BİR İNŞAAT ŞİRKETİNDE MEYDANA GELEN İŞ KAZALARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "BİR İNŞAAT ŞİRKETİNDE MEYDANA GELEN İŞ KAZALARININ DEĞERLENDİRİLMESİ"
  • Su Hoca
  • 6 yıl önce
  • İzleme sayısı:

Transkript

1 T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ İŞ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ ANABİLİM DALI BİR İNŞAAT ŞİRKETİNDE MEYDANA GELEN İŞ KAZALARININ DEĞERLENDİRİLMESİ YÜKSEK LİSANS TEZİ Ali ASLAN ANKARA Mayıs 2008

2 T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ İŞ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ ANABİLİM DALI BİR İNŞAAT ŞİRKETİNDE MEYDANA GELEN İŞ KAZALARININ DEĞERLENDİRİLMESİ YÜKSEK LİSANS TEZİ Ali ASLAN Tez Danışmanı Prof. Dr. Remzi AYGÜN ANKARA Mayıs 2008

3 TEŞEKKÜR Yüksek lisans eğitimi almama olanak tanıyan değerli yöneticim Sn.Hayal OLCAY a Bölüm başkanımız Prof.Dr. Sn.Remzi AYGÜN başta olmak üzere, işçi sağlığı ve iş güvenliği yüksek lisans programını bizlere sunan öğretim üyeleri Prof.Dr Sn. Ali Esat KARAKAYA ya, Prof.Dr Sn.Mustafa KURT a, Doç.Dr Sn.Mustafa İLHAN a, İstanbul Teknik Üniversitesi öğretim üyesi Doç.Dr.Sn.Uğur MÜNGEN e, İnşaat sektöründeki tecrübelerini ve birikimlerini benimle paylaşan arkadaşlarım, Sn.Şükrü KARAKILIÇ a, Sn.Hüseyin KILIÇ a, Sn.Deniz ERDENİZ e, Sn.Özkan TURGUTLUYA ya Sn.Serap ALP e, Sn.Meltem GÜNEŞ e, Sn. Sebanur BAŞARAN a, Anneme, babama, kardeşime, Araştırmanın her aşamasında bana yardımcı olan, istatistik çalışmalarında yol gösteren Doç.Dr. Sn.Seçil ÖZKAN a Deneyim ve bakış açısı ile bu çalışmayı hazırlamamı sağlayan, danışmanım Prof.Dr. Sn.Remzi AYGÜN e Sonsuz şükranlarımı sunarım...

4 İÇİNDEKİLER İÇİNDEKİLER...I TABLO LİSTESİ...IV EK LİSTESİ... V KISALTMALAR...VI 1.BÖLÜM : GİRİŞ VE AMAÇLAR BÖLÜM : GENEL BİLGİLER İŞ GÜVENLİĞİ KAVRAMININ ORTAYA ÇIKIŞI VE TARİHSEL GELİŞİMİ Dünyada Gelişimi Sanayi Devrimi Öncesi Sanayi Devrimi Dönemi Sanayi Devrimi Sonrası Çağımızdaki Gelişmeler TÜRKİYE DEKİ GELİŞMELER Giriş Osmanlı İmparatorluğu Dönemi Birinci Büyük Millet Meclisi Dönemi Cumhuriyet Dönemi Güncel Gelişmeler Sayılı İş Yasası TÜRKİYE DE İŞ GÜVENLİĞİ MEVZUATI Anayasa İş Kanunu İş Güvenliği Mevzuatı Kanunlar Yönetmelikler (4857 Sayılı İş Kanunu) Tebliğler (4857 Sayılı İş Kanunu) Tüzükler (4857 Sayılı İş Kanunu - Geçici 2. Madde) İlgili Diğer Mevzuat Onaylanan ILO Sözleşmeleri I

5 2.4. İNŞAAT SEKTÖRÜ HAKKINDA GENEL BİLGİLER Dünyada İnşaat Sektörü Türkiye de İnşaat Sektörü İnşaat Sektörü nün Türkiye Ekonomisindeki Yeri ve Sonrasında İnşaat Sektörü nün Ekonomik Verileri Yılı İnşaat Sektörü Genel Görünümü İŞ KAZALARI VE İNŞAAT SEKTÖRÜNDE İŞ KAZALARI İş Kazaları İnşaat Sektöründe İş Kazaları BÖLÜM : GEREÇ VE YÖNTEM ARAŞTIRMANIN YERİ ARAŞTIRMANIN YERİ, ZAMANI, EVRENİ, VERİ KAYNAĞI VE UYGULAMA YÖNTEMİ Araştırmanın Tipi Araştırmanın Evreni Araştırmanın Veri Toplama Tekniği ve Uygulama Şekli Araştırmanın Süresi ARAŞTIRMANIN DEĞİŞKENLERİ KULLANILAN TERİM VE KRİTERLERİN AÇIKLANMASI Eğitim Durumu : Firma (Anayüklenici Altyüklenici) Kaza Türü Kaza Türü Yaralanma Derecesi Yaralanan Uzuv Kaza Tarihi (Ay) Kaza Tarihi (Gün) İş Kazası Sıklık Hızı Ve İş Kazası Ağırlık Hızları VERİLERİN ANALİZİ ARAŞTIRMANIN KISITLARI BÖLÜM : BULGULAR TANIMLAYICI BULGULAR ANALİTİK BULGULAR II

6 5. BÖLÜM : TARTIŞMA BÖLÜM : SONUÇLAR BÖLÜM : ÖNERİLER BÖLÜM : ÖZET BÖLÜM : SUMMARY BÖLÜM : KAYNAKÇA BÖLÜM : ÖZGEÇMİŞ BÖLÜM : EKLER III

7 TABLO LİSTESİ TABLO SAYFA Tablo1. İncelenenlerin Yaş Gruplarına Göre Dağılımı 54 Tablo2. İncelenenlerin Eğitim Durumlarına Göre Dağılımı 55 Tablo 3. İncelenenlerin Çalıştığı Firma Durumuna Göre Dağılımı 55 Tablo 4. İncelenenlerin Geçirdiği Kaza Türüne Göre Dağılımı 56 Tablo 5. İncelenenlerin Geçirdiği Kaza Sonucu Yaralanan Uzvuna Göre Dağılımı 56 Tablo 6. İncelenen Kazaların Yaralanma Derecesine Göre Dağılımı 57 Tablo 7. İncelenen Kazaların Günün Zaman Dilimine Göre Dağılımı 57 Tablo 8. İncelenen Kazaların Günlere Göre Dağılımı 58 Tablo 9. İncelenen Kazaların Aylara Göre Dağılımı 58 Tablo 10. Kaza Türlerine Göre Yaş Ortalama Ve Ortanca Değerlerinin Dağılımı 59 Tablo 11. Yaş Gruplarına Göre Kaza Türleri 59 Tablo12. Eğitim Durumuna Göre Geçirilen Kaza Türleri 60 Tablo 13. Çalışma Durumuna Göre Kaza Türleri 61 Tablo 14. Kaza Türüne Göre Yaralanma Dereceleri 62 Tablo 15. Kaza Türüne Göre Yaralanan Uzuvlar 63 Tablo 16. Şantiyelerin İş Kazası Sıklık Hızları ve İş Kazası Ağırlık Hızları 64 IV

8 EK LİSTESİ EKLER SAYFA Ek 1 : Kaza Raporu Formu 84 Ek 2 : Çırakların Sağlığı ve Morali Yasası Belgesi 85 Ek 3 : 2006 Yılı SSK İstatistiklerine Göre İş Kazalarının Kaza Sebeplerine Göre Dağılımı Ek 4 : 2006 Yılı SSK İstatistiklerine Göre İş Kazalarının Sektörlere Göre Dağılımı Ek 5 : 2006 SSK İstatistiklerine Göre İş Kazası Sonucu Ölümlerin Sektörlere Göre Dağılımı Ek 6 : 2006 SSK istatistiklerine göre iş kazası sonucu sürekli iş göremezliklerin sektörlere göre dağılımı Ek 7 : 2006 SSK İstatistiklerine Göre İş Kazasının Meydana Geldiği Saatlere Göre Dağılımı Ek 8 : İncelenenlerin Yaş Gruplarına Göre Dağılımı Grafiği 89 Ek 9 : İncelenenlerin Eğitim Durumlarına Göre Dağılımı Grafiği 90 Ek 10 : İncelenenlerin Çalıştığı Firma Durumuna Göre Dağılımı Grafiği Ek 11 : İncelenenlerin Geçirdiği Kaza Türüne Göre Dağılımı grafiği 91 Ek 12 : İncelenenlerin Geçirdiği Kaza Sonucu Yaralanan Uzvuna Göre Dağılımı Grafiği Ek 13 : İncelenen Kazaların Yaralanma Derecesine Göre Dağılımı Grafiği Ek 14 : İncelenen Kazaların Günün Zaman Dilimine Göre Dağılımı Grafiği Ek 15 : İncelenen Kazaların Günlere Göre Dağılımı Grafiği 93 Ek 16 : İncelenen Kazaların Aylara Göre Dağılımı Grafiği 93 Ek 17 : Yaş Gruplarına Göre Kaza Türleri Grafiği 94 Ek 18 : Eğitim Durumuna Geçirilen Göre Kaza Türleri Grafiği 94 Ek 19 : Çalışma Durumuna Göre Kaza Türleri Grafiği 95 Ek 20 : Kaza Türüne Göre Yaralanan Uzuv grafiği V

9 KISALTMALAR WHO ILO SSK SGK M.Ö. M.S. SSCB GSMH Ort SD Min Max S Vb : Dünya Sağlık Örgütü : Uluslararası Çalışma Örgütü : Sosyal Sigortalar Kurumu : Sosyal Güvenlik Kurumu : Milattan Önce : Milattan Sonra : Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği : Gayri Safi Milli Hasıla : Aritmetik Ortalama, : Standart Sapma : minimum : maksimum : Sayı : Ve Benzeri VI

10 1.BÖLÜM : GİRİŞ VE AMAÇLAR Çalışma yaşamının var olan tehlikelerinin artması ve zaman içinde niteliğinin değişmesi ile ilk olarak 1800 lü yıllarda sanayinin Avrupada gelişmesi ile ortaya çıkan iş güvenliği kavramı ve uygulamaları bugüne dek geçen 200 yıl süre zarfında dünya üzerinde, ülkelerin gelişmişlik seviyelerine göre hayat içinde kendisine yer bulmuştur. Felsefe olarak yaşam kalitesini arttırmaya hedefleyen, üretirken zarar vermeme ve zarara uğramama amacı güden bu çalışmalar, günümüz dünyasında insan hayatına verilen önemin bir göstergesidir. Geçen süre zarfında sanayileşme, üretim ve bunlara paralel olarak ekonomiler geliştikçe, insan hakları ve çalışan hakları da gelişmiştir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), işçi sağlığını çalışan tüm insanların fiziksel, ruhsal ve sosyal yönden tam iyilik durumlarının sağlanmasını ve en yüksek seviyede sürdürülmesini, iş koşulları ve kullanılan zararlı maddeler nedeniyle çalışanların sağlığına gelebilecek zararların önlenmesini ayrıca işçinin fizyolojik, psikolojik, özelliklerine uygun yerlere yerleştirilmesini, işin insana ve işçinin işe uymasını asıl amaç olarak ele alınması şeklinde tanımlanmıştır. 1 Dünya Sağlık Örgütü ve Uluslararası Çalışma Örgütü dışında, yaptırım gücü daha fazla olan, her ülkenin kendi hukuk sistemi içinde geliştirdiği iş kanunları, iş güvenliği kanunları vb. yasal düzenlemeler bu ülkelerin çalışma hayatındaki iş güvenliği kurallarını belirlemektedir. Günümüzde sosyal kültürel ve ekonomik seviyesi yüksek olan ülkelerde iş güvenliği çalışmaları bir mühendislik bilimi haline gelmiş ve yasalarla da desteklenerek yükümlülük halini almıştır. Bu ülkelerde olası iş kazalarının, yaralanmaların ve ölümlü iş kazalarının çok ağır cezaları ve ekonomik maliyetleri vardır. Kaza olmaması amacı ile yapılan bu çalışmalar dışında gelişmiş ülkelerdeki çalışan insanların eğitim ve psikoloji seviyesi, insanların kendi kendini koruma ve haklarını arama refleksini ortaya çıkarmaktadır. Bu iki faktörün bileşkesi sonucu modern iş güvenliği bilimi ortaya çıkmıştır. Ancak ne yazık ki durum gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkeler için gelişmiş ülkelerde olduğu gibi değildir. İş güvenliği çalışmalarının getirdiği, gözardı edilemez maliyet, otorite eksikliği ve hukukun yetersizliği, tüm bunlara ek 1

11 olarak da çalışan kesimin eğitim eksikliği ve kaderci yaklaşımı gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerde sanayinin önemli bir sorunudur. Ülkemizde iş güvenliği ile ilgili durum gelişmekte olan ülkelerin durumunda olup, şu anda bir geçiş dönemi yaşanmaktadır. Cumhuriyet döneminden sonra sanayi gelişmiş, ancak iş güvenliğine dayanak olacak kanunlar istenilen seviyelere ulaşamamıştır yılında yürürlüğe giren 1475 sayılı iş kanunu ile o güne kadar yapılmış olan en kapsamlı iş kanunu olarak sanayinin ve işçiliğin yoğun olduğu dönemde iş güvenliği çalışmalarını düzenlemiş ancak, kanunun uygulanması ve denetlenmesi hem Devlet otoritesi tarafından hem de özel sektör tarafından çok yetersiz kalmıştır yılında Avrupa Birliği desteği ile yürürlüğe giren 4857 sayılı kanun bugüne kadar ülkemizde uygulamaya girmiş en modern kanun olarak, yönetmelikleriyle birlikte iş güvenliği çalışmalarına yeni bir soluk getirmiştir. Kanunla birlikte devlet otoritesinin de denetim mekanizmasını gerçek anlamda çalıştırması, denetimleri sıklaştırması ve yaptırım gücünü hissettirmesi, ülkemizde daha önce hiç yapılmamış çalışmaların yapılmasını sağlamış, iş güvenliği uzmanlığı, risk analizleri, gibi yeni kavramların çalışma hayatımıza girmesini sağlamıştır. Çok önemli bu süreç, halen devam etmekte olup, özellikle özel sektör adaptasyon aşamasında oldukça gayret sarf etmiştir. İnşaat sektörü dünyada olduğu gibi ülkemizde de lokomotif olarak nitelenen sektörlerin başında gelmektedir. İnsan gücünün kullanılması, geniş istihdam olanakları yaratması ve maddi hacmi nedeni ile ekonomiler içersinde çok önemli bir yere sahiptir. 2 Emek yoğun olan ve el emeği ile çalışılan sektörde, imalatın başlamasından bitişine kadar geçen süreçte, çalışan işçilerin maruz kaldıkları riskler çok çeşitli olup, kaza oranlarının metal sektörü ile birlikte en yoğun olduğu sektördür. İnşaat sektöründe meydana gelen kazalar genel olarak değerlendirildiğinde, çalışma alanının çok karmaşık ve dağınık olması, fiziksel çalışma koşullarının ağır olması, çalışanın başka bir kişinin yaptığı işten etkilenme riskinin olması, çevre koşulları(genellikle dışarıda çalışılması) gibi bir çok faktörün bileşkesini almak ve bu faktörleri birlikte değerlendirmek gerekir. 2

12 Bu faktörlere ek olarak ülkemiz özel koşullarını da eklersek, taşeron sistemi ile çalışılması,eğitim seviyesi arttırılamayan işçi seviyesi, maliyetlerin yüksek olması sebebi ile işverenler tarafından yeterli yatırımların ve önlemlerin alınmaması veya alınamaması, iş kaza oranlarının çok yüksek olmasını açıklamaktadır. Türkiye de iş kazaları ve meslek hastalığı istatistiksel verilerini Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK) takip etmektedir. Ülkemizin en önemli sorunlarından biri %40 seviyelerinde olduğu tahmin edilen çalışan işgücünün kayıt dışı yani SSK sız diye tabir edilen, çalışanın Sosyal Sigortalar Kurumuna bildirilmeyerek ve sigorta primi yatırılmayarak maliyetin düşürülmesi şeklinde yapılan işlerdir. Tamamen kanuna aykırı şekilde yapılan bu çalışma şekli hem ülkemizdeki gerçek iş gücü rakamlarının belirlenememesine sebep olmakta, hem de iş kazası ve meslek hastalıklarının gerçek sayısal verilerinin hesaplanmasına olanak vermemektedir. Bu sorunla birlikte SSK lı diye tabir edilen yani sosyal sigorta primi yatırılan işçilerinde iş kazası geçirmeleri durumunda yasal olarak işveren tarafından 3 gün içerisinde ilgili Çalışma Bölge Müdürlüğüne bildirilmesi zorunlu olan kazaların, bildirilme oranı çok düşüktür. Genellikle kazaların seviyesine bağlı olarak yaralanma derecesi büyük veya ölümlü iş kazalarının bildirildiği ve bu bildirimlerinde genellikle büyük ölçekli ve kurumsal firmalar tarafından yapıldığı görülmektedir. Kayıtsız işçi çalıştırma ve kaza bildirimi gibi iki ana parametrenin doğruluğu ya da yeterliliği oldukça şüpheli olan ülkemizde bu şüpheli verilerin ışığında Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından iş kazaları ve meslek hastalıkları ile ilgili temel istatistik çalışmalar yapılmaktadır. İnşaat sektörü, meydana gelen iş kazaları bakımından hem dünyada hem de ülkemizde en çok kaza olan sektörlerden biridir. Çalışma ortamının getirdiği zorluk ve buna bağlı olarak gelişen risklerle ilgili bir çok teorik çalışma ve genelleme yapılmaktadır. Bu çalışmanın amacı, bir inşaat şirketinin sektör içerisinde, büyük olarak adledilebilecek 6 adet üstyapı şantiyesinde iki yıl içinde, tarihleri arasından meydana gelen 93 iş kazasın çeşitli yönlerden inceleyerek inşaat sektöründe iş kazalarının sebep olan faktörlerin incelenmesidir. İş kazaları açsından bilinen ana sebeplerin, tali sebeplerinin, kök nedenlerinin belirlenmesi ve önlemeye yönelik yaklaşım ile önceden tedbir alınarak iş kazaları gerçekleşmeden çalışmalar yapabilmek için çalışmadaki bilgilere göre öneriler geliştirmek çalışmada hedeflenmiştir. 3

13 2.BÖLÜM : GENEL BİLGİLER 2.1. İŞ GÜVENLİĞİ KAVRAMININ ORTAYA ÇIKIŞI VE TARİHSEL GELİŞİMİ Dünyada Gelişimi İşçi sağlığı ve iş güvenliği konusunun değişik aşamalardan geçerek günümüzdeki bilimsel anlamını kazanması çok uzun tarihsel süreç içinde olmuştur. Birçok uzmanlık alanından bilim insanlarının çalışmaları sonucunda günümüzde bir bilim dalı haline gelen işçi sağlığı ve iş güvenliği, üretim sürecindeki ve toplum yaşamındaki değişimlere bağlı olarak gelişim göstermiştir. İnsanlığın doğa ile mücadelesiyle başlayan ve değişik aşamalardan geçen çalışma yaşamındaki gelişmeler, işçi sağlığı ve iş güvenliği sorunlarının da gündeme gelmesine sebep olmuştur. Üretim araçlarında ve üretim yöntemlerindeki değişim ve gelişmeler sonucunda çalışanların sağlık ve güvenlik sorunları da çoğalmış ve giderek önem kazanmaya başlamıştır. Tarih boyunca çalışma yaşamındaki gelişmeler, işçi sağlığı ve iş güvenliği konusundaki gelişmelere de kaynaklık etmiştir. İnsanlığın varlığını koruyup geliştirmek amacıyla, doğa olaylarına ve vahşi hayvanlara karşı korunma amacı ile başlayan ve giderek gelişen varolma mücadelesi, insanlığın tarihsel gelişimini oluşturmuştur. İnsanlık tarih boyunca yaşamını sürdürmesi için gerekli olan yiyecek, içecek, giyecek, konut gibi temel gereksinmelerini çalışarak sağlayabilmiştir. İnsanlığın kendi yaptığı iş aletlerini çalışma hayatında kullanmaya başlaması toplumsal yaşamında büyük bir aşama olmuştur. Böylece insanlar yaptıkları iş aletleri ile doğayı denetim altına alma ve sürekli olarak dönüştürme olanağına kavuşmuşlardır. Bu gelişmeler sonucunda insanlık çalışma eylemi ile doğada bulunan nesneleri kendi yaşamı için gerekli maddi varlıklara dönüştürebilmiştir. Doğada bulunan aletlerin işlenmeden oldukları gibi kullanılışından özel iş aletlerinin yapımına geçiş, çalışma yaşamında ve insanlığın doğayı dönüştürme eyleminde çok büyük gelişmelere neden olmuştur. İnsanlığın temel gereksinimlerini karşılayabilmek amacıyla maddi servetlerin üretiminde kendine büyük faydalar sağlayan iş aletlerine olan gereksinimi giderek artmış ve bu da yeni üretim araçlarının geliştirilmesine yol açmıştır. 1 4

14 Tüm bu tarihsel süreç içerisinde, çalışma ortamı, üretim araçları ve çalışan insan sürekli etkileşim içinde olmuştur. Bunun sonucunda da çeşitli sağlık ve güvenlik sorunları yavaş yavaş ortaya çıkmıştır Sanayi Devrimi Öncesi İlk insanla başlayan üretim süreci boyunca üretim teknik ve biçimleri de değişmiştir. Taşın ve toprağın işlenmesi, madencilik tekniklerinin geliştirilmesi, ateşin bulunması, giderek buhar gücünden yararlanma olanakları, iş aletlerinin ve üretim araçlarının gelişiminde önemli etkiler yaratmıştır. Çalışma yaşamındaki gelişmelerin yarattığı sorunların çözümü için yapılan çalışmalar işçi sağlığı ve iş güvenliğinin gelişiminde de temel unsurlar olmuştur. Bu nedenle yapılan işle sağlık arasında ilişki kurmanın tarihçesi oldukça eski çağlara dayanmaktadır. İşçi sağlığı ve iş güvenliğinin gelişimine bakıldığında ilkel toplumlarda çalışanların sağlıklarını korumaya yönelik neler yapıldığına ilişkin somut bulgulara rastlanmamıştır. Bugünkü anlamda işçi sağlığı ve iş güvenliği olarak tanımlanabilecek çalışmalar ilk olarak kölelik düzenini barındıran toplumlardan Roma İmparatorluğu döneminde gözlenmiştir. Bu dönemde bir çok bilim insanı bugün bile geçerli sayılabilecek çalışanların sağlık ve güvenliğine yönelik öneri ve savlar ileri sürmüşlerdir. Bunlardan ünlü tarihçi Heredot ilk kez çalışanların verimli olabilmesi için yüksek enerjili besinlerle beslenmeleri gerektiğine değinmiştir. M.Ö. 370 tarihinde Hipokrates ilk kez kurşunun zararlı etkilerinden söz etmiş, kurşun koliğini tanımlamış, halsizlik, kabızlık, felçler ve görme bozuklukları gibi belirtileri saptamış ve bulguların kurşun ile ilişkili olduğunu belirtmiştir. Roma İmparatorluğu döneminde toksikoloji ilerlemiş, bir çok bitkisel zehir, arsenik ve arsenik asidinin sülfid tuzları bulunmuştur. Dioscorides ise zehirleri bitkisel, hayvansal ve mineral kaynaklı olmak üzere kökenine göre üçe ayırmış ve bu ayrım yüzyıllar boyunca kullanılmıştır. M.Ö. 200 yıllarında Hipokrates'in çalışmalarını daha da geliştiren Nicander, kurşun koliği ve kurşun anemisini incelemiş ve bunların özelliklerini tanımlamıştır. Bu dönemde yapılan çalışmalar sağlık ve güvenlik sorunlarının saptanması ve tanımı ile sınırlı kalmamış, zararlı etkilerden korunma yöntemleri de geliştirilmiştir. Nitekim M.S. 23 ile 79 yılları arasında yaşamış olan Plini, çalışma ortamındaki tehlikeli tozlara karşı çalışanların korunması amacıyla maske yerine geçmek üzere başlarına torba geçirmelerini önermiştir. Juvenal ise, özellikle demircilerde görülen göz yakınmaları ve göz hastalıklarının yapılan işten kaynaklandığını, sürekli olarak ayakta çalışanlarda varislerin oluşabileceğini açıklamıştır. 1 5

15 Daha sonraları feodal toplumlarda çalışanların sağlık ve güvenliklerinin korunması yönünde ne tür çalışmalar yapıldığı konusunda yeterince bilgi edinilememiştir. Oysa bu dönemde de uzun yıllar boyunca üretim araç ve tekniklerinde önemli gelişmeler olmuş, üretim sürecinde giderek daha çok sayıda yer alan insanlar, iş kazaları ve meslek hastalıklarına maruz kalmışlardır yılında kuyumcularla ilgili bazı hastalıkları inceleyen Urlich Ellenbrong yalnızca izlenimlerini bildirmekle yetinmiştir. Daha sonraları ise, çalışanların sağlık ve güvenlik sorunlarının çözümünde, Paracelsus, Acricola ve Rammazzini önemli çalışmalarda bulunmuşlar ve sorunların çözümüne katkı sağlamışlardır. Paracelsus zehirlerin kimyasal yapıları ile doz ve organizma arasındaki ilişkiyi saptayabilme gibi çok önemli araştırmalar yapmış ve bu nedenle modern toksikolojinin başlangıcı sayılmaktadır. Ayrıca Tirol maden işletmelerinde işyeri hekimi olarak çalıştığı yıllarda, o gün için dünyada ilk iş hekimliği kitabı olan "De Morbis Metallicis"i yazmıştır ile 1714 yılları arasında yaşayan işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda önemli çalışmalar yapan İtalyan Berdardino Ramazzini felsefe ve tıp okuyarak yetişmiş ve Padova Üniversitesi'nde öğretim üyeliği yapmıştır. Uzun incelemeler sonucu 1713 yılında yayınladığı "De Morbis Artificum Diatriba" isimli kitabında özellikle iş kazalarını önlemek için, iş yerlerinde koruyucu güvenlik önlemlerinin alınmasını önermiştir. Asıl uzmanlığı epidemiyoloji olduğu halde meslek hastalıkları konusunda üne kavuşmuş ve işçi sağlığının kurucusu sayılmıştır. Ramazzini işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili sayısız çalışmalar yapmış, çok önemli bilimsel görüş ve öneriler getirmiştir. 1 Hipokrates çağından bu yana hastalara sorulan gelenekselleşmiş sorulara işçi sağlığı ve iş güvenliği ilkesini eklemiştir. Bu ilke, kişinin karşılaştığı etkenlerin bilinmesi ile sonuca kolayca ulaşılmasını sağlamıştır. Kurşun ve cıva zehirlenmelerini incelemiş ve belirtilerini saptamıştır. İşçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili korunma yöntemleri üzerinde durmuş, işyerlerinin sıcaklık derecesinden, işyeri havasında bulunabilecek zararlı etkenlerden ve bunların giderilmesi için alınması gerekli önlemlerden ve havalandırma yöntemlerinden söz etmiştir. İşyerlerindeki çalışma ortamından kaynaklanan olumsuz koşulların düzeltilmesi ile iş veriminin artacağını ileri sürmüştür. İşyerlerinde işçinin çalışma şeklinin, işişçi uyumunun sağlık ve iş verimi üzerinde etkili olduğu düşüncesini ortaya koyarak ergonomi ilkelerini daha on yedinci yüzyılda açıklamıştır. İşçi sağlığı ve iş güvenliğinde köklü ve çağdaş nitelikteki gelişmeler Bernardino Ramazzini ile İtalya'da başlamış, bilimsel diyebileceğimiz iş hekimliği ortaya çıkmış fakat, gelişmelerin devamı sanayi devrimi sonrası İngiltere'de olmuştur. 6

16 Sanayi Devrimi Dönemi Çalışma koşul ve yöntemlerine ilişkin köklü değişimler, ekonomik ve toplumsal düzeni de derin bir biçimde etkileyip yeni bir yapı kazandıran teknik gelişmelerle başlamıştır. Doğa gücünün ve organik gücün yerini makinanın ve buhar gücünün alması olayı olan sanayi devrimi on yedinci yüzyılın ikinci yarısında önce İngiltere'de başlamıştır. Sanayi devrimi ile insan, rüzgar, su, hayvan enerjisi gibi doğa ve organik gücün yerini; buhar gücünün harekete geçirdiği makinaların alması ile, küçük zanaat, tezgah ve atölye üretiminin yerine yeni teknik buluş ve makinalarla donatılmış fabrika üretimi geçmiştir. Bu durum çalışma ortam ve koşullarında, üretim araç ve yöntemlerinde büyük değişikliklere neden olmuştur. Aile işletmelerinin yerini fabrika üretiminin alması sonucu üretim sürecinde çalışacak insana gereksinim giderek artmıştır. Bu nedenle kırsal bölgelerden kentlere göçler başlamıştır. Alt yapı gereksinmeleri bakımından büyük insan kitlesinin barınmasına uygun olmayan bu yeni kentlerde sağlıklı konut ve çevre koşulları sağlanamamış, beslenme sorunları ortaya çıkmış ve salgın hastalıklar artmıştır. Sanayi devrimi sonucu yaşanan gelişmelerin yarattığı toplum üzerindeki bu olumsuz etkiler çalışma yaşamında da görülmüştür. İşçiler fabrika ve maden ocaklarında çok kötü koşullarda iş kazalarına ve meslek hastalıklarına neden olabilecek etkilere maruz kalarak günde saat gibi uzun süreler çalıştırılmışlardır. Üretim tekniği geliştikçe makinaların hızı da artmış, buna karşılık gerekli korunma önlemleri alınmamıştır. Çalışanların o zamana göre çok gelişmiş makine ve aletleri kullanmak için eğitilmemiş ve köyden göç eden deneyimsiz insanlardan oluşması da iş kazalarının artmasına etken olmuştur. Evinde ve tarlasında istediği tempoda çalışmaya alışmış ve çalışma yöntemini kendi düzenleyen işçi, fabrika üretiminde hızlı çalışma düzenine girince kullandığı alet ve makinalara uyum sağlamakta zorluklarla karşılaşmış ve bunun sonucunda oluşan iş kazalarında bir çok işçi yaşamını yitirmiştir. Sanayi devrimi ile başlayan bilimsel teknolojik gelişmeler sadece makine ve tezgah yapımı ile sınırlı kalmamış, metalurji ve kimya sanayi alanında da büyük gelişmeler olmuştur. İnorganik kimyadaki gelişmeler sonucunda insanın ilk çağlardan beri bildiği ve kullandığı metalurji büyük ilerlemeler göstermiştir. Bu gelişmeler sonucu çalışanların sağlığı üzerinde olumsuz etkileri olacağı hiç düşünülmeden bir çok kimyasal madde üretimde kullanılmaya başlanmıştır. 7

17 İş kazalarının ve meslek hastalıklarının büyük boyutlara ulaşmasında iş yerlerindeki sağlıksız çalışma koşullarının yanında uzun çalışma süreleri de etken olmuştur. Sanayi devriminin ilk yıllarında çalışma süreleri saati bulmuştur. Özellikle dokuma sanayinde kadın ve çocuklar yoğun olarak çalıştırılmıştır. Çocuk ve kadınlara ödenen ücretlerin düşük olması nedeniyle sanayide kadın ve çocukların çalıştırılması giderek yaygınlaşmıştır. Bu dönemde 8-10 yaşlarındaki çocuklar ile kadınların maden işletmelerinde ve fabrikalarda saat gibi uzun süreler çok kötü çalışma koşullarında çalıştırılmaları sonucu, genç yaşta ölümler çoğalmış, sakatlıklar artmış ve toplumsal huzursuzluk giderek büyümüştür Sanayi Devrimi Sonrası Sanayi devrimi sonrası çalışma yaşamındaki niteliksel değişimlerin yarattığı sorunlar giderek daha çok toplumsal huzursuzluklara yol açmıştır. Uzun çalışma süreleri, düşük ücretler, sağlıksız ve güvensiz çalışma koşulları, çok sayıda çocuk ve kadının ağır işlerde çalıştırılmaları her yerde sanayileşmenin hızına ve yoğunluğuna göre tepkiler yaratmıştır. İşçiler sağlıksız çalışma koşulları, düşük ücret, işsizlik ve yoksulluğun sorumlusu olarak başlangıçta makinaları görmüşlerdir. Sanayi devrimi sonucu yaşanan hızlı makinalaşmanın yarattığı olumsuz yaşam ve çalışma koşullarına karşı işçilerin tepkileri önceleri makinalara yönelmiş, çok geçmeden sorunların makinalardan değil, gerekli sağlık ve güvenlik önlemlerinin alınmamasından kaynaklandığı anlaşılmıştır. Bu dönemde yaşama ve çalışma koşullarındaki olumsuzlukların ortadan kaldırılması istemi ile grev, miting, gösteri gibi etkinlikler yaygınlaşmıştır. Bu tepkiler ve gelişmelerin etkileri ile on dokuzuncu yüzyıl başlarından itibaren insancıl görüşlü aydınlar, hekimler, teknik elemanlar ve bazı işverenler çalışma koşullarının düzeltilmesi için çaba göstermiş ve önerilerde bulunmuştur. Sanayi devriminin yarattığı olumsuz çalışma ve yaşam koşullarını iyileştirmek, çalışanların sağlığını korumak ve iş güvenliğini sağlamak amacıyla bir çok yasal, tıbbi ve teknik çalışma yapılmıştır. İşçi sağlığı ve iş güvenliğinin bir bilim olarak gelişmesi bu dönemde yapılan çalışmaların sonucunda olmuştur. Sanayi devriminin yarattığı sorunların çözümü amacıyla yasal düzenlemeler yapılması ve güvenlik önlemlerinin geliştirilmesi konularındaki çalışmalar yoğunlaşmıştır. Bu dönemde İngiliz parlemanto üyesi Antony Ashly Cooper çalışma koşullarını düzeltmek amacıyla, çalışma saatlerinin azaltılması, maden ocaklarında ve fabrikalarda çalıştırılan kadın ve çocukların korunmasını öngören yasalar çıkarılması konusunda çaba harcamıştır ile 1804 yılları 8

18 arasında yaşayan hekim Thomas Percival, genç işçilerin çalışma saat ve koşulları ile ilgili olarak bir rapor hazırlamıştır. Bu rapor bir işveren ve parlamenter olan Sir Robert Peel'i etkilemiş ve parlamentoda girişimlerde bulunarak 1802 yılında "Çırakların Sağlığı ve Morali" adlı yasanın çıkarılmasını sağlamıştır. (EK-2) İngiltere'de işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili olarak çıkartılan bu ilk yasa çalışma saatini günde 12 saat olarak sınırlamış, işyerlerinin havalandırılmasını öngörmüştür. Sonraları kapsamı daha geniş ve çalışma koşullarını düzeltmeye yönelik yasaların yürürlüğe konulması sürdürülmüştür yılında çıkarılan "On Saat Yasası" ile çalışma saatleri sınırlandırılmıştır. Bu dönemde gerçekleri gören ve iyi değerlendiren az sayıdaki işveren sorunu olumlu yönde ele almıştır. On sekizinci ve on dokuzuncu yüzyıllarda yapılan işin sağlık üzerine olumsuz etkileri olabileceği iyice anlaşılmıştır ile 1788 yılları arasında yaşayan Persival Pott, "Bel Kemiği Eğriliklerinde Sık Görülen Alt Taraf Organlarındaki Felçler Üstüne" adındaki kitabında özellikle baca temizleyicilerinde görülen skrotum kanserlerinin nedeni olarak is üzerinde durmuş ve bunu bir meslek hastalığı olarak nitelemiştir ile 1853 yılları arasında yaşayan Orfila ise, zehirli maddelerin analitik yöntemlerle tanımlanabileceğini ileri sürmüş, yeni yöntemler geliştirerek, toksikolojinin ilerlemesine öncülük etmiştir yılında yapılan başka bir yasal düzenleme ile de kadınların ve 10 yaşından küçük çocukların maden ocaklarında çalıştırılmaları yasaklanmıştır yılında ise iş yerlerindeki hekimlerin sorumlulukları genişletilerek sağlık açısından tehlikeli yerlerde çalışanların sağlık kontrolleri de bu hekimlerin görevleri arasına alınmıştır yılında ise bazı tehlikeli meslek hastalıklarının bildirimi zorunlu hale getirilmiştir. Bu gelişmeler sonucunda ünlü İngiliz iş hekimi Thomas Morison Legge ilk hekim iş güvenliği müfettişi olarak atanmıştır Çağımızdaki Gelişmeler Avrupa'da iş güvenliği ile ilgili gelişmeler yaşanırken, Amerika'da ise hızlı sanayileşmenin yarattığı olumsuz çalışma koşullarının önlenmesi için eyalet hükümetleri kendi bünyelerinde gerekli gördükleri önlemleri alma konusunda yetkilendirilmiştir. İşçi sağlığı ve iş güvenliği çalışmalarında Massachusetts eyaleti öncülük etmiş ve 1836 yılında çocuk işçiler ile ilgili bir yasa çıkarılmıştır yılında ise 9

19 özel denetim yasasının uygulanmasını sağlayacak örgüt kurulmuş, istatistik veri toplama çalışmaları yoğunlaşmıştır. Daha sonra federal hükümet işyerlerinin sağlık ve güvenlik yönünden denetimi sorumluluğunu kendi üzerine almıştır. ABD'deki işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili gelişmelere 1869 ile 1970 yılları arasında yaşayan Alice Hamilton'un çalışmaları büyük katkı sağlamıştır. Alice Hamilton yaşamının 40 yılını mesleki risklerin incelenmesine harcamıştır yılında kurşun sanayinde görülen zehirlenmeleri incelemeye başlamış, işverenlerin tepkilerine rağmen çalışmalarını sürdürmüş ve çalışma koşullarının düzeltilmesi için uygulanacak kontrol yöntemlerinin geliştirilmesini sağlamıştır. ABD'deki meslek hastalıkları konusundaki çalışmalarının yoğunlaşması yirminci yüzyılın başında Cornell Üniversitesi öğretim üyesi Gilmann Thomon'ın "The Occupatonal Diseases" adındaki kitabını 1914 yılında yayınlaması ile başlamıştır. C.Voegtlin ise, 1926 yılında arseniğin emzinlerinin SH gruplarına etkisini incelemiştir. Daha sonraları P.Muller, DDT ve bazı insektisidleri, G.Schrader ise orgonofosfat bileşiklerinin zararlı etkilerini araştırmıştır. Sosyalist ülkelerde ise sistem kendi içinde denetim mekanizması kurmuş ve denetimin çalışanlarca yapılması sağlanmıştır. SSCB ilk Sağlık Bakanı Alexander Semashko bağımsız sağlık örgütleri kurulması ve bunların özellikle koruyucu sağlık hizmetlerinde yoğunlaşması konusunda önemli çalışmalar yapmıştır yılından sonra bir çok eğitim, araştırma merkezi ile enstitüleri kurulmuş ve işçi sağlığı iş güvenliği konusunda önemli çalışmalar yapılmıştır. On dokuzuncu yüzyıldan itibaren sanayi devriminin yarattığı olumsuz çalışma koşullarının düzeltilmesinin sağlanması amacıyla sendikalar, işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili yasaların hazırlanması ve yaptırımlar uygulanması konusunda çeşitli etkinliklerde bulunmuşlardır. Daha on sekizinci yüzyılda Avrupa'da gelişmeye başlayan sosyal güvenlik ilkeleri on dokuzuncu yüzyılda yaygınlaşmış, çeşitli sigorta kurumları kurulmuş ve iş kazaları ile meslek hastalıkları sigortası uygulanmaya başlanmıştır. Dünyadaki meslek hastalıkları ve iş kazalarının önlenmesine yönelik çalışmalarda sendikaların katkıları yanında, 1919 yılında faaliyetine başlayan Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) "Milletler Cemiyeti"ne bağlı olarak bu konuda önemli çalışmalar yapmış ve 1946 yılında ise Birleşmiş Milletler ile imzaladığı anlaşma sonucu bir uzmanlık kuruluşu durumuna gelmiştir. Uluslar arası Çalışma Örgütü (ILO) ile Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve bu kuruluşlarla işbirliği yapan bir çok kuruluş, işçi sağlığı ve iş güvenliği yönünden önemli çalışmalar gerçekleştirmiştir. Ülkemizin de üyesi bulunduğu 10

20 Uluslararası Çalışma Örgütü'nün kimyasal maddeler için saptadığı "işyerlerindeki maruz kalma değerleri" ve işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili alınan kararlar ve oluşturulan "uluslararası sözleşmeler" bu konudaki sorunların çözümüne katkılar sağlamıştır. Sanayi devrimi sonrasında yaşanan bilimsel teknolojik gelişmelere benzer nitelikte gelişmeler çağımızda da yaşanmış ve bu gelişmeler sonucunda toplum ve çalışma yaşamında önemli değişimler ve dönüşümler ortaya çıkmıştır. İçinde yaşadığımız yüzyılda devrim niteliği kazanan teknik gelişmeler sonucunda üretim süreci de etkilenmiştir. Bilimsel teknolojik devrim olarak nitelenen bu gelişmeler sonucunda bilim bizzat üretim gücü haline dönüşmüştür. Bunun görünür ilk etkisi, üretim sürecinde iş makinalarının giderek daha çok oranda çalışan insanın işlevlerini yerine getirmesi olmuştur. Artık bu aşamadan sonra insanın üretim düzeni içinde monoton, yaratıcılığa yer vermeyen işlevi makinalar tarafından yerine getirilmeye başlanmıştır. Otomasyonun gelişimi, robotların giderek yoğun bir biçimde üretimde kullanılması, bilgisayarların karar verme ve kontrol etme işlevlerini yerine getirmeye başlaması bu gelişmelerin somut belirtileri olmuştur. Sanayi devrimi ile başlayan gelişmelerin çalışma yaşamına, işçi sağlığı ve iş güvenliğine olumsuz etkilerinin tersine; bilimsel teknolojik devrimle sağlanan gelişmeler, çalışma koşullarının iyileştirilmesine, iş kazalarının ve meslek hastalıklarının önlenmesine çok büyük olanaklar sağlamıştır. Bilimsel teknolojik devrim sonucu üretim sürecinde otomasyonun ağırlık kazanması iş kazaları ve meslek hastalıklarının azaltılmasına yardımcı olmuştur. İnsan sağlığına uygun olmayan çalışma ortamlarında giderek daha çok robotlar kullanılmaya başlanmıştır. Günümüzde sağlanan bilimsel teknolojik gelişmeler iş kazaları ve meslek hastalıklarının nedenlerini ortadan kaldırma olanakları yaratmıştır. Özellikle Uluslararası Çalışma Örgütü ve Dünya Sağlık Örgütü'nün de katkılarıyla olumsuz çalışma ve sağlık koşullarının düzeltilmesi amacıyla yasal düzenlemeler ve bilimsel çalışmalarla başlayan bu süreç gelişkin ve kapsamlı bir iş güvenli mevzuatının oluşmasına yol açmıştır. İşçi sağlığı ve iş güvenliği etkinliklerine mühendis, hekim, hukukçu, sosyal bilimci, teknik eleman ve diğer uzmanlık alanlarından bir çok bilim insanının katılması ile işçi sağlığı ve iş güvenliği konusu bir bilim dalı olarak gelişme göstermiş ve uygulama alanı bulmuştur. Gelişmiş ülkelerde zenginlik ve refahın getirdiği imkanlar bilimsel çalışmalarla desteklenmekte güvenli çalışma ortamları her sektör için yaratılmaktadır. İş güvenliği sağlamak için kullanılan ekipmanların ve metodların 11

21 birer sanayi ürünü haline geldiği ve her gün geliştiği bir zaman diliminde içinde giderek azalan insan gücü üretimini sürdürmektedir. Gelişmemiş ve bu çalışmalara ekonomik imkan aktaramayan ülkelerde çalışan kesimin durumu oldukça kötüdür. Afrika ülkeleri, ekonomisi zayıf uzak doğu ve Asya ülkeleri, ekonomisi büyük bir büyüme gösteren Çin ve Hindistan da çalışanların şartları çok ağırdır. Bu ülkelerdeki nüfus fazlalığı ve paralelinde gelen ucuz işçilik sebebi ile adeta tüm dünyanın ağır sanayi bu ülkelere kaymıştır. Bu ülkelerde çalışan işçiler çoğu zaman kendi ürettikleri basit iş güvenliği ekipmanlarını dahi kullanabilecek ekonomik güçten yoksun durumdadırlar TÜRKİYE DEKİ GELİŞMELER Giriş Dünyada olduğu gibi ülkemizde de işçi sağlığı ve iş güvenliğinin tarihsel gelişimi çalışma yaşamındaki gelişmelere bağlı olarak benzer aşamalardan geçmiştir. Meslek hastalıklarının ve iş kazalarının önemli bir sorun olarak gündeme gelmesi sanayileşmenin gelişimi ile yoğunluk kazanmıştır. Sanayileşme sonucu üretim araçlarında ve üretim yöntemlerinde sağlanan gelişmeler işçi sağlığı ve iş güvenliği sorunlarını da ortaya çıkarmıştır. Bu sorunların yoğunluğuna ve toplumsal tepkilere bağlı olarak da çözüm önerileri üretilmesi ve yaşama geçirilmesine yönelik çalışmalar işçi sağlığı ve iş güvenliği konusundaki etkinliklere ivme kazandırmıştır. Diğer ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de sanayileşmenin gelişim düzeyine bağlı olarak işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda yasal, tıbbi ve teknik çalışmalar yapılmıştır. Geçmişten bugüne gelindiğinde hala devam etmekte olan yasal düzenlemeler Avrupa Birliği süreci ile yeni bir gündem oluşturmuş ve şu anda tam da içinde bulunduğumuz geçiş sürecine gelinmiştir Osmanlı İmparatorluğu Dönemi On dokuzuncu yüzyılda Avrupa'da yaşanan sanayi devrimi ile eski üretim ilişkileri yıkılmış, üretim hızla artmış, maliyetler düşmüş ve sermaye birikimi hızlanmıştır. Üretim araçlarında ve çalışma koşullarında büyük değişimlere neden olan sanayi devrimi toplumsal ve ekonomik gelişmelere de kaynaklık etmiştir. Avrupa'da bu değişim ve gelişmeler yaşanırken Osmanlı İmparatorluğu'nda ise, siyasi ve ekonomik çözülme dönemi yaşanmaktadır. Osmanlı İmparatorluğu'nda sanayileşmenin kendisini gösterdiği dönem olarak on altıncı ve on yedinci yüzyıl esas alınmaktadır. İmparatorluğun ekonomik yönden güçlü olduğu bu dönemde küçük el sanatları, çinicilik, dokumacılık ve gemi yapımı ağırlık taşımaktadır. 12

22 On altıncı ve on yedinci yüzyılda Avrupa ülkelerinde sanayi atölye ve fabrika üretimine geçerken, bu yönde gelişme gösterirken Osmanlı İmparatorluğu'nda sanayi yapısı küçük el sanatları ve tezgahlardan öteye gidememiştir. Özellikle İngiltere'de dokuma sanayinde büyük gelişmeler olmuş, bu alanda üretim yapan fabrika sayısı 1843'e ulaşmıştır. Bu gelişmeler sonucu İmparatorlukta bir çok el tezgahı kapanmış ve Avrupa'dan kumaş satın alınmaya başlanmıştır. Avrupa'nın sadece kumaşları değil öteki giyecek ve ev eşyaları da ülkeye girmeye başlamış ve 1559 yılından sonra ise bu durum giderek daha da artış göstererek sürmüştür. Batı ülkelerinden mal alma ve hammadde satma biçimindeki alışveriş niteliği Osmanlı İmparatorluğu'nda yerli sanayinin yalnız hammadde sıkıntısı ile karşılaşmasına neden olmamış, aynı zamanda sanayinin giderek gerilemesini de doğurmuştur. Bursa'dan kadife ve ipek kumaş satın alan Avrupa ülkeleri giderek ipek ipliği almakla yetinmeye başlamıştır. Bu nedenlerle Osmanlı İmparatorluğu'nda üretim etkinlikleri daha çok iç pazara tüketim maddeleri sağlamaya yönelik olmuştur. İlk sanayi kuruluşlarının II.Mahmut döneminde savaş sanayi ile birlikte başladığı görülmüştür. Bu dönemde Sinop, İzmit ve İstanbul tersanelerinde buharlı gemi yapılmıştır. Bu sanayi kuruluşları için kömüre gereksinim giderek artmıştır. Bu dönemde işletmeye açılan Ereğli Kömür İşletmeleri Osmanlı Sanayinde önemli bir yer tutmuştur. Ülkenin ilk kömür havzası 1829 yılında işletmeye açılmıştır. On dokuzuncu yüzyılın başlarında ülke ekonomisi ve güvenliği bakımından kömürün önemi giderek artmış ve kömür üretimini artırmak için çalışmalar yapılmıştır. Zonguldak havzası ilk bulunuşundan itibaren sürekli el değiştirmiş ve kömür üretimi devlet denetimi altında olmakla beraber yerli ve yabancı özel kuruluşlar tarafından yönetilmiştir. Osmanlı İmparatorluğu'nda kömür üretimi dışında tersane, baruthane, top arabası, fişekhane, dökümhane gibi askeri amaçlı işyerleri ile dokuma fabrikalarının ağırlık taşıdığı görülmüştür. Osmanlı İmparatorluğu'nda küçük zanaat ve atölye üretimine dayanan işyerleri sanayi devrimi öncesi oldukça yaygındır. Bu işyerlerinde usta, kalfa ve çırak olarak ücretle çalışanlarla işverenler arasındaki ilişkileri ve çalışma koşullarını "lonca"ların kuralları ve gelenekler belirlemiştir. Bunun dışında ülkede iş yaşamı Mecelle tarafından düzenlenmiştir. Dinsel bir yasa olan Mecelle'de işçi işveren ilişkilerini kapsayan hükümler bulunmadığından, çalışma yaşamındaki bu boşluğu doldurmak ve işçi işveren ilişkilerini yeni gelişmelere uygun olarak düzenlemek amacıyla değişik tarihlerde çeşitli yasal düzenlemeler yapılmıştır. 13

23 Bu dönemde işçilere çeşitli kaynaklardan değişik yollarla sosyal yardımlar yapılmış, ancak yardımlar yasal zorunluluktan değil vakıf ve esnaf kuruluşları aracılığıyla yapılan yardımlar olduğundan süreklilik kazanamamıştır. Tanzimat'tan sonra bazı girişimler sonucu işçi yararına düzenlemeler yapılmıştır. Bunlar özellikle Ereğli Kömür İşletmeleri'nin Deniz Bakanlığı'na geçmesi ile kömür ocaklarında çalışan işçilerin çalışma koşullarını düzenleyen yasalar olmuştur. Osmanlı İmparatorluğu'nda işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili mücadele 1820'lerde kurulan ilk işletmelerde çalışan işçilerin yaşama ve çalışma koşullarının düzeltilmesi amacıyla başlamış, ancak, 1850 yılında çıkarılan Polis Nizamnamesi ile bu tür etkinlikler engellenmiştir. İşçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda ilk çalışmaların başladığı 1850 yıllarında Osmanlı İmparatorluğu'nda, askeri amaçlı üretimlerin yanı sıra, daha çok el tezgahları olarak gelişmeye başlayan sanayileşme, daha sonraları kömür ocakları ve madenler, demir yolu yapımı, tütün işletmelerinin katılımı ile sürmüştür. Bu dönemde çalışma koşulları oldukça ağır olup, çalışma süresi günde 16 saate kadar çıkmaktadır. Ayrıca, ağır işlerde kadın ve çocukların çalıştırılması da yaygınlaşmıştır. Bu yıllarda işçiler tezgah başında uyuyup tezgah başında yemek yemek zorunda kalmışlardır. Ereğli Havzası'ndaki kömür ocaklarında çalışan işçiler kısa sürede meslek hastalıklarına yakalanmışlar ve giderek artan iş kazalarında yaşamlarını yitirmişlerdir. Fransızlar tarafından işletilen kömür ocaklarında 16 saat çalışan çevre köylerden gelen işçiler, penceresiz ve sağlıksız barakalarda yatmışlardır. Beslenmeleri de son derece yetersiz olan işçiler, kömür ocaklarındaki sağlıksız koşullar nedeniyle kısa sürede kömür tozlarının yol açtığı pnomokonyoz hastalığına yakalanmışlardır. Kömür ocaklarındaki çalışma koşullarının ağırlığı ve çok sayıda işçinin akciğer hastalıklarına yakalanması üretimde düşmelere neden olmuştur. Üretimi artırmak amacıyla 1865 yılında Madeni Hümayun Nazırı Dilaver Paşa tarafından bir tüzük hazırlanmıştır. Ancak padişah tarafından onaylanmadığı için bir tüzük niteliği kazanamamış olan Dilaver Paşa Nizamnamesi, çalışma koşullarına ilişkin olarak getirdiği düzenlemeler yanında, madende bir hekim bulundurulmasını da hükme bağlamıştır. Kömür madenlerinde çok sık görülen iş kazalarına ilişkin olarak ise bir hüküm getirilmemiştir. 100 maddeden oluşan Dilaver Paşa Nizamnamesi daha çok üretimin artırılmasına yönelik olmasına karşın, işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili ilk yasal belge olması açısından önemlidir. Tanzimat'tan sonraki ikinci önemli belge olan Maadin Nizamnamesi, genellikle iş güvenliğini ilgilendiren önemli hükümler getirmiştir. Bu tüzüğün getirdiği yenilikler ve önemli hükümler şunlardır: 14

24 * İşveren iş kazasının oluşmasını önlemek için gerekli önlemleri alarak iş güvenliğini sağlamak zorundadır. * Kazaya maruz kalanlara veya ailesine mahkeme tarafından hükmedilecek tazminat işveren tarafından ödenecektir. Kaza, işverenin kötü yönetim ve denetimi veya gereken önlemlerin yasalara uygun olarak yerine getirilmemiş olması nedeniyle meydana gelmiş ise, işveren ayrıca altın tutarında daha fazla tazminat ödeyecektir. * Havzada her işveren, diplomalı bir hekim çalıştırmak ve eczane bulundurmak zorundadır. Dilaver Paşa Nizamnamesi'ne göre daha ileri ve kapsamlı hükümler getiren Maadin Nizamnamesi de işverenler tarafından uygulanmamış ve tüzük hükümleri yaşama geçirilememiştir. Bu dönemde çıkarılan diğer tüzükler ise; Tersanei Amiriye ve Mensip İşçilerin Emeklilikleri Hakkında Tüzük, Hicaz Demir Yolu Memur ve Hizmetlerine Hastalık Kaza Hallerinde Yardım Tüzüğü, Askeri Fabrikalar Tüzüğü olarak sıralanabilir. Bu tüzükler daha çok sosyal yardım amaçlı hükümler içermişlerdir yılında kurulmasına izin verilen sendikaların, işçi sağlığı ve iş güvenliği sorunlarını gündeme getirmelerine karşın somut olarak hiçbir ilerleme sağlanamamış ve ağır çalışma koşulları düzeltilememiştir. Bu dönemde Osmanlı İmparatorluğu'nda sanayinin oldukça geri kalmış olması, işçi sağlığı ve iş güvenliğine yönelik çalışmalarında gelişmesini engellemiş ve yetersiz düzeyde kalmasına neden olmuştur ve 1915 yıllarını kapsayan sanayi sayımına göre, işyerlerinin gıda, toprak, deri, ağaç, dokuma, kırtasiye, kimya, madeni imalat gibi iş kollarında yoğunlaştığı görülmektedir. Sayımı yapılan 264 işyerinden 249 (%93.9) işyerinin çevirici güç kullandığı saptanmıştır. Çevirici güçleri hakkında bilgi alınan 245 işyerinin kullandığı çevirici güç toplamı ise beygir gücünde olup, ortalama her işletmeye 95 beygir gücü düşmektedir. Bu güçteki işletmelerin ise, küçük sanayi olmaktan bile uzak oldukları söylenebilir. Çevirici güçlerde ise, birinci sırada % 40.6 ile buhar makinaları, ikinci sırada % 35 ile içten yanmalı motorlar, daha sonra ise % 21.4 ile elektrik motorları yer almaktadır. Elektrik iş yerlerinde en az kullanılan enerji kaynağıdır. Sanayinin bu niteliği ile Osmanlı İmparatorluğu'nda teknolojinin Avrupa'dan çok geride olduğu anlaşılmaktadır. Bu koşullar Osmanlı İmparatorluğu'nda işçi sağlığı ve iş güvenliği yönünden kapsamlı çalışmalar yapılmasına engellemiş ve olumlu gelişmeler sağlanamamış, iz bırakacak belgeler ortaya konulamamıştır. 15

25 Birinci Büyük Millet Meclisi Dönemi Bu dönemde çalışma yaşamı ile ilgili ilk önlem 1921 yılında alınmıştır. Bu yıllarda, Bağımsızlık Savaşımızda kullanılan tek enerji kaynağı kömür olduğundan, kömür üretiminin kesintisiz sürdürülebilmesi büyük önem kazanmıştır. Bu sürekliliğin sağlanması amacıyla büyük bir işçi kitlesinin ağır çalışma koşulları içinde bulunduğu Zonguldak ve Ereğli Kömür İşletmelerinde konunun üzerinde önemle durulmuştur. Zamanın İktisat Vekili Mahmut Celal Bey meclis kürsüsünde bu işçilerin çalışma koşullarını bütün yönleri ile ortaya koyarak işçilerin sağlık, sosyal ve ekonomik durumlarının düzeltilmesine yönelik bazı yasaların çıkarılmasına öncülük etmiştir. Bu gelişmeler sonucu bu dönemde arka arkaya iki yasa çıkarılmıştır. Bunlardan ilki, Zonguldak ve Ereğli Havzası Fahmiyesinde Mevcut Kömür Tozlarının Amale Menafii Umumiyesine Füruhtuna dair 28 Nisan 1921 tarih ve 114 sayılı yasadır. Bu yasayla, kömürden arta kalan kömür tozlarının satılması ile elde edilecek gelirin işçilerin gereksinimleri için ayrılması sağlanmıştır. Bu dönemde çıkarılan ikinci yasa, Ereğli Havzai Fahmiyesi Maden Amelesinin Hukukuna Müteallik 10 Eylül 1921 tarih ve 151 sayılı yasadır. Bu yasa ile kömür işçilerinin çalışma koşullarının düzeltilmesine yönelik hükümler getirilmiştir. Ayrıca bu yasa ile İhtiyat ve Teavün Sandığı adıyla yardımlaşma sandıkları kurulmasını ve bunların Amele Birliği içinde birleştirilmesi öngörülmüştür. Yine bu yasa ile hastalık ve iş kazaları durumlarında gerekli yardımların yapılması sağlanmıştır. 151 sayılı yasa ile sigortalılığın iki ana ilkesi kabul edilmiş, sermayesi işveren ve işçiden alınan aylık paralar ile yardım sandığı oluşturulmuştur. Bu hükümler yıllarca sonra çıkarılan 506 sayılı SSK yasası içinde varlığını sürdürmüştür. 151 sayılı yasa ile işçi sağlığı ve iş güvenliği yönünden getirilen yeni düzenlemeler şöyle özetlenebilir. * İşveren havzada çalışan işçinin yatıp kalkması, yiyip içmesi ve temizliğini yapabileceği biçimde konut sağlayacaktır. * İşveren çalıştırdığı işçi sayısını ve ödediği ücreti gösteren defter tutacaktır. * İşveren işçilerin kurduğu yardım sandığına işçinin ücretinin % 1'inden az olmamak kaydıyla yardımda bulunacaktır. 16

26 * İşveren hastalanan ve kaza geçiren işçileri tedavi ettirecektir. Bu amaçla işyerinde hekim çalıştıracak, hastane ve eczane açacaktır. * Kazada yaralanan ile ölenlerin yetimlerine mahkeme kararı ile tazminat ödenecektir. Eğer kaza işverenin yönetim veya denetim hatası ile oluşmuş ise ayrıca TL fazla tazminat ödenecektir. * Çalışma süresi günde sekiz saattir. Fazla çalışma iki tarafın oluruna bağlı olup, iki kat ücret ödenecektir. * İşveren yeni işçilerin eğitiminden sorumlu olacaktır. * Amele Birliği, İhtiyat ve Teavün Sandıkları bu yasa gereğince kurulacaktır. 151 sayılı yasa uyarınca 1923 yılında çıkarılan bir yönetmelik ile söz konusu sandıkların ve bunları bir araya getiren Amele Birliğinin çalışmaları düzenlenmiştir. Bu yönetmelikle sandıkların kuruluş ve görevleri tanımlanmıştır. Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi döneminde 4 Mart 1923 tarihinde İzmir'de toplanan I. İktisat Kongresi'nde işçi delegeler 30 maddelik bir öneri listesi sunmuştur. Bu öneriler daha sonraları gerçekleşen bir kısım yasaların çekirdeklerini oluşturmuştur Cumhuriyet Dönemi Cumhuriyetin ilk yıllarında hafif sanayi denilen gıda, dokuma, dericilik gibi alanlarda yoğunlaşmış bir sanayi bulunmaktadır. Bu sanayi yapısında küçük işletmeler büyük çoğunluğu oluşturmaktadır. Cumhuriyetin ilk yıllarından başlayarak ülke sanayinin geliştirilmesine yönelik bir çok yatırım gerçekleştirilmiştir. Özellikle 1963 yılından itibaren beş yıllık kalkınma planları yürürlüğe konarak uzun dönemli hedef ve stratejiler belirlenmiştir. Bu dönemde sanayinin gayri safi milli hasıladaki payı giderek artmış; birinci beş yıllık planda % 17.5, ikincide % 20.5 ve üçünde ise % 22.5 olmuştur. Cumhuriyetin ilk yıllarından başlayarak kamu yatırımları ile gelişkin sanayileşme sürecine giren ülkemizde son yıllarda kamu yatırımları azalmış, özelleştirme politikaları yürürlüğe konmuş ve özel sektör yatırımları ağırlık kazanmıştır. Sanayileşmede sağlanan gelişmelerin yarattığı sorunların giderilmesi amacıyla Cumhuriyet döneminde işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili pek çok yasa, tüzük, yönetmelik çıkarılmıştır. Cumhuriyetin ilanından sonra ilk yasal düzenleme 2 Ocak 1924 tarih ve 394 sayılı Hafta Tatili Yasası olmuştur. Bu yasa Cumhuriyet döneminde işçi sağlığı ve iş güvenliği konusundaki ilk olumlu düzenlemelerden birisidir yılında yürürlüğe giren Borçlar Yasası'nın 332.nci 17

27 maddesi işverenin iş kazaları ve meslek hastalıklarından doğan hukuki sorumluluğunu getirmiştir. Hizmet akdi ve işin düzenlenmesi ile ilgili yeni hükümler getiren bu yasa sosyal güvenlikle ilgili herhangi bir zorunluluk getirmemekle birlikle iş kazası ve hastalık hallerinde işçi yararına bazı hükümler içermektedir. Ülkemizde iş yasanın bulunmaması nedeniyle işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili hükümler taşıyan Umumi Hıfzısıhha Yasası ve Belediyeler Yasası 1930 yılında yürürlüğe konulmuştur sayılı Belediyeler Yasası'na göre işyerlerinin işçi sağlığı ve iş güvenliği yönünden bazı açılardan denetlenmesi görevi belediyelere verilmiştir. Bu yasanın 15.nci maddesinin 38. ve 76.ncı fıkraları ile belediyeler genel olarak endüstriyel kuruluş ve fabrikaların elektrik tesisatının, makine ve motor düzenlerinin, kazan, ocak ve bacaların gerek ilk önce gerekse sonradan sürekli olarak teknik muayenelerini yapmak; çevre toplumunun sağlık, huzur ve malları üzerine zararlı etkisi olup olmadığını incelemek, zararlarını önlemek, işyerlerinin ve işçi kamplarının sağlık denetimlerini yapmaktan sorumlu tutulmuşlardır. Yine 1930 yılında yürürlüğe giren 1593 sayılı Umumi Hıfzısıhha Yasası'nın 7.nci kısmı işçi sağlığı ve iş güvenliği yönünden bugün bile çok önemli olan hükümler getirmiştir. İşyerlerine sağlık hizmetinin götürülmesi görüşü bu yasa ile başlamıştır. Yasanın maddeleri ile endüstriyel kuruluşlarda, çocuk ve kadınların çalıştırılma koşulları, işçiler için gece hizmetleri, gebe kadınların doğumdan önce ve sonra çalıştırılma koşulları, işyerlerindeki işçi yasağı konuları hükme bağlanmıştır. Yasanın 179.ncu maddesi işçilerin işyerinde çalıştırıldıkları sürece sağlık ve güvenliklerinin korunması amacıyla tüzükler çıkarılmasını öngörmüştür. 180.nci maddesi ise işyerlerine sağlık hizmeti götürecek iş yeri hekiminin çalıştırılmasına ve diğer revir, hastane gibi kuruluşlara ilişkin düzenlemeleri içermektedir. Daha sonra 1936 yılında yürürlüğe giren ve çalışma yaşamının birçok sorunlarını kapsayan 3008 sayılı İş Yasası ile ülkemizde ilk kez işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda ayrıntılı ve sistemli bir düzenlemeye gidilmiştir sayılı İş Yasası 8 Haziran 1936 tarihinde kabul edilmiş, 16 Haziran 1937 tarihinde yürürlüğe girmiş ve 1967 yılına kadar uygulamada kalmıştır. Bu yasa ile sosyal güvenlik açısından yeni bir anlayış getirilmiştir. Bu yasa hükümlerine göre 1 yıl içinde çıkarılması öngörülen sosyal sigortalar sisteminin kurulmaya başlanması ancak, 1945 yılında olmuştur. 2.nci Dünya Savaşı, bütün ülkelerin olduğu gibi ülkemizin de ekonomisini sarsmış, savaş öncesine kıyasla büyük kitlelerin yaşam düzeylerinde gerilemeler olmuştur. Bu nedenle bir güvenlik sistemine her zamandan daha fazla gereksinim duyulmaya başlanmıştır. Savaş sonrasının sosyal politika anlayışları ülkemize de yansımış, iş kazaları meslek hastalıkları ve analık sigortaları kurulmuştur. 18

28 28 Ocak 1946 tarih ve 4841 sayılı Çalışma Bakanlığı kuruluş yasasının birinci maddesi ile Bakanlığın görevleri arasında sosyal güvenlikte yer almıştır. Mevzuatımıza sosyal güvenlik ilk kez bu yasa ile girmiştir. İşçi sağlığı ve iş güvenliğine yönelik çalışmaların tek elden yürütülmesi amacıyla Çalışma Bakanlığının kurulması sonrasında bu görev İşçi Sağlığı Genel Müdürlüğü'ne verilmiştir. Bunun sonucunda 81 sayılı Uluslararası Çalışma Sözleşmesinin 9.uncu maddesinin onanmasına dair 5690 sayılı Yasa 13 Aralık 1950 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu yasa gereği olarak işyerlerinin işçi sağlığı ve iş güvenliği yönünden denetimini yapmak, çalışma yaşamını düzene koymak, yol gösterici uyarılarda bulunmak üzere hekim, kimyager ve mühendis gibi teknik elemanların görevlendirilmesi ile ilgili 174 sayılı Yasa çıkarılmıştır. Bu yasanın onayından sonra ilk kez 12 Ocak 1963 tarihinde İstanbul ve sonrasında Ankara, Zonguldak, İzmir illerinde İş Güvenliği Müfettişleri Grup Başkanlıkları kurulmuştur. Daha sonra Bursa, Adana, Erzurum gibi illerde de kurulan ve sayıları artırılan Grup Başkanlıkları ile işyerlerinin işçi sağlığı ve iş güvenliği yönünden denetimi çalışmaları yoğunlaştırılmıştır Güncel Gelişmeler Günün gereksinimlerine yanıt veremez duruma gelen 3008 sayılı İş Yasanın yerine 1967 yılında 931 sayılı İş Yasası çıkarılmıştır. 931 sayılı İş Yasanın Anayasa Mahkemesi tarafından usul yönünden bozulması üzerine hemen hiçbir değişiklik yapılmadan 1971 yılında 1475 sayılı İş Yasası yürürlüğe konulmuştur. İşçi sağlığı ve iş güvenliği yönünden 1475 sayılı İş Yasası ve ona uygun olarak çıkarılan tüzük ve yönetmeliklerle çağdaş ve geniş anlamda ayrıntılı düzenlemeler getirilmiştir sayılı İş Yasası 10 bölümden ve 112 maddeden oluşmaktadır. Bu bölümler sırası ile genel hükümler, hizmet akdi, ücret, işin düzenlenmesi, işçi sağlığı ve iş güvenliği, iş ve işçi bulma, iş yaşamının denetimi ve teftişi, sosyal sigortalar, ceza hükümleri ve son hükümler olarak düzenlenmiştir. Yasanın sağlık ve güvenlikle doğrudan ilgili hükümleri 5. Bölümdeki 73'den 82'ye kadar olan maddelerinde yer almaktadır sayılı İş Yasasının işçi sağlığı ve iş güvenliği yönünden çağdaş yaklaşım getiren 73.ncu Maddesi ile işveren işçinin sağlık ve güvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlü kılınmıştır. İşçilerinde bu yoldaki usullere ve şartlara uymak zorunda oldukları belirtilmiştir. 19

29 1475 sayılı İş Yasasının 74.ncu maddesi sağlık ve güvenlik ile ilgili tüzüklerin hazırlanmasını öngörmüştür. Yasanın bu maddesine göre çıkarılan tüzüklerin başlıcaları şunlardır: * İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü * Parlayıcı, Patlayıcı, Tehlikeli ve Zararlı Maddelerle Çalışılan İşlerde ve İşyerlerinde Alınacak Güvenlik Tedbirleri Hakkında Tüzük * Yapı İşlerinde Alınacak İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tedbirleri Tüzüğü * Maden ve Taş Ocakları İşletmelerinde ve Tünel Yapımında Alınacak İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Önlemlerine İlişkin Tüzük Yukarıdaki 4 tüzük bugün itibarı ile, 1475 sayılı iş yasası nın yerinde yürürlükte bulunan 4857 sayılı İş Yasası ve bu yönetmeliğe bağlı bulunan yönetmelikler yürürlükte olmasına rağmen yürürlükten kaldırılmamıştır ve yükümlülükleri hala günceldir sayılı İş Yasasının bazı maddelerinde 29 Temmuz 1983 tarih ve 2869 sayılı yasa ile değişiklikler yapılmıştır sayılı İş Yasası ve bu yasa hükümlerine göre çıkarılmış olan tüzük ve yönetmelikler ile işçi sağlığı ve iş güvenliği açısından kapsamlı ve geniş bir mevzuat oluşturulmuştur. Yasanın uygulanmasının denetimi eksik kaldığından mevzuatın gerektirdiği işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemleri yaşama geçirilememiştir Sayılı İş Yasası 2003 yılında yürürlüğe giren 4857 sayılı İş Yasası içinde bulunduğumuz tüm çalışma hayatını düzenleyen en modern kanundur. Çalışma hayatı,çalışan hakları ile birlikte iş güvenliği düzenlemeleri 1475 sayılı kanundan daha düzenli ve günümüz gerekliliklerine daha çok cevap verecek nitelikte büyük ölçüde Avrupa Birliği standartlarında hazırlanmıştır. Yasanın doğrudan iş güvenliği ile ilgili düzenlemeleri yasanın 78, 79, 80. maddeleridir. Yasa ile birlikte doğrudan iş güvenliği ile ilgili ancak açıklayıcı ve net olan 32 adet iş güvenliği yönetmeliği yürürlüğe girmiştir. Yönetmeliklerin her biri için içeriğine göre ayrı ayır yayın ve yürürlülük tarihi verilmiştir yılı başlaması ile birlikte geçiş süreci tamamlanmış ve yönetmeliklerin tamamı yürürlüğe girmiştir. 20

30 Yürürlüğe giren yasa ve yönetmeliklerle ile birlikte daha önce çıkarılmış olan yasalardan farklı olarak bütün iş güvenliği çalışmalarının önleyici yaklaşım felsefesi üzerine kurulduğu görülmektedir. Yeni yasa ile gelen önemli yeniliklerden biri de yayınlanan bir tebliğ ile iş yerlerinin risk gruplarına ayrılmasıdır. Bu tebliğe paralel olarak çıkan İş Yerlerinde Görevli Mühendis ve Teknik Personel Yönetmeliğine göre, teknik elemanların ülkemizde ilk defa iş güvenliği alanında eğitim alarak tecrübe ve yeterliliklerine göre sınıflandırılmaları ve iş yerlerinin de yasa ile tanımlanan risk derecelerine göre eğitim alarak sertifikalandırılmış bu kişileri (İş Güvenliği Uzmanı) çalıştırması zorunlu kılınmıştır. Yeni düzenlemeler ile birlikte birçok işyerinin iş güvenliği hassasiyeti artmış, Çalışma Bakanlığı nın da denetim ve kontrol mekanizmalarını arttırması ile birlikte de iş güvenliği, iş güvenliği uzmanlığı, gibi kavramlar sıkça telaffuz edilir hale gelmiştir. Ancak çok önemli ve gerekli olan bu yönetmeliğin yürürlülüğe girme tarihi olan Ekim 2006 da yanlış planlama ve yetersiz alt yapı sebebi ile Danıştay tarafından yürütmeyi durdurma ve iptal kararı çıkmıştır. İş güvenliği kurulları ile ilgili yönetmelikte, iş güvenliği kurul kararlarının çalışan ve işveren açısından, öneri niteliğinden çıkıp yasal zorunluluk haline gelmesi, yönetmelikle desteklenmese de iş yerlerinde risk analizlerinin zorunlu hale getirilmesi, çeşitli yönetmeliklerle desteklenerek iş yerlerinde sağlık ve güvenlik açısından çeşitli test ve ölçümlerin yaptırılması, özellikle iş güvenliği ile ilgili eğitimlerin zorunlu hale getirilmesi, iş yeri hekimi yanı sıra sağlık personeli bulundurma zorunluluğu, gibi bir çok yenilik yeni iş kanunu ve yönetmeliklerinin getirdiği en önemli reformlar olarak görülebilir. Özellikle 2006 yılından itibaren Çalışma Bakanlığında yapılan çeşitli AB Projeleri, çeşitli sendika, dernek, meslek kuruluşu gibi kurumların yaptığı AB projeleri ile bakanlığın devlet ile göstermiş olduğu hassasiyet ve kontrol mekanizmasının artası son bir kaç yıldır tüm sektörlerde iş güvenliği ile ilgili büyük ilerleme sağlamıştır TÜRKİYE DE İŞ GÜVENLİĞİ MEVZUATI Anayasa Devletin iş güvenliği sağlama ödevinin kaynağı anayasadır. Bir çok ülke anayasasında devletin ve işverenlerin iş sağlığı ve güvenliğini sağlama ödevi açık 21

31 şekilde düzenlendiği halde 1982 tarihli Türk anayasasında bu nitelikte bir hüküm öngörülmemiştir. Anayasada her ne kadar işçilerin iş güvenliği hakkına sahip bulunduğu açıkça ve ayrıca belirtilmiyorsa da bu hakkı dolaylı ya da dolaysız biçimde korumayı amaçlayan birçok ilke ve kural yer almaktadır. Devletin işyerlerinde sağlık ve güvenlik koşullarını sağlama ödevi sosyal devlet kavramının niteliğinden kaynaklanır ve işçilerin çalıştıkları işyerlerinin sağlık ve güvenlik yönünden koşullarına uygun hale getirilmesini isteyebilme hakları bir sosyal hak olarak kabul edilmektedir. Anayasanın 17.maddesinde herkesin yaşama hakkı güvence altına alınmıştır. Ayrıca 56.maddesinin 1. ve 3. fıkralarında herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip bulunduğu, devletin herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak zorunda olduğu belirtilmiştir. Öte yandan Anayasanın 50.maddesine göre kimse yaşına, cinsiyetine ve gücüne uymayan işlerde çalıştırılamaz. Küçükler ve kadınlar ile bedeni ve ruhi yetersizliği olanlar çalışma şartları bakımından özel olarak korunurlar. Bu madde her ne kadar tüm çalışanların iş güvenliği haklarını güvence altına alan genel bir madde sayılmazsa da, kadınları, çocuk işçileri ve iş gücünün güçsüz kesimini sağlık ve güvenlik açısından koruyan bir madde olarak kabul etmek gerekir. Yine anayasanın 50. maddesinde yer alan dinlenme hakkı da işçi sağlığını dolaylı bir şekilde koruyan bir hüküm niteliği taşır. Anayasada iş güvenliği ile ilgili bulunan en dolaysız ibare 60. madde içinde yer almıştır. Bu maddeye göre herkes sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar. Görüldüğü gibi anayasamızın değişik ilke ve kuralları devlete iş sağlığı ve güvenliği sağlama ödevini yüklemiştir. Anayasadan doğan bu yükümlülük 3 yolla yerine getirilebilir. Devletin bu konudaki temel ödevlerini mevzuat hazırlama, resmi örgütü kurma ve denetim ve yaptırım uygulama olarak özetlemek mümkündür. Başka bir deyişle anayasadan doğan ödevini yerine getirebilmek için devlet her şeyden önce iş güvenliğine ilişkin yasaları ve diğer hukuki düzenlemeleri (tüzük, yönetmelik) yürürlülüğe koyacak, güçlü bir iş güvenliği kurumu oluşturacak, öngörülen mevzuatın uygulanıp uygulanmadığını denetleyecek, gerekli olan durumlarda ise hukuki, idari ve cezai yaptırımlara başvurarak işyerlerinde iş güvenliği koşullarının yerine getirilmesini sağlayacaktır. 22

32 İş Kanunu Ülkemizde oldukça geniş kapsamlı sayılabilecek ancak bağımsız olmayan bir iş sağlığı ve güvenliği mevzuatı yürürlüktedir. İş güvenliği mevzuatı 4857 sayılı iş kanunu içinde kendine yer bulmuş ve yasaya bağlı tüzük ve yönetmeliklerle donatılmıştır. İş kanunu dışında Borçlar kanununda, Sosyal Sigortalar Kanununda, Umumi Hıfzısıhha Kanununda ve Belediye Kanununda iş güvenliğini düzenleyen hükümler öngörülmüştür. Bu kanunların dışında ülkemiz tarafından onaylanmış ve kabul edilen Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) sözleşmeleri kanun gücünde düzenlemeler getirmektedir sayılı iş kanunundan sonra (2003 yılından sonra) iş sağlığı ve güvenliği alanında geniş kapsamlı bir mevzuat çalışması başlatılmıştır. Bu bağlamda 1475 sayılı eski iş kanunu döneminde çıkarılmış birçok tüzüğün yerini, gelişmeler karşısında daha hızlı değiştirilebilme imkanı taşıyan yönetmelikler almıştır. Bu yönetmelikler 2003 yılından itibaren hazırlanmaya başlamış ve bir geçiş süresi öngörülmüştür yılı sonu itibarı ile iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili tüm yönetmelikler yürürlüğe girmiş, İş Sağlığı Ve Güvenliği Yönetmeliği, İşyeri Sağlık Birimleri ve İşyeri Hekimlerinin Görevleri İle Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin ve 26. maddeleri ve İş Güvenliği ile Görevli Mühendis veya Teknik Elemanların Görevleri ile Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik Danıştay tarafından yürütmeyi durdurma ve iptal kararı ile yürürlüğe girememiştir yılından itibaren yayınlanmaya başlayan modern yönetmelikler, birçok sektörle birlikte inşaat sektöründe de iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili çalışmalarına hız katmış ve tüm kademelerde işveren, yönetici, çalışan ve işçi seviyelerinde değişik bir bakış açısı getirmiştir İş Güvenliği Mevzuatı Kanunlar 1. İş Kanunu (4857) 2. Çalışma Ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının Teşkilat Ve Görevleri Hakkında Kanun (3146) 3. Umumi Hıfsızsıhha Kanunu (İlgili Maddeleri) (1593) 4. Sosyal Sigortalar Kanunu (İlgili Maddeleri) (506) 5. Borçlar Kanunu (İlgili Maddeleri) (818) 23

33 6. İşyeri Açma Ve Çalışma Ruhsatlarına Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulüne Dair Kanun (3572) 7. Meslek Eğitimi Kanunu (3308) Yönetmelikler (4857 Sayılı İş Kanunu) 3 1. Özürlü, Eski Hükümlü ve Terör Mağduru İstihdamı Hakkında Yönetmelik 2. Özürlü ve Eski Hükümlü Çalıştırmayan İşverenlerden Ceza Olarak Kesilen Paraları Kullanmaya Yetkili Komisyonun Kuruluşu İle Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik 3. Ücret Garanti Fonu Yönetmeliği 4. İşçi Ücretlerinden Ceza Olarak Kesilen Paraları Kullanmaya Yetkili Kurulun Teşekkülü ve Çalışma Esasları Hakkında Yönetmelik 5. Asgari Ücret Yönetmeliği 6. İş Kanununa İlişkin Fazla Çalışma ve Fazla Sürelerle Çalışma Yönetmeliği 7. Yüzdelerden Toplanan Paraların İşçilere Dağıtılması Hakkında Yönetmelik 8. Yıllık Ücretli İzin Yönetmeliği 9. İş Kanununa İlişkin Çalışma Süreleri Yönetmeliği 10. Sağlık Kuralları Bakımından Günde Ancak Yedibuçuk Saat veya Daha Az Çalışılması Gereken İşler Hakkında Yönetmelik 11. Kısa Çalışma ve Kısa Çalışma Ödeneğine İlişkin Yönetmelik 12. Hazırlama, Tamamlama ve Temizleme İşleri Yönetmeliği 13. Çocuk ve Genç İşçilerin Çalıştırılma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik 14. Kadın İşçilerin Gece Postalarında Çalıştırılma Koşulları Hakkında Yönetmelik 15. Haftalık İş Günlerine Bölünemeyen Çalışma Süreleri Yönetmeliği 16. Postalar Halinde İşçi Çalıştırılarak Yürütülen İşlerde Çalışmalara İlişkin Özel Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik 17. Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik 24

34 18. İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği * 19. Güvenlik ve Sağlık İşaretleri Yönetmeliği 20. Ekranlı Araçlarla Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmelik 21. Gürültü Yönetmeliği 22. Titreşim Yönetmeliği 23. Yapı İşlerinde Sağlık ve Güvenlik Yönetmeliği 24. Kimyasal Maddelerle Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmelik 25. Patlayıcı Ortamların Tehlikelerinden Çalışanların Korunması Hakkında Yönetmelik 26. Kanserojen ve Mutajen Maddelerle Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmelik 27. Asbestle Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmelik 28. İşyeri Bina ve Eklentilerinde Alınacak Sağlık ve Güvenlik Önlemlerine İlişkin Yönetmelik 29. İş Ekipmanlarının Kullanımında Sağlık ve Güvenlik Şartları Yönetmeliği 30. Elle Taşıma İşleri Yönetmeliği 31. Kişisel Koruyucu Donanımların İşyerlerinde Kullanılması Hakkında Yönetmelik 32. Yeraltı ve Yerüstü Maden İşletmelerinde Sağlık ve Güvenlik Şartları Yönetmeliği 33. Sondajla Maden Çıkarılan İşletmelerde Sağlık ve Güvenlik Şartları Yönetmeliği 34. Geçici veya Belirli Süreli İşlerde İş Sağlığı ve Güvenliği Hakkında Yönetmelik 35. Biyolojik Etkenlere Maruziyet Risklerinin Önlenmesi Hakkında Yönetmelik 36. Balıkçı Gemilerinde Yapılan Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmelik 37. İşyeri Kurma İzni ve İşletme Belgesi Alınması Hakkında Yönetmelik 38. İşyerlerinde İşin Durdurulmasına veya İşyerlerinin Kapatılmasına Dair Yönetmelik 25

35 39. İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulları Hakkında Yönetmelik 40. İşyeri Sağlık Birimleri ve İşyeri Hekimlerinin Görevleri İle Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik 41. İş Güvenliği İle Görevli Mühendis veya Teknik Elemanların Görev, Yetki ve Sorumlulukları İle Çalışma Usul ve Esasları Hakkında* 42. Ağır ve Tehlikeli İşler Yönetmeliği 43. Gebe veya Emziren Kadınların Çalıştırılma Şartlarıyla Emzirme Odaları ve Çocuk Bakım Yurtlarına Dair Yönetmelik 44. Askeri İşyerleriyle Yurt Güvenliği İçin Gerekli Maddeler Üretilen İşyerlerinin Denetim ve Teftişi Hakkında Yönetmelik 45. Konut Kapıcıları Yönetmeliği 46. Sanayi, Ticaret, Tarım ve Orman İşlerinden Sayılan İşlere İlişkin Yönetmelik 47. Tarım ve Ormandan Sayılan İşlerde Çalışanların Çalışma Koşullarına İlişkin Yönetmelik 48. Çalışma Hayatına İlişkin Üçlü Danışma Kurulunun Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik Yukarıda koyu renk ve italik olarak işaretlenmiş yönetmelikler iş kanunu referans alan, doğrudan iş sağlığı ve güvenliği konularını içeren yönetmelikleridir. Diğer yönetmelikler çalışma hayatını düzenleyen yönetmelilerdir. * Danıştay yönetmeliğin iptaline karar vermiştir Tebliğler (4857 Sayılı İş Kanunu) 3 1. İş Sağlığı ve Güvenliğine İlişkin Risk Grupları Listesi Tebliği Tüzükler (4857 Sayılı İş Kanunu - Geçici 2. Madde) 3 1. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü 2. Parlayıcı, Patlayıcı, Tehlikeli ve Zararlı Maddelerle Çalışılan İşyerlerinde ve İşlerde Alınacak Tedbirler Hakkında Tüzük 26

36 3. Yapı İşlerinde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü 4. Maden ve Taş Ocakları İşletmelerinde ve Tünel Yapımında Alınacak İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Önlemlerine İlişkin Tüzük İlgili Diğer Mevzuat 3 a) Tüzükler 1. Radyasyon Güvenliği Tüzüğü 2. Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü b) Yönetmelikler 3 1. Kişisel Koruyucu Donanım Yönetmeliği 2. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Tarafından Yapılacak Piyasa Gözetimi ve Denetimine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik 3. Makina Koruyucuları Yönetmeliği 4. Tehlikeli Kimyasallar Yönetmeliği 5. Gayri Sıhhi Müesseseler Yönetmeliği 6. Radyasyon Güvenliği Yönetmeliği 7. Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği c) Tebliğler 3 1. Güvenlik Bilgi Formları 2. Kişisel Koruyucu Donanımların Kategorizasyon Rehberine Dair Tebliğ 3. Kişisel Koruyucu Donanımlarla İlgili Uyumlaştırılmış Ulusal Standartlara Dair Tebliğ 27

37 4. Kişisel Koruyucu Donanımlarla İlgili Onaylanmış Kuruluşların Görevlendirilmesine Dair Tebliğ Onaylanan ILO Sözleşmeleri 3 1. İşsizlik Hakkında 2 Sayılı Sözleşme 2. Tarım İşçilerinin Dernek Kurma ve Birleşme Haklarına İlişkin 11 Sayılı Sözleşme 3. Sınai Müesseselerde Hafta Tatili Yapılması Hakkında14 Sayılı Sözleşme 4. Trimci ve Ateşci Sıfatıyla Gemilerde İşe Alınacakların Asgari Yaşının Tesbitine Dair 15 Sayılı Sözleşme 5. Asgari Ücret Tesbit Usulleri İhdasına İlişkin 26 Sayılı Sözleşme 6. Cebri veya Mecburi Çalıştırmaya İlişkin 29 Sayılı Sözleşme - (Temel Sözleşme) 7. Ücretli İş Bulma Bürolarının Kapatılması Hakkında 34 Sayılı Sözleşme 8. Mesleki Hastalıkların Tazmini Hakkında 42 Sayılı Sözleşme 9. Her Nevi Maden Ocaklarında Yeraltı İşlerinde Kadınların Çalıştırılmaması Hakkında 45 Sayılı Sözleşme 10. Ticaret Gemilerinde Çalışan Kaptanlar ve Gemi Zabitlerinin Meslekî Yeterliliklerinin Asgari İcaplarına İlişkin 53 Sayılı Sözleşme 11. Gemiadamlarının Hastalanması, Yaralanması ya da Ölümü Halinde Armatörün Sorumluluğuna İlişkin 55 Sayılı Sözleşme 12. Deniz İşlerinde Çalıştırılacak Çocukların Asgari Yaş Haddinin Tesbiti Hakkında 58 Sayılı Sözleşme 13. Sanayi İşyerlerine Alınacak Çocukların Asgari Yaş Sınırını Belirleyen 59 Sayılı Sözleşme 14. Gemilerde Mürettebat İçin İaşe ve Yemek Hizmetlerine İlişkin 68 Sayılı Sözleşme 28

38 15. Gemi Aşçılarının Meslekî Ehliyet Diplomalarına İlişkin 69 Sayılı Sözleşme 16. Gemiadamlarının Sağlık Muayenesine İlişkin 73 Sayılı Sözleşme 17. Çocukların ve Gençlerin İşe Elverişlikleri Yönünden Sağlık Muayenesine Tabi Tutulmaları Hakkında 77 Sayılı Sözleşme 18. Milletlerarası Çalışma Teşkilatının 1946 Yılında Montreal de Akdettiği 29 Uncu Toplantısında Kabul Edilen Son Maddelerin Değiştirilmesi Hakkında 80 Sayılı Sözleşme 19. Sanayi ve Ticarette İş Teftişi Hakkındaki 81 Sayılı Milletlerarası Çalışma Sözleşmesi 20. Sendika Özgürlüğüne ve Örgütlenme Hakkının Korunmasına İlişkin 87 Sayılı Sözleşme-(Temel Sözleşme) 21. İş ve İşçi Bulma Servisi Kurulması Hakkında 88 Sayılı Sözleşme 22. Mürettebatın Gemide Barınmasına İlişkin 92 Sayılı Sözleşme 23. Bir Amme Tarafından Yapılan Mukavelelere Konulacak Çalışma Şartlarına Müteallik 94 Sayılı Sözleşme 24. Ücretin Korunması Hakkında 95 Sayılı Sözleşme 25. Ücretli İş Bulma Büroları Hakkında 96 Sayılı Sözleşme (1949 Tadili) 26. Teşkilatlanma ve Kollektif Müzakere Hakkı Prensiplerinin Uygulanmasına Müteallik 98 Sayılı Sözleşme-(Temel Sözleşme) 27. Tarımda Asgari Ücret Tesbiti Usulleri Hakkında 99 Sayılı Sözleşme 28. Eşit Değerde İş İçin Erkek ve Kadın İşçiler Arasında Ücret Eşitliği Hakkında 100 Sayılı Sözleşme -(Temel Sözleşme) 29. Sosyal Güvenliğin Asgari Normları Hakkında 102 Sayılı Sözleşme 30. Zorla Çalıştırmanın Kaldırılması Hakkında 105 Sayılı Sözleşme- (Temel Sözleşme) 31. Gemiadamlarının Ulusal Kimlik Kartlarına İlişkin 108 Sayılı Sözleşme 32. Ayrımcılık (İş ve Meslek) Hakkında 111 Sayılı Sözleşme-(Temel Sözleşme) 33. İşçilerin İyonizan Radyasyonlara Karşı Korunması Hakkında 115 Sayılı Sözleşme 34. Sonuç Maddelerinin Revizyonuna Dair 116 Sayılı Sözleşme 35. Vatandaşlarla Vatandaş Olmayan Kimselere Sosyal Güvenlik Konusunda Eşit Muamele Yapılması Hakkında 118 Sayılı Sözleşme 29

39 36. Makinaların Gerekli Korunma Tertibatı İle Teçhizine Dair 119 Sayılı Sözleşme 37. İstihdam Politikası Hakkında 122 Sayılı Sözleşme 38. Yeraltı Madenlerinde İşe Alınmada Asgari Yaş Hakkında 123 Sayılı Sözleşme 39. Tek İşçinin Taşıyabileceği Yükün Azami Ağırlığı Hakkında 127 Sayılı Sözleşme 40. Mürettebatın Gemide Barınmasına İlişkin (İlave Hükümler) 133 Sayılı Sözleşme 41. İş Kazalarının Önlenmesine (Gemiadamları) İlişkin 134 Sayılı Sözleşme 42. İşletmelerde İşçi Temsilcilerinin Korunması ve Onlara Sağlanacak Kolaylıklara İlişkin 135 Sayılı Sözleşme 43. İstihdama Kabulde Asgari Yaşa İlişkin 138 Sayılı Sözleşme-(Temel Sözleşme) 44. İnsan Kaynaklarının Değerlendirilmesinde Mesleki Eğitim ve Yönlendirmenin Yeri Hakkında 142 Sayılı Sözleşme 45. Uluslararası Çalışma Normları Uygulamasının Geliştirilmesinde Üçlü Danışmaya İlişkin 144 Sayılı Sözleşme 46. Gemi adamlarının Yıllık Ücretli İznine İlişkin 146 Sayılı Sözleşme 47. Kamu Hizmetinde Örgütlenme Hakkının Korunması ve İstihdam Koşullarının Belirlenmesi Yöntemlerine İlişkin 151 Sayılı Sözleşme 48. Liman İşlerinde Sağlık ve Güvenliğe İlişkin 152 Sayılı Sözleşme 49. Karayolu Taşımacılığında Çalışma Saatleri ve Dinlenme Sürelerine İlişkin 153 Sayılı Sözleşme 50. İş Sağlığı ve Güvenliği ve Çalışma Ortamına İlişkin 155 Sayılı Sözleşme 51. Hizmet İlişkisine İşveren Tarafından Son Verilmesi Hakkında 158 Sayılı Sözleşme 52. Sakatların Mesleki Rehabilitasyon ve İstihdamı Hakkında 159 Sayılı Sözleşme 53. İş Sağlığı Hizmetlerine İlişkin 161 Sayılı Sözleşme 54. Gemi adamlarının Sağlığının Korunması ve Tıbbî Bakımına İlişkin 164 Sayılı Sözleşme 55. Gemi adamlarının Ülkelerine Geri Gönderilmesine İlişkin 166 Sayılı Sözleşme 30

40 56. Kötü Şartlardaki Çocuk İşçiliğinin Yasaklanması ve Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Acil Önlemler Hakkında 182 Sayılı Sözleşme- (Temel Sözleşme) 2.4. İNŞAAT SEKTÖRÜ HAKKINDA GENEL BİLGİLER Dünyada İnşaat Sektörü İnşaat üretim süreci insanın var olması ile başlamış, ihtiyaçların çeşitlenmesi inşaat üretiminin de farklılaşmasını beraberinde getirmiştir. Günümüzde inşaat üretimi artık sadece yapının üretimi olarak algılanmamakta, çevreyle dost sosyal sorumluluk taşıyan, sosyal yaşama toplumsal yapıya doğrudan etki edebilen, ülkelerin toplumsal sosyal, ve ekonomik hedeflere ulaşmasına vasıta olabilen saydam ve üretilebilir üretim anlamına gelmektedir. Sektör sadece somut olarak yapılarını inşa etmekle kalmamakta, inşa ettiği yapılara ekonomik ve sosyal çevre üzerinde itici ve belirleyici bir güç oluşturmaktadır. Enerji santralleri, barajlar, karayolları, raylı sistemler, havaalanları, endüstriyel tesisler, sosyal ve kültrel binalar, konutlar özetle tüm yaşamsal mekanların gerçekleşmesi ve bu mekanları yaşanılır kılan tüm gereksinimlerin ilk adımı inşaatla başlamaktadır. Bu nedenle tüm paydaşları ile gelişmiş, deneyimli ve rekabetçi bir inşaat sanayinde sahip olmak yaratacağı dinamik istihdam için büyük bir şanstır. İnşaat sektörünün dünyadaki toplam büyüklüğünün 3,5 trilyon dolar olduğu tahmin edilmektedir. Söz konusu rakam dünyanın GSMH sının % 8 ine karşılık gelmektedir. Bu değerin yaklaşık %30 u Avrupa da üretilmektedir. Dünya sınai istihdamının da %30 u inşaat sektörüne yönelik çalışmaktadır. Dünya ekonomisinde inşaat yatırımlarının döneminde yıllık olarak ortalama %5 büyümesi beklenmektedir. İnşaat sektöründe en hızlı büyüme gösteren ülkeler Çin ve Hindistandır. AB ülkelerinde inşaat sektörünün yıllık cirosu 1 trilyon Euro civarındadır. İnşaat sektörü Avrupa GSYİH sinin %10 undan fazlasını oluşturmakta, 12 milyon kişiye iş yaratmaktadır. 4 31

41 Türkiye de İnşaat Sektörü Ülkemizde Cumhuriyetle birlikte hızlı ve planlı kalkınma için sanayi, tarım ve ulaşım alanlarında yatırımlara verilen önem, Türk İnşaat Sanayinin temelini atmıştır. Bu dönemin ilk inşaat faaliyetleri, ulaşım sektöründeki yol inşaatlarında görülmektedir. Ancak yetişmiş teknik eleman yetersizliği, çalışmaların bir süre yabancı firma, uzman ve müşavirliğinde yürümesine neden olmuştur. Cumhuriyet döneminin başlangıcından 1950'li hatta 1960'lı yıllara kadar, inşaat sektöründe en büyük ağırlık altyapı ve bayındırlık inşaatlarındadır. Bu süre içinde söz konusu inşaat alanlarında dönem dönem büyük gerçekleşmeler görülmüştür. Yine bu dönemde DSİ, T.C. Karayolları gibi teknik gücü bünyesinde toplayan büyük çapta, devlet desteği ile yatırımlar yapan teşkilatlar kurulmuş ve bunların yaptığı yatırımlar inşaat sektörüne bir ivme kazandırmıştır. Bu hız 1960'lı yıllara kadar etkinliğini sürdürmüştür. 5 60'lı yıllarda DSİ yatırımlarının hacmi oldukça büyüktü. 1970'li yıllarda yetişmiş teknik işgücü özel kesime kaymış ve kamu kesiminde oldukça önemli bir teknik eleman açığı ortaya çıkmıştır. Diğer taraftan bu yıllarda özel kesimin faaliyet alanını sanayi kesimine kaydırması ve yatırımların yaygınlaşması sonucunda fabrika tipi bina yapımında artış olmuş, bu da yapım teknolojisinde prefabrikasyon sisteminin gelişmesini sağlanmıştır. Ülkemizde sanayileşme ile birlikte ortaya çıkan sosyo-ekonomik değişimler, kentleşme olgusu ve kentlere göçün hızlandırılması, inşaat sektöründe konut yapımcılığına önemli bir boyut kazandırmıştır. Ancak planlı bir üretime geçişe imkan bulamadan ortaya çıkan bu gereksinimin denetimsiz bir biçimde karşılanması, konut üretiminde karlılığı tek amaç haline getirmiş, kentlerde plansız ve kalitesiz konut üretimleri yaygınlaşmıştır. Bu olumsuz görünüme rağmen konut üretiminin bu dönemde ülkemiz ekonomisine, istihdam ve yatırım olarak büyük katkılarda bulunduğu da bir gerçektir. Bu arada olumlu bir gelişme, ticari ve sosyal yapı niteliğinde çok katlı bina yapımında görülmüştür. 1980'lerde Türkiye, bir yandan önceki dönemlerden devreden kentleşme ve konut sorunlarına, bir yandan da yeni dönemin sorunlarına çözüm bulmaya çalışmıştır. 1980'den sonraki dönemde kentsel alanlarda yaşanan değişimlerden birisi, gecekondulaşmanın değişen niteliğidir. Kullanıcıların başkalarının arsaları üzerinde kendi emekleri ile ürettikleri tek ya da az gecekonduların yerini, 32

42 kullanımcı dışındaki gruplarca üretilen çok katlı yapılaşma almıştır. Ayrıca, kentlerin imarlı kesimlerinde de benzer gelişmeler yaşanmış, orta ve üst gelir gruplarına yönelik seçeneklerin, kooperatiflerin konut üretimindeki payı artmıştır. Bunun nedeni de Toplu Konut İdaresi'nin kooperatiflere açtığı kredilerdir. Kooperatiflerin üretimden aldığı payın artması, arsa gereksinimini artırmış ve arsa alarak konut üretimini buralarda yapmalarına yol açmıştır. Ayrıca konut üretiminin kent dışına taşınmasında Emlak Bankası ve Toplu Konut İdaresi uygulamalarının da etkisi olmuştur. Bu oluşumların sonucu daha büyük kent parçalarının açılmasını gerektiren toplu konut türü gelişmeler, egemen olmaya başlamıştır. 5 Ülkemizde, Cumhuriyetin ilanından sonra farklı dönemlerde değişik boyutlarda hissedilen konut sorunu, özellikle yüksek nüfus artışı, hızlı ve sağlıksız kentleşme sonucunda giderek artmıştır İnşaat Sektörü nün Türkiye Ekonomisindeki Yeri Her ülkede inşaat sektörü, ekonomik yapı içerisinde ayrı bir yere ve öneme sahiptir. Yüzlerce çeşit mal ve hizmet üretimi ile olan doğrudan bağlantısı ve yoğun iş gücü kullanımı ve sosyo-ekonomik refah düzeyine olan katkısı, bu sektörün ülke içerisinde önemli yere sahip olduğunu göstermektedir. Sektöre girdi sağlayan diğer sektörler de dikkate alındığı takdirde inşaat sektörünün GSMH daki direkt ve endirekt payı toplamı yaklaşık % 33 seviyesindedir. İnşaat Sektörünün istihdama katkısı % 15 düzeyindedir. Özellikle düz işçiler(vasıfsız, niteliksiz) açısından sektör çok önemli bir istihdam kaynağıdır yılında inşaat sektöründeki istihdam da yaşanan %6.6 oranındaki artışın ardından, 2005 yılında da %13.8 lik büyük bir artış yaşanmış durumdadır. İnşaat sektörünün toplam istihdam içindeki payı 2005 yılı sonunda %4.7 den, %5.3 e çıkmıştır. Sektörün çalışan sayısı 2004 yılında 1 Milyon 29 bin kişiden 2005 yılında 1 milyon 171 bin kişiye yükselmiştir. Bu istihdamın 833 bini (%71.1) kentlerde çalışmaktadır. Kırsal bölgelerde çalışan istihdam sayısı ise 338 bindir Mayıs ayı sonu verilerine göre inşaat sektöründeki istihdam 1 milyon 336 bin kişidir. 4 Sektörün bu özelliği nedeni ile, dünyada ekonomileri duraklamaya giren birçok ülke öncelikle inşaat sektörünü canlandırarak ekonomilerinin güçlenmelerini sağlamışlardır. Bunun en çarpıcı örneği İkinci Dünya Savaşından 33

43 sonra yanmış yıkılmış Almanya nın inşaat sektörüne öncelik vermek suretiyle ekonomisini güçlendirmiş olmasıdır. Sektör bu yüzden ekonominin lokomotif sektörü sayılmaktadır ve Sonrasında İnşaat Sektörü nün Ekonomik Verileri 1980 li Yıllarda Türkiye de ciddi devinim göstermiş olan inşaat sektörünün 1988 yılından sonra büyüme eğilimi yavaşlamıştır. Ayrıca 1988 yılında liberalizasyon süreci ve artan faizlerle yükseliş gösteren yatırım maliyetleri sonucu, inşaat talebi düşmüş ve maliyetler yükselmiştir lı yıllarda 1980 li yılların başarısını ve hızını yakalayamayan inşaat sektörü, bu dönemde büyüme performansının en düşük olduğu sektör olmuştur ve 1993 yıllarında büyüme göstermesine karşın, 1994 ve 1995 yıllarında tüm inşaat alt başlıklarında gerileme ve sektörde küçülme yaşanmıştır e kadar artış gösteren sektör, 1998 yılında konut yatırımlarının azalması ile yine düşük oranda gerilemiştir yılında inşaat sektörü gerek deprem, gerekse ekonomik kriz nedeniyle % 12.7 lik ciddi bir gerileme yaşamıştır yılıyla beraber tüm sektörlerde başlayan büyüme inşaat sektöründe de kendini göstermiş, inşaat sektörü bir önceki yıla göre %5.8 oranında büyüme yaşamıştır. Bu yıl içinde aynı zamanda 1999 Kocaeli ve Düzce depremlerinin etkisi ile Zorunlu Deprem Sigortası ve Yapı Denetim Sistemi uygulamaları devreye girmiş ve konut kredileri ile ihale edilen kalıcı deprem konutları söz konusu olmuştur yılındaki ekonomik kriz inşaat sektörünü de etkilemiş ve bir önceki yıla göre % 5 oranında küçülme yaşamasına neden olmuştur yılında ise sektör, yılı bir önceki yıla göre %4.9 oranında küçülme ile bitirmiştir yılındaki genel ekonomideki büyümeye karşı karşın sektörde yine bir önceki yıla göre % 9 oranında bir küçülme yaşanmıştır Yılı İnşaat Sektörü Genel Görünümü İnşaat sektörü 2006 yılının ilk döneminde önceki yıllara göre çok daha yüksek bir değer tutturarak % 26.7 lik bir büyüme oranına sahip olmuştur. İkinci dönemde ise inşaat sektöründe %13.7 lik bir büyüme görülmektedir. Bu değerlerle inşaat sektöründe 2006 yılının ilk yarısında yaşanan büyüme oranı bir önceki yılın aynı dönemine göre %19.3 olarak belirlenmiştir. İnşaat sektörü, bu büyüme oranlarıyla 2006 yılının ilk yarısında yine tüm sektörler arasında birinci sıradadır. İnşaat sektörünün cari fiyatlarla değeri ise 12 milyar 164 milyon YTL dir. 5 34

44 Kriz yıllarında bir milyonun altına düşen yurtiçi inşaat gücü 2005 yılında tekrar dolaylarına çıkmıştır. İstikrarlı büyüme ve beraberinde istihdam yaratma ihtiyacına nüfusa bağlı olarak çok ihtiyaç duyulan ülkemizde Türkiye ekonomisi için inşaat sektörü çok önemlidir İŞ KAZALARI VE İNŞAAT SEKTÖRÜNDE İŞ KAZALARI İş Kazaları Kaza kavramı, genel anlamda kasıt söz konusu olmaksızın meydana gelen ve sonucu arzu edilmeyen bir olayı belirtir. İş kazası iki açıdan incelenir: bu tanımlardan biri teknik, diğeri hukuksaldır. Teknik açıdan iş kazası, önceden planlanmamış, bilinmeyen ve kontrol altına alınamamış, çevresinde sakıncalar yaratabilecek olaylardır. 6 Güvenlik açısından kimi zaman olayın çevresindeki canlı veya cansızlara zarar getirmesi söz konusudur. Kişilere veya eşyaya zarar verdiği gibi, işletmedeki faaliyetlerin durmasına veya kesintiye uğramasına neden, olaylar zincirinde beklenmedik ve hatalı davranış veya teknik bir arıza ile ortaya çıkan, dıştan ve ani bir etkiyle meydana gelen bir unsurdur. 6 İş kazalarının sonucunda işçi ve ailesi geri dönülmez kayıplara uğramaktadır. Kazaya uğrayan kişiler sadece kendileri değil, bakmakla yükümlü oldukları kişilerde kazanın neticesinden doğrudan etkilenmektedirler. Bir kazada hayatını kaybeden veya çalışamaz duruma gelen bir işçi nin ailesi genellikle çok zor durumda kalmaktadır. Meydana gelen kaza sonucu işveren ise manevi kayıp yanında büyük bir maddi kayba uğramaktadır. Bununla birlikte ülkemiz ekonomisi de meydana gelen iş kazaları sonucunda ödenen sürekli ve geçici iş görmezlik ödeneği, maluliyet ödeneği vb. ödemeler nedeni ile büyük kayıplara uğramaktadır. Bu kayıplarla birlikte yetişmiş ve kalifiye eleman kaybının da kayıp bedeli oldukça yüksektir. Yaralanma maliyetleri kazanın toplam maliyetinin küçük bir parçasıdır. İş kazası sonucu meydana gelen toplam maliyeti buzdağı örneğinde inceleyecek 35

45 olursak asıl önemli maliyetin buzdağının üzerinde görünen kısımda değil altında görünmeyen kısımda olduğunu görürüz. Suyun üzerinde kalan kısma yani görünen kısma Direkt ( görünür maliyet ) maliyet, görünmeyen ve buzdağının 2/3 nü oluşturan kısma büyük kısma indirekt (görünmez maliyet) maliyetleri ifade etmektedir. 6 1/3 1-İlk müdahale, ambulans ve tedavi masrafları 2- Geçici veya sürekli iş görmezlik ve ölüm nedenleri 3- İşçiye veya yakınına ödenen maddi ve manevi tazminatlar 4- Sigortaya ödenen tazminatlar 2/3 1-İşletmenin, makinaların, prosesin ya da fabrikanın bir bölümünün ya da tamamen kaybedilmesi 2- İşçinin üretimde çalışamaması sebebi ile işgücü ve maliyet kaybı 3- İşe yeni bir işçi alınması gerekiyorsa verimin düşük olmasının getirdiği maliyet ve yeni işçinin eğitim maliyeti. 4-Kazanın getirdiği fazla mesainin maliyeti 5- Kaza esnasında bu bölümde işin durması nedeniyle zaman ve maliyet kaybı 6-Çalışanların moral bozukluğu nedeniyle dolaylı ya da dolaysız işi yavaşlatmaları 7- Bürokratik işlemlerle ilgili zaman ve maddi kayıplar ve adli masraflar.( bu masrafların getirdiği yol, konaklama vb. masraflar) 36

46 İş kazalarının sebepleri değerlendirildiğinde özetle 6 ana başlık altında incelenebileceği görülür : 7 1. Fiziksel Tehlikeler : * Tireşim * Gürültü * Yetersiz Havalandırma * Aşırı ısı, nem, ve hava hareketleri * Yetersiz veya aşırı aydınlatma 2. Kimyasal Tehlikeler : * Toksik gazlar * Radyasyona maruz kalma * Asitler, Bazlar nedeniyle yanma * İnert tozlar, fibrojenik tozlar, toksik tozlar, kanserojenik tozlar, alerjik tozlar 3. Elektrik Tehlikeleri : * Topraklaması yapılmamış el aletleri ve tezgahları * Topraklama kontrollerinin yapılmaması * Yıpranmış, kırık ve hatalı onarılmış el aletleri * Yetkisiz kişilerin müdahale etmek istemeleri * Gerekli kişisel koruyucuların bulunmaması ya da kullanılmaması * Zeminin yalıtılmaması 4. Mekanik tehlikeler : * Makina ve tezgahın ezen, delen, kesen, dönen operasyon koruyucularının olmaması * Preslerde çift el kumanda ve ayak pedalı kullanılmaması * Transmisyon kayışlarının koruyucusunun takılmamış olması * Makina ve tezgahı tehlike anında durduracak stop butanunun ya da swich lerin bulunmaması * Yetersiz uyarı sistemleri * Düzensiz ve dağınık işyeri ortamı 37

47 * Makinaların gerekli bakım ve onarımların periyodik olarak yapılmaması 5. Tehlikeli Yöntem ve İşlemler * Makina ve tezgahların koruyucularının ve emniyet sistemlerinin devre dışı bırakılması * Kişisel koruyucu malzemelerin kullanılmaması * Aşırı yük kaldırma * Gereken uyarı ve ikaz işaretlere uyulmaması ve işaretlerin yeterince bulunmaması * İşe yeni başlayan işçiye iş başı eğitimi verilmemesi ve periyodik olarak bilgilendirme eğitimlerinin yapılmaması * Çalışır haldeki teçhizata bakım yapılması ve bakım halinde yeterli iletişim kurulmaması * Yüksekten düşme, atlama * Parlama ve patlama riski olan yerlerde elektrik teçhizatının uygun olmaması * Yükleme ve boşaltma işlerinin uygun yöntemle yapılmaması 6. İşyeri ortamından kaynaklanan tehlikeler * İşyeri zemini * Yetersiz geçitler * Yetersiz çıkış yerleri * Yetersiz iş alanı * Düzensiz iş yeri * Merdivenlerde korkuluk olmaması Yukarıdaki maddelerin sayısını daha detaylı ve sektörel bazlı düşünüldüğünde arttırmak mümkündür. ILO kaynaklarına göre her yıl 1.2 milyon kadın ve erkek iş kazaları ve meslek hastalıkları dolayısıyla hayatını kaybetmektedir. Yine aynı kaynaklara 38

48 göre; her yıl 250 milyon insan iş kazaları 160 milyon insan ise meslek hastalıkları sonucu ortaya çıkan zararlara maruz kalmaktadır. İş kazaları ve meslek hastalıkları sonucu gerek maddi ve gerekse manevi kayıplar gelişmekte olan ülkelerin kalkınma çabaları önünde önemli bir engel teşkil etmektedir. Ödenmesi gereken fatura ise bu ülkelerin GSMH nın önemli bir bölümünü teşkil etmektedir. Sosyal Sigortalar Kurumu istatistiklerine göre 2006 yılında iş kazası, 574 meslek hastalığı vakası meydana gelmiş, bunların i ölümle sonuçlanmıştır yılında iş kazaları ve meslek hastalıkları sonucu kaybedilen iş günü sayısı ise, dir. Bu rakamların yanı sıra SSK istatistiklerine yansımayan iş kazaları ve meslek hastalıkları sonucu kayıplar da ayrıca dikkate alınmalıdır. Ülkemizde kaza bildirimleri ile belirlenen bu istatistiklere ne yazık ki SSK olup bildirilmeyen kazalar ve SSK sistemi içersinde hiç bulunmayan çalışanların kazaları yoktur. Yapılan çalışmalar sonucu ortalama olan kaza sayısının çok üzerinde kazanın meydana geldiği tahmin edilmektedir. Endüstrileşmiş ülkelerde iş kazaları ve meslek hastalıklarının toplam maliyetinin, bu ülkelerin Gayrı Safi Milli Hasılalarının % 1 i ila %3 ü oranında değiştiği belirtilmektedir. Ülkemizde ise en iyimser yaklaşımla, iş kazaları ve meslek hastalıklarının toplam maliyetinin yılda 4 Milyar YTL civarında olacağı tahmin edilmektedir. 5 Bu rakamlardan da anlaşılacağı üzere, iş kazaları ve meslek hastalıkları sonucu maddi ve manevi kayıplar, ülke ekonomisi açısından fevkalade önemli boyutlara ulaşmaktadır. Bu nedenle ülkemizde de iş sağlığı ve güvenliği alanında çok ciddi tedbirlerin alınması mecburiyeti vardır. İş kazaları istatistikleri göstermektedir ki kazaların %80 i insan hatası neticesinde ortaya çıkan emniyetsiz hareketlerden, %18 i işyeri eksikliklerinden yani emniyetsiz durumlardan kaynaklanmaktadır. % 2 oranında önlenemeyen kazalarında olduğu kabul edilmektedir. 9 İşyeri eksikliğinden kaynaklanan kazaların tespiti ve tehlikelerin bertarafı daha kolaydır. Çeşitli denetim ve yaptırımlar sonucu bu hataların düzeltilmesi mümkündür. Yeni açılan işyerlerinde, modern yatırımlarda bu tedbirler daha tasarım aşamasında alınmaktadır. Ancak iş kazalarının büyük çoğunluğunu oluşturan emniyetsiz hareketlerin azaltılması ve ortadan kaldırılması bir kültürün yerleşmesi sonucu 39

49 oluşabilecek bir durumdur. Uzun sürecek bu süreçte,eğitim desteği ile ve tehlikeli davranışların sebeplerinin bilimsel olarak tespiti ve bu tespitlere uygun eğitimler yapılırken, disiplinli ve çağın gereklerine uygun bir yasal düzenleme olması gerekmektedir İnşaat Sektöründe İş Kazaları İnşaat sektöründeki iş fiili olarak çok ağır şartlarda gerçekleştirilmektedir. Zaman zaman çok yüksekte, zaman zaman çok havasız yerlerde, karanlık yerlerde, soğuk ortamlarda, sıcak ortamlarda iklim koşullarından doğrudan etkilenilen ortamlarda çalışılmaktadır. Bu şartlar, el emeği ile çalışılan bu ortamda çalışanları daha da güçsüz kılmaktadır. Ülkemizin ekonomik şartlarının da etkisi ile, sürekli çok ağır tempoda çalışmak zorunda kalan işçiler, genel olarak iş esnasında iş güvenliği önlemlerini alamamaktadırlar. Yeterli önlem alınamaması ve çalışanlarında kendini yeterince korumaması sebeplerinden dolayı inşaat sektörü hem ülkemizde hemde dünyada madencilik sektörü ile birlikte en çok iş kazasının ve en çok ölümlü iş kazasının olduğu sektördür. Sektör kazalarının en başında tüm dünya verilerine göre yüksekten düşmeler gelmektedir. Yüksekten düşmelerden sonra malzeme düşmesi veya bir parça çarpması gibi kazalar, elektrik çarpması, aynı seviyeden düşme, sıkışma gibi kazalar olmaktadır. Herbir kaza tipinin kendi içinde bir çok çeşidi vardır. Örneğin yüksekten düşmeler, çatıdan düşme, merdivenden düşme, boşluktan düşme, döşemeden düşme vb. bir çok değişik çalışma kaleminden dolayı meydana gelebilir. Bütün iş kalemleri için ayrı ayrı önlem alınması gerekmektedir. Şantiye ortamları iş kazaların gerçekleşmesi için uygun ortamlardır. Sadece çalışanın emniyetli çalışması ve kendi kendini emniyete alması mümkün değildir. Çalışanlar, diğer çalışanların yaptıkları işlerden etkilenmektedir. Bunun için bir plan dahilinde iş güvenliği çalışmaları şantiyelerde yönetilmeli, yapılan risk analizleri çerçevesinde bütün çalışanların korunacağı bir çalışma yapılmalıdır. İnşaat sektöründe meydana gelen iş kazalarının bir önemli özelliği de ölümle sonuçlanan kaza sayısının çokluğudur. Türkiye'de tüm iş kazalarının %17.2 'si sürekli işgöremezlikle sonuçlanmıştır. İnşaat sektöründe sürekli iş görmezlikle sonuçlanan kazalar %18.3 iken ölümle sonuçlanan iş kazalarında bu oran %38.7'ye çıkmıştır. Türkiyedeki tüm iş kazalarının %0.7'si ölümle sonuçlanırken, inşaat sektöründeki iş kazalarının %1.5'i ölümle sonuçlanmaktadır. 29 İnşaat sektöründe iş güvenliği alanında alınacak çok az yatırım ve gerekli uygulamalarla milyarlarca Türk lirasının tazminat olarak ödenmesinden kurtulup, 40

50 kaybolacak para, emek, zaman ve işgücünden yüksek verimlilik sağlamak mümkündür. İş güvenliği çalışmalarının getirdiği maliyetlerinin analizi yapıldığında aslında sorunun genellikle yurt içi fiyat politikalarından kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Hem devlet hemde özel sektör tarafından gelişen ihale sisteminde sadece fiyat parametresinin sonucu belirlemesi, sektör içinde çok sayıdaki firmanın rekabetçi bir ortam yaratması, devlet denetim mekanizmasının yetersizliğinden dolayı teklif hazırlanırken hiç bir iş güvenliği maliyetinin hesaplanmaması, işin minimum fiyatlara alınmasını sağlamaktadır. Minimum maliyet fiyatları ile alınmış ihalelerde, projeler gerçekleştirilirken, hesabı daha önce yapılmamış bütcesi olmayan iş güvenliği çalışmaları, yapılamamaktadır. Burada sistemin çarpıklığı, ihaleyi veren ya da işi yaptıran kurum aşamasında başlamaktadır. Bir proje bir firmaya yaptırılırken ya da ihale edilirken, işveren olarak bu çalışmaların bedeli verilmek istenmemektedir. Dolayısı ile iş güvenliği maliyetlerini hesap ederek fiyatı yükselmiş bir firmanın işi alma ya da ihaleyi kazanma ihtimali, bu hesapları fiyatına dahil etmemiş ve fiyatı ucuz kalmış firmaya karşı şansı yok denecek kadar azdır. Bu önlemleri almayan ya da alamayan firmaların yurt dışı işlerine bakıldığı zaman yüksek fiyatla alınmış işler ve çok sıkı kontrol firmaları otoritesinde iş güvenliği çalışmalarının aksamadan gerçekleştiği görülmektedir. Ülkemizdeki 4857 Sayılı İş Kanunu gereği, bir iş yerinde işçilerin kullanacağı kişisel koruyucu ekipmanlar, işveren tarafından ücretsiz olarak temin edilmek zorunda, işçiler tarafından da kullanılmak zorunludur. Bunun dışında işin niteliği ve gereği olarak tüm iş güvenliği önlemlerinin alınması işveren tarafından zorunludur. İnşaat sektörü açısından bu durum incelendiğinde standartlara uygun kişisel koruyucu ekipmanların bir işçiye yıllık ortalama maliyeti günümüz koşullarında 100 USD civarındadır. Ancak sektöreki taşeron sistemi ile çalışma modeli ve çok yüksek seviyedeki personel sirkülasyonu müteahhit firmaları çok zor durumda bırakmaktadır. Yapımı ortalama 100 kişi ile planlanan bir şantiyede sirkülasyon sebebi ile 1000 iş başı yapan işçi olması, müteahhit in 100 kişi için hesap ettiği kişisel koruyucu ekipman maliyetini 10 katına çıkarmaktadır. 41

51 Buna ek olarak da inşaatın cinsine göre alınacak düşmeyi önleyici sistemler, modern kalıp aksesuarları( kalıp korkulukları, konsollar, merdivenler vb.), eğitim hizmetleri, yeni nesil iş ekipmanları ve iş güvenliği personeli istihdamı düşünüldüğünde bu maliyetler çok artmaktadır. İnşaat sektörüne özgü maliyet sorunları firmaların kategorileri açısından incelenecek olursa büyük ölçekli kurumsal firmalar bu maliyetleri göğüslemeye çalışan firmalardır. Büyük ölçekli patron firmaları ve küçük ve orta ölçekli firmalar genellikle bu çalışmaların gerekliliği, zorunluluğu ve niteliği ile ilgili çok fazla bilgiye sahip değildir. Yeterli bilgiye sahip olanlarında büyük bir bölümü maliyet sorunundan dolayı yeterli çalışmaları yapamamaktadır Yılı SSK İstatistikleri 10 Grafik -1- İş Yeri Sayıları

52 Grafik -2- İşçi Sayıları Kadın Erkek Grafik -3- İş Kazası Sayıları

53 Grafik -4- Meslek Hastalığı Sayıları Grafik -5- İş Kazası Ve Meslek Hastalığı Sonucu Ölüm Sayıları Grafik -6- Ölümlerin Ölüm Sebebine Göre Dağılımı 44

54 İş Kazası Sonucu Mesl. Hast. Sonucu Grafik -7- İş Kazası Ve Meslek Hastalıkları Sonucu Kaybedilen İş Günü Sayısı Grafik -8- İş Kazası Ölüm Hızları ( işçide)

55 Grafik -9- İş Kazası) Sıklık Hızları (Her kişide) BÖLÜM : GEREÇ VE YÖNTEM 3.1 ARAŞTIRMANIN YERİ İnşaat sektöründe iş kazalarının incelenerek, inşaat sektörüne özgü çalışma koşulları altında meydana gelen kazaların sebeplerini araştırmak amacı ile yapılan bu çalışma, inşaat sektöründe yaklaşık 40 yıllık tecrübeye sahip kurumsal kimliğe kavuşmuş sektörün önde gelen firmalarından birinin 6 adet üstyapı şantiyesinde tarihleri arasında meydana gelen iş kazalarının incelenmesine yönelik olarak yapılmıştır. Kaza kayıtlarının incelendiği şantiyeler Ankara, İstanbul, Antalya ve Bursa il sınırları içinde yapımı tamamlanmış ve devam eden büyük ölçekli üstyapı şantiyeleridir. İncelenen şantiyelerin her biri bir proje müdürü liderliğinde ayrı ayrı yönetimi ve kadrosu olan iş güvenliği önlemlerine azami seviyede önem verilen şantiyelerdir. Şantiyelerde iş kazalarından sonra gerekli değerlendirmeler yapılmakta, periyodik olarak iş güvenliği toplantıları yapılmaktadır. Şantiyenin iş güvenliği çalışmaları her şantiyenin iş güvenliği birimi tarafından takip edilmekte, 46

56 çalışmalar şantiye üst yönetimine ve şirket merkezindeki iş güvenliği birimine rapor edilmektedir. Şantiyelerde kişisel koruyucu ekipman kullanımı zorunlu tutulmaktadır. Şantiyelerde bir işçi işe başlamadan önce iş güvenliği işe başı eğitimi almakta ve iş yeri hekimi tarafınan sağlık muayenesi yapılmaktadır. İş başı eğitimi almamış, sağlık muayenesi yapılmamış ve ya kişisel koruyucu malzemesini (baret ve iş ayakkabısı) teslim almamış işçilerin sahaya çıkmasına( işe başlamasına) izin verilmemektedir. Şantiye Bilgileri Şant. No Ş.Tipi İşin Süresi Kontrat Değeri Toplam Alan 1 Konut 4 yıl 180,000,000 USD 264,000 m 2 2 Konut 2 Yıl 52,000,000 USD 52,000 m 2 3 Hastane 2 Yıl 39,789,711 USD 87,000 m 2 4 Fabrika 1.5 Yıl 46,880,000 USD 330,000 m 2 5 Alışveriş M. 1,5 Yıl 68,000,000 USD 136,000 m 2 6 Konut 2,5 Yıl 55,000,000 USD 240,000 m 2 47

57 Şantiyelerdeki Ortalama Çalışan Sayıları, Kaza Sayıları, Saatleri ve İş Kazalarından Dolayı Oluşan Kayıp Saatler Çalışma Şantiyeler Aylık Ortalama Çalışan Sayısı (Adet) Gerçekleşen Kaza Sayısı (Adet) Çalışma Saati(İş gücü) (Adamsaat) Kayıp (Saat) Saat Şantiye ,600 1,503, Şantiye , , Şantiye , , Şantiye , , Şantiye ,321, Şantiye , ARAŞTIRMANIN YERİ, ZAMANI, EVRENİ, VERİ KAYNAĞI VE UYGULAMA YÖNTEMİ Araştırmanın Tipi İnşaat sektöründe meydana gelen kazaların istatistiksel olarak incelenerek, inşaat sektörüne meydana gelen kazaların sebeplerinin araştırılması amacı ile tarihleri arasında bir inşaat şirketinin 6 üstyapı şantiyesinde meydana gelen iş kazaları incelenmiştir. Kazalar şirketin Kaza Raporu Formuna kaydedilmiştir. Araştırma tanımlayıcı tipte bir araştırmadır Araştırmanın Evreni Araştırma evreni incelenen tarih aralığında 6 şantiyedeki meydana gelen toplam 93 iş kazasıdır. 48

58 3.2.3 Araştırmanın Veri Toplama Tekniği ve Uygulama Şekli Araştırma verilerinin toplanması için şirketin iç dokümanı olan Kaza Raporu Formu kullanılmıştır. Şantiyelerde iş kazası meydana geldiği zaman şantiyenin iş güvenliği birimince doldurulan ve kaza bilgileri ile kişinin bilgilerinin kaydedildiği raporlardan veriler alınarak hesaplamalar ve değerlendirmeler yapılmıştır. Kaza Raporu Formu 3 kısımdan oluşmaktadır. Birinci bölümde kazalının kişisel bilgileri ve kazaya (Ek 1) yapılan ilk müdahalenin tarih ve süre bilgileri yer almaktadır. Birinci bölümün ikinci kısmında kazanın oluşma tarihi, kazanın tipi, yaralanma türü ve vücutta etkilenen kısım bilgileri vardır. Kaza raporu formunun ikinci kısmında kaza geçiren kişinin eğitim durumu, yaş grubu, kaza yeri, kazaya sebep olan etkenler ve alınan ya da alınacak önlemler ve sorumluları ile tarih termini bölümü vardır. 3. ve son bölümde ise kazanın oluş şekli, riskler ve varsa tanık değerlendirmeleri ile kaza sonucunda ne yapılacağı bölümü vardır. Formun kullanılması ile kaza geçiren kişinin kişisel bilgileri kayıt altına alınmakta, kazanın analizi yapılarak alınacak acil önlemler ve sorumluları tanımlanmakta, kaza neticesinde meydana gelen zararlar kayda alınmakta ve son olarakta düz yazı şeklinde kaza tutanağa bağlanarak tutanak oluşturulmaktadır Araştırmanın Süresi Eylül 2007 tarihinden tarihinden itibaren literatür tarama ve veri toplama çalışmaları başlamıştır. Araştırmanın giriş bölümünden sonra yapılan analizlerde 2006 yılı ve 2007 yılı arasındaki kaydedilmiş veriler kullanılmıştır. Bu verilerin analizi ve tez in tamamlanması Mayıs 2008 de tamamlanmıştır ARAŞTIRMANIN DEĞİŞKENLERİ Araştırmanın Bağımsız Değişkenleri: Kaza Raporu Formu içindeki parametrelerden yaş, eğitim durumu, eğitim durumu, çalışılan firma durumu, kaza türü, kaza saati ve kaza tarihi bağımsız değişkenlerdir. 49

59 Araştırmanın Bağımlı Değişkenleri: Yaralanan Uzuv, Yaralanma derecesi, ölüm, imalat saatleri(üretim miktarı), çalışan sayısı ve kayıp saat araştırmadaki bağımlı değişkenlerdir KULLANILAN TERİM VE KRİTERLERİN AÇIKLANMASI Eğitim Durumu : Kaza geçiren kişilerin eğitim durumları 6 kategoride değerlendirilmiştir. 1. Okur Yazar 2. İlkokul Mezunu 3. Ortaokul Mezunu 4. Lise Mezunu 5. Üniversite Mezunu 6. Okur Yazar Değil Firma (Anayüklenici Altyüklenici) Çalışanın bağlı olduğu firma anayüklenici ve altyüklenici olmak üzere 2 kategoride değerlendirilmiştir. Sektörde genel çalışma sistemi, bir projenin, bir anayüklenici tarafından alınarak, projenin aşamalarını, birbirinden bağımsız kendi konusunda faaliyet gösteren alt yüklenicilere yaptırması şeklindedir. Bu sistem içinde anayüklenici firmalar projelerinde genel olarak beyaz yakalı personel diye tabir edilen mühendis, tekniker vb. Teknik eleman istihdam etmektedirler. Ana yükleniciler, alt yüklenicilere göre çok az sayıda işçi istihdam etmektedir Kaza Türü Kaza türleri toplam 7 kategoride değerlendirilmiştir. Çeşitli kaynaklara göre kaza türü çeşidi sayısı artabilmektedir, ancak bu konuda uluslararası veya ulusal bir kabul edilmiş sınıflandırma yoktur. Avrupa Birliği En İyi Uygulamalar Kılavuzunda kaza istatistikleri 7 ama kategoride değerlendirilmektedir. 50

60 1. Yüksekten Düşme: Türkiyede yasal mevzuata göre 3 mt ve üzerindeki yüksekliklerden düşmeler yüksekten düşme olarak kabul edilmektedir. 2. Düşme : 3 mt nin altında düşmeler ve aynı seviyeden düşmeler düşme olarak kabul edilmektedir. 3. Malzeme Çarpması/Düşmesi : Yüksekten bir malzemenin düşmesi, parça çarpması, fırlaması, sıçraması sebebi ile meydana gelen kazalar. 4. Çarpma (çalışanın çarpması) : Çalışanın herhangi bir yere çarpması sebebi ile meydana gelen kazalar. 5. Elektrik Çarpması : Elektrik şoku alındığından oluşan yaralanma ve yanıklar sebebi ile meydana gelen kazalar. 6. Kesilme Batma : Genellikle el aletleri kullanırken, malzeme taşınması, yerleştirilmesi, montaj, demontaj aşamalarında meydana gelen yaralanmalar. 7. Sıkışma: Organların iki malzemenin ya da ekipmanın arasında kalması sonucu oluşan yaralanmalar Kaza Saati Bir gündeki çalışma saatleri 4 zaman dilimi ne ayrılmıştır. 1. Sabah : :00 2. Öğle : 12:00-15:00 3. Öğleden Sonra : 15:00-18:00 4. Akşam : 18:00 -- olarak kabul edilmiştir Yaralanma Derecesi Geçirilen kaza neticesinde alınan rapor süresi doğrultusunda kazalar sınıflandırılmıştır. İş güvenliği literatüründe ve yurt dışı iş kazası istatistik kaynaklarında 3 gün ve 3 günden fazla raporlu kaza hesaplamaları yapılmaktadır. Araştırmada alınan rapor sürelerine göre yaralanma dereceleri 4 grupta incelenmiştir. 51

61 1. Hafif Dereceli Kazalar : 0 24 saat(3 gün) raporlu kazalar 2. Orta Dereceli Kazalar : saat(3 gün 20 gün) raporlu kazalar, 3. Ağır Dereceli Kazalar : 160 saat üzerinde raporlu kazalar (20 gün ve üzeri) 4. Ölüm : 7500 Saat Kayıp Zaman SSK ve uluslararası kurumlar tarafından kabul edilmektedir Yaralanan Uzuv Geçirilen kaza sonucunda yaralanan uzuvlar 15 kategoride incelenmiştir. 1. Göz 2. Kulak 3. Yüz 4. Kafatası 5. Boyun 6. Kol 7. Bilek 8. El 9. Parmak 10. Ayak 11. Bacak 12. Sırt 13. Göğüs 14. Kalça 15. Omuz Kaza Tarihi (Ay) Kazanın gerçekleştiği Ay ı göstermektedir Kaza Tarihi (Gün) 52

62 Kazanın gerçekleştiği gün ü gösterir İş Kazası Sıklık Hızı Ve İş Kazası Ağırlık Hızları İş Kazası Sıklık Hızı : 1.Yöntem : Bir takvim yılında çalışılan 1,000,000 iş saatine karşılık kaç kaza olduğunu gösterir. İş Kazası Sıklık Hızı = Kaza Sayısı * 1,000,000 Toplam Çalışma Saati 2.Yöntem : Tam gün çalışan her 100 kişi arasında kaç kaza olduğunu gösterir. İş Kazası Sıklık Hızı = Kaza Sayısı * 225,000 Toplam Çalışma Saati İş Kazası Ağırlık Hızı : 1.Yöntem : Bir takvim yılında çalışılan iş saatine karşılık kaç iş gününün iş kazası nedeniyle kaybedildiğini gösterir. İş Kazası Ağırlık Hızı = Toplam Gün Kaybı * 1,000,000 Toplam Çalışma Saati 2.Yöntem : Çalışılan her 100 saatte kaç saatin kaybedildiğini gösterir. İş Kazası Ağırlık Hızı = (Toplam Gün Kaybı * 8 ) * 100 Toplam Çalışma Saati Toplam Çalışma Saati : Toplam prim tahakkuk eden gün sayısı ile 8 saatlik tam gün çalışma süresi çarpılır. 53

63 Toplam Gün Kaybı : İş Kazaları sebebi ile çalışılamayan kayıp gün.(rapor süresi) 1,000,000 : Çalışılan 1,000,000 iş saatinde iş kazası sayısını ve iş kazası nedeniyle kaybolan iş saatini bulmak için kullanılır. 225,000 : Tam gün çalışan 100 sigortalının haftada 45 saat. yılda 50 hafta çalıştığı kabul edilerek yapılan hesap sonucu bulunan bir değerdir VERİLERİN ANALİZİ Veriler SPSS For Windows paket programında girilmiştir. Analizler bu programda yapılmıştır. Ortalama değer ve standart sapma hesapları yapılmıştır. Ölçümlü değişkenlerdeki iki den fazla gurubun karşılaştırılmasında Kruskall Wallis Varyans Analizi kullanılmıştır ARAŞTIRMANIN KISITLARI Araştırma esnasında herhangi bir sınırlılık ve güçlükle karşılaşılmamıştır. Yanlış olduğu düşünülen veriler başka kayıtlardan teyid edilmiştir. 4. BÖLÜM : BULGULAR : İncelenen 93 iş kazası geçiren kişinin bulguları iki bölümde incelenmiştir 1. Tanımlayıcı bulgular 2. Analitik bulgular 4.1. TANIMLAYICI BULGULAR İncelenen ve iş kazası geçiren 93 kişinin yaş gruplarına göre dağılımı tablo 1 de sunulmuştur Tablo 1. İncelenenlerin Yaş Gruplarına Göre Dağılımı,Ocak 2006-Aralık 54

64 Yaş Grupları Sayı %* Toplam %* = Kolon Yüzdesi. Yaş Ortalaması : ±8.7 ve yaş ortancası 28(min18, max55) dir. Kaza geçiren kişlerin yaş ortalaması dir. Kaza geçiren kişilerin % 65.6 sı 30 yaşın altındadır. Yaş dağılımına göre en çok kaza geçiren yaş dağılımı %31.2 ile yaş aralığıdır. İncelenenlerin Yaş Gruplarına Göre Dağılımı Grafiği Ek- 10 da gösterilmiştir İncelenen ve iş kazası geçiren 93 kişinin eğitim durumlarına göre dağılımı tablo 2 de sunulmuştur. Tablo 2. İncelenenlerin Eğitim Durumlarına Göre Dağılımı, Ocak Aralık Öğrenim Durumları Sayı %* Okur-Yazar İlkokul mezunu Ortaokul mezunu Lise mezunu Üniversite mezunu Okur - Yazar Değil Toplam %* = Kolon Yüzdesi. 55

65 Kaza geçiren kişilerin % 12.9 u okur yazar, 53.8 i ilk okul mezunu, %25.8 i orta okul mezunudur. Lise ve yüksek okul mezunu olanların oranı %6.5 dir. İncelenenlerin çalıştığı firma durumuna sunulmuştur. göre dağılımı tablo 3 de Tablo 3. İncelenenlerin Çalıştığı Firma Durumuna Göre Dağılımı, Ocak 2006-Aralık Çalışma durumu Sayı %* Ana İşveren Alt İşveren Toplam %* = Kolon Yüzdesi. Kaza geçiren kişilerin %10.8 i Ana işveren e bağlı, %89.2 sinin Alt işveren e bağlı çalışmaktadır. İncelenenlerin geçirdiği kaza türüne göre dağılımı tablo 4 de sunulmuştur. Tablo 4. İncelenenlerin Geçirdiği Kaza Türüne Göre Dağılımı, Ocak 2006-Aralık Kaza Türü Sayı %* Yüksekten Düşme Düşme Malzeme Çarpması/Düşmesi Çarpma (Çalışanın Çarpması) Elektrik Çarpması Kesilme -Batma Sıkışma Toplam %* = Kolon Yüzdesi. Kazaların türlerine göre dağılımında %28 ile yüksekten düşme en fazla meydana gelen kaza türüdür. %24.7 ile çalışanın çarpması ve %20.4 ile malzeme çarpması/ düşmesi meydana gelen kaza türleridir. % 4.3 lük kesilme batma türü kazalar en az meydana gelen kazalardır. 56

66 İncelenenlerin geçirdiği kaza sonucu yaralanan uzvuna göre dağılımı tablo 5 de sunulmuştur. Tablo 5. İncelenenlerin Geçirdiği Kaza Sonucu Yaralanan Uzvuna Göre Dağılımı, Ocak 2006-Aralık Yaralanan Uzuv Sayı %* Göz Kulak Yüz Kafatası Boyun Kol Bilek El Parmak Ayak Bacak Sırt Göğüs Kalça Omuz Toplam %* = Kolon Yüzdesi. İncelenen kazaların yaralanan uzva göre dağılımı göre %15.1 ile kafatası, % 11.8 ile parmak ve %9.7 ile kol en başta gelmektedir. Kulak, boyun ve bilek yaralanmaları %1.1 ile en az dır. İncelenenlerin geçirdiği kaza sonucu yaralanma derecesine göre dağılımı tablo 6 de sunulmuştur. Tablo 6. İncelenen Kazaların Yaralanma Derecesine Göre Dağılımı, Ocak 2006-Aralık Yaralanma Derecesi Sayı %* Hafif Orta Ağır Ölüm Toplam %* = Kolon Yüzdesi. 57

67 Kazalar yaralanma derecesine göre %47.3 hafif, %29 ağır, %22.6 ağır ve %1.1 ölüm olarak gerçekleşmiştir. İncelenenlerin geçirdiği kaza nın günün zaman dilimine göre dağılımı tablo 7 de sunulmuştur. Tablo 7. İncelenen Kazaların Günün Zaman Dilimine Göre Dağılımı, Ocak 2006-Aralık Kaza Saati Sayı %* Sabah Öğle Öğleden Sonra Akşam Toplam %* = Kolon Yüzdesi. Meydana gelen kazaların %49.5 i sabah saatlerinde, %24.7 si öğle saatlerinde, %20.4 ü öğleden sonra %5.4 ü akşam saatlerinde olmuştur. İncelenenlerin geçirdiği kazaların günlere göre dağılımı tablo 8 de sunulmuştur Tablo 8. İncelenen Kazaların Günlere Göre Dağılımı, Ocak 2006-Aralık Kaza Günü Sayı %* Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Cumartesi Pazar Toplam %* = Kolon Yüzdesi. Meydana gelen kazaların %18.3 ü Pazar günü meydana gelmiştir. Perşembe ve Cuma günleri %16.1 oranında kaza meydana gelmiştir. En az kaza %11.8 ile Çarşamba ve Cumartesi günleri meydana gelmiştir. İncelenenlerin geçirdiği kazaların aylara göre dağılımı tablo 9 da sunulmuştur. 58

68 2007. Tablo 9. İncelenen Kazaların Aylara Göre Dağılımı, Ocak 2006-Aralık Kaza Ayı Sayı %* Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık Toplam %* = Kolon Yüzdesi. Meydana gelen kazaların %12.9 u Kasım ayında meydana gelmiştir. Kazalar Nisan, Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında % 10.8 oranında gerçekleşmiştir. En az kaza %1.1 oranında Ocak ayında meydana gelmiştir ANALİTİK BULGULAR İncelenen ve iş kazası geçiren 93 kişinin geçirdiği kaza türüne göre yaş ortalamaları tablo 10 da sunulmuştur. Tablo 10. Kaza türlerine göre yaş ortalama ve ortanca değerlerinin dağılımı Kaza türleri Ort+SD Ortanca(min-max) Yüksekten Düşme ± (19-50) Düşme ± (19-51) Malzeme Çarpması/Düşmesi ± (19-50) Çarpma (çalışanın çarpması) ± (18-55) Elektrik Çarpması ± (20-26) Kesilme -Batma 29.5 ± (19-47) Sıkışma ± (19-47) Kruskall Wallis varyans analizi, p:0,622, p>0,05 59

69 Ort+SD: Aritmetik ortalama, standart sapma, min:minimum, max: maksimum Kaza türlerine göre yaş dağılımları incelendiğinde 5, 6, 7, nolu kazalarda yaşlar benzerdir. Ancak istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmamıştır. (p>0,05) İncelenenlerin yaş gruplarına göre geçirdiği kaza türleri tablo 11 de sunulmuştur. Yaş Grupları Tablo 11. Yaş Gruplarına göre Kaza Türleri Yük. Düşme s(%*) Düşme s(%*) Malz. Çarp. s(%*) Kaza Türleri Çarpma s(%*) Elektrik Çarp. s(%*) Kesilme Batma (%*) Sıkışma s(%*) Toplam s(%**) (15.4) 3 (23.1) 2 (15.4) 3 (23.1) 1 (7.7) 1 (7.7) 1 (7.7) 13 (100) (24.1) 2 (6.9) 5 (17.2) 8 (27.6) 2 (6.9) 2 (6.9) 3 (10.3) 29 (100) (31.6) 2 (10.5) 6 (31.6) 3 (15.8) (10.5) 19 (100) (40.0) 2 (13.3) 3 (20) 4 (26.7) (100) (33.3) 0 1 (33.3) 1 (33.3) (100) (30) 1 (10) 1 (10) 3 (30) 0 1 (10) 1 (10) 10 (100) 47-1 (25) 1 (25) 1 (25) 1 (25) (100) Toplam 26 (28) 11(11.8) 19(20.4) 23(24.7) 3 (3.2) 4 (4.3) 7 (7.5) 93 (100) S:sayı, %*:satır yüzdesi, %**:kolon yüzdesi yaş aralığında % 23.1 oranında düşme ve çarpma eşit oranlı dağılmıştır. %15.4 yüksekten düşme, % 7.7 oranında elektrik çarpması, kesilme batma, ve sıkışma meydana gelmiştir yaş aralığında %27.6 çarpma ve %24.1 yüksekten düşme meydana gelmiştir yaş aralığında %31.6 yüksekten düşme ve malzeme çarpması eşit oranda meydana gelmiştir yaş aralığında % 40 yüksekten düşme ve %26.7 oranında çarpma meydana gelmiştir yaş aralığında %33.3 oranında yüksekten düşme, malzeme çarpması ve çarpma kazaları eşit şekilde meydana gelmiştir yaş aralığında %30 oranında yüksekten düşme ve çarpma kazaları meydana gelmiştir. 47 ve üzeri yaş aralığında %25 oranında yüksekten düşme, düşme, malzeme çarpması ve çarpma eşit şekilde gerçekleşmiştir. 60

70 İncelenenlerin eğitim durumlarına göre geçirdikleri kaza türleri tablo 12 de sunulmuştur. Tablo 12. Eğitim Durumuna Geçirilen Göre Kaza Türleri Eğitim Durumu Yük. Düşmes(%*) Düşmes(%*) Malz. Çarp. s( %*) Çarpmas(%*) Kaza Türleri Elektrik Çarp. s(%*) KesilmeBatm a s(%*) Sıkışmas(%*) Toplam s(%**) Okur Yazar 3 (25) 0 2 (16.7) 5 (41.7) 1 (8.3) 0 1 (8.3) 12 (100) İlk Okul 19 (38) 6 (12) 12 (24) 8 (16) 0 3 (6) 2 (4.0) 50 (100) Orta Okul 3 (12.5) 3 (12.5) 3 (12.5) 8 (33.3) 2 (8.3) 1 (4.2) 4 (16.7) 24 (100) Lise 1 (25) 0 2 (50) 1 (25) (100) Üniver. 0 2 (100) (100) Okur Yazar D (100) (100) Toplam 26 (28) 11 (11.8) 19 (20.4) 23 (24.7) 3 (3.2) 4 (4.3) 7 (7.5) 93 (100) S:sayı, %*:satır yüzdesi, %**:kolon yüzdesi Çalışanların eğitim durumu ile geçirilen kaza türünün doğrudan bir ilişkisi saptanmamıştır. İncelenenlerin çalışma durumuma göre geçirdikleri kaza türleri tablo 13 de sunulmuştur. Tablo 13. Çalışma Durumuna Göre Kaza Türleri Kaza Türleri Çalışma Durumu Yük. Düşmes(%*) Düşme s(%*) Malz. Çarp. s(%*) Çarpma s(%*) Elektrik Çarp. s(%*) KesilmeBatm a s(%*) Sıkışma s(%*) Toplam s(%**) Ana İşveren 3 (30) 2 (20) 3 (30) 1 (10) (10) 10 (100) Alt İşveren 23 (27.7) 9 (10.8) 16 (19.3) 22 (26.5) 3 (3.6) 4 (4.8) 6 (7.2) 83 (100) Toplam 26 (28) 11 (11.8) 19 (20.4) 23 (24.7) 3 (3.2) 4 (4.3) 7 (7.5) 93(100) S:sayı, %*:satır yüzdesi, %**:kolon yüzdesi 61

71 Alt işveren çalışanlarının % 27.7 ile yüksekten düşme en çok geçirilen kaza tipidir. % 26.5 oranında çarpma kazası meydana gelmiştir. % 19.3 oranında malzeme çarpması türü kaza meydana gelmiştir. İncelenenlerin geçirdikleri kaza türüne göre yaralanma dereceleri tablo 14 de sunulmuştur. 62

72 Tablo 14. Kaza Türüne Göre Yaralanma Dereceleri Türleri Yaralanma Derecesi Kaza Türü Hafif s(%*) Orta s(%*) Ağır s(%*) Ölüm s(%*) Toplam s(%*) s(%**) s(%**) s(%**) s(%**) s(%**) Yük. Düşme 9 (34.6) 9 (34.6) 7 (26.9) 1 (3.8) 26 (100) (20.5) (33.3) (33.3) (100) (28) Düşme 7 (63.6) 2 (18.2) 2 (18.2) 0 11 (100) (15.9) (7.4) (9.5) (11.8) Malz. Çarp. 12 (63.2) 3 (15.8) 4 (21.1) 0 19 (100) (27.3) (11.1) (19) (20.4) Çarpma 11 (47.8) 7 (30.4) 5 (21.7) 0 23 (100) (25) (25.9) (23.8) (24.7) Elektrik Çarp 1 (33.3) 0 2 (66.7) 0 3 (100) (2.3) (9.5) (3.2) Kesilme Batma 2 (50) (4.5) 1 (25) (3.7) 1 (25) (4.8) 0 4 (100) (4.3) Sıkışma 2 (28.6) (4.5) 5 (71.4) (18.5) (100) (7.5) Toplam 44 (47.3) 27 (29) 21 (22.6) 1 (1.1) 93 (100) (100) (100) (100) (100) (100) S:sayı, %*:satır yüzdesi, %**:kolon yüzdesi Yüksekten düşme sonucu meydana gelen kazaların % 34.6 sı hafif, %34.6 sı hafif, %26.9 u ağır, %3.8 i ölümle neticelenmiştir. Düşme sonucu meydana gelen kazaların %63.6 sı hafif, %18.2 si orta, %18.2 si ağır olarak gerçekleşmiştir. Malzeme çarpması sonucu meydana gelen kazaların %63.2 si hafif, %15.8 i orta, %21.1 i ağır olarak gerçekleşmiştir. Çarpma sonucu meydana gelen kazaların %47.8 i hafif, %30.4 ü hafif, %21.7 si ağır olarak gerçekleşmiştir. Elektrik çarpması sonucu meydana gelen kazaların %33.3 ü hafif, %66.7 si ağır olarak gerçekleşmiştir. Kesilme Batma sonucu meydana gelen kazaların %50 si hafif, %25 i orta, %25 i ağır olarak gerçekleşmiştir. Sıkışma sonucu meydana gelen kazaların %28.6 sı hafif, %71.4 ü orta olarak gerçekleşmiştir. 63

73 İncelenenlerin geçirdikleri kaza türüne göre yaralanan uzvu tablo 15 de sunulmuştur. Tablo 15. Kaza Türüne Göre Yaralanan Uzuv YARALANAN UZUV Kaza Türü Göz s(%*) Kulak s(%*) Yüz s(%*) Kafatası s(%*) Boyun s(%*) Kol s(%*) Bilek s(%*) El s(%*) Parmak s(%*) Ayak s(%*) Bacak s(%*) Sırt s(%*) Göğüs s(%*) Kalça s(%*) Omuz s(%*) TOP. Yük. Düşme 1 (3.8) 1 (3.8) 2 (7.7) 9 (34.6) 1 (3.8) 2 (7.7) (11.5) 0 3 (11.5) 0 3 (11.5) 1 (3.8) 26 (100) Düşme (18.2) 1 (9.1) (9.1) (18.2) 1 (9.1) 1 (9.1) 0 3 (27.3) 11 (100) Malz. Çarp. 1 (5.3) 0 1 (5.3) 3 (15.8) 0 3 (15.8) 0 1 (5.3) 1 (5.3) 3 (15.8) 2 (10.5) 1 (5.3) 1 (5.3) 0 2 (10.5) 19 (100) Çarpma 3 (13) 0 1 (4.3) 1 (4.3) 0 3(13) 0 2 (8.7) 5 (21.7) 2 (8.7) 2 (8.7) 0 3 (13) 1 (4.3) 0 23 (100) Elektrik Çarp Kesilme Batma Sıkışma (33.3) (66.7) (100) (25) 0 1 (25) 2 (50) (100) (28.6) 3 (42.9) 1(14.3) 1 (14.3) (100) S:sayı, %*:satır yüzdesi, 64

74 Yüksekten düşme kazalarının %34.6 sında kafatası yaralanması meydana gelmiştir. Diğer yaralanan uzuvlar düşük oranlarda ve eşit dağılmıştır. Düşme kazalarının %27.3 ü omuz yaralanması ile sonuçlanmış, %18.2 oranında yüz yaralanması ve bacak yaralanması meydana gelmiştir. Malzeme çarpması sonucu meydana gelen kazalar genellikle eşit dağılmıştır. Kafatası, kol ve ayaklar en çok yaralanan uzuvlardır. Çarpma sonucu meydana gelen kazalarda %21.7 oranında parmaklar yaralanmış, %13 oranında göz ve göğüs yaralanmaları meydana gelmiştir. Elektrik çarpması sonucu meydana gelen kazaların %66.7 si göğüs yaralanması ile sonuçlanmıştır. Kesilme Batma sonucu meydana gelen kazaların %50 si parmak, %25 i el, %25 i kol yaralanması ile sonuçlanmıştır. Sıkışma sonucu meydana gelen kazaların %42.9 u parmak yaralanması ile neticelenmiştir. İncelenen şantiyelerin iş kazası sıklık hızları ve iş kazası ağırlık hızlarına göre dağılımları tablo 16 da sunulmuştur. Ağırlık Hızları Tablo 16. İncelenen Şantiyelerin İş Kazası Sıklık Hızları ve İş Kazası İş Kazası Sıklık Hızı 1. Metod İş Kazası Sıklık Hızı 2. Metod İş Kazası Ağırlık Hızı 1. Metod İş Kazası Ağırlık Hızı 2. Metod Şantiye 1 Şantiye 2 Şantiye 3 Şantiye , , , , , , , , , , , , , , , , Şantiye , , Şantiye 6 0 Türkiye Geneli 2006 Yılı Türkiye Geneli 2005 Yılı , ,

75 İş Kazası Sıklık Hızı : 1.Yöntem : Bir takvim yılında çalışılan iş saatine karşılık kaç kaza olduğunu gösterir. 2.Yöntem : Tam gün çalışan her 100 kişi arasında kaç kaza olduğunu gösterir. İş Kazası Ağırlık Hızı : 1.Yöntem : Bir takvim yılında çalışılan iş saatine karşılık kaç iş gününün iş kazası nedeniyle kaybedildiğini gösterir. 2.Yöntem : Çalışılan her 100 saatte kaç saatin kaybedildiğini gösterir. 66

76 5. BÖLÜM : TARTIŞMA İş kazalarının her sektör içinde meydana gelme şekli, yapılan işin yapım metodlarına göre değişmekle birlikte, kişinin eğitim ve bilinç seviyesi, sosyal durumu, psikolojik durumu ve o anki konsantrasyonuna göre değişmektedir. 1-Bu araştırmada Kaza geçiren 93 kişinin yaş ortalamasının 30,52 ±8,7 olduğu % 65.6 sının da 30 yaşın altında olduğu görülmektedir. Kaza geçiren kişilerin eğitim durumlarına bakıldığında %12.9 oranında okur yazar, %53.7 oranında ilkokul mezunu ve % 25.8 oranında ortaokul mezunu oldukları görülmektedir. Okur yazar, ilkokul mezunu ve ortaokul mezunu olan kaza geçiren kişiler toplamda kaza geçirenlerin %92.4 ünü oluşturmaktadır. Ancak bu oranlar sadece kaza geçiren kişilerin eğitim seviyelerinin düşük olduğunu göstermez. İnşaat sektörünün çalışan evreni diye adlandırılabilecek işçi kesiminin, çok büyük bir bölümünün eğitim seviyesi çok düşüktür.ülke koşulları altında İnşaat sektörü bu çalışanların eğitim seviyelerini arttırmaya yönelik kalıcı çözümler üretememektedir. İş güvenliği uygulamalarının en üst seviyede uygulandığı ülkelerden biri olan İngiltere de 2006 yılında 241 ölümlü iş kazası meydana gelirken ülkemizde 1592 ölümlü iş kazası meydana gelmiştir. 2-İncelenen kazalara bakıldığında en çok gerçekleşen kaza türünün %28 oranında yüksekten düşme türü kaza olduğu görülmektedir. İnsanın denge noktası ikinci bel omurudur. İkinci bel omurunu geçen yerler yüksek olarak kabul edilir. Yüksekten düşme tanımı ülkeden ülkeye değişmektedir.ülkemizde 3 mt nin üzerindeki yükseklikler yüksekten düşme olarak kabul edilirken, Amerika da 1.2 mt, Avrupa Birliğinde ise 1.8 mt üzerinde çalışmalar yüksekte çalışma olarak kabul edilmektedir ve bu yüksekliklerin üzerinde çalışanların kişisel koruyucu ekipman kullanma zorunluluğu vardır. 12 Çalışmada incelenen veriler neticesinde %28 oranında olan yüksekten düşmelere %11.8 oranındaki 3 mt nin altındaki düşmelerde eklenirse inşaat sektöründeki en çok görülen kaza tipinin düşme olduğu ortaya çıkmaktadır. OSHA (Occupational Health And Safety Administration Amerika Birleşik Devletleri İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Kurumu) 2006 yılı verilerine göre 3 mt ve üzeri düşme kazalarının % 85 inde can kaybı olmaktadır. 13 İngiltere Sağlık ve Güvenlik Komisyonu 2006 yılı verilerine göre yüksekten düşme sonucu meydana gelen ölümlü iş kazalarının %51 i inşaat sektöründe gerçekleşmiştir yılında İngiltere de inşaat sektöründe meydana gelen ölümlü iş kazalarının %30 u yüksekten düşme sonucu meydana gelmiştir. 14 Avrupa Birliği tarafından yayınlanan İnşaat Sektöründe Sağlık ve Güvenlik Koordinasyonuna İlişkin En İyi Uygulamalar Kılavuzunda verilere göre Avrupa Birliği ülkelerinde inşaat sektöründe 30 yıl içinde meydana gelen ölümcül iş kazalarının %43 ü işçilerin düşmesi sonucu meydana gelmiştir

77 yılı SSK verilerine göre tüm sektörlerde meydana gelen 79,027 iş kazasının 8896 sı kişilerin düşmesi neticesinde meydana gelmiştir. 8 Bu durum 2006 yılı SSK istatistiklerine göre ölümlü iş kazalarının %25(tr.osha.europa.eu) seviyesi ile en çok gerçekleştiği sektör olan inşaat sektöründe yüksekte çalışmanın önemini göstermektedir. Yapılan çalışmada da meydana gelen tek ölümlü iş kazası yüksekten düşme neticesinde gerçekleşmiştir. 4-Yapılan araştırmada %4.3 oranında kesilme-batma ve % 7.5 oranında sıkışma türü kaza olduğu görülmüştür. Sayı olarak çok daha fazla olması gereken bu tip kazaların sayıca az olmasının sebebi, inşaat sektöründe bu tip kazaların çok fazla kayda alınamadığını göstermektedir. Sıyrık, kesik, batma gibi kazalar, hastane veya revire gidilmesi zaruri olmadığı sürece rapor edilmemekte, yıkama veya yarabantı gibi çözümlerle tedavi edilmeye çalışılmaktadır. SSK verilerine göre tüm sektörlerdeki 79,207 kazanın sı yani %27.7 si sıkışma, batma kesilme türü kazalardan meydana gelirken, yapılan araştırmada meydana gelen 93 kazanın %11.8 i bu tip kazalardan oluşmuştur.(ek-8, SSK Tablo 23) 5-Çalışmada, malzeme çarpması veya düşmesi neticesinde meydana gelen kaza oranı %20.4 olurken, İngiltere de inşaat sektörü 2006 yılı verilerine göre malzeme düşmesi/çarpması oranı toplam kazaların %17 sini oluşturmaktadır İş kazaları neticesinde vücutta yaralanan uzuvlar incelendiğinde, incelenen 93 kaza sonucunda %15.1 oranında kafatası yaralanması ortaya çıkmıştır. Kafa bir bütün olarak düşünüldüğünde % 7.5 oranında yüz, %5.4 oranında göz ve %1.1 oranında kulak yaralanmaları görülmüştür. Kafa yaralanmaları dışında yoğun olarak kol, parmak ve ayak yaralanmaları inceleme sonucunda görülmüştür ancak parmak ve kol yaralanmalarının ölümcül riski, kafa yaralanmalarına göre çok düşüktür. Kafa yaralanmalarından korunmak için başta inşaat sektörü ve bir çok sektörde kullanılması zorunlu olan baret kullanımının seviyesini arttırmak ve baretin doğru kullanımını sağlamak gerekmektedir. Baret dışındaki yüz ve göz koruyucuların önemi yeteri kadar bilinmemektedir. Gözlük, siperlik ve kulak koruyucuların kullanımı da baret kullanımı kadar önemlidir. Kafa koruyucu ekipmanlarının kullanım seviyesinin istenenden az olmasının önemli sebeplerinden birininde kullanılan ekipmanların kalitesiz olmasından dolayı çalışanı rahatsız etmesi olduğu gözlenmiştir. 7-Kazalar incelendiğinde iş kazalarının genellikle sabah saatlerinde olduğu görülmektedir. Meydana gelen kazaların % 49.5 i sabah 9 ile 12 arasındaki zaman diliminde gerçekleşmektedir. SSK iş kazası istatistikleri İş Kazasının Meydana Geldiği Saatlere Göre Dağılımı tablosunda meydana gelen kazaların %45 inin ilk 3 saatte meydana geldiği görülmektedir. Sabah saatlerinde yetersiz dinlenme ve beslenmeden dolayı işçilerin büyük bölümünde konsantrasyonun düşük olması kaza sayılarını arttırmaktadır. Paydos saatlerine 68

78 yaklaştıkça işçilerde meydana gelen konsantrasyon ve dikkat kaybı genel olarak iş güvenliği literatüründe kabul edilmektedir. İnş.Müh Ali Rıza Aksöyek tarafından hazırlanan İnşaat Sektöründe İş Kazalarının analizi konulu master tezinde de kazaların paydos saatlerinde maksimum değerleri aldığı görülmektedir Kazaların meydana geldiği günlere bakıldığından kazaların haftanın günlerine genel olarak eşit dağıldığı görülmektedir. En çok kazanın olduğu gün %18.3 oranında Pazar günü olması beklenmeyen bir durumdur. Normal şartlarda ülkemizde Pazar günleri çalışılmamaktadır. Ancak inşaat sektöründe hafta içi kadar olmasa da çalışmalar Pazar günleri devam etmektedir. Normal çalışma günlerine nazaran daha az olan işgücüne karşılık daha çok kaza olması Pazar gününün çalışanlar üzerinde yarattığı motivasyon eksikliği ile birlikte Pazar günleri şantiye saha kontrollerinin ve saha denetiminin daha düşük seviyelerde olmasından kaynaklanabileceği değerlendirilmektedir. İnş.Müh Ali Rıza Aksöyek tarafından hazırlanan İnşaat Sektöründe İş Kazalarının analizi konulu master tezinde kazaların günlere göre dağılımı incelendiğinde Pazar gününün en az kaza olan gün, Pazartesi günününde en çok kaza olan gün olduğu belirlenmiştir. 16 Ancak kaza dağılımları haftanın tüm günlerinde birbirine çok yakın değerlerde dağılım göstermiştir. İnş.Müh Ali Rıza Aksöyek tarafından hazırlanan İnşaat Sektöründe İş Kazalarının analizi konulu master tezinde kazaların motivasyon ve konsantrasyon eksikliği, haftanın yorgunluğu, işe adapte olamama nedeni ile Pazartesi günleri daha fazla beklenmesi gerektiği tezi savunulmaktadır. 9-Kazalar, kazanın gerçekleştiği ay a göre incelendiğinde kazaların ay lara eşit dağıldığı ve inşaat hızının ve çalışan sayısının arttığı aylarda kaza sayılarının artış gösterdiği görülmektedir. Hava koşullarının doğrudan etkilediği iş koşulları yapılan imalatların hızını arttırabilmekte ve azaltabilmektedir. Uygun olmayan hava koşullarında devam edilen çalışmalarda iş kazası riskleri artmaktadır. 10-Şantiyeler arasında iş kazası sıklık hızları ve ağırlık hızları karşılaştırıldığı zaman İş kazası sıklık hızlarının Türkiye ortalamalarının üzerinde olduğu görülmektedir. Ancak Türkiye ortalamalarının, çalışan sayısındaki büyüklük ve iş kazası bildirimlerinin azlığı sebebi ile gerçek değerlerinden daha düşük olduğu düşünülmektedir. Buna mukabil, şantiye iş kazası ağırlık hızları da Türkiye ortalamalarının altındadır. Bunun sebebi de araştırmada incelenen 93 iş kazasında sadece 1 adet ölümlü iş kazası mevcut olmasıdır. Türkiye ortalaması hesaplarına bakıldığı zaman ölümlü iş kazaları sayısı fazladır. Bu durum çalışmada hesaplanan değerler açısından iş kazası sıklık hızlarının yüksek, yani oransal olarak fazla iş kazası olduğunu, ancak kazalardan dolayı meydana gelen süre kayıplarının ölümlü iş kazası azlığı sebebi ile Türkiye ortalamalarının altında kaldığını göstermektedir. 69

79 11-Şantiyeler iş kazası sıklık hızları ve ağırlık hızları açısından kendi aralarında karşılaştırıldıklarında 2007 yılında, 2006 yılına göre genel bir düşüş görülmektedir. Bu durum kazalara karşı alınan önlemlerin tecrübe ile birlikte geliştiğini göstermekle beraber, 1 yıl içersinde kaba inşaat tipinden, ince inşaat tipine geçilmesi yani çalışma kaleminin değişmesinin de iş kazaları üzerinde etkili olduğunu göstermektedir. İncelenen şantiyelerin tamamı üstyapı şantiyesi olduğu için şantiye tipleri ile hesaplanan kaza sıklık ve ağırlık hızları arasında bir ilişki saptanmamıştır. Ölümlü iş kazasının gerçekleştiği 4 nolu şantiyede iş kazası ağırlık hızı aşırı değer almıştır. 70

80 6. BÖLÜM : SONUÇLAR Bir inşaat şirketinin 6 adet büyük ölçekli üstyapı şantiyesinde tarihleri arasında meydana gelen 93 iş kazasının istatistiksel olarak incelenmesi konulu bu çalışmanın sonuçları aşağıda belirtilmiştir. 1- Kaza geçiren kişilerin yaş ortalaması dir. Kaza geçiren kişilerin % 65.6 sı 30 yaşın altındadır. Yaş dağılımına göre en çok kaza geçiren yaş dağılımı %31.2 ile yaş aralığıdır. Bu durum yaş aralığındaki işçilerin tecrübesiz ve kendisine duyduğu aşırı güveni göstermektedir. 2- Kaza geçiren kişilerin % 12.9 u okur yazar, 53.8 i ilk okul mezunu, %25.8 i orta okul mezunudur. Lise ve yüksek okul mezunu olanların oranı %6.5 dir. Çalışanların ilkokul eğitimleri dışında herhangi bir mesleki eğitim ya da sertifikaya sahip olmadıkları görülmektedir. İşçilerin eğitim seviyesi sadece kazaya uğrayanlar arasında değil tüm sektör çalışanları arasında çok düşüktür. 3- Kaza geçiren kişilerin %10.8 i Ana işveren e bağlı, %89.2 sinin Alt işveren e bağlı çalıştığı görülmektedir. Sektörel olarak taşeron sistemi ile çalışılması, taşeron işçilerinin sayıca daha fazla olduğunu ve daha fazla risk altında olduğunu göstermektedir. 4- Meydana gelen kazaların türlerine göre dağılımı incelendiğinde %28 ile yüksekten düşme en fazla meydana gelen kaza türüdür. %24.7 ile çalışanın çarpması ve %20.4 ile malzeme çarpması/ düşmesi en çok meydana gelen kaza türleridir. Şantiye ortamlarının çok dağınık ve karmaşık olması ve üstyapı şantiyelerinde binalar yükseldikçe, yüksekte çalışmaları en riskli çalışma kalemi olarak ortaya çıkarmaktadır. Kalıp çalışmaları (montaj ve demontaj), iş iskelesi üzerinde çalışma ve korunaksız yerlerde çalışma düşme riskini ortaya çıkaran temel inşaat iş kalemleridir. Malzeme çarpması/düşmesi ve çalışan çarpması da, çok dağınık işyerlerinde çalışılması, çalışanların diğer kişileri dikkate almadan çalışması(eğitim eksikliği), dar ve yeterince aydınlatılmamış yerlerde çalışma nın getirdiği kaza türleridir. 5-Analizde ortaya çıkan % 4.3 lük kesilme batma türü kaza sektör değerleri ile çok fazla uyuşmamaktadır. Çivi batması, kesilme vb. kazaların sayıca diğer tüm kaza türlerinden fazla olması beklenmesine karşın yapılan çalışmada sayıca çok azdır. Bu durumun sebebi bu tip kazalardan dolayı meydana gelen yaralanmaların çok küçük seviyede olması ve bu tip yaralanmaların yetkililere haber vermemesi ve kayda alınamaması gösterilebilir. 71

81 6- İncelenen kazanın yaralanan uzva göre dağlımı incelendiğinde %15.1 ile kafatası, % 11.8 ile parmak ve %9.7 ile kol en başta gelmektedir. 7- Kazalar yaralanma derecesine göre incelendiğinde kazaların %47.3 ü hafif, %29 u orta, %22.6 sı ağır ve %1.1 i ölüm olarak gerçekleşmiştir. Hafif kazaların sayıca fazla olması beklenen bir değerdir. Pratikte hafif kazaların tamamının kayda alınamadığı da şantiyelerde gözlemlenmektedir. Ancak hafif ve ağır dereceli iş kazalarında mutlaka kayıt tutulmaktadır. 8- Meydana gelen kazaların %49.5 i sabah saatlerinde, %24.7 si öğle saatlerinde, %20.4 ü öğleden sonra %5.4 ü akşam saatlerinde meydana gelmiştir. Kazaların %49.5 oranında sabah meydana gelmesi, sabah saatlerindeki dikkat ve konsantrasyon ile ilgilidir. Ayrıca paydos saatine daha yakın saatlerde iş kazalarının olma olasılığının artması iş güvenliği literatürünce kabul edilmektedir. Akşam saatlerinde kaza oranı %5.4 olduğu görülmektedir. Akşam saatlerinde çalışan kişi sayısı gündüz çalışan sayısından oldukça azdır. Ancak sayı olarak böyle bir oran vermek mümkün değildir. Akşam saatlerinde büyük şantiyelerde beton döküm işleri yapılabilmektedir. Bunun dışında imalat kalemleri yapılamamaktadır. Bu sebeple, gece kaza oranının %5.4 olması aslında gece kazaların oransal olarak az olacağını göstermez. 9- Kazaların %18.3 ile en çok Pazar günü olduğu görülmektedir. Pazar günleri ülkemizde şantiyelerin beyaz yakalı personeli(mühendis ve idari kadro) genellikle çalışmamaktadır. Ancak fazla mesai yapan işçiler çalışmalara devam etmektedir. Pazar günlerinde meydana gelen kazaların sayıca diğer günlerden fazla olması, şantiyedeki denetim ve otorite eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Kaza oranları haftanın diğer günlerine genellikle eşit dağılmıştır. 10- Kazaların aylara göre dağılımı. 11- Yaş gruplarına göre kazalar incelendiğinde yaş aralığında % 23.1 oranında düşme ve çarpma eşit oranlı dağılmıştır. %15.4 yüksekten düşme, % 7.7 oranında elektrik çarpması, kesilme batma, ve sıkışma meydana gelmiştir yaş aralığında %27.6 çarpma ve %24.1 yüksekten düşme meydana gelmiştir yaş aralığında %31.6 yüksekten düşme ve malzeme çarpması eşit oranda meydana gelmiştir yaş aralığında % 40 yüksekten düşme ve %26.7 oranında çarpma meydana gelmiştir. 72

82 38-42 yaş aralığında %33.3 oranında yüksekten düşme, malzeme çarpması ve çarpma kazaları eşit şekilde meydana gelmiştir yaş aralığında %30 oranında yüksekten düşme ve çarpma kazaları meydana gelmiştir. 47 ve üzeri yaş aralığında %25 oranında yüksekten düşme, düşme, malzeme çarpması ve çarpma eşit şekilde gerçekleşmiştir. 12-Kaza dağılımları tüm yaş gruplarında yüksekten düşme ve malzeme çarpması öne çıkmaktadır. İnşaat sektöründeki iş kalemlerinin yapısı itibarı ile düşme olasılığı olan bir çok iş kaleminin olması, çalışılan saha içinde çalışmazken bile düşme risklerinin bulunması, Yüksekten Düşme kazalarını en fazla gerçekleşen kaza modeli yapmaktadır. 13-Malzeme Çarpması/Düşmesi tipi kazalar karmaşık çalışma ortamında dikkatsizlik, düzensizlik, makina ekipmanların yanlış kullanılması vb birçok güvensiz hareket neticesinde ortaya çıkan yüksekten malzeme düşmesi, bir parçanın kopması, fırlaması ve çarpması neticesinde ortaya çıkan kaza modelleridir. Malzeme Çarpması/Düşmesi türü kazalarda bütün kazalarda olduğu gibi kök neden analizi yapılmazsa kazanın tekrar etme olasılığı çok yüksektir. Bu tür kazalarda yaralanma olmadığı takdirde ucuz atlatma ya da ramak kala diye adlandırılan durumlar ortaya çıkar ve olayın incelenmesini gerektirir. Ancak çalışan işçilerin eğitim profillerinin çok düşük olması sebebi ile bu tip kazalar yetkililer görmediği sürece haber verilmemekte ve önlem alınamamaktadır. Yapılan istatistikler kazalardan önce mutlaka ipucu niteliğinde küçük farkedilmeyen kazaların gerçekleştiğini göstermektedir. 14-Çalışanların bir yere ya da bir cisme çarpması sonucu ortaya çıkan kazalarda çalışma ortamının karışıklığı ve fiziksel uygunsuzluklarında kaynaklanmaktadır. Çalışılan bölgelerin karanlık, dar, küçük olması sebebi ile kişilerin çarpması sonucu meydana gelen kaza oranları yüksektir. 15- Eğitim durumuna göre kaza türleri incelendiğinde eğitim durumunun geçirilen kaza türü ile doğrudan bir ilgisi bulunmadığı ortaya çıkmaktadır. 16- Kazalar işçilerin çalıştığı firma gözöünde bulundurularak incelendiğinde alt işveren çalışanlarında % 27.7 ile yüksekten düşme en çok geçirilen kaza tipidir. % 26.5 oranında çarpma kazası meydana gelmiştir. % 19.3 oranında malzeme çarpması türü kaza meydana gelmiştir. Alt işveren çalışanlarını sayıca daha çok olduğu şantiyelerde, ana işveren çalışanlarının kurallara daha çok uymaları ve kişisel koruyucu ekipmanlarının daha kaliteli olması beklenmektedir. 73

83 İncelen kazalarda oransal olarak alt işveren ile ana işveren çalışanlarının geçirdiği kazaların ilk 3 sırasında yüksekten düşme, çarpma ve malzeme çarpması/düşmesi vardır. 17- Kaza türleri yaralanma derecelerine göre incelendiğinde tek ölümlü iş kazasının yüksekten düşme sonucu meydana gelmiştir. Yüksekten düşme sonucu meydana gelen kazaların % 34.6 sı hafif, %34.6 sı hafif, %26.9 u ağır, %3.8 i ölümle neticelenmiştir. Düşme sonucu meydana gelen kazaların %63.6 sı hafif, %18.2 si orta, %18.2 si ağır olarak gerçekleşmiştir. Malzeme çarpması sonucu meydana gelen kazaların %63.2 si hafif, %15.8 i orta, %21.1 i ağır olarak gerçekleşmiştir. Çarpma sonucu meydana gelen kazaların %47.8 i hafif, %30.4 ü hafif, %21.7 si ağır olarak gerçekleşmiştir. Elektrik çarpması sonucu meydana gelen kazaların %33.3 ü hafif, %66.7 si ağır olarak gerçekleşmiştir. Kesilme Batma sonucu meydana gelen kazaların %50 si hafif, %25 i orta, %25 i ağır olarak gerçekleşmiştir. Sıkışma sonucu meydana gelen kazaların %28.6 sı hafif, %71.4 ü orta olarak gerçekleşmiştir. Tablo incelendiği zaman ölümlü iş kazalarının tamamının yüksekten düşme sonucu olduğu ortaya çıkmaktadır. Ağır yaralanma ile neticelenen iş kazalarının % 33.3 ü yüksekten düşme %23.8 i çarpma, %19 u malzeme düşmesi sonucunda meydana gelen kazalardır. 18- Kaza türüne göre yaralanan uzuvlar incelendiğinde Yüksekten düşme kazalarının %34.6 sında kafatası yaralanması meydana gelmiştir. Diğer yaralanan uzuvlar düşük oranlarda ve eşit dağılmıştır. Düşme kazalarının %27.3 ü omuz yaralanması ile sonuçlanmış, %18.2 oranında yüz yaralanması ve bacak yaralanması meydana gelmiştir. Malzeme çarpması sonucu meydana gelen kazalar genellikle eşit dağılmıştır. Kafatası, kol ve ayaklar en çok yaralanan uzuvlardır. 74

84 Çarpma sonucu meydana gelen kazalarda %21.7 oranında parmaklar yaralanmış, %13 oranında göz ve göğüs yaralanmaları meydana gelmiştir. Elektrik çarpması sonucu meydana gelen kazaların %66.7 si göğüs yaralanması ile sonuçlanmıştır. Kesilme Batma sonucu meydana gelen kazaların %50 si parmak, %25 i el, %25 i kol yaralanması ile sonuçlanmıştır. Sıkışma sonucu meydana gelen kazaların %42.9 u parmak yaralanması ile neticelenmiştir. 19- Şantiyelerin iş kazası sıklık hızları ve iş kazası ağırlık hızları incelendiğinde 1.yöntemle iş kazası sıklık hızlarına bakıldığı zaman 2006 yılında 1,000,000 iş saatine karşılık 1.şantiyede 19, 2.şantiyede 11, 3.şantiyede 7 ve 4. şantiyede 3 iş kazası meydana gelmiştir. 1.yöntemle iş kazası sıklık hızlarına bakıldığı zaman 2007 yılında 1,000,000 iş saatine karşılık 1.şantiyede 9, 2.şantiyede 5, 3.şantiyede 5, 4. şantiyede 11, 5.şantiyede 8 ve 6. şantiyede 15 iş kazası meydana gelmiştir. 2.yöntemle iş kazası sıklık hızlarına bakıldığı zaman 2006 yılında her 100 kişi arasında 1.şantiyede 4, 2.şantiyede 3, 3.şantiyede 2 ve 4. şantiyede 1 iş kazası meydana gelmiştir. 2.yöntemle iş kazası sıklık hızlarına bakıldığı zaman 2007 yılında 100 kişi arasında 1.şantiyede 2, 2.şantiyede 1, 3.şantiyede 1, 4. şantiyede 3, 5.şantiyede 2 ve 6. şantiyede 3 iş kazası meydana gelmiştir. 1.yöntemle iş kazası ağırlık hızlarına bakıldığı zaman 2006 yılında 1,000,000 iş saatine karşılık 1.şantiyede 75, 2.şantiyede 84, 3.şantiyede 49 ve 4. şantiyede 71 iş günü iş kazaları sebebi ile kaybedilmiştir. 1.yöntemle iş kazası ağırlık hızlarına bakıldığı zaman 2007 yılında 1,000,000 iş saatine karşılık 1.şantiyede 69, 2.şantiyede 42, 3.şantiyede 476 ve 4. şantiyede 1141, 5.şantiyede 227, 6.şantiyede 579 iş günü iş kazaları sebebi ile kaybedilmiştir. 2.yöntemle iş kazası ağırlık hızlarına bakıldığı zaman 2006 yılında her 100 saate karşılık 1.şantiyede 0.06, 2.şantiyede 0.07, 3.şantiyede 0.04 ve 4. şantiyede 0.06 saat iş kazaları sebebi ile kaybedilmiştir. 2.yöntemle iş kazası ağırlık hızlarına bakıldığı zaman 2007 yılında her 100 saate karşılık 1.şantiyede 0.05, 2.şantiyede 0.03, 3.şantiyede 75

85 0.38, 4. şantiyede 0.91, 5.şantiyede 0.18 ve 6.şantiyede 0.46 saat iş kazaları sebebi ile kaybedilmiştir. 7. BÖLÜM : ÖNERİLER Ekonomi içindeki etkisi, istihdam olanakları ile her dönemde yoğun olarak faaliyet gösteren inşaat sektörü büyük bir hızla varlığını sürdürmekte ve gelişmektedir. Ülkemizde inşaat sektörü bir çok dünya ülkesinin ilerisinde, gerçekleştirilen ve taahhüt altına alınan projeler dünya ölçeğindedir. Yurt dışı müteahhitlik hizmetleri ölçeğine bakıldığında ülkemiz inşaat sektöründe dünyanın en ileri ülkelerinden biridir. Sektörün yapım tekniklerinin gelişmesi, beraberinde gelişen hukuki gereklilikler ve artan devlet otoritesi, sektörün içindeki iş güvenliği çalışmalarını gelişmeye zorlamaktadır. İnşaat sektörü içindeki iş kazalarının incelendiği bu çalışmada, kazaların inşaat sektörüne özel sebepleri araştırılmış ve kazaların kök neden ilişkisine ulaşılmaya çalışılmıştır. Basit bir kazadan yola çıkarak, inşaat sektöründe iş kazaları ve iş güvenliği önlemleri ile ilgili en önemli iki sebebin Güvensiz Hareketleri oluşturan çalışan kesimin eğitim eksikliği, ve Güvensiz Durumları oluşturan işveren kesiminin maliyet sorunudur. Kazaları incelendiği zaman yüksekten düşme kazalarının sayıca fazlalığı hem araştırmada hem de tüm ulusal ve uluslararası çalışmalarda görülmektedir. Özellikle inşaat sektöründe çok yoğun olarak çalışılan kalıp montajı, çelik imalatlar, bina cephe çalışmaları, mekanik imalatlar vb. bir çok imalatta düşme riski bulunmaktadır. Düşme riski bulunan yerlerde yapılan çalışmalarda öncelikle düşme durdurma sistemleri kurulmalı ve bu sistemlerin kullanılması zorunlu hale getirilmelidir. Düşme durdurma sistemleri basit emniyet kemerleri dışında, işçinin kolayca çalışmasını sağlayacak, güvenlik halatı, kilit sistemi gibi sistemlerden oluşmalıdır. Kurulan sistem mühendislerde düşünülmeli tasarlanmalıdır. Yüksekte çalışmalarda kafa koruyucu ekipman olarak kullandıkları baretlerin mutlaka çene bağı olmalıdır. Araştırmada incelenen yüksekten düşme kazalarında kafa yaralanmalarında, düşme esnasında kafadan çıkan baretler olduğu görülmüştür. 18 Düşme sonucu çarpma anında veya düşme esnasında kafanın olası darbelerden 76

86 minimum seviyede etkilenmesi için kullanılan baretin mutlaka çene bağı ya da benzeri sistemi olması gerekmektedir. Malzeme düşmesi ve çarpması kazalarına karşı alınması gereken önlemlerin başında eğitim gelmektedir. Ne yazık ki inşaat şantiyelerinde malzeme ve iş bitiminde moloz atımının önüne geçilmemektedir. İşçilerin malzemelerin taşınmasından doğan iş kaybını ve zamanı yenmek için tamamen bilinçsizce aşağıya malzeme ve atık atmalarından dolayı sıkılıkla kazalar olmaktadır. Modern iş güvenliği bilimi içinde malzeme atımı için özel şut sistemleri, malzeme düşmesini önlemek için ağ sistemleri, asansör sistemleri, kontrollü alan uygulamaları gibi bir çok örnek mevcuttur. 19 Bu sistemler işveren için maliyet oluşturduğu için genellikle tercih edilmemektedir. Bu tür sistemlerin kurulamadığı şantiyelerde gene de malzeme ve atık binalardan aşağıya atılmamalıdır. Taşınarak indirilmelidir. Şantiyelerde sayıca çok olan ancak kayıt altına alınması nispeten zor olan kesilme, batma, sıçrama gibi kazalar neticesinde meydana gelen küçük seviyeli yaralanmalar için şantiyelerde yeterli sayıda ilkyardım malzemesi ve sürekli şantiyede bulunacak bir sağlık memuru sağlanmalıdır. Yasal olarak da işyeri hekimi ve sağlık memurunun 50 kişiyi geçen ve endüstriden sayılan işyerlerinde zorunlu olarak bulundurulması gerekmektedir. Koğuşların bulunduğu ve işçilerin ikamet ettiği şantiyelerde sağlık memurunun 24 saat bulundurulması ve bu tür küçük kazalarda müdahalede bulunması çok önemlidir. 20 Malzeme sıçramalarından dolayı yüz ün ve özellikle göz ün korunması inşaat sektöründe genellikle ikinci planda kalmış bir korunma ihtiyacıdır. korunma ihtiyacıdır. Yapılan bir çok imalat çeşidinde, beton dökümünde, bir malzeme kesiminde, tuğla örülmesinde, alçı boya yapımında, zımpara yapılmasında, kalıba çivi çakılırken, betona çivi çakılırken göz koruması mutlaka sağlanmalıdır. Göze çapak kaçması ve buna benzer küçük malzeme kaçması kazaları sayıca çok fazla olmaktadır. 21 Kişisel koruyucu malzeme kullanımı ve bu malzemelerin verimi ile ilgili netice alınabilmesi için, malzemelerin belli standartların üzerinde alınması gerekmektedir. Ne yazık ki ülkemizde halen satışı kanunen yasak olması gereken CE işareti taşımayan ürünler, kullanılması sakıncalı olan bel tipi emniyet kemerleri gibi malzemeler satılmaktadır. İş güvenliği konusunda çok detaylı bilgiye sahip olmayan herhangi bir işveren bu malzemeleri ucuz maliyet ile temin etmekte ve çalışanına vermektedir. Kalitesi düşük iş güvenliği malzemelerinin işçi tarafından kullanılması çok zordur. Ayağını sıkan veya yara yapan bir ayakkabının giyilmesi, bağlandığı zaman hareket imkanını kısıtlayan bir emniyet kemeri kullanımı, takıldığı zaman terleten yada buğu yapan bir gözlük ve buna benzer örnekler kişisel koruyucu donanımlı kullanımını imkansız hale 77

87 getirmelidir. Kişisel koruyucular mutlaka belli kalitelerin üzerinde seçilmeli ve işçinin konforu mutlaka düşünülmelidir. Ancak bu durum işverenler açısından maliyet sorununu tekrar ortaya çıkarmaktadır. Eğitim: Ülke genelinde iş güvenliği konusunda uzmanlaşmış teknik kadroların yeterince bulunmaması ve bu kadroların getirdiği maliyet sebebi ile şantiyelerde iş güvenliği istihdamı genellikle yapılmamaktadır. Devam eden bir şantiyede iş güvenliği istihdamı olmaması, tamamen diğer çalışanların kişisel hassasiyetlerine ve bilgilerine kalmaktadır. Ülkemizde üniversitelerin mühendislik bölümlerinin büyük bir bölümünde iş güvenliği ile ilgili herhangi bir ders olmaması bu konuda büyük bir eğitim açığının oluşmasına sebep olmaktadır yılından itibaren Çalışma Bakanlığı tarafından yapılan eğitimlerle mühendislere iş güvenliği eğitimi verilmiş ve eğitim sonunda sınavla iş güvenliği uzmanı olma hakkı teknik kişilere tanınmıştır. Ancak uzman sıfatı daha sonra Danıştay tarafından iptal edilmiştir. Özel firmalar, eğitim kurumları ve çeşitli sektör sendikaları tarafından iş güvenliği ile ilgili eğitimler devam etmektedir. Şantiyelerde tehlikelerin tespit edilip, risklerin hesaplanması ve önceden tedbir alınması, eğitimlerin gerçekleştirilmesi, kısaca iş güvenliği çalışmalarının yönetilmesi ve sürekliliğinin sağlanması için iş güvenliği istihdamı zorunludur. Bütün gelişmiş ülkelerde bu zorunluluğu görmek mümkündür. Sektör içersinde yaygın olan ve işverenler tarafından tercih edilen, mevcut şantiye kadrosundaki bir mühendisin iş güvenliğinden sorumlu kılınması hukuken mümkün ancak sonuçlar açısından sakıncalıdır. Bu tip örnekler sadece kağıt üzerindeki sorumluluğu gerçekleştirmek için yapılmaktadır. Yapılan araştırmalar ve uygulama örnekleri görevli bir mühendisin ana görevi dışında iş güvenliği ile sorumlu kılınmasının bir fayda sağlamadığını göstermektedirler. Bu kişiler öncelikle kendi görevlerini yerine getirirken haklı olarak iş güvenliğini sorumluluklarını ikinci plana itmektedir. 78

88 İnşaat sektörünün çalışan evreni diye adlandırılabilecek işçi kesiminin çok büyük bir bölümünün eğitim seviyesi çok düşüktür.ülke koşulları ve bu koşullar altında İnşaat sektörü bu çalışanların eğitim seviyelerini arttırmaya yönelik kalıcı çözümler üretememektedir. Eğitim seviyesinin düşüklüğü kazaları doğrudan etkileyen majör bir parametredir. İş kanununa göre çalışanların yeterli güvenlik önlemi alınmadığı takdirde işe başlamama ya da çıkmama hakları vardır, ancak bu hakkın kullanılması, talep edilmesi, insanın kendi kendini koruma güdüsünün gelişmesi için eğitim seviyelerinin arttırılması şarttır. 23 Gelişmiş ülkelerde olduğu gibi işinde iş güvenliği ölçütlerini doğal olarak bulunduran mesleki eğitimler ve branşlaşma ve neticesinde sertifikasyon mutlaka arttırılmalı ve kanunen sertifikalı personel çalıştırma zorunluluğu getirilmelidir. 79

89 8. BÖLÜM : ÖZET Ekonomik olarak çok büyük ölçekli lokomotif olarak nitelenebilecek sektörlerden biri olan inşaat sektörü, gerek çalışma şartları gerekse, çalışan insan profili açılarından ele alındığında çalışma ortamının çok riskli olduğu sektörlerden biridir. Çalışma esnasında maruz kalınan bu riskler karşısında gerek işverenin tedbirsizliği gerekse çalışan bilinçsizliği ve tedbirsizliği karşısında iş kazaları meydana gelmektedir. Meydana gelen iş kazaları neticesinde geçici yaralanmalar, kalıcı yaralanmalar ve ölümler meydana gelmektedir. Kazaların neticesinde insan hayatına gelen zarar dışında her kazanın olumsuz yönde bir ekonomik değeri ortaya çıkmaktadır. Bu negatif ekonomi kaza geçiren kişiden başlayarak, çalışılan firma ve nihayetinde ülke ekonomisine büyük zararları olmaktadır. Her ülke iş kazalarını önlemek için hukuk düzeni içersinde yasal zorunluluklar geliştirmiş ve karşılıklı olarak çalışan ve işveren kesimine ayrı ayrı yükümlülükler yüklemiştir. Bu kuralların modernliği ve uygulamaları, denetimi ülkelerin gelişmişlik ve ekonomik seviyesine göre şekillenmektedir. Bütün dünyada ve ülkemizde insan hayatını korumak ve ekonomik kayıpları önlemek için iş kazalarının önlenmesi için yoğun bir çaba harcanmaktadır. Yasal düzenlemelerin yanında bilimsen araştırmalar ve çalışmalar yol gösterici olmaktadır. Bu çalışmada inşaat sektöründe meydana gelen kazaların istatistiksel olarak incelenmesi amacı ile inşaat sektöründe ciro değerleri ile büyük ölçekli sayılan, iş güvenliği uygulamalarının üst seviyede uygulandığı bir inşaat şirketinin 6 adet üst yapı şantiyesinde 2 yıl içinde meydana gelen 93 iş kazası incelenmiştir. Yapılan çalışma neticesinde inşaat sektöründe yüksekten düşmelerin daha çok meydana geldiği ve yüksekten düşme sonucu oluşan kaza yaralanmalarının sektör içindeki en riskli kaza tipi olduğu görülmektedir. Bu kaza tipi sonucunda genellikle kafa yaralanmalarının olduğu görülmektedir. Kaza geçiren kişilerin eğitim seviyelerinin çok düşük olduğu belirlenmiştir. İnşaat sektörünün mevsimsel olarak hızlandığı ve doğal olarak çalışan sayısının arttığı dönemlerde kaza sayılarının artış gösterdiği yapılan çalışmada gözlemlenmiştir. Çalışma saatlerine göre kazaların daha çok günün sabah zaman diliminde ve paydos saatlerinde yakın saatlerde olduğu görülmüştür. Kazaların günlere göre dağılımına bakıldığında da kazaların haftanın günlerine genellikle eşit olarak dağıldığı görülmüş ancak Pazar günleri en fazla kaza olan gün olması, çalışanlar açısından konsantrasyon, işveren açısından da tedbir ve kontrol mekanizmalarının yetersizliğine işaret etmektedir. 80

90 9. BÖLÜM : SUMMARY Construction industry is a large scale motivating factor amongst other industries despite of its heavy and risky working environments and its staff and labour profiles. Accidents and incidents occur in this working environment due to either Employer s negligence or Employee s negligence and their lack of training. These accidents and incidents cause temporary injuries, permanent injuries and disabilities and even fatalities on employees. All accidents/incidents as well as causing harm to injured persons also initiates huge financial downside to the industry. This downside affect not only damages injured persons life, costs Employer and in larger schemes costs Country s financial wellbeing. All modern countries have developed series of legal actions and responsibilities for both employers and employees in their Law system. Applicability of these legal actions depends on those countries financial and social wealth. Endless efforts are taken in our country as well as all around the world to prevent accidents and accident caused financial affects. All scientific research activities contribute legal arrangements and both shade a light on presentation of accidents. In this report, one of the leading Construction Company s 93 accidents have been analyzed which those occurred in last 2 years time in order to reach a statistical conclusion. Research has shown that most of the accidents are fall related and these accidents are the most harmful to human health. Again most of the fall related accidents caused head injuries. All those who are injured had limited educational background. It has also been observed that the construction industry enlarges during summer and spring seasons and the accidents are more frequent in these periods. Majority of the accidents had occurred either in early mornings or near to breaks. A quick glance to percentage dispersion of accidents per week day has shown that almost all the weekdays have had similar rates except Sundays. This has proven that from the employees perspective lack of concentration from Employer s perspective lack of presentation and supervision. 81

91 10. BÖLÜM : KAYNAKÇA 1. YILMAZ G., İşçi Sağlığı ve İş Güvenliğinin Tarihsel Gelişimi, ; Nisan Sayılı İş Kanunu, TBMM; Ankara. 3. İş Güvenliği Mevzuatı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü ; : Erişim Tarihi : Ekim Türk Yapı Sektörü Raporu 2006, Yapı Endüstri Merkezi ; s ÖZKILIÇ Ö., İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemleri Ve Risk Değerlendirme Metodojojileri ; Mart 2005 ; s 10-19, Fundamental Aims Of Occupational Health Monitoring ; Environmental and Health Monitoring in Occupational Health ; Genova 1973, s Türkiye İş Kazası İstatistikleri ; ; Erişim Tarihi : Kasım inşaatta Sağlık ve Güvenlik ; İNTES; Ankara; Türkiye İş Kazası İstatistikleri ; ; Erişim Tarihi : Ekim SÜMBÜLOĞLU K. Biyoistatistik ; Ankara ; 2002; s KAYA., İş Sağlığı ve Güvenliğinde Yüksekte Çalışma ; 2007 ; İngiltere İş Kazaları İstatistikleri, ; Erişim Tarihi : Şubat İnşaat Sektöründe Sağlık ve Güvenlik Koordinasyonuna İlişkin En İyi Uygulamalar Kılavuzu. Avrupa İnşaat Sanayii Federasyonu; 2007, s 8. 82

92 16. AKSÖYEK A.R., Türk İnşaat Sektöründe İş Kazalarının ve İş Güvenliği Sorununun İncelenmesi ; İstanbul; DERE İ., Güvenli İnşaat ; Ağustos 2007 ; s26,27, 50, 71, 18. DORAN D., Site Engineers Manual ;2004 ; s26, Construction Site Safety Volume 1 ; Dean &Dyball Construction Ltd.; 2007; Modül A1s5 20. Dr. EMİROĞLU C. Çalışma Ortamında Kazalar ve Mesleki İlk Yardım ; Ankara ; 2001 ; s ESİN A., İş Sağlığı ve Güvenliği ; Mart 2006 ; s223, Adımda Risk Değerlendirmesi ; T.C. Çalışma Ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ; Ocak 2006; s 3, ÖZMEN Ç. İşyerlerinde Sağlık Ve Güvenlik Korunma Uygulamaları ; Ankara ; Encyclopaedia of Occupational Health And Safety III ; Part XVI. Constructıon ; Genova ; Ocak AYNA C. İş Güvenliği İle Görevli Mühendis Veya Teknik Elemanlar Eğitim Notu ; Ankara ; Ekim Yapı İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Teftiş Projesi Genel Değerlendirme Raporu ; Çalışma Ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığı 27. Prof.Dr. BİLİR N. İş Sağlığı Uygulama İlkeleri Ve Çalışma Hayatında Etik Konular ; Ankara ; Yrd.Doç.Dr AKIN L. Hukuki Yönden İş Sağlığı Ve Güvenliği ; Ankara ; İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Okulu II ;TMMOB Kimya Müh. Odası; Istanbul;

93 11.BÖLÜM : ÖZGEÇMİŞ 1976 yılında Ankara da doğdu. Yüce Fen Lisesinden mezun oldu. Gazi Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi Makina Mühendisliği bölümünü 2001 yılında bitirdi. Mezuniyetinden sonra kısa bir süre Kalite Yönetim Sistemleri danışmanlık firmasında çalıştı. Daha sonra inşaat sektöründe önce Öztaş İnşaat, daha sonra AGE İnşaat ın Ankara, Kütahya, İzmit ve İstanbul illerindeki çeşitli şantiyelerinde kalite yönetimi ve iş güvenliği üzerine çalıştı. Halen Tepe İnşaat Sanayi A.Ş. de Merkez Çevre ve İş Güvenliği Şefi olarak şirket merkezi ve şantiyeler arasında iş güvenliği çalışmalarını koordine etmekten sorumludur. İletişim : aaslan@tepeinsaat.com.tr 84

94 12. BÖLÜM : EKLER EK-1 Kaza Raporu Formu KAZA RAPORU FORMU ŞANTİYE ADI - ADRESİ: Dosya No : İşkolu Kodu: İşyeri Kodu : KAZALININ Adı Soyadı :... Sigorta Sicil No :... Doğum Tarihi-Yeri :... Cinsiyeti :... Çalıştığı Bölüm :... :... : Yapılan ilk yardımın tarihi ve saati : / / saat : Yapılan ilk yardımın sonucu ( F ) Revirde kalış süresi : Toplam İş kaybı :... Kaza ile ilgili bilgiler Kazanın oluşma tarih saati :... Kaza tipi Yaralanma türü Vücutta etkilenen kısım Kaza hakkında bilgiler : Öğrenim durumu Medeni durumu Yaş gurubu Kazaya neden olan etkenler : Bu gibi kazanın tekrar etmesini engellemek için ne gibi önlemler alındı ( kimin tarafından) Alınan önlemler Sorumluları Gerçekleşme tarihi 1) 1) 1) 2) 2) 2) 3) 3) 3) 4) 4) 4) KAZANIN MAHIYETİ, OLUŞ ŞEKLİ, POTANSİYEL RİSK VE TANIKLAR Kazanın Sebebi (Kök Neden İlişkisi) : İŞ GÜVENLİĞİ GÖREVLİSİ SONUÇ: Tarih ve imza 85

95 EK- 2 Çırakların Sağlığı ve Morali Belgesi 86

İSG NİN TÜRKİYE DEKİ TARİHSEL GELİŞİMİ

İSG NİN TÜRKİYE DEKİ TARİHSEL GELİŞİMİ Dünyada olduğu gibi ülkemizde de iş sağlığı ve güvenliğinin tarihsel gelişimi çalışma yaşamındaki gelişmelere bağlı olarak benzer aşamalardan geçmiştir. Meslek hastalıklarının ve iş kazalarının önemli

Detaylı

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KAVRAM VE KURALLARININ GELİŞİMİ DERS NOTU-1

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KAVRAM VE KURALLARININ GELİŞİMİ DERS NOTU-1 İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KAVRAM VE KURALLARININ GELİŞİMİ DERS NOTU-1 İSG KAVRAMıNıN TARIHI GELIŞIMI İSG ile İlk çalışmalar eski Roma da gözlenmiştir. Tarihçi Heredot çalışanların verimli olabilmesi için

Detaylı

TAN I M LAR. İş sağlığı ve güvenliği: İş kazaları ve meslek hastalıklarından çalışanları korumak, daha sağlıklı bir ortamda çalışmalarını sağlamaktır.

TAN I M LAR. İş sağlığı ve güvenliği: İş kazaları ve meslek hastalıklarından çalışanları korumak, daha sağlıklı bir ortamda çalışmalarını sağlamaktır. TAN I M LAR İş sağlığı ve güvenliği: İş kazaları ve meslek hastalıklarından çalışanları korumak, daha sağlıklı bir ortamda çalışmalarını sağlamaktır. Ancak, iki husus daha vardır ki bunları da göz ardı

Detaylı

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ MESLEKİ UYGULAMALAR İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ Göksel Sarı, Genel Müdür, İnşaat Mühendisi Tolga Uysal, Endüstri Mühendisi, Yönetim Sistemleri ve İş Geliştirme Müdürü ERGON İş Güvenliği Sistemleri LTD. ŞTİ.

Detaylı

ISG Kavramlar ve Gelişimi. İş Sağlığı ve Güvenliğinin Kavram ve Kurallarının Gelişimi

ISG Kavramlar ve Gelişimi. İş Sağlığı ve Güvenliğinin Kavram ve Kurallarının Gelişimi ISG Kavramlar ve Gelişimi İş Sağlığı ve Güvenliğinin Kavram ve Kurallarının Gelişimi a. İş Güvenliği Tanım İşçilerin iş kazalarına uğramalarını önlemek amacıyla güvenli çalışma ortamını oluşturmak için

Detaylı

Konunun Alt Başlıkları. İSG İle İlgili Dünyada ve Türkiye'deki Gelişmeler, Çağdaş İş Sağlığı ve Güvenliği. İSG nin Dünya daki Tarihsel Gelişimi

Konunun Alt Başlıkları. İSG İle İlgili Dünyada ve Türkiye'deki Gelişmeler, Çağdaş İş Sağlığı ve Güvenliği. İSG nin Dünya daki Tarihsel Gelişimi İSG İle İlgili Dünyada ve Türkiye'deki Gelişmeler, Çağdaş İş Sağlığı ve Güvenliği 2 Dünya daki Gelişim İSG nin Dünya daki Tarihsel Gelişimi Türkiye deki Gelişim Çağdaş İSG Çağdaş İSG Uygulama İlkeleri

Detaylı

İŞÇİ SAĞLIĞI ve İŞ GÜVENLİĞİ

İŞÇİ SAĞLIĞI ve İŞ GÜVENLİĞİ İŞÇİ SAĞLIĞI ve İŞ GÜVENLİĞİ BÖLÜM 1 GİRİŞ, GENEL KAVRAMLAR Öğr.Gör.Dr. Ömer ERKAN 2 İşçi Sağlığı ve Güvenliği Kavramı Tıbbi, teknik, ekonomik, sosyal ve hukuki yönleri olan bir kavram olarak İş Sağlığı

Detaylı

SAĞLIĞIN KORUNMASI, GELİŞTİRİLMESİ VE SAĞLIK POLİTİKASI. Doç.Dr. Gülbiye YENİMAHALLELİ YAŞAR

SAĞLIĞIN KORUNMASI, GELİŞTİRİLMESİ VE SAĞLIK POLİTİKASI. Doç.Dr. Gülbiye YENİMAHALLELİ YAŞAR SAĞLIĞIN KORUNMASI, GELİŞTİRİLMESİ VE SAĞLIK POLİTİKASI Doç.Dr. Gülbiye YENİMAHALLELİ YAŞAR Tarihsel Gelişim: 1. Osmanlı İmparatorluğu nda: A. Meslek Örgütleri İçinde Yardımlaşma ve Hayır Kuruluşları Loncalar:

Detaylı

Doç.Dr.Gülbiye Y. YAŞAR, Dr.Emirali KARADOĞAN

Doç.Dr.Gülbiye Y. YAŞAR, Dr.Emirali KARADOĞAN Doç.Dr.Gülbiye Y. YAŞAR, Dr.Emirali KARADOĞAN Türkiye de İş Sağlığı ve Güvenliğinin Tarihsel Gelişimi Avrupa da yaşanan Sanayi Devrimi nin koşullarının Osmanlı İmparatorluğu nda oluşmaması nedeniyle aynı

Detaylı

İSGÜV 506 KAZA ARAŞTIRMA, İNCELEMELERİ VE EMNİYET SİSTEMLERİ. Çankaya Üniversitesi İş Sağlığı ve İş Güvenliği ABD

İSGÜV 506 KAZA ARAŞTIRMA, İNCELEMELERİ VE EMNİYET SİSTEMLERİ. Çankaya Üniversitesi İş Sağlığı ve İş Güvenliği ABD İSGÜV 506 KAZA ARAŞTIRMA, İNCELEMELERİ VE EMNİYET SİSTEMLERİ Çankaya Üniversitesi İş Sağlığı ve İş Güvenliği ABD KAPSAM Temel Kavramlar, iş güvenliğinin tarihçesi Kazanın tanımı ve sınıflaması, Kazaların

Detaylı

İlk Sosyal Politika Uygulamaları - İngiltere

İlk Sosyal Politika Uygulamaları - İngiltere İlk Sosyal Politika Uygulamaları - İngiltere Sanayi Devrimini ortaya çıkaran ülke olarak İngiltere 19. yüzyıl itibariyle işçi sınıfının çalışma ve yaşam koşulları açısından pek parlak bir konumda bulunmamaktadır.

Detaylı

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KISA ÖZET KOLAYAOF DİKKAT Burada ilk 4 sayfa gösterilmektedir. Özetin tamamı için sipariş veriniz www.kolayaof.com 2 Kolayaof.com 0 362 2338723 Sayfa 2 İÇİNDEKİLER 1. ÜNİTE- İş

Detaylı

İş sağlığı ve güvenliği: İş kazaları ve meslek hastalıklarından çalışanları korumak, daha sağlıklı bir ortamda çalışmalarını sağlamaktır.

İş sağlığı ve güvenliği: İş kazaları ve meslek hastalıklarından çalışanları korumak, daha sağlıklı bir ortamda çalışmalarını sağlamaktır. T A N I M L A R İş sağlığı ve güvenliği: İş kazaları ve meslek hastalıklarından çalışanları korumak, daha sağlıklı bir ortamda çalışmalarını sağlamaktır. 1 T A N I M L A R İş güvenliği: İş kazaları ile

Detaylı

İş Sağlığı ve Güvenliğinin Kavram ve Kurallarının Gelişimi

İş Sağlığı ve Güvenliğinin Kavram ve Kurallarının Gelişimi İş Sağlığı ve Güvenliğinin Kavram ve Kurallarının Gelişimi Amaç İş sağlığı ve güvenliğinin dünyadaki ve ülkemizdeki tarihsel gelişimi ve bugünkü İSG uygulama ilkeleri hakkında bilgi sahibi olmak ve İSG

Detaylı

İş Kazaları ve Meslek Hastalıklarında İşverenin Hukuki Sorumluluğu ve Sorumluluğun Hukuki Dayanağı ÜNİTE:5

İş Kazaları ve Meslek Hastalıklarında İşverenin Hukuki Sorumluluğu ve Sorumluluğun Hukuki Dayanağı ÜNİTE:5 ÜNİTE:1 İş Sağlığı ve Güvenliğine Genel Bakış ÜNİTE:2 İş Kazalarının ve Meslek Hastalıklarının Değerlendirilmesi ÜNİTE:3 Türkiye de İş Sağlığı ve Güvenliğinin Genel Görünümü ÜNİTE:4 İş Kazaları ve Meslek

Detaylı

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KISA ÖZET KOLAYAOF

Detaylı

ÜNİTE 1. İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ Öğr. Gör. İnci ÖZDEMİR İÇİNDEKİLER HEDEFLER İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KAVRAM VE KURALLARININ GELİŞİMİ

ÜNİTE 1. İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ Öğr. Gör. İnci ÖZDEMİR İÇİNDEKİLER HEDEFLER İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KAVRAM VE KURALLARININ GELİŞİMİ İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KAVRAM VE KURALLARININ GELİŞİMİ İÇİNDEKİLER İş Sağlığı ve Güvenliğinin Yaklaşımı Sanayi Devrimi Öncesi İş Sağlığı ve Güvenliği Sanayi Devrimi Dönemi İş Sağlığı ve Güvenliği Sanayi

Detaylı

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN KAVRAM VE KURALLARININ GELİŞİMİ

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN KAVRAM VE KURALLARININ GELİŞİMİ 2010 İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN KAVRAM VE KURALLARININ GELİŞİMİ Amaç İş sağlığı ve güvenliğinin dünyadaki ve ülkemizdeki tarihsel gelişimi ve bugünkü İSG uygulama ilkeleri hakkında bilgi sahibi olmak ve

Detaylı

İSG Sistemi Bilinmesi Gerekenler Mesleğe Hazırlık Eğitimleri Görev ve Sorumluluklarımız

İSG Sistemi Bilinmesi Gerekenler Mesleğe Hazırlık Eğitimleri Görev ve Sorumluluklarımız İSG Sistemi Bilinmesi Gerekenler SUNUM İÇERİĞİ İSG MEVZUATININ TARİHSEL GELİŞİMİ KİMLER İŞ GÜVENLİĞİ UZMANI OLABİLİR İŞ GÜVENLİĞİ UZMANI NASIL OLUNUR UZMANLIK SINIFLARI NEDİR? TEHLİKE SINIFLARI NEDİR?

Detaylı

SAĞLIK. Dünyada İş Kazası ve Meslek Hastalıklarında Durum İş Sağlığı ve Güvenliğinin Kavram ve Kuramlarının Gelişimi

SAĞLIK. Dünyada İş Kazası ve Meslek Hastalıklarında Durum İş Sağlığı ve Güvenliğinin Kavram ve Kuramlarının Gelişimi Dünyada İş Kazası ve Meslek Hastalıklarında Durum İş Sağlığı ve Güvenliğinin Kavram ve Kuramlarının Gelişimi Uluslararası Çalışma Örgütü nün (ILO) rakamlarına göre; Dünyada her yıl 270 milyon iş kazası

Detaylı

MAKİNA MÜHENDİSİ EMRAH KARTALKANAT

MAKİNA MÜHENDİSİ EMRAH KARTALKANAT MAKİNA MÜHENDİSİ EMRAH KARTALKANAT İş Güvenliği Nedir? İş Güvenliği kavramı; Hipokrat ın kurşun zehirlenmesini tespiti ile başlayan alana ait çalışmalar, günümüzde pek çok çalışmanın yanında, sadece meslek

Detaylı

T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ ANA BİLİM DALI

T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ ANA BİLİM DALI T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ ANA BİLİM DALI SAKARYA DA BİR İNŞAAT SAHASINDA ÇALIŞAN İŞÇİLERİN ÇALIŞMA KOŞULLARI İLE İŞ KAZASI GEÇİRME DURUMLARI VE İLİŞKİLİ

Detaylı

DERS 2 İSG İLE İLGİLİ DÜNYADA VE TÜRKİYE'DEKİ GELİŞMELER, ÇAĞDAŞ İŞ SAĞLİĞİ VE GÜVENLİĞİ

DERS 2 İSG İLE İLGİLİ DÜNYADA VE TÜRKİYE'DEKİ GELİŞMELER, ÇAĞDAŞ İŞ SAĞLİĞİ VE GÜVENLİĞİ DERS 2 İSG İLE İLGİLİ DÜNYADA VE TÜRKİYE'DEKİ GELİŞMELER, ÇAĞDAŞ İŞ SAĞLİĞİ VE GÜVENLİĞİ Öğr. Gör. Halil YAMAK Dünya daki Gelişim İSG nin Dünya daki Tarihsel Gelişimi Konunun Alt Başlıkları Türkiye deki

Detaylı

2. HAFTA İŞ GÜVENLİĞİ MÜHENDİSLİĞİ

2. HAFTA İŞ GÜVENLİĞİ MÜHENDİSLİĞİ 2. HAFTA İŞ GÜVENLİĞİ MÜHENDİSLİĞİ CHAPTER-2 1.5 İş Sağlığı ve Güvenliğinin Tarihi Gelişimi 1.5 İş Sağlığı ve Güvenliğinin Tarihi Gelişimi Çok eski çağlardan beri insanlık aleminde işçi ve işyeri kavramı

Detaylı

Ünite 2. İş Sağlığı ve Güvenliği ile İlgili Dünyadaki ve Türkiye deki Gelişmeler. 5İ Ortak Dersler İŞ GÜVENLİĞİ. Öğr. Gör.

Ünite 2. İş Sağlığı ve Güvenliği ile İlgili Dünyadaki ve Türkiye deki Gelişmeler. 5İ Ortak Dersler İŞ GÜVENLİĞİ. Öğr. Gör. İş Sağlığı ve Güvenliği ile İlgili Dünyadaki ve Türkiye deki Gelişmeler Ünite 2 5İ Ortak Dersler İŞ GÜVENLİĞİ Öğr. Gör. Cihan YAYLACI 1 Ünite 2 İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ İLE İLGİLİ DÜNYADAKİ VE TÜRKİYE DEKİ

Detaylı

Doç.Dr.Gülbiye Y. YAŞAR. Dr.Emirali KARADOĞAN

Doç.Dr.Gülbiye Y. YAŞAR. Dr.Emirali KARADOĞAN Doç.Dr.Gülbiye Y. YAŞAR. Dr.Emirali KARADOĞAN Giriş İlk insanla başlayan üretim süreci boyunca üretim teknik ve biçimleri de değişmiştir. Taşın ve toprağın işlenmesi, madencilik tekniklerinin geliştirilmesi,

Detaylı

İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ DERSİ

İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ DERSİ KTÜ Harita Mühendisliği Bölümü İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ DERSİ DERS NO#1 KONU: - İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞGÜVENLİĞİ KAVRAMLARI - İSİG NİN GELİŞİM SÜRECİ Yrd. Doç.Dr. H. Ebru ÇOLAK ecolak@ktu.edu.tr Başlıklar

Detaylı

İŞÇİ SAĞLIĞI İŞ GÜVENLİĞİNİN TARİHİ GELİŞİMİ

İŞÇİ SAĞLIĞI İŞ GÜVENLİĞİNİN TARİHİ GELİŞİMİ İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİNİN TARİHİ GELİŞİMİ İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ NİN TANIMI İŞYERLERİNDE İŞİN YÜRÜTÜLMESİ SIRASINDA, ÇEŞİTLİ NEDENLERDEN KAYNAKLANAN SAĞLIĞA ZARAR

Detaylı

167 SAYILI İNŞAAT İŞLERİNDE GÜVENLİK VE SAĞLIK HAKKINDA ILO SÖZLEŞMESİ NİN İNŞAAT SEKTÖRÜNÜN VERİMLİLİĞİ ÜZERİNE ETKİSİ

167 SAYILI İNŞAAT İŞLERİNDE GÜVENLİK VE SAĞLIK HAKKINDA ILO SÖZLEŞMESİ NİN İNŞAAT SEKTÖRÜNÜN VERİMLİLİĞİ ÜZERİNE ETKİSİ 167 SAYILI İNŞAAT İŞLERİNDE GÜVENLİK VE SAĞLIK HAKKINDA ILO SÖZLEŞMESİ NİN İNŞAAT SEKTÖRÜNÜN VERİMLİLİĞİ ÜZERİNE ETKİSİ Yrd. Doç. Dr. Barış ÖZTUNA Çankırı Karatekin Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri

Detaylı

İş Sağlığı ve Güvenliği Alanında Ulusal ve Uluslararası Kuruluşlar / Uluslararası Sözleşmeler

İş Sağlığı ve Güvenliği Alanında Ulusal ve Uluslararası Kuruluşlar / Uluslararası Sözleşmeler 1 İş Sağlığı ve Güvenliği Alanında Ulusal ve Uluslararası Kuruluşlar / Uluslararası Sözleşmeler Amaç; İSG alanında mevcut uluslararası ve ulusal kurum ve kuruluşlar hakkında bilgi sahibi olmak. Öğrenim

Detaylı

Üretimde iş bölümünün ortaya çıkması, üretilen ürün miktarının artmasına neden olmuştur.

Üretimde iş bölümünün ortaya çıkması, üretilen ürün miktarının artmasına neden olmuştur. Fabrika Sistemi Üretimde işbölümünün ortaya çıkması sonucunda, üretim parçalara ayrılmış, üretim sürecinin farklı aşamalarında farklı zanaatkarların (işçilerin) yer almaları, üretimde aletlerin yerine

Detaylı

İş Sağlığı ve Güvenliği 1. GİRİŞ

İş Sağlığı ve Güvenliği 1. GİRİŞ 1. GİRİŞ 1.1 Dünyada Durum İş sağlığı ve güvenliği konusu tüm dünyada önemli bir problem olarak karşımıza çıkmaktadır. Her yıl azımsanmayacak sayıda insan çok rahatlıkla engellenebilecek ve hukuken de

Detaylı

TÜRKİYE VE DÜNYADA İSG

TÜRKİYE VE DÜNYADA İSG TÜRKİYE VE DÜNYADA İSG Son yıllarda endüstrileşmiş ülkelerde iş kazalarının hızlı azalışında, etkin İSG uygulamaları rol oynamıştır. Bununla birlikte, istihdamda sanayinin payının küçülmesi tehlikeli sektörlerdeki

Detaylı

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN KAVRAM VE KURALLARININ GELİŞİMİ

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN KAVRAM VE KURALLARININ GELİŞİMİ İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN KAVRAM VE KURALLARININ GELİŞİMİ Dersin Amacı İş sağlığı ve güvenliğinin dünyadaki ve ülkemizdeki tarihsel gelişimi ve bugünkü İSG uygulama ilkeleri hakkında bilgi sahibi olmak

Detaylı

İŞ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ

İŞ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ 2014 İŞ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ PARS DANIŞMANLIK 20.02.2014 5763 Sayılı Kanun ( İş Kanunu ve bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun) Kabul Tarihi:15.05.2008 İçerik 4857 sayılı İş kanunu dahil

Detaylı

ULUSAL KURULUŞLARIN İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ UYGULAMALARI VE ULUSLARARASI KURULUŞLARLA KARŞILAŞTIRILMASI

ULUSAL KURULUŞLARIN İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ UYGULAMALARI VE ULUSLARARASI KURULUŞLARLA KARŞILAŞTIRILMASI ULUSAL KURULUŞLARIN İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ UYGULAMALARI VE ULUSLARARASI KURULUŞLARLA KARŞILAŞTIRILMASI AFŞİN GÜNGÖR, BESTE ŞİMŞEK AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ, ULUSLARARASI

Detaylı

İş Sağlığı ve Güvenliği

İş Sağlığı ve Güvenliği İş Sağlığı ve Güvenliği Sunanlar: Cem Taşkın Öktem 1133022 Büşra Duman 1133024 Sunum Tarihi: 06.03.2014 İrem Bengisu Ay 1133016 Kübra Yaman 1133036 İş Sağlığı ve İş Güvenliğinin Gelişimi Geçmişi daha eskiye

Detaylı

SEDA ÇAYIR - FUNDA GÖREN

SEDA ÇAYIR - FUNDA GÖREN SEDA ÇAYIR - FUNDA GÖREN Sosyal güvenlik, Herkesin gerek kendisi gerekse ailesi için, yiyecek, giyim, konut, tıbbi bakım, gerekli toplumsal hizmetler dahil olmak üzere sağlık ve refahını teminat altına

Detaylı

www.ankaraisguvenligi.com

www.ankaraisguvenligi.com İş sağlığı ve güvenliği temel prensiplerini ve güvenlik kültürünün önemini kavramak. Güvenlik kültürünün işletmeye faydalarını öğrenmek, Güvenlik kültürünün oluşturulmasını ve sürdürülmesi sağlamak. ILO

Detaylı

TMMOB İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ RAPORU

TMMOB İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ RAPORU TMMOB İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ RAPORU Şubat 2017 1. Baskı ISBN 978-605-01-0993-1 Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Selanik Cad. No:19/1 Yenişehir 06650 ANKARA Tel: 0312 418 12 75 Faks: 0312 417

Detaylı

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ ANABİLİM DALI TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ ANABİLİM DALI TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ ANABİLİM DALI TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ 1. Yıl - GÜZ DÖNEMİ ZORUNLU DERSLER İş Sağlığı Epidemiyolojisi ISG701 1 3 + 0 6 İş sağlığı ve epidemiyoloji kavramlarının

Detaylı

İŞVERENİN ÖNLEM ALMA BORCU

İŞVERENİN ÖNLEM ALMA BORCU İŞVERENİN ÖNLEM ALMA BORCU İş kazaları ve meslek hastalıkları işyerlerinde meydana gelmektedir. Başka bir ifade ile iş kazası ve meslek hastalıklarının nedeni işyeri koşullarıdır. İşyerlerindeki kuralları

Detaylı

T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ ANA BİLİM DALI

T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ ANA BİLİM DALI T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ ANA BİLİM DALI ANKARA DEMİRYOLU FABRİKASINDA ÇALIŞAN İŞÇİLERİN İŞ KAZASI VE MESLEK HASTALIKLARI GEÇİRME DURUMLARI VE BAZI ÇALIŞMA

Detaylı

Doç.Dr.Gülbiye Y. YAŞAR, Dr.Emirali KARADOĞAN

Doç.Dr.Gülbiye Y. YAŞAR, Dr.Emirali KARADOĞAN Doç.Dr.Gülbiye Y. YAŞAR, Dr.Emirali KARADOĞAN Sağlık Kavramı Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ne göre sağlık; Sadece hastalık ve sakatlığın olmaması değil, bedenen, ruhen ve sosyal bakımdan tam bir iyilik halidir.

Detaylı

Yeni İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununda. İşveren Yükümlülükleri -I-

Yeni İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununda. İşveren Yükümlülükleri -I- Yeni İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununda İşveren Yükümlülükleri -I- Bilindiği üzere 30 haziran 2012 tarih 28339 sayılı resmi gazete de 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu yayınlanmış olup işyerlerinde

Detaylı

İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ

İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ tmmob makina mühendisleri odası ODA RAPORU İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ Genişletilmiş Beşinci Baskı Nisan 2014 Yayın No: MMO/617 tmmob makina mühendisleri odası Meşrutiyet Caddesi No: 19 Kat: 6-7-8 Tel:

Detaylı

oda raporu Ýþçi Saðlýðý ve Ýþ Güvenliði 6yil Yayin No: MMO/617

oda raporu Ýþçi Saðlýðý ve Ýþ Güvenliði 6yil Yayin No: MMO/617 oda raporu Ýþçi Saðlýðý ve Ýþ Güvenliði 6yil Yayin No: MMO/617 tmmob makina mühendisleri odası ODA RAPORU İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ Genişletilmiş Altıncı Baskı Mayıs 2015 Yayın No: MMO/617 tmmob makina

Detaylı

AMAÇ İSG alanında devlet, işçi, işveren taraflarının yeri ve önemini, faaliyet gösteren ulusal ve uluslararası kuruluşlar ile bu alanda hazırlanmış

AMAÇ İSG alanında devlet, işçi, işveren taraflarının yeri ve önemini, faaliyet gösteren ulusal ve uluslararası kuruluşlar ile bu alanda hazırlanmış AMAÇ İSG alanında devlet, işçi, işveren taraflarının yeri ve önemini, faaliyet gösteren ulusal ve uluslararası kuruluşlar ile bu alanda hazırlanmış sözleşmeleri öğrenmelerini sağlamaktır. İSG nin Ekonomik

Detaylı

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MESLEK HASTALIKLARI-1 PROF.DR. SARPER ERDOĞAN

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MESLEK HASTALIKLARI-1 PROF.DR. SARPER ERDOĞAN İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MESLEK HASTALIKLARI-1 PROF.DR. SARPER ERDOĞAN -1 Meslek Hastalıkları Meslek Hastalıklarının Saptanmasının Önemi 1 Meslek hastalıkları 6331 sayılı

Detaylı

ORMANCILIK İŞ BİLGİSİ. Hazırlayan Doç. Dr. Habip EROĞLU Karadeniz Teknik Üniversitesi, Orman Fakültesi

ORMANCILIK İŞ BİLGİSİ. Hazırlayan Doç. Dr. Habip EROĞLU Karadeniz Teknik Üniversitesi, Orman Fakültesi ORMANCILIK İŞ BİLGİSİ Hazırlayan Doç. Dr. Habip EROĞLU Karadeniz Teknik Üniversitesi, Orman Fakültesi 1 İŞÇİ SAĞLIĞI ve İŞ GÜVENLİĞİ 2 İşçi Sağılığı Çalışan insanların fiziksel, ruhsal moral ve sosyal

Detaylı

ŞEHİRİÇİ TİCARİ TAKSİLERDE ÇALIŞANLARIN SOSYAL GÜVENCESİ

ŞEHİRİÇİ TİCARİ TAKSİLERDE ÇALIŞANLARIN SOSYAL GÜVENCESİ ŞEHİRİÇİ TİCARİ TAKSİLERDE ÇALIŞANLARIN SOSYAL GÜVENCESİ Mehmet Emre DİKEN * 1. Giriş Şehiriçi ticari taksi araçlarının sayıları yeni yerleşim bölgelerinin kurulması ve nüfusla paralel olarak artış göstermektedir.

Detaylı

6645 SAYILI SON TORBA KANUN İLE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ ALANINDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER

6645 SAYILI SON TORBA KANUN İLE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ ALANINDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER 6645 SAYILI SON TORBA KANUN İLE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ ALANINDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER Bekir AKTÜRK* 52 1. GİRİŞ Türkiye Büyük Millet Meclisinin 7 Haziran 2015 Pazar günü yapılacak olan 25 inci dönem milletvekili

Detaylı

DERS BİLGİ FORMU İnsan Sağlığı ve İş Güvenliği Tüm Alanlar Tüm Dallar

DERS BİLGİ FORMU İnsan Sağlığı ve İş Güvenliği Tüm Alanlar Tüm Dallar Dersin Adı Alan Meslek / Dal Dersin Okutulacağı Sınıf / Dönem Süre Dersin Amacı Dersin Tanımı DERS BİLGİ FORMU İnsan Sağlığı ve İş Güvenliği Tüm Alanlar Tüm Dallar 32 Ders Saati Bu ders ile öğrenciye;

Detaylı

ENGELLİLERE YÖNELİK SOSYAL POLİTİKALAR

ENGELLİLERE YÖNELİK SOSYAL POLİTİKALAR ENGELLİLERE YÖNELİK SOSYAL POLİTİKALAR III. Sınıf Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü Risk Gruplarına Yönelik Sosyal Politikalar Dersi Notları-VI Doç. Dr. Şenay GÖKBAYRAK İçerik Engellilere

Detaylı

Đş Sağlığı ve Güvenliği GĐRĐŞ. Dünyada Durum

Đş Sağlığı ve Güvenliği GĐRĐŞ. Dünyada Durum GĐRĐŞ Dünyada Durum Đş sağlığı ve güvenliği konusu tüm dünyada önemli bir problem olarak karşımıza çıkmaktadır. Her yıl azımsanmayacak sayıda insan çok rahatlıkla engellenebilecek ve hukuken de engellenmesi

Detaylı

Erkan ERDİL Bilim ve Teknoloji Politikaları Araştırma Merkezi ODTÜ-TEKPOL

Erkan ERDİL Bilim ve Teknoloji Politikaları Araştırma Merkezi ODTÜ-TEKPOL Erkan ERDİL Bilim ve Teknoloji Politikaları Araştırma Merkezi ODTÜ-TEKPOL Brezilya: Ülkeler arası gelir grubu sınıflandırmasına göre yüksek orta gelir grubunda yer almaktadır. 1960 ve 1970 lerdeki korumacı

Detaylı

Öğr. Gör. Halil YAMAK

Öğr. Gör. Halil YAMAK Ondokuzmayıs Üniversitesi Havza Meslek Yüksekokulu İş Sağlığı ve Güvenliği Programı 2018 2019 Güz Yarıyılı Yapı İşlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Dersi 1. Hafta Öğr. Gör. Halil YAMAK Yapı Sektörünün Önemi,

Detaylı

Türk Sosyal Güvenlik Sisteminin Gelişimi

Türk Sosyal Güvenlik Sisteminin Gelişimi Türk Sosyal Güvenlik Sisteminin Gelişimi Avrupa da bugünkü anlamıyla sosyal güvenlik sistemlerinin oluşabilmesi için sanayi devriminin ve buna bağlı olarak sosyal koruma gereksinimi içinde olan bir işçi

Detaylı

Vaatler kağıt üzerinde kalmasın, kaliteli hizmet alayım diyorsanız, İş güvenliği uzmanınız ve işyeri hekiminiz işyerinize gelsin istiyorsanız.

Vaatler kağıt üzerinde kalmasın, kaliteli hizmet alayım diyorsanız, İş güvenliği uzmanınız ve işyeri hekiminiz işyerinize gelsin istiyorsanız. DİKKAT!!!! İŞ GÜVENLİĞİ HİZMETİ ALMAYA BAŞLAMADINIZ MI???? İşyeriniz Çok Tehlikeli ve Tehlikeli işler kapsamında ise ya da, İşyeriniz Az Tehlikeli İşler kapsamında ancak çalışan sayınız 50 nin üstünde

Detaylı

2014 Yılı SGK İş Kazası İstatistiklerinin Analizi

2014 Yılı SGK İş Kazası İstatistiklerinin Analizi Sayfa 1 / 6 2014 Yılı SGK İş Kazası İstatistiklerinin Analizi 1. Giriş Ülkemizde iş kazaları ve meslek hastalıklarına ait istatistiklerin toplanıp yayınlanması Sosyal Güvenlik Kurumu nun (SGK) sorumluluğundadır.

Detaylı

Sosyal Güvenlik Hukuku 1. Ders

Sosyal Güvenlik Hukuku 1. Ders Sosyal Güvenlik Hukuku 1. Ders Prof. Dr. Murat ŞEN Arş. Gör. Yusuf GÜLEŞCİ Sosyal Güvenlik Kavramı Kişileri, gelirleri ne olursa olsun, belirli sayıdaki tehlikeler karşısında güvence sağlama görevine sahip

Detaylı

ULUSLARARASI SOSYAL POLİTİKA (ÇEK306U)

ULUSLARARASI SOSYAL POLİTİKA (ÇEK306U) DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. ULUSLARARASI SOSYAL POLİTİKA (ÇEK306U)

Detaylı

Sanayi Devriminin Toplumsal Etkileri

Sanayi Devriminin Toplumsal Etkileri Sanayi Devriminin Toplumsal Etkileri Bilgi toplumunda aktif nüfus içinde tarım ve sanayinin payı azalmakta, hizmetler sektörünün payı artmakta ve bilgili, nitelikli insana gereksinim duyulmaktadır. 16.12.2015

Detaylı

6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU BİLGİLENDİRME TOPLANTISI 8 OCAK 2013 ÖNDER KAHVECİ

6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU BİLGİLENDİRME TOPLANTISI 8 OCAK 2013 ÖNDER KAHVECİ 6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU BİLGİLENDİRME TOPLANTISI 8 OCAK 2013 ÖNDER KAHVECİ T Ü R K İ Y E K A M U - S E N G E N E L S E K R E T E R İ T Ü R K S A Ğ L I K - S E N G E N E L B A Ş K A N

Detaylı

İŞ GÜVENLİĞİ UYGULAMALARINDAKİ PROBLEMLER ve ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

İŞ GÜVENLİĞİ UYGULAMALARINDAKİ PROBLEMLER ve ÇÖZÜM ÖNERİLERİ İŞ GÜVENLİĞİ UYGULAMALARINDAKİ PROBLEMLER ve ÇÖZÜM ÖNERİLERİ Hüseyin ÇİÇEK Maden Mühendisi Yangın Güvenlik Uzmanı A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı İSGDER Yönetim Kurulu Üyesi huseyin.cicek@windowslive.com

Detaylı

Endüstri İlişkileri Kapsamında

Endüstri İlişkileri Kapsamında çimento işveren ocak 2010 Endüstri İlişkileri Kapsamında Mevzuattaki Değişiklikler Ekim-Kasım-Aralık 2009 Dönemi Hazırlayan: Av. Füsun GÖKÇEN 22 Ekim 2009 tarih ve 27384 sayılı Resmi Gazete de Çevre Denetimi

Detaylı

tmmob makina mühendisleri odası ODA RAPORU İŞÇİ SAĞLIĞI ve İŞ GÜVENLİĞİ Güncellenmiş Yedinci Baskı Nisan 2017, Ankara Yayın No: MMO/670

tmmob makina mühendisleri odası ODA RAPORU İŞÇİ SAĞLIĞI ve İŞ GÜVENLİĞİ Güncellenmiş Yedinci Baskı Nisan 2017, Ankara Yayın No: MMO/670 tmmob makina mühendisleri odası ODA RAPORU İŞÇİ SAĞLIĞI ve İŞ GÜVENLİĞİ Güncellenmiş Yedinci Baskı Nisan 2017, Ankara Yayın No: MMO/670 tmmob makina mühendisleri odası Meşrutiyet Caddesi No: 19 Kat: 6

Detaylı

tmmob makina mühendisleri odası ODA RAPORU İŞÇİ SAĞLIĞI ve İŞ GÜVENLİĞİ Güncellenmiş Yedinci Baskı Mayıs 2017, Ankara Yayın No: MMO/670

tmmob makina mühendisleri odası ODA RAPORU İŞÇİ SAĞLIĞI ve İŞ GÜVENLİĞİ Güncellenmiş Yedinci Baskı Mayıs 2017, Ankara Yayın No: MMO/670 tmmob makina mühendisleri odası ODA RAPORU İŞÇİ SAĞLIĞI ve İŞ GÜVENLİĞİ Güncellenmiş Yedinci Baskı Mayıs 2017, Ankara Yayın No: MMO/670 tmmob makina mühendisleri odası Meşrutiyet Caddesi No: 19 Kat: 6

Detaylı

MESLEK HASTALIKLARININ ÖNLENMESİNDE İŞ TEFTİŞİNİN ÖNEMİ. M.Fatih KEPEZ İş Müfettişi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığı

MESLEK HASTALIKLARININ ÖNLENMESİNDE İŞ TEFTİŞİNİN ÖNEMİ. M.Fatih KEPEZ İş Müfettişi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığı MESLEK HASTALIKLARININ ÖNLENMESİNDE İŞ TEFTİŞİNİN ÖNEMİ M.Fatih KEPEZ İş Müfettişi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığı SUNUM PLANI İş Teftiş Kurulu Hakkında Kısa Bilgiler Teftiş

Detaylı

İŞ GÜVENLİĞİ MÜHENDİSİ. Yrd. Doç. Dr. Fuat YILMAZ Gaziantep Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü

İŞ GÜVENLİĞİ MÜHENDİSİ. Yrd. Doç. Dr. Fuat YILMAZ Gaziantep Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü İŞ GÜVENLİĞİ MÜHENDİSİ Yrd. Doç. Dr. Fuat YILMAZ Gaziantep Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü İş Güvenliğinin Tanımı İş güvenliği; bir işin yapılması sırasında, işyerindeki fiziki çevre şartlarından

Detaylı

Sanayi kuruluşlarının ayrımı

Sanayi kuruluşlarının ayrımı SANAYİ Sanayi kentin yapısını birincil ölçüde değiştiren, işgücü ve hizmet yaratan tarımsal üretimden farklı bir üretim organizasyon, ulusal ve uluslar arası ekonominin buluştuğu bir güç olarak tanımlanabilir

Detaylı

VARDİYALI ÇALIŞMA GECE ÇALIŞMASI

VARDİYALI ÇALIŞMA GECE ÇALIŞMASI VARDİYALI ÇALIŞMA GECE ÇALIŞMASI Sıra no / Konu Amaç Öğrenim hedefleri 47/ Vardiyalı Çalışma ve Gece Çalışması Vardiyalı ve gece çalışmalarında İSG uygulamalarını öğrenmek. Vardiyalı çalışma ve gece çalışması,

Detaylı

Meslek Hastalıkları. Prof.Dr.M.Sarper Erdoğan Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı

Meslek Hastalıkları. Prof.Dr.M.Sarper Erdoğan Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Meslek Hastalıkları Prof.Dr.M.Sarper Erdoğan Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Tanımlar İş Kazası Meslek Hastalıkları İçerik Meslek Hastalıkları Listesi Meslek Hastalıklarının Saptanması

Detaylı

İŞ HUKUKU ÖĞR.GÖR.İDİL YILDIRIM ARI

İŞ HUKUKU ÖĞR.GÖR.İDİL YILDIRIM ARI İŞ HUKUKU ÖĞR.GÖR.İDİL YILDIRIM ARI İŞ HUKUKU NEDİR? İŞÇİLERİN İŞVERENLER İLE OLAN İLİŞKİLERİNİ DÜZENLEYEN BİR HUKUK DALIDIR. İŞÇİ İŞ HUKUKUNDA ÖN PLANDADIR İŞ HUKUKUNUN ÖZELLİKLERİ İŞ HUKUKUNUN AMACI

Detaylı

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi Madde 23: Çalışma Hakkı

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi Madde 23: Çalışma Hakkı İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi Madde 23: Çalışma Hakkı Gülşah Özcanalp Göktekin Uzman Sosyolog / İş ve Meslek Danışmanı Liderlik Enstitüsü Eğitim ve İstihdam Hizmetleri Çalışma Evrensel Bir Haktır İnsan

Detaylı

Sevcan ARSLAN B SINIFI İŞ GÜVENLİĞİ UZMANI DESTEKEGE OSGB SORUMLU MÜDÜR

Sevcan ARSLAN B SINIFI İŞ GÜVENLİĞİ UZMANI DESTEKEGE OSGB SORUMLU MÜDÜR Sevcan ARSLAN B SINIFI İŞ GÜVENLİĞİ UZMANI DESTEKEGE OSGB SORUMLU MÜDÜR İŞVEREN SORUMLULUKLARI İşyeri neresidir? İş kanununda işyeri işin yapıldığı ve işin niteliği ve yürütme bakımından iş yerine bağlı

Detaylı

ÇALIŞMA MEVZUATI İLE İLGİLİ BİLGİLER

ÇALIŞMA MEVZUATI İLE İLGİLİ BİLGİLER ÇALIŞMA MEVZUATI İLE İLGİLİ BİLGİLER 30.06.2012 Resmi Gazete 01.01.2013 yürürlüğe girdi KAPSAM Kamu ve özel bütün işyerleri Memur ve işçi bütün çalışanlar Çırak ve stajyerler de dahil İLGİLİ MEVZUAT 6331

Detaylı

ÇALIġANLARIN Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ EĞĠTĠMLERĠNĠN USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELĠK TASLAĞI. BĠRĠNCĠ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

ÇALIġANLARIN Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ EĞĠTĠMLERĠNĠN USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELĠK TASLAĞI. BĠRĠNCĠ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından: ÇALIġANLARIN Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ EĞĠTĠMLERĠNĠN USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELĠK TASLAĞI BĠRĠNCĠ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 -

Detaylı

T.C. ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. 6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ KANUNU

T.C. ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. 6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ KANUNU T.C. ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ KANUNU İş sağlığı ve güvenliği ilk kez müstakil bir kanunda ele alındı. İş Kanunu:

Detaylı

İşçi ve İşveren Tanımları

İşçi ve İşveren Tanımları Kanun un Amacı Bu Kanunun amacı; işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması ve mevcut sağlık ve güvenlik şartlarının iyileştirilmesi için işveren ve çalışanların görev, yetki, sorumluluk, hak ve

Detaylı

T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı

T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Ak Uzay OSGB (Ortak Sağlık Güvenlik Birimi) 1. TEKLİF TALEBİNDE BULUNAN FİRMANIN BİLGİLERİ TEKLİF ALANIN Kurum Ünvanı Mersin Diş Hekimleri Odası Telefon (0324)

Detaylı

İŞ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİNİN GIDA SANAYİSİNDEKİ YERİ VE UYGULAMALARI

İŞ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİNİN GIDA SANAYİSİNDEKİ YERİ VE UYGULAMALARI İŞ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİNİN GIDA SANAYİSİNDEKİ YERİ VE UYGULAMALARI Abdi KÖSEM A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Keşan Tıp Ltd. Şti.-Şirket Müdürü 6 Ekim 2016 Yasal Mevzuat 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği

Detaylı

SOSYAL POLİTİKA II KISA ÖZET KOLAYAOF

SOSYAL POLİTİKA II KISA ÖZET KOLAYAOF DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. SOSYAL POLİTİKA II KISA ÖZET KOLAYAOF

Detaylı

VARDİYALI ÇALIŞMA VE GECE ÇALIŞMASI

VARDİYALI ÇALIŞMA VE GECE ÇALIŞMASI 2010 VARDİYALI ÇALIŞMA VE GECE ÇALIŞMASI Öğrenim hedefleri Vardiyalı çalışma ve gece çalışması, Vardiyalı çalışmalarda ve gece çalışmalarında muhtemel İSG tehlikeleri, Alınması gerekli önlemler, İlgili

Detaylı

Bedri TEKİN Makina Mühendisi MMO Yönetim Kurulu Yedek Üyesi 06.09.2009 1

Bedri TEKİN Makina Mühendisi MMO Yönetim Kurulu Yedek Üyesi 06.09.2009 1 İş Güvenliği Mühendisliği Bedri TEKİN Makina Mühendisi MMO Yönetim Kurulu Yedek Üyesi 06.09.2009 1 2007 Yılı SSK İstatistikleri İş Kazası Sayısı : 80602 İş kazaları sonucu ölüm sayısı : 1043 Sürekli iş

Detaylı

İŞVERENİN İŞ KAZASI VE MESLEK HASTALIĞI BİLDİRİM YÜKÜMLÜLÜĞÜ

İŞVERENİN İŞ KAZASI VE MESLEK HASTALIĞI BİLDİRİM YÜKÜMLÜLÜĞÜ İŞVERENİN İŞ KAZASI VE MESLEK HASTALIĞI BİLDİRİM YÜKÜMLÜLÜĞÜ Recep GÜNER 69 * ÖZ 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanun unun 14 üncü maddesi göre işveren istihdam ettiği çalışanın iş kazası veya meslek

Detaylı

Yukarıdakilerden hangisi ya da hangileri çalışanlara yönelik iş sağlığı ve güvenliği ile yakından ilgilidir?

Yukarıdakilerden hangisi ya da hangileri çalışanlara yönelik iş sağlığı ve güvenliği ile yakından ilgilidir? 2015-1 İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ ARA SINAV SORULARI VE CEVAPLARI 1. I. Çalışanların korunması II. Üretim güvenliğinin sağlanması III. İşletme güvenliğinin sağlanması Yukarıdakilerden hangisi ya da hangileri

Detaylı

TC. YÜKSEK ÖĞRETİM KURULU BAŞKANLIĞI Bilkent/ANKARA. 26 Temmuz 2006

TC. YÜKSEK ÖĞRETİM KURULU BAŞKANLIĞI Bilkent/ANKARA. 26 Temmuz 2006 TTB Merkez Konseyi YÖK Başkanı sayın Erdoğan Teziç ile 26 temmuz çarşamba günü görüştü. Görüşmede TTB Mezuniyet Öncesi Tıp Eğitimi 2006 Raporu sunuldu. Yeni tıp fakülteleri açılması, öğrenci sayıları,

Detaylı

İş Güvenliği Çalışmalarının Faaliyet Alanları. Tehlikeler, Riskler, Sağlıksız Koşullar, Güvensiz Koşullar,

İş Güvenliği Çalışmalarının Faaliyet Alanları. Tehlikeler, Riskler, Sağlıksız Koşullar, Güvensiz Koşullar, İş Güvenliği Nedir? İşin yürütülmesi sırasında, çeşitli nedenlerden kaynaklanan, sağlığa zararlı durumlardan korunmak ve daha iyi bir çalışma ortamı oluşturmak amacı ile yapılan sistemli ve bilimsel çalışmalardır.

Detaylı

İSG DE VE MEVZUATTA SON GELİŞMELER. İsmail GÜLTEKİN Şube Müdürü Şubat 2012-Ankara

İSG DE VE MEVZUATTA SON GELİŞMELER. İsmail GÜLTEKİN Şube Müdürü Şubat 2012-Ankara İSG DE VE MEVZUATTA SON GELİŞMELER İsmail GÜLTEKİN Şube Müdürü Şubat 2012-Ankara Sunum Plânı İSG kısa tarihçe Günümüzdeki mevzuat yapısı Planlanan gelişmeler Son durum Giriş Bir toplumda gerçek anlamda

Detaylı

ÇEVRE İZİN VE LİSANSLARINDA YENİ DÖNEM

ÇEVRE İZİN VE LİSANSLARINDA YENİ DÖNEM ÇEVRE İZİN VE LİSANSLARINDA YENİ DÖNEM 21.11.2008 tarih, 27061 sayılı Resmi Gazete de yayımlanan Çevre Denetimi Yönetmeliği ve 29.4.2009 tarih, 27214 sayılı Resmi Gazete de yayımlanan "Çevre Kanununca

Detaylı

CALIŞANLARIN İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ EĞİTİMLERİNİN USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK. (7 Nisan 2004/25426 R.G.) BİRİNCİ BÖLÜM

CALIŞANLARIN İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ EĞİTİMLERİNİN USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK. (7 Nisan 2004/25426 R.G.) BİRİNCİ BÖLÜM CALIŞANLARIN İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ EĞİTİMLERİNİN USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK (7 Nisan 2004/25426 R.G.) BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam ve Dayanak Amaç Madde 1 Bu Yönetmelik, işverenlerce, işyerlerinde

Detaylı

tmmob makina mühendisleri odası ODA RAPORU İŞÇİ SAĞLIĞI ve İŞ GÜVENLİĞİ Güncellenmiş Sekizinci Baskı Mart 2018, Ankara Yayın No: MMO/689

tmmob makina mühendisleri odası ODA RAPORU İŞÇİ SAĞLIĞI ve İŞ GÜVENLİĞİ Güncellenmiş Sekizinci Baskı Mart 2018, Ankara Yayın No: MMO/689 tmmob makina mühendisleri odası ODA RAPORU İŞÇİ SAĞLIĞI ve İŞ GÜVENLİĞİ Güncellenmiş Sekizinci Baskı Mart 2018, Ankara Yayın No: MMO/689 tmmob makina mühendisleri odası Meşrutiyet Caddesi No: 19 Kat: 6

Detaylı

6331 SAYILI KANUN SONRASI İŞ KAZALARININ BİLDİRİLECEĞİ SÜRELER VE BİLDİRİM YAPILACAK KURUMLAR

6331 SAYILI KANUN SONRASI İŞ KAZALARININ BİLDİRİLECEĞİ SÜRELER VE BİLDİRİM YAPILACAK KURUMLAR 6331 SAYILI KANUN SONRASI İŞ KAZALARININ BİLDİRİLECEĞİ SÜRELER VE BİLDİRİM YAPILACAK KURUMLAR Mustafa BAŞTAŞ * I-GİRİŞ 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu nun (Resmi, 2012, 28339) yürürlüğe girmesi

Detaylı

İNŞAAT İŞLERİNDE MEYDANA GELEN İŞ KAZALARININ SEBEP VE SONUÇLARININ İRDELENMESİ

İNŞAAT İŞLERİNDE MEYDANA GELEN İŞ KAZALARININ SEBEP VE SONUÇLARININ İRDELENMESİ İNŞAAT İŞLERİNDE MEYDANA GELEN İŞ KAZALARININ SEBEP VE SONUÇLARININ İRDELENMESİ Serkan ENGİN 1*, Onur ÖZTÜRK 1, Adnan ÖNER 1 1 Kocaeli Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, İzmit,

Detaylı

Her yıl Ocak ayında yeni belirlenen asgari ücrete göre prime esas kazançların alt ve üst tutarları yeniden hesaplanıyor.

Her yıl Ocak ayında yeni belirlenen asgari ücrete göre prime esas kazançların alt ve üst tutarları yeniden hesaplanıyor. Bordro Parametrelerine Dikkat Mehmet Fatih GELERİ İş ve Sosyal Güvenlik Uzmanı fatihgeleri@ikplatform.com Her yıl Ocak ayında yeni belirlenen asgari ücrete göre prime esas kazançların alt ve üst tutarları

Detaylı

NAZİLLİ DEVLET HASTANESİ RİSK ANALİZİ PROSEDÜRÜ

NAZİLLİ DEVLET HASTANESİ RİSK ANALİZİ PROSEDÜRÜ Sayfa 1 / 6 1. AMAÇ 2. KAPSAM Nazilli Devlet Hastanesinde bölüm bazında risk değerlendirmeleri yaparak çalışanların çalıştıkları alanlardan kaynaklı risklerini belirlemek ve gerekli önlemlerin alınmasını

Detaylı

İşveren ve çalışanların görev, yetki, sorumluluk, hak ve yükümlülüklerini düzenlemektir

İşveren ve çalışanların görev, yetki, sorumluluk, hak ve yükümlülüklerini düzenlemektir İş Güvenliği Uzmanları İle Kısmi Süreli Sözleşme Yapılabilir Mehmet Fatih GELERİ İş ve Sosyal Güvenlik Uzmanı fatihgeleri@ikplatform.com 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu "işyerlerinde iş sağlığı

Detaylı

İ.S.G. TEMEL KAVRAMLAR VE TARİHSEL GELİŞİMİ

İ.S.G. TEMEL KAVRAMLAR VE TARİHSEL GELİŞİMİ İ.S.G. TEMEL KAVRAMLAR VE TARİHSEL GELİŞİMİ İşyerlerinde, işlerin yürütülmesi sırasında, çeşitli nedenlerden kaynaklanan, sağlığa zararlı durumlardan korunmak amacıyla yapılan sistemli çalışmalara iş sağlığı

Detaylı