ÖZET Yüksek Lisans Tezi VERÇENİK DAĞI (RİZE, TÜRKİYE) NIN KUZEY VE GÜNEY GÖLLERİNİN ZOOPLANKTON FAUNASI AÇISINDAN KARŞILAŞTIRILMASI Pınar YILDIZ Ankar

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "ÖZET Yüksek Lisans Tezi VERÇENİK DAĞI (RİZE, TÜRKİYE) NIN KUZEY VE GÜNEY GÖLLERİNİN ZOOPLANKTON FAUNASI AÇISINDAN KARŞILAŞTIRILMASI Pınar YILDIZ Ankar"

Transkript

1 ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ VERÇENİK DAĞI (RİZE, TÜRKİYE) NIN KUZEY VE GÜNEY GÖLLERİNİN ZOOPLANKTON FAUNASI AÇISINDAN KARŞILAŞTIRILMASI Pınar YILDIZ BİYOLOJİ ANABİLİM DALI ANKARA 2011 Her hakkı saklıdır

2 ÖZET Yüksek Lisans Tezi VERÇENİK DAĞI (RİZE, TÜRKİYE) NIN KUZEY VE GÜNEY GÖLLERİNİN ZOOPLANKTON FAUNASI AÇISINDAN KARŞILAŞTIRILMASI Pınar YILDIZ Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Biyoloji Anabilim Dalı Danışman: Prof. Dr. Ahmet ALTINDAĞ Bu çalışmada, Rize - Verçenik Dağı Kapılı Göller mevkiinde bulunan, kuzey ve güney konumlu, yükseklikleri 2900 ile 3055 m arasında değişen 8 adet alpin göl seçilmiş ve Ağustos 2010 ile Temmuz 2011 tarihlerinde de iki arazi çalışması yapılmıştır. Bu göllerin su kalite parametreleri ölçülmüş, zooplankton faunası tespit edilmiş ve elde edilen sonuçlar, göllerin güney-kuzey konumu yönünden karşılaştırılmıştır. Göllerin bazılarının doğal olarak balıksızken, bazılarının antropojenik olarak balıklandırıldığı gözlemlenmiş ve buna bağlı olarak zooplankton faunasında değişiklikler tespit edilmiştir. Çalışma sonucunda, Rotifera dan 17, Cladocera dan 9, Copepoda dan 3 olmak üzere toplam 29 tür tanımlanmıştır. Rotifera türlerinden 10 tanesinin Antarktik buzul göllerinde bulunan taksonlarla aynı olduğu tespit edilmiştir. Ağustos 2011, 63 sayfa Anahtar Kelimeler: Verçenik Dağı, Zooplankton, Bolluk, Alpin Göl, Rize i

3 ABSTRACT Master Thesis COMPARISON OF NORTH AND SOUTH LAKES OF VERCENİK MOUNTAIN (RIZE, TURKEY) IN TERMS OF ZOOPLANKTON FAUNA Pınar YILDIZ Ankara University Graduate School of Natural and Applied Sciences Department of Biology Supervisor: Prof. Dr. Ahmet ALTINDAĞ In this study, 8 alpine lakes with altitudes between 2900 a.s.l. and 3055 a.s.l., which are located near Rize-Verçenik Kapılı Göller area and divided into a northern and a southern group, were selected and studied in two separate field trips dated August 2010 and July The water quality parameters and zooplankton fauna of the lakes were recorded and the results were compared and analyzed according to north-south positioning. While some of the lakes are naturally fishless others contain fish due to anthropologic activity, which is observed to result in changes to zooplankton fauna. During the study a total of 29 species were identified belonging to Rotifera (17 species), Cladocera (9 species) and Copepoda (3 species). It was noted that 10 of the identified Rotifera species were reported at antarctic glacial lakes. August 2011, 63 pages Key Words: Verçenik Mountain, Zooplankton, Abundance, Alpine Lake, Rize ii

4 TEŞEKKÜR Tüm çalışmam boyunca benden desteğini ve ilgisini esirgemeyen, hem arazi hem de laboratuvar çalışmalarımda her zaman yanımda bulunan ve değerli bilgisiyle bana yol gösteren danışman hocam Prof. Dr. Ahmet ALTINDAĞ a (Ankara Üniversitesi-Fen Fakültesi) en içten teşekkürlerimi sunarım. Arazi çalışmalarım sırasında benimle birlikte olup, çalışmama farklı açılardan bakmamı sağlayan sayın Prof. Dr. Gürcan GÜRGEN e (Ankara Üniversitesi-Eğitim Bilimleri Fakültesi), tür çalışmalarım sırasında bilgileriyle yol gösteren sayın Prof. Dr. Ertunç GÜNDÜZ e ve sayın Yrd. Doç. Dr. Murat KAYA ya (Aksaray Üniversitesi-Fen Edebiyat Fakültesi), Labortauvar çalışmalarım boyunca her zaman yanımda olup bilgisini paylaşan Özge BUYURGAN a, arazi çalışmalarım sırasında yardımını esirgemeyen Meltem ALTUNÖZ e ve analizlerim konusundaki yardımları için Şeyda FİKİRDEŞİCİ ye, Arazi çalışmalarım sırasında benimle birlikte özverili bir şekilde çalışan, tezim boyunca her türlü destek ve yardımını esirgemeyen arkadaşım Batur GÜRBÜZER e, Tez metnimin son şeklini almasında yorumları ile değer katan jüri üyelerine, Her koşulda yanımda olup, maddi ve manevi açıdan destek ve ilgilerini esirgemeyen aileme teşekkür ederim. Pınar YILDIZ Ankara, Ağustos 2011 iii

5 İÇİNDEKİLER ÖZET...i ABSTRACT...ii TEŞEKKÜR... iii SİMGELER DİZİNİ... vi ŞEKİLLER DİZİNİ... vii ÇİZEGELER DİZİNİ... viii 1. GİRİŞ Genel Bilgiler Literatür Özetleri KURAMSAL TEMELLER Alpin Göl Ekosistemlerinin Özellikleri Sıcaklık Ultraviyole ışınları Çözünmüş organik madde Çalışmaya Konu Olan Canlılar Rotifera Cladocera Copepoda MATERYAL VE METOT Arazi Çalışması Yapılan Alan Zooplankton Örneklerinin Alınması Zooplankton Örneklerinin İncelenmesi ve Hesaplanması Fiziksel ve Kimyasal Özelliklerin Tespiti Klorofil a Derişimi ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA Fiziksel Parametreler ve Klorofil a Derişimi Sıcaklık ph Elektriksel iletkenlik (EC) Çözünmüş oksijen (ÇO 2 ) iv

6 4.1.5 Göllerin bulunduğu yükseklikler Klorofil a derişimi Verçenik Dağı nın Kuzey (Kapılı Göller) ve Güney Gölleri Zooplankton Faunası ve Karşılaştırılması Zooplankton sistematiği Ağustos ayı birey yoğunlukları Temmuz ayı birey yoğunlukları Balıksız göllerdeki zooplankton interaksiyonları SONUÇ KAYNAKLAR EK 1 Arctodiaptomus acutilobatus EK 2 Macrothrix hirsuticornis EK 3 Alona affinis EK 4 Scapholaberis ramneri EK 5 Lecane luna EK 6 Lecane flexilis EK 7 Mytilina mucronata ÖZGEÇMİŞ v

7 SİMGELER DİZİNİ a.s.l. above sea level µ mikron µm mikronmetre nm nanometre cm santimetre km kilometre m metre m 2 m 3 mg ml cc o C metrekare metreküp miligram mililitre santimetreküp santigrat derece B/ m 3 birey sayısı / metreküp k klorofil a absorbsiyon sabiti chl-a klorofil a vi

8 ŞEKİLLLER DİZİNİ Şekil 2.1 Alpin gölden alınan su örneği...7 Şekil 2.2 Üç rotifer grubunun genel şekilleri...11 Şekil 2.3 Krona tipleri Şekil 2.4 Şekil 2.3 Cephalodella misgurnus ve Lindia deridderae de trofi tipleri Şekil 2.5 Farklı trofi şekilleri Şekil 2.6 Rotifera alt gruplarında yaşam siklusları Şekil 2.7 Farklı kladoser türlerinin genel yapısı Şekil 2.8 Daphnia magna, Chydorus sphaericu ve Alona affini te yumurta görünümleri Şekil 2. 9 Kurumuş bir gölün sedimanı ve bu sedimanın yüzeyinde kalan Daphnia lardaki ephippiumlar ve Daphnia longispina da gözlemlenen ephippium yapısı...20 Şekil 2.10 Başlıca üç tatlısu kopepodunun genel yapısı Şekil 2.11 Diaptomus spp. nin nauplis ve copepodit safhaları Şekil 3.1 Verçenik Dağı ve çalışmaya konu olan göllerin lokasyonu...24 Şekil 3.2 K1, K3 ve K4 numaralı kuzey gölleri ve Verçenik Dağı nın üç doruğundan bir tanesi Şekil 3.3 K2, K3 ve K4 numaralı kuzey gölleri...27 Şekil 3.4 G1 ve G2 numaralı Güney Gölleri...28 Şekil 3.5 Güney Göl Şekil 3.6 Güney Göl Şekil 4.1 Çalışmaya konu olan 8 gölün Temmuz ve Ağustos ayı sıcaklık ölçümleri Şekil 4.2 Çalışmaya konu olan 8 gölün Temmuz ve Ağustos aylarındaki ph ölçümleri...34 Şekil 4.3 Güney ve kuzey göllerinin EC değerleri Şekil 4.4 Temmuz 2011 çözünmüş oksijen değerleri Şekil 4.5 Göllerin deniz seviyesinden yükseklikleri Şekil 4.6 Ağustos ayında göllerde bulunan zooplanktonik organizmaların gruplara göre metreküpteki birey miktarları Şekil 4.7 Göllerin Ağustos ayı içerisinde barındırdığı toplam birey sayısı vii

9 Şekil 4.8 Kuzey 3 gölünün genel görünümü, yoğun sis dikkat çekmektedir Şekil 4.9 Temmuz ayında göllerde bulunan zooplankton gruplarının metreküpte bulunan birey miktarları Şekil 4.10 Göllerin Temmuz ayı içerisinde barındırdığı toplam birey sayısı Şekil 4.11 Zooplanktonların birebirlerine göre gölde bulunma miktarları viii

10 ÇİZELGELER DİZİNİ Çizelge 3.1 Göllerin yüzey alanları Çizelge 4.1 Çalışmaya konu olan 8 gölde bulunan türlerin sistematiği Çizelge 4.2 Çalışma esnasında tespit edilen bireylerin göllere ve aylara göre durumları..46 ix

11 1. GİRİŞ 1.1 Genel Bilgiler Alpin veya yüksek dağ gölleri olarak adlandırılan lentik ekosistemler, botanikçiler tarafından geliştirilen zonasyon planına dayanır (Pechlaner 1971) ve dağların son ağaçlanma çizgisinin üzerinde yer alırlar. Bu bölgedeki vejetasyon, yüksekliğe ve enleme oranla sıcaklığa daha çok bağlıdır (Legros 1992). Alpin göller, düşük sıcaklık, düşük besin miktarı, yüksek miktarda UV ışınına ( nm) maruz kalma, kısa gelişme dönemi ve göllerin uzun dönem buzla kaplı olmaları gibi faktörlerden dolayı zor ve sert ekosistemlerdir. Bu yüzden bu göllerde yaşayan canlıların çeşitliliği az, fakat bollukları fazladır (Starkweather 1990). Alpin göl oluşumlarında, göllerin içlerinde bulundukları vadilerin eğimi ve güneşlenme miktarları rol oynamaktadır. Eğim fazla olduğunda, kışın biriken kar ve buz eriyerek vadilerden nehirlere karışır fakat eğim az olduğunda çukur ve kayaların çevrelerinde toplanırlar. Bir diğer oluşma şekli ise, örtülü buzulların (büyük buzul kütlelerinin morenler tarafından örtülmesi) üstlerindeki moren (glasiyel dönemlerdeki çöküntü kaya parçaları) yığınlarınınn çökmesiyledir. Verçenik dağında görülen ve bu tez çalışmasına konu olan göller, erimiş kar ve buzul bölümlerin bir çatlağı veya çukur bir alanı doldurmasıyla oluşmuştur. Alpin habitatlar insanların kullanımından uzak olduğu için bozulmamış ekosistemler olarak görülebilirler fakat bölgesel olarak oldukça az etkiye maruz kalmış olsalar da atmosferik partiküllerden etkilenirler. Şehirleşmiş ve sanayileşmiş bölgelerdeki aerosoller stratosferik rüzgarların etkileriyle dağlık bölgelere taşınırlar. Ülkemizde dağ gölleri ve bulundukları bölgeler yöre halkı tarafından yapılan yaylacılık faaliyetlerinin etkisi altındadır (Doğu vd. 1996). Verçenik bölgesindeki göller, alpin göllerin doğal gelişiminin bir sonucu olarak balıksızdır fakat, insan kullanımına en yakın olan gölde, yerel ve kişisel kullanım amacıyla göle bırakılan gökkuşağı alabalığına (Oncorhynchus mykiss e) rastlanılmıştır. 1

12 1.2 Literatür Özetleri Ülkemizde alçak kesimlerdeki limnolojik araştırmalar büyük bir hızla ilerlerken, alpin ekosistemlerdeki araştırmalar, dağlık bölgelere olan zor ulaşım koşullarından ötürü azdır. Yabancı kaynaklı çalışmalar genel itibariyle, tür çeşitliliğini belirlemeden ziyade, alpin göllerin ekstrem şartları ve bunları açıklamaya yöneliktir. Boavida ve Gliwicz (1996), Portekiz de bulunan alpin göllerin limnolojik ve biyolojik karakterlerini çalışmışlardır. Çalışmalarını fitoplankton ve zooplankton üzerinden yürütmüşlerdir. Göllerin biyolojik karakterlerni basit olarak nitelendirilirken, limnolojik olarak eşsiz bulmuşlardır. Altındağ (2000), Yedigöller (Bolu) Rotifera faunası üzerine bir çalışma yapmış ve toplam 31 tür tespit etmiştir. Bu türlerin tamamı Yedigöller için, 3 ü ise Türkiye için yeni kayıttır. Sommaruga (2001), Alplerde bulunan göllerde yaşayan canlılar üzerinde ultraviyole ışınlarının etkilerini ve mekanizmasını araştıran bir çalışma yapmış ve bu bölgelerde yaşayan canlılarda temel ekolojik sorunun ultraviyole ışınları olduğunu göstermiştir. Altındağ ve Yiğit (2004) Beyşehir Gölü nün zooplankton faunasının mevsimsel değişimi üzerine çalışma yapmışlar ve gölün trofi seviyesini mezotrofik olarak tespit etmişlerdir ve 32 Rotifera, 9 Cladocera ve 2 Copepoda olmak üzere toplamda 43 takson tespit etmişlerdir. Ustaoğlu (2004), Türkiye nin iç sularında bulunan zooplankton üzerine çalışmalar yapmış ve bir kontrol listesi yayınlamıştır. Bu tarihten sonra devam eden çalışmalarda, çeşitli araştırıcılar, Türkiye zooplankton veri tabanını daha da zenginleştirmişlerdir. Kaya ve Altındağ 2010 yılında, Türkiye rotifer faunasına on tür eklemişlerdir. Tunçel vd. (2004), Verçenik Dağı nda, yamaçlardaki güneşlenmenin de etkisiyle Verçenik Yaylası ndaki kalıcı kar sınırının 2640 m de olduğu gözlemlenmiştir. 2

13 Bunlara ek olarak, bölgedeki yaylacılık ve turizm faaliyetlerinin konu alındığı çalışmalar da bulunmaktadır. Bu çalışmalarda da yöre insanlarının yayla olarak nitelendirdikleri bölgeleri, yılın hangi mevsimlerinde ve ne kadar süre ile kullandıkları üzerinde durulmuştur. Bu çalışmalar incelendiğinde yaylaya çıkma ve bu bölgeyi kullanma zamanları değişiklik gösterse de yaylaların genellikle Haziran ve Ağustos ayları süresince kullanıldığı saptanmıştır. Ustaoğlu vd. (2005) Toros Dağları nda 1500 m ile 2600 m arasında değişen yüksekliklerde bulunan göllerde zooplankton faunasını çalışmışlar ve 116 zooplankton tür kaydı vermişlerdir. Bunlardan 69 tanesi rotifer, 33 tanesi cladoser ve 12 tanesi de kopepottur. Ek olarak Anostraca ve Conchostraca kayıtları da mevcuttur. Bölgede jeolojik ve coğrafik olarak yürütülmüş çalışmalar (Doğu vd ve Gürgen 2006) mevcuttur. Bu çalışmalar genel olarak bölgenin buzul şekilleri ve morfolojisi hakkında bilgiler vermektedir. Bölgede ağırlıklı olarak Pleistosen buzullaşması olduğu bu çalışmalarca kanıtlanmıştır. Doğu Karadeniz Dağları nın kuzeye bakan yamaçların daimi bir şekilde denize doğru eğim gösterirken, güneye bakan bölgelerin, daha çok engebeli ve yer yer yükseltili bulunduğu belirtilmektedir. Parker ve Schinler (2006), oligotrofik alpin bir gölde, çözünmüş organik nitrojen ve çözünmüş toplam fosfor oranlarından yola çıkarak, gölün trofik seviyesini belirlemişlerdir. Zooplankton ve fitoplankton türleri ile birlikte klorofil-a miktarını da tayin etmişlerdir. Bunlarla birlikte, gölde bulunan gökkuşağı alabalığıyla, kaldırılma sırasında ve balığın gölden tamamen kaldırıldıktan sonraki fito- ve zooplankton biomasları hakkında da bilgi vermişlerdir. Yıldız vd. (2007) ötrofik bir göl olan Marmara Gölü nde mevsimsel zooplankton değişimini incelemişler ve daha önce bu gölde yapılan bir diğer çalışma ile karşılaştırmışlardır Ustaoğlu vd. (2008) Uludağ daki buzul göllerinde ve akarsularında faunal çalışmalar yürütmüştür. Dağda bulunan 4 gölün rakımları 2270 m ve 2410 m arasında 3

14 değişmektedir. Çalışma sonucunda 36 zooplankton, 38 bentik ve 8 omurgalı tür teşhis etmişlerdir. Bu çalışma aynı zamanda yüksek dağ göllerinin yanı sıra akarsularında da yapılmış önemli bir çalışmadır. Kaya ve Altındağ (2009), Türkiye de 11 tatlısu sisteminde yapmış oldukları araştırma sonucunda, rotifer faunasına 11 yeni tür kaydetmişlerdir. Aygen vd. (2009) Antalya nın Gündoğmuş ilçesine bağlı, 2060 m yükseklikte bulunan Eğrigöl yüksek dağ gölünde, zooplankton faunası üzerine bir çalışma yapmışlardır. Araştırmacıların özellikle dikkatleri çekmek istedikleri nokta, yüksek rakımlarda bulunan göllerin, insan etkisinden daha uzak olduklarından ekolojik araştırmalar için oldukça uygun olduklarıdır. Eğrigöl de ise rotiferlerın diğer taksonlara göre daha baskın olduklarını bulmuşlardır. Sommaruga (2010), Himalaya lardaki alpin göllerde yaşayan kopepodlar üzerinde yapmış olduğu çalışmada, karetionidlerin mycosporin-like aminoasitlere (MAAs) oranla daha çok tercih edildiğini göstermiştir. Buyurgan vd. (2010) Asartepe Baraj Gölü nde zooplankton faunası ve mevsimsel değişimleri üzerine bir çalışma yapmış ve Türkiye zooplankton tür listesine yeni bir kayıt (Encentrum felis) eklemiştirler. Bu çalışmanın amacı; Verçenik Dağı (Rize) nın kuzey ve güney bölgelerinde bulunan glasiyel göllerin zooplanktonik canlı faunasının belirlenip, aynı göllerin su kalite parametreleri açısından bir karşılaştırmasının yapılmasıdır. Yüksek dağlar zoocoğrafik açıdan, canlı yayılışını sınırlayan önemli bariyerlerdir. Anadolu nun buzul ve buzullar arası dönemlerde kuzeyden gelen sucul canlılara sığınak görevi yaptığı bilinmektedir (Demirsoy 1996). Verçenik Dağı nın kuzey ve güney göllerinde yürütülen bu çalışma, Ağustos 2010 ve Temmuz 2011 de, göllerin limnolojik özelliklerinin ve kimyasal parametrelerinin ölçülmesini ve göllerden alınan zooplankton örneklerinin karşılaştırılmasını amaçlamaktadır. 4

15 Çalışmanın alanı ve konusu kapsamında Türkiye de oldukça az araştırma bulunmaktadır. Bu çalışmanın en önemli özelliği, Türkiye de şimdiye kadar yapılmış en yüksek rakımlı göl çalışması olmasıdır. 5

16 2. KURAMSAL TEMELLER 2.1 Alpin Göl Ekosistemlerinin Özellikleri Alpin göller bulundukları konum gereği, ağaçlanma sınırlarının üstünde yer aldıklarından zorlu çevresel koşullara sahiptirler. Bu göl ekosistemleri, organizmaların erişebileceği düşük besin miktarı, düşük sıcaklık, kısa gelişme süresi (3-5 ay), buzlu ve buzsuz dönemdeki ışık yoğunluğundaki aşırı değişimler ve güçlü UV ışınlarının periyodu gibi nedenlerden dolayı katı veya sert çevreler olarak düşünülebilinir (Sommaruga 2001) Sıcaklık Sıcaklık yüksekliğe bağlı olarak her 1000 metrede 10ºC azalır. Bu durumda örneğin, deniz seviyesinde 30ºC olan hava sıcaklığı 3000 metrede 0ºC olacaktır. Sıcaklığın bu denli düşük olmasıyla kışın yağan karla buz tutan göller, alçak enlemlerde bulunan göllere nazaran çok daha uzun süre buzul halde kalırlar. Sıcaklık organizma bünyesinde farklı streslere sebep olur. Örneğin, daha alçak kesimlerde yaşayan akrabalarına oranla daha geç erginleşme gösterirler ve yumurta gelişimi daha yavaştır. Uygun olmayan ortam koşulları, yani sıcaklığın düşük olması, alpin göllerde gelişme sezonunun kısa sürmesiyle rotiferlerde kış yumurtası, kladoserlerde ephippium oluşumuna veya cyclopoidlerin diapoz halinde yaşamalarına neden olur. Buzların eridiği dönemde, gölün büyük kısmı soğuk kalır. Güneşlenme miktarı özellikle kuzey bölgelerinde az olduğundan güneş ışınları fazla derine nüfuz edemez. Bu da gölün sadece ilk bir kaç metresinin ısınmasına neden olur (Williamson vd. 2010). Sıcaklığa ihtiyaç duyulan gelişim bu katmanda tamamlanır (Doyle vd. 2005) Ultraviyole ışınları Glasiyal göller, alçak enlemlerde bulunan göllere oranla daha yüksek oranda UV ışınlarından etkilenir. Alplerde 577m ve 3576m arasındaki yüksekliklerde UV-B ( nm) miktarını ölçmüş ve her 1000 metrede yaklaşık olarak %19 oranında artış 6

17 gözlemlemişlerdir (Blumthaler vd. 1992). Yüksekliğe bağlı olarak değişen bu parametre, bölgede bulunan bulutlara ve havadaki aerosole de büyük ölçüde bağlıdır. Maruz kalınan yüksek orandaki UV ışını canlılar üzerinde ölümcül etkilere sebep olduğu için bu bölgede yaşayan canlılar korunmak için çeşitli stratejiler ve özellikler geliştirmişlerdir (Sommaruga 2001). Bu özelliklerden bir tanesi melanin, karetinoid, scytonemin ve mycosporine-like aminoasiler (MAAs) pigmentlerinin üretimidir. Bu pigmentler, organizmaları direkt alınan güneş ışığından korur. Yüksek dağ göllerinde, özellikle kopepodların ve büyük kladoser türlerinin göl ortamında avcısının (balık) olmaması ve yüksek oranda güneş ışığına maruz kalmalarıyla, yeryüzünde oldukça nadir görülen seviyede renklenme gerçekleşir (Byron 1982). Kopepodlarda kladoserlere oranla çok daha renkli şekilde kendilerini gösteren pigmentasyon şekillerinde, sarımtırak, parlak kırmızı ya da mavimsi renkler gözlemlenebilir (Şekil 2.1). Karetinoidlerden kırmızı renklenme, karetinoid protein karışımından mavi renklenme gözlemlenir (Lampert ve Sommer 2007). Şekil 2.1 Alpin gölden alınan su örneği Yüksek orandaki gün ışığından korunmanın bir diğer yolu da eğer göl yeterince derinse ışık miktarının fazla olduğu saatlerde derinlere göç etmektir. Bu davranış zooplanktonların göllerdeki günlük dikey göçüdür (De Meester vd. 1999). Uzun süreli maruz kalınan UV ışınları, canlıların DNA yapısını bozarak timin dimerlerinin oluşmasına neden olmaktadır. UV-A ( nm) veya mavi ışık dalga 7

18 boylarında, bir fototamir mekanizması olan fotoliyaz enzimi aktive olur (Sommaruga 2010). Akuatik organizmalardaki bu fotoreaktivasyon mekanizması enerji harcanmadan gerçekleşir (Mitchell ve Karentz 1993). Fotoliyaz enzimi düşük sıcaklık şartlarında aktivitesini kaybeder, zaten UV ışın miktarı azalıp sıcaklık düştüğünde fototamir mekanizmasına ihtiyaç duyulmayacaktır (Sommaruga 2010) Çözünmüş organik madde Dağ göllerinde yüksekliğe bağlı olarak göl içerisinde çözünmüş organik madde miktarında bir azalma görülür. Son ağaçlanma sınırının üzerinde yer alan göllerin çevresinde, göle organik madde girdisini sağlayacak olan vejetasyon örtüsü alpin ekosisteme uyum sağlayacak şekilde indirgendiğinden göle girecek olan organik madde miktarında da bir azalma olacaktır. Bu durum göllerde asılı halde bulunan organik parçaların azalmasına ve berraklığın artmasına neden olur. Berraklığın artması ise göle gelen UV ışınlarının daha derinlere nüfuz etmesine neden olur. Bunlara ek olarak alpin göl çevrelerinde havayı ve gölü kirletecek insan kaynaklı herhangi bir etmen bulunmadığı için UV ışınları partiküllere çarpmadan göllere direkt nüfuz eder. Fakat polisiklik aromatik hidrokarbonlar, organik bileşikler ve ağır metaller stratosferik hava akımlarıyla bu bölgelere gelerek yağışlarla göllere giriş yaparlar. Bu nedenle iklimsel değişiklik çalışmalarına alpin göller eşsiz bir ortam sunar. Balıksız göllerde besin ağının son basamağı karnivor kopepodlardır. Güneş ışığının etkili olduğu gündüz saatlerinde yüzeydeki alglerle beslenmeye çıkan nauplius, kladoser ve rotiferler avcıları olan kopepodlar tarafından baskıya uğrarlar. Kopepodlar üzerindeki baskı ise yaşam süreleri boyunca maruz kaldıkları UV ışınlarının miktarıdır. 2.2 Çalışmaya Konu Olan Canlılar Alpin göller yukarıda belirtilen özelliklerden ötürü canlı yaşamı için oldukça zor koşulları ihtiva eder. Fakat buna rağmen predatör baskısı diğer habitatlara göre daha az olduğu için bu bölgelerde yaşamayı seçen canlılar da bulunmaktadır. Örnek verecek olursak; Porifera, Rotifera, Tardigrada, Hirudinea, Cladocera, Copepoda, Amphipoda, 8

19 Nematoda, Oligochaeta, Ephemeroptera, Odonata, Plecoptera, Heteroptera, Diptera taksonlarına ait bireyler alpin ekosistemlerde yapılmış çalışmalarda görülmektedir (Balian vd. 2008). Karşılaştırılması amaçlanan göllerde Rotifera filumu ve Crustacea nın iki alt sınıfı olan Cladocera ve Copepoda türleri üzerinde durulmuştur. Aşağıda bu canlıların genel özellikleri bahsedilmiştir Rotifera Rotifera; bünyesinde heterogonik Monogononta ve partenogenetik çoğalan Bdelloidleri içeren bir tatlı su metazoan filumudur (Segers 2008) ve Monogononta, Bdelloidea ve denizel türler olan Seisonidea olmak üzere üç grupla temsil edilir. Çok hücreli canlıların en küçük üyeleridirler. Günümüzde yaklaşık 2000 birey ile temsil edilirler. Segers e (2008) göre 1570 birey Monogononta ve 461 birey ise Bdelloid grubunda bulunmaktadır. Günümüzde ise rotiferlar Türkiye de 285 birey ile temsil edilirler (Kaya ve Altındağ 2010). Rotiferlerin büyük bir kısmı tatlı su hayvanı olmasına rağmen, yaklaşık 50 türü denizeldir. Okyanuslardan küçük su birikintilerine, ultraoligotrofik alpin göllerden lağım sularına, asidik sulardan nötral sulara kadar oldukça geniş akuatik alanlara yayılış gösterirler. Bunların yanı sıra, liken, karayosunu gibi biyofilm üzerine yaşayan türleri de mevcuttur. Kozmopolit canlılardır. Sucul ortam fitoplankton, bakteri veya besin maddelerince ne kadar zenginse litredeki rotifer miktarı da o kadar fazladır. Örneğin alpin göllerde litrede 1000 birey olabiliyorken lağım sularında bu oran bireye çıkabilmektedir. Rotiferalar su kalitesinin saptanmasında kirlilik indikatörü olarak kullanılmaktadır (Sladecek 1983). Rotiferlerin birçoğu planktonik yaşamasına rağmen, sesil, parazitik ve koloni halinde yaşayan türleri de bulunmaktadır. Bdelloidea grubu üyeleri biyofilm, liken ve ciğerotları üzerinde yaşarlar, topraktaki nem yoğunluğuna bağlı olarak bulunma miktarları değişir ve bu özellikleri ile topraktaki besin döngüsünde önemli bir yere sahiptirler. 9

20 Monogonontlar çeşitli balıkların, böcek larvalarının ve kopepodların besinini oluştururlar. Bdelloidler, büyük ve tabakalaşan derin göllerde, mevsimsel küçük göllerde, çamur birikintilerindeki su topluluklarında, yosun ve likenlerin üzerindeki ince su filmi gibi oldukça çeşitli habitatlara yayılmışlardır. Bunların haricinde Bdelloidler sıcak su kaynaklarında bulunabildiği gibi antarktiklerdeki buzul göllerinde, hiperasidik ve alkalin göllerde de gözlemlenebilirler (Pejler 1995). Rotiferaların özellikle Bdelloidlerin ekstrem ortam şartlarına uyum sağlamaları iki özelliğe bağlıdır. Bunlardan birincisi amiktik yumurtalarla partenogenik çoğalması, ikincisi ise suyun buharlaşmasıyla tetiklenen ve bir çeşit dormans faz olan anhidrobiyosisin görülmesidir. Bu özellikler sayesinde sucul ekosistemin kuruması veya yok olması tehlikesiyle karşılaşıldığında yoğunluğu az olan populasyon partenogenetik üreyerek aşırı çoğalma gösterir ve arkasından anhidrobiyotik faza geçerek bu kötü ortam koşulları atlatılır (Ricci ve Caprioli 2005). Monogonontlarda ise ortam koşulları kötüleşince eşeyli üreme ile yumurtaların etrafı dayanıklı kistik bir kapsül ile kaplanarak kış yumurtaları oluşturulur. Ortam şartları düzelince populasyon tekrar kurulur. Rotiferlar çok hücreli hayvanların en küçükleridirler, boyları yaklaşık olarak 50 µm ile 2000 µm arasındadır (Wallace 2002). Bilateral simetrili ve eutelik metezoandırlar. Baş kısmında bulunan silli bir krona, lorikalı veya lorikasız olabilen ve içerisinde mastaksı bulunduran kese şeklindeki bir gövde ve bazılarında tırnakları da olan ayaklar ile birlikte üç bölümden oluşmaktadırlar (Şekil 2.2). 10

21 Şekil 2.2 Üç rotifer grubunun genel şekilleri (Jennings ve Mark Welch 2008) a. Seisoneid b. Bdelloid c. Monogonont Rotiferlerde baş; krona, ağız ve mastakstan yani yakalama ve öğütme kısımlarından oluşur (Jennings ve Mark Welch 2008). Bunlara ek olarak serebral gangliyonlar da bu bölgede bulunmaktadır. Kimyasal uyarıları alan almaçlar hem kronada hem de gövdede veya kuyrukta bulunabilirler, mekanik ve ışığa karşı uyarıları alan almaçlar ise krona üzerinde bulunurlar. Beynin üzerinde bir ya da iki adet fotoreseptör hücreden oluşmuş göz beneği bulunabilir, bu benekler üreme gerçekleşirken fotik düzenleyici olarak işlev gösterir. Baş bölgesinde bulunan, hareket ve su akımı meydana getirerek besin alımını sağlayan krona; trochus (içteki sıra) ve cingulum (dıştaki sıra) adı verilen iki halka şeklindeki sil dizisinden oluşmuştur. Kronanın türlere göre değişen çeşitli varyasyonları mevcuttur (Şekil 2.3). Örneğin, Trochosphaera da ekvatoral bölgeden vücudu çevrelerken, Seison da kısmen körelmiş ve Apsilus ta tamamen kaybolmuştur. 11

22 Şekil 2.3 Krona tipleri (Koste 1978) a. Notammata tip (ventral görünüş), b. Brachionus tip (ventral görünüş) c. Asplanchna tip (ventral görünüş), d. Conochilus tip (lateral görünüş), e. Hexarthra tip (lateral görünüş), f. Euchlanis tip (ventral görünüş), g. Colletheca tip (lateral görünüş) Notommata tip: Bukkal alan oldukça uzamış ve geniş, ağız orta konumlu, trochus az gelişmiş (Şekil 2.3 a) Brachionus ve Euchlanis tip: Planktonik ya da bitkiler arasında yaşayan türlerde görülür. Sil çelengi ağzın üzerinde konumlanmış, apikal alan küçük, bukal alan çok az sillidir (Şekil 2.3 b ve f) Asplanchna tip: Genellikle planktonik türlerde bulunur. Apikal alanın oldukça geniş olmasına karşın bukkal alan gelişmiştir (Şekil 2.3 c). Conochilus tip: Sesil ve serbest yüzen türlerde görülür. Trochus, sirkumapikal bölge ve cingulum iyi gelişmiş, ağız dorsal konumludur (Şekil 2.3 d). Hexarthra tip: Apikal alan oldukça iyi gelişmiş, trochus ve cingulum gerilemiştir sesil ve planktonik türlerde bulunur (Şekil 2.3 e). Collotheca tip: Genellikle dip kısımlarda yaşayan türlerde bulunur. Bukkal alan alt kısımda ağzı da içine alan bir huni şeklinde, siller gerilemiş, ancak bukkal alanın kenarları duyu kılları taşıyan loblar şeklindedir (Şekil 2.3 g) 12

23 Organların bir çoğu; mide, mide bezi, barsak, kloak, anüs ve üreme organı gövdede bulunmaktadır. Basit bir boşaltım sistemi olan rotiferler sayısı 6 ile 100 arasında değişen alev hücrelerine sahiptir. Asplanchna da mide kapalı sonlanır; buna bağlı olarak barsak, kloak ve anüs bulunmaz. Sesil formların barsakları arka taraflarından dönerek öne doğru uzanır ve bu şekilde evciğin kenarından anüsün dışarı açılması mümkün olur. Krona ve ağızla başlayan besini yakalama ve sindirim süreci, besinin parçalanması ve bazı durumlarda yakalanması için kaslı farinks olan mastaksa ulaşır. Mastaksın iç kısmında Trofi adı verilen karmaşık yapılı, plaka ya da çubuk şeklinde, asidik mukopolisakkaritlerden oluşmuş öğütücü dişler bulunur. Yutak duvarından oluşmuş kaslarla trofinin kısımları hareket ettirilir. Emme pompası olarak kullanılan türlerde buraya sindirime yardımcı bezler de açılabilir. Bu bölgeden geçen besin daha sonra dar yapılı özafagustan, silli, büyük hücreli ve çok sayıda bez taşıyan mideye geçer, barsak ve çoğu zaman anüs ile sindirim son bulur. Besinleri yakalama şekli türlere göre değişiklik gösterebilir, süzme, yakalama ya da parçalama ile besinler elde edilir. Genellikle Bdelloidea grubu süzerek, omnivor beslenenler ise parçalama ile besinlerini alırlar. Trofi, canlının beslenme biçimine göre fonksiyonel ve yapısal olarak şekillenir. Mastaksın ilkin özelliği, rotiferlerin alt gruplarının beslenme alışkanlığına bağlı olarak değişen, yemek parçalarını tutma veya yutma ile yakalamaktır. Rotiferalarda tür teşhislerinde her türe özgü olan trofi yapısı önemli rol oynar. Trofinin temelde 2 önemli yapısı vardır; bunlardan incus bir çift rami ile fulkrumun birleşmesiyle oluşur, her ramiye bir adet malleus birleşir. Malleuslar da manubrium ve uncustan oluşur (Şekil 2.4). Tür teşhisinde önemli yeri bulunan trofinin 9 çeşidi bulunmaktadır, bunlar şekil 2.5 te verilmiştir. 13

24 uncus manubrium malleus rami fulkrum incus Şekil 2.4 Cephalodella misgurnus (Wulfert, 1937) ve Lindia deridderae (Koste, 1979) de trofi tipleri (Kaya ve Altındağ 2010 ve Rotiferlerda solunum ve dolaşım sistemleri bulunmadığı gibi, kas dokusu, sinir, sindirim, üreme sistemleriyle protonefridyumları içine alan yalancı söloma sahip canlılardır. Nematoda ve Tardigrada da görülen bir özellik olan eutely (yetişkin organizmalarda her bir organın hücre sayısının sabit olması) rotiferelerde de gözlemlenmiştir (Kolisko 1974, Pourriout 1977). Rotiferlerin bazılarında gövde bölgesinde bulunan kütikula kalınlaşarak Lorica yı meydana getirir. Lorica eğer kalın ise Lorikat ince ise İllorikat formunu alır. Lorika kısmında bazı türler avcılarından korunmak için spin, pedal (Polyarthra) veya kürek (Hexarthra) şeklinde esnek yapılı vücut uzantıları oluşturur. Bu yapılar aynı zamanda canlıya pozitif yüzerlik kazandırır. Sesil yaşayan formlar, dışkılarının ve yabancı maddelerin de katkısıyla evcik oluştururlar (Melicerta). 14

25 Şekil 2.5 Farklı trofi şekilleri (Fontaneto vd. 2008). Ölçü = 10 µm; a, alula; b, basal chamber; f, fulcrum; i, intramalleus; m, manubrium; r, ramus; s, subbasal chamber; u, uncus. 9 farklı trofi tipinin SEM görüntüleri. 1-3, malleate: 1, Brachionus plicatilis; 2, Proales similis; 3, Colurella colurus; 4, malleoramate: Testudinella clypeata virgate: 5, Trichocerca pediculus; 6, Cephalodella sp.; 7, Pleurotrocha atlantica. 8, uncinate: Cupelopagis vorax (freshwater species); 9, incudate: Asplanchna priodonta; 10, cardate: Lindia tecusa; 11-17, forcipate: 11, Aspelta europaea; 12, Dicranophoroides caudatus; 13, Encentrum algente; 14, Dicranophorus forcipatus; 15, Erignatha clastopis; 16, Myersinella uncodonta; 17, Itura myersi , ramate: 18, Zelinkiella synaptae; 19, Philodinavus paradoxus. 20, fulcrate: Seison annulatus 15

26 Bazı rotiferler tamamen gözsüzken çoğunda göz beneği bulunmaktadır. Genelde beynin üzerine yerleşmiştir ve üremenin gerçekleşmesinde fotik düzenleyicidir. Mekanik reseptörler ve kemoreseptörler kronanın çevresine yerleşmiştir. Aynı zamanda gövdede, dorsalde ve kaudalde de almaçlar bulunabilir. Rotifera nın üç grubunda da üreme farklı şekillerde gözlemlenir. Erkek bireyin olmadığı Bdelloid grubu aseksüel ürerken, denizel grup olan Seisonida mayoz ile üreme hücrelerini oluşturur. Bünyesinde diğer gruplara göre daha fazla türü barındıran Monogonontlar ise siklik partenogenesiz ile ürerler, koşullar değiştiğinde bu grupta eşeyli üreme de görülür (Şekil 2.6). Eşeyli üreyen gruplarda eşeysel dimorfizm görülür, erkekler bireyler dişilere oranla daha küçüktürler. Ortam şartları kötüleştiğinde partenogenetik dişiler tarafından oluşturulurlar. Seisonoidler ovipar, monogonont ve bdelloidler ovovivipar veya vivipardırlar. Şekil 2.6 Rotifera alt gruplarında yaşam siklusları (Jennings ve Mark Welch 2008) a. Seisonoicae b. Monogononta c. Bdelloidea Ovipar çoğalan bireylerde yaz ve kış yumurtaları gözlemlenir. Bunlardan yaz yumurtaları ince kabukludur ve yaz döneminde oluşurlar, büyük yumurtalardan dişi bireyler oluşurken küçük olanlardan erkek bireyler oluşur. Ortam koşullar zorlaştığında ortaya çıkan erkek bireylerin normal şartlarda partenogenetik çoğalan dişileri döllemesiyle zorlu koşullara dayanıklı olan kış yumurtaları oluşur. İlkbaharda bu yumurtalardan amiktik dişiler çıkar ve partenogenetik olarak çoğalmaya devam ederler. 16

27 Monogonontlarda ortam koşullarına dayanıklı kış yumurtaları gözlemlenirken (Nogrady vd. 1993), bdelloidlerde de kriptobiyoz görülür (Ricci 1998). Partenogenez, tatlı su ortamları ve biyofilmler düşünüldüğünde bu canlılar için hayati önem taşır. Tatlı su ortamları veya karayosunu, liken gibi ortamlar her daim kuruma tehlikesi ile karşı karşıya olduğundan bu ortamlarda yaşayan canlıların da ortama uyum sonucu hızlı bir üreme biçimi olan partenogenezi seçmesi doğaldır. Rotifera larda çeşitli beslenme şekilleri gözlemlenir. Predatör bireyler olabileceği gibi parazitik formlarda bulunmaktadır. Karnivor olarak beslenen rotiferlerde (örneğin Collotheca) korona daha genişlemiştir Cladocera Cladocera lar (su pireleri) başlıca tatlı su mikrocrustacean zooplanktonlarından monofiletik bir gruptur (Forro vd. 2008). Crustacea altfilumunun Branchiopoda sınıfında yer alırlar ( Boyları yaklaşık olarak 0.2 mm den örneğin, Chydorus sphaericus 18 mm ye örneğin, Leptodora kindtii ulaşabilmektedir. Pelajik, bentik veya littoralde yaşarlar. Çoğunlukla tatlı sularda bulunmasına rağmen tuzlu sularda (örneğin, Podonidae), acısularda (örneğin, Anomopod) ve yeraltı sularında da görülmüşlerdir. Gövde ve ayaklar saat camı şeklinde iki karapaksın birleşmesi ile oluşan boşlukta yer alır. Baş bariz bir şekilde karapaksın dışında yer alır. Başın ön tarafından, göğüse yakın olan tarafında rostrum bulunur. Vücudun önünde veya arkasında spin bulunabilir. Tür teşhisinde önemli bir yeri olan postabdomen kısmı karın tarafına doğru kıvrıktır ve hareketi sağlayan diğer bir yapıdır. Hareketi sağlayan asıl yapı başın üzerinde bulunan ikinci antenlerdir. Birinci anten rostrum yapısının hemen yanında yer alır. Dişilerde daha az gelişmiştir. Büyük ve bileşik bir göz başın hemen üzerinde yer alır (Tanyolaç 2009). Işığa duyarlı olan bazı türlerde örneğin Cydorus sphaericus, Macrothrix hursiticornis vb. gözün arkasında ocellus (naiplius gözü) adı verilen bir duyu organı bulunmaktadır (Şekil 2.7), bazı türlerde ise bu organ tamamen körelmiştir. 17

28 İkinci anten Rostrum Thorapod Birinci anten Yumurta Anüs Postabdomen Tırnak Ocellus Bileşik göz Baş Gövde Ephippium Karapaks Şekil 2.7 Farklı kladoser türlerinin genel yapısı (Forro vd. 2008) A. Sida crystallina B. Bythotreps longimanus C. Alona sp. D. Leptodora kindtii Bazı türlerde örneğin Alona cinsine sahip bireylerde kütikula üzerinde süsler görünebilir. Yoğun UV ışınına maruz kalan bireylerde şeffaf olması gereken karapaksta karetinoidlerin birikimiyle kahverangi-siyah renklenme göze çarpar (Mucklow ve Ebert 2003). 18

29 Cladocerlerin çoğalmaları siklik partenogenez sonucunda üretilen bir çeşit yaz yumurtası olan Subitan yumurtalar ile olur. Ancak ortam şartları kötüleştiğinde veya sonbaharda erkek bireyler ortaya çıkarlar ve dişilerle çiftleşerek kış yumurtaları olan Latent Yumurtaların oluşumunda görev alırlar. Ephippium içinde bir ya da iki yumurta bulunabilir. Partenogenetik çoğalmada yumurta sayısı türün büyüklüğüne göre değişiklik gösterebilir (Şekil 2.8) Şekil 2.8 Daphnia magna, Chydorus sphaericu ve Alona affini te yumurta görünümleri A. 15 dakika aralıklarla fotoğrafı çekilen Daphnia magna da yumurta gelişimi, ilk oluştuklarında ince, uzun ve kıvrık şekilde olan yumurtaların gelişmenin devamında yuvarlak hale geçtikleri görülmektedir( B. Chydorus sphaericus ta görülen yumurta, C. Alona affinis te gözlemlenen yumurta Kış yumurtalarının gelişmesi için döllenmesi ve dinlenme evresi geçirmesi gerekmektedir. Kış yumurtalarını oluşturan canlılar yumurtaları ya serbest halde suya bırakırlar ya da karapaksın kuluçka bölgesinde ephippiuma çevirirler (Şekil 2.9). Suya bırakılan ephippiumlar, saat camı şeklinde iki kitin tabakanın birleşmesinden 19

30 oluşmuştur. İçerisinde yumurtanın beslenmesi için albumin bulunabilir. Ephippiumlar donma, kötü koşulların oluşması, besin azlığı gibi durumlarda populasyonun hızla artarak oluşturduğu ve populasyonun tekrar kurulmasında görev alacak olan yumurta biçimleridir. Yumurta gelişimi doğrudan doğruya olur sadece Leptodora cinsine ait türlerde yumurtalardan çıkan bireyler naiplius ve metanaiplius evresi gösterirler. Şekil 2. 9 A,B Kurumuş bir gölün sedimanı ve bu sedimanın yüzeyinde kalan Daphnia larda ki ephippiumlar görülmektedir, C. Daphnia longispina da gözlemlenen ephippium yapısı ( ( Cladocerlerde çeşitli beslenme şekilleri görülmektedir, örneğin Chydorus cinsine ait bireyler filtrasyonla beslenirken, Leptodora ve Polyphemus cinsleri ise avlanarak beslenirler (Wetzel 1983). Avlanarak beslenen Leptodora lar, daha çok gece ortaya çıkan canlılardır. Gündüz saatlerinde göllerin derin kısımlarında bulunurlar, güneşin gitmesiyle avlanmak için gölün yüzeyine doğru çıkarlar (Tanyolaç 2009). 20

31 KIadoserlerin bazı türlerinde siklomorfozis görülmektedir. Daphnia cuculleta nın mevsimsel gelişmesi gözlemlendiğinde yazın baş kısmının uzadığı kışın ise daha yuvarlaklaştığı görülmüştür (Lampert ve Wolf 1986) Copepoda Copepoda sınıfının bilinen türü bulunur. Bunlardan 2814 tanesi tatlı su ortamlarında yaşarken, geri kalan büyük çoğunluk denizeldir (Boxshall ve Defaye 2008). Copepoda sınıfının on ordosunun denizel ortamdan geldiği ve buna bağlı olarak, kopepodaların denizden orijin aldığı bilinmektedir (Huys ve Boxshall 1991). Kopepodlar, yeraltı sularından glasiyal göllere, kaynak sularından hipersalin göl ortamlarında kadar neredeyse bütün tatlı su ortamlarında bulunabilirler. Kopepodlar pelajik, bentik veya parazitik olarak yaşayabilirler. Tatlı su kopepodlarından parazitik olarak yaşayanların konakçıları, genellikle balık ya da mollusklardır. Bunlara ek olarak medüzler, süngerler veya kerevitlerle kommensal yaşayabilirler. Tatlı sularda besin döngüsünde oldukça önemli görevleri bulunmaktadır. Balıkların ve omurgasızların temel besin maddesini oluştururlar. Populasyon büyüklükleri okyanuslarda inanılmaz derecede büyük boyutlara ulaşır. Bu yüzden enerji akışında çok önemli görevleri vardır. Okyanuslarda süzerek beslenen balinaların besin maddesini oluştururlar. Çeşitli beslenme şekilleri gösterebilirler, karnivor veya herbivor olabilirler. Sayılarının oldukça fazla olduğu göllerde, bol miktarda fitoplankton ve detritus tüketirler. Solunumlarını vücut yüzeyi ile yaparlar. Bileşik gözleri bulunmaz fakat başın ortasındaki nauplius gözü tüm kopepodlarla bulunur. Sucul ortamda, özellikle ekstrem koşullara sahip dağ göllerinde UV nin de etkisiyle renklenme gösteren kopepodları gözlemlemek oldukça kolaydır. Vücut uzunlukları yaklaşık 2 mm kadar (Tanyolaç 2009) olsa da, en büyük kopepod 32 cm ile Pennella balaenoptera türünün dişisi, en küçük kopepod ise 0.09 mm boyunda parazitik bir kopepod olan Mysidion dur. 21

32 Tatlısularda başlıca Calanoid, Cyclopoid ve Harpacticoid olmak üzere üç tip kopepod öne çıkar (Şekil 2.9). Serbest yüzen türler vücut yapılarından belirgin bir şekilde ayırt edilebilir (Cirik ve Gökpınar 2006). Şekil 2.10 Başlıca üç tatlısu kopepodunun genel yapısı ( Kopepodlar, ayrı eşeylidirler ve çiftleşerek ürerler. Kladoserlerdeki gibi ephippiumları bulunmaz, zor koşulları diapoz halinde geçirirler. Metamorfoz gözlemlenir. 6 nauplius evresinden sonra 6 copepodit evresi geçirirler ve 12. evrede ergin birey oluşur. Nauplius evreleri N1, N2,... diye adlandırılırken copepodit evreleri ise C1, C2,... diye adlandırılır. Aşağıda Diaptomus spp. evreleri görülmektedir (Şekil 2.11) 22

33 Şekil 2.11 Diaptomus spp. nin nauplius ve copepodit safhaları a. N1-N6, D. kenai nin nauplius safhaları ventral görünüm (Green ve Northcote 1982), b. N5 D. gracilis in N5 evresi, lateralden görünüş (Gurney 1931), (c d) C1 C5 Diaptomus sp. e ait copepodit evreleri (Shih ve Maclellan 1997 ve Einsele 1989), c. lateral görünüm, d. dorsal görünüm Copepoda teşhisinde diagnostik karakter olan birinci antenler büyük önem taşır. Vücut baş, thorax ve abdomenden oluşur. Ön bölgeye (baş ve thorax) prosome, arka bölgeye (abdomen) ise urosome adı verilir. Birinci antenin segmentlerinin sayısı gruplara göre değişiklik gösterir, Kalanoidlerde segment bulunurken, Cyclopoidlerde 6-17 segment, Harpacticoidlerde ise 9 veya daha az segment gözlemlenir (Tanyolaç 2009). 23

34 3. MATERYAL VE METOD 3.1 Arazi Çalışması Yapılan Alan Çalışma alanı olarak, Kuzey Anadolu Dağları nın Doğu Karadeniz Bölümü nde, Kaçkar Dağlarında ve Rize sınırları içerisinde bulunan 3709 m yüksekliğinde Verçenik Dağı (Üç Doruk) eteklerinde bulunan çok sayıdaki glasiyel göllerden, kuzey ve güney bölgelerindeki göller seçilmiştir. Güney ve kuzey göllerin ayırımı, Verçenik Yaylası nın Erzurum ilinin İspir ilçesine doğru olan yönünde Hemşin Gediği geçidinin, kuzey ve güneyinde kalmasıyla olmuştur (Şekil 3.1). Verçenik Dağı Zirvesi Kuzey Göl 4 Kuzey Göl 3 Kuzey Göl 2 Kuzey Göl 1 Hemşin Gediği Güney Göl 4 Güney Göl 3 Güney Göl 2 Güney Göl 1 Şekil 3.1 Verçenik Dağı ve çalışmaya konu olan göllerin lokasyonu 24

35 Bölgenin yağış rejimi oseyanik iklimin etkisi altındadır. Çalışmaya konu olan göllerin bulunduğu bölgede Avrupa-Sibirya fitocoğrafik bölgesinin alpin bitki örtüsü hakimdir. Son ağaç sınırı m civarındadır. Dolayısıyla göllerin çevresi tamamen ağaçsızdır ve alpin çayırlarla kaplıdır. Rize ilinin ortalama güneşlenme süresi Temmuz ayında 5.3 saat, Ağustos ayı ortalama güneşlenme süresi ise 5.1 saattir. Ortalama yağış miktarı ise Temmuz ayında kg/m 2, Ağustos ayında ise kg/m 2 dir. Ortalama olarak en yüksek sıcaklık Temmuz ayında 26.3 C iken Ağustos ayında 26.7 C dir. Ortalama en düşük sıcaklık Temmuz 19.7 C iken Ağustos 20.1 C dir( Çizelge 3.1 Göllerin yüzey alanları Kuzey göl 1 111,400 m 2 Güney göl m 2 Kuzey göl 2 8,250 m 2 Güney göl 2 5,000 m 2 Kuzey göl 3 104,100 m 2 Güney göl 3 10,600 m 2 Kuzey göl 4 20,500 m 2 Güney göl 4 22,680 m 2 Çalışma alanında, 8 göl bulunmaktadır. Bunlardan 4 tanesi kuzey tarafında yer alırken diğer 4 göl de güney yamacında yer almaktadır. Kuzey tarafında yer alan göller Kapılı Göller olarak bilinmektedir. Bu göllerin konumsal özellikleri; Kuzey Göl 1 (K1), (40 42' 33.39" N / 40 54' 47.06" E), çalışmaya konu olan göllerin en büyüğüdür ve balıksızdır. Buradan çıkan su, diğer gölleri beslemektedir, suyun çıkış debisi fazladır fakat, su açıktan akmak yerine kayaların altından akmaktadır, bu da bir sonraki göle tür geçişini sınırlar (Şekil 3.2). Göle aktif bir su girişi bulunmamaktadır, su girişi erimiş kar sularıyla olur. Derinliği ortalama 10 ile 15 m arasındadır. Bu göl 2 istasyon şeklinde çalışılmıştır. Kuzey Göl 2 (K2), (40 42' 43.05" N / 40 54' 44.65" E), kuzeydeki 1. gölden çıkan suyla beslenen, sığ bir göldür ve balıksızdır (Şekil 3.3). Derinliği yaklaşık olarak 3 veya 4 m arasında değişmektedir. 25

36 Şekil 3.2 K1, K3 ve K4 numaralı kuzey gölleri ve Verçenik Dağı nın üç doruğundan bir tanesi Kuzey Göl 3 (K3), (40 42' 54.12" N / 40 54' 47.88" E), kuzeydeki 2. büyük göldür. Kuzey 4 gölüne bırakılan gökkuşağı alabalıklarına (Oncorhynchus mykiss) bu gölde de rastlanmıştır (Şekil ). Su girişi kendisinden üstte kalan göllerden (K1 ve K2) olur. K1 gölünden biraz daha küçüktür fakat diğer göllerden daha büyüktür. Derinliği K1 gölüyle hemen hemen aynıdır ve yaklaşık olarak 15 m dir. Kuzey Göl 4 (K4), (40 43' 8.04" N / 40 54' 53.19" E), kuzey yönünden göller bölgesine gelirken karşılaşılan ilk göldür, içerisinde 2000 yılında yöredeki insanlar tarafından konulmuş gökkuşağı alabalığına rastlanılmıştır. Kuzeyde bulunan göllerin su çıkışı bu gölden olmaktadır. Derinliği yaklaşık olarak 7 ile 9 m arasındadır. Su çıkışları birleşerek alpin dereler şeklini alır ve Çat ilçesinde Ayder Yaylası ndan gelen diğer bir dereyle birleşerek Fırtına Deresi ni oluştururlar (Şekil ). 26

37 Şekil 3.3 K2, K3 ve K4 numaralı kuzey gölleri Kuzey gölleri birbirlerine, K1 den çıkan su ile bağlıdır, yani K2, K3 ve K4 ü, K1 den çıkan su beslemektedir. Fakat güney gölleri birbirleriyle hiç bir şekidle bağlı değildir. Birbirine oldukça yakın olan G1 ve G2 nin arasında cografi bariyer bulunmaktadır. Güney Göl 1 (G1), (40 41' 28.34" N / 40 54' 0.55" E), Hemşin Geçidi nden geçtikten sonra en aşağıda bulunan ve en küçük olan göldür. Arazi çalışmaları sırasında Temmuz ve Ağustos aylarında gölün su seviyesinin değiştiği gözlemlenmiştir, su seviyesinin değişimi gölün derinliğini de değiştirmektedir. Ağustos 2010 arazi çalışmaları sırasında derinlik yaklaşık olarak 2 m iken Temmuz 2011 çalışmalarında 4 5 m civarında gözlemlenmiştir (Şekil 3.4). Göl balıksızdır. 27

38 Şekil 3.4 G1 ve G2 numaralı Güney Gölleri Güney Göl 2 (G2), (40 41' 29.64" N / 40 53' 59.38" E), güney göl 1 ile birbirlerine çok yakındır ancak herhangi bir birleşim yoktur. Çok sığ ve sedimanı fazladır. Derinliği 1m bile değildir. Gölün devamı çayırlık şeklindedir (Şekil 3.4). Güney Göl 3 (G3), (40 41' 45.74" N / 40 54' 3.87" E), balıksız, G1 ve G2 den daha büyük fakat G4 ten daha küçüktür. Derinliği ise yaklaşık olarak 4 5 m arasındadır. Su girişi bulunmamaktadır (Şekil 3.5). Güney Göl 4 (G4), (40 42' 9.13" N / 40 54' 20.71" E), güney yamacındaki en büyük ve Hemşin Gediği nden sonra ulaşılan ilk göldür. Güneydeki en derin göldür, yaklaşık olarak 8 m civarındadır. Göle, su girişi sağ üst köşeden gelen erimiş kar sularıyladır, su çıkışı ise sol alttan vadiye doğrudur (Şekil 3.6). 28

39 Şekil 3.5 Güney Göl 3 Şekil 3.6 Güney Göl 4 29

40 3.2 Zooplankton Örneklerinin Alınması Çalışması yapılan göller çok büyük olmadığından, göllerin karakteristiklerini belirleyecek şekilde bir istasyondan örnek alınmıştır. Göller, altlarında bulunan kalıcı buzun ve alpin iklimin etkisi altında olduğundan Eylül Ekim gibi donarken, Mayıs Haziran aylarında ancak çözünmeye başlar. Bu yüzden arazi çalışmaları, Ağustos 2010 ve Temmuz 2011 olmak üzere iki ay örnekleme çalışması şeklinde yapılmıştır. Zooplankton örneklerinin toplanmasında, ağız çapı 20 cm olan ve göz aralığı 55 µm olan, uç kısmında ise musluklu bir kollektörü bulunan Hydro-Bios Kiel marka, Hensen tipi plankton kepçesi kullanılmıştır. Örnekler, kıyıdan, vertikal horizontal olacak şekilde alınmıştır. Alınan zooplankton örnekleri 100 ml ve 200 ml lik plastik şişelere konulmuş ve üzerine konsantrasyonu %4 olacak şekilde %37 lik formaldehit eklenerek fiksasyonu sağlanmıştır. 3.3 Zooplankton Örneklerinin İncelenmesi ve Hesaplanması Arazi çalışması sırasında tespit edilmiş örnekler laboratuvara getiririlip Leica marka inverted mikroskop altında tür teşhisi yapılmıştır. Sayım işlemi, Leica marka DM-LS Type model mikroskop altında yapılmıştır. Teşhis edilen örneklerin fotoğrafları ise Leica marka DFC320 model mikroskop kamera sistemi ile çekilmiştir. Her örnek kabı homojen bir şekilde karıştırılmış ve içerisinden 1 cc lik örnek alınarak sayım lamına konulmuş ve bu işlem her göl için 2 kere tekrar edilmiştir. Daha sonra sonuçların ortalaması alınarak 1m 3 sudaki zooplankton sayısı hesaplanmıştır. Hesaplamada kullanılan formül; 1 m³ deki birey sayısı = 100 cc 1 cc deki birey sayısı x π r² h = 3,1428 r = Kepçe yarıçapı (cm) h = Çekme derinliği (cm) 30

41 Zooplankton türlerinin teşhisinde, Ward ve Whipple (1945), Edmonson (1959), Flössner (1972), Kolisko (1974), Harding ve Smith (1974), Koste (1978), Kieffer ve Fryer (1978), Dumont ve Pansaert (1983), Nogrady ve Pourriot (1995), Segers (1995), De Smet (1996), Simirnov (1996) gibi kaynaklardan yararlanılmıştır. Örneklerin sayım işlemi ise Botrell vd. (1976) a göre yapılmıştır. 3.4 Fiziksel ve Kimyasal Özelliklerin Tespiti Bölgenin GPS koordinatı Garmin marka, 60GSx model GPS cihazıyla belirlenmiştir. Sıcaklık (T); YSI 51 Oxygenmeter, OH, USA ile, ph; WTW 340-A/SET-1 ph-meter, Wilheim, Germany ile, çözünmüş oksijen (DO); YSI 51 Oxygenmeter, OH, USA ve elektrik iletkenliği (EC) ise; WTW LF 92 condoctometer Weilheim, Germany ile ölçülmüştür. GPS cihazı haricindeki aletler Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Algoloji laboratuarından temin edilmiştir. 3.5 Klorofil a Derişimi Klorofil a tespiti için, bu bölgedeki göllerin içerisinden bir göl seçilmiş ve Youngman (1978) in geliştirmiş olduğu yöntem ile hesaplaması yapılmıştır. Prosedür basamakları şu şekildedir (Atıcı 1999, Çelekli 2006); 1- Gölden alından 0.5 lt hacmindeki örnek, selüloz asetat filtre kağıdından (Whatman GF/C) süzülür. Bu işlem, olabildiğince hızlı ve güneş ışınından korumalı olarak yapılmalıdır. 2- Süzütünün bulunduğu filtre kağıdı 14 ml %90 lık metanol ün bulunduğu ml lik kapaklı cam şişeye konulur. 3- Arazi çalışmasından laboratuvara gelinceye kadar örneğin bozulmaması için, şişeden buharlaşma olmayacak şekilde kapatılmalı ve 0 C 4 C arasında muhafaza edilmelidir. 4- Labortauvara getirilen örnek şişeler, 70 C lik su banyosunda 10 dakika bekletdildikten sonra su banyosundan alınarak karanlık bir yerde 5 dakika bekletilir. 31

42 5- Şişe içerisindeki selüloz asetat filtre cam çubukla ezilerek metanol ile iyice yıkanması sağlanır ve metanol santrifüj tüplerine alınarak 5000 devir/dakika ile 5 dakika santrifüjlenir. 6- Saf metanol kullanılarak 665 nm de spektrofotometrenin sıfır ayarı yapılır. Santrifüj sonunda tüplerden süpernatant alınarak 665 nm de okuması yapılır nm de okuma bittikten sonra 750 nm de bir okuma daha yapılır ve bu değerin 0.02 den düşük olması beklenir, eğer bu değer daha büyükse örnek hala bulanık demektir ve tekrar santrifüjlenmelidir. 8- Okuması yapılan süzüntünün hacmi ölçülür ve aşağıdaki formül ile hesaplanır; Klorofil a konsantrasyonu (µg/l). A: 665 nm de ölçülen absorbans v: Süzüntünün hacmi (ml) V: Süzülen numune miktarı (L) d: Spektro küvetinin genişliği (cm) k: klorofil-a absorbsiyon sabiti =

43 4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA 4.1 Fiziksel Parametreler ve Klorofil a Derişimi Göllerin karakteristiğini belirlemek için yapılan bütün ölçümler, zooplankton örneklerininin alındığı istasyon noktalarından yapılmıştır Sıcaklık Göllerin Ağustos ve Temmuz aylarındaki sıcaklık değişimlerinin fazla olmadığı ancak Ağustos 2010 döneminde göllerin daha sıcak olduğu gözlemlenmiştir (Şekil 4.1). En fazla Temmuz-Ağustos sıcaklık farkının ise Güney Göl 4 te gözlemlenen 3.2 C ve Kuzey Göl 1 de gözlemlenen 2.4 C lik farktır. Sıcaklık C Göllerin Sıcaklık Değerleri G1 G2 G3 G4 K1 K2 K3 K Temmuz 18,1 20,5 13,1 12,8 11,9 16,2 13,4 14, Ağustos 18,9 19,7 13, , ,5 16 Şekil 4.1 Çalışmaya konu olan 8 gölün Temmuz ve Ağustos ayı sıcaklık ölçümleri Çalışma yapılan bölge, oseanik iklim şartlarının etkisi altında olduğu ve yaklaşık olarak 3000 m dolaylarında olduğundan düşük sıcaklık özelliği göstermektedir. Doğu Karadeniz Dağları nın denize paralel uzanıp yaklaşık 50 km de 3000 m yüksekliğe ulaşmasının sonucu olarak, ısınan hava yükselerek alpin bölgede yoğun sise kimi zamanda da yağışa sebep olur. Verçenik bölgesinde alpin sınır yaklaşık olarak 2000 m den başlar ve bu bölgedeki göller yılın ortalama 3-5 ayında buzları erimiş halde 33

44 bulunur. Geçmiş yıllardaki merkez sıcaklıklarına bakılarak yapılan tahminler de bunu doğrular nitelikledir. Çalışmalarımızı sürdürdüğümüz Ağustos 2010 ayı, Rize nin tarihinde yaşamış olduğu en sıcak gününü geçirdiği aydır ( ph Göllerin ph derecelerine bakıldığında en yüksek ph ın Kuzey Göl 1 de Ağustos ayında gözlemlendiği ortaya çıkmıştır (Şekil 4.2). Kuzey göllerinin birbirleriyle az da olsa bağlantısı vardır, K1 den çıkan su, kayaların arasından süzülerek K2 ye gelir ve buradan tekrar kayaların arasından K3 e geçer, ph derecelerinin birbirine bu kadar yakın olması bağlantılarıyla ilgili olduğu düşünülebilinir. Fakat Güney gölleri birbirleriyle bağlantılı olmadıkları halde ph dereceleri oldukça yakındır. Sadece G4 te bu durum biraz daha farklı bir şekilde gözlemlenmektedir. ph Göllerin ph Değerleri G1 G2 G3 G4 K1 K2 K3 K Temmuz 8,6 7,82 7,57 6,17 8,95 7,57 7,7 7, Ağustos 8,87 8,68 8,61 8,4 9,4 8,79 8,8 8,71 Şekil 4.2 Çalışmaya konu olan 8 gölün Temmuz ve Ağustos aylarındaki ph ölçümleri 34

45 4.1.3 Elektriksel iletkenlik (EC) Tatlı sularda bulunan iyonların, özellikle Na + ve Cl - iyonlarının, elektrik akımını iletme gücü ile total kondüktivite belirlenmektedir (Şekil 4.3). Kuzey göllerindeki EC miktarının güney göllerine oranla daha az olduğu gözlemlenmiştir. Çalışma yapılan bölgedeki göller m civarında yer aldığından yapılarındaki çözünmüş oksijenin alçak kesimlerdeki göllere nazaran daha fazla olması beklenir. Bu bölgeler, kar sularının eriyip alpin derelere ilk karıştıkları yer olduklarından, ermiş olan kar suları göle gelene kadar çok az yüzeyle temas edererek aşındırırlar. Göle giren tuzlar, asmosferdeki partiküllerle veya eriyen buz ve karların temas ettikleri yüzeylerle olur. Bu durumda gölün EC miktarı diğer göllere nazaran çok daha düşük olması beklenir. Elektriksel iletkenliğin düşük olmasının bir nedeni de göllerin oldukça genç olmasıdır. EC (µs/cm) Şekil 4.3 Güney ve kuzey göllerinin EC değerleri Göllerin EC Değerleri G1 G2 G3 G4 K1 K2 K3 K Temmuz 30 54, ,2 19,7 24, , Ağustos 34,8 55,7 55,2 34,8 23,7 25, ,4 35

46 4.1.4 Çözünmüş oksijen (ÇO 2 ) Arazi çalışmaları sırasında Ağustos 2010 da Oksijenmetre de meydana gelen arıza yüzünden sadece Temmuz 2011 de göllerdeki çözünmüş oksijen değerleri ölçülebilmiştir (Şekil 4.4). En yüksek değer 9 mg/l ile G3 te en düşük değer ise 7.02 mg/l ile K2 de ölçülmüştür. ÇO2(mg/L) Şekil 4.4 Temmuz 2011 çözünmüş oksijen değerleri Göllerin ÇO2 Değerleri G1 G2 G3 G4 K1 K2 K3 K Temmuz 8,61 8,2 9 7,83 7,2 7,02 8,73 8, Göllerin bulunduğu yükseklikler Çalışmaya konu olan alpin göllerin herbiri farklı yüksekliklerde bulunmaktadır. En alçak kesimde bulunan göl 2900 m ile Güney Göl 2 ve en yüksekte bulunan göl 3055 metre ile Kuzey Göl 1 dir. Toplamda 3 göl ( G4, K1 ve K2) 3 bin metrenin üzerinde, diğer 5 göl ise 2900 m ile 3000 m arasındadır (Şekil 4.5). 36

47 3100 Göllerin Bulunduğu Yükseklik Yükseklik (m) G1 G2 G3 G4 K1 K2 K3 K4 Rakım (m) Şekil 4.5 Göllerin deniz seviyesinden yükseklikleri Klorofil a derişimi Göllerin besin seviyesini belirlemek amacıyla K3 gölünden 500 ml su alınarak klorofil a (chl-a) analizi Youngman (1978) a göre hesaplanmıştır. Sonuç olarak chl-a miktarı 0.68 (mg/m 3 ) çıkmıştır. Bu sonuca bakarak ve Elahdab ın 2006 yılında yaptığı çalışmayı referans alarak, bölgede bulunan gölün ultra-oligotrofik olduğunu söyleyebiliriz. 4.2 Verçenik Dağı nın Kuzey (Kapılı Göller) ve Güney Gölleri Zooplankton Faunası ve Karşılaştırmalı Analizi Zooplankton sistematiği Ağustos 2010 Temmuz 2011 dönemlerinde yapılan arazi çalışmalarında Rotifera şubesine ait 10 familyadan toplam 17 tür, Crustacea alt şubesinin Cladocera takımına ait 4 familyadan 9 tür ve Copepoda alt sınıfına ait 3 familyadan 3 tür teşhis edilmiştir. Toplam zooplankton tür sayısı 29 olarak bulunmuştur. Verçenik Dağı kuzey (Kapılı Göller) ve güney göllerine ait zooplanton tür listesi çizelge 4.1 de verilmiştir. 37

48 Çizelge 4.1 Çalışmaya konu olan 8 gölde bulunan türlerin sistematiği Şube Alt Şube Sınıf Takım Arthropoda Crustacea Brachiopoda Cladocera Familya: Bosminidae Bosmina longirostris (O.F. Müller, 1785) Alona affinis (Leydig 1860) Familya:Chdorydae Alonella exigua (Lillijeborg, 1853) Chydorus sphaericus (O.F. Mueller, 1785) Ceriodaphnia dubia (Richard, 1894) Familya: Daphniidae Daphnia longispina ( O. F. Mueller, 1785) Daphnia pulex (Leydig 1860) Scapholeberis rammneri (Dumont ve Penseart, 1983) Familya: Macrothricidae Macrothrix hirsuticornis (Norman ve Brady, 1867) Sınıf Alt Sınıf Maxillopoda Copepoda Familya: Cyclopidae Cyclops sp. Familya: Diaptomidae Arctodiaptomus acutilobatus (Sars GO, 1903 Familya: Harpacticoida Canthocamptus sp. Şube Takım Rotifera Monogononta Familya: Brachionidae Notholca squamula ( O.F.Müller, (1786) 38

49 Familya: Euchlanidae Euchlanis dilatata (Ehrenberg, 1832) Euchlanis incisa (Carlin, 1939) Lecane closterocerca (Schmarda, 1859) Familya: Lecanidae Lecane luna (O.F.Müller, 1776) Lecane lunaris (Ehrenberg, 1832) Lecane flexilis (Gosse, 1886) Lepadella acuminata (Ehrenberg, 1834) Familya:Lepadellidae Lepadella quadricarinata (Stenroos, 1898) Lepadella patella (O.F. Müller 1786) Familya: Mytilinidae Mytilina mucronata (Müller, 1773) Familya: Notommatidae Cephalodella catellina (O.F. Müller,1773) Cephalodella gibba (Ehrenberg, 1838) Familya: Synchaetidae Synchaeta oblonga (Ehrenberg, 1831) Familya: Trichocercidae Trichocerca relicta (Donner, 1950) Familya: Trichotridae Trichotria tetractis (Ehrenberg, 1830) Takım Bdelloidae Familya: Habrotrochidae Habrotrocha sp. 39

50 4.2.2 Ağustos ayı birey yoğunlukları Çalışmaya konu olan 8 gölün, Ağustos ayında metreküpteki birey sayısı (B/m 3 ) çizelge 4.2 de verilmiştir. Ağustos ayında metreküpte en fazla rotifer miktarının K3 te, en fazla kladoser ve kopepod miktarının ise G1 de olduğu görülmektedir. G1, en alçak rakımda bulunan göllerden bir tanesidir. K3 e oranla, derinliği daha azdır fakat güney kesimde bulunmasından ötürü, daha fazla gün ışığından yararlanır ve daha fazla ısınma şansı vardır. Yapılan fiziksel ölçümler de bunu doğrular niteliktedir. Ağustos ayı örneklerinde birim metreküp te bulunan toplam birey sayısına bakıldığında G1 diğer göllere oranla daha yoğun zooplankton içermektedir (Şekil ). Bu durumu, zooplanktonların predatörü olmamasına, derinliğinin az olup daha fazla gün ışığından yararlanarak su sıcaklığının artmasına bağlayabiliriz. G2 ile karşılaştırdığımızda sediman yapısı ve su kalitesi farkı açık bir şekilde görülmektedir. G2 de gözümüze çarpan çamurlu sediman G1 de görülmez. G2 nin devamı çayırlık şeklindedir fakat G1 in içerisinde kayaçları barındıran bir dip yapısı vardır. Bu dip yapısı, planktonların gündüz UV ışınlarından korunması için sığınak görevi sağlar. Ağustos 2010 B/m³ x Rotifera Cladocera Copepoda G1 G2 G3 G4 K1 K2 K3 K4 Göller Şekil 4.6 Ağustos ayında göllerde bulunan zooplanktonik organizmaların gruplara göre metreküpteki birey miktarları 40

51 Ağustos B/m3 x Copepoda Cladocera Rotifera Göller Şekil 4.7 Göllerin Ağustos ayı içerisinde barındırdığı toplam birey sayısı Temmuz ayı birey yoğunlukları 2010 Ağustos ayı 2011 Temmuz ayına oranla oldukça sıcaktır. Temmuz arazi çalışmaları sırasında her gün yağmur yağmış ve yağmur yağmayan zamanlar da ise göllerin olduğu bölgenin sis ile kaplı olduğu görülmüştür (Şekil 4.8). Temmuz ayı zooplankton grup verilerine baktığımızda sıcaklıkla büyük oranda bağlantılı olarak Ağustos ayı ile büyük farklılıklar görülmektedir (Çizelge 4.4). Ortaya çıkan farklılık hem metreküpte bulunan birey sayısı hem de gölde bulunan toplam tür sayısı yönündedir. Temmuz ayında G1 gölünde, Ağustos ayında görülmeyen Anostraca (peri karidesi) bireylerine rastlanılmıştır. Bu türlerin, geçici sucul alanlarda, yüksek dağ göllerinde ve zor şartlar altında yaşadığı bilinmektedir (Dumont 2009). G1 gölünde predatörü olabilecek herhangi bir canlı bulunmamaktadır. Çevrede sadece yüksek kesimlerde yaşayan kuşlar bulunmaktadır. Gölün genel zooplankton faunasına baktığımızda kopepodlar üzerinde herhangi bir etkisi gözlemlenmemiş fakat kladoser bireylerinin miktarının geçen yılın birey sayısına oranla azaldığı görülmüştür. Fakat diğer güney göller ile karşılaştırdığımızda en fazla tür bu gölde bulunmaktadır. 41

52 Şekil 4.8 Kuzey 3 gölünün genel görünümü, yoğun sis dikkat çekmektedir Temmuz Bolluk (B/m³) x Rotifera Cladocera Copepoda 0 G1 G2 G3 G4 K1 K2 K3 K4 Göller Şekil 4.9 Temmuz ayında göllerde bulunan zooplankton gruplarının metreküpte bulunan birey miktarları 42

53 B/m3 x Temmuz 2011 Copepoda Cladocera Rotifera G1 G2 G3 G4 K1 K2 K3 K4 Göller Şekil 4.10 Göllerin Temmuz ayı içerisinde barındırdığı toplam birey sayısı Tüm göllerde, Ağustos ayına oranla Temmuz ayında hem tür sayısı hem de metreküpe düşen birey sayısında G1 gölü hariç ciddi derecede azalma vardır (Şekil ). G1 de ki bu artış, gölün 2010 yılına oranla 2011 de daha geniş sınırlara sahip olması ve hemen sağ üst köşesinde bulunan, gölün kendisinden daha küçük fakat hacim olarak katkı sağlayabilecek kadar büyük olan parçasından kaynaklanmış olabilir. Gölde görülmeye başlanan Anostraca bireylerinin de yeni oluşmuş olan bu küçük gölden geldiği düşünülmektedir. Şekil 4.10 e bakıldığında, güney ve kuzey gölleri arasındaki bolluk farkı açıkca görülmektedir. Temmuz ayında, kuzeydeki hava koşulları; yoğun sis ve yağmur, güneşlenme süresinin az olması tür çeşitliliği ve bolluğunu etkilemiştir. Buna ek olarak G1 in en alçak seviyede bulunuyor olması, tür çeşitliliğini açıklayan ikinci bir etmendir. 43

54 4.2.4 Balıksız göllerdeki zooplankton interaksiyonları Güney Göl 4 te ve Kuzey Göl 1 de Daphnia pulex ve D. longispina gibi büyük vücutlu kladoserlerin bulunması ve balıksız göl oluşları bu göllerdeki zooplankton interaksiyonunun incelenmesi için uygun ortamı sunmaktadır (Şekil 4.11). Ağustos B/m3 x LC SC TC TR G4 K1 Göller Şekil 4.11 Zooplanktonların birebirlerine göre gölde bulunma miktarları LC = Büyük Cladocera, SC = Küçük Cladocera, TC = Toplam Copepoda, TR = Toplam Rotifera. K1 de Copepoda miktarı fazlayken, Rotifera miktarı düşük, G4 te Copepoda miktarı azaldığında Rotifera da ki birim metreküpte gözlemlenen birey sayısındaki artış açık bir şekilde gözlemlenmiştir. Gökkuşağı alabalıkları, K4 e 2001 yılında yöre insanları tarafından bırakılmıştır. Hem Ağustos, hem de Temmuz verileri, K4 gölünde kopepod ve kladoser bireylerinin az olduğunu göstermektedir. Gölün zooplankton faunası genel itibariyle rotiferlerden oluşmaktadır. Alabalıkların beslenme amaçlı olarak büyük vücutlu ve parlak renkli olan kalanoid kopepodları tercih ettiği görülmektedir. Buna ek olarak, melanince zengin ve büyük vücutlu kladoserlerin de alabalıkların besinini oluşturduğu açıktır. Kuzey göllerinde, büyük vücutlu kladocer olan Daphnia pulex sadece balıksız bir göl olan K1 de görülmüştür. Diğer kuzey gölleri K1 den besleniyor olsa da, suyun geçtiği yerlerin mekaniksel etkilerinden dolayı bu alanlarda D. pulex bireylerinin olmaması beklenen bir 44

55 sonuçtur. Fakat bununla birlikte, ephippiumların geçme olasılığı da bulunmaktadır. K3 ve K4 te alabalıkların bulunması, D. pulex populasyonun oluşumunu etkilemiş olabilir. Verçenik Dağı nın kuzey ve güney göllerinde bulunan zooplankton fauna listesi, göllerdeki tür çeşitliliği ve türlerin bulunduğu göller Çizelge 4.2 de verilmiştir. 45

56 TÜR İSİMLERİTür İsimleri Toplam Tür Sayısı Örnekleme Yapılan Aylar Bdelloid Habrotrocha sp. Trichotria tetractis Trichocerca relicta Synchaeta oblonga Cephalodella gibba Cephalodella catellina Mytilina mucronata Lepadella patella Lepadella quadricarinata Lepadella acuminata Lecane flexilis Lecane lunaris Lecane luna Lecane clostocerca Euchlanis incisa Euchlanis dilatata Notholca squamula Anostraca Canthocamptus sp. Naiplius Arctodiaptomus acutilobatus Cyclops sp. Macrothrix hirsuticornis Scapholeberis rammneri Daphnia pulex Daphnia longispina Ceriodaphnia dubia Chydorus sphaericus Alonella exigua Alona affinis Bosmina longirostris İstasyon G1 * * * * * * * * * Tem 11 9 * * * * * * * * * * * * * * * Ağu G2 * * * * * * * * Tem 11 8 * * * * * * * * * * * Ağu G3 * * * * * * * * * * * * Tem * * * * * * * * * Ağu 10 9 G4 * * * * * Tem 11 5 * * * * * * * * * * * * * Ağu K1 * * * * * * * * * Tem 11 9 * * * * * * * * * * * * * * * * * * * Ağu K2 * * * * * Tem 11 5 * * * * * * * * * * Ağu K3 * * * * * * Tem 11 6 * * * * * * * * * * Ağu K4 * * * * * Tem 11 5 * * * * * * * * * * * * * * * * * * Ağu T Çizelge 4.2 Çalışma esnasında tespit edilen bireylerin göllere ve aylara göre durumları (T: Türlerin görüldüğü göl sayısı) 46

57 5. SONUÇ Bu çalışma ile, Verçenik Dağı nın 2900 m ile 3060 m arasında bulunan alpin göllerinde su kalite parametreleri belirlenmiş, zooplankton faunası çıkarılmış ve göllerin zooplankton faunası karşılaştırılmıştır. Türkiye Rotifera, Cladocera ve Copepoda faunası için bir veri niteliği taşımasının yanı sıra, göllerin sahip olduğu ekstrem koşullar nedeniyle de önem taşımaktadır. Türkiye de bugüne kadar yapılmış göl araştırmalarında en yüksek rakımlı çalışmadır. Aynı zamanda bölgeki göllerin ilk kez zooplankton faunası çıkarılmıştır. Alpin göl ekosistemlerinde, canlıları bekleyen tehditlerin başında, yüksek rakımın bir sonucu olarak, yüksek oranda UV ışını gelmektedir. Bu parametre canlıların günlük göçünü ve pigmentizasyonunu büyük oranda etkilemektedir. Canlılar bu stresle mücadele ederken aynı zamanda alçak kesimlerdeki göllere oranla daha soğuk olan göl suyu sıcaklığıyla da başa çıkmak zorundadır. Işık geçirgenliği yüksek olan ve yoğun UV ışınına maruz kalan gölde, D. pulex gibi büyük vücutlu krustase bünyesinde özellikle ephippium yapısında yoğun melanin pigmenti içerir. Bu özellik canlıyı berrak olan gölde görünür kılar. K3 ve K4 göllerinde bulunan balık, koyu renkli olan krustase üzerinde baskı kurar. Zooplankton yoğunluklarının Ağustos ve Temmuz verilerine baktığımızda, K3 ve K4 te, rotifer miktarının fazla olduğu görülmektedir. Bu durumun, kladoser ve kopepod üzerindeki balık predasyonundan kaynaklandığı açık bir şekilde görülmektedir. Buna ek olarak, D. pulex in, balık bulunmayan ve derin olan G1, G3, G4 ve K1 göllerinde gözlemlenmesi bu durumu desteklemektedir. 47

58 Ustaoğlu vd yılında Uludağ da bulunan 5 buzul gölü ve 5 akarsuda yaptığı çalışmada göllerden elde ettiği değerler; sıcaklık (Temmuz 2003 de C, Ağustos C), EC (Temmuz da µs, Ağustos µs), DO (Temmuz mgl -1, Ağustos mgl -1 ) ve ph (Temmuz Ağustos ) şeklindedir. Verçenik te bulunan göllerin parametreleri ile karşılaştırdığımızda, Uludağ da bulunan göllerin Ağustos ayı sıcaklıkları daha fazla fakat Temmuz ayı sıcaklık ortalamaları daha düşük, EC değeleri daha yüksek, çözünmüş oksijen Temmuz ortalamalarının daha düşük, ph değerlerinin ise daha bazik olduğu açık bir şekilde görünmektedir. Uludağ da bulunan göller 2270 m ile 2410 m arasında yer alırken, tez konusu göller 2900 m ile 3055 m arasında yer almaktadır. Uludağ da bulunan 5 buzul gölü ve 5 akarsudan alınan su örneklerinden, Rotiferlerden 11 familya içeriğinde 24 takson, Kladoserlerden 4 familya içeriğinde 7 takson, Kopepodlardan 3 familya içeriğinde 5 takson olmak üzere toplam 36 takson saptamışlardır (Ustaoğlu vd. 2008). Zooplankton türleri ile bir karşılaştırma yaptığımızda ise, 7 Rotifera türünün, Notholca squamula, Euchlanis dilatata, Lepadella patella, Lecane luna, Lecane flexilis, Lecane (M.) closterocerca ve Lecane (M.) lunaris in, 4 Cladocera türünün, Daphnia longispina, Bosmina longirostris, Macrothrix hirsuticornis ve Chydorus sphaericus un, Copepoda dan ise sadece 2 türün cins seviyesinde Arctodiaptomus ve Canthocamptus benzerlik gösterdiği görülmektedir. 2 farklı bölgede bulunan göllerdeki zooplanktonların benzerliklerinin daha fazla olması beklenirken, ortaya çıkan bu farklılıkların Verçenik te ki göllerin daha yüksek rakımlarda bulunması ve iklimsel şartların etkilerinden kaynaklandığı düşünülmektedir. Göllerdeki türlerin bulunma düzeylerine baktığımızda, Rotifera grubundan Notholca squamula ve Euchlanis dilatata, Cladocera grubundan Chydorus sphaericus ve Copepoda grubundan ise Arctodiaptomus acutilobatus ve 48

59 naupliuslar bütün göllerde görülmüştür. Bunların dışında Alona affinis ve Lecane lunaris bir göl hariç hepsinde görülmüştür. Göllerde tanımlanan 17 Rotifera türünden 10 tanesi Cephalodella catellina, Cephalodella gibba, Euchlanis dilatata, Lecane clostocerca, Lecane lunaris, Lepadella patella, Lepadella acuminata ve Mytilina mucronata, Notholca squamula ve Habrotrocha sp., Cladocera lardan ise Bosmina longirostris Antarktika daki buzul göllerde bulunan zooplankton türleri ile ortaktır.( arch). Tez çalışmasına konu olan göller ile, Uludağ da bulunan göller ve Antarktika da bulunan buzul gölleri ile karşılaştırılmasına baktığımızda, Antarktika gölleri ile daha fazla zooplankton türünün benzerliği dikkat çekmektedir. Bu sonucun sebebinin ise yüksekliğe bağlı olduğu düşünülmektedir. Bölge, az da olsa yaylacılık faaliyetlerinin kullanımı altındadır. Her yıl yaklaşık olarak Temmuz ayı başlarında yaylaya çıkmaya başlayan köylüler, bu bölgeyi Ağustos ayı sonunda terk etmektedirler. Bunlara ek olarak, Verçenik Dağı na teknik dağcılık yapmak isteyen, Türkiye den ve dünyadan çeşitli dağcılar gelmektedir. Fakat bunlara rağmen daha alçak rakımlardaki göllere nazaran antropojenik etkilerden oldukça uzaktırlar. Bu göllerdeki kirlenme büyük oranda atmosferik partiküllerledir, bu nedenle alpin göller, ekolojik gözlemler ve iklim değişikliği çalışmaları için mükemmel bir ortam sunmaktadır. 49

60 KAYNAKLAR Altındağ, A A Taxonomical Study on the Rotifer Fauna of Yedigöller (Bolu- Turkey). Tr. J. of Zoology, Vol. 24, pp Altındağ, A., ve Yiğit, S Beyşehir Gölü zooplankton faunası ve mevsimsel değişimi. Gazi Üniversitesi, Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi, Vol. 24, Cilt 3, s Anonim 2011, Web Sitesi: Devlet Meteoroloji İşleri, Erişim Tarihi: Anonymous Web Page: Rotifer Trophi Web Page, Erişim Tarihi: Anonymous Web Page: chiopoda.html#branchiopoda University of Michigan Museum of Zoology, Animal Diversity Web, Erişim tarihi Anonymous Web Page: htm Ecology, Epidemiology, and Evolution of Parasitism in Daphnia, An open access book by Dieter Ebert, Erişim tarihi Anonymous Web Page: =29 Aquatic Invertebrates of Alberta, Copepoda, Erişim Tarihi Anonymous Web Page: Freshwater Animal Diversity Assesment (FADA) Project, Erişim tarihi Aygen, C., Mis Özdemir, D., Ustaoğlu, M.R. and Balık, S Zooplankton composition and abundance in lake Eğrigöl, a high mountain lake (Gündoğmuş, Antalya). Turkish journal of Zoology, Vol. 33, pp Atıcı, T Sarıyar Baraj gölü (Ankara) fitoplanktonunun floristik ve ekolojik yönden incelenmesi. Doktora Tezi, Gazi Üniversitesi, 147 s. Ankara. Balian, E.V., Leveque, C., Segers, H. and Martens (Eds) Freshwater animal diversity assesment (FADA project). Hydrobiologia, Vol. 595, 637 p. Netherlands. 50

61 Blumthaler, M., Ambach, W. and Rehwald, W Solar UV-A and UV-B radiaton fluxes at two alpine stations at different altitudes. Theoretical and Applied Climatology, Vol. 46, pp Boavida, M.J. and Gliwicz, Z.M Limnological and biological characteristics of the alpine lakes of Portugal. Limnetica, Vol. 12, issue 2, pp Botrell, H. H. Duncan, A., Gliwicz, Z. M., Grygierek, E., Herzig, A., Hillbricht- Ilkowska, A., Kurasawa, H., Larson, P. And Weglenska, T A review of some problems in plankton production studies. Norwegian Journal of Zoology, Vol. 24, pp Boxshall, G.A. and Defaye, D Global diversity of copepods (Crustacea: Copepoda) in freshwater. In, Freshwater animal diversity assessment. Hydrobiologia, Vol. 595, pp Buyurgan, Ö., Altındağ, A. and Kaya, M Zooplankton community structure of Asartepe Dam Lake (Ankara, Turkey). Turkish Journal of Fisheries and Aquatic Sciences, Vol. 10, pp Byron, E.R The adaptive significance of calanoid copepod pigmentation: comparative and experimental analysis. Ecology, Vol. 63, pp Cirik S. ve Gökpınar Ş Plankton Bilgisi ve Kültürü. Ege Üniversitesi Yayınları, Su Ürünleri Fakültesi Yayın No: 47, 274 s., İzmir Çelekli, A Comparative Analysis of seasonal water quality changes and algae potential between Lake Abant and Lake Gölköy. ph.d. Thesis, abant İzzet Baysal University, Bolu. De Meester, L., Dawidowicz, P., Van Gool, E. and Loose, C. J Ecology and evolotion of predator-induced behavior of zooplankton: depth selection behavior and diel vertical migration. In Tollrian, R. and Harvell, D. C. (eds.), The ecology and evolution of inducible defences, Princeton University Press, New Jersey, pp De Smet, W. H Prolidae (Monogononta). Vol. 4. State Universty of Gent, Belgium. Demirsoy, A Genel ve Türkiye Zoocoğrafyası Hayvan Coğrafyası. Meteksan A.Ş. Ankara. Doğu, A.F., Çiçek, İ., Gürgen, G. ve Tunçel, H Üçdoruk (Verçenik) Dağında Buzul Şekilleri, Yaylalar ve Turizm. Ankara Üniversitesi, Türkiye Coğrafyası Araştırma ve Uygulama Merkezi Dergisi, Vol. 5, s (Ayrıbasım) 51

62 Doyle, S.A., Saros, J.E. and Williamson, C.E Interactive effects of temperature and nutrient limitation on the response of alpine phytoplankton growth to ultraviolet radiation. Limnology and Oceonography, Vol. 50, pp Dumont, H.J. and Pensaert, J A revision of the Scapholeberinae (Crustacea: Cladocera). Hydrobiologia Vol. 100, pp Dumont, H.J The crustacean zooplankton (Copepoda, Branchiopoda), atyid Decapoda, and Syncarida of the Nile Basin. In Henri J. Dumont. The Nile: Origins, Environments, Limnology and Human Use. Monographiae Biologicae Vol. 89, Springer, pp Edmonson, W.T Freshwater Biology 2nd edition John Wiley& Sons Inc. London- Champman and Hall Limited p. New York, USA. Einsle, U The identification of copepodid instars of some calanoid and cyclopoid copepods (Lake Constance). Crustaceana, Vol. 57, pp Elahdab, T Investigation of algae distribution in eymir lake using site measurments and remotely sensed data. Master Thesis, Middle East Technical University, 110 p. Ankara. Flössner, D Krebstiere, Crustacea; Kiemen- und Blattfüsser, Branchiopoda; Fischlause, Branchiura. Die Tierwelt Deutschlands 60. G. Fisher Verlag, Jena, Germany Fontaneto, D., De Smet, W.H. and Melone, G Identification key to the genera of marine rotifers worldwide. Meiofauna Marina Vol. 16, pp Forro, L., Korovchinsky, N.M., Kotov, A.A. and Petrusek, A Global diversity of cladocerans (Cladocera; Crustacea) in freshwater. In, Freshwater animal diversity assesment. Hydrobiologia, Vol. 595, pp Green, J. D. and Northcote, T. G The naupliar instars of Diaptomus kenai (Copepoda, Calanoida) and their distinction from those of four other diaptomids. Canadian Journal of Zoology, Vol. 60, issue 9, pp Gurney, R British Freshwater Copepoda, Volume 1, The Ray Society, London, pp Gürgen, G Üçdoruk Dilek Dağları Güneyinin Glasyal Morfolojisi. Coğrafi Bilimler Dergisi, Vol. 4, Cilt. 2, s Harding, J. P. and Smith, W. A A key to the British freshwater cyclopoid and calanoid copepods. 2nd edition, Sci. Publ. Vol. 218, pp. 54. Freshwater Biological Association, The ferry house, Ambleside, Westmorland. Huys, R. and Boxshall Copepod evolution. The Ray Society, London, 468 p. 52

63 Jennings, J.B. and Mark-Welch, D.B Rotifera, in AccessScience. (Erişim tarihi: ) Kaya, M. and Altındağ, A New record rotifer species for the Turkish Fauna. Turkish Journal of Zoology, Vol. 33, pp Kaya, M. and Altındağ, A Ten additions to the rotifer fauna of Turkey. Turkish Journal of Zoology, Vol. 34, pp Kiefer, F. and Fryer, C Das Zooplankton der binnengewasser, Teil 2. E. Schweizerbart sche Verlagsbuchhandlung, Stuttgart, 380 p. Kolisko, R. 1974, Plankton Rotifers Biology and Taxonomy, E. Schweizerbart sche Verlagsbuchhandlung (Nagele u. Obermiller) Stuttgart, 974 p. Koste, W Radertiere Mitteleuropas. 2. Tafelband, Berlin and Stuttgart, 235 p. Lampert, W. and Sommer, U Limnoecology, The ecology of lakes and streams, Second Edition.Oxford University Press, pp. 324, New York. Lampert, W. and Wolf, H.G Cyclomorphosis in Daphnia cucullata: morphometric and population genetic analyses. Journal of Plankton Research Vol 8, issue 2, Legros, J.P Soils of Alpine mountains, in Martini, I.P. and Chesworth (Eds.), Weathering, Soils and Paleosols, Elsevier, The Netherlands, pp Mitchell, D. L. and D. Karentz The induction and repair of DNA photodamage in the environment. In Young, A. R., L. O. Bjorn, J. Moan and W. Nultsch (eds), Environmental UV Photobiology. Plenum Press, New York, pp Mucklow, P.T. and Ebert, D The physiology of immunity in the water flea Daphnia magna: Environmental and genetic aspects of phenoloxidase activity. Physiological and Biochemical Zoology, Vol. 76, pp Nogrady, T. and Pourriot, R The Notommatidae. Queen s Universty, Kingston, Ont. Canada and Université 6, Paris, France. Nogrady, T., Wallace, R.L. and Snell, T.W Rotifera. Volume 1: biology, ecology and systematics. Guides to the identification of the microinvertebrates of the continental waters of the world, 4 (ed. Nogrady, T.) SPB Academic Publishing bv, The Hague. Parker, B.R. and Schindler, D.W Cascading trophic interactions in an oligotropic species-poor alpine lake. Ecosystems, Vol. 9, pp

64 Pechlaner, R Factors that control the production rate and biomass of phytoplankton in high-mountain lakes. Verhandlungen Internationale Vereinigung für theoretische und angewandte Limnologie, Vol. 19, pp Pejler, B Relation to habitat in rotifers. Hydrobiologia, Vol. 313/314, pp Pourriot, R., 1977, Food and feeding habits of Rotifera, Arch. Hydrobiol., Beih. Ergebn. Limnol., Vol. 8, pp Ricci, C Anhydrobiotic capabilities of bdelloid rotifers. Hydrobiologa, Vol. 387/388, pp Ricci, C. and Caprioli, M Anhydrobiosis in Bdelloid species, population and individiuals. Integrative and Comparative Biology, Vol. 45, pp Segers, H The Lecanidae (Monogononta), Universty of Gent, Belgium. Segers, H Global diversity of rotifers (Rotifera) in freshwater. In, Freshwater animal diversity assessment. Hydrobiologia, Vol. 595, pp Shih, C. and Maclellan, D. C Descriptions of copepodite stages of Diaptomus (Leptodiaptomus) nudus Marsh 1904 (Crustacea: Copepoda) Canadian Journal of Zoology, Vol. 55, issue 6, pp Simirnov, N. N The Chorinae and Sayciinae (Chydoridae9 of the world, SPB Academic Publishng, Amsterdam, The Netherlands. Sladecek, V Rotifers as indicators of water quality. Hydrobiologia. Vol. 100, pp Sommaruga, R The role of solar UV radiation in the ecology of alpine lakes. Journal of Photochemistry and Photobiology B: Biology Vol. 62, pp Sommaruga, R Preferential accumulation of carotenoids rather than of mycosporine-like amino acids in copepods from high altitude Himalayan lakes. Hydrobiologia, Vol. 648, pp Starkweather, P. L Zooplankton community structure of high elevation lakes: biogeographic and predator-prey interactions. Verhandlungen Internationale Vereinigung für theoretische und angewandte Limnologie, Vol. 24, pp Steele, J.H Enviromental control of photosynthesis in the sea. Limnology and Oceonography, Vol. 7, pp Tanyolaç, J Limnoloji. Hatipoğlu Yayınevi, 290s., Ankara. 54

65 Tunçel, H., Gürgen, G., Çiçek, İ. ve Doğu, A.F Doğu Karadeniz Dağlarında yaylacılık. Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Vol. 14, Cilt 2, s Ustaoğlu, R.M A check-list for zooplankton of Turkish inland waters. Ege University Journal of Fisheries and Aquatic Sciences, Vol. 21, issue 3-4, pp Ustaoğlu, M.R., Balık, S., Özdemir Mis, D. and Aygen, C Zoology in the Middle East, Vol. 34, pp Ustaoğlu, R. M., Balık, S., Sarı, H.M., Özdemir Mis, D., Aygen, C., Özbek, M., İlhan, A., Taşdemir, A., Yıldız, S ve Topkara. T Uludağ (Bursa) daki Buzul Gölleri ve Akarsularında Faunal Bir Çalışma. EU Su Ürünleri Dergisi, Vol. 25, Cilt 4, pp Wallace, R.L Rotifers: Exquisite metezoans. Integrative and Comparative Biology, 42, Ward, H. B., and Whipple, G. C Freshwater biology, 2nd edition, John Wiley&Sons, 1111p. New York, USA. Wetzel, R.G Limnology, Lake and River Ecosystems (Second Edition). Saunders Collage Publishing, 767 p., Forth Worth. Williamson, C.E., Salm, C., Cooke, S.L. and Saros, J.E How do UV radiation, temperatue and zooplankton influence the dynamics of alpine phytoplankton communities? Hydrobiologia, Vol. 648, pp Youngman, R.E Measurment of Chlorophyll-a. Water Research Center, Tech. Rap. Tr-82 55

66 EKLER EK 1 Arctodiaptomus acutilobatus 56

67 EK 2 Macrothrix hirsuticornis 57

68 EK 3 Alona affinis 58

69 EK 4 Scapholaberis ramneri 59

70 EK 5 Lecane luna 60

71 EK 6 Lecane flexilis 61

72 EK 7 Mytilina mucronata 62

Meteoroloji. IX. Hafta: Buharlaşma

Meteoroloji. IX. Hafta: Buharlaşma Meteoroloji IX. Hafta: Buharlaşma Hidrolojik döngünün önemli bir unsurunu oluşturan buharlaşma, yeryüzünde sıvı ve katı halde farklı şekil ve şartlarda bulunan suyun meteorolojik faktörlerin etkisiyle

Detaylı

10. SINIF KONU ANLATIMI. 48 EKOLOJİ 10 BİYOMLAR Sucul Biyomlar

10. SINIF KONU ANLATIMI. 48 EKOLOJİ 10 BİYOMLAR Sucul Biyomlar 10. SINIF KONU ANLATIMI 48 EKOLOJİ 10 BİYOMLAR Sucul Biyomlar SUCUL BİYOMLAR Sucul biyomlar, biyosferin en büyük kısmını oluşturur. Fiziksel ve kimyasal özelliklerine göre tatlı su ve tuzlu su biyomları

Detaylı

BİYOMLAR SUCUL BİYOMLAR SELİN HOCA

BİYOMLAR SUCUL BİYOMLAR SELİN HOCA BİYOMLAR SUCUL BİYOMLAR SELİN HOCA SUCUL BİYOMLAR Sucul biyomlar, biyosferin en büyük kısmını oluşturur. Fiziksel ve kimyasal özelliklerine göre tuzlu su ve tatlı su biyomları olmak üzere iki kısımda incelenir.

Detaylı

ÇEV 219 Biyoçeşitlilik. Ötrofikasyon. Ötrofikasyon

ÇEV 219 Biyoçeşitlilik. Ötrofikasyon.   Ötrofikasyon ÇEV 219 Biyoçeşitlilik Ötrofikasyon Öğr. Gör. Özgür ZEYDAN http://cevre.beun.edu.tr/zeydan/ Ötrofikasyon Eutrophication (Bataklıklaşma) kelimesi eski Yunancadaki eutrophos kelimesinden gelmektedir. Eutrophos:

Detaylı

2016 Yılı Buharlaşma Değerlendirmesi

2016 Yılı Buharlaşma Değerlendirmesi 2016 Yılı Buharlaşma Değerlendirmesi GİRİŞ Tabiatta suyun hidrolojik çevriminin önemli bir unsurunu teşkil eden buharlaşma, yeryüzünde sıvı ve katı halde değişik şekil ve şartlarda bulunan suyun meteorolojik

Detaylı

CYANOBACTERIOPHYTA (Mavi-Yeşil Algler)

CYANOBACTERIOPHYTA (Mavi-Yeşil Algler) CYANOBACTERIOPHYTA (Mavi-Yeşil Algler) Bu gruba giren bitkiler, tek hücreli veya koloni halinda yaşayan, bazı üyeleri ipliksi yapıda olan mavi renkli alglerdir. Bir kısmı bakteri kadar küçüktür. Bir hücrede

Detaylı

SU HALDEN HALE G İ RER

SU HALDEN HALE G İ RER SU HALDEN HALE GİRER Doğada Su Döngüsü Enerji Kaynağı Güneş Suyun yeryüzünde, buharlaşma, yağış, yeraltına süzülme, kaynak ve akarsu olarak tekrar çıkma, bir göl veya denize akma vs gibi hareketlerine

Detaylı

Suyun yeryüzünde, buharlaşma, yağış, yeraltına süzülme, kaynak ve akarsu olarak tekrar çıkma, bir göl veya denize akma vs gibi hareketlerine su

Suyun yeryüzünde, buharlaşma, yağış, yeraltına süzülme, kaynak ve akarsu olarak tekrar çıkma, bir göl veya denize akma vs gibi hareketlerine su Suyun yeryüzünde, buharlaşma, yağış, yeraltına süzülme, kaynak ve akarsu olarak tekrar çıkma, bir göl veya denize akma vs gibi hareketlerine su döngüsü denir. Su döngüsünü harekete geçiren güneş, okyanuslardaki

Detaylı

Beyşehir Gölü Zooplankton Faunası ve Mevsimsel Değişimi. The Zooplankton Fauna and Seasonal Distribution Beyşehir Lake

Beyşehir Gölü Zooplankton Faunası ve Mevsimsel Değişimi. The Zooplankton Fauna and Seasonal Distribution Beyşehir Lake GÜ, Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi, Cilt 24, Sayı 3 (2004) 217-225 Beyşehir Gölü Zooplankton Faunası ve Mevsimsel Değişimi The Zooplankton Fauna and Seasonal Distribution Beyşehir Lake Ahmet ALTINDAĞ Ankara

Detaylı

KUTUPLARDAKİ OZON İNCELMESİ

KUTUPLARDAKİ OZON İNCELMESİ KUTUPLARDAKİ OZON İNCELMESİ Bilim adamlarınca, geçtiğimiz yıllarda insan faaliyetlerindeki artışa paralel olarak, küresel ölçekte çevre değişiminde ve problemlerde artış olduğu ifade edilmiştir. En belirgin

Detaylı

CLASSİS: ARACHNİDA (ÖRÜMCEKGİLLER)

CLASSİS: ARACHNİDA (ÖRÜMCEKGİLLER) CLASSİS: ARACHNİDA (ÖRÜMCEKGİLLER) Vücut prosoma ve opisthosomadan oluşmuştur. Cephalothorax bölümü kısadır. Abdomen ise bazı türlerde mesosoma ve metasoma olarak ikiye ayrılmış (akrep), bazı türlerde

Detaylı

Doğal Su Ekosistemleri. Yapay Su Ekosistemleri

Doğal Su Ekosistemleri. Yapay Su Ekosistemleri Okyanuslar ve denizler dışında kalan ve karaların üzerinde hem yüzeyde hem de yüzey altında bulunan su kaynaklarıdır. Doğal Su Ekosistemleri Akarsular Göller Yer altı su kaynakları Bataklıklar Buzullar

Detaylı

ANKARA ÜNĐVERSĐTESĐ FEN BĐLĐMLERĐ ENSTĐTÜSÜ YÜKSEK LĐSANS TEZĐ ASARTEPE BARAJ GÖLÜ (ANKARA) NÜN ZOOPLANKTON FAUNASI VE MEVSĐMSEL DEĞĐŞĐMĐ

ANKARA ÜNĐVERSĐTESĐ FEN BĐLĐMLERĐ ENSTĐTÜSÜ YÜKSEK LĐSANS TEZĐ ASARTEPE BARAJ GÖLÜ (ANKARA) NÜN ZOOPLANKTON FAUNASI VE MEVSĐMSEL DEĞĐŞĐMĐ ANKARA ÜNĐVERSĐTESĐ FEN BĐLĐMLERĐ ENSTĐTÜSÜ YÜKSEK LĐSANS TEZĐ ASARTEPE BARAJ GÖLÜ (ANKARA) NÜN ZOOPLANKTON FAUNASI VE MEVSĐMSEL DEĞĐŞĐMĐ Özge BUYURGAN BĐYOLOJĐ ANABĐLĐM DALI ANKARA 2008 Her hakkı saklıdır

Detaylı

İKLİM ELEMANLARI SICAKLIK

İKLİM ELEMANLARI SICAKLIK İKLİM ELEMANLARI Bir yerin iklimini oluşturan sıcaklık, basınç, rüzgâr, nem ve yağış gibi olayların tümüne iklim elemanları denir. Bu elemanların yeryüzüne dağılışını etkileyen enlem, yer şekilleri, yükselti,

Detaylı

DENİZ BİYOLOJİSİ Prof. Dr. Ahmet ALTINDAĞ Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı

DENİZ BİYOLOJİSİ Prof. Dr. Ahmet ALTINDAĞ Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı DENİZ BİYOLOJİSİ Prof. Dr. Ahmet ALTINDAĞ Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı JEOLOJİK OSEONOGRAFİ Genelde çok karmaşık bir yapıya sahip olan okyanus ve deniz

Detaylı

MEKANSAL BIR SENTEZ: TÜRKIYE. Türkiye nin İklim Elemanları Türkiye de İklim Çeşitleri

MEKANSAL BIR SENTEZ: TÜRKIYE. Türkiye nin İklim Elemanları Türkiye de İklim Çeşitleri MEKANSAL BIR SENTEZ: TÜRKIYE Türkiye nin İklim Elemanları Türkiye de İklim Çeşitleri Türkiye de Sıcaklık Türkiye de Yıllık Ortalama Sıcaklık Dağılışı Türkiye haritası incelendiğinde Yükseltiye bağlı olarak

Detaylı

DÜNYAMIZIN KATMANLARI FEN BİLİMLERİ

DÜNYAMIZIN KATMANLARI FEN BİLİMLERİ DÜNYAMIZIN KATMANLARI FEN BİLİMLERİ DÜNYAMIZIN KATMANLARI Uzaydan çekilen fotoğraflara baktığımızda Dünya yı mavi bir küreye benzetebiliriz. Bu durum, Dünya yüzeyinin çoğunluğunun su ile kaplı olmasının

Detaylı

TÜRKİYE NİN İKLİMİ. Türkiye nin İklimini Etkileyen Faktörler :

TÜRKİYE NİN İKLİMİ. Türkiye nin İklimini Etkileyen Faktörler : TÜRKİYE NİN İKLİMİ İklim nedir? Geniş bir bölgede uzun yıllar boyunca görülen atmosfer olaylarının ortalaması olarak ifade edilir. Bir yerde meydana gelen meteorolojik olayların toplamının ortalamasıdır.

Detaylı

HİDROLOJİ. Buharlaşma. Yr. Doç. Dr. Mehmet B. Ercan. İnönü Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü

HİDROLOJİ. Buharlaşma. Yr. Doç. Dr. Mehmet B. Ercan. İnönü Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü HİDROLOJİ Buharlaşma Yr. Doç. Dr. Mehmet B. Ercan İnönü Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü BUHARLAŞMA Suyun sıvı halden gaz haline (su buharı) geçmesine buharlaşma (evaporasyon) denilmektedir. Atmosferden

Detaylı

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BÖLGEMİZİ TANIYALIM TESTİ. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır.

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BÖLGEMİZİ TANIYALIM TESTİ. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır. PLATO: Çevresine göre yüksekte kalmış, akarsular tarafından derince yarılmış geniş düzlüklerdir. ADA: Dört tarafı karayla

Detaylı

EKOSİSTEMLERİN İŞLEYİŞİ. Veli&Sümeyra YILMAZ

EKOSİSTEMLERİN İŞLEYİŞİ. Veli&Sümeyra YILMAZ EKOSİSTEMLERİN İŞLEYİŞİ Belli bir bölgede yaşayan ve birbirleriyle sürekli etkileşim içinde bulunan canlılar (biyotik) ile bunların cansız çevrelerinin (abiyotik) oluşturduğu bütüne EKOSİSTEM denir. EKOSİSTEM

Detaylı

SU BİTKİLERİ 3. Prof. Dr. Nilsun DEMİR

SU BİTKİLERİ 3. Prof. Dr. Nilsun DEMİR SU BİTKİLERİ 3 Prof. Dr. Nilsun DEMİR SINIFLANDIRMA; MORFOLOJIK, FIZYOLOJIK VE EKOLOJIK ÖZELLIKLERINE GÖRE Su üstü makrofitleri; su kıyılarında yaşayan, bir kısmı su içinde olan ve su dibine tutunan bitkilerdir.

Detaylı

CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI

CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI Dünyamızda o kadar çok canlı türü var ki bu canlıları tek tek incelemek olanaksızdır. Bu yüzden bilim insanları canlıları benzerlik ve farklılıklarına göre sınıflandırmışlardır.

Detaylı

SU ÜRÜNLERİ ANABİLİM DALI DOKTORA PROGRAMI DERSLERİ

SU ÜRÜNLERİ ANABİLİM DALI DOKTORA PROGRAMI DERSLERİ SU ÜRÜNLERİ ANABİLİM DALI DOKTORA PROGRAMI DERSLERİ DERS KODU SM6002 SM6003 SM6006 SM6007 SM6008 SM6010 SM6011 SM6012 SM6013 SM6014 SM6015 SM6016 SM6017 SM6018 SM6019 SM6021 SM6023 SM6024 SM6025 SM6026

Detaylı

JAA ATPL Eğitimi (METEOROLOJİ)

JAA ATPL Eğitimi (METEOROLOJİ) JAA ATPL Eğitimi (METEOROLOJİ) Hazırlayan: Ibrahim CAMALAN Meteoroloji Mühendisi 2012 YEREL RÜZGARLAR MELTEMLER Bu rüzgarlar güneşli bir günde veya açık bir gecede, Isınma farklılıklarından kaynaklanan

Detaylı

ÇEVRE MÜHENDĠSLĠĞĠNE GĠRĠġ DERS NOTLARI GÖLLERĠN KĠRLĠLĠĞĠ. Dr. Orhan CERİT

ÇEVRE MÜHENDĠSLĠĞĠNE GĠRĠġ DERS NOTLARI GÖLLERĠN KĠRLĠLĠĞĠ. Dr. Orhan CERİT ÇEVRE MÜHENDĠSLĠĞĠNE GĠRĠġ DERS NOTLARI GÖLLERĠN KĠRLĠLĠĞĠ Dr. Orhan CERİT Vers. 22.10.2008 Dünyanın yaklaģık 2/3 ü su ile kaplıdır. 1,4 milyar kilometreküp civarında hacim kaplayan bu suyun sadece yüzde

Detaylı

ÇAMLIGÖZE BARAJ GÖLÜ (SİVAS-TÜRKİYE) ZOOPLANKTON FAUNASI ÜZERİNE BİR ÇALIŞMA A STUDY ON THE ZOOPLANKTON FAUNA OF ÇAMLIGÖZE DAM LAKE (SİVAS-TURKEY)

ÇAMLIGÖZE BARAJ GÖLÜ (SİVAS-TÜRKİYE) ZOOPLANKTON FAUNASI ÜZERİNE BİR ÇALIŞMA A STUDY ON THE ZOOPLANKTON FAUNA OF ÇAMLIGÖZE DAM LAKE (SİVAS-TURKEY) ÇAMLIGÖZE BARAJ GÖLÜ (SİVAS-TÜRKİYE) ZOOPLANKTON FAUNASI ÜZERİNE BİR ÇALIŞMA Seher DİRİCAN*, Haldun MUSUL Cumhuriyet Üniversitesi Suşehri Meslek Yüksekokulu 58600 Suşehri/SİVAS *E-posta: sdirican@cumhuriyet.edu.tr

Detaylı

METEOROLOJİ. VI. Hafta: Nem

METEOROLOJİ. VI. Hafta: Nem METEOROLOJİ VI. Hafta: Nem NEM Havada bulunan su buharı nem olarak tanımlanır. Yeryüzündeki okyanuslardan, denizlerden, göllerden, akarsulardan, buz ve toprak yüzeylerinden buharlaşma ve bitkilerden terleme

Detaylı

KABUKLU SU ÜRÜNLERİ ve ÜRETİM TEKNİĞİ. Prof. Dr. Hasan Hüseyin ATAR

KABUKLU SU ÜRÜNLERİ ve ÜRETİM TEKNİĞİ. Prof. Dr. Hasan Hüseyin ATAR KABUKLU SU ÜRÜNLERİ ve ÜRETİM TEKNİĞİ Prof. Dr. Hasan Hüseyin ATAR 1 Arthopods (Zırhlı Kazıcılar) Phylum Arthopoda En büyük Hayvan filumu; Böcekler karada hakim durumdadır. Ancak denizde seyrek bulunurlar.

Detaylı

ANNELIDA. (Halkalı kurtlar) İÜ SÜFAK SUUM2038 SU OMURGASIZLARI DERSİ Prof. Dr. Bayram ÖZTÜRK

ANNELIDA. (Halkalı kurtlar) İÜ SÜFAK SUUM2038 SU OMURGASIZLARI DERSİ Prof. Dr. Bayram ÖZTÜRK ANNELIDA (Halkalı kurtlar) İÜ SÜFAK SUUM2038 SU OMURGASIZLARI DERSİ Prof. Dr. Bayram ÖZTÜRK ANNELIDA (Halkalı kurtlar) Vücutları, vücut boyunca devam eden, birbirinin benzeri bölümlerden (segment) oluşmuştur

Detaylı

BİY455 OMURGASIZLAR BİYOLOJİSİ II

BİY455 OMURGASIZLAR BİYOLOJİSİ II BİY455 OMURGASIZLAR BİYOLOJİSİ II ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN FAKÜLTESİ BİYOLOJİ PHYLUM ARTHROPODA GENEL ÖZELLİKLERİ Günümüzde yaşayan canlılardan; yengeçler, karidesler, ıstakozlar, su pireleri, çıyanlar,

Detaylı

HAMAMBÖCEKLERİ ve MÜCADELE YÖNTEMLERİ

HAMAMBÖCEKLERİ ve MÜCADELE YÖNTEMLERİ HAMAMBÖCEKLERİ ve MÜCADELE YÖNTEMLERİ HAMAMBÖCEKLERİ ve MÜCADELE YÖNTEMLERİ HAMAMBÖCEKLERİ Ordo (Takım): Blattoptera (Hamam böcekleri) Vücutları kahverengi tonlarında, yassı ve ovaldir. Antenler çoğunlukla

Detaylı

Alt sınıf: Apterygota otakım 1. Diplura (Çift kuyruklular) otakım 2. Protura otakım 3. Collembola (Kuyrukla sıçrayanlar) otakım 4.

Alt sınıf: Apterygota otakım 1. Diplura (Çift kuyruklular) otakım 2. Protura otakım 3. Collembola (Kuyrukla sıçrayanlar) otakım 4. APTERYGOTA Alt sınıf: Apterygota otakım 1. Diplura (Çift kuyruklular) otakım 2. Protura otakım 3. Collembola (Kuyrukla sıçrayanlar) otakım 4. Thysanura APTERYGOTA Alt sınıf: Apterygota (Kanatsız Böcekler)

Detaylı

Ekosistemi oluşturan varlıklar ve özellikleri

Ekosistemi oluşturan varlıklar ve özellikleri On5yirmi5.com Ekosistemi oluşturan varlıklar ve özellikleri Bir bölgedeki canlı varlıklarla cansız varlıkların oluşturduğu bütünlüğe ekosistem denir. Ekosistemdeki canlı ve cansız varlıklar birbiriyle

Detaylı

Ekoloji, ekosistemler ile Türkiye deki bitki örtüsü bölgeleri (fitocoğrafik bölgeler)

Ekoloji, ekosistemler ile Türkiye deki bitki örtüsü bölgeleri (fitocoğrafik bölgeler) Ekoloji, ekosistemler ile Türkiye deki bitki örtüsü bölgeleri (fitocoğrafik bölgeler) Başak Avcıoğlu Çokçalışkan Kırsal Çevre ve Ormancılık Sorunları Araştırma Derneği Biraz ekolojik bilgi Tanımlar İlişkiler

Detaylı

9. SINIF KONU ANLATIMI 5 CANLININ TEMEL BİLEŞENLERİ -İNORGANİK MADDELER 1- SU

9. SINIF KONU ANLATIMI 5 CANLININ TEMEL BİLEŞENLERİ -İNORGANİK MADDELER 1- SU 9. SINIF KONU ANLATIMI 5 CANLININ TEMEL BİLEŞENLERİ -İNORGANİK MADDELER 1- SU Canlıların yapısına katılan maddeler çeşitli özellikler nedeni ile temel olarak iki grupta incelenir. Canlının Temel Bileşenleri

Detaylı

B A S I N Ç ve RÜZGARLAR

B A S I N Ç ve RÜZGARLAR B A S I N Ç ve RÜZGARLAR B A S I N Ç ve RÜZGARLAR Havadaki su buharı ve gazların, cisimler üzerine uyguladığı ağırlığa basınç denir. Basıncı ölçen alet barometredir. Normal hava basıncı 1013 milibardır.

Detaylı

Ekosistem Ekolojisi Yapısı

Ekosistem Ekolojisi Yapısı Ekosistem Ekolojisi, Ekosistemin Yapısı Ekosistem Ekolojisi Yapısı A. Ekoloji Bilimi ve Önemi Ekoloji canlıların birbirleriyle ve çevreleriyle olan etkileşimlerini inceleyen bilim dalıdır. Günümüzde teknolojinin

Detaylı

ADIM ADIM YGS-LYS 5. ADIM CANLININ TEMEL BİLEŞENLERİ -İNORGANİK MADDELER 1- SU

ADIM ADIM YGS-LYS 5. ADIM CANLININ TEMEL BİLEŞENLERİ -İNORGANİK MADDELER 1- SU ADIM ADIM YGS-LYS 5. ADIM CANLININ TEMEL BİLEŞENLERİ -İNORGANİK MADDELER 1- SU Canlıların yapısına katılan maddeler çeşitli özellikler nedeni ile temel olarak iki grupta incelenir. Canlının Temel Bileşenleri

Detaylı

Akdeniz in Pleyistosen Deniz Düzeyi Değişimlerini Karakterize Eden, Çok Dönemli-Çok Kökenli Bir Mağara: Gilindire Mağarası (Aydıncık-İçel)

Akdeniz in Pleyistosen Deniz Düzeyi Değişimlerini Karakterize Eden, Çok Dönemli-Çok Kökenli Bir Mağara: Gilindire Mağarası (Aydıncık-İçel) Akdeniz in Pleyistosen Deniz Düzeyi Değişimlerini Karakterize Eden, Çok Dönemli-Çok Kökenli Bir Mağara: Gilindire Mağarası (Aydıncık-İçel) The Cave With Multiple-Periods And Origins Characterizing The

Detaylı

Grup KARDELEN. Grup Üyeleri Menduh ÖZTÜRK (Kocasinan YİBO-Kayseri) Hüseyin YILMAZ (M.100.Yıl YİBO-Ağrı)

Grup KARDELEN. Grup Üyeleri Menduh ÖZTÜRK (Kocasinan YİBO-Kayseri) Hüseyin YILMAZ (M.100.Yıl YİBO-Ağrı) T.C.Milli Eğitim Bakanlığı-TUBİTAK BİDEB YİBO Öğretmenleri (Fen Ve Teknoloji,Fizik,Kimya,Biyoloji Ve Matematik)Proje Danışmanlığı Eğitimi Çalıştayı 2009- Biyoloji Çalışma Grubu Grup KARDELEN Grup Üyeleri

Detaylı

BİYOLOJİ DERSİNDEN 5. BÖLGESEL YARIŞMA (cevap) 7.sınıf

BİYOLOJİ DERSİNDEN 5. BÖLGESEL YARIŞMA (cevap) 7.sınıf 15.04.2018 BİYOLOJİ DERSİNDEN 5. BÖLGESEL YARIŞMA (cevap) 7.sınıf 1. Verilen hastalıklardan hangilerine virüsler neden olur? а) menenjit b) AİDS c) influensa ç) difteri d) frengi e) su çiçeği (3 p.) 2.

Detaylı

Gölbaşı Gölü nün Zooplankton Tür Kompozisyonu ve Biyoması (Hatay, Türkiye)

Gölbaşı Gölü nün Zooplankton Tür Kompozisyonu ve Biyoması (Hatay, Türkiye) E.Ü. Su Ürünleri Dergisi 2006 E.U. Journal of Fisheries & Aquatic Sciences 2006 Cilt/Volume 23, Ek/Suppl. (1/1): 163-167 Su Ürünleri Temel Bilimler / Hydrobiology Ege University Press ISSN 1300-1590 http://jfas.ege.edu.tr/

Detaylı

Taşların fiziksel etkiler sonucunda küçük parçalara ayrılmasına denir. Fiziksel çözülme, taşları oluşturan minerallerin kimyasal yapısında herhangi

Taşların fiziksel etkiler sonucunda küçük parçalara ayrılmasına denir. Fiziksel çözülme, taşları oluşturan minerallerin kimyasal yapısında herhangi TOPRAK Yer kabuğunu oluşturan çeşitli kaya ve minerallerin fiziksel ve kimyasal yoldan ayrışmasıyla meydana gelen, içinde son derece zengin flora, hayvan varlığı barındıran ve inorganik maddeler ile hava,

Detaylı

BALIK ÖRNEKLEME YÖNTEMLERİ

BALIK ÖRNEKLEME YÖNTEMLERİ BALIK ÖRNEKLEME YÖNTEMLERİ İÇERİK BİYOLOJİK KALİTE ELEMENTİ: BALIK TS-EN 14011 SU KALİTESİ-ELEKTRİKLE BALIK NUMUNESİ ALMA TS EN 14757 SU KALİTESİ DEĞİŞEN GÖZ AÇIKLIKLI SIK ÖRGÜLÜ AĞLARLA BALIK NUMUNESİ

Detaylı

Bölgesel iklim: Makroklima alanı içerisinde daha küçük alanlarda etkili olan iklimlere bölgesel iklim denir.(marmara iklimi)

Bölgesel iklim: Makroklima alanı içerisinde daha küçük alanlarda etkili olan iklimlere bölgesel iklim denir.(marmara iklimi) YERYÜZÜNDEKİ BAŞLICA İKLİM TİPLERİ Matematik ve özel konum özelliklerinin etkisiyle Dünya nın çeşitli alanlarında farklı iklimler ortaya çıkmaktadır. Makroklima: Çok geniş alanlarda etkili olan iklim tiplerine

Detaylı

GÖL EKOSİSTEMİNDE EKOLOJİK KUŞAKLAR

GÖL EKOSİSTEMİNDE EKOLOJİK KUŞAKLAR GÖL EKOSİSTEMİNDE EKOLOJİK KUŞAKLAR ILIMAN KUŞAK GÖLLERİNDE MEVSİMLERE BAĞLI OLARAK GÖRÜLEN TABAKALAŞMA VE KARIŞMA Ilıman veya subtropikal bölgelerde 20 metreden derin ve büyük göllerde mevsimsel sıcaklık

Detaylı

4. SINIF FEN VE TEKNOLOJİ DERSİ II. DÖNEM GEZEGENİMİZ DÜNYA ÜNİTESİ SORU CEVAP ÇALIŞMASI

4. SINIF FEN VE TEKNOLOJİ DERSİ II. DÖNEM GEZEGENİMİZ DÜNYA ÜNİTESİ SORU CEVAP ÇALIŞMASI 4. SINIF FEN VE TEKNOLOJİ DERSİ II. DÖNEM GEZEGENİMİZ DÜNYA ÜNİTESİ SORU CEVAP ÇALIŞMASI 1. Dünya mızın şekli neye benzer? Dünyamızın şekli küreye benzer. 2. Dünya mızın şekli ile ilgili örnekler veriniz.

Detaylı

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #20

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #20 YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #20 1) Canlı birey sayısı 2) Kalbin Odacık Sayısı Ortama uyum Solunum şekli Döllenme ve Gelişme X Y B A Zaman Aynı ekosistemdeki sayısal değişimleri şekildeki grafikte gösterilen

Detaylı

COĞRAFİ YAPISI VE İKLİMİ:

COĞRAFİ YAPISI VE İKLİMİ: TARİHİ : Batı Toroslar ın zirvesinde 1288 yılında kurulan Akseki İlçesi nin tarihi, Roma İmparatorluğu dönemlerine kadar uzanmaktadır. O devirlerde Marla ( Marulya) gibi isimlerle adlandırılan İlçe, 1872

Detaylı

EKOLOJİ EKOLOJİK BİRİMLER

EKOLOJİ EKOLOJİK BİRİMLER EKOLOJİ EKOLOJİK BİRİMLER EKOLOJİK BİRİMLER *Ekoloji: Canlıların birbirleriyle ve yaşadıkları ortamla olan ilişkisini inceleyen bilim dalıdır. Ekolojik birimlerin küçükten büyüye doğru sıralaması: Ekoloji

Detaylı

ÜNİTE 4 DÜNYAMIZI SARAN ÖRTÜ TOPRAK

ÜNİTE 4 DÜNYAMIZI SARAN ÖRTÜ TOPRAK ÜNİTE 4 DÜNYAMIZI SARAN ÖRTÜ TOPRAK ÜNİTENİN KONULARI Toprağın Oluşumu Fiziksel Parçalanma Kimyasal Ayrışma Biyolojik Ayrışma Toprağın Doğal Yapısı Katı Kısım Sıvı Kısım ve Gaz Kısım Toprağın Katmanları

Detaylı

PROTİSTA Genel Özellikleri Kamçılılar

PROTİSTA Genel Özellikleri Kamçılılar PROTİSTA Genel Özellikleri Eukaryotik canlılardır Tek hücreli ve koloni şeklinde yaşarlar Serbest ve parazit yaşayanlar bulunur Ototrof ve heterotrof olarak beslenenler bulunur Eşeyli ve eşeysiz üreme

Detaylı

Ağır Ama Hissedemediğimiz Yük: Basınç

Ağır Ama Hissedemediğimiz Yük: Basınç Ağır Ama Hissedemediğimiz Yük: Basınç Atmosfer çeşitli gazlardan oluşmuştur ve bu gazların belirli bir ağırlığı vardır. Havada bulunan bu gazların ağırlıkları oranında yeryüzüne yaptığı etkiye atmosfer

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ KURUGÖL (BOLU) ZOOPLANKTON KOMPOZİSYONUNUN MEVSİMSEL DEĞİŞİMİ VE BAZI ÇEVRESEL PARAMETRELERLE İLİŞKİSİ Hilal AKINCI BİYOLOJİ ANABİLİM DALI

Detaylı

MEVSİMLERİN OLUŞUMU. Halil KOZANHAN EKSEN EĞİKLİĞİ DÜNYA NIN KENDİ EKSENİ ETRAFINDAKİ HAREKETİYLE GECE-GÜNDÜZ,

MEVSİMLERİN OLUŞUMU. Halil KOZANHAN EKSEN EĞİKLİĞİ DÜNYA NIN KENDİ EKSENİ ETRAFINDAKİ HAREKETİYLE GECE-GÜNDÜZ, MEVSİMLERİN OLUŞUMU DÜNYA NIN KENDİ EKSENİ ETRAFINDAKİ HAREKETİYLE GECE-GÜNDÜZ, GÜNEŞ ETRAFINDAKİ HAREKETİ SONUCU İSE MEVSİMLER OLUŞUR. DÜNYANIN EKSEN EĞİKLİĞİ (23 27 ) SONUCU GÜNEŞ IŞINLARINI DİK OLARAK

Detaylı

TÜRKİYE EKONOMİSİ. Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü. Ankara

TÜRKİYE EKONOMİSİ. Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü. Ankara TÜRKİYE EKONOMİSİ Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü 1 Ankara Ülke Ekonomisinde Etkili Olan Faktörler Tarih Doğal Kaynaklar Coğrafi yer Büyüklük Arazi şekilleri

Detaylı

EKOLOJİ #1 EKOLOJİK TERİMLER EKOSİSTEMİN CANSIZ BİLEŞENLERİ SELİN HOCA

EKOLOJİ #1 EKOLOJİK TERİMLER EKOSİSTEMİN CANSIZ BİLEŞENLERİ SELİN HOCA EKOLOJİ #1 EKOLOJİK TERİMLER EKOSİSTEMİN CANSIZ BİLEŞENLERİ SELİN HOCA EKOLOJİK TERİMLER EKOLOJİ: Canlıların kendi aralarındaki ve çevreleri ile olan ilişkilerini inceleyen bilim dalına EKOLOJİ denir.

Detaylı

BİNA BİLGİSİ 2 ÇEVRE TANIMI - İKLİM 26 ŞUBAT 2014

BİNA BİLGİSİ 2 ÇEVRE TANIMI - İKLİM 26 ŞUBAT 2014 BİNA BİLGİSİ 2 ÇEVRE TANIMI - İKLİM DOÇ. DR. YASEMEN SAY ÖZER 26 ŞUBAT 2014 1 19.02.2014 TANIŞMA, DERSLE İLGİLİ GENEL BİLGİLER, DERSTEN BEKLENTİLER 2 26.02.2014 ÇEVRE TANIMI - İKLİM 3 05.03.2014 DOĞAL

Detaylı

ISO Doğal ve Yapay Göllerden Numune Alma Kılavuzu TS 6291 Göl ve Göletlerden Numune Alma Kuralları

ISO Doğal ve Yapay Göllerden Numune Alma Kılavuzu TS 6291 Göl ve Göletlerden Numune Alma Kuralları SU YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İZLEME VE SU BİLGİ SİSTEMİ DAİRE BAŞKANLIĞI ISO 5667-4 Doğal ve Yapay Göllerden Numune Alma Kılavuzu TS 6291 Göl ve Göletlerden Numune Alma Kuralları KİMYASAL İZLEME ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ

Detaylı

11. SINIF KONU ANLATIMI 32 DUYU ORGANLARI 1 DOKUNMA DUYUSU

11. SINIF KONU ANLATIMI 32 DUYU ORGANLARI 1 DOKUNMA DUYUSU 11. SINIF KONU ANLATIMI 32 DUYU ORGANLARI 1 DOKUNMA DUYUSU DUYU ORGANLARI Canlının kendi iç bünyesinde meydana gelen değişiklikleri ve yaşadığı ortamda mevcut fiziksel, kimyasal ve mekanik uyarıları alan

Detaylı

2003 ÖSS BİYOLOJİ SORULARI VE CEVAPLARI

2003 ÖSS BİYOLOJİ SORULARI VE CEVAPLARI 2003 ÖSS BİYOLOJİ SORULARI VE CEVAPLARI 1. Bir hücrede oksijenli solunum, protein sentezi, fotosentez olaylarının tümünün gerçekleşebilmesi için, bu hücrede; I. ribozom, II. kloroplast, III. mitokondri,

Detaylı

KARADENİZ ALABALIĞININ BİYO EKOLOJİK ÖZELLİKLERİ VE KÜLTÜRE ALINABİLİRLİĞİ

KARADENİZ ALABALIĞININ BİYO EKOLOJİK ÖZELLİKLERİ VE KÜLTÜRE ALINABİLİRLİĞİ KARADENİZ ALABALIĞININ BİYO EKOLOJİK ÖZELLİKLERİ VE KÜLTÜRE ALINABİLİRLİĞİ Muharrem AKSUNGUR SÜMAE, Mühendis Bu proje çalışması; Karadeniz alabalığı (Salmo trutta labrax PALLAS, 1811) nın biyoekolojik

Detaylı

SU HALDEN HALE GİRER. Nazife ALTIN. Fen ve Teknoloji

SU HALDEN HALE GİRER. Nazife ALTIN. Fen ve Teknoloji SU HALDEN HALE GİRER SU DÖNGÜSÜ Güneş, yeryüzündeki karaları ve suları ısıtır. Havayı ise yeterince ısıtamaz. Havanın bir kısmı dolaylı yoldan ısınır. Karalar ve suların ısınması sırasında bunlarla temas

Detaylı

Bilim adamları canlıları hayvanlar, bitkiler, mantarlar ve mikroskobik canlılar olarak dört bölümde sınıflandırmışlar.

Bilim adamları canlıları hayvanlar, bitkiler, mantarlar ve mikroskobik canlılar olarak dört bölümde sınıflandırmışlar. 1- Canlının tanımını yapınız. Organizmaya sahip varlıklara canlı denir. 2-Bilim adamları canlıları niçin sınıflandırmıştır? Canlıların çeşitliliği, incelenmesini zorlaştırır. Bu sebeple bilim adamları

Detaylı

DENİZ BİYOLOJİSİ Prof. Dr. Ahmet ALTINDAĞ Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı

DENİZ BİYOLOJİSİ Prof. Dr. Ahmet ALTINDAĞ Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı DENİZ BİYOLOJİSİ Prof. Dr. Ahmet ALTINDAĞ Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı OKYANUSLARDA OLUŞAN SEDİMANTASYON OLAYI Okyanus ve denizlerin çok dik olan veya şiddetli

Detaylı

MEVSİMLERİN OLUŞUMU. 5. Yiğit, demir bir bilyeyi aşağıdaki gibi eğik tutup, el feneri yardımı ile karşıdan ışık gönderiyor.

MEVSİMLERİN OLUŞUMU. 5. Yiğit, demir bir bilyeyi aşağıdaki gibi eğik tutup, el feneri yardımı ile karşıdan ışık gönderiyor. İTE 1. ÜN ER M İ S MEV İM VE İ OYANUS MASTER FEN BİİMERİ TAR ÖMEZ TEST - 1 1. Defne, başlangıç sıcaklıkları aynı olan özdeş 2. metal levhalar ve ışık kaynaklarını kullanarak levhalar üzerindeki birim yüzeye

Detaylı

Farklı Su Sıcaklığı ve Işık Ortamında

Farklı Su Sıcaklığı ve Işık Ortamında Karadeniz Alabalıklarının (Salmo coruhensis) Farklı Su Sıcaklığı ve Işık Ortamında Sperm Kalite Parametreleri Gökhan TUNÇELLİ, Devrim MEMİŞ İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Yetiştiricilik Anabilim

Detaylı

ADIM ADIM YGS-LYS 52. ADIM CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-12 HAYVANLAR ALEMİ 3- OMURGALI HAYVANLAR SORU ÇÖZÜMÜ

ADIM ADIM YGS-LYS 52. ADIM CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-12 HAYVANLAR ALEMİ 3- OMURGALI HAYVANLAR SORU ÇÖZÜMÜ ADIM ADIM YGS-LYS 52. ADIM CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-12 HAYVANLAR ALEMİ 3- OMURGALI HAYVANLAR SORU ÇÖZÜMÜ Halkalı solucanlar çift cinsiyetli olmalarına rağmen döllenme kendi kendine değil, iki ayrı

Detaylı

KEMER BARAJ GÖLÜ'NDEKİ Cypr nus carpio L., 1758'NUN BAZI BİYOLOJİK ÖZELLİKLERİ

KEMER BARAJ GÖLÜ'NDEKİ Cypr nus carpio L., 1758'NUN BAZI BİYOLOJİK ÖZELLİKLERİ KEMER BARAJ GÖLÜ'NDEKİ Cypr nus carpio L., 1758'NUN BAZI BİYOLOJİK ÖZELLİKLERİ ÖZET Gülnaz ÖZCAN*, Süleyman BALIK EGE ÜNİVERSİTESİ SU ÜRÜNLERİ FAKÜLTESİ TEMEL BİLİMLER BÖLÜMÜ *gulnazozcan@yahoo.com Bu

Detaylı

T.C. BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BİYOLOJİ ANABİLİM DALI

T.C. BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BİYOLOJİ ANABİLİM DALI T.C. BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BİYOLOJİ ANABİLİM DALI MANYAS BARAJI ZOOPLANKTON EKOLOJİSİ YÜKSEK LİSANS TEZİ ELİF GİRİTLİOĞLU BALIKESİR, 2013 T.C. BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ

Detaylı

HİDROJEOLOJİ. Hidrolojik Çevrim Bileşenleri Buharlaşma-Yağış. 2.Hafta. Prof.Dr.N.Nur ÖZYURT

HİDROJEOLOJİ. Hidrolojik Çevrim Bileşenleri Buharlaşma-Yağış. 2.Hafta. Prof.Dr.N.Nur ÖZYURT HİDROJEOLOJİ 2.Hafta Hidrolojik Çevrim Bileşenleri Buharlaşma-Yağış Prof.Dr.N.Nur ÖZYURT nozyurt@hacettepe.edu.tr Hidrolojik Çevrim Bileşenleri Buharlaşma-terleme Yağış Yüzeysel akış Yeraltına süzülme

Detaylı

SU ÜRÜNLERİ SAĞLIĞI BÖLÜM BAŞKANLIĞI

SU ÜRÜNLERİ SAĞLIĞI BÖLÜM BAŞKANLIĞI SU ÜRÜNLERİ SAĞLIĞI BÖLÜM BAŞKANLIĞI Hacı SAVAŞ-SÜMAE, Su Ürünleri Sağlığı Bölüm Başkanı Su Ürünleri Sağlığı Bölüm Başkanlığı enstitümüz bünyesinde faaliyet gösteren bölümlerden birisidir. 2000 yılı başından

Detaylı

Çevre Biyolojisi

Çevre Biyolojisi Çevre Biyolojisi 115-02 Bölüm 03-02 Temel Ekolojik Kavramlar ve Süreçler Çağatay Tavşanoğlu 2017-2018 Güz Biyojeokimyasal döngüler ve madde geri kazanımı Ekosistem boyunca enerji akışı tek yönlü bir süreçtir

Detaylı

SÜLOĞLU BARAJI GÖLÜ (EDİRNE) ZOOPLANKTON (ROTIFERA, CLADOCERA, COPEPODA) FAUNASI

SÜLOĞLU BARAJI GÖLÜ (EDİRNE) ZOOPLANKTON (ROTIFERA, CLADOCERA, COPEPODA) FAUNASI T.C. TRAKYA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SÜLOĞLU BARAJI GÖLÜ (EDİRNE) ZOOPLANKTON (ROTIFERA, CLADOCERA, COPEPODA) FAUNASI ŞEHNAZ ÇOLAK YÜKSEK LİSANS TEZİ BİYOLOJİ ANABİLİM DALI TEZ DANIŞMANI: DOÇ.DR.

Detaylı

BİTKİ SU TÜKETİMİ 1. Bitkinin Su İhtiyacı

BİTKİ SU TÜKETİMİ 1. Bitkinin Su İhtiyacı BİTKİ SU TÜKETİMİ 1. Bitkinin Su İhtiyacı Bitki, yapraklarından sürekli su kaybeder; bünyesindeki su oranını belirli seviyede tutabilmesi için kaybettiği kadar suyu kökleri vasıtasıyıla topraktan almak

Detaylı

Toprağın katı fazını oluşturan kum, kil ve mil partiküllerinin toprak. kütlesi içindeki nispi miktarları ve bunların birbirlerine oranları toprağın

Toprağın katı fazını oluşturan kum, kil ve mil partiküllerinin toprak. kütlesi içindeki nispi miktarları ve bunların birbirlerine oranları toprağın TOPRAĞIN FİZİKSEL ÖZELLİKLERİ 1. Toprağın Bünyesi (Tekstürü) Toprağın katı fazını oluşturan kum, kil ve mil partiküllerinin toprak kütlesi içindeki nispi miktarları ve bunların birbirlerine oranları toprağın

Detaylı

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI COĞRAFYA

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI COĞRAFYA YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI COĞRAFYA CEVAP 1: (TOPLAM 10 PUAN) 1.1: 165 150 = 15 meridyen fark vardır. (1 puan) 15 x 4 = 60 dakika = 1 saat fark vardır. (1 puan) 12 + 1 = 13 saat 13:00 olur. (1 puan) 1.2:

Detaylı

İklim---S I C A K L I K

İklim---S I C A K L I K İklim---S I C A K L I K En önemli iklim elemanıdır. Diğer iklim olaylarının da oluşmasında sıcaklık etkilidir. Güneşten dünyamıza gelen enerji sabittir. SICAKLIK TERSELMESİ (INVERSİON) Kışın soğuk ve durgun

Detaylı

1- Çevresine göre alçakta kalmış ve vadilerle derin yarılmamış düzlüklere ne denir?

1- Çevresine göre alçakta kalmış ve vadilerle derin yarılmamış düzlüklere ne denir? 1- Çevresine göre alçakta kalmış ve vadilerle derin yarılmamış düzlüklere ne denir? a. Ova b. Vadi c. Plato d. Delta 2- Coğrafi bölgelerle ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur? a. Coğrafi özellikleri

Detaylı

12. SINIF KONU ANLATIMI 24 STOMA VE TERLEME (TRANSPİRASYON)

12. SINIF KONU ANLATIMI 24 STOMA VE TERLEME (TRANSPİRASYON) 12. SINIF KONU ANLATIMI 24 STOMA VE TERLEME (TRANSPİRASYON) STOMA Genellikle yaprakta bulunan bitkide gaz alışverişini sağlayan küçük gözeneklerdir. Bitkinin yaşadığı iklim koşuluna bağlı olarak konumu

Detaylı

ÖĞRENME ALANI: Canlılar ve Hayat 6.ÜNİTE: Canlılar ve Enerji ilişkileri

ÖĞRENME ALANI: Canlılar ve Hayat 6.ÜNİTE: Canlılar ve Enerji ilişkileri ÖĞRENME ALANI: Canlılar ve Hayat 6.ÜNİTE: Canlılar ve Enerji ilişkileri Ayrıca bitkilerin yapraklarına yeşil rengi de klorofil adı verilen bu yapılar verir. Besin Zinciri: - Aynı ekosistemde yaşayan canlıların

Detaylı

BİREYSELLEŞTİRİLMİŞ FEN VE TEKNOLOJİ DERSİ EĞİTİM PLANI

BİREYSELLEŞTİRİLMİŞ FEN VE TEKNOLOJİ DERSİ EĞİTİM PLANI BİREYSELLEŞTİRİLMİŞ FEN VE TEKNOLOJİ DERSİ EĞİTİM PLANI DİSİPLİN/ GELİŞİM ALANI: UZUN DÖNEMLİ AMAÇ: - Vücudumuz bilmecesini çözelim - Maddeyi tanıyalım - Kuvvet ve hareket - Işık ve ses - Canlılar dünyasını

Detaylı

Su, yaşam kaynağıdır. Bütün canlıların ağırlıklarının önemli bir kısmını su oluşturur.yeryüzündeki su miktarının yaklaşık % 5 i tatlı sulardır.

Su, yaşam kaynağıdır. Bütün canlıların ağırlıklarının önemli bir kısmını su oluşturur.yeryüzündeki su miktarının yaklaşık % 5 i tatlı sulardır. DOĞADA SU DÖNGÜSÜ Yaşama birliklerinde ve onun büyütülmüşü olan tabiatta canlılığın aksamadan devam edebilmesi için bazı önemli maddelerin kullanılan kadar da üretilmesi gerekmektedir.doğada ekolojik önemi

Detaylı

Türkiye Balıkları ve Temel Morfolojisi

Türkiye Balıkları ve Temel Morfolojisi Türkiye Balıkları ve Temel Morfolojisi Balıkların Sistematiği Regnum Animalia (Hayvanlar alemi) Subregnum Metazoa (Çok hücreliler alt alemi) Filum Subfilum Chordata (Omurgalılar şubesi) Vertebrata (Gelişmiş

Detaylı

Toprak organizmaları arasında birkaç üretici olmasına rağmen ana. bileşenleri tüketiciler, ayrıştırıcılar ve cansız maddelerdir.

Toprak organizmaları arasında birkaç üretici olmasına rağmen ana. bileşenleri tüketiciler, ayrıştırıcılar ve cansız maddelerdir. EKOSİSTEM OLARAK TOPRAK Toprak organizmaları arasında birkaç üretici olmasına rağmen ana bileşenleri tüketiciler, ayrıştırıcılar ve cansız maddelerdir. Toprağın mineral ve organik madde parçaları karasal

Detaylı

CANLILARIN ORTAK ÖZELLİKLERİ

CANLILARIN ORTAK ÖZELLİKLERİ 1 CANLILARIN ORTAK ÖZELLİKLERİ 1.Hücresel yapıdan oluşur 2.Beslenir 3.Solunum yapar 4.Boşaltım yapar 5.Canlılar hareket eder 6.Çevresel uyarılara tepki gösterir 7.Büyür ve gelişir (Organizasyon) 8.Üreme

Detaylı

CANLI ALEMLERİ HAYVANLAR ALEMİ

CANLI ALEMLERİ HAYVANLAR ALEMİ CANLI ALEMLERİ HAYVANLAR ALEMİ HAYVANLAR ALEMİ Çok hücreli canlılardır. Süngerler hariç, hepsinde sinir sistemi bulunur ve aktif olarak yer değiştirebilirler. Heterotrof beslenirler. Besinlerini glikojen

Detaylı

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #7

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #7 YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #7 1) 48 saat karanlıkta bekletilen bir saksı bitkisinden bu sürenin sonunda bir yaprak kopartılmış (1. yaprak) ve bitki aydınlık ortamda 12 saat bekletilmiştir. Bu sürenin sonunda

Detaylı

TEMEL HARİTACILIK BİLGİLERİ. Erkan GÜLER Haziran 2018

TEMEL HARİTACILIK BİLGİLERİ. Erkan GÜLER Haziran 2018 TEMEL HARİTACILIK BİLGİLERİ Erkan GÜLER Haziran 2018 1 HARİTA Yeryüzündeki bir noktanın ya da tamamının çeşitli özelliklere göre bir ölçeğe ve amaca göre çizilerek, düzlem üzerine aktarılmasına harita

Detaylı

B unl a r ı B i l i yor mus unuz? MİTOZ. Canlının en küçük yapı biriminin hücre olduğunu 6. sınıfta öğrenmiştik. Hücreler; hücre zarı,

B unl a r ı B i l i yor mus unuz? MİTOZ. Canlının en küçük yapı biriminin hücre olduğunu 6. sınıfta öğrenmiştik. Hücreler; hücre zarı, MİTOZ Canlının en küçük yapı biriminin hücre olduğunu 6. sınıfta öğrenmiştik. Hücreler; hücre zarı, sitoplazma ve çekirdekten meydana gelmiştir. Hücreler büyüme ve gelişme sonucunda belli bir olgunluğa

Detaylı

İZNİK GÖLÜ SU KALİTESİNİN FİTOPLANKTON GRUPLARINA GÖRE BELİRLENMESİ

İZNİK GÖLÜ SU KALİTESİNİN FİTOPLANKTON GRUPLARINA GÖRE BELİRLENMESİ İZNİK GÖLÜ SU KALİTESİNİN FİTOPLANKTON GRUPLARINA GÖRE BELİRLENMESİ Ayça Oğuz, Reyhan Akçaalan & Meriç Albay İstanbul Üniversitesi, Su Ürünleri Fakültesi, Ordu Cd., No: 200, Laleli-Fatih, İSTANBUL Suların

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Tuba ŞANLI

Yrd. Doç. Dr. Tuba ŞANLI Yrd. Doç. Dr. Tuba ŞANLI Genel olarak gözle net olarak görülemeyecek kadar küçük canlıları inceleyen ve onları konu olarak ele alan bilim dalıdır. Gözle ayırt edilemeyen canlılar; Virüsler, bakteriler,

Detaylı

DENİZ BİYOLOJİSİ Prof. Dr. Ahmet ALTINDAĞ Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı

DENİZ BİYOLOJİSİ Prof. Dr. Ahmet ALTINDAĞ Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı DENİZ BİYOLOJİSİ Prof. Dr. Ahmet ALTINDAĞ Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı HİDROLOJİ: Yer yuvarının yaklaşık 3/4 'lük bir bölümünü örten hidrosferi inceleyen

Detaylı

IĞDIR ARALIK RÜZGÂR EROZYONU ÖNLEME PROJESİ İZLEME RAPORU

IĞDIR ARALIK RÜZGÂR EROZYONU ÖNLEME PROJESİ İZLEME RAPORU Rapor No. :1 Tarihi: 04/12/2012 IĞDIR ARALIK RÜZGÂR EROZYONU ÖNLEME PROJESİ İZLEME RAPORU Projenin Adı: Iğdır Aralık Rüzgâr Erozyonu Önleme Projesi Proje Alanının Genel Özellikleri: Iğdır İli Aralık İlçesinde

Detaylı

Mikrobiyal Gelişim. Jenerasyon süresi. Bakterilerde üreme eğrisi. Örneğin; (optimum koşullar altında) 10/5/2015

Mikrobiyal Gelişim. Jenerasyon süresi. Bakterilerde üreme eğrisi. Örneğin; (optimum koşullar altında) 10/5/2015 Mikrobiyal Gelişim Tek hücreli organizmalarda sayı artışı Bakterilerde en çok görülen üreme şekli ikiye bölünmedir (mikroorganizma sayısı) Çok hücreli organizmalarda kütle artışı Genelde funguslarda görülen

Detaylı

JAA ATPL Eğitimi (METEOROLOJİ)

JAA ATPL Eğitimi (METEOROLOJİ) JAA ATPL Eğitimi (METEOROLOJİ) Ibrahim CAMALAN Meteoroloji Mühendisi 2012 EUROPE Avrupa ikliminin olusmasında ana faktör hava olaylarına sebebiyet veren Atlantik kaynaklı ve bütün Avrupayı gezen alcak

Detaylı

Havacılık Meteorolojisi Ders Notları. 7. Yağış

Havacılık Meteorolojisi Ders Notları. 7. Yağış Havacılık Meteorolojisi Ders Notları 7. Yağış Yard.Doç.Dr. İbrahim Sönmez Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ballıca Kampüsü Havacılık ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü isonmez@omu.edu.tr

Detaylı

Kimyasal Toprak Sorunları ve Toprak Bozunumu-I

Kimyasal Toprak Sorunları ve Toprak Bozunumu-I Kimyasal Toprak Sorunları ve Toprak Bozunumu-I asitleşme-alkalileşme (tuzluluk-alkalilik) ve düşük toprak verimliliği Doç. Dr. Oğuz Can TURGAY ZTO321 Toprak İyileştirme Yöntemleri Toprak Kimyasal Özellikleri

Detaylı

Herhangi bir noktanın dünya üzerinde bulunduğu yere COĞRAFİ KONUM denir. Coğrafi konum ikiye ayrılır. 1. Matematik Konum 2.

Herhangi bir noktanın dünya üzerinde bulunduğu yere COĞRAFİ KONUM denir. Coğrafi konum ikiye ayrılır. 1. Matematik Konum 2. Herhangi bir noktanın dünya üzerinde bulunduğu yere COĞRAFİ KONUM denir. Coğrafi konum ikiye ayrılır. 1. Matematik Konum 2. Özel Konum 1. Türkiye nin Matematik (Mutlak) Konumu Türkiye nin Ekvatora ve başlangıç

Detaylı