ANKĠLOZAN SPONDĠLĠTLĠ HASTALARDA Ġġ VERĠMLĠLĠĞĠ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "ANKĠLOZAN SPONDĠLĠTLĠ HASTALARDA Ġġ VERĠMLĠLĠĞĠ"

Transkript

1 T.C. TRAKYA ÜNĠVERSĠTESĠ TIP FAKÜLTESĠ FĠZĠK TEDAVĠ VE REHABĠLĠTASYON ANABĠLĠM DALI Tez Yöneticisi Prof. Dr. Murat BİRTANE ANKĠLOZAN SPONDĠLĠTLĠ HASTALARDA Ġġ VERĠMLĠLĠĞĠ (Uzmanlık Tezi) Dr. Murat ÇELĠK EDİRNE-2012

2 TEġEKKÜR Uzmanlık eğitimim boyunca gösterdikleri her türlü desteklerinden dolayı başta anabilim dalı başkanı ve tez hocam olan Prof. Dr. Murat Birtane ye, hocalarım Prof. Dr. Hakan Tuna ya, Doç. Dr. Nurettin Taştekin e, Doç. Dr. Derya Demirbağ Kabayel e, emekli olan değerli hocam Prof. Dr. Ferda Özdemir e, İç Hastalıkları Romatoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ömer Nuri Pamuk a, tezimin istatistiksel analizlerine katkılarından dolayı Prof. Dr. Galip Ekuklu ya, birlikte çalıştığım tüm asistan arkadaşlarıma ve servis çalışanlarına katkılarından dolayı teşekkür ederim.

3 ĠÇĠNDEKĠLER GĠRĠġ VE AMAÇ... 1 GENEL BĠLGĠLER... 2 ANKĠLOZAN SPONDĠLĠT... 2 EPĠDEMĠYOLOJĠ... 3 ETĠYOLOJĠ... 3 PATOGENEZ... 4 KLĠNĠK ÖZELLĠKLER... 5 EKLEM DIġI BULGULAR... 6 FĠZĠK MUAYENE... 9 LABORATUVAR RADYOLOJĠK BULGULAR TANI PROGNOZ HASTANIN ĠZLEMĠ ANKĠLOZAN SPONDĠLĠT VE Ġġ YAġAMI TEDAVĠ SPĠNAL MOBĠLĠTENĠN ÖLÇÜMÜ ANKĠLOZAN SPONDĠLĠT VE HASTALIK AKTĠVĠTESĠ ANKĠLOZAN SPONDĠLĠTTE FONKSĠYONEL DEĞERLENDĠRME VE YAġAM KALĠTESĠ GEREÇ VE YÖNTEMLER BULGULAR... 30

4 TARTIġMA SONUÇLAR ÖZET SUMMARY KAYNAKLAR EKLER

5 KISALTMALAR AS ASAS ASDAS BASDAI BASFI BASMI BDÖ BT CRP ESR HLA MRG NSAĠĠ RA SF-36 SĠE SpA TNF-α WPAĠ : Ankilozan Spondilit : Uluslararası Spondiloartropati Değerlendirme Topluluğu : Ankilozan Spondilit Hastalık Aktivite İndeksi : Bath Ankilozan Spondilit Hastalık Aktivite İndeksi : Bath Ankilozan Spondilit Fonksiyonel İndeksi : Bath Ankilozan Spondilit Metroloji İndeksi : Beck Depresyon Ölçeği : Bilgisayarlı Tomografi : C-Reaktif Protein : Eritrosit Sedimentasyon Hızı : Human Leukocyte Antigen : Magnetik Rezonans Görüntüleme : Non-Steroid Anti-İnflamatuar İlaç : Romatoid Artrit : Short Form-36 : Sakroiliak Eklem : Spondilartropati : Tümör Nekrozis Faktör- alfa :Work Productivity and Activity İmpairment Questionnaire 1

6 GĠRĠġ VE AMAÇ Ankilozan spondilit (AS), primer olarak aksiyel iskeleti (sakroiliak eklemleri ve omurgayı) etkileyen, human leukocyte antigen-b27 (HLA-B27) ile ilişkili, periferik eklemleri de etkileyebilen, etiyolojisi kesin olarak bilinmeyen, spondiloartropati (SpA) grubu hastalıkların prototipini oluşturan, kronik, ilerleyici ve sistemik bir romatizmal hastalıktır (1). Ankilozan spondilit çoğu olguda selim bir gidiş gösterse de yüksek oranda özürlülüğe sebep olabilen bir hastalıktır (2). Özellikle omurga ve eklem kısıtlılığı ile deformiteler oluşmadan tanı konulması ve hastanın eğitilmesi önemlidir (3). AS, önemli boyutlarda iş gücü kaybı ve yaşam kalitesinde düşüşle bağlantılıdır (4). AS sıklıkla, genç erişkinlerin çalışmaya başladıkları yaşlarda ortaya çıkar. Bu nedenle de hastaların çoğunun meslek yaşamlarını etkileyerek önemli oranda iş gücü kaybına neden olur (5,6). İş gücü kaybı, hastalar için mali ve psikolojik sonuçları olan önemli bir sosyoekonomik problemdir (2,7). Hasta bakımından iş gücü kaybı sıklıkla gelirin azalması, kendine güvenin azalması, aileye bağımlılığın artması ve dolayısıyla yaşam kalitesinin bozulmasına neden olur (8). Ankilozan spondilit hastalarında iş gücü kaybı oranları normal popülasyona göre artmıştır. Ancak buna rağmen hastaların çoğu ücretli bir işte çalışmaya devam edebilmektedirler (9). Bu çalışmada hastanemiz polikliniklerinde takip edilen AS li hastalarda çalışma durumunu, çalışma verimliliğini ve iş gücü kaybını araştırmayı amaçladık. Bunun yanı sıra bu çalışmada hastalığın özelliklerinin, sosyodemografik faktörlerin ve çalışma koşullarının iş gücü kaybıyla olan ilişkilerini inceledik. 1

7 GENEL BĠLGĠLER ANKĠLOZAN SPONDĠLĠT Ankilozan spondilit, primer olarak aksiyel iskeleti (sakroiliak eklemleri ve omurgayı) etkileyen, periferik eklemleri de etkileyebilen, HLA-B27 ile ilişkili, etiyolojisi tam olarak bilinmeyen, seronegatif SpA grubu hastalıkların prototipini oluşturan, kronik, ilerleyici, sistemik bir romatizmal hastalıktır (1). SpA lar spinal ve sakroiliak tutulum, asimetrik alt ekstremite tutulumu, entezopati, ekstraartiküler tutulum gibi bazı klinik özelliklerin ve HLA- B27 alleli ile birlikteliğin olabildiği bir grup hastalıktır. Bu hastalıkların içerisinde AS, psöriatik artrit ve spondilit, reaktif artrit, juvenil başlangıçlı SpA, enteropatik artrit ve farklılaşmamış SpA lar yer almaktadır (10). Ağrı, fonksiyonel yetersizlik ve sabah tutukluğu AS deki en önemli yakınmalardır (1). Hastalığın ismi Yunanca ankylos (eğilmiş) ve spondylos (omurga) sözcüklerinden türetilmiştir. Sakroiliak eklem (SİE) tutulumu AS nin karekteristiğidir. SİE ile beraber kalça ve omuz eklemleri de sıkça tutulabilir. Periferik eklemler daha az oranda tutulurlar (1). Omurga radyografisi tekniklerinin geliştirilmesi ile 1930 larda Krebs, Scott ve Forestier tarafından sakroileit, kısa bir süre sonra da Robert ve Forestier tarafından tipik sindesmofitler tanımlanmıştır (4) de Buckley 60 olguluk serisi ile AS hastalığını derlemiştir ve 1970 li yıllarda klinik epidemiyolojik ve aile çalışmaları ile AS, Reiter, psöriatik artrit ve enteropatik artrit arasındaki ilişki Moll, Haslock, Macrae ve Wright tarafından gösterilerek seronegatif SpA kavramı ortaya atılmıştır (11). 2

8 Bu hastalığın seyrinde hastalarda özellikle aksiyal ve periferik eklem tutulumu sonucu hafif fonksiyonel kısıtlılıktan ağır özürlülüğe varan farklı seviyelerde aktivite kaybı görülür (12). Ankilozan spondilitin klinik belirtileri genellikle geç adölesan veya erken erişkinlik döneminde ortaya çıkar (13). Hastalıkta genetik faktörlerin rolü vardır. Doku grubu HLA-B27 olan hastalarda daha sık görülmektedir. AS li hastalarda HLA-B27 %90 ın üzerinde pozitif olarak bulunmuştur (14). EPĠDEMĠYOLOJĠ Ankilozan spondilitin sıklığı ile ilgili birçok veri mevcuttur. Beyaz ırkta AS prevalansı %0,5-1 olmakla beraber AS siyah ırkta oldukça nadir görülür. Türkiye de askerler arasında yapılmış bir çalışmada sıklık %0,14 olarak belirtilmiştir. AS insidansı ise Amerikalı beyazlarda 6,6/ dir (5). Irklara ve coğrafik dağılıma göre prevalans farklılık göstermektedir. Bu durum, HLA- B27 antijeninin popülasyonlarda farklı oranda bulunması ile ilişkili olabilir. AS li hastalarda HLA-B27 sıklığı % 90 ın üzerinde iken HLA-B27 pozitif beyaz ırkta AS prevalansı yaklaşık % 2 dir (15,16) Yapılan çalışmalara göre AS nin insidansı yılda kişide 0,5 ila 14 arasındadır (17). AS genellikle gençleri etkileyen bir hastalıktır. Erkekler kadınlardan daha sık etkilenirler, oran 2/1 dir. Yaklaşık %80 hastada semptomlar 30 yaşından önce gelişmektedir, nadiren ise 45 yaşından sonra ortaya çıkabilir. Hastalığın prevalansı ve insidansı ile HLA-B27 prevalansı arasında kaba bir ilişki vardır (18). En yüksek AS prevalansı yaşlarında saptanmaktadır. Hastalık başlangıç yaşı adölesan dönem ile 35 yaş arasında (ortalama 28 yaş) değişmektedir. Nadiren hastalık 16 yaşından önce başlar ve 5-10 yıl sürebilen entezit, alt ekstremitede oligoartrit ataklarından sonra klasik hastalık tablosu gelişir. Hastalığın 45 yaşından sonra başlaması oldukça nadirdir (19). Semptomların genç yaşta başlaması kötü fonksiyonel son durum ile birliktedir. Erkek hastalarda kadınlara göre bambu omurga dahil, daha fazla yapısal değişiklik vardır (18). Kadınlarda klinik ve radyolojik değişiklikler daha yavaş seyrettiği için tanıda problemler olabilmektedir. Bu durum da kadınlarda AS prevalansının gerçekte olduğundan daha düşük bulunduğunu düşündürmektedir (20). 3

9 ETĠYOLOJĠ Ankilozan spondilitin etiyolojisi henüz net olarak bilinmemektedir. Ancak, hastalığın HLA-B27 antijeni ile olan ilişkisi, genetik yatkınlığı olan kişilerde tetikleyici çevresel faktörlerin de etkisiyle immün yanıtlar sonucu geliştiğini düşündürmektedir. Reaktif artritin aksine hastalıktan sorumlu olabilecek belirli bir mikroorganizma belirlenememiştir. Bağırsak florasında sıklıkla kolonize olabilen ve HLA-B27 ile ortak 6 aminoasit dizisi olan Klebsiella pnömonia birkaç çalışmada suçlanmış olsa da, bu konuda kesin sonuca ulaşılamamıştır (21, 22). Ankilozan spondilitli hastaların büyük bölümünde bağırsak inflamasyonun olması ve sülfasalazinden yarar görmeleri enterik bir patojenin tetikleyici faktör olabileceğini düşündürmektedir (23). Yine HLA-B27 transfer edilen sıçanlarda, normal şartlarda aksiyel ve periferal artrit ile bağırsak inflamasyonu meydana gelirken, bakterilerden arındırılmış bir ortamda hastalığın gelişmemesi bu hipotezi desteklemektedir (6). Ancak AS li hastaların SİE biyopsilerinde bakteriyel ürünler tespit edilememiştir ve bakterilerin AS deki kesin rolü net olarak ispatlanamamıştır (24). PATOGENEZ Ankilozan spondilitin patogenezi net olarak anlaşılamamıştır fakat hemen tamamen immün aracılıklıdır. Hastalığın tüm bulgularının tümör nekroz edici faktör-alfa nın (TNF-α) blokajına güçlü yanıtı bu sitokinin AS patogenezinde kilit rol oynadığını düşündürmektedir. İnflamasyonlu SİE ler, CD4 ve CD8 T hücreler ve makrofajlarca infiltre edilmekte ve yüksek düzeyde TNF- α içermektedir (10). Ankilozan spondilitte temel patoloji ligaman, tendon, kapsül ya da fasyanın kemiğe tutunma yerlerinin (entezislerin) inflamasyonudur. Entezislerdeki bu inflamatuar değişikler entezit adını alır. AS ile ilgili yapılan son çalışmalar entezal fibrokartilajın immün yanıtın en önemli hedefi ve immünpatolojinin temel alanı olduğunu düşündürmektedir (9). Ankilozan spondilitteki patolojik değişiklikler genellikle aksiyel iskeletten SİE lerde, faset eklemlerde ve intervertebral disklerde, manubriosternal eklem, sternoklavikuler eklem, simfizis pubiste ve kalça, omuz gibi büyük proksimal sinovyal eklemlerde gözlenir (12). Enteziti, kemik dokusu oluşumuyla iyileşme izler. Fibröz dokuda kemikleşme olur. Entezis noktalarındaki kemik erozyonları da aynı kemikleşme süreci ile iyileşir. Spinal ligamantlerin herhangibir bölgesinde ve annulus fibrozusta da benzer patolojik bulgular izlenir. Mikroskopik olarak eroziv lezyonlarda lenfosit ve plazma hücre infiltrasyonu izlenir. 4

10 Annulus fibrozus ve onu çevreleyen ligamentlerin kemikleşmesi ile sindesmofitler oluşur (25,26). Hastalığın ilerleyen dönemlerinde disk aralığında görülen AS ye özgü bir bulgu, omur cisimleri arasında yeni kemik köprüleridir. Kalça omuz gibi etkilenen diartrodial eklemlerde de kemik köprüler gelişebilir (27). Hastalığın ilerleyen evrelerinde eklem kıkırdağının harap olmasıyla, eklem aralığı fibröz ve kemik doku ile dolar, bazen tümüyle kemik ankiloz gelişebilir. Sinovyal sıvıda Romatoid Artrit e (RA) göre daha az polimorf hücreler ve daha fazla lenfosit görülür. Apofizer eklemlerde de sinovyal inflamasyon ve erozyon görülebileceği gibi eroziv sinovit olmaksızın sadece kapsüloligamentöz inflamasyon ve kemikleşme de olabilir (26). Sakroiliak eklem, AS nin ilk evrelerinde etkilenir ve ilk patolojik değişimler iliak tarafta görülür. Bu eklemin üst 1/3 ü ligamentöz, alt 2/3 ü ise sinovyal yapıdadır. AS ye bağlı gelişen ankiloz SİE nin sinovyal kısmında iken, 40 yaşından sonra normal insanlarda da görülebilen ankiloz ise ligamentöz kısımdadır. AS de sakroileit sıklıklabilateral başlangıçlıdır. İliak kıkırdak sakral kıkırdaktan incedir, oluşan kemik erozyonları inflamatuar doku ile dolar ve radyografide eklem aralığı genişlemiş olarak gözlenir. Daha sonraki evrelerde subkondral skleroz ve ileri dönemde de ankiloz meydana gelir (28,29). KLĠNĠK ÖZELLĠKLER Ankilozan spondilitin klinik belirtileri genellikle geç adölesan veya erken erişkinlik döneminde ortaya çıkar. AS li hastaların yaklaşık %75 inde ilk yakınma bel ağrısı ve tutukluğudur. Bu yakınmanın özelliği, yavaş yavaş başlayıp giderek artması, en az 3 ay boyunca devam etmesi, tutukluğun sabah veya istirahat sonrası daha fazla olması ve yakınmaların egzersizle veya hareketle azalmasıdır. Ağrı başlangıçta derin gluteal bölgede hissedilse de çoğu zaman lokalizasyonu kesin olmayabilir. Bazen belde, siyatalji ile karışacak şekilde uyluk arka yüzünde olabilir. Başlangıçta genelde tek taraflı ve aralıklı olurken, birkaç ay içerisinde devamlı ve iki taraflı hissedilmeye başlar. Spinal inflamasyon; spondilit, spondilodiskit veya spondiloartritten kaynaklanabilir. Ağrı öksürme, hapşırma veya belin ani hareketleri ile artabilir. Sabah tutukluğu 3 saatekadar sürebilir (18).AS nin erken evresinde çoğu kez göğüs ekspansiyonu da hafif ile orta derecede azalabilir (1). Entezit, kostosternal bileşkeler, spinöz çıkıntılar, iliak kanatlar, büyük trokanterler, tüber iskiadikumlar, tibial tüberküller, topuklar gibi eklem dışı kemik yapılarında hassasiyete 5

11 yol açar. Juvenil başlangıçlı AS de aksiyel tutulum gelişmeden önce uzun süreli entezit ve oligoartrit olabilir (18). Kalça ve omuzlardaki artrit hastaların %25-35 inde olabilmekle birlikte daha çok hastalığın erken evrelerinde görülmektedir. Kalça ve omuzlar dışındaki diğer periferik eklemlerin artriti, genellikle asimetrik olup, hastaların %30 unda ve hastalığın herhangibir evresinde görülebilmektedir. Servikal vertebraların tutulumu sonucu oluşan boyun ağrısı ve tutukluğu genellikle, nispeten geç görülen bir bulgudur (10). Periferik artrit hastaların %15 inde ilk bulgu olabilir. Kalça tutulumu, ciddi bir sakatlık nedenidir. Diz ekleminde tekrarlayan efüzyon, %10 oranında temporomandibular eklem tutulumu görülebilir (19). Bazı hastalar, özellikle ileri yaş grubunda olanlar, yorgunluk, iştahsızlık, ateş, kilo kaybı ve gece terlemesi gibi genel belirtilerle başvurabilirler. Gelişmekte olan ülkelerde AS sıklıkla jüvenil başlangıçlıdır. Bu bireylerde genellikle periferik artrit ve entezit ön planda olmakta, aksiyal belirtiler geç adölesan dönemde eklenmektedir (10). EKLEM DIġI BULGULAR Özellikle hastalığın başlangıç döneminde kronik yorgunluk, ağrılar ve tutukluk nedeni ile uyku bozukluğu, hafifiştahsızlık ve kilo kaybı, subfebril ateş gibi bulgular ve semptomlar görülebilir (19). Göz Bulguları Akut anterior üveit AS nin en yaygın ekstra artiküler tutulumu olup, hastaların %25-30 unda gözlenir. Bazen hastalığın başlangıç bulgusu olabilir(30). Hastalarda çoğunlukla ani başlayan bir oküler ağrı, fotofobi, kızarıklık, lakrimasyon ve görme bulanıklığı vardır. Oküler komplikasyonların aktivitesi ve şiddeti, artiküler hastalıkla ilişkili olmakla birlikte periferik artrite sahip hastaların akut anterior üveitgeliştirmesi daha sıktır (31). HLA-B27 pozitif AS li hastalarda akut anterior üveit daha sıktır (1). Kardiyovasküler Tutulum Son dönemlerde yapılmış çalışmalarda AS li hastalarda kardiyovasküler sistem tutulumunun önceden bilindiği kadar nadir olmadığı ortaya konulmuştur. Sağlıklı bireylerle karşılaştırıldığında AS li hastalarda iletim bozukluklarının, kalp kapak hastalıklarının ve kardiyomiyopatilerin daha sık olduğu tespit edilmiştir (32). Atriyoventriküler ve intraventriküler dal blokları sık görülen kardiyak iletim bozuklukları arasında yer almaktadır 6

12 (4). Asendan aortit, aort dilatasyonu, aort kapak yetmezliği, iletim defektleri, miyokardiyal disfonksiyon ve perikardit olabilir. Kardiyovasküler tutulum çoğu zaman HLA-B27 pozitifliği ile birliktedir. Aort yetmezliği ve iletim bozukluğu görülme sıklığı yaşla ve hastalık süresi ile artar (6,18). İletim anormallikleri AS li hastalarda en sık görülen kardiyak anormalliktir (33). Pulmoner Tutulum Ankilozan spondilitli hastalar göğüs duvarı rijiditesi nedeniyle inspiryumda göğüslerini tam olarak ekspanse edemezler. Azalmış göğüs ekspansiyonuna bağlı olarak vital kapasitede ve total akciğer kapasitesinde azalma olabilir (12). Geç tutulum bulgusu olarak plevropulmoner tutulum olabilir. Genellikle bilateral apikal pulmoner fibrobüllöz hastalık şeklinde seyreder ve yavaş progresif bir gidiş gösterir. Göğüs radyografilerinde lineer veya yama şeklinde bir opasite olarak gözlenir; kistik bir hal alabilir (34). Yüksek rezolüsyonlu bilgisayarlı tomografi (BT) kullanılması ve akciğer radyografisinden daha sensitif olması nedeniyle akciğer tutulumunun düşünülenden fazla olduğu ve daha erken dönemde görüldüğü öne sürülmektedir (33,35). Uyku apne sendromunun AS de daha fazla görüldüğü öne sürülmüştür. AS de nadiren spontan pnömotoraks da görülebilir (35). Renal Tutulum Ankilozan spondilitte renal tutulum sık değildir ve sekonder amiloidoz-aa tip, nonsteroid anti-inflamatuar ilaç (NSAİİ) nefropatisi ve glomerülonefrit görülebilir (24). AS li pek çok hastada immunglobulin A nefropatisi bildirilmiştir (36). Amiloidoz (sekonder tip) nadir bir komplikasyondur. Abdominal derialtı yağ aspirasyonu ile saptanan amiloid birikimleri, her zaman kötü renal prognoz ile ilişkili değildir (1). NSAİİ nefrotoksisitesi interstisyel nefrite veya akut böbrek yetmezliğine yol açabilir. Bu bulgular daha çok yaşlılarda ilacın kullanımından haftalar veya aylar sonra ortaya çıkar ve NSAİİ nin kesilmesi ile ortadan kalkar (24). Gastrointestinal Tutulum Ankilozan spondilitli hastaların %60 ında terminal ileum ve proksimal kolonda asemptomatik mukozal inflamatuar lezyonlar görülebilir. Bu hastaların büyük bir çoğunluğunda, subklinik mukozal ülserasyonlar semptomatik hale gelmezler. AS deki 7

13 bağırsak inflamasyonunun subklinik Crohn hastalığını temsil edebileceği de düşünülmektedir (4,37). Nörolojik Tutulum Omurgada instabilite, kırıklar, inflamasyon, posterior ligament ossifikasyonu, disk lezyonları, spinal stenoz gibi nedenlerle basıya bağlı nörolojik komplikasyonlar olabilir. Rijid ve osteoporotik bir omurgada minör travmalar sonucu kırıklar gelişebilir. Kırıklar sıklıkla servikal bölgede oluşur. Servikal 5-6 ve 6-7 vertebralar en sık etkilenen seviyelerdir. Eğer bu kırığa dislokasyon da eşlik ederse kuadriplejiye neden olabilir. Tanı konmamış ya da tedavi edilmemiş fraktür psödoartroza veya spondilodiskite neden olabilir (12). Odontoid proçesin ve transvers ligamanın erozyonu sonucu spontan olarak anterior atlanto-aksiyel subluksasyon meydana gelebilir. AS li hastaların %2 sinde görülür. Spinal kord kompresyonu eşlik etsin ya da etmesin oksipital ağrıya neden olur. Tedavide servikal füzyon yapılır (11). Kauda equina sendromu AS nin ender görülen ancak ciddi, geç dönem bir komplikasyonudur. Lumbosakral sinir köklerinin etkilenmesi ile duyu kaybı, üriner ve fekal inkontinans ortaya çıkabilir, bazen de tabloya hafif motor kayıp eşlik edebilir (38). Osteoporoz Spondilitli hastalarda yoğun sindesmofit oluşumlarından dolayı kemik mineral yoğunluğu ölçümünün aldatıcı olarak yüksek çıkması nedeniyle, dual-enerji X ışını absorbsiyometre yerine kantitatif BT ölçümü önerilmektedir. Bununla birlikte uzun süreli hastalığı olan AS hastalarının yarıdan fazlasında osteoporoz ve osteopeni bldirilmiştir. Dualenerji X ışını absorbsiyometrede kemik dansitesinde azalma sadece omurgada değil aynı zamanda femur boynunda da görülebilir. AS de osteoporozun nedeni tam olarak anlaşılmış değildir. Tedavi ile ilişkili faktörler, azalmış mobilite veya azalmış fiziksel aktivite osteoporoz geliştirmekle beraber, histolojik incelemelerde osteoklast/osteoblast dengesizliği görülmektedir (39,40). Depresyon Ankilozan spondilit ilerleyici ve kronik bir hastalık olması, deformiteler bırakması ve iş gücü kaybına neden olması sebebiyle bazı psikiyatrik semptomlara yol açabilmektedir. Bu hastalarda sık karşılaşılan psikiyatrik belirtiler anksiyete ve depresyondur. Depresyon ve anksiyete sıklığının AS li hastalarda %28 ile %32 arasında değiştiği rapor edilmiştir (7). 8

14 Barlow ve ark. (41) AS li hastaların yaklaşık üçte birinde ciddi depresif semptomların olduğunu bildirmişlerdir. Martindale ve ark. (42) AS de hastalık durumu puanlarını anksiyete, depresyon ve içsellik ile önemli ölçüde korele bulmuşlar ve AS hastalık skorlarının yorumlanmasında psikolojik durumun hesaba katılmasını belirtmişlerdir. Beck Depresyon Ölçeği (BDÖ), depresyonda görülen bedensel, duygusal ve bilişsel belirtileri ölçen 21 sorudan oluşan bir kendini değerlendirme ölçeğidir. Her bir soru 0 ile 3 arasında puanlanmaktadır ve alınabilecek en yüksek puan 63 tür. Toplam puanın yüksekliği depresyonun şiddetiyle koreledir. Beck ve arkadaşları tarafından geliştirilmiştir ve ülkemizde geçerlilik ve güvenilirlik çalışması yapılmıştır (43). FĠZĠK MUAYENE Ankilozan spondilitin erken tanısı için özellikle omurga ve SİE leri kapsayan ayrıntılı fizik muayene yapılmalıdır. Erken dönemde tipik AS bulgularını gözlemek zor olmakla birlikte, lomber omurgadaki hareket kısıtlılığını ve sakroileiti belirlemek olasıdır (44). Hareket kısıtlılığı genellikle kemik ankiloz derecesi ile orantılı olmayıp, ağrı ve inflamasyona bağlı gelişen kas spazmını yansıtmaktadır. SİE ağrısı, ekleme direkt basınç uygulama veya ekleme stres uygulayan manevralarla ortaya konabilir. Bunun yanında, semptomatik kemik hassasiyeti ve paraspinöz kas spazmının olduğu bölgelerde, palpasyonla sıklıkla hassasiyet mevcuttur (10). Belin üç düzlemdeki hareketleri incelenmelidir. İnspeksiyonla normal lomber lordozun kaybolduğu saptanabilir. Öne fleksiyon yer-parmak uzaklığı ölçülerek değerlendirilebilir, ancak kalça ekleminde kısıtlılık olması yer-parmak uzaklığını etkiler. Öne fleksiyonun değerlendirmesinde kullanılan bir diğer test Dr. Von P. Schober tarafından tanımlanan Schober testidir(44). Hasta ayakta dik dururkenposterior superior iliak çıkıntıları birleştiren hayali bir çizgi ve bunun 10 cm yukarısı işaretlenir, hastadan dizleri ekstansiyonda iken yere değmeyi hedefleyerek öne eğilmesi istenir. Bu hareket sonrası işaretlenen mesafede 14 cm veya daha altında açılım olması bel hareketlerinde kısıtlılık olduğunu gösterir (19). Torakal spinal mobilite dorsal Schober testi ile değerlendirilir. Hasta dik otururken 7. vertebranın spinöz çıkıntısı palpe edilir ve işaretlenir. Daha sonra bu çıkıntının 30 cm aşağısı işaretlenir. Hastaya maksimum lomber fleksiyon yaptırılır ve tekrar ölçüm yapılır, mesafenin en az 33 cm olması gerekir. AS li hastalarda bu açılma olmaz (45). Ankilozan spondilitte boyun hareketlerinde ağrı ve kısıtlanma gözlenir. İleri dönemlerde boyun fleksiyon pozisyonunda sabitlenir. Bu dönemde hasta sağa sola bakmak 9

15 istediğinde tüm gövdesini çevirmek zorunda kalır. Normalde 0 cm olan çene manibrium sterni mesafesi artar. Servikal ekstansiyonun değerlendirilmesinde oksiput duvar ve tragus duvar arası mesafe kullanılır. Ayakta dik duran hastanın topuğu ve sırtı duvara dayanırken boynu ekstansiyona getirilir. Normal kişilerde kafa kolayca duvara değdiği halde AS li hastalarda bu mesafeler artmıştır (12). Sakroiliak eklem üzerine basınç uygulaması ile ağrının ortaya çıkması sakroileiti düşündürebilir. Spesifik olmamakla birlikte SİE ye germe uygulanması ile ağrının tetiklenebileceği birkaç farklı test mevcuttur. Gaenslein testinde hasta sıtüstü yatarken bir kalçasını ve dizini fleksiyona getirerek elleriyle göğsüne bastırır, test edilecek taraftaki kalça ve diz yatak kenarından sarkacak şekilde ekstansiyona getirilir, hekimin her iki dize zıt yönlerde direnç uygulaması ile test edilen tarafta sakroiliak eklem bölgesinde ağrı hissedilmesi anlamlıdır (46). Mennel testinde yan yatan hasta altta bulunan dizini ve kalçasını iyice fleksiyona getirerek karnına çeker ve elleriyle dizini tutar. Hastanın arkasında duran doktor bir eliyle üstteki kalçayı sabitlerken diğer eliyle de üstte, ekstansiyonda olan bacağı dizden tutarak kalçaya ekstansiyon yaptırır. Bu sırada ağrı oluşursa test pozitiftir (47). Hastalığın geç dönemlerinde, inflamasyonun yerini fibrozis ve ankiloz aldığı durumlarda bu testlerle sakroiliak ağrı oluşmayabilir (19). Erken dönem AS de torakal ekspansiyonda hafif veya orta düzeyde bir azalma gözlenebilirken, ileri dönemlerde ciddi limitasyon gelişebilir. Göğüs ekspansiyonu erkeklerde dördüncü interkostal aralıktan kadınlarda ise meme altından ölçülür. Tam inspiryum ile tam ekspiryum arasındaki fark normalde 5 cm den büyük olmalıdır. 2,5 cm den az olması, özellikle kronik bel ağrısı olan genç hastalarda AS yi düşündürür (12,45). Tüber iskiadikumlar, büyük trokanterler, spinöz çıkıntılar, kostakondral ve manubriosternal bileşkeler, iliak kanatlar, simfizis pubis, topuklar ve tibial tüberküllerde entezit nedeni ile palpasyonda hassasiyet saptanabilir (18). Hastalığın ilerlemesi ile bazı postür bozuklukları ortaya çıkar. Ağrı ve inflamasyon nedeniyle, yerçekiminin de etkisiyle, boyun fleksiyon pozisyonunda immobilize edilir, torakal omurganın da katılımı ile anterofleksiyon postürü gelişir (44). Zaman içerisinde lomber lorodoz düzleşir, torakal kifoz artar. Abdominal solunumun ön planda olması nedeni ile karın bombeleşir ve futbol topu karın görüntüsü ortaya çıkar. Kalça eklemi tutulumu ile kalçalardaki fleksiyon deformitesi postüre de yansır, hasta ayakta dururken vücut ağırlık merkezinin dengelenmesi için dizler hafif fleksiyonda durur. Bu postür değişiklikleri çoğu zaman hastalığın başlangıcından 10 yıl sonra ortaya çıkar (19). Kalça 10

16 eklemindeki hareket kısıtlılığını değerlendirmek için intermalleoler mesafeye bakılabilir. Hasta sırtüstü yatarken bacaklar maksimum abduksyona getirilir ve intermalleoler mesafe ölçülür. Normalde 100 cm ve üzerinde olmalıdır (36). LABORATUVAR Ankilozan spondilitte kesin tanı koydurucu bir laboratuvar bulgusu yoktur. Aktif hastaların %50-70 inde eritrosit sedimentasyon hızı (ESR) ve C reaktif protein (CRP) düzeyi artmıştır (9). Ancak ESR her zaman hastalık aktivasyonu ile ilişkili değildir. Serum immünglobulin A düzeyleri hafif-orta derecede artmış bulunur ve genellikle akut faz reaktanları ile korelasyon gösterir (11). HLA-B27 etiyopatogenezde önemli rol oynar, genetik riske önemli katkıda bulunur ve beyaz ırktan olan AS hastalarının %90-95 inde pozitiftir (28). Kompleman düzeyleri normal veya artmıştır. Romatoid faktör ve diğer anti-nükleer antikorların pozitiflikleri sağlıklı popülasyondan farklı değildir. İnflamasyon derecesi ile ilişkili olarak trombosit sayısında hafif artış, hafif normokrom normositer anemi görülebilir. Bazı hastalarda alkalen fosfataz ve kreatin kinaz düzeylerinde hafif yükselme olabilir ancak bunun önemi bilinmemektedir (6). Periferik eklem tutulumunda sinovyal sıvı analizinde elde edilen bulgular diğer inflamatuar artropatilerden farklılık göstermez. Renal tutulum söz konusu değilse böbrek fonksiyon testleri ve idrar tetkiki normaldir (11). RADYOLOJĠK BULGULAR Ankilozan spondilitin karakteristik radyolojik değişiklikleri SİE'de ve omurga üzerinde diskovertebral, apofizyal, kostovertebral ve kostotransvers eklemlerde olur. Klasik olarak değişiklikler önce SİE'de başlar, bundan sonra torakolomber ve lumbosakral bölgelerde görülür. Hastalık kronikleştikçe üst torasik ve servikal vertebra tutulumu olabilir. İzole SİE anormallikleri kadın hastalarda daha sıktır. Ayrıca torasik veya lomber vertebra tutuluşu olmadan SİE ve servikal vertebra tutuluşu kadınlarda erkeklerden daha fazladır. SİE tutuluşu olmadan spinal değişikliklerin olması AS'de sık değildir (48). Çoğunlukla bilateral, simetrik sakroileit vardır. Sakroiliak eklemin sinovyal bölümü alt 2/3 lük kısmıdır ve bu bölüm en iyi modifiye Ferguson veya suprapubik SİE pozisyonunda görüntülenir. Sakroileitin radyolojik bulguları genellikle simetriktir. En erken değişiklik sakroiliak eklemin iliak kanadında erozyondur. Eklem kenarındaki beyaz kortikal çizgi kaybolur. Erozyonun ilerlemesiyle de eklem aralığında yalancı genişleme gözlenir. İnflamasyon nedeniyle subkondral kemikte bulanıklaşma olur. Daha sonra osteoblastik aktivite artışı sonucu subkondrol skleroz oluşumu gözlenir. Zamanla yavaş gelişen fibrozis, 11

17 kalsifikasyon, interosseöz köprüleşme ve ossifikasyon gözlenir. Sonuçta SİE tamamen ankiloze olur (49). Radyolojik olarak sakroileitin derecelendirmesinde NewYork kriterleri kullanılır: Evre 0: Normal, Evre 1: Şüpheli değişiklikler, Evre 2: Hafif minimal anormallikler (eklem aralığında değişiklik olmadan küçük lokalize alanlarda erozyon ve skleroz), Evre 3: Belirgin anormallikler (erozyon, skleroz, eklem aralığında genişleme/daralma, parsiyel ankiloz bulgularından bir ya da daha fazlasının eşlik ettiği orta veya ileri derecede sakroieit), Evre 4: Ciddi anormallikler (total ankiloz). Vertebral kolonda gözlenen ilk değişiklikler vertebra korpuslarının köşelerinde ve anulus fibrozusun yapışma yerlerindeki küçük erozyonlardır. Erozyon ve eşlik eden skleroz sonucunda vertebra cisminin anterior kenarındaki normal konkav kontür kaybolur. Vertebra cismi kareleşir ve köşeler parlaklaşır. Bu parlak köşelere Romanus lezyonları adı verilir (36,49). Ankilozan spondilitte omurgada gözlenen değişiklikler özellikle alt lomber bölgeden başlar ve yukarı doğru ilerler. Annulus fibrozus ve spinal ligaman kalsifikasyonu ile omur cisimleri arasında sindesmofit adı verilen köprüler oluşur. AS ve enteropatik spondilitte görülen sindesmofitler bilateral ve simetriktir. Ön-arka torakolomber grafilerde çok seviyeli, simetrik sindesmofit oluşumu ve apofizer eklem sklerozu ile oluşan görünüme bambu kamışı adı verilir (49). İleri dönemde faset eklem sklerozu ve interspinöz ligamanın kalsifikasyonu ile oluşan görünüme üçlü ray manzarası adı verilir. Ankiloze omurgada diskovertebral eklemde eroziv değişiklikler meydana gelebilir. Bunlara Anderson Lezyonu adı verilir. İnflamasyon veya enfeksiyona sekonder olabilse de en çok fraktüre sekonderdir (36,50). Ankilozan spondilitte kalça tutulumu bilateral ve simetrik olur. Eklem aralığında diffüz daralma vardır. Osteofit formasyonu gözlenebilir (49). Entezit bulgusu olarak ligament ve tendon yapışma noktalarında kemik erozyonları veya saçaklanma gözlenir (51). Direkt grafiler başlangıç dönemindeki sakroiliak inflamasyonu göstermede yetersiz kaldığında BT ve magnetik rezonans görüntüleme (MRG) kullanılabilir. Erozyon ve ankiloz gibi değişikleri saptamada BT, MRG ye üstün olsa da sakroiliak eklemlerdeki erken inflamatuar değişikleri saptamak ve dinamik ölçümü sağlamak için MRG kullanılabilir (52). 12

18 Konvansiyonel grafilerde görülebilen osteoproliferatif değişimler hastalğın erken dönemlerinde görülmeyebilir. Bu nedenle aktif inflamasyon görüntüleme yeteneği olduğundan MRG, erken hastalıkta tanıya yönelik ek yarar sağlayabilir. İzlem amacı ile short T1 inversion recovery tekniği yeterli olduğu için, kontrast ajanlar gerekli değildir (18). Sakroiliak eklemlerde yapısal radyografik değişiklerin görülmesinden 3 yıl önce, bu eklemlerin MRG sinin pozitif belirleyici değeri %60 dır. MRG ile kronik değişiklerin değerlendirilmesi araştırılmaktadır; ancak konvansiyonel radyografi yapısal değişikliklerin belirlenmesinde MRG den daha duyarlıdır. Bu nedenle, özellikle erken hastalık evrelerinde SİE lerin grafisi daima gereklidir, çünkü inflamatuar sırt bel ağrısının ilk 2 yılında hastaların %20 ile %30 unda yapısal değişikler oluşacaktır. Olası spondiloartritlerin ve bel ağrısı olan hastaların değerlendirilmesinde, aktif ve akut değişiklerle kronik değişikler arasındaki farkı araştırmak önemlidir. Aktif ve akut değişikler için, short T1 inversion recovery gibi uygun dizinlerle MRG yararlıdır; özellikle diğer tutulum bölgelerinin de izlemi gerekiyorsa sintigrafide yararlıdır. SİE lerde kronik değişiklerin belirlenmesi için BT de çok yararlıdır, ancak bu teknik yüksek radyasyona maruz kalındığı için rutin olarak uygulanmamalıdır. SİE ve omurgadaki kronik yapısal değişiklerin belirlenmesi için, konvansiyonel grafi hala altın standarttır (19). TANI Ankilozan spondilitin klinik tanısı öncelikle öykü ve fizik muayene bulgularına dayanmaktadır ve radyolojik bulgularla desteklenir. Tanıda klinik bulgular, hastanın semptomları, aile öyküsü, artiküler-ekstraartiküler bulgular ve sakroileitin radyolojik olarak görüntülenmesi önemlidir (12). Ankilozan spondilit, bel ağrısı yapan diğer birçok sebepten ayırt edilmelidir. AS nin inflamatuar bel ağrısı genellikle aşağıdaki beş özellik ile ayırt edilir: 1. Kırk yaşından önce başlaması, 2. Sinsi başlaması, 3. Tıbbı yardım öncesi üç aydan daha uzun bir süredir devam ediyor olması, 4. Sabah tutukluğu, 5. Yakınmaların egzersizle ve hareketle azalması. Ankilozan spondilitin bilinen kesin bir sebebinin olmayışı tanıyı zorlaştırmaktadır. Bu nedenle AS tanısını standardize etmek için çeşitli kriterler geliştirilmiştir. Bunlar 1961 Roma, 1966 New York ve 1984 Modifiye New York kriterleridir (11). 13

19 Roma ve New York kriterlerinin hem sensitivite hem de spesifitelerinin yetersiz olması bu kriterlerin AS tanısı için modifikasyonuna sebep olmuştur. Bu amaçla modifiye New York kriterleri geliştirilmiştir (53). Bu şekilde orijinal New York kriterlerinin sensitivitesi %76 dan modifiye New York kriterleri için %83 e artmıştır ve spesifitesi de sadece %99 dan %98 e azalmıştır (54) Modifiye New York kriterleritablo 1 de yer almaktadır ve tanı için yaygın olarak kullanılmaktadır (11). Tablo 1.Modifiye New York Tanı Kriterleri (1984) (11) Kriterler 1. En az 3 aydır var olan, egzersizle düzelip istirahatle düzelmeyen bel ağrısı 2. Lomber omurganın sagittal ve frontal düzlemlerde hareket kısıtlılığı 3. Göğüs ekspansiyonunun yaş ve cinsiyete göre normal değerlerin altında olması derece bilateral sakroileit derece unilateral sakroileit Kesin ankilozan spondilit eğer: Klinik kriterlerden herhangi birisi ile birlikte unilateral 3-4. derece veya bilateral 2-4. derece sakroileit Modifiye New York kriterleri, Roma ve New York kriterlerine göre daha sensitif bulunmuştur (54). Ancak AS nin erken tanı ve tedavisindeki en büyük engel, semptomların başlangıcından sonra tanıda 5-7 yıllık bir gecikmenin görülmesidir (24,55). Bunun bir sebebi de romatizmal hastalıklarla uğraşan hekimler arasında AS farkındalığının az olmasıdır. Tanıda kullanılan modifiye New York kriterlerinde radyolojik bulguların önemli yeri olması, ancak radyolojik buguların ilk semptomların başlamasından yıllar sonra radyolojik görüntü vermesi, tanıdaki gecikmenin önemli bir sebebidir. MRG nin kullanıma girmesiyle akut sakroileitin ve omurga inflamasyonunun erkenden tespit edilmesi hastalığın pre-radyografik devreden radyografik görüntü veren döneme kadar süregelen bir süreç olduğunu göstermektedir. Son zamanlarda otörler radyolojik sakroileitin, temel parametre olmasından çok, olayın şiddetine ve kronikliğine yönelik bir parametre gibi düşünülmesi ve hastalığın, radyografik belirti vermesinden önceki ve sonraki durumuyla, bütün olarak ele alınması üzerinde durmaktadırlar. Son yıllarda MRG de akut inflamasyon (akut sakroileit) saptanması Uluslararası Spondilartropati Değerlendirme Topluluğu (ASAS) aksiyel SpA sınıflamakriterlerinde yer almaktadır (24). 14

20 Ankilozan spondilitte periferik artrit görülebilir. RA dan farklı olarak büyük eklemlerde asimetrik tutulum görülür ve romatoid faktör negatiftir (12). PROGNOZ Ankilozan spondilitin gidişi oldukça değişkendir. Özellikle erken dönemlerde spontan remisyon ve alevlenmeler sık izlenir. Ağrı ve tutukluk genellikle uzun yıllar sürer. Uzun süreli remisyon az gözlenir. Ancak hastalık genel olarak kendini sınırlamaktadır. Hafif hastalığı ve sınırlı spinal tutulumu olanlarda fonksiyonel yeterlilik iyi düzeyde sürdürülebilir. Kalıcı ciddi hastalığı olanlarda ise spinal füzyon gelişimine paralel progressif fonksiyonel yetersizlik gelişebilir (12). Ankilozan spondilitli hastalarda hastalık aktivitesini değerlendirmek güçtür. Bu nedenle AS nin klinik ve fonksiyonel değerlendirilmesi için çeşitli indeksler oluşturulmuştur. Bunlar rutin hasta takibinde ve tedavilerin değerlendirilmesinde oldukça kullanışlıdır (12). Fiziksel fonksiyonu değerlendirmede Bath Ankylosing Spondylitis Functional Index (BASFI) ve Dougados Functional Index kullanılmaktadır (56). Hastalık aktivitesini değerlendirmek için Bath Ankylosing Spondylitis Disease Activity Index (BASDAI), spinal mobiliteyi değerlendirmek için Bath Ankylosing Spondylitis Metrology Index (BASMI) kullanılmaktadır (57). Yine AS li hastaların yaşam kalitesini değerlendirmek için Ankylosing Spondylitis Quality of Life geliştirilmiştir (12). Amor ve ark. (58) SpA gelişiminin ilk 2 yılı içinde kalça tutulumu ya da aşağıdaki risk faktörlerinin üçünün olmasını ciddi hastalık için yol gösterici olarak saptamıştır (spesifitesi %97,5, sensitivitesi %50,0): ESR> 30 mm/saat, NSAİİ tedavisine yanıtsızlık, Lomber hareketlerde kısıtlılık, Oligoartrit, 16 yaşından erken başlangıç, Sosis parmak Aynı çalışmaya göre kalça eklemi tutulumunda ciddi hastalık riski 23 kat artmaktadır. Hastalığın ilk 2 yılında bu faktörlerden herhangibiri yoksa, daha hafif bir seyir gözleneceği tahmin edilebilir (sensitivitesi %92,5, spesifitesi %78,0) (58). Kalça tutulumu, yaygın ankiloz, bambu omurga ve intervertebral kemik köprüleşmeleri önemli fonksiyonel disabiliteye sebep olur (59). Yine tüm servikal omurgada 15

21 ankilozla beraber kifoz gelişen hastalarda özürlülük gelişme riski daha yüksektir. Yaşlı hastalarda, sigara içenlerde ve düşük sosyoekonomik düzeyi olan hastalarda daha fazla fonksiyonel disabilite gelişmektedir (12). Jüvenil başlangıçlı hastalarda ilk tanıdan ve hastalık modifiye edici ilaç kullanımından önce uzun zaman geçmesi ve sürekli devam eden ESR yüksekliği eklem erozyonu ile ilişkili bulunmuştur (60). Başka bir çalışmada, hastalığın başlangıç yaşının klinik veya radyolojik progresyonu belirleyemeyeceği söylenmiştir. Ancak bununla beraber kalça tutulumu ve bunun sonucu olarak kalça replasmanı jüvenil başlangıçlı hastalarda anlamlı olarak daha çok görülür (9). Cinsiyetin hastalığın seyrini değiştirdiği düşünülmektedir. Kadınlarda AS'nin daha geç yaşta başladığını, daha hafif seyrettiğini ve ekstraspinal tutulumun daha fazla olduğunu gösteren çalışmalar mevcuttur (61,62). AS tanısı konulan 41 erkek ve 41 kadın üzerinde yapılan retrospektif başka bir çalışmada ise tanı sırasındaki özellikler bakımından istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunamamıştır (63). Ankilozan spondilit hastalarında iş gücü kaybı oranları normal populasyona göre artmıştır. Buna rağmen hastaların çoğu ücretli bir işte çalışmaya devam edebilmektedirler. Çeşitli çalışmalarda AS li hastaların istihdam oranları %55 ile %89 arasında bulunmuştur. AS de iş gücü kaybına neden olan faktörler ise yaş, hastalık süresi, eğitim düzeyi, fonksiyonel kapasite ve iş yeri koşulları olarak bildirilmiştir (9). İşte uzun süreli ayakta durma veya soğuğa maruz kalma disabilite için risk faktörleridir. Periferik eklem tutulumu olan hastaların aksiyel tutulumlu hastalara göre işten daha fazla ayrı kaldıkları saptanmıştır (24). Ankilozan spondilit nadiren yaşam süresini kısaltmaktadır. AS li hastalarda normal popülasyona göre ölümün 1,5 kat fazla olduğu gözlemlenmiştir (64). HASTANIN ĠZLEMĠ Hastanın izleminde tüm inflamatuar hastalıklarda olduğu gibi ESR ve CRP yardımcı olabilir, ancak hastalık aktivitesi bu parametrelerle her zaman ilişkili olmayabilir. Ağrı ve tutukluk gibi semptomlar çeşitli yöntemlerle (vizüel analog skala, Likert tipi skala) değerlendirilebilir. Fizik muayenede değerlendirilen schober, oksiput-duvar mesafesi gibi objektif ölçümler, omurga hareketliliğinin gonyometrik ölçümü, SİE germe testleri izlemde kullanılabilir. Ancak bu ölçümlerin gün içinde eklem hareketliliğinin değişmesi ile değişkenlik gösterebildiği, gözlemciler arasında farklılık olabildiği ve hastanın önceki değerleri ile karşılaştırılmasının önemli olduğu unutulmamalıdır (65). 16

22 Ankilozan spondilitli hastalar geniş klinik prezentasyonlarla karakterize olabilir, radyografik profiller ve sonuçları, şu anki teşhis ve klasifikasyon sistemleri ile iyi ayırt edilemeyebilir. Yetersizlikler, klinisyenlerin AS hastalarını tam olarak tanımlamalarını sınırlandırmaktadır. AS'de hastalığın durumu ve seyri; metrolojik, radyolojik, laboratuvar ve fonksiyonel kapasite ile belirlenmektedir. Günlük uygulamalarda klinik kayıt tutmak için geliştirilen ASAS çekirdek seti tablo 2 de yer almaktadır (66).. Tablo 2. Klinik uygulamarda kayıt tutmak için Uluslararası Spondilartropati Değerlendirme Topluluğu çekirdek seti (66) 1. Fonksiyon BASFI 2. Ağrı VAS, son hafta, omurga, gece AS ye bağlı 3.Spinal mobilite 4.Hastanın genel değerlendirmesi 5.Tutukluk 6.Periferik eklemler ve entezisler 7.Akut faz reaktanları Göğüs ekspansiyonu, modifiye Schober, oksiput duvar, servikal rotasyon, lateral spinal fleksiyon yada BASMI NRS/VAS (geçen hafta) NRS/VAS(Sabah tutukluğu süresi, omurga, geçen hafta) Şiş eklem sayısı Maastricht, Berlin veya San Fransisco gibi valide edilmiş entezit skorları ESR yada CRP 8. Yorgunluk BASDAI deki yorgunluk sorusu BASFI: Bath ankilozan spondilit fonksiyonel indeksi, VAS: Vizüel analog skala, AS: Ankilozan Spondilit, BASMI: Bath ankilozan spondilit metroloji indeksi,nrs: Numerik ölçüm skalası, ESR: Eritrosit sedimentasyon hızı, CRP: C-Reaktif Protein, BASDAI: Bath ankilozan spondilit hastalık indeksi Ankilozan spondilit hastalarının çoğunda prognozun iyi olduğu görülmüştür. Hastaların yaklaşık yarısında omurgada kısıtlılık olmasına rağmen sadece %10-20 sinde ciddi sakatlık gelişir. Hastalığın başlangıcından itibaren 10 yıl içerisinde prognoz hakkında fikir sahibi olunabilir. Özellikle genç yaşta kalça tutulumu olan kişilerde daha fazla sakatlık beklenir. Hastaların %5 inden azında hastalıktan kaynaklanan ölüm görülür ve sıklıkla nedenler servikal dislokasyon ve kırıklar, spondilitik kalp hastalığı ve amiloid nefropatidir (6) 17

23 ANKĠLOZAN SPONDĠLĠT VE Ġġ YAġAMI Ankilozan spondilit sıklıkla genç erişkinlerde kişinin günlük yaşam aktivitelerini olumsuz etkileyerek yaşamsal ve fonksiyonel özürlülüğe neden olan kronik bir romatizmal hastalıktır (67). Kronik romatizmal hastalıkların toplam maliyetlerinin önemli birleşenlerinden birisi de verimlilik kaybına bağlı maliyettir (68). Romatizmal hastalıkların önemli sosyal sonuçlarından birisi de erken emeklilik ve fonksiyonel yetersizlik nedeniyle ortaya çıkan işsizlik veya iş yaşamı zorluklarıdır (69-71).Boonen ve ark. (70) AS li hastalarda işten ayrılma oranını genel popülasyona göre 3,1 kat daha fazla bulmuşlar ve tanı anında daha ileri yaşta olmayı, manuel işlerde çalışmayı ve aktiviteleri adapte eden ya da kısıtlayan başa çıkma stratejilerini işten ayrılmada belirleyici faktörler olarak saptamışlardır. Peker ve ark. (67) AS nin fonksiyonel durum ve günlük yaşam aktivitelerinde yarattığı olumsuzluklar nedeniyle hastaların iş yaşamının etkilendiğini göstermişlerdir. Ülkemizde Nisan-2012 itibari ile yürürlükte olan 5510 sayılı kanuna göre doğuştan ya da ilk sigortalılıktan sonra meydana gelen özürün %60 ı içermesi durumunda kişiler malulen emekliliğe, kaybın %40 ve üzerinde olması durumunda da erken emekliliğe aday olurlar. Belirli yıl sigortalı olma ve istenilen prim günlerine sahip olmaları şartlarıyla bu haklardan faydalanabilirler. TEDAVĠ Ankilozan spondilit tedavisinde temel hedef ağrı ve tutukluğu azaltmaktır. İdeal olan ise altta yatan inflamatuar süreci bloke ederek kalıcı yapısal hasar oluşumunu önlemek veya geciktirmektir (72). Hastanın eğitimi, tedavi başarısında en önemli noktadır. Tedavide ilk amaç hastanın ağrı ve tutukluğunun azaltılması olmalıdır. Ardından hareketi yeniden kazanmak için egzersiz programı eklenmelidir. Uzun dönemde ise semptomlarda rahatlamanın sürdürülmesi, postürün, hareketin, periferik eklemlerin korunması ve tam bir iş kapasitesinin sürdürülebilmesi önem kazanır (73). Ankilozan spondilit için ASAS/European League Against Rheumatismönerileri tablo 3 de yer almaktadır (24). 18

24 Tablo 3. Ankilozan spondilit için Uluslararası Spondilartropati Değerlendirme Topluluğu /European League Against Rheumatism önerileri(24) 1. AS tedavisi aşağıdakilere göre uyarlanmalıdır: Hastalığın güncel bulguları, Mevcut belirtiler, klinik bulguların düzeyi ve prognoz göstergeleri Genel klinik durum (yaş, cins, komorbidite, konkomitant tedaviler) Hastanın istek ve beklentileri 2. AS li hastanın monitorizasyonu şunları içermelidir: hastanın öyküsü, laboratuvar testleri ve görüntüleme, ASAS core set yanı sıra klinik sunumlara göre her şey. Monitorizasyonun sıklığına hastalığın semptomlarına, şiddetine ve verilen ilaçlara göre bireysel bazda karar verilmelidir. 3. AS nin optimal tedavisi farmakolojik ve non-farmakolojik tedavi modalitelerinin kombinasyonunu içermelidir. 4. Non-farmakolojik tedaviler hasta eğitimini ve düzenli egzersizleri içerir. Bireysel ve grup fizik tedaviler düşünülmelidir. 5. Ağrı ve tutukluğu olan AS li hastalar için NSAİİ ler birinci basamak ilaç tedavisi olarak tercih edilirler. 6. NSAİİ lerin yetersiz kaldığı, kontrendike olduğu ve/veya tolere edilemediği hastalarda ağrı kontrolü için parasetamol ve opioidler gibi analjezikler düşünülebilir. 7. Lokal kas iskelet sistemi inflamasyonunun olduğu bölgelere yönelik kortikosteroid injeksiyonları düşünülebilir. Aksiyal hastalıkta sistemik kortikosteroidlerin kullanımını destekleyen bulgu yoktur. 8. Aksiyal hastalığı tedavi etmek için, sulfasalazin ve metotreksatın da dahil olduğu, DMARD ların yararlılığını gösteren delil saptanamamıştır. 9. Yüksek hastalık aktivitesinin devam ettiği ve ASAS önerilerine göre diğer tedavilerin başarısız olduğu durumlarda anti-tnf tedavi verilmelidir. 10. İlerlemiş kalça tutulumu radyolojik olarak gösterilen ve buna bağlı dirençli ağrısı ve disabilitesi olan hastalarda, genç yaşta olsalar bile, eklem replasmanı düşünülmelidir. AS: Ankilozan Spondilit, ASAS: Uluslararası spondilartropati değerlendirme topluluğu, NSAĠĠ: Non-steroid anti-inflamatuar ilaç, DMARD: Hastalık modifiye edici anti romatizmal ilaç, TNF: Tümör nekrozis faktör. Hasta Eğitimi Diğer romatizmal hastalıklarda olduğu gibi AS de hasta eğitimi tedavinin birinci ve en önemli basamağını oluşturur (74). Hastanın yanı sıra ebeveyn, eşi gibi bir yakını da hastalık hakkında bilgilendirilmelidir (75). Hastaya AS nin seyri ve yapabileceği deformiteler hakkında bilgi verilmeli ve verilen tedavilere uydukları takdirde normale yakın bir yaşam sürecekleri anlatılmalıdır. Bağımsız ve fonksiyonel bir yaşam için egzersizlerin ve doğru postürün önemi vurgulanmalıdır. Hastalara eğik postürden kaçınmaları, uzun süre aynı pozisyonda durmamaları, yorgunluktan kaçınmaları, günde en az bir saat yüzükoyun yatmaları, mümkünse yastıksız yatmaları ve 19

25 günlük 8-10 saat uyumaları tavsiye edilmelidir. Eklem hareket açıklığını ve postürü korumaya yardımcı olacak yüzme gibi sportif faaliyetler önerilmelidir. Ayrıca hastalara kesinlikle sigara içmemeleri söylenmelidir (29,76). Hastaların uzun süre oturma pozisyonundan kaçınmaları gerektiği için iş yeri modifikasyonu veya iş değişikliği gerekebilir (75). Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Fizik tedavi ve rehabilitasyon AS tedavisinin en önemli birleşenidir. Yapılan kontrollü ve kontrolsüz çalışmalarda, fizik tedavinin ve hastanın yaptığı egzersizlerin omurga hareketliliği ve ağrı üzerine olumlu etkileri gösterilmiştir (77-79). Her hastaya ilk tanı konulduğunda ve belli aralıklarla, özellikle omurgaya yönelik eklem hareket açıklığı egzersizleri, spinal ekstansör kas grubuna güçlendirme egzersizleri, postür ve göğüs ekspansiyonunu koruyacak solunum egzersizleri gösterilmelidir. Ayrıca bu egzersizlerin yaşam boyu olduğu fikri hastaya kazandırılmalıdır. Vücut ağırlığının ortadan kaldırıldığı ve maksimum eklem hareketinin kazanıldığı su içi ve kaplıca ortamlarında egzersiz de büyük yarar sağlamaktadır (65). Yüzeyel soğuk-sıcak uygulamaları, derin ısıtıcı ajanlar (ultrason, kısa dalga diatermi), analjezik akımlar (orta ve alçak frekanslı akımlar) gibi fizik tedavi uygulamaları ağrının azaltılmasında, eklem hareket açıklığının arttırılmasında ve egzersizlerin yapılmasında yardımcı olur (19). Hastanın ev egzersiz programını düzenli yapması hakkında bilgilendirilmesi çok önemlidir. Egzersiz programı hastanın deformite durumunu dikkate almalı ve gerçekçi olmalıdır. Hastalara yüzme ve raket sporları tavsiye edilmektedir. Hastaya doğru pozisyon ve doğru pozisyonu sürdürmenin önemi anlatılmalıdır. Hastalar kötü oturma gibi kronik alışkanlıklarını düzeltmelidirler. Çalışma koşulları uygun postür korunacak şekilde düzenlenmelidir. Hasta çalışırken uzun süre oturmak zorundaysa, ara ara ayağa kalkıp dolaşmalıdır. Oturaklar sırtı ve boynu desteklemeli, çalışma masası uygun postürü sağlayacak şekilde düzenlenmelidir. Ağır spinal kifoskolyozu veya alt ekstremite artriti olan hastalarda baston veya yürüteç gibi yardımcı cihazlar gerekli olabilir. Boyun füzyonu veya subluksasyonu olan hastalarda yumuşak servikal boyunluk kullanılabilir (73). Uzun süreli başarıda hastanın kendi çabaları anahtar unsurdur. Tedavi programları günlük yaşamlarının bir parçası olmalıdır. Yaşam boyu düzenli egzersiz için hastalarda kendi motivasyonlarının yanı sıra aile fertlerinin teşvikleri de önemlidir. Düzenli ev egzersizlerine 20

26 ek olarak belirli aralıklarla fizik tedavi seanslarına ihtiyaç duyulabilir. Geç dönem hastalar bile pasif germe ve benzeri tekniklerden yarar görür. Periyodik şekilde hastanede eğitim programı verilmesi ve egzersizlerin yeniden hatırlatılmasının yanı sıra, fizik tedavi ajanları ve hidroterapi uygulanabilir. Erken vakalarda iş uğraşı terapisi daha çok eğitim kısmına yöneliktir. Hastalığın ileri evrelerinde, günlük yaşam aktivitelerinin ve iş yeri ergonomisinin değerlendirilmesi daha da önemli hale gelir (80,81). Farmakolojik Tedavi Non-steroid antiinflamatuar ilaçlar: Araşidonik asit metabolizmasını engelleyerek inflamatuar medyatörlerin sentezini ve serbest oksijen radikallerinin oluşumunu engeller. NSAİİ ler diğer romatizmal hastalıklarda olduğu gibi AS de de semptomlarla mücadelede birinci sırada yer alır. Hem aksiyel hem de periferal AS de etkilidirler. Özellikle hastalığın akut alevlenmelerinde faydalıdırlar. NSAİİ'ler ağrıyı azaltır, sabah katılığını azaltıp spinal mobiliteyi düzeltirler, ESR ve CRP düzeylerini düşürürler (72,73,82). Günümüzde en sık kullanılan NSAİİ indometazindir mg kullanılır. İlacın özellikle baş ağrısı gibi yan etkileri kullanımını kısıtlayabilmektedir (73,83). İkinci sıklıkta kullanılan NSAİİ naproksendir. 500 mg lık gece dozu ile sabah tutukluğu rahatlar. Günde 2 kez alınan 500 mg lık doz ile şikayetlerde gün boyu rahatlama sağlanır. Alevlenme dönemlerinde doz 1,5 grama dek arttırılabilir (73). Non-steroid anti-inflamatuar ilaçlar AS li hastalarda genellikle iyi yanıt sağlarlar. Klinik deneyimler aktif hastalığı olanlarda yeterli dozda devamlı verilen NSAİİ lerin ağrıyı ve sertliği kontrol ettiğini düşündürmektedir. Ayrıca bazı araştırmacılar normalde reçetelenen dozlardan çok, devamlı kullanılan dozların iki yılda radyolojik ilerlemeyi yavaşlattığını düşünmektedirler. Ancak, siklooksijenaz-2 inhibitörleri dahil NSAİİ lerin gastrointestinal ve olası kardiyovasküler toksik etkileri olması kullanımlarını kısıtlamaktadır. Ayrıca bu hastalığı olanların yaklaşık yarısında, sadece NSAİİ kullanımı ile semptomlar yeterince kontrol edilememektedir (19). Hastalık modifiye edici antiromatizmal ilaçlar: Sadece hasta NSAİİ lere dirençli hale geldiğinde değil, aynı zamanda persistan artiküler tutulum varlığında, hastalığın ileri ve ciddi dönemlerinde veya NSAİİ lerle ciddi yan etkiler ortaya çıktığında da kullanılırlar (73). RA tedavisinde kullanılan tüm ilaçlar AS tedavisinde de denenmiş olup, altın tuzları, D- penisilamin ve antimalaryal ilaçların etkili olmadığı gösterilmiştir (11). Metotreksatın AS tedavisinde etkinliği konusunda net bir bulgu yoktur (24). 21

Ankilozan Spondilit. Uzm. Fzt. Kağan YÜCEL Ufuk Üni. SHMYO Öğrt. Grv.

Ankilozan Spondilit. Uzm. Fzt. Kağan YÜCEL Ufuk Üni. SHMYO Öğrt. Grv. Ankilozan Spondilit Uzm. Fzt. Kağan YÜCEL Ufuk Üni. SHMYO Öğrt. Grv. 1 Spondiloartropatiler Ankilozan Spondilit Reaktif Artrit (Reiter sendromu) Psoriatik Artrit.. Ankilozan Spondilit Ankiloz (füzyon)

Detaylı

Ankilozan Spondilit Rehabilitasyonu. Prof. Dr.Hidayet Sarı

Ankilozan Spondilit Rehabilitasyonu. Prof. Dr.Hidayet Sarı Ankilozan Spondilit Rehabilitasyonu Prof. Dr.Hidayet Sarı Tanım Özellikle omurgayı tutan ve ankiloza götüren kronik iltihabi sistemik romatizmal hastalıktır. Sakroiliak eklem iltihabı oluşturmak ana bulgusudur.

Detaylı

TANIM. Ankilozan Spondilit (spondilartrit) Spondilit = vertebraların (omurların) inflamasyonu

TANIM. Ankilozan Spondilit (spondilartrit) Spondilit = vertebraların (omurların) inflamasyonu ANKİLOZAN SPONDİLİT TANIM Ankilozan Spondilit (spondilartrit) Spondilit = vertebraların (omurların) inflamasyonu Nedeni belli olmayan, kronik gidişli, ilerleyici karakterde inflamatuvar bir hastalıktır.

Detaylı

Aksiyal SpA da Güncellenmiş ASAS anti-tnf Tedavi Önerileri ve Hedefe Yönelik Tedavi Stratejileri

Aksiyal SpA da Güncellenmiş ASAS anti-tnf Tedavi Önerileri ve Hedefe Yönelik Tedavi Stratejileri Aksiyal SpA da Güncellenmiş ASAS anti-tnf Tedavi Önerileri ve Hedefe Yönelik Tedavi Stratejileri Prof.Dr. M.Pamir ATAGÜNDÜZ Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Romatoloji Bilim Dalı 11 Nisan 2014 Ana Başlıklar

Detaylı

Juvenil SPondiloArtrit/Entezit İle İlişkili Artrit (SPA-EİA)

Juvenil SPondiloArtrit/Entezit İle İlişkili Artrit (SPA-EİA) www.printo.it/pediatric-rheumatology/tr/intro Juvenil SPondiloArtrit/Entezit İle İlişkili Artrit (SPA-EİA) 2016 un türevi 1. JUVENİL SPONDİLOARTRİT/ ENTEZİT İLE İLİŞKİLİ ARTRİT (SPA- EİA) NEDİR? 1.1 Nedir?

Detaylı

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011 Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri Sena Aydın 0341110011 PATOFİZYOLOJİ Fizyoloji, hücre ve organların normal işleyişini incelerken patoloji ise bunların normalden sapmasını

Detaylı

ANKİLOZAN SPONDİLİT UZM.FZT. NAZMİ ŞEKERCİ

ANKİLOZAN SPONDİLİT UZM.FZT. NAZMİ ŞEKERCİ ANKİLOZAN SPONDİLİT UZM.FZT. NAZMİ ŞEKERCİ ROMATOİD SPONDİLİT MARİE-STRUMPELL HASTALIĞI Vertebral kolonun kronik, iltihabi bir hastalığı olup, ilk bulguları çoğunlukla bilateral olmak üzere, sakroilyak

Detaylı

LOKOMOTOR SİSTEM SEMİYOLOJİSİ

LOKOMOTOR SİSTEM SEMİYOLOJİSİ LOKOMOTOR SİSTEM SEMİYOLOJİSİ Prof.Dr.Ayşe Kılıç draysekilic@gmeil.com AMAÇ Lokomotor sistemin temel yapılarını ve çocuklarda görülen yakınmalarını, öykü, fizik muayene ve basit tanı yöntemlerini öğrenmek

Detaylı

Osteoartrit. Uzm. Fzt. Kağan Yücel Ufuk Üni. SHMYO Öğrt. Grv.

Osteoartrit. Uzm. Fzt. Kağan Yücel Ufuk Üni. SHMYO Öğrt. Grv. Osteoartrit Uzm. Fzt. Kağan Yücel Ufuk Üni. SHMYO Öğrt. Grv. OSTEOARTRİT Primer nonenflamatuar artiküler kartilajın bozulması ve reaktif yeni kemik oluşumu ile karakterize,eklem ağrısı,hareket kısıtlılığı

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı Yandal Ar. Gör. Uzm. Dr. Kübra Öztürk Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi

Detaylı

30.10.2013 BOYUN AĞRILARI

30.10.2013 BOYUN AĞRILARI BOYUN AĞRILARI BOYUN ANOTOMISI 7 vertebra, 5 intervertebral disk, 12 luschka eklemi, 14 faset eklem, Çok sayıda kas ve tendondan oluşur. BOYNUN FONKSIYONU Başı desteklemek Başın tüm hareket

Detaylı

OSTEOARTRİT. Uzm. Fzt. Nazmi ŞEKERCİ

OSTEOARTRİT. Uzm. Fzt. Nazmi ŞEKERCİ OSTEOARTRİT Uzm. Fzt. Nazmi ŞEKERCİ Eklem kıkırdağından başlayıp, eklemlerde mekanik aşınmaya ve dejenerasyona yol açan kronik bir eklem hastalığıdır. LİTERATÜRDEKİ İSİMLERİ ARTROZ DEJENERATİF ARTRİT Yavaş

Detaylı

ASAS KILAVUZLUĞU EŞLİĞİNDE SPONDİLOARTRİT TANI ve TAKİP PARAMETRELERİ Dr. Beril DOĞU Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi 1.11.

ASAS KILAVUZLUĞU EŞLİĞİNDE SPONDİLOARTRİT TANI ve TAKİP PARAMETRELERİ Dr. Beril DOĞU Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi 1.11. ASAS KILAVUZLUĞU EŞLİĞİNDE SPONDİLOARTRİT TANI ve TAKİP PARAMETRELERİ Dr. Beril DOĞU Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi 1.11.2010 ASAS-The Assesment of Spondyloarthritis International Society D

Detaylı

Göğüs Cerrahisi Hakan Şimşek. Journal of Clinical and Analytical Medicine

Göğüs Cerrahisi Hakan Şimşek. Journal of Clinical and Analytical Medicine Journal of Clinical and Analytical Medicine Yetişkinde Gergin Omurilik Sendromu ve Eşlik Eden Toraks Deformitesi Gergin omurilik, klinik bir durumdur ve zemininde sebep olarak omuriliğin gerilmesi sonucu

Detaylı

ADEZİV KAPSÜLİT FZT NAZMİ ŞEKERCİ

ADEZİV KAPSÜLİT FZT NAZMİ ŞEKERCİ ADEZİV KAPSÜLİT FZT NAZMİ ŞEKERCİ DONUK OMUZ - FROZEN SHOULDERADEZİV KAPSÜLİT Adeziv kapsulit omuz ekleminde, eklem kapsülünün kronik iltihabi bir durumu olup eklem kapsülünde kalınlaşma, sertleşme ve

Detaylı

MS, gen yetişkinlerin en yaygın nörolojik hastalıklarından birisidir de Sir August D Este tarafından ilk kez tanımlanmıştır.

MS, gen yetişkinlerin en yaygın nörolojik hastalıklarından birisidir de Sir August D Este tarafından ilk kez tanımlanmıştır. Fzt. Damla DUMAN MS, gen yetişkinlerin en yaygın nörolojik hastalıklarından birisidir. 1822 de Sir August D Este tarafından ilk kez tanımlanmıştır. Kuvvetsizlik, spastisite, duyusal problemler, ataksi

Detaylı

TORAKOLOMBER VERTEBRA KIRIKLARI. Prof.Dr.Nafiz BİLSEL VERTEBRA KIRIKLARI 1

TORAKOLOMBER VERTEBRA KIRIKLARI. Prof.Dr.Nafiz BİLSEL VERTEBRA KIRIKLARI 1 TORAKOLOMBER VERTEBRA KIRIKLARI Prof.Dr.Nafiz BİLSEL VERTEBRA KIRIKLARI 1 Vertebral Kolon 33 omur 23 intervertebral disk 31 çift periferik sinir VERTEBRA KIRIKLARI 3 OMURGANIN EĞRİLİKLERİ Servikal bölgede

Detaylı

GELİŞİMSEL KALÇA DİSPLAZİSİ PROGNOZU VE GÖRÜNTÜLEME. Dr. Öznur Leman Boyunağa Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Radyoloji Bilim Dalı

GELİŞİMSEL KALÇA DİSPLAZİSİ PROGNOZU VE GÖRÜNTÜLEME. Dr. Öznur Leman Boyunağa Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Radyoloji Bilim Dalı GELİŞİMSEL KALÇA DİSPLAZİSİ PROGNOZU VE GÖRÜNTÜLEME Dr. Öznur Leman Boyunağa Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Radyoloji Bilim Dalı Doğal seyir & Prognoz Tedavi edilmezse uzun dönemde ekstremite

Detaylı

TALASEMİDE OSTEOPOROZ EGZERSİZLERİ

TALASEMİDE OSTEOPOROZ EGZERSİZLERİ TALASEMİDE OSTEOPOROZ EGZERSİZLERİ DR. FZT. AYSEL YILDIZ İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ, İSTANBUL TIP FAKÜLTESİ FİZİKSEL TIP VE REHABİLİTASYON ANABİLİM DALI Talasemi; Kalıtsal bir hemoglobin hastalığıdır. Hemoglobin

Detaylı

ÇOCUKLARDA HAREKET SİSTEMİ MUAYENESİ (ROMATOLOJİK MUAYENE) Özgür KASAPÇOPUR

ÇOCUKLARDA HAREKET SİSTEMİ MUAYENESİ (ROMATOLOJİK MUAYENE) Özgür KASAPÇOPUR ÇOCUKLARDA HAREKET SİSTEMİ MUAYENESİ (ROMATOLOJİK MUAYENE) Özgür KASAPÇOPUR HAREKET SİSTEMİ Üç ana yapı taşı Kemikler Kaslar Eklemler Oynamaz eklemler (Kafa tası) Yarı oynar eklemler (Omurga) Oynar eklemler

Detaylı

Ankilozan Spondilit BR.HLİ.065

Ankilozan Spondilit BR.HLİ.065 Gençlerde Bel Ağrısına Dikkat! Bel ağrısı tüm dünyada oldukça yaygın bir problem olup zaman içinde daha sık görülmektedir. Erişkin toplumun en az %10'unda çeşitli nedenlerle gelişen kronik bel ağrıları

Detaylı

JÜVENİL SPONDİLOARTROPATİLER. Özgür KASAPÇOPUR İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı

JÜVENİL SPONDİLOARTROPATİLER. Özgür KASAPÇOPUR İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı JÜVENİL SPONDİLOARTROPATİLER Özgür KASAPÇOPUR İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Jüvenil spondiloartropatiler 16 yaş altındaki çocuklarda, özellikle

Detaylı

Spondilolistezis. Prof. Dr. Önder Aydıngöz

Spondilolistezis. Prof. Dr. Önder Aydıngöz Spondilolistezis Prof. Dr. Önder Aydıngöz Spondilolistezis Bir vertebra cisminin alttaki üzerinde öne doğru yer değiştirmesidir. Spondilolizis Pars interartikülaristeki lizise verilen isimdir. Spondilolistezis

Detaylı

Spondiloartropatiler. Uzm. Fzt. Kağan Yücel - Ufuk Üni. SHMYO Öğrt. Grv.

Spondiloartropatiler. Uzm. Fzt. Kağan Yücel - Ufuk Üni. SHMYO Öğrt. Grv. Spondiloartropatiler Uzm. Fzt. Kağan Yücel - Ufuk Üni. SHMYO Öğrt. Grv. Spondiloartropatiler Ankilozan Spondilit Reaktif Artrit (Reiter sendromu) Psoriatik Artrit Enteropatik Artrit Juvenil SpA Belirlenemeyen

Detaylı

Romatoid Artrit (RA)ve Ankilozan Spondilit (AS) Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Araştırması FTR

Romatoid Artrit (RA)ve Ankilozan Spondilit (AS) Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Araştırması FTR Romatoid Artrit (RA)ve Ankilozan Spondilit (AS) Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Araştırması RA AS FTR Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Saha Araştırması Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon saha araştırması n=250

Detaylı

Doç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri

Doç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri Doç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri Hastalıkların tedavisinde kat edilen yol, bulaşıcı hastalıklarla başarılı mücadele, yaşam koşullarında düzelme gibi

Detaylı

SPONDİLODİSKİTLER. Dr. Nazlım AKTUĞ DEMİR

SPONDİLODİSKİTLER. Dr. Nazlım AKTUĞ DEMİR SPONDİLODİSKİTLER Dr. Nazlım AKTUĞ DEMİR Vertebra Bir dizi omurdan oluşur Vücudun eksenini oluşturur Spinal kordu korur Kaslar, bağlar ve iç organların yapışacağı sabit bir yapı sağlar. SPONDİLODİSKİT

Detaylı

oporoz Tanı ve Tedavi Prensipleri

oporoz Tanı ve Tedavi Prensipleri Osteoporoz Tanı ve Tedavi oporoz Tanı ve Tedavi Prensipleri Prensipleri Dr. Ümit İNCEBOZ Balıkesir Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum AD Dr. Ümit İNCEBOZ Balıkesir Üniversitesi Tıp

Detaylı

ANKİLOZAN SPONDİLİT. Prof. Dr. Selim NALBANT

ANKİLOZAN SPONDİLİT. Prof. Dr. Selim NALBANT ANKİLOZAN SPONDİLİT Prof. Dr. Selim NALBANT SPONDİLİTLER: Ankilozan Spondilit (AS), Reaktif Artrit (Rea; Reiter Sendromu [RS]), Psöriatik Artrit (Psa), İnflammatuar Barsak Hastalığı (IBD), İdiopatik Sakroileit;

Detaylı

Total Kalça Protezi. Prof. Dr. Önder Yazıcıoğlu İstanbul Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı

Total Kalça Protezi. Prof. Dr. Önder Yazıcıoğlu İstanbul Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı Total Kalça Protezi Prof. Dr. Önder Yazıcıoğlu İstanbul Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı Koksartroz Primer Önceden geçirildiği bilinen bir hastalık yok Genelde yaşlanmaya bağlı Eklemde

Detaylı

Birey ve Toplum Gözüyle Romatoid

Birey ve Toplum Gözüyle Romatoid Birey ve Toplum Gözüyle Romatoid Artrit ve Ankilozan Spondilit Prof Dr Salih PAY GATA Romatoloji BD Tüm Dünyada Kas ve İskelet Sistemi Hastalıkları En Sık Görülen Hastalıklardan Biridir Avrupa da 100 milyon

Detaylı

BEL AĞRISI. Dahili Servisler

BEL AĞRISI. Dahili Servisler BEL AĞRISI Dahili Servisler İnsan omurgası vücut ağırlığını taşımak, hareketine izin vermek ve spinal kolonu korumak için dizayn edilmiştir. Omurga kolonu, birbiri üzerine dizilmiş olan 24 ayrı omur adı

Detaylı

TC. SAĞLIK BAKANLIĞI SAKARYA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ. SERVİKAL DAR KANAL ve MYELOPATİ HASTA BİLGİLENDİRME BROŞÜRÜ

TC. SAĞLIK BAKANLIĞI SAKARYA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ. SERVİKAL DAR KANAL ve MYELOPATİ HASTA BİLGİLENDİRME BROŞÜRÜ TC. SAĞLIK BAKANLIĞI SAKARYA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ SERVİKAL DAR KANAL ve MYELOPATİ HASTA BİLGİLENDİRME BROŞÜRÜ SERVİKAL MYELOPATİLİ HASTALARIN YAKINMALARI Servikal kanal darlığı, genellikle

Detaylı

Ali Haydar Baykan 1, Hakan Sezgin Sayıner 2. Adıyaman Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Radyoloji Ana Bilim Dalı, Adıyaman

Ali Haydar Baykan 1, Hakan Sezgin Sayıner 2. Adıyaman Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Radyoloji Ana Bilim Dalı, Adıyaman Ali Haydar Baykan 1, Hakan Sezgin Sayıner 2 1 Adıyaman Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Radyoloji Ana Bilim Dalı, Adıyaman 2 Adıyaman Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma

Detaylı

ANKİLOZAN SPONDİLİTLİ HASTALARDA PREOBEZİTENİN YAŞAM KALİTESİNE ETKİLERİ

ANKİLOZAN SPONDİLİTLİ HASTALARDA PREOBEZİTENİN YAŞAM KALİTESİNE ETKİLERİ T.C. İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ANKİLOZAN SPONDİLİTLİ HASTALARDA PREOBEZİTENİN YAŞAM KALİTESİNE ETKİLERİ YÜKSEK LİSANS TEZİ Şeyma TOY İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ İLE FIRAT ÜNİVERSİTESİ ORTAK

Detaylı

ANKİLOZAN SPONDİLİTLİ HASTALARDA YAPILANDIRILMIŞ GRUP EĞİTİMİNİN ETKİNLİĞİ

ANKİLOZAN SPONDİLİTLİ HASTALARDA YAPILANDIRILMIŞ GRUP EĞİTİMİNİN ETKİNLİĞİ T.C. TRAKYA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ FİZİKSEL TIP VE REHABİLİTASYON ANABİLİM DALI Tez Yöneticisi Doç. Dr. Murat BİRTANE ANKİLOZAN SPONDİLİTLİ HASTALARDA YAPILANDIRILMIŞ GRUP EĞİTİMİNİN ETKİNLİĞİ (Uzmanlık

Detaylı

EKLEM HAREKET AÇIKLIĞI ÖLÇÜMÜ

EKLEM HAREKET AÇIKLIĞI ÖLÇÜMÜ EKLEM HAREKET AÇIKLIĞI ÖLÇÜMÜ Lokomotor sistem muayenesi İnspeksiyon, Palpasyon, Eklem hareket açıklığı (EHA), Nörolojik muayene (kas testi, refleks muayene, duyu muayenesi), Özel testler, Fonksiyonel

Detaylı

TC. SAĞLIK BAKANLIĞI SAKARYA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ. ERİŞKİN İSTMİK SPONDİLOLİSTEZİS (Bel Kayması) HASTA BİLGİLENDİRME BROŞÜRÜ

TC. SAĞLIK BAKANLIĞI SAKARYA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ. ERİŞKİN İSTMİK SPONDİLOLİSTEZİS (Bel Kayması) HASTA BİLGİLENDİRME BROŞÜRÜ TC. SAĞLIK BAKANLIĞI SAKARYA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ ERİŞKİN İSTMİK SPONDİLOLİSTEZİS (Bel Kayması) HASTA BİLGİLENDİRME BROŞÜRÜ ERİŞKİN İSTMİK SPONDİLOLİSTEZİS NEDİR? Omurga, omur adı

Detaylı

Osteoporoz Rehabilitasyonu

Osteoporoz Rehabilitasyonu Osteoporoz Rehabilitasyonu OSTEOPOROZ Kemik kitlesinde azalma, kemik mikroyapısında bozulma sonucu kemik kırılganlığının artması olarak tanımlanır. Kemik yaşayan, dengeli bir şekilde oluşan yıkım ve yapım

Detaylı

Postür Analizi. Prof. Dr. Reyhan Çeliker. Acıbadem Maslak Hastanesi

Postür Analizi. Prof. Dr. Reyhan Çeliker. Acıbadem Maslak Hastanesi Postür Analizi Prof. Dr. Reyhan Çeliker Acıbadem Maslak Hastanesi Postür nedir? Postür l Vücut kısımlarının pozisyonu veya dizilimidir. l STATİK: Oturma, ayakta durma ve yatma sırasındaki postür l DİNAMİK:

Detaylı

Dünya Sağlık Örgütü tarafından tanımlanan HASTALIK MODELİ

Dünya Sağlık Örgütü tarafından tanımlanan HASTALIK MODELİ Dünya Sağlık Örgütü tarafından tanımlanan HASTALIK MODELİ 1. Semptom ve Bulguların toplanması, 2. Olası Tanının belirlenmesi, 3. Yardımcı tanı yöntemleri ile tanının doğrulanması, 4. Bilimsel olarak ispatlanmış

Detaylı

PELVİS KIRIKLARI. Prof. Dr. Mehmet Aşık

PELVİS KIRIKLARI. Prof. Dr. Mehmet Aşık PELVİS KIRIKLARI Prof. Dr. Mehmet Aşık PELVİS KIRIKLARI Pelvis, lokomotor sistemin en fazla yük taşıyan bölümüdür. İçindeki majör damar, sinir ve organ yapıları nedeniyle pelvis travmaları kalıcı sakatlık

Detaylı

Omurga-Omurilik Cerrahisi

Omurga-Omurilik Cerrahisi Omurga-Omurilik Cerrahisi BR.HLİ.017 Omurga cerrahisi, omurilik ve sinir kökleri ile bu hassas sinir dokusunu saran/koruyan omurga üzerinde yapılan ameliyatları ve çeşitli girişimleri içerir. Omurga ve

Detaylı

Multipl Myeloma da PET/BT. Dr. N. Özlem Küçük Ankara Üniv. Tıp Fak. Nükleer Tıp ABD

Multipl Myeloma da PET/BT. Dr. N. Özlem Küçük Ankara Üniv. Tıp Fak. Nükleer Tıp ABD Multipl Myeloma da PET/BT Dr. N. Özlem Küçük Ankara Üniv. Tıp Fak. Nükleer Tıp ABD İskelet sisteminin en sık görülen primer neoplazmı Radyolojik olarak iskelette çok sayıda destrüktif lezyon ve yaygın

Detaylı

ANKİLOZAN SPONDİLİTLİ HASTALARDA ETANERCEPT TEDAVİSİNİN ETKİNLİĞİ VE GÜVENİLİRLİĞİ

ANKİLOZAN SPONDİLİTLİ HASTALARDA ETANERCEPT TEDAVİSİNİN ETKİNLİĞİ VE GÜVENİLİRLİĞİ T.C. İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ANKİLOZAN SPONDİLİTLİ HASTALARDA ETANERCEPT TEDAVİSİNİN ETKİNLİĞİ VE GÜVENİLİRLİĞİ UZMANLIK TEZİ DR. GÖKHAN KALI FİZİKSEL TIP VE REHABİLİTASYON ANABİLİM DALI TEZ DANIŞMANI

Detaylı

ENDODONTİK TEDAVİDE BAŞARI VE BAŞARISIZLIĞIN DEĞERLENDİRİLMESİ

ENDODONTİK TEDAVİDE BAŞARI VE BAŞARISIZLIĞIN DEĞERLENDİRİLMESİ Prof. Dr. Feridun ŞAKLAR ENDODONTİK TEDAVİDE BAŞARI VE BAŞARISIZLIĞIN DEĞERLENDİRİLMESİ BAŞARI ORANLARI Kök kanal tedavisindeki başarı oranlarının belirlenmesi için bu güne kadar çok sayıda çalışma yapılmıştır.

Detaylı

KİNEZYOLOJİ ÖĞR.GÖR. CİHAN CİCİK

KİNEZYOLOJİ ÖĞR.GÖR. CİHAN CİCİK KİNEZYOLOJİ ÖĞR.GÖR. CİHAN CİCİK 1 COLUMNA VERTEBRALİS 2 COLUMNA VERTEBRALİS 1) Columna vertebralis pelvis üzerine merkezi olarak oturmuş bir sütuna benzer ve destek vazifesi görerek vücudun dik durmasını

Detaylı

İnmede Tedavisi BR.HLİ.102

İnmede Tedavisi BR.HLİ.102 BR.HLİ.102 Serebral Felç (İnme) ve Spastisitede Botoks Spastisite Nedir? Spastisite belirli kasların aşırı aktif hale gelerek, adale katılığına, sertliğine ya da spazmlarına neden olmasıyla ortaya çıkan

Detaylı

Romatizma BR.HLİ.066

Romatizma BR.HLİ.066 Nedir? başta eklemler olmak üzere, birçok organ ve dokunun doğrudan ya da dolaylı olarak zarar görmesine yol açabilen hastalıklar grubudur. Kanda iltihap düzeyinde yükselmeye neden olup olmamasına göre

Detaylı

GONARTROZ UZM.FZT.NAZMİ ŞEKERCİ

GONARTROZ UZM.FZT.NAZMİ ŞEKERCİ GONARTROZ UZM.FZT.NAZMİ ŞEKERCİ Gonartroz, diz ekleminde progresif olarak ortaya çıkan kıkırdak yıkımı, osteofit oluşumu ve subkondral skleroz ile karakterize noninflamatuvar, kronik, dejeneretif bir hastalıktır.

Detaylı

AntiTNF ajanların aksiyel spondiloartropatide etkinlikleri

AntiTNF ajanların aksiyel spondiloartropatide etkinlikleri AntiTNF ajanların aksiyel spondiloartropatide etkinlikleri Dr. Mehmet Akif Öztürk Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Romatoloji Bilim Dalı Aksiyel Spondiloartropati ASteki inflamatuvar

Detaylı

PERİKARDİT GİRİŞ PATOFİZYOLOJİ. Dr. Neslihan SAYRAÇ

PERİKARDİT GİRİŞ PATOFİZYOLOJİ. Dr. Neslihan SAYRAÇ GİRİŞ Perikard PERİKARDİT Dr. Neslihan SAYRAÇ AÜTF Acil Tıp Anabilim Dalı 05/01/2010 Visseral Parietal 50 ml seröz sıvı İnsidansı net olarak bilinmiyor Ancak acil servise AMI olmayan göğüs ağrısı ile başvuran

Detaylı

Kriyopirin İlişkili Periyodik Sendrom (CAPS)

Kriyopirin İlişkili Periyodik Sendrom (CAPS) www.printo.it/pediatric-rheumatology/tr/intro Kriyopirin İlişkili Periyodik Sendrom (CAPS) 2016 un türevi 1. CAPS NEDİR 1.1 Nedir? Kriyopirin İlişkili Periyodik Sendromlar (CAPS), nadir görülen otoenflamatuar

Detaylı

Skolyoz. Prof. Dr. Önder Aydıngöz

Skolyoz. Prof. Dr. Önder Aydıngöz Skolyoz Prof. Dr. Önder Aydıngöz Skolyoz Tanım Omurganın lateral eğriliğine skolyoz adı verilir. Ayakta çekilen grafilerde bu eğriliğin 10 o nin üzerinde olması skolyoz olarak kabul edilir. Bu derecenin

Detaylı

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ANKİLOZAN SPONDİLİTLİ HASTALARDA SPİNAL İNFLAMASYONUN MANYETİK REZONANS GÖRÜNTÜLEME (MRG) İLE TESPİTİ VE AS HASTALIK AKTİVİTE İNDEKSİ (BASDAI), AS

Detaylı

H 1 FTR ve Romatoloji alanında temel konularda ve güncel gelişmeleri içeren bir seminer programı tıpta uzmanlık öğrencileri tarafından sunulur

H 1 FTR ve Romatoloji alanında temel konularda ve güncel gelişmeleri içeren bir seminer programı tıpta uzmanlık öğrencileri tarafından sunulur FTR 28 FİZİKSEL TIP VE REHABİLİTASYON Dr. Sevim ORKUN / 1 Dr. Işık KELEŞ /2 Dr. Gülümser AYDIN /3 Dr. Elem İNAL /4 KOD DERS ADI ÖÜ T P KREDİ AKTS FTR 7001 MAKALE SAATİ Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon ve

Detaylı

DİZ MUAYENESİ. Prof. Dr. Bülent Ülkar Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Spor Hekimliği Anabilim Dalı

DİZ MUAYENESİ. Prof. Dr. Bülent Ülkar Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Spor Hekimliği Anabilim Dalı DİZ MUAYENESİ Prof. Dr. Bülent Ülkar Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Spor Hekimliği Anabilim Dalı Spor yaralanması nasıl değerlendirilmelidir? Hedefe odaklanmış ayrıntılı bir yaralanma öyküsü Hedefe

Detaylı

Uzm. Dr Duygu KURTULUŞ FTR Uzmanı

Uzm. Dr Duygu KURTULUŞ FTR Uzmanı Uzm. Dr Duygu KURTULUŞ FTR Uzmanı ANKILOZAN SPONDILITIN TANIMI Ankilozan spondilit (AS), öncelikle omurgayı tutan, ağrılı, sekil bozukluğu ve aktivite kısıtlanması ile sakatlığa neden olan iltihaplı romatizmal

Detaylı

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ 20.05.2010 Giriş I Renovasküler hipertansiyon (RVH), renal arter(ler) darlığının neden

Detaylı

SERVİKAL DİSK HERNİSİ

SERVİKAL DİSK HERNİSİ TC. SAĞLIK BAKANLIĞI SAKARYA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ SERVİKAL DİSK HERNİSİ (Boyun Fıtığı) HASTA BİLGİLENDİRME BROŞÜRÜ SERVİKAL MYELOPATİLİ HASTALARIN YAKINMALARI Omurga, omur denilen

Detaylı

MULTİPL SKLEROZ(MS) Multipl Skleroz (MS) genç erişkinleri etkileyerek özürlülüğe en sık yolaçan nörolojik hastalık

MULTİPL SKLEROZ(MS) Multipl Skleroz (MS) genç erişkinleri etkileyerek özürlülüğe en sık yolaçan nörolojik hastalık MULTİPL SKLEROZ(MS) Multipl Skleroz (MS) genç erişkinleri etkileyerek özürlülüğe en sık yolaçan nörolojik hastalık MS Hasta Okulu 28.05.2013 Multipl skleroz (MS) hastalığını basitçe, merkezi sinir sistemine

Detaylı

Prediyaliz Kronik Böbrek Hastalarında Kesitsel Bir Çalışma: Yaşam Kalitesi

Prediyaliz Kronik Böbrek Hastalarında Kesitsel Bir Çalışma: Yaşam Kalitesi Prediyaliz Kronik Böbrek Hastalarında Kesitsel Bir Çalışma: Yaşam Kalitesi Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nefroloji Kliniği, Prediyaliz Eğitim Hemşiresi Giriş: Kronik Böbrek Hastalığı (KBH); popülasyonun

Detaylı

Bel Ağrıları. Uzm. Fzt. Kağan YÜCEL - Ufuk Üni. SHMYO Öğrt. Grv.

Bel Ağrıları. Uzm. Fzt. Kağan YÜCEL - Ufuk Üni. SHMYO Öğrt. Grv. Bel Ağrıları Uzm. Fzt. Kağan YÜCEL - Ufuk Üni. SHMYO Öğrt. Grv. BEL AĞRISI 19-45 yaşları arasında günlük yaşam faaliyetlerini sınırlayan en önemli sebeplerden biridir. İş gücü kaybı açısından üst solunum

Detaylı

BÖBREK YETMEZLİĞİ TANI VE TEDAVİ SEÇENEKLERİ DR MÜMTAZ YILMAZ EÜTF İÇ HASTALIKLARI NEFROLOJİ BİLİM DALI

BÖBREK YETMEZLİĞİ TANI VE TEDAVİ SEÇENEKLERİ DR MÜMTAZ YILMAZ EÜTF İÇ HASTALIKLARI NEFROLOJİ BİLİM DALI BÖBREK YETMEZLİĞİ TANI VE TEDAVİ SEÇENEKLERİ DR MÜMTAZ YILMAZ EÜTF İÇ HASTALIKLARI NEFROLOJİ BİLİM DALI Kronik böbrek hastalığı-tanım Glomerül filtrasyon hızında (GFH=GFR) azalma olsun veya olmasın, böbrekte

Detaylı

Ailesel Akdeniz Ateşi (AAA)

Ailesel Akdeniz Ateşi (AAA) www.printo.it/pediatric-rheumatology/tr/intro Ailesel Akdeniz Ateşi (AAA) 2016 un türevi 2. TEŞHİS VE TEDAVİ 2.1 Nasıl teşhis edilir? Aşağıdaki yaklaşım izlenerek tanı konulur: Klinik şüphe: AAA dan ancak,

Detaylı

ANKİLOZAN SPONDİLİTLİ HASTALARDA KOMBİNE FİZYOTERAPİ-KAPLICA TEDAVİSİNİN SPİNAL MOBİLİTE, SEMPTOMLAR VE FONKSİYONLAR ÜZERİNE ETKİSİ

ANKİLOZAN SPONDİLİTLİ HASTALARDA KOMBİNE FİZYOTERAPİ-KAPLICA TEDAVİSİNİN SPİNAL MOBİLİTE, SEMPTOMLAR VE FONKSİYONLAR ÜZERİNE ETKİSİ T.C. DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ANKİLOZAN SPONDİLİTLİ HASTALARDA KOMBİNE FİZYOTERAPİ-KAPLICA TEDAVİSİNİN SPİNAL MOBİLİTE, SEMPTOMLAR VE FONKSİYONLAR ÜZERİNE ETKİSİ BETÜL YILDIRIM

Detaylı

AORT ANEVRİZMASI YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015

AORT ANEVRİZMASI YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 AORT ANEVRİZMASI YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 Ani ölümün önemli bir nedenidir Sıklığı yaşla birlikte artar 50 yaş altında nadir rastlanır E>K Aile

Detaylı

PERİFERİK ARTER HASTALIKLARINDA SEMPTOMLAR. Dr. İhsan Alur Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi AD, Denizli

PERİFERİK ARTER HASTALIKLARINDA SEMPTOMLAR. Dr. İhsan Alur Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi AD, Denizli PERİFERİK ARTER HASTALIKLARINDA SEMPTOMLAR Dr. İhsan Alur Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi AD, Denizli PERİFERİK ARTER HASTALARINA YAKLAŞIM NASIL OLMALIDIR? A) ANAMNEZ (ÖYKÜ,

Detaylı

Genç EriĢkinde Kalça Ağrısı Klinik Değerlendirme & Görüntüleme. PROF DR UĞUR ġayli YEDĠTEPE ÜNĠVERSĠTESĠ TIP FAKÜLTESĠ ORTOPEDĠ VE TRAVMATOLOJĠ

Genç EriĢkinde Kalça Ağrısı Klinik Değerlendirme & Görüntüleme. PROF DR UĞUR ġayli YEDĠTEPE ÜNĠVERSĠTESĠ TIP FAKÜLTESĠ ORTOPEDĠ VE TRAVMATOLOJĠ Genç EriĢkinde Kalça Ağrısı Klinik Değerlendirme & Görüntüleme PROF DR UĞUR ġayli YEDĠTEPE ÜNĠVERSĠTESĠ TIP FAKÜLTESĠ ORTOPEDĠ VE TRAVMATOLOJĠ FAS (FAİ) Gençlerde-sporcularda Kalça ağrısı ve OA Femur

Detaylı

www.printo.it/pediatric-rheumatology/tr/intro

www.printo.it/pediatric-rheumatology/tr/intro www.printo.it/pediatric-rheumatology/tr/intro CANDLE 2016 un türevi 1. CANDLE NEDİR 1.1 Nedir? Kronik Atipik Nötrofilik Dermatosiz, Lipodistrofi ve Yüksek ateş (CANDLE) sendromu nadir görülen genetik bir

Detaylı

Yrd. Doç. Dr : Tanju ÇELİK MKÜ. Tıp Fak.

Yrd. Doç. Dr : Tanju ÇELİK MKÜ. Tıp Fak. Yrd. Doç. Dr : Tanju ÇELİK MKÜ. Tıp Fak. Ağrı Ağrının tanımı Uluslararası Ağrı Araştırmaları Teşkilâtı tarafından 1979 yılında şu şekilde yapılmıştır: "Ağrı, vücudun herhangi bir yerinden kaynaklanan,

Detaylı

KEMİK VE MİNERAL YOĞUNLUĞU ÖLÇÜMÜ (KMY) Dr. Filiz Yenicesu Düzen Laboratuvarı 6 Ekim 2013

KEMİK VE MİNERAL YOĞUNLUĞU ÖLÇÜMÜ (KMY) Dr. Filiz Yenicesu Düzen Laboratuvarı 6 Ekim 2013 KEMİK VE MİNERAL YOĞUNLUĞU ÖLÇÜMÜ (KMY) Dr. Filiz Yenicesu Düzen Laboratuvarı 6 Ekim 2013 SUNUM KAPSAMI Niçin KMY yaparız? Hangi yöntemi kullanırız? KMY sonuçlarını nasıl değerlendirmemiz gerekir? Kırık

Detaylı

Tamamlayıcı ve Alternatif Tıp günümüzde alışılagelmiş tıbbın içinde sayılmayan farklı sağlık sistemleri ve uygulamalardan oluşan bir grup

Tamamlayıcı ve Alternatif Tıp günümüzde alışılagelmiş tıbbın içinde sayılmayan farklı sağlık sistemleri ve uygulamalardan oluşan bir grup DÖNEM I İYİ KLİNİK UYGULAMALAR KAPSAMINDA ALTERNATİF TIP DERSİ DERSİN İÇERİĞİ: Tamamlayıcı ve Alternatif Tıp günümüzde alışılagelmiş tıbbın içinde sayılmayan farklı sağlık sistemleri ve uygulamalardan

Detaylı

LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR!

LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR! LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR! Lenfödem, lenf sıvısının dolaşımındaki yetersizlik yüzünden dokular arasında proteinden zengin sıvı birikimine bağlı olarak şişlik ve ilerleyen

Detaylı

Konjenital Skolyozda Kırmızı Bayraklar

Konjenital Skolyozda Kırmızı Bayraklar 23.Ulusal Türk Ortopedi ve Travmatoloji Kongresi NECDET ALTUN Konjenital skolyoz / Pandora nın Kutusu Embriyojenik hata Omurgada Vertebralar İntraspinal Toraksta Diğer organ ve sistemlerde Tanı Süreç

Detaylı

mm3, periferik yaymasında lenfosit hakimiyeti vardı. GİRİŞ hastalığın farklı şekillerde isimlendirilmesine neden Olgu 2 Olgu 3

mm3, periferik yaymasında lenfosit hakimiyeti vardı. GİRİŞ hastalığın farklı şekillerde isimlendirilmesine neden Olgu 2 Olgu 3 24 P. I. AĞRAS ve Ark. GİRİŞ Ürtikeryal vaskülit histolojik olarak vaskülit bulgularını gösteren, klinikte persistan ürtikeryal döküntülerle karakterize olan bir klinikopatolojik durumdur (1). Klinikte

Detaylı

www.pediatric-rheumathology.printo.it ÇOCUKLUK ÇAĞI SPONDİLOARTROPATİLERİ

www.pediatric-rheumathology.printo.it ÇOCUKLUK ÇAĞI SPONDİLOARTROPATİLERİ www.pediatric-rheumathology.printo.it ÇOCUKLUK ÇAĞI SPONDİLOARTROPATİLERİ Nedir? Çocukluk çağı spondiloartropatileri, özellikle alt taraf eklemlerin (artrit) ve tendon yapışma yerlerinin (entezit) iltihaplanması

Detaylı

A.B.D de her yıl yaklaşık spontan pnömotoraks vakası geliştiği rapor edilmektedir İnsidansı henüz tam olarak bilinmemektedir

A.B.D de her yıl yaklaşık spontan pnömotoraks vakası geliştiği rapor edilmektedir İnsidansı henüz tam olarak bilinmemektedir Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Arş.Gör.Dr.Engin ŞENAY 02.02.2010 Pnömotoraks : Viseral ve parietal plevra yaprakları arasına hava girmesidir Künt Spontan Travmatik olabilir İyatrojenik

Detaylı

Vaka II. Vaka I. Vaka III. Vaka IV

Vaka II. Vaka I. Vaka III. Vaka IV Göğüs Ağrısına Yaklașım A.Ü. Tıp Fakültesi Acil Tıp A.D Dr. Murat BERBEROĞLU 03.07.2012 Sunu Planı Vakalar Giriș ve Epidemiyoloji Patofizyoloji Tanısal Yaklașım -öykü - risk faktörleri -fizik muayene -test

Detaylı

Ankilozan Spondilit ve Diğer Seronegatif Spondilartropatiler

Ankilozan Spondilit ve Diğer Seronegatif Spondilartropatiler Spondilartropatiler Ankilozan Spondilit ve Diğer Seronegatif Spondilartropatiler Doç.Dr. Ümit Dündar Kocatepe Üniversitesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon AD Spondilartropatiler (SpA) ortak genetik, epidemiolojik,

Detaylı

MULTİPL MYELOM VE BÖBREK YETMEZLİĞİ. Dr. Mehmet Gündüz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D.

MULTİPL MYELOM VE BÖBREK YETMEZLİĞİ. Dr. Mehmet Gündüz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D. MULTİPL MYELOM VE BÖBREK YETMEZLİĞİ Dr. Mehmet Gündüz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D. Multipl Myeloma Nedir? Vücuda bakteri veya virusler girdiğinde bazı B-lenfositler plazma hücrelerine

Detaylı

SPONDİLOARTROPATİLER

SPONDİLOARTROPATİLER SPONDİLOARTROPATİLER 252 Spondiloartropatiler Spondiloartropatilerin Genel Özellikleri Gülay KINIKLI Spondiloartropatiler (SpA), romatoid faktör ve anti-nükleer antikorların negatif olup, birçok eklem

Detaylı

Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit

Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit www.printo.it/pediatric-rheumatology/tr/intro Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit 2016 un türevi 2. TEŞHİS VE TEDAVİ 2.1 Nasıl teşhis edilir? Klinik belirtiler ve araştırmalar

Detaylı

ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK

ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK ASTIM Dünya genelinde 300 milyon kişiyi etkilediği düşünülmekte Gelişmiş ülkelerde artan prevalansa sahip Hasta veya toplum açısından yüksek maliyetli bir hastalık

Detaylı

Boyun Ağrılarında Tanı ve Tedavi. Prof. Dr. Reyhan Çeliker Acıbadem Üniversitesi

Boyun Ağrılarında Tanı ve Tedavi. Prof. Dr. Reyhan Çeliker Acıbadem Üniversitesi Boyun Ağrılarında Tanı ve Tedavi Prof. Dr. Reyhan Çeliker Acıbadem Üniversitesi Boyun Anatomisi Boyun Anatomisi Omurganın en hareketli parçasıdır. Karotis, vertebral arter, omurilik ve spinal sinirleri

Detaylı

GÖĞÜS AĞRISI ŞİKAYETİ İLE BAŞVURAN ÇOCUKLARIN KLİNİK İZLEMİ

GÖĞÜS AĞRISI ŞİKAYETİ İLE BAŞVURAN ÇOCUKLARIN KLİNİK İZLEMİ GÖĞÜS AĞRISI ŞİKAYETİ İLE BAŞVURAN ÇOCUKLARIN KLİNİK İZLEMİ Erhan Çalışıcı, Birgül Varan, Mahmut Gökdemir, Nimet Cındık, Özge Orbay Başkent Üniversitesi Çocuk Sağ.Has.ABD Göğüs ağrısı, çocukluk ve adölesan

Detaylı

Spor yaralanmaları sportif aktivite sırasında meydana gelen yaralanmaların genel adıdır. Normal yaşamda yaralanmalar sıklıkla dış etkilerle

Spor yaralanmaları sportif aktivite sırasında meydana gelen yaralanmaların genel adıdır. Normal yaşamda yaralanmalar sıklıkla dış etkilerle Doç. Dr. Onur POLAT Spor yaralanmaları sportif aktivite sırasında meydana gelen yaralanmaların genel adıdır. Normal yaşamda yaralanmalar sıklıkla dış etkilerle gelişirken, spor yaralanmalarında hem dış

Detaylı

Yaşlılarda düzenli fiziksel aktivite

Yaşlılarda düzenli fiziksel aktivite Düzenli fiziksel aktivite ile kazanılmak istenen yaşam kalitesi artışı özellikle yaşlı nüfusta önemli görülmektedir. Bu kısımda yaşlılar için egzersiz programı oluşturulurken nelere dikkat edilmesi gerektiği

Detaylı

SAĞLIKLI OBEZLERDE FİZYOTERAPİ VE REFLEKSOLOJİ UYGULAMALARININ ZAYIFLAMAYA ETKİSİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

SAĞLIKLI OBEZLERDE FİZYOTERAPİ VE REFLEKSOLOJİ UYGULAMALARININ ZAYIFLAMAYA ETKİSİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ SAĞLIKLI OBEZLERDE FİZYOTERAPİ VE REFLEKSOLOJİ UYGULAMALARININ ZAYIFLAMAYA ETKİSİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ HAZIRLAYAN:FZT.MELTEM ERASLAN DANIŞMAN:PROF.DR.İSMET MELEK Obezite (şişmanlık),vücutta aşırı ölçüde

Detaylı

Doç. Dr. İbrahim İKİZCELİ Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi, Kayseri. Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi

Doç. Dr. İbrahim İKİZCELİ Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi, Kayseri. Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hedefler TRAVMA RADYOLOJİSİ Doç. Dr. İbrahim İKİZCELİ, Kayseri Servikal Grafiler Teknik Lateral Servikal Grafi Lateral AP Açık-Ağız Ağız Odontoid Teknik Supin İmmobilize Yandan Kollara traksiyon Supin

Detaylı

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün;

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün; Epilepsi bir kişinin tekrar tekrar epileptik nöbetler geçirmesi ile niteli bir klinik durum yada sendromdur. Epileptik nöbet beyinde zaman zaman ortaya çıkan anormal elektriksel boşalımların sonucu olarak

Detaylı

AKCĠĞER GRAFĠSĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ UZM.DR.UMUT PAYZA KATİP ÇELEBİ ÜNV. ATATÜRK EAH ACİL TIP ANABİLİM DALI

AKCĠĞER GRAFĠSĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ UZM.DR.UMUT PAYZA KATİP ÇELEBİ ÜNV. ATATÜRK EAH ACİL TIP ANABİLİM DALI AKCĠĞER GRAFĠSĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ UZM.DR.UMUT PAYZA KATİP ÇELEBİ ÜNV. ATATÜRK EAH ACİL TIP ANABİLİM DALI ÖĞRENME HEDEFLERI PA AC grafisi çekim tekniği Teknik değerlendirme Radyolojik anatomi Radyolojik

Detaylı

BEL AĞRISINA YAKLAŞIM. Prof. Dr. Nuran TÜRKÇAPAR AÜTF İç Hastalıkları - Romatoloji Bilim Dalı

BEL AĞRISINA YAKLAŞIM. Prof. Dr. Nuran TÜRKÇAPAR AÜTF İç Hastalıkları - Romatoloji Bilim Dalı BEL AĞRISINA YAKLAŞIM Prof. Dr. Nuran TÜRKÇAPAR AÜTF İç Hastalıkları - Romatoloji Bilim Dalı BEL AĞRISI Semptom Herhangi bir hastalığa özgü değildir Her zaman hastalık belirtisi değildir Acil servise

Detaylı

Kriyopirin İlişkili Periyodik Sendrom (CAPS)

Kriyopirin İlişkili Periyodik Sendrom (CAPS) www.printo.it/pediatric-rheumatology/tr/intro Kriyopirin İlişkili Periyodik Sendrom (CAPS) 2016 un türevi 1. CAPS NEDİR 1.1 Nedir? Kriyopirin İlişkili Periyodik Sendromlar (CAPS), nadir görülen otoenflamatuar

Detaylı

T.C. HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

T.C. HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ T.C. HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ANKİLOZAN SPONDİLİTLİ HASTALARDA ANTİ-TNF TEDAVİSİ İLE EŞ ZAMANLI BAŞLATILAN BİLİŞSEL EGZERSİZ TERAPİ YAKLAŞIMI'NIN HASTALIĞIN SEMPTOMLARI ÜZERİNE

Detaylı

DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR

DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI D.P.Ü. KÜTAHYA EVLİYA ÇELEBİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR PROF. DR. AHMET HAKAN VURAL OP. DR. GÜLEN SEZER ALPTEKİN ERKUL OP. DR. SİNAN ERKUL

Detaylı

MENENJİTLİ OLGULARIN KLİNİK VE LABORATUAR ÖZELLİKLERİNİN RETROSPEKTİF OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ

MENENJİTLİ OLGULARIN KLİNİK VE LABORATUAR ÖZELLİKLERİNİN RETROSPEKTİF OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ MENENJİTLİ OLGULARIN KLİNİK VE LABORATUAR ÖZELLİKLERİNİN RETROSPEKTİF OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ Mine SERİN 1, Ali CANSU 1, Serpil ÇELEBİ 2, Nezir ÖZGÜN 1, Sibel KUL 3, F.Müjgan SÖNMEZ 1, Ayşe AKSOY 4, Ayşegül

Detaylı

Gündüz Aşırı Uykululuğun Psikiyatrik Nedenleri ve Tedavileri

Gündüz Aşırı Uykululuğun Psikiyatrik Nedenleri ve Tedavileri Gündüz Aşırı Uykululuğun Psikiyatrik Nedenleri ve Tedavileri Dr. Hasan KARADAĞ Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi Psikiyatri Kliniği Gündüz aşırı uykululukta genel popülasyonun % 4-6

Detaylı

HIV & CMV Gastrointestinal ve Solunum Sistemi

HIV & CMV Gastrointestinal ve Solunum Sistemi Uzm. Dr. Sinem AKKAYA IŞIK Sultan Abdülhamid Han Eğitim ve Araştırma Hastanesi HIV & CMV Gastrointestinal ve Solunum Sistemi AIDS CMV; nadir ölümcül İlk vaka 1983 Etkili ART sıklık azalmakta, tedavi şansı

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Nefroloji BD Olgu Sunumu 24 Ekim 2017 Salı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Nefroloji BD Olgu Sunumu 24 Ekim 2017 Salı Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Nefroloji BD Olgu Sunumu 24 Ekim 2017 Salı Uzman Dr. Mehtap Ezel Çelakıl DR.MEHTAP EZEL ÇELAKIL 4YAŞ ERKEK HASTA Şikayeti:

Detaylı