T.C. KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ ĐMAM ÜNĐVERSĐTESĐ SOSYAL BĐLĐMLER ENSTĐTÜSÜ KAMU YÖNETĐMĐ ANABĐLĐMDALI 21. YÜZYILDA YENĐ BĐR PARADĐGMA:

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "T.C. KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ ĐMAM ÜNĐVERSĐTESĐ SOSYAL BĐLĐMLER ENSTĐTÜSÜ KAMU YÖNETĐMĐ ANABĐLĐMDALI 21. YÜZYILDA YENĐ BĐR PARADĐGMA:"

Transkript

1 T.C. KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ ĐMAM ÜNĐVERSĐTESĐ SOSYAL BĐLĐMLER ENSTĐTÜSÜ KAMU YÖNETĐMĐ ANABĐLĐMDALI 21. YÜZYILDA YENĐ BĐR PARADĐGMA: KENTSEL KUTUPLAŞMA VE MERSĐN ÖRNEĞĐ YÜKSEK LĐSANS TEZĐ KAHRAMANMARAŞ EKĐM 2008

2 KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ ĐMAM ÜNĐVERSĐTESĐ SOSYAL BĐLĐMLERĐ ENSTĐTÜSÜ KAMU YÖNETĐMĐ ANABĐLĐM DALI ELEKTR21. YÜZYILDA YENĐ BĐR PARADĐGMA: KENTSEL KUTUPLAŞMA VE MERSĐN ÖRNEĞĐ İK TALEBİ YÜKSEK LĐSANS TEZĐ Kod No : Bu Tez 13/10/2008 Tarihinde Aşağıdaki Jüri Üyeleri Tarafından Oy Birliği ile Kabul Edilmiştir. Doç. Dr. Hakan Yrd. Doç. Dr. Seyhan Yrd. Doç. Dr. Zeynep ALTINTAŞ TAŞ HATUNOĞLU DANIŞMAN ÜYE ÜYE Yukarıdaki imzaların adı geçen öğretim üyelerine ait olduğunu onaylarım. Prof. Dr. A. Hamdi AYDIN Enstitü Müdür Vekili Not: Bu tezde kullanılan özgün ve başka kaynaktan yapılan bildirişlerin, çizelge, şekil ve fotoğrafların kaynak gösterilmeden kullanımı, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunundaki hükümlere tabidir. I

3 KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ ĐMAM ÜNĐVERSĐTESĐ SOSYAL BĐLĐMLERĐ ENSTĐTÜSÜ KAMU YÖNETĐMĐ ANABĐLĐM DALI ÖZET YÜKSEK LĐSANS TEZĐ 21. YÜZYILDA YENĐ BĐR PARADĐGMA: KENTSEL KUTUPLAŞMA VE MERSĐN ÖRNEĞĐ DANIŞMAN: Doç. Dr. Hakan ALTINTAŞ Yıl : 2008 Sayfa: 35 Jüri: Doç. Dr. Hakan ALTINTAŞ : Yrd. Doç. Dr. Seyhan TAŞ : Yrd. Doç. Dr. Zeynep HATUNOĞLU Bu çalışmada Türkiye de yaşanan göç hareketleri sonucu kentlerde ortaya çıkan kentleşme sorunlarından biri olan kutuplaşma konusuna yer verilecektir. Özellikle 1950 li yıllardan sonra ivme kazanan kentleşme kentlerde bir takım siyasal, ekonomik ve toplumsal sorunlara yol açmıştır. Kentleşme, uygarlığın gelişiminde en önemli süreçlerden biridir. Bu süreç sadece nüfus birikimi değil aynı zamanda, ekonomik, sosyal ve siyasal dönüşümleri de içeren bir olgudur. Kentleşme Türkiye gibi ülkelerde neden-sonuç ilişkisi içerisinde gerçekleşen bir değişimi de ifade eder. Kırsal kaynakların sosyo-ekonomik ve psikolojik açıdan yeterli olmaması, bu değişim sürecinin hızını artırmaktadır. Bu değişim sadece nüfus artış hızı değil aynı zamanda göç eden kitlelerin kentte yaşadıkları sorunlar, kente uyum süreçleri ve beraberinde de kentte meydana gelen ayrışmalar olarak gözlemlenmektedir. Çalışmamızda bu sorunlara ve bu sorunların altında yatan nedenlere yer verilecektir. Göç sonucunda yaşanan kimlik sorunu ve kentlerde yaşanan dışlanma konusunda da Mersin kenti özelinde bir takım verilere yer verilecektir. Anahtar Kelimeler: Kentleşme, kutuplaşma, kentsel kutuplaşma, etnik kimlik, Mersin II

4 DEPARTMENT OF PUBLIC ADMĐNĐSTRATĐON INSTITUTE OF SOCIAL SCIENCE UNIVERSITY OF KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ ĐMAM ABSTRACT MA Thesis A NEW PARADIGM IN 21. CENTURY URBAN POLARIZATION AND MERSIN EXAMPLE SANIYE ADIGÜZEL Supervisor : Assoc. Prof. Dr. Hakan ALTINTAŞ Year : 2008 Pages: 35 Jury : Assoc. Prof. Dr. Hakan ALTINTAŞ : Assist. Prof. Dr. Seyhan TAŞ : Assist. Prof. Dr. Zeynep HATUNOĞLU In this paper the polarization, which is an urbanization problem seen because of the migration, will be explained. Especially, in 1950 s urbanization accelerated then some political, economical, and social problems arose. Urbanization is one of the most important processes in civilization development. This process is not only increasing population, but also, includes economical, social, and political transformations. In countries like Turkey, urbanization expresses the change that develops in cause-result relation. The insufficient socioeconomic and psychological sources exist in rural areas increase the change process speed. These changes are seen not only as population speed, but also as problems of migrating people s, as their adaptation problem, and conflicts arose in urban. In our study these problems and the cause of these problems will be explained. Mersin will be used as an example to give data about the identity problem seen after migration and the isolation seen in urban. Keywords: Urbanization, polarization, urban polarization, ethnic identity, Mersin III

5 ÖNSÖZ Türkiye de kentleşme özellikle 1950 lerde hızla artmıştır ve 1990 lara gelindiğinde zorunlu göç politikalarıyla farklı bir yapı haline gelmiştir. Kentleşme beraberinde siyasi, ekonomik ve toplumsal bir takım sorunları da getirmiştir. Bu bağlamda bu çalışmanın, kentleşmenin toplumsal hayata etkilerinden olan kentsel kutuplaşma boyutu incelenmiştir. Günümüzde kullanılmaya başlanan kentsel kutuplaşma kavramının Mersin özelinde incelenmesi açısından bilim hayatına faydalı olacağı düşünülmektedir. 21. Yüzyılda Yeni Bir Paradigma: Kentsel Kutuplaşma ve Mersin Örneği adlı bu çalışmamda benden her konuda desteklerini esirgemeyen danışman hocam Doç. Dr. Hakan ALTINTAŞ a teşekkür ederim. Ayrıca bu çalışmanın hazırlanması aşamasında benden manevi desteklerini esirgemeyen değerli hocam Öğr. Gör. Enver GÜNAY a, arkadaşlarım Mehtap KARAYAZI, Esra KINIK, Sami TÜRKOĞLU na ve sevgili eşim Alaattin ADIGÜZEL e teşekkür ederim. Öğrenim hayatım boyunca hep yanımda olan ve her zaman desteklerini üzerimde hissettiğim aileme sonsuz teşekkürlerimi bir borç bilirim. IV

6 ĐÇĐNDEKĐLER ÖZET...I ABSTRACT...II ÖNSÖZ...IV ĐÇĐNDEKĐLER...V ÇĐZELGELER LĐSTESĐ...VI ŞEKĐLLER LĐSTESĐ VII 1 GĐRĐŞ 1 2 ÖNCEKĐ ÇALIŞMALAR 2 3 KUTUPLAŞMA KAVRAMININ ANALĐZĐ VE KENTLEŞME OLGUSU Kutuplaşma Kavramı Kutuplaşmanın Diğer Ucu: Kentleşme Kutuplaşma Kavramının Arka Planı 5 4 KENTSEL KUTUPLAŞMA Kavram Analizi Kimlik Kavramı Sosyal Kimlik Kentsel Kimlik Etnik Kimlik Kentlerde Yaşanan Kentsel Kutuplaşma ve Etnik Kimlik Çatışmaları Biz ve Öteki Kavramı Kentlerde Yaşanan Kutuplaşma Sorunun Göstergeleri 11 5 GÖÇ VE YOKSULLUK Göç Olgusu Göçün Siyasal, Ekonomik Ve Toplumsal Sonuçları Kentleşme(me)nin Sonucu Olarak Kentlerde Yaşan Yoksulluk Sorunu Yoksulluk Sorunu Ve Kente Yansımaları Yoksulluk Ve Sosyal Dışlanma: Kavramsal Çerçeve Yoksulluk Ve Türkiye Yoksullukla Đlgili Türkiye Tablosuna Genel Bakış 19 6 TÜRKĐYE DE SOSYAL EŞĐTSĐZLĐK VE SONUÇLARI Kentlerde Yaşanan Sosyal Eşitsizlik ve Yansımaları Sosyal Eşitsizlikten Etkilenen Kentler Sosyal Eşitsizlik Sonuçları 24 7 KENTSEL KUTUPLAŞMA VE MERSĐN ÖRNEĞĐ Mersin Kentinin Genel Yapısı Coğrafik Yapısı Đdari Yapısı Ekonomik Yapısı Mersin Kentinin Toplumsal Yapısı Kentte Kutuplaşmanın Yansımaları Mersin Kentindeki Araştırmanın Kapsamı Mersin Kentindeki Etnik Kimlik Yapısı 35 SONUÇ VE ÖNERĐLER 39 KAYNAKLAR 41 ÖZGEÇMĐŞ 44 V

7 ÇĐZELGELER LĐSTESĐ Çizelge 5.1. Yoksulluk Sınırı Yöntemlerine Göre Fertlerin Yoksulluk Oranları, Kent...19 Çizelge 5.2. Yoksulluk Sınırı Yöntemlerine Göre Fertlerin Yoksulluk Oranları, Kır..20 Çizelge 7.1. Mersin Đli Gelişmişlik Performansı..27 Çizelge 7.2. Kendisini Tanımladığı Kimlik..34 VI

8 ŞEKĐLLER LĐSTESĐ Şekil 4.1. Kentsel Kimlik Oluşum Şeması....9 VII

9 GĐRĐŞ 1. GĐRĐŞ Kentsel kutuplaşma kavramı kent sosyolojisi literatürüne yeni giren kavramlardan biridir. Konuyla ilgili yapılan çalışmalar tam olarak kentsel kutuplaşma kavramı hakkında olmamakla birlikte daha çok kentlerde yaşanan gerilimlerle ilgili bize bilgiler vermektedir. Bu çalışmada kentsel kutuplaşma neyi ifade etmektedir anlatılmaya çalışılmaktadır. 21. yüzyılda küreselleşmeyle beraber büyük bir göç dalgası yaşanmaktadır. Yaşan bu göçün etkisiyle hem göç veren yerleşim birimleri, hem de göç alan yerleşim birimleri etkilenmektedir ve bu etki de genel itibariyle olumsuz sonuçlar doğurmaktadır. Çalışmamızın birinci bölümünde kutuplaşma kavramı irdelenmiştir. Soğuk savaş döneminde ortaya çıkan kutuplaşma olgusu günümüze gelene kadar şekil değiştirmiştir ve kutuplaşan ülkeler yerine yerel düzeyde kentler ve toplumlar birbirleriyle kutuplaşmaya başlamışlardır. Çalışmamızın ikinci bölümünde ise kentsel kutuplaşma kavramı analiz edilmeye çalışılmıştır. Türkiye de yaşanan kentleşme sorununa değinilmiş, bunun sonucunda kentlerde yaşan kimlik sorunu ele alınmıştır. Çalışmamızın üçüncü bölümünde kentlerde yaşanan sosyal eşitsizlik ve yoksulluk sorununa değinilmiştir. Çalışmamızın araştırma kısmında ise Mersin kentiyle ilgili yapılan çalışmalardan elde edilen bazı veriler ele alınmıştır. Kentsel kutuplaşmanın en çok yaşadığı kentlerden biri olan Mersin kentinde yaşanan sorunlar ve etnik kimlik konularına yer verilmiştir. 1

10 ÖNCEKĐ ÇALIŞMALAR 2. ÖNCEKĐ ÇALIŞMALAR Göktürk ve Tümtaş ın 2007 de yaptıkları Türkiye de Göç ve Kentsel Gerilime Etkisi konulu çalışmada göç kavramına, Türkiye deki göç sorunlarına ve kentsel gerilime etkisine yer verilmiştir. Akgün ve Đzgin in 2005 te yaptıkları yılları arasında Mersin de Sosyal Değişme ve Mersin e Yansımaları konulu çalışma ise daha çok kentin siyasi katılımı ve belirtilen dönemler arasındaki siyasi değişimine değinilmiştir. Erder 1997 de yaptığı Kentsel Gerilim çalışmasında Đstanbul Ümraniye de yaşanan olayların arka planına değinerek, gerilimin kentleşmeyle birlikte kente taşınan toplum yapısındaki çözülmelerle ilgisini açıklamaktadır. 2

11 KUTUPLAŞMA KUTUPLAŞMA KAVRAMININ ANALĐZĐ VE KENTLEŞME OLGUSU Bu bölümde kutuplaşma kavramının anlamına yer verilecektir ve kutuplaşma kavramının kentlerde yansımasına değinilecektir Kutuplaşma Kavramı Gelişmiş olsun, gelişmekte olsun, çeşitli ülke deneyimleri de göstermektedir ki, hemen tüm ülkeler, bölgesel dengesizlikler sorunuyla karşılaşmaktadır. Bununla birlikte, bölgesel dengesizliklerin birçok ülkede ulusal bir sorun olarak toplumların ekonomik ve siyasal gündeminde yerini alması, özellikle II. Dünya Savaşı sonrası döneme rastlamaktadır. Özellikle de 1950 lerde kentleşmenin ivme kazanmasıyla birlikte, göçe bağlı olarak da birtakım sorunlar artmıştır. Belirli bir düzeye kadar makul karşılanabilecek bölgelerarası gelişmişlik farklılıklarında temel sorun, dengesizliklerin boyutlarıyla ilgilidir. Diğer bir deyişle, gelişmişlik farklılıkları ülkelerin uzun vadede gelişme sürdürülebilirliğini mümkün kılabilecek bir düzeyde ise, kaynakların etkin kullanımı açısından gerekli görülebilir. Ancak, mevcut farklar; ülke genelinde yoğun bir göç, yerleşme sorunları ve peşi sıra toplumsal huzursuzlukları beraberinde getiriyorsa, ülkenin uzun vadeli kalkınmasını kesintiye uğratan en önemli istikrarsızlık unsurlarından biri olmaktadır. Göç dalgalarıyla büyüyen kentlerde beliren; eğitim ve sağlık hizmetleri yetersizlikleri ile arsa ve konut ihtiyacı, su, enerji, altyapı ve genel olarak belediye hizmetlerinin yetersizliği, trafik sıkışıklığı, kalabalık, izdiham, gürültü ve çevre kirliliği gibi büyük kent sorunları, kamu yatırım ihtiyacını da artırarak, kamu maliyesine ilave bir yük getirmektedir. Böylece; bölgelerarası sosyo-ekonomik gelişmişlik farklılıkları, sadece geri kalmış yöreler açısından değil, gelişmiş bölgeler açısından da düzeltilmesi gereken bir sorun olmaktadır. Kutuplaşma olgusu genel itibariyle soğuk savaş döneminde, iki kutuplu dönemi anlatmak için literatürde kullanılmakla birlikte, aynı zamanda polarizasyon olarak da birçok çalışmada kullanılmaktadır. Ancak kavramla ilgili açıklayıcı net bir bilgi yoktur. Biz çalışmamızda bu kavramı kentleşmeyle alakalı olarak kullanacağımız için şöyle bir açıklamada bulunabiliriz: kutuplaşma; birbirine zıt düşen, zaman zaman toplumdan dışlanan kesim için kullanılan bir kavramdır. Günümüzde konuyla ilgili ayrıntılı bir çalışma olmamasına rağmen kent sosyolojisinde karşımıza çok çıkmaktadır. Özellikle de etnik kimlik, bölünmeler, eşitsizlik gibi konularla alakalı çalışmalarda kısmen de olsa bu kavrama yer verilmiştir. 3

12 KUTUPLAŞMA Kutuplaşmanın Diğer Ucu: Kentleşme Ülkemizdeki kentleşme olgusu toplumsal ve ekonomik yapıyı biçimlendiren temel öğelerden biridir. Yalnız, tarımdaki değişmelerin ve sanayileşmenin bir sonucu değil, toplumsal değişme sürecinin de bir göstergesidir. Siyasal partilerin olduğu kadar kentleşme olgusunun da var olan kutuplaşmayı arttığı söylenebilir. Çok partili hayata geçiş, sanayileşmenin başlaması ve dolayısıyla köylerden kentlere göçün yaşanması toplumsal değişmeyi hızlandırmıştır. Kentleşme ve kırsal alanlardan kente göçler 1970 lerde ivme kazananmış ve 1980 li yıllarda hızlanmış ve 1990'lı yılların ortasında zirveye çıkmıştır: 1980 yılında yüzde toplam nüfusun yüzde 45,5 i kentlerde yaşarken, bu oran 1985 yılında % 51,1, 1990 yılında % 56,3 e ve 2000 yılında %65.03 e yükselmiştir. Türkiye nin gündeminde olan gecekondu olgusu bu süre içinde, ülkenin toplumsal ekonomik, kültürel ve siyasal süreçler ile tam bir etkileşime girmiş, bir yandan bu süreçleri etkilerken, öte yandan kendisi de onlardan etkilenmiş, ama sonuç olarak bugünkü yapımızın temel belirleyicilerinden biri haline gelmiştir. Gecekondulaşma sürecinin doğal sonucu olan yeni kentli tanımının, tavrının ve davranış kalıplarının kent adına yarattığı sosyal çeşitlilik ve sosyal ilişkiler ağının kentin bütününü etkilemesi durumu yeni tanımlamaların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Bu konu özelinde süreklilik taşıyan sosyal dönüşümü, toplumsal çözülme kavramı ile ilişkilendirmek mümkündür. Toplumsal çözülme, toplumdaki kurumsal mekanizmaların fonksiyonlarını yerine getirmesini sağlayan bağ ve denetimlerin çözülmesi anlamına gelmektedir (Kongar, 1995: 283). Toplumsal çözülmeyi meydana getiren faktörler: Birey ve/veya sosyal grupların topluma dahil oldukları bilincine varamamaları, Toplumda işbölümü ve sosyal farklılaşmanın gelişememesi, Birey ve toplum çıkarlarının birbirine karşıt zannedilmesi, Geleneksel yapı ile modern yapı arasında denge ve uyumun kurulamaması olarak tanımlanabilir. Toplumsal çözülme kapsamında ele alınabilecek olan ve sosyal dokudaki kutuplaşma olarak da ifade edilen segregasyon olgusu, Đngiltere de 1970 lerin sonunda, kalifiye işçi sınıfının yeni kentlere veya başka yerlere göçü ve gentrifikasyon sonucunda, yüksek yoğunluklu sınıfın yoğunluklu bölgeler oluşturması sonucunda ortaya çıkmıştır (Hamnett, 2001: 164). 4

13 KUTUPLAŞMA... Segregasyon, çoğunlukla olumsuz olarak lanse edilen ve bölücü, anlayış ve hoşgörüyü önleyen, sosyal etkileşimi azaltan bir olgu olarak tanımlanır. Bütüncül olarak düşünüldüğünde segregasyon, aslında farklılıklar üzerine yapılan araştırmalarda kullanılan yardımcı bir metottur. Segregasyon olgusunun hem pozitif hem de negatif yönleri vardır. Tanımın pozitif yönü, grupların kendi sosyal birliklerini korumalarında rol oynamasıdır. Böylelikle kültürel değerler korunur, sosyal ağ genişler. Negatif yönü ise etkin grupların konumlandığı yerlerde ayrıcalıklı sosyal grup bölgelerinin oluşmasıdır. Farklı sosyal grupların segregasyonlarının davranış kalıplarına yansımalarını sosyo-ekonomik etkileşimin etkilenmesi ile daha iyi kavranabilir. Mekansal yakınlık aynı kentsel mekanı paylaşan farklı sosyo-ekonomik yapıya sahip gruplar arasındaki sosyal etkileşim potansiyelini artırmaktadır. Bu konu ile ilgili hipotez: Kentsel alan içindeki grupların mekansal dağılımdaki farklılık dereceleri yükseldikçe birbirlerine göre sosyal kopma düzeyleri (segregasyon) o derece yüksek olur. yargısıdır (Altıntaş, 2003: 22). Gecekondu bölgelerinin kendi içindeki sınıfsal farklılaşmalarının gelişmiş olması, doğrudan bu bölgelerden kaynaklanan sorunların ve bu sorunların dışa vurumunda kullanılan yöntemlerin klasik sınıf çatışması kavramları çerçevesinde çözümlenmesine pek olanak tanımamaktadır (Kongar, 2000: 577). Esas sorun, kentlerimize enformel kanallarla yerleşmiş olan grupların kentle eklenme istekleri karşısında kentsel kurumların yetersizliği ve kentteki kaynakların kıtlığı nedeniyle kutuplaşma sürecinin artmasıdır Kutuplaşma Kavramının Arka Planı Kutuplaşma kavramı, uluslararası sistem içindeki güç düzenine işaret eder. Kavram özellikle Soğuk savaş döneminde iki süper gücün çekişme halinde bulunduğu iki kutuplu düzenle ortaya çıkmıştır. Bu kavram çerçevesinde 1945 öncesi sistem gücün büyük devletler tarafından paylaşılması sebebiyle çok kutuplu olarak isimlendirilir. Benzer biçimde SSCB'nin 1991'de dağılmasıyla ABD'nin tek süper güç kalmasıyla oluşan düzen de pek çok akademisyen tarafından tek kutuplu sistem olarak adlandırılır. Küreselleşme olgusu beraberinde Yeni Dünya Düzeni ni getirmektedir. Bu durum çok açık bir şekilde, ulusal ekonomiler üzerinde devletlerin karar ve kontrol işlevlerini eksiksiz yerine getirebilme, ulusal politikalar üretme ve uygulama gücünü aşındırmaktadır (Marshall, Horsman: 1996: 12). Bu demek değildir ki tek kutuplu dünya, soğuk savaşın iki kutuplu dengesinin yerine geçmiştir. ABD'nin kendi başına 5

14 KUTUPLAŞMA... gerçekleştiremeyeceği pek çok güvenlik, ekonomik ve siyasal hedefleri vardır. ABD dışında her büyük devletin bir veya daha fazla önemli güç kaynağı yetersiz olduğundan, dünya çok kutuplu da değildir. Bunun yerine güç karmaşık üç boyutlu bir modele göre dağılmış bulunmaktadır. Büyük güçlerin hızlı yükseliş ve çöküşleri, SSCB'nin yıkılışı ve komünizmin çöküşü, teknoloji ve iletişimdeki hızlı ilerlemeler, iddia edildiği gibi tarihin sonunu getirmemiştir. Aksine bireyler, gruplar ve uluslararasında kimlik çatışmaları şeklinde tarihin geri dönüşü yaşanmaktadır. Bu tür çatışmalar üç şekilde meydana gelmektedir: Uluslar üstü kimlikler örneğin Avrupalılık, ulusal kimlikler örneğin Rus, ulusları oluşturan kimlikler örneğin dinsel ve dilsel ayrılıklar Afrika, eski Yugoslavya, Afganistan, Irak. Bireyler bugünlerde uluslararası piyasadaki iş gücündeki hareketliklere, nakit para akışındaki ve ticarî piyasalardaki değişimlere duyarlı hâle gelmiştir. Karşılıklı küresel dayanışma nedeniyle devletlerde ulusal egemenlik kavramı sarsılmaya başlamıştır. Pek çok ulusun kendine ait toplumsal kimliği ekonomik hareketlilik ve komünizmin çöküşü nedeniyle değişime uğramaktadır. Dünyada ve ülkemizde hızlı yaşanan sosyal, ekonomik, siyasal ve teknolojik gelişmeler ve bunlara bağlı olarak kent yerleşkelerinde meydana gelen sorunlar yumağına karşı, kentler sürekli bir mücadelenin içine itilmiştir. Kentlerin karşı karşıya kaldıkları sorunlar bazen içinden çıkılmaz, karışık ve çok yönlü mücadeleyi beraberinde getirmiştir. 6

15 KENTSEL KUTUPLAŞMA KENTSEL KUTUPLAŞMA 4.1. Kavram Analizi Kentler ortaya çıktıkları ilk günden itibaren sürekli değişim içinde olan mekânlardır. Kentlerin insanların toplumsal yaşamı üzerindeki etkileri son derece önemlidir. Kent mekânları ve bu mekânlara yüklenen anlamlar toplum ve bireyler arasındaki iletişimin en önemli unsurlarıdır. Çevre ve insan etkileşimi, bu anlamda toplum, mekân ve davranış ilişkileri, bireylerin ve toplumun kendi yaşam koşullarını belirlemesine imkân verir. Kentlerde göze çarpan önemli bir konu da bireylerin birbirileriyle ilişki ağlarıdır. Bir yandan tam kentli hayatı yaşayan insanlar, diğer yandan kırdan kente göç eden veya ettirilen insanlar aynı ortamda bir araya geldiklerinde bir takım zıtlaşmalar içine düşmektedirler. Kentsel kutuplaşma bu iki grup insanın birbiriyle ilişkilerinden yola çıkılarak tanımlanmış bir kavramdır. Literatüre yeni giren bu kavram, kent sosyolojisinde yavaş yavaş karşımıza çıkmaktadır. Kutuplaşma kavramından hareketle tanımlayacak olursak; kentsel kutuplaşma kent içinde yaşayan, farklı kimlikte olsun ya da olmasın, kente tutunamayan insanlarla kent kültürünü benimsemiş insanların yaşadığı zıtlaşmalar bütünüdür. Geçmişteki göçlerden farklı olarak 1990 lı yıllardan itibaren yaşanan zorunlu göç süreci, bir yandan göç edenlerin yeni yerleşim yerlerine uyumu, kimlik ve kültürel sorunları, yoksulluk, kentsel gerilim ve yabancılaşma, ayrışma ve bu çerçevede göç edenlerin zaman içinde ayrı bir doku oluşturması gibi çok yönlü faktörlerle etkili olmuştur Kimlik Kavramı Kimlik, doğadaki herhangi bir canlıyı veya objeyi başka canlı objelerden ayıran, öncelikle onu görsel, işitsel vb. diğer duyularla algılanan, kendine özgü olma durumudur. Kimlik, kültürel ve sosyal bir olgudur. Bir toplumun kültür düzeyinin seviyesi, toplumu oluşturan bireylerin yarattığı çevrenin kimliğini belirlemede ve yönlendirmede etken olarak rol oynamaktadır. Kimlik kavramı yalnızca Türkiye de değil, aynı zamanda dünyada da geçmişi çok eskiye dayanmayan bir kavramdır lardan sonra psikoloji ve sosyal psikolojinin kapsamında ele alınmış, 1980 lerden itibaren ise kimlik oluşumunda bireyin kendisinden çok toplumun etkili olduğunun fark edilmesiyle birlikte daha çok sosyoloji, sosyal antropoloji ve siyaset kapsamında incelenmeye başlanmıştır. 7

16 KENTSEL KUTUPLAŞMA... Kimlik etkileşimle yani öteki ile şekillenir. Bu nedenle kimlik dinamik bir fenomendir. Birey kimliğini çevredeki koşullara göre sosyal inşa eder ve her sosyal pozisyonda yeniden düzenler (Deschamps ve Devos, 1998: 3). Bireyin sahip olduğu kimliklerin kimi başat kimi ikincildir; kimi toplumla bütünleşmiş hoş görülmüş kimi dışlanmış aşağılanmıştır (Bilgin, 1994: 245) Sosyal Kimlik Đnsanlar bireysel kimlik yanında ait oldukları çeşitli gruplardaki üyeliklerini yansıtan bir sosyal kimlik de kabul ederler. Sosyal kimlik, bir sosyal gruba/ gruplara üyelik bilgisinden türer, değer ve duygusal anlamda bu üyeliğe bağlanma yaratır. Böylece sosyal kimlik sübjektif bir ait olma duygusu ve ötekilerle ilişkiler çevresinde benin tanımıdır (Zdzislaw, 1993: 10). Bu kimlikler din, etnisite, milliyet, meslek, cinsiyet, siyasal gruplar vb. sosyal kategorilerdir. Söz konusu kategoriler bireylerin kendilerini ve çevrelerini anlama ya da anlamlandırmada önemli referanslar sağlar (Bar- Tal, 1998: 93). Sosyal kimlik biz lik, gruba ait olma, gruba benzerlik temelinde tanımlanır, benzer durumda ve ortak geçmişe sahip olanlar arasında oluşur. Bu nedenle benzerlik havuzu ifade eder, gruba bağlılık yaratır. Sosyal kimlik aynı zamanda, grubun öteki gruplardan farklı olduğu düşüncesi içerir (Deschamps ve Devos, 1998: 3; Bilgin, 1994: 53). Böylece insanlar kendilerini dahil ettikleri biz ve ötekiler kategorileri yaratır Kentsel Kimlik Kent teknik, ekonomik, sosyal, politik ve kültürel birçok konuların birlikte söz konusu olduğu bir mekân, bir yerleşmedir. Bu yerleşmeler çeşitli kültür ve sosyal yapılardan oluşması nedeniyle farklılıklar gösterirler. Kentlerin farklı karakterleri kent kimliği, kent profili ve kent imgesi kavramlarıyla açıklanmaktadır. Kent kimliği uzun bir zaman dilimi içinde biçimlenir. Kentin coğrafi içeriği kültürel düzeyi, mimarisi, yerel gelenekleri, yaşam biçimi niteliklerin karışımı olarak kente biçim verir. Kentin profilini doğal profili, sosyo-ekonomik profili ve insan eliyle yapılmış mekânın profili ile bir bütünleşmenin değerlendirilmesi oluşturur. Kentsel kimlik bir kentin, çevrenin, doğal ve yapay elemanları ve sosyo-kültürel özellikleri ile tanımlanır (Ilgın, 1997: 23). Kentsel kimlik oluşum şeması, açılımları ile birlikte Şekil 1 de ifade edilmiştir. 8

17 KENTSEL KUTUPLAŞMA... Bir kimlik öğesi olan kültür, toplumun geleneğini, göreneğini, yaşama biçimini, adetlerini, alışkanlıklarını kapsayan bir kavram olduğu için kültür ve kimlik arasındaki ilişkinin vurgulanması önem taşımaktadır. Bir toplumun kültür düzeyinin seviyesi, toplumu oluşturan bireylerin yarattığı çevrenin kimliğini belirlemede ve yönlendirmede etken olarak görev yapmaktadır Etnik Kimlik Etniklik genel anlamıyla bir sosyal grubun ırk, dil veya milli kimliğidir. Köken olarak Yunanca ethnos kelimesinden gelmekle beraber, Yunancada bu sözcük siyasi bir birliği değil, kabile ya da ırk gibi beşeri bir birliği ifade etmektedir. Her şeyden önce kimlik, insana özgü bir kavramdır. Kimliği oluşturan iki bileşen vardır. Bunlardan birincisi tanınma ve tanımlama, ikincisi ise aidiyettir. Tanınma ve tanımlama bireyin toplum içerisinde, toplum tarafından nasıl tanındığı ve kendisini nasıl tanımladığıdır. Bunu aracı ise dil ve kültürdür. Aidiyet ise bireyin kendini herhangi bir toplumsal gruba dahil hissetmesiyle kendini gösterir. Burada önemli olan nokta şudur; her ne kadar toplum bireyi belli bir kimlikle tanımlıyorsa da, birey kendini söz konusun 9

18 KENTSEL KUTUPLAŞMA... kimliği oluşturan topluluğa dahil hissetmiyorsa, o kimliğe sahip olduğu söylenemez (Aydın, 1999: 12). Etnik kimlik ise; bir toplumda yaygın olan kültür unsurlarından farklı özellikler taşımasıyla ortaya çıkan bir kültürel kimlik türüdür. Toplumda milli kültüre olan bağlılığın azalması, bireyleri farklı kimlik arayışlarına iter. Kendinde toplumun genelinden farklı özellikler gören bireyler, benzerleriyle yakınlaşarak etnik grupları meydana getirirler. Bu durum, toplum içerisinde Biz ve Ötekiler ayrımını oluşturur. Etnik kimliğin bünyesinde barındırdığı özellikler, yani etnikliğin ölçütleri birden çoktur. Genellikle soy, kandaşlık, ortak dil gibi ölçütlere bağlanır; ancak bu özelliklerin bir ya da birkaçını içerebilir. Ya da aynı dili konuşan insanların tümü aynı etnik kimlikle nitelendirilemeyebilir. Mesela Suriye de yaşayan Araplar, Irak ta yaşayan Araplarla aynı dili konuşmalarına rağmen, aynı etnik kimlik altında birleştirilemezler. Diğer bir önemli nokta ise, etnikliğe karşı etik ve emik yaklaşımlardır. Grubun kendini içerden algılayışı anlamına gelen emik yön, başkalarının aynı gruba dair kanıları, yani etik yönle uyuşmazsa; etnik kimliğin tanımlanmasında sorunlar ortaya çıkar. Örneğin Kürt kökenli olduğu bilinen birisi kendini Kürt olarak görmüyor, dahası kendini Kürt toplumuna ait hissetmiyorsa, o bireyin Kürt kimliği taşıdığı söylenemez. Kısacası kimliğin bileşenleri olan aidiyet ile tanınma ve tanımlama (öz tanımlama) birbiriyle örtüşmelidir Kentlerde Yaşanan Kutuplaşma Ve Etnik Kimlik Çatışmaları Kentleşmeyle birlikte kentte oluşan nüfus yoğunluğu özellikle bazı kentlerde ciddi sorunlara yol açmaktadır. Bir yandan göçüp gelen kente tutunmayan insanlar diğer yandan kent kültürüyle yaşamaya alışmış insanlar birbirleriyle birtakım çatışmalar yaşamaktadırlar. Kentsel kutuplaşma; bu iki grup insan topluluğun yaşadığı sorunlarım tümünü ifade edebilecek geniş bir kavramdır. Yani burada kutuplaşmanın kaynağı kentleşmeyle ortaya çıkan sorunlardır. Günümüzde çok tartışılan biz ve öteki ayrımı aslında etnik kimlik çatışmalarını ifade etmektedir. Türkiye kentlerinde hemşerilik bir dayanışma ve sorun çözme yolu olarak kentlerde işlevseldir. Yine akrabalık gibi birincil ilişkilere dayalı sosyal - kültürel etkileşimler gözlemlenebilmektedir. Dünya Bankası(2003) çalışmasında da 1994 ve 2001 yılları arasında eşitsizlik ve aşırı yoksulluk oranlarının değişmediği, ancak kentsel yoksulluk oranında bir artış 10

19 KENTSEL KUTUPLAŞMA... gözlendiği ve geleneksel dayanımsa bağlarının zayıflaması ve enformel istihdam olanaklarının azalmasıyla insanların kendilerini daha yoksul ve korunmasız hissettikleri sonucuna varılmıştır. Kentsel korunmasızlık (yoksul olma ve gelecekte daha fazla yoksullaşma riskini ifade etmektedir) oranının 1994 yılında % 36,3 ten 2001 yılında % 56,1 e yükselmiş olması bu gözlemi destekler niteliktedir (Önder ve Şenses, 2006: 7). Nitekim, özellikle göç alan yerleşim birimlerinde göçmenler ve yerlilerin etnik farklılıklarının olduğu yapılarda, farklı gerekçeler ile ortaya çıkmakla birlikte, hızla etnik temellere oturabilen tepkiler oluşabilmiş ve toplumsal yapıyı yaralayan bir zemin doğmuştur. Önce kentlere göç edenlerin mekânda ayrışması ile başlayan süreç giderek etnik farklılığı ön plana çıkarmaya ve daha da ötesinde etnik temelli milliyetçi eğilimlerin arttığı bir dokuyu kentlerde hissettirmeye başlamıştır Biz ve Öteki Kavramı Kimlikleri belirlemede dayanak noktası olan "biz" ve "öteki" tanımları, postmodern dönemin etkisiyle ortaya çıkmış ve kentte kutuplaşmanın bir çeşidini oluşturmuş bulunmaktadır. Burada biz belirleyici ve ötekinin haklarını tanımlayan bir öğe konumundadır. Öteki kendisine çizilen çerçevede hareket etmeye zorunlu kılınandır. Bu noktada, günümüz kentlerinde yaşam çevrelerine bakıldığında, biz ve ötekinin, kentte sosyal donatı alanlarına erişmede fırsat eşitsizliği yaşadığı görülmektedir. Kimlikleri belirlemede dayanak noktası olan, 'biz ve öteki' kavramları, eşitsizliği temellendirerek kentte kutuplaşmanın bir çeşidini oluşturmaktadır. Burada 'biz' belirleyici ve ötekinin haklarını tanımlayan bir öğe konumundayken, 'öteki' kendisine çizilen çerçevede hareket etmeye zorunlu kılınandır. Evrendeki tüm görüntülerin, öznenesne ikileminde de olsa karşılıklı birbirlerini belirlediği bilinmektedir (Caudwell, 2002: 261) Kentlerde Yaşanan Kutuplaşma Sorunun Göstergeleri Yukarda bahsedilen algılamalarda kentsel bütünleşmeyi sağlayamama durumunun, 1990 sonrası gerçeklesen zorunlu göç sonucu yerleşim yerini değiştiren göçmenlerde daha fazla olmasının payı vardır. Bu dönem göçmenleri, Işık ve Pınarcıoglu nun (2003) belirttiği gibi kentin en yoksul kesimleri arasında yer almıştır. Yükseker in (2006: 218) Đstanbul ve Diyarbakır araştırmasında zorunlu olarak kente göç 11

20 KENTSEL KUTUPLAŞMA... edenlerin kırdan çıkarken hazırlıksız geldiklerinden dolayı gıda ihtiyaçlarını bile karşılayamadıkları sonucuna ulaşılmıştır. Bu durum da yoksulluk ve kimliğin üst üste çakışması dışlanma ve toplumsal parçalanmayı en üst düzeye ulaştırmıştır (Göktürk, 2006: 201). Bu dönem göçmenlerinin kentsel sorunlarının artısında önemli bir faktörde dil ve kültürel farklılıklardır. Bu nedenler ile zorunlu göçmenler kentlerde yer yer dışlanmaya maruz kalmışlardır. Bu dışlanma, göçmenlerin kendilerini kentin bir parçası olarak görmelerine engel olmuş, kentin varoşlarında kendi yasam biçimleri, kendi yasam standartları ve kendi etnik kimliklerinden olan insanlarla iç içe aynı mahallelerde oturmaya başlamalarına zemin oluşturmuştur. Bu gelişme ise kent içerisinde ayrışmayı pekiştirmiş, göçmen yerli ayrışmasına ve dolayısı ile etnik farklılıklarının olduğu noktada ise etnik ayrışmalara neden olmuştur. Bu noktada Göç Edenler Sosyal Yardımlaşma ve Kültür Derneği nin (2002) zorunlu göç eden göçmenler üzerinde yaptığı araştırma verileri söylenenleri somutlaştırmaktadır. Bu araştırma verilerine göre, Đzmir de okula giden çocukların % 24,1 inin ve Mersin de okula giden çocukların %17,8 inin etnik kökeninden dolayı aşağılanma sorunu yasadıkları görülmektedir. Aynı araştırmada Đzmir e göç edenlerin sadece % 25,4 ünün ve Mersin e göç edenlerin de sadece % 20,9 unun yasadıkları mahallenin dışında kalan yerleri bölgeleri tümüyle bildikleri görülmektedir. Bu durumda göçmen ve yerli ayrışmasının ne derece netleştiğini göstermektedir. Yine bu araştırma verilerine göre, Đzmir e göç edenlerin % 36,4 ünün ve Mersin e göç edenlerin de %13,1 inin etnik köken-anadil farklılığı nedeniyle ev tutmakta, ev bulmakta zorlandıkları, sorun yasadıkları sonucu açığa çıkmaktayken, göçmenlerin etnik köken farklılığı nedeniyle de is bulma sorunu yasadıkları da bu araştırmada ortaya çıkmaktadır. Etnik kökeni nedeniyle is bulamama sorunu yasadıklarını söyleyenler Đzmir de % 40 ve Mersin de % 14,7 dir (Barut, 2002: 35). Tesev (2006) in araştırma verilerinde de zorunlu göçmenlerin etnik kimliklerinden dolayı ayrımcılığa maruz kaldıkları görülmektedir. Tüm bu süreçte, yoksulluğun daha da artması gelir dağılımı dengesizliğinin büyümesi, grupçuluk, cemaatçilik, hemşericilik, milliyetçilik vb. tutumları arttırmıştır. Bu durum Mersin Demirtaş mahallesinde yapılan araştırmada da karsımıza çıkmaktadır. Araştırma 12

21 KENTSEL KUTUPLAŞMA... sonuçlarına göre göç ile gelenlerin % 33 ü bir aşirete mensup, % 13 ü de dinsel bir cemaate üye olduğunu belirtmiştir (Göktürk, 2006: 46). 13

22 GÖÇ VE YOKSULLUK 5. GÖÇ VE YOKSULLUK Ülkemizde başlangıcı 16. yüzyıla kadar uzanan kentleşme olgusu beraberinde bir takım sorunları da getirmiştir. Özellikle küreselleşme sürecinde daha da artan kırdan kente göç birçok araştırmacı tarafından incelenmiş ve bir takım bulgular elde edilmiştir. Bu bölümde öncelikle göç olgusu, bunun nedenleri- sonuçları ve son olarak yarattığı sorunlar bağlamında kentlerdeki sosyal eşitsizlik konusu irdelenecektir Göç Olgusu Göç, kişilerin gelecek yaşantılarının ya bir bölümünü, ya da tamamını geçirmek üzere bir yerleşim biriminden diğerine yerleşmek amacıyla yapmış oldukları coğrafi nitelikli yer değiştirme olayıdır. Göç insanların içinde yaşadıkları coğrafi ve sosyokültürel çevreden ayrılarak, başka bir coğrafi ve sosyo-kültürel çevreye girmesi sonucunu oluşturduğundan, hem kendileri değişmekte ve hem de içine girdikleri sosyoekonomik çevre değişime uğramaktadır (Durugönül, 1997: 95). Türkiye'de özellikle kentlere, kentin ekonomisinin talep ettiğinden daha fazla nüfusun göç etmesiyle, işsizlik, gecekondu, alt yapı eksiklikleri, çevre kirliliği, arsa ve arazi spekülasyonu gibi sorunların yanı sıra, yeni bir kültürle karşılaşmanın yarattığı sarsıntılar, iç çatışmalar, bunalımlar gibi birey ve toplulukları derinden etkileyen sorunlar da ortaya çıkmaktadır. Kuşkusuz, göç olgusu Türkiye de yaşanan hızlı değişim sürecinin en temel öğelerinden birisidir. Kırdan kente, doğudan batıya, yurt içine ve yurt dışına olan göç hem konu olan kitlelerin, hem de göç hedef olan bölgelerin yaşamını, hem de Türk toplumunu yakından etkilemiştir. Tarımdaki hızlı makineleşme, kırsal kesimlerde ekonomik yapıyı oluşturan toprak, nüfus dengesizliğine yol açmış, üretim dışı kalan özellikle genç işgücü, yeni geçim kaynakları bulmak üzere kentlere göç etmeye başlamışlardır. Türkiye de 1950 li yıllardan sonra hız kazanan göç olgusu kentlerin düzensiz büyümesine de yol açmış, yeni gelenlerin iskânı için planlı bir arsa ve konut politikasının izlenememesi çözümü adeta imkânsız sorunları beraberinde getirmiştir. Kırsal kesimin içinde bulunduğu toplumsal ve ekonomik koşulların elverişsizliği, toprak ve gelir dağılımındaki dengesizlikler yüzünden geçim sıkıntısı çeken topraksız ve işsiz köylülerin tarımdan ve köyden kopmaları sonucunu yaratmaktadır. Buna ulaşım ve iletişim olanaklarının eklenmesiyle köyden kente göç artmıştır(geray, 1999: 92). 14

23 GÖÇ VE YOKSULLUK Göç hareketlerinin çeşitli biçim ve nedenleri vardır. Genel tanımlama göçün itici ve çekici nedenlere sahip olduğu biçimindedir. Nüfusu kente iten etkenler şu şekilde ifade edilebilir: köyden kente artan nüfus baskısı, yetersiz ve kötü dağıtılmış toprak, düşük verimlilik, doğal afetler, kan davaları, toprağın mirasla parçalanması, tarımda makineleşme sonucu işsiz kalanların kente göçü, terör ve güvenlik. Nüfusu kente çeken etkenler ise köy-kent gelir farklılıkları, daha iyi eğitim, kentin cazibesi, iş bulma ümidi, daha yüksek yaşam standardı, ulaşım olanakları, kentlerdeki sosyal ve kültürel olanaklardan faydalanma isteği (Sezal, 1993: 35-36) Göçün Siyasal, Ekonomik Ve Toplumsal Sonuçları Kırdan kente gelenler fiziksel altyapı sorunları yanında kentle ve toplumla nasıl bütünleşecekleri konusunda da sıkıntı çekmektedirler. Kısacası, kültürel kimlik, dini kimlik, etnik kimlik ve siyasal kimlik arayışları Türk toplumunu bunalıma itmiştir. Kentleşme ve kentlileşmenin siyasal kültür yada davranışlarda büyük değişikliklere yol açtığı iddia edilmektedir. Siyasal kültürü, tutum, inanç, duygu ve değer yargılarından siyasete ilişkin olanlarının oluşturduğu bir bütün olarak tanımlarsak, kentleşme sürecinde, tutum, inanç, duygu ve değer yargılarındaki değişmelerin siyasal kültüre de yansıdığını söyleyebiliriz (Turan, 1986: 461) Đç göçü durdurmak amacıyla uydu kent oluşturmak yada köylere geri dönüştürmek gibi bazı projeler de üretilmiştir. Đç göç hareketleri sanıldığı gibi köykent göçüyle sınırlı değildir; aksine, özellikle son dönemlerde kentler arası göçün ve hatta köyler arası göçün bundan daha ağırlıklı oluşu bir diğer önemli noktadır. Örneğin, Đstanbul la ilgili mevcut sayısal veriler ve yapılan araştırmalar özellikle son dönemlerde Đstanbul a gelenlerin sadece köylüler olmadığını, buna karşılık ülkenin çeşitli bölgelerinden gelen kentlilerin çok daha ağırlıklı olduğunu göstermektedir. Bütün bu göstergeler öncelikle nüfus hareketlerinin algılandığı gibi sadece köylü göçü olmadığını göstermektedir. Nüfus kaybeden alanlar sadece köy kökenli değil, kent ve kasabalarında yaşayan diğer grupları da, daha da önemlisi, kültürel, ekonomik ve de toplumsal birikimlerini de göndermektedirler. Göçün seçiciliğinin ve yönünün göç veren alanların hem köylerinde, hem de kentlerinde erozyona neden olduğu söylenebilir (TÜSĐAD, 1999: 123). Bu erozyonların kırsal alanlar üzerindeki etkisi; geçim olanakları daralmış bu yerleşmelerde yaşayanların büyük düşlerle kentlere göçmesi, köylerin atılgan, genç, becerikli ve girişimci öğelerini yitirmesi biçiminde kendini gösterir. Parlak iş 15

24 GÖÇ VE YOKSULLUK hayalleriyle geldikleri büyük kentlerde, çoğu kez bunları gerçekleştiremediklerini görür; işsiz ya da gizli işsiz durumuna gelirler. Ülkemizin ekonomik ve sosyal yapısı bu göçü kaldıramadığı için Türkiye nin bu şekilde bir kentleşme yapısında olmasına "aşırı kentleşme", "çarpık kentleşme" gibi isimler verilmektedir. Genel olarak bakacak olursak göç sonuçlarını şu şekilde sıralayabiliriz: 1. Nüfusun dağılışında dengesizlik olur. 2. Yatırımların dağılışında dengesizlik olur 3. Đşsizlik ortaya çıkar. 4. Konut sıkıntısı olur. Sonuçta gecekondulaşma olur 5. Sanayi tesisleri (fabrikalar) kent içinde kalır. 6. Çevre sorunları artar. 7. Trafik, eğitim-sağlık problemleri olur 8. Alt yapı hizmetlerinin götürülmesi zorlaşır. 9. Kültür çatışması olur Kentleşme(me)nin Sonucu Olarak Kentlerde Yaşanan Yoksulluk Sorunu Ve Sosyal Eşitsizlik Kırsal alandan kente gelenler eski davranış ve alışkanlıklarını, örf ve adetlerini de getirmektedirler. Göç edenlerin bazıları şehirle bütünleşirken bazıları şehirde ayrı gruplar meydana getirmektedirler. Gelenek ve göreneklerin uymayışı nedeniyle kent değerlerini yadırgayan ve zaman zaman şehirle çatışan kendine has bir gecekondu kültür çevresi oluşmuştur. Bu şekilde kente uyum sağlayamama sonucunda kentte bölünmeler; bir tarafta zengin mahalle, bir tarafta gecekondu kültürünü yaşayan yoksul mahalleler oluşmaktadır Yoksulluk Sorunu Ve Kente Yansımaları Sağlıksız kentleşmeyle birlikte kente taşınan, ancak hiçbir zaman kentlileşemeyen nüfus, bir anlamda akla gelebilecek her anlamda hayata tutunamayanlar kentte yaşamasına rağmen kentin dışında kalanlar sınıfına girmekte, tüm kentsel toplumsal yapından kopan ve kendine özgü yaşam alanları oluşturan bir bütün olarak kabul edilmektedir. Kentsel yoksulluk, çeşitli yokluklardan acı çeken yoksulları, sosyal korumayı, sağlık, eğitim, konut, kişisel güvenlik, alt yapı gibi yoklukları kapsayan, dinamik ve potansiyel boyutları olan bir sorundur. Doğal olarak, diğer kentliler le aralarında 16

25 GÖÇ VE YOKSULLUK önemli eşitsizlikler ve kopukluklar olan toplumsal kesimi anlatmak için kullanılan bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır Yoksulluk Ve Sosyal Dışlanma: Kavramsal Çerçeve Yoksulluk sorununu daha da netleştirmek amacıyla, kavramla bağlantılı olan sosyal dışlanma konusuna da bakmakta fayda vardır. Yoksulluk: Đnsanlar, eğer gelir ve kaynaklarındaki yetersizliklerden dolayı içinde bulundukları toplumca kabul edilebilir olarak değerlendirilen bir yaşam standardı seviyesini tutturamıyorlarsa yoksulluk içerisindedirler. Böyle bir durumda, yoksul kesim bir dizi sorunu birlikte yaşamaya mahkûmdur: Đşsizlik, düşük gelir, kötü yerleşim koşulları, sağlık hizmetlerinden yeterli düzeyde yararlanamama ve kültür, spor, dinlenme ve eğitim olanaklarına yaşam boyu ulaşmada engeller. Đktisadi, toplumsal ve kültürel hayatta diğer insanların doğal hayat akışı içerisinde yapa geldikleri etkinliklere hakkıyla katılamazlar ve temel haklarına ulaşımda zorluklar yaşayabilirler. Sosyal dışlanma: Sosyal dışlanma, kişilerin yoksulluk, temel eğitim/becerilerden mahrumiyet ya da ayrımcılık dolayısıyla toplumun dışına itilmeleri ve toplumsal hayata dilediklerince katılımlarının engellenmesi sürecine karşılık gelmektedir. Bu durum bu kesimin bir yandan emek piyasalarına, gelir getirici faaliyetlere, eğitim ve öğretim imkânlarına ulaşımında zorluklar yaşamasını getirirken, diğer yandan da toplumsal ve çevresel ağlar ve etkinlikler kurmasında engeller oluşturmaktadır. Bu kesimin elindeki güç oldukça sınırlı olup, karar alma süreçlerine katılımı sınırlı gerçekleşmektedir; dolayısıyla da bu kesim genelde kendini güçsüz ve günlük yaşamını etkileyecek kararların alımında kontrolü elinde tutmaktan aciz hisseder. Bu kavşakta, bu iki birbiriyle ilintili kavramın ayrımlarını daha net ortaya koyabilmek açısından Graham Room un çizmiş olduğu şu farkların aktarılmasında büyük fayda bulunmaktadır(room, 1999: 42): Sosyal dışlanma çok boyutlu bir kavramdır ve sadece geliri değil yaşam standartlarını belirleyen birçok endikatörü bünyesinde barındırmaktadır. Sosyal dışlanma dinamik bir perspektiften ve bir süreç olarak ele alınarak incelenmelidir; dışlanmayı tetikleyen faktörlerin süreç içerisinde incelenmesinde zaruret bulunmaktadır. Sosyal dışlanma ilişkilerde tezahür eder; yoksulluk kişi ya da hane elindeki kaynakların yetersizliği anlamında bir bölüşüm sorununa tekabül ederken, sosyal 17

26 GÖÇ VE YOKSULLUK dışlanma daha ziyade ilişkilerdeki sosyal katılımın yetersizliği, sosyal entegrasyonun bulunmayışı ve güçten yoksunluk gibi sorunları ön plana çıkartır. Sosyal dışlanma, toplumun geri kalanıyla ciddi anlamda bir ilişki kopuşuna karşılık gelmektedir. Sosyal dışlanma mekânsal bir boyut içermektedir. Yoksunluk salt kişisel ya da hanesel maddi kaynakların eksikliğinden kaynaklanmayabilir, yaşanılan yerdeki kamusal hizmetlerin eksik ya da yetersiz kalitedeki sunumu da kişiyi/haneyi toplum dışına itebilir. Ayrıca, sosyal dışlanmışlığın yoğun olarak yaşandığı bir mekanda dışlanmışlıktan kurtulmak için gerekli ilişkileri kurmak da imkansızlaşmakta, gerek kişisel motivasyon, gerekse toplumsal imkan boyutlarında dışlanmanın kendini sürdürmesi riski artmaktadır. Görüldüğü üzere yoksulluk ve sosyal dışlanma kavramları zaman zaman aynı anlamda da kullanılmaktadır, ancak şu gerçeği gözden kaçırmamakta fayda vardır: maddi imkânsızlık yaşayan her insan toplumsaldan dışlanacaktır gibi bir durum da söz konusu değildir. Sosyal dışlanmanın, politik dışlanma, kültürel dışlanma, ekonomik dışlanma gibi farklı türleri de karşımıza çıkmaktadır Yoksulluk Ve Türkiye Yoksulluğun, Üçüncü Dünya Ülkeleri nde yapısal bir sorun olduğu, sosyal bilim literatüründe kabul edilmektedir. Bu sorunun ölçümünde genelde iki kavram kullanılmaktadır; mutlak yoksulluk ve göreceli yoksulluk. Mutlak yoksulluk; bir insanın günlük asgari kalori gereksinimine göre hesaplanır. Bu miktar ülkelerin sosyoekonomik yapıları ve coğrafi koşullarına göre değişebilmektedir. Bu miktar gelişmiş ülkelerde 3390 kalori, gelişmekte olan ülkelerde 2480 kalori ve azgelişmiş olan ülkelerde 2070 kalori olarak hesap edilmiştir. Bu miktarlar ülkenin o yıl içindeki yiyecek fiyatlarının ortalamaları itibarı ile paraya çevrilir ve yoksulluk sınırı bulunur. Yiyecek unsuru, yoksulluğun sadece fizyolojik boyutunu verir. Göreceli yoksulluk ise, iki yoldan hesaplanır. Birincisinde gelir dağılımı yüzdeleri baz alınır, ikincisinde ise kişi başına ortalama gelirin belirli bir oranı yoksulluk sınırı olarak alınır. Mutlak yoksulluğu yoksulluk oranı olarak kullanmanın eksikliği bu oranın sadece gıdayı dikkate almasıdır. Göreceli yoksulluğu kullanmanın eksiği ise salt kişi başına ortalama geliri esas alması, dolayısıyla kişilerin yaşam standardı hakkında yeterli bilgi vermemesidir. Mutlak yoksulluğu kullanmanın yararı, toplumdaki gıda 18

27 GÖÇ VE YOKSULLUK harcamalarına göre en düşük yaşam standardını ortaya çıkarmasıdır. Göreceli yoksulluğu kullanmanın yararı ise gelir dağılımı eşitsizliğini en açık şekilde vermesidir Yoksullukla Đlgili Türkiye Tablosuna Genel Bakış Bu bölümde Türkiye ile ilgili birtakım veriler sunulacaktır. Çizelge: 5.1. Yoksulluk Sınırı Yöntemlerine Göre Fertlerin Yoksulluk Oranları, KENT Yöntemler - Methods Fert yoksulluk oranı - (%) Gıda yoksulluğu (açlık) 0,92 0,74 0,62 0,64 0,04 Yoksulluk (gıda+gıda dışı) 21,95 22,30 16,57 12,83 9,31 Kişi başı günlük 1 $'ın altı (1) 0,03 0,01 0,01 0,00 0,00 Kişi başı günlük 2.15 $'ın altı (1) 2,37 1,54 1,23 0,97 0,24 Kişi başı günlük 4.3 $'ın altı (1) 24,62 18,31 13,51 10,05 6,13 Harcama esaslı göreli yoksulluk (2) 11,33 11,26 8,34 9,89 6,97 (1) 1 $'ın satınalma gücü paritesine (SGP) göre karşılığı olarak 2002 yılı için TL; 2003 yılı için TL; 2004 yılı için TL, 2005 yılı için YTL ve 2006 yılı için ise YTL kullanılmıştır - (2) Eşdeğer fert başına tüketim harcaması medyan değerinin %50'si esas alınmıştır - Kaynak: TUIK,

28 GÖÇ VE YOKSULLUK Çizelge: 5.2. Yoksulluk sınırı yöntemlerine göre fertlerin yoksulluk oranları, KIR Yöntemler - Methods Fert yoksulluk oranı - (%) Gıda yoksulluğu (açlık) 2,01 2,15 2,36 1,24 1,91 Yoksulluk (gıda+gıda dışı) 34,48 37,13 39,97 32,95 31,98 Kişi başı günlük 1 $'ın altı (1) 0,46 0,01 0,02 0,04 0,00 Kişi başı günlük 2.15 $'ın altı (1) 4,06 3,71 4,51 2,49 3,36 Kişi başı günlük 4.3 $'ın altı (1) 38,82 32,18 32,62 26,59 25,35 Harcama esaslı göreli yoksulluk (2) 19,86 22,08 23,48 26,35 27,06 (1) 1 $'ın satınalma gücü paritesine (SGP) göre karşılığı olarak 2002 yılı için TL; 2003 yılı için TL; 2004 yılı için TL, 2005 yılı için YTL ve 2006 yılı için ise YTL kullanılmıştır (2) Eşdeğer fert başına tüketim harcaması medyan değerinin %50'si esas alınmıştır Kaynak: TUIK, 2008 Tablolardan görüldüğü üzere Türkiye de de yoksulluk sorunu yaşanmaktadır. Özellikle kentlerdeki tabloya bakıldığında karşılaştırma yapılacak olursa, kırsal alanlardan daha fazla kentlerde yoksulluk yaşanmaktadır. Türkiye de yoksulluk oranı % dir. Hane halkı büyüklüğü arttıkça yoksulluk riski artmaktadır. Kırdan kente göç ve kentin artan yaşam zorlukları, beraberinde, kentte düşük yaşam standardını getirmiştir. Tarım kesimindeki yoksullar göç yolu ile kente gelerek, kent yoksulluğunu artırmışlardır. Bunun sonucunda da kentte eşitsizlikler, kırsal alandan gelip kent yaşamına tutunamayanlar, kutuplaşan toplumlar ortaya çıkmıştır. Sonuç olarak Gelişmekte olan ülkelerde yoksullukla mücadelede olduğu kadar Avrupa Birliği nin sosyal politika çevrelerinde geçerlilik kazanmış olan sosyal dışlanma kavramı, tipik sonucu yoksulluk olan birbiriyle ilintili birçok konuyu kapsamaktadır. 20

29 TÜRKĐYE DE SOSYAL 6. TÜRKĐYE DE SOSYAL EŞĐTSĐZLĐK VE SONUÇLARI Yerelin evrenselleşmesi, bilginin serbest dolaşımı, sermayenin akışkanlığı, dünyada ortak dil birliği yaratılması şeklinde gelişen küreselleşme; kentlerin ekonomik, siyasi, sosyal ve kültürel özellikleri üzerinde değişimlerin oluşmasını sağlamıştır. Tabi ki bu oluşumdan etkilenen ülkelerden biri de Türkiye olmuştur. Kentlerde birbirine yabancı, birbiriyle ilişki kuramayan insanlar topluluğu artmaya başlamıştır. Köyden şehre gelenler, gecekondu bölgesinin olumsuz şartlarını kendi köyleriyle karşılaştırmakta ve yine de yaşantısının köyde olduğundan daha iyi ve memnuniyet verici olduğu sonucuna varmaktadır. Bu nedenle köyden şehre gelen nüfus köye geri dönmeyi düşünmemektedir. Ancak kuşaklar değiştikçe, gecekondu bölgesinin insanı artık yaşadığı koşulların kıyaslamasını geldiği köyle değil, yanı başındaki şehirle yapmaya başlamaktadır. Ve bir kültür çelişkisi içine düşmektedir. Bunun sonucunda da ekonomik, siyasi, toplumsal bazı sorunlar göz önüne çıkmıştır Kentlerde Yaşanan Eşitsizlik Ve Yansımaları Eşitlik ve sosyal adalet, toplumsal değerlerin dağılımı ve bu dağıtım süreçleri çevresinde gelişen, temel ihtiyaçlara sahip olma ve minimum refah düzeyinde yaşama hakkını içinde barındıran kavramlardır. Toplumda sosyal adalet ve eşitliğin sağlanmasına günümüzde artık imkânsız gözüyle bakılmaktadır. Buradan yola çıkarak, toplumda sosyal adaletin öneminin ve eşitsizliklerle birlikte ortaya çıkan yoksulluk sürecinin irdelenmesi amaçlanmış; bu süreçlerin kentlerimizi nasıl etkilediği incelenmeye çalışılmıştır. Türkiye'de özellikle kentlere, kentin ekonomisinin talep ettiğinden daha fazla nüfusun göç etmesiyle, işsizlik, gecekondu, alt yapı eksiklikleri, çevre kirliliği, arsa ve arazi spekülasyonu gibi sorunların yanı sıra, yeni bir kültürle karşılaşmanın yarattığı sarsıntılar, iç çatışmalar, bunalımlar ve bağımlılıklar gibi birey ve toplulukları derinden etkileyen sorunlar da ortaya çıkmaktadır (Demir, 1997: 85). Türkiye ile ilgili bir diğer çarpıcı gösterge çalışmasına rağmen yoksulluktan kurtulamayan kesimin fazlalığıdır. Hâlihazırda çalışanlar içerisinde yoksul olanların oranı %23 tür. Yoksulluğun, sağlık, eğitim ve konut gibi temel hizmetlere ulaşmada yaşanan sorunları arttırdığı gözlenmiştir Sosyal Eşitsizlikten Etkilenen Kentler Birinci göç istasyonu denilen bu kentler doğu ve Güneydoğunun Diyarbakır, Van, Batman gibi kent merkezleridir. Ancak bunlar göçün son durakları olmamış ara istasyon 21

30 TÜRKĐYE DE SOSYAL görevini yapmışlardır. Bir müddet buralarda duran göç zedeler bundan sonra (kimi kentliler de dahil olmak üzere) ikinci ve asıl yerleştikleri kentlere göç ederek gidip yerleşmiştir. Bu yerleşkeleri de ikiye ayırmak mümkün: Kuzey hinterlandında Đstanbul, Đzmir, Đzmit, Bursa, Yalova gibi kentlere gidip yerleşilirken; Güney hinterlandında yoğunluklu olarak kıyı şeridine, Adana, Mersin ve Antalya ya büyük bir akın olmuştur. Bu süreç kısa zamanda büyük altüst oluşlara yol açmış ve bu ortam bağımlılığın geliştiği vasatı yaratmıştır. Bu anlamda sosyolojik olarak iç içe geçmiş üç sürecin bir arada yaşandığını görüyoruz: 1-Her kentte iki kent meydana gelmiştir: Göç dalgaları ile beraber sözü geçen kentlerde iki hatta kimi yerde üç kent görüntüsü ve yaşantısı ortaya çıkmıştır. Bir tarafta kentsel ve sosyal altyapıların muntazam olduğu, kentsel arzların sunulduğu ve taleplerin karşılandığı kentlileşmiş alanlar yer alırken, öte yanda bu çekirdeği çepeçevre saran yukarıda bahsedilen olanaklardan mahrum, yoğunluklu olarak gecekonduların oluşturduğu varoşlar meydana gelmiştir. Ortada ise emeklilerin yer aldığı bir ara geçiş alanı meydana gelmiştir. Dolayısıyla aynı kentte birbirinden farklı yaşamların sürdüğü birden fazla kentsel adacıklar oluşmaya başlamıştır. Örneğin Diyarbakır, Mersin veya Đstanbul a baktığımızda birbiriyle alakası olmayan en az iki kent görmek mümkün. Diyarbakır ve Mersin in aynı adı taşıyan Gazi caddelerinde ya da Đstanbul un Şişli sinde Mercedes marka otomobilleri, vitrinlerini her türlü lüks eşyaların süslediği büyük hiper marketleri ve dev gökdelenleri görüyoruz. Öbür taraftan bu olanaklara sahip olmayan Diyarbakır daki Benu Sen Mahallesi, Mersindeki Siteler Mahallesi, Đstanbul daki Sultanbeyli çıkıyor karşımıza. Bu varoşlardaki insanlar yoksul, işsiz, aç ve çaresizdir ve de sisteme kızgındırlar. Bu da önemli bir gerilimi içinde taşıyor. Sonuçta devlet kırsal alanı güvenli hale getireceğim diye uyguladığı yanlış sosyo ekonomik, güvenlik ve göç politikaları sonucu, kentlerin varoşlarını fitili ateşlenmemiş bombalar haline getirmiş oluyor. 2-Kentlileşeme gerçekleşmemiştir: Kırsal alanlardan kentlere akın eden insanlar kentlileşememiş aksine kentleri devasal büyük köylere çevirmiştir. Çünkü kırdan kente akıp gelenler yoksul köylü olanakları ve yaşam tarzları ile gelip yerleşiyorlar kentte. Dönüşerek kentlere entegre olmaları için kentin olanaklarından faydalanmaları ve dinamikleriyle ilişkiye geçmeleri gerekir. Oysa kentin varoşlarına sürüklenen insanlarla kent merkezleri arasında her bakımdan derin çizgiler bulunmaktadır. Kent merkezlerine 22

Kırsal Alan ve Özellikleri, Kırsal Kalkınmanın Tanımı ve Önemi. Doç.Dr.Tufan BAL

Kırsal Alan ve Özellikleri, Kırsal Kalkınmanın Tanımı ve Önemi. Doç.Dr.Tufan BAL Kırsal Alan ve Özellikleri, Kırsal Kalkınmanın Tanımı ve Önemi Doç.Dr.Tufan BAL Dersin İçeriği Kırsal Kalkınma Kavramının Tarihçesi Kırsal Kalkınmada Temel Amaç Kırsal Alan Kalkınma Politikaları Kırsal

Detaylı

ULUSAL ÖLÇEKTE GELIŞME STRATEJISINDE TRC 2 BÖLGESI NASIL TANIMLANIYOR?

ULUSAL ÖLÇEKTE GELIŞME STRATEJISINDE TRC 2 BÖLGESI NASIL TANIMLANIYOR? YEREL KALKINMA POLİTİKALARINDA FARKLI PERSPEKTİFLER TRC2 BÖLGESİ ULUSAL ÖLÇEKTE GELIŞME STRATEJISINDE TRC 2 BÖLGESI NASIL TANIMLANIYOR? BÖLGESEL GELIŞME ULUSAL STRATEJISI BGUS Mekansal Gelişme Haritası

Detaylı

EĞİTİMİN SOSYAL TEMELLERİ TEMEL KAVRAMLAR. Doç. Dr. Adnan BOYACI

EĞİTİMİN SOSYAL TEMELLERİ TEMEL KAVRAMLAR. Doç. Dr. Adnan BOYACI EĞİTİMİN SOSYAL TEMELLERİ TEMEL KAVRAMLAR 2017 Doç. Dr. Adnan BOYACI Neden Eğitimin Sosyal Temelleri Eklektik bir alan olarak Eğitim Yönetimi Büyük sosyal bilimler teorisi Eğitim yönetiminin beslendiği

Detaylı

Türkiye de Kentleşme

Türkiye de Kentleşme Türkiye de Kentleşme Türkiye de kentleşme, genel nitelikleri itibariyle az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin kentleşme süreçlerine benzer. Kırsaldan kentlere yönelen nüfus hareketleri, kentleşmenin

Detaylı

C.Can Aktan (ed), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Ankara: Hak-İş Konfederasyonu Yayını, 2002.

C.Can Aktan (ed), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Ankara: Hak-İş Konfederasyonu Yayını, 2002. C.Can Aktan (ed), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Ankara: Hak-İş Konfederasyonu Yayını, 2002. DEVLET PLANLAMA TEŞKİLATI NIN GELİR DAĞILIMINDA ADALETSİZLİK VE YOKSULLUK SORUNUNA YAKLAŞIMI (SEKİZİNCİ

Detaylı

Türkiye dönüşüm geçirerek kırsal bir tarım ekonomisinden küresel ölçekte. 1950 yılında Türkiye nin kentsel nüfusu ülkenin toplam nüfusunun sadece

Türkiye dönüşüm geçirerek kırsal bir tarım ekonomisinden küresel ölçekte. 1950 yılında Türkiye nin kentsel nüfusu ülkenin toplam nüfusunun sadece SİLİVRİ 2014 DÜNYA VE AVRUPA KENTİ Türkiye dönüşüm geçirerek kırsal bir tarım ekonomisinden küresel ölçekte rekabetçi bir sanayi ekonomisi haline gelmiştir. 1950 yılında Türkiye nin kentsel nüfusu ülkenin

Detaylı

TÜİK in YOKSULLUK ANALİZLERİ ÜZERİNE

TÜİK in YOKSULLUK ANALİZLERİ ÜZERİNE Yıl: 24 Sayı:87 Nisan 2010 9 Güncel TÜİK in YOKSULLUK ANALİZLERİ ÜZERİNE Sıddık Ensari TÜİK periyodik olarak 2002 yılından beri düzenli bir şekilde yaptığı Hanehalkı Bütçe Anketleri sonuçlarını esas alan

Detaylı

1844 te kimlik belgesi vermek amacıyla sayım yapılmıştır. Bu dönemde Anadolu da nüfus yaklaşık 10 milyondur.

1844 te kimlik belgesi vermek amacıyla sayım yapılmıştır. Bu dönemde Anadolu da nüfus yaklaşık 10 milyondur. Türkiye de Nüfusun Tarihsel Gelişimi Türkiye de Nüfus Sayımları Dünya nüfusu gibi Türkiye nüfusu da sürekli bir değişim içindedir. Nüfustaki değişim belirli aralıklarla yapılan genel nüfus sayımlarıyla

Detaylı

Sanayi Devriminin Toplumsal Etkileri

Sanayi Devriminin Toplumsal Etkileri Sanayi Devriminin Toplumsal Etkileri Bilgi toplumunda aktif nüfus içinde tarım ve sanayinin payı azalmakta, hizmetler sektörünün payı artmakta ve bilgili, nitelikli insana gereksinim duyulmaktadır. 16.12.2015

Detaylı

DERS VI-VII Nüfus Artışı Küresel Isınma

DERS VI-VII Nüfus Artışı Küresel Isınma DERS VI-VII Nüfus Artışı Küresel Isınma Demografi (nüfus bilimi), sınırları belli olan bir coğrafyanın nüfus yapısını, özelliklerini ve değişimlerini incelemektedir. Doğum, ölümün yanı sıra göç gibi dinamikleri

Detaylı

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI 3-4 Aile bireyleri birbirlerine yardımcı olurlar. Anahtar kavramlar: şekil, işlev, roller, haklar, Aileyi aile yapan unsurlar Aileler arasındaki benzerlikler ve farklılıklar Aile üyelerinin farklı rolleri

Detaylı

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ III Bölüm 1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ 13 1.1.Türkiye Ekonomisine Tarihsel Bakış Açısı ve Nedenleri 14 1.2.Tarım Devriminden Sanayi Devrimine

Detaylı

ÇALIŞMA EKONOMİSİ II

ÇALIŞMA EKONOMİSİ II ÇALIŞMA EKONOMİSİ II KISA ÖZET KOLAYAOF DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ.

Detaylı

İkinci Öğretim. Küreselleşme ve Yoksulluk

İkinci Öğretim. Küreselleşme ve Yoksulluk İkinci Öğretim Küreselleşme ve Yoksulluk Küreselleşme, özellikle 1980 li yılların sonları ve 1990 lı yılların başlarından itibaren dünyada yaygın olarak kullanılan çok boyutlu bir kavramdır. Küreselleşmenin

Detaylı

Bu yüzden de Akdeniz coğrafyasına günümüz dünya medeniyetinin doğduğu yer de denebilir.

Bu yüzden de Akdeniz coğrafyasına günümüz dünya medeniyetinin doğduğu yer de denebilir. Sevgili Meslektaşlarım, Kıymetli Katılımcılar, Bayanlar ve Baylar, Akdeniz bölgesi coğrafyası tarih boyunca insanlığın sosyal, ekonomik ve kültürel gelişimine en çok katkı sağlayan coğrafyalardan biri

Detaylı

Aksaray Üniversitesi Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü

Aksaray Üniversitesi Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü Aksaray Üniversitesi Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü TÜRKİYE DE YENİ İLLERİN KENTSEL GELİŞİM SÜRECİNİN COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMLERİ İLE BELİRLENMESİ: AKSARAYÖRNEĞİ H.M.Yılmaz, S.Reis,M.Atasoy el

Detaylı

TOPLUM TANILAMA SÜRECİ. Prof. Dr. Ayfer TEZEL

TOPLUM TANILAMA SÜRECİ. Prof. Dr. Ayfer TEZEL TOPLUM TANILAMA SÜRECİ Prof. Dr. Ayfer TEZEL TOPLUMUN TANIMI A.Ü.AHE 402 Halk Sağlığı Hemşireliği Aynı toprak parçası üzerinde bir arada yaşayan ve temel çıkarlarını sağlamak için iş birliği yapan insanların

Detaylı

Ana fikir: Oyun ile duygularımızı ve düşüncelerimizi farklı şekilde ifade edebiliriz.

Ana fikir: Oyun ile duygularımızı ve düşüncelerimizi farklı şekilde ifade edebiliriz. 2018-2019 Eğitim- Öğretim Yılı Özel Ümraniye Gökkuşağı İlkokulu Sorgulama Programı Kim Olduğumuz Bireyin kendi doğasını sorgulaması, inançlar ve değerler, kişisel, fiziksel, zihinsel, sosyal ve ruhsal

Detaylı

ZORUNLU GÖÇLER, SÜRGÜNLER VE YOL HİKAYELERİ: ULUPAMİR KIRGIZLARI ÖRNEĞİ ZORUNLU GÖÇLER, SÜRGÜNLER VE YOL HİKAYELERİ: ULUPAMİR KIRGIZLARI ÖRNEĞİ

ZORUNLU GÖÇLER, SÜRGÜNLER VE YOL HİKAYELERİ: ULUPAMİR KIRGIZLARI ÖRNEĞİ ZORUNLU GÖÇLER, SÜRGÜNLER VE YOL HİKAYELERİ: ULUPAMİR KIRGIZLARI ÖRNEĞİ ZORUNLU GÖÇLER, SÜRGÜNLER VE YOL HİKAYELERİ: ULUPAMİR KIRGIZLARI ÖRNEĞİ Yazar: Dr.Adem Sağır Yayınevi: Nobel Yer/yıl: Ankara/2012 Sayfa Sayısı: 272 Göç insanlık tarihi kadar eski bir olgudur. Bütün dönemler

Detaylı

KÖYDEN KENTE GÖÇ OLGUSU VE GÖÇÜN TOPLUMSAL YAPIDA MEYDANA GETİRDİĞİ DEĞİŞMELER: ADANA İLİ (YÜREĞİR OVASI) KÖYLERİ VE ANADOLU MAHALLESİ ÖRNEĞİ

KÖYDEN KENTE GÖÇ OLGUSU VE GÖÇÜN TOPLUMSAL YAPIDA MEYDANA GETİRDİĞİ DEĞİŞMELER: ADANA İLİ (YÜREĞİR OVASI) KÖYLERİ VE ANADOLU MAHALLESİ ÖRNEĞİ KÖYDEN KENTE GÖÇ OLGUSU VE GÖÇÜN TOPLUMSAL YAPIDA MEYDANA GETİRDİĞİ DEĞİŞMELER: ADANA İLİ (YÜREĞİR OVASI) KÖYLERİ VE ANADOLU MAHALLESİ ÖRNEĞİ Prof.Dr. Mustafa SOYSAL Ç.Ü. Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi

Detaylı

Türkiye Nüfusunun Yapısal Özellikleri Nüfus; 1- Nüfusun Yaş Gruplarına Göre Dağılımı Genç (Çocuk) Nüfus ( 0-14 yaş )

Türkiye Nüfusunun Yapısal Özellikleri Nüfus; 1- Nüfusun Yaş Gruplarına Göre Dağılımı Genç (Çocuk) Nüfus ( 0-14 yaş ) Türkiye Nüfusunun Yapısal Özellikleri Nüfus; ülkelerin kalkınmasında, ülkenin dünyadaki etki alanını genişletmesinde potansiyel bir güç olarak önemli bir faktördür. Nüfusun potansiyel gücü, nüfus miktarı

Detaylı

TRB2 BÖLGESİ MEVCUT DURUM ANALİZİ. NÜFUS ve KENTLEŞME

TRB2 BÖLGESİ MEVCUT DURUM ANALİZİ. NÜFUS ve KENTLEŞME TRB2 BÖLGESİ MEVCUT DURUM ANALİZİ NÜFUS ve KENTLEŞME 211 İÇİNDEKİLER 1.NÜFUS... 1 1.1. Nüfus Büyüklüğü, Nüfus Yoğunluğu ve Nüfus Artış Hızı... 3 1.2. Yaş ve Cinsiyet Dağılım Özellikleri... 8 1.2.1. Nüfusun

Detaylı

İşgücü Piyasasında Gelişmeler: Döneminde Kadınlar ve Erkeklerin İstihdamı ve İşsizliği Ne Yönde Değişti? 1

İşgücü Piyasasında Gelişmeler: Döneminde Kadınlar ve Erkeklerin İstihdamı ve İşsizliği Ne Yönde Değişti? 1 İşgücü Piyasasında Gelişmeler: 04-06 Döneminde lar ve lerin İstihdamı ve İşsizliği Ne Yönde Değişti? KEİG Platformu Türkiye de kadınların işgücüne ve istihdama katılım oranları benzer gelişmişlik seviyesindeki

Detaylı

YÖNETİŞİM NEDİR? Yönetişim en basit ve en kısa tanımıyla; resmî ve özel kuruluşlarda idari, ekonomik, politik otoritenin ortak kullanımıdır.

YÖNETİŞİM NEDİR? Yönetişim en basit ve en kısa tanımıyla; resmî ve özel kuruluşlarda idari, ekonomik, politik otoritenin ortak kullanımıdır. YÖNETİŞİM NEDİR? Yönetişim en basit ve en kısa tanımıyla; resmî ve özel kuruluşlarda idari, ekonomik, politik otoritenin ortak kullanımıdır. Ortak yönetim- birlikte yönetmek anlamına gelir ve içinde yönetimden

Detaylı

tepav Nisan2011 N DEĞERLENDİRMENOTU 2008 Krizinin Kadın ve Erkek İşgücüne Etkileri Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı

tepav Nisan2011 N DEĞERLENDİRMENOTU 2008 Krizinin Kadın ve Erkek İşgücüne Etkileri Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı DEĞERLENDİRMENOTU Nisan2011 N201127 tepav Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Ayşegül Dinççağ 1 Araştırmacı, Ekonomi Etütleri Hasan Çağlayan Dündar 2 Araştırmacı, Ekonomi Etütleri 2008 Krizinin

Detaylı

TÜRKİYE'NİN TOPLUMSAL YAPISI

TÜRKİYE'NİN TOPLUMSAL YAPISI Editörler Doç.Dr. Gülay Ercins & Yrd.Doç.Dr. Melih Çoban TÜRKİYE'NİN TOPLUMSAL YAPISI Yazarlar Doç.Dr. Ahmet Talimciler Doç.Dr. Gülay Ercins Doç.Dr. Nihat Yılmaz Doç.Dr. Oğuzhan Başıbüyük Yrd.Doç.Dr. Aylin

Detaylı

İstanbul Politikalar Merkezi. FUAT KEYMAN 13 Mayıs 2017

İstanbul Politikalar Merkezi. FUAT KEYMAN 13 Mayıs 2017 İstanbul Politikalar Merkezi FUAT KEYMAN 13 Mayıs 2017 Yerel Kalkınmada Yeni Dinamikler: Türkiye nin Kentlerinden, Kentlerin Türkiye sine raporu; 12 kentimize ilişkin sosyo-ekonomik verilerin derinlemesine

Detaylı

Türkiye de işsizler artık daha yaşlı

Türkiye de işsizler artık daha yaşlı Türkiye de işsizler artık daha yaşlı Esen Çağlar, Ozan Acar, Haki Pamuk Mart 2007 2001 krizinden günümüze Türkiye ekonomisinde iki önemli yapı değişikliği birlikte yaşanmıştır. Bir yandan makroekonomik

Detaylı

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti. Ülkesel Fizik Planı. Bölüm III. Vizyon, Amaç ve Hedefler (Tasarı)

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti. Ülkesel Fizik Planı. Bölüm III. Vizyon, Amaç ve Hedefler (Tasarı) Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Ülkesel Fizik Planı Bölüm III. Vizyon, Amaç ve Hedefler (Tasarı) Şehir Planlama Dairesi İçişleri Bakanlığı Lefkoşa - Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti 2014 İçindekiler 1. Giriş...

Detaylı

ZORLUKLAR, FIRSATLAR VE STRATEJĐLER

ZORLUKLAR, FIRSATLAR VE STRATEJĐLER Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası FĐNANSAL EĞĐTĐM VE FĐNANSAL FARKINDALIK: ZORLUKLAR, FIRSATLAR VE STRATEJĐLER Durmuş YILMAZ Başkan Mart 2011 Đstanbul Sayın Bakanım, Saygıdeğer Katılımcılar, Değerli Konuklar

Detaylı

TÜRKİYE DE MESLEKİ EĞİTİM

TÜRKİYE DE MESLEKİ EĞİTİM Uzman Melisa KORKMAZ TÜRKİYE DE MESLEKİ EĞİTİM Eğitimde Genel Görünüm Günümüz küresel rekabet ortamında bilgi ve bilgi teknolojileri giderek önem kazanmakta, ülkeler her geçen gün hızla gelişen teknoloji

Detaylı

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog KONYA KARAMAN BÖLGESİ İÇ GÖÇ RAPORU 22.07.2014 Eğer bir ülkede gelişmiş bölgelerde büyük

Detaylı

YEREL ÇEVRESEL PLANLAMA

YEREL ÇEVRESEL PLANLAMA YEREL ÇEVRESEL PLANLAMA M. SİNAN ÖZDEN 2 AĞUSTOS 2017 İSTANBUL PLAN Plan, yapılacak bir işin tasarıları toplamıdır. Plan, bir amaca ulaşmada izlenecek yol ve davranış biçimini gösterir. Plan, bir düşünceyi,

Detaylı

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları PA 101 Kamu Yönetimine Giriş (3,0,0,3,5) Kamu yönetimine ilişkin kavramsal altyapı, yönetim alanında geliştirilmiş teori ve uygulamaların analiz edilmesi, yönetim biliminin

Detaylı

Yoksulluk Sınırı Nasıl Hesaplanır?

Yoksulluk Sınırı Nasıl Hesaplanır? B i r l i k t e Ö ğ r e n e l i m Yoksulluk Sınırı Nasıl Hesaplanır? Mahmut S. YARDIM 1 Yoksulluğun çok boyutlu bir olgu olması, tanımlanmasında ve ölçülmesinde farklı yaklaşımların kullanılmasına yol

Detaylı

GELİR VE YAŞAM KOŞULLARI ARAŞTIRMASI. Son Güncelleme

GELİR VE YAŞAM KOŞULLARI ARAŞTIRMASI. Son Güncelleme TÜRKİYE ŞEKER SANAYİİ İŞÇİLERİ SENDİKASI GENEL MERKEZİ GELİR VE YAŞAM KOŞULLARI ARAŞTIRMASI 2008 Son Güncelleme 29/07/2010 Şeker-İş Sendikası Genel Merkezi AR-GE(Araştırma Geliştirme) Birimi Karanfil Sokak,

Detaylı

Havza Rehabilitasyon Projeleri Planlaması, Uygulaması ve Çıkarımlar. Halil AGAH Kırsal Kalkınma Uzmanı Şanlıurfa, 2013

Havza Rehabilitasyon Projeleri Planlaması, Uygulaması ve Çıkarımlar. Halil AGAH Kırsal Kalkınma Uzmanı Şanlıurfa, 2013 Havza Rehabilitasyon Projeleri Planlaması, Uygulaması ve Çıkarımlar Halil AGAH Kırsal Kalkınma Uzmanı Şanlıurfa, 2013 Havza Rehabilitasyonu Planlaması İÇERİK Tanımlar (Havza, Yönetim ve Rehabilitasyon)

Detaylı

ÜNİTE:1. Sosyolojiye Giriş ve Yöntemi ÜNİTE:2. Sosyolojinin Tarihsel Gelişimi ve Kuramsal Yaklaşımlar ÜNİTE:3. Kültür ve Kültürel Değişme ÜNİTE:4

ÜNİTE:1. Sosyolojiye Giriş ve Yöntemi ÜNİTE:2. Sosyolojinin Tarihsel Gelişimi ve Kuramsal Yaklaşımlar ÜNİTE:3. Kültür ve Kültürel Değişme ÜNİTE:4 ÜNİTE:1 Sosyolojiye Giriş ve Yöntemi ÜNİTE:2 Sosyolojinin Tarihsel Gelişimi ve Kuramsal Yaklaşımlar ÜNİTE:3 Kültür ve Kültürel Değişme ÜNİTE:4 Aile ve Toplumsal Gruplar ÜNİTE:5 1 Küreselleşme ve Ekonomi

Detaylı

TÜRKİYE DE ETNİK, DİNİ VE SİYASİ KUTUPLAŞMA. Dr. Salih Akyürek Fatma Serap Koydemir

TÜRKİYE DE ETNİK, DİNİ VE SİYASİ KUTUPLAŞMA. Dr. Salih Akyürek Fatma Serap Koydemir TÜRKİYE DE ETNİK, DİNİ VE SİYASİ KUTUPLAŞMA Dr. Salih Akyürek Fatma Serap Koydemir 30 Haziran 2014 ÇALIŞMANIN AMACI Kutuplaşma konusu Türkiye de çok az çalışılmış olmakla birlikte, birçok Avrupa ülkesine

Detaylı

MAVİ YAKALILARIN ÇALIŞMAYA YÖNELİK TUTUMLARI

MAVİ YAKALILARIN ÇALIŞMAYA YÖNELİK TUTUMLARI MAVİ YAKALILARIN ÇALIŞMAYA YÖNELİK TUTUMLARI ÇALIŞMA PSİKOLOJİSİ VERİ BANKASI ÖRNEĞİ www.calismapsikolojisi.net Yrd. Doç. Dr. Burcu KÜMBÜL GÜLER Kocaeli Üniversitesi Gündem İnsan Kaynakları ve Çalışma

Detaylı

Üretimde iş bölümünün ortaya çıkması, üretilen ürün miktarının artmasına neden olmuştur.

Üretimde iş bölümünün ortaya çıkması, üretilen ürün miktarının artmasına neden olmuştur. Fabrika Sistemi Üretimde işbölümünün ortaya çıkması sonucunda, üretim parçalara ayrılmış, üretim sürecinin farklı aşamalarında farklı zanaatkarların (işçilerin) yer almaları, üretimde aletlerin yerine

Detaylı

KENTSEL PLANLAMANIN TEMEL NİTELİKLERİ

KENTSEL PLANLAMANIN TEMEL NİTELİKLERİ KENTSEL PLANLAMANIN TEMEL NİTELİKLERİ Kentsel planlama toplum yararını esas alan güvenli ve sürdürülebilir yaşam çevresi oluşturmaya yönelik bir kamu hizmetidir. Kent planlama, mekan oluşumunun nedenlerini,

Detaylı

Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni

Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni GSO-TOBB-TEPAV Girişimcilik Merkezinin Açılışı Kredi Garanti Fonu Gaziantep Şubesi nin Açılışı Proje Değerlendirme ve Eğitim Merkezi nin Açılışı Dünya Bankası Gaziantep Bilgi Merkezi Açılışı 23 Temmuz

Detaylı

Özet Değerlendirme 1

Özet Değerlendirme 1 Özet Değerlendirme 1 SURİYELİ MÜLTECİ HAYATLAR MONİTÖRÜ ÇALIŞMANIN KAPSAMI İNGEV ve Ipsos Sosyal Araştırmalar Enstitüsü işbirliğinde hazırlanan Mülteci Hayatlar Monitörü, Türkiye de kamp dışında yaşayan

Detaylı

Nüfus ve Kalkınma İlişkisi: Türkiye (TÜİK'in Yeni Nüfus Projeksiyonları Işığında)

Nüfus ve Kalkınma İlişkisi: Türkiye (TÜİK'in Yeni Nüfus Projeksiyonları Işığında) (TÜİK'in Yeni Nüfus Projeksiyonları Işığında) ESAGEV - Ekonomik ve Sosyal Düşünce Araştırma Geliştirme Vakfı www.esagev.org iletisim@esagev.org +90 (312) 750 00 00 Oğuzlar Mh. 1397. Sokak No: 11/1 Balgat,

Detaylı

Farklı Sistemlerde Kentleşme

Farklı Sistemlerde Kentleşme Farklı Sistemlerde Kentleşme Farklı Sistemlerde Kentleşme Kentleşme ve kent planları farklı ekonomik sistemlere göre değişebilir. Kapitalist ve sosyalist ülkelerin kentleşme biçimleri, (keskin olmamakla

Detaylı

MEDYADA ETNİK TEMSİL ÖRNEĞİ

MEDYADA ETNİK TEMSİL ÖRNEĞİ MEDYADA ETNİK TEMSİL ÖRNEĞİ Mustafa Ekici TRT Kurdî Kanal Koordinatörü EBU HAMZA EL MISRİ Ben kimim? sorusu, bütün kimlik tanımlarının çıkış noktasını oluşturmaktadır. Kişi, bu sorunun cevabını toplumsallaşma

Detaylı

ANALİZ SONUÇLARI. 1 Mart 2017 tarihine kadar kullanmayınız.

ANALİZ SONUÇLARI. 1 Mart 2017 tarihine kadar kullanmayınız. ANALİZ SONUÇLARI 1 Mart 2017 tarihine kadar kullanmayınız. ANALİZ SONUÇLARI ANALİZ SONUÇLARI GÖRSELLER NASIL OKUNMALI? GÖRSELLER NASIL OKUNMALI? GÖRSELLER NASIL OKUNMALI? RENKLENDİRİLMİŞ TÜRKİYE HARİTALARI

Detaylı

İşletmecilik ve Ekonomi İşletmecilik ve Hukuk İşletmecilik ve Matematik / İstatistik İşletmecilik ve Davranış Bilimleri

İşletmecilik ve Ekonomi İşletmecilik ve Hukuk İşletmecilik ve Matematik / İstatistik İşletmecilik ve Davranış Bilimleri İşletmeciliğin Diğer Bilim Dallarıyla İlişkisi İşletmecilik ve Ekonomi İşletmecilik ve Hukuk İşletmecilik ve Matematik / İstatistik İşletmecilik ve Davranış Bilimleri İşletme Çevresi Çevre; genel anlamıyla

Detaylı

DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN TEMEL KAVRAMLARI

DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN TEMEL KAVRAMLARI 1 DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN TEMEL KAVRAMLARI Örgütte faaliyette bulunan insan davranışlarının anlaşılması ve hatta önceden tahmin edilebilmesi her zaman üzerinde durulan bir konu olmuştur. Davranış bilimlerinin

Detaylı

SOSYOLOJİ DERSİ 2.ÜNİTE TOPLUMSAL YAPI

SOSYOLOJİ DERSİ 2.ÜNİTE TOPLUMSAL YAPI SOSYOLOJİ DERSİ 2.ÜNİTE TOPLUMSAL YAPI YAPI TOPLUM KURUMLAR TOPLUMSAL GRUPLAR BİREYLER İLİŞKİLER TOPLUMSAL YAPI VE UNSURLARI T E M E L KÖY K A METROPOL TOPLUMSAL YAPI KENTLEŞME V R A KENT M L A MİLLET

Detaylı

TÜRKİYE'DE NÜFUSUN TARİHSEL SÜREÇTEKİ GELİŞİMİ

TÜRKİYE'DE NÜFUSUN TARİHSEL SÜREÇTEKİ GELİŞİMİ TÜRKİYE'DE NÜFUSUN TARİHSEL SÜREÇTEKİ GELİŞİMİ Türkiye de Nüfusun Tarihsel Gelişimi I. Türkiye de nüfus ve nüfus sayımları II. III. IV. Türkiye de nüfus grafiği Türkiye de nüfus sayımının amaçları ve snuçları

Detaylı

KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN TÜRKİYE DEKİ GELİŞİMİ

KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN TÜRKİYE DEKİ GELİŞİMİ Ünite 11 KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN TÜRKİYE DEKİ GELİŞİMİ Prof. Dr. Sebahattin BEKTAŞ Kentlerimizde ilk dönüşüm dalgası Tazminat dönemi ile başlamaktadır. 1838 Osmanlı-İngiliz Ticaret Anlaşmasının özellikle liman

Detaylı

TURİZM SOSYOLOJİSİ SOS1019U KISA ÖZET

TURİZM SOSYOLOJİSİ SOS1019U KISA ÖZET TURİZM SOSYOLOJİSİ SOS1019U KISA ÖZET DİKKAT Burada ilk 4 sahife gösterilmektedir. Özetin tamamı için sipariş veriniz www.kolayaof.com 1 1-Turizm Sosyolojisinin Ortaya Çıkışı, Gelişimi ve Genel Çerçevesi

Detaylı

2013 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması

2013 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması 2013 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması İleri Analiz Çalışması Sonuçları Toplantısı Türkiye de Aile Yapısının Değişimi: 1968-2013 İsmet Koç, HÜNEE Tuğba Adalı, HÜNEE Serdar Polat, Kalkınma Bakanlığı Hande

Detaylı

ÜZERĠNE BĠR DEĞERLENDĠRME

ÜZERĠNE BĠR DEĞERLENDĠRME ġanliurfa DA ĠġSĠZLĠK ORANI ÜZERĠNE BĠR DEĞERLENDĠRME Hamit BĠRTANE Uzman Ekim 2011 % T. C. ġanliurfa DA ĠġSĠZLĠK ORANI ÜZERĠNE BĠR DEĞERLENDĠRME Günümüz ekonomilerinin en büyük sorunlarından biri olan

Detaylı

TÜRKİYE DE GÖÇ BOYUTU, NEDENLERİ ve GÖÇÜN SAĞLIKLA İLİŞKİSİ

TÜRKİYE DE GÖÇ BOYUTU, NEDENLERİ ve GÖÇÜN SAĞLIKLA İLİŞKİSİ TÜRKİYE DE GÖÇ BOYUTU, NEDENLERİ ve GÖÇÜN SAĞLIKLA İLİŞKİSİ Sağlıklı Kentler Birliği Eğitim Prgramı Prof. Dr. SABAHAT TEZCAN Haccettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü Müdürü Tıp Fakültesi Halk Sağlığı

Detaylı

BÖLGE VE NÜFUSUN GENEL DURUMU. Doç.Dr.Tufan BAL

BÖLGE VE NÜFUSUN GENEL DURUMU. Doç.Dr.Tufan BAL BÖLGE VE NÜFUSUN GENEL DURUMU Doç.Dr.Tufan BAL GİRİŞ Türkiye Cumhuriyeti 1923 yılında kurulan, o tarihten bu güne kadar ekonomik ve sosyal yapısını değiştirme anlayışı içinde gelişmesini sürdüren ve gelişmekte

Detaylı

Serbest zaman etkinlikleri. Alternatif serbest zaman etkinlikleri. Alternatif Sporlar. Alternatif Turizm... Ekstrem sporlar Yaşam tarzı sporları

Serbest zaman etkinlikleri. Alternatif serbest zaman etkinlikleri. Alternatif Sporlar. Alternatif Turizm... Ekstrem sporlar Yaşam tarzı sporları Serbest zaman etkinlikleri Alternatif serbest zaman etkinlikleri 1 2 Alternatif Sporlar Geleneksel sporlardan farklı olma, onları farklılaştırma Futbol, basketbol, voleybol. Geleneksel sporlara meydan

Detaylı

TÜRKİYE 1997 GENEL NÜFUS SAYIMI SONUÇLARI HAKKINDA DÜŞÜNCELER

TÜRKİYE 1997 GENEL NÜFUS SAYIMI SONUÇLARI HAKKINDA DÜŞÜNCELER TÜRKİYE 1997 GENEL NÜFUS SAYIMI SONUÇLARI HAKKINDA DÜŞÜNCELER Aydoğan KÖKSAL* ABSTRACT Every year the population of Turkey has been increased. 1927 election of our population was 13.648.270, but in 1997

Detaylı

MİLAS TAKİ KENTLEŞME SÜRECİNİN TÜRKİYE GENELİNDEN FARKLILAŞMASI VE NEDENLERİ

MİLAS TAKİ KENTLEŞME SÜRECİNİN TÜRKİYE GENELİNDEN FARKLILAŞMASI VE NEDENLERİ ORTAÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİ ARASI ARAŞTIRMA PROJELERİ YARIŞMASI T.C. MİLAS KAYMAKAMLIĞI MİLAS ANADOLU LİSESİ MİLAS TAKİ KENTLEŞME SÜRECİNİN TÜRKİYE GENELİNDEN FARKLILAŞMASI VE NEDENLERİ Özlem TURAN Simge ÖZTUNA

Detaylı

ENGELLİLERE YÖNELİK SOSYAL POLİTİKALAR

ENGELLİLERE YÖNELİK SOSYAL POLİTİKALAR ENGELLİLERE YÖNELİK SOSYAL POLİTİKALAR III. Sınıf Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü Risk Gruplarına Yönelik Sosyal Politikalar Dersi Notları-VI Doç. Dr. Şenay GÖKBAYRAK İçerik Engellilere

Detaylı

Türkiye nin Gizli Yoksulları 1

Türkiye nin Gizli Yoksulları 1 PLATFORM NOTU'14 / P-1 Yayınlanma Tarihi: 11.03.2014 * Türkiye nin Gizli ları 1 Thomas Masterson, Emel Memiş Ajit Zacharias YÖNETİCİ ÖZETİ luk ölçümü ve analizine yeni bir yaklaşım getiren iki boyutlu

Detaylı

DAVRANIŞ BİLİMLERİ ÜZERİNE YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ

DAVRANIŞ BİLİMLERİ ÜZERİNE YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ DAVRANIŞ BİLİMLERİ ve İLETİŞİM DAVRANIŞ BİLİMLERİ ÜZERİNE YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ Davranış Bilimleri üzerine Davranış Bilimleri insan davranışını, davranışa etki eden toplumsal, psikolojik, grupsal ve

Detaylı

4. TÜRKİYE - AVRUPA FORUMU

4. TÜRKİYE - AVRUPA FORUMU 4. TÜRKİYE - AVRUPA FORUMU Yeni Dönem Türkiye - AB Perspektifi Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı: Fırsatlar ve Riskler ( 21-22 Kasım 2013, İstanbul ) SONUÇ DEKLARASYONU ( GEÇİCİ ) 1-4. Türkiye

Detaylı

İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ

İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİNDE TEMEL KAVRAMLAR İnsan Kaynakları Yönetimi (İKY) İKY Gelişimi İKY Amaçları İKY Kapsamı İKY Özellikleri SYS BANKASI ÖRNEĞİ 1995 yılında kurulmuş bir

Detaylı

ŞANLIURFA BELEDİYESİ. Mehmet Fevzi Yücetepe Şanlıurfa Belediye Başkan Yardımcısı

ŞANLIURFA BELEDİYESİ. Mehmet Fevzi Yücetepe Şanlıurfa Belediye Başkan Yardımcısı ŞANLIURFA BELEDİYESİ Mehmet Fevzi Yücetepe Şanlıurfa Belediye Başkan Yardımcısı Şanlıurfa da Göç Olgusu Şanlıurfa da Göç Olgusu Şanlıurfa daki göç olgusu ağırlıklı olarak Köyden Kente Göç eksenlidir. EKOSEP

Detaylı

ĐSTĐHDAM AÇISINDAN ĐLK 250 Prof. Dr. Şükrü Kızılot Gazi Üniversitesi Arş.Gör.Özgür Şahan Gazi Üniversitesi

ĐSTĐHDAM AÇISINDAN ĐLK 250 Prof. Dr. Şükrü Kızılot Gazi Üniversitesi Arş.Gör.Özgür Şahan Gazi Üniversitesi 1 ĐSTĐHDAM AÇISINDAN ĐLK 250 Prof. Dr. Şükrü Kızılot Gazi Üniversitesi Arş.Gör.Özgür Şahan Gazi Üniversitesi 1- Genel Olarak Bir ekonominin başarı ölçütlerinden birisi de istihdam yaratma kapasitesidir.

Detaylı

Doğal Afetler ve Kent Planlama

Doğal Afetler ve Kent Planlama Doğal Afetler ve Kent Planlama Yer Bilimleri ilişkisi TMMOB Şehir Plancıları Odası GİRİŞ Tsunami Türkiye tektonik oluşumu, jeolojik yapısı, topografyası, meteorolojik özellikleri nedeniyle afet tehlike

Detaylı

Tarımsal Gelir Politikası/Amaç

Tarımsal Gelir Politikası/Amaç Tarımsal Gelir Politikası/Amaç Belli bir yaşam standardı sağlayacak düzeye eriştirmek, Sektörler arasında kişi başına gelir farklılığı azaltmak Sektörde gelir dağılımını bireyler ve bölgeler arasında denge

Detaylı

Doğu ATEŞ ADRESE DAYALI NÜFUS KAYIT SİSTEMİ 2007 NÜFUS SAYIMI SONUÇLARI HAKKINDA İLK YORUMLAR

Doğu ATEŞ ADRESE DAYALI NÜFUS KAYIT SİSTEMİ 2007 NÜFUS SAYIMI SONUÇLARI HAKKINDA İLK YORUMLAR ADRESE DAYALI NÜFUS KAYIT SİSTEMİ 2007 NÜFUS SAYIMI SONUÇLARI HAKKINDA İLK YORUMLAR 2007 yılında çalışmaları sürdürülmekte olan nüfus sayımının ilk sonuçları açıklanmış bulunmaktadır. Bu sonuçlara göre

Detaylı

Gelir Dağılımı. Gelir dağılımını belirleyen faktörler; Adil gelir dağılımı - Gelir eşitsizliği. otonus.home.anadolu.edu.tr

Gelir Dağılımı. Gelir dağılımını belirleyen faktörler; Adil gelir dağılımı - Gelir eşitsizliği. otonus.home.anadolu.edu.tr İKT442 Gelir Dağılımı Türkiye de Gelir Dağılımı Ve Yoksulluk Bir ekonomide belli bir dönemde yaradlan gelirin kişiler, hane halkları, sınıflar ve ürejm faktörleri arasında bölüşülmesini ifade etmektedir.

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Önsöz... v İçindekiler... ix Tablolar Listesi... xv Şekiller Listesi... xv BİRİNCİ BÖLÜM SOSYOLOJİ VE TURİZM SOSYOLOJİSİ

İÇİNDEKİLER. Önsöz... v İçindekiler... ix Tablolar Listesi... xv Şekiller Listesi... xv BİRİNCİ BÖLÜM SOSYOLOJİ VE TURİZM SOSYOLOJİSİ İÇİNDEKİLER Önsöz... v İçindekiler... ix Tablolar Listesi... xv Şekiller Listesi... xv BİRİNCİ BÖLÜM SOSYOLOJİ VE TURİZM SOSYOLOJİSİ SOSYOLOJİNİN TANIMI VE KONUSU... 1 SOSYOLOJİNİN GENEL AMAÇLARI... 3

Detaylı

Derse kabul koşulları. (Ön Koşul, Bağlantı Koşul) 3 5 SEÇMELİ YOK TÜRKÇE

Derse kabul koşulları. (Ön Koşul, Bağlantı Koşul) 3 5 SEÇMELİ YOK TÜRKÇE Bölüm Dersin Kodu Dersin Adı SOSYOLOJİ SOSY4163 GÖÇ SOSYOLOJİSİ Kredi AKTS Türü (Seçmeli - Zorunlu) Derse kabul koşulları (Ön Koşul, Bağlantı Koşul) Öğretim dili 3 5 SEÇMELİ YOK TÜRKÇE Dersin işleniş yöntemi

Detaylı

1. SOSYAL SERMAYE 1. (1) (2) 2. (3). (4) 3. (5) (6) 4.

1. SOSYAL SERMAYE 1. (1) (2) 2. (3). (4) 3. (5) (6) 4. 1. SOSYAL SERMAYE 1. Sosyal sermaye OECD tarafından grup içerisinde ya da gruplar arasında işbirliğini kolaylaştıran anlayışlar, paylaşılan değerler, normlarla birlikte ağlar olarak tanımlanmaktadır (1).

Detaylı

Doğu ve Batı Mekânsal Tasarım Sürecinin Aktif Yaşlanma Açısından Ele Alınışı

Doğu ve Batı Mekânsal Tasarım Sürecinin Aktif Yaşlanma Açısından Ele Alınışı Doğu ve Batı Mekânsal Tasarım Sürecinin Aktif Yaşlanma Açısından Ele Alınışı Yazar Dr. Nihal Arda Akyıldız ISBN: 978-605-2233-25-2 1. Baskı Aralık, 2018 / Ankara 100 Adet Yayınları Yayın No: 291 Web: grafikeryayin.com

Detaylı

TARIM DIŞI İŞSİZLİK ARTIŞTA (Temmuz Ağustos - Eylül)

TARIM DIŞI İŞSİZLİK ARTIŞTA (Temmuz Ağustos - Eylül) TARIM DIŞI İŞSİZLİK ARTIŞTA (Temmuz Ağustos - Eylül) HAZIRLAYAN 18.02.2014 Prof. Dr. Halis Yunus ERSÖZ Prof. Dr. Mustafa DELİCAN Doç. Dr. Levent ŞAHİN ÖZET Türkiye genelinde Eylül ayında geçen yılın aynı

Detaylı

SOSYAL BİLGİLER DERSİ (4.5.6.7 SINIFLAR) ÖĞRETİM PROGRAMI ÖMER MURAT PAMUK REHBER ÖĞRETMEN REHBER ÖĞRETMEN

SOSYAL BİLGİLER DERSİ (4.5.6.7 SINIFLAR) ÖĞRETİM PROGRAMI ÖMER MURAT PAMUK REHBER ÖĞRETMEN REHBER ÖĞRETMEN SOSYAL BİLGİLER DERSİ (4.5.6.7 SINIFLAR) ÖĞRETİM PROGRAMI 1 DERS AKIŞI 1.ÜNİTE: SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETİM PROGRAMININ GENEL YAPISI, ARADİSİPLİN, TEMATİK YAKLAŞIM 2. ÜNİTE: ÖĞRENME ALANLARI 3. ÜNİTE: BECERİLER

Detaylı

BACIM - Ağırlıklı olarak Türkiye kökenli göçmen kadınlar için buluşma ve danışmanlık merkezi

BACIM - Ağırlıklı olarak Türkiye kökenli göçmen kadınlar için buluşma ve danışmanlık merkezi Deutsches Rotes Kreuz Kreisverband Berlin-City e. V. BACIM - Ağırlıklı olarak Türkiye kökenli göçmen kadınlar için buluşma ve danışmanlık merkezi BACIM projesinin tanıtımı BACIM Berlin-City ev Alman Kızıl

Detaylı

KAPSAYICI EĞİTİM. Kapsayıcı Eğitimin Tanımı Ayrımcılığa Neden Olan Faktörler

KAPSAYICI EĞİTİM. Kapsayıcı Eğitimin Tanımı Ayrımcılığa Neden Olan Faktörler KAPSAYICI EĞİTİM Kapsayıcı Eğitimin Tanımı Ayrımcılığa Neden Olan Faktörler Sınıfında Yabancı Uyruklu Öğrenci Bulunan Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmenlerinin Eğitimi 1 Kapsayıcı Eğitim Eğitimde kapsayıcılık

Detaylı

MAĞAZA İMAJI, MAĞAZA MEMNUNİYETİ VE MAĞAZA SADAKATİ ARASINDAKİ İLİŞKİNİN TÜKETİCİLER AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ ÖZET

MAĞAZA İMAJI, MAĞAZA MEMNUNİYETİ VE MAĞAZA SADAKATİ ARASINDAKİ İLİŞKİNİN TÜKETİCİLER AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ ÖZET D.E.Ü.İ.İ.B.F. Dergisi Cilt:22 Sayı:1, Yıl:2007, ss:105-121 MAĞAZA İMAJI, MAĞAZA MEMNUNİYETİ VE MAĞAZA SADAKATİ ARASINDAKİ İLİŞKİNİN TÜKETİCİLER AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ Murat Selim SELVİ * Hatice ÖZKOÇ

Detaylı

Katılımcının Yaşı n % 21-30 114 21.6 31-40 152 28.8 41-50 208 39.5 51+ 53 10.1 TOPLAM 527 100.0

Katılımcının Yaşı n % 21-30 114 21.6 31-40 152 28.8 41-50 208 39.5 51+ 53 10.1 TOPLAM 527 100.0 12 Eczacı Profili-1998-2007 II. 1998 ARAŞTIRMASI BULGULARI ll.l.toplumsal VE EKONOMİK ÖZELLİKLER Katılımcının Yaşı n % 21-30 114 21.6 31-40 152 28.8 41-50 208 39.5 51+ 53 10.1 TOPLAM 527 100.0 Tabloda

Detaylı

Araştırma Notu 17/212

Araştırma Notu 17/212 Araştırma Notu 17/212 18 Mayıs 2017 15-19 YAŞ ARASINDAKİ 850 BİN GENÇ NE İŞGÜCÜNDE NE EĞİTİMDE Gökçe Uysal * ve Selin Köksal ** Yönetici Özeti 2014 ve 2015 Hanehalkı İşgücü Anketi verileri kullanılarak

Detaylı

İşgücü Piyasası Görünümü: Mayıs 2013

İşgücü Piyasası Görünümü: Mayıs 2013 İşgücü Piyasası Görünümü: Mayıs 2013 15 Mayıs 2013 TARIM DIŞI İŞSİZLİK ÖNCEKİ AYA GÖRE DÜŞTÜ Seyfettin Gürsel * Gökçe Uysal ve Ayşenur Acar Yönetici Özeti Mevsim etkilerinden arındırılmış işgücü verileri

Detaylı

Politika Notu Nisan ve 2008 Krizlerinin Karşılaştırması. Müge Adalet Sumru Altuğ

Politika Notu Nisan ve 2008 Krizlerinin Karşılaştırması. Müge Adalet Sumru Altuğ nokta dikkati çekiyor. Birincisi, kriz öncesi döneme bakıldığında, 21 krizinde zirveye daha hızlı ulaşıldığını, bir başka deyişle, büyümenin daha keskin olduğunu görüyoruz. Bununla birlikte, zirveden inişte,

Detaylı

Yoksulluk Analizi: Türkiye, Kent ve Kır

Yoksulluk Analizi: Türkiye, Kent ve Kır Yoksulluk Analizi: Türkiye, Kent ve Kır Mehmet Arif ŞAHINLI1 arif.sahinli@tuik.gov.tr Ahmet ÖZÇELIK2 aozcelik@agri.ankara.edu.tr 1Dr., Türkiye İstatistik Kurumu Eğitim ve Araştırma Merkezi Müdürlüğü 2Prof.

Detaylı

Dr. A. Tarık GÜMÜŞ Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Kamu Hukuku Anabilim Dalı. Sosyal Devlet Anlayışının Gelişimi ve Dönüşümü

Dr. A. Tarık GÜMÜŞ Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Kamu Hukuku Anabilim Dalı. Sosyal Devlet Anlayışının Gelişimi ve Dönüşümü Dr. A. Tarık GÜMÜŞ Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Kamu Hukuku Anabilim Dalı Sosyal Devlet Anlayışının Gelişimi ve Dönüşümü İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... vii İÇİNDEKİLER...xi KISALTMALAR... xvii GİRİŞ...1 Birinci

Detaylı

Bursa Yakın Çevresi Deprem Tehlikesi ve Kentsel Dönüşüm

Bursa Yakın Çevresi Deprem Tehlikesi ve Kentsel Dönüşüm Bursa Yakın Çevresi Deprem Tehlikesi ve Kentsel Dönüşüm Oğuz Gündoğdu ACİL DURUMLAR PANELİ KalDer Bursa Şubesi Çevre ve İş Güvenliği Kalite Uzmanlık Grubu 27 Mayıs 2015 Ülkemizde çağdaş anlamda Afet Yönetimi

Detaylı

TRC2 BÖLGESİ NDE İŞSİZLİK ORANI ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME

TRC2 BÖLGESİ NDE İŞSİZLİK ORANI ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME TRC2 BÖLGESİ NDE İŞSİZLİK ORANI ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME Hamit BİRTANE Uzman Mart 2012 TRC2 BÖLGESİ NDE İŞSİZLİK ORANI ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME Günümüz ekonomilerinin en büyük sorunlarından biri olan

Detaylı

1. Sosyolojiye Giriş, Gelişim Süreci ve Kuramsal Yaklaşımlar. 2. Kültür, Toplumsal Değişme ve Tabakalaşma. 3. Aile. 4. Ekonomi, Teknoloji ve Çevre

1. Sosyolojiye Giriş, Gelişim Süreci ve Kuramsal Yaklaşımlar. 2. Kültür, Toplumsal Değişme ve Tabakalaşma. 3. Aile. 4. Ekonomi, Teknoloji ve Çevre 1. Sosyolojiye Giriş, Gelişim Süreci ve Kuramsal Yaklaşımlar 2. Kültür, Toplumsal Değişme ve Tabakalaşma 3. Aile 4. Ekonomi, Teknoloji ve Çevre 5. Psikolojiye Giriş 1 6. Duyum ve Algı 7. Güdüler ve Duygular

Detaylı

Türkiye nin Nüfus Özellikleri ve Dağılışı

Türkiye nin Nüfus Özellikleri ve Dağılışı Türkiye nin Nüfus Özellikleri ve Dağılışı 1 Nüfusun Yaş Gruplarına Göre Dağılımı Nüfus miktarı kadar önem taşıyan bir başka kriter de nüfusun yaş yapısıdır. Çünkü, yaş grupları nüfusun genel yapısı ve

Detaylı

D- NASIL YAZMALI? ÖRNEKLER

D- NASIL YAZMALI? ÖRNEKLER D- NASIL YAZMALI? ÖRNEKLER Örnek 1 EEB Raporu Bu araştırma konusunun güncelliği, önemi ve yapacağı katkı 1. 1.1. Bölgesel Gelişme Yaklaşımı Bölge olgusunun tanımı ve rolü, Dünyada özellikle 1970 lerin

Detaylı

Editörler Prof.Dr.Mustafa Talas & Doç.Dr. Bülent Şen EKONOMİ SOSYOLOJİSİ

Editörler Prof.Dr.Mustafa Talas & Doç.Dr. Bülent Şen EKONOMİ SOSYOLOJİSİ Editörler Prof.Dr.Mustafa Talas & Doç.Dr. Bülent Şen EKONOMİ SOSYOLOJİSİ Yazarlar Prof.Dr. Mustafa Talas Doç.Dr. Bülent Şen Doç.Dr. Cengiz Yanıklar Doç.Dr. Gülay Ercins Doç.Dr. Özgür Sarı Yrd.Doç.Dr. Aylin

Detaylı

FAYLARDA YIRTILMA MODELİ - DEPREM DAVRANIŞI MARMARA DENİZİ NDEKİ DEPREM TEHLİKESİNE ve RİSKİNE FARKLI BİR YAKLAŞIM

FAYLARDA YIRTILMA MODELİ - DEPREM DAVRANIŞI MARMARA DENİZİ NDEKİ DEPREM TEHLİKESİNE ve RİSKİNE FARKLI BİR YAKLAŞIM FAYLARDA YIRTILMA MODELİ - DEPREM DAVRANIŞI MARMARA DENİZİ NDEKİ DEPREM TEHLİKESİNE ve RİSKİNE FARKLI BİR YAKLAŞIM Ramazan DEMİRTAŞ Afet İşleri Genel Müdürlüğü Deprem Araştırma Dairesi, Aktif Tektonik

Detaylı

İNSANİ GELİŞMEYİ SÜRDÜRMEK:! EĞİTİM VE İŞGÜCÜ PİYASASI GÖSTERGELERİ İTİBARİYLE TÜRKİYE NİN PERFORMANSININ DEĞERLENDİRİLMESİ!

İNSANİ GELİŞMEYİ SÜRDÜRMEK:! EĞİTİM VE İŞGÜCÜ PİYASASI GÖSTERGELERİ İTİBARİYLE TÜRKİYE NİN PERFORMANSININ DEĞERLENDİRİLMESİ! İNSANİ GELİŞMEYİ SÜRDÜRMEK:! EĞİTİM VE İŞGÜCÜ PİYASASI GÖSTERGELERİ İTİBARİYLE TÜRKİYE NİN PERFORMANSININ DEĞERLENDİRİLMESİ!! IŞIL KURNAZ" GAZİ ÜNİVERSİTESİ UNDP 2014 İNSANİ GELİŞME RAPORU# TÜRKİYE TANITIM

Detaylı

TÜRKİYE'NİN EN KAPSAMLI GENÇLİK ARAŞTIRMA RAPORU YÜZLERCE GENCİN ÖNÜNDE AÇIKLANDI

TÜRKİYE'NİN EN KAPSAMLI GENÇLİK ARAŞTIRMA RAPORU YÜZLERCE GENCİN ÖNÜNDE AÇIKLANDI Basın Bülteni 16 Mayıs 2017 TÜRKİYE'NİN EN KAPSAMLI GENÇLİK ARAŞTIRMA RAPORU YÜZLERCE GENCİN ÖNÜNDE AÇIKLANDI Türkiye de bugüne kadar gerçekleştirilmiş en kapsamlı araştırma olan Türkiye deki Gençlerin

Detaylı

TMMOB ŞEHİR PLANCILARI ODASI ŞEHİR VE BÖLGE PLANLAMA ÖĞRENCİLERİ BİTİRME PROJESİ YARIŞMASI 2014-2015

TMMOB ŞEHİR PLANCILARI ODASI ŞEHİR VE BÖLGE PLANLAMA ÖĞRENCİLERİ BİTİRME PROJESİ YARIŞMASI 2014-2015 TMMOB ŞEHİR PLANCILARI ODASI ŞEHİR VE BÖLGE PLANLAMA ÖĞRENCİLERİ BİTİRME PROJESİ YARIŞMASI 2014-2015 ENDÜSTRİYEL YAPININ YENİLİKÇİ VE BİLGİ ODAKLI DÖNÜŞÜMÜNÜN BURSA ÖRNEĞİNDE İNCELENMESİ PROJE RAPORU İÇİNDEKİLER

Detaylı

ARZ ve TALEP 2. 1. Talep 2 1.2. Talep Eğrisi 3 1.3.Talepte Değişme 3 1.4.Talep Eğrisinin Kayması ve Talep Eğrisi Üzerinde Hareket 4

ARZ ve TALEP 2. 1. Talep 2 1.2. Talep Eğrisi 3 1.3.Talepte Değişme 3 1.4.Talep Eğrisinin Kayması ve Talep Eğrisi Üzerinde Hareket 4 ARZ ve TALEP 2 1. Talep 2 1.2. Talep Eğrisi 3 1.3.Talepte Değişme 3 1.4.Talep Eğrisinin Kayması ve Talep Eğrisi Üzerinde Hareket 4 2. Arz 6 2.l. Satış Planı Belirleyicileri 6 2.2. Arz Eğrisi 6 2.3. Arz

Detaylı

Araştırma Notu 16/195

Araştırma Notu 16/195 Araştırma Notu 16/195 18 Mayıs 2016 HER ÜÇ GENÇTEN BİRİ EĞİTİMİNE DEVAM ETMİYOR Gökçe Uysal *, Melike Kökkızıl ** ve Selin Köksal *** Yönetici Özeti 2013 ve 2014 Hanehalkı İşgücü Anketi verileri kullanılarak

Detaylı

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİ

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİ A u ok na lu ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİ PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BİRİMİ - MART 2014 ANAOKULLARI BÜLTENİ ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİ Okul öncesi dönem, gelişimin hızlı olması ve

Detaylı