HEGEL-TARİH FELSEFESİ İNCELEME

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "HEGEL-TARİH FELSEFESİ İNCELEME"

Transkript

1 1 Tinin doğası tam karşıtı yoluyla bilinebilir. Tıpkı özdeğin tözünün Yerçekimi olması gibi, demeliyiz ki Tinin tözü, özü özgürlüktür. Herkes için dolaysızca inandırıcı olacağı gibi, Tin başka özellikler arasında özgürlüğe de iyedir; ama felsefe Tinin tüm özelliklerinin ancak özgürlük yoluyla kalıcı olduklarını, tümünün yalnızca özgürlük için araçlar olduklarını, tümünün yalnızca Özgürlüğü aradıklarını ve ürettiklerini öğretir; Özgürlüğün Tinin biricik Gerçeği olduğu kurgul felsefenin ürettiği bir bilgidir. Özdeğin ancak bir özek noktasına doğru itildiği ölçüde yerçekimi vardır; özsel olarak bileşiktir, birbiri dışındaki parçalardan oluşur, onların Birliğini arar ve öyleyse kendini ortadan kaldırmayı, kendi karşıtını ister; eğer buna erişseydi, bundan böyle Özdek olmaz, tersine yitip gitmiş olurdu; İdealliğe doğru çabalar, çünkü Birlikte ideal olarak vardır. Tin ise, tersine, özeğini kendi içinde taşıyandır; Birliği kendi dışında taşımaz, ama onu bulmuştur; kendi içinde ve kendi kendisi iledir. Özdek tözünü dışında taşır; Tin kendi kendisi ile olmadır. Bu ise sözcüğün tam anlamıyla Özgürlüktür, çünkü bağımlı olduğum zaman kendimi bir başkası ile bağıntılarım ki, o değilimdir; dışsal bir şey olmaksızın olamam; eğer kendi kendim ile isem, özgürümdür. Tinin bu kendi-kendisi-ile-olması öz bilinçtir, kendinin bilincidir. Bilinçte iki şey ayırdedilecektir; ilk olarak biliyor olmam; ve ikinci olarak, bildiğim şey. Öz bilinçte ikisi çakışır, çünkü Tin kendi kendisini bilir, kendi doğasının yargılanışıdır, ve Tin aynı zamanda kendine gelme ve böylece kendini ortaya çıkarma, kendini kendinde ne ise o yapma etkinliğidir. Bu soyut belirlenime göre Dünya Tarihi için denebilir ki, o Tinin kendinde ne olduğunun bilgisini işleyip geliştirmede sergilenişidir; ve tıpkı tohumun ağacın bütün doğasını, meyvelerinin tadını ve biçimini kendi içinde taşıyor olması gibi, Tinin ilk belirtileri de daha şimdiden gizil olarak bütün Tarihi kendi içinde kapsar. Doğulular henüz Tinin ya da genel olarak insanın kendinde özgür olduğunu bilmezler; ve bunu bilmedikleri için özgür değildirler; yalnızca -Birin özgür olduğunu bilirler, ama tam bu nedenle böyle özgürlük yalnızca Özençtir, yabanıllıktır, tutkunun körlüğüdür; ya da onun bir yumuşaklığı, evcilliğidir, ki kendisi salt bir doğa olumsallığı ya da özençtir. Bu Bir bu nedenle salt bir Despottur, özgür bir insan değil. Özgürlük bilinci ilkin Yunanlılar arasında doğdu, ve bu yüzden onlar özgürdüler; ama, tıpkı Romalılar gibi, yalnızca kimilerinin özgür olduğunu biliyorlardı, genel olarak İnsanın değil. Platon ve Aristoteles bile bunu bilmiyorlardı. Bu yüzden Yunanlıların yalnızca köleleri olmakla kalmadı, yalnızca yaşamları ve güzel özgürlüklerinin sürekliliği onlara bağımlı olmakla kalmadı, ama özgürlüklerinin kendisi bir yandan yalnızca olumsuz, geçici ve sınırlı bir çiçek, öte yandan aynı zamanda insansal olanın, insanca olanın katı bir köleliğiydi.

2 2 İlkin Germanik uluslar Hıristiyanlıkta İnsan olarak İnsanın özgür olduğunun, Tinin özgürlüğünün onun en asıl doğasını oluşturduğunun bilincine ulaşırlar; bu bilinç ilk olarak dinde, Tinin en iç bölgesinde doğdu; ama bu ilkenin dünyasal varlığa da aktarılması daha öte bir sorundu ki, çözümü ve uygulaması kültürün ağır ve uzun bir emeğini gerektirdi. Hıristiyan dininin kabul edilmesi ile örneğin kölelik dolaysızca sona ermedi; dahası, böylelikle Devletlerde özgürlüğün hemen egemen olması, Hükümetlerin ve Anayasaların ussal bir yolda örgütlenmeleri ya da giderek özgürlük ilkesi üzerine temellen- dirilmeleri de hiçbir biçimde söz konusu değildi, ilkenin dünyasallığa bu uygulanışı, dünyasal durumların onun tarafından bütünüyle şekillendirilmesi ve özümsenmesi uzun bir süreçtir ki, Tarihin kendisini oluşturur. Genel olarak bir ilke ile onun uygulaması, eş deyişle Tinin ve yaşamın edimselliğine aktarılması ve yerine getirilmesi arasındaki bu ayrıma daha önce değinmiştim; bu bilimimizde temel belirlenimlerden biridir ve düşüncenin ona sıkı sıkıya sarılması özseldir. Şimdi, bu ayrım Hıristiyan öz bilinç ilkesi olarak Özgürlük açısından burada geçici olarak nasıl vurgulandıysa, genel olarak Özgürlük açısından da özsel olarak yer alır. Dünya Tarihi Özgürlük bilincinde ilerlemedir bir ilerleme ki, görevimiz onu zorunluğu içinde bilmektir. Dünya Tarihi bir mutluluk sahnesi değildir. Ondaki mutluluk dönemleri boş sayfalardır, çünkü bunlar karşıtlığın askıya alındığı uyum dönemleridir. Eğer görevleri Dünya-Tininin yönetmenleri olmak olan dünya-tarihsel bireylerin yazgılarına bir göz atarsak, bunun mutlu bir yazgı olmadığını görürüz. Dingin bir doyuma ulaşmış değillerdir; bütün yaşamları emek ve zahmet, bütün doğaları yalnızca tutkuları olmuştur. Eğer ereklerine erişmişlerse, çekirdeğin boş kabuğu gibi düşüp gitmişlerdir. İskender gibi, erken ölürler; Sezar gibi, öldürülürler, Napoleon gibi, St. Helena - ya sürülürler. Bu ürkütücü avunca, tarihsel insanların mutlu denilen insanlar olmamış olmalarına ki bu mutluluğa ancak çok çeşidi dışsal koşullar altında yer alabilen özel yaşam yeteneklidir, bu avunca gereksinim duyanlar onu tarihten türetebilirler. Ama buna gereksinen Haset, büyük ve yüksek olandan rahatsızlık duyduğu için, onu küçültmeye ve onda bir leke bulmaya çabalar. Böylece modem zamanlarda yeterince gösterildiği gibi, prensler genel olarak tahtlarında mutlu değildirler; bu nedenle insanlar onlara tahtlarını çok görmez ve ona kendilerinin değil ama onların oturmasını dayanılır bulurlar. Belirtebiliriz ki, özgür insan haset duymaz, ama büyük ve yüce olanı seve seve tanır ve onun olmasından sevinç duyar. Yalnızca hayvanlar gerçekten suçsuzdurlar. Ama suçsuzluk denilen şeyin Kötülüğün bilgisizliğinin kendisini imlediği bildiriminin kaçınılmaz olarak yol açacağı tüm yanlış anlamaları önleyebilmek ya da silebilmek için geniş bir çözümleme, özgürlüğün kendisi üzerine olan çözümleme kadar geniş bir çözümleme gerekecektir. İyi Us en somut tasarımında Tanrıdır. Tanrı dünyayı yönetir, yönetiminin içeriği, Tasarının yerine getirilmesi Dünya Tarihidir. Felsefe bu Tasan kavramaya çalışır; çünkü ancak ondan yerine getirilmiş olanın edim- selliği vardır, ve onunla uyum içinde olmayan yalnızca çürük varoluştur. Salt ideal olmayan bu tanrısal İdeanın an ışığının önünde, sanki dünya çılgıncasına ve aptalcasına yaşanan bir olaymış görünüşü yiter. Felsefe tanrısal ideanın içeriğini, edimselliğini bilmeyi, ve küçümsenen edimselliği aklamayı ister. Çünkü Us tanrısal Yapıtın kavranışıdır. Ama genel olarak dinsel, törel ve ahlaksal ereklerin ve durumların bozulma, çürüme ve yıkımlarına gelince, belirtilmelidir ki, bunlar hiç kuşkusuz en iç doğalarında sonsuz ve bengidirler, ama somut şekillenmeleri sınırlı bir türde ve böylelikle yalnızca doğa bağlantısı içinde ve olumsallığın buyruğu altında duruyor olabilir. Kendini Devlette öne çıkaran ve bilince ulaşan Evrensel, var olan her şeyin onun altına getirildiği biçim genel olarak bir ulusun Kültürünü oluşturan şeydir. Ama evrensellik biçimini kazanan, ve Devlet olan somut edimsellikte yatan belirli içerik Halkın kendisinin Tinidir. Edimsel Devlet tüm tikel sorunlarında, savaşlarında, kurumlarında vb. bu Tin yoluyla dirilik kazanır. Ama insan bu Tinini ve özünün kendisini de bilmeli ve kendine onunla, kökensel olanla birliğinin bilincini kazandırmalıdır. Çünkü Törel olanın öznel İstencin ve evrensel İstencin birliği olduğunu söyledik. Ama Tin kendine bunun belirtik bir bilincini vermelidir, ve bu bilginin özeği Dilidir. Sanat ve Bilim aynı içeriğin yalnızca

3 3 değişik yanları ve biçimleridir. Dinin irdelemesinde önemli olan nokta onun Gerçek olanı, ideayı yalnızca ayrılığı içinde mi, yoksa gerçek birliği içinde mi tanıdığıdır; ayrılığı içinde: Eğer Tanrı soyut, en yüksek Varlık, göğün ve yerin Efendisi olarak orada öte yanda ise, ve insansal edimsellikten dışlanmış ise; birliği içinde: Evrenselin ve Bireyselin birliği olarak Tanrı, çünkü bireysel olan da onda bedenselleşme ideasında olumlu olarak ayrımsanır. Din orada bir ulusun kendine Gerçek olarak gördüğü şeyin tanımım verdiği yerdir. Tanım nesnenin öz- selliklerine ait olan her şeyi kapsar, onun doğasını tüm belirlilik için ayna olarak, tüm tikellerin evrensel ruhu olarak yalın temel-belirliliğe indirger. Tanrı tasarımı böylece bir halkın [tininin] evrensel temelini oluşturur. Bu yana göre Din Devletin ilkesi ile en yakın bağıntı içinde durur. Özgürlük ancak bireyselliğin olumlu olarak tanrısal Varlıkta bilindiği yerde olabilir. Bağıntı daha öte şöyledir: Dünyasal varlık zamansal bir varlık olarak tekil çıkarlarda derinir, böylelikle göreli ve aklanmamış bir şeydir; aklanmasını ancak evrensel ruhu, ilkesi salük olarak aklandığı ölçüde kazanır; bu ise ancak Tanrının Özünün belirliliği ve varoluşu olarak bilinmesiyle olur. Bu nedenledir ki Devlet Din üzerine dayanır. Bunun zamanımızda sık sık yinelendiğini duyarız, ve bununla denmek istenen çoğunlukla bireylerin, Tanrıdan korkan insanlar olarak, ödevlerini yapmaya daha yatkın ve istekli olacaklarıdır, çünkü prense ve yasaya boyun eğiş kolayca Tanrı korkusuna bağlanmaya izin verir. Hiç kuşkusuz Tanrı korkusu, evrenseli tikelin üzerine yükselttiği için, bu İkinciye karşı da dönebilir, fanatikleşebilir ve Devlete, onun kuruluşlarına ve düzenlemelerine karşı yakıcı ve yıkıcı olarak etkili olabilir. Tanrı korkusunun bu nedenle sağ görülü olması ve belli bir serinlikte tutulması gerektiği düşünülür, öyle ki onun tarafından savunulması ve sakınılması gereken şeyi kasıp kavurmasın. Bunun olanağını en azından kendi içinde taşır. Şimdi, Devletin Din üzerine dayandığı biçimindeki doğru kanı kazanıldığına göre, Dine öyle bir konum verilir ki, sanki bir Devlet daha şimdiden bulunuyormuş gibi bundan böyle onu sürdürebilmek için yapılması gereken şey Dinin bir bakıma kaplarda ve kovalarda ona taşınması ve böylece yüreklere yerleştirilmesidir, insanların Dine eğitilmeleri gerektiği hiç kuşkusuz doğrudur, ama henüz varolmayan birşeye doğruymuş gibi değil. Çünkü Devletin Din üzerine temellendiği, köklerini onda bulduğu söylendiği zaman, bu özsel olarak Devletin ondan doğduğunu, şimdi ve her zaman ondan türemekte olduğunu söylemek demektir; Devletin ilkeleri kendilerinde ve kendileri için geçerli olarak görülmelidir, ki bu ancak tanrısal doğanın kendisinin belirlenimleri olarak bilindikleri sürece böyle olabilir. Buna göre Dinin niteliği ne ise, Devlet ve Anayasasının da niteliği odur; Devlet edimsel olarak Dinden doğmuştur; ve; dahası öyle bir yolda ki, Atina devleti, Roma devleti yalnızca bu ulusların özgül putperestlikleri içinde olanaklıydı, tıpkı bir Katolik devletin de bir Protestan devletten başka bir Tininin ve başka bir Anayasasının olması gibi. Dini yerleştirmek için o çağrı, o itki ve dürtü sık sık öyle göründüğü gibi bir endişe ve yardım çığlığı ise, ve Dinin daha şimdiden Devletten yittiği ya da bütünüyle yitmek üzere olduğu tehlikesini anlatıyorsa, bu gerçekten berbat, giderek o çağrının sandığından da berbat olacaktır; çünkü bu çağrı Dinin yerleştirilmesinde ve aşılanmasında kötülüğe karşı bir çarenin bulunduğuna inanır; ama bütününde Din böyle yapılabilecek bir şey değildir; onun kendini yapması çok derinlere gider. Zamanımızda karşılaştığımız bir başka aptallık karşıt türdedir ve Anayasanın Dinden bağımsız olarak yaratılmasını ve işletilmesini ister. Katolik inanç, gerçi Protestan inanç ile ortaklaşa Hıristiyan dininin içersinde olsa da, Devletin iç türesine ve törelliğine izin vermez, ki bunlar Protestan ilkenin içselliğinde yatarlar. Devletin tüzesinin, Anayasanın o koparılıp almışı Hakkı ve Törelliği kendinde varolan tözsellikler olarak tanımayan o dinin kendine özgü karakteri nedeniyle zorunludur; ama içsellikten, Duyuncun son sığınağından, Dinin yerini orada bulduğu o dingin alandan böyle koparılmış olarak, Devletin tüzel ilkeleri ve düzenlemeleri soyutlama ve belirsizlik içinde kaldıkları düzeye dek edimsel bir özekten de yoksun kalırlar. Tinin ideası ile ilgilenirken, ve Dünya Tarihinde her- şeyi yalnızca onun görüngüsü olarak alırken, ne denli büyük olursa olsun Geçmişin içinden geçişte ilgimiz yalnızca Şimdiki iledir; çünkü Felsefe, Gerçek olanla uğraştığı için, ilgisi yalnızca bengi Şimdiki iledir. Onun için hiçbir şey Geçmişte yitmiş değildir, çünkü idea şimdidedir, Tin ölümsüzdür, geçmiş değil, gelecek de değil, ama özsel olarak

4 4 Şimdidir. Bununla Tinin şimdiki şeklinin tüm önceki aşamaları kendi içinde kavradığı da söylenmiş olur. Bunlar kendilerini hiç kuşkusuz bağımsız olarak ve ardışık olarak geliştirmişlerdir; ama Tin ne ise kendinde her zaman o olmuştur ve ayrım yalnızca bu Kendinde nin gelişimidir. Şimdideki Tinin yaşamı bir aşamalar döngüsüdür ki, ki bunlar bir yandan henüz birbirlerinin yanısıra kalıcı görünürken, yalnızca bir başka yandan geçmiş olarak görünürler. Tin arkada bırakmış göründüğü kıpılan şimdiki derinliğinde taşır. * Dünya Tarihi Doğudan Batıya gider, çünkü Avrupa saltık olarak Dünya Tarihin sonu, Asya başlangıcıdır. Dünya Tarihi için bir çeşit Doğu bulunur, çünkü Doğu kendi için bütünüyle göreli bir şeydir; çünkü yeryüzü bir küre oluştursa da, Tarih gene de kendi çevresinde bir daire çizmez, ama daha çok belirli bir Doğusu vardır ve bu Asya dır. Dışsal fiziksel Güneş burada doğar, ve Batıda batar; ama burada Öz bilincin iç Güneşi doğar ki, daha büyük bir parlaklık saçar. Dünya Tarihi dizginsiz doğal istencin evrensele ve öznel özgürlüğe doğru disiplinidir. Doğu yalnızca Birin özgür olduğunu biliyordu ve bilir; Yunan ve Roma dünyaları, kimilerinin özgür olduklarını; Germanik dünya herkesin özgür olduğunu bilir. Buna göre Dünya Tarihinde gördüğümüz ilk biçim Despotizm, İkincisi Demokrasi, üçüncüsü Monarşidir. Çin gelenekleri İsa nın doğumundan 3000 yıl kadar öncesine gider; ve Şu-King, bunların Yao nun hükümeti ile başlayan temel kitabı, bu hükümeti İsa dan 2357 yıl öncesine götürür. Burada geçerken belirtilebilir ki, başka Asyatik krallıklar da zamansal olarak çok eskilere giderler. Bir İngilizin hesaplamalarına göre, örneğin Mısır tarihi İsa dan 2207 yıl öncesine, Asur tarihi 2221, Hint tarihi 2204 yıl öncesine dek gider. Böylece Doğunun başlıca imparatorluklarının ortaya çıkışları açısından mitler İsa dan 2300 yıl kadar öncesine gider. Eğer bunu Eski Ahit in tarihi ile karşılaştırırsak, her zamanki varsayıma göre Nuh zamanındaki Tufan ile İsa arasında 2400 yıl vardır. Johannes von Müller bu sayıya önemli karşı çıkışlar yöneltmiştir. Tufanı İsa dan 3473 yıl öncesine ve dolayısıyla 1000 yıl kadar erken bir tarihe alır ve bunu Musa nın kitaplarının İskenderiye çevirisine dayanarak yapar. Bunu yalnızca İsa dan 2400 yıldan daha önceki tarihlere gittiğimiz ve Tufan hakkında hiçbir şey duymadığımız zaman doğuyor görünen güçlüğü hafifletebilme amacıyla belirtiyorum. Çin'de İntihar edenin tüm düşmanları toplanarak işkenceye gönderilir, ve eğer sonunda hakarette bulunan kişi saptanabilirse, kendisi ve bütün ailesi idam edilir. Bu yüzden Çinli böyle bir hakaret durumunda hasınım öldürmektense kendini öldürmeyi yeğler, çünkü her iki durumda da ölmesi gerekirken, ikinci durumda gömülme onurunu yitirmeyecek ve ailesinin hasmının mülkiyetini kazanacağı umudunu taşıyabilecektir. Çinlilerin Konuşma dilleri oldukça yüksek bir sayıda tek heceli sözcüklerden oluşur ki, bunlar birden çok anlamda kullanılırlar. Anlam ayrımları ancak bağlam, vurgu, hızlı ya da yavaş, alçak ya da yüksek sesle konuşma yoluyla belirtilebilir. Çinlilerin kulakları böyle ayrımlara karşı çok ince bir duyarlık geliştirmiştir. Böylece Po sözcüğü sese göre on bir değişik anlam taşır: cam; kaynamak; yele vermek; yarmak; sulamak; hazırlamak; yaşlı bir kadın; köle; eli açık insan; sağ görülü insan; biraz. Yazı dillerine gelince, yalnızca onda bilimlerin ilerletilmesinin yolunda duran engelleri belirteceğim. Bizim yazı dilimizi öğrenmek çok kolaydır, çünkü konuşma dilimizi 25 kadar sese ayrıştırırız (ve bu çözümleme yoluyla konuşma dili belirlenir, olanaklı seslerin çokluğu sınırlanır, ve bulanık ara sesler kaldırılır); yalnızca bu imleri ve bileşimlerini öğrenmemiz gerekir. Böyle 25 im yerine, Çinlilerin binlercesini öğrenmeleri gerekir; kullanım için zorunlu sayı olarak, ya da eğer yeni getirilenleri eklersek giderek olarak verilir; ve kitaplarda bulunduğu düzeye dek tasarımlar ve bunların bileşimleri için genel olarak karakterlerin sayısı 80 ile arasında değişir. Hint görüşü bütünüyle Evrensel Panteizmdir, ve dahası Düşüncenin değil, imgelem yetisinin bir Panteizmidir. Tek bir Töz vardır, ve tüm bireyselleşmeler dolaysızca kendilerine özgü güçlere dirilmişlerdir. Duyusal gereç ve içerik Evrenselin ve Ölçülemezin içersine olduğu gibi alınmış, yalnızca

5 5 kaba saba yollarda ona katılmış, ama Tinin özgür kuvveti yoluyla güzel Şekil içinde özgürleştirilmemiş ve Tinde idealize edilmemiştir; böylece duyusal olan tinsel olanın ona yalnızca hizmet i den ve ona sıkı sıkıya uyarlanmış bir anlatımı olamamış, ama Ölçüsüz ve Belirsiz olana genişletilmiş, bu yüzden Tanrısal öğe tuhaf, karışık ve saçma sapan bir şeye bozulmuştur. Bu düşler boş masallar değil, imgelem yetisinin bir oyunu değildir, ve Tin onlarda yalnızca coşku içinde hoplayıp zıplamayı sürdürmez; tersine, onlarda kendini yitirir ve bu düşlemler tarafından sanki bunlar onun en ciddi realitesiymiş gibi ileri geri atılır, sanki bu sonluluklar onun efendileriymiş ve tanrılarıymış gibi kendini onlara adar. Böylece her şey, ama her şey, Güneş, Yıldızlar, Ganj, indus, Hayvanlar, Çiçekler onun için birer Tanrıdır, ve tam bu tanrısallıkta sonlu olan kalıcılığım ve sağlamlığını yitirirken, anlaşılması da yitip gider; evrik olarak, tanrısal olan, kendi için değişebilir ve dayanıksız olduğu için, bu aşağı şekil nedeniyle baştan sona kirlenir ve saçmalaşır. Sonlu her şeyin bu evrensel tanrısallaştırılmasında ve tam böylelikle tanrısalın kendisinin değersizleştirilmesinde insanlaşma, Tanrının bedenselleşmesi tasarımı özellikle önemli bir düşünce değildir. Papağan, inek, maymun vb. benzer olarak Tanrının bedenselleşmeleridirler, ve gene de kendi özlerinin üzerine yükseltilmezler. Tanrısal öğe Özneye, somut Tine bireyselleştirilmez, ama sıradanlığa ve anlamsızlığa indirgenir. Bu genel olarak Hint dünya görüşünün durumudur. Şeyler benzer olarak Anlaktan, neden ve etkinin sonlu tutarlı kalıcılığından da yoksundurlar, tıpkı insanın özgür kendi için varlığın, kişiliğin ve özgürlüğün sağlamlığından yoksun olması gibi. Brahmanların ne olduklarını ve ne sayıldıklarını yakından anlamak için Dine ve tasarımlarına bakmamız gerekir, ki bunu daha sonra yapacağız, çünkü Kastların haklarının birbirlerine karşı durumu temelini dinsel ilişkide bulur. Brahma (eşeysiz) dinde en yüksek olandır, ama onun dışında birincil tanrılar Brahma (eril), sonsuz çoklukta şekil içindeki Vişnu ya da Krişna, ve Siva vardır; bu Üçlülük bir arada durur. Brahmâ en yüksektir; ama Vişnu ya da Krişna, Siva, aynca Güneş, Hava vb. de Brahm, tözsel Birliktirler. Brahm ın kendisine hiçbir adak sunulmaz, ona tapınılmaz; ama tüm başka puüara dua edilir. Brahm ın kendisi her şeyin tözsel Birliğidir. İnsanın en yüksek dinsel jlişkisi kendini Brahm a yükseltmesidir. Eğer bir Brahmana Brahm nedir? diye sorulursa, şu yanıü verir: Kendi içime geri düştüğümde ve tüm dış duyulan kapadığımda ve içimden Om dediğimde, bu Brahm dır. Tanrı ile soyut birlik insanın bu soyudanmasında varoluşa getirilir. Bir soyutlama başka her şeyi değişmemiş bırakabilir, tıpkı geçici olarak herkeste uyarılan tapınma gibi; ama Hintliler durumunda bu somut olan her şeye karşı olumsuz olarak çevrilir ve en yüksek durum Hintlinin kendini tanrı yapmasını sağlayan bu yükselmedir. Brahmanlar doğum yoluyla (laha şimdiden Tanrısalın iyeliğindedirler. Böylece Kast ayrımı şimdide inanınan tanrılar ve sonlu insanlar arasındaki ayrımı da kapsar. Öteki Kastlar hiç kuşkusuz benzer olarak Yeniden Doğuşa katılabilirler; ama sonsuz yadsımalara, işkencelere ve kefaretlere katlanmak zorundadırlar. Yaşamın ve yaşayan insanın küçümsenmesi bunlardaki temel özelliktir. Brahman olmayanların büyük bir bölümü yeniden doğuş uğruna çabalar. Bunlara Yogiler denir. Dalai-Lama için Tibet e yolculukta böyle bir Yogi ile karşılaşan bir ingiliz şunları anlatır: Yogi daha şimdiden bir Brahmanın gücüne ulaştıran yolun ikinci basamağına ulaşmıştır. İlk basamağı on iki yılı hiç oturmaksızın ya da uzanmaksızın sürekli ayaklan üzerinde durarak tamamlamıştır. Başlangıçta kendini bir iple bir ağaca bağlamak zorunda kalmış, ve bu durum sonunda ayakta uyumaya alışıncaya dek sürmüştür. İkinci basamağı on iki yıl boyunca ellerini sürekli başının üstünde kavuşturarak geçirmektedir, ve tırnakları daha şimdiden ellerinin içinde büyümeye başlamıştır. Üçüncü basamaktan her zaman aynı yolda geçilmez; genellikle Yoginin bir günü beş ateşin, yani tüm gök bölgelerine göre dört ateşin ve Güneşin arasında geçirmesi gerekir; sonra ateşin üzerinde ileri geri sallanma gelir ki, üç saat ve üç çeyrek sürer. Bir keresine bu tür bir eyleme tanık olan bir İngili- zin anlattığına göre, yarım saat içinde bireyin bedeninin her yanından kanlar akmaya başlar, aşağı indirilir, ve hemen orada ölür. Ama eğer biri bu sınava dayanabilmişse, sonunda diri diri gömülür, eş deyişle dik olarak toprağa batırılır ve üstü bütünüyle örtülür; üç saat ve üç çeyrek sonra dışarı çekilir, ve sonunda, eğer henüz yaşıyorsa, Brahmanın iç gücünü kazanmıştır. Öyleyse insan yalnızca varoluşunun böyle bir olumsuzlaması yoluyla bir Brahmanın gücüne erişir: Ama bu olumsuzlama en yüksek basamağında eksiksiz bir devimsizliğe, tüm duygunun ve tüm istencin yok edilmesine ulaşmış

6 6 olmanın küt bir bilincinden oluşur bir durum ki Budisder arasında En Yüksek olarak geçerlidir. Hintliler başka bakımlardan ne denli ürkek ve zayıf olsalar da, kendilerini En Yüksek olana, Yok oluşa adama konusunda çok az duraksama gösterirler, ve örneğin kadınların kocalarının ölümünden sonra kendilerini yakmaları biçimindeki töre de bu bakış ile ilgilidir. Eğer bir kadın bu göreneksel düzenlemeye direnecek olursa, tüm toplumdan dışlanır ve tam bir yalnızlık içinde bırakılır. Bir Ingiliz bir kadının bir çocuğunu yitirdiği için kendini yaktığını gördüğünü anlatır; kadını amacından döndürebilmek için olanaklı herşeyi yapmıştır; sonunda orada duran kocaya dönmüş, ama adam tam bir ilgisizlik içinde evde ondan başka karılarının da olduğunu anlatmıştır. Yine, zaman zaman yirmi kadının kendilerini hep birlikte Ganj a attıkları görülür, ve Himalaya Dağları nda bir İngiliz yaşamlarına o kutsal nehirde bir son verebilmek için Ganj ın kaynağım arayan üç kadın bulmuştur. Bengal Körfezi nde, milyonlarca Hintlinin toplandığı Orissa da, Jugemaut un ünlü bir tapmağındaki tapınmada Tanrı Vişnu nun imgesi bir araba üzerinde dolaştırılır; yaklaşık beş yüz insan onu çeker ve içlerinden birçokları kendilerini tekerleklerinin önüne fırlatarak parçalanmayı bekler. Bütün deniz kıyısı şimdiden kendilerini böyle adayanların kemikleri ile örtülmüştür. Çocuk öldürme de Hindistan da çok sıktır. Anneler çocuklarını Ganj a atarlar ya da onları Güneşin ışınlan altında ölüp gitmeye bırakırlar. Bir insan yaşamı için saygıda yatan ahlaksal öğe Hintliler arasında bulunmaz. Böyle tümü de yok oluşa yönelik yaşam yollarının daha sonsuz çoklukta değişklikleri vardır. Örneğin, Yunanlılar tarafından adlandırıldığı gibi Gimnosofistler buraya aittir. Çıplak Fakirler, Katolik dilenci rahipler gibi, herhangi bir uğraşları olmaksızın dolaşıp dururlar, başkalarının sadakaları ile yaşarlar ve amaçlan soyutlamanın Yüksekliğine, bilincin tam kötüleşmesine erişmektir ki, buradan fiziksel ölüme geçiş çok büyük bir adım olmaktan çıkmıştır. Çinliler ülkelerinin en sağın tarihini yazarlar, ve Çin de her şeyi sağın olarak tarih kitaplarına geçirmek için hangi düzenlemelerin yapıldığı daha önce belirtildi. Hindistan da durum tersidir. Modem zamanlarda Hint yazın hâzineleri ile tanışırken Hintlilerin Geometri, Gökbilim ve Cebirde büyük ün kazandıklarını, Felsefede çok ileri gittiklerini, ve Dilbilgisi incelemelerinin hiçbir dilin Sanskritçe den daha gelişmiş olarak görülemeyeceği bir düzeye dek geliştirildiğini bulmuşken, buna karşın Tarih yanının bütünüyle göz ardı edilmiş olduğunu, ya da daha doğrusu hiç bulunmadığını gördük. Çünkü Tarih Anlağı gerektirir nesneyi kendi için özgür bırakma ve onu [analitik] Anlak düzlemindeki bağıntıları içinde ayrımsama Kuvvetini. Buna göre genel olarak düzyazıya olduğu gibi Tarihe de yetenekli olan uluslar ancak bireylerin kendilerini kendileri için var olan olarak, öz bilinçli olarak ayrımsadıkları noktaya dek gelen ve o noktadan başlayan uluslardır.

Hegel, Tüze Felsefesi, 1821 HAK KAVRAMI Giriş

Hegel, Tüze Felsefesi, 1821 HAK KAVRAMI Giriş 1www.ideayayınevi.com HAK KAVRAMI Giriş 1 Felsefi Tüze Bilimi Hak İdeasını, eş deyişle Hak Kavramını ve bunun Edimselleşmesini konu alır. Felsefe İdealar ile ilgilenir ve buna göre genellikle salt kavramlar

Detaylı

LEİBNİZ FELSEFESİNDE YALIN TÖZLER KAVRAMI

LEİBNİZ FELSEFESİNDE YALIN TÖZLER KAVRAMI LEİBNİZ FELSEFESİNDE YALIN TÖZLER KAVRAMI Yakup ÖZKAN Giriş Leibniz (1646-1716) felsefe tarihinin önemli düşünürlerinden biridir. Rasyonel yöntemi esas alan Leibniz çok geniş bir alanda düşünce üretmiştir.

Detaylı

ORTAÇAĞ FELSEFESİ MS

ORTAÇAĞ FELSEFESİ MS ORTAÇAĞ FELSEFESİ MS.476-1453 Ortaçağ Batı Roma İmp. nun yıkılışı ile İstanbul un fethi ve Rönesans çağının başlangıcı arasındaki dönemi, Ortaçağ felsefesi ilkçağ felsefesinin bitiminden modern düşüncenin

Detaylı

Tragedyacılara ve diğer taklitçi şairlere anlatmayacağını bildiğim için bunu sana anlatabilirim. Bence bu tür şiirlerin hepsi, dinleyenlerin akıl

Tragedyacılara ve diğer taklitçi şairlere anlatmayacağını bildiğim için bunu sana anlatabilirim. Bence bu tür şiirlerin hepsi, dinleyenlerin akıl Platon'un Devleti-2 Platon, adil devlet düzenine ve politikaya dair görüşlerine Devlet adlı eserinde yer vermiştir 01.08.2016 / 15:01 Devlet te yer alan tartışmalar sürerken, Sokrates varoluştan varolmayışa

Detaylı

7.Ünite: ESTETİK ve SANAT FELSEFESİ

7.Ünite: ESTETİK ve SANAT FELSEFESİ 7.Ünite: ESTETİK ve SANAT FELSEFESİ Estetik ve Sanat Felsefesi Estetiğin Temel Soruları Felsefe Açısından Sanat Sanat Eseri Estetiğin Temel Kavramları Estetiğin Temel Sorunlarına Yaklaşımlar Ortak Estetik

Detaylı

ESTETİK; Estetiğin konusu olarak güzel;

ESTETİK; Estetiğin konusu olarak güzel; TASARIM ve ESTETİK ESTETİK; Estetiğin konusu olarak güzel; Plato( İ.Ö. 427-347) her alanda kusursuzu arayan düşünce biçimi içersinde nesnel olan mutlak güzeli aramıştır. Buna karşın, Aristoteles in (İ.Ö.

Detaylı

philia (sevgi) + sophia (bilgelik) Philosophia, bilgelik sevgisi Felsefe, bilgiyi ve hakikati arama işi

philia (sevgi) + sophia (bilgelik) Philosophia, bilgelik sevgisi Felsefe, bilgiyi ve hakikati arama işi FELSEFE NEDİR? philia (sevgi) + sophia (bilgelik) Philosophia, bilgelik sevgisi Felsefe, bilgiyi ve hakikati arama işi Felsefe değil, felsefe yapmak öğrenilir KANT Felsefe, insanın kendisi, yaşamı, içinde

Detaylı

KANT FELSEFESİNDE PRATİK AKLIN ÖZGÜRLÜK POSTULATI

KANT FELSEFESİNDE PRATİK AKLIN ÖZGÜRLÜK POSTULATI KANT FELSEFESİNDE PRATİK AKLIN ÖZGÜRLÜK POSTULATI Yakup ÖZKAN Giriş Kant (1724-1804) 1, felsefi dizgesinde akıl eleştirisini kuramsal (teorik/nazari/kurgusal) akılla sınırlamaz. Akıl eleştirisini daha

Detaylı

Öğretmenlik Meslek Etiği. Sunu-2

Öğretmenlik Meslek Etiği. Sunu-2 Öğretmenlik Meslek Etiği Sunu-2 Tanım: Etik Etik; İnsanların kurduğu bireysel ve toplumsal ilişkilerin temelini oluşturan değerleri, normları, kuralları, doğru-yanlış ya da iyi-kötü gibi ahlaksal açıdan

Detaylı

10. hafta GÜZELLİK FELSEFESİ (ESTETİK)

10. hafta GÜZELLİK FELSEFESİ (ESTETİK) 10. hafta GÜZELLİK FELSEFESİ (ESTETİK) Estetik, "güzel in ne olduğunu soran, sorguluyan felsefe dalıdır. Sanatta ve doğa varolan tüm güzellikleri konu edinir. Hem doğa hem de sanatta. Sanat, sanatçının

Detaylı

Georg Wilhelm Friedrich Hegel Estetik Üzerine Dersler Giriş

Georg Wilhelm Friedrich Hegel Estetik Üzerine Dersler Giriş Georg Wilhelm Friedrich Hegel Estetik Üzerine Dersler Giriş GEORG WILHELM FRIEDRICH HEGEL ESTETİK Güzel Sanatlar Üzerine Dersler Giriş Çeviren: Aziz Yardımlı idea istanbul İDEA CEP KİTAPLARI 036 İdea

Detaylı

MİTOLOJİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

MİTOLOJİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR MİTOLOJİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR Mit, Mitoloji, Ritüel DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 Kelime olarak Mit Yunanca myth, epos, logos Osmanlı Türkçesi esâtir, ustûre Türkiye Türkçesi: söylence DR. SÜHEYLA SARITAŞ

Detaylı

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ KISIM FELSEFENİN AMAÇLARI VE DEĞERLERİ 7

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ KISIM FELSEFENİN AMAÇLARI VE DEĞERLERİ 7 İÇİNDEKİLER BİRİNCİ KISIM FELSEFENİN AMAÇLARI VE DEĞERLERİ 7 İKİNCİ KISIM YANLIŞ FELSEFİ TUTUMLAR DOGMATİZM, KRİTİSİZM, SEZGİCİLİK VE DOLAYSIZ ÖĞRETİLERİ 31 ÜÇÜNCÜ KISIM DİYALEKTİK MANTIK 73 DÖRDÜNCÜ KISIM

Detaylı

Georg Wilhelm Friedrich Hegel Estetik Üzerine Dersler

Georg Wilhelm Friedrich Hegel Estetik Üzerine Dersler Georg Wilhelm Friedrich Hegel Estetik Üzerine Dersler GEORG WILHELM FRIEDRICH HEGEL ESTETİK Güzel Sanatlar Üzerine Dersler Çeviren: Aziz Yardımlı İDEA İSTANBUL I. ESTETİĞİN SINIRLANMASI VE SAVUNULMASI

Detaylı

FELSEFİ PROBLEMLERE GENEL BAKIŞ

FELSEFİ PROBLEMLERE GENEL BAKIŞ FELSEFİ PROBLEMLERE GENEL BAKIŞ FELSEFENİN BÖLÜMLERİ A-BİLGİ FELSEFESİ (EPİSTEMOLOJİ ) İnsan bilgisinin yapısını ve geçerliğini ele alır. Bilgi felsefesi; bilginin imkanı, doğruluğu, kaynağı, sınırları

Detaylı

İNSANIN YARATILIŞ'TAKİ DURUMU

İNSANIN YARATILIŞ'TAKİ DURUMU 25 Ders 3 İnsan Bir gün ağaçtan küçük bir çocuk oyan, ünlü bir ağaç oymacısı hakkında ünlü bir öykü vardır. Çok güzel olmuştu ve adam onun adını Pinokyo koydu. Eserinden büyük gurur duyuyordu ama oyma

Detaylı

1.4.Etik Sistemleri Etik ilkelerin geliştirilmesinde temel alınan yaklaşımlar hakkaniyet ilkesi, insan hakları, faydacılık ve bireysellik

1.4.Etik Sistemleri Etik ilkelerin geliştirilmesinde temel alınan yaklaşımlar hakkaniyet ilkesi, insan hakları, faydacılık ve bireysellik 1.4.Etik Sistemleri Etik ilkelerin geliştirilmesinde temel alınan yaklaşımlar hakkaniyet ilkesi, insan hakları, faydacılık ve bireysellik ilkeleridir. Hakkaniyet, bütün kararların tutarlı, tarafsız ve

Detaylı

Bilim adamları canlıları hayvanlar, bitkiler, mantarlar ve mikroskobik canlılar olarak dört bölümde sınıflandırmışlar.

Bilim adamları canlıları hayvanlar, bitkiler, mantarlar ve mikroskobik canlılar olarak dört bölümde sınıflandırmışlar. 1- Canlının tanımını yapınız. Organizmaya sahip varlıklara canlı denir. 2-Bilim adamları canlıları niçin sınıflandırmıştır? Canlıların çeşitliliği, incelenmesini zorlaştırır. Bu sebeple bilim adamları

Detaylı

KRAL JAMES İNCİLİ 1611 APOCRYPHA DUA AZARYA & üç Yahudi şarkı. Azarya ve şarkının üç Yahudi duası

KRAL JAMES İNCİLİ 1611 APOCRYPHA DUA AZARYA & üç Yahudi şarkı. Azarya ve şarkının üç Yahudi duası www.scriptural-truth.com KRAL JAMES İNCİLİ 1611 APOCRYPHA DUA AZARYA & üç Yahudi şarkı Azarya ve şarkının üç Yahudi duası Azarya dua {1:1} ve yangının ortasında yürüdüler öven Tanrı ve Tanrı nimet. {1:2}

Detaylı

FELSEFE BÖLÜMÜ SOFİSTLER DERSİ DERS NOTLARI (3)

FELSEFE BÖLÜMÜ SOFİSTLER DERSİ DERS NOTLARI (3) DOĞRULUK / GERÇEKLİK FARKI Gerçeklik: En genel anlamı içinde, dış dünyada nesnel bir varoluşa sahip olan varlık, varolanların tümü, varolan şeylerin bütünü; bilinçten, bilen insan zihninden bağımsız olarak

Detaylı

GÖKKUŞAĞI KOLEJİ PYP SORGULAMA PROGRAMI

GÖKKUŞAĞI KOLEJİ PYP SORGULAMA PROGRAMI GÖKKUŞAĞI KOLEJİ PYP SORGULAMA PROGRAMI 2017-2018 SINIF / YAŞ haklar ve lar, haklar ve lar 4/5 YAŞ Ailemizi ve kültürlerimizi bilmek kimliğimizi geliştirmemizi sağlar. Aile kültürümüz Aile kültürleri arasındaki

Detaylı

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Cennet, Tanrı nın Harika Evi

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Cennet, Tanrı nın Harika Evi Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Cennet, Tanrı nın Harika Evi Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Lazarus Uyarlayan: Sarah S. Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org 2010 Bible

Detaylı

ESTETİK (SANAT FELSEFESİ)

ESTETİK (SANAT FELSEFESİ) ESTETİK (SANAT FELSEFESİ) Estetik sözcüğü yunanca aisthesis kelimesinden gelir ve duyum, duyularla algılanabilen, duyu bilimi gibi anlamlar içerir. Duyguya indirgenebilen bağımsız bilgi dalına estetik

Detaylı

Matematik Ve Felsefe

Matematik Ve Felsefe Matematik Ve Felsefe Felsefe ile matematik arasında, sorunların çözümüne dayanan, bir bağlantının bulunduğu görüşü Anadolu- Yunan filozoflarının öne sürdükleri bir konudur. Matematik Felsefesi ; **En genel

Detaylı

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. İsa nın Doğuşu

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. İsa nın Doğuşu Çocuklar için Kutsal Kitap sunar İsa nın Doğuşu Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: M. Maillot Uyarlayan: E. Frischbutter ve Sarah S. Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org 2010

Detaylı

İktisat Tarihi II

İktisat Tarihi II İktisat Tarihi II 23.02.2018 İkincil özeklerde yalnızca ekonomik yapı benimsenmekle kalmamıştır. - Biblos - Kapadokya uygarlıkları birincil özeklerin yapısı ile zorlanmıştır. İkinci devrimin yaygınlaşmasında

Detaylı

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. İsa nın Doğuşu

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. İsa nın Doğuşu Çocuklar için Kutsal Kitap sunar İsa nın Doğuşu Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: M. Maillot Uyarlayan: E. Frischbutter ve Sarah S. Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org 2010

Detaylı

12. SINIF MANTIK DERSİ SÖKE ANADOLU LİSESİ 1. ORTAK SINAVI KAZANIM TABLOSU (Sınav Tarihi: 4 Nisan 2017)

12. SINIF MANTIK DERSİ SÖKE ANADOLU LİSESİ 1. ORTAK SINAVI KAZANIM TABLOSU (Sınav Tarihi: 4 Nisan 2017) 12. SINIF MANTIK DERSİ SÖKE ANADOLU LİSESİ 1. ORTAK SINAVI KAZANIM TABLOSU (Sınav Tarihi: 4 Nisan 2017) ÜNİTE: 2-KLASİK MANTIK Kıyas Çeşitleri ÜNİTE:3-MANTIK VE DİL A.MANTIK VE DİL Dilin Farklı Görevleri

Detaylı

Georg Wilhelm Friedrich Hegel Mantık Bilimi (BÜYÜK MANTIK)

Georg Wilhelm Friedrich Hegel Mantık Bilimi (BÜYÜK MANTIK) Georg Wilhelm Friedrich Hegel Mantık Bilimi (BÜYÜK MANTIK) Georg Wilhelm Friedrich Hegel Mantık Bilimi (BÜYÜK MANTIK) Çeviren: Aziz Yardımlı idea istanbul İdea Yayınevi Şarap İskelesi Sk. 2/106/107 34425

Detaylı

FELSEFİ YAPIDA EĞİTİM MODELLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ / SİİRT ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ

FELSEFİ YAPIDA EĞİTİM MODELLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ / SİİRT ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ FELSEFİ YAPIDA EĞİTİM MODELLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ / SİİRT ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ FELSEFE Felsefe, kavramlar yaratmayı içeren bir disiplindir.

Detaylı

Cennet, Tanrı nın Harika Evi

Cennet, Tanrı nın Harika Evi Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Cennet, Tanrı nın Harika Evi Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Lazarus Uyarlayan: Sarah S. Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org 2010 Bible

Detaylı

225 ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ. Yrd. Doç. Dr. Dilek Sarıtaş-Atalar

225 ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ. Yrd. Doç. Dr. Dilek Sarıtaş-Atalar 225 ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ Yrd. Doç. Dr. Dilek Sarıtaş-Atalar Bilgi Nedir? Bilme edimi, bilinen şey, bilme edimi sonunda ulaşılan şey (Akarsu, 1988). Yeterince doğrulanmış olgusal bir önermenin dile getirdiği

Detaylı

FEN VE TEKNOLOJİ DERSİ 5.ÜNİTE :DÜNYA, GÜNEŞ VE AY KONU ÖZETİ

FEN VE TEKNOLOJİ DERSİ 5.ÜNİTE :DÜNYA, GÜNEŞ VE AY KONU ÖZETİ FEN VE TEKNOLOJİ DERSİ 5.ÜNİTE :DÜNYA, GÜNEŞ VE AY KONU ÖZETİ KONULAR A.GÖKYÜZÜ MACERASI B. DÜNYA VE AY IN HAREKETLERİ A.GÖKYÜZÜ MACERASI Güneş, Dünya ve Ay ın Şekli Yıllar önce insanlar Dünya, Ay ve Güneş'in

Detaylı

Dua edelim: I.Korintliler 1:30, Efesliler 2:10

Dua edelim: I.Korintliler 1:30, Efesliler 2:10 Kutsal Olmak - 18. Kutsallığı nasıl tanımlarsınız? Tanrı lütfunun bir kişide çalışması; Mesih in bir kişide şekillenmesi; Mesih in çarmıh ölümü ve dirilişinin bir kişide işlemesi; Tanrı nın benzerliğinde

Detaylı

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Samuel, Tanrı Çocuğu Hizmetkarı

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Samuel, Tanrı Çocuğu Hizmetkarı Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Samuel, Tanrı Çocuğu Hizmetkarı Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Janie Forest Uyarlayan: Lyn Doerksen Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org

Detaylı

AHLAK FELSEFESİNİN TEMEL KAVRAMLARI

AHLAK FELSEFESİNİN TEMEL KAVRAMLARI Ahlak ve Etik Ahlak bir toplumda kendisine uyulmaya zorlayan kurallar bütünü Etik var olan bu kuralları sorgulama, ahlak üzerine felsefi düşünme etkinliği. AHLAK FELSEFESİNİN TEMEL KAVRAMLARI İYİ: Ahlakça

Detaylı

...Bir kitap,bir mesaj!

...Bir kitap,bir mesaj! ...Bir kitap,bir mesaj! Bu dünyada ne yapıyorum sorusuna yanıt veren bir kitap Tüm soru ve şüphelerınize yanıt verebilecek bir kitap. Bu kitap sizin doğal olarak Tanrı dan ayrı olduğunuzu anlatacak, ancak

Detaylı

Ramazan Alkış. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Ramazan Alkış. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 27.03.2017 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

AST101 ASTRONOMİ TARİHİ

AST101 ASTRONOMİ TARİHİ AST101 ASTRONOMİ TARİHİ 2017-2018 Güz Dönemi (Z, UK:2, AKTS:3) 6. Kısım Doç. Dr. Kutluay YÜCE Ankara Üniversitesi, Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü A r i s t o (Aritoteles) (M.Ö. 384-322)

Detaylı

AST101 ASTRONOMİ TARİHİ

AST101 ASTRONOMİ TARİHİ AST101 ASTRONOMİ TARİHİ 2017-2018 Güz Dönemi (Z, UK:2, AKTS:3) 4. Kısım Doç. Dr. Kutluay YÜCE Ankara Üniversitesi, Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü Antik Yunan Bilimi Sokrat Öncesi Dönem

Detaylı

Samuel, Tanrı Çocuğu Hizmetkarı

Samuel, Tanrı Çocuğu Hizmetkarı Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Samuel, Tanrı Çocuğu Hizmetkarı Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Janie Forest Uyarlayan: Lyn Doerksen Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org

Detaylı

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Tanrı İbrahim in Sevgisini Deniyor

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Tanrı İbrahim in Sevgisini Deniyor Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Tanrı İbrahim in Sevgisini Deniyor Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Byron Unger ve Lazarus Uyarlayan: M. Maillot ve Tammy S. Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for

Detaylı

AŞKIN BULMACA BAROK KENT

AŞKIN BULMACA BAROK KENT AŞKIN BULMACA 18.yy'da Aydınlanma filozoflarıyla tariflenen modernlik, nesnel bilimi, evrensel ahlak ve yasayı, oluşturduğu strüktür çerçevesinde geliştirme sürecinden oluşur. Bu adım aynı zamanda, tüm

Detaylı

ÇOCUKLARIN DİL EDİNİMİ, GELİŞİMİ VE DİLE KATKILARI

ÇOCUKLARIN DİL EDİNİMİ, GELİŞİMİ VE DİLE KATKILARI ÇOCUKLARIN DİL EDİNİMİ, GELİŞİMİ VE DİLE KATKILARI Hayatla temel bağlarımızdan biri olan dil, bilindiği üzere insanlar arası ilişkiyi, iletişimi sağlayan çeşitli özellikleri dolayısıyla pek çok farklı

Detaylı

İLKE OLARAK İDEA SORUNU Coşkun Özdemir

İLKE OLARAK İDEA SORUNU Coşkun Özdemir A N A D O L U A Y D I N L A N M A V A K F I 1 İLKE OLARAK İDEA SORUNU Coşkun Özdemir Varlığın gerçekliği ki, geçicinin karşılığı olarak kalıcı olan, duyusal olmayanın karşılığı olarak düşünsel olan, görünenin

Detaylı

İnsanların Üzüntüsünün Başlangıcı

İnsanların Üzüntüsünün Başlangıcı Çocuklar için Kutsal Kitap sunar İnsanların Üzüntüsünün Başlangıcı Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Byron Unger ve Lazarus Uyarlayan: M. Maillot ve Tammy S. Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for

Detaylı

SAYILARA GİRİŞ. Her şeyden önce temel kavramları bilmeliyiz. Nedir temel kavramlar? Matematik dilinin abc'si olarak tanımlayabiliriz.

SAYILARA GİRİŞ. Her şeyden önce temel kavramları bilmeliyiz. Nedir temel kavramlar? Matematik dilinin abc'si olarak tanımlayabiliriz. SAYILARA GİRİŞ Her şeyden önce temel kavramları bilmeliyiz. Nedir temel kavramlar? Matematik dilinin abc'si olarak tanımlayabiliriz. Rakamlar {0, 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9} On tane rakam bulunmaktadır.

Detaylı

SAHİP OLDUKLARIMIZI KORUMANIN 4 RUHSAL ADIMI

SAHİP OLDUKLARIMIZI KORUMANIN 4 RUHSAL ADIMI 1 KORUMANIN 4 RUHSAL Çoğu insan nasıl dua edeceğini bilemez. Bu yüzden size yardımcı olabilecek örnek bir dua metni hazırladım. Bu duayı sesli olarak okuyabilir ya da içinizden geldiği gibi dua edebilirsiniz.

Detaylı

Georg Wilhelm Friedrich Hegel Tinin Görüngübilimi

Georg Wilhelm Friedrich Hegel Tinin Görüngübilimi Georg Wilhelm Friedrich Hegel Tinin Görüngübilimi G.W.F. HEGEL Tinin Görüngübilimi Çeviren Aziz Yardımlı İDEA İSTANBUL İdea Yayınevi Şarap İskelesi Sk. 2/106-107 34425 Karaköy, Beyoğlu İstanbul www.ideayayınevi.com

Detaylı

AST101 ASTRONOMİ TARİHİ

AST101 ASTRONOMİ TARİHİ AST101 ASTRONOMİ TARİHİ 2016-2017 Güz Dönemi (Z, UK:2, AKTS:3) 7. Kısım Doç. Dr. Kutluay YÜCE Ankara Üniversitesi, Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü Romalılar Döneminde Bilim (devam) Romalılar

Detaylı

BİLİŞSEL AÇIDAN ÇOCUK GELİŞİMİNİN BASAMAKLARI

BİLİŞSEL AÇIDAN ÇOCUK GELİŞİMİNİN BASAMAKLARI BİLİŞSEL AÇIDAN ÇOCUK GELİŞİMİNİN BASAMAKLARI REYHAN SAĞLAM ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ ÖĞRETMENİ BILIŞ NE DEMEKTIR? Biliş; düşünme, öğrenme ve hatırlama süreçlerine denir. Bilişsel gelişim neleri kapsar?

Detaylı

SİYASİ DÜŞÜNCELER TARİHİ (TAR222U)

SİYASİ DÜŞÜNCELER TARİHİ (TAR222U) DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. SİYASİ DÜŞÜNCELER TARİHİ (TAR222U) KISA

Detaylı

İktisat Tarihi I. 27 Ekim 2017

İktisat Tarihi I. 27 Ekim 2017 İktisat Tarihi I 27 Ekim 2017 İktisat Tarihi Biliminin Doğuşu 18. yüzyıla gelene değin özellikle sosyal bilimler felsefeden bağımsız olarak ayrı birer bilim disiplini olarak özerklik kazanamamışlardı Tarih

Detaylı

Agape Kutsal Kitap - God's Love Letter Scriptures

Agape Kutsal Kitap - God's Love Letter Scriptures Agape Kutsal Kitap - God's Love Letter Scriptures Yuhanna 15:9 Baba'nın beni sevdiği gibi, ben de sizi sevdim. Benim sevgimde kalın. Yesaya 43:1 Ey Yakup soyu, seni yaratan, Ey İsrail, sana biçim veren

Detaylı

KARANLIKTA FİLİZLENEN TOHUM

KARANLIKTA FİLİZLENEN TOHUM KARANLIKTA FİLİZLENEN TOHUM ÊMILE ZOLA-GERMINAL Kara elmas Nice canlar yaktı, nice gülüşleri söndürdü yüzyıllardır. Milyonlarca madenci indi yerin derinlerine, kimisi çıkamadı, kimisi canının yarısını

Detaylı

****Disiplin Yaklaşımları****

****Disiplin Yaklaşımları**** ****Disiplin Yaklaşımları**** 1-İntikamcı 2-Cezalandırıcı 3-Korku Yoluyla Engelleme 4-İyileştirici (Düzeltici) 5-Önleyici (Yapıcı olumlu) 1 ****Disiplin Yaklaşımları**** İntikamcı Öğretmen disiplini kişisel

Detaylı

Tanrı İbrahim in Sevgisini Deniyor

Tanrı İbrahim in Sevgisini Deniyor Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Tanrı İbrahim in Sevgisini Deniyor Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Byron Unger ve Lazarus Uyarlayan: M. Maillot ve Tammy S. Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for

Detaylı

Ve Brahman bir felsefedir ve o çeşit anlamlarıyla felsefi ve edebi yazılarda kullanılır.

Ve Brahman bir felsefedir ve o çeşit anlamlarıyla felsefi ve edebi yazılarda kullanılır. Prana Sanskritçe den nefes-nefes alma ve devamlı hareket şeklinde çevrilir. Bu Hint felsefesinde-tıbbında ve teolojisinde genel bir anlamı ifade eder. Dil uzmanları kelimeye bu anlamları yanında hayat

Detaylı

SANAT FELSEFESİ. Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni

SANAT FELSEFESİ. Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni SANAT FELSEFESİ Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni Estetik güzel üzerine düşünme, onun ne olduğunu araştırma sanatıdır. A.G. Baumgarten SANATA FELSEFE İLE BAKMAK ESTETİK Estetik; güzelin ne olduğunu sorgulayan

Detaylı

Felsefe Nedir OKG 1201 EĞİTİM FELSEFESİ. Felsefe: Bilgelik sevgisi Filozof: Bilgelik, hikmet yolunu arayan kişi

Felsefe Nedir OKG 1201 EĞİTİM FELSEFESİ. Felsefe: Bilgelik sevgisi Filozof: Bilgelik, hikmet yolunu arayan kişi Felsefe Nedir OKG 1201 EĞİTİM FELSEFESİ Felsefe: Bilgelik sevgisi Filozof: Bilgelik, hikmet yolunu arayan kişi GERÇEĞİ TÜMÜYLE ELE ALIP İNCELEYEN VE BUNUN SONUCUNDA ULAŞILAN BİLGİLERİ YORUMLAYAN VE SİSTEMLEŞTİREN

Detaylı

İdea Yayınevi Şarap İskelesi Sk. 2/106-7 Karaköy, Beyoğlu İstanbul /

İdea Yayınevi Şarap İskelesi Sk. 2/106-7 Karaköy, Beyoğlu İstanbul / İdea Yayınevi Şarap İskelesi Sk. 2/106-7 Karaköy, Beyoğlu İstanbul iletisim@ideayayinevi.com / www.ideayayınevi.com Modern Tin AZİZ YARDIMLI 2013 (Hegel in Tüze Felsefesi ne Arkasöz / ISBN 978 975 397

Detaylı

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. İlk Kilisenin Doğuşu

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. İlk Kilisenin Doğuşu Çocuklar için Kutsal Kitap sunar İlk Kilisenin Doğuşu Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Janie Forest Uyarlayan: Ruth Klassen Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org 2011 Bible

Detaylı

HESAP. (kesiklik var; süreklilik örnekleniyor) Hesap sürecinin zaman ekseninde geçtiği durumlar

HESAP. (kesiklik var; süreklilik örnekleniyor) Hesap sürecinin zaman ekseninde geçtiği durumlar HESAP Hesap soyut bir süreçtir. Bu çarpıcı ifade üzerine bazıları, hesaplayıcı dediğimiz somut makinelerde cereyan eden somut süreçlerin nasıl olup da hesap sayılmayacağını sorgulayabilirler. Bunun basit

Detaylı

ASTRONOMİ TARİHİ. 1. Bölüm Bilim Tarihine Genel Bakış. Serdar Evren 2013

ASTRONOMİ TARİHİ. 1. Bölüm Bilim Tarihine Genel Bakış. Serdar Evren 2013 ASTRONOMİ TARİHİ 1. Bölüm Bilim Tarihine Genel Bakış Serdar Evren 2013 Fotoğraf: Eski Yunan mitolojisinde sırtında gök küresini taşıyan astronomi tanrısı, ATLAS. Bilim Tarihine Genel Bakış Modern bilimin

Detaylı

Moses Mendelssohn: Aydınlanmak Ne Demektir?

Moses Mendelssohn: Aydınlanmak Ne Demektir? 1 Prof. Dr. Onur Bilge KULA Moses Mendelssohn: Aydınlanmak Ne Demektir? Kültür, Uygarlık ve Aydınlanma, Toplumsal Yaşamın Biçimlenimleridir Yahudi kökenli Alman filozof Moses Mendelssohn 1784 de Berlin

Detaylı

Bir Prens Çoban Oluyor

Bir Prens Çoban Oluyor Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Bir Prens Çoban Oluyor Yazari: Edward Hughes Resimleyen: M. Maillot ve Lazarus Tercüme eden: Nurcan Duran Uyarlayan: E. Frischbutter ve Sarah S. Türkçe 60. Hikayenin 10.si

Detaylı

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. İnsanların Üzüntüsünün Başlangıcı

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. İnsanların Üzüntüsünün Başlangıcı Çocuklar için Kutsal Kitap sunar İnsanların Üzüntüsünün Başlangıcı Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Byron Unger ve Lazarus Uyarlayan: M. Maillot ve Tammy S. Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for

Detaylı

Elişa, Mucizeler Adamı

Elişa, Mucizeler Adamı Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Elişa, Mucizeler Adamı Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Lazarus Uyarlayan: Ruth Klassen Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org 2007 Bible

Detaylı

10-11 YAŞ GRUBUNUN ANNE BABASI OLMAK

10-11 YAŞ GRUBUNUN ANNE BABASI OLMAK 10-11 YAŞ GRUBUNUN ANNE BABASI OLMAK İnsanoğlu yaşam boyu farklı gelişme dönemleri yaşar. Çocukları daha iyi tanımak için onların içinde bulundukları gelişme döneminin özelliklerinin bilinmesi aileyi rahatlatır,

Detaylı

AYDINLANMA DÜŞÜNÜRLERİ BENTHAM VE HUME; DOĞAL HAK VE POZİTİF HAK

AYDINLANMA DÜŞÜNÜRLERİ BENTHAM VE HUME; DOĞAL HAK VE POZİTİF HAK AYDINLANMA DÜŞÜNÜRLERİ BENTHAM VE HUME; DOĞAL HAK VE POZİTİF HAK Bentham: Hak yasanın çocuğudur, olgusal/real yasadan olgusal/real haklar gelir; ama imgesel yasalardan, doğa yasası ndan imgesel haklar

Detaylı

FARABİ DE HEYULANİ AKIL-FAAL AKIL İLİŞKİSİ

FARABİ DE HEYULANİ AKIL-FAAL AKIL İLİŞKİSİ FARABİ DE HEYULANİ AKIL-FAAL AKIL İLİŞKİSİ Yakup ÖZKAN Giriş Bu kavramlardan ilk olarak Aristoteles söz eder. Ona göre etkin (faal) ve edilgin (heyulani) akıl arasındaki ayrım ruhun alanına aittir. Bu,

Detaylı

AKTIF (ETKİN) ÖĞRENME

AKTIF (ETKİN) ÖĞRENME AKTIF (ETKİN) ÖĞRENME 2 AKTIF (ETKİN) ÖĞRENME Aktif öğrenme, bireyin öğrenme sürecine aktif olarak katılımını sağlama yaklaşımıdır. Bu yöntemle öğrenciler pasif alıcı konumundan çıkıp yaparak yaşayarak

Detaylı

II.Ünite: KLASİK MANTIK (ARİSTO MANTIĞI)

II.Ünite: KLASİK MANTIK (ARİSTO MANTIĞI) II.Ünite: KLASİK MANTIK (ARİSTO MANTIĞI) A. KAVRAM, TERİM - Kavramlar Arası İlişkiler - İçlem - kaplam ilişkisi - Beş tümel - Tanım B. ÖNERMELER - Önermeler Arası İlişkiler C. ÇIKARIM Ve Türleri - Kıyas

Detaylı

İÇİNDEKİLER GİRİŞ BİRİNCİ KİTAP

İÇİNDEKİLER GİRİŞ BİRİNCİ KİTAP İÇİNDEKİLER GİRİŞ Afrika ve Afrikalılar 13 BİRİNCİ KİTAP Bir Yuruba Efsanesi: Dünyanın Yaratılışı 23 Küçük Tanrı Obatala, Beş Parmaklı Beyaz Horoz ve Kara Kaplan 23 Kara Kaplan'la Beş Parmaklı Beyaz Horoz

Detaylı

Duygu, düşüncelere bedenin içsel olarak karşılık vermesidir. Başka bir deyişle, beyne kalbin eşlik etmesidir.

Duygu, düşüncelere bedenin içsel olarak karşılık vermesidir. Başka bir deyişle, beyne kalbin eşlik etmesidir. Duygu, hareket halindeki enerjidir. Duygu, düşüncelere bedenin içsel olarak karşılık vermesidir. Başka bir deyişle, beyne kalbin eşlik etmesidir. Duygu, insanın yaşam kalitesini belirleyen en önemli kaynaktır.

Detaylı

Satıcı burnu havada, kendini beğenmiş biri. Yaklaşık beş yıl kadar bu Edirne'de oturduk.

Satıcı burnu havada, kendini beğenmiş biri. Yaklaşık beş yıl kadar bu Edirne'de oturduk. ANLATIM BOZUKLUKLARI Her cümle belli bir düşünceyi, duyguyu aktarmak için kurulur. Bu cümlenin, ifade edeceği anlamı açık ve anlaşılır bir biçimde ortaya koyması gerekir. Ayrıca cümle mümkün olduğunca

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ EKİM 2017-2018 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ Ay Hafta Ders Saati Konu Adı Kazanımlar Test No Test Adı Hayat Amaçsız

Detaylı

Birbirimize anlatacağımız ne çok şey var; düşündünüz mü? İşte bu yazma nedenlerimden biri. İlki...

Birbirimize anlatacağımız ne çok şey var; düşündünüz mü? İşte bu yazma nedenlerimden biri. İlki... Bir şairin seyir defteri Prof. Dr. Göksel Altınışık Gelinciğin Yalnızlığı Bir ömrü damıtsak ne kalır geriye? Benimkinden, en azından şu ana dek yaşanan kadarından, sözcükler kalıyor. Bir mucize bu benim

Detaylı

Sevilen Oğul bir Köle Oluyor

Sevilen Oğul bir Köle Oluyor Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Sevilen Oğul bir Köle Oluyor Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Byron Unger ve Lazarus Uyarlayan: M. Kerr ve Sarah S. Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children

Detaylı

MAREŞAL FEVZİ ÇAKMAK İLKOKULU ETİK KOMİSYONU FAALİYET PROGRAMI

MAREŞAL FEVZİ ÇAKMAK İLKOKULU ETİK KOMİSYONU FAALİYET PROGRAMI MAREŞAL FEVZİ ÇAKMAK İLKOKULU ETİK KOMİSYONU FAALİYET PROGRAMI ETİK Etik, Latince ethica kelimesinden Batı dillerine geçmiştir. Ahlaksal olanın özünü ve temellerini araştıran bilim, insanın kişisel ve

Detaylı

Hayalindeki Kadını Kendine Aşık Etmenin 6 Adımı - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Hayalindeki Kadını Kendine Aşık Etmenin 6 Adımı - Genç Gelişim Kişisel Gelişim on günlerde mevsimsel geçiş döneminin verdiği miskinlikle aklıma yazılabilecek bir yazı gelmiyordu. Bugün kardio antrenmanımı yaparken,aklıma sevgili olmamak için yapman gerekenler adlı yazım geldi. Bende

Detaylı

KAVRAMLARIN ANLAMINI KARŞITLARI BELİRLER

KAVRAMLARIN ANLAMINI KARŞITLARI BELİRLER KAVRAMLARIN ANLAMINI KARŞITLARI BELİRLER Rıza FİLİZOK Kastım odur şehre varam Feryad ü figan koparam Yunus Emre Büyük dilbilimci Saussure ün dilin bir sistem olduğunu ve anlamın karşıtlıklardan (mukabil/opposition)

Detaylı

ÜMRANİYE REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

ÜMRANİYE REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ ÜMRANİYE REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ 1 Düşüncelerini, duygularını rahat ifade edebilen, Çevresiyle olumlu ilişkiler kurabilen, Kendine güvenen, Öğrenmeye istekli, Mutlu, başarılı çocuklar yetiştirelim.

Detaylı

6 Sofistlerin O rtaya Ç ıkışın d a Etkili O lan Felsefe-D ışı N edenler ıo Felsefi N ed enler

6 Sofistlerin O rtaya Ç ıkışın d a Etkili O lan Felsefe-D ışı N edenler ıo Felsefi N ed enler İçindekiler xiii Önsöz ı BİRİNCİ KISIM Sofistler 3 1 Giriş 6 Sofistlerin O rtaya Ç ıkışın d a Etkili O lan Felsefe-D ışı N edenler ıo Felsefi N ed enler 17 K a y n a k la r 17 Sofistlerin G enel Ö zellikleri

Detaylı

İYİ VE KÖTÜ NÜN KÖKENLERİ

İYİ VE KÖTÜ NÜN KÖKENLERİ İYİ VE KÖTÜ NÜN KÖKENLERİ Hayatın asıl etik anlamı, bizim iyi ve kötü sözcükleriyle tanımlayarak yol almaya çalıştığımız soyutluklardadır. Bu derece soyut ve kökenleri sıra dışı olan kavramlarla uğraşmak

Detaylı

E-DERGİ ÖABT SOSYAL BİLGİLER VE SINIF ÖĞRETMENLİĞİ İÇİN COĞRAFYA SAYI 2. www.kpsscografyarehberi.com ULUTAŞ

E-DERGİ ÖABT SOSYAL BİLGİLER VE SINIF ÖĞRETMENLİĞİ İÇİN COĞRAFYA SAYI 2. www.kpsscografyarehberi.com ULUTAŞ E-DERGİ ÖABT SOSYAL BİLGİLER VE SINIF ÖĞRETMENLİĞİ İÇİN COĞRAFYA SAYI 2 ULUTAŞ DÜNYA'NIN HAREKETLERİ ve SONUÇLARI Dünya'nın iki çeşit hareketi vardır. Dünya bu hareketlerin ikisini de aynı zamanda gerçekleştirir.

Detaylı

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Eziyet Eden Birinden Vaaz Eden Birine

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Eziyet Eden Birinden Vaaz Eden Birine Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Eziyet Eden Birinden Vaaz Eden Birine Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Janie Forest Uyarlayan: Ruth Klassen Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org

Detaylı

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. Adalet Programı. Hukuk Başlangıcı Dersleri

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. Adalet Programı. Hukuk Başlangıcı Dersleri Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO Adalet Programı Hukuk Başlangıcı Dersleri ÜNİTE I TOPLUMSAL DÜZEN KURALLARI ve HUKUK Toplu Yaşam, Toplumsal Düzen, Toplumsal Davranış Kuralları, Hukuk Kuralları

Detaylı

GEÇMİŞ, ŞİMDİ VE GELECEK ARASINDA EN ÇOK ŞİMDİYE ODAKLANIR. ŞİMDİYİ YAŞAR

GEÇMİŞ, ŞİMDİ VE GELECEK ARASINDA EN ÇOK ŞİMDİYE ODAKLANIR. ŞİMDİYİ YAŞAR GEÇMİŞ, ŞİMDİ VE GELECEK ARASINDA EN ÇOK ŞİMDİYE ODAKLANIR. ŞİMDİYİ YAŞAR - Genç Gelişim GEÇMİŞ, ŞİMDİ VE GELECEK ARASINDA EN ÇOK ŞİMDİYE ODAKLANIR. ŞİMDİYİ YAŞAR Anı yaşamak, insanın kendinse be yaptığı

Detaylı

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Tanrı Herşeyi Yarattığı Zaman

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Tanrı Herşeyi Yarattığı Zaman Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Tanrı Herşeyi Yarattığı Zaman Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Byron Unger ve Lazarus Uyarlayan: Bob Davies ve Tammy S. Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children

Detaylı

NASIL ÇALIŞILIR? NASIL BAŞARILI OLUNUR?

NASIL ÇALIŞILIR? NASIL BAŞARILI OLUNUR? NASIL ÇALIŞILIR? NASIL BAŞARILI OLUNUR? BEYNİ ÖĞRENMEYE HAZIRLAMAK 1. Fizyolojik Hazırlık Duruşunuzu Düzeltin İyi Beslenin Sağlığınıza Dikkat Edin Olumlu Yüz İfadesi Oluşturun Hareket Edin Gerginlikten

Detaylı

KLASİK FRAKTALLAR FRAKTAL ÖZELLİKLERİ VE BOYUT

KLASİK FRAKTALLAR FRAKTAL ÖZELLİKLERİ VE BOYUT KLASİK FRAKTALLAR FRAKTAL ÖZELLİKLERİ VE BOYUT.. KENDİNE BENZERLİK VE AFİNİTE Fraktal özelliklerinden bir diğeri de kendine benzerlikdir. Geometrik açıdan, aynı şekle sahip olan geometrik şekiller birbirine

Detaylı

İnsanların kurduğu bireysel ve toplumsal ilişkilerin temelini oluşturan değerleri, normları, kuralları, doğru-yanlış ya da iyi-kötü gibi ahlaksal

İnsanların kurduğu bireysel ve toplumsal ilişkilerin temelini oluşturan değerleri, normları, kuralları, doğru-yanlış ya da iyi-kötü gibi ahlaksal Test 5 1. İnsanların kurduğu bireysel ve toplumsal ilişkilerin temelini oluşturan değerleri, normları, kuralları, doğru-yanlış ya da iyi-kötü gibi ahlaksal açıdan araştıran felsefi disipline ne denir?

Detaylı

GÜZELLİK SEVDİRİR - SEVİLEN GÜZELDİR Mustafa Alagöz

GÜZELLİK SEVDİRİR - SEVİLEN GÜZELDİR Mustafa Alagöz A N A D O L U A Y D I N L A N M A V A K F I 1 GÜZELLİK SEVDİRİR - SEVİLEN GÜZELDİR Mustafa Alagöz Sanat güzelliğin açığa çıkması, duyuların önüne getirilmesidir. Güzelin kendisinin varoluş biçimleri sanatın

Detaylı

EĞİTİM FELSEFESİ KISA ÖZET KOLAYAOF

EĞİTİM FELSEFESİ KISA ÖZET KOLAYAOF DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTE- LERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. EĞİTİM FELSEFESİ KISA ÖZET 1 KOLAYAOF

Detaylı

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler Hani, Rabbin meleklere, Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım demişti. Onlar, Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? Oysa biz sana hamd

Detaylı

BİREYLEŞME İLKESİ Turgut Özgüney

BİREYLEŞME İLKESİ Turgut Özgüney A N A D O L U A Y D I N L A N M A V A K F I 1 BİREYLEŞME İLKESİ Turgut Özgüney Thomas Aquinas (1225-1274) bireyleşme ilkesi olarak maddeyi (materia) göstermiş, varlık bakımından değil bilme bakımından

Detaylı

kişinin örgütte kendini anlamlandırmasına fırsat veren ve onun inanış, düşünüş ve davranış biçimini belirleyen normlar ve değerler

kişinin örgütte kendini anlamlandırmasına fırsat veren ve onun inanış, düşünüş ve davranış biçimini belirleyen normlar ve değerler 1 Örgüt Kültürü Örgüt Kültürü kişinin örgütte kendini anlamlandırmasına fırsat veren ve onun inanış, düşünüş ve davranış biçimini belirleyen normlar ve değerler bütünüdür. 2 Örgüt kültürü, temel grupsal

Detaylı

Economic Policy. Opening Lecture

Economic Policy. Opening Lecture Economic Policy Opening Lecture Neden buradasın? economic policy iktisat üniversite Neden buradasın? iktisat öğrenmek (varsayalım!) geleceğin için üniversite diploma bilgi Neden buradasın? bilgi bilmek

Detaylı