Onkolojik Aciller. Doç. Dr. Mustafa Özgüro lu

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Onkolojik Aciller. Doç. Dr. Mustafa Özgüro lu"

Transkript

1 .Ü. Cerrahpafla T p Fakültesi Sürekli T p E itimi Etkinlikleri ç Hastal klar nda Aciller Sempozyum Dizisi No: 29 Mart 2002; s Onkolojik Aciller Doç. Dr. Mustafa Özgüro lu TANIM Kanserli hastalarda görülen, doğrudan kansere veya uygulanan tedavilere bağlı gelişebilen oldukça geniş bir çatı altında toplanan komplikasyonlardır. Zamanında ve doğru tedavi edilmedikçe ciddi sorunlara yol açmakta, yaşamı tehdit etmektedirler. İlk tanı anında görülebileceği gibi, ileri dönemlerde hastalığın progresyon gösterdiği evrede veya uygulanan tedavilerin bir komplikasyonu olarak da ortaya çıkabilir. Tablo 1 de onkolojik aciller genel başlıklar altında özetlenmiştir. Tablo 1 de özetlenen klinik tabloların bir çoğu genel tıp uygulamasında da rastlanan ve tedavi yaklaşımı bilinen durumlardır. Bu nedenle bu bölümde daha çok kanser hastalarına özgü diğer klinik uygulamalarda pek rastlanmayan acil durumlar üzerinde durmak istiyorum. Bu bölümde daha ayrıntılı değinilecek konular şunlardır: Vena kava superior sendromu (VKSS) Perikard tamponadı Akut hiperürisemi ve ürat nefropatisi Tümör liziz sendrom Hiperkalsemi Spinal kord kompresyonu Artmış kafa içi basıncı Febril nötropeni Kemoterapi ekstravazasyonu VENA KAVA SUPER OR SENDROMU Vena kava superior sendromu (VKSS) kanserli hastalarda oldukça sık görülmekte ve hayatı tehdit eden serebral veya laringeal ödem gibi koplikasyonlara neden olmaktadır. Tümörün doğrudan vena kava dıştan superiora basısı dışında, kanserli hastalarda malignite dışı diğer nedenlerle de VKSS oluşabilmektedir. 141

2 Mustafa Özgüro lu Tablo 1. Onkolojik aciller Sistem Kardiyovasküler Solunum Böbrek ve metabolik Gastrointestinal Hematolojik Nörolojik Di erleri Acil durum Vena kava superior sendromu Kalp tamponad Akut büyük hava yolu obstrüksiyonu Pulmoner hemoraji Pulmoner emboli Solunum yetersizli i Obstrüktif üropati Hiperürisemi ve ürat nefropatisi Tümör liziz sendrom Hiperkalsemi Obstrüksiyon Perforasyon Kanama Lökostaz Hiperviskozite Dissemine intravasküler koagüloopati Trombopeni Nötropeni Nötropenik atefl Spinal kord kompresyonu Artm fl kafa içi bas nc Konvülziyon Orbital ve Intraoküler metastaz Kemik a r s Jinekolojik kanama Etiyoloji A. Maligniteler Primer toraks içi maligniteler VKSS lu olguların %87-97 sini oluşturmaktadır. Sıklık sırasına göre akciğer kanseri, lenfomalar ve mediastene metastaz yapabilen diğer solid tümörler sayılabilir. Akci er kanseri: Bronş karsinomlu olguların %3-15 inde VKSS u gelişmektedir. Sağ akciğerdeki lezyonlarda sola kıyasla 4 kat daha fazla oranda VKSS görülmektedir. Lenfoma: Olguların %3-8 inde görülmektedir. Genellikle ön mediastendeki lezyonlarda görülmekte ve dıştan kompresyon sonucu oluşmaktadır. Metastatik hastal klar: VKSS lu olguların %3-20 si mediastene metastaz sonucu gelişmektedir. En sık primer kaynak meme ve testis tümörüdür. Bu olguların >%7 kadarında VKSS görülmektedir. 142

3 Onkolojik Aciller B. Malignite D fl Nedenler Tromboz: Kanserli hastalarda malignite dışı en sık neden venöz kateter veya portlara bağlı gelişebilen trombozdur. Di er benign nedenler: Kistik higroma, substernal guatr, benign teratom, dermoid kist, timoma, tuberküloz, histoplazmoz, aktinomikoz, sifiliz, piyojenik infeksiyon, silikoz, sarkoidoz, radyoterapi, idiyopatik. Semptom ve Bulgular Klasik semptomlar: Özellikle tam obstrüksiyonu olan olgularda görülür. Çoğu olguda bu bulgular silik olabilir. Yüz ödemi veya eritem Dispne, ortopne, öksürük Kol ve boyunda ödem Di er semptomlar: Ses kısıklığı, disfaji, başağrısı, senkop, letarji, göğüs ağrısı. Bu semptomlar pozisyonel değişikliklerle, öne eğilmek veya sırtüstü yatmakla artabilir. Fizik Muayene Bulgular Yüz, boyun ve kol ödemi Toraksın üst kısmındaki venlerde dilatasyon Yüzde pletora veya siyanoz Periorbital ödem Daha seyrek bulgular: laringeal veya glossal ödem, mental değişiklikler ve plevral efüzyon (özellikle sağ plevral efüzyon). Tan VKSS tanısının doğru koyulması yanında, altta yatan hastalığın da saptanması oldukça önem taşımaktadır. Malignitelerin bir kısmında (örneğin lenfomalarda) sözkonusu tümöre özgü tedavi ile klinik tablo düzelebilir. Olguların çoğunda sadece fizik muayene ile tanı koyulabilmektedir. Hem tanı amaçlı hem de etyolojiyi saptamada diğer yardımcı yöntemler şunlardır: akciğer grafisi, bronkoskopi, mini-torakotomi veya torakoskopi, kontrastlı veya radyonüklid venografi, bilgisayarlı tomografi ve manyetik rezonans görüntüleme yöntemi Prognoz: Altta yatan, obstrüksiyona neden olan primer hastalığa bağlıdır. Schraufnagel ve ark. nın derlemesinde VKSS başlamasını takiben sağkalım

4 Mustafa Özgüro lu ay olarak saptanmış, ancak altta yatan hastalığa bağlı olarak sağkalım ± 25 ay olarak değişmektedir. En sık VKSS nedeni olan bronş kanserinde ise prognoz oldukça kötü olup sağkalım <5ay dır. Tedavi: Genel olarak radyoterapi, primer hastalığa bağlı endikasyonu değişebilen kemoterapi, trombolitik tedavi ve antikoagülan uygulaması, stent, balon anjioplasti, by-pass ve diğer tıbbi uygulamalar Birçok hastada diüretik ve steroidler gibi destek ilaçları ile obstrüksiyona bağlı semptomlarda belirgin rahatlama sağlanır. Böylece bu hastalar VKSS etyolojisinin saptanması amacıyla yapılan tetkikleri daha iyi tolere ederler. Bazı durumlarda, kesin doku tanısı elde edebilmek amacıyla tedavi birkaç gün geciktirilebilir. Tanıyı kısa süre beklemenin (hastanın klinik durumuna göre değişebilir) doğru olduğunu, hatta bu klinik tablonun acil bir durum olmadığını.savunanlar çoğunluktadır. Kişisel fikrim de, VKSS UNUN GERÇEK AC L B R DURUM OLMADI I (istisna durumlar hariç) yönündedir. Radyoterapi ve kemoterapi: Hem kemoterapi, hem de radyoterapi uygun bir tedavi seçeneği olabilir. Tedavi seçimi altta yatan primer tümöre göre değişmektedir. Yaşamı tehdit edici solunum yetersizliği gibi semptomlar acil radyoterapi endikasyonudur. Acil durumda dahi, tedaviye başlamadan önce amacın ne olduğunun öngörülmesi (küratif veya palyatif) gereklidir. VKSS u olan küçük hücreli dışı akciğer kanserinde standart tedavi radyoterapidir. Küçük hücreli akciğer kanseri ve hodgkin dışı lenfomada ise konkomitan kemoradyoterapinin, kemoterapiye kıyasla lokal kontrol üzerindeki etkisi daha fazladır. Etkili palyasyon sağlayabilmek için gerekli doz 1 haftada 2000 cgy ile 4 haftada 4000 cgy arasında değişmektedir. Küratif dozaj ise histolojiye göre değişmekle birlikte 3500 ile 6600 cgy arasındadır. Antikoagülan tedavi ve tromboliz: Vasküler kateterlere bağlı trombozun sık görülmesi nedeniyle antikoagülan tedavinin de önemi oldukça artmıştır. Bazı özel durumlarda port veya kateter korunabilir. Pıhtıyı eritmek amacıyla streptokinaz veya ürokinaz kullanılabilir. Bu durumda ürokinaz daha etkilidir. Ürokinaz 4400 µ/kg bolus uygulamasını takiben 4400 µ/kg saatlik infüzyon ile verilir. Streptokinaz ise i bolus uygulamasını takiben i saatlik infüzyon şeklinde uygulanır. Kateterle ilişkili trombozda trombolitik tedavi kullanımı oldukça tartışmalıdır. Tercih edilen tedavi şekli antikoagülan uygulanması ile birlikte kateterin çıkartılmasıdır. Stent uygulamas : Stenotik vena kava bölümüne genişleyebilen stent uygulaması diğer tedavi modaliteleri etkili olmadığı takdirde bir tedavi seçeneği olabilir. Lümen içi tromboz olduğu takdirde stent uygulaması pek yararlı olmaz. Di er giriflimsel yöntemler: Balon anjioplasti veya cerrahi by-pass yöntemleri çok ender olarak kullanılmaktadır. Anjiografi ile gösterilmiş kritik vena kava darlığı ve ciddi klinik semptomu olan olgularda balon anjioplastisi düşü- 144

5 Onkolojik Aciller nülebilir. Cerrahi by-pass ise genellikle benign nedenlere bağlı VKSS da tercih edilmektedir; çok seçilmiş bir hasta grubunda by-pass önemli palyasyon sağlayabilir. Ancak by-pass öncesi, öncelikle diğer palyatif yöntemler denenmelidir. T bbi tedaviler: Yukarda bahsedilen tedavilere ilave olarak diüretik ve steroidler de VKSS da önemli palyasyon sağlayabilmektedir. Diüretik: Ödemi azaltması nedeniyle geçici rahatlama sağlar. Uygulanması zorunlu değildir. Dehidratasyon ve azalmış kan akımı gibi yan etkilere sahiptir. Furosemid gibi loop diüretikleri tercih edilmektedir. Diüretik dozu hastanın plazma volümü ve renal fonksiyonuna göre ayarlanır. Steroidler: Solunum yetersizliği durumunda steroidler oldukça yararlıdır. Ayrıca radyoterapiye bağlı inflamatuvar reaksiyonu azaltmada da etkili olduğu düşünülmektedir. Steroid dozu klinik semptomların şiddetine göre değişmektedir. Ciddi solunum sıkıntısında başlangıçta hidrokortizon, mg IV veya eşdeğer dozda diğer steroidler uygulanır. Daha düşük dozda 6-8 saatte bir idame steroid ile devam edileblir. Hastanın durumu stabilleşince steroid dozu azaltılır. Steroid uygulanması esnasında mide koruyucu ilaçlar kullanılmasında yarar vardır. MAL GN PER KARD TAMPONADI Müdahale gerektiren perikard efüzyonlarının yarıdan fazlası maligniteye bağlıdır. Her zaman geçerli olmasa bile genellikle yaşam beklentisi bu olgularda kısadır. Daha önce kanser tanısı almamış olgularda dahi kalp tamponadının en sık nedeni malignitedir. Akciğer kanseri, meme kanseri ve lenfoma kalp tamponadının en sık malign nedenleri arasındadır. Patogenez: Doğrudan invazyon ve perikarda dıştan hematojen veya lenfojen yayılma sonucunda perikardda difüz veya nodüler infiltrasyon meydana gelir. Normalde perikard 10 ml sıvı içerir. Perikardda oluşan sıvı, tümör nodüllerinin yanısıra mediastinal lenfatiklerin obstrüksiyonuna bağlıdır. Perikardda biriken sıvı ventriküllere kanın akımına engel olduğu anda perikard tamponadı gelişir. Sıvı hızlı biriktiği takdirde 250 ml, yavaş geliştiği takdirde ise 1000 ml ve üzerindeki sıvı tamponada neden olur. Semptom ve bulgular: Perikard tutulumu olan olguların sadece %15 inde tamponad gelişir. Nefes darlığı, öksürük, yorgunluk, göğüs ağrısı, ortopne ve çarpıntı en belirgin semptomlardır. Hastalar öne eğilmekle rahatlarlar. Bilateral boyun venlerinde dolgunluk inspiryumda artar(kussmaul bulgusu). Palpasyonla kalp atımı azalmış, kalp sesleri ise uzaktan veya zayıf gelmektedir. Paradoksal nabız, pletorik yüz, konfüzyon, sığ solunum, periferik siyanoz diğer bulgulardır. Tan : Akciğer grafisi, elektrokardiografi, bilgisayarlı tomografi, ekokardiografi ve sağ kalp kateterizasyonu kullanılabilir. Perikard efüzyonunda löko- 145

6 Mustafa Özgüro lu sit sayısı, protein, glukoz, LDH ve sitolojik inceleme kesin tanıyı koydurur. Sitolojik incelemenin duyarlılığı %50-60 olup özgüllüğü %100 dür. Prognoz: Ortalama sağkalım 3-4 aydır. Meme kanseri gibi kemosensitif tümörlerde görülen perikard efüzyonunda sağkalım daha uzundur. Tedavi: Perikard efüzyonu varlığı her zaman müdahale gerektirmez. Perikard sıvısının aspirasyon endikasyonu şunlardır: Tamponad bulguları Periferik ven basıncı 13 cm H2O üzerine çıkması Nabız basıncının 20 mmhg nın altına düşmesi. Perikardiosentez: Tek başına uygulanması perikard efüzyonunun tekrarlamasını engellemez. Drenaj kateteri konulmadıkça saat içinde tekrarlar. Dolayısıyla ilave yöntemlerle idame tedavi sağlanmalıdır. Perikard drenaj kateteri: saat içinde kontrol sağlanır. Skleroterapi: Viseral ve parietal perikard zarlarının adezyonu amacıyla kullanılan maddeler %50-75 oranında sıvının tekrar birikmesini önler. Bleomisin, nitrojen mustard, tiyotepa, sisplatin, vinblastin ve florourasil bu amaçla kullanılmaktadır. Talk, interferon ve doksisiklin bu amaçla kullanılan diğer ilaçlardır. Sistemik kemoterapi: Yavaş gelişen perikard efüzyonunda, özellikle lenfoma ve meme kanseri gibi duyarlı tümörlerde kemoterapi etkili olabilir. Radyoterapi: Radyoterapiye duyarlı tümörlerde eksternal radyoterapi Gy dozunda etkili olmaktadır. Radyoterapiye bağlı en iyi sonuçlar lenfoma ve lösemide görülmektedir. Cerrahi: Balon perikardiotomi, subksifoid perikard penceresi, kısmi perikardiektomi uygulanabilir. Bu yöntemlerle % olguda kontrol sağlanmaktadır. H PERKALSEM Kanserli hastalarda görülen en sık metabolik acildir. Olguların %10-20 sinde görülür. Etyoloji: Hiperkalsemiye neden olan kanser türlerinin başında meme kanseri, miyelom, lenfoma, akciğer kanseri (epidermoid kanser küçük hücreli kansere kıyasla daha fazla hiperkalsemiye neden olur), böbrek hücreli kanser, baş-boyun kanserleri ve prostat kanseri gelmektedir. Hiperkalsemi nedeni olarak paratiroid benzeri hormonların, prostaglandinlerin ve osteoklast aktive edici faktörlerin salınımı sayılabilir. Semptom ve bulgular: Hiperkalsemiye bağlı semptomlar merkezi sinir sistemi, gastrointestinal sistem ve üriner sistem gibi birçok sistemi etkilemektedir (Tablo 2). 146

7 Onkolojik Aciller Tablo 2. Hiperkalsemiyle iliflkili semptomlar Genel MSS Kardiyak Sindirim Renal Dehidratasyon Anoreksi Pruritus Kilo kayb Yorgunluk Halsizlik Hipotoni Proksimal miyopati Konfüzyon Konvülziyon Koma Bradikardi QT k salmas PR uzamas Genifl T Atrial veya ventriküler aritmi Bulant Kusma Konstipasyon leus Pankreatit Dispepsi Poliüri Nefrokalsinoniz Hiperkalsemide Altta Yatan Neden Kemik Metastaz veya Paraneoplatik Sendrom mu? Her iki durumda da görülen hiperkalsemi semptomları arasında fark yoktur. Laboratuvar bulguları farklılık göstermektedir. İmmunoreaktif parathormon benzeri madde salgılayan tümörlerde siklik adenozin monofosfat düzeyleri artmış, serum fosforu düşüktür. Kemik metastazı olan olguların çoğunluğu ektopik hiperparatiroidizm bulguları göstermektedir. Tan : Dikkatli anamnez ve fizik muayene ile hiperkalsemiye neden olabilecek benign nedenler dışlanmalıdır. Primeri saptanamamış gizli tümörlere bağlı hiperkalsemi çok nadirdir. Kilo kaybı, yorgunluk ve kas zaafiyeti gibi semptomlar olması maligniteyi akla getirmelidir. Laboratuvar bulgular : Serum ipth oldukça düşük düzeydedir; inorganik fosfor düşük veya normaldir; 1,25 dihidroksivitamin D düşük veya normaldir. Tedavi: Hafif düzeyde kalsiyum yüksekliği olan asemptomatik olgular hospitalize edilmeden tedavi edilebilir. Ancak yakın kalsiyum takibi gereklidir. Oral sıvı alımının arttırılması, mobilizasyon ve hiperkalsemiyi arttırabilecek diğer ilaçların alınmaması şarttır. Semptomlu olan veya kalsiyum düzeyi >12 mg/dl olan tüm olgular hospitalize edilmeli ve tedavi uygulanmalıdır (Şekil 1). T bbi Tedavi Yöntemleri zotonik sodyum klorür infüzyonu: En etkili ve ilk uygulanacak yöntemdir. Volüm ekspansiyonu ve natriürez sonucu renal kan akımı artmakta ve distal tubullerde sodyum ve kalsiyum iyonları değişimi gerçekleşmektedir. Gerekli olan sıvı miktarı, hipovoleminin düzeyi ile hastanın böbrek ve kalp fonkisyonlarına göre ayarlanır. İnfüzyon hızı saatte ml olarak ayarlanır. Genellikle etki saat içinde başlar. 147

8 Mustafa Özgüro lu Akut Dönem Tedavisi Kronik Tedavi ml/saat izotonik NaCl Santral ven bas nc 10 cm Altta yatan hastal n tedavisi Hipovolemiden kaç nma Erken mobilizasyon Furosemid mg 2-4 saatte bir drar miktar ml/saat Üre, kreatinin, elektrolit, kalsiyum takibi Duyarl tümörlerde steroid Prednizon mg/gün Pamidronat 90 mg IV 2 saat Etidronat 5-10 mg/kg oral 6 aydan k sa sürede Hidrokortizon mg IV 8 saatte bir veya eflde eri dame predinisone mg günde Yan ts z ise Mitramisin 25 µg/kg Kalsitonin 2-8 µg/kg SC veya IM, 6-12 saatte bir Galyum nitrat mg/m 2 devaml IV infüzyon fiekil 1. Hiperkalseminin tedavisinde izlenecek ak fl flemas 148

9 Onkolojik Aciller Loop diüretikleri: Oldukça tartışmalı bir konudur. Teorik olarak furosemide bağlı gelişen natriürez sonucu idrarla kalsiyum atılımı artar. Ancak ciddi hiperkalsemilerde hipovolemi de mevcuttur. Serum fizyolojik ile plazma hacmi normal düzeye getirildikten sonra kullanılmaları daha yararlıdır. Diüretik dozu böbrek fonksiyonlarına ve saatlik idrar miktarına göre ayarlanır. Böbrek fonksiyonu normal olanlarda plazma hacmi yerine koyulduktan sonra furosemid mg IV başlanır ve diğer dozlar idrar miktarı saatlik < ml olduğu zaman verilir. Bisfosfonat: Hidroksiapatit kristallerine sıkıca bağlanarak kemik rezorbsiyonunu inhibe eder. Osteoklast inhibisyonu ve sitokin aktivasyonu ile bunu gerçekleştirirler. Ayrıca osteoklast öncü hücrelerinin oluşumunu ve farklılaşmasını da inhibe ederler. Sindirim sisteminden emilimleri oldukça kötüdür. Kemikteki yarılanma ömürleri çok uzun olup aktif kemik turnoveri olan bölgelerde daha fazla birikir. Pamidronat en sık kullanılan bisfosfonattır. Kansere bağlı hiperkalsemili olguların % ünde normokalsemiyi sağlar. 90mg 2 saatlik infüzyon şeklinde uygulanır. Tek doz uygulanması ve renal toksisitesi olmaması nedeniyle pamidronat oldukça uygun bir seçenektir. Son dönemlerde, hiperkalsemi tedavisinde etkisi kanıtlanmış ve onay almış kısa infüzyon şeklinde uygulanabilen zoledronat da bu amaçla kullanılabilir. Kortikosteroidler: Lenfoma ve hormona duyarlı meme kanserinde steroidlerin doğrudan antitümör etkileri vardır. Solid tümörlerin çoğunluğunda steroidlerin yeri oldukça sınırlıdır. Etki genellikle 3-5. günde başlar. Prednizon günlük dozu mg dır. Kalsitonin: Doğrudan osteoklast üzerindeki reseptörlere bağlanarak kemik yıkımını azaltır. Yan etkileri oldukça azdır ve organ yetersizliği olan hastalarda da güvenle kullanılır. Kalsitoninin etkisi 2-4 saatte başlar, hipokalsemik etkisi kısa sürelidir ve maksimum etkinlik 48. saatte görülür. Tedavinin daha fazla devam ettirilmesi etkinliği arttırmaz. Dozaj 2-8 µ/kg SC veya IM 6-12 saatte bir şeklinde uygulanır. Plicamycin (Mithramycin): Osteoklastlar üzerine doğrudan inhibitör etki gösterir. D vitamini ve parathormonun etkisini de bloke ederler. Kansere bağlı hiperkalsemi gelişen olguların %80 inde etkilidirler. Etkinin başlama süresi saattir saat sonra olguların çoğunda 2. doz gereklidir. Genellikle 25 µ/kg dozunda kullanılır. İnjeksiyon sayısı arttıkça toksisite artar. Böbrek, karaciğer toksisistesi ve trombopeni sıktır. Galyum nitrat: Doğrudan osteoklast inhibisyonu yapar. Kemik hücrelerine sitotoksik etki göstermeden kemik kalsiyumunu arttırır. %75-85 olguda kalsiyum düzeyi normalleşir. Bertheault-Cvitkovic, Chevalier ve ark. nın çalışmasında hiperkalseminin akut tedavisinde pamidronattan daha etkili bulunmuştur. Başka çalışmalarda ise galyum, kalsitonin ve etidronattan daha etkili bulunmuştur. Bunun yanında galyum tedavisinin çeşitli dezavantajları da var- 149

10 Mustafa Özgüro lu dır; Hospitalizasyon gerekliliği, günlük IV infüzyon zorunluluğu ve nefrotoksisite önemli problemlerdir. Tedavi öncesi kreatinin düzeyi <2.5 mg/dl olmalıdır. Galyumun etki süresi saatte başlar. 5 gün süreyle mg/m 2 IV infüzyon şeklinde uygulanır. AKUT H PERÜR SEM VE ÜRAT NEFROPAT S Hiperkalsemiye kıyasla daha az görülmektedir. Etiyoloji ve Risk Faktörleri Hiperürisemi sıklıkla lösemi, yüksek gradeli lenfoma ve polisitemia vera gibi miyeloproliferatif hastalıklar gibi hematolojik malignitelerde görülür. Bu hastalıkların tedavisi esnasında da ortaya çıkabilir. laçlar: Çeşitli sitotoksik ilaçlara (tiazofurin, aminothiadiazol) bağlı gelişebilir. Bazı ilaçlar ise ürik asit yapımını arttırarak veya atılımını azaltarak var olan hiperürisemiyi arttırırlar. Furosemid, tiyazidler ve etakrinik asit gibi diüretikler, akut ürikozüriye neden olurlar. Pirazinamid, etambutol gibi antitüberkülo ilaçlar ve nikotinik asit de hiperürisemiye neden olur. Yayg n veya agresif tümörler: İleri evre, anaplastik veya hızlı çoğalan tümörlerde hiperürisemi daha sık görülür. "Tümör yükü fazla olan" lenfomalı olgular, kronik miyeloid lösemi, kronik lenfoid lösemi, aşırı lökositoz, akut lösemi nedeniyle indüksiyon tedavisi uygulanan olgular Böbrek yetersizli i: Altta yatan böbrek bozukluğu olanlarda hiperürisemi daha sık görülür. Semptom ve Bulgular Hiperüriseminin neden olduğu klinik semptomu olan olgular çok ciddi ürik asit düzeyleri ile karşımıza gelir. Bazen gut artriti görülebilir, ancak, en sık görülen komplikasyon böbrek fonksiyon bozukluğu ve sıklıkla da akut böbrek yetersizliğidir. Akut böbrek yetersizliği gelişen olgularda mental konfüzyon, bulantı, kusma, sıvı yüklenmesi, perikardit ve konvülziyon görülebilir. Tan Yüksek serum ürik asit düzeyi, hiperürikozüri, artmış kraetinin ve BUN düzeyi tanı koydurucudur. Prognoz Altta yatan nedene bağlıdır. Tedavi Profilaktik önlemler: kemoterapi uygulanmasından önce mutlaka alınmalıdır. Serum ürat düzeyini arttıran veya idrarı asidik yapan ilaçlar (tiyazid ve 150

11 Onkolojik Aciller aspirin) kullanılmamalıdır. İdrar alkali yapılmalı ve ph düzeyi >7 olarak ayarlanmalıdır. Sodyum bikarbonat solüsyonu ( mmol/l) IV sıvılara ilave edilmelidir. Asetazolamid gibi karbonik anhidraz inhibitörleri alkalinizasyonu arttırabilir. Ancak, alkalinizasyondan önce idrardaki ürik asit konsantasyonunun azaltılması gerektiği (idrar volümü arttırılarak) unutulmamalıdır. Allopurinol: Ksantin oksidaz inhibitörü tedavinin temelini oluşturur. Sitotoksik tedaviden 1-2 gün önce başlanmalıdır. Doz mg/gün olarak başlanır. Tedavi 1-2 hafta veya hiperürisemi riski azalana dek devam eder. Akut oligüri: Ürat taşına bağlı üreteral obstrüksiyon akla gelmelidir. Sonografi ve BT ile değerlendirlmelidir. Piyelografi amacıyla kontrast verilmesi riski arttıracağından kaçınılmalıdır. Aku tubuler nekroz riskini arttırır. Dializ: Böbrek yetersizliği gelişen olgularda periton dializi veya hemodializ uygulanabilir. Ürat birikimine bağlı gelişen renal yetrsizliğin dializle düzelme şansı vardır. TÜMÖR L Z Z SENDROM Intrasellüler içeriğin hızlıca plazmaya geçmesiyle meydana gelen yaşamı tehdit eden metabolik bir bozukluktur. Metabolik bozukluklar düzeltilmediği takdirde, böbrek yetersizliği ve ölüm gerçekleşir. Etiyoloji ve Risk Faktörleri Yüksek gradeli lenfomalarda ve lökosit sayısı yüksek lösemilerin hızlı büyüme fazında tümör liziz sendromu görülür. Solid tümörlerde risk daha azdır. Sitotoksik tedavi sonrası iyatrojenik olarak gelişir. Kemoterapi öncesi gerekli önlemler alındığı takdirde risk azalır. Nadiren radyoterapi, steroid uygulanması, tamoksifen veya interferon sonrası dahi görülebilir. Risk Alt ndaki Hasta Gruplar Genç hasta <25 yaş Erkek, ileri evre hastalıkta (sıklıkla abdıminal hastalık) Artmış LDH düzeyi Di er Predispozan Faktörler Dehidratasyon Konsantre ve asidik idrar İdrarla artmış ürik asid atılımı Semptom ve Bulgular Hiperürisemi, Hiperfosfatemi, Hiperpotasemi, 151

12 Mustafa Özgüro lu Hipokalsemi ve Oligürik böbrek yetersizliği Tan Kemoterapi sonrası serumda artmış ürik asit, fosfor, potasyum düzeyi, azalmış kalsiyum düzeyi ve böbrek yetersizliği Prognoz Tümör liziz sendromuna neden olan altta yatan hastalığa ve metabolik bozuklukların yeterince düzeltilmesine bağlıdır. Tedavi Profilaksi: Kemoterapi öncesi riskli olgular belirlenmeli ve iyi hidratasyon ve idrar alkali yapılarak önlem alınmalıdır. Allopurinol başlanarak hiperürisemi minimum düzeyde tutulmalıdır. Kemoterapiden 3-4 gün sonra serum ürik asit, fosfor, potasyum, kalsiyum ve kreatinin düzeyleri tayin edilmelidir. Takip sıklıkla bozukluğun derecesine göre ayarlanmalıdır. Tümör liziz sendrom gelişmiş ise, tedavi özellikle elektrolit bozuklığunu düzeltmeye, hidratasyon ve hemodializ şeklinde olmalıdır. SP NAL KORD KOMPRESYONU Sistemik hastalığı olan kanserli olguların %1-5 inde görülür. Tedavi geciktiği takdirde irreverzibl paralizi, barsak ve mesane fonksiyon kaybı gelişir. Etiyoloji Omur ilik basısı sıklıkla ekstradural metastazlara (%95) bağlıdır ve tümörün vertebraları tutmasına bağlı gelişmektedir. Kemik tutulumu olmadan da tümör bazen epidural boşluğa yayılabilir. En sık torasik omurga (%70), daha az oranda da lumbosakral (%20) ve servikal(%10) omurga tutulmaktadır. Hangi malignitelerde daha sık görülmektedir? Sıklık sırasına göre akciğer, meme, primeri bilinmeyen metastaz, prostat, böbrek kanseri, lenfoma ve multipl miyeloma. Semptom ve Bulgular Erken bulgular: %90 olguda radiküler nitelikte ağrı (kemik tutulumundan ziyade nöral kompresyona bağlı) mevcuttur. Kemik tutulumuna bağlı ağrı hareketle, eğilmekle, öksürükle ve gerilme hareketleriyle artar. Olguların çoğunluğu nörolojik semptomlar ortaya çıkmadan haftalar veya aylar öncesinden ağrı tanımlamaktadır. Ara dönem bulgular : Omur iliği basısı tedavi edilmediği takdirde kuvvet kaybı gelişir. Öncesinde veya aynı dönemde duysal kayıp da ortaya çıkmaktadır. 152

13 Onkolojik Aciller Geç dönem bulgular : Otonom disfonksiyon, idrar retansiyonu ve konstipasyon geç bulgulardır. Otonom, motor ve duysal bulgular ortaya çıktığı zaman omur iliği kompresyonu hızla ilerler ve tedavi edilmediği takdirde saatler veya günler içinde irreverzibl paraliziye neden olur. Fizik Muayene Bulgular Tutulan omurga üzeri palpasyonla veya perküsyonla hassas, omurga veya yayıldığı sinir kökünde ağrı, kaslarda kuvvet kaybı, spastisite, kaslarda anormal gerilme refleksleri, ekstansör plantar yanıt ve duysal his kaybı görülmektedir.tutulan omur iliği segmentinin altında his kaybı gelişmesi kompresyon bölgesini gösterir. Otonom disfonksiyonu olan hastalarda fizik muayenede palpabl mesane, postvoiding fazla miktarda rezidüel idrar veya azalmış rektal tonus görülür. Tan Omur iliği basısında ilk adım doğru alınacak nörolojk anamnez ve muayenedir. Direk grafi: Olguların en az %66 sında direk grafide kemik anormalliklerine ait bulgular mevcuttur. Direk grafide pedikül erozyonu veya kaybı, vertebra korpuslarının kısmi veya tam kaybı ve paraspinöz yumuşak doku kitleleri saptanır. Ancak, normal direk grafi ile epidural metastazlar dışlanamaz. MR görüntülemesi: Epidural kompresyonun tanısı ve yerinin tam olarak belirlenmesi için MR görüntülemesi standart olmalıdır. Gadolinyumlu MR özellikle spinal epidural abseye bağlı gelişen kord kompresyonunda oldukça değerlidir. Disk boşluğunda anormal sinyal varlığı infeksiyon olasılığını akla getirmelidir. Gadolinyumlu MR ayrıca torasik omurga kompresyonu tanısında oldukça değerlidir. Bilgisayarl tomografi ve miyelografi: MR ın olmadığı merkezlerde bilgisayarlı tomografi ve miyelogram hem tanı hem de kompresyonun yerinin belirlenmesi amacıyla kullanılabilir. Prognoz Tedavi öncesi nörolojik bozukluğun derecesine bağlı olarak tedavide elde edilen başarı değişmektedir. Omur iliği basısı olan ve radyoterapi ve steroid kullanılan 209 hastalık prospektif bir seride tedavi öncesi ambulatuvar olanların %98 i, ambulatuvar olmayanların %60 ı veya paraplejik olanların ise %11 i tedavi sonrası ambulatuvar hale gelmiştir. Tedavi sonuçları radyosensitif tümörlerde(lenfoma, miyeloma gibi) radyo reziztant tümörlere (böbrek kanseri, hepatoma) kıyasla daha iyidir. İster sadece radyoterapi, isterse laminektomi sonrası radyoterapi ile tedavi edilsin tüm ambulatuvar hastalar tedavi sonrası ambulatuvar halde kalmışlar, ancak tedavi öncesi alt ekstremite paralizisi olan hastaların sadece %10 u tedavi sonrası yürüyebilmiştir. 153

14 Mustafa Özgüro lu Tedavi Tedavide amaç normal nörolojik fonksiyonların idamesi, lokal tümör kontrolü, omur iliğin stabilizasyonu ve ağrı kontrolüdür. Tedavide hangi yöntemin tercih edileceği klinik prezantasyon, histolojik tanı, klinik seyrin gidişatı, kanserin tipi, omur iliğin tutulum yeri, ve daha önce uygulanan tedavilere bağlıdır. Radyoterapi: Çoğu olguda, özellikle radyosensitif tümörlerde standart tedavi şeklidir. Tedaviden elde edilecek başarı tümörün radyosensitivitesi ile tedavi başlandığı andaki nörolojik tabloya bağlıdır. Tedavi alanı genelde epidural kompresyon olan bölge ve ilaveten alt ve üstten 2 omurgayı içermektedir. Steroidler: Hastanın anamnezi ve nörolojik muayene kord kompresyonunu düşündürüyor ise deksametazon verilmelidir. Yüksek doz IV deksametazon (100 mg) ı takiben 6 saatte bir 4 mg idame dozu ile ağrı palyasyonu ve nörolojik fonksiyonlarda düzelme sağlanır. Cerrahi: Kordun önünde olan tümörlerde vertebra korpus rezeksiyonu, kordun arkasındaki tümörlerde ise posterior laminektomi uygun cerrahi yöntemlerdir. Özellikle daha önce radyoterapi almış ve spinal stabilite gerektiren durumlarda, doku tanısı gerektiğinde veya steroid ve radyoterapiye rağmen progresyon gözlendiği takdirde uygulanır. Genel yaklaşım olarak radyoterapiye dirençli bir tümörde kord kompresyonu gelişmişse ve ciddi nörolojik defisit ortaya çıkmış ise (barsak veya mesane fonksiyon bozukluğu) cerrahi dekompresyon mutlaka uygulanmalıdır. Ancak, bu durumdaki hastaların çoğunluğu cerrahiye uygun aday değillerdir. Bu durumlarda nörolojik düzelme olasılığının oldukça az olduğu bilinerek radyoterapi uygulanabilir. Kemoterapi: Kemosensitif metastatik tümörlerde kemoterapi spinal kord kompresyonunda seçilmiş hastalarda kullanılabilir. Radyoterapi gibi diğer tedavi modaliteleri ile birlikte veya zorunlu durumlarda tek başına kullanılabilir. ARTMIfi KAFA Ç BASINCI Kanser tanısı almış olguların %25 inde beyin metastazı gelişmektedir. Kaynak sıklıkla akciğer, meme, gastrointestinal, melanom ve böbrektir. Peritümöral ödemi azaltmak için deksametazon kullanılmaktadır. Yanıt doza bağımlı olup lineer bir ilişki göstermektedir. Di er Tedavi Seçenekleri Cerrahi: Hayatı tehdit eden kitle etkisi yapan herniasyon var ise multipl lezyonlar olsa bile cerrahi uygulanmalıdır. Radyoterapi: Cerrahiye uygun olmayan tüm olgulara antiödem tedavisi ile birlikte radyoterapi uygulanır. Yaş, hastanın performansı, lezyon sayısı ve ekstrakranyal hastalık olup olmadığı radyoterapi sonrası sağkalımı etkiler. İyi 154

15 Onkolojik Aciller prognozlu grupta radyoterapi sonrası sağkalım medyan 7 ay iken, olumlu prognostik özellikler içermeyen grupta ortalama sağkalım 2 aydır. FEBR L NÖTROPEN Ateş >38.3 C ve nötrofil sayısı <500 /mikrolt olduğu durumlar febril nötropeni olarak nitelendirlir. Nötrofil sayısı <100/mikrolt, uzamış nötropeni veya nötrofil sayısında hızlı düşüş infeksiyon riskini arttırır. Etiyoloji Bakteri: Genellikle gram negatif basil (E. Coli, Klebsiella pnömoni, psödomonas aeruginosa) ve gram pozitif kok (koagülaz negatif stafilokok, beta-hemolitik streptokok, streptococcus viridans, enterokok) etkendir. Son dönemlerde kateterlere bağlı gram pozitif infeksiyonlar artmıştır. Mantar infeksiyonlar : Özellikle geniş spektrumlu antibiyotik veya steroid kullanımı sonrası gelişmişse candida infeksiyonları da sık görülmektedir. Virüsler: En sık herpesvirüs, respiratuvar sinsitiyal virüs ve influenza/parainfluenza görülmektedir. Semptom ve Bulgular İnfeksiyona ait fizik muayene bulgularının olmaması en belirgin özelliktir. Nötropeni ve buna bağlı gelişen infeksiyon odağında inflamatuvar yanıt yoktur. Hastada sadece titreme veya titremenin eşlik etmediği ateş görülür. Hastada pnömoni veya perirektal abse olsa bile solunum semptomu yoktur. Tan Tanıya yönelik rutin tetkikler febril nötropenik hastada istenmelidir. Ancak, yaşamı tehdit eden infeksiyon riski olduğundan hiç zaman kaybetmeden empirik antbiyotik tedavisi başlanmalıdır. Yap lmas Zorunlu Tetkikler En az iki bölgeden (periferik ven ve santral ven kateteri varsa buradan) hemokültür alınmalıdır. Kültür negatif olmasına rağmen ateş devam ettiği takdirde mantar ve aside dirençli basil etken eolarak akla gelmelidir. Dren varsa bu bölgeden kültür Dışkı tetkiki İdrar tahlili ve kültürü Akciğer grafisi Bilgisayarlı tomografi, gerekirse lomber ponksiyon Karaciğer enzimleri, kan sayımı ve biyokimya 155

16 Mustafa Özgüro lu Tedavi Empirik tedavi hemen zaman geçirmeden başlanmalıdır. Monoterapi: Seftazidim, sefepim, imipenem-silastatin, meropenem Ancak bunların hiçbirinin koagülaz negatif stafilokok, metisiline dirençli stafilokok, enterokoka etkileri yoktur. kili tedavi: Aminoglikozid (gentamisin, tobramisin, amikasin) + antipsödomonal betalaktam Gram negatif basile sinerjistik etki ve dirençli suş gelişiminde azalmaya neden olur. Vankomisin kullan m : Gram pozitif infeksiyon olasılığı kuvvetli olmadıkça kullanılmamalıdır de yayınlanan uygulama kılavuzuna göre: Ciddi kateter infeksiyonu olan hastalar Ciddi mukozal hasara neden olan yoğun kemoterapi sonrası(penisiline dirençli streptokok infeksiyonu) Febril nötropeni öncesi kinolon profilaksisi uygulanan olgular Hemokültürde gram pozitif bakteri üreyen olgular Hipotansiyon veya kardiyovasküler fonksiyon bozukluğu olan olgular Tedavi de erlendirilmesi: Hiçbir organizma izole edilemediği takdirde tedavi minimum 7 gün sürdürülmelidir. Hasta iyiyse oral antibiyotiğe geçilebilir. Empirik tedavi sonrası 3 gün içinde ateş geriler ve kültürde üreme olur ise tedavi değiştirilebilir. 7 gün kullanım sonrası sorun yok ise antibiyotik kesilmelidir. Ateflin devam etmesi halinde: Ateş 7 günden fazla devam ediyor ise antibiyotik değiştirilmelidir. Gram pozitif etki için sefazolin, anaerob etki için metronidazol verilir. Bir haftalık tedaviye rağmen gerilemez ise amfoterisin B kullanılmalıdır. KEMOTERAP EKSTRAVAZASYONU Kemoterapötik ilaçlar ekstravazasyon sonrası dokuda yarattığı soruna göre 3 ana gruba ayrılırlar: Vesikan ilaçlar: Ekstravaze olduğu bölgede lokal ağrı, doku hasarı ve yaygın nekroza neden olurlar. Aktinomisin, doksorubisin, epirubisin, mekloretamin, mitomisin, vinblastin, vinkristin, vinorelbin bu grupta yer alırlar rritan ve vesikan olmayan di er iki gruptaki ilaçlar: Ekstravazsayon neticesinde büyük sorun yaratmazlar. Ekstravazason oranı %0.1 ile %6 arasında değişmektedir. Bir klinikte güvenli uygulamadan bahsedebilmek için ekstravazasyon oranının %1 in altın- 156

17 Onkolojik Aciller da olması gereklidir. Vesikan ilaçlar genel olarak daha önce var olan intravenöz damar yolundan uygulanmamalı, yeni damar yolu mutlaka açılmalıdır. Daha önce oluşmuş lokal hasar ve parsiyel tromboz venöz konjesyona neden olmakta ve bunun sonucunda da ekstravazasyon riski artmaktadır. Kalıcı portlardan ilaç verilirken de çok dikkatli olunmalıdır. Port cebine veya subkutan dokuya ekstravazasyon çok ciddi sonuçlara yol açabilir. Patogenez Nükleik asitlere bağlanan ajanlar kronik ve birbirini takibeden doku hasarı ve progresif ülserasyona yol açarlar. Lokal eritem, ağrı, endürasyon, inflamasyona yol açmadan gittikçe genişleyen nedbe dokusu ve nekrotik ülserler haftalar, hatta aylarca devam eder. Nekrotik hücrelerden ilacın devamlı salınması sağlıklı dokuyu da hasara uğratır (endositoliz). Altta yatan kas, fasya, kemik ve tendona kadar ilerler. Fonksiyon kaybı, kontraktür ve sinir hasarına neden olur. İmmunosupresif hastalarda buna infeksiyon ve bakteriyemi de eklenir. Tedavi Ekstravazasyondan şüphelenildiği takdirde ilaç hemen durdurulmalıdr. İlaç aspire edilmeli ve damar yolu çıkarılmalıdır. Vesikan nitelikteki kemoterapötik ilaçların ekstravazasyonu lokal ağrı, doku hasarı ve yaygın nekroza neden olur. Bu nedenle sitostatikler ekstravaze olduğu anda gerekli önlemler hemen alınmalıdır (Şekil 2). Antrasiklin Ekstravazasyonu Hemen buz paketleriyle o bölgeye 24 saat boyunca hastanın tolere edebileceği ölçüde soğuk tatbiki Ekstremitenin istirahat ve elevasyonu Fazla miktarda ilaç ekstravaze olmuşsa veya 48. saatte progresif ağrı, şişlik ve ülserasyon gelişmiş ise agresif debridman gerekebilir. Mekloretamin Ekstravazasyonu Ciddi doku nekrozuna neden olur, ancak antrasiklinlerin tersine kronik ve progresif değildir. İzotonik solüsyonu içinde 0.17 M sodyum tiyosulfat solüsyonundan tekrarlayan şekilde 5-6 ml lik enjeksiyonlar yeterli olabilir. Vinka Alkaloidleri Ekstravazasyonu Hücresel nükleoproteine bağlanmayan vinka alkaloidleri gibi ilaçlardaki ekstravazasyonda görülen hasar daha hafiftir. Antrasiklinlerin aksine ılık kompres ve ekstravazasyon bölgesine lokal hyaluronidaz µ enjeksiyonu ile ilacın daha geniş alana dağılması ve lokal konsantrasyonun azalması sağlanır. Steroid injeksiyonu veya soğuk tatbiki doku hasarını arttırabilir. 157

18 Mustafa Özgüro lu laç Ekstravazyonu IV yol klampe edilir. laç aspire edilir. IV yol ç kar l r. Vesikan ilaç tipi Antitümör antibiyotik Vinka alkaloidi Nitrojen mustard So uk kompres ekstremite elevasyonu Ülserasyon Il k kompres Lokal U Hyaluronidaz 5-6 ml 0.17 M sodyum tiyosulfat Evet Hay r Cerrahi zle fiekil 2. Kemoterapötik ekstravazasyonunda önlemler 158

19 Onkolojik Aciller KAYNAKLAR 1. Price CGA, Price P: Acute emergencies in oncology: general overview. In: Peckham M, Pinedo HM, Veronesi U, eds. Oxford textbook of oncology. Oxford: Oxford University Press, , Falk S, Fallon M. ABC of palliative care: emergencies. Br Med J 315: , Escalante CP. Causes and management of superior vena cava syndrome. Oncology 7:61-68, Nicholson AA, Ettles DF, Arnold A, et al: Treatment of malignant superior vena cava obstruction: Metal stents or radiation therapy. J Vasc Intern Radiol 8(5): , Reyse CV, Thompson KS, Massarani, Wafai R, et al: Utilization of fine-needle aspiration cytology in the diagnosis of neoplastic superior vena cava syndrome. Diagn Cytopathol 19(2):84-88, Vaitkus P, Herrmann H, MM L. Treatment of malignant pericardial effusion. JAMA 272: 59-64, Body JJ, Barthl R, et al: Current use of bisphosphonates in oncology. J Clin Oncol 16(12): , Mundy GR, Guise TA: Hypercalcemia Of malignancy. Am J Med 103(2): , Vinholes J, Guo CY, Purohit OP, et al. Evaluation of new bone resorption markers in a randomized comparison of pamidronate or clodronate for hypercalcemia of malignancy. J Clin Oncol 15(1): , Conger JD. Acute uric acid nephropathy. Med Clin North Am 74:859, Cohen LF, Balow JE, Magrath IT, Poplack DG, Ziegler JL. Acute tumor lysis syndrome: a review of 37 patients with Burkitt s lymphoma. Am J Med 68:486, Kalemkerian GP, Darwish B, Varterasian ML, et al: Tumor lysis syndrome in small cell carcinoma and other solid tumors. Am J Med 103(5): , Elick TH, Workman TP, Gaufberg SV, et al: Spinal cord emergencies: False reassurance from reflexes. Acad Emerg Med 5(10): , Loblaw D, LapieweN: Emergency treatment of malignant extradural spinal cord compression: An evidence-based guideline. J Clin Oncol 16(4): , Talcott JA, Stomper PC, Drislane FW, et al:assessing suspected spinal cord compression: A multidisciplinary outcomes analysis of 342 episodes. Support Care Cancer 7(1):31-38, Hughes WT, Armstrong D, Bodey GP, et al:1997 guidelines for the use of antimicrobial agents in neutropenic patients with unexplained fever. Clin Infect Dis 25: , NCCN practice guidelines for fever and neutropenia. Oncology 13(5A): , Larson DL. Treatment of tissue extravasation by antitumor agents. Cancer 49:1796, Larson DL. What is the appropriate management of tissue extravasation by antitumor agents. Plast Reconstr Surg 75: 397,

ONKOLOJİK ACİLLER. Dr. Umut Kefeli Kocaeli Üniversitesi İç Hastalıkları ABD. VII. İstanbul Dahiliye Klinikleri Buluşması

ONKOLOJİK ACİLLER. Dr. Umut Kefeli Kocaeli Üniversitesi İç Hastalıkları ABD. VII. İstanbul Dahiliye Klinikleri Buluşması ONKOLOJİK ACİLLER Dr. Umut Kefeli Kocaeli Üniversitesi İç Hastalıkları ABD VII. İstanbul Dahiliye Klinikleri Buluşması Tanım Kanser veya tedavi komplikasyonları Hayatı tehdit eder Geç kalınırsa geri dönüşümsüz

Detaylı

PALYATİF BAKIM VE ONKOLOJİK ACİLLER. Prof. Dr. Metin GÜDEN Radyasyon Onkolojisi AD

PALYATİF BAKIM VE ONKOLOJİK ACİLLER. Prof. Dr. Metin GÜDEN Radyasyon Onkolojisi AD PALYATİF BAKIM VE ONKOLOJİK ACİLLER Prof. Dr. Metin GÜDEN Radyasyon Onkolojisi AD PALYATİF BAKIM Dünya Sağlık Örgütü tanımlamasına göre, palyatif bakım; yaşamı tehdit eden bir hastalıkla yüzyüze kalan,

Detaylı

HİPERKALSEMİ. Meral BAKAR Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Onkoloji Gündüz Tedavi Ünitesi

HİPERKALSEMİ. Meral BAKAR Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Onkoloji Gündüz Tedavi Ünitesi HİPERKALSEMİ Meral BAKAR Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Onkoloji Gündüz Tedavi Ünitesi Tanım: Hiperkalsemi serum kalsiyum düzeyinin normalden (9-11 mg/dl) yüksek olduğunda meydana gelen

Detaylı

VENA CAVA SUPERİOR SENDROMU. Dr.Serdar Onat

VENA CAVA SUPERİOR SENDROMU. Dr.Serdar Onat VENA CAVA SUPERİOR SENDROMU Dr.Serdar Onat VENA CAVA SUPERİOR SENDROMU Vena Cava Superiorda kan akımının tıkanıklığa uğraması sonucu gelişen klinik tablodur. Acil olarak tanısal değerlendirme ve tedaviyi

Detaylı

Doç Dr Ülkü Yılmaz Turay Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Merkezi Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Doç Dr Ülkü Yılmaz Turay Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Merkezi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tümör Lizis Sendrom Doç Dr Ülkü Yılmaz Turay Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Merkezi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Akut Tümör Lizis Sendrom Genellikle büyük, hızlı prolifere olan, tedaviye

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Onkoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 6 Aralık 2016 Salı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Onkoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 6 Aralık 2016 Salı Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Onkoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 6 Aralık 2016 Salı Ar. Gör. Dr. Abdullah Heybeci Yandal Ar. Gör. Uzm. Dr. Saime Tuncer Prof.

Detaylı

MULTİPL MYELOM VE BÖBREK YETMEZLİĞİ. Dr. Mehmet Gündüz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D.

MULTİPL MYELOM VE BÖBREK YETMEZLİĞİ. Dr. Mehmet Gündüz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D. MULTİPL MYELOM VE BÖBREK YETMEZLİĞİ Dr. Mehmet Gündüz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D. Multipl Myeloma Nedir? Vücuda bakteri veya virusler girdiğinde bazı B-lenfositler plazma hücrelerine

Detaylı

TROPENİK HASTALARA TANI VE TEDAVİ

TROPENİK HASTALARA TANI VE TEDAVİ FEBRİL L NÖTROPENN TROPENİK HASTALARA TANI VE TEDAVİ YAKLAŞIMI ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTES LTESİ İÇ HASTALIKLARI AD/HEMATOLOJİ BD GENEL PRENSİPLER PLER Dr A Zahit Bolaman Profilaktik antibakteriyel

Detaylı

ADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON. Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği

ADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON. Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği ADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği SUNU PLANI Tanım ve Epidemiyoloji Adrenal bez anatomi Etiyoloji Tanı Klinik Tedavi TANIM-EPİDEMİYOLOJİ Adrenal

Detaylı

Göğüs Cerrahisi Kuthan Kavaklı. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine

Göğüs Cerrahisi Kuthan Kavaklı. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Kuthan Kavaklı Göğüs Cerrahisi Akciğer Kanserinde Anamnez ve Fizik Muayene Bulguları Giriş Akciğer kanseri ülkemizde 11.5/100.000 görülme sıklığına

Detaylı

Magnezyum (Mg ++ ) Hipermagnezemi MAGNEZYUM, KLOR VE FOSFOR METABOLİZMA BOZUKLUKLARI

Magnezyum (Mg ++ ) Hipermagnezemi MAGNEZYUM, KLOR VE FOSFOR METABOLİZMA BOZUKLUKLARI Magnezyum (Mg ++ ) MAGNEZYUM, KLOR VE METABOLİZMA BOZUKLUKLARI Dr Ali Erhan NOKAY AÜTF Acil Tıp AD 2009 Büyük kısmı intraselüler yerleşimlidir Normal serum düzeyi: 1.5-2,5 meq/l Hücre içinde meydana gelen

Detaylı

Pulmoner Emboli Profilaksisi. Tanım. Giriş. Giriş 12.06.2010. Dr. Mustafa YILDIZ Fırat Üniversitesi Acil Tıp AD. Pulmoneremboli(PE):

Pulmoner Emboli Profilaksisi. Tanım. Giriş. Giriş 12.06.2010. Dr. Mustafa YILDIZ Fırat Üniversitesi Acil Tıp AD. Pulmoneremboli(PE): Pulmoner Emboli Profilaksisi Dr. Mustafa YILDIZ Fırat Üniversitesi Acil Tıp AD m Pulmoneremboli(PE): Bir pulmonerartere kan pıhtısının yerleşmesi Distaldeki akciğer parankimine kan sağlanaması Giriş Tipik

Detaylı

SEMİNOM-DIŞI TESTİS TÜMÖRLERİNİN TEDAVİSİNDE RADYOTERAPİ. Doç. Dr. Mert Saynak

SEMİNOM-DIŞI TESTİS TÜMÖRLERİNİN TEDAVİSİNDE RADYOTERAPİ. Doç. Dr. Mert Saynak SEMİNOM-DIŞI TESTİS TÜMÖRLERİNİN TEDAVİSİNDE RADYOTERAPİ Doç. Dr. Mert Saynak Clinical Radiation Oncology, Third Edition OLGU 30 yaşında bir hentbol oyuncusu, Migren tanısı var Son maçı esnasında

Detaylı

Akciğer Kanserinde Evreleme SONUÇ ALGORİTMİ

Akciğer Kanserinde Evreleme SONUÇ ALGORİTMİ Akciğer Kanserinde Evreleme SONUÇ ALGORİTMİ Doç. Dr. Tuncay Göksel Ege Ü.T.F. Göğüs Hast. A.D. SONUÇ Konuşması Yöntemi Toraks Derneği Akciğer ve Plevra Maligniteleri Rehberi 2006 + Kurs Konuşmaları Prognozu

Detaylı

HODGKIN DIŞI LENFOMA

HODGKIN DIŞI LENFOMA HODGKIN DIŞI LENFOMA HODGKIN DIŞI LENFOMA NEDİR? Hodgkin dışı lenfoma (HDL) veya Non-Hodgkin lenfoma (NHL), vücudun savunma sistemini sağlayan lenf bezlerinden kaynaklanan kötü huylu bir hastalıktır. Lenf

Detaylı

İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Febril Nötropeni Grubu. Febril Nötropeni Simpozyumu , Ankara

İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Febril Nötropeni Grubu. Febril Nötropeni Simpozyumu , Ankara İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Febril Nötropeni Grubu Febril Nötropeni Simpozyumu 24. 02.2008, Ankara Profilaksiler HPERCVAD (metotreksat+ siklofosfamid+vinkristin+adriablastin+deksametazon) protokolü alan

Detaylı

AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015

AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 Nonkardiyojenik Akciğer Ödemi Şok Akciğeri Travmatik Yaş Akciğer Beyaz Akciğer Sendromu

Detaylı

GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI

GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI Gebelikte ortaya çıkan fizyolojik değişiklikler Sodyum ve su retansiyonu Sistemik kan basıncında azalma Böbrek boyutunda artma ve toplayıcı sistemde dilatasyon Böbrek kan

Detaylı

FEBRİL NÖTROPENİ TANI VE TEDAVİ

FEBRİL NÖTROPENİ TANI VE TEDAVİ FEBRİL NÖTROPENİ TANI VE TEDAVİ Dr. Kaya Süer Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Tanımlar / Ateş Oral / Aksiller tek seferde 38.3 C veya üstü Bir

Detaylı

Kan Kanserleri (Lösemiler)

Kan Kanserleri (Lösemiler) Lösemi Nedir? Lösemi bir kanser türüdür. Kanser, sayısı 100'den fazla olan bir hastalık grubunun ortak adıdır. Kanserde iki önemli özellik bulunur. İlk önce bedendeki bazı hücreler anormalleşir. İkinci

Detaylı

GEBELİK VE MEME KANSERİ

GEBELİK VE MEME KANSERİ GEBELİK VE MEME KANSERİ Doç. Dr. Ramazan YILDIZ Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı, 27 Kasım 2014, Ankara Gebelikte Kanser Gebelikte kanser insidansı % 0.07-0.1 arasında Gebelik

Detaylı

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU Alanin Transaminaz ( ALT = SGPT) : Artmış alanin transaminaz karaciğer hastalıkları ( hepatosit hasarı), hepatit, safra yolu hastalıklarında ve ilaçlara bağlı olarak

Detaylı

Dr Ercan KARAARSLAN Acıbadem Üniversitesi Maslak Hastanesi

Dr Ercan KARAARSLAN Acıbadem Üniversitesi Maslak Hastanesi Dr Ercan KARAARSLAN Acıbadem Üniversitesi Maslak Hastanesi 1 Öğrenme hedefleri Metastazların genel özellikleri Görüntüleme Teknikleri Tedavi sonrası metastaz takibi Ayırıcı tanı 2 Metastatik Hastalık Total

Detaylı

HİPOFARİNKS KANSERİ DR. FATİH ÖKTEM

HİPOFARİNKS KANSERİ DR. FATİH ÖKTEM HİPOFARİNKS KANSERİ DR. FATİH ÖKTEM Nadirdir!!! Üst aerodijestif sistem malinitelerinin % 5-10 u, tüm malinitelerin ise %0.5 i hipofarinks kanserleridir. Kötü seyirlidir!!! İleri evrede başvurmaları ve

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Onkoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 23 Ocak 2018 Salı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Onkoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 23 Ocak 2018 Salı Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Onkoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 23 Ocak 2018 Salı Dr. Ekber Akbarov Yar. Doç. Dr. Uğur Demirsoy Prof. Dr Funda Çorapcıoğlu

Detaylı

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi. Dr.

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi. Dr. Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi Dr. Aslı KANTAR GİRİŞ GENEL BİLGİLER Akut böbrek hasarı (ABH) yenidoğan yoğun bakım

Detaylı

HİPERKALSEMİ. Dr. Adnan YILMAZ. kları ve Göğüs s Cerrahisi E.A. Hastanesi

HİPERKALSEMİ. Dr. Adnan YILMAZ. kları ve Göğüs s Cerrahisi E.A. Hastanesi HİPERKALSEMİ Dr. Adnan YILMAZ Süreyyapaşa Göğüs s Hastalıklar kları ve Göğüs s Cerrahisi E.A. Hastanesi ORGANLAR HORMONLAR KALSİYUM DENGESİ DİĞER FAKTÖRLER? SİTOKİNLER? Mundy GR and Guise TA. Clin Chem

Detaylı

Göğüs Cerrahisi Alkın Yazıcıoğlu. Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi

Göğüs Cerrahisi Alkın Yazıcıoğlu. Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Mediastenin Nadir Görülen Tümörleri Tüm mediastinal kitlelerin %10 dan azını meydana getiren bu lezyonlar mezenkimal veya epitelyal kökenli tümörlerden oluşmaktadır. Journal of linical and nalytical Medicine

Detaylı

TÜMÖR LİZİS SENDROMU. Doç.Dr. Seda Özkan. Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Tıp Kliniği, Ankara

TÜMÖR LİZİS SENDROMU. Doç.Dr. Seda Özkan. Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Tıp Kliniği, Ankara TÜMÖR LİZİS SENDROMU Doç.Dr. Seda Özkan Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Tıp Kliniği, Ankara Tümör hücrelerinin hızlı bir şekilde yıkılmasıyla ortaya çıkan ve yaşamı tehdit edebilen

Detaylı

Prof Dr Salim Çalışkan. İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Nefrolojisi

Prof Dr Salim Çalışkan. İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Nefrolojisi Prof Dr Salim Çalışkan İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Nefrolojisi FC 12y K Tekrarlayan İYE İYE dikkat çeken noktalar Çocukluk çağında 2.en sık enfeksiyondur Böbrek parankimi zarar görebilir (skar) Skara

Detaylı

BÖBREK YETMEZLİĞİ TANI VE TEDAVİ SEÇENEKLERİ DR MÜMTAZ YILMAZ EÜTF İÇ HASTALIKLARI NEFROLOJİ BİLİM DALI

BÖBREK YETMEZLİĞİ TANI VE TEDAVİ SEÇENEKLERİ DR MÜMTAZ YILMAZ EÜTF İÇ HASTALIKLARI NEFROLOJİ BİLİM DALI BÖBREK YETMEZLİĞİ TANI VE TEDAVİ SEÇENEKLERİ DR MÜMTAZ YILMAZ EÜTF İÇ HASTALIKLARI NEFROLOJİ BİLİM DALI Kronik böbrek hastalığı-tanım Glomerül filtrasyon hızında (GFH=GFR) azalma olsun veya olmasın, böbrekte

Detaylı

Dr. Ufuk Yılmaz. İzmir, Suat Seren Göğüs Hastalıkları ve Cerrahisi EAH

Dr. Ufuk Yılmaz. İzmir, Suat Seren Göğüs Hastalıkları ve Cerrahisi EAH Dr. Ufuk Yılmaz İzmir, Suat Seren Göğüs Hastalıkları ve Cerrahisi EAH İlaçlar, istenmediği halde damar dışına kaçabilir Etrafındaki subkutan dokuya yayılabilir Şiddetli, irreversibıl değişikliklere kadar

Detaylı

Lokal İleri Evre Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanseri Tedavisi

Lokal İleri Evre Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanseri Tedavisi Lokal İleri Evre Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanseri Tedavisi Lokal ileri evre akciğer kanserli olgularda cerrahi tedavi, akciğer rezeksiyonu ile birlikte invaze olduğu organ ve dokuların rezeksiyonunu

Detaylı

ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK

ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK ASTIM Dünya genelinde 300 milyon kişiyi etkilediği düşünülmekte Gelişmiş ülkelerde artan prevalansa sahip Hasta veya toplum açısından yüksek maliyetli bir hastalık

Detaylı

NEFROTİK SENDROM. INTERN DR. H.RUMEYSA DAĞ Eylül 2013

NEFROTİK SENDROM. INTERN DR. H.RUMEYSA DAĞ Eylül 2013 NEFROTİK SENDROM INTERN DR. H.RUMEYSA DAĞ Eylül 2013 NEFROTİK SENDROM NEDİR? Nefrotik sendrom ; proteinüri (günde 3.5gr/gün/1.73 m2), hipoalbüminemi (

Detaylı

PERİKARDİT GİRİŞ PATOFİZYOLOJİ. Dr. Neslihan SAYRAÇ

PERİKARDİT GİRİŞ PATOFİZYOLOJİ. Dr. Neslihan SAYRAÇ GİRİŞ Perikard PERİKARDİT Dr. Neslihan SAYRAÇ AÜTF Acil Tıp Anabilim Dalı 05/01/2010 Visseral Parietal 50 ml seröz sıvı İnsidansı net olarak bilinmiyor Ancak acil servise AMI olmayan göğüs ağrısı ile başvuran

Detaylı

Tanı: Metastatik hastalık için patognomonik bir radyolojik. Tek veya muitipl nodüller iyi sınırlı veya difüz. Göğüs Cerrahisi Hasan Çaylak

Tanı: Metastatik hastalık için patognomonik bir radyolojik. Tek veya muitipl nodüller iyi sınırlı veya difüz. Göğüs Cerrahisi Hasan Çaylak Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Hasan Çaylak Göğüs Cerrahisi Metastatik Akciğer Tümörleri Giriş İzole akciğer metastazlarına tedavi edilemez gözüyle bakılmamalıdır Tümör tipine

Detaylı

Tedavi. Tedavi hedefleri;

Tedavi. Tedavi hedefleri; Doç. Dr. Onur POLAT Tedavi DVT tanısı konduktan sonra doğal gidişine bırakılırsa, ölümcül komplikasyonu olan PE ve uzun dönemde sakatlık oranı son derece yüksek olan posttromboflebitik sendrom ve Pulmoner

Detaylı

Yatan ve Poliklinik Takipli Kanserli Hastalarda İlaç Etkileşimlerinin Sıklığı ve Ciddiyetinin Değerlendirilmesi

Yatan ve Poliklinik Takipli Kanserli Hastalarda İlaç Etkileşimlerinin Sıklığı ve Ciddiyetinin Değerlendirilmesi Yatan ve Poliklinik Takipli Kanserli Hastalarda İlaç Etkileşimlerinin Sıklığı ve Ciddiyetinin Değerlendirilmesi Dr. Ali Ayberk Beşen Başkent Üniversitesi Tıbbi Onkoloji BD Giriş Sitotoksik tedaviler herhangi

Detaylı

Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi. Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı

Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi. Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı Çalışan açısından, yüksekte güvenle çalışabilirliği belirleyen etkenler:

Detaylı

Omurga-Omurilik Cerrahisi

Omurga-Omurilik Cerrahisi Omurga-Omurilik Cerrahisi BR.HLİ.017 Omurga cerrahisi, omurilik ve sinir kökleri ile bu hassas sinir dokusunu saran/koruyan omurga üzerinde yapılan ameliyatları ve çeşitli girişimleri içerir. Omurga ve

Detaylı

NEFRİT. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Genel Bilgiler. Nefrit

NEFRİT. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Genel Bilgiler. Nefrit NEFRİT Prof. Dr. Tekin AKPOLAT Genel Bilgiler Böbreğin temel fonksiyonlarından birisi idrar üretmektir. Her 2 böbrekte idrar üretimine yol açan yaklaşık 2 milyon küçük ünite (nefron) vardır. Bir nefron

Detaylı

Göğüs Ağrısı Olan Hasta. Dr. Ö.Faruk AYDIN / 06.04.2016

Göğüs Ağrısı Olan Hasta. Dr. Ö.Faruk AYDIN / 06.04.2016 Göğüs Ağrısı Olan Hasta Dr. Ö.Faruk AYDIN / 06.04.2016 Göğüs Ağrısı??? Yan ağrısı? Sırt ağrısı? Mide ağrısı? Karın ağrısı? Boğaz ağrısı? Omuz ağrısı? Meme ağrısı? Akut Göğüs Ağrısı Aniden başlar-tipik

Detaylı

GIS Perforasyonları. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK-2012

GIS Perforasyonları. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK-2012 GIS Perforasyonları Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK-2012 Sunum Planı Özefagus perforasyonu Ülser perforasyonları Tanım Epidemiyoloji Klinik Tanı Ayırıcı tanı Tedavi Özefagus Perforasyonu

Detaylı

Gerçek şilöz asit: yüksek trigliserid oranlarına sahip sıvı.

Gerçek şilöz asit: yüksek trigliserid oranlarına sahip sıvı. GİRİŞ Süt rengi Şilus un peritoneal kaviyete ekstravazasyonudur. Oldukça nadir görülen bir durumdur. Asit sıvısındaki trigliserid seviyesi 110 mg/dl nin üzerindedir. Lenfatik sistemin devamlılığında sorun

Detaylı

mrcc Tedavisinde Olgular Eşliğinde Tartışma

mrcc Tedavisinde Olgular Eşliğinde Tartışma mrcc Tedavisinde Olgular Eşliğinde Tartışma Doç.Dr.Adnan Şimşir - Yaklaşım,Risk Grupları Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji ABD Prof.Dr.İbrahim Cüretlibatır - Sitoredüktif Cerrahi Ege Üniversitesi

Detaylı

Adrenal Yetmezlik. Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı

Adrenal Yetmezlik. Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı Adrenal Yetmezlik Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı Adrenal bez Etiyoloji Adrenal yetmezlik Primer adrenal yetmezlik Sekonder adrenal yetmezlik Fizyo-patoloji

Detaylı

Nocardia Enfeksiyonları. Dr. H.Kaya SÜER Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

Nocardia Enfeksiyonları. Dr. H.Kaya SÜER Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Nocardia Enfeksiyonları Dr. H.Kaya SÜER Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Nocardia Enfeksiyonları Nocardia insanlarda ve hayvanlarda lokalize veya dissemine enfeksiyonlardan sorumlu olabilen

Detaylı

SPONDİLODİSKİTLER. Dr. Nazlım AKTUĞ DEMİR

SPONDİLODİSKİTLER. Dr. Nazlım AKTUĞ DEMİR SPONDİLODİSKİTLER Dr. Nazlım AKTUĞ DEMİR Vertebra Bir dizi omurdan oluşur Vücudun eksenini oluşturur Spinal kordu korur Kaslar, bağlar ve iç organların yapışacağı sabit bir yapı sağlar. SPONDİLODİSKİT

Detaylı

DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR

DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI D.P.Ü. KÜTAHYA EVLİYA ÇELEBİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR PROF. DR. AHMET HAKAN VURAL OP. DR. GÜLEN SEZER ALPTEKİN ERKUL OP. DR. SİNAN ERKUL

Detaylı

Ödem, hiperemi, konjesyon. Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2015

Ödem, hiperemi, konjesyon. Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2015 Ödem, hiperemi, konjesyon Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2015 1 Hemodinamik bozukluklar Ödem Hiperemi / konjesyon Kanama (hemoraji) Trombüs / emboli İnfarktüs Şok 2 Hemodinamik bozukluklar Ödem 3 Ödem Tanım: İnterstisyel

Detaylı

KVC YOĞUN BAKIMDA HİPOTANSİF VE KANAMALI HASTAYA YAKLAŞIM HEM. ASLI AKBULUT KVC YOĞUN BAKIM

KVC YOĞUN BAKIMDA HİPOTANSİF VE KANAMALI HASTAYA YAKLAŞIM HEM. ASLI AKBULUT KVC YOĞUN BAKIM KVC YOĞUN BAKIMDA HİPOTANSİF VE KANAMALI HASTAYA YAKLAŞIM HEM. ASLI AKBULUT KVC YOĞUN BAKIM YOĞUN BAKIMA HASTANIN KABULÜ Açık kalp ameliyatı yapılan hastaların ameliyathaneden yoğun bakıma transferi entübe

Detaylı

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ 20.05.2010 Giriş I Renovasküler hipertansiyon (RVH), renal arter(ler) darlığının neden

Detaylı

Engraftman Dönemi Komplikasyonlarda Hemşirelik İzlemi. Nevin ÇETİN Hacettepe Üniversitesi Pediatrik KİTÜ

Engraftman Dönemi Komplikasyonlarda Hemşirelik İzlemi. Nevin ÇETİN Hacettepe Üniversitesi Pediatrik KİTÜ Engraftman Dönemi Komplikasyonlarda Hemşirelik İzlemi Nevin ÇETİN Hacettepe Üniversitesi Pediatrik KİTÜ Engraftman Sendromu Veno- Oklüzif Hastalık Engraftman Sendromu Hemşirelik İzlemi Vakamızda: KİT (+14)-

Detaylı

KLİMİK İZMİR TOPLANTISI 21.11.2013

KLİMİK İZMİR TOPLANTISI 21.11.2013 KLİMİK İZMİR TOPLANTISI 21.11.2013 OLGULAR EŞLİĞİNDE GÜNDEMDEKİ İNFEKSİYON HASTALIKLARI Dr. A. Çağrı Büke Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Olgu E.A 57 yaşında,

Detaylı

LENFATİK VE İMMÜN SİSTEM HANGİ ORGANLARDAN OLUŞUR?

LENFATİK VE İMMÜN SİSTEM HANGİ ORGANLARDAN OLUŞUR? LENFOMA NEDİR? Lenfoma, diğer grup onkolojik hastalıklar içinde yaşamın uzatılması ve daha kaliteli yaşam sağlanması ve hastaların kurtarılmaları açısından daha fazla başarı elde edilmiş bir hastalıktır.

Detaylı

3. OLGU. Tüberküloz Kursu 2008 Antalya

3. OLGU. Tüberküloz Kursu 2008 Antalya 3. OLGU Tüberküloz Kursu 2008 Antalya 43 yaşında erkek hasta, çiftçi Yakınması: Öksürük, balgam, balgamla karışık kan tükürme, nefes darlığı Hikayesi: Yaklaşık 5 aydır öksürük ve balgam yakınması olan

Detaylı

Lokal Hastalıkta Hangi Hasta Opere Edilmeli? Doç. Dr. Serdar Akyıldız E ge Ü n i v e r sitesi Tı p Fakültesi K B B Hastalıkları Anabilim D a l ı

Lokal Hastalıkta Hangi Hasta Opere Edilmeli? Doç. Dr. Serdar Akyıldız E ge Ü n i v e r sitesi Tı p Fakültesi K B B Hastalıkları Anabilim D a l ı Lokal Hastalıkta Hangi Hasta Opere Edilmeli? Doç. Dr. Serdar Akyıldız E ge Ü n i v e r sitesi Tı p Fakültesi K B B Hastalıkları Anabilim D a l ı Genel olarak; Tümör hacmi arttıkça Evre ilerledikçe Kombine

Detaylı

EVRE I SEMİNOM DIŞI TÜMÖRLERE YAKLAŞIM

EVRE I SEMİNOM DIŞI TÜMÖRLERE YAKLAŞIM EVRE I SEMİNOM DIŞI TÜMÖRLERE YAKLAŞIM Dr. Ahmet BİLİCİ İstanbul Medipol Üniversitesi, Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji B.D. 16.12.2018 Giriş Testis tümörlerinin %30 unu oluşturur %70 i erken evre olarak tanı

Detaylı

ONKOLOJİDE İLAÇ ETKİLEŞİMLERİ ORGAN YETMEZLİKLERİNDE ETKİLEŞİM

ONKOLOJİDE İLAÇ ETKİLEŞİMLERİ ORGAN YETMEZLİKLERİNDE ETKİLEŞİM ONKOLOJİDE İLAÇ ETKİLEŞİMLERİ ORGAN YETMEZLİKLERİNDE ETKİLEŞİM İlaç etkileşiminde rolü olan organlar Böbrek Karaciğer Akciğer GİS Kalp Organ fonksiyonlarının değerlendirilmesi Böbrek (üre, kreatinin, GFR)

Detaylı

Kan ser li Has ta lar da Gö rü len Da hi li Acil So run lar

Kan ser li Has ta lar da Gö rü len Da hi li Acil So run lar İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Sürekli Tıp Eğitimi Etkinlikleri Güncel Klinik Onkoloji Sempozyum Dizisi No: 37 Aralık 2003; s. 45-64 Kan ser li Has ta lar da Gö rü len Da hi li Acil So run lar Doç. Dr.

Detaylı

KAN VE SIVI RESÜSİTASYO N -1 AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ACİL TIP ANABİLİM DALI Dr.İlker GÜNDÜZ

KAN VE SIVI RESÜSİTASYO N -1 AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ACİL TIP ANABİLİM DALI Dr.İlker GÜNDÜZ KAN VE SIVI RESÜSİTASYO N -1 AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ACİL TIP ANABİLİM DALI Dr.İlker GÜNDÜZ 03-11-2009 Doku hipoperfüzyonu ve organ hasarı oluşturan, intravasküler volüm kaybının ilk tedavisi

Detaylı

Vücutta dolaşan akkan sistemidir. Bağışıklığımızı sağlayan hücreler bu sistemle vücuda dağılır.

Vücutta dolaşan akkan sistemidir. Bağışıklığımızı sağlayan hücreler bu sistemle vücuda dağılır. HODGKIN LENFOMA HODGKIN LENFOMA NEDİR? Hodgkin lenfoma, lenf sisteminin kötü huylu bir hastalığıdır. Lenf sisteminde genç lenf hücreleri (Hodgkin ve Reed- Sternberg hücreleri) çoğalır ve vücuttaki lenf

Detaylı

XVII. ULUSAL KANSER KONGRESİ

XVII. ULUSAL KANSER KONGRESİ XVII. ULUSAL KANSER KONGRESİ İnteraktif Olgu Sunumu KEMİK TÜMÖRLERİ . 17 yaşında bayan hasta. 2.5 yıldır sol bacakda yürürken ağrı Enfeksiyon ve dolaşım bozukluğu tedavisi uygulanmış. Son 6 aydır ağrı

Detaylı

RENAL PREOPERATİF DEĞERLENDİRME. Dr. Mürvet YILMAZ SBÜ. Bakırköy Dr. Sadi Konuk SUAM

RENAL PREOPERATİF DEĞERLENDİRME. Dr. Mürvet YILMAZ SBÜ. Bakırköy Dr. Sadi Konuk SUAM RENAL PREOPERATİF DEĞERLENDİRME Dr. Mürvet YILMAZ SBÜ. Bakırköy Dr. Sadi Konuk SUAM SBÜ. İÇ HASTALIKLARI KONGRESİ-2018 ABH-KBY Böbrek fonksiyonları bozuk olan hastalarda ABH/KBY ayırımı yapılmalıdır. ABH

Detaylı

GERM HÜCRELİ TÜMÖRLER İnteraktif Olgu Sunumu Dr BENGÜ DEMİRAĞ

GERM HÜCRELİ TÜMÖRLER İnteraktif Olgu Sunumu Dr BENGÜ DEMİRAĞ GERM HÜCRELİ TÜMÖRLER İnteraktif Olgu Sunumu Dr BENGÜ DEMİRAĞ Haziran 1999 erkek Başvuru Ekim 2014 2 aydır sağ testiste şişlik. Bitlis. Karın ağrısı ve şişlik ile Ankara ya sevk. Ankara da Üroloji AD da

Detaylı

Meme Kanseri ve Ateş. Dr. Ömer Fatih Ölmez Medipol Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilimdalı

Meme Kanseri ve Ateş. Dr. Ömer Fatih Ölmez Medipol Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilimdalı Meme Kanseri ve Ateş Dr. Ömer Fatih Ölmez Medipol Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilimdalı VAKA-1 52 yaş, kadın hasta Meme kanseri nedeni ile 1 hafta önce aldığı adjuvan kemoterapi sonrası ateş

Detaylı

Postoperatif Noninfeksiyoz Ateş. Dr.Dilek ARMAN GÜTF Enfeksiyon Hastalıkları AD

Postoperatif Noninfeksiyoz Ateş. Dr.Dilek ARMAN GÜTF Enfeksiyon Hastalıkları AD Postoperatif Noninfeksiyoz Ateş Dr.Dilek ARMAN GÜTF Enfeksiyon Hastalıkları AD GT, 62 y, kadın Nüks tiroid papiller CA Kitle eksizyonu (özefagus ve trake den sıyırılarak) + Sağ fonksiyonel; sol radikal

Detaylı

Patogenez Bronşektazi gelişiminde iki temel mekanizma rol oynar

Patogenez Bronşektazi gelişiminde iki temel mekanizma rol oynar Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Bronşektazi Giriş Subsegmental solunum yollarının anormal ve kalıcı dilatasyonu şeklinde tanımlanır Hastalık olmaktan çok çeşitli patolojik süreçlerin

Detaylı

Dr. Mustafa Hasbahçeci

Dr. Mustafa Hasbahçeci Dr. Mustafa Hasbahçeci Kaynaklar Tokyo Guidelines for acute cholangitis-2007 *Background: Tokyo Guidelines for the management of acute cholangitis and cholecystitis. J Hepatobiliary Pancreat Surg. 2007;14(1):1-10.

Detaylı

Anestezi Uygulama II Bahar / Ders:9. Anestezi ve Emboliler

Anestezi Uygulama II Bahar / Ders:9. Anestezi ve Emboliler Anestezi Uygulama II 2017-2018 Bahar / Ders:9 Anestezi ve Emboliler Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI Emboli Nedir? Damarlarda dolaşan kan içerisine hava ya da yabancı cisim girişine bağlı olarak, dolaşımı engelleyen

Detaylı

MYOLOGIA CRUSH SENDROMU. Dr. Nüket Göçmen Mas

MYOLOGIA CRUSH SENDROMU. Dr. Nüket Göçmen Mas MYOLOGIA CRUSH SENDROMU Dr. Nüket Göçmen Mas Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi AD Kas hücresi ve kas dokusu Kısalma özelliğini taşıyan hücreye kas hücresi denir. Bunların oluşturduğu dokuya

Detaylı

Febril nötropenik hastada tanı ve risk değerlendirmesi. Doç Dr Mükremin UYSAL Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji

Febril nötropenik hastada tanı ve risk değerlendirmesi. Doç Dr Mükremin UYSAL Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Febril nötropenik hastada tanı ve risk değerlendirmesi Doç Dr Mükremin UYSAL Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Giriş Nötropeni genellikle malign bir hastalık tedavisi sırasında kemoterapinin

Detaylı

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları ABD, Medikal Onkoloji BD Güldal Esendağlı

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları ABD, Medikal Onkoloji BD Güldal Esendağlı Sağlık Bakanlığından Muaf Hekimin Ünvanı - Adı Soyadı Aydın Aytekin Bildiriyi Sunacak Kişi Ünvanı - Adı Soyadı Rafiye Çiftçiler Bildiriyi Sunacak Kişi Kurumu Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları

Detaylı

Sağlık Memuru & Aday Biyolog Özgür YETKİN

Sağlık Memuru & Aday Biyolog Özgür YETKİN Sağlık Memuru & Aday Biyolog Özgür YETKİN Onkoloji, Kanser nedir? Onkoloji tümörlerle uğraşan bilim dalı. Kanser, hücrelerin kontrolsüz veya anormal bir şekilde büyümesi ve çoğalmasıdır. AMAÇ Doğru, Güvenilir,

Detaylı

İNVAZİV PULMONER ASPERJİLLOZ Dr. Münire Gökırmak. Süleyman Demirel Üniversitesi Göğüs Hastalıkları A.D.

İNVAZİV PULMONER ASPERJİLLOZ Dr. Münire Gökırmak. Süleyman Demirel Üniversitesi Göğüs Hastalıkları A.D. İNVAZİV PULMONER ASPERJİLLOZ Dr. Münire Gökırmak Süleyman Demirel Üniversitesi Göğüs Hastalıkları A.D. OLGU 1 23 yaşında kadın hasta Ateş, yorgunluk ve anemi Lökosit: 6.800/mm3, %8 nötrofil, %26 blast,

Detaylı

Febril Nötropenik Hastada Antimikrobiyal Direnç Sorunu : Kliniğe Yansımalar

Febril Nötropenik Hastada Antimikrobiyal Direnç Sorunu : Kliniğe Yansımalar Febril Nötropenik Hastada Antimikrobiyal Direnç Sorunu : Kliniğe Yansımalar Prof.Dr.Halit Özsüt İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Ali DUMAN Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp A. D.

Yrd. Doç. Dr. Ali DUMAN Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp A. D. Yrd. Doç. Dr. Ali DUMAN Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp A. D. Sunu Planı Tanım ve Epidemiyoloji Adrenal bez anatomi ve fizyolojisi Etiyoloji Klinik Tanı Tedavi Tanım ve Epidemiyoloji

Detaylı

Eklem Protez Enfeksiyonlarında Antimikrobiyal Tedavi

Eklem Protez Enfeksiyonlarında Antimikrobiyal Tedavi Eklem Protez Enfeksiyonlarında Antimikrobiyal Tedavi Dr. Çağrı Büke Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı 26.12.15 KLİMİK - İZMİR 1 Eklem protezleri

Detaylı

UYGUNSUZ ADH SENDROMU

UYGUNSUZ ADH SENDROMU UYGUNSUZ ADH SENDROMU Dr Sevin Başer Pamukkale Üniversitesi Göğüs G Hastalıklar kları Anabilim Dalı PAMUKKALE TARİHÇE 1957 yılında y Schwartz ve arkadaşlar ları Schwartz WB. Am J Med 1957; 23: 529-42 Bartter

Detaylı

NEFRİTİK SENDROMLAR. Dr.LATİFE ERDOĞAN Ekim 2013

NEFRİTİK SENDROMLAR. Dr.LATİFE ERDOĞAN Ekim 2013 NEFRİTİK SENDROMLAR Dr.LATİFE ERDOĞAN Ekim 2013 NEFRİTİK SENDROM NEDİR? Akut böbrek yetmezliği bulguları ile gelen bir hastada gross hematüri, varsa tanı nefritik sendromdur. Proteinürü

Detaylı

4.SINIF HEMATOLOJI DERSLERI

4.SINIF HEMATOLOJI DERSLERI 4.SINIF HEMATOLOJI DERSLERI DERS 1: HEMOLİTİK ANEMİLER Bir otoimmun hemolitik aneminin tanısı için aşağıda yazılan bulgulardan hangisi spesifiktir? a. Retikülosit artışı b. Normokrom normositer aneminin

Detaylı

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün;

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün; Epilepsi bir kişinin tekrar tekrar epileptik nöbetler geçirmesi ile niteli bir klinik durum yada sendromdur. Epileptik nöbet beyinde zaman zaman ortaya çıkan anormal elektriksel boşalımların sonucu olarak

Detaylı

A.B.D de her yıl yaklaşık spontan pnömotoraks vakası geliştiği rapor edilmektedir İnsidansı henüz tam olarak bilinmemektedir

A.B.D de her yıl yaklaşık spontan pnömotoraks vakası geliştiği rapor edilmektedir İnsidansı henüz tam olarak bilinmemektedir Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Arş.Gör.Dr.Engin ŞENAY 02.02.2010 Pnömotoraks : Viseral ve parietal plevra yaprakları arasına hava girmesidir Künt Spontan Travmatik olabilir İyatrojenik

Detaylı

Multipl Myeloma da PET/BT. Dr. N. Özlem Küçük Ankara Üniv. Tıp Fak. Nükleer Tıp ABD

Multipl Myeloma da PET/BT. Dr. N. Özlem Küçük Ankara Üniv. Tıp Fak. Nükleer Tıp ABD Multipl Myeloma da PET/BT Dr. N. Özlem Küçük Ankara Üniv. Tıp Fak. Nükleer Tıp ABD İskelet sisteminin en sık görülen primer neoplazmı Radyolojik olarak iskelette çok sayıda destrüktif lezyon ve yaygın

Detaylı

Osteosarkom Tedavisinde Neoadjuvan Tedavi. Dr. Bülent Yalçın 5. Türk Tıbbi Onkoloji Kongresi, Mart 2014 Susesi Otel, Antalya

Osteosarkom Tedavisinde Neoadjuvan Tedavi. Dr. Bülent Yalçın 5. Türk Tıbbi Onkoloji Kongresi, Mart 2014 Susesi Otel, Antalya Osteosarkom Tedavisinde Neoadjuvan Tedavi Dr. Bülent Yalçın 5. Türk Tıbbi Onkoloji Kongresi, 19-23 Mart 2014 Susesi Otel, Antalya Osteosarkoma-1 Nadir tümörler (2-3/100.000), Çalışma yapmak zor (çok merkezli,

Detaylı

Küçük Hücreli Akciğer Kanserlerinde Radyoterapi. Dr. Meltem Serin

Küçük Hücreli Akciğer Kanserlerinde Radyoterapi. Dr. Meltem Serin Küçük Hücreli Akciğer Kanserlerinde Radyoterapi Dr. Meltem Serin Sınırlı hastalıkta radyoterapi Yaygın hastalıkta radyoterapi Sınırlı hastalıkta radyoterapi Torakal radyoterapide tartışmalı konular Proflaktik

Detaylı

Tıkanma Sarılığı. Yrd. Doç. Dr. Zülfü Arıkanoğlu

Tıkanma Sarılığı. Yrd. Doç. Dr. Zülfü Arıkanoğlu Tıkanma Sarılığı Yrd. Doç. Dr. Zülfü Arıkanoğlu Normal serum bilirubin düzeyi 0.5-1.3 mg/dl olup, 2.5 mg/dl'yi geçerse bilirubinin dokuları boyamasıyla klinik olarak sarılık ortaya çıkar. Sarılığa yol

Detaylı

Basit Guatr. Yrd.Doç.Dr. Okan BAKINER

Basit Guatr. Yrd.Doç.Dr. Okan BAKINER Basit Guatr Yrd.Doç.Dr. Okan BAKINER Amaç Basit (nontoksik) diffüz ve nodüler guatrı öğrenmek, tanı ve takip prensiplerini irdelemek. Öğrenim hedefleri 1.Tanım 2.Epidemiyoloji 3.Etiyoloji ve patogenez

Detaylı

Piyelonefrit Tedavi süreleri? Dr Gökhan AYGÜN CTF Tıbbi Mikrobiyoloji AD

Piyelonefrit Tedavi süreleri? Dr Gökhan AYGÜN CTF Tıbbi Mikrobiyoloji AD Piyelonefrit Tedavi süreleri? Dr Gökhan AYGÜN CTF Tıbbi Mikrobiyoloji AD Neden? Daha az yan etki Ekonomik veriler DİRENÇ! Kollateral hasar! Kinolon Karbapenem Uzun süreli antibiyotik baskısı Üriner Sistem

Detaylı

ONKOLOJİK ACİLLER Prof.Dr. Çiçek FADILOĞLU

ONKOLOJİK ACİLLER Prof.Dr. Çiçek FADILOĞLU ONKOLOJİK ACİLLER Prof.Dr. Çiçek FADILOĞLU Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu / İZMİR 1 Onkolojik bir acil; Akut, Yaşamı tehdit eden potansiyel bir durum Doğrudan ya da dolaylı olarak kanser ya da

Detaylı

Multipl organ yetmezliği ve refrakter hipotansiyon

Multipl organ yetmezliği ve refrakter hipotansiyon SEPSİS S VE TANI KRİTERLER TERLERİ Orhan ÇINAR Yrd.Doç.Dr..Dr. GATA Acil Tıp T p Anabilim Dalı XI. Acil Tıp Güz Sempozyumu Samsun 2010 Epidemiyoloji ABD de yılda 750.000 hasta Her gün 500 ölüm %20-50 mortalite

Detaylı

Türk Pediatrik Hematoloji Derneği (TPHD) Hemofilide Cerrahi Çalıştayı Uzlaşı Raporu

Türk Pediatrik Hematoloji Derneği (TPHD) Hemofilide Cerrahi Çalıştayı Uzlaşı Raporu Türk Pediatrik Hematoloji Derneği (TPHD) Hemofilide Cerrahi Çalıştayı Uzlaşı Raporu Türk Pediatrik Hematoloji Derneği Hemofili/Hemostaz/Tromboz Alt Çalışma grubu tarafından 25 Eylül 2010 tarihinde düzenlenen

Detaylı

Gebelikte yeni gelişen Proteinüri ve Böbrek fonksiyon bozukluğu

Gebelikte yeni gelişen Proteinüri ve Böbrek fonksiyon bozukluğu Gebelikte yeni gelişen Proteinüri ve Böbrek fonksiyon bozukluğu Dr.Meltem Pekpak İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi 34.Ulusal Nefroloji, Hipertansiyon, Diyaliz ve Transplantasyon 18-22 Ekim,Antalya

Detaylı

Ia.CERRAHİ PROFİLAKSİ TALİMATI

Ia.CERRAHİ PROFİLAKSİ TALİMATI Ia.CERRAHİ PROFİLAKSİ TALİMATI CERRAHİ BİRİMLERDE ANTİBİYOTİK PROFLAKSİSİ TALİMATI AMAÇ: Operasyon sırasında potansiyel patojen mikroorganizmaların dokularda üremesini engelleyerek cerrahi alan İnfeksiyonu

Detaylı

Arter Kan Gazı Değerlendirmesi. Prof. Dr. Tevfik Ecder İstanbul Bilim Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı

Arter Kan Gazı Değerlendirmesi. Prof. Dr. Tevfik Ecder İstanbul Bilim Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı Arter Kan Gazı Değerlendirmesi Prof. Dr. Tevfik Ecder İstanbul Bilim Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı Asit-Baz Dengesine Farklı Yaklaşımlar Seifter JL: N Engl

Detaylı

OLGU SUNUMU/SENSİTİF MUTASYONLAR

OLGU SUNUMU/SENSİTİF MUTASYONLAR OLGU SUNUMU/SENSİTİF MUTASYONLAR DR NECDET ÜSKENT ANADOLU SAĞLıK MERKEZI MEDIKAL ONKOLOJI ALK (+) AKCIĞER ADENO CA 20 KASıM 2011 BAKÜ,AZERBEYCAN: 44 YAŞıNDA ERKEK HASTA, HEMOPTIZI NEDENI ILE ARAŞTıRıLMıŞ.

Detaylı

İnvazif Fungal İnfeksiyonlarda Tanı Klinik-Radyolojik Yaklaşım. Dr.Özlem Özdemir Kumbasar

İnvazif Fungal İnfeksiyonlarda Tanı Klinik-Radyolojik Yaklaşım. Dr.Özlem Özdemir Kumbasar İnvazif Fungal İnfeksiyonlarda Tanı Klinik-Radyolojik Yaklaşım Dr.Özlem Özdemir Kumbasar Bağışıklığı baskılanmış hastaların akciğer komplikasyonları sık görülen ve ciddi sonuçlara yol açan önemli sorunlardır.

Detaylı

Coğrafi temel yaklaşım farklılıkları

Coğrafi temel yaklaşım farklılıkları Coğrafi temel yaklaşım farklılıkları Doğu Asya Cerrahi D2 sonrası oral floropirimidin bazlı adjuvan tedavi Avrupa Perioperatif kemoterapi (neoadjuvan ve adjuvan) Amerika Adjuvan kemoradyoterapi Surg Oncol

Detaylı

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011 Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri Sena Aydın 0341110011 PATOFİZYOLOJİ Fizyoloji, hücre ve organların normal işleyişini incelerken patoloji ise bunların normalden sapmasını

Detaylı