Osmanlı tarifesi. 20 Aralık 2014 Cumartesi

Transkript

1 SAYFA 1 Zorunlu ders haline getirilen Osmanlıca Türkiye geneline yayılmaya başladı Türk Hava Yolları ndan BİZİM FARKIMIZLA BİZİM GÖZÜMÜZLE Türkiye de son zamanlarda gündem zorunlu ders haline getirilen Osmanlıca olurken, bu hususta yaşanan gelişmeler ise bir hayli ilginç Osmanlı tarifesi ÖZEL HABER ŞEB-İ ARUS Aralık 2014 Cumartesi Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü nün bu yıl ilk kez düzenlemiş olduğu Şeb-I Arus organizasyonuna, genel müdürlüğün bulunduğu 17 ilden 1 gazeteci ve 1 televizyoncu davet edildi. Bununla birlikte, organizasyona ulusal ve uluslararası gazeteciler de davet edildi. İzmir den ise, davet edilen tek gazeteci; Sondakika Gazetesinden Gazeteci Yavuz Atalay oldu. Atalay; 4 gün boyunca Konya da törenleri takip edip bilgi toplayıp röportaj yaptı. Tüm izlenimler, görseller ve notlar; yarından itibaren 4 gün boyunca Gazeteniz Sondakika da olacak. SONDAKİKA GAZETESİ ULUSAL BASINDA Her geçen gün okur kitlesini daha da genişleten Sondakika Gazetesi ulusal basının sınırlarını zorlamaya devam ediyor. Balçova Yaşamspor un kalecisi Engin Kaya nın twitterda yazıklarına ilişkin, dün gazetemize verdiği demeçle ulusal basındayız. Gururluyuz, mutluyuz EGE'de Ruble krizi Rusya'daki ekonomik sıkıntı, yılbaşı programı için Türkiye'yi tercih eden Rusları olumsuz etkiledi. POYD Başkanı Kızıldağ, "29 Aralık uçakları hala boş" dedi OTELLER BOŞ KALACAK Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği Başkanı Ali Kızıldağ, Rus ekonomisinde yaşanan sıkıntılar ve hafta içine denk gelmesi nedeniyle yılbaşında otellerde yüksek doluluk oranları beklemediklerini bildirdi. POYD Başkanı Kızıldağ, "Eskiden Rusya'dan yılbaşı için Türkiye'ye gelen uçaklar 24 Aralık'tan itibaren dolu olurdu, şu anda 29 Aralık uçaklarının bazıları hala boş. Rusya pazarından yılbaşı için önceki yıllara göre çok daha az insan gelecek. Diğer ülkelerden de büyük bir hareket beklemiyoruz. Otellerin doluluk oranı yılbaşında yüzde düzeyinde kalır" dedi. ÜÇ TURİSTTEN BİRİ RUS Türkiye Otelciler Federasyonu Başkanı Ayık ise, asıl krizin yaz sezonununda hissedileceğini söyledi. 11 ayda 11 milyon 790 bin 954 turistin ziyaret ettiği Antalya'ya gelen her üç turistin biri Rus. Ocak-kasım döneminde Antalya'yı 3 milyon 479 bin 705 Rus gelirken, bunu 2 milyon 911 bin 823 kişiyle Almanlar, 541 bin 821 kişiyle de Hollandalılar takip etti. Söz konusu dönemde kente İngiltere'den 444 bin 682 kişi, İsveç'ten 373 bin 407 kişi, Ukrayna'dan 285 bin 550 kişi, Kazakistan'dan 269 bin 115 kişi, Belçika'dan 267 bin 573 kişi, Polonya'dan 243 bin kişi, Norveç'ten ise 226 bin 174 kişi geldi. 16 da Sakın fiyat düşürmeyin Türkiye'ye en fazla turist gönderen Rusya'da yaşanan ekonomik kriz, turizm sektörünü endişelendirdi. Geçen yıla göre yüzde 15 düşüş yaşandığını söyleyen Türkiye Otelciler Federasyonu Başkan Yardımcısı İşler, "Gelen bilgilere göre Rusya'daki bu durum bizi etkileyeceği gibi görünüyor. Rezervasyon dönemindeyiz. 'Rusya'da kriz var' diyerek kimse fiyat düşürmesin, dik durun. Fiyatı düşürürsek toparlanması 3 yılı bulur" dedi. 16 da Artık çarpmak yok Mustafa Serap YAŞAR KAYALI BUZRUL yazdı yazdı LTD.ŞTİ ÖLMEYEN ORTAKLARININ ESERLERİN ALACAKLARI SAHİBİ MEVLANA-1 >> 9 da>> 10 da Yurt dışında üretilen ve Türkiye'de de satışına başlanan gözlükler, görme engellilerin yaşamını biraz daha kolaylaştırdı."titreşim li gözlük", engele iki metre kala titreşimle u- yarı yapıyor ve kullanıcısının güzergahını değiştirmesini sağlıyor. 16 da Kissebükü'nde otel isyanı Bodrum'un Kissebükü bölgesine özel bir şirket tarafından yapılması planlanan ticari alanla ilgili Bodrum'daki sivil toplum kuruluşları ayaga kalktı. Dünya markası haline gelen Kissebükü Adası'ndaki otel yapımına karşı çıkan Bodrum Denizciler Derneği Başkanı Demiröz, "Rant için Mavi Yolculuğun, Bodrum un Gökova nın kalbini söküp atmak istiyorlar. Bu kötülüğe izin vermeyeceğiz" dedi. 9 da Serap Timuçin YAŞAR GÜNDEM BUZ- yazdı RUL yazdı SON YILLARIN LTD.ŞTİ SERENCAMI ORTAK- >> 9 da Sabit İNCE yazdı KADERİN ÜSTÜNDE BİR KADER VARDIR >> 8 de Beyaz et sektörü de diken üstünde Rusya'dari kriz sadece turizmi değil, beyaz et sektörünü de düşündürmeye başladı. İhracatın dolar üzerinden yapıldığına değinen Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçıları Birliği Başkanı Sait Koca, "Şu an, bekle-gör dönemindeyiz. Parası alınmış, bağlantıları yapılmış malları yüklüyoruz. Yeni bağlantılar yapacağımız önümüzdeki ay başından itibaren ne olacağını, zaman gösterecek. Ama önümüzde, çok karamsar tablo yok. Temennimiz, 150 bin tonluk kota talebimizin kabul edilmesi. Bu miktar, toplam ihracatımızın üçte birine denk geliyor" dedi. 16 da Zehirli ithal haberleri yerli üreticiye yaradı! İzmir'de açılan Hediyelik Eşya Günleri'nde Uzak Doğu ülkelerinden gelen hediyelik ürünlerin payındaki azalmaya karşılık yöresel kültürlere dayalı yeni tasarımlar yoğun talep görüyor TALEP PATLAMASI İthal ürünlerin zehirli çıkması ile ilgili haberlerin yerli malı üreticilerini sevindirdiğini söyleyen Souvenir Hediyelik Eşya Günleri Fuarı Genel Müdürü Gencer, "İnsanlar artık bir kez kullanılıp çöpe atılacak ürünlere para vermek istemiyor. Son dönemde kamuoyunda oldukça fazla işlenen ithal ürünlerin sağlığa zararları da yerli ürünlere talebin artmasında etkili oldu" dedi. 16 da

2 SAYFA 2 SIYAH MAVI KIRMIZI SARI 20 Aralık 2014 Cumartesi Kavuğuna bak mesleğini öğren Aydın'ın Kuşadası ilçesinde, AB projesi kapsamında incelenen Osmanlı dönemi mezar taşları, geçmiş dönemlerdeki çok sayıda meslek grubunun tespit edilmesini sağladı Kuşadası'nda, "Mezar Taşlarını Çözmek" isimli Avrupa Birliği (AB) projesi kapsamında incelenen Osmanlı dönemi mezar taşları, geçmiş dönemlerdeki çok sayıda meslek grubunu ortaya çıkardı. Kuşadası Kültürel ve Tarihi Mirası Koruma Derneği Başkanı Mahmut Ökçesiz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, proje dahilinde 600'e yakın Osmanlı mezar taşını inceleyerek ulaştıkları bilgileri, "Kuşadası Adalızade Osmanlı Mezar Taşları" isimli kitapta topladıklarını söyledi. Mezar taşlarının üst kısmındaki sarık ve kavukların, mezar sahiplerinin mesleklerine işaret ettiğini belirten Ökçesiz, bu bilgiyle Osmanlı dönemindeki 40 farklı meslek dalını belirlediklerini kaydetti. Osmanlı mezar taşlarının baş kısmındaki, burma, örfi, dardağan, serdengeçti ve zerrin tipi sarıkların her birinin, farklı meslek gruplarını temsil ettiğini dile getiren Ökçesiz, şunları söyledi: "Osmanlı mezar taşlarına yerleştirilmiş sarık ve kavuk çeşitlerinden hareketle 40 farklı meslek dalı belirledik. Mesela 'dardağan' denilen perişan, dağınık şekilde sarılmış sarığı, zanaatkar, esnaf, yeniçeri ağası gibi üst kademeden kişilerin giydiğini ve bu mezarların, bu kişilere ait olduğunu tespit ettik. Serdengeçti tipi sağ tarafı yukarıya, sol tarafı aşağıya kıvrık şeklindeki sarığın bulunduğu mezarların, yeniçeriler arasında düşman ordusu içine dalmak veya muhasara altına alınan kaleye girmek için fedai olarak yazılanlara ait olduğunu belirledik. Bu şekilde çok sayıda meslek grubuna ulaşma imkanı yakaladık." - Mezar taşlarındaki kavuklar Ökçesiz, Osmanlı mezar taşlarındaki sarıkların yanı sıra, kavukların da mezar sahiplerinin meslekleri ile ilgili bilgiler sunduğunu anlattı. Mezar taşlarında, mücevveze, horasani, kallavi, katibi, çatal kalafat ve makdem tipi kavukların bulunduğuna işaret eden Ökçesiz, şöyle konuştu: "Bunlardan örnekler vermek gerekirse, dört köşeli piramit şeklindeki kallavi tipi kavuğun bulunduğu mezarların, sadrazam, paşa ve divan vezirlerine ait olduğu bilgisine ulaştık. Alt tarafı tülbentle sarılan horasani tipi kavuğun yer aldığı mezarların ise divan ve sadaret katipleri, tevkili, beylikçi, reisülküttap, defterdar, tersane ve darphane emini gibi üst düzey devlet ricaline ait olduğunu tespit ettik." - Taş kütüphaneler Osmanlı mezar taşlarında yalnızca mezar sahiplerinin isimlerinin bulunmadığını aktaran Ökçesiz, "Bu mezar taşları bizim taş kütüphanelerimiz, tapu senetlerimizdir. Sanatımız, geleneklerimiz, folklorumuz, dilimiz, estetiğimiz, edebiyatımız, sevinçlerimiz, üzüntülerimiz, dinimiz, bizi biz yapan tüm milli kodlarımız bu taşlardan okunabilir" ifadelerini kullandı. Türkiye'de saklı kalmış çok sayıda Osmanlı mezar taşının bulunduğunu, bunların incelenmesiyle ortaya önemli bilgilerin çıkabileceğini vurgulayan Ökçesiz, bu çerçevede Osmanlıca öğrenilmesine yönelik çalışmaları desteklediklerini sözlerine ekledi. (AA) 40 meslek belirledik Aydın'ın Kuşadası ilçesinde, AB projesi kapsamında incelenen Osmanlı dönemi mezar taşları, geçmiş dönemlerdeki çok sayıda meslek grubunun tespit edilmesini sağladı Kuşadası Kültürel ve Tarihi Mirası Koruma Derneği Başkanı Mahmut Ökçesiz (fotoğrafta) "Osmanlı dönemi mezar taşlarına yerleştirilmiş sarık ve kavuk çeşitlerinden hareketle 40 farklı meslek dalı belirledik Dört köşeli piramit şeklindeki kallavi tipi kavuğun bulunduğu mezarların, sadrazam, paşa ve divan vezirlerine; 'dardağan' denilen perişan, dağınık şekilde sarılmış sarığı, zanaatkar, esnaf, yeniçeri ağası gibi üst kademeden kişilerin giydiğini tespit ettik" dedi. Sanatını sokakta yaşatıyor Azim ve sabır gerektiren cam üfleme sanatına yeni neslin ilgi göstermediği için yerine yetişecek usta olmadığını vurgulayan Keskin, "Biri çıksın gelsin diye bekliyorum" dedi Fethiye'de, kira ücretini karşılayamadığı için atölyesini kapatan Kültür ve Turizm Bakanlığından belgeli cam üfleme sanatçısı Coşkun Keskin, mesleğini sokakta yaşatmaya çalışıyor. Türkiye'de bakanlık belgeli 5 cam üfleme sanatçısından biri olan 57 yaşındaki Keskin, kirasını ödeyemediği için atölyesini kapatarak Cumhuriyet Mahallesi 504 Sokak'taki bir pasajın girişinde çalışmaya başladı. Pasaj girişine koyduğu masada sanatını icra eden Keskin, ürettiği ürünleri müşterilerinin beğenisine sunuyor. Yüksek ısı ile genleştirdiği camlara üfleyerek boyut kazandıran Keskin, el işçiliği ve hayal gücüyle tüp halindeki cam parçalarına şekil veriyor. Birçok hayvan figürünün yanı sıra futbol takım logoları, kolye ve vazolar yapan Keskin, hem sanatını yaşatıyor hem de geçimini sağlıyor. Keskin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 43 yıldır yaptığı cam üfleme sanatına İstanbul'da başladığını, yaklaşık 15 yıl boyunca bu sanatı kendisine öğreten ustasının yanından ayrılmadığını anlattı. Sanata başladığı yıllarda cam şırınga, farklı boyutlardaki deney tüpleri gibi laboratuvar malzemeleri yaptığını kaydeden Keskin, daha sonra kendisini geliştirerek istediği figürü cama yansıtmaya başladığını söyledi. Keskin, yaratıcılığını kullanarak yaptığı ürünlerde çok farklı sonuçlar elde ettiğini, özellikle yaptığı hayvan figürlerinin dikkat çekici olduğunu ifade etti. Yaklaşık 6 yıl önce Kültür ve Turizm Bakanlığından "cam üfleme sanatçısı belgesi" aldığını belirten Keskin, "Türkiye'de bu belgeye sahip 5 kişiden biriyim. Amacımız bu sanatı yaşatmak ve gelecek nesillere aktarmak. Teknolojinin insan hayatına girmesiyle bu tür sanatlara ilgi azalıyor. Biz de Bakanlık sanatçısı olarak sanatımıza sahip çıkmaya çalışıyoruz" dedi. Keskin, 10 yıldır Fethiye'de yaşadığını, daha önce belediyenin destekleriyle açtığı iş yerinden ihale sürecinden sonra yükselen fiyatı nedeniyle ayrıldığını, artık sanatını bir pasajın girişinde yaşatmaya çalıştığını anlattı. Belediyenin yıllarca kendisine sahip çıktığını, halkın kendisini sevmesine büyük katkı verdiğine değinen Keskin, uygun bir yer buluncaya kadar çalışmasını bu şekilde sürdüreceğini dile getirdi. - "Gençler bu sanata ilgi göstermiyor" Azim ve sabır gerektiren cam üfleme sanatına yeni neslin ilgi göstermediği için yerine yetişecek usta olmadığını vurgulayan Keskin, şöyle konuştu: "Teknolojinin yaygınlaşmasıyla gençler daha çok bilgisayara yöneldi. Gençlerimizi bu tür sanatlara yönlendiremiyoruz. Bizim zamanımızda teknoloji gelişmediği için bu sanatlar kıymetliydi. O zaman insanlarda sabır vardı ve bir şeyler öğrenmek için çaba harcıyorlardı. Çaba ve sabrı götüren bilgisayar çağı, gençlerin boş zamanın yanında dolu olan zamanlarını da aldı. Ben elimden geldiği kadar gençlere bu sanatı öğretmeye çalışıyorum ama kimsenin öğrenme isteği yok." Coşkun Keskin, camı bin 200 ile bin 400 santigrat derecelerde ısıtarak genleştirip hamur kıvamına getirdiğini, daha sonra sabırla şekillendirdiği camlardan istediği figürü ortaya çıkarttığını kaydetti. En basit ürünün dahi yaklaşık 50 dakikada yapılabildiğine işaret eden Keskin, zor olan figürlerin ise daha fazla zamanını aldığını, tüm zorluklarına rağmen çok sevdiği sanatından büyük keyif aldığını sözlerine ekledi. (AA) Pembe Aslında Siyahtır ı hep birlikte izlediler Urla Kaymakamlığı, Urla Belediyesi, Urla İlçe Emniyet Müdürlüğü ve Urla İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü nün katkıları ile Pembe Aslında Siyahtır tiyatro oyunu Urla da öğrencilerle buluştu. Uyuşturucu ile mücadele kapsamında Tiyatro Balans ın sergilediği oyun, Urla Hakan Çeken Kültür Merkezi nde gerçekleşti. Urla Anadolu Lisesi öğrenci ve öğretmenlerinin izlediği oyunu Urla Kaymakamı Murat Sefa Demiryürek, Urla Belediye Başkanı Sibel Uyar, İlçe Emniyet Müdürü Oğuzhan Şahin, İlçe Milli Eğitim Müdürü İzzet Gündüz, İlçe Jandarma Komutanı Yüzbaşı Cemil Erdemir birlikte izlediler. Pembe Aslında Siyahtır ın gerçek hayatta yaşanan olaylardan yazıldığını söyleyen Tiyatro Balans ın kurucusu ve oyununun yönetmeni Metin Karaman Ne yazık ki uyuşturucu birçok gencimizin hayatını karartmakta. Sizler bizim geleceğimizsiniz. Lütfen uyuşturucudan uzak durun dedi. Oyunu Urla ya getirerek gençlerle, halkla buluşmasına katkı sağladıkları için Urla Kaymakamlığı, Urla Belediyesi, İlçe Emniyet Müdürlüğü ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ne ayrı ayrı teşekkür eden Karaman Urla da 4 gösterim oynadıkları oyunun son gösterimini uyuşturucudan madur olmuş kesime sunacaklarını belirtti. BİZLER DE SİZİN AİLENİZİZ İzlediğimiz tiyatro gösterisi, hayatta yaşanan gerçek olaylar diyen Urla Kaymakamı Murat Sefa Demiryürek İşimiz gereği zaman zaman bu tür trajik olaylarla karşı karşıya kaldık. Eğer çevrenize, arkadaşlarınıza dikkat etmezseniz hepinizin başına gelebilecek olaylar. Bizler de sizin aileniziz; emniyet, okul müdürünüz, rehber öğretmenleriniz. Çevrenizde böyle vakalar varsa lütfen bizlerden yardım alın. Sizler bizim için çok değerlisiniz. Bu tür tuzaklara düşmeyin. Hepinize sağlıklı, mutlu günler diliyorum diyerek duygularını dile getirdi. Bir anne olarak oyundan çok etkilendiğini, gençlere ve ihtiyacı olanlara her zaman destek olacağını belirten Urla Belediye Başkanı Sibel Uyar, tiyatronun anı defterine oyun ile ilgili düşüncelerini yazdı. Yıl: 4. Sayı: Aralık 2014 Cumartesi Sahibi Saykar Basın Yayın Gaz. Mat. Kır. San. ve Tic. A.Ş. adına Eflatun SAYGILI Yazı İşleri Müdürü- Yayın Sahibi Temsilcisi Azime MOLLA Haber Müdürü Gülseren KUMRU Sayfa Editörü Nur Gülmez BEL Turgut KOÇ Denizli Temsilciliği Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Fikret DAĞTEKİN İdari Merkez Şehit Fethi Bey Cad. Kızılkanat İş Merkezi 45/803 Gümrük - Konak / İZMİR Tel: (Pbx) Mail: info@sondakikagazetesi.com Dağıtım: Hakkı SARIÖZ Yayın türü: Yerel Basıldığı Yer Star Medya Yayıncılık A.Ş Gaziemir Tren İstasyonu Karşısı Eski Beton Taş Tesisleri İçi No: 29 Gaziemir / İZMİR Tel: SON DAKİKA Basın Meslek İlkelerine Uymaya Söz Vermiştir

3 SAYFA 3 SONDAKiKA GAZETESİ >>3 ASAYiŞ Şubat Aralık Perşembe Cumartesi Rüşvet ALMAKTAN uzaklaştırılan savcı bu KEZ eroinden yakalandı Edirne nin Uzunköprü ilçesinde iki yıl önce rüşvet aldığı iddiasıyla 5 yıl hapis cezası ve alan ve sonrasında tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan Cumhuriyet Savcısı C.K. bu kez eroinden yakalandı İlçede yaşayan S.K. isimli işadamı şantaj yoluyla kendisinden rüşvet talep eden savcıyı, Edirne Cumhuriyet Başsavcılığı na şikâyet etti. Şikâyet üzerine dönemin Başsavcısı Uğur Yiğitbilek tarafından soruşturma başlatıldı. Soruşturma kapsamında çalışma başlatan Edirne Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Şube Müdürlüğü ekipleri, işadamından 15 bin TL almaya gelen savcı C.K.'yı gözaltına aldı. Edirne 1. Ağır Ceza Mahkemesi nde sevk edilen Savcı C.K. rüşvet almak suçundan 5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Yaklaşık 5 ay Edirne Kapalı Cezaevi nde kalan savcı tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Savcı hakkındaki rüşvet soruşturması nedeniyle Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından görevden uzaklaştırıldı. Savcı, bu kez Edirne İl Jandarma Komutanlığı ekipleri tarafından düzenlenen uyuşturucu operasyonunda yeniden ortaya çıktı. Bir istihbaratı değerlendiren Edirne İl Jandarma Komutanlığı ekipleri Keşan da torbacı olarak tabir edilen uyuşturucu tacirlerini takibe aldı. Torbacıların uyuşturucuyu İstanbul da ki satıcılardan; onların da Van da ki kişiler üzerinde temin ettiklerini tespit etti. Uyuşturucu ağını çözen jandarma ekipleri uyuşturucu yüklü bir aracından Van dan yola çıktığını belirledi. Van, Gaziantep ve İstanbul üzerinden Edirne ye geleceği tespit edilen araç Van-Erciş yolunda seyir halindeyken Van İl Jandarma Komutanlığı na bağlı Timar Jandarma Karakolu önünde durduruldu. S.K. isimli şahsın kullandığı C.K. ve İ.Y. nin de yolcu olarak bulunduğu 41 RU 434 plakalı araçta Van Cumhuriyet Başsavcılığı nın talimatıyla arama yapıldı. Yapılan aramada 6 valiz içerisinde paketler halinde 161 kilo 243 gram toz esrar, 13 kilo 225 gram eroin ele geçirildi. Kimlik tespiti yapılan S.K. nın uyuşturucudan açığa alınan bir polis memuru, C.K. nın ise görevden uzaklaştırılan Uzunköprü Eski Cumhuriyet Savcısı olduğu belirlendi. Keşan İlçe Jandarma Komutanlığı na getirilen şahıslar, jandarmadaki işlemlerinin ardından mahkemeye sevk edildi. Uyuşturucu operasyonunda 6 kişi tutuklandı Yozgat Emniyet Müdürlüğü ekipleri tarafından uyuşturucu madde bulundurmak ve satmak suçundan gözaltına alınan 6 k- işi, çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklanarak cezaevine gönderildi. Yozgat İl Emniyet Müdürü Saim Akpınar, yaptığı açıklamada, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince, Sorgun ilçesinde uyuşturucu sokak satıcılarına yönelik yapılan operasyonda gözaltına alınan 6 şahsın, dün adliyeye sevk edildiğini ve adli makamlarca tutuklanarak cezaevine gönderildiğini belirtti. Emniyet Müdürü Akpınar, uyuşturucu madde kullanımı konusunda aileleri u- yararak, uyuşturucu suçunun sadece güvenlik önemleri ve polisiye tedbirlerle tam olarak önlenemeyeceğine dikkat çekti. Akpınar, En önemli husus gençlerimizi ve aileleri bilgilendirmek, gençlerimizin zararlı alışkanlıklara karşı hayır diyebilmesini sağlamaktır. Bu hususta en büyük görev toplumun temel taşı olan ailelerdir. Anne ve babalar en değerli varlıkları olan evlatları ile bu hususta konuşabilmeli, uyuşturucu ve madde bağımlılığının zararları hakkında bilgilendirilmeli ve zararlı alışkanlıklarla taşımadan savunma mekanizması geliştirilmelidir. Evlatlarını iyi gözlemlemeli ve madde kullanımı yönünde tepsilerde bulunulması halinde profesyonel destek için Emniyet Müdürlüğümüze veya ilgili sağlık kuruluşlarına başvurmaları gerekmektedir. Bu hususu gizlemek, görmezden gelerek sorunu çözmeye çalışmak, bir tarafta sorunun daha da büyüdüğü ve çözümün zorlaştığı görülmektedir. Bu hususta diğer bir önemli görev ise öğretmenlerimize düşmektedir. Öğretmenlerimizde madde bağımlılığı ve zararları hakkında öğrencilerini bilgilendirmelidir." dedi. Yozgat il genelini madde bağımlılığı açısından değerlendirildiğinde, Türkiye de en az madde bağımlılığı görülen iller arasında yer aldığını vurgulayan Akpınar, Madde bağımlılığı çok az olsa da madde bağımlılığına yönelik talep azatlımı çalışmalarımız aralıksız devam etmektedir. Emniyet müdürlüğümüz, Madde Kullanımı ile Mücadele Büro Amirliğimizce 2014 yılı içerisinde yapılan bilgilendirme faaliyetlerinde 19 okulda, 190 öğretmen, 2 bin 739 öğrenci velisi ve 784 risk grubundaki öğrencilere u- laşılarak, madde bağımlılığı ve zararları hakkında bilgilendirme çalışmaları yapılmıştır. İnsanlık suçu olan uyuşturucu suçlarına yönelik çalışmalarımız azim ve kararlılıkla devam edecektir." şeklinde konuştu. (CİHAN) Afyon da 26 adet av tüfeği 10 kurusıkı tabanca ele geçirildi Afyonkarahisar İl Jandarma Komutanlığı tarafından yapılan çalışmada 26 adet ruhsatsız av tüfeği ve 10 adet kuru sıkı tabanca ele geçildi. Silah kaçakçılığı yapıldığının ihbar alınmasının ardından E.A isimli şahsın evinde arama gerçekleştirildi. Düzenlenen operasyonda tüfek ve kuru sıkı tabanca ele geçirildi. E.A. isimli şahıs hakkında gerekli işlemler yapılarak adli makamlara sevk edildi. Öte yandan Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından yapılan çalışmada bir markette kaçak sigara satıldığının tespiti üzerine, markette ve şahsın evinde arama yapıldı. Evde bin 198 paket değişik markalarda gümrük kaçağı sigarası ele geçirilerek, şüpheli kişi adli makamlara sevk edildi. (CİHAN) Uluslararası insan kaçakçılığı şebekesine operasyon İzmir başta olmak üzere insan kaçakçılığına karşı altı ilde düzenlenen operasyonda, Türkiye üzerinden Avrupa ülkelerine kaçak geçişleri sağladıkları belirlenen 31 kişi yakalandı. MİT ile ortak yapılan çalışma sonucunda gözaltına alınanlardan 17 kişi adliyeye sevk edildi. Ankara da damadın erkek kardeşi, pompalı tüfekle 3 kişiyi öldürdü, bir k- işiyi de ağır yaraladı. Saldırının hemen sonrası yaşananlar ise amatör bir kamera kayıdına yansıdı. Siteler semti Yıldız Mahallesi Celal Esat Arseven Caddesi 802. Sokak üzerinde öğle sonrası meydana gelen olayda; damat Ali Tutum, eşinin babası Ahmet Olcay, annesi Fatma Olcay, eşinin kardeşleri Kaçakçılık Suçlarıyla Mücadele Şubesi ekipleri, Suriyeli Said S. elebaşılığında uluslararası insan kaçakçılığı yapan bir şebekeyi takibe aldı. Altı ay süren teknik ve fiziki takipte, şebekenin İstanbul ve Mersin'de paravan bir turizm şirketi kurduğu belirlendi. "Yolcubaşı" olarak tabir edilen kişinin, Avrupa ülkelerine geçmek isteyenlerle bin 200 euro karşılığı anlaştıktan sonra "kasa" olarak nitelenen kişilere yönlendirdiği, bu şebeke elemanının da göçmenlere parasının alındığına şifre verdiği saptandı. Daha sonra kaçışın yapılacağı bölgelerdeki ara organizatörlere transfer edilen kaçak göçmenlerin umuda yolculuğunun, çıkış organizatörleri vasıtasıyla başladığı kaydedildi. İzmir merkezli İstanbul, Muğla, Mersin, Hatay ve Kilis'te düzenlenen eşzamanlı operasyonda, elebaşı olduğu iddia edilen Said S.'nin de aralarında bulunduğu 31 kişi gözaltına alındı. Ayrıca 27 bin 590 euro, 43 bin 980 dolar, 8 bin 50 lira ve 2 bin 19 Suriye Lirası parayla 2 para sayma makinesi, 17 pasaport, 12 dizüstü bilgisayar, 4 tablet bilgisayar, 2 video kayıt cihazı, 6 harici bellek, 7 USB bellek, 1 kart okuyucu, 46 cep telefonu, 51 GSM hattı ve şebekenin para transferlerini gösteren çok sayıda ajanda ele geçirildi. Emniyette işlemleri tamamlanan şüphelilerden 17'si, örgütlü olarak göçmen kaçakçılığı yapmak suçlamasıyla adliyeye sevk edildi. Şebekenin takibi sürecinde daha önceden İzmir ve Muğla'da yapılan dokuz Mustafa ve Orhan Olcay ile sokak üzerinde karşılaştı. Damat, eşinin ailesi ile henüz bilinmeyen bir nedenle tartışmaya başladı. Tartışmanın uzaması üzerine damat, durumu telefonla kardeşi Serdar Tulum a bildirdi, yardım istedi. ATEŞ ETMEYİ SÜRDÜRÜNCE, POLİSLER BİR SÜRE YAKLAŞA- MADI operasyonda ise aynı şebekenin elemanı olduğu iddiasıyla gözaltına alınan 19 şüpheliden 13'ünün tutuklandığı bildirildi. (CİHAN) Kardeş Tulum, bir süre sonra elinde pompalı tüfek ile tartışmanın yaşandığı 802. Sokak'a geldi ve ateş etmeye başladı. Damat kardeşinin saldırısı sonucu baba Ahmet Olcay, anne Fatma Olcay, eşinin kardeşi Mustafa Olcay o- lay yerinde hayatını kaybetti. Ağır yaralanan Orhan Olcay ise hastaneye götürüldü. Saldırı üzerine olay yerine gelen ekipler, Serdar Tulum un sağa Evden ayrılan eşini VE KAYIN biraderinin eşini vurdu Bursa'da bir kişi, iddiaya göre; şiddetli geçimsizlik sebebiyle 1,5 ay önce evi terk eden eşi ile kayın biraderinin eşini tabancayla vurdu. Ağır yaralanan iki kadın hastaneye kaldırıldı, zanlı polis merkezine giderek teslim oldu. Nilüferköy'de ikamet eden Nazmiye Akyol, fabrika işçisi eşi Ahmet Akyol ile arasındaki şiddetli geçimsizlik nedeniyle yaklaşık 1,5 ay önce, 2 çocuğunu evde bırakarak Osmangazi ilçesi Şehit Er Ramazan Okur Caddesi'nde oturan erkek kardeşi Erdoğan Akyol'un evine yerleşti. Ahmet Akyol, sabah saatlerinde telefonla eşiyle tartıştı. Saat sıralarında eşinin bulunduğu eve gelen Ahmet Akyol, eşiyle tartışmasını sürdürdü. Bu esnada Ahmet Akyol, belinden çıkardığı tabancayla eşi Nazmiye Akyol'un göğsüne 3 el, kayın biraderinin eşi Yeter Akyol'a da 2 el ateş etti. O- layın ardından zanlı olay yerinden kaçtı. Ağır yaralanan Nazmiye Akyol ve Yeter Akyol, 112 Acil ambulansı ile hastaneye kaldırıldı. Zanlı Ahmet Akyol ise Organize Sanayi Bölgesi Polis Merkezi'ne giderek teslim oldu. (CİHAN) Damadın kardeşi pompalı ile dehşet saçtı: 3 ölü, 1 ağır yaralı sola ateş etmesi üzerine olay yerine bir süre yaklaşamadı. Polisler, etkisiz hale getirdikleri saldırganı karakola götürdü. Olay yerine çağrılan inceleme ekipleri ise sokak ortasındaki cesetler üzerinde inceleme başlattı. Bu arada, çevredekiler olayın nasıl yaşandığı hakkında gazetecilere bilgi verdi. (CİHAN)

4 İNDER Yönetim Kurulu Başkanı Durbakayım,"Büyük ulaşım projeleri konut fiyatlarını ciddi şekilde artırabiliyor. Marmaray ve metrobüs duraklarına yakın bölgelerdeki ev fiyatlarında yüzde 75'e varan artışlar yaşandı.üçüncü boğaz köprüsü ve üçüncü havalimanının inşaatına başlanması, bu bölgelerdeki arsa değerlerini şu an itibarıyla yüzde 300'e kadar artırmış durumda"diye konuştu 20 Aralık 2014 Cumartesi Yatırım amaçlı altınların sisteme kazandırılması ve finansal erişimin artırılması amacıyla kuyumcuların banka işbirliğinde finansal sistem içinde olmaları sağlanacak, altın mevduat hesabı olan müşterilerin kuyumcuların POS'ları üzerinden hesaplarına gram altın yatırabilmesine ilişkin model geliştirilecek BES'te kesinti oranları uluslararası düzeylere yaklaştırılacak, otomatik kat0ılım sistemi kurularak işe başlayan çalışanın maaşından ilk aydan başlayarak otomatik katkı payı Türkiye'de yurt içi tasarruf oranının 2018 sonunda yüzde 19'a yükseltilmesi hedefleniyor.onuncu Kalkınma Planı çerçevesinde hazırlanan "Yurt içi Tasarrufların Artırılması ve İsrafın Önlenmesi Programı Eylem Planı"na göre, yurt içi tasarruf oranı gelecek yıl yüzde 15,2, 2016 yılında yüzde 16,2, 2017 yılında yüzde 17,1, 2018'de ise yüzde 19'a yükseltilecek. Dönem sonunda kamu kesimi tasarruf oranı yüzde 3,7, özel kesim tasarruf oranı yüzde 15,2 olacak.2018 sonunda toplam krediler içerisindeki tüketici kredisi payı yüzde 20'ye, bireysel kredi kartlarının payı yüzde 6,5'e düşürülecek; KOBİ ve diğer ticari kredilerin payı ise yüzde 73,5'e çıkarılacak.altın ile altın ve diğer kıymetli maden fonları arasındaki vergisel farklılıkların ortadan kaldırılmasını değerlendirmek üzere Haziran 2016'ya kadar vergisel maliyetleri de içeren bir çalışma yapılacak. ATM'lerin coğrafi kapsama alanı genişletilecek, ortak ATM kullanımına ilişkin masraflar gözden geçirilecek.belirli bir oranın (örneğin yüzde 25) üzerinde halka açılacak şirketler için belirli bir süre boyunca (örneğin 5 yıl) kurumlar vergisi oranında indirim tanınmasına yönelik olarak mevzuat değişikliği çalışması yapılacak.bankacılık sektöründe küçük tasarruflara yönelik ürün sayısının artırılması için çalışma yapılacak, ayrıca vadesiz hesaplara faiz ödenmesi ve vadeli mevduatların vadesinden önce çekilmesi durumunda kısmi faiz ödenmesi uygulamalarının yaygınlaştırılması için çalışılacak. Sermaye piyasası araçları için azami 2 yıl olmak üzere, bu araçların yatırımcılarca elde tutulma sürelerine göre ödenecek gelir vergisi stopaj oranında kademeli olarak farklılaştırma yapılması konusunda bir çalışma yapılacak. KOBİ ler başta olmak üzere özel sektör nezdinde sermaye piyasalarının avantajları yaygın bir şekilde anlatılacak, İSO 500 listesinde yer alan şirketlerin borsaya çekilmesi amacıyla çalışma yapılacak.altın yatırımcısının davranış modeline uygun stratejiler belirlenebilmesi için altınla ilgili bilgi ve veriler ihtiyaçlar doğrultusunda güncellenecek, FİNTÜRK verilerinde yer alan mevduat ve kredi verilerine altın kırılımı eklenecek. Bankalar nezdinde açılan altın hesaplarının kaynağı olan 995/1000 saflıktan yukarı hurda olmayan altın ile değerleme sonrası tespit edilen 995/1000 den düşük hurda altın verisinin izlenmesi amacıyla form düzenlenecek. Darphane tarafından basılan altınlar için sertifikasyon ve güvenlik sistemi geliştirilecek.yatırım amaçlı altınların sisteme kazandırılması ve finansal erişimin artırılması amacıyla kuyumcuların banka işbirliğinde finansal sistem içinde olmaları sağlanacak, bu çerçevede kuyumcuların bankalara ekspertiz hizmeti verebilmesi için ekspertize yetkili kuyumcu standartları belirlenecek, altın mevduat hesabı olan müşterilerin kuyumcuların POS'ları üzerinden hesaplarına gram altın yatırabilmesine ilişkin model geliştirilecek. Bunun için TBB bünyesinden komite oluşturulacak ve kuyumcular odasıyla görüşmeler yapılacak.hem halka güven vermesi hem de piyasaya likidite sağlanması amacıyla bankalarca toplanan fiziki altının en azından belli bir oranının Türkiye'de saklanmasına ilişkin sistem geliştirilecek, bölgesel gümrüklü ve gümrüksüz saklama merkezi kurulacak. Altın transfer sistemi geliştirilerek transferlerin bankacılık sistemi üzerinden gerçekleştirilmesi sağlanacak. İsrafın azaltılması ve mükerrer kullanımın önlenmesi için çalışmalar yapılacak. Yetişkin tüketicilere yönelik bilinçli tüketim konusunda eğitim programları, panel ve konferanslar düzenlenecek. Eylem kapsamında 2015 yılından itibaren her yıl 1 milyon bilinçlendirici SMS gönderilecek, internet sitelerinde kullanıma sunulan reklam alanlarında bilinçli tüketime yönelik içeriğe yer verilecek. Ailelere ve çocuklara tasarrufu özendirici ve bilinçlendirici nitelikte broşür, kitapçık dağıtılacak.gelecek yılın ilk çeyreğinde Türkiye'de ürün güvenliğinin, piyasa gözetimi ve denetiminin etkinleştirilmesine yönelik mevcut kanunun yerine geçmek üzere hazırlanan Ürün Güvenliği ve Teknik Düzenlemeler Kanun Taslağı Başbakanlığa sevk edilecek. 12 yaşın altındaki çocukların ticari reklamlarda kullanılmasının önlenmesi sağlanacak.ikinci el giyim eşyası ve ayakkabı gibi ürünlerden kullanım değeri taşıyanlar belediyeler ve valiliklerde kurulacak birimler tarafından ihtiyaç sahiplerine ulaştırılacak. Ekmek dışındaki gıda ürünleri, temizlik ve kozmetik ürünleri, elektrikli ev aletleri ve elektronik ürünler ve enerji israfının azaltılmasına yönelik bilinçlendirme ve yönlendirme faaliyetleri yürütülecek.kredi düzenlemelerinin krediler üzerindeki etkileri ile kredi kartında yapılan düzenlemelerin etkileri takip edilecek. Tüketici kredilerindeki hızlı artışın kontrol altına alınması, ticari kredilerin toplam krediler içerisindeki payının artırılması ve yurtiçi tasarrufların artırılmasına katkı sağlanması amacıyla yapılan kredi düzenlemelerinin, makro etkileri konusunda etki analizi yapılacak ve yıllık hazırlanan raporlar Finansal İstikrar Komitesiyle paylaşılacak.bes'te kesinti oranları uluslararası düzeylere yaklaştırılacak, otomatik katılım sistemi kurularak işe başlayan bir çalışan adına o- tomatik olarak bir emeklilik hesabı açılması ve ilk aydan başlayarak maaşından o- tomatik olarak katkı payı kesintisi yapılması sağlanacak ve başlatılan pilot çalışmanın sonuçları gelecek yıl ele alınacak. Hayat grubu sigortalarının geliştirilmesi amacıyla vergi politikası önerileri oluşturulacak. Bireysel kredilerle bağlı olmayan hayat grubu sigortaların geliştirilmesi için politika seçenekleri değerlendirilecek.vergi sistemi, tasarrufları özendirme derecesi, hanehalklarının ve şirketler kesiminin tasarruflarındaki gerileme dikkate alınarak, gelir ve harcamalar üzerinden alınan vergiler tasarrufları özendirme derecesi bakımından analiz edilecek. (AA)

5 1Şubat 20 Aralık Perşembe Cumartesi Başbakan Davutoğlu,"Birkaç gün önce özellikle Rusya'daki dalgalanma sebebiyle gelişmekte olan ekonomilerin finansal yapıları ve genel dengeleri itibarıyla ortaya çıkan konjonktürde de görüldüğü gibi rasyonel, soğukkanlı kriz yönetimi mantığıyla bu krizi piyasalara hissettirmeden yönetebilme kabiliyeti açısından büyük bir sınavdan sürekli geçiyoruz"şeklinde konuştu Resmi İstatistik Programı (RİP) kapsamında TÜİK ve diğer kurum ve kuruluşlarca yayımlanan tüm istatistikleri tek bir çatı altında toplayan bir internet portalı (RİP Portalı) kurularak işlerliği sağlanacak.uluslararası veri gönderim sistemi kurulacak, kurum ve kuruluşlarca yapılacak veri gönderiminin bu sistem üzerinden yapılması sağlanacak Resmi İstatistik Programı (RİP) kapsamında Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve diğer kurum ve kuruluşlarca yayımlanan tüm istatistikleri tek bir çatı altında toplayan bir internet portalı (RİP Portalı) kurularak işlerliği sağlanacak.onuncu Kalkınma Planı Öncelikli Dönüşüm Programları Eylem Planları arasında "İstatistiki Bilgi Altyapısının Geliştirilmesi Programı" da önemli satırbaşları arasında yer aldı. Program, başta Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) olmak üzere, istatistiki bilgi üretiminde rol alan tüm kuruluşların istatistik bilgi altyapısının iyileştirilmesi, istatistik süreçlerinin planlanması, yürütülmesi ve izlenmesine ilişkin önemli hedef ve planlar içeriyor. Kurumların idari kayıtlarının istatistik üretim süreçlerine katkısını artırmak için bilgi paylaşımının Türkiye İstatistik Kanunu çerçevesinde yürütülmesi amaçlanıyor. Kurumların paylaşmadığı gizli verilerin istatistik üretim sürecine dahil edilmesi için teknik ve idari önlemlerin alınarak buna yönelik kuralların belirlenmesi, gerekirse protokollerin yapılması hedefleniyor.buna göre, 2015 yılının sonuna kadar Resmi İstatistik Programı (RİP) kapsamında TÜİK ve diğer kurum ve kuruluşlarca yayımlanan tüm istatistikleri tek bir çatı altında toplayan bir internet portalı (RİP Portalı) kurularak işlerliği sağlanacak.istatistiki bilgi altyapısını geliştirmek üzere, Resmi İstatistik Programı kapsamında rol alan kurum ve kuruluşlara sınıflamalar, soru kağıdı tasarımı, süreç, kalite ve metaveri konularına ilişkin eğitimler verilecek. Kurumlara üretilen istatistiklerde kullanılan idari kayıtların doğru ve etkin kullanımını artırmak amaçlı temel istatistiki veri analizi ve veri madenciliğine ilişkin eğitimler verilecek.uluslararası veri gönderim sistemi kurulacak, kurum ve kuruluşlarca yapılacak veri gönderiminin bu sistem üzerinden yapılması sağlanacak. Sistemin 2017 yılı sonuna kadar tamamlanması planlanıyor.kurumların uluslararası kurumlarla yaptıkları istatistik altyapısının iyileştirilmesine yönelik projelerin yanı sıra, Kalkınma Bakanlığı ve TÜBİTAK tarafından finanse edilen istatistik altyapısının iyileştirilmesi konularını kapsayan projelerin onaylanma sürecinde TÜİK den görüş alınacak.gümrük ve Ticaret Bakanlığının Merkezi Sicil Kayıt Sistemi (MERSİS), Esnaf Bilgi Sistemi (ESBİS) ve Hal Kayıt Sistemi (HKS), Üretici Birlikleri ve Kooperatif Bilgi Sistemine ilişkin veri tabanlarının istatistik üretim süreçlerinde kullanımı sağlanacak. Türkiye O- dalar ve Borsalar Birliğinin ticaret sicil kayıtları ile Ticaret Borsalarının standart kayıt sistemini kullanarak istatistik üretim süreçlerinde kullanımı sağlanacak.tarımsal Üretim Kayıt Sistemi (TÜKAS) kullanıma açılarak tarımsal faaliyetle uğraşan tarımsal işletmelerin tamamına ait güncel bir çerçeve elde edilmesi amacıyla tarımsal üretim ve arazi kullanım bilgileri, hayvanvarlığı, tarımsal alet ekipman varlığı bilgileri tarımsal işletme detayında sisteme kayıt edilecek, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı bünyesinde kullanılan ilgili veri tabanları TÜKAS'a entegre edilerek kullanıma açılacak. Gelir İdaresi Başkanlığının sicil kayıtları ve Mükellef Bilgileri Bildirimi verilerinin istatistik üretim süreçlerinde daha fazla kullanılması sağlanacak.istihdam, işveren adres, işveren ekonomik faaliyet, işveren aktifliği, prim ve ödemeler gibi Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarının, kamu istihdamı ve devlet memurlarına ilişkin gelir ve gider bilgileri ile ödenek ve kesintilere ilişkin Maliye Bakanlığı kayıtlarının istatistik üretim süreçlerinde kullanımı sağlanacak.işkur kayıtlarının istatistik üretim süreçlerinde kullanımı sağlanacak. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğü kayıtlarının istatistik üretim süreçlerinde kullanımı sağlanacak. Aynı genel müdürlük tarafından engellilere ilişkin bir veritabanı yapılandırılarak istatistik üretim sürecinde TÜİK in kullanımına sunulacak.emniyet Genel Müdürlüğünün pasaport kayıtlarının, girişçıkış yapan yabancı ve vatandaş ayırımında, kapı ve milliyet ay bazında sayılarının, çıkış yapan ziyaretçiler ile vatandaş giriş anketlerine çerçeve oluşturmak üzere TÜİK in kullanımına açılacak. (AA)

6 MHP Konya Milletvekili Bal, "Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı'nın 2013'te 20 bin olan kadrosunu 4 bine düşürmesini ve boş kadrolara atama yapmamasını kınıyorum" dedi MHP Grubu adına söz alan Mersin Milletvekili Ali Öz, AK Parti'nin iktidarında sağlık hizmetinin özelleştirildiğini, sağlığın metalaştırıldığını, alınıp satılan, devredilebilen ticaret haline getirildiğinin açıkça görüldüğünü savundu. AK Parti'nin sağlık çalışanlarını, sağlık emekçilerini başta hekimler olmak üzere göz ardı ettiğini, görmezden geldiğini ve ö- zlük haklarını iyileştirme anlamında hiçbir adım atmadığını iddia eden Öz, "Söz vermiştir, yerine getirmemiştir. Vermiş olduğu sözleri özellikle seçim öncesi dönemde daha da yoğun bir hale getirmiş, hep bundan siyasi bir rant elde etmiştir" diye konuştu. Öz, Sağlık Bakanı'ndan, 24'üncü Yasama Yılı tamamlanmadan sağlık çalışanlarının tamamının hak etmiş olduğu fiili hizmet zammını, yıpranma payını bir an önce vermesini sağlık çalışanları adına talep etti. MHP Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek, Sağlık Bakanlığı'nın genel bütçeli bir kamu idaresi olmasına rağmen kurum bünyesinde döner sermayeli işletme bütçelerinin aynı kamu idaresi içinde farklı bir bütçe yapısını oluşturduğunu belirterek, şunları söyledi: "TBMM tarafından verilen bütçe yetkisi ve raporlanan bütçe uygulama sonuçları genel bütçeye ilişkin olup döner sermaye gelirleri parlamento bilgisi ve kabulü dışında gerçekleşmektedir. Tahsis edilen bütçe ve uygulama sonuçları Bakanlığın tüm faaliyetlerini içermediğinden TBMM'nin bakanlık faaliyetleri hakkında doğru bilgilendirilmesinin mümkün olmadığı anlaşılmaktadır. Sayıştay raporunda ifade edildiği gibi değerlendirilebilecek mal ve hizmet üretim ve satışı gerçekleşmediği için Bakanlık merkez döner sermayesinin bir döner sermaye işletmesi olmadığı da ayrıca ifade edilmektedir. Bundan dolayı bizce bu bütçeyi başka konularda eleştirmenin hiçbir anlamı yoktur. Esasen şeffaf ve hesap verebilir olmayan bu bütçenin TBMM'de görüşülmesi abesle iştigaldir diyorum." - "Korkunç bir rakam" MHP Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan, 2003'te kayıtlı işsiz sayısının yaklaşık 600 bin iken bugün bu sayının 3 milyonu geçtiğini ve 4 milyona yaklaştığını belirterek, bunu "korkunç bir rakam" olarak niteledi. 17 Aralık operasyonuna değinen Türkkan, "Hırsızlığı meşrulaştırmak isteyen bir hükümetle karşı karşıyayız. Bu, ayıptır, her şeyden önce de günahtır. Bu yüzden Sayın Bakan, sözlerinizi kınıyorum ve sizi önce Allah'a, sonra da halkımıza havale ediyorum" dedi. Türkiye'nin sanayi bakımından çok vahim bir durumda olduğunu iddia eden Türkkan, "Peki, bilim ne alemde? Hayvanat bahçesinden TÜBİTAK'a müdür atanan bir ülkede bilim adına konuşacak hiçbir şey olduğunu düşünmüyorum" diye konuştu. Kocaeli Cengiz Topel Havalimanı'na ait fotoğraflar gösteren Türkkan, havalimanının belediyelerin sahipsiz köpekleri bıraktığı yer olduğunu ileri sürdü. Türkkan, şunları kaydetti: "Cengiz Topel Havalimanına ne gelen var ne giden. Kuş uçmaz, kervan geçmez bir vaziyette bekliyor. Cengiz Topel Havalimanı şimdilerde kargalara ve sahipsiz köpeklere ev sahipliği yapıyor. Kimse bana ve hemşehrilerime maval okumasın. Yazık bu milletin parasına. Milyonlarca lira harcanarak yapılan havaalanı-nın durumu bu. İn cin top oynuyor. Dünyada havaalanı olan ama yolcusu inen uçağı olmayan tek havali-manı Cengiz Topel Havalimanı." MHP Konya Milletvekili Faruk Bal da yerinden söz alarak, Ziraat ve Gıda mühendisleri ile Veteriner hekimlerin iş, aş, kadro ve atama için Abdi İpekçi'de buluştuğunu belirterek, şu ifadeleri kullandı: "Bunlar okumuş gençler. İş bulamadıkları için baba-larından harçlık almaktan utanmakta, aile huzurları bozulmaktadır. Sorun ciddidir, boşanma ve intiharlar olmaktadır. Bunlara sebep olan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı'nın 2013'te 20 bin olan kadrosunu 4 bine düşürmesini ve boş kadrolara atama yapmamasını kınıyorum. 20 bin kadro verilerek bu sorunun çözülmesi ve bu kadrolara atama yapılarak bu gençlerin hayallerine kavuşmalarını temenni ve talep ediyorum." (AA) 1Şubat 20 Aralık Perşembe Cumartesi Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, "Hedefimiz, kadınların kalkınması ve istihdam oranlarını 2018'e kadar yüzde 30'ların daha üstüne çıkarmak" dedi

7 SAYFA 7 SONDAKiKA GAZETESİ >>7 SİYASET Aralık Şubat Cumartesi Perşembe Türk Hava Zorunlu ders haline getirilen Osmanlıca Yolları ndan Türkiye geneline yayılmaya başladı Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, "Balyoz davasında, diğer davalarda amirin- Osmanlı den değil de abisinden talimat alarak yanlış tarifesi rapor verenleri kovduk TÜBİTAK'tan" dedi TBMM Genel Kurulu'nda, Sağlık zlerini şöyle Bakanlığı, Bilim Sanayi ve Teknoloji sürdürdü: Bakanlığı, Gıda Tarım ve Hayvancılık "Konuştuğum Bakanlığı ile bağlı kuruluşların 2015 yılı cümleyi yüce bütçelerinin görüşmeleri sürüyor. Işık, Meclisimizin huzurunda aynen okuyo hedefinin, araştırmacı sayısını 300 bine çıkarmak olduğunu söyledi. rum: 'Yol ile yolsuzluk bir gibi Türkiye'de şu anda ekonomide 2002'de arada olmaz. Bir yerde yolsuzluk yapılıyorsa yola kaynak hakla, hakkaniyetle, sunmanın aldıkları hiçbir değeri geriye götürmediklerini, Türkiye'yi büyüttüklerini belirten bulamazsınız, yol yapmaya para kalmaz, hukukla, insanlıkla uzaktan yakından Işık, "İnşallah, Türkiye'yi büyüterek bütün kaynaklar yolsuzluğa gider, Eğer alakası var mı?" diye konuştu. Bilim 2023'de dünyanın en güçlü 10 ülkesi bir yerde yol varsa demek ki kaynaklar Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, arasına sokacağız" dedi. Işık, yolsuzluğa değil yola gidiyordur. AK "Eğer Aralık operasyonundan sonra o vali değişimi, o emniyet müdürü Türkiye'nin, kendi haberleşme uydusunu Parti hükümetleri döneminde 17 bin 500 da yapan dünyadaki 10 ülkeden biri kilometrelik duble yol yapıldı, tüm partiler biliyor. Cumhuriyet tarihi boyunca gellenmeseydi belki de bugün Meclis değişimi olmasaydı, o darbe girişimi en- olacağını bildirdi. TÜBİTAK'ın Gebze arazisinde bir talandan bahsedildiğini ÖZEL yapılan duble yol 6 bin 100 kilometre. açık olmayacaktı. Gerçeklerle yüzleşin" anımsatan Işık, "TÜBİTAK'ta HABER hiçbir Neredeyse yüz yıllık bir dönemde. 6 bin dedi. TBMM Genel Kurulu'nda, Sağlık şekilde ranta, talana müsaade etmeyiz. 100 kilometre duble yol yapan ülke 12 Bakanlığı, Türkiye Hudut ve Sahiller Bizim TÜBİTAK'ta bu paralel yapıyla ilgili yılda 17 bin 500 kilometre yol yaptıysa, Sağlık Genel Müdürlüğü, Türkiye İlaç ve her attığımız adımda karşımıza böyle bir demek ki yol var, yolsuzluk yok. Bazıları, Tıbbi Cihaz Kurumu, Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu, Türkiye Halk Sağlığı şey geliyor" diye konuştu. Işık, muhalefetten atılan laflara karşılık, "O sahte diye büyütüp şey yapmaya çalışıyor. Kurumu; Bilim Sanayi ve Teknoloji ufak tefek hırsızlıkları falan yolsuzluk raporları Balyoz davasında, diğer Ona da karşıyız, onunla ilgili de her türlü Bakanlığı, Küçük ve Orta Ölçekli davalarda amirinden değil de abisinden mücadeleyi veriyoruz. Önümüzdeki İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İ- talimat alarak yanlış rapor verenleri kovduk TÜBİTAK'tan, attık onları" karşılığını cadelede çok daha etkin tedbirleri stitüsü, Türk Patent Enstitüsü, Türkiye dönemde, inşallah yolsuzluklarla mü- daresi Başkanlığı, Türk Standartları En- verdi. TÜBİTAK Gebze'de 4 bin 500 kişi yürürlüğe koyacağız.' Bugün de bu Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu, Türkiye Bilimler Akademisi; Gıda değil 2 bin 500 kişi çalıştığını belirten konuşmanın altına imzayı atıyorum, aynen, aynı kanaatteyim. Şu hissetmek Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Tütün ve Işık, şunları ifade etti: "TÜBİTAK'ın kenarından bir yol geçti. Fiilen TÜBİTAK meselesi. Evet, Recep Tayyip Erdoğan'ı Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu'nun arazisinin dışında kalan bir alanda çok yakından tanıyan, birlikte çalışmış 2015 yılı bütçeleri kabul edildi. Bilim Gebze Belediyemiz bizden talepte bulundu, TÜBİTAK'ın alanının dışında kaldı. hissettiğimde 'Bu açık bir montaj' dedim açıklamalarının ardından Genel Kurul'da bir arkadaşı olarak ilk bunu Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık'ın Şu anda hiçbir şekilde bir yeşillik özelliği ve ondan sonra TÜBİTAK raporu bunun tartışma devam etti. CHP Grup kaybolmayacak. Bir tek ağaç kesilmemek şartıyla TÜBİTAK Bilim Kurulu den bugüne kadar 'Bu video montaj konuşması üzerine söz alarak, şunları açık montaj olduğunu gösterdi. O gün- Başkanvekili Engin Altay, Işık'ın bu arazinin belediyeye devredilmesine değildir' diyen bir tek rapor yazılmadı, kaydetti: "17 ve 25 Aralık süreciyle ilgili, razı oldu. Buradan açık söylüyorum, yazılamadı çünkü açıkça montaj. Bir tane dönemin Başbakanı özel uçağıyla İstanbul'a vali taşıyıp koltuğa oturtmasaydı, eğer oradan bir ağaç kesilirse ve yeşil dünyanın bilimsel kurumundan bunun alan olma özelliği kalkarsa o zaman ben montaj olmadığına dair bir belgeyi getirseydiniz, önümüze koysaydınız da biz emniyet mensubu görevinden alınmasa, Emniyet Genel Müdürlüğü'nde bini aşkın de sizinle beraber o gerekeni yapacağım. Hayvanat bahçesinden gelen önce de mahcup olsaydık, yüzümüz sağa sola sürülmeseydi; Merkez Bankası TÜBİTAK Başkanı'ydı, çok şükür kızarsaydı. Yok ortada hala, olamaz dahil birçok kamu kurumunda insanlar TÜBİTAK Başkanı biliniyor, o tutmadı. çünkü açıkça montaj. Efendim, Adli Tıp görevden alınmasaydı; HSYK Kanunu, Sonra, başkan yardımcısı, merkez Kurumu bizi yalanlamış... Hayır, Adli Tıp MİT Kanunu ve İnternet Kanunu'nda a- müdürü, şimdi en son bir ULAKBİM'in Kurumu'nun bizim yaptığımız forensik par topar değişiklikler yapılarak TBMM Müdür Yardımcılığı'na kadar indiler. analizle hiç uzaktan yakından alakalı bir çamaşır makinesine çevrilmeseydi biz Nedir bu arkadaşımızın özelliği? İki yıl cümlesi yok?" AK Parti olarak yolsuzluklara karşı olduklarını ve yolsuzluklara mezdik ama bütün bunlar olduktan son Aralık sanıklarıyla ilgili hüküm ver- hayvanat bahçesi şube müdürlüğü yapmak, 20 yıl da şu anda çalıştığı alanda yönelik büyük mücadele verdiklerini vurgulayan Işık, "Eğer bir kişi yolsuzluğa geçerlidir' deme şansımızı elimizden ra 'masumiyet karinesi bunlar için de dergicilik yapmak. Bir insana bu kadar büyük haksızlık yapılabilir mi? Allah'tan bulaştıysa onu hem lanetleriz hem de aldınız. İşinize gelince masumiyet karinesi. 14 Aralık, üç gün önce başlayan korkar insan. Ben de siyasetten geldim. hukuk önünde gerekli cezayı alması için Bir partide ilçe başkan yardımcısı olmak her türlü çalışmayı yaparız. TBMM soruşturmayla ilgili, gözaltına alınanlarla ayıp mı? Bu arkadaşımız, İTÜ Metalürji Soruşturma Komisyonu kurdu. Eğer milletvekillerimizin kanaati, bu Komisyonda değil ağabeyinden talimat alanlar' diyor- ilgili söylemediğiniz kalmadı. 'Amirinden Mühendisliği Bölümü mezunu, özel sektör tecrübesi bulunan arkadaşımız. Bu arkadaşlarımızın suçlu olduğuna yönelik sunuz. Bu ülkede gittiği her kongreye kadar siyasete hor bakmayın, siyaset bir kanaat olursa Yüce Divan'a gönderir. 'Ağabeyimden selam getirdim size' hepimize lazım." Geçen günlerde Bu süreç tamamlandı mı? deyip ağabeyinden kim talimat alıyor?' yaptığı "hırsızlıkla" ilgili bir konuşmanın Tamamlanmadı. Peki, bu süreç tamamlanmadan sanki her şey olmuş bitmiş da 'Ahmet Davutoğlu' der." diye 77 milyona sorsak, 77 milyon insan gündeme getirildiğini anımsatan Işık, sö- (AA) TÜRK HAVA YOLLARI NDA OSMANLI MÜZİĞİ Türkiye de son zamanlarda gündem zorunlu ders haline getirilen Osmanlıca olurken, bu hususta yaşanan gelişmeler ise bir hayli ilginç 18 Aralık Cuma 2014 tarihinde, İstanbul Atatürk Havalimanı ndan, saat tarihinde İzmir Adnan Menderes Havalimanı na iniş yapmak üzere kalkan Türk Hava Yolları nın tarifeli uçağında Osmanlı etkileri vardı. Türk Hava Yolları nın, saat sularında İzmir Adnan Menderes Havalimanı na iniş yapan uçağında; Atatürk Havalimanın da kalkmak için pist başına giderken, kalkış esnasında, İzmir Adnan Menderes Havalimanı na inerken ve indikten sonra park pozisyonuna geçene kadar yolculara Osmanlı Müziği dinletildi. Dinletilen bu müzik, yolcuların bir hayli hoşuna gitti. OSMANLICA DERSİ, TARİHİ İYİ ANLAMAK İÇİN Sondakika Gazetesi olarak yolculardan görüş aldık. Bu duruma ilişkin beğenilerini ifade eden Türk Hava Yolları yolcuları, zorunlu Osmanlıca dersi için ise yerinde bir karar olduğunu söyledi. Bunca zamandır, tarihi iyi anlamadan geleceği iyi kurgulayamayız, anlayışını kendilerine sunduklarını söyleyen bazı yolcular; Bizlere bu zamana kadar, tarihi iyi anlayın ve geleceği öyle kurgulayın dediler. Bizim tarihimiz Osmanlı. Osmanlı yı anlamak için ise, Osmanlıca bilmek gerekir. Bu yerinde bir karar. Ancak anlayamadığımız şey, tarihi iyi anlamamızı söyleyenler, Osmanlıca ya neden karşı çıkıyor ifadelerini kullandı.

8 SAYFA 8 MAVi KIRMIZI SARI SAYFA 9 SiYAH MAVi KIRMIZI SARI SONDAKiKA GAZETESİ >>8 GÜNCEL Aralık Şubat Cumartesi Perşembe 20 Aralık 2014 Cumartesi SONDAKiKA GAZETESİ >> 9 GÜNCEL 17 Şubat 2013 Perşembe İNCE ZIMBALAR Sabit İNCE sabitince1@hotmail.com İZMİR DE SOUVENIR GÜNDEME DAİR Timuçin GÜNDEM tgundem64@hotmail.com "KADERİN ÜSTÜNDE BİR KADER VARDIR..." Bu söz laf olsun diye söylenen bir söz değil. Çünkü bu korkunç planın tüm ayrıntıları devletin kayıtlarında şu anda mevcut! paralel yapıya yönelik yapılan operasyonların bir kısmı da bu belgeler ışığında yapılıyor..ve Devamı daha çok ses getirecek. Yer yerinden oynayacak..! 2012 yılının 7 Şubat günü, saatler 16.30'u gösteriyor. Başbakan Erdoğan İstanbul'da makam arabasına binmiş, herşeyden habersiz bıçak altına yatacağı hastaneye gidiyor. Aradan 25 dakika geçiyor. Saatler 16.55, yani resmi mesai saatinin bitimine 5 dakika var. MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın telefonu çalıyor. Arayan kişi, Savcı Sedrettin Sarıkay'nın Oslo görüşmeleriyle ilgili ifadesine başvurulmak üzere kendisini savcılığa beklediğini söylüyor. Ancak mesele bundan ibaret değil... Bir süre sonra Hakan Fidan'ın evinin civarı polis kaynamaya başlıyor. Anlayacağınız ifade vermeye hemen gitmezse polis evini basacak, MİT Müsteşarı'nı azılı bir terörist gibi kelepçeleyerek savcıya götürecek. Fidan o sırada ne yapacağını, kime ulaşacağını ve bilgi aktaracağını araştırıyor. Plana göre Erdoğan 17.00'da ameliyata girmiş olacağı için onu arasa da ulaşamayacağını düşünüyor ve aklına gelen ilk ismi, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ü arıyor. Gül konuşma sonunda ifade vermesinde bir sakınca olmayacağını belirtiyor. Saatler 17.30'u gösterdiğinde Fidan Erdoğan'ın en yakınındaki isimlerden birini arıyor. "Sedrettin Sarıkaya isimli Savcı beni ifadeye çağırdı ve evin etrafını sarmışlar. Gitmezsem eve operasyon yapacaklar. Ben ifade vermeye gideceğim ancak Başbakan ameliyattan çıkar çıkmaz kendisine durumu iletin" diyor. O an, inanılmaz birşey oluyor! Hastanede bıçak altında olması gereken Erdoğan'ın hastaneye henüz gitmediği ortaya çıkıyor. Nasıl mı? Anlatayım... Hastaneye gitmik için yola çıkan Başbakan'ın konvoyu bir süre sonra güzergah değiştiriyor. Arka koltukta oturan Erdoğan öndeki korumasına, "Şu ara sokakta bir aileye sözüm vardı evlerine gideceğime dair. Bekleyen doktorlar özel ekip, hastane özel hastane. Bir saat bekleseler de olur. Çek şu evin önüne" diye talimat veriyor. Henüz o evdeyken, Fidan'ın telefonda anlattıkları kulağına fısıldanıyor Erdoğan'ın. "Sakın teslim olma, sakın kapıyı açma" diye talimat veriyor ve ayaklanıyor. Hastaneye gitmek için yola çıkan konvoy birkez daha güzergah değiştiriyor. Yarım saat sonra Başbakanlık uçağı Erdoğan'ın talimatıyla Ankara'ya uçuyor. Ancak Erdoğan daha Ankara'ya gitmeden bu kez Hakan Fidan'ın evinin etrafını özel harekat timleri sarıyor. Birkaç dakika içinde de, "O polisler oradan çekilmezse vur emrini uygulayın" talimatı geliyor. Cumhuriyet tarihinin en dehşet verici operasyonunu gerçekleştirmek üzere olan polisler, bu emir üzerine apar topar geri çekiliyor. Neden "Cumhuriyet tarihinin en dehşet verici operasyonu" dediğimi merak ediyorsunuz değil mi? Onu da anlatayım... Hani Erdoğan Sezai Karakoç'un bir şiirini okumuştu ya. "Sakın kader deme, kaderin üstünde bir kader vardır. Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır" diyordu o şiirde... İşte o kaderin üstündeki kader orada ortaya çıkıyor. Göklerden gelen kararın son karar olduğu orada ortaya çıkıyor. Erdoğan o gün söz verdiği o ailenin evine gitmese, Hakan Fidan kendisine ulaşamayacak ve cebren de olsa savcının karşısına götürülecekti. Önceden hazırlanan belgeye göre Hakan Fidan'a, "Talimatları Başbakan'dan aldım" dedirtilecekti. Ve en korkunç olanı... Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ameliyat sonrası bir eli yatağa kelepçeli olarak uyanacaktı. O uyanmadan fotoğrafları tüm medyaya servis edilecek, "Başbakan Erdoğan ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan vatana ihanet suçundan gözaltına alındı ve tutuklandı" haberleri dalga dalga yayılacaktı. 17 Eylül 1961 yılında Menderes'i yatağına kelepçeleyerek başına iki asker diken zihniyet, 53 yıl sonra aynı sahneyi Türkiye'ye bu kez Erdoğan üzerinden yaşatacaktı. İki askerin yerinde iki polis, Menderes'in yerinde ise Erdoğan olacaktı. Erdoğan'ın 7 Şubat krizinden sonra hemen her yerde, "Bunların amacı bana ulaşmaktı" demesinin nedeni işte bu." NOT: BU YAZI BİR ALINTIDIR VE DOĞRUDUR. DE- VLET BELGELERİNDE DAHA NELER NELER VAR... Belediye Başkanı Karabağ: Onlara İzmir i hatırlattık! Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ, adını tüm dünyaya duyuran 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı etkinliğinde yer alan gönüllüler ve emeği geçenlerle bir araya geldi. Başkan Karabağ, 29 Ekim de ülkemizdeki olumsuzlukları başımıza yıkmaya çalışanları bir şeyi hatırlattık. Durun burada İzmir var. İzmir i hatırlayın dedik. İzmir i, Hasan Tahsin i bir kez daha heyecanla, tüm duygularımızla bütün dünyaya haykırdık. Buradan bir mesaj alınsın istedik. Amacımıza da ulaştık dedi. Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ, cumhuriyetin kuruluşunun 91. yıldönümünde saat te Smyra Meydanı nda aynı anda zeybek oynayıp 1923 rakamını oluşturarak büyük yankı uyandıran cumhuriyet gönüllülerinin ekip başları, hocaları ve emeği geçen belediye personeliyle akşam yemeğinde bir araya geldi. Projenin hedefine ulaştığını belirten Başkan Karabağ, Yurtdışına çıktığımızda etkinliğimizin oralarda da izlendiğini gördük. Bize, Niye böyle bir olaya ihtiyaç duydunuz? diye soranlar oldu. Bunlardan biri unutturulmaya çalışılan cumhuriyet değerlerinin hatırlatmak olduğunu söyleyerek söze başlıyorum. Ondan sonra da Türk Bayrağı nın indirildiği, Atatürk büstlerinin yıkıldığı, Osmanlı merakının doğduğu ve de demokrasinin ortadan kaldırılmaya çalışılmaya başlandığı bir dönemi yaşıyoruz. Bütün bu olumsuzlukları başımıza yıkmaya çalışanları bir şeyi hatırlattık; Durun burada İzmir var. İzmir i hatırlayın dedik. Buradan bir mesaj alınsın istedik. İzmir i, Hasan Tahsin i bir kez daha heyecanla, duygularımızla bütün dünyaya haykırdık. Emeği geçen herkese teşekkür ederim. Bunu siz başardınız. O gün hedefine ulaştı dedi. EMEĞİ GEÇENLERE SERTİFİKA Başkan Karabağ, 29 Ekim de yaptıkları etkinlikle çıtayı yukarı çektiklerini ifade ederek, Vatandaşlar bize, bundan sonra ne yapacaksınız diye soruyor. Onlara, Bekleyin, sürprizlerimiz olacak diyoruz dedi. Başkan Karabağ, ekip başlarına katkılarından dolayı sertifika verdi. Önce yerinde tespit sonra jet çözüm Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila yerinden yönetim anlayışıyla gerçekleştirdiği gezilerini Doğanlar Mahallesi ile sürdürdü. Sokak sokak gezdi, mahalle kahvesinde çay içti, pazaryerinde alışveriş yaptı. Sorunları çözmek için önce doğru tespitin yapılması gerektiğini ifade eden Başkan Atila, "Bu nedenle mahalle gezilerine büyük önem veriyoruz. Sorunları yerinde görüp, en uygun çalışmayı en hızlı şekilde gerçekleştiriyoruz dedi. Katılımcı ve yerinden yönetim anlayışıyla yapılacak hizmetleri, çalışma ve yatırımları vatandaşlarla birlikte belirleyen Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila, rutin hale getirdiği mahalle gezilerine Doğanlar Mahallesi ile devam etti. İZSU Kanalizasyon Daire Başkanı Onur Demirci'nin de katıldığı incelemelerde Başkan Olgun Atila'ya Doğanlar Mahallesi Muhtarı Eyüp Küçük, ilgili birim müdürleri ve belediye meclis üyeleri eşlik etti. Özellikle ıslah edilmesi gereken dere yatakları ve park yapılabilecek alanlarda incelemelerde bulunuldu. Eksikleri tespit edip, vatandaşların isteklerini tek tek not alan Atila, ilgili müdürlerden gerekli çalışmaların yapılmasını istedi. Başkan Olgun Atila, mahalle kahvesinde oturduğu vatandaşlarla bol bol sohbet edip, çay içti. Doğanlar Mahallesi Pazaryeri'ni de gezen Atila, alışveriş yapan vatandaşlar ile bol kazanç dilediği esnafın sorunlarını dinledi. Tezgah sınırlarının dışına çıkan ve kapalı alanda pazar şemsiyesi açanları ise uyardı. Başkan Olgun Atila, Doğanlar Pazaryeri'nden alışveriş de yaptı. Sorunları çözmek için önce doğru tespitin yapılması gerektiğini ifade eden Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila, Bu nedenle mahalle gezilerine büyük önem veriyoruz. Eksikleri ve sorunları yerinde görüyor, dinliyoruz. Muhtarlar ve mahalle sakinleri de taleplerini bizlere doğrudan iletiyor. Böylece ilgili yere daha çabuk hizmet götürüyor ve en uygun çalışmaları yapıyoruz diye konuştu RÜZGARI Bir yılın daha eskidiğinin yeni bir yıla ise sayılı günler kaldığının İzmir deki en önemli gösterge organizasyonu SOUVENIR 2014 Hediyelik Eşya Günleri renkli görüntülerle başladı Türkiye nin 7 bölgesinden dünyanın 4 bir yanından her zevke hitap eden binlerce farklı hediyelik İzmir de tek çatı altında toplandı. Hediyelik sektörünün vitrini niteliğindeki SOUVENIR 2014 Hediyelik Eşya Günleri 25. kez İzmir Uluslararası Fuar Alanı nda başladı. İzmirlinin 25 yıldır hediyelik seçiminde değişmeyen adresinin SOUVENIR olduğunu vurgulayan Gençiz Fuarcılık Genel Müdürü Osman Gençer, bu yılda on binlerce ziyaretçinin binlerce sevdiğine fuar alanından mutluluk götüreceğini söyledi. Bir yılın daha eskidiğinin yeni bir yıla ise sayılı günler kaldığının İzmir deki en önemli gösterge organizasyonu SOUVENIR 2014 Hediyelik Eşya Günleri renkli görüntülerle başladı. İzmir Uluslararası Fuar Alanı 2 nolu sergi salonundaki açılış programında Gençiz Fuarcılık Genel Müdürü Osman Gençer duygu yüklü bir konuşma yaptı. Gençer, SOUVENIR Hediyelik Eşya Günleri, dile kolay tam 25 yaşında. Yüz binlerce İzmirli ömrünün son çeyrek asrında ne acılar ne seviçler yaşadı. Her ne yaşarsa yaşasın eskiyen yılın hüznüyle, yeni yıla kavuşabilmenin sevinciyle İzmir Uluslararası Fuar Alanı ndan binlerce sevdiğine hep mutluluk taşıdı. Mayasındaki hediyeleşme kültürüyle İzmirli küçük büyük demeden verdiği hediyelerle, bağlarını güçlendirdi, sevgisini daha güzel Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Candeğer Yılmaz, Ödemiş te fakülte açılması konusunda çalışmaların başlatıldığını söyledi. Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Candeğer Yılmaz ve ekibi, 2015 sonbaharında Birgi de yapılacak sempozyum için incelemeler yapmak üzere Ödemiş e geldi. İlçe Kaymakamı Celil Ateşoğlu ve Belediye Başkanı A.Mahmut Badem i ziyaret eden ekip, Ödemiş te fakülte açılması konusunda Başkan Badem ile görüşmeler yaptı yılından bu yana Ödemiş te hizmet veren Sağlık Yüksekokulu nun, önümüzdeki yıldan itibaren fakülte olarak eğitim vermesi nedeniyle yer değişikliği yapılacak. Ege Üniversitesi ne ait ilçede boşalan okul yerinde havza ile ilgili bir meslek yüksekokulunun açılacağını belirten Rektör Candeğer Yılmaz, Ödemiş te fakülte açılması konusunda da çalışmaların başlatılacağını söyledi. Daha sonra Belediye Başkanı A.Mahmut Badem ile birlikte Birgi ye giden ekip, sempozyum için uygun mekan araştırması yaptı. Tarih mirası olan Birgi ye sahip çıkma konusunda Ege Üniversitesi nin verdiği destekten dolayı teşekkür eden Başkan Badem; Birgi, ülkemizde korunmuş ender yerlerden biri. Bu özelliği bilimsel yaklaşımlarla biraz daha öne çıkarabilip, Unesco nun Dünya Kültürel Miras listesinde yer alabilirsek büyük bir yol alacağımıza inanıyorum.yerel yöneticiler olarak bizler bu önemli mekanları korumak ve gelecek kuşaklara taşımakla yükümlüyüz. Bunun için bilimsel çalışmalarla ifade etti. Bizleri, yakınlarımızı, dostlarımızı ve binlerce hemşerimizi sevgi ve mutluluk adına tek çatı altında toplayan SOUVENIR Hediyelik Eşya Günleri, 25 yılda tüm faydalarıyla İzmir e mal oldu. Bu çağda en fazla ihtiyacımız olan sevgi ve mutluluğun tohumlarını eken SOUVENIR Hediyelik Eşya Günleri nin nice 25 yıllara ulaşmasını diliyorum. Bu renkli etkinliğe tüm halkımızı davet ediyorum dedi. İzmir Vali Yardımcısı Hasan Hüseyin Can, İzmir Kent Federasyonu (İZKEF) Başkanı Turgay Yokuş ile birlikte çok sayıda davetlinin katıldığı açılışta organizasyonun 25. yıl pastası kesildi. Yirmi beş senedir SOUVENIR ı ziyaret eden vatandaşlara ikram edildi. Programa katılanların coşkusu stant ziyaretlerinin başlamasıyla tüm fuar alanını kapladı. Hediyelik sektörünün önde gelen 242 firmasının stantları ilk dakikalardan itibaren büyük ilgi gördü. SOU- VENIR'da ahşap aksesuarlar, antika hediyelik eşyalar, bijuteri, çiçek, deri ve tekstil aksesuarları, elektronik eşyalar, ev tekstili, gıda, gümüş aksesuarlar, kırtasiye ürünleri, kitap, kozmetik, kristal ürünler, ofis aksesuarları, oyuncak, saat, seramik ürünler, tekstil ürünleri, yılbaşı süs eşyaları ve zücaciye gibi hediyelikler stant vitrinlerinde görücüye çıktı. Birçok ürünün tanıtımı yapılırken fuar alanında sıcak satışlara da başlandı. yapılacak desteğe ihtiyacımız var. Birgi nin üniversite çatısı altında çok güzel çalışmaları sergileyebileceğini düşünüyorum. Çünkü Birgi, doğal bir staj alanı, uygulama alanı, eğitim alanı dedi. Birgi nin tarihi dokusundan çok etkilendiği belirten Rektör Yılmaz; Üniversitemiz, 20 yıldır Ödemiş te eğitim anlamında rehberlik yapıyor. Çok uzun zamandan beri sanat tarihi, arkeoloji, edebiyat, tarih, sosyoloji bölümlerimizin burayla ilgili kendi çapında uluslararası niteliklerde yayınları, danışmanlıkları, rehberlikleri var. 60. yılına giren üniversitemizin, bu Dünyanın beş kıtasından, Türkiye nin 7 bölgesinden hediyelikler İzmir Uluslararası Fuar Alanı nda ilk aldığında tebessüm ettireceği sahiplerini bekliyor. Afrika dan Uzak Doğuya, Rusya dan Amerika ya kadar geniş bir coğrafyanın hediyelikleri fuar alanında renkli görüntüler oluşturuyor. Bakırından çinisine, keçesinden gümüş takılarına kadar Türkiye nin hediyelikleri stant vitrinlerinde göz kamaştırıyor. İlginç hediyelikler, kişiye özel hediyelikler ziyaretçilerin beğenisini topluyor. YÖRESEL DAMAK TADLARI UNUTULMAMIŞ Tüm duyulara hitap eden SOUVENIR Hediyelik Eşya Günleri kapsamında yöresel damak tadları için özel bir bölüm oluşturulmuş. Meşhur Erzurum cağ kebabı, Antakya nın künefesi, Doğu ve Güneydoğu Anadolu yöresel yemekleri, Zengin mutfak kültürüne sahip Karadeniz illerinin meşhur yemekleri, Trakya ve Rumeli mutfağının baş tacı börekler başta olmak üzere yöresel lezzetler damak tadına önem verenleri bekliyor. İzmir Uluslararası Fuar Alanı nda 14 gün süreyle açık kalacak organizasyon ilk 13 gün ile saatleri arasında ziyaret edilebilecek. 31 Aralık olan son gün ise saat de tamamlanacak. Ödemiş e fakülte müjdesi kez daha enerjiyi toparlayan, pek çok faktörü de gündeme taşıyan, daha etkin, daha etkileyici bir özgün çıktıya imza atmasını istedik. Bunu da Birgi olarak belirledik ve Birgi nin uluslararası kültürel miras listesinde asıl yerini alması için elimizden geleni yapmaya karar verdik. İlk olarak üniversitemizin Egeden Dergisi nde buna yer verdik. Devamında da sempozyum için çalışmalara başladık sonbaharında da nitelikli, dünya çapında bilim insanların buluştuğu bir sempozyum yapacağız dedi. EGE-KOOP BAŞKENT EVLERİ'NE TAM PUAN İzmir Kültür ve Dayanışma Derneği ile Balıkesir, Manisa, Denizli, Kütahya, Afyon, Aydın, Muğla ve Uşaklılar derneklerinin oluşturduğu Ege Platformu nun düzenlediği 7. Ege İlleri Tanıtım Fuarı na katılan Ege-Koop, Başkent Evleri Projesi ile büyük ilgi gördü Merkezi Ankara da bulunan İzmir Kültür ve Dayanışma Derneği nin yanı sıra Balıkesir, Manisa, Denizli, Kütahya, Afyon, Aydın, Muğla ve Uşaklılar derneklerinin oluşturduğu Ege Platformu nun Aralık tarihleri arasında düzenlediği 7. Ege İlleri Tanıtım Fuarı nda Ege-Koop un Başkent Evleri Projesi gördüğü yoğun ilgiyle Ankaralılardan tam not aldı. Ege- Koop Genel Başkanı Hüseyin Aslan, Fuar süresince standımız doldu, taştı. Toplam 640 konutun üçte birine Ankara da yaşayan Egeli hemşehrilerimiz talip oldu bile. En geç Nisan ayında temeli atacağız dedi. İzmir Kültür ve Dayanışma Derneği nin Başkanı ve A.Ü. Adli Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Hamit Hancı ise, "Ankara'da çok konut var ama kooperatif koşullarında en mükemmeli Ege-Koop Başkent Evleri olacak" ifadelerini kullandı. Eskişehir Yolu üzerinde Çankaya Üniversitesi Kampüsü bitişiğinde 3+1, 4+1 ve 4+1 dubleks dairelerden oluşan toplam 640 konutluk projesinin ilk tanıtımını yedincisi düzenlenen Ege İlleri Tanıtım Fuarı nda gerçekleştirdi. Üç gün süren ve İzmir dışındaki tüm kentlerin Vali ve Belediye Başkanları düzeyinde temsil edildiği fuarda Ege-Koop Başkent Evleri standı Ankaralılardan büyük ilgi gördü. Projenin tanıtım broşürleri adeta kapışıldı, Başkentliler stand görevlilerini soru yağmuruna tuttu. En sık sorulan soruların başında fiyatlar ve ödeme seçenekleri ile projenin başlama tarihi yeraldı. TEMEL EN GEÇ NİSAN DA Projeyle toplam 150 milyon liralık Kutup projesi ödül kazandırdı Gediz Üniversitesi Mimarlık Bölümü öğrencisi Bora Talun, Güney Kutbu na araştırma istasyonu tasarladı. Yerbilim ve gökbilimcilere zorlu iklim şartlarındaideal çalışma ortamı sunan proje, Mimarlık Eğitimi Derneği tarafından ödüle layık görüldü. 21 yaşındaki mimar adayı, Güney Kutbu nun zorlu doğa şartlarında çalışan bilimadamlarına araştırma istasyonu tasarladı. Mimarlık alanında Türkiye'nin önde gelen ödüllerinden birini kazanan Bora Talun, şimdiki hedefinin ses getiren projesini yurtdışına taşımak olduğunu söyledi. (CİHAN) yatırıma imza atmış olacaklarını belirten Ege-Koop Genel Başkanı Hüseyin Aslan, Sayın Murat Karayalçın ın Kent- Koop undan sonra Ankara da yine kooperatif modeli ile fark yaratacağız. İzmirlilerle Ankaralıları Ankaralılarla İzmirlileri buluşturacağız. 80 bin metrekare alanda inşa edeceğimiz konutların temelini 2015 Mart ya da Nisan aylarında atmayı planlıyoruz. Henüz hazırlık aşamasında heyecan yaratan projemize üç gün boyunca gösterilen harikulade ilgi doğru adımlar attığımızın somut göstergesi oldu. Ankaralılara eşsiz, sıcacık tatil tadında yuvalar sunacak, İzmir markası olarak da İzmirlileri yine gururlandıracağız dedi. ANKARA DAKİ EGELİLER HEYECANLA BEKLİYOR Ege-Koop Başkent Evleri nin hem merkeze yakınlığı hem Çankaya Üniversitesi Kampüs alanının hemen dibinde olması hem de son derece elit şekilde projelendirilmesinin ciddi bir talep yarattığını kaydeden Aslan, Hem İzmir den hem de Ankara dan talep var. Ankara daki Dünya markası haline gelen Kissebükü Adası'ndaki otel yapımına karşı çıkan Bodrum Denizciler Derneği Başkanı Demiröz, "Rant için Mavi Yolculuğun, Bodrum un Gökova nın kalbini söküp atmak istiyorlar. Bu kötülüğe izin vermeyeceğiz" dedi Egeli dostlarımızın büyük çoğunluğu projede yeralma arzusunda. Çünkü projede büyüklükleri 145 ile 280 metrekare arasında değişen dairelerimiz işlevsellik ve konforu ile öne çıkacak. Otoparkı, açık ve kapalı yüzme havuzları, spor sahaları, saunası, yürüyüş yolları ve bir de göleti ile Ankara da fark yaratacak ifadelerini kullandı. ÜNİVERSİTE CAMİASI İÇİN BULUNMAZ FIRSAT İzmir Kültür ve Dayanışma Derneği nin Başkanı ve A.Ü. Adli Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Hamit Hancı ise, geçmiş yıllarda Ege-Koop tan ev sahibi olmuş biri olarak, Ankara projesini heyecanla beklediğini söyledi. Hancı, Ege-Koop gibi değerli bir kurumun Ankara da proje geliştirmesine çok sevindim. Üniversite çatısı altında bu proje ile ev sahibi olmak isteyecek birçok kişi olacaktır. Ankara da yeni yerleşim alanları yapılıyor ama Ege-Koop Başkent Evleri kooperatif koşulları ile yapılacak en mükemmel konutlar diyebilirim dedi. Kissebükü'nde otel isyanı Bodrum'un Kissebükü bölgesine özel bir şirket tarafından yapılması planlanan ticari alanla ilgili Bodrum'daki sivil toplum kuruluşları açıklama yaptı. Bodrum Denizciler Derneği Başkanı Demiröz, "Rant için Mavi Yolculuğun Bodrum un Gökova nın bizim kalbimizi de söküp atmak istiyorlar. Bu kötülüğe izin vermeyeceğiz" dedi. Bodrum'daki bir restoranda düzenlenen toplantıya, Bodrum Mavi Yol Girişimi üyeleri, sivil toplum kuruluşu temsilciler, siyasi parti ilçe başkanları ile çevreciler katıldı. Grup adına basın açıklamasını okuyan Bodrum Denizciler Derneği Başkanı Mustafa Demiröz, Kissebükü'nün doğal, tarihi ve kültürel açıdan önemli bir yer olduğunu belirterek, "Rant için Mavi Yolculuğun Bodrum un Gökova nın bizim kalbimizi de söküp atmak istiyorlar. Bu kötülüğe izin vermeyeceğiz" dedi. "Ormanların, arkeolojik alanların yaşam alanı olarak tahsis edilmesini kabul etmiyoruz" diyen Demiröz, Kissebükü'nün dünya çapında marka olduğunu, Mavi Yolculuğun ve tüm denizcilerin Gökova daki en önemli demirleme alanlarından biri olduğuna işaret etti. Demiröz, bölgenin deniz turizmi açısından da çok değerli olduğunu anlatarak, şöyle konuştu: "Bu tür bakir ve doğal koylar Türkiye de hatta Akdeniz çanağında çok az. Dünya Mirası olan Kissebükü-Adalıyalı bu değerlerin bilincinde olan insanlar için korunması gereken bir cennet köşesidir. 20 yılı aşkın zamandır yasa ve yönetmelikler göz ardı edilerek, keyfe ve siparişlere göre uygulamalar yapılarak, yasalar değiştirilerek, yetmediğinde yeni yasalar yapılarak çeşitli saldırılarla talan edilmeye çalışılmıştır. Buraya karadan ulaşımın zor olmasına ve buranın değerini bilen Bodrum luların, denizcilerin, odaların, derneklerin ve partilerin el birliği ile engellemesine borçluyuz." (AA) SON YILLARIN SERENCAMI Dönemin Başbakan ve Genelkurmay Başkanı 2007 de Dolmabahçe de görüştü. Günümüzde dahi önemini yitirmeyen görüşmenin içeriği basına yansımadığı gibi Cumhurbaşkanı Gül e bile açıklanmadı. Akabinde hükümet edenler balyoz dediler, Ergenekon dediler. Sarıkız dediler. Darbe ve darbeciler dediler. Yer gök inledi. O gün bu gündür de ardı arkası kesilmeyen operasyonlar başladı. Üst düzey askerler gözaltına alındı. Hainlikle suçlandı. TSK, alışık olmadığı türden suçlamalarla karşı karşıyaydı. Sonunda, bir iki asker hariç tamamı özgürlüğüne kavuştu. Basın kuruluşları basıldı. Gazeteciler tutuklandı. Merhum Yazıcıoğlu 25 Mart 2009 da, Rahmetli Özal la aynı akıbeti paylaşmıştı. Failleri bulunamadı. Hükümet, 2010 yılında terör örgütü ile Oslo da masaya oturdu. Hakem İngiltere idi. 07 Şubat 2012 de Mit müsteşarı Fidan ifadeye çağrıldı. Gül ifadeni ver sorun çıkmaz dedi. Başbakan Bana ulaşmak istiyorlar diyerek, göndermedi. Mit tırlarına sınırda operasyon yapıldı. Hükümet Türkmenlere yardım gönderiyoruz dedi. Türkmen liderlerden el cevap bize tek bir yardım dahi gelmedi şeklinde basına yansıdı. Zaman ilerledi. 19 Eylül 2012 de Has parti iktidara dâhil oldu. 27 Mayıs 2013 de Gezi patlak verdi. Günlerce sürdü. Hükümet edenlerin keyfi fena kaçmıştı. Unutamadığım, bir belediye başkanının gelininin başına bevl edildi vaveylasının balon olmasının hali pürmelali ortaya koymaya yetmesiydi. Benzer birkaç haberin daha asparagas çıkması güvenleri iyiden iyiye zedeledi. Paydaşı değiştirdiler. Karga paydaş ilan edilmek zorunda kalındı. Medya havuzda kuruldu. Hukuk ve demokrasiden yola çıkanlar operasyon yapmaktan başkaca bir iş yapamaz oldular. Operasyonla yatıp operasyonla kalktık. Ülke zaman kaybetti. Duvara toslayan Yunanistan bile bizden hızlı büyüdü. Yalnızlaştık. Yabancı sermaye kaçar oldu. Kuvvetler ayrılığı ilkesi bir kenara itildi. Bir operasyonda, yolsuzluk yaptıkları iddia edilen bazı bakan yakınlarına yapıldı. Tarih, 17 Aralık 2013 dü. Ardından 25 Aralıkta bir yenisi geldi. Millet yarı aç yarı tok, asgari ücretle yaşamaya çalışırken, işsizlik tavan yapmışken birilerinin ayakkabı kutularından dolarlar fışkırıvermişti. Ortalık para kasalarından geçilmiyordu. Ekranlardaki görüntüler bu ve benzer türdendi. Yolsuzluk ve rüşvet iddiaları ayyuka çıkmıştı. Nihayetinde dört bakan nice sonra istifa etti. Bayraktar, Başbakan ne dediyse onu yaptık dedi. İstifasını geri almak zorunda kaldı. Kimilerinin şarlatan dediği İranlı Reza sahneye çıktı. Cari açığın % 15 ini kapattım dedi. İlginç değil mi? Sen neymişsin be Zerrab. İşi gücü bırak İran dan kalk gel Türkiye yi kurtar. Olacak iş değil. Basında mantar misali biten iddialar, görüntü ve ses kayıtları vahimdi. Çoğu inkâr edildi. Devletin ilgili kuruluşları birçoğunun doğruluğunu raporlarıyla basına yansıttı. Dindar bir hükümetin üç yüz altmış derecelik zorunlu dönüşü ağızları açık bıraktı. Cümle âlem şaşkındı. Kul hakkı vardı. Bu hak her insanın en kutsal hakkıydı. Yargıda aklanmaktansa sandıkta aklanma tercih edildi. Önemli bir dönüm noktası da burasıydı. Burada da yanlışa sapıldı. Yargı yerine sandıktan medet umuldu. Seçimi kazandılar. Aklandık dediler. Hata ettiklerini geçte olsa umarım anladılar. Bitmek bilmeyen operasyonlar tekrar hız kazandı. Bu kez toplum ayrıştı. Bu defa ki hedef, yargıdan aldığı talimatla operasyonu yapan gezinin taltifli, madalyalı, kahraman emniyet personeli oldu. Devlet, yolsuzlukla ilgili teknik takipten elde ettiklerine karşı refleks göstermişti. Olanlar darbe olarak nitelendirildi. Yolsuzluk olabilir mi? ihtimali üzerinde durulmadı bile. Netice de hükümet de devletin bir organıydı. Terörle mücadele ve emniyet istihbarat birimleri dağıtıldı. Binlerce masum polis yerlerinden, yurtlarından edildi. Üst düzey emniyetçiler ifadeye çağrıldı. Gidip ifadelerini verdiler. İstanbul Emniyeti eski istihbarat daire başkanı konuştu. En dikkat çekici açıklamalarından biride, Ergenekon, Balyoz, Sarıkız ve Kck operasyonları Başbakanın emriyle yapıldı oldu. Balyozdan beri attırılan taşların hiç birisi ürkütülenlere değmemişti. Zavallı birkaç yüz kişi eza ve cefa gördü. Aileler perişan oldu. Neticede tutuklanan emniyetçiler aleyhinde tek bir tanık ve delil bulunamadı. Bir kaçı hariç tamamı aynı gün ya da ertesinde serbest kaldılar. Yargıda birçok ismin yerleri değiştirildi. Adalet kadroları tarih de görülmedik bir hızla rotasyona uğradı. Yargıya güven azaldı. Kck tutukluları birden salıverildi. Pkk, doğu ve güneydoğuda ayaklandı. Kurtarılmış mahaller ilan ettiler. Devletin valisini tanımadılar. Kendi mahkemelerini kurdular. Sözde bayraklarını asarak kendi öz güvenlik güçleri ile yol kestiler. Ülke fikri manada bölündü. Fiili manada bölünmenin eşiğindeyiz. Arada bir İslam Tevhid örgütünden bahsedildi. Haklarında yeterli takibat yapılmaması dikkatlerden kaçmadı. Hükümet kanadı tüm cemaatleri bitirme kararını açıkladı. Hizmet hareketine akıl almaz ithamlarda bulunuldu. Fransa da gerçekleşen pkk cinayetlerini bile Hizmet hareketinin üzerine yıkmaya çalıştılar. Tek sebep biat etmemeleriydi. Diğerleri lafı güzaf. Makul şüpheli kapsamındaki operasyonların ilki geçtiğimiz gün ülkemizin en büyük gazetesi Zaman Gazetesi ve Samanyolu yayın grubuna düzenlendi. Tahşiyeciler üzerinden yapılan operasyon kapsamında Samanyolu Tv de yayınlanan Tek Türkiye ve Sungurlar dizlerinin senarist ve tüm ekibi gözaltına alındı. Velhasıl basın ve basın özgürlüğü bir kez daha ayaklar altındaydı. Talihsiz bir uygulama oldu bu. Olmamalıydı. On yıllık serencamın nihayetinde ibre hızla eksiye doğru meyletmekte. Oysa millet refah artışı, daha demokratik ve özgürlükçü anayasayı beklerken, ekmek bulamıyorsan pasta ye misali karşısında dillere destan bir saray buluverdi. Başlangıçta iyi şeyler yapanlar, paçayı kaptırdıkları son yıllardaki icraatlarıyla sermayeyi sıfırlamaya başladılar. Tarih boyunca 4 atabeylik, 32 beylik, 34 hanlık, 38 devlet, 15 imparatorluk, 10 cumhuriyet kurmakla haklı olarak övünürüz. Unutulmasın ki, bir o kadarını da yıkmışız. Sağlık ve esenlikler.

9 SAYFA 10 SONDAKiKA GAZETESİ >> 10 GÜNCEL HABERLER 971Şubat 20 Aralık Cumartesi Perşembe Mustafa KAYALI ÖLMEYEN ESERLERİN SAHİBİ MEVLANA-1 Mevlâna, 30 Eylül 1207 yılında bugün Afganistan sınırları içerisinde yer alan Horasan Ülkesi'nin Belh şehrinde doğmuştur. Mevlâna'nın babası, Belh Şehri nin ileri gelenlerinden olup, sağlığında " Bilginlerin Sultanı " unvanını almış olan Hüseyin Hatibî oğlu Bahâeddin Veled'dir. Annesi ise Belh Emiri Rükneddin'in kızı Mümine Hatun'dur. Sultânü'l-Ulemâ Bahaeddin Veled, bazı siyasî olaylar ve yaklaşmakta olan Moğol istilası nedeniyle Belh'ten ayrılmak zorunda kalmıştır. Sultânü'l-Ulemâ 1212 veya 1213 yıllarında aile fertleri ve yakın dostları ile birlikte Belh'ten ayrılmıştır. Sultânü'l-Ulemâ'nın ilk durağı, Nişâbur olmuş ve bu şehrinde tanınmış mutasavvıf Ferîdüddin Attar ile de karşılaşmışlardır. Mevlâna, burada küçük yaşına rağmen Ferîdüddin Attar'ın ilgisini çekmiş ve takdirlerini kazanmıştır. Sultânü'l Ulemâ, Nişabur'dan Bağdat'a ve daha sonra Kûfe yolu ile Kâbe'ye hareket eder. Hac farîzasını yerine getirdikten sonra, dönüşte Şam'a uğrar. Şam'dan sonra Malatya, Erzincan, Sivas, Kayseri, Niğde yolu ile Lârende'ye (Karaman) gelirler. Karaman'da Subaşı Emir Musâ'nın yaptırdığı medreseye yerleşirler. Bu yıllarda Anadolu'nun büyük bir kısmı Selçuklu Devleti'nin egemenliği altındadır. Konya'da bu devletin baş şehridir. Konya, sanat eserleri ile donatılmış, ilim adamları ve sanatkarlarla dolup taşmaktadır. Kısaca Selçuklu Devleti en parlak devrini yaşıyor ve Devletin hükümdarı Alâeddin Keykubâd dır. Alâeddin Keykubâd, Sultânü'l-Ulemâ Bahaeddin Veled'i Karaman'dan Konya'ya davet eder ve Konya'ya yerleşmesini ister.bahaeddin Veled, Sultanın davetini kabul eder. Sultânü'l-Ulemâ, 12 Ocak 1231 yılında Konya'da vefat eder. Mezar yeri olarak, Selçuklu Sarayının Gül Bahçesi seçilir. Hâlen müze olarak kullanılan Mevlâna Dergâhı'ndaki bugünkü yerine defnolunmuştur. Mevlâna'yı babasının tek vârisi olarak gördükleri için Sultânü'l-Ulemâ ölünce, talebeleri ve müritleri bu defa Mevlâna'nın çevresinde toplanırlar. Gerçekten de Mevlâna büyük bir ilim ve din bilgini olmuş, İplikçi Medresesi'nde vaazlar vermektedir. ( Mevlana'nın anlamı: "Efendimiz," mânâsında olan bu kelime, hürmeten büyük kimselere söylenmiştir. Hazret manasında da kullanılır.) Mevlâna, 15 Kasım 1244 yılında Şems-i Tebrizî ile karşılaşır. Mevlâna Şems'te "mutlak kemâlin varlığını" cemâlinde de "Tanrı nurlarını" görmüştü. Ancak beraberlikleri uzun sürmedi. Şems, aniden öldü. Mevlâna, Şems'in ölümünden sonra uzun yıllar inzivâya çekildi. Daha sonraki yıllarda Selâhaddin Zerkûbî ve Hüsameddin Çelebi, Şems-i Tebrizî'nin yerini doldurmaya çalıştılar. Yaşamını "Hamdım, piştim, yandım" sözleri ile özetleyen Mevlâna, 17 Aralık 1273 Pazar günü Hakk' ın rahmetine kavuştu. Mevlâna'nın cenaze namazını Mevlâna'nın vasiyeti üzerine Sadreddin Konyevî kıldıracaktı. Ancak Sadreddin Konyevî, çok sevdiği Mevlâna'yı kaybetmeye dayanamayıp cenazede bayıldı. Bunun üzerine, Mevlâna'nın cenaze namazını Kadı Siraceddin kıldırdı. Mevlâna, ölüm gününü yeniden doğuş günü o- larak kabul ediyordu. O öldüğü zaman sevdiğine; yani Allah'ına kavuşacaktı. Onun için, Mevlâna ölüm gününe düğün günü veya gelin gecesi manasına gelen "Şeb-i Arûs" diyordu ve dostlarına; "Ölümünün ardından ah-ah, vah-vah edip ağlamayın." diyerek vasiyet ediyordu. Onca zaman geçti aradan, geriye Mevlana dan birçok ölümsüz eser kaldı. Mesnevi, Divan-ı Kebir, Mektubat, Fi Hi Ma Fih, Mecâlis-i Seb a yüzyıllardır yaşayan muhteşem eserler. Bunun yanında hayatımızın her anında düstur edineceğimiz o güzel yedi öğüdü, Şems e yazdığı ETME şiiri, daha nice kaleme aldığı kelamı Boşa söylenmemiştir efendim. Sözlerin büyüğü, büyüklerin sözüdür. diye. Bunu Hz Mevlana nın bir misaliyle süsleyelim. Bir gün bir talebesi gelmiş, susuyor, hiç konuşmuyor. - Evladım niye susuyorsun. demiş. -Efendim siz dediniz ki; Allah ı tanıyan susar. Ben de onu taklit ile susmaktayım. - Yavrum o öyle değil, Allah ı tanıyan, Allah tan gayrısına susar. demiş Mevlana. Allah ı tanıyıp böyle susanın, dilinden dökülen Allah. Öyle olunca da söz eskimiyor, kalıyor ve buluyor. AER Toplantısı Ankara'da yapıldı Denizli Büyükşehir Belediyesi'nin de üyesi olduğu AER Sonbahar Büro Toplantısı Ankara'da yapıldı. Avrupa Birliği nde yerel yönetimlerin kalkınma ve işbirliği amacıyla bir araya gelerek kurdukları AER, 35 ülkeyi ve 210 bölgeyi temsil ediyor Avrupa Bölgeler Asamblesi (AER) Sonbahar Büro Toplantısı Ankara Büyükşehir Belediyesi nin ev sahipliğinde Aralık tarihleri arasında Sheraton Otel de gerçekleştirildi. Toplantıya Denizli Büyükşehir Belediyesi ni temsilen Denizli Büyükşehir Belediyesi Meclis Başkan Vekili Ali Değirmenci katıldı. İlk gün Kamu Sektöründe Yenilik: Daha Etkili Bir Bölgesel Yönetim için Sorunlar ve Çözümler ana temalı konferans gerçekleştirildi. Konferansın ardından AER Başkanı Hande Özsan Bozatlı ve AER üyeleri, AB Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır'ı ziyaret etti. İkinci gün ise AER Sonbahar Büro Toplantısı AER Başkanı Hande Özsan Bozatlı nın açılış konuşması ile başladı. Avrupa ve Türkiye den gelen AER büro üyelerinin katılımı ile gerçekleştirilen toplantı sonrası AB Bakanlığı nın organize ettiği ve 81 ilin mahalli idareler ve yerel yönetimler seviyesinde idarecilerin katılımı ile bilgilendirme toplantısı AB Bakanlığı'nda gerçekleştirildi. AB Bakanlığı nda gerçekleştirilen bilgilendirme toplantısında, AER nin amacı, kapsamı ve faaliyetleri konusunda katılımcı illere bilgi verildi. "Amaç kalkınma ve işbirliği " Denizli Büyükşehir Belediyesi Meclis Başkan Vekili Ali Değirmenci, Avrupa Birliği'ne üyelik süreci içerisinde olan ül- Pamukkale Belediye Başkanı Hüseyin Gürlesin, katıldığı bir TV programında Denizli ve ülke gündemi hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Başkan Gürlesin bir TV programında naklen yayınlanan Güneş Bakış Programında Ümit Yakuphanoğullarından ın konuğu oldu. Programda Denizli gündemi ve ülkemizde öne çıkan konular değerlendirildi. Başkan Gürlesin, yaklaşık 1 saat süren programda şu görüşlere yer verdi: -2. HAVAALANI, OTOYOL, HIZLI TREN- Pamukkale bölgemizin turizmde istenilen noktaya gelmesi için havaalanı başta olmak üzere hızlı tren ve otoyol gibi unsurların da olması gerektiğine inanıyoruz. Havaalanı konusunda Sarayköy gündemdedir. Bizce de Sarayköy en ideal yerdir. Belediye olarak biz de işin içindeyiz. Sayın Bakanımız Nihat Zeybekci ve Büyükşehir Belediye Başkanımız Osman Zolan büyük gayret gösteriyorlar. İklim yönünden de Sarayköy caziptir. Pamukkale ilçe sınırları içinde değil. Bu milli bir konudur. Olağan üstü önem arz eden bir konudur. Yurt dışından gelenlerin sorduğu ilk konuların başında havaalanı var mı ikinci soruları ise en yakın sağlık merkezi nerededir oluyor. Otoban da gereklidir. Hızlı ren de ayrı değerlendirilmelidir. Gerek yurt içi ve gerekse yurt dışında turizm beldelerimize ulaşım kolaylaştıkça talep de artacaktır. Sayın Bakanımız Nihat Zeybekci bu işi takip ediyor. İnşallah bunlar haya geçtiğinde Denizli nin çok farklı noktaya geleceğini düşünüyorum. -PAMUKKALE YOLU- Pamukkale Yolu nda yılbaşına kadar ışıklar yanacak. Çevre düzenleme, ışıklandırma ve peyzaj düzenlemeleriyle prestijli yol haline gelecek. Dünyada bir tek Pamukkale var. Bu konuda atılan her adımın bu hassasiyet gözetilerek yapılması gerekiyor. Işıklandırma bitince de peyzaj düzenlemesi olacak. Bunla beraber Pamukkale Belediyesi olarak Pamukkale Mahallemiz girişinde, Pamukkale nin içinde ciddi projelerimiz var. Üst yapı anlamında ise şuan mahallemizde çalışıyoruz. Büyük projelerin ise çalışmalarına devam ediyor. -KENTSEL DÖNÜŞÜM- Peyzaj ve kentsel dönüşüm konusunda vatandaşlarımızın önünü açmak istiyoruz. Belediye olarak bizzat dönüşümü yapmak yerine yapacakların önünü açmayı uygun buluyoruz. Daha hızlı şekilde vatandaşın önünün açılmasıyla daha fazla yol alınacağını düşüyorum. Dokuzkavalar Mahallesi nde şuan dönüşüm ve değişim konusunda ciddi işler var. Bizler de dönüşüm ve dönüşüm konusunda neler yapabilirizin derdindeyiz. Vatandaş mağdur edilmeden kaktı vermeyi düşünüyoruz. Şuanda basına aksettirmediğimiz birçok proje çalışmalarımız var. Netleşmeden paylaşmayı uygun bulmuyoruz. Netleşeni de kamuoyuyla paylaşacağız yılı yatırım yılı olacak. Bunun müjdesini verebilirim. -DENİZLİ TANITIM VAKFI KURULMALI yılından itibaren fuarlara katılacağız. Denizlimizin, Pamukkale mizin turizm bölgelerimizin daha fazla tanıtıma ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Turizm sektörüyle ilgili olarak kamu kurumlarından özel sektöre sivil toplum kuruluşlarına kadar herkesimin bir araya getirilerek tanıtımın yapılması dahi etkili olacaktır. Kısa süre önce ilgililerle bu konuyu değerlendirdik. Denizli Tanıtım Vakfı adı altında bir vakıf kurularak belediyenin de işin içine dahil edilerek tanıtımın yapılması konusunu gör- BAŞKAN GÜRLESİN GÜNDEMİ DEĞERLENDİRDİ üştük. İşin başında ilin en büyük makamında olan Denizli büyükşehir Belediye Başkanımız Osman Zolan ın vakıf başkanı olması mantıklıdır. Herkesin katkı veremsi gerekiyor. Herkesin teknik bakışını belirlemek adına geniş katılımlı toplantı düzenleyeceğiz. Vakıf işine sıcak bakıyoruz. Elimizde büyük nimetler var. Anlatılacak o kadar güzelliklerimiz var ki. Ancak bunları bölük pörçük herkesin bir kısmını anlattığı değil de birlikte hareketle tanıtımı daha etkili olacaktır. Belediye olarak bize düşen ne varsa biz desteği hazırız. Bütçemizin en az 55 milyon lirası yatırıma harcanacak. Yatırım bütçesini kısa süre önce oluşturduk. 68 mahallemizin tamamında eserler bırakmak istiyoruz. 1 yıl içinde en az 1-2 eseri her mahallemize kazandırmış olacağız. Her mahallenin kendi özelindeki isteklerine önem veriyoruz. Halkımız ne istiyorsa önceliğimizi buna göre belirliyoruz. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını iyi koruyup hizmeti ona göre şekillendirmeliyiz. Çalışmalarımızı 5 yıllık zaman dilimine yaymam gerekir. Ama beklentiler ve talepler önceliklidir. -TURİZMDE TEŞVİK- Tarik Kırsal Kalkınma Destekleme Kurumu nun bir hibe oranıdır. KDV de eklenirse hibe yüzde 59 lara ulaşmaktadır. Kaçılırmaması gereken büyük bir fırsat olarak görüyorum. Girişimcilerimizin teknolojilerini yenileyip yenilikleri de benimsemesi için çok önemli bir destektir. Özellikle Karahayıt ta yaptık. Birçok konuda önceliği biz oraya verdik. Bizim orada yapacaklarımızı hızlandırmak ve özel sektöründe yatırımlarını hızlandırmak adına önceliği oraya verdik. Denizli il sınırlarında olan bütün ilçelerimizde geçerlidir. Yaklaşık 1 milyon Euro yu ilgilendiriyor. Yatırımı düşünen vatandaşlarımıza çağrıda bulunuyorum. Bu fırsatı kaçırmasınlar. Bu desteğin alınması noktasında bize düşen bir durum olursa yasal çerçevede önünün açılmasını sağlıyoruz. İnsanlarımızın mutlu yaşaması için vatandaşın yanında yer alacağız. Kanunun verdiği yetkiler çerçevesinde engelin aşılması için gerekirse meclisi olağanüstü olarak toplarım. kemizde yerel yönetim ilkelerinin ve yönetimlerinin gün geçtikçe öneminin arttığını belirterek, "Bu gelişmelere paralel olarak Avrupa Birliği nde yerel yönetimlerin kalkınma ve işbirliği amacıyla bir araya gelerek kurdukları AER, 35 ülkeyi ve 210 bölgeyi temsil etmektedir. AB nin bu yerel yönetimler mekanizmasında yer almamızın Denizli'ye büyük yarar sağlayacağı düşüncesi ile Denizli Büyükşehir Belediyesi de AER üyesi olmuştur" dedi. Merkezefendi de 2015 te zam yok! Merkezefendi Belediye Başkanı Muhammet Subaşıoğlu, 2015 yılına sayılı günler kala vatandaşlara ilk müjdeyi verdi. Başkan Subaşıoğlu, Merkezefendi Belediyesinde 2015 yılında imar ve ruhsat ile ilgili ücret tarifelerinde zam yok! dedi. Merkezefendi Belediyesi, belediye hizmetlerinden olan imar ve ruhsat ücret tarifelerinde 2015 yılında her hangi bir zam uygulamayacak. Merkezefendi Belediyesince yapılan her türlü hizmetin insan yaşamını doğrudan veya dolaylı etkilediğinin bilincinde olarak hareket ettiklerini ifade eden Başkan Subaşıoğlu, Merkezefendi bölgemiz biliyoruz ki inşaat sektöründe çok hareketli bir bölge. İlçemizde yeni yerleşim alanları hızla artıyor ve yeni konutlar inşa ediliyor. Yatırımcılarımızın da önümüzde ki yıllar için planlamalarını daha bilinçli yapmaları açısından, belediyemizce imar ve ruhsat ücret tarifelerinde zam yapılmayacak. Belediye olarak her zaman, adil, hızlı hizmet üreten ve kalıcı çözümleri vatandaşa sunabilen bir anlayış içerisinde olmaya çalışıyoruz diye konuştu. Yaptığımız Her Şey Halkın Yararına ve Menfaatinedir Başkan Subaşıoğlu konuşmasının devamında; Neticede belediyeler hizmet vermek için var. Bizde bunu en iyi ve doğru şekilde yapma gayreti içerisindeyiz. Yaptığımız her şey halkın yararına ve menfaatinedir. Tüm amacımız insanların mutlu ve huzurlu bir şekilde hizmet alması bilinciyle çıktığımız bu yolda Büyükşehir yapılanmasından sonra imar ve ruhsatla ile ilgili birçok yetki ilçe belediyelerine geçti. Daha önce arsa büyüklüğüne bakılmadan aynı ücret alınıyordu. Yeni kurulan bir belediye olduğumuzdan hizmetlerimizin daha etkin ve verimli yürütülebilmesi için Merkezefendi Belediyesi olarak 2014 yılı Eylül Ayı meclisinde arsa büyüklüğüne göre imar ve ruhsat ile ilgili ücret tarifelerinde düzenleme yaptık. Ancak vatandaşlarımız gelecek yılda ücret tarifesinde bir değişiklik olup olmayacağını merak ediyor. Merkezefendi Belediyesi olarak 2015 yılında vergi haricindeki tüm ücretlerimiz ile ilgili hiçbir zam yapılmayacak yılında özellikle imar ile ilgili, iş yeri açma ruhsatı ile ilgili hiç bir ücrete zam yapmadık, yapmayacağız yılında da 2014 yılında uyguladığımız tüm ücret tarifeleri geçerli olacak. Hatta imar ücretleri ile ilgili parasal düzenlemeleri yaparken meclis toplantımızda söylemiştik. Önümüzde ki 5 yıl içerisinde imar ücretleri ile ilgili hiçbir zam yapılmayacak dedi.

10 17 Şubat 2013 Perşembe 20 Aralık 2014 Cumartesi Fotoğraf: Zeynel Abidin Dağtekin

11 SAYFA 12 ACİL TELEFONLAR İtfaye 110 Dünya AKS Acil Yardım 112 Bankas Polis İmdat 155 Elektrik Arıza 186 Jandarma İmdat 156 İZSU Su Arıza 185 Doğalgaz Acil Müdahale 187 Cenaze Hizmetleri 188 Sahil Güvenlik 158 Orman Yangınları 177 Dünya Bankas Çok Tarafl Yat r m YANGIN TELEFONLARI Garanti Ajans MIGA n n cra Kurulu Ba kan İzmir 110 (CEO) Karşıyaka Keiko Honda, zmir Büyük ehir Kadifekale Belediye Ba kan Kocao lu nu Bornova ziyaret etti. 388 Honda, Sizinle Bostanlı birlikte çal t k 386 ve gelecekte Buca de çal aca z Bize 61 i birli i Karabağlar f rsat verdi iniz için te ekkür Çamdibi ederiz. dedi. Ziyarette MIGA Çiğli Risk Yönetimi Üst 376 Düzey Balçova Yetkilisi Franciscus Linden, K demli Evka Sigorta Uzman Christopher Evka Millword, Gaziemir Dünya Bankas Uluslararas Finans Hatay Kurulu u (IFC) Avrupa, Narlıdere Ortado u ve Kuzey 238 Afrika Yat r mlar Sorumlusu Güzelbahçe 234 Elif 25 Çevik 34 ile Büyük ehir Belediyesi bürokratlar da HASTANE TELEFONLARI haz r bulundu. -Devlet Hastaneleri- Büyük ehir Belediyesi nin çe itli projeleri Aliağa için IFC den kredi N.S. İşgören Alsancak ald n hat rlatan Honda, Alsancak Acil Servis Size nas l daha iyi hizmet veririz, Ağız ve Diş Sağlığı onun Alsancak için buraday z. Diş Hast. diye 464 konu tu Dünya Atatürk Bankas n n Devlet misyonu hakk nda Behçet Uz bilgi veren Honda, zmir e Bornava Dev. daha Hast. önce kredi 375 verdi imiz gemi, Bozyaka tramvay Eği. Hast. ve trafik sistemi gibi 50 projeler Buca S.D. var. Hastanesi Gelecekte de çal aca z. Çeşme A. Çizgenakat Bize i birli i f rsat verdi iniz Foça için 812 te ekkür ederiz. Göğüs dedi. Hastanesi Dünyada sadece üç33 Konak Diş Hastanesi belediyeyle çal t klar n Karşıyaka belirten CEO Honda, bunlar n Sao Çiğli Dev. Hastanesi Paulo, Menemen stanbul Dev. Hast. Büyük ehir ve59 zmir Nejat Hepkon Büyük ehir oldu unu aç. Seferihisar Hastanesi Selçuk Dev. Hast Ba kan Urla Dev. Kocao lu Hastanesi ise, 752 Finans yap s n belirli Tepecik Dev. Hast. bir noktaya getirmeden, kendi özkaynaklar n zla -Belediye Hastaneleriyat r m yapmadan Eşrefpaşa zaten Bel. Hast. dünya 293 kredi sahnesine ç ans n z yok. Bizim de bir -Özel Hastanelerhaz rl k evremiz oldu, bugünlere Anadolu Tıp Merkezi kolay gelmedik. Finans ve borç Agora Tıp Merkezi yap m za Atakalp Kalp özen Hastanesi gösterdik. 483 Kararl ve Atakent istikrarl çal malar m z Tıp Merkezi sonras nda Atagöz Göz art k Hastalıkları Hazine ye 435 vadesi geçmi borcumuz Atafizik, Fizik Ted. Mer. kalmad. 231 Bugün çok Batıgöz farkl bir Hastanesi noktaday z. 489 diye konu tu. Bornova Tıp Kocao lu, Merkezi tüketim 388 için Bornova Özel Tıp Mer kredi almad klar n, sadece Bornova Özel finansal geri dönü Sağlık Tıp Merkezi Buca Tıp Merkezi klar n ve daha dü Buca Sağlık Merkezi nda Central Hospital kredi almaya çal t klar n kaydetti. Can Tıp Merkezi Kocao lu, Caner Göz Dünya Merkezi Bankas heyetine Büyük ehir Çağdaş Tıp Merkezi Belediyesi nin 285 önemli projeleri Çankaya hakk nda Tıp Merkezi bilgi de 425 sundu Hastanesi Dal Merkezi Ekol K.B.B. Dal Mer Ekol K.B.B. Şube El ve Mikro Cerrahi Gazi Kent Tıp Merkezi Gaziemir Tıp Merkezi Hayat Hastanesi İzmir Hastanesi İrenbe Tüp Bebek Mer Karataş Karşıyaka Tıp Merkezi SONDAKiKA GAZETESİ >>12 GÜNCEL 17 Şubat 2013 Perşembe Kantay: Derdi büyük sesi küçük olanları Manisa Demirci Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma (SYDV) Vakfı Mütevelli Heyeti için muhtar seçimi, Kaymakam Atila Kantay başkanlığında gerçekleştirilen toplantıda yapıldı. Toplantı, Demirci'ye bağlı mahalle muhtarlarının katılımı ile Ticaret ve Kültür Merkezi toplantı salonunda gerçekleştirildi. Toplantı öncesi vakfın yaptığı çalışmaları anlatan Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı Müdürü Fikret Çelik, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfımız ilçemizde hizmet noktasında en iyi şekilde çalışmalarını sürdürüyor" dedi. Toplantı da daha sonra Mütevelli Heyeti üyeliği seçimine geçildi. Seçimde 2015 yılında görev yapacak Secaattin Mahallesi Muhtarı Fatma Gümüş ile Tekeler Mahallesi Muhtarı Abdurrahman Ünlü, 2015 yılı için Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı Mütevelli Heyeti üyeliğine oy birliğiyle seçildiler. Seçim sonunda 2015 yılı için mütevelli heyetinde görev yapacak Secaattin Mahallesi Muhtarı Fatma Gümüş ile Tekeler Uyandırma 135 Posta Kodu 119 Fono Tel 141 Borç Ögrenme 163 Çağrı 133 -Sinemalar- Agora Balçova Afm Park Bornova Afm Forum Bornova Afm Ege Park Afm Passtel Cinemaximum (Ykm) Cinecity Kipa Çiğli Çeşme Hollywood Çamlıca Deniz Karşıyaka Batı Sineması Çınar Sineması Karaca Sineması Kipa Hollywood Menemen Kültür Şan Konak Çınar Center Aralık 2014 Cumartesi bulmalıyız! Manisa Demirci Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı Mütevelli Heyeti için yapılan muhtar seçimi toplantısında konuşan Kaymakam Kantay, "Öteki Demirciliye sahip çıkmalıyız" dedi Mahallesi Muhtarı Abdurrahman Ünlü görevlerini layıkıyla gece gündüz demeden büyük bir özveriyle yapacaklarını belirttiler. Demirci Muhtarlar Derneği Başkanı Cevdet Çakmak ta Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı Mütevelli heyetinde görev alan muhtarlara başarı dileklerinde bulundu. Demirci Kaymakamı Atila Kantay ise, Yunus Emre nin Söyle Garip Bencileyin şiirinden Bir garip ölmüş diyeler, Üç günden sonra duyalar, Soğuk su ile yuyalar, Şöyle garip bencileyin sözüyle başladığı konuşmasında, Yaşadığımız yerlerde üstümüze göğsümüze taktığımız rozetlerde sizler o garipleri temsil ediyorsunuz. Seçimler bazı yerleşim alanlarında ateşli geçmiş bazılarında ise bu sene ben yapmayayım sen yap gibi centilmence davranışları da duyuyoruz. Sizlere seçimlerde oy veren ya da vermeyen bazı vatandaşlarımız da çıkar ve sizleri ailenizi üzer kızdırır. Hak etmediğiniz laflar da duyabilirsiniz ama seçim bittikten sonra sizler herkesin muhtarı olursunuz tıpkı belediye seçimlerinde olduğu gibi. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı toplantılarının her hafta düzenli olarak uyum içerisinde yapıldığını kaydeden Kaymakam Atila Kantay, Bu kurul Demirci de uyum içerisinde çalışıyor biz bunu gördük ve haftada bir kez toplanıyor. Bugün seçilen ve diğer muhtar arkadaşlarımız derdini söyleyemeyen vatandaşlara evvela öksüzlere yetimlere, babası annesi olmayanlara, babası ya da annesi olmayanlara yani ikisi bir olmayanları bizlere ulaştıracaksınız ve koruyup kollayacaksınız. Sadece Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı na değil devletimizin tüm kurumlarında onların dertlerine ulaşma noktasında birinci derecede sorumlusunuz. Dertlerinin büyük olup ta anlatamayan vatandaşların bulunması noktasında dikkati çeken Kaymakam Atila Kantay, Bazı vatandaşlar vardır derdi küçüktür sesi çok çıkar, bazı vatandaşlar vardır derdi büyüktür ama sesi hiç çıkmaz. İşte derdi büyük olup ta sesi çıkmayanları arayıp bulmayı prensip haline getirmeliyiz. Ben sana yardım ediyorum, bir sonra ki seçimde görüşelim, beni hatırla diyen muhtar yok aranızda ama bunu hatırlatmakta doğru değil. Hani büyük bir söz vardır. Sağ elin verdiğini sol el duymayacak prensibimiz bu olmalıdır. DİĞER İLÇELERE ÖRNEK OLACAĞIZ! Kaymakam Atila Kantay konuşmasının sonunda ise muhtarlık seçimlerinde ilçede iki bayan muhtarı seçtikleri için Demircililere teşekkür ettiğini ifade ederek, Bugün de Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfımızın Mütevelli heyetinde görev alacak muhtarlarımızdan birinin de bayan seçilmesi diğer ilçelerimiz içinde örnek olacağı kanısındayım. Ben bugün ki güzel seçimde seçilen muhtarlarımızı tebrik ediyor ve başarılar diliyorum" dedi. Evinin 200 yıllık ahşap oyma tavanını müzeye bağışladı -Tiyatro- Konak Sahnesi Ragıp Haykır Sahn İzmir Devlet Tiyat Uğur Mumcu Sahnesi İzmir Tiyatro Bab-ı Sanat Merkezi İsmet İnönü Sanat Merkezi POLİKLİNİK TELEFONLARI Borcanevi Bornova Yeni Yaşam Bozyaka Halk Bozyaka Dispanseri Buca Çözüm Cansu Karabağlar Çamdibi Derman Polik Çizgi Polik Deniz Sağlık Polik Ege Sağlık Egeform Fizik Eşrefpaşa Ö.Sağ Eşrefpaşa Zinde Polik Gaziemir Dr. Polik Gazi Kent Polik Halk Polik Hatay Özel Sağlık İhtisas Polik Karşıyaka Park Sağlık Mevlana Polik Mersinli Özel Sağlık Neron Psikiyatri Nergiz Özel Sağlık Onur Polik Özel 9 Eylüllüler Polik Özel Altındağ Özel Brn Dr. Dispanseri Özel Çiğli Polik Özel Eylül Polik Özel Gülhan Polik Özel İrem Sağlık Polik Özel İzmir Polik Özel Pınarbaşı Polik Özel Sarnıç Polik Özel Seferihisar Polik Özel Serin Polik Özel Yedigöller Polik Özel Yenişehir Polik Park Sağlık Polik Sevgi Özel Sağlık Şöferler Odası Sağlık Polik Teos Polik Vefa Polik Yeşiltepe Polik Yıkık Cami Halk Askeri Hastaneler- Hava Hastanesi Kara Hastanesi ÜNİVERSİTE TELEFONLARI Başkent Üni. Zübeyde Hanım Uyg. Merkezi Dokuz Eylül Ünv Dokuz Eylül Üni. Karşıyaka Polik Ege Üniversitesi İlaç ve Zehir Dan Ege Üni.Uyg.ve Araş.Merkezi Doğum Evleri- Ege Üni. Tıp Fak Konak Doğum Evi Tepecik Doğum Hast Kan Merkezleri- Kızılay Çocuk Hastanesi Ege Üni Tepecik Kan Merkezi ULAŞIM TELEFONLARI Denizyolları THY Rezervasyon Basm. Rezervasyon Alsancak Gar Santral Garaj Demirci ilçesinde yaşayan Yusuf dır kullandığını kaydeden Canlı, "Belediyemizin ilçemiz hükümet konağındaki kayısı, badem, dut, ıhlamur ve ceviz pıldığını bildiğini ifade ederek, yapımında Canlı (94), Demirci'de kurulması planlanan Tarihi Kent alana tarihi bir kent müzesi kuracağını ağaçlarının kullanıldığını söyledi. Demirci Belediye Başkanı Selçuk ise vatandaş- Müzesi için başlatılan bağış duydum. Kent müzesine bu tavanı bağışlayacağımı Belediye Başkanımız Selami ların müzeye ilgilerinden duyduğu mem- Çesav Tıp Merkezi kampanyası çerçevesinde evinin odasında -Körfez Ulaşım İskelelerbulunan 200 yıllık ahşap oyma tavanını Selçuk'a bildirdim. Kendisi de bizzat evime gelerek tavanı gördü. "Amacımız genç nesillerimize geçmişi- Konak nuniyeti dile getirerek, şunları belirtti: Dünyaca Çeşme Sissus ünlü uluslararas kredi Has müzeye bağışladı. Canlı, gazetecilere Çınarlı Hastanesi derecelendirme kurulu u Moody s, yaptığı açıklamada evini 1970 yılında satın aldığını belirterek, kenara atılmış ola- çocuklarım tarafından belediyeye teslim mızı tanıtmak. Yusuf amcamız bu kam- Ben vefat ettikten sonra tavanı mizde büyüklerimizin kullandığı eşyaları- Karşıyaka Çiğli Özel Sağ temmuz ay sonunda Alsancak Diyabet Hastanesi rak bulduğu ahşap oyma tavanı evinin edilecek" diye konuştu. Canlı, tavanın panyamıza anlamlı bir destek verdi" Bostanlı yay mlad son raporunda odasına taktırdığını anlattı. Tavanı 44 yıl- Demircili bir ahşap ustası tarafından ya- (AA) Diamed Dah. Dal Mer Bayraklı İskele zmir Doğa Tıp Büyük ehir Mer. Belediyesi nin Pasaport İskele ulusal Dr. Sıhhat ölçek Tıp kredi Merkezi notunu Aa3, küresel 47 ölçekte kredi notunu Baa3 olarak aç t. zmir, Moody s taraf ndan verilen söz konusu notlar iki Göztepe y ld r İskele korumay -Türk Telekom- Avşar Palmiye Sema Sineması ba ar yor. Efes K.B.B. Merkezi Raporda zmir 446 Büyük ehir in güçlü faaliyet marjlar, dengeli nakit ak n n ba ar l yönetim stratejisiyle birlikte kendi kendini Üçkuyular finanse İskele etme kapasitesi Arıza 121 Cinemaximum Konak Sineması sa lad ve Ege Sağlık Hastanesi bu durumun, geçen 00 be y l Bilinmeyen içinde Numara toplam gelirlerinin 11811yakla k Cinemaximum yüzde 4 üne denk 446 gelen finansman Desem fazlal ndan Sineması 422 da anla ld ifade edilmi ti. Moody s, belediyenin Ege Tüp Bebek bugüne Merkezi kadar bütün borçlar n n 45 Danışma anapara ve faiz geri 444 ödemelerini fazlas yla kar lamaya yeterli miktarda Karşıyaka nakit Sineması rezervi bulundurdu unu, bunun da -Elektrik istikrarl bir Arıza- nakit yönetimi Egeria Çocuk stratejisi Sağlık izlemesinden kaynakland n vurgulam t. İzmir Sİneması Genel Kesinti Seb Buca Çiğli Karşıyaka Bornova Narlıdere Eşrefpasa Gaziemir Güzelbahçe Konak Çeşme

12 SAYFA 13 SONDAKiKA GAZETESİ >> 13 SAĞLIK Aralık Şubat Cumartesi Perşembe Ege Üniversitesi (EÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekim Yardımcısı Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Sait Eğrilmez, yasal düzenleme sayesinde Türkiye'de yıllık 2 bin olan kornea nakli sayısının 4 bine çıktığını, bir süre sonra ABD'den kornea ithalatına ihtiyaç kalmayacağını söyledi. Eğrilmez, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2014 yılının organ nakli açısından çok verimli bir yıl olduğunu, 2013 yılına oranla tüm ülkede iki kat fazla nakil gerçekleştirildiğini belirtti "Yerli malı" kornea dönemi Eğrilmez, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2014 yılının organ nakli açısından çok verimli bir yıl olduğunu, 2013 yılına oranla tüm ülkede iki kat fazla nakil gerçekleştirildiğini belirtti. Gözün renkli kısmının önündeki 1 santim çapındaki ve 1 milim inceliğindeki saydam doku olan korneanın ancak ölüm sonrasında alınabileceğini ifade e- den Eğrilmez, nakil işleminin de hastalarda görmeyi düzeltmek, ağrıyı azaltmak ve göz bütünlüğünü sağlamak için yapıldığını anlattı. Yasal düzenlemeyle artık vasiyet olmadıkça herkesin kornealarını bağışlanmış kabul ettiklerini anlatan Prof. Dr. Ege Üniversitesi (EÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekim Yardımcısı Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Sait Eğrilmez, yasal düzenleme sayesinde Türkiye'de yıllık 2 bin olan kornea nakli sayısının 4 bine çıktığını, bir süre sonra ABD'den kornea ithalatına ihtiyaç kalmayacağını söyledi Eğrilmez, "Yasal düzenleme kapsamında vasiyette yer almadığı sürece ceset bütünlüğü bozulmayan dokular bağışlanmış sayılıyor. Yılda 330 bin k- işinin vefat ettiği ülkede ölenlerden yüzde 1'inden bile kornea alınamıyordu. Yasal düzenlemeyle bu sorunu aştık" diye konuştu. Türkiye'de ortalama 2 bin olan kornea naklinin 2014 yılında 4 bine ulaştığını, kornea nakli bekleyen sayısının ise 3 bin 300'e indiğini kaydeden Eğrilmez, alıcıların bekleme süresinin de 1 yılın altına düştüğünü açıkladı. Kornea nakil sayısındaki artışın çok büyük bir gurur kaynağı olduğuna değinen Sait Eğrilmez, şöyle devam etti: "Geçmişte 5 bin kişi kornea nakli için sıra bekliyordu. Biz sıraya girenlere ortalama 3 yıl bekleyeceklerini söylüyorduk. Çünkü ülkemizde bin 800 civarında nakil yapılıyordu. Görme sorunu olan birinin 3 yıl kornea beklemesi üzüntü verici bir şey. Bu durum farkındalık eksikliğinden kaynaklanıyordu. Bugün bir kişi kornea nakli için sıraya girdiyse 1 s- eneden az bekleyecek. Bir yıl sonra hastalar kornea beklemeyecek, kornealar hasta bekliyor olacak." İthalata gerek kalmayacak En sık kornea nakli yapılan hastalıkların keratokonus, büllöz keratopati, kornea distrofileri, geçirilmiş kornea iltihaplarına veya geçirilmiş kornea yaralanmalarına bağlı kornea bulanıklıkları olduğunu ifade eden Sait Eğrilmez, Türkiye'nin ihtiyacını karşılamak için ABD'den kornea ithal ettiğini hatırlattı. Kornea naklinde doku uyumu aranmadığına da değinen Prof. Eğrilmez, "Kornea her vericiye u- laştırılabilir ve ölümden sonra bağışlanan bir doku. İthal ediyor olmamız acıydı. Artık ithalata i- htiyacımız kalmayacak. Türkiye ABD'den yüksek maliyetle kornea ithal ediyordu, buraya 6 günde ulaşıyordu. Hem kendi olanaklarımızı değerlendirmeye başladık hem de taze ve daha değerli korneaları nakletmeye başladık" şeklinde konuştu. Prof. Dr. Sait Eğrilmez, kornea tabakasının "lens"e benzediğini, alındıktan sonra da vücut bütünlüğünün bozulmadığını, kornea nakli konusunda kimsenin endişe etmesine gerek olmadığını da sözlerine ekledi. (AA) 20 yılda 4 kez kansere yakalandı ama yılmadı İleri evre meme kanseri olduğunu 20 yıl önce öğrenen 2 çocuk annesi Hacer Turan, 4 kez vücudunun çeşitli yerlerine yayılan kanserle mücadeleye yılmadan devam ediyor Bir sokak kavgasını ayırmaya çalışırken 20 yıl önce göğsüne darbe alıp, ağrısı yüzünden başvurduğu doktorun "4. evre meme kanseri" tanısı koyduğu 53 yaşındaki Hacer Turan, 4 kez de metastaz yapan hastalığın kendisini yenmesine izin vermediğini kaydetti. Kanser olanın da olmayanın da öldüğünü, bu nedenle canını sıkmadığını vurgulayan Turan, "Doktorum kemoterapi sonrası 'evde perdeleri kapat dinlen' dedi, ben her defasında soluğu eşimle birlikte çarşıda, sinemada aldım. Hastalığımı dert eden biri değilim, kanserimle dalga geçiyorum. Kanseri idare etmek kişinin kendi elinde, günümü güzel geçirdim mi o gün benim en uzun hayatım oluyor" dedi. "Hastalığın generali oldum" Hasta olduğunu öğrendiğinde 10 yıllık evli ve iki çocuk annesi olduğunu anlatan Hacer Turan, şöyle konuştu: "Sigara kullanıyordum. Doktorun muayenehanesinden çıkıp Alsancak ta bir kafeye oturdum. Bir saat içinde bir paket sigara bitirdim, ne kadar kahve içtiğimi hatırlamıyorum. Orada kendi kendime söz verdim, sigarayı bırakacağım, önce kendim sonra çocuklarım için yaşayacağım, bu hastalığı kafama takmayacağım, dedim. Sözümü tuttum, bu hayat felsefem oldu, bu hastalığın generali oldum." 5 yıl sorunsuz geçti Kemoterapi, radyoterapi tedavilerinden sonra 5 yılı sorunsuz ve hastalıksız atlattığını anlatan Turan, bir süre sonra akciğerinde daha sonra da kalçada yayılma s- aptandığını kaydetti. Kanser tedavisi sırasında kalçasının da kırıldığını vurgulayan Hacer Turan, yaşadıklarını şöyle anlattı: "2011'de yeniden kemoterapi başladı. Çok ağrım oldu. Doktor kızıma benim çok nazlı olduğumu söylemiş. Bu söze çok kızdım, bunca yıl hiç naz yapmadım diyerek tedavisini reddettim, İzmir e döndüm. Doktorum beni Kent Hastanesi nde Medikal Onkolog Prof. Dr. Mehmet Alakavuklar a yönlendirdi. Kalça MR ı çekildi, kırık çıktı, bilinçsiz şekilde üstüne bastığım için kırılan kemik un ufak olmuş, bu bacağımın 10 santim kısalmasına neden oldu. Ankara daki doktor yüzünden kırık bacakla gezdim, bu tedavileri gördüğüm için ameliyat da olamıyorum." "Bu sefer kötü yakaladı ama ona o fırsatı vermeyeceğim" Son olarak karaciğerinde de metastaz görüldüğünü kaydeden Turan, şöyle devam etti: "Dünyam çocuklarım, eşim oldu, onlar da hep benim yanımda oldular. Hastalığımı dert eden biri değilim, kanserimle dalga geçiyorum. Bu defa beni kötü yakaladı a- ma ben ona o fırsatı vermeyeceğim. İnanın ki kanser hastalığını idare etmek kişinin k- endi elinde, ben hiçbir şeyi dert etmiyor, sıkıntı yapmıyorum. Maneviyatım güçlü, sabah kalkıyorum, yatağımda oturuyorum, şükrediyorum, dua ediyorum. Uyanıp da o günü güzel yaşadım mı o gün benim için en uzun hayat oluyor. Kırık kalçayla bile hala geziyorum. Kanser oldum diye üzülüp de kendime sıkıntı yapamam ki. Kanser olan da ölüyor olmayan da ölüyor. Ölüm hepimizin başında. Belki de kanserden ölmeyeceğim, başka şeyden öleceğim. Niye o gün gelene kadar çocuklarımı, eşimi, kendimi üzeyim, hayatı kendime zehir edeyim. Ben günü nasıl güzel yaşadım, o önemli benim için. Elbette herkesin p- sikolojisi aynı değil. 20 yıldır kanserin vücudumda gezmediği yer kalmadı, ama alıp götürüyor mu, hayır. Tabii bunun sıkıntılarını yaşıyoruz ama ben bu sıkıntıları dert etmiyorum. 15 yılda 4 kez tekrarladı. 4 kez aynı tedavileri görmek hiç kolay değil, kafada bitireceksin, önemli olan bu." Hacer Turan'ın tedavisini yürüten Kent Hastanesi Dokturu Prof. Dr. Mehmet Alakavuklar, 3 yıl önce hastanın kemiklerinde ve karaciğerinde metastaz ile kendisine başvurduğunu anlattı. Alakavuklar, tedaviye ilişkin şu bilgileri verdi: "Tedavisinde kullanacağımız i- laçların tümü alternatiflerin tümü tüketilmişti. Bundan sonrasını nasıl götüreceğiz, hastamıza yeni alternatif neler sunabileceğiz diye düşünüyorduk, elimizde çok ilaç yoktu. Geçen günler içerisinde hastalık metastas olmasına rağmen çok hafif bir ilerlemeyle, ama hastalık yaşam kalitesini çok kötü bozmadan devam ediyor. Yine de kontrol altında diyebiliriz. Hayata çok bağlı ve hastalığını arka planda tutuyor. Hayatı eşi, çocukları, sevdikleri. 20 yıllık süreçte yaşama karşı dik durmuş bir hasta, insanı umutlandırıyor." (AA) Avrupa'da damar sertliği en sık Türkiye'de görülüyor "Gençleşeceğim diye güzelliğinizden olmayın" Türkiye'de damar sertliği görülme sıklığının, 55 yaş üzerinde yüzde 20, 70 yaş üzerinde yüzde 30 olduğu, bunun Avrupa ülkeleri içinde en yüksek oran o- larak kabul edildiği bildirildi. Türk Kalp ve Damar Cerrahisi Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kürşat Bozkurt, AA muhabirine yaptığı açıklamada, damar sertliğinin dünyada bir numaralı ölüm nedeni olduğunu söyledi. Türkiye'de de hastalığın görülme sıklığının artış gösterdiğini vurgulayan Bozkurt, özellikle sigara içen orta ve ileri yaştakilerin risk altında olduğuna dikkat çekti. Bozkurt, bacak damarlarının tıkanması sonucu parmakların ya da bacağın kesilebildiğini belirtti. Türk Kalp ve Damar Cerrahisi Derneğinin desteklediği araştırmayla damar sertliği konusununincelendiğini bildiren Bozkurt, "Araştırma sonuçlarına göre, Türkiye'de damar sertliği görülme oranı, 55 yaş üzerinde yüzde 20, 70 yaş üzerinde yüzde 30 çıktı. Bu oranlar Avrupa ülkeleri içinde rekor ve ABD verilerine yakın yüksekliktedir" diye konuştu. Bozkurtu,damar sertliği görülme oranının Hollanda'da 55 yaş üzerindeki kişilerde yüzde 19,1, Almanya'da 65 yaş üzerindekilerde yüzde 19,8, ABD'de ise 50 yaş üzeri ve sigara içenlerde yüzde 29 olduğunu dile getirdi. -Yürürken baldır ağrısına dikkat Teknolojik gelişmelerin, uygun hastalarda ince balon ve teller kullanılarak damarların açılmasına imkan sağladığını anlatan Bozkurt, böylece hastaların anestezi almadan ve hastanede yatmadan tedavi edilebildiğini anlattı. Bozkurt, "Sonuçlar yüz güldürücü ancak bazı hastalarda ise by-pass ameliyatı tek çare olmaya devam ediyor" açıklamasında bulundu. Bozkurt, hastaların kan sulandırıcı kullanması, şeker hastalığının kontrolde tutulması, kolesterol düşürücü ilaçlar alınması ve sigara kullanımının sonlandırılması gerektiğini ifade ederek, ayaklarda üşüme hissi, yürüme sırasında baldır ağrısı ve parmaklarda geçmeyen yarası olanların, mutlaka bir kalp damar cerrahisi uzmanına başvurması gerektiğini kaydetti. (AA) Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yakup Karabağlı, gençleşip güzelleşmek için botoks ve dolgu yaptırılmasının her zaman olumlu sonuç vermeyebileceği uyarısında bulundu. Karabağlı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son dönemin gözde estetik operasyonlarının başında dolgu ve botoks uygulamalarının geldiğini söyledi. Bu uygulamaların, birçok güzellik merkezinde uzman olmayan kişilerce yapıldığını savunan Karabağlı, "Her yerde botoks ve dolgu yaptırmayın. O kadar tehlikeli ki kullanılan maddelerin ne olduğu belli değil, yapan kişi nereye ne kadar enjekte edeceğini, komplikasyonlara karşı nasıl davranacağını bilmiyor, gelişigüzel yapıyor. Bunların yüzde 10-20'sinde sonuç iyi oluyor ama sorun çıkınca da bizler dahi çare olamıyoruz" ifadesini kullandı. Karabağlı, yanlış botoks uygulamalarında karşılaştıkları sorunların başında "şaşkın yüz ifadesi" ve "kaşların o- rantısız olması"nın geldiğini anlattı. Bu uygulamayı yaptıranlar 5-6 ayda eski haline dönse bile bu sürede günlük yaşamlarından uzaklaştığını dile getiren Karabağlı, "Ucuz diye yaptırıyorlar, 3-5 kuruşun peşine düşüyorlar, istediği sonucu alamayınca verdiği paranın 20 katını ödemeyi göze aldığı halde yüzlerini düzeltemeyip psikolojilerini bozuyorlar" değerlendirmesinde bulundu. "Yanlış uygulamalar ciltte çürümelere neden oluyor" Yakup Karabağlı, dolgu uygulamasında ise kullanılan ürünlerin içeriğine dikkat edilmesi gerektiğini bildirdi. Dolguda dikkat edilmesi gerekenlere değinen Karabağlı, şunları kaydetti: "Ürünlerin içinde bebek yağı ya da ne olduğu belli olmayan başka yağlar kullanıldığını görüyoruz. Bu ürünler, uygulandığı bölgede enfeksiyon başlatıyor ve ne yapılırsa yapılsın engel olunamıyor çünkü dokuların altına hızla yayılıyor, k- istleşiyor ve ciltte çürümeler meydana getiriyor. Düzeltmek için o dokuyu kesip almak gerekiyor. Kısaca ehil olmayan ellerde, uygun ürün kullanılmadığı takdirde 'gençleşip güzelleşeceğim' derken eskisinden çok daha kötü duruma düşebilirsiniz. Uygun ellerde ise hiçbir sorun yaşanmıyor. Gerçek anlamda güzelleşmek ve sağlığınız için risk almamak için bunun eğitimini gören plastik cerrahlar ya da dermatologlardan başkasına botoks ya da dolgu yaptırmamalısınız yoksa cildinizde geri dönülemeyen hasarlar meydana gelebilir." (AA)

13 SAYFA 14 SONDAKiKA GAZETESİ >> 14 GÜNCEL7 20 1ubat Aralık Perşembe Cumartesi TÜRK GEMİ SÖKÜM SEKTÖRÜ TİRELİLER DUBLE YOLLARINI İSTİYOR Tireliler, Tire-Belevi yolunun duble yol yapılmasını istiyor. Her seçim döneminde Tirelilere, en başta vaat edilen duble yol projesi, başlanması bir yana, sözü dahi edilmiyor. Şu ana kadar pek çok insanın hayatını kaybettiği, adeta ölüm yoluna dönüşen Tire Belevi arasında hemen hemen her ay bir trafik kazası oluyor. Yazılı ve görsel basında çokça konu edilen Tire Belevi arasındaki yolda yaşanan trafik kazalarında onlarca vatandaş hayatını kaybederken, yetkililerden yapılan açıklamalar, vaatten öteye geçmiyor. Başkan Çiçek Biz Üzerimize Düşeni Yaptık Duble yol ile ilgili biz üzerimize düşenin fazlasını yaptık diyerek sözlerine başlayan Tire Belediye Başkanı Tayfur Çiçek Dönemin Ulaştırma Bakanı olan Sayın Binali Yıldırım a bir keresinde EBSO toplantısında, bir keresinde de Ankara da makamında olmak üzere iki defa bu yolun projesini sundum. Devrimiz internet çağı, vatandaşlarımız internette arama motoruna Başkan İstedi, Bakan Olur Dedi yazsınlar bakın ne çıkıyor. Yeni Asır ın tarihli gazetesine ve internet sitesine baksınlar ne yazıyor.2011 genel seçimi öncesinde de aynı sözü işittik, son yerel seçimler öncesinde de buraya gelen hükümet yetkilileri aynı sözleri tekrarladı. Dedi. Başkan Çiçek ten Konsensüs Çağrısı Zamanında bu yol için belediye olarak kolları sıvadıklarını da sözlerine ekleyen Çiçek, duble yol için Tire nin kesikbaş girişinden itibaren 2 km lik yolu genişlettik. Karayolları bize uyarı yazısı gönderdi, durdurun dedi, durdurduk. Biz bize verilen sözün tutulmasını istiyoruz. Ben artık hiçbir Tireli vatandaşımın bu yolda hayatını kaybetmesini istemiyorum, hakkımız olanı, duble yolumuzu istiyorum dedi. Başkan Çiçek Tire deki tüm siyasi parti temsilcilerine de çağrıda bulunarak gerekirse bir konsensüs oluşturalım, hep beraber Ankara ya gidelim, isteğimizi bir kere daha yerinde bildirelim diyerek sözlerini noktaladı. Karabağlar da işgaliyeye izin yok Karabağlar Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ve Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü ekipleri, Karabağlar Yunus Emre Mahallesi Sırrı Atalay Caddesi nde denetim yaptı. Ekipler kaldırım üzerinde bulunan, trafiği ve yaya geçişini engelleyen levha, saksı, reklam tabelası, elektronik tartıları ile seyyar satıcıların tezgahlarını topladı. Karabağlar Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ekipleri ve Trafik Denetleme Şube ekipleri ile birlikte Karabağlar da trafik akışının yoğun olduğu Yunus Emre Mahallesi Sırrı Atalay Caddesi nde denetim yaptı, kurallara uymayan esnafı uyardı. Karabağlar Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ekipleri, ilçede herkesin huzurlu ve sağlıklı bir ortamda yaşaması, trafik kazaları ve kaldırım işgallerine neden olacak unsurları ortadan kaldırmak için bu denetim ve uyarıları yaptıklarını belirtti. Denetimler 1 ay boyunca tüm Karabağlar ilçesinde yapılacak. Zabıta Müdürlüğü ekipleri ayrıca, 6 karakol ve 87 zabıta memuruyla sabahtan gece 23 e kadar vatandaş şikayetlerini almaya ve bu doğrultuda çalışmalarına devam edecek. Karabağlar da yaşayan vatandaşlar şikayetlerini gündüz , gece ise numaralı telefonları arayarak bildirebilecek. S.O.S. VERİYOR Bangladeş, Hindistan, Pakistan gibi Asya ülkelerinde gemi sökümü maliyetlerinin Türkiye ye göre çok ucuz olduğunu söyleyen Başkan Çeviker, "Haksız rekabet bizi bitirecek" dedi Aliağa'da Gemi Geri Dönüşüm sektörü can çekişiyor. Gemi söküm sektöründe faaliyet gösteren Türk firmalar Bangladeş, Hindistan, Pakistan gibi ülkelerin başlattığı haksız rekabet nedeniyle iflas riskiyle karşı karşıya kalıyor. Gemi söküm sektöründe Türkiye'nin tek bölgesi olma özelliğine sahip Aliağa da 22 firmanın faaliyet gösterdiği gemi söküm tesisleri eski parlak günlerini adeta mumla arıyor. Aliağa Gemi Geri Dönüşüm Sanayicileri Derneği (GEMİSANDER) Yöneticisi Ersin Çeviker, 2014 Yılı içinde sökümü gerçekleşen 198 adet gemiden 572 Bin ton çelik elde eden sektörün 2013 yılına göre yüzde 30 seviyesinde bir düşüş yaşadığını söyledi. Bir yıl öncesine kadar yaklaşık iki bin kişinin istihdam edildiği gemi söküm sektöründe bugün gelinen noktada ancak 800 kişinin istihdam edilebildiğini açıklayan Çeviker, Gemi söküm bölgemizde konuşlu bulunan 22 firmadan 12 si sektörümüzde yaşanan kriz nedeniyle faaliyetlerine ara vermek zorunda kaldı. Hal böyle olunca hem yüzlerce arkadaşımız işinden oldu, hem de firmalarımızın milli ekonomiye sağladığı katkı büyük ölçüde sekteye uğradı dedi. UMUDUMUZ AB YÖNETMELİĞİ Bangladeş, Hindistan, Pakistan gibi Asya ülkelerin de gemi sökümü maliyetlerinin Türkiye ye göre çok daha avantajlı olduğunu ve bu ülkelerin söküm maliyetinde ki avantajlarını son dönemde gemi alımı noktasında fiyat yükselterek kullanmaya başladığını anlatan Çeviker, şöyle konuştu: Bizim bu saatten sonra tek umudumuz; AB Çevre ve İş sağlığına uyumlu gemi geri dönüşümü yönetmeliğidir. Çünkü biz Türkiye o- larak diğer Asya ülkelerine göre bu yönetmeliğin gerekliliklerini yüzde 95 seviyesinde yerine getiren tek ülkeyiz yılında söz konusu yönetmeliğin esas alınması halinde bugün bize haksız rekabet uygulayan ülkeler, AB bayraklı gemilerin sökümünü gerçekleştiremeyecekler KRİZİN NEDENLERİ Aliağa da 2008 yılına kadar ortalama yıllık 150 bin ton hurda geminin geri dönüşümünün yapıldığını belirten Çeviker, 2009 yılında deniz taşımacılığını olumsuz yönde etkiyen küresel kriz ile birlikte sektörün yükselişe geçtiğini belirtti.2010, 2011 ve 2012 yıllarında ise sektörde yaşanan artışın yükselerek devam ettiğine dikkat çeken Çeviker, 2012 yılında 927 bin ton çelik üretimiyle Türk gemi söküm sektörünün tarihinde ilk defa tam kapasite tonajına ulaştığını söyledi. Çeviker, 2014 yılında yaşanan yüzde 30 luk kapasite kayıplarının ana sebeplerini ise şöyle açıkladı: 2014 yılında demir çelik hurda alım fiyatlarının istikrarsızlığı ve Çin in kütük demir fiyatlarını düşürerek piyasayı etkilemesi hurda fiyatlarında yılbaşından itibaren 90 dolarlık bir düşüşe sebebiyet vermiştir. Firmalarımız tarafından hurda gemi alış fiyatları, hurda satış fiyatlarına ve ton başı maliyet hesaplarına göre belirlenmektedir. Daha önceden tedarikleri yapılan hurda gemiler hurda fiyatlarındaki ani düşüşler nedeniyle zarara uğramışlardır. Türk firmalarımızın hurda gemi alımı noktasında başta Hindistan ve diğer Asya ülkeleri ile rekabet şansının bulunmaması, bu ülkelerin düşük işçi maliyetleri, çevre yatırımları, makineleşme ve atık bertaraf maliyetlerinin bulunmaması hurda gemilere yüksek fiyatlar vermesine neden olmaktadır. Sektörümüzde hurda gemilerin ton başına söküm maliyetleri 50 dolar civarındadır. Türkiye'nin başta AB Gemi Geri Dönüşüm Yönetmeliği ve Hong-Kong sözleşmesi gereklerinin yerine getirilmesi devamlı iyileşme içeren için yatırım maliyetleri rekabet şansını tamamen ortadan kaldırmaktadır. Tüm yatırım maliyetleri firmalarımızın öz kaynaklarından sağlanmaktadır.2009 yılından itibaren gemi söküm çalışanlarının faaliyetlerin devamlılığı nedeniyle Aliağa da yerleşik düzene geçmeleri Aliağa ekonomisi için büyük bir kazanç olmuştur. Ancak 2014 yılında yaşanan kapasite düşüşleri nedeniyle birçok firmamız işçi çıkarmak ve faaliyetlerini durdurmak zorunda kalmıştır. Sektör dünya demir çelik piyasası hurda fiyatları ve dolar kurundaki dalgalanmalardan etkilenmektedir 2015 YILINDA PSİKOLOJİK RAKAM 500 BİN TON 2015 yılında sektör olarak hurda fiyatı istikrarının sağlanması yönünde beklenti içinde olduklarını sözlerine ekleyen Çeviker, AB bayrağı taşıyan gemiler Çevre ve İş sağlığına uyumlu gemi geri dönüşümü yönetmeliği kapsamında 2015 yılından itibaren Asya ülkelerinde sökülemeyecek. Bu yönetmelik çerçevesinde çevre ile birlikte işçi sağlığı güvenliğini dikkate almayan Asya ülkelerinde gemi sökümü engellendiği taktirde; Türk gemi söküm sektörü dünya liderliği konumuna yeniden dönecektir. Ancak bu noktada 2015 için çok iyimser tahminde bulunmak bugünkü koşullarda mümkün gözükmüyor. En azından 2015 yılında psikolojik rakam olan 500 bin tonun altına düşmemek beklentisindeyiz diye konuştu. bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca Soldan sağa: 1. Şarkı, dans, hokkabazlık, temsil gibi aralarında ilişki bulunmayan farklı oyunlardan oluşan gösteri. Akıl. 2. Uluslararası Çalışma Örgütünün kısaltması. Gemilerde oda. 3. Adıl. Tavuk, hindi gibi hayvanların tepesinde bulunan kırmızı deri uzantısı. 4. Bartın ilinin bir ilçesi. 5. Bir cetvel türü. Başkentimiz. 6. Hiçbir hastalığı olmayan, sağlıklı, sıhhatli. İlgi. 7. Mısır ın plaka işareti. Bankada hesabı olanlara gönderilen ödeme ya da çekme makbuzu. Bir akademik unvanın kısaltması. 8. Bir tür kâğıt süslemeciliği. Tuzak, kapan. 9. Azla yetinen. 10. Gerekli olan duruma karşıt olarak. Eti yağı erimiş, cılız, zayıf. 11. Afrika da bir ülke. Seciye, karakter. 12. Yapma, etme. Ondalık. 13. Bakır taşı. Bir nota. 14. Bildirme yazısı, mesaj. Serbest bırakma. 15. Bir yağış türü. Balı alınmış petek. 16. Ad çekme. 17. Yavşan otu. 18. Bir anda oluveren, apansız. İsim. Müslüman ülkelerde yaşayan Yunan asıllı kimse. 19. Arkadaş, yakın, dost. Rusçada evet. 20. Jüpiter gezegeninin yedinci uydusu. Türk müziğinde bir makam. Yukarıdan aşağıya: Dünkü bulmacanın cevapları 1. Bir muayene için hekime ödenen ücret. Yumurtanın bir bölümü. Yüz, el, kol işaretleriyle düşünceyi anlatma sanatı. Bir işin yapılması veya bir borcun ödenmesi için gösterilen süre, mühlet. 2. Kekliğin boynundaki siyah halka. Fırınları temizlemekte kullanılan ucu bezli sopa. Soyundan gelinen kimse. Cüzamlı. 3. Avrupa da bir başkent. Etenesi bulunan memeliler alt sınıfı. İkiyüzlülük. 4. Kutsal inanç. Bir yolu veya geçidi kapamak için her türlü araçtan yararlanılarak yapılan engel. Japon lirik dramı. Utanma, utanç duyma. 5. Görüntülük. Doğu Anadolu da bir ırmak. Yüzük taşı yapımında kullanılan parlak ve değerli bir taş. Sarhoş ya da külhanbeyi bağırması. 6. Uzaklık anlatır. Çok hızlı gidebilen bir tür keşif gemisi. Ağızda çok zor eriyen bir şeker türü. 7. Kışa kadar saklanabilen bir üzüm türü. Tüyleri siyah, meyve ve böcekle beslenen ötücü bir kuş. Soru sözü. 8. Tarlada suyu akıtmak için yapılan tahta oluk. Süprüntüleri toplamak için kullanılan metal ya da plastik kürek. Ziyan. 9. İsviçre de bir kanton. Buğdaygillerden bir bitki. Harman yerinde tahılın taş ve toprakla karışık kalıntısı. Ut çalan kimse. 10. Serçegillerden güzel sesli ötücü bir kuş. İçinden su akıtmak için toprağı kazarak yapılan açık oluk. Ayakkabı çekeceği. Gaye, maksat, erek.

14 SAYFA 15 SONDAKiKA GAZETESİ >>15 SPOR Aralık Şubat Cumartesi Perşembe Şenol Güneş'ten Galatasaray başkanına cevap; Şimdi mi aklına geldi Bursaspor Teknik Direktörü Şenol Güneş, hafta sonu oynanacak Trabzonspor maçı öncesinde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu Özlüce Tesisleri nde gerçekleştirilen basın toplantısında Galatasaray Başkanı Duygun Yarsuvat ın şike süreciyle ilgili yaptığı 'Cemaat, Aziz Yıldırım'da para istedi verilmeyince şike süreci başladı' şeklinde ki sözlerinin sorulması üzerine gülerek konuşmasına başlayan tecrübeli teknik adam, Yemin ediyorum müthiş bir şey, hiç bu konuya girmediğini ve girmekte istemediğim bir konu. İşte hukuk bu hukukçular bunlar. Bunu söyleyen hukukçu, kulüp başkanı. Ne zaman söyledi bunu, ne zaman şike süreci oldu. 4 yıl geçti şimdi mi geldi aklına? Gerçekse çok kolay. Failleri belli. Paraleller mi diyorlar ne diyorlar, yamuk mu? Paralel mi, yamuklar var, kareler var, dikdörtgenler var. Şike sürecini aşmak için söylemiyorum o zaman kolay nasılsa hapisteler bir kısmı alındı, sorarsın soruşturursun. Bunu da çağırırsın içeriye, gel kardeşim sen bunu diyorsun. İspatla, ispatla yoksa seni atarım içeriye onu atarsın. Onu at içeri, ortalığı bulandırıyorsa. Fenerbahçe Kulübü inkar mı etmiş? inkar etmiş, peki bu ne oluyor? Bu kim oluyor? Türkiye bu, hani algı operasyonu diyorlar ya, Türkiye'de oyun oynanıyor herkese yutturuyorlar. Ben haksızlığa uğramayı çok iyi biliyorum. Öğrendim. Ben çok duyumlar ve çokta gerçekler biliyorum ben söyleyemiyorum, çünkü delillendiremiyorum. Bunları konuşarak, Fenerbahçe Küübü 'Ben şike yapmadım' diyor. Trabzonspor ve o günkü polis savcılarda diyor ki 'yaptın'. O zaman zaman şike yapmadığı için Fenerbahçe yi koruyalım. Bir yanlışlık var. Türkiye de hep ortalık bulandırma hikayesi var. Herkesin kirlenmesi isteniyor ve herkessin bu kirli surda beraber yaşaması isteniyor. Ben o suyun içinde olmak istemiyorum. Bana benim zenginliğim yeter. İşte Türkiye de hukukçular bunlar. O hukukçudan bir tanesi ben orada Tahkim Kurulu'na gittiğimde yapılan haksızlığı, bu günkü Cumhurbaşkanı da Başbakan da biliyor. Hukukçularda biliyor, hukuken de haksızlık gördüm, manen de haksızlık gördüm. Ama olacak yaşayacağız. Benim gibi belki hapishaneye girecek çok insan olacak. Bunları yaşıyoruz, ama ben bunların olmaması gerektiğini söylüyorum. Ben suçluyum o zaman, bunları söylemek suçtur demek ki. Ben diyorum ki 'gücün hukuku olmasın' dediğim laf bu gün değil, bu iş olmadan ta o günlerden söyledim. Bu gün çok kullanılıyor, yürüyüşler yapılıyor. O gün söylediğimde ben yalnızdım, bu gün binlerce insan bunu söylüyor. Hukukun gücü olmalı, gücün hukuku değil. Bu olduğu müddetçe işte böyle bir laf edersiniz, sonra bu elinizden alınır başka yere gider, sonda bunu düzeltemezsiniz, sonra toplum birbirine girer. Şiddet niye oldu dersiniz. İşte şiddeti biz öyle körüklüyoruz, ben körüklemiyorum, onu körükleyenler bu şekilde yapıyor. Ona hesap sor, onun için buna diyecek bir laf yok. Zaten veren yok, alan yok deniyor tekzip ettiğine göre, söyleyen o zaman içeri girmeli. Biri suçlu yani burada. Ortada bir ölü ve katil olduğu yerde, ölü gömülür, katilde hapse girer ve ceza alır. Biz de böyle bir şey yoksa ona diyecek bir söz yok." şeklinde konuştu. (CİHAN) CARVALHAL: Türkiye den teklif gelse yarın giderim Beşiktaş ın eski teknik direktörlerinden Carlos Carvalhal, Türkiye yi hala unutmadığını, teklif gelirse yarın Türkiye'ye gidebileceğini söyledi Lizbon Havaalanı nda Cihan Haber Ajansı na açıklamalarda bulunan Portekizli teknik adam, Beşiktaş ve Türkiye ile ilgili konularda açıklamalarda bulundu. Ayrıldığı ilk günden beri Beşiktaş ı özlediğini kaydeden Carvalhal, Türk futbolunu yakından takip ettiğini, maç skorlarını incelediğini ve Türkiye nin üzerinde silinmez bir iz bıraktığını kaydetti. UEFA Avrupa Ligi ikinci turunda Beşiktaş ın Liverpool ile eşleşmesini de değerlendiren Portekizli teknik adam, Liverpool un iyi bir takım olmadığını, favorisinin Beşiktaş olduğunu ifade etti. Öte yandan Beşiktaş taraftar grupları arasında yer alan Çarşı Grubu nun yargılanmasını da değerlendiren tecrübeli teknik adam, çok üzgün olduğunu ve fikrini savunan insanlar cezalandırılması gerektiğini vurguladı. Carlos Carvalhal ın kendisine sorulan sorulara verdiği cevaplar ise şöyle: *Beşiktaş ta en iyi ve en kötü günleriniz hangileriydi? En iyi günü seçmekte zorlanıyorum çünkü birçok iyi günüm oldu. UEFA da bir çok güzel karşılaşmamız oldu, zaferle sonuçlanan. Vostok City galibiyeti, Dinamo Kiev galibiyeti, Macabi galibiyeti, Braga galibiyeti. Çok güzel günlerdi. Ama belki en güzeli Dinamo Kiev galibiyetiydi çünkü Beşiktaş bir önceki sene 5 golle İstanbul da sonra 5 golle Kiev de kaybetmişti. Bir kaç ay sonra aynı takıma karşı, çoğu aynı oyunculardan oluşan bir takımla Dinamo Kiev e karşı kazanmak, bütün taraftarlar için bir memnuniyet oldu. Tartışmasız en iyi gündü. Kötü gün, Beşiktaş ta hiç kötü günüm olmadı. Başından sonuna kadar Beşiktaş ta geçirdiğim günler harikaydı. Hiç kötü günüm yok. Ayrıldığım gün bile kötü bir gün değildi benim için. *Slaven Biliç yönetimindeki Beşiktaş, UE- FA Avrupa Ligi gruplarından çıkmayı başardı. Bu sene UEFA da büyük bir başarı yakalayabilirler mi? Harika işler yapıldı. Bizim yaptığımız gibi, ilk etabı birinci sırada bitirdiler. İlk etapta birinci sırada olmak harika bir iş. Şimdi Avrupa Ligi nde Liverpool ile oynayacaklar. Beşiktaş ın Liverpool u geçmek için büyük imkanları var. Liverpool büyük bir ekip değil. İyi bir adı var ama iyi bir ekip değil. Beşiktaş ın bu elemeyi geçecek gücü var. Bu elemeyi geçtikten sonra her şey olabilir. Kuradan çıkacak takıma çok bağlı ama Beşiktaş daha da ilerilere gitmeyi hayal edebilir. Beşiktaş ı da Liverpool u da iyi tanıyorum. Bu elemede Beşiktaş ı favori olarak görüyorum. Beşiktaş ta daha çok ekip ruhu var ve Liverpool u geçebilir. Takım inanmalı, taraftarlar inanmalı. İki gecede de Beşiktaş ın bolca taraftarı olacak çünkü genelde takımla beraber gidiyorlar. Liverpool da da bir çok Türk olacak. Sonra evde de oynayacaklar, Beşiktaş bu elemeyi geçebilir. *Türk futbolunda şike var mı? Varsa bilmiyorum, ben hiç görmedim. Hiç karşılaşmadım. Her yerde dediğim gibi Türk Ligi, Türkiye içinde çok güzel bir lig, çok güçlü bir lig, iyi oyuncular var, iyi teknik direktörler var, çok iyi spor basını var, çok iyi analizciler var, spor televizyonculuğu çok iyi. Sadece ülke içinde değil, ülke dışında yaşayan insanları da harekete geçiriyor. Bence insanlar sahip oldukları ligle gurur duymalı. İyi lig, insanlar futbolu seviyorlar. Belki altyapı yapılmasında bazı eksikler var, Portekiz ve Almanya iyi birer örnek Türkiye için, genç oyunculara daha ileriye gidebilmeleri için yardım edilmesi lazım, 3 sene önce de söyledim, hala yapmadılar. Türkiye bu adımı atabilirse, ülke dışında da Türk oyuncular başarılar yakalayabilecek. *Çarşı gurubu üyelerinin yargılanması hakkında ne düşünüyorsunuz? Evet, haberlerde gördüm. Bu biraz futbolla siyaseti birbirine karıştırmak. Ben Çarşı yı her zaman sadece Beşiktaş ile ilgili değil, gündemdeki olaylarla ilgilenen bir grup olarak gördüm. Hayvanların korunması, ihtiyaç sahiplerinin korunması, toplumsal değerlerin korunması. Bu Çarşı nın çizgisi ve bu yüzden özeller. Ben çok üzüldüm, sonunda bu insanlar yaptıkları şeyi pasif bir yöntemle yaptılar. Fikirlerini savundular, birileri için olması gerekli olduğunu düşündüğü için cezalandırıldılar. Bu gerçekleşirse çok üzülürüm. Şiddet gibi olaylar varsa o başka ama fikirleri için savaşan insanlar cezalandırılmamalı. *Türkiye'den teklif gelse tekrar gider misiniz? Yarın giderim. Çantam hazır, biletimi değiştirip şimdi gidebilirim. Eğer sürekli özlüyorsam, ikinci evim gibi hissediyorsam, bu demektir ki orası harika bir ülke, insanlar harika, arkadaşlarıma Türkiye ye gidelim demekten yorulmuyorum. (CİHAN) Trabzonspor, kupada TAT VERMİYOR Trabzonspor, Ziraat Türkiye Kupası B Grubu ndaki ikinci maçından da galibiyetle tanışmadı. İlk maçında deplasmanda 2.Lig ekiplerinden Keçiörengücü ile 1-1 berabere kalan Bordo-mavililer, ikinci maçında ise Akhisar Belediyespor ile 0-0 berabere kaldı. İki maçta 2 puan toplayan Karadeniz ekibi, grupta üçüncü sırada yer aldı. Bordo-mavililerin ideale yakın bir kadroyla çıktığı Akhisar maçını da kazanamaması eleştirildi. Futbolcuların performansından memnun kalmayan teknik direktör Ersun Yanal, bunda futbolcuların Türkiye Kupası na bakış açısından kaynaklanabileceğini savundu. Herkesin sorguladığı bir Türkiye Kupası oynadıklarına değinen tecrübeli hoca, buna rağmen futbolcularının fizik ve mental açıdan kendilerini her maça hazır tutmaları gerektiğini vurguladı. Süper Lig, Türkiye Kupası ve Avrupa da mücadele ettiklerini hatırlatan Yanal, Bu kulvarın üçünce de mücadele etmek kolay değil, oldukça zor. 3 kulvarda oynayacak fizik ve mental her oyuncunun buna kendini hazır tutması gerekiyor. Zaman zaman aksadığımız oluyor. Bunun da ortaya konulan bu ayrımdan kaynaklandığını düşünüyorum. Zaman zaman Türkiye Kupası nın tartışılmasını oyuncular da belki bir ayrımcılık olarak değerlendirebilir. Ama bizim her kulvarda oynayacak bir takım yaratma zorunluluğumuz var. Çünkü biz her kulvarda yarışmak zorundayız. dedi. 3 günde bir maç yaptıklarına ve her futbolunun forma şansı bulduğuna değinen Ersun Yanal, bunun oyuncular için avantaj olduğunu, onların da bu fırsatı iyi değerlendirmesi gerektiğini kaydetti. İki maçta kaybedilen 4 puana rağmen sıkıntı yaşamayacaklarına kaydeden tecrübeli teknik adam, kalan maçlarını kazanarak gruptan çıkacaklarına inandığın dile getirdi. Devre arasına kadar çok yoğun maç trafikleri olduğunu ifade eden Yanal, Özellikle ligde oynayacağımız 3 maçı 9 puanla kapatıp, kupa maçlarını da kazanarak Avrupa kulvarına kadar kayıpsız gitmek amacındayız. diye konuştu. GENEL KURUL YARIN YAPILACAK Trabzonspor Kulübü nün olağan genel kurulu yarın 19 Mayıs Spor Salonu nda yapılacak. İdari, mali ve denetleme kurulu raporlarının da görüşüleceği genel kurulda, yönetim mali ve idari açından oylanacak. Seçimsiz yapılacak genel kurulda üzerinde en çok tartışmanın gündemin 7. maddesinde yaşanması bekleniyor. Derneğe taşınır, taşınmaz menkul ve/veya gayrimenkul satın alınması ve/veya bunlar hakkında ayni hak tesis edilebilmesi için yönetim kuruluna yeki verilmesi olarak duyurulan madde ile Yönetim Kurulu, satın alma hakkı istediğini açıkladı. Yönetimi muhalif isimler ise bu maddeyle sadece atın alma değil satma yetkisinin de alınacağını iddia ediyor. Farklı isimler altında yerel medyaya ilanlar veren muhalif gruplar, Başkan İbrahim Hacıosmanoğlu nun icraatlarını eleştirdi ve 7. maddenin kabul edilmemesi için delegeleri çağrı yaptı. Tüm bu gelişmeler ışığında yarınki genel kurulun sert tartışmalara sahne olması bekleniyor. (CİHAN)

15 SAYFA 16 Manisa'da esnafa kamera zorunluluğu Manisa Valiliği, il genelinde bütün esnaf, kurum ve kuruluşlar için güvenlik kamerası kurma zorunluluğu getirdi. İki ay içinde ve masraflarını kendileri karşılamak suretiyle kameraları kurmakla yükümlü kılındılar. Güvenlik kamerası sistemlerini kurmamaları halinde cezai işlem uygulanacak. Karara tepki gösteren CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel, İçişleri Bakanı Efkan Ala ya yazılı olarak cevaplaması talebiyle bir soru önergesi verdi. Özel, hemen hemen her a- landa ve her mekanda güvenlik kamerası kurmanın zorunlu hale geldiğini, esnaf bir taraftan ciddi bir külfet altında bırakılırken diğer taraftan da önemli bir sorumluluk yüklendiğini belirtti. (CİHAN) 20 Aralık 2014 Cumartesi Mehmet İşler: Turizmci, 'Rusya'da kriz var' diyerek fiyat düşürmesin Rusya'da Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkan Yardımcısı ve Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği (ETİK) Başkanı Mehmet İşler, Rusya ekonomisinde yaşanan gelişmelerden sektörün tedirgin olduğunu söyledi. Rusya'daki ekonomik krizin uzun sürmesi durumunda en fazla etkilenen ülkelerden birinin Türkiye olacağına işaret eden İşler, endişe edecek bir durumun şu için olmadığına dikkati çekerek, "Gelen bilgilere göre Rusya'daki bu durum bizi etkileyeceği gibi görünüyor. Rezervasyon dönemindeyiz. 'Rusya'da kriz var' diyerek kimse fiyat düşürmesin. Fiyatı düşürürsek toparlanması 3 yılı bulur" dedi. Mehmet İşler, Rusya'nın 2013 yılında Almanya'yı geçerek Türkiye'ye en fazla turist gönderen ülke olmaya başladığını söyledi. Geçen yıl Rusya'dan 4 milyon 131 bin turistin tatilini Türkiye'de geçirdiğini ifade eden İşler, 2014 yılında bu sayının 4 milyon 368 bin kişiye u- laştığını kaydetti. Bu yıl Rusya'dan gelen turist sayısında ekim ayından bu yana düşüş yaşandığını ifade eden İşler, 2015 yılı için rezervasyon döneminde olduklarını belirterek, şunları söyledi: "Geçen yıl bu dönemde Rusya'dan çok ciddi rezervasyonlar alıyorduk. Beklenen rezervasyonlarda geçen yıla göre yüzde 15 düşüş var ancak sevindirici tarafı yapılan rezervasyonlarda iptal yok. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile sektör el ele verip tanıtımla Rusya'nın açığını kapatabiliriz." Rusya turizm için iyi bir kaynak Rusya'dan en fazla turistin Antalya bölgesini tercih ettiğini, burada oluşacak bir boşluğun Muğla ve Ege kıyılarını da olumsuz etkileyeceğini anlatan İşler, sektör için 2015 yılının sıkıntılı olabileceğini Hediyelik eşyada "yerli malı" modası Uzak Doğu ülkelerinden ithal edilen sağlığa zararlı ayakkabıların gündeme gelmesi hediyelik eşyada da tercihleri değiştirdi. Geçmişte büyük oranda ithal malların satıldığı İzmir Hediyelik Eşya Günleri organizasyonunda bu yıl stantların büyük bölümü yerli ürünlere ayrıldı. Bu yıl 240 firmayla 25'incisi düzenlenen Souvenir Hediyelik Eşya Günleri, yeni yıl öncesi sevdiklerine hediye almak isteyen vatandaşların uğrak noktası oldu. Her yıl hediyelik ürünlerde tüketici tercihleri ve moda akımlarının izlenebildiği fuarda, bu yıl yöresel ürünler yoğun ilgi görüyor. Türkiye'nin çeşitli illerinden gelerek stant açan firmalar, yöresel kültüre dayalı yeni tasarımlara sahip hediyelik eşyalarla ziyaretçileri çekmeye çalışıyor. Keçeden yapılan giyim ürünleri, ipekli dokumalar, doğal taş tasarımları ve yöresel takı ürünlerine ilişkin stantlar önünde oluşan kalabalıklar dikkati çekiyor. Fuarla ilgili AA muhabirine değerlendirmede bulunan organizatör firmanın genel müdürü Osman Gencer, bir kaç yıl öncesine kadar hediyelik eşya denilince Uzak Doğu ülkelerinden gelen ürünlerin anlaşıldığını, sektörde bu ürünlerin payının çok yüksek olduğunu ancak sonraki yıllarda bu ürünlerin payının gerilemeye başladığını belirtti. Bu sürecin fuarda da gözlendiğini, tüketicinin artık kalitesiz Uzak Doğu ürünlerini kullanmak istemediğini ifade eden Gencer, şunları kaydetti: "İnsanlar artık bir kez kullanılıp çöpe atılacak ürünlere para vermek istemiyor. Uzak Doğu malları Türkiye pazarına girmeye başladığı dönemde bu ürünler orijinal ve farklı bulunuyordu. Sonraki yıllarda insanlar sıkılmaya başladı. Bunun üzerine son dönemde kamuoyunda oldukça fazla işlenen bu ürünlerin sağlığa zararları da etkili oldu. 5 yıl öncesine kadar fuarımıza katılan stantların neredeyse tamamında Uzak Doğu'dan ithal ürünler satılırken bugün bu pay yüzde 20'lere geriledi. Bunun en büyük nedeni tüketici tercihlerinin değişmesidir." Türkiye'nin hediyelik eşya üretimi konusunda çok önemli bir potansiyele sahip olduğunu, yöresel değerlerin ticari ürün haline getirilmesi halinde dünya çapında iddialı olunabileceğini anlatan Gencer, tüketici talebinin yöresel ürünlere kaymasıyla yöresel ürünler de de yeni tasarımların göze çarpmaya başladığına değindi. Ev hanımlarının tasarımları Sektörde büyük firmaların yanı sıra artık evinde hediyelik eşya üreten ev hanımlarının dahi farklı tasarımlara yöneldiğine işaret eden Gencer, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu durum hediyelik eşya fuarındaki stantlara da yansıyor. Geçmişte hepimizin sıradan bulduğu bazı yöresel ürünler yeni tasarımlar sayesinde yeniden moda olmaya başladı. Çoban abası yapımında kullanılan keçelerden üretilen giysiler ve aksesuar ürünleri, ahşaptan yapılma ilginç tasarımlara sahip mutfak eşyaları ve oyuncaklar, ipek el dokuma eşyaları, cam ve kristal oymalar, doğal taşlardan üretilen aksesuar ve mücevher ürünleri ve bakır ürünleri artık fuarın en gözde stantları haline geldi. Katılımcıların yüzde 60'ı Anadolu'nun farklı bölgelerinden geliyor. İnsanlar hediyelik eşya alırken o yörenin kültürünü de tanıma imkanı buluyor." (AA) dile getirdi. Rusya'nın Türk turizmi için "birinci kaynak" pozisyonunda olduğunu dile getiren İşler, rublenin değer kaybetmesi ve petrol fiyatlarında yaşanan düşüş nedeniyle Rus turistin daha ucuz olan Mısır ve Tayland gibi ülkeleri tercih edebileceğini söyledi. "Paniğe kapılıp fiyat kırmayalım" Rusya'dan doğacak kaybın Avrupa Birliği ülkelerinde Kültür ve Turizm Bakanlığı ile sektörün ortak yapacağı tanıtımla kapatılabileceğine işaret eden İşler, sektöre paniğe kapılıp fiyat kırmamaları önerisinde bulundu. İşler, şöyle konuştu: "Kimse karamsar düşünmesin. 'Geçen yıl bu zamanlar iyi rezervasyon alıyorduk, şu anda alamıyoruz' panik havasıyla kimse fiyat düşürmesin, dik durun. Fiyatı kırarsak onu toparlamak için 3 yıl daha kaybımız olur. Türk turizmi kırılganlık Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği (POYD) Başkanı Ali Kızıldağ, Rus ekonomisinde yaşanan sıkıntılar ve hafta içine denk gelmesi nedeniyle yılbaşında otellerde yüksek doluluk oranları beklemediklerini bildirdi Kızıldağ, turizm sektörünün ana pazarı Rusya Federasyonu'nda ciddi bir ekonomik kriz yaşandığını, bunun seyahatlere de yansımaya başladığını söyledi. Rusya'da bir takım uçakların iptal edildiği haberlerini aldıklarını anlatan Kızıldağ, "Rusya'dan yurt dışına çıkışlarda ciddi sıkıntılar var. Sadece Türkiye için değil, önceki yıllarda kasım aylarında Rusya'dan Tayland, Mısır, Dubai gibi destinasyonlara giden uçaklar dolmuş olurdu. Şu anda uçaklarda hala yer var, bazı uçaklar da iptal edilmiş durumda" dedi. "Eskiden Rusya'dan yılbaşı için Türkiye'ye gelen uçaklar 24 Aralık'tan itibaren dolu olurdu, şu anda 29 Aralık uçaklarının bazıları hala boş" diyen Kızıldağ, yılbaşında Antalya'daki otellerin doluluklarının yüksek olmadığını kaydetti. Kızıldağ, şöyle konuştu: "Rusya pazarından yılbaşı için önceki yıllara göre çok daha az insan gelecek. Diğer ülkelerden de büyük bir hareket beklemiyoruz. Yılbaşının hafta içine gelmesi nedeniyle yurt içinde şehirler arasında da fazla bir hareket yok. Lokalde Antalya içi ve çevresinde bir hareket bekliyoruz. O da bir günlük yaşanan ekonomik gelişmeler, Türk iş dünyasını endişelendiriyor. Rublenin dolar karşısındaki düşüşü ihracatçıları olumsuz etkilerken, en fazla turisti bu ülkeden ağırlayan turizmci 2015'ten endişe duyuyor eşiğini aşmıştır. Akdeniz çanağında bir rol model olmuştur. Sürekli krizlerle boğuşa boğuşa bu hale geldik. Bu yıl yüzde 4-5 arasında büyüme bekliyoruz. Her yıl bir kriz oldu ama ne olursa olsun İspanya, Yunanistan ve Türkiye, Akdeniz'in bütün bu potansiyeli karşılayan bir merkez olmuştur. Türk turizminin Rusya'daki bu kaotik durumu atlatacağını umuyorum." İran pazarında büyüme bekliyoruz Önümüzdeki yıl İran'dan gelecek turist miktarında artış beklediklerini söyleyen İşler, "Rusya'da bir ekonomik kriz işimize gelmez ama kriz oldu diye fiyatı düşürmemeliyiz. Açık başka ülkelerden kapatılır" diye konuştu. (AA) "Ruble" krizi, OTELLERİN umudunu kırdı olur. Halen bölgedeki otellerin yüzde 50'si kış sezonu nedeniyle kapalı ve düşük kapasite ile çalışıyor. Tahminim, otellerin doluluk oranı yılbaşında yüzde düzeyinde kalır." Rusya Federasyonu'nda yaşanan ekonomik krizin yanı sıra bu ülkenin AB ile ABD ile yaşadığı sorunların Avrupa ekonomisi için de ciddi bir baskı yarattığını dile getiren Kızıldağ, "Rusya'daki kriz ve Avrupa ve ABD ile yaşadığı sorunlar devam ederse turizm pazarı açısından Avrupa'da da sorunlar yaşayabiliriz turizm sektörü açısından zor bir yıl gibi görünüyor" diye konuştu. "Arzu edilen hareketlilik yok" Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkanı Osman Ayık da yeni yıl öncesi kış otelleri ve yılbaşı programı yapan tesislerde hareketlilik yaşandığını söyledi. Türkiye'ye 50'den fazla ülkeden turist geldiğini ancak Noel'de genelde Avrupa ülkelerinden turistleri ağırladıklarını kaydeden Ayık, "Dünyada yaşanan ekonomik gelişmeler ortada, geçen yıla göre doluluk az, arzu edilen hareketlilik yok" dedi. (AA) Görme engelliler "titreşimli gözlük"le daha rahat yürüyor Görme engellilerin günlük hayatlarına, ellerinden düşürmedikleri beyaz bastonlarının yanına "titreşimli gözlük" olarak adlandırılan yeni bir materyal eklendi. Yurt dışında üretilen, Türkiye'de de satışına başlanan gözlüklerden edinen Türkiye Görme Engelliler Derneği Çanakkale Şube Başkanı İ- brahim Batdal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, herhangi bir engele iki metre kala bunun devreye girip titrediğini ve kullanıcısını uyardığını söyledi. Batdal, gözlüğün beyaz bastona alternatif bir materyal olmadığını, sadece yardımcı olarak kullanılabileceğini belirterek, şöyle konuştu: "Bastonla yolda yürürken engelleri hissediyorsunuz ancak engel, bastonunuzdan daha yüksekse bunu anlayamıyorsunuz. Hal böyle olunca görme engelliler ağaçlara, yola, kaldırıma paralel olan çıkıntılara, levhalara çarpabiliyor. Engelliler, alın yaralanması, kaş açılması gibi ciddi olaylarla karşılaşabiliyor. Bu gözlüğü kullanmadan önce bunları sık sık yaşıyordum. Yaptığım araştırmalarda gözlüğün Türkiye'de de satıldığını öğrendim ve edindim. Biraz 'kaba' gibi duruyor ama gerçekten yükseklerden gelen darbelere karşı tedbir almada çok faydalı." Görme engellilerin kullandığı bastonun daha önce medikal ihtiyaç kapsamında olduğunu ve ücretinin devlet tarafından karşılandığını hatırlatan Batdal, titreşimli gözlük için de böyle bir çalışma içinde olduklarını anlattı. Bu gözlüğün maliyetinin yüksek olduğunu dile getirdi. (AA) Beyaz et sektörünün Rusya umudu Rusya ekonomisindeki son gelişmeler bazı sektörlerde ihracatçıları olumsuz etkilemesine karşın beyaz et sektörü, önümüzdeki yıl için 150 bin tonluk kota talebindeki ısrarını sürdürüyor. AA muhabirinin derlediği bilgiye göre, Rusya nın batılı ülkelerin "ekonomik ve ticari yaptırımları"na cevap olarak başta Avrupa Birliği ve ABD'den gıda ithalatını durdurmasıyla Türkiye'nin bu ülkeye beyaz et ihracatı, artış gösterdi. Rusya'ya yılın ilk 6 ayından 52 ila 185 ton arasında değişen sektör ihracatı, temmuzda 550, ağustosta 2 bin 300, eylülde 5 bin 900 tona ulaştı. İhracat, yılın 11 ayında ise geçen yıla göre yaklaşık 30 kat artarak, 19 bin 581 tona yükseldi. İhracat değeri de 2 milyon 500 bin dolardan, 22 milyon 729 bin dolara çıktı. Sektör, 2010 yılında sadece 41 tonluk ihracat gerçekleştirdiği Rusya'ya, 2011'de 743, 2012'de 339, 2013'te 747 ton kanatlı eti ihraç etmişti. Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçıları Birliği (BESD-BİR) Başkanı Sait Koca, AA muhabirine, Rusya'nın kotasız ihracatta yüzde 85 gümrük vergisi uygulaması nedeniyle üçüncü ülkelerin kotalarını kullanan sektörün, gelecek yıl için Rusya'dan 150 bin ton beyaz et ihracatı kotası talep ettiğini hatırlattı. Noel tatili nedeniyle Rusya'da gümrüklerin 15 Aralık-10 Ocak arası görev yapmaması nedeniyle mal sevkiyatına ara verdikleri dönemde, son ekonomik gelişmelerin meydana geldiğini belirten Koca, malların günde Rusya'ya varması nedeniyle bu hafta sektörün, yeniden mal göndermeye başladığını söyledi. Koca, sektör ihracatının dolar üzerinden yapıldığına değinerek, şöyle konuştu: "Şu an, bekle-gör dönemindeyiz. Parası alınmış, bağlantıları yapılmış malları yüklüyoruz. Yeni bağlantılar yapacağımız önümüzdeki ay başından itibaren ne olacağını, zaman gösterecek. Ama önümüzde, çok karamsar tablo yok. Temennimiz, 150 bin tonluk kota talebimizin kabul edilmesi. Bu miktar, toplam ihracatımızın üçte birine denk geliyor." (AA)