T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ EKONOMETRİ ANA BİLİM DALI

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ EKONOMETRİ ANA BİLİM DALI"

Transkript

1 T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ EKONOMETRİ ANA BİLİM DALI TPAO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ NCE YILLARI ARASINDA AÇILMIŞ OLAN KUYULARIN ETKİNLİK VE VERİMLİLİK ANALİZİ YÜKSEK LİSANS TEZİ Hazırlayan Selen GÖRGÜN Tez Danışmanı Doç. Dr. Seher Nur SÜLKÜ Ankara-2013

2

3 T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ EKONOMETRİ ANA BİLİM DALI TPAO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ NCE YILLARI ARASINDA AÇILMIŞ OLAN KUYULARIN ETKİNLİK VE VERİMLİLİK ANALİZİ YÜKSEK LİSANS TEZİ Hazırlayan Selen GÖRGÜN Tez Danışmanı Doç. Dr. Seher Nur SÜLKÜ Ankara-2013

4 ONAY Selen GÖRGÜN tarafından hazırlanan TPAO Genel Müdürlüğü nce Yılları Arasında Açılmış Olan Kuyuların Etkinlik ve Verimlilik Analizi başlıklı bu çalışma, 03/01/2013 tarihinde yapılan savunma sınavı sonucunda oybirliği ile başarılı bulunarak jürimiz tarafından Ekonometri Anabilim dalında Yüksek Lisans tezi olarak kabul edilmiştir. Doç. Dr. Hakan Naim ARDOR (Başkan) Doç. Dr. Nükhet DOĞAN (Üye) Doç. Dr. Seher Nur SÜLKÜ (Danışman)

5 ÖNSÖZ Bu tez çalışmasının amacı; TPAO Genel Müdürlüğü'nün yılları arasında Türkiye'de açmış olduğu kuyuların göreli etkinliğini analiz etmektir. Çalışmada; dinamik bir süreç olan kuyu açma, kuyudan üretim elde etme ve en önemlisi karar aşamasında, bu çalışmanın bir örnek teşkil etmesi, daha sonraki yıllarda riskli ve maliyetli olan kuyu açma kararı verilirken bu çalışmanın tavsiye ve önerilerinin değerlendirmeye alınması ve ülke ekonomisi için petrol ve doğalgaz sektöründe etkin kuyu yatırımlarının yapılmasına katkı sağlaması amaçlanmıştır. Tezin hazırlanması aşamasında çok fazla sayıda farklı ölçü birimlerine sahip veri seti ile çalışılmış ve verilerin farklı daire başkanlıklarından temin edilmiş olması sebepleri ile bir takım güçlükler ile karşılaşılmıştır ancak; TPAO Genel Müdürlüğü yetkililerinin ve personelinin katkı ve destekleri ile bu güçlükler aşılmıştır. Tez çalışmasının hazırlanmasının her aşamasında katkısı bulunan ve beni yönlendiren tez danışmanım Doç. Dr. Seher Nur SÜLKÜ ye, tezin konusunun belirlenmesinde yol gösterici olan Gazi Üniversitesi Ekonometri Bölümü öğretim üyelerinden Doç. Dr. Murat ATAN a ve tez veri setinin temininde ve kullanılması ile ilgili müsaade ve tensiplerde destek sağlayan TPAO Genel Müdürü Mehmet UYSAL a, Arama Daire Başkanı Ömer ŞAHİNTÜRK e, Ruhsatlar ve Eğitim Müdürü Osman ER e ve TPAO Genel Müdürlüğü personellerine teşekkürlerimi sunarım.

6 ii İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ.i SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ v ŞEKİLLER DİZİNİ vii TABLOLAR DİZİNİ..vii GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM: SEKTÖR İLE İLGİLİ GENEL TANIMLAR VE AÇIKLAMALAR 1.1.PETROL İLE İLGİLİ TEMEL AÇIKLAMALAR Petrolün Aranması Petrolün Üretimi Üretilen Petrolün Özellikleri ve Sınıflandırılması Petrol Kuyularının Sınıflandırılması TÜRKİYE'DE PETROL Türkiye'deki Genel Petrol Durumu Petrol İle İlgili Türkiye İstatistikleri ve Milli Petrol Şirketi TPAO'nun Yeri Petrol Aramacılığı Petrol Rezervi ve Üretimi Petrol Yatırımları Genel Değerlendirme: PETROL KUYUSU AÇMA KARARI OLUŞTURULMASI Risk Analizi Risk ve TPAO'da Açılan Bir Kuyu Örneği... 18

7 iii İKİNCİ BÖLÜM LİTERATÜR ARAŞTIRMASI ÜÇÜNCÜ BÖLÜM VERİ ZARFLAMA ANALİZİ'NİN TEORİK AÇIKLAMASI 3.1. VERİ ZARFLAMA ANALİZİ GİRDİYE VE ÇIKTIYA YÖNELİK VERİMLİLİK TEMEL ETKİNLİK KAVRAMLARI VE VZA MODELİNDE GÖSTERİMLERİ VERI ZARFLAMA ANALIZINDE YÖNTEMLER CCR Yöntemi BCC Yöntemi Toplamsal Yöntem VZA YI GÜÇLÜ YAPAN BAZI ÖZELLİKLER VZA NIN ZAYIFLIKLARI VERİ ZARFLAMA ANALİZİ MODELİNİN UYGULANABİLMESİ İÇİN GEREKLİ ADIMLAR Gözlem Kümesinin Seçilmesi Girdi ve Çıktı Kümelerinin Seçilmesi DÖRDÜNCÜ BÖLÜM TEZİN YÖNTEMİ VE VERİ SETİ 4.1. VERİ SETİ Gözlem Kümesinin Seçimi Girdi ve Çıktıların Belirlenmesi Girdi ve Çıktıyı Etkileyeceği Düşünülen Ancak Modele Getirilmeyen Değişkenler TEZİN YÖNTEMİ: VERİ ZARFLAMA ANALİZİ YÖNTEMİNİN UYGULANIŞI Modelin Belirlenmesi... 54

8 iv Ölçeğe Göre Getiri Tipinin Seçilmesi VZA Modelinin Uygulanması ve İstatistiksel Analizler Yılında Açılmış Olan Üretim Kuyularının VZA Vasıtası İle Etkinlik Verimlilik Analizi Yılında Açılmış Olan Üretim Kuyularının VZA Vasıtası İle Etkinlik Verimlilik Analizi Yılında Açılmış Olan Üretim Kuyularının VZA Vasıtası İle Etkinlik Verimlilik Analizi VZA Analizi Sonucu Elde Edilen Potansiyel İyileştirmelerin Gerçekleştirilmesi SONUÇ KAYNAKÇA EKLER ÖZET ABSTRACT

9 v SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ Simgeler Açıklama AE: tahsis etkinliği Ç1: birinci çıktı Ç2: ikinci çıktı E: toplam etkinlik G1: birinci girdi G2: ikinci girdi G3: üçüncü girdi n: örneklem büyüklüğü o : etkinliği hesaplanacak karar verme birimi TE: teknik etkinlik V c : Ölçeğe Göre Sabit Getiri varsayımı altında teknik etkinlik sınırı V v : Ölçeğe Göre Değişken Getiri varsayımı altında saf teknik etkinlik sınırı X i : i. birimin girdi miktarı Y İ : i. birimin çıktı miktarı α: anlamlılık düzeyi ε: herhangi pozitif küçük bir sayı olup, tüm girdi ve çıktı değerlerinden en az bir kısmının pozitif olmasını sağlar. vi x io : çıktı toplamları ur h : xij : y rj : girdi toplamları etkinlik düzeyi i. girdi, j. karar verme birimi o : s : s : vi : asıl karar birimi dışındaki öteki karar birimlerinin performansı çıktı eksikliği girdi fazlası her karar verme biçiminin etkinlik değerlerini maksimum edecek

10 vi şekilde girdi ağırlıkları h o : optimal girdi çıktı ağırlıklarını seçerek maksimum yapılacak asıl karar biriminin amaç fonksiyonu y rj : r : r. çıktısı j. karar verme birimi her karar verme biçiminin etkinlik değerlerini maksimum edecek şekilde çıktı ağırlıkları Kısaltmalar Açıklama AHP: API: BCC: CCR: CEEC: CRS: DEA: DMU: EMS: GSYİH: KKTC: KVB: PİGM: TPAO: VRS: VZA: Analitik Hiyerarşi Süreci Amerikan Petrol Enstitüsü Banker-Charnes-Cooper Charnes-Cooper-Rhodes Central-Eastern Europe & Caspian Constant Returns to Scale Ölçeğe Göre Sabit Getiri Data Envelopment Analysis Decision Making Unit Efficiency Measurement System Gayri Safi Yurtiçi Hasıla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Karar Verme Birimleri Petrol İşleri Genel Müdürlüğü Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı Variable Returns to Scale Ölçeğe Göre Değişken Getiri Veri Zarflama Analizi

11 vii ŞEKİLLER DİZİNİ Şekil-1.1. Türkiye'nin Ruhsat Haritası Şekil-3.1. İki Boyutlu Bir Etkin Sınır Eğrisi ve Girdi Odaklı VZA Şekil-3.2. İki Boyutlu Tahsis Etkinliği Şekil-3.3. Ölçeğe Göre Sabit ve Değişken Getiri Şekil-3.4. VZA Modelleri Şekil Yılı TPAO Üretim Kuyularına Ait Maliyet Grafiği Şekil Yılı TPAO Üretim Kuyularına Ait Metraj (Sondaj Derinliği) Grafiği Şekil Yılı TPAO Üretim Kuyularına Ait Sondaj Süresi Grafiği Şekil Yılı TPAO Üretim Kuyularına Ait Maliyet Grafiği Şekil Yılı TPAO Üretim Kuyularına Ait Metraj (Sondaj Derinliği) Grafiği Şekil Yılı TPAO Üretim Kuyularına Ait Sondaj Süresi Grafiği Şekil Yılı TPAO Üretim Kuyularına Ait Maliyet Grafiği Şekil Yılı TPAO Üretim Kuyularına Ait Metraj (Sondaj Derinliği) Grafiği Şekil Yılı TPAO Üretim Kuyularına Ait Sondaj Süresi Grafiği TABLOLAR DİZİNİ Tablo-1.1. TPAO'nun Arası Petrol ve Doğalgaz Üretimi Tablo-2.1. Hidrokarbon Sektöründe Veri Zarflama Analizi İçin Literatür Tablo Yıllarında Açılmış Olan Üretim Kuyularına Ait Verilerin Temel İstatistikleri Tablo Yılı İçerisinde Açılmış Olan Kuyuların Sınırlandırılmış CCR Analizi Tablo Yılı İçerisinde Açılmış Olan Kuyuların Sınırlandırılmış BCC Analizi Tablo-4.4. Örnek Üretim Kuyularına Ait CCR Modeli Sonucu (B.RAMAN-355)... 62

12 viii Tablo-4.5. Örnek Üretim Kuyularına Ait Potensiyel İyileştirmeler (B.RAMAN- 355) Tablo-4.6. Örnek Üretim Kuyularına Ait BCC Modeli Sonucu (RAMAN-241) 63 Tablo-4.7. Örnek Üretim Kuyularına Ait Potensiyel İyileştirmeler (RAMAN- 241) Tablo Yılı İçerisinde Açılmış Olan Kuyuların Sınırlandırılmış CCR Analizi Tablo Yılı İçerisinde Açılmış Olan Kuyuların Sınırlandırılmış BCC Analizi Tablo Örnek Üretim Kuyularına Ait CCR Modeli Sonucu (B.RAMAN- 367) Tablo Örnek Üretim Kuyularına Ait Potensiyel İyileştirmeler (B.RAMAN- 367) Tablo Örnek Üretim Kuyularına Ait BCC Modeli Sonucu (ÇAMURLU- 53) Tablo Örnek Üretim Kuyularına Ait Potensiyel İyileştirmeler (ÇAMURLU-53) Tablo Yılı İçerisinde Açılmış Olan Kuyuların Sınırlandırılmış CCR Analizi Tablo Yılı İçerisinde Açılmış Olan Kuyuların Sınırlandırılmış BCC Analizi Tablo Örnek Üretim Kuyularına Ait CCR Modeli Sonucu (B.RAMAN- 233) Tablo Örnek Üretim Kuyularına Ait Potensiyel İyileştirmeler (B.RAMAN- 233) Tablo Örnek Üretim Kuyularına Ait BCC Modeli Sonucu (GARZAN-100) Tablo Örnek Üretim Kuyularına Ait Potensiyel İyileştirmeler (GARZAN- 100) Tablo Sondaj Süresi ve Metraja Ait Potensiyel İyileştirmeler Yapıldıktan sonra CCR Modeli Sonuçları (B.Raman-355)... 78

13 GİRİŞ Türkiye nin ithalatının yaklaşık %21'ini mineral yakıtlar oluşturmaktadır ki bunun da büyük bölümü ham petrol ithalidir. Petrol ithalatı nedeniyle, ülkemiz her yıl ortalama 50 milyar dolar enerji faturası ödemektedir. Dolayısıyla petrol üretimimizi mevcut ve alternatif yöntemler ile artırmak ve petrol kaynaklarımızı etkin ve verimli kullanmak gerekmektedir. Bu doğrultuda; enerji politikasının gerçekleştirici kuruluşlarından biri olan Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) Genel Müdürlüğü Cumhuriyetimizin 100. kuruluş yıl dönümünde, ülkemizin ihtiyacı olan tüm petrol ve doğal gazı üretebilmeyi hedeflemektedir. Milyonlarca dolarlık yatırımları gerektiren petrol kuyusu sondajlarının hem üretim hem AR-GE hem de incelemeye yönelik misyonları gerçekleştirme görevleri vardır. Bu zorunlu misyonları gerçekleştirme durumunda olan kamu kurumu ve kuruluşları ile özel şirketlerin yapması gereken sadece kuyu açma kararını vermek değil aynı zamanda kuyu açıldıktan sonraki aşamalarda işletmeyi en etkin durumda tutmak veya bu seviyeyi yükseltmektir. Bir yandan kuyu açmak için yapılacak her türlü maliyet unsuru optimize edilmeye çalışılırken, diğer taraftan karar birimleri rezervli yapıya ulaşmayı hedeflemektedir. Bu hedefe de ancak açılan kuyuların etkinlik-verimlilik analizinin yapılması durumunda doğru olarak ulaşılabilir. İnceleme, araştırma ve değerlendirmeler yapılmaksızın açılan kuyular sonucunda zaten pahalı olan hidrokarbon üretimi daha da yüksek maliyetlere sebep olabilmektedir. Dolayısıyla; petrol ve doğalgaz kuyuları açılması ülke ekonomisi için çok büyük maliyetlere sebep olabileceği gibi, sürecin etkin ve verimli gerçekleştirilmesi halinde yüksek milli gelir artışlarına da yardımcı olabilecektir.

14 2 Bu tezin konusu milli petrol şirketi TPAO Genel Müdürlüğü tarafından açılan kuyuların etkinlik ve verimlilik analizini gerçekleştirmektir. Türkiye'de yürütülen petrol ve doğalgaz faaliyetlerinin büyük bir oranını TPAO Genel Müdürlüğü gerçekleştirdiğinden enerji politikası açısından TPAO Genel Müdürlüğü nün etkin bir kurum olması büyük önem taşımaktadır. Gerek tüketim malı, gerekse ara mal ve girdi olarak kullanılan ve değer açısından bakıldığında yüksek bir maliyet olan petrol ve türevleri bu çalışmada üretim açısından değerlendirilmiştir. Tezde, TPAO Genel Müdürlüğünce yılları arasında Türkiye'de açılan üretim kuyularının etkinlik ve verimliliği girdi yönelimli Veri Zarflama Analizi (VZA) ile incelenmiştir. VZA analizleri EMS Paket programı kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Girdi verileri olarak; sondaj süresi, kuyunun metrajı, maliyeti, çıktı verileri olarak ise; üretilen gün sayısı, üretim miktarı ele alınmıştır. Çalışmada kullanılacak veriler TPAO Genel Müdürlüğü ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (PİGM) den temin edilmiştir. Veri zarflama analizinde, homojen karar birimlerini birbirleri ile kıyaslamak vasıtasıyla göreli etkinlikler hakkında yorumda bulunulduğundan, mevcut veriler kısıtlama ve sınırlamalarla homojen hale getirilmeye çalışılmıştır. Homojen hale getirilen kuyular analiz edilmiş, etkin çıkan kuyular referans alınarak, etkin olmayan kuyuları bu düzeye çıkarmak için uygun girdi çıktı bileşimi hakkında bir takım öngörülerde bulunulmuştur. Dinamik bir süreç olan kuyu açma, kuyudan üretim elde etme işlemlerinin ve en önemlisi karar aşamasında, bu çalışmanın bir örnek teşkil etmesi, daha sonraki yıllarda riskli ve maliyetli olan kuyu açma kararı verilirken bu çalışmanın tavsiye ve önerilerinin değerlendirmeye alınması ve ülke ekonomisi için petrol ve doğalgaz sektöründe etkin kuyu yatırımlarının yapılmasına katkı sağlanması amaçlanmıştır.

15 3 Literatürde TPAO Genel Müdürlüğü'nce açılan kuyuların etkinlik verimlilik analizi yapılmamıştır. Literatürde benzer bir çalışmanın yer almıyor olması sebebi ile bu tezin hidrokarbon aramacılığı ve üretiminde etkin ve verimli faaliyetler yürütülmesi için bir başvuru kaynağı olmasını amaçlamaktadır. Çalışmanın birinci bölümünde; petrol ve doğalgaz sektörünün temel kavramları teorik olarak açıklanmış, Türkiye'de petrol ve doğalgaz sektöründe yapılan çalışmalara değinilmiş, Türkiye'de sektörün en büyük pay sahibi olan milli petrol şirketimiz TPAO Genel Müdürlüğü'nün yürütmekte olduğu çalışmalar ile ilgili bilgi verilmiştir. İkinci bölümde; tez çalışmasının konusu ile ilgili yerli ve yabancı tüm literatür araştırması yapılmıştır. Üçüncü bölümde; tezimizde kullanılacak olan Veri Zarflama Analizi yöntemi incelenmiştir. Veri zarflama analizinin hangi alanlarda ve durumlarda kullanılabileceği analizin kullanıldığı yöntemler ve bu yöntemlerin kullanılmasında temel alınan ölçek etkinliği kavramları açıklanmıştır. Yöntemin güçlü ve zayıf tarafları ile yöntemin uygulanmasında dikkat edilmesi gereken hususlar değerlendirilmiştir. Dördüncü bölümde; önce analizi yapılacak olan veri seti tanıtılmış, veri seti ile ilgili kısıtlama ve açıklamalara yer verilmiştir. Bir önceki bölümde bütün detayları ile incelenmiş olan VZA'nin çalışmamıza ne şekilde uygulanacağı hakkında bilgi verilerek, veri setimize VZA yöntemi EMS paket programı ile uygulanmış ve sonuçları incelenmiştir. Sonuç bölümünde ise analizimizin sonuçları ve sonuçların sebepleri üzerinde durulmuştur. Ayrıca bir takım tavsiyelerde bulunulmuş ve çalışmada eksik kalan hususlara değinilmiştir.

16 BİRİNCİ BÖLÜM SEKTÖR İLE İLGİLİ GENEL TANIMLAR VE AÇIKLAMALAR Bu bölümde, tez çalışmamızın temelini oluşturan ve çalışmada sürekli değinilecek olan petrol ve doğalgaz sektörü ile ilgili konular incelenmiştir. Öncelikle sektörün temel kavramları teorik olarak açıklanmış, ardından ise Türkiye'de petrol ve doğalgaz sektöründe yapılan çalışmalara değinilerek Türkiye'de sektörün en büyük pay sahibi olan milli petrol şirketimiz TPAO Genel Müdürlüğü'nün yürütmekte olduğu çalışmalar ile ilgili bilgi verilmiştir. Bölümün sonunda ise bir yandan kuyu açmanın riskleri, diğer yandan ise bu risk alınmadan hedefe ulaşmanın imkansızlığı üzerinde durulmuştur. 1.1.PETROL İLE İLGİLİ TEMEL AÇIKLAMALAR Latince petro (taş) ve oleum (yağ) kelimelerinden meydana gelen petrol kelimesi taşyağı anlamına gelmektedir. Petrolün başlıca bileşenlerini hidrojen ve karbon oluşturmakta olup; gaz, sıvı ve katı halde bulunabilir. Rafine edilmemiş sıvı haldeki petrole ham petrol, gaz halindeki petrole doğalgaz, yarı katı ve katı halde bulunan, ağır hidrokarbon ve katrandan oluşan petrole ise asfalt, zift, katran ve benzeri isimler verilir. Ham petrol ve doğalgazın ana bileşenleri hidrojen ve karbon olduğu için hidrokarbon olarak da isimlendirilirler. Doğal hidrokarbonların tamamı, organiklerin bozunmasından oluşmuş olup, milyonlarca yıl öncesinde akarsu ve rüzgârlar o zamanın denizlerine, göllerine kum, çakıl, çamur ve çeşitli iyonlar taşımış, taşınan malzemeler su diplerinde tabakalar halinde gittikçe kalınlaşan çökelleri oluşturmuştur. Bu ortamlarda yaşayan ve ölen canlıların kalıntıları da çökelen bu malzemeye karışmıştır. Altta kalan tabakalar, üzerlerine çökelen yeni tabakaların sebep olduğu büyük basınç altında sertleşerek sedimanter kayalar 1 haline 1 Yeryüzündeki her tür kayacın aşınıp, ayrışması sonucu oluşan kırıntı, kolloid veya eriyik özelliğindeki maddelerin su, rüzgar, buzul veya yerçekimi kuvveti gibi taşıyıcılarla uygun ortamlara taşınması ve bu ortamlarda birikerek, buradaki fiziksel-kimyasal olaylar sonucu yeniden şekillenmesi ile oluşan kayalara denir.

17 5 dönüşmüştür. Bu arada çamurlara karışan canlı kalıntılarının içerdiği karmaşık hidrojen ve karbon molekülleri, zaman içerisinde ısı ve basınç tesiriyle parçalanarak hidrokarbonları oluşturmuştur. Oluşan hidrokarbonlar ve deniz suyu, sıkışan çökeller içerisinden damlacıklar halinde sızarak birikebileceği boşluklar arar ve bu boşlukların bulunduğu kumtaşı ve kireçtaşı gibi daha gözenekli kayalara doğru hareket eder. Daha sonra petrol, göç etmiş olduğu bu yeni gözenekli kaya içerisinde sudan hafif olması sebebiyle su ve diğer basınçlarla yanlara ve yukarıya doğru hareket eder. Bu şekilde bir kısım petrol, yol bulup yeryüzüne ve deniz diplerine sızarken, diğer bir kısım da petrol kapanı olarak isimlendirilen bazı yeraltı yapılarında birikir; gözenekli kayanın çatlak, yarık ve gözenekleri içerisinde milyonlarca yıl saklı kalır. Oluşan petrolün kaybı anlamına gelen bu sızıntıların olmaması, yani petrolün gözenekli kaya içerisinde kapanlanabilmesi için geçirimsiz bir tabakaya gereksinim vardır. Bu sebeple de petrol aramaları petrol kapanlarının saptanmasını hedeflemektedir Petrolün Aranması Petrol aramaları, öncelikle bir jeoloji sorunu olup, ilk aşamada hidrokarbonların mevcut olabileceği jeolojik açıdan uygun yerler tespit edilmektedir. Petrol aranacak yörenin öncelikle sedimanter kayalardan oluşması ayrıca; petrol oluşumuna, birikimine ve kapanlanabilmesine uygun kaya tipinin olması gerekmektedir. Bunların yanısıra; bölgedeki kaya çeşitlerinin konumları ve jeolojik yaşları, yerkabuğunun kıvrım ve kırıklarının oluşturduğu yapısal şekiller ve kayaların çökelme ortamları da petrol varlığının tespitinde incelenmesi gereken hususlardır. Yeraltındaki petrolün varlığını doğrudan gösteren hiçbir yöntem olmadığından jeolojik ve jeofizik faaliyetler ile havadan ve uzaydan çekilmiş fotoğraflardan yararlanılır. Buna karşın yeraltındaki bir petrol ve doğalgaz rezervuarının mevcudiyeti yalnızca kuyu açarak ve üretim yaparak belirlenebilir.

18 Petrolün Üretimi Bir bölgedeki rezervuarlarda bilinen petrol ve doğalgaz miktarı, yerinde rezervi oluşturur. Ancak bu rezervin büyük bir kısmını üretmek mümkün değildir. Petrol yatağının yayılımı saptandıktan sonra gözenekli kaya içerisindeki yerinde rezerv ile bu miktarın ne kadarının üretilebileceği hesaplanır. Çıkarılan petrol, boru hatları ile toplama istasyonlarındaki büyük tanklara, buradan da rafinerilere taşınmaktadır. Ham petrol, rafinerilerde çeşitli petrol ürünlerine (likit gaz, benzin, motorin, gazyağı, fuel-oil, asfalt, madeni yağ vb.) dönüştürülmekte ve akaryakıt istasyonları kanalıyla da tüketicinin hizmetine sunulmaktadır Üretilen Petrolün Özellikleri ve Sınıflandırılması 2 Genel olarak petrolün sınıflandırılmasında; petrolün özgül ağırlığı, akışkanlığı ve içerdiği kükürt miktarı dikkate alınmaktadır. Amerikan Petrol Enstitüsü (API) tarafından çıkarılan ve özgül ağırlığa bağlı API Gravitesi tanımı, bütün dünyada petrolün sınıflandırılması için genel kabul görmüştür. Uluslararası bir birim olan gravite, 10 ila 48 arasında değişmektedir. Gravite, petrolün yoğunluğu ile ters orantılı olup, düşük özgül ağırlıklı petrolün API gravitesi yüksektir. Petrolün graviteye göre sınıflandırılması şu şekildedir: gravite >31 ise hafif, 20 gravite 31 ise orta, 10 gravite 20 ise ağır ve gravite<10 ise tabii bitümen. Petrolün gravitesi düştükçe (yani ağırlaştıkça) kalitesi düşmektedir. Kolay üretilebilir olması, taşınabilmesi ve işlenebilmesi sebebiyle günümüzde dünya petrol talebinin %90 ı hafif ve orta API graviteli petrol ile karşılanmaktadır. 2 (Erişim)

19 Petrol Kuyularının Sınıflandırılması Petrol sektöründe açılan kuyular üç temel grup -arama, üretim ve tespit kuyusu- altında sınıflandırılır. Arama Kuyuları: Yeni bir petrol sahası bulma ümidiyle açılan ilk kuyuya arama kuyusu denir. Bu kuyuda petrol veya gaz bulunursa, kuyu keşif kuyusu olarak adlandırılır. Kuyuda petrol ve gaz bulunmazsa kuru kuyu, yalnızca su alınırsa sulu kuyu diye isimlendirilir. Tespit Kuyuları: Keşif kuyusundan sonra, aynı rezervuar üzerinde keşfi teyit etmek ve sahanın büyüklüğünü belirlemek amacıyla açılan kuyulara tespit kuyusu denir. Üretim Kuyuları: Petrollü alanın büyüklüğü ve üretilebilir petrol miktarı saptandıktan sonra bu petrolü yeryüzüne çıkarmak için açılan kuyulara da geliştirme kuyusu veya üretim kuyusu denir. 1.2.TÜRKİYE'DE PETROL Türkiye'deki Genel Petrol Durumu 1945 yılında keşfedilen Raman petrol sahasının keşfinden bugüne kadar yapılan çalışmalar Türkiye'de petrol ve gazın varlığını kanıtlamıştır. Bugüne kadar irili-ufaklı yaklaşık 166 civarında petrol ve doğal gaz sahası keşfedilmiştir. Keşifler ağırlıklı olarak Güneydoğu Anadolu bölgesinde ve Trakya bölgesinde gerçekleştirilmiştir. Trakya bölgesinde genelde doğal gaz sahaları, Güneydoğu Anadolu bölgesinde ise genelde petrol sahaları keşfedilmiştir. Türkiye'de petrol ve gaz varlığı keşfedilmekle birlikte asıl sorun mevcut petrolün gravitesi yani kalitesi ve petrolü çıkarmak için yapılacak olan harcamaların petrolden elde edilecek gelirin altında kalıp kalmadığıdır.

20 yılındaki Petrol Kanunu ve TPAO'nun kuruluşunun ardından TPAO'nun ve özellikle Shell ve Mobil gibi uluslararası şirketlerin arama ve sondaj çalışmaları neticesinde 1969 yılında ve ayrıca 1973 ilk petrol krizi ve şoku sonrasında petrol fiyatının 10 katı artması sonrasında yerli petrol aramacılığına ve sondaj çalışmalarına verilen önem ve ağırlık neticesinde 1991'de yerli petrol üretimleri rekor düzeylere, yılda 4.5 milyon tona ulaşmıştır. TPAO Genel Müdürlüğü'nün kurulduğu 1954 yılı sonrası dönemde aramaya verilen önem neticesinde 1965 yılında kuyu derinliği m'lik maksimum metraja (derinliğe) ulaşılmıştır. Arama etkisini 4 yıl sonra 1969'da yıllık üretimi 3.6 milyon tona ulaştırarak göstermiştir. Yine 1973 sonrasındaki döneme bakıldığında arama çalışmaları 1985'de m ile maksimum metraja ulaşmıştır. 6 yıl sonra ise 1991'de üretim rekor sayılan 4.5 milyon ton olarak gerçekleşmiştir. Örneklerden de görüldüğü üzere aramaya yapılan yatırım etkisini 4-6 yıl sonrasında üretimde göstermektedir yılları arasında kuyuda toplam m sondaj gerçekleştirilmiştir. 1991'de 4.5 milyon ton olan yıllık yerli üretimimiz, 2010 yılında sonunda azalarak 2.5 milyon ton olarak gerçekleşmiştir yılında düşen doğal gaz üretimi, 2002 yılından itibaren TPAO tarafından kurulan ortaklıklarla Trakya da gerçekleştirilen yeni doğal gaz keşifleri ve eski sahalarda açılan yeni üretim kuyularının devreye girmesi ile tekrar yükselişe geçmiş ve 2008 yılında milyon m 3 üretim ile tarihin en yüksek seviyesine ulaşmıştır. Ancak bu üretim miktarı 2009 yılından itibaren azalmaktadır. 3 Ülkemizin petrol gerçeği ile birlikte rezervlerdeki azalma sebebi ile üretimdeki düşüşün önümüzdeki yıllarda da devam edeceği ya da bu seyirde izleyeceği düşünülmektedir. Diğer taraftan Türkiye'de petrol aramacılığına ve 3 Türkiye Petrolleri A.O. Genel Müdürlüğü, "2010 Yılı Ham Petrol ve Doğal Gaz Sektör Raporu, Ağustos, 2011, s.15.

21 9 sondajına bütçe ayrılırsa petrol bulunabilmektedir. Aslında Türkiye'deki mevcut rezervler henüz tükenmemiş ve ispatlanmayan rezervlerin varlığına inanılmaktadır. Türkiye'de petrole ülkemizin değişik bölgelerinde rastlanmış ve varlığı kanıtlanmıştır. Ağırlıklı olarak ise Güneydoğu Anadolu bölgesindeki sahalardan üretim yapılmaktadır. Güneydoğu Anadolu bölgesinde Batman, Diyarbakır, Adıyaman, Mardin, Siirt, Şanlıurfa, Gaziantep, Şırnak ve Kilis illeri içinde bulunan sahalardan petrol ayrıca Trakya bölgesinde Tekirdağ, Kırklareli, Düzce ve İstanbul illeri içinde bulunan birkaç sahadan doğalgaz üretimi yapılmaktadır. Karadeniz ve Akdeniz'de petrol ve özellikle doğal gaz aramaları bütçe elverdiğince sürdürülmektedir. Bütçe'nin elvermediği durumlarda ise son birkaç yıldır büyük önem verildiği üzere ortak anlaşmalar yapılmak sureti ile yabancı büyük şirketler ile arama ve sondaj faaliyetleri yürütülmektedir. Türkiye'de son yıllarda yapılan en önemli keşifler, Adıyaman'daki Şambayat sahasında ve Akçakoca deniz alanlarındaki doğalgaz keşfi olmuştur. Orta Anadolu bölgesinde Tuz Gölü civarında ve Akdeniz kara ve deniz alanlarında doğal gaz ve petrol potansiyelinin olabileceği düşünülerek bu bölgedeki aramalarda devam etmektedir. Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Ekonomi ve Enerji Bakanlığı arasında, 2 Kasım 2011 tarihinde, KKTC nin kara ve deniz alanlarında sahip olduğu ruhsat alanlarını kapsayan bir Petrol Sahası Hizmetleri ve Üretim Paylaşımı Sözleşmesi imzalanmış, 23 Kasım 2011 tarihli KKTC Resmi Gazetesi nde yer alan Bakanlar Kurulu Kararı ile onaylanmıştır. Sözleşme çerçevesinde TPAO ya tahsis edilen kara ve deniz alanlarındaki ruhsatlarda TPAO arama faaliyetlerinde bulunabilecektir. Bu

22 10 doğrultuda 26 Nisan 2012 tarihinde Türkyurdu-1 isimli ilk arama kuyusu, Sınırüstü köyü İskele/KKTC de sondajına başlanmıştır. bilinmektedir. Görüldüğü gibi; Türkiye'nin birçok bölgesinde petrolün varlığı Ancak Türkiye'nin petrol zengini bir ülke olmadığı da şu ana kadar yapılan arama ve saha faaliyetlerinden görülmüştür. Türkiye'de bulunan petrol sahaları Orta Doğu ülkelerindeki sahalar kadar büyük değildir ve bizim sahalarımız genelde ağır petrol (API gravitesi düşük petrol) içermektedir Petrol İle İlgili Türkiye İstatistikleri ve Milli Petrol Şirketi TPAO'nun Yeri Petrol Aramacılığı Ülkemiz petrol aramacılığında toplam 18 bölgeye ayrılmış olup (bkz. Şekil-1.1) TPAO'nın ve diğer petrol şirketlerinin bu 18 bölgede arama faaliyetinde bulunmak için belirli bir süre ile, belirli yükümlülüklerle kendisine verilmiş olan ve hak sahibi olduğu ruhsatları bulunmaktadır. TPAO'ya ait ruhsatlar Şekil-1.1'de kırmızı renk ile gösterilmektedir. Türkiye'de ruhsat sahibi olan diğer yerli ve yabancı şirketlere ait ruhsatlar ise diğer renklerle ifade edilmektedir. 4 Prof. Dr. Abdurrahman Satman, "Türkiye'de Petrol", (Erişim) 13 Ekim 2010.

23 11 Şekil-1.1. Türkiye'nin Ruhsat Haritası 5 5 (Erişim) 05 Şubat 2012.

24 12 Petrol aramacılığı, artan petrol fiyatları ile öylesine karlı ve önemli bir faaliyet kolu haline gelmiştir ki 2002 yılında 4'ü yerli, 17'si yabancı olmak üzere sektörde toplam 21 şirket faaliyet göstermekteyken, 2010 sonu itibariyle 25'i yerli, 22'si yabancı olmak üzere toplam 47 şirket faaliyet göstermektedir. Bu gelişmenin temel nedeni geçmiş yıllarda açılması ekonomik açıdan etkin olmayan bir çok kuyunun açılmasının bugün etkin hale gelmesi ile günümüzde sektöre girişin cazip bir hal almasıdır. Sektörde faaliyet gösteren şirket sayısının yıllar itibari ile artışı sonucu Türkiye de 2002 yılı içerisinde toplam 35 adet kuyu açılmışken, 2008 de bu sayı 126 ya, 2009 da 143 e, 2010 da ise 205 e yükselmiştir. Açılan kuyu sayısında 8 yılda 6 katı bir artış yaşanmıştır 'ten bugüne kadar TPAO'nun yurtiçi ve yurtdışı sahalarında yaklaşık 3517 kuyu delinmiş olup, bunun yaklaşık 1496 tanesi arama ve 1402 tanesi üretim kuyusudur. 7 Arama Kuyularının %27'si X. Bölgede (Siirt), %16'sı XI. Bölgede (Diyarbakır), %21'i I. Bölgede (Marmara), %18'i XII. Bölgede (Gaziantep), %4'ü XIII. Bölgede (Hatay) ve %3'ü XIV. Bölgede (Adana) delinmiştir Petrol Rezervi ve Üretimi 2002 yılında Türkiye nin 39 milyon ton kalan petrol rezervi varken ve bunun 20,8 i arasında üretilmişken, 2010 yılında kalması gereken rezerv 18,2 milyon ton idi. Ancak yeni keşifler ve sahaların geliştirilmesi ile yılları arasında 24,9 milyon ton ilave rezerv ile 2010 itibariyle petrol açısından toplam kalan rezerv 43,1 milyon ton olmuştur. Bu rezervin piyasa değeri yaklaşık 67,16 milyar TL olup (36,35 milyar USD dır) 9 bugünkü üretim seviyesi ile yurt içi toplam ham petrol rezervlerimizin yaklaşık 17,2 6 PİGM CEEC Scout Meeting Toplantısı resmi sunumu, 06 Eylül TPAO Sondaj Daire Başkanlığı verileri, 11 Aralık TPAO Sondaj Daire Başkanlığı verileri, 15 Aralık PİGM CEEC Scout Meeting Toplantısı resmi sunumu, 06 Eylül 2011.

25 13 yıllık bir ömrü bulunmaktadır. 10 Doğalgaz için de; 2002 yılındaki 10,2 milyar m 3 rezervin döneminde 6,8 milyar m 3 ü üretilmiş ve geriye 3,4 milyar m 3 lük bir rezerv kalması gerekirken yeni keşifler ve geliştirilen sahalar ile 2,8 milyar m 3 lük bir ilave rezerv elde edilerek 2010 yılı rezervi 6,2 milyar m 3 e ulaşmıştır. Bu rezervin piyasa değeri yaklaşık 4,87 milyar TL'dir. (2,65 milyar USD dır.) 11 Yeni keşifler yapılmadığı takdirde, bugünkü üretim seviyesi ile yurt içi doğal gaz rezervlerimizin 8,6 yıllık bir ömrü bulunmaktadır. Türkiye deki petrol sahalarının % 10 u milyon varil rezerve sahip olup, kalan % 90 ın rezervi 25 milyon varilden azdır. Başka bir deyişle, Türkiye de keşfedilmiş petrol sahalarının % 90 ı küçük saha % 10 u ise orta büyüklükte saha sınıfındadır. 12 TPAO, yurtdışı ham petrol ve doğal gaz faaliyetleriyle bölgenin önemli oyuncularından biri haline gelmiştir. Yurtdışı üretimimizin büyük kısmı, Azerbaycan daki Azeri-Çıralı-Güneşli Üretim Projesinden gelmektedir yılında Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı devreye girmiş olup, bu sayede Azerbaycan projelerinin üretimlerinin artarak önümüzdeki yıllarda en yüksek seviyelere ulaşması beklenmektedir. Yine 2006 yılı kış aylarında tamamlanmış olan Güney Kafkasya Doğalgaz Hattının devreye girmesiyle beraber Şah Deniz Projesinin bir ortağı olan TPAO nun yurtdışındaki ilk doğal gaz üretimi Mart 2007 de başlamıştır. Bu üretimle beraber, Temmuz 2007 den itibaren TPAO ülkemiz doğal gaz ihtiyacının bir kısmını da yurtdışından karşılamaya başlamıştır. Azerbaycan projelerine ilaveten TPAO, Kazakistan da yer alan sahalarından da üretime devam etmektedir. 10 Türkiye Petrolleri A.O. Genel Müdürlüğü, "2010 Yılı Ham Petrol ve Doğal Gaz Sektör Raporu, Ağustos, 2011, s PİGM CEEC Scout Meeting Toplantısı resmi sunumu, 06 Eylül Türkiye Petrolleri A.O. Genel Müdürlüğü, "2010 Yılı Ham Petrol ve Doğal Gaz Sektör Raporu, Ağustos, 2011, s.16.

26 14 TPAO tarafından son yıllardaki arama, sondaj ve üretim faaliyetleri sonucunda yurtiçi petrol üretiminde yüzde 28 lik artış sağlanmış ve TPAO nun 2010 yılında, yurt içi ve yurt dışındaki petrol eşdeğeri üretimi yaklaşık 72 bin varil/gün seviyelerine ulaşmıştır. TPAO nun yurtiçi petrol üretimi 39 bin varil/gün, yurtdışı petrol üretimi 33 bin varil/gün dür. 13 Türkiye nin ham petrol üretiminin yüzde 75'i, doğal gaz üretiminin ise yüzde 36 sı TPAO tarafından gerçekleştirilmektedir. 14 Aşağıda yıllar itibari ile TPAO'nun petrol üretimi rakamları bulunmaktadır. Tablo-1.1. TPAO'nun Arası Petrol ve Doğalgaz Üretimi Yıllar Petrol (varil) Petrol (ton) D. Gaz (sm 3) ,552,701 1,973, ,731, ,279,001 1,789, ,938, ,728,892 1,712, ,019, ,108,270 1,623, ,261, ,535,842 1,542, ,837, ,700,038 1,571, ,932, ,444,830 1,535, ,615, ,297,955 1,518, ,464, ,284,655 1,517, ,586, ,410,300 1,818, ,334, ,700,469 1,863, ,693, ,115,044 1,779, ,666,101 Kaynak: TPAO-Üretim Daire Başkanlığı ( verileri) 13 (Erişim) 05 Şubat Türkiye Petrolleri A.O. Genel Müdürlüğü, "2010 Yılı Ham Petrol ve Doğal Gaz Sektör Raporu, Ağustos, 2011, s

27 Petrol Yatırımları dönemindeki petrol ve doğalgaz arama-üretim yatırımları dikkate alındığında; TPAO Genel Müdürlüğü yatırımları 9 kat, özel sektör yatırımları ise 16 kat artarak 2002 yılında 100 milyon USD olan toplam yatırım miktarı, 2010 yılında toplam 1,3 milyar USD ye yükselmiştir. Özellikle ultra deniz aramacılığına önem verilerek döneminde 5 önemli derin deniz kuyusu açılmıştır. Bu kuyuların 4'ü TPAO Genel Müdürlüğü ile sektörün dev yabancı petrol şirketlerinin ortaklığında açılmışken, 1'i TPAO Genel Müdürlüğü'nün bizzat kendi operatörlüğünde açılmıştır. Bu 5 ultra deniz kuyusu için yapılan yatırımların toplam bedeli 1,2 Milyar USD dır Genel Değerlendirme: Temel enerji kaynakları olan petrol ve doğalgazın, uluslararası arenada olduğu gibi ülkemizde de tüketim miktarı çok yüksektir. Ülkemizdeki petrol üretimi petrol tüketimimizin yalnızca %8'ini karşılamaktadır. Dolayısıyla Türkiye'de hidrokarbon üretimini mevcut ve alternatif yöntemler ile artırmaya devam etmek ve hızlandırmak zaruridir. Açılan kuyu sayısındaki ve üretimdeki önceki alt bölümlerde değinilen olumlu gelişmelere rağmen halen, ülkemizdeki potansiyel petrol alanlarının karalarda %80'i denizlerde ise %99'u aranmamıştır. Oysa, bir petrol kuyusu açarken, yer kürenin altı her ne kadar yapılan jeolojik ve jeofizik faaliyetler ile analiz edilmeye çalışılsa da, rezervin varlığını ispatlamanın tek yolu umut vadeden sahalarda kuyu açmaktır. Son 10 yılda ülkemizdeki jeolojik saha faaliyetlerinin % 90 ını, jeofizik saha faaliyetlerinin % 84 ünü, sondaj faaliyetlerinin % 59 unu, ülkemizde üretilen ham petrolün % 71 ini ve doğal gaz üretiminin ise % 56 sını TPAO

28 16 Genel Müdürlüğü gerçekleştirmiştir. 15 Ülkemizin her geçen gün artan petrol ve doğal gaz ihtiyacını yurtiçi ve uluslararası arama ve üretim faaliyetleri ile karşılama yönündeki vizyon ve misyonunu oluşturan TPAO, son yıllarda geliştirdiği yeni arama stratejisi ile faaliyetlerini Türkiye nin aranmamış alanlarına ve özellikle deniz alanlarına yönlendirerek, son yıllarda büyük bir yatırım hamlesi gerçekleştirmiştir. Türkiye nin Enerji politikasına baktığımızda da önümüzdeki 5 yılda 500 kuyu, yılda 100 kuyu hedefini görmekteyiz ve bununla birlikte milli petrol şirketi olan TPAO Genel Müdürlüğü nün en büyük hedefi; Cumhuriyetimizin 100. kuruluş yıl dönümünde, ülkemizin ihtiyacı olan tüm petrol ve doğal gazı üretebilmektir. Yurtiçi ve yurtdışı çalışmalarla bu hedefe ulaşılmaya çalışılmakla birlikte, petrol ve doğal gazın Türkiye'nin en büyük ithalat kalemini oluşturması 16 sebebi ile dışarıya ödenen ortalama yıllık 50 milyar dolar enerji ithalat faturamızın önümüzdeki yıllarda hızla azaltılarak sıfırlanması amaç edinilmiştir PETROL KUYUSU AÇMA KARARI OLUŞTURULMASI Risk Analizi Petrol kuyusu açılırken hedef bol rezervli bir keşifte bulunmaktır. Ancak gerçekleştirilmeye çalışılan hedefin sonucu belli olmadığından; kazanma ve kaybetme riskini beraberinde getirecektir. Riskin sebebi belirsizlik, kayıp olasılığı (açılan kuyunun petrollü ve gazlı bir kuyu olarak sonuçlanmaması), zarar ihtimali (kuyunun açılmasından sonuçlanmasına kadarki süreçte yapılan masrafların elde edilen üretim miktarından fazla olması) ve yerin altıyla ilgili şüpheden (kuyu açılmadan önce yapılan jeolojik çalışmalar sonucu oluşan hidrokarbon bulma 15 PİGM CEEC Scout Meeting Toplantısı resmi sunumu, 06 Eylül İthalatımızın yaklaşık %21'ini mineral yakıtlar oluşturmaktadır ki bunun da büyük bölümü ham petrol ithalidir-2011 Ocak-Ağustos

29 17 beklentisinin, kuyu açılması sonucunda gerçekleşip gerçekleşmeyeceğine dair şüphe) kaynaklanır. Petrol kuyusunun açılmasına yönelik bir karar aşamasında yatırım kararı verilirken öncelikle bir model ortaya konulmalıdır. Bu model oluşturulurken de yapılacak olan yatırımın finansal yapısını model sayesinde değerlendirebilmek mümkün olmalıdır. Modeli doğru kurmak çok önemlidir, bu sebeple kuyu açılma kararının verilmesi ile başlayacak olan sürecin aşama aşama ortaya konulması modelin olmazsa olmazlarındandır. Ön aşama: Kuyu açma kararının ve kuyu yerinin verilmesi için; öncelikle jeolojik ve jeofizik ön çalışmalar yapılır. Saha jeologları o saha ile ilgili gerekli jeolojik çalışmaları (Toprağın yapısının incelenmesi, gerekli numunelerin alınarak analiz edilmesi, önceki çalışmaların değerlendirilmesi vb.) yapar. Jeofizik mühendisleri jeolojik bulguları da göz önünde bulundurmak sureti ile sahada sismik 17 faaliyetlerde bulunur. Sismik bulguları ve elde edilen prosesleri değerlendirir. 1. aşamada: Kuyu açma kararı verilecek mi verilmeyecek mi? Yapılacak olan teknik grup toplantısında proje jeolog ve jeofizikçilerinin sunmuş oldukları verilere, bilgilere, tahmin edilen petrol potansiyeline dayanarak ayrıca maliyet ve risklere yönelik yapılmış olan analizleri de 17 Sismik; yeraltındaki hidrokarbon birikintilerini bulmak için en çok kullanılan yöntem olup, suni bir kaynaktan yeraltına gönderilen ses dalgalarının çeşitli kayalardan yansıyarak yeryüzüne dönmesi ve jeofon adı verilen aletlerle kaydedilmesidir. Bu kayıtlar, bilgisayar programlarında işlenerek yorumlanır ve muhtemel petrol birikintilerinin yerleri tespit edilir.

30 18 dikkate alarak üst düzey yönetim o sahada bir lokasyon verilmesine veya verilmemesine (kuyu açılmasına veya açılmamasına) karar verir. 2. aşamada; Kuyu açma kararı verildikten sonraki aşamadır. Sonuçta boş kuyu çıkarsa ya da kuyuda petrol çıkarsa ne olur? Kuyu açma kararı verilirse kurulan modeli denetleyen üç önemli değişken olacaktır; 1) Kuyunun açılması durumunda sonuç yani kuyunun başarı ya da başarısızlığı (petrollü yahut boş kuyu çıkma ihtimali) Kuyu açma kararı her ne kadar olumlu senaryolar üzerine alınmış bir karar olsa da petrol aramacılığında hiçbir zaman kesin sonuçlar yoktur. 2) Bulunan rezervin büyüklüğü miktarı 3) Kuyunun işlemeye başlaması sonucu elde edilecek kar ya da zarar Risk ve TPAO'da Açılan Bir Kuyu Örneği Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı tarihinde sondajına başladığı Yuvaköy-1 kuyusu'nda tarihi itibariyle 7216 metreyi geçerek sondajı Petrol Emareli Kuru Kuyu olarak tamamlamıştır. Kuyunun lokasyonunun verilmesi aşamasında kuyunun her ne kadar petrollü olduğuna yönelik sağlam bilgi ve varsayımlar olsa da Yuvaköy-1 Petrol Emareli Kuru Kuyu olarak tamamlanmış ve her yeni metreye jeolojik açıdan teknik bilgiler elde etmek amacı ile inilmiştir. Tabiki Yuvaköy-1 kuyusu bu anlamda yüksek bir öğrenim maliyetine neden olmuştur denilebilir. Ancak petrol varlığını öğrenmenin tek ve kesin yolu kuyu açmaktır ve jeolojiyi teorik bilgiler vasıtası ile öğrenmenin yanı sıra bunu uygulama ile desteklemek mecburidir. Yapılan masrafların daha sonra açılan kuyularda sağlayacak olduğu tecrübe

31 19 sayesinde, masrafları önleyerek pozitif getiri sağlayacağı düşünülmektedir tarihinde sondajı tamamlanan Yuvaköy-1 kuyusu, ulaşılan m ile Türkiye'nin en derin, dik derinlik olarak kazılan dünyanın en derin 46. kuyusu olmuştur. Yukarıda bahsedilen Yuvaköy-1 kuyusu örneği büyük bir istisna olduğu için çalışmada örnek olarak ele alınmıştır. Yuvaköy-1 kuyusunda TPAO yönetimi tarafından kuyu açma kararı verilmesinin akabinde; inilen her yeni metraj bir yandan petrol bulma umudunu artırırken, bir yandan da maliyetlerin neden olduğu riski artırmıştır. Ancak yukarıda değinildiği gibi risk analizi bir süreçtir. İki sonuç vardır; açılan kuyunun petrollü kuyu olması veya olmaması. Yuvaköy-1 kuyusu petrollü kuyu olamamasına karşın belirli bir sondaj süresinden ve metrajdan sonra yönetimin rezerv bulma amacı değişerek bu amaç yerini jeolojik bilgi edinme amacına bırakmıştır. Bu sebeple belirli bir derinlikte petrol bulunmamasına rağmen daha derine inmekteki ısrarın nedeni tamamen jeolojik yapıyı anlamaya yöneliktir. Sonuçta; ortada alınan bir risk vardır ve alınan riskin sonuçlarının değerlendirilmesi tamamen bakış açısına göre farklılık gösterecektir. Açılan kuyunun boş çıkmasının sadece giderleri arttırdığına veya sadece daha sonra açılan kuyulara jeolojik katkı sağlayan bir örnek çalışma olacağına dair fikirler eşzamanlı değerlendirilmelidir. Tez çalışmamızın bu bölümünde, tezin konusunu oluşturan petrol kuyularının ve sektörün daha iyi anlaşılabilmesi, sonraki aşamalarda konuyla ilgili analiz ve değerlendirmeler yapılırken konuya hakim olunabilmesi için sektör ile ilgili temel açıklamalara yer verilmiştir. Bir sonraki aşamada ise tez çalışmasında kullanılacak olan yöntem ile ilgili yapılmış olan çalışmalar incelenmiştir.

32 İKİNCİ BÖLÜM LİTERATÜR ARAŞTIRMASI Tez Çalışması'nın konusu "TPAO Genel Müdürlüğü'nce Yılları Arasında Açılmış Olan Kuyuların Etkinlik ve Verimlilik Analizi" olup bu doğrultuda literatür taraması yapılırken iki farklı açıdan araştırma yapılmıştır. Öncelikle çalışmamızın analizinde kullanılacak olan temel yöntemin Veri Zarflama Analizi (VZA) olması sebebi ile, VZA yöntemi kullanılarak yapılan yurtiçi ve yurtdışı kaynaklı araştırma-inceleme, makale, tez ve benzeri çalışmalar incelenmiştir. Literatür taramasının ikinci aşamasında ise; VZA'nın enerji piyasası ile ilgili yapılmış olan çalışmalarına bakılmıştır. Bu yapılırken enerji piyasası bir çok sektörü içerisinde barındırdığı için özellikle petrol ve doğalgaz sektörü ile ilgili modeller ele alınmaya çalışılmıştır. Ancak petrol sektörü ile ilgili; petrol fiyatlarının değişimini makro bazda inceleyen birçok çalışma mevcut iken mikro bazda milli veya özel şirketlerin açmış olduğu petrol ve doğalgaz kuyularının verimliliğini inceleyen uluslararası yayın bulunmamaktadır, ulusal arenada ise bu konuda yapılmış bir çalışmayla hiç karşılaşılmamıştır. VZA kullanılarak yapılmış olan çalışmalara yönelik yapılan genel literatür araştırmasında; çalışmaların büyük çoğunluğunun çoklu girdi ve/veya çıktı kullanılan sektörlerde yani eğitim, (Jesson, Mayston ve ark. 1987, Johnes 1995, Olesen ve Petersen 1995) sağlık (Hollingsworth 2008) bankacılık (Sherman ve Gold 1985, Haag ve Jaska 1995, Sherman ve Ladino 1995) ve sigortacılık (Cummins ve Zi 1996, Turgutlu ve ark. 2007) sektörlerinde uygulandığı görülmüştür. Bunun dışında imalat sanayi (Deliktaş 2002, Yeşilyurt 2007, Kök ve Yeşilyurt 2006), çeşitli üretim şirketleri ( Parkan 1991 Bayyurt ve Duzu 2008, Düzakın 2007), tarım (Coelli ve Rao 2003, Li ve Wahl 2004, Çakmak ve ark. 2008), tekstil (Bayrak ve ark. 2003, Kayalıdere ve Kargın 2004) ve enerji (Özyiğit ve ark. 2008, Zhou ve ark. 2007, Kuosmanen ve ark. 2001) ile ilgili

33 21 yapılan çalışmalarda yine yöntemin kullanılmış olduğu diğer belli başlı sektörlerdir. Yine büyük ve küçük ölçekte şirketlerin üretim kararları, balık üretimi, hayat sigortası gibi spesifik çalışmalarda karşımıza çıkmaktadır. Yapılmış olan bu çalışmalar incelendiğinde özellikle eğitim, sağlık gibi hizmet sektöründe; etkinliğin hizmet kalitesini artırmaya yönelik işlevi üzerinde durulmuştur ki bu müşteri-vatandaş tercihi ve memnuniyeti ve sunulan hizmetin yeterliliği ile değerlendirilmiştir. Üretim şirketlerinde ise hizmet sektörlerinden daha somut değerlendirme ölçütleriyle yani şirketin veya kurumun maliyetleri, üretim rakamları ve karları ile etkinlik verimlilik değerlendirilmesi yapılmıştır. Yukarıda bahsi geçen sektörlerde geniş bir literatür varken, petrol ve doğalgaz sektörü ile ilgili yapılmış olan etkinlik verimlilik analizi çalışmalarına bakıldığında; bu konuda sınırlı sayıda çalışma bulunduğu görülmektedir. Bu alanda yapılan önemli çalışmalar Tablo-2.1'de özetlenmiş olup, ana hatlarıyla aşağıdaki konulara değinilmektedir;

34 22 Tablo-2.1. Hidrokarbon Sektöründe Veri Zarflama Analizi İçin Literatür Çalışmanın Adı Yazar Adı Evaluation of the Sinopec Performance with Data Envelopment Analysis Theory Zhao ve Zhang (2010) Application of Rough Sets and Data Envelopment Analysis in Performance Decision-Making of Oil Supply Chain Enterprise Shi ve Bian (2009) Financial Statement Analysis: A Data Envelopme nt Analysis Approach Feroz ve ark. (2003) Financial Statement Analysis: A Data Envelopment Analysis Approach Feroz ve ark. (2005) An Assessment of Operations of Oil- Exporting Countries in Terms of Energy Consumption and Carbon Dioxide Emissions Ramanathan (2008) DEA ARs and CRs Applied to Worldwide Major Oil Companies Thompson ve ark. (1989) Empirical Evidence on the Operational Efficiency of National Oil Companies Eller ve ark. (2011) Data Envelopment Analysis Applied to Evaluate the Usage of Oil and Natural Gas: South America Case Oliveira ve ark. (2007) A Data Envelopment Analysis Model for Rank Ordering Suppliers in the Oil Industry Rocha ve Netto (2002) Evaluating Performance of the 37 Areas of N.I.O.P.D.C Using a Mathematical Model Shafieel ve Amirzadeh (2011) Comparative Risk Assessment of Energy Supply Technologies: A Data Envelopment Analysis Approach Ramanathan (2001) Yıllar (Dönem) Yıllık Yıllık Yıllık Yıllık 2005 Yıllık 'lar Ülkesi Çin Çin Norveç, Gabon, Nijerya, Rusya, Meksika, Cezayir, Libya, Umman Hollanda Amerika Amerika Brezilya İran Kanada Kullanılan Etkinlik Analizi Methodu: VZA SF (Stokastik Frontier) X-Efficiency TFV Oran Analizi X X X X X X X X X X X X X X X Girdiler GSYİH, fosil olmayan yakıt tüketimi, fosil yakıt tüketimi doğal gaz ve ham petrol rezervi, istihdam, kanıtlanmış rezervi işlem hacmi, olumsuz olaylar, insan kaynakları sayısı ve teknoloji Arazi kullanımı (km2) Çıktılar karbon emisyonu doğal gaz ve ham petrol üretimi, ham petrol ürünleri ve hükümet mülkiyet payı yıllık petrol üretim ve tüketimi Olumlu olaylar, Satılan ürün, Elde edilen katma değer Tüketicilerin memnuniyet yüzdesi, tankerlerin operasyonları ve satılan ürünlerden elde edilen gelir. Kazanç beklentisi, (gün) Kayıp beklentisi (gün) Günlük karbodioksit emilimi (ton olarak)

35 23 Çin Üniversitesi Petrol bölümünde öğrenci olan Zhao ve Zhang isimli öğrencilerin 2009 yılı çalışmasında Çin'in yabancı petrol bağımlılığının %52 olması sebebi ile yurtiçi petrol şirketlerinin verimliliklerini artırmak, yurtdışı şirketler ile birleşmek ve şirket satın almak sureti ile rekabet güçlerini nasıl artırabilecekleri üzerinde durulmaktadır. Bu doğrultuda Çin Petrol Şirketi Sinopec'in yılları arasındaki performansını değerlendirmek için VZA kullanılmak sureti ile bir model kurulmuş ve mevcut varlıklar ve petrol arama faaliyetlerinde bir fazlalık olduğu bulunarak bir takım öneri ve yorumlar getirilmiştir. Çin Shandong Üniversitesi Teknoloji bölümünden Shi ve Bian isimli öğrencilerin 2009 çalışmasında daha çok kurumsal olarak petrolün tedarik edilmesi sürecindeki etkinlik üzerinde durmaktadırlar. Feroz ve arkadaşlarının 2003 çalışmasında Mali Tablolar Analizi konusuna VZA kapsamında bakılmıştır. Geleneksel oran analizlerinin VZA ile artırılabileceğini, VZA'nın firmanın idari veya operasyonel verimliliğine yönelik tutarlı ve güvenilir bir ölçü sağlayabileceğini çalışmalarında ileri sürmenin yanısıra çalışmayı hazırlayanlar petrol ve gaz endüstrisinde finansal analistlerin oran analizinin bir tamamlayıcı olarak VZA'ya nasıl başvurabileceklerine de değinmektedir. Feroz ve arkadaşlarının 2005 çalışmasında Petrol ve gaz endüstrisinde yıllar itibari ile oran analizlerine bakmak sureti ile sektörün etkinlik verimlilik analizi yapılmaktadır. Ramanathan ın 2008 çalışmasında; Ekonomik büyüme, enerji tüketimi ve emisyon göstergeleri yardımıyla VZA kullanılarak petrol ihraç eden 16 ülkenin enerji tüketimi ve karbon dioksit emisyonları üzerinde çalışılmaktadır analizi Norveç, Gabon ve Nijerya nın verimli, Rusya'nın verimsiz olduğunu göstermektedir. Malmquist Verimlilik Endeksi analizi, 1992 ile karşılaştırıldığında 1996 yılında Norveç, Rusya, Meksika, Cezayir, Libya,

36 24 Gabon ve Umman için daha yüksek GSYİH değerlerine ve fosil olmayan yakıt tüketimine ulaşıldığını ve daha düşük seviyede fosil yakıt tüketimi ile karbon emisyonu sağlandığını göstermektedir. Ramanathan ın 2003 çalışmasında yine ülkelerin fosil ve fosil olmayan yakıt tüketimi, karbon emisyonu ve GSYİH değerlerinden yararlanılarak ülkelerin VZA yöntemi ile enerji etkinlikleri irdelenmiştir. Thompson ve arkadaşlarının 1989 çalışmasında yılları için 14 büyük petrol şirketine VZA yöntemi uygulanmıştır. Bu petrol modeli dünya çapında rezerv arama ve petrol üretim faaliyetlerine odaklanmaktadır. VZA, girdi ve çıktı verilerinin sınırlarını çizmek, azami ve asgari kar oranlarını ölçmek için kullanılmıştır. Ayrıca, bu teori uç noktalarda verimsiz firmaları tespit etmek ve bu firmaları VZA dışına atmak için kullanılmaktadır. VZA firmaları kar ve verimlilik değerleri açısından düşük ve yüksek başarılı olarak bölmektedir. Çalışmaya göre; VZA ile büyük petrol şirketlerinin üst yöneticileri, verimsiz firmaları verimli hale getirecek maliyet tasarrufu / kar oranı kazançları yakalayabilmektedirler. Eller ve arkadaşlarının 2011 çalışmasında Bir Milli Petrol Şirketinin Operasyonlarına ve Gelişimine Dair Model çalışmasındaki ilgili makalede Hartley ve Medlock (2007) Milli bir petrol şirketinin operasyon ve gelişiminin teorik modelini geliştirmiş ve analiz etmişlerdir. Analizlerinin önemli sonuçları; ekonomik olarak verimli bir üreticiye göre, bir milli petrol şirketinin aşırı istihdamı desteklemesi ve sübvansiyonlu fiyatlarla yerli tüketiciler için petrol ürünleri satmak zorunda olmasıdır. Buna ek olarak, ticari olmayan amaçları karşılamayı amaçlamanın bir sonucu olarak, bir milli petrol şirketinin rezervlerini yatırım altına alması ve kaynakları gelecekte çıkarmayı bugün çıkarmaya tercih etmesi muhtemeldir. Teorik model öngörüleri ile tutarlı olan herhangi bir deneysel kanıt olup olmadığını değerlendirmek için bu çalışmadaki analizde 2002 den 2004 e 3 yıl için 80 firmanın yer aldığı bir örnek kullanılmıştır. Yani bu çalışmadaki amaç; benzer kaynaklara sahip özel

37 25 bir petrol şirketi ile milli bir petrol şirketi arasında hedefler ve operasyonlar arasında farklılıklar var mı bunu test etmektir. Bu doğrultuda çalışmadaki veriler gelir, doğal gaz ve ham petrol rezervi, istihdam, doğal gaz ve ham petrol üretimi, ham petrol ürünleri ve hükümet mülkiyet payını içermektedir. Çalışmada kullanılan örnekle farklı firmaların göreceli faaliyet verimliliğini incelemek için hem parametrik olmayan VZA hem de parametrik Stokastik Sınır Yaklaşımı kullanılmıştır. Oliveira ve arkadaşlarının 2007 çalışmasında 2005 yılı verilerine göre, Güney Amerika Ülkeleri nin performansları analiz edilmektedir. Değişken olarak ise petrol ve doğal gazın üretim, tüketim ve ispatlanmış rezervleri ele alınmaktadır. Bu kaynakların kullanım ve bağımlılığı ile ilgili etkinliğin analiz edilmesi için VZA kullanılmıştır. Rocha ve Netto nun 2002 çalışmasında Brezilya Petrol şirketi Petrobras yöneticilerinin fikir birliğinde satıcıları değerlendirmek için bir sistem oluşturulmuştur. Bu çalışma satıcıların VZA modeli kullanılarak sınıflandırılması ve ödüllendirilmesi için iki aşamalı bir metodoloji kullanmaktadır. Satıcılar birincisi, gerçekleşen ticari işlemlerine dayalı verimliliklerine, ikincisi oyların hesaplanmasında VZA kullanmak suretiyle yöneticilerin görüşlerine göre sınıflandırılmaktadır. Bu çalışma Petrobras'ın Arama ve Üretim alanında bir vaka çalışması ile birlikte metodoloji ile elde edilen sonuçlar sunmaktadır. Shafieel ve Amirzadeh 2011 çalışmasında, tüm ülke genelinde faaliyet gösteren İran Milli Arıtım ve Petrol Ürünleri Dağıtım Anonim Şirketi'nin 37 bölgedeki verimliliği, VZA modeli ile değerlendirilmektedir. Bu modelde, insan kaynakları sayısı ve teknoloji girdi olarak yararlanıcıların memnuniyet yüzdesi, tankerlerin operasyonu ve satılan ürünlerin geliri çıktı olarak kabul edilmektedir. Bu değişkenler, entropi ve analitik hiyerarşi süreci (AHP) gibi çeşitli araçlar ve karar verme teknikleri kullanılarak uzmanlara ve bölgesel yöneticilere bağlı olarak seçilmiştir.

38 26 Ramanathan'ın 2001 çalışmasında sekiz farklı enerji teknolojisinin farklı özellikleri VZA kullanılarak göreli etkinlikler şeklinde açıklanmaktadır. Analizde ele alınan, veri ve değişkenler göz önüne alındığında, güneş enerjisi ve nükleer'in, doğal gaz ve petrolden sonra nispeten en verimli teknolojiler olduğu görülmektedir. Birçok yenilenebilir enerji teknolojisindeki temel sorunun, ihtiyaç duydukları büyük arazi olduğu gözlenmektedir. Yukarıdaki çalışmaların genel profili şirketlerin birbirleri ile kıyaslanması, milli ve özel şirket ayrımından yola çıkılarak etkinliğin irdelenmesi biçimindedir. Daha çok makro bazda etkinliğin incelendiği bu literatür dizini çalışmamıza bakış açısı kazandırması, ele alınan girdi ve çıktıların değerlendirilmesi ve sonuçlarından faydalanılması açısından kuşkusuz çalışmamıza büyük katkı sağlamıştır. Yurtdışı örneklere bakıldığında petrol ve doğalgaz sektöründe yapılan çalışmalar; yukarıda da değinildiği üzere; daha çok makro bazda birkaç şirketin finansal oranlarının karşılaştırıldığı, sektörde faaliyet gösteren firmaların kar oranlarının ve oran analizlerinin karşılaştırılması suretiyle görece etkinliklerinin değerlendirildiği, ülkelerin enerji tüketimlerinin birbirleri ile kıyaslandığı, milli ve özel petrol şirketlerinin karşılaştırıldığı ya da bir şirketin daha fazla kar ve ürün, daha fazla müşteri memnuniyeti sağlamak için yanıt aradığı modellerden oluşmaktadır. Kurumların kendi iç yapılarında böyle bir analizin yapılıp yapılmadığı bilinmese de literatürde yukarıda incelenen tarzda makro ölçekte örneklerin dışında petrol ve doğalgaz sektöründe kuyu üretimleri ile ilgili bir analiz yapılmamıştır. Yine aynı şekilde yurtiçi çalışmalarda da mikro çapta çalışılmış böyle bir tez konusuna rastlanmamıştır. Bu nedenle; milli bir petrol şirketinin açmış olduğu kuyulardaki girdileri azaltmak sureti ile etkinlik değerlendirmesinin yapılacak olduğu "TPAO Genel Müdürlüğü'nce Yılları Arasında Açılmış Olan Kuyuların Etkinlik ve Verimlilik Analizi" konulu tez çalışmasının literatüre büyük katkı sağlayacağı düşünülmektedir.

39 27 TPAO Genel Müdürlüğü Türkiye'de yürütülen petrol ve doğalgaz faaliyetlerinin büyük bir oranını gerçekleştirmekte olduğundan, ülkemizin enerji politikasındaki yeri büyüktür. Literatürde TPAO Genel Müdürlüğü'nce açılan kuyuların Etkinlik Verimlilik analizi yapılmamıştır. Bu sebeple; hazırlanacak olan tez çalışmasının hidrokarbon arama ve üretim aşamalarında etkin ve verimli faaliyetler yürütülmesi için bir başvuru kaynağı olacağı düşünülmektedir. Yapılacak bu çalışmada; dinamik bir süreç olan kuyu açma, kuyudan üretim elde etme ve en önemlisi karar aşamasında, bu çalışmanın bir örnek teşkil etmesi, daha sonraki yıllarda riskli ve maliyetli olan kuyu açma kararı verilirken bu çalışmanın tavsiye ve önerilerinin değerlendirmeye alınması ve ülke ekonomisi için petrol ve doğalgaz sektöründe etkin kuyu yatırımlarının yapılmasına katkı sağlanması amaçlanmaktadır. Sonuç olarak; bu tez çalışmasının incelenmemiş bir konuyu ele alması özelliğinden dolayı literatüre ve bir kamu kurumunun etkinliğine yönelik analizleri içermesi sebebi ile ülkemizin GSYİH verilerine ve milli ekonomiye pozitif katkılar sağlayacağı düşünülmektedir. Bu bölümde yurtiçi ve yurtdışında VZA kullanılarak yapılmış olan çalışmalar incelenmiştir. Tez çalışmasında petrol sektörü ile ilgili analiz yapıldığı için; özellikle petrol ve doğalgaz sektöründe yapılan çalışmalar detayları ile ele alınmış ve literatürde benzer çalışmaların yer alıp almadığı araştırılmıştır. Ancak benzer çalışmalara rastlanmamıştır. Bir sonraki bölümde tez çalışmasında kullanılacak olan VZA ile ilgili bilgi verilmiştir.

40 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM VERİ ZARFLAMA ANALİZİ'NİN TEORİK AÇIKLAMASI Tez çalışmamızın bu bölümünde; tezimizde kullanılacak olan Veri Zarflama Analizi yöntemi incelenmiştir. Veri zarflama analizinin zaman içerisinde geçirdiği evrim ile hangi alanlarda ve durumlarda kullanılabileceği hakkında bilgi verilmiştir. Veri Zarflama Analizinin etkinliği ölçmesi sebebi ile etkinlik kavramları, analizin kullanıldığı yöntemler ve bu yöntemlerin kullanılmasında temel alınan ölçek etkinliği kavramları açıklanmıştır. Son olarak yöntemin güçlü ve zayıf tarafları ile yöntemin uygulanmasında dikkat edilmesi gereken hususlar değerlendirilmiştir VERİ ZARFLAMA ANALİZİ Veri Zarflama Analizi- VZA (Data Envelopment Analysis DEA), birden çok farklı ölçeklerle ölçülmüş ya da farklı ölçü birimlerine sahip girdi ve çıktıların karşılaştırma yapmayı zorlaştırdığı durumlarda, spesifik olarak karar birimleri nin (girdiyi çıktıya dönüştürmekten sorumlu işletme veya ekonomik kuruluşlar) göreli etkinliğini parametre dışı birtakım teknikler kullanarak ölçen ve işletmelere girdi ve çıktılarının artırım ya da azaltım oranlarına göre bu etkinliğin ne oranda değişeceği hakkında bilgi veren, doğrusal programlama prensiplerine dayanan bir yöntemdir. İlk olarak Charnes, Cooper ve Rhodes (1978) tarafından geliştirilen VZA'nin, sahip olduğu en önemli özellik; her karar alma birimindeki etkinsizlik miktarını ve kaynaklarını tanımlayabilmesidir. Bu özelliği ile yöntem, etkin olmayan birimlerde ne kadarlık bir girdi azaltma ve/veya çıktı miktarını artırmak gerektiğine ilişkin olarak yöneticilere yol gösterebilir. Yöntemin getirdiği en önemli yenilik, birçok girdinin kullanılarak birçok çıktının elde edildiği ortamlarda, parametrik yöntemlerde olduğu gibi önceden belirlenmiş herhangi bir analitik üretim fonksiyonu varlığının

41 29 öngörülmesine gereksinim duymadan ölçüm yapılabilmesidir. Ayrıca girdi ve çıktılar, ölçüm birimlerinden bağımsızdırlar. Bu nedenle işletmenin değişik boyutlarının aynı zamanda değerlendirilebilme imkanı vardır. Analizin temelinde benzer türden karar birimlerinin üretim etkinliklerinin değerlendirilmesi yer alır. Analize konu olacak karar birimlerinin aynı hedefe yönelik benzer işlevler görmesi, aynı pazar şartlarında çalışması ve gruptaki bütün birimlerin verimliliklerini nitelendiren etmenlerin, yoğunluk ve büyüklüklerindeki farklılıklar hariç aynı olması şartları aranır. Herhangi bir istatistiksel yöntem, merkezi eğilim yaklaşımıyla karar birimlerini ortalama bir karar birimine göre değerlendirirken, VZA tekniği, her bir karar birimini yalnızca "en iyi" karar birimiyle karşılaştırır. En basit durum olarak tek girdi ve çıktıya sahip bir birim için; Etkinlik=Çıktı/ Girdi olarak; gelişmiş örgütlerde ise girdi ve çıktı sayısındaki farklılık dikkate alınarak; Etkinlik=Çıktıların Ağırlıklı Toplamı/ Girdilerin Ağırlıklı Toplamı ile tanımlanabilir. Ancak bu son tanımda yer alan ağırlıkları ortak değerler olarak belirlemek, özellikle karşılaştırılan birimlerin birbirinden farklı karmaşık yapıları sebebiyle çok güçtür. Bu konuda Farrel in 1957 deki çalışması başlangıç çalışması olarak ele alınırsa Charnes, Cooper ve Rhodes tarafından 1978 de ortaya konulan araştırma, teknik etkinliğin değerlendirilmesi açısından parametrik olmayan yaklaşımda bir temel oluşturmuştur. VZA nın göreli etkinliği ölçme şekli, iki aşamalı olarak kısaca şu şekilde özetlenebilir; 1. Herhangi bir gözlem kümesi içinde en az girdi bileşimini kullanarak en çok çıktı bileşimini üreten en iyi gözlemleri (ya da etkinlik sınırını oluşturan karar birimlerini) belirler. 2. Söz konusu sınırı referans olarak kabul edip, etkin olmayan karar

42 30 birimlerinin bu sınıra olan uzaklıklarını (ya da etkinlik düzeylerini) radyal 18 olarak ölçer. VZA'da öncelikle girdi ve çıktılar seçilir. Girdi ve çıktı seçiminde hangi yaklaşımın kullanılacağı tespit edilir. Girdi odaklı yaklaşımda belirli bir çıktıyı üretmede kullanılacak en az girdi miktarı (girdi minimizasyonu); çıktı odaklı yaklaşımda ise belirli bir girdiyle en fazla üretilecek çıktı miktarı (çıktı maksimizasyonu) baz alınmaktadır. Birbirinin duali olan iki optimizasyon probleminin çözülmesi aynı etkin sınırı vermekte, ancak zaman zaman etkinsiz birimlerde farklılıklar oluşabilmektedir. (Tim J. Coelli, 1996) 3.2. GİRDİYE VE ÇIKTIYA YÖNELİK VERİMLİLİK VZA metodu, girdiye ve çıktıya yönelik olarak iki yönlü kullanılabilme özelliğine sahiptir. Girdiye yönelik VZA modelleri, belirli bir çıktı bileşimini en etkin bir şekilde üretebilmek amacıyla, kullanılacak en uygun girdi bileşiminin nasıl olması gerektiğini araştırır. Çıktıya yönelik VZA modelleri ise belirli bir girdi bileşimi ile en fazla ne kadar çıktı bileşimi elde edilebileceğini araştırır. Girdiye yönelik verimlilik; sabit bir çıktı düzeyi verilmişken, %100 verimli olmayan karar birimlerinin girdilerini (kaynaklarını) ne oranda daha az kullandıkları takdirde %100 verimli olacaklarının ölçüsüdür. Eğer bir karar birimine ait herhangi bir girdi miktarının azaltılması, o karar birimine ait başka bir girdi miktarı artırılmadan ve/veya çıktılardan birinin miktarı azaltılmadan mümkün olamıyor ise, bu karar birimi pareto-verimli sayılır. Çıktıya yönelik verimlilik; sabit bir girdi düzeyi verilmişken, %100 verimli olmayan karar birimlerinin %100 verimli olabilmeleri için ne kadar oranda daha fazla çıktı üretmeleri gerektiğinin ölçüsüdür. Eğer bir karar birimine ait 18 Radyal: oransal, bir noktanın geometrik olarak orijine olan uzaklığı şeklinde tanımlanabilir.

43 31 herhangi bir çıktı miktarının artırılması, o karar birimine ait başka bir çıktı miktarı azaltılmadan ve/veya girdilerden birinin miktarı artırılmadan mümkün olamıyor ise, bu karar birimi pareto-verimli sayılır. 3.3.TEMEL ETKİNLİK KAVRAMLARI VE VZA MODELİNDE GÖSTERİMLERİ Etkinlik ölçmede Farrell [1957], bir firma için söz konusu olan etkinliğin iki bileşeni olduğunu belirtmiştir. Bunlar teknik etkinlik ve tahsis etkinliğidir. Teknik etkinlik, belirli miktarda girdi kullanarak mümkün olan en çok çıktıyı elde edebilme, tahsis etkinliği ise maliyetleri de dikkate alarak en uygun oranda girdi kullanma yeteneği olarak tanımlanabilir. Bu iki etkinlik bir araya gelerek toplam ekonomik etkinlik elde edilmektedir. (Tim J. Coelli, 1996) Şekil-3.1. İki Boyutlu Bir Etkin Sınır Eğrisi ve Girdi Odaklı VZA X 2 A.G F B C D.H E Etkin Sınır 0 X 1 Şekil-3.1 de etkinlik, iki girdinin kullanılarak bir çıktının üretildiği basit bir üretim modeli ile ele alınmıştır. Her üretim biriminin tek bir çıktıyı üretmek için kullanmış olduğu girdilerin bileşimi, iki boyutlu bir girdi uzayında gösterilmektedir. Dikey eksende bir birim çıktı alabilmek için kullanılması gereken x 2 miktarı, yatay eksende ise yine bir birim çıktı elde edebilmek için kullanılması gereken x 1 miktarı yer almakta olup, etkin sınır ABCDE eğrisi şeklinde belirlenmiştir.

44 32 ABCDE eğrisi bir sektördeki en iyi teknolojiyi kullanarak, sabit miktardaki bir çıktıyı üretmek için olası girdi bileşimlerini (X 1, X 2 ) gösteren etkin üretim sınırını göstermektedir. Farklı girdi bileşimleri ile aynı miktar ürünün elde edildiği eğriyi temsil etmesi sebebi ile bu doğruya eş ürün eğrisi de denilmektedir. Şekil-3.1 de verilen örnek çerçevesinde A üretim birimi, X 1 girdi miktarından, E üretim birimi ise X 2 girdi miktarından en az kullanarak, iki uç minimum girdi setini oluşturmaktadırlar ve A,B,C,D,E üretim birimlerinin tamamı teknik olarak etkindirler. Oysa F,G,H üretim birimleri, A,B,C,D,E ile karşılaştırıldığında etkin değillerdir. Dolayısıyla etkin üretim sınırı olarak tanımlanan sınıra doğru yaklaşmaları halinde teknik etkinlikleri artmakta ve etkin sınır üzerine yerleşmeleri halinde ise, teknik açıdan etkin olarak kabul edilmektedirler. Örneğin F üretim biriminin etkin çalışabilmesi için çıktı miktarını azaltmadan girdi miktarını C noktasına kadar azaltması gerekmektedir. Buna göre, girdilerde meydana gelecek azalma oranı CF/OF kadardır. Bu karar değişkeninin teknik etkinliği aşağıdaki şekildedir: OC TE (3.1) OF Tahsis etkinliği kavramı ise Şekil-3.2'de gösterilmektedir. ABCDE eş ürün eğrisi sektördeki en iyi teknolojiyi kullanarak sabit miktardaki bir çıktıyı (Y) üretmek için olası girdi bileşimini gösteren etkin üretim sınırını (yani teknik etkinliği) ifade ediyorsa, SS' eş maliyet doğrusu da firmanın tahsis etkinliği sağladığı noktaların bileşimini ifade etmektedir. C noktasında üretim faaliyetinde bulunan bir firma teknik olarak etkindir ancak tahsis etkinliğine sahip değildir. Buna göre RC uzaklığı firmanın teknik olarak etkin ancak tahsis etkinliğine sahip olmayan C noktasında üretim yapmak yerine hem teknik hem de tahsis etkinliğine sahip D noktasında üretim yapması durumunda, maliyetlerinde meydana gelecek azalma oranını ifade etmektedir.

45 33 X 2/Y A Şekil-3.2. İki Boyutlu Tahsis Etkinliği F B S C R D E Etkin Sınır O S X 1/Y F noktasında faaliyet gösteren üretim firması için tahsis etkinliği ise aşağıda ifade edildiği gibidir; OR AE (3.2) OC Teknik etkinlik ve tahsis etkinliğin çarpımı, toplam etkinlik (E) olarak ifade edilir. Toplam ekonomik etkinlik aşağıdaki eşitlikte ifade edildiği şekildedir. OR OC OR E x TExAE (3.3) OF OF OC teknik etkinlik tahsis etkinliği Örneğimizde, firmanın, teknik etkinliğin sağlandığı ABCDE eş ürün eğrisi ile tahsis etkinliğin sağlandığı SS' eş maliyet doğrusu üzerinde eşzamanlı yer aldığı yani bu iki eğrinin birbirine teğet olduğu D noktasında; hem teknik etkinlik hem de tahsis etkinliği sağlanarak ekonomik etkinlik yakalanmış olur.

46 34 Yukarıda şekillerle açıklanmakta olan; teknik etkinlik, tahsis etkinliği ve ekonomik etkinlik anlatımlarında dikkat edilmesi gereken iki önemli nokta vardır. Öncelikle Farrell (1957) tarafından geliştirilen bu analizin gerçekleştirilebilmesi için tek bir çıktının olması gereklidir. İkinci olarak ise girdi miktarı ile çıktı miktarı arasında doğrusal bir ilişki olduğu kabul edilmiştir. Yani ölçeğe göre sabit getiri (CRS) varsayımı yapılmıştır. Zaten parametrik olmayan etkinlik analizinin (VZA nin) temelini oluşturan teknik etkinlik modelleri, Charnes vd. (1978) tarafından, CRS varsayımı altında geliştirilmiştir. CRS varsayımında; girdi vektöründeki herhangi bir radyal artış (bütün girdi bileşenlerinin aynı oranda artışı) çıktı vektöründe de aynı oranda bir radyal artışa neden olmaktadır. Başka bir ifadeyle üretim ölçeğindeki değişimler verimliliği etkilememektedir. Bu varsayıma göre geliştirilen VZA modeli aynı zamanda CCR (Charnes- Cooper-Rhodes) Modeli olarak da ifade edilmektedir. Daha sonra Banker, Charnes ve Cooper [1984] tarafından geliştirilen saf teknik etkinlik modelleri ise ölçeğe göre değişken getiri (VRS) varsayımı altında analizlerini yapmaktadır. BCC (Banker-Charnes-Cooper) Modeli olarak da ifade edilen modelde üretim ölçeğindeki değişimlerin verimliliği etkilediği düşünülmektedir. Girdi vektöründeki herhangi bir radyal artışın, çıktı vektöründe daha küçük (büyük) oranda bir radyal artışa neden olması durumunda ölçeğe göre azalan (artan) getiri söz konusudur. VRS varsayımına dayalı BCC Modelinde bir başka etkinlik kavramı olan, ölçek etkinliği karşımıza çıkmaktadır. Ölçek etkinliği; işletmenin uygun ölçekte üretim yapma başarısını göstermektedir. Ölçek etkinliği CRS ve VRS varsayımları altında elde edilen üretim sınırları arasındaki uzaklık ile ölçülür. Optimum üretim ölçeğinde bu iki sınır birbirine teğet olur ve ölçek etkinliği, VRS üretim sınırı üzerinde olan bir firmanın ortalama ürününün, optimum ölçekte çalışan diğer firmanın ortalama ürününe olan oranı şeklinde ifade edilir.

47 35 Ölçek etkinliği = Teknik Etkinlik (ölçeğe göre sabit getiri) / Teknik Etkinlik (ölçeğe göre değişken getiri) dir. Y (Çıktı) Şekil-3.3. Ölçeğe Göre Sabit ve Değişken Getiri Teknik etkinlik sınırı B C R V C D A(x i,y i) V V Saf teknik etkinlik sınırı 0 a b c X(Girdi) Yukarıdaki formül bir başka hali ile şu şekilde de ifade edilebilir; Teknik etkinlik= Saf Teknik Etkinlik* Ölçek Etkinliği. Şekil-3.3; tek girdi ve tek çıktı varsayımı altında iki farklı üretim sınırını göstermektedir. V c doğrusu CRS varsayımı altında teknik etkinlik sınırını, V v ise VRS varsayımı altında saf teknik etkinlik sınırını temsil etmektedir. Her iki sınır dışında kalan A noktasında (x i, y i ) faaliyet göstermekte olan firma hem teknik etkinsiz hem de saf teknik etkinsizdir. A firmasının saf teknik etkinlik derecesi VRS'ye dayalı V v üretim sınırına uzaklığın bir ifadesi olarak Ob doğru parçasının Oc doğru parçasına oranına (Ob/Oc) eşittir. Firma daha iyi üretim teknolojisini uygulayarak girdi kullanımını düşürerek V v üretim sınırına doğru hareket ederek saf teknik etkinliğini yükseltebilir. Firma VRS'ye dayalı üretim sınırında faaliyet gösterse de, CRS'ye dayalı V c üretim sınırında bulunmadığı sürece ölçek etkinliğine sahip olmayacaktır. Ölçek etkinliğinin derecesi ise Oa doğru parçasının Oc doğru parçasına oranıdır. (Oa/Oc). Bu doğrultuda;

48 36 Teknik etkinlik (CRS'ye Bağlı) = Saf Teknik Etkinlik (VRS'ye Bağlı)* Ölçek Etkinliği = (Ob/Oc)*(Oa/Ob)=Oa/Oc Teknik etkinlik sınırı ile saf teknik etkinlik sınırının kesişiminde bulunan C noktasında ise CRS söz konusudur ve Banker tarafından tanımlandığı şekliyle en verimli ölçek büyüklüğüne sahiptir. BR, RC doğru parçalarında ölçeğe göre artan getiri, CD doğru parçasında ölçeğe göre azalan getiri özelliği gözlenmektedir. Bu ayrıştırma, etkinsizliğin fazla miktarda kullanılan girdiden mi (saf teknik etkinlik), yoksa uygun ölçekte üretim yapılamamasından mı (ölçek etkinliği) ya da her iki sebepten de mi kaynakladığı konusunda bilgi vermesi açısından büyük önem taşımaktadır. Parametrik olmayan doğrusal modellerde karar verme birimlerinin göreceli etkinliğini hesaplamanın iki muhtemel yolu vardır. Bunların ilki belli bir girdi bileşimi ile maksimum çıktı elde edilmesini sağlayan çıktı bazlı parametrik olmayan doğrusal modeller. İkincisi ise; belirli bir çıktı bileşiminin en az girdi ile üretilmesini sağlayan girdi bazlı parametrik olmayan doğrusal modeller dir. Bu çalışmada yapılan etkinlik analizlerinde çıktılar sabit tutularak girdiler azaltılmaya çalışılmıştır. Bunun sebebi; çıktı miktarını artırmamızın veya tam tersine azaltmamızın çeşitli üretim arttırma tekniklerinin uygulanmadığı ve jeolojik yapının dikkate alındığı durumlarda mümkün olmamasındandır VERI ZARFLAMA ANALIZINDE YÖNTEMLER Veri Zarflama Analizinde temel olarak üç yöntem kullanılmaktadır. Bir önceki alt bölümde ölçek etkinliği ile ilgili özelliklerine yüzeysel olarak değinilen bu yöntemler: - CCR (Charnes-Cooper-Rhodes) Yöntemi

49 37 - BCC (Banker-Charnes-Cooper) Yöntemi - Toplamsal Yöntemdir. Şekil-3.4. VZA Modelleri VZA Modelleri CCR Modeli (Charnes, Cooper, Rodes,1978) BCC Modeli (Baker, Charnes, Cooper, 1984) Girdiye Yönelik Model Çıktıya Yönelik Model Girdiye Yönelik Model Çıktıya Yönelik Model Sabit Getirili Model (CRS) Değişken Getirili Model (VRS) Primal Dual CCR Yöntemi VZA nin temel varsayımlarından biri karar verme birimlerinin CRS varsayımı olup, bu varsayıma göre geliştirilen VZA modeli aynı zamanda CCR Modeli olarak ifade edilmektedir. Girdileri çıktılara dönüştüren yada dönüştüren sistemi yöneten n karar verme birimi olsun (burada her bir oyuncu bir karar verme birimidir.) her karar verme birimi için girdi ve çıktı çoklukları değişse de kullanılan girdi ve üretilen çıktı adetleri aynıdır.

50 38 Matematiksel gösterimle; j. Karar verme birimi s boyutlu çıktı vektörü m boyutlu girdi vektörü y rj ( r = 1,2,...s) üretmek üzere x ij ( i=1,2,...m) kullanılır. Değerlendirilecek karar verme birimi "o" indisi diğerleri ise "j" indisi ile gösterilir. Etkinlik skorları oran formunda ve aşağıdaki gibi tanımlanır. Max 0 Kısıtlar: s h = r 1 u r m y ro/ v i i 1 x io s u r r 1 m y rj / v i i 1 xij 1 s v i r 1 m / v i i 1 xio (3.4) s u r r 1 m / v i i 1 xio i=1,2,...,m r=1,2,...,s j=1,2,...,n Burada v i ve u r sırasıyla girdi ve çıktı ağırlıklarını gösterir. v x i i 0 ve ur y rj girdi ve çıktı toplamlarını gösterir. Girdi / çıktı oranı ho optimal girdi çıktı ağırlıklarını seçerek maksimum yapılacak amaç fonksiyonudur. İlk eşitsizlik kısıt aynı ağırlıklarla, tüm karar verme birimlerinin etkinlik oranlarının birim büyüklükten fazla olmamasını garanti eder. Diğer eşitsizlik kısıtları ε>0 olmak üzere herhangi pozitif küçük sayıdır ve modelin kapalı bir küme üzerinde tanımlamasını sağlar. Çözüm sonunda elde edilen etkinlik derecesi h o =1 ise Karar Verme Birimi "o" (KVBo) tam etkindir.

51 39 (3.4) ile verilen model yaklaşımı anlatım bakımından uygun olmakla birlikte hesaplama açısından zorluklar içerir. Bu nedenle daha uygun bir yapıya dönüştürmek için Charnes ve Cooper tarafından gerçekleştirilen transformasyonla aşağıda verilecek biçim önerilmiştir: Max o Kısıtlar: s y = r 1 r y ro m v i i 1 x io =1,, vi m r 1 r m yrj - v i i 1, >0, xij 0 (3.5) i=1,2,...,m r=1,2,...,s j=1,2,...,n Böylece geleneksel doğrusal programlama modeli elde edilmiş ve hesaplama avantajları doğmuştur. (3.5) modeli eldeki bilgisayar yazılımları ile kolayca çözümlenecek konumdadır. Ayrıca (3.5) modelinin ek kullanım ve yorumlara imkan sağlayan dual biçimi de elde edilebilir. Min h o = o Kısıtlar: o ms - ( io si j 1 n x s + sr r 1 x - 0 n y rj j 1 j j 1 ij j s ) i j s r y (3.6) s s ro 0, 0, 0, i r i=1,2,...,m r=1,2,...,s j=1,2,...,n Önceki modelde olduğu (3.5) modelinde de "o" indisi etkinliği

52 40 hesaplanacak karar verme birimini xij ve y rj sırasıyla j. karar verme birimi i. Girdi ve r. Çıktısını; vi ve r her karar verme biçiminin etkinlik değerlerini maksimum edecek şekilde ve sırasıyla girdi, çıktı ağırlıklarını gösterir. Herhangi pozitif küçük bir sayı olan ε tüm girdi ve çıktı değerlerinden en az bir kısmının pozitif olmasını sağlar. Verilen (3.5) veya (3.6) modelinden birinin çözülmesi yeterlidir. Doğrusal programlama teorisine göre ; Min * * h Max o o y o y (3.7) Bu, (3.5) ile (3.6) modelinin optimal değerlerinin aynı olduğu anlamına gelir. Charnes Cooper dönüşümü ile, (3.5) (3.7) modelleri eşitliği varlığıyla, hangi model ile çözüm bulunursa bulunsun aynı sonuçlar elde edilir. Belirtildiği gibi (3.4) modeli kavramsal anlamayı kolaylaştırmak için kullanılmıştır. Max h o değerinin birden küçük olması karar verme biçiminin göreli olarak daha az etkin olduğunu ve (1- gösterir. Etkinlik için referans noktaları ur h o ) etkin olmama düzeyini y rj / v x = 1 olan karar i ij verme birimleridir. KVBo'ya atanan performans katsayısı h o tüm diğer karar vericilerin performansları üzerinden hesaplanır ve * vi u *, ağırlıkları bu değeri r maksimum yapan ağırlıklardır. Başka vi, ur ağırlıkları sonucu daha iyi yapamaz ho * = 1 olduğunda KVBo diğer karar verme birimlerine göre tam etkin sayılır. Etkinlik şartlarını şöylece sıralayabiliriz: ms * 1, o si j 1 s + sr r 1 =0 (3.8)

53 41 Bu şartları yorumlamak gerekirse, (3.6) ifadesinde * o < 1 olması demek öteki karar verme birimlerinin performanslarını göstermektedir ki KVBo girdilerini ( 1 q o * ) oranında azaltabilir. Aylak değişkenler üzerindeki şart tümü 0 olması durumunda gerçekleşir. Aylak değişkenlerle ilgili şunları söyleyebiliriz: Diğerlerini kötüleştirmeksizin (azaltmadan yada arttırmadan) si * > 0 ise girdisi azaltılabilir. * > 0 ise xio sr y çıktısı arttırılabilir. Tüm bu o verilenlere dayanılarak şu sonuçlar çıkarılabilir. (3.8) şartları sağlanması durumunda KVBo tam etkindir ve bu KVBo için bir kısım girdi ve çıktıyı kötüleştirmeden diğerlerini iyileştirmek mümkün değildir. Tersine bu şartların biri veya her ikisi sağlanmadığında KVBo tam etkin değildir denir. * ve aylak değişkenler üzerindeki şartlar performans azlığını ve kaynağını belirler. (3.6) modeliyle bu açıklamalar birleştirildiğinde KVBo için optimal çözümler elde edildiğinde optimal çözümleri aşağıdaki formda yazabiliriz. n n * * * * o xio si xij, j y y ro s rj (3.9) j j 1 j 1 i=1,2,...,m r=1,2,...,s Yukarıdaki ifadelerin sol tarafı CCR projeksiyon operatörü olarak adlandırılır. KVBo ın gözlenen girdi ve çıktılarını etkin sınıra iz düşürür. x io * * * x o io s i x, io y y s y (3.10) ro ro ro i=1,2,...,m r=1,2,...,s (3.10) ifadesinde verilen koordinatlar etkin karar verme birimlerine ait girdi ve çıktılar olmakla birlikte etkin sınır üzerinde yer alırlar. Bu noktalar KVBo'nun değerlendirilmesinde kullanılır. Keza (3.9) ifadesinin sağ tarafında da görüldüğü gibi KVBo nun değerlendirilmesinde kullanılan nokta

54 42 öteki tam etkin karar verme birimlerinin negatif olmayanlarının kombinasyonundan oluşan bir temelden türetilir. Tam etkin olmayan karar verme birimleri bu değerlendirmeye giremez. Çünkü onlara ilişkin * =0 olur. j Buradan şu da söylenebilir: * >0 ise j. Karar verme birimi değerlendirmeye j girecek demektir BCC Yöntemi CCR modelinin varsayımlarında değişiklik yapılarak elde edilmiş bir modeldir. Bu model temelde VRS varsayımına dayanır. Banker-Charnes- Cooper tarafından geliştirilmiştir. BCC modelini kullanarak tüm karar birimleri için ölçeğe göre getiri tipi de belirlenebilir. BCC sınırı her zaman CCR sınırının altında yer alır. Bu yüzden CCR etkinlik skoru, BCC etkinlik skorundan küçük veya ona eşit olacaktır. BCC modelinin CCR modelinden tek farkı, VRS varsayımı altında her bir karar birimi için çözülecek doğrusal program sonucu elde edilecek (etkin olmayan bir karar noktası için etkin olası girdi çıktı bileşimi oluşturmak için gereken bilgiyi sağlayan değer) değerlerinin toplamının 1 e eşit olmasıdır. BCC yönteminin modeli (3.11) formülünde verilmiştir. Amaç fonksiyonu; Min k Kısıtlar; n j 1 y rj y jk rk k x ik n j 1 x 0 (3.11) ij jk n j 1 1 j

55 Toplamsal Yöntem CCR ve BCC modelleri girdiye ve çıktıya odaklı olarak değerlendirmektedir. Eğer bir model, bu iki çeşit odaklanmayı da beraber değerlendiriyorsa toplamsal modeldir. Burada asıl amaç, girdi fazlası ( s ) ve çıktı eksikliğini ( s ) eş zamanlı olarak ele alıp etkinlik sınırı üzerinde etkinsiz karar birimine en uzaktaki noktaya ulaşmaya çalışmaktır. Etkinsizlik ise (1- Etkinlik) ile bulunur. Bu model sonucunda bir etkinlik skoru değeri elde edilmez. Karar birimlerinin etkin olup olmadıkları aylak değişken 19 değerlerine bakılarak belirlenir. Eğer her aylak değişkenin değeri de sıfır ise o karar birimi bu modele göre etkin olacaktır. 3.5.VZA YI GÜÇLÜ YAPAN BAZI ÖZELLİKLER 1. VZA, çok girdi ve çok çıktıyı işleyecek yetenektedir. 2. VZA, doğrusal form dışında, girdi ve çıktıları ilişkilendiren bir fonksiyonel forma ihtiyaç duymaz. 3. VZA ile etkinlikleri hesaplanan karar birimleri göreli olarak tam etkinliğe sahip olanlarla kıyaslanır. 4. Girdiler ve çıktılar çok farklı birimlere sahip olabilirler. Bu durumda, onları aynı biçimde ölçebilmek için çeşitli varsayımlar kullanmaya, dönüşümler yapmaya gerek olmadığından diğer tekniklere göre kullanıcıya daha rahat çalışılabilme imkanı sunar. 5. Her bir girdi ve çıktı için ağırlıkların önceden belirlenmesine ya da girdi ve çıktılar arasındaki ilişkiyi tahmin eden çeşitli fonksiyonel formlara (örn. regresyon) gerek duyulmadan çıktı / girdi verimlilik değerini hesaplar. 19 Aylak değişken: modelde kullanılamayan ve boşa harcanan ya da kaybedilen kaynakları gösterir.

56 VZA NIN ZAYIFLIKLARI 1. VZA, ekstrem (uç) nokta tekniği olarak değerlendirildiği için, ölçüm hatasına karşı çok duyarlıdır. 2. Kritik bir girdi ya da çıktı inceleme dışı bırakıldığında yöntemin verdiği sonuçlar yanıltıcı olabilir. 3. VZA, karar birimlerinin göreli verimliliğini ölçer, mutlak verimlilik hakkında bilgi vermez. 4. VZA, parametrik olmayan bir teknik olduğu için, parametrik yöntemler için kullanılabilen istatistik testleri ve analizleri kullanamaz, sonuçlara istatistiksel hipotez testleri uygulanmaz, parametrik olmayan istatistik analizlerini kullanabilir. 5. Gözlemlenen performansın en iyi performansla olan farkı, sadece verimsizliğe bağlanmakta ve ölçüm hataları (dışsal etkiler) göz ardı edilmektedir. Dışsallıkların göz ardı edilmesi yanıltıcı sonuçlar doğurabilir. 6. VZA, statik bir analiz şeklindedir, bir tek dönemdeki karar birimi verileri arasında bir kesit analizi yapar. 7. Her karar birimi için ayrı bir doğrusal programlama modelinin çözümü gerektiğinden, büyük boyutlu problemlerin VZA ile çözümü, hesaplama açısından zaman alıcı olabilir VERİ ZARFLAMA ANALİZİ MODELİNİN UYGULANABİLMESİ İÇİN GEREKLİ ADIMLAR Gözlem Kümesinin Seçilmesi VZA nın kullanılabilmesi için öncelikle aynı kararların uygulandığı ve benzer organizasyona sahip olan karar verme birimlerinin seçilmesi

57 45 gerekmektedir. Bu birimlerin üretim teknolojisi açısından birbirine benzer olmaları, diğer bir değişle gözlem kümesinin homojen olması, elde edilecek sonuçların anlamlı olabilmesi açısından çok önemlidir. Bu grubun homojen olması, söz konusu grubu oluşturan karar birimlerinin aynı girdi çıktı karmalarına sahip olmaları ve dışsal etkenlerin birbirinden çok farklı olmadığı anlamına gelir. Gözlem kümesinin içerdiği karar birimi sayısının belirli bir değerin üstünde olması ile türetilecek etkinlik ölçütlerinin birbirinden farklı olması olasılığı sağlanır. Aksi taktirde, herhangi bir çıktı / girdi oranında avantajlı olan karar birimi tüm ağırlıkları kendi açısından ençoklar ve etkinlik sınırına erişir. Bu nedenle, etkinlik ölçümünün anlamlı olabilmesi için gözlem kümesinin seçiminde çok titiz davranılması gerekmektedir Girdi ve Çıktı Kümelerinin Seçilmesi Veri tabanlı bir etkinlik ölçüm tekniği olduğundan, VZA ile yapılacak ölçümün sağlıklı olabilmesi göz önüne alınan girdi ve çıktıların anlamlı olması ile olasıdır. Bu aşamadaki amaç, üretim teknolojisini en iyi şekilde ifade edebilecek girdi ve çıktıların seçilmesidir. Bu nedenle, üretimle ilişkilendirilebilecek bütün aday girdi ve çıktıların listesi yapılarak işe başlanmalıdır. VZA modelinin ayrıştırma yeteneğinin çok olabilmesi için girdi ve çıktı sayısının çok olması arzulanır. Bu nedenle mümkün olduğunca çok sayıda girdi ve çıktı elemanı seçilmelidir. Ancak seçilen girdi ve çıktı elemanlarının her karar birimi için kullanılıyor olması gerekmektedir Daha sonra, etkinlik ölçümünü yapacak olan uzmanın görüşü ve bazı ön istatistik analizleri yardımıyla birbiri arasında çok yüksek derece korelasyon bulunan ve üretime direkt etkisi olmayan değişkenler elenmelidir. Doğal olarak girdi ve çıktı sayısının çok fazla olması karar birimleri sayısının da artmasını gerektirir. Bu da gözlem kümesinin homojenliğini bozar. Verilerin ölçüm hatalarından arındırılması da çok önemli bir faktördür. Hangi girdi ve çıktının üretim teknolojisini en iyi şekilde temsil ettiği, çeşitli

58 46 girdi çıktı senaryolarının VZA tekniği ile sınanması yoluyla bulunur. Hiç kuşkusuz, üretim sürecini iyi bir şekilde simgeleyemeyen bir girdi çıktı modeli sonucu elde edilecek etkinlik ölçütleri son derece sağlıksız olacaktır. Girdi ve çıktı sayısının belirlenmesinin ardından; seçilen girdi sayısı m, çıktı sayısı da p ise en az m + p + 1 tane karar birimi araştırmanın güvenilirliği açısından gerekli bir kısıttır. Diğer bir kısıt ise değerlendirmeye alınan karar verme birimi sayısı, değişken sayısının en az iki katı olması gerektiğidir. (Boussofiane, A., R. & Dyson, E. Rhodes, 1991) Tezimizin bu bölümünde; tezimizin yöntemi olan Veri Zarflama Analizi bütün boyutlarıyla incelenmiştir. Böylece bir sonraki bölümde tez çalışmamızın analizi yapılırken, kullanılacak olan yöntemin veri setimize ne şekilde uygulanacağı ve sonuçların nasıl yorumlanacağı hakkında bilgi edinilmiştir.

59 DÖRDÜNCÜ BÖLÜM TEZİN YÖNTEMİ VE VERİ SETİ Tez çalışmamızın dördüncü bölümünde; önce analizi yapılacak olan veri seti tanıtılmış, veri seti ile ilgili kısıtlama ve açıklamalara yer verilmiştir. Ardından ise bir önceki bölümde bütün detayları ile incelenmiş olan VZA'nin çalışmamıza ne şekilde uygulanacağı hakkında bilgi verilmiştir. Son olarak veri setimize VZA yöntemi EMS paket programı ile uygulanmış ve sonuçları incelenmiştir VERİ SETİ Gözlem Kümesinin Seçimi Gözlem kümesi homojen bir nitelik göstermelidir. Bu sebeple; gözlem kümemiz belirlenirken TPAO Genel Müdürlüğü nün ülkemiz sınırları içerisinde açmış olduğu kuyular analize dahil edilmiştir. TPAO Genel Müdürlüğü hem ulusal hem uluslararası arenada faaliyette bulunmasına karşın yurtdışı aramaları, gerek arama yapılan ülkenin jeolojik yapısı, gerek ülke koşulları ve riskleri, gerekse ülkenin petrol ve doğalgaz mevzuatı açısından homojenlik göstermediğinden; çalışmada sadece, TPAO Genel Müdürlüğü'nün ülkemiz sınırları içerisinde bizzat kendi açtığı kuyularla, başka şirketlerle ortaklaşa açtığı kuyular analiz edilmiştir. Ayrıca deniz ve kara kuyularını da yine homojen bir değerlendirmeye tabii tutamayız. Deniz sondajında 1 günlük sondaj maliyeti 1 milyon dolar iken karadaki en pahalı arama kuyularının dahi genellikle toplam kuyu maliyeti 3 milyon doları aşmamaktadır. Yani deniz sondajları ile karadaki sondajlar arasında büyük maliyet farklılıkları vardır. Yıl içerisinde açılan karadaki kuyuların sayısı son yıllarda ortalama 90 civarında iken, deniz kuyularının sayısı ortalama 1-4 arasında gerçekleşmektedir. Bu sebeple

60 yılları arasında denizde açılan kuyular çalışmanın dışında tutulmuştur. Veri zarflama analizinde, homojen karar birimlerini birbirleri ile kıyaslamak vasıtasıyla göreli etkinlikler hakkında yorumda bulunulduğundan, kuyular ile ilgili mevcut veriler homojen hale getirilmeye çalışılmış, bu sebeple; TPAO Genel Müdürlüğü tarafından açılan üç farklı kuyu tipini - arama, üretim ve tespit kuyuları- (Bakınız Bölüm 1.5) birlikte analiz etmek doğru olmayacağından kuyular birbirinden ayrıştırılmıştır. Açılan kuyuların tamamında beklenildiği üzere; üretim kuyularından daha az maliyetle daha fazla üretim elde etmek mümkün olabilirken, arama ve tespit kuyularında hiç üretim olmayabilir. Arama ve Tespit kuyuları aslında adından da anlaşılacağı üzere, hidrokarbon mevcudiyetinin olup olmadığının tespitine yönelik açılan ilk ve ardıl kuyulardır, dolayısı ile sonuçları da üretimli ve üretimsiz sonuçlanabilmektedir. Her ne kadar girdi yönelimli bir model olsa da bu kuyuların etkinliğini değerlendirmede elde edilecek üretim miktarlarını analizin çıktısı olarak analize katmamız ve değerlendirmeyi bu doğrultuda yapmamız, bizi yanıltacaktır. Sonuçta bu kuyuların bir bölümü araştırma amacı ile açılan kuyular olup, temel misyonları yerin altı ile ilgili bize teknik bilgi vermek ve bir nevi yerin altının röntgenini çekmektir. Sonuçta petrol çıkabilir de çıkmayabilir de, bu kuyuları üretime göre değerlendirmek ve sonuçta etkin olmayan kuyuları lanse etmek aslında bizim Ar-Ge çalışmalarına da olumsuz bir bakış açısı ile yaklaştığımızı gösterir ki bu doğru bir yaklaşım değildir. Önemli olan yalnız güncel üretim değil ileriki dönemlerdeki üretimler de olduğundan Arama ve Tespit kuyuları da büyük önem taşımaktadır. Ancak analizin veri seti göz önünde bulundurulduğunda yalnızca üretim kuyuları ile çalışmanın mantıklı olacağı düşüncesi ile tez çalışmamızda arama ve tespit kuyuları analize dahil edilmemiştir. Sadece üretim kuyularının analiz edildiği tez çalışmamızda; üretim sonucunda doğalgaz üretilen kuyular ile petrol üretilen kuyuları ve üretimsiz

61 49 sonuçlanan kuyuları birbirinden ayrı analiz etmek doğru olacaktır. Sonuç olarak petrol ve doğalgaz üretiminin her ikisinin ölçü biriminin de varil olarak hesap edilmiş olduğu bir veri setinde, petrol ve doğalgaz üretimini birlikte analiz etmek doğru olmayacaktır. Hacimsel olarak biri sıvı, diğeri gaz olan iki farklı hidrokarbonun varil ölçü birimi ile hesaplanması sebebi ile üretimlerini eşdeğer kabul etmek yanlıştır. Bu şekilde birlikte yapılacak bir değerlendirme doğalgaz kuyularının petrol kuyularına oranla gereğinden fazla etkin çıkma riskini doğuracaktır. Sonuçta 100 varil gaz ile 100 varil sıvı hidrokarbon eşdeğerdir diyemeyiz. Ancak veri seti incelendiğinde yılları arasında açılan üretim kuyuları ya petrol üretimi ile sonuçlanmış ya da üretimsiz sonuçlanmış olduğu için böyle bir ayrıştırma yapmaya gerek kalmamıştır Girdi ve Çıktıların Belirlenmesi Çalışmada yılları arasında TPAO Genel Müdürlüğü tarafından açılmış olan kuyuların etkinliği kuyudan elde edilen üretim miktarı, toplam üretim yapılan gün sayısı, kuyunun sondaj süresi, kuyunun metrajı ve kuyu maliyeti tarafından açıklanmıştır. Verilerin tamamı TPAO Genel Müdürlüğü arşivi, veri bankası, günlük, aylık ve yıllık raporlarından elde edilmiştir. Girdiler: f(sondaj süresi, metraj, maliyet) Çıktılar: f(1/ toplam üretim zamanı, üretim miktarı) Dönem olarak yılları arasındaki üç yılın analiz edilmesi tercih edilmiştir. Bunun sebebi güncel verilerle çalışmak ve yakın geçmişle ilgili analizde bulunma isteğidir. Ancak kuyuların açılmasından sonra üretime geçmesine kadar bir süreç gerekli olduğundan ve 2010 yılı sonrası açılan kuyuların tamamı üretime geçmediğinden çalışmaya dahil edilmemiştir. Kuyunun açılması ile başlayıp üretim ile ya da üretimsiz sonuçlanan bir süreç

62 50 analiz edilmiştir. Zaten açılan bütün kuyuları analiz etmek mümkün olmadığından amaç belirli yıllar arasında açılmış olan kuyuların açılacak olan kuyulara vizyon oluşturmasıdır. Bu sebeple üç yıllık bir örneklem seti ile çalışılmıştır Modelin Girdileri Kuyunun sondaj süresi: kuyunun kazılmaya başlandığı andan kuyunun sondajının biterek kuyu tamamlama işlemine geçilmesi aşamasına kadar geçen süreç (modelde gün olarak hesaplanmıştır.) Sondaj süresi maliyeti arttıran bir süreçtir. Casing borusunun sıkışması, tahlisiye/kurtarma işlemleri, kulede meydana gelen bir sıkıntı bazen sondaj süresini uzatacağından ve maliyetleri arttıracağından direkt olarak kuyunun "Teknik Terk" nedeni bile olabilmektedir. Kuyunun metrajı: kuyunun metrajı inilen derinliği göstermektedir. Derinlik arttıkça bir yandan rezerve ulaşma olanağı yapı eğer petrollü ise artmakta diğer yandan ise derinlik arttıkça maliyet artmaktadır. (modelde metre olarak hesaplanmıştır.) Kuyu maliyeti: Kuyunun birim maliyeti x Kuyunun metrajı (maliyet Amerikan doları olarak alınmıştır.) Kuyu maliyeti; kuyu için yapılmış olan bütün harcamaları (kulenin montajı, demontajı, kirası, işgücü maliyeti, kullanılan malzeme, taşıma vb.) içermekte olup, tarihine kadar gerçekleşen maliyetlerin toplamı olarak hesaplanmıştır Modelin Çıktıları Kuyudan elde edilen üretim miktarı: kuyudan çıkarılan petrol veya doğalgaz miktarını ifade eder. Bu çalışmada üretim miktarı; kuyunun üretime

63 51 geçirildiği günden tarihine kadar üretilen toplam miktar ve varil 20 olarak hesaplanmıştır. Üretim miktarı, tarihine kadar kuyudan üretilen toplam hidrokarbon miktarını ifade ediyor. Aylık üretim verilerini ya da ortalama üretim verilerini almamızın sebebine gelince; önemli olanın aslında kuyudan elde edilen toplam petrol ya da doğalgaz miktarı olması. Aylık üretimler birbirinden büyük farklılılar gösterebilmektedir. Bir ay çok yüksek üretim elde edilen bir kuyudan rezerv azaldıkça diğer aylarda daha düşük oranda üretim elde edilebilir. Bu durum, kuyunun yapısına ve üretimin hangi aşamasında olduğuna bağlı olarak o kuyunun ortalama üretim rakamlarını da değiştirecektir. Kuyudan toplam üretim yapılan zaman: kuyudan çıkarılan petrolün ne kadarlık bir süre zarfında elde edildiğini ifade eder. Tez çalışmamızda toplam üretim yapılan zaman, kuyunun üretime alındığı tarihten tarihine kadar üretilen toplam gün sayısı olarak hesaplanmıştır. Diğer değişkenlerin aksine üretilen gün sayısının girdi ya da çıktı olarak alınması hususunda detaylı çalışılarak farklı analizler yapılmış ve 1/üretilen gün sayısının çıktı olarak alınmasına karar verilmiştir. 21 Çünkü 20 1 varil= 159 litre ve 42 ABD galonu; 1 ton=7,33 varil 21 Ek-1 ve Ek-2 bölümlerinde üretilen gün sayısının girdi ve direkt çıktı olarak modele alınmış olduğu farklı analizlere yer verilmiştir. Örneğin üretilen gün sayısının girdi olarak modele alındığı analizde; Şambayat kuyusu sondaj süresi, metrajı ve maliyeti ortalamaların altında yer almamasına karşın sırf üretilen gün sayısının girdi olarak ele alınmasından dolayı etkin çıkmıştır. Çünkü üretilen gün sayısı da girdi değişkenlerinden beklenildiği üzere ortalamanın altındadır ve üretim miktarı ortalamanın üzerindedir. Oysa bizim için etkinliği ölçmekte üretim miktarı değil girdileri minimize etmek önem kazanmaktadır. Üretilen gün sayısını direkt çıktı olarak ele aldığımız analizlerde B.Raman-353, B.Raman-352 ve B.Raman-362 gibi daha uzun süre ve daha çok yüksek miktarlarda üretim yapan 2008 kuyuları etkin çıkmıştır. Oysa 1/üretilen gün sayısının modele çıktı olarak getirildiği analizimizde ise B.Raman 373, B.Raman 377 ve B.Raman 378 gibi daha kısa süredir üretim yapan ve daha az üretim miktarına sahip 2010 kuyuları etkin çıkmıştır. Yıllık analizlere bakıldığında da 1/üretilen gün sayısının çıktı olarak modele alındığı analizimizde; çıktılardan ziyade girdi minimizasyonuna göre etkinliğin ölçüldüğü görülmektedir. Zaten bizim beklentimizde bu yöndedir.

64 52 üretilen gün sayısınındaki artış direkt olarak maliyetleri artıracaktır. Dolayısıyla üretilen gün sayısının artması değil daha düşük olması tercih edilir bir durumdur. 22 Modelimizdeki bütün girdiler modelin çıktısını açıklamakta iken ne kadar gün ürettiğimiz modelin sonucu ve çıktısıdır. Üretilen gün sayısının çıktı olarak analize alınmasının bir başka sebebine gelince, girdi odaklı modelimizde, TPAO Genel Müdürlüğü nün daha çok kontrolü altında bulunan değişkenlerin girdi, üretilen gün sayısı ve üretim miktarı gibi TPAO Genel Müdürlüğü nün kontrolü dışındaki değişkenlerin ise çıktı değişkeni olarak ele alınmasındandır. Ancak üretilen gün sayısı ile üretim miktarımız arasında yüksek korelasyon olduğundan üretilen gün sayısının üretim miktarına oranla, çıktı etkisini azaltmak ve bir nevi üretilen gün sayısını istenmeyen bir çıktı değişkeni olarak atamak amacı ile modele üretilen gün sayısının tersi getirilmiştir Girdi ve Çıktıyı Etkileyeceği Düşünülen Ancak Modele Getirilmeyen Değişkenler İşgücü: TPAO Genel Müdürlüğü'nde her bir kuyuda ortalama olarak eşit işgücü çalıştırıldığı varsayılmaktadır: Her kuyuda ortalama; 1 Jeoloji Mühendisi, 1 Elektrik Mühendisi, 1 İş Güvenliği Mühendisi, 1 Çamur Mühendisi, 1 Baş Sondör, 2 Sondör, 8 Sondaj İşçisi, 2 Derikmen, 2 Saha İşçisi, 2 Elektrikçi, 1 Baş Makinist, 2 Makinist, 1 Grove Operatörü, 1 Mud Logging Teknisyeni, 1 Çamur Teknisyeni, 1 Pompa Makinisti, 1 Pompacı, 1 Forkliftçi, 2 Numuneci, 1 Kaynakçı, 1 İdari Memur ve 1 Malzeme Memuru 23 bulunmaktadır. Ancak kuyunun elektrikli ya da manuel bir kuyu olmasına bağlı olarak kuyunun sürecine, teknik ve idari birtakım özelliklerine bağlı olarak işgücü sayısında nitelik ve niceliksel değişiklikler olabilmektedir. 22 Literatürde VZA de bir çıktıdaki artışın değil azalışın bir etkinlik kabul edilmesi halinde bu çıktının matematiksel tersinin kullanılması tercih edilmektedir: Örneğin hastanelerin etkinlikleri karşılaştırılırken hastanede ölüm oranının tersi alınarak çıktılar arasında incelenir (Şahin ve Özcan, 2000) Ek-3 bölümünde 1/üretilen gün sayısının çıktı olarak modele alındığı analizlere yer verilmiştir. 23 İşgücü ile ilgili tanımlamalar Ek-4 te yer almakatadır.

65 53 Tüm kuyulardaki işçi sayısını arttırmak tabi ki etkinliği artırıcı bir özellik gösterebilir ancak bu genel etkinliği artıracağından, bizim analiz etmekte olduğumuz göreli etkinlik olduğundan tüm kuyulardaki etkinlik artışı bizim göreli etkinliğimizi etkilememiştir. Kullanılan ekipman: Kuyu açılırken kullanılmakta olan bütün makine, teçhizat ve ekipman; işin maliyetini, süresini, hatta oluşabilecek bir aksaklık sonucu üretimi dahi etkileyebilecek önemdedir. Kullanılan ekipman ele alındığında ise elbette kuyunun açılmasında kullanılan kule tipi en büyük unsuru oluşturmaktadır yılları arasında TPAO Genel Müdürlüğü'nde açılmış olan kuyularda 25 civarında, analize alınan üretim kuyularında ise 14 civarında farklı kule tipinin kullanılması nedeniyle, örneklem setini 14 farklı alt grupta incelemenin analizi anlamsızlaştıracağı düşünülerek, kullanılan kule tiplerinin kalitatif (teknolojik) bir farklılık göstermesi sebebiyle analizde kule tipi ile ilgili sınıflandırma-ayrıştırma yapılmamış, kule ile ilgili değerlendirme çıkan sonuçlar doğrultusunda yapılmıştır. Kuyu açılan basenin jeolojik farklılıkları: Kuyunun açıldığı basen, açılan kuyunun petrollü veya petrolsüz sonuçlanmasını tabiki etkileyen bir unsurdur. Arabistan'daki bir basende açılan kuyu ile Türkiye'deki bir basende açılan kuyu nasıl aynı şartlarda değerlendirilemezse çalışmada da kuşkusuz açılan kuyuların jeolojik yapısı önemlidir ancak çalışmanın temel amacının ekonomik etkinlik olması sebebi ile kuyu açılan basenin jeolojik farklılıkları değerlendirmeye katılmamıştır TEZİN YÖNTEMİ: VERİ ZARFLAMA ANALİZİ YÖNTEMİNİN UYGULANIŞI Bölüm-4 ün şimdiye kadarki alt başlıklarında; analizimizde kullanılacak olan veri seti tanıtılmış, veri seti ile ilgili kısıtlama ve açıklamalara yer verilmiş ve VZA'nin çalışmamıza ne şekilde uygulanacağı hakkında bilgi verilmiştir.

66 54 Bundan sonra ise; veri setimize VZA yöntemi EMS paket programı ile uygulanarak farklı alt analizler ile analiz sonuçları incelenecektir Modelin Belirlenmesi Çalışmada girdi minimizsayonu modeli kullanılmıştır. Çünkü TPAO Genel Müdürlüğünün çıktılardan çok girdiler üzerinde kontrol gücü vardır. Çıktılar dış faktörlere bağımlıdır ve TPAO Genel Müdürlüğü nün kontrolü dışındadır. Modelimizin girdi yönelimli tasarlanmış olmasının ana sebebi; bir kuyudan elde edilebilecek olan temel çıktının yani petrol veya doğalgaz üretiminin arttırılması gibi çıktı yönelimli bir amacın gerçeklikten uzak olmasıdır. Yani kuyuların açılması sonucunda elde edilen üretim miktarı her zaman çalışan personel sayısına, kuyu için yapılan harcamalara, kuyunun derinliğine ve kuyunun ortalama sondaj süresine bağlı olarak değişmemektedir. Sonuç olarak açılan kuyuların petrollü veya kuru kuyu olma olasılığı vardır ve petrol aramacılığı riskli bir süreçtir. Eğer çalışmamız Arabistan ya da ülkesinin her karış toprağından petrol çıkan bir ülkede yapılmış olsa idi bu çalışmada belki de amaç en fazla petrol üretimini sağlayacak girdi bileşimi belirlemek olabilirdi. Ancak ne yazık ki ülkemiz bir petrol ülkesi olmadığından ve yapılan sondajlar sonucunda her ne kadar maliyetler fazla, sondaj süresi uzun, çalışan işçi sayısı yüksek ve inilen derinlik çok olsa da bunun her zaman kazılan kuyunun petrol ve gazlı kuyu olarak sonlanmasını sağlamamaktadır. Öyle ki bazen en büyük harcamaların yapıldığı en derin kuyularda petrol ve gaz emaresine dahi rastlanmamaktadır. Kuyu açma kararı her ne kadar Petrol Jeolog ve Jeofizikçileri tarafından verilmekte olsa da yapılan çalışmalarda yanılma payı vardır. Ve bu pay yerin altı mevzu bahis olduğundan azımsanmayacak ölçüde büyüktür.

67 Ölçeğe Göre Getiri Tipinin Seçilmesi Çalışmada hem ölçeğe göre sabit getiri (CRS) varsayımına göre geliştirilen bir VZA modeli olan CCR (Charnes-Cooper-Rhodes) Modeli, hem de ölçeğe göre değişken getiri (VRS) varsayımına göre geliştirilen bir VZA modeli olan BCC (Banker-Charnes-Cooper) Modeli kullanılmıştır. Bunun sebebi modelimizin çıktısı olan üretim miktarının çalışmamızda kullanılan girdi miktarlarından bağımsız olarak belirlenmesidir. Yani sonuç olarak kullandığımız aynı girdilerle aynı oranda, daha az oranda ya da daha fazla oranda üretim elde etmenin hepsi de modelimizin beklenen sonuçları arasındadır VZA Modelinin Uygulanması ve İstatistiksel Analizler Tezimizde, TPAO Genel Müdürlüğünce döneminde açılan kuyuların etkinlik ve verimliliği Veri Zarflama Analizi yöntemi ile incelenmiştir. Veri Zarflama Analizini EMS (Efficiency Measurement System) Paket programı kullanarak gerçekleştirilmiştir. Modelin temel girdi ve çıktılarına karar verilmek sureti ile girdi yönelimli VZA modeli ile analizler yapılmıştır. Tezimizde, döneminde TPAO Genel Müdürlüğünce açılan bütün üretim kuyularının etkinlik ve verimliliği analiz edilmek suretiyle; kuyu maliyetlerini pozitif ve negatif yönde etkileyen yani maliyetleri arttırıcı ve azaltıcı değişkenleri belirlemek ve bu değişkenlerin miktarı ile oynayarak etkin maliyeti sağlayacak etkin bileşim üzerinde önerilerde bulunmak amaçlanmıştır. Etkin çıkan kuyular referans alınarak, etkin olmayan kuyuları bu düzeye çıkarmak için uygun girdi çıktı bileşimi hakkında bir takım öngörülerde bulunulmuştur. Çalışmamızda yılları arasında açılan üretim kuyuları

68 56 kuyuların sondajına başlandığı yıl baz alınarak gruplanmıştır (2008 yılında, 2009 yılında ve 2010 yıllında açılmış olanlar olarak). Analizlerimiz yıl bazında bu gruplardaki kuyular üzerine yapılmıştır. Böylece VZA analizinin önemli koşullarından biri olan homojen karar verme birimleri oluşturulmuştur. Kuyuların yıllık bazda analiz edilmesinin analize sağlayacak olduğu bir diğer olumlu katkı ise analize çıktı verisi olarak getirilen 1/üretim yapılan gün sayısından kaynaklanmaktadır yılında açılan kuyuların büyük bir çoğunluğu daha erken üretim aşamasına alındıkları 24 için 2010 yılında açılan kuyulara oranla daha avantajlı konuma geçebilirler. Sonuç olarak yıllar arasındaki bu farklılığı ortadan kaldırmak amacı ile açıldıkları yıllara göre kuyuları sınıflandırdığımızda tam olmasa da kuyuları kısmen homojenize etmiş olmaktayız. Analizin yıllık bazda ayrıştırılmasındaki temel sebep yıllık analizlerin daha büyük bir homojenlik taşımasının yanı sıra Türkiye nin Enerji politikasında yılda 100 kuyu hedefi olmasıdır. Sonuç olarak her yıl açılan yaklaşık 100 kuyunun içerisinden üretim kuyularının etkinliğini araştırmak ülkemizin enerji politikasına da farklı bir bakış açısı kazandıracaktır. Ayrıca analizi kısmi ve bütün olarak yapmak ve sonuçları karşılaştırmakta sonuçların teyidi açısından kuşkusuz önemli bir katkı sağladığından yıllarında açılmış olan kuyuların tamamı ayrıştırma yapılmaksızın bir bütün olarak analiz de edilmiştir. Tablo 4.1 de analizimizde kullandığımız üretim kuyularının girdi ve çıktı verileri hakkındaki temel istatistikleri verilmiştir yılında 27, 2009 yılında 33, 2010 yılında ise 34 olmak üzere; yılları içerisinde açılan toplam üretim kuyusu sayısı 94 tür. 24 Ancak bu her zaman da böyle değildir. Bazen açılan bir kuyu iki üç sene sonra da üretime alınabilir. Çalışmamızda üretim kuyularının %20 si üretimsiz sonuçlanmış, üretimle sonuçlananların ise %95 i üretildikleri yıl %5 i ise sondajın gerçekleştirildiği tarihten bir yıl sonra üretime geçebilmiştir.

69 57 Tablo Yıllarında Açılmış Olan Üretim Kuyularına Ait Verilerin Temel İstatistikleri Üretim Kuyuları 2008 Yılı Ort. Kuyu Sayısı 27 Maliyet (USD) Metraj (Metre) Sondaj Süresi (Gün) Toplam Üretim Süreci (Gün) Toplam Üretim Miktarı (Varil) *** 1504 *** 25 *** 1083 *** Min Mak Standart Hata ( ) (67,94) (3,5) (66,92) (6328,56) 2009 Yılı Ort *** 32 ** 850 *** *** Min Mak Standart Hata ( ) (85,76) (5,64) (206,55) (53131,46) 2010 Yılı Ort ** 31 ** 228 *** *** Min Mak Standart Hata ( ) (64,33) (2,61) (35,75) (3445,97) Dönemi Ort Min Mak Standart Hata (73.018) (42,27) (2,38) (83,56) (18582,32) Not: Referans grup olarak dönemi ortalamaları alınmıştır ve referens grup ortalaması ile diğer yılların ortalamaları t-testi kullanılarak karşılaştırılmıştır. *, **, ***; sırasıyla; α=0,1 α=0,05 ve α=0,01 düzeylerinde istatistiksel anlamlılığı belirtmektedir Yılında Açılmış Olan Üretim Kuyularının VZA Vasıtası İle Etkinlik Verimlilik Analizi 2008 yılında açılan kuyulara ait maliyet, metraj ve sondaj derinliği verileri sırasıyla Şekil-4.1, Şekil-4.2 ve Şekil-4.3 te sergilenmektedir. Şekillerden görüldüğü üzere; Raman-242, Karakuş-26 ve Cendere-22 kuyularının verileri ortalamadan ciddi sapmalar göstermektedir. Dolayısıyla 27 adet üretim kuyusu için yapılan BBC ve CCR Analizleri ile ilgili yorum

70 58 yapmak seriler homojen olmadığı için doğru olmayacaktır. Bu sebeple; bahsi geçen kuyular analizimize dahil edilmemiştir. Ayrıca Dolum-1 kuyusundaki üretim Sağım-1 kuyusundan elde edildiğinden Dolum-1 kuyusu da dışarıda tutulmak sureti ile 23 üretim kuyusu için CCR ve BCC modelleri uygulanmıştır. Şekil Yılı TPAO Üretim Kuyularına Ait Maliyet Grafiği Şekil Yılı TPAO Üretim Kuyularına Ait Metraj (Sondaj Derinliği) Grafiği

71 59 Şekil Yılı TPAO Üretim Kuyularına Ait Sondaj Süresi Grafiği 2008 yılındaki 23 üretim kuyusunun CCR ve BCC modelleriyle elde edilen etkinlik analizlerinin detaylı sonucu sırasıyla Tablo-4.2 ve Tablo 4.3 te sunulmuştur. Analiz sonuçlarına bakıldığında; CCR Modeline göre; B.Raman-353, B.Raman-356 B.Kozluca-41 B.Raman-364 B.Raman-363 ve B.Raman-362 kuyuları etkin çıkmış, BBC Modeline göre ise CCR modelinde etkin çıkan bütün kuyulara ek olarak Raman-244 kuyusu da etkin çıkmıştır.

72 Tablo Yılı İçerisinde Açılmış Olan Kuyuların Sınırlandırılmış CCR Analizi 60

73 61 Tablo Yılı İçerisinde Açılmış Olan Kuyuların Sınırlandırılmış BCC Analizi 23 adet homojen hale getirilmiş Üretim Kuyusu ile yapılan CCR ve BBC analizleri sonucunda etkin olmayan kuyuların iyileştirilmesine yönelik analizlere bakacak olursak; CCR modeline göre kuyuların 26 % sı etkinken, BCC ye göre 30 % u etkin çıkmıştır. CCR ve BCC modellerinde etkin çıkan kuyular hemen hemen aynı iken tek farklılık BCC Modelinde Raman 244 kuyusunun da etkin çıkmasıdır.

74 62 Örneğin Tablo-4.4'te CCR (sabit ölçekli) modeline göre etkin çıkmayan B.Raman-355 kuyusu ve bu kuyunun etkin olabilmesi için referans gösterilen B.Raman-353 ve B.Raman-356 ve B.Raman-363 isimli kuyulara ait veriler yer almaktadır. Buna göre; B.Raman-355 kuyusunun Tablo-4.5 deki potansiyel iyileştirme değerlerinden de görülebileceği üzere; metrajı 318 metre, sondaj süresi 3 gün ve kuyu maliyeti USD azaltılırsa, üretilen gün sayısı yaklaşık 9 (9,315) 25 gün düşecek ve toplam üretim miktarı 92 varil azalacak böylece B.Raman-355 kuyusu referans alınan kuyular gibi etkin bir kuyu olabilecektir. Burada B.Raman-355 kuyusunun girdileri ile birlikte çıktısı olan üretim miktarının da azaltılması sureti ile etkinliğin yakalanmasının arkasında yatan neden üretimin de belirli bir noktadan sonra etkinliğini yitirebilmesidir. Yani kuyudan elde edilen marjinal fayda azalmış olabilir. Bu üretim B.Raman-355 kuyusunda değil de başka bir kuyuda olsa idi belki daha verimli olabilirdi gibi yorumlar yapılabilir. Sonuçta amacımız daha etkini yakalamak olduğundan üretimin bile fazlası zarar gibi görünebilecektir. Tablo-4.4. Örnek Üretim Kuyularına Ait CCR Modeli Sonucu (B.RAMAN-355) 25 Üretilen gün sayısı Tablo-4.6 daki Potansiyel İyileştirmeler Tablosunun Ç1 sütunundaki değerler vasıtası ile şu şekilde bulunmuştur; Gerçekleşen (1/Top. Ürt. Ypl. Zmn)=0, ise; Gerçekleşen Gün Sayısı=1/0, =1372,006 gündür. Hedef(1/Top. Ürtm. Ypl. Zmn)=0, ise; Hedef Gün Sayısı=1/0, =1362,691 gündür. Dolayısı ile; üretilen gün sayısı 1372, ,691= 9,315 gün azalmalı Oran olarak ise [ (1372, ,691)/ 1372,006 = % -0,68 ] yüzde 0,68 düşmeli

75 63 Tablo-4.5. Örnek Üretim Kuyularına Ait Potensiyel İyileştirmeler (B.RAMAN-355) Bu aşamada da BCC Modeline (değişken getiri) göre etkin çıkmayan Örneğin Tablo-4.6'daki Raman-241 kuyusu ve bu kuyunun etkin olabilmesi için referans gösterilen Raman-244 ve B.Raman-362 isimli kuyulara ait verilere bakılacaktır. Buna göre; Raman-241 kuyusunun Tablo-4.7'deki potansiyel iyileştirme değerlerinden de görülebileceği üzere; metrajı 171 metre, sondaj süresi 12 gün, ve kuyu maliyeti USD azaltılırsa, üretilen gün sayısı yaklaşık 97(96,68) 26 gün düşecek ve toplam üretim miktarı 3 varil azalacak böylece Raman-241 kuyusu referans alınan kuyular gibi etkin bir kuyu olabilecektir. Tablo-4.6. Örnek Üretim Kuyularına Ait BCC Modeli Sonucu (RAMAN-241) 26 Üretilen gün sayısı Tablo-4.8 Potansiyel İyileştirmeler Tablosunun Ç1 sütunundaki değerler vasıtası ile şu şekilde bulunmuştur; Gerçekleşen (1/Top. Ürt. Ypl. Zmn)=0, ise; Gerçekleşen Gün Sayısı=1/0,000819=1221,001 gündür. Hedef(1/Top. Ürtm. Ypl. Zmn)=0, ise; Hedef Gün Sayısı=1/0, =1124,320 gündür. Dolayısı ile; üretilen gün sayısı 1221, ,320= 96,681 gün azalmalı Oran olarak ise [ (1221, ,320)/ 1221,001 = % -7,90 ] yüzde 7,9 düşmeli

76 64 Tablo-4.7. Örnek Üretim Kuyularına Ait Potensiyel İyileştirmeler (RAMAN-241) Yılında Açılmış Olan Üretim Kuyularının VZA Vasıtası İle Etkinlik Verimlilik Analizi 2009 yılında açılan kuyulara ait maliyet, metraj ve sondaj derinliği verileri sırasıyla Şekil-4.4, Şekil-4.5 ve Şekil-4.6 da sergilenmektedir yılında açılmış olan üretim kuyuları verilerinde olduğu gibi 2009 yılı verileri arasında da çok farklı aralıkta yer alan kuyularımız vardır. Bu sebeple; 33 adet Üretim Kuyusu için yapılan BBC ve CCR Analizleri ile ilgili yorum yapmak seriler homojen olmadığı için doğru olmayacaktır. Bu sebeple; Çelikli-22, Sağım-1, K.Karakuş-27, B.Gökçe-9, İkizce-11 ve Kartaltepe-10 dışarıda tutulmak sureti ile üretim kuyuları için CCR ve BCC modelleri uygulanmıştır. Şekil Yılı TPAO Üretim Kuyularına Ait Maliyet Grafiği

77 65 Şekil Yılı TPAO Üretim Kuyularına Ait Metraj (Sondaj Derinliği) Grafiği Şekil Yılı TPAO Üretim Kuyularına Ait Sondaj Süresi Grafiği 2009 yılındaki 27 üretim kuyusunun CCR ve BCC modelleriyle elde edilen etkinlik analizlerinin detaylı sonucu sırasıyla Tablo-4.8 ve Tablo 4.9 da sunulmuştur. Analiz sonuçlarına bakıldığında; CCR Modeline göre G.Sarıcak-24, G.Sarıcak-25 ve Sarıcak-10 kuyuları etkin çıkmıştır. BBC Modeline göre ise bu üç kuyuya ek olarak, B.Raman-371 B.Raman-367 B.Raman-368 Çamurlu-52 Çamurlu-51 B.Raman-240 B.Raman-239 B.Raman-218 Raman-247 B.Raman-216 Raman-207 ve B.Raman-217 kuyuları etkin çıkmıştır.

78 Tablo Yılı İçerisinde Açılmış Olan Kuyuların Sınırlandırılmış CCR Analizi 66

79 67 Tablo Yılı İçerisinde Açılmış Olan Kuyuların Sınırlandırılmış BCC Analizi 27 adet homojen hale getirilmiş Üretim Kuyusu ile yapılan CCR ve BBC analizleri sonucunda etkin olmayan kuyuların iyileştirilmesine yönelik analizlere bakacak olursak;

80 68 CCR Modeline göre üretim kuyularının yalnızca 11% i etkinken BCC modeline etkin kuyu sayımız 56% ya yükselmiştir. BCC ve CCR modelleri arasındaki bu farklılığın sebebine gelince; iki model arasındaki temel fark CCR ölçeğe göre sabit getiri varsayarken yani Karar Alma Birimlerinin büyüklüğü ne olursa olsun ulaşabileceği optimal bir verimlilik oranı varken, diğer taraftan BCC ölçeğe göre değişken getiri varsaydığından opimum değerler Karar Alma Birimlerinin kısmi büyüklüklerine bağlıdır. Dolayısı ile kısıtlamanın olduğu ve olmadığı iki model arasında bu farklılıklarının olması gayet doğaldır. Eksik rekabet ve finans ile ilgili kısıtlamalar altında, Karar Alma Birimleri optimum ölçekte faaliyet gösteremezler ve ölçeğe göre değişken getiri (VRS), üretim teknolojisinin ölçeğe göre artan, sabit veya azalan getiri gösterebileceği gerçeğini ortaya koyar. Çalışmamızda da kuyular ile ilgili eksik rekabet diye düşünebileceğimiz farklı jeolojik yapılar ve koşulları göz önünde bulundurduğumuzda ve finansal kısıtlamaların yer aldığı gerçeğini dikkate aldığımızda, esasında CCR modeline nazaran BCC modelinin çalışmamızda daha uygun model olduğunu görmekteyiz. Örneğin Tablo-4.10'da CCR (sabit ölçekli) modeline göre etkin çıkmayan B.Raman-367 kuyusu ve bu kuyunun etkin olabilmesi için referans gösterilen G.Sarıcak-24 ve Sarıcak-10 isimli kuyulara ait veriler yer almaktadır. Buna göre; B.Raman-367 kuyusunun Tablo-4.11'deki potansiyel iyileştirme değerlerinden de görülebileceği üzere; metrajı 393 metre, sondaj süresi 1 gün ve kuyu maliyeti USD azaltılırsa, üretilen gün sayısı yaklaşık 15 (15,51) 27 gün artacak ve toplam üretim miktarı 23 varil azalacak böylece B.Raman-367 kuyusu referans alınan kuyular gibi etkin bir kuyu 27 Üretilen gün sayısı Tablo-4.13 Potansiyel İyileştirmeler Tablosunun Ç1 sütunundaki değerler vasıtası ile şu şekilde bulunmuştur; Gerçekleşen (1/Top. Ürt. Ypl. Zmn)=0, ise; Gerçekleşen Gün Sayısı=1/0, =946 gündür. Hedef(1/Top. Ürtm. Ypl. Zmn)=0, ise; Hedef Gün Sayısı=1/0, =961,51 gündür. Dolayısı ile; üretilen gün sayısı 961,51-946= 15,51 gün artırılmalı Oran olarak ise [ (961,51-946)/ 946 = %1,63] yüzde 1,63 yükselmelidir.

81 69 olabilecektir. Tablo Örnek Üretim Kuyularına Ait CCR Modeli Sonucu (B.RAMAN-367) Tablo Örnek Üretim Kuyularına Ait Potensiyel İyileştirmeler (B.RAMAN-367) BCC Modeline (değişken getiri) göre ise; etkin çıkmayan Örneğin Tablo-4.12'deki Çamurlu-53 kuyusu ve bu kuyunun etkin olabilmesi için referans gösterilen B.Raman-371 B.Raman-239 ve Raman-247 isimli kuyulara ait verilere bakılacaktır. Buna göre; Çamurlu-53 kuyusunun Tablo- 4.13'teki potansiyel iyileştirme değerlerinden de görülebileceği üzere; metrajı 56 metre, sondaj süresi 1 gün, ve kuyu maliyeti USD azaltılırsa, üretilen gün sayısı yaklaşık 1 (0,7) 28 gün düşecek ve toplam üretim miktarı 4808 varil artacak böylece Çamurlu-53 kuyusu referans alınan kuyular gibi etkin bir kuyu olabilecektir. 28 Üretilen gün sayısı Tablo-4.15 Potansiyel İyileştirmeler Tablosunun Ç1 sütunundaki değerler vasıtası ile şu şekilde bulunmuştur; Gerçekleşen (1/Top. Ürt. Ypl. Zmn)=0, ise; Gerçekleşen Gün Sayısı=1/0, =742 gündür. Hedef(1/Top. Ürtm. Ypl. Zmn)=0, ise; Hedef Gün Sayısı=1/0, =741,30 gündür. Dolayısı ile; üretilen gün sayısı 741,30-742= -0,7 gün azalmalı Oran olarak ise [ (741,30-742)/ 742 = % 0,09 ] yüzde 0,094 düşmeli

82 70 Tablo Örnek Üretim Kuyularına Ait BCC Modeli Sonucu (ÇAMURLU-53) Tablo Örnek Üretim Kuyularına Ait Potensiyel İyileştirmeler (ÇAMURLU-53) Yılında Açılmış Olan Üretim Kuyularının VZA Vasıtası İle Etkinlik Verimlilik Analizi 2010 yılı içerisinde açılmış olan Üretim Kuyuları özellikle maliyet ve sondaj süreleri açısından, Şekil-4.7, Şekil-4.8 ve Şekil-4.9 dan da görülmekte olduğu üzere; kendinden önceki 2 yıl içerisinde açılan kuyulardan daha heterojen bir yapıya sahiptir yılı içerisinde açılmış olan toplam 34 adet Üretim Kuyusuna ait maliyet, metraj ve sondaj derinliği verileri sırasıyla Şekil-4.7, Şekil-4.8 ve Şekil-4.9 da sergilenmektedir. Dolayısıyla; 34 adet üretim kuyusu için yapılan BBC ve CCR Analizleri ile ilgili yorum yapmak seriler homojen olmadığı için doğru olmayacaktır. Bu sebeple; çok uç sınırlarda yer almakta olan; Dodan- 15M, Dodan-18M, Yeniköy-41, Yeniköy-42, B.Gökçe-11 ve B.Gökçe-12

83 71 dışarıda uygulanmıştır. tutulmak sureti ile üretim kuyuları için CCR ve BCC modelleri Şekil Yılı TPAO Üretim Kuyularına Ait Maliyet Grafiği Şekil Yılı TPAO Üretim Kuyularına Ait Metraj (Sondaj Derinliği) Grafiği

84 72 Şekil Yılı TPAO Üretim Kuyularına Ait Sondaj Süresi Grafiği 2010 yılındaki 28 üretim kuyusunun CCR ve BCC modelleriyle elde edilen etkinlik analizlerinin detaylı sonucu sırasıyla Tablo-4.14 ve Tablo 4.15 te sunulmuştur. Analiz sonuçlarına bakıldığında; CCR Modeline göre B.Raman-373, B.Raman-377, Şambayat-7 ve B.Raman-378 kuyuları etkin çıkmıştır. BCC Modeline bakıldığında ise CCR Modelinde etkin çıkan bütün kuyulara ek olarak; B.Raman-237 B.Raman-234 ve Çamurlu-56 kuyuları da etkin çıkmıştır.

85 Tablo Yılı İçerisinde Açılmış Olan Kuyuların Sınırlandırılmış CCR Analizi 73

86 74 Tablo Yılı İçerisinde Açılmış Olan Kuyuların Sınırlandırılmış BCC Analizi 28 adet homojen hale getirilmiş Üretim Kuyusu ile yapılan CCR ve BBC analizleri sonucunda etkin olmayan kuyuların iyileştirilmesine yönelik analizlere bakacak olursak; CCR modeline göre kuyuların 14 % ü etkinken, BCC ye göre 25 % i etkin çıkmıştır. BCC modelinde CCR modelinde etkin çıkan kuyulara ek

87 75 olarak; B.Raman-234, B.Raman-237 ve Çamurlu-56 kuyuları etkin çıkmıştır. Örneğin Tablo-4.16'da CCR (sabit ölçekli) modeline göre etkin çıkmayan B.Raman-233 kuyusu ve bu kuyunun etkin olabilmesi için referans gösterilen B.Raman-378 ve Şambayat-7 isimli kuyulara ait veriler yer almaktadır. Buna göre; B.Raman-233 kuyusunun Tablo-4.17'deki potansiyel iyileştirme değerlerinden de görülebileceği üzere; metrajı 842 metre, sondaj süresi 8 gün ve kuyu maliyeti USD azaltılırsa, üretilen gün sayısı yaklaşık 3 (3,59) 29 gün ve toplam üretim miktarı 524 varil artacak böylece B.Raman-233 kuyusu referans alınan kuyular gibi etkin bir kuyu olabilecektir. Tablo Örnek Üretim Kuyularına Ait CCR Modeli Sonucu (B.RAMAN-233) Tablo Örnek Üretim Kuyularına Ait Potensiyel İyileştirmeler (B.RAMAN-233) 29 Üretilen gün sayısı Tablo-4.20 Potansiyel İyileştirmeler Tablosunun Ç1 sütunundaki değerler vasıtası ile şu şekilde bulunmuştur; Gerçekleşen (1/Top. Ürt. Ypl. Zmn)=0, ise; Gerçekleşen Gün Sayısı=1/0, =316 gündür. Hedef(1/Top. Ürtm. Ypl. Zmn)=0, ise; Hedef Gün Sayısı=1/0, =319,59 gündür. Dolayısı ile; üretilen gün sayısı 319,59-316= 3,59 gün artırılmalı Oran olarak ise [ (319,59-316)/316 = %1,13] yüzde 1,13 yükselmelidir.

88 76 BCC Modeline (değişken getiri) göre ise; etkin çıkmayan Örneğin Tablo-4.18 deki Garzan-100 kuyusu ve bu kuyunun etkin olabilmesi için referans gösterilen B.Raman-234 B.Raman-237 ve Çamurlu-56 isimli kuyulara ait verilere bakılacaktır. Buna göre; Garzan-100 kuyusunun Tablo daki potansiyel iyileştirme değerlerinden de görülebileceği üzere; sadece metrajı 7 metre artıp, sondaj süresi 1 gün, ve kuyu maliyeti USD azaltılırsa, üretilen gün sayısı yaklaşık 324 (324,42) 30 gün düşecek ve toplam üretim miktarı 7384 varil artacak böylece Garzan-100 kuyusu referans alınan kuyular gibi etkin bir kuyu olabilecektir. Tablo Örnek Üretim Kuyularına Ait BCC Modeli Sonucu (GARZAN-100) Tablo Örnek Üretim Kuyularına Ait Potensiyel İyileştirmeler (GARZAN-100) 30 Üretilen gün sayısı Tablo-4.22 Potansiyel İyileştirmeler Tablosunun Ç1 sütunundaki değerler vasıtası ile şu şekilde bulunmuştur; Gerçekleşen (1/Top. Ürt. Ypl. Zmn)=0, ise; Gerçekleşen Gün Sayısı=1/0, =742 gündür. Hedef(1/Top. Ürtm. Ypl. Zmn)=0, ise; Hedef Gün Sayısı=1/0, =417,58 gündür. Dolayısı ile; üretilen gün sayısı 417,58-742= -324,42 gün azalmalı Oran olarak ise [ (417,58-742)/ 742 = % -0,44 ] yüzde 0,44 düşmeli

89 yılları arasında açılmış olan bütün üretim kuyularına ait üç yıllık veri setimize de homojenlik sınaması yapılmış ve ortalama değerlerden çok uzak değerlere sahip olan; B.Gökçe-11, B.Gökçe-12, B.Gökçe-9, Cendere-22, Çelikli-22, Dodan-15M, Dodan-18M, Dolum-1, İkizce-11, Karakuş-26, Kartaltepe-10, K.Karakuş-27, Raman-242, Sağım-1, Yeniköy-41 ve Yeniköy-42 kuyularının dışlanması sonucu veri setimize VZA vasıtası ile etkinlik verimlilik analizi uygulanmıştır. Sonuçlar Ekler bölümünde yer almaktadır. (Bakınız Ek-6 ve Ek-7) Sonuçlardan da görüldüğü üzere; bu üç yıllık dönemde açılan üretim kuyularının CCR modeline göre yalnız %9 u BCC modeline göre ise %18 i etkin çıkmıştır VZA Analizi Sonucu Elde Edilen Potansiyel İyileştirmelerin Gerçekleştirilmesi Bir önceki bölümde sınırlandırılmış VZA neticesinde potansiyel iyileştirme değerleri elde edilmiştir. Bu alt bölümde ise sondaj süresi ve metraj bir nevi maliyet unsuru olduğu için, bu girdilerde bir önceki alt bölümde (4.2.3.) öngörülen potansiyel iyileştirmeler yapıldıktan sonra kuyu maliyetlerinde değişim gerekli olup olmadığı incelenmekte ve maliyet için öngörülen yeni potansiyel iyileştirmeler değerlendirilmektedir. Tablo-4.5'deki B.Raman-355 kuyusu için CCR (sabit ölçekli) modeline göre yukarıda yapılan analize geri dönersek; sondaj süresinin 3,44 gün, metrajın ise 317,69 metre azaltılması öngörülüyor. Modeli bu şekilde tekrar tahmin edersek (Bakınız Ek-8) 31 ; Tablo-4.20'de görüldüğü gibi artık B.Raman-355 kuyusu etkin bir kuyu olarak ölçülmemiş ancak nerdeyse etkin bir skora (99,26 % etkinlik skoruna) yükselmiştir. Yani; yeni analiz sonuçlarına bakıldığında B.Raman-355 kuyusunda sondaj süresi ve metrajda gerekli iyileştirmeler yapıldığı taktirde, B.Raman-355 kuyusunda maliyetlerde sadece %35 lik bir azalma yeterli konuma gelmiştir. Oysa geçmişte maliyetler için ihtiyaç duyulan %51 lik bir azalmaydı. 31 Ek-8 de 2008 yılı içerisinde açılan tüm etkin olmayan kuyular için metraj ve sondaj süresinde gerekli iyileştirmeler yapılmasının ardından model tekrar analiz edilmiştir.

90 yılı içerisinde açılan ve etkin çıkmayan kuyular Ek-6 da yer almakta olup, bu kuyularda metraj ve sondaj süresinde toplu iyileştirmeler yapılarak tekrar analiz edildiğinde; B.Raman-352, Raman-244 ve B.Raman- 361 kuyuları etkin konuma gelmiştir, etkin olmayan diğer kuyuların skorları ise en kötü 94,27% olmakla birlikte skor genellikle 99% seviyesine yükselmiştir. Bunun sebebi hem sondaj süresi ve metrajın maliyet unsuru olmasından, hem de CCR ve BCC analizleri ile ölçülen göreli etkinlik olduğundan, B.Raman-355 ve diğer etkin olmayan kuyularda yapılan iyileştirmelerin referans değerlerini değiştirmesinden kaynaklanmaktadır. Tablo Sondaj Süresi ve Metraja Ait Potensiyel İyileştirmeler Yapıldıktan sonra CCR Modeli Sonuçları (B.Raman-355)

91 SONUÇ Tez çalışmasında yılları arasında Türkiye de kara alanlarında açılmış olan üretim kuyularının tamamı VZA ile analiz edilmiştir. Bir süreci ifade eden etkinliğin tam olarak ölçülmesi için; analizlerimizde hem yıllık, hem de üç yıllık verilerin tamamı için ayrı ayrı analizler yapılmıştır. Zira 2008 yılında açılan bir kuyudan sadece 2008 yılında petrol elde edilebilecekken, 2008 yılında açılan bir başka kuyudan 2009 ve 2010 yıllarında da üretim sağlanabilmektedir. Çalışmanın sonucunda 2008 yılında açılan üretim kuyularının CCR analizine göre 26% sı, BCC ye göre 30% u etkin çıkmıştır yılında açılan üretim kuyularının CCR analizine göre yalnızca 11% i etkinken, BCC analizine göre etkin kuyu sayımız 56% ya yükselmiştir yılında açılan üretim kuyularının ise CCR analizine göre 14% ü etkinken, BCC ye göre 25% i etkin çıkmıştır yılında CCR ve BCC analizlerinin diğer yıllara oranla daha büyük farklılık göstermesinin sebebi; her ne kadar kuyuları homojen hale getirmek amacı ile veri setinden bazı uç değerlere sahip kuyular çıkarılarak analizler yapılsa da; 2009 yılında açılmış üretim kuyuları diğer yıllara oranla girdiler açısından daha heterojen bir yapıya sahiptir. Dolayısıyla sabit getiri varsayımı altında (CCR analizi) optimal ölçekte üretim yapıldığını düşündüğümüzde etkin kuyu sayısı oranı düşükken, bu varsayımı kaldırdığımızda (BCC analizi) etkin kuyu sayısı oranı artış göstermiştir. Esasında çalışmada CCR modeline nazaran BCC modelini kullanmanın daha uygun olduğunu görmekteyiz. Bunun sebebi; eksik rekabet ve finans ile ilgili kısıtlamalar altında, Karar Alma Birimleri optimum ölçekte faaliyet gösteremezler ve ölçeğe göre değişken getiri; üretim teknolojisinin ölçeğe göre artan, sabit veya azalan getiri gösterebileceği gerçeğini ortaya koyar. Tez çalışmasında kuyular ile ilgili eksik rekabet diye düşünebileceğimiz farklı jeolojik yapılar ve koşulları göz önünde

92 80 bulundurduğumuzda ve finansal kısıtlamaların yer aldığı gerçeğini dikkate aldığımızda BCC sonuçlarını dikkate almak daha gerçekçi olacaktır yılları arasındaki üç yıllık dönem analiz edildiğinde ise; açılan üretim kuyularının CCR modeline göre yalnız %9 u BCC modeline göre ise %18 i etkin çıkmıştır. Yıllık kuyu verileri ile yapılan analizlerin, üç yıllık toplam kuyu verileri ile yapılan analizden farklı sonuçlar vermesinin nedeni ise; üç yıllık veri setindeki kuyu sayısının fazlalığından dolayı, girdi değerlerinin birbirleri ile homojenlik göstermesinden ve dolayısıyla veri setinde dışlanan kuyu sayısının azalmasından kaynaklanmaktadır. Analiz sonuçlarına göre etkin çıkan kuyuların genel özelliklerine baktığımızda; etkin kuyuların sondaj derinliği çoğunlukla metre arasında olan, sondaj süresi gün arasında süren, maliyetleri genellikle USD arasında olan kuyular olduğu gözlenmektedir. Ayrıca etkin çıkan kuyuların, petrol üretim miktarları genellikle varili geçmemekte olup, etkin çıkan kuyuların tamamı geniş rezerve sahip sahalarda açılan kuyulardır. Önemli bir sonuç da; üretim miktarı açısından çok istisnai (hiç üretim elde edilmeyen ya da varil üretim elde edilen) kuyular da etkin çıkmıştır. Etkin kuyuların çoğunluğu petrol üretimi ile sonuçlanmıştır. Çok azı ise geçici olarak terk edilmiştir. Terk edilmesine ve üretimin durmasına karşın kuyuların etkin çıkmasının nedeni; kuyuların terk edilmesi sebebi ile maliyetlerinin düşük olmasıdır. Üretim kuyularının etkinliğine bakıldığında etkin çıkan bütün kuyular daha önce keşfedilmiş olan ve zaten yıllardır üretim yapılan büyük sahaların kuyularıdır. Eski kuyuların devamı niteliğindeki üretim kuyularında bir noktaya

93 81 kadar sıkıntı yaşanmaz iken rezervin tükenmesi sonucunda açılan kuyu sayısı arttıkça etkinlik de düşmektedir. Bu da bize yeni sahalar keşfedilmesi gerekliliğini göstermektedir. Etkin çıkan kuyuların büyük çoğunluğu X Nolu Siirt Petrol Bölgesinde (Batman da) açılmıştır. Ancak XI Nolu Diyarbakır Petrol Bölgesi (Diyarbakır da) ve XII Nolu G.Antep Petrol Bölgesinden (Adıyaman da) de etkin çıkan kuyular vardır. Etkin kuyuların tamamı TPAO'nun kendi açmış olduğu kuyulardır. Zaten TPAO nun başka şirketler ile ortak olarak açmış olduğu kuyular genellikle Arama kuyularıdır. Etkin çıkan kuyulara bakıldığında genellikle NAT-750, NAT-55, F-125 ve F-200 tipi kuleler ile kazılan kuyular etkin çıkmıştır. Bu kulelerin tamamı elektrikli olmayan manuel (mobil) kuyulardır. Ancak bu kuleler etkin olmayan kuyularda da kullanılmıştır. Manuel kulelerin kullanımının etkin çıkmasının nedeni zaten TPAO Genel Müdürlüğü tarafından açılan kuyuların büyük çoğunluğunda bu kulelerin kullanılması veya manuel kuyularda arızalanmanın daha az olması olabilir. Bir başka neden ise; veri setimizi homojen hale getirmek için ortalama değerlere sahip kuyular ile çalıştığımız için ortalama derinliklerdeki kuyularda genellikle manuel kulelerin tercih edilmesidir. 2008'den sonra 2009 ve 2010'da açılmış olan ve üretim süreleri daha az olmasına karşın, daha çok petrol üretimi elde edilen kuyular mevcuttur. Bunun bir sebebi, K.Karakuş ve Şambayat gibi bazı kuyuların çok rezerve sahip olması, diğeri ise kuyuların yapısı ile ilgilidir. Örneğin; bazı kuyularda ilk bir ayda günde 100 varil üretilebilirken, sonra rezerv oldukça azalıp 4-5 ay boyunca üretim tam bitmese de bitmeye yakın bir potansiyelde devam edebilmektedir. Yani 2008 kuyuları da asıl üretimlerini, üretime alındıkları ilk birkaç ayda neredeyse tamamlayıp sonraki yıllarda oldukça düşük

94 82 miktarlarda üretim gerçekleştirmiş olabilirler. Tez çalışmasında etkin çıkan kuyuların; büyük rezerve sahip ve yüksek kalitede hidrokarbon içeren (gravitesi yüksek) sahalarda açıldığı görülmüştür. Bu sahalar ise büyük araştırmalar sonucu bulunmuştur. Dolayısıyla; arama kuyuları açılmasına ve AR-GE çalışmalarına gereken destek verilmelidir. Kalıcı, tutarlı, uygulanabilir, uzun dönemli, vizyon ve misyonu olan bir petrol politikası yürütülmelidir. Türkiye'de petrol vardır ancak; Türkiye'nin yeteri kadar arandığını söylemek mümkün değildir. Dolayısıyla TPAO ile birlikte uluslararası petrol şirketlerinin arama ve saha işletme faaliyetleri teşvik edilmelidir. Petrol sahalarındaki üretimi artırmak için modern ve geleneksel petrol üretim arttırma yöntemlerinin kullanımı geliştirilmeli ve arttırılmalıdır.

95 83 KAYNAKÇA ELLER, Stacy L., HARTLEY, Peter R. ve MEDLOCK, Kenneth B., Empirical Evidence on the Operational Efficiency of National Oil Companies, Empirical Economics, Sayı 40, 2011, s FEROZ, Ehsan H., KİM, Sungsoo ve RAAB, Raymond L., Financial Statement Analysis: A Data Envelopment Analysis Approach, Journal of the Operational Research Society, Sayı 54 (1), 2003, s OLIVEIRA, Lucas Santos Menezes, CORREIA, Teresa Cristina Vilardo Domingues ve MELLO, João Carlos Correia Baptista Soares de, Data Envelopment Analysis Applied to Evaluate the Usage of Oil and Natural Gas: South America Case, ICORD VI International Conferance on Operational Research for Development, 2007, s RAMANATHAN, Ramakrishnan, Comparative Risk Assessment of Energy Supply Technologies: A Data Envelopment Analysis Approach, Energy, Sayı 26(2), 2001, s RAMANATHAN, Ramakrishnan, An Assessment of Operations of Oil- Exporting Countries in Terms of Energy Consumption and Carbon Dioxide Emissions, Int. J. of Environment and Pollution, Sayı 35 (1), 2008, s ROCHA, Rafael Brandão ve CAVALCANTI NETTO, Maria Aparecida, A Data Envelopment Analysis Model for Rank Ordering Suppliers in the Oil Industry, Pesquisa Operacional, Sayı 22(2), 2002, s SHAFIEE, Morteza ve AMIRZADEH, Mahdi (2011) Evaluating Performance of the 37 Areas of N.I.O.P.D.C Using a Mathematical Model, ICIFE 2011 Oturum:4, 2011.

96 84 SHI Cheng-dong ve BIAN Dun-xin, Application of Rough Sets and Data Envelopment Analysis in Performance Decision-Making of Oil Supply Chain Enterprise, AICI '09 Proceedings of the 2009 International Conference on Artificial Intelligence and Computational Intelligence, Sayı 1, 2009, s ŞAHİN, İsmet ve ÖZCAN, Yaşar A., Public Sector Hospital Efficiency for Provincial Markets in Turkey, Journal of Medical Systems, Sayı 24(6), 2000, s THOMPSON, Russell G., DHARMAPALA, P. S., ROTHENBERG, Louis J. ve THRALL Robert M., DEA ARs and CRs Applied to Worldwide Major Oil Companies, Journal of Productivity Analysis, Sayı 5(2), 1989, s Türkiye Petrolleri A.O. Genel Müdürlüğü, "2010 Yılı Ham Petrol ve Doğal Gaz Sektör Raporu, Ağustos, Türkiye Petrolleri A.O. Genel Müdürlüğü, 2009 Yılı Petrol ve Doğal Gaz Sektör Raporu", Temmuz, ZHAO, Jing Zhang Bao Sheng, Evaluation of the Sinopec Performance with Data Envelopment Analysis Theory, Information and Financial Engineering (ICIFE), nd IEEE International Conference on,

97 85 EKLER EK-1 TOPLAM ÜRETİLEN GÜN SAYISININ GİRDİ OLARAK ELE ALINMIŞ OLDUĞU ANALİZ SONUÇLARI Ek 1.a YILI İÇERİSİNDE AÇILAN BÜTÜN KUYULARIN CCR MODELİ İLE ANALİZİ SONUÇLARI Ek 1.b.2008 YILI İÇERİSİNDE AÇILAN BÜTÜN KUYULARIN BCC MODELİ İLE ANALİZİ SONUÇLARI

98 86 Ek.1.c.2009 YILI İÇERİSİNDE AÇILAN BÜTÜN KUYULARIN CCR MODELİ İLE ANALİZİ SONUÇLARI Ek.1.d YILI İÇERİSİNDE AÇILAN BÜTÜN KUYULARIN BCC MODELİ İLE ANALİZİ SONUÇLARI

99 87 Ek.1.e YILI İÇERİSİNDE AÇILAN BÜTÜN KUYULARIN CCR MODELİ İLE ANALİZİ SONUÇLARI Ek.1.f.2010 YILI İÇERİSİNDE AÇILAN BÜTÜN KUYULARIN BCC MODELİ İLE ANALİZİ SONUÇLARI

100 Ek.1.g YILLARI İÇERİSİNDE TOPLAM 3 YIL İÇERİSİNDE AÇILAN BÜTÜN KUYULARIN CCR MODELİ İLE ANALİZİ SONUÇLARI 88

101 89

102 Ek.1.h YILLARI İÇERİSİNDE TOPLAM 3 YIL İÇERİSİNDE AÇILAN BÜTÜN KUYULARIN BCC MODELİ İLE ANALİZİ SONUÇLARI 90

103 91

104 92 Ek-2 Toplam Üretilen Gün Sayısının Çıktı Olarak Ele alınmış Olduğu Analiz Sonuçları Ek.2.a YILI İÇERİSİNDE AÇILAN BÜTÜN KUYULARIN CCR MODELİ İLE ANALİZİ SONUÇLARI Ek.2.b.2008 YILI İÇERİSİNDE AÇILAN BÜTÜN KUYULARIN BCC MODELİ İLE ANALİZİ SONUÇLARI

105 93 Ek.2.c YILI İÇERİSİNDE AÇILAN BÜTÜN KUYULARIN CCR MODELİ İLE ANALİZİ SONUÇLARI Ek.2.d YILI İÇERİSİNDE AÇILAN BÜTÜN KUYULARIN BCC MODELİ İLE ANALİZİ SONUÇLARI

106 94 Ek.2.e.2010 YILI İÇERİSİNDE AÇILAN BÜTÜN KUYULARIN CCR MODELİ İLE ANALİZİ SONUÇLARI Ek.2.f YILI İÇERİSİNDE AÇILAN BÜTÜN KUYULARIN BCC MODELİ İLE ANALİZİ SONUÇLARI

107 Ek.2.g YILLARI İÇERİSİNDE TOPLAM 3 YIL İÇERİSİNDE AÇILAN BÜTÜN KUYULARIN CCR MODELİ İLE ANALİZİ SONUÇLARI 95

108 96

109 Ek.2.h YILLARI İÇERİSİNDE TOPLAM 3 YIL İÇERİSİNDE AÇILAN BÜTÜN KUYULARIN BCC MODELİ İLE ANALİZİ SONUÇLARI 97

110 98

111 99 EK-3 1/ TOPLAM ÜRETİLEN GÜN SAYISININ ÇIKTI OLARAK ELE ALINMIŞ OLDUĞU ANALİZ SONUÇLARI Ek.3.a YILI İÇERİSİNDE AÇILAN BÜTÜN KUYULARIN CCR MODELİ İLE ANALİZİ SONUÇLARI Ek.3.b YILI İÇERİSİNDE AÇILAN BÜTÜN KUYULARIN BCC MODELİ İLE ANALİZİ SONUÇLARI

112 100 Ek.3.c YILI İÇERİSİNDE AÇILAN BÜTÜN KUYULARIN CCR MODELİ İLE ANALİZİ SONUÇLARI Ek.3.d YILI İÇERİSİNDE AÇILAN BÜTÜN KUYULARIN BCC MODELİ İLE ANALİZİ SONUÇLARI

113 101 Ek.3.e YILI İÇERİSİNDE AÇILAN BÜTÜN KUYULARIN CCR MODELİ İLE ANALİZİ SONUÇLARI Ek.3.f YILI İÇERİSİNDE AÇILAN BÜTÜN KUYULARIN BCC MODELİ İLE ANALİZİ SONUÇLARI

114 Ek.3.g YILLARI İÇERİSİNDE TOPLAM 3 YIL İÇERİSİNDE AÇILAN BÜTÜN KUYULARIN CCR MODELİ İLE ANALİZİ SONUÇLARI 102

115 103

116 Ek.3.h YILLARI İÇERİSİNDE TOPLAM 3 YIL İÇERİSİNDE AÇILAN BÜTÜN KUYULARIN BCC MODELİ İLE ANALİZİ SONUÇLARI 104

117 105 EK-4 KUYULARDA GÖREVLİ İŞGÜCÜ İLE İLGİLİ TANIMLAMALAR Çamur Mühendisi: Sondör: sondaj makinesi yanında vasıfsız işçi olarak çalıştırılmaya başlatılan, yetiştirilen; sırasıyla anahtarcı, derikmen, sondör muavini derecelerinden sonra kendisine müstakil makine idaresi emanet edilerek vinç başına geçirilen vasıflı işçi Sondaj İşçisi: Sondaj faaliyetinin gerçekleştirilmesi ve devamında görevlidir. Kule ekibinin ara elemanlarından birisi olarak kuledeki makine ve ekipmanın çalışmasında hizmet eder. Derikmen: Derikmen (Petrol) işletmenin genel çalışma prensipleri doğrultusunda, araç, gereç ve ekipmanları etkin bir şekilde kullanarak, işçi sağlığı, iş güvenliği ve çevre koruma düzenlemelerine ve mesleğin verimlilik ve kalite gerekliliklerine uygun olarak: a) Kulenin montajını yapmak için şase, tank ve pompaları yerleştirmek, b) Çamur hatlarını, taç makarayı, manevra platformunu, kule aksesuarlarını,

118 106 köşeli boruyu ve köşeli boru klavuzunu bağlamak, c) Mast parçalarını birleştirmek, kule kaldırma ve sondaj halatı donanımı yapmak, d) Kedi kafası ve rotari masasını yerleştirmek, e) Tac makarayı ve hareketli makarayı kontrol etmek, f) Fırdöndüyü (swivel) ve kedi kafasını kontrol etmek, g) Sıkma / sökme (tong) anahtarlarını ve slipleri kontrol etmek, h) Elevatörü, sabit makarayı (dead line anchor) ve fren sistemini kontrol etmek, i) Kule ekipmanının günlük bakımını yapmak, j) Sondaj manevrası yapmak için sondaj çamuru, manevra platformu ve sapan hazırlamak, k) Sondaj borusunu elevatöre vermek ve çamur pompasını devreye sokmak, l) Tanklardaki çamur seviyesini, çamur viskozitesini,çamur ağırlığını ve su kaybını ölçmek, m) Sondaj borularını kafese almak ve muhafaza borusunu (casing) merkezlemek, n) Kuyu başı düzeneği hazırlamak için muhafaza borusu kafasını (housing) boruya, akış hattını (flow -line), kuyu doldurma hattını (kill line), kuyu boşaltma hattını (choke) ve gaz hattını (flare) bağlamak, o) Ringi muhafaza borusu kafasına, kuyu başı geçiş düzlemini (spoool), emniyet vanalarını ve kondüktörü yerleştirmek, vb. görev ve işlemleri yerine getirir. Ekip Makinisti (Petrol): Petrol ve gaz üretim sahalarında üretim ve enjeksiyon yapan kuyuların yer üstü pompalarının ve yer üstü donanımlarının günlük kontrollerini yapma, kuyu üretimini kontrol etme, arızaları giderme ve sahanın genel kontrolünü yapma ile ilgili işlemleri, kendi başına ve belirli bir süre içerisinde yerine getirme bilgi ve becerisine sahip nitelikli kişidir.

119 107 Grove Operatörü: Kule vincin genel kontrolünü yapar, yürümeyi gerektiren durumlarda kule vincin ayak bağlantılarını çıkarır, vincin ayak bağlantılarını takar, yükü kaldırır, yükün aktarılacağı yönü tespit eder, yükü gideceği yere götürür, yükü bırakır, iş bitiminde vinci park durumuna getirir, yürüyüş sistemlerini, elektrik ve gövde aksamını, halatları, dönüş ve şaryo sistemlerini kontrol eder, hareketli makineleri, dönüş dişlilerini, yürüyüş mafsallarını, kanca halatlarını yağlar, kule vincin bakımını yapar ve bakımla ilgili kayıt tutar. Mud Logging Teknisyeni: Modern petrol sahalarındaki sondaj çalışmalarında derinlik bakımından hidrokarbonların pozisyonlarını belirlerler, kuyulartın litolojisini tanımlarlar, sondaj çamuru akıntısına doğalgaz girişini izler ve petrol jeologları nın kullanması için kuyu loğlarını çizer. Pompa Makinisti: Kule parçalarını çıkarmak ve onarmak için makine ve ekipmanı söker, -Kırık veya aşırı aşınmış kusurlu parçaları inceler, -Makine ve ekipmanın kırık ve arızalı parçalarını onarır veya değiştirir, makine veya ekipmanı temizler, yağlar, ayarlar, -Endüstriyel üretim malzemelerini, makine veya ekipmanı onarır veya çalışması için bakımını yapar. Pompacı: Basınç göstergelerini ve debimetreleri gözlemler ve pompaların hızını düzenlemek amacıyla vanaları ayarlar, basıncı ve malzemelerin akış hızını kontrol eder, -Depolama tankları, işleme tankları, kamyonlar, demiryolu araçları, gemiler, kanallar ve madenlerden malzemeleri transfer eder, -Kuyulardan ham petrolü pompalar, -El aletleri kullanmak suretiyle, filtre ve contaları değiştirerek, bağlantıları sıkarak ve pompaları ayarlayarak, pompaları ve hatları korur. Forklift: ağır yükleri çatalları aracılığıyla kaldırmak ve özellikle bir araca ya

120 108 da rafa yüklemek için kullanılan bir çeşit iş makinesi olup, Forklift operatörü; ise kendi başına ve belirli bir süre içerisinde, forklift kullanarak, çeşitli yüklerin emniyetli bir şekilde yükleme, boşaltma ve forkliftin bakım kontrolünü yapma bilgi ve becerisine sahip kişidir. Numuneci: Ham petrol tank ve kuyularının değişik kesimlerinden numune alıp, tahlil için laboratuara gönderen kişidir. Numuneci (Ham Petrol) işletmenin genel çalışma prensipleri doğrultusunda, araç, gereç ve ekipmanları etkin bir şekilde kullanarak, işçi sağlığı, iş güvenliği ve çevre koruma düzenlemelerine ve mesleğin verimlilik ve kalite gereklerine uygun olarak: a) Ham petrolün yüzdesini ve içindeki diğer maddelerin oranlarının belirlenmesi için numuneleri alacağı petrol tank ve kuyularını tespit etmek, b) Tankların alt, orta ve üst kısımlarından ve kuyulardan özel aleti ile ham petrol almak, c) Aldığı petrolleri numune kabına boşaltarak karıştırmak, d) Numune kabının üzerine tank ve kuyuların numarası ile tarih ve aldığı saat yazılı etiket yapıştırarak teste tabi tutulmak üzere laboratuara göndermek, vb. görev ve işlemleri yerine getirmekle görevli kişidir. Kaynakçı: Metalleri, oksiasetilen, elektrik arkı ve gaz alevi ile çeşitli şekillerde kesen, parçaları yine aynı yöntemle eriterek birleştiren kişidir.

121 109 EK-5 TOPLAM ÜRETİM ZAMANININ GİRDİ, TOPLAM ÜRETİM ZAMANININ ÇIKTI VE 1/ TOPLAM ÜRETİM ZAMANININ ÇIKTI OLARAK ELE ALINDIĞI 3 FARKLI SINIRLANDIRILMAMIŞ ETKİNLİK ANALİZİ SONUCUNDA ETKİN ÇIKAN KUYULAR Girdiler: f(sondaj süresi, metraj, maliyet) Çıktı: f(1/toplam üretim zamanı, üretim miktarı) Girdiler: f(sondaj süresi, metraj, maliyet, toplam üretim zamanı) Çıktı: f (üretim miktarı) Girdiler: f(sondaj süresi, metraj, maliyet) Çıktı: f(toplam üretim zamanı, üretim miktarı) yılları arasındaki etkin kuyular CCR BCC CCR BCC CCR BCC K.Karakuş-27 B.RAMAN 353 K.Karakuş-27 B.RAMAN 353 B.RAMAN 353 B.RAMAN 353 B.Raman 373 B.RAMAN 356 Şambayat-7 B.RAMAN 356 B.RAMAN 352 B.RAMAN 352 B.Raman 377 RAMAN 244 RAMAN 244 B.RAMAN 362 B.RAMAN 356 B.Raman 378 B.RAMAN 362 B.RAMAN 362 K.KARAKUŞ 27 RAMAN 244 K.KARAKUŞ 27 K.KARAKUŞ 27 B.RAMAN 362 ÇAMURLU 52 ÇAMURLU 52 K.KARAKUŞ 27 RAMAN 247 RAMAN 247 RAMAN 247 B.RAMAN 237 RAMAN 207 B.RAMAN 237 B.RAMAN 373 B.RAMAN 237 B.RAMAN 377 B.RAMAN 374 ÇAMURLU 56 B.RAMAN 234 B.RAMAN 378 ÇAMURLU 56

122 110 ŞAMBAYAT yılı etkin kuyuları B.Raman 353 B.RAMAN 353 B.KOZLUCA 41 B.RAMAN 353 B.RAMAN 355 B.RAMAN 355 B.Raman 356 B.RAMAN 356 DOLUM 1 ÇAMURLU 46 B.RAMAN 353 B.RAMAN 353 B.KOZLUCA 41 B.KOZLUCA 41 B.RAMAN 356 B.RAMAN 352 B.RAMAN 352 B.RAMAN 364 B.RAMAN 364 B.KOZLUCA 41 B.RAMAN 358 B.RAMAN 358 B.RAMAN 363 RAMAN 244 B.RAMAN 364 B.RAMAN 356 B.RAMAN 356 B.RAMAN 362 B.RAMAN 363 RAMAN 244 B.KOZLUCA 41 B.KOZLUCA 41 DOLUM 1 B.RAMAN 362 B.RAMAN 362 B.RAMAN 364 B.RAMAN 364 DOLUM 1 DOLUM 1 B.RAMAN 362 RAMAN 244 DOLUM 1 B.RAMAN 362 DOLUM yılı etkin kuyuları K.Karakuş-27 B.RAMAN 371 K.Karakuş-27 B.RAMAN 371 K.Karakuş-27 B.RAMAN 371 Sarıcak-10 B.RAMAN 368 B.RAMAN 368 ÇAMURLU 51 B.RAMAN 368 K.KARAKUŞ 27 K.KARAKUŞ 27 K.KARAKUŞ 27 ÇAMURLU 52 ÇAMURLU 52 ÇAMURLU 52 ÇAMURLU 51 ÇAMURLU 51 ÇAMURLU 51 B.RAMAN 240 B.RAMAN 240 B.RAMAN 240 B.RAMAN 239 B.RAMAN 239 B.RAMAN 239 B.RAMAN 218 B.RAMAN 218 B.RAMAN 218 RAMAN 247 RAMAN 247 RAMAN 247 SARICAK 10 B.RAMAN 216 RAMAN 207 RAMAN 207 RAMAN 207

123 yılı etkin kuyuları B.Raman 373 B.RAMAN 237 Şambayat-7 RAMAN 249 B.RAMAN 238 B.RAMAN 238 B.Raman 377 B.RAMAN 234 B.RAMAN 237 B.RAMAN 237 B.RAMAN 237 Şambayat-7 B.RAMAN 373 B.RAMAN 374 B.RAMAN 234 B.RAMAN 234 B.Raman 378 B.RAMAN 377 B.RAMAN 234 ŞAMBAYAT 7 ÇAMURLU 56 ÇAMURLU 56 B.RAMAN 373 ŞAMBAYAT 7 ŞAMBAYAT 7 ÇAMURLU 56 B.RAMAN 378 ŞAMBAYAT 7

124 112 EK-6 MODELİN VERİ SETİNİN SINIRLANDIRILMASI SONUCU ELDE EDİLEN SONUÇLAR Ek.6.a YILLARI İÇERİSİNDE TOPLAM 3 YIL İÇERİSİNDE AÇILAN BÜTÜN KUYULARIN SINIRLANDIRILMIŞ CCR ANALİZİ

125 113

126 Ek.6.b YILLARI İÇERİSİNDE TOPLAM 3 YIL İÇERİSİNDE AÇILAN BÜTÜN KUYULARIN SINIRLANDIRILMIŞ BCC ANALİZİ 114

127 115 Ek-7 SINIRLANDIRILMIŞ MODELİN ANALİZİ SONUCUNDA YILLARI ARSINDA ETKİN ÇIKAN BÜTÜN KUYULAR Yılları Arasında Açılan Bütün Kuyular CCR BCC B.RAMAN 373 B.RAMAN 353 B.RAMAN 377 B.RAMAN 356 B.RAMAN 378 RAMAN 244 B.KOZLUCA 41 B.RAMAN 362 B.RAMAN 356 ÇAMURLU 52 B.RAMAN 353 RAMAN 247 ŞAMBAYAT 7 B.RAMAN 237 B.RAMAN 373 B.RAMAN 377 ÇAMURLU 56 B.RAMAN 378 B.RAMAN 364 B.KOZLUCA 41 ŞAMBAYAT 7 Ek-8 METRAJ VE SONDAJ SÜRESİNDE GEREKLİ POTANSİYEL İYİLEŞTİRMELER YAPILMASININ ARDINDAN 2008 YILINDA AÇILMIŞ OLAN KUYULARIN ETKİNLİK ANALİZİ

T.C. ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI Petrol İşleri Genel Müdürlüğü GENEL GÖRÜNÜM. Selami İNCEDALCI Genel Müdür

T.C. ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI Petrol İşleri Genel Müdürlüğü GENEL GÖRÜNÜM. Selami İNCEDALCI Genel Müdür T.C. ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI Petrol İşleri Genel Müdürlüğü PETROL ARAMA - ÜRETİM SEKTÖRÜ GENEL GÖRÜNÜM PETROL ARAMA - ÜRETİM SEKTÖRÜ I. İSTİŞARE TOPLANTISI 10 Mart 2012 Selami İNCEDALCI Genel

Detaylı

2014 Yılı Petrol Arama - Üretim Faaliyetleri

2014 Yılı Petrol Arama - Üretim Faaliyetleri $/Varil 2014 Yılı Petrol Arama - Üretim Faaliyetleri? Petrol İşleri Genel Müdürlüğü Sunum Planı Ruhsatlandırma Faaliyetleri Arama ve Üretim Faaliyetleri Faaliyetlerin Ekonomik Boyutu 2 Ruhsatlandırma Faaliyetleri

Detaylı

TÜRKİYE NİN DOĞALGAZ POTANSİYELİ

TÜRKİYE NİN DOĞALGAZ POTANSİYELİ TÜRKİYE NİN DOĞALGAZ POTANSİYELİ Murat Sungur BURSA Enerji Grubu Başkanı Zorlu Holding (CEO Zorlu Holding Energy Group) 11 Ocak 2010 ANKARA SUNUM İÇERİĞİ 1. Türkiye nin doğalgaz üretim ve tüketim durumu

Detaylı

Azerbaycan Enerji Görünümü GÖRÜNÜMÜ. Hazar Strateji Enstitüsü Enerji ve Ekonomi Araştırmaları Merkezi. www.hazar.org

Azerbaycan Enerji Görünümü GÖRÜNÜMÜ. Hazar Strateji Enstitüsü Enerji ve Ekonomi Araştırmaları Merkezi. www.hazar.org Azerbaycan Enerji GÖRÜNÜMÜ Hazar Strateji Enstitüsü Enerji ve Ekonomi Araştırmaları Merkezi EKİM 214 www.hazar.org 1 HASEN Enerji ve Ekonomi Araştırmaları Merkezi, Geniş Hazar Bölgesi ne yönelik enerji,

Detaylı

2008 Yılı. Petrol ve Doğalgaz. Sektör Raporu

2008 Yılı. Petrol ve Doğalgaz. Sektör Raporu Türkiye Petrolleri A.O. Genel Müdürlüğü 2008 Yılı Petrol ve Doğalgaz Sektör Raporu Mart 2008 İÇİNDEKİLER DÜNYADA PETROL ve DOĞALGAZ SEKTÖRÜNÜN GÖRÜNÜMÜ... 3 Petrol Sektörü... 3 Petrol Tüketimi... 3 Petrol

Detaylı

YAKITLAR JEOLOJİSİ DERS PROGRAMI

YAKITLAR JEOLOJİSİ DERS PROGRAMI YAKITLAR JEOLOJİSİ DERS PROGRAMI Türkiye Enerji İstatistikleri ve Yorumlanması 1. KÖMÜR JEOLOJİSİ 1.1. Kömürü önemli kılan etmenler nelerdır? Tarihsel arkaplan, günümüz için taşıdığı önem 1.2. Kömürün

Detaylı

TÜRKİYE'DE PETROL SEKTÖRÜ VE TPAO

TÜRKİYE'DE PETROL SEKTÖRÜ VE TPAO Türkiye'de petrol TÜRKİYE'DE PETROL SEKTÖRÜ VE TPAO Ülkemizin komşu coğrafyasında dünya toplam petrol rezervlerinin % 65'i bulunmasına, üretiminin ise % 41'inin yapılmasına karşılık, ülkemiz petrol açısından

Detaylı

1.10.2015. Kömür ve Doğalgaz. Öğr. Gör. Onur BATTAL

1.10.2015. Kömür ve Doğalgaz. Öğr. Gör. Onur BATTAL Kömür ve Doğalgaz Öğr. Gör. Onur BATTAL 1 2 Kömür yanabilen sedimanter organik bir kayadır. Kömür başlıca karbon, hidrojen ve oksijen gibi elementlerin bileşiminden oluşmuş, diğer kaya tabakalarının arasında

Detaylı

Enerji Ülkeleri.Rusya En Zengin..! 26 Ocak 2015

Enerji Ülkeleri.Rusya En Zengin..! 26 Ocak 2015 Enerji Ülkeleri.Rusya En Zengin..! 26 Ocak 2015 Dünyanın Enerji Kaynakları Konusunda En Zengin Ülkeleri A1 Capital Yorumu Coğrafya ve tarih kitaplarında ülkemiz için jeopolitik öneme sahip kilit ve kritik

Detaylı

ENERJİ KAYNAKLARI ve TÜRKİYE DİYARBAKIR TİCARET VE SANAYİ ODASI

ENERJİ KAYNAKLARI ve TÜRKİYE DİYARBAKIR TİCARET VE SANAYİ ODASI ENERJİ KAYNAKLARI ve TÜRKİYE DİYARBAKIR TİCARET VE SANAYİ ODASI ENERJİ KAYNAKLARI ve TÜRKİYE Türkiye önümüzdeki yıllarda artan oranda enerji ihtiyacı daha da hissedecektir. Çünkü,ekonomik kriz dönemleri

Detaylı

TÜRKİYE DOĞALGAZ İHTİYACINDA BAĞIMLILIKTAN, ÇEŞİTLİLİĞE ULAŞABİLECEK Mİ? LNG İTHALATI BİR ÇÖZÜM MÜ? Mehmet ÖZÇELİK

TÜRKİYE DOĞALGAZ İHTİYACINDA BAĞIMLILIKTAN, ÇEŞİTLİLİĞE ULAŞABİLECEK Mİ? LNG İTHALATI BİR ÇÖZÜM MÜ? Mehmet ÖZÇELİK ÇEŞİTLİLİĞE ULAŞABİLECEK Mİ? LNG İTHALATI BİR ÇÖZÜM MÜ? Mehmet ÖZÇELİK Bilgi Raporu Ekonomik Araştırmalar ve Proje Müdürlüğü KONYA Mart, 2016 www.kto.org.tr İÇİNDEKİLER 1. GİRİŞ... 1 2. TÜRKİYE NİN DOĞALGAZ

Detaylı

TÜRKĐYE PETROL ARAMA ve ÜRETĐM M SEKTÖRÜNÜN GENEL GÖRÜNÜMÜG

TÜRKĐYE PETROL ARAMA ve ÜRETĐM M SEKTÖRÜNÜN GENEL GÖRÜNÜMÜG T.C. ENERJĐ VE TABĐĐ KAYNAKLAR BAKANLIĞI - PETROL ĐŞLERĐ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ - TÜRKĐYE PETROL ARAMA ve ÜRETĐM M SEKTÖRÜNÜN GENEL GÖRÜNÜMÜG 11 Ocak 2010 Sheraton Oteli / ANKARA A.Erdal GÜLDERENG Genel MüdürM

Detaylı

PETFORM Üyesi 34 Enerji Şirketi

PETFORM Üyesi 34 Enerji Şirketi Nusret Cömert Yönetim Kurulu Başkanı PETFORM Üyesi 34 Enerji Şirketi AKSA ALADDIN MIDDLE EAST ARGM ATTİLA DOĞAN İNŞAAT AVRASYA GAZ BOSPHORUSGAZ BP ÇALIK ENERJİ EDISON EGEGAZ ENERCO ENERJİ ENERGY OPERATIONS

Detaylı

(*Birincil Enerji: Herhangi bir dönüşümden geçmemiş enerji kaynağı) Şekil 1 Dünya Ekonomisi ve Birincil Enerji Tüketimi Arasındaki İlişki

(*Birincil Enerji: Herhangi bir dönüşümden geçmemiş enerji kaynağı) Şekil 1 Dünya Ekonomisi ve Birincil Enerji Tüketimi Arasındaki İlişki Nüfus artışı, kentsel gelişim ve sanayileşme ile birlikte dünyada enerji tüketimi gün geçtikçe artmaktadır. Dünya nüfusunun 2040 yılına geldiğimizde 1,6 milyarlık bir artış ile 9 milyar seviyesine ulaşması

Detaylı

TÜRKİYE'DE PETROL ARAMACILIĞI

TÜRKİYE'DE PETROL ARAMACILIĞI 1/10 TÜRKİYE'DE PETROL ARAMACILIĞI Mesut ATALAY Yerbil Jeolojik Hizmetler Ltd Türkiye Petrol Jeologları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi 1. Giriş Petrol sektörü çok farklı faaliyetler zincirinden oluşur. Bu

Detaylı

T.C. ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI Petrol İşleri Genel Müdürlüğü ŞEYL GAZLARI. Ömer KOCA Genel Müdür Yardımcısı

T.C. ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI Petrol İşleri Genel Müdürlüğü ŞEYL GAZLARI. Ömer KOCA Genel Müdür Yardımcısı T.C. ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI Petrol İşleri Genel Müdürlüğü ŞEYL GAZLARI PETROL ARAMA - ÜRETİM SEKTÖRÜ I. İSTİŞARE TOPLANTISI 10 Mart 2012 Ömer KOCA Genel Müdür Yardımcısı 1 Sunum Planı NEDEN

Detaylı

qwertyuiopgüasdfghjklsizxcvbnmöçq wertyuiopgüasdfghjklsizxcvbnmöçqw ertyuiopgüasdfghjklsizxcvbnmöçqwer tyuiopgüasdfghjklsizxcvbnmöçqwerty

qwertyuiopgüasdfghjklsizxcvbnmöçq wertyuiopgüasdfghjklsizxcvbnmöçqw ertyuiopgüasdfghjklsizxcvbnmöçqwer tyuiopgüasdfghjklsizxcvbnmöçqwerty qwertyuiopgüasdfghjklsizxcvbnmöçq wertyuiopgüasdfghjklsizxcvbnmöçqw 1 ertyuiopgüasdfghjklsizxcvbnmöçqwer tyuiopgüasdfghjklsizxcvbnmöçqwerty Petrolden Başka Enerjı Kaynakları Var mıdır? uiopgüasdfghjklsizxcvbnmöçqwertyui

Detaylı

TÜRKĐYE NĐN ENERJĐ ARZ POLĐTĐKALARI

TÜRKĐYE NĐN ENERJĐ ARZ POLĐTĐKALARI TÜRKĐYE NĐN ENERJĐ ARZ POLĐTĐKALARI Selahattin HAKMAN TÜSĐAD Enerji Çalışma Grubu Üyesi Sabancı Holding Enerji Grup Başkanı Enerji Arz ve Talebi 6000 (Mtoe) 5000 4000 3000 2000 1000 0 1980 2000 2006 2015

Detaylı

ENERJİ VERİMLİLİĞİ MÜCAHİT COŞKUN

ENERJİ VERİMLİLİĞİ MÜCAHİT COŞKUN ENERJİ VERİMLİLİĞİ MÜCAHİT COŞKUN 16360019 1 İÇİNDEKİLER Enerji Yoğunluğu 1. Mal Üretiminde Enerji Yoğunluğu 2. Ülkelerin Enerji Yoğunluğu Enerji Verimliliği Türkiye de Enerji Verimliliği Çalışmaları 2

Detaylı

RÜZGAR ENERJĐSĐ. Erdinç TEZCAN FNSS

RÜZGAR ENERJĐSĐ. Erdinç TEZCAN FNSS RÜZGAR ENERJĐSĐ Erdinç TEZCAN FNSS Günümüzün ve geleceğimizin ekmek kadar su kadar önemli bir gereği; enerji. Son yıllarda artan dünya nüfusu, modern hayatın getirdiği yenilikler, teknolojinin gelişimi

Detaylı

YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARIMIZ VE ELEKTRİK ÜRETİMİ. Prof. Dr. Zafer DEMİR --

YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARIMIZ VE ELEKTRİK ÜRETİMİ. Prof. Dr. Zafer DEMİR -- YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARIMIZ VE ELEKTRİK ÜRETİMİ Prof. Dr. Zafer DEMİR -- zaferdemir@anadolu.edu.tr Konu Başlıkları 2 Yenilenebilir Enerji Türkiye de Politikası Türkiye de Yenilenebilir Enerji Teşvikleri

Detaylı

Enerjide yüksek ithalat ekonomiye büyük risk

Enerjide yüksek ithalat ekonomiye büyük risk Tarih: 13.01.2013 Sayı: 2013/01 (RAPOR 13 OCAK PAZAR GÜNÜNE AMBARGOLUDUR) Türkiye Enerji İstatistikleri ve Vizyon Raporu na göre; Enerjide yüksek ithalat ekonomiye büyük risk İstanbul Serbest Muhasebeci

Detaylı

BİLGİ DAĞARCIĞI ŞEYL GAZI (SHALE GAS) VE EKONO- MİK DEĞERİ

BİLGİ DAĞARCIĞI ŞEYL GAZI (SHALE GAS) VE EKONO- MİK DEĞERİ 44 ŞEYL GAZI (SHALE GAS) VE EKONO- MİK DEĞERİ İlker ŞENGÜLER* GİRİŞ 18. yüzyılda sanayi devriminin başlamasıyla enerjinin tahtına oturan kömür, 19. yüzyılın sonlarında yerini petrole bırakmıştır. Sanayi

Detaylı

Doç. Dr. Mehmet Azmi AKTACİR HARRAN ÜNİVERSİTESİ GAP-YENEV MERKEZİ OSMANBEY KAMPÜSÜ ŞANLIURFA. Yenilenebilir Enerji Kaynakları

Doç. Dr. Mehmet Azmi AKTACİR HARRAN ÜNİVERSİTESİ GAP-YENEV MERKEZİ OSMANBEY KAMPÜSÜ ŞANLIURFA. Yenilenebilir Enerji Kaynakları Doç. Dr. Mehmet Azmi AKTACİR HARRAN ÜNİVERSİTESİ GAP-YENEV MERKEZİ OSMANBEY KAMPÜSÜ ŞANLIURFA 2018 Yenilenebilir Enerji Kaynakları SUNU İÇERİĞİ 1-DÜNYADA ENERJİ KAYNAK KULLANIMI 2-TÜRKİYEDE ENERJİ KAYNAK

Detaylı

Türkiye nin Enerji Politikalarına ve Planlamasına Genel Bakış

Türkiye nin Enerji Politikalarına ve Planlamasına Genel Bakış Türkiye nin Enerji Politikalarına ve Planlamasına Genel Bakış Yrd. Doç. Dr. Vedat GÜN Enerji Piyasası İzleme ve Arz Güvenliği Daire Başkanı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı 28-29-30 Haziran 2007, EMO-İÇEF,

Detaylı

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 TEMMUZ AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 TEMMUZ AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi. HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 TEMMUZ AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU Ağustos 2017 1 HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2017 TEMMUZ İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME Yılın İlk 7 Ayında

Detaylı

EKONOMİK GÖSTERGELER BÜLTENİ

EKONOMİK GÖSTERGELER BÜLTENİ SAYI 12 EKONOMİK GÖSTERGELER BÜLTENİ 2014 2. Çeyrek Yıllar İtibariyle Yatırım Teşvik Belgeli Yatırım Bilgileri YATIRIM TEŞVİK İSTATİSTİKLERİ (ENERJİ YATIRIMLARI HARİÇ) Kaynak: Ekonomi Bakanlığı Bölgemizde

Detaylı

KAYA GAZI NEDİR? (SHALE GAS) DÜNYA KAYA GAZI REZERVLERİ HARİTASI KAYA GAZI ÜRETİMİ HİDROLİK ÇATLATMA

KAYA GAZI NEDİR? (SHALE GAS) DÜNYA KAYA GAZI REZERVLERİ HARİTASI KAYA GAZI ÜRETİMİ HİDROLİK ÇATLATMA BAŞLIKLAR 1 FOSIL YAKITLAR 2 3 KAYA GAZI NEDİR? (SHALE GAS) KAYA GAZI OLUŞUMU 4 DÜNYA KAYA GAZI REZERVLERİ HARİTASI 5 KAYA GAZI ÜRETİMİ 6 KAYA GAZI ÜRETİMİ HİDROLİK ÇATLATMA BAŞLIKLAR 7 KAYA GAZININ FİYATLARA

Detaylı

Enerji ve İklim Haritası

Enerji ve İklim Haritası 2013/2 ENERJİ İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Enerji ve Çevre Yönetimi Dairesi Başkanlığı Enerji ve İklim Haritası Uzm. Yrd. Çağrı SAĞLAM 22.07.2013 Redrawing The Energy Climate Map isimli kitabın çeviri özetidir.

Detaylı

TÜRKIYE NİN MEVCUT ENERJİ DURUMU

TÜRKIYE NİN MEVCUT ENERJİ DURUMU TÜRKIYE NİN MEVCUT ENERJİ DURUMU Zinnur YILMAZ* *Cumhuriyet Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Çevre Mühendisliği Bölümü, SİVAS E-mail: zinnuryilmaz@cumhuriyet.edu.tr, Tel: 0346 219 1010/2476 Özet Yüzyıllardan

Detaylı

Dünya Mısır Pazarı ve Türkiye

Dünya Mısır Pazarı ve Türkiye Dünya Mısır Pazarı ve Türkiye Günümüzde çok amaçlı bir kullanım alanına sahip olan Mısır, Amerika Kıtası keşfedilene kadar dünya tarafından bilinmemekteydi. Amerika Kıtasının 15. yüzyıl sonlarında keşfedilmesiyle

Detaylı

EKONOMİK GELİŞMELER Mayıs 2013

EKONOMİK GELİŞMELER Mayıs 2013 EKONOMİK GELİŞMELER Mayıs 2013 Kaynak: Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) AR-GE MÜDÜRLÜĞÜ TÜRKİYE ESNAF VE SANATKARLARI KONFEDERASYONU İÇİNDEKİLER 1 GAYRİ SAFİ YURTİÇİ HASILA (GSYH) 2 İSTİHDAM - İŞSİZLİK

Detaylı

AYDIN TİCARET BORSASI

AYDIN TİCARET BORSASI AYDIN TİCARET BORSASI AYDIN COMMODITY EXCHANGE EYLÜL 2015 TÜRKİYE NİN TEMEL EKONOMİK GÖSTERGELERİ Ata Mahallesi Denizli Bulv. No:18 09010 AYDIN Tel: +90 256 211 50 00 +90 256 211 61 45 Faks:+90 256 211

Detaylı

Ocak 2015 HALI SEKTÖRÜ Ocak Aralık Dönemi İhracat Bilgi Notu. Tekstil, Deri ve Halı Şubesi İTKİB Genel Sekreterliği 01/2015 Page 1

Ocak 2015 HALI SEKTÖRÜ Ocak Aralık Dönemi İhracat Bilgi Notu. Tekstil, Deri ve Halı Şubesi İTKİB Genel Sekreterliği 01/2015 Page 1 Ocak 2015 HALI SEKTÖRÜ 2014 Ocak Aralık Dönemi İhracat Bilgi Notu Tekstil, Deri ve Halı Şubesi İTKİB Genel Sekreterliği 01/2015 Page 1 HALI SEKTÖRÜ 2014 YILI ARALIK AYI İHRACAT PERFORMANSI Ülkemizin halı

Detaylı

EKONOMİK GELİŞMELER Şubat - 2010

EKONOMİK GELİŞMELER Şubat - 2010 EKONOMİK GELİŞMELER Şubat - 2010 AR-GE MÜDÜRLÜĞÜ TÜRKİYE ESNAF VE SANATKARLARI KONFEDERASYONU EKONOMİK RAPOR - ŞUBAT 2010 İÇİNDEKİLER... 1 GAYRİ SAFİ YURTİÇİ HASILA (GSYH)...2 İSTİHDAM - İŞSİZLİK VE İŞGÜCÜ

Detaylı

Makro Veri. TÜİK tarafından açıklanan verilere göre -5,6 puan olan dış ticaretin büyümeye katkısını daha yüksek olarak hesaplamamızdan kaynaklandı.

Makro Veri. TÜİK tarafından açıklanan verilere göre -5,6 puan olan dış ticaretin büyümeye katkısını daha yüksek olarak hesaplamamızdan kaynaklandı. Makro Veri Büyüme ve Dış Ticaret: Türkiye ekonomisi için yüksek büyüme=yüksek dış ticaret açığı İbrahim Aksoy Ekonomist Tel: +90 212 334 91 04 E-mail: iaksoy@sekeryatirim.com.tr TÜİK tarafından bugün açıklanan

Detaylı

Yenilenebilir olmayan enerji kaynakları (Birincil yahut Fosil) :

Yenilenebilir olmayan enerji kaynakları (Birincil yahut Fosil) : Günümüzde küresel olarak tüm ülkelerin ihtiyaç duyduğu enerji, tam anlamıyla geçerlilik kazanmış bir ölçüt olmamakla beraber, ülkelerin gelişmişlik düzeylerini gösteren önemli bir kriterdir. İktisadi olarak

Detaylı

JAPON EKONOMİSİNİN ANA BAŞLIKLAR İTİBARİYLE ANALİZİ

JAPON EKONOMİSİNİN ANA BAŞLIKLAR İTİBARİYLE ANALİZİ JAPON EKONOMİSİNİN ANA BAŞLIKLAR İTİBARİYLE ANALİZİ Bu çalışmada, Japon ekonomisini temel bazı kalemler bazında iredelemek ve Japon ekonomisin gelişim sürecini mümkün olduğunca tarihi ve güncel perspektiften

Detaylı

Türkiye nin Elektrik Enerjisi Üretimi Kaynaklı Sera Gazı Emisyonunda Beklenen Değişimler ve Karbon Vergisi Uygulaması. Mustafa ÖZCAN, Semra ÖZTÜRK

Türkiye nin Elektrik Enerjisi Üretimi Kaynaklı Sera Gazı Emisyonunda Beklenen Değişimler ve Karbon Vergisi Uygulaması. Mustafa ÖZCAN, Semra ÖZTÜRK Türkiye nin Elektrik Enerjisi Üretimi Kaynaklı Sera Gazı Emisyonunda Beklenen Değişimler ve Karbon Vergisi Uygulaması Mustafa ÖZCAN, Semra ÖZTÜRK Çalışmanın amacı Türkiye nin 2013-2017 dönemi elektrik

Detaylı

Kemal LOKMAN. Petrol Dairesi, Ankara

Kemal LOKMAN. Petrol Dairesi, Ankara TÜRKİYE PETROL SONDAJLARI PETROL ARAMA AMACI İLE TÜRKİYE'DE YAPILAN SONDAJLAR VE BU HUSUSTA M.T.A. ENSTİTÜSÜNÜN YARARLI VE BAŞARILI ROLÜ Petrol Dairesi, Ankara Yurdumuzda petrol arama amacı ile 13 Ekim

Detaylı

Kasım - 2014 Ankara / TÜRKİYE

Kasım - 2014 Ankara / TÜRKİYE Kasım - 2014 Ankara / TÜRKİYE 6491 SAYILI TÜRK PETROL KANUNU Kasım - 2014 Ankara / TÜRKİYE RUHSAT İŞLEMLERİ Deniz Offshore-2 Kara Deniz Ruhsat haritası uluslararası pafta sistemine göre düzenlendi. Türkiye

Detaylı

Dünya Seramik Sektörü Dış Ticareti a) Seramik Kaplama Malzemeleri

Dünya Seramik Sektörü Dış Ticareti a) Seramik Kaplama Malzemeleri Dünya Seramik Sektörü Dış Ticareti a) Seramik Kaplama Malzemeleri ÜLKE Dünya Seramik Kaplama Malzemeleri Üretiminde İlk 1 Ülke 29 21 211 212 212 Dünya /212 Üretiminden Aldığı Pay Değişim (%) (%) 1 ÇİN

Detaylı

AYDIN COMMODITY EXCHANGE ARALIK 2013 TÜRKİYE NİN TEMEL EKONOMİK GÖSTERGELERİ. www.aydinticaretborsasi.org.tr info@aydinticaretborsasi.org.

AYDIN COMMODITY EXCHANGE ARALIK 2013 TÜRKİYE NİN TEMEL EKONOMİK GÖSTERGELERİ. www.aydinticaretborsasi.org.tr info@aydinticaretborsasi.org. AYDIN T CARET BORSASI AYDIN COMMODITY EXCHANGE ARALIK 2013 TÜRKİYE NİN TEMEL EKONOMİK GÖSTERGELERİ Ata Mahallesi Denizli Bulv. No:18 09010 AYDIN Tel: +90 256 211 50 00 +90 256 211 61 45 Faks:+90 256 211

Detaylı

Afşin-Elbistan Termik Santralleri Elektrik Üretiminden Çok İklimi Değiştiriyor

Afşin-Elbistan Termik Santralleri Elektrik Üretiminden Çok İklimi Değiştiriyor Afşin-Elbistan Termik Santralleri Elektrik Üretiminden Çok İklimi Değiştiriyor Kasım 2015 Hazırlayan Önder Algedik 2 İçindekiler Özet... 3 Afşin Elbistan Linyit Rezervi... 4 Elektrik Üretimi... 5 Afşin

Detaylı

İÇİNDEKİLER TABLO VE ŞEKİLLER...

İÇİNDEKİLER TABLO VE ŞEKİLLER... İÇİNDEKİLER TABLO VE ŞEKİLLER...4 1.Yönetici Özeti... 11 2.Giriş... 12 3.Sektörel Analiz... 13 3.1 Birincil Enerji Kaynaklarına Bakış...13 3.1.1 Kömür... 13 3.1.1.1 Dünya da Kömür... 14 3.1.1.1.1 Dünya

Detaylı

ÜLKELERİN 2015 YILI BÜYÜME ORANLARI (%)

ÜLKELERİN 2015 YILI BÜYÜME ORANLARI (%) 2016/17 Global İhracat-Büyüme Tahminleri Kaynak : EDC Export Credit Agency - ÜLKE ANALİZLERİ BÜYÜME ORANLARI ÜLKELERİN YILI BÜYÜME ORANLARI (%) Avrupa Bölgesi; 1,5 % Japonya; 0,50 % Kanada ; 1,30 % Amerika;

Detaylı

BİLGİ NOTU. Konu: WesternZagros TEC KRG Bölgesinde İşbirliği Olanakları Toplantısı

BİLGİ NOTU. Konu: WesternZagros TEC KRG Bölgesinde İşbirliği Olanakları Toplantısı BİLGİ NOTU 2 Haziran 2016 Konu: WesternZagros TEC KRG Bölgesinde İşbirliği Olanakları Toplantısı WesternZagros şirketi ile TEC arasında 1-2 Haziran 2016 tarihlerinde TPIC Merkez Binasında yapılan toplantılarda

Detaylı

Liberalleşmenin Türkiye Enerji. 22 Şubat 2012

Liberalleşmenin Türkiye Enerji. 22 Şubat 2012 Liberalleşmenin Türkiye Enerji Piyasasına Etkileri i 22 Şubat 2012 Liberalleşmenin son kullanıcılara yararları somutları çeşitli sektörlerde kanıtlanmıştır Telekom Havayolu Liberalleşme öncesi > Genellikle

Detaylı

AYDIN TİCARET BORSASI

AYDIN TİCARET BORSASI AYDIN TİCARET BORSASI AYDIN COMMODITY EXCHANGE HAZİRAN 2016 TÜRKİYE NİN TEMEL EKONOMİK GÖSTERGELERİ Ata Mahallesi Denizli Bulv. No:18 09010 AYDIN Tel: +90 256 211 50 00 +90 256 211 61 45 Faks:+90 256 211

Detaylı

Dünyada Enerji Görünümü

Dünyada Enerji Görünümü 22 Ocak 2015 Dünyada Enerji Görünümü Gelir ve nüfus artışına paralel olarak dünyada birincil enerji talebi hız kazanmaktadır. Özellikle OECD dışı ülkelerdeki artan nüfusun yanı sıra, bu ülkelerde kentleşme

Detaylı

TÜRKİYE PLASTİK SEKTÖRÜ 2014 YILI 4 AYLIK DEĞERLENDİRMESİ ve 2014 BEKLENTİLERİ. Barbaros Demirci PLASFED - Genel Sekreter

TÜRKİYE PLASTİK SEKTÖRÜ 2014 YILI 4 AYLIK DEĞERLENDİRMESİ ve 2014 BEKLENTİLERİ. Barbaros Demirci PLASFED - Genel Sekreter TÜRKİYE PLASTİK SEKTÖRÜ 2014 YILI 4 AYLIK DEĞERLENDİRMESİ ve 2014 BEKLENTİLERİ Barbaros Demirci PLASFED - Genel Sekreter 2013 yılı, dünya ekonomisi için finansal krizin etkilerinin para politikaları açısından

Detaylı

Berkalp Kaya KASIM 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

Berkalp Kaya KASIM 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU KASIM 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU 15,5 Milyar Dolar İle Tüm Zamanların En Yüksek Kasım Ayı İhracatı Kasım ayı ihracat verilerine göre kasımda ihracat geçen yılın aynı dönemine

Detaylı

Grafik 14 - Yıllara Göre Madencilik ve Taş Ocakçılığı Faaliyetlerinin Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla İçerisindeki Payı ( )

Grafik 14 - Yıllara Göre Madencilik ve Taş Ocakçılığı Faaliyetlerinin Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla İçerisindeki Payı ( ) MADEN Madencilik sektörünün ülke üretimindeki payı giderek artmaktadır. TÜİK Ulusal Hesaplar İstatistiklerine göre 1998 fiyatlarıyla iktisadi faaliyet kollarına göre incelendiğinde; Grafik 14 te de görüldüğü

Detaylı

AYDIN TİCARET BORSASI

AYDIN TİCARET BORSASI AYDIN TİCARET BORSASI AYDIN COMMODITY EXCHANGE ARALIK 2015 TÜRKİYE NİN TEMEL EKONOMİK GÖSTERGELERİ Ata Mahallesi Denizli Bulv. No:18 09010 AYDIN Tel: +90 256 211 50 00 +90 256 211 61 45 Faks:+90 256 211

Detaylı

SAĞLIK SEKTÖRÜ RAPORU

SAĞLIK SEKTÖRÜ RAPORU SAĞLIK SEKTÖRÜ RAPORU İçindekiler DÜNYA ÜRETİMİ... 3 DÜNYA TİCARETİ... 4 TÜRKİYE DE İLAÇ ve ECZACILIK ÜRÜNLERİ SEKTÖRÜ... 5 Türkiye de Sağlık Harcamaları... 5 TÜRKİYE DE DIŞ TİCARET... 6 İhracat... 7 İthalat...

Detaylı

2006 Yılı Sektör Raporu

2006 Yılı Sektör Raporu 2006 Sektör Raporu Petder, 18/02/2007 Sayfa: 1/27 Bayar Cad. Gülbahar Sok. Perdemsaç Plaza No:17/14 34742 Kozyatağı İstanbul Tel: 216 4452923/24 Faks: 216 4452925 info@petder.org.tr, www.petder.org.tr

Detaylı

2017 YILI İLK ÇEYREK GSYH BÜYÜMESİNİN ANALİZİ. Zafer YÜKSELER. (19 Haziran 2017)

2017 YILI İLK ÇEYREK GSYH BÜYÜMESİNİN ANALİZİ. Zafer YÜKSELER. (19 Haziran 2017) 2017 YILI İLK ÇEYREK GSYH BÜYÜMESİNİN ANALİZİ Zafer YÜKSELER (19 Haziran 2017) TÜİK, 2017 yılı ilk çeyreğine ilişkin GSYH büyüme hızını yüzde 5 olarak açıklamıştır. Büyüme hızı, piyasa beklentileri olan

Detaylı

EKONOMİK GELİŞMELER Ağustos 2012

EKONOMİK GELİŞMELER Ağustos 2012 EKONOMİK GELİŞMELER Ağustos 2012 Kaynak: Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) AR-GE MÜDÜRLÜĞÜ TÜRKİYE ESNAF VE SANATKARLARI KONFEDERASYONU İÇİNDEKİLER 1 GAYRİ SAFİ YURTİÇİ HASILA (GSYH) 2 İSTİHDAM - İŞSİZLİK

Detaylı

EKONOMİK GELİŞMELER Mayıs

EKONOMİK GELİŞMELER Mayıs EKONOMİK GELİŞMELER Mayıs - 2011 AR-GE MÜDÜRLÜĞÜ TÜRKİYE ESNAF VE SANATKARLARI KONFEDERASYONU İÇİNDEKİLER... 1 GAYRİ SAFİ YURTİÇİ HASILA (GSYH)... 2 İSTİHDAM - İŞSİZLİK VE İŞGÜCÜ HAREKETLERİ.. 2 İTHALAT

Detaylı

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU BÜYÜME 2012 yılı ikinci çeyreğe ilişkin hesaplanan gayri safi yurtiçi hasıla değeri bir önceki yılın aynı dönemine göre sabit fiyatlarla

Detaylı

Potansiyel. Alan Verileri İle. Hammadde Arama. Endüstriyel. Makale www.madencilik-turkiye.com

Potansiyel. Alan Verileri İle. Hammadde Arama. Endüstriyel. Makale www.madencilik-turkiye.com Makale www.madencilik-turkiye.com Seyfullah Tufan Jeofizik Yüksek Mühendisi Maden Etüt ve Arama AŞ seyfullah@madenarama.com.tr Adil Özdemir Jeoloji Yüksek Mühendisi Maden Etüt ve Arama AŞ adil@madenarama.com.tr

Detaylı

İHRACATTA VE İTHALATTA TL KULLANIMI

İHRACATTA VE İTHALATTA TL KULLANIMI İHRACATTA VE İTHALATTA TL KULLANIMI Gizem ERİM Araştırma Raporu Ekonomik Araştırmalar ve Proje Müdürlüğü KONYA Ekonomik Araştırmalar ve Proje Müdürlüğü Ağustos, 2017 1 İÇİNDEKİLER 1. GİRİŞ... 3 2. DIŞ

Detaylı

Dr. Yücel ÖZKARA, BSTB Verimlilik Genel Müdürlüğü Doç. Dr. Mehmet ATAK, Gazi Ün. Endüstri Müh. Bölümü

Dr. Yücel ÖZKARA, BSTB Verimlilik Genel Müdürlüğü Doç. Dr. Mehmet ATAK, Gazi Ün. Endüstri Müh. Bölümü Dr. Yücel ÖZKARA, BSTB Verimlilik Genel Müdürlüğü Doç. Dr. Mehmet ATAK, Gazi Ün. Endüstri Müh. Bölümü 6 Ekim 2015 İmalat Sanayinin Önemi Literatür Çalışmanın Amacı ve Kapsamı Metodoloji Temel Bulgular

Detaylı

GRAFİK 1 : ÜRETİM ENDEKSİNDEKİ GELİŞMELER (Yıllık Ortalama) (1997=100) Endeks 160,0 140,0 120,0 100,0 80,0 60,0 40,0 20,0. İmalat Sanayii

GRAFİK 1 : ÜRETİM ENDEKSİNDEKİ GELİŞMELER (Yıllık Ortalama) (1997=100) Endeks 160,0 140,0 120,0 100,0 80,0 60,0 40,0 20,0. İmalat Sanayii TÜTÜN ÜRÜNLERİ İMALAT SANAYİİ Hazırlayan Ömür GENÇ ESAM Müdür Yardımcısı 78 1. SEKTÖRÜN TANIMI Tütün ürünleri imalatı ISIC Revize 3 sınıflandırmasına göre, imalat sanayii alt ayrımında 16 no lu gruplandırma

Detaylı

AYDIN TİCARET BORSASI

AYDIN TİCARET BORSASI AYDIN TİCARET BORSASI AYDIN COMMODITY EXCHANGE MART 2015 TÜRKİYE NİN TEMEL EKONOMİK GÖSTERGELERİ Ata Mahallesi Denizli Bulv. No:18 09010 AYDIN Tel: +90 256 211 50 00 +90 256 211 61 45 Faks:+90 256 211

Detaylı

ÖRNEK SAYILARININ BELİRLENMESİNDE SEKTÖR VE SAHALARA GÖRE FARKLI YAKLAŞIMLAR

ÖRNEK SAYILARININ BELİRLENMESİNDE SEKTÖR VE SAHALARA GÖRE FARKLI YAKLAŞIMLAR ÖRNEK SAYILARININ BELİRLENMESİNDE SEKTÖR VE SAHALARA GÖRE FARKLI YAKLAŞIMLAR Burak DEVECİ Genel Müdür, Jeoloji Müh. T. +90 312 442 8939 M. +90 532 151 2276 burak.deveci@bcagroup.com.tr Ön İnceleme Örnekleme

Detaylı

EKONOMİK GELİŞMELER Nisan 2013

EKONOMİK GELİŞMELER Nisan 2013 EKONOMİK GELİŞMELER Nisan 2013 Kaynak: Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) AR-GE MÜDÜRLÜĞÜ TÜRKİYE ESNAF VE SANATKARLARI KONFEDERASYONU İÇİNDEKİLER 1 GAYRİ SAFİ YURTİÇİ HASILA (GSYH) 2 İSTİHDAM - İŞSİZLİK

Detaylı

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU BÜYÜME 2011 yılı dördüncü döneme ilişkin hesaplanan gayri safi yurtiçi hasıla değeri bir önceki yılın aynı dönemine göre sabit fiyatlarla

Detaylı

AYDIN TİCARET BORSASI

AYDIN TİCARET BORSASI AYDIN TİCARET BORSASI AYDIN COMMODITY EXCHANGE KASIM 2015 TÜRKİYE NİN TEMEL EKONOMİK GÖSTERGELERİ Ata Mahallesi Denizli Bulv. No:18 09010 AYDIN Tel: +90 256 211 50 00 +90 256 211 61 45 Faks:+90 256 211

Detaylı

TÜRKİYE EKONOMİSİ MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELER (NİSAN 2015)

TÜRKİYE EKONOMİSİ MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELER (NİSAN 2015) TÜRKİYE EKONOMİSİ MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELER (NİSAN 2015) Hane Halkı İşgücü İstatistikleri 2014 te Türkiye de toplam işsizlik %10,1, tarım dışı işsizlik ise %12 olarak gerçekleşti. Genç nüfusta ise işsizlik

Detaylı

EKONOMİK GELİŞMELER Mart 2016

EKONOMİK GELİŞMELER Mart 2016 EKONOMİK GELİŞMELER Mart 2016 Kaynak: Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) AR-GE MÜDÜRLÜĞÜ TÜRKİYE ESNAF VE SANATKARLARI KONFEDERASYONU İÇİNDEKİLER 1 GAYRİ SAFİ YURTİÇİ HASILA (GSYH) 2 İSTİHDAM - İŞSİZLİK

Detaylı

Esentepe Mah. Ali Kaya Sok. Polat Plaza A Blok No: 1A/52 Kat 4 Şişli / İstanbul Tel: (0212)

Esentepe Mah. Ali Kaya Sok. Polat Plaza A Blok No: 1A/52 Kat 4 Şişli / İstanbul Tel: (0212) GÜNLÜK EKONOMİ TAKVİMİ SAAT ÜLKE VERİ ÖNEM BEKLENEN ÖNCEKİ 11:55 EUR Almanya İmalat Satın Alma Müdürleri Endeksi (PMI) (Kas) YÜKSEK 54,4 54,4 12:00 EUR İtalya Aylık İşsizlik (Eki) AZ 11,6% 11,7% 12:00

Detaylı

Dünyada Enerji Görünümü

Dünyada Enerji Görünümü 09 Nisan 2014 Çarşamba Dünyada Enerji Görünümü Dünyada, artan gelir ve nüfus artışına paralel olarak birincil enerji talebindeki yükseliş hız kazanmaktadır. Nüfus artışının özellikle OECD Dışı ülkelerden

Detaylı

TÜRKİYE DE YAĞLIK AYÇİÇEK TOHUMU VE AYÇİÇEĞİ YAĞI ÜRETİMİ, ARZ TALEP DENGESİ

TÜRKİYE DE YAĞLIK AYÇİÇEK TOHUMU VE AYÇİÇEĞİ YAĞI ÜRETİMİ, ARZ TALEP DENGESİ TÜRKİYE DE YAĞLIK AYÇİÇEK TOHUMU VE AYÇİÇEĞİ YAĞI ÜRETİMİ, ARZ TALEP DENGESİ HAKAN ÇALEN GENEL MÜDÜR V. Yağlı Tohumlu Bitkiler ve Bitkisel Yağlar Konferansı 2016 / İSTANBUL Türkiye yağlı tohum üretimi

Detaylı

plastik sanayi PLASTİK SEKTÖR TÜRKİYE DEĞERLENDİRMESİ VE 2014 BEKLENTİLERİ 6 AYLIK Barbaros DEMİRCİ PLASFED Genel Sekreteri

plastik sanayi PLASTİK SEKTÖR TÜRKİYE DEĞERLENDİRMESİ VE 2014 BEKLENTİLERİ 6 AYLIK Barbaros DEMİRCİ PLASFED Genel Sekreteri plastik sanayi 2014 TÜRKİYE PLASTİK SEKTÖR DEĞERLENDİRMESİ VE 2014 BEKLENTİLERİ 6 AYLIK Plastik Sanayicileri Derneği Barbaros DEMİRCİ PLASFED Genel Sekreteri Barbaros DEMİRCİ PLASFED Genel Sekreteri Türkiye

Detaylı

2010 OCAK AYI HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

2010 OCAK AYI HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ 2010 OCAK AYI HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ Ülkemiz halı ihracatı 2009 yılını % 7,2 oranında düşüşle kapanmış ve 1 milyar 86 milyon dolar olarak kaydedilmiştir. 2010 yılının ilk ayında ise halı

Detaylı

Cari işlemler açığında neler oluyor? Bu defa farklı mı, yoksa aynı mı? Sarp Kalkan Ekonomi Politikaları Analisti

Cari işlemler açığında neler oluyor? Bu defa farklı mı, yoksa aynı mı? Sarp Kalkan Ekonomi Politikaları Analisti Cari işlemler açığında neler oluyor? Bu defa farklı mı, yoksa aynı mı? Sarp Kalkan Ekonomi Politikaları Analisti TEPAV Değerlendirme Notu Şubat 2011 Cari işlemler açığında neler oluyor? Ekonomide gözlemlenen

Detaylı

2016 YILI İPLİK İHRACAT İTHALAT RAPORU

2016 YILI İPLİK İHRACAT İTHALAT RAPORU 2016 YILI İPLİK İHRACAT İTHALAT RAPORU Haziran 2017 İçindekiler Yönetici Özeti... 2 1. Dünya İplik İhracatı... 3 2. Türkiye nin İplik İhracatı... 5 Yıllar İtibariyle İhracat ve Pay... 5 Başlıca Ülkeler

Detaylı

EKONOMİK GELİŞMELER Eylül

EKONOMİK GELİŞMELER Eylül EKONOMİK GELİŞMELER Eylül - 2011 AR-GE MÜDÜRLÜĞÜ TÜRKİYE ESNAF VE SANATKARLARI KONFEDERASYONU EKONOMİK RAPOR EYLÜL 2011 İÇİNDEKİLER... 1 GAYRİ SAFİ YURTİÇİ HASILA (GSYH)... 2 İSTİHDAM - İŞSİZLİK VE İŞGÜCÜ

Detaylı

Doğalgazın Serüveni. BURSAGAZ - Kasım 2014 M. Şükrü ÖZDEN Yasin DUMAN Mete Okan CANDER

Doğalgazın Serüveni. BURSAGAZ - Kasım 2014 M. Şükrü ÖZDEN Yasin DUMAN Mete Okan CANDER Doğalgazın Serüveni BURSAGAZ - Kasım 2014 M. Şükrü ÖZDEN Yasin DUMAN Mete Okan CANDER 1 DOĞALGAZ GENEL BİLGİLER Fosil kaynaklı yanıcı gaz karışımı 2 DOĞALGAZ GENEL BİLGİLER Doğalgazın kimyasal bileşimi

Detaylı

ġanliurfa YERALTI KAYNAKLARI MEVCUT DURUMU 16.02.2011 ŞANLIURFA YATIRIM DESTEK OFİSİ YUNUS ÇOLAK

ġanliurfa YERALTI KAYNAKLARI MEVCUT DURUMU 16.02.2011 ŞANLIURFA YATIRIM DESTEK OFİSİ YUNUS ÇOLAK ġanliurfa YERALTI KAYNAKLARI MEVCUT DURUMU 16.02.2011 ŞANLIURFA YATIRIM DESTEK OFİSİ YUNUS ÇOLAK ĠÇĠNDEKĠLER 1 MADEN TETKĠK ARAMA (MTA) GÜNEYDOĞU ANADOLU 10. BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ... 3 1.1 Bölge Müdürlüğünün

Detaylı

MAKİNE VE TEÇHİZATI HARİÇ; METAL EŞYA SANAYİİ Hazırlayan Mustafa TOSUN Kıdemli Uzman 450 1. SEKTÖRÜN TANIMI Makine ve teçhizatı hariç; metal eşya sanayii, ISIC Revize 3 sınıflandırmasına göre, imalat sanayii

Detaylı

İTKİB Genel Sekreterliği AR&GE ve Mevzuat Şubesi

İTKİB Genel Sekreterliği AR&GE ve Mevzuat Şubesi HALI SEKTÖRÜ 2014 EYLÜL AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU İİTKİİB GENEL SEKRETERLİİĞİİ AR & GE VE MEVZUAT ŞUBESİİ EKİİM 2014 1 2014 YILI EYLÜL AYINDA HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ Ülkemizin halı ihracatı

Detaylı

EKONOMİK GELİŞMELER Mayıs - 2010

EKONOMİK GELİŞMELER Mayıs - 2010 EKONOMİK GELİŞMELER Mayıs - 2010 AR-GE MÜDÜRLÜĞÜ TÜRKİYE ESNAF VE SANATKARLARI KONFEDERASYONU İÇİNDEKİLER... 1 GAYRİ SAFİ YURTİÇİ HASILA (GSYH)... 2 İSTİHDAM - İŞSİZLİK VE İŞGÜCÜ HAREKETLERİ.. 2 İTHALAT

Detaylı

CEZAYİR ÜLKE RAPORU 11.11.2015

CEZAYİR ÜLKE RAPORU 11.11.2015 CEZAYİR ÜLKE RAPORU 11.11.2015 YÖNETİCİ ÖZETİ Uludağ İhracatçı Birlikleri nin kayıtlarına göre, Bursa dan Cezayir e ihracat yapan 234 firma bulunmaktadır. 30.06.2015 tarihi itibariyle Ekonomi Bakanlığı

Detaylı

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU ENFLASYON EGE BÖLGESİ SANAYİ ODASI AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU % TÜFE ÜFE Ekim 2011 2012 2011 2012 Yıllık 7,66 7,80 12,58 2,57 Yıllık Ort. 5,93 9,53 10,26 7,80 Aylık

Detaylı

AYDIN TİCARET BORSASI

AYDIN TİCARET BORSASI AYDIN TİCARET BORSASI AYDIN COMMODITY EXCHANGE MART 2016 TÜRKİYE NİN TEMEL EKONOMİK GÖSTERGELERİ Ata Mahallesi Denizli Bulv. No:18 09010 AYDIN Tel: +90 256 211 50 00 +90 256 211 61 45 Faks:+90 256 211

Detaylı

Biliyor musunuz? Enerji. İklim Değişikliği İle. Mücadelede. En Kritik Alan

Biliyor musunuz? Enerji. İklim Değişikliği İle. Mücadelede. En Kritik Alan Biliyor musunuz? Enerji İklim Değişikliği İle Mücadelede En Kritik Alan Enerji üretimi için kömür, petrol ve doğalgaz gibi fosil yakıtların kullanımı sanayileşme devriminden beri artarak devam etmektedir.

Detaylı

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015 INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015 Hazırlayan: Ekin Sıla Özsümer AB ve Uluslararası Organizasyonlar Şefliği Uzman Yardımcısı IMF Küresel Ekonomik

Detaylı

RUSYA FEDERASYONU ÜLKE RAPORU 14.04.2015

RUSYA FEDERASYONU ÜLKE RAPORU 14.04.2015 RUSYA FEDERASYONU ÜLKE RAPORU 14.04.2015 RUSYA FEDERASYONU ÜLKE RAPORU 14.04.2015 YÖNETİCİ ÖZETİ Uludağ İhracatçı Birlikleri nin kayıtlarına göre, Bursa dan Rusya Federasyonu na ihracat yapan 623 firma

Detaylı

AYDIN TİCARET BORSASI

AYDIN TİCARET BORSASI AYDIN TİCARET BORSASI AYDIN COMMODITY EXCHANGE NİSAN 2015 TÜRKİYE NİN TEMEL EKONOMİK GÖSTERGELERİ Ata Mahallesi Denizli Bulv. No:18 09010 AYDIN Tel: +90 256 211 50 00 +90 256 211 61 45 Faks:+90 256 211

Detaylı

EKONOMİK GELİŞMELER Haziran 2012

EKONOMİK GELİŞMELER Haziran 2012 EKONOMİK GELİŞMELER Haziran 2012 Kaynak: Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) AR-GE MÜDÜRLÜĞÜ TÜRKİYE ESNAF VE SANATKARLARI KONFEDERASYONU İÇİNDEKİLER 1 GAYRİ SAFİ YURTİÇİ HASILA (GSYH) 2 İSTİHDAM - İŞSİZLİK

Detaylı

Doğal Gaz Sektör Raporu

Doğal Gaz Sektör Raporu GAZBİR Türkiye Doğal Gaz Dağıtıcıları Birliği TEMMUZ Doğal Gaz Sektör Raporu İthalat 4.5, 4., Temmuz ayında yılının aynı ayına göre ülke ithalat miktarında 915,37 milyon sm 3, %28,43 lük bir artış meydana

Detaylı

Sürdürülebilir Gelecek İçin Sürdürülebilir Enerji: Kısa ve Orta Vadeli Öneriler Rapordan Önemli Satır Başları

Sürdürülebilir Gelecek İçin Sürdürülebilir Enerji: Kısa ve Orta Vadeli Öneriler Rapordan Önemli Satır Başları Sürdürülebilir Gelecek İçin Sürdürülebilir Enerji: Kısa ve Orta Vadeli Öneriler Rapordan Önemli Satır Başları Ekonomiye yıllık 36 milyar $ katkı ve 820.000 haneye istihdam Elektrik ve doğal gaz sektörlerinin

Detaylı

Ekonomi Bülteni. 17 Ekim 2016, Sayı: 40. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 17 Ekim 2016, Sayı: 40. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomi Bülteni, Sayı: 40 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya Deniz Bayram 1 DenizBank

Detaylı

KOK KÖMÜRÜ, RAFİNE EDİLMİŞ PETROL ÜRÜNLERİ VE NÜKLEER YAKIT İMALATI Hazırlayan Seher OZAN DÜNDAR Kıdemli Uzman 302 1. SEKTÖRÜN TANIMI Kok kömürü, rafine edilmiş petrol ürünleri ve nükleer yakıt imalatı

Detaylı

Doğal Gaz Sektör Raporu

Doğal Gaz Sektör Raporu GAZBİR MAYIS Türkiye Doğal Gaz Dağıtıcıları Birliği Doğal Gaz Sektör Raporu İthalat mayıs ayında yılının aynı ayına göre ülke ithalat miktarında 513 milyon sm3, %15,92 lik bir artış meydana gelmiştir.

Detaylı

FİNANS KILAVUZ COINKILAVUZ GÜNLÜK BÜLTEN FOREXKILAVUZ HİSSEKILAVUZ. /finanskilavuz. /forexkilavuz. /hissekilavuz.

FİNANS KILAVUZ COINKILAVUZ GÜNLÜK BÜLTEN FOREXKILAVUZ HİSSEKILAVUZ. /finanskilavuz. /forexkilavuz. /hissekilavuz. /finanskilavuz HİSSE FOREX /hissekilavuz /forexkilavuz COIN /coinkilavuz GÜNLÜK BÜLTEN USD / TRY Dün yurt içinde açıklanan ticaret dengesi verilerinde ihracat 2018 Aralık ayında 2017 Aralık ayına göre

Detaylı

EKONOMİK GELİŞMELER Kasım 2013

EKONOMİK GELİŞMELER Kasım 2013 EKONOMİK GELİŞMELER Kasım 2013 Kaynak: Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) AR-GE MÜDÜRLÜĞÜ TÜRKİYE ESNAF VE SANATKARLARI KONFEDERASYONU İÇİNDEKİLER 1 GAYRİ SAFİ YURTİÇİ HASILA (GSYH) 2 İSTİHDAM - İŞSİZLİK

Detaylı

EYLÜL 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

EYLÜL 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU EYLÜL 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU 2018 yılı içerisinde Türk araçlarının karayolu ile taşımacılık yaptığı ülkelerin harita üzerinde gösterimi İHRACAT TAŞIMALARI UND nin derlediği

Detaylı