Çifte Sömürgeciliðin Sonbaharýnda Bu sayýda;

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Çifte Sömürgeciliðin Sonbaharýnda Bu sayýda;"

Transkript

1 PazaR Tarih: 4 Kasým 2012 YIL:(7) SAYI:392 AFRÝKA NIN ÜCRETSÝZ HAFTALIK EKÝ Açâþýk Sayýkl yýklamal amalar ar Sezai Sarýoðlu Çifte Sömürgeciliðin Sonbaharýnda Bu sayýda; Aziz Þah, Halide Yýldýrým, Fatoþ Avcýsoyu Ruso, Kenan Tekeþ, Sezai Sarýoðlu, Mahmut Anayasa, Halil Aða, Ýsmail Boyraz Sevag Beþiktaþlýyan ve Fatma Akilhoca... Mevzi Dekorasyonu Aziz ÞAH

2 2 Pazar 4 Kasým 2012 Pazar Kýbrýs ta Kumlar Yer Deðiþtirirken UBP Kurultayý: Çifte Sömürgeciliðin Sonbaharýnda Mevzi Dekorasyonu Çifte sömürgecilik kavramýný Kýbrýs- Kürdistan Kongresi nin hazýrlýklarý süresince yürütülen tartýþmalarda Türkiyeli-Kürdistanlý devrimci Marksistler ve entelektüellerle ürettik. Söylediðimiz þey çok sadeydi: TC nin iki sömürgesi var, Kürdistan ve Kýbrýs. Çifte sömürgeciliðin sonbaharý ise bugüne dair bir tespittir. Sorunun zoru aslýnda þudur: Ayni dönemde hem Kürdistan da hem Kýbrýs taki sertleþmenin, imhanýn ve yükselen ilhak sloganýnýn, demokratik açýlýmdan militarist güzergâha yokuþ aþaðý iç içe geçiþin nasýl oluyor da ayni dönemde karþýlýk bulduðudur. Annan Planý nda Askerler ve bazý Dýþiþleri Bakanlýðý bürokratlarý karþýsýnda AKP nin çözümsüzlük çözüm deðildir söylemi, ceberut devlet-sivil toplum ayrýþmasý ötesinde sýnýfýn tarihteki iþlevini göremeyen sol liberalizmin tahakkümü altýnda o kadar kafa karýþtýrýcýydý ki her tartýþmada demokrasiden bahsederek iþin içinden çýkmak en kolayýydý. Beslemeler den maaþýn ne kadar a, oradan da kurultaya giden güzergâhýn savaþ, devrim ve uluslararasý depresyonla birleþtiði kavþaklara uzanan bütünün, TC burjuvazisinin batýcý-laik kanadýndan Ýslamcý kanada olan toprak kaymasý ile Ýslamcý burjuvazinin kendi içerisindeki Gülen-Tayyip ayrýþmasý ile de daha da karmaþýklaþmasý ezberden sol liberal ya da ezberden ulusalcý reaksiyonerler için Kýbrýs a dair söyleyecek hiçbir þeyin kalmadýðý bir çöle getirdi onlarý. Onlarýn çölü bizim gerçeðimizdir Sömürgede Çekidüzen ya da Pasif Devrim in Rýzasýzlýðý Krizler yalnýzca kendilerinden sonraki ekonomik süreçleri deðil, ayný zamanda kendilerinden sonra gelecek krizlerin de iklimini oluþtururlar. Geriye doðru eski krize bakarak içinde bulunduðumuz krizi okuduðumuz gibi bugünkü kriz de yarýnýn belirleyicisidir. Krizlerin bütüne dair olduðu dönemlerde, yani organik krizlerde, altyapý ve üstyapýnýn bileþik krizinde, olaylarý kaybederek dumur olmuþ beyinlerle tüm krizlere, savaþlara, devrimlere yesinler birbirlerini el yordamcýlýðý ile yaklaþanlarýn bu olaylarý nasýl tek tipleþtirdiðine ve özgül koþularý görünmez hale getirdiðine bakalým. Ulus Baker bu konuda þöyle yazar: Medya olaylar ýmýzý kaybettiriyor bize. Dolayýsýyla düþünce yeteneðimizi de... Çünkü her düþünce, kendisi de bir olay olmakla birlikte, olaylar üzerine olmak zorundadýr. Medya ise bize bireyleþmiþ, birbirinden kopmuþ, yani üzerinde düþünemeyeceðimiz olaylar veriyor: Skandallarýn birbiri ardýna sýralanýþý, medyanýn en esaslý iki tekniðiyle soyut, hayali ve düþüncesiz bir dünya anlayýþýný dayatmaktadýr yani tekrar ve ýsrar teknikleri: birincisi gündeme getirilmiþ bir olayý býktýrýcý bir tekrarla üsteleyerek kafalara iþleme yoluyken ikincisi, kitle iletiþiminin bütün kanallarýný mobilize ederek, ayný olayý þurada duygusal, burada politik, bir yerde biçimsel, baþka bir yerde enformatif biçimlerde, farklý mesaj türleriyle verip duruyor. Bu durumun en önemli sonucunun dezenformasyon yoluyla zihinleri etkileme deðil, olaylarý düþünülebilir olmaktan çýkarmak ve tekdüzeleþtirmek diyebileceðim bir durum olduðunu düþünüyorum. Artýk medyatik olmayan, yani medyanýn karþýtý olmasý gereken somut insan düþüncesi tarafýndan oluþturulmuþ yeni bir olay kavramýna ihtiyaç duyuyoruz. Medyatik olay parlarsöner, saman alevi gibidir. Ama asýl önemlisi olaylar birbirlerine tekrar ve ýsrar adýný verdiðim mekanizmalar dýþýnda baðlanamazlar: sonucu, psikolojik etkilerini her an hissedebileceðimiz yoðun bir dumur duygusu, bir felç ve býkkýnlýk halidir. Anti-medyatik düþünce olay ýn ne olduðunu yeniden düþünmeli, olayý olay olarak yeniden kurgulayabilmelidir. Enformasyon ve iletiþim toplumunda aydýnýn aslî görevinin bundan ibaret olduðunu düþünüyorum. 1 Yazýya neden böyle bir Ulus Baker alýntýsýyla girdimse, o nedenle yazýyý Komünist Manifesto nun bir türlü anlaþýlamayan ilk cümlesiyle sürdüreceðim. Yani medyatik olanla girelim ki antimedyatik olanla devam edebilelim. Tarih de kurultay da olaylarýn kaybedilmesi de tümden sýnýfýn elinden çýkar. Sosyal medyanýn Kýbrýs ta özellikle sol açýsýndan nasýl bir iþlevi olduðunu yaz baþýndan beridir bariz bir þekilde gözlemliyorum: Solcular kendi kendilerini dumura uðratýyorlar. Ýktidarýn çarpýtamadýðý bilgiyi solun çarpýtmayý baþarmasý kayda deðerdir. Söylemeden edemeyeceðim: Ýyi ki memlekette 68 in Almanya sýnda Rudi nin cinayetini getiren süreci ören medya tekeli, 6-7 Eylül olaylarýnda rol oynayan Türk basýný, Bayraktar Cami yi bombalamýþlar! diyerek halký galeyana getirebilecek bir yanýlsama mekanizmasý yok bugün. Kýbrýs ta somut yazýlý-görsel olaylarý kaybedebilen ve manipülasyon üretebilen bir medya olmamasýna karþýn olaylarýn kaybedilmesi ve beyinlerin bu kadar hýzlý Aziz Þah komunistisrafil@hotmail.com dumura uðramasý insana þu soruyu sorduruyor: Bir de TC deki medya gibi bir mekanizma olsaydý ne olurdu halimiz? Zamanýnda TC basýnýný ele geçirince ipi çekilen Asil Nadir in bugünkü medyasý ve çürümüþ üç-beþ partinin gazeteleri manipülasyon üreten medya iþlevini üslenemedi. Manipülasyonlar kitleleri deðil sadece eklektik düþünceye sahip sol çevreleri etkiliyor. Kitleleri etkileyen hakikat saraydaki ile kulübedeki insanýn ayni düþünmediði hakikatidir. Eklektik solun kendi kendine ürettiði manipülasyonlar kendi kendini dumur etmeye yetiyor. Kýbrýs ta medyanýn üretemediði manipülasyonu üreten ve olaylarýmýzý kaybederek beyinleri dumur eden bir sosyal medya/facebook var ki tam anlamýyla bir denkverbot! Yani, düþünme yasaðý. Sokaktaki kitlenin UBP Kurultayý ile olan iliþkisi TC müdahaleciliðine dair a posteriori bir bilgidir. Ýngiliz sömürgeciliði döneminde TC elçiliðinin ilk müdahalesinden bu yana TC müdahaleciliðinin toplumsal hafýzadaki karþýlýðý o kadar derindir ki sosyal medyadaki demokrasi gevezeliðine sokaðýn ihtiyacý yoktur. UBP kurultayý, sol eklektik akýl için UBP deki demokrasiyi göstermiþtir ve bir türlü çözememiþlerdir neden devlet televizyonunda bu kadar çok UBP haberi olduðunu. Demokrasi ve ideolojik aygýtlar üzerindeki UBP gölgesini masaya koyarak Kaþif ve Küçük arasýnda hiçbir fark olmadýðýný, olan bitenin koltuk kavgasýndan baþka bir þey olmadýðý ile olaylarý düþünülebilir olmaktan çýkararak bir denkverbot üretiyor sol. Asýl konuþulmasý gereken olaylar kaybedilerek beynimizi dumur ediliyor, tartýþtýrýlmýyor: Düþünce yasaðý üretiliyor Pazar Sahibi: AFRÝKA Yayýncýlýk Limited Editör: Faize ÖZDEMÝRCÝLER Dizilip Basýldýðý Yer: AFRÝKA Yayýncýlýk Limited Tesisleri Matbaa Teknikeri: Bünyamin NAZÝK Görsel Tasarým: Erdem YORGUNOÐLU avrupa@kktc.net Web:

3 Pazar 4 Kasým 2012 Pazar 3 Denkverbot u Ne Yapmalý: Olaylarýmýzý Kaybettirmemek! Sokaktaki insan için berrak olan bir konunun sol entelektüeller için neden ve nasýl bir sorunsala dönüþtüðü sorusu aslýnda Marx ýn Bir köylü kulübesinde bir saraydakinden farklý düþünür sözünden insan yaþadýðý gibi düþünür çýkarýmýna ve düþündüðü gibi yaþamaz itirazýna geçiþ yapmamýzý saðlar. Siperdeki asker, kulübedeki köylü, fabrikadaki iþçi ve saraydaki burjuvanýn tümünün birden saraydaymýþçasýna düþündüðü yerde ise ideoloji devreye girer. Olaylarý kaybeden eklektik sol için demokrasiyi tartýþmak aciliyetken sokak müdahaleciliði tartýþýr. Bir de aslýnda eklektik solun neden demokrasiyi tartýþmayý bu kadar çok sevdiði sorusu denkverbot un kurucu yasasýný verir bize: Sýnýflarý unutarak baþlayýn der bu yasa Demokrasiyi tarihi boyunca sýnýflardan baðýmsýz ele alan Türkiye solu daha geçen yýla kadar anayasa deðiþikliði referandumu ile Türkiye de demokratik devrimin tamamlanýp tamamlanmadýðýný tartýþýrken þimdi sýra büyük bir sýçrama ile faþizme kadar uzandý. Solda bir süre önceye kadar yürütülen devlet tartýþmalarýnda varýlan sonuç, sýnýfsýz demokrasiden sýnýfsýz sömürge tipi faþizme, demokratik devrimin taleplerinin anayasa referandumuna yüklenmesinden, burjuva demokrasisinin açýk uygulamalarýna faþizm denmesi ile aslýnda burjuva demokrasisinin doðru iþlediði zaman iyi bir þey olduðu propagandasýný yapmaktan baþka bir þey deðil. Demokrasi ile faþizmi, bonapartizm ile devrimi, emperyalist proje ile politik devrimi o kadar sýk birbirine karýþtýrýyor ki Türkiye solu, bu sol ile Avrupa merkezciliðin melez mahdunu Kuzey Kýbrýs taki soldan da fazlasýný beklemek anlamsýz olurdu. UBP Kurultayýndan demokrasi, devlet televizyonundan da insan haklarý belgeseli beklediklerinden olaylarýmýzý kaybediyorlar. Bütün olan bitenden sadece Neden devlet televizyonu UBP nin özel kanalý gibi davranýyor? sorusunu çýkaran olaysýzlýk haline deðinirken esas soru Ulus Baker in sorduðu Medyaya karþý nasýl direnilir? sorusunun ötesinde Sýnýflar nereye gitti? olmalý bana kalýrsa. Ulus un sorusuna gelebilmek için baþka bir soruya ihtiyacýmýz vardý, çünkü karþý-hegemonya kurulacaksa onun da bir öznesi var! Ýktidar bloðunun saf milliyetçi medyasýnýn bile bölündüðü bir konuda devlet televizyonunun taraf edilmesi en azýndan bu yarýðýn tarafý olan bir fraksiyonun kalesini koruma anlamýnda medya yaratma çabasýnýn abartýlmasý, iktidarýn doðasýndan olduðunun kavranamamasý, bir önceki dönemi unutmaktýr. CTP döneminde CTP lilerin baþýna geçtiði BRT nin UBP döneminde UBP liler tarafýndan yönetilir olmasýnýn bu kadar tuhafsanmasý aslýnda Althusser in ideolojik aygýtlar ýný sol liberal ce severken anlamamýþ olmasýndandýr medyakoliklerin! Tüm bunlarýn ötesinde UBP ye demokrasi dersi verirken Özker Özgür ü yaka paça nasýl partiden attýklarýný unutan ve atanlarýn hala iktidarda olduðu bir CTP ye ait kalanlarýn UBP deki demokrasiyi dert edinmesi ironiktir: CTP, 90 larda emperyalist metropollerin bir projesiydi, 2000 lerde AKP nin. Hegel e baþvurursak komediydi! UBP ise Marx a baþvurursak sadece bir trajedidir Tefeci Burjuvazinin Mevzisine Dahil Etmeye Baþladýðý Sloganlar! AKP demek, batýcý-laik burjuvazi ile 10 yýllýk politik iç savaþtan galip çýkan kanat demektir ye kadar Ýslamcý burjuvazinin varlýðý hep üstyapý müdahaleleri ile partiler mezarlýðýna çevrildi. Ama mezarlýktan bir savaþ aygýtý çýkarmayý bildi Ýslamcý burjuvazi Bir savaþ aygýtý ve stratejisti olarak AKP sanýldýðý kadar basit bir muhafazakarlýk örneði deðil, yenilgilerden ve zaferlerden bir bilinç kuþanmýþ Ýslamcý burjuvazinin batýcý-laik burjuvaziyi ideolojik olarak soðuracak kapasiteye eriþmesinin sembolüdür. AKP nin pasif devrimi Kýbrýs ta ve Kürdistan da, Arap devrimi baþlayalý beri gerilemektedir. Kýbrýs taki gerilemenin, Kürdistan daki gerilemeden -Batý Kürdistan daki otonomiden- ayrý baþka bir tarihi daha vardýr. Annan Planý ile baþlayan sermaye birikiminin, politik imkânlarýn ve sivil toplum mevzilerinin massedilmesi süreci olarak pasif devrim 2010 yýlýnda Cemil Çiçek in ilk tepki çeken ziyareti ile gerileme iþaretini verdi. Paketler ile duraklayan süreç borç krizi ile yarýda kesildi. Hükümet darbesi ile belediyeye el konmuþ olsa da borç krizi ya borçlar ödenerek çözülür ya da borçlar iptal edilerek. Belediyeye el konmuþ olmasý krizi birkaç ay erteleyerek büyüttü. Büyütmekle de kalmadý. Yerel yönetimlerdeki borç krizi zaten önceden parti krizine sonra da hükümet krizine dönüþmüþtü. Mevcut olan yarýlma erteleme ile iki kamp arasýnda fraksiyon yarattý. Belediye baþkanlarý, meclis baþkaný, cumhurbaþkaný ve bazý bakanlar ile baþbakan, maliye bakaný ve TC elçiliði arasýnda var olan kamplaþma erteleme ile parti ruhu ndan fraksiyon ruhu üretti. Pasif devrimin yarýda kesilmesi, finans þirketlerinin talep ettiði tefeciler karþýsýnda önlem yasasý, bankalarýn da talep ettiði hem tefeciler hem de finans þirketleri karþýsýndaki yasa, finans kapitalin ihtiyaçlarýnýn bir türlü karþýlanmamasý vesilesiyle rýza ile zor arasýndaki gerilimle alakalý 2012 de sürdü. Önce ekonomik kriz, paketler, borç krizi ve bankalarýn talepleri ile yoðunlaþtý. Parti, hükümet ve devletteki kriz de siyasal krizi üretti. Ortaya organik kriz çýktý. Ýktidar bloðunun tesis edilemeyen birlik ve beraberliði, yani burjuva iktidarýnýn konsolidasyonu kredilerle, mahkemelerle, hacizlerle mülksüzleþtirilen yarý-proleter ve küçük burjuva kesimleri öfkelilere dahil edilmesiyle ve intiharlarla rýza döneminin kapanýþýnýn ilaný oldu. Zor dönemine adým atýldý. Tarihinde yaþamadýðý kadar intihar vakasýný birkaç ayda yaþayan Türk Kýbrýslýlarýn ayni günde birkaç intihar vakasýyla birden karþýlaþmýþ olmalarý rýzanýn bittiðiydi. Sermaye birikiminin çeliþkili sürekliliði ancak siyasal stratejilerle sürdürülebilir. Bankalarýn ve tefecilerin birbirlerinden ayrýlan sermaye birikimi süreçleri ortaya çatýþan siyasal stratejiler çýkardý. Depresyonun Kýbrýs taki Yönleri yazý serisinde söylediðimiz Baðýmsýz Kýbrýs ýn tefeci burjuvazinin sloganý olduðu tezimiz de zaten bankalarýn Baðýmlý Kýbrýs sýz yapamadýklarýndan kaynaklýdýr. Bir politik strateji olarak Baðýmsýz Kýbrýs Ahmet Kaþif örneðinde de gördüðümüz gibi tefeci burjuvazinin ve massedilenmülksüzleþtirilen diðer küçük burjuva gruplarýnýn tam da ihtiyacý olan mevzidir. Althusser in dediði gibi Sözcükler karar vermez ne anlam taþýdýklarýna, yankýlarý karar verir bir tek. Baraka nýn kendi sloganýna ne anlam yüklediði deðil somut durumun sloganý nasýl þekillendirdiðidir belirleyici olan. Sözcüklerin ve ideolojilerin sýnýrlarýnýn olmadýðýný Baraka nýn son TC elçiliði önündeki eyleminde dile getirdiði Ve Ankara ile iþbirlikçilerine þu mesajý veriyoruz: Kýbrýslý Türklerin iradesine müdahale etmeyi býrakýn! Ankara ile tüm diðer odaklarla olmasý gerektiði gibi eþit iliþki istiyoruz. Ankara nýn elini yakamýzda istemiyoruz. Sözleri Akýncý da Evimizin efendisi olmak istiyoruz þeklinde karþýmýza çýkar. Talat ta da Ahmet Kaþif te de ayni mealde farklý formülasyonlarla karþýlaþýrýz. Hakký Yücel de þöyle yazar: Türkiye-Kuzey Kýbrýs iliþkileri ( ) buyuran-buyrulan deðil, denkliði ve saygýnlýðý gözeten, doðruluk ve samimiyet üzerinden anlam kazanan yeni bir dille yeniden inþa edilmelidir.2 Sol liberalizmin tapýnaðý Birikim de de sol liberallerden hazzetmeyen Baraka da da ayni formülasyon mevcutsa, hele ki Ahmet Kaþif in Kurultay dan önceki son sözleri Ýçiþlerimize müdahaleyi asla onaylamayýz oluyorsa UBP delegelerinin, tüm dýþtan müdahalelere, baskýlara ve aldatýcý vaatlere raðmen partinin, ülkenin bugün içinde bulunduðu sorunlardan kurtulmasý için onurlu, doðru bir karar vereceðine inandýðýný söylerken ideolojilerin ve sözcüklerin sýnýr tanýmayan yankýlarý karar veriyor ne anlam taþýdýklarýna. Memleket ahvalinden kaynaklý soyutu sevmeyen somutu seven insanýma ancak þu kadarla özetlemeye kalkýþabilirim bu durumu: Küba-ABD iliþkilerini Che ve Fidel devrimle kesmek yerine iliþkimize yeni bir dil bulalým, içiþlerimize müdahale ettirmeyiz, ABD ile eþit iliþki istiyoruz þeklinde bir politika geliþtirselerdi Batista ya danýþman olurlardý. Ýþgalcisömürgeci TC devleti Kýbrýs tan defol demekle eþit iliþki istemek arasýnda uçurum vardýr. Tabi ki DÝSK-TOBBTÜSÝAD-TSK/Hükümet arasýndaki tripartist koalisyonla TC nin Kýbrýs a iþgalci olarak çýktýðýný kabul etmeyince durum deðiþiyor.3 Tefeci burjuvazi küçük üreticinin, küçük ölçekli sanayinin, küçük burjuvazinin ve devlet kurumlarýnýn massedildiði süreci o kadar içerden yaþadý ki býçaðýn sýrtýna yatýrýlma sýrasýnýn kendine geleceðinin bilincindeydi. Kýbrýs ta yerliler arasýndaki iliþkinin köy-kasaba iliþkisi, Ankara ile olan iliþkinin de kasaba-þehir iliþkisi noktasýnda belirleyici olan mekân algýsýndaki dar sýnýf fraksiyonunun hacmi, iç iþlerimize karýþtýrmamak söyleminde, eþit iliþki talebinde, kendi evinin efendisi olma, buyurma haline itiraz da, iliþkilerde yeni bir dil kurma gibi merkezci bir yolda yýðýnak yapar. Çünkü kasaba þehirsiz yaþayamayacaðýný bilir. Ama aynen Karpuz kabuðundan gemiler yapmak filmindeki köylü çocuklarýn karþýlýklý konuþmasýnda olduðu gibi köyde biz ekip biçeceðiz, þehirde ise onlar fotoðraf çekecekler. Coðrafi eþitsiz geliþme kendiliðinden biz ve onlar olayýný, yani sýnýfsal olaný üretir. Sömürge ile sömürgecinin iki dünyasýný üretir. Gramsci nin Güney sorununun kimi yönleri makalesinde vurguladýðý gibi bu durum iþçi sýnýfý için ittifaký, yani hegemonyaya dahil olaný zorunlu kýlar. Tehlike de burada baþlar. Çünkü yukarýda alýntýladýðýmýz merkezci defol diyemeyen hat sosyal demokrasi, sendikal bürokrasi, sol liberalizm, sol aktivizm, dijital aktivizm, ulusal sol, Stalinizm arasýnda adý konmamýþ halk cephesi ni içiþlerimize karýþtýrmamak hattýnda minimal talepleri fragmanlaþtýrarak tefeci burjuvazinin mevzisine yýðýnak yapar. 30 küsur sayfasý yayýnlanmýþ ve henüz bitmemiþ olan Depresyonun Kýbrýs taki Yönleri makalesinin somut durum la olan derdi tam da buydu. Sýnýflarý haritaladýðýnýz zaman, ancak o zaman, ortaya slogan sahipleri çýkar Eþit iliþki tefeci burjuvazinin bankalarla ve onlarýn devleti ile olan iliþki talebidir, defol ise iþçi sýnýfýnýn bankalarla ve onlarýn devleti ile olan iliþkisidir! Ýdeolojilerin ve sloganlarýn sýnýrlarýnýn nasýl iç içe geçtiðini tefeci burjuvazinin massettiklerinin karþýlýðý olarak massedilenlerin massetme istencini KTÖS ün Kaþif Ankara ya direnmelidir bildirisinde görebiliriz. Yeni dil, eþit ve onurlu iliþki, iç iþlerine müdahale ettirmeme, evinin efendisi olma istenci halk cephesi mezarlýðýna bir yenisini dahil edebilecek kadar partiler üstü -sarayý ve kulübeyi birleþtiren- hattýr. (Devamý haftaya) 1 dergiyazi.aspx?did=1&dsid=65&dyid= Birikim, Mart 2011, s. 61

4 4 Pazar 4 Kasým 2012 Pazar SEMA KAYGUSUZ UN YÜZÜNDE BÝR YER ROMANINDA DÝL-DÝLLER... Yakýn geçmiþin edebiyat diline geçiþi netameli. Olaylarýn üzerindeki gizsöz, edebiyat eliyle/ diliyle kaldýrýlýrken þiddet mahallinde, þiddet dilinden uzak bir dil, söylem içerisinden konuþmalar gereksinir. Çünkü bu hâl, ezber dille düþünceyle hesaplaþmak, ters düþmeleri göze alabilmek ve yeni bir dil önerisi taþýmak gibi güçlükler taþýr. Sema Kaygusuz un Yüzünde Bir Yer romaný bu türden bir kitap. Anadolu kadim bir yer; bu yerde, daha kadim bir yer olarak dönüþüme, deðiþime direnen bir halk olarak ve bir inanç olarak, bir baþka yer seçildiðine tarih tanýktýr. Bir eski insaný yýkarken, yeni insan/ yeni lisan yaratýlýrken, oldurulurken insanlarýn baþýna nelerin nasýl getirildiðini düz okumalar dýþýna alarak yazýn dilinde varediliþinden bahsediyorum. Yüzünde Bir Yer romaný ile mekânda tutulup unutturmaya çalýþýlmýþ bu acýnýn, olaydan öte dil olarak var edilirken olay mahallindeki dilsizliðin diline de gidilmiþ oluyor. Dil yerinin imlediði de, yerin yüzünde bir yer olarak 1938 Dersim olaylarý oluyor. Roman, olaylarýn küçük bir kýz çocuðunun yazgýsýna, yaþantýsýna, inanýna ve varoluþuna etkileri ile sonraki kuþaða devri ekseninde güncellenmiþ mitlerle geliþiyor. Resmi tarihin düz okumalarýndansa, herhangi bir olayý yakýn/ uzak herhangi bir acýyý göstermede sanat daha etkili olabiliyor. Örneðin bir savaþta nöbetçi askerlerin gecenin bir vaktinde birbirlerine (düþmana!) dikenli teller, top tüfek, yýðýnaklarýn arasýndan sigara, çakmak, konserve yiyecek vb. ikram ediþindeki insanilik sanata/edebiyata dâhildir. Bu tarihin konusu olamýyor. Bir baþka örnek, asýlmaya özelliklediroðlundan sonra götürüldüðünde, dar da deðil oðlunda asýlý kalabilir bir baba. Bunu tarih yakalayamaz, dolayýsýyla bilmez, bilmek de istemez. Halbuki sanatýn bütün dallarý oðulda asýlý kalma yý; ses ile, söz ile, renk ile, þekil ile bilir, bildirir. Çünkü can bir ÜÇÜNCÜ GÖZ cümledir aðýr kalýr, sanatta/ edebiyatta sonsuz kalýr, er geç kalýr, tarihe iki nokta üst üste koyarak kalýr; her öldürme bir cinayettir! Dersim sürgünü bir babaannenin, romanda -Bese dir adý - acýyla büyülenmiþ gözüne eklenip yerin yüzünde bir yer olan o yere, o olaya, arta kalan hüznün kökenine inilirken/ dönülürken tarih ve mitsel unsurlar kullanýlýrken hayali bir yer, hayali bir olaya deðil, (zorluk burada) birebir gerçekler üzerinden tarihi olmayan bir roman yazýlmýþ oluyor. Gerçekliðin verilirken yazýn diline evriliþi müthiþ bir ideolojik yapý, anlatý oluþturuluyor; çünkü, yazar geçekliði anlatýrken bile bilmezden geliyor, ilginç bir ters çevirme ile masalsý, -miþ kipini kullansa tarih olacak sanki [- miþ kipinden tarih olur mu (?)] yazar, görülen geçmiþ zaman kipini ( -di) yi kullanarak bilip de bilmemezliði seçiyor. Geçeðin kipleri ile oynamak ve tabii geniþ zaman kipleri marifeti ile politik, siyasi söylemin dýþýndaki zamansýz zamaný ve yazýn kipini yakalamýþ oluyor. Sema Kaygusuz un kurduðu bu dile: Ýn dili, inci i dilli, incir in lisaný, incin lisaný hangisini desem ötekinin hatýrý kalacak; en iyisi mi, hepsi birden. Yak beni, dedim, küllerimle tanýnmaz olayým. Beni anlamamaya alýþtýr, illa ki bileceðim diye çýrpýnmayayým. Hamlýktan arýndýr beni, kavrula kavrula saflaþayým. Baþkasýnýn imanýyla sofu olmayayým. ( Yüzünde Bir Yer ) Yanma, küllerinden var olmaya, hamlýktan saflaþmaya gönüllü kavrulma isteði, kumun derin istiridyedeki giz halinden, incirin kayayý tadýnda delen balýna, söz perilerden kanatlý incin lerin rüya gören serüvene, in in bitmezliðe, inceliklerle örülmüþ yapýya þiir dili ile varýlýyor. Benim bu dile / dillere geç kalýþým var ki, hayýflandým; hâlbuki Kaygusuz u bir defa dinlemiþtim; konuþurken bile yazýyor gibiydi, babaannesini anlatýþý dikkatimi çekmiþti; hani yazarlara sorulunca ilkin kendini etkileyen þairlerden, yazarlardan bahseder, ilginçti, o babaannesinden bahsediyordu. Gözüm! Bir keresinde babaannen böyle diyerek okþamýþtý seni, halk dilinden türeyen bu Halide Yýldýrým halideyildirim@gmail.com epeski sevgi sözcüðüyle. Kendi görüp göremeyeceði her þeyi bir tek sen göresin diye mi üçüncü gözü kýldý seni? Bir üçüncü göz olarak babaannenin gözüne eklemleniþi her iki anlamda okunabilir; birincisi, sanatçýnýn alnýnda açýlan o üçüncü göz; sanatçýnýn soyutlama yeteneði, kurgulama becerisi ve inþaa edebilmesini, ikincisi; biyolojik ve kültürel olarak aktarýmda, üçüncü gözün katlanarak artan sitemkâr bakýþý var, bugünü de içeriyor ki, bu kitapta asýl bu var. Üçüncü gözün gördüðü, gözle görülmeyen, asýl nasýl görünüyor var. Üçünü göz ile yazýlýnca dün deðil, bugün daha yazýlýrken yarýna yeni bir göz olarak ulanmýþ oluyor; temize çekilmiþ olarak ve bastýrýlanýn geri dönüþü ve dolayýsýyla her nesneyi kendi adý ile çaðýran bir anlatý oluyor. Betimlerin doðallýðý, içtenliði, hakikiliði, konuþuyormuþ; daha çok masalsý bir dille çok eski bir ses ile kendi kendine söyleniyormuþ gibi anlatýmý, kitabý okunur kýlan özelliklerden. Giriþ cümlelerinin her biri bir öykü denli sýký, uzun süre beklemekten sýkýlmýþlar gibi, sýkýþtýrýlmýþ gibicesine özlü, doðurgan, paragraf içlerine doðru ilerledikçe dokunulan her harf kendini aça aça yeni bir sýkýlýk, bu defa sýkýntýyý açarken kapar gibi oluyor. Bilmekten doðan aðrý belki, yaranýn kabuðunun kopartýlýrkenki aðrý, hem yeni hem epeskilerden... Katmanlý bir kitap olduðu için birden çok okuma önerisi sunuyor okura. Dip okumada derin þimdiki zamanýn mitik söylenlerin güncellenmiþ hallerinin deðiþmezliði, deðerlerin hep karþý fikir olarak ve soyut bir diyalektik içinde geliþtiðini görüyoruz.

5 4 Kasým 2012 Pazar Pazar 5 Bu eser, birçok anlamda deðiþenin içinde deðiþmeyenin deðiþen dili oluyor denebilir. Kitabýn ayýrýcý özelliði; inancý, utancý, suçluluðu ve tiksintiyi vaaz etmeden yerli yerine koyarken kurmayý baþardýðý dil ve söylemde anlam kazanýyor. Öykünün öðeleri olarak bilinen ( olay- yer- zaman- kiþi / kiþiler- mekân- uzam ) unsurlarý rol deðiþimine uðratýlýyor, örneðin; olayýn dili, romanýn mekâný oluyor gibi. Olayýn kendisi deðil, sanki mekân dilleniyor, nesne ve zaman dilleniyor gibi. Olay eksenli duygu ve tavýrlar mekân, kiþileþiyor; olayýn mekâna dönüþmesi derken bunu kastediyorum. Gerçek nerede bitiyor, kurgu nerede baþlýyor bunu ayýrmak zor, en azýndan benim için böyle oldu. Çünkü, yazar kurguyla gerçek arasýndaki çizgiyi bulanýklaþtýrýrken gerçek gücünü, yaratýcý bir romancý, anlatýcý olduðunu kanýtlýyor. Bundan olacak bütün unsurlar kaynak yerlerini özenle saklýyor. Her þey doðadaki, yaþamdaki gibi, içli dýþlý, birbirini görünmez açýlarla baðlayýp ayýrýyor. Bu devinim içerisinde kullanýlan dilin pek çok etkisi var. Bu da sanýrým þiire yaklaþtýrdýðý dil ile açýklanabilir. Örneðin, Hýzýr ile Zülkarneyn in, oðlu Ýshak ý kurban etmeye götüren Ýbrahim Peygamber ile karþýlaþtýklarý bölümün anlatýldýðý (56-57 sayfalar) kurban ve kutsal ayinlerini çaðrýþtýran tümcelerde söz(ü) edilmeyen bir Ýshak olarak Dersim den ve kadim bir halktan söz etmiþ gibi oluyor ve bence iþin þiir noktasý da dile gelmiþ oluyor. Bunu yaparken Sema Kaygusuz un kurduðu þiir diline, þiirin bütün estetiðini düz yazýya taþýmasý ile ilgili, ses ile ilgili, çünkü metne yerin, olayýn sesini de taþýmýþ. Sanki giz taþýyor cümlelerden, arkaik zamanlardaki buz Lapislazuli ölüm mavisi renkden el, dil almýþ Mezopotamik bir ses taþýnýyor metne. Sema Kaygusuz un hakiki dili yakalayabilen bir dil duasý var sanki. Þairlerin methiyeler düzdüðü, büyücülerin transa geçerek haritasýný çizdiði, Gýlgameþ in arayýp da kavuþamadýðý týlsýmlý bengisuyu bulmasý gerek. bu dua, bengisu bulduðu dil olsa gerek.. Þiddete tenezzül etmeyen, hamasete yüz vermeyen, kendi canýnýn acýsýna bile mesafeli; acýndýrmayan, bulandýrmayan, anlatýya, derde uygun dil bulunmuþ oluyor. Bir dað gözesindeki acý sular gibi duru bir dil ve anlatým yakalanmýþ. Roman dilinin içerisinde çokanlamlýlýk, çaðrýþým gücüne yaslanan, yankýlý þiir dilinin diyalektiðini, iþleyiþini bir biçimde düzyazýya, anlatý diline ustalýkla iþlemesi olarak anlýyorum. Bu sese de dayalý bir anlatý, söyleyiþ, bir gizem dili, dua dili, arkaik bir sözcük iþçiliði gibi çeþitli sýfatlarla anlamlandýrýlabilir. Her yazý bir eksik anlatýmdýr, aslolan metnin bütününü okumaktan geçer elbet. Ne kadar anlatýlsa da anlatýlamaz üçüncü göz dediðim bu roman, bir tarih olarak, kültür ve renk olarak dönüp son bakýþta kendini sonrakine ekler, susku ikizlenir. Ýlkin babaanne mi kendi dilini sessizliðine bastýrarak konuþur, yoksa torun mudur onun suskusunu yazarken bir daha susar. Yazmak, yaratmak da bir anlamda bir susma biçimidir. Sema Kaygusuz un en güzel biçimde yazarken sustuðu Yüzünde Bir Yer olarak iþaretlenen bu metin, aðzýn içinde çürüyen sesin, cümleye su veren aðýtýn, hatýradaki anlarýn, diz çökmeyen harflerin ilmiyle biriken kimyasýnda dönüp geri gelmesidir, dile gelmemiþ olanýn. SENÝ ANLATMAK Çatlayan topraðýn kuraklýðýný dindirmesi gibi birkaç damla yaðmurun... Ya da açlýðýn kol gezdiði bir kampta karýnlarýnýn doymasý gibi küçük yerli çocuklarýn... Ne için savaþmasý gerektiðini anlayýp da barýþa sýðýnmasý gibi bir askerin... Tek tek sökülmesi gibi ya da önce yüreklerdeki sonra da topraklardaki fesat mayýnlarýn... Bütünleþmesi insanlýðýn mesela hem aðaç hem de orman olabilmesi... En koyu renklerle yazýlmasý gibi BARIÞ'ýn ve silinmesi gibi yeryüzünden, savaþýn... Anlýyor musun? Sýradan sözcüklerle anlatmak istemiyorum seni... Fatoþ Avcýsoyu Ruso fatruso@gmail.com Babalar ölümsüzdür I Acýtsa da sakallarý Öpse keþke babam Kimsenin bilmediði Korkularýmdan... II Hayatýn fýrtýnasýnda Koynuna sokulup Uyurken sen Gözlerinden volkan Süzerek, seni Nasýl ýsýttýðýný bir bilsen Babanýn... III Baba adýný sormayýn Dilekçe sahibine Ateþten bir ok Saplanýverir o an Topraða gömülü Babasýnýn koynunda Sakladýðý yüreðine... IV Babasýnýn kaydý Kütükten düþenlerden Düþ vergisi alýnmaz... Ýsmail Boyraz Ýsmailboyraz76@gmail

6 6 Pazar 4 Kasým 2012 Pazar Açlýk Kenan TEKEÞ Steve McQueen in Açlýk adlý filmi sert gelse de izlenilmesi gereken bir yapým. Filmi Taþ Bina nýn içinde yaþamdan kalan son þeyi, bedenini yaþamýnýn son savaþ alaný olarak görüp de ölüme yatan Bobby Sands ýn yaþadýklarýný anlatýr. Ýnsanlar hep soruyorlar... Ýnsanlar hep soruyorlar... Bobby, Bobby! Biz kimiz... Nereden geldik... Nereden geldik... Onlara söylüyoruz... Onlara söylüyoruz... Biz Belfast tanýz... Biz Belfast tanýz... Güçlü, güçlü Belfast... Güçlü, güçlü Belfast... Eðer bizi duymazlarsa... Eðer bizi duymazlarsa... Yüksek sesle baðýrýrýz... Yüksek sesle baðýrýrýz... (Açlýk filminden) Nasýl anlatýlýr ki þimdi. Þimdi orada Taþ Bina larýn içinde sözcükler kururken, erirken ve harf harf dökülürken açlýk içindeki bedenlerden... Nasýl yazýlýr ki þimdi. Þimdi dýþarýda, Taþ Bina larýn dýþýnda, kocaman bir dünya ve içindeki insanlar sonsuz bir zamandaymýþçasýna anýn mutluluðunu kuruyan, eriyen, açlýk içindeki bedenlerden habersiz, sessiz ve suskuncasýna yaþarken... Zor... Hem de çok zor yazmak... Hani derler ya hep yaþayan bilir diye. Yaþayanýn neler yaþadýðýný sadece onu yaþayan bilir de ondan. Belki hikâyesi, öyküsü, romaný, þiiri yazýlabilir. Kimbilir belki filmi de yapýlabilir yýllar sonra. Yine de anlatýl(a)maz tam olarak yaþayanýn neler yaþadýðý... Ýþte Steve McQueen in Açlýk/ Hunger filmi de Taþ Bina nýn içinde bedenini, yaþamdan kalan son þeyi yaþamýnýn son savaþ alaný olarak görüp de ölüme yatan Bobby Sands ýn gerçek yaþam öyküsünü, yaþadýklarýný, bize anlatmaya çalýþýr yapýmý Açlýk filminde Steve McQueen IRA (Ýrlanda Kurtuluþ Ordusu) lideri Bobby Sands ýn Maze Hapishanesi ndeki son günlerini -altmýþ altý gün süren açlýk grevini- hapishanede mahkûmlara uygulanan ve izlerken bakmakta zorlandýðýmýz iþkenceleri de gösterir tüm çýplaklýðýyla. McQueen, olaðanüstü görselliklerle dolu acý sahneleri sinemanýn dilini etkili bir þekilde kullanarak yapar bunu. Senaryosunu Enda Walsh ve McQueen in birlikte yazdýðý filmde Michael Fassbender (Bobby Sands), Stuart Graham (Ray Lohan), Liam Cunningham (Papaz Don), Helena Bereen (Bobby Sands ýn annesi) gibi oyuncular oynar. McQueen in 2011 yýlýnda çektiði Utanç/Shame adlý filminde de oynayan Michael Fassbender ölüme yatan ve gün gün eriyen Bobby Sands ý yalýn bir þekilde canlandýrarak ölüme doðru giden bir insanýn yaþadýklarýný bize hissettirir. Sergilenen oyunculuklarýn yaný sýra filmin kurgusu ve görselliðinin gücü de yaþananlarý hissetmemizi saðlar. Film, 1981 yýlýnýn Kuzey Ýrlanda sýnda geçer. Ýngiliz hükümeti IRA lý mahkûmlara ait tüm politik haklarý geri almýþtýr. Bunun üzerine Maze Hapishanesi deki IRA lý mahkûmlar battaniye ve yýkanmama protestosuna baþlar. Ýþte film de bu protesto sahnesiyle baþlar. Film sadece IRA lý tutsaklarý ve Bobby Sands ýn açlýk grevini anlatmakla kalmaz, yer yer de onlara o insanlýk dýþý iþkenceleri yapan polis ve gardiyanlara da kamerayý çevirir. Protesto sahnesinden hemen sonra suyla dolu lavaboya yaralarla kaplanmýþ ellerini koyan -filmin ilerleyen sahnelerinde birkaç kez daha göreceðizbir adam görürüz. Adam suya elini koyarken acýsý yüzüne yansýr. Sonra ütülenmüþ kýyafetlerini giyer, eþinin hazýrladýðý kahvaltýsýný yapar ve evden çýkar. Ancak adam tedirgindir, kaygýlýdýr. Týpký pencereden bakan eþi gibi. Etrafa göz atar, sonra arabasýnýn altýna bakar ve arabasýný çalýþtýrýp gider. Biz bu adamýn ellerinin neden yaralar içinde olduðunu, neden tedirgin ve kaygýlý olduðunu, neden arabasýnýn altýna baktýðýný, neden eþinin kaygýlý bir þekilde pencereden ona baktýðýný anlamayýz. Týpký arabasýyla nereye gideceðini bilmediðimiz gibi. Arabasýyla giden adamýn radyosundan yýllardýr tekrarlanan bu kirli protesto ve battaniye protestosunun aslýnda temelinde hep ayný talep yatýyor: politik haklar... Açýklamak gerekirse istekleri, kendilerinin politik eylemler diye nitelendirdikleri bu korkunç suçlarý iþlemiþ olanlara farklý muamele edilmesi. Ýþte hükümet bunun garantisini vermiyor... diyen bir Ýngiliz siyasetçinin sözlerini de dinleriz. Adama dair bu bilmeme durumu kýyafetlerini giymeye çalýþan

7 4 Kasým 2012 Pazar Pazar 7 gardiyanlarýn odasýna girinceye kadar devam eder. Bilmeme durumu bizde bilme evresine geçerek adamýn da Maze Hapishanesi nde bir gardiyan olduðunu ve ellerinin de niçin yaralarla dolu olduðunu açýklar: mahkûmlara yaptýðý iþkenceler. Film, cezaevinde insan olmanýn dayanýlmaz acýsýna, onlarýn yaþadýklarýna, onlara yapýlan iþkencelere, aþaðýlanmalarýna ve vahþete, bu iþkencelere karþý mahkûmlarýn direniþlerine, onlara iþkence eden gardiyanlarýn IRA lý militanlar tarafýndan öldürülmelerine -ki öldürülen on altý gardiyan arasýnda sadece filmin baþýnda kim olduðunu anlamaya çalýþtýðýmýz adamýn öldürülmesini görürüzmahkûmlarýn aileleri aracýlýðýyla dýþardan içeriye, içerden dýþarýya bilgi taþýmalarýne, temel insani politik haklarýnýn ellerinden alýnýþýne, Ýngiliz hükümetiyle yapýlan görüþmelere de deðinir. Filmde Ýngiltere nin Demir Leydi lakaplý baþbakaný Margaret Thatcher in Gözden düþmüþ amaçlarýnýn baþarýsýzlýðýyla yüzleþtiklerinde þiddet yanlýlarý ellerinde kalan son kartý oyuna sürmeyi tercih ettiler. Hapishanedeki açlýk grevini ölüme dönüþtürerek uyguladýklarý þiddeti kendilerine yönelttiler... Gerilim yaratmak, acý ve nefret ateþini körüklemek için en temel insani duyguyu, merhameti kullanmaya çalýþýyorlar... diyen sesini de iþitiriz. On iki yaþýndayken Donegal e gitmiþtim... Oðlanlar için büyük bir kýr koþusu yarýþý vardý... Bir sabah minübüse doluþup Derry e doðru yola çýkmýþtýk... Çok büyük bir andý... Bizim için uluslararasý atletizm yarýþmasý gibiydi... Çünkü Güneyli çocuklara karþý yarýþýyorduk ve Belfast ýn onuru için bunu yapmalýydýk... Çocuklardan birkaçý Protestan dý geri kalan hepimiz Katolik tik... Karma bir müsabakaydý... Sanýrým Güney deki iyi insanlar bunun muhteþem olduðunu düþünüyorlardý... Bizim Belfast tan küçük takýmýmýz ise vatanseverlik taslýyordu... Sýnýrý geçtik... Çocuklar pop þarkýlarý söylüyorlardý... Ben de en arkada oturmuþ dýþarýyý seyrediyordum... Daðlardan geçiyorduk... Muhteþem bir manzaraydý... Yemin ederim Donegal Ýrlanda daki en güzel yerdir Don... Gwidor a vardýðýmýzda, nasýl bir yerdi ama, iki yüz tane çocuk vardý... Kýyafetlerini giyip ýsýnýyorlardý... Organizasyonu Hristiyan Kardeþler düzenliyordu ve orada düzeni saðlayabilmek için çocuklarýn kulaklarýnýn arkasýna vururlardý... Bacaklarýmýzý esnetmek için takým halinde küçük bir koþuya çýktýk... Çevremizde arpa tarlalarý vardý... Ve aþaðýya doðru uzanan bir orman ve akarsu bulduk... Orman ve akarsu sýnýrýmýzýn dýþýndaydý ama doðal olarak Belfastlý çocuklar olarak gidip bakmamýz gerekiyordu... Çevremizdeki orman ve akarsu bize Amazon gibi geliyordu... Ve Cork dan bazý gençlerle karþýlaþmýþtýk... Bazýlarýnýn aksanlarý daha iyiydi... Ama zar zor konuþuyorlardý... Ne söylediklerini anlayamýyorduk... Bizimle dalga geçtiklerini anlamýþsýndýr... Bizi küçümsediklerini hissedebiliyordum... Koþuyorduk ve aklýmýza akarsuya inip balýk olup olmadýðýna bakmak geldi... Biz de nehre gittik Don, suyun derinliði on beþ cm kadardý... Suda gümüþçünlerden baþka bir þey yoktu... Çocuklardan birisi daha aþaðýya inmeyi teklif etti... Suyun içinde bir karaca yavrusu yatýyordu... Dört beþ günlüktü... Bir deri bir kemikti... Gri renkliydi... Keskin kayalara çarptýðý için derisi kan lekeleriyle doluydu... Yanýnda ayaktaydýk ve arka bacaklarýnýn titrediðini görebiliyorduk... Nefes alýyordu, hayattaydý ama ölmek üzereydi... Kendilerini lider zanneden çocuklar büyük büyük konuþmaya baþladýlar... Ne yapmamýz gerektiðini tartýþtýlar... Birisi kafasýný taþla ezelim, dedi... Bense yüzlerine bakýyordum ve yüzlerinde görünen tek þey korku ve þaþkýnlýktý... Kimse cesaret edemiyordu... Karacaysa yerde acýlar içinde yatýyordu... Tüm bu gevezelik hiçbir iþe yaramýyordu... Sonra papazlardan birisi bizi va karacayý gördü... Bize yerimizden kýmýldamamýzý yoksa cezalandýracaðýný söyledi... Çok ciddi cezalandýrýlacaktýk... Bir grup erkek çocuðu bir yavruya acý çektiriyorsa mutlaka cezalandýrýlýr... Bir grup Belfastlý çocuðun baþýnaysa bundan fazlasý gelir... Benim içinse o an çok belirgindi... Dizlerimin üstüne çöktüm, yavrunun kafasýný aldým ve suyun altýna bastýrdým... Ýlk baþta mücadele etti, ben de gücü tükenene kadar daha sýký bastýrdým... O sýrada papaz geldi Don... Beni saçlarýmdan tutup aðaçlarýn arasýna götürdü ve saðlam bir dayak attý... Ama o yavru için yapýlmasý gereken þeyi yaptýðýmý biliyordum ve diðer çocuklar adýna da cezayý yüklenebilirdim... Büyük çocuklarýn saygýsýný kazanmýþtým, bunu biliyordum... Sebeplerin farkýndayým Don... Olabileceklerin farkýndayým... Ama harekete geçeceðim, hiçbir þey yapmadan beklemeyeceðim... (Bobby Sands) Filmin en önemli sahnesi IRA lideri Bobby Sands ile arkadaþý, yoldaþý Papaz Don arasýnda geçen uzun diyaloglu bölümdür. Ki bu bölüm insanlarýn ellerinde kalan tek þeyleri olan bedenlerini yaþamýnýn son savaþ alaný olarak görüp de niçin açlýk içinde býrakmak istediklerini anlatmasýyla öne çýkar. On altý dakikasý tek planda geçen ve yaklaþýk yirmi üç dakikayý bulan bu sahnede Bobby Sands ile Papaz Don arasýnda Belfast a, temiz havaya, kýrlara, çocukluk özlemlerine, Ýncil e, Ýsa ya, günah çýkartmaya, Papaz Don un kendisinden önce rahip olan kardeþi ile olan sorunlarýna, IRA nýn mücadelesine, hayal kýrýklýklarýna, yaþama, insana, Sands ýn on iki yaþýndayken Donegal de yaþadýðý ana - yukarda alýntýlanan sözcükler- dair konuþmalar geçer. Filmin bundan sonrasýnda da Bobby Sands ýn hayatýna saygý duyduðunu söyleyerek Hayatým benim her þeyim... Özgürlük her þeyim... Bu davaya sarsýlmaz bir sevgi duyuyorum... Hayatýmý tehlikeye atmam yapabileceðim tek þey deðil Don... Doðru olan bu... dediði ve harekete geçerek bedenini yaþamý için ölüme yattýrdýðý aný anlatýr. Bobby Sands ýn açlýk içindeki bedeni kademeli olarak erir ve açlýk grevinin altmýþ altýncý günü ben bir tarla kuþuyum dediði kuþlarla birlikte Belfast ýn kýrlarýna doðru uçar. Bobby Sands açlýk grevini sürdürdüðü sýrada 1981 yýlýnýn nisanýnda yapýlan seçimlerde Ýngiliz Parlamentosu na Sinn Fein partisinden milletvekili olarak seçilir. Onun baþlattýðý açlýk grevi yedi ay sürer. Bu açlýk grevinde dokuz kiþi daha yaþamýný yitirir. Ýngiliz hükümeti Bobby Sands ýn baþlattýðý bu eylem ile mahkumlarýn tüm taleplerini kabul etmek zorunda kalýr. Steve McQueen in Açlýk filmi bize sert gelse de izlenmesi gereken bir film... McQueen in sinema diliyle Maze Hapishanesi nde yaþananlarý anlatmaya çalýþtýðý yaþanmýþlýk larý izlerken farklý zaman ve mekânlarda da benzer þeylerin yaþandýðýný, ama unutmadan, ama hatýrlayarak izleyin... Ve bilmem biliyor musunuz bugünlerde de -kýrk altý gün oldu- bir þeyler kaybolmaya, erimeye, yitirilmeye baþlanýyor orada, Taþ Bina larýn içinde. (bianet.org) Taþ Bina sözcüðü Aslý Erdoðan ýn Taþ Bina ve Diðerleri adlý kitabýndan alýnmýþtýr. BOBBY SANDS: ÝNSANLIÐIN EVRENSEL SÝMGESÝ Bobby Sands ÝRA savaþçýsý Arabasýnda silah bulunduðu için tutuklanýr ve 11 ay tutuklu kaldýktan sonra çýkarýldýðý mahkemede, iþgal kuvvetlerinin mahkemesi olarak nitelediði Birleþik Krallýk Mahkemesi'ni tanýmadýðýný açýklar. Bu açýklamadan sonra Bobby Sands 3 arkadaþý ile birlikte 14 yýl hapis cezasýna mahkûm edilir. Hapishanede kendilerine politik tutuklu statüsü tanýnmasýný isteyen Bobby Sands ve arkadaþlarý tek tip elbise giymeyi reddederler. Ýngiliz hükümeti bu talepleri geri çevirir. Bunun üzerine Bobby Sands ve arkadaþlarý dönüþümlü açlýk grevine baþlarlar. Grev baþladýktan kýsa bir süre sonra Frank Maguire adlý parlamenter ölür ve 9 Nisan 1981 günü yapýlan seçimlerde Sinn Fein adayý Bobby Sands seçimi kazanýr. Ýngiliz yasalarý bir yýldan fazla ceza almýþ hükümlülerin parlamentoya giriþini yasaklýyordu. Bobby Sands yemin törenine gidemez. Zaten açlýk grevindedir ve bünyesi iyice zayýflamýþtýr. Tedaviyi ve açlýk grevini sonlandýrma telkinlerini reddeden Sands 5 Mayýs 1981'de 27 yaþýnda açlýk grevinin 66. gününde hayatýný kaybeder. Cenazesine Belfast'ta yüz bin kiþi katýlýr. Onun öldüðü gün dünyada pek çok parlamento Sands'a saygý duruþuyla açýlýrken, Türkiye'de 12 Eylül faþizmi iþkenceleriyle idamlarýyla devam etmektedir. KKTC ise henüz ilan edilmemiþtir. "HÜCREMDE BÝR GÜN" Metis yayýnlarýndan çýkan "Hücremde Bir Gün/ Ýngiliz Toplama Kamplarýnda Direnen Ýrlanda" Bobby Sands'ýn açlýk grevindeyken tuvalet kâðýtlarýna yazarak gizlice dýþarýya göndermeyi baþardýðý notlarý içeren bir kitaptýr. Bugün çok geniþ kesimlerce cesaret ve insanlýðýn evrensel simgesi olarak kabul edilen Bobby Sands ve onun ardýndan hayatýný kaybeden 9 arkadaþýnýn bu ölümcül eylemini anlayabilmek, Türkiye'de Kürt tutuklu ve mahkûmlarýn sürdürdüðü ve 50'inci günü aþan açlýk grevlerini, AKP hükümetinin ve basýnýn bu ölümcül eylem karþýsýndaki tutumlarýný daha iyi deðerlendirebilmek adýna okunmasý gereken uyarý niteliðinde bir belgedir "Hücremde Bir Gün" Hiç olmazsa insan kalmak adýna

8 8 Pazar 4 Kasým 2012 Pazar Açâþýk Sayýkl yýklamal amalar ar Sezai SARIOÐLU "Ünlü bir yapý ustasýna giderler, 'Bize içindekilerin dýþarý çýkamayacaðý bir cezaevi gerekli, senin ününü duyduk bu yapýyý bize sen yap' derler. Ünlü yapý ustasý, 'Ben insanlarý mutlu edecek evler yaparým, iþim bu, cezaevi yapamam' der." (Cevat Þakir) Eylemin kaçýncý günündeyiz. Ben hangi hapishanedeyim, içeride miyim dýþarýda mýyým, unuttum. Kaðýdý-kalemi toplamýþtý devlet ama bu küçük defteri devlete raðmen nasýl saklamýþým, unuttum. Not almaya eylemin kaçýncý günü baþlamýþtým, unuttum.. Açlýk grevlerinde ve ölüm oruçlarýnda zaman, zamansýzlýða dönüþtüðünü söylemiþlerdi de inanmamýþtým. Bir arkadaþ gazeteleri okudu, Taksim kýrsalýnda iki düþyalý ölü ele geçirilmiþ. Açlýk grevlerinin ölüm orucuna dönüþme ihtimali varmýþ. Ancak tahsille elde edilebilecek cehalet örneði olan bir zat; "Kürtçe eðitim þeytan iþidir" demiþ. Devlete ve tanrýlara uymaktan, þeytana uymak evladýr! diye düþündüm. Ama þeytaný hatýrlayamadým bir türlü, iyi Kürtçe bilen bir hewale, Kürtçe'de "tanrý" ve "devlet", "kötülük" ne demek, diye sordum. Zihnimi açan yanýtlar alýyordum ki, söylediklerinin çoðunu unuttum. Voltada yeniden sorayým dedim, ama kim olduðunu unuttum. Eylemde uyumamak gerektiðini biliyorsam da bir ara uyumuþum, notlarým da uyumuþ. Sabah olunca neden uyanmak gerektiðini unuttum. Buraya nasýl geldiðimi düþündüm bütün gün, bir türlü çýkaramadým. Hapishanede olduðumu ziyaretime gelemeyen annemden biliyorum. Bugün açlýk eyleminin kaçýncý günü? Dýþardakiler hatýrlasýn ve bize hatýrlatsýn diye, unuttum. Ben uykudayken de yerimde duramam, yatakta çok döndüðümü söyler arkadaþlar. Uyku yatakta durduðu gibi durmuyor; hep geçmiþi uyuyor, geleceðe uyanýyorum. Eylemin ortasýnda uyumak riskli, ya koðuþ basýlýrsa, ya uykumda yemek yersem ve devrime mahcup olursam. Uykuda ne yaptýðýmý kimse bilmese bile kendime çok kýzarým, dahasý anneme aylembozan olduðumu nasýl söylerim. Geçenlerde bir arkadaþ voltada bana yanlýþ bakýnca, acaba uykumda bir yanlýþ mý yaptým, diye düþünmedim deðil. Geçenlerde, komþu siyasetten bir arkadaþ, keþke Lenin devrim yapmasaydý da devrimi eskitmeseydik, gibi felsefi cümleler kurdu. Yeni devrim daha iyi olurmuþ filan. Ýnsan aklý bir alem, nereden akýl etmiþ bunlarý þaþtým. Ertesi gün, voltada rastladým ona, ama söylediklerini unuttum, takma kafana ben de söylediklerimi unuttum böylece eþitlendik, dedi. Benden siyaseten kýdemliydi ayný siyasetten de olsak eþitlenmek hoþuma gitmedi deðil. Ama eþitlik, adalet ne demekti, biraz hatýrladým biraz unuttum. Eylem böyle bir þey; unuttuklarýný hatýrlatýyor; hatýrladýklarýný da unutturuyor insana. Ne zaman devrimci olduk, buraya ne zaman geldik, hatýrlamýyorum. Eylemim kaçýncý günüydü hatýrlamýyorum; bir arkadaþ, eski ölüm oruçlarýndan birinde, kara haber gelince, "ölen bizim yoldaþýmýz" dediðini anlatýnca gerginlik oldu. Bu da ne demek oluyor þimdi, zaten hepimiz devrimin arkadaþý deðil miyiz, diye düþündümse de söyleyemedim. Eskiden olsa çok kýzardým ama kýzmak nasýldý, unuttum. Yememeyi unutmamak için parmaðýma ismini unuttuðum bir þairin "kuþyemi gibi yalnýzdý" dizesini baðladým. Aklýma yemek gelince hemen parmaðýma bakýp eylemi hatýrlýyorum. Ya parmaðýma bakmayý unutursam? Haydi iþaret parmaðýmý unutmadým, ya baðladýðým þiiri neden baðladýðýmý ve anlamýný unutursam... Söylenenlere göre göre eylemcilerde bilinç kaymasý baþlamýþ. Bilinç zaten kayan bir þey deðil midir? Ne demeye getiriyorlar anlamadým. Sorumlu bir arkadaþ, bilinç dediðin kaymaz, diye bizi siyaseten uyarmadý deðil. Yine de ben þu bilinç meselesini eylemden sonra kitaplardan yeniden okumaktan yanayým. Bir ara elime kitap aldým, ama ne yapacaðýmý unuttum! Eskiden kitapla ne yapardýk, okuduklarýmýz ne iþe yarardý bir türlü çýkaramadým. Bir ara kitabý karýþtýrýrken üstü çizilmiþ cümlelere iliþti gözüm. Zorlanarak da olsa okudum, hoþuma gitti ama neden hoþuma gittiðini unuttum. Unutmamak için defterime yazdým: "Bir duvar vardý, Önemli görünmüyordu. Kesilmemiþ taþlardan örülmüþ, kabaca sývanmýþtý; eriþkin biri üzerinden uzanýp bakabilir, bir çocuk bile üzerine týrmanabilirdi. Yolla kesiþtiði yerde bir kapýsý yoktu; orada yerin geometrisine indirgeniyordu. Bir çizgiye, bir sýnýr düþüncesine. Ama düþünce gerçekti. Önemliydi. Bütün duvarlar gibi iki anlamlý, ikiyüzlüydü. Neyin içeride neyin dýþarýda olduðu, duvarýn hangi yanýndan baktýðýnýza baðlýydý." (Ursula K. LeGuin) Eylem ortasýnda ya tahliye olursam, nasýl bakarým arkadaþlarýmýn yüzüne, diye içime kurt düþtü içime. Kendimi taammüden içeride unutabilirim, diye kendimce çözüm üretip rahatladým. Bir arkadaþ, devletin Sinop Zindaný'nda hücreye koyduðu bazý siyasileri unuttuðunu söylemiþti. Þimdi, nereden aklýma geldi bu. Neyse, haydi çýktýk diyelim ya ben kendimi dýþarýda unutursam. En kötüsü, bunca insan eylemdeyken insanýn kendini dýþarýda unutmasý.. Hapiste hayallerinde cimri olmayý öðreniyor insan. Dýþarýda devrim baþlamýþ olsun, diye düþünüp seviniyor. Ama sonrasýnda, devrim yapanlar bizi içeride unuturlarsa, diye kaygýlanýyor ve baþlýyor için için kendini yemeye...

9 4 Kasým 2012 Pazar Pazar 9 ODUNDAN BÝLE... Ne bekliyoruz? Bir kurtarýcý mý? Niye bekliyoruz ki? Süperman, Badman veya Örümcek adam olabilir mi? Kendi kýçýmýzý kurtarmak için niye bir kurtarýcýya ihtiyaç duyuyoruz? 74'de kurtarýlmak yeteri kadar bize ders vermedi mi? Niye bu kadar salaðýz ki biz? Sebebini bilen var mý? Sizce Karpaz eþeklerinden bir farkýmýz var mý? Altýmýzdaki sandalye yanýyor ama kýçýmýz rahatlýktan dem vuruyor. Ya sandalye soðuk, ya da kýçýmýz yalan söylüyor... Tükenmek ve yok olmak bu kadar mý zevk veriyor size? Yoksa toplum olarak mazoþist olduk da haberimiz mi yok? Oldu olacak haftanýn bir günü kendi kendimizi dövelim. Mutlu köleler olarak efendilerimizi eðlendirelim, ya sonra? Sonrasý yok be arkadaþlar. Silkinin ve kendinize gelin. Siz silkinmezseniz, birileri sizi silker(!). Gideceðimiz köyün minareleri göründü ama biz kör taklidi yapýyoruz. Odundan bile kürdan olur ama galiba bizden bir bok olmaz... Bu adanýn ne boktan bir duruma geldiðinin farkýnda deðil misiniz? Bu nemelazýmcýlýðýmýzýn artýk boku çýkmadý mý sizce? Kendi ülkende azýnlýk olarak yaþamak çok mu hoþuna gidiyor? Aynaya baktýðýnýz zaman Kelaynak kuþunu görmüyor musunuz?

10 10 Pazar 4 Kasým 2012 Pazar Üzgünüm Lefkoþa!.. Halil Aða cypaibo@gmail.com Bayram ziyareti þenleniyor derken bir ablamýz alýyor mikrofonu. 5 parmaðýný göðsünde birleþtiriyor ve baþlýyor anlatmaya. 'Geçen gün X abin dedi gidelim þehere, amannn annnnammmm (5 parmak göðüse gidip gidip geliyor) ciðerime birþey oturdu, kütürdetme geldi bana. Dön gidelim köyümüze dedim. Yok anam altýn döþeseler gaçmam köyümden.' Evet ciðere oturan bir þey. Üzgünüm Lefkoþa halký, tüm ýsrarlarýnýza raðmen o Lefkoþa'ya gelmeyecek. Film izler gibi doða felaketi izleyenlerde deðil, doða felaketinin film gibi izlenmesine ön ayak olanlarda bir sorun var. Bir kulunu çok sevdim, o beni hiç sevmiyor. Bir arabayý çok sevdim, euro kuru beni hiç sevmiyor. Ýþte böyle böyle yaþ ilerliyor ve kader deðiþmiyor; sevilen hiç sevmiyor. Yepyeni Portecho albümü 'Motherboy' piyasada. Henüz dinlemedim ama referansýnýz benim. Beðenmeyen bana gelsin, saatlerce sizi ikna etmeye çalýþayým. Zira ben bunu yaparým. Ýkna edene kadar uðraþýrým. Müzik iyiyse ikna da önemli deðil mi ya? Uzun süre beklediðim bir baþka albüm de Kasým'ýn ilk haftasý piyasada. Þahane insan Levent Yüksel ve albümü 'Topyekün'. Þarkýlarýn tanýtýmýndan beklediðimize deðmiþ kliþesi gerçekleþmiþ desem mi? Diyebilirim de diyebilirim de. Tek seçenek. Ekim'in son günü 35 derece olunca, haklý olarak zýrzýrlanmaya baþladýk. Yani ne bileyim Kasým diyoruz, adý var diyoruz. Rüzgarýydý, savrulan sararmýþ yapraðýydý, sürprizli romantik yaðmuruydu derken günler geçsin isteriz. Hüzün mevsimi gelsin, aþk düþsün, baþa bela alalým isteriz. Ýsteriz de isteriz. Gökyüzünde kabaran, griden beyaza döner gibi yapan fakat hýzla griye dönen ve ayný hýzla hareket eden bulutlar isteriz. Rating düþüklüðünden birçok dizinin yayýnýna son verilmiþ. Hem de müthiþ bir hýzla. Esaretin bitiyor caným kardeþim, sevinmelisin! Hayatýmda 9 dakikada iþe yaramaz bayram maillerini silmekle geçti ya. Böyle böyle yaþlanmak istemiyorum. Bu anlamda yapýlacak þeyler listesi yapmalýyým. En erken zamanda. ipad Mini iyi güzel de, o fiyat ne be Apple? Ýnsanlar ikiye ayrýlýr: 1-Spor yapanlar 2- Spor yapmamak için þahane bahane uyduranlar. Baþka tür yok, sadece bu ikisi var. Birinci gruptaki vatandaþlar yürüyüþ olsun, koþu olsun, futbol olsun, steroidcilik olsun, tenis olsun, ne olursa olsun yapar. Fakat esas takdiri ikinci gruptakiler hak ediyor. Havada, karada, kalabalýkta, kendi kendine sürekli bahane üreterek spor yapmaktan kaçarlar. Ama hep spor yapmak isterler o ayrý. Yýllarca bahane üretip dururlar. Beynin o kývrak kývrýmlarý öyle bir iþlevsel, öyle bir yaratýcý ki. Güzel sanatlara aktarýlsa bu enerji kimbilir ne Dali'ler, ne Picasso'lar, ne Sabahattin Ali'ler çýkar. 'Bayram ziyaretleri notlarý' diye kitap yapabilirim. Konu Lefkoþa ve çöpleri. Lefkoþa ve çöpleri; ikisi bir arada þampuan gibi bir þey. Ayrý ayrý düþünemiyoruz. Zaten kozmetik de öyle. Þampuan þampuansa güzel, saç kremi saç kremiyse güzel. Ne vakit ikisi biraraya gelip bir ambalaja giriyor, iþte o zaman olmuyor. Ne þampuan oluyor, ne saç kremi. Ne yýkanýp çýkýlýyor, ne de lif'in üzerine konup duþ jeli olarak kullanýlabiliyor. Öyle de gereksiz bir icat. Evet, herkes Lefkoþa'nýn çöplerini konuþuyor, bayram ziyareti þenleniyor derken bir ablamýz alýyor mikrofonu. 5 parmaðýný göðsünde birleþtiriyor ve baþlýyor anlatmaya. 'Geçen gün X abin dedi gidelim þehere, amannn annnnammmm (5 parmak göðüse gidip gidip geliyor) ciðerime birþey oturdu, kütürdetme geldi bana. Dön gidelim köyümüze dedim. Yok anam altýn döþeseler gaçmam köyümden.' Evet ciðere oturan bir þey. Üzgünüm Lefkoþa halký, tüm ýsrarlarýnýza raðmen o Lefkoþa'ya gelmeyecek. Onu çok üzdük, çok hýrpaladýk, çok çöp içinde býraktýk. Üzgünüm!.. Kütürdetme þov. 'Kütürdetme'; gelir, bazen 'kütürdetme' bulur, bazense 'kütürdetme' basar. 'Kütürdetme' hayatýn her alanýnda. Devren Kiralýk, Devren Satýlýk, Kiralýk ya da Satýlýk. Bir çok iþyerinin camýnda bu yazýlarý görülmeye baþlandý. Umut var mý hala? Tayfalma ile kütürdetme bir gün yolda karþýlaþmýþlar. O ona dert yanmýþ, diðeri ona. Böyle böyle çok hoþ vakit geçirmiþler. Gel zaman git zaman ayrýlýða düþmüþler, sonra yine ayný yolda yürümüþler. Depresif de bir yolun yolcusu sonuçta. 'Pozitif bilim ýþýðýnda dini sohbetler' dedi; diðer sesler dikkat kesildi. Mirkelam, yeni albüm için stüdyoya girdi canlarým. 'Sigara içen yaþlanmaz, çünkü geç ölür' hayatýmda duyduðum ilk havalý-akýllý cümleydi. Onun yerine Oðuz Atay'ýn 'cranium fibula radius, sacrum patella carpus, nasýl ezberlenir allahým arapça dua eden insanýn latince kemikleri?' sözünü duysaydým Sadece ben deðil de, herkes Oðuz Atay'ýn sözünü duysa. Hatta Kemalettin Tuðcu'nun 'azla yetinip, hak gasp edenlere hesap sormayan' kitaplarý yerine, Tutunamayanlar'ý okutsalardý. Anlamasak da zorlasak. Zorlasak da okusak. Evet, sevgili yeni nesil yine senden beklentimiz var. Kolay gelsin. Last.fm'de müzik ara, Grooveshark'da müzik ara, hafifmuzik.org'da müzik ara. At gerginliði üstünden. Sayýn abim, okumuþsun. Hem de týp okumuþsun. Þahane. Ama bilesin ki, sana kemik doktoru diyorlar. Aslýnda çok þahane bir görevin var. Ýnsanlara yardým etmek gibi þahane bir amacýn var. Fakat, dolaylý olarak havalý Latince terimlerin çöktüðü yer, iþte benim doðduðum büyüdüðüm yerler. Sadece bayram tebriðinde bile, en az 5 kere senden bahsettik. 'Kemik Doktoru'na gittim', 'Kemik doktoru'na gitdimin anam?', 'Kemik doktoru'na gideceyim bayramdan sonra'. Selam. Hayatýmda hiç duymadýðým kadar 'sakýz' kelimesi duyuyorum haftanýn belirli günlerinde. Önce biri, ardýndan diðeri, sonra ötekisi. Tek amaç var, 'sakýz'. Minik kalpleri sevindiren sakýz. Yalýn sana aþýk olsa. Ama öyle böyle deðil, kapýna köle olmuþ resmen. SMS'ler, gülüþmeli gezmeler, bakýþmalar, pamuklara sarma hali. Sonra sen bir yanlýþ yapsan Yalýn'a aþksal olarak. Yalýn senin için þarkýlar yapsa, besteler yapsa. Sonra tekrar barýþsanýz, bu sefer de sevgi dolu þarkýlar yazsa. Sitemli þarkýlarda da saygýlý sitem etse. Yapsa sana bunlarý, hoþuna gider mi? Bence gider. Kendine sor bu Yalýn hikayesini. Ýyice sor ama.

11 4 Kasým 2012 Pazar Pazar 11 Nubar Terziyan, muzýr, þakacý, konuþkan ve çok sevimli bir adam ama Ermeni Nubar Terziyan 6-7 Eylül'de neler yaþadýðýný anlatýyor Sevag Beþiktaþlýyan (Agos) Bu ülkenin Yeþilçam olarak adlandýrýlan sinema diline ilgisi malum. Fakat Yeþilçam'ý Yeþilçam yapan, ona o naifliði ve sýcaklýðý kazandýran oyuncular, ayný ilgiye mazhar olamýyorlar. Bir nesli masallarýyla büyüten Adile Naþit'in oðlunun neden öldüðünü ve Adile Naþit'in neler yaþadýðýný bilmiyoruz örneðin. Veya sigaradan sararmýþ býyýklarýyla mütemadiyen komedi filmlerinin 'paragöz' kötü adamýný oynayan Ýhsan Yüce'ye müthiþ þiirler yazdýran o büyük aþktan bihaberiz veya 'çirkin dev' Yadigar Ejder'in neden yokluk içinde bir parkýn bankýnda öldüðünden haberimiz bile yok. Ama neyse ki, Sezercik'in Ayþecik'le baktýklarý bebek için çaldýðý sütü dökmeyen ve onlar için bizle birlikte gözyaþý döken Nubar Terziyan'ýn bilinmezliðini yýkan ve meraklarýmýza deva olan hatýralarý var. Yavuz Turgul'un bir filminde resmettiði gibi, cemaatin azlýðýnýn rahmetliye saygýsýzlýk olacaðýný düþünerek, Müslümanlarla cenaze namazýnda saf tutacak kadar güzel bir insan olan Terziyan'ýn, 1985'te Jamanak gazetesine yazdýðý anýlarýndan oluþan ve 1995'te hemen ölümünün ardýndan Ýletiþim Yayýnlarý tarafýndan basýlan "Ne Ýdim, Ne Oldum" kitabý, bu kuraklýkta az görülen bir vaha adeta. Bu sefer 'klasik' cümleyi tersten kuralým: Terziyan, muzýr, çok þakacý, giriþken, konuþkan ve çok sevimli bir adam ama Ermeni. Doðduðu 1909'dan beri devlet politikalarý, Ermenilere neler çektirmiþse, hepsi onun da baþýndan geçiyor elbet. 1941'de "meþ'um ve zelil" yirmi kur'a askerlik 'vazife'sini yerine getirmek için 'tekrar' askere çaðrýlýr örneðin. Ýstanbul'un muhtelif yerlerinde tamamlar 14 ayýný. Varlýk Vergisi'nden ise hiç bahsetmez kitabýnda, fakat en çarpýcý ve uzun anýsý 6 Eylül 1955'le ilgili. Terziyan, 6 Eylül akþamý, Osmanbey'de zemin katta bulunan evinde, "büyük keyifle gazetesini" okurken, eþi Katrin Haným, sokaktan gürültüler geldiðini söyleyerek, Terziyan'ý uyarýr. Ýlk baþta, bunun kuruntu olduðunu düþünerek, pek aldýrýþ etmez. Aslýnda gazete keyfini bölmeye hiç niyeti yoktur. Sesler giderek artar, "kulaklarý saðýr eden baðýrýþmalar" artýk evlerine kadar geliyordur. Terziyan, ne olup bittiðini anlamak için sokaða çýkar ve "Bayrak asýn!" diye baðýrarak gelen bir insan topluluðuyla karþýlaþýr. Eþinin eline tutuþturduðu bayraðý, camýn önündeki parmaklýklara assa da, olan bitene hiçbir anlam veremez. "Bayrak asmayanlarýn kepenklerini ve camlarýný kýrýn" komutunu duyunca, bunun aný kurtarmak için bir zorunluluk olduðunu anlar. Oturduklarý apartmanýn kapýcýsýnýn kapýya astýðý dev bayrakla artýk güvence altýndadýrlar. Ama sokaðýn karþýsýndaki kýrtasiyeci arkadaþý aklýna gelir, hemen kendi penceresindeki bayraðý alýp, onun kepengine bir þekilde iliþtiriverir. Kalabalýk, "kepenkte bayrak var" diyerek dükkanýn önünden geçip gider. Yýkýcý güruhun gazabýndan, arkadaþýnýn dükkaný da kurtulmuþtur. Terziyan biraz rahatlamýþtýr, fakat aklýna Balýkpazarý'nda oturan kýzkardeþi gelir. Bir bayrak alýp ona gitmeye karar verir. Zaten Þiþli'den ve Kurtuluþ'tan gelen büyük bir kervan, Taksim'e doðru ilerlerken, aralarýna katýlýr. Etrafa daðýlan eþyalar, kýrýlan cam parçalarý ve büyük bir gürültünün içinden geçerek Meydan'a varýr. Birden yan tarafýndaki grubun konuþmalarýna þahit olur: Ellerinde dükkanlardan çaldýklarý gaz tenekeleri olan insanlar, Aya Triada Kilisesi'ni yakacaklar! (Nubar Terziyan, doðrudan Aya Triada'nýn ismini vermiyor, fakat Meydan'da bulunan insanlarýn "þu ibadet yerini yakalým" dediklerini duyduðu söylüyor.) Terziyan, kalabalýkta "gidecek bir delik dahi" bulamadýðýndan, Kilise'ye doðru ilerleyen insanlarla birlikte oraya doðru sürüklenir. Ýçinde bulunduðu kalabalýk, biraz olsun daðýlýr ve Terziyan kendini, insanlarýn býraktýklarý gaz tenekelerinin yaný baþýnda bulur. Ne olursa olsun, Kilise'nin yakýlmasýný önlemeye karar verir. O sýrada, oluþan bir karýþýklýðý fýrsat bilerek, önünde duran iki tenekeden birini tekmeler ve gazý döker. Sýra diðerine gelmiþtir, tenekenin baþýnda "adeta nöbet tutarak" kimsenin almasýna izin vermez ve kalabalýðýn görmediðini düþündüðü bir anda, ikinci tenekeyi de deviriverir. Tam rahatlamýþken, kendisine gelen bir güruhu fark eder. Ellerinde ucuna bez sardýklarý sopalar taþýyan kalabalýk, gaz tenekelerini almak için gelirken, Terziyan'ýn gazý döktüðünü görmüþtür ve üzerine "Ýþte orada, bu, orada" diye baðýrarak gelmektedir. Bu sýrada, Kilise'yi yine de yakmak için ellerindeki sopalarý, yerdeki gaza bulamayý da ihmal etmezler. Tam sopalar Terziyan'ýn kafasýna inecekken, "Etraflarýný çembere alýn!" diye baðýran gür bir ses duyar. Bir grup asker ve polis, Terziyan'ýn da aralarýnda bulunduðu kalabalýðý tutuklar. Polisler, bu grubu Bursa Sokaðý'nda bulunan karakola götürürler, fakat bu karakol, herkesi almadýðý için bir kýsmý baþka bir karakola nakledilir. Herkesi karanlýk bir odaya koyarlar. Odada, Terziyan'ýn elini cebine atacaðý kadar bile bir boþluk yoktur. Kapý kapanýr, tavanda çok hafif bir ýþýk belirir ve herkes yavaþ yavaþ odaya yerleþmeye baþlar. Terziyan'a, yan tarafýndaki, "Arkadaþ, içersin" diyerek birkaç paket sigara uzatýr ama Terziyan reddeder. Bir anda fark eder ki, odadaki herkes birbirine sabun ve sigara gibi þeyler teklif etmekte. Bir gaflet anýnda, sabunu almayý düþünür ama sonra düþünür ve arama yapýldýðýnda üstünden bunlarýn çýkmasý halinde, kendisinin de "çapulcu" zannedileceðine karar verir. Bir süre sonra, kapý açýlýr ve bir ses, "Herkes teker teker çýkacak ve dýþarýda üçer kiþilik sýra olacak" komutu verir. Kapýya doðru yaklaþtýkça, bir þeylere bastýðýný fark eder ve bunlarýn ne olduðuna baktýðýnda gözlerine inanamaz: "Pýrýl pýrýl makaslar, býçaklar, esanslar, çeþit çeþit sigaralar, iç çamaþýrlarý, çatal býçaklar, çeþit çeþit kadýn kolyeleri ve küpeleri, çeþit çeþit içkiler, kadýn süsleri, çantalar, saymakla bitmeyecek kadar çeþitli eþyalar " Konvoy halinde karakoldan ayrýlýrlar ve Aða Cami'nin önünde onlarý bekleyen tramvaya binerek Emniyet Müdürlüðü'ne doðru yola çýkarlar. Emniyet Müdürlüðü'nde nezarethaneye konulurlar, burasý daha da kalabalýktýr ve manzara daha da beterdir. Ýki ceket ve üstüne pardesü giyenler, ayaklarýna olmayacak kadar büyük veya küçük iskarpinleri ayaklarýna geçiriverenler, pantolonlarý üst üste giyenler Ýnsanlarýn cepleri ise adeta bakkal, tuhafiye ve kýrtasiye dükkaný Burada da bir süre bekledikten sonra, Selimiye Kýþlasý'na götürülmek üzere, yine tek sýra halinde dýþarýya çýkarýlýrlar. Etraflarýnda süngülü jandarmalarla Sirkeci'ye kadar yürüyüp, oradan arabalý vapurla karþýya geçeceklerdir. Yandan çarklý bir arabalý vapur týka basa doldurulur ve Anadolu yakasýna doðru yola çýkýlýr. Vapur, Sarayburnu'nu geçerken, çok iyi bir yüzücü olan Terziyan, denize atlayýp, hâlâ etraf karanlýkken gözden kaybolmayý düþünür. Kýþla'dan çýkýp çýkamayacaðýndan emin deðildir. Fakat vazgeçer. 45 dakikalýk bir yolculuktan sonra, hangi iskeleye yanaþtýðýna Terziyan'ýn dikkat bile etmediði vapurdaki kalabalýk yavaþ yavaþ boþaltýlmaya baþlanýr. Ön taraftan çýkan bir kargaþaya müdahale etmek için vapurun önüne giden jandarmalarýn yokluðunu fýrsat bilen Terziyan, bir anda makine dairesine dalar ve orada bir süre saklanýr. "Ýskele alabiliriz artýk" sesini duyduðunda, artýk buradan çýkma vaktinin geldiðini düþünür. Makine dairesinden tam çýkacakken, bir gemiciyle karþýlaþýr ve gemici onu tanýr: "Nubar Bey, gemide film çevirdiðinizi bilmiyordum." Onu tanýyan gemiciye derdini anlatýnca, gemici, onu vapur Kabataþ'a yanaþana kadar kamarasýnda saklar. Vapurdan inerken de, Terziyan'la arkadaþýymýþ gibi sohbet ederek, askerlerin dikkatini çekmemesini saðlar. Terziyan, bu anýlarýný anlatýrken, olaylarýn ismini koymuyor. Bunlarý, baþýndan geçen sýradan maceralarmýþ gibi naif ve heyecanlý bir dille anlatýyor. Hiç yaralanmamýþ ve etkilenmemiþ gibi kalender bir tavýr takýnýyor. Hatta 6-7 Eylül anýsýný anlatýrken, araya ihtiyarlamak ve aþýk olmak meselelerini sýkýþtýracak kadar, anlattýklarýný önemsemez görünüyor. Bunda en büyük pay elbette ki, Cumhuriyet'in ve anýlarýný kaleme aldýðý dönemin baský ortamýnýn. Döne dolaþa kendisine biatý, özellikle de azýnlýklardan talep eden bu sistemin içinde, korunaklý bir sessizlik ve içe kapanma veya atma gibi refleksler, elbette ki çok anlaþýlabilir. Zaten Terziyan'ýn, bu uzun ayrýmcýlýk ve baský döneminde, bu kadar göz önündeyken bile, sadece hiç ismini deðiþtirmemesi ve kimliðini gizlememesi dahi, çok önemli bir direniþtir. kitap kitap

12 TASMALI SOKAK EFENDÝSÝ Her sabah Dinlenmiþ bir güne yatýrýrken adýmlarýmý Koyu bir sessizlik bulaþýr sokaðýmdan içime Ýçim sokaklaþýr Dolanýrým her köþesinde Her köþesinde bir gizem Sýký sýkýya örtülü evler Kapý önlerinde lâstikleriyle yorgun tenekeler Beyazý, turuncusu, siyahýyla Biraz ürkek, biraz þaþkýn kedicikler Eðrimsi kaldýrýmlarda Uzun uzadýya çapaklarýný silerler Kimisi aðýr omuzlu, beton baþlý Kimisi aktör, korku filminde Kimisi tasmalý sokak efendisi Bir çalýmlý hayat ezberinde Ne korkusu var kiradý(a)mlardan Ne kaygýlýdýr borçtan, harçtan Dünü toktu geçti gitti Bugünü besbelli Yarýnýysa tümden floresan Fatma Akilhoca

Bazen tam da yeni keþfettiðiniz, yeni tanýdýðýnýz zamanda yitirirsiniz güzellikleri.

Bazen tam da yeni keþfettiðiniz, yeni tanýdýðýnýz zamanda yitirirsiniz güzellikleri. C i h a n D e m i r c i Damdaki Mizahçý 90 Yaþýnda Eskimeyen Bir Usta: Haldun Taner Bazen tam da yeni keþfettiðiniz, yeni tanýdýðýnýz zamanda yitirirsiniz güzellikleri. 1986'da yitirdiðimiz Haldun Taner

Detaylı

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým.

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým. Kaybolan Çocuk Çocuklar için öyküler yazmak istiyordum. Yazmayý çok çok sevdiðim için sevinçle oturdum masanýn baþýna. Yazdým, yazdým... Sonra da okudum yazdýklarýmý. Bana göre güzel öykülerdi doðrusu.

Detaylı

Yeni bir dönem açılıyor: Mali çöküş, depresyon, sınıf mücadelesi

Yeni bir dönem açılıyor: Mali çöküş, depresyon, sınıf mücadelesi Yeni bir dönem açılıyor: Mali çöküş, depresyon, sınıf mücadelesi Devrimci Marksizm Yayın Kurulu Uzun vadede bu felâket konusunda suçun nasýl daðýtýlacaðý çok þeyi belirleyecektir. Ýþte bu, önemli bir entelektüel

Detaylı

TMMOB DANIÞMA KURULU 2. TOPLANTISI YAPILDI

TMMOB DANIÞMA KURULU 2. TOPLANTISI YAPILDI TMMOB DANIÞMA KURULU 2. TOPLANTISI YAPILDI TMMOB Danýþma Kurulu 38. Dönem 2. Toplantýsý 16 Nisan 2005'te Ankara'da TMMOB çalýþmalarý üzerine bilgilendirme ve TMMOB çalýþmalarýnýn deðerlendirilmesi gündemi

Detaylı

SÖZCÜKTE ANLAM. Gerçek Anlam Yan Anlam Mecaz Anlam Terim Anlam Sözcükler Arasý Anlam Ýliþkileri Anlam Olaylarý Söz Öbeklerinde Anlam

SÖZCÜKTE ANLAM. Gerçek Anlam Yan Anlam Mecaz Anlam Terim Anlam Sözcükler Arasý Anlam Ýliþkileri Anlam Olaylarý Söz Öbeklerinde Anlam SÖZCÜKTE ANLAM 1 Gerçek Anlam Yan Anlam Mecaz Anlam Terim Anlam Sözcükler Arasý Anlam Ýliþkileri Anlam Olaylarý Söz Öbeklerinde Anlam BADEM AÐACI Ýlkbahar gelmiþti. Hava bazen çok güzel oluyordu. Güneþ

Detaylı

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi BÝRÝNCÝ BÖLÜM 1 Dünya döndü Son ders zili çalýnca tüm öðrenciler sevinç çýðlýklarý atarak okulu terk etti. Ýkili öðretim yapýlýyordu. Sabahçýlar okulu boþaltýrken, öðleci grup okula girmeye hazýrlanýrdý.

Detaylı

Eze meze Yýllar geçti geze geze. Neler gördüm neler! Daðlar gördüm yerden biter, gökte yiter. Daðlar gördüm kayalý, kayalarý oyalý.

Eze meze Yýllar geçti geze geze. Neler gördüm neler! Daðlar gördüm yerden biter, gökte yiter. Daðlar gördüm kayalý, kayalarý oyalý. Eze meze Yýllar geçti geze geze. Neler gördüm neler! Daðlar gördüm yerden biter, gökte yiter. Daðlar gördüm kayalý, kayalarý oyalý. Aðaçlar gördüm yeryüzü yaþýnda; Gölgesinde yaz uyur, kýþ uðuldar baþýnda.

Detaylı

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý.

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý. Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý. Üstüne, günlerin yorgunluðu çökmüþtü. Bunu ancak oyunla atabilirdi. Caný oyundan

Detaylı

KANUNSUZ TALÝMATLARI YERÝNE GETÝRMEK ZORUNDA DEÐÝLSÝNÝZ. Çünkü Anayasa ve yasalar bizden yana: 2 Nisan 2007 Onlarca film ve dizi, 3 yýllýðýna kiraya verildi. TRT ye 40 milyon dolar gelir getirmesi gerekirken,

Detaylı

TAKIM KURMA. 4) Üyeler arasýnda yüksek derecede güven duygusu geliþmiþtir. 2. TAKIM ÝLE ÇALIÞMA GRUBU ARASINDAKÝ FARKLILIKLAR :

TAKIM KURMA. 4) Üyeler arasýnda yüksek derecede güven duygusu geliþmiþtir. 2. TAKIM ÝLE ÇALIÞMA GRUBU ARASINDAKÝ FARKLILIKLAR : NOT : Bu bölüm önümüzdeki günlerde Prof.Dr. Hüner Þencan ýn incelemesinden sonra daha da geliþtirilerek son halini alacaktýr. Zaman kaybý olmamasý için büyük ölçüde- tamamlanmýþ olan bu bölüm web e konmuþtur.

Detaylı

Ýstanbul hastanelerinde GREV!

Ýstanbul hastanelerinde GREV! Ýstanbul hastanelerinde GREV! Onaylayan Administrator Wednesday, 20 April 2011 Orijinali için týklayýn Doktorlar, hemþireler, eczacýlar, diþ hekimleri, hastabakýcýlar, týp fakültesi öðrencileri ve taþeron

Detaylı

1-Zihinsel kazanýmlar 2-Duyuþsal kazanýmlar 3-Bedensel kazanýmlar

1-Zihinsel kazanýmlar 2-Duyuþsal kazanýmlar 3-Bedensel kazanýmlar ÖÐRENME Öðrenme, bireyin çevresi ile etkileþimi sonucu kalýcý olan davranýþ kazanmasýdýr. Öðrenme planlý ve düzenli etkileþim sonucu olur. Eðitimde hedef, toplumun geliþimine katký saðlayacak bireyi geliþtirmektir.

Detaylı

ali hikmet ÞEYTAN UÇURTMASI

ali hikmet ÞEYTAN UÇURTMASI 1 2 ali hikmet ÞEYTAN UÇURTMASI 3 ÞÝÝR DÝZÝSÝ Dizi Editörü HÝLMÝ YAVUZ Yayýn Yönetmeni : Ýlknur Özdemir Dizgi : Serap Kýlýç Düzelti : Fulya Tükel Montaj : Mine Sarýkaya Kapak Düzeni : Semih Özcan Ýç Baský

Detaylı

Yücel Terkanlýoðlu. HTML clipboard. Yaþamadýklarýndýr Dünyan! Uykuyla geçirdiðim her an, Benim için yitik bir zaman. Rüyayla devirdiðim kazan,

Yücel Terkanlýoðlu. HTML clipboard. Yaþamadýklarýndýr Dünyan! Uykuyla geçirdiðim her an, Benim için yitik bir zaman. Rüyayla devirdiðim kazan, Yücel Terkanlýoðlu Onaylayan Administrator Cumartesi, 23 Þubat 2008 Son Güncelleme Pazartesi, 27 Ekim 2008 Besteciler.org HTML clipboard Yaþamadýklarýndýr Dünyan! Uykuyla geçirdiðim her an, Benim için

Detaylı

DEVRÝM ÝÇÝN SAVAÞMAYANA SOSYALÝST DENMEZ!

DEVRÝM ÝÇÝN SAVAÞMAYANA SOSYALÝST DENMEZ! DEVRÝM ÝÇÝN SAVAÞMAYANA SOSYALÝST DENMEZ! Silahlý Propaganda ve Gerilla Savaþý Nikaragua da Devrim ve Seçim Proletarya ve Sosyalist Siyasal Bilinç Demokratik Muhalefette Demokrat! Türkiye Devriminde Kürt

Detaylı

FEN BÝLÝMLERÝ DERSHANESÝ

FEN BÝLÝMLERÝ DERSHANESÝ FEN BÝLÝMLERÝ DERSHANESÝ 6. SINIF DENEME SINAVI / 16. SAYI ÇÖZÜMLER TÜRKÇE TESTÝ 1. Silkelemek sözcüðü; 1. cümlede üstündeki þeyleri düþürmek, 2. cümlede kuvvetle sarsmak, 3. cümlede etkilemek ve 4. cümlede

Detaylı

Saðlýk çalýþanlarý GöREV'de

Saðlýk çalýþanlarý GöREV'de Saðlýk çalýþanlarý GöREV'de Onaylayan Administrator Wednesday, 20 April 2011 Orijinali için týklayýn Saðlýk emekçilerinin 2 gün süren grevleri baþladý. Ülke genelindeki hastanelerin nereyse tamamýnda hastanede

Detaylı

Ferit Edgü YARALI ZAMAN BÝR DOÐU YOLCULUÐUNDAN NOTLAR

Ferit Edgü YARALI ZAMAN BÝR DOÐU YOLCULUÐUNDAN NOTLAR 1 2 Ferit Edgü YARALI ZAMAN BÝR DOÐU YOLCULUÐUNDAN NOTLAR 3 Can Yayýnlarý: 1658 Türk Edebiyatý: 475 Ferit Edgü, 2007 Can Sanat Yayýnlarý Ltd. Þti., 2007 1. basým: Eylül 2007 2. basým: Kasým 2007 Kapak

Detaylı

Endi eli yimserlik Kamuoyu Beklentilerinde Pozitif Trend Devam Ediyor Genel Seçim Sürecine AKP Önde Giriyor, CHP Takipte de Bahar Havasý Türkiye nin LoveMarklarý Arçelik-Adidas-Nokia-LCWaikiki-Beko Türkiye

Detaylı

135 yýlý geride býrakan köklü bir mizah dergisi geleneðine sahibiz, ama mizah dergilerimiz

135 yýlý geride býrakan köklü bir mizah dergisi geleneðine sahibiz, ama mizah dergilerimiz Cihan Demirci Damdaki Mizahçý Mizah Dergilerimizde Yazýnýn Serüveni 135 yýlý geride býrakan köklü bir mizah dergisi geleneðine sahibiz, ama mizah dergilerimiz epeyce bir süredir dergilerinde mizah öyküsü

Detaylı

A t t i l â Þ e n k o n

A t t i l â Þ e n k o n Atölyesi A t t i l â Þ e n k o n Ýmge Öyküler Atölyesi'ne gönderilen öyküleri bu sayýdan itibaren ben deðerlendireceðim. Ayný denizlerde, ayný beklentilerle seyretmiþ biri olarak, öykünün sularýna yelken

Detaylı

1. BÖLÜM. 2. Aþaðýdaki þekillerden hangisinin d doðrusuna göre simetriði çizildiðinde, bir düzgün çokgen elde edilir? DD

1. BÖLÜM. 2. Aþaðýdaki þekillerden hangisinin d doðrusuna göre simetriði çizildiðinde, bir düzgün çokgen elde edilir? DD 6. SINIF COÞMAYA SORULARI 1. BÖLÜM 3. DÝKKAT! Bu bölümde 1 den 10 a kadar puan deðeri 1,25 olan sorular vardýr. 1. 1 birim 1 birim Van Gölü nün haritasý yukarýda verilmiþtir. Haritada 1 birim uzunluk 19

Detaylı

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi 1 Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu: Gezi Parkından dünyaya yansıyan ses daha fazla özgürlük, daha fazla demokrasi sesidir. Tarih : 15.06.2013 Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu Türkiye de görev yapan yabancı

Detaylı

Bettina Knab Tel: 08204 / 29 89 95. Þu anda çocuðunuzla tedavi için hastanede bulunuyorsunuz. Bu elbette sizin ve aileniz için kolay bir durum deðil.

Bettina Knab Tel: 08204 / 29 89 95. Þu anda çocuðunuzla tedavi için hastanede bulunuyorsunuz. Bu elbette sizin ve aileniz için kolay bir durum deðil. Bettina Knab Tel: 08204 / 29 89 95 Marktstraße 13 e-mail: bettina.knab@gmx.de 86866 Mickhausen - Münster Sayýn annebaba, Þu anda çocuðunuzla tedavi için hastanede bulunuyorsunuz. Bu elbette sizin ve aileniz

Detaylı

Ýçindekiler Kayseri Ýli Yardým Derneði Ýstanbul Þubesi Adýna Sahibi, Dernek Baþkaný Yayýn Yönetmeni Sorumlu Yazý Ýþleri Müdürü M. Orhan CEBECÝ Dergi Komisyonu Gamze POSTAAÐASI Rýfat DEDEMAN Danýþma Kurulu

Detaylı

Sami Paþazade Sezai Kedi Öykülerinin En Güzelini Yazdý

Sami Paþazade Sezai Kedi Öykülerinin En Güzelini Yazdý Ö m e r A y h a n Sami Paþazade Sezai Kedi Öykülerinin En Güzelini Yazdý Tanzimat edebiyatýnýn düzyazý yazarlarý, öyküden çok romana eðilmiþ, öykü türündeki verimleri, neredeyse romana yaklaþan oylumlarýyla

Detaylı

DEVRÝMÝN GELÝÞÝMÝ ve Küçük-Burjuva Hareketin Yalpalamasý

DEVRÝMÝN GELÝÞÝMÝ ve Küçük-Burjuva Hareketin Yalpalamasý DEVRÝMÝN GELÝÞÝMÝ ve Küçük-Burjuva Hareketin Yalpalamasý 38. Sayý / 30 Mart-13 Nisan 2005 Devrimci dönemlerin kitle örgütlenme araçlarý genel olarak komitelerdir. Komiteler, komiteleþme üzerine düþünen

Detaylı

Theo Nichols Nadir Suður Önsöz Bu araþtýrma Sivil Toplum Diyaloðu: Ortak Çalýþma Kültürü Aracýlýðýyla AB ve Türkiye den Ýþçilerin Bir Araya Getirilmesi projesinin bir parçasý olarak gerçekleþtirilmiþtir.

Detaylı

Örgüt Kültürü. da öðrenmek isteyecektir.

Örgüt Kültürü. da öðrenmek isteyecektir. NOT : Bu bölüm önümüzdeki günlerde Prof.Dr. Hüner Þencan ýn incelemesinden sonra daha da geliþtirilerek son halini alacaktýr. Zaman kaybý olmamasý için büyük ölçüde- tamamlanmýþ olan bu bölüm web e konmuþtur.

Detaylı

KÜLTÜR SANAT-MAVÝ KARANFÝL-127

KÜLTÜR SANAT-MAVÝ KARANFÝL-127 KÜLTÜR SANAT-MAVÝ KARANFÝL-127 Düzenleyen Administrator Salý, 15 Haziran 2010 Mersin Gazetesi KÜLTÜR SANAT-MAVÝ KARANFÝL-127 YAZIK Abidin GÜNEYLÝ-Mersin Küfürün adýný günah koymuþlar Etsem bana yazýk etmesem

Detaylı

BURDURLU HOCA DAN YURT SÖYLENCELERÝ

BURDURLU HOCA DAN YURT SÖYLENCELERÝ BURDURLU HOCA DAN YURT SÖYLENCELERÝ Her yönüyle edip (edebiyatçý) ve öðretmen Ýbrahim Zeki Burdurlu nun ölümsüz bir yapýtý elinizi öpüyor. Burdurlu bu çalýþmasýnda, cennet Anadolu nun deðiþik yörelerinden

Detaylı

ÝÇÝNDEKÝLER. Diyalog Tamamlama...24 2. Haftanýn Testi...25

ÝÇÝNDEKÝLER. Diyalog Tamamlama...24 2. Haftanýn Testi...25 ÝÇÝNDEKÝLER A. BÝRÝNCÝ TEMA: BÝREY VE TOPLUM Küçük Cemil...11 Bilgi Hazinemiz (Hikâye Yazmaya Ýlk Adým)...14 Güzel Dilimiz (Çaðrýþtýran Kelimeler - Karþýlaþtýrma - Þekil, Sembol ve Ýþaretler - Eþ Anlamlý

Detaylı

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik KISKANÇLIK KRİZİ > > ADAM - Kiminle konuşuyordun? > > KADIN - Tanımazsın. > > ADAM - Tanısam sormam zaten. > > KADIN - Tanımadığın birini neden soruyorsun? > > ADAM - Tanımak için. > > KADIN - Peki...

Detaylı

ZUBRÝTSKÝ, MÝTROPOLSKÝ, KEROV KAPÝTALÝST TOPLUM ERÝÞ YAYINLARI. Kapitalist Toplum

ZUBRÝTSKÝ, MÝTROPOLSKÝ, KEROV KAPÝTALÝST TOPLUM ERÝÞ YAYINLARI. Kapitalist Toplum ZUBRÝTSKÝ, MÝTROPOLSKÝ, KEROV KAPÝTALÝST TOPLUM ERÝÞ YAYINLARI 1 2 SEKÝZÝNCÝ BASKI KAPÝTALÝST TOPLUM ZUBRITSKI, MITROPOLSKI, KEROV, KUZNETSOV, GRETSKI, LOZOVSKl, KOLOSSOV 3 Y. Kuznetsov [Birinci ve Üçüncü

Detaylı

Olmak ya da Olmamak. Cumhuriyetin temel niteliklerine

Olmak ya da Olmamak. Cumhuriyetin temel niteliklerine 2007y ý l ý ü l k e - m i z için bir ol-mak ya da olmamak savaþýna sahne olacaða benziyor. AKP, çeþitli kesimlerden gelen uya-rýlara raðmen ülkemizi bir is-lâm devletine dönüþtürme tutkusundan vazgeçmedi,

Detaylı

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΣΧΟΛΙΚΗ ΧΡΟΝΙΑ: 2013-2014 Μάθημα: Τουρκικά Επίπεδο: Ε3 Διάρκεια: 2 ώρες Ημερομηνία:

Detaylı

Kimler aptal olarak kabul edilir? Sanki bunu herkes biliyormuþ gibi ama bundan ne

Kimler aptal olarak kabul edilir? Sanki bunu herkes biliyormuþ gibi ama bundan ne N i k o l a y S e m y o n o v i ç L e s k o v Aptalcýk1 Çeviren: Birsen Karaca Kimler aptal olarak kabul edilir? Sanki bunu herkes biliyormuþ gibi ama bundan ne anladýklarýný kontrol edersek, hiçbirinin

Detaylı

alternatif cevabı olabilir fakat anlatmak veya vurgulamak istediğim konu insanların alışveriş merkezlerine ihtiyacı olsun olmasın gitme durumları.

alternatif cevabı olabilir fakat anlatmak veya vurgulamak istediğim konu insanların alışveriş merkezlerine ihtiyacı olsun olmasın gitme durumları. HASTA İŞİ İnsanların içlerinde barındırdıkları ve çoğunlukla kaçmaya çalıştıkları bir benlikleri vardır. O benliklerin içinde yaşadıkları olaylar ve onlardan arta kalan üzüntüler barınır, zaten bu yüzdendir

Detaylı

ANAYASA MAHKEMESÝ KARARLARINDA SENDÝKA ÖZGÜRLÜÐÜ Dr.Mesut AYDIN*

ANAYASA MAHKEMESÝ KARARLARINDA SENDÝKA ÖZGÜRLÜÐÜ Dr.Mesut AYDIN* 1.Giriþ ANAYASA MAHKEMESÝ KARARLARINDA SENDÝKA ÖZGÜRLÜÐÜ Dr.Mesut AYDIN* Toplu olarak kullanýlmasýndan dolayý kolektif sosyal haklar arasýnda yer alan sendika hakký 1 ; bir devlete sosyal niteliðini veren

Detaylı

Enternasyonalist Komünist Birlik (EKB)

Enternasyonalist Komünist Birlik (EKB) Enternasyonalist Komünist Birlik (EKB) RUSYA DA KARÞI- DEVRÝM VE KAPÝTALÝZMÝN GELÝÞMESÝ geocities.com/icgcikg/turkish RUSYA DA KARÞI-DEVRÝM VE KAPÝTALÝZMÝN GELÝÞMESÝ Devrimin ve Karþý-Devrimin Bilânçosuna

Detaylı

EKONOMÝDE GELÝÞMELER

EKONOMÝDE GELÝÞMELER 03 Þubat 2011 Perþembe Kemal AKAR Ýl Baþkan Yard. Ekonomi Ýþleri EKONOMÝDE GELÝÞMELER Kiþi Baþýna Milli Gelir 10 Bin Dolarý Aþtý Teþkilatýmýzýn Deðerli Mensuplarý, Kýymetli Yol Arkadaþlarým, Ak Parti bayraðýnýn

Detaylı

Yaz l Bas n n Gelece i

Yaz l Bas n n Gelece i Emre Aköz Yeni Okur-Yazarlar ve Gazetelerin Geleceği ABD li serbest gazeteci Christopher Allbritton õn yaşadõklarõ bize yazõlõ medyanõn (ki bu tabirle esas olarak gazeteleri kastediyorum) geleceği hakkõnda

Detaylı

Öykü ile ilgili bitişik eğik yazı ile 5N1K soruları üretip çözünüz. nasıl : ne zaman:

Öykü ile ilgili bitişik eğik yazı ile 5N1K soruları üretip çözünüz. nasıl : ne zaman: Hafta Sonu Ev Çalışması BALON Küçük çocuk, baloncuyu büyülenmiş gibi takip ederken, şaşkınlığını izleyemiyordu. Onu hayrete düşüren şey, "Bizim eve bile sığmaz" dediği o güzelim balonların adamı nasıl

Detaylı

ÝLKER BAÞBUÐ'UN AÇIKLAMALARI

ÝLKER BAÞBUÐ'UN AÇIKLAMALARI ÝLKER BAÞBUÐ'UN AÇIKLAMALARI Türk Kardeþlik Merkezi GENELKURMAY BAÞKANI ORGENERAL ÝLKER BAÞBUÐ UN TELEVÝZYON PROGRAMINDA YAPTIKLARI AÇIKLAMALAR(TAM METÝN)( 05 Temmuz 2010 ) Uður DÜNDAR : Sayýn Genelkurmay

Detaylı

SOSYAL BÝLÝMLER 1 TESTÝ (Sos 1)

SOSYAL BÝLÝMLER 1 TESTÝ (Sos 1) Dershanede doðru þýkkýnýz SOSYAL BÝLÝMLER1 TESTÝ (Sos1) Bu testte sýrasýyla, Tarih (113) Coðrafya (1423) Felsefe (2430) ile ilgili 30 soru vardýr. 1. Tarih öncesinde yaþayan insanlar, araç gereç yapýmýnda

Detaylı

Yýldýz Tilbe 1 ADAM OLSAYDIN. Söz-Müzik: Yýldýz Tilbe. Sevdim olmadý yar, küstüm olmadý yar. Kendini arattý, beni bulmadý yar

Yýldýz Tilbe 1 ADAM OLSAYDIN. Söz-Müzik: Yýldýz Tilbe. Sevdim olmadý yar, küstüm olmadý yar. Kendini arattý, beni bulmadý yar Yýldýz Tilbe 1 Onaylayan Administrator Pazar, 06 Mayýs 2007 Son Güncelleme Perþembe, 14 Haziran 2007 Besteciler.org ADAM OLSAYDIN Sevdim olmadý yar, küstüm olmadý yar Kendini arattý, beni bulmadý yar Düþtüm

Detaylı

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri 1 Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri Bugün kızla tanışma anında değil de, flört süreci içinde olduğumuz bir kızla nasıl konuşmamız gerektiğini dilim döndüğünce anlatmaya

Detaylı

FEN BÝLÝMLERÝ DERSHANESÝ

FEN BÝLÝMLERÝ DERSHANESÝ FEN BÝLÝMLERÝ DERSHANESÝ 8. SINIF DENEME SINAVI / 17. SAYI ÇÖZÜMLER TÜRKÇE TESTÝ 1. Etkilemek sözcüðü; 1. ve 3. cümlede bir kimsenin davranýþýný, düþüncesini, duygularýný deðiþtirmek anlamýnda kullanýlmýþtýr.

Detaylı

ÝÇÝNDEKÝLER TEMA 1. Anlam Bilgisi. Yazým Bilgisi. Dil Bilgisi. SÖZCÜK ANLAMI...15 Gerçek, Yan ve Mecaz Anlam...15 Deyim...15

ÝÇÝNDEKÝLER TEMA 1. Anlam Bilgisi. Yazým Bilgisi. Dil Bilgisi. SÖZCÜK ANLAMI...15 Gerçek, Yan ve Mecaz Anlam...15 Deyim...15 ÝÇÝNDEKÝLER TEMA 1 Anlam Bilgisi SÖZCÜK ANLAMI...15 Gerçek, Yan ve Mecaz Anlam...15 Deyim...15 CÜMLE ANLAMI...16 Öznel ve Nesnel Anlatým...16 Neden - Sonuç Ýliþkisi...16 Amaç - Sonuç Ýliþkisi...16 Koþula

Detaylı

Tarihte, Günümüzde ve Devrimci Mücadelede Kadýnlar

Tarihte, Günümüzde ve Devrimci Mücadelede Kadýnlar Tarihte, Günümüzde ve ERÝÞ YAYINLARI Bu broþüre yer alan yazýlardan "Tarihte ve Günümüzde Emekçi " yazýsý, Kurtuluþ Cephesi'nin Mart-Nisan 1997 tarihli 36. Sayýsýnda; " " yazýsý, Kurtuluþ Cephesi'nin Mart-Nisan

Detaylı

Putzmeister Beton Pompalarý - Müþteri Postasý 6 Çerkezköy den Amerika ya beton pompasý Boya kalitesi nelerin göstergesidir Teknolojiye hazýr mýyýz Ýki seçenekli uygulama ile parça satýþlarý arttý Ýçindekiler

Detaylı

mmo bülteni ekim 2005/sayý 89

mmo bülteni ekim 2005/sayý 89 8 Ekim 2005 tarihinde Ankara'da yapýlacak olan "TMMOB mitingi" için TMMOB Yönetim Kurulu Baþkaný Mehmet Soðancý 15 Eylül 2005 tarihinde basýn açýklamasý yaptý. ÖZGÜRLÜKTEN, EMEKTEN, DEMOKRASÝDEN VE BARIÞTAN

Detaylı

============================================================================

============================================================================ 1973 Caprice Gönderen : alparslanbirinci - 14/11/2010 21:19 Yeni aldýðým 1973 Caprice'in fotolarýný sizinle paylaþmaktan mutluluk duyuyorum http://img602.imageshack.us/img602/720/21854026.jpg http://img202.imageshack.us/img202/3420/dsc02025rx.jpg

Detaylı

Liderlik Üzerine Bir Analiz

Liderlik Üzerine Bir Analiz Liderlik Üzerine Bir Analiz Liderlik Üzerine Bir Analiz Gerçekte lider ve liderlik kavramlarý iþletme yönetimi ve örgütsel davranýþ literatüründe her zaman önem taþýmýþtýr. Liderlik ile bilimsel çalýþmalar

Detaylı

ve AHLAK BÝLGÝSÝ TESTÝ

ve AHLAK BÝLGÝSÝ TESTÝ SOSYAL BÝLGÝLER - DÝN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BÝLGÝSÝ TESTÝ 1 [ 9 ] A kitapçýðý soru numarasý B kitapçýðý soru numarasý 1[9] Anadolu uygarlýklarýndan Ýyonyalýlar denizcilik ve deniz ticaretiyle uðraþmýþlardýr.

Detaylı

Rafet El Roman. Amerika. Rafet El Roman. A memo. Burasý New York Amerika. Evler karýþtý bulutlara. Nasýl bir zaman. Nasýl bir yaþam.

Rafet El Roman. Amerika. Rafet El Roman. A memo. Burasý New York Amerika. Evler karýþtý bulutlara. Nasýl bir zaman. Nasýl bir yaþam. Onaylayan Administrator Pazartesi, 21 Mayýs 2007 Besteciler.org Amerika A memo Burasý New York Amerika Evler karýþtý bulutlara Nasýl bir zaman Nasýl bir yaþam A memo Ýnsanlar simsiyah, kýzýl, beyaz Sokaklar

Detaylı

Sezen Aksu 2. Çok Ayýp. Söz - Müzik: Sezen Aksu. Kulaðýma geliyor, atýp tutuyorsun, ileri geri konuþuyorsun aleyhimde. Çok ayýp, çok ayýp.

Sezen Aksu 2. Çok Ayýp. Söz - Müzik: Sezen Aksu. Kulaðýma geliyor, atýp tutuyorsun, ileri geri konuþuyorsun aleyhimde. Çok ayýp, çok ayýp. Sezen Aksu 2 Onaylayan Administrator Pazar, 20 Mayýs 2007 Son Güncelleme Perþembe, 14 Haziran 2007 Besteciler.org Çok Ayýp Söz - Müzik: Sezen Aksu Kulaðýma geliyor, atýp tutuyorsun, ileri geri konuþuyorsun

Detaylı

mmo bülteni þubat 2005/sayý 81 doðalgaz temin ve tüketim politikalarý raporu da basýn mensuplarýna daðýtýlmýþtýr.

mmo bülteni þubat 2005/sayý 81 doðalgaz temin ve tüketim politikalarý raporu da basýn mensuplarýna daðýtýlmýþtýr. TÜRKÝYE DE DOÐAL GAZ TEMÝN VE TÜKETÝM POLÝTÝKALARI Basýna ve Kamuoyuna 10 Ocak 2005 Oda Baþkanýmýz Emin KORAMAZ Odamýzýn Doðalgaz alanýnda yaptýðý çalýþmalarý ve Türkiye deki Doðalgazýn durumu hakkýnda

Detaylı

FEN BÝLÝMLERÝ DERSHANESÝ

FEN BÝLÝMLERÝ DERSHANESÝ FEN BÝLÝMLERÝ DERSHANESÝ 6. SINIF DENEME SINAVI / 1. SAYI ÇÖZÜMLER TÜRKÇE TESTÝ 1. 1., 3. ve 4. cümlelerde piþmek sözcüðü duyu organlarýmýzdan biriyle algýlanabilmektedir. Ancak 2. cümlede geçen bir iþte

Detaylı

GENEL YAYIN YÖNETMENÝ VE SORUMLU YAZI ÝÞLERÝ MÜDÜRÜ TALÝP ARSLAN

GENEL YAYIN YÖNETMENÝ VE SORUMLU YAZI ÝÞLERÝ MÜDÜRÜ TALÝP ARSLAN 1 ÝMTÝYAZ SAHÝBÝ MUSTAFA KOÇ GENEL YAYIN YÖNETMENÝ VE SORUMLU YAZI ÝÞLERÝ MÜDÜRÜ TALÝP ARSLAN BASKI YERÝ ÇAÐLAYAN A.Þ. TS EN ISO 9001:2008 SER NO: 300-01 SARNIÇ YOLU ÜZERÝ NO:7 GAZÝEMÝR / ÝZMÝR TEL: 0

Detaylı

FEN BÝLÝMLERÝ DERSHANESÝ

FEN BÝLÝMLERÝ DERSHANESÝ FEN BÝLÝMLERÝ DERSHANESÝ 7. SINIF DENEME SINAVI / 20. SAYI ÇÖZÜMLER TÜRKÇE TESTÝ. Tutmak sözcüðü,. cümleye denetimi ve yetkisi altýna almak, 2. cümleye gereðini yapmak, yerine getirmek, 3. cümleye bir

Detaylı

Asker hemen komutanı süzerek cevap vermiş; 1,78! Komutan şaşırmış;

Asker hemen komutanı süzerek cevap vermiş; 1,78! Komutan şaşırmış; Yemek Temel, Almanya'dan gelen arkadaşı Dursun'u lokantaya götürür. Garsona: - Baa bi kuru fasulye, pilav, üstüne de et! der. Dursun: - Baa da aynısından... Ama üstüne etme!.. Ölçüm Bir asker herkesin

Detaylı

ÝÇÝNDEKÝLER ANLAM BÝLGÝSÝ...13 YAZIM BÝLGÝSÝ...23 DÝL BÝLGÝSÝ...25 ANLAM BÝLGÝSÝ...27 YAZIM BÝLGÝSÝ...37 DÝL BÝLGÝSÝ...39 ANLAM BÝLGÝSÝ...

ÝÇÝNDEKÝLER ANLAM BÝLGÝSÝ...13 YAZIM BÝLGÝSÝ...23 DÝL BÝLGÝSÝ...25 ANLAM BÝLGÝSÝ...27 YAZIM BÝLGÝSÝ...37 DÝL BÝLGÝSÝ...39 ANLAM BÝLGÝSÝ... ÝÇÝNDEKÝLER TÜRKÇE 1. TEMA ANLAM BÝLGÝSÝ...................................................................................13 YAZIM BÝLGÝSÝ....................................................................................23

Detaylı

PazaR. Sorular cevaplar ve geçmeyen dudak izleri... Aziz Nesin lik. kanun taksimi hicaz oldu n Aziz Þah. Eski bir okul. n Aydýn Adamoðlu.

PazaR. Sorular cevaplar ve geçmeyen dudak izleri... Aziz Nesin lik. kanun taksimi hicaz oldu n Aziz Þah. Eski bir okul. n Aydýn Adamoðlu. PazaR Tarih: 12 Aralýk 2010 YIL: (5) SAYI: (297) AFRÝKA NIN ÜCRETSÝZ HAFTALIK EKÝ KARÞIKÝ MEVZÝ n Aydýn Adamoðlu Çam sakýzý n Halil Aða Aziz Nesin lik yaþanmýþlýklarýmýz... n Fatma Ergün Sorular cevaplar

Detaylı

Ýmece Evi. Ziyaret-2016

Ýmece Evi. Ziyaret-2016 Ziyaret-2016 Ýmece Evi Merhaba, Ýmece Evi ni öðrenme merkezi olmasýna neden olan öðrenme odaklý ziyaretçiler bizi daha çok araþtýrmaya yönlendirip sorumluluklarýmýzý hatýrlamamýza neden oluyor. Yaþamýný

Detaylı

SAÐLIKTA ÖZELLEÞTÝRME

SAÐLIKTA ÖZELLEÞTÝRME Doç. Dr. Ýlker BELEK Akdeniz Üniversitesi Týp Fakültesi Halk Saðlýðý Anabilim Dalý Öðretim Üyesi SAÐLIKTA ÖZELLEÞTÝRME Burjuva Sýnýf Saldýrýsýnýn Tepe Noktasý Yukarýda tanýmlanan saðlýk sistemi yapýsý

Detaylı

Ali Çolak. Bir Bahçe Düþü

Ali Çolak. Bir Bahçe Düþü Ali Çolak Bir Bahçe Düþü Deneme ALÝ ÇOLAK; 1965 yýlýnda Nazilli de doðdu. Gazi Üniversitesi Teknik Eðitim Fakültesi nde baþladýðý yüksek öðrenimini, Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eðitim Fakültesi Türk

Detaylı

HEM DÜŞÜNECEĞİZ, HEM ÖĞRENECEĞİZ HEM DE SÜRPRİZ HEDİYELER KAZANMA ŞANSINA SAHİP OLACAĞIZ.

HEM DÜŞÜNECEĞİZ, HEM ÖĞRENECEĞİZ HEM DE SÜRPRİZ HEDİYELER KAZANMA ŞANSINA SAHİP OLACAĞIZ. HEM DÜŞÜNECEĞİZ, HEM ÖĞRENECEĞİZ HEM DE SÜRPRİZ HEDİYELER KAZANMA ŞANSINA SAHİP OLACAĞIZ. Sorular her ay panolara asılacak ve hafta sonuna kadar panolarda kalacak. Öğrenciler çizgisiz A5 kâğıdına önce

Detaylı

NİSAN 2012 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

NİSAN 2012 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili NİSAN 2012 FAALİYET RAPORU Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili CHP MERSİN İL-İLÇE ÖRGÜTLERİ, BELEDİYELER VE KÖYLERE YÖNELİK YAPILAN ÇALIŞMALAR 1. Yeni Seçilen Tarsus CHP İlçe Yönetimini ziyaret ederek

Detaylı

Haberler / News. Dizin / Index. Hayýrsever iþ adamýndan

Haberler / News. Dizin / Index. Hayýrsever iþ adamýndan Türk Kütüphaneciliði 21, 4 (2007), 516-522 Dizin / Index Hayýrsever iþ adamýndan kütüphane Kýraathaneye kitaplýk Her okula kütüphane Deðiþen Dünyada Bilgi Yönetimi Sempozyumu gerçekleþtirildi Ýstanbul'a

Detaylı

ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ. ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011 ΣΟ ΔΞΔΣΑΣΙΚΟ ΓΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΣΔΛΔΙΣΑΙ ΑΠΟ 8 (ΟΚΣΩ) ΔΛΙΓΔ. Τπογραφή καθηγητή:

ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ. ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011 ΣΟ ΔΞΔΣΑΣΙΚΟ ΓΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΣΔΛΔΙΣΑΙ ΑΠΟ 8 (ΟΚΣΩ) ΔΛΙΓΔ. Τπογραφή καθηγητή: ΚΥΠΡΙΑΚΗ ΔΗΜΟΚΡΑΤΙΑ ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΓΙΔΤΘΤΝΗ ΜΔΗ ΔΚΠΑΙΓΔΤΗ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ ΜΑΘΗΜΑ: ΣΟΤΡΚΙΚΑ ΕΠΙΠΕΔΟ: Γ ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011

Detaylı

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN İŞ DÜNYASI BAKIŞ AÇISIYLA TÜRKİYE DE YOLSUZLUK SEMİNERİ AÇILIŞ KONUŞMASI

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN İŞ DÜNYASI BAKIŞ AÇISIYLA TÜRKİYE DE YOLSUZLUK SEMİNERİ AÇILIŞ KONUŞMASI TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN İŞ DÜNYASI BAKIŞ AÇISIYLA TÜRKİYE DE YOLSUZLUK SEMİNERİ AÇILIŞ KONUŞMASI 26 Kasım 2014 İstanbul, Sabancı Center TÜSİAD İş Dünyası Bakış Açısıyla Türkiye de

Detaylı

Dr. Ercan YAVUZ Türk Tabipleri Birliði SSK Kolu Çalýþaný Ýþyeri Hekimi

Dr. Ercan YAVUZ Türk Tabipleri Birliði SSK Kolu Çalýþaný Ýþyeri Hekimi Ýlaç Dr. Ercan YAVUZ Türk Tabipleri Birliði SSK Kolu Çalýþaný Ýþyeri Hekimi SSK ilaç üreticisi konumundadýr, SSK Türkiye'de en fazla ilacý alýcý konumunda olan kamu kurumudur, SSK'nýn saðlýk sigortacýlýðý

Detaylı

Kavruk Kýna. Gündüzleri, aþaðýda herkes benim için ayný; hepsi de anadan doðma elimin altýndan geçip

Kavruk Kýna. Gündüzleri, aþaðýda herkes benim için ayný; hepsi de anadan doðma elimin altýndan geçip Þ e h l a P e r v i n R u h Kavruk Kýna Farsçadan Çeviren: Haþim Hüsrevþahi Dün geceden beri tekrar baþladým týrnaklarýmý yemeye. Tam Büyük Kapý'nýn aslan kafalý kapý tokmaðý yeri göðü birbirine kattýðýndan

Detaylı

Türk Kütüphaneciliði 21,1(2007), 75-87

Türk Kütüphaneciliði 21,1(2007), 75-87 Türk Kütüphaneciliði 21,1(2007), 75-87 Hedef Gruplara Yönelik Yaratýcý Kütüphane Hizmetleri ve Proje Geliþtirme: Halk Kütüphaneleri Gaziantep, Bartýn ve Antalya Bölge Seminerleri Deðerlendirme Raporu Bülent

Detaylı

ÝÞYERÝ SAÐLIK BÝRÝMLERÝ VE ÝÞYERÝ HEKÝMLERÝ ÝLE ÝLGÝLÝ YENÝ YÖNETMELÝÐÝN DEÐERLENDÝRÝLMESÝ

ÝÞYERÝ SAÐLIK BÝRÝMLERÝ VE ÝÞYERÝ HEKÝMLERÝ ÝLE ÝLGÝLÝ YENÝ YÖNETMELÝÐÝN DEÐERLENDÝRÝLMESÝ m e s l e k i s a ð l ý k v e g ü v e n l i k Dr. Hamdi AYTEKÝN, Prof., Uludað Ü. Týp Fak. Halk Saðlýðý AD., Baþkaný Dr. Necla AYTEKÝN Prof., Uludað Ü. Týp Fak. Halk Sað. AD Öðr. Üyesi Dr. Emel ÝRGÝL Doç.,

Detaylı

FEN BÝLÝMLERÝ DERSHANESÝ

FEN BÝLÝMLERÝ DERSHANESÝ FEN BÝLÝMLERÝ DERSHANESÝ 6. SINIF DENEME SINAVI / 11. SAYI ÇÖZÜMLER TÜRKÇE TESTÝ 1. Bir sözcüðü, A seçeneðinde eþit, ayný anlamýnda kullanýlmýþtýr: Nasýl isterseniz, benim için hepsi ayný (eþit). 5. A,

Detaylı

büyük deðiþiklikler yaratmýþtýr. Halk burjuva partilerinin

büyük deðiþiklikler yaratmýþtýr. Halk burjuva partilerinin OCAK 1999 SAYI: 12 DEVRÝM ÝÇÝN SAVAÞMAYANA SOSYALÝST DENMEZ KENDÝMÝZLE OLAN SAVAÞI AÞI KAZANMALI VE ÖRGÜTLENMELÝYÝZ DURSUN KARATAÞ... Beynimizde, hücrelerimizde burjuvaziye, düzene ait ne varsa söküp atmalýyýz.

Detaylı

20 EKÝM DE ALANLARDAYIZ

20 EKÝM DE ALANLARDAYIZ TÜRK MÜHENDÝS VE MÝMAR ODALARI BÝRLÝÐÝ Ekim 2002/Sayý 25 HABER BÜLTENÝ TMMOB 37. DÖNEM 1. DANIÞMA KURULU 14 EYLÜL 2002 DE TOPLANDI 20 EKÝM DE ALANLARDAYIZ Ülkemize, Mesleðimize, Geleceðimize Sahip Çýkýyoruz

Detaylı

ÖYKÜLERİ Yayın no: 170 ADALET VE CESARET ÖYKÜLERİ

ÖYKÜLERİ Yayın no: 170 ADALET VE CESARET ÖYKÜLERİ ADALET ve CESARET ÖYKÜLERİ Yayın no: 170 ADALET VE CESARET ÖYKÜLERİ Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür İç düzen: Durmuş Yalman Kapak: Zafer Yayınları İsbn: 978 605 4965 24 3 Sertifika no: 14452 Uğurböceği

Detaylı

Sayın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız ve Değerli Konuklar,

Sayın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız ve Değerli Konuklar, Sayın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız ve Değerli Konuklar, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu nun desteğiyle, Enerji

Detaylı

ZORUNDAYIZ ÖÐRENMEK VE ÖÐRETMEK DURSUN KARATAÞ

ZORUNDAYIZ ÖÐRENMEK VE ÖÐRETMEK DURSUN KARATAÞ AÐUSTOS 1998 SAYI: 11 DEVRÝM ÝÇÝN SAVAÞMAYANA SOSYALÝST DENMEZ ÖÐRENMEK VE ÖÐRETMEK ZORUNDAYIZ DURSUN KARATAÞ mayanlara, düzeniçi reformlarla yetinenlere, Marksist-Leninistlere karþý oligarþi adýna i-

Detaylı

BALIKÇI BARINAKLARI YÖNETMELÝÐÝNDE DEÐÝÞÝKLÝK YAPILMASINA DAÝR YÖNET Perþembe, 30 Ekim 2008

BALIKÇI BARINAKLARI YÖNETMELÝÐÝNDE DEÐÝÞÝKLÝK YAPILMASINA DAÝR YÖNET Perþembe, 30 Ekim 2008 BALIKÇI BARINAKLARI YÖNETMELÝÐÝNDE DEÐÝÞÝKLÝK YAPILMASINA DAÝR YÖNET Perþembe, 30 Ekim 2008 28 Ekim 2008 SALI Resmî Gazete Sayý : 27038 YÖNETMELÝK Tarým ve Köyiþleri Bakanlýðýndan: Taþpýnar Muhasebe BALIKÇI

Detaylı

DANIÞMANLIK TEDBÝRÝ KARARLARININ UYGULAMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA TEBLÝÐ Perþembe, 30 Ekim 2008

DANIÞMANLIK TEDBÝRÝ KARARLARININ UYGULAMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA TEBLÝÐ Perþembe, 30 Ekim 2008 DANIÞMANLIK TEDBÝRÝ KARARLARININ UYGULAMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA TEBLÝÐ Perþembe, 30 Ekim 2008 25 Ekim 2008 CUMARTESÝ Resmî Gazete Sayý : 27035 TEBLÝÐ Taþpýnar Muhasebe Devlet Bakanlýðý, Milli Eðitim

Detaylı

RAPORU HAZIRLAYANLAR: Azime Acar & Ender Bölükbaşı. Filistin ile yatıp, Gazze ile kalkıyoruz.

RAPORU HAZIRLAYANLAR: Azime Acar & Ender Bölükbaşı. Filistin ile yatıp, Gazze ile kalkıyoruz. - Günlük siyaset acının üstünü nasıl örter? - Gazze yi ve Filistin i içselleştirmek yerine farz olarak görenlerin destansı trajik hali - BM Genel Sekreteri, AKP Kadın Kolları ve Hrant Dink Ortak paydası

Detaylı

meslekte dönüþüm MÝMARLIKTA DÖNÜÞÜM Yuvarlak Masa Toplantýsý MÝMARLIK PRATÝÐÝNDE DÖNÜÞÜM SAÝT KOZACIOÐLU

meslekte dönüþüm MÝMARLIKTA DÖNÜÞÜM Yuvarlak Masa Toplantýsý MÝMARLIK PRATÝÐÝNDE DÖNÜÞÜM SAÝT KOZACIOÐLU Yaþanýlabilir bir kentsel dokunun elde edilmesi, kent etkinliklerinin saðlam, kullanýþlý ve güzel yapýlarda barýndýrýlmasý mimarlýksýz mümkün deðil. Ama bu dönüþen, baþkalaþan mimarlýk pratiði ile de mümkün

Detaylı

ODADAN HABERLER ASANSÖR KONTROL MERKEZÝ ONAYLANMIÞ KURULUÞ GÖREVLENDÝRME SÖZLEÞMESÝ ÝMZA TÖRENÝ YAPILDI ODA'DAN HABERLER

ODADAN HABERLER ASANSÖR KONTROL MERKEZÝ ONAYLANMIÞ KURULUÞ GÖREVLENDÝRME SÖZLEÞMESÝ ÝMZA TÖRENÝ YAPILDI ODA'DAN HABERLER ODADAN HABERLER ASANSÖR KONTROL MERKEZÝ ONAYLANMIÞ KURULUÞ GÖREVLENDÝRME SÖZLEÞMESÝ ÝMZA TÖRENÝ YAPILDI TMMOB Makina Mühendisleri Odasý Asansör Kontrol Merkezi Onaylanmýþ Kuruluþ Görevlendirme Sözleþmesi

Detaylı

Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Birimi Aile Bülteni SINIRLAR VE DİSİPLİN

Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Birimi Aile Bülteni SINIRLAR VE DİSİPLİN Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Birimi Aile Bülteni SINIRLAR VE DİSİPLİN Biraz düşünelim... Alışverişe gittiniz; her zaman akıllı ve anlayışlı olan oğlunuz istediği oyuncağı alamayacağınızı söylediğinizde

Detaylı

ÜCRETLÝ EMEK VE SERMAYE ÜCRET, ÝYAT VE KÂR

ÜCRETLÝ EMEK VE SERMAYE ÜCRET, ÝYAT VE KÂR KARL MARKS ÜCRETLÝ EMEK VE SERMAYE ÜCRET, ÝYAT VE KÂR ERÝÞ YAYINLARI Karl Marks 1 ÜCRETLÝ EMEK VE SERMAYE ÜCRET, ÝYAT VE KÂR KARL MARKS [75], Aralýk 1847 nin ikinci yarýsýnda kendisi tarafýndan verilen

Detaylı

Puslu Manzaralar. Yazar Volkan DURMAZ Cuma, 16 Ağustos 2013 09:35 - Son Güncelleme Cuma, 16 Ağustos 2013 09:44 1 / 9

Puslu Manzaralar. Yazar Volkan DURMAZ Cuma, 16 Ağustos 2013 09:35 - Son Güncelleme Cuma, 16 Ağustos 2013 09:44 1 / 9 1 / 9 2 / 9 "Ağır ağır hiçliğe giden bir salyangozum." Yazar: Volkan Durmaz Yunan Yönetmen Theo Angelopoulos un 1988 yapımı filmi Landscape in the Mist-Puslu Manzaralar [1], belirsizlik içerisinde beliren

Detaylı

Avrupa da Yerelleşen İslam

Avrupa da Yerelleşen İslam Avrupa da Yerelleşen İslam Doç. Dr. Ahmet Yükleyen Uluslararası İlişkiler Bölümü Ticari Bilimler Fakültesi İstanbul Ticaret Üniversitesi İçerik Medeniyetler Sorunsalı: İslam ve Avrupa uyumsuz mu? Özcü

Detaylı

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Pavlus un. Seyahatleri

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Pavlus un. Seyahatleri Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Pavlus un Şaşõrtan Seyahatleri Yazarõ: Edward Hughes Resimleyen: Janie Forest Uyarlayan: Ruth Klassen Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org

Detaylı

GELİŞİM DÖNEMİ VE ÖZELLİKLERİ

GELİŞİM DÖNEMİ VE ÖZELLİKLERİ GELİŞİM DÖNEMİ VE ÖZELLİKLERİ 3-6 yaş arasını kapsayan ve okul öncesi dönem adını verdiğimiz süreç çocukların gelişimi açısından oldukça önemlidir. Okul öncesi dönem çocukta büyümenin ve gelişimin en hızlı

Detaylı

Sendikaların krizi mi, sosyalistlerin krizi mi?

Sendikaların krizi mi, sosyalistlerin krizi mi? Sendikaların krizi mi, sosyalistlerin krizi mi? Sungur Savran Günümüzde sosyalistler arasýnda sendikalar konusundaki en yaygýn tavýr aðlaþmaktýr. En yaygýn kelime ise kriz. Sosyalist solun çok büyük bir

Detaylı

Bayramın ikinci günü olan 26 Ekim Cuma günü, TAYAD lı Aileler bayramlaşmak için kahvaltıda bir araya geldiler.

Bayramın ikinci günü olan 26 Ekim Cuma günü, TAYAD lı Aileler bayramlaşmak için kahvaltıda bir araya geldiler. İSTANBUL TAYAD lı Aileler Bayram Kahvaltısında Bir Araya Geldiler Bayramın ikinci günü olan 26 Ekim Cuma günü, TAYAD lı Aileler bayramlaşmak için kahvaltıda bir araya geldiler. Kahvaltıdan önce yapılan

Detaylı

Onuruna sahip çýk! Sýnýfa Karþý Sýnýf Kurultayý'na güç ver!

Onuruna sahip çýk! Sýnýfa Karþý Sýnýf Kurultayý'na güç ver! Ýþçi Bülteni Özel Sayýsý: 69 OSB-ÝMES Ýþçi Bülteni Ýþçi sýnýfýnýn kurtuluþu kendi eseri olacaktýr! Mayýs 2006 Fiyatý 25 YKr Onuruna sahip çýk! Sýnýfa Karþý Sýnýf Kurultayý'na güç ver! Geçtiðimiz kýþ aylarýnda

Detaylı

Koç Üniversitesi nde ders verme tecrübelerim BURAK ÖZBAĞCI 2013

Koç Üniversitesi nde ders verme tecrübelerim BURAK ÖZBAĞCI 2013 Koç Üniversitesi nde ders verme tecrübelerim BURAK ÖZBAĞCI 2013 2002 yılından beri Koç Üniversitesi nde lisans ve lisansüstü toplam 16 farklı dersi, 35 farklı şubede anlattım. 8-10 kişilik küçük sınıflara

Detaylı

TEST: Nasıl Daha Verimli Öğrendiğinizi Biliyor musunuz?

TEST: Nasıl Daha Verimli Öğrendiğinizi Biliyor musunuz? Nasıl öğrendiğinizi biliyor musunuz? Ve ne kadar verimli öğrendiğinizi İşte bu test ile ne kadar verimli bir öğrenmeye sahip olduğunuzu anlayacaksınız, eksikliklerinizi tespit edeceksiniz. Haydi iş başına.

Detaylı

ÖZELLEÞTÝRMEDE ÇALIÞANLARIN MÜLKÝYET SAHÝPLÝÐÝ: KARDEMÝR ÖRNEÐÝ

ÖZELLEÞTÝRMEDE ÇALIÞANLARIN MÜLKÝYET SAHÝPLÝÐÝ: KARDEMÝR ÖRNEÐÝ ÖZELLEÞTÝRMEDE ÇALIÞANLARIN MÜLKÝYET SAHÝPLÝÐÝ: KARDEMÝR ÖRNEÐÝ Dr. Halis Yunus ERSÖZ Ýstanbul Üniversitesi, Ýktisat Fakültesi; Çalýþma Ekonomisi ve Endüstri Ýliþkileri Bölümü 1968 yýlýnda Karabük'te doðdu.

Detaylı