GH VHNW UHO DVJDUL FUHW SDNHWL

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "GH VHNW UHO DVJDUL FUHW SDNHWL"

Transkript

1 Kamudaki taşeron işçilere dönük düzenlemeler, taşeron işçiler üzerinden tüm kamu işçilerini de bağlayan neoliberal düzenlemelerdir. Kamudaki taşeronluk sistemine son vermek ya da taşeron işçilerin durumunu düzeltmek için değil, tam tersine kamuda taşeronluk sistemini sürdürülebilir ve daha büyük hızla yaygınlaştırılabilir hale getirmek için, zorunlu olarak başvurulan düzenlemelerdir 6 5 sosyalist mokrasisi Bir yola baş koyan, olacağa değil yapacağına bakar. İşçi sınıfı ve toplumun geleceği açısından esas sorun, kendi sınıfsal çıkarlarımız ve toplumun/doğanın/canlı yaşamın geleceği için, kendi taleplerimizle gündem oluşturmaktadır. Siyaset sahnesindeki esaslı eksik budur. İşçi sınıfı eylemleriyle emeğini savunmalı, özgüvenini kazanmalı, özgücünü arttırarak sergilemeli, bir çekim etkisi yaratmalı, ittifaklarını kapitalizme karşı birlikte mücadeleyle peşinden sürüklemelidir.işçi Meclisi bültenimizin yolculuğuna başladığı ilk yılı doldurduğumuz, yazın sona ererek yeni bir mücadele yılının başladığı bugünlerde, siyaset sahnesinde doldurmamız gereken tarihi boşluk budur. 8-9 Biz işçiler, işçilerin işten çıkartılmadığı, işçileri işten atan kapitalistlerin cezalandırıldığı bir anayasa istiyoruz. Biz işçiler, güvencesiz çalışmanın-taşeron sisteminin- yasaklandığı bir anayasa istiyoruz. Biz işçiler, varolan işlerin sağlıklı çalışabilir herkese dağıtıldığı, herkesin çalışma hakkının güvence altına alındığı bir anayasa istiyoruz. Biz işçiler, emek üretkenliğimizin artışına uygun olarak 6 saat çalışma ve insanca yaşayacak ücret istiyoruz. 9 İşçi Meclisi 12. sayısını da yayınlayarak birinci yılını geride bırakmış oldu. İşçi Meclisi ni çıkartan işçiler olarak 1 yılın değerlendirmesini yapmak ve bu değerlendirmeler ışığında önümüzdeki dönemde İşçi Meclisi nin konumlanışını belirlemek için biraraya geldik. 12 Türkiye de yılların birikimi ve genişlemesiyle, son dönemki işçi mücadeleleriyle 4-C, taşeronluk, ataması yapılmama,sözleşmelilik, güvencesizlik sorun ve taleplerinin gündemleşmesi, halen sınırlıysa da işçi sınıfının ortak mücadele talepleri haline gelmeye doğru gelişmesi, yeni bir işçi sınıfı hareketi oluşumunun ilk basamak eşiğidir. Kaçınılmaz olarak iş cinayetleri ve meslek hastalıklarının gündemleşmesi de öyledir. Eğitim, sağlık, konut, ulaşım da öyledir. İş saatlerinin aşırı uzatılmasının da gündemleşmesinin eli kulağındadır. 5

2 2 İşçi Meclisi: Bize kısaca bugüne nasıl geldiğinizi anlatabilir misiniz? Genel-İş Mersin Şube Başkanı Kemal Gürsoy: Büyükşehir Belediyesi dışında Toroslar, Akdeniz ve Mezitli Belediyelerinin de ortağı olduğu İmar İnşaat Şirketi nde, şu an işten atılmış olan park-bahçe bölümünün işçileri dışında proje, temizlik ve çevre koruma birimlerinde çalışan işçiler var. Şu an işten atılmış olan park bahçe bölümü işçileri bu yılın başında Genel-İş sendikasında örgütlendikten sonra yasal süreç çeşitli şekillerde devam etti. En son 13 Mayıs günü sendika yetkisi onaylandı. Şirket bu yetkiye 25 Mayıs ta itiraz ettiği için, geç itiraz edildiği gerekçesi ile itirazı reddedildi. Sonrasında da temyize gittiler. Şu an yasal anlamda temyiz sonucunu beklemekteyiz. Bu süreçte şimdiye kadar neler yaptınız? Biz bu süreçte bir çok kere CHP yönetimi ile de görüşmemize rağmen olumlu bir sonuç alamadık. Onlara bu görüşmeler esnasında, CHP Genel Başkanı nın seçim sürecinde Taşeronu kaldıracağız İş güvencesiz işçi kalmayacak dediğini hatırlattık. Ayrıca parti politikası olarak da taşerona ve örgütsüz çalışmaya karşı olduğuklarını söylemenize rağmen yaptıklarının kendi politikalrı ile çeliştiğini söyledik. Madem örgütsüz işçi istemiyorsunuz. Burada hazır örgütlü bir kitle var. Neden haklarımızı vermiyorsunuz diye sorduk. Hatta işçilerin büyük bölümünün CHP li olduğu bilinmesine rağmen neden haklarımızı vermediklerini sorduk. Fakat bizi sürekli oyaladılar. Büyükşehir Belediye Başkanının Biz Hiçbir işçiyi çıkarmayacağız, İhale sonucu farklı bir firma kazansa da hiç bir işçi zarar görmeyecek demelerine rağmen, şu anda 191 işçi kapı dışarı konmuş durumda. CHP yönetimi somut olarak bir cevap veriyor mu? Biz belediye yöneticileri dışında, CHP yöneticileri ile görüşüyoruz. Genel Başkan Yardımcısından diğer yöneticilere kadar herkesten bu işi çözmeleri istiyoruz. En son bize söylenen bu hafta içinde protokol için çağıracakları oldu. Onu bekliyoruz. Bize, başta Belediye Başkanı olmak üzere sürekli sözler veriyorlar. Onlardan sadece verdikleri sözlerin arkasında durmalarını istiyoruz. Bize verdikleri sözlerin arkasında durmazlarsa biz her türlü hakkımızı sonuna kadar arayacağız. Şu an son durum nedir? En son yapılan bir ihale ile bizim yaptığımız işleri başka bir firmaya verdiler. Fakat ihale sonuçları henüz kesinleşmedi. İptal edilir diye umuyoruz. Bu arada işçiler işten atılmış sayıldılar. Biz bu durumu bayram öncesinde çözerler diye beklreken onlardan bayramdan sonra işçileri kapı önüne koydular. Fakat işçi arkadaşlar hergün görev yerlerine gidiyorlar. Birim amirlerinin ihale sonucuna göre sizleri çalıştıramam beyanı üzerine tutanak tutularak işyerinden ayrılıyorlar. 2.İşçi: Biz şu an tam anlamıyla mağdur olduk. Okullar açıldı. Borçlarımız artı. Elektrik su faturalarını ödeyemez olduk. Bazı arkadaşlarımızın elektrikleri kesildi. Peki sizce tüm bu olanların sebebi nedir? 3.işçi: Bence sıkıntı kişilerden kaynaklanıyor. Bende CHP liyim. Parti Genel Başkanı dahil olmak üzere kimsenin böyle bir şey istediğine inanmıyorum. Sadece kötü niyetli yöneticiler diye açıklmak doğru mu sizce? 3.işçi: Bize sürekli 2 farklı cevap veriyorlar. Hep oyalıyorlar. Çoğu gelişen şeyden Belediye Başkanınının bile haberi olduğunu zannetmiyorum. Bazen onu kukla gibi oynatıyorlar. İşin arkasında başkaları var. 4.işçi: Ortada kocaman bir pasta var. Ve pastayı artık imar-inşaattan yiyemiyorlar. Onun için yeni bir ihale yaptılar. İhalenin uygulanmasında Başkanın bütün yetkilerini de sınırlıyorlar. Bu yeni şirket ile pastadan daha büyük pay kapmak için kavga yaşanıyor. Yani Belediye nin içinde kavga devam ediyor. Peki bu süreç nasıl sonuçlanacak sizce? 3.işçi: Biz sonuna kadar direneceğiz. Şu ana kadar birlik beraberlik içinde geldik. Bundan sonra da öyle gideceğiz. Hakkımızı almak için her türlü yasal olancağız. 4.işçi: İşin aslı şimdiye kadar hep Şimdi git, sonra gel diyorlardı. Bunun şimdi olmaması onları rahatsız ediyor ve edecek. 3.İşçi: İşimize de sendikamıza da sahip çıkacağız. İşe başlayana kadar direneceğiz. Ve kazanacağız. Merhaba arkadaşlar, bir işgünümü sizlerle paylaşacağım. Ahşap mobilya işinde çalışıyordum. İş yerinde, çalışan sayısı yaklaşık kişi civarında idi. İşçilerin bir kısmı kadınlardan oluşuyordu. İş koşullarımız, kötü olduğu kadar, ağır ve yorucuydu. Patronumuz, siparişler yetişsin diye zorunlu mesailer koyuyordu. Bir gün sabah yine işyerine geldim, işe başlama saatim 7.30'du. Hemen işbaşı yaptık. Çok hızlı çalışıyorduk, malları hızlı hızlı çıkarıp paketliyorduk. Gün içerisinde 2 çay molası, bir de yemek saati vardı. İş esnasında başımızı kaldıramıyorduk, patron sürekli ortalıkta geziyor, sürekli birilerine bağırıp çağırıyordu. 12 saat çalıştıktan sonra, tam, oh be bugün de bitti derken, patron yine mesaiye kalacaksınız dedi. Her ne kadar bu durumdan hoşlanmasak da, çalışmaya devam ettik. Saat, gece oldu. Artık halimiz kalmamıştı. Patron tekrar yanımıza geldi bugün buradayız, eve gitmiyoruz dedi. İtiraz ettik, çok yorulduk dedik. Kadın arkadaşlar, eşimizle sorun yaşıyoruz, sürekli mesai koyuluyor, çocuklarım var, eve gitmem lazım, sabah kahvaltılarını hazırlıyacağım diyenler oldu. Fakat patron hiç kimseyi umursamıyordu. Onun için her şey paraydı, işçilerin duygu ve düşüncelerinin hiç bir önemi yoktu. Onlar sanki birer makine, robotmuş gibi davranıyordu, ben böyle diyorum böyle olacak dedi. Şimdi giden bir daha gelmesin, ekmeğinizi ben veriyorum dedi. Sanki babasının hayrına veriyormuş gibi. Bizler orada saatlerce çalışıyoruz, üç kuruş para alacağız diye tüm emek zamanımızı pis bir kapitalist olan patrona satıyoruz, ailemizden sevdiklerimizden uzak kalıyoruz, kendimize ayıracak zamanımız kalmıyor, adeta birer robot gibiyiz. Yaşamlarımız mekanikleşiyor. Monoton, rutin bir yaşama mahkum ediliyoruz. Arkadaşlardan bazıları çıkıp gittiler. Herkes oldukça bitkin ve öfkeliydi. Kalanlar çalışmaya devam etti, saatler ilerledikçe yorgunluğumuz arttı. Artık ayakta zor duruyorduk. Tabi patronda o sırada odasında keyfine bakıyordu, arada sırada gelip insanları aşağılamaya devam ediyordu. O gün yaklaşık 25 saat çalıştık. Evin yolunu tuttuk, ama kafalarda bir sürü soru işareti... Bütün emeğimizi, zamanımızı çalışmaya harcamamıza rağmen, geçimimizi sürdüremez haldeyiz. Ağır yaşam koşulları bizleri esir alıyor, bizleri nesneleştiriyor. Hayatımıza dair kararları kendimiz alamıyoruz, özne olamıyoruz. Köle gibi çalışıyor, köle gibi de yaşıyoruz. Hayellerimiz ve özlemlerimizden uzak, istemediğimiz işlerde, güvencemizin olmadığı koşullarda, makinaların uzantısı biçiminde yaşıyoruz. Bu düzende herkes, parası kadar varoluyor. Para da, çalışarak kazanılmıyor, ancak ve ancak, başkalarının emeğini gasp ederek kazanılıyor. Bunu yapan kesim de, üretim araçlarını, iş makinalarını ellerinde bulunduran patron takımıdır. Bizler, ancak ve ancak, bu üretim araçlarına sahip olduğumuzda ve kendi kararlarımızı kendimiz vermeye başladığımız da, yaşamımızda belirleyici olup, özne olmaya başlayacağız. Ankara dan İşçi Meclisi okuru İşçi Meclisi - Yerel Süreli Siyasi Dergi - Sayı:13- Fiyat: 1 TL Pina Basım Yayım San. ve Tic. Ltd. Şti. adına sahibi Hüseyin Kezik Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Ali Filizler Adres: Bereketzade Mah. Büyükhendek Cad. Portakal Sok. No: 2/11 Beyoğlu/İstanbul Tel: Baskı: Özdemir Matbaası Adres: Davutpaşa Cad. Güven Sanayii Sitesi C Blok No:242 Topkapı/İstanbul Tel:

3 3 Kapitalistlerin hükmettiği dünya, yeni bir yıla kriz korkusuyla giriyor. ABD den başlayıp tüm dünyayı yeni anayasa hazırlıkları Yeni yıla Türkiye burjuvazisi sarsan, Erdoğan ın Türkiye yi teğet ile giriyor. Ekonomik geçti dediği son ekonomik kriz aslında sonlanmadı, tersine derinleşti! sınıf durumlarındaki krize dönük hazırlık, Şimdi yeni bir ekonomik kriz kapımızda: Tarihin gördüğü en yaygın farklılıklarla, toplumsal koşullardaki ve siyasal ve derin ekonomik kriz olmasından korkuluyor! Avrupa da kemerler yapıdaki etki ve sonuçlarıyla sıkılıyor. Neoliberal birikim politikalarından vazgeçmemek hali hazırda dönük düzenlenmesi birlikte, bunların geleceğe hâkim çizgi. Ortadoğu daki rejim çabasıyla yürütülüyor. değişiklikleri ile yeni yatırımlara açılmak, büyük ortak projelere yönelme, önceki durum içerisinden Türkiye burjuvazisi artık krizin hızını kesmeye, farklı bölgelere yönetemiyor bizleri. Eski yönlendirme çabaları, üretkenlik biçimde yönetmeye devam artışlarının sağlanması ilk elde yapılacaklar. Bu ve benzeri önlemler işçi biliyor etse başına gelecekleri sınıfına nasıl yansıyacak, sorulmayan esas soru bu. Yeni istihdam politikaları ile burjuvalar, üretim ve emek organizasyonlarında kapsamlı ve artık sorunu nihai biçime doğru taşıyan bir saldırıya yönelecekler. İşçi sınıfının son korunakları da yıkılıyor. Kriz bu yönlü saldırıyı hızlandırıyor, önceki dönemden kalan ne varsa hızla süpürmeye girişiliyor. Zaten çok azalmış sosyal hakların tümden tasfiyesine, -özel istihdam büroları vb. uygulamalarla- işçi sınıfı ve her işçiyi diğeriyle tam ve şiddetli bir rekabete sokacak bir iş düzenine geçiliyor. İşçi sınıfını bütünüyle bireye doğru çözen, işçi kiralamayı açık hale getiren, işçiyi köle-işçi konumuna iten bir saldırı geliyor. Yeni istihdam politikaları, sendikaları da etkisizleştirecek ve tümüyle tasfiye edecek politikalar. Emeklilik kazanımlarına el konulması, sınıf ve sendikalar cephesinden de direniş ve pazarlık biçimleriyle gündemleşmeye başladı bile. Şu anda Türkiye de de bakanlıkla sendika bürokratları arasında Ver kıdem tazminatını, kapatmayayım sendikanı pazarlıkları yürütülüyor. Yeni Anayasa ve Kürt Sorunu Yaz bitti. Yeni bir yıl başlıyor. Yeni yıla Türkiye burjuvazisi yeni anayasa hazırlıkları ile giriyor. Ekonomik krize dönük hazırlık, sınıf durumlarındaki farklılıklarla, toplumsal koşullardaki ve siyasal yapıdaki etki ve sonuçlarıyla birlikte, bunların geleceğe dönük düzenlenmesi çabasıyla yürütülüyor. Türkiye burjuvazisi artık önceki durum içerisinden yönetemiyor bizleri. Eski biçimde yönetmeye devam etse başına gelecekleri biliyor. Arap Baharı ile Akdeniz Baharı nın kesişimi, Ortadoğu ve Avrupa daki kesişen hat bunu ispatladı. Neoliberal politikaların sonuçlarına karşı işçilerin, kentin ve kırın yoksullarının, öğrencilerin, gençlerin, kadınların rahatsızlığı eylemli biçimde açığa çıktı. Yazın ortaya çıkan bu mücadele sıcağını bir an evvel soğutmak lazım; burjuvazi bunun bilincinde. Aslında Türkiye de yeni anayasaya uygun siyasal toplumsal koşullar birçok yönden oluşturulmuş durumda. Göreli bir istikrar gerçekleşti. Bununla birlikte burjuvazinin ve partilerin üzerinde birleştiği bir anayasa yok, burjuva partilerin aralarında anlaşmaları güç olan konular söz konusu. Kürt sorunu ise, bir yandan çözüme doğru ilerlerken, çözümün kapsamı, içeriği, biçimleri neler olacak konularında yoğun ve şiddetlenen bir mücadelenin, askeri çatışmaların konusu. Bu yaz Kürt sorununda da sıcak mücadelelerin konusu oldu. Parlamentoda çözüm öne geçebiliyor, son kesitte olduğu gibi silahlı mücadele ve kitlelerin devreye aktif olarak girmesi öne geçebiliyor. Barışçıl ve şiddete dayanan biçimler birlikte varlar ve biri öne geçerken diğeri geriye itiliyor. Ancak sorunun esasını mücadele biçimlerinin değişmesi, birlikte uygulanması, birinin ya da diğerinin öne geçmesi oluşturmuyor. Bunların Kürt sorununun anayasal çözümünü kendi program ve çözüm biçimlerine uygun hale getirmek, elini güçlendirmek, fiilleştirmek, bastırmak ve geriletmek için süren üstünlük kurma ve mevzi kazanma mücadeleleri olması oluşturuyor. Sorunun çözümünü de İşçi sınıfı ve toplumun geleceği açısından esas sorun, kendi sınıfsal çıkarlarımız ve toplumun/ doğanın/canlı yaşamın geleceği için, kendi taleplerimizle gündem oluşturmaktadır. Siyaset sahnesindeki esaslı eksik budur. Kapitalist toplumun yükünü taşıyagelen işçi sınıfı, sosyalist bir toplumun kurucu gücünü kendi eyleminde somutlamak zorundadır demokratik özerkliğin kapsamı ve içeriğinin ileriye doğru mu tanımlanacağı, bireysel hak ve yerel idari özerklik sınırlarına doğru mu daraltılacağı belirleyecek. Türk ve Kürt işçilerin, işçi sınıfının çıkarı Kürt halkının yeni sürece yenilgi değil, kazanım psikolojisiyle girmesinden geçiyor. Yapacağımıza bakalım! Görünen gerçek şu: Bir yandan önceki yapılar, program ve stratejiler çözülür ve çürürken, aynı zamanda bunların yerini alacak yeni biçimlenişlerin olduğu bir sürece de girildi. Bildiğimiz, andaki gerçek ise şu: Yeni anayasada işçilerin adı yok! Bu anayasa işçilerin anayasası değil! Anayasa tartışmaları ile birlikte, hükümet programında yer alan kıdem tazminatı ve asgari ücretin kaldırılmasıyla bütünleşen, işçi sağlığı ve güvenliğini tümden tasfiye etmeye yönelik bir saldırı dalgası geliyor. Yaz bitti. Yeni bir yıl başlıyor. Okullar açılıyor. Kayıt parası, harç parası, kıyafet parası, dershane parası, yol parası Çocuk sahibi işçiler için, çalışıp bir yandan okula giden işçiler için yazın bitmesi, okulların açılması, yeni bir yıla girilmesi böyle oluyor. Yeni bir yıla giriyoruz. Şair Cemal Süreya nın dediği gibi bu yeni yılda bütünlemeye kalmış bir sessizlikte mi yürüyeceğiz, yoksa bu yaz kaybettiğimiz şair Didem Madak ın yazdığı üzere Ferman tarihinse / Göğe doğru uzanan bu beden de bizimdir icabında mı diyeceğiz. İşçi sınıfının yaz bitip yeni bir yıla girerken, kriz, anayasa, Kürt sorunu, güvencesizlik vb. konular üzerinden yanıtlayacağı soru budur. Biz sokaklarda kan yoksa bile, gözlerin kanadığı yerde Pir Sultan ın yanıtını hatırlatalım: Bir yola baş koyan, olacağa değil yapacağına bakar. İşçi sınıfı ve toplumun geleceği açısından esas sorun, kendi sınıfsal çıkarlarımız ve toplumun/doğanın/ canlı yaşamın geleceği için, kendi taleplerimizle gündem oluşturmaktadır. Siyaset sahnesindeki esaslı eksik budur. Kapitalist toplumun yükünü taşıyagelen işçi sınıfı, sosyalist bir toplumun kurucu gücünü kendi eyleminde somutlamak zorundadır. Eylemleriyle emeğini savunmalı, özgüvenini kazanmalı, özgücünü arttırarak sergilemeli, bir çekim etkisi yaratmalı, ittifaklarını kapitalizme karşı birlikte mücadeleyle peşinden sürüklemelidir. Yaz bitip yeni bir yıl başlarken, siyaset sahnesinde doldurmamız gereken tarihi boşluk budur.

4 4 27 Haziran 2011 de, heyetimizle Rektör arasında yapılan anlaşma gereği, geçmişteki sendika temsilciliğine yapılan saldırı ve SES Genel Başkanı na yapılan hakaretten ötürü Rektör özür dilemiş ve Taşeron tarafından, çalışanların durumlarının netleştirilmesi ve çalışma müdürlüğünün önerilerinin dikkate alınmasına yönelik bir kurul oluşturulmuştur. Bunun sonucunda SES, Dev Sağlık İş ve TTB tarafından örgütlenen eyleme son verilmiştir. Hiçbir neden olmaksızın, birlikte yapılan protokol Rektör tarafından keyfi bir tutumla iptal edilmiştir. Bununla yetinmeyip, eyleme katılanlardan SES yöneticisi Faruk Onuk, SES İşyeri temsilcileri Suzan Akıncı ve İrfan Aydoğan ın, nedensiz olarak gözdağı vermek amacı ile görev yerleri değiştirilmiştir. Yönetici ve işyeri temsilcilerimizin tekrar eski iş- 23 Haziran da başlayıp, 27 yerlerine dönmeleri için, SES olarak Haziran da biten ortak eylemimiz ile dava açmış bulunmaktayız. Eyleme ilgili, Rektör Alper Akınoğlu nun, katılan üyelerimizden savunmaları TTB Başkanı Eriş Bilaloğlu, TTB istenmeye başlanmıştır. 2. Başkanı Özdemir Aktan, SES Genel Başkanı Çetin Erdolu, Dev Rektörün en son yapmış olduğu Sağlık-İş Başkanı Arzu Çerkezoğlu icraat ise, polikliniklerin ana giriş ve Adana Tabip Odası Başkanı Resmiye Kaya dan oluşan bir heyet ile demir barikatlarla ördürüp geçişi kapısını kilitleyerek, viyadük altını görüşmesi sonucu nda, Rektör ün kapatması olmuştur. talepleri kabul etmesi ile biten ve eylem sonrası gelişen olayların iç yüzünü açıklamak istiyoruz. Tek Gıda-İş Sendikası Genel Merkezi nde çalışırken işten atılan ve 50 günü aşkın zamandır Tek Gıda-İş Sendikası Genel Merkez binası önünde hak ve hukuk mücadelesi veren Uğur Doğan, oturma eylemine sendika önünde kurduğu çadırla devam ediyor. Ailesinin de katıldığı basın açıklamasında, Kendi işçisini işten atan, hak ve hukukunu çiğneyen, kazanılmış haklarını gasp eden bir sendika işçi sınıfının hakkını savunabilir mi? diye soran Doğan, sendikanın başkanı Mustafa Türkel ve yönetim kurulu tarafından tarihinde işten atıldığını ifade etti. İş mahkemesinin işe dönme kararı verdiğini ve Yargıtay ın da tarihli kararıyla bunu onadığını aktaran Doğan, işbaşı yapmak için işyeri olan sendika genel merkezine gittiğinde kapıda karşılaştığı sendika başkanı Türkel in kendisine hakaretler ettiğini, korumalarının ise kendisini zorla dışarı attığını dile getirdi. 18 yıldan beri santral görevlisi olarak sendikada çalışan, yüzde 70 iş göremez raporu olan Doğan, Sendika önünde eylem yapıyor diyerek mücadelesini görmezden gelenlere, Çifte standartlı olmayın! Sendika bürokrasisine yaslanmayın! İşçi sınıfına güvenin, sendikalar işçilerindir diye seslendi. Burada sağlık emekçileri ve hasta sahipleri olarak Rektör'e sormak gerek! Hastane kapısını kapattırarak, oluşabilecek deprem veya yangında buradaki insanların güvenli ve hızlı bir şekilde tahliyesini nasıl sağlamayı düşünüyorsunuz? Bu nedenden dolayı insanların ölmesi durumunda Rektör hesap verecek mi? Hastaneyi hapishaneye çeviren baskı ve tehdit unsuruyla istediğini almaya çalışan bir zihniyetin psikolojik durumunun nasıl olduğunu ise sizlere bırakıyoruz. 22 Ağustos Pazartesi günü yıllardır sürdürülen mücadele sonucu Çalışma Bakanlığı nın ve Adana Bölge Çalışma Müdürlüğü nün kesinleşmiş kararlarına ve Üniversite yönetiminin imzalanan protokol yoluyla vermiş olduğu sözlere rağmen hukuksuz bir biçimde yapılmaya çalışılan ihalelere karşı hakları için direnen Balcalı Hastanesi işçileri saldırıya uğradı. Sabah saat de ihale salonunun kapısında uğradıkları saldırı sonucu 6 işçi yaralandı, 25 işçi gözaltına alındı. Adliye önünde biraraya gelen SES, Dev Sağlık İş üyesi işçiler bir basın açıklaması yaptılar. Açıklamaya Devrimci Proletarya, TTB, İHD, BDSP, ESP, DHF de katılarak destek verdiler. Taşeronda çalışan işçiler, geçtiğimiz aylarda ihaleyi kazanan Star Şirketine geçmeleri yönünde,idare tarafından baskıya maruz kalarak, tehdit edilmektedirler. İşçilere, haklarından feragat etmeleri ve koşulsuz şartsız, sözleşmeyi imzalamaları dayatılmaktadır. Bilmelidirler ki, bizler; Fiili ve meşru mücadele yolu ile kurduğumuz sendikalarımızı, hukuka aykırı tüm haksız saldırıların, arkasında kim olursa olsun, karşısında duracağımızı, devlet yanlısı ve güdümlü sendikalardan olmadığımızı bildiriyoruz. Biz, bu gücümüzü haklılığımızdan ve örgütlülüğümüzden almaktayız. Daha dün işçi arkadaşlarımız, yeni bir ihalenin önüne geçmek, yaşamlarımızın satılık olmadığını göstermek için ihaleye engel olmaya çalıştılar. Sonuç, baskı, işkence, gözaltı ve ağır yaralı arkadaşlarımız. En pervasızı ise emniyette TEM, Mali Şube ve Organize Suçlar şubelerinde sorguya alınmamızdı. Bu sefer bizler Açıklamada, Kazanılmış haklarını korumak ve çocuklarının geleceğini ihale masalarında pazarlanmasına karşı çıkmak için yasadışı ihalelere karşı direnen ve gözetim altına alınarak ihaleye fesat karıştırmak la suçlanan sağlık işçisi arkadaşlarımızın yanındayız. Tepeden tırnağa kadar fesatlık olan taşeron sistemini ortadan kaldırana kadar mücadele etmeye kararlıyız. denildi. organize suç çetesi kapsamına sokularak ihaleye fesat karıştırmaktan yargılandık. Bugüne kadar verdiğimiz onurlu mücadelemize tüm kararlılığımız ile devam edeceğimizi İşci Meclisi aracılığıyla bir kez daha haykırıyoruz. Baskılar bizi yıldıramaz! Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber, ya hiçbirimiz! Kahrolsun ücretli kölelik düzeni! Balcalı Hastanesi sağlık işçileri Kısa bir konuşma yapan Arzu Çerkezoğlu da geri adım atmayacaklarını bir kez daha dile getirdi. Adana İHD şube başkanı Aydın Sincar sa Bu saldırılar burjuva kapitalist sistemin ürünü olan iktidarın ileri demokrasi anlayışıdır, emekçiler üzerindeki saldırılara karşı birlikte mücadele edilmesi gerekir vurgusu yaptı. Açıklama Gözaltılar tutuklamalar baskılar bizi yıldıramaz, direne direne kazanacağız, Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz sloganlarıyla son buldu. Açıklamanın ardından adliye içine giren destekçiler 3. Sulh Ceza Mahkemesi önünde beklemeye başladılar. Organize suçlar kapsamında ihaleye fesat karıştırmak ve güvenlik güçlerine mukavemet ten yargılanan işçiler 2 saat süren mahkemenin ardından tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldılar.

5 5 Kapitalist üretim ilişkilerinde yaşanan bütünlüklü değişikliklere paralel olarak eğitim alanında önemli değişikliklerin adımları atılıyor. Bilişim ve teknoloji yoğun olarak ve doğrudan biçimde eğitim alanına ve eğitim ortamına girmeye başlamasının somut tartışmaları yaşanıyor. Yeni eğitim öğretim yılında hayata geçirilecek olan bazı değişiklikler şöyle: Her öğrenciye tablet bilgisayar verilmesi bir kaç yıla kadar gerçekleşecek. Her sınıfa akıllı tahta uygulaması verilecek. Yeni atanan öğretmenler tüm bu değişikliklere ayak uydurabilmek amacıyla okullar açılmadan önce kursa tabi tutulacak. İKS (standartları) yaygınlaşacak, velilerin ve öğrencilerin öğretmenlere karne verme, diğer bir tabirle performansa dayalı çalışmanın adımları örülecek. Tüm bu gelişmeleri irdelemeden 300 bin tane ataması yapılmayan öğretmenin neden atamasının yapılmadığını anlayabilmek zor. Tüm bu değişimlerle beraber eğitim alanında vasıfsızlaşma, esneklik, güvencesizlik, öğretmenlerin emek gücünün değersizleşmesi yaygınlaşıyor. Eğitim alanında uygulanan istihdam politikaları sonucunda bugün yaklaşık 300 bin işsiz öğretmen bulunmaktadır. Bu yıl KPSS sınavına 300 bin öğretmen girmiş olup, bunlardan sadece 11 bin öğretmenin ataması yapılmıştır. Okullarda yüzbinlerce öğretmen açığı bulunmasına rağmen bu açıklar esnek ve güvencesiz çalıştırmanın bir biçimi olan ücretli öğretmenlik uygulaması ile giderilmektedir. İşsiz öğretmenler bu sıkışmışlık ve çaresizlik içinde belli dönemlerde sosyal medyayı kullanarak eylemler örgütlemektedirler. İşsiz öğretmenler en son 11 bin atamanın yapıldığı gün Ankara da bir sokak eylemi gerçekleştirdiler. Sabah saatlerinde Kızılay YKM önünde toplanan öğretmenler Milli Eğitim Bakanlığı na yürümek istedi. Yürüyüşe geçen öğretmenlerin önüne Güvenpark ta barikat kuruldu. 2 saat süren oturma eyleminin ardından Güvenpark ta yapılan basın açıklamasının ardından eylem sonlandırıldı. Güvenpark ta eylemin sürdüğü dakikalarda Milli Eğitim Bakanlığı Başöğretmen Salonu nda yapılan atama töreninde de bakan Ömer Dinçer protesto edildi. Ataması yapılmayan öğretmen Savaş İka, atamasının üç yıldır yapılmadığını, kendisi gibi on binlerce atama mağdurunun olduğunu söyledi. İşsiz öğretmenlerin bu eylem istek ve basınçları şimdilik küçük eylemler şeklinde yada internet ortamlarında kalmakta hedefe bağlanamamaktadır. Eğitim işçileri olarak yapmamız gereken bir şeyler yapma arayışı ve eylem isteği içinde olan işsiz öğretmenlerle birlikte kadrolu, ücretli, dershane öğretmenleri olarak beraber ortak mücadeleyi bütünleştirmek ve mağduriyetçiliğin ötesine geçerek hak alıcı eylemleri örgütlemektir. 19 Eylül Pazartesi günü yeni eğitim öğretim yılı başlıyor. Son günlerde burjuva medya da ardı ardına eğitim ile ilgili haberler çıkmaya başladı. Her sınıfa akıllı tahta, her öğrenciye tablet bilgisayar tartışmaları, ders kitaplarının yine ücretsiz dağıtalacağı, çocukların ödevlerini velilerin değil kendilerinin yapması gerektiği, müfettişlerin eğitim koçu olacağı haberlerini bolca okur ve izler olduk. Burjuvazi yeni dönemin ihtiyaçları doğrultusunda eğitim alanında da bir dizi değişim ve dönüşüme imza atıyor. Yine her zaman yaptığı gibi de bunu bir propaganda aracına dönüştürmeyi de ihmal etmiyor. Okulların açılması burjuvazi için eğitimi dizayn etmenin adımlarını atmanın bir aracı olurken; biz işçileri için ise eğitim giderlerinin tamamen ailerin üzerine yıkıldığını düşündüğümüzde, 2 aylığına ötelediğimiz ekonomik giderlerin tekrardan gündemimize girmesi demek oluyor. Okulların açılması biz işçi olan veliler için; kayıt parası demektir. Eğitim harcamaları okula öğrenciler ilk adımlarını atmadan başlamakta, gönüllü bağış adı altında öğrenci velilerinden kayıt paraları istenmektedir. Okula yeni başlayacak bir çocuk için hemen her okulda gönüllü olarak alındığı iddia edilen kayıt parası, okulların bulunduğu semtlerin gelir durumuna göre değişmektedir. Ders araç-gereçleri için toplanan para demektir.bakmayın kitapların devlet tarafından karşılandığına onun dışında test kitabıydı, kaynak kitabıydı, defteriydi, yüzlerce kitap alıyoruz. Servis parası, yol parası demektir. Okul servislerinin 8 aylık ortalama maliyeti biz işçilerin altından kalkamayacağı meblağlara ulaşmakta, ev ile okul arasındaki mesafe arttıkça servis ücretleri de artmaktadır. Kılık-kıyafet parası demektir. Okulun temizliği için, sınıfın ihtiyaçları için toplanan paralar demektir. Onun yanında sınav maratonunun tekrardan başlaması, komşunun çocuğundan, sıra arkadaşından kaç tane soru azçok yaptın yarışının hızlanması, rekabet etmek demektir. Eğitim sistemi aynı zamanda bir yarış sistemi olduğu için, yarışa en iyi hazırlanmak dershaneye gitmek gerekir. Dershane taksitlerinin başlaması demektir. Burjuvazi eğitimde gerçekleştirdiği türlü yeniliklerin reklamını yaparken (onu da bizleri daha nitelikli sömürebilmek için yapıyor) maliyetini de bizlere ödetiyor. Sermayenin bize bahşettiği (sattığı) eğitim bu. Alırsanız! İstanbul Üniversitesi nde eğitim gören öğrenciler, kayıtların başladığı gün, Üniversiteye değil, geleceksizliğe kayıt yaptırıyoruz diyerek Gençleri meydana çağırdı. Beyazıt Kampüsü önünde, 5 saatlik oturma eylemine yapan gençler, çarpıcı bir iddia ile kayıt yaptıran tüm gençlere seslendi: Üniversiteye değil, geleceksizliğe kayıt yaptırıyoruz. Gencim, mezunum, işsizim Öğrenciler aç, mezunlar işsiz, Boş vaat değil iş istiyoruz, Gencim, mezunum, işsizim, Şifre yetmedi, kaset çıktı, sırada ne var Tayyip dövizlerini taşıyan, Gençler Meydana İnisiyatifi, dünyanın çeşitli ülkelerinde ayaklanmaların aktif unsuru olan gençler gibi, İşsizliğe, krizlere karşı meydanlara çıkalım çağrısında bulundu. İnisiyatif Sözcüsü Işıl Kurt, Genç işsizlik oranları dünyanın her yerinde egemenlerin baş belası olmuş durumda. Artık gençliği işsizliğin kendi suçları olduğu yönünde kandırmak mümkün değil. Gerçeklerin farkına varan gençler dünya çapında meydanları dolduruyor, geleceğini istiyor dedi. Işıl Kurt, Türkiye İstatistik Kurumu nun (TÜİK) açıkladığı son rakamlara göre, işsizliğin yüzde 9.7 oranında olduğuna dikkat çekti, genç nüfusta bu oranın yüzde 17.6 olduğunu söyledi. Kurt, üniversite öğrencilerinin işsiz sayılmadığından işsizilik oranının düşük göründüğünü kaydetti. Kurt, taleplerini, Öncelikle işsiz sayılmak istiyoruz. Mezun olunca iş istiyoruz şeklinde açıkladı. Işıl Kurt kayıt yaptıran gençlere şöyle seslendi: Kapitalizm, kirizle can çekişiyor. Krizin etkilerini halkın parasına el koyarak azaltmaya çalışıyor, halklar ise meydanları dolduruyor. Biz gençler artık tüm dünyada olduğu gibi gerçeklerin farkına varmalıyız. Geleceğimizi ellerimize almak için biz de maydanda olmalıyız.

6 6 Hükümet, kanayan yara taşeron sisteminin yeniden düzenlenmesi, taşeron işçilerin sosyal ve özlük hakları söylemi altında kapsamlı bir neoliberal düzenleme paketi daha hazırlıyor. Pakette taşeron sistemi denilmesine karşın, düzenlemeler yalnızca 500 bin civarında taşeron işçiyi kapsayan kamu sektörüne dönük. Buna göre hükümet, patronlar ve sendikalar bir araya gelip, önce taşeron işçilerin sorunlarını araştıracak! Araştırmanın ardından da, taraflar la birlikte ortak metin hazırlanacak. Taşeron işçilere kıdem tazminatı, iş garantisi, asgari ücretin üzerinde ücret alabilme hakkı, ücretleri geç ödeyen ya da ödemeyen taşeron firmalara denetim gibi vaadler sıralanıyor. Hemen belirtmek gerekir: Hükümetin kamu alanındaki taşeron işçiler sorununa el atmak zorunda kalması, bunun kapitalizmin ağrıyan bir dişi haline gelmesi nedeniyledir. Seçim döneminde CHP nin kamuda taşeronluğu kaldırma türünden vaatleri de bunu gösteriyordu. Çünkü, kamuda halen kendilerini koruyabilmek için bile taşeron işçileri örgütlenmesine yönelmek zorunda kalan işçi ve memur sendikalarının varlığı, yanısıra kamu işçilerinde sendikal örgütlenme ve mücadele deneyimine sahip bir kesimin desteği, kadrolu ve taşeron işçiler arasında yakından görülebilen ücret, hak, çalışma koşulları farklılığı, kamudaki taşeron işçilerin sendikal örgütlenme ve mücadelelerini nisbeten kolaylaştırıyor, kamu-özel arasındaki bu gri alandaki sınıf mücadelesini öne çıkarıyor, direnişleri yaygınlaştırıyordu. Dolayısıyla CHP den sonra AKP Hükümeti nin de büyüme eğilimi gösteren bu diş ağrısına ağır aksak el atma zorunda kalması, kamudaki taşeron işçilerin durumuna pek üzüldüklerinden değil, kamuda 500 bin kişiye ulaşan taşeron işçilerinin büyüyen mücadeleleri nedeniyledir. Daha açık bir ifadeyle: Kamudaki taşeronluk sistemine son vermek ya da taşeron işçilerin durumunu düzeltmek için değil, tam tersine kamuda taşeronluk sistemini sürdürülebilir ve daha büyük hızla yaygınlaştırılabilir hale getirmek için, zorunlu olarak başvurduğu düzenlemelerdir. İkincisi, kamudaki taşeron işçilere dönük düzenlemeler, taşeron işçiler üzerinden tüm kamu işçilerini de bağlayan neoliberal düzenlemelerdir. Örneğin, öngörülen paketin canalıcı maddesini, taşeron işçilerin asgari ücretin üstünde ücret alabilme hakkı adı altında, sektöre göre asgari ücret düzenlemesini oluşturuyor. Tıpkı aportta bekleyen bölgesel asgari ücret gibi, bu kez kamudaki taşeron işçilerden başlayarak, kamudaki işkollarına göre farklılaşacak asgari ücret uygulamasına geçilmesi öngörülüyor. Kamudaki taşeron işçilere kıdem tazminatı adı altında ise, 1 yıldan fazla çalışabilen taşeron işçilerin kıdem tazminatı, kadrolu işçilerin kıdem tazminatını kaldıracak, kıdem tazminatı fonu na havale ediliyor. Böylece hükümet, tıpkı Sosyal Güvenlik ve Sağlık Sigortası düzenlemelerinde yaptığı gibi, sendikalı ve kadrolu işçilerle düzensiz çalışabilen taşeron işçileri karşı karşıya getirmek istiyor. Enerji-Sen üyesi 70 BEDAŞ işçisinin, bağlı oldukları taşeron şirketin ihaleden men edilmesi gerekçe gösterilerek işten çıkarıldı. Enerji-Sen işten çıkarmaları ve taşeron çalışma sistemini Taksim de yaptığı kitlesel basın açıklaması ile protesto etti. Enerji-Sen üyesi işçiler BEDAŞ ta şalter inecek Taşeron bitecek-enerji-sen yazılı bir pankart açtılar. Bakanlık kararı uygulansın, Kadro hakkımız, söke söke alırız, Patron susacak, işçiler konuşacak dövizlerini taşıyan işçiler Hak verilmez alınır, zafer sokakta kazanılır, Taşerona teslim olmacağız, Sendika haktır, engellenemez sloganları attı. Eylem sırasında yapılan konuşmalarda BEDAŞ ın Çalışma Bakanlığı nın kararına aykırı bir şekilde taşeron işçi çalıştırmaya devam ettiği ve daha önce prim üzerinden ücretlendirmenin işçilerin verdiği mücadeleyle kaldırıldığı vurgulandı. Enerji-Sen Genel Başkanı Kamil Kartal BEDAŞ Genel Müdür yardımcısı Avni Doğan ile yaptığı görüşme sonrasında işçilere görüşmeyi aktardı. Ardından basına bir açıklama yaptı. Kartal, işçilere görüşmeyi aktarırken BEDAŞ yönetimiyle yapılan görüşmenin hem olumlu hem de olumsuz yanlarının olduğunu söyledi: BEDAŞ işçilerin ayrım gözetilmeden, Sezen Yavuz LPG şirketinin elektrik ihalelerinden yasaklandığı için oluşan boşluk nedeniyle işten çıkarıldığını, yeni şirket işe başlar başlamaz 5 10 gün içinde işçilerin yeniden işe alınacağını söylerken kesin bir tarih vermemekte inat ediyor. Kartal basına yaptığı açıklamada elektrik dağıtım işinde mühendis ya da tekniker olarak görev yapan işçilerin muvazaalı bir şekilde taşeron çalıştırıldığını söyledi. Çalışma Bakanlığı müfettişlerinin sendikanın başvurusu üzerine yaptıkları incelemede taşeron çalışmanın muvazaalı olduğunu tespit ettiklerini vurgulayan Kartal, buna rağmen işçilerin kadroya geçirilmediğini üstelik BEDAŞ ın ilgili tespit tutanaklarına karşı Bakanlığa dava açtığını ifade etti. Kartal, ayrıca kamu hizmeti niteliğinde olan elektrik dağıtımının taşeron şirketin yaptığı usulsüzlükler nedeniyle işçiler işten çıkarılarak aksatıldığını ifade ederken konuşmasını şu şekilde sonlandırdı: Bu hukuksuz durum devam ederse bütün örgütlü gücümüzle meşru olan, kesinlikle yasallıktan bahsetmiyorum meşru olan her türlü mücadele biçimini devreye sokacağız. Tarihimizde bu mücadele biçimlerinin örnekleri mevcuttur. Basın açıklamasının ardından işten atılan işçiler ve Enerji-Sen yöneticileri mücadele biçiminin ve takviminin konuşulacağı toplantı için Makine Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi ne geçtiler. Tayland demiryolu işçileriyle uluslararası dayanışma Birleşik Taşımacılık Sendikası(BTS) ve Türkiye Motorlu Taşıt İşçileri Sendikası (TÜMTİS), 25 Ağustos ta, Ankara da Tayland Büyükelçiliği önünde, Tayland daki demiryolu işçileriyle dayanışma eylemi düzenledi. Tayland Devlet Demiryolları İşçileri Sendikası nın örgütlediği greve karşı açılan dava sonucunda sendika yöneticiler işten atılmış ve para cezasına çarptılırmışlardı Ekim inde, demiryollarının özelleştirilmesine geçilmesi ve ölümlü kazaların yaşanması üzerine, Tayland Devlet Demiryolları İşçileri Sendikası, güvenlik önlemleri alınması için iş durdurmuştu. Etkili olan greve karşı dava açan devlet, kazalara otomatik suçlamaya alıştığı işçilerin değil; hiçbir güvenlik önlemi alınmamış olmasının, işçilerin izinsiz çalıştırılmasının neden olduğunu itiraf etmek zorunda kalmıştı. Fakat faturayı yine işçilere kesmekten vazgeçmemiş, 7 sendika yöneticisinin işten çıkarılmasını dayatmış, sendikaya da 900 yüz bin liralık ağır para cezası kesmişti! Güçlü ve direngen sendikanın darbelenerek özelleştirmenin önünün açılması hedeflenmişti. Uluslararası Taşımacılık Federasyonu nun (ITF) Tayland Devlet Demiryolları İşçileri Sendikası yla dayanışma kampanyası içinde yer alan eylemde, uluslar arası dayanışma vurgulandı: Yine biliyoruz ki dünyanın neresinde olursa olsun bu saldırılara ancak uluslararası dayanışmanın gücüyle yanıt verilebilir. Biz de uluslararası dayanışmanın önemine olan inancımızla Tayland hükümetini, demiryolu sendikası yöneticilerine verilen bu haksız cezayı durdurmaya, demiryollarındaki güvenlik sorunlarını işçiler ve onların temsilcisi olan sendika ile birlikte hareket ederek zaman kaybetmeksizin çözmeye ve işçilerin uluslararası çapta kabul gören temel haklarını tanımaya çağırıyoruz. Yaşasın uluslararası dayanışma! Türkiye de de demiryollarında güvenlik zaafiyeti nedeniyle benzer kazaların yaşandığına, son bir yıl içinde 6 demiryolu işçisinin öldüğüne, sorumluların aynı sorumsuzluğu burada da gösterdiğine dikkat çeken açıklamanın ardından, Tayland Hükümetine ulaştırılmak üzere Tayland Büyükelçiliği Müsteşarına protesto mektubu verildi.

7 7 Adana nın Karataş ilçesine bağlı Tuzla Beldesi nde çalışan tarım işçilerinin çadırları öğlen saatlerinde elektrik kontağından çıkan yangınla içerisindeki tüm eşyalarla birlikte kül oldu. Haberi aldıktan sonra durumlarını yerinde görmek için gittiğimiz Tuzla da yaşayan tarım işçilerinin yanına vardığımızda saat civarındaydı. Bizi karşılayan elçileri Emin Aydın ile birlikte yanan çadırların yanına gitmek için çadırların içerisinden geçerken sohbet etmeye, durumlarını sormaya başladık. Sıcağı kesmek için üzerini kamışlarla örttükleri, 3-5 metrekarelik naylon çadırlarlarda ailece kalıyorlar. Son zamanlarda belediyenin, çadırların arasına kurduğu tuvaletler ise su bağlanılmadığından kullanılamıyor. Çadırların arasından geçen pis su olukları, toz toprak ve çamur içerisinde oyun oynamaya çalışan çocukların arasından geçerek yanan çadırlara varıyoruz. Yangın, Çadırkent görünümündeki alanın en son köşesinde başlamış ve rüzgârın etkisiyle çadırlara doğru değil de boşluğa doğru yayılmış. Buna rağmen kısa bir sürede etki alanında kalan 11 çadır içerisindeki eşyalarla birlikte yanıp kül olmuş. Kürdistan da başlayan kirli savaşla birlikte köyleri yakılıp yıkılan bu Kürt emekçiler, o dönem baskılardan, dayatılan koruculuk uygulamasından kaçmak için geldiler Çukurova ya. Şimdi bölgenin nemli ve sıcak havasında kışın yağmur, çamur ile yazın ise aşırı sıcak ve nemli havanın yanı sıra tozlu bir ortamda, temiz sudan uzak bulaşıcı hastalıklarla mücadele etmek zorunda. Tüm bu koşullar altında çalışan Kürt tarım işçilerinin sürdürmek zorunda kaldıkları yaşam Türkiye nin gerçek durumunu görmemiz açısından önemli bir göstergedir. Kirli savaştan kaynaklı, yerlerinden yurtlarından edilen on binlerce kişi, bilmedikleri, tanımadıkları şehirlere göç ederek, var olan işsizler ordusuna karışarak, yaşama tutunmaya çalışmaktadırlar. İnsanca yaşam koşulları için gerekli olan asgari ücretin altında bir ücrete dahi razı olan bu emekçiler; eğer bu kirli savaş olamasa bir gün dahi buralarda durmayız diyorlar. Daha sonra işçilerle yangın gününü ve yaşadıkları zorlukları görüşmeye gittik. Sıcak kızgın güneş altında saatlerce biber toplayan işçilerin başlarında elçi varken konuşmak sorunlarını dile getirmelerini beklemek elbette olanaksız. Yangının öğlen molası sırasında çıktığını çadırların yapısından kaynaklı yangına müdahale etme şanslarının olmadığını, ancak canlarını kurtardıklarını belirten işçiler, devletin savaşa ayırdığı parayı iş alanlarına ayırması durumunda bu kadar işsizliğin olmayacağını, memleketlerine dönebilmeleri durumunda ise çok az kişinin bu şartlarda çalışmaya razı olacağından, tarım işçilerinin durumunun da düzeleceğini belirttiler. Çukurova nın uzun yaz günlerinde günde saate varan bir çalışma ile sabah ezanıyla başlayan günleri, akşam karanlığı çökünceye kadar güneşin kavurucu sıcağı altında devam ediyor. İleri demokrasi ile yöneltildiği iddia edilen modern dünyanın ücretli köleleri olarak, sağlık hakkından, çocuklarının eğitim hakkından, temiz su hakkından, elektrik ve ulaşım hakkından yoksun bir yaşam reva görülen bu insanların, sahiplenilmesi gerkmektedir. Adana dan İşçi Meclisi okuru Kirli savaştan kaynaklı, yerlerinden yurtlarından edilen on binlerce kişi, bilmedikleri, tanımadıkları şehirlere göç ederek, var olan işsizler ordusuna karışarak, yaşama tutunmaya çalışmaktadırlar. İnsanca yaşam koşulları için gerekli olan asgari ücretin altında bir ücrete dahi razı olan bu emekçiler; eğer bu kirli savaş olamasa bir gün dahi buralarda durmayız diyorlar Kapitalizmin gelişimi, yarattığı değişim ve dönüşüm dalgası gösteriyor ki; işçi sınıfının yapısı da aynı paralellikte genişliyor, değişiyor Artık banka çalışanları, büro çalışanları, mühendisler, doktorlar, öğretmenler, avukatlar vs. işçi sınıfının birer parçası haline geldi. Güvencesiz çalışma koşullarının ayyuka çıktığı, görece ücretlerindeki azalma, bunun yanında hak kayıpları ve sistemin taşeronlaştırma eğilimleri, sanayi işçisinin yanında bu meslek gruplarında da bir sınıf bilinci yaratıyor. Son dönemlerde,mühendislerin, sağlık emekçilerinin, eğitim emekçilerinin bizzat örgütlediği eylemler de bunun göstergesi olarak tanımlanabilir. Hatta ve hatta memurların bile kendilerini kamu işçileri olarak tanımlayıp, sokağa çıkmaları da cabası darısı banka emekçilerinin başına Böylece naçizane ufak bir girişten sonra, bir banka çalışanı, işçi sınıfının bir parçası olarak, çalışma koşullarında, gün geçtikçe değişen, ağırlaşan ve hatta vahşileşen şartları paylaşmak isterim. Bundan bir kaç sene öncesinde, şu anda çalıştığımdan başka bir banka da çalışıyordum. Aynı zamanda fotoğrafa ilgi duyan biri olarak, Ankara-Ulus'ta, sabahın oldukça erken saatlerinde, işe gitmeden önce Amele Pazarı nda bir çalışma yapmak niyetimiz olmuştu. Kendimi işçi olarak tanımlasam da, oradaki güvencesiz çalışma koşullarını görünce, kendi çalışma koşullarımla tırnak içinde kıyaslama yapıyordum. Ancak, bu ziyaretlerin 2. haftasında, şube müdürü beni yanına çağırarak, orada norm kadro fazlası olduğumu ve bulunduğum yere yaklaşık 700 km mesafede bir yere tayinimin çıktığını bildirdi. Koşullarım ise buna hiç elvermiyordu ve 1 hafta sonra işten ay(ı)rıldım. 8 aylık bir işsizlik sürecinden sonra tekrardan başka bir bankada çalışmaya başladım, buradan ne zaman ve ne şekilde ay(ı)rılacağımı maalesef kestiremiyorum. Dolayısı ile güvencesizliği daha da bir içten hissettim! Özellikle son 5-6 yıldır, sektördeki yoğun rekabet koşulları, çalışanlara, halka halka sirayet ediyor. Genel müdürlük bölge müdürlüklerine, bölge müdürlükleri de şube müdürlerine ve onlar da halkanın son zinciri olarak biz şube çalışanlarına son derece acımasız bir yaklaşım sergileyebiliyorlar. Örneğin; çalıştığım şube, gazino ve pavyonların yoğun olduğu bir bölgede olduğundan, online yurt dışı transferlerin tanıtımını yapmak üzere oralara bankacı kimliği mizle gönderilmek istiyoruz! Daha sonra, konu komşu ilişkilerimiz bile, büyük bir cüretle, yöneticilerce çerçevelendirilebiliyor. gittiğiniz yerden boş dönmemelisiniz, en azından 5 kredi kartı satabilirsiniz! Güleyim mi? ağlayayım mı? bilemiyorum ama, daha ziyade sinirlenmek ve şube içinde söylenerek bu durumu geçiştirip, gözlem yapmak, beni yatıştırıyor. Şöyle ki; çalıştığım arkadaşımın bana gönderdiği "biz bu zenginlerin paralarına para katıyoruz, ama akşam eve en ucuz yoğurtu almak zorundayız" mesajı beni sevindirmiyor desem yalan olur. Hedeflerin tutturulması için, kullandırılan konut kredilerinde, vatandaştan alınan devasa komisyonların, çalışma arkadaşlarımla beraber, vicdanlarımızda yarattığı yaralar da "olumlu" gelişmeler aslında önceden "kar yazdırma başarısı bilinci" artık, "göz göre göre vatandaşı söğüşlüyoruz" söylemlerine evrildi bence Yani, şaşalı çalışma mekanlarının, şık giyimli işçilerinde de bir sınıf bilinci oluşmasının ilk kıvılcımları oluşuyor gibi. Bunu olgunlaştırmak için birbirimizle, bu yönde bilinçli temaslar kurmak gerekiyor. Gelişen, serpilen kapitalizmin, artarak devam ettirdiği olumsuz çalışma koşulları, mücadele bilincimizi, eylemlerimizi, fabrikaların yanında, plazalara da taşıyor. Kapitalizmi defetmeye, kavgada biz de varız! Ankara dan İşçi Meclisi okuru

8 8 Burjuvazi, sınıfsal kimliğimizin, örgütlenme ve mücadele koşullarımızın yoksayıldığı, bize birey olarak burjuva hak eşitliği temelinde varolmak dışında hiçbir alan ve boşluk tanımayan bu sözleşmeye yapım sürecinden başlayarak toplumsal katılım, uzlaşı, müzakere, diyalog, hoşgörü, çoğulculuk, mutabakat, yönetişim vb. vb. ile dahil olmamızı, gönüllü olarak imza atmamızı, kısacası boynumuzu prangaya uzatmamızı istiyor B kapitalist özel mülkiyet, sermaye meta - - Burjuvazi Eylül Biz işçilerin, kadınların, gençlerin, Kürt emekçilerin ilk büyük ihtiyacı ve özlemi, kendi ihtiyaç ve özlemlerimizin sömürücü sınıf tarafından belirlenmesi ve yönetilmesine son vermektir! Burjuvazinin üzerimizdeki sınıf egemenliğini ve sömürüsünü bir üst düzeye çıkararak yeniden düzenlemesini öngören anayasasına, kenar süsü olan kuyrukçu bir katılımı, irademizi burjuva partiler, burjuva meclis, burjuva sivil toplum kurumları ve burjuva sendikalara teslim etmeyi reddediyoruz!

9 9 Bizim gerçek sınıfsal talep ve özlemlerimiz, ücretlik kölelik, özel mülkiyet ve meta boyunduruğuna sığmaz! Burjuva demokrasisine sığmaz! Burjuva anayasasına sığmaz! Biz bunlardan beklentiyle daha fazla köleleşecek bir yaşam değil, bunları kökünden yıkarak özgürleşecek bir yaşam istiyoruz! İş, geçim ve zamanın sorun olmaktan çıktığı, kendi kararlarımızı özgürce kendimizin verdiği, kendi yetenek ve ilişkilerimizi çok yönlü zenginleştirebildiğimiz yeni bir toplum istiyoruz! Anayasa referandumu sürecinde direnişteki İSKİ İşçileri tarafından imzaya açılan "İşçiler nasıl bir anayasa istiyor?" metni; Biz işçiler, işçilerin işten çıkartılmadığı, işçileri işten atan kapitalistlerin cezalandırıldığı bir anayasa istiyoruz. Biz işçiler, güvencesiz çalışmanıntaşeron sisteminin- yasaklandığı bir anayasa istiyoruz. Biz işçiler, varolan işlerin sağlıklı çalışabilir herkese dağıtıldığı herkesin çalışma hakkının güvence altına alındığı bir anayasa istiyoruz. Biz işçiler, emek üretkenliğimizin artışına uygun olarak 6 saat çalışma ve insanca yaşayacak ücret istiyoruz. Biz işçiler, 8 saatin üstündeki çalışmanın yasaklanmasını, günün geri kalan zamanında dinlenebileceğimiz, sosyal yönden kendimizi geliştirebileceğimiz, hafta sonu tatilimize dokunulmayacak bu haklarımızı güvence altına alacak bir anayasa istiyoruz. Biz işçiler devletin din işlerinden elini çekmesini, dinin politika aracı haline getirilmesinin, din yoluyla sömürünün ve halkın kandırılmasının sona erdirilmesini, hiç bir dinin ya da mezhebin diğerleri üzerinde üstünlük kurmamasını, dinin bireyin vicdan özgürlüğü ile sınırlandırılmasını istiyoruz. Kadınlara dönük her türlü baskı ve ayrımcılığın, şiddetin, taciz ve küçük düşürmenin sona ermesini, kadının erkekle her alanda tam olarak eşitliğinin güvence altına alınmasını, cinsiyet ayrımcılığının sona erdirilmesini ve cinsiyet özgürlüğünü, kimsenin cinsel tercihinden dolayı suçlanmaması ve aşağılanmamasını istiyoruz. Ülke bütçesinin tekellerin teşviki ve kasalarının şişirilmesine, silahlanlanmaya ve diyanete değil işsizliğin ve yoksulluğun önlenmesine, sağlığın, eğitimin parasızlaştırılmasına harcanmasını istiyoruz. Vergilerin işçilerden, memurlardan değil servete göre artan oranlı olarak burjuvaziden, tekellerden alınmasını, işçi ve memurlar tüm vergi yükünü çekerken, tekelleri teşvik eden sermaye düzeninin sona ermesini istiyoruz. Biz işçiler, beslenme, konut, eğitim, sağlık, ulaşım, iletişim ve kültürel gelişimin temel hak olarak tannmasını ve bunların anayasa maddesi haline gelmesini istiyoruz. Biz işçiler sömürünün yasaklandığı, insanın insan üzerinde sömürüsünün ve baskı kurmasının suç sayıldığı bir anayasa istiyoruz. Biz işçiler, bilim ve teknolojinin gücünün sermayenin gücünü artırmak, işsizleri çoğaltmak, sömürüye yeni kanallar açmak, yatak odalarımıza kadar dinlemek ve gözetlemek, bizi soluksuz bırakmak ve karanlığa boğmak için değil işsizliği ve yoksuluğu önlemek, sömürüyü ortadan kaldırmak, çalışma saatlerini azaltmak, yaşam koşullarımızın iyileştirilmesi, tüm zorunluluklarından kurtulmuş olarak emeğin özgürleşmesiyle yetenek ve becerilerimizi bir çok yönden geliştirebilmek için istiyoruz. Biz işçiler, sermaye için doğanın tahribinin, büyük kent rantları için kentlerin yıkımı ve yağmalanmasını, emekçilerin kentlerin dışına kovulmasının sona erdirilmesini, doğayı ve insan-doğa ilişkilerini tahrip etmeyen bir toplumsal sistemi istiyor ve özlüyoruz. Biz işçiler, sadece sermaye sahiplerinin özgür işçilerin ise ücretli köle olduğu, daha çok tüketmenin özgürlük sayıldığı, insanal ilişkilerin alım satım ilişkisine çevrildiği ve parayla ölçüldüğü, bütün yaşammızla köleleştirildiğimiz bu düzeni değil bunların geri gelmeyecek biçimde yokolduğu bir düzeni istiyor ve özlüyoruz. Özel mülkiyeti değil toplumsal mülkiyeti temeline yerleştiren bir anayasa istiyoruz. Biz işçiler sermaye ve sermaye partilerinin bizi yönetmesini, yasalarına buyruklarına uymayı değil, kendi yaşamımızla ilgili her türlü kararı kendimiz vermeyi ve uygulamayı istiyoruz. Sermaye için değil işçiler için demokrasi istiyoruz. Bundan dolayı burjuva partilerin "evet "ine de "hayır" diyoruz, burjuva partilerin "hayır"ına da hayır diyoruz. Işçilerin tercihi ne kırk katırın arkasından sürüklenmeyi, ne de kırk satırla doğranmayı kabul etmek olamaz. Biz burjuva partileri ve burjuva demokrasisi karşısında kendi sınıf tercihimizi yapıyor Yaşasın sosyalist işçi demokrasisi, Yaşasın sosyalist işçi anayasası diyoruz. Direnişteki İSKİ işçileri

10 10 İşyerinde uzun süredir yaşadığım sorunlar üzerine işten çıkmaya çalışıyorum ama tazminatımı da alarak çıkma nıyetindeyim. Onun için işin hukuksal boyutunuda araştırdım biraz. Bu süreçte hakkımızı almak için patron sınıfıyla (burjuva sınıfı) anlaşmak yerine, hakkımız olan tüm haklarımızı alacağız. İşin hukusal boyutu ıle ılgili fikir vereceğini düşündüğüm bir avukatın konuyla ilgili yazısını sizlerle paylaşmak istiyorum. Kahrolsun burjuva demokrasisi, yasasın sosyalist işçi demokrasisi! İstanbul GOP tan bir işçi Uygulamada en çok yaşanan sorun patronun, işçiye psikolojik baskı sonucu istifa dilekçesi yazdırmasıdır. Patronun bu baskıdaki amacı ise işçinin hak etmiş olduğu tazminatlarını ödemeden ve işçiden yazılı delil alarak borçtan kurtulmaktır. İşçi de patron veya vekilince yapılan baskı sonucu, içinde bulunduğu psikolojik buhran ve stresten kurtulmak için aniden karar alıp istifa dilekçesi yazmaktadır. İşçi, yılların verdiği emeği bir kalemde silip atmaktadır. İşçi, ilerleyen zamanda da istifa dilekçesi nedeniyle hakkı olmadığını zannederek patrondan herhangi bir hak talep etmemektedir. Halbuki durum bu şekilde değildir. Yargıtay, işçi istifa dilekçesi vermiş olsa da Mahkemelerin mutlaka işçinin istifasının arka planını araştırıp tarafların sunduğu delillere göre karar vermesi gerektiğini vurgulamıştır. Eğer işçi, yazılı veya tanık yoluyla istifanın aşağıda belirtilen şekilde olduğunu ispat ettiği takdirde işçinin, istifanın haklı olduğunu ve işçi tazminatlarını hak etmiş olduğuna karar vermektedir. *İşçinin alt seviyede olan işlere verilmesi durumunda işçinin işi bırakması (Tanıkla ispat edilebilir) * İşçinin gerçek aldığı maaşın bordroda farklı olarak gösterilmesi (Tanık ve emsal ücret araştırması ile ispat edilebilir) *İşçinin fazla mesai yapıp ücretlerinin ödenmemesi veya bordroda belirtilmemesi (Tanıkla ispat edilebilir) *Genel ve resmi tatil ücretlerinin çalışılması ve ücretlerinin işçiye ödenmemesi ve bordro da gösterilmemesi halinde (Tanıkla ispat edilebilir) *Dini bayramlarda işçinin çalışması ve ücretlerinin ödenmemesi ve bordroda gösterilmemesi (Tanıkla ispat edilebilir.) *İşçinin maaş ve asgari geçim indirimi alacağını 20 gün içinde ödenmemesi (Maaşının ödendiği patron ispat edilir) *İşi bırakmak istemediği halde, asılsız iddialarla savcılık ve polise bildirileceği tehdidi ile alınmış istifa dilekçesi (Tanıkla ispat edilir) *İşe girerken işçiden alınan tarihsiz istifa dilekçesi (Tanıkla ispat edilebilir) *Yol, yemek, ikramiye ve diğer sosyal haklarının tek taraflı elinden alınması ve 6 gün içinde işçinin işi bırakması (Tanıkla ispat edilebilir) *Patronun nakil yetkisi olduğu halde işçiyi yıldırma politikası uygulayarak ve patronun hakkını kötüye kullanarak işçiyi farklı işyerine çalışmaya göndermesi (tanık ispat edilebilir) *Patrona veya vekilinin küfür veya hakareti veya cinsel tacizleri halinde işçinin işi bırakması (Tanıkla ispat edilebilir) *Patrona, işçinin maaş veya tazminatını istifa yazısı imzalaması halinde ödeyeceği şeklinde irade beyanı yapması, işçiyi hata, hile, tehdit yoluyla kandırması (Tanıkla ispat edilebilir) Patronun psikolojik baskısı yapması halinde işçilere asıl tavsiyemiz şudur. Patronun istifaya zorlaması halinde işçi, patronu, noter marifetiyle yapılan baskı nedeniyle mutlaka uyarması ve bu baskının son bulmaması halinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bölge Çalışma İl Müdürlüğü'ne şikayette Patronun bu baskıdaki amacı ise işçinin hak etmiş olduğu tazminatlarını ödemeden ve işçiden yazılı delil alarak borçtan kurtulmaktır. İşçi de patron veya vekilince yapılan baskı sonucu, içinde bulunduğu psikolojik buhran ve stresten kurtulmak için aniden karar alıp istifa dilekçesi yazmaktadır. bulunacağını aksi halde iş akdini feshedeceğini ve haklarını İş Mahkemesi'nde arayacağını ihtar etmelidir. Noter ihtarına rağmen patron, işçi üzerinde psikolojik baskıyı arttırmış ise işçi, patronu iş müfettişliğine şikayet edebilir ve aynı zamanda iş akdini yazılı veya sözlü şekilde tek taraflı olarak haklı nedenle feshedebilir. Bu tek taraflı fesih, işçinin istifası değil işçinin haklı nedenle feshi olarak adlandırılmaktadır. İşçi, patrona ÖZEL NEDENLER- DEN DOLAYI İSTİFA EDİYO- RUM diye yazılı beyan vermiş ise de işçi, direk olarak İş Mahkemelerinde alacak davası açarak hak etmiş olduğu alacakları patrondan alabilir. İşçi tarafından yapılan haklı nedenle fesihlerde işçi, ihbar tazminatı hariç tüm işçilik alacaklarını (kıdem, fazla mesai ücreti, maaş alacağı,yıllık izin alacağı, genel ve hafta tatil alacağı ve diğer alacaklar) patrondan Mahkeme yoluyla talep edebilmektedir. İşçi alacaklarının işçiye ödendiği konusunda ispatı, patrona ait iken işçinin İSTİFA imzalamasında ispat külfeti işçi tarafına geçmektedir. Bu sebepledir ki patron, işçiye her durumda istifa yaz nereye gidersen git kapı orda demektedir. Patron tarafından haksızlığa uğramış her işçi, psikolojik baskıdan kurtularak hakkını almak için Mahkemelerde sonuna kadar mücadele etmelidir. Aksi halde işçi, hayatı boyunca ezik ve güçsüz şekilde yaşayacak, hak ve adalet de haklının değil güçlü ve zenginin yanında kalmaya devam edecektir. Patronun psikolojik baskısı yapması halinde işçilere asıl tavsiyemiz şudur. Patronun istifaya zorlaması halinde işçi, patronu, noter marifetiyle yapılan baskı nedeniyle mutlaka uyarması ve bu baskının son bulmaması halinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bölge Çalışma İl Müdürlüğü'ne şikayette bulunacağını aksi halde iş akdini feshedeceğini ve haklarını İş Mahkemesi'nde arayacağını ihtar etmelidir

11 11 Mersin Limanı'nda Liman-iş Sendikasında örgütlendikten sonra, Toplu Sözleşme aşamasında yasal grev kararı çıkan ve grev uygulamasına günler kala işten atılan NÇ Denizcilik (Uğursan) işçilerinin Liman A kapı önündeki direnişleri 49.gününde devam ediyor. Şimdiye kadar direnişlerine liman kapısına kurdukları çadırda devam ettiren liman işçileri, patronların (Uğursan ve MİP patronlarının) direniş karşısında takındıkları tutum üzerinde bir basın açıklaması yaptı. Basın açıklmasına, KESK bileşenleri ve diğer sendikalar başta olmak üzere çeşitli sosyalist, devrimci, demokrat kurum ve kuruluş destek verdi. Çok sayıda gazetecinin alana gelmesinin ardından içerdeki liman işçileri beklenmeye başladı. Bu esnada MİP ana binası tarafından gelen çoşkulu sloganların sahipleri ise kısa süre sonra anlaşıldı. Gelenler Genel-İş üyesi İmar İnşaat işçileri idi. Basın açıklmasınının en önemli tarafı, içerdeki ve dışardaki işçileri bir araya getirecek olmasıydı. İçerden nasıl gelecekler, kaç kişi gelecekler soruları havada uçuşurken, limanın içinden Yaşasın Sınıf Dayanışması sloganları bu soruları bir anda dağıttı. Yaşasın Sınıf Dayanışması, Taşeron gidecek Sendika Gelecek, Direne direne kazanacağız sloganlarının atıldığı buluşma anından sonra basın açıklmasına geçildi. Basın açıklamasında şunlara değinildi; 49 gündür devam eden direnişi sonuna kadar götürmekte kararlıyız. İşçilerin birlik beraberliği sendikalı olmakla sağlanır. İçerdeki ve dışardaki arkadaşların birliği sendika ile perçinlenmiştir. 49 gün değil 490 gün bile olsa direneceğiz. Bizler köle değil işçiyiz Liman varsa bizler sayesinde vardır Basın açıklmasının ardından içerisi ve dışarısı birbiriyle vedalaşıp görevlerinin başına döndüler. Dışişleri Bakanlığı, ABD tarafından NATO ya tahsis edilen erken uyarı radarının ( savunma kalkanı ) Türkiye de konuşlandırılmasının öngörüldüğünü belirterek, Türkiye nin bu unsura evsahipliği yapması ülkemizin NATO nun yeni stratejik konsepti çerçevesinde geliştirilen sözkonusu savunma sistemine katkısını oluşturacak; NATO nun savunma kapasitesini ve ulusal savunma sistemimizi güçlendirecektir açıklaması yaptı. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü bir soruyu yanıtlarken NATO nun Türkiye dahil bütün müttefik ülkelerin katıldığı kapsamlı bir danışma süreci sonunda yeni Stratejik Konseptini geçtiğimiz sene Lizbon da gerçekleştirilen NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi nde kabul ettiğini anımsattı. Sözcü, Bu bağlamda öne çıkan hususlardan birisi de yeni Stratejik Konsept te İttifak ın günümüz koşullarını ve gelişen teknolojileri de dikkate alacak şekilde caydırıcı ve savunmaya yönelik yetenekler geliştirilmesi boyutuna ağırlık verilmesidir dedi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü yanıtında şunları söyledi: Bu çerçevede, NATO nun caydırıcılığına katkı sağlamak üzere balistik bir füze tehdidine karşı savunma sistemi geliştirilmesi kararı keza Lizbon Zirvesi nde alınmıştır. Ülkemiz bu karara yönelik çalışmalara başından itibaren destek vermiş ve sürece aktif katkıda bulunmuştur. Müttefik ülke kuvvetleri, topraklan ve halklarının korunmasına yönelik olan bu NATO yeteneğinin mimarisinde ülkemizin üstleneceği sorumlulukla ilgili teknik çalışma ve müzakereler hükümetimizin talimatı doğrultusunda ilgili kurum ve kuruluşlarımızın yakın işbirliği ve eşgüdümü içinde yürütülmüş ve nihayet bu çalışmalarda sonuç aşamasına gelinmiştir. Bu bağlamda sözkonusu mimarinin bir unsurunu teşkil edecek olan ve ABD tarafından NATO ya tahsis edilen erken uyarı radarının ülkemizde konuşlandırılması öngörülmektedir. Türkiye nin bu unsura evsahipliği yapması ülkemizin NATO nun yeni stratejik konsepti çerçevesinde geliştirilen sözkonusu savunma sistemine katkısını oluşturacak; NATO nun savunma kapasitesini ve ulusal savunma sistemimizi güçlendirecektir. NATO füze sistemleri kalkanının özellikle Ortadoğu da taşların yerinden oynadığı, Libya dan Suriye ye, Mısır dan İran a emperyalist kapitalizmin ve Türkiye burjuvazisi gibi bölge güçlerinin yeni av sahası harekatlarının başladığı bir dönemde gündeme gelmesi dikkat çekiyor. Sinop un Gerze ilçesine bağlı Yaykıl Köyü nde yapılması planlanan temik santrale karşı çıkan ve sondaj ekiplerinin geçiş yollarına barikat kuran köylülere polis biber gazı ve coplarla saldırdı. Saldırıda dört kişi ağır yaralandı. Halkın tepkisine rağmen bölgeye termik santral kurmak isteyen şirketin sondaj çalışması yapması köylülerin direnişi ile engelleniyordu. Sondaj ekipleri yüzlerce jandarma ve polis eşliğinde Yaykıl Köyüne girdi. Haberi alan köylüler ise, sondaj ekibini durdurmak için bölgede sondaj yapılacak bölgelere giden yollara barikat kurdu. Jandarma bölgesi olan köyde valilik emriyle polis köylülere saldırdı. Biber gazı ve cop kulanılan saldırıda 30 köylü yaralanırken dördünün durumu ağır. Sondaj ekipleri, geçiş yolu üzerinde kurulan barikatlar nedeniyle araziden dolaşarak 50 çevik kuvvet polisi eşliğinde sondaj alanına gitmeye çalıştı. Burada da sondaj ekibinin yolları kesildi. Yaykıl Köyü nde yapılması planlanan termik santrale karşı direnen köylülerden 3 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlardan ikisi serbest bırakılırken Volkan Özcan hakkında polisi darp etmekten tutuklama kararı verildi. Kararda 2 polis, 2 jandarmanın tanıklığı göz önüne alındı. Erzurum un Tortum İlçesi ne bağlı Bağbaşı Beldesi nde hidroelektrik santrali (HES) yapımına karşı yaklaşık 1500 kişi, Canımızı alırsınız, suyumuzu asla, Bu yolda öleceğiz ama suyumuzu vermeyeceğiz sloganları atarak iş makinelerinin köye girmesini engelledi. Tortum'a bağlı Bağbaşı, Serdarlı ve Pahlivanlı beldeleri ile Dikmen, Uzunkavak köylerinden geçen Ödük Çayı üzerine üç ayrı HES kurulması planlanıyor. İki yıldır HES lere karşı mücadele eden köylüler, HES ler için ÇED gerekli değildir kararlarını iptalini yargıya taşımıştı. İş makinesinin önüne oturan 60 yaşındaki Ali Tutkun a polisin müdahale etmesi üzerine köylüler tepki gösterdi; bunun üzerine çevik kuvvet ekibi eylemcilere gaz bombası ile müdahale etti; çıkan olaylarda bir polis, bir özel güvenlik görevlisi ve iki köylü yaralandı. Köylülerden 30 yaşındaki Gülay Yıldız, Bağbaşı nı Somali ye çevirmelerine izin vermeyeceğiz derken çocuklarını meyve bahçesinde yetiştirdiği ürünle satarak okuttuğunu belirten Şükriye Salma, HES in yapımına izin vermeyeceklerini belirtti.

12 12 İşçi Meclisi 12.sayısını da yayınlayarak birinci yılını geride sürecin bilinçli yürütücülerinin de işlemesi, emek sarf edilmesi ve bu bırakmış oldu. İşçi Meclisi ni çıkartan işçiler olarak 1 yılın değer- Meclisleri, Kurulları, Komitelerinin bizlerin olması gerekmekte. İşçi lendirmesini yapmak ve bu değerlendirmeler ışığında önümüzdeki rinden bunları oluşturarak ilerleme yayını olmak ile şimdiki yayın üze- dönemde İşçi Meclisi nin konumlanışını belirlemek amacıyla biraraya bileceğiz. iç içe geçmekte ve birlikte ilerleye- geldik. Adana, Ankara, Bursa, İstanbul, Niğde ve Mersin den gelen aralarında metal işçileri, kamu işçileri, büro işçilerinin yoğunlukta olduğu toplantının gündemleri şunlar oldu. 1-Çıkarttığımız 12 sayının ve çalışmasının değerlendirilmesi 2-İşçi Meclisi nin bundan sonraki yayın akışı nasıl ilerlemeli? Nasıl ilerletmeliyiz? 3-İşçi Meclisi nde içerik olarak hangi konular öne çıkmalı? 4-Satış, dağıtım, hazırlık, mali durum ve Yazı Kurulu belirlenmesi 12 sayılık serüvenin değerlendirilmesi İşçi Meclisi nin ilk sayıları bizler açısından bir yayın çıkartıyor olmak ve bunu süreklileştiriyoruz duygusu ile bir ihtiyacı karşıladı ve motive edici oldu. Sayıların ilerlemesi ile bu durumun aşılamaması, farklı bir düzleme taşınarak ilerletilememesi ile bir rutinlik hali geldi. Son sayılarda ise yayınla kurulan bağ iyice zayıfladı, yayın ile bizler arasında bir yabancılaşma yaşandı. İşçi Meclisi ulaştığı alanlardan beslenen, oralarda yürütülen bir çalışmanın ürünü olmaktan uzak bir görünüm kazandı. Bu durum manşetten sayfalara, konu seçimlerinden dağıtım-satış konusuna dek artık bir sınıra dayandı, çalışmalarla gelişen bir besleme, basınç ve ihtiyaç üzerinden şekillenmediğinden statikleşti. Olumlu olan yön ise 12 aylık bir ısrar ve istikrarın sağlanması oldu. 12 sayı içerisinde bir birikim saplandı, ileriye doğru ilerlenebilecek örnekler doğdu. Bütüne yayılamasa da alan çalışmaları ile koordinenin de sağlandığı bazı örnekler oldu. Nasıl ilerlenecek? Nasıl yapacağız bunu? İlk olarak yayının kimliğini netleştirmek ve ona göre ilerlemek şart. Dar anlamı ile mevcut bileşimin çıkarttığı bir işçi yayını olarak mı devam edecek, yoksa İşçi Meclisleri, İşçi Kurulları ve İşçi Komitelerinin çıkarttığı bir yayın mı olacak? Tabii ki cevap 2. olacağı yönünde oldu. Fakat bunun için bir sürecin Teknik, şekilsel olarak görülen bazı şeyler de düzeltilerek ilerlenmesi kararı alındı. İşçi Meclisi nin kendi sitesinin oluşturulması bu kararlardan birisi oldu. Bu yayını çıkartan bizlerin de işçi olduğu ve bunun da içerden yansıtılması gerekiyor. Yayının bizim ve işçi sınıfının ihtiyacını karşılayan bir yayına dönüşmesi gerekiyor. Yayının pratik alan çalışmaları ile bağlantısı, haberlerin pratik üzerinden akması şarttır, yayın o ayki faaliyeti hedeflendirmeli ve yön vermelidir. Hedef bölgeler seçilerek buralara 3 aylık bir planlama ile ısrarlı ve süreklileşmiş bir şekilde gitmek, yayınımızı istikrarlı bir biçimde başka işçilere ulaştırmak, okunmasını, tartışılmasını sağlamak ve bu 3 ay sonunda bütünsel bir değerlendirmeyi siteden paylaşmak kararı alındı. Yanısıra mevcutta gazetemizde çalışma yürüten değişik illerden biz işçilerin her ay sayı çıkışının ardından bir araya gelerek ilk on gün içinde sayı değerlendirmesi ve sonraki sayı için görüş bildirmesi karar altına alındı. Bu görüşler Yazı Kurulu nda değerlendirilerek üç gün içinde sayı planının atılması, ondan sonraki üç günde de gelen öneri, eleştiri, katkı vs üzerinden de sayı planının netleşmesi kararı alındı. İşçi Meclisi nin bir ambleminin olmadığıni yine yeniden hatırladık. İşçi Meclisi nde çıkacak olan yazıların en az 1 hafta önceden hazırlık sitesinden paylaşılması ve görüşe açılmış olması ile kolektif ürün haline gelmesi biçiminde işleyişimiz sürecek. Çalışmalarda görsellik önemli, buna daha bilinçlice yönelmeli; sinevizyon, PP sunumlar, slayt gösterimleri vb. ni çalışma materyallerimize eklemeliyiz. Mizanpajımızı da bu açıdan yeniden değerlendirmeliyiz. İşçi Meclisi nde içerik olarak hangi konular öne çıkmalı? Önümüzdeki süreçte ana gündemlerden birisi ve en önde olanı anayasa gündemi olacak. Bu anayasa yeni bir toplumsal sözleşme olarak burjuvazi tarafından toplumun önüne konuluyor ve burjuvazi kendi çıkar ve ihtiyaçlarına bütün bir toplumu yedekliyor ve sömürüsünü daha kapsamlı hale getirmeye çalışıyor. Bu anayasada işçi sınıfı yok. Açıkça söyleniyor bu. Sınıflar üstü bir anayasa olacakmış. Tam da burada sınıfın kendi talep ve özlemlerini öne çıkartan bir çalışmanın başlatılması gerekiyor. Bizler de önümüzdeki dönemde çalışmalarımıza temel yönü veren konunun anayasa olacağını tespit ettik. Bu konunun asıl gündem olması Kasım-Aralık gibi olacak. O süreye göre hazırlanmak, içe dönük eğitim çalışmaları, materyal hazırlıkları yapılması kararı alındı. Çalışmanın bizler ve ulaşabildiğimiz işçiler ile birlikte yürütülmesi, Kasım ayından sonra da İşçi Meclisi olarak dışa dönük çağrılı, afişli vs etkinlikler, seminerler, toplantılar vs. yapmak hedeflendi. İşçi Meclisi nin işçi sınıfını eğitici bir yanının da olması gerekliliği üzerinden işçi broşürü çalışmaları hedefi konuldu. İlk adımın Emeğin Korunması başlığı ile atılması kararlaştırılmış oldu. Broşür çalışmasının İşçi Meclisi okurları ile birlikte tartışılması, gelen öneri, anlatım vs.ler ile beslenmesi, karikatürler ile anlatımın güçlendirilmesi ve çıkan ürünün sayfalık bir broşür olarak basılması; ayrıca broşürün CD olarak da çıkartılması kararı alındı. Satış, dağıtım, hazırlık, mali durum ve Yazı Kurulu belirlemeleri Yayının basım adedi 1000 adet ve protokoller, kitapevleri ve bürolarımız üzerinden okura ulaştırılmaya çalışılıyor. Sokak, fabrika çıkışı vb. satışları yapılmıyor. Yayının maddi dönüşü de çok kısıtlı oluyor. Bundan sonrasında satış-dağıtım için 3 aylık hedefli bölgelerin seçilmesi kararı ile yol alınabilecek. 6 kişilik bir Yazı Kurulu oluştu. Yazı Kurulu çıkacak sayının içeriklendirilmesi, genel plan ve program üzerinden işlemesi, yayının sayı planını oluşturması ve bunun paylaştırılması; özcesi yayının yayına hazır hale gelmesinden sorumlu olacak. Daha istediğimiz gibi bir İşçi Meclisi için bu tespitleri yaptık ve bu kararları aldık. Bunun gerçekleşmesini ise İşçi Meclisi nin ilerleyen sayılarında hep birlikte hayata geçirecek, göreceğiz.

13 13 İşçi sağlığı ve güvenliğini, sınıfsal toplumsal temel ihtiyaçlardan biri ve mücadele kanalı olarak tasfiye etmeyi; yerine kapitalist sömürü ilişkisinin sürdürülmesinden başka bir şey olmayan iş sağlığı ve güvenliği ni geçirmeyi hedefliyor. Kısa zamanda posası çıkarılan, sakatlanan, katledilen işçilere; kapitalist sömürüye sınır çeken işçi sağlığı ve güvenliği müca- Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Kongresi, Eylül 19. tarihlerinde İstanbul da yapılacak. Hükümet programında Kongreyi, Sağlıklı ve güvenli bir gelecek için güvenlik kültürünü oluştu- tazminatı ve asgari yer alan kıdem ralım şiarıyla, Uluslararası Çalışma ücretin kaldırılmasıyla Örgütü (ILO), Uluslar arası Sosyal bütünleşen, işçi sağlığı Güvenlik Birliği (ISSA) ve Çalışma ve güvenliğini tümden Bakanlığı örgütlüyorlar. Ana konu tasfiye etmeye yönelik başlıkları, küresel ekonomi ve değişen bu dalganın, sınıfın iş dünyasında ortaya çıkan yeni güçlükler; iş sağlığı ve güvenliğinden sos- içinden karşılanmasına yal diyalog, ortaklıklar ve yenilikler; hazırlanmalıyız iş sağlığı ve güvenliğine sistem yaklaşımı; iş sağlığı ve güvenliğine kapsamlı, planlı ve önleyici yaklaşım olan Kongre de, sempozyumlar, fuar, film ve mültimedya gösterimleri, iş sağlığına ilişkin en iyi örneklerin yeraldığı kimi fabrikaların gezilmesi (EVYAP, Netaş, Şişecam Trakya, RMK Marine Tersanesi vb.) yeralıyor. delesinden tümden vazgelmelerini; yerine, sömürü ilişkisininin sağlığı ve güvenliğini koymalarını dayatıyor. farklı işçi kesimleri içinden Kongre ye katılacak delegasyonun tabandan seçilerek belirlenmesini sağlamalı ve işçi sağlığı ve güvenliğine ilişkin deklarasyonlarla açıklanmasını sağlamalı Önceki Çalışma Bakanı Dinçer, Kongre nin çerçevesini şöyle tanımlıyordu: 19. Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Kongresi, iş sağlığı ve güvenliği açısından kritik önemi olan ürünlerin Türkiye de tanıtılması; Türk üreticilerin kendini uluslar arası arenada göstermesi ve iş sağlığı ve güvenliği alanında kamunun bilinçlenmesi için düzenlenen büyük çaplı bir etkinliktir. Bakanlığımızın vatandaşlarımıza olan sorumluluğu çerçevesinde düzenlenecek etkinlikte, salt bir pazarlama faaliyeti olarak organizasyonun önüne geçilecek; iş sağlığı ve güvenliği konusunda toplumun bilinçlenmesini sağlayarak çalışanların refah ve güvenliğini artıran iş ortamlarının oluşturulmasıyla ilgili son yenilikleri tartışmak için sektörün kanaat önderleri de bir araya gelecektir. MÜSİAD, TUSKON ve TİSK gibi ulusal anlamda önde gelen sivil toplum kuruluşlarının desteklediği bu fuar, 2010 Dünya Kültür Başkenti İstanbul un, uluslar arası camiada ne kadar önemli bir merkez olduğunu bir kez daha ortaya koymaktadır. Pek çok ülkeden tekellerin, çalışma bakanlarının, sendika bürokratlarının da içinde yer aldığı yaklaşık 20 bin kişinin katılacağı Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Kongresi, tekellerin iş sağlığıyla ilgili metalarını dünya piyasasına sunacağı; neoliberal demokrasinin yeni bir hamlesinin daha yapılacağı ve sınıf işbirliğinin kutsanacağı yeni bir kapitalist ayin olarak düzenleniyor. İşçinin değil, kapitalist sömürü ilişkisinin sağlığı ve güvenliği İyi de, emperyalist bir kurum ve sınıf işbirliği ilişkisi olarak ILO nun en temel yönergelerini bile çok uzun zamandır kabul etmeyen, en iyi haliyle şerh koyan; işçi cesetleri üzerine basa basa sermaye birikimini sağlayan Türkiye burjuvazisi, ne oldu da tekelleri ve bakanlıklarıyla, iş sağlığı ve güvenliği ne, hem de böylesine dev çaplı bir organizasyon düzenleyecek denli asılır oldu? Tersanelerden, madenlerden, Davutpaşa vb. işçi katliamlarından, işçi cinayetlerinde dünya şampiyonluğuna oynamasından kaynaklanan kötü imaj ını düzeltme çabası var. Boykotları da içeren uluslar arası protesto kampanyalarının da etkisiyle, kendisi açısından istatistikten öteye geçmeyen iş cinayetlerini belli bir standarta çekmek zorunda! ILO Başkanı, Kongre yi selamlarken açık konuşuyor: İş sağlığı ve güvenliği sağlanırsa, verimlilik artar, yük olan sosyal güvenlik harcamaları azalır. İşçilerin kopan parmakları, kol ve bacaklarıyla, delinen ciğerleriyle, ezilen bedenleriyle oluşan işgünü kayıpları nın önüne geçme hesabı yapılıyor. Ancak, asıl önemlisi, iş cinayetlerinin öne çıktığı emeğin korunmasının sınıf mücadelesinin temel dinamiklerinden birini oluşturması, işçi sınıfı içinde sermayeye karşı öfke, kin ve tepki birikimine yol açması Burjuvazi, bu önemli sınıfsal, toplumsal kriz dinamiğini de çözerek, neoliberal demokrasinin bir iç dinamiğine dönüştürmeye çalışıyor. Tersanelerde, madenlerde, Davutpaşa da, OSTİM de, tren istasyonlarında vb. iş cinayetlerinin hüküm sürdüğü heryerde, katledilen işçilerin sınıf kardeşleri, eylemci aileleri, Kongre ye eylemli davetiyeler çıkarmalı; geziler düzenlemeli: Sınıf kardeşlerimiz burada katledildi, hiçbiri Kongre nin korunaklarına sahip değildi! İş cinayetleri döküm ve fotoğraflarını büyüterek, Kongre ye çıkan tüm yolları tutalım: Cesetlerimizi çiğneyerek Kongre ye! Türk-İş, DİSK, TMMOB, TTB nin de, bakanlık ve TİSK, TOBB la beraber düzenleme komitesinde yer aldığı 19. Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Kongresi, neoliberal demokrasinin yeni bir yapıtaşı olarak düzenleniyor. Kapitalist sömürü ilişkisini kutsamak, varlığını ona adamak, işçi sağlığı için dahi mücadeleyi tümden tasfiye etmek ve fiyatını ödemek kaydıyla, gelip kurullarımıza, çalıştaylarımıza, eğitimlerimize katılabilir, sözünü söyleyebilir, öneriler geliştirebilirsin! Hükümet programında yer alan kıdem tazminatı ve asgari ücretin kaldırılmasıyla bütünleşen, işçi sağlığı ve güvenliğini tümden tasfiye etmeye yönelik bu dalganın, sınıfın içinden karşılanmasına hazırlanmalıyız. Sendika bürokrasisi işçi sağlığı ve güvenliğinin de düşmanıdır İş Sağlığı ve Güvenliği Kongresi nin düzenleyicilerinden, Ulusal Düzenleme Komitesi nde yer alan Türk-İş, DİSK içinde sınıf bilinçli, öncü işçiler, delegasyonun belirlenmesinden, sunulacak bildirilerin hazırlanılmasına basınç oluşturmalıdır. Çünkü sınıf düşmanı sendika bürokratları, işçileri temsil edemez! Öncü işçiler, Türk-İş ve DİSK le sınırlı kalmayarak; işçi sağlığı ve güvenliğinin en yakıcı mücadele ihtiyacı olduğu sektörlerden başlayarak, Tabandan seçilen öncü işçiler ve fabrikalardan, işyerlerinden ilan edilen işçi sağlığı ve güvenliğiyle ilgili net deklarasyonlar, sermayenin işçi sağlığı ve güvenliğini tasfiye eden İş sağlığı ve güvenliği ne karşı, işçi sınıfının sermayeyi hedefe çakan işçi sağlığı ve güvenliği mücadelesini koyacaklar. Tersanelerde, madenlerde, Davutpaşa da, OSTİM de, tren istasyonlarında vb. iş cinayetlerinin hüküm sürdüğü heryerde, katledilen işçilerin sınıf kardeşleri, eylemci aileleri, Kongre ye eylemli davetiyeler çıkarmalı; geziler düzenlemeli: Sınıf kardeşlerimiz burada katledildi, hiçbiri Kongre nin korunaklarına sahip değildi! İş cinayetleri döküm ve fotoğraflarını büyüterek, Kongre ye çıkan tüm yolları tutalım: Cesetlerimizi çiğneyerek Kongre ye! Sermaye, Kongresi nde Fuar düzenleyecek; iş kazaları nı önleyen, o hep varoldukları halde hiç kullanılmayan teknolojileri sergileyip pazarlayacak. İş cinayetleri nasıl sermaye birikiminin koşulu olduysa, iş kazaları nı önlemeyi de birikim aracına dönüştürecek. Bu fuara da katkımız olmalı, içerden teşhir etmeli; yanısıra karşıtını da düzenlemeliyiz.

14 14 Burası benim köşem kardeşim, yok işçi gazetesiymiş, yok sosyalizmmiş, haydi oradan! Bitti bunlar, bitti Fikrimi buradan da yayar, hepinizi buradan da ezerim. Var mı bir diyeceğiniz! 2. fotoğrafda da, fotoğrafçının kendisinin de, kare- deki işçilerle birlikte aynı yerde çalıştığını düşündüğümüz de şu hayal ve özlemlerini haykırdıklarını da duyar gibi oluyoruz; Benim adım kapitalizm; derim ki, paranızı her gün bu son gününüzmüş gibi harcayın. Bana kapitalizm derler; bence paranızı her gün bu dünyadaki son gününüzmüşçesine harcayın, çünkü ne zaman işten atılıp sokaklara düşeceğinizi bilemezsiniz. Benim adım kapitalizm; bankalarım eğlenmenizi, işgücünüzü ve ideallerinizi finanse etmek için varlar -eh arada tabii payını lüpletecek onlar da Bana kapitalizm derler; bankalarla size sahip olmadığınız parayı harcatmayı başarırım, işim bu. Benim adım kapitalizm; bankaların eviniz dâhil yaşamınızın asıl sahibi olduğunu unutursanız size kriz dönemlerinde muhakkak hatırlatırım. Bana kapitalizm derler;evsiz olabilirsiniz, eviniz olmayabilir. Evler bankalarındır, siz hep kiracı olacaksınız, zaten bu. Benim adım kapitalizm; kapitalin (sermayenin) mantığı, insanlığın yıkılması ve yerini alışveriş alışkanlıklarına bırakmasıdır. Bana kapitalizm derler; en sonunda emeklilik yaşını ölümünüzden üç gün öncesi olarak ilan edeceğim ki hepiniz ölmeden işlerinizi düzene koyun kardeşim. Benim adım kapitalizm; borç ve korkunun psikolojik hapishanesi Nazi kamplarından daha etkilidir. Bana kapitalizm derler; hepiniz deney fareleri gibi zenginlik peşinde bir çarkta soluksuz koşarak can vereceksiniz. Benim adım kapitalizm; kalkınma deyince kastettiğim sermayenin büyümesi, işçinin kendisini giderek daha küçük hissetmesidir. Benim adım kapitalizm; burada göz hapsi ile büro çalışması arasında fark yoktur. Bana kapitalizm derler; burada fabrika ile cezaevi arasında fark yoktur. Bir işçi düşmeye bu kadar yakınken, her gün neden o iskeleye çıkar? Peki, maden işçisi, madenin göçme ihtimalini bile bile neden her gün madene inmek zorunda kalır? Bu fotoğraflar bilmediğimiz bir yerden değil, Ostim'den 7 ay öncesinde patlamaların olduğu, işçilerin ölüm haberleri ile gündeme yerleşen ve tekrar, işçilere benzer şekilde, güvencesiz çalışma olanağı sağlayacak olan iş yerlerinin yapımına devam edilen, Ankara nın göbeğindeki Sanayi merkezi. İlk fotoğrafa bakıldığında, önce, fotoğraftaki grafiksel öğeler oldukça dikkat çekiyor. Fakat sonrasında, iskelede ayaklarının ucunda çalışma yapan arkadaşın ha düştüm ha düşecem hali, kendi yaşadığı gerilimi izleyene de olduğu gibi aktarabildiği için, teknik detaylar bir yana, adeta fotoğraf kendiliğinden konuşmaya, konuşturmaya, düşündürmeye başlıyor Bu tarz, işçi sağlığının ve güvenliğinin olmadığı yerlerde, mevcut şartlarda, yaşamını devam ettirmek için, emeğini satmak zorunda olan işçiler çalışırlar. 12 saat çalışırlar, dinlenmeden çalışırlar, sigortasız çalışırlar, esnek çalışırlar, sağlıksız çalışırlar, çalışırda çalışırlar Çünkü, ücretli kölelik düzeni bunu dayatır, bundan iyisini de sunmaz. Tam da İstanbul da yapılacak olan ve içinde işçilerin olmadığı İş Sağlığı ve İş Güvencesi nin uluslararası patronlarca tespit edilip kararların alınacağı 19. İş Sağlığı ve Güvencesi Kongresi haberlerinin üstüne, bu fotoğraflar daha da bir anlam kazandı. Bu fotoğraflar, bir Ostim işçisi tarafından, estetik kaygılar güdülmeden, ışık, pozlama, teknik detaylar düşünülmeden, fakat bir o kadar da yaşamın içerdenliğini yansıtabildiği için bu kadar etkili ve başarılı olmuşlardır. - Keşke günde 4 ya da 5 saat çalışsam, - İşten çıktığımda hem dinlenip, hem de kendime, kendi ihtiyaçlarım doğrultusunda bolca zaman ayırabilirim, - Belki bir akşam sinemaya gideriz belki de tiyatroya, gazetede okumuş bizim ki, Şirinler in yeni bir versiyonu çekilmiş, -Şu güzel havalar da, arkadaşlarla bir çay bahçesinde oturup, sohbet edebilsek, eve yetişme koşturmacasını düşünmeden, -Sağlık ve eğitimin parasız olduğu bir yaşam var mıdır acaba? -Kış için almam gereken kömürü düşünmek bile istemiyorum, doğalgaz niye bu kadar pahalı, ısınmanın da bedeli bu kadar ağır olmamalı, -Şöyle çocuklar filan, bir tatil yapabilsek keşke, hem birbirimizi daha iyi tanımış oluruz böylece, bizim hanımla da ne kadar zamandır, başbaşa bir yürüyüş yapamamıştık, -Emeğimin tam karşılığını alsam, -Kendi kararlarımızı kendimizin verebildiği bir yaşamın mümkün olduğu günler Benim adım kapitalizm; burada okul ile fabrika arasında fark yoktur. Bana kapitalizm derler; çocuklarınız beni sizi sevdiklerinden daha fazla sevmeyi öğrenecekler. Benim adım kapitalizm; çocuklarınızın ihtiyacı artık sizin yaşam deneyiminiz veya yol göstericiliğiniz değil, satılabilir oyunlar, satın alacakları oyuncaklar, reklâm arası çizgi filmler. Benim adım kapitalizm; spor karşılaşmaları düzenlerim ki, işçi erkekler kendi aralarındaki rekabeti hiç unutmasınlar, 24 saate yaysınlar. Bana kapitalizm derler; kadınların öz-benliklerini en doğru ayakkabıyı bularak kazanacaklarını vaaz eden romanlar ve filmler benim. Benim adım kapitalizm ve sizden nefret ediyorum, çünkü devrimden sonra sokaklarda dans edip benim için çalışmayı bırakacaksınız. Bir işçi düşmeye bu kadar yakınken, her gün neden o iskeleye çıkar? Peki, maden işçisi, madenin göçme ihtimalini bile bile neden her gün madene inmek zorunda kalır? Tersanelerin ağır ve ölümcül çalışma koşulları ortadayken neden orada, her türlü güvencesizliğe rağmen çalışır? 12 saat çalışırlar, dinlenmeden çalışırlar, sigortasız çalışırlar, esnek çalışırlar, sağlıksız çalışırlar, çalışırda çalışırlar

15 15 İşçi sınıfının öz savunma mücadelesi, dünyanın birçok ülkesinde ve epey geriden geliyor olsa da Türkiye de de gelişmektedir ve zaten işçi sınıfı hareketinin ilk basamak gelişme zeminidir. Türkiye de yılların birikimi ve genişlemesiyle, son dönemki işçi mücadeleleriyle 4-C, taşeronluk, ataması yapılmama,sözleşmelilik, güvencesizlik sorun ve taleplerinin gündemleşmesi, halen sınırlıysa da işçi sınıfının ortak mücadele talepleri haline gelmeye doğru gelişmesi, yeni bir işçi sınıfı hareketi oluşumunun ilk basamak eşiğidir. Kaçınılmaz olarak iş cinayetleri ve meslek hastalıklarının gündemleşmesi de öyledir. Eğitim, sağlık, konut, ulaşım da öyledir. İş saatlerinin aşırı uzatılmasının da gündemleşmesinin eli kulağındadır. Tahammül bir raddeye doğru gelmişken, şimdi esnekliği, güvencesizliği, iş cinayetleri ve meslek hastalıklarını, çalışmayı azamileştirip ücretleri asgarileştirmeyi, temel gereksinmelerin sermayeleşmesi-metalaşması-paralılaşması tüm bunları yaygınlaştırıp derinleştiren yeni dalga yapılandırmalarla, ülke ve dünya çapında mücadeleler de yaygınlaşacaktır. 6 saatlik iş günü ve 8 saatten fazla çalışmanın, hafta sonu çalışmasının yasaklanması, işten atmaların yasaklanması ve işçi çıkartan kapitalistlerin cezalandırılması, yoksulluk sınırı altında çalışmanın yasaklanması, herkese iş, asgari ücret değil temel ücret, işten atmaların yasaklanması, taşeronluk sisteminin kaldırılması, taşeronluk, stajyerlik, 4-C, 4-B, sözleşmelilik dâhil tüm parçalayıcı iki kat köleleştirici biçimlerin kaldırılması, sosyal-sendikal güvenceli çalışmanın sağlanması ve emeklilik yaşının indirilmesi, iş cinayetleri ve meslek hastalıklarına karşı işçi sağlığı ve iş güvenliği, eşit işe eşit ücret, parasız sağlık, eğitim, su, elektrik, ısınma, ulaşım, iletişim, konut. İşsizlik, işçilerin köleliği yoksulluk ve çürümesinde başat bir rol oynadığından, çalışanlarla işsizlerin, işçilerle yoksul emekçilerin ileriye doğru birleşik mücadelesinin zeminini güçlendirecek; İşsizlere, yoksul emekçilere, asgari ücretlilere, yardım değil sınıf mücadelesi hak ve talebi olarak parasız sağlık, eğitim, ulaşım, iletişim, konut, gıda talepleri yükseltilecektir. Bunları, artık genel propagandif olmaktan çıkarıp, kitle ajitasyonu, sosyalist propaganda derinliğinde güncel ajitasyon, eylem örgütlemeye dönük ajitasyon talep ve sloganları olarak ele almaya geçmeliyiz. Bugün emeğin korunması mücadelesi yalnız genel talep ve sloganlar üzerinden değil, kadın, Kürt, göçmen, çocuk, öğrenci emeğinin, yaşlılar ve emeklilerin, engellilerin özgül durum ve sorunlarına özel bir dikkat gösteren, özgül dinamik ve sorunların her birine nüfuz eden, sınıfsal olduğu kadar toplumsal bir derinlik ve gelişkinlikte yürütülmek zorunda. Emeğin korunması mücadelesi, işçi sınıfının ve diğer emekçi sınıfların çalışma ve yaşam koşullarına karşı özsavunma eylemidir. Bununla birlikte emeğin korunması mücadelesi, işçi sınıfının nihai kurtuluşuna, sömürülmekten, ücretli emek ve işgücü olmaktan kurtulmasına, çalışma köleliğinin bütünüyle ortadan kaldırılmasına bağlanan ve bunu da içerimine alarak sınıfa karşı sınıf, ekseninden yürütülen bir mücadele olmalıdır. Şunları unutmamalıyız: 1- Emeğin korunması mücadelesi, sosyalist devrimci proletarya önderliği ve hegemonyasında yürütülmelidir. 2- Kapitalizmin geldiği gelişme ve çürüme düzeyinden geriye doğru ya da mevcut durumu korumak için değil ileriye, kitleleri kapitalizmi yıkmaya yaklaştırmaya doğru yürümeliyiz. Emeğin korunması, emeğin gelişen ve çürüyen kapitalizmden korunmasıdır ve ileri birleşik toplumsal emeğin bağdaşmaz hale geldiği sermaye egemenliğine saldırısı ile mümkündür. Tüm bu taleplerde toplumsal emek üretkenliğinin bugünkü (bilimsel, teknolojik, organizasyonal ) gelişme düzeyinde, bu sorunların hızla çözülmesinin, bu taleplerin hızla gerçekleştirilmesinin olanaklı ve kaçınılmaz olduğunu, bunu engelleyen ve derinleştirenin ise bunları doğuran sermaye düzeni olduğu bir ajitasyon-propaganda refleksi haline gelmelidir: Proletarya sosyalizminin güncellenmesi ve gündemleştirilmesi, bu dinamiklerin içinden yürütülmelidir. Emeğin korunması mücadelesi, işçi sınıfının öz savaşımı, öz güveni, öz onuru, öz örgütlenmesinin, öz inisiyatifinin geliştirilmesi mücadelesidir. İşçi sınıfı adına, işçi sınıfı için değil, işçi sınıfının mücadelesidir. İlgili kurumların kapısına dayanılması, işgaller, yolların ve ana artellerin kesilmesi, fiili durum yaratma eylemleri Emeğin korunması mücadelesi, işçi sınıfının öz savaşımı, öz güveni, öz onuru, öz örgütlenmesinin, öz inisiyatifinin geliştirilmesi mücadelesidir. İşçi sınıfı adına, işçi sınıfı için değil, işçi sınıfının mücadelesidir. İlgili kurumların kapısına dayanılması, işgaller, yolların ve ana artellerin kesilmesi, fiili durum yaratma eylemleri 3- Protest tarzdan çıkılmalıdır. Emeğin korunması mücadelesi, işçi sınıfının öz savaşımı, öz güveni, öz onuru, öz örgütlenmesinin, öz inisiyatifinin geliştirilmesi mücadelesidir. İşçi sınıfı adına, işçi sınıfı için değil, işçi sınıfının mücadelesidir. İlgili kurumların kapısına dayanılması, işgaller, yolların ve ana artellerin kesilmesi, fiili durum yaratma eylemleri Katil sermaye! Emeği katledenlere, tahrip edenlere, çürütenlere karşı emeğin yumruğu! Emeğin yumruğu, işçi sınıfının militan mücadele biçimlerinin basitten karmaşığa geliştirilmesi, emeğin korunması mücadelesinin olmazsa olmaz, en temel halkalarından biridir. 4- Tekelci kapitalistlerin sektörler, bölgeler, ülke ve dünya çapında emek gücü fiyatlarını bastırmak, tarihsel mücadele kazanımları ve sosyal haklardan geriye kalanları da gasp etmek, işçileri çıplak işgücüne indirgemek ve birbiriyle en diptekine doğru ölümcül rekabete indirgemek politikalarına, işçi sınıfını parçalayıcı üretim ve emek organizasyonlarına, esnek ve güvencesiz çalışma biçimlerine, biri ötekini büyüten rekabet, işsizlik ve aşırı çalışmaya karşı köktenci bir mücadele yürütülmelidir. İşçi sınıfı içinde rekabetin önlenerek, kolektif emekçi bilincinin, sınıfın örgütlenmesi ve birliğinin daha yüksek biçimlerini, sınıfsal paylaşım, dayanışma ve birleşik mücadele kültürü, burjuva ideo-kültürüne ve önyargılarına karşı proleter sınıf ideolojisi, onuru ve kültürü geliştirilmelidir. 5- Emeğin değersizleşmesi, işsizlik, mali sermaye ve meta egemenlik ilişkileri ile birlikte boyutlanan çürüme ve asalaklaşmanın toplumsallaşmasına karşı mücadele de emeğin korunması mücadelesinin doğrudan kapsamındadır. 6- Emeğin korunması mücadelesini yürütürken, kesinlikle bugünkü biçimiyle emeği ve çalışmayı fetişleştirmemeliyiz. Biz emeğin kapitalist özel mülkiyet ve sermayeye bağlı olmaktan, ücretli emek olmaktan; meta üretir olmaktan; makinenin uzantısı olmaktan, bilinen nesneleştirici biçimiyle çalışmadan, belirli bir işe, bir mekâna ve zamana bağlı olmaktan kurtularak özgürleşmesini, kendini ve toplumu gerçekleştirme ve geliştirme etkinliğine dönüşmesini savunuyoruz. Bugün emeğin korunması mücadelesini yürütürken, emeğin korunması sorununun, nihai olarak ancak kaldırılmasıyla, yani işçi sınıfının üretimin asli taşıyıcısı, hamalı ve temeli olmaktan çıkması, kolektif sahibi, tasarımcısı ve yöneticisi haline gelmesiyle mümkün olduğunu vurgulayacağız.

16 ABD ve İngiltere emperyalistleri, Libya da Kaddafi rejimini emperyalist saldırganlık ile devirdikten sonra, GOP stratejisinin yeni durum içinden yürütülmesi zincirinin şimdiki halkası olarak Suriye rejimi ve Esad a ilk kez çekil notası nı doğrudan verdiler. Suriye Esad rejimiyle yoğun ilişkileri olan Fransa nın da tutumunu değiştirmeye başlamasıyla AB de, Suriye ye yaptırım ve ambargo kararlarının dozunu artırmaya başladı. Rusya ve Çin in BM Güvenlik Konseyi ndeki ambargo vetosuna karşın Suriye üzerinde emperyalist kıskaç daraltılıyor. Suriye GOP jeostratejisinde Libya ya göre daha büyük ve önemli bir halka olmasına karşın, emperyalist kapitalist güçler ve mali oligarşisi içinde süregiden pazarlıklar ve değişmekte olan bölge denklemleri doğrultusunda, Rusya ve Çin in Libya da olduğu gibi tutumunun bir güvencesi yok ve yine Libya da olduğu gibi yapılacak en büyük hata emperyalistler arası çelişkilere bel bağlamak olur. Türkiye burjuvazi ve hükümeti de, bölgede gözettiği İran ile güç dengeleri içinde, ekonomik, siyasal, diplomatik ilişkileri ve nüfuzunu geliştirdiği tedrici bir dönüşüm stratejisinden, yine küresel mali oligarşinin bölge stratejileri ve politikaları doğrultusunda ve artık bölgede değişen durum ve dengeler içinden kendi konum ve kan payını büyütmeye çalışan daha sırtlanlaşmış bir bölge gücü politikasına geçiş yapıyor. Cumhurbaşkanı Gül, bayram öncesinde yaptığı açıklamada, Suriye ye son dönemlerde yaptıkları ekonomik ve siyasi yatırımların, Suriye yi Türkiye üzerinden emperyalist kapitalist sisteme entegrasyon ve yeniden yapılandırılmasının derinleştirilmesi ve hegemonik karşılığını alamadıklarına hayıflanıyor: Doğrusu son yıllarda en çok siyasi yatırımımızı Suriye ye yaptık, bu açık bir şey. Çünkü Suriye nin dönüşümüne yardımcı olabilir miyiz, katkı sağlayabilir miyiz diye gayet Türkiye burjuvazisi ve devleti, Doğu Afrika ya Somali deki açlık ve kıtlık yıkımı üzerinden başlattığı yumuşak güç, yeni karlar atağını yeni araçlarla sürdürüyor. En son başbakan Erdoğan bir burjuvadan fazla kar gözetmeden Somali ye hava alanı yapılmasını istemişti. Şimdi de TRT, Somali de Radyo kuracağını açıkladı. TRT Genel Müdürü, Somali de Somalice, Arapça, İngilizce yayın yapan bir radyo kurmak için çalışma başlattıklarını, radyo yayına başlayınca, THY ile de anlaşılarak Somali halkına Türk yayınlarını dinlemesi küçük pilli radyolar dağıtılacağını söyledi. Türkiye burjuvazisi ve hükümetinin Somali ilgisi ve çengeli bunlarla da sınırlı kalmıyor. Bakan Fatma Şahin de, Türklerin Somalili çocukları evlat edinebilmesi için yasal ve uluslar arası çalışma başlattıklarını açıkladı. Biz gittiğimiz zaman oradaki ilgili bakanlarla da görüştük. Onlar Türkiye ye son derece sıcak baktıklarını söylediler. Başka bir ülkeye vereceğimize, Türkiye ye çok rahatlıkla verebiliriz. Güven içerisinde bunu yapabiliriz dediler. Fakat Meclis başlayınca o uluslararası anlaşmanın Somali karşılığının çıkması gerekiyor. Bununla ilgili bir yasal altyapının Dışişleri Bakanlığı ile birlikte takibini yapacağız. Yasal altyapı çıkınca bir engel kalmıyor. Gereğini biz bakanlık olara da takip edeceğiz. Bize gelen taleplerden sayının çok fazla olduğunu düşünüyorum. Yasal altyapı oluşunca bu konuda daha net sayı verebileceğiz. dedi. Bu arada Somali ye yardım adı altında SMS kampanyaları düzenleyen çeşitli islami ve insani kılıklı sermaye kurum ve vakıflarının, atılan SMS lerde hile ve yolsuzluk yaptıkları, fazla SMS parası kesip cebe indirdikleri de açığa çıktı! Türkiye burjuvazisi ve hükümetinin İsrail le kontrollü gerilim politikasının nedenlerinden biri de Doğu Akdeniz ve Kıbrıs çevresinde deniz altında bulunan zengin petrol ve doğal gaz yatakları oluşturuyor. En son Güney Kıbrıs Rum Yönetimi geçen yıl mayıs ayında, deniz altında 100 milyar metreküplük bir doğal gaz yatağı bulunduğunu ve çıkarmak için Münhasır Ekonomik Bölge anlaşmaları çerçevesinde İsrail ile 2 milyar dolarlık bir yatırım sözleşmesi sürecinde olduğunu ilan etmişti. Münhasır Ekonomik Bölge ler ülkeler arasındaki anlaşmalara bağlı olarak yapılıyor. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi nin İsrail ile doğal gaz, petrol çıkarma anlaşmalarına yönelirken KKTC nin uluslararası olarak tanınmaması ve bu nedenle Türkiye nin Münhasır Ekonomik Bölge anlaşmaları ve Kıbrıs çevresinde zengin doğal gaz ve petrol kaynaklarının paylaşımının dışında kalması, Türkiye burjuvazisini geren nedenlerden biri. iyi niyetli olarak bunu yaptık. Artık bugünkü dünyada otoriter yönetimlere, tek parti iktidarlarına, kapalı rejimlere yer yoktur. Bunlar, ya zorla değişeceklerdir yahut devletleri yönetenler, inisiyatif alarak yöneteceklerdir. Açıkçası her şeyin çok az ve çok geç olduğu bir safhaya geldiğini görüyorum. Bizim güvenimiz kaybolmuş vaziyette. Bunu söylemek isterim. Cengiz Çandar sevinçle alkışlıyor, köşesinden Türkiye burjuvazisi ve hükümetinin bölge politikasını: (Suriye) Rejimin aslında çok da desteksiz olmadığına işaret edenler, İsrail ise Türkiye devleti arasındaki gerilimin başgösterdiği son dönemlerde Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile ilişkilerini derinleştirmeye ve Güney Kıbrıs ın çevresindeki doğal gaz ve petrol yatakları çerçevesinde Münhasır Ekonomik Bölge anlaşmaları yapmaya yönelmişti. Bu Doğu Akdeniz ve Kıbrıs çevresinde keşfedilen enerji kaynakları çevresinde gerilimi fiilen tırmandırmış, Yunanistan ve Güney Kıbrıs basınında Türkiye nin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi nin enerji kaynakları konusunda İsrail le yapacağı anlaşmaları ve yatırımları savaş nedeni sayacağı gibi açık ve örtük büyük gösterilerin ülkenin iki büyük merkezi Şam ve Halep te olmadığını hatırlatıyorlar. Doğru. Şu anda çevre kopuyor zaten merkez den. Halkın Şam ve Halep te sahaya çıkması zaten rejimin sonu demektir. Ya görülmemiş bir katliam olmasıyla ki, Şam da ve Halep te olması orduyu çatlatır ve rejimin sonunu getirir- veya merkez de de halkın ayağa kalkmasıyla rejim çöker. Çok kısa zamanda olmasa da, çok da uzak olmayan bir gelecekte o noktaya varacağız. Türkiye, artık bölgede statüko ya değil, değişim e oynuyor. Bu tercih (veya Suriye nin ortaya çıkardığı bu zorunluluk isterseniz öyle deyin), Türkiye de de değişim dinamiğini canlı tutacak. Türkiye, Suriye halkının geleceğini belirlemekte ne kadar önemli ise, Suriye deki gelişmeler de, Türkiye ye iyi gelecek. Suriye deki daha düne kadar destekledikleri Esad rejiminin yeni katliamlarını dört gözle ve ellerini ovuşturarak bekleyen, şimdiden Suriye deki Esad rejimi karşıtı kitlelerin mücadelesinin nasıl ipotek altına alınacağı ve Suriye halkının geleceğinin nasıl çizileceği ve bundan kimin ne kadar pay alınacağı hesabını yapan leş kargaları tehditlerde bulunduğu yolunda haberler yer almıştı. Türkiye burjuvazisi ve hükümetinin İsrail ile diplomatiksiyasi kontrollü gerilim politikasını yeniden tırmandırmasının, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi nin İsrail ile doğal gaz anlaşmasını resmileştirdiği günlere denk gelmesi raslantı olmasa gerek. Nitekim Türkiye burjuva medyasının manşetlerinde de İsrail e karşı gerilim sorunu Doğu Akdeniz ve Kıbrıs çevresindeki enerji kaynakları ve İsrail-Güney Kıbrıs anlaşmaları, Münhasır Ekonomik Bölge ve paylaşım anlaşmaları konusuyla birlikte ele alınıyor.

İşten Atılan Asil Çelik İşçilerinin okuduğu basın açıklaması: 15/03/2012

İşten Atılan Asil Çelik İşçilerinin okuduğu basın açıklaması: 15/03/2012 15 Mart 2012 Perşembe günü işlerinden atılan Asilçelik işçileri Bursa nın Orhangazi ilçesi cumhuriyet meydanında basın açıklamasıyla İşimizi İstiyoruz talebini dile getirdikleri ve işlerine geri dönene

Detaylı

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

Necla Akgökçe den bilgi aldık. - İlk olarak ülkede kadınların iş gücüne katılım ve istihdam konusuyla başlayalım isterseniz

Necla Akgökçe den bilgi aldık. - İlk olarak ülkede kadınların iş gücüne katılım ve istihdam konusuyla başlayalım isterseniz İstanbul YDK: 1 Mayıs itibariyle başlamış olan Eme(K)adın kampanyamız kapsamında güvencesiz, görünmeyen ve yok sayılan kadın emeği üzerine araştırmalar yapmaya devam ediyoruz. Bu kez bu konuda sendikal

Detaylı

İŞÇİLERİN 3 ACİL TALEBİ VAR!

İŞÇİLERİN 3 ACİL TALEBİ VAR! TEMMUZ 2016 İŞÇİLERİN 3 ACİL TALEBİ VAR! Taşeron işçilere kayıtsız şartsız kadro! Kıdem tazminatıma dokunma! Zorunlu Bireysel Emeklilik Sistemi ne hayır! TAŞERON İŞÇİLERE KAYITSIZ ŞARTSIZ KADRO! AKP hükümeti

Detaylı

TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ NEDİR? GERÇEK BİR TOPLU SÖZLEŞME İÇİN

TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ NEDİR? GERÇEK BİR TOPLU SÖZLEŞME İÇİN TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ NEDİR? Toplu İş Sözleşmesi (TİS), çok genel anlamı ile emekçilerin temsilcisi sendika ile işveren temsilcilerinin, ekonomik, özlük ve çalışma koşullarını birlikte belirlemeleridir.

Detaylı

BİR GRUP EĞİTİM-SEN ÜYESİ GÖREVİNDEN AYRILAN MUSTAFA ÖZCAN ALEYHİNE EYLEM YAPTI

BİR GRUP EĞİTİM-SEN ÜYESİ GÖREVİNDEN AYRILAN MUSTAFA ÖZCAN ALEYHİNE EYLEM YAPTI BİR GRUP EĞİTİM-SEN ÜYESİ GÖREVİNDEN AYRILAN MUSTAFA ÖZCAN ALEYHİNE EYLEM YAPTI Bodrum İlçe Milli Eğitim Müdürü Mustafa Özcan ın kurum değişikliği ile Ankara Gölbaşı belediye başkan yardıcılığı görevine

Detaylı

Hava-İş: İşten atılanlar işe alınana kadar mücadeleyi bırakmayacağız!

Hava-İş: İşten atılanlar işe alınana kadar mücadeleyi bırakmayacağız! Hava-İş: İşten atılanlar işe alınana kadar mücadeleyi bırakmayacağız! Havacılık sektörüne grev yasağı getiren yasa tasarısı mecliste onaylandı. Hava-İş Sendikası, yasa mecliste görüşülmeye başlanmadan

Detaylı

Asgari ücret 1900 net! DİSK ten basın açıklaması

Asgari ücret 1900 net! DİSK ten basın açıklaması Asgari ücret 1900 net! DİSK ten basın açıklaması 8 Aralık öğlen saat 12 de Mecidiyeköy de toplanan DİSK yönetimi ve işçiler asgari değil insanca yaşam, asgari ücret, bin dokuz yüz net taleplerini dile

Detaylı

Direnişteki Trakya Otocam işçileriyle söyleşi

Direnişteki Trakya Otocam işçileriyle söyleşi Direnişteki Trakya Otocam işçileriyle söyleşi 24. Toplu İş Sözleşmesi sürecinde işverenle sendika arasında anlaşma sağlanamaması üzerine Şişecam işçileri 10 fabrikada 5800 işçiyle greve gitme kararı almıştı.

Detaylı

Genel Başkanımız Haydar Arslan ın okuduğu basın açıklaması metni aşağıdadır. KGM Önünde Basın Açıklaması Yaptık

Genel Başkanımız Haydar Arslan ın okuduğu basın açıklaması metni aşağıdadır. KGM Önünde Basın Açıklaması Yaptık Sendikamız Yapı-Yol Sen 12 Nisan 2012 tarihinde Karayolları Genel Müdürlüğü önünde ve eşzamanlı olarak tüm şube binaları önünde, Otoyol ve Köprülerin özelleştirilmesi, görevde yükselme ve unvan değişikliği

Detaylı

Ýstanbul hastanelerinde GREV!

Ýstanbul hastanelerinde GREV! Ýstanbul hastanelerinde GREV! Onaylayan Administrator Wednesday, 20 April 2011 Orijinali için týklayýn Doktorlar, hemþireler, eczacýlar, diþ hekimleri, hastabakýcýlar, týp fakültesi öðrencileri ve taþeron

Detaylı

EMEK ARAŞTIRMA RAPORU-2

EMEK ARAŞTIRMA RAPORU-2 EMEK ARAŞTIRMA RAPORU-2 KAMU İSTİHDAM RAPORU (Aralık, 2015) Ø KAMU SEKTÖRÜNDE İSTİHDAM EDİLEN İŞÇİ SAYISI YÜZDE 3,4! GERİLEDİ. KADROLU İŞÇİ SAYISI İSE YÜZDE 4,6 DÜŞTÜ! Ø BELEDİYELERDE KADROLU İŞÇİ SAYISI

Detaylı

BODRUM DA SAĞLIK ÇALIŞANLARI GREVDE

BODRUM DA SAĞLIK ÇALIŞANLARI GREVDE BODRUM DA SAĞLIK ÇALIŞANLARI GREVDE Bodrum da sağlık çalışanları iş bıraktı. Bodrum Devlet Hastanesi önünde buluşan sağlık meslek örgütü temsilcileri, çalışma koşullarının iyileştirilmesi, emeklilik hakları

Detaylı

Erkek egemenliğine, sömürüye, şiddete ve cinsel ayrımcılığa hayır demek için

Erkek egemenliğine, sömürüye, şiddete ve cinsel ayrımcılığa hayır demek için Erkek egemenliğine, sömürüye, şiddete ve cinsel ayrımcılığa hayır demek için 8 MART TA ALANLARA! 8 Mart, kadın işçilerin daha iyi çalışma koşulları için verdikleri mücadeleyi yaşamlarıyla ödedikleri bir

Detaylı

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi 1 Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu: Gezi Parkından dünyaya yansıyan ses daha fazla özgürlük, daha fazla demokrasi sesidir. Tarih : 15.06.2013 Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu Türkiye de görev yapan yabancı

Detaylı

Koç Üniversitesi nde neler oluyor?

Koç Üniversitesi nde neler oluyor? Koç Üniversitesi nde neler oluyor? 27 Mart 2015 tarihinde, Koç Üniversitesi temizlik işçileri, öğrencileri, öğretim görevlileri, asistanları ve büro emekçileri bir araya geldiler ve bir forum gerçekleştirdiler.

Detaylı

19 EYLÜL MÜHENDİS, MİMAR, ŞEHİR PLANCILAR DAYANIŞMA GÜNÜ

19 EYLÜL MÜHENDİS, MİMAR, ŞEHİR PLANCILAR DAYANIŞMA GÜNÜ 19 EYLÜL MÜHENDİS, MİMAR, ŞEHİR PLANCILAR DAYANIŞMA GÜNÜ BASIN AÇIKLAMASI 19.09.2014 Bugün 19 Eylül. Bugün bu ülkenin mühendis, mimar ve şehir plancılarının örgütü TMMOB nin mücadele dolu tarihi açısından

Detaylı

Taşeron işçinin hakları mutlaka düzenlenecek

Taşeron işçinin hakları mutlaka düzenlenecek Taşeron işçinin hakları mutlaka düzenlenecek Aralık 08, 2011-4:57:28 Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Büyük Anadolu Otel'de düzenlenen Türk-İş 21. Olağan Genel Kurulu'nda konuştu. Çalışma

Detaylı

EYLÜL 2014 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

EYLÜL 2014 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili EYLÜL 2014 FAALİYET RAPORU Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili 1 CHP MERSİN İL-İLÇE ÖRGÜTLERİ, BELEDİYELER VE KÖYLERE YÖNELİK YAPILAN ÇALIŞMALAR 1. Mersin/Mezitli CHP İlçe örgütünün düzenlediği Yenimahalle

Detaylı

Çalışma hayatında barış egemen olmalı

Çalışma hayatında barış egemen olmalı Çalışma hayatında barış egemen olmalı Ocak 19, 2012-3:31:16 olduğunu belirtti. olduğunu belirterek, ''Bu bakış açısı çerçevesinde diyalog merkezli çalışmalarımızı özellikle son 7 aydır yoğun bir şekilde

Detaylı

ULUSLARARASI İŞÇİ DAYANIŞMASI DERNEĞİ. Meslek Liseliler Ne Yaşıyor? Ne İstiyor? Boyun Eğme. Mücadele Et!

ULUSLARARASI İŞÇİ DAYANIŞMASI DERNEĞİ. Meslek Liseliler Ne Yaşıyor? Ne İstiyor? Boyun Eğme. Mücadele Et! ULUSLARARASI İŞÇİ DAYANIŞMASI DERNEĞİ Meslek Liseliler Ne Yaşıyor? Ne İstiyor? Boyun Eğme Mücadele Et! Boyun Eğme Mücadele Et! Patronlar meslek lisesi öğrencilerini sömürülecek işçi olarak görüyorlar!

Detaylı

İşyeri Temsilcileri Rehberi

İşyeri Temsilcileri Rehberi İşyeri Temsilcileri Rehberi Bir sendika için en önemli kadrolardan birisi işyeri temsilcisidir. İşyeri düzeyinde ise işyeri temsilcisi sendika örgütlenmenin olmazsa olmazıdır. Bir işyerinde işyeri temsilcisinin

Detaylı

Başbakan Yıldırım, Keçiören Metrosu nun Açılış Töreni nde konuştu

Başbakan Yıldırım, Keçiören Metrosu nun Açılış Töreni nde konuştu Başbakan Yıldırım, Keçiören Metrosu nun Açılış Töreni nde konuştu Ocak 05, 2017-4:11:00 Başbakan Binali Yıldırım, Keçiören Belediyesi önünde düzenlenen metro açılış töreninde yaptığı konuşmada, nüfusu

Detaylı

ONUR BAKIR HAKLARIMIZ VAR! İŞÇİ KADINLAR SORUYOR, EKMEK VE GÜL YANITLIYOR yılından 100 soru ve 100 yanıtta kadın işçilerin hakları

ONUR BAKIR HAKLARIMIZ VAR! İŞÇİ KADINLAR SORUYOR, EKMEK VE GÜL YANITLIYOR yılından 100 soru ve 100 yanıtta kadın işçilerin hakları ONUR BAKIR HAKLARIMIZ VAR! İŞÇİ KADINLAR SORUYOR, EKMEK VE GÜL YANITLIYOR 2018 yılından 100 soru ve 100 yanıtta kadın işçilerin hakları ÖNSÖZ 11 I. BÖLÜM / ÜCRET, AGİ, FAZLA MESAİ, TATİL GÜNÜ ÇALIŞMASI

Detaylı

Temmuz 2013 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

Temmuz 2013 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili Temmuz 2013 FAALİYET RAPORU Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili 1 CHP MERSİN İL-İLÇE ÖRGÜTLERİ, BELEDİYELER VE KÖYLERE YÖNELİK YAPILAN ÇALIŞMALAR 1. Mersin / Mezitli Belediye Başkanı nı ziyaret ederek

Detaylı

İşsizlik İstikrarlı Biçimde Yükseliyor! Son 10 Yılın En Yüksek İşsiz Sayısı

İşsizlik İstikrarlı Biçimde Yükseliyor! Son 10 Yılın En Yüksek İşsiz Sayısı İşsizlik ve İstihdam Raporu-Şubat 2017 15 Şubat 2017, İstanbul İşsizlik İstikrarlı Biçimde Yükseliyor! Son 10 Yılın En Yüksek İşsiz Sayısı Bir yılda 590 bin yeni işsiz Resmi işsiz sayısı 3 milyon 715 bine

Detaylı

KADIN DAYANIŞMA VAKFI 2014 YILI KADIN DANIŞMA MERKEZİ FAALİYET RAPORU 1 OCAK 31 ARALIK 2014

KADIN DAYANIŞMA VAKFI 2014 YILI KADIN DANIŞMA MERKEZİ FAALİYET RAPORU 1 OCAK 31 ARALIK 2014 KADIN DAYANIŞMA VAKFI 2014 YILI KADIN DANIŞMA MERKEZİ FAALİYET RAPORU 1 OCAK 31 ARALIK 2014 2014 yılında Kadın Dayanışma Vakfı Danışma Merkezi ne 354 kadın başvurdu. 101 kadın yüz yüze başvuru yaparken,

Detaylı

NİSAN 2012 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

NİSAN 2012 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili NİSAN 2012 FAALİYET RAPORU Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili CHP MERSİN İL-İLÇE ÖRGÜTLERİ, BELEDİYELER VE KÖYLERE YÖNELİK YAPILAN ÇALIŞMALAR 1. Yeni Seçilen Tarsus CHP İlçe Yönetimini ziyaret ederek

Detaylı

Sorunların Merkezinde Öğretmenler Değil, Eğitimi Ticarileştiren Politikalar Bulunuyor!

Sorunların Merkezinde Öğretmenler Değil, Eğitimi Ticarileştiren Politikalar Bulunuyor! SORUNLARIMIZ ACİL ÇÖZÜM BEKLİYOR 12 Eylül cuntasının ilan ettiği 24 Kasım öğretmenler günü bir kez daha bildik ritüellerle kutlanıyor. Her yıl olduğu gibi, bu yılda öğretmenlerimiz için sahte övgüler dizilecek,

Detaylı

1 MAYIS 2013 BİRLİK MÜCADELE DAYANIŞMA!

1 MAYIS 2013 BİRLİK MÜCADELE DAYANIŞMA! 1 MAYIS 2013 BİRLİK MÜCADELE DAYANIŞMA! İşçilerin burjuvaziye ve egemen sınıfa karşı mücadelesi sürdükçe, bütün talepleri karşılanana dek 1 Mayıs, bu taleplerin her yıl dile getirildiği gün olacaktır.

Detaylı

Başbakan Yıldırım, Mersin Şehir Hastanesi Açılış Töreni nde konuştu

Başbakan Yıldırım, Mersin Şehir Hastanesi Açılış Töreni nde konuştu Başbakan Yıldırım, Mersin Şehir Hastanesi Açılış Töreni nde konuştu Şubat 03, 2017-5:56:00 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Binali Yıldırım, Mersin Şehir Hastanesi'nin ve yapımı tamamlanan

Detaylı

ASIL KRİZ İŞSİZLİKTE! Geniş Tanımlı İşsiz Sayısı 7 Milyona Yaklaştı

ASIL KRİZ İŞSİZLİKTE! Geniş Tanımlı İşsiz Sayısı 7 Milyona Yaklaştı İşsizlik ve İstihdam Raporu- 2017 15 2017, İstanbul ASIL KRİZ İŞSİZLİKTE! Geniş Tanımlı İşsiz Sayısı 7 Milyona Yaklaştı Bir yılda 670 bin yeni işsiz Resmi işsiz sayısı 3 milyon 872 bine yükseldi İşsizlik

Detaylı

TÜRKİYE DE KADIN İŞÇİ GERÇEĞİ: DAHA FAZLA AYRIMCILIK, DÜŞÜK ÜCRET, GÜVENCESİZ İSTİHDAM

TÜRKİYE DE KADIN İŞÇİ GERÇEĞİ: DAHA FAZLA AYRIMCILIK, DÜŞÜK ÜCRET, GÜVENCESİZ İSTİHDAM TÜRKİYE DE KADIN İŞÇİ GERÇEĞİ: DAHA FAZLA AYRIMCILIK, DÜŞÜK ÜCRET, GÜVENCESİZ İSTİHDAM 7 Mart 2018, İstanbul Giriş tarafından hazırlanan ve özet sonuçları kamuoyuna açıklanan Türkiye İşçi Sınıfı Gerçeği

Detaylı

HAKLARIMIZ BİRER BİRER ELİMİZDEN ALINIYOR! İZİN VERMEYELİM!

HAKLARIMIZ BİRER BİRER ELİMİZDEN ALINIYOR! İZİN VERMEYELİM! HAKLARIMIZ BİRER BİRER ELİMİZDEN ALINIYOR! İZİN VERMEYELİM! Türkiye de kamunun ve kamu hizmetlerinin tasfiyesinde önemli bir yeri olan Ömer Dinçer, 12 Haziran seçimleri ardından Milli Eğitim Bakanı olmasından

Detaylı

TMMOB MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI

TMMOB MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI TMMOB MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI 2. KAMUDA ÇALIŞAN MÜHENDİS, MİMAR VE VE ŞEHİR PLANCILARININ ÜCRETLERİ VE ÖZLÜK HAKLARI İYİLEŞTİRİLMELİ, EMEKLİLERİN KOŞULLARI İNSANCA YAŞAM DÜZEYİNE ÇEKİLMELİDİR! TMMOB Maden

Detaylı

Kazova: Patronsuz üretim devam ediyor; herkes mutlu, herkes çalışmak istiyor.

Kazova: Patronsuz üretim devam ediyor; herkes mutlu, herkes çalışmak istiyor. Kazova: Patronsuz üretim devam ediyor; herkes mutlu, herkes çalışmak istiyor. İşçi Cephesi: Direnişiniz nasıl başladı? Kazova dan bir işçi: Bizim direnişimiz ilk önce 4 aylık maaşımızı, kıdem ve tazminat

Detaylı

ARAŞTIRMA NEDEN YAPILDI?

ARAŞTIRMA NEDEN YAPILDI? ARAŞTIRMA NEDEN YAPILDI? mız; içinde belediyelerin de olduğu Genel Hizmetler İşkolunun en eski, en etkili sendikasıdır. l anlayışımız işkolunun, daha doğru ifadeyle işçi sınıfının, bütün sorunlarıyla ilgilenmemizi

Detaylı

Emeğin İktidarını Birlikte Kuracağız

Emeğin İktidarını Birlikte Kuracağız Emeğin İktidarını Birlikte Kuracağız 1 MAYIS Cumhuriyet Halk Partisi Bodrum İlçe Bayramı 1 Mayıs nedeniyle yayınladığı mesaj şöyle: İşçilerin birlik ve dayanışma günü olan, 1 Mayıs ın, tüm dünya ve ülkemiz

Detaylı

istekli olanlara öncelik verilerek okul müdürünün teklifi ve milli eğitim müdürünün onayı

istekli olanlara öncelik verilerek okul müdürünün teklifi ve milli eğitim müdürünün onayı NÖBET YÖNERGESİ İÇİN TALEPLERİMİZ Belleticiler, okulda görevli öğretmenlerden, yeterli sayıda öğretmen olmaması halinde aynı yerleşim yerindeki diğer eğitim kurumlarında görevli öğretmenler arasından istekli

Detaylı

HALKIN DOKTORLARINDAN KORKUYORLAR

HALKIN DOKTORLARINDAN KORKUYORLAR BALIKESİR - 30.09.2014 HALKIN DOKTORLARINDAN KORKUYORLAR Balıkesir Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Hüseyin Gündoğdu, Ankara ve Hatay Tabip odaları üyelerinin Gezi Parkı olayları sürecinde hukuka aykırı

Detaylı

KASIM 2011 FAALİYET RAPORU. Prof.Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

KASIM 2011 FAALİYET RAPORU. Prof.Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili KASIM 2011 FAALİYET RAPORU Prof.Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili CHP İL-İLÇE ÖRGÜTLERİ, BELEDİYELER VE KÖYLERE YÖNELİK YAPILAN ÇALIŞMALAR 1. CHP Genel Merkezi tarafından Bingöl ilinden sorumlu Milletvekili

Detaylı

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Genel Merkezi. Facebook sesgm1996 1

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Genel Merkezi.  Facebook sesgm1996 1 Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Genel Merkezi www.ses.org.tr Twitter @sesgenelmerkezi Facebook sesgm1996 1 Güvencesizleştirme Nasıl Başladı? 1970 li yıllarda yaşanan ekonomik krizden çıkış

Detaylı

MART 2014 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

MART 2014 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili MART 2014 FAALİYET RAPORU Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili CHP MERSİN İL-İLÇE ÖRGÜTLERİ, BELEDİYELER VE KÖYLERE YÖNELİK YAPILAN ÇALIŞMALAR 1. CHP Mersin Büyükşehir ve ilçe belediye başkan adaylarının

Detaylı

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi 1 Cumhuriyet Halk Partisi CHP ile, üniversitelerde okuyan gençlerin temsilcileri bir araya geldi, 15 sorun belirledi ve bu sorunların nasıl çözüleceği konusunda görüş birliğine vardı. Tarih : 04.12.2014

Detaylı

MİLAS TA, BELEDİYE İŞÇİLERİNE YÜZDE ZAM

MİLAS TA, BELEDİYE İŞÇİLERİNE YÜZDE ZAM MİLAS TA, BELEDİYE İŞÇİLERİNE YÜZDE 10-16 ZAM Milas Belediyesi ile DİSK arasında devam eden toplu iş sözleşmesi sonuçlandı. Buna göre işçilere yüzde 10 ila 16 arasında zam verildi. Milas Belediyesi ile

Detaylı

https://www.turkiye.gov.tr E-SENDİKA HAKKINDA MERAK ETTİKLERİNİZ

https://www.turkiye.gov.tr E-SENDİKA HAKKINDA MERAK ETTİKLERİNİZ https://www.turkiye.gov.tr E-SENDİKA HAKKINDA MERAK ETTİKLERİNİZ Soru: İşçi sendikasına üye olmanın şartları nelerdir? Cevap: a.15 yaşını doldurmuş olmak b. 4857 sayılı İş Kanunu çerçevesinde; bir iş sözleşmesine

Detaylı

Birleşik Metal İş Sendikası üyesi işçilerin % 92,4 ü erkek, % 7,6 sı kadındır.

Birleşik Metal İş Sendikası üyesi işçilerin % 92,4 ü erkek, % 7,6 sı kadındır. Kadın 7,6% Birleşik Metal İş Sendikası üyesi işçilerin % 92,4 ü erkek, % 7,6 sı kadındır. Erkek 92,4% Kocaeli 8% Trakya 5% Anadolu 8% Bursa 6% Eskişehir 7% İzmir 23% İstanbul 1'nolu (Anadolu ) 16% Gebze

Detaylı

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI BELGELER VE KORUMA MEKANİZMALARI

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI BELGELER VE KORUMA MEKANİZMALARI KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI BELGELER VE KORUMA MEKANİZMALARI Uluslararası Arka Plan Uluslararası Arka Plan Birleşmiş Milletler - CEDAW Avrupa Konseyi - Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi

Detaylı

Saðlýk çalýþanlarý GöREV'de

Saðlýk çalýþanlarý GöREV'de Saðlýk çalýþanlarý GöREV'de Onaylayan Administrator Wednesday, 20 April 2011 Orijinali için týklayýn Saðlýk emekçilerinin 2 gün süren grevleri baþladý. Ülke genelindeki hastanelerin nereyse tamamýnda hastanede

Detaylı

TEMMUZ 2012 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

TEMMUZ 2012 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili TEMMUZ 2012 FAALİYET RAPORU Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili CHP MERSİN İL-İLÇE ÖRGÜTLERİ, BELEDİYELER VE KÖYLERE YÖNELİK YAPILAN ÇALIŞMALAR 1. Anamur CHP İlçe Örgütünü ziyaret ederek ilçe yöneticilerinden

Detaylı

KRİZ İŞSİZ BIRAKIYOR

KRİZ İŞSİZ BIRAKIYOR İşsizlik ve İstihdam Raporu-Aralık 2017 15 Ekim 2018, İstanbul İŞSİZLİK VE İSTİHDAM RAPORU- Ekim 2018 KRİZ İŞSİZ BIRAKIYOR İşsizlikte Patlama Gerçek İşsiz Sayısı 6,3 Milyon Kayıtlı İşsiz Sayısı Son Bir

Detaylı

ESP/SOSYALİST KADIN MECLİSLERİ

ESP/SOSYALİST KADIN MECLİSLERİ BASINA VE KAMUOYUNA Erkek egemen kapitalist sistemde kadınların en önemli sorunu 2011 yılında da kadına yönelik şiddet olarak yerini korudu. Toplumsal cinsiyetçi rolleri yeniden üreten kapitalist erkek

Detaylı

İşsizlik Dikiş Tutmuyor İşsizlikte Kriz Günlerine Dönüş

İşsizlik Dikiş Tutmuyor İşsizlikte Kriz Günlerine Dönüş İşsizlik ve İstihdam Raporu-Ocak 2017 16 Ocak 2017, İstanbul İşsizlik Dikiş Tutmuyor İşsizlikte Kriz Günlerine Dönüş Bir yılda 500 bin yeni işsiz Resmi işsiz sayısı 3 milyon 647 bine yükseldi Geniş Tanımlı

Detaylı

İŞSİZLİKTE PATLAMA!: AKP İşsizlikle Mücadelede Başarısız!

İŞSİZLİKTE PATLAMA!: AKP İşsizlikle Mücadelede Başarısız! İşsizlik ve İstihdam Raporu-Kasım 2016 15 Kasım 2016, İstanbul İŞSİZLİKTE PATLAMA!: AKP İşsizlikle Mücadelede Başarısız! İşsizlik son beş yıldır düzenli olarak artıyor! Son bir yılda 435 bin yeni işsiz!

Detaylı

CHP Yalıkavak Temsilciliğinin düzenlediği Kahvaltıda Birlik ve Beraberlik Mesajı

CHP Yalıkavak Temsilciliğinin düzenlediği Kahvaltıda Birlik ve Beraberlik Mesajı CHP Yalıkavak Temsilciliğinin düzenlediği Kahvaltıda Birlik ve Beraberlik Mesajı Cumhuriyet Halk Partisi Bodrum İlçe Örgütü Yalıkavak Mahalle Temsilciliği tarafından geniş katılımlı birlik ve dayanışma

Detaylı

Destek Personeli Eğitimleri

Destek Personeli Eğitimleri 2.Dönem eczane çalışanlarının Destek Personeli Eğitimleri 28 Aralık 2009 tarihinde başladı 9 Valimiz Sayın Zübeyir KEMELEK 15 Aralık 2009 tarihinde Yönetim Kurulumuzu ziyaret etti.. İstanbul Ecza Koop'la

Detaylı

AKADEMİK ZAMMI ADIMDA ALDIK

AKADEMİK ZAMMI ADIMDA ALDIK AKADEMİK ZAMMI ADIMDA ALDIK BİR SORUNU DAHA ÇÖZÜME KAVUŞTURDUK Üniversitelerde idari ve akademik personeli bir bütün olarak görüyoruz. 666 Sayılı KHK ile idari personelin ek ödeme oranlarında artış gerçekleştirilirken,

Detaylı

İŞSİZLİK HIZLA ARTARKEN İSTİHDAM ARTIŞI YETERSİZ KALDI

İŞSİZLİK HIZLA ARTARKEN İSTİHDAM ARTIŞI YETERSİZ KALDI İşsizlik ve İstihdam Raporu-Haziran 2017 15 Haziran 2017, İstanbul İŞSİZLİK HIZLA ARTARKEN İSTİHDAM ARTIŞI YETERSİZ KALDI Bir yılda 619 bin yeni işsiz Resmi işsiz sayısı 3 milyon 642 bine yükseldi Geniş

Detaylı

BELEDİYELERDE İŞTEN ÇIKARTILAN İŞÇİLERİN EKONOMİK-SOSYAL DURUMLARINA İLİŞKİN BİR ARAŞTIRMA

BELEDİYELERDE İŞTEN ÇIKARTILAN İŞÇİLERİN EKONOMİK-SOSYAL DURUMLARINA İLİŞKİN BİR ARAŞTIRMA Genel-İş Emek Araştırma Dergisi, 2005/1 105 BELEDİYELERDE İŞTEN ÇIKARTILAN İŞÇİLERİN EKONOMİK-SOSYAL DURUMLARINA İLİŞKİN BİR ARAŞTIRMA Hülya Yeşilgöz Bilindiği gibi, küreselleşme sürecinin bir sonucu olan

Detaylı

Sayı: 2009/18 Tarih: 09.08.2009 Aileler krize borçlu yakalandı; sorunu işsizlik katladı

Sayı: 2009/18 Tarih: 09.08.2009 Aileler krize borçlu yakalandı; sorunu işsizlik katladı Sayı: 2009/18 Tarih: 09.08.2009 Aileler krize borçlu yakalandı; sorunu işsizlik katladı - Ekonomik krizin şiddeti devam ederken, krize borçlu yakalanan aileler, bu dönemde artan işsizliğin de etkisi ile

Detaylı

TARİHİ REKOR İŞSİZ SAYISI 7 MİLYONU AŞTI! HALKIN DERDİ BAŞKANLIK DEĞİL İŞSİZLİK!

TARİHİ REKOR İŞSİZ SAYISI 7 MİLYONU AŞTI! HALKIN DERDİ BAŞKANLIK DEĞİL İŞSİZLİK! İşsizlik ve İstihdam Raporu-Nisan 2017 18 Nisan 2017, İstanbul TARİHİ REKOR İŞSİZ SAYISI 7 MİLYONU AŞTI! HALKIN DERDİ BAŞKANLIK DEĞİL İŞSİZLİK! Bir yılda 700 bin kişi işsizler ordusuna katıldı Geniş tanımlı

Detaylı

İŞ HUKUKUNDA UZMAN ARABULUCULUĞA İLİŞKİN USUL VE ESASLAR. BİRİNCİ BÖLÜM İş Hukukunda Arabuluculuk Uzmanlık Eğitimi

İŞ HUKUKUNDA UZMAN ARABULUCULUĞA İLİŞKİN USUL VE ESASLAR. BİRİNCİ BÖLÜM İş Hukukunda Arabuluculuk Uzmanlık Eğitimi İŞ HUKUKUNDA UZMAN ARABULUCULUĞA İLİŞKİN USUL VE ESASLAR BİRİNCİ BÖLÜM İş Hukukunda Arabuluculuk Uzmanlık Eğitimi (1) İş hukukunda arabuluculuk faaliyetinin yürütülmesi ile ilgili teorik ve pratik bilgileri

Detaylı

TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi 37. Dönem Çalışma Raporu. BASIN ÇALIġMALARI

TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi 37. Dönem Çalışma Raporu. BASIN ÇALIġMALARI BASIN ÇALIġMALARI BASIN AÇIKLAMALARIMIZ 5 Mayıs 2010 Özelleştirme Karşıtı Platform İstanbul Bileşenleri nin Taksim BEDAŞ önünde gerçekleştiği basın açıklaması yoğun bir katılımla yapıldı. Şubemiz üye ve

Detaylı

Kadına YÖNELİK ŞİDDET ve Ev İçİ Şİddetİn Mücadeleye İlİşkİn. Sözleşmesi. İstanbul. Sözleşmesİ. Korkudan uzak Şİddetten uzak

Kadına YÖNELİK ŞİDDET ve Ev İçİ Şİddetİn Mücadeleye İlİşkİn. Sözleşmesi. İstanbul. Sözleşmesİ. Korkudan uzak Şİddetten uzak Kadına YÖNELİK ŞİDDET ve Ev İçİ Şİddetİn Önlenmesİ ve Bunlarla Mücadeleye İlİşkİn Avrupa Konseyİ Sözleşmesİ İstanbul Sözleşmesi Korkudan uzak Şİddetten uzak BU SÖZLEŞMENİN AMACI Avrupa Konseyi nin, kadınlara

Detaylı

İŞ GÜVENCEMİZE VE GELECEĞİMİZE SAHİP ÇIKIYORUZ!

İŞ GÜVENCEMİZE VE GELECEĞİMİZE SAHİP ÇIKIYORUZ! İŞ GÜVENCEMİZE VE GELECEĞİMİZE SAHİP ÇIKIYORUZ! 1 KAMUNUN DÖNÜŞÜMÜ Kamunun ve kamu hizmetlerinin önceden belirlenmiş ekonomik, toplumsal, siyasal hedefler doğrultusunda; amaç ve işlevleri bakımından yeniden

Detaylı

ŞANLIURFA EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ Basın ve Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü İNTERNET HABERLERİ. İnternet Haber Sitesi: www.sanliurfa.com

ŞANLIURFA EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ Basın ve Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü İNTERNET HABERLERİ. İnternet Haber Sitesi: www.sanliurfa.com Günlük Haber Bülteni 13.03.2015 İNTERNET HABERLERİ İnternet Haber Sitesi: www.sanliurfa.com Tarih:12.03.2015 İNTERNET HABERLERİ İnternet Haber Sitesi: www.sabah.com.tr Tarih:12.03.2015 İNTERNET HABERLERİ

Detaylı

KADIN DOSTU AKDENİZ PROJESİ

KADIN DOSTU AKDENİZ PROJESİ KADIN DOSTU AKDENİZ PROJESİ KADINLARA DESTEK MEKANİZMALARI ONLİNE KİTAPÇIĞI Akdeniz Üniversitesi Uluslararası Gençlik Topluluğu 2015-2016 İÇİNDEKİLER 1. Giriş 2. Kadın Dostu Akdeniz Projesi 3. Projenin

Detaylı

YILDIRM IR A M Dr. Dr Al tan t Eşsizoğlu

YILDIRM IR A M Dr. Dr Al tan t Eşsizoğlu YILDIRMA Dr. Altan Eşsizoğlu Sinir hapı alıp trafik kazası yapan uzman doktor intihar etti Zonguldak'ta, dün sinir hapı içip alkol kullanan ve tünelde kaza yapan bayan doktor E.T., olaydan 24 saat sonra

Detaylı

"Kentsel Dönüşümün Anahtarı Kooperatiflerde"

Kentsel Dönüşümün Anahtarı Kooperatiflerde "Kentsel Dönüşümün Anahtarı Kooperatiflerde" 16 Ağustos 2014 Haber Linki: http://www.egemetropolgazetesi.com/haber/kentsel-donusumun-anahtari-kooperatiflerde-17554.html S.S. Batı Anadolu Konut Yapı Kooperatifleri

Detaylı

TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ NİN AVUKATLIK SINAVI, STAJ DEĞERLENDİRMELERİ VE HUKUK FAKÜLTELERİNİN ASGARİ STANDARTLARA KAVUŞTURULMASI İÇİN YAPTIĞI ÇALIŞMALAR Mayıs 2015 Değerli Meslektaşım,

Detaylı

OCAK 2012 FAALİYET RAPORU. Prof.Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

OCAK 2012 FAALİYET RAPORU. Prof.Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili OCAK 2012 FAALİYET RAPORU Prof.Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili CHP İL-İLÇE ÖRGÜTLERİ, BELEDİYELER VE KÖYLERE YÖNELİK YAPILAN ÇALIŞMALAR 1. Yenice Belde Belediye Başkanı Ali Kuru yu makamında ziyaret

Detaylı

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, Kapitalist Sömürü Sistemini Yıkmak için Örgütlenme ve Mücadelenin adıdır!

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, Kapitalist Sömürü Sistemini Yıkmak için Örgütlenme ve Mücadelenin adıdır! 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, Kapitalist Sömürü Sistemini Yıkmak için Örgütlenme ve Mücadelenin adıdır! Clara Zetkin haklı olarak Kadının özgürlüğünün, tüm insanoğlunun özgürlüğü gibi, emeğin sermayenin

Detaylı

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi 1 Kılıçdaroğlu: İş adamı konuşuyor tehdit, gazeteci konuşuyor tehdit, belediye başkanı konuşuyor tehdit, ne olacak tehditlerin sonu? Tarih : 04.06.2011 -BATMAN MİTİNGİ- Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu,

Detaylı

Başbakan Yıldırım, Piri Reis Ortaokulu nda karne dağıtım törenine katıldı

Başbakan Yıldırım, Piri Reis Ortaokulu nda karne dağıtım törenine katıldı Başbakan Yıldırım, Piri Reis Ortaokulu nda karne dağıtım törenine katıldı Haziran 17, 2016-1:22:00 Başbakan Yıldırım, "Terör örgütünün telkinlerine gençlerimiz asla ve asla itibar etmesinler. Onlar bizim

Detaylı

TMMOB Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği 41. DÖNEMDE RESİMLERLE TMMOB

TMMOB Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği 41. DÖNEMDE RESİMLERLE TMMOB TMMOB Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği 41. DÖNEMDE RESİMLERLE TMMOB 2010-2012 ISBN 978-605-01-0372-4 Baskı Mattek Basın Yayın Tanıtım Tic. San. Ltd. Şti Adakale Sokak 32/27 Kızılay/ANKARA Tel: (312)

Detaylı

15 Ekim 2014 Genel Merkez

15 Ekim 2014 Genel Merkez ÇİN Yatırım Fırsatları Paneli 15 Ekim 2014 Genel Merkez İş Dünyamızın Saygıdeğer Mensupları, Değerli MÜSİAD üyeleri, Değerli Basın Mensupları, Toplantımıza katılımından dolayı teşekkür ediyor, Sizleri

Detaylı

MART 2015 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

MART 2015 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili MART 2015 FAALİYET RAPORU Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili CHP MERSİN İL-İLÇE ÖRGÜTLERİ, BELEDİYELER VE KÖYLERE YÖNELİK YAPILAN ÇALIŞMALAR 1. Silifke CHP İlçe örgütünü ziyaret ederek 2015 Genel

Detaylı

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2013, No: 72

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2013, No: 72 EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2013, No: 72 i Bu sayıda; Haziran İşgücü ve İstihdam gelişmeleri; Ocak-Ağustos Bütçe verileri değerlendirilmiştir. i 1 Gerçek işsizlikte ciddi artış

Detaylı

7. dönem çalışma raporu TMOOB KOCAELİ İKK ÇALIŞMALARI. EMO Kocaeli Şubesi 146

7. dönem çalışma raporu TMOOB KOCAELİ İKK ÇALIŞMALARI. EMO Kocaeli Şubesi 146 TMOOB KOCAELİ İKK ÇALIŞMALARI EMO Kocaeli Şubesi 146 İKK Sekreterliği Makina Mühendisleri Odası tarafından yürütülmektedir. Şubemiz, üniversite, resmi kurum, sendika, oda ve derneklerle sürdürülebilir

Detaylı

YOL, YAPI, ALTYAPI, BAYINDIRLIK VE TAPU KADASTRO KAMU EMEKÇİLERİ SENDİKASI

YOL, YAPI, ALTYAPI, BAYINDIRLIK VE TAPU KADASTRO KAMU EMEKÇİLERİ SENDİKASI YAPI-YOL SEN YOL, YAPI, ALTYAPI, BAYINDIRLIK VE TAPU KADASTRO KAMU EMEKÇİLERİ SENDİKASI ZİYA GÖKALP CADDESİ NO:36/20 06420 YENİŞEHİR/ANKARA. TEL - FAX : 433 46 06-434 39 84-431 73 05 web sayfası: http:/www.yapiyolsen.org

Detaylı

4+4+4 Dayatması ile. Öğretmenler Nasıl. Mağdur Ediliyor? Ne dedik, Ne oldu? EĞİTİM VE BİLİM EMEKÇİLERİ SENDİKASI

4+4+4 Dayatması ile. Öğretmenler Nasıl. Mağdur Ediliyor? Ne dedik, Ne oldu? EĞİTİM VE BİLİM EMEKÇİLERİ SENDİKASI 4+4+4 Dayatması ile Öğretmenler Nasıl Mağdur Ediliyor? Ne dedik, Ne oldu? EĞİTİM VE BİLİM EMEKÇİLERİ SENDİKASI AKP hükümetinin tüm topluma yönelik büyük dayatma olarak gündeme getirdiği ve eğitim sistemini

Detaylı

01.02.2014 AKSARAY TİCARET VE SANAYİ ODASI

01.02.2014 AKSARAY TİCARET VE SANAYİ ODASI 01.02.2014 AKSARAY TİCARET VE SANAYİ ODASI ALIŞVERİŞ GÜNLERİ YAKINDA BAŞLIYOR SAYFA 1 EĞİTİM İÇİN AKSARAY'A GELDİLER SAYFA 2 ATSO SENDİKA ZİYARETLERİ SAYFA 3 ATSO'DAN ALMANYA'YA ÇIKARMA SAYFA 4 KOÇAŞ AYKAŞ'I

Detaylı

İKİ AYDA 500 BİN YENİ İŞSİZ Krizin Tahribatı

İKİ AYDA 500 BİN YENİ İŞSİZ Krizin Tahribatı İşsizlik ve İstihdam Raporu-Aralık 2017 15 Kasım 2018, İstanbul İŞSİZLİK VE İSTİHDAM RAPORU Kasım 2018 İKİ AYDA 500 BİN YENİ İŞSİZ Krizin Tahribatı Gerçek İşsiz Sayısı 6,4 Milyona Yaklaştı Kayıtlı İşsiz

Detaylı

TÜM YEREL-SEN TÜM YEREL YÖNETİM ÇALIŞANLARI SENDİKASI İZMİR 1 NOLU ŞUBE BASKILAR BİZİ YILDIRAMAZ GÜNEŞ BALÇIKLA SIVANMAZ

TÜM YEREL-SEN TÜM YEREL YÖNETİM ÇALIŞANLARI SENDİKASI İZMİR 1 NOLU ŞUBE BASKILAR BİZİ YILDIRAMAZ GÜNEŞ BALÇIKLA SIVANMAZ TÜM YEREL-SEN TÜM YEREL YÖNETİM ÇALIŞANLARI SENDİKASI İZMİR 1 NOLU ŞUBE BASKILAR BİZİ YILDIRAMAZ GÜNEŞ BALÇIKLA SIVANMAZ 05.03.2014 TOPLU İŞ SÖZLEŞMELERİ EMEKÇİLERİN HAKKIDIR Şu iyi bilinmelidir ki; Toplu

Detaylı

Gelir Testi Yaptırmayanlar Dikkat!

Gelir Testi Yaptırmayanlar Dikkat! Gelir testi yaptırmadığı için aylık primi 2012 den beri 288 liradan hesaplanan 5 milyonu aşkın sigortalıya biriken borçtan kurtulmak için verilen 6 ay ek süre 31 Mart ta doluyor 2015 yılı, sosyal güvenlik

Detaylı

18. bölüm. basında bursa il koordinasyon kurulu

18. bölüm. basında bursa il koordinasyon kurulu 18. bölüm basında bursa il koordinasyon kurulu BÖLÜM 18: BASINDA TMMOB BURSA İL KOORDİNASYON KURULU Şubemizin sekreteryalığında yazılı basında toplam olarak 120 kez yer almıştır. Bunun dışında görsel

Detaylı

Yükseköğretim kurumları disiplin kurullarında sendika temsilcisi bulundurulmasını sağladık.

Yükseköğretim kurumları disiplin kurullarında sendika temsilcisi bulundurulmasını sağladık. E RSİT E ÜNİV 1 12 Eylül 2010 tarihinde halkın onayına sunulan anayasa değişikliği referandum paketine toplu sözleşme hakkının eklenmesini ve pakete verdiğimiz destekle, iş güvencesine dokundurtmadan kamu

Detaylı

10SORUDA AİLE SİGORTASI

10SORUDA AİLE SİGORTASI 10 SORUDA AİLE SİGORTASI T.C. ANAYASASI MADDE 60: Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar. 1. AİLE SİGORTASI Nedir? Aile Sigortası,

Detaylı

2017 İNSAN HAKLARI İHLAL RAPORU

2017 İNSAN HAKLARI İHLAL RAPORU 2017 İNSAN HAKLARI İHLAL RAPORU 1 Av.Dr. M. SEZGİN TANRIKULU İSTANBUL MİLLETVEKİLİ GİRİŞ 2015 yılı Ağustos ayından itibaren tekrar başlayan çatışmalar Türkiye tarihinde eşi az görülmüş bir yıkıma, sayısız

Detaylı

İşsizlik ve İstihdam Raporu-Eylül 2016

İşsizlik ve İstihdam Raporu-Eylül 2016 İşsizlik ve İstihdam Raporu-Eylül 2016 İşsizlikte patlama! İki yılda 473 bin yeni işsiz! Geniş tanımlı işsiz sayısı 6 milyonu aştı Tarım istihdamı 420 bin, imalat sanayi 47 azaldı Toplam istihdam artışının

Detaylı

Personel alımları devam edecek

Personel alımları devam edecek Personel alımları devam edecek Şubat 25, 2012-11:55:50 Bozdağ, AA Editör Masası'nda Anadolu Ajansı'nın yurt dışı, yurt içi temsilcileriyle birim editörlerinin sorularını yanıtladı. Bekir Bozdağ, ''Diyanet'te

Detaylı

NİSAN 2014 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

NİSAN 2014 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili NİSAN 2014 FAALİYET RAPORU Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili 1 CHP MERSİN İL-İLÇE ÖRGÜTLERİ, BELEDİYELER VE KÖYLERE YÖNELİK YAPILAN ÇALIŞMALAR 1. Mezitli Belediye Başkanı nı makamında ziyaret ederek

Detaylı

Kasım 2013 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

Kasım 2013 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili Kasım 2013 FAALİYET RAPORU Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili CHP MERSİN İL-İLÇE ÖRGÜTLERİ, BELEDİYELER VE KÖYLERE YÖNELİK YAPILAN ÇALIŞMALAR 1. Mersin/Mezitli İlçesi CHP Belediye Başkanı aday adaylarının

Detaylı

DALKARA'DAN PAZARCIK TA GÖVDE GÖSTERİSİ

DALKARA'DAN PAZARCIK TA GÖVDE GÖSTERİSİ DALKARA'DAN PAZARCIK TA GÖVDE GÖSTERİSİ Cumhuriyet Halk Partisi 25.Dönem Kahramanmaraş Milletvekili Adayı Efsane Başkan Kamil Dalkara memleketi Pazarcık ta Gövde gösteri yaptı. CHP Kahramanmaraş Milletvekili

Detaylı

MAYIS 2014 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

MAYIS 2014 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili MAYIS 2014 FAALİYET RAPORU Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili CHP MERSİN İL-İLÇE ÖRGÜTLERİ, BELEDİYELER VE KÖYLERE YÖNELİK YAPILAN ÇALIŞMALAR 1. Mersin/Aydıncık CHP İlçe Yönetim Kurulu ve Belediye

Detaylı

ALMANYA DA 2013 OCAK AYI İTİBARİYLE ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK ALANINDA MEYDANA GELEN ÖNEMLİ GELİŞMELER

ALMANYA DA 2013 OCAK AYI İTİBARİYLE ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK ALANINDA MEYDANA GELEN ÖNEMLİ GELİŞMELER ALMANYA DA 2013 OCAK AYI İTİBARİYLE ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK ALANINDA MEYDANA GELEN ÖNEMLİ GELİŞMELER 1. İstihdam Piyasası Çalışanların sayısı Aralık 2012 de bir ay öncesine göre 130.000 azalarak 41,81

Detaylı

Polis Taksim Meydanı'na girdi

Polis Taksim Meydanı'na girdi On5yirmi5.com Polis Taksim Meydanı'na girdi Gezi Parkı eylemlerinin 15. gününde polis, Taksim Meydanı na girdi. AKM ve Cumhuriyet Anıtı ndaki afişler söküldü, barikatlar da kaldırıldı. Yayın Tarihi : 11

Detaylı

Trans Olmak Suç Değildir!

Trans Olmak Suç Değildir! Trans Olmak Suç Değildir! Anayasa ya göre herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Devlet organları

Detaylı

Değerli İhracatçılar, Değerli Basın Mensupları,

Değerli İhracatçılar, Değerli Basın Mensupları, Sayın Başbakanım, Değerli Bakanlarım, Değerli İhracatçılar, Değerli Basın Mensupları, 26 ihracatçı sektörümüzdeki, 61 bin ihracatçımızın temsilcisi Türkiye İhracatçılar Meclisi nin Sektörler Toplantısı

Detaylı

EMRE KÖROĞLU BAŞKANLIK İÇİN ADAYLIĞINI AÇIKLADI

EMRE KÖROĞLU BAŞKANLIK İÇİN ADAYLIĞINI AÇIKLADI EMRE KÖROĞLU BAŞKANLIK İÇİN ADAYLIĞINI AÇIKLADI EMRE KÖROĞLU CHP BODRUM İLÇE BAŞKANLIĞINA YENİLİKÇİ VE BAŞARI ODAKLI BİR SİYASET İÇİN ADAY OLDUĞUNU AÇIKLADI Emre Köroğlu 29 Kasım 2015 Pazar günü yapılacak

Detaylı