SAĞLIK VE SOSYAL YARDIM VAKFI DERGİSİ Yıl:3 Sayı:4 Ekim aralık 1993

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "SAĞLIK VE SOSYAL YARDIM VAKFI DERGİSİ Yıl:3 Sayı:4 Ekim aralık 1993"

Transkript

1 SAĞLIK VE SOSYAL YARDIM VAKFI DERGİSİ Yıl:3 Sayı:4 Ekim aralık 1993 KANSER EPİDEMİYOLOJİSİ ve KANSERDEN KORUNMA İLKELERİ Prof.Dr.Recep AKDUR Tanımı ve Önemi: Kanser, canlıyı oluşturan hücrelerden herhangi bir türünün yapı ve fonksiyon bakımından normalden saparak, kontrolsüz bir biçimde çoğalması demektir. Hızla çoğalmaya başlayan bu atiptik hücreler bir yandan ait oldukları dokuda/ organda işlev bozuklukları yaparken öte yandan da diğer doku ve organları da istila ederler. Onların da işlevini bozmak suretiyle canlıyı hastalandırır. Kanser, köken aldığı doku ya da organ hücresine göre, çok değişik ve farklı hastalık tabloları oluşturur. Bu nedenle de kanser tek ve özel bir hastalık olmayıp, köken aldığı hücreye göre, farklı özellikler gösteren bir hastalık grubudur. Kanserin, Türkiye için önemli bir Halk Sağlığı sorunu olup olmadığının tartışılması son yıllarda artmış, özellikle 1980 li yıllardan sonra büyük bir aktüalite kazanmıştır. Bu durum 1986 yılında basılan, Kanser Savaş Daire Başkanlığı raporunda yurdumuzda kanserin halk sağlığı yönünden durumu henüz belli değildir tümcesi ile özetlenmiştir. Günümüzde de bu tartışmalar net bir sonuca bağlanmamış, diğer bir anlatımla kanserin önemli ve öncelikli sorun olup olmadığı konusunda ulusal birliktelik sağlanamamıştır. Dünya nın bir çok ülkesinde ve bu arada Türkiye de düzenli ve sağlıklı bir kanser kayıt sistemi yoktur. Bu nedenle de kanserde gerçek sayıları bilme şansından yoksunuz. Halk sağlığı açısından önemli olup olmadığının tartışılır olması da bu eksiklikten kaynaklanmaktadır. Ancak, kanser kayıt sisteminin yeterli olduğu bazı ülkelerin verilerinden hareketle doğruya yakın tahminler yapılabilmektedir. Bu hesaplamalardaki tereddütler ise, kanser kayıt sisteminin gelişmiş olduğu ülkelerin, aynı zamanda gelişmiş/ sanayileşmiş olan ülkeler olmasından kaynaklanmaktadır. Çünkü; kanserin, gerek yaş kompozisyonun değişmesi ve gerekse iler sanayileşmenin getirdiği kanserojenlere maruziyetin artması gibi nedenlerle, gelişmiş ülkelerde daha sık görülebileceği bilinmektedir. Bu nedenle de, bu sayılardan hareketle, gelişmekte olan ülkeler sayısının hesaplanmasının yanlış olacağı görüşü yaygındır. 1

2 Bir hastalık ya da hastalık grubunun Halk Sağlığı açısından önemi irdelenirken üç temel ölçüye vurulur. Bunlardan birisi yaygınlık, ikincisi ölüm ve sakatlanmaya neden olma, üçüncüsü ise ekonomik kayıplara neden olmadır. Eğer bir hastalık ya da hastalık grubu bu üç özellikten birine sahipse önemli bir Halk Sağlığı sorunu olarak kabul edilir. Bu özelliklerin üçüne birden sahip olan sorun ise hem önemli hem de öncelikli bir halk sağlığı sorunudur. Mevcut verilere göre; kanserin dünyadaki yıllık insidansı yüz binde arasında değişmektedir. Bu ortalamalardan hareketle ve altmış milyon nüfus için, Türkiye de yıllık ile yeni kanserli olgu beklenmektedir. Buna karşılık, 1990 yılında, Sağlık Bakanlığı na olgu bildirilmiştir. Arada çok büyük fark vardır. Türkiye deki il ve ilçelerdeki kanser ölümlerinden hareketle yıllık yeni olgu hesaplanmaktadır. Dr. Bilir in Etimesgut ve Çubuk ta yapmış olduğu çalışmaya göre; kesin kanser tanısı alanlarda yıllık insidans yüz binde 68, ocak tabiplerinin kanserden kuşkulandığı olgularla birlikte ise yıllık insidans yüz binde 235 olarak bulunmuştur. Bu sıklık ve 60 milyon nüfus içi yeni olgu sayısı , şüpheli olgu sayısı ise olmaktadır. Tüm bunlar göstermektedir ki; Türkiye de kanser yıllık insidans, dünya ortalamalarından düşük olsa bile, bildirimi yapılan sayıların çok üzerindedir ve bildirimler yetersizdir. Yukarda verilen yıllık insidanslardan hareketle e ortalama kanserli ömrünün üç yıl olması halinde, Türkiye deki toplam olgu sayısı (kümilatif) ile arasında değişmektedir. Ortalama, kanserli ömrünün, beş yıl alınması halinde ise, bu sayılar, ile arasında seyretmektedir. Bu büyüklükteki sayıların ise; Türkiye deki mevcut hastalık sayıları içinde en yükseklerden biri olduğuna kuşku yoktur. (Bakınız aşağıdaki tablo). Kanserin diğer hastalıklardan önemli bir farkı vardır. O da kanserli hastanın, ailesini ve yakın çevresini ekonomik ve psikolojik açısından zorlamasıdır. Zorlanmanın da ötesinde gerek kişiyi ve gerekse ailesini hem ekonomik hem de psikolojik olarak yıkar. Bu nedenle de, kanserlinin yalnızca kendisini değil, ailesini ve yakın çevresini de sağlık sorunlu olarak kabul etmek gerekir. Böyle düşünüldüğünde, ortalama aile hacminin beş kişi olduğu Türkiye de ile arasında değişen kişi kanserin olumsuz etkisi altındadır. Bu boyutta nüfusu etkileyen başka bir sağlık sorunu örneği ise yoktur (tabloya bakınız). 2

3 Tablo 1: Türkiye de Kanser Yaygınlığı ve Etkilenen Nüfus Tahminleri (60 Milyon Nüfus için) İnsidans Yıllık Yeni Kümülatif Olgu sayısı Etkilenen Nüfus Sayısı (Yüz binde) Olgu Sayısı (Üç yıllık (Beş yıllık (Beş Kişilik Aile) ömür) ömür) Üç Yıllık Beş Yıllık Ömür Ömür Türkiye de patolojik olarak doğrulanmış ve bildirilen olgular insidansı. 2- Bilir; Etimesgut ve Çubuk ta kesin tanılı olgular insidansı. 3- Türkiye de il ve ilçelerde kanserden ölüm sayılarından hareketle hesaplanmış insidans. 4- Dünya ortalaması alt sınırı. 5- Bilir; Etimesgut ve Çubuk ta ocak hekimlerince olası tanı konmuş olgular insidansı. 6- Dünya ortalaması üst sınırı. Kanserden olan ölümler, Dünya da ve Türkiye de kardiovasküler nedenlerden sonra ikinci sırada yer almaktadır. 0-1 yaş grubu hariç tutulur ise, tüm yaş grupları için bu geçerlidir ve Türkiye de her on ölümden biri kanserden meydana gelmektedir. Sakatlanma özelliği açısından ise, kanserlerin bir çoğu çok hızlı seyretmekte ve çok kısa bir süre içinde insanları fizikman sakat haline getirmektedir. Fizik olarak sakatlanmayanlar ise psikolojik olarak yıkılmakta, her türlü üretim ve yaşamın dışında kalmaktadır. Kanser olguları, iki yönden, çok ciddi boyutlarda ekonomik kayıplara neden olmaktadır. Bunlardan birincisi, tüm hastalıklarda olduğu gibi, binlerce insanın üretim dışında kalması ile oluşan ekonomik kayıptır. İkincisi ise, kanserli olguların tedavisinin ulusal ekonomiye getirmiş olduğu yüktür. Çünkü; kanser tedavisi, hiçbir hastalık grubuyla kıyaslanamayacak pahalılıkta bir tedavidir. ABD nin 1990 yılı verilerine göre, kanserli başına ortalama dolar harcanmıştır. Bunun Türkiye sayılarına uyarlanması durumunda ulusal ekonomiye gelecek yük 5-10 trilyon TL dolayında olmaktadır. Tüm bu sayılar göstermektedir ki; kanser, yaygınlığı, ölüm ve sakatlıklara neden olması ve ulusal ekonomiye getirdiği kayıplar ile Türkiye de önemli ve öncelikli halk sağlığı sorunudur. Bu konudaki her türlü tartışma bir yana bırakılarak, var olan ve ayrılabilen tüm kaynaklarımızla etkili bir ulusal kanser kontrol programı yürütülmelidir. Aksi ise, yalnızca toplumun sağlığı ve ulusal ekonomide kayıp olacaktır. 3

4 KANSER EPİDEMİYOLOJİSİ Epidemiyoloji, toplumlarda hastalıkların sıklığını, dağılımı ve bu sıklıkla, dağılımı belirleyen faktörleri inceleyen bir bilim dalıdır. Toplumun sağlık sorunlarını belirledikten sonra, bu sorunların nedenlerini ve bu nedenlere yönelik koruyucu önlemlerle en ekonomik ve etkili tedavi yöntemlerini saptar. Hastalıkların toplumdaki sıklık ve dağılımını saptayan uygulamasına tanımlayıcı epidemiyoloji, sıklığın ve dağılımın nedenlerini inceleyen bu nedenlerle karşı koruma ve tedavi yöntemlerini saptayan uygulamalarına ise analitik epidemiyoloji denir. Tanımlayıcı uygulamalar ile; bir hastalık ya da grubun kimde, nerede ne zaman görüldüğü soruları yanıtlanarak sorun tanımlanır. Daha sonra analitik uygulamar ile sorunun ne ile, niçin, nasıl meydana geldiği bulunarak bunlara karşı alınacak önlemler/ tedaviler belirlenir. Bu, kanser içinde böyledir. Epidemiyolojik incelemeler sonucunda kanserin/ kanserlerin nedenleri ve bu nedenlere karşı alınacak koruyucu önlemler ile en etkin ve ekonomik tedavi yöntemleri bulunur, geliştirilir. Tanım bölümünde de belirtildiği gibi, kanser spesifik bir hastalık olmayıp, bir hastalık grubunun adıdır. Bu nedenle de her kanser türünün kendine özgü ve diğerlerinden çok farklı epidemiyolojik özellikleri vardır. Kanser kayıt sisteminin iyi olduğu ülkelerdeki epidemiyolojik çalışmalar sonucunda, her kanser türü için son derece detaylı bilgiler elde edilmiştir. Ancak bu metinde tek tek kanser türlerinin epidemiyolojik özelliklerine girilmeyecek yalnızca bütün grubun ortak epidemiyolojik özellikleri özetlenecektir. Buradan hareketle de genel olarak kanserle koruyucu hizmetlerden söz edilecektir. Epidemiyolojinin yanıt aradığı soruların başında hastalık ya da hastalık grubunun kimde görüldüğüdür. Bu kapsamda; yaş, cins, meslek, kültürel durum, genetik, ırk, beslenme durumu ve alışkanlıklar gibi bireysel özellikler araştırılır ve bu bireysel özelliklere bağlı olarak sorunun göstermiş olduğu değişiklikler incelenir. Yaş: Kanserler her yaşta görülebilir. Ancak bazı çocukluk dönemi kanserleri (lösemi, MSS kanserleri) bir yana bırakılır ise, kanser görülme sıklığı yaşa paralel olarak artar. Yaşlılarda kanser görülme riski, çocuklara göre, 200 kat daha fazladır. Bundan ötürü, ortalama ömrün elli yaştan daha kısa olduğu toplumlarda kanser sıklığı azdır. Aksine ortalama ömrün 70 yaşın üstünde olduğu toplumlar kanser sıklığının en yüksek olduğu toplumlardır. Cinsiyet: Kanser her iki cinsiyette de görülmekle birlikte, hem tür hem de sıklık açısından cinsiyetler arasında önemli farklılıklar gösterir. Kayıt sistemi iyi olan ülke verilerine göre; yıllık insidans erkeklerde iken, kadınlarda daha düşük ve yüz binde dir. Aynı şekilde, tüm kanserler için ölüm oranı erkeklerde daha yüksektir. Bu yükseklik, kanserlerin, cinsiyetlerde, köken aldığı dokuların çok farklı olmasından ileri gelmektedir. Erkeklerde daha çok, tedavi olanağı sınırlı, akciğer, özofagus mide ve prostat kanserleri görülürken, kadınlarda meme, uterus gibi prognozu daha iyi olan kanserler görülmektedir. Kanser türlerinin cinsiyetlere göre sıklığı incelendiğinde ise; ağız boşluğu, farenks özofagus, akciğer, mide, rektum ve lenfohemapoetik sistem kanserleri genelde erkeklerde daha sıktır. Buna karşılık meme ve üreme organları kanserleri kadınlarda belirgin bir biçimde daha sıktır. Aynı şekilde safra kesesi ve tiroid kanserleri de kadınlarda daha sık görülen türlerdendir. Bunların dışında kalan diğer 4

5 organ kanserlerin ise, genel olarak, her iki cinsiyette de aynı sıklıkta görüldüğü bilinmektedir. Cinsiyetlerde görülen kanserlerin sıklığı yaşa göre de değişmektedir. 10 yaşın altında erkeklerde kanser daha sık görülürken, yaş arasında özellikle de 35/50 yaş arasındaki kadınlarda, belirgin olarak, erkeklerden daha sık kanser görülmektedir. Bu farklılık özellikle bu yaşlarda artan serviks ve meme kanserlerinden iler gelmektedir. 60 yaşından sonra ise tekrar erkeklerdeki sıklı belirgin bir şekilde artmaktadır. Meslek ve Çalışma Koşulları Uluslar arası Kanser Araştırma Ajansı (IARC) 150 kadar madde ve fiziksel etkeni kanserojen ya da potansiyel kanserojen olarak değerlendirmektedir. Bunlardan 30 kadarının kesin olarak kanserojen olduğu belirlenmiştir. Sanayileşmeye paralel olarak gerek genel çevrede ve gerekse çalışma yerlerinde maruz kalınan kanserojen kimyasal ve fizik etkenlerin hem sayısının hem de maruz kalma yoğunluğunun arttığını bilinmektedir. Çeşitli mesleklerde çalışan insanların, işin özelliği nedeniyle kanserojen etkenlere maruz kaldığı, dolayısı ile de diğer insanlara göre daha yüksek sıklıkta kansere yakalandıkları bilinmektedir. Bu maddelerin başında katran, kömürün yanma ürünleri, benzen, naftilaminler, asbest, vinil klorür ve krom gelmektedir. Bu ilişkinin bir sonucu olarak; boya sanayiinde çalışanlarda mesane, plastik sanayiinde çalışanlarda karaciğer, asbestle uğraşanlarda mezotelyoma, katranla uğraşanlarda ise cilt kanserleri, toplumun diğer kesimlerine göre, çok daha sık görülmektedir. Beslenme Biçim ve Alışkanlıkları Kişinin beslenme durumu ve gıda tüketim alışkanlıkları kanserleri arttırma yo da azaltma açısından çok önemli bir faktördür. Beslenme ile kanserlerin ilişkisi aşağıdaki şekilde özetlenip sınıflandırılabilir; 1- Yeterli ve dengeli beslenme kanser riskini önemli oranda azaltmaktadır. a)yeterli ve dengeli beslenenlerde, kişiler besinlerle yeteri kadar spesifik konjuge ürünler alabilmekte ve bunlar metabolitleri bağlıyarak onların kanserojen etkilerini yok etmektedir. b)a,c vitamini, demir, çinko ve selenyumun kansere karşı koruyucu etkisi olduğu bildirilmektedir. c)aşırı enerji alımı ve şişmanlık kanser riskini artırmaktadır. Aynı şekilde yağdan zengin beslenme halinde yağların yanma ürünleri olan peroksit, hidroksiperoksit ve epoksit gibi maddeler kanserojen etki göstermektedir. 2- Besinlerle yabancı ve kanserojen öğelerin alınması kansere yakalanma riskini arttırmaktadır. a)doğal kanserojenler; nitrit, nitrat, nitrozaminler ve aflotoksinler. b)yapay kanserojenlerle kirlenme; ilaç kalıntıları, metal kalıntıları, temizlik ve dezenfektan maddeler, radyoaktif kirlenme, sentetik kalıntılar ve diğerleri ile üretimden tüketime gıdaların kirlenmesi. 5

6 c)katkı maddeleri; besinlere tad, görüntü ve dayanıklık amacıyla katılan bazı maddeler kanserojen özellik gösterebilmektedir. d)besinlerin işlenmesi sırasında oluşan kanserojenler; Kızartma ve pişirme sırasında oluşan ürünler, kömür dumanından gelen prekanserojenler, tütsüleme ve benzeri işlemlerde bulaşan kanserojenler. Kötü Alışkanlıklar a) Tütün: özellikle akciğer ağız boşluğu, nefes borusu, yemek borusu, mesane, servix ve pankreas kanserlerine yakalanma riskini artırıyor. Sigara içenlerde, içmeyenlere göre, kanser görülme riski kat daha fazladır. b) Alkol: Ağız, boğaz ve karaciğer kanserlerine yakalanma riskini arttırıyor. Genetik: Kanserlerin kromozomlardaki bozukluktan (onkojen genler) ve bunlardan verilen yanlış mesajlardan ileri geldiği bilinmektedir. Ancak kromozomlardaki bu değişiklik ya da mesajlamanın doğuştan beri mi var olduğu yoksa sonradan ve çevrenin etkisiyle mi ortaya çıktığı bilinmemektedir. Bu değişikliğin ne zaman oluştuğu bir yana bırakılırsa kanser, aslında kromozomal orijinli bir hastalıktır. Bu nedenlerde kanserlerin oluşumunda genetik son derece önemlidir. Az sayıda olmakla birlikte, Wilms tümörü, bilateral retinobilastoma ve ailevi polipozis gibi otozomal dominant geçim gösteren, yani doğrudan genetik geçişli kanser türleri vardır. Ayrıca hamartamatöz sendromlar genodermatozlar, kromazom kırılması gösteren sendromlar ile bazı immün yetmezlik sendromları da, kendileri kanser olmamakla birlikte, herediter ve preneoplastik özellikler gösteren sendromlardır. Doğrudan herediter olan kanser ve prekanseröz durumlar bir yana, çevre faktörlerine bağlı kanserlerde de genetiğin önemli rolü olduğunu gösteren bulgular vardır. Bazı çalışmalarda, aynı çevresel faktörlere maruz kalan insanlardan, yalnızca genetik yakınlığı olanların kansere yakalandığını ya da bunlarda kanser riskinin çok daha yüksek olduğu gösterilmiştir. Örneğin; sigaranın kanserojen etkisine maruz kalan insanlarda genetik yatkınlığı olan grubun, diğerlerine göre, 36 kat daha fazla akciğer kanserine yakalandığı bilinmektedir. Sonuç olarak tek başına genetik olmasa bile, diğer faktörlerle birlikte genetiğin kanser oluşumunda çok önemli bir rolü olduğu söylenebilmektedir. Epidemiyolojinin yanıt aradığı soruların bir diğeri de hastalık ya da hastalık grubunun nerede görüldüğüdür. Bu kapsamda dünyanın bölgeleri, ülkeler, kır, kent ve benzeri bölümlenmede hastalığın göstermiş olduğu dağılım incelenir. Kanser Dünya nın her yerinde görülmektedir. Ancak genel sıklığı ve gerekse türleri açısından hem ülkeler hem de ülkenin kendi bölgeleri arasında büyük farklılıklar gösterir. Örneğin; mide kanseri Japonya da, ABD ve Avrupa ülkelerine göre çok daha sık görülür. Buna karşılık meme kanseri ABD leri ve Avrupa ülkelerinde Japonya ya göre daha fazladır. Bu farklılığın biyolojik ya da ırki bir nedenden ileri gelmesinden daha çok çevre faktörlerine bağlı olduğu biliniyor. Çünkü; ABD lerine göç eden Japonların ikinci ve üçüncü jenerasyonundan sonra kanser tablosunun tıpkı ABD leri yerli toplumuna benzediği bulunmuş, görülmüş. 6

7 Kanserin daha çok ileri yaş hastalığı olması, sanayileşmeye paralel olarak kanserojenlere maruziyetin artması gibi nedenlerle gelişmiş ülkelerle daha sık görülmesi gerektiği var sayılıyor. Ancak tüm ülkelerde özellikle de gelişmekte olan ülkelerde kanser kayıtlarının yeterli olmaması nedeniyle bu farklılık kesin olarak test edilebilmiş/ doğrulanabilmiş değildir. Bazı kanser türlerinin bazı ülkelerde daha çok görüldüğü bilinmektedir. Örneğin; cilt kanseri Avustralya ve Yeni Zelanda da, akciğer kanseri ABD ve Avrupa ülkelerinde, karaciğer kanseri, mesane kanseri ve burkitlenfoma Afrika da, ağız kanseri Hindistan da diğer ülkelere göre, daha fazla görülmektedir. Bu durum o ülkelerdeki çevresel faktörler ile ilgilidir. ABD ve Avrupa ülkelerindeki akciğer kanseri yüksekliği sigara içiminin çokluğuna, karaciğer kanserinin Afrika da yaygın olması aflotoksinden zengin gıda tüketilmesine, aynı şekilde mesane kanserinin yaygınlığı mesaneye yerleşen schistozomiasis parazitinin yaygınlığına, burkitlenfoma ise, sivrisineklerde taşınan virüslere bağlanmaktadır. Hindistan da ağız kanserinin çokluğu ise ağızda tütün çiğnenmesi ve bu tür sigara içiminin yaygınlığı aile açıklanmaktadır. Avustralya ve Yeni Zelanda da cilt kanserlerinin çokluğu ise, güneş ışığına maruziyet ile ilgili görülmektedir. Epidemiyolojinin temel ilgi alanlarından bir diğeri hastalıkların zamana göre göstermiş olduğu değişikliklerdir. Kanserler bu bağlamda incelendiğinde, yıllara paralel olarak, toplumların yaşlanması, kanserojenlere maruziyetin artması ve sigaranın yaygınlaşması gibi nedenlerle, kanser sayıları artmaktadır. Buna karşılık akciğer kanseri hariç, diğer kanserlerin hemen çoğunda, zamanla birlikte, kanserden ölümler azalmakta ya da aynı düzeyde seyretmektedir. KANSERDEN KORUNMA Kanserden korunma çalışmaları/ hizmetleri kanser kontrol programı nın bir komponentidir. Bu nedenle de programın bütünü içinde ve birlikte değerlendirilmesi gerekir. Dünya Sağlık Örgütü nün kontrol programı ise altı başlık ya da bölümden oluşmaktadır; 1. Birincil koruma (faktörlerin/ maruziyetin giderilmesi), 2. İkincil koruma (erken tanı), 3. Erken ve uygun tedavi, 4. İzleme, 5. Bakım, 6. Rehabilitasyon, Koruma önlemlerine geçmeden önce, kanser oluşum ve gelişim sürecini kısaca hatırlamakta yarar vardır. Çünkü; gerek kanser kontrol programları ve gerekse kanserden korunma stratejileri tamamen bu süreç ve sürecin evrelerine göre inşa edilmiştir. Günümüz bilgilerine göre; kanser oluşum ve gelişim sürecinin dört ana evresi vardır. 1. Prekanseröz / oluşum evresi (15-20 yıl sürer) 2. İn- Stu/ sınırlı evre (5-10 yıl sürer) 3. Metastaz/ yayılım evresi (1-5 yıl sürer) 4. Yaygın evre (1-5 yıl sürer) 7

8 Birincil koruma: Yukarıda verilen evrelerden de görüleceği üzere kanserin oluşum evresi, bazı istisnalar dışında (radyasyon ve bebeklerde görülen kalıtsal kanserler), genel olarak on beş yıl veya daha uzun sürmektedir. Ayrıca çok önemli bir kısmının (%70-80) oluşumunda çevresel faktörler ve sağlıksız yaşam biçimleri rol oynamaktadır. İşte, çok uzun süren oluşum evresi boyunca, çevresel faktörlere maruziyet ve sağlıksız yaşam biçimi ortadan kaldırır ise, kanserin oluşumunu önlenir. Birincil korumanın esasını/ özünü bu ilişki/ bu düşünce, oluşturmaktadır. Bu özetlemeden de anlaşılacağı üzere birincil korunma; teorik olarak en etkili ve radikal bir korunma biçimidir. Kansere neden olan, yakalanma riski yaratan faktörlerin/ nedenlerin ortamdan yok edilmesi veya insan maruziyetinin kaldırılması anlamına gelmektedir. Bu önlemlerin başlıcaları, aşağıdaki gruplanır ve özetlenebilir; a) Genel çevrenin olumlu hale getirilmesi: Kanserojen ya da prekanserojen olduğu kesinleşen çevre faktörlerinin yok edilmesi ya da insanla temasının kesilmesi türünden çalışmalar bu başlık altında toplanır. Radyasyon kirliliğinin önlenmesi, ozon tabakasını korunması, hava kirliliği ile mücadele, asbestli toprakların kullanımının önlenmesi ve izole edilmesi, gıdaların kanserojenle kirlenmesinin önlenmesi, yeterli ve dengeli beslenme alt yapısının kurulması gibi çalışmalar bu grup çalışmaların en çok bilinen örneklerindendir. b) Çalışma ortamının olumlu hale getirilmesi: Çeşitli mesleklerde çalışan insanların mesleğini yaparken asbest, benzen, vinilklorür, katran, kömür yanma ürünleri gibi kanserojen ya da potansiyel kanserojen maddelerle temas ettiği ve onların etkisine maruz kaldığı bilinmektedir. Bu ilişkinin bir sonucu olarak bu tür mesleklerde çalışan insanlarda, diğerlerine göre, kanser yakalanma riski daha yüksek olduğu ve tüm kanserler içinde, mesleki kanserlerin %4, akciğer kanserleri içinde ise %15-20 lik bir orana sahip olduğu bildirilmektedir. Bu tür maruziyetler tamamen işe, mesleğe bağlı maruziyetler olduğundan, mesleki kanserler, kesinlikle korunabilir ve çevreye bağlı kanserler içinde değerlendirilmektedir. Çalışma ortamlarının, bu anlam da, olumlu hale getirilmesi kapsamında; kanserojen maddenin kullanılmaması (eğitim ve yasal düzenlemelerle), çalışanın ve ailesinin kullanılan maddeye maruziyetinin en aza indirilmesi (koruyucu malzeme/ giysi) ve periyodik kontröller başlıca önlemlerdir. c) Gıda kirliliğinin önlenmesi ve sağlıklı beslenme: Yukarıdaki bölümlerde de özetlendiği gibi, kansere yakalanma riski açısından gıda temizliği ve yeterli/ dengeli beslenme son derece önemlidir. Bu konuda alınacak önlemlerin başında; üretimden tüketime dek gıdaların kanserojen maddelerle kirlenmesinin önlenmesi gelir. Gıdaların kanserojenlerle kirlenmesi ise; radyasyon, ensektisit gibi genel çevre kirliliğinden ileri gelebileceği gibi, kanserojen katkı maddeleri yoluyla da olabilir. Bu genel önlemlere ek olarak topluma yeterli ve dengeli beslenme sağlayacak bir alt yapının oluşturulması da son derece önemlidir. Ayrıca bireylerin ve toplumun doğru beslenme alışkanlıkları edinmesi için eğitilmesi gerekir. Bu eğitimin ana başlıkları şöyle sıralanabilir. 8

9 1) Yeterli ve dengeli beslenme eğitimi - Aşırı beslenme ve şişmanlıktan kaçınma. - Yağların azaltılması, - A,C vitaminlerinden zengin beslenme, - Meyve sebze gibi bol lifli ve posalı yiyeceklerle beslenme. - Süt ve süt ürünlerinden yeterince tüketme, 2)Sakıncalı gıdalardan kaçınma eğitimi, - Tuzlu, nitritli ve salamura yiyecekler, - İleri derecede rafine olmuş yiyecekler - Katkılı besinler, meşrubatlar - Kontamine besinler d) Sağlıklı yaşam biçimleri geliştirme ve yerleştirme: Kişi ve toplumun başta sigara ve alkol olmak üzere tüm zararlı alışkanlıklardan arındırılması gerekir. Ayrıca düzenli ve aktif yaşam konusunda toplumun eğitilmesi ve bu konuda alt yapı oluşturulması alınabilecek diğer önlemlerdir. Yukarıda özetlenen, birincil koruma önlemlerinden de görüleceği üzere; birincil korumanın; 1) İnsanın alışkanlıklarının değiştirilmesi, 2) çevrenin değiştirilmesi, 3) sosyo-kültürel ve ekonomik yapının değiştirilmesi anlamına geldiği hemen anlaşılmaktadır. Bunların değiştirilmesi ise, çok zor ve uzun zaman gerektiren bir durumdur. Bu zorluk, birincil korumanın pratik geçerliliğini ve etkinliğini oldukça zayıflatır. Sonuçta ise, programı uygulamaktan başka yapacak çok şey kalmıyor. Kanser koruma programlarının esasını toplum eğitimi oluşturması da buradan gelmektedir. İkincil koruma: Erken tanı ile birlikte erken ve uygun tedavi hizmetlerini kapsar. Birincil korumanın pratikteki zayıflığı göz önüne alındığında, kanser kontrol programlarının özünü ve esasını ikincil koruma oluşturur. Yukarıda özetlenen kanser evrelinden hatırlanacağı üzere kanserlerin tamamı başlangıçta lokalizedir ve bu döneminde kesin tedavi şansları çok yüksektir yıl gibi hiç de kısa olmayan, bu sürede kanserlerin büyük çoğunluğu (%75) basit bir muayene ile tespit edilebilecek ve gözle görülebilecek durumda ve yerdedir. İşte bu avantaj iyi kullanılarak zamanında ve uygun tedavi yapılır ise son derece olumlu sonuçlar alınabilmektedir. Örneğin; erken ve uygun tedavi ile cilt ve servix gibi bazı kanserlerde tam şifa alınabilmektedir. Diğer bazılarında ise mortalite önemli oranda azaltılmaktadır (servix kanseri %60-90, meme kanseri %25-30, mide %30, Kolon %20). Aynı şekilde meme kanserinde erken yakalanma ve tedavi durumunda 5 yıllık yaşama süresi %80 iken, metastaz olduktan sonra bu şans %10 a düşmektedir. Erken tanı ve erken uygun tedavi hizmetlerinin esasını toplumun, bireyin ve hekimin eğitimi ve gerekli sağlık alt yapısını kurulması oluşturur. 9

10 a) Toplumun bilgilendirilmesi/ eğitilmesi: Toplumda kanserin erken tanısını engelleyen en önemli olgu; kanserde tedavinin olmadığı bilgi ve inancıdır. Bu inanç insanlarda büyük bir korkuya/ paniğe yol açmakta, bu ise hastalığı inkara ve hekime gitmemeye yöneltmektedir. Her şeyden önce toplumdaki tedavisizlik düşüncesi/ korku/ inkar kısır döngüsünün kırılması gerekir. TEDAVİSİZLİK DÜŞÜNCESİ TEDAVİSİZLİK KORKU GECİKME İNKAR HEKİME SAĞLIK KURUMUNA GİTMEME Bu kısır döngüyü kırmakla birlikte, kişi ve aileler bilgilendirilerek erken başvuru sağlanması ikincil korumanın en önemli adımını oluşturmaktadır. Herkes, kanserin aşağıdaki verilen yedi uyarı işaretini bilmeli ve kendi kendini muayene ederek kontrol edebilmelidir. Böylece sağlık kurumlarına en erken dönemde başvurmak olanaklı hale gelecektir. Bunu izleyen adım ise, kişi ve ailenin verilecek olan izleme ve tedavi şemasına tam ve ısrarla uymalarının sağlanmasıdır. Toplumun tıbba olan inanç ve güveni sağlanarak, tedaviyi sonuna kadar izlemeleri/ yapmaları başarının en önemli öğesi olmaktadır. Kanserde yedi uyarı işareti: 1- İdrar ve dışkı alışkanlıklarında değişme, 2- Kapanmayan/ birleşmeyen yara 3- Anormal kanama ve akıntı 4- Kitle/ şişlik /ur 5- Hazımsızlık, yutma güçlüğü 6- İnatçı öksürük ve ses kısıklığı 7- Siğil veya benlerde belirgin değişmeler İkincil korumada, yukarda özetlenen toplumun eğitimine ek olarak, olguların ailesi ve yakın çevresinin eğitiminde çok önemli bir yeri vardır. Bu nedenle her olgunun ailesi aşağıda başlıkları verilen konularda eğitilmelidir. 1- Suçluluktan kurtulma 2- Tedaviyi izleme ve ısrar 3- Psikolojik destek 4- Tıbbi olmayan yöntemlerin etkisizliğini bilme 10

11 Kanserde, erken tanı ve erken başvuruda, toplumun olduğu kadar, hekimlerin eğitilmesinin de çok önemli bir yeri vardır. Başta pratisyen hekimler olmak üzere, tüm hekimler aşağıda başlıkları verilen konularda eğitilmelidir. 1- Kanserin erken belirti ve bulgularını iyi bilme 2- Kanserlerde tedavi olanağı ve yöntemleri olduğunu bilme ve inanma 3- Hastalarını sevk edeceği yer ve merkezleri bilme 4- Tıbbi olmayan tedavilerin etkisiz olduğunu iyi bilme 5- Sağlık alt yapısının kurulması, geliştirilmesi ve kanser koruma hizmetlerinin sosyal güvenlik kapsamına alınması: Kanserden korunmada, alt yapının kurulması, kişilerin kolayca erişebileceği ve hizmet alabileceği alt yapının varolması en önemli konudur. Aksi takdirde topluma verilen eğitim bir işe yaramamaktadır. Kolayca hekime/ kuruma ulaşamayan ya da hizmetlerin gerektirdiği parayı bulmada sıkıntı çeken kişiler dirençli bir bilim düşmanı olmakta en azından inancı sarsılmaktadır. c) Tarama programları: Son yıllarda erken tanı yöntemlerinde büyük gelişmeler olmuş ve bazı laboratuvar testleri ile, herhangi bir yakınması olmayan insanlarda, kanserin ilk belirtilerinin ortaya çıkmasından ortalama 2 yıl kadar önce kanser tanısı konulabilmektedir. Mamografi ile meme kanserinin tespiti, servix semeari ile servix kanserinin tespiti, idrar muayenesi ile çocuklarda nöroblastomun tespiti bu çalışmaların en çok bilinen örneklerindendir. Biçim ve risk gruplarının iyi belirlenmesi koşuluyla, bu tür tarama programlarının uygulanması erken tanı ve tedavide önemli katkılar getirebilir. Üçüncül koruma: İzleme, bakım ve rehabilitasyon hizmetlerini bu kapsamda değerlendiriyoruz. Hastaların hayatta kalma süresini olabildiğince uzatma ve süreyi olabildiğince rahat geçirmelerini sağlamak gibi çalışmalar bu kapsamda düşünülen çalışmalardır. Kaynaklar: 1- Aksoy, M.: Beslenme, Diyet ve Kanser İlişkisi, I. Kanser Sempozyumu, Özdeniz Matbaacılık, Ankara Berberoğlu U.: Kanserde Erken Tanının Önemi, I. Kanser Sempozyumu, Özdeniz Matbaacılık, Ankara Bilir N.: Türkiye de Kanserin Boyutlarını Saptamada Sorunlar, I. Kanser Sempozyumu, Özdeniz Matbaacılık, Ankara Çoşkun B.: Sigara ve Kanser. I. Kanser Sempozyumu, Özdeniz Matbaacılık, Ankara Hennekens C.H., Buring J.E., Mayent SL.: Epidemiology in Medicine, Little Brown and Company, Toronto Kutluk T., Kars A.: Kanser Konusunda Genel Bilgiler, Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Yayınları, Ankara SSYB Kanser Savaş Dairesi Başkanlığı; Kanser İhbarlarının Değerlendirilmesi 1985, Ankara SSYB Kanser Savaş Daire Başkanlığı: Kanser İhbarlarının Değerlendirilmesi 1990, SSYB Yayınları No:544, Ankara

12 9- Tercan S.: Epidemiyoloji, Hacettepe Halk Sağlığı Vakfı Yayınları. 92/1, Ankara Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu: Kanser Konusunda Genel Bilgiler, Başbakanlık Basımevi, Ankara Yılmaz G.: Avrupa Topluluğu ve Türkiye de Kanser Kontrol Programı, A.Ü. Avrupa Araştırma ve Uygulama Merkezi (çoğaltılmış teksir), Ankara SAĞLIK VE SOSYAL YARDIM VAKFI DERGİSİ Yıl:3 Sayı:4 Ekim aralık

Kanserin sebebi, belirtileri, tedavi ve korunma yöntemleri...

Kanserin sebebi, belirtileri, tedavi ve korunma yöntemleri... Kanser Nedir? Kanserin sebebi, belirtileri, tedavi ve korunma yöntemleri... Kanser, günümüzün en önemli sağlık sorunlarından birisi. Sık görülmesi ve öldürücülüğünün yüksek olması nedeniyle de bir halk

Detaylı

KANSER TANIMA VE KORUNMA

KANSER TANIMA VE KORUNMA KANSER TANIMA VE KORUNMA Uzm. Dr Dilek Leyla MAMÇU Sunum İçeriği Genel Bilgiler Dünyada ve Ülkemizdeki son durum Kanser nasıl oluşuyor Risk faktörleri neler Tedavi seçenekleri Önleme mümkün mü Sorular/

Detaylı

MEME KANSERİ. Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler

MEME KANSERİ. Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler MEME KANSERİ Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler KANSER NEDİR? Hücrelerin kontrolsüz olarak sürekli çoğalmaları sonucu yakındaki ve uzaktaki başka organlara yayılarak kötü klinik

Detaylı

Kelime anlamı olarak kanser, bir organ veya dokudaki hücrelerin düzensiz bir şekilde bölünüp çoğalmasıyla ortaya çıkan kötü urlara denir.

Kelime anlamı olarak kanser, bir organ veya dokudaki hücrelerin düzensiz bir şekilde bölünüp çoğalmasıyla ortaya çıkan kötü urlara denir. Kelime anlamı olarak kanser, bir organ veya dokudaki hücrelerin düzensiz bir şekilde bölünüp çoğalmasıyla ortaya çıkan kötü urlara denir. Genel anlamda ise kanser, hücrelerde DNA'nın hasarı sonucu hücrelerin

Detaylı

KANSER İSTATİSTİKLERİ

KANSER İSTATİSTİKLERİ 1 KANSER İSTATİSTİKLERİ Kanser, günümüzün en önemli sağlık sorunlarından biridir. Sık görülmesi ve öldürücülüğünün yüksek olması nedeniyle de bir halk sağlığı sorunudur. Tanı olanaklarının gelişmesi ve

Detaylı

KANSER NEDIR? TARAMA YÖNTEMLERI NELERDIR? BURSA HALK SAĞLIĞI MÜDÜRLÜĞÜ KANSER ŞUBE DR.AYŞE AKAN

KANSER NEDIR? TARAMA YÖNTEMLERI NELERDIR? BURSA HALK SAĞLIĞI MÜDÜRLÜĞÜ KANSER ŞUBE DR.AYŞE AKAN KANSER NEDIR? TARAMA YÖNTEMLERI NELERDIR? BURSA HALK SAĞLIĞI MÜDÜRLÜĞÜ KANSER ŞUBE DR.AYŞE AKAN 2005 DEN 2030 A DÜNYADA KANSER 7 milyon ölüm 17 milyon 11 milyon yeni vaka 27 milyon 25 milyon kanserli kişi

Detaylı

Dünya genelinde her 3 4 kişiden biri kronik hastalıklıdır. (Ülkemizde Kronik Hastalıklar Raporu na göre,

Dünya genelinde her 3 4 kişiden biri kronik hastalıklıdır. (Ülkemizde Kronik Hastalıklar Raporu na göre, KRONİK HASTALIKLAR *Genellikle tam iyileştirilmeleri söz konusu olmayan, *Sürekli, *Yavaş ilerleyen, *Çoğu kez kalıcı sakatlıklar bırakan, *Oluşmasında kişisel ve genetik etkenlerin rol oynadığı, *Genellikle

Detaylı

İSTATİSTİK, ANALİZ VE RAPORLAMA DAİRE BAŞKANLIĞI

İSTATİSTİK, ANALİZ VE RAPORLAMA DAİRE BAŞKANLIĞI RAPOR BÜLTENİ İSTATİSTİK, ANALİZ VE RAPORLAMA DAİRE BAŞKANLIĞI Tarih :11.09.2015 Kanser Vakaları ve Kanserden Ölüm Oranları Sayı :10 Hazırlayan H. Erkin SÜLEKLİ Katkıda Bulunanlar Saadet TURHAL Nurdan

Detaylı

TÜRKİYE DE MİDE KANSERLİ HASTALARIN KLİNİKOPATOLOJİK ÖZELLİKLERİ: -Çok Merkezli Retrospektif Çalışma- Türk Onkoloji Grubu

TÜRKİYE DE MİDE KANSERLİ HASTALARIN KLİNİKOPATOLOJİK ÖZELLİKLERİ: -Çok Merkezli Retrospektif Çalışma- Türk Onkoloji Grubu TÜRKİYE DE MİDE KANSERLİ HASTALARIN KLİNİKOPATOLOJİK ÖZELLİKLERİ: -Çok Merkezli Retrospektif Çalışma- Türk Onkoloji Grubu TÜRKİYE ve ABD de ERKEKLERDE GÖRÜLEN KANSERLERİN KARŞILAŞTIRILMASI Türkiye (1986-1990)

Detaylı

Kronik Hastalıklar Epidemiyolojisi (Noncommunicable Diseases) Doç. Dr. Emel ĐRGĐL

Kronik Hastalıklar Epidemiyolojisi (Noncommunicable Diseases) Doç. Dr. Emel ĐRGĐL Kronik Hastalıklar Epidemiyolojisi (Noncommunicable Diseases) Doç. Dr. Emel ĐRGĐL Kronik hastalıkların genellikle, çok belirgin olmayan etyolojileri, çok çeşitli risk faktörleri, çok uzun latent dönemleri

Detaylı

(İnt. Dr. Doğukan Danışman)

(İnt. Dr. Doğukan Danışman) (İnt. Dr. Doğukan Danışman) *Amaç: Sigara ve pankreas kanseri arasında doz-yanıt ilişkisini değerlendirmek ve geçici değişkenlerin etkilerini incelemektir. *Yöntem: * 6507 pankreas olgusu ve 12 890 kontrol

Detaylı

Rahim Ağzı Kanseri Korkulu Rüyanız Olmaktan Çıkıyor

Rahim Ağzı Kanseri Korkulu Rüyanız Olmaktan Çıkıyor Rahim Ağzı Kanseri Korkulu Rüyanız Olmaktan Çıkıyor Rahim Ağzı Kanseri Korkulu Rüyanız Olmaktan Çıkıyor Rahim Ağzı Kanserinde Çığır Açan Adım Kadın Kanserleri Hakkında Mutlaka Bilmeniz Gerekenler Özel

Detaylı

DÜNYADA VE TÜRKİYEDE MESLEK HASTALIKLARI

DÜNYADA VE TÜRKİYEDE MESLEK HASTALIKLARI 1 DÜNYADA VE TÜRKİYEDE MESLEK HASTALIKLARI Meslek hastalıkları, işyeri ortamında bulunan faktörlerin etkisi ile meydana gelen hastalıkların ortak adıdır. Dünya Sağlık Örgütü ve Uluslararası Çalışma Örgütü

Detaylı

TÜRKİYE DE MİDE KANSERLERİ SIKLIĞI, COĞRAFİ DAĞILIMI VE KLİNİK ÖZELLİKLERİ. Prof.Dr.Fikri İçli

TÜRKİYE DE MİDE KANSERLERİ SIKLIĞI, COĞRAFİ DAĞILIMI VE KLİNİK ÖZELLİKLERİ. Prof.Dr.Fikri İçli TÜRKİYE DE MİDE KANSERLERİ SIKLIĞI, COĞRAFİ DAĞILIMI VE KLİNİK ÖZELLİKLERİ Prof.Dr.Fikri İçli ANKARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİNDE 1990 YILINDA GÖRÜLEN KANSERLERİN DAĞILIMI (PATOLOJİ KAYITLARI) Erkek 1898

Detaylı

Halk Sağlığı. YDÜ Tıp Fakültesi Yrd. Doç. Dr. Aslı AYKAÇ

Halk Sağlığı. YDÜ Tıp Fakültesi Yrd. Doç. Dr. Aslı AYKAÇ Halk Sağlığı YDÜ Tıp Fakültesi Yrd. Doç. Dr. Aslı AYKAÇ Halk Sağlığı, organize edilmiş toplum çalışmaları sonunda; - çevre sağlığı koşullarını düzelterek - bireylere sağlık bilgisi vererek - bulaşıcı hastalıkları

Detaylı

Genellikle 50 yaş üstünde görülür ancak seyrekte olsa gençler de de görülme olasılığı vardır.

Genellikle 50 yaş üstünde görülür ancak seyrekte olsa gençler de de görülme olasılığı vardır. Erkek üreme sisteminin önemli bir üyesi olan prostatta görülen malign (kötü huylu)değişikliklerdir.erkeklerde en sık görülen kanser tiplerindendir. Amerika'da her 5 erkekten birinde görüldüğü tespit edilmiştir.yine

Detaylı

Çevremizdeki Sağlık Kuruluşları VE Sağlık Hizmetleri

Çevremizdeki Sağlık Kuruluşları VE Sağlık Hizmetleri Çevremizdeki Sağlık Kuruluşları VE Sağlık Hizmetleri Çevremizde bulunan sağlık kuruluşları, herhangi bir sağlık probleminde müdahalede bulunan ve tedavi amacı güden kuruluşlardır. Yaşadığınız çevrede bulunan

Detaylı

ALZHEİMER ve HALK SAĞLIĞI. Doç. Dr. Suphi VEHİD

ALZHEİMER ve HALK SAĞLIĞI. Doç. Dr. Suphi VEHİD ALZHEİMER ve HALK SAĞLIĞI Alzheimer hastalığı (AH) ilk kez, yaklaşık 100 yıl önce tanımlanmıştır. İlerleyici zihinsel işlev bozukluğu ve davranış değişikliği yakınmaları ile hastaneye yatırılıp beş yıl

Detaylı

Zeytin ve Zeytinyağının Besin Değerleri

Zeytin ve Zeytinyağının Besin Değerleri Zeytin ve Zeytinyağının Besin Değerleri Zeytin meyveleri sofralık ve yağlık olmak üzere iki şekilde değerlendirilir. Siyah Zeytinde Yağ içeriği ve Enerji miktarı yüksek, Yeşil zeytinde A vitamini, Demir,

Detaylı

AKCİĞER KANSERİ TANISI KONULDUKTAN SONRA NE YAPILIR HASTA NASIL TAKİP VE İDARE EDİLİR

AKCİĞER KANSERİ TANISI KONULDUKTAN SONRA NE YAPILIR HASTA NASIL TAKİP VE İDARE EDİLİR AKCİĞER KANSERİ TANISI KONULDUKTAN SONRA NE YAPILIR HASTA NASIL TAKİP VE İDARE EDİLİR Akciğer kanseri olmak her şeyin sonu değildir. Bu hastalığı yenmek için mutlaka azimli, inançlı ve sabırlı olmanız

Detaylı

KANSER ERKEN TEŞHİS TARAMA ve EĞİTİM MERKEZİ HEMŞİRE GÜLBAHAR GÜNEŞ OKUDUCU

KANSER ERKEN TEŞHİS TARAMA ve EĞİTİM MERKEZİ HEMŞİRE GÜLBAHAR GÜNEŞ OKUDUCU KANSER ERKEN TEŞHİS TARAMA ve EĞİTİM MERKEZİ HEMŞİRE GÜLBAHAR GÜNEŞ OKUDUCU Sunum Planı Ketem Kuruluş ve Amaçları İdari ve Teknik Yapılanması Ketem Faaliyetleri Ketem Çalışma programları Hedefler KURULUŞ

Detaylı

SAĞLIKLI YAŞAM VE EGZERSĐZ. Prof. Dr. Erdal ZORBA

SAĞLIKLI YAŞAM VE EGZERSĐZ. Prof. Dr. Erdal ZORBA SAĞLIKLI YAŞAM VE EGZERSĐZ Prof. Dr. Erdal ZORBA GEÇMĐŞTEN GÜNÜMÜZE SAĞLIK Geçmişte sağlığın tanımı; hastalıklardan uzak olma diye ifade edilirdi. 1900 lerin başında ölümlerin büyük bir kısmı bakteri ve

Detaylı

AKCİĞER KANSERİ AKCİĞER KANSERİNE NEDEN OLAN FAKTÖRLER

AKCİĞER KANSERİ AKCİĞER KANSERİNE NEDEN OLAN FAKTÖRLER AKCİĞER KANSERİ Akciğer kanseri; akciğerlerde anormal hücrelerin kontrolsüz olarak çoğalması sonucu ortaya çıkar. Kanser hücreleri akciğerlere, komşu dokulara veya vücudun diğer bölgelerine yayılabilir.

Detaylı

TÜRK KOLON ve REKTUM CERRAHİ DERNEĞİ ANALKANS

TÜRK KOLON ve REKTUM CERRAHİ DERNEĞİ ANALKANS TÜRK KOLON ve REKTUM CERRAHİ Sİ DERNEĞİ ANALKANS ER TÜRK KOLON ve REKTUM CERRAHĠSĠ DERNEĞĠ ANAL KANSER NEDİR? Vücudumuzdaki normal hücrelerin çoğalması sırasındaki kontrol mekanizmalarının değişmesi (genetik

Detaylı

Kan Kanserleri (Lösemiler)

Kan Kanserleri (Lösemiler) Lösemi Nedir? Lösemi bir kanser türüdür. Kanser, sayısı 100'den fazla olan bir hastalık grubunun ortak adıdır. Kanserde iki önemli özellik bulunur. İlk önce bedendeki bazı hücreler anormalleşir. İkinci

Detaylı

SİGARANIN ZARARLARI VE İÇİNDEKİ ZARARLI MADDELER

SİGARANIN ZARARLARI VE İÇİNDEKİ ZARARLI MADDELER SİGARANIN ZARARLARI VE İÇİNDEKİ ZARARLI MADDELER TÜTÜN DUMANININ ZARARLARI 1 / 5 Tütün dumanına maruziyet, başkalarının içtikleri tütün ürününden soluduğumuz duman ya da yanan bir sigara, puro, pipo ve

Detaylı

VERİLERLE TÜRKİYE ve DÜNYADA DİYABET. YARD.DOÇ.DR. GÜLHAN COŞANSU İstanbul Üniversitesi Diyabet Hemşireliği Derneği

VERİLERLE TÜRKİYE ve DÜNYADA DİYABET. YARD.DOÇ.DR. GÜLHAN COŞANSU İstanbul Üniversitesi Diyabet Hemşireliği Derneği VERİLERLE TÜRKİYE ve DÜNYADA DİYABET YARD.DOÇ.DR. GÜLHAN COŞANSU İstanbul Üniversitesi Diyabet Hemşireliği Derneği 21.Yüzyılın sağlık krizi: DİYABET Diyabet yaşadığımız yüzyılın en önemli sağlık sorunlarından

Detaylı

GIDALAR ve KANSER Dr. Hakan Akbulut

GIDALAR ve KANSER Dr. Hakan Akbulut GIDALAR ve KANSER Dr. Hakan Akbulut Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı GIDALAR ve KANSER Bugüne kadar yiyeceklerle kanser gelişimi arasında doğrudan bir bağlana gösterilememiş8r.

Detaylı

Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Çalışan Sağlığı ve Bilimsel Kapasitenin Güçlendirilmesi Projesi

Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Çalışan Sağlığı ve Bilimsel Kapasitenin Güçlendirilmesi Projesi Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Çalışan Sağlığı ve Bilimsel Kapasitenin Güçlendirilmesi Projesi Şu anki sunumun yapılmasına imkan tanıyan bu proje, 692188 sayılı anlaşma kapsamındaki AB Horizon 2020 Araştırma

Detaylı

YETERLİ VE DENGELİ BESLENME NEDİR?

YETERLİ VE DENGELİ BESLENME NEDİR? YETERLİ VE DENGELİ BESLENME NEDİR? Vücudun, büyümesi yenilenmesi çalışması için gerekli olan enerji ve besin öğelerinin yeterli miktarda alınmasıdır. Ş. İKİBUDAK BİYOLOJİ ÖĞRETMENİ SAĞLIKLI BİR Y AŞAMIN

Detaylı

Dr. Bekir KESKİNKILIÇ

Dr. Bekir KESKİNKILIÇ Dr. Bekir KESKİNKILIÇ 1 SAĞLIK Yalnızca hastalık veya sakatlığın olmaması değil, fiziksel, ruhsal ve sosyal yönden tam bir iyilik halidir. Irk, din, siyasi görüş, ekonomik veya sosyal durum ayrımı yapılmaksızın

Detaylı

TEMEL SAĞLIK HİZMETLERİ (SHZ106U)

TEMEL SAĞLIK HİZMETLERİ (SHZ106U) DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. TEMEL SAĞLIK HİZMETLERİ (SHZ106U) KISA

Detaylı

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011 Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri Sena Aydın 0341110011 PATOFİZYOLOJİ Fizyoloji, hücre ve organların normal işleyişini incelerken patoloji ise bunların normalden sapmasını

Detaylı

KANSERSĠZ YAġAM. ĠSTANBUL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ EĞĠTĠM ġube 2010

KANSERSĠZ YAġAM. ĠSTANBUL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ EĞĠTĠM ġube 2010 KANSERSĠZ YAġAM ĠSTANBUL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ EĞĠTĠM ġube 2010 HÜCRE NEDİR? Vücudumuzda tüm organlar hücrelerden oluģur. Hücreler vücudumuzun en küçük yapıtaşlarıdır. HÜCRE NEDİR? Sağlıklı vücut hücreleri

Detaylı

TÜTÜN ÜRÜNLERİNİN ZARARLARI PASİF ETKİLENİM

TÜTÜN ÜRÜNLERİNİN ZARARLARI PASİF ETKİLENİM TÜTÜN ÜRÜNLERİNİN ZARARLARI VE PASİF ETKİLENİM TÜTÜN ÜRÜNLERİ TÜTÜN ÜRÜNLERİ TÜTÜN ÜRÜNLERİ TÜTÜN ÜRÜNLERİ TÜTÜN ÜRÜNLERİ Başlıca tütün ürünleri nelerdir? SİGARA ELEKTRONİK SİGARA PİPO PURO NARGİLE ESRAR

Detaylı

Astım hastalarında görülen öksürük, hırıltı ve nefes darlığı gibi yakınmaların sebebi, solunum

Astım hastalarında görülen öksürük, hırıltı ve nefes darlığı gibi yakınmaların sebebi, solunum Bölüm 28 Çocuğum Astımlı mı Kalacak? Dr. S. Tolga YAVUZ Astım hastalarında görülen öksürük, hırıltı ve nefes darlığı gibi yakınmaların sebebi, solunum yollarında ortaya çıkan ve şiddeti zaman içinde değişmekle

Detaylı

KEMOTERAPİ NASIL İŞLEV GÖRÜR?

KEMOTERAPİ NASIL İŞLEV GÖRÜR? KEMOTERAPİ NEDİR? Kanser hücrelerini tahrip eden kanser ilaçları kullanılarak yapılan tedaviye kemoterapi denir. Bu tedavilerde kullanılan ilaçlara antikanser ilaçlar da denir. Kanserin türüne göre kemoterapinin

Detaylı

Tütün Kullanımı Hastalık Yükü ve Epidemiyolojisi

Tütün Kullanımı Hastalık Yükü ve Epidemiyolojisi Tütün Kullanımı Hastalık Yükü ve Epidemiyolojisi Doç.Dr.Mustafa N.İLHAN Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı mnilhan@gazi.edu.tr Sağlık Tanımı (DSÖ) Yalnızca sakatlık ve hastalık

Detaylı

08 Mayıs Haziran 2017

08 Mayıs Haziran 2017 SINIF KURUL HAFTA 08 Mayıs 2017 16 Haziran 2017 TARİH 08.05.2017 09.05.2017 10.05.2017 11.05.2017 12.05.2017 09: 15 GEÇEN DERS KURULUNUN DEĞERLENDİRİLMESİ VE DERS KURULUNUN TANITIMI Hipertansiyon Ölüm

Detaylı

Doktora 6. Yarıyıl DERS KODU DERSLER TEO. UYG. KRD. AKTS Z/S. Doktora 8. Yarıyıl

Doktora 6. Yarıyıl DERS KODU DERSLER TEO. UYG. KRD. AKTS Z/S. Doktora 8. Yarıyıl AVRASYA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ DOKTORA PROGRAMI DERSLERİ VE DERS İÇERİKLERİ Doktora 1. Yarıyıl ISGD 601 İş Sağlığı ve İş Hijyeni 3 2 3 Z ISGD 603 Meslek Hastalıkları

Detaylı

Türkiye de Kanser İstatistikleri Kanser, Türkiye'de 1982 yılında 1593 sayılı Umumi Hıfzısıhha Kanunu'nun 57. Maddesi gereğince "bildirimi zorunlu

Türkiye de Kanser İstatistikleri Kanser, Türkiye'de 1982 yılında 1593 sayılı Umumi Hıfzısıhha Kanunu'nun 57. Maddesi gereğince bildirimi zorunlu 6 Türkiye de Kanser İstatistikleri Kanser, Türkiye'de 1982 yılında 1593 sayılı Umumi Hıfzısıhha Kanunu'nun 57. Maddesi gereğince "bildirimi zorunlu hastalıklar listesi"ne alınmış olmasına rağmen ülkemizde

Detaylı

MERVE SAYIŞ 04150019305 TUĞBA ÇINAR 04140033048 SEVİM KORKUT 04140033017 MERVE ALTUN 04140019065

MERVE SAYIŞ 04150019305 TUĞBA ÇINAR 04140033048 SEVİM KORKUT 04140033017 MERVE ALTUN 04140019065 MERVE SAYIŞ 04150019305 TUĞBA ÇINAR 04140033048 SEVİM KORKUT 04140033017 MERVE ALTUN 04140019065 TÜRKİYE SAĞLIKLI BESLENME VE HAREKETLİ HAYAT PROGRAMI (2014 2017) TÜRKİYE SAĞLIKLI BESLENME VE HAREKETLİ

Detaylı

AKCİĞER KANSERİ. Doç.Dr.Filiz Koşar

AKCİĞER KANSERİ. Doç.Dr.Filiz Koşar AKCİĞER KANSERİ Doç.Dr.Filiz Koşar Akciğer Kanseri Nedir? Kanserler genellikle ilk ortaya çıktığı dokuya göre adlandırılır. Akciğer kanseri ilk önce akciğerde başlar Akciğerler göğüs boşluğumuzun büyük

Detaylı

1-7 NİSAN KANSER HAFTASI

1-7 NİSAN KANSER HAFTASI 1-7 NİSAN KANSER HAFTASI 1-7 nisan Kanser haftası nedeniyle Halk Sağlığı Müdürü Uzm.Dr. Mustafa Nuri Ceyhan, bir açıklama da bulundu. Bu konuda ki açıklama metni aynen şöyle: 01-07 Nisan Tüm Dünyada halkı

Detaylı

Göğüs Cerrahisi Kuthan Kavaklı. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine

Göğüs Cerrahisi Kuthan Kavaklı. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Kuthan Kavaklı Göğüs Cerrahisi Akciğer Kanserinde Anamnez ve Fizik Muayene Bulguları Giriş Akciğer kanseri ülkemizde 11.5/100.000 görülme sıklığına

Detaylı

BESLENME İLKELERİ BESLEME, BESİN ÖĞESİ VE SAĞLIK

BESLENME İLKELERİ BESLEME, BESİN ÖĞESİ VE SAĞLIK BESLENME İLKELERİ BESLEME, BESİN ÖĞESİ VE SAĞLIK Beslenme İle İlgili Temel Kavramlar Beslenme: İnsanın büyümesi, gelişmesi, sağlıklı ve üretken olarak uzun süre yaşaması, Yaşam kalitesini artırması için

Detaylı

SİGARA VE KANSER. Hazırlayan. Prof. Dr. Nazmi Bilir Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı. Şubat - 2008 ANKARA

SİGARA VE KANSER. Hazırlayan. Prof. Dr. Nazmi Bilir Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı. Şubat - 2008 ANKARA SİGARA VE KANSER Hazırlayan Prof. Dr. Nazmi Bilir Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Şubat - 2008 ANKARA Birinci Basım : Şubat 2008 / 3000 Adet Sağlık Bakanlığı Yayın No: 731

Detaylı

HACCP. Fırat ÖZEL, Gıda Mühendisi

HACCP. Fırat ÖZEL, Gıda Mühendisi HACCP Fırat ÖZEL, Gıda Mühendisi HACCP HACCP teriminin çıkış noktası Hazard Analysis Critical Control Points Kritik Kontrol Noktalarında Tehlike Analizi HACCP nedir? Gıda güvenliği ve tüketici sağlığı

Detaylı

YAŞLANAN TOPLUM Prof. Dr. Nazmi Bilir

YAŞLANAN TOPLUM Prof. Dr. Nazmi Bilir YAŞLANAN TOPLUM ---------------------------------------- Prof. Dr. Nazmi Bilir Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı-ANKARA ----------------------------------------- Geçtiğimiz

Detaylı

Sigara sağlığa zararlı olmasına rağmen birçok kişi bunu bile bile sigara kullanmaktadır. En yaygın görülen zararlı alışkanlıkların içinde en başı

Sigara sağlığa zararlı olmasına rağmen birçok kişi bunu bile bile sigara kullanmaktadır. En yaygın görülen zararlı alışkanlıkların içinde en başı Sigara sağlığa zararlı olmasına rağmen birçok kişi bunu bile bile sigara kullanmaktadır. En yaygın görülen zararlı alışkanlıkların içinde en başı çeken sigara vücuda birçok zarar vermekte ve uzun süre

Detaylı

MEME KANSERİ VE KENDİ KENDİNE MEME MUAYENESİ İSTANBUL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ 2009

MEME KANSERİ VE KENDİ KENDİNE MEME MUAYENESİ İSTANBUL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ 2009 MEME KANSERİ VE KENDİ KENDİNE MEME MUAYENESİ İSTANBUL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ 2009 KANSER NEDİR? Kanser; Hücrelerin kontrolsüz olarak sürekli çoğalmaları sonucu yakındaki ve uzaktaki başka organlara yayılarak

Detaylı

Doğurganlığın korunmasında etik ve yönetmelikler. Doç. Dr. Murat Gültekin Kanser Daire Başkanı 0 532 256 09 51 mrtgultekin@yahoo.

Doğurganlığın korunmasında etik ve yönetmelikler. Doç. Dr. Murat Gültekin Kanser Daire Başkanı 0 532 256 09 51 mrtgultekin@yahoo. Doğurganlığın korunmasında etik ve yönetmelikler Doç. Dr. Murat Gültekin Kanser Daire Başkanı 0 532 256 09 51 mrtgultekin@yahoo.com 0 Sunum Planı Biz Kimiz? Sağlık Bakanlığı Yeni Yapılanması Türkiye de

Detaylı

Sigaranın Vücudumuza Zararları

Sigaranın Vücudumuza Zararları Sigaranın Vücudumuza Zararları Sigaranın vücudumuza olan zararları ve sigarayı bıraktıktan sonra vücudumuzdaki değişimler burada anlatılmaktadır. Sırt ve Bel Ağrısı: Sigara içmek bel ile ilgili hastalıkların

Detaylı

Türkiye de Kanser Kontrolü 2013. Doç. Dr. Murat Gültekin Kanser Daire Başkanı 0 532 256 09 51 mrtgultekin@yahoo.com

Türkiye de Kanser Kontrolü 2013. Doç. Dr. Murat Gültekin Kanser Daire Başkanı 0 532 256 09 51 mrtgultekin@yahoo.com Türkiye de Kanser Kontrolü 2013 Doç. Dr. Murat Gültekin Kanser Daire Başkanı 0 532 256 09 51 mrtgultekin@yahoo.com Türkiye de ve Dünyada Kanser 1 2005 den 2030 a Dünyada Kanser 11 milyon yeni vaka 27 milyon

Detaylı

Prof. Dr. Lale TOKGÖZOĞLU

Prof. Dr. Lale TOKGÖZOĞLU Yazar Ad 61 Prof. Dr. Lale TOKGÖZOĞLU Ülkemizde kalp damar hastalıkları erişkinlerde en önemli ölüm ve hastalık nedeni olup kanser veya trafik kazalarına bağlı ölümlerden daha sık görülmektedir. Halkımızda

Detaylı

Meme Kanseri Nedir? Kimler Risk Altındadır?

Meme Kanseri Nedir? Kimler Risk Altındadır? Meme Kanseri Nedir? Özellikle son yıllarda kadınlarda görülme oranı artan kanserlerin başında geliyor. Etkin tarama programlarıyla erken tanı sağlandığında ölümlerde ciddi oranda azalmanın olduğu meme

Detaylı

Kolon Kanseri Nedir? Prof. Dr Tahsin ÇOLAK. MEÜ Tıp Fakültesi. Kolorktal Cerrahi Ünitesi. Genel Cerrahi AD

Kolon Kanseri Nedir? Prof. Dr Tahsin ÇOLAK. MEÜ Tıp Fakültesi. Kolorktal Cerrahi Ünitesi. Genel Cerrahi AD Kolon Kanseri Nedir? Nasıl Tanıyacağız? Prof. Dr Tahsin ÇOLAK MEÜ Tıp Fakültesi Genel Cerrahi AD Kolorktal Cerrahi Ünitesi Kolorektal Kanser (CRC) 1. Dünyadaki dağılımı ve yaygınlığı (Epidemiology) 2.

Detaylı

İŞYERİNDE SAĞLIĞI GELİŞTİRME ve PROGRAM PLANLAMA. Prof.Dr.Ayşe Beşer Dokuz Eylül Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi ayse.beser@deu.edu.

İŞYERİNDE SAĞLIĞI GELİŞTİRME ve PROGRAM PLANLAMA. Prof.Dr.Ayşe Beşer Dokuz Eylül Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi ayse.beser@deu.edu. İŞYERİNDE SAĞLIĞI GELİŞTİRME ve PROGRAM PLANLAMA Prof.Dr.Ayşe Beşer Dokuz Eylül Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi ayse.beser@deu.edu.tr 1 HEDEFLER.Sağlığı, koruma ve geliştirme kavramlarını bilme İşyerlerinde

Detaylı

Herediter Meme Over Kanseri Sendromunda. Prof.Dr.Mehmet Ali Ergün Gazi Üniversitesi Tı p Fakültesi T ı bbi Genetik Anabilim Dalı

Herediter Meme Over Kanseri Sendromunda. Prof.Dr.Mehmet Ali Ergün Gazi Üniversitesi Tı p Fakültesi T ı bbi Genetik Anabilim Dalı Herediter Meme Over Kanseri Sendromunda Prof.Dr.Mehmet Ali Ergün Gazi Üniversitesi Tı p Fakültesi T ı bbi Genetik Anabilim Dalı Herediter Meme Over Kanseri (HBOC) %5-10 arası kalıtsaldır Erken başlama

Detaylı

Çalışma Yaşamında Sağlığın Geliştirilmesi

Çalışma Yaşamında Sağlığın Geliştirilmesi Çalışma Yaşamında Sağlığın Geliştirilmesi 1 Amaç: Katılımcıların; işyerinde sağlığın geliştirilmesi programlarını hazırlamalarına ve uygulamadaki gerekli temel bilgileri kazandırmalarına yardımcı olmaktır.

Detaylı

KANSER GELİŞİMİ VE RİSK FAKTÖRLERİ DR BURÇAK ERKOL HAYDARPAŞA NUMUNE EAH TIBBİ ONKOLOJİ 05.02.2014

KANSER GELİŞİMİ VE RİSK FAKTÖRLERİ DR BURÇAK ERKOL HAYDARPAŞA NUMUNE EAH TIBBİ ONKOLOJİ 05.02.2014 KANSER GELİŞİMİ VE RİSK FAKTÖRLERİ DR BURÇAK ERKOL HAYDARPAŞA NUMUNE EAH TIBBİ ONKOLOJİ 05.02.2014 Tümör Kötü huylu-iyi huylu tümörler İyi huylu tümörler genellikle yayılma sıçrama yapmazlar Kötü huylumaligntümörlerin

Detaylı

Gastrointestinal Sistem Hastalıkları. Dr. Nazan ÇALBAYRAM

Gastrointestinal Sistem Hastalıkları. Dr. Nazan ÇALBAYRAM Gastrointestinal Sistem Hastalıkları Dr. Nazan ÇALBAYRAM ÇÖLYAK HASTALIĞI Çölyak hastalığı bir malabsorbsiyon sendromudur. Hastalık; gluten içeren unlu gıdalara karşı genetik bazda immünojik bir intolerans

Detaylı

HALK SAĞLIĞINDA KULLANILAN KAVRAMLAR. Prof.Dr. Ayfer TEZEL

HALK SAĞLIĞINDA KULLANILAN KAVRAMLAR. Prof.Dr. Ayfer TEZEL HALK SAĞLIĞINDA KULLANILAN KAVRAMLAR Prof.Dr. Ayfer TEZEL HALK SAĞLIĞI Bir toplumdaki bütün insanları; yaşadıkları çevre ile birlikte ele alan, İnrauterin hayattan ölünceye kadar kendi sorumluluğu altında

Detaylı

Prostat bezi erkeğin üreme sisteminin önemli bir parçasıdır. Mesanenin. altında, rektumun (makat) önünde yerleşmiş ceviz büyüklüğünde bir bezdir.

Prostat bezi erkeğin üreme sisteminin önemli bir parçasıdır. Mesanenin. altında, rektumun (makat) önünde yerleşmiş ceviz büyüklüğünde bir bezdir. Prostat nedir? Ne işe yarar? Prostat kanseri nedir? Prostat kanserinin nedenleri nelerdir? Kimler risk altındadır? Prostat kanserinin belirtileri nelerdir? Erken teşhis mümkün müdür? Teşhis nasıl koyulur?

Detaylı

Bakteriler, virüsler, parazitler, mantarlar gibi pek çok patojen hastalığın oluşmasına neden olur.

Bakteriler, virüsler, parazitler, mantarlar gibi pek çok patojen hastalığın oluşmasına neden olur. Dr.Armağan HAZAR ZATÜRRE (PNÖMONİ) Zatürre yada tıbbi tanımla pnömoni nedir? Halk arasında zatürre olarak bilinmekte olan hastalık akciğer dokusunun iltihaplanmasıdır. Tedavi edilmediği takdirde ölümcül

Detaylı

Beyin Omurilik ve Sinir Tümörlerinin Cerrahisi. (Nöro-Onkolojik Cerrahi)

Beyin Omurilik ve Sinir Tümörlerinin Cerrahisi. (Nöro-Onkolojik Cerrahi) Beyin Omurilik ve Sinir Tümörlerinin Cerrahisi (Nöro-Onkolojik Cerrahi) BR.HLİ.018 Sinir sisteminin (Beyin, omurilik ve sinirlerin) tümörleri, sinir dokusunda bulunan çeşitli hücrelerden kaynaklanan ya

Detaylı

Hepatit B ile Yaşamak

Hepatit B ile Yaşamak Hepatit B ile Yaşamak NEDİR? Hepatit B, karaciğerin iltihaplanmasına sebep olan, kan yolu ve cinsel ilişkiyle bulaşan bir virüs hastalığıdır. Zaman içerisinde karaciğer hasarlarına ve karaciğer kanseri

Detaylı

HODGKIN DIŞI LENFOMA

HODGKIN DIŞI LENFOMA HODGKIN DIŞI LENFOMA HODGKIN DIŞI LENFOMA NEDİR? Hodgkin dışı lenfoma (HDL) veya Non-Hodgkin lenfoma (NHL), vücudun savunma sistemini sağlayan lenf bezlerinden kaynaklanan kötü huylu bir hastalıktır. Lenf

Detaylı

MEME KANSERİ ÖNLENEBİLİR Mİ?

MEME KANSERİ ÖNLENEBİLİR Mİ? MEME KANSERİ ÖNLENEBİLİR Mİ? ÖĞR.GÖR.DR.AYLİN ERDİM M.Ü. SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ CERRAHİ HASTALIKLARI HEMŞİRELİĞİ ANABİLİM DALI Tıpta koruma (önleme), hastalıkların görülme sıklığını ve ölüm oranını

Detaylı

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ MESLEKİ TEHLİKE ve RİSKLERİ. Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ MESLEKİ TEHLİKE ve RİSKLERİ. Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL SAĞLIK ÇALIŞANLARININ MESLEKİ TEHLİKE ve RİSKLERİ Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL Sağlık hizmeti sunumu sırasında sağlık çalışanları, bedensel, ruhsal ve sosyal yönden sağlıklarını tehdit eden pek çok riske maruz

Detaylı

OVER KANSERİ. Yumurtalık kanseri; Over tümörü; Over kanseri neden olur?

OVER KANSERİ. Yumurtalık kanseri; Over tümörü; Over kanseri neden olur? OVER KANSERİ Yumurtalık kanseri; Over tümörü; Over hücrelerinden kaynaklanan kanserdir. Kadınlarda yumurtalıklara over denir. Over ler döllenme için gerekli yumurtaların hazırlandığı ve kadın hormonlarının

Detaylı

KANSER ERKEN TANI VE TARAMA PROGRAMI

KANSER ERKEN TANI VE TARAMA PROGRAMI KANSER ERKEN TANI VE TARAMA PROGRAMI Hasta Adı - Soyadı: Cinsiyet: K E Hasta ID No: Doğum Tarihi: Baba Adı: Kimlik No: Sayın Hastamız, Bu form, size uygulanması planlanan erken tanı ve tarama programının

Detaylı

Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Çalışan Sağlığı ve Bilimsel Kapasitenin Güçlendirilmesi Projesi

Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Çalışan Sağlığı ve Bilimsel Kapasitenin Güçlendirilmesi Projesi Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Çalışan Sağlığı ve Bilimsel Kapasitenin Güçlendirilmesi Projesi Şu anki sunumun yapılmasına imkan tanıyan bu proje, 692188 sayılı anlaşma kapsamındaki AB Horizon 2020 Araştırma

Detaylı

GEBELİK VE LOHUSALIK

GEBELİK VE LOHUSALIK GEBELİK VE LOHUSALIK ANA SAĞLIĞI Sağlık hizmetleri açısından doğurganlık çağındaki (15-49 yaş arası) tüm kadınlara ana denir. 15-49 yaş doğurganlık çağındaki kadınlar nüfusumuzun % 27 sini oluşturmaktadır.

Detaylı

Prof.Dr.. Mustafa TAŞKIN. Genel Cerrahi A.B.D.

Prof.Dr.. Mustafa TAŞKIN. Genel Cerrahi A.B.D. Prof.Dr.. Mustafa TAŞKIN İ.Ü.. Cerrahpaşa a Tıp T p Fakültesi Genel Cerrahi A.B.D. Polip:Epitelyal yüzeyden doğan bir çıkıntı anlamındad ndadır Kolon Polipleri 1. Neoplastik:adenomatöz poliplerdir. a)tubüler

Detaylı

1844 te kimlik belgesi vermek amacıyla sayım yapılmıştır. Bu dönemde Anadolu da nüfus yaklaşık 10 milyondur.

1844 te kimlik belgesi vermek amacıyla sayım yapılmıştır. Bu dönemde Anadolu da nüfus yaklaşık 10 milyondur. Türkiye de Nüfusun Tarihsel Gelişimi Türkiye de Nüfus Sayımları Dünya nüfusu gibi Türkiye nüfusu da sürekli bir değişim içindedir. Nüfustaki değişim belirli aralıklarla yapılan genel nüfus sayımlarıyla

Detaylı

KEMIK ERIMESI ERKEKLERI DE TEHDIT EDIYOR

KEMIK ERIMESI ERKEKLERI DE TEHDIT EDIYOR Portal Adres KEMIK ERIMESI ERKEKLERI DE TEHDIT EDIYOR : http://haberdekisesiniz.com İçeriği : Haber Tarih : 24.10.2016 : http://haberdekisesiniz.com/haber/59433/kemik-erimesi-erkekleri-de-tehdit-ediyor.html

Detaylı

KOLOREKTAL KANSERE DUR DEMENİN 12 YOLU

KOLOREKTAL KANSERE DUR DEMENİN 12 YOLU KOLOREKTAL KANSERE DUR DEMENİN 12 YOLU Kolorektal kanseri engellemek için benimseyeceğiniz yaşam biçimi kalbinize yardım etmek için benimsemeniz gereken yaşam biçimiyle birebir örtüşüyor. Yani bir yandan

Detaylı

KANSER KAYITÇILIĞI: AMAÇ VE KULLANIM ALANI. Prof Dr Gül Ergör DEÜTF Halk Sağlığı AD

KANSER KAYITÇILIĞI: AMAÇ VE KULLANIM ALANI. Prof Dr Gül Ergör DEÜTF Halk Sağlığı AD KANSER KAYITÇILIĞI: AMAÇ VE KULLANIM ALANI Prof Dr Gül Ergör DEÜTF Halk Sağlığı AD Kanser Kayıtçılığı Amaç, kanserin boyutunu belirlemek ve gelecekteki durumu hakkında öngörüde bulunmak Tanımlanmış bir

Detaylı

Konu:4 Yaşlılıkta Sağlığı Etkileyen Faktörler ve Erken Yaşlanmanın Önlenmesi

Konu:4 Yaşlılıkta Sağlığı Etkileyen Faktörler ve Erken Yaşlanmanın Önlenmesi Konu:4 Yaşlılıkta Sağlığı Etkileyen Faktörler ve Erken Yaşlanmanın Önlenmesi 1-GİRİŞ Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) yaşlılığı çevresel etkenlere uyum sağlayabilme yeteneğinin azalması olarak tanımlamaktadır.

Detaylı

ÖĞRENİM HEDEFLERİ Öğrenciler 3. sınıfın sonunda;

ÖĞRENİM HEDEFLERİ Öğrenciler 3. sınıfın sonunda; 3. SINIF VE Bu sınıfta öğrencilere, yaşamın evreleri içinde ve organ sistemleri temelinde hastalık oluşumunun genel özellikleri, nedenleri, temel mekanizmaları, patolojik bulguları, laboratuvar ve görüntüleme

Detaylı

YETİŞKİNLERDE MADDE BAĞIMLILIĞI DOÇ. DR. ARTUNER DEVECİ

YETİŞKİNLERDE MADDE BAĞIMLILIĞI DOÇ. DR. ARTUNER DEVECİ YETİŞKİNLERDE MADDE BAĞIMLILIĞI DOÇ. DR. ARTUNER DEVECİ CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ PSİKİYATRİ A.D. Madde deyince ne anlıyoruz? Alkol Amfetamin gibi uyarıcılar Kafein Esrar ve sentetik kannabinoidler

Detaylı

Haftalık İnfluenza (Grip) Sürveyans Raporu

Haftalık İnfluenza (Grip) Sürveyans Raporu Bulaşıcı Hastalıklar Daire Başkanlığı Haftalık İnfluenza (Grip) Sürveyans Raporu 29 Nisan 2015 17. Hafta (20-26 Nisan 2015) ÖZET Ülkemiz de 2015 yılı 17. hafta itibariyle çalışılan sentinel numunelerdeki

Detaylı

Çalışma Ortamında Sağlığın Korunması ve Geliştirilmesi

Çalışma Ortamında Sağlığın Korunması ve Geliştirilmesi Çalışma Ortamında Sağlığın Korunması ve Geliştirilmesi Prof. Dr. Nazmi Bilir Hacettepe Üniversitesi Halk Sağlığı Enstitüsü 10 Ekim 2014 nbilir@hacettepe.edu.tr Sunum Planı Sağlık Hizmetlerinin Gelişmesi

Detaylı

TÜMÖR BELİRTEÇLERİNİN KLİNİK TANIDA ÖNEMİ. Doç.Dr. Mustafa ALTINIŞIK ADÜTF Biyokimya AD 2006

TÜMÖR BELİRTEÇLERİNİN KLİNİK TANIDA ÖNEMİ. Doç.Dr. Mustafa ALTINIŞIK ADÜTF Biyokimya AD 2006 TÜMÖR BELİRTEÇLERİNİN KLİNİK TANIDA ÖNEMİ Doç.Dr. Mustafa ALTINIŞIK ADÜTF Biyokimya AD 2006 1 Tümör (kanser), Vücudumuzun herhangi bir hücre veya hücre topluluğunun kontrolsüz bir şekilde çoğalması, büyümesi,

Detaylı

OKUL ÇAĞINDA BESLENME

OKUL ÇAĞINDA BESLENME OKUL ÇAĞINDA BESLENME Doç. Dr. Yeşim ÖZTÜRK Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Gastroenteroloji, Beslenme ve Metabolizma Ünitesi Nisan 2008-İZMİR ADÖLESAN DÖNEM 1. Biyolojik değişim BÜYÜME

Detaylı

Pankreas, midenin arkasında karın içine yerleşmiş bir organdır. Gıdaların sindirim ve kullanımında büyük rol alır. Vücut için önemli hormonlar

Pankreas, midenin arkasında karın içine yerleşmiş bir organdır. Gıdaların sindirim ve kullanımında büyük rol alır. Vücut için önemli hormonlar Pankreas, midenin arkasında karın içine yerleşmiş bir organdır. Gıdaların sindirim ve kullanımında büyük rol alır. Vücut için önemli hormonlar üretir. Bunların başında insülin gelmektedir. İnsülin, pankreastan

Detaylı

HIV/AIDS epidemisinde neler değişti?

HIV/AIDS epidemisinde neler değişti? HIV/AIDS epidemisinde neler değişti? Dr. Gülşen Mermut Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji ABD EKMUD İzmir Toplantıları - 29.12.2015 Sunum Planı Dünya epidemiyolojisi

Detaylı

Toplum ve Örnek. Temel Araştırma Düzenleri. Doç. Dr. Ertuğrul ÇOLAK. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyoistatistik Anabilim Dalı

Toplum ve Örnek. Temel Araştırma Düzenleri. Doç. Dr. Ertuğrul ÇOLAK. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyoistatistik Anabilim Dalı Toplum ve Örnek Temel Araştırma Düzenleri Doç. Dr. Ertuğrul ÇOLAK Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyoistatistik Anabilim Dalı Toplum ve Örnek İstatistik, toplumdan kurallara uygun olarak,

Detaylı

9. Sigarayı bırakma zamanı

9. Sigarayı bırakma zamanı 9. Sigarayı bırakma zamanı 1 9. Sigarayı bırakma zamanı Dünyada 8 saniyede 1 can alan, yılda 4 milyon kişinin ölümüne neden olan, dünyada her 10 erişkinden birinin ölüm nedeni sayılan sigarayı bırakmak

Detaylı

Beyin tümörü, beyni oluşturan üç bölgeden birinden -beyin, beyincik ve beyin sapıkaynaklanabilir.

Beyin tümörü, beyni oluşturan üç bölgeden birinden -beyin, beyincik ve beyin sapıkaynaklanabilir. BEYİN TÜMÖRÜ BEYİN TÜMÖRÜ NEDİR? Beyin tümörü beyinde anormal hücrelerin çoğalması sonucu gelişen bir kitledir. Bazı beyin tümörleri iyi huylu (örneğin meningiom), bazıları ise kötü huylu kitlelerdir.

Detaylı

DERS X Küresel Sağlık Sorunları

DERS X Küresel Sağlık Sorunları DERS X Küresel Sağlık Sorunları Dünyada gerçekleşen ölümlerin yaklaşık % 23 ü çevresel etkilerle gerçekleşmektedir. Düşük ve orta gelirli ülkelerde çevresel hastalıklar daha fazla görülmektedir. Erkekler,

Detaylı

KORUMA/ÖNLEME. Risk Altında ve Korunması Gereken Çocukların Madde Bağımlılığından Korunması. Prof.Dr.Recep AKDUR

KORUMA/ÖNLEME. Risk Altında ve Korunması Gereken Çocukların Madde Bağımlılığından Korunması. Prof.Dr.Recep AKDUR Risk Altında ve Korunması Gereken Çocukların Madde Bağımlılığından Korunması KORUMA/ÖNLEME Prof.Dr.Recep AKDUR Ankara Üniversitesi Halk Sağlığı AD TUBİM Bilim Kurulu 20.04.2011 AKDUR, Çocuk Sempozyumu

Detaylı

GERİATRİK HASTAYA YAKLAŞIM

GERİATRİK HASTAYA YAKLAŞIM GERİATRİK HASTAYA YAKLAŞIM Demografik anlamda yaşlılığın sınırı 65 yaş olarak benimsenmektedir. 65-74 arası erken yaşlılık, 75-84 yaş arası yaşlılık, 85 yaş ve üzerindekiler ileri yaşlılık dönemidir. Yaşlanma

Detaylı

Tütün Kullanımını ve Zararlarını Nasıl Önleyelim?

Tütün Kullanımını ve Zararlarını Nasıl Önleyelim? Tütün Kullanımını ve Zararlarını Nasıl Önleyelim? Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Toplum İçin Bilgilendirme Sunumları 2015 Bu sunum Arş. Gör. Dr. Nuray Uğur tarafından Prof.

Detaylı

İKİNCİL KANSERLER. Dr Aziz Yazar Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları AD. Tıbbi Onkoloji BD. 23 Mart 2014, Antalya

İKİNCİL KANSERLER. Dr Aziz Yazar Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları AD. Tıbbi Onkoloji BD. 23 Mart 2014, Antalya İKİNCİL KANSERLER Dr Aziz Yazar Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları AD. Tıbbi Onkoloji BD. 23 Mart 2014, Antalya Tanım Kanser tedavisi almış veya kanser öyküsü olan bir hastada histopatolojik

Detaylı

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MESLEK HASTALIKLARI-3 PROF.DR.SARPER ERDOĞAN

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MESLEK HASTALIKLARI-3 PROF.DR.SARPER ERDOĞAN İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MESLEK HASTALIKLARI-3 PROF.DR.SARPER ERDOĞAN Meslek Hastalıkları-3 Meslek Hastalıkları Listesi Meslek Hastalıklarının Tıbbi ve Yasal Tanı Koyma Süreci

Detaylı

Çocukluk Çağı Kanserlerinin Epidemiyolojisi Prof. Dr. Tezer Kutluk

Çocukluk Çağı Kanserlerinin Epidemiyolojisi Prof. Dr. Tezer Kutluk İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Sürekli Tıp Eğitimi Etkinlikleri Herkes İçin Çocuk Kanserlerinde Tanı Sempozyum Dizisi No: 49 Mayıs 2006; s.11-15 Çocukluk Çağı Kanserlerinin Epidemiyolojisi Prof. Dr. Tezer

Detaylı

Şişmanlık (obezite); sağlığı bozacak düzeyde vücutta yağ miktarının artmasıdır.

Şişmanlık (obezite); sağlığı bozacak düzeyde vücutta yağ miktarının artmasıdır. ŞİŞMANLIK (OBEZİTE) Şişmanlık (obezite); sağlığı bozacak düzeyde vücutta yağ miktarının artmasıdır. Yağ dokusunun oranı; Yetişkin erkeklerde % 12 15, Yetişkin kadınlarda %20 27 arasındadır. Bu oranların

Detaylı

Sağlık Bülteni İLK YARDIM BÖLÜM I

Sağlık Bülteni İLK YARDIM BÖLÜM I Sağlık Bülteni ODTÜ G. V. ÖZEL MERSİN İLKÖĞRETİM OKULU Kasım 2013 İLK YARDIM BÖLÜM I Hayatımız boyunca çeşitli nedenlerle yaralanmalar veya hastalıklarla karşılaşmamız kaçınılmazdır. Yaşamımızın çeşitli

Detaylı