Köyden istasyona giden yol, eriyen

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Köyden istasyona giden yol, eriyen"

Transkript

1 n o u v e l l e s Ö Y K Ü L E R A y r a n S a b a h a t t i n A L I Köyden istasyona giden yol eriyen karlarla diz boyu çamurdu. Ýki mýzrak boyu yükselen güneþ tarlalarý hala örten karlarýn üzerinde pýrýltýlarla ve göz kamaþtýrarak yanýyor fakat yoldaki pis su birikintilerine vurunca donuk sarý bir renk alýp boðuluyordu. Kocaman ve altý civili kunduralarýný cýplak ayaklarýna gecirmiþ olan küçük Hasan sað koluna aldýðý güðümü ara sýra dinlenerek sürüklemeye calýþmaktaydý. Bazan sol elindeki çinko masrapayý yere býrakarak aðýr yükünü vücuduna daha az aðrý verecek bir þekilde kavramak istiyordu. Aðzýna kadar ayranla dolu olan güðümün alt kenarý her adým atýsýnda dizlerine vurmakta ve dirseðine kadar geçirdiði sapý kolundan kurtulup önüne yuvarlanmak ister gibi ileri hamleler yapmakta idi. Kunduralarýnýn arka tarafý o kadar dýþarý doðru eðilmiþti ki çocuðun topuklarý ayakkabýnýn ökçesine deðil doðrudan doðruya çamura baþýyordu. Yaz kýþ her gün gitmeye mecbur olduðu bu iki saatlik yol bu sefer daha uzamýþ gibiydi. Tam yarý yolda bulunan küçük ve kuru soðut aðacý henüz ufukta ve sisler içindeydi. Küçük Hasan senelerden beri gördüðü þeylere alakasýz gözlerle bakýyordu. Kuru sazlarýn arasýnda çorak ovayý oyarak geçen ve ta yanýna gelmeden farkýna varýlmayan dört adým geniþliðindeki küçük derenin yan yana uzatýlmýþ üç kalastan ibaret köprüsü artýk çökecek kadar sallanmaya baþlamýþtý. Biraz daha yukarda küçük bir sýrta dayanarak ovaya bakan deðirmenin uðultusu duyulmuyordu. Bu kýþ günlerinde üç gün iþlerse beþ gün iþlemiyor kapýsýnýn önündeki yapraklarý dökülmüþ üç söðütle tamamen terk edilmiþ bir viraneyi andýrýyordu. Küçük Hasan hiçbir þey düþünmeden ilerliyordu. Ne evde kendisinin dönmesini bekleyen iki kücük kardeþi ne de dört saat uzaktaki nahiye merkezinde hizmetçilik yapan anasý bu anda aklýnda deðildi. Ayranýný satýp satamayacaðýný da düþünmüyordu. Kafasýnda yalnýz bir þey vardý: Bu yolu tekrar yürümek geri dönmek mecburiyeti... Uzun bir aðlamanýn sonundaymýþ gibi içini çekti. Maþrapayý tuttuðu sol elinin çatlaklarla örtülü üst tarafý ile burnunu sildi. Gözlerini ileri çevirince istasyona yaklaþtýðýný gördü. Ýki tarafý çýplak daðlarla çevrilen bu upuzun ovanýn tam orta yerinde yapayalnýz duran ve etrafýndaki yapraksýz akasyalarla daha zavallý görünen bu soðuk bina oraya rastgele atýlmýþ bir taþ parcasýný andýrýyordu. Günde N 102 OLUSUM/GENESE

2 iki defa geçen posta treni bile ne diye bu manasýz yerde duruyorum diye hayret eder gibiydi ve birkaç dakika durduktan sonra kalkarken çaldýðý düdükte keyifli bir ýslýk edasý vardý. Küçük Hasan istasyonun tahta parmaklýkla ayrýlan hududuna gelince biraz dinlendi sonra yine tahta parmaklýklý kapýyý aralayarak içeri süzüldü. Ýstasyon binasýyla raylar arasýnda kalan dört beþ adým geniþliðindeki yerde heybelerinin üstünde oturan iki köylu ile kaputunun içinde buzulmuþ gibi duvara dayanan bir jandarmadan baþka kimse yoktu. Burasý öyle tren zamaný çeþit çeþit kebapçýlar gazozcular yemiþçilerle dolan büyük istasyonlardan deðildi. Ancak yazýn civar köylerden kara üzüm kavun karpuz getiren beþ on köylü burasýný canlandýrýrdý. Kýþýn ise küçük Hasan la üç dort günde bir küçük bir kufe kýþ armudu getiren topal ve ihtiyar bir köylüden baþka kimse ortalýkta görünmezdi. Tren geldikçe rahatsýz edilmiþ bir suratla ortaya çýkan istasyon memuru iþi biter bitmez derhal odasýna çekilir bütün gününü on senelik akümülatorlu radyosundan bir ses çýkarabilmek için asla yeis getirmeden uðraþmakla geçirirdi. Bugün kýþ armudunu satan köylü de ortada yoktu. Küçük Hasan güðümü yerin ýslak kumlarý üzerine býrakarak raylarý seyre daldý. Her gün yüzlerce adamý bilmediði bir yerden alýp bilmediði bir yere götüren bu upuzun ve sonu olmayan demirlerin arasýnda gelip geçen lokomotiflerin býraktýðý siyah yað lekeleri görülüyordu. Keskin bir düdük sesi ile irkildi. Ýstasyona gelen tren kendini haber veriyordu. Lokomotif tam yað lekelerinin üstüne geldi ve durdu. Küçük Hasan kurulu bir makine gibi güðümü ve masrapayý yakalayarak trenin boyunca koþmaya ve basýný pencerelere kaldýrarak: - Ayran ayran temiz ayran! - diye baðýrmaya baþladý. Yazýn -buz gibi!- diye baðýrýrdý; simdi bu soðuk havada sanki her ayran kelimesinin baþýnda hala o -buz gibi- sýfatý vardý. Kimse baþýný çevirip bakmýyordu bile. Trenin hemen hemen bütün camlarý kapalýydý açýk olan bir iki tanesinde de boyalý saçlý yün bluzlu kadýnlar duruyordu. Küçük Hasan ýn gözleri delecekmiþ gibi kapalý camlara dikiliyor ve bunlarýn arkasýnda teneke masrapadan ayran içebilecek insanlar; hali vakti yerinde köylüler boyunbaðsýz esnaflar izinli giden askerler hasýlý susamýþ kimseler arýyordu. Bir baþtan bir baþa üç kere koþtu. Güðümün keskin kenarlý dibi ince bacaklarýna çarpýp acýtýyor fakat o azýcýk yüzünü buruþturarak: - Ayran temiz ayran!..- demeye devam ediyordu. Dört bardak hic olmazsa dört bardak satabilseydi. Buna mukabil alacaðý on kuruþla eve bir kara ekmek götürebilirdi. Onun gelmesini aç bir uyuþukluk içinde dört gözle bekleyen iki küçük kardeþinin hayali gözünden þimþek gibi gelip geçiyor ve o hep baðýrýyordu: - Temiz ayran... Temiz...- Annesi hizmetçi bulunduðu yerden haftada bir kere birkaç saat için geliyor yanýnda biraz yufka birkaç soðan bazan da yarým desti pekmez getiriyordu. Fakat bunlar üç tane aç mideye iki gün bile yetmiyordu... Ondan sonra iki kardeþi beslemek vazifesi küçük Hasan a düþüyordu. Biri iki öteki beþ yaþýnda olan bu sýska çocuklarýn bütün iþleri basýk tavanlý bir damdan ibaret olan evde ellerine ne geçerse yemekten ibaret gibiydi. Küçük Hasan hergün yoðurt çalmak icin kendisine lazým olan mayayý onlarýn yetiþemeyeceði ve bulamayacaðý bir yere -tavan direklerinin duvarla birleþtiði köþeye-- saklamaya mecbur oluyor ve her gün istasyonda bulunduðu sýrada bu iki aç midenin kendileriyle ayný çatý altýnda ayný açlýðý çeken ihtiyar keçiyi bile yiyeceklerinden korkuyordu. Çok akþamlar koltuðunun altýnda getir- OLUSUM/GENESE N 102

3 diði ekmeði ortaya koyarak ayran boþaltmak için bir toprak çanak getirmek üzere ocaðýn yanýndaki köþeye gider sofra baþýna döndüðü zaman o balcýk gibi ekmekten ortada bir þey kalmadýðýný dehþetle görürdü. O zaman kendisi bir çanak ayran içer açlýða alýþmýþ olan midesinin hafif ezilmelerine kulak asmadan eski bir posteki üzerinde yatan kardeþlerinin yanýna delik deþik ve yaðlý bir yorganýn altýna sokulurdu. Onu asýl dehþete düþüren kardeþlerinin bu kuyu gibi daima yutan ve hiç doymayan mideleri deðildi; eli boþ olarak eve döndüðü zaman bu iki sýska mahlukun kendisine nasýl parlak ve büyümüþ gözlerle ve nasýl sonsuz bir kinle baktýðýný hatýrlayýnca tüyleri ürperiyordu. Þimdi de bu korkuyla avazý çýktýðý kadar baðýrdý: - Ayran... Ayran!..- Trenin üçüncü mevki vagonlarýndan birinin penceresi indirildi. Uzun boyunlu kasketli kýr býyýklý bir baþ uzanarak: - Ver bakalým bir tane!- diye seslendi. Küçük Hasan masrapayý titreyerek uzattý. Adam minimini gözlerini masrapanýn içine dikerek sindire sindire içiyor ve sulu ayraný býyýklarýnýn ucundan yakalýksýz gömleðine damlatýyordu. Masrapayý uzatarak: - Doldur bir daha!..- dedi. Onu da içtikten sonra yeleðinin cebinden bir onluk alýp aþaðý attý: - Ver beþ kuruþ!..- Küçük Hasan: - Yok ki!- dedi ve etrafýna bakýndý. Ortalýkta istasyon memurundan baþka kimse kalmamýþtý. O da hafiften kar çiselemeye baþladýðý için boynunu içeri çekmiþ trenin kalkmasýný bekliyordu. Çocuk güðümünü olduðu yerde býrakarak ona koþtu parayý uzattý: - Þunu iki çeyrek yapsana!..- dedi. Memur cevap vermeden arkasýný döndü ve hareket kampanasýný çaldý. Trenin penceresindeki uzun boyunlu adam eliyle iþaret ediyor: - Gelsene ulan!- diye baðýrýyordu. Küçük Hasan o tarafa koþtu. Penceredeki: - Ver on kuruþu!..- dedi. Çocuk derhal parayý uzattý. Tren yavaþça harekete geçmiþti. Adam parayý yine yeleðinin cebine koyduktan sonra çaresiz bir eda ile: - Yok çeyreðim ne yapalým!- dedi. Vagon küçük Hasan dan beþ altý adým uzaklaþmýþtý. Uzun boyunlu adam pencereden sarkarak: - Hey çocuk hakkýný helal et!- diye baðýrdý. Küçük Hasan hiçbir þey anlamýyormuþ gibi bakakalmýþtý. Tren hýzlanýp uzaklaþýyordu. Tekerleklerin gürültüsü arasýnda adamýn sesi tekrar duyuldu: - Helal et bakayým helal et!.. Hadi!- Küçük Hasan bir þeyler mýrýldandý. Sonra güðümünü alarak istasyon duvarýnýn kar tutmayan bir kenarýna çomeldi. Kar adamakýllý serpiþtirmeye baþlamýþtý. Küçük Hasan eve eli boþ dönmektense akþam trenine kadar beklemeye karar verdi. Soðuktan donan ellerini ovuþturuyor ve annesinin keçi kýrptýklarý makasla kestiði kertikli saçlarýný kaþýyordu. Rüzgardan gözleri yaþarýyor ve mavi gözlerini saran kirpikleri çapaklanýyordu. Akþama kadar bu köþede bekledi. Ara sýra ayaða kalkýp dizlerini ovuþturuyor sonra tekrar çomelerek kafasýnýn içindeki sisli N 102 OLUSUM/GENESE

4 boþluða gözlerini çeviriyordu. Düþünmesi ve tahayyül etmesi kendisine hoþ gelecek hiçbir þey mevcut olmadýðý icin bu boþluk ona bir dinlenme gibi geliyordu. Birkaç kere anasý aklýna geldi. Onun aðlamaklý yüzünü görür gibi oldu. Üç küçük çocuðunu toprak bir damda býrakarak baþka köylerde ve el yanýnda birkaç lokma için didinen bu kadýna karþý garip bir merhamet duyuyordu. Bunda biraz da kardeþlerine karþý anasýyla ayný vaziyette bulunmasýnýn tesiri vardý. Evdeki iki aç mahluk haftada bir gelen zavallý kadýný da hep o kin dolu bakýþlarla karþýlarlardý. Kadýncaðýz getirdiði bulgurdan yaðsýz bir çorba yaparken kuru kuru hýçkýrýklarla iktifa eder (yetinir) evi bir parça düzeltmeye çalýþýr akþama kadar kaldýktan sonra bazen bir kelime bile konuþmadan çýkar giderdi. Küçük Hasan onun aðzýndan babasýna veya herhangi bir akrabaya dair bir kelime bile duymamýþtý. Zaten kendini bildiðinden beri bir an bile bunlarý merak etmiþ deðildi. Hayatý istasyonda ayran satmaktan ve küçük kardeþlerini beslemekten ibaret sanýyordu. Bunun için de bir tek korkusu vardý: Ya anam yine günün birinde eve gelip birkaç gün yatar iniltiler içinde ve kendi kendine bir çocuk daha doðurur beþ on gün sonra onu da baþýma býrakarak giderse diyordu... Bu yeni misafiri de doyurmak kendisine düþecekti. Köylü de onlarýn evinden nedense uzak kalmayý tercih ediyordu. Kapýlarýný bir gün bir insanýn açtýðý görülmemiþti. Hayat eskisinden daha feci olarak devam edecek ve Hasan günden güne sütü azalan ihtiyar keçinin yardýmýyla bu müthiþ mücadeleyi baþarmaya çalýþacaktý. Gününün boþ zamanlarýný keçiyi otlatmak karlý havalarda ise dere boyunda bir karýþtan kýsa kuru otlar bulup hayvana getirmekle geçirecekti. Yazýn iþleri o kadar fena deðildi. Sabahleyin serinde yola çýkarsa istasyona yorulmadan varýyor hemen hemen bütün güðümü satýyordu. Cebine doldurduðu ufak paralar kadar belki de daha fazla onu sevindiren bir þey de köye dönerken yükünün hafif olacaðý düþüncesiydi. Sabah treninde bütün ayraný satamasa bile akþam trenine kalýyor fakat istasyona ekin getiren köylüler öðleyin ekmek yerken çok kere bütün güðümü haklýyordu. Akþam treni saat dört buçukta geldiði için yazýn ortalýk kararmadan köye dönebiliyordu. Fakat bugün daha trene yarým saat kala istasyon korkutucu bir alacakanlýða gömülmüþtü. Ayazda ve karanlýkta kalkýp geri döneceðini düþünerek titredi ve hemen gitmek istedi. Fakat bu sýrada odasýndan dýþarý çýkan istasyon memuru trenin yakýn olduðunu anlattý. Trenin istasyonda durmasýyla kalkmasý bir oldu. Küçük Hasan kapalý ve puslu pencerelerin arkasýnda hayal meyal belli olan insan þekillerine bakarak trenin bir baþýndan öbür baþýna koþtu ve -Ayran temiz ayran!- diye baðýrdý kocaman kunduralarý ýslak kumlarda gýcýrtýlar yapýyor karlar baðýrmak icin açtýðý aðzýna doluyordu. Vagonlarýn pencerelerinden dökülüp yerdeki su birikintilerine yayýlan soluk mustatil (dikdörtgen biçimindeki) ýþýklar sýçraya sýçraya uzaklaþýrken küçük Hasan güðümünü kavradý ve tahta parmaklýklý kapýyý iterek koyun yolunu tuttu. Henüz karanlýða alýþmayan gözlerine kar parçalarý vuruyordu. Güðümün içindeki ayran her adýmda çalkalanýyor ve garip sesler çýkarýyordu. Yavaþ yavaþ sýrtýndan içeri iþleyen rütübet onu titretmeye baþlamýþtý. Hiçbir þey düþünmeden hiçbir þey hissetmeden ve bir hayvan gibi yolunu alýþkanlýkla bularak yürüyordu. Ovanýn içerisine doðru daldýkça pabuçlarýnýn ve güðümdeki ayranýn sesine baþka sesler de karýþtý. Uzaklarda birtakým hayvanlar baðrýþýyordu. Müthiþ bir korku ile zangýr zangýr titremeye baþladý. Adýmlarýný daha hýzlý atmaya çalýþýyor fakat ayaklarý birbirine dolaþýyordu. Soðuktan uyuþan bacaklarýnda güðümün her çarptýðý yer dakikalarca sýzlýyordu. Karanlýktan yüzünü kamçýlayan kar ve OLUSUM/GENESE N 102

5 rüzgardan dizlerine sýçrayan çamurdan ve duyduðu seslerden korkuyordu. Açlýðý sýska kardeþlerinin korkunç gözlerini yorgunluðunu unutmuþtu. Bir an evvel köye varmak ocakta küllenen bir odun parçasýyla aydýnlanan toprak dama girmek ve bir köþede saklanmak istiyordu. Ne yatmak ne dinlenmek sadece bir dört duvar arasýnda bulunmak... Bu geniþ karanlýktan bu seslerden kaçmak... Ayakkabýlarý çamurda saplanýp kalmýþtý. Yalýnayak koþuyordu. Savrulan güðümden üstüne baþýna ve yerlere ayranlar saçýlýyordu. Birbirine vuran diþlerinin arasýndan manasýz korku sesleri fýrlýyordu. Uzaklardaki hayvan sesleri gitgide yaklaþýyor gibiydi. Halbuki yarý yoldaki kuru soðut aðacýný daha yeni geçmiþti. Çapaklý gözlerini karanlýðý delmek ister gibi açarak ilerilere baktý. Kücük Hasan dizlerinin artýk kendisini taþýyamayacaðýný hissetti. Korku her tarafýný baðlamýþtý. Çýplak ayaklarýnýn cývýk çamura her baþýsýnda çýkardýðý ezik ses sýrtýna bir kamçý gibi iniyor ve korkusunu birkaç misli artýrýyordu. Boðazýna bir þeyler týkanmýþtý. Çatlak elleriyle gözlerini silerek ileri bakmak isterken dizlerinin üstüne yuvarlandý. Kalktý fakat beþ altý adým sonra tekrar düþtü. Boðazýndan fýrlayan sesler daha vahþi bir þekil almýþtý. -Ana...Ana!- derken sesi gitgide yaklaþan ve kar üzerinde kayýyormuþ gibi suratli adýmlarla etrafýnda daireler çizen hayvanlarýn baðýrýþýndan farksýz oluyordu. Buzulmuþ bir halde yolun çamurlarý üzerine uzanan vücudunu kar örtmeye çalýþýrken o hala birbirine vuran diþlerinin arasýndan: - Ana... Anacýðým... Ana!- diye mýrýldanmaya çalýþýyordu. Bu sýrada birkaç yüz metre ötede evlerinin tahta kapýsý arkasýnda rüzgarýn sesini dinleyerek küçük Hasan ý bekleyen iki kardeþ onunkine pek benzeyen bir korku ile titriyorlar ve köyün etrafýnda dolaþan kurtlarýn sesini duydukça birbirlerine sokularak aðlasýyorlardý. q Hiçbir þeyler göremedi. Havanýn güzel olduðu gecelerde bile ýþýklarý ta kenarýna gelmedikçe görünmeyen köy ona varýlmasý imkaný olmayan bir yer gibi geldi. Bir yere sýkýþtýrýldýðýný ve kaçacak yer olmadýðýný anlayan bir hayvan gibi vahþi ve nihayetsiz bir korku duydu. Elinden ayran güðümünü ve masrapayý fýrlatarak koþmaya ve gýrtlaðýndan anlaþýlmaz sesler fýrlatmaya baþladý. Bunlar bazan -Ana... Ana!- der gibi oluyor bazan da -A...A...Aaah- -A...A...Aaah- halinde karanlýða yayýlýyordu. Hayvan sesleri daha yakýnlaþmýþ yolun ilerisinde karlarýn arasýnda birtakým karaltýlar belirip tekrar kaybolmaya baþlamýþtý. N 102 OLUSUM/GENESE

6 A y r a n S a b a h a t t i n A L I T R A D U I T DU TURC PAR / FRANSIZCASI : ILKER BIRKAN 1. L ayran est une boisson faite de yaourt battu salé et allongé d eau. Depuis que la neige avait fondu la boue vous montait aux genoux sur le chemin reliant le village à la gare. S élevant à hauteur de deux lances le soleil éblouissait les yeux à travers les éclats qu il produisait sur les champs encore recouverts de neige mais lorsqu il frappait les amas d eau sale épandus sur la route il se noyait atteint d une couleur jaune terne. Le petit Hassan avait couvert ses pieds nus dans ses immenses souliers à six clous. Il portait sous son bras droit son broc et s évertuait à marcher tout en s accordant un temps de repos de temps à autre. Parfois il posait à terre son gobelet métallique afin de mieux l empoigner de façon à ce que sa lourde charge soit moins douloureuse pour son corps. Il s élançait en avant comme s il voulait dévaler le chemin en débarrassant son bras de la poignée du broc dont l extrémité frappait ses genoux après chaque pas. Les talons de l enfant marchait sur la boue au lieu des semelles tant l arrière de ses chaussures s étaient infléchis. Cette route de deux heures qu il parcourait tous les jours été comme hiver paraissait plus longue cette fois-ci. Le saule pleureur petit et sec se trouvant précisément à la moitié du chemin était encore à l horizon couvert de brume. Le petit Hassan portait chaque jour le même regard curieux sur les choses qu il voyait depuis des années. Les trois planches allongées l une près de l autre constituant le pont du petit ruisseau large de quatre pas que l on n aperçoit pas si l on ne l approche pas et qui creusant entre les roseaux séchés traversait la plaine aride commençait à vaciller au point de s effondrer. Un peu plus haut posé sur une petite hauteur face à la plaine le moulin ne faisait pas entendre son bourdonnement. Ne fonctionnant plus cinq jours après trois jours de travail en ces journées d hiver il laissait imaginer une baraque abandonnée avec ces trois saules sans feuille devant sa porte. Le petit Hassan faisait route sans rien penser. Ni ses deux petits frères qui l attendaient à la maison ni sa mère domestique dans le centre du canton situé à quatre heures de marche de là ne lui venaient à l esprit. Il ne pensait même pas à son ayran 1 s il allait pouvoir le vendre ou non. Il n avait qu une seule chose en tête : la contrainte du retour refaire ce chemin encore une fois. Il soupira comme après avoir pleuré longuement. Il nettoya son nez avec le dessus de sa main qui empoignait le gobelet couverte de fractures. Ses yeux braqués en avant voyaient la gare toute proche. Placé au milieu de cette longue plaine OLUSUM/GENESE N 102

7 encerclée par deux montagnes dénudées ce bâtiment frigide entouré d acacias sans feuille et paraissant solitaire nous renvoyait l image d un morceau de pierre lancé là-bas fortuitement. Même le wagon-poste qui y passait deux fois par jour s étonnait de s arrêter dans ce lieu sans intérêt. Lorsqu il repartait après avoir stationné quelques minutes il y avait un air jovial dans le coup de sifflet. Il n y avait personne dans l espace long de quatre à cinq pas entre les rails et le hall de la gare hormis un gendarme adossé contre le mur recroquevillé dans son manteau ainsi que deux villageois assis sur leurs besaces. Ce n était pas le genre de grande station envahie de vendeurs de kebab de toutes sortes de limonade et de fruits au moment des passages de trains. Toutefois en été cinq à dix villageois qui apportaient des raisons noirs des melons et des pastèques des proches villages donnaient vie à ce lieu. L hiver on ne voyait personne d autre que le petit Hassan et un vieux villageois boiteux apportant des poires d hiver dans un petit couffin un jour sur trois ou quatre. Lorsque le train arrivait le fonctionnaire de la gare apparaissait avec un visage montrant qu on le dérangeait et dès que son travail prenait fin il se retirait aussitôt dans son bureau où il passait toute sa journée à s affairer sur sa radio à accumulateurs vieille de dix ans afin de lui soutirer enfin un son sans jamais perdre l espoir de réussir. Aujourd hui le villageois vendant les poires d hiver n était pas là. Le petit Hassan contemplait les rails posant le broc au sol sur le sable humide. On découvrait les taches de graisse brune déposées par les locomotives qui vont et viennent entre les longs et interminables rails qui prennent d un lieu qu il ne connaissait pas et amènent à un lieu qu il ne connaissait pas des centaines d hommes chaque jour. Il sursauta au son strident du sifflet. Le train prévenait son arrivée à la gare. La locomotive arriva à l endroit même des taches de graisse et s arrêta. Le petit Hassan telle une machine programmée empoignant le broc et le gobelet commença à courir le long du train en levant la tête vers les fenêtres et cria : - Ayran ayran de l ayran propre! En été il hurlait -comme de la glace!- ; maintenant en ce temps froid c était comme s il y avait toujours cette expression comme de la glace- à chaque commencement du mot ayran. Personne ne tournait la tête pour le regarder. Presque toutes les fenêtres du train étaient fermées. Des femmes aux cheveux teints habillées de chemisier en laine étaient assises près des rares fenêtres ouvertes. Les yeux du petit Hassan étaient plantés devant les fenêtres comme s ils allaient les percer cherchant des personnes derrière celles-ci qui pourraient boire de l ayran avec son gobelet en fer blanc ; des paysans aisés des artisans sans cravate des militaires en permission des gens qui ont soif au bout du compte. Il courut trois fois d un bout à l autre du train. L angle tranchant du fond du bro qui le heurtait le faisait souffrir mais il continuait à crier le visage légèrement froissé : - Ayran de l ayran propre! Quatre verres s il pouvait au moins vendre quatre verres. Les dix piastres perçues en retour lui permettraient d amener un pain noir à la maison. La vision de ces deux petits frères qui l attendaient avec impatience dans un engourdissement affamé lui foudroyait les yeux. Et il criait toujours : - De l ayran propre propre! Sa mère domestique revenait du canton une fois par semaine pour quelques heures. Elle apportait avec elle un peu de pain quelques oignons parfois du mout de raisin dans une jarre remplie à moitié. Mais cela suffisait à peine deux jours à trois ventres affamés. Le devoir de nourrir les deux frères incombait ensuite au petit Hassan. Comme si toute la vie de ces enfants rabougris dont l un avait deux ans l autre cinq consistait à manger ce qu ils trouvaient dans leur maison se résumant à un toit au plafond écrasé. Le petit Hassan était contraint chaque jour de cacher le fer- N 102 OLUSUM/GENESE

8 ment pour la pasteurisation du yoghourt dont il avait besoin dans un endroit qu ils ne pouvaient atteindre ni trouver - dans le coin où les poutres du plafond se joignent au mur et chaque jour lorsqu il se trouvait à la gare il craignait que ces deux ventres affamés ne mangent aussi la vieille chèvre qui souffrait de la même faim sous le même toit. De nombreux soirs après avoir déposé le pain qu il avait apporté sous le bras il allait dans le coin près du fourneau pour prendre une jarre en terre cuite afin de vider l ayran et lorsqu il se retournait face à la table il était terrifié de voir qu il ne restait plus rien du pain. Dans ces moments il buvait une jarre d ayran et sans dresser l oreille aux légères contractions de son estomac habitué à la faim il s introduisait dans la couverture grasse et criblée de trous aux cotés de ses frères couchés sur une vieille dépouille. Ce qui l effraie en vérité ce ne sont pas leurs estomacs jamais rassasiés qui tel un puit avalant sans arrêt ; il était terrifié quand il se souvenait du regard haineux sans fin des deux créatures rachitiques avec leurs yeux saillants toujours plus gros lorsqu il rentrait à la maison les mains vides. Il cria alors avec cette peur à l esprit de toutes ses forces : - Ayran! Ayran! Une fenêtre d un des wagons de troisième classe du train s ouvrit. Une tête de grande taille à la moustache grise couverte d une casquette s étendit et lança : - Donne-moi un verre! Le petit Hassan tendit le gobelet en tremblant. Les yeux minuscules plantés à l intérieur du gobelet l homme but d une traite versant l ayran liquide qui se trouvait aux pointes de sa moustache sur sa chemise sans col. Il dit en allongeant le gobelet : - Remplis une autre fois. Après avoir bu il prit une pièce de dix dans la poche de son gilet et le lança en bas. - Donne cinq piastres! Le petit Hassan répondit : - Je n en ai pas. Il regarda autour de lui. Il ne restait plus que le fonctionnaire de la gare dans les alentours. La neige commençant à bruiner légèrement celui-ci s était retiré à l intérieur et attendait le départ du train. L enfant laissa le broc sur place courut vers lui lui tendit la monnaie : - Divise ça en deux! dit-il. Le fonctionnaire se retourna sans répondre et sonna le départ. A la fenêtre du train l homme à la grande taille fit un signe de la main : - Eh viens ici! Cria-t-il. Le petit Hassan courut vers sa direction. - Donne les dix piastres! dit celui à la fenêtre. L enfant tendit la monnaie aussitôt. Le train démarra à petite allure. Après avoir remis son argent dans la poche de son gilet il ajouta avec un air irrémédiable : - J n ai pas de petite pièce on ne peut rien y faire! Le wagon s éloigna de quatre à cinq pas du petit Hassan. L homme à la taille longue se pencha à la fenêtre : - Eh l enfant remets moi mes obligations envers toi! Cria-t-il. Le petit Hassan se figea comme s il ne comprenait rien. Le train s éloigna en accélérant. La voix de l homme retentit une nouvelle fois entre les crissements des roues : - Remets les moi voyons remets les moi! Le petit Hassan ronronna quelques paro- OLUSUM/GENESE N 102

9 les. Il prit son broc et s accroupit contre le mur de la station dans un coin où la neige ne prit pas. La neige commença à se disperser abondamment. Le petit Hassan décida d attendre le train du soir plutôt que de rentrer les mains vides. Il frottait ses mains gelées par le froid et grattait ses cheveux entaillés coupés par sa mère avec les ciseaux servant à tondre la chèvre. Les yeux mouillés par le vent ses sourcils encerclant ses yeux bleus sécrétaient la chassie. Il patienta dans ce coin jusqu au soir. De temps en temps il se levait pour dégourdir ses genoux puis il s accroupissait encore laissant plonger ses yeux en direction du vide brumeux. Puisqu il n avait rien de plaisant à penser ou à imaginer ce vide lui fut un repos. Sa mère lui vint plusieurs fois à l esprit. Comme si le visage de sa mère en larmes apparaissait devant lui. Il ressentait une étrange pitié pour cette femme qui trimait chez des étrangers dans d autres villages pour quelques bouchées laissant ses trois enfants sur un toit de terre. Se trouver dans la même situation que sa mère contribuait quelque peu à lui procurer ce sentiment. Les deux créatures affamées restées au foyer accueillaient toujours cette pauvre femme qui rentrait une fois par semaine avec des regards plein de haine. Cette petite dame préparait avec la semoule qu elle avait apportée de la soupe sans beurre elle s en contentait en laissant paraître des sanglots secs. Elle s évertuait à mettre en ordre une partie de sa maison puis après être restée jusqu au soir elle partait parfois sans prononcer un seul mot. Le petit Hassan n avait jamais entendu un seul mot de la bouche de sa mère au sujet de son père ou de ses proches parents. D ailleurs il ne s en était jamais soucié. Il imaginait que sa vie consistait à vendre de l ayran à la gare et à nourrir ses petits frères. De là en résultait une peur qui l horrifiait : et si ma mère restait encore couchée quelques jours à la maison donnait naissance en gémissant à un autre enfant puis repartirait dix à quinze jours après en me le confiant. Nourrir ce nouvel invité lui incomberait aussi. Le villageois préférait rester à l écart de leur maison on ne sait pourquoi. Nous n avons jamais vu quelqu un ouvrir leur porte ne serait-ce qu une seule fois. La vie serait plus tragique qu auparavant et Hassan lutterait avec la vieille chèvre dont le lait s amoindrissait de jour en jour pour vaincre ce combat effroyable. Il consacrerait son temps libre à faire paître la chèvre et les jours nuageux il irait arracher de l herbe sèche plus petite qu un empan au long du ruisseau pour le nourrir. L été le travail n était pas pas si mauvais que cela. Quand il quittait le foyer le matin sous la fraicheur il arrivait à la gare sans se fatiguer et vendait quasiment tout le contenu de son broc. L idée que sa charge serait légère sur le chemin du retour le réjouissait autant voir même davantage que les petites pièces qui emplissaient sa poche. Lorsque les voyageurs du train du matin ne lui achetaient pas tout son ayran il attendait celui du soir mais les paysans venus vendre leur blé à la gare terminaient tout son broc au moment du déjeuner accompagnant leur pain. L été il rentrait au village avant la tombée de la nuit après le départ du train du soir vers 4h30. Mais ce jour-là la gare s était enterrée sous une pénombre effrayante une demie heure avant l arrivée du train. Il trembla lorsqu il imagina rentrer dans l obscurité et le froid intense. Il voulut partir immédiatement. Mais au même moment sorti de sa pièce le fonctionnaire de la gare annonça l arrivée du train. Le train repartit aussitôt après son arrivée. Le petit Hassan courut d un bout à l autre du train observant les silhouettes difficilement perceptibles des voyageurs derrière les fenêtres fermées et vaporeuses et cria Ayran de l ayran propre! ; ses immenses sandales grinçaient sur le sable mouillée sa bouche qui s ouvrait pour crier se remplissait de flocons de neige. Le petit Hassan empoigna son broc poussa la porte aux planches en bois pour N 102 OLUSUM/GENESE

10 s acheminer vers le village pendant que les pâles lumières rectangulaires qui se répandaient aux amas d eau sur le sol tombant du haut des fenêtres des wagons s éloignaient en éclaboussant. Les morceaux de neige frappaient ses yeux qui ne s étaient pas encore habitués à l obscurité. A chaque pas l ayran du broc s agitait produisant des sons étranges. L humidité qui parvint progressivement à pénétrer sous ses vêtements commençait à le faire trembler. Tel un animal il marchait en trouvant son chemin par habitude sans rien penser sans rien ressentir. Quand il plongea vers la plaine d autres sons se mêlèrent au bruit émis par ses sandales et celui produit par l ayran du broc. Quelques animaux criaient au loin. Il trembla de tout son corps pris d une peur intense. Il tentait d accélérer ses pas mais ses pieds trébuchaient. Ses jambes engourdies par le froid gémissaient de longues minutes aux endroits percutés par le broc. L obscurité le vent et la neige qui lui fouettait le visage la boue éclaboussant ses genoux et les bruits qu il entendait lui faisaient peur. Il oublia la faim et les yeux horrifiants de ces frères rabougris. Il oublia la fatigue. Il voulait arriver au village sur le champs s introduire dans le toit de terre illuminé par un morceau de bois devenu cendre dans la chauffe et se cacher dans un coin. Ni dormir ni se reposer seulement se retrouver entre quatre murs. Fuir cette immense pénombre et ces bruits. Ses chaussures étaient restées enfoncées dans la boue. Il courrait pieds nus. L ayran débordant du broc se répandait sur son corps son visage et la terre. Des sons de crainte incompréhensibles jaillissaient d entre ses dents qui tremblaient. Les cris des animaux semblaient se rapprocher de plus en plus. Pourtant il dépassait tout juste le saule pleureur se trouvant à mi-chemin. Il regarda droit devant lui ouvrant grands ses yeux pleins de chassies comme s il voulait briser l obscurité. Il ne put rien voir. Le village dont on ne peut voir les lumières au loin même lorsque le temps est beau lui parut tel un lieu inaccessible. Il était pris d une peur sauvage sans fin comme un animal qui comprend être enfermé dans un endroit sans issue. Il courut en jetant son broc et son gobelet. Des sons incompréhensibles sortis de sa gorge. Parfois cela ressemblait à - Maman... Maman! ; parfois il déversait dans la pénombre des - Ma... Ma... Maaaah...! - Ma... Ma... Maaaah...! Les cris d animaux s étaient encore rapprochés. Quelques silhouettes apparaissaient au loin au milieu de la neige puis disparaissaient une nouvelle fois. Le petit Hassan sentit ses genoux fléchir. La terreur le saisit. Les sons broyés émis par ces pieds nus marchant sur la boue visqueuse s abaissaient sur son dos tel un fouet et amplifiaient sa peur de quelques niveaux. Quelque chose lui étouffait la gorge. Alors qu il nettoyait ses yeux de ses mains fracturées pour mieux voir devant lui il s écroula sur ses genoux. Il se releva tomba une nouvelle fois quelques pas plus loin. Les cris jetés de sa gorge prirent une forme encore plus sauvage. Sa voix qui prononcait - Maman... maman! ne se distinguait plus des cris des animaux qui s étaient approchés dessinant un cercle autour de lui avec des pas rapides comme s ils glissaient sur la neige. La neige recouvrait son corps ramassé sur le chemin boueux et lui essayait de murmurer encore entre ses dents tremblants : - Maman... ma petite maman... maman! A ce moment précis à des centaines de mètres plus loin les deux frères qui attendaient le petit Hassan en écoutant le bruit du vent derrière la porte en bois de la maison tremblaient d une peur qui ressemblait beaucoup à la sienne et quand ils entendaient les cris des loups qui se promenaient autour du village ils pleuraient blottis l un contre l autre. q OLUSUM/GENESE N 102

AÖĞRENCİLERİN DİKKATİNE!

AÖĞRENCİLERİN DİKKATİNE! A KİTAPÇIK TÜRÜ T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 8. SINIF FRANSIZCA 2016 8. SINIF 2. DÖNEM FRANSIZCA DERSİ MERKEZÎ ORTAK SINAVI 28 NİSAN 2016 Saat: 11.20

Detaylı

AÖĞRENCİLERİN DİKKATİNE!

AÖĞRENCİLERİN DİKKATİNE! A KİTAPÇIK TÜRÜ T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 8. SINIF 2015 8. SINIF 2. DÖNEM DERSİ MERKEZİ ORTAK (MAZERET) SINAVI 17 MAYIS 2015 Saat: 11.20 Adı ve

Detaylı

AÖĞRENCİLERİN DİKKATİNE!

AÖĞRENCİLERİN DİKKATİNE! A KİTAPÇIK TÜRÜ T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 8. SINIF FRANSIZCA 2015 8. SINIF 2. DÖNEM FRANSIZCA DERSİ MERKEZİ ORTAK SINAVI 30 NİSAN 2015 Saat: 11.20

Detaylı

AÖĞRENCİLERİN DİKKATİNE!

AÖĞRENCİLERİN DİKKATİNE! A KİTAPÇIK TÜRÜ T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 8. SINIF FRANSIZCA 2015 8. SINIF 1. DÖNEM FRANSIZCA DERSİ MERKEZİ ORTAK SINAVI 26 KASIM 2015 Saat: 11.20

Detaylı

BÖĞRENCİLERİN DİKKATİNE!

BÖĞRENCİLERİN DİKKATİNE! B KİTAPÇIK TÜRÜ T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 8. SINIF FRANSIZCA 2015 8. SINIF 1. DÖNEM FRANSIZCA DERSİ MERKEZİ ORTAK SINAVI 26 KASIM 2015 Saat: 11.20

Detaylı

CÖĞRENCİLERİN DİKKATİNE!

CÖĞRENCİLERİN DİKKATİNE! C KİTAPÇIK TÜRÜ T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 8. SINIF FRANSIZCA 2015 8. SINIF 1. DÖNEM FRANSIZCA DERSİ MERKEZİ ORTAK SINAVI 26 KASIM 2015 Saat: 11.20

Detaylı

DÖĞRENCİLERİN DİKKATİNE!

DÖĞRENCİLERİN DİKKATİNE! D KİTAPÇIK TÜRÜ T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 8. SINIF FRANSIZCA 2015 8. SINIF 1. DÖNEM FRANSIZCA DERSİ MERKEZİ ORTAK SINAVI 26 KASIM 2015 Saat: 11.20

Detaylı

bab.la Cümle Kalıpları: Kişisel Dilekler Fransızca-Hintçe

bab.la Cümle Kalıpları: Kişisel Dilekler Fransızca-Hintçe Dilekler : Evlilik Félicitations. Nous vous souhaitons à tous les deux tout le bonheur du monde. त म ह र श द क अवसर पर बध ई ह. म र आश र व द ह क त म सद स ख रह. Yeni evli bir çifti Félicitations et meilleurs

Detaylı

bab.la Phrases: Personnel Meilleurs Vœux français-turc

bab.la Phrases: Personnel Meilleurs Vœux français-turc Meilleurs Vœux : Mariage Félicitations. Nous vous souhaitons à tous les deux tout le bonheur du monde. Tebrikler. Dünyadaki tüm mutluluklar üzerinizde olsun. Félicitations et meilleurs vœux à vous deux

Detaylı

AÖĞRENCİLERİN DİKKATİNE!

AÖĞRENCİLERİN DİKKATİNE! KİTPÇIK TÜRÜ T.C. MİLLÎ EĞİTİM BKNLIĞI ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 8. SINIF FRNSIZC 2016 8. SINIF 2. DÖNEM FRNSIZC DERSİ MERKEZÎ ORTK SINVI (MZERET) 15 MYIS 2016 Saat: 11.20

Detaylı

L alphabet. Toutes les lettres se prononcent. kâ et gâ se prononcent en mouillant la consonne ([

L alphabet. Toutes les lettres se prononcent. kâ et gâ se prononcent en mouillant la consonne ([ Fiche 1 L alphabet Lettre Prononciation dans En turc a a papa at (cheval) b b bleu baba (papa, père) c dj jazz cam (vitre) ç tch match maç (match) d d dent dar (étroit) e è - ai mère ev (maison) f f fleur

Detaylı

Personne Contenu de la discussion. AM Bonjour, vous êtes Madame Aksoy? 00:22. P Madame Aksoy, merci beaucoup d être venue 01 :04

Personne Contenu de la discussion. AM Bonjour, vous êtes Madame Aksoy? 00:22. P Madame Aksoy, merci beaucoup d être venue 01 :04 Santé Exemple réussi Transcription et traduction : rofessionnel-le / Médecin : : AM : En rouge: En italique: Interprète communautaire ient Assistante médicale arties de la discussion en turc arties de

Detaylı

Seyahat Etrafı Dolaşma

Seyahat Etrafı Dolaşma - Yer Je suis perdu. Nerede olduğunu bilmeme Vous pouvez me montrer où c'est sur le plan? Haritada belli bir sorma Où puis-je trouver? Belli bir hakkında sorma... des toilettes?... une banque / un bureau

Detaylı

Langue turque. Évaluation en classe de CM2. Cahier de l élève. Évaluation académique. Nom :... Date de naissance :.

Langue turque. Évaluation en classe de CM2. Cahier de l élève. Évaluation académique. Nom :... Date de naissance :. Évaluation académique Langue turque Évaluation en classe de CM2 Cahier de l élève Nom :.... Prénom : Date de naissance :. École : 1 Compréhension de l oral Situation 1 (CO1) Deux personnes parlent au téléphone:

Detaylı

T.C. 8. SINIF I. DÖNEM. 27 KASIM 2014 Saat: 11.20

T.C. 8. SINIF I. DÖNEM. 27 KASIM 2014 Saat: 11.20 T.C. 8. SINIF I. DÖNEM 27 KSIM 2014 Saat: 11.20 FRNSIZC 1-10. sorularda boş bırakılan yere uygun gelen kelime ya da ifadeyi işaretleyiniz. 1. La couleur de la voiture qu il a... est très belle. 4. Victor

Detaylı

T.C. 8. SINIF I. DÖNEM. ORTAK SINAVI 29 KASIM 2013 Saat: 12.00

T.C. 8. SINIF I. DÖNEM. ORTAK SINAVI 29 KASIM 2013 Saat: 12.00 T.C. 8. SINIF I. DÖNM ORTAK SINAVI 29 KASIM 2013 Saat: 12.00 FRANSIZCA 1-7. sorularda boş bırakılan yere uygun gelen kelime ya da ifadeyi işaretleyiniz. 1. L été et le printemps sont les saisons... chaudes

Detaylı

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 8. SINIF 1. DÖNEM FRANSIZCA DERSİ MERKEZÎ ORTAK SINAVI

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 8. SINIF 1. DÖNEM FRANSIZCA DERSİ MERKEZÎ ORTAK SINAVI FRANSIZCA 2016 A SORU SAYISI : 20 T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 8. SINIF 1. DÖNEM FRANSIZCA DERSİ MERKEZÎ ORTAK SINAVI 24 KASIM 2016 Saat: 11.20 Adı

Detaylı

AÖĞRENCİLERİN DİKKATİNE!

AÖĞRENCİLERİN DİKKATİNE! T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI 8. SINIF I. DÖNEM FRANSIZCA DERSİ ORTAK (MAZERET) SINAVI 14 ARALIK 2014 Saat: 11.20 A KİTAPÇIK TÜRÜ 8. SINIF FRANSIZCA TESTİ 2014 Adı ve Soyadı :... Sınıfı :... Öğrenci Numarası

Detaylı

Öğrencilerimizin Gözünden Eser Yorumları Interprétations de nos élèves

Öğrencilerimizin Gözünden Eser Yorumları Interprétations de nos élèves Öğrencilerimizin Gözünden Eser Yorumları Interprétations de nos élèves Emile Claus Thames Cette peinture a été dessinée en 1918. Le peintre est Emile Claus. Il a dessiné le Thames et Waterloo à Londres.

Detaylı

Bilimsel Giriş. Giriş - Başlangıç

Bilimsel Giriş. Giriş - Başlangıç - Başlangıç Bu tezde/ kağıtta/ denemede...'ı tetkik edeceğim/soruşturacağım/ araştıracağım/ değerlendireceğim/ analiz edeceğim. Tez / deneme için genel giriş Dans ce travail / cet essai / cette thèse,

Detaylı

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 8. SINIF 2. DÖNEM FRANSIZCA DERSİ MERKEZÎ ORTAK SINAVI

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 8. SINIF 2. DÖNEM FRANSIZCA DERSİ MERKEZÎ ORTAK SINAVI FRANSIZCA 2017 AKİTAPÇIK TÜRÜ T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 8. SINIF 2. DÖNEM FRANSIZCA DERSİ MERKEZÎ ORTAK SINAVI 27 NİSAN 2017 Saat: 11.20 SORU

Detaylı

Discours de Monsieur Hervé Magro, Consul Général de France à Istanbul. A l occasion de la réception pour la Fête Nationale

Discours de Monsieur Hervé Magro, Consul Général de France à Istanbul. A l occasion de la réception pour la Fête Nationale Discours de Monsieur Hervé Magro, Consul Général de France à Istanbul A l occasion de la réception pour la Fête Nationale Palais de France à Istanbul Samedi 14 juillet 2012 Fransa Đstanbul Başkonsolosu

Detaylı

Langue turque. Cahier de l élève. Évaluation en classe de CM2. Enseignements de Langue et Culture d Origine. Nom :. Pré nom : Date de naissance :...

Langue turque. Cahier de l élève. Évaluation en classe de CM2. Enseignements de Langue et Culture d Origine. Nom :. Pré nom : Date de naissance :... Langue turque Évaluation en classe de CM2 Enseignements de Langue et Culture d Origine Cahier de l élève Nom :. Pré nom : Date de naissance :... École : 2012 / 2013 Compréhension de l oral Situation 1

Detaylı

Seyahat Etrafı Dolaşma

Seyahat Etrafı Dolaşma - Yer Kayboldum. Nerede olduğunu bilmeme Onun haritada nerede olduğunu bana gösterir misiniz? Haritada belli bir sorma Je suis perdu. Vous pouvez me montrer où c'est sur le plan? ı nerede bulurum? Où puis-je

Detaylı

ALAIN BRASSEUR ~ Fiyat Listesi

ALAIN BRASSEUR ~ Fiyat Listesi ALAIN BRASSEUR ~ Fiyat Listesi Artmajeur.com/orangefot Fransa Paysages de Lozère et des Cévennes..4 (98 Görüntüler) Görüntü Başlık Durum Fiyat Phot'eau...10.cascade sur la Gourdouze ( Lozère... Phot'eau...9.cascade

Detaylı

18-carat white or red gold or platinum Diameter: 43 mm

18-carat white or red gold or platinum Diameter: 43 mm TECHNICAL DATA Model Reference Calibre Power reserve J01513xxxx Jaquet Droz 5L60 68 hours Number of jewels 30 Case Watch glasses Display Water-resistant 18-carat white or red gold or platinum Diameter:

Detaylı

mon corps est une prière à la terre

mon corps est une prière à la terre Metin Cengiz Poète, éditeur et essayiste, né le 3 mai 1953 à l est de la Turquie. Dissident politique, il est emprisonné pendant la période de la junte militaire. İl finit par s établir à İstanbul où il

Detaylı

PRELEVEMENT ET DON D ORGANES ORGAN BAĞIŞI VE NAKLİ

PRELEVEMENT ET DON D ORGANES ORGAN BAĞIŞI VE NAKLİ PRELEVEMENT ET DON D ORGANES ORGAN BAĞIŞI VE NAKLİ Turkan FILCAN Infirmière / Hemşire CHU Nancy POURQUOI CE SUJET? Vous informer Vous faire réfléchir Vous aidez à prendre position NEDEN BU KONU? Sizi bilgilendirmek

Detaylı

UNIVERSITE GALATASARAY ÜNİVERSİTESİ

UNIVERSITE GALATASARAY ÜNİVERSİTESİ UNIVERSITE GALATASARAY ÜNİVERSİTESİ GALATASATARAY ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİ SEÇME VE YERLEŞTİRME SINAVI (GSÜÖSYS) CONCOURS INTERNE DE L UNIVERSITE GALATASARAY (GSÜÖSYS) ÖĞRENCİ KONTENJANI Türk-Fransız ortak

Detaylı

FRANKOFON TOP 50 BİRİNCİ AŞAMA A1/A2 FİŞİ (17 Mart - 28 Mart)

FRANKOFON TOP 50 BİRİNCİ AŞAMA A1/A2 FİŞİ (17 Mart - 28 Mart) FRANKOFON TOP 50 BİRİNCİ AŞAMA A1/A2 FİŞİ (17 Mart - 28 Mart) Etkinlik 1: Fransız şarkılarını biliyorum Tanıdığınız Fransız sanatçılar kimlerdir ve hangi şarkılarını biliyorsunuz? Sanatçı... Şarkı.....

Detaylı

Voyage Général. Général - Bases. Général - Conversation. Demander de l'aide. Demander si une personne parle anglais

Voyage Général. Général - Bases. Général - Conversation. Demander de l'aide. Demander si une personne parle anglais - Bases Vous pouvez m'aider, s'il vous plaît? Demander de l'aide Parlez-vous anglais? Demander si une personne parle anglais Bana yardımcı olurmusunuz, lütfen? İngilizce konuşuyor musunuz? Parlez-vous

Detaylı

Bienvenue à l'ecole en France

Bienvenue à l'ecole en France Bienvenue à l'ecole en France Turc Türkçe Ses objectifs / Éduquer pour vivre ensemble -> Instruire pour comprendre aujourd hui, construire et vivre demain -> Intégrer pour compenser les inégalités -> Aider

Detaylı

Cher client, Nous vous félicitons pour l achat de ce produit CONFORAMA; Avant d'utiliser le produit, prenez le temps de lire attentivement le mode d emploi suivant. ATTENTION! Cette chaise est prévue pour

Detaylı

Seyahat Konaklama. Konaklama - Bulma. Konaklama - Rezervasyon. Nereden bulabilirim? Où puis-je trouver? Konaklama için yön sorma

Seyahat Konaklama. Konaklama - Bulma. Konaklama - Rezervasyon. Nereden bulabilirim? Où puis-je trouver? Konaklama için yön sorma - Bulma Nereden bulabilirim? Où puis-je trouver? için yön sorma kiralamak için... oda?... une chambre à louer? türü... bir hostel?... une auberge de jeunesse? türü... bir otel?... un hôtel? türü... bir

Detaylı

Seyahat Genel. Genel - Olmazsa olmazlar. Genel - Muhabbet. Yardım isteme. Birinin İngilizce konuşup konuşmadığını sormak

Seyahat Genel. Genel - Olmazsa olmazlar. Genel - Muhabbet. Yardım isteme. Birinin İngilizce konuşup konuşmadığını sormak - Olmazsa olmazlar Vous pouvez m'aider, s'il vous plaît? Yardım isteme Parlez-vous anglais? Birinin İngilizce konuşup konuşmadığını sormak Parlez-vous _[langue]_? Birinin belli bir dili konuşup konuşmadığını

Detaylı

Bana yardımcı olurmusunuz, lütfen? Vous pouvez m'aider, s'il vous plaît? Yardım isteme

Bana yardımcı olurmusunuz, lütfen? Vous pouvez m'aider, s'il vous plaît? Yardım isteme - Olmazsa olmazlar Bana yardımcı olurmusunuz, lütfen? Vous pouvez m'aider, s'il vous plaît? Yardım isteme İngilizce konuşuyor musunuz? Parlez-vous anglais? Birinin İngilizce konuşup konuşmadığını sormak

Detaylı

Bana yardımcı olurmusunuz, lütfen? Vous pouvez m'aider, s'il vous plaît? Yardım isteme

Bana yardımcı olurmusunuz, lütfen? Vous pouvez m'aider, s'il vous plaît? Yardım isteme - Olmazsa olmazlar Bana yardımcı olurmusunuz, lütfen? Vous pouvez m'aider, s'il vous plaît? Yardım isteme İngilizce konuşuyor musunuz? Parlez-vous anglais? Birinin İngilizce konuşup konuşmadığını sormak

Detaylı

Voyage Sortir Manger. Sortir Manger - À l'entrée. Sortir Manger - Commander à manger

Voyage Sortir Manger. Sortir Manger - À l'entrée. Sortir Manger - Commander à manger - À l'entrée _[zaman]_de _[kişi sayısı]_ için masa ayırtmak istiyorum. Faire une réservation _[kişi sayısı]_ için bir masa lütfen. Demander une table Kredi kartı kabul ediyor musunuz? Demander à payer

Detaylı

la Structure de a Ville Esthetique

la Structure de a Ville Esthetique la Structure de a Ville Esthetique Cabine Métropole Karmod De 1986 à aujourd hui... 2 Métropole Karmod partout à travers la vie... www.karmod.com Karmod leader dans la production des Cabines vous présente

Detaylı

SW CHRONO JD_SW_Chrono_Garantie_2011.indd :43:25

SW CHRONO JD_SW_Chrono_Garantie_2011.indd :43:25 JD_SW_Chrono_Garantie_2011.indd 1 15.09.2011 16:43:25 TECHNICAL DATA Model Reference J02953xxxx Calibre Jaquet Droz 6885-S Power reserve 40 hours Number of jewels 37 Case Stainless steel Diameter: 45 mm

Detaylı

D e n i s M I N E L L A

D e n i s M I N E L L A p o i n t s d e v u e Ü r g ü p 2 1 a n s d é j à Ü r g ü p t e h e n ü z 2 1. y ý l * D e n i s M I N E L L A T R A D U I T D U F R A N Ç A I S P A R F E R A H K A H Y A O Ð L U * IN ÜRGÜPLÜLER TURÝZM

Detaylı

Her türlü alana yayýlmakta olan

Her türlü alana yayýlmakta olan r e p è r e s KISTAS L E B I L I N G U I S M E F A C E À L A M O N D I A L I S A T I O N K Ü R E S E L L E Þ M E K A R Þ I S I N D A Ç Ý F T D Ý L L Ý L Ý K H e n r i e t t e W A L T E R * T R A D U C

Detaylı

Premiers mots. Au revoir. Allahaısmarladık

Premiers mots. Au revoir. Allahaısmarladık Bonjour Premiers mots Au revoir Oui Merhaba Allahaısmarladık Evet Non S'il vous plaît Merci beaucoup Hayır Gauche Lütfen Droite 8 Çok teşekkür ederim toilettes femmes 9 sol sağ bayanlar tuvaleti toilettes

Detaylı

ZİLE FOOD AND FOOD INDUSTRY CLUSTER

ZİLE FOOD AND FOOD INDUSTRY CLUSTER 17 18 ZİLE FOOD AND FOOD INDUSTRY CLUSTER TR DOĞMAZER GIDA HAKKINDA EN ABOUT DOĞMAZER FOOD Ticari hayata 1950 li yıllarda babaları Ali Doğmazer tarafından Zile Uzun Çarşı da küçük bir bakkal dükkânında

Detaylı

Évaluation académique. Langue turque Évaluation en classe de CM2. Cahier de l élève

Évaluation académique. Langue turque Évaluation en classe de CM2. Cahier de l élève Évaluation académique Langue turque Évaluation en classe de CM2 Cahier de l élève Nom :.. Prénom : Date de naissance : École : 2015 2016 1 Compréhension de l oral Situation 1 (CO1) Deux personnes parlent

Detaylı

C était le premier jour du mois. Je touchai

C était le premier jour du mois. Je touchai n o u v e l l e s Ö Y K Ü L E R B i r m a a þ l a A v e c u n e p a y e A Z i Z N E S Ý N I N «U N F O U S U R L E T O I T» L E S É D I T E U R S F R A N Ç A I S R É U N I S 1 9 6 9 T R A D U I T D U T

Detaylı

Mine Haným sevinçliydi, mutluydu. Ýçinden gülmek, türkü söylemek, oynamak geliyordu. Bilmediði, ayrýmýnda olmadýðý bir coþku vardý içinde.

Mine Haným sevinçliydi, mutluydu. Ýçinden gülmek, türkü söylemek, oynamak geliyordu. Bilmediði, ayrýmýnda olmadýðý bir coþku vardý içinde. Mine Haným sevinçliydi, mutluydu. Ýçinden gülmek, türkü söylemek, oynamak geliyordu. Bilmediði, ayrýmýnda olmadýðý bir coþku vardý içinde. Güleç bir yüzle, Kýzým Özlem! Neredesin? diye seslendi. Sesi yumuþak,

Detaylı

Hanife Nalan Genç / Ondokuz Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 24, (2007), 55-69

Hanife Nalan Genç / Ondokuz Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 24, (2007), 55-69 Ondokuz Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 24, (2007) 55-69 E ĞİT İ M FAKÜLTESİ DERGİ S İ www.omuegitim.edu.tr UNE ETUDE COMPARATIVE SUR QUELQUES LOCUTIONS ET PROVERBES TURCS ET FRANÇAIS CONCERNANT

Detaylı

Bana beklet yontusunu ayaklarýnýn Bana beklet saksýnda o mahcup çiçeði. Bana beklet bu yara bilincini Ve uçurum ürpertisini ölümlü olmanýn

Bana beklet yontusunu ayaklarýnýn Bana beklet saksýnda o mahcup çiçeði. Bana beklet bu yara bilincini Ve uçurum ürpertisini ölümlü olmanýn c a h i e r d e p o é s i e s / þ i i r d e f t e r i LITTÉRATURE / EDEBÝYAT G O N C A Ö Z M E N T R A D U I T DU TURC PAR / FRANSIZCASI : SEMA KILIÇKAYA B A N A B E K L E T Bana beklet yontusunu ayaklarýnýn

Detaylı

Discours de Monsieur Hervé Magro, Consul Général de France à Istanbul. A l occasion de la réception pour la Fête Nationale

Discours de Monsieur Hervé Magro, Consul Général de France à Istanbul. A l occasion de la réception pour la Fête Nationale Discours de Monsieur Hervé Magro, Consul Général de France à Istanbul A l occasion de la réception pour la Fête Nationale Izmir Lundi 16 juillet 2012 M. le Gouverneur, Mesdames et messieurs les représentants

Detaylı

İşe yeni başlarken güvenlik eğitimi

İşe yeni başlarken güvenlik eğitimi İşe yeni başlarken güvenlik eğitimi Téléphonez au : 1 Ici chantier À (commune ou arrondissement).................................................................................... N O.............. Rue......................................................................................................

Detaylı

René Descartes Yöntem Üzerine Söylem/Discours de la Méthode (1637) Anlığın Yönetimi İçin Kurallar/Regulae ad directionem ingenii (YAZIM 1626-8; YAYIM

René Descartes Yöntem Üzerine Söylem/Discours de la Méthode (1637) Anlığın Yönetimi İçin Kurallar/Regulae ad directionem ingenii (YAZIM 1626-8; YAYIM René Descartes Yöntem Üzerine Söylem/Discours de la Méthode (1637) Anlığın Yönetimi İçin Kurallar/Regulae ad directionem ingenii (YAZIM 1626-8; YAYIM 1684) İlk Felsefe Üzerine Meditasyonlar/Meditationes

Detaylı

F E D E R A T I O N D E S A S S O C I A T I O N S T U R Q U E S D E S U I S S E R O M A N D E

F E D E R A T I O N D E S A S S O C I A T I O N S T U R Q U E S D E S U I S S E R O M A N D E F E D E R A T I O N D E S A S S O C I A T I O N S T U R Q U E S D E S U I S S E R O M A N D E B A T I İ S V İ Ç R E T Ü R K D E R N E K L E R İ F E D E R A S Y O N U N o 26 22.04.2016 Chers Membres et

Detaylı

«Sans la cigarette, le rakı n en est que meilleur»

«Sans la cigarette, le rakı n en est que meilleur» Les investissements belges en Turquie Pour Raphaël Pauwels, attaché économique et commercial pour la région de la Flandre de la Belgique, le point le plus important des relations entre deux pays est le

Detaylı

Gökyüzündeki milyonlarca yýldýzdan biriymiþ Çiçekyýldýz. Gerçekten de yeni açmýþ bir çiçek gibi sarý, kýrmýzý, yeþil renkte ýþýklar saçýyormuþ

Gökyüzündeki milyonlarca yýldýzdan biriymiþ Çiçekyýldýz. Gerçekten de yeni açmýþ bir çiçek gibi sarý, kýrmýzý, yeþil renkte ýþýklar saçýyormuþ Gökyüzündeki milyonlarca yýldýzdan biriymiþ Çiçekyýldýz. Gerçekten de yeni açmýþ bir çiçek gibi sarý, kýrmýzý, yeþil renkte ýþýklar saçýyormuþ çevresine. Bu adý ona bir kuyrukluyýldýz vermiþ. Nasýl mý

Detaylı

Une corrélation entre le journal et ses lecteurs, telle est la mission de «CoReLE»

Une corrélation entre le journal et ses lecteurs, telle est la mission de «CoReLE» Istanbul - Paris - Ankara - Genève - Izmir - Bruxelles - Bodrum - Montréal 4 TL - 2 euro Événement www.aujourdhuilaturquie.com Société N o ISSN : 1305-6476 Le Journal francophone de la Turquie - numéro

Detaylı

Galatasaray University

Galatasaray University Inflation Galatasaray University 11 Novembre,2013 Inflation ( ch. 6 R. Hahnel 1/ 23 definition Le prix est le montant monétaire échangé contre un bien ou un service lors d un achat ou d une vente Les prix

Detaylı

CERTIFICAT DE PROLONGATION DE DÉTACHEMENT OU DE MAINTIEN EXCEPTIONNEL AU RÉGIME DE SÉCURITÉ SOCIALE DU PAYS D AFFILIATION

CERTIFICAT DE PROLONGATION DE DÉTACHEMENT OU DE MAINTIEN EXCEPTIONNEL AU RÉGIME DE SÉCURITÉ SOCIALE DU PAYS D AFFILIATION SÉCURITÉ SOCIALE SOSYAL GÜVENLİK CONVENTION FRANCO-TURQUE DE SÉCURITÉ SOCIALE TÜRKİYE-FRANSA SOSYAL GÜVENLİK SÖZLEŞMESİ SE 208-02 FT CERTIFICAT DE PROLONGATION DE DÉTACHEMENT OU DE MAINTIEN EXCEPTIONNEL

Detaylı

A l m a n s i n e m a s ý n ý n u m u d u

A l m a n s i n e m a s ý n ý n u m u d u e n t r e t i e n S Ö Y L E Þ Ý F a t i h A K I N A l m a n s i n e m a s ý n ý n u m u d u Le jeune espoir du cinéma allemand P R O P O S R E C U E I L L I S P A R M U R A T V A S I F E R P U Y A N &

Detaylı

P R O P O S R E C U E I L L I S P A R G Ü L Ý L B A Y T R A D U I T D U T U R C P A R M E H M E T B A Ð I Þ

P R O P O S R E C U E I L L I S P A R G Ü L Ý L B A Y T R A D U I T D U T U R C P A R M E H M E T B A Ð I Þ e n t r e t i e n a v e c EMÝ RALÝ YAÐAN P R O P O S R E C U E I L L I S P A R G Ü L Ý L B A Y T R A D U I T D U T U R C P A R M E H M E T B A Ð I Þ Evvel Zaman Þiirleri adýný taþýyan kitabýnýzýn öndeyiþinde

Detaylı

ALAIN BRASSEUR ~ Fiyat Listesi

ALAIN BRASSEUR ~ Fiyat Listesi ALAIN BRASSEUR ~ Fiyat Listesi Artmajeur.com/orangefot Fransa Paysages de Lozère et des Cévennes 2 (100 Görüntüler) Görüntü Başlık Durum Fiyat Mont Lozère 180,00 Plein feux d'automne 8 120,00 Le Collet-de-Déze...

Detaylı

Mültecilerin Sesi. Türkiye de Yaşayan Mültecilerin Görüşlerine ve Seslerine Adanmıştır

Mültecilerin Sesi. Türkiye de Yaşayan Mültecilerin Görüşlerine ve Seslerine Adanmıştır Türkiye de Yaşayan Mültecilerin Görüşlerine ve Seslerine Adanmıştır #1 Kış 2007 Somalili Gençler Somalili gençlerin Türkiye de ve Somali de yaşadıklarını yazar açıklıkla paylaşıyor. Sayfa 2 Politik Bir

Detaylı

Immigration Documents

Immigration Documents - Général Où se trouve le formulaire pour? Demander où trouver un formulaire Quand votre [document] a-t-il été délivré? Demander quand un document a été délivré Où votre [document] a été délivré? Demander

Detaylı

Langue turque Évaluation en classe de CM2. Évaluation académique. Cahier de l élève

Langue turque Évaluation en classe de CM2. Évaluation académique. Cahier de l élève Langue turque Évaluation en classe de CM2 Évaluation académique Cahier de l élève Nom :.. Prénom : Date de naissance : École : 2016 2017 1 Situation 1 (CO1) Deux personnes se parlent au téléphone : Compréhension

Detaylı

Seyahat Sağlık. Sağlık - Acil durum. Sağlık - Doktorda. Hastaneye götürülmek isteme. Travel_Health_Emergency_2_desc

Seyahat Sağlık. Sağlık - Acil durum. Sağlık - Doktorda. Hastaneye götürülmek isteme. Travel_Health_Emergency_2_desc - Acil durum Hastaneye gitmem lazım. Hastaneye götürülmek isteme Hastayım. Travel_Health_Emergency_2_desc Je dois me rendre à l'hôpital. Je me sens malade. Derhal doktoru görmem gerekiyor! Je dois voir

Detaylı

Bulletin interne de communication du Lycée N.D. de Sion Notre Dame de Sion Lisesi okul içi bülteni. Prochainement. Lundi 3 Mai 3 Mayıs Pazartesi

Bulletin interne de communication du Lycée N.D. de Sion Notre Dame de Sion Lisesi okul içi bülteni. Prochainement. Lundi 3 Mai 3 Mayıs Pazartesi Bulletin interne de communication du Lycée N.D. de Sion Notre Dame de Sion Lisesi okul içi bülteni Mai / Mayıs / 2004 5 ème Année /5. Yıl N : 50 Prochainement 18h30-19h30: Conférence en français organisée

Detaylı

DIPLÔME NATIONAL DU BREVET

DIPLÔME NATIONAL DU BREVET DIPLÔME NATIONAL DU BREVET ÉPREUVE TURC SÉRIES : TOUTES SESSION 2018 Durée : 1 heure 30 Coefficient : 1 Barème : I - COMPRÉHENSION DU TEXTE II EXPRESSION ECRITE EN LANGUE TURQUE 50 points 50 points Le

Detaylı

YOGA STUDYO ANTALYA YOGA DERSLERI PROGRAM YOGA CLASS PROGRAM 03 10 2013

YOGA STUDYO ANTALYA YOGA DERSLERI PROGRAM YOGA CLASS PROGRAM 03 10 2013 MON PZTSI - LUN TUES SALI MAR WED- ÇARŞ- MER THUR PERŞ- JEU FRID- CUM- VEN SATUR CMTSI SAMDI SUN- PAZ- DIMAN 10.00 11.00 12.30 14.00 MANTRA- (ileri- advanc) 10.00 11.30 EN 12.30 14.00 10.00 11.30 TR NEFES

Detaylı

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ FRANSIZ DİLİ EĞİTİMİ / YÜKSEK LİSANS GRİPPE A EKREM KALKAN

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ FRANSIZ DİLİ EĞİTİMİ / YÜKSEK LİSANS GRİPPE A EKREM KALKAN İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ FRANSIZ DİLİ EĞİTİMİ / YÜKSEK LİSANS GRİPPE A EKREM KALKAN 2009 İLETİŞİM: KALKANEKREM29@GMAİL.COM GRİPPE A En 2009 au Mexique a été découvert un nouveau virus qui a rendu les gens

Detaylı

Kanguru Matematik Türkiye 2015

Kanguru Matematik Türkiye 2015 3 puanlýk sorular 1. Aþaðýdaki þekillerden hangisi bu dört þeklin hepsinde yoktur? A) B) C) D) 2. Yandaki resimde kaç üçgen vardýr? A) 7 B) 6 C) 5 D) 4 3. Yan taraftaki þekildeki yapboz evin eksik parçasýný

Detaylı

Kredi kartı kabul ediyor musunuz? Acceptez-vous le paiement par carte? Kredi kartıyla ödeyip ödeyemeyeceğini sorma

Kredi kartı kabul ediyor musunuz? Acceptez-vous le paiement par carte? Kredi kartıyla ödeyip ödeyemeyeceğini sorma - Girişte _[zaman]_de _[kişi sayısı]_ için masa ayırtmak istiyorum. Rezervasyon yapma _[kişi sayısı]_ için bir masa lütfen. Masa sorma Je voudrais réserver une table pour _[nombre de personne]_ à _[heure]_.

Detaylı

Rousseau, Toplumsal Sözleşme (I, 4): YETKE DOĞAL DEĞİL

Rousseau, Toplumsal Sözleşme (I, 4): YETKE DOĞAL DEĞİL Rousseau, Toplumsal Sözleşme (I, 4): YETKE DOĞAL DEĞİL Hiçbir insanın kendi benzerleri üzerinde doğal bir yetkesi olmadığına göre, ve zor hiçbir hak yaratmadığına göre, insanlar arasındaki tüm meşru yetkenin

Detaylı

Pazartesi. Salı. Çarşamba. Perşembe. Cuma. conjugaison du verbe. Grammaire progressive du français avec 680 exercices-page:8

Pazartesi. Salı. Çarşamba. Perşembe. Cuma. conjugaison du verbe. Grammaire progressive du français avec 680 exercices-page:8 Dilbilgisi (A1-A2) (17 hafta) 2017/2018Grammaire progressive du français avec 680 exercices 09-13 Ekim Kişi zamirleri, Fiil Je-tu-il-elle-nous-vous-ils-elles. La conjugaison du verbe. Grammaire progressive

Detaylı

Dacia Lodgy. Farklı bir tarzla yaşamın tadını çıkarın

Dacia Lodgy. Farklı bir tarzla yaşamın tadını çıkarın Farklı bir tarzla yaşamın tadını çıkarın Hayatınızı kolaylaştıracak teknolojiler * Opsiyonel 5 VEYA 7 KİŞİLİK VERSİYONLAR Benzersiz iç hacim ile güvenli ve konforlu yolculuklar L a u r e a t e - -

Detaylı

Register your product and get support at www.philips.com/welcome SCF676, SCF675 EN Introduction The Philips AVENT Glass bottle sleeve is designed to specifically fit the Philips AVENT Natural Glass feeding

Detaylı

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi BÝRÝNCÝ BÖLÜM 1 Dünya döndü Son ders zili çalýnca tüm öðrenciler sevinç çýðlýklarý atarak okulu terk etti. Ýkili öðretim yapýlýyordu. Sabahçýlar okulu boþaltýrken, öðleci grup okula girmeye hazýrlanýrdý.

Detaylı

Gelin Bir Yolculuða Çýkalým Birlikte

Gelin Bir Yolculuða Çýkalým Birlikte Gelin Bir Yolculuða Çýkalým Birlikte Bir trenin düdük çala çala geçtiðini duyunca ne yaparsýnýz? Tekerlerin demiryoluna çarpa çarpa çýkardýðý sesi dinlemek için, elinizdeki iþi býrakýp kulak kesilmez misiniz?

Detaylı

1975 yılından beri sürekli ve emin adımlarla büyümeye ve dünyaya açılmaya devam etmektedir.

1975 yılından beri sürekli ve emin adımlarla büyümeye ve dünyaya açılmaya devam etmektedir. HAKKIMIZDA BAŞTÜRKLER ŞİRKETLER GRUBU; Malatya da Un, Yem, Sentetik Çuval üretimi ve Akaryakıt İstasyonları sektörleri içindedir. Aynı zamanda Dakar / Senegal şehrinde Un, Yem Sıvı yağ (fıstık) üretimleri

Detaylı

L a p a r u r e NOUVELLE PARUE DANS LE GAULOIS, LE 17.02.1884 TRADUIT DU FRANÇAIS PAR / TÜRKÇESÝ : AYTEN ER

L a p a r u r e NOUVELLE PARUE DANS LE GAULOIS, LE 17.02.1884 TRADUIT DU FRANÇAIS PAR / TÜRKÇESÝ : AYTEN ER L a p a r u r e S a h t e g e r d a n l ý k G u y d e M A U P A S S A N T NOUVELLE PARUE DANS LE GAULOIS LE 17.02.1884 TRADUIT DU FRANÇAIS PAR / TÜRKÇESÝ : AYTEN ER C était une de ces jolies et charmantes

Detaylı

Çevreyi Benim Ýçin. Güvenli Hale Getirebilir misin? MUTLU ÇOCUKLAR DERNEÐÝ MUTLU ÇOCUKLAR DERNEÐÝ

Çevreyi Benim Ýçin. Güvenli Hale Getirebilir misin? MUTLU ÇOCUKLAR DERNEÐÝ MUTLU ÇOCUKLAR DERNEÐÝ MUTLU ÇOCUKLAR DERNEÐÝ Çevreyi Benim Ýçin Güvenli Hale Getirebilir misin? MUTLU ÇOCUKLAR DERNEÐÝ Mebusevleri Mah. Þerefli Sok. 27/3 Tandoðan/ANKARA Tel : 0 312 222 03 55 Fax: 0 312 222 03 09 MUTLU ÇOCUKLAR

Detaylı

Kişisel Dilekler Dilekler - Evlilik Türkçe Fransızca Félicitations. Nous vous souhaitons à tous les deux tout le bonheur du monde.

Kişisel Dilekler Dilekler - Evlilik Türkçe Fransızca Félicitations. Nous vous souhaitons à tous les deux tout le bonheur du monde. - Evlilik Tebrikler. Dünyadaki tüm mutluluklar üzerinizde olsun. Yeni evli bir çifti kutlarken kullanılır Tebrikler. Size düğün gününüzde en iyi dileklerimi sunarım. Yeni evli bir çifti kutlarken kullanılır

Detaylı

Kişisel Dilekler. Dilekler - Evlilik. Dilekler - Nişan

Kişisel Dilekler. Dilekler - Evlilik. Dilekler - Nişan - Evlilik Félicitations. Nous vous souhaitons à tous les deux tout le bonheur du monde. Yeni evli bir çifti kutlarken kullanılır Félicitations et meilleurs vœux à vous deux pour votre mariage. Yeni evli

Detaylı

Kurşun kalen. Renkli kalem. pergel. cetvel. gönye. iletki. makas. yapişkan. Hasap makinasi. Base lexicale utilisable pour les mathématiques

Kurşun kalen. Renkli kalem. pergel. cetvel. gönye. iletki. makas. yapişkan. Hasap makinasi. Base lexicale utilisable pour les mathématiques FRANCAIS frañse Base lexicale utilisable pour les mathématiques GEOMETRIE PLANE düzlem geometri DESSIN TURC Türk crayon de papier Kurşun kalen crayon de couleur Renkli kalem compas pergel règle cetvel

Detaylı

Candidature Lettre de recommandation

Candidature Lettre de recommandation - Ouverture Formel, destinataire masculin, nom inconnu Formel, destinataire féminin, nom inconnu Formel, nom et sexe du destinataire inconnus Sayın Yetkililer, Sayın Yetkililer, Formel, s'adressant à plusieurs

Detaylı

Robert Dossou. Bayanlar, Baylar,

Robert Dossou. Bayanlar, Baylar, 43 Robert Dossou Bayanlar, Baylar, Halihazırda üç görev yürütmekteyim. Benin Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi Başkanlığı görevimin yanı sıra Fransızca Konuşan Ülkeler Anayasa Mahkemeleri Birliği Başkanlığını

Detaylı

Benim adým Evþen, annem bana bu adý, evimiz hep þen olsun diye vermiþ. On yaþýndayým, bir ablam bir de aðabeyim var. Ablamla iyi geçindiðimizi pek

Benim adým Evþen, annem bana bu adý, evimiz hep þen olsun diye vermiþ. On yaþýndayým, bir ablam bir de aðabeyim var. Ablamla iyi geçindiðimizi pek Benim adým Evþen, annem bana bu adý, evimiz hep þen olsun diye vermiþ. On yaþýndayým, bir ablam bir de aðabeyim var. Ablamla iyi geçindiðimizi pek söyleyemem. Ýþlerin paylaþýmý yüzünden aramýzda hep kavga

Detaylı

Kendisini journal bête et méchant

Kendisini journal bête et méchant P l a n t u i l e D a n s E t m e k D a n s e r a v e c P l a n t u I Z E L ROZENTAL I N CUMHURIYET- K I T A P 30 M A R S/ M A R T 2006 Kendisini journal bête et méchant aptal ve kötü dergi olarak tanýmlayan

Detaylı

ÜÇÜNCÜ OTURUM. OTURUM BAŞKANI : Prof. Dr. Duygun YARSUVAT ( ) TÜRK ANAYASASI NIN AVRUPA ANAYASASI NA UYUM SORUNU

ÜÇÜNCÜ OTURUM. OTURUM BAŞKANI : Prof. Dr. Duygun YARSUVAT ( ) TÜRK ANAYASASI NIN AVRUPA ANAYASASI NA UYUM SORUNU ÜÇÜNCÜ OTURUM OTURUM BAŞKANI : Prof. Dr. Duygun YARSUVAT ( ) TÜRK ANAYASASI NIN AVRUPA ANAYASASI NA UYUM SORUNU KONUŞMACILAR : 1) Prof. Dr. Dominigue ROUSSEAU Avrupa Birliği nde insan Hakları Sorunsalı

Detaylı

JEAN-JACQUES ROUSSEAU TOPLUMSAL SÖZLEŞME VE SÖYLEMLER

JEAN-JACQUES ROUSSEAU TOPLUMSAL SÖZLEŞME VE SÖYLEMLER JEAN-JACQUES ROUSSEAU TOPLUMSAL SÖZLEŞME VE SÖYLEMLER Jean-Jacques Rousseau Toplumsal Sözleşme ve Söylemler ÖZGÜN KOŞUT METİNLER İLE BİRLİKTE Çeviren Aziz Yardımlı İDEA İSTANBUL İdea Yayınevi Şarap İskelesi

Detaylı

Langue turque. Cahier de l élève. Évaluation en classe de CM2. Enseignements de Langue et Culture d Origine. Nom :. Prénom : Date de naissance :...

Langue turque. Cahier de l élève. Évaluation en classe de CM2. Enseignements de Langue et Culture d Origine. Nom :. Prénom : Date de naissance :... Langue turque Évaluation en classe de CM2 Enseignements de Langue et Culture d Origine Cahier de l élève Nom :. Prénom : Date de naissance :... École : 2011/2012 Compréhension de l oral Situation 1 (CO

Detaylı

Deux ans avant sa mort, mon père

Deux ans avant sa mort, mon père B a b a m ý n B a v u l u... L a v a l i s e d e m o n p è r e... O R H A N PAMUK O R H A N PAMUK U N NOBEL KONUÞMASI 07.12.2006 D I S C O U R S PRONONCÉ LORS DE LA REMISE DU PRIX NOBEL 07.12.2006 T R

Detaylı

Cela nous arrive à tous : certaines personnes. Hepimizin baþýna gelmiþtir : Kimi tip. Sisyphe à huit pattes. A Z i Z N E S Ý N

Cela nous arrive à tous : certaines personnes. Hepimizin baþýna gelmiþtir : Kimi tip. Sisyphe à huit pattes. A Z i Z N E S Ý N E x t r a i t s A L I N T I S e k i z a y a k l ý S i s i p h u s Sisyphe à huit pattes A Z i Z N E S Ý N I N «U N F O U S U R L E T O I T» L E S É D I T E U R S F R A N Ç A I S R É U N I S 1 9 6 9 T R

Detaylı

Ce n est pas une histoire imaginaire

Ce n est pas une histoire imaginaire E x t r a i t s A L I N T I D e l i y l e g e ç e n g e c e Nuit passée avec un fou A Z i Z N E S Ý N I N «U N F O U S U R L E T O I T» L E S É D I T E U R S F R A N Ç A I S R É U N I S 1 9 6 9 T R A D

Detaylı

RENÉ DESCARTES Yöntem Üzerine Söylem/Discours de la Méthode Anlığın Yönetimi İçin Kurallar/Regulae ad directionem ingenii İlk Felsefe Üzerine

RENÉ DESCARTES Yöntem Üzerine Söylem/Discours de la Méthode Anlığın Yönetimi İçin Kurallar/Regulae ad directionem ingenii İlk Felsefe Üzerine RENÉ DESCARTES Yöntem Üzerine Söylem/Discours de la Méthode Anlığın Yönetimi İçin Kurallar/Regulae ad directionem ingenii İlk Felsefe Üzerine Meditasyonlar/Meditationes de prima philosophia René Descartes

Detaylı

Bölüm 1. Bruno Keþif Yapýyor

Bölüm 1. Bruno Keþif Yapýyor Bölüm 1 Bruno Keþif Yapýyor Bruno, bir akþamüstü okuldan eve döndüðünde, baþý hep öne eðik, gözlerini yerden kaldýrmayan hizmetçileri Maria yý odasýnda, dolabýndaki bütün eþyalarý, dört büyük sandýða doldururken

Detaylı

Sophie ve dilleri. Sophie et ses langues. Metin Christine Hélot Çizimler Uxue Arbelbide Lete Çeviri Büşra Hamurcu

Sophie ve dilleri. Sophie et ses langues. Metin Christine Hélot Çizimler Uxue Arbelbide Lete Çeviri Büşra Hamurcu Sophie ve dilleri Sophie et ses langues Metin Christine Hélot Çizimler Uxue Arbelbide Lete Çeviri Büşra Hamurcu Sophie ve dilleri Sophie et ses langues DULALA, erken yaşta dilsel çeşitlilik eğitimini desteklemek

Detaylı

YABANCI DİL BİLGİSİ SEVİYE TESPİT SINAVI (YDS) (İlkbahar Dönemi) FRANSIZCA 6 NİSAN 2014

YABANCI DİL BİLGİSİ SEVİYE TESPİT SINAVI (YDS) (İlkbahar Dönemi) FRANSIZCA 6 NİSAN 2014 T.C. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi YABANCI DİL BİLGİSİ SEVİYE TESPİT SINAVI (YDS) (İlkbahar Dönemi) FRANSIZCA 6 NİSAN 2014 Bu testlerin her hakkı saklıdır. Hangi amaçla olursa olsun, testlerin tamamının

Detaylı

FUAF CENAZE FONU SOSYAL DAYANIŞMA KURUMU

FUAF CENAZE FONU SOSYAL DAYANIŞMA KURUMU Adı Prénom Hizmetten yararlanacak olan 18 yaşından küçük bekar çocuklar Enfants bénéficiaires de moins de 18 ans Doğum tarihi Doğum yeri Date de naissance Lieu de naissance Uyruğu Nationalité Aile üyeliği

Detaylı