SIR WILLIAM PETTY: MERKANTİLİST BİR DÜŞÜNÜR MÜ?

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "SIR WILLIAM PETTY: MERKANTİLİST BİR DÜŞÜNÜR MÜ?"

Transkript

1 Ekonomik Yaklaşım, Cilt : 22, Sayı : 79, ss SIR WILLIAM PETTY: MERKANTİLİST BİR DÜŞÜNÜR MÜ? Ahmet Arif EREN Özet Bu makalede W. Petty nin ( ) iktisadi düşüncesi, merkantilist iktisadi düşünce ile ilişkisi bağlamında değerlendirilmektedir. Çalışmanın temel konusu, genel olarak, W. Petty nin iktisadi düşünceler tarihi içindeki konumu hakkında, özel olarak ise onun merkantilist bir düşünür olup olmadığı hakkındadır. Bu çalışmada merkantilizmin geleneksel tanımlamasından hareket edilecektir. Merkantilizmin heterojen unsurları ile homojen özü arasındaki ayrım, William Petty nin merkantilizm başlığı altında değerlendirilmesi gerekliliğini ortaya koyar. Söz konusu ayrımın W. Petty nin iktisadi düşüncesinin incelenmesini sağlayacak teorik bir zemin hazırladığı düşünülmektedir. Anahtar sözcükler: İktisadi Düşünce Tarihi, Merkantilizm, Nüfus ve İstihdam, Emek, Rant JEL Sınıflaması: B00, B11, B31, J11. Sir William Petty: A Mercantilist? Abstract The aim of the paper is to evaluate the economic thought of W. Petty ( ) in the context of relationship with the mercantilist thought. The main idea of the paper generally relies on Petty s status in the history of economic thought and particularly focus on a specific question: Whether he was a mercantilist philosopher or not? This paper starts with the traditional definition of mercantilism. The distinctive feature of heterogeneous components and homogenous core of mercantilism reveals that Petty has to be considered in mercantilism. This distinctive feature builds a theoretical background which ensures the investigation of Petty s economic thought. Key words: History of Economic Thought, Mercantilism, Population and Employment, Labour, Rent. JEL Classification: B00, B11, B31, J11. Dr. Gazi Üniversitesi, İ.İ.B.F., İktisat Bölümü.

2 46 Ahmet Arif EREN 1. Giriş 1776 öncesi iktisat teorisi tarihi her zaman bir ölçüde ihmal edilmiştir. [Bunun sebebi] hiç şüphe yok ki Adam Smith in Ulusların Zenginliği [eserinin] politik ekonomi bilimini oluşturmadaki büyük başarısında ve [eserin] klasik bir eser olmasındadır. (Aspromourgos, 1996:337) Aspromourgos un da belirttiği üzere bir bilim olarak iktisadın, Adam Smith in ünlü eseri Ulusların Zenginliği (1776) ile başladığı genel olarak kabul görmüştür. Söz konusu eseri ile Smith iktisat ın kurucu babası sıfatını kazanmıştır. İktisat ın kurucusu A. Smith dir önermesi kabul edildiğinde, örtük olarak, Adam Smith den önce iktisat ın varlığı konusu tartışmalı bir hal alır. Yukarıdaki argüman, 1776 öncesinde (Ulusların Zenginliği nin basım tarihi) iktisadi düşüncenin olmadığını söylemiyor ama bir bakıma onun, önemsiz olduğunu ima ediyor. Aspromourgos un altını çizdiği üzere, 1776 öncesi iktisadi düşünce genellikle önemsenmemekte ve ihmal edilmektedir. 1 Bu yaklaşımın bir sonucu ise iktisadi düşüncenin, 1776 da A. Smith in o büyük eseri ile başladığıdır bir başlangıç noktası olarak ele alınacaksa, iktisadi düşünce nin başlangıcı olarak değil, bir bilim olarak iktisadın başlangıcı olarak kabul edilebilir. Bu kabul bile tartışmalıdır. Söz konusu başlangıç, öncesi olmayan, ahistorical bir başlangıç değildir. A. Smith in eseri, iktisat ın bir bilim olarak ortaya çıkmasında önemli bir mihenk taşı olsa da iktisat binasının temelinin 1776 öncesinde atıldığı ve hatta istinat duvarının örülmeye başlandığı iddia edilebilir. Bu duvarın örülmesinde çalışan emekçilerden birisinin William Petty olduğu söylenebilir. Bu noktada Hull un (1900:338) endüstriyel topluma yönelik tutumu ile Petty, bir bakıma ekonomi politiğin kurucusu olan Adam Smith in selefidir sözlerini hatırlamak yararlı olur. Sir William Petty ekonomi politiğin babası 2 olarak ve özel olarak da Ricardocu iktisat teorisi ile zirvesine ulaşan klasik ekonomi politik okulunun kurucusu olması nedeniyle önemlidir (Amati ve Aspromourgos, 1985:127). İktisadın tarihi ne bakıldığında Aristo nun o ünlü oikonoimos görüşünün ya da St. Thomas Aquinas nın adil fiyat konusundaki incelemeleri ve değerlendirmelerinin iktisadın temelinde yer aldığı söylenebilir. Bu temelin atılmasına sadece Aristo ve St. Thomas Aquinas gibi filozoflar katkı sağlamamışlardır; örneğin fizyokrasi gibi iktisat okullarının ya da merkantilist düşünce gibi ortak bir iktisadi görüşe sahip düşünürlerin de önemli katkıları olmuştur. En azından, 1776 öncesinde iktisadi öncesini yok saymayan düşünürler de vardır. Örneğin; merkantil dönemin önemli araştırmacılarından Magnusson, (1994:7) a göre 17. Yüzyıl, modern iktisat adını verebileceğimiz bir şeyin doğum yeridir ve bu yeni doğmuş çocuğu meydana getiren merkantilistlerdir. Magnusson, 1776 öncesini yok saymadığı gibi, 1776 öncesini iktisadın doğduğu dönem olarak ele alıyor. 2 Murphy (2009: 28) Petty nin ekonometrinin kurucu babası olduğu iddiasındadır.

3 Sir William Petty Merkantilist Bir Düşünür Mü? 47 konuların tartışıldığı ve hatta bu konuları tartışan bir iktisat okulunun varlığı bilinmektedir. Aslında bu çalışmada tartışılan temel sorunlardan birisi, tam olarak bu noktada açığa çıkar. Çeşitli düşünceleri ya da düşünürleri benzer bir görüş etrafında kümelendirme ya da toplama, sorunlu bir alandır. Fizyokrasi üzerine yapılan incelemelerde söz konusu durum görece daha az sorun ihtiva etse de, merkantilist iktisadi düşünce incelemelerinde bunun, önemli bir sorun olarak ortaya çıktığı söylenebilir. Bu makalede söz konusu sorun açıklanacak ancak çözülmeye çalışılmayacak, geleneksel merkantilizm tanımlamasından hareketle W. Petty nin görüşlerinin geleneksel merkantilizm tanımlaması ile örtüşmediği, klasik ekonomi politik geleneğine daha yakın olduğu tezi ele alınacaktır. 2. Merkantilizm Kavramı Neyi Anlatır? Kabaca 1500 ile 1800 ler arasındaki üç yüzyıllık döneme merkantilist dönem ve dönemin teori ve politikalar bütününe merkantilizm denilir. Söz konusu üç yüzyıllık dönem temel olarak feodalizmin çözüldüğü ve kapitalizmin yeşerdiği bir geçiş aşamasıdır. Bir anlamda büyük dönüşümlerin yaşandığı bir zaman dilimidir. Dolayısıyla merkantilizm olarak isimlendirilen dönem; büyük değişimlerin yaşandığına tanıklık eder. Böylesi uzun bir zaman diliminde iktisadi politikada ve onun teorideki yansımalarında çok fazla değişiklik gerçekleşmiştir. (Newman, 1958:7). 300 yıllık dönemde tek bir politika ve tek bir teori olamayacağı düşünüldüğünde merkantilizmin tanımlamanın güçlüğü açığa çıkar. Buna, Avrupa da tek bir ülke olmadığı ve onların merkantilist deneyimlerinin farklılığı eklendiğinde; merkantilizmi tanımlamanın daha da zorlaştığı söylenebilir. Tüm ülkeler İngiltere ile aynı amaçlara sahip değildi; her birindeki farklı koşullardan dolayı, iktisadi politikaları da ülkeden ülkeye farklılık gösteriyordu. İspanya ilgisini kendisine kıymetli külçe kaynağı sağlayan büyük koloni imparatorluğuna çevirmişti. Hollanda gemicilik ve ticarete vurgu yapıyordu Fransa sanayisini yüksek bir dereceye çıkarmak için onu teşvik ediyor ve düzenliyordu. (Newman, 1958:10). Avusturya ve Almanya nın bürokrat merkantilistleri ise devlet yönetimine ilişkin önerilerinden oluşan bir literatür oluşturmuşlardı. Kısacası merkantilizm, dönemden döneme ve ülkeden ülkeye farklılık gösterir. Tüm bu açıklamaların sonucu olarak; merkantilizm kelimesi ile neyin tasvir edildiğinin çok açık olmadığı söylenebilir. Merkantilizm üzerine yazılanlar incelendiğinde, diğer izm lerde olduğu gibi onun da tek bir tanımı olmadığı kolaylıkla görülebilir. Merkantilizmi tanımlamaya çalışanlar onda homojen bir öz ararlar. Ortak bir düşünceye ilişkin olarak merkantil sistem kavramının, ilk kez Marquis de Mirabeau tarafından 1763 de kullanıldığını Judges (1991:51) dan öğreniyoruz den günümüze değin merkantilizmi açıklamaya çalışan çok sayıda kitap, makale ve tez bulunmaktadır. Söz konusu

4 48 Ahmet Arif EREN eserlerdeki genel açıklamalardan birkaç tanesi bile, merkantilizmi açıklamanın ne kadar güç bir uğraş olduğunu gösterebilir. Müdahaleci politikalar ve özel tekelci haklar aracılığıyla ülkenin ticaretini ve dolayısıyla zenginliğini arttırmak ve komşuyu fakirleştirmek olduğu görüşü merkantilizmi bütünüyle açıklamakta mıdır? Ya da merkantilizmi; lehte ticaret dengesi aracılığıyla ülkenin gelir ve istihdamını arttırmak olduğu şeklindeki ikinci bir tanım ilkinden daha iyi mi açıklar? Keza merkantilizmi güç ilişkisi olarak tanımlayan ve bu bağlamda büyük nüfus, sürekli ihracat ve güçlü devlet arzusundaki görüşler bütünü olarak tanımlamak da merkantilizmi bütün yönleriyle kapsayıcı mıdır? Birinci soruya ilişkin: merkantilist ticaret politikalarının büyük oranda kasıtlı olarak komşuyu fakirleştirme politikaları olduğunu iddia etmek şüphesiz ki doğrudur sözleri ile Blitz (1991:149) in evet, öyledir demesi beklenir. Son soruya hayır cevabını merkantilistlerin fazla nüfus sevdaları sadece basit olarak sayılara önem vermeleri değildir nüfus ille de iktisadi refahın bir belirtisi değildi sözleri ile Johnson (1932:698) verir. Aynı soruya merkantilizm ülkeye ve zamana göre değişen çeşitli türleri az sayıda ortak ilkeleri ile birlikte vardı. Bu ortak ilkeler, devlet gücüne, kıymetli maden stokuna ve nüfusa verilen önem olarak sıralanabilir sözleri ile Fontanel, Hebert vd. (2008:335) evet cevabını verirler. Bu son iki alıntı; merkantilizm genelleştirmesine ilişkin değerlendirmelerinin taban tabana zıt olabileceğini göstermesi açısından önemlidir. Yukarıdaki açıklayıcı sorular bulanık bir açıklama/tanımlama kümesini işaret etmektedir ve bu kümeye izm son ekine sahip tüm kavramların açıklamalarında rastlanabilir. Asıl sorun, bir genelleştirme/daraltma sorunu; yani bir sınır sorunudur. Dolayısıyla mesele, kabaca dönemindeki tüm iktisadi görüşlerin merkantilizm başlığı altında toplanıp toplanamayacağına ilişkindir. Uzunca bir zaman dilimindeki tüm görüşlerin belli bir isim altında toplanabilmesi için söz konusu görüşlerde ortak bir alan olduğunun kabul edilmesi gerekir yüzyıllar arasında birbirinden farklı görüşleri olan bir takım düşünürlere, merkantilist düşünürler denildiğinde, onların görüşlerinde ortak bir alan, konu olduğu kabul edilmiş olur. Bu çalışmada, söz konusu ortak alan, merkantilizmin homojen özü olarak isimlendirilmiştir. Merkantilizmin hem homojen bir özü olup olmadığı konusu ve hem de bu özün neyi içerdiği hususu tartışmalıdır. Bunun neden tartışmalı olduğu anlaşılmasını kolaylaştırmak için Ehrlich (1955:383) merkantilist döneme ilişkin tablosu uygun bir başlangıç noktasıdır.

5 Sir William Petty Merkantilist Bir Düşünür Mü? 49 Tablo 1 Düşünce Şekli ve Yaklaşım Dönemi İlgi Alanı Temel Temsilcileri Külçeciler 1623 öncesi Nakit Sorunları Hales, Malynes Merkantilistler Üretim Yanlısı 1668 Sonrası Kaynak: Ehrlich (1955:383). Dış Ticaret Yerel Üretim Bacon, Misselden, Mun, Child, Barbon, Locke Culpeper, Petty, North, Carry, Davenant, Law, Steuart Yukarıdaki tablo merkantilist dönemin kısa bir sunumu olarak faydalı olması yanı sıra merkantilizmin homojen özüne ilişkin tartışmaları da kısmen içinde barındırır. Ehrlich, merkantilizmi dış ticaretle ilişkilendirmiştir. dış ticarete atfettikleri önem, hepsinin yazısında [ortak] dokudur. Bu onlara temel bir birliktelik sağlar. (Ehrlich, 1955:382). Ehrlich, görüldüğü üzere merkantilist dönemde ortak bir alan olduğunu vurgular. Roll (1957:57-58) da Her ne kadar dış ticarete ilişkin ilk ve sonraki merkantilistler arasında bir kırılma olsa da, bu, merkantilist düşüncedeki esas birliği yok etmez sözleri ile merkantilizmde ortak bir alan olduğunu savunur. Keza Hecksher (1936:51-55) merkantilizmin iç harmonisi olduğu iddiasındadır. Ancak merkantilizmde ortak bir görüş olmadığını iddia eden düşünürler de vardır. merkantilistler hiçbir zaman Fransız fizyokratları gibi ortak bir cephe ya da belirli bir düşünce okulu olmamışlardır. (Blaug, 1991: ix). Merkantilist düşünce homojen bir doktrin bütünü değildi (Newman, 1958:22) Merkantilizmin hiçbir zaman ne bir öğretisi, ne de onun hizmetlerini takdis eden papazları olmuştur (Judges, 1991:49) Blaug, Newman ve Judges merkantilizmde ortak ya da bu çalışmada kullanılan tabirle homojen öz olmadığı kanısındalar. Hangi merkantilizm sorusu bile, merkantilizm genellemesinin güçlüğüne ilişkin fikir sahibi olunmasını sağlayabilir. Merkantilizmin, bir düşünce okulu olarak değerlendirilmesinin güçlüğüne ilişkin uzunca bir alıntı yararlı olabilir: Merkantilistlerin görüşlerinin temelinde birinci olarak ulusun zenginliğindeki artış ile kralın gücünün artması [yer alır] tersi de doğru. İkinci olarak eğer bu artış ceteris paribus dış ticaretten kaynaklanırsa, zenginlik ve güç açısından diğer devletlerin zarara uğratılması mümkün olacaktır. Ticaret politikaya hizmet eder. Üçüncüsü ise, her ne kadar kişilerin refahı dikkate alınsa da devlet politikasının temel hedefi güçtür. Merkantilizm bir düşünce okulu olarak yapılandırılmamıştır. Her ne kadar iktisadi gelişme ve krallığın gücü arasındaki

6 50 Ahmet Arif EREN ilişki ortak bir görüş olarak paylaşılsa da söz konusu ilişki, ülke ve dönemlere bağlı olarak farklı şekiller almıştır. Ancak Avrupa ülkelerindeki merkantilist politikalar oldukça hetorojendir ve ulusal ekonomiler üzerinde farklı iktisadi sonuçları olmuştur (Fontanel ve diğerleri, 2008:332) 3 Merkantilizmin bir düşünce okulu olmadığını savunan Fontanel ve diğerleri; merkantilist politikaların heterojen olduğunun altını çizerler, ancak merkantilizmde homojen bir öz olduğunu onların görüşlerinden çıkarmak mümkündür. Özellikle yukarıdaki alıntıda vurgulanan kısımlar (zenginlik ve güç) merkantilizmin homojen özüne ilişkin bir fikir vermektedir. Söz konusu homojen özü geleneksel tanımlamada bulmak mümkündür. 3. Geleneksel Tanımlamada Merkantilist İktisadi Düşünce Geleneksel merkantilizm tanımına ders kitaplarında rastlanabilir. Bu tanımın kökleri ise Smith ve Hecksher in merkantilizm tanımlamalarında kaynağını bulur. Hecksher e göre merkantilizm araç ve amaçlara göre değerlendirilmelidir. Merkantilistlerin amacının siyasi güç olduğunu vurgulayan Hecksher (1936:45-49), araçlar konusunda merkantilizmin orijinal olduğunun altının çizer. Mallardan korku ihracatın yerine ithalat yapılmasına karşı yürütülen bir politika, tek kelime ile koruma iktisat politikasının gelişmesinde merkantilizmin en orijinal katkısı dır (Hecksher, 1936:49-50). Paranın mübadele mekanizmasının içinde ve dışında olmasına göre ikili bir ayrım yapan Hecksher (1936:51-52), parayı, mekanizmanın dışında gören merkantilistler için altın ve gümüş madenlerine sahip olmayan bir ülke ihracatının ithalatından fazla olması ve bunun yol açtığı para girişi ile zenginleşebilir. Hecksher (1936:51-52). Parayı mekanizmanın içinde görenleri kağıt para merkantilistleri olarak isimlendiren Hecksher (1936:52), eski teorinin, yani; ülkenin para girişi ile zenginleşebileceği teorisinin genel olarak hakim gel diği görüşündedir. E. Hecksher in görüşleri doğrultusunda ele alınan geleneksel merkantilizm tanımlamasında; merkantilistlerin amacının siyasi güç ve bu amaca ulaşmak doğrultusunda uyguladıkları aracın ise lehte ticaret dengesi olduğu sonucu çıkartılabilir. J. Viner, E. Hecksher in bu görüşünü eleştirir. Güç ve para bolluğu arasındaki ilişkinin Hecksher in ele aldığı gibi lehte ticaret dengesi ile sağlanan para bolluğunun güç için bir araç olmadığını belirtir. Para bolluğu ve gücün birbirini karşılıklı olarak etkilediğini belirtir. Bu noktada J. Viner (1991:87) in görüşü oldukça açıktır: Para bolluğu peşinde olma ile güç peşinde olma karşılıklı olarak birbirini besler 3 Vurgular orijinalinde yoktur.

7 Sir William Petty Merkantilist Bir Düşünür Mü? 51 Geleneksel merkantilizm tanımının merkantilizmi tanımlamada başarılı olduğu iddiasına itiraz eden çok sayıda düşünür olduğunun altını çizmek gerekir. Örneğin Hecksher in homojen bir safha veya iktisat politikası sistemi görüşü tartışmalıdır. 4 Herlitz (1993:88). Merkantilist düşünceye yönelik bu görüşler [Geleneksel-Hecksher] özellikle geç İngiliz merkantilizm dönemi için geçersizdir (Wiles, 1974:57). Bu çalışmada böylesi bir tartışmaya girilmeyecek ancak J. Viner ın eleştirileri geleneksel tanımlama içine alınarak, geleneksel tanımlamanın açıklayıcı gücü arttırılmaya çalışılacaktır. Merkantilist düşüncede kârın kaynağı ticarettir ve malların gerçek değerlerinin 5 üzerinde satılması gerekmektedir. Marx (1997:490) a göre [Merkantilistler], kârı[n] ürünün değeri üzerinde satılmasında n kaynaklandığını düşünürler. Merkantilist iktisadi düşüncede ticaret, sıfır toplamlı oyun dur yani bir tarafın kazanabilmesi için diğer tarafın kaybetmesi gerekir. Merkantilistler dünyanın zenginliğinin alıcı ve satıcının birbirleriyle yaptıkları işlemler sonucu el değiştiren sabit bir büyüklük olduğunu düşünürler. Hecksher (1936:48) in ifadeleriyle, merkantilistler, ülkelerinin iktisadi kaynaklarının komşularının zararına artabileceğine inanırlar Kendini (ülkeni) zenginleştir, rakibini fakirleştir temel düstur olarak kabul edilmiştir. Malların gerçek değerlerinin üzerinde satılmasının, satıcı açısından kazançken, alıcı açısından da satıcının kazancına eşit bir kayıp olduğunu düşünürler. Heckscher (1936:48) e göre [Merkantilistler], dünyanın zenginliğinin bütünüyle artabileceği görüşüne tamamen yabancılardı. Bu bağlamda E. Heckscher e göre merkantilistler üretimin, yeni zenginlik yarattığı görüşünü kabul etmezler. Pastanın büyüklüğünü sabit varsaydıklarından, teklif ettikleri politikaların amacı pastadan olası en büyük dilimi almaya yöneliktir. Merkantilist ticarette hedef; alım ve satım arasındaki fiyat farklarından kâr elde edilmesine ilişkindir. Mesele; ihracatın, ithalattan büyük olmasıdır. Merkantilizmde ticarete yönelik bu yaklaşım, merkantilist iktisadi düşünceyi belli bir formda tartışılmasını sağlayacak önemli bir başlangıç noktasıdır. Devirden kâr sağlanabilmesinin bir takım koşulları vardır. Bu koşullardan birincisi; iç fiyatların yüksek olması ve yabancıların mal taleplerinin esnek olmamasıdır. Lehte ticaret dengesi ve ithalata bağımlılığın olmaması için lüks mal ithalatının sınırlı olması, hatta hiç olmaması savunulur. İthal edilen malların ham madde ve ara malı olması, o malların işlenerek mamul mallar olarak yeniden ihracını olanaklı kılar ve bu ise ticaret dengesinin lehte olmasını sağlayacaktır. Bütün ülkeler yukarıdaki politikaları 4 Vurgu orijinalinde yoktur. 5 Gerçek değer; üretim maliyetleri ile belirlenen doğal fiyattır.

8 52 Ahmet Arif EREN uygularsa ticaret nasıl yapılabilir? Dönemin koşullarına 6 bakıldığında; yukarıdaki sorunun cevabı kendiliğinden ortaya çıkar. Merkantilistler dış talebin esnek olmadığını düşünürler. Dobb (1992:184) merkantilistlerin diğer ülkelere, satılan ürün miktarını düşürmeden yüksek bir fiyatla ihracat[ı] empoze edebileceklerini düşün[düklerini] söyler. Dönemin ticaretinin bütünüyle gönüllü olmadığı zor ve baskı içeren bir boyutu olduğu yukarıdaki ifadelerden anlaşılmaktadır. Zor ve baskı uygulanan bir ticaret ya da bunu uygulayan tüccar-devlet, ahlaki açıdan sorgulanabilir. Merkantilist düşünürlerin büyük bir kısmı bizzat tüccar olduğundan ya da ticari faaliyette bulunduğundan böylesi bir sorgulama yapmayacakları açıktır. W. Petty ise ticaretle uğraşmaz. Bu bağlamda W. Petty nin dönemin ticaretini ve tüccarını ahlaki bir boyutta eleştirmesi mümkündür. Tüm krallık ve devletlerde çok sayıda tüccar vardır, tüm limanlarda da çok sayıda tüccar vardır. Tüm dükkanlarda da çok sayıda tüccar vardır. Hepsi aynı şeye eşlik eder: insanları soymak (Petty: 1997:185). W. Petty nin bu sözleri sadece onun konuya ahlaki yaklaşımını göstermesi açısından önemli değildir. 7 W. Petty, yaşadığı dönemin ticarete odaklı olmasını ve devirden doğan kâr yaklaşımını yukarıdaki sözleri ile bir anlamda eleştirmektedir. W. Petty nin zenginlik kavrayışında ticaret önemli bir yere sahip değildir. W. Petty aynı diğer merkantilist broşür yazarları gibi güncel sorunlarla ilgileniyordu. Ancak zenginliğe yaklaşımı ile hem onlardan ayrılıyor, hem de onları ahlaki bir temelde eleştiriyordu. Merkantilist broşür yazarları zenginliğin artması ile ülkenin gücünün artmasını eş anlamlı kabul etmişlerdir. Dolayısıyla bu yazarların politika önerileri, İngiltere nin daha güçlü bir konuma ulaşmasına ilişkindir. 8 Temel hedef, ulusun çıkarına hareket etmektir. 9 Merkantilist düşünürler bu temel hedefe ulaşmak için 6 Dönemin ruhunu Dobb (1992:184) un çarpıcı sözlerinde bulmak mümkündür: Alternatif pazarların genellikle bulunabildiği 19. yüzyıl koşulları çerçevesinde değil de, bir ülkenin ticaretinin büyük bir kısmını yaptığı ülkelere çok büyük baskı, hatta fiili zorlayıcı engeller uygulayabildiği bir durum çerçevesinde konu ele alındığında, merkantilistlerin, tek kâr kaynağı olarak ticareti görmeleri anlaşılabilmektedir. 7 Petty bölüşüm sorununa iktisatçı gözüyle değil, bir ahlak filozofu edasıyla yaklaşır. Petty nin bölüşümde adalete ilişkin görüşleri aşağıdaki ifadelerinde görülebilir: Bazılarının fazla bolluk içinde yaşamalarına izin vermek, diğerlerinin boşu boşuna açlıktan ölmesine [fırsat tanımaktır]. (Petty, 1963:23). Petty nin bölüşümünde adalet istemesinin altında yatan temel neden, adaletsizliğin artmasının iç savaşa sebep olabileceğinden korkmasıdır. 8 İngiliz tüccarlarının, kralın ve ulusun itibarını ve onurunu arttırdıkları söylenir, çünkü o dönemde ticaret bayrağı değil, bayrak ticareti takip etmektedir. (Hinton,1955:277-78). Krallık(lar) da tüccarlarının çıkarının devletin çıkarı olduğu konusunda tüccarlarla aynı fikirdeydi. Bayrağın ticareti takip etmesi bu bağlamda değerlendirilir. 9 Klasik iktisadi düşüncede de ulusal çıkar önemli bir hareket noktasıdır. Her iki düşüncede de büyüme konusuna önem verilir, ama büyümenin kaynağı konusunda uzlaşamazlar. Merkantilist düşüncede büyüme aslında mübadele değerinin artmasıdır. Bu bağlamda zenginlik görüşlerinin temelinde ticaret bulunur. Klasik iktisadi düşüncede ise zenginliğin ticaretle değil üretimle arttığı kabul edilmiştir. Bu değerlendirmelere karşı Perrotta (1993:19) merkantilizmin kurucularına göre zenginlik sağlamanın

9 Sir William Petty Merkantilist Bir Düşünür Mü? 53 çeşitli politikalar önermişlerdir. Merkantilist iktisadi düşüncedeki hetorojen unsur(lar), söz konusu teklif edilen politikalar (seti) olmaktadır. Merkantilist yazarlar para, faiz oranları, istihdam, gelir ve dış ticaret konusunda bir dizi politika önerirler. Bazı merkantilist yazarlarda bu politikaların tümünü karma bir biçimde bulmak mümkünken, bazı düşünürler bu politikaların sadece bir kısmını önerirler. Merkantilist düşünürler benzer politikalar teklif etmiş olsalar da politikanın nasıl uygulanacağı konusunda uzlaşmazlar. Örneğin dönemin önemli tartışma konularından birisi faiz oranlarının indirilmesi/yükseltilmesi tartışmasıdır. Bazı merkantilist yazarlar faiz oranlarının indirilmesini savunurlarken, diğer bir kısmı ise faiz oranlarının zaten fazla olmadığını ve yükselmesi gerektiğini savunurlar. Örneğin J. Child ve N. Barbon a göre, yüksek olmayan bir faiz oranı, İngiliz mallarına dış piyasalarda rekabet üstünlüğü sağlayacaktır bu nedenle de faizlerin düşürülmesi ulusun çıkarınadır. Locke, faizin düşürülmesi görüşüne karşıdır ve faize müdahale edilmemesi gerektiğini düşünür. Yukarıda ismi geçen düşünürler faiz konusunda farklı görüşler dile getirseler de amaçlarının aynı olduğu söylenebilir: İngiltere nin lehte ticaret dengesi ile daha fazla paraya ve güce sahip olması. Tüm bunları J. Viner (1991:86) kadar güzel ifade edemem: Hangi dönemde, hangi ülkede olursa olsun pratik olarak tüm merkantilistler şu önermelerden hepsine imza atarlar: 1) Zenginlik, güç için kesinlikle önemli bir araçtır 2) Güç, zenginlik elde etmek ve onu elde tutmak için değerli ve önemli araçtır. 3) Güç ve zenginlik her biri ulusal politikanın uygun nihai araçlarıdır. 4) Bu araçlar arasında uzun dönemli uyum vardır yolu üretimle başlıyor. Bu ticareti besliyor ve arzu edilen bir ticaret bilançosunu olanaklı kılıyor sözleri ile karşı çıkar. Grampp ın analizinin de bu noktada bu çalışmadaki yaklaşımdan çok farklı olduğunu belirtmek yararlı olur. Grampp geleneksel merkantilizm tanımlamalarına karşıdır. Merkantilizmin özünde; tam istihdamın sağlanması olduğunu savunur. Buradan hareket ederek merkantilizm ile klasik iktisadi düşünce arasındaki sınırı çok yakınlaştırır. Grampp, (1952:472) ın merkantilistlerin arzu edilen bir ticaret dengesi sağlamak istemelerini, İngiltere nin ithal ettiğinden daha fazla ihraç etmesi ile istihdamı artırabileceği yönündeki varsayımları olduğunu düşünüyorum sözleri açık bir şekilde merkantilist görüşte tam istihdam hedefinin odak olduğunu gösterir niteliktedir. Hatta Grampp (1952:486) doğrudan merkantilistlerin fiyat mekanizması kavramsallaştırması klasiklerinkine benzer diyerek klasikler ile merkantilizm arasındaki farklılıkları ortadan kaldırmaya çok yakınlaşır. Magnusson (1993:3) Grampp ın merkantilizm ile klasik politik ekonomi arasında yakınlık kuran değerlendirmelerine katılır. Grampp, Wiles ve diğerlerince gösterildiği üzere merkantilizm bir düşünce sistemi olarak klasik politik ekonomiye çok daha yakındır. Grampp ın analizi, merkantilizm tanımlamalarında karşılaşılan kadim bir tartışmayı su üstüne çıkarır. Tartışmayı Grampp ekseninde yürütenler, geleneksel merkantilizm tanımlamasının; merkantilizmi, hatalı bir zenginlik anlayışına, temel hedefin kıymetli madenlerin niceliksel artmasına dayandırdığı yönünde eleştirirler. Külçeciler ile merkantilistleri karıştırdıkları yönünde eleştirirler. Külçeciliğin İspanya nın merkantilist deneyimlerinden sonra ortadan kalktığını savunurlar. Midas yanılgısını merkantilistlerin idrak ettiğini savunurlar. Perrotta (1993) bu konuyu ayrıntılı bir şekilde incelemiştir. Grampp ve takipçilerine hak vermek olanaklıdır. Özellikle ticaret kavramının merkantilist dönemdeki içeri ile günümüzdeki içeriğinin aynı olmadığı düşünüldüğünde Grampp ın analizi daha da kuvvetlenir. Merkantilist dönemde ticaret günümüzdeki ticaret kavramından farklı olarak üretimi de içerdiğini Grampp (1991:122) dan öğreniyoruz.

10 54 Ahmet Arif EREN E. Hecksher e göre merkantilistler zenginliği (para bolluğunu) güç için bir araç olarak ele alırlar. Kısacası E. Hecksher için J. Viner ın ilk maddesi geçerlidir. J. Viner, E. Hecksher in tek taraflı olarak ele aldığı bu ilişkiyi karşılıklı bir ilişki olarak değerlendirir. E. Hecksher in merkantilizm değerlendirmesini, J. Viner ın eleştirileri ile yoğurunca geleneksel tanımlamada merkantilizme ulaşılabilir. Bu tanımlamaya, 17. yüzyılın ikinci yarısında merkantilizmde, bazılarına göre kırılma olarak tabir edilen bir değişim yaşandığı iddiası eklendiğinde ve bunlar bir bütün olarak Ehrlich in tablosuna uyarlandığında aşağıdaki gibi bir tablo açığa çıkar: Tablo 2: Geleneksel Tanımlamada Merkantilizm Düşünce Şekli ve Yaklaşım Dönemi Amaç Araç Temel Temsilcileri Külçeciler Kıymetli maden miktarının azalmaması İthalatın yasaklanması Hales, Malynes İlk merkantilistler Lehte dış ticaret dengesi ile sağlanan para bolluğu Ticaret düzenlemeleri Bacon, Misselden, Mun, Child, Barbon, Locke Geç merkantilistler Para bolluğu ile sağlanan güç Lehte dış ticaret dengesi Culpeper, Petty, North, Davenant, Law, Steuart İlk tablo ile ikincisi arasındaki en önemli farklılık dönemin isimlendirilmesindeki farklılık değil, geç merkantilist döneme ilişkin amaç konusundaki farklılıktır. Geleneksel tanımlamaya göre geç merkantilistlerin amacı üretim değil güç sağlamaktır. Merkantilizmin geleneksel tanımlamasından hareket edildiğinde, merkantilizm; homojen bir özden ve bu özün dışında kalan heterojen unsurlardan oluşan bir öğreti olarak tanımlanabilir. Homojen öz; 1600 lerin ikinci yarısının öncesinde lehte ticaret dengesi ile sağlanan para bolluğu (zenginlik) iken, 1600 lerin ikinci yarısından sonra para bolluğu ile sağlanan güç olmuştur. Sir William Petty nin görüşleri merkantilizmin söz konusu homojen öz(ler)i ve hetorejen unsurları bağlamında değerlendirilecektir.

11 Sir William Petty Merkantilist Bir Düşünür Mü? Sır William Petty nin İktisada Dair Düşüncesi Merkantilizmin homojen özünün iki temel unsuru olduğu üçüncü bölümde değerlendirildi. Bunlar; lehte ticaret dengesi ile sağlanan para bolluğu ve güçtür yüzyıllar arasındaki dönem boyunca para bolluğu ve güç merkantilist broşür yazarlarının ortak konusu olmuştur. Merkantilist dönemin başlangıcı ile 17. Yy ın ilk yarısı arasındaki dönemde merkantilizmin homojen özü; lehte ticaret dengesi ile sağlanan para bolluğu iken, 17. yüzyılın ikinci yarısında bir değişim yaşanmış ve homojen öz; para bolluğu ile sağlanan güç olduğuna dair bir görüş ağırlık kazanmıştır. Bu bölümde, W. Petty nin üretim, istihdam, artık, değer, rant, ticaret ve nüfus konularındaki görüşleri ele alınacak ve yukarıdaki bağlamda güç görüşünün, W. Petty nin analizindeki varlığı değerlendirilecektir. Bu değerlendirme için W. Petty nin iktisadi görüşlerinin kapsamlı bir incelemesi gereklidir. William Petty nin görüşleri 17. yüzyılın ortalarındaki iktisadi ve siyasi gelişmelerin ürünüdür. Bu bağlamda W. Petty nin görüşlerini yaşadığı zaman ve mekândan bağımsız değerlendirmemek gerekir. 17. yüzyılın ortaları, yoğun iktisadi ve siyasi gelişmelerin yaşandığı bir dönemdir. Bu dönemde İngiltere de monarşi yeniden kurulduğu için 1660 lı yıllar yeni bir politik çağın, rejimin başlangıcı olarak kabul edilebilir. W. Petty nin yazıları, bu yeni rejimin kamu harcamalarını ve vergilendirmeyi nasıl yapacağına ilişkindir. Yazılarının konusu dönemin siyasi gelişmeleri iken, yazılarının yöntemini belirleyen ise 17. yüzyılda bilim ve felsefedeki gelişmelerin ürünüdür. 17. Yüzyıl bilim devrimi, ele alınan konuların nicelleştirilebildiği ölçüde bilim alanına girdiği yönünde bir kabul yaratmıştı. W. Petty, bunu kendi çalışmasına uyarlar. Francis Bacon ( ), Thomas Hobbes ( ) ve René Descartes ( ) ın çalışmalarının W. Petty nin yöntemi üzerinde etkisi olduğu söylenir. Yukarıdaki düşünürlerden özellikle F. Bacon ın etkisinin daha fazla olduğu Petty nin yazılarında görülebilir. Petty, Bacon ın yöntemini iktisada uyarlamaya çalışır. Bu uyarlamayı ise; politik aritmetik olarak isimlendirmiştir. Roncaglia (1998:161), W. Petty nin metodolojisinin belirlendiği iki temel yöntem olduğunu belirtir ve bunlardan birincisi[nin] Bacon ın tümevarım yöntemi olduğunu savunur. Petty, politik aritmetik yöntemi ile her türlü hesabın yapılabileceği inancındadır. Petty (1977:48) Aritmetiği her şeye uygulayabilir misiniz? diye sorar ve mistik, ruhani ve ölümsüz olmadıkça uygulanabileceğini belirtir. W. Petty nin yukarıdaki sözlerinden, dünyevi olan her şeye bu yöntemin uygulanabileceği anlamı çıkar. Yani W. Petty e göre mistik, ruhani ve ölümsüz olmayan her şeye, kısacası, ölçülebilme yeteneğine sahip her şeye aritmetik yöntemi uygulanabilir. Bu görüşleri ile W. Petty, istatistiksel analizi iktisadi tartışmalara uygulayan ilk düşünür olarak kabul edilebilir. W. Petty nin istatistiksel bir yöntem kullanmasından hareketle iktisadi konuların nicel boyutu ile daha fazla

12 56 Ahmet Arif EREN ilgilendiği söylenebilir. Bu bağlamda W. Petty için temel sorunlardan birisi; İngiltere nin nasıl zenginleşeceğinden ziyade söz konusu zenginliğin büyüklüğü ve ölçümüne ilişkindir. Bu iddiayı desteklemek adına sözü W. Petty e bırakmak yerinde olur: İngiltere nin zenginliğinin gayrisafi hesabı: 1-Toprak, çiftlik evleri, bahçeler ve bostan, ağaçlar ve kereste, madenler 160 milyon 2- Londra şehrindeki ölüm oranına göre oluşan yerleşim ve evler: 20 milyon 3- İngiltere deki tüm diğer konutlar: 25 milyon 4- Tüm bu evlere ait olan ev eşyaları ve mobilyalar: 15 milyon 5- Mücevher, tabak, külçe ve basılmış para: 10 milyon 6- Donanmayı da içerecek şekilde her türlü denizcilik: 10 milyon 7-6 milyon kişi için bir yıllık gıda ve ödeme: 40milyon 8- Her çeşit sığır: 5 milyon 9- İşlenmemiş materyaller ve mallar: 15 milyon (Petty, 1997:181) Petty memleketin zenginliğinin büyüklüğünü yukarıdaki şekilde rakamlarla açıklamıştır. Bu rakamlar, zenginliğin kaynağının ne olduğuna ilişkin doğrudan bilgi vermese de en azından ipuçları verir. Petty nin yukarıdaki dokuz maddede sıraladığı zenginlik rakamları, Petty nin düşüncesinde zenginliğinin kaynağının üretim olduğuna dair fikir vermektedir Üretim ve İstihdam W. Petty zenginliğin kaynağını üretimde görmektedir. Dolayısıyla emek, istihdam ve işbölümü onun görüşünde önemli bir yer tutar. Üretim için emek gereklidir. Emek istihdam edilmiş olmalı yani aylak olmamalı ve hem de verimli olmalıdır. W. Petty (1997:89) üretim ve emeğin önemini şu şekilde ifade eder: Eğer şimdi [krallıkta] kaç insan olduğunu ve bunların her birinin kabiliyetlerini biliyorsak, onların geçimleri ve üretimleri için ne kadar buğday, yün kıyafet, büyükbaş hayvan gerektiğini söyleyebiliriz Yaşayabilmemiz için kaç insanın emeği gerekli bunu, toprağa oranla insan sayısı (hands) ile kıyaslayarak biliriz 10 W. Petty nin yukarıdaki ifadeleri özellikle de vurgulanan cümle adeta hem toplumsal işbölümünün önemini ortaya koymakta hem de emek ve üretimin öneminin altını çizmektedir ve bu anlamda A. Smith i anımsatmaktadır. W. Petty nın yukarıdaki ifadeleri, zenginliğin kaynağına ilişkin olarak onun görüşünü gösterir. W. Petty e göre zenginliğin kaynağı ticarette değildir, toprak ve emek miktarına dayanır. Petty (1963b:117) İngiltere nin zenginliği toprak ve insanlarda yatar 11 Petty (1963:68) e göre toprak zenginliğin annesiyken emek 10 Vurgular orijinalinde yoktur 11 Vurgular orijinalinde yoktur

13 Sir William Petty Merkantilist Bir Düşünür Mü? 57 [zenginliğin] babası ve aktif ilkesidir. W. Petty nin bu son ifadesi, kitabında, ceza konusunu tartıştığı bölümdedir. W. Petty nin cezalara ilişkin yaklaşımından hareketle onun istihdama verdiği önem anlaşılabilir. Şöyle ki suçluları hapishanelere koymak ya da ölüm cezaları uygulamak ona göre, potansiyel olarak çalışabilecek olanların çalıştırılmaması anlamına geleceğinden kabul edilmemesi gereken bir durumdur. Borcunu ödemeyen hırsızlar neden ölüm yerine kölelikle cezalandırılmasın? Köle olarak [çalıştırıldıklarında] daha fazla emek harcamaya zorlanırlar böylece İngiliz İmparatorluğu ndan bir kişi eksilmemiş iki kişi artmış olur. (Petty, 1963:68). Petty (1997:90) Kamu için en yararlı şey çalışabilecek kadar çok insanı işe koşmak olduğu görüşündedir. 12 Kısacası zenginliğin kaynağı toprak ve emek kullanılarak elde edilen üretimdir. Bu nedenle de istihdam mümkün olduğu ölçüde arttırıldığında hem daha fazla toprak hem de daha fazla emek kullanılır ve üretim de artmış olur. W. Petty kullandığı analoji ile, toprak doğurgan (üretken) anne ve emek ise çalışkan (üretken) babadır. Geleneksel merkantilist yaklaşımla W. Petty nin görüşleri arasındaki farklılık bu noktada açığa çıkar. Merkantilizmin homojen özü olan; zenginliğin kaynağı ticarettir görüşüne karşılık W. Petty, zenginliğin kaynağını doğurgan ve çalışkan toprak ve emekte, yani üretimde görür. Aylakların istihdam edilmesinin üretimi ve dolayısıyla ülkenin zenginliğini arttıracağına bu bağlamda inanır. 13 Nehirleri su taşıtlarının seyrine elverişli hale getirmek ve karayollarını onarmak için dilencileri istihdam etmek Petty (1963:7) e göre 12 Buradan hareketle aslında Petty nin merkantilist bir düşünür olduğu iddia edilebilir. Aşağıda, 14 numaralı dipnotta Grampp tan yapılan alıntı, merkantilistlerin temel hedefinin tam istihdam olduğuna ilişkindir. Petty nin cezalara ilişkin görüşündeki istihdam yaklaşımının da tam istihdamı hedeflediği söylenebilir. 13 Petty nin aylakların istihdamın ülke için yararlı olduğu argümanına Murphy (2009) daha farklı yaklaşır. İngiltere de aylaklara iş sağlandığında, İrlanda mallarına yönelik talebin artacağı ve İrlanda lı toprak sahiplerinin vergi yükünün azalacağını düşündüğü için Petty nin istihdam konusunu ele aldığını düşünür. Petty servetini arttırabilmek için çok çalıştığından dolayı onu korumak ister. Murphy (2009:28) Murphy kısacası Petty nin kendi cebini düşünerek görüş bildirdiğini düşünmektedir. Petty nin vergiye ilişkin görüşleri Murphy i haklı çıkartacak şekilde okunabilir. Örneğin Petty (1963:32) vergi[nin] herkesten orantılı alın ması taraftarıdır ve insanları en çok kızdıran şey[in], komşusundan daha fazla vergilendirilmek olduğunu iddia eder. Petty nin bu ifadelerini Murphy nin bakış açısıyla değerlendirerek kendisi toprak sahibi ve zengin olduğundan çok fazla vergi ödemesi gerekmekte ve bundan kaçınabilmek için böyle görüşler ortaya attığı söylenebilir. Petty nin yazılarının bütünlüğü doğrusu böyle bir izlenim vermemektedir. Petty basit olarak vergilerin nasıl toplandığı değil, nasıl kullanıldığı, ulusun zenginliğine katkısı bağlamında değerlendirilmektedir. Vergiler hemencecik bizim yerli mallarımıza harcandığında, bana öyle geliyor ki insanların bütününe çok az zarar verir. Bunun tek etkisi belirli kişilerin zenginlik ve servetlerinde değişiklik yaratmasıdır ve özellikle toprak sahibi ve tembel olandan zanaatkar ve çalışkan olana [gelir] transferinde bulunmasıdır. (Petty, 1963:37) Petty nin bu sözleri onun değerlendirmelerinin toprak sahibi menfaatine ya da kendi menfaatine yönelik olmadığını, ülkenin ve halkın menfaatine bir değerlendirmede bulunduğu göstermesi ile Murphy nin yaklaşımının haklılık payı olmadığını ortaya koyar.

14 58 Ahmet Arif EREN ülkenin zenginliğini arttırır. 14 Üretim ne kadar fazla ise zenginliğin de o kadar fazla olacağına dair kuvvetli bir inanca sahiptir. Toprağımızın verimliliği ve kapasitesini bildiğimizde, insanların emeğinin olabilen en yüksek üretimi sağlayıp sağlamadığını söyleyebiliriz 15 (Petty, 1997:90). W. Petty üretimin artmasını, merkantilistlerin düşündüğü gibi dış ticaret fazlası için dolayısıyla kralın hazinesinin artması için arzu etmez. Amacının, ne lehte ticaret dengesi ile sağlanan para bolluğu ne de para bolluğunun sebep olacağına inanılan güç olmadığı yukarıdaki ifadelerinde görülebilir. Müdahale değil, serbest ticaretin daha faydalı olduğu inancındadır. Hull (1900:339) un W. Petty i merkantilist doktrinin müdahaleciliğinden ziyade serbest ticareti savunması ve emek değer teorisinin ilk nüvelerinin temelini atması ile ekonomi politik geleneğinde görmek mümkündür. Petty önceliği ticarete vermemektedir sözleri bir anlamda yukarıdaki değerlendirmeleri destekler. C. Hull un W. Petty e ilişkin görüşlerinin ilk kısmı olan; merkantilizmi müdahale-serbest ticaret tartışmasında konumlandırmanın, merkantilizmin homojen özünde olmadığı söylenebilir. Ticaretin düzenlenmesi, ülkede para bolluğu sağlaması nedeniyle bir araçtır. Hull un görüşünün ikinci kısmı olan W. Petty nin önceliği ticarete vermemesi kısmının yukarıdaki değerlendirmeleri pekiştirdiği ise söylenebilir. W. Petty nin zenginliğin belirleyicisi olarak emek ve toprağı görmesinin fiyat teorisindeki yansıması ise (doğal) fiyatın belirleyicisi olarak ücret ve rantı kabul etmesidir. W. Petty, fiyatın belirlenmesinde emek baba ve toprak anayı eşit değerde görmez. W. Petty e göre değerin belirlenmesi hususunda; toprak, emekten daha önemli bir etkendir. Bu minvalde fiyatın belirleyicisi olarak da rantın ücretten daha baskın olduğunu düşünür Rant ve Artık Teorisi W. Petty, değer teorisini rant teorisi içinde değerlendirmiştir. Rant analizinde W. Petty artık görüşüne ulaşmış bu bağlamda artıklı teoriler için, klasik iktisadi düşünce için zemin hazırlamıştır. W. Petty nin rant görüşü kârı da içerir, bu bağlamda artık ve rantı aynı başlık altında ele almak uygun olur. W. Petty kârı, 14 Görüldüğü üzere Petty nin analizinde hedefin istihdam olmadığını, istihdamın bir araç olduğunu iddia ediyoruz. Grampp (1952) ise bu iddiaya katılmaz. Grampp a (1952:123). Merkantilistlerin hedefinin lehte ticaret dengesi olduğu genel kabulüne itiraz eden Grampp (1952:123) dış ticaret fazlası ile hedeflenen şeyin istihdamı arttırmak olduğunun altını çizer. Kısacası Grampp için istihdamın arttırılması araç değil, amaçtır. Grampp ın bu görüşünü küçük farklılıklarla destekleyen düşünürler olduğunu da belirtmemiz gerek. Örneğin Perrotta (1991:324), 1600 lerden sonra üretimin amaç haline geldiğini aşağıdaki sözleri ile ifade eder lerden sonra üretimle dış ticaret arasındaki ilişki tersine dönmüş; ticaret basit olarak üretimin artması için bir araç olmuştur. 15 Vurgular orijinalinde yoktur.

15 Sir William Petty Merkantilist Bir Düşünür Mü? 59 ranttan ayırmamıştır. Kârı, rantın içinde görmesi bir bakıma normal kabul edilebilir. W. Petty zenginliğin kaynağını toprak ve emekte yani üretim alanında görmektedir. Dolayısıyla ticaret/dolaşım W. Petty nin analizinde önemli bir yer tutmaz. Bu bağlamda [devirden doğan] kâr ona göre önemli olmadığından teorik olarak rantın içinde ele alınabilir. W. Petty nin ranta ilişkin görüşlerini onun ifadelerinden hareketle değerlendirmek yararlı olur: Bir bölgede 1000 kişi var ve bunlardan 100 tanesi gerekli gıda ve giysi tedarik ediyorsa, 200 tanesi diğer milletlerin karşılığında para ya da mal verecekleri malları yapıyorlarsa, 400 tanesi herkese zevk, ihtişam ve gurur verecek süs [yapımı] işlerinde çalışıyorlarsa, 200 tanesi idareci, hukukçu, papaz, fizikçi, tüccar ve perakendeci ise bunların toplamı 900 eder. Geride kalan 100 fazlalık için yeterince gıda olduğunda soru [bunların geçimliklerini] nasıl elde ettikleridir. Çalarlar mı, soyarlar mı yoksa kendilerini açlıktan ölüm ızdırabına mı terk ederler İsraf edilecek fazlalık bunlara verilir (Petty, 1997:30-31) Petty artık kavramın yerine burada fazlalık demeyi tercih eder. Artık fikrini yakalamış olsa da artığın işlevini ve bölüşümünü kavrayamadığı ya da ele almadığı söylenebilir. Bir fazlalık olarak ele aldığı artığın aylaklar olmasa israf olacağını düşünür. Söz konusu fazlalığın aylakların eline geçebilmesi için onların çalıştırılmalarını (aylaklıktan terfi etmelerini) şart koşar. Başka bir kitabında ise (Petty, 1963: 43) 16 artığı aşağıdaki ifadeleri ile ele alır: Varsayalımki bir kişi kendi elleriyle belirli genişlikteki bir toprağa tahıl ekti. Yani toprağı kazdı veya çift sürdü, tırmıkladı, zararlı otları ayıkladı, biçti, eve taşıdı, harmanladı ve eledi, toprak için gerekli çiftçilik işlerini yaptı ve bununla birlikte aynısını elde etmek için tohum ekti. Bu adamın hasatından, tohumluğunu, kıyafetle mübadele etmek üzere diğerlerine verdiklerini ve evde kendi yediklerini ve diğer doğal gereksinimlerini çıkarttıktan sonra geriye kalan tahılın, toprağın o yıldaki doğal ve gerçek rantı olduğunu ve yedi yılın ortalaması değerinde olduğunu söylüyorum. Petty rantı basit bir tahıl modeli içinde alarak toprağın rantını bu model içinde açıklamıştır. Yukarıdaki alıntıda vurgulara dikkat edildiğinde, W. Petty nin artık kavramını kullanmadığı ancak artık değer teorileri için bir başlangıç oluşturduğu söylenebilir. W. Petty nin geriye kalan tahıl ile ifade ettiği şey aslında artıktır. W. Petty e göre bu artık, toprağın doğal ve gerçek rantıdır ve toplam üretimden üretim masraflarının ve kişinin kendi geçimliği için gereken masrafların çıkarılması ile ölçülür. W. Petty, rantın parasal değerini açıklarken, analizine yukarıdaki tarlada çalışan adama ek olarak ikinci bir kişiyi dahil eder. Söz konusu diğer bir kişinin gümüş üretiminde çalıştığını kabul ederek analizini sürdürür: 16 Vurgular orijinalinde yoktur.

16 60 Ahmet Arif EREN Bir başka kişi gümüş olan bir ülkeye seyahat etsin. Orada [toprağı] kazsın, [gümüşü] saflaştırsın ve onu diğer adamın tahıl ektiği yere getirsin. Aynı kişi gümüş için çalışırken gerekli geçimi için ayrıca yiyecek biriktiriyor ve kendisine barınak sağlıyordur. Ben birinin gümüşünün diğerinin tahılıyla eşit değerde olması gerektiğini savunuyorum. Birisi muhtemelen 20 ons 17 ken diğeri 20 bushel 18 dir Bir bushel tahılın fiyatı bir ons gümüştür. (Petty, 1963:43) W. Petty artık tahılın parasal değerini artık gümüş ile açıklar. Gümüş üretimindeki üretim masrafları çıktıktan sonra geriye kalan artık gümüş; artık tahılın parasal değeri olur. W. Petty e göre değerin kaynağı emekte ve topraktadır ve toprağı da emek cinsinden ifade ederek önemli bir sorunu çözdüğünü düşünür. Petty (1963:44) e göre Her şey iki doğal ölçü birimi ile, toprak ve emekle değerlendirilmelidir. W. Petty, toprağı da emek cinsinden ifade ederek ölçüyü sadece emeğe indirgemeyi başardığına inanır: Petty (1963:44-45) e göre Toprakla emek arasında doğal bir oran bulduğumuz için mutluyuz. Değeri bunlardan herhangi birisi ile gösterebiliriz ve penileri poundlara çevirebildiğimiz gibi birini bir diğerine çevirebiliriz. Bu ifadeleri ile W. Petty klasik emek değer teorisini A. Smith den bir asır önce haber vermiştir. W. Petty, İrlanda nın topraklarının dağıtılması ile görevlendirilmişti. Bu nedenle de toprağın değeri konusu sadece onun temel ilgi alanı olmakla kalmamış, söz konusu hesaplamaları pratikte kullanmış ve hatta meslek olarak bu iş kolunda çalışmıştır. Teorisi dönüp dolaşıp, toprağın değerinin ne olması gerektiği, nasıl hesaplanacağı sorularına cevap üretmeye yönelir. Petty toprağın fiyatını, toplam para rantından türetmeye uğraşır. W. Petty toplam yıllık rantın 20 katının toprağın fiyatını oluşturduğunu hesaplamıştı. Petty bu yirmi rakamının kökenini bulmaya çabalar. Rantla toprağın fiyatı arasında sadece doğrudan bir ilişki görmez; rantın, toprağın fiyatının temel belirleyicisi olduğunu düşünür. W. Petty İrlanda da toprak dağıtımından sorumlu olduğu için bir parsel toprağın yıllık rantının 50 pound getirdiğini ve o toprağın 1000 pound a satıldığını biliyordu. Ancak toprağın fiyatının neden toprağın rantının yirmi katı olduğunu bilmiyordu. Bu soruya cevap bulmak için W. Petty politik aritmetik yöntemini kullanmıştır ve toprağın rantının ve fiyatının oluşumunu dışsal bir koşula baba oğul ve torunun bir arada yaşama süresiyle bağdaştırmıştır: Yıl sayısından şunu anlıyorum. Biri 50 yaşında, diğeri 28 yaşında ve bir diğeri 7 yaşında olan [üç kişi tasarlıyorum] Diyelim ki bunlar büyük baba, baba ve 17 28,35 grama karşılık gelen özellikle altının ağırlığını ölçmekte kullanılan İngiliz ölçü birimi. 18 4/5 kileye (yaklaşık 140 kg) karşılık gelen özellikle tahıl ürünlerinin hacmini ölçmekte kullanılan İngiliz ölçü birimi.

17 Sir William Petty Merkantilist Bir Düşünür Mü? 61 çocuk olsun satın alınan yıl sayısı herhangi bir toprağın doğal bedelidir, böylesi üç kişinin yaşamlarının alışılmış büyüklüğüdür. İngiltere de şu anda üç yaşamın 21 olduğunu zannediyoruz ve sonuçta toprağın değeri, yaklaşık olarak aynı yıllık satın alıma eşittir. (Petty, 1963:45) W. Petty toprağın değerinin belirli sayıdaki (21) yıllık rant toplamlarından oluştuğunu iddia eder. W. Petty nin analizinde rant, bushel/birim tahıl başına göre belirlendiği için ve bu ise onun üretiminde harcanan emek miktarına bağlı olduğu için emek, sadece tahılın değerinin değil, daha önce de vurgulandığı üzere toprağın değerinin de nihai kaynağı olmaktadır. W. Petty toprağın rantındaki fiyat dalgalanmalarının, faizdeki dalgalanmalardan kaynaklandığını düşünmedi. İlişkiyi ters tarafından kabullendi. Yani rantın faizi belirlediğini düşündü. Toprak rantı yıllık satın alıma eşit olduğu için paranın faizi %5 seviyesindeydi. Yani bir parça toprak 1000 pounda alınıyor ve yıllık 50 pound rant getiriyorsa 1000 pound sermayeye sahip kişi ancak 50 poundluk sermaye getirmesi koşuluyla parasını borç verecektir. Petty (1963:48) e göre faiz, en azından para borcunun satın alınabileceği toprağın rantıdır. Geleneksel tanımlamaya göre merkantilistler zenginlik ile üretim arasında bir ilişki görmezler. Bu minvalde faiz konusundaki tartışmalar üretime etkisi açısından değil, ticarete etkisi açısından ele alınır. Bu nedenle de faizin kaynağı konusuna ilişkin bir tartışma yapmazlar. W. Petty ise faizin ticarete etkisi ile ilgilenmez; doğrudan faizin kaynağını tartışır ve faizin belirleyicisinin toprak rantı olduğunu savunur. W. Petty nin değerlendirmelerinde, toprağın rantını ve onun değerini belirleyen dışsal faktörlerden birisi, tahıl ihtiyacındaki artıştır. Bu görüşü ile bir anlamda fiyatların oluşumunda talebin de belirleyici olduğunu belirtmiş olmaktadır. Petty (1963:48) e göre nasıl ki çok fazla para ihtiyacı mübadeleyi arttırıyorsa, çok fazla tahıl ihtiyacı da sonuç olarak tahıl üreten toprağın rantını ve sonuçta toprağın kendisinin fiyatını arttırır. Büyük baba, baba ve torunun birlikte yaşama süreleri değişmeyeceği için kısa dönemde rantın değişmemesi beklenir ama tahıl talebindeki artış, rantı ve dolayısıyla toprağın değerini artırır. W. Petty buradan hareketle doğal fiyat piyasa fiyatı ayrımına ulaşabilirdi. İfadeleri onun bu ayrıma ulaştığını gösterir niteliktedir. W. Petty rant ve toprağın (piyasa) fiyatındaki değişmeleri gözlemlemiş ve toprağın satın alım yılı teorisi (doğal fiyat) ile bu değişmeleri açıklayamamış ve başka bir teori oluşturmak zorunda kalmıştır. Tahıl ihtiyacındaki değişmeler ile rant arasında kurduğu bu teorik bağ sayesinde toprağın fiyatındaki ve ranttaki değişmeleri açıklayabilmiştir. Bunun yanı sıra aynı dönemde ama farklı mekânlarda toprağın rantının ve fiyatının farklı olduğunu gözlemlemiştir. Farklı mekânlarda toprağın rantının ve fiyatının farklı olmasını, ne ilk teorisi toprağın satın alım yılı

18 62 Ahmet Arif EREN ne de ikincisi tahıl ihtiyacının artması ile açıklayamamıştır. Çünkü toprağın satın alım yılı değişmesine rağmen bazı yerlerde toprağın rantı yüksekken, bazı yerlerde düşüktür. Keza tahıl ihtiyacı her iki bölgede neredeyse aynı iken toprağın rantının çok farklı olduğunu gözlemlemiştir. Çok nüfuslu alanlara yakın yerlerdeki topraklar Petty (1963:49) e göre orada toprak sahibi olmanın verdiği ek zevk ve onur nedeniyle uzak alanlara göre daha çok satın alım yılına sahiptirler. Bu ifadesi ile W. Petty, rantın belirlenmesinde yeni bir dışsal neden getirmiştir nüfusun yoğun olduğu bölgelerde yaşamayı tercih etmek. Bu durum taleple ilişkili hale getirilebilir. Tahıl ihtiyacındaki artışın rantı arttırmasından çok da farklı bir durum değildir. W. Petty nin fiyata ilişkin gözlemleri; piyasadaki fiyatların kısa dönemde ve mekâna göre farklılık gösterdiğidir. Bunları ise yine gözlemlediği diğer değişkenlerdeki değişiklikler ile açıklamaya çalışmıştır. Ancak söz konusu değişiklikleri, doğal fiyattan sapmalar olarak görmüştür. Her bir değişiklik için ayrı nedenler türetmeye çalışmış ve bu nedenle de teorisi karmaşık bir hal almıştır. Teorisindeki tüm karışıklıklara rağmen W. Petty üç nedenle, birinci olarak; zenginliğin kaynağının emek ve toprak olduğu iddiası, ikinci olarak; rantı açıklamaya çalışırken artık kavramsallaştırmasına ulaşması ve son olarak; doğal fiyat-piyasa fiyatı ayrımı için gerekli alt yapıyı oluşturması ile klasik ekonomi politik geleneğine daha yakındır Ticaret, Nüfus ve Verimlilik W. Petty nin rant teorisine genel olarak bakıldığında, ranta ilişkin üç teori oluşturduğu ve ranta ilişkin karşılaştığı güçlükleri bu teoriler ile aşmaya çalıştığı söylenebilir. Bu noktada Hull (1900:325) un Petty nin doğru bir rant teorisine sahip olduğu konusunda imalar bulunmaktadır sözleri bir anlamda W. Petty nin rant teorisindeki karmaşıklığa da vurgu yapar. W. Petty rant konusunda ne kadar karmaşık görüşlere sahipse nüfusa ilişkin görüşleri bir o kadar açık ve anlaşılırdır. Nüfus, W. Petty nin analizinde hem rantı belirleyen dışsal faktörlerden birisidir hem de ülkenin zenginliği için önemli bir araçtır. İnsanların azlığı gerçek yoksulluktur. Nüfusu sekiz milyon olan bir devlet, kendisiyle aynı büyüklükte toprağa sahip ama nüfusu 4 milyon olan bir devletin iki katı zengindir. Petty, (1997b:48). W. Petty nin bu sözleri onun nüfusa önem verdiğinin iddia edilmesi için gerekli malzemeyi içerir. Ancak W. Petty için önemli olan nüfus değil, istihdamdır. İstihdamın da önemli olmasının nedeni, üretimin ancak istihdamın artması ile sağlanabileceğine olan kuvvetli inancıdır. W. Petty (1997:100) e göre Küçük bir ülke ve az sayıda insan, konumunu, ticaretin ve politikası ile çok daha fazla insana ve sınıra sahip ülkeye, zenginlik ve güçte eşit olabilir. W. Petty nin bu sözleri nüfusun önemli olsa da temel belirleyici olmadığını göstermesi açısından önemlidir. W. Petty nin

19 Sir William Petty Merkantilist Bir Düşünür Mü? 63 istihdamdan daha çok emeğin verimliliğine önem verdiğine dair bir iddia vardır. Bevan (1894:26) a göre Devletin güvenliği zenginliğine dayanır. Zenginliği ise üretken emeğe dayanır 19. Amati ve Aspromourgos ise (1985:127) emeğin verimliliği konusunu ilk dile getiren düşünürün W. Petty olduğunu savunurlar: Üretken emek kavramını ve toplumsal işbölümünü ilk kez kesin ve açıklıkla belirten Petty olmuştur. 20 Bevan ı, Amati ve Aspromourgos un iddialarını destekleyecek ifadeleri W. Petty nin yazılarında bulmak mümkündür. Petty (1963b:118) nin bir kişi, beş kişinin işini yapabiliyorsa bunun etkisi dört yetişkin işçiyi dünyaya getirmek ile aynıdır ifadesi doğrudan emeğin verimliliğine ilişkindir. Beş kişinin işini yapmak demek bir kişinin beş kat daha fazla üretim yapmasıdır, ya da W. Petty nin ifade ettiği gibi dört kişinin daha istihdam ordusuna katılmasına bedeldir. İşbölümüne ilişkin olarak ise Petty (1997b:29), örneğin saat yapımında, her hangi bir kişi işin tümünü yapmıyorsa ve eğer bir kişi çarkları yapıyorsa, diğeri yayı ve bir diğeri kadranı işliyorsa o zaman saat, tüm işi tek bir kişinin yaptığı duruma göre daha iyi ve daha ucuz olacaktır 21 sözleri örnek olarak kabul edilebilir, W. Petty nin bu sözleri, onun işbölümünün önemini kavradığını gösterir. Dolayısıyla W. Petty salt olarak nüfusa önem vermez. Nüfusun fazla olması; istihdamı, işbölümünü ve emeğin üretkenliğini arttırdığı için ve dolayısıyla üretimi arttırdığı için yani kısacası zenginliği arttırması nedeniyle önemlidir. Kısacası, W. Petty için zenginlik daha önce ele alındığı üzere üretimden kaynaklanır. Nüfus ve istihdam ise üretimi arttırması nedeniyle önemlidir. W. Petty nin ticaret ve tüccar konusundaki görüşleri ise özellikle nüfus ve istihdama ilişkin görüşlerini destekler niteliktedir. Daha önce de belirtildiği üzere W. Petty nin özellikle tüccara ilişkin olarak eleştirel bir tutumu vardı. W. Petty nin tüccara ilişkin şu sözleri önemli olduğu için tekrardan alıntılamak yararlı olur: Tüm krallık ve devletlerde çok sayıda tüccar vardır, tüm limanlarda da çok sayıda tüccar vardır. Tüm dükkanlarda da çok sayıda tüccar vardır. Hepsi aynı şeye eşlik eder: insanları soymak (Petty: 1997:185). Tüccar sayısının azaltılmasının yararlı olacağını aşağıdaki sözleri ile ifade etmektedir: diğer ülkelerin [fazladan ürettiği] mallar ile bizim fazladan ürettiğimiz malların mübadelesini yönetmek için ne kadar tüccar gerektiği bilinebilir Kamuya uygun ve orijinal bir şey kazandırmayan, 19 Vurgular orijinalinde yoktur. 20 Vurgular orijinalinde yoktur. 21 Vurgular orijinalinde yoktur. W. Petty nin ele aldığı örneği vermeden önce Smith in kullandığı örneği görmek ve aralarındaki benzerliği W. Petty nin örneğinden sonra incelemekte büyük yarar yarar vardır. Smith, (1985:19-20) Böyle ufak manüfaktörlerden olan ve sık sık işbölümünün dikkat çektiği toplu iğne yapım işini örnek olarak alalım.yani uygun bir işbölümü ve değişik işlemlerin elverişli birleşimi sonucunda, şu an başarabildiklerinin ikiyüzkırkta biri, belki de dörtbinsekizyüzde birini bile yapamayacaklardı.

20 64 Ahmet Arif EREN yoksulların emeği ile kendi aralarında adeta oyun oynayan bir çeşit kumarbaz olan [tüccarların] sayısı büyük ölçüde azaltılabilir Büyük ücretler alıp kamu için çok az iş yapan, perakendeciler, tüccarlar, fizikçiler, hukukçular, din adamlarının sayısı azaltılması ortak masrafların karşılanması için bu, ne kadar büyük bir kolaylık sağlar. (Petty, 1997:28-29). Petty tüccar sayısının azalmasının üretime olumsuz bir etki yapmayacağı düşüncesindedir. Suçluların hapishanelerde tutuklu kalmaları yerine özellikle bayındırlık faaliyetlerinde istihdam edilmelerini savunan W. Petty, tüccar sayısının azaltılmasının istihdama ilişkin sonuçlarını değerlendirmemesi ilginçtir. Buradan hareketle W. Petty nin ticari faaliyetteki istihdamı verimsiz kabul ettiğine dair bir iddia ortaya konabilir. W. Petty tüccarları, insanları soy an hırsızlar, yoksulların emeği ile oynayan kumarbazlar olarak ele aldığından bunların sayısı ne kadar az olursa bu toplum için o kadar faydalı olacaktır. Kamusal yarar toplumdaki tüccar sayısının azalması oranında artacaktır. W. Petty nin analizinde tüccar ve ticari faaliyet çok önemli bir yer tutmaz. Varsayalım ki ne tahıla ihtiyacımız var ne de çalışabilecek aylak [nüfusa] sahibiz, ama halihazırda işleyebileceğimizden çok fazla yünümüz var. Bu durumda tabi ki yün ihraç edilebilir çünkü çalışanların daha iyi bir işte istihdam edildiği kabul edilmiştir. (Petty, 1997:59). W. Petty nin bu ifadeleri onun ticarete karşı olmadığını gösterir. Ancak ticaretin çok gerekli olmadığını da gösterir. Daha da önemlisi ülke içinde o yünün ek ve yararlı bir istihdama yol açmayacağından dolayı satılmasını söylemesi ticaretin önünde istihdamı ve üretimi gördüğünü gösterir. Petty (1997:58) nin özellikle dış ticarete ilişkin görüşleri ele alındığında geleneksel merkantilist savlara yakın olmadığı görülebilir. W. Petty nin dış ticaret görüşünün anlaşılabilmesi için uzunca bir alıntı yararlı olur: Kendimizin geliştirdiği ve imal ettiği hiçbir mal ihraç etmezsek, paranın da dışarı çıkmasına mani olursak, kaçınılmaz olarak [ülke içine] yabancı hiçbir şey girmesine izin vermemiş oluruz. Normalde [ülkemizi] yabancı mallarla donatabilecek kadar ihracat yaptığımızı varsaydığımızda, emeğimiz ve toprağımızın olağandışı bir şekilde azalması durumunda, normalde [ihtiyaç duyduğumuz] malların ancak yarısını tedarik edecek kadar ihracat yapabiliriz. W. Petty para çıkışının yasak olmasının önceden ihtiyaç duyulan ve satın alınan malların alınamaması, mallardan yoksun kalmak anlamına geldiğini düşünür. Dolayısıyla para çıkışının yasaklanması ya da ithalatın yasaklanmasına ilke olarak karşıdır. Ancak buna bir istisna getirmiştir. Bu istisnayı W. Petty nin sözlerinden takip etmek yararlı olur: ihracatımızı çok fazla aşmadıkça ithalatın yasaklanmaması gerektiğini düşünüyorum bir anlığına bin insanın emeğini yakmak, bin insanı işsiz bırakıp emek yeteneğini kaybetmelerine yol açmaktan iyidir. (Petty, 1997:60) Petty lehte ticaret dengesi argümanına sahip değil ama dış ticaretin aşırı noksan vermesine de karşı bir tutum sergiliyor. İthalatın

DR. Caner Ekizceleroğlu

DR. Caner Ekizceleroğlu DR. Caner Ekizceleroğlu Ticaret Üretilen mal ve hizmetlerin belirli bir ücret karşılığı son kullanıcılara ulaştırılmasını sağlayan alım satım faaliyetlerinin tümü olarak tanımlayabiliriz. Dış Ticaret BİR

Detaylı

Dersin Planı (Bu ders sunumunun hazırlanmasında büyük ölçüde Nevzat Güran ve Sadık Acar ın ders notu ve kitaplarından yararlanılmıştır)

Dersin Planı (Bu ders sunumunun hazırlanmasında büyük ölçüde Nevzat Güran ve Sadık Acar ın ders notu ve kitaplarından yararlanılmıştır) Dersin Planı (Bu ders sunumunun hazırlanmasında büyük ölçüde Nevzat Güran ve Sadık Acar ın ders notu ve kitaplarından yararlanılmıştır) Bir Bilim Dalı Olarak Uluslararası İktisadın Konusu ve Kapsamı Uluslararası

Detaylı

İKTİSADÎ DÜŞÜNCENİN EVRİMİ (Başlangıcından Neoklasiklere) (İktisada Giriş I dersi için yardımcı kısa notlar)

İKTİSADÎ DÜŞÜNCENİN EVRİMİ (Başlangıcından Neoklasiklere) (İktisada Giriş I dersi için yardımcı kısa notlar) İKTİSADÎ DÜŞÜNCENİN EVRİMİ (Başlangıcından Neoklasiklere) (İktisada Giriş I dersi için yardımcı kısa notlar) Merkantilizm: 15. ve 16. yüzyıllardaki coğrafî keşiflerde birlikte Avrupa ülkeleri dünyaya açılmaya

Detaylı

DÜNYA TARIM ÜRÜNLERİ TİCARETİ

DÜNYA TARIM ÜRÜNLERİ TİCARETİ DÜNYA TARIM ÜRÜNLERİ TİCARETİ Ticareti Yaratan Nedenler Doğal kaynak yetersizliği ve dağılımdaki dengesizlik Teknolojik gelişme farklılıkları Ülkelerarası gelişmişlik farkları Maliyet farkları Tüketici

Detaylı

TARIM ÜRÜNLERİ TİCARETİNİN ULUSLARARASI BOYUTU

TARIM ÜRÜNLERİ TİCARETİNİN ULUSLARARASI BOYUTU TARIM ÜRÜNLERİ TİCARETİNİN ULUSLARARASI BOYUTU Dış ticaretin amacı piyasadaki ihtiyacın karşılanmasıdır. Temel neden uluslararası mal hareketliliği değil, ülkenin denge arayışıdır. Ülkedeki ürün yetersizliği

Detaylı

İKTİSADİ DÜŞÜNCELER TARİHİ

İKTİSADİ DÜŞÜNCELER TARİHİ İKTİSADİ DÜŞÜNCELER TARİHİ 1 DR. NEVZAT ŞİMŞEK DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ 2017-2018 6.DERS İKT-3003 Fizyokratlar Sosyal ve Ekonomik Yapıdaki Gelişmeler 2 Fransız merkantilizminin

Detaylı

MERKANTİLİZM-FİZYOKRASİ. Doç.Dr.Dilek Seymen

MERKANTİLİZM-FİZYOKRASİ. Doç.Dr.Dilek Seymen MERKANTİLİZM-FİZYOKRASİ Doç.Dr.Dilek Seymen Merkantilizm 1450 1750 Ortaçağ Sonrası- Sanayi devrimine kadar İlk İktisat Doktrini ve Politikası (Ticari Kapitalizm) Ortam: Feodalizmin yıkılışı ve milli devletlerin

Detaylı

TARIM ÜRÜNLERİ TİCARETİNİN ULUSLARARASI BOYUTU

TARIM ÜRÜNLERİ TİCARETİNİN ULUSLARARASI BOYUTU TARIM ÜRÜNLERİ TİCARETİNİN ULUSLARARASI BOYUTU Dış ticaretin amacı piyasadaki ihtiyacın karşılanmasıdır. Temel neden uluslararası mal hareketliliği değil, ülkenin denge arayışıdır. Ülkedeki ürün yetersizliği

Detaylı

Bölüm 5 ARZ VE TALEP UYGULAMALARI

Bölüm 5 ARZ VE TALEP UYGULAMALARI Bölüm 5 ARZ VE TALEP UYGULAMALARI Neler Öğreneceğiz? Hükümet Müdahalelerinin denge Oluşumlarına Etkileri Fiyat Kontrolleri Taban ve Tavan Fiyat Uygulamaları Asgari Ücret Politikası Tarımsal Destekleme

Detaylı

ÜNİTE:1. Erken Ticaret Teorileri ÜNİTE:2. Neoklasik Dış Ticaret Teorisi Araçları ÜNİTE:3. Neoklasik DışTicaret Teorisi: Denge Analizi ÜNİTE:4

ÜNİTE:1. Erken Ticaret Teorileri ÜNİTE:2. Neoklasik Dış Ticaret Teorisi Araçları ÜNİTE:3. Neoklasik DışTicaret Teorisi: Denge Analizi ÜNİTE:4 ÜNİTE:1 Erken Ticaret Teorileri ÜNİTE:2 Neoklasik Dış Ticaret Teorisi Araçları ÜNİTE:3 Neoklasik DışTicaret Teorisi: Denge Analizi ÜNİTE:4 Faktör Donatımp Teorisi: Heckscher-Ohlin Modeli ÜNİTE:5 1 Yeni

Detaylı

SORU SETİ 11 MİKTAR TEORİSİ TOPLAM ARZ VE TALEP ENFLASYON KLASİK VE KEYNEZYEN YAKLAŞIMLAR PARA

SORU SETİ 11 MİKTAR TEORİSİ TOPLAM ARZ VE TALEP ENFLASYON KLASİK VE KEYNEZYEN YAKLAŞIMLAR PARA SORU SETİ 11 MİKTAR TEORİSİ TOPLAM ARZ VE TALEP ENFLASYON KLASİK VE KEYNEZYEN YAKLAŞIMLAR PARA Problem 1 (KMS-2001) Kısa dönem toplam arz eğrisinin pozitif eğimli olmasının nedeni aşağıdakilerden hangisidir?

Detaylı

İKTİSADİ DÜŞÜNCELER TARİHİ

İKTİSADİ DÜŞÜNCELER TARİHİ İKTİSADİ DÜŞÜNCELER TARİHİ 1 DR. NEVZAT ŞİMŞEK DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ 2017-2018 8.DERS İKT-3003 Ulusların Zenginliği kitabının 1. kitap 8. bölümünde ücretler konusu

Detaylı

İktisat Tarihi II. 13 Nisan 2018

İktisat Tarihi II. 13 Nisan 2018 İktisat Tarihi II 13 Nisan 2018 Modern Çağ ın Başlangıcında Avrupa Ekonomisi 11 yy başından itibaren Avrupa Rostow'un deyimiyle kalkışa geçmiştir. Bugünün ölçütleriyle baktığımızdaavrupa gelişmemiş bir

Detaylı

İktisada Giriş I. 17 Ekim 2016 II. Hafta

İktisada Giriş I. 17 Ekim 2016 II. Hafta İktisada Giriş I 17 Ekim 2016 II. Hafta Ekonomilerdeki Temel Sorunlar İktisat Biliminin ortaya çıkış nedeni kıtlıkla savaştır. Tam kullanım sorunu: Tam istihdam Eksik İstihdam Etkin kullanım sorunu: Hangi

Detaylı

4)Yukarıdaki 3 temel varsayım altında ekonomi daima tam istihdamdadır ve fiyatlar genel seviyesi istikrarlıdır.

4)Yukarıdaki 3 temel varsayım altında ekonomi daima tam istihdamdadır ve fiyatlar genel seviyesi istikrarlıdır. KLASİK İKTİSAT OKULU Klasik iktisadın felsefi temelini «doğal düzen» ve «faydacı felsefe» oluşturur. Klasik iktisadın temel ilkeleri şu şekilde özetlenebilir: 1) Piyasada tam rekabet koşulları geçerlidir

Detaylı

Ekonomi I FĐRMA TEORĐSĐ. Piyasa Çeşitleri. Tam Rekabet Piyasası. Piyasa yapılarının çeşitli türleri; Bir uçta tam rekabet piyasası (fiyat alıcı),

Ekonomi I FĐRMA TEORĐSĐ. Piyasa Çeşitleri. Tam Rekabet Piyasası. Piyasa yapılarının çeşitli türleri; Bir uçta tam rekabet piyasası (fiyat alıcı), Ekonomi I Tam Rekabet Piyasası FĐRMA TEORĐSĐ Bu bölümü bitirdiğinizde şunları öğrenmiş olacaksınız: Hasılat, maliyet ve kar kavramları ne demektir? Tam rekabet ne anlama gelir? Tam rekabet piyasasında

Detaylı

Uluslararası Tarım ve Gıda Politikası II

Uluslararası Tarım ve Gıda Politikası II Doç.Dr.Tufan BAL Uluslararası Tarım ve Gıda Politikası II II.Hafta Uluslararası Ticaretin Önemi Not: Bu sunuların hazırlanmasında çeşitli internet siteleri ve ders notlarından faydalanılmıştır. Uluslararası

Detaylı

Ekonomi II. 20.Para Teorisi ve Politikası. Doç.Dr.Tufan BAL. Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından

Ekonomi II. 20.Para Teorisi ve Politikası. Doç.Dr.Tufan BAL. Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından Ekonomi II 20.Para Teorisi ve Politikası Doç.Dr.Tufan BAL Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından faydalanılmıştır. 20.1.Para Teorisi Para miktarındaki

Detaylı

3. Keynesyen Makro İktisat Teorisi nin Bazı Özellikleri ve Klasik Makro İktisat Teorisi İle Karşılaştırılması

3. Keynesyen Makro İktisat Teorisi nin Bazı Özellikleri ve Klasik Makro İktisat Teorisi İle Karşılaştırılması BOCUTOĞLU 109 yemek pişirirken yağı, salçayı, soğanı, eti, sebzeyi, suyu aynı anda tencereye doldurmaz; birinci adımda yağı ve salçayı hafifçe kızartır, ikinci adımda soğanı ve eti ilave ederek pişirmeye

Detaylı

ORAN ANALİZİ 8. VE 9. HAFTA

ORAN ANALİZİ 8. VE 9. HAFTA ORAN ANALİZİ 8. VE 9. HAFTA Genel Olarak Oran Analizi p Oran analizi tekniğinin amacı, finansal tablo kalemlerinin aralarındaki anlamlı ve yararlı ilişkilerden yola çıkarak bir işletmenin cari finansal

Detaylı

2.BÖLÜM ÇOKTAN SEÇMELİ

2.BÖLÜM ÇOKTAN SEÇMELİ CEVAP ANAHTARI 1.BÖLÜM ÇOKTAN SEÇMELİ 1.(e) 2.(d) 3.(a) 4.(c) 5.(e) 6.(d) 7.(e) 8.(d) 9.(b) 10.(e) 11.(a) 12.(b) 13.(a) 14.(c) 15.(c) 16.(e) 17.(e) 18.(b) 19.(d) 20.(a) 1.BÖLÜM BOŞLUK DOLDURMA 1. gereksinme

Detaylı

SAY 203 MİKRO İKTİSAT

SAY 203 MİKRO İKTİSAT SAY 203 MİKRO İKTİSAT Piyasa Dengesi YRD. DOÇ. DR. EMRE ATILGAN SAY 203 MİKRO İKTİSAT - YRD. DOÇ. DR. EMRE ATILGAN 1 PİYASA DENGESİ Bu bölümde piyasa kavramı, piyasa türleri ve piyasa mekanizmasının işleyişi

Detaylı

1 TEMEL İKTİSADİ KAVRAMLAR

1 TEMEL İKTİSADİ KAVRAMLAR ÖNSÖZ İÇİNDEKİLER III Bölüm 1 TEMEL İKTİSADİ KAVRAMLAR 11 1.1. İktisat Biliminin Temel Kavramları 12 1.1.1.İhtiyaç, Mal ve Fayda 12 1.1.2.İktisadi Faaliyetler 14 1.1.3.Üretim Faktörleri 18 1.1.4.Bölüşüm

Detaylı

Klasik ve Neo-klasik Dış Ticaret Teorileri

Klasik ve Neo-klasik Dış Ticaret Teorileri Klasik ve Neo-klasik Dış Ticaret Teorileri Klasik Dış Ticaret Teorisi -Klasik dış ticaret teorisinde temel sorun -Klasik teorinin temel esasları -Klasik iktisatçıların dış ticaret teorilerinin varsayımları

Detaylı

Yeni Dış Ticaret Teorileri. Leontief Paradoksu

Yeni Dış Ticaret Teorileri. Leontief Paradoksu Yeni Dış Ticaret Teorileri Leontief Paradoksu Güçlü teorik temellere dayanan faktör donatımı teorisinin test edilmesine dayanır. Girdi-Çıktı tablosu denilen teknik geliştirilmiştir. Amerika nın tüm dış

Detaylı

İçindekiler kısa tablosu

İçindekiler kısa tablosu İçindekiler kısa tablosu Önsöz x Rehberli Tur xii Kutulanmış Malzeme xiv Yazarlar Hakkında xx BİRİNCİ KISIM Giriş 1 İktisat ve ekonomi 2 2 Ekonomik analiz araçları 22 3 Arz, talep ve piyasa 42 İKİNCİ KISIM

Detaylı

Murat Çokgezen. Prof. Dr. Marmara Üniversitesi

Murat Çokgezen. Prof. Dr. Marmara Üniversitesi Murat Çokgezen Prof. Dr. Marmara Üniversitesi 183 SORULAR 1. Ne zaman, nasıl, hangi olayların, okumaların, faktörlerin veya kişilerin tesiriyle ve nasıl bir süreçle liberal oldunuz? 2. Liberalleşmeniz

Detaylı

İKTİSADA GİRİŞ - 1. Ünite 4: Tüketici ve Üretici Tercihlerinin Temelleri.

İKTİSADA GİRİŞ - 1. Ünite 4: Tüketici ve Üretici Tercihlerinin Temelleri. Giriş Temel ekonomik birimler olan tüketici ve üretici için benzer kavram ve kurallar kullanılır. Tüketici için fayda ve fiyat kavramları önemli iken üretici için hasıla kâr ve maliyet kavramları önemlidir.

Detaylı

d. Devlet anlayışında meydana gelen değişmeler e. Savaş ve savunma harcamalarındaki artış b. Sivil toplum örgüt a. Tarafsız maliye b.

d. Devlet anlayışında meydana gelen değişmeler e. Savaş ve savunma harcamalarındaki artış b. Sivil toplum örgüt a. Tarafsız maliye b. Aşağıdakilerden hangisi kamu harcamalarının gerçek artış nedenlerinden biri değildir? a. Nüfus artışı b. Teknik ilerlemeler c. Bütçede safi hasılat yönteminden gayrisafi hasılat yöntemine geçilmesi d.

Detaylı

11.10.2015. Faktör Donatımı Teorisi (Heckscher Ohlin) Karşılaştırmalı Üstünlüklere Eleştiri. Heckscher Ohlin Modelinden Çıkartılan Teoremler

11.10.2015. Faktör Donatımı Teorisi (Heckscher Ohlin) Karşılaştırmalı Üstünlüklere Eleştiri. Heckscher Ohlin Modelinden Çıkartılan Teoremler Faktör Donatımı Teorisi (Heckscher hlin) Karşılaştırmalı Üstünlüklere Eleştiri Karşılaştırmalı üstünlükler teorisi uluslararası emek verimliliğindeki farklılıkların nedeni üzerinde durmamaktadır. Bu açığı

Detaylı

ULUSLARARASI İKTİSAT Yrd.Doç.Dr.Dilek Seymen DEÜ.İİBF İktisat Bölümü

ULUSLARARASI İKTİSAT Yrd.Doç.Dr.Dilek Seymen DEÜ.İİBF İktisat Bölümü ULUSLARARASI İKTİSAT Yrd.Doç.Dr.Dilek Seymen DEÜ.İİBF İktisat Bölümü Dilek Seymen Giriş ve Temel Kavramlar Ülkeler niçin ticaret yaparlar? İktisadın alt bölümleri ve bunlar arasında dış ticaretin yeri

Detaylı

Dünya Ekonomisinde Tarımın Rolü

Dünya Ekonomisinde Tarımın Rolü Kaynak: Kalkınma Ekonomisi, Feride Doğaner Gönel, Efil Yayınevi, Ekim 2010. Ulusal sınırlarla kısıtlanmış olan toprak faktörü piyasası tekelci piyasa özellikleri gösterir, yani serbest rekabetçi piyasa

Detaylı

Ekonomi. Doç.Dr.Tufan BAL. 3.Bölüm: Fiyat Mekanizması: Talep, Arz ve Fiyat

Ekonomi. Doç.Dr.Tufan BAL. 3.Bölüm: Fiyat Mekanizması: Talep, Arz ve Fiyat Ekonomi 3.Bölüm: Fiyat Mekanizması: Talep, Arz ve Fiyat Doç.Dr.Tufan BAL Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından faydalanılmıştır. 2 Fiyat Mekanizması:Talep,

Detaylı

Tekstil-Hazır Giyim Gülay Dincel TSKB Ekonomik Araştırmalar dincelg@tskb.com.tr Kasım 2014

Tekstil-Hazır Giyim Gülay Dincel TSKB Ekonomik Araştırmalar dincelg@tskb.com.tr Kasım 2014 Tekstil-Hazır Giyim Gülay Dincel TSKB Ekonomik Araştırmalar dincelg@tskb.com.tr Kasım 2014 Sektöre Bakış Tekstil ve hazır giyim sektörleri, GSYH içinde sırasıyla %4 ve %3 paya sahiptir. Her iki sektör

Detaylı

250 BÜYÜK FİRMA VERİLERİNİN DEĞİŞKEN BAZINDA İNCELENMESİ

250 BÜYÜK FİRMA VERİLERİNİN DEĞİŞKEN BAZINDA İNCELENMESİ 250 BÜYÜK FİRMA VERİLERİNİN DEĞİŞKEN BAZINDA İNCELENMESİ Prof. DR. Necmi GÜRSAKAL I. GİRİŞ Çalışmamızın ilk bölümünde 2002 yılına ilişkin 250 büyük firma verilerini değişken bazında inceleyerek bazı yorumlar

Detaylı

AĞUSTOS 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

AĞUSTOS 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU AĞUSTOS 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU 2018 yılı içerisinde Türk araçlarının karayolu ile taşımacılık yaptığı ülkelerin harita üzerinde gösterimi İHRACAT TAŞIMALARI UND nin derlediği

Detaylı

ŞUBAT 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

ŞUBAT 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU ŞUBAT 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU İhracat taşımalarımızın %55 i (~685.000) Ortadoğu ve Körfez Ülkelerine, %30 u (~380.000) Avrupa Ülkelerine, %15 i ise (~185.000) BDT ve Orta Asya

Detaylı

Makro İktisat II Örnek Sorular. 1. Tüketim fonksiyonu ise otonom vergi çarpanı nedir? (718 78) 2. GSYİH=120

Makro İktisat II Örnek Sorular. 1. Tüketim fonksiyonu ise otonom vergi çarpanı nedir? (718 78) 2. GSYİH=120 Makro İktisat II Örnek Sorular 1. Tüketim fonksiyonu ise otonom vergi çarpanı nedir? (718 78) 2. GSYİH=120 Tüketim harcamaları = 85 İhracat = 6 İthalat = 4 Hükümet harcamaları = 14 Dolaylı vergiler = 12

Detaylı

1. KEYNESÇİ PARA TALEBİ TEORİSİ

1. KEYNESÇİ PARA TALEBİ TEORİSİ DERS NOTU 06 IS/LM EĞRİLERİ VE BAZI ESNEKLİKLER PARA VE MALİYE POLİTİKALARININ ETKİNLİKLERİ TOPLAM TALEP (AD) Bugünki dersin içeriği: 1. KEYNESÇİ PARA TALEBİ TEORİSİ... 1 2. LM EĞRİSİ VE PARA TALEBİNİN

Detaylı

Final Sınavı. Güz 2005

Final Sınavı. Güz 2005 Econ 159a/MGT 522a Ben Polak Güz 2005 Bu defter kitap kapalı bir sınavdır. Sınav süresi 120 dakikadır (artı 60 dakika okuma süresi) Toplamda 120 puan vardır (artı 5 ekstra kredi). Sınavda 4 soru ve 6 sayfa

Detaylı

Merkez Bankası 1998 Yılı İlk Üç Aylık Para Programı Gerçekleşmesi ve İkinci Üç Aylık Para Programı Uygulaması

Merkez Bankası 1998 Yılı İlk Üç Aylık Para Programı Gerçekleşmesi ve İkinci Üç Aylık Para Programı Uygulaması Merkez Bankası 1998 Yılı İlk Üç Aylık Para Programı Gerçekleşmesi ve İkinci Üç Aylık Para Programı Uygulaması Gazi Erçel Başkan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 1 Nisan 1998 Ankara I. Giriş Ocak ayı başında

Detaylı

TAM REKABET PİYASASINDA DENGE FİYATININ OLUŞUMU (KISMÎ DENGE)

TAM REKABET PİYASASINDA DENGE FİYATININ OLUŞUMU (KISMÎ DENGE) Ünite 10: TAM REKABET PİYASASINDA DENGE FİYATININ OLUŞUMU (KISMÎ DENGE) Tam rekabetçi bir piyasada halen çalışmakta olan firmalar kısa dönemde normal kârın üzerinde kâr elde ediyorlarsa piyasaya yeni firmalar

Detaylı

10. HAFTA DERS NOTLARI İKTİSADİ MATEMATİK MİKRO EKONOMİK YAKLAŞIM. Yazan SAYIN SAN

10. HAFTA DERS NOTLARI İKTİSADİ MATEMATİK MİKRO EKONOMİK YAKLAŞIM. Yazan SAYIN SAN 10. HAFTA DERS NOTLARI İKTİSADİ MATEMATİK MİKRO EKONOMİK YAKLAŞIM Yazan SAYIN SAN SAN / İKTİSADİ MATEMATİK / 2 A.9. TEKEL (MONOPOL) Piyasada bir satıcı ve çok sayıda alıcının bulunmasıdır. Piyasaya başka

Detaylı

tepav Biyoteknolojide son yıllarda artan birleşme ve satın alma işlemleri ne anlama geliyor? Haziran2014 N201419 POLİTİKANOTU

tepav Biyoteknolojide son yıllarda artan birleşme ve satın alma işlemleri ne anlama geliyor? Haziran2014 N201419 POLİTİKANOTU POLİTİKANOTU Haziran2014 N201419 tepav Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Selin ARSLANHAN MEMİŞ 1 Yaşam Bilimleri ve Sağlık Politikaları Analisti Biyoteknolojide son yıllarda artan birleşme ve

Detaylı

16.Bölüm:Gelir ve Fiyat Düzeyinin Belirlenmesi: Toplam Talep-Toplam Arz Modeli. Doç.Dr.Tufan BAL

16.Bölüm:Gelir ve Fiyat Düzeyinin Belirlenmesi: Toplam Talep-Toplam Arz Modeli. Doç.Dr.Tufan BAL Ekonomi II 16.Bölüm:Gelir ve Fiyat Düzeyinin Belirlenmesi: Toplam Talep-Toplam Arz Modeli Doç.Dr.Tufan BAL Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından faydalanılmıştır.

Detaylı

İktisadi Planlamayı Gerektiren Unsurlar İKTİSADİ PLANLAMA GEREĞİ 2

İktisadi Planlamayı Gerektiren Unsurlar İKTİSADİ PLANLAMA GEREĞİ 2 İktisadi Planlamayı Gerektiren Unsurlar İKTİSADİ PLANLAMA GEREĞİ 2 PLANLAMAYI GEREKTİREN UNSURLAR Sosyalist model-kurumsal tercihler Piyasa başarısızlığı Gelişmekte olan ülkelerin kalkınma sorunları 2

Detaylı

KARŞILAŞTIRMALI ÜSTÜNLÜK TEORİSİ

KARŞILAŞTIRMALI ÜSTÜNLÜK TEORİSİ KARŞILAŞTIRMALI ÜSTÜNLÜK TEORİSİ Ricardo, bir ülkenin hiçbir malda mutlak üstünlüğe sahip olmadığı durumlarda da dış ticaret yapmasının, fayda sağlayabileceğini açıklamıştır. Eğer bir ülke her malda mutlak

Detaylı

1 İKTİSAT İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

1 İKTİSAT İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ III Bölüm 1 İKTİSAT İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR 13 1.1.İktisadın Konusu ve Kapsamı 14 1.2. İktisadın Bölümleri 15 1.2.1.Mikro ve Makro İktisat 15 1.2.2. Pozitif İktisat ve Normatif İktisat

Detaylı

gerçekleşen harcamanın mal ve hizmet çıktısına eşit olmasının gerekmemesidir

gerçekleşen harcamanın mal ve hizmet çıktısına eşit olmasının gerekmemesidir BÖLÜM 5 Açık Ekonomi Açık Ekonomi Önceki bölümlerde kapalı ekonomi varsayımı yaptık Bu varsayımı terk ediyoruz çünkü ekonomilerin çoğu dışa açıktır. Kapalı ve açık ekonomiler arasındaki fark açık ekonomide

Detaylı

Nitel Araştırmada Geçerlik ve Güvenirlik

Nitel Araştırmada Geçerlik ve Güvenirlik Nitel Araştırmada Geçerlik ve Bilimsel araştırmanın en önemli ölçütlerinden biri olarak kabul edilen geçerlik ve güvenirlik araştırmalarda en yaygın olarak kullanılan iki en önemli ölçüttür. Araştırmalarda

Detaylı

İKTİSAT ANABİLİM DALI ORTAK DOKTORA DERS İÇERİKLERİ. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS

İKTİSAT ANABİLİM DALI ORTAK DOKTORA DERS İÇERİKLERİ. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS İKTİSAT ANABİLİM DALI ORTAK DOKTORA DERS İÇERİKLERİ 1. YIL GÜZ DÖNEMİ İleri Makroiktisat I IKT801 1 3 + 0 6 Makro iktisadın mikro temelleri, emek, mal ve sermaye piyasaları, modern AS-AD eğrileri. İleri

Detaylı

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2013, No: 73

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2013, No: 73 EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2013, No: 73 i Bu sayıda; 2012 Gelir Dağılımı ve Yaşam Koşulları Anket sonuçları değerlendirilmiştir. i 1 Gelir düşerken, gelirin dağılımı düzelir mi?

Detaylı

2. Hafta Dersinin Planı (Bu ders sunumunun hazırlanmasında büyük ölçüde Nevzat Güran ve Sadık Acar ın ders notu ve kitaplarından yararlanılmıştır)

2. Hafta Dersinin Planı (Bu ders sunumunun hazırlanmasında büyük ölçüde Nevzat Güran ve Sadık Acar ın ders notu ve kitaplarından yararlanılmıştır) Uluslararası İktisat Dr. Nevzat ŞİMŞEK 1 2. Hafta Dersinin Planı (Bu ders sunumunun hazırlanmasında büyük ölçüde Nevzat Güran ve Sadık Acar ın ders notu ve kitaplarından Bir Bilim Dalı Olarak Uluslararası

Detaylı

T.C. Ekonomi Bakanlığı İthalat Genel Müdürlüğü Ankara 08.01.2013

T.C. Ekonomi Bakanlığı İthalat Genel Müdürlüğü Ankara 08.01.2013 T.C. Ekonomi Bakanlığı İthalat Genel Müdürlüğü Ankara 08.01.2013 Konu : 390319000000 GTİP no lu GPPS ve HIPS ithalatına % 3 oranında gümrük vergisi uygulanmasının kaldırılma talebi Sayın Bakanlığınızın,

Detaylı

LOJİSTİK SEKTÖRÜ BÜYÜME ORANLARI

LOJİSTİK SEKTÖRÜ BÜYÜME ORANLARI RAPOR: TÜRKİYE NİN LOJİSTİK GÖRÜNÜMÜ Giriş: Malumları olduğu üzere, bir ülkenin kalkınması için üretimin olması ve bu üretimin hedefe ulaşması bir zorunluluktur. Lojistik, ilk olarak coğrafyanın bir ürünüdür,

Detaylı

Türkiye, OECD üyesi ülkeler arasında çalışanların en az boş zamana sahip olduğu ülke!

Türkiye, OECD üyesi ülkeler arasında çalışanların en az boş zamana sahip olduğu ülke! Türkiye de İnsanlar Zaman Yoksulu, Kadınlar Daha da Yoksul 1 KEİG Platformu 3 Ocak 2019 Zaman kullanımı ile ilgili karşılaştırmalı istatistiklere bakıldığında, Türkiye özel bir konuma sahip. İstihdamda

Detaylı

Enerji Dışı İthalatımızın Petrol Fiyatları ile İlişkisi

Enerji Dışı İthalatımızın Petrol Fiyatları ile İlişkisi Enerji Dışı İthalatımızın Petrol Fiyatları ile İlişkisi Türkiye ithalatının en çok tartışılan kalemi şüphesiz enerjidir. Enerji ithalatı dış ticaret açığının en önemli sorumlusu olarak tanımlanırken, enerji

Detaylı

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2013, No: 72

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2013, No: 72 EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2013, No: 72 i Bu sayıda; Haziran İşgücü ve İstihdam gelişmeleri; Ocak-Ağustos Bütçe verileri değerlendirilmiştir. i 1 Gerçek işsizlikte ciddi artış

Detaylı

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1: EKONOMİ İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELER VE TEMEL KAVRAMLAR...

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1: EKONOMİ İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELER VE TEMEL KAVRAMLAR... İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1: EKONOMİ İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELER VE TEMEL KAVRAMLAR... 1 1.1. EKONOMİ İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELER... 3 1.1.1. Romalıların Ekonomik Düşünceleri... 3 1.1.2. Orta Çağ da Ekonomik Düşünceler...

Detaylı

SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457)

SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457) T.C. Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457) 2. Hafta Ders Notları - 25/09/2017 Araş. Gör. Dr. Görkem

Detaylı

MALİYE ANABİLİM DALI ORTAK DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS

MALİYE ANABİLİM DALI ORTAK DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS MALİYE ANABİLİM DALI ORTAK DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ 1. Yıl - GÜZ DÖNEMİ Doktora Uzmanlık Alanı MLY898 3 3 + 0 6 Bilimsel araştırmarda ve yayınlama süreçlerinde etik ilkeler. Tez yazım kuralları,

Detaylı

EYLÜL 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

EYLÜL 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU EYLÜL 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU 2018 yılı içerisinde Türk araçlarının karayolu ile taşımacılık yaptığı ülkelerin harita üzerinde gösterimi İHRACAT TAŞIMALARI UND nin derlediği

Detaylı

BİRİNCİ BÖLÜM: KALKINMA VE AZGELİŞMİŞLİK...

BİRİNCİ BÖLÜM: KALKINMA VE AZGELİŞMİŞLİK... İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM: KALKINMA VE AZGELİŞMİŞLİK... 1 Kalkınma Ekonomisine Olan Güncel İlgi... 1 Kalkınma Kavramı ve Terminolojisi... 1 Büyüme ve Kalkınma... 1 Kalkınma Terminolojisi... 2 Dünyada Gelir

Detaylı

Genel Ekonomi Dersi. Dr. Osman Orkan Özer

Genel Ekonomi Dersi. Dr. Osman Orkan Özer Genel Ekonomi Dersi Dr. Osman Orkan Özer 1. Ekonomi nin Konusu ve Ekonomik Düşüncenin Gelişimi 1.1. Ekonominin Tanımı 1.2. Pozitif Ekonomi-Normatif Ekonomi 1.3.Mikro Ekonomi-Makro Ekonomi 1.5. Ekonomik

Detaylı

İKTİSAT BİLİMİ VE İKTİSATTAKİ TEMEL KAVRAMLAR

İKTİSAT BİLİMİ VE İKTİSATTAKİ TEMEL KAVRAMLAR İÇİNDEKİLER Önsöz BİRİNCİ BÖLÜM İKTİSAT BİLİMİ VE İKTİSATTAKİ TEMEL KAVRAMLAR 1.1.İktisat Bilimi 1.2.İktisadi Kavramlar 1.2.1.İhtiyaçlar 1.2.2.Mal ve Hizmetler 1.2.3.Üretim 1.2.4.Fayda, Değer ve Fiyat

Detaylı

15.433 YATIRIM. Ders 19: Menkul Kıymet Analizi. Bahar 2003

15.433 YATIRIM. Ders 19: Menkul Kıymet Analizi. Bahar 2003 15.433 YATIRIM Ders 19: Menkul Kıymet Analizi Bahar 2003 Giriş Piyasada gözlemlediğimiz fiyatlar nasıl açıklanır? Etkin bir piyasada, fiyat kamuya açık olan tüm bilgileri yansıtır. Piyasa bilgisini piyasa

Detaylı

İÇİNDEKİLER Sayfa ÖNSÖZ... v İÇİNDEKİLER... vi GENEL EKONOMİ 1. Ekonominin Tanımı ve Kapsamı... 1 1.1. Ekonomide Kıtlık ve Tercih... 1 1.2.

İÇİNDEKİLER Sayfa ÖNSÖZ... v İÇİNDEKİLER... vi GENEL EKONOMİ 1. Ekonominin Tanımı ve Kapsamı... 1 1.1. Ekonomide Kıtlık ve Tercih... 1 1.2. İÇİNDEKİLER Sayfa ÖNSÖZ... v İÇİNDEKİLER... vi GENEL EKONOMİ 1. Ekonominin Tanımı ve Kapsamı... 1 1.1. Ekonomide Kıtlık ve Tercih... 1 1.2. Ekonominin Tanımı... 3 1.3. Ekonomi Biliminde Yöntem... 4 1.4.

Detaylı

AVRO BÖLGESİ NDE YENİ KORKU: DEFLASYON Mehmet ÖZÇELİK

AVRO BÖLGESİ NDE YENİ KORKU: DEFLASYON Mehmet ÖZÇELİK Mehmet ÖZÇELİK Bilgi Raporu Ekonomik Araştırmalar ve Proje Müdürlüğü KONYA Şubat, 2016 www.kto.org.tr 0 GİRİŞ 2008 küresel ekonomik krizinin ardından piyasalarda bir türlü istenilen hareketliliği yakalayamayan

Detaylı

MART 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

MART 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU MART 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU İhracat taşımalarımızın %55 i (~685.000) Ortadoğu ve Körfez Ülkelerine, %30 u (~380.000) Avrupa Ülkelerine, %15 i ise (~185.000) BDT ve Orta Asya

Detaylı

4. PİYASA DENGESİ 89

4. PİYASA DENGESİ 89 4. PİYASA DENGESİ 89 Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz? 4.1. Walrasgil Fiyat İntibakı 4.2. Marshallgil Miktar İntibakı 4.3. Arz ve Talep Değişmelerinin Denge Üzerindeki Etkisi 4.4. Tüketici ve Üretici Rantı

Detaylı

Dış Ticaret Politikası. Temel İki Politika. Dış Ticaret Politikası Araçları Korumacılık / İthal İkameciliği

Dış Ticaret Politikası. Temel İki Politika. Dış Ticaret Politikası Araçları Korumacılık / İthal İkameciliği Dış Ticaret Politikası Temel İki Politika Korumacılık / İthal İkameciliği Genel olarak yurt dışından ithal edilen nihai tüketim mallarının yurt içinde üretilmesini; böylece dışa bağımlılığın azaltılmasını

Detaylı

Plan Ödemeler Dengesi, tanım, kapsamı Ana Hesap Grupları Cari Denge, Sermaye Hesabı Dengesi Farklı Ödemeler Dengesi Tanımları Otonom ve Denkleştirici

Plan Ödemeler Dengesi, tanım, kapsamı Ana Hesap Grupları Cari Denge, Sermaye Hesabı Dengesi Farklı Ödemeler Dengesi Tanımları Otonom ve Denkleştirici Ödemeler Dengesi Doç. Dr. Dilek Seymen Araş. Gör. Aslı Seda Bilman 1 Plan Ödemeler Dengesi, tanım, kapsamı Ana Hesap Grupları Cari Denge, Sermaye Hesabı Dengesi Farklı Ödemeler Dengesi Tanımları Otonom

Detaylı

HOLLANDA ÜLKE RAPORU 12.10.2015

HOLLANDA ÜLKE RAPORU 12.10.2015 HOLLANDA ÜLKE RAPORU 12.10.2015 YÖNETİCİ ÖZETİ Uludağ İhracatçı Birlikleri nin kayıtlarına göre, Bursa dan Hollanda ya ihracat yapan 361 firma bulunmaktadır. 30.06.2015 tarihi itibariyle Ekonomi Bakanlığı

Detaylı

İktisat Tarihi I. 8/9 Aralık 2016

İktisat Tarihi I. 8/9 Aralık 2016 İktisat Tarihi I 8/9 Aralık 2016 Kredi, Finans ve Servetler İslam dinindeki faiz yasağının kredi ilişkilerinin gelişmesini önlediği sık sık öne sürülür. Osmanlı kredi ve finans kurumları 17. yüzyılın sonlarına

Detaylı

TÜRKİYE AÇISINDAN EURO NUN ROLÜ

TÜRKİYE AÇISINDAN EURO NUN ROLÜ TÜRKİYE AÇISINDAN EURO NUN ROLÜ GAZİ ERÇEL BAŞKAN TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI 6. Uluslararası Finans ve Ekonomi Forumu VİYANA, 9 KASIM 2000 Euro ile ilgili görüşlerimi sizlerle paylaşmak üzere, bu

Detaylı

Ekonomide Uzun Dönem. Bilgin Bari İktisat Politikası 1

Ekonomide Uzun Dönem. Bilgin Bari İktisat Politikası 1 Ekonomide Uzun Dönem Bilgin Bari İktisat Politikası 1 Neden bazı ülkeler zengin bazı ülkeler fakir? Bilgin Bari İktisat Politikası 2 Bilgin Bari İktisat Politikası 3 Bilgin Bari İktisat Politikası 4 Bilgin

Detaylı

A İKTİSAT KPSS-AB-PS/2007

A İKTİSAT KPSS-AB-PS/2007 1. Büyüme Kutupları nın, altyapı yatırımları ve dışsal ekonomiler yoluyla yaratacağı etkiler nedeniyle kalkınmanın önünde bir engel olduğunu belirten iktisatçı aşağıdakilerden hangisidir? A) F. Perroux

Detaylı

2006 YILI EGE BÖLGESİ NİN 100 BÜYÜK FİRMASI

2006 YILI EGE BÖLGESİ NİN 100 BÜYÜK FİRMASI 2006 YILI EGE BÖLGESİ NİN 100 BÜYÜK FİRMASI Ege Bölgesi Sanayi Odası nın 1982 den beri sürdürmekte olduğu Ege Bölgesi nin 100 Büyük Sanayi Kuruluşu çalışması, bölgemiz sanayiinin içinde bulunduğu duruma,

Detaylı

ULUSLARARASI ĐKTĐSAT. Yrd.Doç.Dr.Dilek Seymen DEÜ.ĐĐBF Đktisat Bölümü

ULUSLARARASI ĐKTĐSAT. Yrd.Doç.Dr.Dilek Seymen DEÜ.ĐĐBF Đktisat Bölümü ULUSLARARASI ĐKTĐSAT Yrd.Doç.Dr.Dilek Seymen DEÜ.ĐĐBF Đktisat Bölümü Giriş ve Temel Kavramlar Ülkeler niçin ticaret yaparlar? Đktisadın alt bölümleri ve bunlar arasında dış ticaretin yeri Reel-pür-soyut

Detaylı

DERS NOTU 09 DIŞLAMA ETKİSİ UYUMLU MALİYE VE PARA POLİTİKALARI PARA ARZI TANIMLARI KLASİK PARA VE FAİZ TEORİLERİ

DERS NOTU 09 DIŞLAMA ETKİSİ UYUMLU MALİYE VE PARA POLİTİKALARI PARA ARZI TANIMLARI KLASİK PARA VE FAİZ TEORİLERİ DERS NOTU 09 DIŞLAMA ETKİSİ UYUMLU MALİYE VE PARA POLİTİKALARI PARA ARZI TANIMLARI KLASİK PARA VE FAİZ TEORİLERİ Bugünki dersin içeriği: 1. MALİYE POLİTİKASI VE DIŞLAMA ETKİSİ... 1 2. UYUMLU MALİYE VE

Detaylı

Türkiye İstatistik Kurumu ndan (TÜİK) alınan verilere göre, Sinop ilinin Ocak-Temmuz ayı dış ticaret

Türkiye İstatistik Kurumu ndan (TÜİK) alınan verilere göre, Sinop ilinin Ocak-Temmuz ayı dış ticaret Sinop Ekonomi Verileri-Temmuz, 5 Dış Ticaret Genel Görünüm (Ocak-Temmuz, 5) Türkiye İstatistik Kurumu ndan (TÜİK) alınan verilere göre, Sinop ilinin Ocak-Temmuz ayı dış ticaret verileri değerlendirildiğinde,

Detaylı

EK-8 ÇALIŞAN MEMNUNİYETİ ANKETİ UYGULAMA USUL ve ESASLARI

EK-8 ÇALIŞAN MEMNUNİYETİ ANKETİ UYGULAMA USUL ve ESASLARI EK-8 ÇALIŞAN MEMNUNİYETİ ANKETİ UYGULAMA USUL ve ESASLARI 1 GİRİŞ: Hastanelerin en büyük kaynakları hiç kuşkusuz işgücünü oluşturan çalışanlardır. Çalışanların davranışları, tutumları, kurum içi etkileşimleri,

Detaylı

Maliye Anabilim Dalı- Tezli Yüksek Lisans (Sak.Üni.Ort) Programı Ders İçerikleri

Maliye Anabilim Dalı- Tezli Yüksek Lisans (Sak.Üni.Ort) Programı Ders İçerikleri Maliye Anabilim Dalı- Tezli Yüksek Lisans (Sak.Üni.Ort) Programı Ders İçerikleri Sosyal Bilimlerde Araştırma Yöntemleri MLY733 1 3 + 0 6 Araştırma yöntemlerindeki farklı anlayışları, yaygın olarak kullanılan

Detaylı

2015 2017 Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi

2015 2017 Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi 2015 2017 Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İktisadi ve Mali Analiz Yüksek Lisansı Bütçe Uygulamaları ve Mali Mevzuat Dersi Kıvanç

Detaylı

A Y L I K EKONOMİ BÜLTEN İ

A Y L I K EKONOMİ BÜLTEN İ Ocak 07 Nisan 07 Temmuz 07 Ekim 07 Ocak 08 Nisan 08 Temmuz 08 Ekim 08 Ocak 09 Nisan 09 Temmuz 09 Ekim 09 Ocak 10 Nisan 10 Temmuz 10 Ekim 10 Ocak 11 Nisan 11 Temmuz 11 Ekim 11 Ocak 12 Nisan 12 Temmuz 12

Detaylı

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

ENFLASYON (Genel bakış)

ENFLASYON (Genel bakış) ENFLASYON (Genel bakış) Gazi Üniversitesi Ekonometri Bölümü -KADİR ÖZKAN - SUNUM KİTLESİ: İKTİSADİ İDARİ BİLİMLER ÖĞRENCİLERİ 1 ENFLASYON NEDİR? Latince bir kelime olan "enflasyon", şişkinlik ya da genişleme

Detaylı

İktisat Anabilim Dalı- Tezsiz Yüksek Lisans (Uzaktan Eğitim) Programı Ders İçerikleri

İktisat Anabilim Dalı- Tezsiz Yüksek Lisans (Uzaktan Eğitim) Programı Ders İçerikleri İktisat Anabilim Dalı- Tezsiz Yüksek Lisans (Uzaktan Eğitim) Programı Ders İçerikleri 1. Yıl - Güz 1. Yarıyıl Ders Planı Mikroekonomik Analiz I IKT751 1 3 + 0 8 Piyasa, Bütçe, Tercihler, Fayda, Tercih,

Detaylı

İMALAT SANAYİİNDE KAPASİTE KULLANIM DURUM RAPORU 2018/III

İMALAT SANAYİİNDE KAPASİTE KULLANIM DURUM RAPORU 2018/III İMALAT SANAYİİNDE KAPASİTE KULLANIM DURUM RAPORU 2018/III Ekim 2018 AÇIKLAMA Ege Bölgesi Sanayi Odası olarak; 1980 yılından bu yana «İmalat Sanayiinde Kapasite Kullanım Durumu» çalışmasını yürütüyoruz.

Detaylı

Ekonomi I. Doç.Dr.Tufan BAL. 4.Bölüm: Esneklikler. Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından

Ekonomi I. Doç.Dr.Tufan BAL. 4.Bölüm: Esneklikler. Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından Ekonomi I 4.Bölüm: Esneklikler Doç.Dr.Tufan BAL Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından faydalanılmıştır. 2 Esneklikler Daha önce talep edilen miktarı

Detaylı

Türkiye Nüfusunun Yapısal Özellikleri Nüfus; 1- Nüfusun Yaş Gruplarına Göre Dağılımı Genç (Çocuk) Nüfus ( 0-14 yaş )

Türkiye Nüfusunun Yapısal Özellikleri Nüfus; 1- Nüfusun Yaş Gruplarına Göre Dağılımı Genç (Çocuk) Nüfus ( 0-14 yaş ) Türkiye Nüfusunun Yapısal Özellikleri Nüfus; ülkelerin kalkınmasında, ülkenin dünyadaki etki alanını genişletmesinde potansiyel bir güç olarak önemli bir faktördür. Nüfusun potansiyel gücü, nüfus miktarı

Detaylı

Bölüm 4 ve Bölüm 5. Not: Bir önceki derste Fiyat, Piyasa kavramları açıklanmıştı. Derste notlar alınmıştı. Sunum olarak hazırlanmadı.

Bölüm 4 ve Bölüm 5. Not: Bir önceki derste Fiyat, Piyasa kavramları açıklanmıştı. Derste notlar alınmıştı. Sunum olarak hazırlanmadı. Bölüm 4 ve Bölüm 5 Not: Bir önceki derste Fiyat, Piyasa kavramları açıklanmıştı. Derste notlar alınmıştı. Sunum olarak hazırlanmadı. Talep Piyasada satıcıların faaliyetleri arzı, alıcıların faaliyetleri

Detaylı

Finansal Piyasa Dinamikleri. Yekta NAZLI ynazli@yahoo.com

Finansal Piyasa Dinamikleri. Yekta NAZLI ynazli@yahoo.com Finansal Piyasa Dinamikleri Yekta NAZLI ynazli@yahoo.com Neleri İşleyeceğiz? Finansal Sistemin Resmi Makro Göstergeler ve Yorumlanması Para ve Maliye Politikaları Merkez Bankası ve Piyasalar Finansal Piyasalardaki

Detaylı

Talep ve arz kavramları ve bu kavramları etkileyen öğeler spor endüstrisine konu olan bir mal ya da hizmetin üretilmesi ve tüketilmesi açısından

Talep ve arz kavramları ve bu kavramları etkileyen öğeler spor endüstrisine konu olan bir mal ya da hizmetin üretilmesi ve tüketilmesi açısından 3.Ders Talep ve arz kavramları ve bu kavramları etkileyen öğeler spor endüstrisine konu olan bir mal ya da hizmetin üretilmesi ve tüketilmesi açısından önemli unsurlardır. Spor endüstrisi içerisinde yer

Detaylı

KONUT SEKTÖRÜNÜN VERGİ YÜKÜ VE ÖNERİLER 07.05.2013

KONUT SEKTÖRÜNÜN VERGİ YÜKÜ VE ÖNERİLER 07.05.2013 KONUT SEKTÖRÜNÜN VERGİ YÜKÜ VE ÖNERİLER 07.05.2013 A) ÖRNEK BİR KONUT PROJESİ BAZINDA VERGİ YÜKÜ Aşağıdaki çalışmada, örnek olarak 100 konutluk bir gayrimenkul projesi belirli varsayımlarla ele alınarak,

Detaylı

MALİ ANALİZ TEKNİKLERİ. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İşletme Bölümü Muhasebe ve Finansman Anabilim Dalı

MALİ ANALİZ TEKNİKLERİ. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İşletme Bölümü Muhasebe ve Finansman Anabilim Dalı MALİ ANALİZ TEKNİKLERİ Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İşletme Bölümü Muhasebe ve Finansman Anabilim Dalı Faaliyet Etkinliği (Verimlilik) Oranları Faaliyet etkinliği, temel olarak net satışlara

Detaylı

İMALAT SANAYİİNDE KAPASİTE KULLANIM DURUM RAPORU 2018/IV

İMALAT SANAYİİNDE KAPASİTE KULLANIM DURUM RAPORU 2018/IV İMALAT SANAYİİNDE KAPASİTE KULLANIM DURUM RAPORU Ocak 2019 AÇIKLAMA Ege Bölgesi Sanayi Odası olarak; 1980 yılından bu yana «İmalat Sanayiinde Kapasite Kullanım Durumu» çalışmasını yürütüyoruz. Geçmişte

Detaylı

TÜRK KONSEYİ EKONOMİK İLİŞKİLERİ YETERLİ Mİ?

TÜRK KONSEYİ EKONOMİK İLİŞKİLERİ YETERLİ Mİ? TÜRK KONSEYİ EKONOMİK İLİŞKİLERİ YETERLİ Mİ? Dr. Fatih Macit, Süleyman Şah Üniversitesi Öğretim Üyesi, HASEN Bilim ve Uzmanlar Kurulu Üyesi Giriş Türk Konseyi nin temelleri 3 Ekim 2009 da imzalanan Nahçivan

Detaylı

TÜRKİYE EKONOMİSİ. Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü. 1.DERS Şubat 2013

TÜRKİYE EKONOMİSİ. Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü. 1.DERS Şubat 2013 TÜRKİYE EKONOMİSİ Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü 1.DERS Şubat 2013 DERS PLANI 1. hafta Ders planının gözden geçirilmesi, Türkiye nin dünyadaki yeri bazı

Detaylı