el- Ubeysî, Abdulhamid Muhammed, el-belâgatu Zevkun ve Menhecun, Matba at-u Hassân, Kahire, 1985, s. 3. 2

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "el- Ubeysî, Abdulhamid Muhammed, el-belâgatu Zevkun ve Menhecun, Matba at-u Hassân, Kahire, 1985, s. 3. 2"

Transkript

1 ARAPLARDA İLK BELAGAT KIVILCIMLARI Doç. Dr. Mustafa KIRKIZ Bingöl Üniversitesi Özet Araplarda ilk belagat kıvılcımları, peygamber (s.a.v.) döneminden yaklaşık yüz elli sene önce inşâd edilen şiirlerde, kasidelerde ve hutbelerde görülmektedir. Arap yarımadasının coğrafi, siyasi ve sosyal yapılarının sonucu olarak oluşan edebî ve psikolojik atmosfer, belagatin ortaya çıkışında öncül neden olarak kabul edilebilir. Bu dönemde ortaya çıkan belagât yapısının yedi askı (Mu allekât-ı Seb a) olarak bilinen o döneme ait kasidelerden hareketle doğal ve zevki bir niteliğe sahip olduğunu söyleyebiliriz. Bu bağlamda o dönemin zevk-i belagati, Kur ân-ı Kerîm, Hadis ve edebî yapıtlar için teknik bir esas teşkil etmektedir. Dolayısıyla cahiliye döneminde ortaya çıkan bu zevk-i yapıtların sonraki belagat çalışmalarında önemli bir ölçüt olarak kabul edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Arap, Belagat, İnşâd, Mu'âllakât, Cahiliye ve Arap Dili Genellikle ilimler, yazıya dökülmeden önce uzun süre sözlü olarak nesiller arası geçişle gelişme sürecini tamamlamışlardır. Zira ister sosyal ister fen ilimlerin kemale ermeleri için farklı merhaleler geçirdikten sonra bilimsel bir sisteme kavuşmuşlardır. Bu süreç, bazen kısa bazen yüzlerce sene toplum hayatında aktif olarak kullanıldıktan ve çeşitli tecrübelerden geçmelerinden sonra, belli düzeye ulaşılabilmiştir. Cahiliye edebiyat tarihi üzerinde çalışma yapan alimler, yedi askı olarak bilinen Mu allekâti s-seb a nın belirli bir olgunluğa ulaşması için uzun bir edebî tecrübeden sonra gerçekleşmiştir Belâgatin oluşumunda en etkili ve en önemli olgularından biri icaz ve ihtisardır. Onlar gündelik konuşmalar dâhil olmak üzere zihinlerinde yer alan manaları ifade ederken en kısa yolla nasıl dillendireceklerine çok dikkat ederlerdi. Onlar ifadelerin kısa ve özlü olmasına önem vermekle birlikte ibarelerin içeriklerine değer verirlerdi. Cümle kuruluşunda sadece kelime ve cümlenin anlamlarına değil, aynı zamanda işaret ve delaletlerini de göz önünde bulunduruyorlardı. Dolayısıyla ibarelerindeki icaz ve ihtisarın rastgele olmayıp, onun etraflı anlam, yapı, işaret ve delaletlerinin de itibara alındığı unutulmamalıdır. 2 Nitekim yukarıda geçen cümle düzenin ortaya çıkışını iki nedene bağlamak mümkündür. Birincisi bu konuda uzman olan ve bilen kişilerin sürekli bu ifadeleri kontrol altında tutarak zaman zaman lehinde veya aleyhinde şahitlikte bulunmalarıdır. İkincisine gelince de konuların yukarıda anlatıldığı şekilde yorumlanmasıdır. Bir alanın çerçevesi tam olarak çizilmeden onda icaz ve ihtisarın varlığında hüküm vermek doğru değildir. Bundan yola çıkarak Arap dilinin icaz bir anlatıma sahip olmadan önce aktif hayata başladığını ve bu şekilde uzun bir müddet devam ettiğini söylemek yerinde olacaktır. Aksi takdirde Arap dilinin başlangıçtan itibaren çok güzel 1 el- Ubeysî, Abdulhamid Muhammed, el-belâgatu Zevkun ve Menhecun, Matba at-u Hassân, Kahire, 1985, s Mustafa Kırkız, Arap Belâgat İlminin Tarihi ve Gelişim Aşamaları, Beyan Yay., İstanbul 2014, s.17.

2 işlendiğini iddia etmek doğru olmayacağı kanaatindeyiz. Onlar ihtiyaçlarına göre yeri gelince itnab ve müsavat ve yeri gelince de icaza başvurmuşlardır. Dolayısıyla bu dilin başlangıç noktası icaz ve ihtisarla olmamıştır. Araplar Cahiliye döneminde zengin bir edebî servete sahip olduğu o dönemin şiirlerinden açıkça anlaşılmaktadır. Mu allekâti s-sab a da Cahiliye döneminden kalan çok önemli edebî bir hazinedir. Zira bu eser onların kabileler bazında yetiştirdiği şairlerin verimidir. 3 Bu perspektiften meseleye bakıldığında bölgede her asırda en az iki yüz, üç yüz şair yetişmiştir. Ancak Yarımadada olan savaş ve kıtlıklar hareketliliği, söz konusu edebiyatın büyük bir kısmının yok olmasına sebep olmuştur. Bu konuda en eski şair olarak bilinen İmru u l-kays, bir şiirinde geçmişte yaşamış olan bir şairin psikolojisinden bahsederken şöyle terennüm etmektedir. (Kâmil): ع وج ا ع لى ال ط ل ل ال م ح يل ل ع ل ن ا ن ب ك ي الد ي ار ك م ا ب ك ى اب ن ح ز ام Dönüşerek çürümüş olan kalıntıların üzerinde durun. Umulur ki, İbn Hazâm ın ağladığı gibi biz de evlerin (kalıntıları) üzerinde ağlarız. 4 İbn Hazâm ın hakkında kesin bir bili bulunmamaktadır. Hakkında farklı yorumlarda bulunulmuştur. Hatta ismi bazılarınca Humam bazılarınca Hazamé noktalı h ile telaffuz edilmiştir. 5 Zira onlara yakın bir zaman diliminde yaşayan bir şairin ismi üzerine bu kadar ihtilafa gidilmemesi öngörülür. Dolayısıyla söz konusu şairin yaşadığı dönemi tahmin edilenden daha eski olduğunu söylemek mümkündür. Arap Belagatinin Ortaya Çıkışı Cahiliyede bu gün edebi tahlile dayalı olarak kabul gören kaside sahibi birçok şairin yetiştiği tarih sayfalarında geçmektedir. O dönemin şiir verileri, henüz tespit edilmemiş bir sanat hazinesinin imasında bulunan zevki belâgatin gerçeğini yansıtmaktaydı. Bu da özellikle belâgat muhtevasıyla zirveye çıkan yedi şairin kasidelerinde müphem de olsa birçok sanat yer almıştır. Daha sonra bu sanatlarla ilgili kavramlar ve tanımlar ortaya konurken onların şiirlerinin delil olarak kullanılması büyük bir kesim tarafından kabul görmüştür. Tasvir ve çekiciliğiyle epey zengin olduğu kasidelerin, cahiliye döneminde olduğu gibi İslami dönemde de edebi zevke sahip olan insanların ilgi ve alakalarını uyandırmıştır. Onların şiirlerinde sağlam bir nazmın yanında kinaye, teşbih, mecaz ve bedi in çeşitlerine doğal olarak yer verildiği görülmektedir. 6 Bunun yanında Yedi Askı sahibi şairlerin farklı belâgat zevki ve sanat dalında zirveye çıktıkları ve diğer edebî sanatlarda mahir olmadıkları dile getirilmektedir. Bu bağlamda İmru u l-kays in teşbih sanatında paha biçilmez eserlere sahip olduğu söylenmektedir. Konuyla ilgili İbn Reşik şöyle iddia etmektedir: Eleştirmenler, değişik açılardan şairleri değerlendirmişler: Onlara göre şairler kabiliyetleri açısında üçe ayrılır: Cahilî, İslamî ve muvelled onlara göre; el- Ubeysî, Abdulhamid, a.g.e.,s İmru u l-kays, Dîvânu İmri i l-kays (şrh., Abdurrahman el-mustâvî), Dâru l-marife, Beyrût, 2004, s.151; İbn Kuteybe, Ebû Muhammed Abdillahb. Muslim, Edebu l-katib (thk. Muhammed Muhyuddin Abdulhamid), el-mektebetu t-ticâriyye, Mısır, 1963, s. 243; el-câhız, Ebû Osman, Amr el-hayavân (thk. Abdusselam Muhammed Harûn), Dâru l-cîl, Beyrût, 1996, c. 2, s el-murtad, Abdulmelik, es-sab u l-mu allakât (Mukarebetun Simâiyetun/ Anterpolojiyetun li - Nusûsiha), İttihâddu l-kuttâbi l-arab, 1998, s el- Ubeysî, a.g.e., s. 4.

3 Cahiliyeden İmru u l-kays, İslamiden Zu r-rumme ve müvelled ise İbnu l-mu tezz dir. 7 Yukarıdaki geçen sınıflandırma, cahiliye döneminden geriye kalan edebi eserlerin farkındalığından ortaya çıktığı söylemek mümkündür. Zira bazıları teşbihi benimsedikleri için birinci grubu tercih ederken, bazıları cümlelerin akıcılığı bağlamında tercihte bulunmuştur. Diğeri ise aynı sanatta kalitenin anlatım becerisini göz önünde bulundurarak ilgili şairleri seçmişlerdir. Nitekim eleştirmenler, Arap şiirine ilişkin yorumlarını kendi kültürel aşinalığına göre ortaya çıktığı görülmektedir. Şiir belâgatın temelini oluşturduğuna göre, belâgat bağlamında yapılan eleştiri ve yorumların zamana göre farklı yorumlanması doğaldır. Dolayısıyla akla dayalı zevk-î belâgat, onların yetiştiği kültüre ve çevreye uygun olduğundan eserlerinde daima kendini belirtmiştir. Cahiliye Döneminin edebî verilerinin oluşumu çok önceden başlamış olup V ve VI. yüzyıllarında zirveye ulaşmıştır. Belâgatın esasını oluşturan ilk kıvılcımlar bu dönemin şiir ve nesirlerinde ortaya çıkarak daha sonra bu ilmin temelini meydana getiren kaide ve kurallar için örnek kabul edilmiştir. Zira o asırlarda yaşayan Arap toplumu çöl hayatıyla birleşerek edebi kültürü barındıran adet ve yaşama sahip olmuştu. Dönemin şair ve hatipleri, bölgede yapıla gelen panayır ve festivallerde inşâd ettikleri şiir ve nesirlerle boy göstererek varlıklarını kabul ettirmeye çabalıyorlardı. Bu nedenle onların edebi verileri en üst düzeyde toplumda yeşeren zevki belâgati temsil etmeye adaydı. İşte bu meyanda ün yapan şair, hatip ve nasirler aylar veya senelerce doğal bir zevkle hazırlayıp üzerinde denemelerde bulundukları, kaside ve hutbeleri birbirine karşı meydan okuyarak toplumun huzurunda hakemlere arz ediyorlardı. 8 Toplumda saygınlığı olan kral, kabile reisi ve zengin insanların bir veya birkaç şairi bulundurmaya yeltenmekteydi. Bölgede asırlar önce kılıç savaşları kabile ve toplumun konumunu belirlerken, VI. yüzyılında özellikle okunan şiir ve hutbelerin etkisiyle savaşların yerine barış hâkim olmaya başladı. Bu barış ortamını daha fazla devam etmeleri için edebi konuları ince işlemelerle topluma hitap etmeye çalışıyorlardı. Dolayısıyla belâgatin sanatsal yapısı günbegün yayılıyor ve fazlalaşıyordu. Bu da bir gerçektir ki, Cahiliye Döneminin olaylarını yorumlayan şairler, söyledikleri şiir ve irat ettikleri hutbelerin gelecekte dilsel delil olacağından haberleri yoktu. 9 Bizce söz konusu kaside ve hutbelerin doğal bir zevke sahip olmalarının ana nedeni de bu olmalıdır. Cahiliye Dönemini, İslam için bir hazırlık dönemi olarak görmek daha doğru olacağını düşünmekteyiz. Dönemin şair ve hatipleri, yaşadıkları asrı ileride mücadele etmek zorunda kalacakları Kur ân ın gelişi için bir edebi hazırlık ortaya koymak üzere farkında olmadan yarışıyorlardı. Tabi ki, görünürde böyle bir amacın ortada emare ve delili bulunmamaktaydı. Dolayısıyla o asrın insanları, farkında olmadan uzun bir zaman Kur ân ın nüzulü için edebî bir ortamın oluşmasına zemin hazırladığını söylemek mümkündür. Aynı zamanda onların kendi aralarında belâgat ve edebî üslupları ikna nedeni şeklinde kullanmaları önemli bir delil olduğunu düşüncesindeyiz. Şayet şiir ve hitabet için yapılan hazırlığın aynısı askeri alanda yapılsaydı, onların yenilmeleri çok daha zor olacaktı. Bundan yola çıkarak onlar aklı edebiyatı kılıç ve kalkanlara tercih ederek belâgat yolun hızlı adımlarla yürüyüp İslam'ın gelişinden önce ona zemin hazırladılar. Bilindiği üzere şairlerin geneli savaşa değil barışa taraftırlar. Zira onlar diğer İbn Reşîk, Ebû Ali Hasan el-kayravânî, el-umde fi-mehasini ş-şiiri ve Âdâbihi ve Nakdih (thk. Muhammed Muhyiddin Abdulhamid), Dâru l-cîl, Beyrût, 1981, c.1, s Kırkız, a.g.e., s Kırkız, a.g.e., s. 23.

4 insanlara oranla daha fazla dünya lezzetlerini seviyorlar. Binaen aleyh İmru u l-kays ın hayatına bakıldığında babası kral olmasına rağmen kendisinin riyaset ve devletten haberi olmayan biri olduğu görülür. 10 O, babasının tahttan indirilip öldürülmesinden sonra dünya sarhoşluğundan ayılır ve devleti yeniden kurma sevdasına girer; ancak son çırpınışın fayda vermediğini bilinen bir gerçektir. 11 Bundan yola çıkarak yukarıdaki tezimizin doğru olduğunu söylemek yerinde olacaktır. Çünkü söz konusu şair ne zaman barışı ve özgürlüğü bırakıp savaş meydanına çıktıysa, içindeki şiir kabiliyeti bittiği gibi hayatı da sona ermiştir. Kur ân ın nüzulünden önce, Yarım adanın ünlü şair ve hatipleri daha önce yetişmiş hocaların dizleri önünde edebî konularda muaraza yapabilecek seviyeye ulaşmışlardı. Buna rağmen Kur ân nazil olduktan sonra onların büyük çoğunluğu muaraza meydanından çekilmişlerdir. Onlardan birkaç şair edebi yönleriyle karşı koymaya teşebbüs etmiş olsalar da kısa bir zaman için çıraları sönüp geri döndüler. Cahiliyenin ilk günlerinde zevke dayalı olarak ortaya çıkan belâgat, olgunlaşma yolunda uzun dönem geçiren ilim dallarından biridir. Konuyla ilgili bazı âlimler belâgatin üç gelişim aşamasından bahsetmişlerdir. Bize göre dördüncü bir aşamadan bahsetmek uygun olacaktır. Söz konusu âlimler belâgatı, Arapçanın diğer teknik ilimleriyle beraber gelişmesini ele almışlardır. Bizce bu ilmin gerçek tarihi, Cahiliyenin en eski günlerine kadar uzanmaktadır. Dönemin şair ve hatipleri arasında yapılan hakemli şiir yarışmaları en bariz delilidir. 12 Bu hakemli yarışmalar bir hayli tartışmalı geçerken, bir kısmı şairlerin alınganlık göstermeleriyle son bulmuştur. 13 Bundan yola çıkarak belâgatın zevke dayalı bir dönem geçirdiği ve bunun Hz. Peygamber den birkaç öncesine kadar gittiği söylemek mümkündür. Hz. Peygamber dönemi ve sonrasını göz önünde bulundurduğumuzda zevke dayalı evrenin bilinen zamanı yaklaşık iki yüz elli sene sürdüğü anlaşılmaktadır. Bu dönemin belâgat ilmi için çok önemli bir dönem olduğunu söylemeden geçemeyiz. Bundan yola çıkarak belâgat ilminin şu dört aşamadan geçtiği söylemek mümkündür: 1. Cahiliye Döneminde belâgat: Bu merhalede filizlenerek hakemlerin gözetiminde yapılan şiir ve hutbe yarışmalarıyla canlanarak yaşamına devam etmiştir. Söz konusu yarışmalarda kelime ve cümle içindeki düzeni göz önünde bulundurularak belâgatin çeşitli yapısı üzerinde durulmuştur. 2. Gramerle birlikteki dönemi: Belâgat bu dönemde dille ilgili kitaplarda notlar halinde ortaya konulmuştur. Kaide ve kurala bağlı kalmaksızın zevki olarak ortaya konulan bazı bilgileri temsil ediyordu. Nitekim daha sonra onların üzerine yeni bilgiler eklenerek gelişme kaydetmiştir. 3. Kur ânî ilimlerle geçirdiği dönem: Bu safhada Arapça dil tekniği ilimleri arasında varlığını göstermeye başladı. Bu süre içinde diğer ilimlerin gölgesinden çıkarak kendisine özgü kaidelerle hicri IV. yüzyıllarında müstakil bir ilim olmuştur. 4. Müstakil olarak belâgat: Hicri ikinci asırdan itibaren Arapça teknik ilimler ayrışmaya başlasa da belâgat ancak dördüncü yüzyıllara doğru bu ayrışmayı elde edebilmiştir. Böylece belâgatin teknik bir ilim olarak kendinden bahsetmesi için diğer ilimlerden daha fazla zamana ihtiyaç duymuştur ez-zevzenî, Ebû Abdillah el-huseyn b. Ahmed, Şerhu Mu ellekâti s-sab a et-tıvâl (tlk., Ömer Faruk et-tıbâ ), Dâru l-erkam, Beyrût, trs., s ez-zevzenî, a. g. e., s Kırkız, a.g.e., s Kırkız, a.g.e., s.15.

5 3. Arap Cahiliyesinde Eleştiri Sanatı ve Belâgat Dilin, Cahiliye döneminde sosyal hayat için önemli bir faktör olarak kabul edildiği ortaya koydukları etkinliklerden anlaşılmaktaydı. Zira onlara göre dili daha iyi bilen ve yerinde kullanan kişinin üstün bir nitelikte olduğuna inanıyorlardı. O dönemde yaşam, kabile etrafında şekilleniyordu. Toplumda bir kabilenin saygın olması ve etkinliğinin kabul edilmesi, sahip oldukları şair ve hatiplere bağlıydı. Ünlü bir şairin kabiledeki varlığı sadece şairin kendisini değil, aynı zamanda söz konusu kabileyi bölgede nam ve söz sahibi ederdi. Halkın bu anlayışından olsa gerek, dönemin yöneticilerinin büyük kesimi şair ve hatip olarak biliniyordu. Şayet birinci sırada yönetici olmasalardı, içinde yaşadıkları idari yapıda danışman, elçi ve yardımcılık gibi bazı görevlerde bulunuyorlardı. Dolayısıyla toplumdaki belâgatin zevki olarak öğrenme aşkı, bütün kesimleri sararak güçleri dâhilinde şiir ve hitabetle uğraşmayı sınıyorlardı. 14 O dönemin insanlarında şiir ve hitabet duygusu o kadar ilerlemişti ki, kadın ve çocuklar da şiir söylemeye yönelmişti. Keza bu düşünce onlarda o kadar ilerlemişti ki, maddi gücü olan insanların çoğu çocuklarının selikaları korunup daha güzel yetişip konuşmaları için badiye Arapları içine göndermişlerdir. Hatta Hz. Peygamber in bebekken Halime emzirmesi için verilmesinin altında yatan sebebin bu olduğunu söylemek mümkündür. 15 Dikkat edildiğinde o dönemde yaşayan halkın bakışları farklı olsa da tevarüs ettikleri kültür, ticaret kervanlarının beraber oluşu ve ortak panayırlar düzenlemeleri belâgat kabiliyet ve psikolojisi için büyük bir zemin oluşturuyordu. Bu bazen kötü sonuçlara yol açsa da aynı zamanda şiir ve belâgat, övgü ve yergi meydanında onların ilerlemesine etki yapıyordu. 16 O dönemin medarı iftiharı olan edebi şiir ve nesirleri toplumda meydana gelen farklı olaylardan ötürü gelişerek devam ediyordu. Bizce bu bölgenin o zaman dilimine yakın olarak ilahi vahye mazhar olacağı için bazen hiç beklenmedik olayların meydana gelişi edebiyatla meşgul olan insanları belâgatle alakalı yeniliklere sevk etmiştir. O dönemin edebi kabiliyete sahip olan insanların en büyük hedefi, edebi niteliğe sahip olan şiir ve nesirlerle hasımlarını yenmekti. Kur an-ı Kerim, onlardaki bu uzmanlaşmayı şöyle anlatmaktadır: و م ن الن اس م ن ي ع ج ب ك ق و ل ه ف ي ا لح يا ة الد ن يا İnsanlardan öylesi vardır ki dünya hayatına ilişkin sözleri senin hoşuna gider. 17 Ayetten Hz. Peygamberin hayrete düşebileceğini ve buna karşı uyarıldığı anlaşılmaktadır. Diğer bir ayette ise Kur ân, onların mücadelede şiddet sahibi olduğunu şöyle dile getirmektedir: وقالوا أآلهتنا خير أم هو م ا ض ر ب وه ل ك إال ج د ال ب ل ه م ق و م خ ص م و ن Bunu sadece seninle tartışmak için ortaya attılar. Şüphesiz onlar kavgacı bir toplumdur. Bizim tanrılarımız mı hayırlı, yoksa İsa mı? dediler. 18 Hz. Peygamber dönemin edebi yapıtlarında gördüğü incelik üzerine şu hakikati söylemekten kendini alamamıştır: إن م ن الش ع ر ل ح ك م ة وإن م ن ا لب يان ل س ح ر ا Mubârek, a.g.e., s es-suyûtî, Abdurrahman, el-hasâisu l-kubrâ, Dâru l-kutubi l-ilmiyye, Beyrût, 1985, s ; Mubârekfûrî, Safiyurrahman, er-rahîku l-mahtûm, Dâru l-vefâ, Mansûre, 2010, s Mubârek, a.g.e., s Bakara, 2/ Zuhruf, 43/58.

6 Doğrusu şiirin bir kısmı hikmettir, aynı şekilde beyanın bir kısmı büyüleyicidir. 19 Nitekim söz konusu halkın doğal bir şekilde edebiyatta zirveye ulaşmaları, Kur ân ın en güzel şekilde anlaşılması için çok önemli katkı sunmuştur. Cahiliye döneminde söz konusu edebiyatta zevki olarak uzmanlaşanlardan iman edenler, Kur ân ın belâgatın zirvesinde olduğunu söylemekteydiler. İman etmeyip dine ve Kuran'a karşı düşmanlıklarını ilan eden muannitler ise Kur'an'da gördükleri incelikleri dile getirmeden edemezdiler. 20 Kur ân ın onlara meydan okuması, belâgat konusunda muaraza kabiliyetlerinin olduğunu ima etmektedir. Aksi takdirde Kur ân, anlamadıkları bir konuda onlara meydan okumuş olacaktır. Böyle bir olayın Kur'an için uygun olmadığını söylemek zorundayız. Zira bazı müşrikler Kur ân'ın bazı ayetlerinde mana ve lafızlardaki insicamı gördüklerinde başlarını eğmek zorunda kalmışlardır. Örneğin; zevki belâgati iyi bilen müşriklerden birisi Hz. Muhammed'den: ف اص د ع ب م ا ت ؤ م ر و أ ع ر ض ع ن ا لم ش ر ك ين (Ya Muhammed!)Şimdi sen, sana emrolunanı açıkça ortaya koy ve Allah a ortak koşanlara aldırış etme 21 ayetini duyunca istemeden secdeye kapanmıştır. Yanında bulunan müşrikler ona Müslüman mı oldun? diye sorunca, hayır iman etmedim sadece ayetin ses ve anlam insicamındaki fesahatine secde ettim şeklinde cevap vermiştir. 22 Dolayısıyla Kur ân, Arap Yarımadasında edebî zevke sahip olan çoğunu etki altında bırakarak düşmanca tavırlarına rağmen onu duydukları anda içlerinde gizli olarak çıkan kıvılcımları açık bir şekilde dile getirmişlerdir. Zira bu müşrikler münkir de olsalar, içlerindeki doğallık onları bu gerçeği dile getirmeye zorluyordu. Ünlü edebiyatçı el-câhız, Cahiliye döneminden İslami döneme gelen münkir nesille ilgili şöyle söylemektedir: Çünkü onların sözleri işlerinin efendisiydi. Sözleriyle Kur ân a karşı mücadele daha ucuz ve masrafsız olacaktı. Hâlbuki onlar çokça mal ve insanı bu yolda verdiler. Yaklaşık yirmi üç sene sayıları yeterli ve fırsatları yerinde olmasına rağmen onun karşısında dayanamamış ve muaraza yapamadıkları için onların zafiyeti ortaya çıkmaktadır. 23 Cahiliyeden beslenip gelen müşriklerin bir kısmı, Kur ân ı dinledikten sonra onun hakkında hayranlık dolu olumlu düşüncelerini dile getirmek zorunda kalmışlardır. Bilindiği üzere o dönemin ünlü şairleri düzenlenen panayırlarda okudukları kasideleri üzerinde yapılan eleştiriler, onlar için önemli bir değer sağlamaktaydı. Kur ân ın nüzulü sırasında düşman olarak ağızları tutulamayan ve önlerine geçilemeyen şairler, Kur'an güneşi karşısında yıldızlar gibi sönerek bir daha ağızlarını açamaz oldular. Dolayısıyla onlar kolay olan sözlü mücadeleyi terk edip savaşı tercih etmek zorunda kaldılar. Bu da sözlü mücadelede yenilgiye uğrayıp kaba kuvvetle mağlubiyetlerini telafi etmeye yeltenmek demektir. Cahiliye şairleri panayırlarda zevki belâgatleriyle birbirlerine karşı gövde gösterilerinde bulunurken, Kur'an'a karşı hiç kılları kıpırdamadı. Ancak daha önce bu el-buhâri, Muhammed b. İsmail Ebû Abdillah, el-edebû l-mufred, Dâru l-beşâiri l-islamiyye (thk. Muhammed Fuad Abdulbaki), Beyrût, 1989, c.1, s. 301; ez-zuhrî, Muhammed b. Sa d el-basrî, et- Tabakâtu l-kubrâ (thk. İhsân Abbâs), Dâru Sadır, Beyrût, 1968, c. 7, s en-nuveyrî, a.g.e.,c. 7, s Hicr, 15/ en-nuveyrî, a.g.e.,c. 7, s el-câhız, Amr b. Bahr b. Mahbûb, Resâilu l-câhız (thk. Abdusselam Muhammed Harûn), Mektebetu l- Hâncî, Kahire, 1964, c. 3, s. 227.

7 konuda ortaya konulan edebi ürünler, Kur'an için istenmese de öncül kuvvet görevi yapmaktaydı. Zira söz konusu ürün, lafız ve anlam ilişkisinin eleştiriye tabi tutulması olarak bilinmekteydi. Bu da daha sonra tanzim edilen belâgat ilminde görülmekteydi. O dönemin edebi mahsulatı, senede birkaç sefer farklı mekânlarda düzenlenen panayırlarda edebî ürünlerin hakemler tarafından karşılıklı dinlenerek takdire şayan görülenlerin belâgat eleştireliyle oluşturuyordu. Örneğin; bir seferinde ünlü şairlerden bir gurup, Ukaz panayırında en-nâbiğa'nın hakemliği için kurulan çadırda yarışmak üzere gelen şair gurubu hakkında ortaya koyduğu edebi delillerle karar vermişti. Nitekim onun beğendiği edebî eser, zaman geçmeden hemen halk içinde yayıldığı ve kimsenin buna itiraz edemediği bütün kaynaklarda rivayet edilmektedir. Ukâz da onun hakemliğinde yaşanan bir olay şöyle gelişme göstermiştir: Hassân b. Sabit ve ünlü bayan şaire olan el-hansâ arasında yapılan yarışmada, en-nâbiğa'nın el- Hansâ nın lehine ve Hassân ın aleyhine verdiği karara kızan Hassân, ona: Vallahi ben senden ve Hansa dan daha şairim şeklinde tepki göstermiştir. en-nâbiğa ona peki hangi şiiri ve nasıl söylerken bizden daha şairsin diye sorar? O da şu beyitle cevap veriyor: (Tavîl) لنا الج ف نات الغ ر ي ل م ع ن بالض ح ى وأسياف نا ي ق ط ر ن من ن ج دة دم ا ول د نا بني الع ن قاء وابن ي م ح ر ق فأ ك ر م بنا خاال وأ ك ر م بنا ابن م ا Kuşluk vaktinde parlayan keskin kılıçlarımız vardır. Kılıçlarımız silah askısından kan damlatıyorlar. Biz Beni Anka ve Muharrik in çocuklarını doğurmuşuzdur. Biz ne güzel dayı ve güzel çocuklarız. 24 en-nâbiğa ona şöyle der: Şayet cem -u kılle الجفنات olan ve أسيافنا kelimelerin yerine Cem u l-kesre الجفان ve sözcüklerini سيوفنا kullansaydın övgü makamına daha yakışır يبرقن yerine يلمعن بالض ح ى ve o zaman seni daha iyi bir şair olarak kabul ederdik. Ayrıca kullansaydın, anlamı daha çok makbule geçerdi. Çünkü onlara göre gece gelen بالدجي misafir daha önemli olduğu için şiirde dile getirilmesi övgü olarak kabul edilirdi. Aynı zamanda من ن ج دة دم ا يقطرن yerine يجرين zikredilmesi daha uygun olurdu. Zira fiilinin يقطرن kullanılan anlamı, kanın damlamasına ve maktul sayısının az olduğuna delalet etmektedir. يجرين nin anlamı ise kanın çok akmasına işaret ettiği için övgü makamına daha uygun olurdu. Son eleştiri ise sen, çocuk ve torunlarla değil de seni doğurmuş olan anne-babalarla övünmen gerekiyordu. Nitekim yukarıda öne sürülen bu eleştiriler, senin daha iyi bir şair olmanı engellemiştir. Hassân bu sözleri işittikten sonra boynunu eğerek oradan uzaklaşmıştır. 25 İslamiyet'ten önce, Arap edebiyatında eleştiri üslubu, daha sonra teknik bir ilme dönüşebilecek tarzda gelişmişti. Örneğin; Arapçada çoğul çeşitleri farklı manalara delalet ettiği gibi, eş anlamlı lafızların arasındaki nüans ve söylenilen şiirle zaman, mekân ve olayın psikolojik yönü kelimelerin onlarla olan farklı ilişkisi büyük bir öneme sahipti. Bu Sabit, Hassan el-ensârî, Dîvân-u Hassan, el-mektebetu ş-şamiletu l-mekkiyye, s. 205; Ebû l-ferec, el- İsfihânî, el-ağânî (thk. Semîr Câbir), Dâru l-fikr Beyrût, 2. Baskı, trs., c. 9, s Ebû l-ferec, el-ağânî, c. 9, s ; el-bekrî, Abdullah b. Abdulaziz b. Muhammed, el-leâlî fi-şerhi Emâlî el-kâlî (thk. Abdulaziz el-meymenî), Dâru Kutubi l-ilmiyye, Beyrût, 1997, c. 3, s. 55; İbnu l-esîr, Nasrullah b. Muhammed b Abdulkerîm el-şîbânî, el-mevsılî el-meselu s-sâir fi-edebi l-kâtib ve ş-şâir (thk. Muhammed Muhyuddîn Abdulhamid), Mektebetu l-asriye, Beyrût, 1995, c. 2, s. 309.

8 bağlamda Hassân ın geçen şiirine dikkat edildiğinde hakem tarafından olumlu bazı nitelikleriyle birlikte eleştirilmiş olan nitelikleri de tespit edilmiştir. Zira hakem tarafından Hassan'a yöneltilen eleştirilerin onun tarafından da kabul edilmesi, edebî tekniği çok belirgin bir tarzda ortaya koymuştur. Yukarıdaki beyitten anlaşılan en-nâbiğa nın o dönemde herkesin bilemediği bazı teknik bilgilerle onun doğal hatalarını kolaylıkla bulduğu anlaşılmaktadır. Aksi takdirde Hassân, en-nâbiğa nin yaptığı eleştirileri kabul etmez ve karşı çıkarak cevaplardı. Ancak en-nâbiğa, onun yaptığı hataları ortaya koyduğunda kabul ederek çadırdan ayrılmıştır. Daha önce en-nâbiğa ya karşı çok sert çıkan Hassân, şayet en az bir durumda haklılığını ortaya koya bilseydi, kolay bir şekilde pes etmezdi. Anlaşılan direnme imkanı kalmadığı için mücadele meydanını terk ederek gitmiştir. Daha önce söylediğimiz üzere hakemlere arz edilen kasidelerin ön değerlendirmesi için yeni çadırlar kurularak sakin bir şekilde seçimleri yapılırdı. Normalde de toplumda şiirler söylenince herkes pürdikkatle dinler, gerekli gördüğü tenkitleri yapar dı. Ünlü şairlerden Tarafe b. el-abd, daha yaşı küçükken, dayısı ve şair el-mutellemis, kendine ait bir şiiri söylerken: (Tavîl) وقد أتناس ى اله م ع ند اح ت ض ا ر ه ب ن اج ع ليه الص ي عري ة م ك د م Dertlendiğimde, üzerinde kalın bir say ariyye bulunan kurtarıcıyla onu unutmaya çalışıyorum 26 Tarafe, gülerek şair dayısının şiirde geçen eril deveyi dişi yaptığını söyler. Zira şiirde geçen " الص ي عري ة / Say ariyye" o dönemde Yemen yöresinde dişi develerin boynuna takılan bir aksesuardı. İkilinin arasında yaşanan bu olaydan ötürü dinleyiciler arasında yüksek sesle gülme meydana gelir. Bundan dolayı o, Tarafe yi yanına çağırıp başına işaret ederek bu başın benim dilimden çekeceği vardır şeklinde tehdit eder. Zira her ne kadar Tarafe onun yeğeni de olsa yaptığı eleştiri dinleyicilerin gülmesine neden olmuştu. 27 Bundan dolayı el-mutellemis çok zor durumda kaldığı halde yeğeninin ona karşı yaptığı eleştiriye cevap vermeyip tehdit etmesi manidar ve düşündürücüdür. Bizce şayet bunun bir cevabı olsaydı, muhakkak verecekti. Bu olaydan yola çıkarak belâgatin ana kaynağının zevk-i selim olduğu söylemek yerindedir. Zira Tarafe'nin bu eleştirisi, zevk ve doğallıktan başka bir şey değildi. Yukarıda serdedilen örneklerde Cahiliye döneminde belâgat ve eleştiri kaide ve kurala bağlı olmadığına dair açık bir delildir. Dolayısıyla söz konusu eleştiriler ne kadar derin ve ne kadar ileri düzeyde olursa olsun bu dönemdeki belâgatın doğal bir süreçte seyrettiğini söylemek yerindedir el-meydânî Ebû l-fadl Ahmed b. Muhammed, en-nîsâbûrî, Macme u l-emsâl (thk. Muhammed Muhyuddin Abdulhamid), Beyrût, trs. c.2, s.93; Muhammed b. Ömer el-mirzebânî el-muvveşeh (thk., Ali Muhammed el-becâvî), Dâr-u Nahde, Kâhire 1965, s ed-dabbî, el-mufaddal b. Muhammed b. Ye lî, Emsâlu l-arab (thk. İhsân Abbâs), Dâru r-râid el-arabî, Beyrût, 1983, s.174; Ebû l-ferec, el-ağânî, c.24, s. 245; ez-zemahşerî, Ebû l-kasım Mahmud b. Umer, el- Musteskâ fi- Emsâli l-arab, Dâru Kutubi l-ilmiyye, Beyrût, 1987, c.1, s.158; el- Askerî, Ebû Hilal, Cemheru l-emsâl (thk. Ebû l-fadl İbrahim ve Abdulmecîd), Dâru l-fikr, Beyrût, 1988, c. 1, s. 55; el- Meydânî, Ebû l-fadl, Ahmed b. Muhammed, Macmeu l-emsâl (thk. Muhammed Muhyuddîn Abdulhamid), Dâru l-marife, Beyrût, trs. c. 2, s. 93.

9 Başka bir yerde en-nâbiğa şiir söylerken, teknik olarak daha sonra el-ikvâ 28 şeklinde kavramlaşan şiirini işiten Yesribliler, gıyabında ona eleştiri oklarını yönetmişlerdi. Nitekim en-nâbiğa, Medine ye gittiği sırada onlar, söz konusu eleştirilerini yüz yüze ona aktarmışlardır. O da itiraz etmeden mevzubahis olan konuyu düzeltmiş ve: Ben suni şiirle Yesrib e girdim en büyük şair olarak çıktım şeklinde çekinmeden dile getirmiştir. Yesrib te en-nâbiğa nın şiirine eleştiri getiren halktan bir kesimdi. Aynı zamanda bu olay herkesin kulağına gitmiş ve herkes kabul etmişti. Bundan yola çıkarak Cahiliyede ister şiir, isterse de nesirde yapılan eleştirilerin belli bazı ölçülere göre yapıldığı ve yüzyıllar sonra bunlar birer kaide ve kural olarak geri dönmüşlerdir. Görülen o ki, belâgat zevkle ortaya konulduğu için dallandırıp budaklandırmaya gerek duymamışlardır. Ancak o dönemde sergilenen bu eleştiri şekli geniş çerçevede olmazsa bile bizce bir metodolojik yöntemden başka bir şey değildir. Zira o dönemde şiir kültürüyle büyüyen el-mutellemis'i eleştiren çocuk yaşta olan yeğeni Tarafe'dir. Dayı ve yeğen arasında yaşanan bu olaydan yola çıkarak o dönemde zevke dayalı kaide ve kurala bağlı kalmayıp yapılan eleştireler belâgatin ilk kıvılcımları olarak değerlendirmek yerinde olacaktır. Hal buyken panayırlarda kurulan yarışma çadırlarında ortaya çıkan eleştiriler, dönemin edebi kültüre sahip olan insanlar tarafından dikkate alınır ve kulaktan kulağa da olsa bir yapı oluşturuyordu. Yukarıda geçen eleştiri üslubunu buna örnek vermek yerindedir. Buna göre şimdiki ilimlerin sözlü olarak ortaya çıkış sıralamasını göz önünde bulundurursak ilk yıldızı parlayan belâgat olmuştur. Bu da bir gerçektir ki, Arap diliyle ilgili diğer ilimlerin belâgata göre gelişim süreçleri erken tamamlanırken, belâgat ise yaklaşık altı yüzyıl gibi bir süre içerisinde ancak kemale yakın bir hale gelmiştir. Bunun nedeni de belâgat ilminin daha fazla zevk ve yorumla ilgili olmasıdır. 29 Cahiliye kültürüne göre düzenlenen edebi yarışlar, halkı bu konuda bir nevi canlılığa sevk ediyordu. Rivayetlere göre olayları canlı bir şekilde dinleyen halk, çocuklarını sınayarak bu konuda kabiliyeti olanlara özel eğitim verirdi. 30 Cahiliye geleneğinde; çocuklarının daha güzel yetişmeleri üzere edebi konularda ünlü olmuş insanların yanına belirli bir ücret karşılığında eğitilmeleri için gönderiyorlardı. Dolayısıyla şairlerin tedrici bir tarzda yetişerek ve Hz. Peygamber in gelişine kadar her gün daha kaliteli edebi mahsulatları ortaya koymaları belâgatın zirve yapmasına neden olmuştur. Dikkate değer olan cahiliye ve İslam asrını yaşayan ve zevki belâgata sahip olan bazı insanların Kur'an'ın belâgatini en iyi şekilde anladıkları yaptıkları itiraflarıyla anlaşılmaktadır. Örneğin; Hz. Muhammed'e karşı şiddetli bir şekilde mücadele edenlerden olan Velîd b. Muğire, müşrik topluluğu tarafından seçilerek Resulullah a gönderilmişti. Hz. Muhammed onun gelişi esnasında şu ayeti okuyordu: إن هللا ي أ م ر بال ع د ل و اإل ح سا ن و إ يتا ء ذ ي ال ق ر ب ى و ي ن ه ى ع ن ال ف ح ش اء و ال م ن ك ر و ال ب غ ي ي ع ظ ك م ل ع ل ك م ت ذ ك رو ن el-ikvâ; bir harfin beyit faslından düşmesidir. Bazılarına göre de beytin sonundaki harekelerin farklı olmasıdır. Bu da aruz ilmine göre şiirde bir eksiklik meydana getirir. Yahyâ b. Ali Hatîb et-tebrîzî, Kitâbu'l-Kâfî fi'l-'arûd ve'l-kâvâfî (thk., Abdullah el-hasânî), Dâru'l-Kitâbi'l-Arabî, Kâhire 1969, s.160; İbn Kuteybe, Ebû Muhammed Abdullah b. Muslim, eş-şiir-u ve ş-şuarâ, Dâru l-hadîs, Kahire 1423, c.1, s KIRKIZ, a.g.e., s İbn Reşîk, a.g.e., c. 1, s. 65, 141; el-cundî, Ali, fi-tarihi l-edebi l-cahiliyyi, Dâru t-turâs,1991, s. 274.

10 Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi, emreder. Hayâsızlığı, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt verir 31 O, bu ayeti dinledikten sonra içi içine sığmayan düşmanlığına rağmen, yandaşların yanına geri gittikten sonra şu hakikati haykırmaktan geri kalmamıştır. و هللا ل ق د س م ع ت م ن م ح م د ك ال م ا م ا ه و م ن ك ال م اال ن س و ال م ن ك ال م ال ج ن و إ ن ل ه ل ح ال و ة و إ ن عليه لطالوة وإن أعاله لمثمر وإن أسفل ه لمغدق Allah a yemin ederim ki, ben Muhammed den öyle bir söz duydum ki o ne insan ne de cinlerin sözüdür. Gerçekten onun bir tatlılığı vardır. Üstünde bir şıklık ve güzellik olup, üstü çok meyve vericidir. Altı da çok suludur. 32 Hac mevsiminde Mekke ye hacı kafileleri gelecekler. Muhammed in getirdiği vahi hakkında soruları olunca onlara cevabımız ne olacaktır, sıkıntısıyla endişe etmekteydiler. Velîd b. Muğîre, kullandığı ifadelere ve doğal belâgatin inceliklerine dikkat çekmesi önem arz etmektedir. Zira o, Hz. Muhammed en işittikleri hakkında yemin ederek başlayıp belâgat ilminde en kuvvetli pekiştirme üslubunu kullanarak konuşmasına başlamaktadır. Bu itibarla Velîd, bir nevi onları açık olmasa da Kur ân ı tasdik etmeye çağırmaktadır. Velîd in yukarıdaki sözleri onun doğal belâgati çok iyi bildiğini göstermektedir. Kanaatimizce müşrikler zaten Velîd in edebî yönünü bildiklerinden ötürü onu Hz. Peygamber in yanına göndermişlerdir. Onun Kur ân için söylediklerinin anlam açısından çok önemli olduğunu düşünmekteyiz. Cahiliye döneminde ortaya çıkan bazı uygulamaların onların bilmeden Kur an ın gelişi için bir zemin hazırladıklarını söylemek mümkündür. Zira yedi askı olarak bilinen Mu allakâti s-sab a nın çerçevesinde onlar tarafından birbirine bağlı aşağıda gelecek üç tane faaliyet manidar olarak görülmektedir: 1- Söz konusu şairlerin bir kısmının zaman olarak birbirlerini görmemeleri halde onların kasidelerinin yarıştırılması ve hakemler tarafından haklarında hüküm verilmesi, 2- Bu kasidelerin hakemler tarafında seçildikten sonra altın mürekkeple yazılmaları, 3- Söz konusu kasidelerin Arap yarımadasındaki halkların yaklaşık 1800 seneden beri mukaddes görüp ziyaret ettikleri Kâbe ye asılmalarıdır Bize göre Hz. Muhammed in doğumundan önce yaklaşık 150 seneye kadar çok olmasa da tarihi bilinmektedir. Ondan önceki tarih bilinmese de şiirlerin yapısındaki edebi düzenden anlaşılan daha önce bu tekniğin var olup devam ederek geldiği anlaşılmaktadır. Dolaysıyla İslamiyet in gelişinden sonra bir bilim dalı olarak bilinen belâgat, ilk kıvılcımları cahiliye döneminde ortaya çıkmış ve uzun bir süre sonra ancak müstakil bir ilim şeklinde istikrarını bulmuştur. Sonuç Cahiliye dönemi İslamiyet in gelişinden önceki asırlar için kullanılan bir kavram olup özellikle bu zaman zarfında ortaya çıkan edebi nesir ve şiir için önemli bir dönem 31 Nahl,16/ İbn l-esîr, a.g.e., c.2, s. 2627; Dayf, el-belâgat-u Tatavurun ve Tarihun, Dâru l-me ârif, Kahire, 2003, s. 5, s. 12; Muhammed Ammâre, el-kur'an-u Yetehaddâ, Mektebetu'l-İmâmi'l-Buhâri, Kâhire 2009, s.6.

11 olarak geçmektedir. Bu zaman diliminde ortaya çıkan edibi yapıtların İslamiyet in ana kaynağı olan vahyi için önemli bir zırh oluşturduğu anlaşılmaktadır. Cahiliye döneminde nakd/eleştiri olarak bilinen hakemler başkanlığında dinlenen şiirlerin birkaç asırda faaliyet şeklinde devam ederek geldiği ve bundan ötürü bazı etkinliklerin toplumda yer aldığı anlaşılmaktadır. Bu bağlamda dönemin insanları kendi aralarında yarışırcasına edebi nesir ve şiirleri üretmeye başladıkları görülmektedir. Bölgede kurulan ticari panayırların içinde kurulan kırmızı renkli çadırlarda şairlerin arasında kaside yarışmaları olmuş ve ağır eleştirilerle karşı karşıya kaldıkları rivayetler mahiyetinde bize gelmektedir. Peygamber in gelişine yakın bir zamanda Ukâz panayırında Nâbiğe ez-zübyânî hakemliğinde yapılan şiir yarışmasında Hassân b. Sâbit in söylediği yöneltilen eleştirilerin daha sonra belâgat ve nakd ilmi olarak ortaya çıktıkları bilinmektedir. Cahiliye döneminde yapılan faaliyetlerden edinilen izlenimler, o asrın insanlarının farkında olmadan yaptıkları çalışmalarla Kur an için bir zemin oluşturdukları ortaya çıkmaktadır. Aynı zamanda bu belâgat ilminin Kur an için bir zırh oluşturduğu anlaşılmaktadır. Kaynakça Kur ânî Kerîm Askerî, Ebû Hilal, Cemheru l-emsâl (thk. Ebû l-fadl İbrahim ve Abdulmecîd), Dâru l- Fikr, Beyrût Bekrî, Abdullah b. Abdulaziz b. Muhammed, el-leâlî fi-şerhi Emâlî el-kâlî (thk. Abdulaziz el-meymenî), Dâru Kutubi l-ilmiyye, Beyrût, Buhâri, Muhammed b. İsmail Ebû Abdillah, el-edebû l-mufred, Dâru l-beşâiri l İslamiyye (thk. Muhammed Fuad Abdulbaki), Beyrût, Câhız, Amr b. Bahr b. Mahbûb, Resâilu l-câhız (thk. Abdusselam Muhammed Harûn), Mektebetu l-hâncî, Kahire, Câhız, Ebû Osman, Amr el-hayavân (thk. Abdusselam Muhammed Harûn), Dâru l-cîl, Beyrût, Cundî, Ali, fi-tarihi l-edebi l-cahiliyyi, Dâru t-turâs,1991. Dayf, el-belâgat-u Tatavurun ve Tarihun, Dâru l-me ârif, Kahire Ebû l-ferec, el-ağânî, ez-zemahşerî, Ebû l-kasım Mahmud b. Umer, el-musteskâ fi- Emsâli l-arab, Dâru Kutubi l-ilmiyye, Beyrût Dabbî, el-mufaddal b. Muhammed b. Ye lî, Emsâlu l-arab (thk. İhsân Abbâs), Dâru r- Râid el-arabî, Beyrût, İbn Kuteybe, Ebû Muhammed Abdillahb. Muslim, Edebu l-katib (thk. Muhammed Muhyuddin Abdulhamid), el-mektebetu t-ticâriyye, Mısır, İbn Kuteybe, Ebû Muhammed Abdullah b. Muslim, eş-şiir-u ve ş-şuarâ, Dâru l-hadîs, Kahire İbn Reşîk, Ebû Ali Hasan el-kayravânî, el-umde fi-mehasini ş-şiiri ve Âdâbihi ve Nakdih (thk. Muhammed Muhyiddin Abdulhamid), Dâru l-cîl, Beyrût, İbnu l-esîr, Nasrullah b. Muhammed b Abdulkerîm el-şîbânî, el-mevsılî el-meselu s- Sâir fi-edebi l-kâtib ve ş-şâir (thk. Muhammed Muhyuddîn Abdulhamid), Mektebetu l-asriye, Beyrût,

12 İmru u l-kays, Dîvânu İmri i l-kays (şrh., Abdurrahman el-mustâvî), Dâru l-marife, Beyrût, Meydânî Ebû l-fadl Ahmed b. Muhammed, en-nîsâbûrî, Macme u l-emsâl (thk. Muhammed Muhyuddin Abdulhamid), Beyrût, trs. Mubârekfûrî, Safiyurrahman, er-rahîku l-mahtûm, Dâru l-vefâ, Mansûre, Muhammed Ammâre, el-kur'an-u Yetehaddâ, Mektebetu'l-İmâmi'l-Buhâri, Kâhire Muhammed b. Ömer el-mirzebânî el-muvveşeh (thk., Ali Muhammed el-becâvî), Dâru Nahde, Kâhire Murtad, Abdulmelik, es-sab u l-mu allakât (Mukarebetun Simâiyetun/ Anterpolojiyetun li -Nusûsiha), İttihâddu l-kuttâbi l-arab, Mustafa Kırkız, Arap Belâgat İlminin Tarihi ve Gelişim Aşamaları, Beyan Yay., İstanbul Sabit, Hassan el-ensârî, Dîvân-u Hassan, el-mektebetu ş-şamiletu l-mekkiyye, Mekke trs. Ebû l-ferec, İsfihânî, el-ağânî (thk. Semîr Câbir), Dâru l-fikr Beyrût, 2. Baskı, trs. Suyûtî, Abdurrahman, el-hasâisu l-kubrâ, Dâru l-kutubi l-ilmiyye, Beyrût, Ubeysî, Abdulhamid Muhammed, el-belâgatu Zevkun ve Menhecun, Matba at-u Hassân, Kahire, Yahyâ b. Ali Hatîb et-tebrîzî, Kitâbu'l-Kâfî fi'l-'arûd ve'l-kâvâfî (thk., Abdullah el- Hasânî), Dâru'l-Kitâbi'l-Arabî, Kâhire Zevzenî, Ebû Abdillah el-huseyn b. Ahmed, Şerhu Mu ellekâti s-sab a et-tıvâl (tlk., Ömer Faruk et-tıbâ ), Dâru l-erkam, Beyrût, trs. Zuhrî, Muhammed b. Sa d el-basrî, et-tabakâtu l-kubrâ (thk. İhsân Abbâs), Dâru Sadır, Beyrût,

İsimleri okumaya başlarken- و ب س ي د ن ا - eklenmesi ve sonunda ع ن ه ر ض ي okunması en doğrusu.

İsimleri okumaya başlarken- و ب س ي د ن ا - eklenmesi ve sonunda ع ن ه ر ض ي okunması en doğrusu. س ي د ن ا و ن ب ي ن ا م ح م د صلى تعالى عليه و سل م İsimleri okumaya başlarken- و ب س ي د ن ا - eklenmesi ve sonunda ع ن ه ر ض ي okunması en doğrusu. 1 ا ب ى ب ك ر ب ن الص د يق 30 ث اب ت ب ن ا ق ر م 2

Detaylı

Değerli Kardeşim, Kur an ve Sünnet İslam dininin iki temel kaynağıdır. Rabbimiz in buyruklarını ve Efendimiz (s.a.v.) in mübarek sünnetini bilmek tüm

Değerli Kardeşim, Kur an ve Sünnet İslam dininin iki temel kaynağıdır. Rabbimiz in buyruklarını ve Efendimiz (s.a.v.) in mübarek sünnetini bilmek tüm 11 1 Değerli Kardeşim, Kur an ve Sünnet İslam dininin iki temel kaynağıdır. Rabbimiz in buyruklarını ve Efendimiz (s.a.v.) in mübarek sünnetini bilmek tüm Müslümanların, bilhassa idareci konumundakilerin

Detaylı

KUR AN-I KERİM II Yrd. Doç. Dr. Remzi ATEŞYÜREK

KUR AN-I KERİM II Yrd. Doç. Dr. Remzi ATEŞYÜREK Yâsîn Suresi 13-27 Ayetlerinin Tilaveti Ve Tecvid Tahvilleri Ünite 6 İlahiyat Lisans Tamamlama Programı KUR AN-I KERİM II Yrd. Doç. Dr. Remzi ATEŞYÜREK 1 Ünite 6 YÂSÎN SURESİ 13-27 AYETLERİ TİLAVET VE

Detaylı

Öğretim İlke ve Yöntemleri 1

Öğretim İlke ve Yöntemleri 1 Öğretim İlke ve Yöntemleri 1 Dr. Öğr. Ü. M. İsmail BAĞDATLI mismailbagdatli@yahoo.com EĞİTİM Bireyin kendi iradesi ile belirli bir program dahilinde davranış kazandırma, davranış geliştirme, davranış değiştirme

Detaylı

Bayram hutbesi nasıl okunur? - İlyas Uçar - Ebû Rudeyha - Evvâh - Kişisel Bilgi Sitesi

Bayram hutbesi nasıl okunur? - İlyas Uçar - Ebû Rudeyha - Evvâh - Kişisel Bilgi Sitesi Allâhu Ekber Allâhu Ekber Allâhu Ekber Allâhu Ekber Lâ ilâhe illallâhü vallâhü Ekber. Allâhu Ekber ve lillâhil'hamd, Allâhu Ekberu kebiiraa velhamdülillahi kesiiraa ve sübhaanallaahi bükratev ve esıila

Detaylı

Question. Neden Hz İsa Ruhullah (Allah ın ruhu) olarak adlandırılmıştır? Yüce Allah ın kendi ruhundan. Peygamberi Âdem e üflemesinin manası nedir?

Question. Neden Hz İsa Ruhullah (Allah ın ruhu) olarak adlandırılmıştır? Yüce Allah ın kendi ruhundan. Peygamberi Âdem e üflemesinin manası nedir? Question Neden Hz İsa Ruhullah (Allah ın ruhu) olarak adlandırılmıştır? Yüce Allah ın kendi ruhundan Peygamberi Âdem e üflemesinin manası nedir? Answer: Bazı özellikler değişik ve birçok şey ve bireylerde

Detaylı

Kolay Yolla Kur an ı Anlama

Kolay Yolla Kur an ı Anlama بسم هللا الرحمن الرحيم Kolay Yolla Kur an ı Anlama Ders 15 #kuranianlama Bu derste Kur an: Övme, Rukü, secde غ ف ر & ص ب ر ظ ل م ض ر ب : bilgisi Dil Eğitim ipucu: Alışkanlık haline getirme ve davranışlara

Detaylı

REHBERLİK VE İLETİŞİM 1

REHBERLİK VE İLETİŞİM 1 REHBERLİK VE İLETİŞİM 1 Yrd. Doç Dr. M. İsmail Bağdatlı mismailbagdatli@yahoo.com HİDAYET Hidâyet kelimesi türevleriyle birlikte 316 âyet- i kerimede yer almaktadır. Arap dilinde "hedâ" kökünden gelir.

Detaylı

40 HADİS YARIŞMASI DİKKAT 47'DEN 55'E KADAR Kİ HADİSLERİN ARAPÇA METİNLERİ DÜZELTİLMİŞTİR. SINIFI 5-6,7-8 1-) 9-10,11-12 SINIFI 5-6,7-8 2-) 9-10

40 HADİS YARIŞMASI DİKKAT 47'DEN 55'E KADAR Kİ HADİSLERİN ARAPÇA METİNLERİ DÜZELTİLMİŞTİR. SINIFI 5-6,7-8 1-) 9-10,11-12 SINIFI 5-6,7-8 2-) 9-10 DİKKAT 47'DEN 55'E KADAR Kİ HADİSLERİN ARAPÇA METİNLERİ DÜZELTİLMİŞTİR. 5-6, 1-), 5-6, 2-) 5-6 3-) 40 HADİS YARIŞMASI 5-6, 4-) 5-6, 5-) 5-6, 6-) 5-6, 7-) 5-6, 8-) 5-6, 9-) 5-6, 10-) 5-6, 11-) 5-6, 12-)

Detaylı

KUR AN HARFLERİNİN MAHREÇLERİ (ÇIKIŞ YERLERİ)

KUR AN HARFLERİNİN MAHREÇLERİ (ÇIKIŞ YERLERİ) KUR AN HARFLERİNİN MAHREÇLERİ (ÇIKIŞ YERLERİ) ب ت خ ح ج ث Dil ucu ile üst uçlarından ا ذ ر ز Boğazın ağza en yakın olan kısmından Dil ucu ile üst diplerinden Peltektir. Boğazın orta kısmından Dudaklar

Detaylı

KUR AN-I KERİM II Yrd. Doç. Dr. Remzi ATEŞYÜREK

KUR AN-I KERİM II Yrd. Doç. Dr. Remzi ATEŞYÜREK Bakara Suresi 285-286 Ayetlerinin Tilaveti Ve Tecvid Tahvilleri Ünite 4 İlahiyat Lisans Tamamlama Programı KUR AN-I KERİM II Yrd. Doç. Dr. Remzi ATEŞYÜREK 1 Ünite 4 BAKARA SURESİ 285-286 AYETLERİ TİLAVET

Detaylı

ه: د ع ل ض ب او ت ن ل ه ب م ذ ت خ أ إن ا م م كي ف ت ر ك ت د ق ي فإ ن يت للا س ن و با ك ت

ه: د ع ل ض ب او ت ن ل ه ب م ذ ت خ أ إن ا م م كي ف ت ر ك ت د ق ي فإ ن يت للا س ن و با ك ت ف إ ن ي ق د ت ر ك ت ف يك م م ا إ ن أ خ ذ ت م ب ه ل ن ت ض ل وا ب ع د ه : ك ت اب الل و س ن تي "Size iki emanet bırakıyorum, onlara sarılıp uydukça yolunuzu hiç şaşırmazsınız O emanetler, Allah ın kitabı

Detaylı

HADİS II DERSİ EZBER HADİSLER

HADİS II DERSİ EZBER HADİSLER HADİS II DERSİ EZBER HADİSLER م ن ق ال ح ني ي س م ع ال م ؤ ذ ن و أ ن أ ش ه د أ ن ل إ ل ه إ ا ل ا ا لل و ح د ه ل ش ر يك ل ه و أ ان م امد ا ب د د ه و س و ل ه 1 س ض يت ب ا لل س ا ب و ب ح امد س و ل و ب ل و

Detaylı

Kur an ın, şerî meseleleri ders verirken aynı anda tevhid dersi vermesi hakkında izahta bulunabilir misiniz?

Kur an ın, şerî meseleleri ders verirken aynı anda tevhid dersi vermesi hakkında izahta bulunabilir misiniz? Sorularlarisale.com Kur an ın, şerî meseleleri ders verirken aynı anda tevhid dersi vermesi hakkında izahta bulunabilir misiniz? "Şeriat" denildiğinde, daha çok dinin ahkâm kısmı anlaşılır. Kur'an-ı Kerîm,

Detaylı

İmam Tirmizi nin. Sıfatlar Hususundaki Mezhebi

İmam Tirmizi nin. Sıfatlar Hususundaki Mezhebi İmam Tirmizi nin Sıfatlar Hususundaki Mezhebi İmam Ebu İsa Muhammed İbni İsa Tirmizi (209H-274H) Cami'u Sünen Tirmizi www.almuwahhid.com 1 بسم هللا الرحمن الرحيم İmam Tirmizi de kendi dönemindeki hadis

Detaylı

5. Ünite 1, sayfa 17, son satır

5. Ünite 1, sayfa 17, son satır EYLÜL 2014 VE ÖNCESİ TARİH BASKILI ARAPÇA IV DERS KİTABINA İLİŞKİN CETVELİ Değiştirilen kelimeler yuvarlak içinde gösterilmiştir. 1. Ünite 1, sayfa 5, son satır 4. ت ض ع أ ن ث ى الا خ ط ب وط تم وت ج وع

Detaylı

Kolay Yolla Kur an ı Anlama

Kolay Yolla Kur an ı Anlama بسم هللا الرحمن الرحيم Kolay Yolla Kur an ı Anlama Ders 18 #kuranianlama Bu derste Kur an: Dua ال : bilgisi Dil ق ق ام Eğitim ipucu: Başarının temeli Bu derste 7 yeni kelimeyle Kur'an da 2466 defa tekrar

Detaylı

(Dersini sabah namazından sonra yapmanı tavsiye etmekle birlikte, sana uygun olan en münasip bir vakitte de yapmanda bir sakınca yoktur.

(Dersini sabah namazından sonra yapmanı tavsiye etmekle birlikte, sana uygun olan en münasip bir vakitte de yapmanda bir sakınca yoktur. 3 1 Değerli Kardeşim; Unutma! Dünya hayatı çabuk geçer, önemli olan bu dünya hayatında kendine, ailene, ümmete ve tüm insanlığa ne kadar faydalı olduğuna bakman ve bunun muhasebesini yapmandır. Toplumun

Detaylı

DUALAR DUANIN ÖNEMİ Dua

DUALAR DUANIN ÖNEMİ Dua DUANIN ÖNEMİ Dua, insanda doğuştan var olan bir duygudur. Bu sebeple bütün dinlerde dua mevcuttur. Üstün bir varlığa inanan her insan, hayatının herhangi bir anında dua ihtiyacını hisseder. Çünkü her insan,

Detaylı

BİRKAÇ AYETİN TEFSİRİ

BİRKAÇ AYETİN TEFSİRİ 1 BİRKAÇ AYETİN TEFSİRİ ب س م الل ه الر ح م ن الر ح يم ك ت اب ت ف س ير ال ق ر آن KUR AN TEFSİRİ { الر ح م ن الر ح يم } اس م ان م ن الر ح م ة الر ح يم و الر اح م ب م ع ن ى و اح د ك ال ع ل يم و ال ع ال م

Detaylı

İSİMLER VE EL TAKISI

İSİMLER VE EL TAKISI İSİMLER VE EL TAKISI Bu ilk dersimizde günlük hayatımızda kullandığımız isimleri öğreneceğiz. Bu isimleri ezberlememiz gerekmekte ancak kendimizi çokta fazla zorlamamıza gerek yok çünkü ilerleyen derslerimizde

Detaylı

İsmi Tafdil. Alimde olan hilimden (yumuşaklıktan) daha güzel bir hilm hiçbir kimsede olmamıştır. Bu misalde ل الك ح lafzı, ismi tafdil olan

İsmi Tafdil. Alimde olan hilimden (yumuşaklıktan) daha güzel bir hilm hiçbir kimsede olmamıştır. Bu misalde ل الك ح lafzı, ismi tafdil olan İsmi Tafdil Alimde olan hilimden (yumuşaklıktan) daha güzel bir hilm hiçbir kimsede olmamıştır. Ben hiçbir adam görmedim ki, onun gözünde olan kuhlin güzelliği, Zeydin gözünde olan kuhlin güzelliği gibi

Detaylı

şeyh Muhammed Salih el-muneccid

şeyh Muhammed Salih el-muneccid ALLAH TEÂLÂ'NIN İSİMLERİ DOKSAN DOKUZ İLE SINIRLI DEĞİLDİR أسماء االله عاىل غ صورة ف سعة و سع ا س م ا ] ريك - Turkish [ Türkçe - şeyh Muhammed Salih el-muneccid الشيخ مد صالح املنجد Terceme: IslamQa koordinasyon:

Detaylı

الصيام برؤية واحدة اسم املؤلف حممد بن صالح العثيمني

الصيام برؤية واحدة اسم املؤلف حممد بن صالح العثيمني 1436 HİLALİN BİR YERDE GÖRÜLMESİYLE ORUCA BAŞLAMAK الصيام برؤية واحدة باللغة الرتكية Muhammed b. Salih el-useymîn اسم املؤلف حممد بن صالح العثيمني Çeviren Muhammed Şahin ترمجة حممد شاهني Gözden Geçiren

Detaylı

Bir kişinin kalbinde iman ile küfür, doğruluk ile yalancılık, hıyanet ile emanet bir arada bulunmaz. (İbn Hanbel, II, 349)

Bir kişinin kalbinde iman ile küfür, doğruluk ile yalancılık, hıyanet ile emanet bir arada bulunmaz. (İbn Hanbel, II, 349) »ا ل م س ل م م ن س ل م ال م س ل م ون م ن ل س ان ه و ي د ه و ال م ؤ م ن م ن أ م ن ه الن اس ع ل ى د م ائ ه م و أ م و ال ه م» Müslüman, diğer Müslümanların elinden ve dilinden güvende olduğu kimsedir. Mümin

Detaylı

İman; Allah a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine ve âhiret gününe iman etmendir. Keza hayrı ve şerriyle kadere inanmandır.

İman; Allah a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine ve âhiret gününe iman etmendir. Keza hayrı ve şerriyle kadere inanmandır. »ب ن ي ال س ل م ع ل ى خ م س : ش ه اد ة أ ن ل إ ل ه إ ل الل و أ ن م ح م د ا ر س ول الل و إ ق ام الص ل ة و إ يت اء الز ك اة و ال ح ج و ص و م ر م ض ان «İslam beş esas üzerine kurulmuştur: Allah tan başka

Detaylı

Allah, ancak samimiyetle ve kendi rızası gözetilerek yapılan ameli kabul eder. (Nesâî, Cihâd, 24)

Allah, ancak samimiyetle ve kendi rızası gözetilerek yapılan ameli kabul eder. (Nesâî, Cihâd, 24) ع ن ت م يم الد ار ى أ ن الن ب ص ل الل ع ل ي ه و س ل م ق ال :»الد ين الن ص يح ة «ق ل ن ا: ل م ن ق ال :»لل و ل ك ت اب ه و ل ر س ول ه و ل ئ م ة ال م س ل م ني و ع ام ت ه م.«Temîm ed-dârî anlatıyor: Hz. Peygamber

Detaylı

ARAPÇADA İSİMLER. Sonu ref ile biten sözcüğe ref edilmiş anlamında merfû adı verilir. Ref alametleri:

ARAPÇADA İSİMLER. Sonu ref ile biten sözcüğe ref edilmiş anlamında merfû adı verilir. Ref alametleri: ARAPÇADA İSİMLER Arapçada isimleri kimi zaman bir cümlenin öznesi ya da nesnesi olarak, kimi zaman bir tamlama içinde görmemiz mümkündür. Arapçada isimler cümle içinde harekelerine göre farklı isimler

Detaylı

Melek BOZDOĞAN Murat BOZDOĞAN

Melek BOZDOĞAN Murat BOZDOĞAN ب ت ا ELİF BE Melek BOZDOĞAN Murat BOZDOĞAN KİTAPTAN SEÇİLMİŞ ÖRNEK SAYFALAR ELİF BE Melek BOZDOĞAN Murat BOZDOĞAN 1 بسم هللا الرحمن الرحيم İÇİNDEKİLER İÇİNDEKİLER...1 ÖNSÖZ...2 Harfler.3 Üstün...5 Esre..6

Detaylı

BAZI AYETLER ÜZERİNE KÜÇÜK Bİ R TEFEKKÜR ( IV)

BAZI AYETLER ÜZERİNE KÜÇÜK Bİ R TEFEKKÜR ( IV) BAZI AYETLER ÜZERİNE KÜÇÜK Bİ R TEFEKKÜR ( IV) ي و ه و ال ذ ي م د األ ر ض و ج ع ل ف يه ا ر و اس اث ن ي ن ي غ ش ي الل ي ل الن ه ا ر إ ن ف ي ذ ل ك م ت ج او ر ات و ج ن ات م ن أ ع ن اب و ز ر ع و ن يل ص ن و

Detaylı

İBN SİNA NIN RUH İLE İLGİLİ KASİDESİ İbn Sînâ, el Kasidetü l Ayniyye isimli kasidede insanî nefsin bedenle birleşmesi ve ondan ayrılışını konu

İBN SİNA NIN RUH İLE İLGİLİ KASİDESİ İbn Sînâ, el Kasidetü l Ayniyye isimli kasidede insanî nefsin bedenle birleşmesi ve ondan ayrılışını konu İBN SİNA NIN RUH İLE İLGİLİ KASİDESİ İbn Sînâ, el Kasidetü l Ayniyye isimli kasidede insanî nefsin bedenle birleşmesi ve ondan ayrılışını konu edinmektedir. Ruh kasidesi kaynaklarda çeşitli isimlerle zikredilmektedir.

Detaylı

Ders : 185. Konu : MEKKE DE GİZLİ DAVET. MEKKE DÖNEMİ ve DAVET BYK&ŞYK DERSLERİ

Ders : 185. Konu : MEKKE DE GİZLİ DAVET. MEKKE DÖNEMİ ve DAVET BYK&ŞYK DERSLERİ Ders : 185 Konu : MEKKE DÖNEMİ ve DAVET MEKKE DE GİZLİ DAVET Resûlullah (s.a.v.) e ilk iman eden kişi Hz. Hatice (r.a.) a idi. Ancak Cebrâil (a.s.) ı merak ediyor, ilahi mesajı nasıl ulaştırdığını öğrenmek

Detaylı

tyayin.com fb.com/tkitap

tyayin.com fb.com/tkitap 2. Dönem konu 7 İşaret isimleri tyayin.com fb.com/tkitap Yakın İçin Kullanılan İşâret İsimleri Cemi(Çoğul) Müsenna(İkil) Müfred(Tekil) ه ذ ا ه ذ ه ه ذ ان - ه ا ت ن - ه ذ ي ن ه ات ي ه ؤال ء هؤ ال ء Bunlar

Detaylı

1- EBEVEYNLERİN ÇOCUKLAR ÜZERINDEKİ HAKLARI

1- EBEVEYNLERİN ÇOCUKLAR ÜZERINDEKİ HAKLARI Ders : 107 Konu : İSLAMDA AİLE - BİREYLERİNİN SORUMLULUKLARI - 2 1- EBEVEYNLERİN ÇOCUKLAR ÜZERINDEKİ HAKLARI Saygı Çocukların anne-baba üzerinde hakkı olduğu gibi, anne babanın da çocukları üzerinde hakkı

Detaylı

Kar veya yağmur sebebiyle Cuma namazını terk etmenin hükmü. Muhammed b. Salih el-useymîn. Terceme: Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

Kar veya yağmur sebebiyle Cuma namazını terk etmenin hükmü. Muhammed b. Salih el-useymîn. Terceme: Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin Kar veya yağmur sebebiyle Cuma namazını terk etmenin hükmü ] ريك Turkish [ Türkçe Muhammed b. Salih el-useymîn Terceme: Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 202-433 ح م ترك المعة س ثللج أو ملطر» اللغة

Detaylı

Kur'an'da Kadının Örtüsü Meselesi - İlyas Uçar - Ebû Rudeyha - Evvâh - Kişisel Bilgi Sitesi

Kur'an'da Kadının Örtüsü Meselesi - İlyas Uçar - Ebû Rudeyha - Evvâh - Kişisel Bilgi Sitesi Kur an-ı Kerim in incelemesi, yorumlaması, tefsir edilmesi hususunda incelenen ve günümüzün en çok tartışılan konularından biri de kadının örtüsü meselesidir. Bu yazı da bu konu üzerinde duracağım inşallah...

Detaylı

(40 Hadis-7) SEÇME KIRK HADİS

(40 Hadis-7) SEÇME KIRK HADİS www.behcetoloji.com (40 Hadis-7) SEÇME KIRK HADİS BİRİNCİ HADİS ف ض ل ت ع ل ى ا ل ن ب ي اء ب س ت أ ع ط يت ج و ام ع ال ك ل م و ن ص ر ت ل ي ال غ ن ائ م و ج ع ل ت ل ي ا ل ر ض ط ه ور ا و م س ج د ا و أ ر س

Detaylı

2 İSLAM BARIŞ VE EMAN DİNİDİR 1

2 İSLAM BARIŞ VE EMAN DİNİDİR 1 2 İSLAM BARIŞ VE EMAN DİNİDİR 1 ي ا ا ي ه ا ال ذ ين ا م ن وا اد خ ل وا ف ي الس ل م ك اف ة و ل ت ت ب ع وا خ ط و ات الش ي ط ان ا ن ه ل ك م ع د و م ب ي ن Ey iman edenler! Hepiniz topluca barış ve güvenliğe

Detaylı

فضل صالة الرتاويح اسم املؤلف حممد صالح املنجد

فضل صالة الرتاويح اسم املؤلف حممد صالح املنجد 1436 TERÂVİH NAMAZININ FAZÎLETİ فضل صالة الرتاويح باللغة الرتكية Muhammed Salih el-muneccid اسم املؤلف حممد صالح املنجد Çeviren Muhammed Şahin ترمجة حممد شاهني Gözden Geçiren Ali Rıza Şahin مراجعة يلع

Detaylı

Okul Öncesi İçin DUÂLAR SÛRELER. Melek BOZDOĞAN Murat BOZDOĞAN

Okul Öncesi İçin DUÂLAR SÛRELER. Melek BOZDOĞAN Murat BOZDOĞAN Okul Öncesi İçin DUÂLAR ve SÛRELER Melek BOZDOĞAN Murat BOZDOĞAN KİTAPTAN SEÇİLMİŞ ÖRNEK SAYFALAR Okul Öncesi İçin DUÂLAR ve SÛRELER Melek BOZDOĞAN Murat BOZDOĞAN OKUL ÖNCESİ İÇİN DUALAR VE SURELER 3 Melek

Detaylı

ORUCA BAŞLAMADA ASTRONOMİK HESABA MI GÜVENİLMELİ YOKSA HİLALİ GÖRMEK Mİ GEREKİR? İlmî Araştırmalar ve Fetvâ Dâimî Komitesi

ORUCA BAŞLAMADA ASTRONOMİK HESABA MI GÜVENİLMELİ YOKSA HİLALİ GÖRMEK Mİ GEREKİR? İlmî Araştırmalar ve Fetvâ Dâimî Komitesi ORUCA BAŞLAMADA ASTRONOMİK HESABA MI GÜVENİLMELİ YOKSA HİLALİ GÖRMEK Mİ GEREKİR? ] ريك Turkish [ Türkçe İlmî Araştırmalar ve Fetvâ Dâimî Komitesi Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 20-432

Detaylı

Cihad Gönderen Kadir Hatipoglu - Şubat :23:10. Cihad İNDİR

Cihad Gönderen Kadir Hatipoglu - Şubat :23:10. Cihad İNDİR Cihad Gönderen Kadir Hatipoglu - Şubat 15 2018 14:23:10 Cihad İNDİR ي ا أ ي ه ا ال ذ ين آ م ن وا ه ل أ د ل ك م ع ل ى ت ج ار ة ت نج يك م م ن ع ذ اب أ ل يم : ت ؤ م ن ون ب الل ه و ر س ول ه و ت ج اه د &#16

Detaylı

(Allahım!) Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz. (Fâtiha, 1/5)

(Allahım!) Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz. (Fâtiha, 1/5) ا ي اك ن ع ب د و ا ي اك ن س ت ع ني (Allahım!) Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz. (Fâtiha, 1/5) 1 و م ا ا م ر وا ا ل ل ي ع ب د وا الل م ل ص ني ل ه الد ين ح ن ف اء و ي ق يم وا الص

Detaylı

ON EMİR الوصايا لعرش

ON EMİR الوصايا لعرش ON EMİR الوصايا لعرش ] ريك - Turkish [ Türkçe - şeyh Muhammed Salih el-muneccid الشيخ د صالح الجد Terceme: IslamQa koordinasyon: Sitesi Islamhouse رجة: وقع الا سلا سو ال وجواب تسيق: وقع IslamHouse.com

Detaylı

Altı aylık iken anne karnından düşen ceninin cenaze namazını kılmanın hükmü

Altı aylık iken anne karnından düşen ceninin cenaze namazını kılmanın hükmü Altı aylık iken anne karnından düşen ceninin cenaze namazını kılmanın hükmü ] ريك Turkish [ Türkçe Muhammed b. Salih el-useymîn Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 2013-1434 الصلاة ىلع السقط

Detaylı

ASHAB-I KİRÂMIN KIYMETİ

ASHAB-I KİRÂMIN KIYMETİ 1 ASHAB-I KİRÂMIN KIYMETİ ب اب ف ض ائ ل أ ص ح اب الن ب ي ص ل ى الل ه ع ل ي ه و س ل م PEYGAMBER İN SAHÂBÎLERİNİN FAZİLETLERİ و م ن ص ح ب الن ب ي ص ل ى الل ه ع ل ي ه و س ل م أ و ر آه م ن ال م س ل م ين ف

Detaylı

55. Sizi ondan (arzdan) yarattık, ve ona iâde ederiz ve bir kere daha ondan çıkarırız.

55. Sizi ondan (arzdan) yarattık, ve ona iâde ederiz ve bir kere daha ondan çıkarırız. ÂYETLERİN AÇIKLAMALI MEÂLİ : م ن ه ا خ ل ق ن اك م و فيه ا ن عيد ك م و م ن ها ن ر ج ك م ت ر ة ا خ ر ى 55 55. Sizi ondan (arzdan) yarattık, ve ona iâde ederiz ve bir kere daha ondan çıkarırız. Biz sizi ilkin

Detaylı

األصل الجامع لعبادة هللا وحده

األصل الجامع لعبادة هللا وحده األصل الجامع لعبادة هللا وحده İBADETİN MANASI Şeyh Muhammed bin Abdilvehhab (rh.a) www.almuwahhid.com 2 بسم هللا الرمحن الرحيم Şeyh Muhammed bin Abdilvehhab (rh.a) diyor ki: 1 Sana, tek olan Allah a ibadetin

Detaylı

Borçlunun sadaka vermesinin hükmü

Borçlunun sadaka vermesinin hükmü Borçlunun sadaka vermesinin hükmü ] رك Turkish [ Türkçe Muhammed b. Salih el-useymîn 3Terceme3T 3T: 3TMuhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 2013-1434 ح م صدقة املدن» اللغة الرت ة «بن صالح العثم مد رمجة:

Detaylı

ICERIK. Din kelimesinin sözlük anlami Din kelimesinin Kur an daki anlamlari Din anlayislari Dinin cesitleri Ayetlerle din

ICERIK. Din kelimesinin sözlük anlami Din kelimesinin Kur an daki anlamlari Din anlayislari Dinin cesitleri Ayetlerle din DIN KAVRAMI ICERIK Din kelimesinin sözlük anlami Din kelimesinin Kur an daki anlamlari Din anlayislari Dinin cesitleri Ayetlerle din SÖZLÜKTE DIN Cesitli sekilde anlasiliyor; Ilki hakimiyet, güc, üstünlük,

Detaylı

ŞABAN'IN 30. GECESİ HİLAL GÖRÜLMEDİĞİ ZAMAN (NE YAPILIR?)

ŞABAN'IN 30. GECESİ HİLAL GÖRÜLMEDİĞİ ZAMAN (NE YAPILIR?) 1436 ŞABAN'IN 30. GECESİ HİLAL GÖRÜLMEDİĞİ ZAMAN (NE YAPILIR?) إذا لم ير اهلالل يللة اثلالثني من شعبان باللغة الرتكية Abdullah b. Abdurrahman el-cibrîn اسم املؤلف عبد اهلل بن عبد الرمحن اجلربين Çeviren

Detaylı

HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR

HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR 4O HADIS HER YIL KIRK HADİS 1-12. SINIFLAR ASFA EĞİTİM KURUMLARI 2015-2016 4 4O HADIS ASFA EĞİTİM KURUMLARI Yayın No : Yayın Yılı : 2015 ISBN : 978-000-00000-00 HER SINIFTA KIRK HADİS --- --- --- --- ---

Detaylı

SAHABE NİN ÖNDERİ HZ. EBU BEKİR

SAHABE NİN ÖNDERİ HZ. EBU BEKİR 1 Konumuzla İlgisi SAHABE NİN ÖNDERİ HZ. EBU BEKİR (Radıyallahu anh) ح د ث ن ا ه ن اد ب ن الس ر ى ع ن ع ب د الر ح ن ب ن م م د ال م ح ار ب ع ن ع ب د الس ال م ب ن ح ر ب ع ن أ ب خ ال د الد اال ن ع ن أ ب خ

Detaylı

KİTAP-SÜNNET İLİŞKİSİ (Nebi ve Resul Kavramları)

KİTAP-SÜNNET İLİŞKİSİ (Nebi ve Resul Kavramları) SÜLEYMANİYE VAKFI UZAKTAN SEMİNER MERKEZİ (SUSEM) Ders: İslam Hukukuna Giriş Hafta-11 KİTAP-SÜNNET İLİŞKİSİ (Nebi ve Resul Kavramları) Hazırlayan: Doç. Dr. Servet Bayındır İ.Ü. İlahiyat Fak. Öğr. Üyesi

Detaylı

HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR

HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR 4O HADIS HER YIL KIRK HADİS 1-12. SINIFLAR ASFA EĞİTİM KURUMLARI 2015-2016 4 4O HADIS ASFA EĞİTİM KURUMLARI Yayın No : Yayın Yılı : 2015 ISBN : 978-000-00000-00 HER SINIFTA KIRK HADİS --- --- --- --- ---

Detaylı

Cidde'de yaşayan ve hac için Mekke'den ihrama giren kimsenin hükmü. Muhammed Salih el-useymîn

Cidde'de yaşayan ve hac için Mekke'den ihrama giren kimsenin hükmü. Muhammed Salih el-useymîn Cidde'de yaşayan ve hac için Mekke'den ihrama giren kimsenin hükmü [ تريك Turkish ] Türkçe Muhammed Salih el-useymîn Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 2012-1433 حكم نو يعيش يف حدة أحرم للحج

Detaylı

KURAN DA TEKRARLANAN AYETLER

KURAN DA TEKRARLANAN AYETLER KURAN DA TEKRARLANAN AYETLER İmran AKDEMİR 2013 (Güncelleme 2018) TEKRAR EDEN 97 AYET Kuran ın 97 ayeti diğer ayetler gibi Kuran da sadece bir kez bulunmaz, tekrar ederler. Bu 97 ayetten birçoğuna 2 kez

Detaylı

şeyh Abdulaziz b. Abdullah b. Baz

şeyh Abdulaziz b. Abdullah b. Baz VUKU BULMADAN ÖNCE BÜYÜDEN KORUNMANIN ŞER'Î YOLLARI الوساي ل لرشعية ليت ت ى ق بها السر قبل وقوعه ] ريك - Turkish [ Türkçe - şeyh Abdulaziz b. Abdullah b. Baz الشيخ عبد العز ز بن عبد االله بن باز Terceme:

Detaylı

KUREYŞ SÛRESİ Nuzul 21 / Mushaf 106

KUREYŞ SÛRESİ Nuzul 21 / Mushaf 106 KUREYŞ SÛRESİ Nuzul 21 / Mushaf 106 Surenin Adı: Kureyş sûresi, adını, Kur an da geçtiği tek yer olan ilk âyetinden alır. Kureyş kelimesi iki köke nispet edilir. Birincisi; köpek balığı anlamına gelen

Detaylı

Onlardan bazıları. İhtilaf ettiler. Diri-yaşayan. Yüce. Sen görüyorsun ت ر dostlar. ..e uğradı

Onlardan bazıları. İhtilaf ettiler. Diri-yaşayan. Yüce. Sen görüyorsun ت ر dostlar. ..e uğradı Onlardan bazıları م ن ه م Peygamberler ر س ل ك ل م Konuştu د ر ج ات Dereceler آ ت ي ن ا Verdik أ ي د ن ا Destekledik İhtilaf ettiler اخ ت ل ف وا Diledi ش اء م ن ه م Onlardan bazıları ي ر يد İstiyor أ ن

Detaylı

İşaret zamiri. İşaret isimleri. Bu ikisi. Bunlar. Şu ikisi. Şunlar. Onlar. Yakın mesafe için*bu* uzak mesafe için *şu-o* Çoğul İkil Tekil.

İşaret zamiri. İşaret isimleri. Bu ikisi. Bunlar. Şu ikisi. Şunlar. Onlar. Yakın mesafe için*bu* uzak mesafe için *şu-o* Çoğul İkil Tekil. الد ر س األو ل Ders 1 sayfa1 Bu أ س م اء اإل ش ار ة İşaret isimleri Bayan ve müennes kelimeler için. Erkek ve kelimeler için. ھ ذ ا... ھ ذ ه İşaret zamiri Bu م ذ ك ر م ف ر د ھ ذ ا Çoğul İkil Tekil ھ ذ

Detaylı

Allah Teâlâ ya hamd eder, Hz. Muhammed (Sallalahu Aleyhi ve Sellem) e, âl ve ashabına selam ederiz.

Allah Teâlâ ya hamd eder, Hz. Muhammed (Sallalahu Aleyhi ve Sellem) e, âl ve ashabına selam ederiz. İstihare Hakkında Allah Teâlâ ya hamd eder, Hz. Muhammed (Sallalahu Aleyhi ve Sellem) e, âl ve ashabına selam ederiz. Âlimlerin ittifakıyla istihare yapmak sünnettir.[1] El-Buhârî nin rivayetine göre Cabir

Detaylı

Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Hukuk Usulü II

Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Hukuk Usulü II Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Hukuk Usulü II -Ders Planı- Dersin konusu: istinbat metotları ve va z olunduğu mana bakımından lafızlar [hâs] Ön hazırlık: İlgili tezler: ibrahim özdemir

Detaylı

Hor görme, aşağılama, hakir kabul etme günahını ilk işleyen şeytandır.

Hor görme, aşağılama, hakir kabul etme günahını ilk işleyen şeytandır. - MAHMUT TOPTAŞ Hor görme, aşağılama, hakir kabul etme günahını ilk işleyen şeytandır. Rabbim, Adem aleyhisselamı yaratıp meleklere secde etmesini emrettiğinde yalnız İblis/şeytan secde etmemiş ve gerekçesini

Detaylı

CENAB-I HAKK IN O NA İTAATİ KENDİNE İTAAT KABUL ETTİĞİ ZAT A SALÂT VE SELAM

CENAB-I HAKK IN O NA İTAATİ KENDİNE İTAAT KABUL ETTİĞİ ZAT A SALÂT VE SELAM ا لص ال ة و الس ال م ع ل ى م ن اع ت ب ر اهلل ط اع ت ه )ص ل ى اهلل ع ل ي ه و س ل م ( ط اع ة ل ذ ات ه )ج ل ج ال ل ه ) ب س م اهلل الر ح م ن الر ح يم ا ل ح م د ل ل ه ر ب ال ع ال م ين. و الص ال ة و الس ال م

Detaylı

HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR

HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR 4O HADIS HER YIL KIRK HADİS 1-12. SINIFLAR ASFA EĞİTİM KURUMLARI 2015-2016 4 4O HADIS ASFA EĞİTİM KURUMLARI Yayın No : Yayın Yılı : 2015 ISBN : 978-000-00000-00 HER SINIFTA KIRK HADİS --- --- --- --- ---

Detaylı

5. KUREYŞ SÛRESİ ÖĞRENELİM

5. KUREYŞ SÛRESİ ÖĞRENELİM SÛRELERİMİZİ tefekkürle ÖĞRENİYORUZ 5. KUREYŞ SÛRESİ ا ا 1 ا ل ا يل ف ق ر يش الشت ا ء يلف ه م ر ح ل ة 3 ف لي ع ب دوا ر ب ه ذا الب ي ت 2 الص ي ف و 4 وع و ا من ه م م ن خ و ف الذ ي اط ع م ه م م ن ج ÖĞRENELİM

Detaylı

şeyh Muhammed Salih el-muneccid

şeyh Muhammed Salih el-muneccid Tevhidi Nasıl Gerçekleştirebilirim? Vaat edilmiş Olan Karşılık Nedir? كيف ح ق ق تلوحيد وا هو جلزاء لوعود ] ريك - Turkish [ Türkçe - şeyh Muhammed Salih el-muneccid الشيخ د صالح النجد Terceme: IslamQa koordinasyon:

Detaylı

HZ. PEYGAMBERİN (S.A.) YARDIMCISI HZ. ZÜBEYİR b. AVVÂM (Radıyallahu anh)

HZ. PEYGAMBERİN (S.A.) YARDIMCISI HZ. ZÜBEYİR b. AVVÂM (Radıyallahu anh) 1 HZ. PEYGAMBERİN (S.A.) YARDIMCISI HZ. ZÜBEYİR b. AVVÂM (Radıyallahu anh) Zübeyir b. Avvâm b. Huveylid b. Esed el-kuraşî el-esedî. Künyesi: Ebu Abdullah dır. Hz. Peygamber in (s.a.) halası Safiyye bint

Detaylı

94. SOHBET İslam da İbadet Kavramı Çerçevesinde "Çalışmak İbadet "midir?

94. SOHBET İslam da İbadet Kavramı Çerçevesinde Çalışmak İbadet midir? 94. SOHBET İslam da İbadet Kavramı Çerçevesinde "Çalışmak İbadet "midir? Neden ve Niçin Çalışırız? Çalışmak, bir iş meydana getirmek için zihnî ve bedenî güç sarf etmek, gayret etmek, uğraşmak demektir.

Detaylı

REFERANS AYET: HİCR 87

REFERANS AYET: HİCR 87 REFERANS AYET: HİCR 87 Hicr Suresi nin 87 nci ayeti Tekrarlanan İkilinin verildiğini ve verilen iki sayıdan birinin 7 olduğunu bildiren tek ayettir. Ayrıca bu ayet peygambere indirilen vahyin hem sayısal

Detaylı

İbadet Hayatımızda Şaban Ayı Gönderen Kadir Hatipoglu - Mayıs :46:24

İbadet Hayatımızda Şaban Ayı Gönderen Kadir Hatipoglu - Mayıs :46:24 İbadet Hayatımızda Şaban Ayı Gönderen Kadir Hatipoglu - Mayıs 19 2015 11:46:24 İbadet hayatımızda önemli bir yeri olan günlerin içindeyiz.[1] Bugünler sevaplı, feyizli ve bereketli günlerdir. Ebedi hayatımızın

Detaylı

şeyh Muhammed Salih el-muneccid

şeyh Muhammed Salih el-muneccid Abdest Alırken Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellemin Allah Katındaki Makamı ile Dua Etmek لاعء أثناء الوضوء ب ا ه ليب ص االله عليه وسلم ] ريك - Turkish [ Türkçe - şeyh Muhammed Salih el-muneccid الشيخ

Detaylı

Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Hukuk Usulü II

Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Hukuk Usulü II Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Hukuk Usulü II -Ders Planı- Dersin konusu: manaya delaletinin kapalılığı bakımından lafızlar [hafî-müşkilmücmel-müteşâbih] Ön hazırlık: İlgili tezler: hakkı

Detaylı

Damla Yayın Nu: Editör Mehmet DO RU. Dil Uzman lyas DİRİN. Görsel Tasar m Uzman Cem ÇERİ. Program Gelifltirme Uzman Yusuf SARIGÜNEY

Damla Yayın Nu: Editör Mehmet DO RU. Dil Uzman lyas DİRİN. Görsel Tasar m Uzman Cem ÇERİ. Program Gelifltirme Uzman Yusuf SARIGÜNEY ا ب ع ق ظ ل ز ك İMAM HATİP LİSELERİ MESLEKİ ARAPÇA 9 Öğrenci Çalışma Kitabı ج ن 9 ل ث ان و ي ات ال ئ م ة و ال خ ط باء ا لل غ ة ال ع ر ب ي ة ك ت اب الت د ر يب ات Millî Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye

Detaylı

Sevgili sanatseverler,

Sevgili sanatseverler, Sevgili sanatseverler, Bugüne kadar kültür ve sanat sahasında gerçekleştirdiklerimizi, kaliteyi yükselten, etki alanını genişleten, muhtevası daha zengin ve sürdürülebilir bir faaliyet haline getirmek

Detaylı

HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR

HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR 4O HADIS HER YIL KIRK HADİS 1-12. SINIFLAR ASFA EĞİTİM KURUMLARI 2015-2016 4 4O HADIS ASFA EĞİTİM KURUMLARI Yayın No : Yayın Yılı : 2015 ISBN : 978-000-00000-00 HER SINIFTA KIRK HADİS --- --- --- --- ---

Detaylı

1 Bahattin Akbaş, Din işleri Yüksek Kurulu Uzmanı 2 İbn Manzur, Lisanu'l- Arab, Xlll/115 3 Kasas, 28/77. 4 İbrahim, 14/34. 5 İsrâ, 17/70.

1 Bahattin Akbaş, Din işleri Yüksek Kurulu Uzmanı 2 İbn Manzur, Lisanu'l- Arab, Xlll/115 3 Kasas, 28/77. 4 İbrahim, 14/34. 5 İsrâ, 17/70. ALLAH İHSANI EMREDER 1 Yüce Allah'ın Kur'an-ı Kerim'de üzerinde önemle durduğu hususlardan biri de ihsandır, ihsan, kök ve müştakları ile birlikte Kur'an-ı Kerim'de ikiyüze yakın yerde geçmektedir. Güzel

Detaylı

تلقني أصول العقيدة العامة

تلقني أصول العقيدة العامة تلقني أصول العقيدة العامة SORULU CEVAPLI AKİDE DERSLERİ Muellif: Şeyhulislam Muhammed bin Abdilvehhab (rh.a) www.almuwahhid.com 2 بسم هللا الرمحن الرحيم Soru 1: Rabbin kimdir? 1 Cevap 1: Rabbim Allahtır!

Detaylı

AÇIKLAMALI SÛRE MEÂLLERİ

AÇIKLAMALI SÛRE MEÂLLERİ BİLİM ve İNSAN VAKFI ELMALILI HAMDİ YAZIR KUR AN AKADEMİSİ KUR ÂN-I KERÎM EĞİTİM ve ÖĞRETİM PROGRAMLARI TASHÎH-İ HURÛF DERSLERİ AÇIKLAMALI SÛRE MEÂLLERİ Hazırlayan : Yrd. Doç. Dr. Fatih Çollak 1 8. HAFTA

Detaylı

EV SOHBETLERİ 135. Sohbet SOHBET BİZİ ALDATAN BİZDEN DEĞİLDİR! 1

EV SOHBETLERİ 135. Sohbet SOHBET BİZİ ALDATAN BİZDEN DEĞİLDİR! 1 135. SOHBET BİZİ ALDATAN BİZDEN DEĞİLDİR! 1 Ebû Hureyre (ra) anlatıyor: Resûlullah (sav) (Medine pazarında dolaşırken) bir buğday yığınının yanına geldi. Elini o yığının içine daldırınca parmakları ıslandı.

Detaylı

Tedbir, Tevekkül Ve Kader Anlayışımız Gönderen Kadir Hatipoglu - Ağustos :14:51

Tedbir, Tevekkül Ve Kader Anlayışımız Gönderen Kadir Hatipoglu - Ağustos :14:51 Tedbir, Tevekkül Ve Kader Anlayışımız Gönderen Kadir Hatipoglu - Ağustos 26 2015 06:14:51 Kainatı yoktan var eden ve bizlere rahmetiyle, sevgisiyle ve şefkatiyle muamele eden Yüce Mevla mıza bizlere bahşetmiş

Detaylı

DUA KAVRAMININ ANLAMI*

DUA KAVRAMININ ANLAMI* DUA KAVRAMININ ANLAMI* A. SÖZLÜK VE TERİM ANLAMI Sözlükte; çağırmak, seslenmek, davet etmek, istemek ve yardım talep etmek anlamlarına gelen dua, din ıstılahında; Allah ın yüceliği karşısında insanın aczini

Detaylı

EV SOHBETLERİ AT. Ders : 6 Konu : Kitaplara İman. a) Kitaplara Topyekün İman

EV SOHBETLERİ AT. Ders : 6 Konu : Kitaplara İman. a) Kitaplara Topyekün İman Ders : 6 Konu : Kitaplara İman a) Kitaplara Topyekün İman İmanın şartlarından bir tanesi de Allah ın insanlara yine insanlar arasından seçtiği peygamberleri vasıtasıyla kitaplar gönderdiğine iman etmektir.

Detaylı

ی س ر و لا ت ع س ر ر ب ت م م ب ال خ ی ر

ی س ر و لا ت ع س ر ر ب ت م م ب ال خ ی ر ر ب ی س ر و لا ت ع س ر ر ب ت م م ب ال خ ی ر Yâ Rabbi! Kolaylaştır, zorlaştırma. Hayırla sonuçlardır. KUR ÂN HARFLERİNİN ÇIKIŞ YERLERİ ض Dilin yan tarafını sağ veya sol üst yan dişlere vurarak çıkarılır.

Detaylı

7tepe7sanat Uluslararası İstanbul Klasik Sanatlar Yarışması Şartnamesi

7tepe7sanat Uluslararası İstanbul Klasik Sanatlar Yarışması Şartnamesi 7tepe7sanat Uluslararası İstanbul Klasik Sanatlar Yarışması Şartnamesi - 2019 Yarışma konusu ve metinleri Hat Uluslararası İstanbul Klasik Sanatlar Yarışması hat bölümünde aşağıdaki ayet ve sûreler yazılacaktır.

Detaylı

ALLAH HER ZAMAN DOĞRU OLMAMIZI İSTER 1. Ey iman edenler! Allah a karşı gelmekten sakının ve doğrularla beraber olun. 2

ALLAH HER ZAMAN DOĞRU OLMAMIZI İSTER 1. Ey iman edenler! Allah a karşı gelmekten sakının ve doğrularla beraber olun. 2 ALLAH HER ZAMAN DOĞRU OLMAMIZI İSTER 1 ي ا ا ي ه ا ال ذ ين ا م ن وا ات ق وا ا لل و ك ون وا م ع الص اد ق ين 111 Ey iman edenler! Allah a karşı gelmekten sakının ve doğrularla beraber olun. 2 Doğruluk, insanın

Detaylı

Yasin sûresini okuduktan sonra duâ etmek için toplanmanın hükmü. Abdulaziz b. Baz

Yasin sûresini okuduktan sonra duâ etmek için toplanmanın hükmü. Abdulaziz b. Baz Yasin sûresini okuduktan sonra duâ etmek için toplanmanın hükmü [ ثريك Turkish ] Türkçe Abdulaziz b. Baz Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 2012-1433 االججهاع ىلع قراءة يس عدة مرات ثم ادلاعء

Detaylı

bartin.diyanet.gov.tr/kurucasile

bartin.diyanet.gov.tr/kurucasile bartin.diyanet.gov.tr/kurucasile www.recepsahan.net و س ار ع وا إ ل ى م غ ف ر ة م ن رب ك م و ج نة ع رض ه ا السم او ات و األ ر ض أ ع دت ل ل م ت ق ي ن Rabbinizin mağfiretine ermek ve muttakiler için hazırlanmış

Detaylı

و ال ت ق ول وا ل م ن ي ق ت ل ف ي س بيل الل ه أ م و ات ب ل أ ح ي اء و ل ك ن ال ت ش ع ر ون

و ال ت ق ول وا ل م ن ي ق ت ل ف ي س بيل الل ه أ م و ات ب ل أ ح ي اء و ل ك ن ال ت ش ع ر ون Teravih 28 Haziran 1984 (Son Teravih) Yer : Dergah İmam Efendi : Muzaffer Ozak Cumhur Müezzinlik : Dergah Maalesef Yatsı namazı ve Teravih in ilk dört rekatı kayda alınamamış. Kayıt ilk dört rekattan sonra

Detaylı

EĞER NEBİ MUHAMMED, BENDEN YAHUDİLİĞİ VE HIRİSTİYANLIĞI İNKÂR ETMEMİ İSTESE; YAHUDİLİĞİ VE HIRİSTİYANLIĞI İNKÂR ETMEM, MUHAMMED'İ İNKAR EDERİM

EĞER NEBİ MUHAMMED, BENDEN YAHUDİLİĞİ VE HIRİSTİYANLIĞI İNKÂR ETMEMİ İSTESE; YAHUDİLİĞİ VE HIRİSTİYANLIĞI İNKÂR ETMEM, MUHAMMED'İ İNKAR EDERİM Suriye Müftüsü Ne Diyor? EĞER NEBİ MUHAMMED, BENDEN YAHUDİLİĞİ VE HIRİSTİYANLIĞI İNKÂR ETMEMİ İSTESE; YAHUDİLİĞİ VE HIRİSTİYANLIĞI İNKÂR ETMEM, MUHAMMED'İ İNKAR EDERİM Suriye Müftüsü / Ahmed Bedruddin

Detaylı

KUNUŞUYORUZ AMA. İnsanları hayvanlardan ayıran en önemli özelliklerden biri de konuşmadır. Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:

KUNUŞUYORUZ AMA. İnsanları hayvanlardan ayıran en önemli özelliklerden biri de konuşmadır. Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: Ders : 187 Konu : KONUŞMA ÂDÂBI KUNUŞUYORUZ AMA İnsanları hayvanlardan ayıran en önemli özelliklerden biri de konuşmadır. Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: (Rahmân), insanı yarattı ve ona beyanı (açıklamayı)

Detaylı

İHSAN SOHBETLERİ İHSAN SOHBETİ

İHSAN SOHBETLERİ İHSAN SOHBETİ 8- İHSAN SOHBETİ KONU : MELEKLERE İMAN - 2 Geçen haftadan kesitler: Bir önceki sohbetimizde iman esaslarından olan Meleklere İman konusunu işlemeye başlamıştık. MELEKLERİN MAHİYETİ İmanın şartlarından

Detaylı

DUASI REDDİLMEYEN SAHABÎ HZ. SAÎD B. ZEYD (Radıyallahu anh)

DUASI REDDİLMEYEN SAHABÎ HZ. SAÎD B. ZEYD (Radıyallahu anh) 1 Saîd b. Zeyd b. Amr b. Nüfeyl el-kureşî. DUASI REDDİLMEYEN SAHABÎ HZ. SAÎD B. ZEYD (Radıyallahu anh) Babası Zeyd b. Amr b. Nüfeyl olup, nesebi Ka b da Resûlüllah (s.a.) ile birleşmektedir. Annesi Fatıma

Detaylı

Tatil kavramını araştırdığımız da tatil için şu anlamların verildiğini görürüz:

Tatil kavramını araştırdığımız da tatil için şu anlamların verildiğini görürüz: Tatile Müslümanca bir bakış açısı geliştirebilmek için önce tatil kelimesini ve Müslümanı tanımlayalım arkasından bu iki kavramın kesişmiş olduğu yani her iki kavramın da tanımının içinde kalan, paylaşabildikleri

Detaylı

(Tanımı ve Dayanağı)

(Tanımı ve Dayanağı) DERS -7 NİKAH-I İSLAM HUKUKU-I (Tanımı ve Dayanağı) Prof. Dr. Abdülaziz BAYINDIR & Doç. Dr. Servet BAYINDIR İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyeleri DERSİN AKIŞI Nikahın Sözlük Anlamı Nikahın

Detaylı

Gizlemek. أ Helak etmek, yok etmek أ. Affetmek. Açıklamak. ا ر اد Sahip olmak, malik olmak. Đstemek,irade etmek. Seçme Metnler 25

Gizlemek. أ Helak etmek, yok etmek أ. Affetmek. Açıklamak. ا ر اد Sahip olmak, malik olmak. Đstemek,irade etmek. Seçme Metnler 25 136. Ey iman edenler, Allah'a, elçisine, elçisine indirdiği kitaba ve bundan önce indirdiği kitaba iman edin. Kim Allah'ı, meleklerini, kitaplarını, elçilerini ve ahiret gününü inkar ederse, uzak bir sapıklıkla

Detaylı

Kadir gecesi, her yıl belirli bir gece ile sâbit midir?

Kadir gecesi, her yıl belirli bir gece ile sâbit midir? Kadir gecesi, her yıl belirli bir gece ile sâbit midir? [ تريك Turkish ] Türkçe Muhammed b. Salih el-useymîn Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 204-436 هل يللة القدر ثابتة يف يللة معينة من

Detaylı

Her elini uzatana (isteyene) zekât verilir mi?

Her elini uzatana (isteyene) zekât verilir mi? Her elini uzatana (isteyene) zekât verilir mi? ] ريك Turkish [ Türkçe Muhammed b. Salih el-useymîn Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 2013-1434 هل لك من مد يده ستحق الز ة» اللغة الرت ية «بن

Detaylı

İHLAS VE NİYET. Râşid b. Hüseyin el-abdulkerim. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

İHLAS VE NİYET. Râşid b. Hüseyin el-abdulkerim. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin İHLAS VE NİYET ] تريك Turkish [ Türkçe Râşid b. Hüseyin el-abdulkerim Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 2011-1432 لا خلا جگية» باللغة لرت ية «شد بن حسني لعبد لكريم ترمجة: حممد مسلم شاهني

Detaylı