T.C. ATILIM ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ. KAMU YÖNETĠMĠ ve SĠYASET BĠLĠMĠ ANA BĠLĠM DALI ULUS DEVLETĠN GELECEĞĠ YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "T.C. ATILIM ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ. KAMU YÖNETĠMĠ ve SĠYASET BĠLĠMĠ ANA BĠLĠM DALI ULUS DEVLETĠN GELECEĞĠ YÜKSEK LĠSANS TEZĠ"

Transkript

1 T.C. ATILIM ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ KAMU YÖNETĠMĠ ve SĠYASET BĠLĠMĠ ANA BĠLĠM DALI ULUS DEVLETĠN GELECEĞĠ YÜKSEK LĠSANS TEZĠ Hazırlayan Baran ÇEÇEN Tez DanıĢmanı Yrd. Doç. Dr. Mustafa Kemal UTKU Ankara 2013

2

3 T.C. ATILIM ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ KAMU YÖNETĠMĠ ve SĠYASET BĠLĠMĠ ANA BĠLĠM DALI ULUS DEVLETĠN GELECEĞĠ YÜKSEK LĠSANS TEZĠ Hazırlayan Baran ÇEÇEN Tez DanıĢmanı Yrd. Doç. Dr. Mustafa Kemal UTKU Ankara 2013

4

5 ÖNSÖZ Halen vatandaģı olarak çatısı altında yaģadığım Türkiye Cumhuriyeti, bir ulus devlet olduğu için, son yıllardaki geliģmeler ve tartıģmalar doğrultusunda ulus devletlerin geleceği beni yakından ilgilendiren bir sorun olarak düģünce dünyamı yakından etkiliyordu. Ulus devletlerin ortaya çıktığı Avrupa kıtasının yanı baģında yer alan Türkiye, bu uygarlık beģiği kıtadaki geliģmelerden çok etkilenmiģ ve tarih boyunca Avrupa daki geliģmelerin Türkiye üzerinden fazlasıyla etkisi olmuģtur. Avrupa ülkeleri küreselleģme süreciyle beraber ulus üstü bir kıtasal birlikteliğe yönelirken, bu birliğin aday ülkesi olan Türkiye den de çeģitli alanlarda taleplerde bulunuyordu. Avrupa ulus ötesi bir bölgesel devlet oluģumuna yönelirken, çeģitli zirve toplantılarında ulus devletleri riske sokan, ulus devlet modelini fazlasıyla tartıģma alanına getiren kararlar alıyor ama bu kararların uygulama alanına geçirilmesinde bir çok zorlukla karģı karģıya kalıyordu. Avrupa nın güçlü ulus devletleri kendi yapılarını ve siyasal modellerini koruyarak kıtasal birliğe yöneldikleri için bir türlü Amerika BirleĢik Devletleri gibi kıtasal bir yapılanmaya gidemiyor ve bu aģamada çok ciddi bir biçimde ulus devletlerin durumu ve geleceği tartıģma konusu oluyordu. Türkiye nin geleceği için kendisine model aldığı Avrupa da baģlayan bu tartıģmalar Türkiye yi de sarsıyor ve Türkiye Cumhuriyeti ulus devleti yola devam etmekte zorlanıyordu. KüreselleĢme süreci Avrupa üzerinden bütün ulus devletleri fazlasıyla sarsarken, bunları tartıģmanın ötesine giderek yargılıyor ve geleceklerini belirsizliğe mahkum ediyordu. ĠĢte bu durum Türkiye nin de geleceğini belirsizliğe doğru yönlendirdiği için, ulus devletlerin geleceği üzerinde bir yüksek lisans tezi hazırlamayı uygun gördüm. Yüksek lisans dersleri sırasında değerli hocam Prof. Dr. Halil Ġbrahim Ülker, ulus devletlerin geleceği üzerine bir ödev vermiģti. Bu ödevi hazırlarken, incelediğim kaynaklar da beni bu alana doğru yönlendirdi.

6 ii Tezin hazırlanması sırasında, çeģitli kamu yönetimi uzmanları ile görüģmeler yaptım ve onların görüģlerini alarak çalıģmamı tamamladım. Ayrıca bir kamu hukuku öğretim üyesi olan babam Prof. Dr. Anıl Çeçen in hem kitaplığından ve kaynaklarından hem de bu alandaki düģüncelerinden yararlanarak tezimi tamamlamaya çalıģtım. Eski bir kamu yönetimi öğrencisi olarak da, üniversite tahsilimden gelen birikimimi kullanarak tezimi tamamlayabildim. Tezin proje aģamasından tamamlanmasına kadar bana yol gösteren ve katkısı olan danıģman hocam Yrd. Doç. Dr. M. Kemal Utku ya, yüksek lisans dersleri sırasında ulus devletlerin geleceği üzerine ödev veren ve bu ödevi hazırlarken yaptığım araģtırma ve çalıģmalarım nedeniyle, tezimin konusunu seçmem hususunda katkısı olan, Atılım Üniversitesi Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi Dekanı değerli hocam Prof. Dr. Halil Ġbrahim Ülker e ve her aģamada bana yardımcı olan Atılım Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü değerli hocam Doç. Dr. A. Mete Törüner e, yüksek lisans çalıģmalarım sırasında bana gösterdikleri ilgi ve katkılarına, ayrıca desteklerini hep hissettiğim aileme teģekkür ediyorum.

7 iii ĠÇĠNDEKĠLER SAYFA NO ÖNSÖZ.i ĠÇĠNDEKĠLER iii GĠRĠġ...1 BĠRĠNCĠ BÖLÜM ULUS SORUNU VE ULUSÇULUK 1.1. ULUSLAġMA ULUSÇULUK...26 ĠKĠNCĠ BÖLÜM ULUS DEVLET OLGUSU 2.1. ULUS DEVLETĠN DOĞUġU ULUS DEVLETĠN TANIMI...51 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ULUSAL EGEMENLĠK TARTIġMASI 62

8 iv DÖRDÜNCÜ BÖLÜM ULUS DEVLETE TEHDĠTLER 4.1. KÜRESELLEġME YIPRANMA Ekonomik Yıpranma Küresel Demokrasi Yıpratması Dinsel Dayatma Yıpratması. 117 BEġĠNCĠ BÖLÜM ULUS DEVLETĠN BUGÜNÜ..125 ALTINCI BÖLÜM ULUS DEVLETĠN GELECEĞĠ YERELLEġME ULUSLARARASILAġMA SĠVĠL TOPLUMLAġMA ETNĠKLEġTĠRME CEMAATLEġTĠRME..178 SONUÇ KAYNAKÇA ÖZET ABSTRACT...201

9 GĠRĠġ Büyük filozof Aristoteles, insanoğlu doğası gereği sosyal bir varlıktır der. Bu nedenle insanoğlu tarihsel olarak sürekli hemcinsleri ile beraber toplum halinde yaģama ve geleceğe dönük olarak varlığını güvence altına alacak bir düzen kurabilme mücadelesi vermek durumunda kalmıģtır. Bütün bu süreç boyunca insan, ölüm ve Ģiddet korkusu içinde yaģanan bir doğa durumundan, akılcı bir hesaplama yeteneğine sahip olduğundan dolayı, barıģı sağlayacak ve sürekli kılacak devleti kurmaya doğru yönelmiģtir. Yani, devlet toplumsal bir kurumdur. Hiç kuģkusuz devletin tarihi çok eskilere dayanırsa da, Ulusal devlet olarak da tanımlanan modern devlet, Kuzeybatı Avrupa da 13. ve 17. yüzyıllar arasında ortaya çıkan büyük ve kapsamlı bir değiģim sürecinin ürünü sayılabilir. 1 Kapitalist dönüģüm ve liberal söylem ile beraber ortaya çıkan bir devlet biçimidir bu. 20. Yüzyılın ikinci yarısında ortaya çıkan ve 1970 li yılların ortasından itibaren çok açık hale gelen kapitalizmin evrensel bunalımı bir yönüyle modern ulus devletin de bunalımı olarak kendini göstermiģtir. Kapitalist devletin bunalımı, bir yeniden yapılanmaya yol açmıģ, devlet ile ilgili yeni oluģumlar gündeme gelmiģtir. Gencay ġaylan ın belirttiği gibi, küreselleģmenin kapsam ve içeriğinin ulusal devleti giderek gereksizleģtireceği ileri sürülmekte ve bu yöndeki değerlendirme ve tartıģmalar giderek yoğunlaģmaktadır. 2 Bu tez çalıģmasının amacı, yukarıda kısaca belirttiğimiz yeni geliģmeler ıģığında, ulus devletin geleceği konusunu çok yönlü olarak araģtırmaktır. Daha somut olarak belirtmek gerekirse, ortadan kaldırmak yönünde büyük bir çabanın gösterildiği günümüzde ulus devleti tehdit eden iç 1 Gencay ġaylan, KüreselleĢme ve Devletin Yeni ĠĢlevi, 2. Baskı, Ankara, Ġmge Kitabevi Yayınları, 2003, s ġaylan, a.g.e., s.295.

10 2 ve dıģ etmenler betimlenecektir. Bu tehditlerin sınırladığı ya da baskı altına aldığı ulus devletin kendini koruma refleksi doğrultusunda ne gibi eylemlere baģvurduğunun belirlenmesi de yine araģtırmamızın amaçları arasındadır. ÇalıĢmamızın birinci bölümünde, ulus sorunu ve ulusçuluk akımları üzerinde durulmuģ, kavramın kökeni açıklanmaya çalıģılmıģ, ulusal toplumların tarihsel siyasal örgütlenmeleri anlatılmıģtır. Ġkinci bölümde, uluslaģmanın ikinci aģaması olan ulus devletin nasıl var olduğu incelenmiģtir. Devlet bilim açısından çok tartıģmalı olan ulus devletin tanımı ve tarih sahnesine çıkıģını hazırlayan nedenlerden hareket ederek gerçekçi bir tarih denemesi geliģtirilmeye çalıģılmıģtır. UluslaĢmayı meydana getiren unsurların ulus devlet tanımını nasıl etkilediği anlatılmıģtır. Üçüncü bölüm, ulusal egemenlik konusuna ayrılmıģ ve egemenlik sorunu açısından ulus devlet konusu irdelenmiģtir. Ġnsanlık tarihinde devletleģmenin gündeme gelmesinde en önemli sorun olan egemenlik konusu uluslar ve ulus devletler açısından incelenmiģ ve ulus devletin temelinde yatan bu toplumsal güç unsurunun bugünün koģullarında karģı karģıya kaldığı durum açıklanmaya çalıģılmaktadır. KüreselleĢmenin getirdiği yeni toplumsal koģullar karģısında ulusal egemenliğin nasıl yıprandığı anlatılmaktadır. Dördüncü bölümde, küreselleģme olgusunun ulus devlet açısından ne gibi tehlikeler gündeme getirdiği anlatılmaktadır; Küresel sermayenin bütün dünya ülkelerini tek bir global pazar çatısı altında toplama amacı doğrultusunda, küreselleģme akımı ile ulus devleti nasıl tehdit ettiği gösterilmektedir. KüreselleĢmenin gündeme getirdiği dıģa açık ekonomik iliģkiler doğrultusunda kendi ekonomilerini denetleme Ģansını yitiren ulus devletlerin nasıl sömürgeleģme aģamasına geldikleri belirtilmeye çalıģılmıģtır. Bunun yanında, özellikle etnik sorunların ve alt kimliklerin, ulusal bütünlüğü tehdit eden yönleri, dinsel cemaatler aracılığı ile dinin yeniden ön plana çıkarılması gibi konuların ulus devletleri yıprattığı vurgulanmıģtır.

11 3 Ulus devletin geleceğini belirleyebilmek için bugününün ele alınması gerekir. Ortadan kaldırılmak istenen ulus devlet kendini koruma refleksi doğrultusunda ne gibi eylemlere baģvurmuģtur konusu beģinci bölümde ele alınmıģ ve küresel Ģirketlerin dünya pazarlarına hakim olma giriģimleri karģısında ulus devletin nasıl ayakta kalabildiği sorunu da, bu bölümde incelenmiģtir. Tez çalıģmamızın konusu olan ulus devletin geleceği konusu, altıncı bölümde ele alınmıģtır. Bugünün koģullarında öne çıkan yerelleģme, uluslararasılaģma, sivil toplumlaģma, etnikleģme, cemaatleģme gibi oluģumların ulus devletleri nasıl hedef aldıkları, nasıl yıprattıkları bu bölümde anlatılmaktadır. ÇalıĢmamızın sonuç kısmında ise, genel bir değerlendirme yapılmakta, ulus devletlerin içine sürüklenmiģ oldukları dar boğazdan nasıl kurtulabilecekleri konusunda bazı yeni yaklaģımlar getirilmeye çalıģılmaktadır. Kısaca belirtmek gerekirse, devletler arası rekabet düzeni içinde, ulus devletlerin sürekli bir mücadele içinde bulunması, bu devletlerin ayakta kalmalarına yol açmakta ve böylesine canlılık içinde de kendilerini değiģen koģullara göre yenileyerek yola devam etme Ģansını gündeme getirmektedir. Milli idari reformlar ile kendilerini yenileyerek yeniden güçlenecek olan ulus devletlerin küresel sermayenin emperyal saldırılarına karģı komģuları ile bölgesel dayanıģma içine girerek, bölgesel birlikler halinde ayakta kalabilecekleri vurgulanmaktadır. Ulus devletlerin evrensel bir dayanıģma içine girerek kendilerini koruyabilecekleri, tezin sonuç bölümünde ifade edilmektedir. Böylece tezin baģlığı ile içeriği arasında bir paralellik kurulmaya çalıģılmıģtır.

12 BĠRĠNCĠ BÖLÜM ULUS SORUNU VE ULUSCULUK 1.1 ULUSLAġMA Ulus sorunu temelde uluslaģma olgusundan ve bu durumun ortaya koyduğu ulus kavramından kaynaklanmaktadır. Ulus kavramı tarih sahnesine daha çıkmadan insanların topluca yaģamasından meydana gelen birlikteliklere ya da insanların topluca birlikte yaģadığı sosyal yapılanmalara sosyolojik açıdan toplum adı veriliyordu. Ġnsanların doğal yapılarından ileri gelen sosyal yaģam gerçeği ileri giderek zaman içerisinde süreklilik göstermeye baģlayınca, belirli bölgelerde topluca yaģamakta olan insan kalabalıklarına ya da kitlelere halk adı verilmeye baģlanmıģ ve böylece, insan toplumlarını diğer canlıların topluluklarından ayırmak üzere halk kavramı kullanılmaya baģlanmıģtır. Fiili topluluklardan kalıcı toplumlara dönüģen yapılanmada halk kavramı, insan toplumlarını ifade etmekte kullanılmaya baģlanmıģtır. Ġnsanların belirli bölgelerde sürekli yaģamaya baģlaması nasıl kitleleri halk kavramı altında ortaya çıkartmıģsa, halkların giderek belirli bir zaman dilimi içerisinde kalıcı bir birlikteliğe yönelmeleri de halk kavramından ulus tanımlamasına geçiģi beraberinde getirmiģtir. 3 Ulus kavramı, insan toplumlarında yaģanmıģ olan uluslaģma sürecinin bir sonucudur. Ulusları meydana getiren uluslaģma olgusu sonraki aģamalarda ulus devlete giden yolu açmıģtır. Toplumlar, halklar ve de uluslar insan kalabalıklarından meydana geldiği için, tarihsel süreç içerisinde insanlığın içinde bulunduğu durum ile beraber varılmıģ olan bilgi birikimi ve bilinç düzeyi de bu aģamalardaki geçiģlerde önemli rol oynamaktadır. Halk kavramı toplumsal yapılardan doğarken, ulus kavramı da halk kitlelerinin belirli bir zaman dilimi içerisinde elde ettiği çeģitli birikimlerin ürünüdür. Tarih öncesi zamanlardan baģlayarak, 3 Mustafa Topal, Ulusu DüĢünmek, Ġstanbul, Vate Yayınevi, 2010, s.9-33.

13 5 aģama, aģama bugünkü uygarlık düzeyine gelmiģ olan insan toplulukları, ilkel toplumdan tarım toplumuna geçerken halk kavramını kazanmıģ, tarım toplumundan sanayi toplumuna geçerken de ulus kavramı elde edilmiģtir. Tarihin sürekliliği doğrultusunda insanlığın kazanmıģ olduğu birikim, uluslaģma aģamasını gündeme getirmiģ ve bu noktadan sonra da insan toplumları bir uluslaģma çağına geçiģ süreci yaģamıģlardır. Ġnsanlık geri dönüģü mümkün olmayan bir geliģim çizgisinde ilerlerken, ilkel toplumdan tarım toplumuna geçilmiģ ve sanayileģme devriminin gerçekleģmesi ile beraber de tarım toplumundan sanayi toplumuna geçilerek uluslaģma çağına girilmiģtir. Tarım toplumunun çeģitliliği halkları birbirinden ayırırken, sanayi toplumunun türdeģliği halk kitlelerini ortak bir bütüne doğru yönlendirmiģ ve bunun sonucunda ulus olgusu gerçeklik kazanmıģtır. SanayileĢmeye geçiģ çağı beraberinde ulusçuluk çağını da getirmiģtir. Bu çağ, uluslaģma olgusu ile beraber ulusları ve ulus devletleri ortaya çıkartmıģ, toplumsal yapılar ile beraber insanların üzerinde yaģadıkları ülkelerin sınırlarını da değiģikliğe uğratmıģtır. GeçmiĢten gelen siyasal yapılar ulus gerçeği ile beraber bir dönüģüme uğrarken, uluslaģma olgusu da hem devlet yapılarını hem de sınırları değiģtirerek çalkantılı bir döneme doğru dünyayı yönlendirmiģtir. Eski kültürlerin ulusal bir kültüre doğru dönüģmesi, insanlığı sancılı bir dönüģüme doğru sürüklemiģ, geçiģ çağı çatıģma ve çekiģme ile beraber Ģiddeti de beraberinde getirmiģtir. UluslaĢma ve ulusçuluk, sanayileģmenin ürünü olmasına rağmen bu sürecin tek sonucu değildir. Sanayi devrimi toplumsal yapıda çok köklü değiģiklikler ortaya çıkardığı için uluslaģma ile beraber baģka geliģmelerde birbirini izleyerek gündeme gelmiģtir. 4 Uluslar tarihsel bir gerçeklik olarak tarih sahnesine çıkarken, hem uluslaģma hem de ulusçuluk olguları ulusların modern çağın ürünü bir toplum yapılanması olmasını sağlamıģlardır. Hiçbir ulus dünya sahnesine bir gecede çıkmamıģtır. Her ülkenin olduğu kadar her ulusun tarihi de olmuģ ve insan toplumlarını ortak bir geçmiģ uluslaģtırmıģtır. Bu açıdan 4 Ernest Gellner, Uluslar ve Ulusçuluk, çev. Günay Göksu, Ġnsan Yayınları, 1992, s

14 6 her ulusun bir tarihsel geçmiģi bulunmaktadır. Bir toplumu ulus haline getiren ana faktörlerden biri ortak geçmiģ ya da tarihsel birliktelik olmuģtur. Bu yüzden, belirli bir toprak parçası ya da ülke üzerinde uzun süre birlikte yaģayan insan toplumları zaman içersinde kazandıkları ortak değerler ile uluslaģma yoluna girmiģler ve belirli bir aģamadan sonra uluslaģma süreçlerini tamamlayarak insanlık ailesi içinde ayrı bir ulus olarak yer kazanmıģlardır. Dünyanın çeģitli kıtalarında birbirinden ayrı bir biçimde yaģayan insan toplumları, bulundukları bölgenin özelliklerine uygun düģen bir uluslaģma içine girdikleri aģamada, modern dünyanın bir parçası olarak çağdaģ uluslar ailesi içindeki yerlerini almaktadırlar. Ġnsan toplumlarının yaģadığı tarih dönemlerinde, her türlü siyasal geliģme gündeme geldiği içinde bu tür oluģumlarda uluslaģmaya katkı sağlamaktadır. Ortak ve yaģanan olaylar ulus yaratmakta ve uluslaģma eğilimlerini güçlendirmektedir. 5 Ulus olma durumunun kaynağı olarak tarih ele alındığı zaman, yaģanan zaman dilimi içinde ortaya çıkan olaylar ve geliģmeler arasındaki bağlantıların iyi kurulması gerekmektedir. Bir bölgede ayrı ayrı yaģayan topluluklar bazen tarihsel olaylardan farklı biçimde etkilene bilirler. Bu gibi durumlarda, aynı bölgenin toplumlarının yolları birbirinden ayrılabilir ve ortaya birbirinden çok farklı çizgilerde geliģen ayrı uluslaģma eğilimleri çıkabilir. Aynı bölgenin farklı toplulukları zaman içersinde birliktelik kuramazlarsa, birbirlerinden ayrı yaģadıkları süreç içersinde farklı uluslar olarak ortaya çıkabilirler. Bölge koģullarının aynılığı ya da iklim koģullarının paralelliği beklendiği gibi ortak özellikler doğrultusunda bazen etkili olmayabilir ve o zaman aynı coğrafyada yan yana birbirinden ayrı uluslaģma olguları gündeme gelebilir. Birkaç yüzyıllık zaman dilimi içinde uluslar tarih sahnesine çıkarlarken, ayrı bir güç ya da süje olarak hareket etmeğe dikkat ederler ve bu nedenle aynı bölgenin diğer uluslarından 5 Partha Chatteriee, Ulus ve Parçaları, çev. Ġsmail Çekem, ĠletiĢim Yayınları, 2002, s

15 7 farklılık kazanmaya ve daha sonrada bağımsız hareket etmeye dikkat ederler. UluslaĢma sürecinin ortaya çıkarmıģ olduğu ulus olgusu kavramsal olarak diğer terimlerden farklı bir tanıma sahip bulunmaktadır. Ulus terimi eski Türkçede millet olarak ifade edilmekte ve Osmanlı imparatorluğu dönemindeki millet sisteminden gelmekteydi. Osmanlı millet sistemi ise, çok kültürlü bir imparatorluğun ve aynı zamanda bir Ġslam devletinin özelliklerine sahip bulunuyordu. Dünyanın merkezi coğrafyasını bütünüyle egemenliği altına almıģ olan Osmanlı imparatorluğu hem bir Ġslam devleti hem de üç kıta ortasında yaģamakta olan gayrimüslimlerin devleti olarak farklı bir siyasal yapılanmaya sahip bulunuyordu. PadiĢahın aynı zamanda halife olması devleti Ġslam dünyasının merkezi konumuna getirirken, gayrimüslimler de ayrı cemaatler halinde bu çok kültürlü imparatorluğun çatısı altında yaģıyorlardı. Bir ulus devlet olmadığı için, Osmanlı ulusundan söz edilmiyor ama, Müslüman çoğunluk ile diğer gayrimüslim cemaatler ayrı cemaatler halinde Osmanlı milli sisteminin bir parçası olarak aynı devletin içinde bir arada yaģıyorlardı. 1. Dünya savaģı sonrasında doğunun büyük imparatorlukları ile beraber batının sömürge imparatorlukları da dağlıyor ve ortaya yeni ulus devletler çıkıyordu. Sömürge imparatorlukları dağılınca eski sömürgeler uluslaģarak ulus devletlere yöneliyorlar, Osmanlı imparatorluğu da Balkanizasyon süreci sonucunda dağılarak küçük ulus devletlerin tarih sahnesine çıkmasına yol açınca, geride kalan merkezi Osmanlı toprağı olan Anadolu yarım adası üzerinde bir milli devlet kuruluyordu. Ne var ki Osmanlı sisteminde millet kavramı halife sistemi yüzünden dini bir kimlik taģıdığı için, yeni kurulan laik devlet yapılanmasında millet kavramı yerine Orta Asya Türkçesinden gelen laik bir kavram olarak ulus terimi benimseniyor ve kurulan Türkiye Cumhuriyeti devleti yeni bir ulus devlet olarak dünya kamuoyuna tanıtılıyordu. Millet kavramı dinsel yapının ürünü olurken, ulus terimi de

16 8 laik yapının simgesi olarak benimseniyordu. Böylece imparatorluktan ulus devlete geçilirken eski millet kavramı geride kalıyordu. 6 Batı dillerindeki nation kavramının Türkçedeki karģılığı olarak kullanılan ulus terimi eski Orta Asya Türkçesinde, belirli bir bölgede beraberce yaģayan insan topluluklarının bütününü ifade etmektedir. Orhun Anıtlarında UlaĢ olarak belirtilen ulus kavramı, Asya kökenli bir kavram olarak belirli bölgede birlikte yaģayan farklı toplulukların ortaya çıkarmıģ olduğu toplumsal bütünü açıklamaktadır. Bu yüzden, Türkiye Cumhuriyetini laik bir devlet olarak kuranlar, dini içerikli ümmet kavramından ortaya çıkan millet terimi yerine ulus kavramını tercih etmiģlerdir ve bir imparatorluğun dağılmasından sonra, merkezi coğrafyada bir araya gelerek büyük bir devlet kuran toplumsal bütünü ulus kavramı ile ifade etmiģlerdir. Ġmparatorluğun dağılmasından sonra ortak yaģanan Birinci Dünya savaģı ve ulusal kurtuluģ savaģlarının bir araya getirmiģ olduğu eski imparatorluk ahalisi, emperyalizme karģı ortak bir var olma mücadelesi verdiği için Anadolu ve Rumeli halkı yeni devletin çatısı altında bir araya gelerek uluslaģma süreci içerisine girmiģlerdir. Bu nedenle, cumhuriyet Türkiyesinde Osmanlı döneminin millet kavramı yerine ulus terimi kullanılmaya baģlanmıģtır. Bu doğrultuda, batılıların nation kavramına dayandırdıkları bütün değerlendirmeler Türkçede ulus kavramı ile yapılmaktadır. Merkezi imparatorluklar kadar, batı Avrupa nın dünya kıtaları üzerinde kurmuģ olduğu sömürge imparatorlukları da dağılırken uluslaģma süreçleri yaģanmıģ, Fransız devriminin yarattığı ulus devlet olgusu, ulusçuluk akımları ile Avrupa kıtası üzerinden bütün dünya kıtalarına yayılmıģtır. Batılı sömürgeci devletlerin sömürgesi olarak yüzyıllarca baskı altında yaģayan dünya halkları, içinde bulundukları ülkeleri emperyalizmin cenderesinden çekip çıkararak zaman içerisinde ortak tarih, kültür ve kaderin etkisiyle uluslaģma olgusu içerisine girmiģlerdir. 6 Ali Bulaç, Modern Ulus Devlet, Ġstanbul, Ġz Yayıncılık, 1998, s

17 9 Batının önde gelen sömürgeci devletlerine karģı yürütülen bağımsızlık savaģları ve bunun sonucunda kurulan bağımsız devlet yapıları, modern çağları bir ulus devlet dönemi olarak öne çıkartmıģtır. Batı Avrupa nın altı büyük sömürge imparatorluğuna bağlı bulunan eski sömürge ülkeleri Birinci Dünya savaģı sonrası dönemde kurtuluģ ve bağımsızlık savaģları vererek uluslaģmıģlar ve sonunda kendi ulus devletlerini kurmuģlardır. Ġkinci Dünya savaģı sonrasında BirleĢmiĢ Milletler teģkilatı evrensel bir kuruluģ olarak örgütlenirken, bağımsızlık savaģı vererek ayrı ulus devlet olma hakkını kazanan bütün dünya ülkelerine eģit üyelik hakkı tanınarak, modern dünyanın bir ulus devletler dönemi olması sağlanmıģtır. Soğuk savaģ sonrası dönemde sosyalist sistemin çökmesi üzerine de dünyanın geri kalan bölgelerinde yeni ulus devletler ortaya çıkmıģ ve bunun sonucunda dünya ikiyüzü aģkın ulus devletin dünya haritasında yer aldığı bir döneme girmiģtir. 7 Ġnsan toplumlarını inceleyen bilim dalı olarak, antropolojik bir yaklaģım ile uluslar hayali cemaatler olarak tanımlanmak istenmiģtir. Ġnsan topluluklarını cemaatler olarak incelemeyi bir metot haline getirmiģ Antropoloji bilimi açısından, daha büyük topluluklar olan uluslarda hayali cemaatler olarak tanımlanmaya çalıģılmıģtır. Bu yaklaģıma göre, birbirini tanımayan, birbiriyle ortak bir iliģki ağı ya da yaģam düzeni içinde bulunmayan insan toplulukları yalnızca belirli bir ülkede ve ortak devletin çatısı altında yaģamaktan ileri gelen bir biçimde ulus olarak açıklanmaya çalıģılmaktadır. Devletin kurucusu olarak kendisine egemenlik tanınan bu insan topluluğu birbirlerinin hayalinde yaģamaya devam edeceği için, aynı zamanda hayali bir cemaat olarak varlığını sürdürecektir. Ortak değerlere sahip olma doğrultusunda hareket edilirken, aynı toplumu insanları birçok Ģeyi de unutabilir ve bu nedenle ortaya hayali bir cemaat çıkabilir. Bu açıdan uluslar icat edilmiģ, sonradan yaratılmıģ yapılanmalardır. Yüz yüze temasın geçerli olduğu ilkel yaģam düzenlerinin ötesinde bütün 7 Mehmet Ali Ağaoğulları, Ulus Devlet ya da Halkın Egemenliği, Ankara, Ġmge Yayınları, 2006, s

18 10 cemaatler insanların hayallerine dayandığı için, insanlar hayatta hiç görmedikleri insanlar ile kendileri arasında çeģitli bağlantılar bulunduğunu varsaymaktadırlar. Hayal gücüne dayanan uluslar gene de sınırlı bir hayal kurma üzerinden gündeme getirilmektedir. Hiçbir ulus kendisini insanlığın bütünü ile örtüģüyor kabul edemez ya da tüm insanlığı temsil edemez. Bu yüzden evrensel insanlık düzeni, hayali cemaatler olan ulusların birlikteliğinden meydana gelen bir dünya yapılanmasıdır. 8 Bir ulusun ortaya çıkabilmesi için arkasında ciddi bir ulusal bilincin oluģması gerekmektedir. YaĢanan ortak geçmiģ ve mücadele edilen ortak kader insanları biraraya getirdiği gibi, bu birlikteliklerin kalıcı bir toplumsal yapılanmaya dönüģmesini de sağlayarak ulusların ortaya çıkmalarına yardımcı olmaktadır. Bilincin oluģmasında toplumsal olaylar kadar düģünce ve fikir oluģumlarının da katkıları olmaktadır. Bir ülkede bastırılan kitaplar, yayınlanan çeģitli dergi ve benzeri broģürler topluca bir bilinç düzeyinin geliģmesine destek sağlayarak uluslaģma olgusuna güç katmaktadırlar. Ulus devletlerin büyük çoğunluğu bu doğrultuda bir ulusal yayın diline sahip olarak, toplumdaki uluslaģma sürecini her gün tazelemekte ve bir anlamda ulus her gün yeniden üretilen bir varlık olarak sürekli bir plebisite gereksinme duymaktadır. Her ulusun geçmiģten gelen ortak tarihi olduğu kadar, ulusal varlığın ortaya çıkmasını sağlayan kahramanlarında bulunmakta ve bu gibi değerlerin bir araya getirilmesiyle ulusal varlık geleceğe dönük bir biçimde kurumlaģtırılarak güçlendirilmektedir. Barutun keģfinden sonra insanlığın en büyük buluģu olarak tanımlanan ulusçuluğun dünya düzenini alt üst ederek yepyeni bir ulus devletler çağı açması tarihin seyrini değiģtirmiģtir. Batı dillerindeki ulus kavramının karģılığı olan nation terimi Latin dillerinde kök salma, yaģama ve doğma anlamına gelmekte ve böylece bir toplumun üzerinde yaģadığı toprak parçasına kök salarak bir yaģam düzeni oluģturması anlamında ulus anlamına gelmektedir. Aynı atadan ve 8 Benedict Anderson, Hayali Cemaatler, çev. Ġskender SavaĢır, Metis Yayınları, 1993, s.20 vd.

19 11 kökenden gelerek belirli bir ülkede aynı dili kullanarak yaģayan insan toplumlarına batı dillerinde nation Türkçede ise bunun karģılığı olarak ulus kavramı kullanılmaktadır. 9 Ulus olgusu ağırlık verilen unsurlara göre farklılıklar gösteren çok boyutlu bir kavramdır. Etnik kökenli insan topluluklarından teritoryal anlamda geniģ bölgelerde yaģamakta olan halk topluluklarını ifade etme doğrultusunda kullanılmakta olan bir kavramdır. Bir toplumu ulus haline getiren ortak değerler ve faktörlerden birisine ağırlık vermek ya da diğer unsurları görmezden gelmek gibi yaklaģımlar, ortaya birbirinden çok farklı ulus anlayıģları çıkarmaktadır. Orta çağ sonrasında Avrupa da feodalitenin yıkılmasıyla merkezi devlet yapılanmaları gündeme gelmiģ, belirli bir merkezden yönetilen ülkelerde ortak yönetim ve uygulamalar uluslaģmanın önünü açmıģtır. Ġlk çağlardan bu yana birlikte yaģayan insanların ulusal kimliği yakalaması orta çağ sonrasında devreye giren modern çağların ürünüdür. Toplumsal geliģmeler, toplulukları aģiret ya da cemaat yapılanmalarından çıkararak modern toplumsal yapılanmalara yönlendirmiģ ve bu geliģimin sonucunda da uluslar ortaya çıkmıģtır. Ulus kavramı, aynı topraklar üzerinde ortak bir kökenden gelme ve benzer dili kullanma kriterleri ile değerlendirilebileceği gibi, tek bir devletin ortak yönetimi ve yasalarına bağlı olarak yaģamakta olan insan topluluklarının açıklanmasında da kullanılabilmektedir. Ġnsan topluluklarının belirli bir zaman dilimi içinde siyasallaģması devletleģmeyi beraberinde getirirken, toplumun süreklilik kazanan ortak yapılanması da devletleri ulusal bir modele dönüģtürmektedir. Batı kaynaklı ulus kavramı, yasa ve kurumlar ile bağlantılıdır. Devlet yapılanmaları içersinde ortaya çıkan teritoryal halk yapılanmaları uluslaģmaya giden yolu hazırlamıģtır. Halk ve toprak ortak bir bütün içerisinde bütünleģince, uluslaģmanın kapısı açılmıģtır. Ġnsanların üzerinde yaģadıkları toprak parçasına da yurt ya da vatan olarak bakmalarıyla, o ülkede yaģayan insanlar bir vatanın evlatları ya da kardeģleri olarak bir dayanıģma ile uluslaģmaktadırlar. Batı 9 Rukiye Akkaya, KüreselleĢme KarĢısında Ulus Sorunu, Ġstanbul, Legal Yayıncılık, 2004, s.18-19

20 12 toplumlarındaki geliģmeler daha sonraki aģamalarda dünyanın diğer kıtalarını da etkilemeye baģlayınca, uluslaģma olgusu ve beraberinde ulus devlet modelleri dünyanın birçok bölgesinde yaygınlık kazanmıģtır. Ġlk çağlarda ortaya çıkan etnik gruplaģma, klanlaģma gibi küçük yapılanmalar, bölgesel ve de ülkesel uluslaģma oluģumları ile geride bırakılarak, dünya ülkelerinin çağdaģ anlamda uluslaģmaları sağlanmıģtır. 10 Uzun süren yaģam düzenleri halk topluluklarını uluslaģmaya doğru götürürken, halk ve ulus kavramları arasında bir farklılık meydana gelmekte, halk dendiği zaman belirli bir anda bir bölgede yaģayan insan topluluğu anlaģılırken, ulus bundan farklı olarak uzun süreli ortak yaģamın gündeme getirmiģ olduğu birlikteliklerin adı olmaktadır. Belirli bir zaman diliminin yarattığı ortaklıklar bir bütün olarak ulusal yapılanmanın oluģumunda etkili olmaktadır. Bir toplumun halk ya da ulus olarak ifade edilmesi, ortada ortak değerlerin bulunup bulunmadığına bağlıdır. Halk kitleleri belirli zamanlarda çeģitli bölgelerde yaģayabilirler ama uluslar, tarihten gelen bilinçleriyle sahip oldukları vatan toprakları üzerinde kalıcı bir devlet düzeni kuran toplumsal yapılanmalardır. Toplumlar uluslaģmadıkları sürece onların çatısı altında yaģadıkları devletleri de ulus devletlere dönüģtürebilmeleri mümkün değildir. Bir devletin, ulus devlet olabilmesi için insan unsurunun uluslaģmıģ bir toplumsal yapıdan meydana gelmesi gerekmektedir. 11 Ulus kavramının açıklanmasında baģlıca iki ayrı yaklaģım bulunmaktadır. Objektif ulus anlayıģına göre uluslar birbirlerine sıkı maddi bağlar ile bağlanmıģ insanlardan oluģmaktadır. Irk, dil ve din insanları bir araya getirmekte olan maddi bağlardır. Vatan, devlet ve ekonomik ortak düzende insanları bir araya getiren maddi bağların içinde kabul edilmektedir. Buna karģılık sübjektif ulus anlayıģı ise ulusları bir manevi 10 Y.Furkan ġen, GloballeĢme, Milliyetçilik ve Ulus Devlet, Ankara, Yargı Yayınevi, 2004, s Hikmet Gökalp, Devlet-Ulus, Ġstanbul, Kaynak Yayınları, 1998, s.15-24,

21 13 yapılanma ya da bir toplumsal ruh olarak tanımlamaktadır. GeçmiĢten gelen zengin bir manevi yapılanma doğrultusunda zengin bir kültürel miras ya da hatıralar ile geleceğe dönük ortak yaģam arayıģı, sübjektif ulus anlayıģının ortaya koymuģ olduğu bir ulus tanımı denemesidir. Ortak tarih, kültür, dil ve sosyal değerler, ulusların ortaya çıkması ve güçlenmesini sağlayan sübjektif unsurlardır. Sübjektif anlayıģa göre, uluslar ortak bir kültürel miras üzerinde yükselen toplumsal yapılardır. Ġnsanların, diğer uluslar karģısında yalnız kalmamak ve seslerini daha gür çıkarabilmek üzere doğal olarak içinde yer aldıkları sosyal yapılar, uluslar arası ortamda ayrı bir ulus olarak tanımlanmaktadır. Ulusal toplumlar, maddi ya da manevi özellikleri ile diğer uluslardan ayrı bağımsız yapılanmalara sahiptirler ve bu durumları ile de çeģitli uluslardan meydana gelen uluslararası ortamın eģit düzeyde üyeleri olabilmektedirler. Ulusların tanımında birbiriyle çatıģan iki tezi aģarak, ortak bir yaklaģımda birleģebilmek üzere çeģitli denemeler yapılmıģ ve her iki tanımın dayanmıģ olduğu unsurların hepsi bir bütünsellik içerisinde ele alınarak, bütüncül bir ulus tanımı ortaya konulmaya çalıģılmıģtır. Uluslar buna göre, maddi ya da manevi bütün ortak değerlerin ve unsurların dikkate alındığı, geniģ insan toplumları olarak tanımlanabilmektedir. Ulusların milli kimlikleri, böylesine geniģ bir birlikteliğin sonucu olarak belirginlik kazanmaktadır. 12 Ulus gerçeği değiģik bilim dallarından olduğu kadar çeģitli teorik yaklaģımlar açısından da farklı yönlerde ele alınarak değerlendirilmektedir. Uluslar için, toplumsal yapılanmaların ürünleri oldukları için toplum bilim açısından sosyolojik yaklaģımlar doğrultusunda tanımlamalar getirilmeye çalıģılmaktadır. Daha çok batı tipi toplumları ele alan sosyolojik yaklaģımlar uluslara toplum bilim açısından açıklama getirmeğe çalıģmıģlardır. Yeni ve yakın çağlar ile beraber batı ülkelerinde baģlayan modernleģme süreçlerinin eseri olan uluslar içinde bulundukları toplumsal koģulların bir ürünü olarak kabul edilmektedirler. ĠletiĢim bilimi 12 Anthony Smith, Milli Kimlik, çev. Sina ġener, ĠletiĢim Yayınları, 1994, s.10 vd.

22 14 geliģtikçe, toplum bilimin sorunu olan ulus konusunu farklı bir açıdan ele almakta ve yayıncılık çalıģmalarının bir ülkedeki toplum yapısını hızla kısa bir zaman dilimi içinde uluslaģmaya doğru yönlendirebileceğini öne sürmektedir. Belirli bir zaman diliminde bir araya gelen yayıncılık çalıģmaları, bir ülkede yaģamakta olan halk kitlelerini kısa bir zaman sonra uluslaģma süreci üzerinden ulusal toplum yapabilmektedir. Ulusal toplumların yaratılma aģamasında, yayın kuruluģları kadar eğitim, bilim ve kültür kurumlarına da önemli görevler düģmekte ve bunların ortak çalıģmaları ve ürünleri ile uluslaģma süreci tamamlanabilmektedir. Akılcılık, ilerleme ve devamlılık gibi ilkelere öncelik verilmesiyle uluslaģma olgusu öne çıkabilmekte ve bu doğrultudaki uluslaģma süreci hızla tamamlanabilmektedir. Toplumsal yaģam süreci içinde uluslar hem uzlaģma yolu ile hem de çatıģmalar ile oluģabilirler. Uzun süreli zaman diliminde aynı ülkede yaģamını sürdürmekte olan toplumlar ortak değerlere sahip olarak uluslaģırken, bazen de geniģ ülkelerde bir arada bulunan çeģitli topluluklar toplum içi çatıģmalar yolu ile farklı kimlikler kazanabilirler ve bu gibi farklılıklar da ayrı ayrı uluslaģma eğilimlerini toplum içinde geliģtirirler. Aynı zamanda bir büyük toplumun içinde birbirinden ayrı uluslaģma olguları ortaya çıkarsa o zaman, toplumsal bütünleģme ortadan kalkar ve ayrı uluslar farklı yollardan bağımsız yaģam düzenine yönelerek, toplumsal yapıların parçalanmalarına neden olurlar. Toplum içerisinde devlet öncülüğünde izlenen modernleģme giriģimleri bir yandan modern uluslaģma sürecini baģlatırken, diğer yandan da geçmiģten kalan toplumun geleneksel kesimlerini bu köklü değiģimin dıģına iterek toplumsal bölünmeye neden olabilir. Gelenekçi kesimler modern devletin getirmiģ olduğu bilimsel ve kültürel değerleri dıģlarken, bir toplumun bütünüyle uluslaģmasına izin vermezler ve gelenekçi direniģlerin modernleģmenin önüne çıkmasıyla, çağdaģ ulus devletlerin ortaya çıkıģ süreçlerinin önü kesilmiģ olur. ModernleĢmeye karģı çıkan ve direnen gelenekçiler bir anlamda geçmiģten gelen cemaat yapılarını sürdürerek,

23 15 ülkelerin daha modern bir düzeyde ulus devletlere gitmesinin önünü kesmektedirler. Gelenekçiliğin tasfiye edilmesi, güçlü ulus devletlere zemin hazırlamaktadır. 13 Ulus adı verilen toplumsal yapı belirli bir geliģim süreci içinde ortaya çıktığı gibi, tarihsel dönüm noktalarında kurulmuģ olan devletlerin kendine bağlı bir ulus yaratma planları doğrultusunda da ortaya çıkabilir. Normal koģullarda uzun süreli dönemlerde uluslar belirli ülkelerdeki halk topluluklarının birlikte yaģamasından meydana gelen ortak toplumsal yapılar olarak doğarlar. Ne var ki, dünya konjonktüründe büyük olaylar ya da birbirini izleyen geliģmeler beklenmedik bir anda ortaya belirli bir bölgede devlet yapısı çıkardığı zaman, kurulmuģ olan devlet topluma tümüyle egemen olabilmek için kendi ulusunu yaratma yoluna gidebilir ve ülkedeki halk topluluğunu hızla uluslaģtırarak kendine bağlama doğrultusunda yeni bir ulusu tarih sahnesine çıkaracak giriģimlerde bulunabilir. Bu gibi durumlara, siyaset biliminde ulus kurma ya da eski deyimiyle ulus inģa süreci adı verilmektedir. Devletlerin insan unsurunu oluģturan toplumsal yapıların dağınık olması, küçük etnik toplulukların çekiģme ya da çatıģmalarına sahne olması gibi iç güvenliği tehdit edebilecek olumsuz geliģmelere karģı devletler, kendi ülkelerindeki insan topluluklarının bir an önce uluslaģarak, devlete ve ülkeye bağlı bir ulusal yapılanmayı gerçekleģtirmeye çaba gösterirler. Bir devletin, kendi toplumuyla ters düģmemek, zaman içerisinde kendi ulusunu yaratarak hareket etmesi, aynı zamanda toplumu oluģturan sosyal kesimler tarafından da benimsenirse o zaman iģ daha kolaylaģmakta ve devlet ile toplum iģ birliği yaptığı zaman uluslaģma olgusu daha hızlı bir biçimde gerçekleģebilmektedir. Dünya haritası üzerinde yer alan devletler teker teker incelendiği zaman, bazılarının doğal uluslaģma sürecinin sonunda ortaya çıkan ulus devletler olduğu, diğerlerinin de tarihsel dönüģüm noktalarında kurulmuģ 13 Suavi Aydın, ModernleĢme ve Milliyetçilik, Ankara, Gündoğan Yayınları, 1993, s.25-34,

24 16 olan devletler olduğu ve sonradan bu devletlerin kendi uluslarını yaratma yoluna gittikleri görülmektedir. Avrupa da Roma Ġmparatorluğu döneminde baģlayan din kavgası yüzlerce yıl sürdüğü için, bu din kavgası ve daha sonra ortaya çıkan mezhep çatıģmalarını aģabilmek üzere, Fransız devrimi ile ulus devlet yaratılmıģtır. Bu devrim öncesinde baģlayan uluslaģma sürecinin patlama noktasında Fransız devrimi gündeme gelmiģ ve devrim sonrasında bütün Avrupa kıtasında devler kendi uluslarını yaratma yoluna gitmiģlerdir. Avrupa nın krallıkları ulus devletlere dönüģürken bu devletlerin halkları da devlet öncülüğünde ve desteğinde uluslaģma sürecine girmiģlerdir. Devletlerin yapıları uluslaģma ile beraber değiģirken, eģitlik, özgürlük ve kardeģlik ilkeleri bütün toplumların uluslaģmasına giden yolu açmıģtır. Modern ulus kavramı bu çerçevede daha çok devlet ile iliģki kurularak tanımlanmakta ulus olma düģüncesinin devlet öncülüğünde yayılması ve bu doğrultuda toplumsal örgütlenmelere gidilmesi, devletlerin kendi uluslarını yaratmaları aģamasında önemli katkılar sağlamıģtır. Ülkenin aydınları devletin yanında yer aldığı zaman uluslaģma süreci daha da hızlanmıģtır. Orta çağ sonrasında baģlayan köylülükten kurtulma ve kentlerde yeni bir yaģam düzenine geçiģ, uluslaģmaya giden yolun baģlangıcı olmuģtur. Orta çağ feodalitesinin, insanları derebeyinin insafına mahkûm ettiği düzenden kopuģ, kilisenin yerini yavaģ yavaģ din dıģı makamların almasıyla beraber feodal düzenler yıkılmıģ yerine, merkezi krallıkların etkili olduğu yeni bir dönem baģlamıģtır. Krallıkların otoriter düzeninde devlet ortak değerleri topluma empoze etmeye baģlamıģ ve bunun sonucunda da toplumlar ortak değerlerde bir araya gelerek uluslaģma yolunda ilk adımları atmıģlardır. Devletlerin ulus yaratması ile devlet ulus kavramı ortaya çıkmıģ ve bu devletlerin kendi halklarıyla iç içe geçmesini sağlamıģtır. Devlet gücünü elinde tutan kral ya da krala bağlı oligarģik yönetim, toplumun hızla uluslaģtırılması için plan ve programları uygulama alanına getirmiģ ve devletler arasında bir uluslaģtırma yarıģı zaman içerisinde ortaya çıkmıģtır. Devletler, kral devlet olmaktan ulus

25 17 devlet olmaya doğru yöneldiklerinde, ülkede uluslaģmayı sağlayacak bazı toplumsal örgütlenmelere gittikleri gibi, aynı zamanda kurdukları ekonomik kuruluģlar aracılığı ile de gene halkın günlük gereksinimlerini karģılayarak, uluslaģma sürecinin bu yönden de desteklenmesini hedeflemiģlerdir. Devletler bu aģamada ekonomik tekellerini kazanç sağlamak için değil ama halka karģılıksız hizmet vererek, devlete bağlı uluslaģmayı güçlendirmek için kullanmıģlardır. 14 UluslaĢma süreci sanayi devrimi ile beraber 16. Yüzyılda öne geçerken, 18. Yüzyılın sonlarındaki Fransız devrimi de ulus devleti ortaya çıkararak, devletler üzerinden uluslaģma akımının öne çıkmasına yardımcı olmuģtur. Böylece bir yandan sanayileģme etkisi ile toplum içinde doğal uluslaģma ile beraber, devletlerin öncülüğündeki siyasal uluslaģma hareketleri birbirine paralel düzeyde birlikte gitmiģtir. Böylece, 19. Yüzyılın sonlarına gelindiğinde batının önde gelen büyük devletleri ulus devletlere dönüģerek, dünyanın yeniden paylaģımında ulus devletler arası bir çekiģmeye yönelmiģlerdir. Bu çekiģmenin sonucunda ortaya büyük dünya savaģı çıkmıģ ve ulusların dünya hakimiyeti projelerinde, güçlü ulus devletler bir dünya savaģına yönelerek birbirlerini yenmek ya da yok etmek için her yolu denemiģlerdir. Birinci Dünya savaģının tasfiye ettiği büyük imparatorluklardan sonra ikinci bir ulus devlet süreci yaģanmıģ, bu çekiģmelerin karģısına da tarihin büyük bir dönemecinde Sovyet devrimi gündeme gelmiģtir. Fransız devrimiyle ortaya çıkan ulus devlet modellerini geride bırakan bir sosyalist devrim Rusya da Sovyetler Birliğinin kurulmasıyla gerçekleģmiģ ve böylece imparatorlukların dağılmasıyla ortaya çıkan uluslaģma kavgalarıyla, ulus devletler arasındaki hegemonya çekiģmelerini buzdolabına kaldıran bir soğuk savaģ dönemi, Sovyet devrimi ile beraber baģlayarak, ulus devlet ve ulusal hegemonya kavgasına sürüklenmiģ olan batı bloğunu 14 Gökalp, a.g.e, s.15-30

26 18 dengeleyecek bir doğu bloğu Sovyetler Birliğinin öncülüğünde gündeme gelmiģtir. 15 Sovyet devrimi sosyalist devlet ve toplum yapılanmalarının kurulması aslında tarihin ulus devletler çekiģmesine ve ulusal hegemonya planlarına vermiģ olduğu bir yanıttı. Sovyet sosyalist devrimini gerçekleģtiren Rus komünist partisinin programındaki en önde gelen konu ulusal sorunun çözülmesiydi. Kendisini proletaryanın partisi olarak tanımlayan bu parti resmen sosyal demokrat adını kullanarak, halkların ya da ulusların kendi kaderlerini tayin hakkı yerine her ulus içindeki iģçi sınıfının toplumların geleceğini tayin etmede baģlıca yükümlülüğe sahip bulunduğunu öne sürmektedir. Uluslararası kavgayı önlemek, ulus devletlerin emperyalizme ve hegemonyaya yönelmelerinin önünü kesmek üzere, bütün ülkelerin proletaryalarının el birliği halinde çalıģmaları gerektiği Lenin in partisinin ana programında önde gelen bir konu olarak ele alınıyor ve ulusal sorunun çözümü için dünya ülkelerindeki proletarya göreve ve iģ birliğine davet ediliyordu. Burjuva sınıfının, uluslaģma için yaratmıģ olduğu kültür, milliyet ya da dil gibi manevi içerikli kavramların devre dıģı bırakılmasıyla uluslaģmanın önlenebileceği, ulusların kendi kaderlerini tayin hakkının tanınmasıyla ortalığın daha fazla karıģacağı, ulusal kavgaların Ģiddetlenerek insanlığı sürekli çekiģme ve savaģ ortamlarına çekebileceği, bu nedenle proletaryanın güçlenerek her ülkede iktidara gelmesi ile oluģturulacak evrensel bir dayanıģma düzenin uluslar arasındaki bütün çekiģme, kavga ve savaģları önleyebileceği bizzat Lenin tarafından dile getirilmiģtir Yüzyılda Avrupa da yapılan tartıģmalarda sosyalistler ulusların bağımsızlığını reddederek, evrensel bir sosyalist düzenin kurulması doğrultusunda çalıģmalar yapıyorlardı. Devletlerin kendi toplumlarını uluslaģtırması ile beraber farklı din ve etnik kökenden gelen bazı kesimler 15 William H. Mc Neill, Dünya Tarihi, çev.alaeddin ġenel, Ġmge Kitabevi, 1994, s Vladimir Ġlyiç Lenin, Ulusal Sorun ve Ulusal KurtuluĢ, çev. Yurdakul Fincancı, Sol Yayınları, 1993, s.11-20

27 19 sosyalizme yönelerek devlet ulusçuluğuna ve uluslaģan devlet düzenlerine karģı çıkıyorlardı. Devlet desteği ile yaratılan yapay uluslaģma içinde öne geçen ve güç kazanan kentliler ya da kent soylu adı verilen burjuva sınıfı, iģçilere ve onlara sahip çıkan sosyalist hareketlere karģı çıkarken, bütün Avrupa kıtası Fransız devriminden Sovyet devrimine doğru bir kayma süreci yaģıyordu. Sovyet devrimi, ulus devletlere karģı sosyalist bir dünya yaratmak üzere gerçekleģtirildiği zaman, ulusal sorun ile beraber sömürgeler sorunu da aynı doğrultuda çözüme bağlanıyor ve milli sömürge imparatorluklarının tasfiyesi için, sömürgelerde de proletarya yönetiminin kurulması gündeme getirilerek, evrensel bir dayanıģma düzeninin önü açılmak isteniyordu. Ulusal hegemonyanın doğal sonucu olan sömürgeciliğin, iģçi sınıfının evrenselci politikaları ve küresel bir dayanıģma düzeni oluģturulmasıyla ortadan kaldırılabileceği öne sürülüyordu. Ezilen halkların ülkelerin kurtuluģu için Sovyetler Birliğinin öncülüğünde bir proletarya imparatorluğu yeni bir alternatif olarak gündeme getiriliyordu. Birinci Dünya savaģı gibi bir evrensel ulus devletler savaģının önlene bilmesi için bu tür bir çözüm öneriliyordu. 17 Ġnsanlık tarihi içinde önce dinler sonra uluslar tarih sahnesine çıkmıģtır. Milattan önceki yüz yıllarda Orta Doğu da baģlayan tek tanrılı dinlerin geliģme seyri insanlık tarihini etkilemiģ ve bu doğrultuda birçok olay birbirini izlerken, ortaya din kökenli bir tarih çıkmıģtır. Özellikle Roma Ġmparatorluğunun Hıristiyanlık tarafından yıkılması, daha sonraları bin yıllık bir kara dönem olarak din baskısından ortaçağın yaģanması, Rönesans ve reform hareketleri ile ortaçağ dan çıkıģ ve sonrasında insanlığın hem bilimsel devrime hem de dünyanın keģfine yönelmesiyle beraber, yeryüzündeki yaģam düzeni ve biçimi değiģmiģtir. Dinin baskısı Rönesans ve reform giriģimleri üzerine gerilerken, bilimsel devrim ve dünya kıtalarının keģfi ile bir aydınlanma dönemine girilmiģ ve bu sürecin 17 Vladimir Ġlyiç Lenin, Ulusal Sorun ve Sömürge Sorunu, çev. Ġsmail Yarkın, Ġnter Yayınları, 1993 s.7-14

28 20 sonunda da, insanların uzun süren birlikte yaģamları ulusa giden yolu açmıģ ve bu doğrultuda uluslaģma dönemi baģlamıģtır. 15. Yüzyıl sonrası yaģanan geliģmeler ile krallıklar kendi ülkelerine ortak tarih, kültür ve gelecek doğrultusunda sahip çıkarlarken, zamanla ortak dilin kullanılması da ulusal yapılanmayı hızlandırmıģtır. Krallıklar arasında barıģ için antlaģmalara gidilmesi de din ve devlet iģlerinin ayrılmasına giden yolu açmıģ, hiçbir kral din üzerinden diğer ülkelerin iç iģlerine karıģmamaya baģlamıģtır. Böylesine geliģmeler, Avrupa kıtasında Fransız devrimine giden yolu açmıģ ve 15. Yüzyılda baģlayan yeni açılımlar, 18. Yüzyılın ikinci yarısında bir toplumsal patlama olarak Fransız devrimini gündeme getirmiģti. Fransız devrimi sonrasındaki, ulus devletlerin tarih sahnesine çıkıģı aynı zamanda laiklik düzenini de beraberinde getirmiģ ve din ile devlet iģlerinin ayrılmasıyla beraber de modern laik ve ulus devlet yapılanması ortaya çıkmıģtır. UluslaĢma süreci ile beraber ulusların tarih sahnesine çıkıģı dinleri geride bırakmıģ, dünya önceden dinler arası dengelere göre yönetilirken, yeni gelinen aģamada uluslara ve ulus devletlere göre yönetilen yeni bir düzene girmiģtir. Ulusların tarih sahnesine çıkıģı, dinlerin tarih sahnesindeki yerlerini sarsmıģ, dinlere dayalı devlet rejimleri gerilerken ulusların egemenliğindeki yeni devletler birbiri ardı sıra tarih sahnesinde görülmeye baģlanmıģtır. Yeni dönemde kurulan devletler ya da eski devlet yapıları dinin egemenliğinden ulusun egemenliğine doğru kayma gösterirken uluslar ile dinler arasında bir çekiģmeli dönem yaģanmıģ, Rönesans ve reform ile beraber bilimsel devrim ile baģlayan aydınlanma dönemi dinleri geriletirken, ulusların önünü açmıģ ve devlet yapılarının zaman içerisinde ulus devletlere dönüģmesini sağlamıģtır. Yeni ve yakın çağlarda baģlayan modernleģme dönemi giderek uluslaģma sayesinde ulus devletler çağına doğru insanlığı sürüklemiģtir. Bir anlamda modernleģme ile uluslaģma ve daha sonraları da ulusçuluk akımları beraber gitmiģtir. ÇağdaĢ ulusal yapılar ile ulus devletlerin

29 21 arkasında modernleģme olgusunu görmek gerekmektedir. Bu açıdan uluslaģma aynı zamanda modernleģmedir Yüzyılın baģlarında ulus devletler çok güçlenerek bir büyük dünya savaģına girdikleri aģamada Rusya da sosyalist devrim olmuģ ve sosyalist sistem bir ideolojik siyasal küreselleģme getirerek, ulus sorununu iģçi sınıfının önderliğinde kurulacak yeni devlet yapıları üzerinden çözümünü siyasal gündeme getirmiģtir. Birinci Dünya savaģının tam ortasında gerçekleģtirilen Sovyet devrimi, dünyayı iki kutuplu bir düzene kavuģturarak, uluslar ve onların ulus devletleri arasındaki bir büyük çekiģmenin dünyayı yeniden bir dünya savaģı tehlikesi ile karģı karģıya getirmemesi için yeni alternatifi iģçi sınıfı üzerinden geliģtirmeye çalıģmıģtır. Bu yaklaģıma göre, dünyanın her ülkesinde iģçi sınıfı öncülüğünde kurulacak proletarya diktatörlükleri milli burjuvaları tasfiye edecek, milli burjuvazi ortadan kalkınca da bunların desteğinde oluģan ulusal yapılar kendiliğinden yok olacaktır. Sovyetler Birliği ve sosyalist sistem bir anlamda ulus devletler çağına son vermek üzere dünya sahnesine çıkıyordu. Ulusların dünya sahnesine çıkmasıyla nasıl ki, dinlere dayalı siyasal sistemler çöküģe geçiyorsa, Sovyetler Birliğinin kurulmasından sonrada ulusların yerini iģçi sınıfı alacak, her insan çalıģan bir birey olarak çalıģan halk kitleleri içerisinde yaģamını sürdürecekti. Ulusların birbirinden ayrılan özellikleri ulus devletleri rekabete sürüklerken ve zamanla sıcak çatıģmalara ve savaģlara sürüklerken, iģçi sınıfının öncülüğünde kurulacak olan proletarya diktatörlükleri her türlü ayrımı ve özel koģulu ortadan kaldırarak ulusların ötesinde evrensel bir çalıģan halk kitleleri kardeģliği ve de bu doğrultuda geliģtirilecek bir uluslar arası ve üstü bir dayanıģma düzenini öne çıkarıyordu. UluslaĢma ve ulusal yapıların zaman içerisinde dinsel toplum düzenlerini tasfiye ettiği gibi, sosyalist sistem ve proletarya diktatörlükleri ulusal yapıları ve ulus devletleri 18 Aydın, a.g.e, s.22-23

30 22 ortadan kaldırarak, dünyayı ulus devletlerin çekiģmesinden ulusların birbiriyle sürekli savaģlara girmesinden kurtaracaktı. Evrensel bir iģçi sınıfı yapılanması oluģumu dünyanın bütün halklarını içine alacak ve böylece halk kitleleri üzerinden tarihsel bir oluģum olan uluslar ortadan kaldırılacaktı. Ne var ki, Sovyetler Birliği bir büyük dev siyasal yapılanma olarak bu amaç doğrultusunda baģarısız kalmıģ ve sonraki aģamada büyük ulus devletler arasındaki çekiģmeler dünyayı ikinci bir dünya savaģına sürüklemiģtir. Böylesine bir ikinci savaģta, savaģın baģ aktörü Yahudi ırkına savaģ açarak, bu büyük savaģ sonucunda yeniden ırkları ve dinleri öne çıkararak ulusları tarih sahnesinde geri plana atmaya çalıģmıģtır. Komünizm, Nazizim ve FaĢizm gibi ulus ötesi ideolojilere dayalı olarak çıkartılan Ġkinci Dünya savaģı, gelecekteki siyasal çeliģkileri uluslararasından ideolojiler ve dinler arası bir yapılanmaya doğru sürüklüyordu. Ġkinci Dünya savaģı, ideolojileri, ırkları ve dinleri yeniden gündeme getirirken, Birinci Dünya savaģının ana çeliģkisi olan uluslar arası çekiģmeleri arka plana itiyordu. 19 Dünyanın egemen güçleri, insan nüfusu arttıkça büyük halk kitlelerini önce dinler ile kontrol etmeye çalıģmıģ, ilk olarak Yahudilik tek tanrılı din olarak tarih sahnesine çıkmıģtır. Sonraki aģamada Roma Ġmparatorluğu tam Yahudi devletini yıkarak Yahudileri tarih sahnesinden silerken, Hıristiyanlık ikinci büyük tek tanrılı din olarak gündeme gelmiģtir. BeĢ asırlık bir zaman dilimi içerisinde Hıristiyanlık bütün Avrupa kıtasına yayılarak Roma Ġmparatorluğunun yıkılmasına neden olmuģ ve böylece insanlık bin yıllık bir orta çağ din baskısı dönemine girmiģtir. Hıristiyanlık batı ülkeleri üzerinden bütün dünyaya dönük baskı yönetimi geliģtirirken, merkez coğrafyada üçüncü tek tanrılı din olarak Müslümanlık çıkmıģ ve Hıristiyan dünyanın karģısına bir denge gücü olarak girmeye çaba göstermiģtir. Cihat düģüncesi ile Ġslamiyet sürekli batıya doğru yayılarak Hıristiyan dünyayı dengelemeye çalıģmıģ, 7. Yüzyıl sonrasında dünya 19 Boris Ponomarev, Sovyetler Birliği Komünist Partisi Tarihi, çev. Hayri Gün, Bilim Yayınları, 1976, s ,

31 23 tarihi sürekli olarak bir Müslüman ve Hıristiyan savaģları ile geçerken, ilk tek tanrılı dinin sahibi olan Yahudiler bir nevi üstün ırk konusunda dünyayı ekonomik olarak ele geçirmiģ ve ekonomi üzerinden yönlendirmeye baģlamıģlardır. Yahudilerin ulus olmadan bir ırk ve ayrı din olarak hareket etmeleri, dünyayı Ġkinci Dünya savaģına sürükleyen olayları körüklemiģ, ekonominin patronları sahip oldukları maddi gücü kullanarak dünyanın patronları konumuna gelmiģlerdir. Yahudilerin bu tavrı onların uluslaģmasını önlediği gibi bir ulus devlete sahip olmalarının da önünü kesmiģtir. Batı dünyası içinde yer alan bütün topluluklar zaman içerisinde uluslaģarak kendi ulus devletlerini kurma Ģansına sahip olurlarken, üstün bir ırk inancından kurtulamayan Museviler, ekonomik zenginlikleriyle dünya olaylarını yönlendirmeye çalıģmıģlardır. KüreselleĢme aģamasıyla beraber, sosyalist sistemin dağılması üzerine tek bir dünya devleti küresel sermayenin öncülüğünde kurulmak istenmiģ ve bu arada rejim olarak sosyalist sisteme tasfiye edilmiģtir. Ġlk aģamada Sovyetler Birliğinin yıkılmasıyla sosyalist sistemin dağıtılması sonraki aģamada ulus devletleri de hedef yapmıģ, sosyalist sistem ve devletlerin dağıtılmasından sonra Ģimdi de uluslar, ulusal yapılar ve ulus devletler hedef tahtasına oturtularak, uluslar arası büyük sermayeye sahip olan küresel patronların egemenliğinde bir dünya imparatorluğu projesinin, ekonomik iliģkiler üzerinden insanlığa karģı dayatılmasını gündeme getirmiģtir. Bu olumsuz durumda, ulusların varlığı meselesini yeniden güncelleģtirmiģ ve küresel sermaye ile ulus devletler, karģı karģıya gelmiģtir. Sermayeyi tekelde toplayan ırkçılık, küresel ekonomi ve tekelci Ģirketler üzerinden uluslara saldırıya geçerek, ulusları tarih sahnesinden silme giriģimine kalkıģmıģtır. Böylece, Orta çağdan çıkarken gündeme gelecek ulus sorunu, Ģimdi yeniden küresel sermayenin sahibi olan patronlar ve baronlar, dünya imparatorluğu kurmak için ulusları ortadan kaldırmaya çalıģmaktadırlar. Orta çağ sonrasında üç yüz yıllık bir zaman dilimi içerisinde ortaya çıkan ulus olgusu, 21. Yüzyılda tarih sahnesinden kaldırılmak

SAĞLIKTA DÖNÜġÜMÜN TIP EĞĠTĠMĠNE ETKĠSĠ

SAĞLIKTA DÖNÜġÜMÜN TIP EĞĠTĠMĠNE ETKĠSĠ SAĞLIKTA DÖNÜġÜMÜN TIP EĞĠTĠMĠNE ETKĠSĠ Sağlıkta yapılan dönüģümü değerlendirirken sadece sağlık alanının kendi dinamikleriyle değil aynı zamanda toplumsal süreçler, ideolojik konumlandırılmalar, sınıflararası

Detaylı

DEMOKRATİKLEŞME VE TOPLUMSAL DAYANIŞMA AÇILIMI

DEMOKRATİKLEŞME VE TOPLUMSAL DAYANIŞMA AÇILIMI 2009 DEMOKRATİKLEŞME VE TOPLUMSAL DAYANIŞMA AÇILIMI BİLGE ADAMLAR STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ Demokratikleşme ve Toplumsal Dayanışma Açılımı BirikmiĢ sorunların demokratik çözümü için Hükümetçe baģlatılan

Detaylı

Doç. Dr. MUSTAFA KĠBAROĞLU

Doç. Dr. MUSTAFA KĠBAROĞLU İran ın Nükleer Programı ve Türkiye nin Güvenliğine Etkileri Doç. Dr. MUSTAFA KĠBAROĞLU www.mustafakibaroglu.com Bilkent Üniversitesi Uluslararası ĠliĢkiler Bölümü 15 Ekim 2009 Atılım Üniversitesi Ankara

Detaylı

YÖNETMELİK. Mehmet Akif Ersoy Üniversitesinden: MEHMET AKĠF ERSOY ÜNĠVERSĠTESĠ KADIN SORUNLARI UYGULAMA VE. ARAġTIRMA MERKEZĠ YÖNETMELĠĞĠ

YÖNETMELİK. Mehmet Akif Ersoy Üniversitesinden: MEHMET AKĠF ERSOY ÜNĠVERSĠTESĠ KADIN SORUNLARI UYGULAMA VE. ARAġTIRMA MERKEZĠ YÖNETMELĠĞĠ 3 Temmuz 2012 SALI Resmî Gazete Sayı : 28342 YÖNETMELİK Mehmet Akif Ersoy Üniversitesinden: MEHMET AKĠF ERSOY ÜNĠVERSĠTESĠ KADIN SORUNLARI UYGULAMA VE ARAġTIRMA MERKEZĠ YÖNETMELĠĞĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM Amaç,

Detaylı

Uygarlık Tarihi (HIST 201) Ders Detayları

Uygarlık Tarihi (HIST 201) Ders Detayları Uygarlık Tarihi (HIST 201) Ders Detayları Ders Adı Ders Kodu Dönemi Ders Saati Uygulama Saati Laboratuar Saati Kredi AKTS Uygarlık Tarihi HIST 201 Güz 3 0 0 3 4 Ön Koşul Ders(ler)i Dersin Dili Dersin Türü

Detaylı

Uygarlık Tarihi (HIST 201) Ders Detayları

Uygarlık Tarihi (HIST 201) Ders Detayları Uygarlık Tarihi (HIST 201) Ders Detayları Ders Adı Ders Kodu Dönemi Ders Saati Uygulama Saati Laboratuar Saati Kredi AKTS Uygarlık Tarihi HIST 201 Güz 3 0 0 3 4 Ön Koşul Ders(ler)i Dersin Dili Dersin Türü

Detaylı

Uygarlık Tarihi (HIST 201) Ders Detayları

Uygarlık Tarihi (HIST 201) Ders Detayları Uygarlık Tarihi (HIST 201) Ders Detayları Ders Adı Ders Kodu Dönemi Ders Saati Uygulama Saati Laboratuar Saati Kredi AKTS Uygarlık Tarihi HIST 201 Güz 3 0 0 3 4 Ön Koşul Ders(ler)i Dersin Dili Dersin Türü

Detaylı

Avrasya Sosyal ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi (ASEAD) Eurasian Journal of Researches in Social and Economics (EJRSE) ISSN:

Avrasya Sosyal ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi (ASEAD) Eurasian Journal of Researches in Social and Economics (EJRSE) ISSN: Avrasya Sosyal ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi (ASEAD) Eurasian Journal of Researches in Social and Economics (EJRSE) ISSN:2148-9963 www.asead.com 2008 KÜRESEL KRİZİ SONRASI DÖNEM TÜRKİYE CUMHURİYETİ

Detaylı

ÖRNEK SORU: 1. Buna göre Millî Mücadele nin başlamasında hangi durumlar etkili olmuştur? Yazınız. ...

ÖRNEK SORU: 1. Buna göre Millî Mücadele nin başlamasında hangi durumlar etkili olmuştur? Yazınız. ... ÖRNEK SORU: 1 1914 yılında başlayan Birinci Dünya Savaşı, Osmanlı Devleti açısından, 30 Ekim 1918 de, yenilgiyi kabul ettiğinin tescili niteliğinde olan Mondros Ateşkes Anlaşması yla sona erdi. Ancak anlaşmanın,

Detaylı

bilgilerle feminizm hakkında kesin yargılara varıp, yanlış fikirler üretmişlerdir. Feminizm ya da

bilgilerle feminizm hakkında kesin yargılara varıp, yanlış fikirler üretmişlerdir. Feminizm ya da YANLIŞ ALGILANAN FİKİR HAREKETİ: FEMİNİZM Feminizm kelimesi, insanlarda farklı algıların oluşmasına sebep olmuştur. Kelimenin anlamını tam olarak bilmeyen, merak edip araştırmayan günümüzün insanları,

Detaylı

T.C. ORTA KARADENİZ KALKINMA AJANSI GENEL SEKRETERLİĞİ. YURT ĠÇĠ VE DIġI EĞĠTĠM VE TOPLANTI KATILIMLARI ĠÇĠN GÖREV DÖNÜġ RAPORU

T.C. ORTA KARADENİZ KALKINMA AJANSI GENEL SEKRETERLİĞİ. YURT ĠÇĠ VE DIġI EĞĠTĠM VE TOPLANTI KATILIMLARI ĠÇĠN GÖREV DÖNÜġ RAPORU YURT ĠÇĠ VE DIġI EĞĠTĠM VE TOPLANTI KATILIMLARI ĠÇĠN GÖREV DÖNÜġ RAPORU Adı Soyadı : Doç. Dr. Mustafa GÜLER, Dilem KOÇAK DURAK, Fatih ÇATAL, Zeynep GÜRLER YILDIZLI, Özgür Özden YALÇIN ÇalıĢtığı Birim :

Detaylı

TÜRKİYE NİN JEOPOLİTİK GÜCÜ

TÜRKİYE NİN JEOPOLİTİK GÜCÜ Dr. Tuğrul BAYKENT Baykent Bilgisayar & Danışmanlık TÜRKİYE NİN JEOPOLİTİK GÜCÜ Düzenleyen: Dr.Tuğrul BAYKENT w.ekitapozeti.com 1 1. TÜRKİYE NİN JEOPOLİTİK KONUMU VE ÖNEMİ 2. TÜRKİYE YE YÖNELİK TEHDİTLER

Detaylı

www.binnuryesilyaprak.com

www.binnuryesilyaprak.com Türkiye de PDR Eğitimi ve İstihdamında Yeni Eğilimler Prof. Dr. Binnur YEŞİLYAPRAK Türk PDR-DER Başkanı 16 Kasım 2007 Adana Türkiye de Psikolojik Danışma ve Rehberlik Hizmetleri Başlangıcından günümüze

Detaylı

Şafak EVRAN TOPUZKANAMIŞ. Türk Hukukunda Anayasal Gelişmeler Işığında Vatandaşlık

Şafak EVRAN TOPUZKANAMIŞ. Türk Hukukunda Anayasal Gelişmeler Işığında Vatandaşlık Şafak EVRAN TOPUZKANAMIŞ Türk Hukukunda Anayasal Gelişmeler Işığında Vatandaşlık İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... IX İÇİNDEKİLER...XV KISALTMALAR...XXIII TABLOLAR LİSTESİ... XXV GİRİŞ...1 Birinci Bölüm Vatandaşlığın

Detaylı

ENER TARTIŞMAYA AÇIYOR OLTU VE HINIS İL OLMALI MI?

ENER TARTIŞMAYA AÇIYOR OLTU VE HINIS İL OLMALI MI? ENER TARTIŞMAYA AÇIYOR OLTU VE HINIS İL OLMALI MI? Erzurum, COĞRAFİ VE İDARİ KÜÇÜLMEYİ EKONOMİK BÜYÜMEYE dönüştürebilir mi? TARTIŞMA ÖNERİSİNİN GEREKÇESİ Kamu hizmetlerinin ülke seviyesinde daha verimli

Detaylı

ĠZMĠR KENT KONSEYĠ GENÇLĠK MECLĠSĠ BĠLĠġĠM ÇALIġMA GRUBU ETKĠNLĠK VE EĞĠTĠMLERĠ. Simge SavaĢan & Baran Güntan

ĠZMĠR KENT KONSEYĠ GENÇLĠK MECLĠSĠ BĠLĠġĠM ÇALIġMA GRUBU ETKĠNLĠK VE EĞĠTĠMLERĠ. Simge SavaĢan & Baran Güntan ĠZMĠR KENT KONSEYĠ GENÇLĠK MECLĠSĠ BĠLĠġĠM ÇALIġMA GRUBU ETKĠNLĠK VE EĞĠTĠMLERĠ Simge SavaĢan & Baran Güntan AJANDA Kent Konseyi Nedir? Gençlik Meclisi Nedir? Ġzmir Gençlik Meclisi BiliĢim ÇalıĢma Grubu

Detaylı

ÜNİVERS ALIST TARİH. Prof. Dr. Karam Khella. Tarihin Yeniden Keşfi. Avrupa Merkezci Tarihsel Bilincin Yıkımı. Çeviren: İsmail KAYGUSUZ.

ÜNİVERS ALIST TARİH. Prof. Dr. Karam Khella. Tarihin Yeniden Keşfi. Avrupa Merkezci Tarihsel Bilincin Yıkımı. Çeviren: İsmail KAYGUSUZ. SUB Hamburg A/612838 Prof. Dr. Karam Khella Tarihin Yeniden Keşfi ÜNİVERS ALIST TARİH Avrupa Merkezci Tarihsel Bilincin Yıkımı Çeviren: İsmail KAYGUSUZ İÇİNDEKİLER SUNUŞ ; r.r. 10 YAZARIN TÜRKÇE BASIMA

Detaylı

Türkiye Ekonomisi : Dışa Açılma, Dış Ticaret, Büyüme, İşsizlik

Türkiye Ekonomisi : Dışa Açılma, Dış Ticaret, Büyüme, İşsizlik Türkiye Ekonomisi 1980-2010 : Dışa Açılma, Dış Ticaret, Büyüme, İşsizlik 1980 yılı ülkemizde ekonominin serbestleģtiği ve dıģa açıldığı dönemdir. Aynı zamanda dünya da küresel sermayeyi geniģletici politikalar

Detaylı

1. BÖLÜM KAVRAM, TARİHÇE VE KAVRAMLAR ARASI İLİŞKİLER BAĞLAMINDA KENDİ KADERİNİ TAYİN

1. BÖLÜM KAVRAM, TARİHÇE VE KAVRAMLAR ARASI İLİŞKİLER BAĞLAMINDA KENDİ KADERİNİ TAYİN İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...V İÇİNDEKİLER...IX KISALTMALAR...XV GİRİŞ...1 1. BÖLÜM KAVRAM, TARİHÇE VE KAVRAMLAR ARASI İLİŞKİLER BAĞLAMINDA KENDİ KADERİNİ TAYİN I. KENDİ KADERİNİ TAYİNİN ANLAMI...5 A. Terim Sorunu...8

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ (YÖK FORMATINDA)

ÖZGEÇMİŞ (YÖK FORMATINDA) ÖZGEÇMİŞ (YÖK FORMATINDA) 1) Adı, Soyadı Ġsmail Kapan 2) Doğum Tarihi 01.04.1956 3) Unvanı Yardımcı Doç. Dr. 4) Öğrenim Durumu: Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Hukuk Ġstanbul Üniversitesi 1982 Yüksek

Detaylı

IV.ULUSLARARASI POLİMERİK KOMPOZİTLER SEMPOZYUMU SERGİ VE PROJE PAZARI SONUÇ BİLDİRGESİ 7-9 MAYIS 2015

IV.ULUSLARARASI POLİMERİK KOMPOZİTLER SEMPOZYUMU SERGİ VE PROJE PAZARI SONUÇ BİLDİRGESİ 7-9 MAYIS 2015 IV.ULUSLARARASI POLİMERİK KOMPOZİTLER SEMPOZYUMU SERGİ VE PROJE PAZARI SONUÇ BİLDİRGESİ 7-9 MAYIS 2015 TMMOB Kimya Mühendisleri Odası Ege Bölge ġubesi Koordinatörlüğünde IV. Uluslararası PolimerikKompozitler

Detaylı

İ Ç İ N D E K İ L E R

İ Ç İ N D E K İ L E R İ Ç İ N D E K İ L E R ÖN SÖZ.V İÇİNDEKİLER....IX I. YURTTAŞLIK A. YURTTAŞLIĞI YENİDEN GÜNDEME GETİREN GELİŞMELER 3 B. ANTİK YUNAN-KENT DEVLETİ YURTTAŞLIK İDEALİ..12 C. MODERN YURTTAŞLIK İDEALİ..15 1. Yurttaşlık

Detaylı

ANKARA YILDIRIM BEYAZİT ÜNİVERSİTESİ SOSYALBİLİMLER ENSTİTÜSÜ Şarkiyat Araştırmaları Anabilim Dalı

ANKARA YILDIRIM BEYAZİT ÜNİVERSİTESİ SOSYALBİLİMLER ENSTİTÜSÜ Şarkiyat Araştırmaları Anabilim Dalı ANKARA YILDIRIM BEYAZİT ÜNİVERSİTESİ SOSYALBİLİMLER ENSTİTÜSÜ Şarkiyat Araştırmaları Anabilim Dalı Bölüm Hakkında: Ülkemiz, bulunduğu coğrafi konumu dolayısıyla tarihte pek çok medeniyete beģiklik etmiģtir.

Detaylı

6098 SAYILI BORÇLAR KANUNU KAPSAMINDA. ADAM ÇALIġTIRANIN SORUMLULUĞU. Av. Mustafa Özgür KIRDAR ERYĠĞĠT HUKUK BÜROSU / ANKARA

6098 SAYILI BORÇLAR KANUNU KAPSAMINDA. ADAM ÇALIġTIRANIN SORUMLULUĞU. Av. Mustafa Özgür KIRDAR ERYĠĞĠT HUKUK BÜROSU / ANKARA 6098 SAYILI BORÇLAR KANUNU KAPSAMINDA ADAM ÇALIġTIRANIN SORUMLULUĞU Av. Mustafa Özgür KIRDAR ERYĠĞĠT HUKUK BÜROSU / ANKARA 14.09.2017 1-Genel Olarak Borçlar Kanunu nda kusursuz sorumluluk halleri, kusursuz

Detaylı

ULUSLARARASI ÖRGÜTLER

ULUSLARARASI ÖRGÜTLER DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. ULUSLARARASI ÖRGÜTLER KISA ÖZET KOLAYAOF

Detaylı

MEDENİYETLER ÇATIŞMASI KURAMININ SOSYOLOJİK ÇÖZÜMLEMESİ

MEDENİYETLER ÇATIŞMASI KURAMININ SOSYOLOJİK ÇÖZÜMLEMESİ MEDENİYETLER ÇATIŞMASI KURAMININ SOSYOLOJİK ÇÖZÜMLEMESİ Arş. Gör. Dr. Mehmet Devrim Topses Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü devrimtopses@mynet.com dtopses@yahoo.com

Detaylı

SAĞLIKLI ŞEHİRLER EN İYİ UYGULAMA ÖDÜLÜ / 2010

SAĞLIKLI ŞEHİRLER EN İYİ UYGULAMA ÖDÜLÜ / 2010 SAĞLIKLI ŞEHİRLER EN İYİ UYGULAMA ÖDÜLÜ / 2010 S A Ğ L I K L I K E N T L E R B Ġ R L Ġ Ğ Ġ B A ġ K A N L I Ğ I SAĞLIKLI ŞEHİRLER EN İYİ UYGULAMA ÖDÜLÜ / 2010 ÖDÜLÜN AMACI Bugün Avrupa da ve dünyada birçok

Detaylı

erdaynur@gmail.comaynur.erdogan@gmail.com Dersin içeriği:

erdaynur@gmail.comaynur.erdogan@gmail.com Dersin içeriği: Dersin adı / kodu: TÜRK SOSYOLOJĠ TARĠHĠ I (PARALEL) / SOSY3101 Dersi veren öğretim üyesi: Yrd. Doç. Dr. Aynur ERDOĞAN E-mail adresi erdaynur@gmail.comaynur.erdogan@gmail.com Dersin içeriği: Sosyolojinin

Detaylı

ODTÜ G.V. ÖZEL LĠSESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ZÜMRESĠ. 2011-2012 Eğitim-Öğretim Yılı. Ders Adı : Siyaset ÇalıĢma Yaprağı 13 SĠYASET

ODTÜ G.V. ÖZEL LĠSESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ZÜMRESĠ. 2011-2012 Eğitim-Öğretim Yılı. Ders Adı : Siyaset ÇalıĢma Yaprağı 13 SĠYASET ODTÜ G.V. ÖZEL LĠSESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ZÜMRESĠ 2011-2012 Eğitim-Öğretim Yılı Ders Adı : Siyaset ÇalıĢma Yaprağı 13 Adı Soyadı : No: Sınıf: 11/ SĠYASET Siyaset; ülke yönetimini ilgilendiren olayların bütünüdür.

Detaylı

KENTLERE SU SAĞLANMASINDA ĠLBANK IN VĠZYON VE MĠSYONUNDAKĠ YENĠ YAKLAġIMLAR MEHMET TURGUT DEDEOĞLU GENEL MÜDÜR

KENTLERE SU SAĞLANMASINDA ĠLBANK IN VĠZYON VE MĠSYONUNDAKĠ YENĠ YAKLAġIMLAR MEHMET TURGUT DEDEOĞLU GENEL MÜDÜR KENTLERE SU SAĞLANMASINDA ĠLBANK IN VĠZYON VE MĠSYONUNDAKĠ YENĠ YAKLAġIMLAR MEHMET TURGUT DEDEOĞLU GENEL MÜDÜR Suyun insan hayatındaki önemi herkesçe bilinen bir konudur. Ġnsan yaģamı açısından oksijenden

Detaylı

SAĞLIK ORTAMINDA ÇALIġANLARDA GÜVENLĠĞĠ TEHDĠT EDEN STRES ETKENLERĠ VE BAġ ETME YÖNTEMLERĠ. MANĠSA ĠL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ HEMġĠRE AYLĠN AY

SAĞLIK ORTAMINDA ÇALIġANLARDA GÜVENLĠĞĠ TEHDĠT EDEN STRES ETKENLERĠ VE BAġ ETME YÖNTEMLERĠ. MANĠSA ĠL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ HEMġĠRE AYLĠN AY SAĞLIK ORTAMINDA ÇALIġANLARDA GÜVENLĠĞĠ TEHDĠT EDEN STRES ETKENLERĠ VE BAġ ETME YÖNTEMLERĠ MANĠSA ĠL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ HEMġĠRE AYLĠN AY GİRİŞ ÇalıĢmak yaģamın bir parçasıdır. YaĢamak nasıl bir insan hakkı

Detaylı

YEREL MEDYA SEKTÖRÜ VE GLOBALLEġEN MEDYAYA GÖRE KONUMU

YEREL MEDYA SEKTÖRÜ VE GLOBALLEġEN MEDYAYA GÖRE KONUMU YEREL MEDYA SEKTÖRÜ VE GLOBALLEġEN MEDYAYA GÖRE KONUMU Gizem ARABACI Hande UZUNOĞLU Türkiye de medya ulusal ve yerel medya tabanlı olmak üzere temel iki Ģekilde iģlemektedir. Bu iģleyiģ bazen daha kapsamlı

Detaylı

02 Nisan 2012. MĠMARLIK BÖLÜM BAġKANLIĞINA,

02 Nisan 2012. MĠMARLIK BÖLÜM BAġKANLIĞINA, 02 Nisan 2012 MĠMARLIK BÖLÜM BAġKANLIĞINA, Amasra Teknik Gezisi 12-13 Mart 2012 tarihleri arasında, ARCH 222 - Arhitectural Design 4 dersi için Bir Sanatçı İçin Konut, ARCH 221 - Arhitectural Design 3

Detaylı

DERS TANITIM BİLGİLERİ

DERS TANITIM BİLGİLERİ DERS TANITIM BİLGİLERİ Dersin Adı Kodu Yarıyıl Teori Uygulama Labaratuvar Yerel Kredi AKTS Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi AİT 204 Bahar 2 - - 2 2 Önkoşullar - Dersin dili Türkçe Dersin Türü (Zorunlu/Seçmeli)

Detaylı

ROMANYA TÜRK TOPLULUKLARI ÖRNEĞĠNDE ĠKĠ DĠLLĠLĠK

ROMANYA TÜRK TOPLULUKLARI ÖRNEĞĠNDE ĠKĠ DĠLLĠLĠK ROMANYA TÜRK TOPLULUKLARI ÖRNEĞĠNDE ĠKĠ DĠLLĠLĠK 1 NERĠMAN HASAN ROMANYA TÜRK TOPLULUKLARI ÖRNEĞĠNDE ĠKĠ DĠLLĠLĠK EDĠTURA UNĠVERSĠTARĂ, BUCUREġTI, 2011 3 Tehnoredactare computerizată: Angelica Mălăescu

Detaylı

Yakın Dönemde Türkiye ye GerçekleĢen Uluslararası Doğrudan Yatırımlar

Yakın Dönemde Türkiye ye GerçekleĢen Uluslararası Doğrudan Yatırımlar Yakın Dönemde Türkiye ye GerçekleĢen Uluslararası Doğrudan Yatırımlar Direct international investments recently in Turkey TaĢkın Deniz Karabük Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Coğrafya Bölümü, Karabük

Detaylı

T.C. ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ IV. SOSYAL HİZMET EĞİTİMİ ÇALIŞTAYI SOSYAL HİZMET EĞİTİMİNDE YENİ ANLAYIŞLAR VE

T.C. ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ IV. SOSYAL HİZMET EĞİTİMİ ÇALIŞTAYI SOSYAL HİZMET EĞİTİMİNDE YENİ ANLAYIŞLAR VE T.C. ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ IV. SOSYAL HİZMET EĞİTİMİ ÇALIŞTAYI SOSYAL HİZMET EĞİTİMİNDE YENİ ANLAYIŞLAR VE AÇIKÖĞRETİM UYGULAMALARI 12-13 Temmuz 2011 Erzurum SONUÇ RAPORU Hazırlayanlar

Detaylı

İstanbul un Asırlar Boyu Hemşireliğe Tanıklığı. Prof.Dr.Hediye Arslan 12 Mayıs 2010

İstanbul un Asırlar Boyu Hemşireliğe Tanıklığı. Prof.Dr.Hediye Arslan 12 Mayıs 2010 İstanbul un Asırlar Boyu Hemşireliğe Tanıklığı Prof.Dr.Hediye Arslan 12 Mayıs 2010 TANRININ EN DEĞERLĠ ARMAĞANI OLAN HAYAT, ÇOK DEFA HEMġĠRELERĠN ELLERĠNE TERK EDĠLMĠġTĠR FLORENCE NİGHTİNGALE Florence

Detaylı

SOSYAL BİLGİLER DERSİ ( SINIFLAR) ÖĞRETİM PROGRAMI ÖMER MURAT PAMUK REHBER ÖĞRETMEN REHBER ÖĞRETMEN

SOSYAL BİLGİLER DERSİ ( SINIFLAR) ÖĞRETİM PROGRAMI ÖMER MURAT PAMUK REHBER ÖĞRETMEN REHBER ÖĞRETMEN SOSYAL BİLGİLER DERSİ (4.5.6.7 SINIFLAR) ÖĞRETİM PROGRAMI 1 DERS AKIŞI 1.ÜNİTE: SOSYAL BĠLGĠLER ÖĞRETĠM PROGRAMININ GENEL YAPISI, ARADĠSĠPLĠN, TEMATĠK YAKLAġIM 2. ÜNİTE: ÖĞRENME ALANLARI 3. ÜNİTE: BECERĠLER

Detaylı

KALĠTE BĠLGĠLENDĠRME TOPLANTISI SONUÇ BĠLDĠRGESĠ. 18 Temmuz Harran Üniversitesi. Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi

KALĠTE BĠLGĠLENDĠRME TOPLANTISI SONUÇ BĠLDĠRGESĠ. 18 Temmuz Harran Üniversitesi. Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi KALĠTE BĠLGĠLENDĠRME TOPLANTISI SONUÇ BĠLDĠRGESĠ 18 Temmuz 2018 Harran Üniversitesi Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi Konferans Salonu Osmanbey YerleĢkesi, ġanlıurfa Harran Üniversitesi Kalite Koordinatörlüğü

Detaylı

DERS ÖĞRETİM PLANI. İktisat Tarihi. Dersin Adı Dersin Kodu Dersin Türü. Seçmeli Doktora

DERS ÖĞRETİM PLANI. İktisat Tarihi. Dersin Adı Dersin Kodu Dersin Türü. Seçmeli Doktora Dersin Adı Dersin Kodu Dersin Türü DERS ÖĞRETİM PLANI Dersin Seviyesi Dersin AKTS Kredisi 8 Haftalık Ders Saati 3 Haftalık Uygulama Saati - Haftalık Laboratuar Saati - Dersin Verildiği Yıl Dersin Verildiği

Detaylı

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi II

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi II Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi II Dersin Adı Dersin Kodu 1200.9202 Dersin Türü Dersin Seviyesi Dersin AKTS Kredisi Haftalık Ders Saati (Kuramsal) 2 Haftalık Uygulama Saati 0 Haftalık Laboratuar Saati

Detaylı

HĠTĠT ÜNĠVERSĠTESĠ. SÜREKLĠ EĞĠTĠM UYGULAMA VE ARAġTIRMA MERKEZĠ FAALĠYET RAPORU

HĠTĠT ÜNĠVERSĠTESĠ. SÜREKLĠ EĞĠTĠM UYGULAMA VE ARAġTIRMA MERKEZĠ FAALĠYET RAPORU HĠTĠT ÜNĠVERSĠTESĠ SÜREKLĠ EĞĠTĠM UYGULAMA VE ARAġTIRMA MERKEZĠ FAALĠYET RAPORU 2012 ĠÇĠNDEKĠLER ÜST YÖNETĠCĠ SUNUġU I- GENEL BĠLGĠLER A- Misyon ve Vizyon.. B- Yetki, Görev ve Sorumluluklar... C- Ġdareye

Detaylı

Basım Tarihi: 2013 Basım Yeri: Azadî Matbaası

Basım Tarihi: 2013 Basım Yeri: Azadî Matbaası Basım Tarihi: 2013 Basım Yeri: Azadî Matbaası 2 ĠÇĠNDEKĠLER ÖNSÖZ... 5 1-DEMOKRATĠK ULUS... 7 2-SĠYASET TOPLUMUN VAZGEÇĠLMEZĠDĠR... 29 3-20. YÜZYILIN MĠRASI ve YOLUN SONU... 47 4-KÜRTLERDE ZĠHNĠYET DÖNÜġÜMÜ...

Detaylı

BAġKAN: Sait AÇBA (Afyon) BAġKANVEKĠLĠ: Mehmet Altan KARAPAġAOĞLU (Bursa) SÖZCÜ : Sabahattin YILDIZ (MuĢ) O

BAġKAN: Sait AÇBA (Afyon) BAġKANVEKĠLĠ: Mehmet Altan KARAPAġAOĞLU (Bursa) SÖZCÜ : Sabahattin YILDIZ (MuĢ) O 2007 MALÎ YILI GENEL VE KATMA BÜTÇE KANUN TASARILARI İLE 2005 MALÎ YILI GENEL VE KATMA BÜTÇE KESİNHESAP KANUNU TASARILARININ PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU GÖRÜŞME TUTANAKLARI BAġKAN: Sait AÇBA (Afyon) BAġKANVEKĠLĠ:

Detaylı

KRĠZ VE KRĠTĠK KONFERANSLARI III

KRĠZ VE KRĠTĠK KONFERANSLARI III KRĠZ VE KRĠTĠK KONFERANSLARI III krizkritik@sakarya.edu.tr KADIN, KRĠZ, KRĠTĠK 28-29 Kasım 2012 Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Konferans Bilim Kurulu Prof. Dr. Fatmagül BERKTAY (Ġstanbul

Detaylı

SOSYAL BİLGİLER 7 ESKİ VE YENİ MÜFREDAT KARŞILAŞTIRMASI (ÜNİTE YERLERİ DEĞİŞTİRİLMEDEN)

SOSYAL BİLGİLER 7 ESKİ VE YENİ MÜFREDAT KARŞILAŞTIRMASI (ÜNİTE YERLERİ DEĞİŞTİRİLMEDEN) SOSYAL BİLGİLER 7 ESKİ VE YENİ MÜFREDAT KARŞILAŞTIRMASI (ÜNİTE YERLERİ DEĞİŞTİRİLMEDEN) ESKİ MÜFREDAT 1.ÜNİTE İLETİŞİM VE İNSAN İLİŞKİLERİ 1. İletişimi, olumlu olumsuz etkileyen tutum ve davranışları fark

Detaylı

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları PA 101 Kamu Yönetimine Giriş (3,0,0,3,5) Kamu yönetimine ilişkin kavramsal altyapı, yönetim alanında geliştirilmiş teori ve uygulamaların analiz edilmesi, yönetim biliminin

Detaylı

T.C. ANKARA ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ SĠYASET BĠLĠMĠ VE KAMU YÖNETĠMĠ (KENT VE ÇEVRE BĠLĠMLERĠ) ANABĠLĠM DALI

T.C. ANKARA ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ SĠYASET BĠLĠMĠ VE KAMU YÖNETĠMĠ (KENT VE ÇEVRE BĠLĠMLERĠ) ANABĠLĠM DALI T.C. ANKARA ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ SĠYASET BĠLĠMĠ VE KAMU YÖNETĠMĠ (KENT VE ÇEVRE BĠLĠMLERĠ) ANABĠLĠM DALI TÜRKĠYE DE 1930-1950 ARASINDA ULUS ĠNġASI ARACI OLARAK BELEDĠYELER (Doktora Tezi)

Detaylı

KUPA TEKNĠK BĠLĠMLER MESLEK YÜKSEKOKULUNUN

KUPA TEKNĠK BĠLĠMLER MESLEK YÜKSEKOKULUNUN KUPA TEKNĠK BĠLĠMLER MESLEK YÜKSEKOKULUNUN 6.Spor ġenlikleri kapsamında gerçekleģtirilen Futbol Turnuvası Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulunun zaferi ile sona erdi. Yapılan maçlar sonucunda Ünye ĠĠBF

Detaylı

SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457)

SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457) T.C. Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457) 2. Hafta Ders Notları - 25/09/2017 Araş. Gör. Dr. Görkem

Detaylı

NĠHAĠ RAPOR, EYLÜL 2011

NĠHAĠ RAPOR, EYLÜL 2011 9. GENEL SONUÇLAR... 1 9.1. GĠRĠġ... 1 9.2. DEĞERLENDĠRME... 1 9.2.1. Ġlin Genel Ġçeriği... 1 9.2.2. Proje Bölgesinin Kapasiteleri... 1 9.2.3. Köylülerin ve Üreticilerin Kapasiteleri... 2 9.2.4. Kurumsal

Detaylı

Siyasi Parti. Siyasi iktidarı ele geçirmek ya da en azından ona ortak olmak amacıyla örgütlenmiş insan topluluklarına siyasi parti denir.

Siyasi Parti. Siyasi iktidarı ele geçirmek ya da en azından ona ortak olmak amacıyla örgütlenmiş insan topluluklarına siyasi parti denir. SİYASAL PARTİLER Siyasi Parti Siyasi iktidarı ele geçirmek ya da en azından ona ortak olmak amacıyla örgütlenmiş insan topluluklarına siyasi parti denir. Siyasi partileri öteki toplumsal örgütlerden ayıran

Detaylı

T.C. ATILIM ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ AVRUPA BĠRLĠĞĠ ANA BĠLĠM DALI

T.C. ATILIM ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ AVRUPA BĠRLĠĞĠ ANA BĠLĠM DALI T.C. ATILIM ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ AVRUPA BĠRLĠĞĠ ANA BĠLĠM DALI SOĞUK SAVAġ SONRASI DEĞĠġEN KONJONKTÜRDE RUSYA FEDERASYONU AVRUPA BĠRLĠĞĠ ĠLĠġKĠLERĠ VE TÜRKĠYE YE YANSIMALARI YÜKSEK LĠSANS

Detaylı

ANAYASAL ÖZELLİKLER. Federal Devlet

ANAYASAL ÖZELLİKLER. Federal Devlet ANAYASAL ÖZELLİKLER Ulus devlet, belirli bir toprak parçası üzerinde belirli bir nüfus ve egemenliğe sahip bir örgütlenmedir. Ulus-devlet üç unsura sahiptir: 1) Ülke (toprak), 2) Nüfus, 3) Egemenlik (Siyasal-Yönetsel

Detaylı

ULUSLARARASI SOSYAL POLİTİKA (ÇEK306U)

ULUSLARARASI SOSYAL POLİTİKA (ÇEK306U) DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. ULUSLARARASI SOSYAL POLİTİKA (ÇEK306U)

Detaylı

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI MEKANSAL PLANLAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. KENTSEL DÖNÜġÜM DAĠRESĠ BAġKANLIĞI

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI MEKANSAL PLANLAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. KENTSEL DÖNÜġÜM DAĠRESĠ BAġKANLIĞI KENTSEL DÖNÜġÜM DAĠRESĠ BAġKANLIĞI ANKARA, 2011 TANIMLAR* Kentsel dönüģüm uygulama ve yenilikçi modellerinin yaygın olduğu Ġngiltere de, Merkezi Hükümetinin tanımlamasına göre; DönüĢüm, piyasa güçlerinin

Detaylı

ULUSAL Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ KONSEYĠ YÖNETMELĠĞĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç ve kapsam

ULUSAL Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ KONSEYĠ YÖNETMELĠĞĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç ve kapsam ULUSAL Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ KONSEYĠ YÖNETMELĠĞĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç ve kapsam MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı, Ulusal ĠĢ Sağlığı ve Güvenliği Konseyinin kuruluģ amacını,

Detaylı

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER Modern Siyaset Teorisi Dersin Kodu SBU 601 Siyaset, iktidar, otorite, meşruiyet, siyaset sosyolojisi, modernizm,

Detaylı

PROF. DR. NUSRET EKĠN E ARMAĞAN

PROF. DR. NUSRET EKĠN E ARMAĞAN PROF. DR. NUSRET EKĠN E ARMAĞAN Ankara, 2000 AVRUPA BĠRLĠĞĠ SÜRECĠNDE ENDÜSTRĠYEL DEMOKRASĠ Yard. Doç. Dr. Sayım YORGUN * Helsinki Zirvesi ile Avrupa Birliğine tam üye olacak ülkeler listesinde yerini

Detaylı

ORMAN KORUMA ORMAN KORUMA YA GİRİŞ

ORMAN KORUMA ORMAN KORUMA YA GİRİŞ ORMAN KORUMA ORMAN KORUMA YA GİRİŞ Prof. Dr. Ertuğrul BİLGİLİ Ekim 2014 Foto: İ.BAYSAL Balıkesir, 2006 Orman Korumanın Tanımı Modern ormancılığın amacı, ormanın devamlılığını sağlayarak en uygun yararlanmayı

Detaylı

1999 dan 2007 ye Seçmen Tercihleri ve Değişim

1999 dan 2007 ye Seçmen Tercihleri ve Değişim 1999 dan 2007 ye Seçmen Tercihleri ve Değişim Türkiye de 2007 genel milletvekili seçimlerine ilişkin değerlendirme yaparken seçim sistemine değinmeden bir çözümleme yapmak pek olanaklı değil. Türkiye nin

Detaylı

Türk Modernleşmesinde Ordunun Siyaset Üzerindeki Rolü

Türk Modernleşmesinde Ordunun Siyaset Üzerindeki Rolü Türk Modernleşmesinde Ordunun Siyaset Üzerindeki Rolü DEMET BOSTANCI Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi Türkiye nin devlet geleneğinde ordu kurumunun hâkim bir konumu vardır. Görev tanımını ülkenin güvenliğini

Detaylı

Avrupa Tarihi. Konuyla ilgili kavramlar

Avrupa Tarihi. Konuyla ilgili kavramlar Avrupa Tarihi Konuyla ilgili kavramlar Aforoz: Katolik mezhebinde papa ve kiliseye karşı gelenlerin kilise tarafından dinden çıkarılmasıdır. Burjuva: Avrupa da soylular ve köylülerden farklı olarak ticaretle

Detaylı

İnsan Kaynakları Yönetiminin Değişen Yüzü

İnsan Kaynakları Yönetiminin Değişen Yüzü İnsan Kaynakları Yönetiminin Değişen Yüzü İnsan Kaynakları Yönetiminin Değişen Yüzü 21. yüzyılda Ģirketlerin kurumsallaģmasında, insan kaynakları yönetiminin Ģirketlerde etkin bir Ģekilde iģlemesi, giderek

Detaylı

Konuyla ilgili kavramlar

Konuyla ilgili kavramlar Avrupa tarihi, Avrupa tarihi ders notları, ygs Avrupa tarihi, kpss Avrupa tarihi notları, Avrupa tarihi notu indir gibi konular aşağıda incelenecektir. İçindekiler 0.0.1 Konuyla ilgili kavramlar 1 ORTA

Detaylı

Cumhurbaşkanı Konuşması

Cumhurbaşkanı Konuşması Cumhurbaşkanı Konuşması Lefkoşa,KKTC 22 Mart 2011,Salı Cumhurbaşkanlığı Basın Bürosu Cumhurbaşkanı Sayın Dr.Derviş Eroğlu nun 4.Gençlik Kurultayı Açılışı nda Yaptıkları Konuşma Çok değerli konuklar sevgili

Detaylı

ÜNİTE:1. Anayasa Kavramı, Anayasacılık Akımı ve Anayasa Çeşitleri ÜNİTE:2. Türkiye de Anayasa Gelişmelerine Genel Bakış ÜNİTE:3

ÜNİTE:1. Anayasa Kavramı, Anayasacılık Akımı ve Anayasa Çeşitleri ÜNİTE:2. Türkiye de Anayasa Gelişmelerine Genel Bakış ÜNİTE:3 ÜNİTE:1 Anayasa Kavramı, Anayasacılık Akımı ve Anayasa Çeşitleri ÜNİTE:2 Türkiye de Anayasa Gelişmelerine Genel Bakış ÜNİTE:3 Millî Güvenlik Konseyi Rejimi, 1982 Anayasası nın Yapılışı ve Başlıca Özellikleri

Detaylı

T.C. ORTA KARADENİZ KALKINMA AJANSI GENEL SEKRETERLİĞİ. YURT ĠÇĠ VE DIġI EĞĠTĠM VE TOPLANTI KATILIMLARI ĠÇĠN GÖREV DÖNÜġ RAPORU

T.C. ORTA KARADENİZ KALKINMA AJANSI GENEL SEKRETERLİĞİ. YURT ĠÇĠ VE DIġI EĞĠTĠM VE TOPLANTI KATILIMLARI ĠÇĠN GÖREV DÖNÜġ RAPORU YURT ĠÇĠ VE DIġI EĞĠTĠM VE TOPLANTI KATILIMLARI ĠÇĠN GÖREV DÖNÜġ RAPORU Adı Soyadı : Emre ARSLANBAY Unvanı : Uzman Konu : Hollanda ÇalıĢma Ziyareti Görev Yeri : HOLLANDA Görev Tarihi : 05-10.03.2017 RAPOR

Detaylı

BU PAZAR SEÇĠM OLSA! Faruk Acar ANDY-AR BĢk.

BU PAZAR SEÇĠM OLSA! Faruk Acar ANDY-AR BĢk. TÜRKĠYE SĠYASĠ GÜNDEM ARAġTIRMASI-NĠSAN 2013 AraĢtırma; Kantitatif AraĢtırma tekniklerinden ( Yüzyüze görüģme ) yöntemi uygulanarak 04-10 Nisan 2013 tarihleri arasında 21 il'de toplam 3.473 denek ile görüģme

Detaylı

İ Ç İ N D E K İ L E R DIġĠġLERĠ BAKANLIĞI

İ Ç İ N D E K İ L E R DIġĠġLERĠ BAKANLIĞI 2005 MALÎ YILI GENEL VE KATMA BÜTÇE KANUN TASARILARI İLE 2003 MALÎ YILI GENEL VE KATMA BÜTÇE KESİNHESAP KANUNU TASARILARININ PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU GÖRÜŞME TUTANAKLARI 1 09.11.2004 İ Ç İ N D E K İ L E

Detaylı

ANKARA ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ ENSTĠTÜ KURUL KARARLARI

ANKARA ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ ENSTĠTÜ KURUL KARARLARI ANKARA ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ ENSTĠTÜ KURUL KARARLARI Toplantı Sayısı : 59 Toplantı Tarihi : 23/01/2015 1- Enstitümüze bağlı Anabilim Dalı Başkanlıkları tarafından 2014-2015 eğitim öğretim

Detaylı

KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ 8. ULUSLARARASI FELSEFE SEMPOZYUMU 11-12-13 MAYIS 2010

KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ 8. ULUSLARARASI FELSEFE SEMPOZYUMU 11-12-13 MAYIS 2010 KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ 8. ULUSLARARASI FELSEFE SEMPOZYUMU 11-12-13 MAYIS 2010 BİLDİRİ SEYDİ ÇELİK 1 II. DÜNYA SAVAŞINDAN SONRA ORTAYA ÇIKAN YENİ BİR HAK KATEGORİSİ OLARAK DAYANIŞMA HAKLARI Yrd. Doç. Dr.

Detaylı

Örgütler bu karmaģada artık daha esnek bir hiyerarģiye sahiptir.

Örgütler bu karmaģada artık daha esnek bir hiyerarģiye sahiptir. Durumsallık YaklaĢımı (KoĢulbağımlılık Kuramı) Durumsallık (KoĢulbağımlılık) Kuramının DoğuĢu KoĢul bağımlılık bir Ģeyin diğerine bağımlı olmasıdır. Eğer örgütün etkili olması isteniyorsa, örgütün yapısı

Detaylı

Siyasal Sistemler, Hükümet Sistemleri-2

Siyasal Sistemler, Hükümet Sistemleri-2 Siyasal Sistemler, Hükümet Sistemleri-2 Geçen Haftanın Özeti Siyasal sistem- hükümet sistemi Yasama Yürütme Yargı organları Platon a göre yönetim sistemleri Aristo ya göre yönetim sistemleri MonarĢi, Aristokrasi,

Detaylı

GÜNEġĠN EN GÜZEL DOĞDUĞU ġehġrden, ADIYAMAN DAN MERHABALAR

GÜNEġĠN EN GÜZEL DOĞDUĞU ġehġrden, ADIYAMAN DAN MERHABALAR GÜNEġĠN EN GÜZEL DOĞDUĞU ġehġrden, ADIYAMAN DAN MERHABALAR ADIYAMAN ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ BAġARILI YÖNETĠMDE ĠLETĠġĠM Hastane İletişim Platformu Hastane ĠletiĢim Platformu Nedir? Bu

Detaylı

değildir. Ufkun ötesini de görmek ve bilmek gerekir

değildir. Ufkun ötesini de görmek ve bilmek gerekir Yalnız z ufku görmek g kafi değildir. Ufkun ötesini de görmek ve bilmek gerekir 1 Günümüz bilgi çağıdır. Bilgisiz mücadele mümkün değildir. 2 Türkiye nin Jeopolitiği ; Yani Yerinin Önemi, Gücünü, Hedeflerini

Detaylı

ENERJİ DÖNÜŞÜMÜ ENERJİ TÜKETİMİ

ENERJİ DÖNÜŞÜMÜ ENERJİ TÜKETİMİ ENERJİ DÖNÜŞÜMÜ Enerji, modern kişisel yaşamın, üretim ve iletişim süreçlerinin en önemli aktörlerinden biri. Enerjinin tüketimi küresel düzeyde hızla artmaya devam ederken üç ana ihtiyaç baş gösteriyor:

Detaylı

YÖNETİŞİM NEDİR? Yönetişim en basit ve en kısa tanımıyla; resmî ve özel kuruluşlarda idari, ekonomik, politik otoritenin ortak kullanımıdır.

YÖNETİŞİM NEDİR? Yönetişim en basit ve en kısa tanımıyla; resmî ve özel kuruluşlarda idari, ekonomik, politik otoritenin ortak kullanımıdır. YÖNETİŞİM NEDİR? Yönetişim en basit ve en kısa tanımıyla; resmî ve özel kuruluşlarda idari, ekonomik, politik otoritenin ortak kullanımıdır. Ortak yönetim- birlikte yönetmek anlamına gelir ve içinde yönetimden

Detaylı

ÖZEL SPOR MERKEZLERİNDEKİ İŞLETME SORUNLARININ İNCELENMESİ (Ankara İli Örneği) Doç. Dr. Hakan SUNAY Ankara Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi

ÖZEL SPOR MERKEZLERİNDEKİ İŞLETME SORUNLARININ İNCELENMESİ (Ankara İli Örneği) Doç. Dr. Hakan SUNAY Ankara Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi ÖZEL SPOR MERKEZLERİNDEKİ İŞLETME SORUNLARININ İNCELENMESİ (Ankara İli Örneği) Doç. Dr. Hakan SUNAY Ankara Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi GİRİŞ-AMAÇ Günümüzde teknolojik gelişmeler, bilim alanındaki

Detaylı

ĠÇĠNDEKĠLER. BAġLARKEN 1. Bölüm II

ĠÇĠNDEKĠLER. BAġLARKEN 1. Bölüm II DÜNYA EKONOMİSİ Küreselleşmenin yoğunlaştığı günümüz koşullarında milli ekonomik sorunları, küresel tehdit ve fırsatları dikkate almadan, küresel meseleleri de milli problemleri yerinde çözmeden, halledebilmek

Detaylı

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ III Bölüm 1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ 13 1.1.Türkiye Ekonomisine Tarihsel Bakış Açısı ve Nedenleri 14 1.2.Tarım Devriminden Sanayi Devrimine

Detaylı

27-28 MAYIS 2010, FEN, EDEBİYAT, FEN-EDEBİYAT, DİL VE TARİH COĞRAFYA FAKÜLTELERİ DEKANLARI (FEFKON) V. TOPLANTISI SONUÇ RAPORU

27-28 MAYIS 2010, FEN, EDEBİYAT, FEN-EDEBİYAT, DİL VE TARİH COĞRAFYA FAKÜLTELERİ DEKANLARI (FEFKON) V. TOPLANTISI SONUÇ RAPORU 27-28 MAYIS 2010, FEN, EDEBİYAT, FEN-EDEBİYAT, DİL VE TARİH COĞRAFYA FAKÜLTELERİ DEKANLARI (FEFKON) V. TOPLANTISI SONUÇ RAPORU KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN VE EDEBİYAT FAKÜLTELERİ Kısaca FEFKON olarak

Detaylı

KAMU DİPLOMASİSİ ARACI OLARAK ÖĞRENCİ DEĞİŞİM PROGRAMLARI VE TÜRKİYE UYGULAMALARI. M. Musa BUDAK 11 Mayıs 2014

KAMU DİPLOMASİSİ ARACI OLARAK ÖĞRENCİ DEĞİŞİM PROGRAMLARI VE TÜRKİYE UYGULAMALARI. M. Musa BUDAK 11 Mayıs 2014 KAMU DİPLOMASİSİ ARACI OLARAK ÖĞRENCİ DEĞİŞİM PROGRAMLARI VE TÜRKİYE UYGULAMALARI M. Musa BUDAK 11 Mayıs 2014 İNCE GÜÇ VE KAMU DİPLOMASİSİ ÖĞRENCİ DEĞİŞİM PROGRAMLARI TÜRKİYE NİN ULUSLARARASI ÖĞRENCİ PROGRAMLARI

Detaylı

PROF. DR. HAYDAR BAġ IN ALMIġ OLDUĞU ULUSLARARASI ÖDÜLLER

PROF. DR. HAYDAR BAġ IN ALMIġ OLDUĞU ULUSLARARASI ÖDÜLLER PROF. DR. HAYDAR BAġ IN ALMIġ OLDUĞU ULUSLARARASI ÖDÜLLER 1) ULUSLARARASI LĠYAKAT TOPLULUĞU ÜYELĠĞĠ Merkezi Cambridge Ġngiltere'de bulunan ULUSLARARASI BĠYOGRAFĠ MERKEZĠ tarafından verilen özel bir Ģeref

Detaylı

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, Kapitalist Sömürü Sistemini Yıkmak için Örgütlenme ve Mücadelenin adıdır!

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, Kapitalist Sömürü Sistemini Yıkmak için Örgütlenme ve Mücadelenin adıdır! 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, Kapitalist Sömürü Sistemini Yıkmak için Örgütlenme ve Mücadelenin adıdır! Clara Zetkin haklı olarak Kadının özgürlüğünün, tüm insanoğlunun özgürlüğü gibi, emeğin sermayenin

Detaylı

KAPİTALİZMİN İPİNİ ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER Mİ ÇEKECEK?

KAPİTALİZMİN İPİNİ ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER Mİ ÇEKECEK? KAPİTALİZMİN İPİNİ ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER Mİ ÇEKECEK? Dünyada mal ve hizmet hareketlerinin uluslararası dolaşımına ve üretimin uluslararasılaşmasına imkan veren düzenlemeler (Dünya Ticaret Örgütü, Uluslararası

Detaylı

SOSYAL BİLGİLER DERSİ (4.5.6.7 SINIFLAR) ÖĞRETİM PROGRAMI ÖMER MURAT PAMUK REHBER ÖĞRETMEN REHBER ÖĞRETMEN

SOSYAL BİLGİLER DERSİ (4.5.6.7 SINIFLAR) ÖĞRETİM PROGRAMI ÖMER MURAT PAMUK REHBER ÖĞRETMEN REHBER ÖĞRETMEN SOSYAL BİLGİLER DERSİ (4.5.6.7 SINIFLAR) ÖĞRETİM PROGRAMI 1 DERS AKIŞI 1.ÜNİTE: SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETİM PROGRAMININ GENEL YAPISI, ARADİSİPLİN, TEMATİK YAKLAŞIM 2. ÜNİTE: ÖĞRENME ALANLARI 3. ÜNİTE: BECERİLER

Detaylı

TOPLUMSAL CĠNSĠYETLE ĠLGĠLĠ KURAMLAR. İlknur M. Gönenç

TOPLUMSAL CĠNSĠYETLE ĠLGĠLĠ KURAMLAR. İlknur M. Gönenç TOPLUMSAL CĠNSĠYETLE ĠLGĠLĠ KURAMLAR İlknur M. Gönenç Erkek diģi sorulmaz, muhabbetin dilinde, Hak kın yarattığı her Ģey yerli yerinde. Bizim nazarımızda, kadın erkek farkı yok, Noksanlıkla eksiklik, senin

Detaylı

YÖNETMELİK. Siirt Üniversitesinden: SĠĠRT ÜNĠVERSĠTESĠ YABAN HAYVANLARI KORUMA, REHABĠLĠTASYON UYGULAMA VE ARAġTIRMA MERKEZĠ YÖNETMELĠĞĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM

YÖNETMELİK. Siirt Üniversitesinden: SĠĠRT ÜNĠVERSĠTESĠ YABAN HAYVANLARI KORUMA, REHABĠLĠTASYON UYGULAMA VE ARAġTIRMA MERKEZĠ YÖNETMELĠĞĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM 2 Şubat 2015 PAZARTESİ Resmî Gazete Sayı : 29255 Siirt Üniversitesinden: YÖNETMELİK SĠĠRT ÜNĠVERSĠTESĠ YABAN HAYVANLARI KORUMA, REHABĠLĠTASYON UYGULAMA VE ARAġTIRMA MERKEZĠ YÖNETMELĠĞĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM Amaç,

Detaylı

DEVLET TEŞKİLATINA TEORİK YAKLAŞIMLAR PROF. DR. TURGUT GÖKSU VE PROF. DR. HASAN HÜSEYIN ÇEVIK

DEVLET TEŞKİLATINA TEORİK YAKLAŞIMLAR PROF. DR. TURGUT GÖKSU VE PROF. DR. HASAN HÜSEYIN ÇEVIK DEVLET TEŞKİLATINA TEORİK YAKLAŞIMLAR PROF. DR. TURGUT GÖKSU VE PROF. DR. HASAN HÜSEYIN ÇEVIK 2 Takdim Planı Modernleşme Süreci Açısından Devlet Devlet-Toplum İlişkileri Açısından Devlet Teşkilatlanma

Detaylı

ÜCRET SİSTEMLERİ VE VERİMLİLİK YURTİÇİ KARGO

ÜCRET SİSTEMLERİ VE VERİMLİLİK YURTİÇİ KARGO ÜCRET SİSTEMLERİ VE VERİMLİLİK YURTİÇİ KARGO ALĠ ARIMAN:2008463007 OSMAN KARAKILIÇ:2008463066 MELĠK CANER SEVAL: 2008463092 MEHMET TEVFĠK TUNCER:2008463098 ŞİRKET TANITIMI 1982 yılında Türkiye'nin ilk

Detaylı

Kamu Harcamaları Ġçinde Üniversiteler ve AraĢtırma Bütçelerinin Durumu

Kamu Harcamaları Ġçinde Üniversiteler ve AraĢtırma Bütçelerinin Durumu Kamu Harcamaları Ġçinde Üniversiteler ve AraĢtırma Bütçelerinin Durumu 21 OCAK 2011 Osman ġahġn MALĠYE BAKANLIĞI Yükseköğretim Hizmetleri Daire BaĢkanı SUNUM PLANI Yükseköğretim Kurumları Bütçeleri Ar-Ge

Detaylı

T.C. B A Ş B A K A N L I K Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğü. Sayı : B.02.0.PPG.0.12-010-06/5464 30 NĠSAN 2010 GENELGE 2010/11

T.C. B A Ş B A K A N L I K Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğü. Sayı : B.02.0.PPG.0.12-010-06/5464 30 NĠSAN 2010 GENELGE 2010/11 GENELGE 2010/11 Dokuzuncu Kalkınma Planında yer alan Ġstanbul un uluslararası finans merkezi olması hedefini gerçekleģtirmek üzere yapılan çalıģmalar kapsamında, Ġstanbul Uluslararası Finans Merkezi Stratejisi

Detaylı

TÜRKİYE - FRANSA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

TÜRKİYE - FRANSA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 ( TASLAK STRATEJİK VİZYON BELGESİ ) TÜRKİYE - FRANSA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 Yeni Dönem Türkiye - Fransa İlişkileri; Fırsatlar ve Riskler ( 2016 ) Türkiye; 75 milyonluk nüfusu, gelişerek büyüyen ekonomisi

Detaylı

TEMAKTĠK YAKLAġIMDA FĠZĠKSEL ÇEVRE. Yrd. Doç. Dr. ġermin METĠN Hasan Kalyoncu Üniversitesi

TEMAKTĠK YAKLAġIMDA FĠZĠKSEL ÇEVRE. Yrd. Doç. Dr. ġermin METĠN Hasan Kalyoncu Üniversitesi TEMAKTĠK YAKLAġIMDA FĠZĠKSEL ÇEVRE Yrd. Doç. Dr. ġermin METĠN Hasan Kalyoncu Üniversitesi ÇOCUK ÇEVRE ĠLIġKISI Ġnsanı saran her Ģey olarak tanımlanan çevre insanı etkilerken, insanda çevreyi etkilemektedir.

Detaylı

YAZI ĠġLERĠ MÜDÜRLÜĞÜ 2013 FAALĠYET RAPORU

YAZI ĠġLERĠ MÜDÜRLÜĞÜ 2013 FAALĠYET RAPORU YAZI ĠġLERĠ MÜDÜRLÜĞÜ 2013 FAALĠYET RAPORU ĠÇĠNDEKĠLER I. GENEL BĠLGĠLER A.Misyon ve Vizyon B.Yetki, Görev ve Sorumluluklar C.Ġdareye ĠliĢkin Bilgiler 1. Fiziksel Yapı 2. Örgüt Yapısı 3. Bilgi ve Teknolojik

Detaylı

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi Bilim Dalı öğrencisi Ahmet ÖZKAN tarafından hazırlanan Ġlkokul ve Ortaokul Yöneticilerinin

Detaylı

Atatürk Üniversitesi, Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü Müdürlüğü Öğretim Üyesi

Atatürk Üniversitesi, Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü Müdürlüğü Öğretim Üyesi 10 KASIM 2015 ATATÜRK Ü ANMA GÜNÜ Yrd. Doç. Dr. Asaf ÖZKAN * Sayın Valim, Sayın Milletvekillerim, Sayın Kolordu Komutanım, Sayın Büyükşehir Belediye Başkanım, Sayın Cumhuriyet Başsavcım, Sayın Rektörüm,

Detaylı