TEKSTİL TEKNOLOJİLERİ EL KİTABI

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "TEKSTİL TEKNOLOJİLERİ EL KİTABI"

Transkript

1 TEKSTİL TEKNOLOJİLERİ EL KİTABI Yaşar ÇİFTÇİ İSTANBUL GÜMRÜK LABORATUVAR MÜDÜRÜ

2 TEKSTİL LABORATUVARININ SORUMLU OLDUĞU FASILLAR AŞAĞIDA BELİRTİLMİŞTİR Fasıl No 41 Fasıl Başlığı 42 Deri Eşya; Saraciye Eşyası ve Eyer Ve Koşum Takımları; Seyahat Eşyası, El Çantaları ve Benzeri Mahfazalar; Hayvan Bağırsağından Mamul Eşya (İpek Böceği Guddesi Hariç) Postlar, Kürkler ve Taklit Kürkler; Bunların Mamulleri Ağaç ve Ahşap Eşya; Odun Kömürü; Mantar Ve Mantardan Mamul Eşya; Hasırdan, Sazdan veya Örülmeye Elverişli Diğer Maddelerden Mamuller; Sepetçi ve Hasırcı Eşyası 45 Mantar ve Mantardan Eşya 46 Hasırdan, Sazdan veya Örülmeye Elverişli Diğer Maddelerden Mamuller; Sepetçi ve Hasırcı Eşyası 47 Odun veya Diğer Selülozik Maddelerin Hamurları; Geri Kazanılmış Kağıt veya Karton Döküntü, Kırpıntı ve Hurdalar 48 Kağıt ve Karton; Kağıt Hamurundan, Kağıttan veya Kartondan Eşya 49 Basılı Kitaplar, Gazeteler, Resimler ve Baskı Sanayinin Diğer Mamulleri; El ve Makina Yazısı Metinler ve Planlar İpek Yapağı ve Yün, İnce veya Kaba Hayvan Kılı; At Kılından İplik ve Dokunmuş Mensucat Pamuk 52 Ham Postlar, Deriler (Kürkler Hariç) ve Köseleler 53 Dokumaya Elverişli Diğer Bitkisel Lifler; Kağıt İpliği Ve Kağıt İpliğinden Dokunmuş Mensucat 54 Sentetik ve suni filamentler, şeritler ve benzeri sentetik ve suni dokumaya elverişli maddelersuni Filamentler 55 Sentetik ve Suni Devamsız Lifler Vatka, 56 Ke Vatka, Keçe ve Dokunmamış Mensucat; Özel İplikler; Sicim, Kordon, İp, Halat ve Bunlardan Mamul Eşya Halılar Ve Dokumaya Elverişli Maddelerden Diğer Yer Kaplamaları Özel Dokunmuş Mensucat; Tufte Edilmiş Dokumaya Elverişli Mensucat; Dantela, Duvar Halıları; Şeritçi ve Kaytancı Eşyası; İşlemeler 59 Emdirilmiş, Sıvanmış, Kaplanmış veya Lamine Edilmiş Dokumaya Elverişli Maddelerden Mensucat; Endüstriyel Kullanıma Uygun Türden Tekstil Eşyası 60 Örme Mensucat

3 61 Örme Giyim Eşyası ve Aksesuarı 62 Örülmemiş Giyim Eşyası ve Aksesuarı 63 Dokumaya Elverişli Maddelerden Diğer Hazır Eşya; Takımlar; Giyim Eşyası ve Dokumaya Elverişli Maddelerden Kullanılmış Eşya; Paçavralar 64 Ayakkabılar, Getrler, Tozluklar ve Benzeri Eşya; Bunların Aksamı 65 Başlıklar ve Aksamı 66 Şemsiyeler, Güneş Şemsiyeleri, Bastonlar, İskemle Bastonlar, Kamçılar, Kırbaçlar ve Bunların Aksamı Hazır 67 Hazırlanmış İnce ve Kalın Kuş Tüyleri ve Bunlardan Eşya; Yapma Çiçekler, İnsan saçından eşya

4 A-DOKUMA KUMAŞLAR 1-GİRİŞ; Tekstil kumaşları, genellikle dokumadır; ancak örme, keçeleştirme, dantel kumaş oluşumu, ağ doku oluşturma, nonwoven işlemleri ve tafting veya bu işlemlerin kombinasyonu ile de üretilebilirler. Kumaşların çoğu iki boyutludur fakat artan sayıda üç boyutlu dokuma tekstil yapıları geliştirilmekte ve üretilmektedir. Dokuma kumaşlar, genellikle birbirine dik açı ile yerleştirilen ve birbirinin etrafından dolanan iki iplik sisteminden meydana gelir. Kumaşın uzunluğu boyunca yerleşen iplikler çözgü iplikleri ve kumaşın bir kenarından diğer kenarına yani kumaşın bir tarafından diğer tarafına uzanan iplikler atkı iplikleri olarak isimlendirilir. Üç eksenli ve üç boyutlu kumaşlarda iplikler kumaşa farklı şekillerde yerleştirilir. Dokunmuş tekstiller kullanım yerine göre gerekli ihtiyaçları karşılayacak şekilde tasarlanırlar. Bu kumaşların, mukavemeti (teknik tekstiller) kalınlığı, esnekliği, gözenekli olup olmaması ve kullanım süresi değiştirilebilir ve bu özellikler kumaşın örgüsüne, atkı ve çözgü iplik sıklıklarına, ipliklerin hammaddesine, yapısına (filament veya kesikli liflerden üretilmiş), iplik numarasına ve büküm faktörlerine bağlıdır. İpliklerin bağlantı yapması ile oluşturulan diğer kumaş yapılarına göre dokuma kumaşlardan daha yüksek bir mukavemet ve daha stabil bir kumaş yapısı elde edilebilir. Atkı ve çözgü yönünde büyük ölçüde farklılık gösteren özelliklere sahip kumaşlar üretmek için kumaşların konstrüksiyonları (yapıları) değiştirilebilir. 2-ÖRGÜ YAPILARI; Dokuma kumaşlarda kullanılan örgü sayısı pratik olarak sınırsızdır. Kumaşların fiziksel özelliğine etki eden basit yapısal değişimler gösterdiklerinden ve üç eksenli kumaşlar ile dokuma kumaşların kenar oluşumundaki ehemmiyetlerinden dolayı leno örgülerden de kısaca bahsedeceğiz. İki boyutlu dokuma kumaşların büyük bir kısmı temel örgü kullanılan yapılardır ve bunların en az % 90 lık kısmında bez ayağı örgü kullanılmaktadır. 2-1) BEZ AYAĞI ÖRGÜ; 2-1-1) Bez ayağı örgü konstrüksiyonu; Bez ayağı örgü, atkı ve çözgü ipliklerinin aralarında en basit şekilde bağlantı yapmaları ile üretilen bir örgü çeşididir. Bir atkı ipliği boyunca sırasıyla bir çözgünün üstte ve sonrakinin altta kalmasıyla oluşturulur ) Bez ayağı örgüye sahip kumaş çeşitleri; Kumaşların özellikleri, ipliklerin üretiminde kullanılan lifin tipine, ipliklerin tek filamentli, düz bükümlü veya tekstüre devamlı filament iplik olup olmadığına veya ipliklerin doğal veya sentetik kesikli liflerden üretilip üretilmediğine bağlıdır. Bir kumaşın sertliği ve dokunabilirliği de kullanılan iplik hammaddesinin sertliği ile ipliğin büküm faktöründen yani iplik numarasına bağlı olarak verilen büküm sayısından etkilenmektedir. Bez ayağı örgü kumaşlarda bazı özellikleri elde etmek için bazen çok yüksek bükümlü iplikler kullanılabilir. Elde edilen kumaşlar yüksek esnekliğe sahip olabilir veya yarı mat olabilir. Toplam kumaş alanına göre iplikler tarafından kaplanan alanı etkileyen iplik numaraları ile sıklıklar değiştirilerek kumaşın gramajı (alan yoğunluğu) değiştirilebilir. İplik yerleşimi ve iplik numarası arasındaki ilişki örtme faktörü olarak isimlendirilir.

5 Kumaşın gramajı ve/veya örtme faktörünün değiştirilmesi kumaşların aşınma dayanımı, filtreleme kapasitesi, gözenekliliği, stabiletesi, sertliği, kalınlığı ve mukavemetini etkileyebilir. Yaklaşık olarak birim alanda aynı atkı ve çözgü iplik sıklıkları ile aynı iplik numaralarına sahip olan kare bez ayağı kumaşlar geniş bir gramaj ve örtme faktörü aralığında üretilirler. Açık yapılı düşük gramajlı kumaşlar bandaj ve tülbent kumaşlarını, düşük gramaj ve yüksek örtme faktörlü kumaşlar daktilo şeridi ve tıbbi filtre kumaşlarını, yüksek gramaj ve düşük sıklığa sahip kumaşlar jeotekstil stabilizasyon kumaşlarını, yüksek gramaj ve yüksek sıklığa sahip kumaşlar pamuklu branda kumaşlarını kapsarlar. Çözgü yüzlü bez ayağı kumaşlar genellikle atkı örtme faktöründen çok daha yüksek çözgü örtme faktörüne sahiptir. Birbirine yakın atkı ve çözgü iplik numaraları kullanılır ise tipik bir çözgü yüzlü kumaş, atkı sıklığının iki katı çözgü sıklığına sahip olabilmektedir. Bu gibi kumaşlarda çözgü kıvrımı yüksek ve atkı kıvrımı oldukça düşük olacaktır. Uygun bir örtme faktörünün kullanımı ve ipliklerin seçimi ile bu tip bir kumaşta aşınmanın çoğu çözgü iplikleri üzerinde yoğunlaştırılabilir ve böylelikle atkı ipliklerin korunması sağlanmış olur. Atkı yüzlü bez ayağı kumaşlar çözgüye nazaran çok daha yüksek atkı örtme faktörü kullanılarak üretilir ve çözgü kıvrımından daha yüksek atkı kıvrımına sahiptirler. Dokuma gerginliklerindeki farktan dolayı kıvrım farkı çözgü yüzlü kumaşlardan biraz daha düşüktür. Atkı yüzlü kumaşlar dokunmalarının daha pahalı ve zor olmasından dolayı daha az kullanılmaktadır.

6

7

8 2-2) RİBS (KORD) VE PANAMA ÖRGÜYE SAHİP KUMAŞLAR; Bunlar bez ayağı kumaşların en basit modifikasyonudurlar. Bu kumaşlar aynı anda yan yana iki veya daha fazla çözgü ve/veya atkının üst konumda bulunmaları ile üretilirler. Sonuç olarak geniş çözgü ve/veya atkı ortaya çıkar. Atkı ve çözgü iplikleri arasında bağlantı sayısı azaldığı için verilen aralığa daha fazla iplik yerleştirmek mümkündür, bu da sıkıştırılmaksızın daha yüksek örtme faktörüne ulaşmak demektir ) Ribs (Kord) kumaşlar; Çözgü ribsi kumaşlarda çoğunlukla birim uzunlukta, atkıdan daha fazla çözgü ipliği bulunur ve çözgü kıvrımı yüksek, atkı kıvrımı düşüktür. Bu durum atkı ribsi kumaşlarda tersinedir. Bir 2/2 atkı ribsi kumaşta bir atkı ipliği yan yana iki çözgünün üzerinden geçerken 2/2 çözgü ribsin de bir çözgü ipliği iki atkının üzerinden geçer. İplik yüzmelerinin uzunluğu atkı ve çözgü doğrultusunda 4/4, 6/6, 3/1 veya benzeri kombinasyonlar meydana getirmek için artırılabilir. Uzun yüzmeli ribs örgülerde yan yana duran ipliklerin birbiri üzerine gelmesini engellemek genellikle zordur. Atkı ribsleri nin dokunması aynı anda iki atkı atılması mümkün olmaz ise daha pahalıdır, çünkü birim uzunlukta yüksek atkı sayısının olması dokuma makinesinin üretimini düşürür. ÇÖZGÜ RİBS İ

9 ATKI RİBS İ KARIŞIK ATKI RİBS İ

10 2-2-2) Panama kumaşlar; Basit panama kumaşlar bez ayağı örgülerin görünüşüne sahiptirler. Bu örgüde iki çözgü ipliği iki atkı boyunca yukarı kaldırılır. Diğer bir deyiş ile bu örgü paralel olarak iki atkı ve iki çözgü ile dokunan bez ayağı örgüye benzemektedir. 3/3 veya 4/4 panama örgüleri elde etmek için aynı hareketi yapacak şekilde birlikte hareket ettirilen iplik sayısı benzer şekilde arttırılır. Daha büyük panama örgüler kumaş üzerinde kare şeklinde görünümler verirler. Ancak atkı ve çözgü yönündeki ipliklerin birbirinin üzerine çıkmaları ve uzun iplik yüzmelerinden dolayı stabil olmayan bir davranış göstermeleri nedeniyle bu tür kumaşlar daha az kullanılmaktadırlar. Büyük panama örgüler ile bir kumaşta özel bir efekt veya görünüm elde edilmek istendiğinde uzun iplik yüzmeleri üzerinde bağlantı noktaları içeren fantezi panama örgüler kullanılarak kumaş stabil hale getirilir. Panama örgüye sahip kumaşlar yüksek örtme faktörleri ve daha az sayıda bağlantı noktası ile dokunabilir. Sık kumaş konstrüksiyonlarında panama kumaşlar daha iyi aşınma ve filtreleme özelliği gösterirler ve su nüfuz etmesine karşı daha büyük dirence sahiptirler. Düşük sıklığa sahip panama kumaşlarla daha büyük yırtılma mukavemeti ile patlama mukavemeti elde edilir. Aynı anda iki ya da daha fazla atkı atılabilir ise dokuma maliyeti de düşürülmüş olur. PANAMA ÖRGÜ

11 KARIŞIK PANAMA

12

13 DESENLİ PANAMA ETAMİN (ARPA TANESİ)

14 2-3) DİMİ KUMAŞLAR; Dimi, üç veya daha fazla atkı ve çözgüde tekrar eden bir örgüdür ve kumaş yüzünde diyagonal çizgiler üretilir. Bu çizgiler genellikle kumaşın bir kenarından diğer kenarına doğru uzanır. Kumaş yüzeyindeki diyagonal çizgilerin yönü genel olarak kumaşın çözgü yönünden göründüğü gibi tanımlanır. Çizgilerin yönü sağ üst tarafa doğru ise örgü Z dimi veya sağ dimi, çizgiler ters yönde ise örgü S dimi veya sol dimi olarak isimlendirilir. Diyagonal çizgilerin açısı ve tanımı atkı ve çözgü iplik sıklıkları ve/veya numaralarına bağlı olarak değiştirilebilir. Herhangi bir konstrüksiyon için dimi örgüler aynı özelliklere sahip bez ayağı örgü kumaşlardan daha uzun yüzmelere, daha az sayıda bağlantı noktasına ve daha açık bir yapıya sahip olacaktır. Dimi kumaşların endüstriyel kullanımı esas olarak basit dimi örgülerle sınırlı olduğundan burada basit dimi örgüler anlatılacaktır. Kırık dimiler, dalgalı dimiler, elastik dimiler ve balıksırtı dimiler takım elbiselik ve giysilik kumaşlarda yaygın olarak kullanılmaktadırlar. Bir dimi örgünün en küçük raporu 3 atkı 3 çözgüden meydana gelir. Dimi örgü büyüklüğü için teorik bir üst sınır yoktur ancak kabul edilebilir uzunlukta yüzmelere sahip stabil bir kumaş yapısı üretme gereği dimi örgü büyüklüğüne pratik sınırlar getirmektedir. Dimi örgü, bir raporluk çözgü hareketinin bir sonraki çözgüde bir öncekine nazaran bir atkı önce veya bir atkı sonra başlatılması ile oluşturulur. D 1/2 örgüde çözgü ipliği bir atkının üzerinden ve sonraki iki atkının altından geçerken D 2/1 örgüde önce iki atkının üzerinden ve sonra bir atkının altından geçer. Her iki örgü de S ve Z dimi olarak üretilebilir. Dolayısıyla bu en basit dimi örgünün dört faklı kombinasyonu mevcuttur. D 2/1 dimi örgü çözgü yüzlü dimidir, yani bu örgü ile dokunan kumaşlarda çözgünün daha büyük bir kısmı kumaşın yüzeyindedir. D 1/2 örgüler ise atkı yüzlüdür. Atkı yüzlü dimi örgü atkı atılırken daha az sayıda çözgünün yukarı kaldırılması gerektiğinden dokuma makinesini çözgü yüzlü dimilerden daha az zorlarlar. Bu sebepten dolayı, çözgü yüzlü dimiler bazen ters (atkı yüzlü dimi olarak) dokunurlar. Bunun olumsuz tarafı, dokuma esnasında çözgü ipliklerini kontrol etmenin zor olmasıdır. Dört atkı ve dört çözgüden oluşan dimi örgüleri D 3/1, D 2/2 veya D 1/3 konstrüksiyonlu olup her bir örgü S veya Z yönlü olabilir.

15

16 ,

17 63 EĞİMLİ, TEK EĞİMLİ EŞİT YÜZLÜ SAĞ YOLLU DİMİ 27 EĞİMLİ, TEK EĞİMLİ SAĞ YOLLU DİMİ

18 2-4) ATKI VE ÇÖZGÜ SATENİ; İngiltere de üretilen saten örgüler çözgü yüzlü olup dimi çizgilerinden arındırılmış düzgün bir kumaş yüzeyi elde etmek için bağlantı noktaları düzenlenmiş örgülerdir. Çözgü sateni örgüler bir santimetrede atkıdan çok daha fazla sayıda çözgü ipliğine sahip olan örgülerdir. Atkı satenleri ise bir santimetrede çözgüden daha fazla sayıda atkı ile dokunurlar. Bir kumaşı daha az sayıda atkı ile dokumak daha ucuz olduğu için çözgü satenleri atkı satenlerine nazaran daha yaygındırlar. Çözgü ipliklerini hareket ettiren çerçeveler üzerine etkiyen kuvvetleri azaltmak amacı ile çözgü satenleri kumaşın tersi üstte olacak şekilde dokunabilirler, yani çözgü sateni konstrüksiyonuna sahip kumaş atkı sateni olarak dokunur. Dimi çizgileri ortadan kaldırmak amacı ile saten örgüler sistematik bir şekilde oluşturulmak zorundadır. Dimi efektleri olmayan düzenli bir saten örgü oluşturmak için bazı kuralları göz önünde bulundurmak gerekir. Rapor içinde bağlantı noktalarının dağılımı mümkün olduğu kadar rastgele olmalıdır ve raporda her çözgü bir atkı ile sadece bağlantı yapmak zorundadır. Bağlantılar belirli bir sıraya göre düzenlenmeli, birbirinden düzgün bir şekilde ayrılmalı ve asla birbirinin bitişiğinde olmamalıdır. Saten örgüler 1/x dimiden türetilir ve dimi örgüdeki bağlantı noktaları sabit adım sayısı olarak isimlendirilen bir sayı kadar kaydırılır. Aşağıdaki koşullara uyan adım sayıları kullanılmamalıdır; i) Bir veya örgü rapor büyüklüğünün bir eksiği (çünkü bu durumda dimi örgü elde edilir), ii) Örgü raporu büyüklüğü veya örgü raporunun tam böleni olan bir sayı (bu durumda bazı iplikler bağlantı oluşturamayacaktır) Bu kurallara göre saten örgü oluşturulacak en küçük örgü raporu büyüklüğü 5 tir. Düzenli atkı veya çözgü sateni 6, 9, 11, 13, 14 veya 15 iplikten oluşan rapor büyüklükleri ile de oluşturulamaz. En yaygın olan örgü raporları 5 ve 8 iplikten oluşur ve 16 dan büyük örgü raporları uzun iplik yüzmelerinden dolayı pratik değildir. Atkı ve çözgü satenleri üniformalar ile endüstriyel ve koruyucu kumaşlarda yaygın olarak kullanılırlar. Bu örgüler çalı kesen gibi özel kumaşlarda da kullanılır. Kuzey Amerika da çözgü sateni kumaş, atkı yüzlü efekte sahip atkı sateni örgü veya çözgü yüzlü efekte sahip çözgü sateni örgü ile dokunmuş ipek veya diğer liflerden dokunmuş kalın ve yoğun bir yapıya sahip düzgün yüzeyli ve genellikle parlak bir kumaştır. Atkı sateni kumaş ise atkı ve çözgü yüzlü efekte sahip beşli çözgü sateni örgü ile dokunana dayanıklı parlak bir pamuklu kumaştır. ÇÖZGÜ SATENİ

19

20 Z ÖRGÜLÜ 8 RAPORLU ÇÖZGÜ SATENİ

21 Z ÖRGÜLÜ 9 RAPORLU ÇÖZGÜ SATENİ

22 ATKI SATENİ

23 Z ÖRGÜLÜ 9 LU 5 ATLAMALI ATKI SATENİ

24 2-5) LENO ÖRGÜLER; Leno örgülerde yan yana bulunan çözgü iplikleri atkı ile bağlantı yaparken birbirine paralel kalmayıp çaprazlar oluşturarak bağlantı yaparlar. En basit leno örgüde bir standart çözgü ve bir çapraz çözgü her atkıda birbirine çapraz geçerek bağlantı oluşturur. Bir leno örgüde aralarındaki atkı ipliği geçen iki çözgü birbirleriyle çapraz yaparak bağlantı oluşturduğunda atkı ipliğini yerinde sıkıca tutar ve atkının hareket etmesine engel olur. Leno örgüler bundan dolayı gaze gibi seyrek veya açık kumaş yapılarında ipliklerin hareket etmesini ve kumaş yapısının bozulmasını engellemek için kullanılır. Bir kumaşın kenar konstrüksiyonu kenardaki çözgüleri yerlerinde tutamıyor ise leno çözgüler bu ipliklerin kumaş gövdesinin dışına kaymasını engellemek için kullanılır. Daha sonraki işlem aşamalarında kumaşlar dar enlerde parçalara kesilecek ise dokumada bu amaçla boş bırakılan tarak dişlerinin olduğu kısımlarda da (bu kısımlar kumaşın daha küçük enlere ayrıldığı kısımlardır) leno örgüler kullanılır. Leno ve gaze kumaşlar sadece standart ve çapraz çözgülerden veya bu iplik çiftlerinden oluşur veya desene göre istenilen tasarımı elde etmek için çok sayıda bu iplik gruplarından kullanılabilir. Kumaşta daha büyük efektler elde etmek için standart ve çapraz leno iplikler çift olarak veya üçlü gruplar halinde kullanılabilir. İki veya daha fazla atkı ipliği aynı ağızlığa verilebilir ve leno efekti vermek için çözgülerin atkılar arasında çapraz bağlantılar oluşturduğu düz kumaş bölgeleri basit leno örgülerden üretilir. Standart ve çapraz örgüler çoğunlukla ayrı çözgü leventlerinden beslenir. Hem standart hem de çapraz örgüler aynı levende sarılır ise her iki iplik aynı miktarda dolanacağından aynı kıvrıma sahip olacaktır. Bu tip örgü kumaşlara leno örgü kumalar verilebilir. Standart ve çapraz iplikler ayrı leventlere sarılır ise farklı gerginliklerde beslenebilirler ve bu ipliklerin kıvrımları ayrı ayrı ayarlanabilir. Böyle bir durumda standart çözgü kumaşta düz olarak yer alırken tüm kıvrımı çapraz iplik alarak standart iplik etrafında dolanır. Burada çapraz ipliklerin bir atkı üzerinde sağdan sola veya soldan sağa kaydırılabildiğini görülebilir. Özellikle düzgün yüzeyli tek filamentli iplikler durumunda çapraz bağlantı oluşum yönü bağlantının kilitlenmesine etki eder. İki farklı levent kullanıldığında tasarım amaçlı ve teknik uygulamalar için farklı tip ve numaralarda ipliklerin kullanılması mümkündür. Leno örgü sadece kumaş kenar konstrüksiyonu için kullanıldığında her bir kumaş kenarı için birden dörde kadar bu iplik çiftlerinden kullanılır ve leno kenar dokuma makinesinin ağızlık açma mekanizmasından bağımsız olarak çalışan özel bir mekanizma ile üretilir. Kenarlar için gerekli olan leno iplikleri çözgü levendinden ziyade ayrı bir cağlığa yerleştirilen konik bobinden beslenirler. Sık veya kıvrımlı kenar oluşumunu önlemek için kenar iplikleri ve gerginliklerinin seçimi özellikle önemlidir. Seçilen kıvrımlarda terbiye işlemleri esnasındaki kumaş çekmeleri de hesaba katılmalıdır.

25

26 2-6) ÜÇ EKSENLİ ÖRGÜLER; Hemen hemen tüm iki boyutlu dokuma kumaş yapıları bez ayağı örgü kumaşlardan geliştirilmiştir ve atkı ve çözgü iplikleri birbirine dik veya hemen hemen dik doğrultularda bağlantı oluştururlar. Bu prensip olarak leno kumaşlar ve bir kısım ilave çözgünün, yani tasarımı oluşturan çözgünün bir iplik yatırma mekanizmasıyla belirli sayıda zemin çözgü etrafında bağlantı yaparak hareket ettirildiği ilave iplik desenlendirilen kumaşlar içinde geçerlidir. Tek istisna üç eksenli ve dört eksenli kumaşlardır. Üç eksenli kumaşlarda iki çözgü iplik gurubu atkı ipliğine genellikle 60 derecelik açı ile kaydedilir ve dört eksenli kumaşlarda dört iplik gurubu birbiri ile 40 derecelik açılar yaparlar. Bu güne kadar sadece üç eksenli kumaşlar için dokuma ticari üretimde bulunmaktadır. Üç eksenli kumaşlar, üç iplik gurubunun çok sayıda eşkenar üçgen oluşturarak meydana getirdiği kumaşlar olarak tanımlanır. İki çözgü iplik gurubu birbiriyle ve atkı ipliğiyle 60 derecelik açı ile bağlantı yaparlar. Üç eksenli kumaşların yırtılma ve patlama direnci standart kumaşlara göre oldukça üstündür, çünkü uzamalar her zaman iki yönde karşılaşır. Kesişme noktaları (bağlantı noktaları) sıkı bir şekilde tutulduğundan üç eksenli kumaşların kayma direnci de mükemmeldir. Bu kumaşlar araç lastiği yapımında kullanılan kumaşlar, balon kumaşları, yelken kumaşları, lamine edilmiş yapılar ve basınç tankları gibi teknik uygulamaları kapsayan geniş alanda kullanılmaktadır. 3-KUMAŞLARIN ÖZELLİKLERİ; Kumaş özellikleri, bir kumaş hakkında gerekli bilgiyi verir ancak doğru bir değerlendirme için sık sık tecrübeye ihtiyaç vardır. Kumaşı tanımlayan en önemli elemanlar kumaşın genişliği, atkı ve çözgü sıklıkları, atkı ve çözgü iplik numaraları ve tipleri (hammadde, filament veya kesikli liften üretilmiş olması, konstrüksiyonu, büküm yönü ve büküm sayısı ve kumaşa uygulanan terbiye işlemleridir. Bunlardan hareketle dokuma makineleri ve terbiye işlem talimatları bilinir ise kumaşın gramajı hesaplanır. Atkı ve çözgü örtme faktörleri, kıvrımı, kumaş kalınlığı, gözeneklilik ve döküm gibi diğer kumaş özelliklerinin tahmin edilmek zorunda olduğu veya çeşitli test metotları ile ölçülmek olduğu bir zorunluluktur. 3-1) KUMAŞIN ENİ; Kumaşın eni, genellikle cm olarak ifade edilmekte ve gerginlik ile rutubetin sebep olduğu değişimleri hesaba katmak için standart klima şartlarında ölçülmek zorundadır. İstenilen kumaş genişliğine kumaş kenarlarının dahilolup olmadığını bilmek gerekir. Bir kumaşın özelliklerine karar vermeden önce dokuma sırasında tarak eninden ham kumaş enine ve terbiye işlemleri sırasında meydana gelen (ki varsa) kumaş çekmeleri hesaba katılmalıdır. Kumaş eni değişir ise kumaş gramajı ile atkı ve çözgü iplik sıklıkları bundan etkilenir. 3-2) KUMAŞ GRAMAJI; Kumaş gramajı, çoğunlukla bir metrekare kumaşın gramaj cinsinden ağırlığı olarak ifade edilmektedir. Ancak bazen bir metre kumaşın gram olarak ağırlığı şeklinde de ifade edilir (metre tül cinsinden) İstenilen gramajın dokumadaki kumaş gramajı ya da mamul kumaş gramajı olup olmadığının belirtilmesi çok önemlidir. Ham kumaş gramajı atkı veya çözgü iplik numaraları, iplik sıklıkları ve örgü gibi dokuma özellikleri ile dokuma işleminin

27 randımanı ve kumaş kalitesini artırmak için çözgülere ilave edilen haşıl gibi maddelere bağlıdır. Terbiye işlemleri esnasında kumaş gramajı, gerginlik ve kimyasal işlemler ile veya kumaş eni ve boyuna etki eden çekmelerle, dokuma işlemi esnasında gerek duyulan haşıl maddesinin uzaklaştırılması ile ve terbiye işlemleri esnasında ilave edilen kimyasal maddeler tarafından değiştirilir. Kumaş kesim aleti kullanılarak: Analizi yapılacak olan kumaştan, kumaş kesim aleti kullanılarak numune alınır. Alınan numune kumaş, hassas terazide tartılır. Elde edilen ağırlık değeri, 100cm2 numune kumaşın ağırlığı olduğu için, bu değer 1m2 kumaşa oranlanarak m2 ağırlığı tespit edilir. 3-3) KIVRIM; Kumaş içindeki bir kıvrımı dokuma işlemi esnasında oluşturulur ve terbiye işlemleri esnasında modifiye edilebilir. Kıvrım oluşumu dokuma makinesinde tefeleme işlemi esnasında atkı ve çözgü ipliklerinin birbiri etrafında dolanmaya zorlanmasından dolayıdır. Kıvrım kullanılan atkı ve çözgü ipliklerine, dokuma ve terbiye işlemleri esnasındaki ve 3-4 te anlatılan atkı ve çözgü örtme sıklığına bağlıdır. Kıvrım kumaştan çıkarıldıktan sonra düzgün hale getirilmiş iplik uzunluğu ile numune kumaş uzunluğu arasındaki ilişki ile ölçülür. İplik özellikleri ve kumaş yapısına bağlı olarak bağlantı noktalarında atkının çözgüye ve çözgünün de atkıya uyguladığı kuvvetlerden dolayı çok filamentli iplikler ile kesikli liflerden üretilmiş iplikler geometrik yapılarında değişime uğrarlar. 100 ün kumaş uzunluğuna bölünmesinden sonra iplik ve kumaş uzunlukları arasındaki fark ile çarpmak şeklinde kıvrımı yüzde olarak

28 ifade etmek en uygundur. Çözgü kıvrımı, belirli bir uzunlukta kumaş dokumak için çözgü levendi üzerine sarılması gereken çözgü uzunluğunu belirlemek için kullanılır. Çözgü uzunluğunun hesabında dokuma işlemi esnasında çözgü ipliklerinin sebep olduğu uzamalar da hesaba katılmalıdır. Fazla haşıllanmış ipliklerde bu uzamalar çok küçük ve önemsiz iken haşıllanmamış veya az haşıllanmış iplikler kullanıldığında önemli olabilir. Mekiksiz dokuma makinelerinde dokunan kumaşlarda kumaş kenarı ve bazen yardımcı kenar oluşturacak şekilde gerekli atkı uzunluğu için tahmin edilen atkı kıvrımı ayarlanmak zorundadır. 3-4) ÖRTME FAKTÖRÜ; Örtme faktörü bir iplik grubu tarafından kumaş alanının hangi oranda kaplandığını gösterir. Bir kumaş için iki örtme faktörü mevcuttur; çözgü örtme faktörü ve atkı örtme faktörü. Kumaş örtme faktörü atkı ve çözgü örtme faktörlerinin toplanması ile elde edilmektedir. Kullanılan hammadde veya iplik yapısından dolayı ipliklerdeki farklı yoğunlukları hesaba katarak örtme faktörü ayarlanabilir. SI Birim sisteminde örtme faktörü cm deki iplik sıklığını tex olarak iplik numarasının karekökü ile çarpıldıktan sonra 10 a bölerek hesaplanır. Bu şekilde hesaplanan örtme faktörü Pierce tarafından ortaya atılan ve inçteki iplik sayısının pamuk iplik numarasının kareköküne bölünmesi ile elde edilen pamuk örtme faktöründen % 5 daha az sapma gösterir. Verilen bir iplik sıklığı için bez ayağı örgü birim alanda en fazla bağlantı sayısına sahiptir. Diğer bütün örgüler bez ayağından daha az bağlantı sayısına sahiptir. Aynı örgüler ile ve benzer ipliklerden dokunan tüm kumaşların muhtemel dokunabilirlikleri örtme faktörlerinden hareketle tahmin edilebilir. Atkı ve çözgü örtme faktörlerinin her ikisi de 12 olan bez ayağı kumaşların dokunması kolaydır. Örtme faktörleri 12 nin üzerine çıktığında dokuma zorlaşır atkı ve çözgü örtme faktörleri için güçlü dokuma makinelerine ihtiyaç duyulur atkı ve çözgü örtme faktörleri durumunda bez ayağı kumaş yapısı sıkışır ve tahmin edici bir tefeleme ile iplikleri yeterince sıkıştırabilmek için ağır tefeye sahip güçlü bir tezgaha ihtiyaç duyulur. Atkı ve çözgü için geniş bir aralıkta değişen örtme faktörleri kullanıldığında bir doğrultuda yüksek örtme faktörünün kullanılması diğer doğrultuda daha düşük bir örtme faktörü kullanılması ile dengelenebilir. Bir poplin kumaşta atkı kumaşta düzgün olarak dururken bütün kıvrımları çözgünün aldığı görülür. Poplin kumaş yapısında çözgüler atkının etrafından dolandıkları için birbirine temas edebilir ve 32 nin üzerinde kumaş örtme faktörü ile kumaşların dokunması mümkün olmaktadır. Pierce belirli sayıda örgü için orijinal düzeltme faktörlerini hesaplamıştır. Ruti kendi ürettiği dokuma makinelerinde değişik örgülere sahip kumaşların dokunup dokunamayacağını belirlemek için faydalı bulduğu ayar faktörlerini yayınlamıştır. Sulzer değişik tipte dokuma makinelerinde farklı örgü, iplik sıklıkları ve iplik numaraları ile kumaş dokumanın ne kadar zor veya kolay olduğunu gösteren grafikler hazırlamıştır.

29 Aynı atkı ve çözgü faktörleri ve farklı iplik numaralarına sahip kumaşların karşılaştırılması (SI Birim sistemi) Kumaş A B C Sıklık İplik numarası Örtme fak. Kumaş gramajı a İplik/cm (g/cm2) n1 n2 N1 N2 K1 K , , , Kalınlık b (mm) 0,28 0,56 1,12 n1 = Çözgü sıklığı, n2 = Atkı sıklığı N1 = Çözgü iplik numarası, N2 = Atkı iplik numarası K1 = Çözgü örtme faktörü, K2 = Atkı örtme faktörü a b Kıvrım % 9 olarak hesaba katılmıştır. İpliklerin yer değiştirmesi ve düzleşmesi (yassılaşması) % 25 olarak göz önüne alınmıştır Farklı örgüler için örtme faktör ayarları ÖRGÜ Bez ayağı örgü 2/2 Atkı ribsi 1/2 ve 2/1 Dimi 2/2 Panama 1/3, 3/1 ve 2/2 Dimi 5 li atkı ve çözgü sateni AYAR FAKTÖRÜa 1,00 0,92 0,87 0,82 0,77 0,69 Kaynak ; Ruti a Herhangi bir örgü için eşdeğer bez ayağı örme faktörünü elde etmek için gerçek örtme faktörünü ayar faktörü ile çarpınız. 3-5) KALINLIK; Kumaş kalınlığının tahmin edilmesinde iplik özellikleri kumaş özellikleri kadar önemlidir. Terbiye işlemleri esnasında kumaş üzerine etkileyen kuvvetlerden ve dokuma işlemi sırasında iplik şekillerinde meydana gelen bozulmalardan dolayı kumaş kalınlığını hesaplamak zordur. Kumaş kalınlığını ölçmek de zordur.

30 4-DOKUMA MAKİNELERİ VE UYGULANAN İŞLEMLER; Dokumada kumaş oluşum prensibi yıllardır değişmemesine karşın kullanılan metotlar ile dokuma makinelerinin tahrik ve kontrol şekilleri zaman içerisinde değişikliğe uğramıştır. Yirminci yüzyılın sonlarında değişim hızı sürekli olarak artmış ve makinelerin üretim miktarını belirleyen atkı atma hızları yılları arasında yaklaşık 10 kat artmıştır. Üretim hızları artışı hızı sürekli artarak günümüze kadar gelmiştir. 21. Yüzyılın başından bu güne kadar geçen süre de ise artış hızı sürekli artarak yılları arasındaki 10 kat artışa yakın bir değere ulaşmıştır. Önceden emek yoğun bir endüstri kolu olan dokuma endüstrisi sektörü artık modern teknolojilerle sermaye yoğun bir endüstriye dönüşmüştür. Bir kumaşın dokunmasındaki temel işlemler şunlardır; 1) Ağızlık açma, yani atkı ipliğin çözgü iplikleri arasından geçirilmesini sağlamak için desene göre ipliklerin iki veya daha fazla tabakaya ayrılması işlemi, 2) Atkı atma (atkı kaydı), ve 3) Tefe vurma (tefeleme), yani ağızlığa yatırılan atkı ipliğini kumaş çizgisine kadar taşıyıp kumaşa dahil etmek (bir önceki atkı atıldıktan sonra kumaşın sona erdiği çizgi) Atkı ve çözgü ipliklerinin beslenmesi ile dokunan kumaşın sarılması için de gerekli üniteler makine üzerinde mevcut olmalıdır. Çözgü ipliği genellikle çözgü levendi üzerinden beslenirken atkı ipliği masura (sadece mekikli tezgahlar için) veya konik bobinler üzerine sarılarak beslenir. Atkı atma sistemi ne olursa olsun tek fazlı dokuma makinelerinin çoğu benzer mekanizmalar ve arka köprü ile göğüs köprüsü arasında yatay bir çözgü hattı kullanılmaktadır. Yatay çözgü hattı en yaygın olarak kullanılmasına rağmen diğer başarılı çözgü hatları da geliştirilmiştir. Dokuma tezgahları her tefeleme işleminden sonra bir sonraki atkı için ağızlık oluşumunu takiben yeni bir atkının ağızlığına tüm kumaş eni boyunca yatırıldığı ve bu işlemlerin her makine devrinde tekrar e ttiği tek fazlı ve aynı anda birden fazla dokuma işlemi fazının mevcut olduğu ve eş zamanlı olarak birden fazla atkı atımının gerçekleştirildiği çok fazlı olarak iki guruba ayrılabilir. Tek fazlı dokuma makineleri atkı atma sistemlerine göre alt guruplara ayrılırken çok fazlı dokuma makineleri ağızlık oluşturma metotlarına göre sınıflandırılır. Bir dokuma makinesinin başarılı ve verimli bir şekilde çalıştırılması için iyi kalitede çözgü ipliklerine ihtiyaç vardır. 4-1) ÇÖZGÜ HAZIRLAMA; Dokuma işleminin başarısı, dokuma makinesine takılan çözgü levendinin hazırlama kalitesine bağlıdır. Çünkü çözgüdeki her bir hata ya makineyi durdurup düzeltme gerektirecek ya da dokunmakta olan kumaşta hataya sebep olacaktır. Bir kumaş dokunmadan önce çözgü iplilerinin sarıldığı leventler hazırlanmak zorundadır. Çok kalın çözgü İplikleri için veya çözgü hazırlama özellikleri değiştirilmeksizin filament ipliklerden kumaş dokunabilmesi durumunda her dokuma makinesinin arkasına yerleştirilebilen bir cağlık ekonomik olarak kullanılabilir. Bu yaklaşım ile sık sık levent değişimi önlendiği için dokuma randımanı artırılır, ancak çok fazla yere ihtiyaç duyulur. Çözgü ipliklerinin büyük bir çoğunluğu için özellikle haşıllanmış iplikler için çözgü levendi hazırlamak ve dokuma makinesinde kullanmak daha ekonomik olmaktadır. Çoğu çözgü hazırlama sisteminin amacı dokuma makinesinde ihtiyaç duyulan çözgü ipliklerini bir levende birleştirmek ve çözgüyü, tüm çözgü telleri sürekli olarak mevcut olacak

31 şekilde ve çözgülerin elastikiyetlerini sarıldıkları haldeki değerlerinde muhafaza ederek dokuma makinesine beslemektir. Bu işlem yapılmadan önce iplikler konik bobinlere sarılmalı, çözgü levendine aktarılmalı ve en son olarak da dokuma levendine aktarılmadan önce haşıllanmalıdır. Haşıl işleminin amacı dokuma makinesinde karmaşık zorlamalara maruz kalan çözgü ipliklerinin dayanımını artırmak amacı ile çözgüleri koruyucu bir tabaka ile kaplamaktır. Bazı kalın katlı iplikler ile yüksek dayanıma sahip iplikler haşıllanmadan da dokunabilir. 4-2) AĞIZLIK AÇMA; Bir kumaş ister bir eltezgahında ister en modern yüksek hızlı çok fazlı dokuma makinesinde dokunsun, tefeleme ve kumaş oluşumundan önce atkının atılabilmesi için ağızlık açılması zorunludur. Ağızlık temiz olmalıdır, yani gevşek çözgü iplikleri veya yüzeyi tüylü iplikler veya birbirleriyle tutuşan çözgüler atkı ipliği veya atkı taşıyıcının geçişini engellememelidir. Bu engelleme olmaksızın atkı ipliği atılamazsa ya sorunu düzeltmek için makine duracak, bir çözgü kopmuş veya hasar görmüş olabilir, ya da hatalı kumaş deseni üretilecektir ) Tek fazlı dokuma makinelerinde ağızlık açma; Tek fazlı dokuma makinelerinin büyük bir çoğunluğunda atkı kaydı başlamadan önce alt ve üst çözgü tabakaları ayrılarak ağızlık oluşturulur ve atkı tüm çözgü eni boyunca ağızlığa yatırılana kadar çözgülerin ağızlıktaki konumu değiştirilemez. Ağızlık açma mekanizması çözgü ipliklerini örgü raporu tarafından belirlenen sırada yukarı veya aşağı hareket ettirmek için kullanılır. Dokuma esnasında çözgü ipliklerinin iyi bir şekilde ayrılmasını sağlamak ve bitişik ipliklerin birbirleri ile tutuşmalarını engellemek için çözgü tabakalarını oluşturan iplikler birbirine göre bir miktar kaydırılabilir. Ancak atkı kayıt bölgesinde atkı geçişini engellemeyecek şekilde bir açıklık muhafaza edilmek zorundadır. Belirli bir dokuma makinesi için seçilen ağızlık açma mekanizması bu makinede düşünülen desene bağlıdır. Ağızlık açma mekanizmaları genellikle pahalıdır ve desenlendirme yeteneği ne kadar büyük olursa ağızlık açma mekanizması da o kadar pahalı olacaktır. Bazı dokuma makinelerinde bu makineye takılabilecek ağızlık açma mekanizmalarını belirleyen teknik sınırlamalar da vardır. Kranklı, kamplı veya armürlü ağızlık açma mekanizmaları kullanıldığında çözgü iplikleri çerçevelere takılan güçlü gözlerinden geçirilir ve çerçeveler tarafından yukarı-aşağı hareket ettirilir. Bir çerçevedeki tüm gücüler birlikte hareket ettirilir ve bu çerçeve tarafından kontrol edilen tüm çözgüler bundan dolayı aynı şekilde kaldırılır. Örgü raporu ihtiyaç duyulan minimum gücü sayısını belirler. Bir çerçevedeki gücü sayısının çok fazla olmasını önlemek için aynı hareketi yapan çözgüler aynı hareketi yapan birden fazla çerçeveye dağıtılır. Bez ayağı kumaş dokumak için örneğin 2, 4, 6, 8 çerçeve kullanılabilir. Bu durumda çözgüleri her atkıda çerçevelerin yarısı kaldırılır iken diğer yarısı indirilir. Kranklı ağızlık açma mekanizmaları genellikle 8 çerçeveyle, kamlı 10 veya 12 çerçeve ve armürlü ağızlık açma mekanizmaları ise 18 veya 24 çerçeve ile sınırlıdır. Bir desen için gerekli hareket raporu 24 çerçeve kullanımı ile elde edilmezse her bir çözgü ipliğinin ayrı ayrı kontrol edilebildiği jakarlı ağızlık açma mekanizmaları kullanılmak zorundadır. Kranklı ağızlık açma mekanizması mevcut olan en basit ve en pozitif olanıdır. Sadece bez ayağı örgüde kumaş dokumak için kullanılabilir. Bu mekanizma ucuz, muhafazası ve bakımı kolay ve birçok yüksek hızlı dokuma makinesinde atkı atma hızlarını % 10 kadar artırır. Çok yönlü olmaması nedeniyle yaygın olarak kullanılmamaktadır. Bununla birlikte kumaşların büyük bir çoğunluğunun bez ayağı örgü ile dokunmasından dolayı birçok endüstriyel kumaş için özellikle faydalıdır. Yüksek hızlı modern dokuma makineleri ile kullanılan kamlı ağızlık açma mekanizmaları ya oluklu kam ya da eşlenik kamlara sahiptir. Çünkü bu kamlar çerçevelerin pozitif olarak kontrolünü mümkün kılar. Bununla birlikte negatif profile sahip kamlar hafif ve orta gramajlı kumaşların dokunmasında hala yaygın olarak kullanılmaktadır. Kam profili, örgü raporundan elde edilen hareket planına göre istenilen çerçeve hareketlerini verecek şekilde tasarlanır. Çerçeveleri kontrol etmenin üçüncü bir yolu ise armürlü ağızlık açma mekanizması kullanmaktadır. Armürlerin en büyük avantajı dokunabilen desenin rapor büyüklüğüne pratik olarak bir sınır

32 getirmemesidir. Buna karşılık kamlı ağızlık açma mekanizmalarında sekiz veya on atkıdan daha büyük örgü raporlarının eldesi pahalı ve zordur. Armürleri çok sayıda çerçeve için üretmek kolaydır. Armürler silindirler veya baklalar içeren desen zincirleri tarafından kontrol edilirler. Desen baklaları armürdeki çerçeve kaldırma mekanizması için seçme işlemi gerçekleştirilir. Uzun hareket raporları için metal zincirler veya ağır tahta baklalar yerine delikli karton veya plastik kartlar kullanılmıştır lı yıllarda elektronik armürler mekanik armürlerin yerini almış ve bu sayede bir desen hazırlamak için olan süre çok kısalmıştır. Elektrik armürlerin gelişmesine müteakip kamlı ağızlık açma mekanizmaların popülerliği azalmıştır. Çünkü yüksek hızlı dokuma makineleri için kamlar pahalıdır. Örgü yapısı veya sık sık desen değişim gereksinimden dolayı çok sayıda kamına gerek duyulursa armürlü dokuma makinesi almak daha ucuza gelebilir. Ağız açma mekanizmaları hala yoğun bir gelişme içerisindedir. Çerçevelerin ayrı ayrı elektronik kontrolü yakın zamanda kranklı, kamlı ve armürlü makineler arasındaki fiyat farkını azaltabilir. Gelişmelerin ağızlık açma ünitelerini basitleştirmesi, fiyatlarını ve bakımını azaltması ve dokuma makinesini daha esnek hale getirmesi daha muhtemel görünmektedir. İstenilen tasarımları dokumak için armürlerin desenlendirme kapasiteleri yetersiz< kalır ise jakarlar kullanmak zorunluluğu vardır. Modern elektronik jakarlar çok yüksek hızlarda çalışabilmekte ve tasarlanan desen üzerine pratik olarak hiçbir sınırlama getirmemektedir. Dokuma makinesi eni boyunca her çözgü ipliği ayrı ayrı kontrol edilebilir ve atkı raporu istenilen uzunlukta olabilir. Jakarlar pahalıdır ve çok fazla sayıda çözgüipliği gruplar halinde konrolü yerine ayrı ayrı kontrol edilecek ise, jakarlar üzerine takıldığı dokuma makinesi kadar maliyete sahip olur ) Çok fazlı dokuma makinelerinde ağızlık açma; Çok fazlı dokuma makinelerinin tamamına yakınında eş zamanlı olarak birden fazla atkının atılabilmesi için herhangi bir anda birden fazla dokuma işlemi fazı oluşturulur. Dalga ağızlı dokuma makinelerinde çözgü tabakalarının farklı kısımları herhangi bir anda dokuma işlem fazının farklı kısımlarındadır. Yani maine genişliği boyunca çözgü tabakalarına bakıldığında bir kısmında ağızlık oluşmuşken diğer kısmında ağızlık kapanmış, başka bir kısmında da ağızlık yeni oluşuyor veya kapanıyor konumundadır. Bu durum aynı düzlemde birbirini takiben oluşan ağızlıklar içinde belirli sayıda mekik veya atkı taşıyıcının hareket etmesini sağlar. Mekiklerin açılan dalga ağızlıkları boyunca dairesel bir yörünge üzerinde hareket ettiği dokuma makineleri yuvarlak dokuma makineleri olarak adlandırılır. Bu makineler, ağır yükleri taşıyacak çuval ve çantalar için yuvarlak polipropilen dokuma kumaşların üretilmesi için yaygın olarak kullanılmaktadır. 4-3) ATKI ATMA VE TEFELEME (TEK FAZLI DOKUMA MAKİNELERİ); Tüm tek fazlı dokuma makineleri atkı atma sistemlerine göre sınıflandırılırlar. Tek fazlı atkı atmada ana metotlar; mekikli, mekikçikli, kancalı veya su jetli sistemlerdir ) Mekikli, atkı atma; Ağızlık boyunca taşınması için mekiklerin kullanıldığı tezgahlar ABD gibi yüksek ücretlerin ödendiği ülkelerde dahi 1980 li yıllara kadar dokuma kumaş üretimine hakim olmuştur. Şimdi birkaç tip özel kumaşın dokunması haricinde kullanılmamaktadır. Buna rağmen çok sayıda otomatik bobin değiştirmeli tezgahlar hala kullanılmaktadır. Ancak bunlar hızlı bir şekilde mekiksiz dokuma makineleri ile değiştirilmektedir. Mekiksiz dokuma makineleri daha az hata ile kumaş üretmekte, dokuma ve bakım için daha az işçiye ihtiyaç duyulmaktadır. Milyonlarca el tezgahı Güneydoğu Asya da yasalar ile korunarak hala çalışmaktadır. Mekikli bir dokuma makinesinde kumaş üretiminde; atkının üzerine sarıldığı masurayı taşıyan mekik makinesinin her iki yanında bulunan vuruş mekanizması ile tezgahın bir yanından diğer yanına ağızlık boyunca hareket ettirilir: Her atkı için mekik aniden ivme kazanır ve mekik yolu üzerinde uçar. Ağızlık boyunca mekik hareket ederken bir atkılık iplik ağızlığa yatırılır. Diğer taraftaki mekik kutusuna ulaştığında mekik hızlı bir şekilde durdurulmak zorundadır. Her atkı ağızlığa yerleştirildikten sonra tefelenerek kumaşa dahil edilir. Tarak ve mekik yolu tefeye monte edilerek tefe ile birlikte ileri-geri hareket ettirilir. Mekik ağızlık boyunca hareket ederken çözgü ipliklerinin hasar görmeksizin

33 mekik geçişine imkan vermesi amacıyla tefe çerçevelere yakın konumda olur. Daha sonra ağızlığa yatırılan atkıyı kumaşa dahil etmek için tefe ileri hareket ettirilir. Atkı atma periyodunun büyük kısmında açık bir ağızlığa olan gereksinim ve tarak ile mekik yolunu üzerinde taşıyan tefenin ağırlığı atkı atma hızına yani tezgah devrine sınırlamalar getirmektedir. Mekikli dokuma makinelerinin temel zayıflığı, mekik tarafından taşınarak ağızlığa yatırılan küçük atkı ipliği kütlesi ile karşılaştırıldığında mekik ve masura kütlesinin oransız bir şekilde olmasıdır. Mekiğe aktarılan enerjinin sadece % 3 ü gerçek atkı atmak için kullanılır. Makine hızı üzerine getirilen diğer bir sınırlama ise ağır tefeye salınım hareketi yaptırılması gereğidir. Teorik olarak geniş makinelerde 450 m/dak atkı atma hızlarına ulaşmak mümkün olsa da ticari kullanımda 250 m/dak atkı atma hızını aşan ancak birkaç makine olmuştur. Otomatik olmayan mekikli tezgahlarda her defasında masuradaki atkı ipliği bitmek üzereyken dokumacı tezgahı durdurmak ve masurayı değiştirmek zorundadır. Atkının ağızlık ortasında bitmesini ve dolayısıyla onarılması gereken bir kopuk atkının oluşmasını engellemek için masuralar, üzerinde çok az iplik varken değiştirilmek zorundadır. Sanayileşmiş ülkelerde otomatik olmayan ve yarı otomatik mekikli tezgahlar masuraların otomatik olarak değiştirildiği mekikli tezgahlarla değiştirilmektedir. Otomatik mekikli tezgahlarda masuralar makine durdurulmaksızın dokumacının müdahalesi olmaksızın değiştirilir. Makinenin gerektiğinde masura değiştirme işlemini gerçekleştirebilmesi için boşalan masuraların yerine yenileri periyodik olarak magazine yerleştirilir. Magazin doldurucular mekik kutusu yükleyicileri ile değiştirilebilir. Masuralar özel kutular içinde tezgaha getirilir ve bu kutulardan otomatik olarak değiştirme mekanizmasına aktarılır. Masuralar boşaldığında masuralar yerine mekiğin değiştirildiği tezgahlar çok zayıf iplikler için mevcuttur. Bütün bu metotlar tezgaha getirilmeden önce masuraların sarılmasını gerektirir. Mekikli tezgahlarda dokunabilen kumaşların gramajı ve eni üzerine pratik olarak bir sınırlama getirilmemiştir. Desene göre birden fazla renk veya tipte atkı atılmasına imkan sağlamak için mekikli tezgahlara ilave olarak mekik kutuları ve özel mekanizmalar takılabilir. Mekikli tezgahlar mekiksiz tezgahlarla karşılaştırıldığında, mekiksiz tezgahlara göre daha hantal yapıda ve iş gücü isteyen tezgahlar olduğu görülmektedir ) Mekikçikli dokuma makineleri; Mekikçikli dokuma makineleri ya makinenin iki yanından da sırayla fırlatılan tek mekikçik kullanılır ve iki taraftan atkı besleme sistemine ihtiyaç sahip olup tek taraftan fırlatılan çok sayıda mekikçik kullanılır. Daha sonra bu mekikçikler bir taşıma kayışı veya zinciri ile mekikçiğin fırlatıldığı tarafa getirilir. Tüm mekiksiz dokuma makinelerinin önemli bir avantajı konik bobin üzerindeki atkı kullanılmadan önce tekrar sarılmak zorunda değildir. Bu bir işlemi ortadan kaldırır ve ipliklerin karışma tehlikesini azaltır. Böylelikle atkı ipliğinin üretildiği sırada kullanılması sağlanmış olur. Mekikli tezgahlarda ise atkı nispeten kısa uzunluklara bölünerek masuralara sarılır. Bu iplikler daha sonra ters sıradan dokunur. Bu durum bir iplikteki uzun periyodik hataları ortaya çıkarabilir. Bir Sulzer tipi dokuma makinesinde atkı atımı için atkı bobinden çekilerek atkı freni ve gerdiriciden geçirildikten sonra atkıyı mekikçik tutucusuna yerleştirilen mekikçik besleyicisine iletilir. Mekikçik vuruş elemanından (piker) ayrılmadan önce mümkün olan en fazla enerjiyi mekikçiğe aktarmak için atkı atmada burulma çubuğu sistemi kullanılır. Mekikçiği ağızlıktaki kılavuzlar boyunca hareket ettirip diğer taraftaki mekikçik frenine ulaştırmak için gereken enerjiyi beslemek amacıyla burulma çubuğu (burulma açısı) ayarlanabilir. Sulzer daha güçlü ve atkı atmak için daha fazla zaman ayrılmasına imkan sağlayan daha hızlı tefe vuruşu elde etmek için tarak ve tefe mekanizmasını yeniden tasarlamıştır mm enindeki makineler 1300 m/dak. ya kadar hızlarda atkı atabilirken dar mekikli tezgahlar 1000 m/dak atkı kayıt hızlarında çalışabilmektedir. Ağır kumaşlar kalın ve fantezi iplikler ile 6 renge kadar atkı için mekikçikli dokuma makinesi modelleri mevcuttur. Makinelere her çeşit ağızlık açma mekanizması ile makine performansını ayarlamak ve izlemek için mikroişlemciler takılabilmektedir. Tarak eni arttıkça atkı atma hızı artığından ve geniş mekikçikli dokuma makinelerinde birim genişlik başına yatırım maliyeti azaldığı için bir geniş en makinede yan yana belirli sayıda kumaş dokumak sıkça tercih edilmektedir.

34 4-3-3) Kancalı dokuma makineleri; Kancalı tezgahlar tek veya çift kanca ile çalışabilmektedir. Tek kancalı makinelerde genellikle sert kanca kullanılmaktadır ve kalın ipliklerden dar kumaşların dokunmasında avantaj sağlamaktadır. Tek kancalı geniş makineler birçok uygulama için çok düşük hızlı kalmaktadır. Tek kancalı dokuma makinelerinde kanca, tezgah eni boyunca hareket eder ve genellikle geri dönüş hareketi esnasında atkıyı tutup ağızlığa yatırır. Sert tek kancanın bir varyasyonu iki fazlı kanca olarak da isimlendirilen iki taraflı çalışan tek kancalı sistemlerdir. Bu sistemler teknik (endüstriyel) kumaşlar kullanılmaz. Kancalı dokuma makinelerinin çoğu her kancanın ağızlığa bir taraftan girdiği çift kanca kullanılmaktadır. Kancalar ortada karşılaşır ve atkı transferi gerçekleşir. Gabler sistemi ilk atkı, makinenin her iki tarafından sırayla atılır. Atkı iki devirde bir kesildiği için her iki tarafta da atkı ipliklerinin U şeklinde bağlandığı kumaş kenarları oluşur. Bu gün üretilen makinelerde Gabler sisteminin yerini Dewas sistemi almıştır. Dewas sisteminde atkı tek taraftan atılır ve her makine devrinde kesilir. Çift kancalı dokuma makinelerinde esnek veya sert kancalar kullanılmaktadır. Sert kancalı dokuma makineleri diğer atkı atma sistemine sahip makinelerden daha fazla yere ihtiyaç gösterirler. Çift kancalı dokuma makineleri ile dokunan kumaşlar düşük sıklıklı jeotekstil amaçlı kumaşlardan ağır konveyör bantlarına kadar uzanır. Kancalı dokuma makinelerinde genellikle çift esnek kancalar kullanılır. Bu makinelerde 4600 mm e kadar enler mevcuttur ve endüstriyel kumaşlar için daha geniş enlerde özel amaçlar içinde üretilmektedir. Standart makineler nispeten düşük yatırım maliyetine sahiptir ve geniş bir aralıkta hafif ve orta gramajlı kumaşları dokumak için kullanılmaktadır. Sekiz renge kadar atkı renk seçme mekanizması basit ve ucuz olduğu için kancalı dokuma makineleri birden fazla renk veya tipte atkının atıldığı kumaşların dokunmasında ve kısa metrajlı çalışmalar için idealdir. Döşemelik ve modaya uygun kumaşların dokunmasında yaygın olarak jakarlı ağızlık açma mekanizmalarıyla kullanılırlar. Kancalı tezgahlar bazı endüstriyel kumaşların üretiminde de kullanılmaktadır ) Akışkan jelli dokuma makineleri; Akışkan jelli dokuma makineleri atkıyı ağızlık boyunca taşımak için hava ya da su kullanılır. Bu sistem atkı atımı için bir atkı taşıyıcı veya kancaya ihtiyaç gösterir. Bundan dolayı çok daha az hareketli aksam ve hareket ettirilecek çok daha az kütle mevcuttur. İpliklerin büyük bir çoğunluğu hava jetli tezgahlarda kullanılabilmesine rağmen su jetli dokuma makineleri sadece su itici iplikler için uygundur. Su jetli tezgahlarda atkıyı ağızlıkta tüm en boyunca taşıyabilmek için genellikle atkının atıldığı tarafta tek bir düze bulunur. Bu yüzden makine enleri yaklaşık 2 metre ile sınırlıdır. Hava akışının kontrolü basınçlı suyun akışının kontrolünden daha zor olduğu için tek düzeye sahip hava jetli dokuma makineleri ticari olarak 1700 mm ye kadar olan enlerde başarılı olmuştur. Daha geniş makineler için makine eni boyunca düzgün bir atkı ipliği hareketi sağlamak amacıyla tarak enine yardımcı düzeler yerleştirilmiştir. Teorik olarak geniş enli hava jetli makineler üretilebilse de ticari olarak tek en makineler daha caziptir ve makine enleri mm tarak genişlikleri ile sınırlıdır. Basınçlı havanın üretilmesi pahalıdır ve akışını kontrol etmek zordur. Bu nedenle ya özel hava kanalının ya da özel bir profil ile tarakta oluşturulan kanalın içinden atkıyı taşımak için hava akışının sınırlandırılması zorunludur. Hava jetli tezgahlar 1970 li yıllarda büyük miktarlarda ticari kullanıma girdiğinden hızlı bir şekilde gelişmiştir. Bu gün hava jetli tezgahlar dokuma kumaşların büyük bir çoğunluğunu dokuyabilmekte ve nispeten basit kumaşların seri üretimine hakim durumundadırlar. Hava jetli dokuma makineleri 3000 m/dak. atkı hızına ulaşmışlardır. Bu hız herhangi bir tek fazlı atkı atma sistemi ile ulaşılan hızın yaklaşık iki katıdır ve hala yoğun bir gelişme çabası içerisindedir. Hava jetli sistem atılan bir metre atkı başına yatırım maliyeti ile yüksek seviyede rekabet eder durumdadır.

35 Otomatik atkı onarım sistemine sahip hava jetli dokuma makineleri ana düze ile kumaşın diğer taraftaki kenarı arasında meydana gelen atkı hatalarının büyük bir çoğunluğunu onarabilmektedir. Bu ünite çözgü ipliklerine zarar vermeden kopan atkı ipliğini ağızlıktan uzaklaştırılmakta ve makineyi tekrar çalıştırmaktadır. Makine hatayı belirleyemez ve gideremezse sinyal üreterek dokumacıyı uyarır. Hava jetli dokuma makinelerinde makine duruşlarının büyük bir kısmını atkı duruşları oluşturduğundan bu sistem dokumacının iş yükünü çoğu durumda % 50 den fazla azalmaktadır. Bu sistem ile dokunan kumaş kalitesi iyileştirildiği gibi aynı anda birden fazla makinenin durması ile ortaya çıkan kayıp zaman da azaltılmaktadır. 4-4) DİĞER MEKANİZMALAR VE TEK FAZLI DOKUMA MEKANİZMALARINDA KULLANILAN AKSESUARLAR; 4-4-1) Çözgü besleme ve çözgü salma mekanizması; Çözgü iplikleri dokuma makinesine bir veya daha fazla dokuma levendinden beslenir. Özel durumlarda cağlıktaki bobinlerden doğrudan besleme yapılabilir. Çözgü ipliklerinin leventten boşalması esnasında tüm tellerin aynı uzunlukta olmasını sağlamak için çözgüler levende eşit aralıkla ve aynı gerginlikle sarılmalıdır. Levent çapı arttıkça sarılan çözgü uzunluğu artar ve daha az levent değişimine ihtiyaç duyulur. Ancak daha büyük çözgü gerginlik değişimlerin dengelemek zorunluluktur. Farklı dokuma makinelerinde değişik çaplarda leventler takılabilir. Endüstriyel (teknik) kumaşlar veya denim gibi kalın çözgü iplikleri kullanılan kumaşların dokunması için daha büyük çapta leventlere gereksinim duyulur. Bu leventler tezgahın arkasına yerleştirilen ayrı bir levent cağlığına yerleştirilir. Bu tür levent cağlıkları ile 1600 mm çapa kadar leventler kullanılabilir. Levent üzerindeki çözgü genişliği en az taraktaki iplik genişliği kadar olmalıdır. Çözgü genişliği 2800 mm yi aşar ise haşıl işlemi ve levent taşımayı kolaylaştırmak için birden fazla çözgü levendi kullanılır. Bir kumaşta birden fazla çözgü levendi kullanılır ise bitim işleminden sonra kumaş hatalarına sebep olan farklılıkları önlemek için leventler aynı koşullar altında hazırlanmalıdır. Dokuma esnasında farklı leventlerden beslenen çözgü gerginlikleri dikkatli bir şekilde kontrol edilmek zorundadır ve elektronik sensörlerin kullanılması ile bu işlem daha basit hale gelmiştir. Dokunacak olan kumaş birbirinden büyük oranda farklılık gösteren iplik numaralarında çözgü ipliklerine ihtiyaç gösterir veya çözgünün farklı kısımları birbirinden büyük oranda farklı kıvrım değerlerine sahip ise birden fazla çözgü levendi ile paralel olarak çalışmak gerekir. Bu leventler dokuma makinelerinde üst üste veya arka arkaya yerleştirilebilir. Dokuma esnasında çözgü salma mekanizması her makine devrinde gerekli oranda çözgü ipliğini dokuma bölgesine besler. Atkı atmadan önce ağızlık oluşurken çözgü ipliklerinin iki veya daha fazla tabakaya kolaylıkla ayrılabilmesi için çözgü salma mekanizması çözgüleri eşit ve düzgün gerginlikte tutmalıdır. Bu sayede son atılan atkının tefelenmesi esnasında gerekli çözgü gerginliği muhafaza edilmiş olur. Çözgü salma mekanizmaları arka köprünün yer değiştirmesiyle gerginlik ölçülerek mekanik olarak kontrol edilmekte idi ancak artık elektronik sensörler ile gerginlik ölçülür ve çözgü salma ayrı servo motorlarla kontrol edilmektedir ) Kumaş çekme mekanizması; Kumaş çekme mekanizmaları dokunan kumaşı sabit bir hız ile ileri çekmek için kullanılır. Kumaş çekme hızı, atkı sıklığını kontrol eder ve atkı sıklığı

36 değişimleri ile diğer kumaş hatalarını önlemek için düzenli olmak zorundadır. Dokuma makinelerinin çoğunda kumaş çekme mekanizması dokunan kumaşın kumaş silindirine sarılmasını da kontrol eder. Ağır kumaşların dokunmasında yaygın olarak büyük çaplı kumaş silindirlerinin hazırlanması gerekli ise tezgah gövdesinin dışına ayrı bir kumaş sarma ünitesi yerleştirilir ) Otomatik durdurma tertibatı; İlk grup, çözgü koruma tertibatları, sadece mekikli veya mekikçikli dokuma makineleri için geçerlidir. Bu tertibatlar mekik sıkıştığında makineye zarar verilmesini ve çok sayıda çözgünün kopmasını engeller. Çözgü durdurma tertibatları, çözgü koptuğunda dokuma makinesini durdurur. Çözgü iplikleri koptuğunda lameller aşağı düşer ve çözgü durdurma tertibatı aktif hale getirilir. Lameller mekanik veya elektriksel çözgü durdurma tertibatlarıyla birlikte kullanılır. Lameller tarafından çözgü ipliklerine hasar verilmemesi için çözgüler düzgün bir şekilde haşıllanmalıdır. Çözgü iplikleri ile fiziksel teması olmayan elektronik çözgü durdurma tertibatları özellikle ince filamantli iplikler için kullanılmaktadır. Atkı durdurma tertibatları otomatik mekikli dokuma makinelerinde atkı değiştirme işlemini başlatmak ve atkı atma esnasında atkı ipliği koptuğunda makineyi durdurmak için kullanılır. Otomatik kopuk atkı onarım sistemine sahip hava jetli dokuma makinelerinde atkı durdurma tertibatı atkı onarım işlemini de başlatır ) Hızlı tip değişimi; İlk defa Picanol tarafından sergilenen ve şimdi bütün makine imalatçılarının sahip olduğu hızlı tip değişim sistemi (QSC) bir çözgü değişimi esnasında makinenin durdurulması gereken süreyi büyük ölçüde azaltır. Çözgü levendi, arka köprü, çözgü durdurma tertibatı, çerçeveler ve tarak, bu kısımları dokuma makinesinin gövdesinden ayıran bir modüle yerleştirilir. Bu modül özel bir taşıma ünitesi ile tahar ve iş bağ bölümlerine taşınarak çözgü değişimi için hazırlık yapılır ve tekrar dokuma makinesine getirilir. Böylece normal olarak duran dokuma makinesi üzerinde yapılan işlerin % 90 kadarı çözgü değişim işleminde ortadan kaldırılır ve dokuma makinesi randımanı iyileştirilir. Bu sistem ile taraklar ve çerçeveler daha temiz kalacağından daha iyi makine performansı ve kumaş kalitesi elde edilmiş olur. 4-5) MAKİNE GENİŞLİĞİ; Bir dokuma makinesinin tarak eni dokunacak olan kumaşın taraktaki eninden daha geniş veya taraktaki enine eşit olmalıdır. Taraktaki çözgü genişliği kumaş kenar genişlikleri ve yardımcı kenar çözgülerini kapsamalıdır. Makine genişliği bu ender dar ise kumaş bu makinede dokunamaz. Genel olarak bir makinenin tarak enini artırmak mümkün değildir. Mevcut makine eninin üzerine çıkılamazken daha ağır kumaşları dokumak genellikle mümkündür. Sulzer mekikçikli dokuma makinelerinde makine eninin % 50 sine kadar en azaltılması yapılarak kumaş dokunabilir. Farklı dokuma makinesi üreticileri ve bunların farklı model dokuma makineleri, makine eninden daha düşük enlerde kumaş dokumak için farklı düzenlemelere sahiptir. Bazı firmalar sadece 200 mm en azaltılmasına izin verir. Malzeme ve kumaş tiplerindeki muhtemel değişimler göz önüne alındığında bu değer yetersiz kalmaktadır. Düşük enlerde kumaş dokumak atkı kayıt hızlarını azaltabileceğinden tarak genişliğinin büyük kısmını kullanmak en ekonomik olanıdır. Geniş en makineler muhtemelen daha yüksek yatırım ve işletme mliyetine sahiptirler.

37 Bazı durumlarda bir makinede yan yana belirli sayıda kumaş dokumak ekonomiktir. Geniş bir Sulzer mekikçikli dokuma makinesinde beş, altı veya yedi havlu her biri kendi içe kıvırma kenarları ile üretilebilir.

38 TAHAR (DOKUMA İŞLEMİ); Çözgü ipliklerinin dokumaya hazırlık işlemi için lamel, gücü ve taraktan geçirilmesidir. Bu işlemler verilen tahar raporları dahilinde yapılır. Tahardan amaç örgüde aynı harekete sahip çözgü ipliklerinin aynı çerçeveye ait gücülerden geçirilmesidir. Kareli desen kağıdında dokuma örgüsü gösterilirken çözgünün üstte olduğu yerler doldurulur, atkının üstte olduğu yerler ise boş bırakılır. Bu rapora göre tahar planı ve buna bağlı olarak ta armür raporu hazırlanır. Çözgü iplikleri gücü gözlerinden geçer ve bir destek düzeni ile tek bir ünite halinde kaldırılır ve indirilir. Bu düzen, dikdörtgen şeklinde bir çerçevedir ve gücü teli dediğimiz bir takım teller üzerine asılıdır. Çözgü levendinden gelen çözgü iplikleri gücü telinin gözünden bir bir geçmek zorundadır. Her biri bir iğnenin gözü gibi telakki edilebilir. Tarak dişinden geçecek iplik sayısı ve tarak numarası yani taraktaki diş sıklığı çözgü sıklığına bağlı olarak seçilir. En basit dokuma kontrüksiyonunda çerçeveler belli bir çözgü iplik gruplarını kaldırır veya indirirler ve bu şekilde atkı iplikleri bir grup çözgü ipliklerinin altından geçerken diğer bir grubunda üstünden geçer. Tahar çeşitleri; Sıra tahar; Bu çeşit taharda hareket raporu örgünün aynısı olarak çıkar. Ayrıca sıra taharda ipliklerin sürtünmesi çoktur. Atlamalı tahar; İpliklerin sürtünmesi azdır. Hareket raporu örgünün aynısı değildir. Aralarında eşkenar oluşturan tahar en iyisidir. Sivri tahar; Bazı kumaşların raporlarına bakılacak olursa bağlantı noktalarının değişik iplik sıralarında tekrarlandığı görülür. Örneğin; D 4 Z çözgü dimisinden türetilmiş zigzag dimi ve D 2 çözgü dimisinden türetilmiş baklava dimisi örgüler 6 çerçeveli sivri taharlarla örülürler. Kesik (kırık) tahar; Bu taharda belli bir sayıdan sonra periyodik olarak kesilme ve ters yöne gidiş vardır. Bu dönüş ani değil atlamalı olarak gerçekleştirilir ve böylece dönüş yapan çözgü ipliklerinin çerçeve sayısı diğerlerinin yarısı kadar olur (balıksırtı örgüsü). Bu tahar çeşidinde belli bir iplik sayısından sonra kesilen iplik çekimi gücü atlayarak değişik istikamette fakat düz sıra halinde devam ettirilir. -GRUP TAHARLAR; Fasonlu taharlar; Kumaşın çözgü istikametinde doku değişiklikleri yapılmış ise, her doku için ayrı ayrı sıra tahar, kırılan tahar veya kesik tahar gibi tahar çeşitlerini, grup içinde uygulamak mükündür. Aynı tahar planında değişik taharlar bulunduğundan bu tahara grup tahar adı verilmektedir. Kumaşın desenine göre yapılan tahar, çözgü ipliklerinin tek tek çerçeve grupların ayrılmasıyla hazırlanırlar. Gücülerin partilere ayrılmasıyla hazırlanan grup taharı; Kullanılacak çerçevelerin gruplara ayrılması ve çözgü ipliklerininde bu gruplarda bölümler halinde dağıtılması şeklinde yapılan tahardır.

39 TAHAR HATASI (DOKUMA HATASI); Çözgü ipliklerinin taharlanması sırasında tahar raporundan belirtilen sıradan farklı bir şekilde gücü gözlerinden geçirilmesiyle oluşan ve boyuna çizgi oluşturan dokuma hatasıdır. Çözgü ipliklerinin hareket sırasında değiştiğinden dokuma örgüsünde bozulmalar, kırılmalar şeklinde görülür. TAHAR MAKİNESİ (DOKUMA İŞLEMİ); Otomatik olarak çözgü ipliklerini, gücü tellerinden ve taraktan geçiren makinelerdir. -Yarı otomatik tahar makineleri; Dokumadaki çözgü ipliklerinin gücü, çerçeve lamellere ve de tarağa geçirilmesi için gerekli olan iki işçiden birisinin yerine bu sistemler kullanılmaktadır. Buna özel bazı transport sistemleri de eklendiğinde gerekli olan fiziksel güç büyük ölçüde hafiflemekte ve çözgülerle birlikte dokuma makinesinin diğer aksamlarıda (çerçeveler, gücü takıntıları, lameller ve taraklar) hem korunmuş olmakta hem de dokuma dairesine yüksek kaliteli bir çözgü sistemi getirilmektedir. Bu sistemin bir diğer avantajlı yönü de dokumadaki kopuş miktarının asgariye indirilmesidir. -Çözgü ipliği taharlama makineleri; Bu makine öncü makine görevini yapmaktadır. Dolayısıyla taharlanacak ipliği ayırarak çözgü levendindeki tabakadan yaklaşık 10 cm kadar uzağa besleyen bir sistem durumundadır. Makine ipliğin tahar kancasıyla tutularak çekilmesine kadar bir süre bu pozisyonda kalır ve daha sonra hemen bir diğer ipliğe getirilir. Bütün bu işlem için gerekli zaman sadece 0,6 saniyedir. Makine 1,6 ile 250 tex arasında çeşitli iplikler ile çalışmaya elverişli bir yapıya sahiptir. Tahar çapraz tarağı olsa da olmasa da kullanılabilir yılından bu yana taharlama tesislerindeki bütün makinelere temassız elektronik kontrol sistemleri monte edilmektedir. Ayrıca özel bir sistemle üretilen sinyal sayesinde bir sonraki aygıtın (örneğin lamel ya da sayaç mekanizmasının) devreye girmesi güvence altına alınmıştır. Dolayısıyla çözgü ipliklerinde gevşeklik ya da başka nedenlerden dolayı meydana gelebilecek aksaklıklar techizatın çalışmasını engelleyecek nitelikte görülmemektedir. Besleme ve çalışma hızının kademesiz olarak ayarı mümkündür. Yarı otomatik bir taharlama sisteminde bulunan parçaları şöyle sıralayabiliriz; Çözgü verici makine ve çaprazlama tertibatı, Lamel besleme aparatı, Tahar sehpası, Çözgü levendi yataklama arabası, Tarak taharı makinesidir. TAHAR PLANINI BULMAK İÇİN KUMAŞIN ANALİZ EDİLMESİ (DOKUMA); Bir kumaşın analiz edilmesi; iplikleri, örgüsü, iplik sıklığı, taharı ve armür desen planı tarafından oluşturulan tüm yapıyı bulmaktır. Kumaşın analizinin yapılmasının en kolay yolu lup kullanmak veya iplik sökmektir. Bir kumaşın nasıl dokunmuş olduğu ve kullanılan dokuma tezgahı tipinin hangisi olduğunu bulmak için, kumaşın en ve boy yönünde deseninin bir raporunu bulmak önemlidir. O zaman bu açıkça işaretlenebilir ve bu işaretler içinde bulunan tüm alan analiz edilmelidir. Bu uzun süren ve sıkıcı bir işlem olabilir, çünkü bu iş için yapılacak ilk işlem kumaşta görülen bütün çözgü tellerinin hareketini özel desen kağıdına işaretlemektir. Raporun solundan sağına doğru ve üstünden altına veya altından üstüne doğru çalışılarak her atkı ipliği incelenir ve özel desen kağıdında her çözgü ipliğinin görüldüğü yer bir kareyi doldurarak gösterilir. İplikleri uygun şekilde ayırabilmek için bir iğnenin kullanılması kolaylık sağlar. Kumaş deseni böylece belirlendikten sonra tahar ve armür desen planı bulunabilir. Küçük kumaş örneğinde, hangisinin çözgü ipliği hangisinin atkı ipliği olduğunu anlamak zor olabilir. Eğer örnekte bir kenar var ise zorluk yoktur, ancak kenar yok

40 ise yardımcı olacak bazı rehber faktörler vardır. Çözgü ipliği genellikle daha güçlü olan ipliktir ve eğer kumaş pamuk veya rayon ipliklerinden oluşuyor ise pamuk ipliğinin çözgü olabileceğini varsaymak daha doğru olur. Yatay ve dikey olarak kullanılan iplik sayıları da bir rehber oluşturur ve genellikle daha fazla olanı çözgüdür. Çözgü iplikleri genellikle daha fazla bükümlüdür ve eğer tek kat iplik ile katlı iplik birlikte kullanılmış ise katlı iplik çözgü ipliğidir. Kumaş deseninin bulunup üzerine çizildiği desen kağıdı, taharı bulmak amacıyla başka bir desen kağıdının altına yerleştirilir. Desenin çizilmiş olduğu desen kağıdının sol tarafındaki birinci dikey hat birinci çözgü teli olarak kabul edilir ve tahar için kullanılacak desen kağıdında alt sol karenin içi doldurulur ki bu da birinci çözgü telinin 1 numaralı gücü çerçevesinde geçirildiğini gösterir. Desen kağıdındaki ikinci dikey kareler hattı incelenir ve eğer birinci hattan değişik ise bunun anlamı bu çözgü telinin başka bir gücü çerçevesinde oluştuğudur. Bu da taharın çizildiği desen kağıdında iki numaralı karenin doldurulması ile işaretlenir ve tüm diğer aynı dikey hatlarda bu gücü çerçevesine geçirilmiş olacaktır. Eğer üçüncü diket hattı ilk ikiden değişik ise bu üç numaralı gücü çerçevesine geçirilmiş çözgü teli olarak üç numaralı karenin doldurulması ile gösterilir ve dördüncü dikey hatda değerleri gibi olacaktır. Bu yöntem tüm rapor boyunca tekrarlanır, tahar desen kağıdının her dikey hattını ele alarak tahar kağıdındaki yeri doldurulur. Tahar tamamlanınca armür desen planını bulmak mümkündür. Bu plan rapor boyunca olacak ve ne kadar gücü çerçevesi olacaksa o kadar dolu karesi olacaktır. Armür desen planı kumaş deseninin yanına ilave edilir. TAHARLAMA, ÇÖZGÜNÜN TAHARLANMASI (DOKUMA); Çözgü ipliklerinin dokuma işleminde tek tek kontrol edilmeleri için lamel dizilmesi, istenilen şekilde ağızlık oluşturmaları için gücülerden geçirilmesi, istenilen ende kumaş oluşturmaları ve istenilen sıklıkta dokunmaları için taraktan geçirilmeleri gerekir. Bu işlemlerin hepsine birden taharlama adı verilir. Taharlama işleminde; çözgü iplikleri, ağızlık oluşturabilmeleri için dokuma örgüsüne göre belirlenen bir sıra ile gücülerin gözlerinden geçirilir. Bu işleme gücü taharı denir. Çözgü ipliklerinin istenen enden ve sıklıkta dokunabilmeleri için belli bir düzen içinde tarak dişlerinden geçirilirler. Bu işleme tarak taharı denir. Çözgü ipliklerinin dokuma sırasındaki kopuşlarını tek tek kontrol edebilmek için her ipliğe bir adet takılan lamelin dizilmesi işlemi de taharlama işlemlerinden kabul edilir. -Gücü taharının yapılışı; Temel dokuma işlemlerinden ağızlık oluşumunun gerçekleşebilmesi için çözgü ipliklerinin gücü tellerinden geçirilmesi gerekmektedir. Çözgü ipliklerinin gücü tellerinin gözlerinden geçirilmesi dokuma örgüsünden çıkarılan tahar planına uygun olarak yapılır. Eksantrikli ve armürlü dokumada gücü telleri çerçevelere takılıdır. Bu sistemlerde gücü taharı dokuma makinesinde veya ayrı ayrı bir yerde elle veya otomatik tahar makineleriyle yapılabilir. Jakarlı dokuma makinelerinde ise çerçeveler olmadığı için gücü taharı işlemi dokuma makinesinde yapılır.

41 B-ÖRME KUMAŞLAR ÖRME KUMAŞ TEKNOLOJİSİ ÖRME TEKNOLOJİSİ ATKILI ÖRME TEKNOLOJİSİ ÇÖZGÜLÜ ÖRME TEKNLOJİSİ Toplu İğne Hareketi Tek İğne Hareketi Toplu İğne Hareketi Çözgülü Örme Makineleri V-Yataklı Yuvarlak Cotton RL, RR, LL Düz Örme Örme Örme Makineleri Makineleri Makineleri RR, LL RL, RR, LL RL ATKILI ÖRME KUMAŞ TEKNOLOJİSİ

42 DOKUMA KUMAŞ ÇÖZGÜLÜ ÖRME KUMAŞ ATKILI ÖRME KUMAŞ DÜZ ÖRGÜ 1x1 RİBANA ÖRGÜ HAROŞA ÖRGÜ İNTERLOK ÖRGÜ ASTARLI ( FUTTER ÖRGÜ

43 B-1-GİRİŞ; -Çözgü örmeciliği;, Normal örme yöntemleriyle bir kumaş oluşturma tekniğidir ve burada her bir çözgü ipliği tarafından kumaşın boyu boyunca devam eden ilmekler oluşturulur. Örme genişliği içinde yer alan her bir iğne her örme sırasında en az bir tane ayrı, bağımsız iplik tarafından beslenmelidir. Dokuma ve atkı örmeciği ile karşılaştırıldığında ipliği kumaşa çevirmede en hızlı yöntemdir. -Atkı örmeciliği; Normal örme yöntemleriyle bir kumaş oluşturma tekniğidir ve burada her bir atkı ipliği kumaşın eni boyunca ilmeklere dönüştürülür. Atkı iplikleri kumaşın örülme yönüyle yaklaşık dik açı yapacak şekilde beslenir. Tek bir iplikle örme işlemi gerçekleştirilebilmektedir. Bununla birlikte makine üzerinde atkı ipliği sayısı 144 e kadar çıkabilir. Bu yöntem ürün aralığı ve kullanılan iplik tipleri bakımından diğer ikisinden daha fazla çok yönlülük gösterir. -Tek katlı kumaşlar tek iğne grubu kullanılarak üretilen atkı örme kumaşlardır. -Çift katlı kumaşlar rib (ribana) veya interlok (bu şekilde kumaşın doğal esnekliği azalır) düzeninde yerleştirilen iki iğne grubu kullanılarak üretilen kumaşlardır. Çift katlı kumaşlar jakarlı veya jakarsız olabilir. -İlmek sırası, kumaşın eni boyunca oluşturulan bir ilmek sırasıdır. Sıralar kumaşın uzunluğunu belirler ve birim uzunlukta (cm) yer alan sıra sayısı olarak ölçülür. -İlmek çubuğu, kumaşın boyu boyunca uzanan bir ilmek çubuğudur. İlmek çubukları kumaşın enini belirler ve santimetrede (cm) yer alan çubuk sayısı olarak ölçülür. -İlmek yoğunluğu, birim alanda yer alan ilmek sayısıdır (ilmekler/cm 2) ve kumaş alanını belirler. -İlmek iplik uzunluğu, bir ilmekteki iplik miktarıdır. İlmek iplik uzunluğu tüm örme kumaşlar için en baskın faktördür. Atkı örmeciliğinde genelde iğne başına düşen ortalama iplik miktarı olarak belirlenir. Çözgü örmede ise bir ilmek sırası için ortalama iplik miktarıdır. -İplik numarası, iplik kalınlığına işaret eder ve normalde tex (1000 metre ipliğin gram cinsinden kütlesi) cinsinden verilir. Tex değeri yükseldikçe iplik kalınlaşır, külçe incelir. -Üst yatırım, yatırım raylarının (tarakların) iğnelerin kanca tarafında yaptıkları yanal harekettir. Bu hareket genel olarak bir iğne aralığı ile sınırlandırılır. Kumaş yapısı içinde bir ilmekte üst yatırım olarak adlandırılır. -Alt yatırım, yatırım raylarının iğnelerin arka kısımlarında yaptıkları yanal harekettir. Bu hareket sadece mekanik koşullar ile sınırlıdır. Alt yatırım çözgü örme kumaş yapısında birbirini takip eden sıralarda yer alan ilmekler arası bağlantıdır. -Sıklık faktörü, K, bir örme kumaş alanının ne ölçüde iplik tarafından kaplandığını gösteren bir sayıdır. Bu değer aynı zamanda örmenin izafi sıklığının veya gevşekliğinin de bir göstergesidir. K = TEX/L -Alan yoğunluğu, kumaşın birim alanının ağırlığının ölçüsüdür (gram/m2)

44 TEMEL ÖRME KUMAŞ YAPILARI SÜPREM ÖRME KUMAŞLAR; Süprem kumaş RL düz örgü tekniğiyle üretilmektedir. RL düz örgü ile üretilmiş kumaşların bir tarafında düz (R), diğer tarafında ise yalnızca ters (L) ilmekler görülür. RL örgülerin desenlendirilmesinde askı, atlama gibi yardımcı örgü elemanları ile çalışarak değişik görüntüler elde edilir. Jakar tekniğiyle renkli desenler elde edilebilir. Renkli iplikler ile enine yönde çizgiler gibi desenler uygulanabilir. Ayrıca iğne ve çelik dizilişlerinin düzenlenmesiyle değişik desenler elde etmek mümkündür. Bu kumaşlar; Ön yüzleri ve arka yüzleri birbirinden farklı görünüşe sahiptirler. Tüp şeklinde üretilen, ancak kesilerek açık en şeklinde de kullanılabilen kumaşlardır. Ribana ve interlok kumaşlara göre süprem kumaşlarda daha geniş enler elde edilebilir. Hem enine hem boyuna yaklaşık aynı oranda esnerler. Fazla esnetildiklerinde şekilleri bozulabilirler. Giysi olarak kullanıldıklarında esnekliklerinin az olması nedeniyle diğer atkı yönlü örme kumaşlara göre vücudu sarmaları daha kötüdür. Süprem örme kumaş örgüsü diğer örgülere göre daha az desenlendirme olanağına sahiptir. Örgü raporu tek plaka üzerinde bir iğnede oluştuğu için birim alandaki harcanan iplik miktarı en az olan örgü çeşididir. Kesildiklerinde yanlardan kumaşın arka yüzüne doğru, üst ve alttan kumaşın ön yüzüne doğru kıvrılmalar meydana gelir. Buruşmaya eğilimleri azdır. Suprem örme kumaşlar özellikle yazlık dış giyimde, sportif kıyafelerde, tıbbi giysilerde SÜPREM KUMAŞ VE ÖRGÜ YÜZEY GÖRÜNTÜSÜ SÜPREM KUMAŞ ÜRETİMİ ÇEŞİTLERİ; 30/1 Open-End Süprem - 30/1 Ring Süprem, 30/1 Penye Süprem - 20/1 Open-End Süprem, 20/1 Ring Süprem - 20/1 Penye Süprem, 30/1 Open-End %5 Lycra Süprem - 30/1 Ring %5 Lycra Süprem, 30/1 Penye %5 Lycra Süprem - 30/1 Ring Full Lycra Süprem, 30/1 Penye Full Lycra Süprem

45 LAKOST (LACOST) ÖRME KUMAŞLAR; Tek ve çift toplamalı lakost olarak iki şekilde elde edilir. Tek toplamalı lakost dört sistemden, çift toplamalı lakost ise altı sistemden oluşur. Bu kumaşlar, iki çeşit iğne ve iki çeşit çelik kullanılarak oluşturulur. Stabilitesi yüksek bir yapıya sahip kumaşlardır. Kumaş tek katlı yapıya sahiptir. RL örgü konstrüksiyonudur. Önde R ilmek, ortada ise L ilmek mevcuttur. Fakat bu L ilmekler süprem kumaştaki gibi belirgin değildirler. Bu kumaşın örgü yapısından kaynaklanmaktadır. Lakost kumaşlar askı-ilmek kombinasyonunda üretilirler. Bir sıra ilmekaskı-ilmek-askı şeklinde giderken, diğer sıra; askı-ilmek-askı-ilmek şeklinde gider. Çift toplama lakost ise yukarıda tanımlanan sıralar ikişer defa tekrarlanmasıyla oluşur. Bu kumaşı oluşturmak için iki iğne kanalına ve uzun-kısa ayaklı olmak üzere iki çeşit iğneye ihtiyaç vardır. Kumaşın yüzey özelliği; Çift toplama lakost örgünün ön yüzünde R ilmekler mevcuttur, orta yüzeyde ise askı formu oldukça belirgin bir şekilde fark edilir. Kumaşın boyuna esnekliği az, enine esnekliği süprem kumaşlara göre daha iyidir. Dolgun bir tutumu vardır. Spor alt-üst giyimlerde klasik lakost T-shirt geniş bir kullanım alanına sahiptir. Yatak kıyafetlerinde de kullanılır. TEK TOPLAMA LAKOST ÖRME KUMAŞ VE ÖRGÜ YÜZEY GÖRÜNTÜSÜ

46 ÇİFT TOPLAMA LAKOST ÖRME KUMAŞ VE ÖRGÜ YÜZEY GÖRÜNTÜSÜ VANİZE ÖRME KUMAŞLAR: Doku oluşumu süprem örgü sisteminden farklılık göstermez. Buradaki tek fark iplik beslemesinin çift iplikle oluşmasıdır. Aynı noktadan iki iplik beslemesiyle elde edilirler. Beslenen iplik hammaddesi aynı veya farklı materyalden oluşabilir. Tek ve çift plakalı yuvarlak örme makinelerinde özellikleri birbirinden farklı iki iplikten birinin ön yüzünde, diğerinin örgünün arka yüzünde görülebileceği şekilde çalıştırılması ile vanize kumaş elde edilir. Örme sanayinde vanize süprem diye anılan bu örme çeşidinde de yöntem süprem örgüsünde olduğu gibidir. Farkı mekiğin çift gözlü ve jakar sistemine göre çalışmasıdır. Çift katlı kumaş görünümünde bu örgüde iplikler isteğe ve amaca göre farklı materyallerden yapılmış olabilirler. Örneğin eşofmanlık kumaşlarda ön yüz floş, arka yüz ise pamuk ipliği kullanılabilir.

47

48 İKİ İPLİK ÖRME KUMAŞLAR: Bu örgü iki farklı numarada iplik kullanılarak dört sistemde oluşturulur. Mekik üzerinden öncelikle kumaş yüzeyinde görülecek iplik, arka delikten ise daha çok ters yüzünde görülecek iplik geçirilir. Arka yüzde görülecek iplik daha kalın numarada olan ipliktir. İki iplik kumaşlar tek plakalı platin donatımlı yuvarlak örme makinelerinde üretilmektedirler. Bu kumaş özel platinler yardımıyla oluşturulmuştur. İki iplikle çalıştırılmıştır. Astar iplikler askı formu kazanarak arka yüzeyde yer alırlar. İlk sırada ön yüzde görülen iplikler tüm iğnelerle örülür. İkinci sırada bu astar iplikleri platinlerin etkisiyle üç iğne atlayıp astar formunda yer almıştır. Ön yüzde bu astar iplikler görülmez, normal ilmekler mevcutken, arka yüzeyde ise tamamen astar iplikler hakimdir. Kumaşın enine-boyuna esnemesi oldukça sınırlıdır. Bu özellik astar ipliklerinin örgüye kazandırdığı sağlamlıktan kaynaklanır. Kumaş dolgun bir tutuma sahiptir. İKİ İPLİK ÖRME KUMAŞ VE ÖRGÜ YÜZEY GÖRÜNTÜSÜ İKİ İPLİK KUMAŞ ÇEŞİTLERİ; 20/10 Open-End İki İplik, 20/20 Open-End İki İplik, 30/20 Open-End İki İplik, 30/30 Penye Full Lycra İki İplik, 30/100 Penye İki İplik, 30/100 Gri Metal İki İplik ÜÇ İPLİK ÖRME KUMAŞLAR: Bu örgü yapımında üç iplik kullanılır. Kullanılan üç iplikten ikisi aynı numaralı, diğeri ise farklı numaralı ipliktir. Bunlardan birincisi kumaş yüzeyinde, diğeri arada dolgu görevi yapar. Kalın olan iplik ise kumaşın ters yüzeyinde görülmektedir. Kullanılan iplik, zemin ipliği ve bağlantı ipliği Ne 30/1, astar ipliği olarak 10/1 karde ipliği kullanılır. Ayrı ayrı üç ipliğin

49 (zemin, astar ve bağlantı ipliği) daha sağlam yapı oluşturacak ters yüzey meydana getirecek şekilde örülmesiyle elde edilen örgü çeşididir. İki ipliğe göre ağır ve gramajlıdır. Bu örgülerin en önemli özelliği kalın ipliğin yüzeyde daha az görünmesi sağlanarak iki yüzeyi farklı renk kumaşlarda yüzey görüntü niteliği sağlanmıştır. Üç iplik örme kumaşlar tek plakalı yuvarlak örme makinelerinde kullanılır. Üç iplik makinelerinin süprem makinelerinden farkı mekik, platin, iğne ve kilitlerin yapı ve dizilişlerinin üç iplik için özel olmasıdır. Üç iplikli örme platin dizimlerinin değişik şekilde hazırlanması ve üç ayrı kanaldan iplik beslemesi yapılarak elde edilen örgü çeşididirler. Örgüde aynı numarada kullanılan iki iplikten biri zemin, diğeri ise bağlayıcı ipliktir. Üçüncü iplik ise bağlayıcı iplikten daha kalın olan hav ipliğidir ve kumaşın tersinde atlama şeklinde görülür. Kumaş ön yüzü normal R ilmekli çubuklara sahiptir. Arka yüzeyde ise file görünümlü bir yapı vardır. Bu fileli görünüm astar ipliğin atlamasından kaynaklanır. Bu kumaşın enine stabilitesi iyidir. Elastikiyeti ise son derece sınırlıdır. ÜÇ İPLİK ÖRME KUMAŞ VE ÖRGÜ YÜZEY GÖRÜNTÜSÜ ÜÇ İPLİK KUMAŞ ÇEŞİTLERİ; 30/70/10 Pamuk-Polyester Penye Üç İplik gibi.

50 İNTERLOK ÖRME KUMAŞLAR: Bu kumaş, piyasada interlok kumaş adıyla tanınır. Kumaş çift katlı yapıdadır. RR örgü sitrüktüründedirler. Her iki yüzünde de ilmek R ilmek çubukları görülür. Kumaş enine esnetilirse L ilmekler görülmez. Bütün interlok kumaşlar çift plakalı yuvarlak örme makinesinde üretilirler. İnterlok kumaşlarda örme tekniği iğne düzenine bağlıdır. Her iki rayda iğneler karşılıklı pozisyondadırlar ve iğneler bir kısa bir uzun şeklinde dizilirler. Karşılıklı bulunan iğnelerden biri uzun biri kısadır. İnterlok örmede üretim yarı yarıya düşer. Çünkü iki kursda bir sıra örülmüş olur. Kumaşın her iki yüzüde dengeli ve homojendir. İlmek çubukları her iki yüzde de karşılıklıdır. Her iki yüzde kullanılabilir. Ön ve arka yüzü pürüzsüzdür. Sıkı bir yapıya sahiptir. Örgü raporu çift plakada ve karşılıklı oluştuğu için ve kullanılan hammaddelerinde aynı kalması kaydı ile üretilen en kalın tek iplikli kumaştır. Dikey yönde yatay yöne göre daha yüksek bir elastikiyet ve esneklik özelliğine sahiptir. Boyutsal stabilitesi ve şeklini koruma özelliği yüksektir. Kenarlarda kıvrılma gözlemlenmez. Ön ve arka yüzey arasında hava olduğundan daha iyi ısı yalıtım özelliğine sahiptirler. İç giyim ve özellikle spor üst giyimlerde geniş bir kullanıma sahiptirler. Sadece çift plakalı yuvarlak örme makinelerinde, silindir ve kapak iğnelerinin birbirlerine dik ve karşılıklı bir şekilde yerleştirilmeleriyle elde edilen çift katlı örme kumaş çeşitidir. İnterlok kumaşları enine yönde gerdirsek bile, iki yüzde de sadece sağ ilmikler görülür. İnterlok kumaşların başlıca özellikleri aşağıda maddeler halinde gösterilmiştir; 1) Ön ve arka yüzde aynı görünüme sahiptir, çift yüzlüdür, 2) Desen ve yüzey dizaynı sınırlıdır, 3) Ön ve arka yüzü pürüzsüzdür, 4) Sık bir yapıya sahiptir, 5) Dikey yönde, yatay yöne göre daha yüksek bir elastikiyet özelliğine sahiptir, 6) Boyutsal stabilitesi ve şeklini koruma özelliği yüksektir, 7) Diğer tek iplikli örme kumaşlara göre en yüksek gramajlı örme kumaşlar elde edilebilir, 8) Gerilmeye maruz kaldığında ilmek bir uçtan kaçma eğilimi gösterir, 9) Ön ve arka yüzey arasında hava olduğundn, daha iyi ısı yalıtım özelliğine sahiptir. Diğertek iplikli örme kumaşlara göre daha sıcak tutar, 10) İnterlok örme kumaşlarınhacimli yapısı nedeni ile nem alma özelliği iyidir, İç giyim yazlık-kışlık ve özellikle sportif, tıbbi üst giyimlerde geniş bir kullanım alanına sahiptir. Ayrıca teknik koruyucu tekstil olarak da kullanılabilmektedir, Bir kumaşın interlokmu yoksa ribana mı olduğunu belirlemek için kumaşı enine gerdirip bakılır, eğer karşılıklı ilmekler birbirinin karşısında ise bu interloktur. İNTERLOK ÖRME KUMAŞLAR İNTERLOK ÖRME ÇEŞİTLERİ; 30/1 Open-End Interlok, 30/1 Ring Interlok, 30/1 Penye Interlok, 40/1 Penye Interlok

51 PENYE RİBANA ÖRME KUMAŞLAR: Kumaş çift katlı yapıda olup her iki yüzde de R ilmek çubukları görülür. Kumaş enine esnetildiğinde çubuklar arasında L ilmekler görülür. Tipik RR sitrüktüründedir ve iplik sırayla ön ve arka rayda örülür. Bu iplik örülme nedeniyle ribana kumaşların enine yönde yüksek büzülme ve elastikiyet özellikleri vardır. Kumaş dengeli bir yapıya sahiptir. Bu nedenle kesim kenarlarında kıvrılma görülmez. Yuvarlak örme penye ribana kumaşlar iç giyim, yazlık ve dış giyimde kullanılır. RİBANA ÖRME ÇEŞİTLERİ; 30/1 Open-End Düz Ribana, 30/1 Ring Düz Ribana,30/1 Penye Düz Ribana, 30/1 Open-End % 5 Lycra Ribana, 30/1 Ring %5 Lycra Ribana, 30/ Penye %5 Lycra Ribana

52 SELANİK ÖRME KUMAŞLAR: Kumaşın arkasında, boyu yönünde belirgin fitil yapıları görülürken, ön tarafında birbirine bitişik R ilmek çubukları gözlemlenir. Selanik kumaşların örülmesinde örgü iki sırada bir sıra olarak yükselir. Yani arkada bir ilmek sırası önde iki ilmek sırasına denk gelir. Yuvarlak örme selanik kumaşların stabil, tok ve sıkı yapıları vardır. Ribana kumaşlar enine yönde % 5-10 arasında bir esneme gösterir ağır bir kumaştır. Bayan, erkek, çocuk ve bebek dış giyiminde, ceket, hırka, kazak yapımında kullanılır. Kısmen iç giyimde de kullanıldıkları gözlemlenmiştir. Çift plakalı ribana ve interlok makinelerinde ilmek ve askı hareketlerinin örgü raporu içinde uygun bir şekilde yerleştirilmesi ile oluşturulan tek iplikli, iri örgülü ve incili görünümlü bir örme kumaştır. Sportif giyim, ceket, üst giyim vs. kullanılır. YARIM SELANİK ÖRGÜ Kazak benzeri dış giysiliklerde kullanılan yarım selanik örgü(ingilizcesi "Half Gardigan" veya "Royal Rib")yapısının görünüşü ve örgü raporu şekilde gösterilmektedir. Şekilde görüleceği üzere siyah iplik arka yatakta ilmek oluştururken, ön yatakta askı yapmaktadır. Bir sonraki sırayı oluşturan iplik ise her iki yatakta da ilmek yapmaktadır.

53 TAM SELANİK ÖRGÜ Hacimli yapısı nedeniyle dış giysiliklerde yaygın olarak kullanılan selanik örgü (İngilizcesi "Full Cardigan" veya "Polka Rib")yapısının görünüşü ve örgü raporu şekilde verilmiştir. Buna göre siyah iplik arka yatakta ilmek, ön yatakta askı yaparken, bir sonraki sırayı oluşturan iplik ise tam tersi hareket ile arka yatakta askı ön yatakta ilmek oluşturmaktadır.

54 KAŞKORSE ÖRME KUMAŞLAR: Kumaşın her iki yüzünde de R ilmekler mevcuttur. Kumaş esnetildiğinde aralarda kalmış L ilmekler görülür. Kaşkorsedeki oluşum tekniği, 2 iğne çalışır 2 iğne çalışmaz şeklindedir. Önde 2 iğne çalışmazken arkada 2 iğne çalışmaktadır. Böylece kumaş fitilli bir yapıya sahip olmaktadır. Kaşkorsede yapı özelliğinden kaynaklanan bir esneme söz konusudur. Süprem örgülere göre daha iyi enine esnemeye sahiptirler. Bu yüzden lastik örgü de denir. Kumaşın her iki yüzünde de R ilmekler hakimdir. Homojen bir strüktüre sahiptir. Kumaşın her iki yüzündeki görüntü ve özellikleri aynıdır. Her iki yüzü de ön yüz olarak kullanılabilir. Kısmen iç giyimde olmakla beraber, dış giyimde de yazlık hırka ve yelek biçiminde kullanım alanı bulurlar. Genellikle bayan iç ve dış giyiminde tercih edilir. 1 x 1 ribana kumaşlara göre daha az esnek ve dolgun bir yapısı vardır. Sıhhi ve rahat bir kullanımı vardır. Bakımı problemsizdir. Ütülenirken enine yönde gerdirilmeden işlem yapılmalıdır. Kaşkorse kumaşlar; Çift plakalı örme makinelerinde her iki iğne yatağındaki üç iğneden birinin iptal edilmesi ile yapılan RR örgü çeşitidir. Bir çeşit ribana örgü çeşitidir. Enine yönde elastik olduğu için bant, kenar, kazak, bayan giyimi vs. yerlerde kullanılır. Kaşkorse olarak bilinen bu kumaşın ön ve arka yüzünde belirgin fitiller vardır. Çift plakalı yuvarlak örme makinesinde üretilmiştir. Çok iyi esneme özelliği vardır, bu yüzden lastik örgüde denir. Kumaşın her iki yüzü de ön yüz olarak kullanılabilir. Genellikle bayan iç ve dış giyiminde tercih edilirler

55 YUVARLAK ÖRME HAVLU (İLMEK HAVLI) KUMAŞLAR: Örme havlu kumaşlar havlu örme tekniğine göre iki ipliğin aynı anda örme bölgesinde örücü iğnelere beslenmesiyle üretilen jarse örme ürünleridir. Kumaş örüldüğünde, ipliğin biri önde birisi arkada görülebilir. Ayrıca burada birinci iplikler öbür ikinci ipliklerden daha uzun halkalar oluşturabilir. Örülmeden sonra kesme ve tıraşlama yapılmaz. İlmek halkaları dokuma havluluk kumaşlarda olduğu gibi kesilirse, hav haline getirilerek belirli bir amaç için fırçalanırsa örme kadife kumaş elde edilir. Yuvarlak örme havlu kumaş üretiminde kullanılan örme makineleri tek plakalı yuvarlak örme makineleridir. Örme havlu kumaş makinelerinde çift gözlü iplik kılavuzlarından iki iplik aynı anda örme iğnelerine yatırılır. Bu nedenle kumaştaki her ilmek, bir zemin ipliği ve bir havlu ipliği olmak üzere iki ayrı iplikten meydana gelir. Havlu yüzeyi oluşturan halka kav ipliği ile oluşur. Hav iplikleri, özel tertibata sahip hav platinleri ile dışarıya çekilir ve kumaşın ilmek havını oluşturur. Zemin iplikleri ise örme kumaşın temel yapısını oluşturur. İlmek havaları dokuma havluluk kumaşlarda olduğu gibi kesilirse, hav haline getirilirse ve fırçalanırsa örme kadife kumaş elde edilir. Örme havlu kumaşlar plaj giysisi, elbise, çocuk giyim, havlu, bornoz ve bazı alanlarda kullanıldıkları gibi son yıllarda bilhassa yatak çarşafı, nevresim ve bazı maksatlar yanında sportif ve tıbbi amaçlar için de tercih edilmektedirler. YUVARLAK ÖRME KUMAŞLARIN SINIFLANDIRMASI HAVLU ÖRME KUMAŞ VE YÜZEY GÖRÜNTÜSÜ

56 Pike Örme Kumaş ve Örgü Yüzey Görüntüsü

57 ENİNE ÇİZGİLİ (RİNGELLİ) ÖRME TEKNİĞİ; Yuvarlak örme makinelerinde özellikle süprem örme kumaşlarda renkli iplikler ve mekanik tekniklerle veya elektronik programlama tekniği ile enine çizgili desen oluşturma tekniğine piyasada ringel tekniği adı ile anılmaktadır. Ringel tekniği düz yüzeyli yuvarlak örme kumaşlarda uygulanan ve değişik renkteki ya da değişik cinsteki ipliklerin desene uygun olarak yatay sırada bir veya birkaç sıra arayla değiştiği enine çizgiler desenler elde etme yöntemidir. Renkli, enine çizgili örme kumaşların üretimlerinde her bir örme sisteminde, beş renge kadar iplik taşıyabilen ringel aparatı kullanılır. İplik kılavuzlarının değişimi bir kumanda tertibatı tarafından desene göre açılıp kapatılarak yapılır. Ringel aparatı, bir sistem içinde makine çalışır durumda iken iplik değiştirebilmektedir. Böylece makinedeki hareket düzenine göre birçok renkli ilmek sıraları oluşur. İplik kılavuzları bir delikli bant veya benzeri bir tertibat ile mekanik veya elektrikli aktarma sistemi üzerinden devreye sokulur veya devreden çıkarılırlar. İplik kullanım öncesi tutulmak ve kullanım sonrası kesilmek zorunda olduğu için, burada birde tutma ve kesme tertibatı gerekmektedir. Nispeten ucuza imal edilen bir desenlendirmedir. Desen boyutu isteğe bağlıdır. Enine renk, cizgi veya bantların yapımı için bir halkalama donanımıda kullanılır. Bu isteğe göre negatif değişimde iplik kılavuzları, keserek kopartma ve yapıştırarak ekleme kısımlarından meydana gelmiştir. ENİNE ÇİZGİLİ (RİNGELLİ) ÖRME KUMAŞ GÖRÜNTÜSÜ

58 B-2-ATKI ÖRME MAKİNELERİ; Örme makinelerinde kullanılan bir dilli iğne, atkı örmeciliğinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Çünkü dilin açılıp kapanması ilmek kontrolündedir. Ayrıca dilli iğnelerin kullanıldığı makinelerin işlenebilecek malzeme aralığı bakımından çok yönlü olduğu düşünülür. Esnek uçlu iğneler daha ucuza imal edilmektedirler, daha ince makine incelikleri için üretilirler ve dilli iğnelerle karşılaştırıldıklarında daha sıkı yapılar ve daha düzgün ilmekler oluştururlar, ancak bu tip iğneler ile birlikte çalışabilecek malzeme aralığı ve kumaş yapıları bakımından sınırlamaları vardır. Esnek uçlu iğneler ile çalışan makineler dilli iğneler ile çalışan eşdeğer makinelere göre daha hızlıdır. Sürgülü (bileşik) iğnenin kısa, yumuşak ve basit hareketi vardır, çünkü hem atkı örmeciliğinde hem de çözgü örmeciliğinde ilmek oluşturması için gerekli yer değiştirme miktarı son derece küçüktür. Üç iğne tipi içerisinde üretim hızı en fazla olan sürgülü (bileşik) iğnelerdir. Sürgülü (bileşik) iğneler, çözgü örmeciliği makinelerinde yaygın olarak kullanılır, bu tip iğnelerle donatılmış yuvarlak örme makineleri sunan birkaç imalatçı da vardır. Söz konusu makinelerin çalışma hızları dilli iğnelerle çalışan eşdeğerlerinin çalışma hızının iki katına kadar çıkabilmektedir. Dilli iğne grubuna rib ilmek aktarma (transfer) iğneleri ile Links-Links makinelerinde kullanılan çift ucu kancalı iğnelerde dahil edilebilir. 2-1) TEK PLAKA ÖRME MAKİNELERİ; Bu tip makineler dünyanın dört yanında çoraptan, dış giyime kadar kumaşlara ve teknik tekstillere kadar geniş bir aralıkta yer alan örme kumaşların üretimi için kullanılmaktadır. Makine boyutları tek sistemli 1 inç çaplı olanlardan 144 beslemeli 30 inç çaplı olanlara kadar değişmektedir. Tek plaka makinelerin önemli bir kısmı silindirdeki iğne yatağının döndüğü makineler olmakla birlikte özel uygulamalara yönelik kamların döndüğü makinelerde bulunmaktadır. Bu makineler, üstten baskı platinli makineler olarak tanımlanırlar ve kumaşı tutma amaçlı platinler kullanılmaktadır ) Üstten baskı platinli örme makinelerinde örme işlemi; Bu tür örme makinelerinde iğneler askı yüksekliğindedir ve kumaş ilmeği platinin makine merkezine doğru yaptığı ileri hareketle iğne dili üzerinde tutulur. İlmek iğne gövdesine düşürülmesi, iğne ayağı üzerinde etkili olan yükselme kamı ile maksimum yüksekliğe ulaşılır ve eski ilmek dil üzerinden kayarak iğne gövdesine düşerek sağlanır. İpliğin beslenme aşaması ise, platin kısmen geri çekilerek mekiğin alçalan iğne kancasına ipliğini yatırmasına imkan verir, aynı zamanda eski ilmek iğne gövdesi üzerinde kayarak açık haldeki iğne dili altına gelmiş olur. İğne aşırtma konumunda ise, iğne bu durumda en alt noktaya ulaşır ve yeni ilmek eski ilmek içinden geçirilerek ilmek oluşumu tamamlanır. Bu işlemi gerçekleştirmek üzere platin geri çekilir. İlmek uzunluğu farklı şekillerde kontrol edilebilir. Pozitif iplik besleme sistemlerinin

59 kullanılmadığı makinelerde esas olarak platin burnu ile aşağıya indirilen sistemlerin kullanılmadığı makinelerde esas olarak platin burnu ile aşağı indirilmiş olan iğne arasındaki mesafe ile kontrol edilir. İplik giriş gerginliği, iplik metal sürtünmesi ve kumaş çekim gerginliği de kumaştaki son ilmek uzunluğuna etki eder. Pozitif iplik besleme sistemi kullanıldığında belli bir beslemede iğnelere beslenen iplik uzunluğu ilmek uzunluğunu belirler, iplik giriş gerginliği, ilmek kamı ayarı ve doku çekim gerginliği gibi diğer faktörler örme işlemi esnasında iplik veya kumaş gerginliğini etkiler, dolayısıyla kumaş kalitesini belirler. İlmek uzunluğu pozitif besleme sistemi ayarları ile sabittir. Platin iki önemli fonksiyona sahiptir. Bunlar; -İğneler yükseldiğinde kumaşı belli bir konumda tutmak ve, -İğnelerin ilmekleri aşırtması için bir yüzey oluşturmaktır. Platinleri kullanmanın diğer bir avantajı ise; -Platin tarafından gerçekleştirilen kontrol, kumaşta minimum gerginlik oluşumunu sağlayarak, düzgün ilmeklerden meydana gelen iyi kalitede kumaş üretimini mümkün kılar, -Kalitede ince ayarlar ile çalışılması zor iplik ve kumaşların kullanımında ayarlar mümkündür, -Platin, kısmi veya tam ilmek düşürme sonrasında (iğne dillerinin elle tam olarak açılmış olması gerekir) makinenin örmeye başlamasını kolaylaştırır. 2-2) ÇİFT PLAKA ÖRME MAKİNELERİ; Rib ve interlok makineleri çift plaka örme makinelerine örnek olarak verilebilir. Rib ve interlok örme makineleri, ya beden parçaları ya da kumaş topları şeklinde üretim yapmak üzere kullanılmaktadır. İğne yatağı düz olabileceği gibi, silindirikte olabilir ve silindirde pek çok mekanik desenlendirme ekipmanları kullanılabilir. Aynı makineler büyük raporlu jakar desenleri yüksek hızlarda üretmek üzere elektronik iğne seçim üniteleri ile de donatılabilirler ) Rib makineler; Ribana makinelerde iki grup iğne kullanılır ve bu makineler düz, yuvarlak veya fully-fashion (cotton) tipi olabilir. Bu iğne yatağındaki iğneler, diğer iğne yatağındaki iğnelerin arasına gelecek şekilde düzenlenmiştir. Makinelerin çoğunda iğne yatağı dönmekle birlikte kamların hareketi ve iğnelerin sabit olduğu iğnelerde mevcuttur. Desenlendirme, kam ve iğne dizinimi değiştirerek gerçekleştirildiği gibi, bilgisayar destekli desenlendirme sistemleri tarafından desteklenen elektronik iğne seçimli sistemleri de kullanılmaktadır. Makine çapları yuvarlak triko makineleri için 7½ - 20 inç arasında değişirken diğer yuvarlak makineler için inç aralığındadır. Monarch V-7E20 model yuvarlak örme makinesi, modern bir plaka yuvarlak örme makinesine örnek olarak verilebilir. Bu makine 30 inç çapında, E20 makine inceliğinde, 72 beslemeli 8-kilit bir makinedir ve kapak iğneleri üzerinde RDS kam sistemi etkilidir. Kumaş çekim sistemi ise ACT II motorize otomatik sürtünmeli sistemdir. Makine 2x2 kam yolludur ve ribden interlok veya 8-kilit zamanlamaya, dakikalarla ifade edilen bir zaman diliminde dönüştürülebilir.. Tüm jakarlı olmayan temel çift katlı örgüler bu makinede 900 hız faktöründe üretilebilir (inç cinsinden makine çapı x makine dev/dak.) 2-2-2) İnterlok makineler; Bunlar dilli iğneler ile donatılmış yuvarlak örme makineleridir. Ribana makinelerden farklı olarak, bu makinelerde iğneler karşı karşıya gelecek şekilde yerleştirilmişlerdir. İnterlok makinelerde uz<un ve kısa olmak üzere iki tip iğne kullanılır ve uzun iğneler kısaların, kısa iğneler uzunların karşısına gelecek şekilde yerleştirilir. Sulzer Morat Tip II. 144 modern bir interlok yuvarlak örme makinesine örnek olarak verilebilir. Bu

60 makinede 30 inç çapında 144 beslemeli ve E28 veya 32 (iğne inç) makine inceliğindedir. 76 dtex poliesterden mamul ve bitmiş değeri 14 sıra/cm ve gramajı 180 g/m (60 inç eninde) olan bir kumaş böyle bir makinede 28 dev/dak hız ile % 100 verimlilik ile 86,4 m/san olacak şekilde üretilebilir. Uzun ve kısa iğneler üzerinde etkili olabilecek şekilde kam sistemi iki yollu olarak düzenlenmiştir. Birinci sistemde uzun kapak iğneleri uzun silindir iğneleri ile birlikte örer. Bu nedenle tam bir sıra oluşturmak için en az iki sisteme ihtiyaç bulunmaktadır ) İğne zamanlaması; 1 x 1 Ribana ve İnterlok makinelerinde iki farklı iğne zamanlaması kullanılır. -Eş zamanı, her iki iğne grubunun da (silindir ve kapak) aynı zamanda ilmek aşırtması noktasına ulaştığı zamanlamadır. -Gecikmeli zaman, daha sıkı ilmeklerin oluşumunu sağlamak üzere, bir grup iğnenin ilmek aşırtma noktasını diğer grup iğneye göre kaydırmak suretiyle gerçekleştirilir. Geniş rib örgüler (2x2, 3x3 gibi) ile rib jakar örgülerde gecikmeli iğne zamanlaması kullanılmayabilir, çünkü ipliğin çekildiği kapak iğnelerinin herhangi bir tarafında her zaman ören silindir iğneleri olmayacaktır. Dokuz iğneye kadar geciktirme mümkündür fakat 4-5 iğnelik geciktirme normaldir ) V-Yataklı düz örme makinesinde örme işlemi; V-Yataklı düz örme makineleri genellikle çocuk, bayan ve erkek dış giyimine yönelik örme kumaşların üretiminde kullanılır. Basit el makinelerinden mekanik ve may basıcıları ile donatılmış tam elektronik makinelere kadar geniş bir aralıkta yer alan çeşitliliğe sahiptirler. Kumaş tasarlama, desenlendirme ve elektronik iğne seçiminin otomasyonunda gerçekleştirilen gelişmeler çok ileri derecelere ulaşmıştır ve düz makineler ile bu makinelerin ürünleri günümüzde son derce sofistike ürünler olarak karşımıza çıkmaktadır. Yüksek kaliteli ürünler, may basıcılarla donatılmış devrim yapan üretim sistemleri sayesinde artık rekabet edilebilir fiyatlarda üretilebilmektedir. İki veya üç boyutlu kumaş yapıları ile ör ve giy (dikişsiz) ürünler, son teknoloji ile donatılmış düz makineleri ve onlarla birlikte çalışan desen sistemleri ile imal edilebilmektedir. B-3) ATKI ÖRME KUMAŞ YAPILARI; ATKILI ÖRME KUMAŞLARIN SINIFLANDIIRLMASI Temel örme kumaş yapıları ve ilmek raporları sırası ile suprem, 1x1 ribana, 1x1 haroşa ve interlok kumaşlar şeklinde özellikleri ile birlikte sıralanabilir. Bu temel örgüler sıklıkla tek bir kumaşta farklı tek ve çift katlı kumaşlar veya ürünler üretmek üzere birleştirilir. Atkı örme kumaşlar ticari olarak dış giyimler, ev tekstilleri ve teknik tekstiller olarak kullanılmak üzere üretilirler ve kumaş potansiyeli bayan çoraplardan imitasyon kürk ve kilimlere kadar çok geniş bir aralıkta yer alırlar. Çözgü ve atkı örme kumaşlar tıbbi tekstil alanında da geniş bir kullanıma sahip bulunmaktadır.

61 DÜZ ÖRME KUMAŞLARDA KULLANILAN İPLİKLER; Düz örme kumaşlardan genellikle kışlık dış giyim eşyası ve aksesuarları üretildiği için doğal olarak yün ve yün karışımı ipliklerle, yün karakterli akrilik (orlon vb.) iplikler kullanılmaktadır. Ayrıca düz örme ürünlerinde, özellikle kazak, hırka gibi kışlık eşyaların üretilmesinde, polipropilen elyafı karışımları da ucuz olmaları nedeniyle kullanılmaktadır. Ancak akriliğe (orlona) göre polipropilen ipliklerinin kullanım özellikleri iyi değildir. Boncuklanma ve keçeleşme oranı orlon ürünlere göre daha fazladır. Pamuk ipliği ise pamuklu örme giysiler için yaka, kol bandı gibi aksesuar üretiminde ve mevsimlik kazakların yapımında kullanılmaktadır. Düz örme makinelerinde kullanılan iplikler genellikle boyalı iplikler kullanılır. DÜZ ÖRME KUMAŞLARIN GENEL ÖZELLİKLERİ; Düz örme kumaşların genel özelliklerini maddeler hâlinde aşağıdaki şekilde sıralayabiliriz; Genelde açık en ve parça olarak üretim yapılmaktadır. Düz örme kumaşlar E3 ile E18 ncelikleri arasındaki düz örme makinelerinde üretilmektedir. Düz örme kumaşların durgun havada yalıtımları iyi, rüzgârlı havada yalıtımları kötüdür. Düz örme kumaşlar buruşmaya karşı dirençli oldukları için ütülenme ihtiyacı duymazlar. Renkli ve fantezi desenli kumaşlar rahatça yapılabilmektedir. Düz örme kumaşlar çekme eğilimi gösterebilmektedir. Düz örme kumaşlar hafif, yumuşak, hacimli yapıya sahip olduklarından dolayı tutumları iyi ve dökümlüdür. Şekillendirilmiş, biçimlendirilmiş ve bitmiş ürün (seamless) olarak üretilebilmektedirler. DÜZ ÖRME KUMAŞLARIN KULLANIM ALANLARI; Düz örme makineleri, büyük oranda kışlık ve mevsimlik kazak ve hırka gibi dış giyim ürünlerinin örülmesinde kullanıldığı gibi, yazlık ve mevsimlik dış giyim, kullanımı da gün geçtikçe artmaktadır. Ayrıca diğer örme ürünlerine aksesuar olarak yaka, kol bandı, etek bandı vb. ürünlerin örülmesinde de düz örme makineleri kullanılmaktadır. Özel olarak tasarlanmış düz örme makinelerinde ise tam biçimlendirilmiş, kullanıma hazır durumda eldiven, kaşkol vb. aksesuar giysileri üretilmektedir. DÜZ ÖRME KUMAŞLARIN SINIFLANDIIRLMASI; Düz örme makinelerinde üretilen, atkılı örme kumaşlara düz örme kumaşlar denir. Tek veya iki iğne yatağı kullanılarak üretim yapılır. Düz örme makinelerinde tek iğne yatağı kullanılarak yapılan örgüler tek plakada üretilen kumaşlar; çift iğne yatağı kullanılarak yapılan örgülere çift plakada üretilen kumaşlardır. Tek plaka kumaşlar, iki yöne aynı esneme oranına sahipken; çift plaka kumaşlarda genelde tek yönlü esneme vardır. JAKAR KIRMA; Düz örme makinelerinde ön veya arka iğne yatağı belli iğne aralığı mesafesi kadar sağa veya sola kaydırılabilir. Bu şekilde iğne yataklarında yer alan iğnerlerin birbirlerine göre konumları değiştirilebilir. Jakar kırma olarak adlandırılan bu işlem sayesinde düz makinelerde ilmekler, örme kumaşa farklı yüzey efektleri katmak üzere de kullanılabilmektedir. Ön ve arka iğne yatağının diğerine göre kaydırılma miktarına ve kaydırma yönüne bağlı olarak ilmekler örgü yapısı içerisinde dik konumlarını koruyamaz duruma gelirler ve sonuç olarak da sağa veya sola yatık bir konum alırlar. Jakarlı kırma tekniği ile üretilen düz örme kumaşlara tam Selanik örgü kumaşlar verilebilir.

62 JAKARLI ÖRGÜLER; Jakarlı örgüleri düz, 1 x 1 ribana gibi örme bölgesinde yer alan tüm iğnelerin aynı örgü sırasının oluşumunda örmeye dahil edilmesi ile oluşturulan kumaş yapılarından ayıran en önemli özelliklerinden birisi, iğnelerin belli bir düzen dahilinde (-ki bu düzeni oluşturmak istenilen desen belirleyecektir) örme işlemine sokulması ve çıkarılmasıdır. Kısaca jakarlı iğnelerde iğne seçimi esastır. Jakarlı örgüler ve renk rakarlı olarak iki ana prensibine göre ilmek, askı, atlama veya aktarma yapmak üzere seçilirler. Bu örgü jakar kumaşlara saç örgü deseni verebilir. Örgü jakarlı (strüktür) kumaşların üretimi pek çok aktarma, jakar kırma ve boş sıra geçme gibi işlemler gerektiğinden yüksek maliyetli kumaş yapılarıdırlar. Bununla birlikte bilgisayar destekli yeni nesil tam elektronik düz örme makineleri sayesinde bu tip kumaşların üretim süreleri son derece azalmış bulunmaktadır. Ayrıca sınırsız bir iğne seçimi, jakar kırma aralığının artırılması ve aynı zamanda ön yataktan arkaya ve arka yataktan öne doğru aktarma yapabilmesi gibi imkanlar örgü jakarlı yapıların daha ekonomik üretimini sağlamıştır. Renk jakarlı örgüler farklı renk gruplarının kumaşın ön yüzünde bellirli bir desen oluşturacak şekilde iğne seçiminin düzenlenmesi ile gerçekleştirilmektedir. Kırmızı, beyaz vs. gibi bir zemin rengi üzerine yerleştirilen farklı renkli çiçek motifleri veya geometrik şekiller bu tip örgülere örnek olarak verilebilir. Renk jakarlı örgülerde desenlendirme teknikleri örülecek kumaşın arka yüzündeki iplik renk konumlarına göre altı gruba ayrılır; 1) Enine Çizgili; Kumaşın arka yüzeyinde enine çizgili bir yapının oluşturulduğu bu örgülerde, kumaşın ön yüzünün her sırasındaki renk sayısı kadar arkada bir sıra örülür. Bu arka yüzey tipi iki ve üç renkli jakar örgülerde yaygın olarak kullanılmaktadır. Her iki kumaş yüzeyini dengelemek amacı ile arka iğnelerde oluşturulan ilmeklerin ön yüzeyde oluşturulan ilmeklere göre daha küçük olması tavsiye edilmektedir. Ancak büyük ilmeklerin kapatma faktörü düşük olduğundan özellikle açık renkli ipliklerin kullanıldığı örgülerde arkadaki enine çizgiler kumaşın ön yüzünden seçilebilir. 2) Boyuna Çizgili; Enine çizgili arka yüzey oluşumunun aksine, renk sayısından bağımsız olarak öndeki bir sıraya karşılık arka yüzeyde de bir sıra örülür. Örgüyü oluşturan renkler kumaşın arka yüzünde boyuna çizgiler halinde görülür. 3) Dimi Desenli; Örgüde kullanılan renkler kumaşın arka yüzeyinde diyagonal veya belli bir düzende dağılmış olarak yer alırlar. Bu yüzden, teknik arkada oluşturulan sıra sayısı renk sayısına ve arka yüzey renk raporuna bağlı olarak değişmektedir. Söz konusu değişkenler arasındaki ilişki; Arka Yüzey Sıra Sayısı = Renk Sayısı/Arka Yüzey Rapor Genişliği şeklinde ifade edilir. 4) Torba Jakarlar; Genellikle iki renkli olarak çalışan bu tür desenlerde jakar renk raporuna göre renklerde biri kendi renk bölgesinde önde, diğer renk bölgesinde ise arkada örgü oluşturur. Diğer renkte aynı şekilde örgü oluşturarak iki tarafı da jakarlı kumaş elde edilir. Her renk bölgesindeki ön ve arka yüzey birbirlerinden ayrılmış olup torba şeklini almaktadır. Bu şekilde elde edilen örme kumaşlarda ön ve arka yüzeyler sadece renk sınırlarında birbirleriyle bağlantı kurarlar.

63 5) File Jakarlar; Bu örme tekniği, önü ve arkası jakarlı örme tekniğinin değişik bir uygulamasıdır. Buna göre arka iğne yatağındaki iğnelerden bir kısmı belirli bir düzene göre iptal edilerek hiç örme işlemine sokulmazlar. Böylelikle her renk kendi bölgesinde önde örgü oluştururken arkada iptal edilmeyen iğneler üzerinde ve diğer renk bölgelerinde örgüye katılırlar. Böylelikle iptal edilen iğnelerden dolayı kumaş arka yüzeyinde file görünümlü bir yapı elde edilir. 6) Atlama Jakarlar; Tek plaka üzerinde üretilen renkli jakar kumaşlarda kumaşın ön yüzünde görülmesi istenilen renk örülürken diğer renk veya renkler arkada atlama yapar. Arkada yüzen ipliklerin çok uzun olması durumunda bunlar belirli bir düzene göre kumaş yapısına askı ilmekleri ile bağlanmak suretiyle kullanım esnasında olası takılmalardan kaynaklanan yüzey bozuklukları önlenebilir. RENK JAKARLI DÜZ ÖRME KUMAŞLAR; Her hangi bir iğne (atlama, askı), plaka ve transfer hareketlerle desenlendirmeye gerek duymaksızın; renkli ipliklerle desenlendirme yapılan düz örme kumaş çeşididir. Kumaşın arka yüzeyinde, ön yüzeyinde görülen desen görülememektedir. Farklı teknikleri vardır. Biri haricinde diğer teknikler çift plakada elde edilir. Üstteki resimde de görüldüğü gibi Strüktür jakarlı örgüler üzerine, renk jakar tekniği uygulanarak farklı görüntüdeki düz örme kumaşlar elde edilebilir. RENK JAKARLI DÜZ ÖRME KUMAŞIN YAPISI

64 İNTERSİA DÜZ ÖRME KUMAŞLAR; İntersia düz örme tekniği; Renkli jakar desenlerin üretimi esnasında karşılaşılan yüksek kumaş gramajı ve iplik sarfiyatı, tek plaka örgüler için arkada yüzen ipliklerin takılmalarına sebep olarak kumaş görünümünü bozması gibi sorunların giderilmesi için İntersia örme tekniği değişik renkteki iplikler taşıyan mekiklerin herbirinin sadece kendilerine ait renk bölgesi içinde hareket ettirilmesi suretiyle farklı renk bloklarından oluşan kumaş yapılarının üretilmesi prensibine dayanan bir örme tekniğidir. Bu desenler üretim esnasında işleme sokulup çıkartılabilen özel mekikler kullanılarak oluşturulurlar. Eskiden İntersia desenlerin üretiminde özel makineler kullanılırken yeni nesil düz örme makineleri ile bu zorunluluk ortadan kalkmış bulunmaktadır. Bilgisayar kontrollü mekik mandalları durdurma bloklarına ihtiyaç duyulmaksızın herbir mekiği, mekik rayı boyunca istenilen konuma getirmek veya istenilen konumdan almak üzere çalıştırılabilmektedirler. Bilgisayarlı kafa hareket kontrolü sayesinde İntersia desenler diğer desenlendirme teknikleri ile birlikte (renk blokları içerisine yerleştirilmiş saçlar gibi) kullanılabilmektedirler. Renk blokları birbirlerine normal ilmekler veya askı ilmekleri ile bağlanabilirler. Bir İntersia deseninin hazırlanmasında kafa yönü çok önem arz etmektedir. İnterisa örgüde kafa sola hareketinde ilgili renk bloüu sol taraftan sağa hareketinde de sağ taraftanişlem gerçekleştirilmektedir. Aksi takdirde boş sıra geçme gerekliliği ortaya çıkacaktır. Bu zorunluluk mekiklerin hareketinden kaynaklanmaktadır. Her mekik kafa yönünde fazladan birkaç iğne boyunca hareket etririlebilir ve bu mekik hareketi kullanılarak renk bloklarının genişlikleri değiştirilebilir. Normal renk jakarları kumaşlarla karşılaştıırldıklarında İnterisa desenleri hazırlamak ve üretmek için harcanan zaman daha fazladır, buna karşılık iplik miktarı daha düşüktür. İnterisa örgü oluşumunda bir mekik bir grup iğne üzerinde örerken diğeri ilk renk bloğunun bitiminden hemen sonra başlar. Bu ayrı renk bloklarını birleştirmek için mekiklşerin ortak bir veya daha fazla iğne üzerinde ilmek veya askı oluşturmaları gerekir. İlmekle bağlantı yapılacak ise her renk bloğunun iki yanından birer iğne ilgili mekiklerle çalışacak şekilde örmeye dahil edilir. Askı ilmekleri ile renk blokları birleştirildiğinde bu birleşme yeri kumaşın ön yüzünde daha az belirgindir. Bu durumda bir mekik, bağlayıcı iğne üzerinde askı yaparken diğeri ilmek yapacaktır. İntersia düz örme kumaşlar; bölgesel renklendirme tekniği ile üretilirler. Düz örme makinesinde her mekik rayına 4 renk gelecek şekilde mekikler dizilir. Sekiz mekik rayı olduğuna göre teknik olarak 32 farklı renk çalışılabilir. Bunun için uygun desen bulunmalıdır. İntersia kumaşların özelliği, farklı renkteki ipliklerin jakar tekniğinde olduğu gibi kumaşın arka yüzünde karışık görüntü vermemesidir. Bu nedenle intersia kumaşların ön yüzünde hangi renk görünürse, arka yüzünde de aynı renk görünür. Genellikle tek plaka örgülerle elde edilir. Renk jakarı tekniği ile beraberde kullanılabilir. İNTERSİA DÜZ ÖRME KUMAŞIN YAPISI

65 VANİZE DÜZ ÖRME KUMAŞLAR; Vanize örgülerin üretimi için özel vanize mekikler kullanılır. Bunları diğer mekiklerden ayıran en önemli özellik, iki farklı ipliği aynı anda örme bölgesine besleyebilmesidir. Böylece, değişik renk ve özellikte (likra gibi) iplikler kullanılarak kumaşa farklı görünüm ve/veya özellikler kazandırılabilir. Vanize örgülerde ipliklerin iğne diline yerleştirme yükseklikleri ile gerginlik farkları ilmekteki konumlarını belirler ve bu örgülerde zemin iplik gerginliği yüksek, mekik ise iğne yatağına olabildiğince yakın olmalıdır. Bununla birlikte mükemmel vanize oluşumu her zaman mümkün değildir. Örme şartlarının tam kontrollü, uygun iplik ve iğne profili seçimi dikkat edilmesi gereken hususlar arasında sıralanır. Düz örgü yapılarında iğne kancalarına yakın olan iplik kumaşın arka yüzünde baskın olma eğilimindedir. Ayrıca yine aynı şekilde vanize mekiğinden geçirilen iki ayrı ipliğin konumları incelenecek olursa; mekik merkezinde yer alan rehber gözden geçirilen iplik bu mekiğin kafa üzerinde örme bölgesine taşınması sırasında son derece kontrollü bir şekilde iğnelere beslendiği, diğer ipliğin ise yine mekik üzerinde yer alan bir diğer gözden geçtiği ve bu gözde, kafa yönünden bağımsız olarak serbestçe sürüklendiği görülür. Böylece, merkezde yer alan ipliğin iğne kancasına daha yakın yerleşmin mümkün olduğu anlaşılır. Vanize örgülerin oluşumunda dikkat edilmesi gereken diğer bir hususta mekiğe yerleştirlen ipliklerin toplam numarasının makine inceliği ile uyumlu olmasının gerektiğidir. VANİZE DÜZ ÖRME KUMAŞIN YAPISI

66 B-4) ATKI ÖRMECİLİĞİNDE İŞLEMLERİN KONTROLÜ; 4-1) ÖRME KUMAŞ VE MAMULLERİN BOYUTSAL ÖZELLİĞİNİ ETKİLEYEN ANA FAKTÖRLER; -Kumaş yapısı; Farklı kumaşlar farklı şekillerde relakse olurlar. -Elyaf tipi; Farklı liflerden örülmüş kumaş veya ürünler farklı şekillerde relakse olurlar. -İlmek iplik uzunluğu; Tüm kumaş yapılarında bir ilmek için harcanan iplik miktarı baskın parametredir. -Relaksasyon/terbiye işlemi; Kumaş boyutları, relaksasyona/terbiye yöntemine göre farklılık gösterir. -İplik numarası; Boyutları az bir miktar etkiler; Fakat kumaş sıklığını, gramajı ve diğer fiziksel özellikleri değiştirir. 4-2) RELAKSASYON LABORATUVAR AŞAMALARI; -Makine üzerinde gergin halde; Bu baskın olarak boyuna yönde gerilimdir. -Makineden alındıktan sonra-kuru relaksasyon; Kumaş bu hale zamanla ulaşır. Kuru relakse hal kumaş yapısı ve lif tipi ile sınırlıdır. Sadece yün bu hali alabilir. -Hareketsiz ıslatma ve sererek kurutma-yaş relaksasyon; Sıkı yapılar her zaman gerçek relakse hale ulaşmazlar. Sadece yün ve ipek bu konuma ulaşabilir. -Islatılan kumaşa hareket verme veya buharlanmış kumaşa hareket verme veya seçilen sıcaklıkta (> 90 C) hareketsiz ısıtma, sererek kurutma-gerilimsiz durumda bitim işlemi; Hareketlendirme ve/veya sıcaklık, kumaşın daha da relakse olmasını ve daha sıkı (yoğun) bir kumaş yapısına ulaşmasını sağlar. Yün, ipek, tekstüre iplikten mamul kumaşlar ve akriliklerdir. -Islatma ve döner kurutucuda (tumber) 70 C da 1 saat boyunca kurutma-tamamen gerilimsiz durum; Kurutma esnasında kumaşın üç boyutlu olarak hareketlendirilmesi; Tüm lif tipleri ve kumaş yapıları için geçerlidir. 4-3) SÜPREM (DÜZ) KUMAŞ GEOMETRİSİ; 1. Sıra sıklığı (cpc) α I/l = kc/l 2. May (çubuk) sıklığı (wpc) α I/l = kw/l 3. s = (cpc x wpc) α I/l2 = kc/l2 4. cpc/wpc α c = kc/kw (şekil faktörü) 4-4) KUMAŞ GEOMETRİSİNE YÖNELİK ÇALIŞMALARIN PRATİK BULGULARI; -İplik numarası (tex) ile makine inceliği arasındaki ilişki aşağıdaki denklem ile gösterilir; Optimum tex = Sabit/G2

67 Tek yataklı makineler için optimum tex = 1650/G2, ve çift yataklı makineler için optimum tex ise = 1400/G2 dir. Burada G makine inceliğini göstermektedir (iğne/cm). -Sıklık faktörü K = tex/l denklemi ile verilir. Burada l mm cinsinden ilmek iplik uzunluğudur. Tek katlı kumaşlar için 1.29 K 1.64 dür. Ortalama K = 1.47 dir. Pek çok atkı örme kumaş için (tek ve çift plaka kumaşlar ve farklı tipleri dahil olmak üzere) : 1 K 2 dir. Ortalama K = 1.5 dir. Sıklık faktörü örme makinelerinin ayarlanmasında çok faydalıdır. Ortalama sıklık faktörü değerinde iplik, makine ve kumaş üzerindeki gerilim, bir dizi şart için sabittir. -Kumaş alan yoğunluğu (m2 ağırlığı) denklemi aşağıda verilmiştir. Alan yoğunluğu (m2 ağırlığı) = s x l x T g/m2 100 Relakse olmuş bir kumaş için cpc / wpc = 1.3 dür. cpc / wpc > 1.3 ise enine gerilmeyi, cpc / wpc < 1.3 ise boyuna gerilmeyi gösterir. ks > 2500 keçeleşme veya yıkama çekmesini işaret eder. Relaksasyon çekmesi ilmek şeklinde değişimdir. Keçeleşme / yıkama çekmesi ilmek uzunluğundaki değişimdir. Burada s ilmek yoğunluğu/cm2, l ilmek uzunluğu (mm) ve T (tex) iplik numarasıdır. Bu ifadeyi diğer bir şekilde denkleme uyarlanırsa; ks x T g/m2 l 100 Bu denklemde ks, değeri relaksasyon işlemine bağlı bir sabittir. Alan yoğunluğu (m2 ağırlığı) aşağıdaki denklemlerle de gösterilebilir. Alan yoğunluğu (m2 ağırlığı) = n x l x cpc x T g/lineer metre Burada n toplam iğne sayısı, l ilmek iplik uzunluğu >(mm) ve T iplik numarasıdır (tex), veya Alan yoğunluğu (m2 ağırlığı) = n x kc x T g/lineer metredir Bu denklemde de kc bir sabittir ve değeri relaksasyon işlemine (kuru, yaş ve tam) bağlıdır. -Kumaş eni aşağıdaki denklemde verilmiştir; Kumaş eni = n x l cm n x l = L (bir sıra örmek için iplik uzunluğu) Kumaş eni toplam iğne sayısına değil bir sıra örmek için gerekli iplik numarasına bağlıdır. -Kumaş kalınlığı; Kuru ve yaş relakse olmuş kumaşlar için kumaş kalınlığı (t) kumaş sıklığına bağlıdır, tam relaksasyon sonrası ise kalınlık hemen hemen kumaş sıklık faktöründen bağımsızdır. Bu halde t = 4 d dır. (d iplik çapını göstermektedir).

68 B-5) ATKI ÖRME KUMAŞLARIN SON KULLANIM ALANLARI; Atkı örme kumaşlar dış giyim, ev tekstilleri ve teknik ürünler olarak kullanmaktadırlar. Farklı tip atkı örme kumaşlar için ana kullanım yerleri aşağıda gösterilmiştir. 5-1) DÜZ ÖRME MAKİNELERİ; - Makine inceliği: Normalde 3-18 iğne/inç -Makine eni: 78.7 inç e kadar -İğne tipi: Dilli (bileşik sürgülü) iğnelerin kullanımına uygun makineler de geliştirilmektedir. -İğne yatağı tipi: Tek (el makineleri), esas olarak rib tipi -Ürünler; Kazaklar, süveterler, hırkalar, elbiseler, takımlar, pantolonlar, şapkalar, aksesuarlar (yaka vb.), cotton makineler için beden lastikleri. Teknik uygulamalar için temizleme bezleri, uç boyutlu ve 2ör ve giy ürünler; çok eksenli makineler geliştirilmiştir. 5-2) YUVARLAK MAKİNELER; -Makine inceliği: Normalde 4-40 iğne/inç -Makine çapı: 30 inçe kadar. Artık 60 inçe kadar olan makinelerde mevcuttur. -İğne tipi: Dilli (esnek uçlu ve bileşik (sürgülü) iğnelerin kullanımına uygun makinelerde mevcuttur) -İğne yatağı TİPİ: Tek, ribana, interlok, çift silindir. -Ürünler; -- Çorap makineleri; dikişsiz çoraplar, taytlar, endüstriyel kullanımı olan boya torbaları, örülüp sökülen iplikler, endüstriyel kumaşlar. -- Şoşet çorap makineleri; Erkek, bayan, çocuk çorap, tayt, spor çorapları -- Dış giyim; t-shirtler, kazaklar, hırkalar, süveterler, pantolon takımlar, termal giysiler, temizlik bezleri, teknik kumaşlar. -- Dış giyim (kumaş topu halinde üretim): Ceketler, bayan üst giyim, eşofmanlar, döşemelikler, araba döşemelikleri ve teknik ürünler, ev tekstilleri. 5-3) FULLY FASHİON MAKİNELERİ; -Makine inceliği: Normalde 9-33 iğne/1.5 inç (60 inceliğe kadar makineler mevcuttur). -Makine eni: 2-16 bölümlü makinelerden başlıyor-her bölümün eni 36 inçe kadar olmak üzere (bölüm sayısı 40 a kadar çıkan makineler mevcut). -İğne yatağı: Tek ve ribana. -Ürünler: Kazaklar, süveterler, hırkalar, pantolon takımlar, tam biçimli çoraplar, spor giyim, iç giyim, termal giyim.

69 B-6) ÇÖZGÜ ÖRME MAKİNELERİ; 6-1)GİRİŞ; İlk atkı örme makinesi 1589 yılında W. Lee tarafından imal edilmiştir yılında sadece 200 yıl sonra ilk çözgü örme makinesi Crane (İngiliz) tarafından icat edilmiştir. Bu makine, sadece mavi beyaz zig-zag çizgili ipek çorap üretmek için kullanılan tek yatırım raylı bir makine idi ve makinede üretilen kumaşlar ressam Van Dyke olarak isimlendirilmiştir. Birinci Dünya Savaşından sonra asetat kontinü filament ipliklerin bulunmasıyla ilk büyük ölçekte tricot kumaş üretimi Alman Saupe E28 makine inceliğinde, iki yatırım raylı tricot makinelerinde İngiliz Celanese tarafından başlatılmıştır. Bayan iç çamaşırları üretiminde kullanılmak için örülen ve terbiyesi son derece güç olan ve kolaylıkla sökülen tek yatırım raylı atlasların yerini kilit örgülü (locknit) kumaş yapıları almıştır den 1970 yılına kadar çözgü örme sanayinin İngiltere de ve diğer batı ülkelerinde gelişimi muhteşem olmuştur. Bu korkunç büyümenin nedeni aşağıda özetlenmeye çalışılmıştır ) İplik konusundaki gelişmeler; -Termoplastik ipliklerin keşfi, çok düşük denyelerde üretilebilmesi, bükümsüz ve çok düşük bükümlü olması, modern yüksek hızlı trikot ve raşel makinelerinde çok düşük kopuş oranlarında örülebilmesi, -Farklı boyalı iplikler tarafından sunulan ekstra desen aralığı, -Tekstüre ve hacimli iplikler tarafından sağlanan iyileştirilmiş kaplama konforu, -Raşel tül sanayiine mükemmel bir açılım getiren elastomerik iplikler ) Makine konusunda gelişmeler; -Daha yüksek makine hızı (3500 sıra/cm), -Daha ince makine incelikleri (40 iğne/inçe kadar), -Daha geniş makine enleri (260 inçe kadar), -Artan yatırım rayı sayısı (78 raya kadar), -Özel ekipmanlar (cut-presser, düşürme plakası gibi), -Co-we-nit ve jakarlı makineler gibi bazı özel raşel makineler ile son zamanlarda tekrar tasarlanan raşel ve trikot tam en atkı yatırımlı makineler, -Yüksek hızlı direkt çözgü makineleri ile çözgü hazırlama esnasında elektronik iplik izleme sistemleri, -Örme makineleri için elektronik fen (duruş) sistemleri, -Daha yüksek çözgü leventleri ve kumaş topları, -Modern fiksaj ve levent boyama makineleri, -Elektronik çözgü salma, elektronik desenlendirme, elektronik jakar ve elektronik kumaşçekim mekanizmaları, -Şardonlu kumaşlar, -Balıksırtı (Sharkskin), queen s cord gibi kararlı kumaş yapıları, -Sentetik iplikler kullanılarak üretilen çeşitli tül, ağ kumaş kontrüksiyonları, -Teknik uygulamalar için tek, iki, üç ve çok eksenli yapılar, -Tıbbi ve diğer ileri teknoloji ürünler için üç boyutlu ve biçimli yapılardır. Çözgü örme sektörünün, özellikle tricot sektörünün sentetik ipliklerdeki ilerlemelere bağlı olarak geliştiği bilinen bir gerçektir yılında 17,8 milyon lb. rejenere selüloz ve sentetik iplik çözgü örme kumaşa dönüştürülmüştür. Bu rakam 1968 yılında 70.6 milyon lb. olmuştur li yılların ortalarında tricot sanayii naylon bluz ve çarşafların satıoşındaki düşüşe paralel olarak bir gerileme yaşamıştır. Tekstüre poliesterlerin çift plaka atkı örme mamkinelerinde yaygın olarak kullanılmaya başlamasının da bunda önemli bir rolü olmuştur. Modadaki değişime paralel bluzluk ve yatak çarşaflık olarak poliester/pamuk dokuma kumaşların tercih

70 edilmesi de sektörün gerilemesinde diğer bir etken olmuştur. İki önemli çözgü örme makine imalatçısı Karl Mayer ve Liba (Batı Almanya), söz konusu ticaret kaybını ortadan kaldırmak için makinelerini geliştirme yönünde aktif olarak çalışmışlardır. Sürgülü (bileşik) iğneler hem tricot hem de raşel makinelerde yaygın olarak kullanılan iğne tipidir ve ev tekstilleri ve teknik tekstiller üretmek üzere çözgü örme makinelerinin pek çok değişik versiyonu piyasada mevcuttur. Çözgü örmeciliğinde yaşanan en önemli gelişmelerden birisi, kesikli liflerden mamul ipliklerin çok geniş aralıklarda yer alan ürünlerin imali için ticari anlamda kullanılabilmiş olmasıdır. Ayrıca çözgü örme sektörünün pazarını dantel, jeotekstiller, otomotiv, tıp vb. değişik alanları içerecek şekilde genişletiliyor olması de ilgi çekicidir. Çözgü örme kumaş yapılarının kompozit malzemelerin işlenmesinde kullanımına ilişkin araştırma ve incelerde mevcuttur. 6-2) TRİKOT (TRİCOT) VE RAŞEL MAKİNELER; Tricot ve raşel makineler arasındaki temel farklılıklar aşağıda belirtilmiştir; 1) Raşel makinelerde genellikle dilli iğneler kullanılırken tricot makinelerde esnek uçlu ve sürgülü (bileşik) iğneler tercih edilir. Sürgülü (bileşik) iğnelerin kullanıldığı raşel makinelerde oldukça yaygındır. 2) Raşel makinelerde, genellikle tricot makinelerde olduğu gibi bir platin rayı kullanılmaz. 3) Raşel makinelerde kumaş doku çekim sistemi tarafından iğnelere paralel bir şekilde alınırken, tricot makinelerde iğneler ile 90 lik bir açı yapar. 4) Raşel makineler genelde daha kalın makine inceliklerinde imal edilirler, tricot makinere kıyasla daha fazla rehber ray kullanılması sebebiyle daha yavaştırlar. Ayrıca bu makineler daha uzun ve yavaş iğne hareketi gerektirirler. 5) Raşel makinelerinin kumaş potansiyeli tricot makinelerden daha fazladır; çünkü bu makinelerde farklı tipte iplikler (kesikli liflerden eğirilmiş, bölünmüş film gibi) kullanılabilmektedir. 6) Raşel makinelerinde çözgü levendleri genelde makinenin üzerinde, tricot makinelerde ise arkadadır. Modern çözgü örme makineleri ile dış giyimlik, döşemelik ve teknik kumaşlar üretilebilmektedir. Özellikle teknik uygulamalarda çözgü örmeciliğinin tüm potansiyelinden maksimum ölçüde yararlanılabilmektedir. Aslında her tür ürünü çözgü örme makinelerinde üretmek mümkün olmakla birlikte bunu yapmak her zaman ekonomik olmamaktadır. 6-3) BİLEŞİK İĞNELERİN KULLANILDIĞI ÇÖZGÜ ÖRME MAKİNELERİNDE İLMEK OLUŞUMU; Böyle bir çözgü örme makinesinde; Platinler ileri doğru hareket ederek kumaşı boğazlarında doğru pozisyonunda tutarken, diller ve sürgüler öyle yükselirler ki iğneler sürgülerden hızlı yükseldiğinden iğneler en üst noktaya ulaştıklarında iğne kancaları açılır. Yatırım rayları iğne arasından geçerek makinenin arkasına dolunum salınım yaparlar. Üst yatırım için yanal hareket yaparak makinenin ön tarafına ikinci salınım hareketi yaparak geri getirilen iğneleri gönderir. Aşağı doğru inmeye başlayan sürgüler ve iğneler bu noktada sürgüler dillerden daha yavaş hareket ettiklerinden iğne kancaları kapatılır, iğneler indikçe platinler geriye çekilir, böylelikle eski ilmekler kapalı kanca üzerinde iken yeni ilmekler kapalı kanca içerisinde emniyetli bir şekilde tutulmuş olur. Daha sonra iğneler ün üst notaya ulaştığında eski ilmekler iğneler üzerinden aşırtılır. Bu noktada alt yatırımlar oluşur ve iğnelerin yeni bir sıra oluşturmak için yükselmesinden önce platinlerin kumaşı tutmak amacıyla ileri doğru hareket ettirilir.

71 ÇÖZGÜ ÖRME MAKİNELERİ Trico makinleri (Esnek uçlu bileşik iğne) Raşel makineleri (Dilli bileşik iğne) Tek iğne rayı çift iğne rayı (eldivenler, bayan çamaşırları) 2-5 rehber atkı yatırımlı Cut-presser Havlı 3-4 Havlı 3,4 raylı bayan 2-3 raylı (bluzlar raylı (yatak raylı (araba çamaşırları, yatak örtüsü perdeler örtüleri ve mobilya, bluzlar, spor perdeler, astar elbiseler) bornozlar) döşemelik) giysileri endüstriyel Jakarlı Jakarlı elbiseler Tek iğne raylı Çift iğne raylı Yüz yüze pelüş Özel versiyon (Jakar) yüksek (Bölünmüş film) havlı, teknik Meyve/Sebze. araba ve mobilya torbaları, döşemelik kumaş endüstriyel Standart1-12 Atkı yatırımlı Dantel ray Raylı yüksek (Perdeler (Düşürme plakası) Hızlı döşemelik) (perde, korse vb.) 3-16 raylı Tül Takviyeli tüller Dış giyim Elastik Jakarlı dantel Özel versiyon 7-8 raya kadar 18 raya kadar (düşürme (düşürme plakası) plakası) Atkı yatırımı Atkı yatırımı (perdeler) (perdeler) Endüstriyel Doğrudan oryante yapılar (şardonsuz (teknik kumaşlar)

72 6-4) STANDART RAŞEL MAKİNELERDE ÖRME İŞLEMİ; Bir standart raşel makinede yatırım rayları alt yatırım hareketini tamamlamış halde makinenin arkasında yer alır. Kumaş tutucular ileri doğru hareket ederek kumaşı istenilen seviyede aşağıda tutarken yeni bir sıra için iğne rayı yükselişe geçer. İğne rayının en üst notasına ulaştığında eski ilmekler iğne dillerini açarken kayarak iğne gövdesine düşerler. Dil koruyucu dillerin kapanmasını önler. Kumaş tutucular yatırım raylarının üst yatırım hareketlerini yapmasını sağlamak üzere geri çekilir. Yatırım rayları makine arkasına salınım hareketlerini yaparlar ve üst yatırım hareketini tamamlarlar. Yatırım rayları tekrar makinenin önüne geçirilir ve çözgü iplikleri iğne kancalarına yerleştirilir. Bu şekilde sadece ön yatırım rayının üst yatırım yaptığına, arka ve orta yatırım raylarının aynı iğne çifti aralığında kaldığına dikkat edilmelidir. Bu tip harekete çözgü yatırımı denilmektedir. İğne rayı inmeye başlar ve böylece eski ilmekler iğne dillerini kapatırlar ve yeni ilmekler kanca içerisinde hapsedilirler. Kumaş tutucular bu anda ileri doğru hareket etmeye başlarlar. İğne rayı aşağı doğru iner ve iğne başı iğne duvarlarının altına geldiği anda yeni ilmekler eski ilmekler içerisinden çekilerek bir sıranın oluşumu tamamlanır ve kumaş tutucular ileri doğru hareket ederlerken yatırım rayının alt yatırım hareketi başlar. Esnek uçlu iğneler için ilmek oluşum aşamaları anlatılmaya çalışılmıştır. Teknik tekstil ürünlerine yönelik üretim yapan makinelerde genellikle dilli veya sürgülü (bileşik) iğneler kullanılır. Ayrıca esnek uçlu iğnelerin kullanıldığı makinelerin üretim hızı da sürekli azalmaktadır. Bunun belli başlı nedeni ise; böyle makinelerin çalışabilecek iplik çeşitleri ve örülecek kumaş yapıları açısından çok çeşitlilik gösterirler. Her iğne tipi için iğne hareket eğrileri hazırlanır. Diğer tüm şartların aynı olduğu düşünüldüğünde sürgülü (bileşik) iğnelerin kullanıldığı makinelerin daha hızlı çalışabileceği aşikardır. B-7-ÇÖZGÜ ÖRME KUMAŞ YAPILARI; ÇÖZGÜLÜ ÖRME KUMAŞLARIN SINIFLANDIIRLMASI 7-1) İLMEK NOTASYONU; Çözgü örme kumaşlarla ilgili ilmek yapıları incelendiğinde farklı sayılarda yatırım rayları, piyasada mevcut değişik tip ve numaradaki iplikleri, fantezi taharları kullanılarak ve iplik besleme oranları ile terbiye tekniklerini değiştirerek nerede ise sonsuz çeşitlilikte kumaş üretmenin mümkün olduğu görülecektir. Her bir yatırım rayının bir desenin raporu boyunca yapmış oldukları hareketler noktalı kağıt denilen özel bir kağıt üzerinde gösterilir.

73 Bu kağıtta eşit ağırlıkta yerleştirilmiş her bir yatay sırada yer alan noktalar veya iğneler arasındaki boşluklar 0, 1, 2, şeklinde numaralandırılır ve bu numaralar her yatırım rayının hareket ettiği iğne aralığı sayısını verir. Her sıra için normalde üç zincir baklası kullanılmaktadır. Ancak gerçekte gerekli olan ilk iki zincir baklasıdır. Sonuncusu yatırım rayının daha yumuşak bir alt yatırım hareketi gerçekleştirmesi sağlanır. İlk zincir baklası yatırım rayının yeni sırasının başlaması esnasında konumunu belirler. İkinci zincir baklası ise üst yatırım yönünü belirlemede kullanılmaktadır. Zincir baklaları bu yüzden çiftler halinde gruplandırılır ve her ilmek sırasındaki yatırım rayının hareketleri virgül ile ayrılır. 7-2) TEK YATIRIM RAYLI KUMAŞ YAPILARI; Her ne kadar dolu taharlı tek bir yatırım rayı ile kumaş üretmek mümkün ise de bu tip kumaşlar düşük mukavemetleri, düşük örtme faktörü değerleri, kararsız yapıları ve kumaşın teknik önünde yer alan çok eğimli ilmek yapıları nedeniyle tercih edilmemektedirler. 7-3) İKİ YATIRIM RAYLI, DOLU TAHARLI KUMAŞ YAPILARI; İki yatırım rayının kullanımı kumaş potansiyeli açısından daha geniş imkanlar sunmaktadır ve sanayide üretilen kumaşların yapılarının önemli bir kısmı iki yatırım raylı olanıdır. Bu tip kumaşların üretiminde yatırım ray hareketleri değiştirilerek ve farklı renk, tip, numara ve boyama karakteristiklerine sahip iplikler kullanılarak çeşitlilik sağlanabilir ) İlmek yerleşimi; Tamamen ipliklenmiş iki yatırım rayla çalışılması halinde kumaştaki her bir ilmek iki iplik içerecektir. Ön yatırım ray tarafından yapılan alt yatırımlar kumaşın teknik arka yüzünde, aynı rayın oluşturduğu yatırımlar ise kumaşın teknik önünde yerleşecektir. Arka yatırım ray tarafından oluşturulan alt ve üst yatırımlar ise ön yatırım ray tarafından yapılanların arasında kalacaktır. Raylar makinenin önüne geçirilirken iğnelerle ilk temas eden ray ön yatırım rayıdır ve bu rayın iplikleri iğne kancasına yatırılır, arka rayın iplikleri ise daha sonra iğnelerle temas eder ve bu yüzden ön ray tarafından yatırılan ipliklerin üzerinde kalır. İplik gerginlikleri birbirine yakın ve ray yükseklikleri doğru ayarlandı ise ön ray ilmekleri daima kumaşın teknik önünde ve en üstte kalacak şekilde yerleştirilmiş olacaktır ki çözgü örmede desenlendirme açısından bu nokta akıldan çıkarılmamalıdır ) Farklı kumaş yapıları; İki yatırım ray alt yatırımlarını aynı veya ters yönlerde yapabilirler. Aynı yönde hareket etmeleri halinde kumaşa ilmeklerin eğilimli bir hal alması sebebi ile tek yatırım raylı kumaşlardakine benzer bir bozulma görülür. Alt yatırımların ters yönlerinde yapılması halinde ise, ipliklerdeki gerilimler eşit olacağı için ilmekler dik konumlarını koruyabilecektir. İki yatırım rayı ile yapılabilen en basit kumaş yapısı tam trikot olarak bilinmektedir. Bu kumaşın görünüşü, renkli iplikler kullanılarak değiştirilebilmektedir. İki raylı kumaşların en yaygın olarak kullanılanı kilit örgüdür (Locknit). Bu örgü, doğru bir şekilde örüldüğünde kumaşın teknik ön yüzünde dik ilmekler, arka yüzünde ise iki iğne aralığı devam eden ve yüzey parlaklık veren alt yatırımlar görülecektir. Kilit örgü (Locknit) kumaşlar yumuşak bir tutuma sahiptirler ve iç çamaşırlık olarak çok uygundurlar. Yatırım raylarının hareketleri tersine çevrildiğinde (ön arkanın, arka ön yatırım rayının hareketini yapıyor) özellikleri kilit örgüden (locknit) tamamen farklı olan yatırımlar uzun alt yatırımların üzerinde olacağından kumaş yapısı daha stabil bir hal alacak, enine çekmede bir düşme gözlenecektir.

74 Arka yatırım rayının alt yatırımları, söz konusu özellikleri daha da iyileştirmek için artırılabilir. Bir diğer stabil kumaş yapısı ise Queen s cord dur. Burada uzun arka rayın alt yatırımları, ön yatırım rayı tarafından oluşturlan zincir örgü tarafından sıkı bir şekilde tutulur. Hem balıksırtı (sharkskin) hem de queen s cord kumaş yapılarının stabilitesi, mukavemeti ve gramajı arka yatırım rayının alt yatırımlarını uzatmak sureti ile artırılabilir. Ön rayın yaptığı zincir örgüde farklı renk ipliklerin işleme sokulması ile kumaşa boyuna çizgili bir görünüm verilebilir. Balıksırtı (Sharskin) örgüdekinin tersine ön yatırım rayı daha uzun alt yatırımlar yapar ise elde edilecek yapı dokuma satene çok benzeyen parlak ve yumuşak satendir. Kumaş arkasında yer alan uzun yüzen ipliklerden dolayı böyle saten benzeri kumaşlar alt yatırımları şardonlanmış kumaşların yapımında kullanılır. Şardon makinesi alt yatırımlarının filamentlere zarar vermeyecek şekilde şardonlanmasını sağlayacak şekilde ayarlanır. Maksimum şardon efektine ulaşabilmek için her iki yatırım rayı da normalde aynı yönde hareket eder ve açık ilmekler de kullanılabilir. 7-4) BİR HAM ÇÖZGÜ ÖRME KUMAŞIN ÖZELLİKLERİ; Bir ham çözgü örme kumaşın spesifikasyonu aşağıda detaylandırılmıştır; 1) Makine inceliği (iğne/inç), 2) Kullanılan yatırım ray sayısı, 3) Her bir çözgüdeki uç sayısı, 4) Kullanılan ipliklerin tip ve numarası, 5) Her çözgü levendi için çözgü iplik miktarı/480 sıra (rack), 6) Sıra sıklığı, 7) Her ray için iplik yerleştirme düzeni, 8) Desen raporu için yatırım raylarının hareketleri veya raylara ait zincir notasyonları, 9) Yatırım ray hareketlerinde verilen bir noktada yatırım raylarının izafi yanal konumları, 10) Diğer özel örme talimatlarıdır. 7-5) KUMAŞ KALİTESİ; Belli bir kumaş yapısının kalite ve özelliklerini belirleyen en önemli parametre 480 sıra (1 rack = 480 sıra) için beslenen iplik miktarıdır. Rack başına iplik miktarı, 480 sıra boyunca kumaşa beslenen çözgü ipliği uzunluğu olarak tanımlanır. İki yatırım raylı kumaşlarda her bir ray için iplik besleme miktarı kumaş yapısına bağlı olarak aynı veya farklı olabilir. Örneğin, tam trikot kumaş yapısı (ön yatırım rayı; 1-2, 1-0 ve arka yatırım rayı; 1-0, 1-2) için çözgüleventlerinin aynı iplik besleme miktarına sahip olması normaldir. Oysa üç iğneli balık sırtı (sharkskın) için arka levendin iplik ihtiyacı (örneği; 1-2, 1-6 ve arka 1-0, 3-4) ön leventten daha fazla olacaktır. Beslenen iplik iki farklı şekilde değiştirilebilir; raylar toplam iplik besleme miktarı veya leventler arası iplik besleme oranları değiştirilir. Toplam iplik miktarını değiştirmek bitmiş kumaştaki sıra sıklığını değiştirecektir ve bundan dolayı kumaşın gramajı ve stabilitesi etkilenirken genel ilmek şeklinde bir değişme olmayacaktır. Yatırım raylar arasında iplik besleme oranını değiştirmek ise kumaşın dengesini değiştirecek ve dolayısı ile ilmeklerin eğimi etkilenecektir. Makinenin kumaş çekim sistemi ise örme işlemini ve dolayısı ile sonraki bitim işlemlerini kolaylaştıracak şekilde ayarlanır.

75 7-6) SIKLIK FAKTÖRÜ; Bir örme kumaşın sıklık faktörü K, iplik tarafından kaplanan alanın toplam alanına oranı şeklinde tanımlanır ve kumaşın sıklığı veya gevşekliğinin bir ölçüsü olarak düşünülür. Sıklık faktörü kumaşın uzunluğu, eni ve kalınlığı başta olmak üzere boyutsal ve aşınma dayanımı, gramaj, mukavemet ve çekme gibi daha pek çok diğer kumaş özellikleri etkiler. Tek bir yatırım rayı sıklık faktörü; K = tex/l Burada l mm cinsinden ilmek iplik uzunluğu ve tex iplik numarası olmak üzere tamamı taharlanmış iki yatırım raylı bir kumaşın sıklık faktörü aşağıdaki denklem ile verilir; K = tex f + tex b lf lb Denklemde yer alan f ve b ön (front) ve arka (back) yatırım raylarını; l (iplik besleme/rack) 480 e eşit olan milimetre olarak ölçülen uzunluğunu işaret etmek üzere kullanılmıştır. Yatırım raylarda aynı numara ipliğin kullanıldığı düşünülür ise; K = tex ( 1 lf + 1) lb Pek çok ticari iki yatırım raylı kumaşta 1 K 2 aralığında değişmektedir ve ortalama değeri 1,5 dir. 7-7) ALAN YOĞUNLUĞU (GRAMAJ); Tek yatırım raylı bir kumaşın gramajı aşağıdaki denklemde verilmiştir; Gramaj = cpc x wpc x l x T x 10-2 g/m2 = s x l x T x 10-2 g/m2 olarak verilir. Burada s ilmek yoğunluğu (ilmek sayısı/cm2) veya (cpc x wpc), l mm cinsinden ilmek uzunluğu ve T tex cinsinden iplik numarasıdır. Benzer şekilde dolu taharlı, iki yatırım raylı bir kumaş için denklem aşağıda verilmiştir; Gramaj = s[(lf x Tf) + (lb x Tb)] x 10-2 g/m2 olarak verilir. Bu son denklemde; f ve b sırası ile ön ve arka yatırım raylara işaret etmek üzere kullanılmıştır. Her iki rayda aynı numarada iplik kullanılır ise bu denklem aşağıdaki şekilde düzenlenebilir; Gramaj = s(lf + lf) x T x 10-2 g/m2 veya = s x T x 10-2 [(İplik besleme/toplam)/480 g/m2 olur. Bu durumda ilmek yoğunluğu, milimetre olarak ilmek uzunluğu (her bir yatırım rayı için) ve kullanılan ipliklerin numarası biliniyor ise herhangi bir kumaş için (makine üzerinde veya kuru, yaş veya tam relakse) gramajı hesaplanabilir.

76 B-8-ÖRME KUMAŞ HATALARI Örme kumaşlarda sıkça oluşan hatalar genellikle makine ayarlarından, iplik özelliği ve düzenleri ile örme dairesinin şartlarından ya da kumaş bitim işlemlerinden kaynaklanmaktadır. İPLİKTEN KAYNAKLANAN HATALAR; Örme ipliklerinde olan hatalar, direkt olarak örme kumaşı etkiler ve örme kumaşta hatalara, kalite düşmesine sebep olur. İplikten kaynaklana örme kumaş hataları piyasada en çok bilinen isimleriyle şu başlıklar altında toplanabilir; abcdefghi- İplik abrajı, Kalın iplik İnce iplik, Enine çizgiler veya bantlar, Kesikli enine çizgi hatası, Delik ve patlak hataları, Elyaf topağı(uçuntu) hataları, İplik karışması, İplik kesilmesi a) İplik abrajı: Farklı numaradaki veya farklı partilerin ipliklerinin karışması nedeniyle örme eni boyunca oluşan bant izleridir. Genelde boyamadan sonra ortaya çıkan ve görülebilen bir hatadır. b) Kalın iplik: Atkılı örme kumaşlarda kumaşın enine ve muntazam aralıklarla, kabarıklık şeklinde oluşur ve yatay bir çizgi şeklinde görülür. Çözgülü örme kumaşlarda ise çözgü yönünde dikey bir çizgi olarak belirir. c) İnce iplik: Atkılı örme kumaşlarda kumaşın enine ve muntazam aralıklarla, çukurluk gibi görünen yatay çizgi şekline görülen hatadır. Çözgülü örme kumaşlarda ise çözgü yönünde dikey çizgi olarak görünür. d) Enine çizgiler veya bantlar: İplikte ince ve kalın yerler örgü yüzeyinde periyodik olmayan enine çizgiler oluşturur. İpliğin bazı yerlerde kalın olması, ilmek boylarının büyümesine neden olur. İplik ince yerlerin olması ise ilmek boylarını küçültmektedir. e) Kesikli enine çizgi hatası: Örmede ara sıra oluşan enine kesikli çizgiler şeklindeki hatadır. Bu hata ipliğin yeterli parafinlenmemesinden, iplikte ince ve kalın yerlerin düzensiz bir şekilde olmasından kaynaklanır. f) Delik ve patlak hataları: İplikten veya makine elemanlarından kaynaklanan örme kumaşı kullanılmayacak hale getiren bir hatadır. Bu hata iplik kopmasından kaynaklanmaktadır. g) Elyaf topağı(uçuntu) hataları: Örgü makinesinde birikip kumaşa karışan elyaf kümeleridir. Genellikle iplik kılavuzlarının deliklerinde biriken elyaf parçaları zamanla çoğalır, iplikle birlikte örülür ve kumaşta istenmeyen düzgünsüzlüğe neden olur. h) İplik karışması: örme makinelerinde ipliklerin iplik rehberlerinden geçerken bir ipliğin elyaflarının veya filamentlerinin birbirine veya bir başka ipliğe dolaşmasıyla oluşan hatalar. i) İplik kesilmesi: bir örme makinesinde bir ipliğin iğneye beslenmesinden sonra ve ilmek oluşturma hareketi sırasında kopması. Bu hata kumaşta küçük bir delik meydana getirir.

77 ÖRME MAKİNELERİNDEN KAYNAKLANAN HATALAR; Örme makinelerinde bazı makine parçalarının zamanla aşınması, kırılması, bozulması veya hatalı yapılan ayarlar nedeniyle örülen kumaşta çeşitli hatalar oluşur. Örme sektöründe makine kaynaklı sıkça karşılaşılan hatalar aşağıda başlıklar halinde açıklanmıştır; abcdefghijkl- Enine çizgi ve bant hataları, İğne çizgisi hatası, İğne sürtünmeleri ve çarpışmaları, Doku yığılması hatası, İğne delikleri (balıkgözü) hatası, İlmek düşmesi hatası, İlmek kaçığı hatası, Kuşgözü hatası, Çift ilmek hatası, Buruşukluk hatası, Çekim hataları, Boyuna çizgi hataları, a) Enine çizgi ve bant hataları: Örme makinesi ve ayar hatalarından kaynaklanan enine çizgiler, kumaşın enine yönde aynı ipliklerin uzunluklarının farklı olmasından meydana gelir. İplik gerginliğinin farklı olması, çekim tertibatının yanlış ayarlanması kapak ve silindir ayarlarının hatalı yapılması, iğne kanallarının veya kilitlerin ve iğnelerin arkasının pislikle dolu olması bu hatanın oluşması için başlıca nedenlerdir. b) İğne çizgi hatası: Örme kumaşlarda iğnenin deforme olması nedeniyle oluşan bir hatadır. Kumaşta boyuna izler ya da çizgiler şeklinde görülür. Diğerlerinden daha sıkı ya da gevşek olan dikey sıralar buna neden olur. Bir başka nedeni ise bozuk iğnelerin yerine takılan iğnenin de bir hata kaynağı oluşturmasıdır. c) İğne sürtünmeleri ve çarpışmaları: Bu hatanın nedeni kapak iğne rayının silindir iğne rayına göre ayarlanmamasından, yanlış-yakın ayarlama yapılmasından ya da ayar sıkma vidalarının eksik veya fazla sıkıştırılmasından ileri gelebileceği gibi özellikle interlok karşılıklı iğne düzeni çalışmada kilitlerin yanlışlıkla sistemde karşılıklı ayarlanmamalarından da oluşabilir. d) Doku yığılması hatası: Bu hataya iplik kopuşları veya iğnelerden ilmek atılmaması sebep olur ve dolayısıyla bir değil birçok iğne grubunu etkiler. Böyle hallerde iğnelerin tamamen temizlenmesi, değiştirilmesi ve yine özenle dokunun yeniden asılması gerekir. e) İğne delikleri (balıkgözü) hatası: Örülen kumaşın tam çekilmemesi, eski ilmeğin iğne üzerinden tam düşürülememesi veya çeşitli iğne hataları neticesi çok küçük delikler şeklinde görülen örme hatasıdır. f) İlmek düşmesi hatası: Makine elemanlarının bozukluğundan veya hatalı ipliklerden dolayı örülmüş doku üzerinde gelişi güzel veya devamlı ilmek düşmeleri görülür. İlmek düşmesi; esas olarak örme sırasında ipliğin iğneye yatırılamaması veya iğnelerinin herhangi bir nedenle kapalı kalması sonucu oluşan belirgin bir hatadır. g) İlmek kaçığı: Örme kumaşların örülmesi sırasında; bir ipliğin kopması, iğnenin zarara uğraması veya kanalların pislik ile dolması sonucunda, ilmek yerine biçimsiz iplik parçalarının oluşması şeklinde görülen hatadır. Bir uzunlamasına sırada veya birkaç

78 uzunlamasına sırada, ipliğin veya ipliklerin ilmek halinin bozulup aşağıya doğru düz sarkması şeklinde de görülür. h) İlmek boyutlarının düzgünsüzlüğü: Atkılı örme makinesinde, birbirini izleyen enlemesine ilmek sıralarındaki ilmek uzunluklarındaki farklılıktan oluşan kumaş hatasıdır. Hatalı iplik beslemesi, makine üzerinde ilmek boyutlarının yanlış ayarlanması, ilmek çekimlerinin tüm sistemlerde aynı olmaması nedeniyle oluşur. i) Kuşgözü (askı) hatası: Dilli iğnede bir bükülme ya da iğnenin eski ilmeğin atılması için yeterli olan yüksekliğe yükselmemiş olması nedeniyle oluşan üst üste ilmek hatasıdır. Buna bindirme ya da nopen de denir. j) Çift ilmek hatası: İlmeklerin aynı iğnede üst üste veya yan yana iki, üç iğnede bir ilmek şeklinde meydana gelmesiyle oluşur. k) Buruşukluk hatası: Örme kumaşın düz olarak yayılmayıp potluk yapması şeklinde görülür. Düzgünsüz ilmek, iplik numarası düzgünsüzlüğü, değişik gerginlikteki iplikler, makinenin iyi ayarlanmaması nedeniyle oluşur. l) Çekim hataları: Çekim hataları dokunun üzerinde enine çizgi veya orta kısımlarda değişik şekil ve yığılma meydana getirmektedir. Bu hatalar genellikle doku çekim tertibatlarının ayarsızlığından ileri gelir. m)boyuna çizgi hataları: Örücü makine elemanlarının neden olduğu hatalardır. Özellikle atkı örmeciliğinde iplikten gelebilecek hatalar dokuda boyuna çizgi meydana getirmeyip ara ara enine çizgi veya delik oluşturmaktadır. Dolayısıyla boyuna çizgi oluşumuna neden olabilecek faktörler; iğne, iğne yatağı, aşırtma tarağı gibi örücü makine elemanları olmaktadır. DİĞER ÖRME KUMAŞ HATALARI; 1- Çekme: Örme işlemi sırasında uygulanan gerilimler ortadan kalktığında, örgünün relakse (rahatlama) hale geçmesi ile kumaşta meydana gelir. Bu genelde iki şekilde olur ve iki gruba ayrılır; a- Relakssasyon Çekmesi: Kumaş tamamen rahatlayıp üzerindeki gerilimlerden kurtulmasıyla oluşan çekme den kaynaklanmaktadır. b- Keçeleşme Çekmesi: Sadece yün ipliğinden örülen yüzeylerde görülür. 2- Örgü (may) dönmesi: Bazı dengesiz örgü yapılarında görülen bu hata, ilmek sıra ve çubuklarının birbirine dik olmaması şeklinde ortaya çıkar. İki neden den meydana gelir; a- İplikten Kaynaklanan Örgü Dönmesi: İpliğin bükülme eğilimini yüksek olmasından kaynaklanır. Bükülme eğilimi ise iplik bükümünden başka, iplik fiksaj durumuna ve lifin cinsine bağlıdır. b- Makineden Kaynaklanan Örgü Dönmesi: Çok sistemli yuvarlak örme makinelerinde görülür. 3- Kumaş Kırılması: Örme makinesinde kumaş çekiminin iyi sağlanamaması veya terbiyede özellikle ağır kumaşların halat halinde işlenmesi sırasında meydana gelen kumaş katlanmalarıdır. Bu bölgelerin boya alması farklı olacağından terbiye sonrasında bu hata belirgin bir hal alır. 4- Elastan İzi Hatası: Elastan çalışılan herhangi bir örgü kumaşta enine periyodik veya kesik çizgiler oluşur.

79 B-9-YUVARLAK ÖRME MAKİNELERİNDE UYGULANAN DESENLENDİRME TEKNİKLERİ Örme kumaş üretiminde çeşitli tertibatlarla, örme tekniğiyle, renkli veya tek renk olarak kumaş yüzeyinin görünüşünü değiştirmek amacıyla farklı efektler ve motifler oluşturulmasına desenlendirme adı verilir. Yuvarlak örme makinelerinde özellikle jakar tertibatı ile ve elektroniğin adaptasyonuyla sınırsız desenlendirme olanakları elde edilmiştir. Yuvarlak örme makinelerinde desenlendirmenin yapılabilmesi için makinenin bazı fonksiyonlarına istenilen şekilde kumanda edilmesi gerekiyor. Bu makine fonksiyonları şunlardır; a) Örme iğnelerinin hareketleri, b) İpliklerin hareketleri, c) Doku çekim tertibatının hareketleri. Yuvarlak örme makinelerinde desenlendirme yöntemleri, piyasada kumanda tertibatlarına, deseni oluşturan makine fonksiyonuna göre veya özel isimlerle tanımlanmaktadır. Buna göre bu bölümde yuvarlak örme makinelerinde desenlendirme aşağıda başlıklar halinde gösterilmiştir; -İğne ve kilit (çelik-kafa) dizimleriyle desenlendirme, -İki veya ikiden fazla farklı iplikle yapılan desenlendirme, a) Pelüş desenlendirme, b) Vanize desenlendirme, -Enine çizgili desenlendirme, ringel tekniği, -Jakar donatımları ile desenlendirme, -Aktarmalı (transfer) desenlendirme. İĞNE VE KİLİT DİZİMLERİ İLE YAPILAN DESENLENDİRME; Yuvarlak örme makinelerinde iğne düzenlemeleri ve iğnelere kumanda eden kilit tertibatında yapılan düzenlemelerle gerçekleştirilen sınırlı şekilde desenlendirmeye olanak tanıyan desenlendirme tekniğidir. İğne ve kilit düzenlemeleriyle iğnelerin ilmek, askı ve atlama hareketlerini belli bir düzen içinde yapmaları sağlanarak desenlendirme gerçekleştirilir. Genellikle tek renkli çalışmalarda uygulanmakla birlikte çok renkli çalışmalarda yapılabilir. YUVARLAK ÖRMEDE KİLİT DÜZENLEMELERİ; Yuvarlak örmede kilitler dört tip olabilir. Bu kilit tipleri şunlardır; - Basit kilit, (yalnız ilmek yapar), - İlmek ve atlama yapan kilit, - İlmek ve askı yapan kilit, - Atlama, askı ve ilmek yapan üç yollu kilit. YUVARLAK ÖRMEDE İĞNE DÜZENLEMELERİ; Yuvarlak örme makinelerinde iğne ve kilit düzenlemeleriyle yapılan desenlendirmede iğnelerin özellikleri de kilit özelliklerine uygun olmalıdır. İğnelerde ilmek, askı ve atlama yapılmasını sağlayan özellikler şunlardır;

80 a) İğne boyları farklı olabilir, b) İğne ayak boyları farklı olabilir, c) İğne ayak sayıları farklı olabilir. Bu teknik ile yapılan desenlendirmeye örnek olarak, tek ve çift plakalı yuvarlak ilmek askı kombinasyonu ile yapılan tek toplama lakost örgü verilebilir. Bu örgü ile kumaş yüzeyinde bal peteğine benzer efekt elde edilir. PELÜŞ DESENLENDİRME; Tek plakalı (RL) ve çift plakalı (RR) yuvarlak örme makinelerinde uygulanabilen bir desenlendirme tekniğidir. Yuvarlak örmede uygulanan pelüş örgü zemin örgünün bir veya her iki yüzünde oluşan ilmek halkaları (pelüş askısı) ile karakterize olur. Yani pelüş örgünün oluşması için ilave bir iplik kullanılması şarttır. Bu ilave ipliğe pelüş ipliği adı verilir. Pelüş ipliği ile oluşturulan ilmek halkaları bütün yüzeyi kaplayacak şekilde veya örgü üzerinde kısım kısım da uygulanabilmektedir. Jakarlı pelüş kumaşlar ile yüksek hav dayanıklılığı ve elestikiyet sağlanabilmektedir. PELÜŞ ÖRGÜNÜN OLUŞUMU; Pelüş ipliği kancalı iğneye, zemin ipliğinin biraz üstünde bir mesafede verilir. Kancalı iğnelerin aşağıya doğru hareketi ve özel tutma düşürme platinlerinin (pelüş platini) öne doğru hareketi ile platinin boğazı içinde ilmek oluşturulur. Hav ilmeklerinin uzunluğu (pelüş ilmeği) platinin boyutları ile ilgilidir. Çift plakalı RR makinelerinde pelüş örgü ayaklı pelüş çivileri tarafından oluşturulur. Bu çiviler kapak iğneleri yerine, kapak kasnağına yerleştirilir. Özel bir iplik klavuzu, pelüş ipliğini pelüş iğneleri üzerine, zemin ipliğini de pelüş iğneleri altına koyarak silindir iğnelerinin ilmek oluşturmasıyla tekrar iki RL örgü yapmasını sağlar. Pelüş ipliğinden oluşan pelüş örgüsünün platin ilmekleri pelüş ilmeklerini teşkil eder ve ilmek oluşumundan sonra pelüş çivilerinin geri çekilmesiyle serbest kalırlar. ÖRTMELİ DESENLENDİRME, VANİZE DESENLENDİRME (PLATTİER) Özellikleri birbirinden farklı iki iplikten (renk, büküm, kalınlık, elyaf cinsi) birisi kumaşın ön yüzünde, diğeri ise ters yüzeyinde görülecek şekilde iğnelere beslenerek örülmeleri ile vanize yani örtmeli desenlendirme yapılır. Vanize desenlendirmede iplikler belirli gerilim altında, iğnelere özel mekiklerle belirli aralıkta, ayrı ayrı gönderilirler. Fiyonk platinleri de buna uygun olarak arka arkaya iki ağızlı yapılmışlardır. Bu şekilde her iki iplik de aynı iğne üzerinde aynı anda fiyonk haline gelir. İplikleri desene göre döndürmek, böylece örtme işlemiyle değişik motifler yapmak için ipliği döndüren özel platinler kullanılabildiği gibi özel iplik kılavuzları ile de dönüşüm sağlanabilir. Vanize örgü de renkli efektler elde edilmesi farklı iplikler ve desen tertibatı ile uygulanır. Burada kancalı iğneler ve örtme ipliği kılavuzları koordine edilmiştir. Bu kılavuzlar iğnelerle birlikte hareket ederler ve her biri kendi renkli ipliğini kancalı iğneye verecek şekilde jakar tertibatı ile kumanda edilirler İKİ VEYA İKİDEN FAZLA İPLİK İLE YAPILAN DESENLENDİRME; Yuvarlak örme makinelerinde elyaf cinsi, renk, büküm, kalınlık v.b gibi özellikleri farklı olan iki veya daha fazla sayıda ipliğin aynı anda birlikte örülmesiyle yapılan desenlendirme yöntemidir. Yuvarlak örme makinelerinde en az iki iplik ile yapılan desenlendirme teknikleri aşağıdaki başlıklarda incelenmiştir. a) Pelüş desenlendirme, b) Vanize desenlendirme.

81 ENİNE ÇİZGİLİ (RİNGEL) DESENLENDİRME; Yuvarlak örme makinelerinde özellikle süprem örme kumaşlarda renkli iplikler ve mekanik tekniklerle veya elektronik programlama yöntemleriyle enine çizgili desen oluşturma tekniğine piyasada ringel tekniği ad verilmektedir. Ringel tekniği düz yüzeyli yuvarlak örme kumaşlarda uygulanan ve değişik renkteki ya da değişik cinsteki ipliklerin desene uygun olarak yatay sırada bir veya birkaç sıra arayla değiştiği enine çizgiler desenler elde etme yöntemidir. Renkli, enine çizgili örme kumaşların üretimlerinde her bir örme sisteminde, beş renge kadar iplik taşıyabilen ringel aparatı kullanılır. İplik kılavuzlarının değişimi bir kumanda tertibatı tarafından desene göre açılıp kapatılarak yapılır. Ringel aparatı, bir sistem içinde makine çalışır durumda iken iplik değiştirebilmektedir. Böylece makinedeki hareket düzenine göre bir çok renkli ilmek sıraları oluşur. İplik kılavuzları bir delikli bant veya benzeri bir tertibat ile mekanik veya elektrikli aktarma sistemi üzerinden devreye sokulur veya devreden çıkarılırlar. İplik kullanım öncesi tutulmak ve kullanım sonrası kesilmek zorunda olduğu için, burada birde tutma ve kesme tertibatı gerekmektedir. Nispeten ucuza imal edilen bir desenlendirmedir. Desen boyutu isteğe bağlıdır. Enine renk, cizgi veya bantların yapımı için bir halkalama donanımıda kullanılır. Bu isteğe göre negatif değişimde iplik kılavuzları, keserek kopartma ve yapıştırarak ekleme kısımlarından meydana gelmiştir. JAKAR DONANIMLARI İLE DESENLENDİRME; Yuvarlak örme makinelerinde en geniş desenlendirme olanağına sahip Desenlendirme donanımı jakar tertibatıdır. Jakar tertibatları ile hem iğneler tek tek kumanda edilir, hem de renkli iplikler sıralı olarak istenen şekilde seçilebilir. Jakarlı makinelerde kapak iğneleri mutlaka uzun ve kısa iğneler olarak düzenli bir şekilde ayarlanır. Genellikle uzun-kısa olarak 1:1 düzen bulunur. Silindirde ise jakara göre istenen iğne seçilir. Bu iğnelerin hepsi birden çalışır kabul edilir. Jakarlı örmelerde, her sistem için desene bağlı olarak tek tek iğne seçimi söz konusudur. Bunun için gerekli olan desen tertibatları belli bir takım iğneleri mekanık veya elektronik olarak yakalama veya örme pozisyonuna getirilebilecek durumda olması gerekmektedir. Bu görev; -Desen platinleri, -Desen çarkları (Diskleri veya dişlileri), -Çivili desen tamburları, -Programlanabilir desen dişlileri, -Kumanda manyetikleri tarafından yerine getirilmektedir. Bütün desen tertibatları silindir iğnelerine kumanda ederler. Kapak iğneleri ile de kumaşın arka yüzü meydana getirilir. Yukarıda sıralanan jakar tertibatları ile iğnelere üç şekilde kumanda edilmektedir; -Direkt iğnelerin seçimi, -İndirekt olarak iğnlerin seçimi, -Elektronik olarak iğnelerin seçimi, DELİKLİ DESENLENDİRME (AJUR, AKTARMA); Yan yana veya karşılıklı iğnelerin birbirleri üzerindeki ilmeklerin yarım, tam, dağıtma ve benzeri ilmek şeklinde aktarılması ile yapılır. Delikli, gözenekli düzenli desenler elde edilir.

82 Yuvarlak örme makinelerinde aktarmalı desenlendirme iki şekilde yapılır; a) Bir iğne üzerindeki ilmeğin yanındaki iğneye aktarılması, b) Bir iğne üzerindeki ilmeğin karşısındaki iğneye aktarılması. YANDAKİ İĞNEYE AKTARMA; Her iki iğnede bir ilmek bacağı, bir iğne aktarma teşkilatı yardımıyla komşu iğneye aktarılır. Birinci iğne üzerinde kalan diğer bacak, kullanılan bire-bir baskı çark yardımıyla düşürülür. Böylece birinci iğnedeki ilmek tamamen yandaki iğneye aktarılmış olur. KARŞIDAKİ İĞNEYE AKTARMA; Aktarma tertibatı olarak, silindir iğnelerindeki ilmekleri, kapak iğnelerine aktaran desen tertibatları ve özel aktarma iğneleri kullanılmaktadır. Yuvarlak örme makinelerinde iğneler sürekli kavrama halinde olduğu için düz örme makinelerinde ki gibi iğne kanallarına yana doğru kayma hareketini yapması imkansızdır. Hem silindir, hem de kapak yatağında bulunabilen aktarma iğneleri ile kapak iğnesi ilmekleri silindir iğnelerinin üzerindeki ilmeklerin kapak iğneleri üzerine aktarılabilmektedir. Delikli görünüm desene göre gerçekleşebilmesi için silindir ilmekleri jakar desen tertibatı ile seçilerek aktarılır.

83 TEKSTİL ÜRÜNLERİNE UYGULANAN ISIL FİKSAJ (TERMOFİKSAJ) Isıl fiksajın asıl amacı kumaşın boyutlarının kullanım sırasında değişmemesini sağlamaktır. Bu özellikle terknik kumaşlarda, kayışın çekmesinin ciddi problemlere neden olduğu ayarlama ve emniyet kemeri gibi kullanım alanlarında çok önemlidir. A-ISIL FİKSAJIN MEKANİZMASI Sentetik liflerin ısıl fiksajındaki çeşitli mekanizmaları tanımlayan ilk girişim The Setting of Fibres and Fabrics (Liflerin ve kumaşların fiksajı) kitabında detaylı birşekilde anlatılmıştır. Bu kitapta kumaşları bir konfigürasyona fikse etmek için kullanılan çeşitli teknikler tanımlanmıştır. Kimyasal stabilizasyon metotları bir yana bırakılırsa bu tekniklerin etkiledikleri hususlar aşağıdaki gibidir; 1) Zincir sertliği, 2) Güçlü dipol bağlantıları, 3) Hidrojen bağları, 4) Kristalizasyondur. Tüm bu özellikler sıcaklık, nem ve gerilimden etkilenirler. Hidrojen bağları fiksajı etkileyen en önemli faktördür ve naylon güçlü hidrojen bağlı bir yapıya sahip iken poliesterlerin böyle bir özelliği yoktur. Böylece naylonun relakzasyonu, kaynama noktasındaki su ile gerçekleştirilebilir. Ayarlama kayışı olarak kullanılan naylon kumaşlara uygulanan en yaygın testlerden birisi 5 dakika suda kaynatmaktır. Fiksaj prosesin de önemli olan kumaştaki ipliklerin ulaştıkları gerçek (efektif) sıcaklıktır. Bu ise yalnız kumaş kontrüksiyonuna değil ısıtma metoduna da bağlıdır. Çünkü fiksaj sıcaklığının kumaş eni boyunca hızlı ve düzgün bir şekilde sağlanması esastır. Bu amaçla yaygın olarak ramözler kullanılır. B-LİF YAPISI Tüm lifi oluşturan moleküller uzun zincirlidir. Tipik bir naylon molekülü, molekül çapının yaklaışık 500 katı bir uzunluktadır. X-Işını difraksiyon teknikleri, tüm sentetik liflerin kristalin ve kristalin olmayan bölgelerden oluştuuğunu göstermiştir. Naylon ve poliesterllerde bu kristalin bölgelerin, lifin % 50 si kadarını oluşturduğu tespit edilmiştir. Polimer zincirinin tüm uzunluğuyla karşılaştırıldığında, bu kristalin veya düzenli bölgelerin küçük oldukları görülür. Bu olay, polimer zincirinin tüm molekül uzunluğu boyunca düzenli bir şekilde sıraya dizilemediği, fakat birbirini takip eder şekilde düzenli ve düzensiz bölgelerden geçtiği şeklinde açıklanabilir. Böylece ortaya çıkan resim, kısa kristalin bölgelerden birinin komşu düzensiz bölgeler ile bağlantılı olduğunu gösterir. C-POLİMER ORYANTASYONU Poliester ve naylonun her ikiside işlenmeleri sırasında küçük delikçiklerden çekilirler. Zincirler oryante edildiklerinde lifler daha büyük dayanım, daha fazla sertlik göstermektedir. Bunun sebebi de soğuk germedir. Lif yapılarında göz önüne alınması gereken iki bölge vardır; 1) Kristalin bölgesi; Burada intermoleküler kuvvetler yüksek ve en fazla etkilidir. Polimer zincirlerini kuvvetle birbirlerine bağlarlar. Bu nedenle polimer, dayanım, rijitik ve boyutsal stabilitesini bu bölgelerden alır. 2) Amorf bölgeler; Bunlar zayıf zincir paketli bölgelerdir ve lifin kristalin bölgelerine nazaran daha düşük yoğunluktadır. Bu bölgelere su, boyarmadde girebilir ve bunlar nispeten esnektir. Bundan dolayı lifin boyutsal stabilitesinin azalmasına ve esnekliğe katkıda bulunurlar. D-BİR FAZDAN DİĞER FAZA GEÇİŞ SICAKLIKLARI Bunların önemli iki parametresi; camsı geçiş sıcaklığı ve erime noktasıdır. -Camsı geçiş sıcaklığı (camlaşma noktası); Polimerin amorf bölgelerinde moleküler hareketliliğin başladığı sıcaklığı gösterir ve camsı geçiş sıcaklığı adını alır. Çünkü bu sıcaklıkta polimer camsı katı halden lastiğimsi katı hale geçer. Lifler bu sıcaklıklarda şiştiklerinden, boyama yalnız bu sıcaklıkların üzerinde yapılabilir.

84 -Erime noktası; Bu noktada ısıl enerji, kristalin bölgedeki molekülleri bir arda tutan güçlerin üstesinden gelir ve polimer erir. E-ISIL BÜZÜLME Tüm liflere soğuk gerdirme işlemi uygulanır ve bundan dolayı moleküler hareketin sabitlendiği noktanın üzerine kadar ısıtıldığında termodinamik eşitlik noktasına ulaşıncaya kadar büzülmeye devam edecektir. Diğer bir deyişle ısı uygulamanmasıyla, soğuk gerdirme işlemi sonucu sağlanan durum eski haline dönecektir. F-ISIL FİKSAJ (TERMOFİKSAJ) Gerdirilmiş lif modeli incelendiğinde, amorf bölgelerdeki moleküllerin hala karışık durumda olmalarına rağmen, gerilmemiş durumdakine nazaran daha fazla paralel yerleşim gösterdikleri görülmüştür. Böylece eğer lifler büzülmeleri önlenip, camsı geçiş noktasının üzerine kadar ısıtılırlarsa amorf bölgelerdeki moleküllerin harekete geçtikleri ve kısmi oryantasyon nedeniyle kristalize oldukları görülür. Pratikte lifler genellikle erime noktalarının C altına kadar ısıtılırlar. Isıl fiksaj işleminin tümünün zamana bağlı olduğu ortaya çıkmaktadır. Çünkü moleküllerin önce ilk yerlerinde sıraya girme hareketleri yapmaları ve daha sonra da kristalize olmaları zaman almaktadır. Pratikte kullanılan sıcaklıklardan çok daha düşük sıcaklıklarda ısıl fiksaj işlemini gerçekleştirmek mümkündür. Fakat eğer düşük sıcaklıklar kullanılırsa lifler yalnızca ısıl fiksaj sıcaklığına kadar stabilize edilmiş olacakları için bu sıcaklık aşılır aşılmaz aşırı bir büzülme meydana gelecektir. Buna ilave olarak azalan sıcaklık ile kristalizasyon hızı da düşer ve ısıl fiksaj uzun ve sıkıcı bir hal alır. Fiksaj proseslerinde önemli olan kumaştaki ipliklerin ulaştıkları gerrçek sıcaklıktır. Bu ise yalnız kumaş kontrüksiyonuna değil, ısıtma metoduna da bağlıdır. Çünkü fiksaj sıcaklığının kumaş eni boyunca hızlı ve düzgün bir şekilde sağlanması esastır. Bu amaçla yaygın olarak ramözler kullanılmaktadır.

85 TEKSTİLLERE UYGULANAN MEKANİK İŞLEMLER A-KALANDIRLAMA Kalandırlama, kumaş yüzeyinin ısı ve basıncın etkisi ile modifikasyonu olarak tanımlanabilir. Etki kumaşın hızı ve basıncı değiştirilebilen ısıtılmış döner bir merdaneler (silindirler) arasından geçirilerek sağlanır. Silindirlerin kontrüksiyonu, sertleştirilmiş krom kaplama çelikten elastik termoplastik silindirlere kadar değişebilen, silindirlerin yüzeyi uygun bitim işlemini sağlamak için ya pürüzsüz ya da garvürlü olabilmektedir. Kalandırlama tekniklerinde 2 den 7 ye kadar değişen sayıda merdaneden (silindirlerden) oluşmaktadır. Ancak en fazla kullanılanı 3 merdaneye sahip olan kalandırlardır. Kalandırlama tipleri; -Saydamlaştırma ve normal parlaklık, -Çinz veya parlatma, -Gofraj, -Saten veya ipek bitim kalandırı, -Matlaştırma, -Şezing kalandırlama ve -Palmer bitim işlemi şeklindedir. B-ŞARDONLAMA Şardonlama, kumaşa fırçalanmış veya tüylü görünümlü yüzey efekti sağlayan bir tekniktir. İplikten liflerin didiklenerek çıkartılmasıyla gerçekleşir ve bu lifler kumaş yüzeyinde görkemli bir şekilde dik dururlar. Orijinal olarak şardonlamayı yapma yolu, şardon dikeni olarak da bilinen deve dikeninin tohum zarfını kullanmaktı. Şardon dikenleri bir tahta üzerine çivilenip kumaş bunların üzerinden çekilerek geçirilirlerdi. Böylece yalıtım özelliği gelişmiş tüylü yüzeyli bir kumaş üretilirdi. Moher şallar gibi çok yumuşak şardonlama etkisinin gerekli olduğu yerlerde hala şardon dikeni kullanılmasına rağmen büyük çoğunlukla yerlerini tel fırçalar almıştır. Şardonlama işlemi kumaşın dönen silindirlerin üzerinden geçirilmesiyle gerçekleşir. Tellerin sivri uçları iplik yüzeyinden lifleri ayrı ayrı çekip çıkarılır. Herhangi bir anda kumaşın üzerinde işlev gören çok sayıda sivri uç bulunduğundan liflerin lif yüzeyinden çekilip çıkarılabilecek derecede serbest olmaları gerekmektedir. Bu şardonlanmış iplikteki büküm miktarı ve iç lif sürtünmesinin bir kombinasyonudur. Bu nedenle ideal bir şardonlama için iplikler düşük bükümlü ve yağlanmış olmalıdır. Kumaş makinede çözgü yönünde hareket ettiği için yalnızca atkı ipliklerinin dönen şardon telleriyle dik açılıolduğunu ve bundan dolayı şardonlama işleminde yalnızca atkı ipliklerinin yer aldığını belirtmek gerekir. Şardonlama makinelerinde birbirleriyle temas halinde olan dönebilen garnitür telli rolikler ve tambur vardır. Bunların kumaş hızına göre relatif hızları, kumaşta değişik şardonlama efektlerinin sağlanmasını mümkün kılmaktadır. Şardonlama da temel iki hareket vardır ve bunlar kumaşa göre relatif dönüş hızları ve tarak tellerinin sivri uçlarının yönleriyle yönetilir. Bu hareketler yatırma ve kaldırma (yolma) olarak isimlendirilir. Kaldırma (yolma) hareketinde garnitür telli rolik tamburla ters yönde dönmektedir ve tel uçları roliklerin dönüş yönüne bakmaktadır. Bu hareket tek tek lifleri yüzeyden çeker. Yatırma hareketinde tel uçları kumaşın hareket yönüne bakmaktadır. Böylece şardonlanmış lifler tarama etkisi ile kumaş yüzeyine doğru yatırılır. Böylece şardonlanmış lifler tarama etkisi ile kumaş yüzeyine doğru yatırılırlar. En yaygın şardonlama işlemi bu iki hareketin kombinasyonunu kullanmaktır. Böylece tüm kumaş yüzeyinde düzgün bie şardonlama sağlanmış olur. Şardonlamanın kontrolü, şardonlanmış kumaşın yüzey kabarıklığının ölçümüyle ölçülür. Kumaş yüzeyinde oluşan hav tüycükleri tabakanın tam yüksekliğini ölçmek mümkündür.

86 C-MAKASLAMA Makaslama kumaş yüzeyinden çıkan lifleri düzgün yükseklikte kesme işlemidir. Bu teknikte kullanılan prensip çim biçme makinesi ile aynıdır. Bir spiral bıçak sabit bir bıçağa karşı döner ve kumaşın yüzeyinden çıkan lifleri keser. Kumaş kesme masasının üzerinden geçer ve yüzeyden çıkan lifler spiral kesicinin dönen başı ve alt bıçak arasında yakalanır. Kesme masasının azalan ve artan yüksekliğiyle kesme derinliği değiştirilebilir. Kesme işlemi sırasında çok miktarda elyaf döküntüsü oluşur. Bunlar güçlü bir emmeyle uzaklaştırılarak uçuşup etrafa yayımaları engellenmelidir. Düzgün bir kesme ve pürüzsüz bir yüzey için kumaşın makineden birkaç kez ya da çok başlı bir makineden bir kez geçirilmesi gerekir. Bu teknik için önemli bir kullanım alanı bukle havlı bir kumaştan velür havlı bir kumaş üretmektir. Bu tip kumaş kesildiğinde kumaşın buklelerinin üstü kesilip kadifemsi görünümde bir kumaş üretilir. Örme bukleli kumaşlar kesildiğinde döşemelik olarak çok kullanılan örme velür kumaşlar üretilmiş olur. D-SIKIŞTIRMALI (KOMPRESİF) ÇEKTİRME Yıkamada kumaşın çekmesi çok bilinen bir olaydır. Buna, kısmen üretim ve işleme sırasındaki gerilimler neden olur. Üretim gerilimleri, iplik gerilimi ve kumaşların tatmin edici üretimi için gerekli olan gerilimler nedeniyle oluşmaktadırlar. İşlem gerilimleri ise, kasar, boyama ve bitim işlemleri sırasında kumaşın çözgü yönünde çekilmesi sonucu ortaya çıkmaktadır. Hazırlık ve terbiye işlemleri sırasında kaybolmuş olan çözgü kıvrımlılığını tekrar oluşturmak ve böylece çözgü yönündeki çekmeyi minimize etmek için sıkıştırmalı çektirme (büzüştürme) olarak bilinen bir işlem uygulanır. Bu işlemin esasını şu şekilde tanımlayabiliriz. Bir kumaş şeridi konveks bir kauçuk yüzey üzerine serilir ve kauçuğun her bir ucundan da tutulur. Kauçuğun doğrulmasına izin verildiğinde kumaşın uzunluğunun kauçuğun uzunluğundan daha fazla olduğu görülür. Fakat eğer kumaş kauçuk yüzeyine tutturulabilir ise o zaman bir sıkıştırma etkisiyle çözgü kıvrımların oluşması sağlanır.

87 EĞİRİLMİŞ İPLİK Düzgün ya da düzgün olmayan ştapel uzunluklarına sahip kesikli elyafların (devamsız elyaf) eğirilmesi ile üretilmiş ipliktir. Bu terim doğal ve insan yapısı elyaflar için kullanılır. İplik dışındaki diğer doğal elyaflar sadece ştapel halinde bulunurken insan yapısı elyaflar hem kesikli hem de kesiksiz iplik olarak elde edilirler. İplikler; eğirilmiş ve filament iplikli olmak iki ana sınıfa ayrılmaktadır. Eğirilmiş iplikler göreceli olarak daha kısa boylu elyafların bir arada bükülmesi ya da eğirilmesi ile elde edilirler. Bu kısa elyaflar santimetre ile ölçülürler ve ştapel olarak adlandırılırlar. Ştapel elyaflar bir takım mekanik işlemlerle ipliğe dönüştürülür. Elyafların önce mümkün olduğu kadar paralel hale getirilirler, sonra çekilip bükülürler. Birbirinden kopuk bir sürü kısacık elyafı bir ipliğin dayanıklılığına ulaştırmak için çok yüksek bir büküm sayısı şarttır. Kesikli elyaflardan eğirilmiş iplikler, filament elyaflardan oluşan ipliklerden genellikle daha kalın, tüylü görünümlü ve yumuşaktırlar. İplikten dışarı çıkan kesitteki elyaf sayısı iplik boyunca değişir.

88 KESİKLİ LİF İPLİKLERİ A-RİNG İPLİKLERİ Ring (bilezikli) İplik Eğirme Sistemi

89 Ring ipliği şu anda en geniş çaplı olarak kullanılan bir iplik üretim metodudur. İlk olarak 1830 larda Amerika da geliştirilmiştir ve bunun popülaritesi çok daha hızlı eğirme teknolojilerinin ortaya çıkışını etkilemiştir. Ring iplik eğirmeciliği mükemmel iplik kalitesinin yanında bir hayli esnek çalışma olanağınada sahiptir. Geniş numara büküm sınırları içinde aynı zamanda çok çeşitli tipteki liflerden iplik eğirmek mümkündür. Ayrıca çok katlı ve kablo halindeki ipliklerin katlanması ve bükülmesi içinde kullanılır. Ring iplik makinesinde kulanılmadan önce lif malzemesi uygun bir şekilde hazırlanmalıdır. Hazırlık prosesi liflere bağlıdır. Birçok hazırlık prosesinin nihai amacı eğirme işlemi için temiz, düzgün, homojen ve lif düğümlerinden arındırılmış bir besleme malzemesi elde etmektir. Lifler aynı zamanda istenildiği şekilde bir oryantasyona da sahip olmalıdır. Ring iplik makinesi üzerinde besleme malzemesi istenilen inceliğe bir çekim sistemi vasıtasıyla getirilir ve bu çekim sistemi üç silindir çiftinden meydana gelen silindirli bir çekim sistemidir. Ön silindirlerden çıkan iplik iğ ekseninin üst kısmında yer alan iplik kılavuzundan geçirilir. İplik daha sonra C şeklindeki bir kopçanın altından kops üzerine sarılır. Kops iğin üzerine yerleştirilmiştir ve iğ ile birlikte döndürülmektedir. Kops dönerken ipliğin gerginliği kopçanın bilezik üzerinde hareket etmesine neden olur. Kopçanın dönüş hızı iğin dönüş hızı ve iplik çıkış hızı aşağıdaki eşitlikle bulunur; Nt= Ns. Vd Burada Nt kopça dönüş hızı (devir/dakika), Ns iğ dönüş hızı (dev./dak) πdb Vd iplik çıkış hızı (m/dak) ve Db kops çapıdır (m). Üretim sırasında bilezik sehpası ipliği kopsun uzunluğu boyunca yaymak ve düzgün bir kops sarımı elde etmek için aşağı yukarı doğru hareket eder. Bilezik sehpasının hareketi oldukça komplikedir, fakat burada amaç stabil, sağımı kolay ve maksimum miktarda ipliği içeren bir kopsun elde edilmesidir. İplik ops üzerine sarılırken üretim sırasında kops çapı olarak artmaktadır. İğ devri ve iplik çıkış hızı normal olarak sabit tutulur. Kopça hızı üretim sırasında sürekli artar. Kopçanın her dönüşü ipliğe tam bir büküm sağlar. Böylelikle birim uzunluktaki ipliğe verilen büküm; t = Nt Vd Burada t, iplikteki bükümü temsil etmektedir (Büküm sayısı/m). Kopça hızı sabit olmadığı için iplikteki büküm de değişkenlik gösterir. Mamafih bu değişim genellikle çok küçük olduğu için çoğunlukla ihmal edilir ve büküm basit olarak aşağıdaki eşitlikteki gibi iğ hızından hesaplanır; T= Ns eşitliğinden görüleceği gibi belirli bir büküm miktarı için iğ hızı arttıkça Vd İplik çıkış hızı da artmaktadır. Genellikle ve d/dak arasındaki hızlar kullanılırken d/dak iğ hızına ulaşmak da mümkündür. İğ hızı üst limiti yaklaşık 40 m/sn olan kopça hızı ile sınırlı durumdadır. Kopça hızı çok yüksek olduğu takdirde kopça ve bilezik arasındaki sürtünme çok yüksek bir sıcaklık meydana getirecektir ve bu da kopça ve bilezik üzerindeki aşınmayı artıracak ve iplik zararlarına da yol açabileciktir.

90 İplik kılavuzu ve kopça arasındaki iplik kopça ile birlikte döner ve merkezkaç kuvvetine bağlı olarak bir balon meydana getirir. İplik gerginliği iplik balonunun dönüş hızı ile birlikte artar. İğ hızı çok yüksek olduğunda yüksek iplik gerginliği iplik kopuşlarının sayısını arttırır. Kopça hızı ve iplik gerginliği ring eğirme sisteminde prodüktiviteyi sınırlayan en kritik iki faktördür. İplik kopsunun yüksek hızlarda döndürülmesi ile ortaya çıkan yüksek enerji maliyeti de yüksek iğ hızlarının ekonomik olarak uygulanabilirliğini kısıtlamaktadır. Aynı lineer kopça hızı için küçük çaplı bileziklerin kullanılması daha yüksek kopça dönüş hızını sağlar ve iplik çıkış hızını artırır. Daha küçük bilezik iplik balonunu küçültürken aynı anda iplik gerginliğini azaltır. Ancak daha küçük bilezikler daha küçük kops sarılmasını gerektirir ve bu da takım değiştirme sıklığını artırır. Ring iplikleri düzenli bir büküm yapısına sahiptir ve silindirli çekim sırasındaki iyi bir lif kontrolüne bağlı olarak iplik içindeki lifler oldukça düz bir hale gelir ve belli bir düzende dizilir. Ring iplikleri bu nedenle mükemmel mukavemet özelliğine sahiptir ve bu da teknik uygulamalar için önemli bir husustur. Ring iplik eğirme sitemi bir eğirilmiş veya filament ipliğin kesikli lifler tarafından kaplandığı özlü iplik eiğirmede kullanılabilir. Bu da teknik özelliklerin kombine edildiği bir ipliği sağlamaktadır. Ring iplik eğirme sisteminin ana sınırlaması düşük prodüktivitedir. Diğer sınırlamalarda yüksek çekim ve ortaya çıkan eğirme gerginliğidir. Bu yüksek gerginlikler düşük mukavemete sahip aljinat gibi liflerin eğirilmesinde ciddi problemler oluşturabilir.

91 B-OPEN END (AÇIK UÇ)-ROTOR İPLİKLERİ Open-end (açık-uç) Rotor İplik Eğirme Sistemi Ring iplik eğirme sisteminin provüktivite bakımından sınırlı olması, rotor iplikçiliğinin 1967 yılında ticari olarak tanıtılmasından çok önce farkına varılmış bir olaydır. Eğirme esnasında lif akımının devamlılığı nedeni ile bu böyledir. Rotor eğirmede lif malzemesi bir besleme plakası ile birlikte çalışan besleme silindiri yardımıyla bir açma ünitesine beslenir. Besleme malzemesi genellikle bir cer bandıdır. Açma ünitesinin içinde bir açıcı silindir mevcuttur ve bu açıcı silindir genellikle testere dişli metalik garnütürden meydana gelen bir taraklama garnütürü ile kaplanmıştır. Açıcı silindirin yüzeyi hızı m/sn düzeyindedir ve yaklaşık olarak besleme silindirinin yüzey hızının katıdır. Bu yüksek hız oranı liflerin çok iyi bir şekilde açılmasına olanak sağlamaktadır. Lifler daha sonra açıcı silindirlerden bir hava akımı yardımıyla alınırlar. Bu hava akımının hızı açıcı silindirin yüzeysel hızının yaklaşık iki katıdır. Lif sevk kanalı boyunca bu lifler hava akımında taşınırlar ve rotorun içine kadar gelirler. Sevk kanalı içinde hava akımının hızı bu kanalın gittikçe daralması nedeniyle artar. Kanal içindeki bu hız farklılığı liflerin hava akımı boyunca belirli bir düzende hareket etmesini ve mümkün olduğu kadar düz pozisyonda kalmalarını temin eder. Sevk kanalından liflerin çıkış açısı rotor duvarına teğetsel şekildedir ve rotorun yüzey hızı hava akımının hızından daha fazladır. Böylelikle sevk kanalından çıkan lifler rotor tarafından çekilerek alınır ve lifler hava akımı içinde kazanmış oldukları düzeni muhafaza ederler. Rotor tarafından oluşturulan merkezkaç kuvveti lifleri rotor yivine yönelmeye zorlar. Sevk kanalının çıkış ağzından geçerken rotorun sahip olduğu yüksek hız nedeniyle yalnızca çok ince lif tabakası genellikle kesitte bir veya iki lif olacak şekilde rotor içinde biriktirilir. İpliğin oluşabilmesi için bu tabakalardan çok sayıda ihtiyaç duyulmaktadır. Rotor içindeki bu dublaj geridublaj şeklinde isimlendirilir. İplik kolunun rotor içindeki ucu merkezkaç kuvveti nedeniyle rotor yivinden dışarı doğru itilir. İplik kolu rotor ile birlikte dönmektedir ve iplik kolunun her dönüşü ipliğe tam bir büküm verir. İplik düze ve çıkış borusu boyunca devamlı olarak çekilirken iplik kolunun rotor yivine temas noktası rotor boyunca hareket eder. iplik kolu eksenel olarak döndüğü için rotor yivinde bulunan lifler bükülerek iplik haline gelir.

92 Makinenin uygulandığı büküm aşağıdaki eşitliğe göre hesaplanır; t = Ny Vd Burada t, iplik bükümünü (büküm/m), Ny iplik kolunun dönüş hızını (d/dak) ve Vd iplik çıkış hızını (m/dak) temsil etmektedir. İplik kolunun hızı, rotor hızı ve iplik çıkış hızı arasında aşağıda belirtilen ilişki vardır; (Ny-Nr) πd = Vd, burada D rotor yivinin çapıdır. İplik kolu ve rotor arasındaki bağıl hız normal olarak rotor hızı ile karşılaştırıldığında çok küçüktür ve ipliğin makineye bağlı bükümü aşağıdaki eşitlikle hesap edilir; t = Nr Vd Geri dublaj oranı β, rotor hızının rotor ve iplik kolu arasındaki bağıl hıza oranı ile hesaplanır β = Nr = Nr πd = tπd Ny-Nr Vd Büküm vermek için iplik bobinini döndürmeye gerek olmadığı için rotor iplikçiliği ring iplikçiliğinden çok daha yüksek büküm verme hızlarına ulaşabilmektedir. Rotor hızı d/dak düzeyine ulaşılabilmektedir. Ring iplikçiliğinde ihtiyaç duyulan fitil yapımı rotor iplikçiliğinde elimine edilmektedir ve bu da üretim maliyetlerinde daha fazla azalma sağlamaktadır. Sarılan bobiler çok daha büyüktür, ürün üzerinde daha az sayıda düğüm veya ek yeri vardır ve ilerideki işlemler için daha uygun bir forma sahiptir. İplik rotor içindeki kapalı alanda meydana geldiği için lifler arasında kalan yabancı partiküller rotor yivi içerisine yerleştirilir. Bu da iplik kalitesinin gittikçe azalmasına ve hatta ipliğin kopmasına yol açabilir. Liflerin temizlik durumu rotor iplikçiliği için ring iplikçiliğinde olduğundan daha kritik bir faktördür. Liflerin temizliğni iyileştirmek için açıcı silindir bölgesinde bir yabancı madde uzaklaştırma sistemi bulunmaktadır. Büküm rotor yivi içindeki lif kütlesine doğru ilerlerken iplikteki iç tabakalar dıştakilere nazaran daha fazla büküm alma eğilimi gösterirler. Dönmekte olan lif kütlesinin üzerine gelen lifler ipliğin ucuna doğru yaklaşırlar veya iplik kolu, lif sevk kanalının çıkış ucunun önünden geçerken büküm almak yerine doğrudan doğruya iplik üzerine sarılırlar. Sarılan bu lifler rotor ipliklerinin en karakteristik özellikleridir. Daha zayıf olan lif yerleşim düzeni nedeni ile rotor iplikleri eşdeğer ring ipliklerinden daha düşük bir mukavemete sahiptirler. Bunun nedeni liflerin açılması için bir açıcı silindirin kullanılması, hava akımı içerisinde liflerin sevk edilmesi ve iplik oluşumu sırasında düşük iplik gerginliğidir. Sarılan lifler aynı zamanda pürüzlü bir iplik yüzeyine neden olmaktadır. Rotor ipliklerinin kısa periyotlu düzgünsüzlüğü, geri dublaj uygulanması nedeniyle ring ipliklerinden daha iyidir. Rotor iplikçiliğinin ana avantajı yüksek üretim oranıdır. Ancak düşük mukavemet değeri nedeniyle rotor iplikleri orta ve kaba numara alanlarında sınırlı kalmaktadır. Ayrıca yalnızca kısa ştapelli lifler eğirilebilmektedir.

93 C-FRİKSİYON İPLİKÇİLİĞİ Friksiyon iplikçiliği bir open-end (açık uç) eğirme tekniğidir. Burada bir rotor yerine açılmış vaziyetteki lifleri toplamak ve onlara büküm vererek iplik haline getirmek için iki adet friksiyon silindiri kullanılmaktadır. Lifler bant formunda beslenirler ve bir taraklama silindiri ile açılırlar. Açılmış hale gelen lifler taraklama silindirinin üzerinden bir hava akımı yardımıyla üflenirler ve yüzeyi perfore edilmiş iki adet friksiyon silindirinin kıstırma alanına gönderilirler. Lifler bu arada bir hava emişi ile friksiyon silindirlerinin yüzeyine doğru çekilirler. Bu iki friksiyon silindiri aynı yönde dönerler ve lifler ile silindir yüzeyi arasındaki sürtünmeden dolayı lif kütlesi üzerine bir büküm verilmiş olur. Meydana gelen iplik silindir eksenleri doğrultusunda çekilerek bir bobin sarım ünitesine iletilir ve burada bobinlenir. Friksiyon silindirinin çapı iplik çapından çok daha fazladır. Bu oran yaklaşık 200 kat gibi yüksek bir değerdedir. Böylece oldukça düşük bir silindir hızı ile oldukça yüksek bir büküm verme hızı sağlanabilmektedir. Silindir yüzeyi ile iplik arasındaki kaymaya bağlı olarak iplik silindir devrinin ancak % ı kadar bir kısmından yararlanabilmektedir. Bununla birlikte 300 m/dak düzeyine kadar yüksek bir iplik üretim hızı elde edilebilmektedir. İnce ipğliklerde aynı silindir devri söz konusu olduğunda büküm verme miktarı artmaktadır ve böylece iplik çıkış hızı pratik olarak ipliğin lineer yoğunluğundan bağımsız olabilmektedir. İplik makinenin yan tarafından çıktığı için iplik çıkış noktasının uzağından beslenen lifler ipliğin öz kısmında yer alırken iplik çıkış noktasına yakın noktadan beslenen lifler yüzeyde kalma eğilimi gösterirler. Dünyada bir çok imalatçı tarafından üretilen Ring veya Rotor iplik makinelerinin tersine friksiyon iplik makineleri şu anda yalnızca Dr.Ernst Fehrer AG/Avusturya firması tarafından üretilmektedir. Friksiyon yöntemi ile üretilmiş ipliklerin içinde yer alan liflerin yerleşim düzeni çok zayıftır. Lifler friksiyon silindirinin yüzeyine ulaştıklarında aniden çok yüksek bir hızdan hemen hemen durağan bir konuma geçerler. Bu da liflerin eğilmesine ve oryantasyon bozulmasına yol açmaktadır. İplik oluşum bölgesindeki çok düşük gerginlik nedeniyle de iplik içindeki liflerin birbirleri ile bağlantısı da zayıf kalmaktadır. Sonuç olarak iplik çok düşük mukavemetlidir ve yalnızca 100 teks ve üzeri gibi kalın numaralarda iplik üretimi yapılabilmektedir. Friksiyon iplikçiliğinin ana uygulaması endüstriyel ipliklerin üretimi ve geri kazanılmış liflerin eğirilmesidir. Ayrıca teller dahil olmak üzere çeşitli öz komponenetleri ile aramid ve cam liflerinden iplik üretmek mümkündür. Bu iplikler çadırlar, koruyucu kumaşlar, zemin malzemeleri, kayışlar, izolasyon ve filtre malzemeleri için kullanılmaktadır. D-SARIMLI EĞİRME Sarımlı eğirme, bükümsüz kesikli liflerin bir kontinü bağlayıcı tarafından sarıldığı bir iplik üretim prosesidir. Kesikli lif malzemeleri Ring iplik makinelerinde kullanılana benzer bir çekim sistemi üzerinde çekime tabi tutulur ve üzerinde kontinü bağlama malzemesi bobonini taşıyan oyuk içerisinden geçirilir. Oyuk iğin ve dolayısıyla bobinin dönüşü bağlayıcıyı kesikli liflerin üzerine sardırmaktadır. Bağlayıcı tarafından sarılmadan önce çekimden çıkan kesikli liflerin düşüp dağılmalarını önlemek için iğ tarafından kesikli lif huzmesi üzerinde bir yalancı büküm meydana getirlir. Yalancı bükümü verebilmek için kesikli lifler doğrudan doğruya oyuk iğ içerisinden geçirilmez. Bunlar bir büküm regülatörü olarak ya iğin alt tarafına veya iğin üst kısmına sardırılır, yalancı büküm aynı zamanda liflerin bağlayıcı ile sarılmadan önce kompakt hale gelmesini sağlar. Bu da ipliğin mukavemetini olumlu yönde etkiler. Kesikli lifleri iki bağlayıcı ile aksi yönlerde sarabilmek için iki oyuk iğ birbirinin üzerine yerleştirilebilir. Bu işlem daha stabil yapılı özel fantezi iplikleri üretmek için kullanılır. Sarımlı ipliği genellikle doğrudan doğruya oyuk iğin altına yerleştirilen bir Ring iğine göndererek buna gerçek bir bükümde ilave edilebilir. Özlü (core) iplikler, çoğunlukla filamentler, beslemeye ilave edilebilir. Bu da ekstra bir iplik mukavemeti veya başka türlü özel iplik nitelikleri sağlayabilir. Bu metodun kullanımına bir örnek, aljinat ipliklerin eğirilmesidir. Aljinat lifleri çok zayıftır ve bir öz filamentin ilave desteği olmaksızın eğirme aşırı miktarda iplik kopuşları ortaya çıkabilir. Çok çeşitli bağlayıcılar ştapel öz kısmını tamamlamak veya özel iplik karakterleri kazandırmak gayesiyle kullanılabilir. Örneğin karbon

94 kaplı naylon filament iplik antistatik kumaşlar için iplik üretmede kullanılabilir. Çözülebilen bağlayıcılar tıbbi uygulamalara yönelik iplikler yapmak için kullanılabilir. Sarımlı eğirmenin prodüktivitesi yüksektir ve geniş sınırlar içindeki iplik numaraları için uygundur. 300 m/dak düzeyine kadar iplik çıkış hızının elde edilmesi mümkündür. Normal olarak bağlayıcı çok ince olduğu için bağlayıcı bobonileri çok uzun süre dayanır ve eklemesiz büyük bobinlerin elde edilmesine olanak sağlar. Özde bulunan ştapel lifler bükümsüz paralel lifler konumunda oldukları için iplik hacimliliği yüksek kaplama özelliği iyi ve iplik tüylülüğü düşük olmaktadır. Sarımlı eğirmenin esas sınırlaması multikomponent ipliklerin üretimi için uygun olmasıdır. Hava jetli eğirme teknolojisi ilk kez 1963 yılında Du Pont tarafından tanıtılmıştır, fakat ticari alanda 1980 yılından bu yana Murata firması tarafından sağlanmıştır. Du Pont düşük iplik mukavemeti veren yalnızca bir hava jeti kullanmıştır. Murata sisteminde ise iplik mukavemetini iyileştiren ters yönlü iki hava jeti bulunmaktadır. Çift jetli Murata hava jetli iplik makinesinde ştapel lifler üç veya dört çift silindirli bir çekim sistemi kullanılarak çekime tabi tutulurlar. Lifler daha sonra bir çift jetin bulunduğu ünite içine çekime tabi tutulurlar. Lifler daha sonra bir çift jetin bulunduğu ünite içine verilirler. İkinci jet N 2 birinci jet olan N1 den daha yüksek bir bükme torkuna sahiptir. Ön çekim silindirinden çıkar çıkmaz ipliğin öz kısmında yer alan lifler N2 büküm yönünde bükülürler. Çekim sisteminden çıkan lif huzmesinin kenar kısmında kalan lifler ise daha zayıf olan N1 tarafından bükülür ve aksi yönde öz liflerinin etrafına sarılırlar. Bu jet sistemi çekim sisteminin ön silindiri ile iplik çıkış silindirlerinin arasında yer aldığı için jetler tarafından verilen büküm gerçek büküm değildir ve iplik jet sistemini geçtikten sonra özde yer alan lifler bükümsüz hale gelir. İplik mukavemeti sarılan kenar lifleri tarafından sağlanır. Küçük jet boyutları nedeniyle çok yüksek jet dönüş hızlarının elde edilmesi mümkündür. İpliğin büküme karşı koyması nedeniyle büküm randımanı % 6-12 olmasına rağmen 300 m/dak. düzeyine kadar çıkış hızlarının sağlanması mümkündür. Hava jetli iplikler üzerinde gerçek büküm yoktur. Bu nedenle Ring ve Rotor ipliklerine göre daha fazla hacimlidirler ve daha iyi bir absorbe etme nitelikleri vardır. Pilling dirençleri daha yüksektir ve az bir büküm açılma eğilimleri vardır. İplik mukavemeti tüm liflerin bükülmesi ile değil yalnızca gövde üzerine sarılan lifler tarafından sağlandığı için hava jetli iplikler Ring ve Rotor ipliklerinden daha düşük bir mukavemet değerine sahiptirler. Liflerin iplik gövdesi üzerinde sarılması iplik kalınlaştıkça zorlaşacağı için bu sistem yalnızca orta ve ince numaralardaki iplikler için uygundur. Paralel liflerden meydana gelen rijit iplik özü bu iplikleri Ring ve Rotor ipliklerinden daha sert tutumlşu hale getirmektedir. E-BÜKÜMSÜZ (YAPIŞTIRMALI) EĞİRME Ştapel liflerden büküm olmaksızın iplik üretmek için çok sayıda teknikler geliştirilmiştir. Böylelikle üretimin arttırılmasına çalışılmış ve özellikle bilezik kopça sistemi gibi büküm verme donanımlarından kaynaklanan sınırlamaların önüne geçilmeye çalışılmıştır. Farklı iplik özellikleri nedeniyle bu teknikler dünya çapında geniş ölçüde ticari açıdan kabul görmemiştir. Fakat yinede bunlar bir alternatif sunmaktadır ve bazı özel ürünlerin ekonomik bir şekilde elde edilmesinde yararlanılabileceklerdir. Bükümsüz iplik üretim metotlarının çoğu iplik içerisindeki liflerin bir arada tutulması için genellikle bir yapıştırıcı madde kullanılır. Bunlardan yüksek hızlarda düşük lineer yoğunluklu iplikler üretilebilir. Kumaş oluşturulduktan sonra kullanılan yapıştırıcı madde uzaklaştırılabilir ve liflerin arasındaki bağlantı artık kumaş yapısından ileri gelen kuvvetler ile sağlanır. Bu tür iplik bükümsüz yapısı dolayısıyla yüksek bir örtücülüğe sahiptir. Bununla birlikte bu prosesler ilave kimyasal maddeler içerirler ve yüksek bir enerji tüketimi gerektirirler. İplikler ancak lifler arasında iyi bir tutunma etkisi sağlayabilecek kumaş yapılarında kullanılabilirler. Bir TNO bükümsüz iplik üretimine örnek; Bu iplik üretiminde fitil daha iyi bir kontrol sağlayan ıslak koşullar altında çekim işlemine tabi tutulur. Daha sonra aktif olmayan bir nişasta aynı zamanda geçici bir mukavemet kazanması için yalancı büküm uygulanan çekilmiş fitile uygulanır. Nişasta daha sonra kurutulacak olan bobinin buharlaşması ile aktif hale gelir. TNO bükümsüz sisteminin bir başka uygulamasında ise ştapel lifleri bir arada tutmak için nişasta yerine 80 C üzerinde eriyen PVA (polivinil alkol) lifleri kullanılır. Bu aynı zamanda Twilo sistemi olarak da bilinmektedir.

95 F-KATLI İPLİKLER Normal tekstil ve konfeksiyon uygulamalarında kumaşların çoğunluğunda tek kat iplikler kullanılır. Fakat özel iplikler bilhassa teknik ve endüstriyel uygulamalar için yüksek mukavemetli ve modüllü iplikler elde etmek için genellikle katlı ipliklere ihtiyaç duyulur. Katlı bir iplik iki veya daha fazla tek kat ipliğin tek bir aşamada beraberce bükülmesi ile elde edilir. Kablo iplikler ise iki veya daha fazla katlı ipliğin veya katlı ve tek kat ipliklerin kombinasyonunun beraberce bükülmesiyle üretilmektedirler. Birkaç tane tek kat ipliğin beraberce bükülmesi, her bir ipliğin üst tabakalarındaki liflerin bağlanmasını iyileştirerek tenasiteyi artırır. Bu ilave bağlanma, yüzey liflerinin iplik mukavemetine katkısını yükseltmektedir. Katlı iplikler aynı zamanda daha düzgün daha düz ve daha dayanıklıdır. Uygun bir tek kat iplik ve katlama bükümü kullanarak kord bezi gibi yüksek mukavemet, düşük esneklik gerektiren uygulamalar için mükemmel bir şekilde dengelenmiş katlı iplikler üretilebilir. Katlı iplikler için tipik bir proses akışı aşağıda belirtilen aşamalarda yapılır; 1) Tek kat iplik üretimi, 2) Tek kat ipliğin bobinlenmesi ve temizlenmesi, 3) Katlama; katlı büküme uygun bir bobin formatı üzerine istenen kat adedi kadar ipliğin bir arada sarılması, 4) Büküm verme, 5) Bobinlemedir. Büküm verme iki basamaklı proses ile veya bir çift büküm makinesi ile gerçekleştirilebilir. İki basamaklı prosesin ilk aşamasında bir Ring büküm makinesi düşük katlama bükümünün verilmesini ve ikinci aşamada ise bir kelebekli büküm makinesi nihai bükümün verilmesini temin eder. Ring büküm makinesi yüksek çıkış hızı elde edebilmek için düşük büküm kullanır. Ring büküm makinesinde kelebekli büküm makinesinde ipliğin gerekli şekilde sağılmasına uygun bir sarım formatı hazırlanır. Kelebekli büküm makinesinde besleme bobini iğ ile beraber döner ve iplik bobinin üst tarafından alınarak çekilir. Serbestçe dönen bir küçük kelebek iplikle beraber döner ve ipliğin bükümünün aktarılmasını sağlar. Bir çift büküm (two-for one) makinesinde besleme bobini sabit olarak durmaktadır. İ plik bobin üzerinden sağıldıktan sonra iğin ortasından geçirilir ve iğ ile birlikte döndürülür. İğin her dönüşü ipliğin iğin içinde kalan kısmına bir büküm ve aynı zamanda bobinin dışında kalan kısmına (ana iplik balonu) da bir büküm verir. İplik böylece iğin her dönüşünde iki büküm alır. Eğer besleme bobini iğin tersi yönde döndürülür ise bu durumda büküm verme miktarı bobin dönüş hızı kadar artacaktır. Saurer Tritec büküm makinesi bu prensiple çalışır. Tritec büküm makinesinde bobin iğ devri kadar bir devir ile fakat aksi yönde döner. Böylelikle her iğ devrinde üç büküm verilmiş olur. Bobin manyetik olarak tahrik edilmektedir. Aynı kalınlıktaki iki katlı ipliğin üretimi tek kat bir ipliğin üretiminden çok daha pahalıya mal olmaktadır. Bu durum yalnızca ilave katlama ve büküm işlemlerinden değil aynı zamanda tek kat ipliğin daha ince üretiminin getireceği maliyet artışından kaynaklanmaktadır.

96 FİLAMENT İPLİKLER Bir filament iplik, iplik uzunluğu boyunca devam eden bir veya daha fazla sayıdaki filament liften meydana gelmektedir. Tek bir filamentten oluşan iplik monofilament, çok sayıda filamentten oluşan iplik ise multifilament olarak bilinmektedir. Giysi uygulamalarında bir filament iplik iki-üç adet gibi az sayıda filament liften oluşabileceği gibi bu sayı 50 gibi yüksek bir miktarda da olabilmektedir. Örneğin, halı imalatında bir filament iplik yüzlerce liften meydana gelebilir. Yapay liflerin büyük bir kısmı filament iplik şeklinde üretilmektedir. İpek filament formundaki tek doğal liftir. İplik içindeki filamentlerin şekline bağlı olarak filament iplikler düz ve hacimli olmak üzere iki gurupla sınıflandırılabilir. Düz bir iplik içindeki filamentler düzgün bir şekilde uzanırlar ve iplik eksenine paralel bir yerleşimleri vardır. Bu nedenle düz filament ipliklerde lif yerleşimi birbirine çok yakındır ve düz bir yüzeye sahiptir. Filamentlerin ya kıvrım alıdıkları ya da birbirlerinin içine geçerek karıştıkları hacimli iplikler aynı incelikteki düz ipliklerden daha büyük bir hacme sahiptirler. Hacimli ipliklerin üretimi için ana yöntem tekstüredir. Tekstüre işlemi filamentlerin uzunluğu boyunca kalıcı kıvrımlar, halkalar ve ilmekler oluşturmak suretiyle gerçekleştirilmektedir. Tekstüre iplikler artırılmış bir hacimliğine sahip oldukları için bu ipliklerden yapılan kumaşların hava ve buhar geçirgenliği düz ipliklerden yapılanlardan daha büyüktür. Ancak hava yastığı kumaşları gibi düşük hava geçirgenliği gereken uygulamalarda düz iplikler daha iyi bir seçim olacaktır. A-FİLAMENT İPLİKLERİN ÜRETİMİ Yapay liflerin çoğunluğu eriyikten çekme, kuru çekme veya ıslak çekme gibi metotlarla üretilmektedir. Reaksiyon çekimi, jel çekimi ve dispersiyon çekim özel durumlarda kullanılır. Lif çekiminden sonra filamentlerin molekül zinciri oryante edilmemiş durumdadır ve pratikte kullanılabilecek bir mukavemete sahip değildirler. İkinci aşama liflerin molekül zincirlerini oryante etmek amacıyla uygulanan gerdirerek çekmedir. Bu işlem klasik olarak iki çift silindir kullanılarak yapılmaktadır. Burada önde bulunan silindirin çevresel hızı arka silindirin dört katı kadardır. Çekim işlemine tabi tutulan filamentler daha sonra büküm verilerek veya verilmeksizin bir bobin üzerine sardırılır. Filament towu bu aşamada düz filamet iplik halini almaktadır. Birçok uygulamalar için düz filament iplikler arttırılmış bir hacimlilik, gözeneklilik, yumuşaklık ve bazı durumlarda elastikiyet kazanmak için tekstüre edilir. Termoplastik filament iplikler birçok tektüre prosesinde kullanılırlar. Tekstüre işlemi sırasında liflerin bağları kopar ve tekrar şekillenir. Bir filament iplik genellikle üç aşamada tektüre edilir. Birinci aşamada lif bağlarının koparılması için iplik içindeki filamentlerin formu bozulur. Filamentlerin formunun bozulması için büküm veya başka araçlar kullanılır. İkinci aşama filamentlerin kıvrımlı kalabilmesi için polimerler arasındaki bağları koparan ısıtma işlemini uygulamaktır. Üçüncü ve son aşamada ise polimerler arasında yeni bağların oluşması için formu bozulmuş halde bulunan ipliği soğutmaktır. İpliğin bükümü açıldığında veya formu bozulmuş halde serbest bırakıldığında, filamentler halkalı veya kıvrılmış vaziyette kalacaktır. İpliklerin tekstüre edilmesi için yalancı büküm, hava jetli, örme sökme, yığma, dişli çark metotları dahil olmak üzere bir çok olanak bulunmaktadır. Bunları narasında en popüler olanı yalancı bükümdür. B-TEKNİK FİLAMENT İPLİKLER Takviye etme ve koruma gibi teknik uygulamalar için geliştirilmiş bir çok filament iplik çeşidi vardır. Takviye edici teknik iplikler ya yüksek modüle ya yüksek mukavemete ya da her ikisine birden sahiptirler. Koruma uygulamaları için iplikler sıcaklık ve ateş, kimyasal ve mekanik zararlar gibi güvenlik tehliklerine karşı dirençli olabilirler. Aşağıda bu nedenle üretilen teknik iplikler gösterilmiştir.

97 B-1-ARAMİD FİLAMENT İPLİKLERİ Aramid lifi, lifi oluşturan maddenin amid bağlarının en azından % 85 inin doğrudan doğruya iki aromatik bileziğe bağlandığı uzun zincirli bir poliamid lifidir. Nomex ve Kevlar Du Pont a ait olan ve en iyi bilinen iki aramid lifinin ticari ismidir. Aramid lifleri yüksek mukavemetli liflerdir. Bu aramid lifler yüksek sıcaklığa ve birçok kimyasala ve gerdirmeye karşı dirençlidir. Kevlar aramid nispeten düşük ağırlığı ve zarar görmeye ve yorulmaya karşı direnci ile iyi tanınmaktadır. Bu özellikleri nedeniyle Kevlar 49 yüksek tenasiteye sahiptir ve uçak parçaları ve bot imalatına yönelik parçalar dahil olmak üzere birçok kompozitlerin imalatında güçlendirme materyali olarak kullanılmaktadır. Nomex aramid ise ısıya karşı dirençlidir ve itfaiyeci giysileri ile buna benzer alanlarda kullanılmaktadır. Aramid iplikleri cam ve kevlar gibi diğer yüksek performanslı benzerlerinden daha esnektir ve böylece dokuma, örme veya saç örgü şeklindeki kumaşlar yapım proseslerinde daha kolay bir şekilde kullanılır. Ancak burada dikkat edilmesi gereken husus, aramid ipliklerinin klasik tekstil ipliklerinden daha mukavim ve daha fazla uzayabilir olmalarına rağmen kumaş üretim işlemlerini zorlaştırabilecekleridir. B-II-CAM FİLAMENT İPLİKLERİ Cam yanmayan bir tekstil lifidir ve çok yüksek tensisiteye sahiptir. Bu lif güç tutuşurluk gereken uygulamalarda kullanılmıştır ve genellikle de binaların izolasyonunda kullanılmaktadır. Ship olduğu özellikleri ve düşük maliyetleri nedeniyle cam lifleri büyük ölçüde kompozitlerin takviyelerinin imalatında kullanılmaktadır. E-cam, C-cam ve S-cam gibi farklı tipte cam lifleri bulunmaktadır. E-cam lifleri neme karşı büyük dirence sahiptir ve aynı zamanda yüksek bir elektrik ve ısı direnci de bulunmaktadır. Bu genellikle dokuma kumaş formundaki cam takviyeli plastiklerde kullanılır. C-cam ise hem asitler hem de alkaliler olmak üzere 97imyasallara direnci ile bilinmektedirler. Bu tür direnç gerektiren kimyasal filtrasyon çalışmalarında geniş çaplı olarak kullanılırlar. S-cam lifi de yüksek mukavemetlidir ve kompozit imalatında kullanılır. Cam filament iplikleri klasik teksitl iplikleri ile karşılaştırıldığında kırılgandırlar. Cam liflerinin özegül bükülme rijitleri 0,89 mnmm 2 tex -2 ile yün liflerinden 4,5 kez daha fazla rijittirler. Sonuç olarak cam lifleri tekstil işlemleri sırasında kolayca kırılabilirler. Bu nedenle lifler arasındaki sürtünmeyi minimize etmek ve lif demetini bir arada tutmak için uygun haşıllamanın yapılması gerekmektedir. Dekstrin, jelatin, polivinil alkol, hidrojenize bitkisel yağlar ve noniyonik deterjanlar genelde kullanılan haşıl maddeleridir. Cam lifleri ile işlem yapılırken cildin tahriş olmasını engellemek ve cam liflerini solumamak için koruyucu giysi ve maske kullanılmalıdır. B-III-KARBON FİLAMENT İPLİKLERİ Karbon lifleri genellikle rayon ve akrilik gibi öncü liflerden yapılmaktadır. Akrilik lifini karbona dönüştürürken üç aşamalı ısıtma prosesi kullanılmaktadır. Başlangıç aşamasında akrilik liflerinin okside koşulları altında C a kadar ısıtıldığı oksidatif stabilizasyondur. İkinci aşama ise okside edilmiş liflerin inert bir atmosfer altında 1000 C civarında ısıtıldığı karbonizasyon aşamasıdır. Sonuç olarak hidrojen ve azot atomları okside edilmiş liften atılmış olur ve oryante edilmiş fibriller şeklinde yerleşmiş hekzagonal bilezikler formunda karbon atomları kalır. Son aşama ise grafitleştirme prosesidir. Burada karbonize edilmiş filamentler tekrar inert bir atmosferde 3000 C sıcaklığa kadar ısıtılır. Grafitleştirme bir kristalin tabaka yapısında organize olmuş karbon atomlarının düzgün bir şekilde yerleşimini artırmaktadır. Bu tabakalar yüksek modüllü liflerin üretimlerinde önemli bir faktör olan lif ekseni doğrultusunda iyi bir şekilde oryante olmaktadır. Cam lifleri gibi karbon liflerinini de çoğu kırılgandır. İşlenebilirliği iyileştirmek ve liflerin bir arada tutulmasını sağlamak için haşıl kullanılır.

98 B-IV-HDPE FİLAMENT İPLİKLERİ HDPE, yüksek yoğunluklu polietilen (high density polyethylene) anlamına gelmektedir. Çok yüksek ağırlıklı polietilen başlangıç malzemesi olarak kullanılır. Lif üretimi için jel çekim prosesi uygulanır. Jel çekim prosesinde moleküller bir solvent içeirisinde çözülür ve bir düze vasıtasıyla lifler çekilir. Çözelti içerisinde katı halde kümeler oluşturan moleküller serbest vaziyette kalırlar ve filamenti oluşturmak için çözelti soğutulduktan sonra bu durumlarını muhafaza ederler. Liflerin eldesinden sonra uygulanan gerdirme prosesi filament içerisinde çok yüksek bir makromoleküler bir oryantasyon sağlar ve bu da yüksek bir tenasite ve modül oluşturur. HDPE lifleri farklı uygulamalar için farklı derecelerde üretilir. Halat üretimi ve kordonlar, koruyucu giysiler ve çarpmaya dayanıklı malzemelerin her biri için ayrı tipte filament iplikleri üretilir. B-V-DİĞER TEKNİK İPLİKLER Teknik uygulamalar için geliştiirlmiş ve aralarında PTFE, PB ve PBO lifleri de bulunan çok sayıda yüksek performanslı lifler bulunmaktadır. PTFE (politetrafloretilen) lifleri eşşiz bir kimyasal ve sıcaklık direnci sağlamaktadır. PTFE lifleri kimyasal olarak inert olduklarından aşırı derecede yüksek sıcaklıklara ve kimyasal ortamlara dayanıklıdırlar. PBI (polibenzimidazol) lif oluşturan maddesi uzun zincirli bir aromatik polimer olan bir yapay liftir. Bu lif mükemmel bir ısı direncine ve iyi bir tutuma sahiptir ayrıca yüksek nem alma özelliğine de sahiptir. Bu nedenle bu lifler daha çok itfayiciler, yakıt işçileri, kaynakçıklar, astronotlar ve otomobil yarışçıları tarafından kullanılmaktadır. PBO (polyphenylenebenzobisoxazole) yüksek performanslı organik lifler piyasasındaki yeni bir başka üründür. Toyobo tarafından üretilen Zylon lifleri üretimde bulunan tek PBO lifidir. PBO lifleri mükermmel termal özelliklere sahiptir ve klasik para-amid liflerin iki katı mukavemete sahiptirler. Modül değeri bu lifi kompozit takviyesi için mükemmel bir malzeme durumuna getirmiştir. Düşük LOI değeri PBO yu meta-aramid liflerinden iki kat daha güç tutuşur yapmaktadır. Bunlar aynı zamanda balistik yelekler ve miğferler için de kullanılabilmektedir.

99 TEKSTİL ELYAFLARINA UYGULANAN KİMYASAL TESTLER Elyaflar, kimyasal maddeler içerisindeki davranışlarına ve çözünüp çözünmemelerine göre ayırt edilirler. - Pamuk; % 80 lik H2SO4 içerisinde tam amen çözünür. Derişik HCl de çözünmez. Ağartılmış pamuk bakıramonyum hidroksitte çözünür. - Yün; 35 C de derişik HCl içinde hemen, % 80 lik H2SO4 içinde ise sıcakta çözünür. Formik asitçinko klorür çözeltisi içinde sıcakta çözünür. % 5 lik sodyum hipoklorit çözeltisinde 20 C de 20 dakika içerisinde çözünür. % 2 lik sudkostik ya da potas kostik ile kaynatılınca çözünür. - İpek; % 2 lik sudkostik ya da potas kostik ile kaynatılınca çözünür. % 5 lik sodyum hipoklorit içinde 20 C de 20 dakikada çözünür. % 75 lik H2SO4 çözeltisinde 50 C de çözünür. Serisini alınmış ipek formik asit/çinko klorür çözeltisinde 40 C de çözünür. - Viskon; % 80 lik H2SO4 içerisinde çözünür. Formik asit-çinko klorür içinde sıcakta çözünür. - Asetat; % 100 aseton ve % 80 lik aseton içinde çözünür. 35 C de derişik HCl içinde çözünür. % 80 lik H2SO4 içinde soğukta çözünür. m-krezolde çözünür. Kaynar dioksanda çözünür. Dimetil formamidde sıcakta ve soğukta çözünür. Formik asit/çinko klorür çözeltisinde çözünür. - Selüloz triasetat; Soğuk metilen klorürde çözünür. % 100 lük asetonda çözünür. Glasiyel asetik asitte çözünür. Dimetil formamidde sıcakta çözünür. Formik asit/çinko klorür çözeltisinde çöznür. Kaynar derişik H2SO4 de çözünür. Soğuk kloroformda çözünür. - Poliamid (naylon); -% 80 lik H2SO4 içerisinde soğukta çözünür. m-krezolde ve fenol içerisinde oda sıcaklığında çözünür. % 85 lik kaynar formik asit içerisinde çözünür. Kaynar % 96 lık asetik asitte çözünür. % 20 lik HCl ile oda sıcaklığında çözünür. - Poliakrilonitril; % 70 lik amonyum tiyosiyanürde 10 dakika kaynatılırsa çözünür. Dimetik formamidde kaynatılırsa çözünür. - Poliüretan, Lycra; Konsantre H2SO4 de soğukta çözünür. Kaynar dimetil foemamidde çözünür. Kaynar formik asitte çözünür. - Cam; Çözücülerle çözünmez. Yalnız hidroflorik asit ile aşındırılır. - Asbest; Çözücülerde çözünmez. - Poliolefinler (polietilen, polipropilen); Kaynama derecesinde ksilen içerisinde çözülür. - Polivinil klorür; Tetrahidrofuranda çözünür. Kaynar dimetil formamidde çözünür. KANTİTATİF ELYAF ANALİZ YÖNTEMLERİ -Sülfürik asit yöntemi; 0,5-2,0 gram arası numune alınır ve usulune uygun şekilde temizlenir ve analize hazırlandıktan sonra tartım kabında 105 ± 3 C de 4 saat kurutulur ve bir desikatörde 2 saat süre ile soğumaya bırakılır. Daha sonra iki tartım arasındaki fark gramı geçmeyinceye kadar işleme devam edilir. Tartım işlemi bitirilmiş numune, bir erlende her bir gramı için 100 ml % 75 lik H2SO4 (320 ml saf su içersinde sürekli olarak karıştırarak ve soğutarak 680 ml konsantre (d:1,84 gr/cm3) H2SO4 ilave edilir, çözelti soğuduktan sonra 20 C deki yoğunluğu d: 1,67 gr/cm3 olmalıdır) ilave edilerek 50 C de işleme tabi tutulur. Bu işlem erlenin ağzı kapatılmak suretiyle 10 dakikada bir çalkalanmak suretiyle 30 dakika devam edilir. İşlem bitince bir cam filtreden süzülür. 100 ml % 75 lik H2SO4 ile iyice yıkanır, sonra saf su ile daha sonra da % 3,5 lik NH3 çözeltisiyle yıkanır ve en sonunda da tekrar saf su ile yıkanır. Yıkama suyu nötr reaksiyon vermelidir (bir turnusol kağıdı ile kontrol edilir). Süzgeç (filtre) üzerindeki elyaf kütlesi kurutulur, soğutulur ve mutlak kuru olarak tartılır. Bu tartımdan miktarı ve % si bulunur. Çözünmeyen elyafların ağırlık kaybı için düzeltme faktörü; Poliesterler için d: 1,00 Yün için d: 0,97 alınır. Bu yöntemde, pamuk, keten, tabii ipek, rejenere selüloz elyafları, asetat ve poliamid gibi elyaflar çözünür. Poliester ve yün ise çözünmeden kalır.

100 -Formik asit/çinko klorür yöntemi; 0,5-2,0 kadar numune bir tartım kabına alınır ve iyice usulune uygun bir şekilde temizlenir ve 105 ± 3 C de 4 saat süre ile kurutulur. Daha sonra bir desikatörde soğutulur ve mutlak kuru olarak hassasiyetinde tartılır. Hassas bir şekilde tartılan numune bir erlen içine konur ve her bir gramı için 100 ml Formik asit/çinko klorür (20 gram susuz ZnCl2 ile 80 gram % 85 lik formik asit karıştırılarak hazırlanır) çözeltisi ilave edilir. Bu çözelti önceden 40 C ye ısıtılmış olmalıdır. Erlenin ağzı kapatılarak bir etüv içerisinde veya su banyosu üzerinde 40 C de 2,5 saat bekletilir. Bu süre içerisinde her 30 dakikada bir kez kuvvetlice çalkalanır. Bu sürenin bitiminde bir cam filtreden süzülür, kiki kez 20 şer ml lik formik asit/çinko klorür çözeltisi ile daha sonrada 1 litre saf su ile yıkanır. Filtre üzerindeki çözünmeyen elyaf kütlesi tartım kabına alınır, kurutulur, soğutulur ve hassas bir şekilde tartılır. Çözünmeyen elyafların ağırlık kaybı için düzeltme faktörü; Pamuk için Yün ve rejenere protein elyafları için Polivinilklorür ve poliester için d: 0,96 d: 0.98 d: 1,00 olarak alınır. Bu yöntem; Viskoz veya bakır ipeğinin pamuk ile olan karışımlarında; Viskoz veya bakır ipeğinin poliester, yün, rejenere protein elyafları veya polivinil klorür ile yapmış olduğu karışımlarda; 2½ asetat veya triasetat elyaflarının, pamuk, yün, rejenere protein elyafları, polivinil klorür veya poliester ile yaptığı karışımlarada uygulanmaktadır. Sentetik reçine ile aprelenmiş veya selüloz hidroksil grupları ile reaksiyona giren reaktif boyarmaddelerle boyanmış viskoz veya bakır ipeği Formik asit/çinko klorür çözeltisinde çözünmez veya kısmen çözünür. Bu durumda bu yöntem uygulanmaz. Ayrıca hasar görmüş pamuk içeren karışımlar içinde bu yöntem uygun değildir. Çünkü hasarlı pamuk Formik asit/çinko klorür çözeltisinde bir miktarda olsa çözünmektedir. Poliamid karışımı ürünlerin analizin de de bu yöntem başarı ile uygulanabilir. Ancak, formik asit yöntemi veya hidroklorik asit yöntermi daha çok tercih edilmektedir. -Potasyum hidroksit yöntemi; 2 Gram numune alınır ve usulune uygun bir şekilde temizlenir. Tartım kabına konur ve 105 ± 3 C de 4 saat süre ile kurutulur, daha sonra bir desikatörde 2 saat süre ile soğumaya bırakılır (mutlak kuruluk için). Daha sonra numune 250 ml lik bir damıtma balonuna alınır ve üzerine 100 ml % 2 lik KOH çözeltisi ilave edilir. Bir geri soğutucu altında 15 dakika süre ile kaynatılır. Balon içine birkaç tane kaynama taşı da atılmalıdır. Bu süre sonunda balon içeriği bir cam filtreli (G 2 filtresi) cam krozede iyice süzülür. Süzgeç üzerindeki artık önce sıcak saf su ile daha sonra da % 1 lik asetik asit çözeltisiyle ve en sonunda da saf su ile yıkanır. Her hangi bir lif kaybı veya uçuntuyu önlemek için önceden krozenin tartımı alınır. Filtrasyon ve yıkamadan sonra örnek alınırken yapıldığı gibi kurutulup soğutulur ve tartılır. Aradaki fark geriye kalan kısımdır. Filtre üzerindeki elyaf kütlesi elyaf analizi için kurutulur ve tartılır. Hesaplama; Elyaf % leri hesaplamasında düzeltme faktörleri aşağıda verilmiştir; Pamuk, viskoz ve poliamid elyafları için Poliakrilonitril ve poliamid elyafları için Poliester elyafları için d: 1,03 d: 1,00 d: 1,02 olarak alınır. Bu yöntem; Yün veya tabii ipeğin, pamuk, bakır ipeği, poliamid, poliakrilonitril veya poliester ile olan karışımlarının analizinde kullanılmaktadır. Ancak; bu yöntemde viskoz ve bakır ipeğinin (rejenere selüloz elyafları) hasarsız olmasına dikkat edilmesi gerekir. Aksitaktirde bir kısım selüloz çözünerek çözelti fazına geçer ve yün veya ipek miktarının gerçek değerinden daha yüksek hesap edilmesine neden olur. -Hipoklorit yöntemi; 0,5-2,0 Gram numune alınır ve usulune uygun bir şekilde temizlenir, 105 ± 3 C de kurutulur ve bir desikatörde soğutulur (mutlak kuruluk kurallarına göre). Daha sonra tartılan numunenin her 1 gramı için 100 ml 1 N Sodyum hipoklorit çözeltisi ilave edilir (35 gram Aktif klor + 5 gram Sodyum hipokloritin saf su ile litreye tamamlanmasıyla elde edilir).. Sık sık çalkalanarak 30 dakika oda sıcaklığında işleme tabi tutulur. Daha sonra cam filtreden süzülür. Süzgeç üzerinde kalan elyaf artığı destile su ile yıkanır, arkasından % 0,5 lik asetik asit çözeltisiyle ve en son olarak da destile su ile yıkanır. Süzgeç üzerinden tartım kabına bu elyaf kalıntısı daha önce anlattıldığı gibi kurutulur, soğutulur ve tartılır (mutlak kuruluk için). Çözünmeyen elyaflar için düzeltme faktörü; Kasarlı pamuk, viskoz elyaf için d: 1,01 PVC, PA, PAC ve PES elyafı için d: 1,00 olarak alınır. Bu yöntem; Yün, tabii ipek veya rejenere protein elyaflarının; pamuk, viskoz, bakır ipeği, polivinil klorür, poliamid, poliakrilonitril veya poliester ile yaptığı karışımlara uygulanır. Burada viskoz ve bakır ipeğinin hasarsız olması gerekir. Çünkü hasarlı rejenere selüloz elyaflarının hipoklorit içerisinde bir miktar çözünmewsi yapılacak elyaf hesaplarını hatalı tespit edilmesine neden olacaktır.

101 -Formik asit yöntemi; Bu yöntem PA 6, PA 6,6 veya polivinil asetat elyafın; pamuk, viskoz, bakır ipeği, yün veya poliester ile olan karışımlarına uygulanmaktadır. Asetat elyaflarının mevcut olduğu karışımlar için bu yöntem uygun bir yöntem değildir. Çünkü bunlar konsantre formik asit içerisinde kısmende olsa çözünürler. 0,5-2,0 gram arası numune alınır ve numune hazırlama (tartım, kurutma ve soğutma işlemi) işlemi daha önceki işlemlerde olduğu gibi tekrarlanır. Tartımda alınan numune 250 ml lik bir erlene alınır ve üzerine her bir gram numune için 100 ml konsantre formik asit ilave edilir (d: 1,195 gr/cm3). Erlenin ağızı sıkıca kapatılarak oda sıcaklığında 15 dakika süre ile bekletilir. Bu süre içerisinde her 5 dakikada bir çalkalanır. Daha sonra erlen içeriği bir cam filtre üzerine dökülür. Elyaf bakiyesi taze formik asit ile aynı tarzda iki kere daha muamele edilir ve cam filtreden süzülür. Filtre üzerindeki elyaf bakiyesi sırası ile konsantre formik asit, sıcak saf su % 1,5 lik NH3 çözeltisi ve son olarak soğuk saf su ile yıkanır. Bakiye tartım kabını alınır. 105 ±3 C de 4 saat kurutulur, soğutulur ve hasas olarak tartılır (mutlak kuru olarak). Elyaf miktar ve karışım yüzdeleri daha önce belirtildiği gibi hesaplanır. Çözünmeyen elyaflar için düzeltme faktörü; d;1,00 dir. Bu elyaf numunesi oda sıcaklığında konsantre formik asit muamele edilir. Burada poliamid (PA 6, PA 6,6) ve polivinilasetat çözünür. PA 11 (Rilsan) ve poliüretan (Lycra,Spandex) yalnız kaynar konsantre formik asitte çözünür. Diğer elyaflar çözünmeden kalır. -Sıcak formik asit yöntemi; 2 gram kadar karışım numune alınır. Makas ile iyice kesilerek ufalanır. Temiz bir erlene konur ve üzerine petrol eteri ilave edilerek arada bir karıştırmak suretiyle 15 dakika muamele edilir. Daha sonra temiz bir G2-cam filtrede süzülür. 4-5 defa C lik destile su ile yıkanır. Cam filtlesi ile birlikte etüvde 105 ± 3 C de 1 saat süre ile kurutulup desikatörde soğutulur. Soğutulan bu numune darası alınmış bir saat camı üzerine alınır ve hassas terazide tartılır. Tartımdan dara çıkarılıp numune ağırlığı bulunur. Bu numune 250 ml lik bir behere aktarılır ve üzerine 100 ml % 85 lik formik asit ilave edilir. Saat camın üzeride formik asit ile beher içerisine iyice yıkanır. Hafif kaynatma şeklinde 1 saat süre ile kaynar sıcak su üzerinde bekletilir. Biraz soğuduktan sonra darası alınmış G2-cam filtreden süzülür. Kaynar formik asit ile erlenin içerisi iyice yıkanır. Filtrasyon işlemi bittikten sonra cam filtrenin üzerinde kalan elyaflar % 1,5 lik amonyak ile (1 litrede 60 ml % 25 lik NH3) iyice yıkanır. Daha sonra destile su ile yıkanır. Cam filtre etüvde 105 ± 3 C de 1 ssat süre ile kurutulup desikatörde soğutulur ve desikatörden hemen çıkarılarak tartılır, tartımdan darası çıkarılıp kalan bakiye bulunur. Pamuk için nem faktörü = 1,08 Lycra için nem faktörü ise = 1,01 dir. Bu yöntem; Poliamid 11 (Rilsan) ve Spandex (Lycra) elyafın diğer liflerle karışımlarında önem arz eder. -Hidroklorik asit yöntemi; Elyaf numunesi oda sıcaklığında % 20 lik HCl ile muamele edilir. Burada; PA 6, PA 6,6 ve polivinilasetat, formik asit metodunda olduğu gibi çözünürler. Diğer elyaflar çözünmeden kalırlar. Bu yöntem PA 6, PA 6,6 ve PVA elyafların, pamuk, viskoz, bakır ipeği, yün tabii ipek, rejenere protein elyafları, poliakrilonitril veya poliester ile olan karışımlarına uygulanır. Bu yöntem PA (Rilsan) elyaf içeren karışımlara uygulanmaz. Çünkü PA 11 (Rilsan) % 20 lik HCl de çözünmez. HCl ve formik asit yöntemi doğruluk bakımından aynıdır ,0 gram numune daha önce belirtildiği gibi tartılır, kurutulur ve desikatörde soğutulur ve yeniden tartılır. Tartım 250 ml lik bir erlene alınarak üzerine her bir gramı için 100 ml % 20 lik HCl (460 ml konsantre HCl 540 ml saf su ile karıştırılılarak elde edilir) ilave edilir. Ağızı kapatılan erlen sık sık çalkalanarak 5 dakika süre ile bekletilir. Daha sonra çözelti kısmı G 2-cam filtresi üzerine dökülür, bakiye elyaf kütlesi önceki miktarın yarısı kadar HCl ile iki kez aynı tarzda işleme tabi tutulur. Sonra G 2-cam filtresinden süzülür ve bakiye filtre üzerinde 1 litre saf su ile yıkanır. Tartım kabına alınanan bakiye elyaf kütlesi daha önce belirtildiği gibi kurutulur, soğutulur ve mutlak kuruluğa kadar hassas bir şekilde tartılır. Elyaf miktarı ve karışım % leri hesaplanır. Çözünmeyen elyaflar için düzeltme faktörü d: 1,00 olarak alınır. -Dimetil formamid yöntemi; Elyaf numunesi C de dimetil formamid ile muamele edilir. Burada akrilonitril elyafı çözünür, diğer elyaflar ise çözünmeden kalır. Bu yöntem; poliakrilonitril ve Lycra elyaflarının; pamuk, viskoz, bakır ipeği, yün, rejenere protein elyafları, poliamid veya poliesterler ile olan karışımları için uygulanmaktadır. Poliakrilonitril karışımları polimerizat elyaflarında akrilonitril miktarı % 85 i geçmelidir. Aksi taktirde tam olarak çözünmez ve dolayısıyla bu yöntem uygun olmaz. 2½ asetat, polivinilklorür ve bazı kopolimerizat elyaflarıda dimetilformamidde çözünürler. Bu yöntemin uyulanması için; 0,5-2,0 gram numune alınır. Usulune göre kurutulur, soğutulur ve daha sonrada mutlak kuruluk için tartılır. Tartım 250 ml lik erlene alınır ve üzerine her 1 gram için 100 ml dimetilformamid ilave edilerek C de ısıtılır. Daha sonra erlenin ağzı kapatılır ve kaynar su banyosu üzerinde 1 saat süre ile bekletilir. Bu sürenin sonunda dimetilformamid G2-cam filtre üzerine dökülür ve kalan bakiye 50 ml taze dimetilformamid ile tekrar 30 dakika kaynar su banyosu üzerinde bekletilir. Sonra G2-cam filtreden süzülerek bakiye 1-2 litre sıcak saf su ile yıkanır. Bakiye tartım kabına alınır, kurutulur, soğutulur ve mutlak kuru olarak tartılır. Elyaf miktarı ve karışım % leri hesaplanır.

102 Çözünmeyen elyaflar için düzeltme faktörü; Pamuk, viskoz, PA ve PES için d: 1,00, Yün ve rejenere protein elyafları için d: 1,01 olarak alınır. -Bakırsülfat/Gliserin/Sodyum hidroksit yöntemi; Elyaf numunesi oda sıcaklığında bakır sülfat/gliserin/sodyum hidroksit karışımı bir çözelti ile muamele edilir. Burada tabii ipek çözünür. Bu yöntem; tabii ipeğin; pamuk, viskoz, bakır ipeği, yün, rejenere protein elyafları, PVC, PA, PAC ve poliester lifleri ile olan karışımları için uygulanmaktadır. Uygulanması; 0,5-2,0 gram kadar elyaf numunesi daha önce belirtildği gibi hazırlanır ve tartım kabına alınır. 105 ± 3 C de 4 saat süre ile kurutulur ve desikatörde 2 saat süre ile soğutulur ve gram hassasiyetinde bir hassas terazide tartılır. Tartım 250 ml lik bir erlene alınır ve üzerine her 1 gram numune için 50 ml karışım çözeltisi ilave edilir (10 gram kristal CuSO4 100 ml saf suda çözülür. Buna 5 gram konsantre gliserin ilave edilir. Bunun üzerine damla damla ve devamlı karıştırarak seyreltik NaOH çözeltisi ilave edilir. NaOH ilavesiyle bakır hidroksit çökeltisi meydana gelir. Bu çökelti tamamen çözününceye kadar NaOH damlatmaya devam edilir. Cu(OH)2 çökeltisi çözünerek kaybolduğu anda karışım çözeltisi hazırlanır). Her 5 dakika veya 10 dakikada bir çalkalayarak 30 dakika bekletilir. Serisini alınmış ipek 5 dakikalık süre zarfında çözünür, ham ipek ise dakikada çözünür. Bekletme süresi sonunda G2-cam filtreden süzülür, bakiye 50 ml karışım çözeltisi ile yıkanır. Sonra 1 litre soğuk saf su ile yıkanır ve tartım kabına alınır. Daha sonra kurutulur, soğutulur ve mutlak kurulukta hassas olarak tartılır. Daha sonra da elyaf miktarı ve karışım % leri hesap edilir. Çözünmeyen elyaflar için düzeltme faktörü ihmal edilebilir. Ancak yün/ipek karışımlarında alkali fazlalığında kaçınmak gerekir. Aksitaktirde düzeltme faktörünün kullanılma zorunluluğu ortaya çıkar. Normal olarak bu yöntemde düzeltme faktörü d: 1,00 olarak alınır.

103 İKİLİ KUMAŞ KARIŞIMLARINDA LİF YÜZDELERİNİN (%) HESAPLANMASI Karışımın % si hesap edilirken; a-mutlak kuru materyal, b-havada (ortan şartlarında) kurutulmuş materyal gözöününe alınır. İkinci durumda, elyafların nem miktarları göz önüne bulundurulur. Bunun için; mutlak kuru elyaf ağırlığı, nem faktörü ile çarpılmalıdır. Karışımdaki elyafların mutlak kuru durumu ile nem alma durumları arasında önemli bir fark yok ise, sonucu nem faktörü ile çarpmaya gerek yoktur. Aşağıdaki tabloda nem alma % leri aşağıdaki tabloda verilmiştir. Elyafların mutlak kuru ağırlığına ulaşması için; 105 ± 3 C de 4 saat süre ile kurutup 2 saat desikatörde soğutarak mutlak kuru sabit tartıma getirilmesi gerekir. Numune etüvden çıktıktan sonra 30 dakikaya kadar desikatörde tutulur ve tartılarak mutlak kuru ağırlığı bulunur. Çeşitli elyafların 20 C sıcaklık ve % 65 nisbi nem ortamında ticari nem % leri ve nem faktörlerini gösterir tablo Elyaf Pamuk (ham ve kasarlı) Pamuk (merserize) Keten (ham) Keten (kasarlı ve flok) Kenevir (ham) Kenevir (kasarlı ve flok) Jüt Rami Yün Tabii ipek (ham) Tabii ipek (pişmiş) Viskoz elyaf Modal elyafı Bakır ipeği 2½ Asetat Triasetat Kazein elyafı Aljinat elyafı Polivinilklorür Poliamid Poliakrilonitril Poliester Poletilen Polipropilen Polivinilasetal (Vnylon) Poliüretan Nem alma % si 8,00 11,0 10,0 8,50 11,0 8,50 12,5 7,50 14,5 10,5 9,50 13,5 12,5 12,5 6,00 4,00 14,0 20,5 0,00 4,00 1,00 0,50 0,00 0,00 5,00 1,30 Nem faktörü 1,080 1,110 1,100 1,085 1,110 1,085 1,125 1,075 1,145 1,105 1,095 1,135 1,125 1,125 1,060 1,040 1,140 1,205 1,000 1,040 1,010 1,005 1,000 1,000 1,050 1,013 MUTLAK KURU AĞIRLIK ÜZERİNDEN HESAPLAMA Lif karışımı A + B liflerini içermiş olsun. Uygulanan yöntemde B lifinin çözündüğünü, A lifinin ise çözünmeden kaldığını kabul edelim. Numunedeki kuru ağırlık E, Çözünmeyen kısım mutlak kuru ağırlığı R A, Çözünmeyen kısım için düzeltme faktörü ise da olsun. Buradan; % Çözünmeyen (A) elyafı = RA x da x 100 E % Çözünen (B) elyafı = E-(RA x da) x 100, veya E % Çözünen (B) kısmı = 100-% çözünmeyen (A) kısmıdır.

104 İPİLİK NUMARALAMA SİSTEMLERİ İpliğin inceliğini belirtmek gayesi ile belirli uzunluk (U) ve belirli ağırlık (A) birimlerinin çeşitli sistemler uyarınca oranlanması sonucu bulunan ve N ile sembolize edilen numara terimi kullanılmaktadır. İplik numaralama sistemleri Uzunluk Numaralama Sistemleri ve Ağırlık Numaralama Sistemleri diye iki ana gruba ayrılmaktadır. A-UZUNLUK NUMARALAMA SİSTEMLERİ Uzunluk Numaralama Sistemlerinde (Gram, Kilogram ya da Libre olarak) ağırlık birimlerine denk gelen uzunluk birimlerinin (Metre, Kilometre ya da Hank=Çile) sayısı numarayı belirler. İngiliz uzunluk ölçülerinden olan Hank kullanıldığı her numaralama sisteminde değişik değerler alarak pamuk ya da liften yapılmış ipek ipliklerinin numaralandırılmasında 840 Yarda, keten ipliklerinde 300 Yarda, yün ipliklerinin kamgarn olanlarında 560 Yarda, streichgarm olanlarında ise 256 Yarda olmaktadır. Bu numaralama sisteminde uzunluk birimlerinin ağırlık birimlerine bölünmesi ile bulunur. N=U/A genel formülü ile gösterilir. Bu nedenle iplik inceldikçe yani birim ağırlığa denk gelen uzunluk birimlerinin sayısı çoğaldıkça numara değeri büyür. Kalınlaştıkça yani birim ağırlık başına uzunluğu azaldıkça numara değeri küçülür. Uzunluk numara grubunun başlıcaları ise Metrik sistem, Fransız sistemi, İngiliz yün ( kamgarn, streichgarn ), Pamuk ve Keten sistemleridir. A-1-METRİK NUMARALAMA SİSTEMİ Başta kamgran ve streichgarn yün iplikleri olmak üzere pamuk, keten, viskon (viskos), poliester, akrilik ve bunların karışımlarından oluşan ve liflerden üretilen ipliklerin numaralanmasında genellikle Metrik Numaralama sistemi kullanılır. Metrik sistemde bir gram yada bir kilogram olan ağırlık birimine karşılık uzunluk birimi metre veya kilometredir. Ağırlık birimi gram ise uzunluk metre, eğer kilogram ise kilometre olur. Bu sistemde numara Nm sembolü ile gösterilir. Buna göre; 1 Nm = Ağırlığı 1 g veya kg, Uzunluğu 1 m veya km 10 Nm = Ağırlığı 1 g veya kg, Uzunluğu 10 m veya 10 km 100 Nm = Ağırlığı 1 g veya kg, Uzunluğu 100 m veya 100 km olan iplik demektir. Örnek; Ağırlığı g veya 2 kg, uzunluğu m veya 80 km olan ipliğin metrik sistemdeki numarası (yani inceliği) kaçtır. N=U/A formülünden, Nm=km/kg olduğundan Nm= /2.000 veya 80/2 = 40 olarak bulunur. A-2-FRANSIZ NUMARALAMA SİSTEMİ Kuzey Fransa ve Belçika da keten ve kenevir ipliklerindeki sınırlı kullanımı dışında genelde pamuk ipliklerinin numaralandırılmasında kullanılır. Fransız Sisteminde uzunluk birimi 1 m ya da km ağırlık birimi ise 0,5 g veya 0,5 kg dır. Nf ile sembolize edilen bu sistemde; 1 Nf = Ağırlığı 0,5 g veya 0,5 kg, Uzunluğu 1 m veya 1 km 10 Nf = Ağırlığı 0,5 g veya 0,5 kg, Uzunluğu 10 m veya 10 km 100 Nf = Ağırlığı 0,5 g veya 0,5 kg, Uzunluğu 100 m veya 100 km olan iplik demektir.

105 Örnek; Ağırlığı g veya 2 kg, Uzunluğu metre veya 80 km olan bir ipliğin Fransız sistemindeki numarası nedir. N=U/A formülünden, Nf=m/0,5g veya Nf=km/0,5kg, Nf=80.000/2.000/0,5 = 20 olarak bulunur. A-3-İNGİLİZ YÜN KAMGARN NUMARALAMA SİSTEMİ Önceleri Metrik Numaralama Sistemine kıyasla çok daha yaygın kullanılmalarına rağmen günümüzde pamuk dışındaki İngiliz Numaralama Sistemlerinin geçerlilikleri oldukça azalmıştır. Ağırlık biriminin bir Libre ve uzunluk birimi olan Hank ın 560 Yarda olduğu İngiliz Yün Kamgarn Numaralama sisteminde numara NeK olarak sembolize edilmektedir. 1NeK = Ağırlığı 1 Libre (453,6 g ), Uzunluğu 1 Hank ( 1 Hank=560 Yarda=512 m ) 10 NeK = Ağırlığı 1 Libre ( 453,6 g ), Uzunluğu 10 Hank ( 5600 Yarda=5.120 m ) 100 NeK = Ağırlığı 1 Libre ( 453,6 g ), Uzunluğu 100 Hank ( Yarda= m ) olan iplik demektir. Örnek; Ağırlığı g ve Uzunluğu metre olan ipliği ele alarak kaç NeK olduğunu bulunuz. N=U/A formülünden, NeK= /512 = 35,4 olarak bulunur /453,6 A-4-İNGİLİZ YÜN STREİCHGARN NUMARALAMA SİSTEMİ Diğer İngiliz Numaralama Sistemleri gibi günümüzde az kullanılır olmuştur. NeW olarak sembolize edilir. Ağırlık birimi İngilizlin gereği olarak 1 Libre ve uzunluk birimi olarak Hank kullanılır. Bu numaralama sisteminde 1 Hank 256 Yarda dır. Bu sistemde; 1 NeW = Ağırlığı 1 Libre (453,6 g), Uzunluğu 1 Hank (1 Hank=256 Yarda=234 m) 10 NeW = Ağırlığı 1 Libre (453,6 g), Uzunluğu 10 Hank (2.560 Yarda=2.340 m) 100 NeW = Ağırlığı 1 Libre( 453,6 g ), Uuznluğu 100 Hank ( Yarda = m) olan iplik demektir. Örnek; Ağırlığı g ve uzunluğu m olan yün streichgarn ipliğin numaralama sistemindeki uzunluğu kaçtır. N=U/A formülünden. NeW = /234 = 77,5 olarak hesaplanır /453,6

106 A-5-İNGİLİZ PAMUK NUMARALAMA SİSTEMİ Pamuk ipliklerinin numaralanması için İngiltere de gelişen bu sistem İngilizlerin başlangıçta tekstildeki üstünlükleri nedeni ile tüm dünyaya yayılmıştır. Ölçü birimlerindeki uyumsuzluğa rağmen günümüzde de egemenliğini sürdürmektedir. İngiliz pamuk numaralama sisteminde ağırlık birimi her zamanki gibi 1 Libre ( 453,6 g ), uzunluk birimi ise 1 Hank ( İngiliz Pamuk Sisteminde 1 Hank= 840 Yarda=768 metredir ). Sembolü ise NeB ile gösterilir. 1NeB =Ağırlığı 1 Libre (453,6 g), Uzunluğu 1 Hank (840 Yarda=768 m) 10 NeB = Ağırlığı 1 Libre (453,6 g), Uzunluğu 10 Hank (8.400 Yarda= m) 100 NeB = Ağırlığı 1 Libre (453,6 g), Uzunluğu 100 Hank ( Yarda= m) olan iplik demektir. Örnek; Ağırlığı g ve Uzunluğu m olan pamuk ipliğinin İngiliz Pamuk Numaralama Sistemindeki numarası kaçtır. N=U/A formülünden. NeB= /768 = 23,6 olarak bulunur /453,6 A-6-İNGİLİZ KETEN NUMARALAMA SİSTEMİ Metrik numaralama için yıllarca sürdürülen uğraşlara ve 1958 yılından bu yana da tex, sisteminin zorunlu olarak uygulanma kararlarına rağmen Franda dışında tüm ülkelerde keten ipliği numaralamasında İngiliz sistemi yürürlükten kaldırılamamıştır. Günümüzde bu alanda tek olarak uygulanan bu sistemde ağırlık birimi tüm İngiliz numaralama sisteminde olduğu gibi gene 1 libre ve uzunluk birimi olan hank ise 300 yarda yani 274 metredir ve NeL ile sembolize edilir. 1 NeL= Ağırlığı 1 Libre (453,6 g), Uzunluğu 1 Hank (300 Yarda=274 m) 10 NeL= Ağırlığı 1 Libre (453,6 g), Uzunluğu 10 Hank (3.000 Yarda=2.740 m) 100 NeL= Ağırlığı 1 Libre (453,6 g), Uzunluğu 100 Hank ( Yarda= m) olan iplik demektir. Örnek; Ağırlığı g ve uzunluğu metre olan keten ipliğinin İngiliz Keten Numarası nedir. N=U/A formülünden; NeL= /274 = 66,2 olarak bulunur /453,6

107 B-AĞIRLIK NUMARALAMA SİSTEMLERİ Uzunluk Numaralama Sistemlerinin aksine olarak bu sistemde numara belirli uzunluk birimlerine denk gelen ağırlık birimlerinin sayısı ile belirlenmektedir. Tekstilde standardizasyona giderek metrik ölçü birimleri ile desimal numaralama sistemleri yerleştirebilme çabaları sonucu ortaya çıkan tex sistemi ile başlangıcı Fransa da ipekçilikte kullanılan ve bir lifi eski Fransız arşını olan numaralamaya dayanarak Denye (Denier) sistemi bu numaralama grubunun günümüzde ayakta kalan temsilcilerdir. Önceleri pamuk kaksam ve jüt ipliklerinde kullanılan ve ağırlık birimlerinin uzunluk birimlerine oranlamasıyla bulunur. N=A/U Bu nedenle iplik inceldikçe belirli uzunluktaki ağırlık azalacağı ve numara küçüleceği gibi ağırlık arttıkça da iplik kalınlaşacak ve numarası da büyüyecektir. B-1-DENYE (DENİER) SİSTEMİ Başlangıcından bu yana ipek ipliklerinde kullanılırken, ilk yapay maddelerin ortaya çıkmasından sonra devamlı liflerden üretilen poliamid, poliester vb. tüm düz ve tekstürize ipliklerin numaralanmasında da tek sistem olarak kullanılmaktadır. Nd olarak sembolize edilen Denye sisteminde uzunluk birimi metre ve ağırlık birimi ise 1 gramdır. Bu tanımdan ötürü; 1 Nd = Uzunluğu metre ve ağırlığı 1 gram 10 Nd = Uzunluğu metre ve ağırlığı 10 gram 100 Nd = Uzunluğu metre ve ağırlığı 100 gram olan iplik demektir. Örnek; Ağırlığı 900 gram ve uzunluğu metre olan bir ipliğin Denye sistemindeki inceliği nedir. N=A/U formülünden Nd= 900/81.000/9.000= 100 şeklinde bulunur ve inceliği 100 Nd olarak tanımlanır. B-2-TEX NUMARALAMA SİSTEMİ Buraya kadar incelenen numaralama sistemlerinde de açıkça görüldüğü gibi tekstil endüstrisinde hem çok çeşitli hem de çok karmaşık ölçü birimleri kullanılmaktadır. Uygulamada pek çok yanlışlıklara ve anlaşmazlıklara neden olan bu ölçü birimlerini sadeleştirmek ve tüm tekstil kollarını içine alacak metrik ölçülere dayalı desimal düzeyde bir numaralama sistemi geliştirilmesi gereksinimi ve çabalarının başlangıcı Viyana Konferansına dayanmaktadır. Uluslararası Tekstil Standardizasyonu Organizasyonunun uzun süren çabaları sonucu bu amaçla uzunluk ölçü birimi metre ve ağırlık ölçü birimi 1 gram olan tex numaralama sistemi geliştirilmiş ve tüm tekstil sektöründe uygulanması zorunlu kılınmıştır. Ne var ki tüm bu iyi niyetli uğraşlara rağmen günümüzde yapay liflerin inceliğinin tanımlanmasında ve yapay devamlı liflerden oluşan ipliklerin numaralanmasında kullanılan desiteks dışında yalnızca iplik alış verişlerindeki bazı ticari anlaşmalarda, o da zorunlu olduğu için kullanılmaktadır. Ntex olarak sembolleştirilen bir uluslararası numaralama sisteminde numaralama basamakları metrik sistemde ve desimal düzende olmak üzere; 1 tex tex = Uzunluğu metre ve Ağırlığı 1 gram 1 dekateks datex = (10 tex ) = Uzunluğu metre ve ağırlığı 10 gram 1 Hektotex htex = (100 tex) = Uzunluğu metre ve ağırlığı 100 gram 1 kilotex ktex = (1.000 tex) = Uzunluğu metre ve ağırlığı gram olan iplik olarak büyümekte

108 1 desitex dtex = (0,1 tex) = Uzunluğu metre ve ağırlığı 0,1 gram 1 santitex ctex = (0,01 tex) = Uzunluğu metre ve ağırlığı 0.01 gram 1 miltex mtex = (0.001 tex) = Uzunluğu metre ve ağırlığı gram olan iplik şeklinde küçülmektedir. Bu tanımdan anlaşılacağı üzere bu sistemde de iplik kalınlaştıkça numara değeri büyüyecek, iplik inceldikçe küçülecektir. 1 Ntex = Uzunluğu metre ağırlığı 1 gram olan iplik 10 Ntex = Uzunluğu metre ağırlığı 10 gram olan iplik 100 Ntex = Uzunluğu metre, ağırlığı 100 gram olan iplik anlaşılır. Örnek; Denye sisteminde verilen örnekte olduğu gibi uzunluğu metre ve ağırlığı 900 gram olan bir ipliğin tex numarası kaçtır. N=A/U, Ntex = 900/81.000/1.000 =11,11 olarak hesaplanır. Ülkemizde yün ve yün karışımlı ipliklerde, yünlü sistemlerde, doğal ve yapay liflerden eğrilen tüm ipliklerde Metrik Numaralama Sistemi, Pamuk ve pamuk karışımlı ipliklerle, pamuklu sistemlerde ( kısa lif ) tüm yapay liflerden üretilen ipliklerin numaralanmasında İngiliz Pamuk Sistemi, İpek ve yapay ilk maddelerden devamlı lif olarak üretilen ipliklerde de Denye sistemi kullanılmaktadır. Keten ipliği ülkemizde pek az üretildiğinden burada üreticinin teknolojisine bağlı olarak metrik veya İngiliz Keten Numara Sistemi kullanılmaktadır. Tex sistemi tüm diğer ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de tutunamamıştır. Yapay lif üreticilerinin lif inceliğini göstermedeki kullanımı dışında hemen hiçbir alanda kullanılmamaktadır.

109 İPLİKTE BÜKÜM İplikte büküm, Elyafın ya da ipliklerin bir arada tutulması ve mukavemet kazandırılması için ipliğe verilen spiral dönmelerdir. Büküm genellikle ipliklerin uçlarının nispi dönmesinin sonucu oluşur. İplikler birbirine paralel ya da paralele yakın elyafların bükülmesi suretiyle elde edilmektedir. İpliklerin bükümü eğirme işlemleri ile sağlanır ve sayede stapel elyaflardan (kısa elyaylar) kesiksiz iplikler oluşur. Büküm tek kat ipliklerde mukavemetin arttırılması için ya da iki veya daha fazla katlı iplik elde ederek kumaşta istenen efekt özelliklerini kazandırmak amacıyla yapılmaktadır. Elyafları ve iplikleri bir arada tutmak için gereken büküm miktarı, ipliğin çapına, elyafların cinsine ve ştapel uzunluklarına bağlıdır. Kalın ipliklerin birbirini tutması için daha az sayıda büküm gerekir ve bunlara düşük bükümlü iplikler denir. Daha ince ipliklerin birbirini tutmaları için ise daha çık sayıda büküme ihtiyaç vardır ve bunlara yüksek bükümlü ya da sık bükümlü iplikler denir. İplik ne kadar az bükümlü olursa o kadar beyaz ve parlak görünür. Büküm ipliği matlaştırır ve rengini koyulaştırır. Bükümn üretimle ters orantılıdır. 30 büküm yerine 20 büküm verilirse, üretim 30/20 oranında artar. Büküm, iplikle ince yerlerde artar, kalın yerlerde ise azalır. Büküm sayısı ile ağırlık çarpımı sabittir. İplik büküm dereceleri hafif bükümlü ya da bükümsüz ile sıkı ya da çok sıkı bükümlü arasında değişir. İplik bükümü miktarı ya da derecesi birim uzunluk (cm, metre veya inç)başına düşen sarım sayısıda dönüş sayısıyla ölçülür. Bir (1) inçteki büküm miktarı TPİ veya büküm/inç, bir (1) metredeki büküm miktarı TPM veya büküm/m olarak kısaltılır. Bir ipliğin TPM sinin ipliğin ve ondan üretilecek olan kumaşın görünümü ve dayanıklılığı üzerinde önemli etkisi vardır. Göreceli olarak düşük bükümlü (TPM 80 den 460 a) ipliklerde ipliğin yumuşak, kabarık ve esnek olması nedeni ile yumuşak büküm adı verilir. Yüksek bükümlü iplikler (TPM 750 den 1200 e) sert bükümlü iplikler olarak adlandırılır. Bu iplikler yumuşak bükümlü ipliklerden daha düzgün yüzeyli, daha sert, daha girift ve sağlamdırlar. Filament iplikleri genelde düşük bükümlüdür. (TPM 20 den 40 a). Filament ipliklerde büküm ipliği sağlamlık vermez, sadece elyafları bir arada bütün olarak tutmaya yarar. Büküm ipliği oluşturan bileşenlerin birbirinden ayrılmamasını ve ipliğin dayanıklı olmasını sağlar. İplik bükümü sağ, sol büküm (S ve Z büküm) ya da dengelenmiş ve dengelenmemiş olarak sınıflandırılır. Tek kat iplik bükümlerinde S veya Z büküm, katlı büküm ipliklerinde SZ, ZS, SS veya ZZ büküm, kable iplik bükümünde ZSZ veya ZZS büküm yönleri seçilebilir. Büküm ipliğin en önemli temel özelliğidir. Genel anlamda ipliğin başta inceliği olmak üzere liflerin incelik ve uzunluğuna, kıvrım durumu ve yüzey strüktürüne bağlı olarak hesaplanır. Dokuma, trikotaj ve halı üretimi için seçilecek iplik bükümleri doğal olarak belirgin farklılıklar gösterecektir. İpliğin bükümü kullanım sonucunda karşılaşacağı gerilim, sürtünme ve zorlamalara karşı koyabilecek dayanıklılığı kazandırmak amacıyla liflerin birbiri üzerine dolandırılarak bağlanmaları gerekir. Bu dolanmalar ne kadar çoğalır ise lifler birbirlerine o kadar yaklaşırlar ve tutunurlar. Bu tanıma göre büküm miktarının artmasıyla buna bağlı olarak aynı oranda iplik mukavemetinin de artması sonucu çıkarılabilir. Aslında bu belli bir limite kadar doğrudur da. Ancak arada hiç hava boşluğu kalmayıp liflerin birbirine sürtünmeye başlamaları ile bu limit sona erer. Kritik nokta denilen bu aşamadan sonra liflerin birbirlerine sürtünmelerinden ötürü örselenip kuvvetten düşmeleri sonucu ipliğin mukavemeti de azalmaya başlar ve devam edilirse bir süre sonra ipliğin koptuğu görülür. Bu yüzden büküm ipliğin kullanımda gerekli mukavemeti sağlayacak en alt düzeyde tutulmalıdır. Bükümün miktarı iplik üretimini de yakından etkileyen faktörlerdir. Büküm azaldıkça üretim çoğalmakta arttıkça azalmaktadır. İpliğin üretimi (gram/saat) olarak aşağıdaki formül ile bulunur. Üretim = İğ devri/dak x 60 x Randıman Büküm Miktarı x İplik No Görüldüğü gibi büküm formülünün bölen hanesinde olduğundan negatif yönde etkiler. Ancak bu formüle bakılarak büküm azaldıkça üretim artacak gibi görünse de belli bir limitten sonra iplik kendini taşıyamayacak kadar mukavemet kaybına uğrayarak ve eğirme sırasında kopuşlar çoğalacaktır. Bu durumda artacağı sanılan üretim aksine düşecektir. Büküm çokluğunun iplik

110 kalitesi (düzgünlüğü) üzerindeki etkisi de ilk bakışta olumlu gibi görünse de aslında olumsuzdur. Çünkü eğirme sonucunda büküm öncelikle ipliğin daha ince olan bölümlerine yığılır. Bu nedenle ipliğin bu bölgelerinde lifler birbirlerine daha çok yaklaşacağından incelik daha da belirginleşir. Bunun doğal sonucu olarak ipliğin ince yerleri olduğundan daha ince kalın yerleri de daha kalın bir görünüm kazanacaktır. Kumaşların tuşeside (yumuşaklık + döküm; özellikle giyimlik kumaşlarda çok önem arz etmektedir) bükümden önemli ölçüde etkilenmektedir. Bükümün artmasıyla kumaş sertleşmekte ama dirilik, döküm ve hareketliliği artmaktadır. Azalan büküm nedeniyle kumaş yumuşamakla birlikte hareketsizleşmektedir. Bütün bunlarla birlikte kumaş tipleri, kullanım amaçları ve geçirecekleri apre rutinleri dikkaste alınarak yeterli olabilecek en az büküm miktarı seçilmeli ve uygulanmalıdır. Büküm hesaplarına girmeden önce hem büküm olayının fiziksel oluşumunun tam olarak anlaşılması ve hemde hesaplama işlemlerinde kullanılacak olan kavramların kaynaklandıkları noktalardan başlayarak tanımlanmaları gerekmektedir. Bunların en kolay anlatımı şüphesiz KOECHLIN formulünün incelenmesi ile sağlanır. Büküm için kabul edilen tek ve en önemli ölçü bir tur (dolam) boyunda liflerin birbirlerine yaklaşma açısıdır. Değişik nitelikte ama aynı liflerden aynı amaç için üretilecek iki ayrı iplikle aynı relatif mukavemetin sağlanması istenirse burulma açısı olarak adlandırılan bu liflerin birbirlerine yaklaşma açısının her iki iplikte de aynı büyüklükte olması gerekir. Bu gereklilikten hareket ederek çapları (R) ve (R1) olan iki ipliğin tur boylarının aynı kabul edilen burulma açısına göre açınımını çizmek istenirse; Burada Tales teoremine göre; R/R1 = H/H1 bağıntısı kurulabilir. Bu bağıntı da iplik çaplarıyla buradaki yükseklik (H ve H1) arasındaki doğru orantı bulunduğunu gösterir. Bir birim iplik uzunluğu (L) ve bu birim uzunluğundaki tur sayısı (T) ile gösterilerek T = L/H ve T1 = L/H1 bağıntısı da kurulabilir. Bu son bağıntılar (H) için düzenlenince H = L/T ve H1 = L/T1 olacağından bu eşitliler başlangıçtaki R/R1 = H/H1 bağıntıları ile birleştirilirse; R/R1 = H/H1 = L/T = R/R1 =T1/T L/T1 Sonucuna ulaşılır. Pratikte iplik kalınlıkları (çapları) gerçek anlamda kesin olarak ölçülemedinden iplik bükümlerinin hesaplanması için iplik çapları ile iplik numaralarının arasındaski bağıntılarında açıklığa kavuşturulmaları gerekir. Bilindiği gibi uzunluk numaralama sisteminde (genel anlamda iplikler teorik olarak silindirik varsayıldığından (L) uzunluğundaki bir ipliğin ağırlığı; G = πr2 x LD 4 olarak formule edilebilir. Bu formulde (D) ilk madde yoğunluğu belirlemektedir. Bu eşitliğin her iki yanı (G) ye göre sadeleştirilirse; 1 = πr x L eşitliği ortaya çıkar. 4 D Uzunluk numaralama sisteminde N = L olduğu hatırlatılırsa bulunan bu eşitlik 1 = πr ND G 4 Şekline dönüştürülecektir. Eşitlik bu son şekliyle çap için düzenlenirse R = πr x 1 4 N formulü elde edilir. Buradan ağırlık numaralama sistemde R R1 = Ntex Ntex1 olduğundan bu oranlarda ağırlık numaralama sisteminde çaplarla numaraların doğru orantılı olduğu görülür. Uzunlu ve ağırlık numaralama sistemlerindeki çap-numara ilişkileri, büküm-numara ilişkileriyle birlikte dikkate alınacak olursa uzunluk numaralama sisteminde;

111 R R1 = N1 = T1 bükümünün çaplarla ters, numaralarıyla doğru orantılı; N T Ağırlık numaralama sisteminde ise; R R1 = Ntex Ntex1 = T1 olacağından bükümün hem çapla hem de numarayla ters orantılı T olduğu sonucuna ulaşılır. Bükümlü iplik inceliği yani numarası arasındaki bağıntılar v,be şeklide açıklığa kavuşturulduktan sonra büküm hesaplamaları için gerekli olan ve lif inceliğin, ipliğin kullanım amacına bağlı olarak optimal büküm değeri için deneysel verilere dayanılarak elde edilen ve α ile sembolize edilen BÜKÜM KATSAYISI yukarıda bulunan formullere uygulanırsa ünlü KOECHL ın formulü elde edilir. Uzunluk numaralama sistemlerine göre; 1 = α = T = α N T Ntex 1 metre büküm T/m = α Ntex x 100 formulü elde edilir. Konuya bir başka görüş açısından yaklaşırsak, iplik elde etmek üzere fitilin eğirme işlemi aşamasındaki formu silindirik kabul edilirse işlemin ilerlemesiyle ftil büküm alarak iplik şekline dönüştükçe lifler dıştan içe doğru sıkışarak ipliğin eksenine yaklaşırlar. Bu yaklaşımın iplik eksenine göre açısı fitilin büküm almaya başlamasındaki en büyük yarıçapı (R) için (1) ve büküm alma sona erip liflerin eksene en yakın olan son konumlarını aldıkları en küçük yarıçapı (r) için (2) olarak gösterildiğinde bu iki açının birbirlerine oranı doğal olarak yarıçaplarının oranı kadar olacaktır. İplik bükümünü oluşturan tur (N) olarak gösterilirse bir birim uzunluktaki (L) ipliğinin bükümü T = N/L olarak gösterilir. Diğer taraftan liflerin büküm sırasında eksenle yaptıkları açı (A) ile gösterildiğinde bu açının tanjantı büküm işleminin bitip fitilin iplik haline dönüşümündeki en küçük yarıçapı için; Tg Ar = 2 π r N L Şeklinde yazılır. Bükümün T=N/L olduğu anımsanırsa bu formule dayanılarak Tg Ar = 2π r T bağıntısı bulunur. Aynı şekilde liflerin eksene yaklaşım açısının tanjantını liflerin büküm almaya henüz başladıkları daha fitil halindeki en geniş yarıçapı için; Tg AR = 2 π r N ve TgAR = 2 π R T bağıntısıda oluşturulabilir. L Uzunluk numaralama sistemlerinde numaranın uzunluğunun ağırlığa bölümü olduğu, uzunluğun (L) ve ağırlığın da iplik hacminin ilk madde yoğunluğu ile (D) çapının olduğunu göz önüne alacak olur isek; N = L bağıntısı kurulur ve bu bağıntının her iki yanı πr2ld karekök içine içine alınır ise; N= L N = 1 ve bu bağıntı büyük yarı çapına 2 πr LD A πd göre R = 1 eşitliğindeki yerine konduğunda Tg AR = 2πT ya da 2π xt N x Πd πd N πd N Sonucu çıkarılır. Aynı ilk maddeden üretilen ipliklerde özgül ağırlık değişmeyeceğine göre elde edilen son bağıntıdaki birinci oranın değeride değişmeyecek, ancak özgül ağırlığa bağlı olarak belirli bir değer alacaktır. Şu halde bu değer (α) ile gösterilen BÜKÜM KATSAYISI olarak kabul edilirse;

112 Tg AR = α T ve bu eşitliktende; T = α N N Yani KOECHLIN nin formulü bulunur. Büküm ipliklerin tek, çift veya çok katlı oluşlarına göre ayrı ayrı hesaplanır. İlerde daha detaylı olarak gösterileceği gibi büküm hesaplamalarında bu temel formul gibi daha birçok başka formullerde kullanılmaktadır. Ancak bunların hemen hepsinde mutlaka deneysel verilere göre belirlenmiş BÜKÜM KATSAYISI bulunmaktadır. Bu katsayılar başlangıçta da değinildiği gibi lif inceliği ve ipliklerin kullanım amacına bağlı olmakla beraber, KREP gibi belirgin bir sertlik, FRESKO gibi dirilik, GABARDİN gibi görünüm düzgünlüğü aranan kumaşların ipliklerinin bükümlerinin hesaplanmasında normal değerlerin üzerinde seçilir. İpliklerin çift ya da çok katlanmalarıyla elde edilen katlı ipliklerde her tek kat iplik birleşimlerinden sonra başlangıçtaki özelliklerinin birçoğunu yitirip yeni yeni nitelikler kazanır. En belirgin olan mukavemet artışı dışında (büküm miktarı hangi ölçüde olursa olsun, katlı bir ipliğin mukavemeti her zaman onu oluşturan tek kat ipliklerin mukavemetleri toplamından fazla olur) kazandıkları yeni özelliklerin en önemlileri, büküm miktarı, düzgünlük ve boy değişimleridir. Tek kat ipliğin düzgünlüğü CV yüzdesi (S) katlı ipliğinki (S1) ve katlı ipliğin bünyesindeki tek kat ipliklerin sayısı (F) olarak sembolize edilirse katlı iplik için düzgünsüzlük formulü; S1 = S olarak kurulabilir. F Örneğin; S = % 24 olan tek iplikten üretilen; A-) çift kat B-) 3 kat ve C-) 4 kat olan katlı ipliklerin düzgünlükleri; A-) S1 = S 2 = 16,9 % 17 B-) S1 = S 3 = 13,9 % 14 C-) S1 = S = 12 % 12 olarak bulunur. 4 Bu işlemler sonucu kesin şekilde görüldüğü gibi tek kat iplik sayısının artmasında katlı ipliğin düzgünlüğüde ona bağlı olarak artmaktadır. Bükümden ötürü ipliklerin uğradığı boy kaybına BÜKÜM KISALMASI denir. Büküm kısalması ipliğin tek veya çok katlı oluşuna ve büküm yönüne bağlı olarak aşağıda özetlendiği şekilde hesaplanır. Kısalma yüzdesi (K), Kısalma faktörü (F), Verim silindirinin çevre hızı yani ipliğin büküm almaya başladığı aşamadaki en uzun boyu (L1) ve ipliğin büküm aldıktan sonraki en kısa boyu (L2) olarak gösterilir ise; K = L1-L2 x 100 ve Kf = L1 L1 L2 olarak formule edilir. Çift ya da çok katlılarda büküm yönüne bağlı olarak değişimler olmaktadır. Tek katlılarda aynı yönde bükülen çift ya da çok katlılarda doğrudan büküm kısalması olmasına karşılık ters yöne büküm uygulamasında üzerindeki bükümün açılmasıyla buna bağlı olarak önce tek katların boyları uzsamakta ve tek kat büküm miktarının geçilmesiyle kısalma başlamaktadır. Büküm yönü de büküm konusunda üzerinde önemle durulması gereken bir özelliktir.

113 İpliğin büküm yönü iğin dönüş yönünde ayarlanır. Pratikte sağ-sol ya da S ve Z olarak belirlenir. Bükümün miktarı gibi yönüde kumaşın görünümünü önemli ölçüde etkiler. Çözgü ve atkıda farklı yönde bükülü ipliklerin kullanılması, uygulanan örgünün kumjaş yüzeyindeki görünümünü belirginleştirir. Ayrıca gerek çözgüde, gerek atkıda ve gerekse her ikisinde birden tekli, ikili ya da üçlü, dörtlü, altılı vb. gruplar halinde kullanılan S ve Z bükülü aynı renk iplikler büküm yönlerinin etkiseyle aynı renk iplikler büküm yönlerinin etkisiyle farklı ışık yansımalarından ötürü değişik görünüm verirler. Bu oluşumdan yararlanarak özellikle top boyama yöntemiyle değişik desen görüntüleri sağlanmaktadır.

114 BÜKÜM HESABI Daha öncede değinildiği gibi büküm hesaplamalarında kullanılan çeşitli formüller bulunmaktadır. Burada kullanım çoğunluğuna göre yapılan bir sıralamayla daha çok yün ve yün karışımları iplikler için örnekler verilecektir. 1. KOCHLIN in formülüne dayanarak SCHLUMBERGER in tek kat kamgarn yün iplikler için verdiği BÜKÜM KATSAYILARI aşağıda tablo halinde gösterilmiştir. İPLİK İNCELİĞİ BÜKÜM KATSAYISI ÇÖZGÜ ATKI TRİKOTAJ Nm α α+23 α+3 α Bu büküm katsayılarına göre 36 Nm ve 56 Nm ipliklerin çözgünlük ve triko ipliği olaraqk kullanım amacına göre tek kat bükümleri: T/m = = 480 ve T/m = = 426 olacaktır. Scchlumberger in tek bükümlerine en uygun düşen ÇİFT BÜKÜM KATSAYILARI ALMAN elkolünde (60-182) arasında olup, normal dokuma iplikleri için (90-105), mulineler için ise ( ) arasında seçilmektedir. Buna göre 36 Nm bir dokuma ipliğin (90) ve muline olarak (182) katsayılarıyla çift bükümünün hesaplanması gerekirken yine KOECHLIN in formulü kullanılarak T/m = 90 36/2 = 480 ve T/m = /2 = 777 olduğu bulunur. Köchlın e dayanılarak kamgarn dışında en çok kullanılan diğer iplik tipleri için yine Alman Ekolünde verilen bükümler aşağıdaki tabloda verilmiştir. İLK MADDE CİNSİ İPLİK TİPİ Kısa lifli pamuk İplikleri KULLANIM ALANI Atkılık Normal dokuma Çözgülük Çift kat ve el örgü Triko Yumuşak atkılık Normal atkılık Normal dokuma Çözgülük Atkılık Normal dokuma Çözgülük Dikiş ipliği NE α 4,7 5,0 5,5 2,2-2,4 2,3-2,8 3,0 3,2-3,7 3,4-4, ,3-2,8 2,8-3,1 3,1-3,4 3,4-3,7 Nm α Ntex α Atkılık Çözgülük 3,2-3,8 3,4-4, mmlif boyu Atkılık Çözgülük 2,6-3,0 3,0-3, mm. Lif boyu Atkılık 2,2-2, Orta Lifli Pamuk İplikleri Uzun lifli pamuk iplikleri Viskon iplikleri mm. Lif boyu

115 Çözgülük Atkılık Çözgülük El örgü Triko Atkı Çift büküm Normal dokuma Çözgülük Streichgarn yün İplikleri Kamgarn yün İplikleri 2,4-3, M.Gladbach yöresinde kullanılan büküm formulü ise (yine yün kamgarn iplikler için geçerli ( ) olmak üzere T/m = α Nm 1/F şeklindedir. Bu formulde (F) ipliğin kat adedini göstermektedir. Aşağıda tabloda bu yörenin katsayıları verilmiştir. İPLİK TİPİ TEK KAT ÇİFT KAT ÇÖZGÜLÜK ATKILIK MULİNE 181 Bu düzenlemeye göre 48 Nm bir ipliğin bükümleri. a) Tek kat çözgülülük, b) Çift kat çözgülülük, c) Çift kat Muline olarak hesaplanmak istenir ise; ( 48 1/1 ) = 534 b) T/m = 120 ( 120 1/2 ) = 528 c) T/m = 181 ( 24 1/2 ) = 800 olarak bulunur. a) T/m = Krefeld yöresinde ise büküm olayı daha detaylı işlenmekte, tek katlar ve mulinelerde; T/m = α Nm ve çift katlılarda T/m = (α + Nm) Nm formulleri kullanılmakta katsayı olarak normal dokuma iplikleri için hem tek hemde çift katlılarda (75) ve mulinelerde (163) alınmaktadır. Bu yöreye göre 48 Nm bir ipliğin bükümleri hesaplanacak olursa tekkat için T/m = = 799 sonucu bulunur. 4. İNGİLİZ Ekolu: İngilizlerin geleneklerine bağlılıkları her konuda olduğu gibi büküm hesaplamalarında da kendini göstermekte, bunun doğal sonucu olarak her yörede farklı sistemler kullanılmaktadır. Bunlar içerisinde en çok kullanılan ve diğer sistemlere yakın sonuçlar verenler burada İNGİLİZ Ekolü başlığı altında toplanmıştır. İngiliz kamgarn numaralama sisteminde; ÇÖZGÜLÜK T/inç = İngiliz kamgarn No ATKILIK T/inç = İngilin kamgarn No TRİKO T/inç = İngiliz kamgarn No 3 Normal dokumalarda çözgü ve atkı ayırımı olmaksızın tek tip iplik uygulaması için

116 T/inç = İngiliz kamgarn No + 4 formulleri kullanılır. 4 Çift katlar için ise T/inç = Tek kat büküme = F formulü tam dengelikabul edilen çift katlar F+1 İçin esas alınacaktır. Formulde (F) kat adedini göstermektedir. Bu formulle hesaplanan çift büküm sonucunda teorik olarak bulunan çift büküm ile tek katlar üzerinde kalan bükümler tur sayısı olarak eşit ama büküm yönü olarak ters olacağından ipliklerde tam dengenin sağlandığı kabul edilmektedir. Örnek; İngiliz kamgarn numarası 48 ve 66 olan ipliklerin bükümleri; Tek Büküm T/inç = 48/3 + 2 = 18 ve T/inç = 66/3 + 2 = 24 Çift Büküm T/inç = 18 2/3 = 12 ve T/inç = 24 2/3 = 16 şeklinde hesaplanan bu sonuçlara göre tek katlıların her birinde = 6 ve = 8 ve iki tek katta toplam = 12 ve = 16 olarak bulunan bu büküm değerleri çift kat büküme eşit olduğundan arzulanan tam dengelenin teorik olarak sağlanmış olduğu görülmektedir. Bilindiği gibi üretim sırasındaki sürtünmeler ve kaymalar gibi nedenlerle uygulanan bükümler iplikler üzerine belirli kayıplar verek ulaşırlar. Burada (aslında pek önemi ölçüde olmayan) bu kayıplar dikkate alınmadan teorik olarak deyimi sık sık tekrarlanmıştır. Bir başka uygulamada; Normal döküm ipliklerinde; Çift Büküm = Tek Büküm, yumuşaklık istenilen kumaşlarla, Dinklenecek kumaşlarda; Çift Büküm = Tek Büküm -1, triko ve gabardin gibi daha diri ve Düzgün olması istenilen kumaşlarda; Çift Büküm = Tek Büküm + 1 formulleri kullanılmaktadır. Muline iplikler için İngiliz Ekolunde tekkat bükümlerinin 1,5 katı, triko iplikleri için yarısı alınmıştır. Muline için çift büküm; T/inç = 1,5 x Tek Büküm ve Trikolar için ; T/inç = Tek Büküm formulleri kullanılmaktadır. 2 İngiliz Ekolünce metrik numaralama sistemi için bir metrik birimlerde hesaplanacak bükümler için önerilen katsayılar aşağıdaki tabloda verilmiştir. KULLANIM EL TRİKO ATKI ÇÖZGÜ NORMAL MULİNE TÜRLERİ ÖRGÜSÜ DOKUMA Tek Katlar Çift Katlar Bu hesaplamaların hepsinde çift büküm yönlerinin tek bükümün aksi yönünde oldukları unutulmamalıdır. Özel durumlarda, çok katlılarda aynı yönde büküm uygulamaları (arzulanan kumaşa, ipliğin zemin ya da efekt ipliği oluşuna göre ayrı ayrı hesaplamalar gerektirdiğinden) burada konu dışı bırakılmıştır. Pratikte en çok kullanılan ve % 70/30 a kadar olan Yün/Poliamid karışımlarında aynen yün için seçilen bükümlerin uygulanması uygun olacaktır. Ancak yün ve poliesterin klasik olan % 55/45 karışımıyla (wool blend) ve % 60/40 zengin karışımı (Rich Blend) olarak adlandırılan karışımlarda kullanılan poliesterlerin tipine bağlı olarak normal poliesterlerde % 7/15 arasında (numara inceldikçe artan oranda) daha fazla büküm seçilmelidir. Ancak tipilling poliester tipi kulanımda pilling sorunu olmayacağından yün için hesaplanan bükümler aynen uygulanır.

117 KUMAŞLARDA KONTRÜKSİYON HESAPLAMALARI Pratikte zaman zaman çeşitli amaçlar için yeni yeni kumaş tipleri gelitirilmektedir. Çoğu zamanda bunların bünyede daha önceden yürürlükte olanlardan en çok beğenilenlerle eşdeğer sıklıkta olanları istenir. Bezayağı sıklığını 4,3 x Örgü değerini K olarak gösterdiğimizde sıklık formulümüz Sıklık = K x Nm şeklinde üretebilir. Bu bağıntıdan yararlanarak; K=Sıklık ve Nm Nm Sıklık formulünü üretebiliriz. Elde ettiğimiz yeni iplik numaralarına K göre eşdeğer sıklıkları hesaplayabiliriz. Bunu daha rahat kavrayabilmek için örnek olarak; 2/2 Dimi örgüsünde 40/2 Nm iplikle sıklığı 25 iplik/cm. olan kumaşı baz alalım ve değişik incelikteki ipliklerle buna eşdeğer sıklıkta yeni kumaşın sıklıklarını hesaplayalım. Verilen bilgileri formulünde yerine koyacak olursak; K = Sıklık Nm = 25 olacağından, değişik iplik inceliğinde ve eşdeğer sıklıkta istediğimiz 20 Yeni kumaş için Sıklık = K x Nm formulünde K için bulduğumuz 25 değerini yerine 20 koyar isek Yeni Sıklık=25 x Nm olur. Buda bize baz alınan her kumaş için istenilen 20 iplik inceliğinde eşdeğer sıklığın hesaplanabileceğini gösterir. Bu aşamadan sonra K değerine göre; Örnek 1; 2/2 Dimi örgüsü ile 12 iplik/cm. sıklıkta 6/1 Nm iplikle yapılmış kumaş baz alınarak; A-) 4/1 Nm iplikle buna eşdeğer sıklıkta ve B-) Yine 4/1 Nm iplikle % 5 daha sık ve bez ayağı örgüsüne dönüştürerek yeni sıklıklarını bulalım. A-) Sıklık = K Nm => 12 = K 6 ve K = 12 = 4,9 Yeni Sıklık = 4,9 x 4 = 9,8 iplik/cm. olur. 6 B-) Burada (K) nın değerini etkileyen 2 faktör bulunmaktadır. Önce yeni sıklık % 5 daha fazla isteniyor ve örgü değiştirerek 2/2 Dimiden Bezayağına dönüştürülüyor. Bu etkenlere göre K= 4,9 x 1,05 =3,93 olur. K nın bu yeni değeri ilede Yeni Sıklık=3,93 x 4=7,86 iplik/cm 1,31 olarak bulunur. Örnek 2; Baz kumaş 2/2 Dimi örgülü 40/2 Nm iplikten, 460 g/m ağırlıkta ve 25 iplik/cm sıklıkta yeni kumaş ise aynı sıklıkta ama 480 g/m. isenirse bu durumda önce Çekme Faktörünü bulmamız gerekir. Ağırlık formulümüzden hareketle 460 = S(25+25), S = 460 x 20 = 184 olarak bulunur İkinci adımda yeni kumaşın (K) değerini bulmamız gerekmektedir. Sıklık = K Nm => 25 = K 20 => K = 25 = 5,59, şimdi S = 184 ve K = 5,59 değerini 20 Kullanarak ağırlık formulünden yararlanıp yeni iplik inceliğimizi bulabiliriz. 480=184(5,59 +5,59) Nm = Nm 184 x 11,18 = 4,29, Nm= (4,29)2 = 18,4, yeni kumaş Nm 480 İçin iplik inceliğimiz 18/1 Nm veya 36/2 Nm olarak hesaplanmış olur.

118 İNGİLİZ EKOLÜ KONTRÜKSİYON HESAPLAMALARI Bu sistemde belli kat sayılarına dayanılarak kullanılan örgülerdeki atlama durumları baz alınıp sağlanabilecek en yüksek sıklıklar bulunmakta ve bunlar kullanım amaçlarına göre gerekli düxeltmeler yapılarak uygulanacak değer saptanmaktadır. S= 1 inç. teki çözgü ve atkı sıklığı K= 1 inç. teki en yüksek çözgü ve atkı sıklığı konsantı 442 x Nm F= Örgüdeki ortalama atlama R= Kullanılma amacına göre düzeltme sayısı olarak gösterilirse sistemin formulü S=K F x R => S = 442 x Nm x F x R F+1 F+1 Burasa F değeri; Bezayağı = 1 => F= 1 = 1 = 0, /1 Dimi = 1,5 => F= 1,5 = 1 = 0,600 1, ,5 2/2 Dimi = 2 => F= 2 = 2/3 = 0, /2 Paanama = 2 x % 4,5 => F = 2 x 1,045 = 0, /3 Dimi = 3 x % 5 => F = 3 x 1,050 = 0, Kullanılma amacına göre düzeltme değerleri ise; Erkek Pantalonluklarında Erkek Elbiselerinde Erkek Ceketlerinde Kadın Pantalonluklarında Kadın Elbiseliklerinde Tayyör Eteklerde Platı ve Mantoluklarda R=K R=K-(%5-10) R=K-(%10-15) R=K-(%5-10) R=K-(%10-15) R=K-(%15-20) R=K-(%20-25) olarak önerilmektedir. Bu verilere göre verilen kullanım amaçları için; A-) 40/2 Nm Bezayağı Erkek Pantalonluk B-) 48/2 Nm 2/1 Dimi Erkek Elbiselik C-) 28/2 Nm 2/2 Erkek Ceketlik D-) 16/1 Nm 2/2 Panama Tayyörlük ve E-) 12/1 Nm 3/3 Dimi. => => => => => => R= R= R= R= R= R= % K % K % K % K % K % K

119 Mantoluk kumaşlar için uygun sıklıkların hesap edilmesi istenildiğinde; A-) S= 442 x 20 x 0,5 x 1 = 47,1 B-) S= 442 x 25 x 0,6 x 0,95 = 58,71 C-) S= 422 x 14 x 0,667 x 0,90 = 47,22 D-) S= 422 x 16 x 0,697 x 0,85 = 47,68 E-) S= 422 x 12 x 0,788 x 0,80 = 45,91 1 inç te 47 ÇÖZGÜ-47 ATKI 1 inç te 59 ÇÖZGÜ-59 ATKI 1 inç te 47 ÇÖZGÜ-47 ATKI 1 inç te 48 ÇÖZGÜ-48 ATKI 1 inç te 46 ÇÖZGÜ-46 ATKI olarak bulunur. Bunların 1 cm. deki sıklık olarak hesaplanması gerekir ise 1 inç = 2,54 cm. olduğundan ya 1/2,54 = 0,389 ile çarpılmasıyla ya da 2,54 e bölünmesiyle bulunmaktadır.

120 İTALYAN EKOLÜ KONTRÜKSİYON HESAPLAMALARI Gelişmiş ülkelerdeki hızlı refah yükselmesi bir yandan gelir düzeyini ve bunun kaçınılmaz sonucu olarak pazardaki istek artışını da aynı ölçüde yükseltmekle birlikte bu durum diğer yandan üretim kaynakları belli limitlerle sınırlı olması yüzünden arttırılmayan özellikle başta yün olmak üzere ipek vb. doğal tekstil ilk maddelerinin maliyetlerinde büyük ve çok önemli artışlara neden olmuştur. İşte kumaşta aranan temel özelliklerden biri olan ekonomiklik, yukarıda belirtmeye çalışılan nedenlerden dolayı günümüz şartlarında önemini gittikçe artırarak üst sıralara doğru hızla tırmanmıştır. Bu zorlayıcı şartlarla birlikte giyim zevk ve alışkanlığın git gide daha bol, serbest ve rahat çizgiye yöneltilmesinin getirdiği olanaklar önceleri kullanım amacı ve uygulanacak apre işlemlerinin elverdiği ölçüde atkıda ya da hem çözgü ve hemde atkıda tek kat iplik kullanılma eğilimini artırmış ve zamanla kumaş kotrüksiyonunda etki alanına alarak sıklıkların alt limitlere çekilmesi sonucunu doğurmuştur. Bu gün dünya tekstilinde özellikle yünlü dış giyim kumaşları konusunda büyük ağırlığı olan İtalyan tekstil sektöründe bu mantığa dayalı olarak geliştirilen kontrüksiyon hesaplamaları aşağıda gösterilmiştir. Genel Formul; S = K x F x Nm Burada; S= Tezgahta 1 cm. de Çözgü ve Atkı ipliği sıklığı K= % 100 Yün kumaşkarın tipine bağlı tablo (aşağıda verilen tablo 1) F= Örgü Değeri (Tablo 2) KUMAŞ TİPİNE GÖRE KATSAYILAR TİPLER Normal Bezayağı Kamgarn Kumaşlar Normal Kamgarnlar Dinkli Kamgarnlar Normal Streichgarnlar Dinkli Streichgarnlar KATSAYILAR 4,00 4,00-4,20 3,60-3,80 3,40-3,60 3,20-3,30 Tablo 1 ÖRGÜ DEĞERLERİ ÖRGÜ GRUBU Bez ayağı ve Panamalar Bez ayağı 2/2 Panama 3/3 Panama Dimiler 2/1 Dimi 2/2 Dimi ve 3/1 Dimi 3/2 Dimi 3/3 Dimi DEĞER 1,00 1,33 1,50 1,14 1,27 1,36 1,42 ÖRGÜ GRUBU Satenler DEĞER 1/4 5 li Saten 1/5 6 lı Saten 1/6 7 li Saten 1/7 8 li Saten 1/8 9 lu Saten 1/9 10 lu Saten 1,50 1,57 1,63 1,68 1,72 1,75 Tablo 2

121 Örnek 1; 40/2 Nm 2/2 Panama örgülü normal kammgarn giysilik kumaşın sıklığının hesaplanması S= 4,00 x 1,33 x 40/2 = 23,79 iplik/cm Örnek 2; 40/2 Nm 2/2 Dimi örgülü normal Streichgarn kumaşın sıklığının hesaplanması a) S= 3,60 x 1,27 x 40/2 = 20,45 iplik/cm b) S= 3,80 x 1,27 x 40/2 = 21,58 iplik/cm

122 ALMAN EKOLÜ KONTRÜKSİYON HESAPLAMASI Önceleri çap teorisine bağlı olarak % relatif sıklığa dayandırılarak yapılan hesaplamalar günümüzde% 100 Yün giyim kumaşları için Bez ayağı ve 2/2 Dimi örgüler esas alınarak üst ve alt limitlerle sınırlandırılıp iplik çapına bağlı olarak değişen relatif sıklıklara göre hazırlanan tablolar ve bunların uygulanmasında dikkat edilmesi gerekn noktalar aşağıda tablo 1 ve Tablo 2 de verilmiştir. İplik İnceliği (Nm) Çözgü + Atkı sıklığı 150cm.de Kumaş ağır. Relatif sıklık Tarak Eni Alt Limit Üst Limit Alt Lim. Üst Lim. Alt lim. Üst Lim ,34 0,34 0,36 0,38 0,40 0,42 0,43 0,45 0,47 0,49 0,50 0,50 0,52 0,52 0,52 0,55 0,40 0,42 0,44 0,47 0,50 0,52 0,53 0,55 0,55 0,57 0,60 0,60 0,62 0,62 0,62 0, Tablo 1 2/2 DİMİ ÖRGÜLÜ % 100 YÜN GİYİM KUMAŞLARI İÇİN İPLİK SIKLIKLARI İplik Çözgü + Atkı sıklığı 150 vm. de Kuma.ağ. Relatif sıklık Tarak İnceliği Alt Limt Üst limit Alt limit Üst limit Alt limit Üst limt Eni (Nm) 20/ ,35 0, / ,38 0, / ,40 0, / ,42 0, / ,44 0, / ,46 0, / ,48 0, / ,50 0, / ,53 0, / ,54 0, / ,55 0, Tablo 2 -İplik sıklıkları (birim ölçüdeki. çözgü ve atkı iplik sayıları) için verilen üst değerler erkek kumaşları, alt değerler kadın kumaşları için limit alınmalıdır. -Genellikle erkek giyim kumaşları için bu üst limitlerin altında kalmalı, kadın kumaşlarında ise dikiş kaymasına neden olmamak için limit alınmalıdır.

123 -Poliester karışımı (genellikle % 55 poliester + % 45 yün) yünlü kumaşlarda verilen limitler % 8-10 oranında daha düşük alınmalıdır. -Ağırlık hesaplanırken, dokumadaki çözgü kısalması % 5, apredeki boy kısalması % 3 ve apredeki ağırlık kaybı % 2 kabul edilmelidir. -Kare yapılı kumaşlar için verilen bu değerlere göre hesaplanırken çözgü sıklıkları, atkı sıklıklarına göre % 3-5 fazla alınması önerilmektedir. -Tablolarda da açıkça görüldüğü gibi iplik inceltikçe boy kısalmaları azaldığından tarak eni de aynı şekilde azalmakta, buna karşılık relatif sıklık artmaktadır. Örnekler; A-) Sıklıklar: -20/2 Nm İpliğin Çapı = 1,273 = 0,31 mm. 2/2 faktörü = 1, Üst limit = (0,50.(10) + (1,33)2 = 15,1 iplik/cm = 151 iplik/10 cm. (0,31 + 0,31)2 -Alt limit = (0,35.(10)2 + 1,33)2 = 12,6 iplik/cm. 126 iplik/10 cm. (0,31 + 0,31)2 A-) Ağırlıklar: -Üst limit; Çözgü ağırlığı = 15,1 x 174 x 100 x 100 x 98 = 279,4 g. 10Nm Atkı ağırlığı = 151,1 x Nm x 100 x 98 = 265,4 g Kumaş ağırlığı = 279,4g ,4g. = 545 g. -Alt limit; Çözgü ağırlığı = 12,6 x 174 x 100 x 100 x 98 = Nm Atkı ağırlığı = 12,6 x 174 x 100 x 98 = 222 g. 10Nm Kumaş ağırlığı = 233 g g. = 445 g. Olarak bulunur.

124 TARAK ENİ (T.E) HESAPLAMASI Bilindiği üzere kumaşın boyu gibi eni de üretim aşamalarında, yani dokumaya başlarken, dokuma tezgahı üzerinde, dokunduktan sonra (ham) ve aprelenip (bitmiş) durumdayken farklılıklar göstermektedir. Kumaşın eninin dokumaya başlandığı sıradaki en geniş durumu, aynı zamanda tarak enine eşdeğerdir. Tarak eni kumaşın en geniş enidir. Dokuma sırasında atılan atkıların örgü gereği olarak çözgülerin üstünden, altından dolanmalardan ötürü büzülmeleri sonucu kumaş daralmaktadır. Bu daralma apre işlemleriyle devam eder ve bitmiş kumaşta ipliklerin kumaş içerisinde birbirlerine iyice yanaşarak ulaştıkları son konumlarıyla tamamlanmış olur. Tarak eni eldeki donenlerin elverdiğince aşağıda belirtilen olasılıklara göre çeşitli şekillerde hesaplanır. 1) Eğer elde hiçbir veri yok ise; Böyle bir durumda örnek olarak seçilen kumaşın analiz edilmesi gerekecektir. Önce analiz edilecek kumaştaki atkı ipliğinin kumaş içerisin de yerleşik durumdaki boyu ölçülür. Sonra kumaştan çıkarılarak kıvrımları düzelene kadar hafifçe gerilir ve tekrar ölçülür. Bu iki ölçümün birbirine oranı istenilen kumaşın bitmiş eniyle çarpılır. Basit orantı ile aynı hesaplama yapılır. Örnek; Atkı ipliğinin kumaş içindeki uzunluğu 10 cm, çıkarılıp kıvrımları düzeltildikten sonraki uzunluğu ise 12 cm ise kumaşın bitmiş eni 150 cm olacaksa T.E (Tarak eni); 12 / 10 x 150 = 180 cm olarak hesaplanır. 2) Çözgünün tüm ve tarakta 1 cm. deki tel sayısı biliniyorsa; Tarak eni genel olarak kenarla birlikte ya da kenar hariç yalnız zemin olarak hesaplanır. Eğer kenarla birlikte hesaplanacak ise kenar için olan iplik sayısı ve bir dişten kaç iplik gerekeceğinin bilinmesi gerekecektir. Çoğunlukla kenar iplikleri tarak dişlerinden zemine göre iki kat fazla geçirilirler. Örneğin zemin 4 lü ise kenar 8 li olur. Böyle durumlarda tarak eninin hesaplanması için kenar ipliklerinin sayısının yarısı toplam çözgü teli sayısından çıkarılarak bulunan rakam 1 cm. deki tel sayısına bölünür. Mekiksiz dokuma tezgahlarında kenar bağlantıları makinenin yapısı ve tipine göre her iki kenardan belirli bir ölçüde daha uzun olarak kesilen atkı iplikleri özel mekanizmalarla kumaşın içine (belirli örgülerle) geri çekilmesiyle sağlandığı gibi, atkılar kumaş kenarlarındaki özel leno örgüsü yaptırılan son ipliklerle sıkıca tutulup fazla kısımlarının kesilmesiyle de oluşmaktadır. Bu ikinci kenar tipinde normal dokuma tezgahlarındaki yöntemler geçerlidir. Atkıların uzun kesilip kumaş içine geri çekilmesiyle oluşan kenarlarda (tuckın) atkı ipliği sıklığı iki kat artacağından bunlarda normalin tersine kenarlarda çözgü ipliklerinin sıklığı belirli ölçüde azalmaktadır. Bu nedenle özellikle standartlaştırılmış kumaş tiplerinde kenarlardaki sıklığı bu amaca düzenlemeye olanak verecek (kenarlardaki dişleri seyreltilmiş) özel yapılmış taraklar kullanıldığı gibi, kenarlarda tarak dişinden zemine göre daha az çözgü teli almak veya gevşek örgü uygulamak gibi yöntemlerle kenar-zemin dengesi sağlıklı hesaplama zemin ve kenarlar için kullanılan tarak dişi sayıları toplanarak bulunan rakamın 1 cm. deki tarak dişi sayısına bölünmesiyle olue. Tarak eninin kenarsız salt zemin olarak hesaplanması için zeminde kullanılan toplam çözgü tel sayısı 1 cm. deki tel sayısına bölünür. Burada eğer 1 cm. deki çözgü tel sayısı bilinmiyor ise tarakta 1 cm. deki diş sayısı ile bir dişten geçen çözgü tel sayısı çarpılmalıdır. Örneğin tarak No: 60 ve dişten geçen sayısı 4 ise bu tarağın 1 cm. sinde 6 diş olacağından 1 cm. deki çözgü sayısı 6 x 4 = 24 tel demektir. Örnek; Kenarla birlikte toplam çözgü tel sayısı 4.176, kenarda 96 tel kullanılıyor ise ve 60 No. Lu tarakla zeminde 4, kenarlarda 8 tel bir dişten geçiriliyor ise; burada zeminde = çözgü teli ve 1 cm. de 6 x 4 = 24 çözgü var demektir. Buradan; T.E = ( /2)/24 = 172 cm olarak bulunur. Kenarsız yalnız zemin olarak T.E = 4.080/24 = 170 cm. dir. 3) Tarakta kullanılan toplam tarak dişi sayısı ve tarak no su biliniyor ise; Bu olasılıkla tarak eni toplam diş sayısının 1 cm. deki diş sayısına bölünmesiyle bulunur. Toplam diş sayısı ve tarak No: 60 ise T.E = 1.020/6 = 170 cm. olarak bulunur.

125 4) Atkı çekmesi ve kumaşın ham ve bitmiş eni biliniyorsa; Tarak eni bilinen ham ya da bitmiş enine (1-atkı çekmesi) bölünmesiyle hesaplanır. Burada atkı çekmesi; bitmiş en biliniyor ise bitmişe göre, ham en biliniyorsa ham ene göre alınmalıdır. Örnek; Ham en 160 cm. Ham atkı çekmesi % 9,1 veya bitmiş en 150 cm. Bitmiş atkı çekmesi % 14,8 ise; T.E = 160/(1-0,091) = 176 cm veya Bitmiş ene göre T.E = 150/(10,0148) = 176 cm olarak hesaplanır. ÇÖZGÜ TEL SAYISININ HESAPLANMASI (Ç.T.S) Çözgü tel sayısı genellikle zemin için hesaplanır. Yapılacak kumaşta kenar varsa bublar da ayrıca zemin üzerine eklenir. Çözgü tel sayısı kesinlikle uygulanan örgü raporuna ve bir dişten geçen çözgü sayısına bölünebilir olmalıdır. Bu genel kurala bağlı olarak aşağıda sıralanan olasılıklara göre hesaplama yapılır; 1) Zemin düz ise; Bu durmda zemin bitmiş kumaşta 1 cm. de istenilen çözgü sıklığı bitmiş enle ya da tarakta 1 cm. de istenilen çözgü sıklığı ile tarak eninin çarpımı çözgü tel sayısını verecektir. Örnek; Bitmiş en 150 cm. ve 1 cm. de 27,2 çözgü teli veya tarak eni 170 cm. ve tarakta 1 cm. de 24 çözgü isteniyor ise Ç.T.S = 150 x 27,2 = tel veya Ç.T.S = 170 x 24 = tel olarak bulunur. 2) Zemin efekt olursa; Bunda efekti oluşturan renk raporunun tel sayısı kumaşta kullanılacağı miktarla çarpılır. Ç.T.S= 48 x 85 = tel olarak hesaplanır. Ancak çoğu kez renk raporu toplam çözgü tel sayısıyla bu denli uyum içinde olmaz. Çözgü renk raporu tel sayısıyla kullanılan miktarın çarpımı ile bulunan rakam, kumaş için saptanan tarak eni ve tarakta 1 cm. deki çözgü sıklığıyla bağdaşmayabilir. Böylesi durumlarda kullanılması gerekli çözgü sayısıyla oluşan fark uygun şekilde çözgüye yedirilir. Örneğin verilen örnekte hesaplandığı gibi çözgüde değilde tel olsa idi fazla olan bu 16 çözgü ipliğinin kumaş görünümünü bozmayacak şekilde renk raporunun durumuna göre efekt yerleri ayarlanarak çözgüye yerleştirilmeleri gerekirdi. TARAK NUMARASININ HESAPLANMASI Tarak numarası tarağın bir birim ölçüsünde bulunan diş sayısıdır. Yünlü ve pamuklu sektöründe taraklar için 10 cm. deki, ipekli sektöründe ise (çok sık taraklar kullanıldığından) 1 cm. deki diş sayısına göre numaralama uygulanmaktadır. 1) Tarakta 1 cm. deki çözgü tel sayısı ve bir dişten geçen çözgü sayısı biliniyor ise; 1 cm. deki çözgü tel sayısı, dişten geçen tel sayısına bölünerek 1 cm. deki diş sayısı bulunur. Bu değer ipekli sektöründe aynen, yünlü ve pamukluda ise on kat yükseltilerek alınır. Örnek; Tarakta 1 cm. de 24 çözgü bulunuyor ve bir dişten sırasıyla A.4, B.3 ve C.2 iplik geçiriliyor ise; A. T.No = 24 / 4 = 6 ipekli için T.No = 24/4 x 0 = 60 Yünlü ve Pamuklu için. B. T.o = 24 / 3 = 8 İpek için, T.No = 24/3 x 10 = 80 Yünlü ve Pamuklu için C. T.No = 24 / 2 = 12 İpekli için, ve T.No = 24 / 12 x 10 = 120 Yünlü ve Pamuklu için olur.

126 2) Tarakta kullanılacak toplam diş sayısı ve tarak eni; Bu durumda yapılacak iş, toplam diş sayısını tarak enine bölerek 1 cm. deki diş sayısını bulmak ve bunu kullanıldığı sektöre göre değerlendirmektir. Örnek; Kullanılan toplam diş sayısı ve tarak eni 170 cm. ise; T.No / 170 = 6 ipek için, veya T.No = / 170 x 10 = 60 yünlü ve pamuklu için olarak hesaplanır. 3) Çözgü tel sayısı, tarak eni ve bir dişten geçen tel sayısı biliniyor ise; Bu olasılıkla çözgü tel sayısı, tarak eni ile bir dişten geçen tel sayısının çarpımına bölünür. Örnek; Çözgü tel sayısı 4.080, tarak eni 170 cm. ve dişten geçen tel sayısı 3 oursa; T.No; 4.80/(170x3 ) = 8 İpek için ve T.No = / (170 x 3) x 10 = 80 Yünlü ve Pamuklu için olacaktır. ÇÖZGÜ SIKLIĞININ HESAPLANMASI (Ç.S) 1 cm. deki çözgü sıklığı tarakta, ham ve bitmiş kumaşta olmak üzere üç ayrı durum için hesaplanır. 1) Tarakta; Çözgü sıklığının tarakta hesaplanması için, kullanılan toplam çözgü tel sayısı tarak enine bölünür. Örnek; Çözgü tel sayısı ve tarak eni 170 cm ise tarakta Ç.S = 4.080/170 = 24 olur. 2) Ham kumaşta; Bitmiş kumaştaki sıklık ve toplam çözgü tel sayısının bitmiş kumaş enine bölümüdür. Örnek; tellik aynı çözgünün 150 cm. eninde bitmiş kumaş olacağı düşünülürse; Ç.S = 4.080/150 = 27,5 olarak bitmiş sıklık bulunur. BİR TARAK DİŞİNDEN GEÇEN ÇÖZGÜ TELİ SAYISININ HESAPLANMASI (D.T.S) Bir dişten geçen çözgü teli sayısı, yalnızca çözgünün tümünün tarak dişlerinden eşit sayıda geçirildiği dıurumlarda formulle hesaplanır. Zaten gerek kumaşın yapısına gerekse görünümüne olan önemli etkisi nedeniyle genellikle çözgüler tarak dişlerinden eşit sayıda geçirilir. Ancak kullanılan iplik inceliklerinin çok farklı olduğu durumlarda (çok ince ya da gaze vb. kalın efekt iplikleri kullanılması gibi) kumaş görünümünü bozmamak amacıyla bilinçli olarak farklı sayıda geçirilebilir ve bazı tarak dişleri boş bırakılabilir. Dişten geçen tel sayısı başta belirtildiği gibi yalnızca çözgünün tümünün tarak dişlerinden eşit sayıda geçirilmesi koşuluyla aşağıda sıralanan olasılıklarda formullerle hesaplanabilir. 1) 1 cm. deki çözgü sayısı vetarak No. biliniyorsa; Bu hesaplama için kullanılan tarağın 1 cm. ya da 10 cm. dekinumaralamasına uyularak 1 cm. veya 10 cm. deki çözgü sayısı saptanır ve bu raskam tarak numarasına bölünür. D.T.S = 1 cm. deki çözgü sayısı/tarak No.(1 cm.) = veya D.T.S = 10cm. deki çözgü sayısı/tarak No.(10 cm.). Örnek; 10 cm. de 240 çözgü teli var ve Tarak No. Sırasıyla A.80 ve 60 ya da 1 cm. de 24 çözgü teli var ve Tarak No. su B.12 ve 8 numara ise; A. D.T.S = 240/80 = 3 ve D.T.S = 240/60 = 4 ya da, B. D.T.S = 24/12 = 2 ve D.T.S. = 24/8 = 3 olarak bulunur. 2) Çözgü tel sayısı ve toplam diş sayısı biliniyorsa; Çözgü tel sayısının toplam diş sayısına bölümü dişteki tel sayısını verir. Burada kenarların durumuna dikkat edilmesi gerekir. Kenarlar eğer tarak dişlerinden zemine göre iki kat daha sık geçirilmiş ise toplam çözgü tel sayısı hesaplanırken kenar tel sayısının yarısı zemin tel sayısına eklenmeli ya da toplam çözgü sayısından çıkarılmalıdır.

127 Örnek; Çözgü tel zeminde 4.080, kenarlarda 96 ve kenarlar taraktan zemine göre iki kat sık geçiriliyor ve toplam diş sayısı ise D.T.S = /1.032 = 4 olur. 3) Çözgü tel sayısı, tarak eni ve tarak No. biliniyor ise; Tarak eninin 1 cm. deki diş sayısı ile çarpımı, toplam diş sayısını vereceğinden bu olasılık çözgü tel sayısı ve toplam diş sayısı biliniyor isedeki gibi (2 deki gibi) değerlendirilir. Kenar ipliklerinin durumu bunda da aynı şekilde dikkate alınmalıdır. Ayırıca tarakların 1 cm. ya da 10 cm. deki diş sayısına göre numaralanması da doğal olarak göz önünde bulundurulacaktır. Örnek; Çözgü tel sayısı 4.080, kenarlar 96, tarak eni 172 cm. ve tarak No. 60 olduğunda; D.T.S= /(172 x 6) = 4 şeklinde hesaplanır. ÇÖZGÜ ÇEKMESİ VE ÇÖZGÜ BOYUNUN HESAPLANMASI (Ç.Ç) (Ç.B) Bilindiği gibi örgü gereği, çözgü iplikleri atkı ipliklerinin bazılarının üstinden bazılarının da altından geçerek bağlantı yapmaktadır. Bu dolaşımdam ötürü kumaşın dokunması tamamlanınca yani iplikler birbirleriyle bağlanarak kumaş şekline dönüşünce, çözgü ipliklerinin boyları belirli bir ölçüde kısalacaktır. Bu kısalma kullanılan ipliğin inceliğine, örgüye, kumaşın geçireceği apre işlemlerine bağlıdır ve bilinen kesin bir formülü de yoktur. Çözgü çekmesi, çözgü uzunluğu ve bu çözgüden oluşan kumaşın dokumadan çıktığı ham ve apre işlemlerinden sonraki bitmiş uzunluğuna göre (zira kumaşlar geçirecekleri apre işlemlerinin etkisiyle kısaldıkları gibi uzayabilirler de) ayrı ayrı ve aşağıda verilen formüller uyarınca hesaplanır. 1. Aşama; Ham kumaşa göre çözgü çekmesi = Çözgü boyu- Ham kumaş boyu/çözgü boyu 2. Aşama; Bitmiş kumaşa göre çözgü çekmesi= Çözgü boyu-bitmiş kumaş boyu/çözgü boyu Örnek; Çözgü boyu 560 m. Ham kumaş boyu 510 m. Bitmiş kumaş bı,oyu ise kısalarak (A) 500 m. Ya da uzayarak (B) 520 m. Olduğuna göre; 1.Aşama; Ç.Ç = /560 = 0,089 = % 8,9 Ham kumaşa göre. 2. Aşama; A: Ç.Ç = /560 = 0,107 = % 10,7 ve B: Ç.Ç = /560 = 0,071 = % 7,1 Bitmiş kumaşa göre hesaplanmış olur. Çözgü boyuda çözgü çekmesine bağlı olarak ham ve bitmiş kumaş boylarına göre iki şekilde hesaplanır. Ham kumaş boyu; 1.Aşama; Ham kumaşa göre Ç.B. = Ham kumaş boyu /(1-Çözgü çekmesi), 2.Aşama; Bitmiş kumaşa göre Ç.B. = Bitmiş kumaş boyu/(1-çözgü çekmesi) Örnek; 1.Aşama: Ç.B. = 510/(1-0,089) = 560 m. Ham kumaşa göre, 2. Aşama: A: Ç.B. = 500/(1-0,107) = 560 m. Ve B: Ç.B. = 520/(1-0,071) = 560 m. Olarak bitmiş kumaşa göre hesaplanır. Burada kullanılacak ham ve bitmiş boylar için elde önceden bilinen aynı kontrüksiyonda kumaş tiplerinden derlenmiş gerçek ölçüler yok ise esas üretime geçmeden önce gerekiyorsa deneme üretimleri yapılarak gerçek ölçüler elde edilir.

128 ÇÖZGÜ AĞIRLIĞININ HESAPLANMASI Çözgü ağırlığının hesaplanmasında hareket noktası iplik numara formulüdür. Ancak farklı numarada ipliklerin bir arada kullanıldığı durumlarda, bunların kullanım sayılarına göre ortalama numaraları bulunmalıdır. Ayrıca, eğer iplikler değişik numaralama sistemlerinde numaralanmamışlarsa bunlar aynı numaralama sistemine dönüştürülmelidir. Ortalama numara kumaşın tümünde (Örnek 1) ya da rapordaki iplik dağılımına göre (Örnek 2) hesaplanır. Örnek 1; Metrik sistemde teli 36/2 Nm teli 48/2 Nm. Olan iplikli 500 m. Uzunluğunda bir çözgünün ağırlığı; Ortalama numara (1.360x18) + (2.720x16)(1-0,071)/4.080 = 16,7 olarak bulunur. Buna göre bu çözgü 500 m. Uzunluğunda 16,7 Nm iplik ya da 4.80 x 500 = m. lik tek iplik olarak düşünülebilir. Metrik sistemde A = U/N olduğu hatırlanırsa, Ç.A = /16,7 = 122,2 Kg. olarak hesaplanır. Örnek 2; Gene metrik sistemde numaralanmış ve 54 ü 36/2 Nm, 10 u 72/2 Nm. 14 ü 64/2 Nm. Ve 24 ü 20/2 Nm. Olan iplikten oluşan 40 raporlu yani 102 x 40 = iplikli 500 m. lik bir çözgünün ağırlığı için; Çözgü ipliklerin rapordaki dağılımına göre ortalama numarası bulunur, sonra çözgü boyu ile çözgü teli sayısının çarpımı bulunan bu ortalama numaraya bölünerek çözgü ağırlığı hesaplanır. 54 Adet 36/2 Nm. İplik = 54 m. 18 Nm. = 54/18 = 10 Adet 72/2 Nm. İplik = 10 m. 36 Nm. = 10/36 = 14 Adet 64/2 Nm. İplik = 14 m. 32 Nm. = 14/32 = 24 Adet 20/2 Nm. İplik = 24 m. 10 Nm. = 24/10 = m. si 3,0 g 0,3 g 0,4 g 2,4 g ,1 g olan İplik kabul edilerek ortalama numarası 102/6,1 = 16,7 Nm. ve Bu ortalama numaraya göre Ç.A = (4.080 X 500)/16,7 = 122,2 Kg. olacaktır. Değişik incelikteki ipliklerden oluşan çözgülerin ağırlıkları, her numaradaki ipliklerin ağırlıklarının ayrı ayrı hesaplanarak, bunların toplamlarının alınması yoluyla da hesaplanır. Örnek 1 deki çözgünün bu yolla ağırlığı; 36/2 Nm. lerin Ç.A. = (1.036 x 500)/18 = 37,8 Kg. 48/3 Nm. lerin Ç.A. = (2.720 x 500)/16 = 85,0 Kg ,8 Kg Çözgü ağırlığı 122,8 Kg olur.

129 Örnek 2 deki çözgününki de; 36/2 Nm. lerin Ç.A. = (54x40x500)/18 = 60,0 Kg 72/2 Nm. lerin Ç.A. = (10x40x500)/36 = 5,6 Kg 64/2 Nm. lerin Ç.A. = (14x40x500)/32 = 8,8 Kg 20/2 Nm. lerin Ç.A. = (24x40x500)/10 = 48,0 Kg buradan Çözgü ağırlığı olarak Ç.A= 122,4 kg. olarak bulunur. Görülüyor ki her ipliğin ağırlığının ayrı ayrı hesaplanması yöntemiyle, doğruya en yakın değer bulunmakla birlikte sonuçlar arasında çok önemli farklılıklarda bulunmamaktadır. Bu nedenle daha kısa yoldan hesaplama olanağı veren ortalama bulma yöntemi daha yaygın olarak kullanılmalıdır. ATKI ÇEKMESİ VE ATKI BOYUNUN HESAPLANMASI (A.Ç.) (A.B.) Çözgü iplikleri gibi atkılarda örgü gereği çözgülerin altından ve üstünden dolanmaları ve apre işlemleri sonucu kumaşın eni yönünde kısalması (daralması) nedeniyle boylarından kaybederler. Bu boy kaybıda çözgüde olduğu gibi ipliğin inceliğine, uygulanan örgü ve apre işlemlerine bağlı olarak değişmektedir. Atkı boyu, onun kumaşın dokunmaya başlangıcındaki uzunluğudurki bu da Tarak eni ne eşittir. Atkı çekmesi de üretim sonucu elde edilen verilere ve kumaş kontrüksiyonuna dayanılarak ham ve bitmiş kumaşa göre ayrı ayrı hesaplanır. 1) Atkı çekmesi = Tarak eni Ham kumaş eni/tarak eni = Ham kumaşa göre, 2) Atkı çekmesi = Tarak eni Bitmiş kumaş eni/ Tarak eni = Bitmiş kumaşa göre Örnek; Tarak eni 176 cm. ham en 160 cm. ve bitmiş en 150 cm. olduğuna göre; 1) A.Ç. = /176 = 0,091 = % 9,1 Ham kumaşa göre, 2) A.Ç. = /176 = 0,147 = % 14,7 Bitmiş kumaşa göre atkı çekmesi bulunur. Atkı boyu tarak enine eşit olduğuna göre, kumaş kontrüksiyonu hesaplanırken tarak eni hesaplaması zorunlu olarak yapıldığından atkı boyunun ayrıca hesaplamasına gerek kalmaz. ATKI AĞIRLIĞININ HESAPLAMASI (A.A.) Çözgü ağırlığının hesaplanmasında olduğu gibi bunda da eğer değişik incelikte iplikler varsa bunların ağırlığı ayrı ayrı ya da ortalama numaralama yöntemiyle hesap edilir. İplikler değişik numaralama sisteminde numaralanıyorsa ortalama numara için bunların aynı numaralama sistemine dönüştürülmesi kuralı burada da zorunlu olarak uygulanacaktır. Atkı boyunun bulunması için 1 cm. deki atkı sıklığına göre hesaplanacak kumaş boyundaki atkı sayısı bulunarak bunun tarak eniyle çarpılmasıgerekir. Örnek; Tarak eni 170 cm., 1 cm. deki sıklığı 24, kumaş boyu 500 m. ve iplik 36/2 Nm. Olduğuna göre; A.A. = (120 x 24 x 500)/18 = 113,3 Kg. şeklinde hesap edilir.

130 KUMAŞ AĞIRLIĞININ HESAPLANMASI (K.A.) Kumaş ağırlığı genel anlamıyla bir metre uzunluğundaki kumaşın ağırlığıdır. Kumaşın kalınlığını belirtmek amacıyla kullanılır. Pratikte kumaş enleri değişiklikler gösterdiğinden kumaş kalınlığı hakkında tam bir fikir edinilebilmesi için kumaş ağırlığının metrekare olarak hesaplanması şüphesiz daha sağlıklı olacaktır. Eğer bir metre uzunluğundaki kumaşın ağırlığı hesaplanıyorsa burada kumaş kalınlığı hakkında doğru bilgi edinilebilmesi için kumaşın eni mutlaka belirtilmelidir. Kumaş ağırlığı bir metredeki çözgü ve atkı ipliklerinin ağırlığının toplanmasıyla ham ve bitmiş olarak iki ayrı şekilde hesaplanır. Örnek; Çözgü 36/2 Nm tel, çözgü çekmesi hamda % 8, bitmişte % 10, atkısı 36/2 Nm. ve sıklığı hamda 1 cm. de 22, bitmişte 1 cm. de 24 ve tarak eni 170 cm. olan bir kumaşın; Ham ağırlığı; Ç.A. = 4.080/(1-0,08) x 18 = 246,4 g A.A. = (170 x 22)/18 x 100 = 207,8 g K.A. = 246, ,8 = 454,2 g Bitmiş ağırlığı ise; Ç.A. = 4.080/(1-0,1) x 18 = 251,9 A.A. = (170 x 24)/18 x 100 = 226,7 g K.A. = 251, ,7 = 478,6 g olarak bulunur. KUMAŞ BOYUNUN HESAPLANMASI (K.B.) Kumaşın boyu da ağırlığı gibi ham ve bitmiş olarak iki ayrı şekilde hesaplanır. Hesaplamanın yapılabilmesi için çözgü boyu ile ham ve bitmiş çözgü çekmelerine gereksinim vardır. Bu hesaplamada; Ham kumaş boyu = Çözgü boyu x (1-Ham çözgü çekmesi) Bitmiş kumaş boyu = Çözgü boyu x (1-Bitmiş çözgü çekmesi) Örnek; Çözgü boyu 560 m. Çözgü çekmesi hamde % 8, bitmişte A) % 10 ve B) Aprede uzama % 6 oluyor ise; K.B = 560 x (1-0,08) = 515,2 Hamda A) Bitmişte K.B. = 560 x (1-0,1) = 504 m. B) Aprede uzayınca K.B. = 560 x (1-0,06) = 526,4 m. olarak bulunur.

131 KUMAŞ ENİNİN HESAPLANMASI Kumaş enide ham ve bitmiş olarak ayrı ayrı hesaplanmaktadır. Ham ve bitmişteki atkı çekmesine ve tarak enine bağlı olarak be hesaplamalarda; Ham kumaş eni = Tarak eni x (1-Ham kumaş çekmesi) ve Bitmiş kumaş eni = Tarak eni x (1-Bitmiş kumaş çekmesi) dir. Örnek; Tarak eni 170 vm. Atkı çekmesi hamda % 5,9, bitmişte % 11,8 olan bir kumaşın; Ham eni = K.E. = 170 x (1-0,059) = 160 cm. Bitmiş eni = K.E. = 170 x (1-0,118) = 150 cm. olarak hesaplanır. KUMAŞ ORTALAMA İPLİK NUMARASININ HESAPLANMASI Kumaşın ortalama iplik numarasının bulunması için; çözgü sıklığı çözgü numarasına, atkı sıklığı atkı numarasına bölündükten sonra sıklıkların toplamı bölümlerin toplamına bölünür. Doğal olarak bunda kullanılacak çözgü ve atkı numaralarının daha öncede belirtildiği gibi aynı numara biriminde ve ortalama numaraya göre düzenlenmiş olmaları gerekmektedir. Örnek; Çözgü ipliği 72/2 Nm. ve sıklığı 1 cm. de 45 tel, atkı 48/2 Nm. ve 1 cm. de 30 sıklıkta ise bu kumaştaki ortalama iplik numarası; 45/36 = 1,25 30/24 = 1,25 75/2,5 = 30 ya da 60/2 olacaktır. ÇÖZGÜ DÜZENLEMESİ Özellikle konfeksiyon üretiminde, kesim firelerinin en aza indirilmesi için desenli kumaşların tam ortalarından geçtiği varsayılan bir eksene göre her iki kenarın tam simetrik görünümde olmaları gerekmektedir. Diğer taraftan en, ağırlık vb. nedenlerle kumaşlarda belirli sayıda çözgü ipliği kullanma zorunluluğu vardır. Çoğu kez desenlerin raporlarındaki çözgü tel sayıları kullanılması zorunlu toplam çözgü ipliği sayısıyla bağdaşmaz. Böyle durumlarda teltik kalan çözgü ipliklerinin yukarıda tanımlanan simetri düzeni içinde çözgüye yerleştirilmeleri gerekir. Bu işlemin birçok yöntemi vardır. Bunlar arasında en çok kullanılanları aşağıda özetlenmiştir. Sistem 1; 1) Zemindeki toplam çözgü ipliği sayısı rapor tel sayısına bölünerek teltik iplik sayısı bulunur. 2) Renk raporu zamin ve efekt olarak iki gruba ayrılır. 3) Efekt grubu teltik iplik sayısından çıkarılır. 4) Bulunan rakam ikiye bölünür 5) Çözgü bulunan son sayı kadar zemin ipliği ile başlayıp gerekli rapor sayısında çözülür. 6) Teltik miktar çözgüye başlanan zemin telleri ile aynı sırada eklenerek çözgü tamamlanır.

132 Örnek; Zemindeki toplam çözgü teli sayısı ve Renk raporu: 12 Lacivert ipek (A) 2 Bordo İpek (B) 4 Siyah Yün (C) 2 Bordo İpek (B) 44 Lacivert Yün (A) İpek olan bir çözgü 1) 4.824/ 64 = 75 Rapor = teltik iplik 2) 12 A Zemin 2B 4C } Zemin 56 iplik 2 B Efekt Efekt 8 iplik 44 A Zemin 64 plik olan bir çözgü 3) 24-8 = 16 4) 16/2 = 8 5) 8 A 2B 4C 2B 48 A İplik şeklinde düzenlenir ve 75 rapor çözülür. Böylece 64 x 75 = iplik haline gelen çözgüye teltik miktar çözgünün başlangıcından hareketle: 6) 8 A 2B 4C 2B 8A 24 İplik Olarak eklenince çözgü ipliğe tamamlanmış ve her iki kenarı 8 A ipliği ile başlamış ve ortaya doğru simetrik olarak aynı renk dizimi sağlanmış olur. Sistem 2; Yukarıdaki örnekte olduğu gibi çok ince ve narin efekt ipliklerinin kullanıldığı çözgülerde bu ipliklerin cımbar zedelenmesinden etkilenmemesi için olanaklar ölçüsünde ortalara doğru çekilmelidir.

133 Böyle çözgülerde; 1) Zemindeki toplam çözgü ipliği sayısı renk raporundaki tel sayısına bölünerek, teltik iplik sayısı bulunur. 2) Renk raporu zemin ve efekt gruplarına ayrılır. 3) Zemin iplik sayısı ile teltik iplik sayısı toplanır. 4) Bulunan sayı ikiye bölünür 5) Çözgü bulunan son sayı kadar zemin ipliği ile başlayarak gerekli rapor sayısı kadar çözülür 6) Yine aynı rapor düzeniyle başlanarak teltik miktardaki çözgü ipliği ilavesi ile toplam çözgü tel sayısına ulaşılır. Örnek; Birinci örnekteki çözgü bu sistem içinde uygulanır ise; 1) 4.824/64 = iplik teltik 2) Zemin 56 iplik + Efekt 8 iplik 3) ) 80/2 = 40 5) 40 A 2B 4C 2B 16 A İplik Olarak düzenlenen çözgü 64 x 75 Rapor = iplik olarak çözüldükten sonra 6) 24: A 7) 24 iplik olan teltik miktarının eklenmesiyle çözgü tamamlanmış olur. Görüldüğü gibi bu düzenlemede hem kenarlar aynı renk dizimine getirilmiş hem de efekt iplikleri kenarlardan içeriye doğru uzaklaştırılmış olur.

134 LİFLERİ TANIMLANMA METOTLARI 1-ISITMA İLE ÖN AYIRMA METODU: 1-a) Küçük bir lif demeti, gerekiyor ise bir pens ile alınarak yavaşça bir bekin donuk alevi üzerine (içerisine değil) yaklaştırılır ve liflerin kıvrılıp kıvrılmadığı veya eriyip erimediğine bakılır. 1-b)Küçük bir lif demeti ısıtılabilen bir levha üzerine bir potasyum nitrat kristaline yaklaştırılır. Levha kristaller eriyinceye kadar ( C) ısıtılır, sivri uçlu bir iğne ile eşilerek liflerin kömürleşip kömürleşmediği ya da eriyip erimediği kontrol edilir. 1-c) Küçük lif demeti donuk alevin içerisine sokulur, liflerin yanıp yanmadığı izlenir ve çıkan buharın kokusu izlenir. 2-LİFLERDE KLOR VE AZOT ARANMASI: 2-a) Klor ve azot bulunmayan lifler; -Selüloz diasetat, -Selüloz triasetat, -Polivinil alkol, -Poliolefinler, -Poliesterler. 2-b)Klor bulunan fakat azot bulunmayan lifler; -Klorlanmış polivinil klorür, -Vinil klorür-vinil asetat kopolimeri, -Polivinilklorür, -Viniliden klorür, -Vinil klorür kopolimeri. 2-c) Azot bulunan fakat klor bulunmayan lifler; -Naylon (poliamid), -Lastik, -Akrilik. 2-d) Hem azot ve hemde klor bulunan lifler; -Modakrilik. 3-LİFLERİN ISIL İŞLEMLE TANIMLAMA METODU; 3-a) Protein esaslı lifler: Fışkıran bir alevle yanarlar, siyah patlamış gibi kolayca toz haline gelebilen bir kalıntı bırakırlar. Yanan kıl kokusuna benzeyen (kazein kokusu) bir koku yayarlar. 3-b)Selüloz esaslı lifler: Kolaylıkla yanar ve yandığında yanan kağıt gibi bir koku çıkarırlar. Çok az miktarda kül bırakırlar veya bazen belirgin balık kokusu yayarlar, koyu renkli ve gözenekli bir kalıntı bırakırlar. 3-c) Kalsiyum aljinat esaslı lifler: Kolayca yanarlar ve alevden çekildiklerinde kolayca sönerler, parıldayan bir kalıntı bırakırlar. 3-d)Cam lifleri: Berrak sert bir boncuk meydana getirirerek erirler (eğer alevde yanarak is bıraktıktan sonra bir boncuklanma oluyorsa üzerinde plastik maddeler sıvanmış veya kaplanmış cam lifidir demektir).

135 3-e)Asbest lifler: Aleve tutulduklarında parıldarlar, ancak orijinal şeklini korurlar. 3-f)Düşük sıcaklıkta eriyen termoplastikler: Yanarak alevden düşerler. 3-g)Aramid esaslı lifler: Zor yanarlar, yanarak alevden düşerler. 3-h)Florkarbon lifler( teflon): Yanmazlar. 3-i) Kalayla ağırlaştırılmış ipek lifleri: Gözenekli ve alevde parlayan bir kalıntı bırakırlar. 3-j) Selüloz esaslı lifler (üzeri aprelenmiş): Selüloz lifleri gibi kolay yanmazlar ve alev çekilince derhal sönerler. 4-LİFLERDE AZOT VE KLORUN TESBİTİ; 4-a) Numunelerde azotun tesbiti: Küçük bir ısıtma tüpüne birkaç lif konulur. Üzerine sodyum karbonat-kalsiyum hidroksit karışımı (toz halinde ve eşit ağırlıkta hazırlanmış) ile örtülür. Sıçramayı önlemek için tüpün ağız kısmı pamuk veya cam liflerinden yapılmış bir tıkaç ile kapatılır. Tüp iyice ısıtılır. Çıkan buharlar ıslak kırmızı turnusol kağıdı ile kontrol edilir. Lifte azot var ise oluşan amonyaktan dolayı kuvvetli alkali reaksiyon verecektir. 4-b)Numunede klor tesbiti (Billstein deneyi): Bakır tel bunzen beki alevinde yeşil renk görünmeyene kadar ısıtılır. Alevden çekilen bakır telin sıcak ucu liflere değdirilerek bazılarının yapışması sağlanır ve tekrar aleve tutulur, yeşil rengin görülmesi klorun bulunduğunu gösterir. 4-c) Numunede klor ve azotun bulunmaması durumunda tesbiti: Deney numunesi bir deney tüpünde oda sıcaklığında ve aksi belirmedikçe her deney numunesi ile aşağıdaki belirtilen işleme tabi tutulur. Selüloz diasetat ve triasetat lifleri kısmi sabunlaştırılır ve % 70 lik aseton da ve buzlu (glasiyel) asetik asitte tam bir işleme tabi tutulursa tam olarak çözünmezler. Bu durum poliester lifleri ile karıştırılmasına yol açabilir. Her hangi bir sabunlaşmamış tekstil maddesinin çözünüp çözünmediğini anlamak için ilk iki çözücünün kullanıldığı deney tüpüne su katılmalıdır. Bir çökeltinin meydana gelmesi diasetat ve triasetatın varlığını gösterir. Çökelti olmaması poliesterin bulunduğunu gösterir. Selüloz diasetat ve triasetatın ayırt edilebilmesi için lifler 20 dakika % 2 lik sodyum karbonat çözeltisi ile kaynatılır ve su ile iyice durulanır. % 1 lik direkt has siyahı çözeltisi (C.I. Direkt 51 in % 1 lik çözeltisi) ile kaynar su banyosunda 5 dakika boyama işlemine bırakılır. Soğuk su ile yıkanır. Triasetatta bir değişim olmaz (boyanmaz), diasetat koyu renge boyanır. 4-d)Polivinil alkol grubu liflerin cinslerinin tesbiti: Deney numunesi 5 N hidroklorik asitle oda sıcaklığında işleme sokulduğunda çözünüyor ise formaldehit ile sertleştirilmiş, eğer çözünmüyor ise benzaldehit ile sertleştirilmiş polivinil alkol lifi olduğu anlaşılır. Numune % 30 luk sülfürik asitte çözülür ve formaldehit aranır. Formaldehit ile sertleştirilmiş olanın pozitif, benzaldehit ile sertleştirilmiş olanın negatif sonuç vermesi ile ayırım işlemi yapılır. (Not: Her iki lifte sülfürik asitte çözündürüldükten sonra iyot çözeltisi ile koyu mavi bir renk verir, benzaldehit ile sertleştirilmiş lifler 5N hidroklorik asitte 65 C de çözünür) (Formaldehit aranması: Numune 1 g/lt lik sodyum karbonatta 60 C de 2 dakika yıkanır, çalkalanır, kurutulur. Bu yıkamış numune 3 dakika 0.1 N hidroklorik asitte kaynatılarak asit ekstraktı elde edilir. Soğutulup süzüldükten sonra bu ekstraktın 1 mililitresine 3 mililitre derişik sülfürik asit, 1 mililitre kromotropik asit çözeltisi (% 2 lik) eklenir ve 60 C de 10 dakika işleme sokulur. Formaldehit var ise koyu kırmızı menekşe rengi oluşur.

136 4-e) Poliolefin grubu liflerin cinslerinin tayini: -Yüksek basınçta polimerize olmuş polietilen liflerinin yoğunluğu d:0.92 g/cm³ ve erime noktası 108 C dir. -Düşük basınçta polimerize edilmiş polietilen liflerinin yoğunluğu d:0.95 g/cm³ ve erime noktası 133 C dir. -Polipropilen liflerin yoğunluğu d: 0.90 g/cm³ ve erime noktası C dir. Polipropilen lifleri: % 1 lik polipropilen kırmızısı (A1) RPM çözeltisine konulur. Kaynar dereceye kadar ısıtılır ve 2 dakika hafifçe kaynatıldıktan sonra iyice yıkanır ve kurutulur, deney numunesinin orta koyulukta kırmızı renge boyanması lifin nikel ile modifiye edildiğini gösterir. Eğer lifte nikel yoksa numune sarı renge boyanır. 5-LİFLERİN YOĞUNLUKLARININ ÖLÇÜLMESİ: -Ksilende kaynatılan deney numunesi bir pensle alınarak hemen yoğunluk dereceleme tüpüne bırakılır. Yaklaşık 30 dakika sonra lifler nihai denge konumuna gelecektir. Bu konum yoğunlukları belirlenmiş cam yüzücülerin konumları ile karşılaştırılarak lifin yoğunluğu bulunur. Deneyden sonra bir cam çubuğa takılan tel kafes ile numuneler tüpten alınır. Yoğunluk dereceleri sabit olmayıp zamanla değiştiğinden zaman zaman yeniden kalibre edilmeli veya gerekiyorsa yeniden hazırlanmalıdır. -Liflerin yoğunlukları, yoğunluk ölçüm kolonu yardımı ile de belirlenebilir. Yoğunluk kolonu; yaklaşık 5 cm çapında ve 40 cm uzunluğunda bir cam boru içerisine (500 ml lik taksimatlı mezür ile de bu işlem gerçekleştirilebilir) eşit hacimde karbon tetraklorür ve ksilen doldurularak hazırlanır. Kolon sabit sıcaklık banyosuna yerleştirildikten sonra karbon tetraklorür (yoğunluğu 1,60 gr/cm3) daha sonra üzerine aynı hacimde yoğunluğu 0,86 gr/cm3) ilave edilir. İki sıvının birbirine karışmaması için ksilen bir baget yardımıyla kolon kenarından yavaş yavaş eklenmelidir. Kolon bu şekilde hazırlandıktan sonra 3-4 gün sabit sıcaklık banyosu içerisinde bekletilir. Bu süre içerisinde ksilen ve karbon tetraklorürün birbiri içerisindeki difüzyonu sonucu kolon boyunca 0,86 gr/cm3 ve 1,60 gr/cm3 sınırları arasında bir yoğunluk değişimi oluşur. Yani kolonun her seviyesinde ayrı bir yoğunluk değeri oluşur (yoğunluk ölçüm kolonunun üst kısmında sıvının yoğunluğu 0,86 gr/cm3, yoğunluk ölçüm kolonunun dip kısmında yoğunluk ise 1,6 gr/cm3 dür). Yoğunluk ölçüm kolonundaki sıvı seviyesindeki yoğunlukların tam bilinmesi için yoğunluk kolonunun içerisine yoğunlukları daha önceden belirlenmiş olan ve değişik yoğunluklara sahip kalibrasyon kürecikleri atılır. Her her farklı yoğunluğa sahip kalibrasyon kürecikleri kendi yoğunluklarının bulunduğu sıvının seviyesinde askıda kalacaklardır. Yoğunluk ölçüm kolonundaki sıvı içerisine (bu yoğunlukları belli küreciklerin askıda olduğu yoğunluk ölçüm şişesindeki sıvı içerisine) yoğunluğunu belirlemek istediğimiz elyaftan küçük bir parça ilave edilir ve elyafın kolon içerisinde hangi seviyede kaldığı gözlemlenir. Yoğunluğunu tespit etmek istediğimiz elyaf hangi iki kalibre küreciği arasında kalmış ise o iki küre arasındaki mesafe ölçülür ve elyafın askıda kalmış olduğu iki küre arasındaki mesafe, iki küre arasındaki toplam mesafeye bölünerek yoğunluk farkı bulunur ve yoğunluğu daha düşük olan kürenin yoğunluğuna toplanarak elyafın yoğunluğu bulunur. Not: Bu işlem polimer granüllerine de aynı şekilde uygulanabilir.

137 Bazı liflerin yoğunlukları aşağı da verilmiştir. Asetatlar: -Diasetat(dicel) -Diasetat -Triasetat(tricel) : : : Akrilikler: -Orlon -Courteller -Zefran -Akrilan -Velikran : : : : : : : ; : : 2.50 : : : : : : : 1.38 : : Klorolifler: -PVC(isovyl) -Modifiye PVC -Klorlanmış PVC -Polivinil klorür (saran, visan) -fiberglas, Duraglas Modakrilikler: -Dynel -Teklan -Verel Naylonlar: -Naylon 11(rilsel) -Naylon 6(perlon) -Naylon 6.6 (brinaylon) -Nomex Poliesterler: -Kodel -Terilen,vycrron Poliolefinler: -Polipropilen : 0.90 (ulstron) -Polietilen : 0.92 (düşük yoğunluk) (ourlene) -Polietilen : 0.95 (yüksek yoğun.) (ourlene X3) Poliüretan elastomerleri: -Enkawing, : 1.10 liycra, sarlano Selülozlar: -Kupra -Vizkoz : :

138 Rejenere protein lifleri: -Vinal(merinova) : Vizkoz(kuralon) : 1.30 Doğal lifler: -Tavşan : -Ankara tavşanı : -Yün : -Ham ipek : -Ağırlaştırılmışipek: -Pamuk(yıkanmış) : -Pamuk(merserize): -Keten : -Kendir : -Jüt : -Rami : Çeşitli lifler: -Kalsiyum aljinat : -Asbest : -Teflon : Yoğunluk dereceleme tüplerinin hazırlanması: 600 ml kapasiteli bir tüp içerisine 50 ml kuru pentaklor etan (d: 1.7) konur. Sonra 90/10, 80/20, 70/30, 60/40, 30/70, 20/80, 10/90 şeklinde azalan miktarlarda pentaklor etan ihtiva eden kuru pentaklor etan- kuru ksilen (d: 0.91 gr/cm3) ilave edilir. En üsttede 50 ml kuru ksilen konulur. Bir iki gün bekletildiğinde yoğunluk dereceleri kesin çizgilerle ayrılır. Bu yoğunluk dereceleri 2-3 mm çapında gr/ cm³ yoğunluğunda cam yüzücülerle kalibre edilir. Cam yüzücülerinin yoğunluğu içinde asılı kaldığı sıvının yoğunluğu olarak tesbit edilir. 6- NUMUNEDE KLORUN BULUNMASI VE AZOTUN BULUNMAMASI DURUMU (KLOROLİFLER): Deney numunesi bir deney tüpünde ve aksi belirtilmiyorsa her deney yeni bir deney numunesi ile aşağıda belirtilen solventler ve deney sıcaklıklarında işleme tabi tutulur. Klorlanmış polivinil klorür (klorolif) ; teknik ksilenle oda sıcaklığında çözülür. -Vinil klorür ve vinil asetat kopolimerleri (klorolif); kloroformda oda sıcaklığında çözülür. Polivinil klorür (klorolif); tetrahidro furanda oda sıcaklığında çözülür. -Viniliden klorür ve polivinil korür kopolimeri; kaynayan teknik ksilende çözülür. -Klorlanmış polivinil klorür; morfoline batırıldığında çözeltiyi kırmızımsı bir kahverengine döndürerek çözülür. -Vinil klorür ve vinil asetat kopolimeri ve polivinil klorür; morfolinden etkilenmez. -Viniliden klorür ve polivinil klorür kopolimeri; morfoline batırıldığında rengi yavaşça koyulaşır ve çözeltinin rengi hemen hemen siyaha döner. 7- NUMUNEDE KLORUN BULUNMAMASI VE AZOTUN BULUNMASI DURUMU: 7-a) Deney numunesinin genel görünümüne ve davranışına bakılarak lif cinslerinin belirlenmesi: -Naylon (poliamid); m-krezolde oda sıcaklığında çözünür. -Akrilik elyaflar; m-krezolde oda sıcaklığında çözünmez, ancak kaynayan dimetil formamidde çözünür. -Aramid elyaflar; hem m-krezolde oda sıcaklığında hemde kaynayan dimetil formamidde çözünmezler. 7-b) Bir lifin naylon (poliamid) veya akrilik olup olmadığının belirlenmesi: -Lif çözelti oranı 1/500 olacak şekilde lifler oda sıcaklığında çözeltiye konulur, ara sıra yavaşça karıştırılır. Lifler 5 dakikalık bir sürede çözünmez ise çözünmez olarak nitelenir. -Naylon 6,6; 4.4 N hidroklorik asitte oda sıcaklığında çözünür, mikroskop altındaki

139 enine kesit görüntüsü yuvarlaktır. -Naylon 6,6; 4.4 N hidroklorik asitte oda sıcaklığında çözünmez, ancak 5 N hidroklorik asitte oda sıcaklığında çözünür. Enine kesit görünümü yuvarlak veya üç lupludur. -Naylon 11; 4.4 N hidroklorik asitte ve 5 N hidroklorik asitte ve meta-krozelde çözünmez, enine kesit görünümü yer fıstığına benzer. 8- POLİÜRETAN VE KAUÇUK LİFLERİN TANINMASI: Poliüretan veya kauçuk liflerin tanınması; poliüretan ve kauçuk lifleri başka liflerle bir arada elle ayrıldıktan sonra tutuşturulur, kauçuk lifleri kendilerine has kokularından, poliüretan lifleri ise parlak alevde yanmalarından tanınır. -Liycra (poliüretan): Kaynayan dimetil formamidde çözünür, ancak kaynayan % 10 luk sodyum hidroksitte (30 dakika) çözünmez, enine kesit görünümü büzülmüş yer fıstığı görünümündedir. -Enkaswing: Kaynayan dimetil formamidde çözünmez ancak kaynayan % 10 luk sodyum hidroksitte (30 dakika) çözünür. 9- NUMUNEDE KLOR VE AZOTUN BULUNMASI DURUMU: Bu durumda lif cinsi modakriliktir ve aşağıdaki şekilde tanımlanır. -Dynel 150, 180 ve 197 : Nitrometanda (2 dakika) ve asetonda 35 C de (5 dakika) çözünür. -Teklan lifleri: Nitro metanda (2 dakika) çözünür, ancak asetonda 35 C de (5 dakika) çözünmez. Her iki gruptakilerde butirolaktonda çözünür. -Verel Tip A ve F: Butirolaktonda (2 dakika) çözünür, nitro metanda (2 dakika) ve asetonda 35 C de (5 dakika) çözünmez. -Crylon PCM: Her üç çözücüde de çözünmez. 10-PROTEİN GRUBU LİFLERİN TANINMASI: Protein grubunda yer alan lifler; Yün, lama yünü, deve yünü, tiftik, kaşmir, keçi kılı, tavşan kılı, at kılı, sığır kılı, ham bombyx ipeği, tussah ipeği, rejenere protein lifleri (morinova), sıvı parafinde uzunlamasına veya kesitte mikroskop altında incelenerek tespit edilirler. -Tabi ipek (bombyx ipeği); 10 gram susuz kalsiyum klorürün 100 ml % 90 lık formik asit içerisindeki çözeltisinde çözülür. -Tussah ipeği; Derişik sülfürik asit içerisinde çözülür. Merinova; 1 gram ham tripsin (teknik) 100 ml damıtık suda çözlür. 0.3 g sodyum bikarbonat konularak ph 8.2 ye ayarlanır. Lifler 15 dakika % 0.2 lik sülfürik asitte kaynatılarak iyice yıkanır. Tripsin çözeltisi 40 C a ısıtılır ve lif - çözelti oranı 1/500 olacak şekilde lifler çözelti içerisine konulur. Sıcaklık 30 dakika 40 C da tutulur. Merinova 30 dakikada çözülür. Yün, kıl, ipek ve protein olmayan lifler çözünmezler. -Yün ve kıl; Kalsiyum klorür-formik asit çözeltisi, derişik sülfürik asit çözeltisi ve tripsin çözeltisinin hiçbirinde çözünmez. -Numune oda sıcaklığında alkali kurşun asetat çözeltisi (doymuş kurşun asetat çözeltisinde çökelek çözününceye kadar derişik sodyum hidroksit çözeltisi ilave edilerek hazırlanır. Kullanılırken dibe çöken çökeleğin üzerinden berrak çözelti aktarılır) ile işleme sokulur. Soğuk suda iyice yıkanarak seyreltik hidroklorik asit ile nötralize edilir. Tekrar yıkanarak kurutulur. Yün ve kıl koyu kahverengi renge boyanırken diğer lifler boyanmaz. -Numune sıcak millons belirtecinde (2 g civa, 2 ml derişik nitrik asitte çözülerek hazırlanır. 2ml su eklendiğinde bir bulanıklık olursa berraklaşıncaya kadar bir kaç damla derişik nitrik asit damlatılarak karıştırılır. Bu çözelti hava almayan bir şişede birkaç ay dayanabilir) 2 dakika beklenir. Serizini sökülmüş bombyx ipeği kırmızıya, merivona ve tüm rejenere protein lifleri kahverengi renge boyanır. 11-SELÜLOZ GRUBU LİFLERİN TANINMASI: Selüloz grubu lifler sıvı parafin veya suda uzunlamasına ve kesitte mikroskop altında incelenerek belirlenir. -Pamuk numunelerinin merserizasyon derecesi çok değişebilir. Birçok merserize pamuk numuneleri gerek şişmiş ve gerekse şişmemiş tipte lifleri ihtiva edebilir. -Soğuk sülfürik asit ile organdi terbiyesi verilmiş pamukta da kıvrımlar kaybolur

140 ve lif şişer, merserize pamuktan ayırmak için aşağıdaki onaylayıcı deneyler uygulanır. Numune % 18 lik sodyum hidroksit çözeltisi ile şişirilir, yıkanır ve doymuş kongo kırmızısı (C.I Direkt red 28 in doymuş çözeltisi ) çözeltisinde 10 dakika boyanır. % 18 lik sodyum hidroksit çözeltisine konularak mikroskop altında muayene edilir. Bu durumda merserize pamuk lifleri çok açık pembe renge boyanır ve yapışmazlar. Organdiler ise parlak kırmızı renge boyanırlar ve lifler bir miktar yapışır. 12-KURUMA BÜKME DENEYİ: Yaş keten lifi bir ucundan tutularak serbest ucu gözlemci yönüne kurumaya bırakılır ise saat ibresi yönünde döner, Kendir lifi aynı şartlarda ters yöne döner. (aynı işlem merserize görmüş keten ve kenevir liflerinde de başarılı bir şekilde uygulanabilir). -Lif demetleri önce birkaç dakika suda bırakılır ve cımbızla alınarak sıcak levha üzerinde kurumada, bükülmenin durmasına kadar beklenilmelidir ve kuruma sırasında bükülme izlenir. Bu deneyde pamuk lifleri normal olarak ters yönde bükülür. Rami ve ısırgan otu lifleri ketendeki gibi aynı yönde de kuruma bükümü verir. Diğer liflerin çoğu kendirle aynı yönde kıvrılır. 13-BİLLİGHAME DENEYİ: Numune metilen klorürde yıkanarak yağı giderilir ve kurutulur. % 5 lik nitrik asitte (5.5 ml nitrik asitte (d: 1.4 gr/cm3) 92.3 ml suya ilave edilerek hazırlanır ) 5-10 dakika kaynatılır, yıkanarak asit giderilir, soğuk N sodyum hipokloritte 10 dakika bekletilir ve daha sonra kurutulur. Abaka (manila kendiri) portakal rengi, sisal ve diğer yaprak lifleri açık sarı bir renk alırlar. 14-İŞLEM GÖRMÜŞ REJENERE SELÜLOZİK LİFLERİN AYRILMASI VE TANINMASI: -Üre veya triazon reçinesi uygulanmış ise; soda-kireç deneyinde azot bulunur. Furfurol deneyi ile kırmızı renk verir. Pikrik asit ile çökelek oluşmaz. -Halkalı üre reçinesi uygulanmış ise; soda-kireç deneyinde azot bulunur. Furfurol deneyinde portakal renginden sarıya kadar renk elde edilir. Pikrik asitle çökelek oluşmaz. -Melamin reçinesi uygulanmış ise; soda-kireç deneyinde azot bulunur. Furfurol deneyinde sarı renk elde edilir ve pikrik asit deneyinde sarı ve çok çökelek oluşur. -Formaldehit reçinesi uygulanmış ise soda-kireç deneyinde azot tesbit edilemez, kromotropik asit deneyinde koyu kırmızı-menekşe renk elde edilir. -Glioksal uygulanmış ise soda-kireç deneyinde azot tesbit edilemez, kromatografik asit deneyinde renksiz bir ortam oluşur. 15-SODA-KİREÇ DENEYİ: Küçük bir yakma tüpündeki liflerin üzeri soda-kireç (sodyum karbonat-kalsiyum hidroksitin toz haline getirilmiş eşit ağırlıktaki karışımı) ile kaplanır. Sıçramayı önlemek için tüpün ağzına pamuk veya cam kapak konur. Tüpün kuvvetli alevde ısıtılarak çıkan buhar ıslak bir kırmızı turnusol kağıdı ile temas ettirildiğinde buharın oluşan amonyak nedeni ile kuvvetli bir alkali reaksiyonu vermesinden liflerde azot bulunduğu anlaşılır. 16-FURFUROL DENEYİ: Yaklaşık 0.1 g deney numunesi 5 ml furfurol çözeltisi ile (20 ml aseton, 20 ml su, 10 ml derişik hidroklorik asit ve 1 ml yeni damıtılmış furfurol karıştırılarak hazırlanır) 5 dakika kaynatılır, üre veya triazon reçinesi varsa kırmızı renk, diğer reçinelerle portakaldan sarıya kadar renk oluşur.

141 17-PİKRİK ASİT DENEYİ: Apreli lifin 3 dakika 0.1 N hidroklorik asitte kaynatılarak elde edilmiş ekstraktı süzülür. Buna bir kaç damla doymuş pikrik asit çözeltisi eklenir. Yoğun bir sarı çökelek melaminin varlığını işaret eder. Diğer reçineler hidroliz olurlar ve çökmezler. 18-KALSİYUM ALJİNAT METOTLARI: LİFLERİNİN ONAYLAYICI TANIMLAMA -Bir tutam lif alınır ve karbon tetraklorür (d: 1.6) içerisine konur. Lifler kalsiyum aljinat ise batar (d: 1.7) -% 2 lik sodyum hidroksit ile kaynatıldığında kalsiyum aljinat parlak sarı renge döner. -Ağırlığının 10 katı % 3 lük sodyum karbonat içerisinde ılık hale gelinceye kadar ısıtılır. Çözelti süzülür, küçük bir hacme kadar suyu uçurulup derişik hale getirilir ve sülfürik asit ile asitlendirilir. Kalsiyum aljinat erir ve asitlendirildiğinde renksiz jel halinde aljinik asit çöker. -Orto-nitrobenzaldehit deneyi: Bir parça süzgeç kağıdı o-nitro benzaldehitin 2 N sodyum hidroksitteki doymuş çözeltisinde (her seferinde yeni çözelti hazırlanır, çözelti dayanıklı değildir) ıslatılarak deney kağıdı hazırlanır. Dikey durumdaki küçük bir yakma tüpünün dibinde deney numunesi yavaşça piroliz edilir. Çıkan buharla taze ıslatılmış deney kağıdı parçası ile temas ettirilir. Kalsiyum aljinat liflerinin varlığında deney kağıdı maviye boyanır. 19- CAM LİFLERİNİN KİMYASAL YAPISI: Cam lifi SiO2%, Al2O3%, CaO%, Mg%, B2O3%, Alkali%, ZrO2%, TiO2%, PbO % E-Tipi cam 54 (düşük alkali) Soda-kireç 65 (borosilikat) A-Tipi cam 73 (yüksek alkali) Kireçsiz 60 Borosilikat Kurşun 34 Camı Yüksek 65 sıcaklığa dayanıklı cam Doğal Elyafın Fiziksel Karakteristikleri; Renk, çap ve yukarıda tanımlanan müteferrik fiziksel özellikler doğal lifler için kayda geçilmelidir. Aşağıdaki karakteristikler de kayıt altına alınmalıdır. Hayvan kıllarının başlıca morfolojik özellikleri, kök, medülla, korteks ve kütiküldür; diğer kıl dibi çukuru yapıları da, türlerin tefrik edilerek tanımlanmaları için yararlı öğelerdir. Medüller ve kortikal yapılar, amaca elverişli bir montaj ortamı içerisindeki bir slayta monte edilmiş kıllar üzerinde daha iyi izlenebilirler. Kütiküler pullar, saydam polimer içerisine döküm baskılar (pul baskıları) üzerinde daha iyi bir biçimde gözlemlenebilirler. Pul sayımları (100 mikrometrede pul sayısı), özel kürk lifleri türlerinin birbirlerinden ayırt edilmeleri için yararlıdır. Tırtıllar tarafından üretilen bir protein elyafı olan ipek, hayvan kıllarından farklı morfolojik özelliklere sahiptir. İpeğe özgü bazı özellikler, kesit işaretleri ve yuvarlatılmış köşeli üçgen kesite bir kama gibi ayrıntıları da kapsarlar. Tekstil yapılarında ipek, ârızi olarak birbirine yapışık çiftli lifler ancak daha bir sıklıkla tekli lifler halinde görünebilirler. Bitkisel menşe li liflere teknik elyaf (ip, çuval, hasır, vb.) olarak veya münferit hücreler (öğeler) (kumaşlar ve kağıtlar) olarak rastlanır.

142 Teknik liflerin tetkiki, epidermal (deri) dokunun ve kristallerin araştırılmasını ve bir kesitin hazırlanmasını da kapsamalı, ayrıca odun özü için bir kimyasal test de yapılmalıdır. Münferit hücrelerin incelenebilmesi için, teknik lifler sıvıda bekletilerek yumuşatılmalı, kumaşlar ayrı yerde taranmalı ve kağıtlar tekrar hamura dönüştürülmelidir. Hücre duvarları ve lümenin göreceli kalınlığı, hücrenin uzunluğu ve dislokasyonların varlığı, tipi ve dağılımı kayda geçilmelidir. Diğer karakteristik hücreler de kaydedilmeli ve güvenilir hakiki hücrelerle karşılaştırılmalıdır. -Üretilmiş Elyafın Fiziksel Karakteristikleri; Dairesel liflerin çapı, kalibre edilmiş bir oküler gratikülünün kullanılması sureti ile ölçümlenebilir. Dairesel olmayan lifler özel tanılara gereksinim gösterirler. Bir örnek içerisindeki liflerin çapları eş-değerli olmadığı takdirde, örnek tarafından sergilenen çap değerleri kademe aralığının belirlenmesi tavsiye edilir.lifin uzunluğu boyunca renk eş-biçimli veya değişken olabilir. Örnek içerisindeki liflerin renk değişkenliği kayda geçirilmelidir. İnceleyici,boyalı, boyalı yüzeyli ve pigmente lifler arasında tefrikte bulunabilmelidir. Matlaştırıcı partiküllerin varlığı veya yokluğu, yararlı bir karşılaştırma özelliğidir. Varoldukları takdirde, boyutları, biçimleri, dağılımları, göreceli bollukları ve genel görünümleri kayda geçilmelidir. Matlaştırıcı partiküller, her hangi bir özel jenerik lif tipi için gösterge değerinden mahrum olsalar da, üretici tarafından gereksinim duyulan uç-kullanım özelliklerinin karakteristiği olabilirler. Matlaştırıcılar ayrıca üretilmiş liflerin tanımlanmasına da yararlar. Amaca elverişli bir montaj ortamı içerisindeki cam slaytlara uzun eksenleri doğrultusunda bakıldığında, liflerin belirgin kesitsel şekilleri lif içerisinden yavaşça odaklama yapmak sureti ile, çoğunlukla belirlenebilirler (optik seksiyonlama). Fiili lif kesitleri, kesitsel biçim hakkında en iyi bilgiyi temin ederler. Üretim çizikleri, hasar ve yüzey döküntüleri (damlacıklar, kan veya diğer yabancı materyal) gibi yüzey karakteristiklerini kayda geçiniz. Yüzey çizikleri, refraktif endeksi lifin refraktif endeksinden anlamlı ölçekte farklı olan bir montaj ortamı içerisinde daha belirgin görüntü verirler. -İnorganik Elyafın Fiziksel Karakteristikleri; Mineral lifler çoğunlukla asbest olarak isimlendirilirler ve bu sözcük çoğu doğal olarak oluşan lifli hidrate silikat mineralleri için kullanılan genel bir terimdir. Asbest mineralleri, krizotil, armozit, krosidolit, lifli termolit/aktinolit ve lifli antofilliti de kapsarlar. Krizotil, katman silikatları olan serpantin grubuna dahildir. Diğer asbest mineralleri amfibollerdir ve zincir silikatları olarak sınıflandırılmaktadırlar. Asbest lifleri, tek başlarına veya diğer bileşenlerle karışmış olarak, inşaat materyali ve izolasyon ürünlerinde oluşabilirler. Krizotil, çoğunlukla bir dokuma kumaş olarak rastlanan bir asbest mineralidir ancak asbest minerallerinin herhangi birisi, contalar gibi preslenmiş tabakalarda bulunur. Potansiyel sağlık riski taşımaları bağlamında, asbest liflerini analize tâbi tutarken dikkat ve özen gösteriniz. Tüm asbest mineralleri, polarize ışık mikroskopisi yöntemi sayesinde optik özellikleri ile kolaylıkla ayırt edilerek, tanımlanabilirler. Her ne kadar esas olarak mütâlaa edilmese de, dispersiyon lekelemesi son derece yardımcıdır. Enerji yayıcı spektrometrili tarayıcı elektron mikroskopisi, asbest minerallerinin karakterize edilmesi için kullanılabilir. Asbestin ayırt edilerek tanımlanması için uygulanan mikroskopik olmayan teknikler, X-ışını diffraksiyonunu ve kızıl-ötesi spektroskopiyi de kapsarlar. Cam elyafı çoğunlukla inşaat materyali ve izolasyon ürünlerinde bulunmaktadır. Cam elyafı aynı zamanda yapay vitröz elyaf olarak da isimlendirilmektedir. Cam elyafının üretimi için kullanılan başlatma materyali bazında, bunlar üç kategori altında sınıflandırılmaktadır: fiberglas (cam elyafı) (sürekli veya süreksiz) (devamlı veya devamsız elyaf ), mineral yün (kaya yünü ve izabe köpüğü yünü) ve refrakter seramik elyaf (cam seramik elyafı). Alüminyum oksit, silikon karbür, zirkonyum oksit ve karbon gibi tek kristal ve polikristalize refrakter elyaf, cam elyafı olarak mütâlaa edilmediğinden, bu kapsama dahil edilmemiştir. Klasik daldırma yöntemleri ile uygulanan ışık mikroskopisi, cam elyafının sınıflandırılması ve karşılaştırılması için refraktif endeksinin belirlenmesi için kullanılmaktadır. Yayılma lekelemesi tekniği, refraktif endeksinin ve bir örnek içerisindeki refraktif endeksi değişiminin belirlenmesi için yararlı olabilir. Sürekli olmayan cam elyafı yünü, kaya yünü ve izabe köpüğü yününün refraktif endeksinin belirlenmesi ve

143 karşılaştırılması, lifleri tavlayarak sertleştirmek ve çift değişim (varyasyon) yöntemini kullanmak sureti ile de gerçekleştirilebilir. %10 luk HCl kullanmak sureti ile ergiyebilirlik testleri yapılmalı ve test sonuçları kaydedilmelidir. Bazı cam yünü ürünleri içerisinde bir bitiştirme reçinesi de bulunabilir ve UV ışık altında flüoresans yaratabilir. Enerji yayıcı Xışını spektrometreli tarayıcı elektron mikroskopisi, yüzey elemental bileşimi oluşturmak için kullanılabilir. Elemental oranlar, karşılaştırma amaçları için kullanılabilirler. Enerji yayıcı spektrumun veya elemental bileşim içerisindeki yapay değişimin kazanılması sürecinde, tüm absorpsiyon etkilerinin elimine edilmesi gereklidir. 20-LİFLERİN MİKROSKOP ALTINDA İNCELENMESİ: Elyafların mikroskopik analizinde kullanılan terimler; -Anisotropik; Polarize ışık altında bakıldığında, ışığın içerisinden geçiş yönüne göre değişkenlik gösteren optik özelliklere sahip bir objenin bir karakteristiği. -Bariyer filtresi; Elyaf tarafından absorbe edilmeyen gereksiz eksitasyon ışığını yok eden ve tercihli olarak yalnızca kesme (cut-off) dalga boyundan daha büyük dalga boyuna sahip ışığın geçirilmesine olanak sağlayan ve flüoresans mikroskobun da kullanılan bir filtre. -Becke hattı; Elyaf, kendi refraktif endeksinden farklı bir ortam içerisine monte edilmiş olduğunda ve en iyi foküs içerisinde hareket ettirildiğindeki sınıra göre hareket eden elyafın sınırının yanındaki parlak hâle. -Becke hattı yöntem; Elyafın; foküs değiştiğinde, Becke hattının hareket yönünü kaydetmek sureti ile, monte edildiği ortama özgü (refraktivite) refraktif endeksini tespit etmenin bir yöntemi. Becke hattı; fokal mesafe arttırıldığında ve fokal mesafe objektiften öteye doğru azaltıldığında, daima daha yüksek refraktif endeksine sahip ortama doğru (elyaf veya elyafın monte edildiği ortam) ve örnek objektife doğru hareket ettirildiğinde de, daha düşük refraktif endeksine sahip ortama doğru hareket eder. -Birefrenjans; Elyafın, n - n formülünden elde edilen refraktif endekslerindeki sayısal fark. Birefrenjans, lif içerisindeki belirli bir noktada, B= r (nm)/1000t ( m) formülünün kullanılması yolu ile geciktirmenin (rötardasyonun) r ve kalınlığın T belirlenmesi sureti ile hesaplanabilir. -Karşılaştırma mikroskobu; İki örneğin, simültane biçimde (peş-peşe), hem yöneltilen (transmisyon), hem de yansıtılan (refleksiyon) ışık altında incelenebildiği bir optik köprü sayesinde birleştirilen iki mikroskoplu bir sistem. -Kompansatör; Elyaf tarafından sergilenen sabit veya değişken geciktirmede (rötardasyonla) karşılaştırılabilir sabit veya değişken geciktirilmenin (rötardasyonun) girilmesi için, bir polarizasyon mikroskobunun ışık yolu (path) içerisine yerleştirilebilen optik aygıtların her hangi bir türü. Bu durumda elyafın rötardasyonu ve elongasyon işareti belirlenebilir. Kompansatörlerde sabit veya değişken kalınlığa sahip sabit bir mineral plaka veya döndürülebilir bir mineral plaka veya bir ayar miktarı ile optik ize (path) verilen kalınlığı (ve girilen rötardasyonu) değiştirmek için, eğiklik verilmek sureti ile kalınlığı değiştirilebilir bir mineral plaka kullanılabilir. -Tam-dalga kompansatörü (veya kırmızı plaka); Bu kompansatörde genel olarak, 530 ilâ 550 nm arasında sabit bir rötardasyon (yaklaşık olarak Michel-Levy cetvelindeki birinci sıra kırmızı ışığının rötardasyonu) giren bir alçı taşı, selenit veya kuartz plaka kullanılmaktadır. -Çeyrek-dalga kompansatörü; Bu kompansatörde genel olarak, 125 ilâ 150 nm arasında sabit bir rötardasyon giren bir mika plaka kullanılmaktadır.

144 -Kuartz kamalı kompansatör; Bu kompansatörde, çok sayıda enterferans renkleri sıralarına dek uzanan sürekli değişken rötardasyona (genellikle 3 den 7 e dek) sahip, quartzdan kesilmiş bir kama kullanılmaktadır. -Sénarmont kompansatörü; Bu kompansatörde, kalibre edilmiş bir döner analizörle, paralel 0 konumundaki örnek üzerine yerleştirilen bir çeyrek-dalga plakası kullanılmaktadır. Bu kompansatör alçak rötardasyon ölçer ve monokromatik ışık kullanılmasına gereksinim gösterir. -Eğilmeli kompansatör (Berek kompansatörü; Bu kompansatör tipik olarak, yaklaşık on sıralarına dek değişken rötardasyon girmek için, bir kalibre merdane ile eğim verilebilir bir kalsit veya kuartz plaka içermektedir. -Korteks; Uzatılmış veya iğ biçimli hücrelerin saç telinden ibaret ana yapılaştırma öğesidir. Korteks, pigment zerrecikleri, kortikal füzi deyimi ile anılan hava boşluğu alanları ve ovoid ögeler deyimi ile anılan yapıları içerebilir. -Kıvrım; Bir elyafın dalgalılığının tanımlayıcı sözcüğüdür. -Geçiş işaretleri (krosover); İpek lifleri boyunca uzanan ve bütünsel olarak kurumaları öncesinde, haddeden çekme ipek liflerinin üst üste binmesi sonucunda oluşan eğik konumlu, düzlenerek yassılaştırılmış alanlardır. -Kütikül; Bir saç teli dip çukurunun dış yüzeyini oluşturan pullar katmanından oluşan yapıdır. Kütiküler pullar normal olarak üç temel tip altında sınıflandırılırlar: koronal (taç biçimli), bükümlü (taç yaprağı biçimli) ve bindirmeli (düzlenmiş). -Matlaştırıcı; Genellikle titanyum dioksitten ibaret olan ve üretilmiş elyafın lostrasını (parlaklığını) hafifleterek donuklaştırmak için kullanılan bir pigmenttir. -Dikroizm; Düz polarize ışık altında farklı eksenler boyunca bakıldığında farklı renkler, özellikle iki farklı renk sergileme özelliğidir. -Dislokasyonlar; Doğal elyafta (keten, rami, jüt, kenevir) elyafın hücre duvarı boyunca var olan ve X, I ve V biçimli olarak oluşan belirgin özelliklerdir. Bu özellikler çoğunlukla elyafın tanımlanması için yararlıdırlar. -Birefrenjansın dağılması (dispersiyonu); Işığın dalga boyuna göre birefrenjansın değişmesidir. Özel bir elyafta birefrenjans dağılması kayda değer ölçekte olduğu takdirde, Michel-Levy tablosunun düzenli renkskalasında görülmeyen anormal enterferans renkleri ortaya çıkabilir. Birefrenjansın önemli düzeyde dağılması, yüksek ölçekte birefrenjans elyafta rötardasyonun doğrulukla saptanabilmesini de engelleyebilir. -Dağılma lekelemesi; Biçimli durdurucular sayesinde, refraktivite endeksinin tespit edilmesi için bir tekniktir. Bir halka biçimli durdurucunun kapalı iris alt-kademesi ile kullanılması durumunda, bir yüksek dağılma ortamına monte edilen elyaf, elyaf ve ortamın refraktif endeksi uyumunda eşleştikleri yerde, renklenmiş bir dalga boyu sınırı gösterecektir. Bir merkezi durdurucunun kullanılması durumunda ise, elyaf, halka biçimli durdurucu kullanımında görülen renklere uyumlu renkler sergileyecektir. -Boya; Tekstil yapılarına renk katan ergiyebilir maddelerdir. Boyalar, benzer kimyasal karakteristiklere sahip gruplar (örneğin; anilin, asit ve azo) altında sınıflandırılırlar. Boyalar; kimyasal reaksiyon, absorpsiyon veya dispersiyon yöntemleri ile elyafa katılırlar.

145 -Eksitasyon (uyarma) filtresi; Flüoresans mikroskobunda kullanılır ve değişik ve çeşitli alttabakalarda gözle görülebilir bir flüoresans endükte etme niteliğine sahip, spesifik enerji bantları veya dalga boyları iletimine olanak sağlar. -İnorganik elyaf; Doğal mineral (örneğin krizotil asbesti) menşe li ve yapay mineral (örneğin, fiberglas cam elyafı-) menşe li bir elyaf sınıfıdır. -Enterferans renkleri; Bir birefrenjan materyal, çapraz polerler arasında ve bir noneksteksiyon (sönümsüzlük) konumunda incelendiğinde, beyaz ışığın iki faz-dışı ışınının enterferansı ile oluşan renklerdir. Birefrenjan elyafın belirli bir noktasındaki rötardasyon, gözlemlenen enterferans renginin, Michel-Lévy tablosundaki renkle karşılaştırılması sureti ile tespit edilebilir. -İzotropik; İçerisindeki optik özellikler, obje üzerinden geçen ışık yayılımının (propagasyon) titreşiminin (vibrasyon) yönü bağlamında olmaksızın kalıcılığını sürdürdüğü bir objeye özgü bir karakteristiktir. -Lignin (odun özü); Odunun karbonhidrat olmayan bölümünün esas ağırlıklı öğesi olup, selülozik elyafı birbirine yapıştıran bir amorf polimerik öz-maddedir ve ahşabın hücre duvarının temel bileşim öğesidir. -Lümen; Birçok doğal elyafta (örneğin; pamuk, keten, rami, jüt, kenevir) varolan kavite (oyuk) veya merkezi kanaldır ve varlığı ve yapısı, genellikle elyafın tanımlanması için yarayışlıdır. -Lüster(lostra); Işığı yansıtmasının (refleksiyon) sonucu olarak bir elyafın hâiz olduğu ışıltıyı veya pırıldamayı ifade eder. Üretilen elyafın lostrası çoğunlukla bir matlaştırıcı pigmentin kullanılması sureti ile değişime uğratılmaktadır. -Üretilmiş elyaf; Sentetik polimerler, değiştirilmiş (modifiye) veya dönüştürülmüş (transforme) doğal polimerler ve camdan ibaret olabilen elyaf oluşturucu tabii maddelerden üretilen çeşitli elyaf aileleri sınıfının tanımlayıcı ifadesidir. -Medülla; Bir seri içsel hücrelerden veya bir süngerimsi amorf kütleden oluşan ve saç telinin merkezi bölümünü oluşturan kısımdır. Havayla dolu olabilir ve bu durumda, aksettirilmiş ışık veya yansıtılmış (reflekte) ışık altında saydamsız veya siyah olarak görüntü verir. Hayvan kılında; üni-serisel veya mülti-serisel merdiven medülla, sellüler (hücresel) veya vaküole (boşaltılmış) medülla ve kafes medülla gibi çeşitli tipleri tanımlanmıştır. -Michel-Lévy tablosu; Bir anizotropik elyaf için, diğer ikisi bilindiğinde, bu üç değişkenden her hangi birisinin de belirlenebilmesine olanak sağlayan, kalınlık, birefrenjans ve rötardasyon değişkenleri tablosudur. -Mikroskobik; Mikroskoba veya bir mikroskobun kullanımına ilişkin anlamında bir sıfattır. -Değişim (modifikasyon) oranı; Dairesel olmayan (non-sirküler) elyaf kesitlerinin karakterizasyonu için kullanılan bir geometrik parametredir. Değişim oranı, lifin dış çapı ile özün çapı arasındaki boyutsal orandır, aynı zamanda görünüm oranı ifadesi ile de tanımlanabilir. -Doğal elyaf; Bitkisel menşe li (örneğin; pamuk, keten, rami), hayvansal menşe li (örneğin; ipek, yün ve kürk çeşitleri) veya mineral menşe li (örneğin, asbest) elyaf sınıfının tanımlayıcı ismidir.

146 -Pigment; Elyafın matlaştırılması veya renklendirilmesi için kullanılan, incelikle kıyılmış ergimez materyaldir (örneğin; titanyum dioksit, demir oksit). -Düz polarize ışık; Tek düzlem üzerinde titreşen ışıktır. -Pleokroizm; Düz polarize ışık altında farklı eksenler boyunca bakıldığında farklı renkler, özellikle farklı üç renk sergileme özelliğidir. -Polarize ışık; Tek yayılma (propagasyon) ve tek titreşim (vibrasyon) yönlü ışık ışını demetini tanımlayan ifadedir. Titreşim (vibrasyon) yönü daima yayılma (propagasyon) yönüne diktir. Bu demet, bir polarizasyon filtresinin kullanılması sureti ile adi ışıktan yansıtma ile (refleksiyonla) veya amaca elverişli bir pleokroik madde ortamı içerisinde çifte yansıtmayla (refleksiyonla) oluşturulur. -Polarize ışık mikroskobu; Birisi kademe altında (polarizör), diğeri de kademe üzerinde (analizör) olmak üzere, iki polarizasyon filtresi ile donatılmış bir mikroskoptur. -Bir polarizörün- öncelikli (ayrıcalıklı) yönü; Polarizör den çıkan ışığın sınırlandırıldığı titreşim (vibrasyon) yönüdür. Refraktivite endeksi; Saydam bir ortam için, bir boşluk ortamındaki (vakum) ışık hızının, bu ortamdaki ışık hızına olan oranından ibaret olan boyutsuz bir sayıdır. -Göreceli (rölatif) refraktif endeksi; Elyafın refraktif endeksinin, kendisini çevreleyen ortamın refraktif endeksine göre kıymetlendirilmesidir. -Rötardasyon r (geciktirme); Bir anizotropik liften kaynaklandıklarında, çifte yansıtılmış (refrakte) bir ışının diğer ışın arkasındaki fiili açıklık mesafesidir. İki refraktif endeksi, n - n ve lifin kalınlığı bağlamında değişkenlik gösterir. -Uzama (elongasyon) işareti; Refraktif endekslerine göre, bir lifin uzamasına (elongasyonuna) atfedilen bir elyaf özelliğidir. Yüksek refraktif endeksi yönünde uzama (elongasyon) durumunda lif pozitif (+), düşük refraktif endeksi yönünde uzama (elongasyon) durumunda ise negatif (-) işaretli olarak tanımlanır. -Sferülitler (kürecikler); Dış yüzeye bir küre gibi düzlem yüzeye doğru tümü dikey doğrultuda yönlenmiş iğneler veya çubuklardan oluşan kürelerdir. Pelte veya konsantre çözelti alanlarından kaynaklanan polimer kristalizasyonunun bilinen biçimini oluştururlar. -Stereomikroskop; Her birisi bir göz için olmak üzere iki bağımsız optik sistemden oluşan ve örneğin stereoskopik bir görüntüsünün izlenmesine olanak sağlayan bir mikroskoptur. -Yüzey boyası; Elyafın yüzeyine bitişen renklendiricidir. -Sentetik elyaf; Kimyasal bileşimlerden sentetik olarak üretilmiş polimerik elyaf sınıfının (örneğin; naylon, polyester) tanımlayıcı ifadesidir. -Teknik elyaf; Fiziksel veya kimyasal olarak ayrılabilen ve karakteristiklerinin tanımlanması için incelenebilen münferit uzatılmış (elonge) hücrelerden oluşan bir doğal elyaf demetidir (örneğin; kenevir, jüt ve sisal keneviri ). -Termoplastik elyaf; Yüksek sıcaklık ortamlarında yumuşayarak, ergiyen ve soğutulduğunda tekrar katılaşabilen bir sentetik elyaftır.]. Lifler mikroskop camı ile lameli arasına kuru olarak yerleştirilir, mikroskop odaklanır, çözücü damalatılarak lifler incelenir ve çözünüp çözünmediklerine bakılır, bu işlemde lamelin altındaki liflerin çözünmesi daha yavaş olabileceğinden bazı çözücülerin kırılma indislerinin lifinkine yakın olması nedeni ile lifin

147 görünmeyebileceği hususuna dikkat edilmelidir. Şüpheli bir durum halinde lifler önceden boyanmalıdır.

148 -LİFLERİN MİKROSKOBİK ANALİZİ; Lifler ilk önce bir stereo-mikroskop altında incelenmelidir. Kıvrım, uzunluk, göreceli çap, lostra, görünür kesit, hasar ve yapışmış artıklar gibi fiziksel özellikler kaydedilmelidir. Bundan sonra lifler, sentetik, doğal veya inorganik gibi geniş ve kapsamlı gruplar altında muvakkat olarak sınıflandırılabilirler. Örnek, iplikler, telcikler veya kumaş parçaları içermekte ise, yapısı da kayıt altına alınmalıdır. Stereoskop altında fiziksel karakteristiklerinin tümünün aynı olduklarının görülmesi durumunda, lifler bir karşılaştırma mikroskobu altında tetkike tâbi tutulmalıdır. Bu nokta-nokta ve yan-yana tetkik, lifleri ve özellikle aynı olmadıkları gözlemlenen lifleri birbirlerinden ayırt etmek için, kıymet taşıyan bir tekniktir. Liflerin fiziksel karakteristikleri, bilinen ve tetkike tâbi tutulanların aynı olup, olmadıklarının saptanması amacıyla bir karşılaştırma mikroskobu altında görsel olarak tetkik edilmelidir. Daha sonra yapılacak demonstrasyonlar için, öne çıkan belirgin özelliklerin fotoğrafla tespit edilmeleri önerilir. Karşılaştırmalar, aynı aydınlatma koşulları altında ve aynı büyütmeler ölçeğinde, amaca uygun biçimde kalibre edilmiş ve hızlandırılmış (aligned) bir mikroskobun kullanılması sureti ile yapılmalıdır. Karşılaştırma mikroskopları için bu durum, ışık kaynağının renk dengelenmesine de gereksinim yaratabilir. Bu amacın en etkin biçimde gerçekleştirilebilmesi için, iki lif veya aynı menşe li iki lif örneği, daha sonra karşılaştırılmak üzere, iki mikroskop slaytı üzerine monte edilmelidir. İki örnekten alınacak olan görsel yanıtlar yaklaşık olarak aynı renk, aynı parlaklık ve aynı duruluk olmalıdır. Dengeli nötr bir zemin rengi uygundur (optimaldir).muvakkat ve kalıcı lif montajları için amaca elverişli pek çok ortam bulunmaktadır. Montaj ortamının seçimi temin edilebilirlik, özel uygulamalar ve tetkik edicinin tercihi bağlamındadır, bununla beraber aşağıdaki belirli kriterlerin karşılanması gereklidir. Bir tetkik edici, bir montaj ortamının (özellikle solvent esaslı ortamların), özellikle uzun montaj süreçleri aşamasında, tekstil elyafı üzerindeki tahripkâr etkilerinden haberdâr olmalıdır. Monte edilen liflerin bir kısmının önceden mikroskobik olarak ve kimyasal analizlerle incelenmesi tercih edilmelidir. Liflerin müteakiben teste tâbi tutulmak amacı ile çıkartılmaları için montaj ortamı, lifin yapısını veya bileşimini etkilemeyecek olan bir solvent kullanılarak kaldırılmalıdır. Mikroskobik olarak karşılaştırılacak olan lifler bir montaj ortamı içerisine monte edilmelidir. Hem tetkike tâbi tutulmuş, hem de bilinen lifleri için aynı montaj ortamı kullanılmalıdır. Refraktif endeksinin tespit edilmesi için solvent esaslı bir montaj ortamı kullanıldığı takdirde, montaj ortamının refraktif endeksi sağlam refraktif endeksi standartlarına karşı düzenli aralıklarla kontrol edilmeli ve gereken durumda, solvent ilave edilmesi sureti ile uygun değerine tekrar ayarlanmalıdır. Ayrıca, ortamın refraktif endeksi, doğrudan ölçümlenebilir ve bu değer inceleyici tarafından kayda geçirilebilir. Böyle bir ortamın sürekli kalıcı montaj için kullanılması durumunda, İnceleyici, solventin buharlaşmasını müteakiben sıvı ortamın ve reçinenin farklı refraktif endekslerinin olacağından haberdâr bulunmalıdır. Refraktif endeksi tespiti için kullanılan sıvıların, nd deki refraktif endeks birimlerinin artı veya eksi 0,0005 alanında bulunacakları bilinmelidir. Amaca uygun ve elverişli ortam sıcaklık derecesi düzeltmelerinin yapılabilmesi için, her sıvının sıcaklık derecesi katsayısı değerleri (dn/dt) gibi, C sıcaklık dereceleri alanını kapsayan ve derecenin onda birine göre taksimatlandırılmış bir termometrenin de el altında bulunması sağlanmalıdır. Dispersiyon (yayılma) lekelemesi ve Becke hattı yöntemi için, yüksek yayılma sıvıları (V < 30) tercih edilir. Cargille refraktif endeksli sıvılar bu amaç için elverişlidir ve liflerin refraktif endeksi ölçümleri için kullanılmaları tavsiye edilir. -polarize ışık-tek yayılma (propagasyon) ve tek titreşim (vibrasyon) yönlü ışık ışını demetini tanımlayan ifadedir. Titreşim (vibrasyon) yönü daima yayılma (propagasyon) yönüne diktir. Bu demet, bir polarizasyon filtresinin kullanılması sureti ile adi ışıktan yansıtmayla (refleksiyonla) veya amaca elverişli bir pleokroik madde ortamı içerisinde çifte yansıtmayla (refleksiyonla) oluşturulur. -polarize ışık mikroskobu; Birisi kademe altında (polarizör), diğeri de kademe üzerinde (analizör) olmak üzere, iki polarizasyon filtresi ile donatılmış bir mikroskoptur.

149 21-DENEY RAPORU: Deney raporunda en az aşağıdaki bilgiler bulunmalıdır. 1. Deneylerin yapıldığı laboratuarın adı, deneyi yapanın ve/veya raporu imzalan yetkilinin adları ve görevleri ve meslekleri, 2. Deney tarihi, 3. Numunenin tanıtılması, 4. Deneyde uygulanan stendartların numaraları, 5. Deney sonuçlarını değiştirebilecek etkenlerin sakıncalarını önlemek üzere alınan tedbirler, 6. Uygulanan deney metodunda belirlenemeyen veya zorunlu görülmeyen fakat deneyde yer almış olan işlemler, 7. Rapor tarihi ve rapor numarasıdır. PAMUK KETEN

150 KOKO

151 VİSKOZ SELÜLOZ ASETAT

152 POLİESTER KAZEİN

153 YÜN DEVE TÜYÜ TİFTİK

154 İPEK KAŞMİR NAYLON

TEKSTİL TEKNOLOJİLERİ EL KİTABI

TEKSTİL TEKNOLOJİLERİ EL KİTABI TEKSTİL TEKNOLOJİLERİ EL KİTABI Yaşar ÇİFTÇİ İSTANBUL GÜMRÜK LABORATUVAR MÜDÜRÜ TEKSTİL LABORATUVARININ SORUMLU OLDUĞU FASILLAR AŞAĞIDA BELİRTİLMİŞTİR Fasıl No 41 Fasıl Başlığı 42 Deri Eşya; Saraciye Eşyası

Detaylı

Tekstil Mühendisliğine Giriş DOKUMA TEKNOLOJİSİ

Tekstil Mühendisliğine Giriş DOKUMA TEKNOLOJİSİ İstanbul Teknik Üniversitesi Tekstil Teknolojileri ve Tasarımı Fakültesi Tekstil Mühendisliği Bölümü TEK111 Tekstil Mühendisliğine Giriş DOKUMA TEKNOLOJİSİ Dokuma Teknolojileri Dersi Öğretim Üyeleri: Prof.Dr.Emel

Detaylı

TEBLİĞ. DışTicaret Müsteşarlığından:

TEBLİĞ. DışTicaret Müsteşarlığından: 31 Aralık 2007 PAZARTESİ Resmî Gazete Sayı: 26743 (Mükerrer) DışTicaret Müsteşarlığından: TEBLİĞ BAZI BOYAR MADDELERİN İTHALİNE İLİŞKİN TEBLİĞ İTHALAT: (2008/15) MADDE 1- (1) İnsan sağlığına zararlıetkilerinin

Detaylı

Dokuma Kumaş Yapisinin Tezgah Eni Boyunca Çözgü Gerginlik Dağilimina Etkisi

Dokuma Kumaş Yapisinin Tezgah Eni Boyunca Çözgü Gerginlik Dağilimina Etkisi www.teknolojikarastirmalar.com Electronic Journal of Textile Technologies 08 (1) 11-17 TECHNOLOGICAL RESEARCHES Makale Dokuma Kumaş Yapisinin Tezgah Eni Boyunca Çözgü Gerginlik Dağilimina Etkisi Gülcan

Detaylı

Tekstil- Kağıt Birimi

Tekstil- Kağıt Birimi T.C. GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI İSTANBUL LABORATUVAR MÜDÜRLÜĞÜ Tekstil- Kağıt Birimi Şubat 2014 Tekstil-Kağıt Birimi 41-67. Fasılların incelenmesi ve GTİP larının belirlenmesinden sorumludur. Fasıl No

Detaylı

HS Code Bölüm Sınıf Ölçü Birimi Vergi Oranı. Canlı hayvanlar Kg 10% 02 Etler ve yenilen sakatat Kg 10% 03

HS Code Bölüm Sınıf Ölçü Birimi Vergi Oranı. Canlı hayvanlar Kg 10% 02 Etler ve yenilen sakatat Kg 10% 03 HS Code Bölüm Sınıf Ölçü Birimi Vergi Oranı 01 1. BÖLÜM-CANLI HAYVANLAR VE HAYVANSAL ÜRÜNLER Canlı hayvanlar 02 Etler ve yenilen sakatat 03 Balıklar, kabuklu hayvanlar, yumuşakçalar ve suda yaşayan diğer

Detaylı

/ 73 İNDİRİMLİ ORANA TABİ TEKSTİL ÜRÜNLERİNİN KAPSAMI

/ 73 İNDİRİMLİ ORANA TABİ TEKSTİL ÜRÜNLERİNİN KAPSAMI 27.03.2006 / 73 İNDİRİMLİ ORANA TABİ TEKSTİL ÜRÜNLERİNİN KAPSAMI 8/3/2006 tarih ve 26102 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2006/10138 sayılı BKK ile tekstil ürünleri, Katma Değer Vergisi oranlarının belirlendiği

Detaylı

Gümrük Laboratuvar Tahlil ÜCRETLERİ EK-24

Gümrük Laboratuvar Tahlil ÜCRETLERİ EK-24 Gümrük Laboratuvar Tahlil ÜCRETLERİ EK-24 YENİSİ--EK-24 TARİFE POZİSYONU TAHLİLİ YAPACAK LABORATUVAR EŞYANIN TANIMI TAHLİL FİYATI (TL) (KDV dahil) 4. FASIL GIDA 8. FASIL GIDA SÜT ÜRÜNLERİ, KUŞ VE KÜMES

Detaylı

TEKSTİL TEKNOLOJİSİ ALANI

TEKSTİL TEKNOLOJİSİ ALANI TEKSTİL TEKNOLOJİSİ ALANI K.Maraş ta en önemli sektör olan tekstil Endüstrisine kalifiye eleman yetiştirmek amacıyla 1995 yılında kurulan okulumuzda; en fazla öğrenciye ve en geniş eğitim ortamına sahip

Detaylı

Güvenlik: Öğrenciler uygulama sırasında kesici, delici, kimyasal zarar verici aletleri kullanırken dikkat etmeleri konusunda uyarılır.

Güvenlik: Öğrenciler uygulama sırasında kesici, delici, kimyasal zarar verici aletleri kullanırken dikkat etmeleri konusunda uyarılır. DERS PLANI B DERSİN ÖĞRETMENİ : BURÇE KURTULMUŞ DERS ADI: Tekstil Teknolojisi KONU: Temel Örme ve Elemanları SINIF: 10. sınıf ÖĞRENCİ TANIMLAMASI : Sınıf 13 kişilik 7 erkek 6 kız öğrenci var. Öğrencilerin

Detaylı

GRUP: 3213. Bu çoraplara düzine başına fire dahil kalın çorap yapıyorsa 0,600 kg. mus iplik, ince çorap yapıyorsa 0,275 kg. sentetik iplik verilir.

GRUP: 3213. Bu çoraplara düzine başına fire dahil kalın çorap yapıyorsa 0,600 kg. mus iplik, ince çorap yapıyorsa 0,275 kg. sentetik iplik verilir. GRUP: 3213 ÖRME KUMAŞ, ÇEŞİTLİ ÖRME EŞYA, BRODE VE NAKIŞ İŞLEME 1- ÇORAP ÜRETİMİ: 1.1 Naylon Kadın Çorabı: a) Koton Makinaları: Naylon kadın çorabı üretiminde koton makinalarının 45 geyç ten itibaren (43

Detaylı

İNŞAAT MALZEME BİLGİSİ

İNŞAAT MALZEME BİLGİSİ İNŞAAT MALZEME BİLGİSİ Prof. Dr. Metin OLGUN Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü HAFTA KONU 1 Giriş, yapı malzemelerinin önemi 2 Yapı malzemelerinin genel özellikleri,

Detaylı

Frezeleme takım kompansasyonu # /49

Frezeleme takım kompansasyonu # /49 Frezeleme takım kompansasyonu Kesici pozisyonlandırma Dikkate alınması gereken: Aşağı frezeleme - Yukarı frezeleme. Aynı anda temas eden diş sayısı Giriş sorunları Çıkış sorunları Kesici pozisyonlandırma

Detaylı

BIVITEC. Yüksek ayırt edici sistemde zor elenebilir dökme ürünler

BIVITEC. Yüksek ayırt edici sistemde zor elenebilir dökme ürünler BIVITEC Yüksek ayırt edici sistemde zor elenebilir dökme ürünler Amaç Eleme amaçlı tasnif dökme ürünlerin işlenmesinde önemli bir adımdır. Binder+Co şirketi BIVITEC i, konvansiyonel eleme tekniğinin yetersiz

Detaylı

M VE KORUNMA ÖNLEMLER

M VE KORUNMA ÖNLEMLER 31 Aralık 2008 ÇARŞAMBA Resmî Gazete Sayı : 27097 (4. Mükerrer) YÖNETMELİK Başbakanlık (Dış Ticaret Müsteşarlığı) tan: BELİRLİ TEKSTİL ÜRÜNLERİ İTHALATINDA GÖZETİM VE KORUNMA ÖNLEMLERİNE DAİR YÖNETMELİKTE

Detaylı

BURSA TECHNICAL UNIVERSITY (BTU) 2 DİŞLİ ÇARKLAR I: GİRİŞ

BURSA TECHNICAL UNIVERSITY (BTU) 2 DİŞLİ ÇARKLAR I: GİRİŞ Makine Elemanları 2 DİŞLİ ÇARKLAR I: GİRİŞ 1 Bu bölümden elde edilecek kazanımlar Güç Ve Hareket İletim Elemanları Basit Dişli Dizileri Redüktörler Ve Vites Kutuları : Sınıflandırma Ve Kavramlar Silindirik

Detaylı

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2018 OCAK AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Şubesi

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2018 OCAK AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Şubesi HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2018 OCAK AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU Hazırgiyim ve Konfeksiyon Şubesi Şubat 2018 Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi 2 HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2018 OCAK

Detaylı

Qualab Kalite Analiz ve Teşhis Laboratuvarı Yalçın Koreş Cad. No: 34 Güneşli 34209 İstanbul Türkiye T: + 90 212 4748183 F: + 90 212 4748188

Qualab Kalite Analiz ve Teşhis Laboratuvarı Yalçın Koreş Cad. No: 34 Güneşli 34209 İstanbul Türkiye T: + 90 212 4748183 F: + 90 212 4748188 ABRAJ NEDİR? Yuvarlak örme sektörünün çok genel bir ifade ile Abraj olarak isimlendirdiği kumaş hatalarının sanıldığından çok daha fazla nedenleri bulunmakla birlikte çoğu zaman bu nedenlerin birbirinden

Detaylı

Şerafettin ÖZIŞIK GÜMRÜK MÜŞAVİRLİĞİ VE GÜMRÜK MÜŞAVİR YARDIMCILIĞI SINAVLARINA HAZIRLIK

Şerafettin ÖZIŞIK GÜMRÜK MÜŞAVİRLİĞİ VE GÜMRÜK MÜŞAVİR YARDIMCILIĞI SINAVLARINA HAZIRLIK Şerafettin ÖZIŞIK GÜMRÜK MÜŞAVİRLİĞİ VE GÜMRÜK MÜŞAVİR YARDIMCILIĞI SINAVLARINA HAZIRLIK İÇİNDEKİLER GÜMRÜK KANUNU TEMEL KAVRAMLAR...17 EŞYANIN GÜMRÜK KIYMETİ...29 SERBEST DOLAŞIMA GİRİŞ REJİMİ...48 TRANSİT

Detaylı

HAVLU ÜRETİMİNDE İHTİYAÇ DUYULAN İPLİK MİKTARININ DAHA ETKİN PLANLANMASI

HAVLU ÜRETİMİNDE İHTİYAÇ DUYULAN İPLİK MİKTARININ DAHA ETKİN PLANLANMASI HAVLU ÜRETİMİNDE İHTİYAÇ DUYULAN İPLİK MİKTARININ DAHA ETKİN PLANLANMASI Mustafa ÇÖREKÇİOĞLU Fatma Filiz ÇALIŞKAN Tevfik YILDIRIM Özet Bu çalışma kapsamında, havlı kumaşların üretimi için gerekli olan

Detaylı

KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ MADEN MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ MADEN İŞLETME LABORATUVARI. (2014-2015 Bahar Dönemi) BÖHME AŞINMA DENEYİ

KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ MADEN MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ MADEN İŞLETME LABORATUVARI. (2014-2015 Bahar Dönemi) BÖHME AŞINMA DENEYİ KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ MADEN MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ MADEN İŞLETME LABORATUVARI (2014-2015 Bahar Dönemi) BÖHME AŞINMA DENEYİ Amaç ve Genel Bilgiler: Kayaç ve beton yüzeylerinin aşındırıcı maddelerle

Detaylı

Tekstil Liflerinin Sınıflandırılması

Tekstil Liflerinin Sınıflandırılması Tekstil Liflerinin Sınıflandırılması Dersimizin Amacı: Tekstil liflerinin tanımının ve sınıflandırmasının öğrenilmesi. Lif özelliklerinin öğrenilmesi Yakma testi sonucunda lifleri tanıyabilme Tekstil Liflerinin

Detaylı

GÜNEY DOĞU ASYA. TEKSTİL ve HAZIR GİYİM TİCARETİ VE ÜRETİM TRENDİ ENDONEZYA

GÜNEY DOĞU ASYA. TEKSTİL ve HAZIR GİYİM TİCARETİ VE ÜRETİM TRENDİ ENDONEZYA GÜNEY DOĞU ASYA TEKSTİL ve HAZIR GİYİM TİCARETİ VE ÜRETİM TRENDİ Bu yazıda başlıca Güney Doğu Asya ülkelerinin Tekstil ve Hazır giyim sektörlerinin dünyada ve Türkiye deki durumuna ve bu ülkelerin dış

Detaylı

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI MEGEP (MESLEKİ EĞİTİM VE ÖĞRETİM SİSTEMİNİNGÜÇLENDİRİLMESİ PROJESİ) TEKSTİL TEKNOLOJİSİ SATEN ÖRGÜLÜ KUMAŞ DOKUMA

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI MEGEP (MESLEKİ EĞİTİM VE ÖĞRETİM SİSTEMİNİNGÜÇLENDİRİLMESİ PROJESİ) TEKSTİL TEKNOLOJİSİ SATEN ÖRGÜLÜ KUMAŞ DOKUMA T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI MEGEP (MESLEKİ EĞİTİM VE ÖĞRETİM SİSTEMİNİNGÜÇLENDİRİLMESİ PROJESİ) TEKSTİL TEKNOLOJİSİ SATEN ÖRGÜLÜ KUMAŞ DOKUMA ANKARA 2007 Milli Eğitim Bakanlığı tarafından geliştirilen

Detaylı

KOMPOZİTLER Sakarya Üniversitesi İnşaat Mühendisliği

KOMPOZİTLER Sakarya Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Başlık KOMPOZİTLER Sakarya Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Tanım İki veya daha fazla malzemenin, iyi özelliklerini bir araya toplamak ya da ortaya yeni bir özellik çıkarmak için, mikro veya makro seviyede

Detaylı

TAŞIYICI SİSTEM TASARIMI 1 Prof. Dr. Görün Arun

TAŞIYICI SİSTEM TASARIMI 1 Prof. Dr. Görün Arun . Döşemeler TAŞIYICI SİSTEM TASARIMI 1 Prof. Dr. Görün Arun 07.3 ÇELİK YAPILAR Döşeme, Stabilite Kiriş ve kolonların düktilitesi tümüyle yada kısmi basınç etkisi altındaki elemanlarının genişlik/kalınlık

Detaylı

Kurşun Kalemlerin Teknik ve Mesleki Resimde Kullanıldığı Yerler

Kurşun Kalemlerin Teknik ve Mesleki Resimde Kullanıldığı Yerler Bir önceki dersin tekrarı yapılır, anlaşılmayan konuların tekrarı özet şeklinde anlatılır ve verilen ödevden alınan sonuçların sınıfta anlattırılarak arkadaşlarıyla paylaşmaları istenir. BÖLÜM I Teknik

Detaylı

PLASTİK ŞEKİLLENDİRME YÖNTEMLERİ

PLASTİK ŞEKİLLENDİRME YÖNTEMLERİ PLASTİK ŞEKİLLENDİRME YÖNTEMLERİ Metalik malzemelerin geriye dönüşü olmayacak şekilde kontrollü fiziksel/kütlesel deformasyona (plastik deformasyon) uğratılarak şekillendirilmesi işlemlerine genel olarak

Detaylı

No: 248 Mahreç işareti HATAY İPEĞİ HATAY BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ

No: 248 Mahreç işareti HATAY İPEĞİ HATAY BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ No: 248 Mahreç işareti HATAY İPEĞİ Tescil Ettiren HATAY BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ Bu coğrafi işaret, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu kapsamında 18.05.2017 tarihinden itibaren korunmak üzere 30.11.2017 tarihinde

Detaylı

İSTANBUL TİCARET ODASI

İSTANBUL TİCARET ODASI İSTANBUL TİCARET ODASI DIŞ TİCARET ARAŞTIRMA SERVİSİ MOLDOVA ÜLKE RAPORU Güncelleme Tarihi: 23 HAZİRAN 2005 Ülke No: 74, M.D. I- GENEL BİLGİLER DIŞ TİCARET ARAŞTIRMA SERVİSİ Resmi Adı : Moldova Cumhuriyeti

Detaylı

STADLER. Mühendisliğin zirvesinde. Balistik ayırıcılar

STADLER. Mühendisliğin zirvesinde. Balistik ayırıcılar Mühendisliğin zirvesinde Balistik ayırıcılar Becerileri: Bir malzeme akışının etkili şekilde çeşitli bölümlere ayrılması Yuvarlanan ve ağır maddeler; örn. kaplar, plastik şişeler, taşlar, ahşap, teneke

Detaylı

HOLLANDA BİLGİ RAPORU

HOLLANDA BİLGİ RAPORU HOLLANDA BİLGİ RAPORU Dış Ticaret Servisi AĞUSTOS 2018 KONYA İLE TİCARETİ Konya Hollanda 2017 Yılı İhracat Kalemleri S.N. ÜRÜN DOLAR 1 Motorlu kara taşıtları, traktörler, bisikletler, motosikletler ve

Detaylı

PLASTİK ŞEKİL VERME (PŞV) Plastik Şekil Vermenin Temelleri: Başlangıç iş parçasının şekline bağlı olarak PŞV iki gruba ayrılır.

PLASTİK ŞEKİL VERME (PŞV) Plastik Şekil Vermenin Temelleri: Başlangıç iş parçasının şekline bağlı olarak PŞV iki gruba ayrılır. PLASTİK ŞEKİL VERME (PŞV) Metallerin katı halde kalıp olarak adlandırılan takımlar yardımıyla akma dayanımlarını aşan gerilmelere maruz bırakılarak plastik deformasyonla şeklinin kalıcı olarak değiştirilmesidir

Detaylı

MENŞELİ OLMAYAN GİRDİLERLE İMAL EDİLEN ÜRÜNE MENŞE STATÜSÜ KAZANDIRAN VEYA KAZANDIRMAYAN İŞÇİLİK VEYA İŞLEME FAALİYETLERİNE İLİŞKİN LİSTE

MENŞELİ OLMAYAN GİRDİLERLE İMAL EDİLEN ÜRÜNE MENŞE STATÜSÜ KAZANDIRAN VEYA KAZANDIRMAYAN İŞÇİLİK VEYA İŞLEME FAALİYETLERİNE İLİŞKİN LİSTE EK 4 MENŞELİ OLMAYAN GİRDİLERLE İMAL EDİLEN ÜRÜNE MENŞE STATÜSÜ KAZANDIRAN VEYA KAZANDIRMAYAN İŞÇİLİK VEYA İŞLEME FAALİYETLERİNE İLİŞKİN LİSTE (T.G.T.C. nin XI. Bölümünde Sınıflandırılan Tekstil Ürünleri)

Detaylı

Silindirik iç ve dış yüzeyler üzerine açılan helisel girinti ve çıkıntılara vida denir.

Silindirik iç ve dış yüzeyler üzerine açılan helisel girinti ve çıkıntılara vida denir. 9. VİDALAR Silindirik iç ve dış yüzeyler üzerine açılan helisel girinti ve çıkıntılara vida denir. Vida Helisi Vida Adımı Bir kenarı silindirin çapına eşit dik bir üçgen, silindirin üzerine sarıldığında

Detaylı

yarnmaster DiGital online Quality Control

yarnmaster DiGital online Quality Control Masters in Textile textile Quality Control Masters in textile Quality Control yarnmster facts yarnmster Optik iplik temizleme 045910/007t İPLİK VE YÜZEYLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ Tekstil yüzeylerinin kalite

Detaylı

T.C. ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ PEDAGOJİK FORMASYON BÖLÜMÜ ÜNİTE PLANI

T.C. ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ PEDAGOJİK FORMASYON BÖLÜMÜ ÜNİTE PLANI T.C. ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ PEDAGOJİK FORMASYON BÖLÜMÜ ÜNİTE PLANI DİMİ ÖRGÜDEN TÜREYEN KUMAŞ ANALİZİ DERS DOKUMA KUMAŞ ANALİZİ HAZIRLAYAN BURÇE KURTULMUŞ 616082401 DERS ÖĞRETİM ELEMANI Yrd.Doç.Dr.

Detaylı

HAREKETLİ CEPHE PLATFORMLARI

HAREKETLİ CEPHE PLATFORMLARI HAREKETLİ CEPHE PLATFORMLARI Hareketli Cephe İskeleleri işçilerin 4,000 kg kadar yükle, ikili kurumda 30 metre genişlikteki bina cephesinde çalışabilmesi için dizayn edilmiş, iki ikiz motorun tahrik ettiği

Detaylı

MENŞELİ OLMAYAN GİRDİLERLE İMAL EDİLEN ÜRÜNE MENŞE STATÜSÜ KAZANDIRAN VEYA KAZANDIRMAYAN İŞÇİLİK VEYA İŞLEME FAALİYETLERİNE İLİŞKİN LİSTE

MENŞELİ OLMAYAN GİRDİLERLE İMAL EDİLEN ÜRÜNE MENŞE STATÜSÜ KAZANDIRAN VEYA KAZANDIRMAYAN İŞÇİLİK VEYA İŞLEME FAALİYETLERİNE İLİŞKİN LİSTE EK 5 MENŞELİ OLMAYAN GİRDİLERLE İMAL EDİLEN ÜRÜNE MENŞE STATÜSÜ KAZANDIRAN VEYA KAZANDIRMAYAN İŞÇİLİK VEYA İŞLEME FAALİYETLERİNE İLİŞKİN LİSTE (T.G.T.C. nin XI. Bölümünde Sınıflandırılan Tekstil Ürünleri)

Detaylı

Universal Tip Susturucu Yuvarlak Şekil

Universal Tip Susturucu Yuvarlak Şekil Universal Tip Susturucu Yuvarlak Şekil ÖZET ÜRÜN BİLGİSİ EGSAN ürünü Üniversal Tip Susturucu: olumsuz iç ve dış etkenlere ve korozif koşullara dayanıklı, tamamen alüminyum kaplı sac gövde ve borudan oluşur.

Detaylı

Ekim. Tekstil ve Hammaddeleri Sektörü 2015 Yılı Ekim Ayı İhracat Bilgi Notu. Tekstil, Deri ve Halı Şubesi İTKİB Genel Sekreterliği

Ekim. Tekstil ve Hammaddeleri Sektörü 2015 Yılı Ekim Ayı İhracat Bilgi Notu. Tekstil, Deri ve Halı Şubesi İTKİB Genel Sekreterliği Ekim 2015 Tekstil ve Hammaddeleri Sektörü 2015 Yılı Ekim Ayı İhracat Bilgi Notu Tekstil, Deri ve Halı Şubesi İTKİB Genel Sekreterliği TEKSTİL VE HAMMADDELERİ SEKTÖRÜ 2015 YILI EKİM AYI İHRACAT PERFORMANSI

Detaylı

İçerik. Otomotiv/Taşıt Tekstilleri ve Spacer Örme Kumaşlar

İçerik. Otomotiv/Taşıt Tekstilleri ve Spacer Örme Kumaşlar İçerik Otomotiv/Taşıt Tekstilleri ve Spacer Örme Kumaşlar Otomotiv/Taşıt Tekstillerine Genel Bakış Spacer Kumaşların Yapısı ve Teknik Özellikleri Spacer Kumaşların Üretim Özellikleri, Uygulama Alanları

Detaylı

CĠSMĠN Hacmi = Sıvının SON Hacmi - Sıvının ĠLK Hacmi. Sıvıların Kaldırma Kuvveti Nelere Bağlıdır? d = V

CĠSMĠN Hacmi = Sıvının SON Hacmi - Sıvının ĠLK Hacmi. Sıvıların Kaldırma Kuvveti Nelere Bağlıdır? d = V 8.SINIF KUVVET VE HAREKET ÜNİTE ÇALIŞMA YAPRAĞI /11/2013 KALDIRMA KUVVETİ Sıvıların cisimlere uyguladığı kaldırma kuvvetini bulmak için,n nı önce havada,sonra aynı n nı düzeneği bozmadan suda ölçeriz.daha

Detaylı

Derz sızdırmazlığı için PVC esaslı Su Tutucu Bantlar

Derz sızdırmazlığı için PVC esaslı Su Tutucu Bantlar Ürün Bilgi Föyü Düzenleme 06.01.2009 Revizyon no.: 0 Identification no: 01 07 03 01 023 0 000001 Sika -Su Tutucu Bantlar Derz sızdırmazlığı için PVC esaslı Su Tutucu Bantlar Construction Ürün Tanımı Kullanım

Detaylı

İNGİLTERE PAZARININ STRATEJİK ANALİZİ. Pazara Giriş Fırsatları. Dr. H. Bader ARSLAN 3 Mayıs 2016, Gaziantep

İNGİLTERE PAZARININ STRATEJİK ANALİZİ. Pazara Giriş Fırsatları. Dr. H. Bader ARSLAN 3 Mayıs 2016, Gaziantep İNGİLTERE PAZARININ STRATEJİK ANALİZİ Pazara Giriş Fırsatları Dr. H. Bader ARSLAN 3 Mayıs 2016, Gaziantep İNGİLTERE & GAZİANTEP GAZİANTEP Dış Ticaret Verileri 7.000.000 6.000.000 5.000.000 4.000.000 3.000.000

Detaylı

MAK-204. Üretim Yöntemleri. (8.Hafta) Kubilay Aslantaş

MAK-204. Üretim Yöntemleri. (8.Hafta) Kubilay Aslantaş MAK-204 Üretim Yöntemleri Vidalar-Vida Açma Đşlemi (8.Hafta) Kubilay Aslantaş Kullanım yerlerine göre vida Türleri Bağlama vidaları Hareket vidaları Kuvvet ileten vidaları Metrik vidalar Trapez vidalar

Detaylı

Chapter 24: Frezeleme. DeGarmo s Materials and Processes in Manufacturing

Chapter 24: Frezeleme. DeGarmo s Materials and Processes in Manufacturing Chapter 24: Frezeleme DeGarmo s Materials and Processes in Manufacturing 24.1 Giriş Frezeleme, düz bir yüzey elde etmek için yapılan temel bir talaş kaldırma işlemidir Freze bıçakları bir veya birden fazla

Detaylı

Mühendislik Mekaniği Statik. Yrd.Doç.Dr. Akın Ataş

Mühendislik Mekaniği Statik. Yrd.Doç.Dr. Akın Ataş Mühendislik Mekaniği Statik Yrd.Doç.Dr. Akın Ataş Bölüm 2 Kuvvet Vektörleri Kaynak: Mühendislik Mekaniği: Statik, R.C.Hibbeler, S.C.Fan, Çevirenler: A. Soyuçok, Ö.Soyuçok. 2 Kuvvet Vektörleri Bu bölümde,

Detaylı

Aralık. Tekstil ve Hammaddeleri Sektörü 2015 Yılı Aralık Ayı İhracat Bilgi Notu. Tekstil, Deri ve Halı Şubesi İTKİB Genel Sekreterliği

Aralık. Tekstil ve Hammaddeleri Sektörü 2015 Yılı Aralık Ayı İhracat Bilgi Notu. Tekstil, Deri ve Halı Şubesi İTKİB Genel Sekreterliği Aralık 2015 Tekstil ve Hammaddeleri Sektörü 2015 Yılı Aralık Ayı İhracat Bilgi Notu Tekstil, Deri ve Halı Şubesi İTKİB Genel Sekreterliği TEKSTİL VE HAMMADDELERİ SEKTÖRÜ 2015 YILI ARALIK AYI İHRACAT PERFORMANSI

Detaylı

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2016 TEMMUZ AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2016 TEMMUZ AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2016 TEMMUZ AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU Ağustos 2016 2 HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2016 TEMMUZ İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME Yılın İlk 7 Ayında

Detaylı

Selefon. kazanır. Kısaca ürünlerin üzerine uygulanan çok ince plastik. Termal selefon ve tutkallı selefon olmak üzere iki tiptir.

Selefon. kazanır. Kısaca ürünlerin üzerine uygulanan çok ince plastik. Termal selefon ve tutkallı selefon olmak üzere iki tiptir. Selefon Baskı koruma yöntemlerinde amaç baskıyı tüketiciye en sağlam ve en güzel görünümde sunmak, baskıyı daha uzun ömürlü kılmaktır. Baskının sağlamlığı güvenilirliği tüketici memnuniyetini arttırır.

Detaylı

Profesyonel Çözümler Professional Solutions

Profesyonel Çözümler Professional Solutions Profesyonel Çözümler Professional Solutions www.dcbmachine.com info@dcbmachine.com DCB MACHINE G Line Serisi 3 TOPLU SİLİNDİR BÜKME G Line 3100 x 260 mm. 3 valsli hidrolik silindir makinalarıdır. Genişliği

Detaylı

DENİM ÜRETİMİ & KALİTE

DENİM ÜRETİMİ & KALİTE T.C. KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ İMAM ÜNİVERSİTESİ TEKSTİL MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ YÜKSEK LİSANS ORTAK PROGRAMI DENİM ÜRETİMİ & KALİTE BAHAR ŞAHİN 2017 MAYIS İÇİNDEKİLER 1. GİRİŞ 1.1. Denim Nedir? 2. DENİM KUMAŞ ÜRETİMİ

Detaylı

Prof. Dr. İrfan KAYMAZ

Prof. Dr. İrfan KAYMAZ Prof. Dr. İrfan KAYMAZ Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü Giriş Bu bölüm sonunda öğreneceğiniz konular: Kayış-kasnak mekanizmalarının türü Kayış türleri Meydana gelen kuvvetler Geometrik

Detaylı

30/12/15 SERİGRAFİ BASKI TEKNİĞİ

30/12/15 SERİGRAFİ BASKI TEKNİĞİ SERİGRAFİ BASKI TEKNİĞİ İpek Baskı - Şablon Baskı - Elek Baskı diye de anılan serigrafi, teks?l sanayinde, grafik sanatlarda ve baskı resim çalışmalarında yaygın olarak kullanılan bir baskı tekniğidir.

Detaylı

BASMA DENEYİ MALZEME MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ. 1. Basma Deneyinin Amacı

BASMA DENEYİ MALZEME MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ. 1. Basma Deneyinin Amacı 1. Basma Deneyinin Amacı Mühendislik malzemelerinin çoğu, uygulanan gerilmeler altında biçimlerini kalıcı olarak değiştirirler, yani plastik şekil değişimine uğrarlar. Bu malzemelerin hangi koşullar altında

Detaylı

MERZİFON DOKUMASI. Dokuma Tezgahları Merzifon Bez Dokuma Ürünleri Bağlama Çeşitleri.

MERZİFON DOKUMASI. Dokuma Tezgahları Merzifon Bez Dokuma Ürünleri Bağlama Çeşitleri. MERZİFON DOKUMASI www.merzifonhem.meb.k12.tr Adresi Taştan Sönmez Cad. No:13 MERZİFON Telefon: 0 (358) 513 14 03 Faks: 0 (358) 513 44 99 E-posta: merzifonhalkegitim@hotmail.com Dokuma Tezgahları Merzifon

Detaylı

DIŞ TİCARET ARAŞTIRMA SERVİSİ

DIŞ TİCARET ARAŞTIRMA SERVİSİ İSTANBUL TİCARET ODASI DIŞ TİCARET ARAŞTIRMA SERVİSİ HONG KONG ÜLKE RAPORU Güncellenme Tarihi: 11.05.2005 ÜLKE NO: 740 I-GENEL BİLGİLER Resmi Adı : Çin Halk Cumhuriyeti Hong Kong Özel İdare Bölgesi Yönetim

Detaylı

ENDÜSTRİYEL KAYIŞLAR

ENDÜSTRİYEL KAYIŞLAR ENDÜSTRİYEL KAYIŞLAR Poliüretan Zaman Kayışları SYNCHROTECH çelik telli güçlendirilmiş termoplastik poliüretan zaman kayışları çok sınırlı sünme katsayısı, kaydırmazlık özelliği ve kauçuk kayışlardan farklı

Detaylı

BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ MAK - 402 MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ LABORATUVARI DENEY 4

BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ MAK - 402 MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ LABORATUVARI DENEY 4 BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ MAK - 0 MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ LABORATUVARI DENEY İÇİNDE SABİT SICAKLIKTA SİLİNDİRİK ISITICI BULUNAN DİKDÖRTGEN PRİZMATİK SAC KUTU YÜZEYLERİNDEN ZORLANMIŞ TAŞINIM

Detaylı

Chapter 22: Tornalama ve Delik Açma. DeGarmo s Materials and Processes in Manufacturing

Chapter 22: Tornalama ve Delik Açma. DeGarmo s Materials and Processes in Manufacturing Chapter 22: Tornalama ve Delik Açma DeGarmo s Materials and Processes in Manufacturing 22.1 Giriş Tornalama, dışı silindirik ve konik yüzeylere sahip parça işleme sürecidir. Delik açma, işleme sonucunda

Detaylı

EŞANJÖR (ISI DEĞİŞTİRİCİSİ) DENEYİ FÖYÜ

EŞANJÖR (ISI DEĞİŞTİRİCİSİ) DENEYİ FÖYÜ EŞANJÖR (ISI DEĞİŞTİRİCİSİ) DENEYİ FÖYÜ Giriş Isı değiştiricileri (eşanjör) değişik tiplerde olup farklı sıcaklıktaki iki akışkan arasında ısı alışverişini temin ederler. Isı değiştiricileri başlıca yüzeyli

Detaylı

DİŞLİ ÇARKLAR I: GİRİŞ

DİŞLİ ÇARKLAR I: GİRİŞ DİŞLİ ÇARKLAR I: GİRİŞ Prof. Dr. İrfan KAYMAZ Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü Giriş Dişli Çarklar Bu bölüm sonunda öğreneceğiniz konular: Güç ve Hareket İletim Elemanları Basit Dişli Dizileri

Detaylı

HİDROLİK VE PNÖMATİK KARŞILAŞTIRMA

HİDROLİK VE PNÖMATİK KARŞILAŞTIRMA PNÖMATİK SİSTEMLERİN KULLANIM ALANLARI Pnömatik sistemler, Hızlı fakat küçük kuvvetlerin uygulanması istenen yerlerde; temizlik ve emniyet istenen tasarımlarda da kullanılır. Pnömatik sistemler aşağıda

Detaylı

ÇELİK YAPILAR 7 ÇELİK İSKELETTE DÖŞEMELER DÖŞEMELER DÖŞEMELER DÖŞEMELER. DÖŞEMELER Yerinde Dökme Betonarme Döşemeler

ÇELİK YAPILAR 7 ÇELİK İSKELETTE DÖŞEMELER DÖŞEMELER DÖŞEMELER DÖŞEMELER. DÖŞEMELER Yerinde Dökme Betonarme Döşemeler Döşemeler, yapının duvar, kolon yada çerçeve gibi düşey iskeleti üzerine oturan, modülasyon ızgarası üzerini örterek katlar arası ayırımı sağlayan yatay levhalardır. ÇELİK YAPILAR 7 ÇELİK İSKELETTE Döşemeler,

Detaylı

MEMMINGER-IRO yanal kafes: Bireysel bobin alımı

MEMMINGER-IRO yanal kafes: Bireysel bobin alımı MEMMINGER-IRO yanal kafes: Bireysel bobin alımı Advanced KnIttIng Technology MEMMINGER-IRO GMBH Jakob-Mutz-Straße 7 72280 Dornstetten-Germany Tel. +49 7443 281-0 Faks +49 7443 281-101 info@memminger-iro.de

Detaylı

Tekstil ve Hammaddeleri Sektörü 2015 Yılı Eylül Ayı İhracat Bilgi Notu

Tekstil ve Hammaddeleri Sektörü 2015 Yılı Eylül Ayı İhracat Bilgi Notu Eylül 2015 Tekstil ve Hammaddeleri Sektörü 2015 Yılı Eylül Ayı İhracat Bilgi Notu Tekstil, Deri ve Halı Şubesi İTKİB Genel Sekreterliği 10/2015 TEKSTİL VE HAMMADDELERİ SEKTÖRÜ 2015 YILI EYLÜL AYI İHRACAT

Detaylı

Plastik Şekil Verme

Plastik Şekil Verme Plastik Şekil Verme 31.10.2018 1 HADDELEME Malzemeleri, eksenleri etrafında dönen iki silindir arasından geçirerek yapılan plastik şekil verme işlemine haddeleme denir. Haddeleme, plastik şekillendirme

Detaylı

Kar Mücadelesi. Prof.Dr.Mustafa KARAŞAHİN

Kar Mücadelesi. Prof.Dr.Mustafa KARAŞAHİN Kar Mücadelesi Prof.Dr.Mustafa KARAŞAHİN Yüzey Kaplaması Yüzey Dokusu Kaplamanın yüzeysel dokusu ve pürüzlülüğü hem sürüş konforunu hem de sürüş emniyetini belirler. Kaplama yeterince düzgün ama gerekli

Detaylı

TORNACILIK. Ali Kaya GÜR Fırat Ün.Teknik Eğitim Fak.MetalFırat Ün.Teknik Eğitim Fak.Metal Eğ.Böl. ELAZIĞ

TORNACILIK. Ali Kaya GÜR Fırat Ün.Teknik Eğitim Fak.MetalFırat Ün.Teknik Eğitim Fak.Metal Eğ.Böl. ELAZIĞ TORNACILIK Ali Kaya GÜR Fırat Ün.Teknik Eğitim Fak.MetalFırat Ün.Teknik Eğitim Fak.Metal Eğ.Böl. ELAZIĞ TORNANIN TANIMI VE ENDÜSTRİDEKİ ÖNEMİ Bir eksen etrafında dönen iş parçalarını, kesici bir kalemle

Detaylı

DÖŞEMELİK KUMAŞ ÜRETEN BİR İŞLETMEDE RANDIMAN ANALİZİ

DÖŞEMELİK KUMAŞ ÜRETEN BİR İŞLETMEDE RANDIMAN ANALİZİ Uludağ Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Dergisi, Cilt 7, Sayı 1, 22 DÖŞEMELİK KUMAŞ ÜRETEN BİR İŞLETMEDE RANDIMAN ANALİZİ Binnaz MERİÇ * Ayşe ÖZKAL Özet: Dokuma makinelerinde randımanı ve ürün

Detaylı

TEKSTİLDE UYGULAMA STAJ DOSYASI

TEKSTİLDE UYGULAMA STAJ DOSYASI KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ İMAM ÜNİVERSİTESİ TEKSTİLDE UYGULAMA STAJ DOSYASI DERSİN ADI : TM336 TEKSTİLDE UYGULAMA II UYGULAMA ALANI : DOKUMA UYGULAMA YERİ : TEKAS A.Ş. ÖĞRENCİNİN ADI : BEHZAT YILDIRIM ÖĞRENCİ

Detaylı

ÖZET. Basit Makineler. Basit Makine Çeşitleri BASİT MAKİNELER

ÖZET. Basit Makineler. Basit Makine Çeşitleri BASİT MAKİNELER Basit Makineler Basit Makine Nedir? Günlük hayatımızda yaptığımız işleri kolaylaştırmak için bir takım araçlar kullanırız. Bir kuvvetin yönünü, büyüklüğünü ya da bir kuvvetin hem büyüklüğünü hem de yönünü

Detaylı

MALZEME ANA BİLİM DALI Malzeme Laboratuvarı Deney Föyü. Deneyin Adı: Malzemelerde Sertlik Deneyi. Deneyin Tarihi:

MALZEME ANA BİLİM DALI Malzeme Laboratuvarı Deney Föyü. Deneyin Adı: Malzemelerde Sertlik Deneyi. Deneyin Tarihi: Deneyin Adı: Malzemelerde Sertlik Deneyi Deneyin Tarihi:13.03.2014 Deneyin Amacı: Malzemelerin sertliğinin ölçülmesi ve mukavemetleri hakkında bilgi edinilmesi. Teorik Bilgi Sertlik, malzemelerin plastik

Detaylı

Kasım. Tekstil ve Hammaddeleri Sektörü 2015 Yılı Kasım Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH Ar&Ge ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği

Kasım. Tekstil ve Hammaddeleri Sektörü 2015 Yılı Kasım Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH Ar&Ge ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği Kasım 2015 Tekstil ve Hammaddeleri Sektörü 2015 Yılı Kasım Ayı İhracat Bilgi Notu TDH Ar&Ge ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği TEKSTİL VE HAMMADDELERİ SEKTÖRÜ 2015 YILI KASIM AYI İHRACAT PERFORMANSI

Detaylı

BETONARME-II ONUR ONAT HAFTA-1 VE HAFTA-II

BETONARME-II ONUR ONAT HAFTA-1 VE HAFTA-II BETONARME-II ONUR ONAT HAFTA-1 VE HAFTA-II GENEL BİLGİLER Yapısal sistemler düşey yüklerin haricinde aşağıda sayılan yatay yüklerin etkisine maruz kalmaktadırlar. 1. Deprem 2. Rüzgar 3. Toprak itkisi 4.

Detaylı

J 20 Hava-Jetli İplik Makinası

J 20 Hava-Jetli İplik Makinası J 20 Hava-Jetli İplik Makinası......................... Mükemmel Com4 jet iplikleri için verimlilik artışı ve yeni sarım sistemi........................... Rieter. Aile Bayramı. Türkiye.. Mayıs. 2014.

Detaylı

Peyzaj Yapıları I ÇATI ELEMANLARI. Çatı elemanlarının tasarımında görsel karakteri etkileyen özellikler Sığınma ve Korunma

Peyzaj Yapıları I ÇATI ELEMANLARI. Çatı elemanlarının tasarımında görsel karakteri etkileyen özellikler Sığınma ve Korunma ÇATI ELEMANLARI Dersi Dış mekan içinde yapılan ve daha çok dinlenme ihtiyacını karşılayan yapay çatı elemanları Pergola Kameriye Çardaklar Sığınma ve Korunma Işık ve Gölge Yoğunluğu Yağış durumu Çatı elemanlarının

Detaylı

EL SANATLARI TEKNOLOJİSİ

EL SANATLARI TEKNOLOJİSİ T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI EL SANATLARI TEKNOLOJİSİ KİLİM DOKUMA-2 Ankara, 2012 Bu modül, mesleki ve teknik eğitim okul/kurumlarında uygulanan Çerçeve Öğretim Programlarında yer alan yeterlikleri kazandırmaya

Detaylı

ÇELİK YAPILARDA BİRLEŞİM ARAÇLARI

ÇELİK YAPILARDA BİRLEŞİM ARAÇLARI ÇELİK YAPILARDA BİRLEŞİM ARAÇLARI Çelik yapılarda kullanılan birleşim araçları; 1. Bulon ( cıvata) 2. Kaynak 3. Perçin Öğr. Gör. Mustafa EFİLOĞLU 1 KAYNAKLAR Aynı yada benzer alaşımlı metallerin yüksek

Detaylı

ZENGİNLEŞTİRİLEBİLİR KAFES. GürTech T x625 mm

ZENGİNLEŞTİRİLEBİLİR KAFES. GürTech T x625 mm ZENGİNLEŞTİRİLEBİLİR KFES ZENGİNLEŞTİRİLEBİLİR KFES ZENGİNLEŞTİRİLEBİLİR KFES 600 600 450 1300 600 2400 600 X Göz deti MODEL KT YÜKSEKLİK KT RSI 3 KT 4 KT 5 KT 6 KT 7 KT 8 KT 2580 mm 3230 mm 3880 mm 4530

Detaylı

r r r F İŞ : Şekil yörüngesinde hareket eden bir parçacık üzerine kuvvetini göstermektedir. Parçacık A noktasından

r r r F İŞ : Şekil yörüngesinde hareket eden bir parçacık üzerine kuvvetini göstermektedir. Parçacık A noktasından İŞ : Şekil yörüngesinde hareket eden bir parçacık üzerine etkiyenf r kuvvetini göstermektedir. Parçacık A noktasından r r geçerken konum vektörü uygun bir O orijininden ölçülmektedir ve d r A dan A ne

Detaylı

Esnek taşıma yardımcısı C

Esnek taşıma yardımcısı C CargoMaster C serisi Esnek taşıma yardımcısı AAT olarak taşıma problemlerinde size destek sunan ve yükünüzü hafifleten akıllı teknolojiler geliştiriyoruz. Uzun yıllara dayanan bilgi ve birikimimizle yenilikçi

Detaylı

BAZI BOYAR MADDELERİN İTHALİNE İLİŞKİN TEBLİĞ İTHALAT:

BAZI BOYAR MADDELERİN İTHALİNE İLİŞKİN TEBLİĞ İTHALAT: 31 Aralık 2007 PAZARESİ Resmî Gazete Sayı : 26743 (Mükerrer) ELİĞ ış icaret Müsteşarlığından: AZI OYAR MAELERİN İHALİNE İLİŞKİN ELİĞ İHALA: (2008/15) MAE 1- (1) İnsan sağlığına zararlı etkilerinin olması

Detaylı

Endüstriyel Sensörler ve Uygulama Alanları Kalite kontrol amaçlı ölçme sistemleri, üretim ve montaj hatlarında imalat sürecinin en önemli aşamalarındandır. Günümüz teknolojisi mükemmelliği ve üretimdeki

Detaylı

BASKILI KUMAŞ ÜRETİMİ VE SEKTÖRÜN GENEL GÖRÜNÜMÜ

BASKILI KUMAŞ ÜRETİMİ VE SEKTÖRÜN GENEL GÖRÜNÜMÜ TEKSTİL MÜHENDİSLİĞİNE GİRİŞ BASKILI KUMAŞ ÜRETİMİ VE SEKTÖRÜN GENEL GÖRÜNÜMÜ Prof. Dr. Mehmet KANIK Uludağ Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Tekstil Mühendisliği Bölümü PROF. DR. MEHMET KANIK 1 SUNUMUN

Detaylı

T.C. GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI. Gümrükler Genel Müdürlüğü GENELGE (2017/18)

T.C. GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI. Gümrükler Genel Müdürlüğü GENELGE (2017/18) Sayı :17474625-010.06.01 Konu :Muhtelif Eşyanın Sınıflandırılmasında Dikkate Alınacak Hususlar 09.10.2017 / 28383594 T.C. GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI Gümrükler Genel Müdürlüğü GENELGE (2017/18) Bakanlığımıza

Detaylı

T.C. GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI. Gümrükler Genel Müdürlüğü GENELGE (2017/18)

T.C. GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI. Gümrükler Genel Müdürlüğü GENELGE (2017/18) T.C. GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI Gümrükler Genel Müdürlüğü Sayı :17474625-010.06.01 Konu :Muhtelif Eşyanın Sınıflandırılmasında Dikkate Alınacak Hususlar GENELGE (2017/18) Bakanlığımıza intikal eden bilgilerin

Detaylı

T.C. GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI. Gümrükler Genel Müdürlüğü GENELGE (2017/18)

T.C. GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI. Gümrükler Genel Müdürlüğü GENELGE (2017/18) T.C. GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI Gümrükler Genel Müdürlüğü Sayı :17474625-010.06.01 Konu :Muhtelif Eşyanın Sınıflandırılmasında Dikkate Alınacak Hususlar GENELGE (2017/18) Bakanlığımıza intikal eden bilgilerin

Detaylı

T.C. GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI Gümrükler Genel Müdürlüğü GENELGE (2017/18)

T.C. GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI Gümrükler Genel Müdürlüğü GENELGE (2017/18) Sayı :17474625-010.06.01 Konu :Muhtelif Eşyanın Sınıflandırılmasında Dikkate Alınacak Hususlar T.C. GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI Gümrükler Genel Müdürlüğü 09.10.2017 / 28383594 GENELGE (2017/18) Bakanlığımıza

Detaylı

Kiriş oluşturmak Kiriş geçerli ayarları ile çalışmak Kirişler ve diğer elemanlar arasında 3D kesişim önceliği

Kiriş oluşturmak Kiriş geçerli ayarları ile çalışmak Kirişler ve diğer elemanlar arasında 3D kesişim önceliği 11. Kiriş Aracı Bu Konuda Öğrenilecekler: Kiriş oluşturmak Kiriş geçerli ayarları ile çalışmak Kirişler ve diğer elemanlar arasında 3D kesişim önceliği Kirişler döşeme ve duvarlardan gelen yükleri düzgün

Detaylı

HİDROLİK KURTARMA SETLERİ

HİDROLİK KURTARMA SETLERİ HİDROLİK KURTARMA SETLERİ Kesici ve ayırıcılar; tüm dünya ülkelerinde kurtarma operasyonları, trafik kazaları ve afet yönetimlerinde kullanılmak üzere çeşitli güçlerde ve ebatlarda tasarlanmıştır. İstanbul

Detaylı

ELMAS UÇLU ATLAMALI BG DİŞLİ AHŞAP DAİRE TESTERELERİ ELMAS UÇLU VE SOĞUTMA BOŞLUKLU ÇOKLU DİLME AHŞAP KESİM

ELMAS UÇLU ATLAMALI BG DİŞLİ AHŞAP DAİRE TESTERELERİ ELMAS UÇLU VE SOĞUTMA BOŞLUKLU ÇOKLU DİLME AHŞAP KESİM ELMAS UÇLU ATLAMALI BG DİŞLİ AHŞAP DAİRE TESTERELERİ 200 3.0 30 20 250 3.2 30 24 300 3.2 30 28 350 3.6 30 32 400 3.8 30 36 400 3.8 30 42 450 4.0 30 42 500 4.0 30 48 550 4.0 30 48 600 4.0 30 56 ELMAS UÇLU

Detaylı

KONTROL İŞLERİNİZ İÇİN TAM DESTEK. MARTOOL

KONTROL İŞLERİNİZ İÇİN TAM DESTEK. MARTOOL KONTROL İŞLERİNİZ İÇİN TAM DESTEK. MARTOOL MARTOOL ürünleri ile ilgili en güncel bilgilere web sitemizden ulaşılabilir: www.mahr.com, WebCode 10436-5062 MarTool ölçme ve kontrol ekipmanları, boyutsal metrolojide

Detaylı

FASIL 63 DOKUMAYA ELVERİŞLİ MADDELERDEN DİĞER HAZIR EŞYA; KULLANILMIŞ GİYİM EŞYASI VE DOKUMAYA ELVERİŞLİ MADDELERDEN KULLANILMIŞ EŞYA; PAÇAVRALAR

FASIL 63 DOKUMAYA ELVERİŞLİ MADDELERDEN DİĞER HAZIR EŞYA; KULLANILMIŞ GİYİM EŞYASI VE DOKUMAYA ELVERİŞLİ MADDELERDEN KULLANILMIŞ EŞYA; PAÇAVRALAR FASIL 63 DOKUMAYA ELVERİŞLİ MADDELERDEN DİĞER HAZIR EŞYA; KULLANILMIŞ GİYİM EŞYASI VE DOKUMAYA ELVERİŞLİ MADDELERDEN KULLANILMIŞ EŞYA; PAÇAVRALAR Genel Açıklamalar İki veya daha fazla dokumaya elverişli

Detaylı

T.C. ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM YON GRUBU FAKÜLTESİ PEDAGOJİK FORMAS ÜNİTE PLANI (ÖRME MAMULLERİN ÖN TERBİYESİ)

T.C. ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM YON GRUBU FAKÜLTESİ PEDAGOJİK FORMAS ÜNİTE PLANI (ÖRME MAMULLERİN ÖN TERBİYESİ) T.C. ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM YON GRUBU FAKÜLTESİ PEDAGOJİK FORMAS ÜNİTE PLANI (ÖRME MAMULLERİN ÖN TERBİYESİ) DERS TÜP KESME HAZIRLAYAN SEMA MUTLU-616082402 ÖĞRETİM ELEMANI Yrd. Doç. Dr. RASİM BAŞAK

Detaylı

ALÇI İȘLERİ İÇİN DEKORASYON PROFİLLERİ

ALÇI İȘLERİ İÇİN DEKORASYON PROFİLLERİ ALÇI İȘLERİ İÇİN DEKORASYON PROFİLLERİ Köşe leri 9002 köşe bitiş profilidir. Hareketli tavan ve duvar bitişlerinde kullanılır. Tek taraflı uygulanır. 9077 Farklı kanat genişliklerinde üretilen alüminyum

Detaylı

Kot, deri ve kanvas nasıl dikilir

Kot, deri ve kanvas nasıl dikilir Kot, deri ve kanvas nasıl dikilir Önemli güvenlik talimatları Bu güvenlik talimatları makinenin yanlış çalışmasına kaynaklanan tehlike veya hasarı önlemek için tasarlanmıştır. Dikkatle okuyunuz ve her

Detaylı

2016 YILI İPLİK İHRACAT İTHALAT RAPORU

2016 YILI İPLİK İHRACAT İTHALAT RAPORU 2016 YILI İPLİK İHRACAT İTHALAT RAPORU Haziran 2017 İçindekiler Yönetici Özeti... 2 1. Dünya İplik İhracatı... 3 2. Türkiye nin İplik İhracatı... 5 Yıllar İtibariyle İhracat ve Pay... 5 Başlıca Ülkeler

Detaylı

Tohum İşleme ve İyileştirme Teknolojik Çözüm Ortağınız AKYUREKEXCELL ELEME MAKİNELERİ SERİSİ

Tohum İşleme ve İyileştirme Teknolojik Çözüm Ortağınız AKYUREKEXCELL ELEME MAKİNELERİ SERİSİ Tohum İşleme ve İyileştirme Teknolojik Çözüm Ortağınız AKYUREKEXCELL ELEME MAKİNELERİ 200-210-220 SERİSİ AKYÜREK EXCELL 200 Serisi Süper Hassas Eleme Makineleri Akyürek Excell Süper Elekleri her tür kuru

Detaylı