Otuzuncu Birleşim Pazartesi

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Otuzuncu Birleşim. 14.1. 1963 Pazartesi"

Transkript

1 DÖNEM : 1 CİLT : 11 TOPLANTI : 2»^^^»»»»»'»»»»»»»»»» >»»«MİLLET TUTANAK MECLİSİ DERGİSİ Otuzuncu Birleşim Pazartesi Sayfa 1. Geçen tutanak özeti Gelen kâğıtlar Yoklamalar Başkanlık Divanının [Genel Kurula sunuşları 79 '1. > Sayın üyelerden bâzılarına izin verilmesine dair Başkanlık tezkeresi ('3/471) ' Bu toplantı yılında iki aydan fazla izin alan Bolu Milletvekili Turgut Çulha'ya ödeneğinin veriledilmesi için 'karar verilme'sine dair Başkanlık tezkeresi (13/472) Sorular ve cevaplar 80 Â) Sözlü sorular ve cevaplan îstanlbul Milletvekili Malhmut Rıza Bertan'm, "hakkında Meclis soruşturması açılan Mehmet Baydur'un vazifesine devamda bir.sakınca görülüp görülmedi- içindekiler Sayfa ğine dair Dışişleri Bakanından sözlü sorusu (6/426) 80 ı2. Konya Milletvekili Faruk Sükan'ııı, Türk vatandaşına Avrupa İnsan Hakları Komisyonu ile Divanına müracaat hakkının tanınmaması sebebine dair Dışişleri Bakanından sözlü sorusu (16/428) Rize Milletvekili Erol Yılmaz Akçal'm, tarihli 6/961 sayılı Bakanlar Kurulu kararının Anayasaya uyup uymadığına dair Başjbakandan Sözlü soru 'önergesi ve Tarım Bakanı Möhmet 'îzmen'in sözlü cevabı (6/442) 80:87 6. Genel görüşme Kocaeli Milletvekili Nihat Erim'- in Türkiye'nin 'gendi dış meseleler karşısında güttüğü politika ve NATO, Ortak Pazar, Yardım Konsorsiyumu, Kı'bns'a dair Zürih ve Londra anlaşmalarının tatbikatı konularında bir genel «görüşme açılmasına dair önergesi (8/3) 87;114

2 1. GEÇEN TUTANAK ÖZETİ Birinci Oturum Saat.14,00 de 'Birleşim açrldiktan sonra yapılan yoklama sonucunda yeter çjoğunlulk olmadığı anlaşıldığından saat 15,00 de toplanılmaik üızere Birleşime ara verildi. Başkan Kâtip BaşkanvekiM Konya Fer ruh Bozbeyli Vefa Tanır Kâtip Ağrı Rıza Polat İkinci Oturum İzmir Milletvekili Kadri özek; dışardan tâyin edilen Bakanların, diğer Bakan ve milletvekillerinin haiz oldukları salâhiyetlerle mücehhez olduklarından Anayasanın 77 nc'i ımaddesi hükmüne taibi tutularak kürsüden andiçmeler rinin Başkanlık Divanınca yerine getirilmesi hususunda beyanda bulundu. İsparta Milletvekili Sadettin Bilgiç'in, Cumhuriyet Senatosu Istanlbul Üyesi Rifat öztürkeine'nin, Su Ürünleri kanunu teklifinin., havale edildiği İçişleri, Adalet, Maliye, Gümrük ve Tekel, Ticaret, Tarım ve Plân komisyonlarından üçer üyeden teşkil edilecek Geçici Komisyonda görüşülmesine dair önergesi kabul edildi. Türkiye'nin genel dış meseleler karşısında güttüğü politika ve NATO, Ortak Pazar, Yardım Konsersiyumu, Kıbrıs'a dair Zürih ve Londra, Anlaşmalarının tatbikatı* konularında açılan genel görüşmeye devam olundu Pazartesi günü saat 14,00 de toplanılmak üzere Birleşime son verildi. Başkan Kâtip Başkanvekild Konya Ferruh Bozbeyli Vefa. Tanır Kâtip Amasya Nevzat Şener 2. GELEN KÂĞITLAR Tasan 1. Emlâk Alım Vergisi kanunu tasarısı. (1/371) (Maliye ve Plân komisyonlarına) Teklifler 2. Eskişehir Milletvekili Seyfi öztürk'ün, Bilecik istiklâl mahallesi numara 10 da mukim Asımoğlu İskender Kırmacı'ya vatani hizmet tertibinden maaşı bağlanması hakkındaki kanun teklifi. (2/391) (Maliye ve Plân komisyonlarına) 3. Cumhuriyet Senatosu İstanbul Üyesi liifat öztürfciçine ve 12 arkadaşının, 3656 sayılı Devlet memurlarının aylıklarının tevhit ve teadülüne dair kanuna ek kanun teklifi. (2/392) (isağlık ve Sosyal Yardım ve Plân koni isyonlarına) 4. Ordu Milletvekili l'erda Güley'in, Subaylar. heyetine mıahjsus 4273 sayılı terfi Kanununun 5611 sayılı Kanunla muaddel 10 nıcu maddesinde değişiklik yapılmasına dair kanun teklifi. (2/393) (Millî «Savunana ve Plân komisyonlarına) Tezkereler 5. Tekel Genel. Müdürlüğünün 1956 yılı nıütedavil sermaye hesaplarına mütaallik bilanço ile murakıp raporlarının sunulduğuna dair Başbakanlık tezkeresi. (3/469) (Sayıştay Komisyonuna) Raporla/r 6. Yozgat Milletvekili Mustafa Kepir'in, Köylü ve çiftçilerin, T. C. Ziraat Banika&ı ve tarım kredi kooperatiflerine olan borçlarının taksitlendirilmesi hakkında kanun teklifi ite Kastamonu Milletvekili Sabri Keskin ve 4 arkadaşının, Köylü ve çiftçilerin, T. C. Ziraat Bankasına olan bâzı borçlarının taiksitlendirilmesine dair kanun teklifi ve Geçici Komisyon raporları. (2/300, 2/311) (Gündeme) (S. Sayısı : 38) [Dağıtma tarihi : ] 7. Subay, askerî memur ve astsubayların lojman ihtiyacı için gelecek yıllara -geçici yüklenmelere ıgirişilmeısi hakkındaki Kanunun muaddel geçici maddesinin değiştirilmesine ve bu kanuna bir madde dklenımesine dair kanun tasarısı ve Geçici Komisyon raporu 1. (1/344) (Gündeme) (S. Sayısı : 39) [Dağıtma tarihi : ] 8. Askerlik Kanununun 5673 sayılı Kanunla değişik 5 nci maddesinin değiştirilmesine ve bu kanuna geçici bir ımadde eklenmesine dair kanun tasarısı ve ımillî Savunma Komisyonu raporu. (1/347) (Gündeme) (S. (Sayısı : 40) [Dağıtma tarihi : ]

3 BÎRÎNOÎ OTURUM Açılma saati : 14,00 BAŞKAN Başkanvekili Mekki Keskin KATİPLER : Mithat Şükrü Çavdaroğlu (Balıkesir), Vefa Tanır (Konya) BAŞKAN Birleşimi açıyorum. BAŞKAN Yoklama yapılacak. (Yoklama yapıldı.) 3. YOKLAMA BAŞKAN Çoğunluğumuz vardır, müzakerelere başlıyoruz. 4. BAŞKANLIK DİVANININ GENEL KURULA SUNUŞLARI 1. Saytn üyelerden bâzılarına izin verilmesine dair Başkanlık tezkeresi (3/471) BAŞKAN İzin tezkereleri var, okutuyorum. Genel Kurula Aşağıda adları yazılı sayın Milletvekillerinin hizalarında gösterilen müddetlerle izinleri Başkanlık Divanının tarihli toplantısında kararlaştırılmıştır. Keyfiyet yüce tasviplerine arz olunur. Millet Meclisi Başkanı Fuad Sirmen Bolu Milletvekili Turgut Çulha, 3 ay, hastalığına binaen tarihinden itibaren. Sivas Milletvekili Tahsin Türkay, 33 gün, hastalığına binaen tarihinden itibaren. BAŞKAN Arkadaşlarımızın isimlerini ayrı ayrı okutup reylerinize arz edeceğim. Bolu Milletvekili Turgut Çulha, 3 ay, hastalığına binaen tarihinden itibaren. BAŞKAN Kabul edenler... Etmiyenler... Kabul edilmiştir. Sivas Milletvekili Tahsin Türkay, 33 gün, hastalığına binaen tarihinden itibaren. BAŞKAN Kabul edenler... Kabul edilmiştir. Etmiyenler Bu toplantı yılında iki aydan fazla izin alan Bolu Milletvekili Turgut Çulha'ya ödene*- 79 ğinin verilebilmesi için karar verilmesine dair Başkanlık tezkeresi (3/472) BAŞKAN Bir tezkere daha var, okutuyorum. Genel Kurula Hastalığı sebebiyle, bir toplantı yılında 2 aydan fazla izin alan Bolu Milletvekili Turgut Çulha'ya, ödeneğinin verilebilmesi İçtüzüğün 197 nci maddesi gereğince Genel Kurulun kararına bağlı olduğundan keyfiyet yüce tasviplerine arz olunur. Millet Meclisi Başkanı Fuad Sirmen BAŞKAN Arkadaşımızın izni iki ayı aştığı için tahsisatının verilebilmesi Yüce Meclisin muvafakatine bağlıdır. ödeneğinin verilmesini kabul edenler... Etmiyenler... Kabul edilmiştir. TALAT OĞ-UZ (Mardin) Gündem dışı söz istiyorum, Sayın Başkan. BAŞKAN Gündemin dışını geçtik, gündemin içindeyiz. TALÂT OĞUZ (Devamla) Yok efendim, İçtüzüğün bir hükmü hakkında söz istiyorum. BAŞKAN Talât Bey, bunu bari siz söylemeyiniz. Çünkü, gündeme daha evvel geçmiş bulunuyoruz. Nitekim biraz evvel izinleri okutturmuştum. Bu arzunuzu Çarşamba günü yerine getiririz.

4 1. İstanbul Milletvekili Mahmut Rıza Berlan'ın, hakkında Meclis soruşturması açılan Mehmet Bay dur'un vazifesine devamda bir satınca görülüp görülmediğine dair Dışişleri Bakanından sözlü.sorusu (6/426) BAŞKAN Sayın Bertan, buradalar mı? Burada. Sayın Dışişleri Bakanı? Yoklar. Bakan bulunmadığı için, soruları gelecek Birleşime kaldı. 2. Konya Milletvekili Faruk Sülcan'vn, Türk vatandaşına Avrupa İnsan Hakları Komisyonu ile Divanına müracaat hakkının tanınmaması sebebine dair Dışişleri Bakanından sözlü sorusu (6/428) BAŞKAN Sayın Sükan izinli oldukları için, sorularını okutturmuyorum. M. Meclisi B : O : 1 5. SORULAR VE CEVAPLAR A) SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI 3. \Rize Milletvekili Erol Yılmaz Akçal'm, tarihli 6/951 sayûı Bakanlar Kurulu kararının Anayasaya uyup uymadığına dair Başbakandan sözlü soru önerg.esi ve Tarım Bakanı Mehmet İzmen'in sözlü cevabı (6/442) BAŞKAN Sayın Akçal, buradalar mı? («Burada» sesleri) Başbakan adına konuşacak kimse var mı? TARIM BAKANI MEHMET ÎZMEN (C. Senatosu Giresun Üyesi) Sayın Başkan, ben cevap vereceğim. BAŞKAN Soruyu okutturuyorum : Millet Meclisi Yüksek Başkanlığına Aşağıdaki suallerin Başvekil veya tevkil edeceği vekil (vekiller) tarafından Millet Meclisinde sözlü olarak cevaplandırılmasına tavassutunuzu arz ve rica ederim. ıı. ıo. m Rize Milletvekili Erol Yılmaz Akçal 1. İcra Vekilleri Heyetinin 6/951 sayılı ve tarihli kararı Anayasa hükümlerine uymakta mıdır ve Hükümet böyle bir karar almaya yetkili midir? 2. Yukarda tarih ve numarası gösterilen «Suni gübrenin ithal, dâhilden mubayaa ve satışına dair karara göre bu kararın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren, mevzuubahis suni gübrelerin, müstehlike arzı bakımından, fiyatlarında ive miktar bir yükseliş olmuştur? 3. Zirai Donatım Kurumunun teşkilâtı gübreleri ne suretle dağıtacaktır, teşkilâtı bu dağıtımı yapmaya kifayetli midir? 4. Çay ziraati bakımından suni gübre fiyatlarındaki bu artış özel komisyonca tesbit edilen müstahsıldan <ay alım fiyatlarına intikal ettirilecek midir? BAŞKAN «Başbakan "adına Sayın Tarım Bakanı. BAŞBAKAN ADINA TARIM BAKANİ MEHMET izmen (C. Senatosu Giresun Üyesi) Muhterem arkadaşlarım, Sayın Erol Yılmaz Akçal. arkadaşımızın Başbakana tevcih buyurdukları suallere Başbakan adına Tarım Bakanı sıfatiyle ceveplaramı arz ediyorum. Sorunun birinci kısmına cevaplarımı arz ediyorum. : 18 Eylül 1962 tarih ve 6/951 sayılı Kararname, 5383 sayılı Gümrük Kanununun 12 nci maddesine göre çıkarılmıştır. Adı geçen kanunun 12 nci maddesi; «Malî ve iktisadi zaruretler halinde, giriş, çıkış ve transit serbestliğini kısmak ve kaldırmak» hususunda, Bakanlar Kuruluna yetki vermiştir. İşaret buyurdukları gübre raporunu tanzim hakkındaki kararname, Gümrük Kanununa istinaden çıkmıştır. Esasen dış ticaret rejimimizi bu maddenin verdiği salâhiyet tanzim etmektedir. Binaenaleyh bu maddeye istinaden gübre rejimi hakkındaki karar Anayasaya aykırı, değildir. Bu hükme istinaden gübre ithali hakkında esaslar vaz'edilmiştir. Bu esaslar şunlardır : Memleketimizin azotlu ve fosforlu gübreye ihtiyacı göz önü ruh; tutularak. Hükümetçe bir gübre politikası hazırlanmıştır. Muhtelif sorular vesilesiyle arz ettiğim, gibi, 1962 Sonbarı ile, 1963 yılı isonbarını içine alan ekiliş devresi zarfında. 530 ton miktarında bir ihtiyaç porgr&mı ve bu ihtiyacın karşılanması hususu dikaktliee tatbik edilmiştir. Bu program gereğince, azotlu ve fosforlu gübreleri memleket içerisinde imal eden Azot Sanayii ve Gübre Fabrikası Anonim.Şirketi tarafından imal edilen gübreler, Zirai Donatım. Kurumu tara- $o

5 fmdan satınahnacaktır. Bu gübrelerin miktariyle, biraz evvel arz ettiğim ihtiyaç miktarı arasındaki fark, yine bu program nisbetinde ve dâhilinde imal edilen gübre çeşitlerinden olmak üzere, Zirai Donatım Kurumu tarafından ithal edilecektir. Yani, Hükümetçe bir yıl içinde tesbit edilen gübre ihtiyacını karşılamak için lüzumlu gübre miktarı Zirai Donatım Kurumu tarafından tedarik ve temin edecektir. Yine memleketin gübre ihtiyacı miktarı içinde, dâhilde imal edilemiyen «kompoze» gübre adı verilen gübre çeşidiyle, «postaslr» gübre adı verilen çeşidi serbestçe ithal edilecektir. Demin arz ettiğim gibi, yalnız Zirai Donatım Kurumu ithal etmiyecek, bu gübre ithali serbest olacaktır. Zirai Donatım Kurumu tarafından ithal edilecek gübrenin memleket içinde tevzii doğrudan doğruya. Zirai Donatım Kurumu tarafından yapılacağı gibi, isterlerse dâhili ticaret şeklinde bu işin ticaretini yapan vatandaşlarımız da Zirai Donatım Kurumundan veya Zirai Donatım Kurumu hesabına fabrikalardan almak suretiyle tevzi edebilecektir. Böylece gübrenin tedarik: ve ithali Zirai Donatım Kurumu tarafından temin edilecek, dâhildeki tevziin Zirai Donatım Kurumu veya dâhilde bu nevi maddelerin satışı ile iştigal eden vatandaşlarımız tarafından yapılacaktır. Gübre fiyatları, azotlu gübrenin bir çeşidi perakende olarak 63 kuruştan, bir çeşidi de 60 kuruştan satılacaktır. Bu fiyatlar şu suretle teşekkül etmektedir : Amonyum nitralı azotlu gübre, Azot Sanayii tarafından Ziraat Vekâletince tesbit edilen 45 kuruş fiyat üzerinden Zirai Donatım Kurumu fabrikalarına teslim edilmek -suretiyle satılmaktadır. Şunu da arz etmek isterim ki, bu çeşit gübrenin maliyet fiyatı, Azot Sanayiye 96 kuruşa mal olmaktadır. 96 kuruş ile, Tarım Bakanlığınca tesbit ^edilmiş olan 45 kuruş arasındaki fark; Hazinece sübvansiyone edilmek.suretiyle karşılanmaktadır. 45 kuruşa fablukadan satmalınan bu gübrenin, ihdas edilmiş olan program gereğince, Türkiye'nin her tarafında tek fiyatla satılması için, Zirai Donatım Kurumu tarafından ortalama kilosuna 10 kuruş bir nakliye masrafı konmaktadır. 5 ku- -ftt O : 1 ruş ta Zirai Dinatım'ın bu gübreden tedarik için temin ettiği malî kaynakların faiz hissesine isabet etmektedir. 10 'kuruş nakliye ilâvesiyle 55 kuruşa arz ettiğim gibi 5 kuruş bir ilâve yapmak suretiyle gübre fiyatı 60 kuruşa çıkmaktadır. Zirai Donatını Kurumunun masraflarını karşılamak üzere, 5 kuruş daha ilâve etmek suretiyle gübre 65 kuruşa malolmaktadır. Yalnız bu gübrenin dâhilde imal edilen miktarına ilâveten, ihtiyacı karşılamak üzere ithal edilen kısmı da olduğu için, ithal edilenlerin fiyatlariyle diğer fiyatlar paçal edilerek 63 kuruşa satılmaktadır. Kalsiyum Anonium nitrat fabrikada 40 kuruşa teslim edilmekte, buna 10 kuruş nakliye ücreti ilâve edilmekte, beş (kuruş ta arz ettiğim finansman karşılığı ilâve edilmekte, 4 kuruş ta diğer masraflar karşılığı eklenmekte ve bu suretle 60 kuruşa satılmaktadır. Fosforlu gübre, fabrikasmca 30 kuruşa maledilnıektedir. Aynı masraflar ilâve edilmek -suretiyle bu da perakende olarak 44 kuruşa «atılmaktadır. Arkadaşımızın sualleri meyanmda, bu şekilde teşekkül eden fiyatlar, eski seneler fiyatlarına nisbetle bir artış göstermekte midir, hususu da vardır. İthal edilen gübre fiyatları, şüphesiz bu fiyatlar üzerindendir. Ancak, devamlı ve müstakar bir gübre politikası takibetm^k, memleketimizin her tarafında, gübreyi tek fiyatla, vatandaşlarımıza, ciftçileıümize tevzi etmek gibi sebepler yüzünden ve dâhildeki sanayiimizin devamlı bir şekilde istihsal yapabilmesi ve gübre ihtiyacımızın karşılanabilmesi için; biraz evvel arz ettiğim ilâve»- lerle teşekkül eden fiyatlar, ithal fiyatından biraz yüksektir. Bu münasebetle şunu arz edeyim ki, 1961 yılında bir kilo gübrenin dâhilde tedarik edilmesine mukabil 4 jkilo gübre ithal edilmekte idi. Yani gübreye ihtiyacı olanlar, 4 kilo gübre ithal ettikleri takdirde bir kilo gübre de dâhilden almakta idiler. Hâsıl olan miktarların fiyatı ile, eğer bu sene gübre ithali serbest olsa idi, yine dâhilde imal edilen gübre ile, ithal edilen gübre arasında bir paçal yapmak iktiza ediyordu. Bu paçalda geçen senenin 1/4 üne mukabil, bu vsene 5 kilonun dâhilden tedarikine ithalden kilo ilâvesi şek-

6 İinde tecelli edecekti. Faıkat 1961 senesinde dâhildeki imal seviyemiz düşük oldu. Bu seneki imal kapasitemiz de düşük olduğu için, eğer ithalâtı, bliraz evvel arz ettiğim kanun hükmüne tâbi olarak, serbest dahi bıraksalar, gübre fiyatlarında geçen seneye nazaran bir yükseklik olacaktı. Bu münasebetle şunu da arz edeyim ki, ithal edilen gübrelerin fiyatı, memleketimizin muhtelif bölgelerinde muhtelif mevsimlerde muhtelif aylarda değişik seviye arz etmiştir. Yani bâzı yerlerde 40 kuruşa satılan gübre, bâzı yerlerde 50, 60, 70, 80 kuruş gibi değişik fiyatlarla satılmıştır. Bu defa ihdas ettiğimiz rejim, belki ithal limanlarına nisbetle yüksek gibi görünürse de, Türkiye'nin her tarafında tek fiyatla satılmış olması sebebiyle, biz ithal limanındaki fiyatla perakende fiyat arasında büyük bir fark arz ettiği kanaatinde değiliz. Arz etmeye çalıştığım gübre rejiminin mühim bir tarafı da, gübrelerin çiftçilerimize kredi ile tevzi edilmesi keyfiyetidir. Bunun için Ziraat Bankasında münhasıran gübre kredilerinde kullanılmak üzere 150 milyon liralık bir fon ihdas edilmiştir. Çiftçi, gübreye ihtiyacı olan çiftçilerimiz gübreyi Ziraat Bankasındaki fondan, kredi ile temin etmiş olacakları için, bu hususta kendilerine kolaylık sağlanmış oluyor. Bundan evvel-. ki, yani, gübre rejiminden evvelki gübre mubayaalarında, veresiye mubayaalarda, fazla ilâveler ve faizler gibi sebeplerle tüccardan veresiye olarak alman gübrelerin fiyatlarının, bu yeni rejimle tesis ettiğimiz fiyatların üstünde olduğu vakıalarla sabit olmuştur. Bir diğer sualleri; (Zirai Donatım Kurumu, bu gübreleri tevzi edebilecek teşkilâta sahip midir?) Zirai Donatım Kurumu, memleketimizin bütün illerinde ve hemen hemen hepsinde ve büyük ilçelerimizde teşkilâtı mevcudolan bir teşekküldür. Teşkilâtı olmıyan yerlerde de satış memurlukları ihdas etmektedir. Ayrıca, memleketimizde, büyük birlikler halinde faaliyette bulunan kooperatif birlikleri marifetiyle, satış yapmaktadır. Yani, koperatiflere acentalı satış mezuniyeti vermek suretiyle, gübre tevziatında kolaylıklar yapılmaktadır. Gübre fiyatlarında vâki artışlar, ki, bu artışların mühim, miktarda olmadığına kaani olduğumu arz etmek isterim, dönüm başına serpilmesi lâzımgelen gübrelerin miktarındaki cüzi artış ka O :1 dar çay fiyatlarına intikal edebilecektir. Fakat bunun çay fiyatlarında santimin üstünde mühim bir değişiklik yapacağına kaani değilim. Bu suretle cevaplarımı arz etmiş bulunuyorum, hürmetlerimi sunarım. BAŞKAN Sayın Akçal. EROL YILMAZ AKÇAL (Rize) Muhterem arkadaşlarım, huzurunuza getirmiş olduğum mesele, bundan birkaç gün evvel gündem dışı söz almak suretiyle bir arkadaşımıza huzurunuza getirmek mecburiyetini hissettiren meselelerden birisidir. Mevzuun üç yönden tetkik edilmesi icabeder: Anayasaya aykırılığı noktasından, Hükümetin salâhiyetsiz bulunduğu noktasından ve tamamen iktisadi bir cepheden... Vekil Beyin verdiği izahat maalesef beni tatmin etmiş değildir. Kendisi, izahatında Gümrük Kanununa istinaden çıkarıldığı için bu hususun, bu kararnamenin Anayasaya aykırı olmadığını açıkça beyan etmişlerdir. Muhterem arkadaşlar; bu üzerinde durduğumuz karar, aslında küçük bir mesele gibi görünüyor. Hükümet, tarihinde gayet. masumane görünen bir karar aldı, dedi ki : Suni gübrelerde muayyen tiplerin ithalâtı koperatiflere, hususi şahıslara menedilmiştir. Bunları Devlet olarak ben ithal edeceğim... Esbabı mucibe gayet basit; Azot Sanayii zarar etmektedir. Azot Sanayiinin maliyet fiyatları ile ithal fiyatlarını paçal yapacağız ve bu suretle Azot Sanayiini zarardan kurtaracağız... Acaba, Hükümetin muayyen bir sahayı hususi teşebbüse monederek, kapatarak, kendisinin, sadece ve sadece kendi kâr etme gayesiyle o sahadan istifade edebilir mi? Sual açık mânasında budur. Meselâ mevzuubahis durumu genişletelim; DDY zarar ediyor diye, Devlet bir otomobil işletmesi kurup, «bu işi hususi teşebbüslerden kaldırdım» diyebilir mi? «Otomobil ithal edenler, çok para kazanıyorlar; otomobil ithalini menettim, kendim ithal edeceğim ve kendim kâr edeceğim»... Hükümetin bu kararnamedeki fikri bu. Bu misallerin çoğaltılması mümkündür. Mevzuubahsolan husus, bir kararnamedir. Kararnameler muayyen bir kanuna istinadetmek mecburiyetindedir. Bu kararnamenin tarifinde vardır. Eğer Hükümet, bir kararnameyi bir kanuna istinadettirmezse, o zaman Anayasa ihlâl edilmiş olur. Çünkü biz, Anayasayı, fert ile Devlet ararasmda bir mukavele şeklinde anlıyoruz. Karar-

7 M. Meclisi B : 3 nameler, kanunların ve nizamların ruhuna uygun olarak ısdar edilmek mecburiyetindedirler. Şimdi mevzuubahsolan kararname hangi kanunlara istinat ettirilmek istenmiştir bunların hepsini arz edeceğim. Evvelâ Vekil Beyefendi 5383 sayılı Kanunun 12 nci maddesine istinaden çıkarıldığını söylediler ve 12 nci maddeyi okudular. Bendeniz de okuyacağım : «ONÎKÎNCÎ MADDE İç ve dış güvenliğin savunması, kamunun, hayvan ve ürünlerin hastalıklarından korunması, tarih ve sanat eserlerinin memleketten çıkışının önlenmesi maksadiyle Bakanlar Kurulunca giriş, çıkış ve transit serbestliği her vakit kısılabileceği veya kaldırılabileceği gibi malî ve iktisadi zaruretler halinde de aynı çarelere baş vurulabilir.» Mevzuubahsolan meselelerden, biraz evvel söylediğim suni gübre meselesi; bir sanat eseri değildir. Malî kısıtlamadan bahsediyorlar; şu kadar ithal edilebilir veya ithal edilemez diyebilir Hükümet. Ama görüldüğü gibi, sen bundan kâr elde ediyorsun, kâr sağlıyorsun, bunu sen getiremezsin, bu sahada çalışmanı men ederim ve fakat kendim Devlet olarak bu sahada çalışacağım. Bunu söylemeye Anayasa hükümleri muvacehesinde cevaz yoktur. Yetkisini tecavüz etmiştir, yetkisizdir Hükümet... Hükümetin istinadettiği bir kanun daha var: 197 sayılı Kanun ve alâkalı üçüncü maddesi; şu şekilde «Bakanlar Kurulu memleketin ekonomik icaplarını nazarı itibara alarak Maliye, Ticaret, Gümrük ve Tekel, Tarım ve Sanayi Bakanlıklarının müşterek teklifi üzerine, lüzumlu görülecek eşyanın Gümük Giriş Tarife Cetvelinde gösterilen vergi nisbetlerini...» indirmeye veya çıkarmaya yetkilidir. Gayet açık, her zaman tatbik edilmesi mümkün bir hükümdür. Fakat öğrenmek istediğim nokta, bu hükmü kararnameye ne diye dercetmişlerdir? Hangi hususta bu maddeye istinadetmişlerdir? Bendeniz bunu anlıyamadım. Çünkü bunun alâkasını göremedim. Kaldı ki, bu maddenin son fıkrası üç ay içinde T. B. M. M. ne bir kanun şevkini de icabettirir. Şimdi Vekilden soruyorum: Mademki, 197 sayılı Kanuna istinat etmişlerdir; acaba bu kararnamenin tasdiki için Meclise bir kanun tasarısı sevk etmişler midir? Bu sualin cevabını da kendisinden bekliyorum Ö63 0:1 Bu karar öyle bir karardır ki arkadaşlar; hikmetinden sual sorulmaz. Şimdi, vermiş olduğumuz izahatla, Hükümetin salâhiyetsiz karar aldığını belirtmeye çalıştık. Anayasa hükümleri muvacehesinde kararın durumunu inceliydim : Anayasa madde 40. «Devlet, Özel teşebbüsün... güvenlik ve kararlılık içinde çalışmasını sağlıyacak tedbirleri alır.» demektedir. Aynı kararnamenin tanzimindeki esbabı mucibe, nazarı itibara alındığı takdirde, acaba şu Türkiye'deki işletmelerden her hangi birisi güvenlik ve kararlılık içinde çalışabilir mi? Bu mukadder bir sualdir. Yarın pekâlâ Hükümet bu teşebbüs kâr ediyor, diye önlemek için ve kendisi kâr elde etmek için o sahayı hususi teşebbüse kapayabilir. BAŞKAN Sayın Akçal, iki dakikanız kaldı. EROL YILMAZ AKÇAL (Devamla) Peki. Bendeniz Vekil Beyden biraz evvel sorduğum suallerin cevabını vermesini rica ediyorum. Çünkü konuşmalarım bitmedi, daha sonra birtakım kısıntıları ve kararları huzurunuzda dile getirmek istiyorum. Bu kararname Anayasanın 41 nci maddesine de aykırıdır, 42 nci maddesine de aykırıdır, 52 nci maddesine de aykırıdır, 51 nci maddesine de aykırıdır. Çünkü kooperatifçiliğin gelişmesini de önler mahiyettedir. Şimdi muhterem arkadaşlar, iktisadi cephesine dö bir nebze temas etmek istiyorum. Burada, raporda Türkiye'nin ihtiyacı olan suni gübre 3 milyon ton olarak gösterilmiştir. Vekil Beyin Vekâletindeki mümessillerin iştirakiyle hazırlanan komisyonun tesbit ettiğine göre ise ihtiyaç 2 milyon tondur. «Kullanılacak olanı 530 bin ton» dediler zannediyorum. Bu husus kendi vekâletinin tesbit etmiş olduğu komisyonun raporuna uymamaktadır. Onların rakamı, Vekil Beyin izahmdakinden çok daha kabarıktır. Fiyatın yüksek olması durumunda, istihlâkin azalacağı gayet açık, gayet kolay anlaşılan bir husustur. Nitekim, tatbikatı da vardır senesinde fiyatlarda bir artma görülmüş, bunun neticesi olarak istihlâk dolayısiyle hububat istihsali azalmıştır. Yunanistan'da bugün Türkiye' nin üç misli gübre kullanılmaktadır. Kültür arazisi Türkiye'ninkinin 1/9 u kadardır. Bu hu-

8 M, Meclisi 1 : 30 susta Azot Sanayimin zararı sübvansiyon şeklinde karşılanabilir. Nitekim Fransa'da, ispanya'da sübvansiyon şeklinde bu zarar karşılanmaktadır. Bendeniz, Vekil Beyden bu hususta açık ve sarih bir vait bekliyorum. Bu kararnamenin Anayasaya aykırı olduğunu, kendi Vekâleti mensuplarının ve alâkalı Ticaret Vekâleti mensuplarının bu kararnameye taraftar olmadıklarını, iktisadi görmediklerini derpiş etsinler ve söylesinler bu kürsüden. «îlk fırsatta bu kararnameyi kaldıracağız» desinler. Aksi halde, mesele yeniden bir sözlü soru halinde buraya gelecektir, gelmezse dahi istihsal daha da düşecektir. Heyeti Vekilenin ne şekilde çalıştığını bendeniz anlıyamıyorum. Mevzuubahsolan memleket meselesidir, bir vekâlet bağlı bir iktisadi Devlet Teşekkülünün zarar etmesi meselesi değildir. Bu mesele doğrudan doğruya Türkiye' nin istihsalinin azalması veya çoğalması meselesidir. BAŞKAN Sayın Akçal vaktiniz dolmuştur, cümlenizi bağlayınız. EROL YILMAZ AKÇAL (Devamla) Şimdilik bu kadar. Hepinizi hürmetle selâmlarım. BAŞKAN Tarım Bakanı Sayın Izmen. TARIM BAKANI MEHMET ÎZMEN (Giresun) Efendim; sualin birinci kısmı hakkında arkadaşımız mütalâalarını beyan ettiler. Biraz evvel arz ettiğim gibi, bu Gübre Kararnamesi I 5383 sayılı Gümrük Kanununun 12 nci maddesine istinaden Ticaret Bakanlığı tarafından sevk edilmiş bir kararnamedir. Kararnamenin sevk mesnedi olarak ayrıca bir kanun daha zikredilmiştir. Bahsedilen kanun doğrudan doğruya Gümrük Kanununun 12 nci maddesidir. Güm- rük Kanununun 12 nci maddesi; malî ve iktisa- j di zaruretler halinde giriş, çıkış ve transit serbestliğinin kırılması veya kaldırılması hususunda Bakanlar Kuruluna yetki vermiştir. Biraz evvel de arz ettiğim gibi, iktisadi sebepler dolayısiyle Bakanlar Kurulu kendisine verilmiş bulunan bu salâhiyeti kullanarak bu gübre rejimini yaz'etmiştir. Bu husus Gümrük Kanununun 12 nci maddesine istinadetmektedir. Muhterem arkadaşlarım, Yüksek Heyetinizin malûm olduğu üzere, dış ticaret rejimimiz memleketin iktisadi ve malî icaplarına göre ithal Ve ihracı şu veya bu şekilde bâzı kayıtlara tâbi ~ $f *3 0:1 tutmaktır. Dış ticaret gibi memleket şümul bir mevzudaki takyidatm bu kanuna istinadetmesi yanında gübre rejiminin - ki, maksadımız kendilerinin tesbit ettikleri gibi değil - istinadetmesi gereken salâhiyeti içine alan bir rejim ihdası mânasında alınmamalıdır. Hükümet bu maddeye müsteniden böyle bir rejim ihdasına salahiyetlidir. Meselenin esasına gelince; maksadımız, kendilerinin ifade ettikleri gibi «bir kârlı memba bulduk, aman bunu Devlet eline alıp kâr edelim» şeklinde asla değildir. Bilâkis maksadımız, memleketin zirai kalkınmasının başlıca dayanaklarından biri olan gübre politikasını müstakar, devamlı bir hale getirmek ve memleketin her tarafında şu veya bu mülâhazayı, bilhassa kâr mülâhazasını asla gözetmeksizin gübreyi, çiftçinin istediği anda eline geçirebilmesini temine matuftur. Arz ettiğim gibi, ithalâtçının ithal ettiği gübreyi meselâ; izmir veya Mersin limanına ithal ettiği gübreyi memleketimizin uzak bir vilâyetinde meselâ Van vilâyetinde kilo başına kuruş gibi bir nakliye fiyatı ekleyerek satmak durumunda iken, bu rejimle tıpkı Tekel maddesi gibi ortalama bir nakliyat fiyatı ile gübre; istanbul'da, izmir'de kaç kuruşa satılmakta ise, meselâ Van'da, Erzurum'da ve en uzak vilâyetlerimizde de aynı fiyatla satılmakta ve asla bir kâr gayesi güdülmemektedir. Şu halde durum, mümkün olduğu kadar gübrenin ucuz fiyatla verilmesini temindir. Yoksa, şu vilâyete veya müesseseye gübreyi kâr mevzuuna bağlayıp, kâr etmek değil. Nitekim fiyatların teşekkülünde, biraz evvel de söylemiştim, Zirai Donatım Kurumu gübre fabrikalarında kaça alıyor ise, ona ortalama bir nakliyat fiyatı ilâve etmek ve gübrenin tedariki için gerekli kolaylığı göstermek esastır. Bundan başka bir gayenin bulunması bahis konusu değildir. Türkiye'de bu konu arz ettiğim gibi Gümrük Kanununun 12 nci maddesine istinadetmektedir. Dış ticaret rejimi de o maddeye müsteniden tesis ve tanzim edilmektedir. Verilen ihtimali misallerle bu misali bağdaştırmanın mümkün olmadığı kanaatindeyim, ilâveten arz ederim. BAŞKAN Sayın Akçal. EROL YILMAZ AKÇAL (Rize) Efendim, evvelâ bir hususu tavzih edeyim : Bendeniz dış Ticaret Dairesinde epeyce bir müddet çaliş-

9 M. Mecftst B : 30 iniş olduğum için, dış ticaret rejimini gayet iyi biliyorum. Mevzuubahsolan mesele kısıtlama meselesidir sayılı Kanundaki kısıtlanma maddesini ne şekilde anlamak lâzım? Vekil Beyle ihtilâfa düştüğümüz nokta, zannediyorum, bu nokta olacaktır. Kısıtlanma, bence hususi şahısları okluğu gîibft Devleti de alâkadar eder. Meselâ, bundan evvelki senelerde tounun yerine kaim olan bir kararname mevcut idi. Burada kooperatiflere ve hususi şahıslara emir verilmişti; «îtnal edeceğiniz gübrenin yüzde 40 mı Türkiye dâhilinde Azot Sanayiinden mulbayaa edeceksiniz.» denmişti. Bu bir kısıtlanmadır. Dış ticaret rejimimize Anayasanın ve Gümrük Kanununun maddesine de uygundur. Hattâ buna göre diyebilirlerdi ki, yüzde- 90 mı Türkiye dâhilinden mubayaa etmeye mecbursunuz. Ama bu maddeye istinaden; hayır, siz itfhal etmiyeceksiniz, ıben ithal edeceğim, Gümrük Kanununun 12 nci maddesine istinaden (beni bunun ithalâtını yapacağım, diyemez. Kaldı iki, mesele Devlet Şurasına intikal etmdşfeir. Devlet Şûrasınm> vereceği karar zannederim Vekil Beyin tajhsmin ettikleri ışekilde bir karar olmıyaeaktır. 'Muhterem arkadaşlarım, Vekil Beyin en kuvvetli' esbabı mucibesi şudur : Türkiye'nin her tarafında suni ıgülbre aynı fiyatla sa^rla- oaktîr. 'Bunun ne derece mâkul olduğunu, ne derece meselenin çözümüne yardım ettiğini, ne derece kararnameyi haklı gösterdiğini bendemiz anlamıyoruan. Bâzı yerlerde gübre pahalı! olur, bâzı yerlerde' ueuz olabilir, Ihattâ fazla da olabilir. Bunun, plânlı- yapıldığı takdirde ıhdiçjmr mahzuru yolfefcur. Çölnkü çay miktarı, ihtiyaca kmayet etmemektedir; gübre uıeuz alınıtbaş^ır, kullanılır, Ihattâ 'banlara Hükümet de yartfmfc edeır, dal'ayısiyle çay ziraatinde gübre fazîa 'kullanıldığından netice itibariyle fazla iseıüşasaü' yapılır. Diğer bazı saihada ise gübre kullanüdm&z, verimi de o nisibette düşebilir. Biinun eimaaımiye* noktasını ve meselede kararnam»ye yatfdım noktasını bendeniz anlıyamadiıft*. isonra bir ıhusus daha var : Vekil' Beyin tea- Ihatınd'an anlaşıldığına göre mademki bu kararname, kâr gayesiyle (yani kâr gayesini zararı azaltma m&naıanda kullanıyorum, 'ki ilktietodi fbakmıdan Ibu da kârdır.) sevk edilmen«iş*rr, yani iktisadi bir gaye ile sevk ecfilme O : 1 ımiştir diyorlar; o zaman Gümrük Kanununun 12 nci maddesin Ihangi.hususlara istinadediyorsunuz diye yeni bir sual sormak icabeder. Çünkü orada yazıyor, Gümrük Kanununun 12 nci maddesinde istinadedilecek hususlar sayılmıştır. tç ve dış güvenliğin savunulması için mi? Hayır. Hayvan ürünlerinin hastalıktan korunması için mi bu kararname sevk edilmiştir? Hayır. Tarihi ve sanat eserlerinin mubafazasu için mi? Hayır. Şu halde iktisadi zaruretlerle bu kararname sevk edilmiştir. İktisadi zaruretler deyince de her halde bir teşekkülün zararının azaltılması bahis konusudur. İktisadi mânada bu bir kârdır. Biraz evvel bahsettiğim, Gümrük Kanununun 12 nci maddesi bu kararnameye uymamaktadır ve uyamaz. ısonra ; zannediyorum, bunu bir zülhul eseri olarak koymuşlar, Vekil Bey tavzih ettiler, 197 sayılı Kanunla bu meselenin hiçbir alâkası yoktur. Biraz evvel vermiş olduğumuz misaller tamaımiyle yerindedir. Aynı madde genişletildiği takdirde Türkiye'de hiçbir teşekkül çalışamaz hale gelir ve bütün teşebbüsler Devletin elinde toplanabilir. Bu 'kararnamedeki esbabı mucibenin ıbu şekilde anlaşılması 1 kabildir, ihususi teşebbüsler istikrarlı bir surette memleketimizde çalışamazlar. Bendeniz Vekil 1 Beyden tekrar rica ediyorum, kararnameyi bir defa daha gözden geçirsinler ve Sanayi Vekili Çelikbaş/m fikrine de itibar etmesinler; tetkiklerinin neticesinde bu kararnameyi geri alacaklarını kuvvetle tahmin ediyorum. Alâkalı- uzmanları dinlesinler ve kararnameyi geri alsınlar. Kara memenin iktisadi cephesi üzerinde Vekil Bey arzu ederlerse biraz daha durmak isterim. Zaten benim durmama pek lüzum da yoktur; çünkü Vekâletinin, mensupları da aynı durumdadır. Gaye Türkiye'de istihsali artırım aktır, azaltmak değil. BAŞKAN isayın Akçal, saat 15 te genel görüşmemize başlıyacağımız için beyanınızı biraz kısaltmanızı rica ediyorum. BBOL YILMAZ AKÇAL (Devamla) İsterseniz, Tüzük müsait ise bugün kalsın efendim. BAŞKAN Hayır, devam edelim de, ben size sadece hatırlatıyorum; mümkün ise biraz daha kısa olarak izah etmenizi rica ediyorum.»

10 M. Meclisi B : 3< EROL YILMAZ AKÇAL (Devamla) Muhterem arkadaşlarım, biraz evvel ben, suni gübre fiyatlarında 1958 senesinde meydana gelen artma ile istihsalde bir azalma vukubulduğunu arz etmiş idim. Zannederim, Vekil Beyin bu hususta malûmatı vardır. Sonra meseleye daha iyi bir yön vermemiz lâzımdır. Acaba, Avrupa memleketleri, müşterek pazar memleketleri durumu göz önüne alındığı takdirde gübre fiyatları pahalı mı, yoksa ucuz mu olur? Bu meseleyi etüdedelim. Gübre fiyatları, buğday fiyatları ile orantılı - paralel - olarak münakaşa edilir. Yani, zannederim ki, Yunanistan'da 2,5 kilo buğday bir kilo gübreye tekabül eder. Fiyatı bu şekilde hesabedip nazarı itibara aldığımız takdirde, Avrupa'da Türkiye' den daha pahalı gübre satan memleket yoktur. Sadece Fransa bu şekilde telâkki edilebilirse de, onun buğday istihsali Türkiye'den çok daha fazladır. Bu kararı iktisadi yönden münakaşa etmek lüzumsuzdur. İktisadi yönden, tamamen Türkiye'nin aleyhinde bir karar olduğu açıktır. Ben, kararın Anayasaya aykırılığı noktasında, dikkat ederseniz, bir polemik yapmadım, lüzumu da yoktur. Vekil Beyden, kararı, yeni baştan gözden geçirmelerini rica ederim. Bu kararname kalkmalıdır. Ayrıca yapılan bir hususu da zikredeyim : Kooperatiflar falan, bu tip gübre ithal edeceğim, diye müracaat etmektedirler. Fakat, Ziraat Vekâletine; «hayır efendim; sen o tip gübre ithal etme, yahut şu kadarını ithal et, diğerini de mahallinden temin edersin» demektedirler. Buna nasıl karar veriyorlar, anlıyamıyorum. Hepinizi hürmetle selâmlarım, arkadaşlarım. BAŞKAN Sayın Bakan, sizden de aynı şekilde kısa olarak konuşmanızı rica ediyorum. TARIM BAKANI MEHMET ÎZMEN (C. Senatosu Giresun Üyesi) Efendim, konuşmalar biraz devam ederse arkadaşımızla anlaşacağımız kanaatindeyim. Arkadaşımız iktisadi sebeplerle kısıtlama yetkimizi kabul buyurdular. Yalnız, kısıtlanmanın hududunda ihtilâfımız var. Kendisi % 99 a kadar bize müsaade etti, zannediyorum. Biz bir puvan daha ileri giderek % 100 bir kısıtlama yapmışız. Fakat, % 100 değil, % 99 dur. Çünkü, Türkiye'nin gübre ihtiyacı, içinde bulunan 30 bin ton tahmin ettiği O : 1 miz potaslı gübre ile kompoze gübrenin ithali serbesttir. Zannediyorum ki, yüzde 99 u tutar. İktisadi zaruretlere gelince; galiba maksadımız bir, rivayetler muhtelif, iktisadi zaruretleri biz, muhterem arkadaşlarım, memleketimizin zirai ürünlerinde teknik hesaplara göre yüzde 20 ilâ 30 verim artışını temin eden gübrenin bir rejim halinde bütün memlekette istenildiği zamanda tek fiyata temin edilmesini sağlamak şeklinde anlıyoruz. Bizim anladığımız iktisadi zaruret budur. Yoksa şu müessesenin veya bu ithalâtçının şu kadar az veya şu kadar çok kâr etmesi veya zarar etmesi değildir. Yani mebdei hareket olarak aldığımız iktisadi zaruret bizim, memleketin istihsalinde çok mühim rolü olan gübrenin, memlekete kolayca, mümkün olan imkânlarımızı kullanmak suretiyle, ucuza temin edilmesini sağlamaktır. Kendileri müsterih olsunlar, elimizden geldiği istikamette, gübreyi ucuz olarak vatandaşa vermeye çalışacağız. «Teşkilâtta bulunanların, şunlarm bunların ııoktai nazarı da bu noktai nazara aykırıdır.» dediler. Aykırı olamaz, çünkü bu, bir Hükümet kararıdır. Bâzı mütalâalar ileri sürenler olabilir. Rejimin asıl maksadı, memleketin bütün sathına şâmil iktisadi bir zaruret ve menfaattir. Gübre fiyatları : Yabancı memleket firmaları, Türkiye'ye daha ucuzca gübre teklif etmektedirler. Fakat, bunların maksatları kendi maliyetinin de çok dûnunda fiyatlar teklif ederek memleketimizde inkişaf etmek istidadında bulunan gübre istihsal eden müesseseleri bertaraf etmek gibi gayeler de «ezilmiştir. Fiyatlar, mahsul fiyatlarına (göre teşekkül eder, yani ölçü mahsul fiyatıdır. Gübre fiyatının buğdayın âzami fiyatının % 80 i olması lâzımgelir şeklinde bir ölçü mevcuttur. Buğday fiyatı 70 kuruş olduğuna göre 7X8=56 gübre fiyatının 56 kuruş olması lâzımgelir. Makûl bir gübre ölçüsü fiyatıdır. Fakat arz ettiğim gibi bizim maksadımız gübre fiyatını mütemadiyen düşürmektir. İmkânlar elverdikçe (bu istikamete gidilecektir. Fiyatların, gübre kullanılmasını kıstığı iddiasına gelince : Rakamların verdiği ölçüye göre bu iddia yerinde değildir. Çünkü Türkiye'de 1962 yılında tonun üzerinde gübre kullanılmıştır. Türkiye'de hiçbir zaman

11 M. Meclîsi B : tonun üstünde gübre kullanıldığı vâki değildir, ihdas ettiğimiz rejimin icabı vatandaşlarımızın mütemadi gübre talebinin tazyiki altındayız. Bu endis de gübre fiyatlarının, gübre rejiminin vatandaşlarımızı tatmin edici olduğunu göstermektedir. Memleketin ihtiyacına gelince; memleket ihtiyacı hakikaten çok az ölçüde tatmin edilmektedir. Bizim tesbit ettiğimiz gübre programı 1963 yılma mahsustur. Beş yıllık plânlama devresi sonunda Türkiye' nin ton kadar gübre kullanması plânın esasları içinde nazarı itibara alınmıştır, Mütemadiyen gübre ihtiyacı artırılarak karşılanacaktır. Verdikleri misal çok daha ileridir. Türkiye'de dönüm başına bir kilo gübre kullanılırken Yunanistan'da 36 kilo kullanılmaktadır. Maksadımız, biraz evvel arz ettiğim esbabı mucibe tahtında, memleketin yeteri kadar, ucuz fiyatla, müstakar bir rejime tabi olarak gübre kullanmasını temin etmekten ibarettir. Hürmetlerimi ilâveten arz ederim, efendim. BAŞKAN isaym Akçal. EROL YILMAZ AKÇAL (Rize) Muhterem arkadaşlarım, huzurunuzu mecburen işgal ediyorum, kusura bakmayın. Vekil Bey söylediğim hususlardan bâzılarını tasdik etti, eksik olmasınlar. Fakat, tenakuza düştükleri birkaç nokta var. Dediler ki, «Türkiye'de gübre fiyatları yine tek fiyat olarak kalacaktır.» Beyefendi bu fiyatlar arttığına göre istihsal de bununla orantılı olarak düşmez mi? Artmıyacağı bir hakikattir. Dış memleketlerle meselâ Yunanistan'la mukayeseler yapmıştım; bendeniz huzurunuzu fazla işgal etmemek için bütün tatbikatı arz etmedim. Türkiye'de, çiftçiye intikal fiyatı, 1 Kg. 70 kuruş = 1,26 1,35 Kg. buğdaya tekabül eder. Müşterek Pazarda durum nedir? Bir Kş^. Amonyum Sülfat için : Türkiye'de 1,26 Kg. ödenirken, Almanya'da 0,46» Fransa'da 0,86» :1 İtalya'da 0,54» Belçika'da 0,75» Lüksemburg'ta 0,56» Holânda'da 0,72» buğdaya ihtiyaç gösterir. ISüper fosfat için : Türkiye : 1,35 Almanya, : 0,20 Fransa : 0,31 İtalya : 0,21 Belçika : 0,23 buğdaya ihtiyaç gösterir. Kg.» :»»» Kararın iktisadi yönü tamamen ihmal edilmiştir. Bunların gübre fiyatları, Fransa'dan ve İspanya'dan, sadece Avrupa devletlerinden bize ilk bakışta pahalı gibi görünürse de buralarda buğday fiyatlarından yüksektir de Fransa'da bir kilogram buğday 8-10 sent, İspanya' da sent, Türkiye'de 5 j 6 senttir. Bu memleketlerde fiyatlardaki muvazene, mahsul fiyatlarının yüksek tutulması veya gübreye sübvansiyon vermek suretiyle temin edilir ve daimî olarak da müstahsilin lehine temin edilir. Biraz evvel bana, Türkiye'nin iktisadi durumunu düşünürken, muayyen gübre ithal eden firmaları nazarı itibara almadıklarını söylediler. Bunu maalesef nazarı itibara almak mecburiyetindedirler. Çünkü, aksi Anayasaya aykırıdır. Anayasayı ihlâl etmek istemiyorlarsa, bunları nazarı itibara alsınlar. Kaldı ki, bizim bu sözlü soruyu vermekteki gayemiz, kooperatiflerin durumunu da düşünmekti. Anayasanın mezkûr maddesine nazaran, kooperatifçiliğin gelişmesine yardım etmek mecburiyetindedirler, gelişmeyi baltalamak mecburiyetinde değildirler. Muhterem arkadaşlarım, huzurunuzu daha fazla işgal etmiyeceğim. Muhterem Vekil Beyin, Heyeti Vekilede kararı yeniden gözden geçirmelerini ve bu işe ön ayak olmalarını kendisinden talebediyorum. Beni dinlediğiniz için de hepinize teşekkür ederim. Hürmetlerimle. BAŞKAN Soru cevaplandırılmıştır. 1. Kocaeli Milletvekili Nihat Erim'in Türkiye'nin genel dış meseleleri karşısında güttüğü politika ve NATO, Ortak Pazar, Yardım Konsorsiyomu, Kıbrıs'a dair Zürih ve Londra anlaş- 6. GENEL GÖRÜŞME 87 malarmm tatbikatı konularında bir Genel Görüşme açılmasına dair önergesi (8/3) BAŞKAN Şahısları adına söz istemiş olan arkadaşlarımıza söz vereceğim.

12 Sayın Tosbi 'buyurun.... SAD^ETTÎN TOSBl (Kütahya) >Söz hakkımı Ahmet Tahtakılıç'a terk ediyorum. 'BAŞKAN!Saym İrfan (Baran da Gadrettin Tiosbi gibi söz hakkını Ahmet 'Tahtakılıç'a tefk etmiş /bulunuyorlar. Yalnız, öğrenmek istediğim husus, Sadrettin Bey mi irfan Baran Bey -mi söz Sıralarını veriyorlar, irfan Baran buradalar mı? SADKETTİN TOSBÎ (Kütahya) irfan Bey terk ediyorlar. BAŞKAN 'O halde ISadrettin Bey önce siz buyurun. GADRETTİN T(MBÎ (Kütahya) Muhterem arkadaşlar, 'ben hu mevzuun yalnız 'bir cihetine işaret etmek istiyorum; fbu hususta şu: Türkiye'yi temsil en Avrupa'ya giden heyetler mevzuu üzerinde durmak istiyorum. Arkadaşlar, bir memleketi temsilen giden heyetin strükltürü, o! heyete dâhil kimselerin o memleket içerisinde işfgal eyledikleri mevkiin ehemmiyeti ile mütenasibiolur. Maalesef görüyoruz ki, en hayati mevzular bahis mevzuu 'olduğu vakit, ikinci, üçüncü derecede post işgal eden memurlardan mürekkep heyetler Avrupa'ya gitmekte, müzakere idare etmekte ve hiçbir netice almadan geriye dönmektedirler. Grönül arzu ederdi ki, dış yardim gibi, Müşterek Pazar gibi memleket iktisadiyatını ve istikbalini çok yakından alâkadar eden mevzularda, mümkün ise Başvekil bizzat gitsin, alâkalı kimselerle müzakerede bulunfsun, en iyi neticeyi elde etsin ve donsun. Bunun emsaline bu memlekette raslanmıştır. Sahibi salâhiyet insanların Avrupa'da, yine sahibi salâhiyet unsurlarla müzakeresinden (bu memleket fayda elde etmiştir. Bu itibarla, bu işlerin mütemadiyen sürüncemede bırakılmasından, Maliye Vekâletinden Umum Müdür Muavini falancanın, Hariciye Vekâletinde üçüncü dereceden bir postu işigal eden falanca şahsın, Dış Ticaret Dairesinden bilmem kimin teşkil edeceği bir heyetin yapacağı müzakerelerden fbu memlekete 1 hayır gelmez arkadaışlar. Bu arkadaşlar olsa olsa bu memleketi temlsile yetkili olan, bu memleketi Avrupa ricali nezdinde bihakkın temsil etmek salâhiyetinde bulunan kimselerin maiyetinde ancak müşavir heyetler olarak gidebilirler. Nitekim bundan elde edilen neti O : 1 çeler ortada ve maalesef gayrimüsbettir. Bu heyetler harice gidiyorlar, müzakereler yapıyorlar ve bunlar matbuata, intikal ediyor; o heyetlerin beyanına atfen matbuata «şu kadar yardım alındı» deniyor. «Üçyüz, beşyüz milyon d'olâr elde ettik» diyorlar, geliyorlar, hiçbir şey elde etmediğini hüsranla görüyoruz. Müşterek (Pazar mevzuunda, ben şahsan lâyıkı veçhile enforme değilim, şahsi alarak tetkikatta bulunduğum halde Meclisteki arkadaşların da - «uların hesabına söz söyliyemem ama - büyük ekseriyetinin bu mevzu ile tamamen inisiye olduklarına da kaani değilim. Hü-' kümet, Meclise gelip Müşterek Pazara girmemizden ne gilbi faydalar, ne gibi zararlar doğacak, bunun neticesinde Türkiye'nin ekonomiısinde ne gibi (tehavvüller husule gelecektir, iyi tarafı nedir, 'kötü tarafı nedir diye bir izah vermemiştir. Biz, bir fikri 'sabitle «Müşterek Pazara girelim» diyoruz, heyetler gönderiyoruz; reddedilip geliyoruz. Müşterek Pazar mevzuunda Hükümet Meclise izahat vermelidir. Edineceğimiz faydaları, bundan doğacak mahzurları işaret etmelidir. Mecliste mevzu ayrı olarak 1-2 gündemi işgal edecek şekilde enine boyuna müzakere edilmelidir. Mecliste bu hususta karar verildikten sonra Hükümet sahibi 'salâhiyet heyet-. leri göndermeli ve netice elde edilmelidir. Müşterek Pazarın bugün memleket için faydalı ve zararlı olduğu hakkında kâfi bir fikrimiz mevcut değildir. Binaenaleyh, Türkiye'yi temsil eden Türkiye Büyük Millet Meclisi, yani bizler Müşterek Paızara girip girmeme halinde tahaddüs edecek durum hakkında kâfi bir fikre sahibolmadan, bu kabîl müzakerelerin yapılması, senelerdir tevali etmesi ve henüz bir neticeye isal ettirilmemiş olmadı 'muvacehesinde ben şahsan azap duymaktayım. Hulâsa, etmek istediğim hususları tekrar etmek icabederse, Ibıı gibi mühim meseleler önce Meclise gelmeli, encümenlerde tetkik edilmeli, ondan stonra Meclis Heyeti TTmumiyesine arz edilmelidir. Mecliste münakaşa edilmeli ve bir karara bağlanmalıdır. Bu kararı tatbik mevkiinde bulunan Hükümet de, bu mevzu ile alâkalı şahısları tâyin etmeli ve müzakereler bu şekilde, ciddiyet içerisinde 'olmalıdır. Mâruzarım bundan ibarettir. (Alkışlar)

13 BAŞKAN Ahmet Tahtakıhe. AHMET TAHTAKILIO (Uşak) Sayın başkan, muhterem milletvekilleri. Dış politika üzerindeki genel görüşme, Hükümet ve parti sözcüleri imtiyazlarını kötüye 'kullanmaları yüzünden, 'biraz uzamış ve 'bâzı ahvalde çığırından çıkmış olmasa daihi 'memleketin 'faydasına olmuştur; 'bunu şahsan ifade etmeyi yerinde.görüyorum. Dışişleri Bakanı ilk sözü almakta niçin acele etti, bunun 'hikmetini anlayamadım. Fakat iki nokta üzerinde fikrimi söylemek isterim. Birisi, hakikaten bütün dış politika konularını Meclis huzuruna getirmekle cömert davranmışlardır. Bundan dolayı kendilerine teışokkür ederim. İkincisi de, her işin yolunda olduğu, en iyi.şekilde halledildiği havasını uyandırmak istiyen izahatları yanında bize uyakta duran duş meseleler hakkında açıklamada bulunmamıştır. Bunu kendisi için bir noksanlık telâkki ederim. Muhterem arkadaşlar, kelsin ıgerçcik şudur ki, milletler keyfi ve mürakaibesiz idarelerin zararlarını daha çok dış politika işlerinde çekerler. Bu bakımdan murakabe yollarının açılması ve ıgeniştetilmesi yolundaki gayretler de elbette faideli olacaktır. Hürriyet ve demokrasi mücadelesi yapmış olanlar, çıok partili devrede iktidarlara karşı iki noktayı müdafaa, etmişlerdir. Birisi dış politika işlerinin her hangi biı- surette ele alınıp parti mücadelelerine vasıta yapılmaması. 'Buna iktidar da dikkat etmeli, iktidar dışındaki partiler de dikkat etmelidir. İkincisi, ortada istiklâl ve toprak bütünlüğü dâvasında, her şeyden aziz olan canını ortaya. koymuş bir Türk Milleti vardır. Çok sevinilecek bir cihette, Türk Milletinin dış politikada ileriye doğru istikamet gösteren. ve Dünyaya örnek olan bir mihvere sahiboluşudur. İleri yörüşte Dünyaya misal vermek kudretinde olan Atatürk, «Yurtta sulh, cihanda sulh.» prensibini Türk dış politikasının ana görüşü olarak ortaya koymuş ve hattâ bu görüşü canına ve vatanına, kasdeden düşmanlara bile uygulamıştır. Türk - Yunan, münasebetlerinin 'mazisini hatırlatarak biraz sonra Kıbrıs konusunda vereceğim izahatla İm ama görüşün ilgisi vardır O : 1 Muhterem arkadaşlar, ben şahsan bu umumi sözlerden sonra dört konuya dokunacağım. Binincisi; Birleşmiş Milletler çerçevesindeki faaliyetlerimiz ve prensiplerimizin tanıtılması ve prensiplerimizin duyurulması, binnetice, Devletimize 'sempati temin.etme yolundaki faaliyetlerimiz. Ama şu noktayı hepimiz bilmemyiz ki, mukaddemesinde iki dünya harbinin insanlığa»getirdiği tahammül edilmez felâketlerden sonra; kurulması yapılan, insanlık idealinin, medeniyetin ve sulhun korunması gibi bir dâvayı ele alan, Birleşmiş Milletler Teşkilâtına, hiçbir millet Türk Milleti kadar aydınlık durumda, bu kurulun kapısından içeriye.girmemiştir. Çünkü 'biz, İstiklâl savaşından bugüne kadar bu ideallere hizmet etmiş, 'kendi toprak bütünlüğünü ve istiklâlini muhafaza kayıt ve şartiyle dost düşman herkes karşısında dünya sulhunu ve dâvasını müdafaa etmiş bir milletiz. Fakat üzülecek bir nokta, (Birleşmiş Milletler Teşkilâtı çerçevesindeki dış faaliyetlerde gereği ıgihi bu ana politikamızı temsil ettiğimizi iddia, etmenin mümkün olm almasıdır. Size mahza o.devri tenkid zihniyeti ile değil ve l'akat misal ıolmak üzere o devri 1969 senesinde Güvenlik Konseyinde adaylık mevzuunda uğradığımız neticeyi bilhassa Dışişleri (Bakanı arkadaşımıza hatırlatmak isterim. Yanlış malûmat alim'adıksa hattâ NATO devletlerinden bile 'Güvenlik Konseyine âza, obuamızı desteklemiyenler olmuştur. Bu, herşeyden evvel insanlık idealine bağlılık noktasından Devletin ana.görüşümü dünyaya, NATO ya,,ımüttefik devletlere iyice tanıtanıadığımızm yerinde bir örneğini teşkil, eder. Burada, nazarı itibara, alınacak bir husus vardır, o da şudur: Biz dış politikamızı 'gündelik menfaat ile sevkü idare etmiyoruz. Oradaki reylerimizi Birleşmiş Milletler seviyesinde kullanmalıyız, Her reyi kullanırken de çok dikkatli hareket etmeye mecburuz. Dünya ölçüsünde. dış politika prensibimizi ileri götürecek şekilde davranmalıyız. Dışişleri Bakanlığına örnek teşkil etmek üzere Kıbrıs hakkındaki iyi niyet heyetimizi ancak iş işten geçtikten sionra Cenubi - Amerika milletlerine (gönderdiğimizi hatırlatmakla yetinirini. Hele Kurucu Meclisçe hazırlanıp Halkoyuna, '.sunulan Türk Anayasasından sonra insan haklarına sonuna kadar ria-

14 yet eden bir Devlet»olmak çabasını Dünyada temsil etmekte feaşarı gösteremedik. Hariciyemiz bütün tarih boyunca ıgeçen hâdiseler içinde aydınlık içindedir. Türk Devleti imparatorluk zamanında bile ekalliyet hukukuna riayet 'etmekle, kendi ıhükümranlğı içindeki ahalinin dinî hürriyetlerine saygı ıgöıstermekle, Istanbulun fethinden beri aydınlık içindedir. Böyle Ibir Devlet, dünya karşısında, iki ıgün evvel sayın arkadaşım Ahmet Oğuz'un işaret ettiği gibi, dinî yönden de Ihuısıımete mâruz olıa ıgelmiıştiir. Olbalde bu (görüşlerin çerçevesi içinde diplomatik faaliyetlerimizde dalha.dikkatli, daha.enerjik davranmak - yoluna gidilmelidir. Bu Ihususta Hükümetin hakikaten cjok dikkatli davranmasını rica edeceğim. Sayın arkadaşlar; ikinci dokunacağım mevzu, yardım. ımevzuudur. Söz bu noktaya gelmişkeın açıikça ifade edeyim ki, 'Türkiye Devletinin dış politikaisı yardıma bağlı değildir. Yardum alırız veiya almayız,, yardım az da olsa, çok da ıolsa Türk Milleti, demin mihverini çizdiğimiz politikaya canını koymak suretiyle aydınlık bir dış politika görüşü içindedir. Fakat dünya medeniyetinin korunması mevzuunda ve müşterek yardım bahsinde, Marshall plânından Konsorsiyumla kadar takip ve tatbik edilen yardım, ölçüleri üzerinde durmak lâzımdır. Marshall plânı devrinde yıllarındaki aldığımız yardımı, bu yardm içinde daima birlikte mütalâa edildiğimiz Yunanistan'a yapılan yardımla mukayese edersek sözlerimin ne kadar gerçeğe uygun olduğunu ifade etmiş^ olurum senesinde yardım mevzuunda Türkiye'ye hibe, tiraj hakkı, kredi suretiyle yapılan yardımların yekûnu 49 ilâ 50 milyon dolar civarında idi. Komşumuz Yunanistan'ın ise aynı devreler içinde aldığı yardım 170 milyon dolar raddesinde idi. Bu da gösteriyor ki, bu yardım işinde muvaffak olamadık veya dostlarımız, müttefiklerimiz ve yardımı Marshall plânı çerçevesinde ele alan Birleşik Amerika Devleti Türkiye'nin dünya sulhunun korunması yolundaki azmini, fedakârane siyasetini iyice kavramamış veya bu hususta üzerine düşeni yapmamıştır. Burada arkadaşlar, tahmin ettiğim iki âmil vardır. Bir hatıramı huzurunuza arz etmek isterim O : yardım plânını arkadaşım Ahmet Oğuz'la birlikte tetkik edip, bunun, vefakârlığa, fedakârlığa karşılık olmadığını izah eden bir takriri hazırladık. Bu takirrin başında, Türk dış politikasının yardımına bağlı olmadığını, ancak bu yardımın durumumuza, prensipleri uygun olmadığını, Türkiye'nin realiteleirni kavramadığını Mecliste ifade etmek istedik. Fakat bizim hariciyemizin çok yanlış bir kanaati vardır; zannederler ki, Hükümet tarafından ifade edilen bir görüşten başka bir görüşün dış politika olarak ortaya konması dış itibarımızı sarsar. Hayır arkadaşlar. Size bii' vakıa nakledeyim; 2nci Dünya Harbinden sonra ingiltere Amerika'dan büyük bir yardım kopardı. Bu yardım ingiliz Parlâmentosunda görüşülürken, işçi bir milletvekili şöyle haykırdı : Bir sigara pakatine ingiliz imparatorluğunun itibarını sattınız geldiniz, dedi. Hariciyemiz, dış siyasetimizi yürütürken şu kanaate sahiptir : Aman tek ses tek söz çıksın, aman bir tek görüş ortaya koyalım. Hattâ ruhunu rahmetle andığım Necmeddin Sadak Hariciye Vekili idi. Bana geldi, dedi ki; «Amerika'ya müzakereye gidiyorum.» iyi ya, madem ki, Amerika'ya müzakereye gidiyorsun, Parlâmentoda bir kısım, milletvekilleri yardımı az buluyorlar deyin, sizin için bir destek olur, dedim. Fakat hariciyemiz Parlâmentodaki çeşitli noktai nazarlara istinadetmek gibi bir anlayışa sahip değildir, işte bu yüzdendir ki, dış politika hakkındaki görüşmelerin 'açılması mevzuunda bile bizde iktidardaki parti muhalefette ise başka görüşe sahiptir, iktidarda ise başka görüşe sahiptir. Tafsilâta girmek istemiyorum, müzakereleri mihverinde bırakmak istiyorum. Demek ki, 'aziz arkadaşlarını, bizim politikamız yardıma bağlı değildir. Ama, gördüğümüz yardım da ne ekonomik durumumuzla, ne de 'Stratejik vaziyetimizle, ne de en geniş sahalarda, en tehlikeli bir bölgede, dünya barış idealini muhafaza vaziyeti ile kabili telif değildir. Onun için. geçmişi böyle izah ettikten sonra Konsorsiyum vaziyetine geliyorum. Arkadaşlar, bu hususta bir talihsizliğe uğrayabiliriz. Dışişleri Bakanından rica ediyo-

15 rurn, bizim bugünkü durumumuzu, mütteefik- ]erimiz, dostlarımız içinde en iyi kavrıyan Devlet Amerika Birleşik Devletleri ve Amerikan milletedir. Bunu Kore'de Mehmetçik kazanmıştır. O halde biz, ancak bu Devlet ile karşı -karşıya gelebiliriz. Çünkü burada konuşan Hariciye Vekili veya Başbakan Yardımcısı bir söz sarf ettiler; «Konsorsiyuma dâhil devletler hükümetleri nezdinde geniş teşebbüslerde bulunmamızı bize Amerika tavsiye etti.» dediler. Arkadaşlar, biliyorsunuz o Devletler için bizim ihtiyacımıza uygun yardım yeni bir meseledir. İkincisi: O memleketlerde, halka" mal olmıyan siyasetleri hükümetler yürütemezler. Şimdi, biz bu söz konusu devletlerin hükümetleri nezdinde geniş ölçüde teşebbüslerde, faaliyetlerde bulunsak dahi Konsorsiyumun neticesi bakımından bir başarısızlık karşısında kalabiliriz. Bence, bu işte, yine hakikaten Birleşmiş Milletler çerçevesinde kurulan NATO'da en büyük fedakârlığı üzerine alan Amerika milleti kendisine düşen vazifeyi yapmalı ve hariciyemizin teması daha çok Amerikan Devleti nezdinde olmalıdır. Zaruretlerimizi ona anlatmalıyız. Konsorsiyuma dâhil olan devletler nezdinde Amerika bu teşebbüslerde bulunmalı, eksik gelen kısım olursa bunu da Amerika üzerine almalıdır. Bu, bugünün zaruretidir. Ama biz durmıyalım, Konsorsiyuma dâhil olan devletler nezdinde teşebbüslerimize devam edelim ve kâfi derecede netice almaya çalışalım. Onun için Hükümete destek olmak zihniyetiyle şu iki noktayı açıklıyorum: Yardım mevzuunda, gerek Marşal Plânı devresinde, gerek bugünkü devirde, maalesef, dost ve müttefiklerimiz Türkiye'nin ekonomik durumunu, Türkiye'nin stratejik durumunu, Türkiye'nin dünyanın en kritik noktasında üzerine aldığı fedakârlığı gerekli olduğu şekilde değerlendirmemektedirler. Açık söyliyelim. bir Yakın - Doğu meselesi daima vardır. Arkadaşlar, komşu ve kardeş milletler ne düşünürlerse düşünsünler, biz dış siyasette, bu milletlerin lideri mevkiindeyiz. Bu liderliğimizi gerektiği şekilde yapabilmek için evvelâ kendimizin ekonomik vaziyeti, müdafaa vaziyeti iyice kuvvetlendirilmelidir. Ondan sonra bugü O : 1 nün anlayışı içinde bulunan Irak, Suriye ve hattâ Türkiye'ye karşı olmak suretiyle, yanlış istikamet takibetmekte olan (Mısır Lideri Nasır'a dahi yeni politika, müessir politika güderek durumu ve geleceği anlatmalıyız. Hem, kütle halinde hâkim olduğumuz politikanın derinliğine vazife yapmalıyız. Ve kendimiz eko- nomik işlerimizi tanzim etmek suretiyle, o devletlere de ekonomik yardım edecek duruma gelmeliyiz. Bunu, dost ve müttefik devletlere Hariciye Vekilimizin çok iyi anlatmasını, Hükümetin çok iyi anlatmasını rica ederim. NATO çerçevesinde savunma politikasına gelince: Arkadaşlar, bu işin düğüm noktası şudur: Eğer demirperde propagandası bilhassa Türkiye'ye karşı, zaman zaman hepimizi ayağa kaldıran geniş bir faaliyete devam edecekse, silâhsızlanma bugün gerçekleşemedi ise, hattâ nükleer silâhların kontrolü meselesi dahi hallcdümemişse ve dünya sulhu korunacaksa, Türk sınırlarında, Berlin sınırlarında korunacaktır. O halde, NATO çerçevesindeki müdafaa plânları işinin tekniği üzerinde durmıyacağım, Türk sınırlarında müdafaanın bütün milletlerin müşterek imkânı ile yapılması esasına dayanmalıdır. Bizim mehmetçikler nasıl karakol nöbeti tutuyorlarsa, sınır noktasında, müttefiklerimiz, bütün müdafaa ağırlığında bizimle beraberdir diyebilmeliyiz. Buna kaani^ olduğumuz andan itibaren, bu stratejik noktada, silâhların yeniliği, şu veya bu silâhın kullanılması keyfiyeti, tamamiyle teknik bir meseledir. Bu hususta elbette uzmanların noktai nazarı ele alınacaktır. Fakat temel prensip topyekûn müdafaa'dır. Arkadaşlar, siz Mehmetçiğin noktai nazarını biliyor musunuz 1? Anadolu'nun yer yer toprak damlarında bir yurgu taşı vardır; bu taşı ileri itersiniz altındaki toprak ezilir, geri çekersiniz altındaki toprak yine ezilir... Mehmetçik vatanında böyle bir müdafaa istemiyor. Mehmetçik, altındaki toprağın ezilmemesi şartiyle sınır noktası dışında icabetirdiği ölçüde, dünya silâh terakkilerine uygun olduğu noktada Türkiye sınırlarında müdafaa tesis ve temin edilmesini istiyor. İşte bizim NATO çerçevesi içinde, bir milletvekili olarak, harici politikanın yürütülmesinde, Hariciye Vekilimizden, Türk Hükümetin-

16 M. Meclki B : 30 den istiyeceğimiz şey, Türk Milleti namına söyliyeeeğimiz söz bundan ibarettir. Dışişleri Bakanı arkadaşım, cömert izahatında, tanıtma ve kültür mevzuuna da temas etti. Arkadaşlar; bu noktada iki hususu dikkat nazarınıza arz edeceğim: Şu Parlâmentonun masraflarından kısalım ve hariciyemizi para imkânları ile teçhiz edelim. Birinci şey budur. Tanıtma ve kültür faaliyetleri evvelâ imkânla olur. İkincisi; elemanla olur. Meselâ Dışişleri Bakanı arkadaşım dedi ki; yeni doğan Afrika devletlerine iyi niyet heyetleri gönderdik. Arkadaşlar, bu miletlerin sosyal ve ekonomik mevzularını, politik mevzularını iyiden iyiye kavrıyan adam yetiştirmedikçe, elimizde eleman bulunmadıkça rasgele yaptığımız propagandadan fayda göremeyiz. Size bir misal arz edeceğim. Paris'te doktora tezi hazırlayan bir Türk şöyle bir müşkülâtla karşılaşıyor. Biliyorsunuz ki, biraz sonra temas edeceğim. Ekselans Makariyos, yalnız bir kilise, bir din lideri olarak, Kıbrıs politikasını ele aldığından, kendi maksadına göre rey toplamaya kalkar. Yunan kilisesi, bunun dünyaya, aslında böyle bir plebisit yalnız Rum ahalinin reylerini ortaya koyduğu halde bunu bir plebisit neticesi olarak ilân eder. Fakat ne acıdır, o zaman bu politika yürüdü. Ve Fransız hukukçuları, Devletler hukuku profesörleri dahi kitaplarında bunu belirtti, «işte Kıbrıs'taki durum» diye. Demek ki biz bu işlerde gereği gibi faal olamıyoruz. Bu, ne ile olur? 1 incisi imkânla olur, 2 ncisi elemanla olur, 3 üncüsü samimî ve enerjik hareket etmekle olur., Dış politikamızın bu cihetlerden mücehhez olduğu üzerinde bir iddiada bulunmak doğru değildir. Bunları zikretmemiz zaten yalnız şimdiki Dışişleri Bakanımızın şahsına veya onun idaresine müteveccih bir tenkid ortaya koymak değil, ilerisi için Meclis ve Hükümet beraber olmak şartiyle dış meselelerimizde daha müessir ve daha faydalı bir yol takibetmek içindir. Onun için bu tenkidlerimizin müsamaha ile nazarı itibara alınmasını rica ediyorum. Meselâ, haber aldık, Bağdad Kültür Ataşeliğimiz yeni yeni açıhyornmş. Fakat, gerek Sayın Millî Eğitim Bakanı arkadaşım, gerekse Hariciye Vekili sayın arkadaşımız bilirler ki, bu işte geç kalınmıştır. Bu iş bir para meselesi ise Meclisin O : 1 kargısına açıkça çıksınlar. Değil ise, Hükümetin ihmali ise bu işte acele etsinler. Onun için bu mevzularda elden geldiği kadar dikkat edilmesini ve bütün şartların hazırlanmasını Hükümetten rica ediyorum. Arkadaşlarım, Kıbrıs mevzuuna gelince : Bu mevzu parlâmentoda görüşüldüğü için, evvelâ şeklî bir meseleye temas etmek isterim. Biliyorsunuz ki, Kıbrıs Cumhurbaşkanı Ekselansın Türkiye'ye gelip Hükümetimizin kendisiyle müzakerelere girişmesi konusu burada tartışıldı. Ben şu kanaatteyim, yanlış bir anane meydana gelmemesi için bunu arz ediyorum; Kıbrıs Eeisicumhuru ekselansla Hükümetin teması, evvelâ Reisicumhur sıfatiyle temsilî olmuştur, ikincisi de Sayın Prof. Nihat Erim'in temas ettiği, «Ekselans yetkisini kullanırken nazarı itibara alınması lâzımgelen noktaları kendisine hatırlatma noktasında olmuştur. Nitekim Hariciye Vekilimizin izahatında şimdi hatırlıyorum; «dikkati çekilmiştir» kelimesini kullandı. Elbet Hariciye Vekilimiz bu kelimeyi kullanırken dış münasebetlerinde bir mücadele zihniyeti içinde bu kelimenin nereye kadar gittiğini bilerek ifade etmiştir. Onun için ben bu genel görüşmede şu noktayı tekrar tasrih ederim; Ekselans Makarios'la müzakereler münhasıran Reisicumhur sıfatiyle haiz olduğu salâhiyetler çerçevesinde olmuş, vetosunu veya kendi reyini kullanırken Hükümetimizin görüşünü öğrenmesi lâzımgeldiği endişesinden doğmuştur. Bu noktayı tasrih ederek Kıbrıs meselesi üzerinde konuşmaya devam edeceğim. Sayın arkadaşlarım, Kıbrıs meselesi, maalesef baştan sona kadar Yunan Hükümeti nezdinde Hükümetimizin Kıbrıs konusunun Türk Yunan dostluğu çerçevesi içinde halledilmesi lâzımgelen bir meseleden ibaret olduğu noktasında ısrar edilmemesinden bu hale gelmiştir. Bugün dahi durura budur. Sayın arkadaşlarım, neresinden tutarsanız tutunuz Kıbrıs meselesinin her safhasının bu Anayasadan sonra yeniden ele alınması, Enosis gibi bir hayalin ortaya sürülmesi bir revizyon talebidir. Arkadaşlar, o halde Hükümetimizin zaman zaman Yunan Hükümetinin karşısına çıkıp, bütün bu vakalar sık sık ortaya atıldıkça, «Kıbrıs mevzuunda yeni bir revizyon mu istiyorsunuz...» diye Yunan Hükümetine sormalı, Yunan Hükümetinin kar ısına çıkmalıdır. Arkadaşlar hangi tarafından tutarsanız tutunuz

17 M, Meclisi B : 30 mukabili bir misille kayıtlı meselelerle karşı karşıya bulunduğumuz aşikârdır. Onun için, biraz evvel bir arkadaşımız bana ifade etti, Hariciye Vekilimiz, maalesef bulunamadım, harici politika hakkında parti temsilcilerine epeyce bîr zaman evvel izahat vermiş. Bu izahat sırasında Yunan Hariciye Vekiliyle şahsi dostluğunu ve Türk - Yunan dostluğu, NATO içinde ve dünya politikası çerçevesinin iyi neticelere doğru gidildiğini bu şahsi dostluğun da bunda müessir olacağını ifade etmiştir. O halde Hariciye Vekilimize şimdi açıkça ifade ediyorum, artık Kıbrıs konusunda Anayasanın bütün şümulü ile tatbiki, hattâ onun ilerisinde Kıbrıs'ta mânevi sükûn ve istikrar tesisi mevzuunda Yunan Hükümeti ile karşı karşıya gelip temas etmeliyiz. Mânevi sükûndan neyi kasdediyorum, arkadaşlar : Bugün Ekselans Makarios ve kilisesinin mevcudiyeti dahi Türk Devlet ve Türk Milletinin müsamahası ile meydana gelmiştir. O halde biz oralara hâkim iken dahi oradaki insanların bütün hukukuna riayet etmiş bir devlet ve milletiz. Artık müsaade etsinler de oradaki Türkleri izaç edici bir politikanın tatbikine evvelâ. Yunan Hükümeti vasıta olmasın, Yunan Hükümeti göz yummasın. Aksi olursa arkadaşlar, bir milletvekili olarak, bir Türk çocuğu olarak ifade edeyim ki, demek ki, kendilerine bağrımızdan süngüsünü çıkardığımız ve denize döktüğümüz andan itibaren aklımıza gelmiyen ve aklımızdan geçirmediğimiz revizyon fikrini, müsaade ederseniz bir milletvekili olarak, biz de aklımıza koymak gibi bir noktaya varırız, artık bu bahis kapanmalıdır. Kıbrıs diye bir dâvanın Türkiye aleyhinde kullanılması kapısı Türk - Yunan dostluğu çerçevesinde kapanmalıdır. Onun için ben meselenin can alıcı noktasını burada görüyorum. Diğer bütün müzakerelerin hiçbir netice vereceğini tahmin etmiyorum. Bu iki devletin el birliği ile Kıbrıs'taki ortak idare dünyaya misal olmalıdır. Bunu nasıl yapabiliriz. Bunu Makarios'un siyasetini açığa getirmesiyle verebiliriz. Oradaki cemaatin Anayasa çerçevesinde en mükemmel idareyi kurmak noktasında dikkat sarf etmekle varabiliriz. O halde, bu nokta hakkında sağa, sola meseleyi kaydırmıyalım, mücerret Türk Yunan dostluğu O : 1 nun bir meselesi olarak Kıbrıs işini Yunanistan ile birlikte hal yoluna koyalım. Muhterem arkadaşlarım, teşkilât, konusunda ileriden beri benimsediğim bir fikri de arz ettikten sonra sözlerime nihayet vereceğim. Dış işlerimizde arşiv meselesi ile mütehassıs personel meselesinin iyi bir şekilde halledildiğine kaani değilim. Çünkü, bizim rejimimize göre bir devri daim makinası gibi mütehassıslar dış vazifeden iç vazife, mütemadiyen değişen bir sisteme tabidirler. Geçen sene Bütçe Komisyonunda dostumuz.o zamanki Hariciye Vekili Selim Sarper Beyefendi izahat verdiler. Birtakım broşürler, kitaplar hazırlamak suretiyle bir kişiden diğer birine meselelerin intikal ettirildiğini ifade ettiler. Bu kâfi değildir arkadaşlar. Dışişleri teşkilâtımıza, bilhassa büyük politika meselelerine mütehassıs elemanları daimî olarak Hariciye Vekâletinde bulunduracak şekilde bir elastikiyet verilmelidir. Bu, nasıl verilir? Gayet kolay. Kariyere dâhil olan arkadaşları yalnız Türkiye'de aldığı maaş çerçevesi içinde tutmak ve onları onore etmemek yanlıştır. Ben evvelce merkeze alınan büyükelçilerden bu noktada istifade edeceğimizi zannediyordum. Halbuki bir elemanı, bir büyükelçiyi yerinden almak istedik mi merkeze nakil muamelesine tâbi tuttuğumuzu anladım ki bu anane yanlıştır. O halde bizim Hariciye Vekilimiz bellibaşlı, meselâ, demirperde politikasında sayısız mütehassıslar yetiştirmeli, Orta - Doğu politikası ile yine sayısız mütehassıslar alâkadar olmalıdır. Ve bunlara Hariciye Vekâletinde müstemirren vazife görecek şekilde kadro ayarlanmalıdır. Bir hâtıramı arz edeyim; günün birinde, hariciyemiz Türk, Rus muahedelerinin bâzı teferruatı üzerinde malûmat sahibi olmak istemiştir. O zamanki murahhasımız Sayın Yusuf Kemal Tengirşenk bunun üzerine davet edilmek mecburiyetinde kalınmıştır. Fakat Yusuf Kemal Tengirşenk, Allah uzun ömürler versin bir şahıstır,, fanidir. O halde biz Hariciye Vekâletimizde, hariciye teşkilâtımızda arşiv memurundan mütehassısına kadar iyi bir şekilde eleman yetiştirmeliyiz. Bunu yapmazsak arkadaşlar, Harieiye Vekâletinde beyhude kusur aramamalıyız. Meselâ, sayın Genel Sekreter yakında gidiyor, diğerleri de zamanında gidecekler. Meselâ iki sene evvel kültür işlerine bakan arkadaşlar başka işe tâyin edilmiştir. Halbuki bu işin hassasiyeti var-,

18 dır, incelikleri vardır. Hattâ kâğıtlara dökülmiyen kısımları vardır. Bu kısımları elinde tutan arkadaşlara malik olmazsa hariciyemiz, hariciye memurlarımızı tenkidetmek beyhude olur. Onun için bu mevzuu da Hariciye Vekilimizin, ortak hükümetin dikkat nazarına arz ederim. Sayın Milletvekilleri; Dışişleri hakkındaki genel görüşme vesilesiyle bir defa daha ifade edeyim ki; bu görüşmelerin her zaman olmasında fayda vardır. Buraya kadar devam eden müzakereler bir başlangıçtır. Hariciye Vekilinin dış meseleler hakkında izahat vermesine intizar ederek, İmparatorluktan bu yana insanlığın esaslarından ayrılmıyan, müsamahakâr fikirler üzerinde cereyan eden ve Atatük'ün liderliği ile mihveri tesbit edilmiş olan Türk Devletinin dış politikasına bütün dünyanın güvenmesini temenni ederim. Ve Türk milletinin de, tenkidlerimiz ne olursa olsun, toprak bütünlüğümüzü ve istiklâlimizi korumak azminde olduğunu ifade ederek hepinizi hürmetle selâmlarım. (Alkışlar) HÜSAMETTİN ATABEYLİ (Erzincan) Muhterem arkadaşlarımı, dıış politikamız üzıerine genel görüşme açılması bugüne değin Meclisimizde ilk defa vâ'kı ve şüphesiz şayanı şükran 'bir hâdisedir. Bundan evvelki tatbikat sıkışık bütçe devrelerine inhisar etmekte, partiler ve 'milletvekilleri dış politikadaki umumi iştiraki tebarüz ile bâzı temennilerden ileri gitmiyen tenkidlerle iktifa etmekte idiler. Eğer yanılmıyorsam, Türk dıış politikasının temel meseleleri dışnıda sadece Kore Harbine iştirak mevzuunu C. H. P. nin o güne kadar alışılmamış bir temkid tmevzuu yaparak meslek üzerinde durmasından gayri de partileri karsa karşıya getiren ciddî ibir anlaşmazlık zuhur etmemiş gibidir. Bu 'tarzı teamül millî bir dış politikanın 'mevcudiyetini ifade etmesi bakımımdan politik düşüncelerimizde bize büyük faydalar temin etmiştir. Filhakika, iktidarların değişmesi ile tebeddülata uğraması melhuz bulunacak bir (haricî siyaset karşısında, münasebette bulunduğumuz devletlerin teyakkuzdan azade bulunacaklarını kabul 'etmemiz imkânsızdır. Ancak Bir ve İkinci Cihan Savaşları arasında devletlerarası siyasi münasebetlerin, tâbiri caiz ise, klâsik dış politika metotları ile yürütülmesine mukabil, İkinej Cihan Savaşından son O : 1 ra bilhassa harb silâh ve vasıtalarında vukubulan Ibüyük telâkkiler devletlerarası ımünasebetleri yepyeni bir istikamete itme istidadını göstermiş ve çok kısa bir zamanda bu istikamette büyük gelişmeler kaydedilmekte bulunmuştur. Bu yelişmelerin detaylarına inmek mevzuun dışında bulunacağı için temas etmiyeeeğiz. Yalnız, nükleer ve termonükler silâblardaki son gelişmeler ikarşıısrnda Türkiye'nin jeopolitik durumunun yeniden gözden geçirilmesinde büyük faydalar bulunacağına, işaret edeceğiz. Tarihin seyri içerisinde Türkiye coğrafi mevkii itibariyle daima ön plânda mütalâa olunan bir Devlet olarak kabul olunagelmiştir. Bilhassa Boğaklar üzerindeki hâkimiyeti kendisine müstesna bir kıymetin izafesine vesile teşkil etmişi ve haricî politikasının tanziminde bu ehemmiyetli.oturumun keza birinci derecede müessir olmuştur. Burada müsaade buyurulursa bir sual hatıra geliyor; acaba jeopolitik durumu itibariyle Türkiye'miz bugün aynı ehemmiyeti muhafaza etmekte midir? Yukarda bir nebze temas ettiğimiz harb silâh ve vasıtaları karşısında buna yüzde yüz evet diyebileceğimizi tahmin etmiyorum. Kıtalararası balistik füzelerin, her an tekemmül etmekte bulundukları yüksek irtifa filolarının, radarların ve nihayet suni peyklerin dünyayı kontrol edebildikleri bir devirde sırf jeopolitik durumu dolayısiyle bir memleketin itibar görmesini beklemek klâsik metoda. bağubğın taassubu içinde bulunmakla mümkündür. Mulhterenı arkadaşlar, Bugün dünya üzerinde iki sistemin karşı (karşıya bulunduğu gerçeği hepimizce malûmdur : Demokrasinin ve topyelkûn hürriyetin müdafaasını yapan sistem ile komünist blok. Türkiye başından beri demokrasiden yanadır ve kanaatimizıce bu cihet kendisine atfolunan ehemmiyetin başlıca sebeplerinden birincisidir. Bu noktaya geldiğimizde zaruri olarak iç politika ile dış politika tedahül haline girmektedir. Şu hale göre, dâhil bulunduğumu/ blok içerisinde ve bu bloka bağlı bir kısım devletlerle olan ittifaklarımın ve dostluk rabıtalarını ı>z muvacehesinde Türkiye'nin, bütün icapları ile demokratik düzen içerisinde bulunduğunu ve bilhassa bu düzenin temadi eden şüphe ve tereddüt yaratacak her türlü davranırlardan

19 tevakki ederek hür dünyaya gerektiği ihtimamı vermek mecburiyetindeyiz. ±>ıı mecburiyete lâyımyle ehemmiyet verilmediği takdirde memleketimiz dış münasebetleri 'bakımından büyük tararlar göreceğini izaha lüzum yoktur. îfade etmek isteriz ki; 'bağlı (bulunduğumuz blok içerisinde gördüğümüz itibar politik durumumuzdan evvel ve ondan ziyade hür milletler camiasında a'hzı mevki eylemiş, olmamızdandır. Binaenaleyh, hatıra gelen ilk mesele, Türkiye'nin bu mevkiini muhafaza ve idame ettirebilmesi için, gerekli siyasi, iktisadi ve askerî imkânlarını en İyi ve günün şartlarına uygun şekilde temin, tanzim ve idare edilmesini imkân dâhilinde tutarak bir tarzı idareyi temin etmesi olacaktır. Bütün bu (imkânların temini iç. politikamızdaki istikrar zarureti yanında dış politikamızın da bu hedeflere ciddî olarak yöne]-, mesi ile mümkün olabilir. Türkiye'mizin gerek NATO ittifakı dâhilinde, gerekse umumi olarak yüklendiği millî savunma masrafları genel büeçesine kıyasla çok yüksektir. Onun bu yükünün istihsal sahasına daha ziyade harcama yapması ve biran evvel iktisaden geri kalmış memleketler zümresinden ayrılmasının teminini hür milletler camiasının da arzu ettiğinden şüphe olunamaz. Şu hale göre, NATO taahhütlerimiz sebebiyle, yüklendiğimiz ağır malî yükün tahtidini temin edecek tedbirlere süratle tevessül olunmak icabeder. Bu mevzudaki çalışmaların seyir ve bilinmesi icabeden neticelerinin bilinmesindeki faydaları izahtan varestedir. Klâsik harb esaslarına göre teçhiz olunmuş bulunan ordumuzun ateş gücünü yükseltmek suretiyle miktarlarında azaltma yapılmasını temin edecek olan silâh ve vasıtaların temini ise, müttefik ve dostlarımızın Türkiye için takibettikleri umumi politikalarına ve İçinde bulunduğumuz devrin icaplarına daha uygun olacaktır. Bu suretle temin edeceğimiz tasarruf, iktisadi kalkınmamızın tahakkukuna sarf olunabilenecektir. Bu hakikatlere rağmen, öyle zannediyoruz ki, NATO çerçevesi dâhilinde almakta bulunduğumuz yardımlar askerî^ ve iktisadi potansiyelimizi yükseltecek seviyeden uzaktır. Bu vadide, geniş gayret O : 1 ve çalışmaları icabettireeek bir hareket devresine girmemiz zaruridir. Bu zaruretin ikinci bir sebebi, İse, plânın tatbikinde hesaba katılan dış finansmanın teminidir. Bu tiş için kurulmuş bulunan ikonsorsiyum çalışmalarından yetkili Devlet 'adamlarımızın iyimser bir görüşle bahsetmelerine rağmen, L9G3 yılı bütçe tatbikatına (gireceğimiz şu devrede, henüz müspet bir netice alınmış olduğunu görememekteyiz. OysaM, (konsorsiyumun yardıma prensibolarak karar verildiğinin ilânından bir hayli zaman geçmiştir. Neticenin geç istihsalindekli hakiki sebepleri bilememekteyiz. Bunun konsorsiyuma dâhil devletlerin yüklenecekleri yardım miktarlarının tesbiti ile alâkalı görmek bizi memnun ederse de, bu gecikmelerden tehlikeli tereddütlerin hâsıl olmamasını beklemekte fazla iyimserlik olacaktır. Muhterem milletvekilleri; Avrupa Müşterek Pazarına iştirakimiz mevzuundaki durumumuz da pek parlak görünmemektedir. Neticesi bir Avrupa Birliğine müncer olabilecek böyle bir teşekküle dâhil olmakla.memleketimizin temin edeceği faydalar aşikârdır. Her nimetin tabiî bir neticesi olan bir kısım külfeti de katlanma zarureti, Müşterek Pazara iştirakimiz halinde umumi, siyasi, iktisadi bünyemizde ne gibi tesirler doğuracaktır? Türk umumi efkârının bütün bu mevzularda vuzuha varmasını temin edecek bir çalışma ve aydınlatma ihtiyacı vardır. Türk hariciyesi öteden beri kapalı bir sistem içerisinde çalışmakta, dış meselelerimizin umumi efkârca bilinmesinde ancak fayda melhuz bulunan konularında gerekli bilgiyi vermekte daima gecikmektedir. Bundan böyle umumi efkârın aktüel mevzularda tenvir edilmesini bilhassa rica ederim. Hürmetlerimle. BAŞKAN Şimdi söz sırası, İhsan Tombuş arkadaşımızındır. Fakat kendileri söz sırasını Tahsin Demiray arkadaşımıza vermi» lerdir Buyurun Tahsin Demiray. TAHSİN DEMÎKAY (İstanbul) Millet Meclisinin Sayın Başkan ve üyeleri. Türkiyenin dış siyaseti konusunda yeni Anayasanın getirdiği ve 'Türkiye Büyük Millet

20 Meölisinin denetleme vazifesini bir derece daha genişi time imkânını veren (Genel görüşme) mekanizmasından ilk defa istifade ediyoruz. [Buradaki istifade ediyoruz sözcüğü cümlenin gelişi icabıdır. Hakikatte, dört günden beri devam eden bu genel görüşmeden esas beklenen istifade ne dereceye kadar sağlanabilmiştir; 'bu 'Hususta hepiniz gibi tereddütlerim ve ayrıca şahsan üzüntülerim var. Bana öyle geliyor ki, asıl istifade edenler dört günden (beri bizi dinlemek üzere gelmiş, fakat bizi görmüş olanlardır. Şimdilik bu kadarcık bir kayıt ile yetinerek hemen esas konuya geçiyorum. ilk temas etmek istediğim (Balkan Paktı) dır. Bu pakt ilk defa 1930 da ve pek parlak bir şekilde imzalandı. Atatürk ve onun iki Başvekili bu palkta hususi flbir gözle baktılar ve bu pakt içinde de (Türk - Yunan) yakınlığını bir mesnet lolaraik kabul ettiler yılı Nisanında 'Türk Başvekilinin Atina'da imzaladığı (Türk: - Yunan ek paktı) ile bu dostluğun adı siyasi literatürde (Türk - Yunan Birliği) ne yükseltildi. Bu birlik sözünü ilk sarf eden Yunan Başvekili General Metaksaıs yalnız değildi. Ondan çok evvel Tevfik Rüştü Aras'ın, Hariciye Vekilimiz olarak, memleketlerimiz arasında 'hudut farklarının gözlerden silindiği yolundaki sözlerini hatırlıyoruz!.. Bu hudut farklarının gözlerden silinişinden Yunan bakıcılarının yıllar yılı naısıl istifade ettiklerini de keza hatırlıyoruz. ikinci dünya harbinin tarumar ettiği Balkanlarda yeniden ve bu defa (Türkiye, Yugoslavya ve Yunanistan) arasında Ankara'da te yeni bir Balkan Paktı imzalandı. Bu pakt ile Yugoslavlar, memleketlerindeki Türk emlâkini pek tatlı bir şekilde tasfiye ettiler. Yunanlıların sularımızda avlanmaktan daha illeri küçük 'bir istifadeleri daha vardı ki, o devam etti. Bu iküçük ve dostça istifade Türikiye^de ve hilhassa istanbul'da iş ve ticaret hayatına katılmaktan ibarettir. Bunların miktarını söylemekte tereddüdediıyoruım. Türkiye'de Yunan pâjsaportu ile iş ve ticaret yapan insanların miktarı 20 binden fazladır. Eğer bir yanlışlık varsa bunu alâkalı hakan ellbet kati rakamları bildirmek suretiyle doğrulturlar. Yunanistanlın Avrupa Ortak Pazarına üye girmesi görüşülürken Sayın Başbakan Yardımcısı Yunanlıların enıvizible gelir 'kaynakları var bu :1 yurdular. Bu envizibil kaynakların Türkiyenıiz için pek ziyade nüizible olduğunu bu münasebetle söylemeye mecburum müterakisini takibeden yıllarda Yunan pasaportlu veya uyruklu on binlerin kurdukları şebekelerin Türk iktisadi hayatında oynadıkları ağır menfi rolü 'bilenler henüz ölmediler. Biz bugün bu meseleye o tecrübelerin gözlüğünü takarak eğilmek mecburiyetindeyiz. Biz, bu dostluk paktlarından Garbi - Trakya Türkleri nefine hiçbir şey elde etmiş değiliz. Türk pasaportu ile Atina' da dükkân, tezgâh sahibi kaç Türkün bulunduğu da meçlhulümüzdür. ister istemez içten gelen şu mısraları huzurunuzda tekrar edeceğim : Eyvah ki, bu baziçede bizler yine yandık, ira ki, zarar ortada bilmem ne kazandık! Aslında politika merhametsizdir. Muvaffak «olacak bir politika ancak realitelere dayanan politikadır. Biz ise dış politikamızda az realist bir yoldayız. Eskileri değil, yenileri de öyle. Hattâ ve hattâ öyle görünüyor ki, gelecekler de öyle. Buna misal olarak bu kürsüden üç gün evvel söylenen bir sözü alacağım. Hatip dedi ki: «Kıbrıs meselesinde bizim gideceğimiz yer Lefkoşa değil, Atmadır.» Arkadaşlar, Kıbrıs konusunda öylesine ıbir hata yaptık ki, durup dururken Atina'yı kendi elimizle bu dâvanın içine soktuk. Hakikatte bizim tek muhataibımız Londra idi. Nitekim 4 ncü Salisbury Hariciye Vekili iken yine Kıbrıs Adası bir mesele olarak gazetelere düşmüştü. O zamanki sefirimiz Rüstem Paşa gidip ingiltere Hariciyesine dayanınca Salisbury sefirimize şöyle demişti : «Bir ingiliz gazetesinde böyle bir haber çıkması ingiltere'nin Kıbrıs Adasını Yunanistan'a terk edebileceğine delâlet etmez. Böyle bir şey hiçbir zaman akla getirilmemelidir. Kıbrısta Yunanistan'ın hiçbir hakkı yoktur ve yer yüzünde bir ingiltere, bir de Türkiye mevcudoldukça Kıfbrıs, Yunan toprağı olamiıyacaktır.» Sefirin bu görüşmeden sonra gönderdiği tezkere Hazinei Evrakta (bulunuyor. '5 nci Salislbury'nin 5 Ocak 1958 tarihli mektubu ise aynı derecede ehemmiyetlidir. Fakat ben bugün için Kıbrıs meselesini konu olarak: almıyacağım için sözü yine bu kürsüden konuşan o arkadaşa getireceğim. Yani, «Atinaya

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÎLE FEDERAL ALMANYA CUMHURİYETİ ARASINDA 16 ŞU BAT 1952 TARİHÎNDE ANKARA'DA AKDEDİLMİŞ OLAN TİCARET ANLAŞMASINA EK PROTOKOL

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÎLE FEDERAL ALMANYA CUMHURİYETİ ARASINDA 16 ŞU BAT 1952 TARİHÎNDE ANKARA'DA AKDEDİLMİŞ OLAN TİCARET ANLAŞMASINA EK PROTOKOL -. '. ' J ı 156 16 Şubat 1952 tarihli Türkiye Batı - Almanya Ticaret ve ödeme Anlaşmalarına Ek 21 Aralık 1954 tarihli Protokollerle Ekleri Mektupların Tasdikine dair Kanun (Resmî Gazete ile ilâm.- 2.II.

Detaylı

KÖY İÇME SULARI HAKKINDA KANUN

KÖY İÇME SULARI HAKKINDA KANUN 3287 KÖY İÇME SULARI HAKKINDA KANUN Kanun Numarası : 7478 Kabul Tarihi : 9/5/1960 Yayımlandığı R. Gazete : Tarih : 16/5/1960 Sayı : 10506 Yayımlandığı Düstur : Tertip : 3 Cilt : 41 Sayfa : 1019 Kanunun

Detaylı

MİLLET MECLİSİ TUTANAK DERGİSİ

MİLLET MECLİSİ TUTANAK DERGİSİ DÖNEM:5 ClLT : 1 TOPLANTI:! MİLLET MECLİSİ TUTANAK DERGİSİ 1» ı 21 nci Birleşim 21. 7. 1977 Perşembe İÇİNDEKİLER Sayfa I. GEÇEN TUTANAK ÖZETİ 110 II. YOKLAMA 110 III. BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

Detaylı

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

Dönem : 4 Topiant, : 3 MİLLET MECLİSİ S. Sayısı : 194'e 2 nci Ek

Dönem : 4 Topiant, : 3 MİLLET MECLİSİ S. Sayısı : 194'e 2 nci Ek Dönem : 4 Topiant, : 3 MİLLET MECLİSİ S. Sayısı : 194'e 2 nci Ek 2 ve 4ncü Maddelerinin Değiştirilmesine, Değişik 60 nci ve Bu Kanuna Bir Ek Madde ile Bir Geçici Madde İlâvesine Dair nın C. Senatosunca

Detaylı

Anayasa ve Adalet Komisyonu raporu

Anayasa ve Adalet Komisyonu raporu Toplantı : 7 I f QQ CUMHURİYET SENATOSU S. Sayısı : Siyasi Partiler Kanununun 74 ncü maddesinin değiştirilmesine dair kanun teklifinin Millet Meclisince kabul olunan metni ve Cumhuriyet Senatosu Anayasa

Detaylı

Döaem :i MİLLET MECLlSl S. Saym : Toplantı : 2

Döaem :i MİLLET MECLlSl S. Saym : Toplantı : 2 Döaem :i MİLLET MECLlSl S. Saym : Toplantı : istanbul Teknik Üniversitesine bağlı bir Teknik okulu açılmasına dair sayılı Kanuna bir madde eklenmesi hakkında kanun tasarısı ve Millî Eğitim ve Plân komisyonları

Detaylı

C i L T : 65 TOPLANTI : 10 CUMHURİYET SENATOSU. 88 nci Birleşim Çarşamba İÇİNDEKİLER

C i L T : 65 TOPLANTI : 10 CUMHURİYET SENATOSU. 88 nci Birleşim Çarşamba İÇİNDEKİLER C i L T : 65 TOPLANTI : 10 CUMHURİYET SENATOSU TUTANAK DERGİSİ 88 nci Birleşim 14.7.1971 Çarşamba İÇİNDEKİLER Sayfa 1. GEÇEN TUTANAK ÖZETİ 894 2. GELEN KÂĞITLAR 894 3. YOKLAMA 804,895 > 0>0

Detaylı

ĠÇĠN BAKANLAR KURULUNA YETKĠ VERĠLMESĠ HAKKINDA KANUN

ĠÇĠN BAKANLAR KURULUNA YETKĠ VERĠLMESĠ HAKKINDA KANUN 3729 MĠLLETLERARASI ANDLAġMALARIN YAPILMASI, YÜRÜRLÜĞÜ VE YAYINLANMASI ĠLE BAZI ANDLAġMALARIN YAPILMASI ĠÇĠN BAKANLAR KURULUNA YETKĠ VERĠLMESĠ HAKKINDA KANUN Kanun Numarası : 244 Kabul Tarihi : 31/5/1963

Detaylı

Dışişleri Komisyonu raporu

Dışişleri Komisyonu raporu S.Sayısı: 161 Yabancı memleketlerle geçici mahiyette ticaret anlaşmaları ve Modüs vivendiler akdine ve bunların şümulüne giren maddelerin gümrük resimlerinde değişiklikler yapılmasına ve anlaşmaya yanaşmıyan

Detaylı

Madde 1 - Köylerin içme ve kullanma suyu ihtiyacı, DSİ Umum Müdürlüğü tarafından temin ve tedarik olunur.

Madde 1 - Köylerin içme ve kullanma suyu ihtiyacı, DSİ Umum Müdürlüğü tarafından temin ve tedarik olunur. KÖY İÇME SULARI HAKKINDA KANUN Kanun Numarası: 7478 Kanun Kabul Tarihi: 09/05/1960 Yayımlandığı Resmi Gazete Tarihi: 16/05/1960 Yayımlandığı Resmi Gazete Sayısı: 10506 KANUNUN ŞÜMULÜ Madde 1 - Köylerin

Detaylı

34 NOLU SÖZLEŞME ÜCRETLİ İŞ BULMA BÜROLARININ KAPATILMASI HAKKINDA SÖZLEŞME

34 NOLU SÖZLEŞME ÜCRETLİ İŞ BULMA BÜROLARININ KAPATILMASI HAKKINDA SÖZLEŞME 34 NOLU SÖZLEŞME ÜCRETLİ İŞ BULMA BÜROLARININ KAPATILMASI HAKKINDA SÖZLEŞME Aynı konudaki 96 sayılı sözleşmenin onaylanması sonucu yürürlükten kalkmıştır ILO Kabul Tarihi: 8 Haziran 1933 Kanun Tarih ve

Detaylı

MILLET MECLISI TUTANAK DERGİSİ. 24 ncü Birleşim. 4. 12. 1975 Perşembe

MILLET MECLISI TUTANAK DERGİSİ. 24 ncü Birleşim. 4. 12. 1975 Perşembe DÖNEM: 4 CİLT: 14 TOPLANTI: 3 MILLET MECLISI e TUTANAK DERGİSİ 24 ncü Birleşim 4. 12. 1975 Perşembe İÇİNDEKİLER Sayfa I. Geçen tutanak özeti 222 II. Yoklama 222 III. Seçimler 222 1. Millet Meclisi Başkanı

Detaylı

GİDER VERGİLERİ KANUNU 1, 2

GİDER VERGİLERİ KANUNU 1, 2 GİDER VERGİLERİ KANUNU 1, 2 Kanun Numarası : 6802 Kabul Tarihi : 13/7/1956 Yayımlandığı R.Gazete : Tarih : 23/7/1956 Sayı: 9362 Yayımlandığı Düstur : Tertip: 3 Cilt: 37 Sayfa: 1982 BİRİNCİ KISIM Madde

Detaylı

Dönem Toplantı MİLLET MECLİSİ S. Sayısı 254

Dönem Toplantı MİLLET MECLİSİ S. Sayısı 254 Dönem Toplantı MİLLET MECLİSİ S. Sayısı 254 Gümüşane Milletvekili Nureddin Öz demir ve 10 arkadaşının, 4273 sayılı Subaylar heyetine mahsus terfi 7417 sayılı kanunlarla muaddel 10 ncu maddesine bir fıkra

Detaylı

KIBRIS GEÇİCİ TÜRK YÖNETİMİ MECLİSİ. 12'nci Birleşinr 18 ARALIK 1970 CUMA

KIBRIS GEÇİCİ TÜRK YÖNETİMİ MECLİSİ. 12'nci Birleşinr 18 ARALIK 1970 CUMA / DONEM: II t KIBRIS GEÇİCİ TÜRK YÖNETİMİ MECLİSİ Z A B I T L A R I 12'nci Birleşinr 18 ARALIK 1970 CUMA - 2 - GÜNDEM; BOLUM: A 1. 1970 Disiplin Adliye Kurulları (Geçici Hükümler) Kural Tasarısı. 2. Sosyal

Detaylı

T, B. M, M. TUTANAK DERGİSİ

T, B. M, M. TUTANAK DERGİSİ DORKM:TOI CÎLT : 2 TOPLANTI:! T, B M, M TUTANAK DERGİSİ Onuncu birleşim 29 XI 1946 Cuma t fîegen tıodtanak ggeti 130 2 hayale edilen kâğıtlar 130,131 3 Başkş,nj3fc iy^nmın Kamutaya sunuşla*} 131 1 $ajnı

Detaylı

3346 SAYILI KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ İLE FONLARIN TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİNCE DENETLENMESİNİN DÜZENLENMESİ HAKKINDA KANUN

3346 SAYILI KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ İLE FONLARIN TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİNCE DENETLENMESİNİN DÜZENLENMESİ HAKKINDA KANUN 3346 SAYILI KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ İLE FONLARIN TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİNCE DENETLENMESİNİN DÜZENLENMESİ HAKKINDA KANUN KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ İLE FONLARIN TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİNCE DENETLENMESİNİN

Detaylı

T.C. BEŞİKTAŞ BELEDİYE BAŞKANLIĞI MECLİS KARARI. : 2017 Mali Yılı Tahmini Bütçenin görüşülmesi.

T.C. BEŞİKTAŞ BELEDİYE BAŞKANLIĞI MECLİS KARARI. : 2017 Mali Yılı Tahmini Bütçenin görüşülmesi. KONU : 2017 Mali Yılı Tahmini Bütçenin görüşülmesi. İNCELEME : Belediye Meclisimizin 03.10.2016 günlü birinci Birleşiminde Plan ve Bütçe Komisyonu ile Hukuk Komisyonuna havale edilen Mali Hizmetler Müdürlüğünün

Detaylı

Millî Eğitim Komisyonu raporu

Millî Eğitim Komisyonu raporu Toplantı : 7 CUMHURİYET SENATOSU S. Sayısı : Hacettepe Üniversitesi kurulması hakkındaki 892 sayılı Kanuna ek kanun tasarısının Millet Meclisince kabul olunan metni ve Cumhuriyet Senatosu Milli Eğitim

Detaylı

Saygılarımla. Ferruh Bozbeyli Millet Meclisi Başkanı

Saygılarımla. Ferruh Bozbeyli Millet Meclisi Başkanı Toplantı : 9 CUMHURİYET SENATOSU S. Sayısı 30 Ankara Üniversitesi kuruluş kadroları hakkındaki 239 sayılı Kanuna ek Elâzığ Veteriner Fakültesi kuruluş kadroları hakkında kanun tasarısının Millet Meclisince

Detaylı

V Ön Söz Birinci fasıl: İşletme İktisadının Esasları 3 A. İşletme ve işletme iktisadının mahiyeti 3 I. İşletmenin mâna ve tarifi 3 II. İşletme iktisadı ilminin mahiyeti 8 III. İşletme iktisadı ilminin

Detaylı

istanbul Teknik Üniversitesi kuruluş kadroları Kanununa ek kanun tasarısı ve Millî Eğitim ve Plân komisyonları raporları (1/310)

istanbul Teknik Üniversitesi kuruluş kadroları Kanununa ek kanun tasarısı ve Millî Eğitim ve Plân komisyonları raporları (1/310) Dönem : Toplantı : MİLLET MECLİSİ S.'Sayışı : 9 istanbul Teknik Üniversitesi kuruluş kadroları Kanununa ek kanun tasarısı ve Millî Eğitim ve Plân komisyonları raporları (/30) T. a Başbakanlık Kanunlar

Detaylı

221 Türkiye ile Danimarka arasında imzalanan Ticaret ve Ödeme Anlaşmalariyle eklerinin onanması hakkında Kanun

221 Türkiye ile Danimarka arasında imzalanan Ticaret ve Ödeme Anlaşmalariyle eklerinin onanması hakkında Kanun 221 Türkiye ile Danimarka arasında imzalanan Ticaret ve Ödeme Anlaşmalariyle eklerinin onanması hakkında Kanun (Resmî Gazete ile ilâm: 3.1.1950 - Sayı: 7396) No. ~» Kabul tarihi 5484 26. XII. 1949 BlRÎNCl

Detaylı

MADDE sayılı Kanunun 20 nci maddesinin ilk fıkrası aşağıdaki şekilde

MADDE sayılı Kanunun 20 nci maddesinin ilk fıkrası aşağıdaki şekilde 9 - Maliye Vekâleti kuruluş ve görevleri hakkındaki 99 sayılı Kanunun bâzı maddelerinin değiştirilmesine ve bu kanuna bâzı maddeler eklenmesine dair sayılı Kanunla sayılı Kanunun nci maddesinde ve sayılı

Detaylı

Esibabı mucibe lâyihası

Esibabı mucibe lâyihası SıraNo 193 Maarif vekâleti tarafından idare edilecek mektep pansiyonları hakkındaki kanunun bazı maddelerinin tadiline ve bu kanuna bazı hükümler ilâvesine dair olan kanunun 8 inci maddesinin değiştirilmesi

Detaylı

Ulaştırma Komisyonu raporu

Ulaştırma Komisyonu raporu S. Sayısı: 75 Posta Kanununa ek 2721 ve bu kanunun bazı maddelerinin değiştirilmesi hakkındaki 4646 sayılı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun tasarısı ve Ulaştırma ve Bütçe Komisyonları raporları

Detaylı

626 Türkiye Cumhuriyeti ile Federal Almanya Cumhuriyeti arasında imzalanan Kültür Anlaşmasının tasdiki hakkında Kanun

626 Türkiye Cumhuriyeti ile Federal Almanya Cumhuriyeti arasında imzalanan Kültür Anlaşmasının tasdiki hakkında Kanun 626 Türkiye Cumhuriyeti ile Federal Almanya Cumhuriyeti arasında imzalanan Kültür Anlaşmasının tasdiki hakkında Kanun (Resmî Gazete ile ilâm : 14. V. 1958 - Sayı: 9906) No. Kabııl tarihi 7115 7. V. 1958

Detaylı

KRONİK 1957 YILI MEVZUATI [*]

KRONİK 1957 YILI MEVZUATI [*] KRONİK! 1957 yılı mevzuatı; II. Mahkeme içtihatları; m. Eser tahlil ve tenkitleri. 1 1957 YILI MEVZUATI [*] (l/vti/1957 31/XII/1957) A) Kanunlar; B) T.B.M.M. kararları; C) Tefsirler; D) Nizamnameler; E)

Detaylı

RE SEN TAAHÜTNAME VE KEFALETNAME

RE SEN TAAHÜTNAME VE KEFALETNAME RE SEN TAAHÜTNAME VE KEFALETNAME 1- Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Rektörlüğünce lisansüstü öğrenim görmek üzere.üniversitesi Rektörlüğüne gönderileceğimden, aşağıdaki şartların aynen kabulüne ve iş bu

Detaylı

İstanbul Teknik Üniversitesi Kuruluş kadroları Kanununa ek kanun tasarısı ve Millî Eğitim ve Plân komisyonları raporları (1/519)

İstanbul Teknik Üniversitesi Kuruluş kadroları Kanununa ek kanun tasarısı ve Millî Eğitim ve Plân komisyonları raporları (1/519) Dönem : Q0 / Toplantı 4 MlLLET MECLİSİ S. Sayısı : Oû4 Kuruluş kadroları Kanununa ek kanun tasarısı ve Millî Eğitim ve Plân komisyonları raporları (/59) T. C. Başbakanlık 9. 4. 968 Kanunlar ve Kararlar

Detaylı

TEŞKİLATLANMA VE KOLLEKTİF MÜZAKERE HAKKI PRENSİPLERİNİN UYGULANMASINA MÜTEALLİK SÖZLEŞME

TEŞKİLATLANMA VE KOLLEKTİF MÜZAKERE HAKKI PRENSİPLERİNİN UYGULANMASINA MÜTEALLİK SÖZLEŞME TEŞKİLATLANMA VE KOLLEKTİF MÜZAKERE HAKKI PRENSİPLERİNİN UYGULANMASINA MÜTEALLİK SÖZLEŞME Bu sözleşme, ILO'nun temel haklara ilişkin 8 sözleşmesinden biridir. ILO Kabul Tarihi: 18 Haziran 1949 Kanun Tarih

Detaylı

Sosyal îşler Komisyonu raporu

Sosyal îşler Komisyonu raporu S. SAYISI : I Ankara Üniversitesi kuruluş kadroları hakkındaki 3 sayılı Kanuna eki kanun tasarısı ve Sosyal işler ve iktisat komisyonları raporları (/03) T. C. Başbakanlık. 0.0 Kanurâar ve Kararlar Tetkik

Detaylı

13. ASKERLİK GÖREVİ Ordu Hayatı Savaş Yönetimi ve Siyaset Ordu Okuldur SEÇİM

13. ASKERLİK GÖREVİ Ordu Hayatı Savaş Yönetimi ve Siyaset Ordu Okuldur SEÇİM İÇİNDEKİLER SUNUŞ...1 GENELGE... 5 GİRİŞ... 9 AÇIKLAMA... 23 VATANDAŞ İÇİN MEDENÎ BİLGİLER NEDEN BAHSEDER?25 L MİLLET... 28 1.1. Türk Milletinin İncelenmesi... 28 2. DEVLET...37 2.1. Devlet Şekilleri...

Detaylı

SINAİ MÜESSESELERDE HAFTA TATİLİ YAPILMASI HAKKINDA 14 NUMARALI SÖZLEŞME

SINAİ MÜESSESELERDE HAFTA TATİLİ YAPILMASI HAKKINDA 14 NUMARALI SÖZLEŞME SINAİ MÜESSESELERDE HAFTA TATİLİ YAPILMASI HAKKINDA 14 NUMARALI SÖZLEŞME Künye----------------------------------------------- Adı: SINAİ MÜESSESELERDE HAFTA TATİLİ YAPILMASI HAKKINDA 14 NUMARALI SÖZLEŞME

Detaylı

(Resmî Gazete ile ilânı : 28. V. 1949 - Sayı: 7218) Kabul tarihi 5394 < 24. V. 1949

(Resmî Gazete ile ilânı : 28. V. 1949 - Sayı: 7218) Kabul tarihi 5394 < 24. V. 1949 698, ^ New - York'ta Lake Success'te imzalanan (Kadın ve Çocuk Ticaretinin kaldırılması) ve (Müstehcen neşriyatın tedavül ve ticaretinin kaldırılması) hakkındaki Protokollerin onanmasına dair Kanun (Resmî

Detaylı

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu -KAPANIŞ KONUŞMASI- M. Recai KUTAN 7 Kasım 2014 I. DÜNYA SAVAŞININ 100. YILDÖNÜMÜ ULUSLARARASI

Detaylı

Damga Vergisine Tabi Olup Olmadığı Tartışmalı Olan Kurumların Damga Vergisi Karşısındaki Durumları

Damga Vergisine Tabi Olup Olmadığı Tartışmalı Olan Kurumların Damga Vergisi Karşısındaki Durumları www.mevzuattakip.com.tr Damga Vergisine Tabi Olup Olmadığı Tartışmalı Olan Kurumların Damga Vergisi Karşısındaki Durumları Bu bölümde özellikle Damga Vergisi Kanunundan sonra kurulan ve Damga vergisine

Detaylı

RĠYASETĠCUMHUR SENFONĠ ORKESTRASI KURULUġU HAKKINDA KANUN (1)

RĠYASETĠCUMHUR SENFONĠ ORKESTRASI KURULUġU HAKKINDA KANUN (1) 3105 RĠYASETĠCUMHUR SENFONĠ ORKESTRASI KURULUġU HAKKINDA KANUN (1) Kanun Numarası : 6940 Kabul Tarihi : 25/3/1957 Yayımlandığı R.Gazete : Tarih : 29/3/1957 Sayı : 9572 Yayımlandığı Düstur : Tertip : 3

Detaylı

S. SAYISI : 109. Devre :XI İçtima: 3

S. SAYISI : 109. Devre :XI İçtima: 3 Devre :XI İçtima: 3 S. SAYISI : 109 Maarif Vekâleti kuruluş kadroları ile merkez kuruluş ve görevleri hakkındaki 2287 sayılı Kanunda değişiklik yapılmasına dair olan 4926 sayılı Kanunla ek ve zeyilleri

Detaylı

AVUKATLIK ÜCRET TARİFESİ 1947

AVUKATLIK ÜCRET TARİFESİ 1947 AVUKATLIK ÜCRET TARİFESİ 1947 AVUKATLIK ÜCRET TARİFESİNİN UYGULANMA ŞEKLİNE DAİR GENEL HÜKÜMLER 1 Türkiye Cumhuriyeti dahilindeki barolar il itibariyle üç sınıfa ayrılmıştır. A. Birinci sınıfa dahil baro

Detaylı

AKÇANSA ÇİMENTO SANAYİ VE TİCARET A.Ş. ESAS SÖZLEŞME TADİL METİNLERİ

AKÇANSA ÇİMENTO SANAYİ VE TİCARET A.Ş. ESAS SÖZLEŞME TADİL METİNLERİ AKÇANSA ÇİMENTO SANAYİ VE TİCARET A.Ş. ESAS SÖZLEŞME TADİL METİNLERİ ESKİ ŞEKLİ Madde 6 Sermaye ve Hisse Senetleri 1- Şirket 3794 sayılı Kanun ile değişik 2499 sayılı Kanun hükümlerine göre kayıtlı sermaye

Detaylı

Dönem : 1 Toplası* : 6 CUMHURİYET SENATOSU S. Sayısı : (Not : Millet Meclisi S. Sayısı : 242)

Dönem : 1 Toplası* : 6 CUMHURİYET SENATOSU S. Sayısı : (Not : Millet Meclisi S. Sayısı : 242) Dönem : Toplası* : 6 CUMHURİYET SENATOSU S. Sayısı : Vakıflar Genel Müdürlüğü görev ve kuruluşu hakkındaki Kanuna bir ek ve bir geçici madde eklenmesine ve bu kanuna bağlı () sayılı cetvelde değişiklik

Detaylı

ANAYASA HUKUKU (İKTİSAT VE MALİYE BÖLÜMLERİ) 2014 2015 GÜZ DÖNEMİ ARASINAV 17 KASIM 2014 SAAT 09:00

ANAYASA HUKUKU (İKTİSAT VE MALİYE BÖLÜMLERİ) 2014 2015 GÜZ DÖNEMİ ARASINAV 17 KASIM 2014 SAAT 09:00 ANAYASA HUKUKU (İKTİSAT VE MALİYE BÖLÜMLERİ) 2014 2015 GÜZ DÖNEMİ ARASINAV 17 KASIM 2014 SAAT 09:00 A. ANLATIM SORUSU (10 puan) Temsilde adalet yönetimde istikrar kavramlarını kısaca açıklayınız. Bu konuda

Detaylı

ÖZEL DURUM AÇIKLAMA FORMU

ÖZEL DURUM AÇIKLAMA FORMU ÖZEL DURUM AÇIKLAMA FORMU Ortaklığın Ünvanı/Ortakların Adı : Türk Prysmian Kablo ve Sistemleri A.Ş. Adresi : Ömerbey Mah. Bursa Asfaltı Cad. No:51, Mudanya / Bursa Telefon / Faks : (0224) 270 30 00 / (0224)

Detaylı

Üçüncü Demir ve Çelik Fabrikalarının Kuruluş Yeri Seçiminde Uygulanan Usûl Ve Alınan Sonuç

Üçüncü Demir ve Çelik Fabrikalarının Kuruluş Yeri Seçiminde Uygulanan Usûl Ve Alınan Sonuç Üçüncü Demir ve Çelik Fabrikalarının Kuruluş Yeri Seçiminde Uygulanan Usûl Ve Alınan Sonuç Dr. M. HAYRİ ERTEN (*) 27 Ekim 1966 günü Sanayi Bakanlığında toplanan ve Türkiye'nin demir ve çelikle ilgili resmî

Detaylı

ER VE ERBAŞ HARÇLIKLARI KANUNU BÖLÜM: 1. Kanunun Şümulü

ER VE ERBAŞ HARÇLIKLARI KANUNU BÖLÜM: 1. Kanunun Şümulü ER VE ERBAŞ HARÇLIKLARI KANUNU Kanun Numarası : 257 Kabul Tarihi : 23/2/1961 Yayımlandığı R. Gazete : Tarih : 27/2/1961 Sayı : 10744 Yayımlandığı Düstur : Tertip : 4 Cilt : 1 Sayfa : 1584 BÖLÜM: 1 Kanunun

Detaylı

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA MERKEZİ. Yayımlandığı Resmi Gazete :Tarih: 29/02/1960 Sayı:10444

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA MERKEZİ. Yayımlandığı Resmi Gazete :Tarih: 29/02/1960 Sayı:10444 ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA MERKEZİ TEŞKİLAT KANUNU Kanun Numarası:7460 Kabul Tarihi : 27/02/1960 Yayımlandığı Resmi Gazete :Tarih: 29/02/1960 Sayı:10444 Yayımlandığı Düstur : Tertip:3

Detaylı

1. Tacir hükmi şahıs ise yevmiye defteri, defteri kebir, envanter defteri ve karar defteri;

1. Tacir hükmi şahıs ise yevmiye defteri, defteri kebir, envanter defteri ve karar defteri; Ticari Defterler Bölümüne Git Kanunlarımıza Göre Ticari Defterler TÜRK TİCARET KANUNU TİCARİ DEFTERLER A) Defter Tutma Mükellefiyeti: I Şümulü: Madde 66 Her tacir, ticarî işletmesinin iktisadi ve mali

Detaylı

(Saygılarımla. Sabit Osman Avcı Millet Melodisi Başkamı

(Saygılarımla. Sabit Osman Avcı Millet Melodisi Başkamı Toplantı : CUMHURİYET SENATOSU S. Sayısı : 60 sayılı Atatürk Üniversitesi Kuruluş Kanununa ek kanun tasarısının, Millet Meclisince kabul olunan metni ve Cumhuriyet Senatosu Millî Eğitim ve Bütçe ve Plân

Detaylı

KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ İLE FONLARIN TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİNCE DENETLENMESİNİN DÜZENLENMESİ HAKKINDA KANUN (1)

KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ İLE FONLARIN TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİNCE DENETLENMESİNİN DÜZENLENMESİ HAKKINDA KANUN (1) 6927 KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ İLE FONLARIN TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİNCE DENETLENMESİNİN DÜZENLENMESİ HAKKINDA KANUN (1) Kanun Numarası : 3346 Kabul Tarihi : 2/4/1987 Yayımlandığı R. Gazete : Tarih

Detaylı

256 Petrol Dairesi Reisliği 1959 yılı Bütçe Kanunu. (Resmî Gazete ile ilânı : 4. III.1959 - Sayı: 10150)

256 Petrol Dairesi Reisliği 1959 yılı Bütçe Kanunu. (Resmî Gazete ile ilânı : 4. III.1959 - Sayı: 10150) 256 Petrol Dairesi Reisliği 959 yılı Bütçe Kanunu (Resmî Gazete ile ilânı : 4. III.959 - Sayı: 050) No. Kabul tarihi 7235 2..959 MADDE. Petrol Dairesi Reisliği 959 bütçe yılı masrafları için, bağlı (A/l)

Detaylı

SıraNe 236 HAVA YOLLARI DEVLET İŞLETME İDARESİ BÜTÇESİ

SıraNe 236 HAVA YOLLARI DEVLET İŞLETME İDARESİ BÜTÇESİ SıraNe 236 933 HAVA YOLLARI DEVLET İŞLETME İDARESİ BÜTÇESİ Haya yolları devlet işletme idaresinin 933 senesi bütçesi hakkında 7 numaralı kanun lâyihası ve Bütçe encümeni mazbatası T.C. Başvekâlet 23 -V-933

Detaylı

AVUKATLIK ÜCRET TARİFESİ 1941

AVUKATLIK ÜCRET TARİFESİ 1941 AVUKATLIK ÜCRET TARİFESİ 1941 AVUKATLIK ÜCRET TARİFESİNİN İZAHI TATBİK TARZINA DAİR UMUMİ HÜKÜMLER 1 Türkiye Cumhuriyeti dahilindeki Barolar vilâyet itibarile üç sınıfa ayrılmıştır. A. Birinci sınıfa dahil

Detaylı

Plân Komisyonu rapora. Millet Meclisi Yüksek Başkanlığına

Plân Komisyonu rapora. Millet Meclisi Yüksek Başkanlığına Dönem : 1 Toplantı : 2 MİLLET MECLÎSİ S. Sayısı : 306 Y a e ^ Bursa Milletvekili Sadrettin Çanga ve 29 arkadaşının Gümrük Kanununun 17 nci maddesinin 7 numaralı bendine 5651 sayılı Kanunla eklenen (c)

Detaylı

İçindekiler GENEL PRENSİPLER. Birinci B ö l ü m : HUKUK NİZAMI :

İçindekiler GENEL PRENSİPLER. Birinci B ö l ü m : HUKUK NİZAMI : İçindekiler B Î R İ N C İ K İ T A P GENEL PRENSİPLER Birinci B ö l ü m : HUKUK NİZAMI : 1. Hukuk ne demektir? Sah. 1 2. Hukuk bir ilim midir?» 1 3. Hukuk nizamı ve hukuk mekanizması» 3 4. Beşerî cemiyetler»

Detaylı

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son 10-11 senesinde bizim de katkılarımızın olması bizi her zaman çok mutlu ediyor çünkü Avrupa da yaşayan

Detaylı

BÜTÇE ve MALİ KONTROL GENEL MÜDÜRLERİ

BÜTÇE ve MALİ KONTROL GENEL MÜDÜRLERİ BÜTÇE ve MALİ KONTROL GENEL MÜDÜRLERİ SIRA ADI SOYADI BAŞLAYIŞ TARİHİ AYRILIŞ TARİHİ 1 Seyit Ahmet Cemal YEŞİL 01.08.1936 19.09.1938 2 Mehmet Hulusi AYKENT 21.09.1938 22.01.1942 3 Hadi HÜSMAN 22.01.1942

Detaylı

CUMHURİYET MECLİSİ TUTANAK DERGİSİ

CUMHURİYET MECLİSİ TUTANAK DERGİSİ DÖNEM: II YASAMA YILI: 1992/2 KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ CUMHURİYET MECLİSİ TUTANAK DERGİSİ 30'uncu Birleşim 10 Nisan 1992, Cuma İÇİNDEKİLER I. GELEN EVRAK II. BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI A.

Detaylı

657 Sayılı Devlet Memurları Kanununa Bir Ek Madde İlave Edilmesine Dair Kanun Tasarısı ve Plan ye Bütçe Komisyonu Raporu (1/567)

657 Sayılı Devlet Memurları Kanununa Bir Ek Madde İlave Edilmesine Dair Kanun Tasarısı ve Plan ye Bütçe Komisyonu Raporu (1/567) Dönem : 18 Yasama Yılı : 3 T. B. M. M. (S. Sayısı: 366) 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununa Bir Ek Madde İlave Edilmesine Dair Kanun Tasarısı ve Plan ye Bütçe Komisyonu Raporu (1/567) T.C. Başbakanlık

Detaylı

ELEKTRİKLE İLGİLİ HÜKÜMLERİ İHTİVA EDEN VE YÜRÜRLÜKTE OLAN KANUN, NİZAMNAME, TALİMATNAME, KARARLAR FİHRİSTİ. IVîer"î kanun ve

ELEKTRİKLE İLGİLİ HÜKÜMLERİ İHTİVA EDEN VE YÜRÜRLÜKTE OLAN KANUN, NİZAMNAME, TALİMATNAME, KARARLAR FİHRİSTİ. IVîerî kanun ve S Kanun, ntsamnarm» ELEKTRİKLE İLGİLİ HÜKÜMLERİ İHTİVA EDEN VE YÜRÜRLÜKTE OLAN KANUN, NİZAMNAME, TALİMATNAME, KARARLAR FİHRİSTİ İlgili Düstur IVîer"î kanun ve nitnımnq.tn

Detaylı

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü Sayı : 11395140-105[VUK1-19974]-107246 18.04.2017 Konu : İletişim, etkili yöneticilik vb. konularda

Detaylı

-412- (Resmi Gazete ile yayımı: 5.8.1999 Sayı: 23777)

-412- (Resmi Gazete ile yayımı: 5.8.1999 Sayı: 23777) -412- TURKIYE CUMHURİYETİ İLE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ ARASINDAKİ SOSYAL GÜVENLİK ANLAŞMASI İLE İLGİLİ EK ANLAŞMANIN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN (Resmi Gazete ile yayımı: 5.8.1999

Detaylı

T.C. Belediye Meclisini Teşkil Eden Zevat Karar Tarihi 10/10/2014 Cem KARA ( ) Karar No 50

T.C. Belediye Meclisini Teşkil Eden Zevat Karar Tarihi 10/10/2014 Cem KARA ( ) Karar No 50 GÜNDEM-3: 2015 yılı ve izleyen 2 yıla ait Çatalca Belediyesi Bütçesi ile ilgili Plan ve Bütçe Komisyon raporunun görüşülmesi. TEKLİF: 2015 Yılı Bütçe Tasarısı 26/08/2014 tarih 311 Karar numarası ile Encümenimizde

Detaylı

Devre : X. îçtima: 3 S. SAYISI :

Devre : X. îçtima: 3 S. SAYISI : Devre : X. îçtima: 3 S. SAYISI : 225 Türkiye Cumhuriyeti ile Çin Cumhuriyeti arasında imzalanan Kültür Mukavelesinin tasdiki hakkında kanun lâyihası ve Hariciye ve Maarif encümenleri mazbataları (1 /678)

Detaylı

ÖZEL TIBBİ TEDAVİ VE TERMO - KLİMATİK KAYNAKLAR ALANINDA KARŞILIKLI YARDIMLAŞMAYA DAİR AVRUPA ANDLAŞMASI

ÖZEL TIBBİ TEDAVİ VE TERMO - KLİMATİK KAYNAKLAR ALANINDA KARŞILIKLI YARDIMLAŞMAYA DAİR AVRUPA ANDLAŞMASI 1035 Özel tıbbi tedavi ve termo - klimatik kaynaklar alanında karşılıklı yardımlaşmaya dair Avrupa Andlaşmasmın onaylanmasının uygun bulunduğu hakkında Kanun (Resmî Gazete ile yayımı : 11.5 1964 - Sayı

Detaylı

- 354 İstatistik umum müdürlüğü teşkilâtı hakkında kanun

- 354 İstatistik umum müdürlüğü teşkilâtı hakkında kanun - 354 İstatistik umum müdürlüğü teşkilâtı hakkında kanun (Resmî Gazele ile neşir ve ilâm : 24/V/9S3 - Sayı : 2409) No. Kabul tarihi 23 - V -933 BÎRİNCİ MADDE İstatistik umum müdürlüğü; umum müdürlük, müşavirlik,

Detaylı

T.B.M.M. (S. Sayısı: 282) Dönem: 20 Yasama Yılı: 2

T.B.M.M. (S. Sayısı: 282) Dönem: 20 Yasama Yılı: 2 Dönem: 20 Yasama Yılı: 2 T.B.M.M. (S. Sayısı: 282) Ordu Milletvekili Şükrü Yürür ve 5 Arkadaşının, Erbaş ve Er Ailelerinin Ücretsiz Tedavisi Hakkında Kanun Teklifi ve Millî Savunma Komisyonu Raporu ve

Detaylı

(Resmî Gazete ile ilâm : 18. III. 1950 - Sayı: 7460)

(Resmî Gazete ile ilâm : 18. III. 1950 - Sayı: 7460) 1192 Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Amerika Birleşik Devletleri Hükümeti arasında imza edilen Anlaşma gereğince temin edilen paraların kullanılmasına dair Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Amerika Birleşik

Detaylı

Fikret BABAYEV * * Azerbaycan Anayasa Mahkemesi Başkanı

Fikret BABAYEV * * Azerbaycan Anayasa Mahkemesi Başkanı Fikret BABAYEV * Sayın Başkan, değerli katılımcılar! Öncelikle belirtmek isterim ki, bugün bu faaliyete iştirak etmek ve sizlerle bir arada bulunmak benim için büyük bir mutluluktur. Bu toplantıya ve şahsıma

Detaylı

MEVZUAT BİLGİLENDİRME SERVİSİ

MEVZUAT BİLGİLENDİRME SERVİSİ 9 Şubat 2014 PAZAR Resmî Gazete Sayı : 28908 BAKANLAR KURULU KARARI Karar : 2014/5860 Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğü ve Türkiye Şeker Fabrikaları Anonim Şirketinin görevlendirilmesiyle ilgili

Detaylı

ESBABI MUCİBE. MADDE 1. 1959 malî yılı Bütçe Kanununun Büyük Millet Meclisi kısmına 1 500 000 lira fevkalâde tahsisat konulmuştur.

ESBABI MUCİBE. MADDE 1. 1959 malî yılı Bütçe Kanununun Büyük Millet Meclisi kısmına 1 500 000 lira fevkalâde tahsisat konulmuştur. Devre : XI Q /Q İçtima: S. SAYISI : üö İdare Âmirleri Balıkesir Mebusu Ahmet Kocabıyıkoğlu ve iki arkadaşının, malî yılı Muvazenei Umumiye Kanununa ek kanun teklifi ve Bütçe Encümeni mazbatası (/33) Yüksek

Detaylı

BURSA SU VE KANALİZASYON İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 1.NCİ HUKUK MÜŞAVİRLİĞİ KURULUŞ-GÖREV VE YETKİ YÖNETMELİĞİ

BURSA SU VE KANALİZASYON İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 1.NCİ HUKUK MÜŞAVİRLİĞİ KURULUŞ-GÖREV VE YETKİ YÖNETMELİĞİ BURSA SU VE KANALİZASYON İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 1.NCİ HUKUK MÜŞAVİRLİĞİ KURULUŞ-GÖREV VE YETKİ YÖNETMELİĞİ Genel Kurul tarafından kabulü; Karar Tarihi : 24.02.1992 Karar No. : 15-5 Kuruluş Madde 1 Bursa

Detaylı

ER VE ERBAŞ HARÇLIKLARI KANUNU (1)

ER VE ERBAŞ HARÇLIKLARI KANUNU (1) 3619 ER VE ERBAŞ HARÇLIKLARI KANUNU (1) Kanun Numarası : 257 Kabul Tarihi : 23/2/1961 Yayımlandığı R. Gazete : Tarih : 27/2/1961 Sayı : 10744 Yayımlandığı Düstur : Tertip : 4 Cilt : 1 Sayfa : 1584 BÖLÜM:

Detaylı

GÜLER YATIRIM HOLDİNG A.Ş. ESAS SÖZLEŞMESİ

GÜLER YATIRIM HOLDİNG A.Ş. ESAS SÖZLEŞMESİ GÜLER YATIRIM HOLDİNG A.Ş. ESAS SÖZLEŞMESİ ESKİ METİN YÖNETİM KURULU MADDE 8- Şirket Yönetim Kurulu tarafından yönetilir ve temsil edilir. Şirket Yönetim Kurulu altı üyeden oluşur ve bu üyelerin tamamı

Detaylı

T.C. AFYONKARAHİSAR İLİ ÇEVRE HİZMETLERİ BİRLİĞİ 17. OLAĞAN MECLİS TOPLANTISI GÜNDEMİ SALI

T.C. AFYONKARAHİSAR İLİ ÇEVRE HİZMETLERİ BİRLİĞİ 17. OLAĞAN MECLİS TOPLANTISI GÜNDEMİ SALI BİRİNCİ OTURUM; T.C. 1. 07.05.2013 tarihli 16ncı olağan Birlik Meclis Toplantısı na ait Tutanak Özetinin okunması. 2. 2014 Yılı Bütçe Teklifinin Plan ve Bütçe Komisyonu na havale edilmesi. 3. Üye Belediyelerin

Detaylı

Türkiye: 1936 yılında maden istihsalâtımız umumiyet üzere artmıştır. Bu yılın istihsal adetlerini bir öncesi ile karşılaştıralım:

Türkiye: 1936 yılında maden istihsalâtımız umumiyet üzere artmıştır. Bu yılın istihsal adetlerini bir öncesi ile karşılaştıralım: Türkiye: 1936 yılında maden istihsalâtımız umumiyet üzere artmıştır. Bu yılın istihsal adetlerini bir öncesi ile karşılaştıralım: Listede zımpara müstesna - ki yalnız iki, üç yüz tonluk bir tenakus göstermiştir,

Detaylı

60 lı Yıllarda Sosyal Diyalog TÜRK-İŞ / BAKANLAR TOPLANTILARI

60 lı Yıllarda Sosyal Diyalog TÜRK-İŞ / BAKANLAR TOPLANTILARI 60 lı Yıllarda Sosyal Diyalog TÜRK-İŞ / BAKANLAR TOPLANTILARI Derleme: HASAN TAHSİN BENLİ TÜRK-İŞ yöneticileri ile bazı bakanlar arasında 16 Ekim 1963 tarihinde yapılan 4. toplantı, Konfederasyon dergisinin

Detaylı

Ticaret Tabi Maddeler ve Bu Maddelerin

Ticaret Tabi Maddeler ve Bu Maddelerin Ticaret Tabi Maddeler ve Bu Maddelerin veya Tescili Yönetmelik 8.1.2005 25694 SAYILI GAZETE BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Amaç Madde 1 Bu hangi maddelerin ticaret ve zorunlu en az tespitine ve borsaya

Detaylı

Vergi incelemesinden maksat, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamaktır.

Vergi incelemesinden maksat, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamaktır. Vergi İncelemeleri Vergi incelemesinden maksat, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamaktır. İncelemeye yetkili olanlar tarafından lüzum görüldüğü takdirde inceleme,

Detaylı

BAKIŞ MEVZUAT. KONU: Limited Şirket Pay Devirlerinde Damga Vergisi Ve Harç Uygulaması Değişikliği

BAKIŞ MEVZUAT. KONU: Limited Şirket Pay Devirlerinde Damga Vergisi Ve Harç Uygulaması Değişikliği BAKIŞ MEVZUAT KONU: Limited Şirket Pay Devirlerinde Damga Vergisi Ve Harç Uygulaması Değişikliği SAYI: 2012/88 ÖZET: Türkiye Noterler Birliğinin 20.07.2012 tarihli ve 14 sayılı Genelgede Genelgesinde Danıştay

Detaylı

ÖZETLE. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

ÖZETLE. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem ÖZETLE Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem MiLLETiN ONAYIYLA Mevcut Anayasa da Cumhurbaşkanı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti nin başıdır. Sistemin işleyişi, devletin bekası ve vatanın bütünlüğü, Türkiye

Detaylı

MİLLİ GÜVENLİK KURULU VE MİLLİ GÜVENLİK KURULU GENEL SEKRETERLİĞİ KANUNU

MİLLİ GÜVENLİK KURULU VE MİLLİ GÜVENLİK KURULU GENEL SEKRETERLİĞİ KANUNU 6219 MİLLİ GÜVENLİK KURULU VE MİLLİ GÜVENLİK KURULU GENEL SEKRETERLİĞİ KANUNU Kanun Numarası : 2945 Kabul Tarihi : 9/11/1983 Yayımlandığı R. Gazete : Tarih : 11/11/1983 Sayı : 18218 Yayımlandığı Düstur

Detaylı

Harp Akademileri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Millî Savunma Komisyonu Raporu (1/511)

Harp Akademileri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Millî Savunma Komisyonu Raporu (1/511) Dönem: 23 Yasama Yılı: 2 TBMM (S. Sayısı: 130) Harp Akademileri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Millî Savunma Komisyonu Raporu (1/511) T.C. Başbakanlık Kanunlar ve Kararlar 24/01/2008

Detaylı

B.M.M. Yüksek Reisliğine

B.M.M. Yüksek Reisliğine SıraNQ 139 Askerî hastanelerde bulunan hasta bakıcıları ile hemşirelere bir nefer tayını verilmesi hakkında m numaralı kanun lâyihası ve Millî Müdafaa ve Bütçe encümenleri mazbataları T.C. Başvekâlet Muamelat

Detaylı

TÜRKÝYE BÜYÜK MÝLLET MECLÝSÝ SIRA SAYISI: 12 (2/8)

TÜRKÝYE BÜYÜK MÝLLET MECLÝSÝ SIRA SAYISI: 12 (2/8) TÜRKÝYE BÜYÜK MÝLLET MECLÝSÝ YASAMA DÖNEMİ YASAMA YILI 24 2 SIRA SAYISI: 12 Ordu Milletvekili İhsan Şener ve Kocaeli Milletvekili Azize Sibel Gönül ün, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik

Detaylı

TÜRKİYE HÜKÜMETİ İLE MİLLETLER ARASI ÇALIŞMA TEŞKİLATI

TÜRKİYE HÜKÜMETİ İLE MİLLETLER ARASI ÇALIŞMA TEŞKİLATI TÜRKİYE HÜKÜMETİ İLE MİLLETLER ARASI ÇALIŞMA TEŞKİLATI ARASINDA TÜRKİYEDE BİR ÇALIŞMA ENSTİTÜSÜ KURULMASINA MÜTEALLİK 13 SAYILI EK ANLAŞMA Milletlerarası Çalışma Teşkilatı (Badema Teşkilatı diye anılacaktır.)

Detaylı

TRANSİT TİCARETTE BEYANNAMELERE UYGULANAN AVRUPA BİRLİĞİ İSTİSNASI

TRANSİT TİCARETTE BEYANNAMELERE UYGULANAN AVRUPA BİRLİĞİ İSTİSNASI TRANSİT TİCARETTE BEYANNAMELERE UYGULANAN AVRUPA BİRLİĞİ İSTİSNASI Ömer AYDEMİR 19 * ÖZ Genel anlamda ifade etmek gerekirse, bir ürünün başka bir ülkeden satın alınıp, kendi ülkemizin gümrük sahasına sokmadan

Detaylı

T.C. Belediye Meclisini Teşkil Eden Zevat Karar Tarihi 09/10/2015 Cem KARA ( )

T.C. Belediye Meclisini Teşkil Eden Zevat Karar Tarihi 09/10/2015 Cem KARA ( ) GÜNDEM 1: 2016 yılı ve izleyen 2 yıla ait Çatalca TEKLİF: 2016 Yılı Bütçe Tasarısı 25/08/2015 tarih 353 karar numarası ile Encümenimizde görüşülmüş olup, hazırlanan Bütçe tasarısının Mahalli İdareler Bütçe

Detaylı

HUKUKUN TEMEL KAVRAMLARI

HUKUKUN TEMEL KAVRAMLARI HUKUKUN TEMEL KAVRAMLARI 3.Ders Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER HUKUKUN KAYNAKLARI Yargı organları kararlarını, hukuka dayanan, hukuktan kaynaklanan, hukukun gerektirdiği kararlar olarak sunarlar. Bu açıdan yargı

Detaylı

ASKİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ HUKUK MÜŞAVİRLİĞİ KURULUŞ GÖREV VE YETKİ YÖNETMELİĞİ

ASKİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ HUKUK MÜŞAVİRLİĞİ KURULUŞ GÖREV VE YETKİ YÖNETMELİĞİ ASKİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ HUKUK MÜŞAVİRLİĞİ KURULUŞ GÖREV VE YETKİ YÖNETMELİĞİ T.C. ANKARA BÜYÜK ŞEHİR BELEDİYESİ BELEDİYE MECLİSİ Karar No: 81 23.02.2004 - K A R A R - ASKI Genel Müdürlüğünün 1. Hukuk Müşavirliğinin

Detaylı

KAMU KURUM VE KURULUŞLARININ YURTDIŞI TEŞKiLATI HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME

KAMU KURUM VE KURULUŞLARININ YURTDIŞI TEŞKiLATI HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME 207 KAMU KURUM VE KURULUŞLARININ YURTDIŞI TEŞKiLATI HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME Kanun Hük. Kar. nin Tarihi : 13/12/1983 No : 189 Yetki Kanununun Tarihi : 17/6/1982 No : 2680 Yayımlandığı R.G. Tarihi

Detaylı

_ 54 Uçuş hizmetleri tazminat Kanunu

_ 54 Uçuş hizmetleri tazminat Kanunu _ 54 Uçuş hizmetleri tazminat Kanunu (Resmî Gazete İle yayımı-:.1.63 - Sayı : 312) 144- Kabul tarihi. 1. 63 MADDE 1. Tarifler : Bu kanunda geçen terimlerin tarifleri aşağıdaki gibidir : a) Pilot ve pilot

Detaylı

AKTAY TURİZM YATIRIMLARI VE İŞLETMELERİ A.Ş. ANASÖZLEŞME TADİL TASARISI

AKTAY TURİZM YATIRIMLARI VE İŞLETMELERİ A.Ş. ANASÖZLEŞME TADİL TASARISI AKTAY TURİZM YATIRIMLARI VE İŞLETMELERİ A.Ş. ANASÖZLEŞME TADİL TASARISI ESKİ METİN YÖNETİM KURULU VE SÜRESİ: Madde 7: Şirket işlerinin idaresi, genel kurul tarafından, hissedarlar arasından en çok üç yıl

Detaylı

CUMHURİYET SENATOSU TUTANAK DERGİSİ

CUMHURİYET SENATOSU TUTANAK DERGİSİ ClLT : 47 TOPLANTİ : 19 CUMHURİYET SENATOSU TUTANAK DERGİSİ ^o^< 59 ncu Birleşim 26. 6.1980 Perşembe «^» ^ M İÇİNDEKİLER I. GEÇEN TUTANAK ÖZETİ 11. GELEN KÂĞITLAR III. YOKLAMA IV. SORULAR VE CEVAPLAR A)

Detaylı

T.C. KARTAL BELEDİYE BAŞKANLIĞI İSTANBUL 7.DÖNEM 2.TOPLANTI YILI EKİM AYININ 1.TOPLANTISI'NIN 3.BİRLEŞİMİNE AİT M E C L İ S K A R A R I D I R

T.C. KARTAL BELEDİYE BAŞKANLIĞI İSTANBUL 7.DÖNEM 2.TOPLANTI YILI EKİM AYININ 1.TOPLANTISI'NIN 3.BİRLEŞİMİNE AİT M E C L İ S K A R A R I D I R KARARIN ÖZÜ: 2016 Yılı Gelir-Gider Bütçesi. TEKLİF: Yazı İşleri Müdürlüğü'nün 18.09.2015 tarih 2015/24731 sayılı teklifi. BAŞKANLIK MAKAMI'NA; Kartal Belediyesi 2016 Yılı Gelir - Gider Bütçesi Belediye

Detaylı

723 Yıllık ücretli izin Kanunu

723 Yıllık ücretli izin Kanunu 723 Yıllık ücretli izin Kanunu (Resmî Gazete ile ilânı : 15.IV.1960 - Sayı: 10481) KTo. Kabul tarihi 7467 11. IV. 1960 Kanunun şümulü MADDE 1. Bu kanun iş Kanunu \a tâbi bulunan işyerlerinde çalışan işçi

Detaylı

Ödenecek Memuriyet Ünvanı Sayısı Aylık Ücreti. Sayman 1 2.500, Raportör 6 1.500, Tercüman (Memurlardan ya da dışardan) 1 3.000,

Ödenecek Memuriyet Ünvanı Sayısı Aylık Ücreti. Sayman 1 2.500, Raportör 6 1.500, Tercüman (Memurlardan ya da dışardan) 1 3.000, 875 TÜRK VATANDAŞLARINA AİT OLUP YUGOSLAV FEDERATİF HALK CUMHURİYETİNCE MİLLİLEŞTİRİLMİŞ BULUNAN MAL, HAK VE MENFAATLERİN TASFİYESİ HAKKINDAKİ 1135 SAYILI KANUNUN 1988 SAYILI KANUNLA DEĞİŞİK 5 İNCİ VE

Detaylı

ÎÇtima: 1 S. SAYISI : OUD

ÎÇtima: 1 S. SAYISI : OUD Devre : X OAC ÎÇtima: 1 S. SAYISI : OUD Konservecilik ve gıda maddeleri muhafazası uzmanı celbi hususunda Türkiye Hükümeti ile Birleşmiş Milletler Teknik yardım Teşkilâtı arasında akdolunan 14 sayılı Ek

Detaylı

T.C. GÖLYAKA BELEDİYE BAŞKANLIĞI MECLİS KARARI 2014 YILI TEMMUZ AYI OLAĞAN BELEDİYE MECLİSİ TOPLANTI KARARLARI

T.C. GÖLYAKA BELEDİYE BAŞKANLIĞI MECLİS KARARI 2014 YILI TEMMUZ AYI OLAĞAN BELEDİYE MECLİSİ TOPLANTI KARARLARI T.C. GÖLYAKA BELEDİYE BAŞKANLIĞI MECLİS KARARI 2014 YILI TEMMUZ AYI OLAĞAN BELEDİYE MECLİSİ TOPLANTI KARARLARI MECLİS KARARI Belediyemiz Meclisi bugün saat 14:00 da Belediye Meclis Toplantı Salonunda 2014

Detaylı