TÜRKİYE NİN İKİNCİ EL OTOMOBİL REHBERİ. Her Ay 500 İkinci El Araç ARALIK Japon Ekonomisi MAZDA3 DOD REHBER YENİLİK RÖPORTAJ

Transkript

1 TÜRKİYE NİN İKİNCİ EL OTOMOBİL REHBERİ Her Ay 500 İkinci El Araç ARALIK 2010 Japon Ekonomisi MAZDA3 YENİLİK OPEL Astra Sports Tourer RÖPORTAJ HASİP GİRGİN: ZOR OLAN KÜÇÜĞÜ SEVDİRMEK DOD REHBER İkİncİ elin püf noktaları

2 E D İ T Ö R D E N F. Levent Gençağa DOD Marka Yönetimi Pazarlama Yöneticisi lgencaga@dogusotomotiv.com.tr Merhaba, Amerika da 2007 yılında patlak veren krizin etkileri kısa bir süre sonra tüm dünyaya yayıldı. Krizin çıkış noktası Amerika olunca, boyutları da büyük oldu. Bu konularda çok temkinli olan ve gelişmelere daha karamsar bakan Avrupa ülkeleri hemen kemer sıkma politikasına geçerek bu olumsuzluğu atlatma yoluna gitti. Ancak sıkılan kemerler sonucunda piyasalarda para akışı durunca, krizin derinliği de arttı ve düze çıkmak uzun sürdü. Türkiye ise ortalama iki yılda bir yaşanan periyodik krizlerden elde ettiği deneyimler ve izlediği sakin politika sonucunda bu krizden daha az etkilendi ve daha kısa sürede yaralarını sarabildi. Otomotiv sektörü de buna paralel bir seyir izledi. Morallerin yüksek tutulması ve hükümetin hızlı bir karar vererek ÖTV indirimine gitmesi otomotivde, 2009 yılını birçok ülkeye kıyasla çok daha iyi tamamlamamızı sağladı. Hatta Avrupa daki birçok markanın elinde kalan otomobiller Türkiye de eritildi. Ancak önceki krizlerden ağzı yanan Türkiye deki otomotiv sektörü, 2010 yılı için temkinli kararlar almaya devam etti. Çünkü siparişler 3-4 ay öncesinden verildiği için, kriz anında yüksek tonajlı tanker misali; motoru stop etseniz bile gemi, durma noktasına gelmeden önce uzun bir yol kat ediyor. Bütün markalar böyle bir durum karşısında elinde önemli bir stokla yakalanma korkusu yaşamamak için 2010 rakamlarını sınırlı tuttu. Ne de olsa 2010 yılında ÖTV indirimi gibi tetikleyici bir gelişme beklenmiyordu. Ancak birçok markanın tahminlerinin aksine, 2010 a güçlü giren otomotiv yıl boyunca yükselişini devam ettirdi. Her marka istediği kadar aracı yurtdışından temin edebilseydi, yılı belki de yeni bir rekorla noktalayacaktık. Buna rağmen ilk 10 ayda toplam satışlar, ODD verilerine göre 538 bin 582 adet olarak gerçekleşti ki bu, 2009 un 557 bin 126 adetlik toplam satış rakamına çok yakın bir değer. Satışların önemli ölçüde canlandığı son iki ayı da hesaba kattığımızda, tahminler kolaylıkla 700 bini aşacağımız yönünde. Bütün bu verilere bakınca; kriz gerçekten bazı hasarlar verse de, birçok ülkeye kıyasla bizi teğet geçti diyebiliriz. Gelecek yıl yapılacak genel seçimlere rağmen herkesin olumlu havanın devam edeceği ve sektörün güçlenerek büyümeye devam edeceği yönünde öngörüde bulunması umutları diri tutuyor. Sadece bu bile piyasaların ve alıcıların içini rahatlatmaya yetiyor. Bütün bunların ışığında, 2010 dan çok daha güçlü bir 2011 yaşayıp, otomotiv sektörü adına bu yıl çok yaklaştığımız yeni rekora önümüzdeki yıl imza atacağımıza inancımız sonsuz. Önümüzdeki ay görüşmek üzere, Saygılarımızla, Erman YERDELEN Doğuş Grubu İletişim Yayıncılık ve Ticaret A.Ş.'yi temsilen Yönetim Kurulu Başkanı ve İmtiyaz Sahibi Yönetim Yeri Doğuş Grubu İletişim Yayıncılık ve Tic. A.Ş. Eski Büyükdere Caddesi USO Center No: Maslak / İstanbul Tel: (212) Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Kara (Sorumlu Müdür) Editör Levent Gençağa Görsel Yönetmen Kemal Toğanç Katkıda Bulunanlar Edmon Bekyan, Sinem Eroğlu, Mert Uyan, Murat Ovacık, Gökhan Aydaş Basım Yeri Promat Basım Sanayi ve Ticaret A.Ş. Evren Mahallesi, Evren 1 Oto Sanayi Sitesi Yanı, Esenyurt İstanbul Tel: (0212) "DOD'un fiyat ve görüntü değiştirme hakkı saklı olduğundan DOD bu konularda güncelleme yapabilir. Tipografik hatalardan DOD sorumlu değildir. Resim, fiyat ve bilgilerde yazım hatası olduğu takdirde ilgili Yetkili Satıcı'daki bilgi ve fiyatlar geçerli olacaktır. KDV ve diğer vergilerdeki değişiklikler ve gelebilecek yeni vergiler fiyatlara aynen yansıtılacaktır. Kredi ödeme seçenekleri, kredi başvurusu VDF tarafından onaylandığı takdirde geçerlilik kazanacaktır." BUSINESS dergisinin okurlarına ücretsiz hediyesidir. DOD 10. YIL ÖZEL İKİNCİ EL REHBERİ ONUNCU BÖLÜMÜ DERGİNİZDE! İkinci el araç alıp satmaya karar verdiğimizde kafamızda oluşan soruların cevaplarını elinizdeki derginin orta sayfalarında yer verdiğimiz DOD İkinci El Rehberi'nde bulabileceksiniz. Araç teslim alırken dikkat edilmesi gereken konular Teslimat öncesi randevu almak Aracın şasi ve motor numaralarının kontrolü İkinci el araç satın alımında teslim belgesinin önemi Aracınızı neden 2-3 senede bir yenilemenizde fayda var? Hepsi ve daha başka can alıcı detaylar... Her ay devam edecek olan bölümleri çıkartıp sakladığınızda yıl sonunda vereceğimiz kapağın içine yerleştirebileceksiniz. Böylece elinizde uzun süre saklayabileceğiniz DOD Özel İkinci El Rehberi'ne sahip olacaksınız... DOD ÖZEL REHBERi'Ni LÜTFEN SAKLAYIN! 3

3 H A B E R L E R Vdf, ikinci el araçlara internetten kredi veriyor Sektöründe birçok ilkle imza atan finansman kuruluşu vdf, ikincielekredi. com ile 7 yaşına kadar olan Volkswagen, Audi, Seat, Skoda, Porsche, Lamborghini ve Bentley marka ikinci el araçlara hızlı ve uygun kredi imkânı sunuyor. Sektörde 10. yılını geride bırakan vdf nin, ikinci el araç almak isteyen tüketicilerine sunduğu ikinci el araç kredisi hizmeti başvurusu için, tüketicinin yalnızca TC kimlik numarasıyla, ikincielekredi.com sitesini ziyaret etmeleri yeterli. Yapılan başvurularda tüketicinin cep telefonu veya adresine anında kredi öngörüş sonucu bildiriliyor. Seçilen ikinci el aracın yetkili satıcılarda araç tespit işlemi yapıldıktan sonra da kredi işlemi sonuçlanıyor. Bu sayede internetten, açık oto pazarından veya tanıdıktan araç satın alınmak istenildiğinde, arzulanan araç vdf tarafından kredilendirilebiliyor. vdf nin ikinci el araç kredisinde faiz oranları yüzde 0.99 dan başlarken tüketicilere 60 aya varan vade imkânı da tanınıyor. Audi e-tron Spyder geleceğe ışık tutuyor Audi, Paris Motor Show da, konsept modeli e-tron Spyder ın dünya prömiyerini gerçekleştirdi metre uzunluğa, 1.81 metre genişliğe ve sadece 1.1 metre yüksekliğe sahip olan bu konsept otomobil, iki kişilik olarak tasarlanmış. Toplam ağırlığı 1,450 kg olan otomobilde 300 beygir güç üreten V6 TDI motor ve iki elektrikli motor yer alıyor. 100 km/s hıza sadece 4,4 saniyede ulaşan e-tron Spyder, elektronik olarak sınırlandırılmış 250km/s maksimum hıza sahip. Bu konsept model, yüksek performansına karşın 100 km de ortalama 2,2 lt dizel yakıt tüketimi ve 59g/km CO2 emisyon değeriyle dikkat çekiyor. Yılın En İyi Aracı Porsche Cayenne Porsche Cayenne, Avrupa nın 23 ülkesinde yayın yapan 26 otomobil dergisinin okuyucuları tarafından Altın Direksiyon Ödülleri nde (Golden Steering Wheel Awards) "Yılın En İyi Aracı" seçildi. 40 milyon okuyucunun görüş bildirdiği ödüllerde Porsche Cayenne, çekici tasarım, kullanım kolaylığı, maksimum verim ve Porsche nin tipik sürüş keyfi özellikleriyle bu ödüle layık görüldü. Porsche daha önce 2000 yılında 911 ıbıza nın üçüncü üyesi yollarda Seat Ibiza nın station modeli olan Sportourer, dizel ve benzinli motor seçenekleriyle, 27 bin 900 TL den başlayan fiyatıyla satışa sunuldu. Ibiza ailesine eklenen üçüncü model olan Ibiza Sportourer, genç ve sportif yaşam stilini benimsemiş kullanıcılara yönelik Turbo, 2005 yılında Carrera GT ve 2009 yılında Panamera modelleriyle bu ödülü kazanmıştı. Porsche ye bir sevinçli haber de SUV un anavatı ABD den geldi. Ülkenin önemli otomobil dergilerinden Motor Trend, Cayenne e yılın en iyi SUV u ödülünü verdi. Derginin uzmanlardan oluşan jürisi, 15 modeli tasarım, teknoloji, yakıt verimliliği, güvenlik, performans ve fiyat istikrarı kriterlerinde değerlendirdi. geliştirildi. Ibiza dan 18 cm daha uzun olan yeni modelde ikisi TDI, ikisi benzinli olmak üzere dört motor seçeneği sunuluyor. Bunların arasından 1.2 TDI CR 75 HP ve 1.2 lt TSI 105 HP seçenekleri dikkat çekiyor. Ibiza Sportourer da, Reference ve Style olmak üzere iki donanım paketi yer alıyor. Bu Ferrari ler vitrin yüzü görmeden satıldı Ferrari, 599 GTB Fiorano modelini temel alarak Pininfarina ile olan 80 yıllık işbirliğinin anısına geliştirdiği SA Aperta adını verdiği modelden sadece 80 adet üretileceğini açıkladı. Bu açıklamanın ardından SA Aperta'ların hepsi satıldı. Bu özel model, 325 km/s lik maksimum hızı ve 3.6 saniyede tamamladığı km/s hızlanmasıyla, bu talebin ne kadar yerinde olduğunu kanıtlıyor. 670 HP lik opel Corsa da yeni motor seçenekleri Corsa da Kasım ayından itibaren, güçleri artırılan ve tüketimleri azaltılan yeni motor seçenekleri kullanılmaya başlandı. 1.3 CDTi 90 HP motorun yerini Start and Stop sistemine sahip 1.3 DTE ecoflex 95 HP yeni dizel seçeneği alacak. Yeni motor seçeneğine Yeni Elantra daha hızlı ve daha ekonomik Hyundai nin 256 milyon dolar harcayarak yenilediği Elantra modeli, 2011 yılında Avrupa ile aynı anda Türkiye de satışa sunulacak yılından bu yana 6 milyondan fazla satan Elantra nın baştan aşağıya yenilenen beşinci nesli, yerini almaya hazırlandığı modelden daha sportif ve şık bir tasarıma sahip. Yüksekliği daha sportif olması için 45 mm alçaltılan Elantra, mm olan uzunluğuyla bir önceki modelden 25 mm daha uzun. Yeni Elantra da, yeni altıgen ön ızgara, arka tarafa doğru uzanan Xenon farlar, LED arka stoplar, kendi kendine park eden akıllı SPAS sistemi, segmentinde ilk kez sunulan araç stabilite yönetimi VSM, ısıtmalı arka koltuklar ve gösterge tablosunda yeni nesil renkli LCD bilgi ekranı dikkat çekiyor. Yeni modelde 1.6 litrelik Gamma serisi GDI (Direkt Enjeksiyonlu Benzinli) motor ve gücü ön tekerleklere aktaran altı kademeli çift V12 motorlu Ferrari SA Aperta'nın adı, gerek şirketleri ve yaptıkları çalışmaları gerekse de Maranello da üretilen başarılı yol otomobilleriyle ilintili olan Sergio ve Andrea Pininfarina ya saygı niteliğinde belirlenmiş. Otomobilin soft top tavanı, takla barları, alçak ön camı ve yere daha yakın yapısı ilk göze çarpan detaylar arasında yer alıyor. ek olarak Corsa nın dinamik görünümlü ve özel üretim modelleri de pazara sunulacak. Bu modeller içinde en çok, 192 HP gücündeki OPC modeli ilgi çekiyor. 192 beygir gücündeki motor geliştirilerek yakıt tüketimi 7.6 oranında düşürüldü. Böylece 100 km de ortalama 7.3 litrelik bir değer elde edildi. Corsa nın diğer 3 kapılı modelleri olan Sport ve GSi pazarüç sunulmaya devam edilecek. Sport modelinde sadece 1.4 litrelik (manuel ve otomatik şanzıman seçeneği bulunuyor) motor yer alacak. GSi modelinde ise 150 HP 1.6 Turbo motor kullanılıyor. Avrupa da ilk sekiz ayda 250 bin adetlik satış gerçekleştiren Corsa modeli, Türkiye de 6 bin alıcıya ulaştı. debriyajlı otomatik şanzımana yer veriliyor. Hyundai, dünyada altı kademeli otomatik şanzımanı kendi bünyesinde geliştirip üreten üç üreticiden biri konumunda. 140 beygir gücündeki GDI motor, çok noktadan enjeksiyonlu bir motora göre yüzde 13 oranında daha fazla güç ve 100 kilometrede ortalama 6 litreyle yüzde 8 daha düşük yakıt tüketimi sunuyor. Kia Sportage a 1.6 lt. benzinli motor seçeneği Ağustos ayında tamamen yenilenen Kia nın SUV modeli Sportage a, eklenen 1.6 lt. benzinli motor seçeneğinde, GDI teknolojisi, bir Kia modelinde ilk kez kullanılıyor. 135 beygir gücündeki 1.6 litrelik motorun manuel şanzımanla birleştirildiği Sportage modelinin fiyatı 49 bin 900 TL. Standart olarak sunulan aktif güvenlik teknolojileri arasında EBD destekli ABS fren sistemi, ESC (Elektronik Stabilite Kontrolü) ve HAC (Yokuşta Kalkış Desteği Kontrolü), DBC (Yokuşta Fren Kontrolü), TCS (Çekiş Kontrol Sistemi) yer alan modelin otomatik şanzımanlı 2.0 litre dizel motorlu versiyonu da var. Türkiye'de Kia Sportage'ın satışı, 2004 yılından günümüze kadar 8 bin 500 adedin üzerine çıktı. En hızlı Maseratı için sipariş alınmaya başlandı İtalyan lüks spor otomobil üreticisi Maserati, en hızlı, en hafif ve en güçlü modeli olan GranTurismo MC Stradale yi 2011 yılının Şubat ayında satışa sunacak. Trefeo GranTurismo MC ve GT4 modellerinden esinlenilerek geliştirilen yeni model için Türkiye den de sipariş alınmaya başlandı bile. Başarılı yol tutuşu ve 300 km/s yi aşan maksimum hızıyla otomobil severlerin iştahını kabartan GranTurismo MC Stradale, 450 HP lik V8 motoru ve vites değiştirme sürelerini 60 milisaniyeye indiren MC Race Shift vites kutusuyla dikkat çekiyor. Bu sayede km/s hızlanmasını 4.6 saniyede tamamlayan yeni versiyonda performans tutkunları için Otomatik ve Spor modlarının yanı sıra Yarış modu sunulan Maserati tarihindeki ilk model olmasıyla da ön plana çıkıyor. GranTurismo MC Stradale ayrıca yeni Brembo karbon-seramik frenler, karbon fiber yarış tipi koltuklar, özel olarak geliştirilen Pirelli lastikler ve süspansiyon sistemi de yer alıyor. 4 5

4 V İ T R İ N Zaman herşeydir Zamanın insan hayatında telafisi yok, aynen motor sporlarında olduğu gibi. Saat üreticilerinin otomobil markalarıyla çalışarak ürettiği üç özel modeli sizin için inceledik. Parmıgıanı Flurıer den Bugattı ye özel Bugatti ile yakın bir işbirliği içinde olan Parmigiani, markanın en güçlü modeli olan Veyron 16.4 Super Sport için aynı adı taşıyan özel bir çalışma gerçekleştirdi. Sadece 30 tane üretilen bu saatın gövdesi 18 ayar altından şekillendirildi. Otomobilin hatlarını anımsatması istenen saatte, Veyron 16.4 Super Sport da olduğu gibi turuncu renk ve karbon fiber kullanıldı. Saatin Amerika satış fiyatı 259 bin Dolar olarak belirlendi. Tag Heuer den bir ilk daha V4 Monaco Formula yarışlarıyla olan işbirliği sayesinde bilinirliliğini daha da artıran Tag Heuer, Mercedes-Bens SLR McLaren modelinde olduğu gibi otomotiv markaları içinde özel seriler üretiyor. Otomobillerle olan yakınlığı Tag Heuer e çalışma prensibi otomobil motoruyla aynı olan V4 Monaco modeli için ilham verdi. Dünyada bir ilk olarak kabul edilen bu sistem, 0.5 milimetre kalınlığında 13 kayışın saatteki çarkları hareket ettirmesiyle çalışıyor. Kol hareketinden elde edilen enerjiyle çalışan V4 Monaco, kullanılmadığı zaman depolamış olduğu 50 saatlik enerjiyi kullanıyor. Timsah derisi kayışa sahip olan yeni model, sahip olduğu teknoloji ve tasarımıyla ne kadar özel olduğunu kanıtlıyor. Seıko dan F1 peformansı Geniş ürün yelpazesiyle her yaştaki ve zevkteki kullanıcıya hitap eden Seiko, Honda F1 takımıyla gerçekleştirdiği işbirliği sonucunda Sportuna modelini üretti. Saatin arkasında yer alan Honda amblemi, marka tutkunları için ayrı bir öneme sahip. Çift zaman özelliğine ve alarma sahip olan saatin kayışı da yağa dayanıklı materyalden tasarlandı. Karbonfiber kadran ve çelik-alüminyum gövdeden üretilen Sportuna, 10 bar su geçirmemezlik özelliğine sahip. 6 7

5 Japon ekonomisi Ülkemizde satışa sunduğu binek modellerinde ilk kez bir dizel motor seçeneğine yer veren Mazda, rekabetin yüksek olduğu kompakt segmentte Mazda3 modeliyle başarı kovalıyor. Yazı: Levent Gençağa Fotoğraflar: Sinem Eroğlu Mazda, Türkiye de ilk olarak yeni Mazda3 modeliyle dizel motor seçeneği sunmaya başladı. 1.6 litrelik motor, performanslı ve sorunsuz yapısıyla dikkat çekiyor. Türkiye de son yıllarda dizel otomobillere yönelik talep giderek artıyor. Temelde yakıt fiyatlarının yüksekliğinin neden olduğu bu durum, özellikle yeni teknoloji ürünü dizel motorlu araçların sayısının artmasıyla iyiden iyiye rekabetin kızışmasına yol açıyor. Rekabetin bu şekilde en yoğun biçimde görüldüğü segmentlerden biri de şüphesiz kompakt sınıf. Bu segment, orta sınıf araçların boyutlarına yaklaşan kaliteli ve yüksek donanımlı kompakt seçeneklerin geliştirilmesiyle otomotiv pazarından aldığı payı her geçen gün artırıyor. Böylece, geniş kitlelere hitap ederken filo pazarının da gözdesi konumuna yerleşiyor. Buradan hareketle markalar, bir yandan yüksek teknolojileri sayesinde küçük hacimli ve güçlü benzinli motorlar geliştirirken; diğer yandan da yine modern teknoloji ürünü sessiz, güçlü ve ekonomik dizel seçeneklerini geliştirmeyi de ihmal etmiyorlar. Mazda da, dizel kompaktların giderek büyüyen pazarından pay almayı hedefleyen markalar arasında. Ülkemizde uzun yıllardır yer almasına rağmen, 3 modeliyle ilk defa bir binek modelinde dizel motor seçeneğine yer veren marka, bu yeni ürün seçeneğiyle rekabette kendine iyi bir yer arıyor. Son yıllarda sıkça karşımıza çıkan, otomotiv markalarının Ar-Ge birimlerinin ortak çalışmalarıyla aynı motor seçeneklerin farklı markalarda kullanılması stratejisi, Mazda3 modelinde de karşımıza çıkmakta. Mazda3 ün kalbinde yatan 1.6 litrelik dizel ünite, PSA-Ford işbirliğiyle geliştirilen ve daha önce Ford, Peugeot, Citroen ve Volvo modellerinden aşina olduğumuz gibi, farklı markalarda ortak kullanılan başarılı bir ünite. 3 serisine daha fazla performansı daha ekonomik tüketim değerleriyle sağlayan motor, sorunsuz yapısıyla da markalar için önemli bir koz durumunda. 8 9

6 Touring ve Impressive olmak üzere iki donanım seviyesi bulunan Mazda3 ün baz versiyonu bile standart olarak sunulan güvenlik ve konfor özellikleriyle etkiliyor. İlk olarak 2003 yılında Mazda nın C segmentteki temsilcisi olarak yola çıkan 3 modeli, 2006 yılında geçirdiği makyaj operasyonunun ardından 2008 yılı sonunda büyük bir değişim geçirerek üçüncü nesliyle otomobil severlerin beğenisine sunuldu. Bugüne kadar iki milyon adetten fazla üretilerek Mazda nın lokomotif modeli olan Mazda3, piyasaya çıkışından bu yana tüm dünyada elde ettiği 90 ödülle dikkatleri üzerine çekmeyi başardı. Ülkemizde sedan ve hatchback karoser yapısıyla satışa sunulan modelin Touring ve Impressive adlı iki farklı donanım seçeneği ve her ikisi de 1.6 litre hacminde benzinli (105 Hp) ve dizel (109 Hp) iki motor seçeneği bulunuyor. Bu ay testimize konuk ettiğimiz araç ise, Mazda3 modelinin Donanım Touring donanımlı dizel seçeneği oldu. Ülkemizde yaklaşık iki yıl önce, doğrudan Mazda Avrupa tarafından temsil edilmeye başlanan marka, pazarda 2, 3 ve 6 serilerinin yanısıra MX-5, RX-8 ve BT-50 modelleriyle yer alıyor. Bu modeller içerisinde özellikle RX-8 modelini çağrıştıran yeni burun yapısıyla eskisine göre oldukça agresif bir tasarıma sahip olan 3 modeli, pazarda gördüğü ilgi ve taleple öne çıkıyor. Mazda modellerinde, markanın karakterini vurgulamak üzere kullanılmaya başlanan burun yapısı, her an ileri atılacakmış hissi veren bir dinamik tasarıma sahip. Bu tasarımın başarısında, Japonya daki uzmanların yanısıra Avrupa ve Amerika daki uzmanların da tasarım ekibi içerisinde görev ABS S ESP S Hava yastığı sürücü/yolcu/yan S/S/S Klima S Radyo/CD çalar S Teknik Özellikler Mazda3 Hatchback 1.6 MZ-CD Touring Motor Sıralı / 4 silindirli turbo dizel Yerleşim Önde, enlemesine Silindir hacmi 1560 cc Maksimum güç 109 HP / 4000 d/d Maksimum tork 240 Nm / 1750 d/d Şanzıman 5 ileri manuel Son hız 185 km/s km/s 11 sn Aktarma Önden çekiş Yakıt türü Dizel Frenler (ön/arka) Hava kanallı disk / disk Tüketim (ş.içi - ş.dışı) 5.8 / 3.8 lt/100 km Depo kapasitesi 55 lt Bagaj hacmi 340 lt Baz fiyat TL (Benzinli) Test aracı fiyatı TL (Dizel) Yüksek donanım, dinamik tasarım, tüketim, sürüş karakteri Bilgi ekranı, benzinli versiyona göre fiyat farkı almış olması büyük rol oynuyor. Şık ve dinamik tasarımıyla dikkat çeken araç, sınıf standartlarının üzerinde olan yüksek donanım seviyesiyle de iddiasını ortaya koyuyor. Testimize konuk olan baz versiyon Touring de dahi EBD (elektronik fren basıncı dağıtımı), EBA (acil fren desteği), 4W-ABS (dört tekerlekli kilitlenmeyi önleyici fren sistemi, DSC (dinamik stabilite kontrolü, bilinen adıyla ESP), TCS (çekiş kontrol sistemi), ESS (adaptif arka sinyal sistemi), sürücü ve yolcu ön ve yan havayastıkları, ön ve arka perde havayastıkları, otomatik yanan ön farlar, alüminyum alaşımlı jantlar, çift bölgeli otomatik klima, yol bilgisayarı gibi geniş bir güvenlik ve konfor donanımı standart olarak yer alıyor. Fiyat konusuna gelince; benzinli versiyonda 39 bin 965 TL olan fiyat, dizel motor seçeneğinde 47 bin 664 TL ye çıkıyor. Benzinli versiyonla arada 8 bin TL ye yaklaşan bu fiyat farkını amorti edebilmek, yaklaşık 80 bin kilometre yol kat edilmesini gerekli kılıyor ki bu durum genel değerlendirmelerimizi doğrular nitelikte; yıllık minimum 20 bin kilometrelik yol kat edilmesini gerektiriyor. Her zaman belirttiğimiz gibi; yıllık 20 bin kilometrenin altında yol kat edenlerin benzinli versiyonlara yönelmeleri daha ekonomik görünüyor. Dış tasarım Büyüyen marka logosunun ve damla formlu farların dikkat çektiği ön kısımda, tekli ön ızgaralı yeni ön tamponla köşelerde bulunan derin hava girişi görünümlü açıklıklar aracın güçlü ve agresif görüntüsünü pekiştirmiş. Önde sedan modelle aynı olan bu çizgiler, arka kısma doğru geçtikçe farklılığını ortaya koyuyor. Şişkin yan çamurluklarla arka tarafa akışı sağlanan bu sportif izler, arka tarafta tavan spoyleriyle entegre bagaj kapağıyla bir bütünlük içerisinde buluşuyor ve şeffaf stoplarla destekleniyor. Sedan kardeşinden 120 mm daha kısa olan hatchback karoser yapısı, 4460 mm lik uzunluğu ve 1755 mm lik genişliği ile gün geçtikçe büyüyen sınıf standartları içerisinde yerini alıyor. İç mekan Aracın dış görünümünde etkisini gösteren dinamik ve sportif dokunuşların, iç mekânda da etkilerini görebilmek mümkün. Mazda yetkililerinin HMI (İnsan Otomobil Bütünleşmesi) şeklinde adlandırdıkları ergonomik tasarım anlayışı sayesinde rahat ve kullanışlı bir sürüş pozisyonu zorlanmadan elde ediliyor. Vites kolu ve el freninin sürücüye yakın şekilde konumlandırılışları, aracı kullanırken de sürekli sportif bir his yaşatıyor. Çift renkli koltuk döşemeleriyle ferahlık sağlayan kapı içi kaplamaları arasındaki uyum ve yeterli sayıda eşya saklama gözleri, aracın geniş yaşam alanıyla birlikte sunduğu diğer artılar arasında yer alırken; çok sayıda kumanda düğmesi bulunan direksiyon simidi ve sert ışıklarda okunması zorlaşabilen bilgi ekranı ise değerlendirmemizde daha iyi olabilecek noktalar olarak yer alıyor. Metal görünümlü kaplamalar ise, yumuşak dokulu plastik malzemelerle birlikte kaliteli bir görünüm sergiliyor. Performans ve sürüş özellikleri Test aracımızın en önemli farklılığı kaputunun altında yatıyor d/d de 109 Hp güç ve 1750 d/d de 240 Nm tork üreten motor, başarılı performans değerlerini yakıt ekonomisiyle birleştirerek iddiasını ortaya koyuyor. Alt devirlerde yaşanabilen cansızlığı, 1750 d/d den itibaren tasarımına uygun bir ataklığa bırakan ünite, 100 kilometrede ortalama altı litrelik tüketim değeriyle de sürücüsünün yüzünü güldürmeyi başarıyor. Orta sertlikte ayarlanmış başarılı süspansiyon yapısıyla konforlu ve sportif sürüş beklentilerini aynı anda karşılayabiliyen araç, derin çukur geçişlerinde ise sert tepkiler verebiliyor. Bununla birlikte oldukça hassas direksiyon yapısıyla net tepkiler veren araç, başarılı yol tutuş özellikleriyle de KOMPAKT SEGMENTTEKİ DİZELLER Mazda'nın ilk dizel motor seçeneğini sunduğu model olan Mazda3, PSA (Peugeot, Citroen) ve Ford işbirliğiyle geliştirilen 1.6 dizel motoruyla Avrupalı rakipleri arasındaki konumunu güçlendirmek istiyor. Mazda gecikmeli olarak girdiği bu sınıfta yüksek donanımıyla farkı yakın bir zamanda kapatabilir. Citroen C4 Volvo C30 Toyota Auris Alfa Romeo Giulietta Volkswagen Golf Seat Leon güven veriyor. Baz versiyondan itibaren DSC, TCS, ABS gibi yüksek güvenlik donanımlarının sunuluyor olmasıyla yol tutuş konusunda sınıfında önemli bir yeri olan Focus un platformu üzerinde yükselen Mazda3, bu konuda da yeteneklerini sergileyerek övgüyü hak ediyor. Önde yeni geliştirilmiş MacPherson, arkada ise çok kollu bağlantıların kullanıldığı otomobil, sürücünün tepkilerini çok hızlı ve net bir şekilde araca aktaran başarılı direksiyon yapısıyla kullanıcısını memnun ediyor. Eskisine göre sürücüye daha yakın yerleştirilmiş vites kolunun sağladığı sportif sürüş pozisyonu, motorla büyük uyum içerisinde çalışan şanzımanla birleşerek kullanım keyfini artırıyor. Başarılı bir performans sunan fren sistemi ise, aracın sahip olduğu birçok güvenlik donanımıyla birlikte güvenli sürüş konusunda sürücüsüne destek sağlıyor. Sonuç C segmentinde yeni Mazda3 kesinlikle gözardı edilmemesi gereken bir otomobil. Şık ve dinamik çizgileri, alt devirlerden itibaren atak bir performans sergileyen dizel motor ünitesiyle iyi bir ikili oluşturmuş. Sportif sürüş pozisyonu, başarılı yol tutuş özellikleri ve rahat vites geçişleri aracın diğer üstün özellikleri. Benzinli versiyona göre dizel modelin fiyatındaki 8 bin TL lik fark ise, ihtiyaçların doğru analiz edilmesini zorunlu kılıyor. Peugeot 308 Ford Focus Opel Astra Renault Megane 10 11

7 MINI Elektriği yola verdi Standart priz aracılığıyla 10 saatte şarj edilen MINI E, 150 km menzile sahip. Akünün ne kadar dolu olduğunu gösteren, menzil ve ekonomik kullanım için gerekli olan bütün göstergeler unutulmamış. Bazı markalar yıllar süren hazırlık çalışmalarından dolayı bir türlü üretime geçemezken BMW Group, 600 tane MINI E ile dünyayı dolaşmaya başladı bile. Bu otomobiller, 2013'te başlanacak seri üretim modelleri için veri oluşturacak. Biz de, Türkiye yi ziyaret eden MINI E yi sizler için test ettik. Edmon Bekyan Otomotivde son yıllarda bir elektrikli otomobil furyasıdır gidiyor. Yapacağız, yaptık, geldi, geliyor derken MINI, kendi elektrikli modelini yollara çıkarttı bile. Üstelik, Nasıl olsa Türkiye de daha satışa sunulmayacak. Önce bununla ilgili yasalar belli olsun, durum kesinleştikten sonra bakarız demeden, ürettiği ilk 600 otomobilinden ikisini Türkiye ye getirip test sürüşleri düzenledi. Bu çok önemli; çünkü insanlar bilmedikleri, hissetmedikleri şeyleri arzulamazlar. Bu konuyla ilgili haberlerin basında daha sık yer alarak beklentiyi artırması, devletin de çevreye saygılı hibrid ve elektrikli otomobillerle ilgili vergi düzenlemelerini daha kısa sürede gerçekleştirmesine neden olacak. Yeni teknoloji, çevreyi çok az kirletmekle birlikte beraberinde maliyet sorununu da getiriyor. Üretim adetleri az olan herşey gibi; elektrikli otomobillerin maliyeti de yanmalı motora sahip otomobillere kıyasla çok daha pahalı. Çevreye duyarlı insanların bu otomobilleri almak istemelerine karşın fiyat farkı caydırıcı oluyor. Bu noktada devletin çevre konularındaki politikası etkili bir rol oynuyor. Bazı Avrupa ülkelerinde elektrikli otomobillerin yaygınlaşması için devlet vergiyi, geleneksel otomobillerin seviyesine uyarlıyor. Umarız; daha iyi bir gelecek için Türkiye de bu konuda hızlı adımlar atar ve öncü ülkeler arasındaki yerini alır. Temiz performans Şimdi, biraz da MINI E yi tanıyalım. BMW Group, tamamen elektrikle çalışan 600 araçlık bir filoyu, günlük trafikte kullanım için yollara çıkaran dünyanın ilk premium otomobil üreticisi olarak adını yazdırmayı başardı. Gücünü, yüksek performanslı, yeniden şarj edilebilir lityum-iyon aküden beslenen 150kW (204 bg) elektrik motorundan alan MINI E, bu gücü tamamen sessiz ve emisyonsuz bir şekilde ön tekerleklere aktarıyor. İstanbul sokaklarında deneme fırsatı bulduğumuz MINI E nin direksiyonuna geçerek onu kullanmak, kısa bir alışma dönemi gerektiriyor. Standart modeldeki gibi; otomobili çalıştırmak için UFO şeklindeki elektronik anahtarı yuvasına yerleştiriyorsunuz. Start/Stop düğmesine baştığınızda hiç bir motor sesi oluşmadığı için küçük bir bocalama yaşadıktan sonra, Zaten olması gereken bu deyip yola çıkmak için gaza basıyorsunuz. Hiç ses olmaması, ilk anda tuhaf geliyor. Bunun için yetkililer gelen tepkilere göre, aracın içinde müzik sistemi yardımıyla ya da farklı bir kaynaktan motor sesi oluşturmayı planlıyor. Motor sesi, sadece otomobili kullananlar için düşünülmüyor, yayalar için de büyük önem taşıyor, çünkü motor sesini duymayan yaya otomobilin hareket edip etmediğini algılayamadığı için istenmeyen olaylar yaşanabilir. Otomobilin hızlanma kabiliyeti etkileyici. Spor otomobil gibi öne atılan araç, adeta koltuğa yapışmanızı sağlıyor. Gücün kademesiz CVT şanzımanla aktarıldığı MINI E, km/s hızlanmasını 8.5 saniyede gerçekleşmesine karşın 220 Newton metrelik tork, hissedilen ivmenin çok daha büyük olmasını sağlıyor. MINI E yi performanslı kullanmak çok zevkli. "Elektrikli" diyerek sakın küçümsemeye kalkmayın. Elektrik motorundan dolayı ön tarafın ağırlığı hemen hissediliyor. Süspansiyon sistemi, kiloluk ağırlığı dengelemek için yeniden tasarlanmış. Otomobilin hızlanması kadar frenleme kabiliyeti de etkileyici. Sürücü ayağını gaz pedalından çeker çekmez elektrik motoru, bir jeneratör gibi çalışarak frenleme yapıyor ve kinetik enerjiden geri kazanılan enerji, aküyü doldurmak için kullanlııyor. Gaz pedalından ayağınızı çektiğiniz anda frenleme başlıyor ve sanki frene basmışsınız gibi otomobil kendiliğinden yavaşlıyor. Daha çok yavaşlamak istediğinizde freni kullanabilirsiniz, ancak sisteme alıştıktan sonra düşük süratlerde frene ihtiyaç duymuyorsunuz bile. Bu enerji geri kazanım özelliği, menzilini yüzde 20 ye kadar artırıyor. MINI E nin kalbi aküsü Standart MININin arka koltukların ipal edilmesiyle kazanılan alana motora güç sağlayan lityum-iyon akünün yerleştirildiği iki kişilik MINI E, normal sürüş şartlarında kilometre menzil sunuyor. Lityumiyon akü, standart elektrik prizi aracılığıyla şebeke boyunca akan elektriğin amperajına ve voltajına bağlı olarak 10 saatte şarj edilebiliyor. Daha yüksek akım elde edilebilen dolum noktaları aracılığıyla bu süre ikibuçuk saate kadar geriliyor. MINI E ile 150 kilometre yol katetmenin maliyeti yaklaşık beş lira, 100 kilometrede ortalama sekiz litre tüketen bir otomobil ise 150 km de 12 litre tüketiyor ki, bu da 44.5 TL ye karşılık geliyor. Kabaca MINI E aynı mesafeyi 1/10 maliyete tamamlıyor. Bu çok ciddi bir fark. Akünün durumunu, menzili, otomobili ekonomik kullanıp kullanmadığınızı gösteren anlık tüketim ışıkları, yavaşlama esnasında akünün ne oranda şarj olduğu gibi önemli verileri kolaylıkla takip edebilmeniz için gerekli olan bütün göstergeler unutulmamış. Böylece hiç stres yaşamadan güzargahınızı belirliyebiliyorsunuz. Gelişen teknoloji sayesinde akü, zamanla cep telefonlarında olduğu gibi çok daha küçülecek. Duyduğumuza göre son çalışmaların ardından güncel akünün 1/3 boyutuyla aynı kapasiteye ulaşılmış bile. Seri üretim modelde yeni nesil aküler kullanılarak kabinin yeniden dört kişilik konfigürasyona ulaşacağını tahmin ediyoruz. Şu anda ağırlıklı olarak Amerika ve Almanya da leasing anlaşmasıyla alıcılara sunulan otomobillerin seri üretime geçirilmesi için çalışmalar bütün hızıyla devam ediyor

8 A Y I N K O N U Ğ U MAZDA-YARDIMCI BAŞ TASARIMCI Hasip Girgin 14 Otomobiller daha hafif çevreci ve çekici olacak Yurt dışında geleceğin otomobil modellerine imza atan ve bir elin parmaklarını geçmeyen Türk tasarımcılardan biri olan Hasip Girgin son projesini ve geleceğe ışık tutacak tasarımlar hakkındaki düşüncelerini bizimle paylaştı. Röportaj: Edmon Bekyan Mazda nın, dünyada En yüksek satışa sahip roadster unvanını elinde bulunduran MX-5 modelinin 20. yılı adına özel bir MX-5 üretildi. MX-5 Superlight olarak adlandırılan bu çalışma, bir show otomobili olarak tasarlanmış olmasına karşın tam anlamıyla kullanılabilecek şekilde geliştirildi. Mazda nın çevreye daha saygılı olabilmek adına daha az doğal kaynak kullanarak daha hafif otomobil üretme stratejisinin en radikal örneklerinden olan MX-5 Superlight ı, Mazda3 modeline de hayat veren Türk tasarımcı Hasip Girgin geliştirdi. Girgin, Mazda ya kazandırdığı yeni çizgi diliyle markanın büyük bir ivme kazanmasında etkili bir rol oynadı. Kasım ayında Türkiye ziyaretinde konuşma fırsatı bulduğumuz Hasip Girgin'le son projesi ve yapmayı planladığı şeyler hakkında sohbet ettik. Büyük daha iyidir in tersini kanıtladık Son yirmi yıldır En yüksek satışa sahip roadster seçilerek sınıfında rakipsiz olan ve bu süre zarfında geliştirilerek en üst seviyeye ulaşan MX-5 in 20. doğum gününü özel olmalıydı. diyen Girgin, adeta MX-5 in 20. yaş gününü ününe yakışır bir tasarımla kutlamak istemiş. Bir otomobil güzel bir estetiğe sahipse büyük hacimli motora ihtiyaç duymaz. Eğer otomobilin ağırlığını da düşük tutmayı başarırsanız ki, biz bu çalışmada 995 kiloya (yol versiyonunun ağırlığı kg) kadar düştük, o zaman Büyük daha iyidir anlayışını çürütüp aksini kanıtlayabilirsiniz. diyen Girgin, otomobil güzel ve hafifse aynı zevki, belki de daha fazlasını, sunabileceğinin altını çiziyor. Gelecekte otomobil tasarımlarının nasıl bir yol izleyeceğini sorduğumuzda Girgin in cevabı çok netti. Bir ara bütün otomobiller birbirine benzemeye başlamıştı. Ancak kısa bir süre önce her marka kendi kimliğini ortaya koymak adına farklı çizgilere yöneldi. Mazda açısından baktığımızda bu projenin çıkış noktası olan hafiflik, bütün modellerde de ön planda olacak. Ayrıca aerodinamik yapı daha da önem kazanacak. Önem kazanacak derken hiçbir zaman estetiğin önüne geçmeyecek; otomobiller hala çekici ve duygusal olmaya devam edecek. MX-5 Superlight ı tasarlayan Hasip Girgin, Mazda nın gelecekte üretmeyi planladığı cevre dostu, hafif ve performanslı otomobiller hakkında ipuçları veriyor. Girgin ayrıca Sinn markasıyla birlikte Mazda için özel bir saat tasarladı. Spor otomobil tasarlamak basit zor olan küçüğü sevdirebilmek " Xedos9 gibi üst sınıfla ilgili bir çalışması olacak mı?" sorumuza, Küçük otomobillerin popülaritesi artsa da büyük otomobillere her zaman ihtiyaç olacak. Şu an için bu yönde bir çalışmamız yok, ancak ilerleyen yıllarda bu durum değişebilir. cevabını veren Girgin tasarlamayı hayal ettiği otomobili şöyle açıklıyor: "Spor otomobilin hatları, boyutları genelde bellidir ve onu tasarlamak basittir. Ben, şehir içinde kullanılmak üzere 3-4 kişilik çok küçük, manevra kabiliyeti yüksek, üst segmentteki otomobillerde görmeye alışık olduğumuz deri, alüminyum gibi lüks detayların yer aldığı bir otomobil tasarlamak istiyorum. Büyük-lüks otomobil sahiplerinin bile 'Ben bu otomobili istiyorum' demesini sağlayacak kadar çekici bir otomobil üretmek istiyorum. Bence bunu sağlamak çok daha büyük bir başarı. Mazda'nın şu anda önceliği malzeme kalitesini artırmak. Bunu yeni kuşak otomobillerde gözlemleyeceksiniz. Ayrıca bugüne kadar var olmadığımız bir segmentte yer alacak yeni bir model geliştiriyoruz." MX-5 Superlight MX-5 Superlight konseptinde yoğun olarak kullanılan alüminyum ve karbon fiber malzemelerin yanı sıra camlar, kapı kolları, klima, müzik sistemi gibi parçaların iptal edilmesiyle ağırlık 1155 kilodan 995 kiloya düşmüş. 1.8 litrelik MX-5 motorunun kullanıldığı konsept otomobilin süspansiyonu da özel olarak üretilmiş. Hafifleyen gövdesi sayesinde MX-5 Superlight km/s hızlanmasını 8.9 saniyede tamamlıyor. Türkiye için otomobil tasarlamak istiyor Mazda da 15 yılı aşkın bir süredir çalışmakta olan ve şu anda Yardımcı Baş Tasarımcı olan Hasip Girgin i dünyada en çok ödül alan otomobillerden biri olan Mazda3 e imza atan kişi olarak tanıyoruz. Almanya da mezun olduğu Pforzheim Otomobil Tasarım Üniversitesi nde "Doçent" unvanıyla ders veren Girgin, aynı zamanda başarılı bir ressam ve saat tasarımcısı. Mazda nın Alman saat üreticisi Sinn firmasıyla ortaklaşa geliştirdiğ saatin tasarımını gerçekleştiren Girgin, Saatin önemli bir felsefesi var; hep yanınızda taşıyorsunuz ve hayatınızı ona göre şekillendiriyorsunuz. diyerek saat tasarlarken duyduğu heyecanı vurguluyor. Yirmi altı yıl resimle uğraşan Girgin, Türkiye nin tanıtımına da katkı sağlayacağına inandığı için resim sergisini, 2011 yılında İstanbul da açmayı planlıyor. Hasip Girgin, dört yaşından beri ailesiyle birlikte yerleştiği Almanya da yaşamasına karşın akıcı Türkçesi ve alçakgönüllülüğüyle dikkat çekiyor. Girgin in en büyük arzusu Türkiye için bir otomobil tasarlamak. Ancak bu henüz mümkün değil. Girgin konuyla ilgili olarak, Şu anda Türkiye bu potansiyele sahip değil ancak bu projenin gerçekleşmesi için adım atılmalı. diyor. 15

9 o p e l Station modelini dünyaya İstanbul dan tanıttı Opel, yeni station modeli, Astra Sports Tourer ın uluslararası tanıtımını İstanbul da gerçekleştirdi. Dünyadan 600 den fazla gazeteci bir yandan yeni modeli test ederken diğer yandan Türkiye nin farklı güzelliklerini tanıma fırsatı buldu. Edmon Bekyan Opel in yenilikçi yüzünü Insignia dan sonra Astra yansıtıyor. Astra nın modern kabini bunun en güzel örneğini oluşturuyor. Opel in yeni Astra modelinin station versiyonu olan Sports Tourer ın uluslararası lansmanı İstanbul da gerçekleştirildi. Kasım ayında düzenlenen ve yaklaşık üç hafta süren bu organizasyon sürecinde 32 ülkelerden 600 den fazla uluslararası gazeteci İstanbul da ağırlandı. Opel, 2007 yılında da Astra Sedan ın uluslararası tanıtımını Antalya da gerçekleştirmişti. Astra, Opel markası için çok büyük önem taşıyor. Opel, Avrupa genelinde yılda ortalama 500 bin Astra satıyor ve bu rakamın dörtte birini station modeli oluşturuyor. Sports Tourer ile birlikte Astra nın gücü daha da artacak. Opel Türkiye Genel Müdürü Özcan Keklik in yeni modelin tanıtımında ifade ettiği gibi Türkiye de station modellere olan ilgi sınırlı. Buna rağmen Opel'in yeni modeli sportif hatları, geniş iç hacmi ve tek bir düğme yardımıyla katlanabilen arka koltukları gibi kullanımı kolaylaştıran özellikleriyle bu alışkanlığı yıkmayı deneyecek. Opel 1950 lerin başlarında Avrupa da station model üreten ilk otomobil markaları arasındaydı. Yeni Astra Sports Tourer, station wagon üretiminde 50 yılı aşkın tecrübenin en son ürünü. Almanya tasarlanan ve İngiltere üretilen Astra Sports Tourer, Ocak ayında Türkiye de pazara sunulacak. Yeni Opel tasarım diline sahip bu model, litreye ulaşan yük kapasitesiyle yer aldığı sınıfın hakkını veriyor. Bagaj, yer kaplayan köşelerden ve arka tekerleklerin sebep olduğu bombelerden arınmış bir tasarıma sahip. Bu sayede daha geniş bir alan elde edildiği gibi yükleme işlemi de kolaylaştırılmış. Asta Sports Tourer ın kabini kardeşiyle aynı tasarım ve özelliklere sahip. Gösterge paneli ve orta konsol, modern hatları ve adeta gözü okşayan aydınlatmasıyla dikkat çekiyor. Güvenlik özellikleri Astra Sports Tourer ın atletik görünümü, dinamik sürüş özellikleriyle destekleniyor. Astra ile aynı arka süspansiyon ve FlexRide şasiyi paylaşan Sport Tourer, sürüşe duyarlı ön farlar, medikal olarak onaylanmış ergonomik ön koltuklar (segmentindeki tek ergonomik koltuk tasarımı) ve Opel in elektronik Römork Denge Yardımı (TSA) sistemiyle konfor ve güvenlik alanında iddiasını ortaya koyuyor. Bu gelişmiş güvenlik özelliği bir römork veya karavan çekerken meydana gelebilecek denge bozukluklarını minimize ediyor. Yeni modelde ayrıca Opel Eye olarak adlandırılan ve sürücünün dikkatini trafik işaretlerine çeken, aynı zamanda aracın istemeden şeritten ayrılması halinde uyarı veren kamera tabanlı bir sistem de yer alıyor. Sürüş güvenliğini ve konforu artıran diğer özellikler arasında yer alan FlexRide Sistemi, yol koşullarındaki ve sürüş stilindeki değişimlere sürekli adapte olur. Standart modda, mümkün olan tüm ayarlamaları sunar. Sürücü tarafından seçilen Sportif ve Tour modunda, sistem en sportif veya en rahat ayar aralığını uygular. Sportif modu ise gaz pedalını ve direksiyonu sertleştirerek tepkileri keskinleştirir. Dokuz farklı motor seçeneğinden oluşan geniş motor yelpazesinin güç aralığı 95 ile 80 HP arasında değişiyor. Yakıttan tasarruf ettiren Start/Stop teknolojisi gelecek yıl başında ilk olarak 1.3 lt CDTI motorda (95 HP) sunulacak. Astra Sports Tourer, Türkiye de ilk etapta 140 beygir gücünde 1.4 lt Turbo benzinli ve 1.3 CDTI 95 HP ile 2.0 CDTI 160 HP dizel seçenekleriyle satışa sunulacak. 2.0 dizel motor, 5.1 l/100 km olan ortalama yakıt tüketimiyle etkileyici bir değere sahip

10 LOTUS EUROPA F1 otomobillerinin yol versiyonu 1966 yılında üretilmeye başlayan Lotus Europa, arkadan motorlu oluşu ve bağımsız süspansiyonuyla döneminin yarış otomobillerini aratmıyordu. Seri 2 Europa'nın kabini ayarlanabilen koltuklar, elektrik kontrollü camlar ve ahşap kaplamalarıyla konforlu ve lüks bir iç mekan sunuyordu. Europa'nın arka tasarımı, daha iyi bir görüş açısı sunabilmesi için 1971 yılında değişikliğe uğradı. Lotus un iki kişilik spor otomobili Europa, 1966 ile 1975 yılları arasında üretildi. Europa, kendi döneminde arkadan motorlu ender otomobillerden biriydi. Arkadan motorlu olması sayesinde yüksek yol tutuş kabiliyeti sergileyen otomobil, bu sayede rakipleri arasından kolaylıkla sıyrılıyordu. Üretimde kaldığı dokuz sene içerisinde, bu iki kişilik otomobilden 9 bin 300 adet üretildi. Yeni modelle ilgili ilk adımların 1963 yılında atıldığı ve 1966 yılında satışa sunulan Lotus Europa, Lotus 7 modelinin yerini alması için geliştirildi. başarılı hızlanma ve yol tutuş sergilemesini kolaylaştırmak için ağırlığının düşük tutulması gerekiyordu. Buna en kestirme çözüm olarak, gövdenin fiberden üretilmesi kararlaştırıldı. Tek parçadan üretilen fiber gövdenin, ağırlığı azaltmasına karşın çarpmalarda onarımı zordu. Yol tutuşu o kadar başarılıydı ki, otomotiv yazarları tarafından Formula 1 otomobillerine en yakın yol otomobil olarak değerlendirildi. Europa nın camları açılmıyor koltukları ise öne arkaya hareket etmiyordu. Direksiyon ve pedallar ise sürücünün kendi ayarlarını gerçekleştirebilmesi için hareketli olarak tasarlandı. Seri 1 Europa da, tek egzantrikli cc hacminde Renault motoru kullanıldı. Ayrıca vites kutusu da Renault imzalıydı. Ön frenlerin disk olduğu otomobilde arka frenler kampana olarak tercih edildi. Bu seriden toplam 650 adet üretildi. Seri 2 Europa Seri 2 Europa 1968 yılında piyasaya sunuldu. Type 54 veya S2 olarak da bilinen yeni seri Europa, daha gelişmiş ve lüks iç mekan sunuyordu. Kabin; ayarlanabilen koltuklar, elektrik kontrollü camlar ve ahşap kaplamalar sayesinde daha konforlu ve güzel bir ortama kavuştu. Motorda değişiklik yapılmadı ve cc. hacmindeki Renault motoru, önceki seriden olduğu gibi aktarıldı. S2 versiyonunu, Amerika ya ihraç edilmek üzere o ülkenin standartlarını karşılamak üzere özel olarak geliştirilen Type 65 modeli izledi. S2 Federal olarak da bilinen ve cc. hacminde Renault motorunun kullanıldığı otomobilin gövdesi de Amerika daki güvenlik standartları doğrultusunda güçlendirildi. S2 Federal km/s hızlanmasını 9.6 saniyede tamamlıyordu. Europa TC Lotus 1971 yılında, Type 74 Europa TC (Twin Cam/çift egzantrikli) modelini üretti. Adından da anlaşılacağı gibi yeni modelde Lotus-Ford ortak çalışması olan çift egzantrikli 115 beygir güç üreten cc. hacminde motor ve Renault ya ait 4 ileri vites kutusu yer alıyordu. Otomobilin gövdesi kabinde yolculuk edenlerin konforunu artırmak için büyütülürken arka bölümünde de görüşü artırmak için değişiklikler yapıldı. Bu modelden 1580 tane üretildi. Europa TC Special 1972 yılında üretilen ve son seri olan Europa TC Special modelinde Lotus a ait 126 beygir gücünde çift egzantrikli motor kullanıldı. 740 kilo ağırlığındaki Europa Special, Austin e ait olan 5 ileri manuel şanzıman aracılığıyla km/s hızlanmasını 7 saniyede gerçekleştiriyordu. Europa Special dan tane üretildi. Döneminde sadece yarış otomobillerinde görmeye alışık olduğumuz hafif gövde, bağımsız süspansiyon ve arkadan motor konfigürasyonunu kullanarak iki kapılı spor otomobiller arasında ün salan Lotus Europa nın üretimi 1975 yılında son buldu. Seri 1 Europa İlk üretilen Europa, Type 46 Seri 1 olarak adlandırıldı. Yeni model aynı zamanda S1 olarak da biliniyor. Onu izleyen Type 47, en iyi performans değerlerine ulaşabilmesi için geliştirildi. Bu nedenle, otomobilde konfordan çok hafif olmasına özen gösterildi. Yeni modelin önceliği, düşük maliyetle yüksek performans sunmasıydı. Otomobilin Lotus un 2006 yılında üretmeye başladığı yeni Europa, 955 kiloluk ağırlığı ve 200 HP 2.0 lt. turbo motoruyla, markanın düşük ağırlık-yüksek performans ilkesini devam ettiriyor

11 K O L E K S İ Y O N Lotus Europa Specıal O kadar gerçek ki kullanmak isteyebilirsiniz Detaylarıyla kendini hayran bırakan 1/18 ölçekli Lotus Europa Special modeli, Kyosho nun koleksiyonerlere köpük kutuyla sunduğu nostaljik bir model. Modelin kalıp işçiliği, boyası, amblemler için kullanılan photoetch (ince kesim metal) stickerlar ve modelin boyası üzerine atılmış altın rengi şerit detaylar göze ilk çarpan ayrıntılar oluyor. Tekerlek dokuları, jantlar ve jant ortalarındaki Lotus amblemi modelin estetiğini tamamlayan unsurları oluşturuyorlar. Aracın arkasında yer alan motorun detayları kablolarına kadar işlenmiş ve gerçeğe çok yakın bir görüntü sergiliyor. Aracın altı ve motorun görünmeyen kısımları bile ihmal edilmemiş. Bu Kyosho nun modellere gösterdiği özeni gösteriyor. Ön tarafta ise stepneyi ve hava fanını görmek mümkün. Kabinde de aynı detaylı işçilik göze çarpıyor. Maun kaplama ön panel, el freni, göstergeler ve direksiyonun estetik duruşu neredeyse modelin içine binme isteği uyandırıyor. Porsche Boxter RS60 Ustalık detaylarda gizli Kyosho nun işçiliğini konuşturduğu modellerden 1/18 ölçekli Porsche Boxter RS60 in kutusunda soft top tavan da yer alıyor. Bu parça sayesinde RS60 istenirse üstü kapalı istenirse üstü açık olarak da sergilenebiliyor. Modelde, Kyosho nun her zamanki kalıp işçiliği göze çarpıyor. Koyu gri modelin üzerinde bordo soft top çok şık duruyor. Soft top çıkartıldığı zaman, modelin içinde yine aynı tondaki bordo döşemesi şık bir görünüm oluşturuyor. Sadece RS60 versiyonlarında görünen ön tampon spoyleri, far-sinyal grupları ve jantlar detaylı bir şekilde işlenmiş. Amblem ve logolar için kullanılan photoetch metal stickerlar, modeli çok daha gerçekçi kılıyor. Kabindeki detaylara göz attığımızda, ön konsoldaki tüm cihaz ve göstergelerin müzik sisteminin tuşlarına varana kadar en detaylı şekilde şekillendirildiğini görüyoruz. Halı kaplama zemin ve deri hissi verilmiş koltuklar standart özellikler arasında. Aracın ortadan motoru gerçeğinde olduğu gibi, aracın altından tüm detaylarıyla görülebilmekte. Modelin altındaki bir tuş ile bagaj arkasındaki spoyler, diğer iki tuş ile ön ve arka bagaj kapıları açılabiliyor. Halı kaplı olan arka bagajda yağ, ön bagajda ise silecek suyu tanklarını görebilirsiniz. Özellikle maket otomobillere ilgi duyanların ilgisini çekeceği düşünülen bu modeller hakkında detaylı bilgiye adresinden ulaşabilirsiniz. Atatürk Mahallesi Anadolu Caddesi No: 22 Şekerpınar Çayırova / Kocaeli / TÜRKİYE Tel: Fax:

12 İ K İ N C İ E L İ U Z M A N I N A S O R U N DOD İkinci El Sistemi Fiyatlandırma Yöneticisi olan Barış Diker, otomobil tercihi ve alım satımı hakkında rehberlik yapıyor ve sorularınızı yanıtlıyor. Sorularınız için: info@dod.com.tr Konfor, performans ve masraf açısından C63 AMG ve M3'ü karşılaştırır mısınız? Barış Bey Merhaba, Süper sporlara yakın performansa sahip ve şehir içinde konforlu, günlük olarak da rahatlıkla kullanabileceğimi düşündüğüm C63 AMG ve BMW M3 E92 araçlarla ilgileniyorum. Sizin de bildiğiniz gibi, bu araçların sıfırları ile 1-2 senelik az kilometreye sahip olanları arasında çok büyük fiyat farklılıkları doğuyor. Ben de, ikinci el araçların bulunduğu web sitelerinde bu araçlarla alakalı bir araştırma yaptım. Konfor, performans ve yıllık masraflar açısından değerlendirdiğimizde hangi aracı tercih etmeliyim? İyi çalışmalar dilerim. Murat Vardar Sayın Murat Vardar, Mercedes C63 AMG ve BMW M3 E92, yüksek performans araçları olarak tercih edilen modellerdir. Ancak her iki modelin de yüksek tork ve beygir gücü değerlerine ulaşması, aynı ihtiyaca cevap verecekleri anlamına gelmemelidir. Net bir görüş sağlamak amacıyla her iki modele ait teknik verileri, distribütör firmaların sayfalarından alarak sizin için karşılaştırdık. C63 AMG Mercedes e özel /G-Tronic şanzımanla satışa sunulurken, BMW 6 ileri manuel şanzımana sahiptir, bu da farklı sürüş zevklerine hitap ettikleri sonucunu çıkarır. Boyutlar açısından yapılacak bir karşılaştırmada veriler hemen hemen aynı olmakla beraber, iç hacim genişliğinde M3 ün biraz daha geniş bir hacim sunduğu görülmektedir. Büyük hacimli AMG motor daha yüksek tork, beygir gücü ve hızlanma değerlerine ulaşmakta, buna mukabil yakıt tüketimi de artmaktadır. Bunun yanına yıllık vergiler açısından motor hacminden dolayı ortaya çıkan farkı da eklediğinizde, M3 daha ekonomik bir seçenektir. Araç Karşılaştırma DOD ikinci elde garanti sunuyor mu? Merhaba Barış Bey, Bütçeme uygun sıfır araç almak yerine ikinci el üst sınıflarda bir araç satın almak istiyorum, fakat yıl itibarıyla bu araçların da fabrika garantisi sona ermiş bulunuyor. Sizin web sitenizde yer alan ilanlarınızda belirtilen fabrika garantisi sona ermiş ya da yakın zamanda fabrika garantisi bitecek araçlar için güvenceniz var mı? Fabrika garantisi olan araçlarda çıkabilecek olası sorunlarda kiminle görüşmek gerekir? Yorumlarınızı bekliyorum. Ahmet Beykozlu ARAÇ BİLGİLERİ BMW M3 Mercedes C63 AMG Şanzıman 6 ileri manuel Speedshift 7G-Tronic Silindir Hacmi (cm 3 ) Maximum Güç (HP/dd) 420 / /6800 Maximum Tork (NM/d/d) 400 / /5000 Silindir Sayısı V8 V8 Boş Ağırlık (kg) Bagaj Hacmi (lt) Uzunluk Genişlik Yükseklik Aks Mesafesi Azami Hız (km/sa) Hızlanma km (sn) Yakıt Tüketimi (Şİ/lt/100 km) 17, Yakıt Tüketimi (ŞD/lt/100 km) Ortalama Tüketim (lt/100 km) Yakıt Deposu (lt) CO 2 Emisyonu (gr/km) Sayın Ahmet Beykozlu, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun gereği, trafiğe çıkış tarihinden asgari iki yıla kadar bütün araçlar garantili satılmak zorundadır. Aracın fabrika garantisiyle ilgili teknik sorunlarda yetkili servisler konunun çözüme kavuşmasında destek olur. DOD olarak, bu garanti kapsamından çıkmış veya çıkmakta olan araçlar için altı ay ve bir yıl kapsamlı iki tür garantimiz bulunuyor. Trafiğe çıkış tarihinden itibaren sekiz yıl ve 160 bin kilometre dâhilindeki bütün araçlar bu kapsama girmektedir. Altı ay süreli garantimiz motor ve şanzıman garantisidir, bir yıllık opsiyonel garantimizde ise kontrol ünitelerinden klimaya kadar pek çok aksam kapsam dahilindedir. Her iki garanti dahilinde yol yardım ve konaklama hizmetleri de verilmektedir. Web sayfamızda bu konuda daha geniş bilgiye ulaşabilirsiniz; ayrıca araç listesinde garantili işaretli araçları da görme imkanınız vardır. DOD Garanti li olarak satılmayan araçlarımız için de, şartları karşılıyorsa garanti talep etme imkanınız vardır. Ayrıntılı bilgiyi DOD Yetkili Satıcılarından alabilirsiniz. Özel galerilerin araçlarında fabrika garantisi var mı? Barış Bey, İkinci el Audi A5 satın almak istiyorum. İkinci el otomobil ilanlarının bulunduğu web sitelerindeki kimi ilanlarda, bayi çıkışlı olduğu özellikle belirtiliyor. Bayi çıkışlı olmayan galerilerin getirdiği araçlar fabrika garantisine tabi midir? Hangilerine yönelmeliyim? Bilgilerinizi bekliyorum, teşekkürler. Ali Eren Sayın Ali Eren, Aracın bayi çıkışlı veya distribütör garantili olduğunun belirtilmesi aracın ikinci el değeri açısından önem taşır. Özellikle A5 gibi lüks modellerde bu durum daha belirleyicidir. Galerilerin getirdiği birçok araç için distribütör tarafından yedek parça ve servis hizmeti verilmekle beraber, bu araçlar için sunulan garanti hizmetinin, distribütör çıkışlı araçlarla aynı olması mümkün değildir. Distribütör firmaların yasadan kaynaklanan yükümlülüklerinden biri, getirdikleri araçların parçasını bir ay içinde temin etmektir. Bu yükümlülük, galeriler tarafından getirilen aynı özellikteki araçlar için de geçerlidir. Garanti süresi içinde parça değişimi gerektiren maliyetler ise üretici firma tarafından karşılanmaktadır; bu nedenle ithalatçı firma üretici adına bu hizmeti de vermektedir. Sadece ilk başvurularda talep edilen fatura ve garanti kitapçığı gibi dokümanlar nedeniyle prosedürü biraz daha uzundur, sonrasında bir fark yoktur. Ancak yol yardım hizmeti, muadil araç temini gibi konular bu hizmete dahil değildir, bu hizmetler sadece distribütör (ithalatçı) firma tarafından karşılanmaktadır. Aracı bir galeriden alıyorsanız bu konularda nasıl bir hizmet taahhüdü olduğunu sormanızı öneririz. Galerilerin getirdiği bazı modellerde donanım farkları olabileceği için, distribütör tarafından getirilen bazı modellerde bulamayacağınız özelliklere galerilerde kavuşma imkanınız olsa da, sorma gereği bile duymadığınız servo direksiyon gibi bazı özellikleri bulamayabilirsiniz. Bu nedenle, firmadan iç donanımla ilgili yazılı bir dokümanı sipariş esnasında almanızda fayda var. Günlük ve uzun dönem kiralamalarda yıpranma farkı oluyor mu? Merhaba, Günlük kiralamada kullanılan araçlarla, uzun dönem operasyonel kiralamada kullanılan araçların yıpranmaları farklı mıdır? Hangisi tercih edilmelidir? İkinci el değerlerinde farklılık olur mu? Vedat Öndaş Sayın Vedat Öndaş, Günlük kiralama araçları, genelde yoğun olarak turizm bölgelerinde kullanılmakta ve kısa sürede yüksek kilometre yapmaktadırlar. Kullanıcı sürekli değiştiği için, bu araçların normal araçlardan biraz daha yıpranmış oldukları kabul edilebilir. Ancak günümüz servis ve bakım koşulları ve müşteri memnuniyetine verilen önem, bu konuda da anlayışları tersine çevirmekte, araçlar ikinci elde gayet bakımlı bir durumda satışa sunulabilmektedir. Bütün ikinci el araçlar için genel önerimiz, her aracın kullanım, bakım ve temizlik durumuna göre karar verilmesidir. Uzun dönem operasyonel kiralama araçlarında ise durum çok farklıdır. Öncelikle bu araçların bakım, onarım, lastik değişimi gibi bütün giderlerinin kiraya veren firma tarafından karşılanması nedeniyle kullanıcılar bakımları nadiren aksatır. Ayrıca, sözleşmelerde bununla ilgili cezai hükümler vardır. Bu araçlar aynı kişi tarafından kullanıldığı için genelde daha temiz ve az yıpranmıştır. Bazı sözleşmelerde kullanıcının, dönem sonunda alım opsiyonu bulunması da bu duruma katkı sağlar. Uzun dönem kiralama süresi dolmuş araçların, genel kanının aksine, şahıs araçlarından daha bakımlı olduğu söylenebilir. Yine de ikinci elde her araç özeldir ve genel ifadeler her özel durumu kapsamaz