilise korosu Tanrıyı över (ilahi söyler) (К ним народ навстречу валит; Хор церковный Бога хвалит). 256 Masalın devamında Kuğu Prenses le evlenmek isteyen Prens Gvidon annesinin karģısına çıkarak helallik ister. Gvidon un annesi Tanrı sizi kutsasın diyerek helalliğini verir ve mutluluklar diler. Masalın sonunda Çar Saltan oğlu Gvidon un saltanatını ziyaret eder ve topların patlaması, çanların çalmasıyla karģılanır. Masal boyunca Buyan adasında hakim olan dinle ilgili en az yedi ipucu verilir, Saltan diyarındaki dine dair ise hiç bir ipucu söz konusu değildir. Buna istinaden Saltan Diyarı ve Gvidon Diyarı, yani Batı ve Doğu olmak üzere iki farklı ülkenin temsil edildiğini söyleyebiliriz. Öte yandan Ölü Prenses ve Yedi Bahadır masalında Ģu satırlar yer alır: Soçelnik (Сочельник) gecesinde, Tanrı Çariçeye bir kız nasip eder. (Вот в сочельник, в самый, в ночь Бог дает царице дочь). 257 Bu satırlarda geçen Soçelnik (Сочельник) Noel arifesine verilen addır. O gün Ortodoksluğa mensup olanlar mutlaka oruç tutar, buğday ve bal bazen de ceviz, üzüm katılarak yapılan Soçivo (Сочиво) adı verilen özel bir yemek yerler. Bu bayramdan 254 Сказка о царе Салтане о сыне его славном и могучем богатыре князе Гвидоне Салтановиче и прекрасной царевне Лебеди, Сказка о царе Салтане о сыне его славном и могучем богатыре князе Гвидоне Салтановиче и прекрасной царевне Лебеди, Сказка о царе Салтане о сыне его славном и могучем богатыре князе Гвидоне Салтановиче и прекрасной царевне Лебеди, Сказка о мертвой царевне и семи богатырях, 317

128 hareketle Prensesin 6 Ocak ta doğduğu anlaģılır. Prensesin annesi ise Noel 258 sabahında ölür. 117 Masalda hizmetçi Çernavka nın sayesinde serbest kalan Prenses ormanda bir ev bulur, önüne çıkan köpek önce havlamaya, sonra ise onunla oynamaya baģlar. Hayvanlar iyi niyetli içi temiz olan insanları hissederler, köpeğin Prensese havlamamasıyla okuyucuya Prensesin temiz yüreği hissettirilmeye çalıģılır. Prenses eve girince her tarafta halılarla örtülü kanepeler, kutsal köģede ikonlar ve ikonların altında meģe ağacından yapılmıģ bir masa görür, sakinleģir bu evde iyi insanların oturduğunu ve tehlikenin olmadığını anlar. Yolcuya evini açmak, yedirmek ve hizmet etmek misafirperverlik anlayıģının bir parçasıdır. Bu yüzden davetsiz misafire iyi davranılacağından emindir. Prenses kadere razı olma özelliği de barındırır. Ormandaki Yedi Bahadırın evine düģtükten sonra babası ve niģanlısı Yelisey e hayatta olduğuna ve bulunduğu yere dair haber gönderme giriģiminde bulunmaz. Prenses Tanrı nın kendisine yazdığı kadere boyun eğmektedir adeta. Çariçenin gönderdiği zehirli elmadan bir ısırık yedikten sonra Prenses ölüm uykusuna dalar. Yedi Bahadır üç gün bekledikten sonra Prensesin cenazesini kaldırırlar. Bilindiği gibi Ortodoks geleneğine göre ölen kiģi üç gün sonra toprağa verilmektedir. Çariçe, Prensesin ölüm haberini aynanın yardımıyla öğrenir ve buna çok sevinir. Çariçe, Prensesin ölümünden sonra dıģ görüntü olarak dünyanın en güzel kadını olabilir, fakat dine göre bu kadın günahkârdır. Çünkü dinlerde kıskanmama, kötülük yapmama ve öldürmeme emredilir. Öldürmeme emriyle ilgili Ġncil de Ģöyle bir açıklama vardır: Cinayet sadece birini öldürmek değildir, birilerine cinayeti işlemeyi emretmek ve yardım etmek de cinayettir. Aynı emre göre öfkeni yenmemek birine kırıcı laflar söylemek ve hakaret etmek de yasaklanır. Herkesle barış ve huzur içinde yaşamak ve hayvanlara da iyi davranmak emirlerden biridir. (Под убийством разумеется не только лишение кого-либо жизни, но если допускаем других до убийства своим приказанием, помощью. Воспрещается этой заповедью необуздание своего гнева и оскорбление ближнего 258 Günümüzde Noel 25 Aralık ta kutlanır, eski doğu kiliselerinde ise 6 Ocak ta kutlanırdı.

129 118 всяким бранным словом. Заповедь эта повелевает жить со всеми в мире и согласии, а также кротко обращаться с животными) ZAMAN VE MEKÂN Altın Horoz adlı masalda, halk masallarına özgü bir baģlangıç yer alır: Çok uzaklarda, Uzak diyarlarda Şanlı Çar Dadon yaşarmış. (Негде, в тридевятом царстве, В тридесятом государстве, Жил-был славный царь Дадон). 260 Bu masalın baģlangıcı olayların geçmiģte olduğuna iģaret etse de genel olarak PuĢkin masallarında zaman tıpkı halk masallarında olduğu gibi belirsizdir. Çar Saltan ve Ölü Prenses ve Yedi Bahadır masallarında Evvel zaman içinde ya da bir varmıģ bir yokmuģ gibi masallara özgü baģlangıçlar yoktur, okuyucu daha ilk satırdan itibaren kendini olayın içinde bulur. Çar Saltan masalında zaman belirsiz olsa da olayların geçtiği zamanı tespit edebileceğimiz iki nokta vardır. Masalda gerçek zamana dair ilk ipucu üç kardeģin iplik bükme iģiyle uğraģtığı satırlarda saklıdır: Üç kız kardeş pencere yanında Bir akşam vakti iplik bükme işiyle uğraşırken (Три девицы под окном Пряли поздно вечерком ) 261 Bu satırlardan olayın geçtiği yılın ayı tespit edilebilir. Eski Rusya da gün sabahın dördünde baģlamaktaydı (inek sağma vaktiydi), gün boyu çalıģıp akģamları da el iģiyle uğraģmak zordu, bu yüzden eski Rusya da akģamları oturup ince el iģiyle uğraģmak için yılın karanlık mevsimi kullanılırdı. Bu karanlık mevsim Kasım ayından baģlamaktaydı. Fakat iplik eğirmek için öncelikle ipliğin hazırlanması gerekirdi. Ġplik hazırlama iģi ise keten ve kenevir ile uğraģılan ve çok zaman isteyen zahmetli bir iģti. Dolayısıyla bayanlar 259 Ġnternet: Ивашева, А. Сказка о Мертвой Царевне и о семи богатырях А. С. Пушкина учит православию Web: adresinden 1 Eylül 2013 te alınmıģtır. 260 Сказка о золотом петушке, Сказка о царе Салтане о сыне его славном и могучем богатыре князе Гвидоне Салтановиче и прекрасной царевне Лебеди, 272

130 iplik eğirmeyi ancak Aralık ın sonunda yapabilirlerdi. Kasım ayı Kuzma- Demyan (Кузьма- Демьян) adı altında ilk kıģı karģılama ve bayanların bayramı olarak sayılırdı. Kasım ayına gelene kadar bayanlar tarlalarda ve bahçelerde çalıģmaktaydı. 1 Kasım dan itibaren soğuklar bitene kadar tüm iģler evin içine taģınırdı. 262 Masalda dolaylı verilen bu zaman dilimini Çar Saltan ın Ģu sözleri pekiģtirir: 119 Merhaba güzel bayan, Çariçem olur, Eylül ün sonunda da Bana bir yiğit oğlan doğurur musun? (Здравствуй, красная девица, Говорит он, будь царица И роди богатыря Мне к исходу сентября). 263 Eylül ün sonundan dokuz ay geri saydığımızda Aralık ın sonu ortaya çıkmaktadır. Tam bu vakitlerde uzun akģamlar yaģanmaktadır. Rusya da 21 Aralık ı 22 e bağlayan gece kısa anlamına gelen Koroçun (Корочун) olarak adlandırılır. Aynı gün Koroçun Bayramı da kutlanırdı. 264 Ölü Prenses ve Yedi Bahadır masalında daha önce de belirttiğimiz gibi zaman belirsizdir. AĢağıda verilen satırlarda gerçek tarihi olaylara yer verilse de hangi tarihten bahsedildiğini tespit etmek zordur. Kesin bir tarih verilmemektedir: Kardeşler hep beraber Dışarı çıkar, Gri ördekleri avlar, Sağ kolunu eğlendirir. Soroçin i kırda attan indirir Veya Tatarın kellesini uçurur Veya Pyatigorsklu Çerkesi Ormandan yok ederler. 265 (Братья дружною толпою Выезжают погулять, Серых уток пострелять, Руку правую потешить, Сорочина в поле спешить, Иль башку с широких плеч У татарина отсечь, Или вытравить из леса Пятигорского черкеса). 266 PuĢkin in masallarına hayali değil, gerçekçi mekanlar hakimdir. Papaz ile Yardımcısı Balda masalında olaylar halk pazarında, papazın evinde ve deniz kenarında gerçekleģir. Balıkçı ile Balık da olaylar deniz kenarında ve yaģlı kadının Altın Balıktan 262 Лазарева, Л. (1999). a.g.m Сказка о царе Салтане о сыне его славном и могучем богатыре князе Гвидоне Салтановиче и прекрасной царевне Лебеди, Ġnternet: Тюняев, А. (2012). Что зашифровал Пушкин в сказке о царе Салтане. Web: adresinden 2 Ocak 2015 te alınmıģtır. 265 Сорочины возможно и сарацины, и половцы- 5-7 в.; татарское иго- 12 в.; пятигорские черкесы- 17в. 266 Сказка о мертвой царевне и семи богатырях, 325

131 120 istediği çeģitli hanelerde (izbe, terem, saray) devam eder ve tekrar deniz kenarındaki eski zeminlikte son bulur. Altın Horoz da olaylar sarayda ve dağlık bir bölgede devam eder. Masallarda söz edilen mekânlarla ilgili herhangi bir betimlemeye yer verilmez. Çar Saltan masalında olaylar iki farklı mekânda gerçekleģir: : Buyan adasındaki Gvidon un hükümdarlık yaptığı Ģehirde ve Çar Saltan ın sarayında. PuĢkin, Çar Saltan ın sarayı ile ilgili hiç betimlemeye yer vermez, Gvidon un yaģadığı mekân ise tam bir Rus Ģehrini yansıtmaktadır. PuĢkin, Buyan adasının adını Rus halk folklorundan almıģtır. Eski Rusça da bu kelime yüksek yer, tepe, tümsek, ayin yapılan yüksek yer için kullanılırdı. Kuzey- Rus konuģma dilinde Buyan su ve denizle iliģkilendirilir. V. Dal, eskiden Buyan kelimesi ile iskele, ticaret ve tepenin kastedildiğini savunur. Rus folklorunda Buyan adasına çok sık rastlanılır. Örneğin çoğu büyülü sözlerle Ģöyle baģlanır: Denizde, okyanusta, Buyan adasında beyaz sıcak Alatır taşı var (На море на Окияне, на острове на Буяне лежит бел-горюч камень Алатырь ) Masalda ticaretle uğraģan gemicilerin kullandığı deniz yoluyla ilgili tarihçi V. Ġ. Merkulov bir tespitte bulunur. Masalda Buyan adasının önünden (мимо острова Буяна) doğuya, yani Saltan ın diyarına tüccarlar gitmektedir. V. Ġ. Merkulov, burada Varyaglardan Greklere (из Варяг в Греки) giden yolun tasvirinin yapıldığını ve bu yolun Baltık topraklarının güneyinden baģladığını ve Ġstanbul da son bulduğunu açıklar. Saltan ın Diyarı ifadesinden de 1453 ten itibaren Türklerin yönetimi altında olan Osmanlı Ġmparatorluğu anlaģılmaktadır. Tüccarlar Saltan a denizin öbür tarafında olduklarını anlatırlar. 267 (Eskiden Bizans ta Rus Denizi olarak adlandırılan Karadeniz kastedilmektedir). 267 Ġnternet: Меркулов, В. (2006). Русское предание в сказке Пушкина. Web: adresinden 15 ġubat 2013 te alınmıģtır.

132 DİL VE ANLATIM ÖZELLİKLERİ PuĢkin, Rus ve dünya edebiyatında halk dilini edebiyat diline dâhil etmesi ve yeni bir Rus edebi dili yaratmaya çalıģmasıyla tanınmıģtır. Yazarın realizm akımına yönelmesinin en önemli sebeplerinden biri dili yapmacık salon zarafetinden kurtarmak ve yenilenmiģ halk diliyle zenginleģtirilmiģ yeni bir edebi dil yaratmaktı. Bu konuyla ilgili olarak 1823 yılında Ģöyle der: İlkel dilimizde Avrupa yapmacılığını ve Fransız zarafetini görmek hoşuma gitmiyor. Kabalık ve sadelik ona (Rus diline) daha çok yakışıyor. (Я не люблю видеть в первобытном нашем языке следы европейского жеманства и фр. (т.е. французской) утонченности. Грубъсть и простота ему более пристали). 268 Rus dilinin Fransızcadan etkilendiğini hatta zehirlenip ölüme terk edildiğini düģünen PuĢkin bu durumun ancak halk diliyle düzeltilebileceğine inanır. Yazar: Halkın konuşma dili (yabancı kitapları okumayan ve Tanrıya şükürler olsun ki bizim gibi Fransız dilinde düşüncelerini ifade etmeyen) daha derin araştırılmaya laiktir. (Разговорный язык простого народа (не читающего иностранных книг и слава богу, не выражающего, как мы, своих мыслей на французском языке) достоин также глубочайших исследований). 269 PuĢkin, Rus dilinin tehlikede olduğunun farkındaydı: Meşru arkadaşlarım yüzünden Rus dilini unutmak üzereyim (с моими конституционными друзьями я скоро забуду русский язык). 270 Rus ve Fransız dilini karģılaģtırarak Fransız diline karģı gelebilecek sözcükler, ifadeler arar ve Fransızcanın yayılmasına karģı gelebilecek gücü dil ve halk edebiyatında bulur. Fakat kendimize ait dilimiz var, daha cesaretli olun! Türkülerimiz, geleneklerimiz, tarihimiz, masallarımız (Но есть у нас свой язык: Смелее! Песни, обычаи, история, сказки). 271 PuĢkin, masallarında halkın konuģma dilini tüm zenginliğiyle kullanır. Konuyla ilgili Dal tarafından kaydedilen yazarın Ģu sözleri yer alır: Masallar önemlidir, fakat dilimiz bağımsızdır. Masaldaki Rus serbestliği hiçbir yerde kullanılamaz. Peki, bunu nasıl başarabiliriz? Sadece masallarda değil, günlük hayatta da Rusça konuşmayı 268 Фин, Л. (1937). a.g.m Фин, Л. (1937). a.g.m Азадовский, М. (1937). a.g.m, Фин, Л. (1937). a.g.m. 75

133 122 öğrenebilmeyi sağlamalıyız Ama yok, zor, daha değil. (Сказка сказкой,- говаривал он,- а язык наш сам по себе. И нигде ему нельзя дать того русского раздолья, как в сказке. А как это сделать? Надо бы сделать, чтоб выучиться говорить по русски и не в сказке... да нет, трудно, нельзя еще). 272 PuĢkin, yeni bir edebi masal dili yaratırken bunu folklor temeline dayandırmaya ve olabildiğince halk edebiyatına yaklaģtırmaya çalıģır. Fakat bilindiği gibi PuĢkin, masallarını Ģiirsel biçimde yazar, folklor masalları ise düz yazı ile yazılır. ġiirsel biçimde yazılması onları halk masallarından uzaklaģtırmaz, çünkü PuĢkin, masallarını sözlü edebiyatın türkü formatında kaleme alır. Örneğin Papaz ve Yardımcısı Balda masalı halk dramlarında, rayka (райка) 273 ve Ģaklaban tekerlemelerinde yaygın kullanılan kafiyeli masal, nazım Ģeklinde yazılmıģtır. Balıkçı ile Balık masalı hüzünlü halk türkülerini andırmaktadır. PuĢkin in bu masalı Batı Slav Türküleri kategorisine dâhil edilmesini istemesi de boģuna değildir. Çar Saltan, Ölü Prenses ve Yedi Bahadır, Altın Horoz masalları dört vezinli mısra horey (хорей) 274 ile yazılır. Bu klasik Ģiir formatı halkoyunu havalarında kullanılır. ġair ve edebiyat eleģtirmeni olan S. MarĢak konuyla ilgili Ģu yorumda bulunur: Şiirin büyük ustası olan Puşkin, şiirin veznini değiştirmeden hüzün, endişe ve karışıklığı yansıtabilir: Mısralarındaki ritm masal içeriğinin en iyi yorumcusu ve ana kahramanların özelliklerine ulaşmanın en doğru anahtarıdır. (Величайший мастер стиха, Пушкин умеет, не меняя стихотворного размера, придавать ему любой оттенок- грусти, тревоги, смятения. Ритм в его строках- лучший толкователь содержания и верный ключ к характеристике действующих лиц сказки...) 275 PuĢkin masal konularını Rus havasına sokup, dönem Rusya sının yaģam tarzını yansıtarak ve halk sözlüğünü kullanarak olabildiğince dili sadeleģtirip konuģma diline yaklaģtırmaya çalıģır. Bunu özellikle Papaz ve Yardımcısı Balda, Ölü Prenses ve Yedi Bahadır ve Altın Horoz gibi masallarında ustaca yansıttığı görülür: Örneğin: 272 Даль, И. (1998). Воспоминания о Пушкине, Пушкин в воспоминаниях современников, Т. 2, Rayka (раешный стих) - Rus halk Ģiirinin nazım Ģekli. adresinden 2 Ocak 2016'da alınmıģtır. 274 Horey (xорей) - biri uzun veya vurgulu ve biri kısa ve vurgusuz iki heceli ölçü. Rusça Büyük Sözlük, (2008). Fono Yayınları, Ġstanbul, Ġnternet: А.С. Пушкин. У лукоморья дуб зеленый..., Сказка о мертвой царевне и о семи богатырях web: adresinden 5 Kasım 2014 te alınmıģtır.

134 123 Ne diyorsun sen? Şeytan mı içine kaçtı, Yoksa aklını mı kaçırdın? Nerden çıkardın bunu? Söz verdim ama Her şeyin var bir sınırı. Hem ne yapacaksın sen kızı? (Что ты! старцу молвил он, Или бес в тебя ввернулся, Или ты с ума рехнулся! Ч то ты в голову забрал? Я конечно обещал, Но всему же есть граница, И зачем тебе девица). 276 Yazar, masallarında özellikle halk masalı havasını yaratabilmek için geleneksel masal baģlangıcına baģvurur. Çok uzaklarda, Uzak diyarlarda Şanlı Çar Dadon yaşarmış. (Негде, в тридевятом царстве, В тридесятом государстве, Жил-был славный царь Дадон). 277 Bir varmış bir yokmuş Mavi denizin kenarında Yaşlı adamla yaşlı kadın yaşarmış. (Жил старик со своею старухой У самого синего моря). 278 Masalların sonu da geleneksel halk masalı tarzındadır: Daha önce hiç kimse Böyle yemek ziyafeti görmedi. Ben orada bal yedim, bira içtim, Bıyıklarımı ıslattım. (И никто с начала мира Не видал такого пира! Я там был, мед, пиво пил, Да усы лишь обмочил). 279 Gün bitti, Çar Saltan ı Yarı sarhoş yatağa yatırdılar. Ben orada bal yedim, bira içtim, Bıyıklarımı ıslattım. Masal uydurmacadır, fakat iyi insanların Ders çıkarması gerektiğini ima eder. (День прошел- царя Салтана Уложили в пол- пьяна. Я там был, мед, пиво пил, Да усы лишь обмочил). 280 (Сказка ложь, да в ней намек, Добрым молодцем урок) Сказка о золотом петушке, Сказка о золотом петушке, Сказка о рыбаке и рыбке, Сказка о мертвой царевне и семи богатырях, Сказка о царе Салтане о сыне его славном и могучем богатыре князе Гвидоне Салтановиче и прекрасной царевне Лебеди, Сказка о золотом петушке, 346

135 124 Papaz ve Yardımcısı Balda ve Altın Horoz masallarının sonu sadece halk masalı havasında değil, aynı zamanda ibret, çıkartılması gereken ders niteliğindedir: Balda kınayarak, der ki Ucuzluk peşinde koşmasaydın papaz. (А Балда проговорил с укоризной: Не гонялся бы ты, поп, за дешевизной). 282 PuĢkin, masallarında dönem Rusya sında halkın kullandığı kelime ve deyimlere yer verir. Çar Saltan : красная девица (güzel bayan), голубушки- сестрицы (sevimli kardeşler), матушка моя родная (canım annecim), пуститься (girişmek), обобрать (haraca bağlamak, soymak), вопить (haykırmak, feryadı basmak) vb. Balıkçı ile Balık : изба со светелкой (aydınlık odalı izbe), огрузить шею (boynunda yük olmak), золотые перстни (altın yüzükler), красные сапожки (kırmızı çizmeler), дурачина (salak), простофиля (avanak), пуще (daha da çok) vb. Altın Horoz : угомониться (yatışmak, dinmek, sakileşmek), рехнуться (aklını kaçırmak, keçileri kaçırmak), вздорить (kavga etmek, atışmak, çekişmek) vb. Ölü Prenses ve Yedi Bahadır : не кручинься бог с тобой (üzülme Tanrı yardımcın olsun), стол дубовый (meşe ağacından masa), ветер- буйный (hızlı rüzgâr), ломливый (gururlu, kibirli), сыскать (bulmak), дурь (akılsızlık, saçmalık), тужить (üzülmek, kederlenmek) vb. DiĢi Ayı : лес дремучий (sık orman), малые детушки (küçük çocuklar, yavrular), голову повесить (kara kara düşünmek), белая зорюшка (beyaz şafak), выедать (yemek, kemirmek), пороть (sökmek), сымать (indirmek, çıkarmak), байбак (dağ sıçanı) vb. Papaz ve Yardımcısı Balda : поп (papaz), тятя (baba), баба (kadın), череда (sıra), плясать (oynamak, dans etmek) vb. Bu tür kelime ve ifadeler halk türküleri, dini Ģiirler (ilahi), atasözü ve deyiģlerde sıkça kullanılır. PuĢkin, ayrıca masal dilinde sözlü- Ģiirsel ve edebi kelimeleri kullanarak masallarına ayrı bir hava katar; tüccar ve ruhban sınıfıyla saray, soylu ve köylü hayatını yansıtabilmek için ise eski yazılı kitabi ifadeler ve kelimelere baģvurur: Çar Saltan : гонец (haberci, ulak), грамота 283 (mektup), колымага (ağır araba), княжая шапка (Prens şapkası), кoрабельщик (gemiyi kullanan kimse, denizci), дьяк ( yüzyıllarda Rusya da devlet memuru), латы (zırh) vb. Balıkçı ile Balık : черная крестьянка (köylü kadın), столбовая дворянка (soylu kadın), палата (saray, köşk), заморское вино 282 Сказка о попе и работнике его Балде, Yunanca da haber, yazılı belge, ferman, karar anlamlarına gelen grammata (γράμματα) kelimesinden gelmektedir. adresinden 28 Aralık 2015 te alınmıģtır.

136 (denizaģırı Ģarabı) vb. Ölü Prenses ve Yedi Bahadır : торговый город (ticaret şehri), сенная девушка (hizmetçi) vb. Bu tarz kelime ve ifadeler PuĢkin masallardaki anlatıma lirik bir hava katmaktadır. 125 sanatçıdır: PuĢkin, birkaç kelimeyle kahramanın iç dünyasını yansıtabilme yeteneğine sahip bir genç kız, Tam anlamıyla bir Çariçe gibi, Uzun boylu, beyaz tenli, Akıllı, her şeyiyle mükemmel, Fakat gururlu, kibirli, Bencil ve kıskanç biri idi. (...молодица Уж и впрямь была царица: Высока, стройна, бела, И умом и всем взяла; Но зато горда, ломлива, Своенравна и ревнива). 284 Benzer bir Ģekilde Damat adlı masalda da NataĢa nın müstakbel eģinin tasviri yapılmasa da tek bir satırla bu karakter hakkında yeterince açıklayıcı bilgiler verilir: Kızağı ayakta sürer, Herkesi kovalayıp ezer. (В санях он стоя правит, И гонит всех и давит). 285 Kovalamak ve ezmek (гнать и давить) kelimelerinde müstakbel damadın tüm acımasızlığı ve caniliği sezilir. PuĢkin, kahramanların konuģmalarını diyalog Ģeklinde gerçekleģtirerek bu diyaloglar sayesinde masala canlılık, konu hareketliliği ve kahramanlara güçlü bir anlatım katar. Masalın kahramanları farklı sosyal sınıflara aittir. Her kahramanın kendine has konuģma tarzı vardır. Onların konuģmalarından ait olduğu sosyal sınıfı tespit etmek mümkündür. Örneğin: Balıkçı ile Balık masalında yaģlı kadının kaba, kendini beğenmiģ, ukala ve acımasız konuģmasına Ģahit oluyoruz: Sen bana, soylu bir kadına Karşı gelmeye nasıl cüret edersin be adam? Denize git, iyiliğin için diyorum, Gitmezsen zorla götürürler (Как ты смеешь, мужик, спорить со мною, Со мною, дворянкой-столбовою?.. Ступай к морю, - Говорят тебе честью, Не пойдешь, поведут поневоле) Сказка о мертвой царевне и семи богатырях, Ġnternet: Жених, web: adresinden tarihinde alınmıģtır.

137 126 masumdur: Aynı masalda yaģlı adamın konuģması ise eģine nazaran daha kibar, saygılı ve Canın sağolsun, Altın Balık Mavi denize geri dönebilir Özgürce dolaşabilirsin. (Бог с тобою, золотая рыбка!..) (Ступай себе в синее море, Гуляй там себе на просторе...) 287 Acımasız, alaylı, kibirli ve gururlu konuģma yapan kahramanlardan biri de Ölü Prenses ve Yedi Bahadır masalındaki Çariçedir (Prensesin üvey annesi): Ah gıcık cam seni, Beni kızdırmak için yalan söylüyorsun, Benle nasıl boy ölçüşebilir ki, Ondaki bu akılsızlığı yok ederim ben. (Ах ты, мерзское стекло! Это врешь ты мне на зло. Ка тягаться ей со мною? Я в ней дурь-то успокою). 288 Dadon ile müneccim arasında zoraki ve laubali bir konuģma geçer: A! Merhaba Baba Der Dadon, ne diyeceksin? Yaklaş biraz ne emredeceksin? (А! Здорово, мой отец.. Молвил царь ему - Что скажешь?.. Подь поближе; что прикажешь). 289 yapılır: Çar Saltan masalında Kuğu Prenses ve Gvidon konuģmaları ise lirik tonlarda Merhaba güzel Prensim, Yağmurlu bir gün gibi neden durgunsun? Bir şeye mi üzüldün? (Здравствуй, князь ты мой прекрасный! Что ты тих как день ненастный? Опечалился чему?) 290 Dert, keder beni sardı, İçimi kemirmekte (Грусть- тоска меня съедает, Одолела молодца...) Сказка о рыбаке и рыбке, Сказка о рыбаке и рыбке, Сказка о мертвой царевне и семи богатырях, Сказка о золотом петушке, Сказка о царе Салтане о сыне его славном и могучем богатыре князе Гвидоне Салтановиче и прекрасной царевне Лебеди, 281

138 127 Ölü Prenses ve Yedi Bahadır masalında Yedi Bahadırın konuģmalarında sıradan köylü halk diline tanık olunur: Olağanüstü bir şey! Her taraf temiz ve güzel. Birisi evi temizledi Ve ev sahiplerini bekledi. Kimsin? Yüzünü göster Yaşlı adamsan amcamız, Genç delikanlı isen kardeşimiz olursun. (Что за диво! Все так чисто и красиво. Кто-то терем прибирал, Да хозяев поджидал. Кто же? Выдь и покажися... Коль ты старый человек, Дядей будешь нам на век, Коли парень ты румяный, Братец будешь нам названый...) 292 PuĢkin, kahramanları için kullandığı isimleri de özenle seçer. Örneğin, Çar Saltan masalının Arina Radionovna nın sözlerinden kaleme alındığı kabul edilir. PuĢkin in Saltan ismi sal / sol- güneş (солнце) ve tan - egemen, hükümdar (владыка, повелитель) kelimelerinden oluģtuğu yönünde düģünceler doğar. Bu suretle Saltan isminin güneş hükümdarı (солнечный повелитель) ya da güneş toprağın egemeni (владыка солнечной земли) anlamına geldiği düģünülür. 293 BaĢka bir görüģe göre ise PuĢkin in bu ismi Arina Radionovna nın akģamları kendisine anlattığı masalların birinde geçen Sultan Sultanoviç i, yani Türk hükümdarını değiģtirerek Saltan ismini yarattığı yönündedir. 294 PuĢkin in kullandığı masal dilinin sözdizimsel yapısı da dikkate değerdir. Yazar basit ve kısa cümleler kurmayı yeğler. Halk geleneğinde en önemli özelliklerden biri de bir masaldan diğer masala geçen epitetlerdir. PuĢkin de bu yöntemi kullanarak masallarında folklorik epitetlere yer verir: Крещеный мир (Hristiyan dünyası), двор широкий (geniş avlu), сладка речь (güzel konuşma), широко поле (geniş kır), дуб зеленый (yeşil meşe ağacı), море синее (mavi deniz), златоглавые церкви (altın kubbeli kiliseler), белы ручки (beyaz 291 Сказка о царе Салтане о сыне его славном и могучем богатыре князе Гвидоне Салтановиче и прекрасной царевне Лебеди, Сказка о мертвой царевне и семи богатырях, Ġnternet: Шлионская, И. (2011). Сакральная символика пушкинских сказок, Web: 29 Mayıs 2014 te alınmıģtır. 294 Ġnternet: Меркулов, В. (2006). Русское предание в сказке Пушкина. Web: adresinden 15 ġubat 2013 te alınmıģtır.

139 128 eller), злая мачеха (kötü üvey anne), алые губки (al dudaklar), добрая весть (iyi haber), ветер буйный (hızlı rüzgâr) vb. Ayrıca masallarda gereksiz yenileme lere de yer verilir: путь- дорога (yol), свет наш солнышко (ışıklı güneş), по морю по океану (denizde okyanusta), ждетпождет (gözler - bekler), вьется вьюга (kar fırtınası kopar), жить да поживать (yaşamak ve var olmak), нет так нет (yoksa yok), dert- keder (грусть- тоска) v.b. PuĢkin in masallarında sıkça benzetmeler de yer alır: Çariçe bir kartal gibi yavrunun üzerinde, (и царица над ребенком, как орлица над орленком ), yağmurlu bir gün gibi (как день ненастный), zırhların içinde alev gibi yanmakta (в чешуе как жар горя) vb. Masallarda küçültme eklerine de rastlanılır: уголок (köşecik), пирожок (börekçik), ножки (ayakçıklar), головка (kafacık), караблик (gemicik), мешочек (torbacık), белочка (sincapçık), изумрудец (zümrütçük) v.b. Temelinde halk dilinin yattığı masallarda doğal olarak çok sayıda deyim, atasözü ve deyiģlerle de karģılaģılır: Не садися не в свои сани! (Başından büyük işlere kalkışma), Что ты, баба, белены объелась? (Kadın, keçilerini mi kaçırdın?), Ест за четверых, pаботает за семерых (Üç kişilik yemek yer, yedi kişilik gücüyle çalışır), Попляши - ка ты под нашу балалайку (Benim çaldığım düdükle oyna bakalım), Задам тебе, вражонок, задачу (Sana zor görevi vereyim, şeytancık), В корыте много ли корысти? (Tenekeden çok mu yarar var), Не гонялся бы ты, поп, за дешевизной (Ucuzluk peşinde koşmasaydın, Papaz), Не сойти живой мне с места (Yerimden kıpırdamaya nasip olmasın), Hо жена не руковица: с белой ручки не стряхнешь, да за пояс не заткнешь (Eş bir eldiven değildir, elinden çıkarıp atamaz, kemerine takıp da susturamazsın), бог с тобой (Canın sağolsun), идут дни за днями (Günler günleri kovalamakta). Bunun yanı sıra ise masallarda sıfatlara pek yer verilmez. Cümleler genellikle özne ve fiillerden oluģur. Çar Saltan :

140 129 Oğlan ayağa kalkar, Fıçının dibine başını dayar, Biraz yüklenir: Burada bir delik nasıl açabiliriz acaba der, Fıçının dibini kırar ve dışarı çıkar. (Сын на ножки поднялся, В дно головкой уперся, Понатужился немножко: Как бы здесь на двор окошко Нам проделать? молвил он, Вышиб дно и вышел вон). 295 Papaz ile Yardımcısı Balda : Zavallı şeytan Atın altına girer, Yüklenir Bir daha yüklenir, Atı kaldırır, iki adım atar, Üçüncü adımda düşer ve can verir (Бедненький бес Под кобылу подлез, Поднатужился, Понадпружился, Поднял кобылу, два шага шагнул, На третьем упал, ножки протянул). 296 Halk dilinde sadeliği, gerçekçiliği, yapmacık tavırların olmamasını seven PuĢkin in masal dilini inceleyince temelinde canlı, milli ve halk dilinin yattığı görülür. Halk dilini edebiyat diline dahil etmekle de tanınan A.S. PuĢkin in bunu masallarında ustaca gerçekleģtiği görülür. Sanatçı halk ve edebiyat dilini kullanarak adeta yeni bir dil yaratır. Sanatçının masal dili basit ve anlaģılırdır. Üzerine yıllar geçmesine rağmen günümüzde de yetiģkin ve çocuk okuyucu kitlesinin rahatlıkla okuyup anlayabileceği dilde yazılan masallar daha uzun yıllar okunmaya ve sevilmeye devam edecektir Doğa Tasvirleri PuĢkin, masallarında uzun doğa tasvirlerine yer vermez. Örneğin Ölü Prenses ve Yedi Bahadır masalında kıģ manzarası 2-3 satırla tasvir edilir: kar fırtınası kopmakta, Karlar yere düşmekte, Her taraf bembeyaz. (...вьется вьюга, Снег валится на поля, Вся белешенька земля). 297 Çar Saltan masalındaki doğa da kısa bir Ģekilde tasvir edilir: 295 Сказка о царе Салтане о сыне его славном и могучем богатыре князе Гвидоне Салтановиче и прекрасной царевне Лебеди, Сказка о попе и работнике его Балде, Сказка о мертвой царевне и семи богатырях, 317

141 130 Gökyüzünde bulutlar süzülür, Fıçı denizde yüzer. (Туча по небу идет, Бочка по морю плывет). 298 Ayrıntı olmamasından deniz ve gökyüzünün büyüklüğü gelir göz önüne. Birkaç kelimeyle tasvir edilen bu manzarada sahil ve kıyılar yer almaz, dolayısıyla deniz içinde tek bir fıçı uçsuz bucaksız ve ıssız görünür. Aynı masalda deniz dalgalarının ayrıntılı tasviri yapılır, fakat bu tasvirde bile deniz kısa ve öz betimlenir: Dünyada bir başka mucize var: Deniz birden yükselir, Coşar, ulur, Boş sahile fışkırır Ve gürültülü şekilde geri çekilir. Sonra zırhlar içinde ateş gibi parlayan Otuz üç bahadır sahilde gözüküverir. (В свете есть иное диво: Море вздуется бурливо, Закипит, подымет вой, Хлынет на берег пустой, Разольется в шумном беге, И очутятся на бреге, В чешуе как жар горя, Тридцать три богатыря...) 299 Balıkçı ile Balık masalında doğa insani duygularla donatılır ve YaĢlı Kadının her isteği sonrasında doğanın tepkisiyle karģılaģılır. Örneğin, masaldaki deniz, yaģlı kadının her isteği sonrasında hareketlenir, Ģiddetlenir ve hiddetlenir: yaģlı kadının ilk isteği üzerine (yeni bir teneke ister) deniz hafif dalgalanır (море слегка разыгралось), ikinci isteği üzerine (yeni bir izbe ister) mavi deniz bulanır (помутилось синее море), üçüncü istek üzerine (soylu birisi olmak ister) deniz huzursuzlaşır (неспокойно синее море), dördüncü dilekten sonra (Çariçe olmak ister) deniz kararır (почернело синее море) ve beģinci isteği üzerine ise (deniz altı dünyasının hükümdarı olmasını ve Altın Balığın kendisine hizmet etmesini ister) Denizde kara fırtınayı görür; Kızgın dalgalar yükselir, Yerinde durmaz, ulur. (Видит на море черная буря; Так и вздулись сердитые волны, Так и ходят, так воем и воют). 300 Halk masallarında güneģ, ay, rüzgârdan yardım isteme ve bir Ģeyleri danıģma sık rastlanılan bir durumdur. GüneĢ, ay, yıldızlar halk inançlarına göre gözlerinden hiçbir Ģey kaçmayan, keskin gözlü gökyüzü muhafızlarıdır. Bazı halklarda gök Tanrıların yukardan 298 Сказка о царе Салтане о сыне его славном и могучем богатыре князе Гвидоне Салтановиче и прекрасной царевне Лебеди, Сказка о царе Салтане о сыне его славном и могучем богатыре князе Гвидоне Салтановиче и прекрасной царевне Лебеди, Сказка о рыбаке и рыбке, 316

142 yeryüzünü izlediğine, ölümlü insanların hareket ve davranıģlarını takip ettiğine ve günahkâr insanları yargılayarak cezalandırdığına inanılmaktadır. Halk geleneğine uygun deniz, güneģ, ay gibi doğa güçlerinden yardım istemek veya bir Ģeyler danıģmak, PuĢkin masallarında da görülür. Prens Gvidon her yere gidebilen ve serbest olan deniz dalgasından kendisine ve annesine acıyıp fıçıyı karaya çıkarmasını ister: 131 Ey dalgam, benim dalgam! Her yere ulaşan, özgür, İstediğin yere gidebilen, Deniz taşlarını aşındıran, Gemileri sallayan dalgam. Ne olursun kıyma bize, Karaya çıkar bizi. (Ты, волна моя, волна! Ты гульлива и вольна; Плещешь ты, куда захочешь, Ты морские камни точишь, Топишь берег ты земли, Подымаешь корабли Не губи ты нашу душу: Выплесни ты нас на сушу!) 301 Doğa da kahramanın derdine ortak olmaktadır: Dalga ona itaat eder, O an fıçıyı yavaşça Karaya çıkarır Ve usulca geri çekilir. (И послушалась волна: Тут же на берег она Бочку вынесла легонько И отхлынула тихонько). 302 Yelisey de niģanlısını ararken rüzgâr, ay ve güneģten sevgilisinin yerini öğrenmeye çalıģır. Buradaki doğa güçleri Yelisey in derdine ortak olup Ģefkat göstererek konuģup kendisine cevap verirler. GüneĢin cevabı: Al güneş cevap verir: Ben Prensesi görmedim, Demek ki hayatta değildir artık. Belki komşum ay Ona bir yerde rastlamış Ve izini görmüş olabilir. (Красно солнце отвечало, - Я царевны не видало. Знать, еѐ в живых уж нет. Разве месяц, мой сосед, Где-нибудь еѐ да встретил Или след еѐ заметил). 303 Prens Yelisey in sorusuna ayın verdiği cevap: 301 Сказка о царе Салтане о сыне его славном и могучем богатыре князе Гвидоне Салтановиче и прекрасной царевне Лебеди, Сказка о царе Салтане о сыне его славном и могучем богатыре князе Гвидоне Салтановиче и прекрасной царевне Лебеди, Сказка о мертвой царевне и семи богатырях, 333

143 132 Parlak ay cevap verir: Güzel bayanı görmedim ben. Ancak sıram geldiğinde Nöbetteyim ben, Ben yokken Prenses demek Buralardan geçmiş, çok üzgünüm! Bekle; belki rüzgâr Onunla ilgili bir şeyler bilir. Ona git o yardım eder, Üzülme ve hoşça kal. (Отвечает месяц ясный, - Не видал я девы красной. На стороже я стою Только в очередь мою. Без меня царевна, видно, Пробежала. - Как обидно! ) 304 ( Погоди; об ней, быть может, Ветер знает. Он поможет. Ты к нему теперь ступай, Не печалься же, прощай ). 305 Rüzgâr ise Yelisey e niģanlısının yerini söyleyerek ona yardım eder: Bekle, Diye cevap verir, şiddetli rüzgâr. Sakin akan ırmağın arkasında Yüksek bir dağ, O dağın içinde derin bir in, O inin hüzünlü karanlığının içinde Direklerin arasında zincirlerle bağlı Kristalden bir tabut sallanır, Hiç kimsenin izi görünmez O ıssız yerin etrafında. Senin nişanlın işte o tabutun içinde. ( Постой, - Отвечает ветер буйный, - Там за речкой тихоструйной Есть высокая гора, В ней глубокая нора; В той норе, во тьме печальной, Гроб качается хрустальный На цепях между столбов. Не видать ничьих следов Вкруг того пустого места; В том гробу твоя невеста ). 306 Masalda konuģan doğa güçleri iyi niyetli, yardımsever ve cömerttir. KonuĢabilme yeteneği haricinde fantastik özellikler barındırmaz, herhangi bir kılığa bürünmez, halk masallarında olduğu gibi kahramana verilen zor görevleri yerine getirmez. Doğa burada yetkisi olduğu ölçüde kahramana yardım etmeye çalıģır Sayılar ve Renkler Masallarda kullanılan ve ilk bakıģta önemsiz görünen her küçük ayrıntıda aslında büyük anlamlar saklıdır. Hiç Ģüphesiz ki bu, PuĢkin masalları için de geçerlidir. PuĢkin masallarında üç, altı, yedi, sekiz, otuz üç gibi sayılara rastlanır. Masallarda en çok kullanılan sayı üçtür. Bu sayı aynı zamanda halk deyimlerinde ve atasözlerinde en yaygın kullanılan sayılardan biridir: заблудиться в трех соснах 304 Сказка о мертвой царевне и семи богатырях, Сказка о мертвой царевне и семи богатырях, Сказка о мертвой царевне и семи богатырях, 335

144 (basit bir durumda çıkış yolunu, çaresini bulamamak), в три ручья (büyük bir acıdan dolayı çok ağlamak), с три короба (bir şeyi çok fazla yapmak) v.b. Ayrıca bu sayı halk masallarında üç oğul, üç prenses, üç yiğit ve üç dilek Ģeklinde karģımıza çıkmaktadır. Üç sayısı sihirli bir sayı olarak kabul edilir. Ġnsanların sadece ikiye kadar sayabildiği çok eski zamanlarda üç sayısı her Ģey, çok anlamını taģırdı. Ayrıca üç sayısı ilk iki sayının toplamından (1+2) oluģtuğu için de sihirli sayılırdı. 307 Mısır hiyerogliflerinde de nesnelerin çoğunluğu üç veya dört çizgi ile gösterilirdi. Üç sayısının özel olduğu yönündeki düģünceler insanların doğa gözlemlerinden de desteklenirdi. Ġnsanlar her yerde üç sayısıyla karģılaģmaktaydı: dünyanın yer, gök ve sudan oluģtuğunu, gökyüzünde güneģ, ay ve yıldızlar gibi üç gökcisminin bulunduğunu gören ve zamanı geçmiģ, gerçek ve gelecek olarak üçe ayıran insanlar bu sayıya özel anlam yüklediler. Eski insanların inançları doğaya dayandığından üç sayısına kutsal anlam da verildi. Bilindiği gibi üç sayısının Hristiyanlıkta da özel bir yeri vardır, çünkü Hristiyanlar Tanrıyı ayrılmaz üç birlikle kabul ederler; Baba (Tanrı)- Oğul (Hz. Ġsa)- Kutsal Ruh. Ayrıca Бог троицу любит (Tanrı üçlü birliği sever) deyiminden de üç sayısının Hristiyanlıktaki önemini kavramak mümkündür. 133 Masallarda üç sayısı okuyucuda büyü, sihir düģüncesini uyandırır. Masallarda dileklerin ancak üçüncü seferde gerçekleģmesi de boģuna değildir. PuĢkin in Papaz ile Yardımcısı Balda adlı masalında olayların çözülmesi de ancak üçüncü seferde gerçekleģir. Ġlk bakıģta saf gibi görünen Balda karakteri sadece üç fiske karģılığında papazla çalıģmayı kabul eder. Cimri ve kendini akıllı zanneden Papaz ise belki ye (авось) güvenerek hareket eder. HesaplaĢma günü gelince de Papaz Balda dan kurtulmak ister ve ona Ģeytanlardan üç yıllık vergi borçlarını toplamak gibi imkânsız görevler verir. Burada Balda nın kurnaz aklını göstermek için PuĢkin masallarda kullanılan geleneksel üçlü motifine baģvurur. Balda, üç defa denizde ipi çevirerek Ģeytanları rahatsız eder. Her ipi çevirdiğinde Ģiddetin arttığı hissedilir. Ġlk ipi çevirdiğinde deniz kırışır (море морщил), ikincide öyle gürültü çıkarır ki bütün denizin huzuru bozulur ve deniz dalgalanarak coşar (волнами так и расходилось), üçüncüde ise Balda yine gürültü yapar ve şeytanları iple tehdit eder (Балда над морем опять шумит да чертям веревкой грозит). Balda şeytancıkla (чертенок) üç defa boy ölçüģür; kim daha önce deniz etrafında koģacak, kim sopayı daha uzağa atacak ve kim kısrağı kaldırıp daha uzağa taģıyacaktır. Bu zor yarıģın sonunda Balda 307 Ġnternet: Числа в сказках Пушкина. Web: adresinden 2 Eylül 2013 te alınmıģtır.

145 134 galip gelir. Korkuyla ödeģme gününü bekleyen papazın alnının ortasına vurulan üç fiskenin Ģiddetinin de her vuruģta arttığını görmekteyiz: İlk vuruşunda Papaz tavana kadar sıçrar, İkincide vuruşta Dilinden olur, Üçüncü vuruştan sonra ise İhtiyarın aklı çıkar. (С первого щелчка Прыгнул поп до потолка; Со второго щелчка Лишился он языка, А с третьего щелчка Вышебло ум у старика). 308 Üç sayısı Çar Saltan masalında da yer alır. Üç kız kardeģinin konuģmalarını gizlice dinleyen Çar, kardeģlerden üçüncüsünün konuģmasını beğenir ve onunla evlenmeye karar verir. Halk masallarında olduğu gibi PuĢkin in masalında da ilk iki kardeģ kötü niyetli, hain ve kıskançtır. Yalan ve iftirayla kardeģinin ve yeni doğmuģ yeğenleri Gvidon un bir fıçıya yerleģtirilerek denize atılmasını sağlarlar. Dalgaların karaya çıkardığı fıçıdan çıkan Gvidon adada bulunan tek meģe ağacından ok yapar ve bu oku Beyaz Kuğu etrafında Ģahin kuģu kılığında dolanan büyücüye atarak onu denize düģürür. Beyaz Kuğu bunun karģılığında Ģu sözlerle teģekkür eder: Prens, sen benim kurtarıcımsın Benim güçlü kurtarıcımsın, Benim yüzümden Üç gün yemek yiyemeyeceğin için üzülme. (Ты царевич мой спаситель, Мой могучий избавитель, Не тужи, что за меня Есть не будешь ты три дня). 309 Anne Çariçe ve oğlu Gvidon denize atıldıktan üç gün sonra Beyaz Kuğunun kendilerine hediye ettiği Ģehri yönetmeye baģlar. Gvidon un babası Saltan ın saltanat sürdüğü yeri ziyaret etme isteği üzerine Beyaz Kuğu onu üç farklı böceğe dönüģtürerek bu hayalini gerçekleģtirir. Birinci dileği: Denize geminin peşinden gitmek mi istiyorsun? O zaman sivrisineğe dönüş sen. Ġkinci dilekte: Prens sineğe dönüşür ve uçar ( Хочешь в море Полететь за кораблем? Будь же, князь, ты комаром). 310 (В муху князь оборотился, полетел...) Сказка о попе и работнике его Балде, Сказка о царе Салтане о сыне его славном и могучем богатыре князе Гвидоне Салтановиче и прекрасной царевне Лебеди, Сказка о царе Салтане о сыне его славном и могучем богатыре князе Гвидоне Салтановиче и прекрасной царевне Лебеди, 282

146 135 Üçüncü seferde ise: Birden küçülüverir ve yaban arısına dönüşüverir. (Тут он очень уменьшился, Шмелем князь оборотился). 312 Böcek Ģeklinde babası Saltan ı ziyaret ettiği sırada dünyanın üç harikasını öğrenen Gvidon, Beyaz Kuğu nun yardımıyla bu üç dünya harikasına sahip olur. Onlardan ilki harika sincaptır : Sincap türküler söyler, Diğer yandan cevizleri kırar. Kırdığı cevizler sıradan değil, Kabukları altından, İçi ise saf zümrüttendir. (Белка песенки поет, Да орешки все грызет, А орешки не простые, Все скорлупки золотые, Ядра чистый изумруд). 313 Ġkincisi dünya harikası denizden çıkan otuz üç bahadırdır: Zırhlar içinde Alev gibi parlayan Otuz üç bahadır sahile çıkıverir. (И очутятся на бреге, В чешуе, как жар горя, Тридцать три богатыря). 314 Üçüncüsü ise Kuğu Prenses tir: Gözünü alamayacağın bir Prenses varmış. Güzelliğiyle gündüz ışığını gölgede bırakır, Gece dünyayı aydınlatır, Saç örgüsünün altında ay parlar, Alnında ise yıldız yanar. (Говорят, царевна есть, Что не можно глаз отвесть: Днем свет божий затмевает, Ночью землю освещает- Месяц под косой блестит, А во лбу звезда горит...) Сказка о царе Салтане о сыне его славном и могучем богатыре князе Гвидоне Салтановиче и прекрасной царевне Лебеди, Сказка о царе Салтане о сыне его славном и могучем богатыре князе Гвидоне Салтановиче и прекрасной царевне Лебеди, Сказка о царе Салтане о сыне его славном и могучем богатыре князе Гвидоне Салтановиче и прекрасной царевне Лебеди, Сказка о царе Салтане о сыне его славном и могучем богатыре князе Гвидоне Салтановиче и прекрасной царевне Лебеди, Сказка о царе Салтане о сыне его славном и могучем богатыре князе Гвидоне Салтановиче и прекрасной царевне Лебеди, 299

147 136 Gvidon un hükümdarlık ettiği adaya tüccarlar üç defa gelir ve bu tüccarlar üç defa Çar Saltan a Gvidon un adasından haber götürürler. Bu masalda ayrıca üç olumsuz karakter bulunmaktadır: dokumacı kardeģ, aģçı kardeģ ve Çar Saltan ın üvey annesi Babariha. Gvidon bu kötü karakterleri üç defa sokarak (AĢçı teyzesini sağ gözünden, dokumacı teyzesini sol gözünden, üvey babaannesini ise burnundan) intikamını alır. Çar Saltan masalında üç sayısına rastladığımız diğer nokta da yukarıda sözü geçen otuz üç bahadırdır. Otuz üç sayısı önemlidir. Bilindiği gibi bu sayı iki tane üç sayısının yan yana gelmesiyle oluģur. Bu iki sayının yan yana gelmesiyle büyük gücü oluģturan bu sayı aynı anda iki gücün birbirine direnmesi demektir. Bir gücün diğer gücü engellemesiyle ortaya yeni bir direnç çıkar. A. S. PuĢkin in Balıkçı ile Balık adlı masalında yaģlı adamın otuz üç yıl balık avladıktan sonra Altın Balığı yakalamasıyla eģinin kendisiyle otuz üç yıl birlikte geçirdikten sonra çeģitli nimetleri istemeye baģlaması belki de bundandır. Çar Saltan masalında otuz üç bahadırda çok büyük ve hiç kimsenin yenemeyeceği bir güçle karģılaģmaktayız. Dolayısıyla bu durumda üç sayısının sihirli gücü ikiye katlanmaktadır. Ayrıca otuz üç sayısı eskiden her insanın olgunlaģma ve aydınlanma yolunda geçmesi gereken engel veya sınama sayısıydı. Hristiyanlık da dâhil olmak üzere çoğu inançlara göre 33 yaģ kutsal bir yaģ dönemi olarak kabul edilir. Doğru ve sağlıklı geliģen insanın bu yaģta manevi bir güce ulaģtığına inanılır. Hazreti Ġsa nın Çarmıha gerilirken (Ġsa nın Çarmıha GeriliĢi) otuz üç yaģında olduğu bilgisini de hatırlatmak gerekir. Çar Saltan masalında üç sayısıyla ilgili тридевять земель (çok uzak) ve тридесятое царство (dünyanın öbür ucu) gibi ifadeler de yer almaktadır. Gvidon, Kuğu Prenses e ulaģabilmek ve onunla evlenebilmek için çok uzaklara (за тридевять земель) gitmeye razı olur: Buradan çok uzaklara Güzel Prensesin peşinden Yayan gitmeye hazırdır. (За царевною прекрасной Он пешком идти отсель Хоть за тридевять земель). 316 Tридевять земель ve тридесятое царство ifadelerine genellikle masalın baģında rastlanılır. Olayların geçtiği yere (mekâna) ulaģması için gerekli bir zaman dilimini 316 Сказка о царе Салтане о сыне его славном и могучем богатыре князе Гвидоне Салтановиче и прекрасной царевне Лебеди, 300

148 gösteren тридевять земель ifadesi 27 (3x9=27) demektir. 317 Tридесятое царство ifadesi ise ondan fazla sayı saymayı bilmeyen eski insanlara göre 3 defa 10 (3x10=30) çok uzak, ulaģması neredeyse imkânsız anlamına gelmekteydi. ĠĢte bu yerler eski insanlara göre eriģilemez, ulaģılamaz olarak sayılıyor, dolayısıyla mucizelerin gerçekleģtiği yer olarak kabul ediliyordu Üç sayısına rastladığımız diğer masallardan biri de Ölü Prenses ve Yedi Bahadır masalıdır. Yelisey, Prensesi ararken üç defa doğadan yardım ister (güneģ, ay, rüzgâr): Ġlk yardım istemesi: Sonunda kızıl güneşe Danışır delikanlı. (К красному солнцу наконец Обратился молодец). 319 Ġkincisi: Ay gözükür gözükmez Ona yalvararak koşar. (Только месяц показался Он за тем с мольбой погнался). 320 Üçüncü defa yardım istemesi ise: Yelisey umudunu kaybetmeden Rüzgâra yalvarmaya başlar. (Елисей, не унывая, К ветру кинулся взывая). 321 sözleriyle ifade edilir. Prensesin ölümünden sonra Yedi Bahadır onun ölüm uykusundan uyanmasını üç gün beklediler: Üç gün beklediler fakat o, Ölüm uykusundan uyanmadı. (Ждали три дня, но она Не восстала ото сна) Eski takvimde ay 27 günden oluģmaktaydı. 318 Ġnternet: Числа в русских народных сказках. Web: adresinden 18. Eylül 2013 te alınmıģtır. 319 Сказка о мертвой царевне и семи богатырях, Сказка о мертвой царевне и семи богатырях, Сказка о мертвой царевне и семи богатырях, Сказка о мертвой царевне и семи богатырях, 331

149 138 Prenses ölüm uykusundan uyanmayınca da Tabutunu dökme demirden yapılan Zincirlerle tutturarak Altı direğe vidalar ve Bir tepede sonsuza uğurlarlar. (Гроб ее к шести столбам На цепях чугунных там Осторожно привинтили И решеткой оградили). 323 Yedi Bahadırın Prensesin ölüm uykusundan uyanmasını üç gün bekleme ayrıntısı Hristiyanlıkla alakalıdır. Bilindiği gibi Hristiyanlığa göre ölüler toprağa üç gün sonra verilir. Burada dikkat edilmesi gereken sayılardan biri de altı sayısıdır. Altı sayısı hakkında olumlu bir Ģey söylenemezdi, çünkü genel olarak dört sayısında olduğu gibi altı sayısı da Ģanssız, hatta belalı olarak sayılırdı. Günümüzde doğruluk payını yitirmiģ olan bu inanıģ yeni yılın 1 Ocak değil, 1 Eylül de kutlandığı dönemlere dayanır. Bu durumda Aralık ve ġubat ayları yılın 4. ve 6. ayları sayılırdı. Çok eski zamanlara dayanan küçük çocuklara bile anne sütünün verilmesi uygun görülmeyen ve büyük bir özenle tutulan oruçlar bu aylara denk gelmekteydi. Bu aylarda çok sayıda büyük insanın ve çocukların ölmesi 4. ve 6. ayların uğursuz olduğu yönünde düģüncelerin doğmasına neden olmuģtu. 324 Günümüzde bu bilgi güncelliğini yitirmiģ olsa da bu sayılar hakkındaki olumsuz düģünceler yerini halen korumaktadır. Halk arasında altı sayısı karanlık güçlerle iliģkilendirilir ve kötülük ile korkuyu simgelemektedir. Belki de PuĢkin in masalındaki Prensesin tabutunun özellikle altı direğe bağlanması kötülük ile korkuyu ve çift sayı ölümü çağrıģtırdığı içindir. atar: Üç sayısı Balıkçı ile Balık masalında da yer alır. YaĢlı adam denize ağını üç defa Ağını denize atar, Sulu çamur ağına takılır; İkinci defa ağını denize atar, Deniz otu ağına takılır; Üçüncü kez ağını atar, Ağına bir balık takılır, Fakat sıradan değil, Altın bir Balık. (Раз он в море закинул невод Пришел невод с одною тиной. Он в другой раз закинул невод Пришѐл невод с травой морскою. В третий раз закинул он невод Пришѐл невод с одною рыбкой, С не простою рыбкой золотою ) Сказка о мертвой царевне и семи богатырях, Ġnternet: Числа в русских народных сказках. Web: adresinden 18. Eylül 2013 te alınmıģtır. 325 Сказка о рыбаке и рыбке, 309

150 139 Üç sayısına yer verilen diğer masal da Altın Horoz dur. Bu masalda horoz tehlikenin yaklaģtığını hissedince üç defa öter ve askeri birlikler düģmanla savaģmak için üç defa yola çıkar. Altın Horoz masalında dikkat edilmesi gereken sayılardan biri de sekizdir. Tehlikenin yaklaģtığını simgeleyen horozun ötmesiyle Çar, büyük oğlunu düģmanlarla savaģmak için gönderir. Çarın büyük oğlu yola çıktıktan sekiz gün sonra horoz bir daha öter ve bu sefer Çar, küçük oğlunu gönderir. Üçüncü sefer de horozun ötmesi üzerine Çar ın kendisi yola çıkar ve sekiz gün sonra gerekli yere vararak korkunç bir manzarayla karģılaģır: Önünde iki oğlu da Tolgasız ve zırhsız Ölü yatmaktadır. (Перед ним его два сына. Без шеломов и без лат Оба мертвые лежат). 326 Sekiz sayısı keder, hüzün anlamını taģımakla birlikte aynı zamanda baģarıyı da simgeleyen bir sayıdır. Çok eskilerde bu sayıya ölüm ve kederin eģlik ettiğine inanılırdı. Altın Horoz masalında bu sayıya ölüm anlamı yüklendiğini görmekteyiz. Sekiz sayısı bir çift sayıdır ve Rus halk inanıģına göre ise çift sayılar ölümle iliģkilendirilir. Bu düģünce günümüzde de yerini korumaktadır. Bunun en güzel örneği halen cenazelerde gönderilen çiçeklerin çift sayılardan oluģmasıdır. Bu masalda, birinci birlikten haberin alınmaması üzerine ikinci birliğin dokuzuncu günde yola çıkması, ikinci birlikten de haberin gelmemesi üzerine Çar ın önderliğinde üçüncü birliğin yola çıkması ve Çar ın önderlik ettiği birliklerin ġamahan Prensesi nin çadırın bulunduğu yere dokuzuncu günde varmasının da Rus anma törenine dayandığı yönünde görüģler mevcuttur. Rus anma âdetine göre cenaze ayininden sonra ölünün ardından verilen yemek ilk ayın dokuzuncu gününde gerçekleģir. Bu gelenek, Ari düģüncelerine dayanır. Ari düģüncesine göre kremasyon (ölü yakma) gününden dokuzuncu güne kadar vücudun yeni bir nitelik kazandığı ve dokuzuncu günde ise ölünün tüm vücudunun yeniden yaratıldığı düģünülmekteydi Сказка о золотом петушке, Жарникова, C. (2003). a.g.e. 69

151 140 PuĢkin masallarında rastladığımız diğer sayılardan biri de yedidir. Çok eskilerden günümüze kadar gelen düģünceye göre yedi sayısı özel bir sayı olarak sayılmakla birlikte Ģans getiren sayı olarak da kabul edilir. Yedi sayısına tapma âdeti eski Babil dönemlerine dayanır. Gökyüzünü inceleyen eski gökbilimciler yedi gezegen keģfederler (GüneĢ, Ay, Merkür, Mars, Jüpiter, Venüs, Satürn). Ayrıca Babil papazlarının yedi Tanrıya taptığı da bilinmektedir. Yedi sayısının kutsal ve sihirli sayılmasının yanı sıra gizemli bir güce de sahip olduğu düģünülür. Üfürükçüler hastalara yedi bitkiden yapılan yedi farklı ilacı vererek bu ilaçları yedi gün içmeyi önerirler. Halk geleneklerinde de yedi sayısı kutsallık, sağlık ve akıl ile iliģkilendirilir. Ayrıca Rus atasözlerinde ve deyimlerinde yedi sayısı çoğu zaman çok anlamı taģımaktadır: Семь бед- один ответ (bu ifade birinin, suçunu (kusurunu) bildiğine rağmen tekrar risk alması durumlarında kullanılır), Семеро одного не ждут (Yedi kişi birini beklemez ya da çoğunluk azınlığa göre hareket etmez), Семь раз отмерь- один раз отрежь (Yedi kere ölç, bir kere kes). PuĢkin masallarında renkler de çok yaygın ve bilinçli bir Ģekilde kullanılır. Kullanılan renkler arasında en sık rastlanılan altın rengi, beyaz ve mavidir. Renklerin anlamını taģıyan kelimeler haricinde nesneler yardımıyla renklerin yansıtıldığını görmekteyiz. Örneğin; bulutlar, toz, dökme demirden yapılan zincirler, gri; Ģafak ve yıldızlar altın ile kırmızı; fırtına siyah; zümrüt, inci, kar gibi nesneler ise yeģil ve beyaz rengi temsil eder. PuĢkin, kullandığı renklere halkın yüklediği ve halk biliminde kullanılan anlamları yükler. Yazarın masallarında dikkat edilmesi gereken renklerden biri altın rengidir. Bu renkteki gizli anlamı daha kolay anlayabilmemiz için ıģığa baģvurmak gerekir. Hristiyanlık dininde Hz. Ġsa bir ıģık, aydınlıktır, onun insanlara verdiği vaatler ise insanlığı aydınlatma, bilgilendirme olarak kabul edilir. Tanrı içinde hiç karanlık barındırmayan bir ışıktır (Бог есть свет, и нет в Нем никакой тьмы). Kutsal IĢık, insanın kavrayabileceği ve görebileceği bir Ģekilde Hz. Ġsa nın öğrencilerine Favor dağında gösterilir. Hz. İsa Pyotr, İoakov ve onun kardeşi İoan ı alır ve en yüksek dağlarından birine götürür. Şekli değiştirilmiş halde Tanrının güneş yüzü ışık gibi beyaz kıyafetleri belirir (...Взял Иисус Петра, Иакова и Иоанна, брата его, и возвел их на гору

152 высокую одних, и преобразился перед ними: и просияло лице Его, как солнце, одежды же Его сделались белыми как свет). Tanrı ile birlikte Oğlu (Hz. Ġsa) ve Kutsal Ruh da vardır: Tanrı Onun (Hz. Ġsa nın) Oğlu olduğunu söyler, Kutsal Ruh ise aydınlık bir bulut Ģeklinde gösterilir. 328 Tanrı ile ilgili her Ģey ıģıkla iç içedir. Hz. Ġsa nın figürü de kavranılamaz ıģıklar saçmaktadır. Bu ıģıklar ikonlarda Hz. Ġsa nın figüründen yayılan altın çizgiler Ģeklinde gösterilir. Mozaik ve ikonlardaki altın ıģık Tanrının aydınlığı ve gecenin hiç olmadığı Gökyüzü Saltanatının görkemini, ihtiģamını hissettirmektedir adeta. Altın ıģığın, ıģık ise Ġlahi gücün ikonudur. 329 Bu ıģık ikonlardaki azizin kafası etrafındaki altın hale ile de gösterilir. Hale gerçeğin sembolik ifadesidir ve bir ikonun olmazsa olmazıdır. ġairin Çar Saltan masalındaki balığın sıradan olmaması Altın Balığk ın olması da önemli ayrıntılardan biridir, çünkü balık sembolik anlamda Hristiyanlıkta önemlidir. Eskiden haç 330 idam aracı olarak kullanılırdı ve ilk Hristiyanlar onu kutsal olarak görürdü. Ġlk Hristiyanlar günümüzde boynunda taģınan haç iģaretleri yerine metalden, taģtan, sedef veya camdan yapılmıģ küçük balık Ģeklinde kolyeler takardı. Bu balıkların üzerinde спаси (kurtar) veya да спасешь (kurtarırsın) gibi kelimeler yer alırdı. 331 Bu manada Yunanca balık kelimesinin ilk harfleri de Hz. Ġsa nın sıfatlarını yansıtır. 141 Рыба (balık) Yunanca Rusça Türkçe I [Иисус] Иисус Hz. Ġsa X [Христос] Христос Hz. Ġsa IXΘΥΣ- Yunanca balık demektir Θ [Теос] Бога Tanrının Υ [Иос] Сын Oğlu Σ [Сотер] Спаситель Kurtarıcı 328 Ġnternet: Робинов, Ю. В. Нравственные основы творчества А. С. Пушкина «Сказка о рыбаке и рыбке»,8. Web: adresinden 7 Kasım 2013 te alınmıģtır. 329 Burada, Ġkon- (Yunanca eikon) resim, figür anlamındadır. Робинов, Ю. В. Нравственные основы творчества А. С. Пушкина «Сказка о рыбаке и рыбке», 9 Web: adresinden 7 Kasım 2013 te alınmıģtır. 330 Haç (крест) - çok eskiden idam aracıydı, ilk baģta Romalılar tarafından sadece köleler için kullanılırdı. Робинов, Ю. В. Нравственные основы творчества А. С. Пушкина «Сказка о рыбаке и рыбке», 8 Web: adresinden 7 Kasım 2013 te alınmıģtır. 331 Ġnternet: Робинов, Ю. В. Нравственные основы творчества А. С. Пушкина «Сказка о рыбаке и рыбке»,8 Web: adresinden 7 Kasım 2013 te alınmıģtır.

153 142 Sözlü edebiyatta altın renginin özel bir yeri vardır. Altının parlaması eski insanların güneģe tapması ile alakalıdır. Altın rengindeki nesneler alevlenme, ıģık saçma gibi özellikleri barındırır. Bunu Ölü Prenses ve Yedi Bahadır da rastlamaktayız: Ay, arkadaşım ay, Altın boynuzcuk. (Месяц, месяц, мой дружок, Позолоченный рожок ) 332 Yukarıdaki ilk örnekte metalin ıģık saçtığından, ikinci örnekte ise gökyüzü fonunda ay üzerine düģen altın renginin efektini veren güneģ ıģığından söz edilir. Altın rengine ayrıca asalet, güç, zenginlik gibi anlamlar da yüklenir. Altınların içinde, sarayda, Çar Saltan ın oturduğunu görür. (Видит, весь сияя в злате, Царь Салтан сидит в палате ) 333 Bu örnekte Çar Saltan ın altın iple dikilen kıyafetler içinde oturduğunu görmekteyiz. Balık ve Balıkçı masalındaki yaģlı kadının parmaklarındaki altın yüzükleri de hatırlamak gerekir: Ellerinde altın yüzükler, Ayaklarında kırmızı çizmeler. (На руках золотые перстни, На ногах красные сапожки). 334 PuĢkin, Gvidon un yaģadığı adadaki Ģehrin tasvirinde de altın rengini kullanır: Altın kubbeleri olan yeni şehir (Город новый, златоглавый). Eskiden katedral ve kiliselerin kubbeleri altınla kaplanırdı, bu da Ģehrin temizliğini, kutsallığını, yüceliğini gösterirdi. Altın Horoz ve Balıkçı ile Balık masallarında altın rengi insanlara yardım edebilen veya onları yargılayarak günahlarını cezalandıran hayvanlarda kullanılarak fantastik, insanda olmayan güç, sihir anlamını taģımaktadır. 332 Сказка о мертвой царевне и семи богатырях, Сказка о царе Салтане о сыне его славном и могучем богатыре князе Гвидоне Салтановиче и прекрасной царевне Лебеди, Сказка о царе Салтане о сыне его славном и могучем богатыре князе Гвидоне Салтановиче и прекрасной царевне Лебеди, 313

154 143 Altın Horozum Senin sadık muhafızın olacak. Altın Balık der ki: Üzülme sen, evine geri dön, Yeni teneke vereceğim size. (Петушок мой золотой Будет верный сторож твoй). 335 (Отвечает золотая рыбка: «Не печалься, ступай себе с богом! Будет вам новое корыто»). 336 Altın rengine Ölü Prenses ve Yedi Bahadır masalındaki elma da da rastlamaktayız: Prensese bol sulu, Taze, altın renkli Bir elma verilir. (И к царевне наливное, Молодое, золотое Прямо яблочко летит). 337 Sözlü edebiyatta çok kullanılan renklerden biri de beyazdır. PuĢkin de masallarında bu renge yer verir. Halk masallarında beyaz rengin birkaç anlamı vardır. Birincisi güzel anlamındadır. Örneğin: beyaz yüz (белое лицо), kuğu için kullanılan beyaz boyun (белая шея) v.b. PuĢkin in bu renge aynı anlam yüklediği görülür: Uzun, selvi boylu, beyaz tenli Ve akıllı her şeyiyle güzel (Высока, стройна, бела И умом и всем взяла ) 338 Ġkinci anlamı parlayan, ıģık saçan dır. Örnek: белый день (aydınlık gün), белый месяй (parlayan ay), белая заря (aydınlık şafak) v.b. PuĢkin in Ölü Prenses masalında da aynı anlamda kullanıldığı fark edilir: С белой зори до ночи ( Beyaz şafaktan akşama kadar). Üçüncü anlamı beyaz rengin gerçek anlamıdır белый снег (beyaz kar), белая лебедь (beyaz kuğu), белая лошадь (beyaz at) v.b. Aynı örnekler PuĢkin masallarında da görülür: 335 Сказка о золотом петушке, Сказка о рыбаке и рыбке, Сказка о мертвой царевне и семи богатырях, Сказка о мертвой царевне и семи богатырях, 318

155 144 Birde ne görsün, akan suların üstünde Beyaz Kuğu yüzmektedir. (Глядь поверх текучих вод Лебедь белая плывет). 339 PuĢkin beyaz rengini Gvidon un Ģehri ve Balıkçı ile Balık masalındaki yaģlı kadının terem tasvirinde de kullanır: Beyaz duvarların ardından Kiliselerin kubbeleri parlar. Karşısında svetelkası, 341 Tuğlalardan beyaz bacası olan bir izbe durur. (И за белые стенами Блещут маковки церквей). 340 (Перед ними изба со светелкой, С кирпичною, беленою трубой). 342 Halk geleneğinde olduğu gibi PuĢkin masallarında da beyaz renk temiz, aydınlık ve sakinleģtirici bir his uyandırır. Ayrıca bu renk neģenin, hayrın ve güzelliğin rengidir. Halk masallarında yaygın kullanılan renklerden biri de mavidir. Bu renk genellikle deniz ve gökyüzü tasviri için kullanılır. Mavi renk genellikle sakinliğin, su altının derinliğinin, gençliğin, mütevazılığın, yüksekliğin ve ilhamın sembolüdür. PuĢkin de bu rengi deniz ve gökyüzü için kullanır: Prens mavi denizin kenarında dolaşır, Mavi denizden gözünü ayıramaz Mavi gökyüzünde yıldızlar parlar, Mavi denizde dalgalar dalgalanır. ( Князь у синя моря ходит, С синя моря глаз не сводит ) 343 (В синем небе звезды блещут, В синем море волны хлещут). 344 Yazarın masallarda kullandığı diğer renklerden biri de kırmızıdır. Bu renk masallarda çok kullanılır. Örnek vermek gerekirse yalnızca Ölü Prenses ve Yedi Bahadır masalında bu renge sekiz defa rastlanılır. Всех румяней и белее..., (herkesten al 339 Сказка о царе Салтане о сыне его славном и могучем богатыре князе Гвидоне Салтановиче и прекрасной царевне Лебеди, Сказка о царе Салтане о сыне его славном и могучем богатыре князе Гвидоне Салтановиче и прекрасной царевне Лебеди, Svetelka (светелка): Genellikle evin üst katında bulunan aydınlık bir oda. 342 Сказка о рыбаке и рыбке, Сказка о царе Салтане о сыне его славном и могучем богатыре князе Гвидоне Салтановиче и прекрасной царевне Лебеди, Сказка о царе Салтане о сыне его славном и могучем богатыре князе Гвидоне Салтановиче и прекрасной царевне Лебеди, 276

156 yanaklı, beyaz tenli), семь румяных усачей, (yedi al yanaklı pala bıyıklı adam), красная девица (güzel bayan), Закрасневшись, извинилась (kızararak özür diler), Так румяна золотисто (öyle al yanaklı, altın renkli), К алым губкам поднесла (kırmızı dudaklarına götürür), Плод румяный уронила (kırmızı meyveyi düşürür). 145 Kırmızı renk güzellik ve sağlığı temsil eder, ayrıca bu renk Ölü Prenses ve Yedi Bahadır masalındaki Prensesin iç güzelliğini, temizliğini ve utangaçlığını da temsil eder: Ev sahiplerini selamlar, Saygı eğilişini yapar Ve kızararak özür diler (Честь хозяевам отдала, В пояс низко поклонилась; Закрасневшись, извинилась). 345 Kırmızı renk aynı zamanda büyüklük sembolüdür. Kızıl güneģ (красное солнышко) ifadesi bilge anlamındadır. 346 PuĢkin in Ölü Prenses ve Yedi Bahadır masallında da kızıl güneģ bilge bir danıģman rolündedir: Sonunda delikanlı Kızıl güneşe danışır. (К красну солнышку наконец Обратился молодец). 347 Kırmızı renk halk arasında en iyi, ulu, görkemli bir renk olarak kabul edilirdi. Bayramlarda erkekler kırmızı gömlek, bayanlar ise kırmızı sarafan 348 giyer, kafalarına da kırmızı kurdele bağlarlardı. Balıkçı ile Balık masalında da yaģlı kadın soylu bir kadın olduktan sonra ayağına kırmızı çizmeler giyer: Ayaklarında kırmızı çizmeler (На ногах красные сапожки). Kırmızı rengin olumsuz anlamda kullanıldığı örneklere sözlü edebiyatta olduğu gibi PuĢkin masallarında da nadir rastlanılır. Genel olarak kırmızı renk halk tarafından sevilir ve güzel anlamlar yüklenir. PuĢkin masallarında siyah renk, halk masallarındaki siyah renk ile aynı anlamı taģır, yani bu renk felaketi, acıyı, hüznü simgelemektedir. Siyah renk felaket, bela iģaretçisidir, kahramanın karamsar düģüncelere kapılmasına neden olur ve hatta kıskançlık anlamına da 345 Сказка о мертвой царевне и семи богатырях, Eski Rusya da Knyaz Vladimir e Красное Солнышко derlerdi. 347 Сказка о мертвой царевне и семи богатырях, Sarafan (сарафан) - rahat, kolsuz Rus milli kadın kıyafetidir.

157 146 gelir. Halk arasında kıskançlık kötülük yaptıran bir duygu olduğundan siyah renkle iliģkilendirilir: O (Çariçe), Kara kıskançlık duygusuyla doludur. ( Она, Черной зависти полна). 349 Siyah renkle ayrıca bir insanın ait olduğu tabaka da belirlenir. Bu tabaka fakir ve ağır iģle uğraģan insanları temsil eder. Bunun en güzel örnekleri Çar Saltan ve Ölü Prenses ile Yedi Bahadır masalındaki Ģu satırlardır: Kara köylü 350 olmak istemem, Soylu biri olmak isterim.... (Не хочу быть черной крестьянкой Хочу быть столбовой дворянкой ) 351 Fakir kara 352 (черница) bir kızın Avluda dolaştığını görür... ( Видит: нищая черница Ходит по двору ) 353 Siyah renk halk tarafından aynı zamanda dıģ güzelliğin tasvirinde de kullanılır: Karakaşlı (чернобровa) gibi. PuĢkin bu rengi Çariçe nin hizmetçisi olan Çernavka adındaki karakterin isminde de kullanır. Eski Rusya da bu isim daha ziyade esmer ve siyah saçlı kızlara verilirdi. Черный ворон (kara karga), черный медведь (kara ayı), черная ночь (kara gece) epitetleri DiĢi ayı masalındaki hayvan tasvirlerinde kullanılır. Öte yandan yeģil renk arkadaģlık, gençlik, saygı sembolüdür. Ölü Prenses masalında Prenses Bahadırların evinde yeģil Ģarapla karģılanır: Yeşil şarap ikramını Geri çevirir. (От зеленого вина Отрекался она) Сказка о мертвой царевне и семи богатырях, Çernavka (Чернавка) - burada kara köylü, yani sıradan bir köylü anlamındadır. 351 Сказка о рыбаке и рыбке, Buradaki черница kelimesi fakir anlamındadır. 353 Сказка о мертвой царевне и семи богатырях, Сказка о мертвой царевне и семи богатырях, 324

158 147 PuĢkin, burada hafif, yeni yapılmıģ Ģarabı kastetmektedir. YeĢil renk genellikle orman, ot, çayır tasvirlerinde kullanılır: Mavi deniz her tarafta, Yeşil meşe ağacı tepede (Море синее кругом, Дуб зеленый над холмом ) Сказка о царе Салтане о сыне его славном и могучем богатыре князе Гвидоне Салтановиче и прекрасной царевне Лебеди, 277

159 148

160 SONUÇ ÇalıĢmamızda, Rus edebiyatında romantizm ve realizm gibi edebi akımların kurucularından A.S. PuĢkin in masallarını edebi yönden incelemeye çalıģtık. Yazar, ele aldığı eserleriyle edebiyatın geliģim sürecine katkı sağlamıģ ve kendinden sonra gelen nesillere bu alanda çığır açmıģtır. PuĢkin in halka yakın tutumunda Dekabrist ayaklanmasının etkili olduğu bilinmektedir. Bu açıdan Dekabrist akımının savunucusu olan PuĢkin, bir yanda da halka yakınlaģmaya, halkın isteklerini, hayallerini ve ideallerini anlamaya ve Ģair olarak halkın duygu ve düģüncelerini sanatında yansıtmaya çalıģmasıyla Dekabristlerden ayrılmaktadır. Ġngiliz lakaplı bir filozoftan ateizm dersleri aldığı bilgisini içeren mektubun postada açılması ve bu bilgilerin hükümetin kulağına gitmesi sonucu sürgüne gönderilen ve I. Aleksandr ın ölmesiyle yerine geçen I. Nikolay sayesinde kurtulan PuĢkin, Mihaylovskoye Sürgünü nde bulunduğu yıllarda halkla iç içe olma fırsatını yakalar ve o dönemde daha da yoğunlaģan halkçılık düģüncesini masallarına yansıtır. Yazar için Halkçılık, çok yönlü, kendine has milli özelliğe ve demokrasiye sahip bir kavramdı ve bu kavram yalnızca dil, tarih ve günlük yaģamla değil halkın maneviyatıyla da iliģki içinde olmalıydı. Halkın toplumsal sorunlarıyla da yakından ilgilenen PuĢkin, bu konuya Altın Horoz ve Papaz ve Yardımcısı Balda gibi satirik içerikli masallarında yer verir. Papaz ve Yardımcısı Balda masalı Ortodoks kiliselerinde halkı dolandıran vicdansız din adamlarını eleģtiren ve papazlara yönelik taģlamayı amaçlayan bir eserdir. Rus Çarı I. Nikolay ile A. S. PuĢkin in arasında iliģkilerin kötüleģtiği dönemde kaleme alınan Altın Horoz masalı ise siyasi bir eleģtiridir. Her iki masalda eģit haklara sahip olmayan iki taraf arasında bir anlaģma yapılmakta ve taraflardan biri anlaģma gereği yerine getirmesi gereken sözünü tutmamaktadır. A.S. PuĢkin in diğer önem verdiği konulardan biri de kahramanların tiplemesidir. Masallarında yansıttığı tüm kahramanlar Rus insanının psikolojisini, zaafını ve inatçılığını yansıtmaktadır adeta. Dolayısıyla bu kahramanların hareket ve davranıģları her dönemde Rus insanına yakın ve tanıdık gelmiģtir. Güvenirlik duygusu en iyi Ģekilde Prens Yelisey ve

161 150 Yedi Bahadır kahramanlarında yansıtılmıģtır. Cesaret ve hedefine ulaģma çabası Prens Gvidon da bulunmaktadır. Ġyi niyet, temiz kalplilik ve çalıģkanlık gibi özellikler denizciler ve balıkçı yaģlı adam gibi kahramanlarında ustaca iģlenmiģtir. ÇalıĢma aģkı, becerikli, akıllı ve aynı zamanda kurnaz gibi özelliklerin yansıtıldığı Balda karakteri, Rus insanına en uygun tipleme olarak kabul edilmektedir. Tüm bunların yanı sıra PuĢkin masallarında olumsuz kahramanlar da yer almaktadır. Fakat halk masallarında olduğu gibi olumsuz kahramanlar takdir edilmez ve sonunda cezalarını bulurlar. Bugüne kadar PuĢkin masalları bilim adamları tarafından tür, Ģekil, konu içeriği, kahramanların özellikleri, motifler vb. konularda çok yönlü incelenmiģ ve değerlendirilmiģtir. Tüm bunların yanı sıra PuĢkin masallarının kaynakları da araģtırılmıģtır. Bu konu üzerine bugüne kadar pek çok çalıģma yapılmıģ olsa da birtakım fikir ayrılıkların yaģanmasıyla birlikte yapılan tüm çalıģmalar göz önünde bulundurarak PuĢkin masallarının kaynaklarını Ģu Ģekilde özetleyebiliriz: 1) PuĢkin, çocukken köylülerden ve ailesinden duyduğu Rus sözlü edebiyatı, Mihaylovskoye de ( ) bulunduğu yıllarda geliģtirerek Papaz ile Yardımcısı Balda, DiĢi Ayı (tamamlanmamıģ), Çar Saltan, Balıkçı ile Balık, Ölü Prenses ve Yedi Bahadır, Altın Horoz masallarını özet Ģeklinde not eder. Mihaylovskoye de iken özet Ģeklinde not edilen bu masalların anlatıcısı ise dadısı Arina Radionovna kabul edilir. 2) Diğer önemli kaynaklardan biri de Ģairin sözlü olarak bildiği Rus halk edebiyatı türleridir. Bilindiği gibi PuĢkin düğün geleneği, cenaze ağıtları, atasözleri ve deyimleri ustaca kullanırdı ve nitekim masallarında da yansıttı. 3) Kaynaklardan biri de Rusya da yaģayan farklı milletlerin sözlü folklor geleneğidir. Çar Nikita ve Kırk Kızı adlı masalı buna örnek verilebilir. Bu masalın konusunun Ukrayna veya Çingene masallarından alındığı yönünde görüģler mevcuttur. 4) Bir diğer kaynak ise 19. yüzyılın ilk yarısına kadar yayımlanan KirĢa Danilov ve M. D. Çulkov un eserleri gibi Rus folklor içerikli eserler yer alır. 5) Kaynaklardan biri de Ģairin kitaplar aracılığıyla tanıģtığı Batı Avrupa milletlerinin folklor gelenekleridir. Genel olarak Alman Grimm KardeĢler in masallarından

162 151 söz edilir. PuĢkin, Grimm KardeĢler in masallarıyla Fransızca çevirisinden, yani kütüphanesinde bulunan Vieux contes. Pour l amusement de grands et des petits enfans adlı eserden bilirdi. 6) Temelinde uluslararası konuları içeren yabancı edebi eserler PuĢkin masallarında önemli etkenlerden biridir. Söz konusu masallar yazarın sanat hayatında doruk noktasına ulaģtığı bir dönemde hayat bulur. PuĢkin, geleneksel masal anlayıģının dıģında masallarına hareketlilik ve olayların hızlı geçiģi gibi birtakım yeni özellikler katarak masallara yeni bir bakıģ açısı ve yeni yaklaģımlar getirir. Halk dilini savunan PuĢkin, Ģiir tarzında ve çocukların da anlayabileceği dilde yazılan masallarıyla bu düģüncesini desteklemektedir. PuĢkin in masalları ilk etapta çağdaģ edebiyatçılar ve eleģtirmenler tarafından olumlu değerlendirilmez. Kimilerine göre bu masallar halk geleneğine yeterince yakın iken kimilerine göre ise okuyucuyu gerçekçilikten uzaklaģtırır. Ortak buluģtukları nokta ise masalların yazarın en zayıf eserleri olduğu yönündedir. Zamanında hak ettiği değerini bulamayan bu masallar ancak zamanla sevilmiģ ve önemi anlaģılabilmiģtir. Üzerinden yıllar geçmesine rağmen günümüzde de yetiģkin ve çocuk okuyucu kitlesinin rahatlıkla okuyup anlayabileceği dilde yazılan masallar daha uzun yıllar sevilmeye devam edecektir. Halk geleneği tarzında yazılan bu masallarda, Rus insanı kendi gelenek ve göreneğini, inancını, milli özelliklerini, toplumsal ve politik yapısını, yaģam tarzını ve genel olarak kültürünü bulmaktadır, dolayısıyla nesilden nesile masallar benimsenerek aktarılagelmiģtir. Ayrıca A.S. PuĢkin in masalları çocuk geliģiminde olumlu ve önemli rol oynadığına inanıldığından Sovyet döneminde Ģairin masalları eğitim programında da yer almıģtır. Masallarda iyi ve kötü kahramanların olması ve sonunda iyilerin kazanması çocuklarda iyi ve kötü yü ayırt etmelerini ve günlük hayatta nasıl davranmaları gerektiğini anlamalarına yardımcı olmuģtur. Sonuç olarak, araģtırmamızın hedeflerinden biri olan A.S. PuĢkin masallarının edebi yönden detaylı bir Ģekilde incelenmesi ve araģtırmacılar için yol gösterici kaynak oluģturulmasının amacına ulaģacağını ve yeni araģtırmacılara faydalı olacağını umuyoruz.

163 152

164 153 KAYNAKLAR (Rusça) Азадовский, М. Пушкин: Источники сказок Пушкина. Временник Пушкинской комиссии, АН СССР. Институт литературы, N1, Москва, Издательство АН СССР, 1936 Азадовский, М. Пушкин и фольклор, Пушкин: Временник Пушкинской комиссии, N3, Изд-во АН СССР, 1937 Анненков, П. Пушкин в Александровскую Эпоху. Edit. Гарусов, А. Минск, Лимариус, 1998 А. С. Пушкин. Стихотворения. ОЛМА-ПРЕСС, 2002 Бадестова, А, Попова, И. Культурологический анализ персонажей немецкой волшебной сказки «Белоснежка» и «Сказки о мертвой царевне и о семи богатырях» А. С. Пушкина, ВЕСТНИК ЯГУ, N3, том 4, 2007 Брокгауз, Ф, Ефрон, И. Энциклопедический Словарь, С.-Петернбург, Erişim adresi: Герлован, O. Русская литературная сказка XVIII начала XIX в.: Понятие, истоки, типология, Диссертация на соискание ученой степени кандидата филологических наук, Российская Академия Наук, Институт Мировой Литературы имени А. М. Горького, Москва, 1996 Гроссман, Л. Пушкин. Москва, Астрель, 2012 Даль, В. Воспоминания о Пушкине, Пушкин в воспоминаниях современников, Т. 2, 1998 Erişim adresi: Дружников, Ю. Дуэль с Пушкинистами. Москва, Хронограф, 2001 Жарникова, C. Золотая нить, Вологда, 2003 Захарченко, М. Языческие и xристианские аллюзии в праздновании pусского рождества (на примере рожденственских предметов), Проблемы истории и теории в дальневосточном изобразительном искусстве и культурологии, N1, 2008 Иванова, Т. Еще раз о Пушкинских записях народных сказок. Культура и История, 2004 Комаров. В. А. С Пушкин.Стихотворения и сказки. Новоуральск, 2000 Лазарева, Л. Празднично-мифологические мотивы в сказках А. С. Пушкина. Вестник Челябинского Университета, 1 (8), 1999

165 154 Лотман, Ю. Пушкин. Санкт-Петербург, Искуссство-СПБ, 2003 Маскевич, Н. Из неизданных воспоминаний о Пушкине его племянника, Временник Пушкинской комиссии, 1974, Ленинград, Наука, 1977 Модзалевский, Б. Пушкин. Прибой, 1929 Никольский, Н. Язык сказок А. С. Пушкина, Ученые записки. Пушкинский юбилейный сборник, Ульяновск, Ульяновский государственный педагогический институт, 1949 Патянина, О. Внешняя красота женщины в изображении А. С. Пушкина, Вестник Омского университета, N2, Омск, 1999 Erişim adresi: omskreg.ru/vestnik/articles/y1999-i2/a097/article.html Терц, А. Прогулки с Пушкиным. Собрание сочинений в 2-х томах. Т. II. Москва, СП Старт, 1992 Фин, Л. Фольклор в творчестве Пушкина. А. С. Пушкин Сборник статей и материалов, Саратов, Саратовское Областное Издательство, 1937 Фомичев, C. О жанровой природе сказок Пушкина, Русская литература, N1, Санкт- Петербург, Наука, 2006 Чернышев, В. Имена действующих лиц в сказках Пушкина о царе Салтане, о золотом петушке, о мертвой царевне: (Салтан, Гвидон, Дадон, Чернавка), Пушкин и его современники: Материалы и исследования, N6, 1908 Erişim adresi: Ярикова, С. Влияние фольклора на творчество А. С. Пушкина, Муниципальное образовательное учреждение Гимназия N69 им. С. Есенина, Липецк, 2011 (Türkçe) Boratav, P. N. (1982). 100 Soruda Türk Halk Edebiyatı. Ġstanbul: Gerçek Yay. Ersoy, C. (2010). A. S. Puşkin ve Masalları, Yüksek Lisans Tezi, Ġstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ġstanbul. Rusça Büyük Sözlük, (2008). Fono Yayınları, Ġstanbul Sakaoğlu, S. (1973). Gümüşhane Masalları Metin Toplama ve Tahlil. Ankara: Atatürk Üniversitesi Yay. Seyidoğlu, B. (1986). Masal. Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi. Ġstanbul: Dergah Yay., 6. Cilt. Temizyürek, F., Gürel, Z., ġahbaz, N. K., (2007). Çocuk Edebiyatı, Ankara: Öncü Kitap Yayınevi.

166 155 Türk Dil Kurumu Türkçe Sözlük, (2005). Türk Dil Kurumu, Ankara. (İnternet) Ġnternet: Александр Сергеевич Пушкин. Web: adresinden 8 ġubat 2013 te alınmıģtır. Ġnternet: Жених, web: adresinden tarihinde alınmıģtır. Ġnternet: Брокгауз, Ф; Ефрон, И. ( ). Энциклопедический Словарь, С.- Петернбург Web: adresinden 20 ġubat 2013 te alınmıģtır. Ġnternet: Езерская, Б. Женщины в жизни Пушкина в Одессе, Web: adresinden 5 Nisan 2013 te alınmıģtır. Ġnternet: Герлован, O. (1996). Русская литературная сказка XVIII начала XIX века, Дис канд. Филол. наук, Москва: введение Web: adresinden 9 Eylül 2014 te alınmıģtır. Ġnternet: Древнее русское предание ожившее в сказках Пушкина Web: adresinden 13 Ağustos 2013 te alınmıģtır. Ġnternet: Царство славного Салтана. К юбилею книги А.С.Пушкина. Web: 9 adresinden 15 Ağustos 2014 te alınmıģtır. Ġnternet: Пушкин - П.А.Вяземскому. Web: adresinden 9 Temmuz 2014 te alınmıģtır. Ġnternet: Жаткин, Д., Гришина, О. (2008). А. С. Пушкин и Е. Б. Кульман в контексте русско- немецких литературных связей (Еще раз к вопросу об источнике «Сказки о рыбаке и рыбке») Web: adresinden 13 Ekim 2013 te alınmıģtır. Ġnternet: Крючкова, А. (2011). Духовно-нравственный смысл сказок А. С. Пушкина, Web: adresinden 25 Kasım 2014 te alınmıģtır.

167 156 Ġnternet: Робинов, Ю. Нравственные основы творчества А. С. Пушкина Сказка о рыбаке и рыбке, Web: adresinden 7 Kasım 2013 te alınmıģtır. Ġnternet: Шлионская, И. (2011). Сакральная символика пушкинских сказок, Web: 29 Mayıs 2014 te alınmıģtır. Ġnternet: А.С. Пушкин. У лукоморья дуб зеленый..., Сказка о мертвой царевне и о семи богатырях web: adresinden 5 Kasım 2014 te alınmıģtır. Ġnternet: Тюняев, А. (2012). Что зашифровал Пушкин в сказке о царе Салтане. Web: adresinden 2 Ocak 2015 te alınmıģtır. Ġnternet: Об именах собственных в сказках Пушкина, Web: adresinden 26 Haziran 2013 te alınmıģtır. Ġnternet: Ронкин, В. Сказка о царе Салтане (Архетипическое и актуальное). Web: adresinden 20 Temmuz 2014 te alınmıģtır. Ġnternet: У истоков Русской литературы. Солнечный мир сказок А. С. Пушкина Web: adresinden 19 Ocak 2015 te alınmıģtır. Ġnternet: Ивашева, А. Сказка о Мертвой Царевне и о семи богатырях А. С. Пушкина учит православию Web: adresinden 1 Eylül 2013 te alınmıģtır. Ġnternet: Меркулов, В. Русское предание в сказке Пушкина web: adresinden 15 ġubat 2013 te alınmıģtır. Ġnternet: Непрa и Дон, web: adresinden tarihinde alınmıģtır. Ġnternet: Числа в сказках Пушкина. Web: adresinden 2 Eylül 2013 te alınmıģtır. Ġnternet: Таксанов, A. Победителю ученику от побежденного учителя. Web: adresinden Ġnternet: Числа в русских народных сказках. Web: adresinden 18. Eylül 2013 te alınmıģtır.

168 157 ÖZGEÇMİŞ Kişisel Bilgiler Soyadı, adı : YASSINOVA, Aina Uyruğu : Kazakistan Doğum tarihi ve yeri : , Kazakistan Medeni hali : Evli Telefon : - Faks : - ayna_yasinova@hotmail.com Eğitim Derece Birimi Mezuniyet tarihi Yüksek Lisans Gazi Üniversitesi Devam ediyor Rus Dili ve Edebiyatı Lisans Gazi Üniversitesi 2009 Türkçe Öğretmenliği Lise Kazakistan, KoyĢıbek Lisesi 2002 İş Deneyimi Yıl Yer Görev Yabancı Dil Rusça

169 GAZİ GELECEKTİR...

Rus Dili ve Edebiyatı Bölümü Hazırlık Sınıfı Ders Programı Güz Yarıyılı

Rus Dili ve Edebiyatı Bölümü Hazırlık Sınıfı Ders Programı Güz Yarıyılı (8 Hafta 176 Saat) Rus Dili ve Edebiyatı Bölümü Hazırlık Sınıfı Ders Programı Güz Yarıyılı A1 1 Alfabe. 9-13 Ekim Ünite 1 Rus alfabesi.isimler. İsimlerde cinsiyet. Kişi zamirleri.konuşma türlerini anlama.

Detaylı

YAŞAM ÖYKÜSÜ. Doğum yeri: Doğum Tarihi: 1. Aile Bilgileri Baba: Adı: YaĢı:

YAŞAM ÖYKÜSÜ. Doğum yeri: Doğum Tarihi: 1. Aile Bilgileri Baba: Adı: YaĢı: YAŞAM ÖYKÜSÜ ADI: TARĠH: Doğum yeri: Doğum Tarihi: 1. Aile Bilgileri Baba: Adı: YaĢı: Mesleği: Sağlığı: Eğer vefat etmiģse ölüm yaģı: O zaman siz kaç yaģındaydınız: Ölüm Nedeni: Anne: Adı: YaĢı: Mesleği:

Detaylı

Kişisel Mektup. Mektup - Adres. Sayın Ahmet Koril, Kalapak A.Ş. Kadife sokak no: , Bostancı, Kadıköy, İstanbul

Kişisel Mektup. Mektup - Adres. Sayın Ahmet Koril, Kalapak A.Ş. Kadife sokak no: , Bostancı, Kadıköy, İstanbul - Adres Sayın Ahmet Koril, Kalapak A.Ş. Kadife sokak no:17 34705, Bostancı, Kadıköy, İstanbul adres formatı:, şirket ismi sokak / cadde ismi + numarası posta kodu, mahalle / semt ismi, ilçe, il Jeremy

Detaylı

A-Link. Başlangıç Seviye Rusça Derslerinin Alıştırmaları 11.Ders

A-Link. Başlangıç Seviye Rusça Derslerinin Alıştırmaları 11.Ders A-Link Başlangıç Seviye Rusça Derslerinin Alıştırmaları 11.Ders Alıştırmalar 11.1 "г" Ünsüzün 'в' Gibi Okunması. Aşağıdaki sözcüklerin Latin harflerle okunuşlarını yazınız моего, твоего, на шего, ва шего

Detaylı

A-Link. Başlangıç Seviye Rusça Derslerinin Alıştırmaları 16.Ders

A-Link. Başlangıç Seviye Rusça Derslerinin Alıştırmaları 16.Ders A-Link Başlangıç Seviye Rusça Derslerinin Alıştırmaları 16.Ders Alıştırmalar 16.1 'Идти' ve 'Ехать' Belirli Hareket Fiilleri Kısa diyalogları Rusçaya çeviriniz - O, şimdi nereye gidiyor (yürüyerek)? -

Detaylı

Demodur Kırmızı yazılar sizin sipariş verirken yollamış olduğunuz yazılardır.

Demodur Kırmızı yazılar sizin sipariş verirken yollamış olduğunuz yazılardır. Demodur Kırmızı yazılar sizin sipariş verirken yollamış olduğunuz yazılardır. / /20 YAZI ARKASINDA SİZİN FOTOĞRAFINIZ KULLANILMAKTADIR En Kıymetlim, Sonsuz AĢkım Gözlerinde sevdayı bulduğum, ellerinde

Detaylı

İş E-Posta. E-Posta - Giriş. Уважаемая г-жа Смидт. Son derece resmi, alıcının ismi yerine kullanılabilecek bir ünvanı var ise

İş E-Posta. E-Posta - Giriş. Уважаемая г-жа Смидт. Son derece resmi, alıcının ismi yerine kullanılabilecek bir ünvanı var ise - Giriş Türkçe Rusça Sayın Başkan, Уважаемый г-н президент Son derece resmi, alıcının ismi yerine kullanılabilecek bir ünvanı var ise Sayın yetkili, Уважаемый г-н... Resmi, erkek alıcı, bilinmeyen isim

Detaylı

ANNE-BABA TUTUMLARI VE ÇOCUĞUN KiŞiLiK GELiŞiMiNE ETKiLERi

ANNE-BABA TUTUMLARI VE ÇOCUĞUN KiŞiLiK GELiŞiMiNE ETKiLERi ANNE-BABA TUTUMLARI VE ÇOCUĞUN KiŞiLiK GELiŞiMiNE ETKiLERi Çocuğunuzun Nasıl Birey Olmasını İstersiniz? ANNE-BABA-ÇOCUK İLİŞKİSİ Anne-baba-çocuk iliģkisi, temelde anne ve babanın tutumlarına bağlıdır.

Detaylı

YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ BESYO TME-110 TEMEL MÜZİK EĞİTİMİ 1.HAFTA

YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ BESYO TME-110 TEMEL MÜZİK EĞİTİMİ 1.HAFTA YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ BESYO TME-110 TEMEL MÜZİK EĞİTİMİ 1.HAFTA Hayatta müzik gerekli değildir. Çünkü hayatın kendisi müziktir. Müzik ile ilgisi olmayan varlıklar insan değildir. Eğer söz konusu olan

Detaylı

A-Link. Başlangıç Seviye Rusça Derslerinin Alıştırmaları 4. Ders

A-Link. Başlangıç Seviye Rusça Derslerinin Alıştırmaları 4. Ders A-Link Başlangıç Seviye Rusça Derslerinin Alıştırmaları 4. Ders Alıştırmalar 4.1 Rusça Alfabe ve Ses Sistemi. Harfler Лл, Мм, Нн, Рр, Хх, Цц, Чч, Щщ, ь, ъ Aşağıdaki cümleleri Rusçaya çevirmeden Rus harflerle

Detaylı

ĠSHAKOL. Ġġ BAġVURU FORMU. Boya Sanayi A.ġ. En Son ÇekilmiĢ Fotoğrafınız. No:.. ÖNEMLĠ NOTLAR

ĠSHAKOL. Ġġ BAġVURU FORMU. Boya Sanayi A.ġ. En Son ÇekilmiĢ Fotoğrafınız. No:.. ÖNEMLĠ NOTLAR Ġġ BAġVURU FORMU ĠSHAKOL Boya Sanayi A.ġ. No:.. En Son ÇekilmiĢ Fotoğrafınız ÖNEMLĠ NOTLAR 1. BaĢvuru formunu kendi el yazınızla ve bütün soruları dikkatli ve eksiksiz olarak doldurup, imzalayınız. ĠĢ

Detaylı

5 YAġ ARILAR SINIFI OCAK AYI BÜLTEN

5 YAġ ARILAR SINIFI OCAK AYI BÜLTEN 5 YAġ ARILAR SINIFI OCAK AYI BÜLTEN ġġġrler: KIġ BABA, YAĞMUR,MEVSĠMLER,MASAL KAHRAMANLARI, ELEKTRĠK BĠLMECELER GAZETE, DERGĠ,KĠTAP,KAPI,KULAK,BURUN,YÜZ,DĠL,KAR ġarkilar AAA KIġ BABA,SAYILAR, ENERJĠ TASARRUFU,UZAYLILAR

Detaylı

AVRUPA ĠNSAN HAKLARI MAHKEMESĠ ĠKĠNCĠ BÖLÜM KABUL EDİLEBİLİRLİK HAKKINDA KARAR. BaĢvuru no.29628/09 Hikmet KÖSEOĞLU/TÜRKİYE

AVRUPA ĠNSAN HAKLARI MAHKEMESĠ ĠKĠNCĠ BÖLÜM KABUL EDİLEBİLİRLİK HAKKINDA KARAR. BaĢvuru no.29628/09 Hikmet KÖSEOĞLU/TÜRKİYE AVRUPA ĠNSAN HAKLARI MAHKEMESĠ ĠKĠNCĠ BÖLÜM KABUL EDİLEBİLİRLİK HAKKINDA KARAR BaĢvuru no.29628/09 Hikmet KÖSEOĞLU/TÜRKİYE Başkan, Nebojša Vučinić, Yargıçlar, Paul Lemmens, Egidijus Kūris, ve Bölüm Yazı

Detaylı

AŞKIN ACABA HÂLİ. belki de tek şeydir insan ilişkileri. İki ayrı beynin, ruhun, fikrin arasındaki bu bağ, keskin

AŞKIN ACABA HÂLİ. belki de tek şeydir insan ilişkileri. İki ayrı beynin, ruhun, fikrin arasındaki bu bağ, keskin AŞKIN ACABA HÂLİ Varoluştan bu yana herhangi bir metoda uydurulup bu doğrultuda devam edilemeyen belki de tek şeydir insan ilişkileri. İki ayrı beynin, ruhun, fikrin arasındaki bu bağ, keskin hatlarla

Detaylı

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi Bilim Dalı öğrencisi Ahmet ÖZKAN tarafından hazırlanan Ġlkokul ve Ortaokul Yöneticilerinin

Detaylı

Kişisel Mektup. Mektup - Adres. Mr. N. Summerbee 335 Main Street New York NY 92926

Kişisel Mektup. Mektup - Adres. Mr. N. Summerbee 335 Main Street New York NY 92926 - Adres Mr. N. Summerbee Tyres of Manhattan. 335 Main Street New York NY 92926 Türkçe adres formatı:, şirket ismi sokak / cadde ismi + numarası posta kodu, mahalle / semt ismi, ilçe, il Jeremy Rhodes 212

Detaylı

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve III TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi Bilim Dalı öğrencisi Canan ULUDAĞ tarafından hazırlanan Bağımsız Anaokullarında

Detaylı

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

Dünyayı Değiştiren İnsanlar Dünyayı Değiştiren İnsanlar Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı, bir mutluluk parıltısısınız! Memleketi asıl aydınlığa boğacak sizsiniz. Kendinizin ne kadar mühim,

Detaylı

DAVRANIŞI BİÇİMLENDİRME TEKNİKLERİ

DAVRANIŞI BİÇİMLENDİRME TEKNİKLERİ DAVRANIŞI BİÇİMLENDİRME TEKNİKLERİ Prof.Dr.Binnur YEġĠLYAPRAK Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi ( Türk PDR-DER BaĢkanı)2008 Davranışçı Yaklaşım Temel Önermesi:Çevre koģulları,uyarıcılar denetlenerek

Detaylı

ULUSAL Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ KONSEYĠ YÖNETMELĠĞĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç ve kapsam

ULUSAL Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ KONSEYĠ YÖNETMELĠĞĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç ve kapsam ULUSAL Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ KONSEYĠ YÖNETMELĠĞĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç ve kapsam MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı, Ulusal ĠĢ Sağlığı ve Güvenliği Konseyinin kuruluģ amacını,

Detaylı

: ARİF ÖZUTKU PSİKOLOJİK DANIŞMAN

: ARİF ÖZUTKU PSİKOLOJİK DANIŞMAN ,. Hazırlayan : ARİF ÖZUTKU PSİKOLOJİK DANIŞMAN Dünyada ergen olmaktan daha zor bir şey varsa o da ergenlik çağındaki bir gencin anne - babası olmaktır. ERGENLİK NEDİR? Ergenlik dönemi, biyolojik, psikolojik,

Detaylı

Rus Dili ve Edebiyatı Bölümü Hazırlık Sınıfı Ders Programı Bahar Dönemi

Rus Dili ve Edebiyatı Bölümü Hazırlık Sınıfı Ders Programı Bahar Dönemi (8 Hafta 177 Saat) 13-17 Şubat Rus Dili ve Edebiyatı Bölümü Hazırlık Sınıfı Ders Programı Bahar Dönemi B1 1 Geçişli ve Geçişsiz fiiller. Tamamlanmamış fiiller ile yapılan edilgen cümleler. Tamamlanmış

Detaylı

Okul ve öğretmenine karşı sorumluluklarını bilir.

Okul ve öğretmenine karşı sorumluluklarını bilir. 40 Dakika Örnek olay, soru cevap, yaparak yaşayarak öğrenme Okul ve öğretmenine karşı sorumluluklarını bilir. Öğrencilere sınıfta uyulması gereken kurallar ve onlardan beklenilen davranışların neler olabileceği

Detaylı

A-Link. Başlangıç Seviye Rusça Derslerinin Alıştırmaları 9. Ders

A-Link. Başlangıç Seviye Rusça Derslerinin Alıştırmaları 9. Ders A-Link Başlangıç Seviye Rusça Derslerinin Alıştırmaları 9. Ders Alıştırmalar 9.1 Okuma Kuralları. Sözcük Sonunda Sesli Ünsüzün Sessizleşmesi Aşağıdaki sözcüklerin Latin harflerle okunuşlarını yazınız,

Detaylı

ġaġr VE YAZARLAR SÖZLÜKLERĠNDE MADDE BAġLARININ ĠÇERĠK PLANI VE CAHĠT SITKI TARANCI ÖRNEĞĠ Erdoğan BOZ ÖZET

ġaġr VE YAZARLAR SÖZLÜKLERĠNDE MADDE BAġLARININ ĠÇERĠK PLANI VE CAHĠT SITKI TARANCI ÖRNEĞĠ Erdoğan BOZ ÖZET - International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic, p. 185-196, TURKEY ġaġr VE YAZARLAR SÖZLÜKLERĠNDE MADDE BAġLARININ ĠÇERĠK PLANI VE CAHĠT SITKI TARANCI ÖRNEĞĠ

Detaylı

KUPA TEKNĠK BĠLĠMLER MESLEK YÜKSEKOKULUNUN

KUPA TEKNĠK BĠLĠMLER MESLEK YÜKSEKOKULUNUN KUPA TEKNĠK BĠLĠMLER MESLEK YÜKSEKOKULUNUN 6.Spor ġenlikleri kapsamında gerçekleģtirilen Futbol Turnuvası Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulunun zaferi ile sona erdi. Yapılan maçlar sonucunda Ünye ĠĠBF

Detaylı

A1 DÜZEYİ A KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

A1 DÜZEYİ A KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO: A1 DÜZEYİ ADI SOYADI: OKUL NO: NOT OKUMA 1. Aşağıdaki metni -(y/n)a, -(n)da, -(n)dan, -(y/n)i ve -(I)yor ekleriyle tamamlayınız. (10 puan) Sevgili Ayşe, Nasılsın? Sana bu mektubu İstanbul dan yazıyorum.

Detaylı

EĞĠTĠM ÖĞRETĠM YILI 8. SINIF DĠN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BĠLGĠSĠ DERSĠ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIġMA TAKVĠMĠNE GÖRE DAĞILIM ÇĠZELGESĠ

EĞĠTĠM ÖĞRETĠM YILI 8. SINIF DĠN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BĠLGĠSĠ DERSĠ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIġMA TAKVĠMĠNE GÖRE DAĞILIM ÇĠZELGESĠ KASIM EKĠM EYLÜL Öğrenme Alanı: ĠNANÇ. ÜNĠTE: KAZA VE KADER Öğrencilerle TanıĢma, Dersin Amacı ve ĠĢleniĢ ġekli. Öğretmeni tanır ve dersin amacı, derste iģlenecek konular ve ders iģleme teknikleri hakkında

Detaylı

T.C. BĠNGÖL ÜNĠVERSĠTESĠ REKTÖRLÜĞÜ Strateji GeliĢtirme Dairesi BaĢkanlığı. ÇALIġANLARIN MEMNUNĠYETĠNĠ ÖLÇÜM ANKET FORMU (KAPSAM ĠÇĠ ÇALIġANLAR ĠÇĠN)

T.C. BĠNGÖL ÜNĠVERSĠTESĠ REKTÖRLÜĞÜ Strateji GeliĢtirme Dairesi BaĢkanlığı. ÇALIġANLARIN MEMNUNĠYETĠNĠ ÖLÇÜM ANKET FORMU (KAPSAM ĠÇĠ ÇALIġANLAR ĠÇĠN) ÇALIġANLARIN MEMNUNĠYETĠNĠ ÖLÇÜM ANKET FORMU (KAPSAM ĠÇĠ ÇALIġANLAR ĠÇĠN) Düzenleme Tarihi: Bingöl Üniversitesi(BÜ) Ġç Kontrol Sistemi Kurulması çalıģmaları kapsamında, Ġç Kontrol Sistemi Proje Ekibimiz

Detaylı

TOKİ İLKOKULU/ORTAOKULU DEĞERLER EĞİTİMİ YILLIK ÇALIŞMA PLANI

TOKİ İLKOKULU/ORTAOKULU DEĞERLER EĞİTİMİ YILLIK ÇALIŞMA PLANI 2014/2015 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI TOKİ İLKOKULU/ORTAOKULU DEĞERLER EĞİTİMİ YILLIK ÇALIŞMA PLANI 2014/2015 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI TOKİ İLKOKULU-ORTAOKULU DEĞERLER EĞİTİMİ OKUL KOMİSYONUDUR ADI SOYADI Hüseyin ÖZCAN

Detaylı

A1 DÜZEYİ B KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

A1 DÜZEYİ B KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO: A1 DÜZEYİ ADI SOYADI: OKUL NO: NOT OKUMA 1. Aşağıdaki metni -(y/n)a, -(n)da, -(n)dan, -(y/n)i ve -(I)yor ekleriyle tamamlayınız. (10 puan) Sevgili Ayşe, Nasılsın? Sana bu mektubu İstanbul dan yazıyorum.

Detaylı

OKULLARDA GELİŞİMSEL ve ÖNLEYİCİ PDR-3. Prof. Dr. Serap NAZLI Ankara Üniversitesi

OKULLARDA GELİŞİMSEL ve ÖNLEYİCİ PDR-3. Prof. Dr. Serap NAZLI Ankara Üniversitesi OKULLARDA GELİŞİMSEL ve ÖNLEYİCİ PDR-3 Prof. Dr. Serap NAZLI Ankara Üniversitesi KGRP de 5 Ana Müdahale Doğrudan müdahaleler: 1. Psikolojik danıģma 2. Sınıf rehberliği Dolaylı müdahaleler: 3. Konsültasyon

Detaylı

ĠÇĠNDEKĠLER. Öğrendiklerimiz ġarkılar öğrendik Oyunlar öğrendik BĠLMECELER ÖĞRENDĠK

ĠÇĠNDEKĠLER. Öğrendiklerimiz ġarkılar öğrendik Oyunlar öğrendik BĠLMECELER ÖĞRENDĠK ĠÇĠNDEKĠLER Öğrendiklerimiz ġarkılar öğrendik Oyunlar öğrendik BĠLMECELER ÖĞRENDĠK ( ENERJĠ TASARRUFU HAFTASI) Evimizi aydınlatır, makineleri çalıģtırır, Giderse birden, karanlıkta kalırız aniden (Elektrik)

Detaylı

ÖYKÜLERİ Yayın no: 170 ADALET VE CESARET ÖYKÜLERİ

ÖYKÜLERİ Yayın no: 170 ADALET VE CESARET ÖYKÜLERİ ADALET ve CESARET ÖYKÜLERİ Yayın no: 170 ADALET VE CESARET ÖYKÜLERİ Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür İç düzen: Durmuş Yalman Kapak: Zafer Yayınları İsbn: 978 605 4965 24 3 Sertifika no: 14452 Uğurböceği

Detaylı

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

Dünyayı Değiştiren İnsanlar Dünyayı Değiştiren İnsanlar MARIA MONTESSORI Hayatın en önemli dönemi üniversite çalışmaları değil, doğumdan altı yaşa kadar olan süredir. Çünkü bu, bir çocuğun gelecekte olacağı yetişkini inşa ettiği

Detaylı

Dört öğrenci sabahleyin uyanamamışlar ve matematik finalini kaçırmışlar, ertesi gün hocalarına gitmişler, zar zor ikna etmişler. Arabaya bindik yolda

Dört öğrenci sabahleyin uyanamamışlar ve matematik finalini kaçırmışlar, ertesi gün hocalarına gitmişler, zar zor ikna etmişler. Arabaya bindik yolda Bir gün sormuşlar Ermişlerden birine: Sevginin sadece sözünü edenlerle, onu yaşayanlar arasında ne fark vardır? Bakın göstereyim demiş Ermiş. Önce sevgiyi dilden gönle indirememiş olanları çağırarak onlara

Detaylı

Elişa, Mucizeler Adamı

Elişa, Mucizeler Adamı Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Elişa, Mucizeler Adamı Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Lazarus Uyarlayan: Ruth Klassen Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org 2007 Bible

Detaylı

GeliĢimsel Rehberlikte 5 Ana Müdahale. Prof. Dr. Serap NAZLI

GeliĢimsel Rehberlikte 5 Ana Müdahale. Prof. Dr. Serap NAZLI GeliĢimsel Rehberlikte 5 Ana Müdahale Prof. Dr. Serap NAZLI Okul psikolojik danışmanları okullarda hangi PDR etkinliklerini uygular? PDR etkinliklerinin genel amacı nedir? Doğrudan-Dolaylı Müdahaleler

Detaylı

RÜġTÜ AKIN VAKFI BAġKANLIĞI NA ;

RÜġTÜ AKIN VAKFI BAġKANLIĞI NA ; RÜġTÜ AKIN VAKFI BAġKANLIĞI NA ; RÜġTÜ AKIN VAKFI tarafından, maddi desteğe muhtaç, baģarılı Türk gençlerine eğitimde fırsat ve imkan eģitliği vermek ve onların kabiliyetleri ölçüsünde en üst düzeyde yetiģmelerine

Detaylı

6. SINIF TÜRKÇE DERS BİLGİLERİ

6. SINIF TÜRKÇE DERS BİLGİLERİ 6. SINIF TÜRKÇE DERS BİLGİLERİ OKUMA KÜLTÜRÜ (5 EYLÜL - 21 EKİM) - Konuşmacının sözünü kesmeden sabır ve saygıyla dinler. - Başkalarını rahatsız etmeden dinler/izler. - Dinleme/izleme yöntem ve tekniklerini

Detaylı

I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMLİ BİR DERS

I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMLİ BİR DERS I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMİ BİR DERS Genç adam evlendiğinden beri evinde kalan babası yüzünden eşiyle sürekli tartışıyordu. Eşi babasını istemiyordu. Tartışmalar bazen inanılmaz boyutlara

Detaylı

Rut: Bir Aşk Hikayesi

Rut: Bir Aşk Hikayesi Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Rut: Bir Aşk Hikayesi Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Janie Forest Uyarlayan: Lyn Doerksen Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org 2007 Bible

Detaylı

OKULUMUZDA DEĞERLER EĞİTİMİ ÇALIŞMALARI. Sevgi Etkinlikleri Sunum Planı

OKULUMUZDA DEĞERLER EĞİTİMİ ÇALIŞMALARI. Sevgi Etkinlikleri Sunum Planı OKULUMUZDA DEĞERLER EĞİTİMİ ÇALIŞMALARI Sevgi Etkinlikleri Sunum Planı 1.Sunumun Konusu : Sevgi Etkinlikleri 2.Sunumun Süresi : 30 Dakika 3.Sunumun İçeriği : a. Sevgi kavramının öğrencilere etkinliklerle

Detaylı

Koç Üniversitesi nde ders verme tecrübelerim BURAK ÖZBAĞCI 2013

Koç Üniversitesi nde ders verme tecrübelerim BURAK ÖZBAĞCI 2013 Koç Üniversitesi nde ders verme tecrübelerim BURAK ÖZBAĞCI 2013 2002 yılından beri Koç Üniversitesi nde lisans ve lisansüstü toplam 16 farklı dersi, 35 farklı şubede anlattım. 8-10 kişilik küçük sınıflara

Detaylı

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi Bilim Dalı öğrencisi Feyzi ÖZMEN tarafından hazırlanan Aday Öğretmenlerin Öz Yeterlilikleri

Detaylı

ÖĞRENCİ TANIMA FORMU KİMLİK BİLGİLERİ I. ÇOCUĞUN ADI-SOYADI : DOĞUM YERĠ VE TARĠHĠ : CĠNSĠYETĠ : UYRUĞU : KAÇINCI ÇOCUK OLDUĞU : KAN GRUBU :

ÖĞRENCİ TANIMA FORMU KİMLİK BİLGİLERİ I. ÇOCUĞUN ADI-SOYADI : DOĞUM YERĠ VE TARĠHĠ : CĠNSĠYETĠ : UYRUĞU : KAÇINCI ÇOCUK OLDUĞU : KAN GRUBU : ÖĞRENCİ TANIMA FORMU KİMLİK BİLGİLERİ I. ÇOCUĞUN ADI-SOYADI : DOĞUM YERĠ VE TARĠHĠ : CĠNSĠYETĠ : UYRUĞU : KAÇINCI ÇOCUK OLDUĞU : KAN GRUBU : II. ANNENİN ADI-SOYADI : DOĞUM YERĠ VE TARĠHĠ : UYRUĞU : MEDENĠ

Detaylı

Benimle Evlenir misin?

Benimle Evlenir misin? Benimle Evlenir misin? Bodrum sokakları ilginç bir evlenme teklifine daha sahne oldu. Bodrumlu genç kaptan Ali Özbaylan 9 yıl önce tanıştığı kız arkadaşı Tuba Cihat a, Milta Marina da bulunan bir kafede

Detaylı

KİŞİLİK GELİŞİMİ. Carl Rogers & Abraham Maslow

KİŞİLİK GELİŞİMİ. Carl Rogers & Abraham Maslow KİŞİLİK GELİŞİMİ Carl Rogers & Abraham Maslow 1 CARL R. ROGERS(1902 1987) 2 CARL ROGERS IN YAŞAMI Illinois de 8 Ocak 1902 de katı dini görüşleri olan çiftçi bir ailenin ortanca çocuğu olarak dünyaya geldi.

Detaylı

AKDEM 2009 AĠLE EĞĠTĠM VE DANIġMANLIK BĠRĠMĠ. 1 OCAK- 30 Haziran FAALĠYETLERĠ

AKDEM 2009 AĠLE EĞĠTĠM VE DANIġMANLIK BĠRĠMĠ. 1 OCAK- 30 Haziran FAALĠYETLERĠ AKDEM 2009 AĠLE EĞĠTĠM VE DANIġMANLIK BĠRĠMĠ 1 OCAK- 30 Haziran FAALĠYETLERĠ 2009 1 Ocak-30 Haziran BAġVURU Başvuru Psikolog 1060 Hukuk 234 Eğitim 433 Psikiyatri 129 Toplam (BaĢvuru formu dolduran ) 1329

Detaylı

Okul Başarısı Anne Babalardan Dualar İster (2) Perşembe, 06 Aralık :11. Dualar Beddualar

Okul Başarısı Anne Babalardan Dualar İster (2) Perşembe, 06 Aralık :11. Dualar Beddualar Dualar Beddualar Çocuklara gösterilen sevgi, dua ile birlikte beden diliyle de gösterilmesi onların okul başarısını artıracaktır. Çocuklar okula giderken sarılarak ve dua ile yollanmalıdır. Bu, çocukların

Detaylı

A-Link. Başlangıç Seviye Rusça Derslerinin Alıştırmaları 12.Ders

A-Link. Başlangıç Seviye Rusça Derslerinin Alıştırmaları 12.Ders A-Link Başlangıç Seviye Rusça Derslerinin Alıştırmaları 12.Ders Alıştırmalar 12.1 "жч", "зч" ve "сч" Ünsüz Çiftlerinin Okunması. Aşağıdaki sözcüklerin Latin harflerle okunuşlarını yazınız обтя жчик (döşemeci)

Detaylı

KAHRAMANMARAŞ PİAZZA DA AYDİLGE RÜZGARI ESTİ

KAHRAMANMARAŞ PİAZZA DA AYDİLGE RÜZGARI ESTİ KAHRAMANMARAŞ PİAZZA DA AYDİLGE RÜZGARI ESTİ Türk pop ve rock müziğinin sevilen ismi Aydilge,mini konseri ve imza günü etkinliği ile Kahramanmaraş Piazza Alışveriş ve Yaşam Merkezi nde hayranlarıyla buluştu.

Detaylı

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΣΧΟΛΙΚΗ ΧΡΟΝΙΑ : 2014 2015 Μάθημα : Τουρκικά Επίπεδο : Ε1 Διάρκεια : 2 ώρες

Detaylı

CÜMLE BİLGİSİ. ( Cümle değildir. Anlamı yok)

CÜMLE BİLGİSİ. ( Cümle değildir. Anlamı yok) CÜMLE BİLGİSİ Bir duyguyu, düşünceyi, isteği veya haberi anlatan sözcük yada sözcük grubuna cümle denir. Bir söz gurubunun cümle olabilmesi için anlamlı olabilmesi gerekir. Haberi tam olarak anlatamayan

Detaylı

HĠTĠT ÜNĠVERSĠTESĠ. SÜREKLĠ EĞĠTĠM UYGULAMA VE ARAġTIRMA MERKEZĠ FAALĠYET RAPORU

HĠTĠT ÜNĠVERSĠTESĠ. SÜREKLĠ EĞĠTĠM UYGULAMA VE ARAġTIRMA MERKEZĠ FAALĠYET RAPORU HĠTĠT ÜNĠVERSĠTESĠ SÜREKLĠ EĞĠTĠM UYGULAMA VE ARAġTIRMA MERKEZĠ FAALĠYET RAPORU 2012 ĠÇĠNDEKĠLER ÜST YÖNETĠCĠ SUNUġU I- GENEL BĠLGĠLER A- Misyon ve Vizyon.. B- Yetki, Görev ve Sorumluluklar... C- Ġdareye

Detaylı

A-Link. Başlangıç Seviye Rusça Derslerinin Alıştırmaları 8. Ders

A-Link. Başlangıç Seviye Rusça Derslerinin Alıştırmaları 8. Ders A-Link Başlangıç Seviye Rusça Derslerinin Alıştırmaları 8. Ders Alıştırmalar 8.1 Okuma Kuralları. Ünsüzleri Yumuşatan Ünlüler Aşağıdaki sözcük öbeklerin ve cümlelerin Latin harflerle okunuşlarını yazınız,

Detaylı

BİR ÇOCUĞUN KALBİNE DOKUNMAK

BİR ÇOCUĞUN KALBİNE DOKUNMAK BİR ÇOCUĞUN KALBİNE DOKUNMAK Ceylan Işık, Hacettepe Türkçe Öğretmenliği Biliyor musunuz, ben bir çocuğun kalbine dokundum? Hatta bir değil birçok çocuğun kalbine dokundum. Onların sadece ellerine, yüzlerine

Detaylı

Ġspanya da üniversite Sistemi

Ġspanya da üniversite Sistemi Ġspanya da üniversite Sistemi NEDEN ĠSPANYA DA YURT DIġI EĞĠTĠM? Avrupa ile Afrika arasında önemli bir geçiģ yolu olan Ġspanya, günümüzde geleneksel ve modern yaģam tarzlarını bir arada bulunduran önemli

Detaylı

ÇALIŞKANLIK NİSAN 2017

ÇALIŞKANLIK NİSAN 2017 ÇALIŞKANLIK NİSAN 2017 Ağustos Böceği ile Karınca Hafta Sınıf Düzeyi ve 4. Sınıf Süre Yöntem ve Teknik 40 Dakika drama, beyin fırtınası KAZANIM SÜREÇ Araç - Gereç Çizgi film CD si veya Masal kitabı Karınca

Detaylı

PEK OKULLARI 1A KASIM. İzimden gelin gençler! Bocalamadan, yorulmadan, sıkılmadan Tek çıkış yolunuz budur!

PEK OKULLARI 1A KASIM. İzimden gelin gençler! Bocalamadan, yorulmadan, sıkılmadan Tek çıkış yolunuz budur! PEK OKULLARI 1A 2018 2019 KASIM İzimden gelin gençler! Bocalamadan, yorulmadan, sıkılmadan Tek çıkış yolunuz budur! 1.SINIF HAT BİLGİSİ ÜNİTE ADI: EVİMİZDE HAT KAZANIMLAR ETKİNLİK VE AÇIKLAMALAR DEĞERLER

Detaylı

İnci Hoca YEDİ MEŞALECİLER

İnci Hoca YEDİ MEŞALECİLER YEDİ MEŞALECİLER Cumhuriyet döneminde ortaya çıkan ilk edebi topluluktur. 1928 de Yedi Meşale adıyla ortaklaşa bir kitap çıkarıp bu kitabın ön sözünde şiirle ilgili görüşlerini açıklamışlardır. Beş Hececiler

Detaylı

Sık sık Ne zaman derslerine çalışacaksın! Bak sınavlar yaklaşıyor; sonra görüşürüz seninle! gibi cümlelerle aile ergen arasında gergin bir hava eser.

Sık sık Ne zaman derslerine çalışacaksın! Bak sınavlar yaklaşıyor; sonra görüşürüz seninle! gibi cümlelerle aile ergen arasında gergin bir hava eser. Ergenlik döneminde aile ile çocuk arasında okul algısı farklılığı söz konusudur. Aile okulu çocuğun geleceği için en önemli basamak olarak görür. Çocuklarının yüksek tahsili ve mesleğini kazanması için

Detaylı

TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ

TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ İslamiyet Öncesi Türk Edebiyatı Sözlü Dönem Yazılı Dönem İslamî Dönem Türk Edebiyatı Geçiş Dönemi Divan Edebiyatı Halk Edebiyatı Batı etkisinde Gelişen Türk Edebiyatı Tanzimat

Detaylı

KALĠTE BĠLGĠLENDĠRME TOPLANTISI SONUÇ BĠLDĠRGESĠ. 18 Temmuz Harran Üniversitesi. Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi

KALĠTE BĠLGĠLENDĠRME TOPLANTISI SONUÇ BĠLDĠRGESĠ. 18 Temmuz Harran Üniversitesi. Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi KALĠTE BĠLGĠLENDĠRME TOPLANTISI SONUÇ BĠLDĠRGESĠ 18 Temmuz 2018 Harran Üniversitesi Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi Konferans Salonu Osmanbey YerleĢkesi, ġanlıurfa Harran Üniversitesi Kalite Koordinatörlüğü

Detaylı

GELİŞİM DÖNEMİ VE ÖZELLİKLERİ

GELİŞİM DÖNEMİ VE ÖZELLİKLERİ GELİŞİM DÖNEMİ VE ÖZELLİKLERİ 3-6 yaş arasını kapsayan ve okul öncesi dönem adını verdiğimiz süreç çocukların gelişimi açısından oldukça önemlidir. Okul öncesi dönem çocukta büyümenin ve gelişimin en hızlı

Detaylı

KIRAÇ LİMAK TÜRKER İLKOKULU 4.SINIF DEĞERLER EĞİTİMİ TOPLU ORTAMLARDA DAVRANIŞ KURALLARI KONUSU UYGULAMA PLANI

KIRAÇ LİMAK TÜRKER İLKOKULU 4.SINIF DEĞERLER EĞİTİMİ TOPLU ORTAMLARDA DAVRANIŞ KURALLARI KONUSU UYGULAMA PLANI KIRAÇ LİMAK TÜRKER İLKOKULU 4.SINIF DEĞERLER EĞİTİMİ TOPLU ORTAMLARDA DAVRANIŞ KURALLARI KONUSU UYGULAMA PLANI Tarih Kazanımlar Yapılacaklar Etkinlikler 1.Hafta Toplumda uyulması gereken kuralların farkına

Detaylı

MOTİVASYON. Nilüfer ALÇALAR. 24. Ulusal Böbrek Hastalıkları Diyaliz ve Transplantasyon Hemşireliği Kongresi Ekim 2014, Antalya

MOTİVASYON. Nilüfer ALÇALAR. 24. Ulusal Böbrek Hastalıkları Diyaliz ve Transplantasyon Hemşireliği Kongresi Ekim 2014, Antalya MOTİVASYON Nilüfer ALÇALAR 24. Ulusal Böbrek Hastalıkları Diyaliz ve Transplantasyon Hemşireliği Kongresi Ekim 2014, Antalya Motivayon nedir? Motivasyon kaynaklarımız Motivasyon engelleri İşimizde motivasyon

Detaylı

2. SINIF İŞİTME ENGELLİ ÖĞRENCİLERİ İÇİN TEST ÇALIŞMASI. Hazırlayan Engin GÜNEY İşitme Engelliler sınıf Öğretmeni

2. SINIF İŞİTME ENGELLİ ÖĞRENCİLERİ İÇİN TEST ÇALIŞMASI. Hazırlayan Engin GÜNEY İşitme Engelliler sınıf Öğretmeni 2. SINIF İŞİTME ENGELLİ ÖĞRENCİLERİ İÇİN TEST ÇALIŞMASI Hazırlayan İşitme Engelliler sınıf Öğretmeni 1 Saçları hangisi tarar? o A) Bıçak o B) Tarak o C) Eldiven o D) Makas 2 Hangisi okul eşyası değil?

Detaylı

Samed Behrengi. Sevgi Masalı. Çeviren: Songül Bakar

Samed Behrengi. Sevgi Masalı. Çeviren: Songül Bakar Samed Behrengi Sevgi Masalı Çeviren: Songül Bakar Samed BEHRENGİ Azeri asıllı İranlı yazar Samed Behrengi, 1939 da Tebriz de doğdu. Öğretmen okullarında öğrenim gördükten sonra Tebriz Üniversitesi İngiliz

Detaylı

YÖNETĠCĠLERĠMĠZDEN MESAJLAR...

YÖNETĠCĠLERĠMĠZDEN MESAJLAR... 2012-2013 EĞĠTĠM ÖĞRETĠM YILI AKADEMĠK VE SOSYAL FAALĠYETLERĠMĠZ YÖNETĠCĠLERĠMĠZDEN MESAJLAR... Kaliteyi hedef almıģ yönetim ve öğretim kadrosuyla, öğrenci odaklı çalıģmalarımız birinci sınıfta oryantasyon

Detaylı

T.C. ORTA KARADENİZ KALKINMA AJANSI GENEL SEKRETERLİĞİ. YURT ĠÇĠ VE DIġI EĞĠTĠM VE TOPLANTI KATILIMLARI ĠÇĠN GÖREV DÖNÜġ RAPORU

T.C. ORTA KARADENİZ KALKINMA AJANSI GENEL SEKRETERLİĞİ. YURT ĠÇĠ VE DIġI EĞĠTĠM VE TOPLANTI KATILIMLARI ĠÇĠN GÖREV DÖNÜġ RAPORU YURT ĠÇĠ VE DIġI EĞĠTĠM VE TOPLANTI KATILIMLARI ĠÇĠN GÖREV DÖNÜġ RAPORU Adı Soyadı : Doç. Dr. Mustafa GÜLER, Dilem KOÇAK DURAK, Fatih ÇATAL, Zeynep GÜRLER YILDIZLI, Özgür Özden YALÇIN ÇalıĢtığı Birim :

Detaylı

Toplu Ortamlarda Davranış Kuralları

Toplu Ortamlarda Davranış Kuralları Toplu Ortamlarda Davranış Kuralları Toplu ortamlarda nasıl davranmalıyız, toplu ortamlarda nasıl davranılır konusunda sizlere bilgi vereceğiz. İnsan, sosyal bir varlıktır ve bu nedenle doğduğu andan itibaren

Detaylı

Rukia Nantale Benjamin Mitchley Nahide Büşra Ertekin Turkish Level 5

Rukia Nantale Benjamin Mitchley Nahide Büşra Ertekin Turkish Level 5 Simbegwire Rukia Nantale Benjamin Mitchley Nahide Büşra Ertekin Turkish Level 5 Simbegwire annesi öldüğü zaman çok üzüldü. Simbegwire ın babası, kızıyla ilgilenmek için elinden gelenin en iyisini yaptı.

Detaylı

Ekmek sözcüğü, sözlüklerde yukarıdaki gibi tanımlanıyor. Aşağıdaki görselin yanında yer alan tanımlar ise birbirinden farklı. Tanımları incele. 1.

Ekmek sözcüğü, sözlüklerde yukarıdaki gibi tanımlanıyor. Aşağıdaki görselin yanında yer alan tanımlar ise birbirinden farklı. Tanımları incele. 1. 1. Ekmek sözcüğü, sözlüklerde yukarıdaki gibi tanımlanıyor. Aşağıdaki görselin yanında yer alan tanımlar ise birbirinden farklı. Tanımları incele. 1. Sence, farklı insanların, farklı tanımlar yapmasına

Detaylı

Deniz Kantarcıoğlu Anaokulu Rehber Öğretmeni. «Okula Uyum»

Deniz Kantarcıoğlu Anaokulu Rehber Öğretmeni. «Okula Uyum» Deniz Kantarcıoğlu Anaokulu Rehber Öğretmeni «Okula Uyum» Hayatımızda yeni bir sayfa daha açılıyor. Bu başlangıç hem çocuğunuzun hem de sizlerin hayatında yepyeni bir dönemin başlangıcı... Çocuklar, okula

Detaylı

İŞİTME YETERSİZLİĞİ OLAN BİREYLER İÇİN PERFORMANS BELİRLEME FORMU

İŞİTME YETERSİZLİĞİ OLAN BİREYLER İÇİN PERFORMANS BELİRLEME FORMU T.C Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğü İŞİTME YETERSİZLİĞİ OLAN BİREYLER İÇİN PERFORMANS BELİRLEME FORMU 2009 PROGRAMDA YER ALAN MODÜLLER VE SÜRELERİ Modülün

Detaylı

Emniyet Genel Müdürlüğü Bilgi İşlem Daire Başkanlığı

Emniyet Genel Müdürlüğü Bilgi İşlem Daire Başkanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü Bilgi İşlem Daire Başkanlığı Merhaba Sevgili Arkadaşlar Sevgili Genç Arkadaşlar, İnternetten yararlanmak sizin temel hakkınızdır. İnternet sizi istediğiniz yere götüren uçan halı

Detaylı

Çocuklarınıza interneti yasaklamayın; yaptıklarını takip edin. 12 Ocak 2014 Pazar günü, İELEV Eğitim Kurumları Rehberlik ve Psikolojik Danışma Servisi

Çocuklarınıza interneti yasaklamayın; yaptıklarını takip edin. 12 Ocak 2014 Pazar günü, İELEV Eğitim Kurumları Rehberlik ve Psikolojik Danışma Servisi Çocuklarınıza interneti yasaklamayın; yaptıklarını takip edin 12 Ocak 2014 Pazar günü, İELEV Eğitim Kurumları Rehberlik ve Psikolojik Danışma Servisi, çağımızın vazgeçilmez gelişim aracı bilgisayar ve

Detaylı

Anlamı. Temel Bilgiler 1

Anlamı. Temel Bilgiler 1 Âmentü Haydi Bulalım Arkadaşlar aşağıda Âmentü duası ve Türkçe anlamı yazlı, ancak biraz karışmış. Siz doğru şekilde eşleştirebilir misiniz? 1 2 Allah a 2 Kadere Anlamı Ben; Allah a, meleklerine, kitaplarına,

Detaylı

KAZANIMLAR OKUMA KONUŞMA YAZMA DİL BİLGİSİ

KAZANIMLAR OKUMA KONUŞMA YAZMA DİL BİLGİSİ EYLÜL 1-2 (16-27-EYLÜL 2013) DOĞA VE EVREN İSTİKAL MARŞI-İKİNDİLER Türkçe Dersine Yönelik Tutum Ölçeği İLKÖĞRETİM SI 1. Okuma kurallarını uygulama:1.5 Okuma yöntem ve tekniklerini kullanır.2. Okuduğu metni

Detaylı

A-Link. Başlangıç Seviye Rusça Derslerinin Alıştırmaları 5. Ders

A-Link. Başlangıç Seviye Rusça Derslerinin Alıştırmaları 5. Ders A-Link Başlangıç Seviye Rusça Derslerinin Alıştırmaları 5. Ders Alıştırmalar 5.1 Okuma Kuralları. 'O' Harfinin Vurgulu / Vurgusuz Pozisyonda Okunması Aşağıdaki sözcük öbeklerinin Latin harflerle okunuşlarını

Detaylı

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Irmaktan Gelen Prens

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Irmaktan Gelen Prens Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Irmaktan Gelen Prens Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: M. Maillot ve Lazarus Uyarlayan: M. Maillot ve Sarah S. Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI SULUCA ORTAOKULU 6/B SINIFI 2. DÖNEM VELİ TOPLANTI TUTANAĞI

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI SULUCA ORTAOKULU 6/B SINIFI 2. DÖNEM VELİ TOPLANTI TUTANAĞI 2015 2016 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI SULUCA ORTAOKULU 6/B SINIFI 2. DÖNEM VELİ TOPLANTI TUTANAĞI TARİH: 18.02.2016 Perşembe Saat: 12.00 YER: 6-B Sınıfı VELİ TOPLANTISI GÜNDEM MADDELERİ Yoklama Velilerin görevleri,

Detaylı

AİLE & YETİŞTİRME KONULU SORU LİSTELERİ

AİLE & YETİŞTİRME KONULU SORU LİSTELERİ VG&O 0-3 A.A. Vermulst, G. Kroes, R.E. De Meyer & J.W. Veerman AİLE & YETİŞTİRME KONULU SORU LİSTELERİ 0 İLA 3 YAŞ ARASINDAKİ ÇOCUKLARIN ANNE-BABALARINA YÖNELİKTİR GENCIN ADI: TEDAVI ŞEKLI: DOLDURMA TARIHI:

Detaylı

İnsan Okur. Resimleyen: Reha Barış MERAKLI KİTAPLAR

İnsan Okur. Resimleyen: Reha Barış MERAKLI KİTAPLAR İnsan Okur Resimleyen: Reha Barış MERAKLI KİTAPLAR 2 Süleyman Bulut İnsan Okur 4 Süleyman Bulut İnsan Okur Süleyman Bulut Ben küçükken, büyükler hep aynı soruyu sorardı: Büyüyünce ne olmak istiyorsun?

Detaylı

BATIKENT O ZEL I NCI OKULLARI YAŞAYAN DEĞ ERLER EĞ I TI MI PROĞRAMI

BATIKENT O ZEL I NCI OKULLARI YAŞAYAN DEĞ ERLER EĞ I TI MI PROĞRAMI BATIKENT O ZEL I NCI OKULLARI YAŞAYAN DEĞ ERLER EĞ I TI MI PROĞRAMI Bilgi ancak değerle birleştiğinde anlam kazanır. Çünkü değerler kişinin yaşamına yol gösteren ilkelerdir. İNCİ YAŞAYAN DEĞERLER EĞİTİMİ

Detaylı

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Irmaktan Gelen Prens

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Irmaktan Gelen Prens Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Irmaktan Gelen Prens Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: M. Maillot ve Lazarus Uyarlayan: M. Maillot ve Sarah S. Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org

Detaylı

MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI OKUL ÖNCESİ EĞİTİM PROĞRAMI (48-60 AY) TAM GÜNLÜK AYLIK EĞİTİM PLANI ARALIK 2016 AYLIK PLAN

MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI OKUL ÖNCESİ EĞİTİM PROĞRAMI (48-60 AY) TAM GÜNLÜK AYLIK EĞİTİM PLANI ARALIK 2016 AYLIK PLAN MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI OKUL ÖNCESİ EĞİTİM PROĞRAMI (48-60 AY) TAM GÜNLÜK AYLIK EĞİTİM PLANI ARALIK 2016 AYLIK PLAN BİLİŞSEL GELİŞİM Kazanım 1. Nesne/durum/olaya dikkatini verir. Ø Dikkatini çeken nesne/durum/olaya

Detaylı

Kültür Nedir? Dil - Kültür İlişkisi

Kültür Nedir? Dil - Kültür İlişkisi Dil - Kültür İlişkisi Kültür Nedir? 2 Bir milletin fertlerini ortak bir çatı altında toplayan maddi ve manevi değerler bütünüdür. Örf, âdet, gelenek ve inançlar kültürün manevi kısmına; giyim kuşam, yemek,

Detaylı

NAMUSA SALDIRI. Namusa saldırı fiillerini ana hatları ile şu şekilde toplamak mümkündür:

NAMUSA SALDIRI. Namusa saldırı fiillerini ana hatları ile şu şekilde toplamak mümkündür: Namusa Saldırı 327 NAMUSA SALDIRI Namusa saldırı fiillerini ana hatları ile şu şekilde toplamak mümkündür: Hayayı Ortadan Kaldıran Fiiller 1- Bir kadınla zina etmeye veya bir erkekle ilişkide bulunmaya

Detaylı

Adım adım Rusça Ferhat YILDIZ

Adım adım Rusça Ferhat YILDIZ Adım adım Rusça Ferhat YILDIZ 1 Bu eserin her türlü yayım hakkı Ferhat YILDIZ A aittir. Genel Dağıtım (özel siparişlerde dahil) Ferhat YILDIZ Tel: 0544 498 35 35 E-Mail ferhatyildiz@mail.com ADIM ADIM

Detaylı

Revizyon Tarihi: 04.04.2015

Revizyon Tarihi: 04.04.2015 Revizyon Tarihi: 1 Bu dökümanda GAB 2014 ve Revize GAB 2014 (rev_05) arasındaki farklar yer almaktadır. 2 www.tuad.org.tr Tüm kılavuzları www.tuad.org.tr adresinden indirebilirsiniz. ESOMAR kod ve yönetmeliklerini

Detaylı

Toplumsal Cinsiyet Kalıp Yargıları ve Cinsiyet Ayrımcılığı. Ġlknur M. Gönenç

Toplumsal Cinsiyet Kalıp Yargıları ve Cinsiyet Ayrımcılığı. Ġlknur M. Gönenç Toplumsal Cinsiyet Kalıp Yargıları ve Cinsiyet Ayrımcılığı Ġlknur M. Gönenç BİR PRENSES HAYAL EDELİM. SİZCE HANGİ MESLEK? KALIP YARGILAR Kalıpyargılar bir gruba iliģkin bilgi, inanç ve beklentilerimizi

Detaylı

.com. Faydalı Olması Dileklerimizle... Emrah&Elvan PEKŞEN

.com. Faydalı Olması Dileklerimizle... Emrah&Elvan PEKŞEN .com Faydalı Olması Dileklerimizle... Emrah&Elvan PEKŞEN ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkok Adı-Soyadı:... Önce kelimeleri tek

Detaylı

Siirt'te Örf ve Adetler

Siirt'te Örf ve Adetler Siirt'te Örf ve Adetler Siirt'te diğer folklor grupları gibi örf ve adetlerde ke NİŞAN Küçük muhitlerde görülen erken evlenme adeti Siirt'te de görülür FLÖRT YOK Siirt'te nişanlıların nişandan evvel birbirlerini

Detaylı

Nasuh Mitap ı Ankara dan tanırım. Kendisi hakkında bir şey yazmayacağım.

Nasuh Mitap ı Ankara dan tanırım. Kendisi hakkında bir şey yazmayacağım. Nasuh Mitap ı Ankara dan tanırım. Kendisi hakkında bir şey yazmayacağım. Cenaze namazıyla yapılan cenaze törenine bir kere daha canım sıkıldı da diyemeyeceğim Devrimcilerin bu türlü davranışlarına alıştık

Detaylı

Metin Edebi Metin nedir?

Metin Edebi Metin nedir? Metin Nedir? Metin, belirli bir iletişim bağlamında, bir ya da birden çok kişi tarafından sözlü ya da yazılı olarak üretilen anlamlı bir yapıdır. Metin çok farklı düzeylerde dille iletişimde bulunmak amacıyla

Detaylı

Ġġ KAZASI VE MESLEK HASTALIĞINDAN DOĞAN HAK VE YÜKÜMLÜLÜKLER

Ġġ KAZASI VE MESLEK HASTALIĞINDAN DOĞAN HAK VE YÜKÜMLÜLÜKLER Ġġ KAZASI VE MESLEK HASTALIĞINDAN DOĞAN HAK VE YÜKÜMLÜLÜKLER Okan Güray BÜLBÜL GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ ĠKTĠSADĠ VE ĠDARĠ BĠLĠMLER FAKÜLTESĠ ARAġTIRMA GÖREVLĠSĠ AKġAM GAZETESĠ YAZARI ĠġVERENĠN Ġġ KAZASINI BĠLDĠRĠM

Detaylı

EDEBİYATIN İZİ 86. İZMİR ENTERNESYONAL FUARI NA DÜŞTÜ

EDEBİYATIN İZİ 86. İZMİR ENTERNESYONAL FUARI NA DÜŞTÜ EDEBİYATIN İZİ 86. İZMİR ENTERNESYONAL FUARI NA DÜŞTÜ Oya Baydar, Mine Söğüt, Özcan Yüksek, Ercan Kesal, Arif Keskiner ve Melih Güneş konuklarla sohbet etti 86. İzmir Enternasyonal Fuarı nda bu yıl ilk

Detaylı