33. ULUSAL ÇOCUK CERRAHİSİ KONGRESİ. Posterler. Morbid Obes Çocuklarda Laparoskopik Sleeve Gastrektomi

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "33. ULUSAL ÇOCUK CERRAHİSİ KONGRESİ. Posterler. Morbid Obes Çocuklarda Laparoskopik Sleeve Gastrektomi"

Transkript

1 33. ULUSAL ÇOCUK CERRAHİSİ KONGRESİ Posterler P - 1 Morbid Obes Çocuklarda Laparoskopik Sleeve Gastrektomi E Ergün, B Türedi, F Khanmmammadov, G Göllü, U Ateş, A Yağmurlu Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı Giriş: Son zamanlarda obezite dünya genelinde yaygın bir sağlık sorunu haline gelmiştir. Özellikle gelişmiş ülkelerdeki beslenme alışkanlığı ve yaşam tarzı değişiklikleri obezite insidansını artırmaktadır. Erişkin hastalar için laparoskopik sleeve gastrektomi yıllardır sık kullanılan ve en başarılı tedavi yöntemidir. Son zamanlarda bu yöntem, adölesanlar ve daha genç hastalar için de kullanılmaktadır. Hastalar ve Yöntem: Yaşları sırasıyla arasında değişen(2 kız, 2 erkek) dört çocuğa laparoskopik sleeve gastrektomi uygulandı. Ortalama vücut ağırlığı 141( )kg, ortalama vücut kitle indeksleri (BMI) 64,5(41-76)ti. Çocuklardan ikisinin özellikle geceleri uyku apneleri nedeni ile pozitif basınçlı ventilasyon ihtiyacı olmaktaydı. Olgulardan birinde Bardet Biedl Sendromu ve polidaktili mevcutken, üç çocuk hipertansiyon nedeni ile tedavi almaktaydı. Hastalar ameliyat öncesi bütün ilgili Çocuk Hastalıkları bölümleri, Anesteziyoloji bölümü tarafından ameliyat öncesi, sırası ve sonrası oluşabilecek komplikasyonlar açısından konsey ile değerlendirildi. Ortalama ameliyat süresi 75 dakika idi(60-90dakika). Çocuklardan üçü ameliyat sonrası serviste takip edilirken, BMI 76 olan kız çocuk yoğun bakım ünitesinde izlendi ve ameliyat sonrası 4. gün pnömokok sepsisinden kaybedildi. Diğer çocuklar ameliyat sonrası 2. gün sulu gıda ile beslenmeye başlandı ve özel diyet ile 5-7. gün taburcu edildi. Hastaların ameliyat sonrası takiplerinde ilk 3 ayda ortalama 22 kg ağırlık kaybı yaşandı. (Vücut ağırlıklarının ortalama % 16) ay takip edilen çocuklarda %26-41 ağırlık kaybı izlendi. Sonuç: Laparoskopik sleeve gastrektomi, erişkinde olduğu gibi çocuk hasta grubunda da morbid obezite tedavisinde uygulanabilir güvenli bir yöntemdir. Ameliyat tekniği kadar ameliyat öncesi alınacak önlemler ve ameliyat sonrası beslenme ve diyet programına hastanın uyumu da önemlidir. Çocukların fiziksel durumlarından ötürü multidisipliner bir yaklaşım tedavinin her aşamasında kilit rol oynayacaktır. Laparoscopic Sleeve Gastrectomy in Morbid Obese Children E Ergün, B Türedi, F Khanmmammadov, G Göllü, U Ateş, A Yağmurlu Ankara University, School of Medicine, Department of Pediatric Surgery Introduction: Obesity became one of the major health problems worldwide in the last couple of years. The incidence of obesity is increasing due to the nutritional habits and life styles of

2 the children especially in the developed countries. Laparoscopic sleeve gastrectomy is the most commonly used and effective treatment method for adults for a long period of time. In the last decade, it is also used for adolescents and young patients. Patients and Methods: Laparoscopic sleeve gastrectomy was performed for 4 kids (2 girls and 2 boys) with the ages between 11 and 14. The mean body weight was 141 kgs ( kgs) and the mean body mass indices (BMI) were 64.5 (41-76). Among the cases, 2 of them need positive pressure ventilation especially for the sleep apneas at nights. One of the cases had Bardet-Biedl Syndrome with polydactyl and the remaining 3 had treatment because of the hypertension. All patients were evaluated before, during and after the surgery by the paediatric and anesthesiology clinics in order to prevent any possible complications. The average time for surgery was 75 minutes (60-90 minutes). After surgery, 3 of the children were followed in the surgery ward and one kid with the BMI 76 was followed in the intensive care unit and 4 days after surgery, she died because of pneumococcal sepsis. The other cases were nourished 2 days after surgery with liquid diet and discharged from the hospital between 5 to 7 days after surgery with a special diet. In the postsurgical follow-up, an average 22 kgs of weight loss was observed in the first 3 months (16% of their body weight). A total of 26 to 41% of body weight loss was recorded in a total of 5 to 15 months of follow-up. Conclusion: Laparoscopic sleeve gastrectomy, as performed in adult patients, is also a safe method of treatment of morbid obesity in children. As well as the surgical technique, the precautions before the surgery and nutrition and compliance of the patient to the diet programs after surgery are also important factors. A multidisciplinary approach is the key factor in all steps of the treatment due to the physical conditions of the children with morbid obesity. P - 2 Adölesan ratlarda deneysel barsak anastomozu modelinde albümin ve C-vitamini desteğinin yara iyileşmesindeki önemi A Bayraktaroğlu*, D Baskın Embleton*, MF Bozkurt**, T Köken, S Çetinkurşun* *Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Cerrahisi AD. Afyonkarahisar, Türkiye **Afyon Kocatepe Üniversitesi Veteriner Fakültesi Patoloji A.D., Afyonkarahisar, Türkiye Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyokimya A.D., Afyonkarahisar, Türkiye Amaç: Deneysel barsak anastomozu modelinde; anastomoz kaçaklarını önlemek ve doku direncini arttırmak amacıyla adölesan ratlarda C-vitamini ve human albüminin tek tek ve kombine kullanımının barsak anatomozu iyileşmesi üzerine etkileri araştırılmıştır. Gereç ve yöntem: Çalışmada 6 haftalık adölesan Wistar albino dişi ratlar kullanıldı. Her birinde 6 şar rat bulunan 5 grup oluşturuldu: Kontrol, sham, albumin, C vitamini, albumin + C vitamini. Deney modelinde; anestezi altında preoperatif biyokimyasal değerlendirme için kan örnekleri alındı. Laparotomi yapılarak ileal anastomoz yapıldı. C-vitamini oral, albümin intraperitoneal olarak verildi. Postoperatif 7. günde relaparotomi yapılarak anastomoz bölgesi

3 çıkarıldı ve patlama basıncı ölçüldü. Postoperatif, biyokimyasal değerlendirme için kan örnekleri alındı. Kan örneklerinde total protein ve albümin değerlerine bakıldı. Doku örnekleri histopatolojik ve immunohistokimyasal olarak hemotoksilen eozin, CD-31 ve Picrosirius red boyaması ile değerlendirildi. Bulgular: Histopatolojik skorlamada gruplar arasında istatistiki olarak anlamlı fark saptanmadı. Barsak patlama basıncında; albümin, C-vitamini ve albümin + C-vitamini verilen gruplarda kontrol grubuna göre daha yüksek basınç değerleri elde edilerek istatistiksel olarak anlamlı fark saptandı(p<0,012), (P<0,004), (P<0,001). İmmunohistokimyasal olarak kollajen fibrillerinin picrosirius red boyama sonuçları değerlendirilerek kontrol grubundaki yeşil fibrillere (olgunlaşmamış kollajen fibrilleri) göre albümin grubu, C-vitamini grubu ve C- vitamini+albümin grubunda daha az sayıda yeşil fibril bulunması açısından istatistiksel olarak anlamlı fark saptandı(p<0,000), (P<0,001), (P<0,000). Anastomoze barsak dokularında CD- 31 boyaması yapılarak anjiogenezis değerlendirilerek kontrol grubuna göre C-vitamini ve C- vitamini + albümin gruplarında daha fazla anjiogenezis saptanarak istatistiksel olarak anlamlı fark saptandı (P<0,021), (P<0,017). Albümin grubuna göre C-vitamini ve C-vitamini + albümin gruplarında daha fazla anjiogenezis saptanarak istatistiksel olarak anlamlı fark saptandı (P<0,019), (P<0,015). Çıkarımlar: Anastomoz kaçaklarını önlemek ve doku direncini arttırmak amacıyla C- vitamini ve albüminin tek tek ve kombine kullanımı barsak patlama basıncını arttırarak doku direncine önemli katkı sağlamıştır. Anjiogenezisi de arttırarak doku iyileşmesini hızlandırmıştır. Bu bulgular, barsak anastomozu yapılan olgularda albümin ve C-vitamini kullanımının anastomoz iyileşmesine ve dokunun rejenerasyonuna önemli katkı sağlayacağını düşündürmüştür. Effects of albumin and vitamin C on wound healing in an ileal anastomosis model in adolescent rats A Bayraktaroğlu*, D Baskın Embleton*, MF Bozkurt**, T Köken, S Çetinkurşun* *Afyon Kocatepe University, Medical Faculty, Department of Pediatric Surgery, Afyonkarahisar, Turkey **Afyon Kocatepe University Veterinary Faculty, Department of Pathology, Afyonkarahisar, Turkey Afyon Kocatepe University Medical Faculty, Department of Biochemistry, Afyonkarahisar, Turkey Aim: To prevent anastomotic leaks and increase the tissue strength, the effects of vitamin C and human albumin in wound healing were studied in an experimental model of intestinal anastomosis in adolescent rats. Materials and method: Six weeks old Wistar albino female rats were used. There were 5 groups consisted of 6 rats: control, sham, albumin, vitamin C and albumin + vitamin C. Laparotomy was performed, and after getting blood samples for biochemical evaluation of total protein and albumin values, an ileal anastomosis was created. Vitamin C was given orally, and albumin was given intraperitoneally. On postoperative 7th day, relaparotomy was performed, blood samples were taken, anastomosis site was excised and bursting pressure of the anastomosis was measured. Tissue samples including anastomosis were taken for

4 histopathological examination. Hematoxylene eosilin, CD-31 and Picrosirius red staining were used to evaluate wound healing. Results: Bursting pressures of the anastomosis were higher in albumin, vitamin C and vitamin C + albumin groups compared to control group and the differences were statistically important (P<0,012), (P<0,004), (P<0,001). There were no statistically significant difference in histopahtological scoring between the groups. Immunohistochemical staining of collagen fibrils with Picrosirius red revealed that, compared to immature green fibrils in control group, there were less immature green fibrils in albumin, vitamin C and albumin + vitamin C groups which was statistically important (P<0,000), (P<0,001), (P<0,000). CD-31 staining was performed in tissues in the anastomosis area to evaluate angiogenesis. Angiogenesis was increased in vitamin C and albumin + vitamin C groups compared to control group and the difference was statistically important (P<0,021), (P<0,017). Increase in angiogenesis in these 2 groups were also higher than the increase in albumin group, and these differences were also statistically important (P<0,019), (P<0,015). Conclusion: Administration of vitamin C and albumin either alone or in combination increased the bursting pressure of the anastomosis. Angiogenesis was also increased. These findings suggest that in patients that an intestinal anastomosis was performed, using vitamin C and albumin may increase tissue strength and promote healing by increasing angiogenesis. P - 3 Pilor stenozunda postoperatif kusma yetersiz miyotomi veya gastroözafageal reflü nedeniyle olmayabilir R Vargün Yıldız*, M Fedakar Şenyücel*, B Bilezikçi**, H Alp *Özel Ankara Güven Hastanesi, Çocuk Cerrahisi **Özel Ankara Güven Hastanesi, Patoloji Bölümü Özel Ankara Güven Hastanesi, Pediatrik Allerji Pilor stenozu, safrasız kusmaya neden olan ve infantil dönemde cerrahi gerektiren bir hastalıktır. 52 günlükken hipertrofik pilor stenozu nedeniyle piloromiyotomi yapılan hasta, ameliyat sonrası ilk 3 hafta şikayetsizken, 25. Günde tekrarlayan fışkırır tarzda kusma nedeniyle getirildi. Yapılan tetkiklerinde eozinofili ve mide boşalmasında belirgin gecikme saptanan hastaya endoskopik biyopsi ve repiloromiyotomi yapıldı. Biyopsi sonucu foveolar hücre hiperplazisi gelen hastaya elementer diyet başlandı. Takipte sorunu olmayan hastaya, pediatrik allerji bölümünce 9. Ayda inek sütü ürünleri yakın izlem altında başlandı. Foveolar hücre hiperplazisi çocuklarda nadir görülür, ancak pilor stenozu ameliyatı sonrası devam eden kusmalarda akılda tutulmalıdır. İnek sütü protein allerjisi ile birlikteliği düşünüldüğünde elementer diyet başlanması gerekmektedir. Postoperative vomiting in patients with infantile hypertrophic pyloric stenosis doesn t mean that inadequate myotomy or gastroesophageal reflux R Vargün Yıldız*, M Fedakar Şenyücel*, B Bilezikçi**, H Alp

5 *Ankara Guven Hospital, Department of Pediatric Surgery **Ankara Guven Hospital, Department of Pathology Ankara Guven Hospital, Department of Pediatric Allergy Postoperative vomiting in patients with infantile hypertrophic pyloric stenosis doesn t mean that inadequate myotomy or gastroesophageal reflux Infantile hypertrophic pyloric stenosis (IHPS) is one of the several causes of nonbilious vomiting which required surgery. A 52 days old boy presenting with IHPS had pyloromyotomy without complication. After discharge, for three weeks, there was no problem but postoperatively on 25th day, the infant had projectile vomiting. Laboratuary exams showed eosinophilia and delayed gastric passage. Therefore endoscopic biopsy and extended pyloromyotomy were performed. The histology showed foveolar cell hyperplasia. The elementary diet was started. The child was well on follow up for two years. Regular feeding was started at nine months with close observation by department of pediatric allergy. Foveolar cell hyperplasia in the pyloris is very rare in children but it is important. Restrictive or elementary diet is suggested in the existence of cow s milk protein allergy. P - 4 İNFANTLARDA AMYAND HERNİ Y Günal Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı Giriş/Amaç: Amyand Herni (AH) inguinal herni kesesi içinde normal veya inflame apendiks vermiformis varlığı ile karakterize nadir bir herni türüdür. Çoğu zaman inkarsere inguinal herni ön tanısıyla opere edilen hastalarda tesadüfen bulunduğu bildirilmiştir. Bu çalışmada sunulan AH vakalarının yenidoğan ve 2 ay altındaki süt çocuğu dönemini içermesi ve ayrıca daha öncesinde klinik bir şikayete neden olmaması dikkatimizi çekti. AH tanısı alan hastalar geriye dönük olarak incelendi. Gereç ve yöntem: Ocak 2011 ve Aralık 2011 tarihleri arasında 322 inguinal herni ameliyatı yapıldı ve bu hastaların 7 si inkarsere inguinal herni ve 5 i AH tanısı aldı. Bu hastalarda AH nin yaşla ilişkisi, anatomik özellikleri ve tedavisi incelendi. Bulgular: İnguinal herni tanısıyla opere edilen 322 hastanın 5 inde (%1,5) AH bulundu. Hastaların tümü erkekti ve sağ inguinal hernileri mevcuttu. Ortalama yaş 36 gündü (25-60 gün). Tüm hastalar inguinal herni nedeniyle elektif olarak ameliyat edilirken tesadüfen tanı aldı. Hastaların hiçbirinde sağ kasıkta şişlik dışında sistemik ve klinik belirti yoktu. Preoperatif laboratuar tetkikleri normaldi. Ameliyat bulgularında; 3 olguda apendiks normal görünümdeydi ve apendiks batın içine redükte edilip sadece herni onarımı yapıldı. Diğer 2 hastada apendiks herni kesesinin iç yüzeyine yapışık, damarlanması artmış ve hafif ödemliydi, bu nedenle apendektomi ve herni onarımı birlikte yapıldı. Her ikisinin de patoloji sonucu akut apandisit olarak değerlendirildi. Tüm hastalar sorunsuz taburcu edildi. Apendektomi yapılmayan hastaların takibinde apandisit izlenmedi.

6 Sonuç: AH de akut apandisit oluşmasının tesadüf mü, yoksa apendiksin herni kesesinde sıkışmasına sekonder kan akımındaki azalmaya bağlı mı olduğu hala tartışmalıdır. Apendektomi yapılıp yapılmaması da diğer bir tartışma konusudur. Apendiks normal görünümde ve herni kesesine yapışık değilse apendektomi yapılmayabilir. Ancak klinik olarak hiç bir şikayeti olmasa da, özellikle herni kesesine yapışık, damarlanması artmış apandikslerde histopatolojik olarak akut apandisit bulguları gözlenebileceği unutulmamalıdır. AMYAND S HERNIA IN INFANTS Y Günal Kırıkkale University Faculty of Medicine Department of Pediatric Surgery Introduction: Amyand s hernia (AH) is a rare type of hernia which is characterized with the presence of normal or inflamed appendix vermiformis in the inguinal hernia sac. Generally it was shown to be found incidentally in the patients operated for the presumptive diagnosis of incarcerated inguinal hernia. It caught our attention that the cases presented in this study included newborns and infants under the age of 2 months and diagnosed incidentally without leading to any clinical symptoms. Therefore, the association of AH with age and anatomy and its treatment is presented here for discussion. Methods: Totally 322 inguinal hernia operations were performed between January 2011 and December Seven of those were incarcerated inguinal hernia and 5 of them were diagnosed as AH. The patients diagnosed with AH were retrospectively evaluated. Results: Five (1.5%) of the 322 patients operated for inguinal hernia were AH. All of the patients were males and the hernia were located on the right side. Mean age was 36 days (ranging between days). All patients were diagnosed incidentally while being operated for inguinal hernia. None of the patients had systemic or clinical symptoms other than şişlik in the right inguinal area. Preoperative laboratory tests were normal. In operative findings: Appendix had usual look in 3 patients and appendix was reducted into the abdomen and only hernia was repaired. In 2 patients appendix was edematous, adherent to the inner layer of the hernia sac, and the vascularization was increased. Therefore, appendectomy was performed together with hernia repair. Both of the specimens were reported as acute appendicitis on pathological examination. All of the patients were discharged without any problem. None of the patients without appendectomy had appendicitis in the follow-up. Conclusion: It is still on debate whether acute appendicitis is coincidental in AH or AH is due to decreased blood flow as a result of the sequestration of appendix into the hernia sac. To perform appendectomy or not is also controversial. Appendectomy may not be required if appendix looks normal and not attached to hernia sac. However, even if there is no clinical symptom, it must be considered that especially in appendix with increased vascularization and attached to hernia sac, there may be signs of acute appendicitis. P - 5 Çocuklarda primer omentum torsiyonu: 7 yıllık tek merkez deneyimi S Büyükbeşe Sarsu, A Karapur, S Aslan

7 Gaziantep Çocuk Hastanesi Primer omentum torsiyonu (POT), omentum pedikülünün kendi uzun ekseni etrafında dönmesi ile venöz obstruksiyon, ödem, dolaşım bozukluğuna neden olarak omentumun infarktı ile sonuçlanan durumdur. Nadir görülmesine rağmen, akut apandisiti taklit ettiği için son derece önemlidir. Burada, başlangıç tanısı akut apandisit olan 3186 çocuktan POT tanısı alan 6 olgunun (%0.188) demografik verileri, klinik semptomları, laboratuar sonuçları, tanısal görüntüleme yöntemleri, histopatolojik bulguları ve tedavi şekillerini retrospektif olarak değerlendirdik ve ilgili literatürü gözden geçirdik. Hastalarımızın 5'i erkek 1'i kız idi. E/K oranı 5:1, ortalama yaşı 11.5 idi (aralık: yaş). Ağırlıkları kg arasında (ortalama 42 kg) idi. Üç çocuğun ağırlık persentili %75'in üzerinde idi. Hastaların 1'ine (%16.6) ise açık operasyon, 1'ine (%16.6) laparaskopik omentektomi uygulandı. Diğer dördüne (% 66.6) ise USG ve BT ile POT tanısı konularak konservatif tedavi edildi. POT, akut batının alışılmadık bir nedenidir. İntraoperatif olarak tanı konulabilen olgularda yapılan geleneksel tedavi, omentektomidir. Günümüzde POT'una farkındalık artmaktadır. Bu durum, preoperatif tanı konulabilen olgu sayısının artmasına ve konservatif yaklaşımın giderek daha yaygın hale gelmesine neden olmaktadır. Konservatif yaklaşım, yakın klinik takip ile etkili ve güvenlidir. Ayrıca, gereksiz cerrahi girişimlerin oranını da azaltmaktadır. Primary omental torsion in children: A 7-year experience of a single center S Büyükbeşe Sarsu, A Karapur, S Aslan Gaziantep Children's Hospital Primary omental torsion (POT) is a condition in which pedicle of the omentum rotates along its longer axis resulting in venous obstruction, edema and vascular compromise and consequently in omental infarction. Though rarely seen, it carries utmost importance in that it mimics acute appendicitis. Herein we retrospectively evaluated demographic data, clinical symptoms, laboratory data, diagnostic imaging methods, histopathological findings, and treatment modalities of 6 (0.188 %) cases with POT selected among a total of 3186 children with initial diagnosis of acute appendicitis, and reviewed the relevant literature. Our patient population consisted of 1 female, and 5 male children with a M/F ratio of 5:1 Mean age of the patients was 11.5 (range, ) years. The weights of children were ranging between 32 and 52 kg (mean weight: 42 kg) and in 3 children, the weight percentiles were higher than 75. The patients underwent open surgery (n=1;16.6 %), and laparoscopic omentectomy (n=1; 16.6 %). The remaining four (66.6 %) patients were treated conservatively following diagnosis of POT established by US, and CT. POT is an unusual cause of acute abdominal emergency. In patients who can be diagnosed intraoperatively, traditional treatment is omentectomy. Nowadays, the level of awareness about POT is gradually raising. Consequently preoperatively diagnosed cases are gradually increasing, and conservative approach becomes more prevalent. Conservative approach together with close follow-up is effective, and safe. Besides it decreases the rate of unnecessary surgical interventions.

8 P - 6 Nadir bir duedonal obstrüksiyon nedeni: süperior mezenterik arter sendromu G Gerçel*, Ç Ulukaya Durakbaşa*, M Çağlar*, A Yıkılmaz**, H Okur* *İstanbul Medeniyet Üniversitesi Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı **İstanbul Medeniyet Üniversitesi Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Radyoloji Anabilim Dalı Giriş ve Amaç: Süperior mezenterik arter (SMA) sendromu, duodenumun üçüncü kıtasının aorta ve SMA arasında basıya uğraması sonucu ortaya çıkan ve nadir görülen klinik bir tablodur. Bu sendrom sıklıkla genç kadınlarda görülen, etyolojisinde yapısal ve edinsel faktörlerin yer aldığı bir durumdur. Bu çalışmada SMA sendromu tanısı alan bir hasta sunulması amaçlandı. Olgu Sunumu: Öncesinde bilinen bir gastrointestinal (GİS) semptomu olmayan 17 yaşında kız hasta son bir yıldır var olan aralıklı karın şişliği, safralı kusma, kilo kaybı şikayetleriyle başvurdu. Başvuru esnasında zayıf ve soluk görünümde olan hastanın öyküsünde skolyoz cerrahisi geçirdiği ve şikayetlerinin cerrahi sonrası dönemde başladığı öğrenildi. Fizik muayenesinde özellik yoktu. Tam kan ve biyokimyasal değerleri normal sınırlardaydı. Üst GİS endoskopik muayenede yoğun safra içeren dilate mide ve duedonum 2. kıtaya kadar dilatasyon izlendi. Kontrastlı üst GİS incelemede, duodenum 2. kıtasında dilatasyon ve kontrast madde geçişinde akut sonlanma izlendi. Duodenumun rotasyonu normaldi. Oral kontrastlı BT de aortomezenterik açının daraldığı ve duodenumun aorta ile SMA arasında sıkıştığı görüldü. Hasta SMA sendromu ön tanısıyla ameliyat edilerek SMA basısı teyit edildi ve yan yana duodenojejunostomi uygulandı. Ameliyat sonrası 6. günde taburcu edilen hastanın takibinde herhangi bir sorun gözlenmedi. Sonuç: SMA sendromu olan hastalar çoğunlukla nonspesifik bulgularla başvurduğundan tanıda gecikmeler yaşanabilmekte ve tanı genellikle diğer olasılıkların dışlanması ile konulabilmektedir. Ana bulgusu ergenlik ve sonrasında ortaya çıkan masif safralı kusmadır. Ayrıca sunulan vakada da olduğu gibi skolyoz cerrahisi, SMA sendromu gelişimi açısından önemli bir risk faktörüdür. Çoğu olguda cerrahi girişim gerekir ve cerrahi sonrası sonuçlar tatminkardır.

9 A rare cause for duodenal obstruction: superior mesenteric artery syndrome G Gerçel*, Ç Ulukaya Durakbaşa*, M Çağlar*, A Yıkılmaz**, H Okur* *Istanbul Medeniyet University Göztepe Training and Research Hospital, Department of Pediatric Surgery **Istanbul Medeniyet University Göztepe Training and Research Hospital, Department of Radiology Introduction and Aim: Superior mesenteric artery (SMA) syndrome is an rare diagnosis characterized by compression of the third portion of the duodenum between the aorta and the superior mesenteric artery. This is a syndrome usually seen in young females and harboring anatomical as well as acquired factors in etiology. This study aims to present a patient with a diagnosis of SMA syndrome. Case Report: 17 years old female patient without history of a previous gastrointestinal (GİS) disorder presented with the complaints of intermittent abdominal distension, bilious vomiting and weight loss over a year. She was thin and pale on inspection. She had a history of previous scoliosis surgery and the complains were evident after the surgery. The physical examination was unremarkable. A complete blood count and biochemistry were within normal limits. Upper GI endoscopy showed dilated stomach with abundant bile and also proximal duodenum. Upper GI contrast study was compatible with dilatation of the first two portions of the duodenum and abrupt termination of the contrast material at the beginning of the third portion. The duodenal rotation was normal. Oral contrast-enhanced CT demonstrated that aortomesenteric angle was narrowed and the duodenum was compressed between the aorta and SMA. She underwent surgical exploration wit presumptive diagnoisis of SMA syndrome. The diagnosis was confirmed and a side-to-side duodenojejunostomy was performed. She was discharged on the 6th postoperative day. The follow up is uneventful. Conclusion: Patients with SMA syndrome often present with nonspecific complaints that may yield to a delay in diagnosis. It is usually diagnosed after all other possible causes are excluded. The main finding is massive bilious vomiting apparent during peripubertal period. Scoliosis surgery is a major risk factor for the development of SMA syndrome as in the presented case. Most cases need surgical intervention with satisfactory results. P - 7 BEHÇET HASTALIĞI OLAN BİR ÇOCUKTA FİBRİN YAPIŞTIRICI İLE ENTEROKÜTANÖZ FİSTÜL KAPATILMASI EB Bulut*, B Altan*, YB Bayır*, B Çalışkan*, A Güven*, S Demirbağ*, B Karaman**, İ Sürer*

10 *Gülhane Askeri Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi AD **Gülhane Askeri Tıp Akademisi, Radyoloji AD, Ankara, Türkiye AMAÇ Behçet Hastalığı (BH) multisistemik bir vaskülit olarak değerlendirilir. Gastrointestinal sistem bulguları olan bulantı,kusma,iştahsızlık,karın ağrısı gibi bulgular %10 ila 50 oranında BH nda görülmektedir.bh na bağlı görülen ölümlerin bir sebebi de intestinal perforasyonlardır. Bu metinde BH na bağlı gözlenen intestinal perforasyon ile enterokutanöz fistül ve primer onarım sonrası izlenen ikinci enterokutanöz fistülün fibrin yapıştırıcı ile tedavi edilmesinden bahsedilmiştir. VAKA BH tanısı ile takip edilen 6 yaşındaki erkek hasta,karında hassasiyet ve karın bölgesinde hiperemi ile başvurdu.medikal tedavisinde kolşisin,infliksimab,kalsitriol,enoksaparin (atrial trombüs için) kullanmaktaydı. Yapılan karın ultrasonu ve batın tomografisinde periton ile devamlılık göstermediği rapor edilen cilt altı hava sıvı seviyesi izlendi.bu büyük cilt altı kavite için eksplorasyon, müteakiben de laparatomi uygulandı. Laparatomi ile batın içerisinde safra içeren pürülan mayi ve intestinal yapışıklıklar görüldü. Üç adet transvers kolona ait perforasyon, Treitz ligamentinin 40 cm distalinde barsaklar arası fistül ve enterokutanöz fistül traktı izlendi.etkilenen segmentlere rezeksiyon anastomoz uygulandı. Postoperatif 8.günde insizyon hattında enfeksiyon izlendi. Sonrasında zaman kaybedilmeden Vakum Destekli Kapatılma(VAK) işlemi uygulandı.vak yöntemi 4 gün sonra tekrarlandı.primer onarım postoperatif 8.günde gerçekleştirildi.ağızdan beslenmesi aynı gün başlanan hasta ilk operasyondan 23 gün sonra taburcu edildi.taburcu olduktan 25 gün sonra batın sol kadranda izlenen enterokutanöz fistül nedeniyle medikal tedavi başlandı.tekrar laparatomi ve primer onarım uygun görülmedi.oktreotid ve Loperamid tedavisi ile fistüle ait gelen barsak içeriğinin miktarında azalma izlenmedi.sonrasında medikal tedavi devam ederken enterokutanöz fistül 2,7f mikrokateter ile floroskopi eşliğinde 2cc Fibrin yapıştırıcı ve 1cc lipiodol fistüle uygulandı.böylece fistüle ait akış kademeli olarak azaltıldı. SONUÇ BH nda barsak tutulumu ile birliktelik gösteren enterokutanöz fistül,yaşamı tehdit edici boyutlarda olabilir.tekrarlayan enterokutanöz fistüllerde yeniden cerrahi müdahale yerine floroskopi altında Fibrin Yapıştırıcı ile fistülün kapatılması başarılı bir yöntem olarak uygulanabilir. CLOSURE OF AN ENTEROCUTANEOUS FISTULA WITH THE FIBRIN GLUE IN A BOY WITH BEHCET'S DISEASE EB Bulut*, B Altan*, YB Bayır*, B Çalışkan*, A Güven*, S Demirbağ*, B Karaman**, İ Sürer* *Gulhane Military Medical Faculty Department of Pediatric Surgery **Gulhane Military Medical Faculty, Department of Radiology, Ankara, Turkey

11 PURPOSE Behcet s disease (BD) is a multisystemic vasculitic disorder which can affect a number of different systems. It involves the gastrointestinal tract in 10%-50% of patients, manifesting as diarrhea, nausea, anorexia and abdominal pain. Intestinal perforation is one of the common causes of death. Here we present a case of BD with enterocutaneous fistula successfully treated with fibrin glue. METHODS A 6-year-old boy had diagnosis of BD presented with abdominal tenderness and hyperemia. He had on treatment of colchicine, TNF-alpha inhibitors (infliximab), synthetic calcitriol, enoxaparin sodium (for atrial thrombus) treatment. The abdominal ultrasonography and computerized tomography showed air-filled fluid collection under skin without any connection with peritoneum. An explorative laparotomy was revealed a huge subcutaneous cavity filled with purulent and bilious fluid, multiple adhesions between intestines and an enterocutaneous fistula 40-cm distally to the Treitz ligament and three isolated perforations on the antimesenteric site in transverse colon. The involved segment was resected and a side to side anastomosis was performed. On postoperative day 8, he had incisional infection treated with vacuum-assisted closure procedure. This procedure was repeated once again after 4 days. Primer repair was performed 8 days after the initial surgery. Oral feeding was started on same day. He was discharged 23 days after the first operation uneventfully. 25 days after being discharged the patient was readmitted with a enterocutaneous fistula in the left lower quadrant. Medical treatment was started with octreotide and loperamide due to boy was not suitable for surgery. Since daily discharge of fistula was not decrease on medical treatment, it was decided to close the fistula by fibrin glue application. The fistula was obstructed with guidance of 2,7 f microcatheter 2 cc fibrin glue+1 cc lipiodol fluide under fluoroscopy. Enterocutaneous fistula flow was decreased gradually. CONCLUSION Intestinal involvement is an important concern in BD patients and enterocutaneus fistulas may be life-threatening. The closure of enterocutaneous fistulas with fibrin glue under fluoroscopy can be a successful treatment method for relapsing fistulas in BD and may avoid further surgery. P - 8 Çocukta Appendiks Polipi Nedeni İle Oluşan Appendiks İnvaginasyonu E Abay*, A Sayan*, C Bilir*, T Özdemir*, G Orhan*, Ü Küçük**, G Köylüoğlu* *Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Cerrahisi Kliniği **Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Patoloji Laboratuvarı AMAÇ: Nadir olarak görülen ve genellikle rastlansal olarak saptanan bir klinik görünümdür. Değişik nedenlere bağlı olarak oluşabilir. Appendiks polipine bağlı olarak oluşan appendiks invaginasyonu saptanan olgumuz sunularak klinik özelliklerinin vurgulanması amaçlanmıştır.

12 GEREÇ VE YÖNTEM: Acil servisimize, Mayıs 2015 de getirilen 10 yaşındaki erkek hastaya acil serviste rutin kan ve idrar incelemeleri yapıldıktan sonra ADBG ve karın USG çekilmiştir. Daha sonra kliniğimize danışılan hasta, kliniğimize yatırılmış ve acil olarak ameliyata alınmıştır. BULGULAR: Öyküsünde, bir gündür devam eden kramp şeklinde karın ağrısı, kusma yakınmaları olan hastaya acil serviste yapılan karın USG de ileoçekal bölgede invaginasyon olduğu görülmüştür. Kliniğimize yatırılan hastanın ameliyatında appendiksin proksimal bölümünün çekum lümeni içine invagine olduğu saptanmıştır. Appendiks, çekum lümeninden redükte edildikten sonra palpasyonda appendiksin çekuma birleşim yerinde hareketli bir kitle olduğu belirlenmesi üzerine appendiks lümeni çekuma 2 cm. uzaklıktan açılmıştır. Daha sonra kitle çekumdan dışarıya doğru ilerletildiğinde kitlenin appendiks proksimalinde saplı bir polip olduğu görülmüştür. Appendektomi tamamlanarak polip çıkarılmıştır. Eksplorasyonda başka bir polip saptanmamıştır. Kitlenin histopatolojik incelemesinde juvenil polip olduğu belirlenmiştir. İyileşme sonrası yapılan incelemelerinde de polip görülmeyen hastamız sorunsuz izlemimizdedir. SONUÇ: Akut karın veya invaginasyon belirtileri ile getirilen hastalarda nadiren appendiks invaginasyonu saptanabilir. Tümör, mukosel gibi değişik nedenlerle olan appendiks invaginasyonunun nedeni bulunarak mutlaka ortadan kaldırılması önemlidir. Appendix Invagination Due To An Appendix Polyp E Abay*, A Sayan*, C Bilir*, T Özdemir*, G Orhan*, Ü Küçük**, G Köylüoğlu* *Tepecik Research and Trainnig Hospital Pediatric Surgery Clinic **Tepecik Research and Training Hospital, Patology Laboratory AIM: It is aimed to emphasize the clinical features of our rare of appendix invagination caused by an appendix polyp. MATERIAL AND METHODS: A 10-year-old male patient was referred to our emergency department in May 2015 because of abdominal pain and vomiting. After obtaining routine blood and urine examination, plain X-ray and abdominal ultrasonography the patient was consulted to our clinic, the child is hospitalised and emergency operation was planned. FINDINGS: The patient whose story included crampy abdominal pain and vomiting enduring for one day was evaluated at the emergency department and the us revealed, ileocecal invagination. During the exploration, we observed that the proximal part of appendix was invaginated into the cecum. After reduction of appendix from cecum, a moving mass was

13 observed by palpation in the appendicocecal junction the appendix was opened 2 cm distal to the junction and a pedunculated polyp was found. Polyp was removed with appendectomy. No another polyps were found during the exploration. The histopathological examination of the mass revealed a juvenile polyp. The follow up was eventless. RESULT: Appendix invagination is a rare finding in patients with symptoms of acute abdomen or invagination. Appendix invagination due to etiologies like tumor or mucosel should be removed with appendectomy. P - 9 Sigmoid volvulus: çocukluk çağının nadir ileus nedeni İR User, SC Karakuş, BH Özokutan, H Ceylan Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Sigmoid volvulus, ileusun erişkinlerde sık, çocukluk çağında ise nadir rastlanan bir nedenidir. Erişkinlerde altta yatan faktör kabızlıkken çocuklarda daha çok kolon mezosunun uzun olması ve kolonun fikse olmayışı suçlanmaktadır. Tekrarlayan ve kendiliğinden düzelen ataklara neden olabildiği gibi hastalar müdahele edilmeksizin düzelmeyen ve acil cerrahi tedavi gerektiren klinik tablo ile de başvurabilir. Hirschsprung hastalığı da nadiren kolonik volvulusa neden olmaktadır. Bir yıldır kabızlık öyküsü olan 14 yaşında erkek hasta 1 haftadır olan karın şişliği ve ishal şikayetleriyle çocuk cerrahisi polikliniğine başvurdu. Yapılan fizik incelemede karında distansiyonu ve sol alt kadrandan başlayıp epigastrik bölgeye uzanan barsak ansı palpe edildi. Rektal tuşede anteriorda ele gelen ve lümene bası yapan dolgunluğu vardı. Labaratuvar değerleri normal olan hastanın ayakta direk karın grafisinde keskin tabanlı havasıvı seviyeleri izlendi. Çekilen karın tomografisinde kolonik volvulus tanısı konan hastaya acil şartlarda sigmoidoskopi ile redüksiyon yapıldı. Hirschsprung hastalığı açısından öyküsü uyumlu olmayan hastanın çekilen baryumlu kolon grafisinde redündan kolon dışında özellik yoktu. Volvulus atağının 2 hafta sonra tekrarlaması nedeniyle yapılan laparatomide 50 cm uzunluğunda sigmoid kolon rezeke edilip inen kolon rektuma anostomoz edildi. Postoperatif dönemi sorunsuz atlatan hasta 5. gün taburcu oldu. Patoloji sonucunda ganglion hücreleri pozitif olan konjesyone ödemli kolon tespit edildi. Hastanın takipteki 6 ayında şikayetleri tekrarlamadı.sigmoid volvulus çocukluk çağında nadir görülen ileus nedenlerinden biridir. Tekrarlayan ileus atakları ve altta yatan kabızlık öyküsü olan çocuklarda ayırıcı tanıda akılda tutulmalıdır. Tekrarlaması nedeniyle cerrahi tedavi önerilmektedir. Ileus sırasında sigmoidoskopi ile redüksiyon yapılması, kolon temizliği ile elektif şartlarda kolon rezeksiyonu yapılmasına böylece morbiditenin azalmasına imkan sağlamaktadır. Sigmoid volvulus: rare cause of ileus in children İR User, SC Karakuş, BH Özokutan, H Ceylan

14 Faculty of Medicine, University of Gaziantep Sigmoid volvulus is a cause of ileus which is rare among children but frequent among adults. Etiologic factor is constipation in adult population but short colonic mesentery and non-fixed colon in children. It may lead to both recurrent self-limiting attacks or clinical picture that needs emergent surgical treatment. Hirschsprung disease is seldomly associated with colonic volvulus.a 14-year-old boy who suffers from constipation for the last 1 year admitted to pediatric surgery clinic with the complaint of abdominal distention and diarrhea for a week. Physical examination revealed a distended abdomen and a dilated bowel loop extending from left lower quadrant to epigastric area. Anteriorly, a fullness narrowing the lumen was palpated in rectal examination. Laboratory results were normal. Abdominal x-ray showed colonic airfluid levels. Diagnosis of volvulus was confirmed with abdominal computed tomography and colonoscopic reduction was performed afterwards. His past medical history was not consistent with Hirschsprung disease. Barium series showed a redundant sigmoid colon. Volvulus recurred after 2 weeks so we performed laparatomy and resected 50 cm length of sigmoid colon and left colon was anostomosed to rectum. He had an uneventful postoperative period and discharged on day 5. Pathology result revealed congestive edematous colon with normal ganglion cells. He remained asymptomatic up to day in the following 6 months. Sigmoid volvulus is a rare cause of ileus in children. It should be kept in mind in differential diagnosis of recurrent ileus attacks with accompanying constipation. Surgical treatment is recommended due to its tendency to recur. Sigmoidoscopic reduction in acute settings enables elective surgery and preoperative colon preparation thus lowering postoperative morbidity. P - 10 Üçü bir arada: İki orta bağırsak duplikasyonu ve mesenterik kist M Güzel, AB Öztürk, NF Aras, M Küçükaydın, C Turan Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahi Anabilim Dalı, Kayseri Gastrointestinal sistem (GIS) duplikasyonları nadir olmayan konjenital malformasyonlardandır. Bu malformasyonların büyük çoğunluğu ince bağırsak seviyesinde görüldüğünden dolayı orta bağırsak duplikasyonları olarak adlandırılırlar. Bunlar komşu normal bağırsak segmenti ile barsak duvarını ve kan damarlarını paylaşır iken mukozaları da aynı tiptir, nadiren mide mukozası vardır. Mezenterik tarafta yer alırlar. Orta bağırsak duplikasyonlarının belirtileri çoğunlukla karın içi kitle ve bağırsak obstrüksiyonu olup bazen rastlantısal olarak tespit edilirler. GIS duplikasyonlarının %10-20 si çok sayıdadır. Bu sunumda hem kistik hem de tübüler duplikasyonun yanısıra mezenterik kisti de olan bir hastayı sunuyoruz. 37 yaşındaki anneden 3750 g ağırlığında term bir erkek bebek doğmuştur. Prenatal MRI da karın içerisinde bir kitle saptanmış idi. Ağızdan normal olarak beslenebilen ve sol kadranlarda hafif bir distansiyonu olan bebeğin direk grafi, USG ve MRI incelemesinde sol üst kadranda ve göbek altında orta hatta birer adet kitle tespit edildi. Hastaya 9. günde laparoskopi yapıldı. Treitz ligamanının 20 cm distalinde kistik bir yapı görüldü ve göbek portu giriş yeri genişletilerek dışarıya alındı. Yapılan eksplorasyonda ileoçekal valvin 30 cm yukarısında bir tübüler duplikasyon, ayrıca bir adet de mezenterik kist

15 olduğu görüldü. Duplikasyonlar komşu 10 cm' lik barsak segmentleri ile beraber çıkarılırken mezenterik kist de etraf dokulara zarar verilmeden eksize edilebildi. Mezenterik kistin duvarından yapılan kesitlerde kistin yassı, yer yer küboidal epitelle örtülü, konjesyone kan damarlarının olduğu fibröz duvarlı olduğu görüldü. Kistik duplikasyonun ise iki kat kas tabakasının olduğu oldukça ince duvarlı ve çoğunlukla dökülmüş yassı epitelle döşeli olduğu görüldü. Postoperatif 3. günde beslenen hasta 9. günde hastaneden taburcu edildi. Hasta şimdi 18 aylık olup sorunsuz yaşamaktadır. Sonuç olarak bir intestinal duplikasyonla karşılaşıldığında bu anomalinin çok sayıda olabileceği ve diğer başka intestinal patolojilerin de beraber bulunabileceği hatırda tutulmalıdır. Three-in-one: Two midgut duplications and one mesenteric cyst M Güzel, AB Öztürk, NF Aras, M Küçükaydın, C Turan Erciyes University School of Medicine Department of Pediatric Surgery, Kayseri/Turkey Duplication of gastrointestinal system (GIS) is one of the infrequent congenital malformations. Majority of these malformations are seen in the small intestine, called as midgut duplications. These duplications share same smooth muscle wall and blood supply, lined same mucosal layer with adjacent bowel sometimes gastric mucosa- and located mesenteric side of bowel. Symptoms of midgut duplications are abdominal mass, intestinal obstruction or detected incidentally % of GIS duplications are multiple. There is a patient with synchoronous cystic and tubular duplications and a mesenteric cyst in this report. A male infant was born from 37-year-old mother as a term baby with 3750 g birth weigth. An intraabdominal mass was detected on magnetic resonance imagining (MRI) prenatally. He had a mild distension in left quadrants. He was fed oral normally. Abdominal radiograph, ultrasonography and MRI revealed a mass in upper left quadrant and another mass median placed under umblicus. Diagnostic laparoscopy was performed on the 9th day of life. This procedure showed of a cystic lesion on the 20th cm down to the Treitz ligament. The mass was taken out from enlarged umblical port site. Another cystic mass was determined originated from the ileal mesentery and a tubular duplication 30 cm proximally to the ileocecal valve. Sections from mesenteric cyst wall showed a flattened epithelium and at places with low cuboidal epithelial wall containing fibrous tissue and ectatic congested blood vessels. The histopathologic examination of cystic duplication showed an extremely thin wall with 2 distinct muscle layers and mostly denuded focally flattened lining epithelium, compatible with a duplication cyst. On the 3rd postoperative day the patient was fed orally and discharged on the 9th postoperative day. The child is now 18-month-old and asymptomatic. In conclusion it must be in mind that intestinal duplications may be multiple and there may be accompanying intestinal malformations.

16 P - 11 İleumun idiyopatik segmental dilatasyonu: Olgu sunumu HM Mutuş*, K Maşrabacı*, Aİ Anadolulu*, IE Zemheri**, Ç Ulukaya Durakbaşa*, H Okur* *İstanbul Medeniyet Üniversitesi Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı **İstanbul Medeniyet Üniversitesi Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Patoloji Anabilim Dalı Giriş İleumun segmental dilatasyonu (İSD) %50 yi geçen oranlarda yenidoğanlarda ve yine olguların %50 sinden fazlasında omfalosel, omfalomezenterik kanal bozuklukları veya diğer gastrointestinal anomaliler ile veya bunların ortaya çıkarttığı tıkanma, kanama vb gibi sorunlarla beraber görülür. Çocuklarda eşlik eden başka bir bozukluğun bulunmadığı idiyopatik tip oldukça nadirdir. Kliniğimizde tanı ve tedavisi yapılmış eşlik eden anomalisi olmayan bir İSD olgusu sunulmaktadır. Olgu Sunumu İki gündür devam eden karın ağrısı ve kusma yakınmaları ile başvuran 5 yaşındaki erkek hastanın fizik muayenesinde sağ alt kadranda barsak kitlesi ele geliyordu. Rebound hassasiyeti ve defansı vardı. Hematolojik ve biyokimyasal testleri normal sınırlardaydı. Tüm batın ultrasonografisinde belirgin serbest sıvı, mezenterik yağlı planlarda kalınlaşma ve ödem izlendi. Mezenter içerisinde değişik boyutlarda çok sayıda lenf nodu saptandı. Appendiks görüntülenemedi. Feçesle dolu ve distandü görünümde barsak segmenti vardı. Akut karın ön tanısı ile ameliyat edilen hastada İleoçekal valvin yaklaşık 20 cm proksimalinde 20 cm lik ileal bir segmentin 7-8 cm çapa ulaşan derecede dilate olduğu gözlendi. Bu segmentin distali normal çaplı ve tıkanmaya yol açmayan ileum ile devam etmekteydi. Dilate segmentin çevresinde dışarıdan bası yapan bant veya kitle saptanmadı. Appendiks normaldi. Dilate görünümlü 20 cm lik segment rezeke edildikten sonra normal çaplı ileal uçlar anastomoze edildi ve appendektomi yapıldı. Ameliyat sonrası sorunsuz geçen hasta, 5. gün taburcu edildi. Rezeke edilen segmentin histopatolojik incelemesinde submukoza ve intermüsküler alanlarda düzenli yapıda gangliyon hücreleri ve kas tabakası gözlendi. İnflamasyon bulgusu gözlenmedi. Normal ileal doku nedeniyle olgu idiyopatik dilatasyon olarak değerlendirildi. Sonuç Sunulan olgu 5 yaşına kadar sorunsuz gelmiş ve sadece karın ağrısı ve kusma ile bulgu vermiştir. Akut karın tablosu ile eksplore edilen olgularda beklenmedik şekilde dilate barsaklar ile karşılaşıldığında ayırıcı tanıda İSD durumlarının da düşünülmesi gerektiğini önermekteyiz. Dilate segmentin rezeksiyonu tedavi için yeterlidir.

17 Idiopathic segmental dilatation of ileum: Case report HM Mutuş*, K Maşrabacı*, Aİ Anadolulu*, IE Zemheri**, Ç Ulukaya Durakbaşa*, H Okur* *Istanbul Medeniyet University Göztepe Training and Research Hospital, Department of Pediatric Surgery **Istanbul Medeniyet University Göztepe Training and Research Hospital, Department of Pathology Introduction: Segmental dilatation of ileum (SDI) is rare and more than 50% of cases are observed in newborns. Additionally, more than 50% of cases have underlying conditions such as omphalocele, omphalomesenteric or other gastrointestinal tract anomalies, and may refer with complications like obstruction or bleeding. Idiopathic type with no underlying anomalies are rare in children. We present an idiopathic SDI case managed in our clinic. Case report: A 5 year old boy with a palpable mass in right lower abdominal quadrant referred with history of abdominal pain and vomiting for the last 2 days. He had abdominal rigidity and rebound tenderness. Hematological and biochemical tests were within normal limits. Abdominal ultrasonography revealed significant free fluid, thickening and edema in the mesentery. There were multiple lmyph nodes in mesentery varying in size. There was a dilated intestinal segment. The patient was considered as acute abdomen, and during exploration a 20 cm dilated ileal segment in 7-8 cm diameter 20 cm proximal to ileocecal valve was observed. There was no distal obstruction. There was no constricting band or a mass around the dilated segment. Appendix was normal. The dilated 20 cm ileal segment was resected, and normal calibered ends were anastomosed. The patient was discharged on day 5, uneventfully. Histopathological examination of resected ileal segment showed regular distribution of normal appearing ganglion cells in submucosal and intermuscular areas. No signs of inflammation was present. The diagnosis was idiopathic dilatation because of normal histological pattern of ileum. Result: The reported case had no clinical signs until the age of 5, and admitted with abdominal pain and vomiting. In cases which are explored for acute abdominal findings, when if unexpected dilated bowel segments are observed, we recommend that SDI should also be considered in differential diagnosis. Resection of dilated segment is usually curative. P - 12 Geç Bulgu Veren Konjenital Diyafram Hernisi; Akut İntratorasik Mide Volvulusu Şeklinde Bulgu Veren Nadir Bir Olgu FT Güvenç, Ö Balcı, A Karaman, İ Karaman, YH Çavuşoğlu

18 Dr.Sami Ulus Kadın Doğum, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Cerrahisi Kliniği,Ankara Giriş: Konjenital diyafram hernisi (KDH) diyaframın posterior parçasında defekt sonucu gelişir. Olguların çoğu prenetal ya da erken yenidoğan döneminde tanı alır. Geç bulgu veren diyafram hernisi az sayıda yazar tarafından özellikle de vaka takdimleri şeklinde sunulmuştur. Burada akut intratorasik gastrik volvulus şeklinde geç bulgu veren bir KDH olgusu sunulmaktadır. Vaka Sunumu: 2,5 yaşında kız hasta son 1 aydır olan beslenme güçlüğü, 1 günlük safrasız kusma ve nefes darlığı şikayeti ile acil servise başvurdu. Hastanın öyküsünde 3 kez pnömoni nedeniyle hastanede yatışı mevcuttu, travma öyküsü yoktu. Fizik muayenesinde sol hemitoraksta solunum sesleri belirgin azalmıştı. Akciğer grafisinde solda toraks boşluğunu dolduran kitle mevcuttu. Toraks tomografisinde, dilate görünümde midenin toraksa herniye olarak tüm sol hemitoraksı doldurduğu saptandı. Kontrast madde özofagus distalinde birikmiş ve mideye geçememişti, hasta diyafram hernisine sekonder intratorasik mide volvulusu olarak değerlendirildi ve acil ameliyata alındı. Operasyonda solda Bochdalek hernisi saptandı ve buradaki defektten mide, ince ve kalın barsakların bir kısmı toraks boşluğuna herniye olmuştu. Mide ileri derecede dilate ve volvule idi. Önce volvulus düzeltilip mide boşaltıldıktan sonra mide, ince ve kalın barsaklar batın içine redükte edilip, diyaframdaki defekt 2/0 etibond sütürlerle primer kapatıldı. Hastanın postoperatif takiplerinde gastrik atonisi devam etti. Bir süre total parenteral nutrisyon ve metoklopramid tedavisi aldı. Zamanla orali tolere eden hasta postoperatif 34. günde herhangi bir yakınması olmaksızın taburcu edildi. Tartışma: KDH daha yaygın olarak yenidoğan döneminde solunum sıkıntısı ve pulmoner hipertansiyonla seyreder. Hastaların %5-25 i yenidoğan dönemini sorunsuz geçirirler, ancak hayatlarının geç döneminde KDH tanısı alırlar. Burada, akut intratorasik mide volvulusu şeklinde bulgu veren gecikmiş bir KDH vakası, tanısı, operatif ve postoperatif takibi tartışılmıştır. Late Presenting Congenital Diaphragmatic Hernia; A Rare Case Presenting With Acute Intrathorasic Gastric Volvulus FT Güvenç, Ö Balcı, A Karaman, İ Karaman, YH Çavuşoğlu Dr.Sami Ulus Maternity and Children Training and Research Hospital, Department of Pediatric Surgery, Ankara Introduction: Congenital diaphragmatic hernia (CDH) is an anatomic defect in the posterolateral aspect of the diaphragm. Most cases are diagnosed prenatally or in the neonatal period. Late presenting CDH has been described by a number of authors, mainly as case reports. Herein we report a late presenting case occurs as acute intrathorasic gastric volvulus.case Report: A 2.5 years old girl was admitted with the complaints of oral intolerance for the last month, non bilious vomiting and dispnea for the last one day. She was hospitalized 3 times for pneumonia in her past medical history and did not reveal any trauma. Physical examination revealed decreased breath sounds over the left chest wall. Plain chest x- ray the left hemithorax was full filled up with a well-circumscribed opacity. On Computerized tomography (CT) with oral contrast material showed, the opacity was the dilated stomach without any contrast in it, and contrast material was collected in dilated lower esophagus. These findings were indicative of left diaphragmatic hernia and acute intrathorasic gastric volvulus. The patient underwent urgent laparotomy. Left subcostal incision was taken and a

19 left posterolateral diaphragmatic hernia with the size of 4x5 cm was noted. The stomach, small and large intestinal segments were herniated into the thorax through this defect. Stomach was volvulated and very dilated. First the volvulus was corrected and the stomach was decompressed then stomach, small and large intestines were reducted into the abdominal cavity, the diaphragmatic defect was repaired by using 2/0 ethibond sutures. She had gastric atonia in her postoperative course and treated with Total Parenteral Nutrition and metoclopramide. By the time, she tolerated oral intake well and was discharged on postoperative day 34. day without any complain. Discussion: The usual forms of presentation of CDH are severe neonatal asphyxia and pulmonary hypertension. Five to 25% of CDH may appear well during the newborn period, but manifest the abnormality in later life. In this case we report a late presenting CDH case occurs as acute intrathorasic gastric volvulus, her diagnosis, operative and postoperative courses. P - 13 MIKNATIS YUTULMASINA BAĞLI GELİŞEN SEMPTOMSUZ SEYREDEN İLEO- ÇEKAL FİSTÜL OLGUSU MN Cevizci*, AA Köseoğulları Bulut*, H Cevizci**, M Demir*, SS Kara *Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Cerrahisi Kliniği **Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi, Aile Hekimliği Kliniği Erzum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Enfeksiyon Kliniği Giriş: Yabancı cisim yutma özellikle 3 yaş altında çocuklarda sık karşılaşılan bir durumdur. Yutulan cisimlerin büyük bir çoğunluğu gastro intestinal sistemi sorunsuz terkederken olguların yaklaşık % 1'de gelişen tıkanıklık, fistül ya da perforasyon nedeniyle cerrahi yapılmaktadır. Bu komplikasyonların oranı ve şiddeti yutulan yabancı cismin şekline, büyüklüğüne ve yapısına göre daha da artabilmektedir. Burada yuttuğu cismin ne olduğu hakkında net bir öykü alınamayan mıknatısa bağlı asemptomatik seyreden ileoçekal fistül olgusu sunulmuştur. Olgu: 4 yaşında erkek hasta polikliniğimize 3 hafta önce ne olduğunu bilmedikleri bir yabancı cisim yutma şikayeti ile başvurdu. Hastanın fizik muayenesinde ve kan değerlerinde özellik yoktu. Düz karın grafisinde sağ alt kadranda yaklaşık 60*5 mm silindirik görünümde metalik yabancı cisim saptandı. Lokalizasyonunu belirlemek için çekilen batın USG' de cismin çekumda ileoçekal valve takılmış olduğu rapor edildi. Hastaya laparoskopik apendektomi yapılarak yabancı cismi çekumdan alınabileceği düşüncesi ile laparoskopi yapıldı. Perop apendiks normal çekum duvarının hafif ödemli olduğu görüldü. Apendiks serbestleştirilirken mıknatıs özelliği olan yabancı cismin çekumda olduğu ve disektöre yapıştığı farkedildi. Apendiks göbekten 10 mm trokar içinden batın dışına alınarak apendektomi yapıldı yabancı cisim apendiks güdüğünden girilen klemp ile tutulup çekilmesine rağmen fikse olduğu ve dışarı alınamadığı görüldü. Bunun üzerine dikkatli bakıldığında ileo çekal bileşkede başka bir ansın çekuma sıkı yapışık olduğu görüldü. Burası serbestleştirildiğinde proksimal ileomun ileoçekal bileşke yakınında çekuma fistülüze olduğu farkedildi. Açık cerrahiye geçilmek üzere laparoskopiye son verildi. Mc Burney insizyonu ile batına girildi. Fistül serbesteştirildi tek parça şeklinde duran çekince ayrılan halkalar şeklindeki mıknatıs çıkarılarak çekum ve ileum duvarı primer tamir edildi. Hastaya PO 3. gün oral başlandı 5. gün sorunsuz taburcu edildi.

20 Sonuç: Öyküsünde ne yuttuğu belli olmayan ve özellikle sağ alt kadranda saptanan yabancı cisimlerde klinik olmasa bile erken müdahale olası komplikasyonların önlenmesinde faydalı olabilir. Bu cisimlerin lokalizasyonunu belirlemede USG yardımcı olabilir. AN ASYMPTOMATIC ILEOCECAL FISTULA CASE DUE TO INGESTION OF A PIECE OF MAGNET MN Cevizci*, AA Köseoğulları Bulut*, H Cevizci**, M Demir*, SS Kara *Erzurum Regional Training and Research Hospital, Dept. of Pediatric Surgery **University of Atatürk, Faculty of Medicine, Dept. Of Family Medicine Erzurum Regional Training and Research Hospital, Dept of Paediatric Infectious Diseases Introduction: Foreign body ingestion is frequent especially under 3 years old children. While most of the ingested foreign bodies pass through gastrointestinal tract (GIT) with no obvious complication, approximately 1% results in obstruction, fistula or perforation, and so surgery. The rate and severity of these complications depend on the shape, size, and dimension of the ingested foreign bodies. In here, asymptomatic ileocecal fistula case due to magnet ingestion with a doubtful history is presented. Case report: A 4-year old male patient was admitted to our outpatient clinic with a complaint of foreign body ingestion 3 weeks ago were unremarkable. His physical and laboratory examination revealed no abnormality. Plain radiography of his abdomen showed a cylindrical, metallic foreign body with dimensions of 60x5 mm on the right lower quadrant. The ultrasound carried out to determine the exact location revealed sticking of the foreign body at ileocecal valve location. A laparoscopic appendectomy was performed in order to pull out the foreign body. Perioperatively, it was seen that appendix was normal, while the wall of the cecum was minimally edematous. It was realized that the foreign body was in cecum and stuck on the dissector. The appendix was pulled through a 10 mm trochar, appendectomy was performed. At the same time, foreign body was tried to pull out with clamp, but it was seen that it was fixed. A second, careful examination revealed ileocecal part attached firmly to another part of bowel loop, and a fistula between proximal ileum and a part near cecum was realized. Laparoscopy was stopped to start an open surgery. After Mc Burney incision, fistula was liberalized and the ring magnet pieces, which stay as a whole, were pulled out, and the wall of the ileum was primarily repaired. On the postoperative 3 rd day, oral nutrition was started, and he was discharged on the 5 th day without a complication. Conclusions: It may be useful to manage rapidly foreign body ingestion cases with doubtful history and asymptomatic clinical picture in order to prevent complications. Ultrasound may help to define the localization of these foreign bodies P - 14 Klinik ve radyolojik olarak invaginasyonu taklit eden çekal duplikasyon kisti

İçerik AKUT APANDİSİT TANISINDA TESTLERİN DEĞERİ VE KULLANIMI. Testler. Öykü ve fizik muayene. Öykü

İçerik AKUT APANDİSİT TANISINDA TESTLERİN DEĞERİ VE KULLANIMI. Testler. Öykü ve fizik muayene. Öykü 1 2 AKUT APANDİSİT TANISINDA TESTLERİN DEĞERİ VE KULLANIMI İçerik Karın ağrısı olan hastanın akut apandisit olup olmadığını değerlendirmede kullandığımız testlerin değerliliği kullanımları tartışılacaktır

Detaylı

Akut Karın Ağrısı. Emin Ünüvar. İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. eminu@istanbul.edu.tr

Akut Karın Ağrısı. Emin Ünüvar. İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. eminu@istanbul.edu.tr Akut Karın Ağrısı Emin Ünüvar İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı eminu@istanbul.edu.tr 28.07. Acil ve Yoğun Bakım Kongresi 1 AKUT Karın ağrısı Çocuklarda karın ağrısı

Detaylı

Adalet Elçin Yıldız, Sinan Genç, Berna Uçan, Suat Fitoz. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Radyolojisi Bilim Dalı, Ankara

Adalet Elçin Yıldız, Sinan Genç, Berna Uçan, Suat Fitoz. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Radyolojisi Bilim Dalı, Ankara Adalet Elçin Yıldız, Sinan Genç, Berna Uçan, Suat Fitoz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Radyolojisi Bilim Dalı, Ankara Klinik Öykü: 4.5 yaşında erkek çocuk, kusma ve karın ağrısı atakları ile

Detaylı

SERVİKAL YETMEZİĞİNDE MCDONALDS VE MODDIFIYE ŞIRODKAR SERKLAJ YÖNTEMLERININ KARŞILAŞTIRILMASI

SERVİKAL YETMEZİĞİNDE MCDONALDS VE MODDIFIYE ŞIRODKAR SERKLAJ YÖNTEMLERININ KARŞILAŞTIRILMASI İZMİR KATİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM ARAŞTIRMA HASTANESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM ANABİLİM DALI EĞİTİM SORUMLUSU:PROF.DR.SEFA KELEKÇİ SERVİKAL YETMEZİĞİNDE MCDONALDS VE MODDIFIYE ŞIRODKAR

Detaylı

Dev Karaciğer Metastazlı Gastrointestinal Stromal Tümör Olgusu ve Cerrahi Tedavi Serüveni

Dev Karaciğer Metastazlı Gastrointestinal Stromal Tümör Olgusu ve Cerrahi Tedavi Serüveni Dev Karaciğer Metastazlı Gastrointestinal Stromal Tümör Olgusu ve Cerrahi Tedavi Serüveni Dr. Koray TOPGÜL Medical Park Samsun Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü/ SAMSUN 35 yaşında erkek hasta, İlk kez 2007

Detaylı

İatrojenik Bilateral İliak Arter Komplikasyonunda Başarılı Hibrit Tedavi

İatrojenik Bilateral İliak Arter Komplikasyonunda Başarılı Hibrit Tedavi İatrojenik Bilateral İliak Arter Komplikasyonunda Başarılı Hibrit Tedavi Successful Hybrid Therapy In Iatrogenic Complication of Bilateral Iliac Artery Özcan Gür1, Havva Nur Alparslan Yümün2, Selami Gürkan1,

Detaylı

Postmenopozal Kadınlarda Vücut Kitle İndeksinin Kemik Mineral Yoğunluğuna Etkisi

Postmenopozal Kadınlarda Vücut Kitle İndeksinin Kemik Mineral Yoğunluğuna Etkisi Özgün Araştırma / Original Investigation Postmenopozal Kadınlarda Vücut Kitle İndeksinin Kemik Mineral Yoğunluğuna Etkisi Effect of Body Mass Index on the Determination of Bone Mineral Density in Postmenopausal

Detaylı

USG Kongre 1-4 Kasım 2017

USG Kongre 1-4 Kasım 2017 Jejunoileal Atrezi Doç. Dr. Deniz Karçaaltincaba Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum ABD Maternal- Fetal Tıp ve Perinatoloji Bilim Dalı USG Kongre 1-4 Kasım 2017 Jejunoileal atrezi

Detaylı

DÖNEM 4 -GENEL CERRAHİ ( CTB 402) 1. HAFTA 15-19 EYLÜL 2014 PAZARTESİ SALI ÇARŞAMBA PERŞEMBE CUMA

DÖNEM 4 -GENEL CERRAHİ ( CTB 402) 1. HAFTA 15-19 EYLÜL 2014 PAZARTESİ SALI ÇARŞAMBA PERŞEMBE CUMA DÖNEM -GENEL CERRAHİ ( CTB 0). HAFTA -9 EYLÜL 0 Prof.Dr.Hasan Kaplan.00 Küçük Cerrahi Girişimler ( Minor surgical interventions) Prof.Dr.Hasan Kaplan Akut Karın (Acute abdomen) Akut pankreatit (Acute pancreatitit)

Detaylı

A Rare Late Complication of Port Catheter Implantation: Embolization of the catheter

A Rare Late Complication of Port Catheter Implantation: Embolization of the catheter Image TJH-2017-0134.R2 Submitted: 30 March 2017 Accepted: 20 April 2017 A Rare Late Complication of Port Catheter Implantation: Embolization of the catheter Nadir Görülen Bir Port Kateter Geç Komplikasyonu:

Detaylı

ACİL CERRAHİ GİRİŞİM GEREKTİREN ENDOKRİN PATOLOJİLER: ERKEN TANI & HIZLI TEDAVİ

ACİL CERRAHİ GİRİŞİM GEREKTİREN ENDOKRİN PATOLOJİLER: ERKEN TANI & HIZLI TEDAVİ ACİL CERRAHİ GİRİŞİM GEREKTİREN ENDOKRİN PATOLOJİLER: ERKEN TANI & HIZLI TEDAVİ Cevher Akarsu, A. Cem Dural, M. Abdussamet Bozkurt, M. Ferhat Çelik, İlkay Halıcıoğlu, Murat Çikot, Ali Kocataş, Halil Alış

Detaylı

ÇOCUKLUK ÇAĞINDA AKUT KARIN DOÇ. DR. GONCA TEKANT CERRAHPAŞA TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK CERRAHİSİ ANABİLİMDALI

ÇOCUKLUK ÇAĞINDA AKUT KARIN DOÇ. DR. GONCA TEKANT CERRAHPAŞA TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK CERRAHİSİ ANABİLİMDALI ÇOCUKLUK ÇAĞINDA AKUT KARIN DOÇ. DR. GONCA TEKANT CERRAHPAŞA TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK CERRAHİSİ ANABİLİMDALI PATOLOJİ: Submukozal lenfoid dokunun proliferasyonu nedeniyle intraluminal obstrüksiyon gelişir ve

Detaylı

KANSER HASTALARINDA ANKSİYETE VE DEPRESYON BELİRTİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ UZMANLIK TEZİ. Dr. Levent ŞAHİN

KANSER HASTALARINDA ANKSİYETE VE DEPRESYON BELİRTİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ UZMANLIK TEZİ. Dr. Levent ŞAHİN T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI İZMİR KATİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ AİLE HEKİMLİĞİ KLİNİĞİ KANSER HASTALARINDA ANKSİYETE VE DEPRESYON BELİRTİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ UZMANLIK TEZİ

Detaylı

Çift stomalı, İntestinal Atrezili Olguda Hemşirelik Bakımı

Çift stomalı, İntestinal Atrezili Olguda Hemşirelik Bakımı İntestinal Atrezi Çift stomalı, İntestinal Atrezili Olguda Hemşirelik Bakımı Barsağın bir segmentinin tamamen yokluğu veya barsak lümeninin tamamen tıkanması anlamına gelen intestinal atrezi, yenidoğan

Detaylı

Incarcerated Obturator Hernia Presenting with Acute Abdomen Akut Karın Nedeni İnkarsere Obturator Herni Genel Cerrahi

Incarcerated Obturator Hernia Presenting with Acute Abdomen Akut Karın Nedeni İnkarsere Obturator Herni Genel Cerrahi Incarcerated Obturator Hernia Presenting with Acute Abdomen Akut Karın Nedeni İnkarsere Obturator Herni Genel Cerrahi Başvuru: 14.10.2015 Kabul: 04.02.2016 Yayın: 04.02.2016 Hüseyin Kerem Tolan 1, Ali

Detaylı

THE RETROSPECTIVE ANALYSIS OF CASES OVER 60 YEARS OLD WHO PERFORMED APPENDECTOMY

THE RETROSPECTIVE ANALYSIS OF CASES OVER 60 YEARS OLD WHO PERFORMED APPENDECTOMY İzmir Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıp Dergisi,2013;17:31-36 ARAŞTIRMA MAKALESİ 60 YAŞ ÜSTÜ APENDEKTOMİ YAPILAN OLGULARIN RETROSPEKTİF ANALİZİ THE RETROSPECTIVE ANALYSIS OF CASES OVER 60 YEARS OLD WHO

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Onkoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 6 Aralık 2016 Salı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Onkoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 6 Aralık 2016 Salı Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Onkoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 6 Aralık 2016 Salı Ar. Gör. Dr. Abdullah Heybeci Yandal Ar. Gör. Uzm. Dr. Saime Tuncer Prof.

Detaylı

Neden MGB Tercih Ediyorum? DR. HALİL COŞKUN İSTANBUL

Neden MGB Tercih Ediyorum? DR. HALİL COŞKUN İSTANBUL Neden MGB Tercih Ediyorum? DR. HALİL COŞKUN İSTANBUL İdeal Bariatrik Cerrahi Kriterleri Ne Olmalıdır? 1. Düşük komplikasyon riski olmalı 2. Etkili kilo kaybı olmalı 3. Teknik olarak kolay uygulanabilmeli

Detaylı

Akut Apandisit Tanısal Yaklaşımlar

Akut Apandisit Tanısal Yaklaşımlar Apandisit; Akut Apandisit Tanısal Yaklaşımlar Dr. Selcan ENVER DİNÇ ACİL TIP ABD. 09.03.2010 Acil servise başvuran karın ağrılı hastalarda en sık konulan tanılardan bir tanesidir. Apandektomi dünya genelinde

Detaylı

Gerçek şilöz asit: yüksek trigliserid oranlarına sahip sıvı.

Gerçek şilöz asit: yüksek trigliserid oranlarına sahip sıvı. GİRİŞ Süt rengi Şilus un peritoneal kaviyete ekstravazasyonudur. Oldukça nadir görülen bir durumdur. Asit sıvısındaki trigliserid seviyesi 110 mg/dl nin üzerindedir. Lenfatik sistemin devamlılığında sorun

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı Yandal Ar. Gör. Uzm. Dr. Kübra Öztürk Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi

Detaylı

T.C. İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ

T.C. İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ T.C. İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ ABDOMİNAL YOLLA YAPILAN WEDGE KOLPEKTOMİNİN ÖN KOMPARTMAN DEFEKTİ VE STRES ÜRİNER İNKONTİNANS ÜZERİNE ETKİLERİ UZMANLIK TEZİ Dr.

Detaylı

SURGICAL DISORDERS AND INVASIVE PROCEDURES BLOCK SURGICAL DISORDERS in ADULTH - PROGRAM 1 (FIRST WEEK) MONDAY TUESDAY WEDNESDAY THURSDAY FRIDAY

SURGICAL DISORDERS AND INVASIVE PROCEDURES BLOCK SURGICAL DISORDERS in ADULTH - PROGRAM 1 (FIRST WEEK) MONDAY TUESDAY WEDNESDAY THURSDAY FRIDAY SURGICAL DISORDERS in ADULTH - PROGRAM 1 (FIRST WEEK) Introduction and orientation Akut apandisit Patoloji Onkoloji Radyasyon onkolojisi Diagnostic procedures Radyolojik görüntüleme, patoloji veya klinik

Detaylı

T.C. İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM KLİNİĞİ

T.C. İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM KLİNİĞİ T.C. İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM KLİNİĞİ KORONER ARTER HASTALIĞI BELİRTİLERİ OLAN POPULASYONDA ARKUAT ARTER KALSİFİKASYONU İLE ANJİOGRAFİK

Detaylı

Gastrointestinal Cerrahi Sonrası Erken Enteral Nutrisyon ABARTILMAKTADIR. Prof Dr Hedef ÖZGÜN

Gastrointestinal Cerrahi Sonrası Erken Enteral Nutrisyon ABARTILMAKTADIR. Prof Dr Hedef ÖZGÜN Gastrointestinal Cerrahi Sonrası Erken Enteral Nutrisyon ABARTILMAKTADIR Prof Dr Hedef ÖZGÜN Enteral beslenme mümkün olduğunda başlanmalıdır, ama zamanlama nedir? Erken! Ne kadar erken? Hastaya yarar sağlayacak

Detaylı

Acil Servise Başvuran Doğurganlık Yaş Grubu Kadınlardan İstenilen β-hcg Testinin Pozitifliğinin Araştırılması

Acil Servise Başvuran Doğurganlık Yaş Grubu Kadınlardan İstenilen β-hcg Testinin Pozitifliğinin Araştırılması ARAŞTIRMA Doğurganlık Yaş Grubunda β-hcg Testinin Araştırılması T A D Acil Servise Başvuran Doğurganlık Yaş Grubu Kadınlardan İstenilen β-hcg Testinin Pozitifliğinin Araştırılması β-hcg Test Positivity

Detaylı

KANSER HASTALARINDA PALYATİF BAKIM VE DESTEK SERVİSİNDE NARKOTİK ANALJEZİK KULLANIMI

KANSER HASTALARINDA PALYATİF BAKIM VE DESTEK SERVİSİNDE NARKOTİK ANALJEZİK KULLANIMI T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI İZMİR KATİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ AİLE HEKİMLİĞİ KLİNİĞİ KANSER HASTALARINDA PALYATİF BAKIM VE DESTEK SERVİSİNDE NARKOTİK ANALJEZİK KULLANIMI UZMANLIK

Detaylı

Spinal Tumors. Başar Atalay M.D. Yeditepe University Faculty of Medicine Department of Neurosurgery. Tuesday, April 3, 12

Spinal Tumors. Başar Atalay M.D. Yeditepe University Faculty of Medicine Department of Neurosurgery. Tuesday, April 3, 12 Spinal Tumors Başar Atalay M.D. Yeditepe University Faculty of Medicine Department of Neurosurgery Spinal tumor localisation Extradural Intradural extramedullary Intradural intramedullary Age By aging

Detaylı

Random Biopsilerin Kolposkopi Uygulamasında Yeri Vardır / Yoktur

Random Biopsilerin Kolposkopi Uygulamasında Yeri Vardır / Yoktur Random Biopsilerin Kolposkopi Uygulamasında Yeri Vardır / Yoktur SERVİKSİN PREİNVAZİV LEZYONLARI YÖNETİM İzlem Servikal sitoloji HPV testi Kolposkopi ile SERVİKSİN PREİNVAZİV LEZYONLARI YÖNETİM Tedavi

Detaylı

İNTESTİNAL MALROTASYONUN GECİKMİŞ TANISINDA BİLGİSAYARLI TOMOGRAFİ COMPUTED TOMOGRAPHY IN DELAYED DIAGNOSIS OF INTESTINAL MALROTATION

İNTESTİNAL MALROTASYONUN GECİKMİŞ TANISINDA BİLGİSAYARLI TOMOGRAFİ COMPUTED TOMOGRAPHY IN DELAYED DIAGNOSIS OF INTESTINAL MALROTATION Türkiye Çocuk Hast. Derg. / Turkish J. Pediatr. Dis. 2012; 6(2): 111-115 Olgu Sunumu / Case Report Geliş Tarihi / Received: 08.07.2009 Kabul Tarihi / Accepted: 28.09.2009 111 İNTESTİNAL MALROTASYONUN GECİKMİŞ

Detaylı

Başvuru: Laparoscopic Appendectomy: A Case Report Genel Cerrahi

Başvuru: Laparoscopic Appendectomy: A Case Report Genel Cerrahi Situs Inversus Totalis Anomalisi olan Hastada Akut Apandisit ve Laparoskopik Appendektomi: Olgu Sunumu Acute Appendicitis in a Patient with Situs Inversus Totalis and Başvuru: 24.03.2013 Laparoscopic Appendectomy:

Detaylı

Perfore Primer İnce Bağırsak Lenfoması: Olgu Sunumu

Perfore Primer İnce Bağırsak Lenfoması: Olgu Sunumu Trakya Univ Tip Fak Derg 2008;25(1):60-64 Olgu Sunumu / Case Report Perfore Primer İnce Bağırsak Lenfoması: Olgu Sunumu Perforated Primary Small Bowel Lymphoma: A Case Report Doğan Albayrak, Abdil Cem

Detaylı

DÖNEM-4 ÇOCUK CERRAHİSİ STAJI GENEL AMAÇ VE ÖĞRENİM HEDEFLERİ 1-Çocuk cerrahisine ait kavramları bilir (Bilişsel), 2-Çocuklarda sıvı-elektrolit

DÖNEM-4 ÇOCUK CERRAHİSİ STAJI GENEL AMAÇ VE ÖĞRENİM HEDEFLERİ 1-Çocuk cerrahisine ait kavramları bilir (Bilişsel), 2-Çocuklarda sıvı-elektrolit DÖNEM4 ÇOCUK CERRAHİSİ STAJI GENEL AMAÇ VE ÖĞRENİM HEDEFLERİ 1Çocuk cerrahisine ait kavramları bilir (Bilişsel), 2Çocuklarda sıvıelektrolit tedavisini bilir ve pratik uygulamalarını yapar (Bilişsel + Psikomotor),

Detaylı

Olgu Sunuları. Prof.Dr.Yaşar Özgök GATA Üroloji AD: Öğ.. Üyesi ANKARA

Olgu Sunuları. Prof.Dr.Yaşar Özgök GATA Üroloji AD: Öğ.. Üyesi ANKARA Olgu Sunuları Prof.Dr.Yaşar Özgök GATA Üroloji AD: Öğ.. Üyesi ANKARA FM - Normal görünümlü erkek - Testisler normal hacim ve kıvamda - Vasdeferensler bilateral palpabl - DRM de anormal bulgu saptanmadı

Detaylı

Amyand Herni: Olgu Sunumu Amyand Hernia: A Case Report 1 Servet Tali, 2 Feyza Aksu, 1 Ahmet Bozdağ, 1 Barış Gültürk, 1 Ali Aksu.

Amyand Herni: Olgu Sunumu Amyand Hernia: A Case Report 1 Servet Tali, 2 Feyza Aksu, 1 Ahmet Bozdağ, 1 Barış Gültürk, 1 Ali Aksu. Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi 2015;7 (3): 264-270 Olgu Sunumu Tali ve ark. Amyand Herni: Olgu Sunumu Amyand Hernia: A Case Report 1 Servet Tali, 2 Feyza Aksu, 1 Ahmet Bozdağ, 1 Barış

Detaylı

Erişkinde Diyafragmatik Morgagni Hernisinin Laparoskopik Onarımı, Olgu Sunumu

Erişkinde Diyafragmatik Morgagni Hernisinin Laparoskopik Onarımı, Olgu Sunumu Erişkinde Diyafragmatik Morgagni Hernisinin Laparoskopik Onarımı, Olgu Sunumu Laparoscopic Repair of Diaphragmatic Morgagni Hernia in An Adult: A Case Report Genel Cerrahi Başvuru: 03.12.2014 Kabul: 27.01.2015

Detaylı

İleri Yaş Hastada Dev Safra Taşına Bağlı İntestinal Obstrüksiyon: Olgu Sunumu

İleri Yaş Hastada Dev Safra Taşına Bağlı İntestinal Obstrüksiyon: Olgu Sunumu İleri Yaş Hastada Dev Safra Taşına Bağlı İntestinal Obstrüksiyon: Olgu Sunumu İntestinal Obstruction Due to Giant Gall Stone İn A Advanced Age Patient: Report of A Case Genel Cerrahi Başvuru: 28.03.2014

Detaylı

İSKEMİK BARSAĞIN RADYOLOJİK OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ. Dr. Ercan Kocakoç Bezmialem Vakıf Üniversitesi İstanbul

İSKEMİK BARSAĞIN RADYOLOJİK OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ. Dr. Ercan Kocakoç Bezmialem Vakıf Üniversitesi İstanbul İSKEMİK BARSAĞIN RADYOLOJİK OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ Dr. Ercan Kocakoç Bezmialem Vakıf Üniversitesi İstanbul Öğrenim hedefleri Mezenterik vasküler olay şüphesi ile gelen hastayı değerlendirmede kullanılan

Detaylı

Gebelerde Akut Apandisit Tanı ve Tedavisi: Klinik Deneyimlerimiz

Gebelerde Akut Apandisit Tanı ve Tedavisi: Klinik Deneyimlerimiz ARAŞTIRMA Gebelerde Akut Apandisit Tanı ve Tedavisi: Klinik Deneyimlerimiz Gebelerde akut apandisit T A D Diagnosis and management of acute appendicitis in pregnant women: Our clinical experience Bünyami

Detaylı

Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesinin Beş Yıllık ( ) Kansere Bağlı Ölüm Kayıtlarının Değerlendirilmesi

Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesinin Beş Yıllık ( ) Kansere Bağlı Ölüm Kayıtlarının Değerlendirilmesi Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesinin Beş Yıllık (2003-2007) e Bağlı Ölüm Kayıtlarının Değerlendirilmesi The Determination of the

Detaylı

KOLON VE İNCE BAĞIRSAĞIN NONTÜMÖRAL REZEKSİYON MATERYALLERİNDE TANIYA YAKLAŞIM. Dr. Armağan GÜNAL GATA Tıbbi Patoloji AD - Ankara

KOLON VE İNCE BAĞIRSAĞIN NONTÜMÖRAL REZEKSİYON MATERYALLERİNDE TANIYA YAKLAŞIM. Dr. Armağan GÜNAL GATA Tıbbi Patoloji AD - Ankara KOLON VE İNCE BAĞIRSAĞIN NONTÜMÖRAL REZEKSİYON MATERYALLERİNDE TANIYA YAKLAŞIM Dr. Armağan GÜNAL GATA Tıbbi Patoloji AD - Ankara Konuşmanın başlığı üzerine GİS patolojisinde Kolon ve ince bağırsağın Nontümöral

Detaylı

KDVWDQHGH SROLNOLQLN V QQHWoL g UHQFLQLQV QQHWLQLQ\DSÕOGÕ Õ\HU 6 QQHWLoLQúXDQ QHULOHQ\HU

KDVWDQHGH SROLNOLQLN V QQHWoL g UHQFLQLQV QQHWLQLQ\DSÕOGÕ Õ\HU 6 QQHWLoLQúXDQ QHULOHQ\HU Çocuk Saðlýðý ve Hastalýklarý Dergisi 2003; 46: 114-118 Orijinal Makale Gaziantep bölgesindeki anne ve babalarýn sünnet ile ilgili bilgi, tutum ve davranýþlarý Ercan Sivaslý 1, Ali Ýhsan Bozkurt 2, Haluk

Detaylı

GÜNDÜZ ve Ark. Nadir Bir İnce Barsak Obstrüksiyon Nedeni: Paraçekal İnternal Herni. 1,2,4,5. Semptomların şiddeti, herniasyonun süresine, intestinal

GÜNDÜZ ve Ark. Nadir Bir İnce Barsak Obstrüksiyon Nedeni: Paraçekal İnternal Herni. 1,2,4,5. Semptomların şiddeti, herniasyonun süresine, intestinal OLGU SUNUMU / Case Report A Rare Case of Small Bowel Obstruction: Paracecal Internal Hernia Muhammet Gündüz1, Furkan Ufuk2, Muhammet Raşid Aykota3, Cihan Kaya4 Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi, Radyoloji

Detaylı

Çocukluk çağı özofajitleri: Eozinofilik Özofajit...? Reflü Özofajit...?

Çocukluk çağı özofajitleri: Eozinofilik Özofajit...? Reflü Özofajit...? Çocukluk çağı özofajitleri: Eozinofilik Özofajit...? Reflü Özofajit...? Yasemin Yuyucu Karabulut 1, Berna Savaş 2, Arzu Ensari 2, Aydan Kansu 3 1 Çankırı Devlet Hastanesi Patoloji 2 Ankara Üniversitesi

Detaylı

Doç. Dr. Ahmet ALACACIOĞLU

Doç. Dr. Ahmet ALACACIOĞLU T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI ĠZMĠR KATĠP ÇELEBĠ ÜNĠVERSĠTESĠ ATATÜRK EĞĠTĠM VE ARAġTIRMA HASTANESĠ Ġç Hastalıkları Kliniği Eğitim Sorumlusu: Prof. Dr. Servet AKAR GASTROĠNTESTĠNAL STROMAL TÜMÖRLERDE NÖTROFĠL/LENFOSĠT

Detaylı

ALT EKSTREMİTEDEKİ FLEP UYGULAMALARI

ALT EKSTREMİTEDEKİ FLEP UYGULAMALARI T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI İZMİR ATATÜRK EĞİTİM ARAŞTIRMA HASTANESİ ORTOPEDİ VE TRAVMATOLOJİ KLİNİĞİ ALT EKSTREMİTEDEKİ FLEP UYGULAMALARI UZMANLIK TEZİ Dr. Kaya TURAN TEZ DANIŞMANI Prof. Dr. Muhittin ŞENER

Detaylı

Dr. Mehmet İnan Genel Cerrahi Uzmanı

Dr. Mehmet İnan Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Mehmet İnan Genel Cerrahi Uzmanı 1 Ameliyat Yapılmadan İlgilendiği Konular: Sıvı ve Elektrolit tedavisi Şok Yanık tedavisi 2 Travma Hastaları Kesici karın travmaları: Karın bölgesini içine alan kurşunlanma,

Detaylı

Yüz Tanımaya Dayalı Uygulamalar. (Özet)

Yüz Tanımaya Dayalı Uygulamalar. (Özet) 4 Yüz Tanımaya Dayalı Uygulamalar (Özet) Günümüzde, teknolojinin gelişmesi ile yüz tanımaya dayalı bir çok yöntem artık uygulama alanı bulabilmekte ve gittikçe de önem kazanmaktadır. Bir çok farklı uygulama

Detaylı

Fatma Burcu BELEN BEYANI

Fatma Burcu BELEN BEYANI 10.Pediatrik Hematoloji Kongresi Araştırma Destekleri/ Baş Araştırıcı Çalıştığı Firma (lar) Danışman Olduğu Firma (lar) Hisse Senedi Ortaklığı Fatma Burcu BELEN BEYANI Sunumum ile ilgili çıkar çatışmam

Detaylı

Ertenü.M, Timlioğlu İper.S, Boz.E.S, Özgültekin.A, Kabadayı.M, Tay.S, Yekeler.İ

Ertenü.M, Timlioğlu İper.S, Boz.E.S, Özgültekin.A, Kabadayı.M, Tay.S, Yekeler.İ Ertenü.M, Timlioğlu İper.S, Boz.E.S, Özgültekin.A, Kabadayı.M, Tay.S, Yekeler.İ Kalite standartlarına göre bir eğitim araştırma hastanesinde yatak sayısının %5 i oranında 3.düzey yoğun bakım yatağı ve

Detaylı

Başvuru: Midgut Malrotation. Kabul: Radyoloji

Başvuru: Midgut Malrotation. Kabul: Radyoloji Computed Tomography Findings of Left-Sided Acute Appendicitis With Midgut Malrotation Computed Tomography Findings of Left-Sided Acute Appendicitis With Başvuru: 07.02.2013 Midgut Malrotation Kabul: 23.01.2014

Detaylı

igog toplantıları 23.şubat 2011

igog toplantıları 23.şubat 2011 igog toplantıları 23.şubat 2011 PUCCINI MADAM BUTTERFLY OPERA III PERDE ANADOLU SAĞLIK MERKEZĠ Medikal Onkoloji vaka sunumu M.B 54 yaşında kadın hasta ilk başvuru tarihi: 6/5/2010 Öykü: 6 hafta önce başlayan

Detaylı

12-15 YAŞ ARASI ANTRENMANLI ÇOCUKLARDA CiNSiYET VE YAŞıN LAKTAT VE KALP ATIM HIZI CEVAPLARINA ETKisi

12-15 YAŞ ARASI ANTRENMANLI ÇOCUKLARDA CiNSiYET VE YAŞıN LAKTAT VE KALP ATIM HIZI CEVAPLARINA ETKisi Spor Bilimleri Dergisi Hacettepe 1. ofsport Sciences 2005,16 (1),1-18 12-15 YAŞ ARASI ANTRENMANLI ÇOCUKLARDA CiNSiYET VE YAŞıN LAKTAT VE KALP ATIM HIZI CEVAPLARINA ETKisi Alper GÜVENÇ, Rıdvan ÇOLAK, Caner

Detaylı

Genelde 1 hafta içinde başlayan ağrılar akut karın ağrısı kabul ediliyor.¹

Genelde 1 hafta içinde başlayan ağrılar akut karın ağrısı kabul ediliyor.¹ Tanım Epidemiyoloji Patofizyoloji Öykü ve fizik muayene özellikleri Tam kan ve direkt grafinin değeri Karın ağrısının gastrointestinal nedenlerine yaklaşım 1 2 Genelde 1 hafta içinde başlayan ağrılar akut

Detaylı

THE IMPACT OF AUTONOMOUS LEARNING ON GRADUATE STUDENTS PROFICIENCY LEVEL IN FOREIGN LANGUAGE LEARNING ABSTRACT

THE IMPACT OF AUTONOMOUS LEARNING ON GRADUATE STUDENTS PROFICIENCY LEVEL IN FOREIGN LANGUAGE LEARNING ABSTRACT THE IMPACT OF AUTONOMOUS LEARNING ON GRADUATE STUDENTS PROFICIENCY LEVEL IN FOREIGN LANGUAGE LEARNING ABSTRACT The purpose of the study is to investigate the impact of autonomous learning on graduate students

Detaylı

Dr. Semih Demir. Tez Danışmanı. Doç.Dr.Barış Önder Pamuk

Dr. Semih Demir. Tez Danışmanı. Doç.Dr.Barış Önder Pamuk T.C. İZMİR KATİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ İÇ HASTALIKLARI KLİNİĞİ GEÇİRİLMİŞ GESTASYONEL DİYABETES MELLİTUS ÖYKÜSÜ OLAN BİREYLERDE ANJİOPOETİN BENZERİ PROTEİN-2 ( ANGPTL-2

Detaylı

PEDİATRİK ABDOMİNAL ACİLLERDE RADYOLOJİ. Doç.Dr. Gökhan ARSLAN Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı

PEDİATRİK ABDOMİNAL ACİLLERDE RADYOLOJİ. Doç.Dr. Gökhan ARSLAN Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı PEDİATRİK ABDOMİNAL ACİLLERDE RADYOLOJİ Doç.Dr. Gökhan ARSLAN Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı İçerik Abdominal acillerde istenebilecek radyolojik tetkikler nelerdir? Radyolojik

Detaylı

İnmemiş Testis ve İnguinal Herni. PANEL: Görseller Eşliğinde Vaka Tartışmaları

İnmemiş Testis ve İnguinal Herni. PANEL: Görseller Eşliğinde Vaka Tartışmaları İnmemiş Testis ve İnguinal Herni PANEL: Görseller Eşliğinde Vaka Tartışmaları DR.CEVPER ERSÖZ ÜROLOJİ ANABİ L İ M DALI Vaka 1 18 aylık, erkek çocuk Ailesi sağ yumurtalığının yukarıda olduğunu ifade ediyor

Detaylı

LAPAROSKOPİK SLEEVE GASTREKTOMİ SONRASI METBOLİK VE HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER

LAPAROSKOPİK SLEEVE GASTREKTOMİ SONRASI METBOLİK VE HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER LAPAROSKOPİK SLEEVE GASTREKTOMİ SONRASI METBOLİK VE HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER Varlık Erol, Cengiz Aydın, Levent Uğurlu, Emre Turgut, Hülya Yalçın*, Fatma Demet İnce* T.C.S.B. Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi,

Detaylı

Performance of Cytoreductive Surgery and early postoperative intraperitoneal chemotherapy in a Gastric Carcinoma Patient with Huge Krukenberg tumor

Performance of Cytoreductive Surgery and early postoperative intraperitoneal chemotherapy in a Gastric Carcinoma Patient with Huge Krukenberg tumor Performance of Cytoreductive Surgery and early postoperative intraperitoneal chemotherapy in a Gastric Carcinoma Patient with Huge Krukenberg tumor Dev Krukenberg tümörlü Mide Kanserli hastada Sitoredüktif

Detaylı

Süperior Mezenterik Arter Sendromu: Olgu Sunumu Superior Mesenteric Artery Syndrome: A Case Report Genel Cerrahi

Süperior Mezenterik Arter Sendromu: Olgu Sunumu Superior Mesenteric Artery Syndrome: A Case Report Genel Cerrahi Süperior Mezenterik Arter Sendromu: Olgu Sunumu Superior Mesenteric Artery Syndrome: A Case Report Genel Cerrahi Başvuru: 07.12.2014 Kabul: 27.01.2015 Yayın: 20.02.2015 Ahmet Bozdağ 1, Pınar Gündoğan Bozdağ

Detaylı

(RANULA : TEKRARLAYAN BİR OLGU) RANULA : AĞIZ TABANINDA TEKRARLAYAN BİR OLGU ÖZET

(RANULA : TEKRARLAYAN BİR OLGU) RANULA : AĞIZ TABANINDA TEKRARLAYAN BİR OLGU ÖZET G. U. Dişhek. Fak. Der. Cilt VIII, Sayı 1, Sayfa 167-171 1991 (RANULA : TEKRARLAYAN BİR OLGU) RANULA : AĞIZ TABANINDA TEKRARLAYAN BİR OLGU Yrd. Doç. Dr. Sina UÇKAN* Dt. Mehmet KÜRKÇÜ** ÖZET Ranulanın prognozunun

Detaylı

GENEL CERRAHİ KLİNİĞİ 2013-2014 YILI EĞİTİM PLANI

GENEL CERRAHİ KLİNİĞİ 2013-2014 YILI EĞİTİM PLANI Hazırlayan Kontrol Eden Onaylayan Klinik Eğitim Sorumlusu Kalite Yönetim Direktörü Hastane Yöneticisi TARİH SAAT EĞİTİMCİ KONU 02.09.2013 07:00-08:00 Dr. S. Yüksekdağ Cerrahi Hastada Anestezi 06.09.2013

Detaylı

Trikoryonik Triamniyotik Üçüz Gebelikte Monofetal Cantrell Pentalojisi

Trikoryonik Triamniyotik Üçüz Gebelikte Monofetal Cantrell Pentalojisi Trikoryonik Triamniyotik Üçüz Gebelikte Monofetal Cantrell Pentalojisi Dr.Pelin Höbek, Dr.Oğuz ASLAN, Dr.Ezgi ARGAN, Dr.Gülseren YÜCESOY Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi OLGU 28 yaşında, primigravid

Detaylı

4. SINIF GENEL CERRAHİ STAJ PROGRAMI

4. SINIF GENEL CERRAHİ STAJ PROGRAMI 4. SINIF GENEL CERRAHİ STAJ PROGRAMI (Grup 1) Amaç: Cerrahinin genel prensipleri ile ilgili temel bilgilerin verilmesi ve çeşitli cerrahi hastalıkların özeliklerinin, uygulamalı olarak cerrahi hastaya

Detaylı

Hemoptizinin Nadir bir Nedeni: Lokalize Bronşektazi ve Pulmoner Venöz Malformasyon Birlikteliği

Hemoptizinin Nadir bir Nedeni: Lokalize Bronşektazi ve Pulmoner Venöz Malformasyon Birlikteliği Hemoptizinin Nadir bir Nedeni: Lokalize Bronşektazi ve Pulmoner Venöz Malformasyon Birlikteliği A Rare Cause of Hemoptysis: Coexistence of Localized Bronchiectasis, and Pulmonary Venous Malformation Göğüs

Detaylı

Çocukta Popliteal Tuzaklanma Sendromu Olgusu A Case Report on Popliteal Entrapment Syndrome of a Child Kalp ve Damar Cerahisi

Çocukta Popliteal Tuzaklanma Sendromu Olgusu A Case Report on Popliteal Entrapment Syndrome of a Child Kalp ve Damar Cerahisi Çocukta Popliteal Tuzaklanma Sendromu Olgusu A Case Report on Popliteal Entrapment Syndrome of a Child Kalp ve Damar Cerahisi Başvuru: 07.05.2013 Kabul: 08.07.2013 Yayın: 26.09.2013 Tuğra Gençpınar 1,

Detaylı

Akut Mezenter İskemi. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK - 2012

Akut Mezenter İskemi. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK - 2012 Akut Mezenter İskemi Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK - 2012 Sunum Planı Tanım Epidemiyoloji Anatomi Etyoloji/Patofizyoloji Klinik Tanı Ayırıcı tanı Tedavi Giriş Tüm akut mezenter iskemi

Detaylı

GÖĞÜS AĞRISI ŞİKAYETİ İLE BAŞVURAN ÇOCUKLARIN KLİNİK İZLEMİ

GÖĞÜS AĞRISI ŞİKAYETİ İLE BAŞVURAN ÇOCUKLARIN KLİNİK İZLEMİ GÖĞÜS AĞRISI ŞİKAYETİ İLE BAŞVURAN ÇOCUKLARIN KLİNİK İZLEMİ Erhan Çalışıcı, Birgül Varan, Mahmut Gökdemir, Nimet Cındık, Özge Orbay Başkent Üniversitesi Çocuk Sağ.Has.ABD Göğüs ağrısı, çocukluk ve adölesan

Detaylı

GIS Perforasyonları. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK-2012

GIS Perforasyonları. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK-2012 GIS Perforasyonları Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK-2012 Sunum Planı Özefagus perforasyonu Ülser perforasyonları Tanım Epidemiyoloji Klinik Tanı Ayırıcı tanı Tedavi Özefagus Perforasyonu

Detaylı

Asemptomatik bağırsak duplikasyonları: iki olgu sunumu ve literatürün gözden geçirilmesi

Asemptomatik bağırsak duplikasyonları: iki olgu sunumu ve literatürün gözden geçirilmesi doi:10.5222/jtaps.2014.040 Olgu Asemptomatik bağırsak duplikasyonları: iki olgu sunumu ve literatürün gözden geçirilmesi Feride Mehmetoğlu *, Mensur Süer **, Ayşe Erdoğan *** Bursa Dörtçelik Çocuk Hastanesi,

Detaylı

Bora Barut1, Volkan İnce1, Fatih Özdemir1, Hüseyin Yönder1. Abstract. Billroth II

Bora Barut1, Volkan İnce1, Fatih Özdemir1, Hüseyin Yönder1. Abstract. Billroth II Subtotal Gastrektomi Ameliyatı Geçirmiş bir Hastada ERCP Sonrası Gelişen İntestinal Perforasyon Intestinal Perforation Following ERCP In a Patient With Previous Gastric Resection Genel Cerrahi Başvuru:

Detaylı

Radyasyon Koliti Oluşturulmuş Sıçanlarda Ghrelinin Barsak Anastomozu Üzerine Etkisi Dr. Ebubekir Gündeş

Radyasyon Koliti Oluşturulmuş Sıçanlarda Ghrelinin Barsak Anastomozu Üzerine Etkisi Dr. Ebubekir Gündeş Radyasyon Koliti Oluşturulmuş Sıçanlarda Ghrelinin Barsak Anastomozu Üzerine Etkisi Dr. Ebubekir Gündeş Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Gastroenteroloji Cerrahisi Kliniği Giriş

Detaylı

Geç bulgu veren konjenital diyafram hernisinde torakoskopik diyafram onarımı: Olgu sunumu

Geç bulgu veren konjenital diyafram hernisinde torakoskopik diyafram onarımı: Olgu sunumu Geç bulgu veren konjenital diyafram hernisinde torakoskopik diyafram onarımı: Olgu sunumu Tutku SOYER, Öymen HANÇERLİOĞULLARI, Fulya DEMİRÇEKEN, Aydın YAĞMURLU, Murat ÇAKMAK Kırıkkale Üniversitesi Tıp

Detaylı

CERRAHPAŞA TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM ANABİLİM DALI VE YOĞUN BAKIM ÜNİTESİ'NDE MATERNAL MORTALİTE*

CERRAHPAŞA TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM ANABİLİM DALI VE YOĞUN BAKIM ÜNİTESİ'NDE MATERNAL MORTALİTE* CERRAHPAŞA TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM ANABİLİM DALI VE YOĞUN BAKIM ÜNİTESİ'NDE MATERNAL MORTALİTE* M. Feridun AKSU, Rıza MADAZLI, Mustafa ÖZGÖN, Erdal BUDAK, Yıldız KÖSE Giriş Yöntem Gereç

Detaylı

Çocuk Acilde Karın Ağrısı: Bir Yıllık Klinik Deneyim

Çocuk Acilde Karın Ağrısı: Bir Yıllık Klinik Deneyim Araştırmalar / Researches DOI: 10.5350/SEMB.20140415023728 Çocuk Acilde Karın Ağrısı: Bir Yıllık Klinik Deneyim Merve Usta 1, Sinem Polat 2, Veysel Çeliktepe 2, Hülya Kımıl 2, Leyla Telhan 2, Osman Gönülal

Detaylı

TRD KIŞ OKULU KURS 2, Gün G n 2. Sorular

TRD KIŞ OKULU KURS 2, Gün G n 2. Sorular TRD KIŞ OKULU KURS 2, Gün G n 2 Sorular Astma tanısıyla izlenen hastanın BT kesitlerinde her iki akciğerde periferal yerleşimli buzlu cam-konsolidasyon alanları saptanıyor. En olası tanınız hangisidir?

Detaylı

Konjenital Kalp Cerrahisinde Periferik Venöz Basınç Santral Venöz Basınca Alterna=f Olabilir Mi?

Konjenital Kalp Cerrahisinde Periferik Venöz Basınç Santral Venöz Basınca Alterna=f Olabilir Mi? Konjenital Kalp Cerrahisinde Periferik Venöz Basınç Santral Venöz Basınca Alterna=f Olabilir Mi? Onur IŞIK 1, Cengiz SAHUTOĞLU 2, Zeliha Korkmaz DİŞLİ 3, İsmail AYTAÇ 1, Olcay Murat Dişli 4, Ali KUTSAL

Detaylı

Acil Serviste Bilgisayarlı Tomografi Kullanımı. Doç. Dr. M. Ruhi Onur Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji ABD

Acil Serviste Bilgisayarlı Tomografi Kullanımı. Doç. Dr. M. Ruhi Onur Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji ABD Acil Serviste Bilgisayarlı Tomografi Kullanımı Doç. Dr. M. Ruhi Onur Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji ABD Sunu Hedefleri Acil serviste BT kullanımı neden artıyor? Acil departmanında BT özellikle

Detaylı

6. Seçilmiş 24 erkek tipte ağacın büyüme biçimi, ağacın büyüme gücü (cm), çiçeklenmenin çakışma süresi, bir salkımdaki çiçek tozu üretim miktarı,

6. Seçilmiş 24 erkek tipte ağacın büyüme biçimi, ağacın büyüme gücü (cm), çiçeklenmenin çakışma süresi, bir salkımdaki çiçek tozu üretim miktarı, ÖZET Bu çalışmada, Ceylanpınar Tarım İşletmesi'nde bulunan antepfıstığı parsellerinde yer alan bazı erkek tiplerin morfolojik ve biyolojik özelikleri araştırılmıştır. Çalışma, 1995 ve 1996 yıllarında hem

Detaylı

MEME HAMA}lTOMU ÖZET SUMMARY. histopathologicala features of this lesion are evaluated and compared with the literature.

MEME HAMA}lTOMU ÖZET SUMMARY. histopathologicala features of this lesion are evaluated and compared with the literature. MEME HAMA}lTOMU (LENFANGİOMİYOM) R., İlhan('"), F., Kabukçuoğlu (*), A. İplikçi("'), O., İplikçi(") ÖZET 984-988 yılları arasında İstanbul Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Datı biyopsi materyeli içerisinde

Detaylı

A Breast Fibroadenoma Case Presenting as Breast Hamartoma Memenin Hamartomu Şeklinde Kendini Gösteren Meme Fibroadenoması Genel Cerrahi

A Breast Fibroadenoma Case Presenting as Breast Hamartoma Memenin Hamartomu Şeklinde Kendini Gösteren Meme Fibroadenoması Genel Cerrahi A Breast Fibroadenoma Case Presenting as Breast Hamartoma Memenin Hamartomu Şeklinde Kendini Gösteren Meme Fibroadenoması Genel Cerrahi Başvuru: 17.04.2018 Kabul: 27.04.2018 Yayın: 18.05.2018 Turgay Şimşek1,

Detaylı

Olgu Sunumu Crohn Hastalığı. Prof. Dr. Orhan ÖZGÜR KTÜ Tıp Fakültesi Gastroenteroloji BD Trabzon 1

Olgu Sunumu Crohn Hastalığı. Prof. Dr. Orhan ÖZGÜR KTÜ Tıp Fakültesi Gastroenteroloji BD Trabzon 1 Olgu Sunumu Crohn Hastalığı Prof. Dr. Orhan ÖZGÜR KTÜ Tıp Fakültesi Gastroenteroloji BD Trabzon 1 F.Ş. 46 2/12/2007 Karın ağrısı Yaklaşık 5 yıl önce dış merkezde Ülseratif Kolit tanısı konulan hasta polikliniğimize

Detaylı

ASEMPTOMATİK BİLATERAL PNOMOTORAKS

ASEMPTOMATİK BİLATERAL PNOMOTORAKS Olgu sunumu / Case report ASEMPTOMATİK BİLATERAL PNOMOTORAKS Sami Doğan*, Hakan Ateş**, Mesut Erbaş**, Ömür Öztürk**, Suat Gezer***, Sami Karapolat***, * Düzce Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Genel Cerrahi

Detaylı

Kolorektal Adenokarsinomlarda Tümör Tomurcuklanmasının Kolonoskopik Biyopsi ve Rezeksiyon Materyalleri Arasındaki Uyumu

Kolorektal Adenokarsinomlarda Tümör Tomurcuklanmasının Kolonoskopik Biyopsi ve Rezeksiyon Materyalleri Arasındaki Uyumu Kolorektal Adenokarsinomlarda Tümör Tomurcuklanmasının Kolonoskopik Biyopsi ve Rezeksiyon Materyalleri Arasındaki Uyumu Saime Ramadan 1, Burcu Saka 2, Gülbanu Erkan Canoğlu 3, Mustafa Öncel 4 Başkent Üniversitesi

Detaylı

LAPAROSKOPİK KOLOREKTAL KANSER CERRAHİSİNİN ERKEN DÖNEM SONUÇLARI:251 OLGU

LAPAROSKOPİK KOLOREKTAL KANSER CERRAHİSİNİN ERKEN DÖNEM SONUÇLARI:251 OLGU LAPAROSKOPİK KOLOREKTAL KANSER CERRAHİSİNİN ERKEN DÖNEM SONUÇLARI:251 OLGU TÜRKİYE YÜKSEK İHTİSAS HASTANESİ GASTROENTEROLOJİ CERRAHİSİ KLİNİĞİ DR.TAHSİN DALGIÇ GİRİŞ Laparoskopik kolorektal cerrahi son

Detaylı

EXAMINING THE INFLUENCE OF THE PERCEPTUAL MOTOR DEVELOPMENT PROGRAM ON BALANCE AND FASTNESS IN 5-YEAR OLD PRESCHOOL CHILDREN

EXAMINING THE INFLUENCE OF THE PERCEPTUAL MOTOR DEVELOPMENT PROGRAM ON BALANCE AND FASTNESS IN 5-YEAR OLD PRESCHOOL CHILDREN OKUL ÖNCESİ 5 YAŞ GRUBUNDA ALGISAL MOTOR GELİŞİM PROGRAMININ DENGE VE ÇABUKLUK ÜZERİNE ETKİSİNİN İNCELENMESİ Kadir KOYUNCUOĞLU, Onsekiz Mart Üniversitesi, Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu, Çanakkale,

Detaylı

Gastrointestinal Sistem Hastalıkları. Dr. Nazan ÇALBAYRAM

Gastrointestinal Sistem Hastalıkları. Dr. Nazan ÇALBAYRAM Gastrointestinal Sistem Hastalıkları Dr. Nazan ÇALBAYRAM ÇÖLYAK HASTALIĞI Çölyak hastalığı bir malabsorbsiyon sendromudur. Hastalık; gluten içeren unlu gıdalara karşı genetik bazda immünojik bir intolerans

Detaylı

KARACİĞER METASTAZLARINDA ROBOTİK STEREOTAKTİK BEDEN RADYOTERAPİSİ

KARACİĞER METASTAZLARINDA ROBOTİK STEREOTAKTİK BEDEN RADYOTERAPİSİ KARACİĞER METASTAZLARINDA ROBOTİK STEREOTAKTİK BEDEN RADYOTERAPİSİ K.Engin, N.Küçük, T. Enünlü, H. Ayata, C.Ceylan, A.Kılıç, M.Güden Özel Anadolu Sağlık Merkezi Urok-2012 AMAÇ Karaciğer metastazlarında

Detaylı

Akut karnın nadir bir nedeni olarak safra kesesi torsiyonu; olgu sunumu ve literatür derlemesi

Akut karnın nadir bir nedeni olarak safra kesesi torsiyonu; olgu sunumu ve literatür derlemesi Turkish Journal of Trauma & Emergency Surgery Ulus Travma Derg 2005 Akut karnın nadir bir nedeni olarak safra kesesi torsiyonu; olgu sunumu ve literatür derlemesi Gallbladder torsion as a rare cause of

Detaylı

T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ISPARTA İLİ KİRAZ İHRACATININ ANALİZİ

T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ISPARTA İLİ KİRAZ İHRACATININ ANALİZİ T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ISPARTA İLİ KİRAZ İHRACATININ ANALİZİ Danışman Doç. Dr. Tufan BAL YÜKSEK LİSANS TEZİ TARIM EKONOMİSİ ANABİLİM DALI ISPARTA - 2016 2016 [] TEZ

Detaylı

daha çok göz önünde bulundurulabilir. Öğrencilerin dile karşı daha olumlu bir tutum geliştirmeleri ve daha homojen gruplar ile dersler yürütülebilir.

daha çok göz önünde bulundurulabilir. Öğrencilerin dile karşı daha olumlu bir tutum geliştirmeleri ve daha homojen gruplar ile dersler yürütülebilir. ÖZET Üniversite Öğrencilerinin Yabancı Dil Seviyelerinin ve Yabancı Dil Eğitim Programına Karşı Tutumlarının İncelenmesi (Aksaray Üniversitesi Örneği) Çağan YILDIRAN Niğde Üniversitesi, Sosyal Bilimler

Detaylı

Cerrahi sonrası erken ve geç dönemde metabolik takip. Prof. Dr. İbrahim Şahin İnönü. Üniversitesi

Cerrahi sonrası erken ve geç dönemde metabolik takip. Prof. Dr. İbrahim Şahin İnönü. Üniversitesi Cerrahi sonrası erken ve geç dönemde metabolik takip Prof. Dr. İbrahim Şahin İnönü. Üniversitesi Bariatrik cerrahinin başarılı olması için Kilo vermenin sağlanması Yağsız vücüt kitlesinin korunması Sağlıklı

Detaylı

First Stage of an Automated Content-Based Citation Analysis Study: Detection of Citation Sentences

First Stage of an Automated Content-Based Citation Analysis Study: Detection of Citation Sentences First Stage of an Automated Content-Based Citation Analysis Study: Detection of Citation Sentences Zehra Taşkın, Umut Al & Umut Sezen {ztaskin, umutal, u.sezen}@hacettepe.edu.tr - 1 Plan Need for content-based

Detaylı

AORT ANEVRİZMASI YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015

AORT ANEVRİZMASI YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 AORT ANEVRİZMASI YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 Ani ölümün önemli bir nedenidir Sıklığı yaşla birlikte artar 50 yaş altında nadir rastlanır E>K Aile

Detaylı

Acil Sol Kolon Patolojilerinde Hartmann Prosedürünün Yeri: Klinik Deneylerimiz

Acil Sol Kolon Patolojilerinde Hartmann Prosedürünün Yeri: Klinik Deneylerimiz ÖZGÜN MAKALE Acil Sol Kolon Patolojilerinde Hartmann Prosedürünün Yeri: Klinik Deneylerimiz The Role of Hartmann s Procedure in Emergency Left Colon Pathologies: Our Clinical Experience Hasan Bostancı,

Detaylı

T.C. BÜLENT ECEVĠT ÜNĠVERSĠTESĠ TIP FAKÜLTESĠ 2015-2016 ÖĞRETĠM YILI DÖNEM IV GENEL CERRAHĠ STAJ PROGRAMI. Prof. Dr. Taner Bayraktaroğlu

T.C. BÜLENT ECEVĠT ÜNĠVERSĠTESĠ TIP FAKÜLTESĠ 2015-2016 ÖĞRETĠM YILI DÖNEM IV GENEL CERRAHĠ STAJ PROGRAMI. Prof. Dr. Taner Bayraktaroğlu T.C. BÜLENT ECEVĠT ÜNĠVERSĠTESĠ TIP FAKÜLTESĠ 2015-2016 ÖĞRETĠM YILI DÖNEM IV GENEL CERRAHĠ STAJ PROGRAMI Dekan Prof. Dr. Taner Bayraktaroğlu Dekan Yardımcıları Prof. Dr. Ferruh Niyazi Ayoğlu Prof. Dr.

Detaylı

Crohn Hastalığı. İnflamatuar Barsak Hastalıkları. Patofizyoloji. Klinik. Dr. Erkan GÖKSU Acil Tıp A.D.

Crohn Hastalığı. İnflamatuar Barsak Hastalıkları. Patofizyoloji. Klinik. Dr. Erkan GÖKSU Acil Tıp A.D. Crohn Hastalığı İnflamatuar Barsak Hastalıkları Dr. Erkan GÖKSU Acil Tıp A.D. Kronik granülamatöz inflamatuar hastalık Etyoloji net değil Gastrointestinal Sistemde heryeri tutabilir 15-22 birinci zirve

Detaylı

Geriyatrik hastada tekrarlayan kasık fıtığında akut apandisit: Ender bir amyand herni olgusu

Geriyatrik hastada tekrarlayan kasık fıtığında akut apandisit: Ender bir amyand herni olgusu Olgu Sunumu Geriyatrik hastada tekrarlayan kasık fıtığında akut apandisit: Ender bir amyand herni olgusu APPENDICITIS WITHIN RECURRENT HERNIA ON GERIATRIC PATIENT: AN UNUSUAL AMYAND'S HERNIA Serhan DERİCİ,

Detaylı

ÇOCUKLUK ÇAĞINDA KRONİK KARIN AĞRISI

ÇOCUKLUK ÇAĞINDA KRONİK KARIN AĞRISI ÇOCUKLUK ÇAĞINDA KRONİK KARIN AĞRISI Prof. Dr. Aydan Kansu Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Gastroenteroloji, Hepatoloji ve Beslenme Bilim Dalı 7 y, ~ 1 yıldır karın ağrısı Göbek çevresinde Haftada

Detaylı