GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EL SANATLARI EĞİTİMİ ANABİLİM DALI DEKORATİF ÜRÜNLER EĞİTİMİ BİLİM DALI

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EL SANATLARI EĞİTİMİ ANABİLİM DALI DEKORATİF ÜRÜNLER EĞİTİMİ BİLİM DALI"

Transkript

1 GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EL SANATLARI EĞİTİMİ ANABİLİM DALI DEKORATİF ÜRÜNLER EĞİTİMİ BİLİM DALI ANKARA İLİ ANADOLU MEDENİYETLERİ MÜZESİ NDE BULUNAN SERAMİK ESERLERİN İNCELENMESİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA YÜKSEK LİSANS TEZİ Hazırlayan Gülşen ÇAYLI Ankara Kasım, 2013

2 GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EL SANATLARI EĞİTİMİ ANABİLİM DALI DEKORATİF ÜRÜNLER EĞİTİMİ BİLİM DALI ANKARA İLİ ANADOLU MEDENİYETLERİ MÜZESİ NDE BULUNAN SERAMİK ESERLERİN İNCELENMESİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA YÜKSEK LİSANS TEZİ Gülşen ÇAYLI Danışman: Yrd. Doç. Dr. Zeynep GÖKÇESU Ankara Kasım, 2013

3 JÜRİ ÜYELERİNİN İMZA SAYFASI Gülşen Çaylı ya ait Ankara İli Anadolu Medeniyetleri Müzesi nde Bulunan Seramik Eserlerin İncelenmesi başlıklı tezi. tarihinde, jürimiz tarafından Dekoratif Ürünler Eğitimi Bilim Dalı nda Yüksek Lisans Tezi olarak kabul edilmiştir. Adı Soyadı İmza Başkan:... Üye (Tez Danışmanı):. Üye:. Üye:. Üye: i

4 ÖNSÖZ El sanatları bir milletin kültürünü temsil etmektedir. Bu nedenle el sanatları ürünleri o ülkenin kimliği gibidir. Günümüzde teknolojinin hızla ilerlemesi, yeni üretim tekniklerini ve insan gücünden çok makinelerin kullanımının yaygın olduğu bir üretim sistemini de beraberinde getirmiştir. Seramik, insanlık tarihi kadar eski, köklü bir uğraş olarak günümüze kadar uzanmaktadır. Bilim ve teknolojinin doruk noktaya ulaştığı günümüzde seramik, plastik sanatların bir dalı olarak sanatla ve aynı zamanda günlük yaşantıdaki teknik ürünler ve bilimsel çalışmalarla en fazla gelişen alanlardan biri olmuştur. Seramik, insanların ihtiyaçlarını karşılaması açısından önemli bir yere sahip olmuş ve farklı dönemlerde farklı biçim, teknik ve süsleme ile üretilmiştir. Üretilen bu seramiklerde bitkisel, geometrik, yazı, hayvan-insan figürlerinin yanında çeşitli eşya içeren bezemeler kullanılmıştır. Anadolu Medeniyetleri Müzesi ndeki Seramik Eserlerin İncelenmesi adını taşıyan bu çalışmamızda yer alan eserler incelenerek tanıtılmasına çalışılmıştır. Bu çalışma konusunun belirlenmesinden itibaren beni yönlendiren ve yardımlarını esirgemeyen değerli hocam Yrd. Doç. Dr. Zeynep GÖKÇESU ya, Anadolu Medeniyetleri Müzesi çalışanlarına, aileme yardımlarından dolayı teşekkür ederim. GÜLŞEN ÇAYLI Kasım, 2013 ii

5 ÖZET ANKARA İLİ ANADOLU MEDENİYETLERİ MÜZESİ NDE BULUNAN SERAMİK ESERLERİN İNCELENMESİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA ÇAYLI, Gülşen Yüksek Lisans, Eğitim Bilimleri Enstitüsü Dekoratif Ürünler Eğitimi Bilim Dalı Tez Danışmanı: Yrd. Doç. Dr. Zeynep GÖKÇESU Kasım , s.139 Bu araştırmanın amacı, Ankara ili Anadolu Medeniyetleri Müze sinde bulunan seramik eserlerinin; çeşitleri, malzeme, teknik, form, boyutlar, kompozisyon özellikleri açısından incelenmesi, seramik eserlerin ait oldukları dönemler hakkında bilgi verilmeyi amaçlamıştır. Bu araştırmada; Ankara ilinin coğrafi konumu ve tarihçesi, Arkeoloji müzelerinin tarihi gelişimi, Anadolu Medeniyetleri Müzesi hakkında genel bilgi, sanat ve el sanatları hakkında bilgi, seramiğin tanımı ve tarihçesi, geleneksel Türk seramiğinin özellikleri, seramik teknikleri, Türk seramik sanatında kullanılan motifler, seramik fırınları hakkında genel bilgi, seramik yapımında kullanılan malzemeler hakkında genel bilgi ayrıca bu konuda yapılmış çalışmalar hakkında bilgiler verilmiştir. Bu araştırmanın amacı doğrultusunda Anadolu Medeniyetleri Müzesinde görevlilerle görüşme yapılmış ve bu müzede bulunan 50 adet seramik eserin bilgi formu oluşturulmuştur. Araştırmanın sonucunda; elde edilen bilgilere göre eski çağlardan günümüzde çeşitli ve oldukça da önemli seramik eserlerin kaldığı görülmektedir. iii

6 Araştırmanın evreninin Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi, örneklemini ise Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi nden seçilen 50 adet seramik eser oluşturmaktadır. Araştırmada elde edilen bulgulara dayanarak, araştırmacı tarafından ortaya konulan önerilere yer verilmiştir. Anahtar Kelimeler: Anadolu Medeniyetleri Müzesi, arkeoloji, seramik. iv

7 ABSTRACT RESEARCH ON THE STUDIES OVER CERAMIC ARTS LOCATED IN THE MUSEUM OF ANATOLIAN CIVILIZATIONS IN ANKARA PROVINCE ÇAYLI, Gülşen Master, Institute of Education Sciences Department of Decorative Products Education Thesis Advisor: Yrd. Doç. Dr. Zeynep GÖKÇESU November- 2013, p. 139 The aim of this research is to examine the variety, material, technique, shape, dimensions, compositional caracteristics of ceramic arts and gathering information about the historical period of these products. In this research; Geographical location and history of Ankara Province, historical development of Archeological museums, general information about Anatolian Civilisations Museum, information about art and handcrafts, definition and history of ceramic, caracteristics of traditional turkish ceramic, technics of ceramic, patterns used in turkis ceramic arts, general information about ceramic furnace, general information about the materials used in ceramic production also informations are given about the studies done about this subject. Within the purpose of this research interviews are done with the officers at Anatolian Civilisations Museum and information form of 50 units of ceramic arts located in this museum is generated. As a result of this research; very important ceramic arts are present today from the historical ages according to collected informations. The place of research is Ankara Anatolian Civilisations Museum, 50 units of ceramic arts chosen from the Ankara Anatolian Civilisations Museum formed the samples. v

8 Based on the obtained information, suggestions are given by the researcher. Keywords: Anatolian Civilisations Museum, archeologie, ceramic. vi

9 İÇİNDEKİLER Sayfa No JÜRİ ÜYELERİNİN İMZA SAYFASI......i ÖNSÖZ.....ii ÖZET iii ABSTRACT v İÇİNDEKİLER.. vii TABLOLAR LİSTESİ...xi ŞEKİLLER LİSTESİ.... xii BÖLÜM I 1. GİRİŞ 1.1.Problem Amaç Önem Varsayımlar Sınırlılıklar Tanımlar BÖLÜM II 2. KAVRAMSAL ÇERÇEVE 2.1.Ankara nın Coğrafi Konumu ve Tarihçesi Arkeoloji Müzelerinin Tarihi Gelişimi Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi Sanatın Tanımı ve Tarihçesi El Sanatlarının Tanımı ve Tarihçesi El Sanatlarının Tanımı El Sanatlarının Tarihçesi...24 vii

10 El Sanatlarının Sınıflandırılması Seramik Hakkında Genel Bilgi Seramiğin Tanımı Seramiğin Tarihçesi Seramiğinin Özellikleri Biçim Açısından Özellikleri Bezeme Açısından Özellikleri Renk Açısından Özellikleri Seramik Teknikleri Tek Renk, Sırlı, Yaldızlı Teknik Kabartma Çini Ve Seramik Teknik Çini Mozaik Tekniği Sıratlı Çini Ve Seramik Tekniği Astar Tekniğinde Seramikler Lüster Tekniği Minai Tekniği Renkli Sır Tekniği Sgraffito (Kazıma) Tekniği Akıtma Renkli Teknik Seramik Sanatında Kullanılan Motifler Figürlü Motifler Bitkisel Motifler Geometrik Motifler Seramik Fırınları Fırın Türleri Yakıtlı Fırınlar Elektrikli Fırınlar Seramik Yapımında Kullanılan Malzemeler Merdaneler, Çadır Bezleri ve Tahta Çubuklar Süngerler Sulu Kil Trilini Havan Mineleme Maşası Kap ve Fırça viii

11 Çukur Kaseler Elekler ve Huniler Mikser (Karıştırıcı) Sprey (Püskürtme Aleti) Tartı Döner Masa Kaşıklar ve Etiketler Tahta Şekillendirme Çubukları Pergeller Saplı Süngerler Tahta Aletler Oyma ve Düzleştirme Aletleri Çömlekçi Bıçakları ve Kazıma Aleti Büyük ve Küçük Fırçalar Çömlekçi İğneleri ve Delik Açıcı Kesme Teli Metal Aletler Zımpara Kağıdı ve Çelik Oyma Teli Tarak ve Tel İLGİLİ ARAŞTIRMALAR...53 BÖLÜM III 3. YÖNTEM Araştırmanın modeli Evren ve Örneklem Verilerin Toplanması Verilerin Analizi...59 BÖLÜM IV 4. BULGULAR ve YORUMLAR Bilgi Formları ix

12 BÖLÜM V 5. SONUÇ ve ÖNERİLER Sonuç Öneriler 132 KAYNAKÇA EKLER.139 Ek x

13 TABLOLAR LİSTESİ Sayfa No Tablo 1: İncelenen seramik eserlerin form tiplerinin dönemlere göre sayısal dağılımı Tablo 2: İncelenen seramik eserlerin yapım tekniklerinin dönemlere göre sayısal dağılımı Tablo 3: İncelenen seramik eserlerin hamur renklerinin dönemlere göre sayısal dağılımı Tablo 4: İncelenen seramik eserlerin yüksekliklerinin dönemlere göre sayısal dağılımı Tablo 5: İncelenen seramik eserlerin genişliğinin dönemlere göre sayısal dağılımı xi

14 ŞEKİLLER LİSTESİ Sayfa No Şekil 1: Ankara İl Haritası Şekil 2: Anadolu Medeniyetleri Müzesi Şekil 3: Neolitik Çağ Şekil 4: Hititler Dönemi Şekil 5: Frigya Sınırlarını Gösteren Harita Şekil 6: Urartu Sınırlarını Gösteren Harita Şekil 7: Geç Hititler Dönemi Şekil 8: Sıraltı Tekniği İle Yapılmış Kase Şekil 9: Mürekkep Hokkası, Saydam Sır Üzerine Lüster Bezeme Şekil 10: Selçuklu Dönemi Minai Tekniği İle Yapılmış Seramik Şekil 11: Deri Sertliğindeki Mamül ve Üzerine Astar Sürülmesi Şekil 12: Mamül Yüzeyine Desenin Kazılması ve Kazıma Hatasına Örnek. 36 Şekil 13: Yakıtlı Fırın Şekil 14: Merdane, Çadır Bezi ve Tahta Çubuklar Şekil 15: Süngerler Şekil 16: Sulu Kil Trilini Şekil 17: Havan Şekil 18: Mineleme Maşası Şekil 19: Çukur Kap Şekil 20: Dijital Tartı Şekil 21: Saplı Süngerler Şekil 22: Tahta Aletler...50 Şekil 23: Oyma ve Düzleştirme Aletleri xii

15 Şekil 24: Fırçalar Şekil 25: Küçük Güveç ve Ocak İçi Altlık Şekil 26: Dört Ayaklı Çömlek Şekil 27: Dört Ayaklı Çömlek Desen Çizimi.. 67 Şekil 28: Dört Ayaklı Çömlekten Yeni Tasarım...68 Şekil 29: Akıtacaklı Kap Şekil 30: Akıtacaklı Kap Desen Çizimi.69 Şekil 31: Akıtacaklı Kap Yeni Tasarım Şekil 32: Oturan Tanrıça Heykelciği. 71 Şekil 33: Damga Mühür Şekil 34: Ayakta Tanrıça Heykelciği Şekil 35: Kadın Başı Biçimli Kap Şekil 36: Ceylan Biçimli Kap Şekil 37: Matara Biçimli Kap Şekil 38: Matara Biçimli Kap Desen Çizimi. 76 Şekil 39: Matara Biçimli Kap Yeni Tasarım.77 Şekil 40: Çift Kulplu Çömlek Şekil 41: Çift Kulplu Çömlek Desen Çizimi. 78 Şekil 42: Çift Kulplu Çömlek Yeni Tasarım Şekil 43: Boya Bezemeli Kulplu Kap Şekil 44: Boya Bezemeli Kulplu Kap Desen Çizimi. 80 Şekil 45: Boya Bezemeli Kulplu Kap Yeni Tasarım. 81 Şekil 46: Boya Bezemeli Kap Şekil 47: Boya Bezemeli Kap xiii

16 Şekil 48: Boya Bezemeli Kase.84 Şekil 49: Boya Bezemeli Kase Desen Çizimi Şekil 50: Boya Bezemeli Kaseden Yeni Tasarım.. 85 Şekil 51: Boyalı Tanrıça Heykeli Şekil 52: Kadın Heykelciği Şekil 53: Boya Bezemeli Kase Şekil 54: Boya Bezemeli Kap Desen Çizimi Şekil 55: Boya Bezemeli Kap Yeni Tasarım.89 Şekil 56: Boya Bezemeli Kap Şekil 57: Şematik Kadın Heykelciği (İdol) Şekil 58: Gaga Ağızlı Testicik Şekil 59: Çıngırak Şekil 60: Dörtlü Kap Şekil 61: Çift Kulplu Kap Şekil 62: Bitişik Kulplu Çanak Şekil 63: Stilize Kadın Heykelciği Şekil 64: Törensel İçki Kabı Şekil 65: Emzikli Kap ve Üç Ayaklı Kaide...99 Şekil 66: Tekne Biçimli Kap Şekil 67: İkili Törensel İçki Kabı Şekil 68: Törensel İçki Kabı Şekil 69: İki İnsan Biçiminde Çifte Kap..104 Şekil 70: Yüksek Kaideli Kase xiv

17 Şekil 71: İnsan Yüzü Kabartmalı Törensel Kap Şekil 72: Üç Emzikli Kap Şekil 73: Üç Emzikli Kap Desen Çizimi. 108 Şekil 74: Üç Emzikli Kap Yeni Tasarım Şekil 75: Hayvan Emzikli Kap Şekil 76: Hayvan Emzikli Kap Desen Çizimi. 110 Şekil 77: Hayvan Emzikli Kap Yeni Tasarım Şekil 78: Banyo Kabı Şekil 79: Yüksek Kaideli Kase Şekil 80: Ağzı Emzikli Çift Kulplu Kap.114 Şekil 81: Tabak ve Tabak Kaidesi Şekil 82: Çift Kulplu Yonca Ağızlı Kap Şekil 83: Yonca Ağızlı Kap Şekil 84: Yonca Ağızlı Kap Desen Çizimi Şekil 85: Yonca Ağızlı Kap Yeni Tasarım..119 Şekil 86: İçinde Kutsal Alanın Simgelendiği Tek Kulplu Kap Şekil 87: Emzikli Yüksek Kaideli Kap Şekil 88: Kaz Biçimli Törensel İçki Kabı Şekil 89: Boya Bezekli Kap Şekil 90: Maşrapa Şekil 91: Çok Uzun Emzikli Kap Şekil 92: Dört Kulplu İri Çömlek Şekil 93: Dört Kulplu İri Çömlek Desen Çizimi xv

18 Şekil 94: Dört Kulplu İri Çömlekten Yeni Tasarım..127 Şekil 95: Keçi Biçimli Törensel İçki Kabı Şekil 96: Amphora Şekil 97: Amphora Desen Çizimi Şekil 98: Amphora Yeni Tasarım xvi

19 BÖLÜM I 1.GİRİŞ 1.1. Problem Dünyanın hiçbir ulusu, sanat konusunda, Anadolu kadar zengin kaynaklara sahip değildir. Sanat, bir duygunun, bir düşüncenin güzelliğini ifade eder. Sanat, bir insan işi bir insan yaratması, olarak yine insanın kendini anlattığı bir alandır (Mülayim, 1995: 17). Sanat evresel bir kavram olması itibariyle tüm toplumlara, topluluklara hitap ederek nasıl ki onları kapsıyorsa, genel eğitim içerisinde de güzel sanatlar eğitimi, sanat yoluyla insanı eğitmek için başvurulan kavramsal ve uygulamalı çalışmaların tümünü kapsar (Aktaş, 2003: 6). Sanat toplumsal gelişmeye paralel olarak değişmiş ve gelişmiştir. Başlangıçta insanların topluluk halinde dolaştıkları, toplamacılık ve avcılıkla beslendiği çağlarda sanat, büyü yapma ve doğa olaylarının gücünden korunmak amacıyla yapılmıştır. Mağara duvarlara çizilen resimler, öldürülen hayvan parçalarının boyuna asılması ya da ağaçtan hayvan tasvirlerinin yapılması, insan doğa güçlerinin üstüne çıkmaktan doğmaktaydı. Fakat bu çağlarda yapılan sanat olarak nitelendirilen bu ürünler estetik değerden yoksundur (Armağan, 1992: 17). Kültürün en önemli unsurlarından biri olan el sanatları bir toplumun yaşam biçiminin, yeteneklerinin ve yaratıcılığının göstergesi olup geçmişten geleceğe oluşturulan köprüde kuşaktan kuşağa aktarılan çok önemli değerlerdir (Özdemir ve Yetim, 1997: 191). Bireyin içinde yaşadığı toplumun kültürel değerlerinden olan el sanatlarını benimseyerek, bu değerlerin gerektirdiği davranışları kazanıp, geliştirerek, yeni kuşaklara aktarabilmesi için en önemli işlev eğitimdir (Kayhan ve Eroğlu, 2004: 4).

20 2 İnsanlık tarihi ile başlayan el sanatlarını en üst düzeyde geliştiren ve günümüze ulaşan ölümsüz eserler veren milletlerden biri de hiç şüphesiz Türklerdir. Orta Asya dan başlayarak yakın doğuyu da içine alan Türkler sanat ve kültürü Anadolu da ve Trakya da ölümsüz eserler bırakarak sürdürmüşlerdir (Atanur, 1994: 18). Bir ulusun el sanatları kültürel kimliklerinin en değerli belgesidir. Tarihsel kimliğimi ve var oluş süresinde el sanatlarımız onlara can veren ustaların düşünce ve ruhlarıyla birleşmiş sözden ziyade varlıklarıyla zenginliklerini kanıtlamışlardır ( Öz, 1998: 42). Yerleşik düzene geçen toplumlarda günlük yaşamı sürdürmek ve günlük yaşamın ihtiyaçlarını karşılamak için yapılan uğraşlar arasında elbette seramik üretimi de çok önemli bir yer tutmaktaydı (Parlıtı, 2011: 3). Seramik ilkel toplumlardan bugüne kadar gelebilmiş, uygarlığın gelişimlerindeki tüm aşamalarını izleyebildiğimiz bir sanat koludur (Uzunköprü, 2006: 2). Seramik türü ürünlere verilen keramos ismi, Yunanca dan gelmektedir. Şarap içilmesi gelenekleşmiş törenlerde ve şölenlerde, şarap ve büyük olasılıkla diğer içkiler, bardak yerine geçen, şekillendirilmiş boynuz kaplardan içilmekteydi. Yunanca da boynuz sözcüğünün karşılığı olan kelime keramos olduğundan, keramoslar yerlerini seramik kaplara bıraktıktan sonra da, seramikler bu adla anılmaya devam etmiştir (Salman, 2006: 9). Seramik, fırınlanmış kilden yapılan içerisinde pişirim esnasında parçanın kırılmasını önleyen kuvars ve çatlamasını önleyen ergitici feldispat karışımında oluşan hamurla yapılan kullanım amaçlı nesneleri ifade eder (Parlıtı, 2011: 3) de İngiltere de Endüstri Devriminin gerçekleştirilmesinden sonra; o güne kadar geleneksel anlamda çömlekçi atölyelerinde üretilen seramik, endüstrileşme süreciyle birlikte onun getirmiş olduğu süratli ve ucuz üretim tarzına dönüşmüştür. Böylece ortaya tek düze yoz, gösterişli, ucuz ürünler çıkmaya başlamıştır. Bu anlamda üretimde seramiğin çağdaş boyutu sadece teknik ve üretim anlamında bir gelişme kaydetmiştir. Endüstrinin tüketim çarkına sıkışan seramik üretimini, daha nitelikli halde getirmek ve el sanatı konumundan kurtararak gelişimine yön vermek anlamında ilk tepki, İngiltere de William Morris in kişiliğinde kendini göstermiştir. Endüstri devrimini insanlığın kendine getirdiği en büyük felaket olarak gören Morris, El

21 3 Sanatları ve Sanat akımını başlattı. Amaçları insan emeğine saygı ve maddeye doğru yaklaşımdı. El Sanatlarının yenileştirilmesi, kaliteli, zevkli ürünlerin ortaya konması ve en sanatlarına duyarlılığın arttırılmasıyla başlayan Arts and Crafts Movement akımı, Çağdaş Seramiğin, endüstriyel gelişme içerisinde kendine yeni yazarlar bulmasını, sanat okullarının, akademiklerini de açılmasına neden olmuştur ( Ağatekin, 1993: 7-8). Seramiğin kullanımı ateşin keşfiyle tarihlenir. Bu doğal malzeme kültürlerin gelişmesinde, birbiriyle etkilenmelerinde orta payda olmuştur. Kültürlerin tarih sürecindeki etkileri günümüze kadar ulaşan seramik objeler sayesinde çözülmüştür. Zor doğa şartlarına karşı dayanıklı olmaları, hem de işlevselliği insan yaşamına kazandırdığı kolaylıklar sayesinde her kültürde önemli bir malzeme olmuştur. Günümüzde duvar kaplamalarında artistik seramiğin kullanımı oldukça yaygındır. Bunun en önemli nedenlerinden biri olarak geçmişte kullanılan duvar kaplamalarının etkisi gösterilebilir. Bundan dolayıdır ki Anadolu halkına her dönemde mimari pano görselliği yabancı gelmemiştir. Dolayısı ile Türk seramik sanatçıları bu konuda oldukça rahat ürünler vermiştir, özgün çalışmalar sunabilme cesaretini gösterebilmişlerdir (Bakırer, 1985: 76). Araştırmada Anadolu Medeniyetleri Müzesinde incelenen seramiklerin, türü, renk, yapım tekniği, form, boyutları, bulundukları dönem ve kompozisyon özelliklerini ortaya koyarak belgelendirmek problem olarak ele alınmaktadır Amaç Bu araştırmanın genel amacı; el sanatları içerisinde önemli bir yeri olan seramik sanatını, Anadolu Medeniyetleri Müzesindeki seramik eserlerin yapım ve süsleme teknikleri, kullanılan renkler, motif ve kompozisyon özelliklerini inceleyerek bu seramik eserlerin çizimlerini ve fotoğraf çekimlerini yaparak belgelemektir. Bu genel amaç doğrultusunda araştırma sürecinde şu alt amaçlara cevap aranacaktır. 1. Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi nde bulunan seramik eserlerin yapım ve süsleme teknikleri ve kompozisyon özellikleri nasıldır? 2. Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi nde bulunan Hitit dönemi seramik eserlerinin genel özellikleri nelerdir?

22 4 3. Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi nde bulunan Eski Tunç Çağı seramik eserlerinin genel özellikleri nelerdir? 1.3. Önem Yapılan literatür taraması ve incelemeler sonucunda, Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi ndeki seramik eserler ile ilgili bugüne kadar herhangi bir araştırmaya rastlanmamıştır. Bu araştırma ile seramik sanatının tanıtılması, el sanatlarının içindeki yeri ve seramik sanatının geliştirilmesine katkıda bulunacaktır. Kullanılan renk, desen, teknik, kompozisyon ve diğer özelliklerin belirlenip tanıtılması açısından önem taşımaktadır. Yapılan araştırma ile ilerde yapılacak benzer araştırmalara kaynak teşkil etmesi açısından önemlidir Varsayımlar Bu araştırma aşağıda belirtilen varsayımlar doğrultusunda yürütülecektir. 1. Araştırmada kullanılan kaynaklardan elde edilen bilgiler gerçeği yansıtmaktadır. 2. Araştırma için hazırlanan bilgi formu araştırmanın amacına hizmet edecek niteliktedir Sınırlılıklar 1. Bu araştırma da incelenen eserler; Ankara ili Anadolu Medeniyetleri Müzesi nde bulunan seramik eserler ile sınırlıdır. 2. Araştırma; Ankara ili Anadolu Medeniyetleri Müzesi nde bulunan seramik eserlerin teknik, boyut, form, kompozisyon özellikleri ile sınırlıdır. 3. Seramik eserler hakkında bilimsel açıklamalar yazılı kaynaklardan ve literatürden elde edilen bilgiler ile sınırlıdır.

23 Tanımlar Arkeoloji: Eski bilim. Eski zamanlardan kalma mimari yapıları, sanat eserlerini, anıtları, eski şehir kalıntılarını, ören yerlerini araştırma, bulma ve değerlendirme bilimi (Önder, 1998: 18). Astar: Boya sürülecek ve resim yapılacak herhangi bir satıh üstüne hazırlık olmak ve o sathı boya tutmağa elverişli bir hale getirmek için sürülen maddelere denir (Arseven, 1983: 94). Bedesten: İçinde kıymetli eşya, antika mücevher vb. şeyler satılan üstü kapalı çarşı (Ayverdi, 2005: 315). Bezeme: Süsleme, dekore etme (Sözen ve Tanyeli, 1992: 63). Bisküvi: ısıda yapılan ilk seramik pişirimi (Şahin, 1983: 23). Çanak: Topraktan yapılmış ve fırında pişirilmiş sırlı ve sırsız ağzı yayvanca ve çana benzeyen yuvarlak kap (Arseven, 1983: 366). Çark: Seramik kapların üzerinde elle kilden biçimlendirildiği yatay döner disk (Keser, 2005: 306). Çini: Duvar kaplaması olarak kullanılan ve genellikle bezeli ve sırlı seramik plak (Sözen ve Tanyeli, 1992: 30). Çömlek: Hammaddesi kil olan, kalıp ve torna aracılığıyla ya da elde biçimlendirilip fırında pişirilen her türlü eşya ve sanatsal obje (Keser, 2005: 87). Dövme: Doğal madenlerin Yakın Doğuda ilk keşfedilmesinden itibaren kullanılan en eski maden sanatı tekniğidir (Erginsoy, 1978: 18). Feldispat: Feldispat cam, seramik, kaynak elektrotları ve boya sanayisinde kullanılan önemli bir endüstriyel ham maddedir ( Form: : Bir nesnenin doğal yapısı; bir nesnenin görme yada dokunma duyuları ile algılanmasını sağlayan kendine özgü gerçekliği (Keser, 2005: 137). Keramik: Su ile hamur haline getirilen her nevi topraktan yapılıp fırında pişirilmek suretiyle sertleştirilen çanak- çömlek ve bu gibi evaniye ve bunları yapmak sanatına verilen isimdir (Arseven, 1983: 1027).

24 6 Kil: Farsça gil sözcüğünden gelir ve ıslandığı zaman kolayca biçimlendirilen yumuşak ve yağlı toprak olarak tanımlanır (Ökse, 1999: 2). Kuvars: Billurlaşmış silisin doğada çok yaygın bir türü (Öztürk, 2009: 5). Maden: Doğada ya da doğruda metalik halde veya cevher olarak bulunan şekillenebilir maddelerdir (Kozdağ, 1994: 53). Motif: Süslemede bütünü oluşturan parçalardan her birine verilen addır. Kompozisyonun esasını oluşturan öğelere denir (Turani, 1993: 94). Mühür: Genellikle üzerinde sahibinin adı yazılı, madenden yapılma, imza yerine kullanılan ve mürekkebe batırılarak kağıt üzerine basılan damga. İlkçağlarda pişmiş topraktan kap- kacak ve tablet çamuru üzerine basılan ve sahibini onun kendine özgü işaretini gösteren damga veya silindir mühürler yapılmıştır (Önder, 1998: 183). Obsidyen: Volkan püskürmeleri sırasındaki lav soğumaları sonucu oluşan ve ancak belirli volkanik arazilerde bulunabilen doğal bir cam türüdür. Maden öncesi dönemin kesici, kazıyıcı ve dürtücü alet ve silahları için obsidyen en etkin hammaddeydi. Rengi şeffaf ya da opak parlak, siyahtan griye ve yeşile değin değişen bir cam türüdür (Salman, 2006: 93). Perdah: Bir maden levhayı, duvarı ya da topraktan yapılmış objenin yüzeyini iyice düzeltmek, parlatmak ( Pekyaman, 2008: 91). Rhyton: Törenlerde içki sunmak ya da tanrılara sıvı kurban (libasyon) yapmak amacıyla kullanılan hayvan biçimli özel kap. Şarap kabı olarak kullanılan Yunan ve Roma dönemlerinde genellikle kadın bası ya da köpek, tilki, boğa, at, geyik, koç, kartal, horoz gibi hayvan bası ya da grifon gibi mitolojik yaratık biçiminde rhytonlar yapılmıştır. Ayrıca boynuz biçimli olanları da vardır. Keras adıyla bilinen bu örneklerde sıvının akması için genellikle kabın dibinde bir delik bırakılmıştır (Salman, 2006: 93). Sır: Seramik çamurunu ince bir tabaka şeklinde kaplayarak onun üzerinde eriyen cam veya camsı oluşumdur (Sümer, 2002: 2). Tunç: İçinde bir miktar kalay olan bir bakır alaşımıdır (Erginsoy, 1978: 12).

25 BÖLÜM II 2. KAVRAMSAL ÇERÇEVE 2.1. Ankara nın Coğrafi Konumu ve Tarihçesi Şekil 1: Ankara İl Haritası ( Adının Ankyra dan (gemi çapası) geldiği sanılmaktadır. Tarihçesi Pausanias a göre Ankara Phrygia Kralı Midas tarafından, bir gemi çapası bulunduğu yerde kurulmuştur. Çok sonraları kentin adı Engürü olarak değişmiş, bu adı Farsça da ergür (üzüm) kelimesinden geldiği söylentiler arasındadır. Ankara Anadolu nun en eski kentlerinden biridir. Yapılan kazılarda burada yerleşik hayata Yontma Taş Çağı na geçildiği bulgularına rastlanmıştır. Ankara bölgesindeki hemen her vadide M.Ö arasındaki İlk, Orta ve Tunç Çağlarından birkaç höyük yer almaktadır. Bunlardan Bitik, Ahlatlıbel, Karaoğlan, Yalıncak, Polatlı ve Karayavşan en ilginçleridir. Gordion, Beştepeler, Karahöyük ve Gölbaşı nda Hititler ve Friglere ait buluntular ele geçirilmiştir (Dictionnaire Larousse Ansiklopedik Sözlük, 1994: 360).

26 8 Merkezinde Ankara nın yer aldığı Orta Yayla, kuzeyden ve güneyden çevrildiği yüksek dağ sıraları sayesinde denizlerden gelen rüzgârlara karşı korunaklı bir toprak parçası haline gelmiş, ancak bu meydanda da o rüzgârların taşıdığı yağmur bulutlarına kapanması yüzünden görece az yağış alan bir bölge olarak bozkırlaşmıştır. Buna karşılık Sakarya ve Kızılırmak ın birbirine yaklaştığı kuzey sahasında yükseltilerin ve bu ırmaklara akan dere ve çayların oyduğu vadilerin sıklaşması ve kuzey sınırını oluşturan ormanlarla kaplı dağ sıralarının bozkıra yaklaşması sonucunda, bu yörede birçok mikroiklimsel alan ve özel habitatlar ortaya çıkmıştır (Aydın, Emiroğlu, Türkoğlu ve Özsoy, 2005: 21). Günümüzün yeryüzü morfolojisi hemen hemen Miyosen dönemin sonlarında ortaya çıkmıştır. Alp kıvrımları bu evrede oluşmuş, İç Anadolu da orman bozkırı ve kurak savanna park orman biçimi meydana gelmiştir. Miyosen dönemin karasal çökelleri kısmen genç volkanik püskürmelerle örtülmüş, Alp sistemi Ankara çevresinde kırıklı bir yeryüzü kabuğu yaratarak, yükseltilerden, dalgalı ve alüvyal düzlüklerden oluşan bugünkü yapı ortaya çıkmıştır. Miyosen in sonlarına doğru büyük göl de çekilmeye başlamış ve en son Tuz gölü tortusu halinde bir kokurdana dönüşmüştür. Bu arada tektonik hareketler Ankara çevresinde jeotermal kaynakları yüzeye çıkartmış ve Ankara çevresinin doğal zenginliklerine böylece bir yenisi daha eklenmiştir. Özetle kuzeyde çam ormanları, ortada, Mürted, Ankara ve Çubuk ovalarında tarıma son derece elverişli alüvyal düzlükler ve güneyde açık bozkırlardan oluşan Ankara çevresi Miyosen sonlarının ürünüdür (Aydın ve diğerleri, 2005: 22). Ankara şehrinin kurulduğu yeri benzersiz kılan bir diğer önemli coğrafi etken, Anadolu nun en büyük iki ırmağının, Kızılırmak ve Sakarya nın birbirine en çok yaklaştığı noktaların uzaysal merkezinde bulunuşu ve bu yaklaşmanın büzdüğü topoğrafyanın yarattığı çok sayıda vadi ve bu ırmaklara yönelmiş derenin kesişim noktasında oluşudur. Bu nedenle Ankara topoğrafyası, İç Anadolu da pek rastlanmayan arızalı bir yapı sunar. Bu arızalı yapının arasından akan derelerin kavuştuğu noktada iyice zenginleşen ve Ankara Çayı adını alan su, yine İç Anadolu için pek olağan olmayan büyük bir alüvyon ovası yaratarak Sakarya ya yönelir. Derelerin ve kar sularının açtığı derin vadilerin aralarında ise büyük volkanik kütleler yükselir. Bu kütleler içinde en görkemlisi, hiç şüphesiz üzerinde Ankara Kalesi nin bulunduğu büyük kayadır. (Aydın ve diğerleri, 2005: 25).

27 9 Geniş arazisi bulunan Ankara yer yer iklim farklılıkları gösterir. Güneyde iç Anadolu iklimi belirli özellikleri olan sert iklimi, kuzeyde ise Karadeniz iklimi yumuşak ve yağışlı halleri görülebilir. Kara ikliminin hüküm sürdüğü bu bölgede kış sıcaklıkları düşük yaz sıcaklıkları yüksektir. En sıcak ay temmuz ve ağustos, en soğuk ay ise ocak ayıdır (Ankara ili yıllığı, 1967: 255) Arkeoloji Müzelerinin Tarihi Gelişimi Ülkemizdeki müzelerin ana objesinin arkeolojik nitelikli olduğunu vurgulanmaktadır. Eskiden İstanbul dışında bir müze kurulması için bölgenin arkeolojik yönden zengin olup olmadığı sorgulanmaktadır. Bu yüzden günümüzde mevcut 177 müzenin yaklaşık % 80 inde arkeolojik nitelikli eserler yer alır. Bu durum, bir yerde ülkemizin arkeolojik zenginliğinin göstergesi sayılır. Potansiyel kapsam, arkeolojik olunca, müze uzmanlarının çalışma alanları da ister istemez o alanda yoğunlaşmaktadır. Bu yüzden ülkemizdeki müze uzmanlarının çoğunluğunu arkeologlar oluşturur. Sık sık gerek duyulan kısa süreli kurtarma kazıları ile büyük kazılara da görevli olarak bu uzmanlar katılırlar ( Arkeoloji, yok olmuş kültürlere ait maddi kalıntıların tanımı ve bilimsel olarak açıklanması dayalı bir bilim dalıdır. Buna göre arkeoloji müzelerini, koleksiyonlarını arkeolojik kazılardan çıkarılan eserlerden oluşan müzeler olarak izah etmek mümkündür. Türkiye de en yaygın müze türü arkeoloji müzeleridir (Sezgin ve Karaman 2009: 13) Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi Sakarya Savaşı nın yaşandığı günler. Mustafa Kemal Paşa yine çok ileri bir fikir ortaya atar ve uygulamaya konması emrini verir. Memleketin o zorlu günlerinde Eti Müzesi adı altında bir müze kurulmasını ister. İlk müze, 1921 yılında kalenin Akkale olarak adlandırılan burcunda, Asar-ı Atika (Eski Eserler) adıyla Kültür Müdürü Galip Bey tarafından kurulur. Günümüzdeki Anadolu Medeniyetleri Müzesi nin temelleri böyle atılmış oluyordu. Mustafa Kemal Paşa, savaştıkları Türklerin, artık bir ulus olduğunu, bugünkü topraklarını savundukları gibi geçmişte bu topraklarda yaşanmış

28 10 medeniyetlere de sahip çıktığını önce İngiliz ve Yunan a, sonra da tüm dünyaya mesaj olarak veriyordu (Yalçın, 2011: 53). Bina, bedesten olarak yapılmış ve Fatih Sultan Mehmet in baş vezirlerinden Mahmur Paşa tarafından yaptırılmıştır. Yapım yılı yılları arasında olan bedesten zamanındaki Ankara da bedesten veya hanlar önemli bir yer tutuyor. Hemen yanında Kurşunlu Han, yukarda Çukur Han ve Çengel Han yer alırken, aşağıdaysa Pirinç Han yer alıyor. Han sayısının çok olması Ankara nın o dönemde önemli olduğunun bir işareti sayılabilir. Ankara keçisinden elde edilen sof kumaşı 18. yüzyıla dek yabancı tüccarları buralara getirmiş. Bedesten isminin bezezistandan geldiği de bu noktada belirtilebilir (Yalçın, 2011: 53). İki Osmanlı yapısı olan Mahmut Paşa Bedesteni ile Kurşunlu Han da yer alan müzedeki eserlerin sergilenmesinde Anadolu arkeolojisi Paleolitik (Yontma Taş) Çağ dan başlayarak günümüze dek krolonojik sıralama ve çıkarıldıkları yerler esas alınmış. Bu sayede dönem veya uygarlık bütünlüğü içinde eserler incelenebiliyor. Girişte yer alan elektronik harita yardımıyla düğmesine basıldıkça çağlar ayrı ayrı aydınlatılıp, buluntulara ait bilgilere pratik erişim sağlanabiliyor (Yalçın, 2011: 54). Ankara nın simgeleri arasında yer alan Hitit Uygarlığı ve sanatının sembolü sayılan Hitit Güneşi Kursu aslında Anadolu nun en eski uygarlığı Hattilere ait bir eserdir. Hatti krallarının cenaze törenlerinde din adamlarınca uzun sopaların ucuna takılarak taşınırmış. Benzeri 4-5 sembolle birlikte kral mezarına gömülürmüş. Müzenin alt katı ise Ankara ya ayrılmış. Bu kattaki vitrinleri gezerken başkentin, doğal yaşam ve arkeolojik açıdan ne denli zengin olduğuna şaşırmamak olası değil (Yalçın, 2011: 54). Bugün kendine özgü koleksiyonları ile dünyanın sayılı müzeleri arasında yer alan Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nde, Anadolu Arkeolojisi, Paleolitik Çağ'dan başlayarak günümüze kadar Osmanlı devrinin bu tarihi mekânlarında kronolojik bir sırayla sergilenmektedir.

29 11 Şekil 2: Anadolu Medeniyetleri Müzesi ( Anadolu Medeniyetleri Müzesi bünyesinde aşağıda yer alan dönemlere ait eserler sergilenmektedir: Paleolitik (Yontma Taş) Çağ: Yontma ve Eski Taş Çağı olarak adlandırılan Paleolitik Çağ günümüzden yaklaşık 2 milyon yıl önce başlamış ve yıl önce son bulmuştur. Ancak verilen bu tarihlerin dünya geneli içinde geçerli olduğunu ve yerel olarak değişmeye açık bulunduğunu da belirtmek gerekir (Esin, 1997: 1515). Paleolitik dönemin insanları avcı/toplayıcı ve göçebe bir yasam sürüyorlardı. Bunlar mağara, kaya sığınakları ve açık hava kamp (yurt) yerlerinde yasayan, tüketici, avladığı ve topladığıyla geçinen insan topluluklarıdır. Bu dönemin insanları mesken olarak doğal mağaraları, kaya altı sığınıklarını ve giderek açık havada yaptıkları barınakları kullanmışlardı. Uzun süre oturulmayan bu barınaklar, besin kaynaklarının tükenmesiyle terk ediliyordu. Üretim konusunda hiç bir bilgisi olmayan, geçimini avcılık ve toplayıcılıkla sağlayan bu ilk insanlar, günlük yaşamlarını kolaylaştırmak için doğada sıkça bulunan iri çakıl taslarını kullanarak kaba aletler yapıyorlardı (Esin, 1997: 1515).

30 12 İnsanlık tarihi sürecinin en uzun bölümünü oluşturan Paleolitik Dönem, tas teknolojisindeki gelişime göre, Alt, Orta ve Üst olmak üzere üç ana bölüme ayrılmaktadır. Alt Paleolitik Devri boyunca ılımlı geçen iklim Orta Paleolitik de kurumaya, sertleşmeye ve belirgin bir şekilde buzullaşmaya dönmesi, insanın yasayışı ve teknolojisinde bazı değişiklikler meydana getirmiştir. Alt Paleolitik in kaba taş aletlerinin yerini oldukça düzenli bir şekilde yontulmuş ve kenarlarında yapılan rötuşlarla uç ve kazıyıcı haline sokulmuş aletler alır. Bu dönemin insanları olan Homo Neanderthal lerin kısıtlı alet teknolojisi ile mamut, gergedan, geyik gibi büyük hayvanları avlayabilmeleri bu insanların avcılıkta ne kadar ustalaştıklarının ve avlanabilmek için bir takım av teknik ve yöntemlerini geliştirdiklerinin kanıtıdır. Ayrıca bu evrede, inançlarla ilgili birtakım belirtiler de gözlenmektedir. Örneğin; tek veya çift çukur seklindeki mezarlar ve bunların yanındaki (belki de besin depoları olarak yorumlanabilecek) eklentiler, Neanderthal lerin ölü gömme adetleri hakkında bilgi vermektedir (Salman, 2006: 17). İklimin tekrar hissedilir derecede soğuduğu ve kuru hale geldiği Üst Paleolitik Çağ da, Homo Neanderthal lerin yerini modern insanın atası sayılan Homo Sapiensler alır. Homo Sapiensler becerikli ve aktüel insana daha yakın olan insanlardır. Üst Paleolitik Çağ ın en önemli gelişmelerinden biriside insanların entelektüel yaşamlarıyla ilgili birtakım sanat eserlerini yapmaya başlamalarıdır. Mağara duvarlarına ve farklı objeler üzerine yapılan boyalı resim, gravür, alçak kabartmalar ile heykelcikler, Paleolitik sanatın, sanat tarihi içinde oynadığı önemli rolü açıklar. Anadolu Yarımadası ndaki en erken yerleşme izleri Alt Paleolitik Çağ dan (Eski Tas Devri) kalmadır. Günümüzden yıl kadar önce başlamış olan bu zamanda yarımada da Afrika kökenli Homo Erectus (dik yürüyen) türü fosil insanlar yasamaktaydı. Bu evre insanları gerek beyin kapasitelerinin gelişmesine, gerek kültür birikiminin artmasına paralel olarak, basit yongalama ve isleme teknikleriyle avlanmak, yabanıl hayvanlardan korunmak ve günlük islerinde kullanmak üzere çeşitli yontma taş aletler üretmişlerdir (Salman, 2006: 18).

31 13 Antalya yöresinde Karain Mağarasında yapılan kazılarda açığa çıkartılan tabakalaşma, Paleolitik dönemdeki gelişimi kesintisiz bir şekilde ortaya koymuştur. Müzede Antalya Karain Mağarası buluntuları yer almaktadır. Yontma Taş Çağı insanları, mağara ve kaya altı sığınaklarında barınan avcı ve toplayıcı topluluklardır. Bu insanlara ait taş ve kemik aletler bu devri belirleyen buluntulardır (Toker, 1987: 28). Neolitik (Cilalı Taş) Çağ ( ): Çağın başlangıcında besin üreticiliğinin bilinmesine karşın pişmiş toprak kapların daha yapılmadığı, bunların yerine sepet, tahta ya da taştan kapların kullanıldığı ilk evre, Akeramik (seramiksiz) Neolitik olarak adlandırılır. Anadolu da ancak birkaç yerde saptanan bu evre, belirli bir düzene göre inşa edilen yapıları, taş ya da kemik alet ve silahları, süs eşyaları ile ilk yerleşik köy örneklerini vermektedir. En Yakındoğu ve Ege nin en gelişmiş Neolitik Merkezi Konya nın 52 km. güneydoğusunda, Çumra ilçesinin kuzeyinde yer alan Çatalhöyük tür. Neolitik Çağın elde yapılan çanak çömlekleri Çatalhöyük te genelde kahverengi, siyah ve kırmızı renk tonlarındadır. Daha çok oval formlara sahip seramikler Neolitik Çağın geç döneminde basit geometrik motiflerle bezenmeye de başlamışlardır (Akurgal, 1997: 25). Pişmiş toprak ve taştan yapılmış olan geometrik bezekli damga mühürler Neolitik Çağda mülkiyet düşüncesinin ürünleridir. Çakmaktaşı ve obsidyen çeşitli alet ve silahların, kemik ise bız, iğne, sap gibi eşyaların yapımında kullanılmıştır. İkinci önemli yerleşim yeri Burdur un 25 km. güneybatısındaki Hacılar dır. Burada yapılan kazılarda saptanan IX yapı katında, IX- VI katlar Geç Neolitik döneme aittir. Hacılar ın iyi pişirilmiş perdahlı çanak çömlekleri, kırmızı, kahverengi, kırmızımsı sarı renklerdedir. Seramikler arasında kırmızı astarlı, çok iyi perdahlı kadın başı biçiminde bir kap ile hayvan biçimli (geyik, domuz, kuş) tören kapları ilginç örneklerdir (Akurgal, 1997: 26).

32 14 İnsanlık tarihinde besin üretimi yanında ilk yerleşik toplumların kurulmasıyla başlayan bu dönem müzemizde Çatalhöyük ve Hacılar gibi çağın iki önemli merkezinden ele geçen buluntularla temsil edilmektedir. Buluntular arasında ana tanrıça heykelleri, damga mühürler, pişmiş toprak kaplar, kemik tarım araçları yer alır (Toker, 1987: 29). Şekil 3: Neolitik Çağ ( Kalkolitik (Bakır-Taş) Çağı (M.Ö ): Burdur un yakınındaki Hacılar yerleşmesinin 5. Katında, M.Ö yıllarında ilk bakır aletlerin ortaya çıktığını görüyoruz. Maden aletlerin yanında taş aletlerin devam etmesinden ötürü bu devire tarihçiler Taş ve Maden Devri anlamına gelen Khalkolitik Çağ adını vermektedirler. Khalkolitik Çağ ın Anadolu daki en parlak merkezi Burdur yakınındaki James Mellaart tarafından kazılan Hacılar Yerleşmesi dir (Akurgal, 1998: 8). Kalkolitik Çağ daki yerleşim merkezleri Hacılar, Canhasan, Beycesultanla, sınırlı değil. İstanbul da Fikirtepe den başlayarak, Samsun da İkiztepe ye, Çanakkale de Kumlutepe ye, İç Anadolu daki Büyük Güllücek e, Göller Bölgesindeki Kuruçay dan, Erbaa, Suberde ye, Çukurova da Mersin/ Yumuktepe, Tarsus/ Gözlükule ye, Amuk Ovası nda Tell Açana, Tell Tayinat, Tell- el Cüdeyde ye ve Doğu Anadolu ya kadar yayılan çok geniş bir dağılım gösterir (Uçankuş, 2000: 261). Yeni taş Devri nin başlangıcında günlük kaplar ağaçtan ve taştandı. Anadolu daki kilden yapılmış kaplara en geç M. Ö. 7. binde Konya, Burdur ve Antalya bölgelerinde

33 15 rastlanmaktadır. İlk örnekler tek renkli, kaba yapılı ve basit biçimlidir (Akurgal, 1998: 8). Taş aletler yanında, bakırın işlenerek günlük hayata girdiği bu döneme ait zengin buluntular müzemizde Hacılar, Canhasan, Tilkitepe, Alacahöyük ve Alişar'dandır (Toker, 1987: 29). Eski Tunç (Maden) Çağı (M.Ö ): M.Ö. IV. binin sonu ve III. bin yılı başlarında Anadolu, Eski Tunç Çağı na girmiştir. Artık Anadolu da yaşayan insanlar, bakıra kalay katarak tunç elde etmeyi ve bu alaşımdan silah, kap-kacak ve süs eşyası üretmeyi başarmışlardır. Tunç un yanı sıra bakır, altın, gümüş gibi asil ve asil olmayan madenleri de dövme ve dökme tekniğinde işleyerek, dinsel amaçlı veya günlük ihtiyaçlarına cevap veren objeleri üretmişlerdir. Batı Anadolu da bu dönemin en parlak temsilcisi Çanakkale Boğazına hakim bir mevkide kurulmuş olan Truva dır. Bu çağda Truva da çömlekçi çarkı kullanılmaya başlanmış, ayrıca Depas Amphikypellon kap formu yaratılmıştır. Bu çift kulplu kapların benzerleri, İç Anadolu üzerinden Güneydoğu Anadolu ya uzanan bölgedeki önemli merkezlerde, Beycesultan, Polatlı, Karaoğlan, Bozhöyük, Alişar, Kültepe, Tarsus- Gözlükule, Gedikli de ele geçmiştir (Uygarlıklar Ülkesi Türkiye, 1985: 28). Eski Tunç Çağı ndaki Anadolu uygarlığının eriştiği üst düzeye tanıklık eden diğer bir merkez Alacahöyük tür. Burada açığa çıkarılan pres mezarlarında ele geçen altın, gümüş, akik ve dağkristali gibi değerli malzemeden yapılan diadem, gerdanlık, iğne gibi süs eşyası ile kaplar yanında; tunçtan ve altından, silahlar dinsel amaçla kullanılan güneş kursları, geyik boğa heykelleri, tanrıça heykelleri eşsiz birer sanat eseri niteliğindedir. Tokat İlindeki Horoztepe, Kayapınar, Amasya daki Mahmatlar buluntuları, hem yapıldıkları malzeme, hem türleri hem de anlamları bakımından Alacahöyük mezarlarındaki eşyayı yalnızlıktan kurtarır.

34 16 Alişar ve Kültepe de yapılan kazılar İç Anadolu, Eski Tunç Çağı nda ve özellikler onun son evresinde gelişmiş bir şehir uygarlığının varlığını ortaya koymuştur. Bu çağda İç Anadolu da elde yapılmış tek renkli seramiğin yanında ilk defa, çarkta yapılmış kaplar görülmeye başlanmıştır. Bu çağda Anadolu insanı pişmiş topraktan, altından (Alacahöyük te) mermerden (Beycesultan de), alabasterden (Kültepe de) yaptığı ve tanrı kavramını bu şekilde ifade ettiği idollerden başka, aynı amaçla tunç ve altından heykelcikler yapmaya (Hasanoğlan, Horoztepe ve Alacahöyük) başlamıştır (Uygarlıklar Ülkesi Türkiye, 1985: 29). Alacahöyük kral mezarlarından çıkarılan değerli madenlerden yapılmış, görkemli ölü hediyelerinin yanında Hasanoğlan, Mahmutlar, Eskiyapar, Horoztepe, Karaoğlan, Merzifon, Etiyokuşu, Ahlatlıbel, Karayavşan, Bolu, Beycesultan, Semahöyük, Karaz- Tilkitepe buluntuları zengin bir Eski Tunç koleksiyonu olarak sergilenmektedir. (Toker, 1987: 30). Hititler (M.Ö ): Hitit ler Anadolu daki kent devletlerini birleştirerek merkezi bir devlet kurmuşlardır. Bu çağa Eski Hitit Krallık çağı denilebilir. Bu çağın en önemli merkezi Boğazköy ve onun yanındaki Alacahöyük tür (Aytaç, 1981: 63). Hitit İmparatorluk Çağı nda en yüksek seviyeye ulaşan Hitit sanat eserleri sade Hitit çekirdek bölgesinde değil, Hititler in egemenliği altına girmiş ya da Hitit politik gücünden etkilenmiş olan çeşitli Ön Asya şehirlerinden ele geçmiştir. Hitit İmparatorluk Döneminden bugüne kalan sanat eserlerinin önemli grubunu Hititler in başkenti olan Hattuşa/ Boğazköy, Alacahöyük, Eskiyapar ve Anadolu nun Hitit etkinlik bölgelerinde yer alan merkezlerden ele geçen eserler oluşturmaktadır. Bu eserlerin Hitit sanatı ürünleri olduğunu gerek sistemli kazılar sonucu ele geçtikleri tabakalar, gerek gösterdikleri stil benzerlikleri, gerekse Hitit yazılı belgelerinden geçen tanımlar doğrulamaktadır (Anadolu Medeniyetleri Müzesi, 1997: 119). M.Ö. 2 binde Anadolu'da ilk siyasi birlik Kızılırmak kavisi içinde Hititler tarafından kurulmuştur. Başkentleri Boğazköy (Hattuşaş) ile birlikte İnandık, Eskiyapar, Alacahöyük, Alişar, Ferzant zengin buluntu veren Hitit merkezleridir. Kabartmalı boğa

35 17 biçimli kaplar, pişmiş toprak eserler, devlet arşivine ait tabletler, kral adı baskılı mühürler dikkati çekmektedir (Toker, 1987: 30). Şekil 4: Hititler Dönemi ( Frigler (M.Ö ): Helen ler Anadolu nun ortası ile batısında kalan bölüme Frigya adını vermişlerdir. Sakarya nehri ive Menderes nehrinin yukarı kaynakları arasında küçül plato Frig ülkesinin merkezini meydana getiren alandır. Ortama yüksekliği bin metreyi bulan yayalar bulunmaktadır. Frigler, buradan güney ve doğu yönde genişleyerek Anadolu içlerinde yayılmaya devam etmiştir. Şekil 5: Frigya Sınırlarını Gösteren Harita (Friglerin Gizemli Uygarlığı. 2007: 10). Frig Krallığı M.Ö. 8. yüzyılın sonlarına doğru en güçlü dönemlerini yaşamaktadır. Doğu da Amasya, batıda Burdur, kuzeyde Samsun ve güneyde Niğde ye kadar yayılmıştır. Frig halkı ve kral ailesi krallarının ölümü ve başkentlerinin yok almasına

36 18 rağmen Orta Anadolu nun çeşitli bölgelerine yayılarak beylikler halinde yaşamaya devam etmişlerdir. Frigler Yukarı Sakarya Vadisi nde, Eskişehir ile Afyonkarahisar arasındaydı. Küçük Frigya adını alan bu bölgede birçok Frig kenti Pers istilasına kadar yaşamına devam etmiştir. Eskişehir yakınında Midas (Midaion) kenti; Kızılırmak ın batısında Gordion (Yassıhöyük), Yenidoğan Höyüğü, Eski Ankara; Kızılırmak ın doğusunda da Boğazköy, pazarlı ve Göllüdağ en önemli kentleridir (Uçankuş, 2002: 17). Friglerin, Gordion kazılarında, ahşap eserlerin yanında, fildişi oyma sanatına ait özgün eserler üreten okullara sahip olduklarını gösteren örnekler ortaya çıkmıştır. Fildişinin hammadde olarak Suriye ve Asur dan temin edildiği bilinmektedir. Frig fildişi oyma eserleri, bu bölgelerde bulunan fildişi okullarında üretilen eserlerden farklı özgün bir yapıya sahiptir. Fildişi örneklerinden kanatlı disk, çiçek motifli süsleme parçası, çizgi süslemeli disk, ve makara biçimli, baklava dilimi, meandr motifli süs parçası, Kuzey Suriye örneklerinden ayrılıp, Frig ustalarının bu alanda geliştirdikleri özelliklerine tanıklık ederler (Pekyanan, 2008: 19). Frigya süsleme sanatında en çok dikkat çeken, gayet hünerli bir biçimde yapılmış olan geometrik örnekler, sivastikalar, meandr motifleri ve eşkenar dörtgenlerdir. İnsan figürleri azdır. Ancak Mezopotamya, Asur ve Phenike sanat akımlarının etkisi altında yapılmış olan, stilize adaleli hayvan motifleri çok daha etkileyicidir. Çakıltaşından taban mozaikleri, taş ve ağaç oyma, tunç eşya ile çanak çömlekler üzerinde sık olarak karşılaşılan geometrik bezeme, Batı Frig sanatının en belirgin özelliğidir. Bu bezeme biçimi bütünüyle Friglere özgüdür ve Yunan etkisinde değildir. Aksine tahta işçiliği, tekstil ve kilimcilikteki desen ve teknikler, erken Yunan sanatını etkilemiştir. Bu Frig etkilerini M.Ö. 7. yüzyıl Doğu Yunan boyalı vazo sanatında görülebilmektedir (Pekyaman, 2008: 20). Gordion tümülüslerinden ve ören yerinden çıkarılan eserler, Frig sanatının en güzel örnekleridir. (Toker, 1987: 30) yılları arasında bir grup Frig seramiği satın alma yolu ile gelmiştir. Grubu oluşturan örnekler, Frig çağının eski ve geç dönemlerine ait olup, boya bezekli

37 19 ve tek renkli seramiklerdir. Boyutları ve formları değişik olmasına rağmen hepsi de Frig seramiğinin karakteristik özelliklerinin taşımaktadır (Kulaçoğlu, 1988: 80). Urartular (M.Ö ): İlk defa M.Ö. XIII. yüzyılda, Assur krallarından I. Salmanasarda ait bir kitabe Uriatri ülkesinden söz edilmiştir. Urartular M.Ö. IX. yüzyılda I. Sarduri döneminde başkent Van (Tuşpa) olan merkezi bir devlet kurmuşlardır. Urartu uygarlığı, Gökçegöl ve Çıldır Gölleri arasındaki geniş bir salana yayılmıştır. Uygarlığı yaratan Urartular, ne Sami ne de Hint- Avrupalı ırktandırlar. Dilleri, Hurrilerinki ile aynı köktendi. Birçok kelimeler ve tanrı isimleri her iki kavimde de ortaktır. Büyük Assur Devletinin iç çekişmelerle zayıfladığı dönemlerde, Urartu krallığı, sınırlarını güneye doğru genişletmiştir. Assurluların zorlu takipleri olan Urartular, M.Ö. VI. yüzyıl başlarında, doğudan gelen Med ve İskitler tarafından tarih sahnesinden silinmişlerdir (Uygarlıklar Ülkesi Türkiye, 1985: 28). Hem Assurdan aldıkları çivi yazısı hem de Anadolu da II. binde de kullanılan hiyeroglif yazısı ile yazıtlı belgeler bırakılan Urartuların mimari ve mühendislik alanında Önasya sanatına yaptıkları pek çok katkılar bulunmaktadır. Ülkelerinin dağlık ve sarp arazisine başarıyla hükmetmişler, zor tabiat şartlarını, barajlar ve su kanalları inşa ederek kendi lehlerine çevirmişlerdir. Urartuların resmi yapılarını süsleyen duvar resimleri, büyük ölçüde Assur resim sanatından etkilenmişlerse de bazı motifler ve üslup bakımından ondan ayrılık gösterir. Prens mezarları, mabet, saray ve depo odalarında açığa çıkartılan fildişi ve tunç mobilya aksamı, çeşitli silah ve savunma araçları, koşum takımları, takılar, madeni kaplar ve kanatlı siren veya boğa protomu biçiminde kulp bağlantılı kazanlar, tunç kemerler, Urartuların madencilik alanında eriştikleri yüksek seviyeye işaret ederler (Uygarlıklar Ülkesi Türkiye, 1985: 29). Urartular özellikle merkezi bir krallık haline geldikten sonra çanak çömlek yapımında da oldukça ustalaşmıştır. Daha önce çeşitli aşiretlerce üretilen çanak çömlekler yerine artık, kaleler ve kentlerdeki resmi atölyelerin seri üretimi söz konusu olmuştur. En sevilen ve hatta resmi görünümlü çanak çömlekler parlak ve kırmızı

38 20 renklidir. Şişkin karınlı küçük testiler, yüksek ayaklı kadehler ve çeşitli türde çanak ve tabaklar çok sık yinelenen kap biçimleri arasındadır (Günyar, 2007: 57). Altıntepe, Adilcevaz, Kayalıdere, Patnos, Van, Çavuştepe gibi merkezlerde mimarlıkta ve madencilikte ileri bir düzeye ulaşan Urartular, Doğu Anadolu'da Friglerle çağdaş olarak yaşamışlardır. (Toker, 1987: 31). Şekil 6: Urartu Sınırlarını Gösteren Harita ( Geç Hititler (M.Ö ): İ. Ö lerde batıdan gelen Ege Göçlerinin saldırıları eski gücünü kaybeden Hitit İmparatorluğu na eski gücünü kaybeden Hitit İmparatorluğu na son vermiş, başta Boğazköy olmak üzere, bütün Hitit şehirleri yakılıp yıkılmıştır. Bu saldırılardan kurtulabilen Hititler güney ve güney- doğu Toroslar ın dağlık bölgelerine çekilerek tarihte son Hitit beylikleri çağını yaşamışlardır. Bundan sonra bir daha merkezi bir Hitit Devleti kurulmamış, Hitit geleneği, bu Hitit beylikleri tarafından Asurlular ın sürekli saldırıları ile tarih sahnesinden silindikleri devir olan İ.Ö. 700 yıllarına kadar devam ettirilmiştir. Kargamış, Zincirli, Malatya- Aslantepe, Sakçagözü, Karatepe ve Tell Tayinat da yapılan kazılarda bu dönemin önemli merkezleri açığa çıkarılmıştır. Ayrıca aynı çağa ait dağınık eserler de birçok yerlerde bulunmuştur. Bu küçük krallıklar İ.Ö. I. binin ilk çeyreğinde, İç Anadolu nun kuzey ve batısında Frig, Doğu Anadolu da Urartu, kuzey Mezopotamya daki Asur Politik güçleri arasında yaşamlarını sürdürmüşlerdir (Anadolu Medeniyetleri Müzesi, 1997: 143).

39 21 Geç Hitit şehirlerinin etrafı sularla çevrili olup bu şehirlerde idari ve dinsel işlevli anıtsal yapılar, yerleşmenin tepesinde ek bir savunma sistemiyle citadel korunan an bölümü oluşturmaktadır. Kentler, sarayları, caddeleri, anıtsal merdivenleri ve meydanları ile birlikte bir bütün olarak planlanmıştır. Geç Hitit sanatının önemli özelliklerinden biri mimari ile yontuculuğun birlikte uygulanmasıdır. Sur duvarlarındaki kapılar, saray cepheleri, kabartmalı taş bloklarla (ortostad) kaplanmıştır (Anadolu Medeniyetleri Müzesi, 1997: 143). Hitit çanak çömleğinin öncüleri, Hititlerin bir devlet olarak ortaya çıkışından çok daha önceki yüzyıllarda, İ.Ö. 2. bin yıla geçiş sürecinde Çekirdek Bölge olarak tanımlanan Kızılırmak ın çevirdiği bölge ve çevresinde görülür. Eski Hitit Krallığı Dönemi nden başlayarak, çömlekçi ustalara eski geleneklere bir ölçüde bağlı kalmakla birlikte, olasılıkla merkezi yönetimin tercihlerine ve dönemin koşullarına uygun yeni bir çömlekçilik biçiminin ortaya çıktığı anlaşılır (Umurtak, 2004: 49). M.Ö. 1. binin yarısından başlayarak Yunan, Hellenistik, Roma ve Bizans dönemlerine ait altın, gümüş, cam, mermer, bronz eserler ve ilk paradan başlayarak günümüze kadar madeni paraları da içine alan koleksiyonlarımız müzemizin nadir kültür varlıklarını temsil ederler (Toker, 1987: 31). Şekil 7: Geç Hititler Dönemi (

40 Sanatın Tanımı ve Tarihçesi Sanat; insan yeteneklerini yalnızca pratik, yani fayda sağlamaya yönelik amaçlar için değil, evrenin ve dünyanın sırlarına erişebilmek, kişisel bunalımlarını yatıştırmak, heyecanlarını doyurmak ve başkalarına duyurmak ve nihayet ruhsal özlemlerine uygun düzeyde yaşayabilmek isteğiyle kullanması ve değerlendirmesi anlamına gelir. Sanat, insanların tarihi kadar eski bir kavramdır. Tarihsel süreç içinde her toplumun kendine özgü bir sanatı oluşmuştur. Nerede bir insan topluluğu varsa, orada yaşamı gerekli kılan maddi hayatın yanı sıra sezginin, bilinçaltının, içgüdüselliğin bir etkisi olarak, sanat etkinliği daima kendisini göstermiştir. Sanata ilişkin en önemli özellik anlatımdır. Kişinin öznel iç görüsü, imgeleri, düşünceleri ve duyguları sanat ile görselleşir. Bu çok öznel olan durumun dışa dönüşmesi, somutlaşması ve başkalarına anlatması insan için önemli bir gereksinimdir. Daha kapsamlı bir anlayış ve deyimle sanat; insanın insan olma yazgısı ve koşulunu yenme, kendini aşabilme çabasıdır (Öztürk, 2009: 80). Sanat, insanın kendini ifade etmesine, bir anlamda kendini gerçekleştirmesine hizmet eden sembolik bir dil, manevi dünyasını ifade etmeye yarayan teknik bir icat; insanın kendi yaşam sürecini, tarihsel konumunu, bir tarih nesnesi olarak kendini gerçekleştirme olanaklarını, yaşamın hedef ve amaçlarını, geleceğe yönelik istek ve umutlarını, beklentilerini canlandırıp yansıtmasını olanaklı kılan tarz ve biçimler olarak, kültürün anlamlı sembolizminin bir kısmını teşkil etmektedir (Ulusoy, 2005: 19). Günümüzde ise, sanat kavramı, genellikle plastik veya görsel dediğimiz sanatlar anlamında kullanılmaktadır. Gerek plastik gerek görsel, tüm sanatların ortak özelliklerinde özgünlüğün (doğallığın) yakalanması, hoşa giden bağlantıları oluşturma çabası yatmaktadır. Sanat, insan ile doğadaki nesnel gerçekler arasındaki estetik ilişkiyi oluşturmaktadır. Hegel, sanatsal etkinliğin bilinç dışı bir etkinlik olup, Bir ucu insana öteki ucu doğaya bağlıdır demiştir. Sanatı ise; Ruhun madde içindeki görünümü şeklinde tanımlamıştır (Artut,2001: 29). Sanatın tarihi insanlık tarihi kadar eskidir. Tarih öncesi dönemden kalma mağara duvar resimlere ya da kemikten ve ağaçtan yontulmuş heykelcikler bunu gösterir. Sanat

41 23 kavramında ve bu kavrama giren uğraşıların listesinde, dönemin anlayışına göre tarih boyunca değişikler olmuştur. Eski Yunan da el sanatlarının ve yapısal gereçlerin karıştığı uğraşılara karşıt olarak yalnız zihinsel etkinlikler ve insanların yaptığı eylemler sanata sayılıyordu. Ama küçümsenen bir uğraşı da olsa, bunları uygulamak için bir mesleğin, bir sanatın gerekli olduğu da kabul ediliyordu. Nitekim bu mesleklerden bir bölümü 18. Yüzyıldan itibaren güzel sanatlar adı altında toplandılar: Mimari, heykel, resim, gravür, müzik, koreografi. Bu sanatları uygulayan kişilerde, rönesansla başlayıp akademimizle hız kazanan bir süreç sonucunda, ortak çaba gösteren işçi ve esnaf statüsünden sıyrılıp bağımsız sanatçılar sayıldılar. Sanayi uygularlığının gelişip yerleşmesiyle sanat anlayışında da yenilikler ve değişimler oldu. Plastik sanatların yanı sıra dekoratif sanatlar da yaygınlık kazandı. Günümüzde sanat kavramı çok geniştir. Sanatın kökenlerinin incelenmesinde, bir sürprizle karşılaşmak kaçınılmazdır; çünkü, sanatın en yüksek düzeyine insanoğlunun, buzulların ilerlemesiyle iklimin çok soğumuş olduğu Paleolitik dönemin ilkel durumunda yaşadığı zaman ulaşılmıştır. Neolitik dönemden sonra uygarlık, dünya görüşü bakımında tamamen materyalist bir havaya büründü (Nural, 1998: 17) El Sanatlarının Tanımı ve Tarihçesi El sanatlarının tanımı, tarihçesi ve sınıflandırılması hakkında bilgi verilmiştir El Sanatlarının Tanımı İnsanların hammaddeyi, doğa karşısındaki duygu ve düşüncelerini, renk, biçim, desen gibi öğelerle insan gücü, el emeği, bilgi, beceri, anane ve estetiğe dayalı, etkili biçimde ve üretime yönelik olarak değişik özellikli ve kişisel üslupla işlenmesine El Sanatları denir (Öztürk, 2004: 14). Kişinin bilgi ve becerilerine dayanan, makine gücüne az ihtiyaç duyulan, geleneksel amaç özellikleri taşıyan veya ihtiyaçlardan doğan, üretime doğan faaliyetlerdir (Muallaoğlu, 1983: 159).

42 El Sanatlarının Tarihçesi Asırlar boyu toplumun yaşam zevki öyküsü sanat anlayışı ve el becerisiyle bütünleşerek insan ruhunun derinliklerinden eserlerine inerek aksettiğini gördüğümüz Türk el sanatlarının başka milletlere nasip olmayan çok zengin muhteşem bir geçmişi vardır (Başlangıç, 1984: 97). İnsanoğlu var olduğu tarihten itibaren günümüze kadar uygarlık el sanatlarıyla iç içe yaşamıştır ve yaşamaktadır. Genel olarak düşünülürse insan, yiyecek, barınma, avlanma, giyecek, süsleme, eğlence gibi ihtiyaçlarını karşılarken hep el sanatlarından ve onun ürünlerinden yararlanmıştır. Geleneksel el sanatları, yüzyıllardır büyük bir çeşitlilik içinde toplumların duygularını ve üretildikleri dönemin değer yargıları, toplumdaki politik eğilimler, ekonomik durum, din, kişilerarası örgütlenme ve ilişkiler, kişilerin davranış ve tutumları, teknik araç- gereç, beceri, estetik bakış açısı, dünya görüşü, tasarım ürünlerine verilen biçin gibi etkenler El sanatlarının oluşumunu etkilemiştir (Öztürk, 2009: 83). Anadolu ya Uzakdoğu dan, Güneydoğu Asya dan, Asya içlerinden, Çin den, Japonya da, Hindistan dan ve Habeşistan dan gelen büyük ticaret yolları Hazar Denizi ve Basra Körfezi kıyılarından girerek oradan Avrupa ya uzanıyordu. Baharat Yolu ve İpek Yolu denen ve o zamana göre uluslar arası ticaret yolları sayılan bu güzergâhın Anadolu dan geçmesi deha öncede sözü edildiği gibi hem ona hem de üzerinde yaşayan halka yani Türklere çok önemli bir avantaj sağlamaktadır. Kısaca Asya ve Afrika nın tüm kervan ve tüccarları önce Anadolu da toplanıyor sonra yeni yörelere ve pazarlara dağılıyordu. Bu nedenle Anadolu da kuvvetli bir ulaştırmacılık ve büyük sanat merkezleri doğmuştur (Arlı, 1990: 8-9) El Sanatlarının Sınıflandırılması El sanatları içinde yer alan ürünlerin zengin ve çeşitli olması nedeniyle; bu ürünlerin anlaşılır kılmak belli sınıflandırmalar yapmak gerekir. Hammaddelerine göre el sanatlarının sınıflandırılması Arlı (1990) ya göre aşağıdaki şekilde olmaktadır.

43 25 El sanatları elde edildikleri hammaddelerine göre; - Hammaddesi lif olan el sanatları (dokuma, örgü, keçe) - Hammaddesi ağaç olan el sanatları ( orak, saban, müzik aletleri) - Hammaddesi toprak olan el sanatları (çanak, çömlek, seramik) - Hammaddesi maden olan el sanatları (demirden, altından, gümüşten yapılmış eşyalar) - Hammaddesi cam olan el sanatları (göz boncuğu, vitray) - Hammaddesi deri ve hayvansal artık olan el sanatları (saraç işleri, cilt işleri) - Hammaddesi saz, kabuk, ince dal ve ağaç şeritleri olan el sanatları olarak sınıflandırılmaktadır (Arlı, 1990: 17-36) Seramik Hakkında Genel Bilgiler Seramiğin tanımı, tarihçesi, özellikleri, teknikleri, seramik sanatında kullanılan motifler, fırınlar ve kullanılan malzemeler hakkında bilgi verilmiştir Seramiğin Tanımı Çeşitli batı dillerine az çok değiştirilerek aktarılan Fransızca, ceramique; Almanca, keramik; İngilizce, ceramic; Rusça, keramika; Türkçe, seramik olarak bilinen bu sözcük Yunancadan gelmektedir. Şarap içilmesi gelenekselleştirilmiş törenlerde ve şölenlerde, şarap ve büyük olasılıkla diğer başka içkiler, bardak yerine geçmekte olan şekillendirilmiş boynuz kaplardan içilmekteydi. Yunanca dan boynuz sözcüğünün karşılığı olan kelime keramos olduğundan, keramoslar yerlerini seramik kaplara bıraktıktan sonra da, seramik kaplar bu adla anılmaya başlandı (Akışkan, 1998: 25). Tarih boyunca faklı uygarlıkların değişen yaşam biçimlerine, farklı teknik ve estetik değerlere göre kılıklara girerek idol, mektup, mühür, mimaride kullanılan malzemeler, sanat eserleri vb. gibi birçok çeşitli ürünler ortaya çıkan seramik sanatı, Eski Mezopotamya Pers, Suriye, Anadolu, Mısır, Girit İndus Vadisi, Miken Kültürü,

44 26 Yunan, Etrüks Kültürü, Çin, Japon, Kore, İspanya ve Amerika ülkeleri ve kültürlerinde ilk ürünlerini vermiş ve günümüze kadar da süregelmiştir. Bu açıklamalardan da anlaşılacağı gibi seramik kavram olarak iki anlam yüklüdür. Bunlardan ilki malzeme olarak seramiktir ki; bunun da tanımlanması kısaca şöyle yapılabilir. Metal ve alaşımları dışında kalan, inorganik sayılan tüm mühendislik malzemeleri ve bunların ürünlerin olan her şey seramiktir. Bir başka tanımlama ise şöyledir, Organik olmayan malzemelerin oluşturduğu bilişimlerin, çeşitli yöntemler ile şekil verildikten sonra sırlanarak veya sırlanmayarak sertleşip dayanıklılık kazanmasına varacak kadar pişirilmesi bilim ve teknolojisidir. Seramiğe yüklenen ikinci anlam ise bir sanat alanının adı olmasıdır. Klasik anlamada, sanatların en eskisi olarak bilinen seramik, insanın çeşitli gereksinimleriyle ortaya çıkan, ana maddesi toprak olan bir tür kap sanatıdır (Akışkan, 1998: 26) Seramiğin Tarihçesi Seramiğin tarihçesi insanların seramiği bulmaları ile başlar. Suyu taşımak ve muhafaza edebilmek için kaplar yapma zorunluluğundan seramik doğmuştur. Ortası bitkilerle örtülmüş toprak pişirilerek seramik malzemeyi bulan insan bu sanatı gittikçe geliştirmiştir (Sözüdoğru, 1993: 2). Seramik endüstrisinin başlıca dalını teşkil eden Çini nin tarihi incelendiğinde ilk defa Türklerin oturdukları İç Asya memleketlerinde yapılmış olduğu görülmektedir. Eski zamanlarda ilkel halklar tarafından yapılmış çömlekler ile ev ve mutfak eşyaları sırsız (cilasız) dır. Zamanla bu eşyayı temiz tutmak, içindeki malzemenin dışına sızmasını önlemek amacıyla insanoğlu bu çömlekleri camsı bir tabaka (sır tabakası) ile kaplamak lüzumunu duymuştur. İlk defa sırlı ve renkli çömlekler İç Asya da kullanılmıştır. Daha sonraları aynı metotla sırlı tuğlalar yapılarak mimaride kullanılmıştır. XIII. yüzyılda çiniler üzerindeki en güzel çizimler İç Asya daki Kaşan şehrinde yapıldığını tarih kitaplarından öğrenmekteyiz. Selçuk türlerinin Anadolu da inşa ettikleri sanat yapılarında ise çiniler duvar kaplamalarında çini mozaik şeklinde geometrik bir süsleme meydana getirerek kullanılıyordu (Türk El Sanatları Araştırma Raporu, 1989: 13).

45 27 Binlerce yıllık bir geçmişe dayanan ve insanın öğrendiği ilk teknik olan seramikçilik, yöntemleri en az değişikliğe uğramış bir sanattır. Seramik eşyanın yapılacağı maddenin değişimi, Cilalı taş devrindeki gibi, fırında pişirme yöntemiyle sağlanır. Seramik eşyalar, gerek hamurun bileşimi, gerekse pişirme yöntemiyle nitelik açısından ayrım gösterirler. Bütün hamurlar, farklı nitelikte olabilen kil ile çeşitli yağ giderici öğelerden ( kum, kuvars, kül, bitki parçacıkları, saman, öğütülmüş kalsit, vb.) oluşur. Ergitici bir madde katılması, hamurun derinlemesine camlaşmasını sağlar ve böylece kum taşı ya da porselen elde edilir. Toprak, su ve ateşin birlikteliğini sergileyen ve her dönem insanoğlunun günlük yaşamında kolay erişilebilir malzeme olma özelliği taşıyan pişirilmiş kil, Bizans seramik tarihinde de yerini almıştır (Doğer, 2007: 48). Anadolu da seramik malzemenin süsleme amaçlı kullanılmasına M.Ö yılına kadar giden örnekler bulunmakla birlikte, duvar kaplaması olarak özellikle en çok Selçuklu, Beylikler ve Osmanlı mimarisinde görülmektedir. Selçuklu mimarisinde seramik mozaik oldukça yoğun kullanım alanı bulmuş, çok başarılı sonuçlara ulaşmışlardır. 12. yüzyılın sonlarından 18. Yüzyılın sonlarına kadar Anadolu mimarisinde, seramik pano malzemelerinde çini, kendine özgü bir yer tutmuştur. 18. yüzyılın sonlarından başlayarak ise üretimdeki çok yönlü gerileme çininin geleneksel kullanımını yitirmesine neden olmuştur (Kılıç, 1998: 5). Beylikler dönemi bir geçiş sürecini oluşturur. Özellikle mimari yapıda seramik kullanımı en iyi gelişimini Osmanlı döneminde yapmıştır. Birçok teknik gelişmiştir. Hatta günümüzde üretilmesi zor olan eserler bu dönemde verilmiştir. Osmanlı İmparatorluğu nun gerileme dönemi ile birlikte her alanda olduğu gibi seramik üretiminde de gerileme başlamıştır. Bir süre yozlaşarak devam etse de günümüzde ancak Kütahya örneği olarak, orijinal dönemden oldukça farklı üretim yapılmaktadır (Kılıç, 1998: 6). Cumhuriyetle birlikte ülkemizde bir batılılaşma süreci başlamıştır. Bu sürecin toplum üzerindeki etkisi her alanda olduğu gibi seramik sanatında da etkisini göstermiştir.

46 28 Geçmişte mimari yapılarda kullanılan çini kaplamaların yerini günümüzde biraz batı sanatı etkisiyle, biraz da geçmişi yeniden yorumlama gibi düşünceler hakim olmaya başlamıştır. Osmanlı etkisi yerini batılı anlatımlara bırakmasıyla belirli kalıpların dışına çıkılmıştır. Bu kalıpların dışına çıkarken bir takım sorunlar görünmeye başlamıştır. Bu sorunların başında izleyici ile eserler arasındaki kopukluk gösterilebilir (Kılıç, 1998: 6) Seramiğin Özellikleri verilmiştir. Biçim açısından, bezeme açısından ve renk açısından özellikleri hakkında bilgi Biçim Açısından Özellikleri Seramikte formun değişmezliği söz konusudur. Çünkü biçim; bir çeşit yaratma, şekil vermedir. Oysa İslami düşünceye göre yaratma Allah a mahsustur. Dinselliğe dayalı toplum düzeninde kuralların yaratıcılığı olmaz. Putperestliğe tepki olarak gelişen İslamiyet te resim ve heykele karşı tavır yeterli bir engeldir. Ayrıca durağan toplum düzeni farklılığa karşıdır. Bu nedenle klasik kabul görmüş formların dışında çok özgün, aykırı çeşitlemelere gidilmez. Bu çeşitlilik form yerine başka bir noktada aranır ve yakalanır. İznik çini ustaları tarafından imal edilen biçimlerden en tipik olanları bu biçimleri tanımlamak terimleri de göstermek amacıyla sunulmuştur. Karşılaştırmayı kolaylaştırmak için birbirlerine olan oranları yaklaşık olarak verilmiş bilimsel olarak ölçülmemiş ve belirli bir ölçeğe göre çizilmiştir (Kaçar, 1996: 17). İznik seramikleri oldukça çeşitli olmasına karşın biçimleri ve hacimleri hayret uyandırıcı bir şekilde standardize olmuştur, biçimi ve hacmi aynı olan kaplara sık sık rastlanmaktadır. İznik Osmanlı sarayının duvar çinisi ihtiyacını karşılayan bir merkez olarak da ayrı bir önem taşır. Önceleri mavi- beyaz çini tabaklar, kaseler, bardaklar, maşrapalar, kavanozlar, cami kandilleri, şamdan, buhurdan gibi çok çeşitli eşyalar yapılırken; bunlara çeşitli desenlerden oluşan kompozisyonlar uygulanmıştır. Bu desenlerin bir

47 29 kısmı saray atölyelerinde geliştirilen desenle tam bir paralellik gösterir (Kaçar, 1996: 18) Bezeme Açısından Özellikleri Seramik denince ilk akla gelen şey yüzeyi kaplayan bezemedir. Seramik Türk- İslam sanatında süslemeye yönelik bir gelişme olmuş, yaratıcılık süs unsuruyla doyun sağlamıştır. Bu nedenle geleneksel seramikte çok zengin motif çeşitlemeleri görülür. Aynı zamanda bezemenin uygulanmasında değişik tekniklerde geliştirilmiştir. İnanılmaz derecede çeşitli motif ve kompozisyonların uygulandığı İznik çinilerinin tam bir desen repertuarını çıkarmak imkânsızdır(öney, 1976: 126). İznik li ustaların çinicilik alanında ulaştıkları teknik üstünlüğün yanı sıra, insanı etkileyen görsel yönde de ileri oldukları görülür. İznik çinilerinde desenlerde görülen tüm çeşitlilik ve zenginliğe karşın bu işlere İznik İşi dedirten özellik hiçbir zaman yok olmamıştır. Buna ilave olarak İznik çinisi desenleri ile Türk sanatının diğer kolları arasındaki ilişkide Osmanlı Sanatının bütünlüğü ortaya koyar niteliktedir. Kanuni devrinde zenginleşen çiçek kültürüne Türk Sanatının her kolunda rastladığı halde, bu kültürü en iyi canlandıran İznik Çiniciliği olmuştur. Bu zenginlik beklide İznik in bağlık bahçelik oluşu ve zengin bir ekonomik, kültürel yapıya sahip oluşu ile ilgili olmalıdır. Çini sanatının en yaygın ve dünyaca ün yapan, çeşitli dünya müzelerinde en bol bulunan örnekleri 15. yy. ilk çeyreğinde 17. yy başlarına kadar, esas merkez İznik te yapılan eserlerdir. Çini bol kullanma sahası bulan en önemli yapıları bu türde, beyaz seramik hamur üzerinde astar ve sıratlı tekniği kullanılarak kalite arttırılmıştır. Çinilerde renk olarak kobalt mavisi, yeşil firuze, beyaz, siyah, daha az olarak pembe, kahverengi, gri 16. yy ortalarından başlamak üzere elli senelik bir devir için hafif kabartmalı, parlak bir domates kırmızısı kullanılmaktadır (Öney, 1976: 126). Konturlar çok zaman siyahtır. Parlak ve sert bir sır altında renkler gözakı beyazı ve yeşil firuze, kırmızı, mavi, lacivert zemin üzerinde yer alabilir. 16. yy. ortasından sonuna kadar olanlar en güzel ve kaliteli örneklerdir. Siyah konturların içinde parlak ve canlı tonlarda çok çeşitli ve başarılı kompozisyonlarda natüralist lale, karanfil, gül, gonca, sümbül, narçiçeği, menekşe,

48 30 bahar dalları, kıvrık ve iri dişli hançer yaprakları, üzüm salkımları, selviler, bir çiçek bahçesi gibi bu eserleri süsler. Çin bulutu, çin kayası, şakayık, üç top (çintemani), madalyonlar yine sevilen motifler olarak devam eder. Mimaride kullanılan çinilerde de rastlanan bu motiflere ilaveten çinilerde çeşitli kalyon, yelkenli, hayvanlı örneklerde görülür. Hayvan tasvirlerinde Selçuklu figür stilini hatırlatan stilize bir üslup ilginçtir (Öney, 1976: 126) Renk Açısından Özellikleri Seramikte belli başlı renkler yer almaktadır. Mavi tonları, turkuazın kökleri Göktanrı anlayışına kadar uzanır. Beylikler Dönemi ve Erken Osmanlı duvar çinilerinde bitkisel bezemeler, renkli sırlarla uygulanmış ve bir önceki dönemin renklerine sarı ve yeşil tonları da eklenmiştir. Klasik Osmanlı döneminde en çok kullanılan yöntem, renksiz şeffaf sır altına renkli boyamadır. Lacivert, turkuaz, patlıcan moru ve yeşile giderek kırmızının da eklenmesi ile çok çeşitli bitkisel düzenlemeler her çininin yüzeyinde aynen tekrarlanarak ya da bir araya geldiklerinde büyük levhalar oluşturmak üzere uygulanmıştır (Kacar, 1996: 20). İznik çinisinin renklerine maviden sonra zamanla firuze iki ayrı tonda ve mavi gibi renklerde katılmıştır larda kırmızı rengin katılmasıyla hem desen hem teknik açıdan Türk Çiniciliğinde yeni bir devre başlar. Çin porselenlerinde görülen bazı motiflerin, İznik Çinilerinden kopya edilmiş örneklerine rastlanır (Kacar, 1996: 20) Seramik Teknikleri Tek renkli sırlı, yaldızlı teknik, kabartma çini ve seramik tekniği, çini mozaik tekniği, sıratlı çini ve seramik tekniği, astar tekniğinde seramikler, lüster tekniği, minai tekniği, renkli sır tekniği, sgraffito tekniği ve akıtma renkli teknik hakkında bilgi verilmiştir Tek Renk Sırlı, Yaldızlı Teknik Tek renk firuze, yeşil, mor veya lâcivert renkte hazırlanan altıgen, üçgen veya kare çiniler bazen sır üzerine altın yaldızla boyanmıştır. Bu yaldız boyaması

49 31 fırınlanmadığından veya çok düşük derecede fırınlandığından zamanla silinebilir. Çok kere de altın yaldız varak halinde yapıştırılır veya ıstampa ile basılır. Yaldız desen çoğunlukla bitkisel arabesk halindedir, çininin bütününü veya ortasını doldurur (Öney, 1967: 11) Kabartma Çini ve Seramik Teknik Bu tip çiniler özellikle kitabeler, yazılar için kullanılmıştır. Daha az olarak bitkisel desen de rastlanmaktadır. Çini hamuru yumuşakken üstüne kalıplı şekiller kabartma teşkil edecek şekilde basılmaktadır. Aynı kabartma desen etrafı kesilerek de çıkarılır. Pişirildikten sonra üzeri tek renk krem, firuze, lacivert, mor veya yeşil sırlanarak tekrar fırınlanmaktadır. Daha etkili bir türünde ise şekil verildikten sonra astarlanmaktadır. Beyaz bir satıh teşkil eden astar kuruduktan sonra çukurda kalan satıhlar lacivert, kabarık kısımlar renksiz sırla sırlanıp fırınlanmaktadır. Bu tipler çiniler çoğunlukla Selçuklu ve Beylikler devri kitabelerinde, yazılarında kullanılır; kabarık yazılarda astarın beyazı ile lacivert zemin canlı bir tezat meydana getirir. İran Selçuklu seramiğinde çok yaygın olan bu teknik Anadolu da daha az olarak mimaride karşımıza çıkar (Öney, 1967: 11) Çini Mozaik Tekniği Çini mozaik mimariye bağlı bir tekniktir. Özellikle yapıların içinde kullanılmaktadır. Yukarıda tek renk sırlı çini bölümünde açıkladığımız gibi firuze, kobalt mavisi, patlıcan moru, siyah renkte hazırlanan çini plâkaların istenen motife göre şekillere kesilmeleri ve dekoratif bir kompozisyonla mozaik gibi bir araya getirilmeleri ile hazırlanır. Bu plâkalar renklerine uygun derecelerde ayrı ayrı fırınlandığından çok kaliteli ve canlıdır. Arzu edildiğinde küçük parçalar önceden ayrı ayrı kesilip sırlanabilinir. Kesilen parçaların arkası hafif koniktir. İstenen motife göre sırlı yüzleri alta gelmek üzere dizilir ve kalıpta duvara gelecek arka yüzlerinden üstlerine harç dökülüp dondurulur. Kalıplar söküldükten sonra harçla duvarlara v.s. tatbik edilir. Anadolu'da Selçuklularla gelişen çini mozaik tekniğinde firuze, patlıcan moru, lâcivert, siyah renklerin yanı sıra zemini teşkil eden beyazımsı harç da kompozisyonlara ren katmış olur. Çini mozaik düz duvarlarda olduğu gibi yuvarlak düzeylere de kolaylıkla tatbik edildiğinden kubbelerde, kubbe kasnaklarında, kemerlerde, tromplarda,

50 32 mihraplarda yaygın olarak kullanılmıştır. Malzeme yuvarlak hatlı bitkisel desenlere, arabesklere, neshi yazılara da elverişlidir. Hazırlanan alçı kalıbına göre kabartmalı satıhlar üzerinde de çini mozaik yer almaktadır. Yapı dışında çini mozaik parçaların bazen tuğlalar arasına gömülerek kullanıldığını görmekteyiz. Selçuklu minarelerinde bunun uygulamaları boldur. Kırmızı tuğlalar ile renkli çiniler tezatlarla beliren dekoratif satıhlar meydana getirmiştir (Öney, 1967: 11). Selçuklu devri mimarîsinin tipik bir tekniği olan çini mozaik Beylikler ve erken Osmanlı eserlerinde çok azalır ve sonra yok olmuştur. Beylik devri örnekleri Selçuklu kopyasıdır. Erken Osmanlı örneklerinde çini mozaik de, eskiden kullanılan renklerin yanı sıra beyaz, yeşil, sarı da görülür. Bazen sarı üzerine altın yaldız sürülür. Macun seklinde kullanılan mat kırmızı da önemli bir yeniliktir (Öney, 1967: 11) Sıraltı Çini ve Seramik Tekniği İslam ve Anadolu Türk çini sanatında en yaygın olarak kullanılan teknik sıratlı tekniğidir. Bu teknik duvar çinilerinde ve seramiklerde kullanılmaktadır. Devirlere göre renkler ve motifler büyük farklar göstermektedir. Çiniler biçim verilip astarlandıktan sonra desenlendirilmektedir. Selçuklu örneklerinin çoğu ise astarsızdır. Desen boyandıktan sonra sır altında karışmaması için hafif fırınlanır üstlerine de sır sürtülüp tekrar fırınlanmaktadır. Çoğunlukla şeffaf renksiz sır kullanılmaktadır. Selçuklu devrinde firuze sır ve altında siyah desen de çok yaygın olarak kullanılmaktadır. Şeffaf renksiz sır altında ise koyu mavi, mor, firuze, siyah gibi renkler kullanılır. Osmanlılar devrinde şeffaf sır altına bu renklere ilaveten yeşil tonları, kırmızı, eflatun renkler de uygulanır. Bu teknikle işlenen çinilerde çini ve seramik hamuru bölge ve devirlere göre farklılıkta göstermektedir. Selçuklu saray çinilerinde hafif sarımtırak ve kabadır. Kumlu bileşimi nedeniyle kolay ufalanır. Bu devir seramik hamurları genellikle beyazımsıdır. Osmanlı ve Beylikler devri çini ve seramik sanatında beyaz hamur daha yaygındır, en kaliteli örnekleri mavi- beyaz çinilerde görülür (Öney, 1967: 12).

51 33 Şekil 8: Sıraltı tekniği ile yapılmış kase ( Astar Tekniğinde Seramikler Kullanma seramiğinde uygulanan bir teknik olan astar tekniği Anadolu da çok yaygın değildir. Aslında bir sıratlı tekniği olan astarda ufak bir uygulama farkı vardır. Seramiklere biçim verilip fırınlandıktan sonra desen oldukça kalın sürülen, gereğinde boya katarak renklendirilen astarla işlenmektedir. Bu renkli veya renksiz (beyaz) bırakılan astar tabakası kuruduktan sonra, seramik şeffaf renkli veya renksiz sırla sırlanır ve fırınlanır. Kalın olarak uygulanan astar nedeniyle bu tip seramiklerde desen hafif kabartmalı olarak hissedilmektedir(öney, 1967: 12) Lüster Tekniği Lüster tekniği; çinide madeni bir parıltı elde etmek için yararlanılan bir sır üstü uygulamasıdır. En yaygın örneklerde desen fırınlanmış mat beyaz sırlı çini üstüne lüster veya perdah denilen madeni oksitli ve gümüş, bakır tozlu bir karışımla boyanır. Lüster çinilerde desen kahverengi ve sarı tonlarındadır. Bu teknik firuze, kobalt mavisi, yeşil, patlıcan moru sırlı çiniler üzerinde de görülmektedir. Duvar çinilerinin ve kullanma seramiğinin yaygın bir tekniği olan lüster tekniği; Anadolu da sadece Selçuklu devri saray yapılarında görülmektedir. En başarılı ve bol örnekleri Kubad Abad Sarayı kazılarında bulunmuştur. Duvar çinilerinin ve kullanma seramiğinin yaygın bir tekniği olan lüster, Anadolu da sadece Selçuklu servi saray yapılarında vardır (Öney, 1967: 12).

52 34 Lüsterler, seramik veya camdan üretilmiş nesnelerin üzerine uygulandığında metalik hatta yanardönerli renk pırıltıları veren ince metalik film tabakalarıdır. Hem kaplama hem de bezeme malzemesi olarak kullanılır. Şekil 9: Mürekkep hokkası, saydam sır üzerine lüster bezeme (Çizer, 2010: 30) Minai Tekniği Minai tekniği İran Selçuklularının yarattığı ve kullanma seramiğinde çok geliştirdiği bir tekniktir. Farsçada Mina i emaye demektir. Bu tekniğe Anadolu da sadece Selçuklular devrinde Konya Alaaddin sarayında rastlamaktayız. Bunlar yıldız ve aralarını dolduran haç, baklava, üçgen biçimi çinilerdir. Minai tekniği yedi renk kullanılmaktadır. Çini hamuru sert, gri- sarı renkte ince taneli hamur olduğundan astarlanmadan kullanılabilmektedir (Günyar, 2007: 131). Şekil 10: Selçuklu dönemi minai tekniği ile yapılmış seramik (

53 Renkli Sır Tekniği Bu teknik Anadolu da 15. yüzyıldan 16. yüzyıl ortalarına kadar duvar çizilerinde görülür. Çiniler kırmızı renkli çamurla şekillendirilir, üzerleri kazınarak desenlenir, fırınlandıktan sonra renkli sırla boyanır ve tekrar fırınlanır. Genellikle sıra çamur arasında astar yoktur. Geç örneklerde astar da kullanılmıştır. Renkli sırların fırınlamada birbirine karışmaması için aralarına balmumu veya nebati yağ mangan karışımı sürülür. Balmumu eriyince konturlar çini hamurunun renginde kırmızı olarak belirlenmektedir. Diğer karışım kullanıldığında, fırınlamada kabarır ve siyah konturlar meydana getirir. İspanya da kullanılan ikinci usul, sır aralarının iplikle sırlanmasıdır. İplikler fırınlamada yanar. Cuerda- Seca İspanyolca da kuru iplik demektir. Anadolu da sırlı boyamada mavi tonları, firuze, yeşil, beyaz, siyah, sarı renkler kullanılır (Günyar, 2007: 131) Sgraffito (Kazıma) Tekniği Bu popüler seramik tekniği adını İtalyanca da kazıma anlamına gelen kelimeden alır. Kile zıt renkte sürülen astardan, ince ince kazınarak elde edilen dekorasyon sistemidir. Belli başlı sgraffito tekniklerine, deri sertliğindeki seramik zıt renklerdeki astar ile daldırma, püskürtme veya fırça ile astarlanır. Hafif nemini çekip, elle tutulacak hale gelince, demir uçlu veya tahta modelaj kalemi ile desen kazınır. Böylece alttaki kil rengi ile iki renkli dekorasyon yapılmış olur. Bu teknikteki en önemli unsur; şekillerin ince işlenmiş olmasıdır. Kazınan geniş yüzeylerde, ince kazıma izlerini belirtmek gerekir (Yılmabaşar, 1980: 81). Şekil 11: Deri sertliğindeki mamül ve üzerine astar sürülmesi

54 36 Şekil 12: Mamül yüzeyine desenin kazılması ve kazıma hatasına örnek (Yardımcı ve İrdelp, 2013: 145) Akıtma Renkli Teknik Bu sadece seramiklere uygulanan bir tekniktir. Fırınlanmış ve astarlanmış seramiklere renksiz şeffaf veya beyaz kalaylı sır sürtülüp kurutulur. Üzerlerine bakır, mangan veya kobalt oksitli bir toz karışımı serpilir. Bu tozlar ikinci fırınlamada sırda eriyerek renkli yollar meydana getirir. Çoğunlukla sarı, kahverengi, mavi, patlıcan moru ve yeşil renkler görülür. Bazen sadece bir bazen de birkaç renk bir arada kullanılır. Büyük Selçuklu, Fatımi ve Bizans sanatında da çok kullanılmıştır. Anadolu da Selçuklu devrinde yaygın olduğu anlaşılmaktadır. Sgrafito ile desenlendirilen seramiklere de çok uygulanmaktadır (Günyar, 2007: 132) Seramik Sanatında Kullanılan Motifler Her kültürün kendine özgü bir sanat anlayışı gelişmiştir. Bu sanat anlayışı, insanların yapıtlarını oluştururken diğer insanlardan, içine yaşadığı hayat şartlarından, kendi kültürlerden ve kendi ruhsal durumundan etkilenir. Bu anlayışa göre, Türk sanatı, Türklerin göçebe yaşam tarzlarından dolayı çok zengin kültür hazinlerine sahip olduğunu gösterir. Çünkü Türkler uzun süre büyük kıtalarda yaşamışlar ve bu arada farklı medeniyetlerle sanat ilişkileri kurmuşlar ve kültürlerini geliştirmişlerdir (Akurgal, 1998: 5).

55 37 Uzun yıllar göçebe yaşamlarını Orta Asya da sürdüren Türkler, Uzak Doğu ve Çin gibi kültürlerle çok geniş bir etkileşimde bulunmuşlardır. Orta Asya da Türklerin komşusu olan Çin kültürünün inancını oluşturan Budizm de en önemli öğe sembollerdir. Çin sanatında görülen bu semboller farklı anlamlar yükleyerek, bu sembolleri kullanmışlardır. Türkler Çin kültüründen esinlendikleri bu sembolleri göçebe hayatları boyunca her kültüre taşımışlardır. Türklerin sanatları göçebe yaşadıkları her yerde biraz daha değişerek yeni üsluplar kazanmışlardır. Orta Asya dan başlayan ve uzun yıllar süren göç hayatının insanları önüne açtığı yeni kültür çevreleri ve hareket halindeki toplum inanç sistemindeki değişmelerde sanat anlayışına yön vermiştir. 11. yüzyıl ortalarından itibaren Orta Asya dan Anadolu ya gelmeye başlayan Türk boyları, 1071 de Alparslan ın Malazgirt te Bizans ordularını yenmesinden sonra kısa sürede Anadolu ya egemen olmuşlardır. Anadolu nun Çeşitli yerlerine yerleşmiş olan Türk Beylikleri birleşerek Anadolu Selçuklu Devletini kurmuşlardır (Akurgal, 1998: 5). Anadolu'da kökleri tarih öncesi çağlara dayanan birçok medeniyet yüzyıllarca hüküm sürmüştür. Konya yakınlarındaki Çatalhöyük'de M.Ö.6500'lere uzanan tarihin ilk parlak uygarlığı gelişmiş ve günümüzde de hayranlık uyandıran, eşsiz güzellikte sanat eserleri ortaya çıkmıştır. Daha sonra Anadolu'nun çeşitli bölgelerinde gelişen Hitit, Frig, Urartu. Lidya, Likya, Karia Uygarlıkları da Anadolu'da kültür ve sanat alanında izi silinmeyecek başarılara imza atmışlardır (Akurgal, 1998: 5). Bir yanda Orta Asya'nın kültür ortamından getirilen unsurlar, öte yanda İslâm kültürünün getirileri ve nihayet Anadolu'nun yerli kültürlerinin katkılarının hep birlikte kaynaşmakta olduğu ortamda Selçuklular, Anadolu topraklarında yeni bir sanat anlayışı gerçekleştirmişlerdir. Orta Asya'dan gelen ve binlerce yıllık konar-göçer kültürün deneyimini taşıyan Selçuklu Türkleri, yeni topraklarında Hititler, Frigler, Lidyalılar ve diğer Anadolu halklarının deneyimlerini de kendi deneyimlerine katarak Anadolu Türk Devletinin temellerini atmışlardır (Seyirci, 1989: 125). Türklerin en eski çağlardan beri seramik ve duvar çinisi yaptığı bilinmektedir. Yapılan kerpiçten binaların duvar yüzeylerini sırlı tuğla ve toprak levhalarla

56 38 kaplamaktaydılar. Ancak Türk sanatında duvar çiniciliğinin öz varlığını duyurması 12. Ve 13. yüzyıllarda gerçekleşmiştir. Anadolu'da ise killi topraktan yapılmış ve sırsız olarak renklendirilmiş büyük çini levhaların bina yüzeylerini dekore etmek amacıyla kullanılması ilk olarak M.Ö.7.yüzyılda görülmüştür ve uzun süre yaygın bir biçimde kullanılmıştır. Bu açıklamaların ışığında, Türklerin Anadolu'ya geldikleri yıllarda Türk Sanatında ve Anadolu'nun yerli halk sanatında kendilerine özgü seramik ve çini sanatı anlayışlarının bulunduğunu söylemek mümkündür. Anadolu'nun Türkler tarafından ele geçirilmesi ile bu bölgenin çini sanatında yeni bir çığır açılmıştır. Çini ustaları bilgilerini yeni tekniklerle zenginleştirmişlerdir (Demir, 2010: 12). Selçuklu motiflerinin en belirgin örneklerinden olan Çift başlı kartal motifinin Anadolu'da, M.Ö.2000'li yıllarda Hititler tarafından dini bir işaret olarak kullanılmaya başladığı bilinmektedir. Türk- İslâm sanatında da yaygın olan kuş ve kartal motiflerinin Orta Asya mitolojilerinden ve Şaman kültünden kaynaklandığı da bilinen bir gerçektir. Çeşitli açıklamalarda, şekillerin farklı çevrelerde birtakım doğaüstü kuvvetler taşıdığı kabul edilmektedir. Sembolik motiflerin, ilkel zamanlardan kalma büyü ve sihir inanışının yansıması olduğu da düşünülmektedir. Bu motiflerden pek çoğu İslâm öncesi Türk inanç yapısına bağlanmaktadır. İslam devri Türk süslemelerinde görülen yıldızlar, kısmen İslâm öncesine kadar uzanan bir inanç sisteminin ürünü, kısmen de İslâm inanç ve felsefesine bağlı olan kompozisyonlardır. Tek motiflerden; gamalı haç, haç, altı köşeli yıldız vs de sembolik anlam aramak doğru olabilmekte ancak geçmeli yıldızlardan oluşan sonsuz karakterdeki kompozisyonların İslâm düşüncesindeki ebedi hayat ve sonsuzluk inancının eseri olmaya daha yatkın olarak görülmektedir (Demir, 2010: 13). Hiçbir kültür çevresi yoktan var olmamaktadır. Bütün kültürlerin dayandıkları Temeller ve kaynaklar olduğu gibi beslendikleri özler ve dünya görüşleri de bulunmaktadır. Türk sanatının oluşmasında rol oynayan koşullardan birincisi Çin, Uzak Doğu ve İslâm kaynaklarından getirilen eski sanatlara ait kuralları yaşatma isteği diğeri

57 39 ise yeni kabul ettiği ve içli bir şekilde bağlandığı İslâm düşüncesinin içinde Anadolu'nun zengin tarihi ve kültürel mirasını iyi kullanma isteğidir. Türkler yaşamları boyunca hüküm sürdükleri yerlere sanat ve uygarlıklarını da beraberlerinde götürmüşler, bulundukları ülkenin sanatı ile birlikte senteze varmışlardır. Türk Devleti, Orta Asya Türk kültür ve sanatının zenginliğine Anadolu Uygarlıklarının antik kültür hazinelerini başarı ile eklemeyi başarmış ve yüzyıllarca izi silinmeyecek eşsiz bir sanat anlayışı ortaya koymuşlardır (Demir, 2010: 13). Seramik sanatında; figürlü, bitkisel ve geometrik motif kullanılmıştır Figürlü Motifler Türk sanatında figürlü motifler genel olarak insan figürü, hayvan figürü ve doğa üstü yaratık figürleri olarak gruplanabilmektedir. Bu grupların içerdiği motiflerdeki detaylar incelendiğinde, sanatçıların yalnızca gözlemci olmadıklarını göstermektedir. Doğayı ve kendi vücudunu inceleyerek etüde dayalı resim anlayışı yerine yorulama, stilize etme ve sembolleştirme anlayışının Türk sanatında daha ağır bastığını görmekteyiz. Türk sanat geleneğinde, modelden bire bir aktarıma dayanan eserler anatomik çalışmalar olarak değerlendirilmiştir ve anatomik çalışmalar sanatçının değil doğa bilimcilerin işi olarak görülmüştür. Türk sanatçısı kaynağı aynen yansıtmaktansa yorumlamayı tercih etmektedir (Mülayim, 1995: 35). Türk kültürünün yansıması olan bazı sanat eserlerinde bu anlayışın izleri görülmektedir. Sanatçının doğayı olduğu gibi değil yorumlayarak eserlerine yansıtma isteği Türk sanatında bir gelenek haline gelmiştir ve bu düşünce, yorumlayarak stilize etmeye dolayısıyla sembolleştirmeye zemin oluşturmuştur. Türk sanatında insan figürünün kullanımı Göktürklere kadar uzanmaktadır. Göktürklerden itibaren görülen insan figürlerinde sembolik anlatım ağır basmaktadır. İnsan figürlerinde gerçekçilik değil ideal olduğu düşünülen görüntü yansıtılmıştır. Bunun en etkili örneği, yüzyıllar boyunca insan figürlerinin yüz tipinin Asya insanı özelliklerinde tasvir edilmesidir. Anadolu da bazı dönemlerde etkili biçimde sürdürülen bu gelenek, özellikle değerli görülen soylu insanların ay yüzlü olarak tanımlanan badem gözlü, küçük ağız ve burunlu olarak tasvir edilmesini sağlamıştır. Farklı figürler, aynı

58 40 kişiymiş gibi aynı yüz özelliklerine sahip olarak resmedilmiştir. Bu durum, Türk sanatında fiziksel özelliklerin değil ideal olarak düşünülen anlamsal özelliklerin önem taşıdığını göstermektedir (Demir, 2010: 15). Türk sanatının köklerinin oluşturulduğu Orta Asya'da tarıma elverişli olmayan toprakların insanları göçebe hayat ve hayvancılığa yönlendirmesi hayvansal figürlerin süslemelerde yaygın olarak kullanımını sağlamıştır. Yaşam tarzı nedeniyle hayvanlara karşı duyulan ihtiyaç ve ilgi hayvansal figürlerin oluşturulmasını etkilemiştir. Hayatın devamının sağlanması için birçok özelliklerinden faydalanılan hayvanlar, ihtiyaç açısından ilgi çekmelerinin yanı sıra sahip oldukları güç ve aralarındaki mücadeleler ile de Türk sanatçısının ilgisini çekmiş ve eserleri için ilham kaynağı olmuşlardır. Türk sanatında hayvansal figürlerin oluşumunda bu düşüncelerin temel oluşturduğu düşünülmektedir. İnsandaki duygu ve düşünce çeşitliliği ile sanatçının hayal gücü buluştuğunda hem somut hem de soyut, hem gerçek hem de gerçek üstü yeni bir figür tarzı ortaya çıkmış, doğa üstü yaratık figürleri Türk sanatındaki yerini almıştır. Doğa üstü yaratık figürleri, sanatçının ruhsal dünyasında başlamış ve giderek toplumun tüm fertlerinin ortak düşüncesinde yer almıştır (Demir, 2010: 15). Genel olarak anlamlarını Orta Asya kültüründen ve şaman dini inançlarından alan motifler, Türklerin 9.-yüzyılda İslâm dinini kabul etmeleri ile bir takım değişmelere uğramışlardır. Bu değişmeden en çok figürlü motifler grubu etkilenmiştir. İslâm anlayışının getirdiği yenilikler önce bu motiflerin anlam bakımından değişime uğramasına zamanla da azalarak yok olmasına neden olmuştur. Türk İslam Dönemi çini ve seramiklerindeki motifler geçiş dönemini yansıtmaktadır. Bu dönem, İslâm düşüncesinin kabul edildiği ancak tam olarak yaygınlaşıp sanat eserlerini etkiler duruma gelmediği bir dönemdir. Çini ve seramiklerdeki figürlerin taşıdıkları anlamlara İslâm anlayışı çerçevesinde bazı değişmelerin yansıtıldığı görülmektedir. Ancak Orta Asya kökenli motiflerin ısrarla sürdürülmesi bu dönemin çeşitli motiflerini daha ilgi çekici kılmaktadır (Demir, 2010: 15).

59 Bitkisel Motifler Tüm sanat dallarında olduğu gibi süsleme sanatında da doğanın verdiği ilhamın etkisi ve inanç sistemlerinin bu süslemelere yansıması ile bitkisel süslemeler oluşmuştur. Türklerin göçer yaşam sürdükleri dönemlerde, yaşam biçimlerinin doğa ile iç içe oluşu nedeniyle doğaya duyulan ihtiyaç, inanç ve efsaneler yoluyla ağaç ve bitkilere duyulan bağlılık gibi nedenler bitkisel sembollere kaynak olmuştur. Türk sanatında bitkisel motifler Orta Asya'dan itibaren sıkça kullanılmıştır. Ancak hayvansal ve figürlü motiflerin Selçuklu sanatında daha yoğun olarak kullanıldığı görülmektedir. Figürlü motifler gibi bitkisel motiflere de şaman inanç geleneklerinin yansıtıldığı görülmektedir. İslâm dininin kabulü ile bu motiflerin içeriklerinde bir takım değişmeler olmuştur. Örneğin hayat ağacı motifi, Şaman'ın yer altı ve gökyüzü yolculuklarında merdiven olarak kullanıldığına inanılan bir sembolken, İslâmiyet'ten sonra cennet ağacı olarak tanımlanmış ve bu şekilde süslemelerde kullanılmaya devam edilmiştir. Yeni dinin etkisi ile zamanla azalan figürlü motiflerini yerini bitkisel motifler almıştır (Mülayim, 1995: 110) Geometrik Motifler Tarihte görülen ilk sanat eserlerine bakıldığında, geometrik desenler karşımıza çıkmaktadır. Tarih öncesi dönemlerde basit süsleme öğeleri olarak görülen geometrik motifler zamanla gelişen uygarlıklar boyunca sürdürülerek günümüze kadar gelmiştir. İlk insanlar, doğa ile yakından ilişki kurarak biçim oluşturma işlemini doğadan aldıkları esinle gerçekleştirmişlerdir. Doğadaki en temel biçimler daire, kare ve üçgendir. Geometrik birimler bu üç temel biçimin ekleme ve çıkarma işlemine uğratılmaları ile oluşmuşlardır (Demir, 2010: 16). Doğadaki biçimler, ilkel dönemlerdeki sanat eserlerine temel geometrik biçimler olarak yansıtılmıştır. Tarih öncesinden itibaren çok çeşitli inanç ve değerlerin basit geometrik biçimler olarak ifade edilmeleri ile geometrik motiflerin oluşturulduğu görülmektedir. Selçuklu sanatında özellikle mimari eserlerde görülen geometri kompozisyonlar hem iç mekan hem de dış mekan süslemelerinde etkili olmuştur. Bu

60 42 dönemde karşımıza çıkan geometrik kompozisyonların genellikle yıldızlı örgü sistemleri olduğu görülmektedir. Bu sistemde yan yana ve alt alta gelişlerde sınırın olmaması ve geometrik kuruluşun sonsuza kadar sürdürülebilmesinin İslam inancındaki sonsuzluk felsefesi ile bağdaştırılarak tüm süslemelerde kullanıldığı düşünülmektedir (Demir, 2010: 16) Seramik Fırınları İyi çamur açmak, orijinal güzel desenler çizmek, formu ustaca ve zevkli sırlamak, seramik ustası olmak için yeterli değildir. Bir seramik çinin gerçek ustalık derecesini fırınıyla olan ilişkileri belirler. Dünyada seramikçilerin ateş ustası olarak anılmaları bu yüzdendir. Seramikçi daima ateş ustası olmayı amaçlamalı ve fırınıyla bolca araştırma yaparak diğer sanatçılardan farklı yapıtlar üretmek için çalışmalıdır. Bu farklılığın ve yaratıcılığın en belirgin biçimde ortaya konabileceği aşama ise kuşkusuz sırlamadır. Fırının özelliklerini iyi bilen ve bilimsel bir yaklaşım ile aldığı sonuçları ve koşullarını daima not ederek çalışan bir sanatçı, daha önce sözünü ettiğim sürpriz sırların oluşumunu bile çözümleyerek tamamıyla kendine özgü bir üslup ve teknikler geliştirebilir, yapıtlarına imzasını bu özellikleriyle atabilir (Yılmabaşar, 1980: 193). Seramik fırınları sanatçının yaşam koşullarına ve çalışma tekniğine göre çeşitlilik gösterir. İlk seramikçilerin toprağa kazılan bir çukur içine kuru dallar döşeyip ürünlerini bunların üstüne dizdikten sonra bir tabaka çanak- çömlek kırığı ile örtüp en üste koydukları yakıt maddesini ateşe vermek yoluyla gerçekleştirdikleri pişirme işlemi daha sonra yerini tepe yamaçlarında kazılan çukurlarda ve nihayet tuğlalardan yapılan odun fırınlarında pişirmeye bırakmıştır. O günden bugüne kadarki gelişme de yalnızca fırının biçim ve ısıtma düzeninde gözlenmektedir (Yılmabaşar, 1980: 193). Eski çömleklerin kullandıkları tür fırınlardan bugün de yararlanılmakla birlikte, yeni teknik olanaklar, yani yakıtlar, yeni malzemeler ve büyük hacimde üretim yapma ihtiyacı, fırınların dizaynında belirgin değişiklikleri kaçınılmaz duruma getirmiştir.

61 Fırın Türleri Günümüzde kullanılan seramik fırınlarını iki ana grupta ele almak mümkündür Yakıtlı Fırınlar Kullanılan yakıt ister odun, ister kömür, akaryakıt ya da gaz olsun, fırınların temel yapısı aynıdır. Her tür fırında bir pişirme hücresi, bunun altında ya da yanında bir ateşleme yeri ve dumanın çıkması için bir baca bulunur. Fırının içinde, özellikle sırlanan mamulü alevlerden ve küllerden korumak için ateş kilinden yapılma kasetlerden ya da iç odacıklardan yararlanılır. İç odacıklar özellikle mazot ve benzeri akaryakıtlarla ve gazla çalışan fırınlarda önem taşır, zira bu yakıtların çıkarıldığı kükürtlü duman bazı sırlara zarar verebilmektedir. Yakıtlı fırınlı üstten ve alttan bacalı olarak üretilebilirler. Bacanın konumu, fırın içindeki sıcak hava ve dumanın hareket yönünü de belirler. Bu bakımdan fırınlar planlanırken, baca ve ateşleme bölümlerinin fırının her yanında olmak elverdiğince dengeli sıcaklık elde edilmesini sağlayacak konumlarda yer almasına özen gösterilir (Yılmabaşar, 1980: 194). Odunla ısınan mamule çok güzelleştirici etkiler yapılabilir. Bunlarda genellikle iç odacıklar bulunmaz. Dolayısıyla potasyum içeren odun külünün sırrın üstüne konması mümkündür ve bu bazen çok güzel sonuçlar verebilir. Avrupa da bazı seramik sanatçıları stüdyolarında odun fırınlarıyla çalışmakta ısrar etmektedirler. Kömürlü fırınlar ise daha çok endüstride kullanılırlar, seramikçi stüdyolarında bunlara çok seyrek rastlanır. Geleneksel Japon seramik tekniği olan ve Amerika Birleşik Devletleri ndeki sanatçılarca da yaygın biçimde kullanılan Raku tekniği ve dünyada çeşitli yerlerde kullanılan odun talaşı içinde pişirme yöntemi, burada anlatılanlarda değişik özel fırınlar gerektirmektedir (Yılmabaşar, 1980: 194).

62 44 Şekil 13: Yakıtlı Fırın ( Elektrikli Fırınlar Elektrikli fırınlar baca deliğine ihtiyaç göstermeleri, kolay çalıştırılmaları ve daha güvenli oluşları dolayısıyla stüdyo seramikçilerince en çok tercih edilen türdür. Elektrikli fırınlar genellikle belirli bir sürenin bitiminde ya da istenilen sıcaklık derecesine ulaşınca devreyi otomatik olarak kesen düzenlerle donatılmıştır. Isıtma nikel- krom alaşımından tellerle sağlanır. Üstten ve yandan doldurulan tipleri vardır (Yılmabaşar, 1980: 194) Seramik Yapımında Kullanılan Malzemeler Merdaneler, çadır bezleri, tahta çubuklar, süngerler, sulu kil trilini, havan, mineleme maşası, kap ve fırça, çukur kaseler, mikser (karıştırıcı), sprey (püskürtme aleti), tartı, döner masa, kaşıklar ve etiketler, tahta şekillendirme çubukları, pergeller, saplı süngerler, tahta aletler, oyma ve düzleştirme aletleri, çömlekçi bıçakları ve kazıma aleti, büyük ve küçük fırçalar, çömlekçi iğneleri ve delik açıcılar, kesme teli, metal aletler, zımpara kağıdı ve çelik oyma teli, tarak ve tel kullanılır.

63 Merdaneler, çadır bezleri ve tahta çubuklar Çömlekçilikte kil tabaklarını ezerek yuvarlamak için kullanılır. Merdaneler bakımı için her kullanımdan sonra arta kalan kili temizlemek için ovulmalı ve sonra arta kalan kili temizlemek için ovulmalı ve sonra ıslak bir süngerle silinmelidir. Merdaneler farklı büyüklükte olabilir. Çadır bezi herhangi bir kumaş mağazasında bulunabilir. Levha yapımında zemin olarak kullanılır ve nemini kaybetmeye başladığında kilin büzülmesini kolaylaştırır. Tahta çubuklar yapılmakta olan parçanın kalınlığını kontrol ettiğinden, büyüklüklerine göre bir sınıflandırma yapmak önemlidir (Altuniç, 2006: 20). Şekil 14: Merdane (A), çadır bezi (B) ve tahta çubuklar (C) (Altuniç, 2006: 20) Süngerler Çömlekçilikte sentetik süngerler, parçalara ilk cila rötuşlarını yapmak için kullanılır. Aynı zamanda dekoratif etkilerin oluşturulmasında da süngerlerden yararlanılır. Şekil 15: Süngerler

64 Sulu Kil Trilini Sulu kil trilini süsleme yapmak, hamura veya sıra su eklemek ya da kullanılamayan bir solüsyondan fazla suyu çekmek için kullanılır. Bulaşmayı ve renkte herhangi bir değişiklik olmasını önlemek için her kullanımdan sonra yıkanmaları gerekmektedir (Altuniç, 2006: 21). Şekil 16: Sulu kil trilini (Altuniç, 2006: 20) Havan Bazı taneli olan seramik ürünlerini ezmek ve öğütmek için kullanılır. Şekil 17: Havan (Altuniç, 2006: 21) Mineleme Maşası Mineleme maşaları, mine işi yapılan her türlü parçayı üzerinde parmak izi oluşumunu engelleyecek şekilde tutabilmek için kullanılır.

65 47 Şekil 18: Mineleme maşası (Altuniç, 2006: 21) Kap ve Fırça Eller, çarkta çalışırken yakın bir yerde tutulan kâsenin içerisinde bulundurulacak su ile ıslatılmalıdır. Çömlekçi çarkından çıkan fazla sıvı kil de bu kap içerisinde biriktirilebilir. Fırçadan, parçaya sıvı kil eklerken yararlanılır (Altuniç, 2006: 21) Çukur Kâseler Çukur kâseler ve leğenler, dökme yönteminde kullanılmış olan sıvıyı karıştırmak ya da yeniden kullanmak için kullanışlıdır. Şekil 19: Çukur kap Elekler ve Huniler Elekler, süsleme için kullanılan seramik malzemelerin süzülmesinde kullanılır. Elekler farklı boyutlarda olabilir ve boyutlarını belirten bir numara taşırlar. Karışımın içindeki katışıklıkları ve dolayısıyla bu katışıklıkların sırlama sırasında neden olacağı kusurları ortadan kaldırmaya yardımcı olurlar. Huniler ise, engobeleri, dar ağızlı saklama kaplarına boşaltmak için kullanılır (Uzunköprü, 2006: 43).

66 Mikser (Karıştırıcı) Kil, mikser kullanılarak çok daha kolay karıştırılır. Büyük miktarlarla çalışırken, kili tam olarak karıştırmak önemlidir ve bu alet karışımların eşit hale getirilmesinde çok faydalıdır (Altuniç, 2006: 21) Sprey (Püskürtme Aleti) Püskürtme aleti, kurumaya başlayan parçaların üzerine su püskürtülmesi ve böylelikle sürecin yavaş ve güvenli olması için kullanılır. Püskürtme aleti çalışma süreci boyunca pek çok kereler kullanılır (Altuniç, 2006: 21) Tartı İki çeşit tartı vardır. Ağırlık kullanımını gerektiren elle kullanılan tartılar ve elektronik ya da dijital tartılar. Birinci çeşit tartı ile mutlaka doğru ölçüm yapılır. İkinci çeşit tartı da ise özellikle hassas değilse- ölçümlerde az da olsa sapmalar ortaya çıkabilir. Kesin çözüm gerektiren oksit ve boyaların tartılmasında elle kullanılan tartı en iyi seçimdir. (Uzunköprü, 2006: 46). Şekil 20: Dijital tartı Döner Masa Döner masa sayesinde, üzerinde çalışılan parçayı kaldırıp pozisyonunu değiştirmeye gerek kalmaz. Bu yüzden de parçalar üzerinde daha rahatlıkla çalışılabilir. Bu aynı zamanda olası kusurları da engeller. Döner masa süslemesi için de zemin olarak kullanılabilir (Altuniç, 2006: 22).

67 Kaşıklar ve Etiketler Kaşıklar az miktardaki solüsyonları karıştırmak ve ürünler üzerinde daha hassas çalışmayı sağlamak amacıyla kullanılır. Aynı zamanda revnaklama olarak adlandırılan süsleme tekniği de yararlanılır. Etiketler ise herhangi bir ürünün içeriğini belirtmek için kullanılır (Altuniç, 2006: 22) Tahta Şekillendirme Çubukları Tahta çubuklar parçaların iç ve dışlarını yumuşatmak için kullanılır. Tahta çubuklar metal olanlar kadar sivri değildir ve kilin daha rahat çevrilmesini sağlar (Uzunköprü, 2006: 42) Pergeller Pergeller bir parçanın iç ve dışlarını yumuşatmak için kullanılır ve benzer çok sayıda parçanın yapılabilmesine olanak tanır. Pergeller aynı zamanda kapağı yapılması gereken bir çaydanlığın ya da şeker kâsenin ağız kısımlarının ölçülmesinde de kullanılır (Altuniç, 2006: 23) Saplı Süngerler Saplı süngerler bir objenin içerisinde zor ulaşabilen yerlerin cilalanmasında ya da kalın tabakalar halinde uygulanması gereken engobelerle yapılan süslemelerde kullanılır. Şekil 21: Saplı süngerler (Altuniç, 2006: 23).

68 Tahta Aletler Tahta aletler farklı şekil ve büyüklüklerde satılır. Her ne kadar hepsi kullanılmasa da sivri uçlu, düz, dişli ya da yuvarlak olabilirler. Bazıları elin sığmadığı dar yerlere ulaşmaya yardımcı olurken, diğerleri dekoratif detayların oluşturulmasına olanak tanır. Birçoğu, daha esnek, neme ve kırılmaya dirençli olduklarından dolayı şimşir kerestesinden yapılır (Altuniç, 2006: 23). Şekil 22: Tahta aletler (Altuniç, 2006: 23) Oyma ve Düzleştirme Aletleri Oyma aletleri, isimlerinden de anlaşılacağı gibi küçük yontuları oymak ya da dekoratif ensizyonlar yapmak için kullanılır. Düzleştirme aleti ise döndürülmesi gereken parçaların düzleştirilmeleri için faydalıdır (Altuniç, 2006: 23). Şekil 23: Oyma ve düzleştirme aletleri (Altuniç, 2006: 23).

69 Çömlekçi Bıçakları ve Kazıma Aleti Bıçaklar, kazıma ve kabartma gibi her türlü süsleme işi için kullanılır. Kazıma aleti ihtiyaca göre kullanıcı tarafından sivriltilen eski bir demir testerenin bir parçası olabilir (Uzunköprü, 2006: 50) Büyük ve Küçük Fırçalar Çömlekçilikte her biri özel bir iş için kullanılan farklı fırça çeşitleri kullanılır. Küçük düz fırçalar geniş çizgiler yapmanın yanı sıra, parçanın arka planını saydam yapan özel süsleyici etkiler için de kullanılır. Yuvarlak fırçalar, daha detaylı süslemeler ve serpmeler içindir. Daha büyük düz fırçalar geniş yüzeylerin süslemeleri ya da sgraffito dan tozu gidermek için idealdir. Fırçalar mükemmel çalışma şartlarında muhafaza edilmelidir. Fırça kıllarının sentetik bile olsa- temizlenmeleri ve bu şekilde korunmaları önemlidir. Fırçalar, fırça kılları kutunun içerisinde yukarı bakacak şekilde yatay ya da dik olarak saklanmalıdır (Altuniç, 2006: 24). Şekil 24: Fırçalar Çömlekçi İğneleri ve Delik Açıcı Çömlekçi iğneleri, sivri ve uzun uçları olan sonradan kabartma yapılacak bir tasarımın taslağının hazırlanmasında ya da süslemeler için faydalıdır. Çok çeşitli süsleme işleri için kullanılan delik açıcıların farklı büyüklükte olanları mevcuttur. Daha fazla kesinlik ve daha az kırılma sağlayan keskin ve sivri uçları ile delme amaçlı olarak kullanılır (Altuniç, 2006: 25).

70 Kesme Teli Kesme teli kili satın alınan bir bloktan doğrudan kesmeye yarar. Her iki ucunda, tutulduktan sonra kişinin kendine zarar verme tehlikesi olmaksızın- hızla çekilebilen çivi ile tutturulmuş bir çıta vardır. Bu tel genellikle döner masa üzerinde yapılmış parçaları kesmek için kullanılır (Altuniç, 2006: 25) Metal Aletler Metal aletlerin çok farklı şekilde olanları vardır. Bunlar çoğunlukla son rötuşları yapmak ve çark almadan önce parçalardan ıslak kili çıkarmak için kullanılırlar. Bunlar aynı zamanda, farklı tekniklerde tıraşlama, birleştirme ve cilalama için de kullanılırlar (Uzunköprü, 2006: 40) Zımpara Kâğıdı ve Çelik Oyma Teli Zımpara kâğıdı fırınlama sonrası parçalara özellikle renkli kil ile yapılan süslemelerde- tamamen temiz olmalarını sağlayacak şekilde son rötuşların yapılması için kullanılır. İlk fırınlamadan önce (bisküvi) parçayı tam anlamıyla pürüzsüz duruma getirmek için yapılan cilalama sürecinde saf çelik ovma teli kullanılır (Altuniç, 2006: 25) Tarak ve Tel Tarak, kil halen ıslak iken şekillendirmek için kullanılır. Tel, torna üzerinde çalışılan parçaların kenarlarını kare, üçgen ya da altıgen olarak kesmek için kullanılan faydalı bir alettir (Altuniç, 2006: 25).

71 İLGİLİ ARAŞTIRMALAR Parlıtı (2011), Mezopotamya da Halaf Seramikleri ve Önasya da Yayılım Alanlarının İncelenmesi adlı yüksek lisans tezinde, belirli bir dönemi kapsayan seramik türü ve bu türün kapsadığı tüm coğrafyayı temsil etmektedir. Bu amaçla öncelikli olarak Anadolu da ele geçen Halaf seramiklerine veri oluşturacak bütün yerleşmeler ile Kuzey Suriye ve Kuzey Mezopotamya daki belli başlı merkezleri incelenerek, karşılaştırmaları yapılmak istenmiştir. Gerekli araştırmaların ve derlemelerin Halaf kültürünün yayılımına- gelişimine ek kaynakça olması dileğiyle ve arkeoloji dünyası açısından araştırma konusu yapılmış olan Halaf kültürünün bilim dünyasında oluşan kısmi boşluğunu bir nebzede olsa kapatması istemiyle bu çalışma yapılmıştır. Bu çalışmamızdaki diğer amaç ise bu kültürlerin seramikleri incelenerek özellikle zevk unsurlarının birbirleri ile iletişimdeki etkiyi ortaya çıkartmak ve bu noksanlığı gidermek olmuştur. Anadolu içindeki ve dışındaki seramiklerin derlenmesi, derlenen seramiklerin değerlendirilmesi ile incelenen seramiklerin bölgeler arasındaki dönemsel farklılıklarının seramik çalışmalarına yönelik araştırma eksiklerine dikkat çekmek diğer bir amacı teşkil etmektedir. Dönmez (2010), Bursa Türk İslam Eserleri Müzesi Koleksiyonundaki Seramikler adlı yüksek lisans tezinde, seramiklerin desen, kompozisyon ve form açısından incelenerek ait oldukları dönem ve seramik grubu içerisindeki yeri ve önemi belirlenmiştir. İlk kaynaklarını Anadolu dışındaki Türk seramiğinden alan Anadolu seramik sanatı, Selçuklu seramiğinden bazı etkilerle Osmanlı Döneminde kendine özgü bir gelişme göstermiş, çok aranan ve ihraç edilen eserler vererek ilgi görmüştür. Müzede sergilenen Osmanlı Dönemine ait erken örneklerden, geç örneklere kadar yapılmış seramik eserler sayesinde bu gelişim çalışmamızda da rahatlıkla gözlenebilmektedir. Müzede sergilenen 58 adet seramik eser vardır. Seramiklerin, form ve dekor özellikleri incelenerek tanımlanmış ve bir tarih ve dönem önerisinde bulunulmuştur.

72 54 İrdelenen bu eserlerin 2 sinin Bizans, 15 inin Selçuklu, 41 inin Osmanlı dönemlerine ait olması gerektiği savlanmıştır yılında Bursa Müzesi tarafından müsadere edilen seramiklerden 13 ü bu koleksiyonda yer alır. Sonuç bölümünde ise Osmanlı Döneminde İznik in yapılan araştırmalar sonucunda çini, seramik ana üretim merkezi olduğu bilinmektedir. Müzedeki Osmanlı Dönemi eserlerinin de, benzer örnekler incelendiğinde, üretim yerlerinin İznik olduğu söylenebilir. Koçerdin (2006), Aşağı Salat Höyüğü Erken Tunç Çağı Seramikleri adlı yüksek lisans tezinde, Aşağı Salat Höyüğü nde açığa çıkarılan ve Erken Tunç Çağı na tarihlendirilen yapı katlarından (IV.- VI. Yapı Katları) ve bu yapı katlarıyla çağdaş olduğu düşünülen mezarlık alanından ele geçen çanak çömlek buluntuları oluşturmaktadır. IV. ve VI. yapı katlarından ve mezarlık alanından ele geçen seramiklerin incelenmesi sonucunda, Aşağı Salat Höyüğü nün, köy topluluklarının kent toplumuna dönüşmeye başladığı bu evrenin hangi zaman diliminde yerleşim gördüğü, küçük bir köy niteliği taşıyan bu höyükte yaşayan insanların Mezopotamya kültürüyle ne ölçüde ilişkili oldukları anlaşılmaya çalışılacaktır. Ayrıca, IV. ve VI. yapı katları ile mezarlık alanının yaklaşık olarak 1000 yıl süren Erken Tunç Çağı içerisinde hangi tarih aralığına yerleştirilmesi gerektiği araştırılmıştır. Sonuç bölümünde ise farklı kazılardan ele geçen seramik buluntularıyla hamur, yüzey ve tip özellikleri açısından yapılan karşılaştırmalar sonucunda elde edilen veriler kısaca özetlenerek, çalışma sonucunda ulaşılan genel yargılara yer verilmiş ve Aşağı Salat Höyüğü nün bu kültür coğrafyası içerisindeki yeri ve önemi ortaya konulmaya çalışılmıştır. Yaldır (2002), İçel Müzesi ndeki Erken Bizans Dönemi Seramik Buluntuları adlı yüksek lisans tezinde, İçel Müzesi tarafından yapılan kurtarma kazılarında bulunan malzeme ele alınmıştır. Bunlar 1987 yılı Menteş Köyü ve 1991 yılı Merkez, Barbaros Mahallesi kazılarından gelen toplam 42 adet pişmiş toprak kaptan oluşmaktadır. Zephyrioan yerleşim alanı ve nekropolisinde yer alan mezarlara ait ölü hediyeleri

73 55 niteliğindeki bu eserler, kentin Erken Bizans Dönemi arkeolojisi aydınlatmaları bakımından önemlidir. Sonuç bölümünde ise İçel Müzesi nde yer alan 42 adet testi, testicik ve maşrapaların, hamur yapısı, astar, form ve bezeme özelliklerine göre bir sınıflandırılması yapılmıştır. Güneş (2008), Kyzikos Antik Kenti Kazı Dönemi Seramik Buluntuları adlı yüksek lisans tezinde temel amaç bilimsel sistemli kazılarda ortaya çıkarılan kentin sahip olduğu kültürel değerlere ışık tutmak ve kentin bölge seramiğine katkılarını vurgulamaktır. Araştırma sonucunda; buluntular arasında çoğunluğunu Roma Dönemi seramikleri oluşturmaktadır. Fazla olmasa da Helenistik Dönem özellikleri yansıtan seramiklerde bulunmaktadır. Hellenistik dönem örneklerinde yoğunluğu içe dönük ağızlı kâseler oluşturmaktadır. Uysal (2006), Yılları Arasında İznik Roma Tiyatrosunda Ortaya Çıkarılan Erken Osmanlı Dönemi Millet İşi Seramikleri adlı yüksek lisans tezinde, Millet işi seramiklerin XVI. yy ın ikinci yarısından XVL yy a kadar yoğun biçimde üretimleri yapılmış ve bu dönem içerisinde renk, dekor, astar, sır kullanımıyla en iyi örnekleri vermiştir. Millet işi seramiklerin bütün yönleriyle araştırılması için daha önceki yıllarda ortaya çıkarılan Bizans, Selçuklu, Beylikler devrine ait seramikler incelenmiştir. Erken Osmanlı Dönemi seramik grubunu oluşturan seramiklerin motif, renk, form gibi özelliklerini taşıyan seramiklerden örnekler verilmiştir. Araştırma sonucunda; Selçuklular seramik ve çini sanatında kullandıkları figürlü, geometrik, bitkisel kompozisyonlarıyla dönemine göre en üstün noktaya ulaşmışlardır. Figürlü, geometrik, bitkisel kompozisyonları gelişerek Erken Osmanlı dönemi Milet İşi seramiklerinde devam etmiştir. Fakat Erken Osmanlı dönemi Milet işi seramikleri, Selçuklu dönemi seramiklerinin ana karakterini devam ettirmekle beraber, yeni malzeme, teknik ve kompozisyon özellikleri açısından, Selçukluların çini ve seramik sanatından faklılıklar göstermişlerdir.

74 56 Körsulu (2006), Nagidos Hellenistik Dönem Seramikleri adlı yüksek lisans tezini, yılları arasında Nagidos da yapılan kazılarda ele geçen Hellenistik dönem seramikleri oluşturmaktadır. M.Ö. 4. yy. sonlarında seramik sanatında da önemli değişmelere sebep olmuştur. Klasik dönemin ince ve zahmetli seramiklerinde sonra değişen beğeniyle birlikte bu dönemde Attika da birçok yeni seramik grupları ve kap formları ortaya çıkmıştır. Attika dışındaki diğer merkezlerde ise Attika kaplarının direkt taklitleri yapılmıştır. Atina dan başka Asya dan Kartaca ya, Mısırdan Rusya ya kadar her yerde sayısız seramik üretim merkezleri kurulmuştur. Ege kıyılarındaki Bergama antik kenti bu anlamda büyük üretim ve ticaret merkezidir. Ege kıyılarındaki Rhodos, Ephesos, Sardes ve Knidos gibi kentler de Bergama kadar olmasa da Antika tipi kapların üretim ve ticaretini yapmış diğer önemli yerleşimlerdir. Doğuya doğru Suriye ve Mezopotamya da ise Antik kaplarının diret taklitleri tespit edilmiştir. Kilikia bölgesinde Tarsus kentinde de Hellenistik dönemde seramik üretiminin söz konusu olduğu düşünülmektedir. Köhserli (2009), Ören (Adramytteion Antik Kenti) Sırlı Seramikleri adlı yüksek lisans tezinde, Ören sırlı seramiklerini ele almıştır. Adramytteion Antik Kenti kazıları sırasında ele geçen sırlı seramikler bu araştırmanın materyalini oluşturmaktadır. Buluntular bilimsel usullerle biçim, malzeme, süsleme teknikleri ve hamur yapısı bakımından değerlendirilip sırlı seramiklerin kataloğu hazırlanmıştır. Bu çalışmayla, Adramytteion sırlı seramiklerinin sanat tarihi içerisindeki yerinin ve öneminin ortaya konulması hedeflenmiştir. Sırlı seramiklerin üzerinde yer alan bezemeler ait oldukları dönemin ve kültürün özelliklerini yansıtan önemli unsurlardan biridir. Adramytteion Antik Kenti kazısı esnasında elde edilen seramik buluntuları bu kültüre ait ipuçları içermektedir. Bu seramiklerin biçim, teknik ve süslemelerinden, günlük hayattan, inançlara, giyim kuşamdan, yetişen bitki çeşitliliğine kadar çok geniş bir yelpazede bilgi edinmek mümkün olmaktadır. Buluntularda kullanılan malzeme, biçim, şekillendirme teknikleri de döneme ışık tutmaktadır. Abdioğlu (2007), Sivas Ziyaretsuyu Helenistik ve Roma Dönemi Seramikleri adlı yüksek lisans tezinde, Ziyaretsuyu yerleşiminden ele geçen seramik buluntuların teknik özellikleri ve formları açısından değerlendirilmesine ve Kızılırmak kavsi

75 57 içerisindeki ve çevre kültür bölgelerindeki Helenistik ve Roma Dönemi yerleşimlerinden ele geçen seramiklerle karşılaştırılarak Ziyaretsuyu yerleşiminin bölgedeki konumunun irdelenmesine ve çevre bölgelerle arasındaki bağlantıların ortaya çıkarılmasına çalışılmıştır. Bu çalışmada, Ziyaretsuyu kazısından ele geçen 971 adet seramik buluntusunun hamur gruplarına göre dağılımı belirlenmiş ve tipolojik olarak değerlendirmeleri yapılmıştır. Bu 971 adet parça içerisinden, tarihlemeye daha çok yardımcı olabilecek, profil veren ağız parçaları ve bezemeli seramikler çalışma kapsamına alınmıştır. Çalışmanın ilk aşamasında seramik çizimleri, seramik tiplerinin belirlenmesi ve bu seramiklerin hamur gruplarına ayrılması üzerine yoğunlaşılmıştır. Çalışmanın ikinci aşamasında ise kütüphane çalışması ve literatür taramasıyla toplanan veriler ışığında katalogda yer alan Ziyaretsuyu çanak çömleği incelemeye tabi tutulmuştur. Çalışmanın son aşamasında ise önceki aşamalardan elde edilen veriler sentezlenerek sonuca bağlanmaya çalışılmıştır. Araştırmanın sonucunda; ele geçen seramiklerde büyük boyutlu kapların yoğunluğu, küçük boyutlu kaplara göre oldukça fazladır. Ayrıca çanakların çömleklere oranla daha fazla olduğu gözlenmiştir.

76 BÖLÜM III 3. YÖNTEM Bu bölümde araştırmanın modeli, evren ve örneklemiyle verilerin toplanması ve analizi üzerinde durulmuştur Araştırmanın Modeli Bu araştırmanın modeli betimsel bir çalışmadır Evren ve Örneklem Bu araştırmanın evrenini; Ankara ili Anadolu Medeniyetleri Müzesinde bulunan seramik eserler oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemi ise; Anadolu Medeniyetleri Müzesinde bulunan 50 adet seramik eserler oluşturmaktadır Verilerin Toplanması Anadolu Medeniyetleri Müzesi hakkında ve seramiklerle ilgili gerekli literatür taraması yapılmıştır. Müzenin kütüphanesinde bulunan kitaplar incelenmiştir. Müzede araştırma izin verildiği ölçüde görsel olarak kaydedilmiştir. Müzede yer alan 23 seramik eserin fotoğrafı çekilmiştir. 27 eserin ise müzenin kütüphanesinden gerekli görsel destek ve envanter numarasına ait bilgiler alınmıştır. Araştırmada incelenen 50 adet seramik eserden 12 adet ürünün fotoğrafları kullanılarak çizimleri yapılmıştır. Bu çizilmiş ürünlerden yeni tasarımlar oluşturulmuştur. Seramiklerin özelliklerinin ayrıntılı olarak verildiği bilgi formu kullanılarak seramik eserlerin hangi döneme ait olduğu, boyutları, yapım tekniği, hamur rengi, türü ve kompozisyon özelliklerine ilişkin bilgiler incelenerek kaydedilmiştir.

77 Verilerin Analizi Araştırma amaçlar doğrultusunda hazırlanmıştır. Müzeden elde edilen seramik eserler ve bilgi formları ile hangi döneme ait oldukları, boyutları, yapım teknikleri, kullanılan malzeme ve desen özellikleri incelenmiştir. Müzede bulunan eserler yapım tekniği, form, kullanılan malzeme, hamur rengi bulundukları dönem açısından incelenmiş ve tablolar ile yorumlanmıştır.

78 BÖLÜM IV 4. BULGULAR VE YORUMLAR 4.1. Bilgi Formları Bu bölümde bilgi formları hazırlanırken, eserlerin hangi dönemlere ait olduğu, boyutları, kullanılan yapım teknikleri, türü, hamur renkleri ve kompozisyon bilgilerine ilişkin başlıklara yer verilmiştir. Envanter bilgilerine göre belirlenen takılardan 50 adet seramik eser üzerinde çalışma yapılmıştır. Bulgu ve yorumlar bilgi formlarından elde edilen bilgilere göre hazırlanmıştır.

79 Eserin bulunduğu Dönem Neolitik Dönem Kalkolitik Dönem Tunç Çağı Kültepe / Kaniş Hitit Dönemi Frig Dönemi Hellenistik Dönem 61 dağılımı Tablo 1. İncelenen seramik eserlerin form tiplerinin dönemlere göre sayısal Toplam Form Tipleri Heykel Kap Mühür 1 1 Testi 1 1 Çıngırak 1 1 Çömlek Kaide Maşrapa 1 1 Amphora 1 1 Toplam Tablo 1 incelendiğinde bilgi formunda yer alan seramik eserler içinde kap formunun 32 eserden oluştuğu görülmektedir. 6 eserde heykel, 4 eserde kaide, 3 eserde çömlek, 1 eserde mühür, testi, çıngırak, maşrapa ve amphora formu görülmektedir. Elde edilen bilgilere göre incelenen eserlerde en fazla kap formunun kullanıldığı görülmektedir.

80 Eserin bulunduğu Dönem Neolitik Dönem Kalkolitik Dönem Tunç Çağı Kültepe / Kaniş Hitit Dönemi Frig Dönemi Hellenistik Dönem 62 Tablo 2. İncelenen seramik eserlerin yapım tekniklerinin dönemlere göre sayısal dağılımı Toplam Yapım Teknikleri El Yapımı Çark Yapımı Toplam Tablo 2 incelendiğinde bilgi formunda yer alan seramik eserlerde en fazla el yapım tekniği uygulandığı görülmektedir. 29 eserde el yapım tekniği, 22 eserin ise çark yardımıyla yapıldığı görülmektedir. Elde edilen bilgilere göre incelenen seramik eserlerin çoğunluğunun el yapımı olduğu görülmektedir.

81 Eserin bulunduğu Dönem Neolitik Dönem Kalkolitik Dönem Tunç Çağı Kültepe / Kaniş Hitit Dönemi Frig Dönemi Hellenistik Dönem 63 dağılımı Tablo 3. İncelenen seramik eserlerin hamur renklerinin dönemlere göre sayısal Toplam Hamur Rengi Devetüyü Krem Rengi Kahverengi Kırmızı Kurşuni Siyah 1 1 Fildişi 1 1 Gri 1 1 Beyaz 1 1 Toplam Tablo 3 incelendiğinde bilgi formunda yer alan seramik eserlerde en fazla kullanılan renk 29 eserde devetüyü rengi, 8 eserde kurşuni, 6 eserde kırmızı, 3 eserde kahverengi, 2 eserde krem rengi, 1 eserde siyah, fildişi, gri ve beyaz olduğu görülmektedir. Elde edilen bilgilere göre incelenen eserlerde en fazla kullanılan rengin devetüyü olduğu görülmektedir.

82 Eserlerin Bulunduğu Dönem Neolitik Dönem Kalkolitik Dönem Tunç Çağı Kültepe / Kaniş Hitit Dönemi Frig Dönemi Hellenistik Dönem 64 dağılımı Tablo 4. İncelenen seramik eserlerin yüksekliklerinin dönemlere göre sayısal Toplam Yükseklik 0-10 cm cm cm cm cm cm cm cm cm 1 1 Toplam Tablo 4 incelendiğinde bilgi formunda yer alan seramik eserlerin toplamda 17 tanesinin yüksekliği 0-10 cm arasında, 16 sının cm arasında, 9 unun cm arasında, 5 inin cm arasında, 2 sinin cm arasında, 1 inin cm ve cm arasında olduğu görülmektedir.

83 Eserlerin Bulunduğu Dönem Neolitik Dönem Kalkolitik Dönem Tunç Çağı Kültepe / Kaniş Hitit Dönemi Frig Dönemi Hellenistik Dönem 65 dağılımı Tablo 5. İncelenen seramik eserlerin genişliğinin dönemlere göre sayısal Toplam Genişlik 0-10 cm cm cm cm cm cm cm cm cm 1 1 Toplam Tablo 5 incelendiğinde bilgi formunda yer alan seramik eserlerin toplamda 21 tanesinin genişliği cm arasında, 13 ünün 0-10 cm arasında, 10 unun cm arasında, 4 ünün cm arasında, 1 inin cm ve cm arasında olduğu görülmektedir.

84 66 BİLGİ FORMU - 1 Şekil No : 25 Örnek No : 1 Envanter No : , Türü : Küçük güveç ve ocak içi altlığı Boyutları : (1) Yük. 8,5 cm Gen. 12,2 (2) Yük. 7,9-8,6 cm Gen. 5,2-5,5 cm Yapım Tekniği Hamur Rengi Bulunduğu Dönem : El yapımı : Devetüyü hamurlu kurşuni alacalı : Çatalhöyük Neolitik İ.Ö. 6. binyıl Kompozisyon : 1. Mutfak eşyası olarak kullanılan küçük güveç, yuvarlatılmış düz dudaklı dairesel ağızlıdır. Gövde karına doğru biraz genişler, sonra dibe yakın hafif daralarak geniş daire biçiminde düz bir dip oluşturmakta. Ağız kenarında karşılıklı kulplar yer almaktadır. Perdahlı. 2. Ters L biçiminde üç parçadan oluşmaktadır. Ateş üzerine kap oturmaya yarar.

85 67 BİLGİ FORMU- 2 Şekil No : 26 Şekil 27: Dört ayaklı çömlek desen çizimi Örnek No : 2 Envanter No : Türü Boyutları Yapım Tekniği Hamur Rengi Bulunduğu Dönem : Dört ayaklı çömlek : Yük. 21,7 cm, Gen. 25 cm : El yapımı : Hamuru devetüyü renginde : Çatalhöyük, III. Tabaka, A.14 evi Neolitik, İ.Ö. 6. binyıl ilk yarısı Kompozisyon : Ağız kısmı içe doğru daralır. Dike yakın geniş karınlı ve dört ayaklıdır. Devetüyü ve kırmızı renkte geniş çapraz şeritler yapılmıştır. Ağız kenarında tutamaklar yer almakta. Ağız kısmında çatlak ve kırıklar vardır. Perdahlı.

86 Şekil 28: Dört ayaklı çömlekten yeni tasarım 68

87 69 BİLGİ FORMU- 3 Şekil No : 29 Şekil 30: Akıtacaklı kap desen çizimi Örnek No : 3 Envanter No : Türü Boyutları Yapım Tekniği Hamur Rengi Bulunduğu Dönem : Akıtacaklı kap : Gen. 11,5 cm Akıtacak uz. 4,5 cm : El yapımı : Kırmızı kumtaşı : Çatalhöyük, VI. A tabakası, 8 no lu tapınak Neolitik, İ.Ö. 6. binyıl ilk yarısı Kompozisyon : Bir kenarı uzatılarak akıtacak oluşturulmuştur. Tapınaklara ve tapınak içi erkek mezarlarına armağan olarak bırakılan eşyalar arasında yer alır.

88 Şekil 31: Akıtacaklı kap yeni tasarım 70

89 71 BİLGİ FORMU- 4 Şekil No : 32 Örnek No : 4 Envanter No : Türü Boyutları Yapım Tekniği Hamur Rengi Bulunduğu Dönem : Oturan Tanrıça Heykelciği : Yük. 4,1 cm. Gen. 5,5 cm : El yapımı : Hamur krem rengi : Çatalhöyük, VI. A tabakası, 61 no lu tapınak Neolitik, İ.Ö. 6. binyıl ilk yarısı Kompozisyon : Pişmiş topraktan yapılmış, elleri dizleri üzerinde oturmaktadır. Çıplak ve başı kopmuştur. Göğüslerin uçları ve göbek deliklerle gösterilmiştir. Ellerde parmaklar derin çiziklerle belirtilmiş. Ayaklar işlenmemiş. Vücudun ön kısmında, kırmızı boya ile çarpı şeklinde bezeme yer almaktadır. Ana tanrıçayı simgeleyen ilk örneklerden.

90 72 BİLGİ FORMU- 5 Şekil No : 33 Örnek No : 5 Envanter No : Türü Boyutları Yapım Tekniği Hamur Rengi Bulunduğu Dönem : Damga mühür : Yük. 3,3 cm, Gen. 5,4 cm : El yapımı : Hamuru açık kahverengi : Çatalhöyük, VI. tabaka Neolitik, İ.Ö. 6. binyıl ilk yarısı Kompozisyon : Derin oyulmuş yarım daire ve içiçe ters V lerle bezelidir. Anadolu da görülen ilk mühür örneklerindendir.

91 73 BİLGİ FORMU- 6 Şekil No : 34 Örnek No : 6 Envanter No : Türü Boyutları Yapım Tekniği Hamur Rengi Bulunduğu Dönem : Ayakta Tanrıça Heykelciği : Yük. 24 cm, Gen. 10,5 cm : El yapımı : Kırmızı : Hacılar, VI. tabaka, Q.5 evi Son Neolitik, İ.Ö. 6. binyıl ortaları Kompozisyon : Ayakta duran çıplak ana tanrıça tasviridir. Kollar iki yanda iri gövdeye bitişik ve eller kalçalara dayalı. Çok geniş omuzlu, çıkık kalçalı. Kalın boyun iri başın devamı halinde, çene çıkıntısı hafifçe belirtilmiş. Badem biçimli gözler kazıma ile, burun ve kulaklar kabartma olarak belirtilmiş. Diğer tanrıça heykelcikleri ile birlikte tahıl içine gömülü olarak bulunmuştur. Perdahlı

92 74 BİLGİ FORMU-7 Şekil No : 35 Örnek No : 7 Envanter No : Türü Boyutları Yapım Tekniği Hamur Rengi Bulunduğu Dönem : Kadın Başı Biçimli Kap : Yük. 11,1 cm, Gen. 10,7cm : El yapımı : Devetüyü hamurlu, kırmızı astarlı : Hacılar, VI. tabaka, Q.6 evi Son Neolitik, İ.Ö. 6. binyıl ortaları Kompozisyon : Kadın başı biçimli kap kenarı düz yuvarlak ağızlıdır. Gövdesi yuvarlatılmıştır. Boyunda dört adet ip delikli yatay kulplar yer almaktadır. Parlak perdahlı.

93 75 BİLGİ FORMU- 8 Şekil No : 36 Örnek No : 8 Envanter No : Türü Boyutları Yapım Tekniği Hamur Rengi Bulunduğu Dönem : Ceylan Biçimli Kap : Yük. 13,6 cm, Gen. 28,6 cm : El yapımı : Devetüyü renginde hamurlu. : Hacılar, VI. tabaka, Q. 3 evi Son Neolitik, İ.Ö. 6. binyıl ortaları Kompozisyon : Başı arkaya dönük yatan bir ceylan şeklindedir. Sırtta dışa taşkın ağız bulunmaktadır. Perdahlı.

94 76 BİLGİ FORMU- 9 Şekil No : 37 Şekil 38: Matara biçimli kap desen çizimi Örnek No : 9 Envanter No : Türü Boyutları Yapım Tekniği Hamur Rengi Bulunduğu Dönem : Matara Biçimli Kap : Yük. 37,5 cm, Gen. 31cm : El yapımı : Devetüyü hamurlu : Hacılar, VI. tabaka, Q.5. evi Son Neolitik, İ.Ö. 6. binyıl ortaları Kompozisyon : Matara biçimli bu kap kenarı hafif dışa taşkın ağızlı ve düz diplidir. Yanlarda, iki yukarıda, iki aşağıda dikine ip delikli dörder kulp yer almakta. Krem rengi astar üzerine kırmızı boya ile düzensiz kafes bezemelidir. Perdahlı.

95 Şekil 39: Matara biçimli kap yeni tasarım 77

96 78 BİLGİ FORMU- 10 Şekil No : 40 Şekil 41: Çift kulplu çömlek desen çizimi Örnek No : 10 Envanter No : Türü Boyutları Yapım Tekniği Hamur Rengi Bulunduğu Dönem : Çift Kulplu Çömlek : Yük. 22,5 cm, Gen. 24,6 cm : El yapımı : Devetüyü hamurlu, kırmızı astarlı : Hacılar, I. tabaka, 6 no lu oda İlk kalkolitik Çağ, İ.Ö. 6. binyıl ikinci yarısı Kompozisyon : Ağız kısmı yuvarlak biçimdedir. Boyun kısmı kısa ve silindir şeklindedir. Omurga üzerinde karşılıklı iki kulp yer almaktadır. Perdahlı.

97 Şekil 42: Çift kulplu çömlek yeni tasarım 79

98 80 BİLGİ FORMU- 11 Şekil No : 43 Şekil 44: Boya bezemeli kulplu kap desen çizimi Örnek No : 11 Envanter No : Türü Boyutları Yapım Tekniği Hamur Rengi Bulunduğu Dönem : Boya Bezemeli Kulplu Kap : Yük. 11,8 cm, Gen. 15,5 cm : El yapımı : Devetüyü hamurlu, krem astarlı, kırmızı boyalı : Hacılar, II.A tabakası, P.1 tapınağı, kadın mezarından İlk Kalkolitik Çağ, İ.Ö. 6. binyıl ikinci yarısı Kompozisyon : Ağız kısmı dışa doğru açılır, dibe doğru genişler. Dip kısmı yuvarlak gelmektedir. Gövdede delikli bir kulp yer almaktadır. Yüzeyi bezemeyle süslenmiştir. Perdahlı.

99 Şekil 45: Boya bezemeli kulplu kap yeni tasarım 81

100 82 BİLGİ FORMU- 12 Şekil No : 46 Örnek No : 12 Envanter No : Türü Boyutları Yapım Tekniği Hamur Rengi Bulunduğu Dönem : Boya Bezemeli Kap : Yük. 11,2 cm, Gen. 17,3 cm : El yapımı : Devetüyü hamurlu, krem astar üzerine kırmızı boya bezemeli. : Hacılar, II. A tabakası, P.4 mekanı İlk Kalkolitik Çağ, İ.Ö. 6. binyıl yarısı Kompozisyon : Ağız kısmı dışa doğru açılır, dibe doğru genişler. Dip kısmı düz gelmektedir. Gövdede kenarlarda karşılıklı delikli iki kulp yer almaktadır. Yüzeyi bezeme ile süslenmiştir. Perdahlı.

101 83 BİLGİ FORMU- 13 Şekil No : 47 Örnek No : 13 Envanter No : Türü Boyutları Yapım Tekniği Hamur Rengi Bulunduğu Dönem : Boya bezemeli kap : Yük. 15,7 cm, Gen. 17,7 cm : El yapımı : Devetüyü hamurlu, krem astarlı, kırmızı boya bezemeli : Hacılar, II. A tabakası, P. 2 mekanı İlk Kalkolitik Çağ, İ.Ö. 6. binyıl ikinci yarısı Kompozisyon : Ağız kısmı dışa doğru daralır. Gövdede kenarlarda karşılıklı iki kulp yer almaktadır. Her iki yüzde içi dolu küçük üçgenlerin sınırladığı alan içinde uçları çengelli büyük bir üçgen yer almaktadır. Perdahlı.

102 84 BİLGİ FORMU- 14 Şekil No : 48 Şekil 49: Boya bezemeli kase desen çizimi Örnek No : 14 Envanter No : Türü Boyutları Yapım Tekniği Hamur Rengi Bulunduğu Dönem : Boya Bezemeli Kase : Yük. 8,8 cm, Gen. 16,5 cm : El yapımı : Devetüyü renginde hamurlu, Krem astarlı, kırmızı boyalı : Hacılar, IV. tabaka İlk Kalkolitik çağ, İ.Ö. 6. binyıl ikinci yarısı Kompozisyon : Kırmızı boya ile daire içine alınmış dört parmaklı el bezemesiyle süslenmiştir. Perdahlı.

103 Şekil 50: Boya bezemeli kâseden yeni tasarım 85

104 86 BİLGİ FORMU- 15 Şekil No : 51 Örnek No : 15 Envanter No :19281 Türü Boyutları Yapım Tekniği Hamur Rengi Bulunduğu Dönem : Boyalı Tanrıça Heykeli : Yük. 8,8 cm, Gen. 5,6 cm : El yapımı : Krem rengi :Hacılar, II. B tabakası, tahıl ambarından İlk Kalkolitik Çağ, İ.Ö.6. binyıl ikinci yarısı Kompozisyon :Ayakta, elleriyle göğüslerini tutan tanrıça heykelidir. Karnı şişkin ve göbek çukuru belirginleştirilmiştir. Krem astar üzerine kırmızı boya ile üzerindeki giysi belirtilmek istenmiş; giysinin bir yanı dairelerle bezenmiş, diğer yanı düz boyanmıştır.

105 87 BİLGİ FORMU- 16 Şekil No : 52 Örnek No : 16 Envanter No : (13202) Türü Boyutları Yapım Tekniği Hamur Rengi Bulunduğu Dönem :Kadın Heykelciği : Yük. 32,5 cm, Gen. 14,3 cm : El yapımı : Devetüyü astarlı, kırmızı boyalı : Canhasan, 2B tabakası Orta Kalkolitik Çağ, İ.Ö. 5. binyıl ilk yarısı Kompozisyon : Kalın vücutlu, uzun boylu ve geniş omuzlu kadın heykelciğidir. Çömelerek oturmuştur. Başında başlık vardır. Burnu kabartma olarak belirtilmiştir. Boynun iki yanında kulaklar yer almaktadır. Elleri karın üzerinde kavuşturulmuştur. Perdahlı.

106 88 BİLGİ FORMU- 17 Şekil No : 53 Şekil 54: Boya bezemeli kap desen çizimi Örnek No : 17 Envanter No : Türü Boyutları Yapım Tekniği Hamur Rengi Bulunduğu Dönem : Boya Bezemeli Kap :Yük. 26,5 cm, Gen. 27,7 cm :El yapımı :Açık devetüyü hamurlu ve aynı renk astarlı, kahverengi boya bezemeli :Canhasan, 2. tabaka Orta Kalkolitik Çağ, İ.Ö. 5. binyıl ilk yarısı Kompozisyon : Ağız kısmı gövdeye doğru daralır. Boynu yüksektir. Karnı şişkin ve dip kısmı düz gelmektedir. Devetüyü hamuru üzerine kahverengi boya ile bezenmiştir. Boyun ve karın ayrı ayrı bezenmiştir. Boyunda dikey dalgalı çizgiler ve kafes taramalı alanlar yer almaktadır. Gövdede düz ve ters yerleştirilmiş üçgenlerden oluşan geometrik bezemeler karnın altına kadar devam etmektedir. Üçgenler iki kalın yatay çizgi ile sınırlandırılmıştır. Perdahlı.

107 Şekil 55: Boya bezemeli kap yeni tasarım 89

108 90 BİLGİ FORMU- 18 Şekil No : 56 Örnek No : 18 Envanter No : Türü Boyutları Yapım Tekniği Hamur Rengi Bulunduğu Dönem Kompozisyon :Boya Bezemeli Kap :Yük. 26, 5 cm, Gen. 27,7 cm :El yapımı :Açık devetüyü hamurlu ve aynı renk astarlı, kahverengi boya bezemeli : Canhasan, Orta Kalkolitik Çağ, İ.Ö. 5. binyıl ilk yarısı : Ağız kısmı yuvarlaktır. Boyun ve karın kısmı ayrı ayrı bezenmiştir. Boynun altında bir çizgi ile ayrılmıştır. Boyun dikey dalgalı çizgilerle sınırlı ve boyunda kafes taramalı alanlar yer almaktadır. Gövdede düz ve ters yerleştirilmiş çapraz taramalı üçgenlerden oluşan geometrik bezemeler yer almaktadır. Bezemeler karnın altına kadar devam etmektedir. Perdahlı.

109 91 BİLGİ FORMU- 19 Şekil No : 57 Örnek No : 19 Envanter No : Türü Boyutları Yapım Tekniği Hamur Rengi Bulunduğu Dönem : Şematik Kadın Heykelciliği (İdol) : Yük. 6,4 cm, Gen. 3,9 cm : El yapımı : Devetüyü rengi hamurlu, kurşuni astarlı : Etiyokuşu İlk Tunç Çağı, İ.Ö. 3. Binyıl ortaları Kompozisyon : Tepesi yuvarlatılmış yanlara doğru çıkıntıları bulunan kadın heykelciğidir. Boyun kısmı ince ve uzundur. Omzu düşük, kolları küt ve gövdesi yarım daire şeklindedir. Gözler ve göğüsler noktalarla işaretlenmiştir. Bel kısmı paralel iki yatay çizgi ile vurgulanmıştır. Gövdede bulunan çizgiler giysiyi simgelemektedir.

110 92 BİLGİ FORMU- 20 Şekil No : 58 Örnek No : 20 Envanter No : Türü Boyutları Yapım Tekniği Hamur Rengi Bulunduğu Dönem : Gaga Ağızlı Testicik : Yük. 5,2. Gen. 7,7 cm. : El yapımı : Koyu kurşuni hamurlu, siyah astarlı. : Karaoğlan İlk Tunç Çağı, İ.Ö. 3. binyıl ortaları Kompozisyon : Boynu silindir şeklinde gelmektedir. Boyun ile gövde kısmını birbirinden ayıran iki çizgi yer almaktadır. Gövdede iç içe dört sıra zikzaklarla bezelidir. Perdahlı.

111 93 BİLGİ FORMU- 21 Şekil No : 59 Örnek No : 21 Envanter No : Türü Boyutları Yapım Tekniği Hamur Rengi Bulunduğu Dönem : Çıngırak : Uz. 6,6 cm, Yük. 3,5 cm. : El yapımı : Koyu kurşuni hamurlu : Karaoğlan İlk Tunç Çağı, İ.Ö. 3. binyıl ortaları Kompozisyon : Hayvan şeklindedir. Kulaklar ve burun kabartma, ağız çizgi halinde belirtilmiştir. Ayaklar çıkıntı olarak gösterilmiş. Sırt kısmı, vücuda paralel içleri beyaz macunla doldurulmuş çizgi bezemelidir. Boynun altında ve yüzde delikler yer almaktadır.

112 94 BİLGİ FORMU- 22 Şekil No : 60 Örnek No : 22 Envanter No : Türü Boyutları Yapım Tekniği Hamur Rengi Bulunduğu Dönem : Dörtlü Kap : Yük. 7,5 cm, Gen. 15 cm : El yapımı : Siyah hamurlu : Beycesultan, XVIIb katı tapınaktan İlk Tunç Çağı, İ.Ö. 3. binyıl başı Kompozisyon : Adak kabı olarak kullanılır. Dört küçük kaptan oluşmuştur. Kaplar ağız ve karınlarından birleşmiştir. Birer kulpları ve ayakları vardır. Her bir kabın karnında içi kafes taramalı bir üçgen yer almaktadır. Perdahlı.

113 95 BİLGİ FORMU- 23 Şekil No : 61 Örnek No : 23 Envanter No : Türü Boyutları Yapım Tekniği Hamur Rengi Bulunduğu Dönem : Çift Kulplu Kap ( Depas Amphikypellon) : Yük. 22,2 cm. Gen. 12,8 cm. : El yapımı : Devetüyü hamurlu, kırmızı astarlı, devetüyü alacalı : Karaoğlan, İlk Tunç Çağı, İ.Ö. 3. binyıl ortaları Kompozisyon : Ağız kısmı dışa açılır. Dibe doğru daralır. İnce uzun ve gövdelidir. Daire kesitli kulplar boyun altından başlayıp dibe yakın son bulmaktadır. Ağız kenarının iç kısmında kalın bir çizgi halinde kırmızı astar ile boyanmıştır. Çatlak ve kırıklar vardır. Perdahlı.

114 96 BİLGİ FORMU- 24 Şekil No : 62 Örnek No : 24 Envanter No : Türü Boyutları Yapım Tekniği Hamur Rengi Bulunduğu Dönem : Bitişik Kulplu Çanak : Yük. 14 cm, Gen. 29 cm : El yapımı : Kurşuni hamurlu, yüzey siyah alacalı : Beycesultan, XV kat. İlk Tunç Çağı, İ. Ö. 3. binyıl ortaları Kompozisyon : Adak kabı olarak kullanılan çanak; geniş yuvarlak ağızlı ve üç ayaklıdır. Ağız kenarı birbirine bitişiktir. Kenarlarında kulplar yer almaktadır. Ağız kenarının dışı beyaz ile boyanmış, zikzak bezemelidir. Çatlak ve kırıklar vardır. Perdahlı.

115 97 BİLGİ FORMU- 25 Şekil No : 63 Örnek No : 25 Envanter No : Türü Boyutları Yapım Tekniği Hamur Rengi Bulunduğu Dönem : Stilize Kadın Heykelciliği (İdol) : Yük. 9,3 cm, Gen. 5,2 cm :El yapımı : Devetüyü rengi hamurlu, kurşuni astarlı : Kalınkaya (kazı buluntusu değil) İlk Tunç Çağı, İ.Ö. 3. binyıl sonu Kompozisyon : Baş kısmı yuvarlatılmış, uzun boyunludur. Kolları çıkıntı ile gösterilmiştir. Gövde yarım daire şeklindedir. Başta başlık bulunmaktadır. Kaşlar ve ağız çizgiyle gösterilmiştir. Gövdenin alt yarısını kaplayan yarım daire çizgiler göbek deliğinin altından itibaren bir çizgi ile bölünmektedir.

116 98 BİLGİ FORMU- 26 Şekil No : 64 Örnek No : 26 Envanter No : Türü Boyutları Yapım Tekniği Hamur Rengi Bulunduğu Dönem : Törensel İçki Kabı (Rhyton) : Yük. 13,1 cm, Gen. 12,6 cm : El yapımı : Devetüyü rengi hamurlu, kırmızı astarlı : Beycesultan, V. kat Orta Tunç Çağı, İ.Ö yy Kompozisyon :Kuş biçimindedir. Küçük kafalı, ince uzun boyunludur. Kanatları açıktır. Üç ayaklıdır. Kuyruğu yukarı kalkık, uzun ve emzik işlevindedir. Baş ve kuyruk arasında kulp yer almaktadır. Kulbun altı deliklidir. Çatlak ve kırıklar vardır. Perdahlı.

117 99 BİLGİ FORMU- 27 Şekil No : 65 Örnek No : 27 Envanter No : (Kap) 11967, (Kaide) Türü Boyutları Yapım Tekniği Hamur Rengi : Emzikli Kap ve Üç Ayaklı Kaide : (Kap) Yük. 12,4 cm, Gen. 13,5 cm (Kaide) Yük, 17 cm : (Kap) çark yapımı, (Kaide) el yapımı : (Kap) kırmızımsı devetüyü hamurlu, kızıl kahverengi boya astarlı (Kaide) koyu devetüyü hamurlu, koyu kızıl kahverengi astarlı Bulunduğu Dönem Kompozisyon : (Kap) Kültepe, Kaniş Karum u İ.Ö. 2. binyıl ilk çeyreği (Kaide) Kültepe, Kaniş Karum u, II. kat İ.Ö. 19. yy : (Kap) Ağız kısmı yuvarlaktır. Kulpludur. Kulbun karşısında ucu uzun gaga biçiminde emzik yer almaktadır. Parlak perdahlı.

118 100 (Kaide) Üç ayaktan oluşur. Ayaklar boğa ayağı biçimindedir. Ayakların üstüne daire biçiminde kaide oturtulmuştur. Parlak perdahlı.

119 101 BİLGİ FORMU- 28 Şekil No : 66 Örnek No : 28 Envanter No : Türü Boyutları Yapım Tekniği Hamur Rengi Bulunduğu Dönem Kompozisyon : Tekne Biçimli Kap : Yük. 18 cm, Gen. 9,2 cm : El yapımı : Açık devetüyü hamurlu, kızıl kahverengi astarlı : Kültepe, Kaniş Karum u II. kat İ.Ö. 19. yy : Dikdörtgen biçimindedir. Derinliği fazla değildir. Bir kenarında boğa başı biçiminde emzik yer alır. Karşıt dar kenarında tünemiş biçiminde bir kartal heykelciği, bir uzun kenarda da elinde bir alet tutan bir insan heykelciği yer alır. Perdahlı.

120 102 BİLGİ FORMU- 29 Şekil No : 67 Örnek No : 29 Envanter No : Türü Boyutları Yapım Tekniği Hamur Rengi Bulunduğu Dönem Kompozisyon : İkili Törensel İçki Kabı (Rhyton) : Yük. 5,5 cm, Gen. 3,4 cm : Çark yapımı : Kurşuni hamurlu, kızıl kahverengi astarlı : Kültepe, Kaniş Karum u İ.Ö. 2. binyıl ilk çeyreği :İki kaptan oluşmaktadır. Her iki kapta yuvarlak ağızlı gövdeleri koni biçimindedir. İkisinin ortasında üçgen biçiminde kulp yer almaktadır. Sağdaki kap dağ keçisi biçiminde ve kabartma olarak verilmiştir. Soldaki kap ise koç biçiminde ve kabartma olarak verilmiştir. Parlak perdahlı.

121 103 BİLGİ FORMU- 30 Şekil No : 68 Örnek No : 30 Envanter No : Türü Boyutları Yapım Tekniği Hamur Rengi Bulunduğu Dönem : Törensel İçki Kabı (Rhyton) : Yük. 15,6 cm, Gen. 10 cm : Çark yapımı : Açık devetüyü hamurlu. : Kültepe, Kaniş Karum u, II. kat, 3 no lu kerpiç bina İ.Ö. 19. yy Kompozisyon : Salyangoz biçimindedir. Krem rengi boya üzerine kahverengi boya ile bezenmiştir. Yuvarlak kısmın bir yüzü daire ile birleştirilmiştir. Gövdede çarkıfelek motifi yer almaktadır. Boyun kısmında yatay ve dikey çizgiler yer almaktadır.

122 104 BİLGİ FORMU- 31 Şekil No : 69 Örnek No : 31 Envanter No : Türü Boyutları Yapım Tekniği Hamur Rengi Bulunduğu Dönem :İki İnsan Biçiminde Çifte Kap :Yük. 31,5 cm, Gen. 32 cm : Çark yapımı : Açık kurşuni hamurlu ve astarlı : Kültepe, Kaniş Karum u İ.Ö. 2. binyıl ilk çeyreği Kompozisyon :Şematik insan şeklindeki iki kabın yan yana birleşmesinden oluşmuştur. Boynu kısa ve gövdesi silindir şeklindedir. Her ikisinin çok geniş açılmış, dudakları dışa devrik ağızları, aynı zamanda kapların ağızlarını oluşturmaktadır. İnce uzun birer kabartma halindeki burunları iki çentikle belirtilmiş, burun delikleri üst dudaklarla birleşmiştir. İki yuvarlak kabartı olarak gösterilen gözlerde, göz bebekleri belirgindir. Kulaklar içleri hafif çukurlaştırılmış yarım daire biçimi kabartılar

123 105 halinde. Kapların omuzlarından başlayan kabartma kollar dirsekten bükülerek öne kıvrılmaktadır. Parmakları derin çizgilerle belirtilmiş olan ellerden birisi ağızla birleşmekte, diğeri göğse kavuşmaktadır. Kaplar tepede bir sepet kulp ile birleşmektedir.

124 106 BİLGİ FORMU- 32 Şekil No : 70 Örnek No : 32 Envanter No : Türü Boyutları Yapım Tekniği Hamur Rengi Bulunduğu Dönem Kompozisyon : Yüksek Kaideli Kâse : Yük. 21,7 cm, Gen. 22 cm : Çark yapımı : Pembemsi devetüyü hamurlu, kahverengi boya bezemeli : Kültepe, Kaniş Karum u İ.Ö. 19. yy : Derin kase biçimindedir. Dibe doğru genişleyerek halka şeklini oluşturur. Üst kısmında dört adet oturan boynuzlu hayvan heykelciği yer almaktadır. Hayvanların üzeri siyah noktalarla bezenmiştir. Gövde de üç ayrı bezeme yer almaktadır. İki yatay şerit arası dalgalı çizgilerle doldurulmuştur. Altındaki kuşak stilize kuş bezemeleri ile süslenmiştir. Onun altındaki üçüncü dar kuşak dalgalı çizgiden oluşmaktadır. Perdahlı.

125 107 BİLGİ FORMU- 33 Şekil No : 71 Örnek No : 33 Envanter No : Türü Boyutları Yapım Tekniği Hamur Rengi Bulunduğu Dönem Kompozisyon : İnsan Yüzü Kabartmalı Törensel Kap : Yük. 15,5 cm, Gen. 6,9 cm : Çark yapımı : Kurşuni hamurlu, siyaha çalan çok koyu kurşuni astarlı : Kültepe Kaniş Karum u II. kat İ.Ö. 19. yy : Ağız kısmı yuvarlaktır. Gövdesi armut biçimindedir. Boyun yedi yatay çizgi ile bezenmiştir. Gövdenin bir yanında yüksek kabartmalı sakallı bir erkek, diğer yanında bir kadın yüzü yer alır. Kulaklar ve burun çıkıntı olarak gösterilmiştir. İri kulaklarda iki adet delik vardır. Kabın iki yanında karşılıklı boynuzlar yer almaktadır. Parlak perdahlı.

126 108 BİLGİ FORMU- 34 Şekil No : 72 Şekil 73: Üç emzikli kap desen çizimi Örnek No : 34 Envanter No : Türü Boyutları Yapım Tekniği Hamur Rengi Bulunduğu Dönem Kompozisyon : Üç Emzikli Kap : Yük. 8,5 cm, Gen. 8,5 cm : Çark yapımı : Devetüyü hamurlu, kırmızı astarlı : Kültepe, Kaniş Karum u, Ib katı İ.Ö. 18. yy. : Tepesi silindir dilimi biçimindedir. Ağız kısmı kapalı ve yuvarlaktır. Ağzın çevresinde eşit aralıklarla yedi yuvarlak delik yer almaktadır. Ağızdan omza uzanan kulbun birleştiği yer hayvan başı şeklindedir. Emzikler üç tane yan yana ve birbiriyle birleşmiştir. Çatlak ve kırıklar vardır. Parlak perdahlı.

127 Şekil 74: Üç emzikli kap yeni tasarım 109

128 110 BİLGİ FORMU- 35 Şekil No : 75 Şekil 76: Hayvan emzikli kap desen çizimi Örnek No : 35 Envanter No : Türü Boyutları Yapım Tekniği Hamur Rengi Bulunduğu Dönem Kompozisyon : Hayvan Emzikli Kap : Yük. 23 cm, Gen. 22 cm : Çark yapımı : Kurşuni hamurlu, devetüyü kurşuni alacalı astarlı : Kültepe Kaniş Karum u, Ib katı İ.Ö. yy : Ağız kısmı yuvarlaktır. Kulbu vardır. Kulp karşısında boğa başı şeklinde emzik yer alır. Omurganın üzerinde yanlarda üçgen biçimli kabartmalar yer almaktadır. Boyun kısmını yatay yivler çevrelemiştir. Gövde üzerinde kazıma dairecikler bulunan kabartma yatay şerit ile bezenmiştir. Perdahlı.

129 Şekil 77: Hayvan emzikli kap yeni tasarım 111

130 112 BİLGİ FORMU- 36 Şekil No : 78 Örnek No : 36 Envanter No : Türü Boyutları Yapım Tekniği Hamur Rengi Bulunduğu Dönem Kompozisyon : Banyo Kabı : Yük, 86 cm, Gen. 86,5 cm : El yapımı : Devetüyü rengi hamurlu, kırmızı astarlı. Zeminleri krem astar boyalı : Kültepe Kaniş Karum u Ib katı İ.Ö. 18. yy : Banyo kabı olarak kullanılır. Hafif yuvarlatılmış dörtgen biçimindedir. Karşılıklı dikey kulplar yer almaktadır. İçinde iki delikli küçük oturma peykesi vardır. İki geniş yüz ortada içiçe iki daire, yanlarda uçları aşağı bakan yarım daire biçiminde kabartma bezemelidir. Ortaları memeciklidir. Çatlak ve kırıklar vardır. Perdahlı.

131 113 BİLGİ FORMU- 37 Şekil No : 79 Örnek No : 37 Envanter No : Türü Boyutları Yapım Tekniği Hamur Rengi Bulunduğu Dönem Kompozisyon : Yüksek Kaideli Kase : Yük. 27,5 cm, Gen. 32,5 cm : Çark yapımı : Devetüyü hamurlu, kabın içi ve üzerindeki hayvanlar krem rengi, dışı koyu kırmızı astarlı : Kültepe, Kaniş Karum u, Ib katı İ.Ö. 18 yy : Derin kase biçimindedir. Ağız kısmı yuvarlaktır. Ağzın üzerinde, konmuş durumda iki kartal ve oturur durumda üç geyik heykelciği yer alır. Ağız kenarı ve hayvanların üzeri siyah boyayla yapılmış yatay çizgi bezemeli. Kaidenin kaba birleştiği kısımda dört yatay yiv yer almaktadır. Parlak perdahlı.

132 114 BİLGİ FORMU- 38 Şekil No : 80 Örnek No : 38 Envanter No : Türü Boyutları Yapım Tekniği Hamur Rengi Bulunduğu Dönem : Ağzı Emzikli Çift Kulplu Kap : Yük. 16 cm, Gen. 13 cm : Çark yapımı : Kahverengi astarlı : Acemhöyük, III. yapı katı İlk Hitit Evresi, İ.Ö. 19. yy Kompozisyon : Yuvarlak ağızlıdır. Boyuna doğru daralır. Kulplar boyun ve karını birbirine bağlar. Kabın içine yapıştırılmış tüp biçimli emzik, ağız kenarından yukarıya yükselmektedir. Boynun üst kısmı krem üzerine siyah, içleri küçük karecikler şeklinde taranmış baklava motifleri, alt kısmı yatay yivlerle süslü. Çatlak ve kırıklar vardır. Perdahlı.

133 115 BİLGİ FORMU- 39 Şekil No : 81 Örnek No : 39 Envanter No : (Tabak) , (Tabak Kaidesi) Türü Boyutları : Tabak ve Tabak Kaidesi : (Tabak) Yük. 6,5 cm, Gen. 19,8 cm (Tabak Kaidesi) Yük. 6,5 cm, Gen. (üstte) 13 cm, (altta) 17,6 cm Yapım Tekniği Hamur Rengi : Çark yapımı : (Tabak) Koyu kırmızımsı kahverengi taş (radiolarit) (Tabak Kaidesi) Kırmızı- kahverengi taş (radiolarit) Bulunduğu Dönem : Acemhöyük, III. yapı katı Sarıkaya Sarayı İlk Hitit Evresi İ.Ö. 18. yy Kompozisyon : (Tabak) Kenarı hafif içe dönük yuvarlak ağızlıdır. Omuz kısmına eşit aralıklarla sekiz delik açılmıştır. Perdahlı.

134 116 (Tabak Kaidesi) Kaidenin iç yüzü dik, dışı eğimlidir. Altta kaide ile bir bütün olarak işlenmiş her biri üçgen delikli, sekizgen kesitli üç ayak bulunmakta.

135 117 BİLGİ FORMU- 40 Şekil No : 82 Örnek No : 40 Envanter No : Türü Boyutları Yapım Tekniği Hamur Rengi Bulunduğu Dönem Kompozisyon : Çift Kulplu Yonca Ağızlı Kap (Kantharos) : Yük. 16,5 cm, Gen. 15 cm : Çark yapımı : Devetüyü hamurlu ve astarlı : Acemhöyük, II. yapı katı İlk Hitit Evresi, İ.Ö. 18. yy. :Ağız kısmı dört yapraklı yonca şeklindedir. Ağız kenarından karına birleşen çift kulpları vardır. Ağzındaki yonca yapraklardan biri süzgeçli akıtacak şeklidedir. Perdahlı.

136 118 BİLGİ FORMU- 41 Şekil No : 83 Şekil 84: Yonca ağızlı kap desen çizimi Örnek No : 41 Envanter No : Türü Boyutları Yapım Tekniği Hamur Rengi Bulunduğu Dönem : Yonca Ağızlı Kap (Kantharos) : Yük. 19,3 cm, Gen. 11,9 cm : Çark yapımı : Devetüyü rengi hamurlu, açık kırmızımsı devetüyü rengi boya astarlı : Alişar, küp mezarından İlk Hitit Evresi, İ.Ö. 2. binyıl ilk çeyreği Kompozisyon :Ağız kısmı geniş, dört yapraklı yonca şeklindedir. Dibe doğru daralmaktadır. Karşılıklı iki kulp yer almaktadır. Karın kısmında birbirine paralel olarak uzanan üçlü yatay bezeme ile süslenmiştir. Kabın içinde kulplar arasında kalan yonca yapraklarından biri omuzdan gelen eğimli süzgeç ile kapalı. Perdahlı.

137 Şekil 85: Yonca ağızlı kap yeni tasarım 119

138 120 BİLGİ FORMU- 42 Şekil No : 86 Örnek No : 42 Envanter No : Türü Boyutları Yapım Tekniği Hamur Rengi Bulunduğu Dönem Kompozisyon : İçinde Kutsal Alanın Simgelendiği Tek Kulplu Kap : Yük. 8,4 cm Gen. 12,5 cm : Çark yapımı : Açık kahverengi hamurlu, koyu kurşuni alacalı : Eskiyapar Eski Hitit Devleti Dönemi, İ.Ö yy. :Yuvarlak ağızlıdır. Ağız kenarından yükselerek gövdeye inen dikey kulp kilden iki fitilin birleştirilmesiyle oluşmuştur. Kabın içine kutsal odaya ait eşyaların küçük benzerleri yerleştirilmiştir. Elleriyle göğüslerini tutan tanrıçanın başında, kenarları sonradan yapıştırılmış yuvarlak kabartmalarla süslü geniş bir kurs şeklinde başlık bulunmaktadır. Gözler yine sonradan yapıştırılmış büyük yuvarlak kabartmalar halindedir. Ağız, iri burnun altında yatay bir yarık şeklinde. Tanrıçanın önünde silindir ayaklı bir masa ve üzerinde yarım daire şeklinde siyah bir nesne yer almaktadır. Tanrıçanın karşısında solda gaga ağızlı bir testi görülmektedir. Perdahlı.

139 121 BİLGİ FORMU- 43 Şekil No : 87 Örnek No : 43 Envanter No : Türü Boyutları Yapım Tekniği Hamur Rengi Bulunduğu Dönem : Emzikli Yüksek Kaideli Kap : Yük. 52 cm, Gen. 15,6 cm : Çark yapımı : Hamuru devetüyü renginde, kırmızı astarlı : Alacahöyük Eski Hitit Devleti dönemi İ. Ö. 17/ 16 yy. Kompozisyon : Dik ve ağız kısmı yuvarlaktır. Gövde dibe doğru daralır. Yüksek kulpludur. Emziği uzun, gaga biçiminde ve kıvrıktır. Parlak perdahlı.

140 122 BİLGİ FORMU- 44 Şekil No : 88 Örnek No : 44 Envanter No : Türü Boyutları Yapım Tekniği Hamur Rengi Bulunduğu Dönem Kompozisyon : Kaz Biçimli Törensel İçki Kabı (Rhyton) : Yük. 37 cm, Uz. 30 cm : Çark yapımı : Devetüyü rengi hamur aynı renk astarlı ve koyu kahverengi bezemeli, geniş gaga kırmızı boyalı. : Gordion, Olasılıkla kral ailesinden bir çocuğa ait P Tümülüsü, Frig, İ.Ö. 8. yy. sonu- 7. yy. başı : Kaz biçimindedir. Ayaklı konik kaide üzerinde gövdeye kuyruk ve uzun boyun eklenmiş. Sırtında kenarı dışa kıvrık geniş yuvarlak ağızlı doldurma, gagada dar bir akıtma deliği var. Boyun, kanatlar ve göğüste tüyleri belirten motiflerle bezenmiş.

141 123 BİLGİ FORMU- 45 Şekil No : 89 Örnek No : 45 Envanter No : Türü Boyutları Yapım Tekniği Hamur Rengi Bulunduğu Dönem Kompozisyon : Boya Bezekli Kap : Yük. 30 cm, Gen. 18 cm : Çark yapımı : Devetüyü hamurlu ve astarlı, koyu kahve rengi bezemeli : Gordion, Kral ailesinden bir çocuğa ait P tümülüsü Frig, İ.Ö. 8. yy. sonu- 7. yy başı : Ağız kısmı yuvarlak, boynu silindir şeklinde ve yüksek kulpludur. Ağızda ve boyunla gövdenin birleştiği yerde geometrik motifli bantlar kabı çevreler. Geometrik motifli dikey bandların belirlediği panolarda, boyunda geyik ve keçi, gövdede ise boğa ve aslan figürleri yer alır. Dama motifi ile bezeli kulbun en yüksek yerinde makara biçimli bir kabartma yer alır. Perdahlı.

142 124 BİLGİ FORMU- 46 Şekil No : 90 Örnek No : 46 Envanter No : Türü Boyutları Yapım Tekniği Hamur Rengi Bulunduğu Dönem : Maşrapa : Yük. 14 cm, Gen. 11 cm : Çark yapımı : Kırmızı hamurlu açık devetüyü rengi astarlı, koyu kahverengi bezemeli : Alişar Frig, İ.Ö. 8. yy Kompozisyon : Boyundan genişleyerek yuvarlak biz ağız oluşturur. Karın kısmında düz geniş bir band, boyunda yatay köşeli, merdiven ve dalga motifler yer alır. Gövdede çatlak ve kırıklar vardır.

143 125 BİLGİ FORMU- 47 Şekil No : 91 Örnek No : 47 Envanter No : Türü Boyutları Yapım Tekniği Hamur Rengi Bulunduğu Dönem : Çok Uzun Emzikli Kap : Yük. 8cm, Uz. 25 cm : El yapımı : Fildişi rengi hamurlu, aynı renkte astarlı, koyu kahverengi boya bezemeli : Gordion, W Tümülüsü Frig, İ.Ö. 8. yy. başı Kompozisyon : Ağzı yuvarlaktır. Boynu kısa ve kulpludur. Emzik kısmı uzun, üstü açık ve oluk biçimindedir. Emzikle kabın birleştiği yer süzgeçlidir. Geometrik motifli bezeme ile kaplanmıştır. Perdahlı.

144 126 BİLGİ FORMU- 48 Şekil No : 92 Şekil 93: Dört kulplu iri çömlek desen çizimi Örnek No : 48 Envanter No : 9593 Türü Boyutları Yapım Tekniği Hamur Rengi Bulunduğu Dönem Kompozisyon : Dört Kulplu İri Çömlek : Yük. 42 cm, Gen. 46 cm : Çark yapımı : Devetüyü hamurlu, aynı renk astarlı, kızıl kahverengi bezemeli : Alişar Frig, İ.Ö. 8. yy. : Yuvarlak ağızlı ve kenarı dışa kıvrıktır. Boynu kısa ve kalındır. Gövdesi yuvarlaktır. Gövdede dört adet kulp yer almaktadır. Kulpların üzerinde geometrik motifler vardır. Boyun kısmında geometrik motifli bezemeler vardır. Gövde kısmında ise stilize geyik tasvirleri görülür.

145 Şekil 94: Dört kulplu iri çömlekten yeni tasarım 127

146 128 BİLGİ FORMU- 49 Şekil No : 95 Örnek No : 49 Envanter No : Türü Boyutları Yapım Tekniği Hamur Rengi Bulunduğu Dönem Kompozisyon : Keçi Biçimli Törensel İçki Kabı (Rhyton) : Yük. 16 cm, Gen. 21 cm : Çark yapımı : Gri hamurlu, siyah perdahlı : Gordion, Olasılıkla kral ailesinden bir çocuğa ait P Tümülüsü, Frig, İ.Ö. 8. yy. sonu- 7. yy. başı : Karnı yuvarlaktır. Başı üçgen biçimindedir. Hilal biçiminde boynuzlar boynun altında sırta birleşir. Sırtta bulunan yarım daire biçimli kuyruk kaba iki kulplu görünüm verir. Kap konik biçimli dört ayak üzerinde durur. Boyunda ince bir band üzerinde beyaz çizgilerle doldurulmuş bezeme, boncuk dizisini andırır.

147 129 BİLGİ FORMU- 50 Şekil No : 96 Şekil 97: Amphora desen çizimi Örnek No : 50 Envanter No : Türü Boyutları Yapım Tekniği Hamur Rengi Bulunduğu Dönem : Amphora : Yük. 31 cm : Çark yapımı : Beyaz astar üzerine kırmızı ve siyah renkte zengin bezeme : Kültepe Hellenistik, İ.Ö. 4. yy. sonu- 3. yy Kompozisyon : Boyun - ve gövde arasında dikey kulplar yer almaktadır. Gövdede; şaha kalkmış at üzerinde bir avcı mızrağını pantere fırlatır. Sakalsız avcının üzerinde; pantolon, belden kuşaklı uzun kollu tunik, pelerin, sivri uçlu ayakkabılar

ANTİK ÇAĞDA ANADOLU ANATOLIA AT ANTIQUITY KONU 3 FRİGLER 1

ANTİK ÇAĞDA ANADOLU ANATOLIA AT ANTIQUITY KONU 3 FRİGLER 1 ANTİK ÇAĞDA ANADOLU ANATOLIA AT ANTIQUITY KONU 3 FRİGLER 1 Frigler Frigler Troya VII-a nın tahribinden (M.Ö. 1190) hemen sonra Anadolu ya Balkanlar üzerinden gelen Hint Avupa kökenli kavimlerden biridir.

Detaylı

Uygarlığın Doğuşu ve İlk Çağ Uygarlıkları Video Flash Anlatımı 2.ÜNİTE: UYGARLIĞIN DOĞUŞU VE İLK UYGARLI

Uygarlığın Doğuşu ve İlk Çağ Uygarlıkları Video Flash Anlatımı 2.ÜNİTE: UYGARLIĞIN DOĞUŞU VE İLK UYGARLI Uygarlığın Doğuşu ve İlk Çağ Uygarlıkları Video Flash Anlatımı 2.ÜNİTE: UYGARLIĞIN DOĞUŞU VE İLK UYGARLI 1.KONU: TARİHÎ ÇAĞLARA GİRİŞ 2.KONU: İLK ÇAĞ UYGARLIKLARI 1.K0NU TARİHİ ÇAĞLARA GİRİŞ İnsan, düşünebilme

Detaylı

İnsanların var oluşundan yazının icadına kadar olan döneme denir. Tarih öncesi devirlerin birbirinden

İnsanların var oluşundan yazının icadına kadar olan döneme denir. Tarih öncesi devirlerin birbirinden Tarih Öncesi Devirlerde Anadolu Video Ders Anlatımı TARİH ÖNCESI DEVİRLERDE ANADOLU Türkiye tarih öncesi devirlerde üzerinde birçok medeniyet kurulan çok önemli bir yerleşim merkeziydi. Ülkemizin tarihi

Detaylı

TARİH 1.

TARİH 1. TARİH 1 16.02.2017 ARİF ÖZBEYLİ ERBAA ANADOLU ÖĞRETMEN LİSESİ TARİHİ ÇAĞLARA GİRİŞ... VE,TARİH YAZIYLA BAŞLAR TARİHİ ÖNCESİ DEVİRLER Taş Devri (MÖ.600.000-5500) Kalkolitik Dönem (MÖ.5500-2500) Maden Devri

Detaylı

ORTA /OLGUN BRONZ ÇAĞ M.Ö

ORTA /OLGUN BRONZ ÇAĞ M.Ö ORTA /OLGUN BRONZ ÇAĞ M.Ö.2500-2000 Anadolu uzun bir duraklama sürecinden sonra Olgun Bronz Çağ da yeniden parlak bir dönem yaşar. Yazı henüz kullanılmamakla birlikte uygarlık üstün bir düzeye ulaşmıştır.

Detaylı

Frigler Frigler Troya VII-a nın tahribinden (M.Ö. 1190) hemen sonra Anadolu ya Balkanlar üzerinden gelen Hint Avupa kökenli kavimlerden biridir. Frig tarihini Frigler in yeterli sayıda yazılı belge bırakmamış

Detaylı

MAĞARALARI VE YERLEŞİM ALANI

MAĞARALARI VE YERLEŞİM ALANI TÜRKİYE DOĞAL VE KÜLTÜREL VARLIKLARI ENVANTERİ ENV. NO. 58.01.0.02 ÇİMENYENİCE KÖYÜ, KÖROĞLU TEPELERİ, I39-a4 MAĞARALARI VE YERLEŞİM ALANI İL SİVAS İLÇE HAFİK MAH.-KÖY VE MEVKİİ Çimenyenice Köyü GENEL

Detaylı

X. BÖLÜM KEMİĞİN FARKLI KULLANIMLARI. Mızraklarda ve oklarda yaygın olduğunu bildiğimiz sap kullanımı bununla sınırlı

X. BÖLÜM KEMİĞİN FARKLI KULLANIMLARI. Mızraklarda ve oklarda yaygın olduğunu bildiğimiz sap kullanımı bununla sınırlı X. BÖLÜM KEMİĞİN FARKLI KULLANIMLARI ALET SAPI : Mızraklarda ve oklarda yaygın olduğunu bildiğimiz sap kullanımı bununla sınırlı değildir. Bıçak, kazıyıcı vb. keskin kenarlara sahip aletlerin elde kullanımının

Detaylı

URARTULAR. topografik özelliklerinden dolayı federasyon üyelerinin birbirleriyle bağları gevşekti.

URARTULAR. topografik özelliklerinden dolayı federasyon üyelerinin birbirleriyle bağları gevşekti. E T KİNLİK 5 URARTULAR U Y G A R L I K L A R T A R İ H İ - I A Y D A N D E M İ R K U Ş K AY N A K 1 : 178 (Lloyd, Seton, Türkiye nin Tarihi, Tübitak Yayınları, 2007, s. 106) K AY N A K 2 Hitit İmparatorluğu

Detaylı

ANADOLU UYGARLIKLARI (RÖLYEF) KABARTMA ESERLERİ. Burcu Aslı ÖZKAN

ANADOLU UYGARLIKLARI (RÖLYEF) KABARTMA ESERLERİ. Burcu Aslı ÖZKAN ANADOLU UYGARLIKLARI (RÖLYEF) KABARTMA ESERLERİ Burcu Aslı ÖZKAN İlk Çağda Anadolu da kurulan bazı uygarlıklar Hitit, Frig,Urartu, Lidya. HİTİTLER MÖ(1700) Başkenti Hattuşa (Boğazköy) Malatya Orta Anadolu

Detaylı

COĞRAFİ YAPISI VE İKLİMİ:

COĞRAFİ YAPISI VE İKLİMİ: TARİHİ : Batı Toroslar ın zirvesinde 1288 yılında kurulan Akseki İlçesi nin tarihi, Roma İmparatorluğu dönemlerine kadar uzanmaktadır. O devirlerde Marla ( Marulya) gibi isimlerle adlandırılan İlçe, 1872

Detaylı

PRT 303 KIBRIS ARKEOLOJİSİ Prof. Dr. Vasıf Şahoğlu

PRT 303 KIBRIS ARKEOLOJİSİ Prof. Dr. Vasıf Şahoğlu PRT 303 KIBRIS ARKEOLOJİSİ Prof. Dr. Vasıf Şahoğlu Ders 11: Philia Kültürü ve Anadolu Bağlantıları Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümü Protohistorya ve Önasya Arkeolojisi

Detaylı

Simetrik biçimde, merkezi kompozisyon düzeninde,

Simetrik biçimde, merkezi kompozisyon düzeninde, Deniz AYDA i»lijli ngiliz Sanat Tarihçisi, Eleştirmen ve Şair 5 jiliii olan Herber READ "Bir milletin sanatılljijijj nı ve du\;arlık derecesirii seramiği ile liül ölçün" demektedir. Çünkü seramiği yaratan

Detaylı

YERYÜZÜNDE YAŞAM ANADOLU VE MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI

YERYÜZÜNDE YAŞAM ANADOLU VE MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI YERYÜZÜNDE YAŞAM ANADOLU VE MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI ANADOLU VE MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI YUNAN ANADOLU MEZAPOTAMYA İRAN MISIR HİNT ANADOLU VE MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI GENEL ÖZELLİKLERİ: 1- Genellikle iklim

Detaylı

İLK ÇAĞ UYGARLIKLARI MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI MISIR UYGARLIĞI İRAN UYGARLIĞI HİNT UYGARLIĞI ÇİN UYGARLIĞI DOĞU AKDENİZ UYGARLIĞI

İLK ÇAĞ UYGARLIKLARI MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI MISIR UYGARLIĞI İRAN UYGARLIĞI HİNT UYGARLIĞI ÇİN UYGARLIĞI DOĞU AKDENİZ UYGARLIĞI İLK ÇAĞ UYGARLIKLARI MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI MISIR UYGARLIĞI İRAN UYGARLIĞI HİNT UYGARLIĞI ÇİN UYGARLIĞI DOĞU AKDENİZ UYGARLIĞI MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI Kelime anlamı İki nehrin arası olan Mezopotamya,

Detaylı

Konya İli Beyşehir İlçesi Fasıllar Anıtı ve Çevresi Yüzey Araştırması 2013 Yılı Çalışmaları

Konya İli Beyşehir İlçesi Fasıllar Anıtı ve Çevresi Yüzey Araştırması 2013 Yılı Çalışmaları Konya İli Beyşehir İlçesi Fasıllar Anıtı ve Çevresi Yüzey Araştırması 2013 Yılı Çalışmaları Yrd. Doç. Dr. Yiğit H. Erbil, Hacettepe Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Konya İli Beyşehir İlçesi Fasıllar Anıtı

Detaylı

ÖNSÖZ... İÇİNDEKİLER... RESİMLER LİSTESİ... ÇİZİMLER HİSTESİ... Birinci Bölüm TANIMLAR VE TÜRK ÇİNİ SANATININ TARİHİ GELİŞİMİ

ÖNSÖZ... İÇİNDEKİLER... RESİMLER LİSTESİ... ÇİZİMLER HİSTESİ... Birinci Bölüm TANIMLAR VE TÜRK ÇİNİ SANATININ TARİHİ GELİŞİMİ İçindekiler 1 İçindekiler ÖNSÖZ... İÇİNDEKİLER... RESİMLER LİSTESİ... ÇİZİMLER HİSTESİ... Birinci Bölüm TANIMLAR VE TÜRK ÇİNİ SANATININ TARİHİ GELİŞİMİ 1.1. Seramiğin Tanımı... 1.2. Çininin Tanımı... 1.3.

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ MİMARLIK BİLGİSİ YUNAN UYGARLIĞI

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ MİMARLIK BİLGİSİ YUNAN UYGARLIĞI ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ MİMARLIK BİLGİSİ YUNAN UYGARLIĞI İÇİNDEKİLER Yunan Uygarlığı Hakkında Genel Bilgi Yunan Dönemi Kentleri Yunan Dönemi Şehir Yapısı Yunan Dönemi

Detaylı

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BÖLGEMİZİ TANIYALIM TESTİ. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır.

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BÖLGEMİZİ TANIYALIM TESTİ. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır. PLATO: Çevresine göre yüksekte kalmış, akarsular tarafından derince yarılmış geniş düzlüklerdir. ADA: Dört tarafı karayla

Detaylı

UYGARLIKLAR TARİHİ-I AYDAN DEMİRKUŞ. 1. Tüm öğrencilere Çalışma Kâğıdı dağıtılır.

UYGARLIKLAR TARİHİ-I AYDAN DEMİRKUŞ. 1. Tüm öğrencilere Çalışma Kâğıdı dağıtılır. ETKİNLİK 1 SESSİZ SİNEMAYLA TARİHÖNCESİ ANADOLU ETKİNLİK ADIMLARI 1. Tüm öğrencilere Çalışma Kâğıdı dağıtılır. 2. Etkinliğe başlamadan önce hazırlık olarak Çalışma Kâğıdı nın birinci maddesinde yer alan

Detaylı

MMM291 MALZEME BİLİMİ

MMM291 MALZEME BİLİMİ MMM291 MALZEME BİLİMİ Ofis Saatleri: Perġembe 14:00 16:00 ayse.kalemtas@btu.edu.tr, akalemtas@gmail.com Bursa Teknik Üniversitesi, Doğa Bilimleri, Mimarlık ve Mühendislik Fakültesi, Metalurji ve Malzeme

Detaylı

TANER ÖZDEMİR TÜRK TELEKOM NURETTİN TOPÇU SOSYAL BİLİMLER LİSESİ TARİH ÖĞRETMENİ ZAMAN VE TAKVİM

TANER ÖZDEMİR TÜRK TELEKOM NURETTİN TOPÇU SOSYAL BİLİMLER LİSESİ TARİH ÖĞRETMENİ ZAMAN VE TAKVİM ZAMAN VE TAKVİM Takvim zamanı günlere, aylara, yıllara bölme metoduna takvim adı verilir. DİKKAT: Takvimlerin ortaya çıkmasında insanların ekonomik uğraşları önemlidir. UYARI: Hicri takvimin başlangıcı

Detaylı

SANAT TARİHİ SANAT TARİHİ NEDİR? Sanat Tarihi, geçmişte varlık göstermiş uygarlıkların ortaya koyduğu her tür taşınır ve taşınmaz maddi kültür varlıklarını inceleyen bir bilim dalıdır. Güzel Sanatlar ve

Detaylı

Bozkır hayatının başlıca ekonomik faaliyetleri neler olabilir

Bozkır hayatının başlıca ekonomik faaliyetleri neler olabilir Kısrak sütünden üretilen kımız, darıdan yapılan begni bekni ve boza Türklerin bilinen içecekleriydi Bozkır hayatının başlıca Bu Türklerin kültürün bilinen önemli en eski gıda ekonomik faaliyetleri neler

Detaylı

En eski uygarlıklardan biri olan Mısır Uygarlığı Nil nehri vadisinde gelişmiştir. Mısır mimarisinin en önemli yapıtları Mısır Piramitleri dir.

En eski uygarlıklardan biri olan Mısır Uygarlığı Nil nehri vadisinde gelişmiştir. Mısır mimarisinin en önemli yapıtları Mısır Piramitleri dir. MISIR BAHÇELERİ En eski uygarlıklardan biri olan Mısır Uygarlığı Nil nehri vadisinde gelişmiştir. Mısır mimarisinin en önemli yapıtları Mısır Piramitleri dir. pramitler Mısırlıların kralarına yaptıkları

Detaylı

Tarih Öncesi Çağlar - PREHĠSTORĠK DEVĠRLER

Tarih Öncesi Çağlar - PREHĠSTORĠK DEVĠRLER Tarih Öncesi Çağlar - PREHĠSTORĠK DEVĠRLER 1. TaĢ Çağı a) Eski Taş / Kaba Taş (Paleolitik Çağ) = (M.Ö. 2.000.000-10.000) b) Orta Taş / Yontma Taş (Mezolitik Çağ) = (M.Ö. 10.000-8.000) c) Yeni Taş / Cilalı

Detaylı

Anadolu eski çağlardan beri insanların dikkatini çekmiş, önemli bir yerleşim ve uygarlık merkezi olmuştur.

Anadolu eski çağlardan beri insanların dikkatini çekmiş, önemli bir yerleşim ve uygarlık merkezi olmuştur. Bilim Tarihi I Ders Notları ESKİÇAĞ DA BİLİM ANADOLU MEDENİYETLERİ Anadolu eski çağlardan beri insanların dikkatini çekmiş, önemli bir yerleşim ve uygarlık merkezi olmuştur. Hititler Anadolu da kurulan

Detaylı

URARTU UYGARLIĞI. Gülsevilcansel YILDIRIM

URARTU UYGARLIĞI. Gülsevilcansel YILDIRIM URARTU UYGARLIĞI Gülsevilcansel YILDIRIM 120213060 Urartular MÖ birinci yüzyılın başında, Van Gölü ve çevresinde önemli bir devlet Kuran ve günümüze kadar buradaki uygarlıkları etkilemiş bir kavimdir.

Detaylı

TARĠH TÜRKLERDEN ÖNCE ANADOLU

TARĠH TÜRKLERDEN ÖNCE ANADOLU T.C. KÜLTÜR VE TURĠZM BAKANLIĞI TÜRKĠYE KÜLTÜR PORTALI PROJESĠ TARĠH TÜRKLERDEN ÖNCE ANADOLU 2009 ANKARA 2.1. Anadolu da Ġlk Yerleşmeler 2.1.1.Çatalhöyük Anahtar Kelimeler: Çatalhöyük Daha çok Anadolu

Detaylı

Bu dönem hakkında en önemli bilgileri Uruk kentinden alıyoruz. Bu kentin bugünkü adı Warka'dır. Bağdat-Basra demiryolu üzerinde Hıdır istasyonu

Bu dönem hakkında en önemli bilgileri Uruk kentinden alıyoruz. Bu kentin bugünkü adı Warka'dır. Bağdat-Basra demiryolu üzerinde Hıdır istasyonu XI. BÖLÜM URUK ÇAĞI Uruk döneminin önemli bir karakteristiği de yerleşim miktarında görülen artış ve gelişimdir. İlk kez yerleşimler kent olarak adlandırılabilecek ölçüde büyümüştür. Dönemde daha karmaşık

Detaylı

PRT 303 KIBRIS ARKEOLOJİSİ. Prof. Dr. Vasıf Şahoğlu

PRT 303 KIBRIS ARKEOLOJİSİ. Prof. Dr. Vasıf Şahoğlu 00052812/25 PRT 303 KIBRIS ARKEOLOJİSİ Ders 10: Geç Kalkolitik Dönem Kissonerga Mosphilia & Lamba Lakkous Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümü Protohistorya ve Önasya Arkeolojisi Anabilim Dalı

Detaylı

YAKIN DOĞU ARKEOLOJİSİ / GEÇ-HİTİT KRALLIĞI

YAKIN DOĞU ARKEOLOJİSİ / GEÇ-HİTİT KRALLIĞI YAKIN DOĞU ARKEOLOJİSİ / GEÇ-HİTİT KRALLIĞI Timothy P. Harrison PATİNA KRALLIĞI NIN BAŞKENTİ TELL TAYINAT Kazı çalışmaları, bit hilani olarak adlandırılan birkaç büyük saray kompleksini ve zarif bir şekilde

Detaylı

ATATÜRK KÜLTÜR, DİL VE TARİH YÜKSEK KURUMU KAZI DESTEĞİ: POLEMAİOS ONUR ANITININ KAZI, RESTİTÜSYON VE RESTORASYON RAPORU

ATATÜRK KÜLTÜR, DİL VE TARİH YÜKSEK KURUMU KAZI DESTEĞİ: POLEMAİOS ONUR ANITININ KAZI, RESTİTÜSYON VE RESTORASYON RAPORU ATATÜRK KÜLTÜR, DİL VE TARİH YÜKSEK KURUMU KAZI DESTEĞİ: POLEMAİOS ONUR ANITININ KAZI, RESTİTÜSYON VE RESTORASYON RAPORU Kutsal alanlardaki Onur Anıtları, kente ya da kentin kutsal alanlarına maddi ve

Detaylı

4. SINIF FEN VE TEKNOLOJİ DERSİ II. DÖNEM GEZEGENİMİZ DÜNYA ÜNİTESİ SORU CEVAP ÇALIŞMASI

4. SINIF FEN VE TEKNOLOJİ DERSİ II. DÖNEM GEZEGENİMİZ DÜNYA ÜNİTESİ SORU CEVAP ÇALIŞMASI 4. SINIF FEN VE TEKNOLOJİ DERSİ II. DÖNEM GEZEGENİMİZ DÜNYA ÜNİTESİ SORU CEVAP ÇALIŞMASI 1. Dünya mızın şekli neye benzer? Dünyamızın şekli küreye benzer. 2. Dünya mızın şekli ile ilgili örnekler veriniz.

Detaylı

ANTİK ÇAĞDA ANADOLU KONU 1 TUNÇ ÇAĞINDA EGE KÜLTÜRLERİ

ANTİK ÇAĞDA ANADOLU KONU 1 TUNÇ ÇAĞINDA EGE KÜLTÜRLERİ ANTİK ÇAĞDA ANADOLU KONU 1 TUNÇ ÇAĞINDA EGE KÜLTÜRLERİ Girit te M.Ö. 3. binde kurulmuş olan Minos uygarlığı Akdeniz de Yunan kültürüne temel olan en gelişmiş uygarlıktır. Girit adası konumu ve korunaklı

Detaylı

Fiziki Özellikleri. Coğrafi Konumu Yer Şekilleri İklimi

Fiziki Özellikleri. Coğrafi Konumu Yer Şekilleri İklimi KİMLİK KARTI Başkent: Roma Yüz Ölçümü: 301.225 km 2 Nüfusu: 60.300.000 (2010) Resmi Dili: İtalyanca Dini: Hristiyanlık Kişi Başına Düşen Milli Gelir: 29.500 $ Şehir Nüfus Oranı: %79 Ekonomik Faal Nüfus

Detaylı

ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ DERS KATALOĞU

ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ DERS KATALOĞU ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ DERS KATALOĞU 23.9.2017 Arkeoloji Bölümü Düzey Teori Uyg. Lab. AKTS ARK101 - Arkeolojiye Giriş I L 2 0 0 4 Arkeoloji bilimine alt yapı

Detaylı

SULTAN IZZETTIN KEYKAVUS TÜRBESİ, 1217, SİVAS

SULTAN IZZETTIN KEYKAVUS TÜRBESİ, 1217, SİVAS SELÇUKLU MİMARİSİ Selçuklular Orta Asya dan Anadolu ve Ön Asya ya yolculuklarında Afganistan, İran, Irak, Suriye topraklarındaki kültürlerden ve mimari yapılardan etkilenmiş, İslam dinini kabul ederek

Detaylı

Urla / Klazomenai Kazıları

Urla / Klazomenai Kazıları Urla / Klazomenai Kazıları Oniki İon kenti arasında anılan Klazomenai, Urla-Çeşme yarımadasının kuzey kıyısında, İzmir Körfezi'nin ortalarında yer almaktadır. Klazomenai arazisinin (khora) doğuda Smyrna

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ. Konu:14.YÜZYIL BEYLİKLER DÖNEMİ MİMARİSİ

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ. Konu:14.YÜZYIL BEYLİKLER DÖNEMİ MİMARİSİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ Konu:14.YÜZYIL BEYLİKLER DÖNEMİ MİMARİSİ İran üzerinden geçerek Batı Anadolu'ya yerleşen Türk boyların dan bir bölümü 13. yüzyıl sonlarında

Detaylı

15. MÜZE ÇALIŞMALARI ve KURTARMA KAZILARI SEMPOZYUMU

15. MÜZE ÇALIŞMALARI ve KURTARMA KAZILARI SEMPOZYUMU T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü 15. MÜZE ÇALIŞMALARI ve KURTARMA KAZILARI SEMPOZYUMU 24-26 NİSAN 2006 ALANYA T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayın No : 3082

Detaylı

BİRECİK REHBER KİTAP. Birecik Turizm Envanteri Projesi T.C. BİRECİK KAYMAKAMLIĞI 2011

BİRECİK REHBER KİTAP. Birecik Turizm Envanteri Projesi T.C. BİRECİK KAYMAKAMLIĞI 2011 Birecik Turizm Envanteri Projesi Bu kitabın içeriğinden sadece Birecik İlçesi ve Köylerine Hizmet Götürme Birliği sorumludur ve bu içeriğin herhangi bir şekilde DPT'nin veya Karacadağ kalkınma Ajansı'nın

Detaylı

Adıyaman'ın İsmi Nereden Geliyor?

Adıyaman'ın İsmi Nereden Geliyor? ADIYAMAN Adıyaman'ın İsmi Nereden Geliyor? Rivayete göre; Adıyaman şehrini doğu, batı ve güney yönlerinde derin vadiler çevirmiştir. Bu vadilerin yamaçları zengin meyve ağaçları ile kaplı olduğu gibi,

Detaylı

Dr. Gülin KARABAĞ * Çatlaklar ve motiflerle kaplı bir vazo olduğunuzu düşünün. Size garip gelebilir ama, deneyin.

Dr. Gülin KARABAĞ * Çatlaklar ve motiflerle kaplı bir vazo olduğunuzu düşünün. Size garip gelebilir ama, deneyin. HİTİTLER nasıl yaşıyordu? Dr. Gülin KARABAĞ * Çatlaklar ve motiflerle kaplı bir vazo olduğunuzu düşünün. Size garip gelebilir ama, deneyin. İpucu isterseniz, tahtada asılı duran resme bakın. Düşünün. Hayal

Detaylı

BATI MÜZİĞİ TARİHİ 1. ÜNİTE İLK ÇAĞ DÖNEMİ MÜZİĞİ

BATI MÜZİĞİ TARİHİ 1. ÜNİTE İLK ÇAĞ DÖNEMİ MÜZİĞİ BATI MÜZİĞİ TARİHİ 1. ÜNİTE İLK ÇAĞ DÖNEMİ MÜZİĞİ İÇERİK Müzikoloji nedir? Müzik tarihinin Müzikoloji içindeki yeri Müzik tarihinin temel kavramları Etimoloji (Müzik kelimesinin kökeni) Kültürel evrim

Detaylı

1.1 COĞRAFİ KONUM Bir yerin Dünya üzerinde bulunduğu konuma coğrafi konum denir. Coğrafi konum, matematik ve özel konum olarak ikiye ayrılır.

1.1 COĞRAFİ KONUM Bir yerin Dünya üzerinde bulunduğu konuma coğrafi konum denir. Coğrafi konum, matematik ve özel konum olarak ikiye ayrılır. 1. Yeryüzünde Yaşam 1.1 COĞRAFİ KONUM Bir yerin Dünya üzerinde bulunduğu konuma coğrafi konum denir. Coğrafi konum, matematik ve özel konum olarak ikiye ayrılır. 1.2 MATEMATİK KONUM Dünya üzerindeki bir

Detaylı

MUHSİN ERTUĞRUL MESLEKİ EĞİTİM MERKEZİ TAKI TARİHİ SORULARI 1) Yapılan kazılarda takılarla ilgili ilk bulgular hangi döneme aittir?

MUHSİN ERTUĞRUL MESLEKİ EĞİTİM MERKEZİ TAKI TARİHİ SORULARI 1) Yapılan kazılarda takılarla ilgili ilk bulgular hangi döneme aittir? MUHSİN ERTUĞRUL MESLEKİ EĞİTİM MERKEZİ TAKI TARİHİ SORULARI 1) Yapılan kazılarda takılarla ilgili ilk bulgular hangi döneme aittir? 2) Paleolitik çağda doğal malzemeleri hangi yöntemleri kullanıp şekillendirerek

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm

İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm İÇİNDEKİLER Birinci Bölüm 1.1. ANADOLU ÇAĞLARI... 1 1.1.1. Tarih Öncesi Çağ... 1 1.1.1.1. Yontma Taş Devri (Paleolitik)... 1 1.1.1.2. Orta Taş Devri (Mezolitik)... 2 1.1.1.3. Cilalı Taş Devri (Neolitik)...

Detaylı

Hitit Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Antropoloji Bölümü. Öğr. Gör. Kayhan ALADOĞAN

Hitit Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Antropoloji Bölümü. Öğr. Gör. Kayhan ALADOĞAN Hitit Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Antropoloji Bölümü Öğr. Gör. Kayhan ALADOĞAN ÇORUM 2017 Alp - Himalaya kıvrım kuşağı üzerinde yer alan ülkemizde tüm jeolojik zaman ve devirlere ait araziler görülebilmektedir.

Detaylı

Muhammet ARSLAN KARS KÜMBET CAMİİ (ONİKİ HAVARİLER KİLİSESİ)

Muhammet ARSLAN KARS KÜMBET CAMİİ (ONİKİ HAVARİLER KİLİSESİ) Muhammet ARSLAN KARS KÜMBET CAMİİ (ONİKİ HAVARİLER KİLİSESİ) Oniki Havariler Kilisesi olarak da bilinen Kümbet Camii, Kars Kalesi nin güneye bakan yamacında bulunmaktadır. Üzerinde yapım tarihini veren

Detaylı

Makedonya Cumhuriyeti ; 1991 yılında Yugoslavya Sosyalist Federatif Cumhuriyeti nin iç savaşlara girdiği dönemde bağımsızlığını ilan etmiştir.

Makedonya Cumhuriyeti ; 1991 yılında Yugoslavya Sosyalist Federatif Cumhuriyeti nin iç savaşlara girdiği dönemde bağımsızlığını ilan etmiştir. Makedonya Cumhuriyeti ; 1991 yılında Yugoslavya Sosyalist Federatif Cumhuriyeti nin iç savaşlara girdiği dönemde bağımsızlığını ilan etmiştir. Kuzeyde Sırbistan ve Kosova batıda Arnavutluk, güneyde Yunanistan,

Detaylı

A D I Y A M A N Ü N İ V E R S İ T E S İ

A D I Y A M A N Ü N İ V E R S İ T E S İ A D I Y A M A N Ü N İ V E R S İ T E S İ F E N E D E B İ Y A T F A K Ü L T E Sİ A R K E O L O J İ B Ö L Ü M Ü T A N I T I M K İ T A P Ç I Ğ I 2018-2019 İ Ç E R İ K B ö l ü m ü m ü z M i s y o n & V i z

Detaylı

GÖRSEL KÜLTÜR KISA ÖZET KOLAYAOF

GÖRSEL KÜLTÜR KISA ÖZET KOLAYAOF GÖRSEL KÜLTÜR KISA ÖZET KOLAYAOF DİKKAT Burada ilk 4 sayfa gösterilmektedir. Özetin tamamı için sipariş veriniz www.kolayaof.com 2 Kolayaof.com 0 362 2338723 Sayfa 2 İÇİNDEKİLER 1. ÜNİTE- BİR YAŞAM KÜLTÜRÜ

Detaylı

İktisat Tarihi II. 2. Hafta

İktisat Tarihi II. 2. Hafta İktisat Tarihi II 2. Hafta İKİNCİ DEVRİMİN BAŞLANGICI İkinci bir devrim kendine yeterli küçücük köyleri kalabalık kentler durumuna getirmiştir. Bu dönemde halk yerleşiktir. Köyün kendisi toprak elverdikçe

Detaylı

İlkçağ Anadolu Uygarlıklarında Sosyo-Ekonomik ve Kültürel Yapı Bağlamında Kütüphane/Arşiv Kurumu

İlkçağ Anadolu Uygarlıklarında Sosyo-Ekonomik ve Kültürel Yapı Bağlamında Kütüphane/Arşiv Kurumu İlkçağ Anadolu Uygarlıklarında Sosyo-Ekonomik ve Kültürel Yapı Bağlamında Kütüphane/Arşiv Kurumu Prof. Dr. Bülent Yılmaz Hacettepe Üniversitesi Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü E-posta : byilmaz@hacettepe.edu.tr

Detaylı

KÜLTÜR VARLIKLARI, ANITSAL YAPILAR, SİTLER vb. ÇEVRE VE PEYZAJ TASARIMI

KÜLTÜR VARLIKLARI, ANITSAL YAPILAR, SİTLER vb. ÇEVRE VE PEYZAJ TASARIMI KÜLTÜR VARLIKLARI, ANITSAL YAPILAR, SİTLER vb. ÇEVRE VE PEYZAJ TASARIMI Kültür varlıkları ; tarih öncesi ve tarihi devirlere ait bilim, kültür, din ve güzel sanatlarla ilgili bulunan veya tarih öncesi

Detaylı

Tarih Öncesi Devirlerde Ekonomik Faaliyetlerin Gelişimi

Tarih Öncesi Devirlerde Ekonomik Faaliyetlerin Gelişimi Tarih Öncesi Devirlerde Ekonomik Faaliyetlerin Gelişimi Paleolitik Çağ (Kaba Taş Devri) Dönem: MÖ 600 000-10 000 Tarih öncesi uygarlığının gelişme sürecinde, kültürel evrelerin en uzunu ve 4. jeolojik

Detaylı

PRT 403 Geç Asur-Geç Babil Arkeolojisi

PRT 403 Geç Asur-Geç Babil Arkeolojisi PRT 403 Geç Asur-Geç Babil Arkeolojisi 12. Babil Arkeolojisine giriş. Nabupolazar ve Nabukadnezar Dönemi Babil, İştar Kapısı Babil Kenti Kentin Geç Babil Dönemi plan şeması, 1.8 km. uzunluğunda şehrin

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ ANADOLU SELÇUKLU DÖNEMİ BAHÇELERİ

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ ANADOLU SELÇUKLU DÖNEMİ BAHÇELERİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ ANADOLU SELÇUKLU DÖNEMİ BAHÇELERİ ANADOLU SELÇUKLU CAMİİLERİ Konya Alâeddin Camii - 1155-1219 Niğde Alâeddin Camii 1223 Malatya Ulu Camii 1224

Detaylı

KLA 109 ARKAİK ÖNCESİ EGE ARKEOLOJİSİ. 3. Hafta. Saraylar Öncesi Çağ

KLA 109 ARKAİK ÖNCESİ EGE ARKEOLOJİSİ. 3. Hafta. Saraylar Öncesi Çağ KLA 109 ARKAİK ÖNCESİ EGE ARKEOLOJİSİ 3. Hafta Saraylar Öncesi Çağ Kaynakça: MİNOS UYGARLIĞI S. Alexiou, Minos Uygarlığı, 1991. R. Treuil, P. Darcque, J.C. Poursat, G.Touchais, Les Civilisations Égéennes

Detaylı

İçindekiler. Baskı Beton (4-28) Baskı Sıva (29) İnce Yüzey Kaplama (30) Özel Yüzey Boyama (31) Parlak Yüzeyli Beton (32) www.endustriyelyapi.com.

İçindekiler. Baskı Beton (4-28) Baskı Sıva (29) İnce Yüzey Kaplama (30) Özel Yüzey Boyama (31) Parlak Yüzeyli Beton (32) www.endustriyelyapi.com. www.endustriyelyapi.com.tr İçindekiler Endüstriyel Yapı Ltd. Şti. Kurulduğu 2005 yılından itibaren uygulamış olduğu 500.000 m² yi aşkın baskı beton zemin ve sıva tecrübesiyle, bugün özellikle Samsun ve

Detaylı

ORTAÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİ ARAŞTIRMA PROJELERİ YARIŞMASI ŞENKAYA İLÇE MERKEZİNİN MEKAN OLARAK DEĞİŞTİRİLMESİ PROJESİ ONUR PARLAK TUĞÇE YAĞIZ

ORTAÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİ ARAŞTIRMA PROJELERİ YARIŞMASI ŞENKAYA İLÇE MERKEZİNİN MEKAN OLARAK DEĞİŞTİRİLMESİ PROJESİ ONUR PARLAK TUĞÇE YAĞIZ ORTAÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİ ARAŞTIRMA PROJELERİ YARIŞMASI ŞENKAYA İLÇE MERKEZİNİN MEKAN OLARAK DEĞİŞTİRİLMESİ PROJESİ ONUR PARLAK TUĞÇE YAĞIZ Erzurum, 2015 Proje adı Şenkaya ilçe merkezinin mekan olarak değiştirilmesi

Detaylı

2007-2010 İzmir İli Arkeolojik Yüzey Araştırmaları

2007-2010 İzmir İli Arkeolojik Yüzey Araştırmaları 2007-2010 İzmir İli Arkeolojik Yüzey Araştırmaları Menderes İlçesi: Menderes ilçesine bağlı Oğlananası Köyü ne yakın, köyün 3-4 km kuzeydoğusunda, Kısık mobilyacılar sitesinin arkasında yer alan büyük

Detaylı

BASIN METNİ 16.01.2012 BEYLİKDÜZÜ MİGROS ALIŞVERİŞ MERKEZİ ÇOCUK KÜLTÜR SANAT FESTİVALİ. Thema Anadolica!

BASIN METNİ 16.01.2012 BEYLİKDÜZÜ MİGROS ALIŞVERİŞ MERKEZİ ÇOCUK KÜLTÜR SANAT FESTİVALİ. Thema Anadolica! BASIN METNİ 16.01.2012 BEYLİKDÜZÜ MİGROS ALIŞVERİŞ MERKEZİ ÇOCUK KÜLTÜR SANAT FESTİVALİ Thema Anadolica! ECE TÜRKİYE - BEYLİKDÜZÜ MİGROS ALIŞVERİŞ MERKEZİ NDE UNUTULMAZ BİR KÜLTÜR-SANAT SERÜVENİ Thema

Detaylı

EDİRNE UZUNKÖPRÜ DOĞAL ORTAMI TEMİZ HAVASI İLE SÜPER BİR YAŞAM BURADA UZUNKÖPRÜ DE. MÜSTAKİL TAPULU İMARLI ARSA SATIŞI İSTER YATIRIM YAPIN KAZANIN

EDİRNE UZUNKÖPRÜ DOĞAL ORTAMI TEMİZ HAVASI İLE SÜPER BİR YAŞAM BURADA UZUNKÖPRÜ DE. MÜSTAKİL TAPULU İMARLI ARSA SATIŞI İSTER YATIRIM YAPIN KAZANIN EDİRNE UZUNKÖPRÜ MÜSTAKİL TAPULU İMARLI ARSA SATIŞI Yunanistan sınırına 6 kilometre uzaklıkta yer alan Edirne nin Uzunköprü ilçesi, Osmanlı İmparatorluğu nun Trakya daki ilk yerleşimlerinden biri. Ergene

Detaylı

KLA 109 ARKAİK ÖNCESİ EGE ARKEOLOJİSİ. 11. Hafta. Submiken Protogeometrik Dönem

KLA 109 ARKAİK ÖNCESİ EGE ARKEOLOJİSİ. 11. Hafta. Submiken Protogeometrik Dönem KLA 109 ARKAİK ÖNCESİ EGE ARKEOLOJİSİ 11. Hafta Doç. Dr. Serdar Hakan ÖZTANER Submiken Protogeometrik Dönem Kaynakça: W.Kraiker - K.Kübler, Die Nekropolen des 12.bis 10.Jh. 1939. A.M. Mansel, Ege ve Yunan

Detaylı

KVK101 KORUMA-ONARIM KAVRAM ve İLKELERİ

KVK101 KORUMA-ONARIM KAVRAM ve İLKELERİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ KÜLTÜR VARLIKLARINI KORUMA VE ONARIM BÖLÜMÜ KVK101 KORUMA-ONARIM KAVRAM ve İLKELERİ Doç. Dr. Cengiz ÇETİN Dersin Amacı Öğrencinin koruma ve onarımın temel ilkelerini

Detaylı

İktisat Tarihi II. 1. Hafta

İktisat Tarihi II. 1. Hafta İktisat Tarihi II 1. Hafta İktisat tarihinin görevi ekonomilerin performanslarında ve yapılarında zaman içinde meydana gelen değişiklikleri açıklamaktır. Tarih Öncesi Çağların Bölümlenmesi Taş Çağı Bakır

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Tarihteki Önemli Buluşlar Bilim, Türk ve İslam Devletlerinde yaşayan bilginler ile yükseliyor Coğrafi Keşifler...

İÇİNDEKİLER. Tarihteki Önemli Buluşlar Bilim, Türk ve İslam Devletlerinde yaşayan bilginler ile yükseliyor Coğrafi Keşifler... 4. ÜNİTE İÇİNDEKİLER Tarihteki Önemli Buluşlar... 6 Bilim, Türk ve İslam Devletlerinde yaşayan bilginler ile yükseliyor...21 Coğrafi Keşifler... 26 Rönesans... 32 Reform... 36 Mucitler... 43 Düşünce, sanat

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ. Prehistorik Dönem Yapı Kültürü

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ. Prehistorik Dönem Yapı Kültürü ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ Prehistorik Dönem Yapı Kültürü PREHİSTORİK DÖNEM NEDİR? Yazının bulunmasından önceki çağlara prehistorik (tarih öncesi çağlar) dönem denir.

Detaylı

GÖRSEL SANATLAR. Mehmet KURTBOĞAN

GÖRSEL SANATLAR. Mehmet KURTBOĞAN GÖRSEL SANATLAR Mehmet KURTBOĞAN TÜRK SÜSLEME SANATLARI??? NELERDİR? Türk süsleme sanatları a) Tezhip b) Hat c) Ebru ç) Çini d) Minyatür e) Cam bezeme (Vitray) f) Bakırcılık g) Cilt sanatı h)halı sanatı

Detaylı

Ahlat Arkeoloji Kazı. Çini Örnekleri ve EL SANATLARI KATALOĞU

Ahlat Arkeoloji Kazı. Çini Örnekleri ve EL SANATLARI KATALOĞU Ahlat Arkeoloji Kazı Çini Örnekleri ve EL SANATLARI KATALOĞU Ahlat Arkeoloji Kazı Çini Örnekleri AHLAT ARKEOLOJİ KAZI ÇİNİ ÖRNEKLERİ AHLAT ARKEOLOJİ KAZI ÇİNİ ÖRNEKLERİ AHLAT ARKEOLOJİ KAZI ÇİNİ ÖRNEKLERİ

Detaylı

TOPRAĞIN BİNLERCE YILLIK MACERASI THOUSANDS OF YEARS ADVENTURE OF CLAY

TOPRAĞIN BİNLERCE YILLIK MACERASI THOUSANDS OF YEARS ADVENTURE OF CLAY TOPRAĞIN BİNLERCE YILLIK MACERASI THOUSANDS OF YEARS ADVENTURE OF CLAY Bir testici gördüm, çamur içindeydi: Ayağı çarkında, elinde bir testi; Testinin başında bir yoksulun ayağı Kulpunda bir padişahın

Detaylı

İSTANBUL DA, XIX. YÜZYIL OSMANLI MİMARLIĞINDA GÖRÜLEN AMPİR ÜSLUPTAKİ MADENİ ŞEBEKELER

İSTANBUL DA, XIX. YÜZYIL OSMANLI MİMARLIĞINDA GÖRÜLEN AMPİR ÜSLUPTAKİ MADENİ ŞEBEKELER Sanat Tarihi Dergisi Sayı/Number:XIII/1 Nisan/April2004, 169-180 İSTANBUL DA, XIX. YÜZYIL OSMANLI MİMARLIĞINDA GÖRÜLEN AMPİR ÜSLUPTAKİ MADENİ ŞEBEKELER Kadriye Figen VARDAR Osmanlı Devleti XVIII. yüzyıldan

Detaylı

ANTİK ÇAĞDA ANADOLU DERS 11 HELLEN SERAMİK SANATI

ANTİK ÇAĞDA ANADOLU DERS 11 HELLEN SERAMİK SANATI ANTİK ÇAĞDA ANADOLU DERS 11 HELLEN SERAMİK SANATI ANTİK ÇAĞDA SERAMİK BEZEME TEKNİKLERİ Antik çağda seramiklerin bezenmesinde/süslenmesinde seyreltilmiş/sulandırılmış kil içeren ve firnis olarak anılan

Detaylı

Turizmde Arz (Tarihsel Çekicilikler)

Turizmde Arz (Tarihsel Çekicilikler) Turizmde Arz (Tarihsel Çekicilikler) TARİH Miras ilişkileri T O P L U M MİRAS K Ü L T Ü R DOĞA ÇEVRE MİRASIN KAPSAMI MİRAS ÇEKİCİLİKLERİ ÇEVRE MEKAN YER İNSAN PEYZAJLAR YAPISAL UNSURLAR ÇALIŞMA ALANLARI

Detaylı

ŞANLIURFA YI GEZELİM

ŞANLIURFA YI GEZELİM ŞANLIURFA YI GEZELİM 3. Gün: URFA NIN KALBİNDEN GÜNEŞİN BATIŞINA GEZİ TÜRKİYE NİN GURURU ATATÜRK BARAJI Türkiye de ki elektrik üretimini artırmak ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi ndeki 9 ili kapsayan tarım

Detaylı

J. MELLAART ÇATALHÖYÜK Ü BULUNCA, TARİH DEĞİŞTİ

J. MELLAART ÇATALHÖYÜK Ü BULUNCA, TARİH DEĞİŞTİ J. MELLAART ÇATALHÖYÜK Ü BULUNCA, TARİH DEĞİŞTİ J. Mellaart, M.Ö. 7000 e uzanan Çatalhöyük ü 1958 de keşfetti. Çatalhöyük, tarım yapılan ilk köylerden biri olduğu için dünya tarihi yeniden yazıldı. James

Detaylı

Kuzey Marmara Otoyolu (3. Boğaz Köprüsü dâhil) Projesi için Çevresel ve Sosyal Etki Değerlendirmesi (ÇSED): Ekler

Kuzey Marmara Otoyolu (3. Boğaz Köprüsü dâhil) Projesi için Çevresel ve Sosyal Etki Değerlendirmesi (ÇSED): Ekler Teslim Edilen: Hazırlayan: IC-Astaldi JV AECOM Ankara, Türkiye Turkey AECOM-TR-R599-01-00 2 Ağustos 2013 Kuzey Marmara Otoyolu (3. Boğaz Köprüsü dâhil) Projesi için Çevresel ve Sosyal Etki Değerlendirmesi

Detaylı

HABERLER ÖZBEKİSTAN-TÜRKİYE ULUSLARARASI ARKEOLOJİK ÇALIŞMALAR PROJESİ: ÖZBEKİSTAN DA YERKURGAN MERKEZ TAPINAĞI 2013 YILI ARKEOLOJİK KAZI ÇALIŞMASI

HABERLER ÖZBEKİSTAN-TÜRKİYE ULUSLARARASI ARKEOLOJİK ÇALIŞMALAR PROJESİ: ÖZBEKİSTAN DA YERKURGAN MERKEZ TAPINAĞI 2013 YILI ARKEOLOJİK KAZI ÇALIŞMASI HABERLER ÖZBEKİSTAN-TÜRKİYE ULUSLARARASI ARKEOLOJİK ÇALIŞMALAR PROJESİ: ÖZBEKİSTAN DA YERKURGAN MERKEZ TAPINAĞI 2013 YILI ARKEOLOJİK KAZI ÇALIŞMASI İlk Özbekistan-Türkiye uluslararası arkeolojik çalışmalar

Detaylı

M.Ö. 1200' LERDEN GÜNÜMÜZE ANADOLU UYGARLIKLARI

M.Ö. 1200' LERDEN GÜNÜMÜZE ANADOLU UYGARLIKLARI M.Ö.. 1200' LERDEN GÜNÜMÜZE G ANADOLU UYGARLIKLARI M.Ö.. II. binin sonlarında, nda, boğazlar üzerinden Anadolu'ya olan Deniz Kavimleri GöçG öçleri köklk klü değişikliklere ikliklere neden olur. Anadolu'nun

Detaylı

Arap Yarımadasından Mezopotamya'ya gelen Sami kökenli bir kavimdir.

Arap Yarımadasından Mezopotamya'ya gelen Sami kökenli bir kavimdir. Akadlar,Babiller,Asurlular ve Elamlılar Video Ders Anlatımı AKADLAR M.Ö. 2350 2150 Arap Yarımadasından Mezopotamya'ya gelen Sami kökenli bir kavimdir. Samiler tarafından Orta Mezopotamya da Kral Sargon

Detaylı

İktisat Tarihi II. I. Hafta

İktisat Tarihi II. I. Hafta İktisat Tarihi II I. Hafta Tarih Öncesi Çağların Bölümlenmesi Taş Çağı Bakır Çağı Tunç veya Bronz Çağı Tarihsel gelişim türün sürdürülmesi ve çoğalmasına katkıda bulunma ölçütüne göre de yargılanabilir.

Detaylı

-DERS PLANI- Görsel Sanatlar Dersi. 2 Ders Saati (40+40dk)

-DERS PLANI- Görsel Sanatlar Dersi. 2 Ders Saati (40+40dk) DERS SINIF KONU SÜRE AMAÇLAR HEDEF VE DAVRANIŞLAR DERS İÇERİĞİ VE SÜREÇ Görsel Sanatlar Dersi 9. Sınıf Doku 2 Ders Saati (40+40dk) -DERS PLANI- 1. Işığın etkisiyle objelerin dokusal özelliklerini tanır.

Detaylı

Sorular 1. Aşağıdaki fotoğraflardan hangisi veya hangileri insanla ilgili özellikleri göstermektedir? I II III

Sorular 1. Aşağıdaki fotoğraflardan hangisi veya hangileri insanla ilgili özellikleri göstermektedir? I II III 2006-07 Öğretim Yılı Merkezi Ölçme-Değerlendirme I.Dönem Sonu 6.Sınıf Sosyal Bilgiler (Coğrafya-Tarih) Ders Sınavı Sınav Başlama Saati:08:30 Tarih:19 Ocak 2007 İsim/ Soy isim: Sınıf:.. Sorular 1. Aşağıdaki

Detaylı

ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ DERS KATALOĞU

ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ DERS KATALOĞU ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ DERS KATALOĞU 27.2.2017 Arkeoloji Bölümü Düzey Teori Uyg. Lab. AKTS ARK101 - Arkeolojiye Giriş I L 2 0 0 4 Arkeoloji bilimine alt yapı

Detaylı

KONU 2: HAMMADDE KAVRAMI, HAMMADDE ÇEŞİTLERİ, HAMMADDE TEMİNİ VE STRATEJİLERİ

KONU 2: HAMMADDE KAVRAMI, HAMMADDE ÇEŞİTLERİ, HAMMADDE TEMİNİ VE STRATEJİLERİ KONU 2: HAMMADDE KAVRAMI, HAMMADDE ÇEŞİTLERİ, HAMMADDE TEMİNİ VE STRATEJİLERİ İnsan, dünya üzerinde göründüğü andan itibaren, çeşitli gereksinmelerini karşılamakta yardımcı olacak olan alet ve silahlarını

Detaylı

SARAY Saray İlçesinin Tarihçesi:

SARAY Saray İlçesinin Tarihçesi: Saray İlçesinin Tarihçesi: Saray İlçesinin ne zaman ve kimler tarafından hangi tarihte kurulduğu kesin bilinmemekle beraber, bölgedeki yerleşimin Van Bölgesinde olduğu gibi tarih öncesi dönemlere uzandığı

Detaylı

Dünya Miras Listesinde Bir Neolitik Kent. Çatalhöyük

Dünya Miras Listesinde Bir Neolitik Kent. Çatalhöyük Dünya Miras Listesinde Bir Neolitik Kent Çatalhöyük 1 2 Dünya miras listesinde bir Neolitik Kent Çatalhöyük Çatalhöyük; tarımı, sosyal hukuku, mimariyi ve sanatı özgün bir biçimde uygulayan ilk yerleşik

Detaylı

CAM SANATI. Selim SÜRER 11B 1315

CAM SANATI. Selim SÜRER 11B 1315 CAM SANATI Selim SÜRER 11B 1315 Cam günümüz modern çevresinin önemli bir parçasıdır. Basit bir su bardağından sofistike bir teknik donanım malzemesine kadar kullanım alanı geniştir. Camın kullanımı günlük

Detaylı

ŞANLIURFA ARKEOLOJİ MÜZESİ

ŞANLIURFA ARKEOLOJİ MÜZESİ MERKEZDEKİ MÜZELER ŞANLIURFA ARKEOLOJİ MÜZESİ Şanlıurfa'da müze kurma girişimleri 1948 yılında, müzelik eserlerin toplanması ve Atatürk İlkokulu'nda depolanmasıyla başlar ve daha sonra bu eserler Şehit

Detaylı

MED SANATI: Arkeolojik kaynaklar ise çok sınırlıdır. Iran arkeolojisinde Demir Devri I I I. safhasıdır (Orta Batı İran da: ).

MED SANATI: Arkeolojik kaynaklar ise çok sınırlıdır. Iran arkeolojisinde Demir Devri I I I. safhasıdır (Orta Batı İran da: ). MED SANATI: Arkeolojik kaynaklar ise çok sınırlıdır. Iran arkeolojisinde Demir Devri I I I. safhasıdır (Orta Batı İran da: 850-500). Ö n e m l i M e d merkezleri: Nush-i Jan, Godin II Safha, ve Baba Jan

Detaylı

Doğu Akdeniz de Tarım ve Şehirleşme Süreci. Elif Ünlü Boğaziçi Üniversitesi - Tarih Bölümü

Doğu Akdeniz de Tarım ve Şehirleşme Süreci. Elif Ünlü Boğaziçi Üniversitesi - Tarih Bölümü Doğu Akdeniz de Tarım ve Şehirleşme Süreci Elif Ünlü Boğaziçi Üniversitesi - Tarih Bölümü Arkeoloji insanların kültürlerini ortaya çıkarıp, belgelemek ve analizlerini yapmak suretiyle maddi kültür ve çevresel

Detaylı

1- Çevresine göre alçakta kalmış ve vadilerle derin yarılmamış düzlüklere ne denir?

1- Çevresine göre alçakta kalmış ve vadilerle derin yarılmamış düzlüklere ne denir? 1- Çevresine göre alçakta kalmış ve vadilerle derin yarılmamış düzlüklere ne denir? a. Ova b. Vadi c. Plato d. Delta 2- Coğrafi bölgelerle ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur? a. Coğrafi özellikleri

Detaylı

HASSUNA YERLEŞİMİNİN KONUMU

HASSUNA YERLEŞİMİNİN KONUMU VI. BÖLÜM HASSUNA YERLEŞİMİNİN KONUMU HASSUNA KENTİNİN STRATİGRAFİSİ Hassuna, Halaf ve Ubeyd Kültürüne geçiş için de önemli Bir merkezdir VI. Seviyeden İtibaren Halaf ve Ubeyd Seramikleri de mevcut. (VI-XV)

Detaylı

Tarihin Çeşitleri Hikayeci Tarih: Nakilci tarih yazımıdır. Eski Yunan Tarihçisi Heredot'la başlar.

Tarihin Çeşitleri Hikayeci Tarih: Nakilci tarih yazımıdır. Eski Yunan Tarihçisi Heredot'la başlar. TARİH BİLİMİNE GİRİŞ Tarihin Tanımı Tarih, insan topluluklarının geçmişteki yaşayışlarını, birbirleriyle olan ilişkilerini, neden-sonuç ilişkisi içerisinde yer ve zaman göstererek, belgeler ışığında objektif

Detaylı

HİERAPOLİS, 06/08/14-21/08/14 ÇALIŞMALARI MERMER RESTORASYONU ÇALIŞMALARI

HİERAPOLİS, 06/08/14-21/08/14 ÇALIŞMALARI MERMER RESTORASYONU ÇALIŞMALARI HİERAPOLİS, 06/08/14-21/08/14 ÇALIŞMALARI MERMER RESTORASYONU ÇALIŞMALARI 1- Aziz Philippus Kilisesi ait mermerlerin üzerindeki restorasyon uygulamaları. Aziz Philippus Kilisesi nin mermer levhalarının

Detaylı

Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Eskiçağ Dilleri ve Kültürleri (Sumeroloji) Anabilim Dalı, 2001.

Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Eskiçağ Dilleri ve Kültürleri (Sumeroloji) Anabilim Dalı, 2001. ÖZGEÇMİŞ YRD. DOÇ. DR. ESMA ÖZ I. Adı Soyadı Esma ÖZ E-posta: (kurum/özel) eoz@ybu.edu.tr; esmao443@gmail.com Cep Telefonu: 0506 934 32 13 İş Adresi: Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Esenboğa Merkez

Detaylı

T. C. İSTANBUL AREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ GRAFİK TASARIMI ANA SANAT DALI

T. C. İSTANBUL AREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ GRAFİK TASARIMI ANA SANAT DALI T. C. İSTANBUL AREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ GRAFİK TASARIMI ANA SANAT DALI KIZILIRMAK KAVSİ İÇERSİNDEKİ FRİG DÖNEMİ ÇANAK- ÇÖMLEK DESENLERİNİN GRAFİK TASARIM AÇISINDAN İNCELENMESİ YÜKSEK

Detaylı

ÖSYM. Diğer sayfaya geçiniz KPSS / GYGK-CS

ÖSYM. Diğer sayfaya geçiniz KPSS / GYGK-CS 31. 32. Televizyonda hava durumunu aktaran sunucu, Türkiye kıyılarında rüzgârın karayel ve poyrazdan saatte 50-60 kilometre hızla estiğini söylemiştir. Buna göre, haritada numaralanmış rüzgârlardan hangisinin

Detaylı