POSTERLER / POSTER PRESENTATIONS (P-1 / P-392)

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "POSTERLER / POSTER PRESENTATIONS (P-1 / P-392)"

Transkript

1 (P-1 / P-392) 87

2 OTURUM I 12 Kas m 2009, P-1 / P-126 Salon Ad : POSTER ALANI Oturum Saati: 07:30-18:30 89

3 P-1 Afazi ile Seyreden Olas Aural Migren: Bir Olgu Sunumu Hakan Akgün, Ömer Karadafl, Bilgin Öztürk, Ümit H d r Ulafl, Zeki Odabafl Gülhane Askeri Tıp Akademisi, Nöroloji Anabilim Dalı, Ankara, Türkiye Olgu: Aural migrende aura; görsel, duyusal veya konuflma semptomlar ile karakterizedir. Aura semptomlar tipik olarak 5 dakika veya daha uzun sürede yavafl yavafl ortaya ç kmakta, 5-60 dakika aras nda sürmektedir. Birden fazla semptomun oldu u durumlarda bu semptomlar ard s ra ortaya ç kmaktad r. Tek tarafl olmalar, görsel ve duyusal semptomlar n tipik özelli idir, buna karfl n konuflmayla ilgili semptomlar tipik olarak bafll ca Broca tipi olmak üzere afazik formdad r. Otuz üç yafl nda kad n hasta, 2 y ld r ayda 4-5 kez olan ve bir gün süren, sol temporal bölgede, çok fliddetli, zonklay c tarzda bafl a r s tariflemektedir. Sol yüz yar s nda ve üst ekstremitesinde yaklafl k dakika süren uyuflma flikayeti olan hasta, sonras nda dakika süre ile konuflmaya çal flt n ancak konuflamad n belirtmektedir. A r lar na bulant -kusma, fl k ve ses hassasiyeti efllik etmemekteydi. Hastan n yap lan nörolojik muayenesi normal s n rlardayd. Hastan n tam kan, rutin biyokimya ve beyin MRG si normal olarak de erlendirildi. Serebrovasküler hastal k ve demiyelinizan hastal k ay r c tan lar yap ld. Hastaya profilaktik olarak 25 mg/gün lamotrijin tedavisi baflland ve etkin doza ulafl ncaya kadar 25 mg/hafta doz art r m na gidilerek 100 mg/günde etkin doza ulafl ld ve hastan n yak nmalar nda belirgin düzelme gözlemlendi. Hastan n semptomlar Uluslararas Bafl A r s Toplulu unun migren tan kriterlerinden bulant ve/veya kusma, fotofobi ve fonofobi kriterlerini karfl lamamas na ra men di er yak nmalar n n migrenöz karakterde olmas, ay r c tan lar n ekarte edilmesi ve verilen profilaktik tedaviye yan t al nmas olas aural migren tan s n desteklemifltir. Afazi ile seyreden olas aural migrenin nadir görülmesi sebebiyle bu olguyu paylaflmak istedik. P-2 Auras z Migrenli Hastalarda Oksidatif ve Antioksidatif Balans n Analizi Recep Alp 1, fiahabettin Selek 2, Selen lhan Alp 1, Abdullah Taflk n 3, Abdürrahim Koçyi it 3 1 Kafkas Üniversitesi Tıp Fakültesi, Nöroloji Anabilim Dalı, Kars, Türkiye 2 Kafkas Üniversitesi Tıp Fakültesi, Biyokimya Anabilim Dalı, Kars, Türkiye 3 Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi, Biyokimya Anabilim Dalı, Şanlıurfa, Türkiye Girifl: Migrenin moleküler mekanizmas henüz tam olarak izah edilmemifltir. Migren patogenezinde oksidatif stresin önemli rolü oldu una inan lmaktad r. Bilgilerimize göre bu çal flma auras z migrenli hastalarda oksidatif ve antioksidatif statusu araflt ran ilk çal flmad r. Gereç ve Yöntem: Bu çal flmada Erel metodu kullan larak plazman n total antioksidatif status ve total oksidatif statusu ile oksidatif stres indeksi ölçümleri yap larak de erlendirilmifltir. Bulgular: Çal flmaya 75 auras z migrenli hasta ile 65 sa l kl gönüllü dahil edilmifltir. Auras z migrenli hastalar n ve kontrol grubunun yafl ortalamas hesaplanm flt r (30.94 ± ve 31.0 ± 9.46, s ras yla; p> 0.05). Auras z migrenli hastalarda serum total antioksidan status sa l kl kontrollerden önemli derecede düflük bulunmufltur (0.72 ± vs ± 0.179; p< 0.001). Di er taraftan serum total oksidan status de erleri de auras z migrenli hastalarda sa l kl kontrollerden yüksek bulunmufltur (15.39 ± vs ± 0.471; p< 0.001). Oksidatif stres indeksi ortalama de eri hastalarda kontrollerden yüksektir (1.75 ± 0.59 vs ± 0.57; p< 0.023). Total SH seviyeleri kontrol grubunda daha yüksektir (auras z migren: 0.24 ± 0.005; kontroller: 0.28 ± 0.005; p= 0.001). Ek olarak total SH seviyesi ve a r süresi aras nda negatif korelasyon bulunmufltur (r= ; p< 0.001). Ayr ca oksidatif stres indeksi ve bafl a r s s kl aras nda pozitif korelasyon bulunmufltur (r= 0.123; p< 0.002). Yorum: Bu bulgular auras z migrenli hastalar n güçlü oksidatif strese maruz kald n göstermektedir. Bununla birlikte oksidatif stresin auras z migren etyopatogenezindeki rolünü izah etmek için daha fazla say da çal flmaya ihtiyaç vard r. Turk Norol Derg 2009; 15(Ek 2):

4 P-3 Bafl A r s ve Temporomandibular Bozukluk Esra E. Okuyucu 1, Taflk n Duman 1, fiemsettin Okuyucu 2, smet M. Melek 1, Damla Yürük 1 1 Mustafa Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi, Nöroloji Anabilim Dalı, Hatay, Türkiye 2 Mustafa Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi, Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı, Hatay, Türkiye Amaç: Bu çal flman n amac bafl a r s hastalar nda, bafl a r s ve temporomandibuler bozukluk (TMB) semptomlar aras ndaki iliflkinin tan mlanmas ve bafl a r s alt tipleri ile spesifik TMB semptomlar n n iliflkisinin araflt r lmas d r. Gereç ve Yöntem: Bu çal flmada Mustafa Kemal Üniversitesi T p Fakültesi, Nöroloji Poliklini inde bafl a r s nedeniyle takip edilen 98 olgu ve efl say da kontrol grubu çal flmaya dahil edildi. Olgular n bafl a r s tiplendirmeleri ve TMB semptomlar n n varl yüz yüze yap lan bir anketle de erlendirildi. Bulgular: Çal flmaya kat lan 196 dene in 116 (%59.2) s nda TMB bulunmazken, 80 (%40.8) inde mevcuttu. Doksan sekiz bafl a r s hastas n n 45 (%38.8) inde TMB yokken, 53 (%66.3) ünde TMB vard. Sa l kl kontrol grubunun 71 (%61.2) inde TMB bulunmazken, 27 (%33.8) sinde bulunmaktayd. Normal deneklere göre bafl a r s olanlarda daha fazla TMB saptanm flt r. Fark istatistiksel olarak anlaml yd (p< 0.05). Ancak bafl a r s alt gruplar aras nda TMB görülme s kl aras nda anlaml bir fark yoktu. Yorum: Bafl a r s ile baflvuran ya da tedaviye dirençli hastalarda temporomandibuler bozukluk semptomlar n n sorgulanmas klinisyene tan ve tedavide yard mc olacakt r. Burada bildirilen gözlemler baz hastalar için spesifik, etkili tedavilerin belirlenmesinde yard mc olabilir. P-4 Baziller Arter Dolikoektazisine Ba l Geliflen Tedaviye Dirençli Trigeminal Nevralji: Bir Olgu Sunumu Ömer Karadafl 1, Hakan Akgün 1, Gazi Yozgatl 1, O uzhan Öz 2, Ümit H d r Ulafl 1, Zeki Odabafl 1 1 Gülhane Askeri Tıp Akademisi, Nöroloji Anabilim Dalı, Ankara, Türkiye 2 Ankara Mevki Asker Hastanesi, Ankara, Türkiye Amaç: Trigeminal nevralji; beflinci kraniyal sinirin bir veya daha fazla dal nda elektrik çarpmas, flimflek çakmas, b çak saplanmas fleklinde tarif edilen yüz y kama, yüze dokunma, yemek yeme gibi etkenlerle bafllayan ve fliddetlenen, genellikle birkaç saniye süren çok fliddetli bir a r d r. diyopatik ve sekonder olmak üzere iki etyolojik s n fa ayr lmaktad r. Bu olgu raporunda, tedaviye dirençli trigeminal nevralji klini i ile gelen hastada tan ve tedavi aflamalar sunulmufltur. Gereç ve Yöntem: ki y ld r sol trigeminal sinirin üç duyu dal nda b çak saplan r tarzda a r tan mlayan 59 yafl ndaki erkek hasta, son bir y ld r gördü ü medikal tedaviye ra men yak nmalar n n artmas nedeniyle klini imize baflvurdu. Bulgular: Hasta klini imize baflvurdu unda karbamazepin 800 mg/gün kullanmaktayd, nörolojik muayenesi normal s n rlardayd, yak nmalar n n devam etmesi üzerine karbamazepin tedavisi 1200 mg/güne ç kar ld. Hastadan beyin MRG istendi. Hastan n tedaviden fayda görüp 1.5 ay a r s z bir dönem geçirmesi nedeniyle karbamazepin önce 1000 mg/güne sonra 800 mg/güne düflürüldü. fiikayetlerinin tekrar bafllamas üzerine tedavi tekrar 1200 mg/güne ç kar ld. Ancak hastan n flikayetleri devam etti. Bunun üzerine pregabalin bafllan p tedrici olarak art r larak 600 mg/güne ç kar ld. Beyin MRG sinde sa vertebral arter distal kesiminin ektatik olarak orta hatt n soluna geçti i, sol vertebral arter ile birleflti i ve basiller arteri oluflturdu u, ayn zamanda basiller arterin de ektatik olup sol trigeminal sinire bas yapt tespit edildi. Hastan n tedaviden fayda görmemesi üzerine cerrahi tedavi uygulanmas na karar verildi. Hastaya serebral DSA yap ld. Basiller ve sol vertebral arterdeki dolikoektazi teyit edildi. Hastaya retrosigmoid yaklafl m ve sol oksipital kraniyektomi ile sol trigeminal sinirin mikrovasküler dekompresyon ameliyat yap ld. Cerrahi tedavi sonras nda hastan n yak nmalar tamamen düzeldi. 92 Turk Norol Derg 2009; 15(Ek 2):

5 Yorum: Kombine medikal tedaviye dirençli trigeminal nevralji olgular nda, etyolojik nedenlerin ay r c tan s mutlaka yap lmal ve tedaviye erken dönemde bafllan lmal d r. Farmakolojik tedavinin, yeterli süre ve dozda uygulanmas na ra men sekonder etyolojik nedenlerin varl nda yetersiz kald görülmektedir. Bu nedenle bu tür hastalarda cerrahi müdahale tercih edilmelidir. P-5 Çi neme ile liflkili fiiddetli Yüz ve Bafl A r s ile Baflvuran Bir Olguda Paroksismal Hemikraniya Dursun Aygün Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi, Nöroloji Anabilim Dalı, Samsun, Türkiye Olgu: Paroksismal hemikraniya (PH) bafl n bir taraf nda otonomik belirtilerin efllik etti i ani bafllayan ve fliddetli olan a r ile karakterize bir tablo olup trigeminal otonomik sefaljiler grubunda yer almaktad r. Bafl n e ilmesi gibi a r y tetikleyen faktörler olabilir. ndometazine yan t vermesi PH için en güvenilir tan ölçütüdür. Biz daha önce çi neme ile de iliflkili olabilen a r ataklar nedeniyle temporomandibuler eklem bozuklu u olarak araflt r lm fl fakat tan almam fl bir olguda PH tan mlad k ve PH nin ay r c tan s n tart flt k. K rküç yafl nda sa elli kad n hasta yüzünün ve bafl n n sa taraf nda ani bafllayan çok fliddetli olabilen delici-zonklay c tarzdaki a r lar ile baflvurdu. Baflvurudan 2 ay önce bafllayan a r lar günde birkaç kez ile 1-2 günde bir s kl kta olup genellikle yemek yeme e bafllarken ortaya ç k yor ve yaklafl k 1 saat sürüyormufl. A r s ras nda sa yüz yar s nda k zar kl k ve göz çevresinde flifllik (ödem) oluyormufl (baflka otonomik yak nma tan mlam yor). A r yüksek doz a r -kesicilerle düzelmiyormufl. fiiddetli a r düzeldi inde yüzünde sanc tarz nda hafif a r devaml oluyormufl. Daha önce kulak burun bo az, fizik tedavi ve difl hekimleri taraf ndan araflt r lm fl ve a r n n kendilerinin alan ile ilgili olmad söylenmifl. Hastan n migren ve hipertansiyon nedeniyle propanolol kullanma öyküsü vard. Nörolojik muayene bulgular normaldi. Kan tetkiklerinde (eritrosit sedimentasyon h z, C-reaktif protein dahil) anlaml patolojik bulgu yoktu. Kraniyal ve temporomandibuler eklem MRG si ve BT-anjiyo normaldi. Hastaya 3 x 25 mg indometazin baflland ve hastan n baflvurudan 45 gün sonraki kontrolünde a r lar n n ilk 24 saatten itibaren tamamen düzeldi i ö renildi. Yorum: Olgumuz PH nin ay r c tan s nda temporomandibuler eklem a r s n n da olabilece ini göstermektedir. A r n n çi neme ile de tetiklenebilece i olas gibi görünmektedir. Bununla birlikte hayat tehdit eden sekonder PH nedenlerinin göz önünde bulundurulmas esast r. P-6 Fasiyal Sinir Tutulumunun Efllik Etti i ki Tolosa-Hunt Sendromu Olgusu Sunumu Aylin Akçal 1, Remzi Yi iter 1, Ahmet Mete 2, Mustafa Y lmaz 1, Münife Neyal 1 1 Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi, Nöroloji Anabilim Dalı, Gaziantep, Türkiye 2 Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi, Radyoloji Anabilim Dalı, Gaziantep, Türkiye Olgu: Tolosa-Hunt sendromu a r l oftalmopleji ile karakterize olan ve kortikosteroid tedavisine belirgin yan t veren bir tablodur y l nda IHS taraf ndan tan kriterleri yenilenen bu hastal kta görüntüleme oldukça önemli bir yer tutmaktad r. Kraniyal görüntülemede kavernöz sinüste veya orbita apeksinde inflamasyonu gösteren kontrast tutulumu gözlenmektedir y l nda Gaziantep Üniversitesi T p Fakültesi Nöroloji Klini inde takip edilen iki Tolosa-Hunt sendromlu olgu sunuldu. Her iki olguda günlük a r dönemine efllik eden 3., 4., 6. ve 5. nin birinci ve ikinci dal kraniyal sinir tutulumu oldu u gözlendi. Il ml sedimentasyon yüksekli i d - fl nda tüm laboratuvar bulgular normal s n rlarda bulundu. Olgulardan birinde bir hafta sonra oldukça nadir gözlenen periferik fasiyal paralizisi bulgusu tabloya eklendi. Di er ay r c tan lar n ekarte edilmesinden sonra olgulara intravenöz puls steroid tedavisi uyguland olumlu yan t al nd. Yorum: Öncesinde orbital a r öyküsü ile gelen oftalmoplejili hastalarda ay r c tan lar aras nda, kortikosteroidlere 72 saat içinde olumlu yan t veren Tolosa-Hunt sendromu düflünülmelidir. Turk Norol Derg 2009; 15(Ek 2):

6 P-7 HaNDL Sendromu Yeliz Çiftçi, Yeflim Beckmann, Yaprak Seçil, Mustafa Baflo lu İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İzmir, Türkiye Olgu: HaNDL sendromu; ani bafllayan bafl a r s, geçici nörolojik defisit ve beyin omurilik s v s lenfositozu ile karakterizedir. Yirmi üç yafl nda kad n, bir haftad r zonklay c vas fta jeneralize bafl a r s ve son bir gündür yeni ortaya ç kan anlams z konuflma, ajitasyonu mevcuttu. Bilinci uykuya meyilliydi, sözel uyaranla göz aç yordu. Kooperasyonu k s tl yd ve dezoryantasyonu mevcuttu. Kraniyal BT ve MRG normaldi. BOS direkt muayenesinde 60 lökosit (lenfosit hakim) ve BOS biyokimyas nda protein yüksekli i saptand. Hastan n 1 gün sonra nörolojik muayenesi tamamen düzeldi, bafl a r s geriledi. Tart flma: HaNDL sendromunda görülen bafl a r s genellikle fliddetli zonklay c -s k flt r c tarzdad r. Bilateral veya tek tarafl olan bafl a r s bir saatten bir haftaya kadar sürebilir. Geçici nörolojik defisit 5 dakika ile bir hafta aras nda sürer. Duysal semptomlar (%78), konuflma bozukluklar (%60), hemiparezi (%56) en s k görülen fokal nörolojik bulgulard r. Beyin omurilik s v s nda lenfositik pleositoz vard r. HaNDL sendromunda her zaman tam iyileflme görülür. Epizodlar n tekrarlamas %73 s kl kla görülür. Etyolojik mekanizma bilinmese de, viral, vaskülit ve migren etyolojik faktörler aras nda belirtilmifltir, ancak hiçbiri kan tlanmam flt r. Literatürde 100 olgu bildirilen HaNDL sendromu nadir görülmesi nedeniyle olgu literatür eflli inde sunuma de er bulunmufltur. P-8 diyopatik ntrakraniyal Hipertansiyon Olgusu ve Topiramat Tedavisi Vedat Ali Yürekli, Melike Do an, Ahmet Tüfekçi Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi, Nöroloji Anabilim Dalı, Isparta, Türkiye Amaç: diyopatik intrakraniyal hipertansiyon ( H), intrakraniyal yer kaplay c lezyon, meningeal inflamasyon, venöz t kan kl k gibi yap sal bir lezyonun yoklu unda kafa içi bas nc n n artmas n tan mlamak için kullan l r. Burada antidepresan kullan m na ba l h zl kilo art fl sonras intrakraniyal hipertansiyon belirtileri ortaya ç kan bir olgu sunmay amaçlad k. Gereç ve Yöntem: Otuz bir yafl nda kad n hasta yaklafl k üç ayd r bifrontal bafl a r s, görmede azalma, kilo art fl flikayetleriyle klini imize baflvurdu. Anamnezinde yaklafl k üç ayd r bafl a r s flikayetiyle klomipramin kulland, bu süre içinde vücut a rl nda yaklafl k 12 kilogram art fl oldu u ö renildi. Bulgular: Nörolojik muayenesinde bilateral papil ödem mevcuttu. Rutin biyokimya, hemogram, A vitamini, tiroid fonksiyon testleri, kraniyal MRG, kraniyal MR venografi ve endokrinolojik de erlendirmesi normaldi. Beyin omurilik s v s (BOS) bas nc 310 mmh 2 O olarak ölçüldü. Hastaya topiramat 50 mg/gün ve asetazolamid 500 mg/gün baflland, topiramat 100 mg/güne kadar ç k ld, daha sonra asetazolamid kesildi. Önce bafl a r s flikayetleri geriledi ve sonras nda dalgal seyir gösteren görme azalmas flikayeti kayboldu. Hastan n takiplerinde yaklafl k üç ay içinde zay flayarak eski kilosuna geriledi i ve papil ödem bulgular n n düzeldi i gözlendi. Görme alan muayenesi normal saptand. Yorum: H genellikle kendisini s n rlayan bir klinik tablodur ve en çok korkulan morbidite papilla ödemi sonucu geliflen kal c görme kayb d r. Hastam zda papil ödemi saptanmas na karfl n kal c görme kayb geliflmedi. H nin patogenezi kesin belli de ildir, genç ve obez kad nlarda görülme s kl daha fazlad r. Hastam zda k sa süre içinde kilo art fl d fl nda ek bir patoloji saptanmad. H de topiramat yeni tedavi seçeneklerinden biri olarak gösterilmektedir. Hastam zda hem kilo kayb sa lamak hem de BOS üretimini azalt c etkisinden yararlanmak için topiramat baflland. 94 Turk Norol Derg 2009; 15(Ek 2):

7 P-9 diyopatik ntrakraniyal Hipertansiyon Hastalar n n Demografik ve Klinik Özellikleri Fatma Aykan, Fatma Candan, Nihal Ifl k, lknur Ayd n Cantürk SB İstanbul Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İstanbul, Türkiye Amaç: diyopatik intrakraniyal hipertansiyon ( H), kafa içi bas nç art fl bulgular yla kendini gösteren, ilerleyici optik atrofi ve görme kayb na yol açabilen önemli bir hastal kt r. Bu çal flman n amac H tan s alan hastalar n demografik ve klinik özelliklerini, risk faktörlerini ve tedaviye olan yan tlar n araflt rmakt r. Gereç ve Yöntem: y llar aras nda nöroloji klini inde Modifiye Dandy kriterleriyle H tan s alan 10 hasta incelendi. Hastalar n demografik ve klinik özellikleri, risk faktörleri, bafllang ç semptomlar, göz dibi ve görme alan incelemeleri, kraniyal manyetik rezonans görüntüleme (MRG) bulgular ve beyin omurilik s v s (BOS) aç l fl bas nçlar incelenerek, tedaviye yan tlar de erlendirildi. Bulgular: Hastalar n 9 u kad n olup, ortalama yafl, 41 (22-74 ) idi. Beden kitle indeksine (BK ) göre 4 hasta afl r kilolu, 4 hasta obezdi. Alt hastada anemi, 5 hastada hipertansiyon, 2 hastada hormon preparat kullan m vard. Olgular n 8 inde baflvuru semptomu bafl a r s olup, ortalama süre 29.1 (4-72) ayd. ki hasta görme bulan kl ve bafl a r s flikayetiyle baflvurdu, ortalama süre 4.5 (3-6) haftayd. Olgular n 3 ünde bilateral alt nc sinir tutulumu, 9 unda papil ödem bulgular, 7 sinde görme alan defekti saptand. Hastalar n MRG incelemeleri normaldi. BOS aç l fl bas nçlar ortalamas 33.1c mh 2 O (27-43) idi. Yedi hastaya lumboperitoneal shunt (LPS) operasyonu uyguland. Bunlar n 6 s nda klinik bulgu ve semptomlarda düzelme saptan rken, bir hastada bafl a r s devam etti. Asetazolamid alan bir hastada bulgularda düzelme görüldü. LPS operasyonunu kabul etmeyen 2 hastaya asetazolamid baflland, fakat takiplere gelmedikleri için prognozlar belirlenemedi. Yorum: Hastalarda göz dibi, görme alan bulgular n n fliddetiyle aç l fl BOS bas nc n n yüksekli i aras nda paralellik gözlenmedi. Subakut veya kronik bafl a r s olan hastalarda görüntüleme bulgular normal olsa bile, göz dibi incelemesi dikkatlice yap lmal ve H tan s akla getirilerek, BOS bas nçlar ölçülmelidir. Erken yaklafl m ve düzenli takip ile optik atrofiye gidifl sürecinin önüne geçilmelidir. P-10 diyopatik Trigeminal Nevraljinin Lokal Anestezi ile Tedavisi: Üç Olgu Sunumu Ömer Karadafl, Hakan Akgün, Burak F rt na, Ümit H d r Ulafl, Zeki Odabafl Gülhane Askeri Tıp Akademisi, Nöroloji Anabilim Dalı, Ankara, Türkiye Amaç: Trigeminal nevralji; 5. kraniyal sinirin daha s kl kla 2. dal olan maksiller sinirin ve 3. dal olan mandibuler sinirin innervasyon alan nda birkaç saniyeden bir iki dakikaya kadar sürebilen b çak saplan r, flimflek çakar tarzda çok fliddetli dayan lmaz bir a r d r. Ço unlukla 50 yafl ndan sonra ortaya ç kmaktad r. Kad nlarda erkeklere oranla 3 kat fazla görülmektedir. Bu olgu raporunda, idiyopatik trigeminal nevralji olgular nda lokal anestezik enjeksiyonunun alternatif bir tedavi seçene i olarak sunulmas amaçlanm flt r. Olgu 1: Altm fl üç yafl ndaki erkek hasta 2 ay önce ortaya ç kan, sol yüz yar s nda fliddetli, elektrik çarpar tarzda, saniyeler süren a r tariflemektedir. Günde ortalama atak geçirdi ini belirtmektedir. Olgu 2: Elli iki yafl nda kad n hasta 5 gün önce sa yüz yar s nda flimflek çakar tarzda, çok k sa süreli meydana gelen ve gün içerisinde kez tekrarlayan atak tariflemektedir. Olgu 3: Elli yedi yafl nda kad n hasta 2 haftad r sol kulak arkas ndan bafllay p göze do ru yay lan ve yanak bölümünde daha fliddetli olan flimflek çakar, b çak saplar tarzda, birkaç saniye süren ve gün içinde 8-10 kez tekrarlayan a r ifade etmektedir. Bulgular: Üç olgumuzun da nörolojik muayenesi normal s n rlardayd. Hastalar n multipl skleroz, baziller arter anevrizmas ve serebello-pontin aç tümörü gibi sekonder trigeminal nevralji nedenleri aç s ndan de erlendirilebilmesi amac yla üç hastadan da beyin MRG istendi. Beyin MRG leri normal olarak saptand. Hastalar n idiyopatik trigeminal nevralji oldu u kabul edildi. Tart flma: Trigeminal sinirin ç k fl noktalar na (N. supraorbitalis, N. infraorbitalis, N. mentalis) subdermal 0.5 ml %1 lik lidokain enjeksiyonu 48 saat arayla 4 seans uygulanm flt r. Hastalar, 45 günlük izlemde tedaviden fayda görmüfl olup a r lar son bulmufltur. Medikal tedavilerde ilaçlar n tolere edilememesi, ciddi yan etkilerinin olmas ve birçok ilaçla elde edilen düflük baflar oran göz önüne al nd nda uygulanan tedavi yönteminin etkinli i aç s ndan uygulanabilirli ini düflünmekteyiz. Turk Norol Derg 2009; 15(Ek 2):

8 P-11 Kronik Paroksismal Hemikraniya-Tik Sendromu ve Baziller Arter Dolikoektazi Olgusu Emine Kayg l 1, Sevda Erer Özbek 1, Mehmet Zarifo lu 1, Ahmet Bekar 2 1 Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi, Nöroloji Anabilim Dalı, Bursa, Türkiye 2 Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi, Nöroşirürji Anabilim Dalı, Bursa, Türkiye Olgu: Kronik paroksismal hemikraniya ve trigeminal nevralji birlikteli i kronik paroksismal hemikraniya-tik sendromu olarak adland r lmaktad r. Altm fl dört yafl nda erkek hasta 5 y ld r yüzünün sol taraf nda lokalize sürekli orta fliddette a r yak nmas na efllik eden günde 3-4 defa daha fliddetli olan dokunman n, yutkunman n ve çi nemenin tetikledi i sol tarafta otonom bulgular n da görüldü ü flimflek çakar tarzda a r lar mevcuttu. Son bir y ld r a r lar n n s klaflmas ve fliddetinde art fl olmas nedeniyle hasta taraf m zca tetkik edildi. Mevcut bulgular sonucunda hastada hemikrania kontinua-trigeminal nevralji düflünüldü. Hastan n muayenesinde sadece sol maksiller bölgeye lokalize a r d fl nda patoloji saptanmad. Kraniyal MRG de sol vertebral arter 5. ve 7. sinir ile yak n komflulukta izlenmifltir. Hastan n hemikraniya kontinua aç s ndan medikal tedaviden kimi fayda gördü. Fakat nevraljik a r devam etmesi nedeniyle beyin cerrahisi taraf ndan operasyon yap ld. Peroperatif olarak hastan n sol anterior inferior serebellar arterin 5. sinire üstten bast, alttan da uperior serebellar arterin lupunun bast saptanmas nedeniyle dekomprese edildi. Hasta operasyon sonras ilaçs z takiplerinde a r s tamamen ortadan kalkt. Sekonder nedene ba l kronik paroksismal hemikraniya-tik sendromu literatürde tek olgu olarak bildirilmifl. Sundu umuz bu olguyu ikinci örne ini temsil etmesi nedeniyle paylaflmak istedik. P-12 Küme Bafl A r s Özellikleri Yavuz Altunkaynak, Ekim Arslan, Sevilay Elibirlik, Musa Öztürk, Belgin Mutluay, Sevim Baybafl Bakırköy Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Hastanesi, 2. Nöroloji Kliniği, İstanbul, Türkiye Amaç: Küme (Cluster) bafl a r s nadir görülen bir trigemino otonomik bafl a r s sendromudur. Tipik periodisite göstermesi, klini i ve fizyopatolojisi nedeniyle ikincil nedenler az de ildir. Bafl a r s poliklini imizde takip etti imiz primer küme bafl a r s hastalar - m z literatür ile karfl laflt rarak tart flmay amaçlad k. Gereç ve Yöntem: Çal flmam zda küme bafl a r s hastalar n n yafl, cinsiyet, bafllang ç yafl, küme say s, atak say s, a r süresi, a r lokalizasyonu, küme süresi, uyku ile iliflkisi, otonom bulgular, tedavi protokolü uygun haz rlanm fl forma kaydedildi. statistiksel analizleri SPSS 12.0 yöntemiyle de erlendirildi. Bulgular: y llar aras nda takip edilen 21 küme bafl a r l hastan n %23.8 (n= 5) i kad n, %76.2 (n= 16) si erkekti. Hastalar m z n bir tanesi kronik, di erleri epizodik küme bafl a r s yd. Atak bafllang ç yafl ortalama 28 ± 8.4 iken, y ldaki ortalama küme say s 1.8 ± 1.2 idi. Hastalar n günde ortalama atak say s 3.7 ± 3.9, a r süresi 97.8 ± 58.0 dakika bulundu. A r lokalizasyonu %47.62 sinde sa, %52.4 ünde sol fronto orbital olarak bulundu. Ortalama küme süresi 55.7 ± 41.1 gündü. Olgular n %42.9 unda a r uykudan uyand r yordu ve en s k uykunun 2. ve 3. saatinde a r bafll yordu. En fazla saptanan otonom bulgu göz yaflarmas idi. Olgular m z n hepsi medikal tadavi ile kontrol alt ndayd. Hastalar m z n %76.2 (n= 16) sinde monoterapi, %23.8 (n= 5) inde politerapi uyguland. Profilaktik tedavide en fazla kulland m z ajan verapamil, 2. s kl kta amitripatilin kullan l yordu, bir hasta lityum kullanmaktayd. Atak tedavisinde uygun olan olgularda 7 L/dakika oksijen tedavisi uyguland, %42.9 kadar hastaya triptan grubu ilaç verildi. Yorum: Sonuç olarak küme bafl a r s ciddi morbiditeye ve ifl gücü kayb na yol açan bir bafl a r s sendromu olup tan nmas ve tedavisi oldukça önemlidir. Klinik deneyimlerin tedavi seçiminde belirleyici olmas nedeniyle kendi deneyimimizi paylaflmak istedik. 96 Turk Norol Derg 2009; 15(Ek 2):

9 P-13 Migren Hastalar nda Beyin Volümünün ve Beyincik Volümünün Beyin Volümüne Oran n n Stereolojik Olarak De erlendirilmesi Özge Y lmaz Küsbeci 1, Nüket Göcmen Mas 2, Hamit Selim Karabekir 3, Tolga Ertekin 4, Aylin Yücel 5, Ayfle Canan Yaz c 6 1 Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Nöroloji Anabilim Dalı, Afyon, Türkiye 2 Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Anatomi Anabilim Dalı, Afyon, Türkiye 3 Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Beyin Cerrahi Anabilim Dalı, Afyon, Türkiye 4 Afyon Atatürk Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu, Afyon, Türkiye 5 Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Radyoloji Anabilim Dalı, Afyon, Türkiye 6 Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi, Biyoistatistik Anabilim Dalı, Ankara, Türkiye Amaç: Daha önce yap lan klinik tabanl manyetik rezonans görüntüleme (MRG) çal flmalar nda, migrenli hastalarda serebral beyaz cevher hiperintens lezyonlar nda ve subklinik posterior sirkülasyon infarktlar nda artm fl bir prevalans gösterilmifltir. Ayn flekilde yine toplum tabanl çal flmalarda da derin beyaz cevher hiperintens lezyonlar ile serebral atrofi birlikteli i bildirilmifltir. Serebral atrofi ise kognitif bozukluk ve demans ile iliflkili olabilmesi nedeniyle klinik aç dan önemlidir. Bu çal flmada migrenli hastalarda beyin volümünün ve beyincik/beyin volüm oran n n Cavalieri yöntemi ile de erlendirilmesi ve migren hastalar nda beyin ve beyincikte atrofi olup olmad n n saptanmas amaçlanm flt r. Gereç ve Yöntem: Bu çal flmada Uluslararas Bafl A r s Toplulu u kriterlerine göre migren tan s koyulmufl 23 migren hastas ile yafl olarak uyumlu sinüzit ve Uluslararas Bafl A r s Toplulu u kriterlerine göre gerilim tipi bafl a r s tan s koyulmufl 24 hastadan oluflan kontrol grubu de erlendirildi. Volüm ve volüm oranlar Cavalieri prensibinin nokta sayma metodu ile ölçüldü. Bulgular: Beyin volümünde ve beyincik/beyin volüm oranlar nda gruplar aras nda istatistiksel olarak anlaml fark saptanmad (s - ras yla; p> 0.05, p> 0.05). Yorum: Bu çal flma göstermifltir ki aural ve auras z migren hastalar nda beyin volümlerinde ve beyincik/beyin volüm oranlar nda kontrol grubu ile k yasland nda anlaml bir fark saptanmam flt r. P-14 Migren Hastalar nda Psikolojik Profil Dilaram Billur Çelik 1, Fethi diman 2, Haluk Arkar 1 1 Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi, İzmir, Türkiye 2 Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi, İzmir, Türkiye Amaç: Bu çal flman n amac ; migren hastalar n n kiflilik özellikleri, öfke özellikleri ve depresyon düzeylerini inceleyerek, psikolojik profillerinin sa l kl kontrollerden farkl lafl p farkl laflmad n n araflt r lmas d r. Gereç ve Yöntem: Çal flmaya Dokuz Eylül Üniversitesi T p Fakültesi Hastanesi Bafl A r s Poliklini inde izlenen 85 migren hastas ile 85 sa l kl kontrol dahil edilmifltir. Psikolojik profili belirlemek amac yla mizaç karakter envanteri, sürekli öfke-öfke tarz ölçe i ve Beck depresyon envanteri, hem migrenli hem de sa l kl gruba uygulanm flt r. Bulgular: Migren hastalar n n depresyon ve öfke düzeylerinin sa l kl kiflilerden daha yüksek oldu u görülmüfltür. Bununla birlikte zarardan kaç nma ve sebat etme mizaç boyutlar nda sa l kl kiflilerden daha yüksek; kendini yönetme ve yenilik arama boyutlar nda ise sa l kl kiflilerden düflük puanlar elde ettikleri saptanm flt r. Depresyon skorlar kovaryant olarak kullan ld nda anlaml farkl laflman n yaln zca sebat etme ve yenilik arama boyutlar nda oldu u görülmüfltür. Turk Norol Derg 2009; 15(Ek 2):

10 Yorum: Bu sonuçlar, kiflili in genetik özellikli bilefleni olarak bilinen mizaç özelliklerinin migren ortaya ç k fl nda rol oynuyor olabilece ini düflündürmekte, bununla birlikte migrenin genetik temelli bir hastal k oldu u ile ilgili teoriyi de desteklemektedir. Karakter özellikleri ile ilgili farkl laflmalar n ise depresyon ve öfke düzeyi ile iliflkili oldu u, migren ile do rudan ba lant l olmad saptanm flt r. P-15 Migrenli Hastalarda Allodini Hayat Güven, Asl Ece Çilliler, Suna Sar kaya, Nejla Sar tafl, Selim Selçuk Çomo lu SB Ankara Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi, 2. Nöroloji Kliniği, Ankara, Türkiye Amaç: Kütanöz allodini; migren ata s ras nda s kl kla görülür ve sadece patofizyolojik aç dan de il, tedavi yaklafl mlar yönünden de önem tafl r. Kütanöz allodininin varl, a r s ras nda geliflen santral sensitizasyonun göstergesidir ve allodini ortaya ç kt ktan sonra uygulanan triptan tedavisinin daha az etkili oldu u ileri sürülmüfltür. Bu çal flmada migrenli hastalarda kutanöz allodininin s kl ve a r s ras nda allodinisi olan hastalar n klinik özelliklerinin araflt r lmas amaçland. Gereç ve Yöntem: Epizodik migren tan s koyulan ard s ra 70 hasta (64 kad n, 6 erkek) çal flmaya al nd. Hastal k süresi, a r s kl, a r süresi, auras z ya da aural oluflu, a r lokalizasyonu ve lateralizasyonu, a r ya efllik eden semptomlar, migren aile öyküsü kaydedildi. Hastalar a r s z dönemlerinde allodini sorgulama formu ile de erlendirilerek kütanöz allodinisi olanlar belirlendi. Bulgular: Yetmifl migrenli hastan n 51 (%72.8) inde a r s ras nda kütanöz allodini geliflti i saptand. Allodinisi olan ve olmayan hastalar aras nda yafl ortalamas, ortalama hastal k süresi, a r s kl ve a r süresi aç s ndan anlaml bir fark saptanmad. A r s ras nda allodini efllik eden hastalar n 27 (%52.9) sinde auras z migren, 24 (%47.1) ünde aural migren saptan rken; allodinisi olmayan hastalar n 14 (%73.7) ü auras z, 5 (%26.3) i aural migrene sahipti. Fiziksel aktivite ile art fl ve fonofobi allodinisi olan hastalarda a r ya daha fazla efllik ediyorken; allodinisi bulunmayan grupta kusma daha s kt. Ailede migren öyküsü varl iki grup aras nda fark göstermiyordu. Allodinisi olan grupta menstrüasyon döneminin atak tetikleyici etkisi daha belirgindi. Yorum: Çal flmam z n sonuçlar, epizodik migrenli hastalarda kütanöz allodininin s k olarak ortaya ç kabilece ine, allodininin aural migren hastalar nda daha fazla görülebilece ine iflaret etmifltir. P-16 Migrenli Hastalarda Kardiyovasküler Riskler, Kardiyak Otonomik Fonksiyonlar ve Genel Yaflam Kalitesi Etkileflimleri Gülin Morkavuk 1, Berkay Ekici 2, Asl han Alhan 3, Ferda nce 1, Utku Kütük 2, Ebru Akgül Ercan 2, Aycan Fahri Erkan 2, Sengül Çehreli 2, Hasan Fehmi Töre 2, Mehmet Zülküf Önal 1, Ifl n Ünal Çevik 1 1 Ufuk Üniversitesi Tıp Fakültesi, Nöroloji Anabilim Dalı, Ankara, Türkiye 2 Ufuk Üniversitesi Tıp Fakültesi, Kardiyoloji Anabilim Dalı, Ankara, Türkiye 3 Ufuk Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, İstatistik Bölümü, Ankara, Türkiye Amaç: Migren, pek çok nörolojik, gastrointestinal ve otonom de iflikliklerin efllik etti i primer epizodik bir bafl a r s d r. Otonom sinir sistemi disfonksiyonu, migrenin ana özelliklerindendir. Bu çal flmada migrenli hastalarda kardiyovasküler risk faktörleri, kardiyak otonomik disfonksiyon varl ve genel yaflam kalite düzeyinin araflt r lmas hedeflendi. Gereç ve Yöntem: Migrenli ve migreni olmayan benzer yafl grubundaki gönüllüler çal flmaya al nd. Bireylerin demografik bilgileri, migren özellikleri, genel yaflam kalitesini say sal olarak de erlendiren Nottingham sa l k profili belirlendi. Kardiyak diyastolik fonksiyonlar transtorasik ekokardiyografi ile transmitral ak m ölçümlerinde elde edilen erken diyastolik (E) atriyal sistolik (A) dalgalar oranlar, izovolümetrik relaksasyon zaman, izovolümetrik kontraksiyon zaman (IKZ) ve doku Doppler görüntülemeleri ile elde edildi. Yüksek skorlar varl nda kötü kardiyak prognostik birlikteli i bilinen miyokardiyal performans indeksi (MP ) hesapland. Verilerin istatistiksel analizinde ba ms z örneklemler t-testi kullan ld. 98 Turk Norol Derg 2009; 15(Ek 2):

11 Bulgular: On dokuz migrenli ve 22 kontrol grubunun dahil edildi i çal flmam zda, migrenli hastalar n yafl ortalamas ± 8.45 iken, kontrol grubunda ± olarak hesapland. Migren grubuyla, kontrol grubu aras nda demografik özellikler ve genel yaflam kalite skorlar aras nda belirgin farkl l k saptanmad (p> 0.05). Kontrol grubunun E dalga amplitüd ortalamas 0.97 ± 0.19, E/A dalgalar ortalamas 1.51 ± 0.28, KZ ortalamas ± ms iken, migrenli hastalarda s ras yla 0.82 ± 0.17, 1.30 ± 0.25, ± ms saptand. On dokuz migrenli hastan n 3 (%15.7) ünde diyastolik disfonksiyon izlenirken, kontrol grubunda diyastolik disfonksiyon izlenmedi (p< 0.05). Migrenli hasta grubunda MP de erleri 0.45 ± iken, kontrol grubunda 0.39 ± olarak bulundu ve anlaml pozitif korelasyon izlendi (p< 0.05). Yorum: Migrenli hastalarda ekokardiyografik olarak saptanan diyastolik disfonksiyon ve yüksek MP de erleri, otonomik disfonksiyon ile iliflkilendirilebilirken, kardiyovasküler risk faktörü olarak da tan mlanabilir. P-17 Migrenli Hastalarda Kraniyal Otonomik Bulgular Hayat Güven, Asl Ece Çilliler, Suna Sar kaya, Nejla Sar tafl, Selim Selçuk Çomo lu SB Ankara Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi, 2. Nöroloji Kliniği, Ankara, Türkiye Amaç: Kraniyal otonomik semptomlar (KOS); trigeminal otonomik sefaljilerin karakteristik bulgular olmalar na karfl n, migrenli hastalarda da görülmektedir. Trigeminal otonomik refleksin efferent kolunun hiperaktivitesini yans tan otonomik semptomlar n varl - n n, migren a r s n n triptanlara daha iyi yan t na iflaret edebilece i ileri sürülmüfltür. Bu çal flmada migrenli hastalarda unilateral KOS (UKOS) un s kl, a r n n lateralizasyonu ile iliflkisi ve UKOS un efllik etti i migrenli hastalar n klinik özelliklerinin araflt r lmas amaçlanm flt r. Gereç ve Yöntem: Migren tan s koyulan ard s ra yetmifl hasta çal flmaya al nd. Hastalar n klinik özellikleri ve a r karakteristikleri kaydedildi. Hastalar n migren a r s s ras nda gözde k zarma, lakrimasyon, göz kapa nda fliflme ve nazal konjesyon bulgular n n olup olmad, bu bulgular n a r lateralizasyonu ile iliflkisi sorguland. Bulgular: Otuz bir (%44.3) hastada migren ata s ras nda UKOS un ortaya ç kt saptand. UKOS u olmayan (1. grup) ve olan (2. grup) hasta gruplar aras nda hastalar n yafl ortalamas, atak s kl, a r süresi ve aural ya da auras z oluflu aç s ndan fark bulunmazken; 2. grupta hastal k süresi 1. gruba göre daha uzun bulundu. Fiziksel aktivite ile a r n n art fl 2. grupta daha fazlayken; 1. grupta kusma daha s k olarak a r ya efllik ediyordu. UKOS u olan hastalar n 27 (%87.1) sinde migren a r s sadece unilateral olma özelli- indeydi. On alt (%51.6) hastada her zaman solda ya da solda daha s k a r olmas na karfl n, 12 (%38.7) hastada a r sa taraf a rl kl yd. UKOS u olmayan hastalar n 20 (%51.3) sinde sadece unilateral a r vard, lateralizasyon aç s ndan fark saptanmad. Yorum: Çal flman n sonuçlar, migren ata s ras nda UKOS un oldukça s k olarak geliflebilece ini, bu semptomlar n görüldü ü hastalar n daha uzun hastal k süresine sahip olduklar n, a r lar n n daha fazla unilateral ve sol lateralizasyonlu olma özelli inde oldu- unu göstermifltir. P-18 Migrenli Hastalarda Supraorbital ve nfraorbital Sinir Blokaj ; 6 Ayl k Klinik Takip Sonuçlar Selen lhan Alp, Recep Alp Kafkas Üniversitesi Tıp Fakültesi, Nöroloji Anabilim Dalı, Kars, Türkiye Amaç: Akut migren ataklar nda acil servislerde uygulamaya girmifl ve klinik kullan mda yararl sonuçlar elde edilmifl olmas na karfl n migrenli hastalarda sinir blokajlar n n uzun dönem etkilerini araflt ran s n rl say da çal flma mevcuttur. Burada uluslararas bafl a r - s komitesi (ICHD II) s n flamas kriterlerine göre migren tan s alm fl 26 hastada supraorbital ve infraorbital sinirlere %1 lik lidokain enjeksiyonu sonras 6 ayl k izlem sonuçlar de erlendirilmifltir. Turk Norol Derg 2009; 15(Ek 2):

12 Gereç ve Yöntem: Tüm hastalarda bilateral olarak supraorbital ve infraorbital sinirlere %1 lik 1.5 ml lidokain 3 gün arayla 3 kez uyguland. Klinik de erlendirme ayl k migren ata say s, tedavi öncesi- tedavinin 6. ay M DAS ve VAS de erleri kaydedilerek yap ld. Bulgular: Çal flmaya al nan hastalar n ortalama yafllar 31.1 ± 10.2 y l idi. Hastal k süresi 8.1 ± 5.4 y l, bafl a r s süresi 28.4 ± 18.4 saat, tedavi öncesi ortalama atak say s 9.9 ± 5.2, ortalama M DAS 3.2 ± 0.8 ve VAS 9.0 ± 1.0 olarak hesapland. Tedavi sonras 6. ayda ortalama atak say s 2.0 ± 3.0 olurken, M DAS 1.4 ± 0.9, VAS ise 3.5 ± 3.6 olarak tespit edildi. Tedavi öncesi de erlerle tedavi sonras de erler aras nda istatistiksel olarak anlaml l k bulundu. Yorum: Bu çal flmada supraorbital ve infraorbital sinirlere %1 lik lidokainin 3 kez uygulanmas n n 6 ayl k izlemde migren ataklar - n etkili bir flekilde önledi i ve bu uygulaman n herhangi bir ciddi yan etkisinin olmad sonucuna ulafl lm flt r. Bunun rutin uygulamaya geçmesi için ileri ve destekleyici çal flmalara ihtiyaç vard r. P-19 Nonspesifik Bafl A r s fiikayeti ile Baflvuran Bir Spontan ntrakraniyal Hipotansiyon Olgusu Elif Tolgay 1, Aygül Günefl 1, Özlem Taflkap l o lu 1, Sevda Erer Özbek 1, Oktay Alg n 2, brahim Bora 1 1 Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi, Nöroloji Anabilim Dalı, Bursa, Türkiye 2 Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi, Radyoloji Anabilim Dalı, Bursa, Türkiye Amaç: Beyin omurilik s v s (BOS) n n epidural mesafe içine spontan kaça na ba l olarak ortaya ç kan spontan intrakraniyal hipotansiyon (S H), aya a kalk nca ortaya ç k p yat nca geçen ortostatik bafl a r s ile bazen buna efllik eden diplopi, vertigo, tinnitus, bulant, kusma ve fotofobi ile karakterizedir. Klinik olarak S H ile uyumsuz bafl a r lar olan ve yap lan tetkikler sonunda S H tan s alan olgumuzun, atipik bafl a r lar n n sebeplerinin literatür verileri eflli inde tart fl lmas amaçland. Gereç ve Yöntem: K rk iki yafl nda erkek hasta, 1 y ld r devam eden, 2-3 ayda bir tekrarlayan, gün kadar sürüp geçen, bir defa diplopinin de efllik eti i, genellikle bilateral frontalde ve göz arkas nda, bazen oksipitalde lokalize, orta fliddetli, aya a kalkt nda ve hareketli iken ortaya ç kan, yatt zaman bazen geçebilen, bulant, kusma ve otonomik bulgular n efllik etmedi i bafl a r s flikayeti ile müracaat etti. Bulgular: MRG yayg n meningeal boyanma ve bilateral subdural efüzyon tespit edildi. Lomber ponksiyon yap ld. BOS ak m h z çok yavafl oldu u için bas nç ölçülemedi. MRG miyelografide, T12-Ll düzeyinde epidural mesafeye BOS kaça oldu u saptand. Yorum: fiikayetlerin bafllad ilk dönemlerde 1 hafta kadar sürüp geçen ve abdusens paralizisi ile aç klanan diplopi öyküsünün literatür ile uyumlu oldu u görüldü ancak baz olgularda tariflenen bulant, kusma, fotofobi, vertigo ve tinnitus gibi bulgulara bizim olgumuzda rastlanmad. Ayr ca, bir dönem uygulanan sinüzit tedavisinden ve yat fl esnas nda saptanan depresyonu nedeniyle bafllanan antidepresan tedaviden fayda görmesi göz önünde bulunduruldu unda, olguda tariflenen bafl a r lar n n tek sebebinin intrakraniyal hipotansiyon olmay p, klinik tabloya gerilim tipi bafl a r s ve sinüzite sekonder bafl a r s n n da eklenmifl olabilece i düflünülmüfltür. P-20 Normal Bas nçl diyopatik ntrakraniyal Hipertansiyon: Olgu Sunumu Yüksel Kaplan, Özden Kam fll, Cemal Özcan, Sibel Alt nayar İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi, Nöroloji Anabilim Dalı, Malatya, Türkiye Girifl: diyopatik intrakraniyal hipertansiyon ( H) beyinde yap sal bir lezyon ve BOS ta anormal bir bulgu olmaks z n kafa içi bas nç artmas sendromu (K BAS) belirti ve bulgular saptanan, eskiden psödotümör serebri ve selim K BAS olarak da isimlendirilen bir tablodur. Nedeni tam olarak bilinmemektedir. Tan kriterleri; artm fl kafa içi bas nc na ait belirtilerin varl n n yan s ra tromboza ait bir kan t bulunmayan normal BT/MRG bulgular, LP aç l fl bas nc n n 250 mmh 2 O dan büyük olmas ve normal BOS biyokimyas /sitolojisi ile 100 Turk Norol Derg 2009; 15(Ek 2):

13 artm fl kafa içi bas nc n n baflka bir aç klamas olmamas n gerektirmektedir. Bu sunumda, H klinik bulgular gösteren buna karfl l k BOS bas nc normal saptanan bir olgu tart fl lacakt r. Olgu: Elli befl yafl nda kad n hasta, 1 aydan beri olan bafl a r s ve bulan k görme flikayetiyle baflvurdu. Bafl a r s tüm bafla yay lan, zonklay c, sabah saatlerinde belirgin, a r kesicilere minimal yan t veren nitelikteydi. Nörolojik muayenede bilateral papil ödem d fl nda patolojik bulgu yoktu. Yatar pozisyonda yap lan LP de BOS bas nc n n normal s n rlarda (13 mmh 2 O) saptanmas üzerine 3 kez daha BOS bas nc ölçüldü. Yap lan tüm ölçümlerde BOS bas nc normal ( mmh 2 O) saptand. Ay r c tan ya yönelik yap lan tüm biyokimya, BOS ve radyolojik incelemeleri normal s n rlardayd. Hastaya asetozolamid 1000 mg/gün dozunda baflland ve tedricen art r ld. Tart flma: Bu olgunun klinik ve muayene bulgular H ile uyumlu olmas na ra men, yap lan LP lerde BOS bas nçlar normaldi. Literatürde bu olgumuza benzer flekilde H nin semptom ve bulgular olmas na ra men BOS bas nc n n normal saptand olgular nadir de olsa bildirilmifltir. Bu olgular H nin atipik formlar olarak kabul edilmektedir. P-21 Primer Bafl A r s Hastalar n n Rinolojik De erlendirilmesi ve Uygulanan Yöntemlerin Tedaviye Katk s Z. Mine Yaz c 1, Murat Çabalar 2, Vildan Yayla 2, F. Tülin Kayhan 1 1 Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Kulak Burun Boğaz ve Baş-Boyun Cerrahisi Kliniği, İstanbul, Türkiye 2 Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Nöroloji Kliniği, İstanbul, Türkiye Amaç: Nöroloji poliklini imizde primer bafl a r s tan s alan hastalar hastanemiz kulak burun bo az poliklini ince rinolojik aç dan da de erlendirildi. Uygulanan medikal ve cerrahi yaklafl mlar n primer bafl a r s tedavisine katk s araflt r ld. Gereç ve Yöntem: Çal flmaya A ustos 2008-Haziran 2009 tarihleri aras nda poliklini imize baflvuran ve primer bafl a r s tan s alan 109 hasta al nd. Hastalar n baflvuru esnas nda, verilen medikal tedavinin 1. ve 3. aylar nda migrene ba l kay p de erlendirme ölçe i (M DAS) ve görsel a r ölçe i (VAS) skorlar ölçüldü. Medikal tedavinin baflar s z oldu u ve rinolojik muayenede patolojik bulgular olan olgularda ise yap lan cerrahi müdahale sonras ndaki M DAS ve VAS skorlar tekrar de erlendirildi. statistiksel olarak Kruskal Wallis, Mann-Whitney U, Friedman ve Wilcoxon iflaret testleri kullan ld. Anlaml l k p< 0.05 düzeyinde de erlendirildi. Bulgular: Olgular m z n yafllar 14 ile 63 (ortalama, ± 9.93) aras nda de iflmekte olup %78 (n= 85) i kad n, %22 (n= 24) si erkekti. Olgular n %71.6 (n= 78) s nda migren, %28.4 (n= 31) unda GTBA (gerilim tipi bafl a r s ) idi. Yap lan rinolojik muayenede olgular n %9.2 (n= 10) si çal flma d fl b rak l rken, %23.9 (n= 26) unda rinolojik patolojisi saptanmad (grup 1), %18.3 (n= 20) ünde rinolojik patoloji saptand ve medikal tedaviden faydaland (grup 2), faydalanmayan %13.8 (n= 15) hasta operasyonu kabul etmedi (grup 3), %34.9 (n= 38) hasta ise opere edildi (grup 4). Grup 1, 2 ve 4 te VAS ve M DAS skorlar ndaki de iflim istatistiksel olarak anlaml yd (p< 0.01). Yorum: Primer bafl a r s multidisipliner bir yaklafl mla tan s n n ve tedavisinin yap lmas gerekti i ve böylece gereksiz medikal tedavilerin önüne geçilerek maddi ve zaman kayb n n önlenebilece i düflünüldü. P-22 Psikotrop laç Kullan m na Ba l Kilo Art fl n n Ard ndan Geliflen Psödotümör Serebri Tan l Bir Olgu Yeflim Yetimalar Beckmann, Buket Belk z Güngör, Yaprak Seçil, Mustafa Baflo lu İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İzmir, Türkiye Olgu: Psödotümör serebri intrakraniyal bir kitle veya genifllemifl ventriküller olmadan, bafl a r s ve papil ödemin oldu u bir sendromdur. Bu hastal n geliflimi için etyolojide kad n cinsiyet ve obezite risk faktörleri olarak tan mlanm flt r. Olgumuz 37 yafl nda kad n hastad r. ki buçuk ay önce depresif, dissoyatif, psikotik bulgularla baflvurdu u bir sa l k kurumu psikiyatri klini inde olanzapin 5 mg Turk Norol Derg 2009; 15(Ek 2):

14 ve lorazepam 2.5 mg ile tedaviye bafllan p, taburculu unda paroksetin 40 mg ve olanzapin 15 mg verilmifl. Takiplerinde valproik asit 1000 mg/gün eklenmifl. Hasta bu tedavi süresince toplam 15 kilo alm fl. Baflvurusunda 1 haftad r olan görmede bulan kl k ve bafl a r s flikayeti olan hastan n nörolojik muayenesinde bilateral papil staz, sa gözde 4 m den sonra görme bulan kl saptand. Kraniyal MRG, MR venografisi normaldi. Görme alan nda bilateral kör nokta genifllemesi, konsantrik daralma saptand. Trigliserid ve kolesterol yüksekli i oldu undan, atorvastatin baflland. Bel çevresi ölçümü ve kan lipid de erlerine ile metabolik sendrom kriterlerini karfl l - yordu. Yap lan lomber ponksiyonda aç l fl bas nc 360 mmhg, kapan fl bas nc 200 mmhg olarak saptand. Mannitol tedavisi 5 güne tamamlanan hastaya asetolazomid baflland. Hastan n tedavinin alt nc gününde görme bulan kl flikayeti geçti. Diyet önerisi ile taburcu edildi. Taburculuktan 1 ay sonra kontrole geldi inde görme alan n n tama yak n düzeldi i görüldü. Toplam 5 ayl k izlemde flikayetleri tekrarlamayan nörolojik muayenesi normal saptanan hastan n izlemde kulland asetolazomid tedavisinin azalt larak kesilmesi planland. Olgumuzda kullan lan olanzapin, paroksetin, valproik asitin kilo al m na ba l metabolik sendroma yol aç p psödotümör serebri geliflimine katk sa lad düflünülmüfltür. fiimdiye kadar literatürde valproik asit kullan m ile bildirilen bir olgu d fl nda olanzapin ve paroksetin kullan m na ba l psödotumor serebri tan mlanmad ndan olgu sunulmufltur. P-23 Sekonder Bafl A r s Nedeni Olarak Papil Ödemsiz Benign ntrakraniyal Hipertansiyonlu Olgu M. Said Berilgen, Hasan H. Özdemir, Serpil Bulut, Eser Atafl, Fatih Karabo a Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi, Nöroloji Anabilim Dalı, Elazığ, Türkiye Olgu: K rk sekiz yafl ndaki erkek hasta klini imize yaklafl k 6 ayd r devam eden bafl a r s flikayeti ile baflvurdu. Bafl a r s enseden bafll yor, aln na kadar yay l yor, s zlama tarz nda, bafl hareketleri ile de iflmiyor ve günün her saatinde devam ediyormufl. A r ya göz yaflarmas, gözde k zar kl k gibi otonomik belirtiler efllik etmiyormufl. Bu flikayetlerle gerilim tipi bafl a r s olarak tedavi verilmifl ama fayda görmemifl. Hastan n yap lan nörolojik muayenesi ve fundoskopik muayenesi do al olarak de erlendirildi. Laboratuvar tahlilleri, tam kan, sedimentasyon, biyokimyasal tahlilleri, tiroid fonksiyon testleri, MRG beyin ve MRG venografi normal olarak de erlendirildi. Hastaya lomber ponksiyon yap ld. BOS bas nc 26 cmh 2 O olarak ölçüldü ifllem s ras nda bir miktar BOS boflalt ld. BOS bas nc 15 cmh 2 O ya indirildi. Bafl a r s gerileyen hastan n mevcut bafl a r s benign intrakraniyal hipertansiyona ba land. Asetolozamid tedavisi baflland. Takiplerinde bafl a r s olmad. Benign intrakraniyal hipertansiyon tan s için papil ödem ipucu olmas na ra men, bafl a r l olgularda bu bulgu olmadan da benign intrakraniyal hipertansiyon tan s n n unutulmamas gerekti ini vurgulamak istedik. P-24 Siklik Kusma Sendromunda Amitriptilin ve Nebivolol Etkinli i: Olgu Sunumu Özdem Ertürk, Feray Bölükbafl, Derya Uludüz, Feray Karaali Savrun İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Nöroloji Anabilim Dalı, İstanbul, Türkiye Girifl: Siklik kusma sendromu (SKS) tekrarlay c yo un bulant ve kusma ataklar ile seyreden epizodik bir hastal kt r. Ataklar genellikle stereotipiktir ve ataklar aras dönemde olgular yak nmas zd r. SKS de spesifik tan testi olmamas nedeniyle; bu olgularda klinik ve ayr nt l öykü önemli olmakta ve taklit edebilen di er etyolojik nedenlerin d fllanmas ile tan do rulanmaktad r. Ay r c tan s ras nda bu olgular s kl kla gastroenterologlar taraf ndan ele al nmakta ve birçok gereksiz invaziv tetkiklere yan t al namayan tedavi protokollerine maruz kalmaktad rlar. Bu amaçla, tekrarlayan bulant ve kusma ataklar olan olgunun SKS tan süreci ve tedavi yan t tart fl lacakt r. Olgu: On sekiz yafl nda kad n hasta, 4 y ld r var olan silik bafl a r s n n efllik etti i dirençli bulant ve kusma ataklar nedeniyle gastroenteroloji klini ine baflvurdu. Tan amac yla yap lan sistemik muayeneleri, laboratuvar, biyokimyasal ve radyolojik incelemeleri ve ailevi Akdeniz atefline yönelik genetik ve biyokimyasal testleri normal olmas üzerine, tabloya hafif bafl a r lar n n da efllik etmesi nedeniyle, klini imize sevk edildi. Klini imizde ayr nt l öykü, klinik, muayene ve laboratuvar bulgular sonucunda SKS tan s alan olgunun ataklar günlük hayat n olumsuz etkileyecek derecede ciddi seyretmekteydi. Olguya amitriptilin ve nebivolol profilaksi tedavisi baflland ve olgunun ataklar tama yak n düzeldi. 102 Turk Norol Derg 2009; 15(Ek 2):

15 Tart flma: SKS halen etyolojisi tam olarak bilinmeyen bir hastal kt r. Uluslararas Bafl A r s S n flamas nda migren ile yak n iliflkisi nedeniyle migren prekürsörü veya varyant olarak adland r l r. Profilaksi tedavisinde etkin seçenekler siproheptadin, propanolol ve trisiklik antidepresanlar olarak bildirilmektedir. Nebivolol, propanolola oranla daha selektif, lipid çözünürlü ü daha yüksek bir beta-blokerdir. Bu olgu arac l ile siklik kusma sendromunda, düflük dozda amitriptilin ile etkin bir beta-bloker olan nebivolol kombinasyonunun etkin bir tedavi seçene i olabilece ini belirtmek amaçlanmaktad r. P-25 Spontan ntrakraniyal Hipotansiyon ve MRG Bulgular : Olgu Sunumu Nuri Yüzgül, Tuna Özmen, Zekeriya Alio lu Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi, Trabzon, Türkiye Olgu: Spontan intrakraniyal hipotansiyon (S H), beyin omurilik s v s n n spontan kaça na ba l olarak ortaya ç kan sebebi bilinmeyen, benign bir hastal kt r. Dik postürde ortaya ç kan veya fliddetlenen, yatar pozisyonda hafifleyen ortostatik bafl a r s hastal n kardinal semptomudur. S H tan s nda en faydal görüntüleme yöntemi beyin MRG dir. Beyin MRG de s kl kla pakimeningeal boyanma görülür. Son bir ay içinde ani geliflen bafl a r s nedeniyle baflvuran 3 kad n hastan n bafl a r lar aya a kalk nca art yor, yat nca azal yordu. ki olguda bafl a r s na çift görme, bulant efllik ediyordu. Bir olguda sol gözde d fla bak fl k s tl l, bir olguda her iki gözde d fla bak fl k s tl l mevcuttu. Bunun d fl nda nörolojik muayeneleri normaldi. Olgular n beyin MRG lerinde pakimeningeal kal nlaflma, kontrast boyanma gözlendi. S H tan s yla istirahat, hidrasyon ve oral metilprednizolon tedavisi uygulanan hastalar n takiplerinde flikayetlerinde ve beyin MRG bulgular nda düzelme gözlendi. Bafl a r s ile baflvuran olgularda; bafl a r s n n ortostatik özelli inin sorgulanmas, görüntüleme özelliklerinin bilinmesi ve uygun tedavi uygulanmas ile yeni geliflen bafl a r s n n önemli nedenlerinden biri olan, nadir görülen ve genellikle tan s nda zorluk çekilen S H olgular n n tan ve tedavisi sa lan r. P-26 Steroid Tedavisine Yan t Veren Dirençli SUNCT Olgusu Ömer Karadafl, Hakan Akgün, Bilgin Öztürk, Ümit H d r Ulafl, Zeki Odabafl Gülhane Askeri Tıp Akademisi, Nöroloji Anabilim Dalı, Ankara, Türkiye Olgu: Konjunktival k zar kl k ve göz yaflarmas n n efllik etti i unilateral k sa süreli nevraljifom a r lar sendromu [Short-lasting Unilateral Neuralgiform headache attacks with Conjunctival injection and Tearing (SUNCT)] olarak tan mlanm flt r. Ortalama görülme yafl 50 olup erkeklerde kad nlara oranla daha s k rastlanmaktad r. Ataklar saniye sürmekte, s kl saatte 1 ile 30 aras nda de iflmektedir. Trigeminofasiyal otonomik refleks disinhibisyonu ile birlikte trigeminal sistem aktivasyonuna ba l geliflti inin öne sürülmesinden dolay trigeminal otonomik bafl a r lar içerisinde s n fland r lm flt r. Literatürdeki olgular n karbamazepin, lamotrijin, gabapentin, topiramat, kortikosteroid ve baz cerrahi yöntemlerden fayda gördükleri bildirilmifltir. Otuz yafl nda erkek hasta ilk olarak 3 ay önce bafllayan ve günde ortalama 5-6, son bir ayd r ise günde atakla seyreden, özellikle sa flakak bölgesinde ve gözün üst k sm nda meydana gelen bat c ve yan c tarzda a r tariflemektedir. Bu ataklar n bafllang çta ortalama 5-10 saniye son zamanlarda ise saniye sürdü ünü ifade etmektedir. Hasta ayr ca a r lar n günün herhangi bir zaman nda meydana geldi ini ve son bir ayd r gece ataklar n n da oldu unu belirtmektedir. Hastan n yap lan nörolojik ve sistemik muayenesi normal s n rlarda olup, tam kan, rutin biyokimya ve hormon profili normal olarak saptanm flt r. Beyin MRG incelemesi de normal olarak de erlendirilmifltir. ndometazin, gabapentin ve karbamazepine yan t vermeyen hastada trigeminal nevralji, paroksismal hemikraniya ve primer saplan c bafl a r s ekarte edilmifltir. SUNCT tan s ile hastaya 48 mg/gün oral metilprednizolon tedavisi bafllanm flt r. Tedavinin ikinci gününde hastan n yak nmalar nda belirgin iyileflme saptanm flt r. Sekiz hafta boyunca tedrici olarak doz azalt lm flt r. Turk Norol Derg 2009; 15(Ek 2):

16 P-27 Tedaviye Dirençli Migren Hastalar nda Normallerden Daha S k Görülen Bir Kapak Patolojisi: Mitral Kapak Prolapsusu Hakan Tekeli 1, Mehmet Güney fienol 2, Bülent Deveci 3 1 Çanakkale Asker Hastanesi, Nöroloji Servisi, Çanakkale, Türkiye 2 Gülhane Askeri Tıp Akademisi, Haydarpaşa Nöroloji Servisi, İstanbul, Türkiye 3 Çanakkale Asker Hastanesi, Kardiyoloji Servisi, Çanakkale, Türkiye Amaç: Bu çal flman n amac, tedaviye dirençli migren hastalar nda kalp patolojilerini araflt rmak, ç kan sonuçlar yorumlamakt r. Gereç ve Yöntem: Çal flmaya 30 migren hastas dahil edildi. Yafllar aras nda de iflen hastalar n 17 si kad n 13 ü erkekti. ki fazl çal flmada önce nöroloji uzman taraf ndan en az 10 y ld r migreni olupta çok çeflitli tedavi seçeneklerini denemifl, hiçbir kardiyolojik flikayeti olmayan hastalar seçildi. kinci fazda kardiyoloji uzman hastalar kardiyolojik olarak Rie grafi, EKG ve transtorasik EKO ile de erlendirdi. Bulgular: On iki hastada mitral kapak prolapsusu (MKP) tespit edilirken 18 hastada normal EKO bulgular mevcuttu. Yorum: Normal popülasyonda %4-5 oran nda görülen MKP çal flt m z hasta grubunda %40 oran nda tespit edilmifl olup önceki çal flmalarda rastlanan patent foramen ovaleye rastlanmam flt r. Normal popülasyona göre 10 kat daha fazla MKP görülmesi migren hastalar n n kardiyolojik yönden de erlendirilmesinin önemli oldu unu düflündürmektedir. P-28 Temporal Arterit ve Cilt Nekrozu Birlikteli i Olan Bir Olgu Sunumu Ceyda Çelikkol, Didar Çolako lu, Gülnur Güven, lkay K l ç, Münire K l nç Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi, Nöroloji Anabilim Dalı, Ankara, Türkiye Olgu: Temporal arterit orta ve büyük damarlar tutan sistemik bir hastal kt r. Genellikle klinik bulgular oftalmolojik ve nörolojik komplikasyonlarla iliflkili olmakla birlikte cilt nekrozu, nadir bir kütanöz komplikasyondur. Bu bildiride temporal arterite ba l cilt nekrozu geliflen bir olgu sunulmufltur. Haziran 2009 tarihinde sol gözde tam, sa gözde k smi görme kayb ve fliddetli bafl a r s ile klini- imize baflvuran 60 yafl nda erkek hastan n fiubat 2009 tarihinde bafl a r s yla d fl merkeze baflvurdu u ve analjezik önerildi i ö renildi. Tedaviden yarar görmeyen hastada izlemde sol gözde tam körlük geliflmifl. Beyin manyetik rezonans görüntüleme (MRG) de patoloji saptanmayan hastaya klopidogrel bafllanm fl. ki ay sonra skalpta nekrotik lezyonlar geliflmifl ve zona olarak de erlendirilip medikal tedavi uygulanm fl ancak fayda görmemifl. Tekrarlanan beyin MRG leri normal olan hastan n baflvurusunda eritrosit sedimentasyon h z (ESH) ve C-reaktif protein (CRP) de erleri halen yüksekti. Fundus floresan anjiyografi incelemesinde sol diskte s zd rma saptand ve göz bulgular geçirilmifl optik nöropati, oftalmik arter t kan kl olarak de erlendirildi. Skalp ve temporal arter biyopsisi temporal arterit ile uyumluydu. Hastaya steroid tedavisi baflland. Bafl a r s nda dramatik düzelme, ESH ve CRP de erlerinde progresif düflme görüldü. Bu olgu temporal arterit erken tan s n n önemi ve nadir cilt nekrozu birlikteli i aç s ndan sunulmaya de er bulunmufltur. 104 Turk Norol Derg 2009; 15(Ek 2):

17 P-29 ACE Gen Polimorfizmi ile Serebral skemik nme liflkisi Süleyman Güler, Mehmet Ufuk Aluçlu Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi, Nöroloji Anabilim Dalı, Diyarbakır, Türkiye Amaç: skemik inme etyolojisinde bilinen risk faktörlerinin yan s ra son y llarda gen polimorfizmlerinin rolü araflt r lmaktad r. Renin anjiyotensin sistemi; kan bas nc, su homeostaz, düz kas hücre proliferasyonu ve vasküler tonusun düzenlenmesinde önemli rol oynar. Yüksek anjiotensin dönüfltürücü enzim (ACE) seviyesi bradikinin y k m, vasküler düz kas kontraksiyonu, trombosit agregasyonu gibi etkileri ile hipertansiyon ve ateroskleroz geliflimini art rmaktad r. Bu çal flmam zda serebrovasküler infarkt bulgular yla baflvuran hastalarda ACE gen polimorfizminin rolünü araflt rmay amaçlad k. Gereç ve Yöntem: Çal flmam za Ocak 2008-A ustos 2008 tarihleri aras nda Dicle Üniversitesi T p Fakültesi Nöroloji Anabilim Dal nda, klinik ve radyolojik olarak serebrovasküler infarkt tan s konan, öz geçmiflinde serebrovasküler hastal k öyküsü bulunmayan 54 hasta ile 25 sa l kl kontrol grubu dahil edildi. Tam kan ve biyokimyasal de erler, inme risk faktörleri ve ACE gen polimorfizmleri karfl laflt r ld. Bulgular: Hasta grubunda açl k kan flekeri yüksekli i, hipertansiyon, iskemik kalp hastal öyküsü s k, homosistein ve fibrinojen düzeyleri yüksek ve istatistiksel olarak anlaml bulundu (p< 0.05). Hasta grubunda ACE DD gen polimorfizmi istatistiksel olarak anlaml bulundu (p= 0.013). Laküner infarkt olgular nda ACE DD gen pozitifli i s kl artm fl olmakla birlikte istatistiksel olarak anlam kazanmad. ACE DD pozitif hasta grubunda hipertansiyon ve sol ventrikül hipertrofisi s kl istatistiksel olarak anlaml bulundu, ancak iskemik kalp hastal öyküsü ile anlaml korelasyon saptanmad. Karotid arter stenozu ile ACE DD gen pozitifli i aras nda negatif korelasyon saptand (p< 0.05). Yorum: Çal flmam zda ACE DD gen pozitifli inin serebral iskemik inmenin patogenezinde risk faktörü olarak anlaml bulmakla beraber, daha genifl tabanl çal flmalara ihtiyaç oldu u düflüncesindeyiz. P-30 Akut nme Rehabilitasyonu Sonucu Mobilite Düzeyini Etkileyen Faktörler Burcu Ersöz Hüseyinsino lu, Özden Erkan O ul, Hülya Harabati, Ebru Aykutlu Alt nda, Reha Tolun, Yakup Krespi Florence Nightingale Hastanesi, İnme Merkezi, İstanbul, Türkiye Amaç: Çal flmam z n amac bir inme ünitesinde erken dönem rehabilitasyon uygulamas sonucu eriflilen mobilite düzeyini etkileyecek faktörleri belirlemektir. Gereç ve Yöntem: fiubat 2006-fiubat 2007 tarihleri aras nda Florence Nightingale Hastanesi nme Merkezine yatan 193 hastan n 19 u hastanede eksitus olmufl ve geriye kalan hastalar n 50 si çal flmam z n kabul edilme kriterlerine uymufltur. Çal flmam za; tüm de erlendirme ölçeklerini tamamlayabilecek uyan kl k ve kooperasyon düzeyine sahip olan, NIH skorlamas n n 5, 6, 7. maddelerinin en az birinden 1 ve üzeri puan alm fl, SAK veya TIA d fl akut inmeli hastalar dahil edilmifltir. Motor fonksiyon de erlendirmesi için modifiye motor de erlendirme skalas, denge de erlendirmesi için Tinetti denge testi, mobilite seviyesinin ölçülmesi için Rivermead mobilite indeksi kullan lm flt r. Duyu kayb, kognitif, görsel ve konuflma bozuklu u, disfaji ve ihmal var-yok fleklinde kaydedilmifltir. Bulgular: Hastalar n %54 ü erkek, ortalama yafllar 66.8 ± 12.6 idi ve %96 s iskemik inme tan s alm flt. Yafl (r= -0.37; p< 0.01), rehabilitasyon öncesi girifl MMSA (r= 0.85, p< 0.01) ve TBT (r= 0.86; p< 0.01) skorlar ile hastaneden ç k fltaki mobilite düzeyi aras nda anlaml bir iliflki vard. Akut rehabilitasyon program n n sonunda erkek hastalar n mobilite düzeyinin kad n hastalara oranla anlaml derecede yüksek oldu u gözlenmifltir (z= -2.21; p< 0.05). hmal (z= ; p< 0.05) ve kognitif bozukluk (z= ; p< 0.01) mobilite düzeyini anlaml derecede etkileyen di er ba ms z de iflkenlerdir. Lojistik regresyon analizine göre yafl (OR: -0.11; p< 0.05) ve girifl TBT skoru (OR: 0.52; p< 0.01) hastan n ç k fl aflamas ndaki mobilite düzeyini etkileyen iki ba ms z de iflkendir. Yorum: Akut rehabilitasyon faz n n sonunda ulafl labilecek mobilite düzeyi basit bir denge testi ile tahmin edilebilir. Bu akut dönem sonras rehabilitasyon ihtiyaçlar n n belirlenebilmesi aç s ndan önemlidir. Turk Norol Derg 2009; 15(Ek 2):

18 P-31 Akut nmeli Hastalarda nisiyal Kan Bas nc n n Prognoza Etkisi Güner Çelik 1, Figen Varl bafl 2, Hülya Tireli 2 1 Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi, Konya Uygulama ve Araştırma Hastanesi, Konya, Türkiye 2 Haydarpaşa Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İstanbul, Türkiye Amaç: Akut dönemdeki kan bas nc yüksekli inin inme ve prognozla iliflkisi tam olarak bilinmemektedir. Bu çal flmada akut inmede acile baflvuru döneminde sistolik ve diyastolik kan bas nc de erlerinin inme tipi ile iliflkisi ve erken dönem prognoza etkisi araflt r ld. Gereç ve Yöntem: Çal flmam zda akut inme nedeni ile yat r lan 1725 hasta retrospektif olarak incelendi. Acile baflvuru s ras ndaki sistolik ve diyastolik kan bas nc kaydedilmifl olan 1248 (899 iskemik, 349 hemorajik) hasta çal flmaya al nd. Gelifl an ndaki nörolojik durumunu belirlemek amac yla Scandinavian Strok Scala kullan ld. Gelifl esnas ndaki sistolik ve diyastolik kan bas nc n n yafl, cinsiyet, inme tipi, hastan n nörolojik durumu ve mortalitesi ile iliflkisine bak ld. Bulgular: Yafl, cinsiyet, inme tipi gelifl esnas ndaki ve 5. gündeki nörolojik skor ile geliflteki sistolik ve diyastolik bas nç de erleri aras nda istatistiksel olarak anlaml fark yoktu. Acil klini e baflvuru esnas nda kan bas nc sistolik 180 mmhg ve diyastolik 100 mmhg üzerinde olan hastalarda eksitus oran anlaml olarak yüksekti. Geliflteki sistolik kan bas nc n n 3. gündeki düflüflü eksitus olan hastalarda anlaml düzeyde yüksek iken, diyastoldeki düflüflü anlaml de ildi. Yorum: Gelifl esnas ndaki kan bas nc n n eksitus olan hastalarda daha yüksek görülmesi kötü prognoz göstergesi olarak kabul edilirken, inme skoru ile kan bas nc yüksekli i aras nda anlaml iliflki bulunmamas geliflteki kan bas nc de erlerinin mortaliteye etkili ancak morbiditeye etkisi olmad n düflündürdü. P-32 Akut skemik nmede Karotis Arterin ntima-media Kal nl ile CRP liflkisi Vasfiye lbay 1, Hüsniye Aslan 2, Orhan Ya z 2, Filiz Manga 3, Himmet Dereci 2, Aysel Tekeflin 2 1 Sivas Gıyasettin Keykavus Devlet Hastanesi, Sivas, Türkiye 2 İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Nöroloji Kliniği, İstanbul, Türkiye 3 Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Nöroloji Kliniği, İstanbul, Türkiye Amaç: Bu çal flmada, akut iskemik inmeli hastalar n serum CRP düzeyleri ve renkli Doppler ultrasonografi (USG) ile internal karotis arter intima-media kal nl ( MK) ölçülerek MK ve CRP aras ndaki iliflkilerin araflt r lmas amaçlanm flt r. Gereç ve Yöntem: 01 Aral k Haziran 2007 tarihleri aras nda stanbul E itim ve Araflt rma Hastanesi Nöroloji Klini inde akut iskemik serebrovasküler hastal k tan s ile yatan 60 hasta ve kontrol grubu olarak yafl grubu uyumlu olan 25 kifli, prospektif olarak de erlendirmeye al nd. Çal flma grubundaki hastalara, kraniyal görüntüleme rutin biyokimyasal ve hematolojik tetkikler ilk 24 saat içinde serum CRP düzeyi, elektrokardiyografi (EKG), akci er grafisi, ekokardiyografi, karotis-vertebrobasiler arter renkli Doppler USG tetkikleri yap ld. Bulgular: Çal flmam za yafl aral nda; yafl ortalamas olan 25 i kad n 35 i erkek olmak üzere akut iskemik inme geçiren toplam 60 hasta al nd. Hastaneye kabullerinde hastalardan al nan kan örneklerinden elde edilen CRP düzeyleri kontrol grubu ile karfl laflt r ld. Hastalar n CRP ortalamas 1.16 mg/dl bulundu. Kontrol olgular n n genel CRP ortalamas 0.48 mg/dl olup normal düzeylerde idi. Hastalara yat fl s ras nda yap lan karotis renkli Doppler USG ile hasta grubunda ortalama MK 1.28 mm olarak saptand. Kontrol grubunda ise tüm olgular n ortalama MK si 0.96 olarak saptand. Yap lan incelemede toplam 28 hastan n CA proksimalinde MK 1.2 mm nin üzerinde olup genel MK ortalamas n n 1.2 mm nin üzerinde oldu u görüldü. Kontrol olgular nda MK ortalamas 0.96 mm olup, normal s n rlarda idi. 106 Turk Norol Derg 2009; 15(Ek 2):

19 Yorum: Altm fl befl yafl alt hasta grubunda ortalama CRP 1.13 mg/dl; 65 yafl üstü hasta grubunda 1.18 idi. CRP ile yafl aras nda iliflki saptanmad. Altm fl befl yafl alt grupta ortalama MK 1.16; 65 yafl üstü grupta MK 1.21 idi. Hasta grubunda MK ile yafl aras nda iliflki saptanmad. P-33 Akut skemik nmede Karotis ntima-media Kal nl n n nfarkt Büyüklü ü ile liflkisi Melike Y ld r m, Ufuk fiener, Yaflar Zorlu İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İzmir, Türkiye Amaç: nme en s k görülen nörolojik hastal klardan biridir. Ateroskleroz tüm arteryel sistemi tutan, oluflturdu u komplikasyonlarla birçok organ etkileyen kronik, progresif bir hastal kt r. Aterosklerozun de erlendirilmesi için karotid arterin Doppler USG ile incelenmesi son y llarda yayg n olarak uygulanmaktad r. Karotis intima-media kal nl ( MK) artt kça özellikle iskemik inme riskinin anlaml derecede artt gösterilmifltir. Bu çal flmada ana karotid arter intima-media kal nl (AKA MK) ve internal karotid arter intima-media kal nl ( KA MK) ile serebral infarkt hacmi aras ndaki iliflkinin araflt r lmas planlanm flt r. Gereç ve Yöntem: Bu çal flmaya A ustos 2008-Aral k 2008 tarihleri aras nda Tepecik E itim ve Araflt rma Hastanesi Nöroloji Servisinde akut iskemik inme tan s yla ilk 24 saatte baflvurarak yat r lm fl olan 40 hasta al nd. Hastalar n ilk baflvuru an nda ve ilk semptomlar n bafllamas ndan 72 saat sonra çekilmifl olan beyin bilgisayarl tomografiler (BT) i incelendi. Görülen infarkt alanlar n n volümü Cavalieri yöntemi ile hesapland. Yat r ld klar tarihten itibaren ilk 5 gün içinde Toshiba Diagnostic Ultrasaund System Nemio XG SSA-580A cihaz ile ölçülmüfl olan bilateral karotis MK leri kaydedildi. statistiksel de erlendirme SPSS program n n sürümü kullan larak yap ld. Bulgular: Çal flmaya 24 kad n, 16 erkek, toplam 40 hasta al nd. Doppler USG ile sa, sol AKA ve sa, sol KA MK leri ölçüldü. Sa ve sol taraf ortalamalar al nd nda ise ortalama AKA MK 1.01 ± 0.29 ( ) mm, ortalama KA 0.77 ± 0.19 ( ) mm olarak hesapland. Hastalar n 6 (%15) s nda tek plak, 14 (%35) ünde multipl plak saptand. Kontrol beyin BT de görülen infarkt hacmi ölçüldü. Ortalama infarkt volümü ± 45 cm 3 bulundu. Hastalar AKA ve KA lardaki aterom plaklar yönünden incelendi inde ortalama AKA MK n n tek plak olan grupta plak olmayan gruba göre anlaml derecede daha kal n oldu u görüldü (p= 0.02). nfarkt hacmi ile ortalama AKA MK (p= 0.86; r= 0.03) ve OAKA MK (p= 0.73; r= 0.06) aras nda istatistiksel aç dan anlam bir iliflki saptanmad. Sonuç: Çal flmam zda hasta say s n n az olmas n n baz k s tlamalara neden oldu unu düflünmekteyiz. Bu nedenle pek çok çal flmada do rulanm fl olan HT, DM, HL ve KVH ile karotis MK aras ndaki iliflkiyi görmek mümkün olmam flt r. Çal flmam zda serebral infarkt büyüklü ü ile karotis MK aras nda pozitif iliflki e ilimi görülmüfl ise de bu iliflki istatistiksel anlaml l a ulaflmam flt r. Daha sa l kl veriler elde edebilmek için, genifl seriler oluflturulmas gerekti ini düflünmekteyiz. P-34 Akut skemik nmede Prognostik Gösterge Olarak Eritrosit Sedimentasyon H z Asl Ece Çilliler, Hayat Güven, fiennur Delibafl Kat, Suna Sar kaya, Selim Selçuk Çomo lu SB Ankara Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi, 2. Nöroloji Kliniği, Ankara, Türkiye Amaç: skemik strokta geliflen inflamatuvar yan t n sonucu olarak, eritrosit sedimentasyon h z (ESH) n da içeren birçok periferal belirteçte art fl görülebilir. ESH yüksekli inin akut iskemik inmede daha a r klinik tablo ve daha kötü prognoz ile iliflkili olabilece i ileri sürülmüfltür. Bu çal flmada akut iskemik inmeli hastalarda ESH düzeyleri ile inme etyolojisi, baflvuru nörolojik bulgular ve k sa dönem prognoz aras ndaki iliflkinin karfl laflt r lmas amaçlanm flt r. Gereç ve Yöntem: lk 24 saatte baflvuran akut iskemik inmeli, infeksiyon bulgusu olmayan 158 hasta çal flmaya al nd. Baflvuru s ras nda hastalar n ESH düzeylerine bak ld. Hastalar n ESH düzeyleri a rl kland r lm fl ortalamalar kullan larak üç gruba ayr ld. Bu üç grup inme risk faktörleri ve etyolojileri, baflvuru klinik bulgular ve k sa dönem prognozlar aç s ndan karfl laflt r ld. Turk Norol Derg 2009; 15(Ek 2):

20 Bulgular: ESH verileri kullan larak olgular tertillere ayr ld nda grup 1 sedim 10 (n= 49) fleklinde, ESH düzeyi aras nda olan olgular grup 2 (n= 69) fleklinde, grup 3 (n= 40) ise ESH 26 olarak tan mland. Çal flmam zda ESH düzeyleri ile hastalar n saptanan inme etyolojileri, baflvuru ve taburculuk s ras ndaki modifiye Rankin skalas (mrs) ve baflvuru National Institutes of Health Stroke Scale (NIHSS) skorlar aras nda anlaml fark saptanmazken; hastalarda saptanan risk faktörleri aç s ndan de erlendirildi inde; sadece koroner arter hastal ve kapak hastal olan olgularda gruplar aras nda anlaml fark saptand. Di er risk faktörlerine bak ld nda anlaml fark bulunamad. Sonuç: Çal flmada elde edilen sonuçlara göre akut dönemde iskemik inme ile baflvuran hastalarda baflvuru s ras nda ölçülen ESH düzeyleri ile inme risk faktörleri ve etyolojisi, nörolojik bulgular ve k sa dönem prognoz aras nda iliflki saptanmam flt r. P-35 Akut skemik nmede Serum Kalsiyum Düzeyleri Klinik Bulgular n fiiddeti ve K sa Dönem Prognozla liflkili Olabilir mi? Hayat Güven, Asl Ece Çilliler, Canan Köker, Suna Sar kaya, Selim Selçuk Çomo lu SB Ankara Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi, 2. Nöroloji Kliniği, Ankara, Türkiye Amaç: Kalsiyum (Ca), iskemik hücre hasar patogenezinde önemli bir rol oynar. skemik inme erken döneminde saptanan yüksek Ca de erlerinin daha az fliddetli klinik bulgular, daha küçük infarkt hacmi ve daha iyi prognozla iliflkili oldu u ileri sürülmüfltür. Bu çal flmada ilk 24 saatte saptanan serum Ca de erlerindeki de iflikliklerin klinik ve prognostik öneminin araflt r lmas amaçland. Gereç ve Yöntem: Semptomlar n n bafllamas ndan sonraki ilk 24 saatte baflvuran iskemik inmeli ard s ra 158 hasta (84 kad n, 74 erkek) çal flmaya al nd. Baflvuru serum total Ca düzeyleri, National Institutes of Health Stroke Scale (NIHSS), modifiye Rankin Skalas (mrs) ve taburculuk s ras ndaki mrs skorlar kaydedildi. Hastalar TOAST kriterlerine göre etyolojik aç dan s n fland r ld. Ca de- erlerine göre 3 gruba ayr lan hastalar baflvuru klinik bulgular, k sa dönem prognozlar ve etyolojileri yönünden karfl laflt r ld. Bulgular: Yafl ve iskemik inme risk faktörleri aç s ndan her 3 grup aras nda anlaml fark saptanmazken, Ca düzeyi en düflük olan 1. grupta kad n hastalar n istatistiksel olarak anlaml olacak flekilde daha fazla oldu u belirlendi. skemik inme etyolojileri gruplar aras nda anlaml bir farkl l k göstermedi. Baflvuru ortalama NIHSS ve mrs skorlar istatistiksel olarak anlaml olacak flekilde en düflük Ca de erlerine sahip grupta daha yüksek saptand. Taburculuk mrs skorlar aç s ndan gruplar aras nda fark bulunmad. Yorum: Çal flmam z n sonuçlar iskemik inmenin ilk 24 saatinde saptanan düflük serum Ca de erlerinin, daha fliddetli baflvuru klinik bulgular yla iliflkili olabilece ini göstermifltir. Ancak k sa dönem prognozla Ca düzeyleri aras nda bir iliflki bulunmam flt r. P-36 Akut skemik Serebrovasküler Olaylar n Tan s nda S100B, NSE ve skemik Modifiye Albuminin Yeri Vildan Altunayo lu Çakmak 1, Abdulkadir Gündüz 2, Zekeriya Alio lu 1 1 Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi, Nöroloji Anabilim Dalı, Trabzon, Türkiye 2 Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi, Acil Anabilim Dalı, Trabzon Türkiye Amaç: skemik serebrovasküler hastal k acil servise baflvuran hastalarda s kl kla ön tan olarak düflünülmekte ve h zl bir flekilde teflhis edilmesi gerekmektedir. skemik serebrovasküler olayda tan günümüzde halen klinik olarak nörolojik defisitin tespiti ve beyin bilgisayarl tomografi (BT) ile di er olas nedenlerin (serebral kanama, kitle) ekartasyonu ile konmaktad r. Günümüzde serebral iskemi tan s nda kullan labilecek biyokimyasal bir mark r yoktur. Son y llarda yap lan çal flmalarda baz moleküllerin iskemik inmede artm fl olarak bulunmakla birlikte halen klinik kullan mlar ve yararlar kesinleflmemifltir. Bu çal flmada MA, S100B ve NSE nin bir kit halinde kullan mlar n n iskemik inme teflhisindeki önemi araflt r lm flt r. 108 Turk Norol Derg 2009; 15(Ek 2):

Yeni Anket Verisi Girişi

Yeni Anket Verisi Girişi Yeni Anket Verisi Girişi lara ait kimlik verileri kesinlikle başka bir alanda paylaşılmayacaktır. ya ait özel veriler, sadece bilimsel çalışma merkezinin kendisi tarafından görüntülenebilecektir. proje

Detaylı

BAfiA RILI HASTANIN DE ERLEND R LMES

BAfiA RILI HASTANIN DE ERLEND R LMES .Ü. Cerrahpafla T p Fakültesi Sürekli T p E itimi Etkinlikleri Bafl A r lar - Bafl Dönmeleri Sempozyumu 10-11 Aral k 1998, stanbul, s. 15-20 Sürekli Tıp Eğitimi Etkinlikleri İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi

Detaylı

PRİMER BAŞAĞRILARI Semptomdan tanıya gidiş Migren ve Gerilim Başağrıları

PRİMER BAŞAĞRILARI Semptomdan tanıya gidiş Migren ve Gerilim Başağrıları PRİMER BAŞAĞRILARI Semptomdan tanıya gidiş Migren ve Gerilim Başağrıları Dr. Aksel Siva Nöroloji Anabilim Dalı ve Baş Ağrısı Kliniği İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Istanbul GÜNCEL TIP AKADEMİSİ 17 19 Nisan

Detaylı

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK GİRİŞ Yaygın anksiyete bozukluğu ( YAB ) birçok konuyla, örneğin parasal, güvenlik, sağlık,

Detaylı

fiekil 2 Menapoz sonras dönemde kistik, unilateral adneksiyel kitleye yaklafl m algoritmas (6)

fiekil 2 Menapoz sonras dönemde kistik, unilateral adneksiyel kitleye yaklafl m algoritmas (6) over kanseri taramas ndaki yetersizli ini göstermektedir. (1) Transvaginal ultrasonografinin sensitivitesinin iyi olmas na ra men spesifitesinin yeterli olmamas kullan m n k s tlamaktad r. Son yay nlarda

Detaylı

Deomed Medikal Yay nc l k

Deomed Medikal Yay nc l k Deomed Medikal Yay nc l k Schiltenwolf / Henningsen Muskuloskeletal A r lar Biyopsikososyal Yaklafl mla Tan ve Tedavi Türkçe Editörü / M. Sar do an Çeviri / A. Kasabal gil 16.5 x 24 cm, XVI + 320 Sayfa

Detaylı

ÇOCUKLUK ÇAĞI BAŞ AĞRILARINA YAKLAŞIM. Doç. Dr. Sebahattin VURUCU GATF Çocuk Nörolojisi BD

ÇOCUKLUK ÇAĞI BAŞ AĞRILARINA YAKLAŞIM. Doç. Dr. Sebahattin VURUCU GATF Çocuk Nörolojisi BD ÇOCUKLUK ÇAĞI BAŞ AĞRILARINA YAKLAŞIM Doç. Dr. Sebahattin VURUCU GATF Çocuk Nörolojisi BD Tanım Orbitomeatal çizginin üzerinde hissedilen ağrılar baş ağrıları olarak değerlendirilir Epidemiyoloji Çocuklarda

Detaylı

Okumufl / Mete (Ed.) Anne Babalar için Do uma Haz rl k / Sa l k Profesyonelleri için Rehber 16.5 x 24 cm, XIV + 210 Sayfa ISBN 978-975-8882-31-1

Okumufl / Mete (Ed.) Anne Babalar için Do uma Haz rl k / Sa l k Profesyonelleri için Rehber 16.5 x 24 cm, XIV + 210 Sayfa ISBN 978-975-8882-31-1 Deomed Medikal Yay nc l k Okumufl / Mete (Ed.) Anne Babalar için Do uma Haz rl k / Sa l k Profesyonelleri için Rehber 16.5 x 24 cm, XIV + 210 Sayfa ISBN 978-975-8882-31-1 Birinci bask Deomed, 2009. 62

Detaylı

LENFOMA NEDİR? Lenfoma lenf dokusunun kötü huylu tümörüne verilen genel bir isimdir.

LENFOMA NEDİR? Lenfoma lenf dokusunun kötü huylu tümörüne verilen genel bir isimdir. LENFOMA LENFOMA NEDİR? Lenfoma lenf dokusunun kötü huylu tümörüne verilen genel bir isimdir. LENF SİSTEMİ NEDİR? Lenf sistemi vücuttaki akkan dolaşım sistemidir. Lenf yolu damarlarındaki bağışıklık hücreleri,

Detaylı

Türk Toraks Derneği. Akut Bronşiyolit Tanı, Tedavi ve Korunma Uzlaşı Raporu Cep Kitabı. Cep Kitapları Serisi. www.toraks.org.tr

Türk Toraks Derneği. Akut Bronşiyolit Tanı, Tedavi ve Korunma Uzlaşı Raporu Cep Kitabı. Cep Kitapları Serisi. www.toraks.org.tr Türk Toraks Derneği Türk Toraks Derneği Cep Kitapları Serisi Akut Bronşiyolit Tanı, Tedavi ve Korunma Uzlaşı Raporu Cep Kitabı www.toraks.org.tr Editörler HAZIRLAYANLAR Prof. Dr. Münevver Erdinç Ege Üniversitesi

Detaylı

BEZMİÂLEM. Horlama ve Uyku. Apne Sendromu VAKIF ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ HASTANESİ. Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı.

BEZMİÂLEM. Horlama ve Uyku. Apne Sendromu VAKIF ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ HASTANESİ. Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı. Horlama ve Uyku Apne Sendromu BEZMİÂLEM VAKIF ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ HASTANESİ Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Uyku Polikliniği rtibat : 0212 453 17 00 GH-02 V;01/2010 Horlama ve Uyku Apne Sendromu

Detaylı

GENÇ YET fik NLERDE BÜYÜME HORMONU EKS KL

GENÇ YET fik NLERDE BÜYÜME HORMONU EKS KL Hasta Rehberi Say 7 GENÇ YET fik NLERDE BÜYÜME HORMONU EKS KL Orta kolayl kta okunabilir rehber Genç Yetiflkinlerde Büyüme Hormonu Eksikli i - Say 7 (A ustos 2006 da güncellenmifltir) Bu rehber Reading

Detaylı

BAŞAĞRILARI 1- Primer başağrıları; 2-Sekonder (ikincil) başağrıları;

BAŞAĞRILARI 1- Primer başağrıları; 2-Sekonder (ikincil) başağrıları; BAŞAĞRILARI Hemen hepimiz yaşamımızın bir döneminde başağrısından yakınırız. Ancak bazılarımız için başağrısı daha ciddi bir sorun hatta bir hastalık durumundadır. Başağrıları basitçe iki kategoriye ayrılabilir;

Detaylı

MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ TAYFUR ATA SÖKMEN TIP FAKÜLTESİ DÖNEM III NÖROLOJİK BİLİMLER VE PSİKİYATRİ DERS KURULU (Dönem III, Kurul 7)

MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ TAYFUR ATA SÖKMEN TIP FAKÜLTESİ DÖNEM III NÖROLOJİK BİLİMLER VE PSİKİYATRİ DERS KURULU (Dönem III, Kurul 7) MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ TAYFUR ATA SÖKMEN TIP FAKÜLTESİ DÖNEM III NÖROLOJİK BİLİMLER VE PSİKİYATRİ DERS KURULU (Dönem III, Kurul 7) DEKAN DEKAN YRD. BAŞKORDİNATÖR BAŞKORDİNATÖR YRD. BAŞKORDİNATÖR YRD.

Detaylı

GÖRÜfiLER. Uzm. Dr. Özlem Erman

GÖRÜfiLER. Uzm. Dr. Özlem Erman GÖRÜfiLER Uzm. Dr. Özlem Erman Son y llarda dünyadaki h zl teknolojik geliflmeye paralel olarak t p alan nda da h zl bir de iflim yaflanmakta, neredeyse her gün yeni tan, tedavi yöntemleri, yeni ilaçlar

Detaylı

CO RAFYA GRAF KLER. Y llar Bu grafikteki bilgilere dayanarak afla daki sonuçlardan hangisine ulafl lamaz?

CO RAFYA GRAF KLER. Y llar Bu grafikteki bilgilere dayanarak afla daki sonuçlardan hangisine ulafl lamaz? CO RAFYA GRAF KLER ÖRNEK 1 : Afla daki grafikte, y llara göre, Türkiye'nin yafl üzerindeki toplam nufusu ile bu nüfus içindeki okuryazar kad n ve erkek say lar gösterilmifltir. Bin kifli 5. 5.. 35. 3.

Detaylı

Diyabet te Sağlık Önerileri. Diyabet

Diyabet te Sağlık Önerileri. Diyabet Diyabet te Sağlık Önerileri Diyabet BR.HLİ.041 Diyabette Sağlık Önerileri Her sağlıklı birey gibi diyabetli birey de bireysel bakımını sağlamalı; diyabete bağlı gelişen özellikli durumlarda gereken uygulamaları

Detaylı

SB Sakarya E itim ve Araflt rma Hastanesi Asinetobakterli Hastalarda DAS Uygulamalar ve yilefltirme Çabalar

SB Sakarya E itim ve Araflt rma Hastanesi Asinetobakterli Hastalarda DAS Uygulamalar ve yilefltirme Çabalar SB Sakarya E itim ve Araflt rma Hastanesi Asinetobakterli Hastalarda DAS Uygulamalar ve yilefltirme Çabalar Hmfl. Özlem SANDIKCI SB Sakarya E itim ve Araflt rma Hastanesi, nfeksiyon Kontrol Hemfliresi,

Detaylı

Girifl Marmara Üniversitesi Eczac l k Fakültesi Farmakoepidemiyoloji Araflt rma Birimi (MEFEB) Ecz. Neslihan Güleno lu

Girifl Marmara Üniversitesi Eczac l k Fakültesi Farmakoepidemiyoloji Araflt rma Birimi (MEFEB) Ecz. Neslihan Güleno lu G R fi Girifl Bu kitapç k Marmara Üniversitesi Eczac l k Fakültesi Farmakoepidemiyoloji Araflt rma Birimi (MEFEB) taraf ndan, befleri t bbi ürünlerin güvenlili inin izlenmesi ve de erlendirilmesi hakk

Detaylı

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ 20.05.2010 Giriş I Renovasküler hipertansiyon (RVH), renal arter(ler) darlığının neden

Detaylı

Kadın İdrar İnkontinansı. Dr. M.NURİ BODAKÇİ

Kadın İdrar İnkontinansı. Dr. M.NURİ BODAKÇİ Kadın İdrar İnkontinansı Dr. M.NURİ BODAKÇİ Genel populasyonun çoğunda özellikle kadınlarda ve yaşlılarda mesane disfonksiyonu vardır. ICS üriner inkontinansı; objektif olarak gösterilebilen ve sosyal

Detaylı

ÇOCUKLUK ÇAĞI BAŞ AĞRILARINA YAKLAŞIM. Doç. Dr. Sebahattin VURUCU GATF Çocuk Nörolojisi BD

ÇOCUKLUK ÇAĞI BAŞ AĞRILARINA YAKLAŞIM. Doç. Dr. Sebahattin VURUCU GATF Çocuk Nörolojisi BD ÇOCUKLUK ÇAĞI BAŞ AĞRILARINA YAKLAŞIM Doç. Dr. Sebahattin VURUCU GATF Çocuk Nörolojisi BD Tanım Orbito-meatal çizginin üzerinde hissedilen ağrılar baş ağrıları olarak değerlendirilir Epidemiyoloji Çocuklarda

Detaylı

BALIK YAĞI MI BALIK MI?

BALIK YAĞI MI BALIK MI? BALIK YAĞI MI BALIK MI? Son yıllarda balık yağı ile ilgili kalp damar hastalıklarından tutun da romatizma, şizofreni, AIDS gibi hastalıklarda balık yağının kullanılmasının yararları üzerine çok sayıda

Detaylı

Baş ağrısı, başta ve bâzen de boyun veya sırtın üst kısmında gerçekleşen ağrılara verilen ortak isimdir. Yaygın ağrı şikâyetlerinden biridir ve hemen

Baş ağrısı, başta ve bâzen de boyun veya sırtın üst kısmında gerçekleşen ağrılara verilen ortak isimdir. Yaygın ağrı şikâyetlerinden biridir ve hemen Baş ağrısı, başta ve bâzen de boyun veya sırtın üst kısmında gerçekleşen ağrılara verilen ortak isimdir. Yaygın ağrı şikâyetlerinden biridir ve hemen hemen tüm insanlar değişik nedenlerle baş ağrısından

Detaylı

Tarifname KRONİK YORGUNLUK SENDROMUNUN TEDAVİSİNE YÖNELİK BİR KOMPOZİSYON

Tarifname KRONİK YORGUNLUK SENDROMUNUN TEDAVİSİNE YÖNELİK BİR KOMPOZİSYON 1 Tarifname Teknik Alan KRONİK YORGUNLUK SENDROMUNUN TEDAVİSİNE YÖNELİK BİR KOMPOZİSYON Buluş, kronik yorgunluk sendromunun tedavisine yönelik oluşturulmuş bir kompozisyon ile ilgilidir. Tekniğin Bilinen

Detaylı

ÇOCUKLUK ve ERGENL KTE D YABETLE YAfiAM

ÇOCUKLUK ve ERGENL KTE D YABETLE YAfiAM ÇOCUKLUK ve ERGENL KTE D YABETLE YAfiAM D YABETLE YAfiAMAK Bu kitapç n içeri i Çocuk Endokrinolojisi ve Diyabet Derne i nin web sitesinden faydalan larak haz rlanm flt r. www.cocukendokrindiyabet.org Diyabet,

Detaylı

ÇOCUK ve ERGENL KTE GUATR

ÇOCUK ve ERGENL KTE GUATR ÇOCUK ve ERGENL KTE GUATR GUATR NED R? Bu kitapç n içeri i Çocuk Endokrinolojisi ve Diyabet Derne i nin web sitesinden faydalan larak haz rlanm flt r. www.cocukendokrindiyabet.org Tiroid bezi Guatr Tiroid

Detaylı

KONJEN TAL ADRENAL H PERPLAZ

KONJEN TAL ADRENAL H PERPLAZ Hasta Rehberi Say 6 KONJEN TAL ADRENAL H PERPLAZ Orta kolayl kta okunabilir rehber Konjenital Adrenal Hiperplazi - Say 6 (A ustos 2006 da güncellenmifltir) Bu rehber Reading Üniversitesi, Sa l k Bilimleri

Detaylı

Aile flirketleri, kararlar nda daha subjektif

Aile flirketleri, kararlar nda daha subjektif Dr. Yeflim Toduk Akifl Aile flirketleri, kararlar nda daha subjektif flirket birleflmeleri ve sat nalmalar, türkiye deki küçük iflletmelerden, dev flirketlere kadar her birinin gündeminde olmaya devam

Detaylı

T bbi At k Kontrolü P80-P82. 7. Ulusal Sterilizasyon Dezenfeksiyon Kongresi - 2011 673

T bbi At k Kontrolü P80-P82. 7. Ulusal Sterilizasyon Dezenfeksiyon Kongresi - 2011 673 T bbi At k Kontrolü P80-P82 7. Ulusal Sterilizasyon Dezenfeksiyon Kongresi - 2011 673 P80 Son Dört Y ll k Kontamine Kesici Delici Alet Yaralanmalar Sürveyans Melek Meltem Göksel, Özgül Taflp nar, Fatma

Detaylı

Yetmifldört yafl nda, 60 paket/y l sigara içme

Yetmifldört yafl nda, 60 paket/y l sigara içme Plevral Görüntüleme: Tan n z Nedir? Yetmifldört Yafl nda Nefes Darl Nedeniyle Baflvuran Erkek Olgu Doç. Dr. Öner D KENSOY Gaziantep Üniversitesi T p Fakültesi, Gö üs Hastal klar Anabilim Dal, Gaziantep

Detaylı

Nöroloji alanında güncel gelişmelerin olduğu konularda seminer Nöroloji Uzmanlık Öğrencileri tarafından sunulur.

Nöroloji alanında güncel gelişmelerin olduğu konularda seminer Nöroloji Uzmanlık Öğrencileri tarafından sunulur. NÖR 23 NÖROLOJİ Dr. Ali Kemal ERDEMOĞLU /1 Dr. Ersel DAĞ /2 Dr. Yakup TÜRKEL /3 KOD DERS ADI ÖÜ T P KREDİ AKTS NOR 7001 MAKALE SAATİ Nöroloji alanında yabancı dergilerde güncel gelişmelere yönelik yayınlanan

Detaylı

Tam yağlı süt ürünleri tüketen erkeklere kötü haber

Tam yağlı süt ürünleri tüketen erkeklere kötü haber Tam yağlı süt ürünleri tüketen erkeklere kötü haber Sağlıklı, güçlü kuvvetli bir erkeksiniz ama çocuğunuz olmuyorsa bu önemli sorunun sebebi yediklerinizle ilgili olabilir. Erkekler üzerinde yapılan bilimsel

Detaylı

MATEMAT K. Hacmi Ölçme

MATEMAT K. Hacmi Ölçme Hacmi Ölçme MATEMAT K HACM ÖLÇME Yandaki yap n n hacmini birim küp cinsinden bulal m. Yap 5 s radan oluflmufltur. Her s ras nda 3 x 2 = 6 birim küp vard r. 5 s rada; 5 x 6 = 30 birim küp olur. Bu yap n

Detaylı

Yönetici tarafından yazıldı Perşembe, 08 Ekim 2009 05:19 - Son Güncelleme Perşembe, 08 Ekim 2009 05:22

Yönetici tarafından yazıldı Perşembe, 08 Ekim 2009 05:19 - Son Güncelleme Perşembe, 08 Ekim 2009 05:22 Çocuğumun Sık Sık Başı Ağrıyor Ne Yapabilirim? Başağrısı toplumun büyük kesiminde görülebilen ve insanların büyük çoğunluğunun hayatlarının değişik dönemlerinde karşılaştığı ve çare aradığı bir problemdir.

Detaylı

Hipertansiyon tan m ve s n flamas

Hipertansiyon tan m ve s n flamas .Ü. Cerrahpafla T p Fakültesi Sürekli T p E itimi Etkinlikleri KARD YOLOJ GÜNDEM Sempozyum Dizisi No: 64 Nisan 2008; s. 67-73 Arteryel Hipertansiyon Tedavisi Prof. Dr. Serap Erdine Dünya Sa l k Örgütü

Detaylı

Tarifname BÖBREKÜSTÜ BEZĠ YETMEZLĠĞĠNĠN TEDAVĠSĠNE YÖNELĠK BĠR FORMÜLASYON

Tarifname BÖBREKÜSTÜ BEZĠ YETMEZLĠĞĠNĠN TEDAVĠSĠNE YÖNELĠK BĠR FORMÜLASYON 1 Tarifname Teknik Alan BÖBREKÜSTÜ BEZĠ YETMEZLĠĞĠNĠN TEDAVĠSĠNE YÖNELĠK BĠR FORMÜLASYON Buluş, böbreküstü bezi yetmezliğinin tedavisine yönelik oluşturulmuş bir formülasyon ile ilgilidir. Tekniğin Bilinen

Detaylı

Maskeli Hipertansiyonda Anormal Tiyol Disülfid Dengesi

Maskeli Hipertansiyonda Anormal Tiyol Disülfid Dengesi Maskeli Hipertansiyonda Anormal Tiyol Disülfid Dengesi İhsan Ateş 1, Mustafa Altay 1, Nihal Özkayar 2, F. Meriç Yılmaz 3, Canan Topçuoğlu 3, Murat Alışık 4, Özcan Erel 4, Fatih Dede 2 1 Ankara Numune Eğitim

Detaylı

Venöz Tromboembolizmin Önlenmesinde Antitrombotik Tedavi (Birincil Koruma)

Venöz Tromboembolizmin Önlenmesinde Antitrombotik Tedavi (Birincil Koruma) .Ü. Cerrahpafla T p Fakültesi Sürekli T p E itimi Etkinlikleri Kanama ve Tromboza E ilim Sempozyum Dizisi No: 36 Kas m 2003; s. 185-189 Venöz Tromboembolizmin Önlenmesinde Antitrombotik Tedavi (Birincil

Detaylı

Endokrin Testler Cep K lavuzu

Endokrin Testler Cep K lavuzu Deomed Medikal Yay nc l k Endokrin Testler Cep K lavuzu Prof. Dr. fiazi mamo lu Prof. Dr. Canan Özyard mc Ersoy Uzm. Dr. Sinem K y c Uzm. Dr. Metin Güçlü Uzm. Dr. Özen Öz Gül Uzm. Dr. Soner Cander Uzm.

Detaylı

BİYOEŞDEĞERLİK ÇALIŞMALARINDA KLİNİK PROBLEMLERİN BİR KAÇ ÖZEL OLGUYLA KISA DEĞERLENDİRİLMESİ Prof.Dr.Aydin Erenmemişoğlu

BİYOEŞDEĞERLİK ÇALIŞMALARINDA KLİNİK PROBLEMLERİN BİR KAÇ ÖZEL OLGUYLA KISA DEĞERLENDİRİLMESİ Prof.Dr.Aydin Erenmemişoğlu BİYOEŞDEĞERLİK ÇALIŞMALARINDA KLİNİK PROBLEMLERİN BİR KAÇ ÖZEL OLGUYLA KISA DEĞERLENDİRİLMESİ Prof.Dr.Aydin Erenmemişoğlu 3.Klinik Farmakoloji Sempozyumu-TRABZON 24.10.2007 Klinik ilaç araştırmalarına

Detaylı

YÜKSEK HIZLI DEMİRYOLU YOLCULUKLARININ ÖZELLİKLERİ

YÜKSEK HIZLI DEMİRYOLU YOLCULUKLARININ ÖZELLİKLERİ YÜKSEK HIZLI DEMİRYOLU YOLCULUKLARININ ÖZELLİKLERİ Hazırlayan: Doç.Dr. Hakan Güler Sakarya Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, İnşaat Mühendisliği Karlsruhe Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Almanya

Detaylı

ACİL SERVİSTE NÖBET YÖNETİMİ UZ DR SEMRA ASLAY YDÜ HASTANESİ ACİL SERVİS MART 2014

ACİL SERVİSTE NÖBET YÖNETİMİ UZ DR SEMRA ASLAY YDÜ HASTANESİ ACİL SERVİS MART 2014 UZ DR SEMRA ASLAY YDÜ HASTANESİ ACİL SERVİS MART 2014 Nöbet Beyin hücrelerindeki aşırı ve anormal elektrik deşarjına bağlı olarak serebral fonskiyonların baskılanması ile sonuçlanan bir durum Epilepsi

Detaylı

LABORATUVARIN DÖNER SERMAYE EK ÖDEME SİSTEMİNE ETKİSİ. Prof. Dr. Mehmet Tarakçıoğlu Gaziantep Üniversitesi

LABORATUVARIN DÖNER SERMAYE EK ÖDEME SİSTEMİNE ETKİSİ. Prof. Dr. Mehmet Tarakçıoğlu Gaziantep Üniversitesi LABORATUVARIN DÖNER SERMAYE EK ÖDEME SİSTEMİNE ETKİSİ Prof. Dr. Mehmet Tarakçıoğlu Gaziantep Üniversitesi Bir etkinliğin sonucunda elde edilen çıktıyı nicel ve/veya nitel olarak belirleyen bir kavramdır.

Detaylı

CO RAFYA SICAKLIK. Kavram Dersaneleri 6. ÖRNEK 1 : Afla daki haritada, Türkiye de y ll k günefllenme sürelerinin da l fl gösterilmifltir.

CO RAFYA SICAKLIK. Kavram Dersaneleri 6. ÖRNEK 1 : Afla daki haritada, Türkiye de y ll k günefllenme sürelerinin da l fl gösterilmifltir. CO RAFYA SICAKLIK ÖRNEK 1 : Afla daki haritada, Türkiye de y ll k günefllenme sürelerinin da l fl gösterilmifltir. 2500 saat 2250 saat 1750 saat 2000 saat 2500 saat 2750 saat 3000 saat 3250 saat Bu haritadaki

Detaylı

25 y ld r iddetli migren a lar ya ayan anne, diyetinden sadece 2 g day ç kararak sa kl hayat na sonunda geri döndü.

25 y ld r iddetli migren a lar ya ayan anne, diyetinden sadece 2 g day ç kararak sa kl hayat na sonunda geri döndü. DailyMail July 25th 2016 Share 25 y ld r iddetli migren a lar ya ayan anne, diyetinden sadece 2 g day ç kararak sa kl hayat na sonunda geri döndü. 46 ya ndaki Lincolnshire l anne 25 y l migrenle u ra.

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Duygusal ve Davranışsal Bozuklukların Tanımı 2

İÇİNDEKİLER. Duygusal ve Davranışsal Bozuklukların Tanımı 2 İÇİNDEKİLER Bölüm 1 Giriş 1 Duygusal ve Davranışsal Bozuklukların Tanımı 2 Normal Dışı Davramışları Belirlemede Öznellik 2 Gelişimsel Değişimlerin Bir Bireyin Davranışsal ve Duygusal Dengesi Üzerindeki

Detaylı

MS, gen yetişkinlerin en yaygın nörolojik hastalıklarından birisidir de Sir August D Este tarafından ilk kez tanımlanmıştır.

MS, gen yetişkinlerin en yaygın nörolojik hastalıklarından birisidir de Sir August D Este tarafından ilk kez tanımlanmıştır. Fzt. Damla DUMAN MS, gen yetişkinlerin en yaygın nörolojik hastalıklarından birisidir. 1822 de Sir August D Este tarafından ilk kez tanımlanmıştır. Kuvvetsizlik, spastisite, duyusal problemler, ataksi

Detaylı

Ders 3: SORUN ANAL Z. Sorun analizi nedir? Sorun analizinin yöntemi. Sorun analizinin ana ad mlar. Sorun A ac

Ders 3: SORUN ANAL Z. Sorun analizi nedir? Sorun analizinin yöntemi. Sorun analizinin ana ad mlar. Sorun A ac Ders 3: SORUN ANAL Z Sorun analizi nedir? Sorun analizi, toplumda varolan bir sorunu temel sorun olarak ele al r ve bu sorun çevresinde yer alan tüm olumsuzluklar ortaya ç karmaya çal fl r. Temel sorunun

Detaylı

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ 1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ 1. GİRİŞ Odamızca, 2009 yılında 63 fuara katılan 435 üyemize 423 bin TL yurtiçi fuar teşviki ödenmiştir. Ödenen teşvik rakamı, 2008 yılına

Detaylı

Şeker Hastaları için Genel Sağlık Önerileri

Şeker Hastaları için Genel Sağlık Önerileri ÖNEMLİ! İlaçlarınızı düzenli kullanmanız çok önemlidir. Kilonuza dikkat ediniz. Ani bir kan şekeri düşmesi (hipoglisemi) durumuna karşı yanınızda her zaman birkaç adet şeker bulundurunuz. Mutlaka egzersiz

Detaylı

2007 YILI VE ÖNCES TAR H BASKILI HAYVANCILIK B LG S DERS K TABINA L fik N DO RU YANLIfi CETVEL

2007 YILI VE ÖNCES TAR H BASKILI HAYVANCILIK B LG S DERS K TABINA L fik N DO RU YANLIfi CETVEL 2007 YILI VE ÖNCES TAR H BASKILI HAYVANCILIK B LG S DERS K TABINA L fik N DO RU YANLIfi CETVEL NOT: Düzeltmeler bold (koyu renk) olarak yaz lm flt r. YANLIfi DO RU 1. Ünite 1, Sayfa 3 3. DÜNYA HAYVAN POPULASYONU

Detaylı

Veri Toplama Yöntemleri. Prof.Dr.Besti Üstün

Veri Toplama Yöntemleri. Prof.Dr.Besti Üstün Veri Toplama Yöntemleri Prof.Dr.Besti Üstün 1 VERİ (DATA) Belirli amaçlar için toplanan bilgilere veri denir. Araştırmacının belirlediği probleme en uygun çözümü bulabilmesi uygun veri toplama yöntemi

Detaylı

Tablo 2.1. Denetim Türleri. 2.1.Denetçilerin Statülerine Göre Denetim Türleri

Tablo 2.1. Denetim Türleri. 2.1.Denetçilerin Statülerine Göre Denetim Türleri 2 DENET M TÜRLER 2.DENET M TÜRLER Denetim türleri de iflik ölçütler alt nda s n fland r labilmektedir. En yayg n s n fland rma, denetimi kimin yapt na ve denetim sonunda elde edilmek istenen faydaya (denetim

Detaylı

EOZİNOFİLİK ÖZOFAJİT ANTALYA 2016 DR YÜKSEL ATEŞ BAYINDIR HASTANESİ ANKARA

EOZİNOFİLİK ÖZOFAJİT ANTALYA 2016 DR YÜKSEL ATEŞ BAYINDIR HASTANESİ ANKARA EOZİNOFİLİK ÖZOFAJİT ANTALYA 2016 DR YÜKSEL ATEŞ BAYINDIR HASTANESİ ANKARA 1. vaka S.P ERKEK 1982 DOĞUMLU YUTMA GÜÇLÜĞÜ ŞİKAYETİ MEVCUT DIŞ MERKEZDE YAPILAN ÖGD SONUCU SQUAMOZ HÜCRELİ CA TANISI ALMIŞ TEKRARLANAN

Detaylı

Hastane nfeksiyonlar n n Sürveyans ve Amerika Ulusal Nozokomiyal nfeksiyon Sürveyans Sistemi: II

Hastane nfeksiyonlar n n Sürveyans ve Amerika Ulusal Nozokomiyal nfeksiyon Sürveyans Sistemi: II Hastane nfeksiyonlar Dergisi 2002; 6: 107-124 Hastane İnfeksiyonları Amerika Ulusal Nozokomiyal nfeksiyon Sürveyans Sistemi: II [National Nosocomial Infection Surveillance System (NNIS)] Dr. Gül Ruhsar

Detaylı

MALAT SANAY N N TEMEL GÖSTERGELER AÇISINDAN YAPISAL ANAL Z

MALAT SANAY N N TEMEL GÖSTERGELER AÇISINDAN YAPISAL ANAL Z MALAT SANAY N N TEMEL GÖSTERGELER AÇISINDAN YAPISAL ANAL Z Nisan 2010 ISBN 978-9944-60-631-8 1. Bask, 1000 Adet Nisan 2010 stanbul stanbul Sanayi Odas Yay nlar No: 2010/5 Araflt rma fiubesi Meflrutiyet

Detaylı

2014-TUS SONBAHAR DÖNEMİ GENEL YERLEŞTİRME SONUÇLARINA GÖRE EN KÜÇÜK VE EN BÜYÜK PUANLAR (YABANCI UYRUKLU)

2014-TUS SONBAHAR DÖNEMİ GENEL YERLEŞTİRME SONUÇLARINA GÖRE EN KÜÇÜK VE EN BÜYÜK PUANLAR (YABANCI UYRUKLU) VE LAR ( ) 100211042 ADIYAMAN ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI K 1 0 1 --- --- 100211139 ADIYAMAN ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI K 1 0 1 --- --- 100311014 ADNAN MENDERES

Detaylı

Tarifname PARKĠNSON HASTALIĞININ SEMPTOMATĠK TEDAVĠSĠNE YÖNELĠK BĠR FORMÜLASYON

Tarifname PARKĠNSON HASTALIĞININ SEMPTOMATĠK TEDAVĠSĠNE YÖNELĠK BĠR FORMÜLASYON 1 Tarifname PARKĠNSON HASTALIĞININ SEMPTOMATĠK TEDAVĠSĠNE YÖNELĠK BĠR FORMÜLASYON Teknik Alan Buluş, parkinson hastalığının semptomatik tedavisine yönelik oluşturulmuş bir formülasyon ile ilgilidir. Tekniğin

Detaylı

Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit

Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit www.printo.it/pediatric-rheumatology/tr/intro Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit 2016 un türevi 1. ROMATİZMAL ATEŞ NEDİR? 1.1 Nedir? Romatizmal ateş, streptokok adı

Detaylı

Kombine İntrakavernozal Enjeksiyon ve Görsel Uyarı Testleri nin Erektil Disfonksiyon Tanısında Rolü

Kombine İntrakavernozal Enjeksiyon ve Görsel Uyarı Testleri nin Erektil Disfonksiyon Tanısında Rolü Kombine İntrakavernozal Enjeksiyon ve Görsel Uyarı Testleri nin Erektil Disfonksiyon Tanısında Rolü Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Dr. Murat TUNCER Sunu planı: ED tanım, prevalans

Detaylı

Bipolar afektif bozukluk nedir?

Bipolar afektif bozukluk nedir? Bipolar afektif bozukluk nedir? Bipolar afektif bozukluğu pek çok kişi farklı şekillerde yaşar. Bazıları şiddetli mutsuzluk ve sadece hafif taşkınlık atakları deneyimlerken, diğerleri son derece şiddetli

Detaylı

ntermitan Alerjik Rinit ( AR) hastalar nda desloratadinin etkinlik ve güvenlili inin de erlendirildi i ACCEPT 1 Çal flmas sonuçlar n görmek için

ntermitan Alerjik Rinit ( AR) hastalar nda desloratadinin etkinlik ve güvenlili inin de erlendirildi i ACCEPT 1 Çal flmas sonuçlar n görmek için A LE HEK MLER NE ÖZEL Say :05 Haziran 2014 stanbul Ba c lar ilçesi 14 No lu Aile Sa l Merkezi doktorlar ndan Dr. Levent Arıç ile yapt m z röportaj n tamam n okumak için lütfen t klay n. ntermitan Alerjik

Detaylı

2. Kapsam: Bu prosedür erişkin ve çocuk hastanın yoğun bakım ünitesine kabul edilmesinden taburcu edilmesine kadar yürütülen işlemleri kapsar.

2. Kapsam: Bu prosedür erişkin ve çocuk hastanın yoğun bakım ünitesine kabul edilmesinden taburcu edilmesine kadar yürütülen işlemleri kapsar. 1 / 5 1. Amaç: Bu prosedür, UÜ-SK da yaşam desteğine gerek duyan ve komadaki erişkin ve çocuk hastalara sunulacak yoğun bakım hizmetlerinin eşit, standart ve etkin bir şekilde yürütülmesini sağlamayı amaçlamaktadır.

Detaylı

Şizofreni tanılı hastada antipsikotiklerletetiklenen nonkonvulsif statusepileptikus olgusu

Şizofreni tanılı hastada antipsikotiklerletetiklenen nonkonvulsif statusepileptikus olgusu Şizofreni tanılı hastada antipsikotiklerletetiklenen nonkonvulsif statusepileptikus olgusu Ass. Dr. Toygun Tok İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Psikiyatri Kliniği

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ PSİKİYATRİK KRİZ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

ANKARA ÜNİVERSİTESİ PSİKİYATRİK KRİZ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ PSİKİYATRİK KRİZ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ Kuruluş : 27 Ekim 1989 Adres : Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Cebeci Kampüsü Dikimevi - Ankara Tel : 363 03 26-363 03 27 ANKARA ÜNİVERSİTESİ

Detaylı

OYUNCU SAYISI Oyun bir çocuk taraf ndan oynanabilece i gibi, farkl yafl gruplar nda 2-6 çocuk ile de oynanabilir.

OYUNCU SAYISI Oyun bir çocuk taraf ndan oynanabilece i gibi, farkl yafl gruplar nda 2-6 çocuk ile de oynanabilir. OYUNCA IN ADI Akl nda Tut YAfi GRUBU 4-6 yafl OYUNCU SAYISI Oyun bir çocuk taraf ndan oynanabilece i gibi, farkl yafl gruplar nda 2-6 çocuk ile de oynanabilir. GENEL KURALLAR Çocuklar n görsel belle inin

Detaylı

UÜ-SK ORGAN VE DOKU NAKLİ PROSEDÜRÜ

UÜ-SK ORGAN VE DOKU NAKLİ PROSEDÜRÜ Rev. No : 01 Rev.Tarihi : 13 Haziran 2012 1/ 1. Amaç: UÜ-SK da organ ve doku nakli hizmetlerinden yararlanacak hastaların ve/veya canlı vericilerinin başvuru kriterlerinin ve organ bekleme listelerine

Detaylı

Sosyal Riski azaltma Projesi Kapsamında Şartlı Nakit Transferi Uygulaması Genelgesi 2004 / 64

Sosyal Riski azaltma Projesi Kapsamında Şartlı Nakit Transferi Uygulaması Genelgesi 2004 / 64 Sosyal Riski azaltma Projesi Kapsamında Genelgesi 2004 / 64 Tarihi:03.05.2004 Sayısı:2004/64-1838 SAĞLIK BAKANLIĞI Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Genel Müdürlüğü ANKARA 03/05/2004 Sayı : B100ACS0140000-9216/1853

Detaylı

HASTA TRANSFER PROSEDÜRÜ

HASTA TRANSFER PROSEDÜRÜ REVİZYON DURUMU Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No 08.11.2012 Acil Servis Hemşire İzlem Formu ifadesi kaldırıldı. 01 Yerine Acil Servis hasta Değerlendirme ve Gözlem Formu ndaki hemşire izlem notları

Detaylı

kitap Bireysel fl Hukuku fl Hukuku (Genel Esaslar-Bireysel fl Hukuku)

kitap Bireysel fl Hukuku fl Hukuku (Genel Esaslar-Bireysel fl Hukuku) kitap Bireysel fl Hukuku Prof. Dr. Öner Eyrenci, Porf. Dr. Savafl Taflkent ve Prof. Dr. Devrim Ulucan n birlikte haz rlad klar Bireysel fl Hukuku isimli kitab n ikinci bas s fiubat ay nda Legal Yay nevi

Detaylı

Mehmet TOMBAKO LU* * Hacettepe Üniversitesi, Nükleer Enerji Mühendisli i Bölümü

Mehmet TOMBAKO LU* * Hacettepe Üniversitesi, Nükleer Enerji Mühendisli i Bölümü Nükleer Santrallerde Enerji Üretimi ve Personel E itimi Mehmet TOMBAKO LU* Girifl Sürdürülebilir kalk nman n temel bileflenlerinden en önemlisinin enerji oldu unu söylemek abart l olmaz kan s nday m. Küreselleflen

Detaylı

Hipofiz adenomu; Prolaktin salgılayan hipofiz adenomu;

Hipofiz adenomu; Prolaktin salgılayan hipofiz adenomu; PROLAKTİNOMA Hipofiz adenomu; Prolaktin salgılayan hipofiz adenomu; Prolaktinoma beyinde yer alan hipofiz bezinin prolaktin salgılayan tümörüdür. Kanserleşmez ancak hormonal dengeyi bozar. Prolaktin hormonu

Detaylı

Sağlık Bakanlığından Muaf Hekimin Ünvanı - Adı Soyadı. Bildiriyi Sunacak Kişi Ünvanı - Adı Soyadı. Bildiriyi Sunacak Kişi Kurumu

Sağlık Bakanlığından Muaf Hekimin Ünvanı - Adı Soyadı. Bildiriyi Sunacak Kişi Ünvanı - Adı Soyadı. Bildiriyi Sunacak Kişi Kurumu Sağlık Bakanlığından Muaf Hekimin Ünvanı - Adı Soyadı Dr. Asım Armağan Aydın Bildiriyi Sunacak Kişi Ünvanı - Adı Soyadı Dr. Asım Armağan Aydın Bildiriyi Sunacak Kişi Kurumu antalya EAH Çalışmaya Katılan

Detaylı

Olgu Sunumu Dr. Işıl Deniz Alıravcı Ordu Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi

Olgu Sunumu Dr. Işıl Deniz Alıravcı Ordu Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi Olgu Sunumu Dr. Işıl Deniz Alıravcı Ordu Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi 03.05.2016 OLGU 38 yaşında evli kadın hasta İki haftadır olan bulantı, kusma, kaşıntı, halsizlik, ciltte ve gözlerde

Detaylı

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1 Sağlık Reformunun Sonuçları İtibariyle Değerlendirilmesi 26-03 - 2009 Tuncay TEKSÖZ Dr. Yalçın KAYA Kerem HELVACIOĞLU Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Türkiye 2004 yılından itibaren sağlık

Detaylı

Sizinle araştırmalar bir adım daha ileriye gidecek. Hastalara ait veri ve tahlillerin kullanılması hakkında bilgiler

Sizinle araştırmalar bir adım daha ileriye gidecek. Hastalara ait veri ve tahlillerin kullanılması hakkında bilgiler Sizinle araştırmalar bir adım daha ileriye gidecek Hastalara ait veri ve tahlillerin kullanılması hakkında bilgiler Sayın hast, Hastalıkların teşhisi ve tedavisinde son on yılda çok büyük gelişmeler kaydedildi.

Detaylı

Tarifname. MADDE BAĞIMLILIĞININ TEDAVĠSĠNE YÖNELĠK OLUġTURULMUġ BĠR FORMÜLASYON

Tarifname. MADDE BAĞIMLILIĞININ TEDAVĠSĠNE YÖNELĠK OLUġTURULMUġ BĠR FORMÜLASYON 1 Tarifname MADDE BAĞIMLILIĞININ TEDAVĠSĠNE YÖNELĠK OLUġTURULMUġ BĠR Teknik Alan FORMÜLASYON Buluş, madde bağımlılığının tedavisine yönelik oluşturulmuş bir formülasyon ile ilgilidir. Tekniğin Bilinen

Detaylı

Proje Yönetiminde Toplumsal Cinsiyet. Türkiye- EuropeAid/126747/D/SV/TR_Alina Maric, Hifab 1

Proje Yönetiminde Toplumsal Cinsiyet. Türkiye- EuropeAid/126747/D/SV/TR_Alina Maric, Hifab 1 Proje Yönetiminde Toplumsal Cinsiyet Türkiye- EuropeAid/126747/D/SV/TR_Alina Maric, Hifab 1 18 Aral k 1979 da Birle mi Milletler Genel cinsiyet ayr mc l n yasaklayan ve kad n haklar n güvence alt na alan

Detaylı

OLGU SUNUMU. Dr. Ömer Fatih ÖLMEZ Medipol Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilimdalı

OLGU SUNUMU. Dr. Ömer Fatih ÖLMEZ Medipol Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilimdalı OLGU SUNUMU Dr. Ömer Fatih ÖLMEZ Medipol Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilimdalı Vaka Takdimi HY 56 yaş, erkek, maden mühendisi Şikayet: Kemik ağrısı ve kilo kaybı Hikaye: 1 aydır ağrı kesicilere

Detaylı

Tablo 2 Üniversitelerdeki Tıpta Uzmanlık Eğitim Dalları ve Kontenjanları

Tablo 2 Üniversitelerdeki Tıpta Uzmanlık Eğitim Dalları ve Kontenjanları Tablo 2 Ünirsitelerdeki Tıpta Uzmanlık Eğitim Dalları Kontenjanları Abant İzzet Baysal Ünirsitesi 1011375 Acil Tıp 5 K 1 - - 51.745 1011139 Anesteziyoloji Reanimasyon 4 K 1 - - 56.044 1011147 Beyin Sinir

Detaylı

BA AĞRILI HASTADA TANI VE TETKİKLER

BA AĞRILI HASTADA TANI VE TETKİKLER 1 BA AĞRILI HASTADA TANI VE TETKİKLER Başağrısı ile başvuran hastaların tanısında esası hastanın hikayesi oluşturmaktadır. Hastalara yeterli zaman ayırıp, yakınmalarının doğru değerlendirilerek, tanı yanlışlıkları

Detaylı

KONGENİTAL KALP HASTALIKLARINDAN KORUNMA. Doç. Dr. Kemal Nişli İTF Pediatrik Kardiyoloji

KONGENİTAL KALP HASTALIKLARINDAN KORUNMA. Doç. Dr. Kemal Nişli İTF Pediatrik Kardiyoloji KONGENİTAL KALP HASTALIKLARINDAN KORUNMA Doç. Dr. Kemal Nişli İTF Pediatrik Kardiyoloji Doğumsal kalp hastalığının sıklığı % 0.9 Ciddi anomali % 0.3 Her yıl 1.2 milyon kalp hastası bebek dünyaya gelmekte

Detaylı

NIJERYA DAN GELEN YOLCUDA EBOLAYA RASTLANMADI

NIJERYA DAN GELEN YOLCUDA EBOLAYA RASTLANMADI Portal Adres NIJERYA DAN GELEN YOLCUDA EBOLAYA RASTLANMADI : www.cayyolu.com.tr İçeriği : Gündem : http://www.cayyolu.com.tr/haber/nijerya-dan-gelen-yolcuda-ebolaya-rastlanmadi/96318 1/3 SAGLIK IÇIN EGZERSIZ

Detaylı

Hart Walker, gövde deste i ve dengeli tekerlek sistemi sayesinde, geliflim düzeyi uygun olan çocuklar n, eller serbest flekilde yürümesini sa lar.

Hart Walker, gövde deste i ve dengeli tekerlek sistemi sayesinde, geliflim düzeyi uygun olan çocuklar n, eller serbest flekilde yürümesini sa lar. Cerebral palsi gibi hareket ve postüral kontrol bozukluklar na yol açan hastal klar olan çocuklar, hastal klar n n derecesine ba l olarak yürüme güçlü ü çekmekte veya hiç yürüyememektedir. Hart Walker,

Detaylı

BEBEK VE ÇOCUK ÖLÜMLÜLÜĞÜ 9

BEBEK VE ÇOCUK ÖLÜMLÜLÜĞÜ 9 BEBEK VE ÇOCUK ÖLÜMLÜLÜĞÜ 9 Attila Hancıoğlu ve İlknur Yüksel Alyanak Sağlık programlarının izlenmesi, değerlendirilmesi ve ileriye yönelik politikaların belirlenmesi açısından neonatal, post-neonatal

Detaylı

Tarifname SARKOPENİ NİN TEDAVİSİNE YÖNELİK BİR KOMPOZİSYON

Tarifname SARKOPENİ NİN TEDAVİSİNE YÖNELİK BİR KOMPOZİSYON 1 Tarifname SARKOPENİ NİN TEDAVİSİNE YÖNELİK BİR KOMPOZİSYON Teknik Alan Buluş, sarkopeni nin tedavisine yönelik oluşturulmuş bir kompozisyon ile ilgilidir. Tekniğin Bilinen Durumu Günümüzde sarkopeni,

Detaylı

EGZERSİZ TEST SONUÇLARININ YORUMLANMASI. Doç.Dr.Mitat KOZ

EGZERSİZ TEST SONUÇLARININ YORUMLANMASI. Doç.Dr.Mitat KOZ EGZERSİZ TEST SONUÇLARININ YORUMLANMASI Doç.Dr.Mitat KOZ Fiziksel Uygunluk Test Sonuçları Klinik Egzersiz Test Sonuçları Fiziksel Uygunluk Test Sonuçlarının Yorumlanması Bireyler arası karşılaştırmalar

Detaylı

UROK 2012 Sözlü Sunum 32, 33 ve 34 e Bir Bakış. Doç. Dr. Mustafa Vecdi ERTEKİN Özel Universal İtalyan Hastanesi Radyasyon Onkolojisi

UROK 2012 Sözlü Sunum 32, 33 ve 34 e Bir Bakış. Doç. Dr. Mustafa Vecdi ERTEKİN Özel Universal İtalyan Hastanesi Radyasyon Onkolojisi UROK 2012 Sözlü Sunum 32, 33 ve 34 e Bir Bakış Doç. Dr. Mustafa Vecdi ERTEKİN Özel Universal İtalyan Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Sözlü Sunum 32, 33 ve 34 Öncelikle 10. UROK kongresinde bana bu fırsatı

Detaylı

4/A (SSK) S GORTALILARININ YAfiLILIK AYLI INA HAK KAZANMA KOfiULLARI

4/A (SSK) S GORTALILARININ YAfiLILIK AYLI INA HAK KAZANMA KOfiULLARI 4/A (SSK) S GORTALILARININ YAfiLILIK AYLI INA HAK KAZANMA KOfiULLARI Resul KURT* I. G R fi Ülkemizde 4447 say l Kanunla, emeklilikte köklü reformlar yap lm fl, ancak 4447 say l yasan n emeklilikte kademeli

Detaylı

GEÇİCİ İSKEMİK ATAK: Görüntüleme Gerekli mi? Prof. Dr. Cem ÇALLI

GEÇİCİ İSKEMİK ATAK: Görüntüleme Gerekli mi? Prof. Dr. Cem ÇALLI GEÇİCİ İSKEMİK ATAK: Görüntüleme Gerekli mi? Prof. Dr. Cem ÇALLI Geçici İskemik Atak (GİA): Kan akımının azalmasına bağlı Geçici nörolojik defisit atağı Semptomlar 24 saatten az Semptom süresi genellikle

Detaylı

Seramik nedir? alfabesi 6

Seramik nedir? alfabesi 6 Seramik in alfabesi 6 Seramik nedir? Seramik, en basit tarifiyle, çok yüksek s cakl kta piflirilmifl toprak demektir. Serami in tarihi, uygarl k tarihi kadar eskidir. lk serami in Milattan Önce 6000 y

Detaylı

OTİZM NEDİR? becerilerinin oluşmasını etkileyen gelişim bozukluğudur.

OTİZM NEDİR? becerilerinin oluşmasını etkileyen gelişim bozukluğudur. OTİZM NEDİR? Otizm, sosyal ve iletişim Otizm, sosyal ve iletişim becerilerinin oluşmasını etkileyen gelişim bozukluğudur. GÖRÜLME SIKLIĞI Son verilere göre 110 çocuktan birini etkilediği kabul edilmektedir

Detaylı

AR-GE YETENE DE ERLEND R LMES ESASLARI (*)

AR-GE YETENE DE ERLEND R LMES ESASLARI (*) AR-GE YETENE DE ERLEND R LMES ESASLARI (*) Amaç Madde 1. Bu Esaslar, kurulufllar n teknolojik AR-GE yapma yetene inin TÜB TAK taraf ndan de erlendirilmesine iliflkin usul ve esaslar belirlemektedir. Kapsam

Detaylı

MURAT YÜKSEL. FEM N ST HUKUK KURAMI VE FEM N ST DÜfiÜNCE TEOR LER

MURAT YÜKSEL. FEM N ST HUKUK KURAMI VE FEM N ST DÜfiÜNCE TEOR LER I MURAT YÜKSEL FEM N ST HUKUK KURAMI VE FEM N ST DÜfiÜNCE TEOR LER III DR. MURAT YÜKSEL Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ö retim Görevlisi FEM N ST HUKUK KURAMI VE FEM N ST DÜfiÜNCE TEOR LER IV Yay

Detaylı

2011 TUS İLKBAHAR DÖNEMİ MERKEZİ YERLEŞTİRME SONUÇLARINA GÖRE EN KÜÇÜK VE EN BÜYÜK PUANLAR (GENEL) (SINAV TARİHİ : 15 Mayıs 2011)

2011 TUS İLKBAHAR DÖNEMİ MERKEZİ YERLEŞTİRME SONUÇLARINA GÖRE EN KÜÇÜK VE EN BÜYÜK PUANLAR (GENEL) (SINAV TARİHİ : 15 Mayıs 2011) 1011163 ABANT İZZET BAYSAL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI K 2 2 0 57.524 57.858 1011196 ABANT İZZET BAYSAL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GÖĞÜS HASTALIKLARI K 1 1 0 59.979 59.979

Detaylı

Pnömokokal hastal klar

Pnömokokal hastal klar Pnömokokal hastal klar HASTALIK Pnömokokal hastal klar n etkeni nedir? Pnömokokal hastal klara Streptococcus pneumoniae ad verilen bir bakteri neden olur. Bu bakterinin 80 den fazla tipi vard r. Bunlar

Detaylı

ZOR VAKALAR Doç. Dr. Cuma Yıldırım

ZOR VAKALAR Doç. Dr. Cuma Yıldırım ZOR VAKALAR Doç.. Dr. Cuma YıldY ldırım SORU: Hangi vaka ZOR vakadır? OLGU-1 17 yaşında erkek hasta, 3 gündür olan göğüs ağrısı tarifliyor. Gece 23. 00 de acil servise kardeşleri tarafından getirildi.

Detaylı

Gelece in Bilgi flçilerini Do ru Seçmek: Araflt rma Görevlisi Al m Süreci Örne i

Gelece in Bilgi flçilerini Do ru Seçmek: Araflt rma Görevlisi Al m Süreci Örne i Uluslararas Yüksekö retim Kongresi: Yeni Yönelifller ve Sorunlar (UYK-2011) 27-29 May s 2011, stanbul; 2. Cilt / Bölüm XI / Sayfa 1359-1364 Gelece in Bilgi flçilerini Do ru Seçmek: Araflt rma Görevlisi

Detaylı

Program Kodu Program Adı Puan Türü Genel Ek Kontenjan YBU Ek Kontenjanı Özel Koşullar ve Açıklamalar*

Program Kodu Program Adı Puan Türü Genel Ek Kontenjan YBU Ek Kontenjanı Özel Koşullar ve Açıklamalar* Sağlık Bakanlığı Eğitim ve Araştırma Hastanelerine Alınacak Asistan Sayıları Adana Şehir Hastanesi 706800101 Acil Tıp K 3 706800106 Çocuk Sağlığı Ve Hastalıkları K 3 706800107 706800109 Kadın Hastalıkları

Detaylı