ĐKTĐSADĐ KALKINMA VAKFI E Bülteni

Transkript

1 ĐKTĐSADĐ KALKINMA VAKFI E Bülteni İKV DEN HAFTAYA BAKIŞ... 1 TÜRKİYE TARAFINDAN HAZIRLANAN İLERLEME RAPORU AÇIKLANDI... 2 AVRUPA BİRLİĞİ BAKANI VE BAŞMÜZAKERECİ EGEMEN BAĞIŞ, GÖREVE GELİŞİNİN 4 ÜNCÜ YILDÖNÜMÜ NEDENİYLE BASIN BİLDİRİSİ YAYINLADI... 3 İRLANDA, AB KONSEYİ DÖNEM BAŞKANLIĞI NI RESMEN ÜSTLENDİ... 4 AP TÜRKİYE RAPORTÖRÜ, TÜRKİYE TASLAK RAPORUNU AÇIKLADI... 5 AB BÜTÇE PAKTI YÜRÜRLÜĞE GİRDİ... 6 FRANSA NIN MALİ DE BAŞLATTIĞI OPERASYONA AB DEN DESTEK GELDİ... 7 BEŞİNCİ BÜYÜKELÇİLER KONFERANSI DÜZENLENDİ... 8 AVRUPA KOMİSYONU BAŞKANI BARROSO YATIRIMCILARIN AVRO ALANI NA İLİŞKİN RİSK ALGISININ DÜZELDİĞİNİ BELİRTTİ AVRUPA VATANDAŞLARI YILI DUBLİN DE YAPILAN RESMİ TÖREN İLE BAŞLADI... 9 AVRUPA SİBER SUÇ MERKEZİ FAALİYET GÖSTERMEYE BAŞLADI AVRUPA DA İSTİHDAM VE SOSYAL GELİŞİMLER BAŞLIKLI RAPOR YAYIMLANDI YILINDA AB DEKİ BİLGİ VE İLETİŞİM TEKNOLOJİ KULLANIMINDA ÖNEMLİ DERECEDE ARTIŞ KAYDEDİLDİ GÜNDEMDEN KISA KISA i

2 AB, Avrupa Yatırım Bankası'nın 10 milyar avro sermaye artışını onayladı Basel III kurallarına esneklik getirildi AB de Ekonomik Hissiyat Göstergesi (EHG) istikrarlı seyrediyor AB de yeni KDV nin faturalandırılmasına ilişkin kurallar yürürlüğe girdi EUROPOL kredi kartı dolandırıcılığına ilişkin raporunu yayınlandı Avrupa Komisyonu gümrük risk yönetimine ilişkin tebliğ yayınladı Türkiye ile BEA arasında enerji işbirliği anlaşması imzalandı yılı Avrupa Kültür Başkentleri Marsilya ve Košice Genç istihdamının desteklenmesi için 24 milyon avroluk hibe programı başlatıldı yılında AB den 80 ülkeye 661 milyon avro luk insani yardım İrlanda Avrupa Geniş Bant Fiber Optik Projesi ni açıkladı AB de deniz ve iç su taşımacılığında yolcuların haklarını düzenleyen iki yeni tüzük yürürlüğe girdi17 AB korsanlıkla mücadeleye 4.5 milyon avro ayırdı AB Çevre Politikası nın 2013 yılı teması Hava olacak Egzozlarda yeni nesil standartlar: EURO-6 ya geçiş başladı Polonya GDO lu ürünlerin ekimini yasakladı Ermenistan AB Vatandaşlarına vizeyi kaldırdı ii

3 İKV DEN HAFTAYA BAKIŞ Geçtiğimiz hafta, Avrupa Birliği (AB) gündeminde Türkiye tarafından hazırlanan 2012 Yılı İlerleme Raporu, İrlanda nın AB Dönem Başkanlığı nı devralması ve Avrupa Parlamentosu nun (AP) Türkiye Raporu yer aldı nin son gününde AB Bakanlığı tarafından açıklanan 2012 Yılı İlerleme Raporu nda son bir yıl içinde AB müktesebatına uyum kapsamında yapılan mevzuat ilerlemeleri ele alındı. Egemen Bağış, rapora ilişkin yaptığı açıklamada, Türkiye ye ilişkin AB tarafından hazırlanan son ilerleme raporunun taraflı tutumların gölgesinde kaldığını belirtirken, buna karşılık olarak Türkiye tarafından hazırlanan raporda da belirtildiği şekilde Siyasi Kriterler, Ekonomik Kriterler ve Üyelik Yükümlülüklerini Üstlenebilme Yeteneği kapsamında son 10 yılda yaklaşık 2 bin mevzuatın ulusal mevzuat kapsamında düzenlenip yürürlüğe girdiğini kaydetti. Egemen Bağış ayrıca raporun tepki niteliğinde değil, yapılan reformların paylaşılması yönünde hazırlandığını vurguladı. 1 Ocak 2013 tarihinde AB Konseyi dönem başkanlığını devralan İrlanda nın 7 nci kez üstlendiği AB Konseyi dönem başkanlığı, Dublin in AET/AB ye üyeliğinin 40 ıncı yıl dönümünde denk gelmesi bakımından sembolik önem taşırken, ilk kez kurtarma fonu alan bir Üye Devlet AB dönem başkanlığını üstlenmiş oldu. İrlanda AB dönem başkanlığının teması olarak istikrar, istihdam ve büyümeyi seçerken, en önemli önceliğini ise AB de istikrarın sağlanması ve bunun büyüme ve istihdama dönüştürülmesi oluşturuyor. 9 Ocak 2013 tarihinde Dublin de nihai çalışma programının ve önceliklerinin lansmanını gerçekleştiren İrlanda, temel hedeflerini kalıcı insan merkezli büyüme, istihdam dostu büyümeye ve Avrupa nın kaynaklarına yatırım ve Avrupa ve Dünya: Ortaklarla kazan-kazan taahhütleri şeklinde oluşturdu. AP Türkiye Raportörü Hollandalı Hristiyan Demokrat Ria Oomen-Ruijten hazırladığı Türkiye taslak raporunu, 9 Ocak 2013 tarihinde kamuoyu ile paylaşırken Türkiye'de başlangıcından itibaren destekledikleri demokratik açılımın başarıyla sonuçlanması umudunu dile getirdi. Oomen-Ruijten, TBMM'nin bu yılın ilk yarısında yeni anayasayı hazırlamasını samimiyetle beklediğini ifade ederken, terör örgütü PKK'yı şiddetle kınayarak AB üyelerine terörle mücadelede Türkiye'yle daha fazla işbirliği ve dayanışma içinde olmaları çağrısında bulundu. Yargı ve temel haklar alanında Türkiye'deki sorunlara da değinen Oomen-Ruijten, bu başlığa ilişkin açılış kriterlerini Ankara'ya bildirmekten bile kaçınmanın doğru bir yaklaşım olmadığına işaret ederken üye ülkelerden Türkiye'ye objektif davranmalarını istedi. Türkiye taslak raporunda ayrıca Türkiye'nin bölgesel rolü, Suriye siyaseti ve anayasa süreci olumlu olarak değerlendiriliyor. Tüm okuyucularımıza iyi bir hafta diliyoruz. 1

4 TÜRKİYE TARAFINDAN HAZIRLANAN İLERLEME RAPORU AÇIKLANDI AB Bakanlığı tarafından hazırlanan 2012 Yılı İlerleme Raporu 31 Aralık 2012 tarihinde açıklandı. Raporda genel olarak son bir yıl içinde AB müktesebatına uyum kapsamında yapılan mevzuat çalışmaları ve kaydedilen somut ilerlemeler ele alındı. Bilindiği gibi, Avrupa Komisyonu nun 2012 Türkiye İlerleme Raporu nu açıklamasını takiben, AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış yaptığı açıklamada, raporun özellikle siyasi kriterler bölümünün hayal kırıklığı yarattığını dile getirdi. Aynı şekilde raporun GKRY nin AB Bakanlar Konseyi dönem başkanlığı sırasında hazırlanmasını eleştirdi. AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Türkiye tarafından hazırlanan rapora ilişkin yaptığı yazılı açıklamada ise, 1998 yılından beri düzenli olarak yayımlanan Türkiye ye ilişkin ilerleme raporunu hatırlatarak, son raporun daha sübjektif ve taraflı tutumların gölgesinde kaldığını müşahede ettiklerini bildirdi. Buna karşılık; ilk kez Bakanlık tarafından hazırlanan raporda Siyasi Kriterler, Ekonomik Kriterler ve Üyelik Yükümlülüklerini Üstlenebilme Yeteneği kapsamında son 10 yılda yaklaşık 2 bin mevzuatın ulusal mevzuat kapsamında düzenlenip yürürlüğe girdiğini kaydetti. Diğer taraftan 272 sayfalık raporu, Türkiye nin AB standartlarına her geçen gün daha da yakınlaşmasının işareti olarak gördüğünü dile getirdi. Raporun ayrıca tepki niteliğinde değil, yapılan reformların paylaşılması yönünde hazırlandığının altını çizdi. İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Başkanı Prof. Dr. Haluk Kabaalioğlu Türkiye tarafından hazırlanan 2012 yılı ilerleme raporunu değerlendiren basın açıklamasında, böyle bir raporun hazırlanmasının Türkiye nin AB üyeliği hedefi için çalışmaya devam ettiğinin en önemli göstergesi olduğunu belirtti. İKV Başkanı Prof. Dr. Haluk Kabaalioğlu nun basın duyurusu aşağıda sunulmaktadır: Avrupa Birliği Bakanlığımız tarafından hazırlanan 2012 yılı ilerleme raporu 31 Aralık 2012 tarihinde yayınlanmıştır. Raporda, Türkiye de 2012 yılında AB Bakanlığı nın eşgüdümünde AB sürecinde kaydedilen ilerlemeler ve gelişmeler yer almaktadır. Böyle bir raporun hazırlanması Türkiye nin AB üyeliği hedefi için çalışmaya devam ettiğinin en önemli göstergesidir. Hem bu açıdan hem de AB makamlarına kaydedilen ilerlemeyi somut bir şekilde sunması bakımından önemli bir belgedir. Ayrıca AB üyeliği sürecinde artık Türkiye nin kendi kendisinin takipçisi haline gelmesini göstermesi açısından da takdire şayandır. Bu ilerleme raporunda aktarılan gelişmelerin özellikle AB yetkilileri nezdinde tanıtımının önemini hatırlatır, AB Komisyonu ve Konseyi tarafından dikkate alınarak, gelecek yılki AB ilerleme raporuna ve genel olarak Türkiye nin üyelik müzakereleri sürecine olumlu olarak yansımasını umarız. Bu girişiminden dolayı AB Bakanımız ve Başmüzakerecimiz Sayın Egemen Bağış ı kutluyor, reformların hızlanarak devamını diliyoruz. 2

5 Türkiye tarafından hazırlanan ilerleme raporuna adresinden ulaşılabilir. AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış ın AB Bakanlığı tarafından hazırlanan ilerleme raporuna ilişkin yazılı basın açıklamasına adresinden ulaşılabilir: AVRUPA BİRLİĞİ BAKANI VE BAŞMÜZAKERECİ EGEMEN BAĞIŞ, GÖREVE GELİŞİNİN 4 ÜNCÜ YILDÖNÜMÜ NEDENİYLE BASIN BİLDİRİSİ YAYINLADI 9 Ocak 2009 tarihinde AB Başmüzakerecisi olarak başladığı görevinin yanında, 5 Temmuz 2011 tarihinde kurulan 61 inci hükümet döneminde AB Bakanı olan Egemen Bağış göreve gelişinin 4 üncü yıldönümüne ilişkin bir basın bildirisi yayınladı. AB sürecini Türkiye nin cumhuriyet ilanından sonraki en büyük çağdaşlaşma projesi olarak gördüğünü ve bu önemli görevi 4 yıldır sürdürüyor olmasının büyük sorumlulukları beraberinde getirdiğini belirten Bağış, bu bilinçle 2005 yılında başlanan katılım müzakerelerini aynı kararlılıkla devam ettirdiklerini ifade etti. Egemen Bağış açıklamasında, geçtiğimiz 4 yıl içerisinde AB den kaynaklanan olumsuzluklara rağmen sürece bağlı kaldıklarını, tüm çalışmalara ve emeklere rağmen müzakere sürecinin farklı yorumlanmakta olduğunu belirtti. AB nin genişleme tarihinde hiçbir ülkenin karşılaşmadığı haksız siyasi blokajlarla karşı karşıya kalındığını, bu nedenle de AB üyeliği yolunda atılan adımların ve yapılan reformların resmi müzakere sürecine yansımadığını ifade eden Bağış, bu yıl yayınlanan Türkiye İlerleme Raporu nun sürecin taraflı bir şekilde yürütüldüğünü ortaya koyduğunu vurguladı. Buna karşılık Türkiye nin hazırladığı İlerleme Raporu nun ise reform kararlığını sorgulayanlara en net cevap olduğunu belirtti. Basın bildirisinde 4 yıllık çalışmalarına değinen Egemen Bağış, yapılan çalışmalar, reformlar ve projeler sayesinde gelinen noktada Türkiye nin 4 yıl öncesinden daha özgür, daha saydam, daha güçlü ve daha demokratik olduğunu ve bu yüzden aynı azimle çalışmalara devem edildiğinin altını çizdi. Egemen Bağış ın göreve gelişinin 4 üncü yıldönümü sebebiyle yayınladığı basın bildirisine adresinde ulaşılabilir. 3

6 İRLANDA, AB KONSEYİ DÖNEM BAŞKANLIĞI NI RESMEN ÜSTLENDİ İrlanda, 1 Ocak 2013 tarihinde AB Konseyi dönem başkanlığını devraldı. İrlanda nın 7 nci kez üstlendiği AB Konseyi dönem başkanlığı, Dublin in AET/AB ye üyeliğinin 40 ıncı yıl dönümüne denk gelmesi bakımından sembolik öneme sahip. İrlanda nın AB dönem başkanlığını üstlenmesiyle, ilk kez kurtarma fonu alan bir Üye Devlet AB dönem başkanlığını üstlenmiş oldu. İrlanda nın AB dönem başkanlığının teması olarak seçtiği üç anahtar kelime: istikrar, istihdam ve büyüme ( Stability, Jobs and Growth ) olurken, İrlanda Dönem Başkanlığı nın sloganı ise İrlanda 2013: İstikrar, İstihdam ve Büyüme için olarak belirlendi. Dublin in en önemli önceliğini ise AB de istikrarın sağlanması ve bunun büyüme ve istihdama dönüştürülmesi oluşturuyor. İrlanda AB Dönem Başkanlığı nın nihai çalışma programının ve önceliklerinin lansmanı 9 Ocak 2013 tarihinde AB Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy, İrlanda Cumhurbaşkanı Enda Kenny ve İrlanda Dışişleri ve Ticaret Bakanı Eeamon Gilmore un katılımıyla Dublin de gerçekleştirildi. İrlanda nın temel hedeflerini kalıcı insan merkezli büyüme, istihdam dostu büyümeye ve Avrupa nın kaynaklarına yatırım ve Avrupa ve Dünya: Ortaklarla kazan-kazan taahhütleri oluşturuyor. İrlanda Dönem Başkanlığı nın AB Konseyi kapsamındaki 9 ayrı konsey yapılanmasında belirlediği başlıca öncelikleri ise şu şekilde: - İstikrarın güvence altına alınması: Bankacılık birliği, Avrupa sömestri ve Ekonomik ve Parasal Birliğe ilişkin reformlarda bir sonraki safhaya geçilmesi, - Sürdürülebilir büyüme ve istihdama yatırım: Dijital Tek Pazar oluşturulması başta olmak üzere Tek Pazar ın geliştirilmesi, genç işsizliğiyle mücadele, akıllı ve sürdürülebilir büyüme, - AB ve Dünya: barış, demokrasi ve refah arayışına katkıda bulunulması, ABD başta olmak üzere önemli ortaklarla ikili ticaret anlaşmalarına öncelik verilmesi. Genişleme politikası da İrlanda Dönem Başkanlığı nın önem verdiği dosyalar arasında yer alıyor. İrlanda, 2013 yılının ilk yarısı boyunca sürecek olan dönem başkanlığı süresince, İzlanda ve Karadağ ın katılım müzakerelerinde ilerleme kaydetmeyi, Türkiye ile durma noktasına gelmiş olan katılım müzakerelerini yeniden başlatmayı ve Batı Balkan ülkelerinin AB ile bütünleşme sürecini ilerletmeyi amaçlıyor. İrlandalı yetkililer 6 ay sürecek olan dönem başkanlığı boyunca Türkiye ile en az bir başlığı müzakereye açmak niyetinde olduğunu her fırsatta dile getiriyorlar. 4

7 10 Ocak 2013 tarihinde ise, Avrupa Komisyonu Üyeleri, İrlanda AB Dönem Başkanlığı nın önceliklerini görüşmek üzere Dublin i ziyaret etti. Avrupa Komisyonu Başkanı José Manuel Barroso, İrlanda Cumhurbaşkanı Kenny, Dışişler ve Ticaret Bakanı Gilmore ve hükümet yetkilileri ile görüştü. Kenny ve Gilmore, İrlanda nın AB genelinde endişe uyandıran genç işsizliği, istikrarın sağlanması ve bankacılık birliğinin oluşturulmasıyla istikrarın sağlanması gibi konularla nasıl başa çıkmayı planladıkları konusunda bilgi verdiler. Barosso ve Kenny basına kapalı bir toplantı gerçekleştirirken, İrlandalı bakanlar ise ilgili Komisyon Üyeleriyle tematik görüşmelerde bulundular. İrlanda AB Dönem Başkanlığı nın resmi web sayfasına adresinden,irlanda AB Dönem Başkanlığı na ilişkin İKV görüşüne ise BAŞKANLIĞINIDEVRALDI...&id=3355 adresinden ulaşılabilir. AP TÜRKİYE RAPORTÖRÜ, TÜRKİYE TASLAK RAPORUNU AÇIKLADI AP Türkiye Raportörü Hollandalı Hristiyan Demokrat Ria Oomen-Ruijten tarafından hazırlanan Türkiye taslak raporu, 9 Ocak 2013 tarihinde kamuoyu ile paylaşıldı. Hazırladığı taslak raporu, düzenlediği basın toplantısı ile açıklayan AP nin Hollandalı milletvekili, Türkiye'de başlangıcından itibaren destekledikleri demokratik açılımın başarıyla sonuçlanması umudunu dile getirdi. Basın toplantısında Oomen-Ruijten, Kürt kökenli 20 milyon kişinin meseleleri çözülmeden Türkiye nin demokratik olamayacağını söylerken, yeni anayasanın bu sorunların çözümünde önemli bir fırsat sunduğunu belirtti. TBMM'nin bu yılın ilk yarısında yeni anayasayı hazırlamasını samimiyetle beklediğini ifade eden Raportör, terör örgütü PKK'yı şiddetle kınayarak AB üyelerine terörle mücadelede Türkiye ile daha fazla işbirliği ve dayanışma içinde olmaları çağrısında bulundu. Yargı ve temel 5

8 haklar alanında Türkiye'deki sorunlara da değinen Oomen-Ruijten, bu başlığa ilişkin açılış kriterlerini Ankara'ya bildirmekten bile kaçınmanın doğru bir yaklaşım olmadığına işaret etti ve üye ülkelerden Türkiye'ye objektif davranmalarını istedi. Türkiye taslak raporunda, yeni anayasayı hazırlama kararlılığı ve bu süreçte katılımcılığa verilen önem nedeniyle TBMM anayasa uzlaşma komisyonu övülerek çalışmaların AB değerleriyle uyumlu şekilde ilerletilmesi çağrısı yapılıyor. Raporda, Kürt meselesine siyasi çözüm için çabaların artırılması ve TBMM başta olmak üzere demokratik organlarda bu meselenin tartışılması tavsiye ediliyor ve KCK davasındaki çok sayıda tutuklamadan endişe duyulduğu belirtiliyor. Taslak raporda, basın ve ifade hürriyeti, temel hak ve özgürlüklere ilişkin sorunlarla birlikte Kıbrıs siyaseti eleştirilerek, Türkiye'nin bölgesel rolü, Suriye siyaseti ve anayasa sürecini olumlu karşılanıyor. AB BÜTÇE PAKTI YÜRÜRLÜĞE GİRDİ AB de Mali Pakt 1 Ocak 2013 itibariyle yürürlüğe girdi. Ekonomik ve Parasal Birlik te istikrar, koordinasyon ve yönetişime ilişkin antlaşma, üye ülke kamu bütçelerinin dengede olmasını ve Avro Alanı krizinde olduğu gibi aşırı açıkların oluşmasının önlenmesini hedefliyor. Mali Pakt, İngiltere ve Çek Cumhuriyeti hariç 25 AB Üye Devleti tarafından 2 Mart 2012 tarihinde imzalanmıştı. Antlaşma, para birimi Avro olan devletlere uygulanacak, diğer devletler ise Avro para birimini kabul etmeleriyle birlikte antlaşmanın hükümleriyle bağlı olacaklar. Ancak bu ülkeler talep ettikleri takdirde daha erken bir tarihte antlaşmanın bazı hükümleriyle bağlı olabilecekler. Antlaşma nın 12 Avro Alanı ülkesi (Avusturya, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Almanya, Estonya, İspanya, Fransa, Yunanistan, İtalya, İrlanda, Finlandiya, Portekiz ve Slovenya ) tarafından 1 Ocak tan önce kabul edilmesi yürürlüğe girmesinin yolunu açtı. Diğer dört üye devlet (Litvanya, Letonya, Romanya ve Danimarka) bu ülkeleri takip ettiler. Bütçe Paktı, bütçe disiplinini güçlendirerek üye devletlerin kanunlarında ya da anayasalarında altın kural olarak yer almasını amaçlıyor. Bütçe Paktına üye olan devletlerin kamu maliyelerini dengede tutmaları veya bütçe fazlası vermeleri gerekiyor. Kurala göre bir üye devletin yıllık kamu açığı ancak ciddi durgunluk yaşadığında GSYİH sının yüzde 0,5 ini geçebilir. Avrupa Adalet Divanı da devreye girerek bir üye devletin bu kurala düzgün bir şekilde uyup uymadığını kontrol etme ve uymadığı takdirde GSYİH sının yüzde 0,1 i kadar cezaya tabi tutma hakkına sahip bulunuyor. Pakta üye devletlerin 1 Ocak 2014 tarihine kadar bütçe dengesi kuralını iç mevzuatlarına aktarmaları gerekiyor. 6

9 Alman Hükümeti sözcüsü antlaşmanın yürürlüğe girmesinden memnuniyet duyduklarını açıklarken, Mali Pakt ın olumlu bir gelişme olduğunu ancak diğer önlemlerin de bunu takip etmesi gerektiğini, AB düzeyinde daha fazla ekonomik koordinasyonun şart olduğunu belirtti. Bu açıklama Şansölye Angela Merkel in krizin henüz bitmediğine ilişkin uyarısıyla da örtüşüyor. Diğer yandan, ekonomist Joseph Stiglitz Alman gazetesi Handelblatt a yaptığı açıklamada mali Pakt hakkında eleştiride bulunarak İspanya ve Yunanistan ın ekonomik krizden kurtulmasına ilişkin ümit olmadığını Avro Alanı Mali Pakt ının ise bir çözüm olmadığını ve Avrupa Merkez Bankası nın tahvil alımının geçici ve palyatif tedbirler olduğu yorumunda bulundu. Geçtiğimiz Aralık ayında diğer bir ekonomist Nouriel Roubini ise Mali Paktın Avro Alanı durgunluğunu derinleştireceğini ve bunun Almanya, Hollanda, Belçika, Finlandiya ve Avusturya nın bile kamu açıklarının azaltmaya çalışacaklarını belirtti. ABD ve Japonya da kemer sıkma politikasının global ekonomiyi başka bir krize sokma riskinin olduğunu ekledi. FRANSA NIN MALİ DE BAŞLATTIĞI OPERASYONA AB DEN DESTEK GELDİ 11 Ocak 2013 akşamından itibaren Fransa Mali de bir operasyon başlattı. Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande Mali hükümeti tarafından kendilerine askeri destek sağlanması hususunda yapılan çağrıya olumlu cevap vereceklerini bildirdi. Hollande, yaptığı açıklamada, klasik bir saldırı eylemi ile karşı karşıya olunduğunu, Fransa nın Afrikalı partnerleri ile birlikte Mali makamları tarafından yapılan çağrıya karşılık vereceğine ve devam etmesi halinde terörist saldırıya durdurmaya hazır olduğuna karar verdiğini söyledi. Serval kod adlı operasyon Fransız Rafale jetleri ve Gazelle helikopterleri ile başlatıldı ve aşırı İslamcı grupların ele geçirdiği bazı üsler bombalandı. Aynı zamanda başkent Bamako daki Fransız vatandaşlarını korumak üzere yaklaşık 500 kişilik bir kara gücü de konuşlandırıldı. BM Güvenlik Konseyi 2085 no.lu kararına uygun olduğu belirtilen operasyonun amacı Mali nin kuzeyini ele geçiren isyancı grupların güneye doğru ilerlemesini engellemek. Fransa Savunma Bakanı Jean-Yves Le Drian a göre operasyon, Mali devletinin yok olması ve yerine Avrupa ve Fransa nın yakınında terörist bir devletin kurulması tehdidine karşı yapılıyor. 14 Ocak 2013 te toplanan BM Güvenlik Konseyi de oybirliği ile operasyonu destekledi. İsyancıların El Kaide örgütü ile bağlantılı olduğu ve Kuzey Mali nin bağımsızlığını isteyen Tuareglerden oluştuğu bildiriliyor. 10 Ocak 2013 tarihinde Mali nin kuzey ve güneyi arasında stratejik bir noktada yer alan Konna şehrinin isyancı gruplar tarafından ele geçirilmesini takiben AB Dış Politika ve Güvenlik yüksek temsilcisi Catherine Ashton tarafından bir açıklama yapıldı. Ashton açıklamasında Konna şehrinin işgali ve Mali güçlerine karşı gerçekleştirilen saldırıları kuvvetle kınadığını bildirdi. Ashton, BM Güvenlik Konseyi nin 2085 no.lu kararı uyarınca 7

10 Mali de istikrarın ve devlet otoritesinin yeniden tesis edilmesi için uluslararası müdahalenin hızlandırılması ve güçlendirilmesi gerektiğini belirtti. Catherine Ashton ın sözcüsü tarafından 14 Ocak 2013 tarihinde yapılan açıklamaya göre AB Mali silahlı kuvvetlerinin yeniden yapılandırılması ve eğitilmesi için askeri misyon oluşturma çalışmalarını hızlandırdı. Misyonun şubatın ikinci yarsı veya mart ayında bölgede konuşlanması planlanıyor. Sözcüye göre AB, bölgede görev yapacak olan AFISMA (Afrikalılar tarafından yönetilen Mali uluslararası destek gücü) ve ECOWAS (Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu) misyonlarını da finanse etmeye hazır. Konuyla ilgili olarak toplanan AB kriz platformu, Avrupa Dış İlişkiler Servisi, ECHO (AB İnsani Yardım Bürosu), Avrupa Komisyonu Kalkınma Genel Müdürlüğü gibi tüm ilgili kuruluşlar ile birlikte durumu gözden geçiriyor. Komisyon Başkanı José Manuel Barroso Fransa nın gerçekleştirdiği operasyona siyasi destek verdiklerini ve Mali nin bütünlüğünü yeniden tesis etmek için daha fazla yardım yapılması gerektiğini söyledi. 14 Ocak 2013 tarihinde AB Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy Arap Ligi genel sekreteri ile görüştü ve Mali de isyancı grupları durdurmak, Mali hükümetinin toprakları üzerinde kontrol sağlamasına yardım etmek ve yeniden uzlaşma sürecinde destek olmanın aciliyetini vurguladı. BEŞİNCİ BÜYÜKELÇİLER KONFERANSI DÜZENLENDİ Türkiye yi yurtdışında temsil eden tüm büyükelçilerin katıldığı beşinci Büyükelçiler Konferansı 2-7 Ocak 2013 tarihlerinde, Dışişleri bakanı Ahmet Davutoğlu nun başkanlığında Ankara ve İzmir de yapıldı. İnsani diplomasi teması ile toplanan konferansta, Türkiye nin dış politikası ve uluslararası ilişkilere dair durum tespiti yapılması, geleceğe yönelik stratejilerin belirlenmesi ve dış politikada rol oynayan diğer kurum ve kuruluşlar ile koordinasyonun sağlanması hedeflendi. Konferansa Dışişleri Bakanının yanı sıra, Başbakan yardımcıları, AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, adalet, aile ve sosyal politikalar, ekonomi, enerji ve tabii kaynaklar, içişleri, kültür ve turizm ile ulaştırma, denizcilik ve haberleşme bakanları ve Singapur, Brezilya ve İsveç Dışişleri bakanları da katılarak konuşmalar gerçekleştirdiler. Brezilya ve İsveç dışişleri bakanları ile ilki Birleşmiş milletler Genel Kurulu toplantıları sırasında Eylül 2012 de yapılan üçlü toplantının ikincisi İzmir de yapıldı. Davutoğlu, konuk bakanlar ile düzenlediği basın toplantısında üç ülkenin baş harflerinden oluşan Trilateral Solidarity for Building Peace (Barış İnşasında Güçlü Dayanışma) kararı aldıklarını bildirdi. İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt yaptığı açıklamada AB nin çökeceğine ilişkin kehanetlerin boşa çıktığını, dünyanın 10 en rekabetçi ekonomisinin altısının AB de yer aldığını ve toplam kalkınma yardımlarının yüzde 70 inin de AB den kaynaklandığını 8

11 belirtti. Bildt, Türkiye nin Suriye deki felaketi önlemek için yaptığı çalışmaları takdir ettiğini ve Türk diplomatların çok etkili faaliyetlerde bulunduğunu sözlerine ekledi. İsveç Dışişleri Bakanı, Türkiye nin AB üyeliğini desteklediğini ancak ne zaman gerçekleşeceğini bilmediğini söyledi. Bildt, Türkiye nin AB üyeliğinin kesin olmadığını ve üyeliğin Türkiye de reformların devam etmesine, AB nin ise açık bir tutum sergilemesine bağlı olduğunu kaydetti. Bildt, 2013 yılında müzakerelerin hızlanacağını umduğunu ifade ederken, bazı AB üyesi devletlerin Türkiye nin AB ye katılımına muhalefet ettiğini ancak çok az bir istisna dışında, tüm üye devletlerin müzakerelerin tamamlanması konusunda mutabık olduklarını belirtti. AVRUPA KOMİSYONU BAŞKANI BARROSO YATIRIMCILARIN AVRO ALANI NA İLİŞKİN RİSK ALGISININ DÜZELDİĞİNİ BELİRTTİ Avrupa Komisyonu Başkanı José Manuel Barroso 3 Ocak ta Lizbon da Portekiz li diplomatlara verilen bir seminerde yaptığı Çözüm Olarak Avrupa: Efsaneler ve Gerçekler başlıklı konuşmasında, AB de durumun zor olmasına karşın yatırımcıların Avro Alanı nın dağılacağına ilişkin risk olduğunu artık düşünmediklerini açıkladı nin AB için pozitif bir eğilim ile sona erdiğini belirten Barroso Avro Alanı nda risk algısının ortadan kalktığını, yatırımcıların, Avrupalı liderlerin kendilerini Avro nun bütünlüğünü korumak için her şeyi yapmaya adamalarının iş dünyasını da düşündükleri anlamına geldiğini farkettiklerini ifade etti. Birçok ülkede gerçekleştirilen ekonomi kurtarma programlarının, alınan önlemlerle orta ve uzun vadede büyümenin şartlarını oluşturmasına karşın durgunluk yaratıcı etkisinin de olduğunu belirten Barroso, kamu maliyesinin dengeye getirilmesi çabalarının sürdürülmesi gerektiğine işaret etti. AB nin çeşitli ekonomik programların gidişatını değerlendirmeye ve reformların sosyal etkisini en aza indirmek için gerekli düzeltme ve düzenlemeleri yapmaya hazır olduğunu da ekledi. Portekiz in durumuna özellikle değinen Barroso Mayıs 2011 den beri yardım alan bu ülkenin sosyal açıdan aciliyet taşıdığını belirtti AVRUPA VATANDAŞLARI YILI DUBLİN DE YAPILAN RESMİ TÖREN İLE BAŞLADI 2013 Avrupa Vatandaşları Yılı Avrupa Komisyonu tarafından İrlanda nın başkenti Dublin de 10 Ocak 2013 tarihinde gerçekleştirilen resmi bir tören ile başladı. Dublin Belediyesi nde düzenlenen törene Avrupa Komisyonu Başkanı José Manuel Barroso, Adaletten Sorumlu Başkan Yardımcısı Viviane Reding, AB Dönem Başkanı İrlanda nın Başbakanı Enda Kenny ve Avrupa İşlerinden sorumlu Bakanı 9

12 Lucinda Creighton iştirak etti. Bu yılı önemli kılan özellik, 1993 yılında yürürlüğe giren Maastricht Anlaşması na kadar uzanıyor. AB vatandaşlığının Maastricht Anlaşması ile tesis edilmesinin 20 inci yılının 2013 yılına denk gelmesi sebebiyle kutlamalar daha da önemli hale geldi. Konuyla ilgili açıklamada bulunan Avrupa Komisyonu nun Adaletten sorumlu üyesi Reding; AB vatandaşlarından gelecek yeni fikirlerin ve taleplerin, AB nin daha güçlü olması ve siyasi birliğini tamamlaması konusunda önemli olduğunu vurguladı. Bu vesile ile, Avrupa Komisyonu nun ortak bir gelecek için tüm AB vatandaşlarını sürece davet ettiğini belirtti. Avrupa Komisyonu Başkanı José Manuel Barroso ise Avrupa nın problemlerinin ulusal çözümler sunmakla değil, Avrupa boyutunda geniş bir tartışma ortamı oluşturularak çözülebileceğini dile getirdi. Dolayısıyla bu ortamın Avrupalı toplumlarda ve daha da önemlisi vatandaşlar bazında olması gerektiği inancını yineledi te Neler Olacak? 2010 yılında yayınlanan raporu takiben, Avrupa Komisyonu nun 2013 yılı içinde ikinci bir AB Vatandaşlık Raporu hazırlaması bekleniyor. AB genelinde vatandaşlığa dair özel etkinlikler yanında çeşitli konferanslar ve seminerler düzenlenecek. Yıl boyu yapılacak etkinlikler ile 500 milyon Avrupalının hakları konusunda bilgilendirilmesi amaçlanıyor. Ayrıca etkinliklerde vatandaşlardan 2020 yılındaki AB nin nasıl olması gerektiğine yönelik öneriler de alınacak. Böylelikle 2014 Avrupa Parlamentosu seçimleri öncesinde vatandaşların bilgileri ve talepleri doğrultusunda seçim zemininin oluşturulması hedefleniyor. Bu sürece yardımcı olacak ve Birlik vatandaşlarının haklarını gözeten Your Europe, Europe Direct internet ağları ile SOLVIT gibi sorun çözücü araçlar daha bilinir hale getirilip, hakları konusunda vatandaşları bilgilendirme yoluna gitme amaçlanıyor. Vatandaşlarla yerel yönetimlerin bir araya geldiği tartışma platformlarının hazırlanması ile birlik bağlarının güçlendirilmesi hedefleniyor. AB Vatandaşlığı AB vatandaşlığı genel anlamda ulusal vatandaşlıktan farklı olarak her AB üyesi devletin ulusal vatandaşlık haklarına getirilen ek haklar bütünüdür. 27 Ekim 2010 yılında yayımlanan AB Vatandaşlık Raporu nda (Bkz: COM(2010) 603 Final, s.20) belirtilen anket sonuçlarına göre; sorulara cevap verenlerin yüzde 43 ü, AB vatandaşlığı ile sahip oldukları haklarının günlük yaşamlarında ne anlama geldiği noktasında bilgi sahibi olduğunu gösteriyor. Ancak AB vatandaşlarının yüzde 48 inin ise, AB vatandaşlığı ile gelen haklara yönelik yetersiz bilgilendirmeden dolayı şikayetçi oldukları da Rapor da yer alıyor. 10

13 AVRUPA SİBER SUÇ MERKEZİ FAALİYET GÖSTERMEYE BAŞLADI Günümüzde, internet suçlarının çok ciddi boyutlara ulaşması sonucunda, Lahey'de bulunan Avrupa Polis Teşkilatı EUROPOL bünyesinde kurulması öngörülen Avrupa Siber Suç Merkezi (European Cybercrime Center - EC³) 11 Ocak 2013 tarihinden itibaren faaliyet göstermeye başladı. Avrupa Komisyonu, her gün internet suçlarından mağdur olan kişi sayısının 1 milyona ve siber suçun maliyetinin dünya çapında yaklaşık 290 milyar dolara ulaşabileceğine dikkat çekiyor. Nitekim, Avrupa Komisyonu nun yayımladığı Eurobarometer raporuna göre, internet kullanıcılarının yüzde 88 inin kişisel bilgilerini internet üzerinde paylaşmaktan kaçındığı ve yüzde 12 sinin ise dolandırıcılığa maruz kaldıklarını ortaya çıkardı. Avrupa Siber Suç Merkezi nin, tüm AB nin üye devletlerine siber suçlarla mücadele alanında destek sağlaması ve siber suçlara ilişkin bilgilendirme çalışmaları düzenlemesi öngörülüyor. Bu kapsamda; Avrupa Siber Suç Merkezi nin, organize suç gruplarının internet üzerinde yürüttükleri yasadışı faaliyetlerin (özellikle kredi kartı dolandırıcılığı ve kimlik hırsızlığı gibi suçlar) yanı sıra internet üzerinden yapılan çocuk istismarı ve çocuk pornografisi ile mücadele etmesi bekleniyor. Diğer taraftan, yeni güvenlik merkezinin, Birlik çapında yürütülen ortak soruşturmalarda teknik, analitik ve adli destek de vermesi öngörülüyor AVRUPA DA İSTİHDAM VE SOSYAL GELİŞİMLER BAŞLIKLI RAPOR YAYIMLANDI Avrupa Komisyonu 8 Ocak 2013 tarihinde 2012 Avrupa da İstihdam ve Sosyal Gelişimler başlıklı bir rapor yayımladı. AB de sosyal politika ve istihdam alanında 2012 yılında yaşanan gelişmelerin yer aldığı raporda, özellikle AB çapında 2012 yılında hızla tırmanışa geçen uzun süreli işsizliğe dikkat çekiliyor. Uzun süreli işsizliğin, kısa vadede dışlanma ve uzun vadede yoksulluk riski taşıdığının vurgulandığı rapordan bazı satırbaşları ise şu şekilde: 2012 yılında ulusal borç krizine dönüşen mali ve ekonomik kriz en fazla Güney Avrupa ülkelerini etkiledi. Ülke hükümetleri ve şirketler 2012 yılında daha fazla faiz ödemek zorunda kalırken, pazar kayıpları yaşandı. 11

14 AB de 2008 yılında yüzde 7,1 olan işsizlik, 2012 nin üçüncü çeyreği sonunda yüzde 10,6 ya yükseldi. Buna bağlı olarak uzun süreli işsizlik oranı da 2009 da yüzde 3,0; 2011 de yüzde 4,1 iken, 2012 nin ikinci yarısında yüzde 4,6 seviyesine ulaştı yılında uzun süreli işsizlik oranının en yüksek olduğu ülkeler, sırasıyla: Slovakya, İspanya, Yunanistan, İrlanda, Letonya, Litvanya ve Estonya. AB ülkelerinde uzun sureli işsizliğin bu denli artış göstermesinin temel nedeni, iş gücü piyasasının yeni iş imkânları yaratamıyor olması. Bu kapsamda önümüzdeki dönemde yeşil ekonomi, bilgi ve iletişim teknolojileri ile sağlık sektöründe (yani yeni iş imkânları yaratma imkânının daha fazla olduğu sektörlerde) yeni iş imkânlarının yaratılmasına çaba gösterilmesi gerekmekte. AB çapında 2012 yılında etkilerini artıran ekonomik kriz, uzun sureli dışlanma riskini de arttırdı. İleride uzun sureli dışlanma ve yoksullukla mücadele kapsamında Üye Devletlerin, kendi özel durumlarına göre gerekli adımları atması gerekmekte. Uzun sureli dışlanma ve yoksullukla mücadele kapsamında AB üye ülkelerinin, GSYİH lerinden farklı oranları sosyal koruma programlarına aktarmaları gerekmekte. Söz konusu rapora: 13_en.htm#PR_metaPressRelease_bottom adresinden ulaşabilirsiniz YILINDA AB DEKİ BİLGİ VE İLETİŞİM TEKNOLOJİ KULLANIMINDA ÖNEMLİ DERECEDE ARTIŞ KAYDEDİLDİ Yapılan anket sonuçlarına göre; AB İstatistik Kurumu Eurostat, AB üye devletlerinin yanı sıra İzlanda, Norveç, Hırvatistan, Karadağ, Makedonya ile Türkiye deki hane halkları ve şirketlerde bilgi ve iletişim teknolojileri kullanımına ilişkin bir anket hazırladı. Aralık 2012 te yayımlanan iki farklı rapor ile anketten elde edilen sonuçların bir kısmı kamuoyu ile paylaşıldı. AB şirketlerinin yüzde 48 inin, çalışanlarının bir kısmına iş amaçlı kullanım için internet bağlantılı taşınabilir aygıt temin ettiği açıklandı. Bu tür şirketlerin oranının en yüksek olduğu ülkelerin başında Finlandiya (yüzde 78), Danimarka (yüzde 65), İsveç ve Çek Cumhuriyeti (yüzde 63) yer alırken; bu oranın en düşük olduğu ülkelerin; Romanya (yüzde 22), Yunanistan (yüzde 27), Bulgaristan (yüzde 31) olduğu belirtiliyor. 12

15 Büyük şirketlerin yüzde 88 sinin bazı çalışanlarına taşınabilir aygıt temin ettikleri kaydedildi. Orta ölçekli şirketler için oran yüzde 71 iken, küçük ölçekte şirketler için bu oranın yüzde 43 seviyesine düştüğü açıklanıyor. AB üye devletlerinin çoğunda, çalışanların özellikle şirketlerindeki hesabına erişebilmek için bu aygıtları kullandıkları gözlemleniyor. En yüksek oranın kaydedildiği ülkelerin başında yüzde 99 ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY); yüzde 97 ile Portekiz; yüzde 96 ile Malta ve İngiltere; yüzde 95 ile Çek Cumhuriyeti, Danimarka ve İspanya geliyor.bu taşınabilir aygıtların, şirket hesabına erişimi sağlamanın yanı sıra, bazı belgelere erişip değiştirmek veya yönetimsel uygulamalara erişebilmek için kullanılmakta olduğu da belirtiliyor. AB de internete erişim oranının yüzde 76 ya ulaştığı raporda yer alıyor. Aynı şekilde, AB de, 2006 ve 2012 yılları arasında, genişbant bağlantısı ile internete erişim imkânına sahip hane halkının oranının yüzde 30 dan yüzde 72 e yükseldiği açıklanıyor. Bu oranın en yüksek olduğu ülkelerin başında İsveç (yüzde 87); Danimarka ve Finlandiya (yüzde 85); Hollanda (yüzde 83) ve Almanya (yüzde 82) geliyor. Diğer yandan, Türkiye ye bakıldığında, bu oranın yüzde 43 e ulaştığına dikkat çekiliyor. AB genelinde, hane halkının, interneti en çok göndermek/almak ve bazı mal ve hizmetler hakkında bilgi edinmek için kullandıkları tespit ediliyor. Ayrıca rapora göre, AB çapında internet kullanıcılarının yüzde 61 i interneti gazete okumak, yüzde 54 ü banka hizmetlerine erişmek, yüzde 75 i sosyal medya ağlarında mesaj yayınlamak, yüzde 50 si seyahat hizmetlerine ulaşmak ve yüzde 9 u yeni bir web sitesi ya da yeni bir blog oluşturmak için kullanıyor. Türkiye deki internet kullanıcılarının yüzde 73 ü ise interneti; haberleri okumak, yüzde 17 si internet üzerindeki banka hizmetlerinden yararlanmak, yüzde 42 si sosyal medya üzerinde mesaj yayınlamak, yüzde 19 u seyahat hizmetlerine erişebilmek ve yüzde 5 i yeni bir web sitesi ya da bir blog oluşturmak için kullanıyor. Raporun tamamına BP/EN/ BP-EN.PDF ve AP-EN.PDF internet adreslerinden ulaşılabilir. GÜNDEMDEN KISA KISA AB, Avrupa Yatırım Bankası'nın 10 milyar avro sermaye artışını onayladı AB üye devletleri Avrupa Yatırım Bankası'nın (AYB) 10 milyar avro sermaye artışına oy birliğiyle onay verdi. Yapılan bu sermaye artışı ile AYB nin 3 yıllık dönemde Avrupa Birliği'ndeki projelere 60 milyar avro ek kaynak sağlanabileceği ifade edildi. AYB Başkanı Werner Hoyer yaptığı açıklamada bankanın sermayesinin 60 milyar avro ek 13

16 kredi verme kapasitesine yükseltilmesinin, Avrupa'da istihdam yaratacak ve ekonomik büyümeye katkı sağlayacak yatırımları teşvik etmeye yönelik bir adım olduğunu belirtti. Hoyer ayrıca, ulusal otoritelerle, ek borç verme kapasitesinin tüm ülkelerde etkin kullanımını sağlamak için kamu yatırımcılarıyla ve özel sektörle birlikte çalışmaya devam edileceğini ifade etti. Onaylanan ek sermaye ile öncelikle inovasyon ve eğitimin destekleneceği ve KOBİ'ler, temiz enerji ve modern altyapılarda kullanılacağı vurgulandı. Basel III kurallarına esneklik getirildi 6 Ocak 2013 tarihinde toplanan Basel Komitesi likidite karşılama oranıyla (LCR) ilgili 2010 yılında alınan kurallarda değişiklik yapılmasını kabul etti yılında kabul edilen ve Basel III olarak bilinen kurallar uyarınca bankaların 30 günlük likidite ihtiyacına cevap verebilecek şekilde yüksek kalite likidite varlıkları ellerinde tutmalarını zorunlu kılıyordu. Getirilen değişiklik ile bankalar tarafından uygulanması gereken oran daha önce öngörüldüğü gibi 2015 yılında yürürlüğe girecek ancak 4 yıllık bir geçiş dönemi tanınacak. Bunun yanında bankalar çok daha geniş likit varlık grubunu sermaye tamponu olarak kullanabilecek. AB de Ekonomik Hissiyat Göstergesi (EHG) istikrarlı seyrediyor Avrupa Komisyonu tarafından 8 Ocak 2013 te yayınlanan rakamlara göre, Avro alanında EHG Kasım ayına oranla 1,3 puan artarak yüzde 87 ye yükselirken, AB genelinde 0,3 puan artarak yüzde 88,4 e çıktı. Kasım ayından önce EHG sekiz ay boyunca düşme eğilimine girmişti. EHG Avro alanında perakendecilik dışında tüm sektörler ve tüketiciler için ilerleme gösterirken, AB genelinde sanayi ve inşaat sektöründe artış, hizmetler ve perakendecilik sektörlerinde düşüş yaşandı. Tüketici güveni ise sabit kaldı. EHG, farklı ağırlığı olan 5 sektörel güven göstergesinden oluşan kompozit bir gösterge olup, sanayi, hizmetler, tüketici, inşaat, perakendecilik güven göstergelerinden oluşuyor. Avrupa Komisyonu Ekonomik ve Mali İşler Genel Müdürlüğü AB ve aday ülkelerde bu sektörlerin temsilcilerine ve tüketicilere düzenli aralıklarla anket uyguluyor ve bu şekilde ülkelerin iş döngüleri arasında karşılaştırma yapabilmek ve ekonomik gidişatı izlemek mümkün olabiliyor. AB de yeni KDV nin faturalandırılmasına ilişkin kurallar yürürlüğe girdi Şirketler için bürokrasi ve idari maliyetlerin azaltılmasına yönelik ve KDV nin faturalandırılmasına ilişkin yeni kurallar (2010/45/EU sayılı yönerge) 1 Ocak 2013 itibariyle AB genelinde yürürlüğe girdi. Yeni düzenleme elektronik faturalama ile kolaylık sağlarken nakit problemini de ortadan kaldırıyor. Yeni yönerge elektronik ve kâğıt ortamındaki faturaları işlem açısından eşit sayıyor ve böylece şirketler kendilerine en uygun olan yöntemi seçerek yılda 18 milyar avro kadar idari maliyetten tasarruf sağlıyorlar. Bundan böyle, üye ülkelerin e-faturanın kullanımı için, elektronik imza ya da kâğıt kopya bulundurulması gibi ön şartlar koymalarına izin verilmeyecek. 2 milyar avrodan az cirosu bulunan şirketler kendi KDV alacaklarını tahsil etmeleri halinde KDV borçlarını vergi kurumlarına ödeyebilecekler. Bu uygulama ile ilgili şirketlerin fatura tarihi ile ödeme tarihi arasında gecikmelerin yarattığı nakit akışı probleminin ortadan kaldırılması amaçlanıyor. 14

17 EUROPOL kredi kartı dolandırıcılığına ilişkin raporunu yayınlandı EUROPOL tarafından 7 Ocak tarihinde yayınlanan Rapora göre kullanılan kredi kartı sayısında artış olmasına karşın (Avrupa Merkez Bankası verilerine göre son 12 ayda dan fazla kredi kartı basıldı) kartların daha güvenli hale gelmesini sağlayan teknikler sayesinde kart dolandırıcılığında bir düşüş gözlenmekte. Dolandırıcılık sayısında düşüş olmakla birlikte, bu tür faaliyetlerin Avrupalılar için maliyetinin yüksek olduğu ve dolandırıcıların yıllık 1.5 trilyon avro kazanç elde ettikleri belirtiliyor. Yine Rapora göre, bazı para çekme makinalarının uluslar arası güvenlik standardı olan Europay MasterCard Visa standardına uygun olmadığı, başta ABD olmak üzere, Kolombiya, Dominik Cumhuriyeti, Brezilya, Meksika ve Rusya gibi AB dışındaki ülkeler kaynaklı dolandırıcılık faaliyetlerinde artış söz konusu. Dolandırıcılar bu şekilde AB de basılan kredi ve diğer ödeme kartlarının güvenlik unsurlarını kolayca dolanabilmekteler. Avrupa Komisyonu gümrük risk yönetimine ilişkin tebliğ yayınladı Avrupa Komisyonu 8 Ocak tarihinde gümrük risk yönetimi ve tedarik zinciri güvenliğinin geliştirilmesine yönelik bir Tebliğ yayınladı. Tebliğ de, uluslar arası tedarik zinciri içerisinde ticareti yapılan tehlikeli malların (taklit ürünler, kaçak mallar, silah ticareti gibi) içerdiği risklerle mücadelede AB gümrük hizmetlerine yardımcı olacak bir strateji öngörülüyor. Komisyon Tebliğinde, tacirlerin etkili risk yönetimi için uygun zamanda ve yerde gerekli verileri sağlamaları; sınırlardan geçen mal hareketlerinde gümrük yetkilileriyle şirketler arasında daha yakın işbirliği yapılması; AB nin dış sınırlarında ortak risk yönetimi uygulanmasının sağlanması; gümrüklerle diğer merciler arasında (istihbarat, polis, ekonomi yönetimi, sağlıkla ilgili makamlar gibi) daha yapısal ve sistematik işbirliği oluşturulması; AB nin büyük ticari ortaklarıyla uluslar arası işbirliğinin arttırılması gibi farklı eylem alanları öneriliyor. Türkiye ile BEA arasında enerji işbirliği anlaşması imzalandı Türkiye ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) arasında ''Afşin-Elbistan Bölgesinde Linyit Kömürü Madenciliği ve Elektrik Üretimi Alanında İşbirliğine Dair Hükümetlerarası Anlaşma'' 3 Ocak 2013 tarihinde imzalandı. Anlaşmanın imza törenine Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, BAE Enerji Bakanı Mohamed Bin Dhaen Al Hamlı, EÜAŞ Genel Müdürü Halil Alış, BAE Enerji Şirketi TAQA Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Abdulla Saif Al-Nuaimi ve ilgililer katıldı. İmza töreninde konuşan Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız enerji sektörünün Türkiye ekonomisinin büyüme hızından daha hızlı büyümesi gerektiğini belirterek bunun için yerli ve yenilenebilir kaynaklara ağırlık verileceğini söyledi. Önümüzdeki dönemde yapılacak en büyük kömür santrallerinden birinin Afşin-Elbistan da olacağını dile getiren Yıldız yerli linyitin yüzde 40 ının bu havzada bulunduğuna dikkat çekti. Bilindiği üzere Afşin- Elbistan Havzası'nda 2 bin 800 MW gücünde 2 santral bulunuyor. Türkiye ile BAE arasında imzalanan işbirliği anlaşması sayesinde 7-8 bin MW'lık ilave kapasite ülkeye kazandırılacak. Bu kapasiteyle yıllık milyar kwh değerinde elektrik üretimi gerçekleştirilebilecek 15

18 2013 yılı Avrupa Kültür Başkentleri Marsilya ve Košice 2013 yılı Avrupa Kültür Başkentleri olarak belirlenen Fransa nın Marsilya ve Slovakya nın Košice (Koşitse) şehrinde bu kapsamda yıl boyunca birçok kültürel etkinlik düzenlenecek. 12 Ocak 2013 tarihinde Marsilya da başlayan kültürel etkinlikler, Košice de ise 19 Ocak itibarıyla başlayacak. Avrupa Kültür Başkenti girişimi kapsamındaki etkinlikler, Marsilya-Provence ta, Avrupa Komisyonu Başkanı José Manuel Barroso nun katılımıyla gerçekleşen resmi açılış töreni, Aix-en-Provence ta modern sanat sergisinin açılışı, Marsilya- Provence ta hazine avı oyunu ve Arles da havai fişek gösterisiyle Ocak 2013 tarihlerinde başladı. Košice deki etkinlikler ise, Ocak 2013 tarihlerinde Avrupa Komisyonu nun Eğitim, Kültür, Çok Lisanlılık ve Gençlikten Sorumlu Üyesi Androulla Vassilliou nun katılımıyla resmen başlatılacak. Bu kapsamda, Devlet Tiyatrosu, Çelik Arena ve Podyum başta olmak üzere birçok restoran ve kültürel alanda etkinlikler düzenlenecek. Marsilya ve Košice, 2012 sonbaharında, hazırlıklarının kalitesi ve seçme aşamasında bulundukları taahhütleri başarıyla yerine getirmeleri dolayısıyla 1,5 milyon avro değerinde Melina Mercouri Ödülü ne layık görülmüştü yılında başlatılan Avrupa Kültür Başkentleri girişimi, Avrupa daki kültür zenginliğine ve çeşitliliğine dikkat çekmeyi ve Avrupalıları bir araya getiren kültürel bağları güçlendirerek farklı Avrupa halkları arasında karşılıklı anlayışı artırmayı hedeflemekte ten bu yana 40 ı aşkın şehir Avrupa Kültür Başkenti olarak belirlendi. Hatırlanacağı gibi, İstanbul da 2010 yılında Avrupa Kültür Başkenti seçilmişti. Genç istihdamının desteklenmesi için 24 milyon avroluk hibe programı başlatıldı AB Katılım Öncesi Mali Yardım Programı nın (IPA) insan kaynaklarının geliştirilmesi bileşeni çerçevesinde sektörel yatırım alanlarında genç istihdamının desteklenmesi için bir hibe programı başlatıldı. Hibe programı kapsamında, belli sektörlerdeki yetişmiş işgücü ihtiyaçları doğrultusunda, gençlere mesleki eğitim, girişimcilik ve staj imkânları verilerek bu sektörlerde istihdam edilmeleri hedefleniyor. 24 milyon avro bütçeye sahip olan bu hibe programı altında desteklenen sektörler arasında; telekomünikasyon, ulaştırma, lojistik, sivil havacılık, depoculuk ve denizcilik sektörlerinin yer aldığı belirtildi. Son başvuru tarihi 8 Şubat 2013 olan programla ilgili ayrıntılı bilgiye adresinden ulaşılabilir yılında AB den 80 ülkeye 661 milyon avro luk insani yardım Avrupa Komisyonu nun kabul ettiği plana göre, AB 80 ne yakın ülkeye 200 de fazla ortak organizasyonları aracılığıyla 2013 yılında 661 milyon avro insani yardım yapacak. En çok yardımı alacak olan ilk 5 ülke, Mali (82 milyon avro), Sudan ve Güney Sudan (80 milyon avro), Demokratik Kongo Cumhuriyeti (54 milyon avro), Pakistan (42 milyon 16

19 avro) ve Somali (40 milyon avro) olarak belirlendi. Komisyon dan yapılan açıklamada, bu sıralamanın belirlenmesinde söz konusu ülkelerdeki çatışmalar ve kıtlığın dikkate alındığı belirtiliyor. Bölgesel olarak ise en yüksek yardım, toplam yardımın %52 sini oluşturan milyon avro olarak Afrika da Sahra nın güneyine verilecek. İrlanda Avrupa Geniş Bant Fiber Optik Projesi ni açıkladı İrlanda AB dönem başkanlığının başlaması ile birilkte devrim olarak tanımladığı fiber ağların optik performansını artırmak ve çok yüksek hızlı geniş bant erişimini Avrupa nın şehir ve kırsal bölgelerindeki genişlemesini sağlamak için Pan-Avrupa araştırma projesinin başladığını açıkladı. Toplam 11.7 milyon avro yatırım tutarına sahip olan projenin, 8.1 milyon avroluk kısmı AB nin 7 nci Çerçeve Araştırma Programı (FP7) tarafından karşılanırken, kalan 3.6 milyon avro ise araştırma merkezleri, Telekom operatörleri ve donanım üreticilerinin oluşturduğu 13 proje ortağı tarafından sağlanacak. Proje ile ilgili yapılan açıklamada amacın farklı bir teknoloji olan uzun menzilli pasif optik ağın uygulanması olduğu belirtildi. Bu yeni teknolojinin uygulanması ile kullanılan mevcut standart fiber ağda ağ başına düşen kullanıcı sayısının 32 den 1000 e ve evler ile merkez ofis arasındaki mesafenin de km den 100 km ye çıkacağı ifade edildi. Bu sayede örnek olarak şu anda İrlanda da faaliyet gösteren 1000 in üzerinde yerel telekom santralinin 20 kavşak noktasında birleştirileceği ve sermaye ve işletim giderlerinin düşürüleceği vurgulandı. 8 ülkenin bir araya geldiği konsorsiyuma Almanya dan Alcatel Lucent, Atesio GmbH, Nokia Siemens Networks, Belçika dan IMEC, İspanya dan Telefonica Investigación y Desarrollo, Fransa dan III-IV Lab, İrlanda dan Trinity College Dublin, University College Cork, Tyndall National Institute, Italya dan Telecom Italia, Birleşik Krallık tan Aston University, Polatis ve İsveç ten Kungliga Tekniska Hoegskolan katılıyor. AB de deniz ve iç su taşımacılığında yolcuların haklarını düzenleyen iki yeni tüzük yürürlüğe girdi AB de deniz yolculuğu sırasında yaşanan kazalarda yolcuların tazmin edilmesine ilişkin 392/2009 sayılı AB Tüzüğü ve seyahatin iptal edilmesi veya ertelenmesi durumunda taşıyıcıyı yolcunun harcamalarını tazmin etmekle yükümlü kılan 1177/2010 sayılı AB Tüzüğü 2012 yılı Aralık ayı sonunda yürürlüğe girdi. 392/2009 sayılı AB Tüzüğü, Üye Devletler arasında hizmet sağlayan ve bazı durumlarda ise ulusal taşımacılıktan sorumlu tüm deniz taşıyıcıları için geçerli olacak. Yeni tüzükle, ölüme veya fiziksel yaralanmalara yol açan kazalarda, yolcu veya yakınları koşullara ve taşımacının suçlu olup olmamasına bağlı olarak 2012 yılı özel çekme hakları (Special Drawing Rights- SDR) uyarınca avroya kadar tazminat alabilecek. Kayıp veya hasarlı bagaj için verilecek tazminat tutarı ise, avroya kadar ulaşabilecek. 17

20 1177/2010 sayılı AB Tüzüğü ise, gemileri bir AB üyesi devletin limanına demirleyen deniz veya içsu taşımacılığı hizmeti veren Avrupalı taşımacılarını, 30 dakikayı geçen gecikme durumunda yolcuların haberdar edilmesiyle, 90 dakikayı aşan gecikmelerde veya iptallerde ise yolculara ücretsiz atıştırmalıklar ve içecekler sunulmasıyla yükümlü kılıyor. Yolcu, gecikme süresine göre bilet ücretinin yüzde 25 i ila yüzde 50 si tutarında tazminat talebinde bulunabilecek. Yeni tüzüğe göre, seyahatte gecikmenin veya iptalin hava koşullarından kaynaklanmaması ve yolcunun bulunduğu yerde bir veya daha fazla gece kalmasını zorunlu kılması durumunda ise, yolcuya ücretsiz bir konaklama bulunması da taşıyıcının sorumluluğunda olacak. Bu durumda ayrıca, yolcuya gideceği noktaya en kısa zamanda ulaşabilmesi için olanak sağlanması veya bilet ücretinin iade edilebilmesi seçenekleri de sunulacak. AB korsanlıkla mücadeleye 4.5 milyon avro ayırdı Avrupa Komisyonu tarafından 10 Ocak 2013 tarihinde yapılan açıklamaya göre, AB 7 Afrika ülkesi arasında deniz ulaşımı rotalarının güvenliğini sağlamayı amaçlayan yeni bir proje için 4,5 milyon Avro katkıda bulunacak. Gine Körfezi nde yer alan 7 ülkeyi Benin, Kamerun, Ekvator Ginesi, Gabon, Nijerya, Sao Tome-e-Principe, Togo- kapsayan projenin Ocaktan itibaren başlatılacağı açıklandı. Gine Körfezi nde kritik deniz ulaşım rotaları başlığı ile adlandırılan ve kısaltması CRIMGO olan proje kapsamında kıyı muhafızları eğitim görecek ve deniz ticareti ve deniz ulaşımını daha güvenli hale getirmek için bölge ülkeleri ve ajansları arasında bilgi alışverişini temin edecek bir iletişim ağı (network) oluşturulacak. AB nin maddi katkısı AB İstikrar Aracı yoluyla sağlanırken, AB nin yanı sıra Fransa, Portekiz, İspanya, İngiltere, Finlandiya, İtalya ve Polonya dan aralarında Britanya Dışişleri Bakanlığı ve Fransa Dışişleri Bakanlığı Güvenlik ve Savunma İşbirliği Müdürlüğü gibi ortakların da bulunduğu çeşitli özel ve kamu kuruluşları da projede yer alacak. AB ye yapılan petrol ithalatının yüzde 13 ü, doğal gaz ithalatının ise yüzde 6 sı Gine Körfezi nden kaynaklanıyor. AB bölgenin güvenliğini tehdit eden korsanlık, silahlı soygun, uyuşturucu, silah ve insan kaçakçılığı gibi sorunlardan endişe duyuyor. AB Çevre Politikası nın 2013 yılı teması Hava olacak Avrupa Komisyonu tarafından 2013 yılı Hava yılı olarak belirlendi. Bir yıl boyunca yapılacak önemli etkinliklerin konusunu belirleyen tema, geçen sene su olarak açıklanmıştı. Her yıl Mayıs ayında yapılan ve AB nin en büyük çevre konferansı olarak bilinen Yeşil Hafta (Green Week) etkinliklerinin ana konusunun da hava olması bekleniyor. Avrupa Çevre Ajansı nın hazırladığı son rapora göre (bkz: EEA Technical Report, No 14/2012), AB hava kalitesi problemini çözmede ciddi adımlar atmış durumda. Özellikle sülfür dioksit emisyonlarında önemli azaltım hedefi yakalandığı açıklanıyor. Diğer taraftan, hava kirliliğinin hala sorun olarak görüldüğü de belirtiliyor. Ajansın İcra Direktörü Jacqueline McGlade e göre, Avrupalıların soluduğu havanın yeterince temiz olmaması ve bunun hem ekonomik gideri hem de insan sağlığına etkisi nedeniyle 2013 yılının hava yılı olarak belirlenmesinin önemli olduğunu belirtti. 18