İstanbul(d)a Erişim: Bir Yorum

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "İstanbul(d)a Erişim: Bir Yorum"

Transkript

1 2011 İstanbul(d)a Erişim: Bir Yorum Zikrullah Kırmızı

2 İSTANBUL(D)A ERİŞMEK: BİR YORUM Çünkü bu ülkenin düşünce hayatı, deyiş yerindeyse eğer, kavram özürlü Kavramları kullanmaktan yana bir sıkıntımız ya da çekingenliğimiz yok, hatta bazen fazlasıyla, gerekli gereksiz kullandığımız bile söylenebilir. Ama asıl sorunumuz, kavramları genellikle içeriklerini yeterince bilmeden, üzerlerinde düşünüp içeriklerini kendi zihnimizde netleştirmeden kullanmaktayız. Bu nedenle asıl işlevi düşünsel düzlemde doğru ve eksiksiz iletişimi sağlamak olan kavramlar, bizim düşünce iklimimizde bu işlevi yerine getiremiyor. Taraflar çoğu kez aynı kavramı kullanmalarına rağmen, farklı şeyler anlayabiliyorlar Ahmet Cemal Sunuş İki bölümlü olarak düzenlenen bu çalışmanın birinci ve uzunca bölümü, kentiçi erişime odaklanarak, kent ve ulaşımla ilgili kimi kavramların eleştirel bir yorumunu yapmaktadır. Kentsel uzam (mekân), zaman, kent, nüfus, insan, müşteri, devinim (hareket), gündelik yaşam, ulaşım, engelli, özürlü, sürdürülebilirlik, erişim maliyeti, gösterge, toplu ulaşım kavramları, ayrı başlıklar altında düşünsel bir sorgulamanın eleştirel (kritik) konusu olarak yorumlanmıştır. İkinci bölüm, yorumlanan ve eleştirilen kavramların ışığında, erişimi İstanbul ve İETT bağlamında genel çizgileriyle yeniden değerlendirmekte, sorunlara ve olasılı çözümlere sınırlı ölçülerde işaret etmekle yetinmektedir. Çalışma boyunca doğrudan ya da dolaylı değişik kaynaklar kullanılmış olsa da tümü listelenmemiş, özellikle uygulamalara dönük başvurular, okurun yararlanmasına sunulmuştur. Anlaşılacağı gibi, amaç, kökensel ve dilsel (terminolojik) bir doğrultma girişimi, niyetidir ve elbette ki tartışılabilir bir bakış açısı sunmanın ötesinde sav söz konusu değildir. Eğer bir ilkeden söz edeceksek o da ancak şu olabilir: Kent karşısında, bize sunduğu olanak (imkân) her ne ise, onun karşısında hepimiz eşitiz, eşit olmalı, sayılmalıyız. Anahtar Sözcükler Uzam, zaman, kent, nüfus, insan, devinim, gündelik yaşam, ulaşım, engelli, özürlü, sürdürülebilirlik, erişim, erişebilielik, erişim maliyeti, gösterge, toplu ulaşım, toplu ulaşım, İstanbul, İETT. 2

3 Giriş Bu çalışmanın konusu, erişim kavramının, kentiçi ulaşım çevrenine (perspektif) bağlı kalarak, ama bununla da yetinmeden, diğer günümüz kavramlaştırmalarıyla ilişkileri içinde eleştirel bir yorumunu yapmak, bu kuramsal yaklaşımın uygulamaya (İstanbul ve İETT 1 gerçeğine) nasıl yansıyabileceğine ilişkin kimi çıkarsamalarda bulunmaktır. Bağlamın ve yerleşik kavramlaştırmaların içinde kalındığında, önümüze geniş bir literatürün yığılmasını doğal olarak beklemeliyiz. Gerçekten de erişebilirlik kavramı, mevcut dünya koşulları veri alındığında, bu koşullara en insancıl, teknik anlamda uygun çözümleri sağlayabiliyor, diyebiliriz. Sorun sanki evrensel bu çözümleri bölgesel, yerel toplumsal ve doğal koşullara uyarlamaktan ibaretmiş gibi görünebiliyor ve bu durumda en büyük engel olarak bütçe büyüklüğü (kaynak) öne çıkıyor. Elbette bunun tarihsel olarak önemli bir aşamaya işaret ettiğini, gelişmenin bir adımı olduğunu görmezden gelemeyiz. Yine de unutmamalıyız ki çevreni (ufuk) ne denli geniş olursa olsun her açı sınırlı bir bakış açısıdır ve içeriden (dizge içi) baktığımızda sınırların nereden geçtiğini kestirmek zor olabilir. Öyleyse, çalışmamızın sayfaları boyunca eleştirinin (kritik) gölgesi; durumun değerlendirilmesi, güncel sorun ve çözümlemelerin tanımlanmaları ve bir kez daha anılmalarına gizli ya da açık eşlik edecektir. İrdelememize kavramlarla başlayabiliriz, hatta şimdilik onlarla bitirebiliriz de. I. BÖLÜM. KAVRAMLAR VE ELEŞTİRİ Kavramlar Aşağıdaki kavramlar, konumuzla ilişkisi içinde, ulaşım bağlamında yeniden yorumlanmaktadır. Uzam (Mekân) Felsefenin ve fiziğin uzamı binlerce yıllık kavrayışıyla gelinen yer, uzamın artık bütünüyle siyasallaşmasıyla ilgili bir yerdir. Artık uzam siyasetlerinden (mekân politikaları) söz edilmektedir. Günümüzde uzamın toplumsal kullanımı (tasarruf edilme biçimi) ise tümüyle siyasallaşmıştır. Buradaki siyasallaşma terimini, uzamın, toplum ya da kültüriçileşmesiyle (buna dizge-içileşme de diyebiliriz) ilgili olarak anlıyoruz. Güncel siyasetle ilgisi dolaylıdır. Erişim, devinimi öngerektirir (sine qua non). Bir yerden çıkmak ve başka bir yere varmak, kımıldamak, devinmek demektir. Her tür devinim uzay içinde yer alır. Uzay ölçeklendirildiğinde, uzamdan ve bu uzam içerisinde yerdeğiştirmeden söz edebiliriz. Tarih boyunca insanın yaşam alanı erişim çapıyla oranlı olmuştur. Kendine kapalı eski toplumların uzamı biriktirme (tasarruf) ve kullanım düzeyi, günümüzün büyük kentsel uzamlarındaki uzam biriktirme (tasarruf) biçimlerinden çok değişikti. Toplumsal yaşam alanının egemen siyasetlerle biçimlendirilmesi, egemenliğin süreç içerisinde belli bir 1 İstanbul Elektrik Tramvay Tünel (İşletmeleri Genel Müdürlüğü) 3

4 amaca yönlendirilmesiyle de koşut olarak, insan yerleşimlerinin (habitus) uzamı içerisinde rastsal devinimle amaçlı devinim arasındaki ilişkiyi nicel ve nitel açıdan, küçük ya da büyük ölçekli olarak sürekli dönüştürmüştür. Uzam içerisinde devinim büyüklük, zaman ve yön olarak tanımlanır. Her ikisi de egemen anlayışın, toplumu bir arada tutan kavrayışın güdümleme biçimiyle (manüpilasyon tarzı) doğrudan ilişkilidir. Uzam, dirimsel (biyolojik) çevrimin bir alt kümesi olarak toplumsal döngünün güncel koşullarına göre hep yeniden bölümlenir. Bu bölümleme biçimi (sokak, konut, üretim, bölüşüm yeri, vb.) her dönem ve toplumsal-tarihsel koşul için bir yerden diğer yere erişim anlayış ve uygulamalarını da biçimlendirir. Kentin tarihsel varlığı ve günümüzdeki tasarlanışı, güncel egemenlik biçimleri ve çatışmaların kesişim noktasında, özgül bir uzam kullanım biçimini (tarz) doğurmuştur. Kentin içinde yaşayan, çalışan, yetişen, üreten ve tüketen, eğlenen, topluma katılan birey, tüm bu etkinliklerini olanaklı kılan bir uzam siyasetinin öznesidir. Kendi oylumunu (hacım), kentsel oylum içerisinde anlamlandırır (signification). Özne bir bakıma bu uzam ve zaman siyasetleriyle üretilmiş ve diziselleştirilmiştir. Bu uzamsal bölümlenme, sıralama, dizim ve zorunlu aşımları, uzamdan uzama geçişi kaçınılmaz kılmış, bu geçişler de üretim ve tüketimin birincil konusuna dönüşmüştür. Geçmişin metalaşmamış, dolayısıyla bedelsiz uzamları, günümüz büyük kentlerinde neredeyse her santimetrekaresi üretilmiş meta-uzamlara (yani üreme, ranta) dönüştürülmüştür. Meta, evrensel bir ölçün (standart) olarak yaşamın temel kurgusu, özü biçiminde geçerlileştirilmektedir. Bu kurgu içinde uzamdan uzama geçiş kaçınılmaz olmakta, bu geçişin doğrudan kendisi de aynı zamanda metalaşmaktadır. Temel haklar kavramı da, her zaman olduğu gibi, durumu a pasteriori tanımlamaktadır. Birey, kendi yakın, birincil uzamı içinde doyumsuz kaldığından ve kalacağından, yaratılmış meta-arzu (uzamaşırılık, uzamdan öteki-uzama geçiş zoru) uzam açısından ıraksardır. Yerel, birincil uzam doyumsuz uzamdır. Yaşam uzamlaraşırı ya da geçişli tanımlanmaktadır uzunca bir süredir. Bu neredeyse herkes için geçerli bir yargıdır. Erişime uzam açısından bakıldığında, hemen hemen herkesin yaşamak için tanımlanmış uzamlar arasında geçişler yapmak zorunda olduğu ve genel konumun (statü) engellilik olduğu söylenebilir (human condition). Burada kaynaklara sahip olma gücünün, uzamsal erişim için gelinen noktada doruk yaptığı, uzam geometrisinin metalaşma düzeyiyle doğru oranlı olarak katı (rijid) bir tartışma götürmezlik niteliği kazandığı, esnekliğini yitirmiş meta-uzamın doruktan sonra kaynak sahipliliği karşısında duyarsız, tepkisiz kalacağı kolayca kestirilebilir. Sonuç, erişimin kavramlaştığı uzam olarak kentin, kentsel uzamı tanımlı sonsuz küçük birimlere ayrıştırarak, meta-dizge düzeneğinin ürününe dönüştürdüğü, hemen herkes için, uzamdan uzama (zaman üzerinden elbette) geçişin, engelli bir geçiş niteliği taşıdığıdır. Zaman Kentin uzamı nasıl metalaştıysa, zamanının da giderek artan oranda öyle metalaştı(rıldı)ğı söylenebilir. Bunun tarihsel süreci, rastlansal zamanın denetimli zamanla yerdeğiştirmesi olarak izlenebilir. Kent, zamanın ilk ele gelir uzamını oluşturup, ölçülebilir ve bölümlenebilir zamanı insan yaşamı ve toplumla buluşturduktan sonra, bu denetimli ve dilimlenmiş zaman-meta ekonomisiyle birlikte, artan oranda, 24 saatin daha çoğuna el koymuştur. Zamanın geçmiş toplumsal deneyimlerde doğaya, mevsimlere vb. bağlı, oranla (nispeten) özgür ve bireysel kullanımı (tasarruf), yerini, kent yaşamı ve çağcıl toplumda zorunlu ve sahipli zamana bırakmıştır. Zorunlu ve sahipli (başkasına ait) zaman demek, bölümlenmiş, başvuru (referans) noktasına göre tanımlanmış, kendi kullanım biçimlerini öngörmüş, sıraya (hizaya!) sokulmuş zaman demektir. Gerek uzam, gerekse ve dolayısıyla zaman, arzular ve gereksinimler kuramıyla (teori) kavranılmaya çalışıldığı 4

5 üzere, atomlaştırılmış, ayrıştırılmış, her atom kendi varoluşunu bağlayabileceği diğer metazaman ve meta-uzam atomuna erişme gücü, düzeyi açısından anlamlandırılır olmuştur. Zamanın metaya ve zenginlik kaynağına (sermaye) kitlesel boyutlarda dönüşmüş olduğu günümüzde, kent bağlamında (paradigma) zaman döngüsü bir dizi kaçınılmazlıklara ilişkisi içinde kavranabilir. Yine kaynak sahipliği düzeyi, zaman konusunda bireyi zorunsuz ve özgür kılma konusunda ancak bir yere değin destekleyebilir ve meta dizileşmesi esneklikten giderek öylesine uzaklaşır ki, birinin zamanı özgürce kullanımı (tasarrufu), diğer(leri)nin zamanından (dolayısıyla uzamından) vazgeçmesi pahasına olur. Çünkü sözünü ettiğimiz meta, soyut olsa da fiziksel bir birimdir, üstelik hemen her saniyemiz sayılaştırılmış, belki yakın gelecekte ayrıca sayısallaştırılacaktır. Böylesi bir zaman-meta dünyasında (kent) zamanın maliyetinden söz etmek kaçınılmazlaşır. Sıradışı, ele geçirilemeyen zaman toplumsal maliyet açısından kayıp zamandır ve meta çarkının mantığı bunu enküçüklemeye (minimizasyon) odaklanır. Öte yandan insanın meta-zaman ve uzama direnen insani çekirdeği yabancılaşmış, bastırılmış, güdümlenmiştir. Zamanı ve uzamı metalaştıran süreç, öncelikle gündelik yaşamın döngüsünü üretim ve yeniden-üretim koşullarına bağlamıştır uzun zamandan beri. Çalışma, öğrenme, barınma, eğlenme, gezme, sağlık, vb. kısaca her tür insan etkinliği belirlenmiş ve metalaştırılmış uzam ve zamanlara özgülenmiş, böylece bu ayrıştırılmış uzam ve zamanlar arasında geçişler de (sektör, hizmet, üretim, vb.) metalaştırılmıştır. Zamanı ve uzamı biriktiremeyen, dolayısıyla sermayeye dönüştüremeyen büyük bir nüfus için, içinde bulunduğu konum (yerlem, koordinat) engellidir. Birey engellidir. Bunun anlamı bu konumun kendini sürekli ve zorunlu olarak yeniden üretir olmasıdır. Çoğunluk, kent bağlamı içinde önüne konulan dizisel uzam ve zamanı yaşantılamak zorundadır. Seçme olanağından yoksundur. Öte yandan başkalarının uzam ve zamanını sermayeleştiren (kapitalizasyon) ve bu gizilgücü (potansiyel) taşıyanlar açısından da sonul (nihai) olarak çözümsüzlükten sözedilebilir. Çünkü sahip olmak, dizge içinde kalındığı sürece kendi duvarlarını örmek olacaktır. Meta-zamanla meta-uzamı herkes için bir kıyamet yazgısına dönüştürebilecek tohumlar şimdiden yerküremizin orasında burasında pıtrak gibi filizlenmektedir. Günümüzün oldukça etkili uluslararası yavaşlık hareketi (Citta slow), benzeri birçok girişimde olduğu gibi zaman ve uzamın metalaştırılmış algısına karşı serbest-zaman ve uzamdan yana bir yorumun gündelik yaşamlarımız içerisindeki önemi ve anlamını vurgulamaktadır. Kent Kent birçok özelliğiyle tarihsel bir kavram... İlk bakışta zamanlarüstü bir niteliği taşıyor gibi görünse de değişik dönemlerin kentsel işlev ve yapılanmaları farklıdır. Eski uygarlıkların kenti, imparatorluklar çağı kenti ve modern zamanların kenti değişiktir. Kenti kabaca, ağırlıklı yönetim odağından, üretim ve günümüzde tüketim odağına dönüştüren bir evrim çizgisi çekilebilir. Kentin dönemsel ve farklılaşan işlevlerine koşut olarak boş ya da dolu uzam/zaman bölümlemesi de evrilmiştir. Geçmiş dönemin kentsel zaman ve uzam kullanımı ve algısıyla günümüzdeki yer yer karşıtlaşmıştır bile. Buradan şu söylenebilir ki, kent dediğimizde nicel ve nitel bir örgülenim, biriktirim ve kullanım biçiminden söz ediyoruz öncelikle. Konunun önemi, kente geçmiş ya da gelecekten uzak ve geçersiz algılar yükleyerek, düşünümsel çarpıtmaların bir erk (iktidar) aracına ve gündelik siyasete (ucuz) gereç oluşturduğu gerçeğinden kaynaklanmaktadır. Böyle bir çarpık kent siyaseti, günün de facto, geçerli kullanma ve değerlendirme yollarını gizemleştiriyor, örtbas edilmesine aracılık ediyor demektir. 5

6 Kentle kentlinin (yöneticisinden kullanıcısına) buluşmasından ortaya çıkan kesitin, arayüzün uzam ve zaman kurgusunun hakikate bağlanması öncelikle kuramsal bir sorundur ve yerel uygulamaları güdümler. Bu kesitin fotoğrafının tüm kentsel uzlaşımla yeniden oluşturulması, kent kimliği meselesini doğrultacak, ayağa kaldıracak, düzeltecek, uyumlandıracaktır. Günümüzde küresel dayatmaların uluslararası kent yapılandırma siyaseti, küresel odağın (referans) gelecek öngörüleri, senaryoları yeryüzü ölçeğinde büyük kentler basamaklandırmasına (hiyerarşi) yönelik olup, küresel siyasetin öngördüğü işlevsel role uygun bir uluslararası kent tüketim yordamı oluşturulmakta, biçimlendirilmektedir. Bu dayatma(lar), yerel ya da ulusal kent (uzam/zaman ve kentsel sürem) algı ve yaşama biçimlerini (tarz) tartışmalı kılmakta, uzak ve yabancı bir küresel tasım, kentlinin içini doldurduğu, içinde soluduğu kenti yabancılaştırmaktadır. Bir küresel kent örneği (prototip) ağırlıklı tüketim kalıplarına göre ayrıştırılarak servis edilmektedir. Bu durumda evrensel açılımın insancıl özü de kaçırılmadan, güncel ve kötücül (belli niyetlere bağlı) küreselleşme siyasalarına karşı kentin özgün, yerel geçmişe ve geleceğe doğrudan ilişik tinini (ruh) koruma konusunda özel bir duyarlılık ve bilincin oluşturulması, yükseltilmesi gerekiyor. Kentin en belirgin niteliği çıkarların demokratik buluşma yeri olma konusundaki önceliğidir. Kırın (tarımın) eşbiçimli (homojen) nüfusu yerini kentin karma nüfusuna bırakır. Bununla birlikte bu çelişkili insan yığınını bir arada yaşayabilme konusunda buluşturan, uzlaştıran şey yalnızca kente gelen insanın bireysel iradesi olamaz. Kent ve yönetimi, farklı nitelikleriyle ve beklentilerle gelen nüfusu birtakım düzeneklerle (ki bu düzenekler sonul olarak zaman ve uzamın kentsel yorumlanmasıyla bağlantılı altyapılar anlamına gelir) kentlileştirir. Eğer kentsel gelenek geçmişten başlayarak oluşturulmuşsa bu çağcıl kentlileştirme süreci daha az sancılı olur ve vice versa. Bu düzenekler yerleşme (yapılaşma), üretim (çalışma), yerel örgütlenmeler (belediye, vb.), ulusal ve yerel (bölgesel, kentsel) siyaset çerçeve ve beklentileri, planlama, toplu hizmet çözümleri ve bunların üretimi, paylaşımı, erişimi (atık, ulaşım, su, enerji, eğitim, vb.), gündelik yaşam kurguları (eğlenme, tüketim, vb.), kıtlığa ilişik kentsel ürem (rant), özdeşim, başvurular, simgeler ve soyut/somut iletilerden oluşur ve olan gerçekle (oradaki gerçek) öngörülen düzeneğin değişik oranlarda buluşmasıyla güncel kent siyaseti ortaya çıkar. Akılcı ve duyarlı kent yönetimi, kentin özgün bir tini olduğunu bilir ve en çağcıl kentsel ataklarında bile bu tinin görünmesinin olanaklı ve zorunlu olduğunu kavrar. Yoksa, kent varsa, tinini yitirebilir; yoksa, edinemez. Nüfus Nüfus, burada kentli nüfusudur ve kent bağlamıyla tanımlanmalı, tartışılmalıdır. Bu nüfusun varolma, biraradalık biçimi (tarz) kent dışı nüfus bileşimlerinden değişiktir. Nüfusun günlük yaşamı, kentin uzamı ve zamanı ile bir karşılaşma (yüzleşme) ve bir dizi zorunlu/zorunsuz seçim üzerinden gerçekleşir. Kentsel davranışı kütlesel olup, bireyin kişisel kent seçimlerinden farklı olabilir. Kitlesel us, kentli bireysel usla çoğu kez bağdaşıyor görünse de bu kaçınılmaz ve birebir eşleşmiş olmayabilir. Eğer kentin bir tini (ruh) varsa, kitlesel us (akıl) bu tini ortaya çıkarır, görünür kılar. Yönetimlerin en önemli işlevi de aslında budur. Siyaset, gündelik yaşam biçimlendirme önerisidir son çözümde. Kentin geleneksel düzenekleri nüfusu kentin tinine (usuna) uyarlar ve gizli bir kent bağlamı, kentsel oydaşma, uzlaşma yapılanır. Kentli birey usunun, parçası olduğu kentli kitle usuyla çatışma ve ayrışma oranının sınırlarını da bu tin (gelenek, kuşakların geçmişin kalıtını benimseme, aktarma bilinci) belirler. Eğer düzenek bu duygunun aktarımı için yetersizse, bireyin usu kentli kitle usunun ötesine ya da berisine sıkça ve kabul 6

7 edilemeyecek düzeylerde düşer. Kent bireysel iradenin güdümüne girer, bireysel yarar en çoklansa (maksimizasyon) bile kent tini yozlaşır, tükenir. Kent tini kentsel uylaşım, dolayım ve dayanışma örnekçesi oluşturur. Nüfus büyük bir örgen (organizma) gibi davranır ve kendini onarıp tümler. Bu geleneksel ve yerel hemşerilikten çok başkadır. Burada katlanma, kabul, söz hakkı, katılma, paylaşma, temsil öne çıkar. Gündelik yaşam içinde, sokakta, etkinlik içinde çelişkiler yatışır, ortak uzam ve zaman karşısında ortak davranış, tepki biçimleri belirginleşir, çatışma yerini tartışma adabına bırakır, kent ayrı ayrı çıkarları aşan bir birikim (kullanım, tasarruf) alanına dönüşür. Ama saltık (mutlak) bir oydaşmadan söz etmiyoruz. Anımsattığımız şey, geleceğin evrensel ve insancıl kentinin temelinin bu kent(sel) yordamı içinde tohumlandığıdır. Son yıllarda üretimi kişisel (bireysel) tüketicinin beklentilerine göre esnetme konusunda arayışlara rağmen, sanayi toplumlarının üretim mantığı anonim tüketiciye, bireye değil tüketim kitlesine odaklıdır. Kent bağlamı için de bu özellikle geçerli ve böyledir. Üretim, kenti tek tek kentliler olarak değil, nüfus olarak kavramaya dönük kurgulanmıştır. Bu hergün tanığı olduğumuz yeni kent uzam ve zaman kulanımı biçimlerini yaratan yapılaşmalarda izlenebilir. Henüz kent uzam ve zaman tasarımı (planlar, uygulamalar), nüfusu aşıp bireye yönelememektedir. Bu durum bir dizi çelişkinin de kaynağını oluşturmaktadır. Hem bir yandan toplukonutlara, yalıtık ortamlara, alışveriş ve toplu tüketim alanlarına dönük nüfus (anonim) çözümleri kentlilieşmenin birey(sel)leşme eğilimiyle çatışmakta, hem de kentsel hizmetin (ürün) tasarımında nüfusla birey arasında seçim kaçınılmaz olmaktadır. Çünkü nüfusa (anonime, örneğin, herkesin müşterileştirildiği topluma) dönük toplu çözüm maliyeti (maddi ve manevi maliyetler olarak düşünülmeli), birey odaklı çözüm maliyetlerinden en azından farklı olacaktır. Öte yandan artzamanlı (diyakronik) olarak, nüfus (anonim) çözümünün öncel olduğunu belirtmeden geçmemeliyiz, çünkü önce herkese, daha altı olmayacak ölçünlü bir kullanım hakkının (uzam/zamandan sözediyoruz en genelde) sağlanması gerekmektedir. Ülkemizde ve yerel yönetim uygulamalarımızda bu çatışma oldukça dramatik bir seyir izlemektedir. AB 2 süreci batının kent algısını bir ölçün (standart) olarak kentlerimizin gündemine olduğu gibi taşırken, kentleşme sürecimizin özgünlüğü, kentsel uzama kısa zamanda, hızla yığılmış nüfusu toplu olarak gözeten çözümleri ister istemez öne çıkardı. Bu toplu çözümün ortak paydasını ise 1980 öncesinde olduğu gibi toplumsal (sosyal) destekler değil, yazık ki herkesi bir kez daha herkesleştiren (anonimizasyon) serbest piyasa ve onun sahte, evrensel öznesi müşteri oluşturdu. Bu en düşük (asgari) ortak payda çözümü, tektipleştirme (monomorfizm), müşterileştirme işletimi (operasyon) nüfusu oluşturan bireyin özgür seçim yapma ve seçenekleri zorlama hakkını ülkemiz bağlamında henüz yok edemese de, yıkıcı bir biçimde kısıtlamaktadır. Ya da bu hakkın kullanımını özel olarak fiyatlandırmaktadır (neredeyse lüks kategorisinde). Yönetim kararı ya da yatırım, özelleştirilmiş, ayrıcalıklı ya da bireyselleşmiş istemi (talep) ne ölçüde, nereye, hangi sınıra değin gözetebilir? Örneğin olumlu (pozitif) ayrımcılık bir maliyet çözümünün (analiz) parçası olabilir mi, olmalı mı? İnsan Nüfusun biricik kaynağı, ama ortalamadan sapan yanıyla seçikleşen, özdeşleşen değil farklılaşan yanıyla görünür olan bireyden söz ediyoruz. Ele aldığımız (varsaydığımız) bağlam içerisinde insan kavramını kısaca irdeleyeceğiz bu bölümde. Buradaki insan kentli insandır öncelikle. Bir kentli gibi algılayan, davranan, isteyen ve sunan biri Öte yandan, bu insan günlük zamanını eylemle, etkinlikle doldurur. Büyük ve aslında inorganik, yapay 2 Avrupa Birliği (EU) 7

8 kentsel örgenle (organizma) neredeyse yarı-örgensel bir ilişki içerisindedir. Kenti doldurur, kente içerik yükler ve kent tarafından doldurulur (şarj). Günlük olağan etkinliği, davranışı bu alışverişi gizler. Alışkanlıklar ve yinelemenin güvenli koruyuculuğu, insan için, tekdüze zaman akışı algısını baskın kılar. Yine de her bireyin kenti içerikleme, deneyimleme ve anlamlandırma biçimi özgün ve ayrıdır, bireyselleşmişlik ve bilinç oranında anlam yükselir. Ayrıca toplu ve adapla (kurallı) yaşanmak zorunda olunan kentte bireysel yorumun ve doğaçlamanın (kentsel doğaçlama) bir eşiği, aşılmaması gereken bir üst sınırı vardır. Bu sınır aşıldığında (bireyin aşırı kent yorumu, kenti taşkın biriktirme tasarruf etmedurumunda), kentin yarattığı kaynakların (buna genelde kent üremi rant- diyebiliriz) özel, bireysel çıkara bağlandığı, aktarıldığı söylenebilir. Ve aşırı birey, artık kentli birey değildir bu noktada. Kentin özü, bireyleri içeriklerken temsil boşluklarını silmesinden, eşitliğin altını çizmesinden, her kentliyi katılana dönüştürmesinden, böylesi bir kuramsal çerçeve ve varsayımdan oluşur. Nasıl yurttaş, tüm farklılıkların genel-soyut insan çözümü ise, kentdaş da kentin önünde farklılıkların genel-soyut çözümüdür. Kentli, bu varsayımdan itibaren içerik yüklenir, kentin çizdiği alanlar, sınırlar içerisinde kuşkusuz. Kentsel bağlama dönersek, sorumuz şudur: nüfustan sapan ve böyle varlıklaşan kentli bireye (insan) nasıl yaklaşılır? Bu insan bir çocuk, genç, erişkin, kadın, erkek, yaşlı, zayıf, aşırı kilolu, işsiz, çalışan, eğitimli, eğitimsiz, engelli, özürlü, vb. dir. Aslında her kentli diğerinden farklıdır ve kentsel istemi (talep) az ya da çok başkadır. Bir döküm (envanter) çalışması kaçınılmaz olur. Kent yönetimi, kentli insanın dökümünü çıkarır ve ancak bunu yapabildikten sonra kent hizmetini farklılaştırmayı (isteme uygun hizmet sunumu: yani kentsel uzam ve zaman sunumu) başarıyla kotarabilir. Bir başvuru, gönderim (atıf, referans) noktasının oluşturulması, tasım (plan) ve bütçe olanağı sağlar. Böylelikle özelleştirilmiş kent hizmeti bütçelenebilir. Ama bilinir ki her bütçenin arkası eninde sonunda siyasete (siyasal yeğlemeye) çıkar. İnsan odaklı çözümlerin satınalan (müşteri) odaklı çözümlere dönüştürüldüğü günümüzde aynı insanın birden çok ve farklı müşteriyi taşıması da böylelikle bir açmazı (handikap) oluşturur. Birden çok alıcı (müşteri) kimliğini yapay bir biçimde ayrıştırılmış tek bir toplumsal (sosyal)-biyolojik bedende taşıyan kentli ve çoklu (çoklandırılmış) bireyin ağırlıklı/güncel tanılanması siyasal (erksel) ağırlıklara göre yapılır. Örneğin, piyasaya bağlı siyasetlerin temel yaklaşımı, her geçen saniyede bireyden yeni bir satınalıcı (müşteri) üretme eğilimi yönündedir. Yani bugünün alıcısı eşanlı olarak yarının potansiyel (bir başka) alıcısıdır. Ayraç açarak belirtmeliyiz ki, günümüzün moda terimlerinden çokkültürlülük, yerellik, öteki, yönetişim, sivil toplum örgütü, vb. de, bu güncel ve niyetli bağlamın (paradigma) birincil terimlerinden birkaçını oluşturmaktadır. Üstelik her türden, her nitelikten insan satınalan (müşteri) ortak paydasında anonimleştirilir. Bireysel farklılıksa, farklı ürüne (ya da hizmete) yönelik olarak farklılaştırılmış ve zorunluluğuna inandırılmış tüketim istemleri (talep) koşuluyla onaylanmaktadır. Hatta sonul amaç, tek bireyden (oradaki insan) sınırsız alıcı yaratmak, alıcı olmayan tüm nitelikleri de insandan soyutlamak, uzaklaştırmak olur. Bu bir geçerlilik ölçütüne dönüşür. Bugün şu ya da bu oranda alıcılık (müşteri) olanağını içinde barındıramayan insan tanımsız, geçersiz, fazladan ya da ölü-insandır. Gelinen yer oldukça trajik bir noktadır. Bu noktada insan kırk katırla (farklılığına indirgenmiş insan) kırk satır (farkları silinmiş ortalama, anonim insan) arasında seçime zorlanmaktadır. Burada kentsel hizmetler ve dolayısıyla kentiçi ulaşım açısından temel soru şöyle belirginleşir: tüm kentli farklılıklarını gözeten bir ürün (hizmet) sunumu (arz) mu, yoksa farklılıkları silen, alıcılığı (talep) tek özelliği olarak belirlenen ortalama kentliye herhangi bir ürün (hizmet) sunumu mu? Çelişki, eşit yararlanma evrensel ilkesini zorlayacak biçimde, engelli/engelsiz (?) kentli arasındaki ilişkinin, kaynak kullanımları açısından hangi siyasetlerle yeniden kurgulanacağıyla ilgilidir. Belki doğru çözüm insanın tüm 8

9 gereksinimlerinin, aynı zamanda geçici bir tarihsel kategoriyle yakından ilişkili olduğu apaçık bir alıcı (müşteri) kavramıyla karşılanıp karşılanamayacağının bilince çıkarılmasındadır. Öyleyse soruyu yalınlaştırıp şöyle de sorabiliriz: alım satımın konusu olmayan bir insan istem ve sunumundan (arz ve talep) söz edebilir miyiz? Hangi varlık katmanı tecimin dışında, ayrı değerlendirilmeli, insanla yeniden ilişkilendirilmelidir ve bu düzenleme içinde görevler nasıl dağıtılır? Yabancılaşma (alienation) kavramını bugün nasıl yorumlamalıyız? Tek tek bireylikleri ve özgül gereksinimleri içinde insanı çokboyutlu değerlendirebilen bir toplumsal yapı, kaynaklarını nasıl toplar, bölüştürür, yönetir? Satın alınmayan ve satılmayan şeyin bir (toplumsal) değeri yok mu? Bedeli olmayan bir kentli insan hizmeti tasarlamak olanaksız ve gereksiz mi? İnsan yalnızca alıcı (müşteri) olabilir mi? İnsanlık değerini daha yüceltmek için satınalıcılık gerek ve yeterli terimi oluşturur mu? Homo economicus evrensel ve biricik insan gerçeği mi? Müşteri Sermayenin sınırsız ve önüne geçilemez büyüme (genişletilmiş yeniden üretim) eğilimi çok uzun süredir biliyoruz ki tüm evrensel varlığı sermayenin parçası kılmaya, ayrılıkları silerek aynılaşmaya doğrudur. Kapitalizmin evrensel ilkesi, ürünün (kullanım değerinin) sermayeye (değişim değerine) dönüşmesidir. Böyle bir dünyada, bağlam içinde bir ürünü diğerinden ayıran nitelik, ürünle ilişkisi kullanım değeri üzerinden gerçekleşmesi gereken tüketici için bile, neredeyse yok olur, silinir. Sermaye ürün kullanım değerini sıfırlar, tüketici için de değişim değeri üzerine vurgu yapar: Kullan at! Hatta daha fazlası: Yapabilirsen, satın al, kullanma, at! Yine satın al! Ayrıntılarına girmeyeceğimiz bu tehlikeli ve dünyanın yıkımıyla sonuçlanabilecek tarihsel sürecin sonunda yeni bir insan türü, satın alan insan, (müşteri, customer) genetik bir toplumsal mutasyonun sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Kuşkusuz bu yeni türün (!), dönemsel (konjonktürel) tinin göreli belirişi olarak üzerinde çok da durmak gerekmeyebilirdi. Eğer görelilik, dönemsellik, alicengiz oyunuyla, bir el çabukluğuyla hasıraltı edilmese, müşteri kavramı bir insanlık durumu olarak yerküreye yedirilmeseydi Ama tam da bu yapıldı ve yapılıyor. Batının yerleşik toplumları insanın (yurttaş, kentli) müşteriye indirgenmesiyle ilgili izlenceleri tüm yeryüzüne kakışlarken kendi insanlarının kazanılmış haklarını kolayca görmezlikten elbette gelemezdiler. Buna karşılık duraysız ve devingen (Türkiye) toplumlar bir aşırılıktan diğerine salınmayı ana yazgıları gibi yaşamak zorunda olduklarından, bu türden geçişler, indirgemeler oportünist (ilkesiz) bir kaypaklık ve katılık, sertlikle gerçekleşir. Batılı (IMF, G7, BM, AB, vb.) vur, der, biz öldürürüz. Kısacık bir zaman aralığı içinde, kentlerimizi, hem de ayrıcasız tüm kentlerimizi, bir sanal alışveriş merkezine hevesle dönüştürmeyi, tüm kentliyi de (yurttaş) müşteriye indirgemeyi elhak becerdik (neredeyse). Çalışmamızın değişik noktalarında bu kavramla doğrudan ya da dolaylı biçimde hesaplaştık. Şimdi kısaca yeniden bakmak istiyoruz. İndirgemenin düzeneği şöyle çalışıyor: Her insan satın alır, satın alan herkes müşteridir, öyleyse her insan müşteridir. Artık aşırılık o boyutlardadır ki, bir kurumun çalışanları kurumun müşterisidir, ya da çekirge günlük yaşam içinde bir, iki kez sıçrar ama üçüncüde müşteri olur. Eski deyimle, her koşulda (halükarda) herkes müşteridir. Yolcu müşteridir. Devlet bakımevinin baktığı kimsesiz çocuk, eğittiği öğrenci, eğiten öğretmen, canı burnunda hasta, parkta hava almaya çıkan yaşlı, engelli, vb. bir biçimde müşteri olmaktan kurtulamazlar. Tamam, kendilerine sunulan şey için para (bedel) ödemiyor olsalar bile, birgün ödeme gizilgücünü (potansiyel) içlerinde hep taşısınlar, hiç 9

10 değilse kendilerini yolcu, öğrenci, hasta, yaşlı, engelli, özürlü, elektrik abonesi, vb. olarak görmek yerine her zaman ve her yerde müşteri (bir şeyin, neyin olursa olsun) olarak algılasınlar, diye. Bu us çarpıtması, biçimlendirmesinden, çarpık bilinç üretiminden başka bir şey değildir kuşkusuz. Kendini yalnızca müşteri şapkası altında algılayan ve algılatan birey, diğer tüm sahici kimliklerinden, sermayenin evrensel kimliksizleştirme girişimi sonucu vazgeçiyor, insan eşittir müşteri tuzağına düşüyor demektir. Bir anlamda acımasız bir ilkelleşme dayatmasıdır bu. Oysa bırakalım kentliyi, yolcu için bile müşteri kavramının dışında kalan birçok yolculuk türü söz konusu. Tüm dünyada da böyle bu Üstelik satın alınmayan birçok mal ve hizmet var ki satın alınmadıkları için daha az değerli değildirler. Hatta tersi bile ileri sürülebilir. Satın alınmadan kullanılan kullanım değerlerinin (ürün) insanla ilişkileri hesaba gelmez ve nitelikli ilişkilerdir genellikle. Kentin tüm birim uzam ve zamanlarının karşısında kentlilerin yalnızca müşteri olarak tanımlanıp konuşlandırılması, sermayenin sonul (nihai) ve kaçınılmaz arzusudur, bu eğilimin kaçınılmaz olduğunu biliyoruz. Ama şunu da biliyoruz, bu arzu en az sermaye denli tarihsel bir ulamdır (kategori), geçicidir. Ne geçmişte tarihin tüm karakterleri yalnızca müşteriydi, ne de gelecekte böyle olması beklenir. Nedeni çok basit Çünkü insan(lık) tarihinin farklı dönem ve coğrafyalarında satın alan insanın dışında birçok insan niteliği öne çıkmış, egemen olmuş, tarihi anlamlandırmıştır. Tecim (alışveriş, ticaret) bir ara iktisadi etkinlik olarak üretimle zorunlu/zorunsuz, seçimli/seçimsiz tüketim arasında insanoğlunun toplum etkinliklerinin, sanıldığının tersine, küçük bir bölümünü temsil etmiştir, her ne kadar günümüzde yeryüzü ölçeğinde bir etkinliğe dönüşmüş görünse de. Yine de mutluluğu satın alınamayan yer, ilişki, nesne ve zaman aralıklarında bilinçli ya da bilinçsiz aradığımıza göre Sonuçta küresel dayatmaya direnmek, müşteri kavramının ısrarla, kamu marifeti de kullanılarak topluma deli gömleği gibi giydirilmesine ve toplumdan, kentten koca bir tımarhane üretilmesine karşı yeterli duyarlığı, bir direniş biçimi (formu) olarak geliştirmek kaçınılmazdır. Devinim (hareket) İnsanlığın toplumsal ve kişisel devinimlerini genellikle zorunluluklar yönetmiştir, bunu biliyoruz. Çevresel belirleyiciler yaşam alanlarının değişik gerekçelere bağlı olarak değiştirilmesini kaçınılmaz kılmış, kitlesel göçler yalnızca doğal zorunluluklara değil, yapay tarihsel zora bağlı olarak da gerçekleşmiştir. Sınırsız coğrafyalar toplumları dürten doğal ya da yapay zorlamalarla yaya, at ya da diğer evcil hayvanlar kullanılarak aşılmış, göç eden kavimlerin geçiş yerlerinde yerleşik tecimen toplumlara ödedikleri ücretler (haraç, vergi) belki de ilk yolculuk bedellerini oluşturmuştur. Kentleşmeyle birlikte genellikle eskil (arkaik) toplumlarda yönetim/kültür/ticaret/eğlence odakları olan kentlerin sokakları yaya katedilmiş, kenti çevreleyen tarım alanlarının, toprakların kullanım haklarını elinde tutanlar arazileri ile kent arasında atlı, at arabalı seyahatler etmişlerdir. Seyahat, ancak posta (haberleşme, iletişim) sistemiyle birlikte gelir konusu olmuş, hizmete dönüşmüştür. Haberleşmeyle başlayan süreç, özellikle uzak mesafelerde yük ve insan taşımacılığına dönüşmüştür. Burada uzaklık (mesafe) ve bu uzaklığı aşma yöntemi, uzaklığı aşmanın ticari bir etkinlik olarak kurumlaşmasına dikkati çekiyoruz. Dolayısıyla hareketi betimleyen ve güdüleyen temel öğeleri, yani uzaklık kavramını bilince getiren süreci, ama daha da önemlisi uzaklık kavramının bir tür görüngübilimini (fenomenoloji) yapmamız gerekebilir. Felsefe ve imgelemin konusu olabilecek böyle bir çözümlemeye yeltenmeden söyleyebileceğimiz şey; bulunulan yerin bilince çıkarılması, yerin ikizlenmesi (gölgelenme) ve dönüşümle başka yerin (öte, bulunulmayan yer) berileşmesi (özlemek, ütopya, cennet, vb.) ve şimdi-burası ile sonra-orası arasında doğan uzanım (gerilim de diyebilirdik) ve 10

Türkiye dönüşüm geçirerek kırsal bir tarım ekonomisinden küresel ölçekte. 1950 yılında Türkiye nin kentsel nüfusu ülkenin toplam nüfusunun sadece

Türkiye dönüşüm geçirerek kırsal bir tarım ekonomisinden küresel ölçekte. 1950 yılında Türkiye nin kentsel nüfusu ülkenin toplam nüfusunun sadece SİLİVRİ 2014 DÜNYA VE AVRUPA KENTİ Türkiye dönüşüm geçirerek kırsal bir tarım ekonomisinden küresel ölçekte rekabetçi bir sanayi ekonomisi haline gelmiştir. 1950 yılında Türkiye nin kentsel nüfusu ülkenin

Detaylı

Doğal Afetler ve Kent Planlama

Doğal Afetler ve Kent Planlama Doğal Afetler ve Kent Planlama Yer Bilimleri ilişkisi TMMOB Şehir Plancıları Odası GİRİŞ Tsunami Türkiye tektonik oluşumu, jeolojik yapısı, topografyası, meteorolojik özellikleri nedeniyle afet tehlike

Detaylı

Ana fikir: Oyun ile duygularımızı ve düşüncelerimizi farklı şekilde ifade edebiliriz.

Ana fikir: Oyun ile duygularımızı ve düşüncelerimizi farklı şekilde ifade edebiliriz. 2018-2019 Eğitim- Öğretim Yılı Özel Ümraniye Gökkuşağı İlkokulu Sorgulama Programı Kim Olduğumuz Bireyin kendi doğasını sorgulaması, inançlar ve değerler, kişisel, fiziksel, zihinsel, sosyal ve ruhsal

Detaylı

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI 3-4 Aile bireyleri birbirlerine yardımcı olurlar. Anahtar kavramlar: şekil, işlev, roller, haklar, Aileyi aile yapan unsurlar Aileler arasındaki benzerlikler ve farklılıklar Aile üyelerinin farklı rolleri

Detaylı

ÖZEL EGEBERK ANAOKULU Sorgulama Programı. Kendimizi ifade etme yollarımız

ÖZEL EGEBERK ANAOKULU Sorgulama Programı. Kendimizi ifade etme yollarımız Disiplinlerüstü Temalar Kim Olduğumuz Bulunduğumuz mekan ve zaman Kendimizi ifade etme Kendimizi Gezegeni paylaşmak Bireyin kendi doğasını sorgulaması, inançlar ve değerler, kişisel, fiziksel, zihinsel,

Detaylı

KENTTE YAŞAMAK HAKLAR VE SORUMLULUKLAR. PROF. DR. HASAN ERTÜRK herturkulu@hotmail.com

KENTTE YAŞAMAK HAKLAR VE SORUMLULUKLAR. PROF. DR. HASAN ERTÜRK herturkulu@hotmail.com KENTTE YAŞAMAK HAKLAR VE SORUMLULUKLAR PROF. DR. HASAN ERTÜRK herturkulu@hotmail.com KENT NEDİR? KENTLER TARİHİN DEĞİŞİK DÖNEMLERİNDE FARKLI SOSYO-EKONOMİK İŞLEVLER ÜSTLENMİŞLERDİR. MEDİNE KARYE CİTE POLİS

Detaylı

Kırsal Alan ve Özellikleri, Kırsal Kalkınmanın Tanımı ve Önemi. Doç.Dr.Tufan BAL

Kırsal Alan ve Özellikleri, Kırsal Kalkınmanın Tanımı ve Önemi. Doç.Dr.Tufan BAL Kırsal Alan ve Özellikleri, Kırsal Kalkınmanın Tanımı ve Önemi Doç.Dr.Tufan BAL Dersin İçeriği Kırsal Kalkınma Kavramının Tarihçesi Kırsal Kalkınmada Temel Amaç Kırsal Alan Kalkınma Politikaları Kırsal

Detaylı

YEREL ÇEVRESEL PLANLAMA

YEREL ÇEVRESEL PLANLAMA YEREL ÇEVRESEL PLANLAMA M. SİNAN ÖZDEN 2 AĞUSTOS 2017 İSTANBUL PLAN Plan, yapılacak bir işin tasarıları toplamıdır. Plan, bir amaca ulaşmada izlenecek yol ve davranış biçimini gösterir. Plan, bir düşünceyi,

Detaylı

İş Yerinde Ruh Sağlığı

İş Yerinde Ruh Sağlığı İş Yerinde Ruh Sağlığı Yeni bir Yaklaşım Freud a göre, bir insan sevebiliyor ve çalışabiliyorsa ruh sağlığı yerindedir. Dünya Sağlık Örgütü nün tanımına göre de ruh sağlığı, yalnızca ruhsal bir rahatsızlık

Detaylı

TMMOB ŞEHİR PLANCILARI ODASI ŞEHİR VE BÖLGE PLANLAMA ÖĞRENCİLERİ BİTİRME PROJESİ YARIŞMASI 2014-2015

TMMOB ŞEHİR PLANCILARI ODASI ŞEHİR VE BÖLGE PLANLAMA ÖĞRENCİLERİ BİTİRME PROJESİ YARIŞMASI 2014-2015 TMMOB ŞEHİR PLANCILARI ODASI ŞEHİR VE BÖLGE PLANLAMA ÖĞRENCİLERİ BİTİRME PROJESİ YARIŞMASI 2014-2015 ENDÜSTRİYEL YAPININ YENİLİKÇİ VE BİLGİ ODAKLI DÖNÜŞÜMÜNÜN BURSA ÖRNEĞİNDE İNCELENMESİ PROJE RAPORU İÇİNDEKİLER

Detaylı

R KARLILIK VE SÜRDÜRÜLEB

R KARLILIK VE SÜRDÜRÜLEB ÜRETİMDE İNOVASYON BİLAL AKAY Üretim ve Planlama Direktörü 1 İleri teknolojik gelişme ve otomasyon, yeni niteliklere ve yüksek düzeyde eğitim almış insan gücüne eğilimi artıyor. Mevcut iş gücü içinde bu

Detaylı

Üst Ölçekli Planlar Mekansal Strateji Planı

Üst Ölçekli Planlar Mekansal Strateji Planı Üst Ölçekli Planlar Mekansal Strateji Planı Mevcut yasal düzenlemelere göre mekânsal planlama kademelenmesinin en üst düzeyinde yeni bir plan türü olarak mekânsal strateji planı yer almaktadır. Mekânsal

Detaylı

Nüfus ve Kalkınma İlişkisi: Türkiye (TÜİK'in Yeni Nüfus Projeksiyonları Işığında)

Nüfus ve Kalkınma İlişkisi: Türkiye (TÜİK'in Yeni Nüfus Projeksiyonları Işığında) (TÜİK'in Yeni Nüfus Projeksiyonları Işığında) ESAGEV - Ekonomik ve Sosyal Düşünce Araştırma Geliştirme Vakfı www.esagev.org iletisim@esagev.org +90 (312) 750 00 00 Oğuzlar Mh. 1397. Sokak No: 11/1 Balgat,

Detaylı

KENTSEL POLİTİKALAR II. Bölüm

KENTSEL POLİTİKALAR II. Bölüm MSGSÜ ŞEHİR VE BÖLGE PLANLAMA BÖLÜMÜ PLN 703 KENTSEL POLİTİKALAR II. Bölüm 2014-2015 GÜZ YARIYILI Prof.Dr. Fatma ÜNSAL unsal.fatma@gmail.com TÜRKİYE NİN KENTLEŞME DİNAMİKLERİ Cumhuriyet öncesi Cumhuriyet

Detaylı

Sosyoloji. Konular ve Sorunlar

Sosyoloji. Konular ve Sorunlar Sosyoloji Konular ve Sorunlar Ontoloji (Varlık) Felsefe Aksiyoloji (Değer) Epistemoloji (Bilgi) 2 Felsefe Aksiyoloji (Değer) Etik Estetik Hukuk Felsefesi 3 Bilim (Olgular) Deney Gözlem Felsefe Düşünme

Detaylı

AŞKIN BULMACA BAROK KENT

AŞKIN BULMACA BAROK KENT AŞKIN BULMACA 18.yy'da Aydınlanma filozoflarıyla tariflenen modernlik, nesnel bilimi, evrensel ahlak ve yasayı, oluşturduğu strüktür çerçevesinde geliştirme sürecinden oluşur. Bu adım aynı zamanda, tüm

Detaylı

Tedarik Zinciri Yönetimi

Tedarik Zinciri Yönetimi Tedarik Zinciri Yönetimi Arş.Gör. Duran GÜLER Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü Tedarik Zinciri Yönetimi Tedarik zinciri boyunca tedarik ve zinciri içinde müşteri tatmin düzeyini

Detaylı

Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi SBF Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Program Yeterlilikleri TYYÇ Yaşam Bilimleri Temel Alanı Yeterlilikleri

Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi SBF Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Program Yeterlilikleri TYYÇ Yaşam Bilimleri Temel Alanı Yeterlilikleri Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi SBF Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Program Yeterlilikleri TYYÇ Yaşam Bilimleri Temel Alanı Yeterlilikleri 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 BİLGİ (Kurumsal ve Olgusal)

Detaylı

ŞEHİR YÖNETİMİ Şubat 2018

ŞEHİR YÖNETİMİ Şubat 2018 ŞEHİR YÖNETİMİ Şubat 2018 nin hizmet ve sorumluluk alanları nelerdir? Küresel ve teknolojik değişimlerle birlikte Şehir Yönetimleri nasıl değişmektedir? İdeal nasıl sağlanmalıdır? Ajanda 1. Mevcut Durum

Detaylı

ZAMAN YÖNETİMİ. Gürcan Banger

ZAMAN YÖNETİMİ. Gürcan Banger ZAMAN YÖNETİMİ Gürcan Banger Zamanım m yok!... Herkes, zamanının yetersizliğinden şikâyet ediyor. Bu şikâyete hak vermek mümkün mü? Muhtemelen hayır!... Çünkü zaman sabit. Hepimizin sahip olduğu zaman

Detaylı

TOPLUMSAL TABAKALAŞMA ve HAREKETLİLİK

TOPLUMSAL TABAKALAŞMA ve HAREKETLİLİK TOPLUMSAL TABAKALAŞMA ve HAREKETLİLİK TOPLUMSAL TABAKALAŞMA Ü s t S ı n ı f Orta Sınıf Alt Sınıf TOPLUMSAL TABAKALAŞMA Toplumsal tabakalaşma dünya yüzeyindeki jeolojik katmanlara benzetilebilir. Toplumların,

Detaylı

12. SINIF MANTIK DERSİ SÖKE ANADOLU LİSESİ 1. ORTAK SINAVI KAZANIM TABLOSU (Sınav Tarihi: 4 Nisan 2017)

12. SINIF MANTIK DERSİ SÖKE ANADOLU LİSESİ 1. ORTAK SINAVI KAZANIM TABLOSU (Sınav Tarihi: 4 Nisan 2017) 12. SINIF MANTIK DERSİ SÖKE ANADOLU LİSESİ 1. ORTAK SINAVI KAZANIM TABLOSU (Sınav Tarihi: 4 Nisan 2017) ÜNİTE: 2-KLASİK MANTIK Kıyas Çeşitleri ÜNİTE:3-MANTIK VE DİL A.MANTIK VE DİL Dilin Farklı Görevleri

Detaylı

BEK. BEK Analizi. Kentlerin Geleceği. Birikim Bereket Beceri Bakış Büyüme Beklenti. Kimlik Koruma Kapasite Kalkınma Katılım Kurgu

BEK. BEK Analizi. Kentlerin Geleceği. Birikim Bereket Beceri Bakış Büyüme Beklenti. Kimlik Koruma Kapasite Kalkınma Katılım Kurgu BEK Analizi Kentlerin Geleceği BEK Birikim Bereket Beceri Bakış Büyüme Beklenti Ekoloji Ekonomi Eşitlik Etkin Olma Elde Etme Entegrasyon Kimlik Koruma Kapasite Kalkınma Katılım Kurgu Kentlerin Geleceği

Detaylı

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ HAKKINDA HER ŞEY KISA FİLM YARIŞMASI ÖDÜL TÖRENİ KONUŞMASI

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ HAKKINDA HER ŞEY KISA FİLM YARIŞMASI ÖDÜL TÖRENİ KONUŞMASI TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ HAKKINDA HER ŞEY KISA FİLM YARIŞMASI ÖDÜL TÖRENİ KONUŞMASI 7 Ocak 2015 İstanbul, Sabancı Center Sayın Konuklar, Değerli Basın Mensupları,

Detaylı

MİTOLOJİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

MİTOLOJİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR MİTOLOJİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR Mit, Mitoloji, Ritüel DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 Kelime olarak Mit Yunanca myth, epos, logos Osmanlı Türkçesi esâtir, ustûre Türkiye Türkçesi: söylence DR. SÜHEYLA SARITAŞ

Detaylı

ENGELLİLERE YÖNELİK SOSYAL POLİTİKALAR

ENGELLİLERE YÖNELİK SOSYAL POLİTİKALAR ENGELLİLERE YÖNELİK SOSYAL POLİTİKALAR III. Sınıf Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü Risk Gruplarına Yönelik Sosyal Politikalar Dersi Notları-VI Doç. Dr. Şenay GÖKBAYRAK İçerik Engellilere

Detaylı

KENTSEL PLANLAMANIN TEMEL NİTELİKLERİ

KENTSEL PLANLAMANIN TEMEL NİTELİKLERİ KENTSEL PLANLAMANIN TEMEL NİTELİKLERİ Kentsel planlama toplum yararını esas alan güvenli ve sürdürülebilir yaşam çevresi oluşturmaya yönelik bir kamu hizmetidir. Kent planlama, mekan oluşumunun nedenlerini,

Detaylı

KAPSAYICI EĞİTİM. Kapsayıcı Eğitimin Tanımı Ayrımcılığa Neden Olan Faktörler

KAPSAYICI EĞİTİM. Kapsayıcı Eğitimin Tanımı Ayrımcılığa Neden Olan Faktörler KAPSAYICI EĞİTİM Kapsayıcı Eğitimin Tanımı Ayrımcılığa Neden Olan Faktörler Sınıfında Yabancı Uyruklu Öğrenci Bulunan Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmenlerinin Eğitimi 1 Kapsayıcı Eğitim Eğitimde kapsayıcılık

Detaylı

Uluslararası Yeni Medya Yeni Yaklaşımlar Konferansı Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi 8-9 Mayıs 2014

Uluslararası Yeni Medya Yeni Yaklaşımlar Konferansı Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi 8-9 Mayıs 2014 Uluslararası Yeni Medya Yeni Yaklaşımlar Konferansı Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi 8-9 Mayıs 2014 Sosyal medya, bir benlik inşası, benlik sunumu ve paylaşımı ortamıdır. Sosyal medya, bir sosyalleşme

Detaylı

Yeniden Yapılanma Süreci Dönüşüm Süreci

Yeniden Yapılanma Süreci Dönüşüm Süreci Yeniden Yapılanma Süreci 2010-2025 Dönüşüm Süreci 2025-2050 2025'te olmazsa olmazlar Geçiş dönemi kilit meseleleri Dönüşüm zamanının Başarı Dönüşüm ölçütleri zamanının Vizyon Herkese fırsat eşitliği sağlanarak

Detaylı

TÜRK EĞİTİM SİSTEMİ VE OKUL YÖNETİMİ. Nihan Demirkasımoğlu

TÜRK EĞİTİM SİSTEMİ VE OKUL YÖNETİMİ. Nihan Demirkasımoğlu TÜRK EĞİTİM SİSTEMİ VE OKUL YÖNETİMİ Nihan Demirkasımoğlu 1 İçerik Sistem Kuramları Eğitime Sistem Yaklaşımı Eğitim sisteminin Alt Sistemleri Bu konu, Başaran ve Çınkır ın (2012) Türk Eğitim Sistemi ve

Detaylı

SOSYOLOJİ DERSİ 2.ÜNİTE TOPLUMSAL YAPI

SOSYOLOJİ DERSİ 2.ÜNİTE TOPLUMSAL YAPI SOSYOLOJİ DERSİ 2.ÜNİTE TOPLUMSAL YAPI YAPI TOPLUM KURUMLAR TOPLUMSAL GRUPLAR BİREYLER İLİŞKİLER TOPLUMSAL YAPI VE UNSURLARI T E M E L KÖY K A METROPOL TOPLUMSAL YAPI KENTLEŞME V R A KENT M L A MİLLET

Detaylı

Yaşam Boyu Sosyalleşme

Yaşam Boyu Sosyalleşme Yaşam Boyu Sosyalleşme Lütfi Sunar Sosyolojiye Giriş / 5. Ders Kültür, Toplum ve Çocuk Sosyalleşmesi Sosyalleşme Nedir? Çocuklar başkalarıyla temasla giderek kendilerinin farkına varırlar ve insanlar hakkında

Detaylı

Mirbad Kent Toplum Bilim Ve Tarih Araştırmaları Enstitüsü. Kadına Şiddet Raporu

Mirbad Kent Toplum Bilim Ve Tarih Araştırmaları Enstitüsü. Kadına Şiddet Raporu Mirbad Kent Toplum Bilim Ve Tarih Araştırmaları Enstitüsü Kadına Şiddet Raporu 1 MİRBAD KENT TOPLUM BİLİM VE TARİH ARAŞTIRMALARI ENSTİTÜSÜ KADINA ŞİDDET RAPORU BASIN BİLDİRİSİ KADIN SORUNU TÜM TOPLUMUN

Detaylı

ÇALIŞMA EKONOMİSİ II

ÇALIŞMA EKONOMİSİ II ÇALIŞMA EKONOMİSİ II KISA ÖZET KOLAYAOF DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ.

Detaylı

YGS-LYS ALAN SIRA DERS İÇERİK SINIF

YGS-LYS ALAN SIRA DERS İÇERİK SINIF MART 1. Nüfus LYS-1 Nüfus politikaları *Nüfus politikası nedir, niçin uygulanır *Nüfus politikaları LYS-2 Nüfus ve ekonomi *Nüfusun dağılışını etkileyen faktörler *Yerleşme doku ve tipleri *Yapı tipleri

Detaylı

Mesleki Sorumluluk ve Etik-Ders 8 İşletme Organizasyonunda Etik Kavramı

Mesleki Sorumluluk ve Etik-Ders 8 İşletme Organizasyonunda Etik Kavramı Mesleki Sorumluluk ve Etik-Ders 8 İşletme Organizasyonunda Etik Kavramı Öğr. Gör. Hüseyin ARI 1 Organizasyon Kavramı İnsanların bir takım ortak amaçlar ve değerler uğruna ortaya koydukları bir anlaşmayı

Detaylı

18.034 İleri Diferansiyel Denklemler

18.034 İleri Diferansiyel Denklemler MIT AçıkDersSistemi http://ocw.mit.edu 18.034 İleri Diferansiyel Denklemler 2009 Bahar Bu bilgilere atıfta bulunmak veya kullanım koşulları hakkında bilgi için http://ocw.mit.edu/terms web sitesini ziyaret

Detaylı

JÜRİ GÖRÜŞÜ. Yaratıcı düşünmeyi teşvik eden nice yarışmalarda birlikte olmak dileği ile. Prof. Dr. Aysu AKALIN Gazi Üniversitesi

JÜRİ GÖRÜŞÜ. Yaratıcı düşünmeyi teşvik eden nice yarışmalarda birlikte olmak dileği ile. Prof. Dr. Aysu AKALIN Gazi Üniversitesi JÜRİ GÖRÜŞÜ ÇUHADAROĞLU sponsorluğunda gerçekleştirilen ÇUHADAROĞLU Alüminyum 2013 Öğrenci Yarışması nın ana teması Expo 2016 Antalya Kulesi Projesi dir. Yarışmacılardan sembolik bir kule tasarımı istenmiş

Detaylı

Avrupalı liderler baskıcı, Türk liderler ise dostane

Avrupalı liderler baskıcı, Türk liderler ise dostane Avrupalı liderler baskıcı, Türk liderler ise dostane Dünyada yaşanan ekonomik kriz liderlik stillerinde de değişikliğe yol açtı. Hay Group'un liderlik stilleri üzerine yaptığı araştırmaya göre, özellikle

Detaylı

İnsanlar, tarihin her döneminde olduğu gibi bundan sonra da varlıklarını sürdürmek, haberleşmek, paylaşmak, etkilemek, yönlendirmek, mutlu olmak gibi

İnsanlar, tarihin her döneminde olduğu gibi bundan sonra da varlıklarını sürdürmek, haberleşmek, paylaşmak, etkilemek, yönlendirmek, mutlu olmak gibi İLETİŞİMLETİŞİİŞİM İnsanlar, tarihin her döneminde olduğu gibi bundan sonra da varlıklarını sürdürmek, haberleşmek, paylaşmak, etkilemek, yönlendirmek, mutlu olmak gibi amaçlarla iletişim kurmaya devam

Detaylı

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi Madde 23: Çalışma Hakkı

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi Madde 23: Çalışma Hakkı İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi Madde 23: Çalışma Hakkı Gülşah Özcanalp Göktekin Uzman Sosyolog / İş ve Meslek Danışmanı Liderlik Enstitüsü Eğitim ve İstihdam Hizmetleri Çalışma Evrensel Bir Haktır İnsan

Detaylı

KARTVİZİT. www.diversotour.com. Ceren ANADOL ceren@diversotour.com. tour. tour

KARTVİZİT. www.diversotour.com. Ceren ANADOL ceren@diversotour.com. tour. tour Diverso Firmanız tarafından verilen sözlü brief de de belirtildiği üzere Diverso farklı anlamına gelen İtalyanca bir kelimedir. Marka olarak diverso nun tercih edilmiş olması aynı zamanda oluşturulmak

Detaylı

KAPİTALİZMİN İPİNİ ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER Mİ ÇEKECEK?

KAPİTALİZMİN İPİNİ ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER Mİ ÇEKECEK? KAPİTALİZMİN İPİNİ ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER Mİ ÇEKECEK? Dünyada mal ve hizmet hareketlerinin uluslararası dolaşımına ve üretimin uluslararasılaşmasına imkan veren düzenlemeler (Dünya Ticaret Örgütü, Uluslararası

Detaylı

EĞİTİMİN SOSYAL TEMELLERİ TEMEL KAVRAMLAR. Doç. Dr. Adnan BOYACI

EĞİTİMİN SOSYAL TEMELLERİ TEMEL KAVRAMLAR. Doç. Dr. Adnan BOYACI EĞİTİMİN SOSYAL TEMELLERİ TEMEL KAVRAMLAR 2017 Doç. Dr. Adnan BOYACI Neden Eğitimin Sosyal Temelleri Eklektik bir alan olarak Eğitim Yönetimi Büyük sosyal bilimler teorisi Eğitim yönetiminin beslendiği

Detaylı

21.10.2009. KIŞILIK KURAMLARı. Kişilik Nedir? Kime göre?... GİRİŞ Doç. Dr. Halil EKŞİ

21.10.2009. KIŞILIK KURAMLARı. Kişilik Nedir? Kime göre?... GİRİŞ Doç. Dr. Halil EKŞİ KIŞILIK KURAMLARı GİRİŞ Doç. Dr. Halil EKŞİ Kişilik Nedir? Psikolojide kişilik, kapsamı en geniş kavramlardan biridir. Kişilik kelimesinin bütün teorisyenlerin üzerinde anlaştığı bir tanımlaması yoktur.

Detaylı

İşyeri Temsilcileri Rehberi

İşyeri Temsilcileri Rehberi İşyeri Temsilcileri Rehberi Bir sendika için en önemli kadrolardan birisi işyeri temsilcisidir. İşyeri düzeyinde ise işyeri temsilcisi sendika örgütlenmenin olmazsa olmazıdır. Bir işyerinde işyeri temsilcisinin

Detaylı

Tedarik Zinciri Yönetimi

Tedarik Zinciri Yönetimi Tedarik Zinciri Yönetimi -Tedarikçi Seçme Kararları- Yrd. Doç. Dr. Mert TOPOYAN Satın Alma Bir ișletme, dıșarıdan alacağı malzeme ya da hizmetlerle ilgili olarak satın alma (tedarik) fonksiyonunda beș

Detaylı

yollarla elde edilmiş ve geçerliliği kabul

yollarla elde edilmiş ve geçerliliği kabul Sürekli gelişmekte olduğu için kesin bir tanımı yoktur. Bilim, bilim insanlarınca belli yollarla üretilmiş bilgi birikimi olarak tanımlanabilir. Bilim güvenilir bilgi kaynağıdır. Bilim yöntem olarak düşünüldüğünde

Detaylı

ÖĞRENME ALANI: BİREY VE TOPLUM

ÖĞRENME ALANI: BİREY VE TOPLUM ÖĞRENME ALANI: BİREY VE TOPLUM - EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI ORTAOKULU 5. SINIF SOSYAL BİLGİLER İ ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK PLANI DEĞERLER EĞİTİMİ GÜN VE LAR EYLÜL EYLÜL 18-22 Eylül 25-29 Eylül 2-6 Ekim 9-1 Ekim

Detaylı

İNSAN HAKLARI SORULARI

İNSAN HAKLARI SORULARI 1. 1776 Amerikan ve 1789 Fransız belgelerine yansıyan doğal haklar öğretisinin başlıca temsilcisi kimdir? a) J. J. Rousseau b) Voltaire c) Montesquieu d) John Locke 4. Aşağıdakilerden hangisi İngiliz hak

Detaylı

ÇEVREYE YÖNELİK TARIM POLİTİKALARI

ÇEVREYE YÖNELİK TARIM POLİTİKALARI ÇEVREYE YÖNELİK TARIM POLİTİKALARI Çevre ile ilgili temel kavramlar Çevre sorunlarının nedenleri Tarımsal faaliyetin neden olduğu çevre sorunları Sürdürülebilir tarım ve tarımsal kalkınma.hafta Çevreye

Detaylı

Temel Kavramlar Bilgi :

Temel Kavramlar Bilgi : Temel Kavramlar Bilim, bilgi, bilmek, öğrenmek sadece insana özgü kavramlardır. Bilgi : 1- Bilgi, bilim sürecinin sonunda elde edilen bir üründür. Kişilerin öğrenme, araştırma veya gözlem yolu ile çaba

Detaylı

GT Türkiye İşletme Risk Yönetimi Hizmetleri. Sezer Bozkuş Kahyaoğlu İşletme Risk Yönetimi, Ortak CIA, CFE, CFSA, CRMA, CPA sezer.bozkus@gtturkey.

GT Türkiye İşletme Risk Yönetimi Hizmetleri. Sezer Bozkuş Kahyaoğlu İşletme Risk Yönetimi, Ortak CIA, CFE, CFSA, CRMA, CPA sezer.bozkus@gtturkey. GT Türkiye İşletme Risk Hizmetleri Sezer Bozkuş Kahyaoğlu İşletme Risk, Ortak CIA, CFE, CFSA, CRMA, CPA sezer.bozkus@gtturkey.com İşletme Risk Hakkında Risk, iş yaşamının ayrılmaz bir parçasıdır ve kaçınılmazdır.

Detaylı

Ekonomi I FĐRMA TEORĐSĐ. Piyasa Çeşitleri. Tam Rekabet Piyasası. Piyasa yapılarının çeşitli türleri; Bir uçta tam rekabet piyasası (fiyat alıcı),

Ekonomi I FĐRMA TEORĐSĐ. Piyasa Çeşitleri. Tam Rekabet Piyasası. Piyasa yapılarının çeşitli türleri; Bir uçta tam rekabet piyasası (fiyat alıcı), Ekonomi I Tam Rekabet Piyasası FĐRMA TEORĐSĐ Bu bölümü bitirdiğinizde şunları öğrenmiş olacaksınız: Hasılat, maliyet ve kar kavramları ne demektir? Tam rekabet ne anlama gelir? Tam rekabet piyasasında

Detaylı

mekanizmalarını, sebep olduğu bulguları, yapı ve fonksiyon bozukluklarını ve organizmayı nasıl etkilediğini tanımlar.

mekanizmalarını, sebep olduğu bulguları, yapı ve fonksiyon bozukluklarını ve organizmayı nasıl etkilediğini tanımlar. BİLGİ BİLGİ BİLGİ 1 İnsan vücudunun ve spesifik olarak ağız bölgesindeki yapıların ve dişlerin hücre, doku, organ ve sistem bazında normal yapı ve işlevlerini, birbirleri ile olan etkileşimlerini bilir.

Detaylı

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti. Ülkesel Fizik Planı. Bölüm III. Vizyon, Amaç ve Hedefler (Tasarı)

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti. Ülkesel Fizik Planı. Bölüm III. Vizyon, Amaç ve Hedefler (Tasarı) Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Ülkesel Fizik Planı Bölüm III. Vizyon, Amaç ve Hedefler (Tasarı) Şehir Planlama Dairesi İçişleri Bakanlığı Lefkoşa - Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti 2014 İçindekiler 1. Giriş...

Detaylı

GAZİEMİR AKTEPE VE EMREZ MAHALLELERİ KENTSEL DÖNÜŞÜM VE GELİŞİM ALANI KENTSEL TASARIM VE MİMARİ FİKİR PROJESİ YARIŞMASI JÜRİ DEĞERLENDİRME ÇALIŞMASI

GAZİEMİR AKTEPE VE EMREZ MAHALLELERİ KENTSEL DÖNÜŞÜM VE GELİŞİM ALANI KENTSEL TASARIM VE MİMARİ FİKİR PROJESİ YARIŞMASI JÜRİ DEĞERLENDİRME ÇALIŞMASI GAZİEMİR AKTEPE VE EMREZ MAHALLELERİ KENTSEL DÖNÜŞÜM VE GELİŞİM ALANI KENTSEL TASARIM VE MİMARİ FİKİR PROJESİ YARIŞMASI JÜRİ DEĞERLENDİRME ÇALIŞMASI TUTANAK 1 İzmir Büyükşehir Belediyesi Gaziemir Aktepe

Detaylı

Bölüm 13.Tarımsal Kooperatifçilik

Bölüm 13.Tarımsal Kooperatifçilik Bölüm 13.Tarımsal Kooperatifçilik Kooperatifçiliğin Tanımı ve Kapsamı Kooperatif ve Diğer Kuruluşlar Kooperatifçilik İlkeleri Türkiye de Kooperatifler Tarım Kooperatiflerinin Yararları Kooperatif sözcüğünün

Detaylı

KAYNAK: Birol, K. Bülent. 2006. "Eğitimde Sanatın Önceliği." Eğitişim Dergisi. Sayı: 13 (Ekim 2006). 1. GİRİŞ

KAYNAK: Birol, K. Bülent. 2006. Eğitimde Sanatın Önceliği. Eğitişim Dergisi. Sayı: 13 (Ekim 2006). 1. GİRİŞ KAYNAK: Birol, K. Bülent. 2006. "Eğitimde Sanatın Önceliği." Eğitişim Dergisi. Sayı: 13 (Ekim 2006). 1. GİRİŞ Sanat, günlük yaşayışa bir anlam ve biçim kazandırma çabasıdır. Sanat, yalnızca resim, müzik,

Detaylı

EĞİTİMİN EKONOMİKTEMELLERİ. 6. Bölüm Eğitim Bilimine Giriş GÜLENAZ SELÇUK- CİHAN ÇAKMAK-GÜRSEL AKYEL

EĞİTİMİN EKONOMİKTEMELLERİ. 6. Bölüm Eğitim Bilimine Giriş GÜLENAZ SELÇUK- CİHAN ÇAKMAK-GÜRSEL AKYEL EĞİTİMİN EKONOMİKTEMELLERİ 6. Bölüm Eğitim Bilimine Giriş GÜLENAZ SELÇUK- CİHAN ÇAKMAK-GÜRSEL AKYEL EĞİTİMİN EKONOMİK TEMELLERİ EĞİTİM VE EKONOMİ İNSAN SERMAYESİ KURAMI EĞİTİM VE EKONOMİK BÜYÜME EĞİTİM

Detaylı

N OLACAK ŞİMDİ? BEKİR AĞIRDIR. 26 Kasım 2015

N OLACAK ŞİMDİ? BEKİR AĞIRDIR. 26 Kasım 2015 N OLACAK ŞİMDİ? BEKİR AĞIRDIR 26 Kasım 2015 SİYASİ İRADENİN ÖNÜNDE İKİ SENARYO Kapsamlı bir reform ve kalkınma hareketine girmek Toplumsal barış Çözüm süreci Yeni anayasa Başkanlık arayışı ve kutuplaşma

Detaylı

Kent ve Ulaşım. Ulaşım Planlaması. Yeni Büyükşehirler. Yeni Yasanın Getirdiği Sorunlar. Olası Çözüm Yaklaşımları

Kent ve Ulaşım. Ulaşım Planlaması. Yeni Büyükşehirler. Yeni Yasanın Getirdiği Sorunlar. Olası Çözüm Yaklaşımları Kent ve Ulaşım Ulaşım Planlaması Yeni Büyükşehirler Yeni Yasanın Getirdiği Sorunlar Olası Çözüm Yaklaşımları Merkeze odaklanan Tekrarlarlanan İşgünleri Hafta sonu Mevsimlik değişim Çevre Talep Kapasite

Detaylı

uzman yaklaşımı program geliştirme Branş Analizi Uzm. İrfan UYGAR

uzman yaklaşımı program geliştirme Branş Analizi Uzm. İrfan UYGAR Branş Analizi program geliştirme ÖSYM 2013 yılında yaptığı değişiklikle Eğitim Bilimleri Testi ndeki soru sayısını 120 den 80 e düşürmüştür. Bu bağlamda program geliştirmenin soru sayısını diğer alanlara

Detaylı

12. Araştırmacılar Zirvesi nin açılış konuşmasını yapmak için beni davet etmenizden, bana bu fırsatı vermenizden dolayı sizlere teşekkür ederim.

12. Araştırmacılar Zirvesi nin açılış konuşmasını yapmak için beni davet etmenizden, bana bu fırsatı vermenizden dolayı sizlere teşekkür ederim. 1 GÜLER SABANCI KONUŞMA METNİ 12. ARAŞTIRMACILAR ZİRVESİ 12. Araştırmacılar Zirvesi nin açılış konuşmasını yapmak için beni davet etmenizden, bana bu fırsatı vermenizden dolayı sizlere teşekkür ederim.

Detaylı

ALAN ARAŞTIRMASI II. Oda Raporu

ALAN ARAŞTIRMASI II. Oda Raporu tmmob makina mühendisleri odası TMMOB SANAYİ KONGRESİ 2009 11 12 ARALIK 2009 / ANKARA ALAN ARAŞTIRMASI II Türkiye de Kalkınma ve İstihdam Odaklı Sanayileşme İçin Planlama Önerileri Oda Raporu Hazırlayanlar

Detaylı

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK POLİTİKASI. Sürdürülebilirlik vizyonumuz

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK POLİTİKASI. Sürdürülebilirlik vizyonumuz SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK POLİTİKASI Sürdürülebilirlik vizyonumuz 150 yıllık bir süreçte inşa ettiğimiz rakipsiz deneyim ve bilgi birikimimizi; ekonomiye, çevreye, topluma katkı sağlamak üzere kullanmak, paydaşlarımız

Detaylı

KARADAĞ SUNUMU Natalija FILIPOVIC

KARADAĞ SUNUMU Natalija FILIPOVIC VII. ULUSLARARASI BALKAN BÖLGESİ DÜZENLEYİCİ YARGI OTORİTELERİ KONFERANSI 28-30 MAYIS 2012, İSTANBUL Yeni Teknolojiler ve Bunların Yargıda Uygulanmaları Türkiye Cumhuriyeti Hâkimler ve Savcılar Yüksek

Detaylı

Nasıl Bir Deniz Feneriyiz?

Nasıl Bir Deniz Feneriyiz? Nasıl Bir Deniz Feneriyiz? Üniversitelerin, kültürel sermaye sinin en başında kuşkusuz bilimsel araştırmalar ve bilimsel yayınlar gelir. Kültürel sermaye ne denli yoğunlaşmış ve ne denli geniş bir alana

Detaylı

Sayın Bakan, Başbakanlık Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel. Kurumu Genel Müdürü, Danışma Kurulu Üyeleri, Kurumların Saygıdeğer

Sayın Bakan, Başbakanlık Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel. Kurumu Genel Müdürü, Danışma Kurulu Üyeleri, Kurumların Saygıdeğer Sayın Bakan, Başbakanlık Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Kurumu Genel Müdürü, Danışma Kurulu Üyeleri, Kurumların Saygıdeğer Temsilcileri, Hepinizi saygıyla selamlıyorum, Başbakanlık Sosyal

Detaylı

DERS BİLGİLERİ. Ders Adı Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS. Sağlık Kurumlarında Yönetim ve Organizasyon HST

DERS BİLGİLERİ. Ders Adı Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS. Sağlık Kurumlarında Yönetim ve Organizasyon HST DERS BİLGİLERİ Sağlık Kurumlarında Yönetim ve Organizasyon HST901 3+0 6.0 6.0 Öğrencilerin yönetim ve organizasyon kavramlarını anlamaları, sağlık hizmetleri ve sağlık kurumlarının değerlendirmeleri, sağlık

Detaylı

3- PROJENIN BAŞLATıLMASı: PROJE KAPSAM YÖNETIMI

3- PROJENIN BAŞLATıLMASı: PROJE KAPSAM YÖNETIMI 3- PROJENIN BAŞLATıLMASı: PROJE KAPSAM YÖNETIMI Y R D. D O Ç. D R. K E N A N G E N Ç O L PROJE BAŞLATMA BELGESININ OLUŞTURULMASı Proje başlatma belgesinin oluşturulması, projeyi resmi olarak onaylayan

Detaylı

Neden Daha Fazla Satın Alalım?

Neden Daha Fazla Satın Alalım? Neden Daha Fazla Satın Alalım? Ana Tema Önerilen Süre Kazanımlar Öğrenciye Kazandırılacak Beceriler Yöntem ve Teknikler Araç ve Gereçler Giderek artan bilinçsiz tüketim ve üretim çevreyi olumsuz etkiliyor.

Detaylı

Rehberlik ve Psikolojik Danışma Hizmetlerinin Amacı Nedir?

Rehberlik ve Psikolojik Danışma Hizmetlerinin Amacı Nedir? Rehberlik Nedir? Psikolojik danışma ve rehberlik hizmetleri; bireyin kendini tanıması, anlaması, sahip olduğu gizil güçleri keşfetmesi, geliştirmesi ve bulunduğu topluma aktif uyum sağlayarak kendini gerçekleştirmesi

Detaylı

Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi SBF Fakültesi Hemşirelik Bölümü Program Yeterlilikleri TYYÇ Yaşam Bilimleri Temel Alanı Yeterlilikleri

Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi SBF Fakültesi Hemşirelik Bölümü Program Yeterlilikleri TYYÇ Yaşam Bilimleri Temel Alanı Yeterlilikleri Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi SBF Fakültesi Hemşirelik Bölümü Program Yeterlilikleri TYYÇ Yaşam Bilimleri Temel Alanı Yeterlilikleri 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 BİLGİ (Kurumsal ve Olgusal) 1-Sağlık

Detaylı

6. BÖLÜM: BULGULARIN DEĞERLENDİRİLMESİ

6. BÖLÜM: BULGULARIN DEĞERLENDİRİLMESİ 6. BÖLÜM: BULGULARIN DEĞERLENDİRİLMESİ Bu bölümde araştırma bulgularının değerlendirilmesine yer verilecektir. Yerleşik yabancılara yönelik demografik verilerin ve ev sahibi ülkeye uyum aşamasında gereksinim

Detaylı

AVRUPA BİRLİĞİ HAYAT BOYU ÖĞRENME İÇİN KİLİT YETKİNLİKLER

AVRUPA BİRLİĞİ HAYAT BOYU ÖĞRENME İÇİN KİLİT YETKİNLİKLER AVRUPA BİRLİĞİ HAYAT BOYU ÖĞRENME İÇİN KİLİT YETKİNLİKLER Özgül ÜNLÜ HBÖ- HAREKETE GEÇME ZAMANI BU KONU NİÇİN ÇOK ACİLDİR? Bilgi tabanlı toplumlar ve ekonomiler bireylerin hızla yeni beceriler edinmelerini

Detaylı

Yaşanabilir Bir Şehir için İzmir Bölge Planı Hedefleri. H.İ.Murat ÇELİK, PMP Birim Başkanı

Yaşanabilir Bir Şehir için İzmir Bölge Planı Hedefleri. H.İ.Murat ÇELİK, PMP Birim Başkanı Yaşanabilir Bir Şehir için İzmir Bölge Planı Hedefleri H.İ.Murat ÇELİK, PMP Birim Başkanı Yaşanabilir Şehirler Sempozyumu 1. İZKA 2. İzmir Bölge Planı 3. Yaşanabilir Şehir Hedefleri İçerik 1.

Detaylı

HALKLA İLİŞKİLER (HİT102U)

HALKLA İLİŞKİLER (HİT102U) DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. HALKLA İLİŞKİLER (HİT102U) KISA ÖZET

Detaylı

ERKEKLER ve Demografik Büyüklükler Hedef Kitle Tanımlamaları Yaşam Trendleri

ERKEKLER ve Demografik Büyüklükler Hedef Kitle Tanımlamaları Yaşam Trendleri ERKEKLER ve Demografik Büyüklükler Hedef Kitle Tanımlamaları Yaşam Trendleri 21 Ekim 2005 A company of ( Kadınlar dan hatırlatma) Pazarlama yönetimini geliştirmek için ilerleyebileceğimiz alanlar Hedef

Detaylı

E.G.O. Grubu Kurumsal İlkeleri

E.G.O. Grubu Kurumsal İlkeleri E.G.O. Grubu Kurumsal İlkeleri 1. Müşterimizin hizmetindeyiz! 2. Yenilikçi bir kültüre sahibiz ve gelecek için fikirlerimiz var 3. EGO nun en değerli varlığı biz çalışanlarıyız 4. Tüm iş faaliyetlerimizde

Detaylı

TÜRKİYE NİN TOPLUMSAL YAPISI

TÜRKİYE NİN TOPLUMSAL YAPISI TÜRKİYE NİN TOPLUMSAL YAPISI KISA ÖZET KOLAYAOF 2 Kolayaof.com 0 362 2338723 Sayfa 2 1. Ünite Toplumsal Yapıyı Açıklayan Kavram ve Kuramlar TOPLUMSAL YAPI KAVRAMI Toplum, insanları etkileyen gerçek ilişkiler

Detaylı

Üniversite Öğrencilerinin Eleştirel Düşünmeye Bakışlarıyla İlgili Bir Değerlendirme

Üniversite Öğrencilerinin Eleştirel Düşünmeye Bakışlarıyla İlgili Bir Değerlendirme Üniversite Öğrencilerinin Eleştirel Düşünmeye Bakışlarıyla İlgili Bir Değerlendirme Buket TAŞKIN & Süleyman Sadi SEFEROĞLU Hacettepe Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri

Detaylı

AKTİF EĞİTİMDE BİLGİ BÜTÜNLÜĞÜNÜ SAĞLAMA:

AKTİF EĞİTİMDE BİLGİ BÜTÜNLÜĞÜNÜ SAĞLAMA: AKTİF EĞİTİMDE BİLGİ BÜTÜNLÜĞÜNÜ SAĞLAMA: MÖDÜL SENARYOSU BÜTÜNLÜĞÜ 1. AKTİF EĞİTİM KURULTAYI ( 29-30 MAYIS 2004) Yrd. Doç. Dr. Şükrü KEYİFLİ- Doç. Dr. Osman BİLEN TEORİK ÇERÇEVE Üniversite eğitim ve öğretimi

Detaylı

Mevsimlik Çalışma Arttı, İşsizlik Azaldı: Nisan, Mayıs, Haziran Dönemi

Mevsimlik Çalışma Arttı, İşsizlik Azaldı: Nisan, Mayıs, Haziran Dönemi Mevsimlik Çalışma Arttı, İşsizlik Azaldı: Nisan, Mayıs, Haziran Dönemi HAZIRLAYAN.0. Prof. Dr. Mustafa DELİCAN İnsan Kaynakları Araştırma Merkezi Doç. Dr. Levent ŞAHİN - İnsan Kaynakları Araştırma Merkezi

Detaylı

( ( ( ( ( ( Müşteri Odaklılık

( ( ( ( ( ( Müşteri Odaklılık Tesis yönetim hizmetleri, ülkemizin gelecek dönemde daha da önem vereceği bir dışarıdan temin kalemi olacaktır. Sektörde olan bizler, deneyimimizle bu sektöre değer katmaya devam edeceğiz. HAKKIMIZDA Tüm

Detaylı

Boğaçhan Dündaralp. ddrlp

Boğaçhan Dündaralp. ddrlp MAYIS 2011 - XXI 64 proje - futbol akademisi - kırklareli PARÇALAYARAK BİrLEŞTİRMEK Lüleburgaz Yıldızları Futbol Akademisi, parçalı yapı kurgusu ve yapılar arasında önerdiği yaşayan ara mekanlar ile yalnızca

Detaylı

ViZYON BELİRLEME ÇALIŞMASI. Hazırlayan: Mustafa YILMAZ- Uzman (PKB)

ViZYON BELİRLEME ÇALIŞMASI. Hazırlayan: Mustafa YILMAZ- Uzman (PKB) ViZYON BELİRLEME ÇALIŞMASI Hazırlayan: Mustafa YILMAZ- Uzman (PKB) Strateji seçimi İş konuşmak için bir kamp yerini seçen iki rakip firma yöneticisinin karşısına bir ayı çıkar. Yöneticilerden biri hemen

Detaylı

DÜZCE ÜNİVERSİTESİ ENGELLİ ÖĞRENCİ BİRİMİ YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

DÜZCE ÜNİVERSİTESİ ENGELLİ ÖĞRENCİ BİRİMİ YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar DÜZCE ÜNİVERSİTESİ ENGELLİ ÖĞRENCİ BİRİMİ YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1- (1) Bu yönergenin amacı; Düzce Üniversitesi nde öğrenim gören engelli öğrencilerin öğrenim

Detaylı

DENGE DENGE VS. DOĞADAN GELEN

DENGE DENGE VS. DOĞADAN GELEN GÖRMEK BAKMAK Görmek ile bakmak arasındaki ince çizgiyi silmeyi başardığımızda; kafamızı kaldırıp çevremizdeki tüm detaylara dikkatli şekilde baktığımızda; görebiliyoruz evrende ki mükemmel uyum sayesinde

Detaylı

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI. İLKOKULU 4. SINIF İNSAN HAKLARI, YURTTAŞLIK VE DEMOKRASİ DERSİ ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK PLANI

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI. İLKOKULU 4. SINIF İNSAN HAKLARI, YURTTAŞLIK VE DEMOKRASİ DERSİ ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK PLANI EKİM 10-14 EKİM (4. ) EKİM 03-07 EKİM (3. ) ÜNİTE 1. İNSAN OLMAK EYLÜL 6-30 EYLÜL (. ) EYLÜL 19-3 EYLÜL (1. ) 016-017 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI. İLKOKULU İLİŞKİLEN Y4.1.1. İnsan olmanın niteliklerini açıklar.

Detaylı

SPORDA STRATEJİK YÖNETİM. Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER

SPORDA STRATEJİK YÖNETİM. Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER SPORDA STRATEJİK YÖNETİM Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER 1 STRATEJİK YÖNETİMLE İLGİLİ KAVRAMLAR Stratejik Yönetimi Öne Çıkartan Gelişmeler İşletmenin Temel Yetenekleri Stratejik Yönetimin Gelişimi Stratejik Düşünme

Detaylı

OKUL DEĞERLENDİRME Teor, Araştırma ve Uygulama. Selahatt n Turan Gökhan Zıngıl

OKUL DEĞERLENDİRME Teor, Araştırma ve Uygulama. Selahatt n Turan Gökhan Zıngıl OKUL DEĞERLENDİRME Teor, Araştırma ve Uygulama Selahatt n Turan Gökhan Zıngıl Selahattin TURAN Gökhan ZINGIL ISBN 978-605-364-659-4 (0312-394 55 90) ÖN SÖZ Okul değerlendirme, okulda yapılan faaliyetlerin

Detaylı

Sanayi Devriminin Toplumsal Etkileri

Sanayi Devriminin Toplumsal Etkileri Sanayi Devriminin Toplumsal Etkileri Bilgi toplumunda aktif nüfus içinde tarım ve sanayinin payı azalmakta, hizmetler sektörünün payı artmakta ve bilgili, nitelikli insana gereksinim duyulmaktadır. 16.12.2015

Detaylı

İçindekiler. 1 Başarılı Okullar İçin Denetim/1. 2 Norm: Geleneksel Okullar Neden Böyle? / Devingen Okullar / 33. Kısım 1 Giriş.

İçindekiler. 1 Başarılı Okullar İçin Denetim/1. 2 Norm: Geleneksel Okullar Neden Böyle? / Devingen Okullar / 33. Kısım 1 Giriş. İçindekiler Kısım 1 Giriş 1 Başarılı Okullar İçin Denetim/1 Denetim (SuperVision): Yeni Bir Paradigma İçin Yeni Bir İsim / 7 Başarı İçin Bir Metafor Olarak Denetimsel Yapıştırıcı / 8 Denetimden Kim Sorumludur?

Detaylı

ENTEGRE DÜŞÜNCE YAKLAŞIMI KADIKÖY BELEDİYESİ ENTEGRE RAPORU 11 Ocak 2019

ENTEGRE DÜŞÜNCE YAKLAŞIMI KADIKÖY BELEDİYESİ ENTEGRE RAPORU 11 Ocak 2019 ENTEGRE DÜŞÜNCE YAKLAŞIMI KADIKÖY BELEDİYESİ ENTEGRE RAPORU 11 Ocak 2019 Entegre Düşünce Entegre düşünce: Kullanılan kaynakların ve faaliyetlerin İç ve dış paydaşların beklentilerinin, ihtiyaçlarının İç

Detaylı

Lions un Evrensel Hedefleri nin dayandığı en temel kavramlardan birisi Lions un Evrensel Vizyonu dur.

Lions un Evrensel Hedefleri nin dayandığı en temel kavramlardan birisi Lions un Evrensel Vizyonu dur. Uluslararası Lions Kulüpleri Birliği Hizmet Kavramı 1 Dayanak Lions un Evrensel Hedefleri nin dayandığı en temel kavramlardan birisi Lions un Evrensel Vizyonu dur. İşte bu vizyon Lions un hizmetlerinin

Detaylı

VERİ MADENCİLİĞİNE BAKIŞ

VERİ MADENCİLİĞİNE BAKIŞ VERİ MADENCİLİĞİNE BAKIŞ İçerik Veri Madenciliği Neden Veri Madenciliği? Veri ve Veri Madenciliğinin Önemi Günümüzde Kullanılan Veri Madenciliğinin Çeşitli İsimleri Veri Madenciliği Nedir? Neden Veri Madenciliği?

Detaylı

Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi (UN Global Compact)

Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi (UN Global Compact) ETİK KURALLAR VE KURUMSAL SORUMLULUK Doğuş Otomotiv Etik Kuralları, imzalamış olduğu Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi (UN Global Compact), kurumsal sosyal sorumluluk politikaları ve şirket

Detaylı

TOPLUMSAL KURUMLAR VE AİLE ÇIKMIŞ SINAV SORULARI MURAT YILMAZ EGE ANADOLU LİSESİ

TOPLUMSAL KURUMLAR VE AİLE ÇIKMIŞ SINAV SORULARI MURAT YILMAZ EGE ANADOLU LİSESİ TOPLUMSAL KURUMLAR VE AİLE ÇIKMIŞ SINAV SORULARI MURAT YILMAZ EGE ANADOLU LİSESİ 1-) Türkiye de cumhuriyetin ilanından hemen sonra eğitimde, dinde, yönetimde, hukukta, ekonomide, sanatta, aile yapısında

Detaylı