Sektör Haberleri 31 MART 2017

Transkript

1 Sektör Haberleri 31 MART 2017

2 İçindekiler 5 Milyon Tonu Aşkın Üretimle Dünyada 4. yüz 3 Dünya Ticaretinde 7 Yılın En Hızlı Büyümesi! 4-5 Türkiye Ekonomisi 2016 Yılında Ne Kadar Büyüdü? 6-7 Avrupa Birliği 60. Yaşına Girerken Türkiye İçin Önemi 8-10 Türkiye, AB'nin 5. Büyük Ticaret Ortağı 11 Petkim Genel Müdürü Mammadov: TANAP Cari Açığın Kapatılmasına Destek Olacak Avrupalı Yassı Üreticileri Üzerindeki Fiyat Baskısı Artıyor 14 Çin de Yassı Çelik İhracat Fiyatları Yumuşak Bir Seyir İzledi 15 Türkiye Sıcak Rulo Piyasası Yatay Seyrediyor 16 Çin Yerel Boru Piyasasında Fiyatlar Aşağı Yönlü Seyretti 17 ABD de Kutu Profil Fiyatları Zirveyi Gördü Mü? 18 2

3 5 Milyon Tonu Aşkın Üretimle Dünyada 4. yüz (Sabah, 31 Mart 2017) 3

4 Dünya Ticaretinde 7 Yılın En Hızlı Büyümesi! (Dünya, 30 Mart 2017) Küresel ticaret ocak ayına kadarki üç ayda, bir önceki üç aylık döneme oranla yüzde 2.4 büyüdü. Hollanda merkezli ticaret veri şirketi CPB ye göre bu 2010 dan bu yana ticaretteki en hızlı canlanmaya işaret ediyor. Küresel ekonomideki cılız büyümeye paralel olarak son yıllarda zayıf bir artış gösteren dünya ticaretinde canlanma belirtileri gelmeye başladı. Küresel ticaret 2016 yı 2017 ye bağlayan dönemde talebin artmasıyla son yedi yılın en hızlı büyümesini yakaladı. Ticaretteki canlanmaya gelişmekte olan ülkeler öncülük etti. Uzmanlar, 2017 de işlerin daha iyi gideceğine dair sinyallerin de güçlendiğini belirtiyor. Küresel ticaret verileri piyasalar tarafından izlenen CPB Netherlands Bureau for Policy Analysis, ocak ayına kadarki üç aylık dönemde küresel mal ticaretinin, fiyat artışlarından arındırılmış olarak, bir önceki üç aya göre yüzde 2.4 arttığını bildirdi. Bu, Ağustos 2010 dan bu yana ticari faaliyetlerde en iyi artış anlamına geliyor. Hollanda Ekonomi Bakanlığı na bağlı olan CPB nin araştırma ekibinden Jos Ebgrat, yaptığı değerlendirmede, ticaret artışının geçtiğimiz yıl çok düşük olduğunu ancak hızlanmanın başladığını söyledi. Capital Economics den Simon MacAdam da, verilerin 2016 sonunda ticarette başlayan hareketliliğin bu yıl süreceğine işaret ettiğini belirtti ve şu an görünümün parlak olduğunu dile getirdi. 4

5 Latin Amerika nın ihracatında yüzde 4.2 artış CPB nin hazırladığı ticaret endeksinde 2010 yılı ihracatı 100 puan baz alındığında 2016 sonunda endeks ile yedi yılın en yüksek seviyesine ulaştı. Bu ülkelerin ihracatı söz konusu üç aylık dönemde yüzde 4.2 artarken, ithalatları da yüzde 4 artış gösterdi. CPB nin verisine göre, Latin Amerika nın ihracatı hacim olarak yüzde 8.1 yükseldi. Doğu Avrupa ve Orta Avrupa nın ihracatındaki artış yüzde 5.9 olurken, Asya nın ihracatında yüzde 4 yükseliş yaşandı. Buna karşın gelişmiş ekonomilerin ticaretinde daha ılımlı bir büyüme meydana geldi. İhracatları yüzde 1.7 artarken, ithalatları yüzde 0.5 büyüdü. Son veriler, geçtiğimiz yıllardaki eğriye benzer bir seyir izliyor. Capital Economic verilerine göre, gelişmekte olan ülkeler Ocak 2008 den bu yana ihracat volümlerini yüzde 29.1 artırdı. Gelişmiş ülkelerin ihracatındaki artış ise yüzde 8.3 civarında kaldı. Analistler ticaretteki büyüme potansiyelini destekleyen başka verilere dikkat çekiyor. Örneğin geçtiğimiz yıl hava kargo trafiği yüzde 6.9 büyüdü, konteyner trafiğinde de şubat ayına kadarki 1 yıl içinde yüzde 5.1 lik artış kaydedildi. Hem emtia hem de imalat ürünleri talebi artıyor Morgan Stanley analisti Gordian Kemen, ihracatın kompozisyonuna bakıldığında ticaretteki artışla ilgili iyimser değerlendirmeler yapılabileceğini belirtti. Kemen, sadece ihracat artışının sadece Çin in emtia talebindeki canlanmayla açıklanamayacağını, hem emtia hem de imalat ürünleri ihracatında son birkaç çeyrektir canlanma görüldüğünü ifade etti. Özellikle Brezilya, Kolombiya gibi Latin Amerika ülkelerinde imalat tarafında önemli gelişmeler yaşandığını belirten Kemen, Asya da ise Güney Kore, Çin ve Endonezya nın imalatında artışın dikkat çekici olduğunu vurguladı. AB, GEÇEN YIL 4.85 TRİLYON EUROLUK İHRACAT YAPTI Avrupa Birliği nin (AB) geçen yıl en önemli ticaret ortakları ABD ve Çin olarak belirlendi. Avrupa İstatistik Ofisi nin (Eurostat) açıklamasına göre, 2016 da 28 AB üyesi devlet, toplam 4 trilyon 855 milyar euroluk mal ihracatı yaparken, bunun 3 trilyon 110 milyar euroluk kısmı AB ülkelerine gerçekleştirildi da, makine ve ulaştırma ekipmanları, diğer imal edilen ürünler ve kimyasallar, AB tarafından ticareti yapılan ana ürünler olarak kaydedildi. Geçen yıl 610 milyar euroluk ticaret hacmiyle ABD ve 515 milyar euroluk ticaret hacmiyle Çin, Avrupa Birliği nin en önemli iki ticari ortağı olmaya devam etti. Ardından, 264 milyar euroyla İsviçre, 191 milyar euroyla Rusya, 145 milyar euroyla Türkiye ve 125 milyar euroyla da Japonya sıralandı. Son yıllarda AB nin en büyük ticaret ortakları için gözlemlenen eğilimler farklılık gösterdi yılına kadar önemli ve neredeyse kesintisiz bir düşüş kaydedildikten sonra, ABD nin AB deki toplam mal ticareti payı, 2016 yılında tekrar yüzde 17,7 ye yükseldi. Çin in AB nin ticaretindeki payı ise 2000 yılından bu yana neredeyse üç kat artarak 2016 yılında yüzde 14,9 a yükseldi. 5

6 Türkiye Ekonomisi 2016 Yılında Ne Kadar Büyüdü? (BusinessHT, 31 Mart 2017) Türkiye'nin 2016 yılı dördüncü çeyrek gayri safi yurtiçi hasıla rakamları açıklandı Türkiye ekonomisi 2016 yılının son çeyreğinde beklentilerin çok üzerinde yüzde 3,5 büyüdü. Böylece yıllık büyüme yüzde 2,9 oldu. Yılın üçüncü çeyreğinde daralma kaydeden gayri safi yurtiçi hasılanın (GSYH) dördüncü çeyrekte iç talep ve kamu yatırımlarının etkisiyle yüzde 1,9 büyümesi bekleniyordu. 6

7 GSYH, başta darbe girişimi ve terör olayları olmak üzere küresel ticarette zayıflama, gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımlarında azalma ve jeopolitik gerginlikler ile üçüncü çeyrekte önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 1,8 daraldığı açıklanmıştı. Bugün açıklanan veriler kapsamında bu veri de yüzde 1,3 daralma olarak revize edildi. Orta Vadeli Program'da da 2016 yılı için büyüme beklentisi yüzde 4,5'ten 3,2'ye indirilmişti. Gayrisafi yurtiçi hasılayı oluşturan faaliyetler incelendiğinde; 2016 yılında tarım sektörünün toplam katma değeri, zincirlenmiş hacim endeksi olarak yüzde 4,1 azaldı, sanayi sektörünün toplam katma değeri yüzde 4,5 arttı, inşaat sektörünün toplam katma değeri yüzde 7,2 arttı ve hizmetler sektörünün toplam katma değeri yüzde 0,8 azaldı. HANEHALKI SIRTLADI Hanehalkı nihai tüketim harcamaları 2016 yılında bir önceki yıl zincirlemiş hacim endeksine göre yüzde 2,3 arttı. Hanehalkı tüketim harcamalarının GSYH içindeki payı yüzde 59,5 oldu yılında devletin nihai tüketim harcamalarının GSYH içindeki payı yüzde 14,7 olurken, sabit sermaye oluşumunun payı yüzde 29,8 oldu. Bir önceki yıl zincirlenmiş hacim endeksine göre, devletin nihai tüketim harcamaları yüzde 7,3, gayrisafi sabit sermaye oluşumu ise yüzde 3 artış gösterdi. KİŞİ BAŞINA DÜŞEN MİLLİ GELİR TÜİK verilerine göre, 2016 yılında kişi başına GSYH cari fiyatlarla 32,676 TL, ABD doları cinsinden 10,807 Dolar olarak hesaplandı. 7

8 Avrupa Birliği 60. Yaşına Girerken Türkiye İçin Önemi (TÜSİAD, 24 Mart 2017) İnsanlık tarihi Avrupa kıtasında ve çevresinde siyasal, ekonomik, toplumsal ve bilimsel boyutlarda en önemli ilerlemelerini kaydetti. Diğer yandan yüzyıllar boyunca siyasal, etnik, mezhepsel ve ekonomik çatışmalarla sarsıldı. Filozof Immanuel Kant ın ebedi barış düzeni ideali II. Dünya Savaşı nın yarattığı büyük insani yıkımın ardından kaçınılmaz hale geldi. Ekonomik bütünleşmenin siyasal bütünleşmenin temelini oluşturacağı anlayışı benimsendi; savaşlara yol açan temel ürünlerde karşılıklı işbirliği ve uyum hedeflenerek Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu kuruldu. Tek pazarı ve dört temel özgürlüğü (malların, hizmetlerin, sermayenin ve kişilerin serbest dolaşımı) esas alan ekonomik bütünleşme sistemi ile toplumsal refahın tüm Avrupa yurttaşları tarafından paylaşımı hedeflendi. Siyasal çatışmalara yol açabilecek unsurlar ise egemenliğin ulus-üstü düzeyde ortak kullanımı anlayışıyla oluşturulan siyasal çerçeve ile ele alındı. Avrupa da birlik süreci başladı. 25 Mart 1957 de altı ülkenin katılımıyla Roma Anlaşması imzalanarak, Avrupa Birliği nin temeli olan Avrupa Ekonomik Topluluğu kuruldu. Daha geniş bir siyasal ve ekonomik perspektif ile 60 yıl önce yola çıkan Avrupa Birliği (AB) bugün yarım milyarı aşan nüfusu, yirmi sekiz üye ülkesi ve küresel ekonomik ve teknolojik gücü ile tarihin en önemli siyasal proje başarısıdır. Bu 60 yıl boyunca kıtanın ekonomisi büyük gelişme sağladı; birlik ruhu radikal ve saldırgan ideolojilere üstün geldi. AB içinde ve küresel etki alanında demokrasi, siyasal istikrar, toplumsal refah ve barış yolunda büyük kazanımlar elde edildi. Bugün 21. yüzyılda 4. Sanayi Devrimi ile tetiklenen Dijital Ekonomiye geçiş döneminde Avrupa da birlik projesi de önemli sınavlarla karşı karşıya: dijital çağa, ekonomiden eğitime her alanda uyum ve öncülük, yeni teknolojilere uygun istihdam politikaları, iklim değişikliği ile mücadele ve yenilenebilir enerjiye geçiş, başta Hindistan ve Çin olmak üzere hızla yükselen ekonomilerle ortaklık ve rekabet dengesi, ABD ile Transatlantik ekonominin geleceği, sosyal güvenlik ve emeklilik sistemlerinin reformu, göç ve sığınmacı politikaları, siyasette aşırı popülist akımlara karşı Avrupa değerlerini koruyan ve toplumların değişen beklentilerine yanıt verebilen demokratik evrim, Brexit sürecinin yönetimi, Euro Alanı nda makroekonomik istikrar, AB nin kurumsal reformu: çok çemberli esnek entegrasyon modeli. AB küresel öncü bir aktör olma sorumluluğunu ancak Avrupalı yurttaşların somut beklentilerini karşılayarak ve dünyadaki gelişmelere yenilikçi bir istikrar ve barış odağı niteliğiyle yön vererek yerine getirebilir. AB bu yönde ihtiyaç duyduğu yapısal dönüşümü güçlü bir siyasi iradeyle tamamlamalı. 21. yüzyılın gerektirdiği esnekliğe sahip, yurttaşlar için daha güvenli, adil, eşit ve özgür yaşamı güvence altına alan, çok kutuplu dünya düzeninde genişlemeye ve küresel etki alanını pekiştirmeye olanak sağlayan sağlıklı ve açık bir yapıya ulaşmalıdır. TÜSİAD ın tam üyesi 8

9 olduğu Avrupa İş Dünyası Konfederasyonu BusinessEurope un altını çizdiği gibi AB nin ortak sorunların değil, ortak çözümlerin kaynağı olarak görülmesi ancak böyle mümkündür. AB nin kurumsal reformu tartışmalarında, çok çemberli Avrupa ya da farklılaştırılmış bütünleşme senaryosu öne çıkıyor. AB Komisyonu nun Avrupa nın Geleceği Raporu sonrasında da önde gelen ülkeler bu senaryo yönünde tercih açıkladılar. Bu yapıda merkezdeki federal Euro bölgesinde yer alması öngörülemeyen ülkeler daha esnek konfederal AB çemberinde yer alabilecekler. Bu geniş çember de demokrasi, hukuk devleti, Tek Pazar, enerji gibi birçok temel alanı içeriyor olacak. Çember tanımı ötesinde üst üste gelen, bazen kesişen birçok küme var: Euro, Euro+, Vergi Kompaktı, Bankacılık Birliği, Schengen, savunma işbirliği, Avrupa Ekonomik Alanı, İsviçre özel konumu, Gümrük Birliği Avrupa nın kurumsal reformu konusunda eğer Berlin-Paris ekseninde uzlaşma devam ederse, AB bu süreçten orta vadede daha etkin bir kurumsal sistem ile çıkacak. Türkiye açısından, 1959 daki başvurusuyla gündeme gelen ve 1963 teki Ankara Anlaşması ile resmiyet kazanan AB üyelik süreci Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları için birçok artı değer yarattı: Transatlantik dünyanın sahip olduğu Batılı ve çoğulcu bir demokrasi, modern, dinamik, düzenlenmiş rekabetçi ve kapsayıcı bir piyasa ekonomisi, öngörülebilir bir hukuk sistemi, sosyal refah, sağlık ve iş standartları, Avrupa eğitim, teknoloji ve sosyal kalkınma programlarına katılım, Avrupa ve dünyadan daha çok yatırım ve turist, Gümrük Birliği sayesinde daha çok kalemde çok daha fazla ihracat, standartları yüksek gıda ve sanayi ürünleri, tüketici hakları, çevreyi koruma kuralları Bu bağlamda, AB üyeliği bir dış politika konusu değil, Türkiye nin tüm politika alanlarında dönüşüm yaratacak partiler üstü temel politika hedefi oldu. Üyelik sürecindeki siyasal koşulluluk ilkesi Türkiye nin reformlarla dönüşümünün itici gücünü oluşturdu. Yirmi yıl içinde görev alan hükümetler bu denklemi iyi değerlendirme başarısı gösterdiler. Daha geniş bir perspektiften bakacak olursak Türkiye, hem yüz yılları aşan tarihsel modernleşme yönelimi, hem stratejikgüvenlik boyutu, hem ekonomik çekim alanı ve çıkarları açısından daima Batı dünyası içinde önemli bir ülke oldu. İkili ilişkilerin sadece bir ekonomik ortaklık ve alışveriş, teknik uyum ya da konu temelli stratejik işbirliklerinin ötesinde, demokratik değerler temelinde ortak bir gelecek ve aidiyet olarak görülmesi gerekir. Tanzimat, Meşrutiyet, Cumhuriyet ve çok partili rejime geçiş; hepsi bu sürecin yeni aşamalarıdır. Avrupa Konseyi ve NATO üyelikleriyle AB hedefi bunun doğal sonuçlarıdır. Türkiye nin resmi Ulusal Programı nın girişinde vurgulandığı gibi, AB üyeliği bir Cumhuriyet projesidir. AB üyelik süreci Türkiye nin dünyanın diğer bölgeleriyle ilişkileri için de olumlu bir işlev görmüştür. Türkiye, AB sürecinde ilerledikçe, dünyanın yükselmekte olan ülkeleri açısından ekonomik cazibe ve demokratik referans kaynağı olmuştur; bölgesiyle ekonomik bağlarını güçlendirdiği ölçüde, AB ile ilişkilerinde daha güçlü bir hale gelebilmiş. Avrupa nın Avrasya merkezi olmak Türkiye nin en önemli küresel rekabet gücüdür, temel bir milli menfaattir. Bu yönde birçok adım gündemde öncelik olmalı: Tam üyelik müzakereleri geri plana düşse de demokratik reformlara ve mevzuat uyumuna, çok çemberli Avrupa geleceği perspektifinde devam etmek; 9

10 AB ye uyumda AB nin mevcut sorunlarını çözmek üzere reform çabalarını dikkate alarak, her alanda daha ileri ve hızlı bir küresel rekabet gücü anlayışı ile hareket etmek; Eğitime ve gençliğe, teknoloji, İngilizce, genel kültür, sosyal sorumluluk gibi alanlara yoğun yatırım yapmak; Avrupa ve dünyada güçlü bir Türkiye nin toplumsal güç kaynağı olan çoğulcu, uzlaşmacı ve özgürlükçü anlayışı siyaset ve kamu düzeninde öncelikli kılmak; Bir reform kaldıracı ve ekonomik çekim gücü kaynağı olan gümrük birliğini küresel ekonominin gerekleri, Sanayi 4.0 ve dijital ekonomi perspektifinde güncellemek. Türkiye nin milli menfaatleri açısından AB süreci köklü demokratik reformlar, özgürlükçü ve yaratıcı bir toplumsal ortam ve de teknik mevzuat uyumları yönünde tarihsel bir fırsattır. Bu süreçte ABD den Çin e, enerji politikalarından, dijital ekonomiye her alanda AB ekonomik gündemini daha iyi anlamak ve değerlendirmek mutlaka öncelik olmalı. AB-Türkiye ilişkileri tarihsel derinlik, güncel ortaklık ve gelecek kazanımları içerir. Kısa vadeli, dönemsel sorunlar ilişkilerin stratejik dokusu ve şekillenmekte olan yeni küresel düzende gelecek vizyonunun önüne geçmemeli. Gerek Avrupa Birliği gerekse Türkiye açısından mevcut sorunların aşılamaması ve birleştirici değil ayrıştırıcı unsurların öne çıkması birer tarihsel yenilgi sayılacaktır. Her iki taraf da böyle bir tuzağa kendilerini düşürmeyecek kadar tarihsel birikim, sorumluluk ve vizyon sahibi olmayı başarmalı. AB sürecinde ilerleyen bir hukuk devleti ve yüksek standartlar ülkesi olmanın güvencesi ile Avrasyalı dinamizmin birleştiği bir Türkiye nin yıldızı 21. yüzyılda hızla yükselir. Başarılı AB-Türkiye ilişkileri üçlü bir kazan-kazan-kazan formülüdür: Avrupa için, Türkiye için, Dünyada barış, demokrasi ve refah için. 10

11 Türkiye, AB'nin 5. Büyük Ticaret Ortağı (Dünya, 29 Mart 2017) Türkiye, 2016'da 66,7 milyar euroluk ihracat, 78,01 milyar euroluk ithalat gerçekleştirdiği Avrupa Birliği'nin 5'inci büyük ticaret ortağı olmayı sürdürdü. Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat), 28 üyeden oluşan AB'nin ticaret verilerini yayımladı. İstatistiklere göre AB, 2016'da toplam 9 trilyon 591 milyar euroluk ticaret hacmine ulaştı. Bu rakamın 4 trilyon 855 milyar euroluk kısmı ihracat, 4 trilyon 736 milyar euroluk kısmı ithalattan oluştu. Toplam ticaretin 3 trilyon 110 milyar euosu AB ülkelerinin kendi aralarında gerçekleştirildi. Türkiye ise geçen yıl AB ile 145 milyar euroya yakın ticaret gerçekleştirdi. Türkiye'nin AB'ye ihracatı 2015'e göre yüzde 8,3 artarak 66,7 milyar euroya ulaşırken, ithalat yüzde 1,25 azalarak 78,01 milyar euro oldu. Böylece Türkiye, 2016'da yaklaşık 145 milyar euroyla AB'nin en büyük 5'inci ticaret ortağı olmayı sürdürdü. Sıralamada ilk sırayı 610 milyar euroluk ticaret hacmiyle ABD alırken, bunu 515 milyar euroyla Çin, 264 milyar euroyla İsviçre, 191 milyar euroyla Rusya izledi. 11

12 Petkim Genel Müdürü Mammadov: TANAP Cari Açığın Kapatılmasına Destek Olacak (AA, 30 Mart 2017) Petkim Petrokimya Holding AŞ Genel Müdürü Mammadov, Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı Projesi'nin Türkiye ekonomisinin en önemli problemi olan cari açığın kapatılmasına yardımcı olacağını söyledi. Petkim Petrokimya Holding AŞ Genel Müdürü Annar Mammadov, Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı Projesi'nin (TANAP), Türkiye ekonomisinin en önemli problemi olan cari açığın kapatılmasına yardımcı olacağını ve ülkenin doğal gaz tedarik güvenliğini sağlayacağını bildirdi. Mammadov, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi'nin (SOCAR) Türkiye'nin bugün en büyük yabancı yatırımcısı konumunda bulunduğunu ifade ederek, bunu söylerken kendilerini Türkiye'ye yabancı gibi hissetmediklerini, Türkiye'nin kendilerine çok yakın ve kardeş ülke olduğunu söyledi. Uluslararası bir şirket olan SOCAR'ın dünyanın birkaç ülkesinde yatırımları bulunduğunu ancak bu yatırımların en büyük hacminin Türkiye'de olduğunu aktaran Mammadov, Türkiye'nin ekonomisine çok inandıklarını vurguladı. Mammadov, çok büyük potansiyel gördükleri Türkiye'de, 11 milyar dolarlık kısmı tamamlanmış, toplam 18 milyar dolar tutarında yatırımları bulunduğunu, bütün projelerini 2020 yılında bitirmeyi planladıklarını kaydetti. 12

13 "TANAP'la ilk doğal gaz 2018'de gelecek" Annar Mammadov, Azerbaycan'ın Hazar Denizi'ndeki Şah Deniz 2 Gaz Sahası ve Hazar Denizi'nin güneyindeki diğer sahalarda üretilen doğal gazın öncelikle Türkiye'ye, ardından Avrupa'ya taşınmasını amaçlayan TANAP'ın iki ülkeye de önemli katkıları olacağını vurguladı yılında tamamlanması planlanan TANAP'ın ilk fazının 2018'de devreye alınacağını ve Türkiye'ye doğal gaz gelmeye başlayacağını bildiren Mammadov, bu ve diğer projelerin Türkiye ekonomisinin en önemli problemi olan cari açığın kapatılmasına yardımcı olacağını ifade etti. Mammadov, sadece SOCAR Türkiye Ege Rafinerisi'nin (STAR) cari açığın kapatılmasına yüzde 3,5 düzeyinde destek olacağını ifade ederek, Petkim Konteyner Limanı'nın (PETLİM), derinliğiyle daha yüksek tonajlı gemilerin Ege Bölgesi'ne gelmesine imkan tanıdığını, böylece taşıma harçlarının azalacağını söyledi. "Petrol fiyatlarında dolar koridorunda bir dalgalanma öngörüyoruz" Petkim Genel Müdürü Mammadov, STAR Rafineri'nin 2018'de devreye alınacağını belirterek, "Amacımız Petkim yarımadasında Petkim ve STAR arasında entegre bir tesis yaratmak. Burada katma değer ve birçok fırsat oluşacak." dedi. TANAP'ın Türkiye'nin doğal gaz ihtiyacının büyük bir kısmını karşılayacağını ifade eden Mammadov, "Azerbaycan ile Türkiye arasındaki bağ arttıkça gücümüz de artacak. Bu projenin ikinci önemli boyutu da Türkiye'nin doğal gaz tedarik güvenliğini sağlayacak olmasıdır. Ayrıca rekabet ve şeffaflık da artacak." diye konuştu. Ekonomi ve piyasada istikrarın önemine işaret eden Mammadov, geçen yıl döviz ve petrol fiyatlarındaki dalgalanmalar dolayısıyla sıkıntılar yaşandığını ancak bu durumun normalleşmeye doğru gittiğini ve 2017 yılında daha çok istikrar görüleceğine inandıklarını söyledi. Mammadov, bu yıl petrol fiyatlarında dolar koridorunda bir dalgalanma öngördüklerini de bildirdi. 13

14 Avrupalı Yassı Üreticileri Üzerindeki Fiyat Baskısı Artıyor (SteelOrbis, 29 Mart 2017) Avrupa Komisyonu nun Brezilya, İran, Rusya, Sırbistan ve Ukrayna dan ithal sıcak ruloya geçici vergi uygulamaması gerektiği yorumları üzerine Avrupa yassı çelik piyasası durumunun değiştiği belirtiliyor. Geçici karar 7 Nisan da nihai kararın ise 7 Ekim de açıklanması beklenirken, piyasa kaynakları geçici vergi gelmemesi halinde ithal sıcak rulonun nihai karar açıklanana kadar Avrupalı üreticiler için yine cazip bir alternatif olabileceğini ifade ediyor. Piyasa kaynakları Rusya dan İtalya ya verilen sıcak rulo tekliflerinin 490 /mt (524$/mt) CIF İtalya limanları gibi cazip seviyelere gerilediğini ve önümüzdeki dönemde daha da düşmesinin beklendiğini aktarıyor. Bu yüzden, geçtiğimiz eylül ayından bu yana fiyatlarında indirime gitmeyen Avrupalı yassı çelik üreticileri üzerindeki baskının artmakta olduğu gözleniyor. Mevcut durumda, piyasanın sessiz olduğu ve alıcıların sadece acil ihtiyaçları dahilinde alım yapması nedeniyle alım hacimlerinin de çok düşük seviyelerde olduğu bildiriliyor. Alıcılar Avrupa Komisyonu nun vergi kararını beklediği için piyasanın durma noktasına geldiği görülüyor. Avrupalı üreticiler fiyatlarını resmi olarak düşürmüş olmasalar da geçtiğimiz haftalarda açıklanan fiyatların artık pek de geçerli olmadığı belirtiliyor. Piyasa kaynakları, alıcıların fiyat fikirlerinin sıcak rulo için 520 /mt (556$/mt) fabrika çıkışı, soğuk rulo için ise /mt ( $/mt) fabrika çıkışı seviyelerinde yer aldığını aktarıyor. Galvanizli rulo tekliflerinin ise hala /mt ( $/mt) seviyelerinden kabul gördüğü ifade ediliyor. Piyasa kaynaklarına göre, galvanizli rulo arzının düşük seviyelerde olması nedeniyle önümüzdeki dönemde galvanizli rulo fiyatının büyük düşüşler göstermesi beklenmiyor. 1 = 1,07$ 14

15 Çin de Yassı Çelik İhracat Fiyatları Yumuşak Bir Seyir İzledi (SteelOrbis, 30 Mart 2017) Çin'den ihracat piyasalarına verilen ortalama yassı çelik teklifleri geride kalan bir haftalık süre içerisinde hafifçe düştü. Şu sıralar, Çinli tedarikçilerin ihracat piyasalarına verdiği 5.75 mm bor ilaveli sıcak rulo teklifleri $/mt FOB, 1 mm soğuk rulo teklifleri $/mt FOB aralığında seyrediyor. Bahsi geçen hafta içerisinde, Çin yerel yassı çelik piyasasındaki fiyatların belirgin biçimde düşmesi ihracat piyasalarına verilen yassı çelik tekliflerini de olumsuz etkiledi. Önümüzdeki hafta Çin çıkışlı yassı çelik fiyatlarının yatay seyretmesi bekleniyor. Ürün Adı Kalite Ebat Fiyat ($/mt) FOB Sıcak rulo Soğuk rulo Q235B/SS400 5,75 mm x 1500 x C Q235B/SS400 2,75 mm x 1250 x C ST12 1,0 mm x 1250 x C ST12 0,6 mm x 1250 x C Sıcak levha Q mm Gemi sacı CCSA/B 20 mm Boyalı sac CGCC 0,476 mm x 1000 mm x C Haftalık değişim ($/mt) Galvanizli sac SGCC 1,0 mm x 1250 mm x C SGCC 0,5 mm x 1000 mm x C

16 Türkiye Sıcak Rulo Piyasası Yatay Seyrediyor (SteelOrbis, 30 Mart 2017) Bu hafta uluslararası sıcak rulo fiyatlarında kaydedilen düşüşün etkisiyle Türkiye sıcak rulo piyasasındaki fiyatların yukarı yönlü seyri sona ererken, talebin zayıf seyrine devam ettiği gözlendi. Piyasa kaynakları uluslararası piyasalardaki fiyat düşüşleri öncesi Türk sıcak rulo üreticilerinin haziran ayı üretimli mamul fiyatlarını arttıracaklarına kesin gözüyle bakıldığını ancak geçtiğimiz hafta yapılan düşük fiyatlı ithal sıcak rulo alımları ve Çin çıkışlı sıcak rulo fiyatlarındaki düşüşün sürmesi sonucu bu beklentinin ortadan kalkarak fiyatların yönünün netliğini kaybettiğini ifade ediyor. Türkiye'de çelik üreticilerinin sıcak rulo fiyatları bu hafta geçtiğimiz haftaya göre değişmeyerek $/mt fabrika çıkışı seviyesini korudu. Spot piyasada ise referandum sonrasına kadar talebin zayıf seyrinde bir toparlanma beklenmiyor ve fiyatların geçtiğimiz haftaya göre değişmediği gözleniyor. Ereğli ve Gebze bölgelerinde tüccarların yerli ve ithal sıcak haddelenmiş yassı mamul satış fiyatları aşağıdaki seviyelerde yer almaktadır: Fiyat ($/mt) Ürün Ereğli Gebze 2-12 mm sıcak rulo ,5 mm sıcak sac mm sıcak rulo (yüksek tonajlı satışlar) mm asitlenmiş sıcak sac

17 Çin Yerel Boru Piyasasında Fiyatlar Aşağı Yönlü Seyretti (SteelOrbis, 30 Mart 2017) Geride kalan bir haftalık süre içerisinde, Çin yerel çelik boru piyasasında, fiyatlar aşağı yönlü hareket kaydetti. 30 Mart tarihi itibarıyla Çin'in üç temel çelik piyasası olan Şanghay, Guangzhou ve Pekin'de, 20# (GB/T ) kalite 108 x 4,5 mm dikişsiz boru fiyatları 658$/mt (4.533RMB/mt) seviyesinde yer alırken, 20# (GB/T ) kalite 219 x 6 mm dikişsiz boru fiyatları ise 663$/mt (4.567RMB/mt) seviyesindeydi. Aynı tarih itibarıyla Q kalite 48 x 3,25 mm ebatlı ve Q kalite 114 mm x 3,75 mm kaynaklı boru fiyatları ise sırasıyla 541$/mt (3.730 RMB/mt) ve 541$/mt (3.726 RMB/mt) seviyesinde yer aldı. Söz konusu fiyatlara %17 KDV dahildir. Geride kalan bir haftalık süre içerisinde Çin yerel dikişsiz boru piyasası, zayıf alımlar, kütük hammadde ve vadeli çelik fiyatlarındaki düşüşler nedeniyle yumuşak bir seyir izledi. Ülkenin çoğu bölgesinde görülen yağışlı hava nedeniyle alımların iyileşmesi beklenmiyor. Önümüzdeki hafta, yerel dikişsiz boru fiyatlarının bir miktar daha yumuşaması bekleniyor. Bahsi geçen süre içerisinde, Çin yerel kaynaklı boru piyasasında fiyatlar, zayıflayan alımlar ve çelik şerit fiyatlarındaki düşüşler nedeniyle aşağı yönlü seyretti. Kötü hava koşullarının da talebi olumsuz etkilediği, tüccarların önümüzdeki dönem için beklentilerinin olumlu olmadığı bu nedenle de stok alımı yapmak istemedikleri bildiriliyor. Önümüzdeki hafta yerel kaynaklı boru fiyatlarının yumuşak trend izlemeye devam edeceği düşünülüyor. Ürün Adı Ebat Kalite Şehir Üretici/Menşe Fiyat (RMB/mt) Dikişsiz boru Kaynaklı boru Φ108 mm x 4.5 mm Φ219 mm x 6 mm Φ48 mm x 3.25 mm Ф114 mm x 3.75 mm 20# (GB/T ) 20# (GB/T ) Q195-Q215 Q215-Q235 Fiyat ($/mt) Haftalık Değişim (RMB/mt) Şanghay Wuxi Guangzhou Shandong Pekin Angang Ortalama Şanghay Zhenda Guangzhou Angang Pekin Shandong Ortalama Şanghay Tangshan Guangzhou Guangzhou Pekin Jinghua Ortalama Şanghay Huaqi Guangzhou Guangzhou Pekin Zengzhou Ortalama Tüm fiyatlara %17 KDV dahildir ve fiyatlar depo çıkışı bazındadır. 1$ = 6,89 RMB 17

18 ABD de Kutu Profil Fiyatları Zirveyi Gördü Mü? (SteelOrbis, 30 Mart 2017) Geride kalan iki haftalık süre içerisinde, ABD spot piyasasındaki kutu profil fiyatları güçlendi. SteelOrbis'in görüştüğü piyasa kaynakları, spot kutu profil fiyatlarının mart ayının ortasında kaydedilen seviyelerine kıyasla alt sınırdan 22$/mt arttığını ve $/mt fabrika çıkışı seviyesine yükseldiğini aktardı. Şu sıralar fiyatların 2016 senesinin mart ayının sonunda kaydedilen ve Ortabatı'da fabrika çıkışı $/mt aralığında seyreden fiyatlardan oldukça farklı olduğu görülüyor. Piyasa kaynakları, yerel kutu profil piyasasının mevcut durumu hakkında birbirinden farklı görüşlere sahip. Piyasa kaynaklarından biri, kutu profil piyasasındaki üreticilerin aynı fikirde olması sayesinde fiyatların istikrar kazandığını ve kutu profil üreticilerinin fiyat politikaları söz konusu olduğunda daha disiplinli davrandıklarını belirtiyor. Aynı piyasa kaynağı, son üç aydır oldukça meşgul olduklarını ve fiyatların daha önceki dönemlerde olduğu gibi dalgalanmasını beklemediklerini de sözlerine eklemekte. İkinci piyasa kaynağı ise daha farklı düşünmekte. Mevcut fiyat seviyesinin korunamayacağına dair yaygın endişeler olduğunu belirten piyasa kaynağı, yassı çelik fiyatları yükselmez ise önümüzdeki hafta fiyatların aşağı yönlü güncelleneceğini düşünüyor. Kutu profil piyasasının daha disiplinli olduğu fikrine katılan piyasa kaynağı, maliyetlerin satış fiyatları üzerindeki etkisinin de arttığını belirtmekte. Mevcut fiyat seviyesine başta çelik servis merkezleri olmak üzere direnç olduğunu belirten piyasa kaynağı, kendi izlenimlerine dayanarak fiyatların yakın zamanda hafifçe düşeceğine inanıyor. 18