İEF bu yıl kaçmaz! İşsizliğin sebebi yatırım eksikliği. Sağ elin verdiğini. sol el görmeyecek. Efes Antik Kenti. Avukatlıktan köy imamlığına

Transkript

1 İEF bu yıl kaçmaz! Tatile giderken kapıya ayakkabı bırakın! 20 Temmuz 2014 Pazar Karabağlar sakinlerinin içi rahat olsun Efes Antik Kenti Hasan Usta'ya emanet Avukatlıktan köy imamlığına Sağ elin verdiğini sol el görmeyecek Cumhurbaşkanı seçiminde çatı aday olarak gösterilen Ekmeleddin İhsanoğlu na destek turları kapsamında İzmir de bulunan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Ekmeleddin İhsanoğlu'nu yeteri kadar tanımıyoruz ama öbürünü tanıyorsanız yetiyor değil mi, ben başka bir şey demiyorum size." dedi İhtiyaç sahibi 26 bin 150 aileye Bayram öncesinde 200 er liralık yardım kararı alan İzmir Büyükşehir Belediyesi, vatandaşların teşhir edilmesini önlemek amacıyla, bayram paralarını yine aile fertleri adına açılan banka hesaplarına yatırdı. Paralar 21 Temmuz Pazartesi gününden itibaren çekilebilecek. devamı 10 da İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan Türkiye nin en büyük tam otomatik katlı otoparkının açılışı ve cumhurbaşkanı adayı Eklemeddin İhsanoğlu'na destek için İzmir'e gelen Kılıçdaroğlu, Karşıyaka Belediye tarafından düzenlenen 6 bin kişinin katıldığı, 'Yeryüzü sofrası' isimli iftar etkinliğine katıldı. Belediye çalışmaları hakkında bilgi alan Kılıçdaroğlu "Aldığınız oyun hakkını verdiğinizi görüyorum" dedi devamı 8 de İşsizliğin sebebi yatırım eksikliği

2 SAYFA 02 MAVI KIRMIZI SARI 20 Temmuz 2014Pazar 51. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali'ne doğru 51. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali, Ekim tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Festivalde Nilüfer Aydan, Haldun Dormen ve Tarık Dursun Kakınç'a "Onur Ödülü" verilecek. Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, Yıldız Sarayı Tiyatro Salonu'nda düzenlenen toplantıda, festival hakkında bilgi verdi Festivali "dünya festivali" statüsüne geri kazandıracak olmanın sevincini yaşadıklarını belirten Türel, Altın Portakal'ı yeniden dünya sinemasının gündemine alacaklarını, küresel bir festival olarak öne çıkarmaya çalışacaklarını anlattı. Türel, "Altın Portakal gibi bir festival yerel sınırlar içerisine hapsedilirse hem Türk sinemasına hem de bunca yıllık festivale haksızlık etmiş oluruz. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nı da anmadan geçemeyeceğim. Bakanlık bu yıl sinema desteklerini iki katına çıkardı. Nuri Bilge Ceylan'ın 'Kış Uykusu' adlı filmine yaklaşık 750 bin destek verilmesi en önemli göstergedir. Bu çabalar Türk sinemasını yüceltmektedir" diye konuştu. Türk sinemasının 100. yılını kutladığını hatırlatan Türel, Türkiye'nin sinema veya başka alanda iç çekişmelerle vakit kaybetmemesi gerektiğini belirtti. Festivalin bu sene 10 Ekim Cuma günü başlayacağını ve 18 Ekim Cumartesi günü düzenlenecek ödül töreniyle sona ereceğini anlatan Türel, festivalde sanatçılar Nilüfer Aydan ve Haldun Dormen ile yazar-yönetmen Tarık Dursun Kakınç'a "Onur Ödülü" verileceğini bildirdi. - Ödül borçları Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevini devraldıktan sonra belediyenin birçok alanda ekonomik güçlük yaşadığını ve borçlarını ödememiş olduğunu gördüğünü ifade eden Türel, "Bu çerçevede 50. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nin ödül borçlarının da ödenmemiş olduğunu üzülerek öğrendim. Böyle bir durum Antalya'ya Altın Portakal adına utanç verici bir durumdur ve Karamanlı ustanın "kündekari" aşkı Karaman'da, Selçuklu ahşap oymacılığı sanatı "kündekari"yi kendi imkanları ile yaşatmaya çalışan usta Ahmet Kızılay, yaptığı eserlerle göz dolduruyor. Karaman Sanayi Sitesi'ndeki atölyesinde mesleğini icra eden 67 yaşındaki Ahmet usta, aldığı siparişleri özenle ve titizlikle hazırlıyor. Kızılay, yaptığı açıklamada, kündekarinin Selçuklular'dan günümüze ulaşan bir sanat olduğunu, küçük küçük yüzlerce ahşap parçayı, geçme tekniğiyle bir araya getirerek yapılan sanata kündekari denildiğini söyledi. Küçük parçaların birleştirilmesinde çivi ve tutkal kullanılmadığını aktaran Kızılay, "İlk olarak küçük parçalar hazırlanır. Ahşap iskeletin oluşturulmasının ardından bu parçalar geçmeli olarak iskelete takılır. Tüm parçaların takılmasının ardından çıtalar yardımıyla ahşap yapı birleştirilir. Bu işlem yapılırken çivi ve tutkal kullanılmaz " diye konuştu yıldır ahşap işiyle uğraşıyor Kündekari sanatını severek yaptığını ifade eden Kızılay, şunları kaydetti: "Babam vefat ettikten sonra ahşap işine başladım lı yıllarda cami işleri, oymacılığa merak sardım. Araştırmalar sonucunda kapı yapmaya karar verdim ve ilk kapımı Ebubekir Camisi'ne yaptım. Daha sonraları geliştirdik, çeşitli camilere kapı yaptık. Bunun haricinde mihrap, minber kürsüsü, kapısı ve merdiven korkulukları yapmaktayım. Karaman da bulunan birçok tarihi camide eserlerim var. Tarihi Araboğlu, Hacıbeyler ve Kırmahalle camilerine kapı, minber ve kürsü yaptım. İlk eserimi 3 yılda tamamladım, ustalaştıkça bir eseri 2-3 ayda tamamlıyorum. Mesleğimi sabırlı, dürüst ve düzenli bir şekilde yapmaya çalışıyorum. İşimi severek yapıyorum." - "Türkiye de bu sanatı yapan kişi sayısı azaldı" Kündekarinin sabır isteyen bir iş olduğunu belirten Kızılay, "Bu sanatı Türkiye'de yapan kişi sayısı azaldı. Yaptığım sanatı gelecek nesillere aktarmak istiyorum. Bu sanat sabır istiyor. Sabır olmazsa bu işi yapamazsınız. Çok küçük parçalar işleniyor. Kündekarinin yok olmasını istemiyorum. Çocuklarım da marangoz fakat onlar bile benim yaptığım işi yapmıyorlar" ifadelerini kullandı. (AA) kabul edilemez. Sinema ve sanata yapılan bu saygısızlığı en kısa zamanda telafi edeceğiz. İnşallah böyle bir saygısızlık Altın Portakal tarihinde yaşanmayacak. Geçmişten kalan ve ödüle layık görülmüş film yapımcıları ve sanatçıların alın terlerini en kısa zamanda kapatmak suretiyle haklarını ödeyeceğiz" ifadelerini kullandı. Festivalin direktörü Elif Dağdeviren de 1896'da Lumiere Kardeşler'in kaydettiği ve bir trenin gardan hareketini gösteren dünyanın ilk olarak kabul ettiği filmin, aynı yıl sanata düşkünlüğü ile tanınan Sultan Abdülhamid'in talimatıyla Yıldız Sarayı Tiyatro Salonu'nda izleyici ile buluştuğunu anlatarak, "Bu topraklardaki ilk film gösteriminin yapıldığı Yıldız Sarayı bu kez de kapılarını 51. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali'nin lansmanı için açtı" diye konuştu. - Festival hakkında Elif Dağdeviren'in direktörülüğünü üstlendiği 51. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali, bu yıldan itibaren bir Festival Komitesi danışmanlığında ilerleyecek. Komitede, Hülya Uçansu, yapımcı Zeynep Özbatur Atakan, gazeteci ve sinema yazarı Alin Taşçıyan yer alacak. Festivalin ulusal bölümünün direktörlüğünü Serap Engin, uluslararası bölümün direktörlüğünü ise Nesim Bencoya üstlenecek. Festivalde Türkiye sinemasının 100. yılını kutlamak adına, ulusal yönetmelikte ulusal uzun metraj film yarışmasının en önemli koşullarından biri olan prömiyer gösterim şartı, bu yıla özel olmak koşulu ile kaldırıldı. Bu karar uyarınca, diğer ulusal festivallerden en iyi film ödülü kazanmamış olmaları şartı ile herhangi bir ulusal ya da uluslararası festivalde seyirci karşısına çıkmış olsa da ulusal filmler yönetmelikte sözü geçen maddelere uygun oldukları takdirde ana yarışmada yer alabilecek. Bu yıldan festival her yıl bir ülke sinemasına odaklanacak ve seçilen bu ülke ile Türkiye arasında kültürel ve sanatsal bağların güçlendirilmesi için çalışılacak. Bu yıl uluslararası program kapsamında davet edilecek ülke, hem coğrafi hem de geçmişe dayalı ortak kültürden hareketle belirlenen İspanya olacak. Programda, yeni dönem İspanyol sinemasının en önemli filmleriyle hazırlanacak bir seçki ile usta bir İspanyol yönetmenin retrospektifi de bulunacak. (AA) Köy tiyatrolarının son durağı Yağcılar Köyü oldu FOÇA DA TÜRKÜ AKŞAMI Foça Belediyesi tarafından düzenlenen Ramazan Ayı etkinlikleri kapsamında gerçekleşen Türk Halk Müziği Konseri, müzikseverlere Türkü Ziyafeti verdi. Foça Belediyesi Türk Halk Müziği Korosu nun, Park Alanı nda verdiği 1 saatlik konser, çok beğenildi ve ayakta alkışlandı. Konserde, misafir sanatçı olarak, Türk Halk Müziği Sanatçısı Sedat Bozan da sahne aldı. Foça Belediye Başkanı Gökhan Demirağ, koro üyelerine ve Şef Atabey Aydın a verdikleri keyifli konser dolayısıyla teşekkür etti. Başkan Demirağ, Park Alanı nı dolduran müzikseverlere, iyi bir Ramazan Ayı geçirmeleri dileğinde bulundu. Urla Belediyesi 1. Köy Tiyatroları Şenliği kapanışını Türkiye nin ilk köy tiyatrosu olan Bademler Köy Tiyatrosu nun Pir Sultan Abdal oyununun seyri ile yaptı. Şenliğin son gününde Urla nın Yağcılar Köy Meydanı, Türkiye nin ilk köy tiyatrosunun oyununu izlemek için toplanan muhteşem bir kalabalığı ağırladı. Urla Belediye Başkanı Sibel Uyar, Meclis üyeleri ve Kent Konseyi Başkanı Prof. Dr. Canan Balkır ın birlikte izledikleri oyunu izleyiciler ayakta alkışladılar. Urla Belediye Başkanı Sibel Uyar ı köy tiyatrolarını bir araya getirerek yaptığı organizasyon için kutlayan Yağcılar Köy Muhtarı Çetin Balkan Başkanımıza köyümüze bu güzel akşamı yaşattığı için çok teşekkür ederiz dedi. Köy tiyatrolarını ve köy kültürünü yaşatmak adına yapılan, 4 gün süren organizasyonu hakkıyla gerçekleştirmenin gururunu yaşadığını belirten Başkan Uyar Urla Belediyesi 1. Köy Tiyatroları Şenliği ni başlatan Meclis Üyemiz Seyfettin Şen e, şenliğimizde başarılı oyunlarını sergileyen köy tiyatrolarımızın başarılı ekiplerine ve emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum. Seneye aynı organizasyonda yeniden buluşmayı diliyorum diye konuştu. Gezici kütüphane aracı hizmete girdi Kültür ve Turizm Bakanlığınca Uşak'a tahsis edilen gezici kütüphane aracı, hizmete girdi. Uşak Kent Meydanı'nda aracın hizmete girmesi dolayısıyla düzenlenen törene katılan Vali Seddar Yavuz, konuşmasında, Uşak'ın bu kıymetli esere sahip olan ilk beş ilden birisi olduğunu belirterek, kentin, hizmet sunumunda öncelik sırasına giren iller arasında yer aldığını söyledi. Modern tasarıma sahip olan kütüphanede, bin 200 kitap, yüzde 75'i çocuklara hitap eden yayınlar, çocukların oyun oynamaları için satranç ve lego köşesi bulunduğunu anlatan Yavuz, şöyle konuştu: "Isıtma ve soğutma sistemleriyle de otobüsün içinde yüksek düzeyde bir konfor oluşturulmuş. Tek amacımız, çocuklarımızın daha çok okumaları, kitaba çok daha rahat erişmeleri. Otobüsümüz, kitaba erişimin güç olduğu yerlerde daha çok hizmet verecek, köylerimizde özellikle faydalı olacağına inanıyorum. Yeni gezici kütüphaneyle nüfusu büyük köylere haftanın 5 günü dönerli şekilde, en az köye hizmet vereceklerini dile getiren Arıtürk, "Okulların kapalı olduğu bu yaz günlerinde haftada bir gün de merkeze uzak mahallelere hizmet vereceğiz" dedi. Konuşmaların ardından kurdele kesimi yapılan otobüsün içi gezildi. (AA) Müzelere akşam ayarı Kültür ve Turizm Bakanlığı, müze ve örenyerlerinin hayatın içinde yer almasını sağlayacak yeni bir proje başlattı. İngiltere'deki National Gallery, Fransa'daki Louvre, Hollanda'daki Van Gogh müzeleri gibi dünyanın önemli sanat merkezlerinin örnek alınacağı "Müze ve Örenyerlerinde Tarihe Yolculuk Projesi" ile buraların kapanmasının ardından akşam saatlerinde çeşitli sanatsal ve sosyal etkinlikler gerçekleştirilecek. Edinilen bilgiye göre, Antalya, İstanbul, İzmir ve Denizli'deki Bakanlığa bağlı müze ve örenyerlerinde sinema filmleri, sanal gezintiler, ses ve ışık gösterileri gibi çeşitli etkinliklerin düzenleneceği projeyle buraların hayatın içinden mekanlar haline getirilmesi amaçlanıyor. Müzelere daha önce hiç gelmemiş veya çok az ziyarette bulunmuş kişilerin bile akşam etkinlikleri çerçevesinde buraları tercih etmesini sağlayacak proje aynı zamanda dünya kamuoyunda Türkiye'yi ve projenin kapsadığı şehirleri tanıtarak kültür turizmi hacminin büyütülmesi planlanıyor. AA) Yıl: 3 Sahibi Saykar Basın Yayın Gaz. Mat. Kır. San. ve Tic. A.Ş. adına Eflatun SAYGILI Yazı İşleri Müdürü- Yayın Sahibi Temsilcisi Azime MOLLA Haber Müdürü Gülseren KUMRU Sayfa Editörü Nur Gülmez BEL Turgut KOÇ Denizli Temsilciliği Sayı: Temmuz 2014 Pazar Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Fikret DAĞTEKİN İdari Merkez Şehit Fethi Bey Cad. Kızılkanat İş Merkezi 45/803 Gümrük - Konak / İZMİR Tel: (Pbx) Mail: info@sondakikagazetesi.com Dağıtım: Hakkı SARIÖZ Yayın türü: Yerel Basıldığı Yer Star Medya Yayıncılık A.Ş Gaziemir Tren İstasyonu Karşısı Eski Beton Taş Tesisleri İçi No: 29 Gaziemir / İZMİR Tel: SON DAKİKA Basın Meslek İlkelerine Uymaya Söz Vermiştir

3 SAYFA 3 SONDAKiKA GAZETESİ >>3 ASAYiŞ Temmuz Şubat Perşembe Pazar "Tatil dönüşü sizi kötü sürpriz beklemesin" Emniyet yetkilileri, yaz tatilini fırsat bilerek, ev ve iş yerlerini hedef alan hırsızların, alınacak basit tedbirlerle durdurulabileceğine dikkati çekti Emniyet yetkilileri, yaz tatilini fırsat bilerek, ev ve iş yerlerini hedef alan hırsızların basit tedbirlerle durdurulabileceğine dikkati çekerek, yaklaşan bayram ve sonrasında tatile gideceklere uyarılarda bulundu. Tarihi ve turistik yerleriyle öne çıkan İzmir'de yazın gelmesiyle şehir merkezindeki nüfus azalırken, bunun ramazan ayının bitmesiyle daha da hissedilir hale gelmesi bekleniyor. Ramazan bayramı ve sonrasında "tatil" planı olanları da emniyet yetkilileri, "tatil dönüşü sizi kötü bir sürpriz beklemesin" uyarısı yaparak bazı tedbirleri almaları tavsiyesinde bulunuyor. İzmir Emniyet Müdür Yardımcısı Şerafettin Aslan: "Uzun süreli evden ayrılmalarda hırsızlık olaylarına karşı tedbirinizi alın. Evinizden ayrılırken öncelikle güvendiğiniz komşu, arkadaş veya akrabalarınıza kaç gün evden uzaklaşacağınızı haber verin. Evinizin kapısını kilitlediğinizden emin olduktan sonra güvenli şekilde ayrılın" - "Tedbirinizi alın" İzmir Emniyet Müdür Yardımcısı Şerafettin Aslan, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, vatandaşların huzuru ve emniyeti için asayiş ekiplerinin 24 saat görevlerinin başında olduğunu söyledi. Evden hırsızlık olaylarında son dönemlerde önemli düşüş yaşandığını ve bunun sürmesi için vatandaşlara da önemli görevler düştüğünü belirten Aslan, uzun süreli evden ayrılanların basit tedbirlerle hırsızlık olaylarının önüne geçebileceğine dikkati çekti. İzmir Emniyet Müdürü Celal Uzunkaya'nın talimatıyla ikamet yoğunluğu bulunan bölgelerde ekip sayılarının artırıldığını, 24 saat devriye gezen ekiplerin hırsızlara göz açtırmadığını ifade eden Aslan, bayramlarda eş dost ziyaretinin yanı sıra tatil için evlerinden uzaklaşacaklara da alınabilecek önlemler konusunda şu tavsiyelerde bulundu: "Evinizden ayrılırken öncelikle güvendiğiniz komşu, arkadaş veya akrabalarınıza kaç gün evden uzak kalacağınızı haber verin. Evinizin kapısını kilitlediğinizden emin olduktan sonra güvenli şekilde ayrılın. Posta Hatay'ın İskenderun ilçesinde dengesini kaybederek 5. kattan düşen inşaat işçisi hayatını kaybetti. Olay, Denizciler Mahallesi'nde meydana geldi. Sabah saatlerinde çalışmak için inşaata gelen Mehmet Gülgen (47), iddiaya göre, 5. katta çalışırken bir anda dengesini kaybederek zemin kata düştü. Ağır yaralanan Gülgen, 112 Acil ambulansı ile İskenderun Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Gülgen, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Hastaneye gelaen Gülgen in yakınları, acı haberi duyunca sinir krizi geçirdi. Kazayla ilgili soruşturma başlatıldı. (CİHAN) kutunuzda fatura, mektup vs. biriktirmeyin. Kapının önüne bir ayakkabınızı bırakmanız, içeride birinin olduğu düşüncesiyle caydırıcılık taşır. Evin içine küçük bir ışığı açık bırakmakta faydalı olabilir. Cep telefonunuza uyarı mesajı gönderen alarm ve kamera sistemi taktırmak da önemli bir caydırıcı unsur. Evlerinde kasa bulunsa dahi değerli ziynet eşyalarını, altın ve paralarını bir süre ayrı kalacakları evde bırakmasın, bankada kiraladıkları kasalara koysunlar. Özellikle de evde olmayan komşularının evlerinde şüpheli bir gelişme fark eden, sokaklarında şüpheli davranışları bulunanları fark eden kişiler, 155 Polis İmdat ihbar hattına bu durumları bildirsin." - İzmir'deki hırsızlık oranları İzmir'de geçen yılın ilk yarısında yaklaşık 2 bin 500 evden hırsızlık olayı yaşanırken, bu yılın aynı döneminde yüzde 13 oranında gerileme yaşanarak yaklaşık 2 bin 200 evden hırsızlık olayı yaşandı. İzmir metropolünde ise geçen yılın 6 ayına oranla evden hırsızlık olaylarının bu yıl 350 civarında azaldığı, kent merkezindeki evden hırsızlıklarda da yüzde 15 oranında düşüşünün olduğu belirtildi. (AA) İNŞAATTAN DÜŞEN İŞÇİ HAYATINI KAYBETTİ Karşı şeride daldı: 3 yaralı Fatih'te, hatalı sollama yaptığı öne sürülen sürücünün kullandığı otomobil, karşı şeride geçerek ticari araçla çarpıştı. Kazada 3 kişi yaralandı. Kaza, Aksaray köprü altında meydana geldi. 06 DY 0268 plakalı otomobilin sürücüsü M.E., iddiaya göre solama yapmak isterken sol şeritten gelen başka bir aracın geldiğini son anda fark edince hızını artırdı. Bu sırada hızını artırıp direksiyon hakimiyetini kaybeden sürücü, aydınlatma direklerine çarparak karşı şeride geçti. Yola savrulan otomobil, karşı şeritten gelen 34 YM 1839 plakalı ticari araçla çarpıştı. Ticari araçta sıkışan sürücü itfaiye ekipleri tarafından kurtarıldı. Toplamda biri ağır 3 kyaralı hastaneye kaldırıldı. Elleri ve kollarında kan olan otomobil sürücüsü M.E., kaza sonrasında üstündeki şoku bir süre atlatamadı. Kazalı araçlar çekiciye yüklenerek yoldan kaldırıldı. (CİHAN) İhmal 1 değilmiş Erzurum Cumhuriyet Savcılığı, kayakla atlama kuleleriyle ilgili soruşturma başlattı. Cumhuriyet savcısının nezaretinde inceleme yapan bilirkişi, atlama kulelerinin inşasında birden çok ihmal belirledi. Türkiye'nin ilk ve tek kayakla atlama kuleleri, 15 Temmuz günü meydana gelen heyelanda yıkılmıştı. Cumhuriyet Savcılığı, yıkımla ilgili olarak soruşturma başlattı. Atatürk Üniversitesi'nden 4 kişilik bilirkişi heyeti, Kiremitliktepe'deki atlama kulelerinde incelemede bulundu. Bilirkişi heyeti, atlama kulelerinin yıkımıyla ilgili ön raporu cumhuriyet savcısına verdi. Rapora göre; toprak kaymasının yaşandığı 20, 40, 60 metre yüksekliğinde kuleler ile 95 ve 125 metre yükseklikteki atlama kuleleri arasındaki bölgeye dolgu yapıldığını ve kulelerin yapıldığı alanın heyelanlı bölge olduğuna dikkat çekildi. Raporda ayrıca, çöken pistlerin zemin etüdü yapılmadan inşa edildiği, pistleri ayakta tutan beton zeminin içindeki çelik kazıkların 25 ila 50 metre derinlikte olması gerekirken, yığma toprak üzerine 1 metre çelik kazıklar kullanıldığı belirtildi. Raporda iniş pistlerin ise eğimin yanlış yapıldığının ve aktif olmamasına karşın fay hattının görmezden gelindiğine dikkat çekildi. Cumhuriyet Savcılığı, atlama kulelerinde meydana gelen heyelanla ilgili olarak başlattığı soruşturmada, 'Edimin ifasına fesat karıştırmak, genel güvenliğin taksirle tehlikeye sokulması ve kuleleri teslim alan kamu görevlileri hakkında görevi kötüye kullanmak' suçlarından, göçüğün büyük ihmal sonucu meydana geldiğine vurgu yapıldı. Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, 'edimin ifasına fesat karıştırmak, genel güvenliğin taksirle tehlikeye sokulması' nedeniyle kuleleri teslim alan kamu görevlileri hakkında 'görevi kötüye kullanmaktan' soruşturma başlatıldı. Savcılık ayrıca, kayakla atlama kulelerini inşa eden Sarıdağlar A.Ş'nin projeye uyup uymadığını, beton kalitesi ile kullanılan malzemenin standartlara uygun olup olmadığını da araştıracak. Raporlarını hazırlaması için bilirkişilere 2 ay süre veren cumhuriyet savcılığı, soruşturma sonucunda kimlerin ihmali olduğunu belirleyecek ve dava açacak. (CİHAN) Çanakkale'de bir kişi gölette boğuldu İstanbul da sabah saatlerinde etkili olan yağmur, kentte hayatı felç etti. Birçok ev ve iş yeri sular altında kaldı. Özellikle Başakşehir ve Üsküdar da göle dönen yollarda araçlar Çanakkale'de serinlemek için gölete giren bir kişi, boğularak hayatını kaybetti. İstanbul dan gelen 20 yaşındaki Muhammet Ozan Ahmet Sarıca, üç arkadaşıyla birlikte Kemerdere Sulama Göletine gitti. Uzun süre sudan çıkmayan Sarıca'ya arkadaşları da ulaşamayınca itfaiye ve polise haber verildi. Olay yerine Çanakkale İtfaiyesi ve Deniz Polisi ekipleri geldi. Gölette arama yapan ekipler, bir süre sonra gencin cansız bedenini buldu. Sudan çıkarılan Sarıca nın cenazesi, otopsi yapılmak üzere Bursa'ya gönderildi. (CİHAN) Sel suları çekilince hasar ortaya çıktı mahsur kaldı. Suların çekilmesiyle birlikte hasar da ortaya çıktı. Yolda kalan araçlar, çekici marifetiyle kaldırıldı. Esnaflar ise iş yerlerini temizlemeye koyuldu. (CİHAN)

4 20 Temmuz 2014 Pazar Balıkesir'in ada ilçesi olan ve adını mermerden alan Marmara'da, 2 bin 500 yıldır mermer çıkarılıyor. Türkiye'nin en önemli mermer sahasına sahip ilçenin nüfusunun neredeyse tamamı bu işten ekmek yiyor İç piyasanın yanısıra birçok ülkeye ihracat da yapan mermer ocakları, tarih öncesinden kalma. Ayasofya Camisi'nin bütün taban döşemeleri, Mısır'da bulunan 2 bin 500 yıllık yapılarda, Vatikan'da ve dünyanın farklı noktalarında bulunan birçok eserde Marmara mermerine rastlamak mümkün. Ada, 1941 yılında kurulan Türkiye'nin ilk mermer fabrikasına da evsahipliği yapıyor. Marmara Denizi'nin güneybatısında bulunan, Türkiye'nin ikinci büyük adası Marmara'da hayat, neredeyse tamamen mermer üzerine kurulmuş durumda. Tarih öncesi çağlardan kalma mermer ocakları bulunan ilçenin hemen tamamı geçimini bundan sağlıyor. O- caklar, ağırlıklı olarak adanın kuzeyinde bulunuyor. Türkiye'nin toplam rezervinin yüzde 15'ine sahip olan adanın yüzde 30'luk bölümünde mermer çıkarılıyor.marmara Adalar Belediye Başkanı Süleyman Aksoy, 2 bin 500 olan ilçe nüfusunun, yaz aylarında 10 bini bulduğunu belirtiyor. Saraylar Mahallesi'nde 25 mermer işletmesi olduğunu belirterek, "Marmara'da mermerin tarihçesi 2 bin 500 yıl öncesine dayanıyor. Dünyada en büyük mermer rezervlerine sahip olan yer, İtalya'nın Carara bölgesinden sonra Marmara Adası'nın Saraylar bölgesidir. İhracat, ağırlıklı olarak Suriye ve Ortadoğu bölgesinedir. Bütün Arap ülkeleri fabrikalarını Suriye'de kurmuş, oradan da dışarıya veriyorlar. Ayrıca Yunanistan, ABD ve İsrail'e mermer gönderiliyor. Suriye'de iç savaş, Yunanistan'da ekonomik kriz, Çin'de ise krediler durunca biz de tamamen iç piyasaya döndük." dedi. Mermer sektörünün duraklama döneminde olduğunu ifade eden Başkan Aksoy, "Üç yıl öncesine göre kapasitenin yüzde 30'uyla çalışıyoruz. Mermer ocaklarında yaklaşık bin kişi çalışıyor ve dolaylı olarak binlerce kişiyi etkiliyor. Marmara'da çıkan mermer, dış etkenlere dayanıklı olduğundan daha çok dış ortamlarda kullanılıyor. Örneğin mezarlık mermerlerinde tamamen bizim mermerlerimiz kullanılır. Ayrıca tarihten beri cami ve k- iliselerin sütunları bizim mermerden yapılmış." diye konuştu. Adadaki mermer ocaklarının Bizans Roma döneminden beri çalıştığı bilgisini veren Aksoy, şöyle devam etti: "Adadan çıkan mermerin kimyasal yapısı saf olduğu için özellikle dış mekânlarda kullanılan en yaygın mermer türüdür. Bizans Roma ve Osmanlı döneminden beri bütün saraylarda, özel mekânlarda hep bizim mermerimiz kullanılmış. İlçe nüfusumuzun tamamının ekonomik geliri bu sektörden karşılanıyor. Çıkan mermer, iç piyasaya ve dünyanın farklı bölgelerine hem blok hem de kesilmiş olarak gönderilmektedir."frg Madencilik'in sahibi maden mühendisi Recep Ali Ayaz ise Marmara Adası'nda 30 ocak ve 25 ebatlama fabrikasının çalıştığını söyledi. Yıllık ortalama 250 bin metreküp blok mermer üretildiğini kaydeden Ayaz, "Türkiye'nin en eski mermer fabrikası, 1941 yılında burada yapılmıştır. Hâlâ korunaklı bir şekilde, içerisindeki makinelerle beraber ayaktadır. Tek parça olarak Türkiye'nin en büyük mermer rezervi Marmara Adası'nda bulunmaktadır." dedi.adataş Mermer'in sahibi olan A sınıfı iş güvenliği uzmanı Bahattin Say da sektörde yaşanan sıkıntılara dikkat çekti. Adanın denizaşırı bir konumda olduğunu belirterek, "Ulaşım ve enerji sorunlarımız var. Adada yeni yatırımlara cevap verecek maalesef enerji bulunmamaktadır. Adada bulunan mevcut enerji gücü bize yetmiyor. Enerji sıkıntısı nedeniyle fabrikalarımıza ve ocaklarımıza yeni makineler ilave edemiyoruz. Bu konuyla ilgili yetkililerden acil olarak yardım bekliyoruz. Ayrıca dünyanın en pahalı yakıtı, en pahalı enerjisi ve en pahalı işçiliğini kullandığımız için bu konuda dünyadaki diğer örneklerimizle rekabet edemiyoruz. Marmara Adası'nda enerji alanında ciddi yatırım olursa buradaki istihdam ve üretim artacaktır. İnşallah yetkililer sesimizi duyar ve ilerleyen süreçte bu sorunlar çözülüme kavuşur." i- fadelerini kullandı.(cihan) Türkiye nin ve şirketlerin teknoloji kullanım haritaları zaman içinde değişim gösterdi. İzmir, Antalya, Bursa, Konya ve Mersin'de şirketlerin teknoloji dönüşümleri ivme kazandı ve 'mobil il' listesinde üst basamaklara tırmandı. Gıda ve Tarım Örgütü ile Dünya Sağlık Örgütünün oluşturduğu Gıda Standartları Komisyonu, bebek mamalarındaki kurşun oranının yarı yarıya azaltılarak kilogramda 0,01 miligrama, pirinçteki arsenik üst sınırının ise kilogramda 0,2 miligram olarak belirlenmesini önerdi

5 1Şubat 20 Temmuz Perşembe Pazar MÜSİAD Yüksek İstişare Heyeti Üyesi ve Ortadoğu Koordinatörü Mısırlı, "Bursa da ve Gaziantep te tekstil ve gıda sektörü üzerine çalışan Suriyeliler, önümüzdeki günlerde Kahramanmaraş ta gıda sektörü üzerine büyük bir yatırım yapacak"şeklinde konuştu Berenberg Türkiye Ekonomisti Hungerland: "Yeni kalkınma bankası gelişmekte olan ülkelerin ihtiyaçlarına finansman sağlamada yardımcı olacak.ihs Global Insight Bankacılık Risk Servisi Kıdemli Ekonomisti Salva: "Bankanın uluslararası finansal piyasalara az bir etkisi olacak"dedi Odayeri Çöp Biyogazı (LFG) enerji üretim tesisi, 34 megavatlık kurulu güçle Avrupa da ilk sırada yer alıyor.istaç, İstanbul'daki atıktan enerji üretim tesislerinde, 2015 yılı ilk çeyreğinde 1 milyon kişinin elektrik ihtiyacını karşılamayı planlıyor Odayeri Çöp Biyogazı (LFG) enerji üretim tesisi, 34 megavatlık kurulu güçle Avrupa da ilk sırada yer alıyor.istanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden İSTAÇ AŞ Enerji Yönetimi Şefi Fırat Sarp, AA muhabirine yaptığı açıklamada, atıktan enerji üretimi ile çöp biyogazı (LFG) içinde yüzde 50 oranında bulunan ve karbondioksite oranla 23 kat fazla sera etkisi olan, dolayısıyla küresel ısınmaya neden olan metan gazının enerjiye dönüştürülmesi sayesinde daha yaşanılabilir ve sürdürülebilir bir çevre oluşumuna katkı sağlamayı hedeflediklerini kaydetti.odayeri tesisinin 34 megavatlık kurulu güçle Avrupa da ilk sırada yer aldığını vurgulayan Sarp, Odayeri ve Şile Kömürcüoda tesisleri, 2008 yılından beri faaliyette. Atıklar depolandığı zaman havasız ortamda kaldıklarında çöp gazı oluşuyor ve bu gaz tesislerimizde enerjiye dönüştürülüyor. Üretilen elektriğin yenilenebilir enerji kaynağı olması nedeniyle, piyasada işlem görmeden Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından destekleniyor dedi.istanbul genelinde günlük 16 bin ton çöp toplandığını belirten Sarp, 11 bin tonun Avrupa Yakası'ndaki Odayeri, 5 bin tonun da Şile Kömürcüoda tesisinde depolanıp bertaraf edildiğini belirterek, Bugün itibariyle, enerji üretim tesislerimizin kurulu gücü Odayeri nde 34, Kömürcüoda da 14 ve diğer tesislerimizde 4 megavat iken yıllık toplam elektrik enerjisi enerji üretimimiz de 400 milyon kilovat saat seviyesinde diye konuştu.atık miktarının artmasıyla birlikte gaz oluşum potansiyeli arttığını söyleyen Sarp, İstanbul da oluşan atık miktarının, Yunanistan, Portekiz ve Macaristan gibi Avrupa nın birçok ülkesindeki toplam atık miktarından daha fazla olduğunu bildirdi.resmi rakamlara göre, İstanbul da 1995 yılında günlük 8,2 bin ton çöp toplanırken, bu rakam 2005 yılında yaklaşık 11 bin ton, 2014 yılında ise günlük 16 bin ton olarak kaydedildi.yılda, İstanbul'daki 230 bin konutun elektrik ihtiyacını karşılayacak kadar enerji üreten İSTAÇ, 2015 yılının ilk çeyreğinde 1 milyon kişinin elektrik ihtiyacına eşdeğer, net 55 megavat saatlik bir üretim planlıyor.istaç ın atıktan enerji üretim tesislerinde çöp gazının enerjiye dönüştürmesi ile 2013 yılında 1,2 milyon ton karbon indirimi sağlandı. Bu rakam 600 bin aracın trafikten çekilmesine eşdeğer katkı sağlıyor.türkiye de 2015 yılında gönüllü karbon piyasası kurulması hedeflendiğini belirten Sarp, şunları kaydetti: Ülkemizin durumunda olan ülkeler karbon kredisi ticaretini Kyoto Protokolü nden bağımsız olarak farklı standartlar bulunan gönüllü piyasalar aracılığı ile yapmaktadır. Ülkemizde gönüllülük esasına dayanarak yenilenebilir enerji projelerine yatırım yapan firmalar gönüllü piyasalarda bu kredilerin satışlarını yapabilmektedir. Tesislerimiz uluslararası bir gönüllü standart olan ve diğer standartlar arasında en prestijli kabul edilen Gold Standard projesi olarak geliştirilmekte ve yıllık 1 milyondan fazla karbon kredisine hak kazanmaktadır. Gönüllü piyasalarda oluşan bu karbon kredileri gönüllü bir esas içerisinde karbon ayak izlerini sıfırlamak veya azaltmak isteyen yurt içi ve yurt dışı firmalar tarafından satın alınmaktadır Kyoto Protokolü gereği, enerji üretirken yüksek karbon salınımı yapan şirketler, bunun karşılığında karbon salınımında belirli sınırın altında kalan yenilenebilir enerji şirketlerine para ödüyor. Karbon ticaretinde buna "karbon kredisi" adı veriliyor. Bu sayede yenilenebilir enerji şirketleri azalttıkları karbon için ton başına 4-5 dolar civarında gelir elde edebiliyor. (AA) Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Elvan,"ACI-Europe & SEO Airport Industry Connectivity'nin raporuna göre, Türkiye döneminde havalimanı bağlantı artışında Avrupa birincisi oldu. Bu dönemdeki yıllık ortalama artış toplam bağlantıda yüzde16, direkt bağlantıda yüzde 17 olarak gerçekleşti"şeklinde konuştu

6 17 20 Temmuz ubat PerPazar embe CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel, TBMM Genel Kurulu'nda kürsüye elinde madenci çizmesiyle çıktı ve dün 3 madencinin meclise işçi gömleği ve çizmeyle alınmadıklarını belirterek tepki gösterdi, TBMM İdari Amiri AKP Çorum Milletvekili Salim Uslu'yu eleştirdi AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Nükhet Hotar, İsrail'in Filistin'e yaptığı zulme karşı dik durabilen ve buna açıkça tepki gösterebilen tek ülkenin Türkiye olduğunu söyledi. AK Parti Balçova İlçe Başkanlığı'ndan yapılan açıklamada, Merkez Yukarı Çarşı Camii önünde düzenlenen sokak iftarına katılan Hotar, İsrail'in Gazze'ye saldırısını lanetledi Hotar, şöyle konuştu: "Yüreğimiz acıyor, içimiz yanıyor. İsrail'in Gazze'ye olan saldırıları, masum çocukların, insanların ölümü ve tüm medeni dünyanın buna seyirci kalmış olması birlik, beraberlik ve gücümüzü devam ettirmemizin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ortaya koymuş durumda. Türkiye, lideriyle, inandığı değerlerini uygulamayla, geçmişine sahip çıkarak aldığı güçle değerlerini ortaya koymasıyla ve dimdik zulmün karşısında durmasıyla dünyadaki tek örnek ülkedir. Bu zülme dik durabilen ve açıkça tepki gösterebilen tek ülke Türkiye'dir." Cumhurbaşkanlığı seçimlerine de değinen Hotar, Türkiye'nin güçlü duruşunun ardındaki enerjiyi, Başbakan ve cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan ile halktan aldığını dile getirdi. Dünyada olup biten zulümlere seyirce kalanlara karşı cumhurbaşkanlığı seçiminde doğru seçimi yapmak zorunda olduklarını vurgulayan Hotar, şunları kaydetti: "(Her şey sadece sandık değil) diyen, demokrasiye inanmayan ve başka yerden ümit bekleyenlere demokrasiye inanmış halkımızın vereceği en güzel cevap bu seçimlerde bir kez daha kendisini gösterecektir. Biz bu yola çıkarken, genel başkanımızın ve cumhurbaşkanı adayımız sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın da dediği gibi, yaratılanı yaratandan ötürü seviyoruz anlayışını benimsedik. Başka hiçbir özellik bunun ötesine geçemez. Bunlardan daha iyi bir söylemi olan başkan ve iktidar olmasa gerek. İşte buna inandınız, bunu desteklediniz ve bu sayede AK Parti bugüne kadar girdiği her seçimden oyunu arttırarak çıkmasını sağladınız. Hep beraber çocuklarımıza, onların geleceğine daha iyi bir Türkiye bırakmak ve hepimizin içinde olduğu bu gemiyi en iyi şekilde karaya ulaştırmak için, inşallah 10 Ağustos'ta hep beraber olacağız." Ak Parti Buca Belediye Meclis Üyeleri, Şirinyer Düğün Salonu'nda iftar programı düzenledi. Ak Parti Buca Belediye Meclis Üyeleri, Şirinyer Düğün Salonu'nda iftar programı düzenledi. İftara; Ak Parti Buca İlçe Başkanı Neşat Arslan, İzmir Büyükşehir ve Buca Belediye Meclis Üyesi Paşa Çelebi, Buca Belediyesi'nin Ak Partili Meclis Üyeleri, Ak Parti Buca Teşkilatı mensupları, Necip Kalkan ve Cemil Şeboy katıldı. Buca Belediye Meclis Üyesi Adnan Öztekin'in sunduğu iftar programında konuşan Ak Parti Buca İlçe Başkanı Neşat Arslan, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarını kınayarak, "Dünyanın İsrail'in yaptığı bu zulme, vahşete sessiz kalmasını kınıyoruz. İslam coğrafyasındaki acıların son bulmasını diliyoruz." dedi. Cumhurbaşkanı seçimlerine az bir süre kaldığını hatırlatan İlçe Başkanı Arslan, teşkilat olarak dinamik bir şekilde çalıştıklarını ifade ederek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olarak seçileceğine ve halkın seçtiği ilk Cumhurbaşkanı olacağına inandıklarını söyledi. (AA - HABER MERKEZİ) AK Parti Manisa İl Başkanı Murat Baybatur, Gazze ye kara harekâtı başlatan İsrail e karşı sert açıklamalarda bulundu

7 SONDAKiKA GAZETESİ >> 7 SİYASET 1720 Şubat Temmuz Perşembe Pazar Casusluk ve Balyoz Davaları TSK'yı felç etme davalarıdır Sınav sorularının açıklanması kahramanlık değildir CHP PM Üyesi ve İzmir Milletvekili Prof. Dr. Hülya Güven, Başbakan ın ÖSYM nin yaptığı sınavlarda açıklanmayan soruların açıklanması için Milli Eğitim Bakanı na talimat vermesini eleştirdi. Konuyla ilgili bir soru önergesi veren ve Haziran ayında Adalet Bakanı nın soruların açıklanmamasını yanlış buluyorum açıklamasını eleştirerek Bakan iyi polis rolünü mü oynuyor diyen Güven, Bu sorun milyonlarca gencimizi, öğrencimizi aylardır meşgul ediyor. Sorun, sanki muz cumhuriyetinin sorunu da Başbakan şimdi müdahale ediyor. Kaldı ki Milli Eğitim Bakanlığının ve YÖK ün sorunu olan bu konunun Başbakan talimatıyla mı son bulması gerekiyor? Bir çok gencin geleceğini belirleyen sınav sorularının açıklanmasının siyasi rant için istismar edilmesine gerek yok dedi. SEÇİM YATIRIMI Mart ayında Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı nın cevaplaması istemiyle soru önergesi verdiğini hatırlatan Güven, sorularına hala cevap verilmezken Başbakan ın kendisinin de aday olduğu Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi böyle bir açıklama yapmasını manidar bulduğunu söyledi. Güven, Sorular açıklanmayarak Bilgi Edinme Kanunu kapsamı dışına çıkarılmış ve yargı yolu da kapatılmıştı. Kanunen yanlış olan bu uygulamaya aylardır itirazlar sürerken Başbakan ın susması ve şimdi gündeme getirmesini samimi bulmuyorum. Tüm yurttaşların isteği, tabi ki sınavlardaki yanlış veya tartışmalı soruları gizleme çabası olan bu yanlıştan bir an önce dönülmesiydi. Ancak Başbakan nedense sınavlar yapılıp bittikten ve öğrenciler kazandıkları belirtilen okullara başvurularını tamamlayıp kayıtlarını yaptıktan sonra açıklamayı yaptı. Bunun bir kahramanlık gösterisi gibi yapılması eğitimin de istismarıdır diye konuştu. CHP İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler ve CHP Eskişehir Milletvekili Süheyl Batum, Albay Necmi Yıldırım ın 27 Ocak 2014 günü Anayasa Mahkemesi ne hakların ihlali nedeniyle yaptığı başvurudan hala sonuç çıkmamasını eleştirdiler İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler ve Eskişehir Milletvekili Süheyl Batum İstanbul Askeri Casusluk davası nedeniyle Mamak Askeri Cezaevinde tutuklu bulunan Yüksek Mühendis Albay Necmi Yıldırım ı ziyaret etti. İstanbul Casusluk davasından cezaevinde bulunan 4 kişiden biri olan MİLGEM Sonar Sistemi Sorumlusu Yüksek Mühendis Albay Necmi Yıldırım ilk olarak Ekim 2010 da tutuklanmış, Şubat 2012 de serbest bırakılmıştı. Davanın 5 Aralık 2013 te Yargıtay tarafından onanmasıyla birlikte Albay Necmi Yıldırım Şubat 2014 te gidip teslim oldu. Albay Necmi Yıldırım ziyareti sonrası açıklamalarda bulunan Güler ve Batum Albay Necmi Yıldırım ın 27 Ocak 2014 günü Anayasa Mahkemesi ne hakların ihlali nedeniyle yaptığı başvurudan hala sonuç çıkmamasını eleştirdiler. Güler ve Batum, Albay Yıldırım ın Anayasa Mahkemesi ne yaptığı başvurunun halen komisyonda olması ve bir türlü sonuçlanmaması merak konusudur şeklinde değerlendirmede bulundular. Ziyaret sonrası açıklamalarda bulunan İzmir Milletvekili Güler, kişilerin Anayasal haklarının ihlal edildiğini söyleyerek şöyle konuştu: bilirkişi raporları mahkeme tarafından değerlendirmeye alınmamış, mahkeme şimdi bakmayacağız, delil değerlendirmesi aşamasında bakacağız demesine rağmen delil değerlendirme aşaması geldiğinde mahkeme sözünü tutmamış. Yüksek Mühendis Albay Necmi Yıldırım tarafından getirilen tanıklardan sadece biri dinlenerek diğer tanıklara olumsuz yanıt verilmiş. Suçlamalar yalnızca dijitallere dayandırılarak, bu dijital örnekleri de kendisine gösterilmemiştir Albay Yıldırım ın gizlilik derecesi olan belgeleri dışarıya servis ettiği iddiası ile suçlandığını vurgulayan Güler, söz konusu belgelerin gizliliğinin olmadığını, belgelerin gizli belge olmadığı yönündeki iddiaların da mahkeme tarafından kulak ardı edildiğini belirtti. Güler: Dünya tekelleri el koyabilmek için yerli işbirlikçilerle bu davaları tezgâhlamışlardır! İzmir Casusluk, İstanbul Casusluk ve Balyoz Davalarının Türk Silahlı Kuvvetlerini felç etme davaları olduğunu söyleyen Güler, Ortadoğu nun, Karadeniz in kuzeyinin böylesine acı olaylarla kaynadığı bir coğrafyada denizlerdeki doğalgaz ve petrol kaynaklarına dünya tekelleri el koyabilmek için yerli işbirlikçilerle bu davaları tezgâhlamışlardır. Hükümet yetkililerinin kumpas dedikleri sözde davalarda en seçkin subayların hala tutsak olmaları hiçbir şekilde kabul edilemez. Anayasa Mahkemesi nin biran önce sonuca ulaşıp Albay Necmi Yıldırım a uygulanan bu zalimliği ortadan kaldırmaya davet ediyoruz dedi. Batum: itirazlar sürekli göz ardı ediliyor Güler ile birlikte ziyaret sonrası açıklama yapan Eskişehir Milletvekili Batum bu davaların tümünün Anayasa ihlalleriyle dolu olduğunu söyledi. Batum, dijital belgeleri ele geçirdikleri söylenen ev, arama kararında bulunan adres değil. Ellerinde bulunan bir adres var ama aramak için gittikleri adres başka adres. Ev sahipleri ve dolayısıyla avukatları yokken sözüm ona arama yapılmış. Evden çıkan dijitallerle Necmi Yıldırım ın hiçbir bağlantısı yok. Anayasal hakları bakımından ihlalin her yönüyle açık olmasına rağmen itirazlar sürekli göz ardı ediliyor. Necmi Yıldırım ın davası ortadaki hukuk garabetine en çarpıcı örneklerden biri. Nedensiz ve haksız yere tutuklu olması hukuk vicdanı tarafından asla kabul edilecek iş değil dedi. Açıklamanın sonunda İstanbul Casusluk Davasından dört kişinin tutuklu olduğunu söyleyen Güler sözlerini şöyle sonlandırdı: Bugün İstanbul Casusluk Davasından tutuklu bulunan Albay Necmi Yıldırım ile başlayan ziyaretlerimiz İzmir Şirinyer ve Eskişehir Askeri Cezaevlerinde tutuklu bulunan Deniz Kurmay Albay Koray Eryaşa, Yarbay Tamer Çetin, Başçavuş Adnan Yılmaz ı ziyaretlerimiz ile devam edecek ve dava ile ilgili takibimizi sürdüreceğiz. Onlar ekmeksiz, evsiz, evlatsız kalırken biz nasıl sessiz kalabiliriz? Saadet Partisi Genel İdare Kurulu Üyesi ve İzmir İl Başkanı Bayram Sakartepe, Filistin e uygulanan vahşeti durdurmanın tek yolunun İsrail e yönelik acil bir müdahale olduğunu söyledi. İsrail işgal güçleri tarafından günlerdir devam eden ve yüzlerce Filistinlinin ölümüne, binlercesinin de yaralanmasına neden olan saldırılar, Saadet Partisi İzmir Teşkilatı tarafından protesto edildi. 9 Eylül Meydanındaki il başkanlığı önünde eylem düzenleyen partililer Katil İsrail Filistin den defol, Hamas a selam, direnişe devam, Avrupa değil, İslam Birliği, şeklinde sloganlar attı. Grup adına açıklama yapan İl Başkanı Bayram Sakartepe, dünyanın gözü önünde Gazze nin yok edildiğini ve Filistin halkının sistematik olarak yürütülen katliamlarla inim inim inlediğini vurguladı. Siyonist İsrail yine kudurdu. Müslüman kanı içiyor. Ramazan da Gazze ye ölüm yağıyor. Müslümanlar ise Siyonist İsrail in Gazze de havadan ve karadan terör estirmesini, kundaktaki bebekleri bile katledişini sessiz ve aciz bir şekilde izliyor. diyen Sakartepe, Müslüman devletlerin birlik olması gerektiğini kaydetti. Birlikten yoksun olduğu için etkin olamayan Müslüman ülkelerin yaşananlarda vebali olduğuna dikkat çeken Saadet Partili Sakartepe, ancak İslam Birliği ile bunları durduran bir güç oluşturulabileceğini belirtti. Filistinliler kan kustukça ümmetin haysiyetinin ayaklar altında olduğunu savunan Bayram Sakartepe, Telefon diplomasileriyle, sözlü kınamalarla bu vahşet geçiştirilemez, bu ateş söndürülemez. Venezüella İsrail Büyükelçisini sınırdışı ederken, Şili İsrail ile ilişkilerini askıya aldığını açıklarken Ak Parti Hükümeti neden bu kadarını bile yapmaz? İktidar, İsrail elçisini derhal sınır dışı etmelidir. Filistin topraklarının tamamı işgalden kurtuluncaya kadar Türkiye nin İsrail le kurduğu tüm askeri, diplomatik ve ekonomik ilişkileri askıya alınmalıdır. Onlar evsiz kaldı, onlar ekmeksiz kaldı, onlar evlatsız kaldı. Biz nasıl sessiz kalabiliriz? Onlar iftarlarını su içerek değil, şehadet şerbeti içerek açarken biz nasıl seyirci olabiliriz? şeklinde konuştu. Filistin e barış gücü gönderilsin BM, NATO ve diğer Batılı oluşumlardan Müslümanlara hayır ve fayda gelmediğini bildiren İl Başkanı Sakartepe, başta Türkiye olmak üzere tüm Müslüman ülkelere büyük görevler düştüğünü iddia etti. İsrail in ancak güçten anladığının altını çizen Sakartepe, Saadet Partisi olarak Türkiye nin öncülüğünde İslam ülkeleri askerlerinin yer aldığı bir barış gücü oluşturulmasını ve bu barış gücünün Filistin e konuşlandırılmasını istedi. SP li Sakartepe, konuşmasına şöyle devam etti: Bizler bugün Filistinli kardeşlerimizin sesine ses vermek için buradayız. Dilimizle ve kalbimizle oradaki mazlumların yanında olduğumuz için buradayız. Sessiz kalmanın ortak olmak olduğunu bildiğimiz için buradayız. Yanan yüreğimizle, yanan canımızla haykırıyoruz. Katil Siyonistlerin planlarını başlarına yık Allah ım. Zulümlerini, katliamlarını yanlarına bırakma Allah ım. Mazlum kardeşlerimize dayanma gücü ve zaferler ihsan et Allah ım. AK Parti yeni dönemde de çok büyük başarılara imza atacak Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, "İlk defa halkın seçeceği cumhurbaşkanını büyük bir oy oranıyla Çankaya'ya göndermemiz lazım. Benim tahminim yüzde 55'in altına düşmeyecek ama yüzde 60'ın üzerine neden çıkmasın. Bu da bizlerin çalışmasına bağlı. İnşallah güzel bir sonuç alacağımızı ve 10 Ağustos günü cumhurbaşkanımızı ilk turda seçeceğimizi herkes, bütün dünya görecek" dedi. Başbakan Yardımcısı İşler, partisinin il başkanlığında yaptığı konuşmada, 30 mart seçimlerinden büyük bir zaferle çıktıklarını, hem Türkiye genelinde hem de Afyonkarahisar ölçeğinde büyük bir başarı yakalandığını söyledi. Afyonkarahisar'ın 2019 yılında büyükşehir olarak seçimlere girmesi temennisinde bulunan İşler, şunları bildirdi: "25 gün sonra cumhurbaşkanlığı seçim var. Bu seçimde halkımız doğrudan ilk defa cumhurbaşkanını seçecek. Hep şunu söyledim 'İlk defa milletin seçeceği cumhurbaşkanı olmak sayın başbakanımıza herkesten fazla yakışır'. Çok şükür yapılan istişareler sonucunda sayın başbakanımız cumhurbaşkanlığı adaylığını açıkladı. AK Parti'de gerçek manada istişareler yapıldı. Böyle dayatmalarla isimler belirlenmedi. Partinin her kademesine soruldu. Büyük oranda herkes sayın başbakanımızın cumhurbaşkanı olmasını istediği için adayımız oldu ve şimdi yollara koyuldu. Sizler, bizler, teşkilat mensubu arkadaşlarımız yine dolaşacağız. Bu seçimlerin önemini anlatacağız. Sayın başbakanımızın bu ülke için bir şans olduğunu anlatmamız lazım." 2002'den itibaren yeni bir Türkiye'nin kurulduğunu belirten İşler, "Yeni Türkiye'nin adayı sayın başbakanımız. Eski Türkiye'nin, statükonun adayı ise çatı adayı olarak tanıtılan zat, statükonun ve eski Türkiye taraftarlarının adayı olarak karşımıza çıktı. Ama baktığımız zaman bir şansı olmadığı zaten gayet net bir şekilde görülüyor. Bütün kamuoyu yoklamaları sayın başbakanımızın gittikçe arayı açtığını ortaya koyuyor" diye konuştu. -"30 Mart öncesi yapılan çalışmaları devam ettirmeliyiz" Teşkilat olarak 30 Mart öncesinde yapılan çalışmaları devam ettirmeleri gerektiğini vurgulayan İşler, şöyle devam etti: "İlk defa halkın seçeceği cumhurbaşkanını büyük bir oy oranıyla Çankaya'ya göndermemiz lazım. Benim tahminim yüzde 55'in altına düşmeyecek ama yüzde 60'ın üzerine neden çıkmasın. Bu da bizlerin çalışmasına bağlı. İnşallah güzel bir sonuç alacağımızı ve 10 Ağustos günü cumhurbaşkanımızı ilk turda seçeceğimizi herkes, bütün dünya görecek. Bu seçimde yurtdışında yaşayan vatandaşlarımız da oylarını kullanabilecekler. Gerekli çalışmalar yapıldı. Sadece yurtdışında değil, gümrük kapılarında ve hava limanlarında da 26 Temmuz-10 Ağustos arası yani 15 gün boyunca oy kullanılabilecekler. İnşallah cumhurbaşkanlığı seçimini sıkıntısız bir şekilde atlatacağız. Ondan sonra AK Parti olarak yine sıkıntısız bir şekilde sayın başbakanımızdan sonraki süreci yönetmemiz lazım. İnşallah hem genel başkanımız hem başbakanımız belli olacak ve ardından genel seçim hazırlıkları başlayacak. Yeni gelecek zatta, hem hükümeti yönetecek hem genel başkan olacak hem de artık önünde 2015 genel seçimi alması lazım. O yüzden çok çalışmamız lazım." AK Parti'nin kurumsal kimliğe kavuşmuş bir parti olduğunu ve ortak akılla hareket edildiğini ifade eden İşler, yeni dönemde de çok büyük başarılara imza atacaklarını bildirerek, "Zaten sayın başbakanımızın cumhurbaşkanı olması bizlerden resmen aramızdan ayrılmış olsa bile farklı ortamlarda yine beraber olacağız. Milletle iç içe olan, milletten kopmayan bir cumhurbaşkanı olacağını zaten kendisi açıkladı. 'Koşturan, çalıştıran, terleten, yürüyen ve durmayan bir cumhurbaşkanı' olacağını ifade etti. İnşallah bu yeni dönemde güzel bir iş birliğiyle 2023 hedeflerini gerçekleştireceğiz" dedi. Anayasa çalışmaları uzlaşma komisyonunun, başarısızlıkla sonuçlandığını hatırlatan İşler, şöyle konuştu: "AK Parti olarak o başarısız kıldıkları, muhalefetin başarısız kıldığı komisyonu, Allah nasip ederse yeni dönemde 330'un üzerinde bir milletvekili sayısıyla geldiğimizde, yeni demokratik, sivil bir anayasayı Türk Milleti'ne hazırlayıp sunmamız lazım. Artık gelişen, kalkınan, büyüyen, dünyanın ve bölgenin yıldızı olan Türkiye'ye hala 82 askeri anayasasıyla yönetilmek hiç ama hiç yakışmıyor. Buna bir an önce son vermemiz lazım. Bunu biz milletimize meydanlarda anlatacağız. Milletimiz hep değişimden, dönüşümden, gelişmeden, kalkınmadan ve istikrardan yana oyunu kullanıyor. Şimdi de yeni Türkiye için oyunu kullanıyor. Bu yeni Türkiye'yi hep birlikte inşa ediyoruz, etmeye de devam ediyoruz. Sizlerden 2015 seçimlerine kadar biraz daha yorulmanızı istiyoruz, isteyeceğiz." İşler, daha sonra İstiklal Tanıtım Merkezi temel atma törenine katıldı. (AA)

8 SAYFA 8 MAVi KIRMIZI SARI SAYFA 9 SiYAH MAVi KIRMIZI SARI SONDAKiKA GAZETESİ >>8 GÜNCEL Temmuz Şubat Perşembe Pazar SONDAKiKA GAZETESİ >>9 GÜNCEL Temmuz Şubat Perşembe Pazar İNCE ZIMBALAR Sabit İNCE sabitince1@hotmail.com ŞAŞKIN MUHALEFET Hiç bir projesi, vatandaşa diyeceği olmayan muhalefet Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde iyice şaşırdı ve aptallaştı. Niye mi? CHP'li avukat kökenli Mahmut Tanal Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yapıyor ve diyor ki Başbakan cumhurbaşkanlığına aday oldu, ee olur, yok olamazmış. Başbakanlık görevinden istifa etmesi gerekirmiş. Üstelik Anayasa Mahkemesinin 2013 tarihinde verdiği istifaya gerek yok, YSK'nın verdiği istifaya gerek yok kararına rağmen. Daha bitmedi, CHP'nin başında oturan Kılıçdaroğlu'da Başbakan yalan söylüyormuş da adaylıktan çekilmesi gerektiğini açıklıyor sıkılmadan. Kim yalan söylüyor onu siz araştırın ben şu ya da bu yalan söylüyor demiyorum. Ama Cumhurbaşkanlığı adaylığı şartlarında yalan söyleyen kişi Cumhurbaşkanlığına aday olamaz diye bir hüküm olmadığını biliyorum. Şartları belli, ysk incelemiş ve 3 kişinin aday olduğunu, oy pusulalarındaki yerini bile belirlemişken.. Ya söyler misiniz bu nasıl Ana Muhalefet partisi? Bu adam hem avukat hem de CHP milletvekili partisinin kurumsal başvurularının reddedildiğini göre göre kişisel başvuru yapıyor. Amaç kafa karıştırmak, kamuoyunu yanılmak ve hatta mahkemeleri fuzuli yere meşgul etmek. Sahi böyle bir yasa vardı mahkemeleri boş yere meşgul etmeyi cezalandıran. Bizim savcılar ve hukukçular neden susuyor acaba? Bunu Nevşehirli mehmet amca yapsa garibim kaç yıl ceza yerdi mahkemeleri boş yere meşgul etmekten? Peki CHP böyle de o yavru muhalefet nasıl? Al birini vur ötekine... Adaylık öncesi kamuoyu araştırmaları elinde olmasına rağmen MHP her ne hikmetse ne kamuoyu araştırmalarına bakıyor, ne de parti içinden ve tabandan gelen tepkilere aldırış etmeden Ekmeleddin beyin adaylığını tıpış tıpış kabul ediyor. üstelik parti tabanından %15-20 oranında partili ben Ekmeleddin'e değil, Erdoğan'a oy vereceğim diyen anketleri bile bile kendine emredilen adayı aday olarak kabul edip, ilan ediyor. Kılıçdaroğlu diktatör dediği Başbakana söylediklerini unutmuş veya hatırlamıyor gibi kürsü de bar bağırıyor gidip tıpış tıpış oy vereceksiniz, diye.. Sen kimsin de seçmene emir veriyorsun. Hani Erdoğan'a diktatör diyordun senin bu yaptığın diktanın daniskası değil mi? Nerden aldın bu yetkiyi de partili olmaktan başka suçu olmayan CHP'liyi azarlıyor ve emrediyorsun Tıpış tıpış diye.. Sonra da komedi gibi ben de tıpış tıpış gidip oy vereceğim diye... Yani ülkemde bir muhalefet garabeti yaşanıyor ki sormayın. Muhalefet partileri mi bunlar, bu partilere bu halk niye oy versin. Ben şunu yapacağım, şu projelerim var, ülkem için şu hayallerim var diyemiyorlar da, tencere kapak misali CHP de MHP de hep aynı tiyatroyu oynuyor, hırsız mış, çalmış mış, yalan cıymış.. Allah aşkına bakar mısınız, siz olsanız böyle bir muhalefete oy verir misiniz? Onun önünüze koyduğu nereden, niçin, nasıl ve ne amaçla getirildiği hep tartışılan islam kökenli bir adayı solcu ve dini inançları hep tartışılan CHP tarafından önünüze konsa, Milliyetçi ve güya ülkücü diye bilinen MHP de bu islamcı ve bana göre de şeriatçı bu adaya, islam dünyası kan revan içindeyken hep susan, hiçbir girişimi olmayan güya islamcı bir adaya ne yüzle ve nasıl oy isteyeceksiniz.. Siz utanmaz isteyebilirsiniz ama bu halk oy verir mi? aklınız bu kadar mı dumura uğradı, fikrinizi mi şaşırdınız? Ama bu halk hep aklı selimle ve sağduyulu hareket etmiştir ve bu seçimde de böyle hareket ederek liderini, cumhurunun başını ilk turda seçecektir... Siz ondan sonra ne yapacaksınız merak ediyorum?? 10 BİN KİŞİYLE İFTAR YAPTILAR İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan Türkiye nin en büyük tam otomatik katlı otoparkının açılışı ve cumhurbaşkanı adayı Eklemeddin İhsanoğlu'na destek için İzmir'e gelen Kılıçdaroğlu, Karşıyaka Belediye tarafından düzenlenen 6 bin kişinin katıldığı, 'Yeryüzü sofrası' isimli iftar etkinliğine katıldı Karşıyaka Çarşısı'nda kurulan yaklaşık 1 kilometre uzunluğundaki iftar masalarında oturanlara sohbet eden Kılıçdaroğlu, vatandaşlarla fotoğraf çektirdi. Kalabalık nedeniyle zaman zaman izdiham yaşandı. Orucunu suyla açan Kılıçdaroğlu, daha sonra çorba içti. İftara katılanlara Karşıyaka Belediyesi tarafından, su, çorba, tas kebabı, pilav ve hurma ikram edildi. Yemeğin ardından Kılıçdaroğlu ve vatandaşlar yapılan duaya el açıp 'amin' dedi. Yemek öncesi Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu'nun 9 dakikalık tanıtım videosu izletildi. amazan Ayı boyunca birbirinden renkli etkinliklere ev sahipliği yapan Karşıyaka Belediyesi, İzmir'in en kalabalık iftar sofrasını Karşıyaka Çarşısı'nda kurdu. Yaklaşık on bin kişinin katıldığı dev organizasyonda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da yer aldı. Belediye çalışmaları hakkında bilgi alan Kılıçdaroğlu "Aldığınız oyun hakkını verdiğinizi görüyorum" dedi. CHP Lideri daha sonra İnönü Mahallesi'nde ev ziyareti de yaptı. Bostanlı'da gerçekleştirilen Feridun Düzağaç konserinde ise binlerce Karşıyakalı, Ramazan coşkusuna ortak oldu. Bir dizi etkinlik için İzmir'e gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Karşıyaka'da büyük bir sevgi seli ile karşılandı. Yerel seçimlerde, yüzde 71'lik rekor oy oranını yakalayan Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar'ı makamında ziyaret eden CHP Lideri Kılıçdaroğlu, çalışmalar hakkında bilgi aldı. Kılıçdaroğlu, projelerini anlatan Başkan Akpınar'a "Aldığınız oyun hakkını vermeye başladığınızı görüyorum. Bu şekilde devam etmeniz hem bizleri hem de Karşıyakalıları mutlu edecektir" dedi. Başkan Akpınar, Genel Başkan Kılıçdaroğlu'na vazo hediye etti. Ziyarete Genel Başkan Yardımcıları, Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, milletvekilleri, Başkan Akpınar'ın eşi Zehra Akpınar ve kızı Deniz de katıldı. ÇARŞI'DA SEVGİ SELİ Ziyaretin ardından yürüyerek Karşıyaka Çarşısı'na geçen Kılıçdaroğlu, Akpınar ve beraberindekiler, sevgi seli ile karşılandı. Meşale, konfeti ve tezahüratlar arasında Çarşı'ya giren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve Başkan Akpınar, boydan boya kurulan sofralarda iftarı bekleyen vatandaşları selamladı, aşırı ilgi neredeyse izdihama neden oldu. İzmir'deki en büyük açık hava iftar organizasyonu olarak kabul edilen 'Yeryüzü Sofrası' etkinliğinde yaklaşık on bin kişiye yemek dağıtıldı. Etkinlikte, Çarşı ve yan sokaklarına toplamda 850 metrelik iftar sofrası kuruldu. Vatandaşlara, çorba, tas kebabı, pilav, tatlı ve iftariyelik ikram edildi. Yemek duasını CHP Milletvekili İlhan Özkes yaptırdı. Duanın ardından 'Hayat Bayram Olsa' şarkısı çalındı. İftar yemeğinin ardından İnönü Mahallesi'ne geçildi. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, Başkan Hüseyin Mutlu Akpınar ve beraberindekiler, Battal Ailesi'nin evine misafir oldu. Başkanlara, börek ve çay ikram edildi. FERİDUN DÜZAĞAÇ COŞTURDU Ramazan coşkusunu her gün farklı bir etkinlikle renklendiren Karşıyaka Belediyesi, Bostanlı Rekreasyon Alanı'nda da eğlence programı ve konser düzenledi. Hacivat-- Karagöz, meddah, tahta bacak ve ateş adam gösterilerinin ardından, Sanatçı Feridun Düzağaç sahne aldı. Yaklaşık on bin kişi tarafından izlenen ve 3 saat süren etkinlikte coşku ve eğlence tavan yaptı. Eşi Zehra Akpınar ve kızı Deniz ile birlikte konsere katılan Başkan Akpınar, Düzağaç'a plaket takdim etti. Akpınar "Ortadoğu kan gölüne dönmüşken, bizler Türkiye'de özgürce dinimizi yaşayabiliyorsak ve ezan sesini dinleyebiliyorsak bu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk sayesindedir. 1923'teki kuruluş felsefesini anlamayanlar ve algılayamayanlar, 2023 vizyonunu da gösteremezler ve göremezler. Karşıyaka'yı, Türkiye'nin en modern kenti yapacağız. Sporda, sanatta ve kültürde, ülkemize örnek projeler hayata geçireceğiz. Karşıyaka barışın kentidir" diye konuştu. Alanda bulunanlar hep bir ağızdan 'Kaf- Kaf' çekti. KARŞIYAKA CHP DEN İHSANOĞLU NA DESTEK Yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde Ekmeleddin İhsanoğlu nun seçim kampanyasına bir destek de Karşıyaka CHP den geldi. Karşıyaka Belediyesi CHP Meclis Grubu, bir oturum ücretlerini İhsanoğlu nun kampanyasına aktarma kararı aldı. Karşıyaka Belediyesi CHP Meclis Grubu tarafından gerçekleştirilen olağanüstü toplantıda, CHP Karşıyaka İlçe Başkanı Dr. Ali Karaege nin önerisi üzerine, cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu nun kampanyasına toplu destekte bulunulması kararlaştırıldı. Buna göre, CHP Grubu, bir meclis oturum ücretlerini İhsanoğlu nun hesabına yatıracak. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde büyük bir konsensusla aday gösterilen Ekmeleddin İhsanoğlu na tam destek verdiklerini vurgulayan CHP Karşıyaka İlçe Başkanı Dr. Ali Karaege, Huzurlu, barışçıl, insanları kutuplaştırmayan, halkı bütünleştiren Sayın İhsanoğlu nun etrafında toplandık. Hepimiz bir meclis oturum ücretimizi, kendisinin kampanyasına aktaracağız. CHP Grubu olarak hepimiz kendi bütçemiz doğrultusunda kampanyaya ayrı ayrı destek versek de, bir de toplu yardımda bulunarak desteğimizi göstermek istedik dedi. KAPI KAPI DOLAŞACAĞIZ Karşıyaka da Ekmeleddin İhsanoğlu nu halka doğru ve iyi anlatmak için CHP olarak çeşitli çalışmalar yaptıklarını da anlatan Başkan Karaege, Cumhurbaşkanı adayımızı her geçen gün daha iyi tanıyor ve seviyoruz. Halkımızın da aynı şekilde tanıyabilmesi için özgeçmişinin bulunduğu el ilanları, broşürler bastırıyoruz. Kahve kahve, ev ev, kapı kapı dolaşıp bu ilanları dağıtıyoruz. Kendisine Karşıyaka dan rekor oy çıkacağına inanıyoruz diye konuştu. İEF BU YIL DA ÇOK RENKLİ, ÇOK EĞLENCELİ 29 Ağustos 7 Eylül 2014 tarihleri arasında düzenlenecek olan 83 üncü İzmir Enternasyonal Fuarı birbirinden farklı etkinlikleriyle bu yıl da göz dolduracak. 83 üncü İzmir Enternasyonal Fuarı her biri farklı bir organizasyon Vatandaşın yaşam kalitesini yükseltecek büyük yatırım Bornova, Büyükşehir ile el ele Yeşilova-Çamdibi-Altındağ hattında yağmur ve kanalizasyon suyu kanalları birbirinden ayrılıyor. Bornova Belediyesi vatandaşların yaşadığı sorunları İzmir Büyükşehir Belediyesi ile el ele verip çözüyor, kimi projeler de birlikte yürütülüyor. Başkan Olgun Atila, bu anlamda Büyükşehir yetkileri sık sık bir araya gelip, alana çıkıyor. Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila, son olarak şiddetli yağmurlarda sorunların yaşandığı Abdi İpekçi Caddesi ndeydi. Atila, yine ortaklaşa yürütülen alt yapı çalışmalarını, İzmir Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Daire Başkanı Buğra Gökçe ile birlikte inceledi. Başkan Atila, Vatandaşlarımızın yaşam kalitesini yükseltmek için Büyükşehir Belediyemizle tam bir işbirliği içinde çalışıyoruz dedi. Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila, İzmir Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Daire Başkanı Buğra Gökçe ile birlikte şiddetli yağışlarda büyük sıkıntı yaşanan Abdi İpekçi Caddesi nde yapılan yağmur ve kanalizasyon suyu kanallarını ayrıştırma çalışmalarını inceledi. Başta 57. Topçu Tugayı nın yanından geçen yolun genişletilmesi olmak üzere ortak çalışmaların incelendiği Bornova turuna, ilgili başkan yardımcıları da katıldı. Pek çok proje ve çalışmada İzmir Büyükşehir Belediyesi ile tam bir uyum içerisinde çalıştıklarını söyleyen Başkan Olgun Atila, Planlandığı şekilde devam eden çalışmalar kış başlamadan tamamlanacak. Aynı sıkıntılar bir daha yaşanmayacak. Bornova halkı adına, yapılan bu önemli çalışmalar için başta İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Aziz Kocaoğlu olmak üzere tüm Büyükşehir Belediyesi çalışanlarına teşekkür ediyorum. Yurttaşlarımızın yaşam kalitesini yükseltmek için Büyükşehir Belediyemizle birlikte çalışıyoruz dedi. Vatandaş çalışmalardan memnun Başkan Atila ve beraberindekiler Abdi İpekçi Caddesi nde vatandaşlara, yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi. Özellikle cadde üzerinde işyerleri bulunan esnaf, kış aylarında bundan sonra aynı sıkıntıları yaşayamayacak olmaları nedeniyle memnuniyetini dile getirdi. Yapılan çalışmalar kapsamında daha önce Kemalpaşa Caddesi, Yıldırım Beyazıt Caddesi ve Yener Caddesi ile aynı bölgelerdeki ara sokakların yağmur ve kanalizasyon kanalları birbirinden ayrılmıştı. Abdi İpekçi Caddesi ndeki çalışmaların iki ay içerisinde tamamlanması planlanıyor. Buranın ardından Burak Reis Caddesi ne geçilecek. 17 Milyon705 bin liraya malolacak çalışmalar tamamlandığında; Çamdibi, Yeşilova ve Altındağ bölgesinde toplam 78 bin metre uzunluğunda yeni kanal imalatı yapılmış olacak. Başkan Atila daha iyi hizmet için stajyerlerin de görüşlerini aldı Hizmet yolunda Ortak Akıl ilkesi ile hareket eden ve toplumun tüm kesimlerinin görüşüne başvuran Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila, bu doğrultuda okul stajlarını Bornova Belediyesi nde yapan öğrencilerle de bir araya geldi. Kim ortaya koyarsa koysun, kenti daha ileriye taşıyacak projelere açık olduklarını ifade eden Başkan Atila, stajyer öğrencilerden de kentin gelişimi için yeni fikirler üretmelerini istedi. Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila, stajlarını Bornova Belediyesi nde yapan lise ve üniversite öğrencileri ile bir araya geldi. Yaklaşık 80 öğrencinin yer aldığı toplantı, Bornova Belediyesi Meclis Salonu nda gerçekleştirildi. Toplantı, öğrencilerin kendilerini tek tek tanıtmasıyla başladı. Stajyerlerin de Bornova Belediyesi ailesinin bir parçası olduğunu belirten Başkan Atila, Bizim için çok önemlisiniz. Şu an oturduğunuz koltuklarda ileride yine sizler olacaksınız. Atatürk ilkeleri doğrultusunda ülkemizi, kentimizi ve ilçemizi daha da ileriye götürmek için çalışacaksınız diye konuştu. Öğrencileri dinleyip, görüş ve isteklerini not alan Başkan Atila, sınırlarında 3 üniversite bulunan Bornova yı, gençlerin daha etkin olduğu bir kampüs alanına çevirmek istediklerini söyledi. Üniversitelerle işbirliği içerisinde olduklarını belirten Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila, Daha yaşanabilir bir kent için siz gençlerin katkılarına da ihtiyacımız var. Bornovamızda yaşam kalitesini yükseltecek fikir ve projeleriniz varsa mutlaka bizlerle paylaşın dedi. niteliği taşıyan birbirinden farklı etkinlikleriyle bu yıl da göz dolduracak. 10 gün süreyle düzenlenecek etkinliklerle İzmir Fuarı, kültür - sanat ve eğlencenin buluşma noktası olacak. Hazırlıkların devam ettiği Fuar da; konserler, söyleşiler, sergiler, tiyatro gösterimleri, dans gösterileri, müzik dinletileri, çocuk kulübü, yöresel lezzetler festivali ile sinema burada festivali gibi çok sayıda etkinlik organize edilecek. İZFAŞ Genel Müdürü Mehmet Şakir Örs Ekonomik açıdan bir genel ticaret fuarı niteliği taşıyan İzmir Enternasyonal Fuarı; bu yıl da düzenleyeceğimiz konserler, sinema burada festivali, çeşitli sergiler, yöresel lezzetler festivali etkinlikleri ile sanayi ve ticari boyutunun yanına eğlence, kültür ve sanat faaliyetleriyle dolu bir İzmir Geleneği olmayı sürdürecek dedi. Sanatın Hemen Her Dalında Etkinlik Fuar da Her yıl yaklaşık 30 farklı başlık altında organize edilen etkinlikler ile İzmir Enternasyonal Fuarı nda; şarkıcı, yazar, gazeteci, oyuncu, yönetmen, müzik grubu, tiyatrocu gibi konusunda uzman birçok değerli konuk ağırlanıyor. Geçen yıllarda olduğu gibi 83 üncü İzmir Enternasyonal Fuarı müzikseverleri müziğe doyuracak. Ücretsiz gerçekleşecek ÇİM konserleriyle İzmir e yıldız yağacak. İzmir Enternasyonal Fuarı kapsamında İzmir Sanat Merkezi nde ülkemizin sanat ve medya dünyasının ünlü isimleri ile bu yıl da fuar özel söyleşileri gerçekleştirilecek. Sinema Burada Festivali, bu yıl 14 üncü yılını kutlayacak. Festival; sinema sanatının değerli temsilcilerini konuk edecek, sinemaseverlerle buluşturacak. Festivalin en ilgi çekici etkinliklerinden biri olan Gençler İçin Film Atölyesi nde genç sinemacılar bir araya gelecek. Türk Sinemasının 100 üncü Yılı da farklı etkinlik ve konuklarla kutlanacak. Yöresel Lezzetler Festivali ile ulusal lezzetler bir kez daha Fuar da bir araya gelecek. Değerli tiyatro sanatçılarının sahne aldığı oyunlar, tiyatro severlerleri Fuar da buluşturacak. İEF Çocuk Kulübü nde çocuklar; çeşitli oyunlar, eğlenceli aktiviteler, çizgi film gösterimleri, dans gösterileri, tiyatro, skeç, animasyon ve yarışmalarla eğlenecek, belgesel gösterimleriyle öğrenmenin keyfini yaşayacak. Geçtiğimiz yıllarda İzmir Enternasyonal Fuarı etkinlikleri kapsamında organize edilen ve büyük beğeni toplayan dans gösterileri, müzik dinletileri bu yıl da devam edecek. Bu yıl da birbirinden değerli firmaların sponsorlukları ve katılımları da fuara ayrıca değer katacak. Ve her yaştan ziyaretçinin beğenisini, ilgisini çeken birçok sürpriz etkinlik İzmir Enternasyonal Fuarı nda olacak. 15 gün süreyle ücretsiz olacak Türkiye nin en büyüğü İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan Türkiye nin en büyük tam otomatik katlı otoparkı, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu nun katıldığı bir törenle hizmete alındı. Başkan Aziz Kocaoğlu, İzmirlilerin yeni otoparkı 15 gün boyunca 3 saat süreyle ücretsiz olarak kullanabileceklerini müjdeledi Uyguladığı pek çok proje ile örnek olan İzmir, yine bir ilke imza atarak ülkenin en büyük tam otomatik katlı otoparkını İzmirliler ile buluşturdu. Türkiye de tam otomatik bir otoparkı kente kazandıran ilk kamu kurumu olan İzmir Büyükşehir Belediyesi, Alsancak Bölgesi nin otopark sorununa çözüm olacak bu önemli yatırımı; CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Genel Başkan yardımcıları, İzmir milletvekilleri, ilçe belediye başkanları ve davetlilerin katıldığı tören ile hizmete aldı. Törende İzmir in barış ve sevgi kenti olduğu vurgusu yapan CHP Lideri Kemal Kılıçdaorğlu, İzmir'de yaşıyorsunuz, İzmirli olmak güzel şey. 81 ilden yurttaşımız var İzmir'de. Huzurun ve barışın kenti gibi İzmir. Anadolu'nun batıya açılan kapısı. İzmir bizim tarihimizde pek çok şeye ilk imzayı atan kenttir. Ulusal Kurtuluş Savaşının ilk kurşunu burada atılmıştır. İlk İktisat Kongresi burada toplanmıştır. Pek çok şey İzmirle ve İzmirliler ile başlamıştır. En büyük fuar merkezinin de yine İzmir'de temelini attık. İnşallah o da önümüzdeki süreç içinde hizmete girecek diye konuştu. Yaratıcı bir belediye başkanı Kentli olmanın kente karşı sorumluluk hissetmek anlamına geldiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu şöyle devam etti: Otomobil üretildiğinde herhalde hiç kimse ileride bir park sorunu çıkacak diye düşünmemiştir. Ama bugün bütün kentlerde bütün metropollerde üç aşağı beş yukarı en temel sorun olarak karşımıza çıkıyor. İzmir için var bu, İstanbul için de, Ankara için de ve pek çok kentte var. Ama yaratıcı bir belediye başkanı, sorumluluk hisseden bir belediye başkanı bu sorunu çözmeye çalışır. Belediye başkanımız Sayın Kocaoğlu gerçekten de pek çok önemli projeye imza attı. Her yerde örnek oldu. Ben hep şunu bu ülkeyi yöneten kişiye söylerim; 'Bir belediye hizmeti nasıl verilmek isteniyor. Eğer senin belediye başkanların öğrenmek istiyorsa onları İzmir'e göndereceksin. Aziz Kocaoğlu'na göndereceksin'. Belediyede hizmet veriliyor ama kaça veriliyor? Halkın her kuruşunun hesabını halka veren bir belediye anlayışı olmak zorundadır. Eğer bunu yapabilirsek kaynakları yerinde kullanmış oluruz. Savurganca bir yapının içine girmemiş oluruz. Ramazan ayındayız. Hani bir söz var ya kul hakkı var. Kul hakkı yemeyeceksin diye. Kul hakkı yiyenlerin iktidar olduğu bir ülkede o ülke CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Huzurun adresi Ekmeleddin İhsanoğlu. Bilgisi, birikimi, dünyadaki ağırlığı, bilgi kişiliğiyle bizim Cumhurbaşkanımız olacak kişi. Onu seviyoruz, ona inanıyoruz. Sadece ben değil, batı da doğu da inanıyor" dedi Kılıçdaroğlu, İzmir ziyareti kapsamında gittiği Çandarlı'da parti otobüsünün üzerinden vatandaşlara seslendi. Cumhurbaşkanlığı seçimlerine değinen Kılıçdaroğlu, tarafsız bir Cumhurbaşkanı istediklerini kaydederek, "Cumhurbaşkanı tüm siyasi partilere eşit mesafede olmalı. Cumhurbaşkanı bilgili birisi olmalı, Cumhurbaşkanı düzgün birisi olmalı. Cumhurbaşkanının arkasında hiçbir leke olmamalı. Cumhurbaşkanı gerçekten bayrağımızı temsil etmeli" dedi. Cumhurbaşkanının bütün yurttaşlara eşit mesafede olması ve kimsenin kimliği, inancıyla ilgilenmemesi gerektiğini de kaydeden Kemal Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: "Anadolu toprakları bereketli topraklar. Anadolu topraklarında Karacaoğlanlar, Dadaloğulları, Mevlanalar, Hacı Bektaş Veliler yetişti. İnsanlar yetişti. Ektik tarlaları, ektik ovaları iflah olmaz. Sorunun çözümü her kuruşun hesabını halka veren yönetimden geçer. Ben sayın başkana bu güzel tesisi açtığı için yürekten teşekkür ediyordum. Böylesi hiçbir kentte yok! İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ise açılışı yapılan tam otomatik otoparkla ilgili şu bilgileri verdi: Burası bir benzin istasyonuydu. Rahmetli başkanımız döneminde koşulları uygun olmadığı için kapatılmıştı. Ama sahibinde kalmıştı arsa. Biz arsayı kamulaştırdık. Ve bu proje gerçekleştirildi; şu anda hizmete alıyoruz. İstanbul'da özel sektörün yaptığı yarı otomatik otoparklar var. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin yaptığı yarı otomatik otoparklar var. Ama bugünün ulaşabildiği tam otomatik otopark sistemine ulaşmış, hem büyüklük olarak 280 araç hem de gelişmişliği açısından bir numaralı öncü bir yatırımın açılışını yapıyoruz." 29 Haziran tarihinde kentte uygulamaya alınan yeni ulaşım sistemi hakkında da bilgilendirme yapan Başkan Kocaoğlu, "Biz bütün ulaşım ekibimizle birlikte her gün rakamları, istatistikleri masaya yatırıp nerede sıkıntı varsa onu gidermeye, bu sistemi giderek mükemmelleştirmeye, hemşehrilerimizi daha hızlı daha konforlu ve daha güvenli bir şekilde istedikleri yere ulaştırmaya çalışıyoruz. Alsancak semtimizde ve belli başlı noktalarımızda ciddi otopark sıkıntımız var. Bunu hızlı bir şekilde aşıp hemşehrilerimizin hem trafik ve ulaşım problemini hem de araç sahiplerinin araçlarını güvenli olarak bırakacağı otoparkları yaratmak üzere çalışıyoruz. Kentliye layık olmaya çalışıyoruz. Bize üçüncü dönem verdikleri desteğin hakkını vermeye çalışıyoruz dedi. 15 gün ücretsiz İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yapımı tamamlanan Alsancak Çok Katlı Tam Otomatik Otoparkı nın Pazartesi gününden itibaren 15 günlük ön işletim sürecince ücretsiz olacağı bildirildi. İZELMAN yetkilileri, ücretsiz uygulamanın 3 saatle sınırlı olacağını açıkladı. El değmeden park 616 metrekarelik alan üzerine çelik konstrüksiyon ve giydirme cephe olarak yapılan tam otomatik otopark sistemi; şimdi bereketi ekeceğiz, huzuru ekeceğiz. Ekmek için Ekmeleddin diyeceğiz. Huzurlu bir Türkiye'de yaşamak istiyoruz. Huzurun adresi Ekmeleddin İhsanoğlu. Bilgisi, birikimi, dünyadaki ağırlığı, bilge kişiliğiyle bizim Cumhurbaşkanımız olacak kişi. Onu seviyoruz, ona inanıyoruz. Sadece ben değil batı da doğu da ona inanıyor." - "Gazze'de küçük çocuklar öldürülüyor" Gazze'de gencecik insanların, küçük çocukların öldürüldüğünü ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Erdoğan'a seslenmek istiyoruz, sen gerçekten Filistin sorununu çözmek istiyorsan Malatya Kürecik'teki istasyonu kapatacaksın. Kapatabilir mi, ben de biliyorum kapatamaz. Türkiye'nin Ortadoğu'da bir ağırlığı olacaksa o ağırlığın merkezi Ekmeleddin İhsanoğlu'dur. Kudüs Yıldızı'na layık görülen odur. Dolayısıyla sandığa gideceğiz, herkesin saygınlığını kazanmış birini 10 Ağustos'ta Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturtacaksınız. Sizler sadece beni dinlemeyin, sizler de konuşun, anlatın. Hepimiz konuşmak zorundayız. Benim görevim var sizin de göreviniz var. Ben çalışacağım, siz de çalışacaksınız. Türkiye'yi Mustafa Kemal Atatürk'ün hedef gösterdiği çağdaş uygarlığa taşıyacağız." İnsanların rahat tatil yapabilmesi, özgür olabilmesi için tüm Türkiye'yi gezdiğini de söyleyen Kılıçdaroğlu, parti otobüsü üzerinden vatandaşlara çiçek attı.chp Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Diyorlar ki 'Ekmeleddin İhsanoğlu CHP'li değil'. Biz zaten CH- P'li bir Cumhurbaşkanı değil, 76 milyonun Cumhurbaşkanı olsun diyoruz. Bizim aradığımız tarafsız biri olacak, geçmişinde kirlilik olmayacak, istediğimiz bu" dedi. Kılıçdaroğlu, İzmir'in Bergama ilçesinde Belediye Başkanı Mehmet Gönenç'i makamında ziyaret etti. Ziyaret sırasında Kılıçdaroğlu, İsrail'in Gazze'ye yönelik operasyonlarından, can kayıplarının artmasından endişe duyduğunu belirterek, şunları söyledi: "Dün ifade ettim BM Güvenlik Konseyi'nin toplanması ve ateşkes ilan edilmesi gerekiyor. Mahmut Abbas'ın davet edilmesi ve ondan bilgi alınması sorunun çözümü için yetmemektedir. AKP Hükümeti ve özellikle Tayyip Erdoğan daha kararlı tavır takınmak ve Kürecik istasyonunun faaliyetini durdurmak zorundadır. Eğer bunu durdurmuyorsa söylediği sözlerin hiçbirinin geçerliliği yoktur. Sen Filistin'in yanındaysan Gazze'de olanlara üzülüyorsan atacağın tek adım var; Kürecik radar istasyonunun faaliyetlerini keseceksin. Eş zamanlı oradan alınan bilgiler İsrail hükümetine aktarılıyor bunu yaparsa eyvallah. Recep Tayyip Erdoğan Filistinlilerin ve Gazze'nin yanında derim." Ziyaret sırasında Belediye Başkanı Gönenç, Kılıçdaroğlu'na parşömen üzerinde Atatürk portresi hediye düşeyde hareket eden 4 adet taşıyıcı asansör, asansör üzerine döner platformlar, hareket eden yatay taşıyıcılar, otomatik açılır-kapanır kapılar ve bunlara bağlı elektronik ekipmanların çalışmasını kumanda eden entegre yönetim sisteminden oluşuyor. Şair Eşref Bulvarı Alsancak Hocazade Camii karşısında inşa edilen 11 katlı ve 280 araç kapasiteli, zemin katta 171 metrekarelik geniş bir lobisi olan, tam otomatik katlı otopark, kamulaştırma dahil toplam 20 milyon TL ye mal oldu. Ülke genelinde özel işletmelere ait olmak üzere İstanbul Nişantaşı'nda 270 araçlık, Maçka'da 72 araçlık Tam Otomatik Otopark bulunuyor. Bunun dışında kamu kurumu olarak İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından işletilen Cihangir'de 112 araçlık, Merter'de 136 araçlık, Güngören'de 232 araçlık Yarı Otomatik Otopark bulunuyor. İzmir Alsancak Tam Otomatik Otoparkı Türkiye genelinde kamu ve özel kişilerce yapılan en büyük, en modern tam otomatik otopark olma özelliğine sahip. İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından kente kazandırılan tam otomatik otoparkı kullanacak olan sürücü, aracını asansörlerden birine park edecek ve park işlemini teyit ettikten sonra araç otomatik taşıyıcılar tarafından alınarak en uygun park yerine yerleştirilecek. Sürücü dilediğinde aracını 200 sn gibi kısa bir sürede kolayca teslim alabilecek. (HABER MERKEZİ) Sadece ben değil, batı da doğu da inanıyor etti. CHP Bergama ilçe Başkanlığını da ziyaret eden Kılıçdaroğlu, daha sonra parti otobüsünün üzerine çıkarak Bergamalılara selendi. Anadolu'yu karış karış gezdiğini söyleyen Kemal Kılıçdaroğlu, "Kendim için değil, bu ülke için barış içinde yaşayan, kavgasız bir Türkiye için geziyorum. Ekmek istiyorsak Ekmeleddin diyeceğiz. O Türkiye'nin yetiştirdiği ender insanlardan biridir, onu bütün dünya biliyor, tanıyor. Böyle bir insanı bu toprak yetiştirdiği için son derece huzurlu, mutluyum" dedi. Vatandaşlardan sandığa gidip oy kullanmalarını isteyen Kılıçdaroğlu, "Diyorlar ki 'Ekmeleddin İhsanoğlu CHP'li değil'. Biz zaten CHP'li bir Cumhurbaşkanı değil, 76 milyonun Cumhurbaşkanı olsun diyoruz. Bizim aradığımız tarafsız biri olacak, geçmişinde kirlilik olmayacak, istediğimiz bu." CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Cumhurbaşkanı ahlaklı olsun, öfke dilini kullanmasın. Cumhurbaşkanı az konuşur ama öz konuşur, yerinde konuşur, kavga etmez. Devletin tepesinde kavga olmaz. Cumhurbaşkanı devletin sigortasıdır, devletin sigortası atarsa faturayı vatandaş öder" dedi. Kılıçdaroğlu, İzmir programı çerçevesinde gittiği Kınık ilçesinde parti otobüsü üzerinden vatandaşlara hitap etti. Cumhurbaşkanlığı seçimlerine değinen Kılıçdaroğlu, her partiye eşit mesafede Cumhurbaşkanı istediklerini kaydetti. (AA) KÜRESEL-MÜRESEL Sevim Varlıklar Facebook: sevimvarliklar1 NEREDESİN, EY İSLAM DÜNYASI? Son 3 yıldır dış politika bakışını eleştirdiğim Başbakan Erdoğan, ilk defa bugün Gazze hakkında dikkatimi gerçek manada çeken şeyler söyledi: Neredesin, ey İslam dünyası? Gazze de son 10 gündür yaşanan acı saldırılara sessiz kalan Batı bir yana, İslam dünyasının sessizliği ve olayları olağanüstü bir sükunetle izlemesi gerçekten şaşılacak gibi. Bu, bana bağımsızlıklarını kazandıklarından beri Ortadoğu ülkelerinin mezhep çatışmaları ve ekonomik çıkarları yüzünden nasıl asla birleşemeyecek olduğunu bir kez daha hatırlatmakla beraber, İsrail-Filistin savaşının (artık bunun basit bir çatışma veya sorun olduğunu düşünmüyorum) İsrail kazanana kadar süreceğini gösterdi. En azından ben bu konuda artık iyimser olamayacağım. İsrail büyük bir soğukkanlılıkla Gazze yi düşürmeye çalışırken, bizler nerede Birleşmiş Milletler, nerede İran, nerede Türkiye gibi bölgesel veya küresel güçlerden medet ummaya devam edelim. Ölenler Müslüman oldukları için dünya sessiz kalıyor diyen Erdoğan ı tekrar tebrik ediyorum. Bu kışkırtıcı bir söylem olmamakla beraber tam da Bosnalı Müslümanlara karşı yapılan sistematik katliama seyirci kalan bir dünyayla karşı karşıya olduğumuzu hatırlatıyor. Demek ki kimse ders almıyor; başta insan haklarının ateşli savunucusu olan AB, ABD ve BM olmak üzere. Batı da durum muhtemelen şöyle: Ortadoğu bu, onlar için zaten hep savaş vardı, normal. diyorlar. Bazı gruplar, özellikle bölgeyi bilen, insan hakları, uluslararası ilişkiler üzerine çalışmalar yapmış entellektüeller ve Batılı sivil toplum örgütleri ise isyanda. İslam (Arap dünyası) ise: Filistin ve İsrail bu. Onlar için hep savaş vardı, normal... Yıllardır bekledikleri gibi. Çünkü bölgede bu durumdan memnun olan devletler için 3-5 çocuk ölmüş, kimin umrunda? Ortadoğu ülkeleri zamanında ABD ile yapılan ittifakları yıkabilecek bir bilince sahip olabilseydi, şimdi geri dönülmez bir şekilde yok olmaya mahkum edilen bir Filistin olmayacaktı. Ben İsrail veya Yahudi karşıtı değilim. Hele Yıldız Tilbe gibi kendini bilmez Hitler iyi yapmış diyebilecek ırkçılığa asla göz yumamam. Hamas ın da akıl almaz çocuk siper etme olaylarına karışmış, kıyaslamak gerekirse İsrail den az kalır yanı olmayan bir terör örgütü olduğunu ilan edildiğini (Türkiye kabul etmese de) unutmayalım. Ancak, hiçbir sivilin göz göre göre ölmesi affedilecek, insan haklarına sığabilecek birşey değildir. Biz Türkiye olarak onların yanında duralım, ancak rica ediyorum ırkçı söylemlerden kaçınalım. Hamas ın öldürdüğü İsrailli çocukların Türkiye de haber kanallarında yayınlanmadığını göz önünnde bulundurun. Ve herşeyin kolayına kaçarak yine Batı ya yüklenmeden önce bölgesel bir özeleştiri yapıp Filistin in yanında yer almayan İslam ülkelerine de "neden acaba?" diye lütfen bir bakın. Cumhurbaşkanlığı Seçimi Üzerine Erdoğan ın geçen hafta TRT de saatlerce süren konuşup, İhsanoğlu ve Demirtaş a vakit ayırmamasını eleştirenlere dün TRT nin Demirtaş ın konuşmasını baştan sona canlı yayınla cevap vermesi ilginçti. Aynı şekilde ATV haber aynı dakiklikle üç adaya da aynı haber sürelerini ayırarak aslında yaptıklarının ne kadar yanlış olduğunu kabul ettiklerini gösterdi. Medyanın bu hassasiyeti ve normalde Türkiye medyasında var olmayan iş ahlak larını korudukları için tebrik ediyorum. İlk kez halkın, cumhurbaşkanını seçeceği bu önemli süreçte şu ana kadar gözlemlediğim hiçbir belden aşağı vuruş olmadan, çirkefleşilmeden belki ilk kez Türkiye tarihinde medeni bir şekilde yürütülen kampanyaların şaşırtıcılığı. Her aday sakince konuşmasını yapıyor, muhalaefete (doğal olarak) yükleniyor, her medya grubu (yine doğal olarak) kendi adayını destekliyor, halk sakince dinliyor ve bitiyor. Hayretler içerisindeyim. Ya ne oldu o tape ler, kasetler, böcekler... Yoksa Türkiye için gerçekten birşeyler mi değişiyor? Yoksa henüz kimse depar atmadan, fırtına öncesi sessizlik mi hakim? Merakla bekliyorum.

9 SAYFA 10 SONDAKiKA GAZETESİ >> 10 GÜNCEL HABERLER Temmuz Şubat Perşembe Pazar DOĞRUDAN BAKIŞ Mustafa ARSLAN YARGIYI YARGILAMAK Tarih boyunca devletler adaletin tesisi için yargıyı bağımsız olarak ilan etmişlerdir. Klasik tarifiyle Adalet her hak sahibine hakkını vermektir devlet idarecileri problem çıkmasın diye bazı kişilerin haklarını kulak ardı edebilirler. Fakat adalete gelince o, problem çıkıp çıkmamasına bakmaksızın insanların haklarını -küçük olsun büyük olsun fark etmeden- sahiplerine verirler. Tarih devrelerinin çoğunda zalim ve adil mahkemelerde bağımsız ve adil olduklarını iddia etmişlerdir. Sokrat ı, hz Ali yi, Galile yi, İmam-ı A zam ı, Ahmed bin Hanbel i, Serahsi yi yargılayanlar hep doğru karar verdiklerini iddia etmişlerdir. Sokrat, Allah ın birliğini iddia ettiği için ölüme mahkum edilmişti. Hazerti Ömer (ra) adaletli karalarıyla temayüz etmişti. Kudüs e giderken hizmetçisiyle deveye nöbetleşe binmişti. Herkes gidip rahatça hakkını isteyip alabiliyordu. Hazreti Ali (ra), kaybolan zırhını gayr-i müslim bir kişi de görmüş ve zırhını almak istemişti. Adam reddedince mahkemeye vermişti. Hazreti Ali o gün Müslümanların halifesiydi. Mahkemeye oğlu hazreti Hasan ı şahit göstermişti. Kadı Şüreyh, babası hakkında oğlunun şahitliği kabul edilmediğinden -yalan söylemeyeceğine emin olmasına rağmen- hazreti Hasan(ra) ın hz Ali hakkındaki şahitliğini kabul etmemişti. Ahmed Bin Hanbel, adalet adına iş yapanların zalimlerin gadrine uğramıştı. Serahsi, mahkemenin zalimce aldığı kararla atıldığı kuyudan meşhur eseri el- Mebsut unu yazdırmıştı. Hacac-ı Zalim uydurma kararlarıyla masum insanların dünya hayatlarını karartıyordu. Galile, dünya dönüyor dediği için yargılanmış ve idama mahkum edilmiş, sonra dünyanın döndüğü fikrinden rucu ederek idamdan kurtulabilmişti. Engizisyon mahkemeleri, mahkemelerle nice masum insanların canına kıymıştı. Osmanlı padişahı Fatih Sultan Mehmet, gayr-i Müslimlerle hakim önüne çıkmış ve kadı Hızır ın verdiği aleyhindeki kararından dolayı kendisini tebrik etmişti. Geçmişte bazen hak yerini bulduğu gibi, belki binlerce yerde ayak oyunlarıyla zalimler mazlum, mazlumlar da zalim gösterilmiştir. Ağır vergilerle halkını ezen, kelimeleri sündürerek verdiği yanlış kararla başkasının hayatını zindan eden isimler tarih kitaplarında yığın yığındır. Adaletleriyle sahiplerine haklarını verenler veya yaptıkları zalimliklere karşı tek söz dahi söylenemeyenler, Süleymanlar, Davud lar, Firavunlar, Nemrutlar, Neron lar, Timur lar, Cengiz ler, tarihte yetkili herkes tarihin bu yargısından kurtulma imkanına sahip olmamıştır. Napolyon un, Bana istediğiniz bir cümle söyleyin. Sizi onunla idam edeyim dediği anlatılır. Dildeki en uzun kelime lastik tir. İstenildiği kadar sündürülebilir. Adamın birinin lakabı Ördek Hayri imiş. Kendisine takılan bu isme çok da sinir oluyormuş. Bir gün kahvede biri pencereden bakıp "Hava kapayacak galiba" demiş. Hayri Bey adama saldırmış. Sakinleştirip sormuşlar. "Daha ne olacak!" demiş, "Hava kapayınca yağmur yağar. Sular birikir, Sonra göl olur. Gölde ördek yüzer. Bu bana hakaret etti." Asrımızda da geçmişte olduğu gibi mahkemelerde hakimler bağımsız olduğunu iddia etmektedirler. Bunlar hakkında da tarih karar verecektir. 27 mayıs 1960 tarihinde yapılan ihtilal neticesinde yapılan yargılamada başbakan Adnan Menderes ve arkadaşları idama mahkum edilmiş ve karar infaz edilmiştir. Almanya da ırkçılık yapanlar Türk evlerini başta Solingen Facia sı olmak üzere Türklerin evlerini kundaklamışlardır. TBMM olayları araştırmış 2008 yılında yaşanan çeşitli yangınlarda ırkçılık parmağı olduğu kanaatine varmıştır. Ama Alman bağımsız mahkemeleri normal yangın çıktığı, sabotaj olmadığını dünyaya ilan etmiştir. Hakkari nin Şemdinli ilçesinde ülkemizi karıştırmak için suçüstü yakalananlar hakkında iddianameyi hazırlayan savcı, meslektaşları tarafından -iddianamenin ucu bazı yerlere dokunduğundan- alınan kararla kendisini mesleğinin dışında bulmuştur. Hayat sadece bugünden ibaret değildir. Mahkemelerin karar verdiği dönemlerde haklarında konuşmak ve yazmak mümkün olmayabilir. Fakat daha sonra bunların kararları kritiğe tabi tutulacak ve tarih bunların adil olup olmadıkların hakkında karar verecektir. Tıpkı geçmişte yapılan yargılamaların bugün yargılandığı gibi. Anayasa mahkemesinin 2007 yılında verdiği cumhurbaşkanlığı seçimi için istenilen 367 kişi kararı da, çeşitli devirlerde yapılan parti kapatmaları da, bazı mümtaz kişiler hakkında gazetelerin uydurma küpürleri toplanarak açılan davalar da bu neticeden kaçamayacaktır. Esas ana yargı ise, mahşer gününde yapılacaktır. Kışın ölen bitkilerin baharda dirildiği gibi insanlar hayatlarında yaptıklarının hesabını vermek üzere tekrar diriltilecekler. Tarih de, bazı değerlendirmelerde yeteri kalan malumata ulaşamadığı için verdiği kararlarda hatalı olabilir. Fakat öteki alemde malumat eksikliği ve hata ihtimali yoktur. Birbirinden zerre-i miskal kadar bile hakkı olanlar en büyük mahkeme de mutlaka haklarını alacaklardır. Gerçek adalet burada tecelli edecektir. Bazı yargıçlar İster inansınlar, ister inanmasınlar. Yıl boyunca farklı sosyal etkinlik projelerinde tasarımlarını konuşturan, saygın yarışmalarda ödüllerin toplandığı bölüme adaylar ilk adımlarını ön kayıt yaptırarak atacaklar. Aday öğrenciler için iki aşamalı sınavın yapılacağı bölümde, ilk sınav 4 Ağustos ta gerçekleştirilecek. Karakalem çalışmalarının değerlendirileceği öğrenciler, 5 Ağustos ta katılacakları ikinci aşama sınavında da öğretim üyelerinin sürpriz sorularıyla yaratıcılıklarını sergileyecek. Sonuçlar da 7 Ağustos ta açıklanacak. İEÜ Moda ve Tekstil Tasarımı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Elvan Özkavruk Adanır, Türkiye de moda, hazır giyim ve tekstil sektörünün mezunlarıyla yeni bir atılıma kavuştuğuna işaret etti. Prof. Dr. Adanır, günümüz gençlerinin tasarımlarıyla dikkat çektiğini ve sektöre yön verdiğini kaydetti. Bu kapsamda firmaların hem tasarım yapabilen hem de GELECEĞİN ÖDÜLLÜ MODA TASARIMCILARI İZMİR EKONOMİ DEN İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ), moda alanında tasarımlarını uluslararası alana taşımak isteyen gençlere ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. İEÜ Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Moda ve Tekstil Tasarımı Bölümü, özel yetenek sınavıyla öğrenci kabulü için ön kayıtlara başladı. Bölümde eğitim görmek isteyen öğrenciler için son başvuru tarihi 1 Ağustos olarak belirlendi. yaratıcı ürün çözümlemeleriyle kendilerini ifade eden gençleri tercih ettiğini vurgulayan Prof. Dr. Adanır, amaçlarının uluslararası moda markaları oluşturabilecek mezunlar yetiştirmek olduğunu bildirdi. Öğrencilerin, bu yıl içerisinde Ege İhracatçılar Birliği ile Denizli Kentsel dönüşümün takipçisi olduklarını belirten Selvitopu, vatandaşların hak ve hukukunun korunması, kentsel dönüşümün siyasete kurban edilmemesi gerektiğini söyledi. Başkan Selvitopu, Konunun takipçisiyiz ve Karabağlar halkının yanındayız. Doğru projeyi destekleriz. Ama yanlış varsa karşı durur, düzeltilmesine çalışırız. Kentsel dönüşüm uygulamalarına kesinlikle siyasi bir bakışımız yok. Çünkü kentsel dönüşüm siyasete kurban edilecek bir konu değil. Bu konuda herkesin çok dikkatli olması lazım. dedi. Karabağlar İlçesindeki muhtarların istek ve önerilerinin görüşüldüğü bölgesel muhtarlar toplantılarının altıncı ve sonuncusu Cennetçeşme, Yurtoğlu, Limontepe, Ali Fuat Erden, Devrim, Özgür, Umut, Uzundere, Yüzbaşı Şerafettin, Salih Omurtak, Bahriye Üçok ve Gazi mahallelerinin yer aldığı Eskiizmir bölgesi İhracatçılar Birliği nin tasarım yarışmasında ve IF Wedding 5. Gelinlik Tasarım Yarışması nda birincilik ödülleri aldığını belirten Prof. Dr. Adanır, şunları söyledi: Öğrencilerimiz, özel sektörün gerçekleştirdiği yarışmalardan birçok dereceyle adlarından söz ettiriyorlar. Kurumumuzda, oldu. Uzundere Türkan Şoray Nikah Salonu nda düzenlenen toplantıda muhtarlar önerilerini, taleplerini Başkan Selvitopu ve ekibine iletme fırsatı buldular. Toplantıda ağırlıklı olarak kentsel dönüşüme yönelik beklentiler ön plana çıkarken Başkan Selvitopu da bu konuda belediye olarak konunun takipçisi olduklarını ifade etti. Kentsel dönüşüm konusunda vatandaşların hak ve hukukunun korunmasının önemine değinen Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu şöyle konuştu: Kentsel dönüşümde önemli olan doğru projenin yapılmasıdır. Kim yapıyorsa yapsın vatandaşların hak ve hukuku korunuyorsa sorun yok. Bakanlık ya da belediye yapmış hiç önemli değil. Bu konuda hiç bir kompleksimiz yok, doğru projeyi destekleriz. Ama yanlış varsa karşı durur, düzeltilmesine çalışırız. Kentsel dönüşümlere kesinlikle siyasi bir bakışımız yok. Çünkü tasarımlarını doğru marka stratejileriyle ilgili pazarlarla buluşturan, kendi markalarını yaratan, modaya yön veren gençler yetiştiriyoruz. Bölümümüz kurulduğu 2001 yılından bu yana sürekli kendini yenilemesiyle tanınmaktadır. Moda ve tekstil alanındaki gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Uluslararası, çok kültürlü akademisyen kadromuzla sadece ülkemizde değil, dünyada söz sahibi yeni nesil tasarımcılar yetiştiriyoruz. Öğrencilerimizle modaya yön verme eğilimindeyiz. Profesyonel değil yaratıcı gençler arıyoruz Öğrencilerin özel yetenek sınavıyla yerleştirildiği bölüme bu yıl 40 öğrenci alacaklarını, bu öğrencilerin 4 nün tam burslu, 4 nün yüzde 50, 16 sının ise yüzde 25 burslu olacağını ifade eden Prof. Adanır, Sınava hazırlanan öğrencilerimizin hiçbir çekincesi olmasın. Sınavda profesyonellik aramıyoruz. Bu alanda kendini geliştirebilecek, yeteneği olan öğrencilerimizi belirleyerek, geleceğin tasarımcılarını Moda ve Tekstil Tasarımı Bölümümüze kabul edeceğiz. Geleceğin yıldız modacılarını sektöre kazandıracağız diye konuştu. İzmir Büyükşehir Belediyesi, toplam 5.2 milyon lira dağıtacak 26 bin aileye bayram hediyesi TOBB ve EBSO'dan bayram öncesi yardım Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Ege Bölgesi Sanayi Odası, muhtaç aileleri Ramazan da gıda yardımlarıyla sevindirdi. İzmir in uzak ve gelir durumu düşük yörelerindeki 1127 aileye toplam 50 bin liralık yardımda bulunuldu. Ege Bölgesi Sanayi Odası Vakfı nın koordinasyonunda gerçekleştirilen yardımlarda TOBB un 35 bin liralık desteğine 15 bin lira katkı sağlayan EB- SO, 50 bin liraya satın alınan 1127 gıda paketini; İzmir in uzak ve gelir durumu düşük yörelerinden Bergama nın Dereköy, Karalar, Sarıcaoğlu, Çeltikçi, Gültepe, Katranç, Ürkütler, Eğiller, Oruçlar, Akcenger, İkizler, Hacılar, Yukarıada, Kurcalar, İneşil, Yeniler, Topallar, Halilağalar, Tırmanlar, Kiraz ın Cevizli, Doğancı, Bahçearası, Ören, Kınık ın Elmadere ve Köseler köyleri, Torbalı nın Tulum, Göllüce, Karakızlar, Kemalpaşa nın Cumalı ve Yeşilköy ile Kızılay Urla Şubesi, Bizim Özürlüler Derneği ne dağıttı. Aliağa ve Tire deki bazı ihtiyaç sahibi ailelerin yardımları da Aliağa OSB ile Tire OSB tarafından ulaştırıldı. TOBB ve EB- SO nun yardımlarıyla satın alınan gıda paketlerinin dağıtımında EBSO Vakfı Kadınlar Birliği üyeleri ve EB- SO personeli aktif olarak görev yapıp, yardımları Ramazan Bayramı öncesinde ihtiyaç sahibi ailelere bizzat ulaştırdı. İhtiyaç sahibi 26 bin 150 aileye Bayram öncesinde 200 er liralık yardım kararı alan İzmir Büyükşehir Belediyesi, vatandaşların teşhir edilmesini önlemek amacıyla, bayram paralarını yine aile fertleri adına açılan banka hesaplarına yatırdı. Paralar 21 Temmuz Pazartesi gününden itibaren çekilebilecek. Sosyal belediyecilik konusunda çalışmalarıyla öne çıkan İzmir Büyükşehir Belediyesi, dayanışma ve paylaşma geleneğinin sürdürülmesi konusunda büyük önem taşıyan bayram destekleri ni Ramazan Bayramı nda da sürdürüyor. Bayram öncesinde İzmir de yaşayan 26 bin 150 ihtiyaç sahibi aileye toplam 5 milyon 230 bin liralık Bayram yardımı kararı alan İzmir Büyükşehir Belediyesi, hem yaşanacak olası izdihamları hem de yardım yapılan vatandaşların teşhir edilmesini önlemek amacıyla, aile fertleri adına açılan banka hesaplarına 200 er TL yatırdı. İhtiyaç sahibi aileler, adresinden Ramazan Bayramı yardımları bölümünü tıklayıp T.C. kimlik numaralarını girerek yardım sorgulaması yapabilecek ve 21 Temmuz Pazartesi gününden itibaren, kendilerine bildirilen banka şubesine giderek adlarına açtırılan hesaptan 200 er TL lik bayram yardımlarını alabilecek. Yardıma muhtaç yaşlılar, engelliler, dar gelirliler ile şehit aileleri ve gazilerin yararlanacağı bu yardımlar, bayram öncesinde kent ekonomisine ciddi bir hareketlilik de getirecek. Büyükşehir Belediyesi, yardım almaya hak kazanan ailelere birer mektup yazarak bilgilendirmede bulundu. KENTSEL DÖNÜŞÜM SİYASETE KURBAN EDİLMEMELİ Bölgesel muhtarlar toplantısında Eskiizmir bölgesindeki muhtarlarla bir araya gelen Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu, kentsel dönüşüm konusunda önemli açıklamalarda bulundu kentsel dönüşüm siyasete kurban edilecek bir konu değil, bu konuda herkesin çok dikkatli olması lazım. dedi. Kentsel dönüşümde uzlaşı olmalı Kentsel dönüşüm planlarında uzlaşmanın devlet tarafından yapılması gerektiğini belirten Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu, yüklenici firma ile vatandaş karşı karşıya kaldığında ciddi sorunlar yaşandığını, İstanbul Fikirtepe örneğinde de bunun görüldüğünü söyledi. Devlet bu işin başında olduğunda uzlaşma konusunda sıkıntı olmayacağını ekleyen Selvitopu Yerel yönetimler de mutlaka devrede olmalı. Kentin belleğini, kenti en iyi bilenler yerel yönetimlerdir. Bu konular Bakanlık ile iş birliği içinde yürür ve desteklenirse çok daha başarılı olur. diye konuştu.

10 SAYFA 11 SONDAKiKA GAZETESİ >> 11 DÜŞÜNENLERİN DÜŞÜNCESİ Temmuz Şubat Perşembe Pazar Dünyada bir "devletler hukuku" varsa, Gazze uzaydaki bir toprak mı? Mehmet BARLAS SABAH GAZETESİ Kendi topraklarında "Hukukun üstünlüğü"nü kutsayan ülkeler, uluslararası hukukun yerine "Orman kanunları düzeni"nin geçmesini umursamadan izlemekteler... Gazze'yi büyük bir toplama kapına döndüren İsrail yönetiminin Filistinlilere Treblinka veya Dachau sakinleri gibi bakmasına, kadınların çocukların katledilmelerine kimsenin aldırdığı yok... Ukrayna'daki kargaşanın sonunda bir yolcu uçağının füzeyle düşürülmesine kadar dayanması da, olağan bir gelişmeymiş gibi izleniyor... Suriye'deki trajediye "Gelişmiş" denilen devletlerin bakış açısı da, Esad'a "Zehirli gazla öldürme de k- endi halkına ne yaparsan yap" söylemi içinde gösterilen hoşgörü içinde özetlenmiyor mu? Hukuk bir masal mı? Mısır'daki darbeye "Darbe" diyemeyenler aynı zamanda Kopenhag Kriterleri'nin yazımcıları da değiller mi? Bunlar eski Yugoslavya topraklarındaki kırımları da, bugün Gazze'yi izledikleri gibi, tribünden seyretmemişler miydi? Meğer bizlere Hukuk Fakültesi'nde "Devletler Hukuku" denilerek okutulan ders bir masal dünyasının sanal gerçeklerini öğretiyormuş. Flaman düşünür Grotius taa 1625'te "Doğal hukuk devletlerin egemenliğinin üzerindedir" dememiş mi bu derslerde anlatıldığına göre? Mesela Aix-la-Chapelle antlaşması ile 1668'de ülkelerin ilişkilerine devletler hukukunun ilkelerinin egemen olması kabul edilmemiş mi? Cenevre ve Lahey Konvansiyonları ile savaşta bile hukuk kurallarına uyulacağını kabul etmişler mi imzacılar? Sonunda olay Birleşmiş Milletler Sözleşmesi'ne kadar gelmemiş mi? Blokların hukuku Soğuk Savaş süresince herkes çaresiz "Devletler Hukuku"nun yerini "Bloklar Hukuku"nun almasını kabullenmişti... ABD de Sovyetler de kendi bloklarında her haltı yiyebilirlerdi ve buna kimse karışamazdı. Güney Kore'deki darbeler de, Türkiye'deki darbeler de Amerikan Bloku'nun iç meseleleriydi. Macaristan veya Çekoslovakya'daki darbeler de, Moskova'nın şahsi meseleleri değil miydi? ABD'nin Latin Amerika'yı arka bahçesi olarak görmesini kuramlaştıran "Monroe Doktrini"ne karşı, Sovyetler Birliği'nin de Doğu Avrupa'yı bir tarlaymış gibi ekip biçmesini kuramlaştıran "Brejnev Doktrini" yok muydu? Hayret ve nefretle izliyoruz Peki ama bu zamanda Netanyahu'nun Filistinlilere, Beşar Esad'ın Suriyelilere ezilecek karıncalar gibi bakabilmeleri, hangi hukukun ve hangi doktrinin kapsamına giriyor? Bu tür global gerçekleri bilinçle değerlendirdiğiniz takdirde, Türkiye'nin iç ve dış barışının kıymetini daha fazla bilmemiz gerekiyor... Kifayetsiz muhterislerin "Siyaset yapıyoruz" diyerek iç ve dış barışı hedef alan söylemlerine kulak vermeyelim. Ama bunu yaparken, Nazizm'in Yahudilerin ruhlarında ve bedenlerinde açtığı yaraları soykırım müzelerinde, "Yad Vashem"lerde bugün de taze tutan İsrail'in aynı tür yaraları Filistinlilerin ruhlarında ve bedenlerinde açmasını, doğal olarak hayretle ve nefretle izleyebiliriz Abdurrahman D L PAK YENİ AKİT GAZETESİ HÜNA GAZZE Gazze de sadece kadınlar ve çocuklar, hastalar ve yaşlılar, bombardımandan kaçamayan engelliler değil, insanlık ölüyor.. Batı mediası fok balıkları ile daha fazla ilgili.. Gazze nin girişinde Arapça bir tabelada Hüna Gazze yazıyor. Burası Gazze.. Ve bir alt satırda bir cümle daha var: Başını dik tut.. Gazze de trajedi bugün başlamadı.. İsrail kurulduğu günden beri orası kan ve gözyaşı ile dolu. Hatta 1900 lerin başında Çanakkale savaşından hemen sonra İngilizler ve Fransızlar, Filistin topraklarından bölgeye girdiler.. O günden beri de kan durmadı.. Son 10 yılda, öz savunma/meşru müdafaa hakkını kullanan İsrail in(!?) saldırılarında çocuk katledilmiş.. Terörist Hamas ın(!?) saldırıları sonucu sadece 20 İsrailli çocuk ölmüş.. Son 10 gündeki, benzin içirilip, canlı canlı ateşe atılan 15 yaşındaki Filistinli bir çocuğun yakılarak öldürülmesi bu bilançoya dahil değil.. Kör dünya, uygar Batı, Arabistan ın beyaz Arapları, Sisi zekâlılar şunu görmüyor, İsrail hapishanelerinde 10 yaşından küçük Filistinli var.. Gözü dönmüş, bir Siyonist kadın milletvekili, sadece çocukları öldürmenin yetmeyeceğini, bütün Filistinli anaların da öldürülmesi gerektiğini söylüyor. Hitler, Stalin, Musolini, Siyonistlerin eline su bile dökemez. O zalim Firavunlardan ne farkı var bugünkü Siyonistlerin.. Gazze de yaralı ya da sakat kalmış 1 ile 10 yaş arasında çocuk var bugün. İsrail de yaralı ya da sakat sayısı sadece 60.. Kurt ile kuzunun hikâyesi böyle. Ve BM nin, AB nin, ABD nin ve onların işbirlikçilerinin gözünde kuzu suçlu.. Kurt haklı.. İsrail kurulduğu günden beri kan dökmeye ve toprak işgal etmeye devam etmiş.. Birileri bu gerçekleri görmek istemiyor. Birileri de İsrail ve onun dostlarından korktuğu için kafasını kuma sokuyor.. Mısır ın Nur partisi, İsrail saldırıları karşısında susuyor. Çünkü Sisi ye itaat ediyor. Suudi kralını emirel müminin kabul ediyor. Hamas a da karşılar, İhvan a da, Mursi ye de.. Mısır ın Nur partisi ile bizim Nurlu Süleyman ın peşinden gidenler ya da kendilerini Risale-i Nurlara nisbet eden Gülencilerin bunlardan ne farkı var ki! Sahi Gülen olaylar karşısında bir açıklama yapmayacak mı? Türkiye nin uluslararası etkinliği nasıl artar?.. Ya da İhsan bey hâlâ Türkiye nin İsrail ve Filistin arasında tarafsız kalınmasından yana mı? Gazze halkının başına düşen her bomba, aynı zaman da Müslümanların da başına düşüyor.. Her bomba aynı zamanda AB, BM, ABD, İngiltere ve diğer Batılı ülkeler ve bölgedeki işbirlikçi Arap hükümetlerinin de itibarlarının üzerine düşüyor.. O manevi bomba onların dinlerini, dünyalarını, saygınlıklarını ve ahiretlerini berhava ediyor.. Batılılar Mısır da, Suriye de, Filistin de suçüstü oldular. Çıkarları sözkonusu olduğunda ilkelerini ayakları altına almakta tereddüt etmiyorlar.. Abbas GÜÇLÜ MİLLİYET GAZETESİ Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, giderek hantallaşan ve iş göremez hale gelen YÖK te, çok önemli icraatlara imza atamasa da, teorik anlamda, önemli çalışmalar yapıyor. Her ne kadar çok fazla dikkate alınmasa da, yeni bir YÖK yasa taslağı hazırlamıştı. İçinde eleştirilecek çok sayıda madde olsa da, gidişattan kendilerinin de memnun olmadığının ve YÖK kanununun üniversitelerimize artık dar geldiğinin bir göstergesiydi... Çetinsaya nın üzerinde uzun uzadıya çalıştığı bir diğer konu ise Türkiye Yükseköğretimi İçin Bir Y- ol Haritası ismini taşıyan raporuydu. Kitap haline getirdi. Büyüme, Kalite ve Uluslararasılaşma konularında önce bir durum tespiti yapıyor ardından da yeni açılımlar getiriyor. Güncel sorunlar arasında böylesi ciddi konular nedense hiç dikkate alınmıyor. Oysa, geleceğimizin nasıl şekilleneceğine, kısır tartışmalar değil, böylesi vizyoner atılımlar yön verecek. Gelin de anlatın! Nitekim YÖK Başkanı da derdini bir türlü anlatamıyor. Uluslararasılaşma! Bu kavram pek çoğumuza kakofoni gelebilir. Keşke yerine daha kolay söylenebilir bir isim bulunsaydı. En azından isme takılıp kalınmazdı... Çetinsaya, üç önemli noktaya dikkat çekiyor. Büyüme, kalite ve uluslararasılaşma. Hormonlu büyüdüğümüz için sorunlarımız çok. Kalite ise zamanla kazanılacak bir durum ama u- luslararasılaşma için çok da vahim durumda değiliz. Çok iyi üniversitelerimiz var. Fiyatlar makul ve en önemlisi de cennet bir ülkeye sahibiz... İşte bu yüzden, İngiltere, Amerika, Kanada, Fransa, İtalya ve daha pek çok ülke gibi yabancı öğrencileri ülkemize çekerek, hem çok büyük kazançlar elde edebiliriz hem de çok farklı etki alanları yaratabiliriz. Bu konuya eskiden çok fazla kafa yorulmuyordu. Kendi gençlerimize yer bulamıyoruz, elin yabancısını mı okutacağız, o kalitede üniversitelerimiz yok, yabancı dille eğitim veren hoca mı var ki diye dudak bükülüyordu. Ama son yıllarda görüldü ki, istendiğinde yabancı öğrenci sayıları katbekat artabiliyor!.. Devlet politikası Dünyanın en iyi ihraç kalemlerinden biri de iyi yetişmiş insan gücü. Daha düne kadar üst düzey yöneticilerimizin çoğu yabancıydı. Ama bugün, biz o ülkelere yönetici ihraç etmeye başladık. Üniversitelerimizde okuyan yabancı gençler, ülkelerinde kilit noktalara gelmeye başladılar. Gelecek için bundan daha önemli yatırım ne olabilir ki!.. Çetinsaya, iki yıla yakın bir süre üzerinde çalıştığı raporda, son 30 yılın analizini yapmış. Rapora göre yükseköğrenim kurumlarındaki 5.5 milyon öğrenciden 1 milyon 750 bini ön lisans (yüzde 32), 3 milyon 370 bini lisans ( yüzde 62), 329 bini ise lisansüstü (yüzde 6) programlarda öğrenim görüyor. Bu öğrencilerin, 2 milyon 206 bini birinci öğretim (yüzde 40.5), 654 bini ikinci öğretimde (yüzde 12), 2 milyon 545 bini açık öğretimde (yüzde 46.7) ve 44 bini de (yüzde 0.8) uzaktan öğretim programlarında kayıtlı. Yani her iki öğrenciden biri açık ya da uzaktan eğitim görüyor. Peki, ne kadar hocamız var? İşte onun cevabı: öğretim elemanı bulunmaktadır. Bu sayının si profesör, ü doçent, si yardımcı doçent, ı araştırma görevlisi, i öğretim görevlisi, si okutman, geriye kalan sı ise uzman ve diğer öğretim elemanı kadrolarında çalışıyor. Öğretim üyelerinin tüm öğretim elemanları içindeki payı ise yüzde 45. Peki, yeterli mi? Kesinlikle hayır. Ama tüm rakamlar düne göre çok daha iyi durumda... Akademik trafik? Türkiye de yükseköğrenim gören uluslararası öğrenci sayısı 2006 da 16 bin iken, 2013 e gelindiğinde üç kattan fazla artarak 47 bine, Nisan 2014 itibariyle ise 55 bine ulaştı. Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi nde okuyan yabancı uyruklu öğrenciler de dahil edildiğinde bu sayı 70 bine varmaktadır. Üniversitelerimizde 2012 yılı itibariyle 1.700, Nisan 2014 verilerine göre ise 2600 civarında uluslararası öğretim elemanı görev yapıyor. Erasmus programıyla yılları arasında gelen öğrenci sayısı 28 bin, giden öğrenci sayısı 71 bin. Gelen öğretim elemanı sayısı 11 bin, giden öğretim elemanı sayısı ise 16 bin. Öğrenci değişiminde, Avrupa dışı coğrafyalara da genişletmek amacıyla başlatılan Mevlana Değişim Programı çerçevesinde de 2009 dan bu yana, binlerce öğrenci ve öğretim elemanı bu olanaktan yararlandı. Aynı dönemde 6 bin civarında öğretim elemanı da yurtdışı araştırma desteklerinden faydalandı. Yani içeriden dışarıya olduğu kadar, dışarıdan da içeriye sürekli bir akademik trafik söz konusu ama çok daha fazla çaba gerekiyor... Peki, yayın sıralamalarında ve dünya bilimine katkıda neredelerdeyiz? O da 20 li sıralarda. Göreceli olarak iyiyiz ama ilk 10 ile aramızdaki derin uçurumlar var... Özetin özeti: Türkiye nin uluslararası bir güç haline gelmesinin yolu siyasetten daha çok eğitim ve bilimdeki uluslararasılaşmadan geçiyor Kızılderilileri katleden, kara derilileri köleleştiren, sarı ırkı sömüren atalarının açtıkları kanlı yoldan ilerliyorlar.. Birinci, 2. Dünya Savaşı nı bunlar çıkartmadı mı? Soğuk Savaşı bunlar çıkartmadı mı? Darbeler, terörler bunların işi değil mi idi?.. 22 Arap ülkesinin sınırlarını, rejimlerini ve iktidarlarını bunlar tayin etmedi mi? Bunlar mı demokrat, bunlar mı insan haklarından, özgürlüklerinden, hukuk devletinden sözediyor.. Bekri Mustafa nın imamlığı bile daha ciddi bir konu.. Evet, suçüstü oldular ve oyun bitti.. İşleri güçleri yok, şimdi bize bir de ılımlı İslam adında din icad etmeye, bize dini önderler görevlendirmeye çalışıyorlar.. Türkiye de ve bölgede yaşanan olayların çoğu birbiri ile ilgili.. Birileri topyekûn saldırı başlattı.. Hedefte hepimiz varız.. Bu durumda hatt-ı müdafaa yok, sath-ı müdafaa var, satıh bütün İslam coğrafyasıdır.. Filistin halkına yönelik bu saldırılar, aslında aynı zamanda İslam dünyasına yönelik bir tehdittir. Gazze halkı kahramanca direniyor.. Gazze halkının mazlum çocuklarının kanları, İslam ümmetinin ufkunu aydınlatan meşalelerin çerağı oluyor.. Onların kanları ümmeti dirilten bir iksire dönüşüyor.. Bu iksir sadece Müslümanları değil, adaletten, barıştan, hürriyetten yana, vicdan sahibi herkesin uyanışı için bir ab-ı hayat anlamı taşıyor. Evet, bu saldırılar insanlığı öldürüyor, insanların vicdanlarını yaralıyor ama aynı zamanda insanlığın ufkunu aydınlatan ve onları dirilten bir hayat öpücüğü anlamına gelen bir şok etkisi de yapıyor.. Bu günler de geçecek, sonunda Müslümanlar kazanacak ve İsrail ve ona destek veren ihanet çetesi kaybedecek.. Göreceksiniz, bedeli çok ağır da olsa Gazze halkı kazanacak.. Selam ve dua ile

11 SAYFA 12 ACİL TELEFONLAR İtfaye 110 AKS Acil Yardım 112 Polis İmdat 155 Elektrik Arıza 186 Jandarma İmdat 156 İZSU Su Arıza 185 Doğalgaz Acil Müdahale 187 Cenaze Hizmetleri 188 Sahil Güvenlik 158 Orman Yangınları 177 YANGIN TELEFONLARI İzmir 110 Karşıyaka Kadifekale Bornova Bostanlı Buca Karabağlar Çamdibi Çiğli Balçova Evka Evka Gaziemir Hatay Narlıdere Güzelbahçe HASTANE TELEFONLARI -Devlet Hastaneleri- Aliağa N.S. İşgören Alsancak Alsancak Acil Servis Ağız ve Diş Sağlığı Alsancak Diş Hast Atatürk Devlet Behçet Uz Bornava Dev. Hast Bozyaka Eği. Hast Buca S.D. Hastanesi Çeşme A. Çizgenakat Foça Göğüs Hastanesi Konak Diş Hastanesi Karşıyaka Çiğli Dev. Hastanesi Menemen Dev. Hast Nejat Hepkon Seferihisar Hastanesi Selçuk Dev. Hast Urla Dev. Hastanesi Tepecik Dev. Hast Belediye Hastaneleri- Eşrefpaşa Bel. Hast Özel Hastaneler- Anadolu Tıp Merkezi Agora Tıp Merkezi Atakalp Kalp Hastanesi Atakent Tıp Merkezi Atagöz Göz Hastalıkları Atafizik, Fizik Ted. Mer Batıgöz Hastanesi Bornova Tıp Merkezi Bornova Özel Tıp Mer Bornova Özel Sağlık Tıp Merkezi Buca Tıp Merkezi Buca Sağlık Merkezi Central Hospital Can Tıp Merkezi Caner Göz Merkezi Çağdaş Tıp Merkezi Çankaya Tıp Merkezi Çesav Tıp Merkezi Çeşme Sissus Has Çınarlı Hastanesi Çiğli Özel Sağ Diyabet Hastanesi Diamed Dah. Dal Mer Doğa Tıp Mer Dr. Sıhhat Tıp Merkezi Efes K.B.B. Merkezi Ege Sağlık Hastanesi Ege Tüp Bebek Merkezi Egeria Çocuk Sağlık Hastanesi Dal Merkezi Ekol K.B.B. Dal Mer Ekol K.B.B. Şube El ve Mikro Cerrahi Gazi Kent Tıp Merkezi Gaziemir Tıp Merkezi Hayat Hastanesi İzmir Hastanesi İrenbe Tüp Bebek Mer Karataş Karşıyaka Tıp Merkezi Her yıl 2 milyona yakın turistin ziyaret ettiği Efes Antik Kenti içinde ayrı bir bölümde ziyaret kabul eden Yamaç Evler, Efes medeniyetinin zenginliğini yansıtan bir çalışmaya tanıklık ediyor. Antik kentin yaslandığı Bülbül Dağı'nın eteklerine M.Ö 1. yüzyıldan itibaren açılmaya başlanan teraslar üzerine kurulan Yamaç Evler, duvar resimleri ve taban mozaikleriyle Efes medeniyetinin ihtişamını yansıtıyor. 1977'deki kazısının ardından restore edilen resimlerin teknolojiyle yeniden restorasyonu için 2010 yılında başlatılan çalışma kapsamında bu yıl 8 odadaki 120 metrekarelik duvar yüzeyi elden geçirildi. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü'nün izniyle Avusturya Arkeoloji Enstitüsü'nün bilimsel başkanlığında ve Efes Vakfı'nın sponsorluğunda yürütülen proje kapsamında tarihi resimlerle bezeli duvarlar sağlamlaştırılarak özel kimyasallarla temizlendi. Rötuş boyalarıyla yeniden canlanan resimler 2 bin yıl öncesine en yakın görünümle tekrar ortaya çıkarıldı. Alanında dünyanın en iyisi olarak gösterilen 20 restorasyon uzmanı arasında belki de en dikkat çekici kariyere sahip olan isim ise ilkokul mezunu bir Türk. Efes Antik Kenti'ne 1991 yılında el arabasıyla toprak taşımak için giren 47 yaşındaki Hasan Savaşer'in hikayesi, ekip içinde yer alan üst düzeyde eğitimli insanlardan biraz farklı. Kendisini "alaydan yetişme restorasyon uzmanı" olarak tanımlayan Savaşer, yaptığı açıklamada Yamaç Evler'de dünyanın en zor restorasyon işlemlerinden birinin gerçekleştirildiğini, burada mesleğine aşık insanların hünerlerini sergilediğini belirtti. "2 bin yıllık bir esere dokunmak, sonraki 2 bin yıllara taşımak ve bunu sizin yapıyor olmanız çok haz verici" diye konuşan Savaşer, ekibin içinde yer almanın kendisi için büyük gurur kaynağı olduğunu ifade etti. Savaşer, şöyle konuştu: "1991'de 24 yaşındayken bu işe başladım. İlk zamanlar kazı ekibine yardım ediyordum. Elimizde kazma -Türk Telekom- Arıza 121 Bilinmeyen Numara Danışma Uyandırma 135 Posta Kodu 119 Fono Tel 141 Borç Ögrenme 163 Çağrı 133 -Sinemalar- Agora Balçova Afm Park Bornova Afm Forum Bornova Afm Ege Park Afm Passtel Temmuz 2014 Pazar SONDAKiKA GAZETESİ >>12 GÜNCEL 17 Şubat 2013 Perşembe 2 BİN YILLIK resimler Hasan Usta'ya emanet Dünyanın en önemli arkeolojik mirasları arasında yer alan Efes Antik Kenti içinde dönemin zenginlerinin konakladığı Yamaç Evler'deki 2 bin yıllık ihtişamlı duvar resimleri, yeniden restore ediliyor. Duvarların orijinale en yakın şekilde görülebilmesi amacıyla yapılan çalışmada Türk işçilerin de emeği büyük. Efes'e 23 yıl önce toprak taşımak için giren Hasan Savaşer de "alaydan yetişme" bir restorasyon uzmanı olarak çalışmalara katkı veriyor Avşar Palmiye Cinebonus Cinebonus Cinebonus (Ykm) Cinecity Kipa Çiğli Çeşme Hollywood Çamlıca Deniz Karşıyaka Batı Sineması Çınar Sineması Karaca Sineması Kipa Hollywood Menemen Kültür Şan Konak Çınar Center kürek el arabasıyla toprak çekiyorduk. Zamanla burada ne yapıldığını anlamaya başladım. Arkeolojiye merak saldım. Çıkarılan her eserde, ayağa kaldırılan her sütunda ben de heyecan duymaya başladım. Burası aynı zamanda bir okul. Şayet bu işi seviyorsanız buradaki uzmanlar size inanılmaz destek veriyorlar. Yeter ki sizin meraklı olduğunuzu, sorduğunuzu ve öğrenmek istediğinizi görsünler. Burada da işçi olmama rağmen bana çok büyük destek verdiler. Zaman içinde restorasyon tekniğini öğrendim. Bir gün, bir arkeolog kazıdan çıkan topraklı tabanları kimin düzeltebileceğini sordu. Ben de 'ben yaparım' dedim. Bana en ince ayrıntısına kadar gösterdi. Daha sonra diğer buluntuların ve mezarların temizliğini de öğrendim yılında duvar resimleri restorasyonu başladıktan sonra Yamaç Evler'de çalıştım. Burada da uzmanlardan görerek, kişisel olarak araştırma yaparak işi öğrendim. Restorasyonun hemen her aşamasına katılıyorum. Restorasyonu izlemek üzere gelen öğrenci grupları oluyor. Kazı Başkanı Doç. Dr. Sabine Ladstatter'in görevlendirmesiyle onlara burada ne yaptığımızı, restorasyonun nasıl sürdüğünü anlatıyorum." Bu işin kendisi için bir geçim kaynağından çok yaşam biçimi haline geldiğini anlatan Savaşer, sahada uzmanlaşan, işini tutkuyla seven bir kaç işçinin daha bulunduğunu, herkesin bir süre sonra belli alanlarda uzmanlaştığını kaydetti. Efes'te uzun süre vakit geçiren insanların buradan ayrılamadığını, burayı bir hastalık olarak tanımladıklarını anlatan Savaşer, bir çok arkeoloğun emekli olduğu halde buradan kopamadığına dikkati çekti. - Orijinale en yakın şekilde Toprak altında çıkarıldıktan sonra 40 yıl öncesinin teknolojisiyle restore edilen duvarları tekrar ele aldıklarını anlatan Savaşer, yaptıkları işlemi ise şöyle özetledi: "Eserlerin kazısı 1977'de yapılmış, o dönemde restorasyon yapılmış ancak eserler zaman içinde açık havayla temas halinde olması nedeniyle kirlenmeye yüz tutmuş. Gelişen restorasyon teknikleri ve kimyasallarla duvarlardaki resimleri ve taban mozaiklerini orijinal haline en yakın duruma getiriyoruz. Duvarı sağlamlaştırdıktan sonra üzerindeki kalkerler ve polenler nedeniyle oluşmuş tabakayı kimyasallarla temizliyoruz. Bazı yüzeylerde eserin orijinalliğini bozmayacak biçimde tamlamalar yapıyoruz. Suluboyayla resimler üzerinde küçük rötuşlar yapıyoruz. Burada amaç, resme müdahale etmek değil birbirinden kopuk noktalar arasında bütünlük sağlamak. Eserin dokusunu kesinlikle bozmuyoruz. İşlemlerin zaman gerektirmesi ve çok hassas çalışılması nedeniyle bir duvar ancak 2 ayda bitirilebiliyor" dedi. - 8 bin yıllık kent 8 bin yılı aşkın bir tarihe sahip olduğun tahmin edilen Efes Antik Kenti'nde bugün ortaya çıkarılan kent M.Ö. 3'üncü yüzyılda kuruldu. 12 İyonya şehrinden biri olan ve döneminde Asya'nın en büyük kentlerinden olan Efes, Roma İmparatorluğu'nda Asya Eyaleti'nin başkenti ilan edilmişti. M.S. 4'üncü yüzyılda limanın dolmasıyla ticari açıdan gerileyen kent zamanla önemini kaybetmiş, 1330 yılında da Aydınoğulları Beyliği'ne geçmişti. 19'uncu yüzyıldan bu yana kazı çalışmaları devam eden Efes, halen Türkiye nin en geniş kapsamlı arkeolojik araştırması olarak gösteriliyor. (AA) Sema Sineması Konak Sineması Desem Sineması Karşıyaka Sineması İzmir Sİneması Tiyatro- Konak Sahnesi Ragıp Haykır Sahn İzmir Devlet Tiyat Uğur Mumcu Sahnesi İzmir Tiyatro Bab-ı Sanat Merkezi İsmet İnönü Sanat Merkezi POLİKLİNİK TELEFONLARI Borcanevi Bornova Yeni Yaşam Bozyaka Halk Bozyaka Dispanseri Buca Çözüm Cansu Karabağlar Çamdibi Derman Polik Çizgi Polik Deniz Sağlık Polik Ege Sağlık Egeform Fizik Eşrefpaşa Ö.Sağ Eşrefpaşa Zinde Polik Gaziemir Dr. Polik Gazi Kent Polik Halk Polik Hatay Özel Sağlık İhtisas Polik Karşıyaka Park Sağlık Mevlana Polik Mersinli Özel Sağlık Neron Psikiyatri Nergiz Özel Sağlık Onur Polik Özel 9 Eylüllüler Polik Özel Altındağ Özel Brn Dr. Dispanseri Özel Çiğli Polik Özel Eylül Polik Özel Gülhan Polik Özel İrem Sağlık Polik Özel İzmir Polik Özel Pınarbaşı Polik Özel Sarnıç Polik Özel Seferihisar Polik Özel Serin Polik Özel Yedigöller Polik Özel Yenişehir Polik Park Sağlık Polik Sevgi Özel Sağlık Şöferler Odası Sağlık Polik Teos Polik Vefa Polik Yeşiltepe Polik Yıkık Cami Halk Askeri Hastaneler- Hava Hastanesi Kara Hastanesi ÜNİVERSİTE TELEFONLARI Başkent Üni. Zübeyde Hanım Uyg. Merkezi Dokuz Eylül Ünv Dokuz Eylül Üni. Karşıyaka Polik Ege Üniversitesi İlaç ve Zehir Dan Ege Üni.Uyg.ve Araş.Merkezi Doğum Evleri- Ege Üni. Tıp Fak Konak Doğum Evi Tepecik Doğum Hast Kan Merkezleri- Kızılay Çocuk Hastanesi Ege Üni Tepecik Kan Merkezi ULAŞIM TELEFONLARI Denizyolları THY Rezervasyon Basm. Rezervasyon Alsancak Gar Santral Garaj Körfez Ulaşım İskeleler- Konak Karşıyaka Alsancak Bostanlı Bayraklı İskele Pasaport İskele Göztepe İskele Üçkuyular İskele Elektrik Arıza- Genel Kesinti Seb Buca Çiğli Karşıyaka Bornova Narlıdere Eşrefpasa Gaziemir Güzelbahçe Konak Çeşme

12 SAYFA 13 Kanserde aşı tedavisi, 3 aydır kullanılıyor Klinik düzeydeki aşı tedavisinden Türkiye'de 20'den fazla akciğer kanseri hastasının yaklaşık 3 aydır faydalandığı, tedavinin hastalar üzerindeki etkilerinin izlenmesine devam edildiği bildirildi. Türkiye İmmün-onkoloji Derneği Genel Başkanı ve Ege Üniversitesi (EÜ) Tülay Aktaş Onkoloji Hastanesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Rüçhan Uslu, AA muhabirine akciğer kanserine karşı aşı tedavisinin özelliklerini ve diğer kanser türlerine karşı yürütülen immün sistem çalışmalarını anlattı. Günümüzde rahim ağzı ve karaciğer kanserine karşı koruyucu aşı uygulamalarının gerçekleştirildiğini, ancak tedavi edici aşının olmadığını söyleyen Uslu, onkologların ve bilim adamlarının hedefinin de bağışıklık sisteminin kanser hücrelerini tanımasını sağlamak olduğunu aktardı. Son yıllarda bağışıklık sistemini harekete geçirici tedavilerin kullanıldığını söyleyen Rüçhan Uslu, tümör aşısının sadece ileri devre akciğer kanserinde kullanıldığını dile getirdi. Sadece "küçük hücreli dışı tipi" adı verdikleri ileri evre, metastaz yapmış, kemoterapide olumlu yanıt vermiş hastalarda uygulanan aşının, hastalığın uzun süre kontrolünü sağladığını kaydeden Uslu, "Hastalık ilerlemiyor, başka organlara sıçramıyor, bazı hastalarda stabil seyir kronikleşiyor. Bazı hastalarda yanıt elde edilebiliyor, bazılarında ise tamamen yok edilebiliyor" diye konuştu. - 3 ayda 20'den fazla hasta Kübalı bilim adamlarınca geliştirilen tümör aşısının son 3 aydır Türkiye'de kullanıldığını da söyleyen Rüçhan Uslu, klinik düzeydeki tedaviden Ege Üniversitesi Tülay Aktaş Onkoloji Hastanesi'nde 10, tüm Türkiye'de ise 20'den fazla akciğer kanseri hastasının faydalandığını ifade etti. Aşının şu ana kadar ciddi bir olumsuz etkisini görmediklerini söyleyen Uslu, "Bazı hastalar SGK tarafından geri ödemesi olmadığı için aşıları kendileri alıp getiriyordu. Türkiye'deki 12 merkezde de klinik olarak uygulamaya başladık. Hastalara tedavi iyi geldiği ve yan etki olmadığı sürece devam edeceğiz" diye konuştu. Rüçhan Uslu, tedavinin kesin sonuçlarını alabilmek için 1 yıl beklemek gerektiğini belirtti.her aşı en az 2 bin dolara mal olduğu için tedavinin pahalı olabileceğini, bu nedenle hastaların klinik tedavilerde yer alabileceğini kaydeden Rüçhan Uslu, şöyle konuştu: "Aşı tedavisi onkolojik hastalarda daha önce kullanılmıyordu ama biz biliyorduk ki bağışıklık sistemi kanserojeni yok ettiği, çalıştığı sürece kimse kanser olmuyordu. Bağışıklık sistemi kanser tarafından kandırıldığı, direnci yenildiği zaman kanser ortaya çıkıyordu. Immünolojik sistemin kansere karşı silah olduğunu biliyorduk. Ancak geliştirilmiş silahlarımız yoktu. Akciğer kanserinde aşı ile başarılı o- labilirsek diğer kanserlerde de yeni tedavi alanı açacağını düşünüyoruz. Başta malign melonom olmak üzere, akciğer, böbrek, pankreas, mesane kanserlerinde ve beyin tümörlerinde bağışıklık sistemine ilişkin çalışmalar tedavi alanına giriyor." Pankreas kanseri ve beyin tümöründe de aşı ile ilgili olumlu gelişmeler olabileceğini aktaran Uslu, kanser sayısının gün geçtikçe yükseldiğini anlattı. (AA) ABD'de yapılan bir araştırmada, bireylerin uyku düzeniyle dürüstlük düzeyi arasında bağlantı olduğu sonucuna ulaşıldı. BC'nin haberine göre, Amerikalı psikologlar tarafından yapılan çalışmada, erken kalkmaya eğilimli "sabah insanları" ile gece uyumamaya eğilimli "gece insanları"nın günün farklı zamanlarında farklı dürüstlük seviyeleri sergilediği ortaya çıktı. Yaklaşık 200 kişinin davranışlarının incelendiği SONDAKiKA GAZETESİ >> 13 SAĞLIK Temmuz Şubat Perşembe Pazar "Sıcaklar yaşlanma hızını artırıyor" Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Klinik Şefi Prof. Dr. Ahmet Akgül, yaşlanmanın damar ağının bir hastalığı olduğunu belirterek, sıcakların artışı ve güneş ışınlarının doğal yaşlanma sürecini hızlandırdığını bildirdi Akgül, yaptığı yazılı açıklamada, vücudunun uyarılarını dikkate almayan k- işinin sonunun hastalıklarla yüzleşmek olduğunu vurgulayarak, aşırı sıcakların veya güneş ışınlarının gelecek yılların en önemli sağlık sorunları arasında yer alacağını kaydetti. Yaşa uygun olmayan hızlı yaşlanmanın da ciddi sağlık sorunlarına yol açtığına dikkati çeken Akgül, yaşlanmanın yalnızca insanın fiziksel görüntüsünün değişimi olmadığını, tüm organlarında yetersizlik meydana geldiğini anlattı. Akgül, "Yaşlanmanın esas nedeni, organları besleyen büyük damarlardan tutun cildi besleyen kılcal damarlara kadar yaygın bir damar yetmezliğidir. Yani yaşlanma damar ağının bir hastalığıdır. Ancak sıcakların artışı ve güneş ışınları, doğal yaşlanma sürecini hızlandırır. Yaşımızdan hızlı yaşlanmamıza neden olur. Bunun asıl nedeni damarlarımızın ısınması sonucu hem damar duvarında hem de damar içinde hareketli olan kan ve kan hücrelerinin bozulmasıdır" i- fadelerini kullandı. Damarın ısınmasıyla kanın damar içindeki hızının yavaşladığını, böylece damar içi kan pıhtıları oluştuğunu ve bu pıhtının hangi organın damarındaysa orada fonksiyon bozukluğu oluşturduğunu aktaran Akgün, ciltteki kılcal damarlardaki bozulma sonucu kırışıklık, kuruluk, canlılığını yitirme, damar genişlemeleri, lekelenmeler ve dökülmelerle hızlı yaşlanmanın klasik bulgularının gözlendiğini belirtti. Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Klinik Şefi Prof. Dr. Ahmet Akgül, son yıllarda artan sıcaklıklarla birlikte damarların hızla ısındığını ve erken yaşlandığını belirterek, şu bilgileri verdi: "Bu nedenle sıcak ve güneşin direkt ışınlarından yalnızca riskli grup denilen bebekler, yaşlılar, kronik hastalıkları olanlar değil, sağlığına önem veren, erken yaşlanmak istemeyen tüm bireylerin kendilerini korumaları gerekmektedir. Damarlarımızın yaşlanma hızını ölçebildiğimiz gibi hızlı yaşlanma durumunda gerekli önlemleri alıp, hızlı yaşlanmayı önleme ve sağlıklı yaş alma sürecinde yalnızca hastalarımızın değil, k- endini hep genç hissetmek isteyenlere desteklerimiz devam etmektedir. Bu nedenle vücudumuzun verdiği uyarılara yalnızca biz hekimlerin değil, bireylerin kendileri de uymak zorundadır." "Uzun süre güneşte kalmayın" uyarısı İstanbul Halk Sağlığı Müdürlüğü, sağlık üzerinde olumlu etkileri olan güneş ışınlarına uzun süre maruz kalınması durumunda ciltte erken yaşlanma, gözde katarakt gelişimi, deri kanseri ve güneş lekelerinin ortaya çıkabileceğini bildirdi. Müdürlükten yapılan yazılı açıklamada, güneş çarpmasının, güneş veya aşırı sıcağa maruz kalma sonucu beden ısısını ayarlayan terleme mekanizmasının bozulmasına bağlı olarak vücut ısısının düşürülememesiyle karakterize bir tablo olduğu belirtildi. Bilinç kaybından önce tedaviye başlanması durumunda iyileşme şansının yüksek olduğu ifade edilen açıklamada, sıcak bitkinliğinin, uzun süre aşırı sıcağa maruz kalma ve yeterli miktarda sıvı almamaya bağlı su ve mineral kaybıyla meydana geldiği ifade edildi. Sıcak bitkinliğinin, sıklıkla yaşlılarda, yüksek tansiyonu olanlarda ve güneş altında çalışanlarda görüldüğü belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi: "Aşırı terleme, yorgunluk, halsizlik, bayılma hissi, nabız hızlanması, ateş yükselmesi belirtileriyle kendini gösterir. Deri soğuk ve nemlidir, n- abız hızlı ve zayıftır, solunum hızlı ve yüzeysel, şuur açıktır. Güneş çarpmasının daha hafif şekli olup hayati tehlike yoktur. İlk yardım uygun ve zamanında yapılırsa genel durum hızla düzelir. Sıcak krampları, aşırı aktivite sonucunda terlemeye bağlı vücutta hızlı su ve mineral kaybı meydana gelir. Düşük mineral seviyeleri, kaslarda sıcak kramplarına neden olabilir. Sıcak krampları aynı zamanda sıcak bitkinliğinin belirtilerinden biridir. Kramp meydana geldikten sonra en az birkaç saat fiziksel aktivitede bulunulmamalı, bir saat içerisinde geçmezse en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır." - "Güneş yanığı olan yerlere yağ, salça, yoğurt ve diş macunu gibi maddeler sürülmemeli" Açıklamada, uzun süreli güneş ışığına maruz kalındığında meydana gelen güneş yanığının, deriye hasar verdiği ve bundan kaçınılması gerektiği vurgulanarak, güneş yanığında derinin kızarık, ağrılı ve aşırı derecede sıcak olduğu aktarıldı. Etkilenen kişide ateş, su toplanması (bül) ve şiddetli ağrı olması durumunda en yakın sağlık kuruluşuna başvurulması gerektiği belirtilen açıklamada, "Güneş yanığından korunmak için güneş ışığına maruz kalmaktan kaçınılmalı, güneş yanığı olan yerler soğuk su ile silinmeli, etkilenmiş bölgelere nemlendirici tıbbi losyon sürülmelidir. Yağ, salça, yoğurt ve diş macunu gibi maddeler kesinlikle sürülmemeli, büller patlatılmamalıdır" ifadeleri kullanıldı. Sıcak ve nemli havalarda aşırı terlemeye bağlı sıcak döküntüsünün (isilik) meydana geldiğine işaret edilen açıklamada, her yaşta görülmesine karşın, hastalığın sıklıkla bebeklerde ortaya çıktığı kaydedildi. Sıcak döküntüsünün küçük kızarıklıklar şeklinde olduğu, sıklıkla boyun, göğüs, dirsek iç yüzü gibi kıvrım yerlerinde görüldüğü anlatılan açıklamada, kızarık bölgelerin kuru tutulması, daha serin ve az nemli ortam sağlanması gerektiği vurgulandı. Açıklamada, "Güneş ışınlarının sağlık üzerine oldukça önemli olumlu etkileri mevcuttur. Güneşin, geç dönem etkilerinde ise uzun süre maruz kalındığında olumsuz etkiler de ortaya çıkabilir. Ciltte erken yaşlanma, gözde katarakt gelişimi, deri kanseri ve güneş lekelerinin ortaya çıkması bu olumsuz etkilerindendir" ifadelerine yer verildi. (AA) İlaç bulamayan hastanın Biyolojik saate uyum dürüstlüğü etkiliyor araştırmada, denekler dürüstlüklerinin ölçüldüğünü fark etmeden çeşitli testlere ve sorgulamalara tabi tutuldu. Çalışmada, "sabah insanları" erken saatlerde daha dürüst davranışlar sergilerken, kimilerince "baykuş" o- larak adlandırılan "gece insanları"nın geç saatlerde daha dürüst olma eğilimine girdiği tespit edildi. Johns Hopkins, Washington, Georgetown ve Harvard gibi önde gelen Amerikan üniversitelerinde görevli akademisyenlerin yürüttüğü araştırmanın, özellikle vardiyalı çalışanlar ya da ciddi kararlar ve dürüstlüğe dayanan işler yapan kişiler açısından önemli sonuçları olduğu düşünülüyor. Araştırmacılar, "sabah insanları"nın geceleri etik olmayan davranışlar sergilemeye daha eğilimli olabileceğine, bu nedenle geceleri daha enerjik ve dürüst olan "baykuşların" geç saatte çalışmasının daha uygun olacağına işaret ediyor. (AA) çilesi bitiyor Edirne'de kanser teşhisi konulan üniversite öğrencisi Dilek Özçelik ile gündeme gelen bulunamayan ilaçlarla ilgili sorunun çözümü için bir adım daha atıldı. Temininde sıkıntı çekilen i- laçlarla ilgili fiyat esnekliği ve üretim teşviki gibi bir dizi önlem alan Sağlık Bakanlığı, bu önlemlere rağmen ilacın yurt dışından getirilmesinin kaçınılmaz olduğu durumlarda da hastaların mağdur olmaması için kolaylıklar getirdi. AA muhabirinin Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu (TİTCK) yetkililerinden aldığı bilgiye göre, artan şikayetlerin önüne geçilmesi, hastaların mağdur olmaması, bürokratik işlemlerle zaman kaybedilmemesi a- macıyla yeni çözümler içeren Yurt Dışı İlaç ve Endikasyon Dışı İlaç Kılavuzları güncellendi. Bakanlık, güncellenen bu kılavuzlarla sorunları büyük ölçüde ortadan kaldırmayı hedefliyor. -"e belge"yle bürokratik işlemler bitecek 1 Ocak 2015 tarihinden itibaren başlayacak uygulamayla yurt dışından ilaç getirmek için hastanın elinde reçeteyle dolaşmasının önüne geçilecek, azaltılan bürokrasiyle daha hızlı işlem yapılması sağlanacak. Yurt dışı ilaç temini için hekimler sistemden dolduracakları formları anında Kuruma iletecek, ilgili komisyon da mümkün olan en kısa sürede geri dönüş yaparak gerekli belgeleri onaylı tedarikçilere iletecek. Bu sayede hasta, düzenlenen belgelerde eksik ya da hata olduğu için günlerce uğraşmak zorunda kalmayacak. Yeni kılavuzla yurt dışı ilaç listesi güncellenerek yeniden yayınlanacak. Kurum tarafından her hafta "Sağlık Bakanlığından Ek Onaya Gerek Olmayan Yurtdışı İlaç Listesi" güncellenerek yayımlanıyor, bu listede olan ilaçlar için hastalar tekrar onay almadan ilaçlarını temin edebiliyordu. Yeni kılavuza göre hem bu liste hem de aktif ve pasif liste tedarikçilerle eş zamanlı güncellenecek. -Türkiye'de ruhsatı olmayan ilaçlar için kolaylık Türkiye'de ruhsatı olmayan ilaçların yurt dışından getirilmesinde yaşanan sorunlar da ortadan kalkacak. "Endikasyon Dışı İlaç Kullanım Kılavuzu"nun güncellenmesiyle 1 Ocak 2015'den itibaren başvuruların "e belge"yle yapılarak bürokratik işlemlerin azaltılması hedefleniyor. -Stok zorunluluğu Güncellenen Yurt Dışından İlaç Temini ve Kullanım Kılavuzunda, yurt dışından ilaç temininin, Bakanlıktan onay alan tedarikçiler tarafından yapılabileceği hükmü yer aldı. Kurumca, tedarikçilerin stokta bulundurma zorunluluğu olan ilaçlar Yurt Dışı İlaç Listesinde duyurulacak. Böylece tüm tedarikçiler için stok bulundurma zorunluğu getirilerek vatandaşların ilaç beklemesinin önüne geçilecek. Tedarikçiler bu listeye göre zorunluluğu olmayan ilaçları da stoklarında bulundurabilecek. (AA)

13 SAYFA 14 SONDAKiKA GAZETESİ >> 14 GÜNCEL7 20 7ubat Temmuz Perşembe Pazar Üst düzey yöneticilikten imamlığa Esnafa torba yasa müjdesi Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu (TESK) Başkanı Bendevi Palandöken, Torba Kanun Tasarısı ile esnafın önemli sorunlarının çözüleceğini belirterek, "Esnafımız rahat bir nefes alacak. Borçlar yeniden yapılandırılacak, bu bir af değil. Esnafın borçlarının ödenebilir hale gelmesi lazımdı zaten" dedi. Palandöken, TBMM'de görüşülmeye devam eden Torba Kanun Tasarısı kapsamında esnafın prim borçlarının yeniden yapılandırılacağını ve ödeme kolaylığına kavuşacağını söyledi. Türkiye'de ekonominin bel kemiğini esnafların oluşturduğunu vurgulayan Palandöken, "Esnafın, birçok problemi hallediliyor bu torba yasayla... Dolayısıyla esnafımız rahat bir nefes alacak. Borçlar yeniden yapılandırılacak, bu bir af değil. Esnafın borçlarının ödenebilir hale gelmesi lazımdı zaten. Özellikle prim borçlarının ödenebilir hale gelmesi gerekiyordu" diye konuştu. Palandöken, önümüzdeki süreçte emekli esnaftan kesilen yüzde 15'lik payın ortadan kaldırılmasını gündeme getireceklerini anlattı. TBMM'de görüşülen Torba Kanun Tasarısı'nın esnafın borçlarının yapılandırılması açısından çok önemli olduğunu ifade eden Palandöken, şöyle devam etti: "Bu yasadan 1 milyon civarında esnafımız faydalanacak. Bu yasayla hem esnafımız rahatlayacak hem de devletin kasasına para girecek. Esnaf, ödeyemediği için borçları hep kalıyordu. Şimdi bu hakla tahmin ediyorum ülkemiz büyük bir miktar para kazanacak. Zamanında borçlarını yatıran esnafımız da çeşitli avantajlara sahip olacak." - "Prim yükü ödenebilir hale geliyor" Palandöken, birçok esnafın biriken prim borçlarını ödeyemediğini dile getirdi. Bu pirim borçlarının da yeniden yapılandırma sayesinde ödenebilir hale geldiğini kaydeden Palandöken, bu şekilde kayıtdışılığın da önüne geçileceğini aktardı. Palandöken, esnaf kesiminin bu tasarıdan son derece memnun olduğunu vurgulayarak, "Bu torba yasada prim borçları çok önemli yer tutuyor. Birçok esnafın e- meklilik sorunu da var. Esnaf, en yüksek primi yatırıyor ama en düşük emekli maaşını alıyor çeşitli sorunlardan dolayı. Bu haksızlığın da ortadan kalkması gerekiyordu. Esnaf olarak bu torba yasadan memnunuz" şeklinde konuştu. (AA) Yıllarca uluslararası firmalarda hukuk müşavirliği ve üst düzey yöneticilik yapan Nuri Aydın, yut dışındaki tüm işlerini bırakarak imamlık yapmaya başladı Vakfıkebir Merkez Kuran Kursu nda hafızlık eğitimi alan ve daha sonra İ- mam Hatip Lisesi nden mezun olan Nuri Aydın (44), Rusya ya giderek Moskova Üniversitesi Uluslararası Hukuk Fakültesi nde eğitimini tamamladı. Rusya da bulunan uluslararası firmalarda 15 yıl hukuk müşavirliği ve üst düzey yöneticilik yapan Aydın, bir anda her şeyi geride bırakarak Çubuk ilçesine bağlı Yukarı Çavundur Mahallesi nde i- mamlık yapmaya başladı. Büyükşehirleri bırakarak şehir merkezinden uzak bir mahallede imamlık yapmaya başlamaktan son derece mutlu olduğunu belirten Aydın, cami imamlığını Allah rızası için yaptığını söyledi. Arkadaşlarının ve hocalarının isteği üzerine Allah a dua ettiğini ve onun sonucunda imam olarak göreve başladığını anlatan Aydın, "Moskova da 15 senem geçti. İnşaat firmalarında idarecilik, yöneticilik yaptım. Daha sonra da k- endim inşaat firması kurarak bir dönem müteahhitlik çalışmaları yaptım. Ziyaret için Türkiye ye her geldiğimde birlikte hafızlık yaptığım arkadaşlarım ve hocalarım hep sitem ettiler. Nedeni de imam hatip lisesinde okurken 'güzel Kur'an-ı Kerim okuma' yarışmasında okulumu, ilçemi ve bölgemi Türkiye de temsil etmiş olmamdı. Güzel Kur'an-ı Kerim okumada çok sayıda derecelerim vardı. Bundan dolayı benim asıl mesleğimin imam hatip, mihrap olduğunu söylerlerdi. Ben de Rabbime dua ettim, 'Eğer benim için hayırlı ise bana imamlığı nasip et' diye. Sonunda bir vesile ile 2012 yılında sınava girerek imam oldum ve ilk görev yerim olarak da Yukarı Çavundur Mahallesi Merkez Camisine atandım" diye konuştu. Yöneticilikte aldığı 5 bin dolar maaşı, i- mamlıktan aldığı 2 bin TL ye değişen Aydın, ilk başlarda hem kendisinin hem de ailesinin çok zorlandığını vurgulayarak, şunları kaydetti: "İlk başlarda çok Soldan sağa: 1. Bir aracın işlemesiyle ilgili bazı ölçümlerin sonucunu kendiliğinden gösteren araç. 2. Teklif etme. Bir halk sazı. 3. Kadın paltosu. Bir nota. 4. Bir işi yapmak, harekete geçmek için duyulan ve bireyin engelleyemeyeceği kadar güçlü istek. Hindistan da küçük prens, mihrace. 5. Vücudun salgıladığı tuzlu sıvı. Şen, güzel, fettan kadın. 6. Bir organımız. Esenleme. 7. Fazla kızarmayan bir domates türü. Baston. 8. Suriye nin başkenti. Bir alay işareti. 9. Gözde canlılık. Donuk renkli. Bir nota. 10. Çizgilerin, yüzeylerin ve sert cisimlerin birbirine rastladıkları ve kesiştikleri yer. 11. Arap erkeklerinin kefiyelerinin üzerine bağladıkları, yünden örme kalın çember bağ. Radyumun simgesi. 12. Edirne ilinin bir ilçesi. Kızartılmış ekmeği et suyuyla haşlayarak yapılan yemek. 13. Hayvanın semerini veya eyerini bağlamak için göğsünden aşırılarak sıkılan yassı kemer. Taneli bir meyve. 14. Yapılan iş, edim, fiil. Zihinde tasarlanan ve gerçekleşmesi özlenen şey, düş, imge. 15. Baryumun simgesi. Doğum işini yaptıran kadın. Kaz Dağlarının mitolojik devirlerdeki adı. 16. Yurdumuzun güneyinde Akdeniz e dökülen bir çay. Bir ilimiz. 17. Duman karası. Kesin. 18. İpekten, sarımtırak dallı nakışlarla işlenmiş bir tür beyaz kumaş. Bir şeyin geçtiği ya da önce bulunduğu yerde bıraktığı belirti, nişan, alamet.19. Sürüngenler sınıfının bir takımına verilen ad. Eski dilde kadınlar. 20. Küçük ve değersiz bitki. Mürekkep balığının bir türü. Yukarıdan aşağıya: zorlandık. Çünkü çok farklı bir çevreden geldim, çok farklı bir koşuşturmanın içerisindeydim. Moskova da firmalarda hep yetkili olarak çalıştığım için 5 bin dolardan aşağı maaş almıyordum. Tüm masraflarımızda firmalar tarafından karşılanıyordu. Bunun yanında makam aracımız firma tarafından karşılanıyordu. Cenab-ı Hak, bana tövbeyi nasip etti ve inanıyorum ki nasuh tövbeyi yaptım ve Allah da kabul etti. Sonuç olarak cami i- mamı olarak göreve başladım. Ben bu göreve sadece Allah rızası için döndüm. Buraya geldiğim zaman bu dezavantajı nasıl avantaja çevirebilirim diye uzun süre düşündüm. Özellikle Kur'an-ı Kerim ve tefsir başta olmak üzere çok farklı kitaplar okuma fırsatım oldu. Hafızlığımı tekrar kazanabilmek için her sabah 3 yıl boyunca cemaate hatimle sabah namazı kıldırdım. Ayrıca burada okumamış öğrenciler vardı ve onlara nasıl faydalı olabilirim diye düşünerek, gençlere yönelik de çalışmalar yaptım. Günleri bu şekilde değerlendiriyorum." (AA) Özellikle Kur'an-ı Kerim ve tefsir başta olmak üzere çok farklı kitaplar okuma fırsatım oldu. Hafızlığımı tekrar kazanabilmek için her sabah 3 yıl boyunca cemaate hatimle sabah namazı kıldırdım. Meyvesi değil, yaprağı para ediyor Nevşehir'de üzüm yetiştiricileri, meyvesinden daha çok asmanın yaprağından para kazanıyor. Ürgüp ilçesinde başlayan yaprak hasadı üzüm yetiştiricilerinin yüzünü güldürüyor. Pazarda 3 liraya satılan üzümden kar edemeyen yetiştirici, yaprağın k- ilosunu 8 liradan satarak aile bütçesini katkı sağlıyor. Üzüm yetiştiricisi Asuman Öztürk, yaptığı açıklamada, 10 yıl öncesine kadar üzümün fiyatının yüksek olduğunu ancak şimdilerde ise üzümün kuruşa alıcı bulabildiğini söyledi. Üzümün getirisinin düşmesi nedeniyle farklı arayışlara girdiklerini aktaran Öztürk, "Üzümün kilogramı pazarda 3 liraya kadar satılırken, yaprağın ise 8 liradan satılıyor. Aradaki bu farkı çiftçiler olarak biz de çözemedik. Üzüm satışlarımızın az olması nedeniyle bizler de yaprak satışına yöneldik. Bu bölgenin üzümleri coğrafi ve toprak yapısı nedeniyle diğer bölgelere göre daha güzel oluyor" diye konuştu. Üretici olarak üzümün kendisinden çok yaprağından faydalandıklarını vurgulayan Öztürk, "İlkbaharda çiftçinin elinde para kalmaması nedeniyle yaprak ticaretine başladık. Sabahın 5 inde yaprak toplamaya çıkılır, en geç saat a kadar yaprak toplama işi tamamlanır. Toplanan yapraklar bölgemizdeki doğal kayadan oyma depolarda muhafaza ediliyor" dedi. - Yaprakta ilk ürün 10 liradan satıldı Yaprak toplama işleminin yorucu olduğunu kaydeden Öztürk, şunları kaydetti: "Kaliteli yaprak isteyenler bizzat buraya gelerek satın alıyor. Ayrıca ilçedeki pazarlara götürüp satabiliyoruz. Bu sene ilk ürün yaprağın kilosunu turfanda 10 liradan verdim. Bu bizim için çok iyi bir para. Günlük topladığım yaprak miktarı 12 kilogram. Çiftçinin yüzü yaprakla gülüyor." Öztürk, bölgede sadece emir türü üzüm yaprağının toplandığına dikkati çekerek, "İyi bir sarmalık yaprağın boyutu da inceliği de çok önemli. Yaprağın üzerindeki damarlar kabarık olmayacak, yaprak ince ve açık renk olacak" ifadesini kullandı. (AA) bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca Dünkü bulmacanın cevapları 1. Görme organı. Eşi olmayan, biricik, yegâne. Bir nota. Tropikal bölgelerde yetişen bir ağaç. Yankı, akis. 2. Bir şeyin esas tutulan yüzü. Herhangi bir nedenle acelecilik. Sapaklık, aykırılık. Mısır ın plaka işareti. 3. Eşek üstüne konulan oturmalık. Bir şeyi, bir yerden bir yere çekerek götürüp getirmeye yarayan halat. Başlıca, temel niteliğinde olan, esasi. 4. Havaya atılan bir plakanın vurulması ilkesine dayanan atıcılık dalı. Çölde esen rüzgâr. Toplumun duygularını inciten olay veya durum, kepazelik. Futbolda savunucu. 5. Güvenlik. Alınıp satılan her türlü ticaret eşyası. Kuranda bir sure. 6. Kabul etmeyerek geri çevirme. İmkân. Helyumun simgesi. Lahza. 7. Geminin rüzgâr alan yanı. Gümüş balığı. Özen. 8. Kasaplarda satılan kesilmiş hayvan. Ürdün ün başkenti. Edirne ilinde tarihi Kırkpınar güreşlerinin yapıldığı yer. Parola. 9. Bir kimsenin babasının erkek kardeşi. Kilim, yünden dokunmuş yaygı. Bir şeyi yapıp yapmamaya karar verme gücü. Bir peygamber. 10. Operada şarkıcının orkestra ile söylediği şarkı. Kesilmiş hayvanın iç organlarıyla baş ve ayakları. Lale bahçesi.

14 SAYFA 15 SONDAKiKA GAZETESİ >>15 SPOR Temmuz Şubat Perşembe Pazar Kerem Tunçeri, Beşiktaş'ta Basketbol Birinci Lig ekiplerinden Beşiktaş İntegral Forex, Kerem Tunçeri ile sözleşme imzaladı Önümüzdeki sezon üç kulvarda mücadele edecek Beşiktaş İntegral Forex Takımı, kadrosunu tecrübeli guard Kerem Tunçeri ile güçlendirdi. KEREM TUNÇERİ KİMDİR? 14 Nisan 1979 doğumlu olan Kerem Tunçeri, 191 cm boyunda olup guard pozisyonunda görev almaktadır. Galatasaray altyapısında yetişen başarılı isim, sezonunda ilk profesyonel maçına Galatasaray forması altında çıkmıştır yılları arasında gösterdiği başarılı performansın ardından Kerem Tunçeri, sezonunda Efes Pilsen'e transfer olmuştur Avrupa Basketbol Şampiyonası'nda etkili oyunuyla herkesin beğenisini kazanan Kerem Tunçeri, 4 sezon Efes Pilsen forması giydikten sonra şutör oyuncu sezonunde Ülker'e transfer olmuştur. Resmi İlanlar: de Ülker forması altında inişli çıkışlı bir performans sergileyen Kerem Tunçeri, sezonunda Beşiktaş'a transfer olmuştur. Siyah beyazlı forma altında kariyerinin en parlak dönemlerinden birini yaşayan başarılı guard, Türkiye Basketbol Ligi'nde asist kralı olarak MVP ödülünün sahibi olmuştur. Bu performansıyla Avrupa takımlarının gözdesi haline gelen Kerem Tunçeri, yılında Real Madrid'e transfer olmuştur. İspanya'daki ilk sezonunda İspanya Kupası'nı kazanan Kerem Tunçeri, sahaya yansıttığı performansla ilgi odağı haline gelmiştir. Real Madrid'deki 2. sezonunda beklentileri karşılayamayan Kerem Tunçeri, sezonu sonunda Real Madrid'ten ayrılarak Rusya'nın Triumph Lyubertsy takımına transfer olmuştur sezonunda ortasında Rusya kariyerini noktalayan başarılı oyuncu, Efes Pilsen'e transfer olarak Türkiye'ye geri dönmüştür yılları arasında daha sonra isim değiştiren Anadolu Efes forması altında Beko Basketbol Ligi'nde ve Euroleague'de başarılı performans sergileyen milli basketbolcu, sezonunda Ankara temsilcisi Türk Telekom ile anlaşmıştır. Kerem Tunçeri, sezonu başında tekrar Beşiktaş ile anlaştı. (CİHAN) 4 AY 14 GÜN SÜRELİ 60 KİŞİLİK TEMİZLİK, TEKNİK VE DESTEK ELEMANI VALİLİK (YİKOB) İÇİŞLERİ BAKANLIĞI MÜSTEŞARLIK 4 Ay 14 Gün Süreli 60 Kişilik Temizlik, Teknik ve Destek Elemanı hizmet alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır: İhale Kayıt Numarası : 2014/ İdarenin a)adresi : 855 Sokak 40 KONAK/İZMİR b)telefon ve faks numarası : c) Elektronik Posta Adresi : izmiryikob@icisleri.gov.tr ç) İhale dokümanının : görülebileceği internet adresi 2-İhale konusu hizmetin a)niteliği, türü ve miktarı byapılacağı yer : 4 Ay 14 Gün Süreli ( ) 60 Kişilik Temizlik, Teknik ve Destek Elemanı Hizmeti Alımı İşi Ayrıntılı bilgiye EKAP'ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. : İzmir Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı Hizmet Binası, İzmir Valiliği, Bostanlı Misafirhanesi, Vali Konağı, Mülkiye Müfettişliği c) Süresi : İşe başlama tarihi , işin bitiş tarihi İhalenin a)yapılacağı yer : 855 Sok. No:40 Konak/İZMİR b)tarihi ve saati : :00 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası veya Meslek Odası Belgesi; Gerçek kişi olması halinde, kayıtlı olduğu ticaret ve/veya sanayi odasından ya da ilgili meslek odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu ticaret ve/veya sanayi odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğinin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren İmza Beyannamesi veya İmza Sirküleri; Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğinin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimdeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat İhale konusu işin tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz Tüzel kişi tarafından iş deneyimini göstermek üzere sunulan belgenin, tüzel kişiliğin yarısından fazla hissesine sahip ortağına ait olması halinde, ticaret ve sanayi odası/ticaret odası bünyesinde bulunan ticaret sicil memurlukları veya yeminli mali müşavir ya da serbest muhasebeci mali müşavir tarafından ilk ilan tarihinden sonra düzenlenen ve düzenlendiği tarihten geriye doğru son bir yıldır kesintisiz olarak bu şartın korunduğunu gösteren, standart forma uygun belge, 4.2. Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İş deneyim belgeleri: Son beş yıl içinde bedel içeren bir sözleşme kapsamında kabul işlemleri tamamlanan ve teklif edilen bedelin % 50 oranından az olmamak üzere, ihale konusu iş veya benzer işlere ilişkin iş deneyimini gösteren belgeler Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler: Kamu veya özel sektöre gerçekleştirilmiş temizlik, teknik veya destek personeli çalıştırmaya dayalı tek bir sözleşme kapsamında taahhüt edilen işler benzer iş olarak kabul edilecektir. 5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir. 7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 50 TRY (Türk Lirası)karşılığı İzmir Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı Satınalma Birimi adresinden satın alınabilir İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8. Teklifler, İhale tarih ve saatine kadar İzmir Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı İdari ve Mali İşler Müdürlüğü Satınalma Birimi adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, Birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu üzerine ihale yapılan istekliyle, her bir iş kaleminin miktarı ile bu kalemler için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir. 10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3'ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 90 (Doksan) takvim günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez, 13. Diğer hususlar: İhale, Kanunun 38 inci maddesinde öngörülen açıklama istenmeksizin ekonomik açıdan en avantajlı teklif üzerinde bırakılacaktır. Sondakika 20/7 Basın: 8198 Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu Başkanı Vefa Küçük oldu Fenerbahçe Kulübü nde geçtiğimiz aylarda vefat eden Yüksel Günay ın yerine Divan Kurulu Başkanlığı na Vefa Küçük seçildi. Sarı lacivertli kulübün Temmuz ayı Olağan toplantısı Faruk Ilgaz Tesisleri nde gerçekleştirildi. Divan Başkanlığı, Dünya Fenerbahçeliler Günü nedeniyle Başkan Aziz Yıldırım ve en yaşlı üye Ulvi Tümen e birer çiçek verdi. Yüksel Günay ın vefatıyla boşalan Yüksek Divan Kurulu Başkanlığı ve Adnan Ersan ın istifasıyla boşalan Yüksek Divan Kurulu Başkanvekilliği için seçimlere geçildi. Nuri Nejat Akdoğan tek aday olarak girdiği Yüksek Divan Kurulu Başkanvekilliğine oybirliğiyle seçildi. Ardından Divan Başkanlığı için seçime geçildi. Mevcut adaylar Zafer Uzunoğlu ve Vefa Küçük olarak belirlendi. Zafer MUHTELİF KOVA VE ATAŞMAN (QUICK COUPLER) SATIN ALINACAKTIR İZMİR SU VE KANALİZASYON İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (İZSU) MUHTELİF KOVA VE ATAŞMAN (QUICK COUPLER) alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır: İhale Kayıt Numarası : 2014/ İdarenin a)adresi : Cumhuriyet Bulvari No: KONAK/İZMİR b)telefon ve faks numarası : c)elektronik Posta Adresi : ihale-yozuturk@izsu.gov.tr ç)ihale dokümanının : görülebileceği internet adresi (varsa) 2-İhale konusu malın a)niteliği, türü ve miktarı b)teslim yeri Uzunoğlu nun adaylıktan çekilmesi üzerine tek aday olarak seçime giren Vefa Küçük, oybirliğiyle, Fenerbahçe Spor Kulübü Yüksek Divan Kurulu Başkanlığı na seçildi. Vefa Küçük ve Başkanlık Divanı, bu görevlerini 15 Nisan 2015 tarihine kadar yürütecek Seçimlerden sonra bir teşekkür konuşması yapan Vefa Küçük, "Oylarınızla ve teveccühlerinizle bu teşekkür konuşmasını yapma şansını bana verdiğiniz için hepinize teşekkür ediyorum." diyerek, şunları söyledi: "Büyük çoğunluğun ve kulüp başkanın teklif ve teveccühleriyle aday oldum ve başkanlığa seçildim. Yüksel Günay ın hizmetlerini hepimiz biliyoruz. Bizler fani, Fenerbahçe ise bakidir. Bu göreve bunun için seçildim. İnşallah Nisan ayına kadar Yüksek Divanı biz yöneteceğiz. Ben Sayın : 9 KALEM MUHTELİF KOVA VE ATAŞMAN (QUICK COUPLER) ALIMI Ayrıntılı bilgiye EKAP'ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. : Eski Havaalanı Caddesi No:29 Balatçık-İZMİR adresindeki İZSU Dereler Bakım ve Körfez Tarama Şube Müdürlüğü : Sözleşmenin imzalanmasına müteakip 30 takvim günü. c)teslim tarihi 3- İhalenin a)yapılacağı yer : Cumhuriyet Bulvarı No:16 K: KONAK İZMİR b)tarihi ve saati : :30 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odası belgesi; Gerçek kişi olması halinde, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, ilgisine göre Ticaret ve/veya Sanayi Odasına ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odasına kayıtlı olduğunu gösterir belge, Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren imza beyannamesi veya imza sirküleri; Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat İhale konusu alımın tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: Kapasite raporuna ilişkin belgeler: İhale konusu ürün miktarlarının 1 ay içerisinde üretebileceğini gösteren kapasite raporu 5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir. 7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 20 TRY (Türk Lirası) karşılığı Cumhuriyet Bulvarı No:16 K: KONAK İZMİR adresinden satın alınabilir İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar Genel Evrak Şefliği Cumhuriyet Bulvarı No: K:Z KONAK İZMİR adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, mal kalem-kalemleri için teklif birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu, üzerine ihale yapılan istekliyle her bir mal kalemi miktarı ile bu mal kalemleri için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir. 10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3'ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 90 (doksan) takvim günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. Resmi İlanlar: de Aziz Yıldırım la aynı anda kulübe geldim. Üyelik numaralarımız art ardadır. Metin Aşık döneminde aynı yönetimde yer aldık. Daha sonra başkanlık yarışında bulunduk. Fenerbahçe nin gelişmesi, birlik ve beraberliğimiz sayesinde şimdi Başkan orada oturacak, ben de burada oturacağım. Bundan büyük mutluluk olmaz. Kulübümüzün daha başarılı olması konusunda bizler danışma ve tavsiye organı olarak yönetimimize destek olacağız. Tavsiyelerde bulunmak görevi hepimizindir. Biz sizleri temsil ediyoruz. Dayanışma içinde kulübümüzü başarılara, daha da başarılara götürmeye katkımız olacaktır. Hepinize çok teşekkür ediyorum. Benim için çok onurlu bir görev tevdi ettiniz, sağ olun." (CİHAN) Sondakika 20/7 Basın: 8201

15 SAYFA 16 Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e, KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu tarafından KKTC'nin en yüksek nişanı olan "Devlet Nişanı" tevcih edildi. Cumhurbaşkanı Gül ve KKTC Cumhurbaşkanı Eroğlu, Cumhurbaşkanlığı'ndaki resmi karşılama töreninin ardından yaklaşık bir saat süren baş başa görüşme gerçekleştirdi. Basına kapalı görüşmenin ardından nişan tevcih töreni için toplantı salonuna geçildi. Gül'ün biyografisinin okunmasıyla başlayan törende KKTC Cumhurbaşkanı Eroğlu, Cumhurbaşkanı Gül'e nişan rozetini ve beratını takdim etti. Cumhurbaşkanı Gül, buradaki konuşmasına, devlet nişanının kendisine verilmesinden dolayı teşekkür ederek başladı. "Siyasi hayatım boyunca yakından takip ettiğim milli davamız ve KKTC'nin geldiği noktayı simgeleyen bu nişanı taşımak benim için emsalsiz kıvanç kaynağı olacaktır" diyen Gül, törenin Barış ve Özgürlük Bayramı'nı Kıbrıslı Türklerle kutlamak üzere KKTC'yi ziyaretine denk gelmesinin mutlu bir rastlantı olduğunu ifade etti. Yarım asrı aşan hak ve eşitlik mücadelesinde Kıbrıs Türk halkının nice zorluklara rağmen toplumsal varlığını korumakla kalmadığını, kendi devletini kurduğunu ve sahip çıktığını söyleyen Gül, "Bugün 30'uncu yılını geride bırakan KKTC, demokrasisi, hukuk düzeni ve tüm kurumlarıyla örnek teşkil eden bir devlettir. KKTC'nin kalkınmasında özellikle son 10 yılda kaydedilen başarı da takdire şayandır. Uluslararası toplumun verilen tüm sözlere karşın halen haksız şekilde uyguladığı kısıtlamalara rağmen, genç bir ülke olan KKTC'nin bu kadar kısa sürede ulaştığı gelişmişlik seviyesi hepimiz için gurur kaynağıdır. Bizi bu noktaya getiren fikir ve gönül birliğimiz ile milli davaya olan inancımızı sürdürdüğümüz müddetçe önümüzdeki dönemde de ortak hedeflere ulaşacağımıza inanıyorum. Başarıya ulaşmak konusundaki irade ve inancımız da tamdır. Bu vesileyle, ana vatan ve garantör olarak her koşulda Kıbrıs Türkünün yanında olmaya devam edeceğimizi, ahdi ve tarihi yükümlülüklerimizi kararlılıkla yerine getirmeyi sürdüreceğimizi bir kez daha vurgulamak isterim. Türk milletinin ayrılmaz bir parçasını teşkil eden Kıbrıslı Türk kardeşlerimiz, Türkiye'nin güvence ve desteğiyle bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da huzur ve refah içinde yaşamaya devam edeceklerdir." Cumhurbaşkanı Gül, "KKTC Devlet Nişanı"nı büyük bir onurla taşıyacağını belirterek, sözlerini tamamladı. "Türkiye, kendisini Kıbrıs'tan koparacak oyunlara geçit vermemektedir" KKTC Cumhurbaşkanı Eroğlu da törendeki konuşmasında, KKTC'nin en yüksek nişanı olan "Devlet Nişanı"nı Gül'e takdim etmekten onur duyduğunu belirtti. Cumhurbaşkanı Gül gibi kendisinin de baba tarafından Kayserili olduğunu, dolayısıyla hemşehri sayıldıklarını söyleyen Eroğlu, Kayseri'de çıkan bir dergide "İki kardeş cumhuriyet, iki Kayserili cumhurbaşkanı" yazıldığını, kendisinin de bunu çok hoş karşıladığını belirtti. Eroğlu, "Kıbrıs Türklerinin geldiği yer bellidir, hepimizin uzandığı yer Anadolu'dur. Kök bir, dil bir, din bir. Sevinçte, tasada beraberiz" dedi. Eroğlu, devlet nişanının, görev aldığı hükümetlerdeki icraatlarında ve cumhurbaşkanlığı döneminde KKTC ile ana vatan Türkiye arasında, kardeşlik ve dostlukla sürdürülen ilişkilerin gelişmesi için çaba gösteren Gül'e, KKTC halkının en kalbi teşekkürünün ifadesi olarak takdim edildiğini vurguladı. Kıbrıs sorununun, Türkiye Cumhuriyeti'nin en haklı olduğu meselelerin başında geldiğine işaret eden Eroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kıbrıs, herkes için önemli olabilir ama en fazla Kıbrıs Türkleri ve Türkiye için önemlidir. Kıbrıs'a ekonomik ve stratejik olarak tüm ülkeler ilgi gösterirken Türkiye'nin Kıbrıs'tan uzak durmasını talep etmek iyi niyetle bağdaşmaz. Kaldı ki Kıbrıs'ta asırlara dayanan bir Türk varlığı söz konusudur. Kaldı ki çok insani, çok barışçı bir tutumla, yıllar süren bir mücadele sonucu kurulan KKTC devleti ve halkı Türkiye Cumhuriyeti'nin etkin güvencesi altındadır. Memnuniyetle görüyoruz ki ana vatan Türkiye, Kıbrıs'ta var olan gerçeklere dayalı, Kıbrıs'taki iki halkın siyasi eşitliği, ortaklığıyla kurulacak yeni bir devlet oluşturulmasını desteklerken bizleri 1974 öncesine götürecek, kendisini Kıbrıs'tan koparacak oyunlara geçit vermemektedir." "KKTC'nin kapıları Gül'e her zaman açık" Kıbrıs'ın milli bir dava olduğuna işaret eden Eroğlu, Ortadoğu'da yaşananlara değinerek, "Etrafımızda alevler yükselirken çok dikkatli olmalıyız. Herkes kendi çıkarını korurken bizler bundan asla kaçınamayız" dedi. Kıbrıs'ta bir an önce anlaşma olmasını ve Ada'nın bölge için örnek haline gelmesini istediklerini ifade eden KKTC Cumhurbaşkanı Eroğlu, "Ancak ne yazık ki Rum komşularımız bazı enerji kaynaklarına sahip olabilecekleri ve bunun kendilerine güç katacağı düşüncesinin etkisiyle uzlaşmazlıklarını daha da artırmaktadırlar" değerlendirmesini yaptı. Atatürk'ün "Yurtta barış dünyada barış" sözlerini anımsatan Eroğlu, mücadeleyi bu çerçevede sabırla sürdüreceklerini kaydetti. Eroğlu, sözlerini şöyle tamamladı: "Eminiz ki Sayın Cumhurbaşkanı Gül, bundan sonra da hangi görevde bulunurlarsa bulunsunlar, ülkeye, millete hizmet etmeye devam edeceklerdir. KKTC'nin kapıları Sayın Cumhurbaşkanı Gül'e her zaman açıktır, açık olmaya da devam edecektir. Lütfen burayı kendi ülkeleri gibi görsünler diyoruz." Tören, Cumhurbaşkanı Gül ve Eroğlu'nun fotoğraf çektirmesiyle sona erdi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "Bütün arzumuz tabi ki Ortadoğu'da da kalıcı barışın tesisi. Son günlerde yaşanan büyük dramı, acıyı, trajediyi görmezden gelemeyiz. Filistin halkıyla olan dayanışmamız, bu saldırıların, bu can kayıplarının bir an önce bir ateşkesin sağlanması konusunda Türkiye olarak elimizden geleni yapıyoruz" dedi. Gül, KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile düzenlediği ortak basın toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. KKTC'li bir gazetecinin "Gazze meselesinin ardından Başbakan Erdoğan, İsrail ile nihai bir çözümün kendisi var olduğu sürece sıkıntılı olduğunu ifade etti. İsrail - Türkiye ilişkilerinin bozulması, Kıbrıs'ta yeni çözüm senaryolarını sizce nasıl etkilemiş olabilir?" sorusu üzerine, İsrail'in, Kıbrıs meselesinin bir tarafı olmadığına işaret etti. Ortadoğu meselesinin Kıbrıs ile ayrı bir konu olduğunu vurgulayan Gül, "Bütün arzumuz tabi ki Ortadoğu'da da kalıcı barışın tesisi. Son günlerde yaşanan büyük dramı, acıyı, trajediyi görmezden gelemeyiz. Filistin halkıyla olan dayanışmamız, bu saldırıların, bu can kayıplarının bir an önce bir ateşkesin sağlanması konusunda Türkiye olarak elimizden geleni yapıyoruz" dedi. Doğu Akdeniz'de ve Kıbrıs'ta barış ve huzur önemine işaret eden Gül, "Doğu Akdeniz'de barış, huzur sağlanırsa, Ada'da kalıcı bir uzlaşma sağlanırsa bütün Akdeniz'in, Doğu Akdeniz'in enerji kaynaklarının Türkiye üzerinden dünyaya dağıtılması en fizıbil olan projedir. Dolayısıyla bu açıdan baktığımızda Ada'daki bir kalıcı barış sadece Ada'da yaşayan Türk ve Rum tarafı için değil, bütün çevre için refaha ve olumlu gelişmelere katkı sağlayacaktır" diye konuştu. Kıbrıs'taki müzakere sürecinin başarıyla tamamlanmasını samimi olarak arzu ettiklerini, uluslararası camiada KKTC Cumhurbaşkanı Eroğlu'nun buna karşı gibi algılandığını dile getiren Cumhurbaşkanı Gül, Eroğlu'nun kararlılık ve Kıbrıs halkının, Meclis'inin, hükümetinin desteğiyle müzakereleri samimi bir şekilde, kabul edilebilir bir barış tesis etmek için canlı tuttuğunu ve bunun da bütün dünya tarafından görüldüğünü belirtti. ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden'in, KKTC ziyaretinin çok önemli bir gelişme olduğunu, daha önce bu tip ziyaretlerin yapılmadığını vurgulayan Gül, ABD'nin Kıbrıs'taki müzakere sürecine olumlu katkı veriyor olmasını da takdirle karşıladığını söyledi. "Ümit ederiz ki daha önce olduğu gibi arkası açık bir müzakere süreci olmaz" "Ümit ederiz ki daha önce olduğu gibi arkası açık bir müzakere süreci olmaz" diyen Gül, Eroğlu'nun da bir yol haritası ortaya koyduğunu, kimse kimseyi suçlamadan, ortak çıkarı gözeterek, barışın tesis edilerek, kalıcı olabilmesi için Birleşmiş Milletler parametreleri çerçevesinde bir uzlaşmaya varılmasını ümit ettiğini kaydetti. Cumhurbaşkanı Gül, Kıbrıs'taki müzakerelerin sonuç vermemesi halinde alternatif çözüm önerileri ve Türkiye'nin İsrail ile askeri ve ticari ilişkilerinin hangi noktada olduğuna dair sorulara da şöyle yanıt verdi: "Kalıcı bir barışın sağlanması için müzakereleri ne kadar desteklediğimizi ve bunun netice vermesi için ne kadar büyük bir samimi arzu içinde olduğumuzu ifade ettim, orada bir tereddüttün olmamasını isterim, bütün arzumuz bu. Ayrıca 2004 yılında gerek Türkiye Cumhuriyeti'nin gerekse Kıbrıs Türk halkının BM ve AB'nin barış planına nasıl destek verdiğini, nasıl 'evet' dediğini bütün dünyaya gösterdik. 50 senelik ihtilafın bir 50 sene daha gitmesini her halde hiç kimse arzu edemez, bu gerçekçi değil. Onun için eğer şayet böyle bir çözümden yana değilinse, böyle bir yol taktik olarak devam ettiriliyor ve samimi olarak arzu edilmiyor gibi bir durum söz konusu olursa o zaman tabi ki diğer alternatifin müzakere edilerek yine uluslararası hukuk, camia içerisinde bunun gerçekleşmesi mümkündür, dünyanın başka yerlerinde olmuştur. İsrail'in saldırılarını sadece Sayın Erdoğan değil, bütün Türk halkı, herkes, hepimiz kınıyor, bunun bir an önce durdurulmasını herkes istiyor. Orada da bir barış vizyonumuz var, orada da 2 devletli bir çözümü destekliyoruz. Filistin halkının ve İsrail'in yan yana yaşayabileceği bir düzenin kurulmasını... Bunun için vaktiyle çok çabalar da gösterdik, ama İsrail'in bu son saldırıları bütün dünyanın gözü önünde çocukları, kadınları, sivil insanları bu şekilde acımasızca, hukuk tanımadan öldürmesi bu vizyonu da tehlikeye atıyor. Bunların bütün dünya tarafından görülmesi de bizim en büyük arzumuzdur." Cumhurbaşkanı Gül, KKTC ziyaretinin siyaseten Kıbrıs Türk halkına bir veda olup olmadığı sorusu üzerine, Türkiye'de de veda ziyaretleri yaptığını, bazı sivil toplum kuruluşlarıyla bir araya geldiğinde onlara da 20 Temmuz 2014 Pazar Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "Ana vatan ve garantör olarak her koşulda Kıbrıs Türkünün yanında olmaya devam edeceğimizi, ahdi ve tarihi yükümlülüklerimizi kararlılıkla yerine getirmeyi sürdüreceğimizi bir kez daha vurgulamak isterim" dedi Kıbrıs Türkünün yanında olmaya devam edeceğiz! veda ettiğini, başka veda ziyaretleri de olacağını söyledi. Gül, "Cumhurbaşkanı olarak tabi ki Kıbrıs Türk halkına da veda ediyorum, ama daima Kıbrıs Türk halkıyla dayanışmam her halükarda, nerede, nasıl, hangi pozisyonda, nerede, nasıl olursam olayım muhakkak ki bu milli davamızı takibe ve bu dayanışmayı her zaman göstereceğim" dedi. -"Uluslararası toplumun en tartışmalı konularından birisi" Gül, uluslararası toplumun Kıbrıs konusuna ilişkin tutumuna yönelik soruyu yanıtlarken de Kıbrıs meselesinin uluslararası toplumun en tartışmalı konularından birisi olduğunu vurguladı. Konunun, Birleşmiş Milletler'de de her sene görüşüldüğünü, zaman zaman çok sıcak konu olduğunu ifade eden Gül, şöyle konuştu: "Bizim bütün arzumuz şu, realist davranmak. 50 yıl bir problem bu şekilde devam edemez. Bugün adada ateşkes hukukuna göre bir sükunet var. Öyle değil mi? Yani bir anlaşma yok. 40 yıldır sadece ateşkes hukukuna dayanan bir beraber yaşama söz konusu olur mu? Fiili olarak, defakto olarak olan şey bu. Bunu şüphesiz ki dünyada söz sahibi olan, Güvenlik Konseyinin daimi üyesi olan ülkeler de bütün bu gerçekleri hep göreceklerdir, konuşulacaktır, tartışılacaktır. Onun için zaten 2004 yılında BM planına hep beraber destek verdiler, onun için AB hep beraber destek verdi o zaman. Ümit ediyoruz ki yine böyle bir konjonktür oluşur, müzakereler neticesinde olumlu bir noktaya gelinir, arkası açık tutulmaz, belli parametreler çerçevesi içerisinde anlaşılır. Her iki taraf uzlaştığı noktaları uzlaşırlar, uzlaşamadıkları boşluğu yine gerekirse BM'ye verilir, BM o boşluğu doldurur ondan sonra eş zamanlı tekrar referanduma gidilir. Bundan daha mantıklı, bundan daha çok herkesi ikna edecek bir öneri söz konusu olabilir mi? Yeter ki bu kararlılığımızı devam ettirelim." "Kıbrıs'taki uzun zamandır devam eden sorunun çözümü açısından tek bir şey yapılması gerekirse bu ne olur" şeklindeki soruya karşılık Gül, KKTC'nin "evet" dediği konuların kendileri için de geçerli olduğunu söyledi. Gül, KKTC ve Güney Kıbrıs Rum Kesimi ile garantör ülkeler arasında çapraz görüşme yapılması konusuna ilişkin soruyu da şöyle yanıtladı: "Görüşmelerin teknik tarafına girmek istemem. Onu Hariciyemiz ve heyetlerin içerisinde olan arkadaşlarımız verdiğimiz istikamette devam ettiriyorlar. Önemli olan şey şu, bir sene önce bu çapraz ziyaretlerin yapılabileceği bile düşünülemezdi. Kıbrıs Türklerinin temsilcisinin Atina'ya, Kıbrıs Rumlarının temsilcisinin Ankara'ya, bu bir iki sene önce bile düşünülemezdi." (AA) 'İşsizliğin sebebi yatırım azlığı ve devlet teşviklerinin yetersizliği' Yaşar Üniversitesi Ekonomi Bölümü Başkanı Doç. Dr. Umut Halaç, İzmir deki işsizliğin sebeplerinin başında yatırımların azlığı ve ilgili yatırım alanlarındaki devlet teşviklerinin yetersizliği olduğunu söyledi. İldeki işsizlik oranlarını tahlil eden Halaç, Türkiye genelinde kadınların işgücüne katılım oranın yüksek olduğunu ancak İzmir deki eğitim almış kadınların işsizlik oranlarının, aynı eğitimi alan erkeklere göre çok daha yüksek olduğuna dikkat çekti. Doç. Dr. Halaç, yaptığı açıklamada, 2013 yılında eğitimli erkeklerin işsizlik oranı yüzde 8,9 ken kadınların işsizlik oranı yüzde 18,8. İzmir de istihdam sağlayan yatırımların azlığıyla birlikte istihdamda cinsiyet ayrımının yaşandığı da açıkça ortada. İlginç olan, eğitim seviyesi düştükçe kadınlarla erkekler arasındaki işsizlik oranlarının farkı azalıyor; hattâ okuma yazma bilmeyen kadınların işsizlik oranı, aynı eğitim düzeyine sahip olan erkeklerden daha düşük. İzmir, eğitim seviyesi yükselen kadının istihdam açısından cezalandırıldığı nadir şehirlerden. dedi. Halaç'ın araştırmasına göre 2011 de ülke geneli işsizlik oranı yüzde 9,8 olurken İzmir, yüzde 14,7 ile en yüksek işsizliğin bulunduğu ikinci şehir oldu de işsizlik oranı yüzde 9,2 olarak gerçekleşirken İzmir de yüzde 14,8 ile yine yükseldi te ise Türkiye genelinde işsizlik yüzde 9,7 ye, İzmir de yüzde 15,4 e yükseldi yılı il il işsizlik rakamlarına göre İzmir, yüzde 15,4 ile ilk 10 da Batman, Mardin, Siirt, Şırnak, Diyarbakır ve Şanlıurfa nın ardından yedinci sırada yer aldı. Üç büyük il içinde en çok işsizlik oranına sahip şehir İzmir oldu. İzmir i yüzde 11,2 lik işsizlik oranı ile 14. sırada İstanbul, yüzde 10,9 luk işsizlik oranı ile 17. sırada Ankara takip etti. Artan oranlar, tartışmaları da beraberinde getirdi. İzmir'de işsizlik oranlarının ülke genelinin üzerinde olmasının, işgücüne katılım oranının ülke ortalamasından daha yüksek olmasından kaynaklandığı, iş arayan nüfusun önemli bir bölümününse kamu ya da ofis ortamında çalışma talebinde bulunmasının oranları arttırdığı kaydedildi. Umut Halaç, 2013 yılı TÜİK rakamlarına göre İzmir de, yükseköğrenim almış erkeklerin işsizlik oranı yüzde 8,9 ken yükseköğrenim almış kadınların işsizlik oranı, iki katını bile geçen yüzde 18,8. Bu tablo, son 10 yıl için de geçerli. Bu durumda İzmir deki yükseköğrenim almış kadınlar arasındaki işsizliğin yüksek olduğunu, işverenlerin yönetici pozisyonundaki işlere daha çok erkek adayları uygun gördüklerini rahatlıkla söyleyebiliriz. Olumsuz tablo, üretimde kullanılacak ara elemanların yetiştirildiği lise ve dengi meslek okulu düzeyinde daha da keskinleşiyor yılında meslek okulu mezunu erkekler arasındaki işsizlik oranı yüzde 12,9 ken aynı eğitim seviyesine sahip kadınlar arasında yüzde 29,6. şeklinde konuştu. 'YÜKSEK KATMA DEĞERLİ ÜRÜN ÜRETMEK ŞART' Doç Dr. Umut Halaç, İzmir in işsizlik meselesinin, her yıl TÜİK raporlarından sonra konuşulup herhangi bir çözüm planı oluşturulmadan unutulduğunu ifade etti: Genelde İzmir deki işsizlik sorunun nedeni hakkındaki saptamalar, üç ana konu çevresinde toplanıyor. İzmir deki işgücüne katılım oranlarının diğer şehirlere göre yüksek olması, net göç alan bir şehir olması ve istihdam yaratan yatırımların azlığıyla bu konudaki devlet teşviklerinin yetersiz oluşu. Bahsedilen üç saptama da doğru. Özelikle üzerinde durulması gereken konu, İzmir deki yatırımların azlığı ve ilgili yatırım alanlarındaki devlet teşviklerinin yetersizliği. Rekabetçi dünya koşullarında ülkelerin ve bölgelerin, kaynaklarına uygun yatırımları yapması ve bu yatırımların devlet tarafından desteklenmesi gerekliliği ortada. Bu yatırımların da yüksek katma değer sağlayan ürünler üretmeye yönelik olması gerekiyor. (CİHAN)