UYKU APNE SENDROMU TEDAVİSİ
|
|
- Murat Suvari
- 8 yıl önce
- İzleme sayısı:
Transkript
1 UYKU APNE SENDROMU TEDAVİSİ Prof.Dr. Oğuz Köktürk Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Uykunun sağlıklı yaşam için vazgeçilmez bir olgu olmasının yanında, solunum sisteminin aslında zarar gördüğü bir dönem olduğu, sağlıklı kişilerde bile bu olumsuz değişiklikler yaşanırken, uykuda solunum bozukluklarının en önemli tablosu olan obstrüktif uyku apne sendromunun (OSAS), bu hastalarda morbidite ve mortalitenin artmasına yol açtığı bilinmektedir. Bu nedenle uykuda ölümlere kadar varan ağır sonuçları olduğunu bildiğimiz bu hastalık tablosunun erken ve daha önemlisi uygun tedavisi OSAS lı olgular için hayati önem taşımaktadır. OSAS ağırlığının belirlenmesinde kullanılan kriter apne-hipopne indeksi (AHİ) dir. Bu kriter dikkate alınarak hazırlanan ve OSAS ın en çok kabul gören tedavi algoritması Şekil-1 de görülmektedir. Son 40 yıl içerisinde büyük gelişmeler kaydedilen uyku tıbbının tartışmasız en önemli hastalıklarından biri olan obstrüktif uyku apne sendromunun tedavisinde de hergeçen gün yeni gelişmeler olmaktadır. Ancak hemen söylemek gerekirse; bu tedavi seçenekleri arasında OSAS ın en spesifik ve en etkin tedavi yöntemi CPAP (sürekli pozitif havayolu basıncı) tedavisidir. Bu rijit sınırlamalara karşın, her hastanın ayrı bir antite olarak ele alınması, uygulanacak tedavinin yararları, zararları ve başarı oranını iyi değerlendirip, hastanın onayını da alarak spesifik tedavinin ona göre planlanması gerekir (Tablo-1). Tablo-1 : OSAS Tedavisi Genel Önlemler ve Medikal Tedavi Genel önlemler Risk faktörlerine yönelik tedavi Eşlik eden hastalıkların tedavisi Trafik ve iş kazaları konusunda uyarma Medikal tedavi?? Spesifik Tedavi CPAP / BPAP tedavisi Ağıziçi araç tedavisi Cerrahi tedavi Kombine tedavi 1
2 GENEL ÖNLEMLER Ağırlığı ne olursa olsun OSAS tedavisinde ilk aşama genel önlemlerin uygulanmasıdır. 1) Risk faktörlerine yönelik tedavi a) Kilo Verme Obezite OSAS da en önemli risk faktörlerinden biridir. Özellikle santral obezite hem üst solunum yolu (ÜSY) açıklığını daraltarak, hem de abdominal yağ birikimi ile solunum paternini etkileyerek OSAS a eğilimi artırmaktadır. Ayrıca obezite hipoksemiyi provake eder, akciğer volümlerini etkiler ve ÜSY kollapsını kolaylaştırır. Obezlerde lateral farengeal yağ yastıkları ve farenks seviyesinde subkütan yağ dokusu artmıştır. Dolayısıyla obez OSAS lılarda ÜSY daha dardır. Zayıflayan OSAS lılarda apnelerin ve uyku bölünmelerinin azaldığı, oksijenasyonun ve gündüz uykululuğunun düzeldiği bilindiği için hastalar mutlaka kilo vermeye yönlendirilmelidir. b) Yatış pozisyonu Yatış pozisyonuna geçildiğinde yer çekiminin de etkisine bağlı olarak hem apneli hem de normal bireylerde farenks açıklığı daralır. Bu daralma sırtüstü pozisyonda, lateral yatış pozisyonuna göre daha fazladır. Pozisyon aynı zamanda farengeal kasların fonksiyonlarını da etkiler. Ayrıca sırtüstü pozisyonunda dil arkaya kayarak pasajın daha da daralmasına neden olur. Bu nedenle pek çok hastanın apneleri sırtüstü pozisyonunda artar. Hastanın sırtüstü yatmasının engellenerek OSAS ağırlığının azaltılacağı düşüncesiyle; sırtına (ya da pijamasına) yastık parçası, kum torbası, sırt çantası veya tenis topu yerleştirmek, böylece hastanın sırtüstü döndüğünde rahatsız olmasını sağlamak, sırt üstü dönme sonucu devreye giren sesli veya titreşimli alarm sistemi kullanmak gibi çeşitli metodlar denenmiştir. Bu metodlarla obstrüktif apnelerin sayı ve şiddetinin düşürüldüğü gösterilmiş olmakla birlikte uyku hijyeni açısından uygun bir tedavi şekli değildir. Hasta, uygulanan metod nedeniyle her sırtüstü dönüşünde uyanacak ve bu da uyku bölünmelerine neden olacaktır. Bugün için daha çok kabul gören görüş; hastalara lateral pozisyonda yatmasının önerilmesi ama ek önlemler alınmaması yönündedir. c) Alkol ve sedatif-hipnotiklerden sakınma Obstrüktif uyku apnelerini agreve eden faktörlerin başında alkol ve sedatif ilaçlar gelir. Ancak sigara ve çevresel maruziyetin de hava yolu enflamasyonunu artırarak OSAS için bir risk teşkil ettiği bilinmektedir. Alkol, diyafragmatik aktiviteyi etkilemeksizin farenks dilatatör kaslarının elektromyografik aktivitesini, nörolojik stimülasyonu baskılayarak azaltır. Böylece farenks kollapsı kolaylaşır. Ayrıca alkol, mukozalar üzerine irritan ve vazodilatör etkisiyle farengeal ve nazal rezistansı artırır, bu da plevral ve farengeal negatif basıncın artmasına yol açar ve yine ÜSY kollapsı kolaylaşır. Alkolün bu etkileri, kandaki seviyesinin en yüksek olduğu sıralarda, yani alımından sonraki ilk saatlerde görülür. Apneli bireylerin uyumadan 4-5 saat önce alkol alımını kesmesi gerekmektedir. Sedatif-hipnotik ilaç kullanımı ise; orofarenksin ve larenksin rijiditesini sağlamada önemli rol oynayan kasları innerve eden sinirlerin aktivasyonunu azaltarak ÜSY kollapsını kolaylaştırır. 2) Eşlik eden hastalıkların tedavisi 2
3 OSAS ın pek çok hastalıkla ilişkisi vardır. Ancak bunlar içinde özellikle hipotiroidi ve akromegalinin ayrı bir yeri vardır. Çünkü bu hastalıklarda tek başına hastalığa özgü tedavi verilmesi OSAS ı ortadan kaldırabilmektedir 3) Trafik ve iş kazaları konusunda uyarma Hernekadar bir tedavi şekli olmasa da, belki de ondan daha önemli bir diğer konu ise, OSAS lı hastaların trafik ve iş kazaları konusunda uyarılmasıdır. OSAS ın klasik semptomlarından biri olan gündüz aşırı uyku hali, trafik ve iş kazalarının iyi bilinen bir nedenidir. Tedavi edilmemiş OSAS lılar kötü sürücülerdir ve normal popülasyona kıyasla 2-7 kat daha fazla trafik kazasına neden oldukları saptanmıştır. Risk altındaki bu hastalarda risklerin belirlenmesi ve hastaya bildirilmesi en önemli aşamadır. Şayet hastanın ciddi bir problemi varsa veya ticari şoförler, pilotlar vb., yüksek riske sahip bir işte çalışıyorsa, tanı konulup tedavi uygulanıncaya kadar bu hastalar göreve çıkmamaları konusunda uyarılmalıdır. Yalnız trafik kazaları değil, aynı şekilde bu hastaların yol açtığı iş kazalarının da önlenebilmesi amacıyla OSAS lıların, yakıcı, ezici, kesici cihazların kullanıldığı dikkat gerektiren işlerde (torna, hızar, pres, fırın, döküm vb.) çalışmamaları gerektiği vurgulanmalıdır. MEDİKAL TEDAVİ Farengeal dilatatör kas tonusunu artırarak apneleri engelleyen, uyku yapısını bozmayan ve önemli yan etkileri olmayan bir ilaç ne yazık ki mevcut değildir. Protriptilin, medroksiprogesteron, asetazolamid gibi üzerinde en çok çalışılan ilaçlara kısmen yanıt alınmışsa da bugün için kabul edilen görüş; OSAS tedavisinde ilaçların yerinin olmadığıdır. Ancak henüz deneme aşamasında olan ve ilk sonuçlarının yüzgüldürücü olduğu söylenen ilaç çalışmaları da vardır. CPAP / BPAP TEDAVİSİ Bu tedavinin yerini ve önemini bir cümle ile anlatmak gerekirse; Nasıl polisomnografi OSAS için altın standart tanı yöntemi ise, CPAP tedavisi de OSAS için altın standart tedavi yöntemidir. 1) CPAP (Sürekli pozitif hava yolu basıncı) Tedavisi Obstrüktif apne; uyku sırasında orofarengeal kas tonusunun azalması ile başlar, inspirasyonda oluşan intraluminal negatif basınç ile ÜSY duvarları içeri doğru çekilir ve hava yolu rezistansı giderek artarak obstrüksiyonun oluşmasına neden olur. Bu nedenle uyku sırasında gelişen bu olayın ÜSY na sürekli pozitif basınç vererek engellenmesi düşünülmüş ve 1981 de Sullivan ve ark. CPAP adını verdikleri cihazı geliştirmişlerdir de başlayıp 1990 larda hız kazanan başarısı sonucu CPAP, özellikle orta ve ağır OSAS da altın standart tedavi yöntemi olarak kabul edilmektedir. a) CPAP cihazının teknik özellikleri CPAP yüksek devirli jeneratör içeren taşınabilir bir cihazdır. Hava akımını oluşturan bu jeneratör sıkıştırılmış haldeki oda havasını pompalayan bir çeşit körük sistemidir. Bu cihaz 3
4 düşük dirençli bir hortum ve hortumun ucundaki maske aracılığı ile hastanın ÜSY na sürekli pozitif basınçlı hava verir. Bu basınç 2-20 cm H 2 O arasında olacak şekilde ayarlanabilir. Etkin bir CPAP tedavisi için kullanılan maskenin çok büyük önemi vardır. Çünkü tedavinin kabullenilmesi ve kompliyansın artırılmasında önemli rol oynar. Bu nedenle hastanın konforuna uygun nazal, oral, oro-nazal ve burun yastıkları (Nasal pillows) gibi çok sayıda CPAP maskesi geliştirilmiştir. Öncelikle tercih edilmesi gereken nazal maskelerdir. Maskenin burun çevresine, hava kaçağına izin vermeyecek ama hastanın konforunu da bozmayacak şekilde yerleştirilmesi gerekir. Değişik boyutları bulunan nazal maskelerin üzerinde ekspire edilen havanın çıkabilmesi için L/dk kadar akıma izin veren bir delik bulunur. Bunun yanındaki ikinci bir kapanabilir delikten ise gerektiğinde oksijen verilebilir. CPAP tedavisi sırasında gerek maske kenarlarından gerekse hastanın ağzını açmasından kaynaklanan hava kaçağı söz konusu olabilir. Hava kaçağı hem gerekli CPAP basıncının yetersiz kalmasına hem de hastanın konforunun bozulmasına yol açar. Uygun boyutta maske seçimi ve maskenin burun çevresine gerektiği gibi yerleştirilmesi ile kaçak engellenir. Hastanın ağzını açması ise ya gereksiz yere verilen fazla yüksek basınca, ya da çene kaslarının hipotonisi nedeniyle uyku sırasındaki istemsiz açılmaya bağlıdır. İkinci durumda ağzı kapalı tutmaya yarayan kumaş bantlarla (çenelik) çene sabit tutulabilir. Nadiren bazı olgularda ağız ve burnu birlikte kaplayan yüz maskesi kullanılabilir. Klostrofobik hastalarda sadece burun deliklerine yerleşen ve burun üzerinde hacim oluşturmayan nasal prongs ya da nasal pillows denen maske tipleri kullanılabilir. b) CPAP tedavisinin solunum sistemi ve diğer sistemler üzerine etkisi CPAP ile uyku boyunca ÜSY açıklığı sağlanır ve obstrüktif solunumsal olayların oluşumu engellenir. CPAP tedavisi altında uygulanan polisomnografi ile OSAS lılarda uyku boyunca obstrüktif apne-hipopnelerin ve horlamanın yokolduğu, artmış solunum çabası ve kalp atımlarının normale döndüğü, oksijen satürasyonunun normal düzeyde kaldığı gösterilmiştir. OSAS lı hastalarda evre 3-4 ve REM uykusu azalır, hatta tamamen kaybolabilir. Derin uyku uyuyamayan bu hastalarda gece boyunca tekrarlayan arousal lar söz konusudur. CPAP ile geçirilen ilk gecede arousal lar ve uyku bölünmeleri kaybolur, sıklıkla evre 3-4 ve REM uykusunda rebound artış ortaya çıkar. Rebound etki diğer günlerde azalır ve tedavinin yaklaşık bir haftası tamamlandığında uyku yapısı tamamen düzelmiş olur. Arousal ların CPAP a rağmen devam etmesi ÜSY rezistansının engellenemediğinin belirtisidir. Apne ve hipopnelerin ortadan kalkmasına rağmen sebat eden arousal ve/veya horlama da aynı şekilde CPAP tedavisinin yeterince etkin olmadığının göstergesidir. OSAS lılarda CPAP tedavisi ile uyku boyunca solunumsal parametrelerin ve uyku kalitesinin düzelmesi, gerek gece ve gündüz görülen klinik semptomların gerekse tüm sistemlere ait patolojilerin düzelmesini sağlar. c) CPAP tedavisi endikasyonları 1997 yılında ASDA (American Sleep Disorders Association) yeni adıyla AASM (American Academy of Sleep Medicine), polisomnografi (PSG) endikasyonları ve pratik parametreleri bir rapor halinde yayınlamıştır. Bu raporda CPAP tedavisi endikasyonlarına da yer verilmiştir. AASM ye göre CPAP tedavisi aşağıdaki durumlarda uygulanır. 1. Semptomları göz önüne alınmaksızın Apne İndeksi (Aİ) en az 20 veya Apne-Hipopne İndeksi (AHİ) en az 30 olan olgular, 2. AHİ en az 10 olan ve gündüz aşırı uyku hali olan olgular 3. Solunumsal arousal indeksi (SSİ) en az 10 olan ve gündüz aşırı uyku hali olan olgular 4
5 1999 yılında ise bu kez ACCP (American College of Chest Physcians) tarafından OSAS lılarda pozitif havayolu tedavisi endikasyonları ile ilgili konsensus niteliğinde bir rapor yayınladı. ASDA raporu ile büyük benzerlikleri olan bu raporda RDI (Respiratory Disturbance Index - Solunumsal sıkıntı indeksi) > 30 olan tüm OSAS lı olgularda CPAP tedavisinin endike olduğu vurgulandı. RDI 5-30 arasında olan olgularda ise; gündüz aşırı uyku hali, bilişsel bozukluk, ruhsal bozukluk, insomni, hipertansiyon, iskemik kalp hastalığı, inme gibi bir birlikteliğin varlığında gene CPAP tedavisinin gerekli olduğu belirtildi. Gerçekten günümüzde Apne-Hipopne İndeksi (AHİ) >5 olan olgular OSAS kabul edilmekle birlikte klinik önemi olan olgularda AHİ>20 dir. Çünkü bu olgularda mortalitenin AHİ<20 olan olgulara göre önemli ölçüde arttığı gösterilmiştir. Bu nedenle öncelikle tedaviye aday hastalar AHİ>20 olanlardır. Ancak AHİ=5-20 arasında olan olgular kardiyovasküler sistem (koroner arter hastalığı, kardiyak aritmiler vs) veya serebrovasküler sistem açısından risk faktörleri taşıyorlarsa mutlaka tedavi edilmesi gereken gruptadırlar. AHİ<5 olan ve basit horlama olarak değerlendirilen olgular ise çoğunlukla konservatif yaklaşımla izlenirler. OSAS sınıflaması yapılırken esas alınan kriterlerde, son yıllarda bazı değişiklikler yapılmıştır. AASM (American Academy of Sleep Medicine) klinik araştırmalarda kullanılmak üzere, uykuda solunum bozukluklarının tanımı ve ölçüm tekniklerinde bazı yeni öneriler getirmiştir. Buna göre; AHİ sınırları daha aşağıya çekilerek 5-15 arası hafif dereceli, arası orta dereceli, >30 ise ağır dereceli OSAS olarak yeni bir değerlendirme yapılmıştır. Dolayısıyla AHİ>15 olan orta ve ağır dereceli OSAS lılarda, ayrıca AHİ=5-15 arasında hafif dereceli OSAS lı olupta beraberinde belirgin semptomların, kardiyovasküler veya serebrovasküler risk faktörlerinin varlığında CPAP endikasyonu doğmaktadır. d) CPAP tedavisinin uygulanması OSAS tanısı almış her hastanın öncelikle düzeltici cerrahi girişim açısından bir KBB uzmanı tarafından ayrıntılı muayenesi gerekir. Özellikle nazal pasajı kapatan septum deviasyonu, nazal polip gibi oluşumlar nazal maske ile uygulanan CPAP tedavisinin başarısını düşürür. KBB uzmanı tarafından nazal maske kullanımına engel bir durumu olmadığı söylenen OSAS lılar için tedavi hastanın yüz yapısına en uygun, en konforlu nazal maske tipinin seçilmesi ile başlar. Hastaya uyanıkken birkaç saat boyunca CPAP alıştırması yapılır. Ağzını kapalı tutup burundan sakin ve normal soluk alıp vermesi öğretilir. CPAP tedavisinin ilk gecesi titrasyon adı verilen ve gerekli basınç düzeyinin saptanmasını sağlayan işlemin yapılması için uyku laboratuvarında gerçekleştirilir. CPAP titrasyonunda amaç; yan etkiler ortaya çıkmadan aşağıdaki koşulları sağlayan en düşük basıncı bulmaktır. 1. Apne ve hipopneleri ortadan kaldırmak 2. Gece boyunca yeterli oksihemoglobin satürasyonu sağlamak 3. Arousal ları yokedip uyku devamlılığını sağlamak 4. Uyku yapısını (uyku evrelerinin dağılımı ve sürelerini) düzeltmek CPAP titrasyonu; tüm gece (full night) manuel titrasyon, yarı gece (split night) manüel titrasyon ve otomatik titrasyon (autocpap, autoset) şeklinde uygulanabilir. AASM nin 1997 de yayınladığı raporda, benzer şekilde ACCP konsensusunda (1999) CPAP titrasyonunda uyulması gereken bazı kriterler de belirlenmiştir. 1. Uykuya bağlı solunum bozukluğu tanısını almış hastalara tüm gece boyunca polisomnografi eşliğinde CPAP titrasyonu yapılmalıdır. 5
6 2. CPAP titrasyonu EEG kaydı olmadan yani uyku parametreleri kaydedilmeden yapılmamalı, uygun CPAP basıncı tüm uyku evreleri gözönüne alınarak ve arousal ların yokolduğu gösterilerek saptanmalıdır. 3. Yarı gece CPAP titrasyonu ancak aşağıdaki koşullar sağlanabiliyorsa yapılmalıdır. a) Tanısal polisomnografinin en az 2 saatlik bölümünde; AHI en az 40 bulunmuş ise geceye CPAP titrasyonu ile devam edilebilir. AHI arasında bulunmuş ise klinisyen bu durumda kendi insiyatifini kullanıp uzun süreli apnelerin veya derin desatürasyonların varlığını göz önüne alarak geceyi titrasyonla tamamlayabilir. AHI<20 olanlarda ise yarı gece titrasyondan vazgeçilir ve gerekirse ikinci bir gece CPAP titrasyonu uygulanır. b) Gecenin ikinci yarısında uygulanan CPAP titrasyonu en az 3 saat sürmelidir. c) Polisomnografi bulguları ile solunumsal patolojilerin, uykunun hem REM hem NREM evrelerinde ve özellikle sırtüstü pozisyonda da düzeldiği gösterilmiş olmalıdır. d) OSAS tanısı konmuş ancak b ve c şıkları sağlanamamışsa ikinci bir gece CPAP titrasyonu yapılır. Uygun CPAP basıncı saptandıktan sonra hastanın bu tedaviyi uykusu boyunca ve her gece uygulaması gerekmektedir. İlk bir ayda ÜSY yumuşak doku ödeminin kaybolmasına bağlı olarak, daha uzun dönemde ise kilo verme gibi ek önlemlerle daha düşük CPAP basıncının yeterli olabildiği gösterilmiştir. e) CPAP tedavisinin istenmeyen etkileri Her tedavide olduğu gibi CPAP tedavisi ile de bazı istenmeyen etkiler ortaya çıkabilir. Ancak CPAP a bağlı yan etkiler CPAP sız dönemde ortaya çıkan patolojik bulguların yanında ihmal edilebilecek düzeydedir. Hastalar sıklıkla basınçlı havayı soluma intoleransı, nazal konjesyon ve maskenin ciltte yarattığı irritasyondan yakınırlar. CPAP a bağlı tehlikeli yan etkiler son derece nadirdir ve literatürde sunulan birkaç olgudan ibarettir. Bu nadir yan etkiler; pulmoner barotravma, pnömosefali, intraoküler basınç artışı, timpanik membran rüptürü, ciltaltı amfizemi olarak sıralanabilir. 2) BPAP (Bifazik pozitif hava yolu basıncı) Tedavisi BPAP (Bilevel Positive Airway Pressure) ile tüm solunum siklusu boyunca sabit basınç yerine inspirasyon ve ekspirasyonda farklı pozitif basınç uygulanır. Ekspirasyonda geçerli olan basınca EPAP (expiratory positive airway pressure), inspirasyonda geçerli olan basınca IPAP (inspiratory positive airway pressure) denir. Uyku sırasında hava yolu rezistansı ve hava yolunun kapanmaya eğilimi inspirasyonda ekspirasyona göre daha fazladır. Bu düşünceden hareketle sürekli sabit basınç yerine ekspirasyonda inspirasyona göre daha düşük basınç uygulamak üzere BPAP cihazları geliştirilmiştir. Böylece hastanın daha düşük basınca karşı ekpirasyon yapması ve tedaviyi daha iyi tolere etmesi amaçlanmıştır. BPAP ilk seçenek tedavi yöntemi değildir. Pozitif basınca karşı ekspirasyon zorluğu veya başka nedenle CPAP ı tolere edemeyen hastalarda denenmelidir. CPAP intoleransında BPAP tedavisine geçmek için yeniden polisomnografi eşliğinde BPAP la basınç titrasyonu yapılmalıdır. Kliniğimizde CPAP titrasyonu yapılmış ve genellikle 12 cm H 2 O ve üstü titrasyon basıncı saptanmış olgularda BPAP tedavisine geçilmektedir. BPAP, EPAP ve IPAP basınçlarının yanısıra, IPAP dan EPAP a geçişte akım tetikleyici (flow-triggered) ve zaman sınırlayıcı (time-limited) fonksiyonları da sisteminde 6
7 barındırabildiği için aynı zamanda bir noninvaziv mekanik ventilatör olarak kullanılabilir. Dolayısıyla OSAS a ek olarak alveoler hipoventilasyona yol açan bir patolojinin eklendiği durumlarda (KOAH, rerstriktif akciğer hastalıkları, obezite-hipoventilasyon sendromu vs.) BPAP tercih edilmelidir. AĞIZİÇİ ARAÇ TEDAVİSİ Ağıziçi araçlar (AİA) olarak bilinen bu tedavi seçeneğinin amacı, uyku sırasında ağız içine yerleştirilen bir takım araçlarla üst solunum yolu (ÜSY) yapılarının pozisyonunu değiştirip hava yolunu genişletmek, kas fonksiyonları üzerine etki ederek rezistansı düşürmek ve ÜSY nun kollabe olmasına engel olmaktır. Bu protezlerin tedavi etkinliği konusunda genel olarak olarak konuşmak gerekirse, konunun hala tartışmalı olduğu söylenebilir. 1) Ağıziçi araç tipleri a) Dili önde tutan araçlar (TRD-tongue retaining devices) Yumuşak polivinil den üretilmiş bu grup araçlar dilin uyku sırasında ve özellikle sırtüstü pozisyonda arkaya doğru kaçmasını engeller. AİA da bulunan yumuşak bir baloncuk ön dişler arasında sıkışarak negatif basınç etkisiyle dilin önde tutulmasını sağlar. Bu tip AİA en fazla büyük dili, kronik çene eklemi ağrısı, daha çok pozisyona bağlı apne-hipopneleri olan, dişleri veya diş sağlığı yerinde olmayan hastalarda yararlı bulunmuştur. İdeal ağırlığının %50 sinden fazla kilosu olanlar (Dilin ağız içinde yeterli hareketinin sağlanamaması nedeniyle), diş gıcırdatanlar ve kronik burun tıkanıklığı olanlarda kullanılmamalıdır. b) Mandibulayı öne ilerleten araçlar (MRD- mandibular repositioning devices) Bu grup araçlar alt, üst veya her iki çenede dişler üzerine ortodontik teknikle yerleştirilir ve mandibulanın öne doğru ilerlemesini sağlarlar. Bu yöntemle yumuşak damakla farenks arka duvarı arası mesafenin, ayrıca dil kökü ile orofarenksin arka bölümü arasındaki boşluğun genişlediği gösterilmiştir. Bu tip ağıziçi araçlar; hafif-orta dereceli OSAS, mikrognati, ideal ağırlığının %50 sinden fazla kilosu olanlar ve nazal yolla solunum yapamayanlar için uygundur. Hastanın her iki çenesinde de 6-10 dişi olmalıdır. Dişeti hastalığı, ciddi eklem problemi, alt çene ekleminde hareket kısıtlılığı, ağır dereceli OSAS ve buna bağlı ritm bozuklukları olan hastalarda kullanılmamalıdır. Komplikasyonları; diş kaybı, eklem-kas ağrısı, dişeti hassasiyeti, dişlerin kalıcı yer değiştirmesidir. 2) Ağıziçi araç tedavisi endikasyonları AİA kullanımında bilinmesi gereken en önemli nokta OSAS tedavisinde ilk seçenek olmayışıdır. Çünkü uyku sırasında ÜSY da gelişen obstrüksiyonun engellenmesi ve AHİ nin düşürülerek klinik bulguların düzeltilmesi açısından CPAP kadar etkin değildir. AİA kullanımına OSAS ın ağırlık derecesine göre karar verilir. Genellikle hafif ve orta dereceli OSAS da tercih edilir. ASDA tarafından hazırlanan rapora göre AİA tedavisi endikasyonları aşağıda görülmektedir. 1. Basit horlama (AHİ < 5), kilo verme ve uygun yatış pozisyonu gibi genel önlemlerin yeterli olmadığı hafif dereceli OSAS, 2. CPAP tedavisinin reddedildiği ya da tolere edilemediği orta ve ağır dereceli OSAS, 3. Tonsillektomi, adenoidektomi, kraniofasial operasyon ya da trakeostomiye aday olup bu girişimleri reddeden hastalar. 7
8 Ayrıca AİA kullanımı üst solunum yolu rezistansı sendromunda (özellikle horlamayı engellemek için) ve başarısız UPPP (uvulopalatofaringoplasti) operasyonu sonrası da önerilmektedir 3) Ağıziçi araç tedavisinin kontrendikasyonları AİA lar horlama ve obstrüktif apnelerin tedavisinde kullanılırlar. Santral apneler için kullanılmamalıdırlar. Uygun pozisyonun sağlanamadığı AİA lar mandibulayı aşağıya ve geriye doğru ilerleterek OSAS bulgularının kötüleşmesine neden olabilirler. Artriti olan hastalarda ve krepitus veya başka bir temporomandibular eklem semptomunun varlığında AİA denenmemelidir. AİA kullanımı için yeterli sayıda ve sağlıklı dişlere ihtiyaç vardır. Nazal obstrüksiyon ve uykuda gelişen ağır hipoksemi diğer kontrendikasyonları oluşturmaktadır. Sonuç olarak; Ağıziçi araç tedavisi; basit horlaması veya hafif dereceli OSAS ı olan olgularda bir tedavi seçeneği olabilir. AİA tedavisi başlanan olgu mutlaka uyku laboratuvarında izlenmelidir. Yalnızca horlamanın kesilmesi tedavi yanıtı açısından yeterli değildir. AİA tedavisi sırasında da kilo verme, alkol ve sedatiflerden uzak durma gibi genel önlemlere dikkat etmesi gerektiğini unutmamalıdır. Kilo alan, antihipertansif ilaç kullanmaya başlayan, horlama ve gündüz uyku hali yakınmaları yeniden ortaya çıkan hastalarda bu tedavide ısrar edilmemeli, daha etkin tedavi yöntemleri planlanmalıdır. CERRAHİ TEDAVİ OSAS ın en spesifik ve en etkin tedavisi CPAP tedavisi olmakla birlikte, obstrüksiyonun yerinin tam olarak saptanabildiği olgularda cerrahi tedavi uygulanabilir. Ancak gerek kendi merkezimiz, gerekse Toraks Derneği Uyku Bozuklukları Çalışma Grubu olarak görüşümüz, tedavi algoritmamızda da görüldüğü üzere; OSAS lı olgularda cerrahinin yerinin esas olarak Düzeltici Cerrahi şeklinde olmasıdır. Ağır cerrahi uygulamalar hiçbir tedavi seçeneğine yanıt alınamayan az sayıdaki olgular ile sınırlı kalmalıdır. Gene de bu olgularda multidisipliner yaklaşımın önemine inandığımızı, KBB nin yerinin önemli olduğunu, gelecek vaadeden yeni teknikleri ile önümüzdeki günlerde de önemli rol oynayacağını da vurgulamak isterim. Bu düşünce çerçevesinde OSAS lı olgularda uygulanan cerrahi teknikler aşağıda sunulmuştur. Horlama ve OSAS lı olgularda cerrahi girişim için olgu seçiminde, tıbbın Hipokrat tan bu yana temel prensibi kabul edilen hastaya zarar vermemek ve tedavinin temel prensibi olan tedavinin amacı iyileştirmektir ilkeleri mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır. Cerrahi girişim için olgu seçimininde; yaş, OSAS ın ağırlığı, sistemik problemlerin varlığı, horlamanın ağırlığı, ÜSY fizik muayene bulguları, meslek, CPAP/BPAP tedavisini kabul etmeme veya tolere edememe, cerrahi ve teknolojik kapasite gibi çok sayıda faktör rol oynamaktadır. 8
9 1) Burun Ameliyatları Horlama ve OSAS olgularında burun solunumunu engelleyen hastalık veya anomalilerine yönelik cerrahi tedavi endikedir. Ancak hiçbir cerrah çocuklardaki adenoidektomi ameliyatları hariç, burun cerrahisi sonrasında horlamanın veya apnenin tamamen veya kısmen ortadan kalkacağı konusunda hastaya garanti vermemelidir. Horlama ve OSAS olgularında burun cerrahisinin diğer bir endikasyonu da postnazal akıntıdır. Burun solunumu yeteneğinde ciddi sorunu olmayan olgularda bile, postnazal akıntının varlığı öncelikli olarak medikal, başarısız olunması halinde ise uygun olgularda cerrahi tedaviyi gerektirir. A) Septoplasti En sık yapılan burun ameliyatı olan septoplasti, sol ve sağ burun boşluğunu ayıran septumun eğriliklerinin düzeltilmesi için yapılır. Septum cerrahisi nadir olmayarak nazal valv ve alt konka cerrahisi ile bazı durumlarda da fonksiyonel endoskopik sinüs cerrahisi ile kombine edilir. B) Konka cerrahisi Burun yan duvarında yer alan konkalardan çoğunlukla alt konka ve bazı olgularda da orta konka burun solunum yeteneğini olumsuz yönde etkileyecek şekilde hipertrofiye uğrayabilir. Alt konka cerrahisinde; alt konkanın total veya parsiyel eksizyonu, alt konka lateralizasyon ameliyatları, alt konkaya elektrokoter, lazer veya radyofrekans girişimleri gibi tercihler söz konusudur. C) Nazal valv cerrahisi Nazal valv üst lateral kıkırdağın kaudal ucuyla burun septumunun üst kısmı arasında kalan boşluk olup bu saha burundaki hava akımının engellendiği başlıca alanlardan birisidir. Nazal valv cerrahisi çoğu zaman iyi bir septoplasti ile başarılmaktadır. 2) Orofarenks Ameliyatları Orofarenks bölgesi cerrahi girişimlerin en fazla yapıldığı, bir yandan en başarılı sonuçların alındığı, bir yandan ise en istenmeyen sonuçlar ile karşılaşılan cerrahi sahadır. Fizik muayene sırasında hipertrofik tonsil, uzamış ve ödemli bir yumuşak damak-uvula yapısının (pletorik damak) saptanması orofarenks cerrahisi için uygun olgu manasına gelir. Bazı olgularda ise horlama ve bazen de apne yakınmaları olmasına karşın yumuşak damakuvula oldukça normal uzunlukta ve ince yapıdadır (astenik damak). Bu olgularda yumuşak damağın özellikle distal kısmının çok ince olduğu, bu kısımda kas bulunmadığı farkedilebilir. Bu iki olgu grubuna uygulanacak cerrahi teknik birbirinden farklı olmalıdır. Orofarenks cerrahisi için uygun olan olguya UPPP veya modifiye UPPP ameliyatları rahatlıkla yapılabilirken ikinci olgu, eğer mümkünse cerrahi tercih edilmemesi gereken, horlama yakınmasından dolayı yapılması gerekiyorsa da radyofrekans cerrahisine yönlendirilmesi gereken bir hastadır. A) Tonsillektomi Orofarenkste, horlama ve OSAS lı olgulara uygulanacak cerrahi yöntemler arasında komplikasyon ve istenmeyen uzun dönem etkileri yönünden en güvenilir olanıdır. OSAS lı çocuklarda tonsillektomi ameliyatları büyük oranda adenoidektomi ile birlikte yapılmaktadır. Çocuklarda tekrarlayan veya kronik tonsillit tanısıyla tonsillektomi endikasyonu 5 yaş ve 9
10 üzerinde konulmaktadır. Ancak OSAS lı çocuklarda tonsiller hipertrofik olmak şartıyla tonsillektomi için yaş kontrendikasyonu yoktur. B) Uvulektomi Uvulektomi çoğu zaman UPPP ameliyatlarının bir parçası olarak yapılmaktadır (klasik UPPP lerde uvula tamamen çıkartılmaktadır). Ancak günümüzde UPPP ameliyatlarından sonra ortaya çıkan istenmeyen etkilerden boğazda kuruluk ve takılma hissi ve tad duyusu kaybının en önemli nedeninin uvulanın yokluğu olduğuna inanılmaktadır. C) Uvulopalatofaringoplasti (UPPP) 1952 yılında, Japonya da Ikematsu tarafından horlama için yapılan ilk ameliyattır. UPPP ameliyatları genel anestezi altında yapılır. Bu teknikte (varsa) tonsiller ile birlikte yumuşak damak ve uvula rezeke edilir, LFB ya rezeke edilir ya da dikişler ile tonsil ön plikasına sütüre edilir. Bu ameliyat sonrasında hastaların en önemli yakınması ağrı ve geçici velofarengeal yetmezliktir. UPPP nin başlangıçtaki popülaritesini kaybetmesindeki en önemli etkenlerden birisi ameliyat sırasında geç dönemde ortaya çıkan kalıcı rahatsızlıklardır. Bunlardan en sık karşılaşılanları uvulanın tamamen çıkartılması nedeni ile karşılaşılan sorunlardır. Günümüzde pek çok cerrah total uvulektomi yapmamakta, az ya da çok bir uvula bırakmaktadır. D) Uvulopalatoplasti (UPP) Orofarenkste ağırlıklı olarak yumuşak damak-uvuladan kaynaklanan yumuşak doku artışı olan olgularda UPPP nin dezavantajlarından kurtulmak amacıyla geliştirilmiş tekniklerin ortak adıdır. Bu teknikler sıklıkla tonsillektomiyle kombine edilmektedirler. Bu tekniklerin ortak özelliği lazer veya radyofrekans cihazları kullanılarak yumuşak damak ve uvulada sınırlı, ancak etkili bir cerrahi uygulamaktır. UPPP den farklı olarak uvula ve yumuşak damakta geniş bir rezeksiyon yapılmamakta, ancak lazer veya radyofrekans ile oluşturulan ısıyla geniş bir yumuşak doku azalması ve/veya fibrozis temin edilmeye çalışılmaktadır. a) Lazer yardımıyla yapılan uvulopalatoplasti (LAUP) Lokal anestezi altında ve olgu hastaneye yatırılmadan yapılan bir işlem olması, komplikasyon oranının son derece düşük ve uzun vadeli istenmeyen etkilerinin ise kontrol edilebilir olması en önemli avantajlarıdır. Ameliyat sonrası 1 haftaya kadar devam eden ağrı önemli bir dezavantajıdır. LAUP tekniği belirli bir süre horlamanın tedavisinde ve hatta hafif OSAS lı olgularda yaygın olarak kullanılmıştır. Başlangıçta horlama olgularında %85 e kadar başarı bildirilmiştir. Daha sonraki yıllarda horlamada dahi başarı oranının %40 lara düşüyor olduğunun gösterilmesi bu tekniğin popülaritesini azaltmıştır. Bu tekniğin en büyük dezavantajı tonsillektominin yapılmıyor olmasıdır. b) Yumuşak damağın gevşekliğini azaltma ( stiffening ) ameliyatları İlk kez 1993 yılında Ellis ve ark, mekanik bir model üzerinde yumuşak damağı kısaltmaktan ziyade gevşekliğini azaltmanın (stiffening) horlamanın palatal komponentini ortadan kaldırdığını göstermişlerdir. Günümüzde düşük morbiditesi ve maliyeti (elektrokoter ile yapılırsa) nedeniyle pek çok cerrah tarafından horlama için klasik UPPP veya LAUP ameliyatlarına tercih edilmektedir. c) Radyofrekans yardımıyla yapılan uvulopalatoplasti (Somnoplasti) Radyofrekans cerrahisi son 5 yıldır popülarite kazanan bir cerrahi teknik olup radyo dalgaları frekansındaki bir enerjinin yumuşak damak ve uvulaya uygulanması ve bu şekilde orada doku azaltılması ve fibrozis yaratılması ilkesine dayanmaktadır. Muhtemelen bu cihazların en önemli farkı dokuda kontrol edilebilir bir ısı oluşturuyor olmalarıdır. Bu şekilde lazerden ve 10
11 elektrokoterden farklı olarak mukozaya zarar vermeden submukozal çalışılarak yumuşak doku azaltması ve/veya fibrozis yaratmak mümkün olmaktadır. Bu çalışma prensibi sayesinde lazer ve elektrokoterden ve hatta bistüriyle yapılan standart UPPP den daha az ağrıya ve komplikasyona neden oldukları ifade edilmektedir. Bu uygulamanın en önemli komplikasyonu yumuşak damak perforasyonlarıdır. Uygulamayı izleyen 48 saatte uvulada ve yumuşak damakta belirgin ödem ve hafif ağrı olmaktadır. d) Elektrokoter yardımıyla yapılan uvulopalatoplasti (CAPSO) Yumuşak damağın gevşekliğini azaltarak horlamayı önlemek için geliştirilen bir tekniktir. Yukarıda anlatılan elektrokoter ile yapılan LAUP tekniğinden farklı olarak bu teknikte elektrokoter ile yumuşak damakta ve uvula ön yüzündeki mukoza eksize edilerek kalan uvula yumuşak damağa ters çevrilerek dikilmektedir. Bu teknik özellikle maliyet yönünden hem LAUP hem de UPPP den daha avantajlıdır. Ağrı ve diğer komplikasyonlar açısından LAUP kadar güvenilir bir cerrahi tekniktir. e) Modifiye uvulopalatofaringoplasti (muppp) Yukarıda anlatılan LAUP ve benzeri tekniklerin geç dönemdeki başarısız sonuçlarına rağmen, erken dönemdeki başarısı, yumuşak damağı çıkartmak yerine hacimsel azalma ve/veya fibrozis sağlamanın da yeterli olduğunun anlaşılması, tonsillektominin gerekliliği ve klasik UPPP nin komplikasyon ve uzun süreli olumsuz etkilerinin getirdiği dezavantaj ve bu dezavantajı ortadan kaldırmada yeterli bir uvula bırakmanın önemi klasik UPPP ameliyatlarında modifikasyonlar ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu modifikasyonlar burada sıralanamayacak kadar çeşitlidir. Ameliyatı yapan hekim çoğunlukla modifikasyonu hastanın anatomisine göre belirlemektedir. f)transpalatal ilerletme faringoplastisi (TİF) (Woodson ameliyatı) Genel anestezi altında yapılan bu ameliyatın diğer UPP, UPPP ve muppp tekniklerinden en önemli farkı yumuşak damağın proksimal kısmının gerginliğini arttırıcı bir cerrahi olmasıdır. Bu teknik; radyofrekans ile yapılan UPP (somnoplasti ameliyatı) gibi yumuşak damağın distaline değil proksimaline yönelik bir ameliyattır ve yumuşak damağın gerginliğinin arttırılması amaçlanmaktadır. 3) Dil, Dil Kökü, Hyoid Ameliyatları Bu bölgeye yönelik bir cerrahi kararının verilebilmesi için, horlama ve OSAS lı olguda nazofarengoskop ile yatar pozisyonda yapılan muayenede, Müller manevrası ile bu bölgede çökmenin saptanması gerekir. Çökme izlenmeyen olgularda da, ayakta çekilen lateral sefalometrik grafilerde posterior farengeal hava yolu olarak tanımlanan dil kökü-posterior farengeal duvar arasındaki en kısa mesafenin 0.5 cm nin altında olduğunda bu bölge için cerrahi girişim endikasyonu vardır. Ancak bu olgular aynı zamanda orofarenks cerrahisi için uygun olgular ise, basit horlayanlarda önce orofarenks cerrahisi uygulanması önerilmektedir. Orofarenks cerrahisinden kısmen fayda gören basit horlayanlarda, daha sonraki aşamada dildil kökü cerrahisi yerine ağız içi araç da bir alternatif olarak hastaya sunulmalıdır. Bazı cerrahlar ağız içi araç ile olumlu sonuç alınmadan olguları dil, dil kökü cerrahisine yönlendirmemektedirler. Orta derecede OSAS lı olgularda, eğer hasta orofarenks cerrahisi için uygun bir olgu ise, genellikle hasta öncelikli olarak orofarenks cerrahisine yönlendirilmekte ve ameliyattan sonra ikinci ay başında yapılan değerlendirmede hala OSAS devam ediyorsa o zaman dil-dil kökü cerrahisi önerilmektedir. Cerrahların orofarenks cerrahisini dil-dil kökü cerrahisine tercih etmelerinin en önemli nedeni dil-dil kökü cerrahisinin zorluğu ve olası cerrahi komplikasyonların ciddiyetidir. Aşağıda ele 11
12 alınacak olan cerrahi tekniklerden dil kökü için radyofrekans cerrahisi tekniğinin gelişmesi ve sleep-in tekniği ile elde edilen sonuçların yayınlanmaya başlaması belki de bu tercihi değiştirecektir. A) Dil rökü rezeksiyonu - Midline glossektomi (MG) Dil kökünün orta hatta yaklaşık 2.5 cm x 5 cm lik bir kısmının intraoral yaklaşımla bistüri, elektrokoter veya lazer kullanılarak çıkartılması (beraberinde lingual tonsiller, ariepiglottik katlantı ve kısmen de epiglot çıkartılır) ameliyatı oldukça zor ve morbiditesi yüksek bir cerrahidir. Hastaya mutlaka peroperatif trakeostomi açılmalı ve hasta ameliyattan sonra bir haftaya kadar trakeostomili kalmalıdır. MG ameliyatı akciğer problemi olan hastalarda ve hipofarengeal ve superior larengeal sinir paralizisi olan olgularda kontrendikedir. Kanama, ödem, ağrı, uzun süre devam eden aspirasyon ve yutma zorluğu ve bu nedenlerden dolayı trakeostominin kapatılamaması en önemli komplikasyonlarıdır. Ayrıca nadir olmayarak kalıcı tat hissi kaybı ve yutkunma sırasında takılma hissi ve ağrı ile karşılaşılabilir.bu cerrahinin zorluğu ve morbiditesi dışında diğer bir dezavantajı da dil kökünün lateral kısımlarını içine almaması ve bu nedenle ileri derecede obez olgularda ameliyat sonrasında dil kökünün lateral kısımlarının çökmeye devam etme olasılığıdır. B) Radyofrekans ile dil kökü küçültülmesi ameliyatları Radyofrekans cihazlarının son yıllarda gelişmesi ile, bu teknik dil köküne de uygulanmaya başlanmıştır. Bu konuda henüz az sayıda makale yayınlanmıştır. C) Genioglosssus ilerletme ameliyatları Dilin önde tutulmasında birincil derecede rol oynayan genioglossus kasının origosunu öne alarak gerginliğini arttırmak ve dil kökü arkasındaki hava yolunu genişletmek amacıyla planlanmış bir ameliyattır. Bu ameliyatta bi-maksiller oklüzyonu bozmadan kasın yapıştığı mandibula kısmı osteotomi yapılarak serbestleştirilir ve öne çekilerek plaklar ile tespit edilir. D) Hyoidin asılması ameliyatları Yukarıda bahsettiğimiz ameliyatlar ile genioglossus kası ve dolayısıyla dil kökü öne alınırken, hyoidin asılması ameliyatları hyoide yapışan kas ve ilişkili yumuşak doku grubunun öne çekilmesi ve bu şekilde hipofarenks hava yolunun genişletilmesi için yapılır. Bunun için boyun insizyonu yapılarak hyoid kemiğe ulaşılır, alt kısımdan diseke edilir ve daha sonra mandibulaya veya tiroid kıkırdağa bağlanır. E) Dil kökünün mandibulaya dikilmesi ( Sleep-in ) ameliyatları İlk kez De Rowe ve ark. (1997) tarafından geliştirilen dil kökünün mandibulaya dikilmesi ameliyatı genel anestezi altında yapılmaktadır. Ağız tabanında Warthon kanalının hemen arkasına yapılan bir insizyon ile mandibulanın arka yüzüne ulaşılarak buraya özel bir drill yardımıyla bir vida yerleştirilmektedir. Daha sonra kalın absorbe olmayan bir dikiş, özel bir alet kullanılarak dil kökünden geçirilmekte ve bu vidaya fikse edilmektedir. Bu şekilde dil kökü yaklaşık bir parmak öne alınmaktadır. Bu ameliyatla ilgili en önemli problem özel bir vida takıcı cihaz gerektirmesidir. 4) Maksillo-Mandibular İlerletme (MMİ) Ameliyatları Maksillo-mandibuler osteotomiler yoluyla maksilla ve/veya mandibulanın ilerletilmesi ameliyatları OSAS olgularının tedavisinde ikinci faz ameliyatlar olarak bilinmektedir. Ancak pek çok hekim günümüzde CPAP/BPAP ın varlığında, kraniyofasiyal belirgin anomalisi olan olgular dışında (retrogeni, orta yüz gelişme bozuklukları, mikrognati vb) bu ameliyatların 12
13 endike olmadığını söylemektedir. Bu ameliyatlar, yukarıda anlatılan ameliyatların (birinci faz ameliyatlar) başarısız olması halinde uygulanması gereken ameliyatlar olarak bildirilmişlerdir. Ancak günümüzde CPAP/BPAP ı tolere edebilen hastalarda bu ameliyatların morbiditesinin göze alınmaması gerekir. Bu ameliyatlarda amaç, mandibula veya maksillayı ya da her ikisini birden öne alarak; farengeal hava yolunu genişletmek, dil kökünün geri kaçmasını önlemek, farenks yumuşak dokularının gerginliğini arttırmak, özellikle mandibuler osteotomiler yoluyla ağız içindeki potansiyel alanı arttırarak dil için daha geniş alan kazandırmaktır. 5. Trakeostomi Trakeostomi ağır OSA olguları için CPAP/BPAP a alternatif olabilecek tek cerrahi yöntemdir. Bu nedenle CPAP ın yetersiz kaldığı veya tolere edilemediği hayatı tehdit edici OSAS (ağır dereceli uyku apnesi, ağır dereceli desatürasyon, CO 2 retansiyonu, ciddi kardiak aritmiler, ağır dereceli gündüz somnolansı) olgularında trakeostomi endikedir. Ayrıca, noktürnal hipoksemi ile ilişkili belirgin koroner arter ve serebrovasküler hastalığı olanlarda, ağır dereceli obstrüktif akciğer hastalarında da trakeostomi gerekebilir. Sonuç olarak OSAS lı bir olgunun tedavisinde; Hastaya öncelikle genel önlemlerden AİA tedavisine, CPAP tedavisinden cerrahi tedaviye kadar tüm tedavi seçenekleri yan etkileri ve sonuçları ile birlikte açıklanmalıdır. Tedavi uygulanan hastaların bir uyku laboratuvarı veya merkezinde düzenli takibi, hasta ve eşinin eğitimi son derece önemlidir. Yalnızca horlamanın kesilmesi tedavi yanıtı açısından yeterli değildir. Hastalığın ağırlığı ne olursa olsun tüm olgulara genel önlemler uygulanmalıdır. Henüz deneme aşamasında olan ve ilk sonuçlarının yüzgüldürücü olduğu söylenen ilaç çalışmaları var ise de; bugün için OSAS da medikal tedavinin yeri yoktur. Ağıziçi araç tedavisi genellikle basit horlaması veya hafif dereceli OSAS ı olan olgularda bir tedavi seçeneği olabilir. OSAS lı olgularda cerrahinin yeri esas olarak düzeltici cerrahi şeklinde olmalıdır. Henüz uzun süreli sonuçları olmamakla birlikte radyofrekans yöntemi bu hastaların tedavisinde gelecek vaadetmektedir. Ağır cerrahi uygulamalar hiçbir tedavi seçeneğine yanıt alınamayan az sayıdaki olgular ile sınırlı kalmalıdır. CPAP tedavisinin OSAS da en spesifik ve en etkin tedavi olduğu unutulmamalıdır. Bir diğer deyişle; OSAS ın altın standart tedavi yöntemidir. KAYNAKLAR 1. Köktürk O, Ulukavak Çiftçi T. Obstrüktif uyku apne sendromu. Genel önlemler ve medikal tedavi. Tüberküloz ve Toraks Dergisi 2002; 50(1): Köktürk O, Ulukavak Çiftçi T. Obstrüktif uyku apne sendromu. Ağıziçi araç tedavisi. Tüberküloz ve Toraks Dergisi 2002; 50(2): Köktürk O, Ulukavak Çiftçi T. Obstrüktif uyku apne sendromu. CPAP/BPAP tedavisi. Tüberküloz ve Toraks Dergisi 2002; 50(2):
14 4. Köktürk O, Kemaloğlu Y. Obstrüktif uyku apne sendromu. Cerrahi tedavi. Tüberküloz ve Toraks Dergisi 2002; 50(3):
CPAP TEDAVİSİ. Prof. Dr. Mehmet KARADAĞ Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi. www.uykubozuklugu.com
CPAP TEDAVİSİ Prof. Dr. Mehmet KARADAĞ Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi www.uykubozuklugu.com UZUN DÖNEMDE Hipertansiyon Felç Aritmiler İnfarktüs KISA DÖNEMDE Yaşam Kalitesinde kötüleşme
DetaylıDr. Oğuz Köktürk. Tablo-1: Uykuda solunum bozuklukları
UYKUDA SOLUNUM BOZUKLUKLARI TANINIZ NEDİR, NASIL TEDAVİ EDERSİNİZ? Olgu Sunuları Dr. Oğuz Köktürk Uyku vücudumuzun fiziksel ve ruhsal olarak dinlendiği, yenilendiği, yeni bir güne hazırlandığı dönem ve
DetaylıTitrasyonda hangisi tercih edilmeli? CPAP mı? APAP mı?
Titrasyonda hangisi tercih edilmeli? CPAP mı? APAP mı? Dr. Selma FIRAT GÜVEN Atatürk Göğüs Hasalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Ankara CPAP Yüksek devirli bir jeneratör Basıncı
DetaylıUYKUDA SOLUNUM BOZUKLUKLARINDA CERRAHİ TEDAVİNİN YERİ
UYKUDA SOLUNUM BOZUKLUKLARINDA CERRAHİ TEDAVİNİN YERİ Prof.Dr. Yusuf K. KEMALOĞLU Gazi Ün. Tıp Fak. KBB Hast. AD, Ankara http://w3.gazi.edu.tr/web/yusufk/ http://www.kbb.gazi.edu.tr Uykuda Solunum Bozuklukları
DetaylıPROF. DR. TÜLİN TANER
Uyku Apne Sendromunda Diş Hekimliği Uygulamaları PROF. DR. TÜLİN TANER Hacettepe Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Ortodonti AnaBilim Dalı TTD Okulu Uyku Bozuklukları Merkezi Kursu Ankara 26 27 Mart
DetaylıUYKUDA SOLUNUM BOZUKLUKLARI
UYKUDA SOLUNUM BOZUKLUKLARI Dr. Oğuz Köktürk Uyku sağlıklı bir yaşam için mutlak gerekli bir olgudur.yaşamımızın üçte birini uykuda geçirmemize rağmen bu konuda bildiklerimiz yakın zamana kadar bir sır
DetaylıUYKUDA SOLUNUM BOZUKLUKLARI SINIFLAMA VE TANIMLAR
UYKUDA SOLUNUM BOZUKLUKLARI SINIFLAMA VE TANIMLAR Dr. Sibel Özkurt Pamukkale Üniversitesi Tıp T p Fak. Göğüs s Hastalıklar kları Anabilim Dalı Organizmanın çevreyle iletişiminin değişik şiddette uyaranlar
DetaylıObstrüktif Uyku Apne Sendromu Cerrahi Tedavi
Uykuda Solunum Bozuklukları Dizisi: 15 Obstrüktif Uyku Apne Sendromu Cerrahi Tedavi Oğuz KÖKTÜRK*, Yusuf KEMALOĞLU** * Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı, ** Gazi Üniversitesi
DetaylıBIPAP Cihaz Özellikleri ve Endikasyonları. Doç. Dr Remzi Altın ZKÜ Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı
BIPAP Cihaz Özellikleri ve Endikasyonları Doç. Dr Remzi Altın ZKÜ Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı BIPAP Bilevel Positive Airway Pressure (İki Seviyeli Pozitif Havayolu Basıncı) Uyku apne sendromu nedeniyle
DetaylıCPAP Titrasyonu (manuel titrasyon)
CPAP Titrasyonu (manuel titrasyon) Doç. Dr. Tansu Ulukavak Çiftçi Gazi Ü. Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları A.D. Tanım CPAP titrasyonu; obstrüktif uyku apne sendromu (OSAS) tanısı almış, uygun endikasyondaki
DetaylıCPAP (Continuous Positive Airway Pressure) Celal Bayar Üniversitesi Hafsa Sultan Hastanesi Nöroloji Epilepsi ve Uyku Bozuklukları Birimi
CPAP (Continuous Positive Airway Pressure) Celal Bayar Üniversitesi Hafsa Sultan Hastanesi Nöroloji Epilepsi ve Uyku Bozuklukları Birimi Teknisyen : Evren SÖNMEZIŞIK CPAP OSAS tedavisinde birinci seçenektir.
DetaylıHORLAMA VE TIKAYICI UYKU APNESĠ HASTALIĞI. Prof. Dr. Ali Vefa YÜCETÜRK Celal Bayar Ün. Tıp Fak. KBB AD Öğretim Üyesi
HORLAMA VE TIKAYICI UYKU APNESĠ HASTALIĞI Prof. Dr. Ali Vefa YÜCETÜRK Celal Bayar Ün. Tıp Fak. KBB AD Öğretim Üyesi TANIM Horlama ve buna eşlik eden solunum düzensizlikleri ile karakterize klinik tablolardır.
DetaylıProf. Dr. Mehmet Ünlü. Afyon Kocatepe Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Göğüs Hastalıkları AD.
Prof. Dr. Mehmet Ünlü Afyon Kocatepe Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Göğüs Hastalıkları AD. Uyku sırasında solunum şeklinde patolojik düzeydeki değişikliklere bağlı olarak gelişen Hastalarda morbidite ve
DetaylıOBSTRÜKTİF UYKU APNE SENDROMU. Dr. M. Sezai Taşbakan Ege ÜTF Göğüs Hastalıkları A.D.
OBSTRÜKTİF UYKU APNE SENDROMU Dr. M. Sezai Taşbakan Ege ÜTF Göğüs Hastalıkları A.D. 1 Sunum Planı Tanım - görülme sıklığı Klinik tanı - Risk faktörleri - Yakınma ve öykü - Fizik muayene Tanı yöntemleri
DetaylıDr. Figen HANAĞASI Gayrettepe Florence Nightingale Hastanesi Nöroloji Bölümü
Dr. Figen HANAĞASI Gayrettepe Florence Nightingale Hastanesi Nöroloji Bölümü Amaç Gayrettepe Florence Nightingale Hastanesi Uyku Bozuklukları Laboratuvarı nda tetkik edilen 86 hastanın klinik ve polisomnografik
DetaylıUyku Hastalıklarında PAP Tedavisi. Prof. Dr. Mehmet KARADAĞ Bursa Şevket Yılmaz Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Uyku Hastalıklarında PAP Tedavisi Prof. Dr. Mehmet KARADAĞ Bursa Şevket Yılmaz Eğitim ve Araştırma Hastanesi UZUN DÖNEMDE Hipertansiyon Felç Aritmiler İnfarktüs KISA DÖNEMDE Yaşam Kalitesinde kötüleşme
DetaylıCPAP KABULÜNDE-UYUMUNDA SORUNLAR VE ÇÖZÜMLERİ
CPAP KABULÜNDE-UYUMUNDA SORUNLAR VE ÇÖZÜMLERİ Doç. Dr. Mehmet Ünlü Afyon Kocatepe Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Göğüs Hastalıkları AD. Nazal CPAP Normalde üst hava yollarını açık tutan güçler arasındaki
DetaylıTarihçe, CPAP Cihazının Teknik Özellikleri ve Aksesuarları. Dr. Hikmet Fırat SB Dışkapı Y.B Eğitim & Araştırma Hastanesi Uyku Bozuklukları Merkezi
Uykuda Solunum Bozukluklarında Pozitif Havayolu Basınç (PAP) Tedavisi Tarihçe, CPAP Cihazının Teknik Özellikleri ve Aksesuarları Dr. Hikmet Fırat SB Dışkapı Y.B Eğitim & Araştırma Hastanesi Uyku Bozuklukları
DetaylıOtomatik CPAP ların (APAP) Teknik Özellikleri ve Tedavi Endikasyonları
Otomatik CPAP ların (APAP) Teknik Özellikleri ve Tedavi Endikasyonları Dr. Selma FIRAT GÜVEN Atatürk Göğüs Hasalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Ankara CPAP (Continious Positive
DetaylıObstrüktif Uyku Apne Sendromu Ağıziçi Araç Tedavisi
Uykuda Solunum Bozuklukları Dizisi: 13 Obstrüktif Uyku Apne Sendromu Ağıziçi Araç Tedavisi Oğuz KÖKTÜRK*, Tansu ULUKAVAK ÇİFTÇİ* * Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı, ANKARA
DetaylıOSAS TANIM, SEMPTOMLAR & KLİNİK BULGULAR
OSAS TANIM, SEMPTOMLAR & KLİNİK BULGULAR Doç. Dr. Hüseyin LAKADAMYALI Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Uykuda Solunum Bozuklukları: Uyku sırasında solunum paterninde
DetaylıBARİATRİK AMELİYATLARIN KİLO VERMENİN ÖTESİNDE 7 ÖNEMLİ YARARI
BARİATRİK AMELİYATLARIN KİLO VERMENİN ÖTESİNDE 7 ÖNEMLİ YARARI Bariatrik ameliyatlar sadece kilo kaybı sağlayarak fiziksel değişim sağlamazlar, asıl önemli olan kilo kaybı sonrası vücudumuz için bu 7 önemli
DetaylıSunu planı. Solunum yetmezliği NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON NIMV
Sunu planı NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON DOÇ. DR. HAKAN TOPAÇOĞLU İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi Neden Endikasyonlar Kontrendikasyonlar Hasta seçilmesi Komplikasyonlar Solunum yetmezliği IMV
DetaylıNoninvaziv Mekanik Ventilasyonda Cihaz ve Maske Seçimi Mod ve Ayarlar
Noninvaziv Mekanik Ventilasyonda Cihaz ve Maske Seçimi Mod ve Ayarlar Dr.Kürșat Uzun Selçuk Ü. Meram Tıp F. Göğüs Hastalıkları AD Yoğun Bakım Bilim Dalı SEVGİDE GÜNEŞ GİBİ OL Solunum yetmezliğinde NIV
DetaylıDr. Hikmet FIRAT. SB Yıldırım Beyazıt Dışkapı Eğit & Araş Hast./ANKARA. Göğüs Hastalıkları Kliniği Uyku Bozuklukları Tanı & Tedavi Merkezi
Dr. Hikmet FIRAT SB Yıldırım Beyazıt Dışkapı Eğit & Araş Hast./ANKARA Göğüs Hastalıkları Kliniği Uyku Bozuklukları Tanı & Tedavi Merkezi USB Sınıflaması Karşılaşılan Sorunlar ve Çözümleri NIMV Çeşitleri
DetaylıCPAP ve BİPAP modları, cihaz özellikleri ve ekipmanları. Doç.Dr.Sedat Öktem Medipol Üniversite'si Tıp Fak. Çocuk Göğüs Hast. BD
CPAP ve BİPAP modları, cihaz özellikleri ve ekipmanları Doç.Dr.Sedat Öktem Medipol Üniversite'si Tıp Fak. Çocuk Göğüs Hast. BD Ventilasyonun değisik modları Basıncın verilme yolu İnvaziv Noninvaziv Pozitif
DetaylıUyku Bozuklukları Merkezinde Acil Durumlar ve Teknisyenin Rolü
Uyku Bozuklukları Merkezinde Acil Durumlar ve Teknisyenin Rolü Doç Dr. Zeynep Zeren UÇAR, zeynepzucar@yahoo.com Izmir Dr Suat Seren Göğüs Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Uyku Bozuklukları
DetaylıUAS da Oto CPAP Titrasyonu
TUTD 14.Ulusal Uyku Tıbbı Kongresi 2. Ulusal Uyku Tıbbı Teknisyenliği Kongresi 6-10 Ekim 2013 Hilton Otel-Bodrum UAS da Oto CPAP Titrasyonu Doç.Dr.Sadık Ardıç Acıbadem Ankara Hastanesi Göğüs Hastalıkları
DetaylıHorlama hastalığı umutsuz değil
Horlama hastalığı umutsuz değil Normal erişkin insanların en az %45'i zaman zaman horlamaktadır. %25'i sürekli olarak horlamaktadır. Horlama problemi en sık şişman erkeklerde görülür ve yaşla birlikte
DetaylıNoninvaziv ventilasyonda kullanılan cihazlar ve modlar. Dr. Kürşat Uzun N. Ü. Meram Tıp F. Göğüs Hastalıkları AD Yoğun Bakım BD, Konya
Noninvaziv ventilasyonda kullanılan cihazlar ve modlar Dr. Kürşat Uzun N. Ü. Meram Tıp F. Göğüs Hastalıkları AD Yoğun Bakım BD, Konya NIV kullanımı İlk olarak 1980 li yıllarda Akut SY de ET ye alternatif
DetaylıBÖLÜM UYKUDA SOLUNUM BOZUKLUKLARI
BÖLÜM 14 UYKUDA SOLUNUM BOZUKLUKLARI Uyku Apne Sendromu 47 Uyku Apne Sendromu Prof. Dr. Oya İtil Uyku, organizmanın çevreyle iletişiminin, çeşitli uyaranlarla geri döndürülebilir biçimde, geçici, kısmi
DetaylıOSAS IN FARKLI TİPLERİNDE TANI KRİTERLERİ VE TEDAVİ ALGORİTMASI
OSAS IN FARKLI TİPLERİNDE TANI KRİTERLERİ VE TEDAVİ ALGORİTMASI 36 Obstrüktif Uyku Apne Sendromu (OSAS); uluslararası uyku bozuklukları sınıflamasında (ICSD-2); 2. ana başlık olan uykuda solunum bozukluklarının
DetaylıDr. Akın Kaya. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Solunum Yoğun Bakım Ünitesi
Dr. Akın Kaya Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Solunum Yoğun Bakım Ünitesi Yoğun Bakım Ünitesinde Obez Hastalar Günümüzde, toplumlarda; Obezite prevelansı yüksek ve artmaya devam ediyor.
DetaylıObstrüktif Uyku Apne Sendromu Genel Önlemler ve Medikal Tedavi
Uykuda Solunum Bozuklukları Dizisi: 12 Obstrüktif Uyku Apne Sendromu Genel Önlemler ve Medikal Tedavi Oğuz KÖKTÜRK*, Tansu ULUKAVAK ÇİFTÇİ* * Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim
DetaylıUYKUDA SOLUNUM BOZUKLUKLARININ DİĞER POZİTİF HAVA YOLU BASINÇ (PAP) TEDAVİLERİ
UYKUDA SOLUNUM BOZUKLUKLARININ DİĞER POZİTİF HAVA YOLU BASINÇ (PAP) TEDAVİLERİ Dr. Zeynep Zeren Uçar İzmir Göğüs Hastalıkları Hastanesi UYKUDA SOLUNUM BOZUKLULARI OUAS SUAS CSS UHHS Obstrüktif Uyku Apne
DetaylıUYKU. Üzerinde beni uyutan minder Yavaş yavaş girer ılık bir suya. Hind'e doğru yelken açar gemiler, Bir uyku âleminden doğar dünya...
UYKU Üzerinde beni uyutan minder Yavaş yavaş girer ılık bir suya. Hind'e doğru yelken açar gemiler, Bir uyku âleminden doğar dünya... Sırça tastan sihirli su içilir, Keskin Sırat koç üstünde geçilir, Açılmayan
DetaylıMEDİKAL TEDAVİ VE AĞIZ İÇİ ARAÇ UYGULAMALARI
MEDİKAL TEDAVİ VE AĞIZ İÇİ ARAÇ UYGULAMALARI Dr. Özen KAÇMAZ BAŞOĞLU Ege ÜTF Göğüs Hastalıkları A.D. Türk Toraks Derneği 12. Yıllık Kongresi 8 Nisan 2009 1 Medikal tedavi Ağız içi araç (AİA); Sunum Planı
DetaylıGenel Önlemler. Dr. Bülent Çiftçi Sanatoryum Hastanesi Keçiören-Ankara
Genel Önlemler Dr. Bülent Çiftçi Sanatoryum Hastanesi Keçiören-Ankara OSAS tedavisinde altın standart tedavi yöntemi PAP tedavisidir. Yaşam tarzı değişikliği Obezite Alkol Sigara Egzersiz(aşırı yorgunluk!!!)
DetaylıUYKUDA SOLUNUM BOZUKLUKLARI Dr. Oğuz Köktürk Gazi Üniversitesi Uyku vücudumuzun fiziksel ve ruhsal olarak dinlendiği, yenilendiği, yeni bir güne hazırlandığı dönem ve sağlıklı yaşam için vazgeçilmez bir
DetaylıNoninvazif Mekanik Ventilasyon Kime? Ne zaman?
Noninvazif Mekanik Ventilasyon Kime? Ne zaman? Dr.Y.Kemal GÜNAYDIN Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Tıp Kliniği Sunum Planı Tanım Tarihçe Kullanım yerleri Hasta seçimi Uygulama NIMV tipleri Kontrendikasyonlar
DetaylıProf. Dr. Oğuz Köktürk Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı
POZİTİF HAVAYOLU BASINCI (PAP) TEDAVİSİNDE SORUNLAR VE ÇÖZÜMLERİ Prof. Dr. Oğuz Köktürk Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Pozitif havayolu basıncı (PAP) tedavisi uykuda solunum
DetaylıPAP CİHAZLARI VE MODLARI. Dr. Banu Salepçi Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Göğüs Hastalıkları Kliniği
PAP CİHAZLARI VE MODLARI Dr. Banu Salepçi Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Göğüs Hastalıkları Kliniği Uyku İle İlişkili Solunum Bozuklukları Obstrüktif uyku apne Sendromu Santral Uyku
DetaylıPAP TEDAVİSİ. Prof. Dr. Oğuz O. kları Anabilim Dalı Uyku Bozuklukları Merkezi
PAP TEDAVİSİ Sorunlar ve Çözümleri Prof. Dr. Oğuz O KÖKTK KTÜRK Gazi Üniversitesi Tıp T p Fakültesi Göğüs s Hastalıklar kları Anabilim Dalı Uyku Bozuklukları Merkezi SLEEP APNEA SYNDROME SLEEP APNEA SYNDROME
DetaylıUAS da CPAP Titrasyonu
TTD 12.Ulusal Kongresi 8-12.Nisan 2009 Sungate Otel- Kemer UAS da CPAP Titrasyonu Dr.Sadık Ardıç Dışkapı Yıldırım Beyazit Eğitim Ve Araştırma Hastanesi, Göğüs Hastalıkları Kliniği ve Uyku Bozuklukları
DetaylıUykuda Solunum Bozuklukları Merkezimize Başvuran Hastaların Demografik Özellikleri, Tedavi Yöntemleri ve Tedaviye Uyumları
Uykuda Solunum Bozuklukları Merkezimize Başvuran Hastaların Demografik Özellikleri, Tedavi Yöntemleri ve Tedaviye Uyumları E. Sevil Akkurt, Özlem D. Birben, Şerife S. Bozbaş, Elif Küpeli, Serdar Demirtaşoğlu,
DetaylıOBSTRUKTİF UYKU APNE SENDROMU
OBSTRUKTİF UYKU APNE SENDROMU 338 GENEL BİLGİLER ve TANIMLAR Obstruktif uyku apne sendromu na (OSAS) geçmeden önce uyku hakkında bazı genel bilgileri ve sık geçecek bazı tanımları iyi bilmek, anlamak gerekir.
Detaylıİnvaziv olmayan mekanik ventilasyon tedavisinde klinik ve polisomnografik izlem: Basınç ayarı kontrolü rutin olarak yapılmalı mı?
İnvaziv olmayan mekanik ventilasyon tedavisinde klinik ve polisomnografik izlem: Basınç ayarı kontrolü rutin olarak yapılmalı mı? Burcu Zeydan, Gülçin Benbir, Derya Karadeniz İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi
DetaylıUykuda Solunum Olayları Skorlaması. Eğt Gör Doç Dr. Zeynep Zeren Uçar İGHCEAH Uyku Bozuklukları Kliniği
Uykuda Solunum Olayları Skorlaması Eğt Gör Doç Dr. Zeynep Zeren Uçar İGHCEAH Uyku Bozuklukları Kliniği Uyku Skorlaması 2003 te Board of Directors of the American Academy of Sleep Medicine 2004-2006 2007
DetaylıPolisomnografi Raporunun Hazırlanması ve Yorumlanması
Polisomnografi Raporunun Hazırlanması ve Yorumlanması Dr. Hikmet FIRAT SB Yıldırım Beyazıt Dışkapı Eğit & Araş Hast. Göğüs Hastalıkları Kliniği Uyku Bozuklukları Tanı & Tedavi Merkezi ANKARA KONU AKIŞ
DetaylıKAPAK HASTALIKLARINDA TEDAVİ YÖNTEMLERİ NELERDİR?
KAPAK HASTALIKLARINDA TEDAVİ YÖNTEMLERİ NELERDİR? Prof.Dr. Batuhan Özay İstanbul MedicineHospital, Kalp ve Damar Cerrahisi Kliniği Kapak hastalıkları hastalığın başvuru anındaki ciddiyeti ve hasta profiline
DetaylıSOLUNUM SİSTEMİ HASTALARINDA EVDE SAĞLIK UYGULAMALARI
SOLUNUM SİSTEMİ HASTALARINDA EVDE SAĞLIK UYGULAMALARI Yrd. Doç. Dr. Sibel KÜÇÜK Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Solunum Sistemi Hastalıklarında Evde Bakımın Amacı Progresyonu önlemek,
DetaylıObstrüktif Uyku Apne Sendromu CPAP/BPAP Tedavisi
Uykuda Solunum Bozuklukları Dizisi: 14 Obstrüktif Uyku Apne Sendromu CPAP/BPAP Tedavisi Oğuz KÖKTÜRK*, Tansu ULUKAVAK ÇİFTÇİ* * Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı, ANKARA
DetaylıBurun yıkama ve sağlığı
Burun yıkama ve sağlığı Yayınlanmış bir çok klinik çalışmada günlük yapılan nazal yıkmanın burnumuzla ilgili yaşam kalitesini arttırdığı ve sinüslerimizden kaynaklanan semptomları azalttığı gösterilmiştir.
DetaylıA) Solunumsal uyku hastalıklarında NĐMV cihazları verilme ilkeleri;
20.4.15. Non-invaziv mekanik ventilasyon cihazları (NĐMV) A) Solunumsal uyku hastalıklarında NĐMV cihazları verilme ilkeleri; 1. NĐMV cihazı verilecek hastalıklar; Uluslararası uyku bozuklukları sınıflamasına
DetaylıOBEZİTE-HİPOVENTİLASYON SENDROMU
OBEZİTE-HİPOVENTİLASYON SENDROMU Dr. Gökhan Kırbaş Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Uyku Bozuklukları Merkezi TORAKS DERNEĞİ UYKU BOZUKLUKLARI ÇALIŞMA GRUBU MERKEZİ KURSLAR
DetaylıUykusuzluk Yakınması İle Gelen Hastaya Yaklaşım. Dr. Hakan KAYNAK
Uykusuzluk Yakınması İle Gelen Hastaya Yaklaşım Dr. Hakan KAYNAK Uykusuzluk Birçok kişi için = Uyku ilacı Uyku hekimi için =??? Kabus 1979 Sınıflaması Diagnostic Classification of Sleep and Arousal Disorders
DetaylıVARİS TEDAVİSİNDE KONFORUN YENİ ADI. Endovenöz Radyofrekans Ablasyon
VARİS TEDAVİSİNDE KONFORUN YENİ ADI Endovenöz Radyofrekans Ablasyon Varis ve venöz yetersizlik toplumda en sık görülen belki de bu nedenle kanıksanabilen ciddi bir hastalıktır.venöz yetersizliğin ana nedeni
DetaylıUYKUDA SOLUNUM BOZUKLUKLARI
UYKUDA SOLUNUM BOZUKLUKLARI Dr. Oya İTİL 1. Obstrüktif Uyku Apne Sendromu ( OSAS) 2. Santral Uyku Apne Sendromu ( CSAS) 3. Üst Solunum Yolu Rezistans Sendromu ( UARS) 4. Obezite Hipoventilasyon Sendromu
DetaylıÖksürük. Pınar Çelik
Öksürük Pınar Çelik Öksürük Öksürük, akciğerleri aspirasyondan koruyan, sekresyonların atılmasını sağlayan, istemli veya istemsiz refleks yolla oluşan, ani patlayıcı ekspirasyon manevrasıdır. Öksürük refleksinin
DetaylıUYKUDA GÖRÜLEN SOLUNUM BOZUKLUKLARI HORLAMA VE UYKU APNESİ
TÜRKİYE SOLUNUM ARAŞTIRMALARI DERNEĞİ Uyku Bozuklukları Çalışma Grubu UYKUDA GÖRÜLEN SOLUNUM BOZUKLUKLARI HORLAMA VE UYKU APNESİ Hazırlayanlar Dr.Oğuz Köktürk Dr.Duygu Özol Dr.Asiye Kanbay Dr.Handan İnönü
DetaylıOBSTRÜKTİF UYKU APNE SENDROMU TEDAVİSİNDE POZİTİF HAVAYOLU BASINCI TEDAVİSİ Dr. Bülent Çiftçi Pozitif havayolu basıncı (Positive Airway Pressure = PAP) tedavisi Obstrüktif uyku apne sendromu tedavisinde
DetaylıTDB AKADEMİ Oral İmplantoloji Programı Temel Eğitim (20 kişi) 1. Modül 29 Eylül 2017, Cuma
TDB AKADEMİ Oral İmplantoloji Programı Temel Eğitim (20 kişi) 1. Modül 29 Eylül 2017, Cuma Oral İmplantolojide Temel Kavramlar, Teşhis ve Tedavi Planlaması 13.30-15.00 Dental implantların kısa tarihçesi
DetaylıASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK
ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK ASTIM Dünya genelinde 300 milyon kişiyi etkilediği düşünülmekte Gelişmiş ülkelerde artan prevalansa sahip Hasta veya toplum açısından yüksek maliyetli bir hastalık
DetaylıPOLİSOMNOGRAFİDE SOLUNUMUN SKORLANMASI
Sema Saraç POLİSOMNOGRAFİDE SOLUNUMUN SKORLANMASI Uykuda solunum bozukluklarının (USB) tanısında altın standart yöntem polisomnografidir (PSG). Uyku laboratuarında yapılan PSG lerin büyük çoğunluğu USB
DetaylıÜST SOLUNUM YOLU. Dr. Zeynep Zeren Uçar. kları ve Cerrahisi
ÜST SOLUNUM YOLU DİRENÇ SENDROMU Dr. Zeynep Zeren Uçar İzmir Göğüs G s Hastalıklar kları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma rma Hastanesi 9 SORUDA ÜSYDS 1. Tanımı 2. Tarihçe e ( Uyku bozuklukları sınıflamasında
DetaylıUykuda Solunumsal Olayların Skorlanması-Tanımlar
Uykuda Solunumsal Olayların Skorlanması-Tanımlar Doç. Dr. Mehmet Ünlü Afyon Kocatepe Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Göğüs Hastalıkları AD. Uykuda solunum bozuklukları Uyku sırasında solunum şeklinde patolojik
DetaylıÇene Eklemi (TME) ve Yüz Ağrıları Merkezi
Çene Eklemi (TME) ve Yüz Ağrıları Merkezi Beyin Tümörleri Çene Eklemi (TME) ve Yüz Ağrıları Merkezi Sizde mi Diş Sıkıyorsunuz? Diş sıkma ve gıcırdatma, gece ve/veya gündüz oluşabilen istemsiz bir aktivitedir.
Detaylıİnsomni. Dr. Selda KORKMAZ
İnsomni Dr. Selda KORKMAZ Uykuya başlama zorluğu Uykuyu sürdürme zorluğu Çok erken uyanma Kronik şekilde dinlendirici olmayan uyku yakınması Kötü kalitede uyku yakınması Genel populasyonda en sık görülen
DetaylıNoninvaziv Mekanik Ventilasyonda Cihaz seçimi Mod ve ayarlar. Dr.Kürşat Uzun Selçuk Ü. Meram Tıp F. Göğüs Hastalıkları AD Yoğun Bakım Ünitesi Konya
Noninvaziv Mekanik Ventilasyonda Cihaz seçimi Mod ve ayarlar Dr.Kürşat Uzun Selçuk Ü. Meram Tıp F. Göğüs Hastalıkları AD Yoğun Bakım Ünitesi Konya Ventilatör Çeşitleri Transpulmoner P(P L ): P A -P pl
DetaylıSOMNOGRAFİDE SOLUNUM KAYITLARI TEMEL BİLGB
POLİSOMNOGRAF SOMNOGRAFİDE SOLUNUM KAYITLARI TEMEL BİLGB LGİLERLER Prof. Dr. Mehmet KARADAĞ UÜTF Göğüs G s Hastalıklar kları AD BURSA www.uykubozuklugu.com POLİSOMNOGRAF SOMNOGRAFİDE SOLUNUM KAYITLARI
DetaylıÇocukluk Çağı Uykuda Solunum Bozuklukları: Medikal Tedavi ve Non-invazif Mekanik Ventilasyon Tedavisi
Çocukluk Çağı Uykuda Solunum Bozuklukları: Medikal Tedavi ve Non-invazif Mekanik Ventilasyon Tedavisi Dr. Aylin Özsancak Uğurlu Baskent Üniversitesi Göğüs Hst ve Tbc AD, İstanbul Çocukluk Çağı Uykuda Solunum
DetaylıAKCİĞER APSESİNDE CERRAHİ TEDAVİ
AKCİĞER APSESİNDE CERRAHİ TEDAVİ TTD 10. Yıllık Kongresi Antalya 2007 Dr. S.Ş. Erkmen GÜLHAN Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Akciğer apsesi, parankim destrüksiyonu
DetaylıArtroskopi, ortopedik cerrahların eklem içini görerek tanı koydukları ve gerektiğinde
Artroskopi nedir? Artroskopi, ortopedik cerrahların eklem içini görerek tanı koydukları ve gerektiğinde çeşitli tedavileri uyguladıkları bir cerrahi prosedürdür. Artroskopi sözcüğü latince arthro (eklem)
DetaylıSINIRLI YÜZEY DEĞİŞTİRME BAŞARILI MI?
SINIRLI YÜZEY DEĞİŞTİRME BAŞARILI MI? Doç. Dr. Tahsin Beyzadeoğlu Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji AD. tbeyzade@superonline.com Diz Osteoartriti Kıkırdak Lezyonları A la Carte
DetaylıNoninvazif Mekanik Ventilasyon
Noninvazif Mekanik Ventilasyon Dr.Y.Kemal GÜNAYDIN Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Tıp Kliniği Sunum Planı Tanım Tarihçe Kullanım yerleri Hasta seçimi Amaç Uygulama NIMV tipleri Kontrendikasyonlar
DetaylıDr. Banu Salepçi Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Göğüs Hastalıkları Kliniği
BİPAP MODLARI Dr. Banu Salepçi Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Göğüs Hastalıkları Kliniği American Academy of Sleep Medicine, International Classification of Sleep Disorders, Third
DetaylıUykuda Solunum Kayıtlama ve Skorlama
Uykuda Solunum Kayıtlama ve Skorlama Hikmet Fırat SB Dışkapı Yıldırım Beyazıt EAH, Uyku Bozuklukları Tanı Tedavi Merkezi, Ankara Uykuda solunum bozuklukları skorlamasında temel elektrodlar; Thermistör
DetaylıUykuda Solunumsal Skorlama; Geçmişten -------Günümüze. Dr. Hikmet Fırat
Uykuda Solunumsal Skorlama; Geçmişten -------Günümüze Dr. Hikmet Fırat SB Yıldırım Beyazıt Dışkapı Eğit. ve Araş. Hastanesi Göğüs Hastalıkları ve Tbc Kliniği & Uyku Bozuklukları Tanı - Tedavi Merkezi SKORLAMA
DetaylıNAZAL OBSTRÜKSİYON DR H HAKAN COŞKUN
NAZAL OBSTRÜKSİYON DR H HAKAN COŞKUN BURUN ANATOMİSİ BURUN FİZYOLOJİSİ Burun fonksiyonları Nefes alma Normal nefes alma yolu nazal solunum Yenidoğanlar mutlak burun solunumu yapar (bilateral koanal atrezi
DetaylıPAP TEDAVİSİ (HANGİ HASTAYA HANGİ TEDAVİ VERİLMELİ)
PAP TEDAVİSİ (HANGİ HASTAYA HANGİ TEDAVİ VERİLMELİ) Doç. Dr. Önder Öztürk S.D.Ü. Göğüs Hastalıkları A.D. S.D.Ü. Uyku Bozuklukları Tanı Tedavi Araştırma ve Uygulama Merkezi (UBAM) Obstrüktif uyku apne sendromunda
DetaylıKalp Yetmezliği ve Gece Sık Uyanmalar, Uykusuzluk Yakınması Olan Olgu
OLGU OLGU 35 Kalp Yetmezliği ve Gece Sık Uyanmalar, Uykusuzluk Yakınması Olan Olgu 221 Kalp Yetmezliği ve Gece Sık Uyanmalar, Uykusuzluk Yakınması Olan Olgu Sibel Öktem Ayık, Galip Akhan Katip Çelebi Üniversitesi
DetaylıUykuda Solunum Olayları Skorlaması. Dr. Zeynep Zeren Uçar İGHCEAH Uyku Bozuklukları Merkezi
Uykuda Solunum Olayları Skorlaması Dr. Zeynep Zeren Uçar İGHCEAH Uyku Bozuklukları Merkezi Uyku Skorlaması 2003 te Board of Directors of the American Academy of Sleep Medicine 2004-2006 2007 de yayınlandı
DetaylıSolunum Kayıtlar. tları Artefaktları,, Sorunlar ve. Dr. Banu Eriş Gülbay AÜTF Göğüs Hastalıkları AD
Solunum Kayıtlar tları Artefaktları,, Sorunlar ve Çözümleri Dr. Banu Eriş Gülbay AÜTF Göğüs Hastalıkları AD Solunum Monitörizasyonu Uyku ile ilişkili Solunum hastalıklarının tanısını koymak ve doğru olarak
DetaylıHorlama toplumda insanlıkla beraber mevcut olmasına rağmen genellikle normal
DERLEME Hacettepe Tıp Dergisi 2004; 35:222-226 Horlama ve obstrüktif uyku apne sendromu (OSAS) tedavisi Taflk n Yücel 1 1 Doç. Dr., Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı,
DetaylıTüm Uyku Teknologları Derneği. Uyku laboratuarı Akretidasyon Formu.? Telefon:.? Faks:..? E-posta:.? Web Sayfası:.
Tüm Uyku Teknologları Derneği Uyku laboratuarı Akretidasyon Formu Tarih: A) ÇALIŞANLAR 1. Uyku laboratuarının Adı:? Adres:? Telefon:.? Faks:..? E-posta:.? Web Sayfası:. 2. Uyku laboratuarı Yönetimi:? Uyku
DetaylıKULAK BURUN BOĞAZ ANABİLİM DALI TIPTA UZMANLIK EĞİTİM PROGRAMLARI. KBB-007 KBB Ab.D. Burun ve Paranazal Sinüs Hastalıkları Teorik Dersleri
KULAK BURUN BOĞAZ ANABİLİM DALI TIPTA UZMANLIK EĞİTİM PROGRAMLARI KBB-001: KBB Ab.D. KBB nin temelleri Teorik Dersleri KBB-002: KBB Ab.D. Seminer, Makale ve Olgu tartışması saati KBB-003: KBB Ab.D. KBB
DetaylıPOLİSOMNOGRAFİ İÇİN HASTANIN HAZIRLANMASI. Dr.Ender Levent Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları A.D. İstanbul
POLİSOMNOGRAFİ İÇİN HASTANIN HAZIRLANMASI Dr.Ender Levent Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları A.D. İstanbul Polisomnografi için hastanın hazırlanması Hasta, polisomnografi tetkiki için;
DetaylıOVERLAP SENDROMU. Dr. Gökhan Kırbaş. Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Uyku Bozuklukları Merkezi
OVERLAP SENDROMU Dr. Gökhan Kırbaş Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Uyku Bozuklukları Merkezi TORAKS DERNEĞİ UYKU BOZUKLUKLARI ÇALIŞMA GRUBU MERKEZİ KURSLAR 2007 ANKARA
DetaylıT.C. SAĞLIK BAKANLIĞI DR.LÜTFİ KIRDAR KARTAL EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ KULAK BURUN BOĞAZ KLİNİĞİ ŞEF: OP.DR. ŞEREF ÜNVER
T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI DR.LÜTFİ KIRDAR KARTAL EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ KULAK BURUN BOĞAZ KLİNİĞİ ŞEF: OP.DR. ŞEREF ÜNVER BASİT HORLAMA VE OBSTRÜKTİF UYKU APNE SENDROMUNDA PİLLAR PALATAL İMPLANT VE
DetaylıTÜRK TORAKS DERNEĞİ OBSTRÜKTİF UYKU APNE SENDROMU TANI VE TEDAVİ UZLAŞI RAPORU. ISSN
ISSN 1302-7808 Türk Toraks Derneği Türk Toraks Derneği nin yayın organıdır. Official journal of the Cilt 13 Ek 1 Aralık 2012 Volume 13 Supplement 1 December 2012 TÜRK TORAKS DERNEĞİ OBSTRÜKTİF UYKU APNE
DetaylıSANTRAL UYKU APNE SENDROMLARI
Prof. Dr. Tansu Ulukavak Çiftçi SANTRAL UYKU APNE SENDROMLARI Uluslararası Uyku Bozuklukları Sınıflaması (International Classification of Sleep Disorders) (ICSD-3) e göre uyku bozuklukları 7 ana başlıkta
DetaylıDoç. Dr. Tansu ULUKAVAK ÇİFTÇİ Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları A.D.
Uykuda kayıt teknikleri: polisomnografi, portabl teknikler, laboratuvar standartları Doç. Dr. Tansu ULUKAVAK ÇİFTÇİ Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları A.D. Polisomnografi: Tanım Uyku sırasında
DetaylıGÖĞÜS HASTALIKLARI UYKU LABORATUVARI HASTA DEĞERLENDĠRME FORMU. Genel Bilgiler
Doküman No: SHB.FR.01 Yayın Tarihi: 21.01.2015 Revizyon Tarihi: 30.03.2018 Revizyon No: 00 Sayfa 1 / 8 Genel Bilgiler Adı, Soyadı: Dosya No: Hasta Kayıt No: Cinsiyet: GörüĢmenin Yapıldığı Tarih: PSG Randevu
DetaylıUyku Bozuklukları Merkezi
Uyku Bozuklukları Merkezi BR.HLİ.060 Uyku Nedir ve Neden Önemlidir? Uyku; gündüz yıpranan bedenimizin gündelik hayata ara vererek; gece boyunca biyolojik ve kimyasal işlevleri sayesinde, fiziksel ve zihinsel
DetaylıDeomed Medikal Yay nc l k
Deomed Medikal Yay nc l k Horlama ve Obstrüktif Uyku Apnesi Editör / Prof. Dr. Cemal Cingi 44 Yazar kat l m yla 16.5 x 23.5 cm, XIV+434 Sayfa 162 Resim ve fiekil, 25 Tablo ISBN 978-975-8882-23-6 Deomed,
Detaylıİnmede Tedavisi BR.HLİ.102
BR.HLİ.102 Serebral Felç (İnme) ve Spastisitede Botoks Spastisite Nedir? Spastisite belirli kasların aşırı aktif hale gelerek, adale katılığına, sertliğine ya da spazmlarına neden olmasıyla ortaya çıkan
DetaylıProf. Dr. Pınar AYDIN O DWEYER
Yazar Ad 139 Prof. Dr. Pınar AYDIN O DWEYER Yaşın ilerlemesine bağlı olarak göz sağlığında değişiklikler veya bozulmalar olabilir. Bu değişikliklerin tümü hastalık anlamına gelmemektedir. Ancak diğer
DetaylıPROSTAT BÜYÜMESİ VE KANSERİ
PROSTAT BÜYÜMESİ VE KANSERİ PROSTAT BÜYÜMESİ Prostat her erkekte doğumdan itibaren bulunan, idrar torbasının hemen altında yer alan bir organdır. Yaklaşık 20 gr ağırlığındadır ve idrar torbasındaki idrarı
DetaylıSes Kısıklığı Nedenleri:
Sesin oluşumunda temel olarak üç sistem rol oynamaktadır. Bu sistemlerden birincisi jeneratör sistemdir. Jeneratör sistem basınçlı hava çıkışını sağlayan akciğerler tarafından oluşturulur. İkincisi vibratuar
DetaylıArousal & Kardiyak Skorlama MUSTAFA GAZİAYGÜNEŞ UYKU TEKN.
Arousal & Kardiyak Skorlama MUSTAFA GAZİAYGÜNEŞ UYKU TEKN. Arousal,uykunun EEG frekansındaki ani değişim ile yüzeyselleşmesidir. Aurosalın Kuralları KURAL 1 EEG frekans değişikliğinin arousal olarak skorlanması
Detaylı