AĞRILI TME HASTALIKLI BĐREYLERDE STABĐLĐZASYON SPLĐNT TEDAVĐLERĐNDE MASSETER KASINDAKĐ DEĞĐŞĐKLĐKLERĐN ULTRASONOGRAFĐK ĐNCELENMESĐ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "AĞRILI TME HASTALIKLI BĐREYLERDE STABĐLĐZASYON SPLĐNT TEDAVĐLERĐNDE MASSETER KASINDAKĐ DEĞĐŞĐKLĐKLERĐN ULTRASONOGRAFĐK ĐNCELENMESĐ"

Transkript

1 TÜRKĐYE CUMHURĐYETĐ ANKARA ÜNĐVERSĐTESĐ SAĞLIK BĐLĐMLERĐ ENSTĐTÜSÜ AĞRILI TME HASTALIKLI BĐREYLERDE STABĐLĐZASYON SPLĐNT TEDAVĐLERĐNDE MASSETER KASINDAKĐ DEĞĐŞĐKLĐKLERĐN ULTRASONOGRAFĐK ĐNCELENMESĐ Korkut ALDEMĐR AĞIZ, DĐŞ, ÇENE HASTALIKLARI ve CERRAHĐSĐ ANABĐLĐM DALI DOKTORA TEZĐ DANIŞMAN Prof. Dr. A.Samimi DEMĐRALP ANKARA

2 i Ağız,Diş,Çene Hastalıkları ve Cerrahisi Anabilim Dalı Doktora Programı Çerçevesinde yürütülmüş olan bu çalışma, aşağıdaki jüri tarafından Doktora Tezi olarak kabul edilmiştir. Tez Savunma Tarihi:24/09/2008 Prof.Dr. A.Samimi DEMĐRALP A.Ü.Diş Hekimliği Fakültesi A.D.Ç.Hastalıkları ve Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi Prof.Dr. Şule YÜCETAŞ G.Ü.Diş Hekimliği Fakültesi A.D.Ç.Hastalıkları ve Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi Prof.Dr.Erdal ERDEM A.Ü. Diş Hekimliği Fakültesi A.D.Ç. Hastalıkları ve Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi Prof.Dr. Adnan ÖZTÜRK A.Ü.Diş Hekimliği Fakültesi A.D.Ç.Hastalıkları ve Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi Prof.Dr. Derviş YILMAZ G.Ü. Diş Hekimliği Fakültesi A.D.Ç. Hastalıkları ve Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi

3 ii ĐÇĐNDEKĐLER Kabul ve Onay Đçindekiler Önsöz Simgeler ve Kısaltmalar Şekiller Çizelgeler i ii iv v vi vii 1. GĐRĐŞ Temporomandibular Eklem Anatomisi Temporomandibular Eklemin Gelişimsel Anatomisi Temporomandibular Eklem Fonksiyonel Anatomisi Temporomandibular Eklem Biyomekaniği Kondil ve Eminens Artiküler Disk Temporomandibular Eklem Diskinin Fonksiyonları DiskalLigamentler Fonksiyonel Ligamentler Kollateral ligament (diskal ligament) Kapsüler ligament Temporomandibular ligament Yardımcı ligamentler Ligamentum retinakülare Sfenomandibuler Ligament Stylomandibuler Ligament Posterior Ataçman Artiküler Kapsül Sinoviyal Membran ve Sinoviyal Sıvı Temporomandibular Eklemin Damarları ve Sinirleri Çiğneme Kasları Musculus Temporalis Musculus Massetericus Musculus Pterygoideus Medialis Musculus Pterygoideus Lateralis Artiküler Yüzeylerin Histolojisi Temporomandibular eklem hastalıkları Etiyoloji Temporomandibular Eklem Hastalıkları Sınıflandırması Çiğneme kaslarının fonksiyonel tekniği bozukluklarında tedavi prensipleri ve yöntemleri Hasta eğitimi Farmakolojik tedavi Fizik tedavi Oklüzal splintler Oklüzal Splintler Stabilizasyon Splinti Anterior Konumlandırıcı Splint 47

4 iii 1.5. Muskuloskeletal ultrasonografi Temel fizik kavramlar Kas hastalıklarında ultrasonografi inceleme Kas-iskelet sistemi incelemesinde ultrasonun yeri GEREÇ ve YÖNTEM BULGULAR TARTIŞMA SONUÇ ve ÖNERĐLER 90 ÖZET. 93 SUMMARY KAYNAKLAR EKLER EK-1 Temporomandibular Eklem Hasta Muayene Formu EK-2 Çalışmaya Dahil Olan Hastaların Onam Formu ÖZGEÇMĐŞ.. 112

5 iv ÖNSÖZ Bu çalışmamızda, TME rahatsızlıklarının en sık görülen tiplerinden biri olan ağrılı eklem hastalığı tespit edilen bireylerde, tedavi amacıyla kullanılan stabilizasyon splintlerinin yüzeysel çiğneme kaslarındaki etkilerini ultrasonografi kullanarak inceledik ve değerlendirdik. Çok severek devam ettirdiğim mesleğimin gelişmesinde, uzmanlık alanım ile ilgili mesleki öğretimimim süresinde aynı zamanda kişisel eğitimime katkıda bulunmuş hocalarıma, desteğini benden esirgemeyen ve bana güvenini her zaman hissettiren hocam Prof.Dr.A.Samimi DEMĐRALP e, teorik ve pratik eğitimimde bana güvenen, beni her zaman bir üst merdivene çıkartan Prof.Dr.Erdal ERDEM hocama, samimiyeti ve ilgisiyle beni asla yalnız bırakmayan Prof.Dr.Serpil DURAN hocama özel teşekkürlerimi bir borç bilirim. Çalışmamda ultrasonografik görüntüleme aşamalarında beni asla yalnız bırakmayan, ilgi ve alakasını esirgemeyen ve benim tükendiğim yerlerde beni teşvik eden Dr.Evren ÜSTÜNER e çok teşekkür ediyorum. Üniversite hayatımda aldığım her kararı destekleyen ve gereğini yapmamda bana yılmadan güç veren, karar alma ve hedefe yürümekteki kararlılığımı esin aldığım babam ve anneme, pırıltılı gülümsemesi ve eşsiz varlığıyla her zaman yanımda olan kız kardeşime teşekkürlerimi sunarım. Đlgisi ve desteğiyle varlığını daima yanı başımda hissettiğim,bana hayatı kolaylaştıran eşim,hayat arkadaşım ve dostum Dr.Dt.Arzu ALDEMĐR e sevgilerimi sunuyorum. Yalnız tez çalışma hayatımda değil, tüm hayatımda beni asla yalnız bırakmayan ve en güvendiğim insanlar olan Dr.Dt.Hilal SONBAY, Dr.Dt.Sami SONBAY, Dr.Dt.Serkan ER e; bölüm içerisinde bana her zaman yardımcı olan ve tüm sıkıntıları paylaştığımız asistan arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.

6 v SĐMGELER ve KISALTMALAR TMD TME EMG Temporomandibular düzensizlikler Temporomandibular Eklem Elektromyografi TENS (Transkutan Elektrik Sinir Stimulasyonu) Transcutaneous Electrik Nevre Stimulation VAS US Visual Analog Scala Ultrasonografi

7 vi ŞEKĐLLER Şekil 1.1. Temporomandibular eklem şematik görüntüsü Şekil.1.2. Temporomandibular eklem anatomisi Şekil 1.3. Temporomandibular eklem ligamentlerin şematik görüntüsü Şekil 1.4. Temporomandibular eklem önden görünüş Şekil 1.5. Temporomandibular ligamentler ve hareketler Şekil 1.6. TME nin frontal görünümü. AD= artiküler disk SC= üst eklem boşluğu IC} alt eklem boşluğu DL= diskal ligament. C= kapsül ataçmanları Şekil 1.7. Temporomandibular eklem ligamentleri Şekil 1.8. Temporomandibular eklem bölgesinin içerdiği damar ve sinirler Şekil 1.9. Temporomandibular fossanın derin yapıları Şekil.1.10.Çiğneme kaslarının fonksiyonel görüntüsü Şekil Çiğneme kasları ve infratemporal fossanın damarları Şekil 2.1.Ultrason cihazı Şekil 2.2. Masseter kas ultrasonogramı Şekil 2.3. Tedavi öncesi sağ masseter kas ultrasonogramı Şekil 2.4. Tedavi sonrası sağ masseter kas ultrasonogramı Şekil 2.5. Tedavi öncesi sol masseter kas ultrasonogramı Şekil 2.6. Tedavi sonrası sol masseter kas ultrasonogramı

8 vii ÇĐZELGELER Çizelge 1. Sağdaki kasların tedavi öncesi ve sonrası fibriler yapısı Çizelge 2. Soldaki kasların tedavi öncesi ve sonrası fibriler yapısı Çizelge 3. Sağ ve soldaki kasların tedavi öncesi ve sonrası kas kalınlığı ve uzunluğunun değerlendirilmesi Çizelge 4. Hastaların ilk gelişlerindeki sağ masseter kasının ultrasonografik değerlendirme sonuçları Çizelge 5. Hastaların ilk gelişlerindeki sol masseter kasının ultrasonografik değerlendirme sonuçları Çizelge 6. Hastaların ikinci gelişlerindeki sağ masseter kasının ultrasonografik değerlendirme sonuçları Çizelge 7. Hastaların ikinci gelişlerindeki sol masseter kasının ultrasonografik değerlendirme sonuçları Çizelge 8. Hastaların tedavi öncesi ve sonrası VAS değerleri Çizelge 9. VAS değerlerinin istatistiksel değerlendirmesi Çizelge 10. değerleri Hastaların tedavi öncesi ve sonrası maksimum ağız açıklığı Çizelge 11. değerlendirmesi Maksimum ağız açıklığı ölçümlerinin istatistiksel

9 1 1.GĐRĐŞ Temporomandibular eklem (TME), dış kulak yolunun önünde, masseter bölgesinin arka üst tarafında, mandibulanın processus condylarisi ile temporal kemiğin fossa articularisi arasında bulunan, kafa iskeletindeki hareketli eklemdir (Türker ve Yücetaş, 1999)(Laskin, D.M., 1980). Şekil 1.1. Temporomandibular eklem şematik görüntüsü. Kafa kemikleri arasında bulunan tek hareketli eklemdir ve Gingylmus ve artikülaris plana grubu eklemlerin karışımı şeklindedir (Arıncı ve Elhan, syf 141). Temporomandibular bozukluklar; TME, çiğneme kasları ve tüm çiğneme sistemi fonksiyonlarını etkileyen problemleri kapsayan komplike bir terimdir. Çiğneme sisteminde oluşan düzensizlikler günümüze değin birçok

10 2 farklı terimle ifade edilmiştir. Günümüzde en yaygın olarak kullanılan terim temporomandibular bozukluklar ifadesidir. Diş hekimleri rutin klinik uygulamalarında, TME hastalıklı bireylerle çok sık karşılaşmaktadırlar. Bazen basit, bazen cerrahi gerektiren bu hastalıkların tedavisini başarıyla gerçekleştirebilmek için, bölge anatomisi ve patolojileri hakkında geniş bilgi sahibi olunması gerekmektedir Temporomandibular Eklem Anatomisi Şekil.1.2. Temporomandibular eklem anatomisi.

11 Temporomandibular Eklemin Gelişimsel Anatomisi Temporomandibular eklem gebeliğin 10.haftasında bir tanesi temporal kemik komponenti, diğeri kondil için ayrılan iki blastemadan (mezenşimal kondenzasyon) gelişmektedir. Kondiler blastemanın superioruna doğru diskin içine doğru diferansiye olacak olan bir mezenşimal hücreler, membranöz kemiğin üzerinde uzanan osteoblastların içine diferansiye olmaktadır. Đnsan fetal temporomandibular ekleminin X ışınları ile incelenmesi ile gebeliğin 12.haftasından 32.haftasına kadar temporal kemiğe oranla kondil başının kalsifikasyonunun yüksek derecede olduğu gözlenmektedir (Fonseca 2000). Kondilin merkezinde kıkırdak gelişmektedir. Bu kıkırdak, hayatın 27.yılına kadar sekonder kıkırdağa dönüşmektedir. Sekonder kıkırdak; endokondral mekanizmayla subkondral kemik oluşumunda ve bu da aşırı yüklemeye cevap olarak meydana gelen adaptasyon değişikliklerinin bir parçası olan kondilin genişlemesine katkıda bulunacaktır (Fonseca 2000). Gelişmekte olan disk, hücre ve damarsal açıdan zengindir. Bu gelişen disk lateral pterygoid kasla birlikte anteriora (Öğütcen Toller 1994) ve orta kulağın malleusunun içine doğru gelişmekte olan Merkel kıkırdağının sonundaki bir ligamentin superioru ile birlikte posteriora (Vasquez 1993) doğru devam etmektedir. Ligamentin superior lifleri ve inferior lifler anterior malleolar ligamentin etrafını çevrelerken, Merkel kıkırdağının kalıntıları ve kordo timpani, temporal kemiğin timpanik duvarının içine girmektedir. Bu ataçman, postnatal hayatta skuamotimpanik fissurün kenarlarına birçok lifi giren diskomalleolar ligament içine doğru gelişmektedir ve malleusa olan ataçmanlarını kaybetmektedir (Öğütcen Toller 1995).

12 4 Erişkin TME sinde ligamentin proksimal 2/3 ün de sadece elastik fibriller bulunmaktadır ve primer olarak kollagenden oluşmaktadır. Diskomalleolar ligamentin postnatal modifikasyonun aksine lateral pterygoidin superior başına doğru olan anterior ataçman doğumdan sonra var olmaya devam etmektedir (Valenza 1993). Valenza ve arkadaşları gelişmekte olan insan fetal diskinin posterior ve anterior ataçmanlarının, çiğneme fonksiyonunun bir sonucu olarak disk elastiklerinin geliştiği iddiasının tersine elastik fibrillerden zengin olduğunu göstermektedir. Gelişmekte olan temporomandibular eklem, gebeliğin 14.haftasında matür eklemin tüm komponentlerini göstermektedir. Đlginçtir ki fetusta disk; anterior bant, intermediate katman ve posterior bant olarak ayrılmıştır (Ramieri 1996). Fetal diskin periferinde sinir lifleri ve kan damarları bulunmaktadır. Ancak diskteki bu damar ve sinirler kaybolmakta fakat doğumdan sonra disk ataçmanında görülmektedir (Rees 1954). Erişkinde sfenoidin spinasını lingula mandibulaya bağlayan sfenomandibuler ligament, Merkel kıkırdağının kılıfının bir derivasyonudur (Öğütcen Toller 1995) Temporomandibular Eklem Fonksiyonel Anatomisi TME; hareketli mandibula ve kraniumun sabit temporal kemiği arasında artikülasyonu sağlar. Menteşe ve kayma hareketlerinin kombinasyonunu sağlayabilen kompleks bir eklemdir. Bu hareketler TME içindeki birbirinden bağımsız fakat fonksiyonel olarak ilişkili iki eklem sayesinde mümkün olur. Sağ ve sol TME ligamentleri ve kaslarıyla beraber mandibula ve kranium

13 5 arasında bilateral artikülasyon oluşturmak üzere mandibula tarafından bağlanmışlardır (Şekil 1.3.). Şekil 1.3. Temporomandibular eklem ligamentlerin şematik görüntüsü. Kraniomandibular artikülasyon; çiğneme, yutkunma ve konuşmadan sorumlu baş ve boyunun fonksiyonel bir ünitesi olan çiğneme sisteminin bir üyesidir. Diğer ilgili organ ve dokularla beraber çiğneme sistemi ayrıca solunumda da görevlidir. Yüzün estetiği ve ifadesiyle yakından ilgilidir. Kraniomandibular artikülasyonun komponentlerine ek olarak çiğneme sistemi maksilla, mandibula, dentisyon ve çeşitli baş boyun ve çiğneme kaslarını içerir. Tüm bu yapılar kompleks nöromusküler sistemin kontrolü altındadır.

14 6 Şekil 1.4. Temporomandibular eklem önden görünüş. TME teknik olarak en az üç kemikten oluşan kompaund bir eklem tipidir. TME sadece iki kemikten oluşmasına rağmen (temporal ve mandibula) bu durum artiküler diskin non-ossifiye kemik olarak kabul edilmesiyle açıklanabilir. Artiküler diskin varlığı menteşe ve kayma hareketlerinin kombinasyonunu içeren değişik bir kompleks hareket imkanı sağlar. TME ayrıca sinovial bir eklem olduğundan diğer sinovial eklemlerle aynı ortopedik prensipleri içerir ve aynı patolojik hastalıklara maruz kalır. Bununla beraber TME bazı durumlar açısından tektir. Bir tarafın TME si karşı tarafın hareketi oluşmadan fonksiyon göremez. Đki eklem bir fonksiyonel ünite olarak rol oynar ve bir TME nin herhangi bir hareketi veya fonksiyon değişikliği diğer eklemi etkiler (Kaplan ve Assael, 1991; Arıncı ve Elhan, 1993; Pertes ve Gross, 1995).

15 7 Diğer bir fark TME nin artiküler yüzeylerin örten dokudur. Çoğu sinovial eklemlerin yüzeyini hyalin kartilaj örterken, TME de bunun yerine damarsız ve innervasyonsuz yoğun bağ dokusu geçer. Bu fibröz tabaka artiküler kartilaj gibi fonksiyon görür ama dejeneratif değişikliklere hyalin kartilajdan daha dirençlidir ve yüksek tamir ve rejenerasyon kapasitesine sahiptir. Son olarak TME dişler tarafından oklüzyonla sağlanan rijid kapanma noktası bulunan vücuttaki tek eklemdir. Çiğneme kasları, kraniomandibular artikülasyon ve dişlerin oklüzal yüzeyleri arasında kompleks bir ilişki vardır. Mandibular hareketler çok kompleks olabilmektedir. TME nin farklı hareketleriyle birlikte, rotasyon ve translasyon hareketlerini içerir. Mandibular hareketler, açma, kapama, protrüzyon, retrüzyon ve lateral hareketlerdir. Açma, kapama ve protrüziv hareketler esnasında her iki çenede de benzer translasyon siklus hareketleri gözükür. Lateral hareketler esnasında, farklı bir tip hareket daha gözlenir: disk-kondil kompleksi bir tarafta eksen etrafında hareket varken, karşıt çenede translasyon hareketi oluşur. Mandibular hareket bir çenenin hareketine bağlı olarak diğerinin de ona bağlı ve uygun hareketinin oluştuğu bir hareket yapısı teşkil eder. Mandibular açılma ya da bir diğer adıyla depresiyon; her iki m.pterygoideus lateralis inferior kaslarının çift taraflı kontraksiyonu ile birlikte anteior digastrik ve mylohyoid kasların yardımıyla olur. Aynı anda her iki TME de, disk-kondil kompleksi eminens tepesine iner. Bu superior retrodiskal laminanın gerilmesine neden olur; artiküler diskin kondilin en gerisine ulaşmasıyla sonlanır.

16 8 Kapatma ya da mandibulanın dikey hareketi esasında m. masseterin, m.temporalisin ve m. Pterygoid medialisin çift taraflı hareketidir. TME de, disk-kondil kompleksi eminens boyunca yukarı ve aşağı hareketlerden sonra kapalı eklem pozisyonuna dönerler. Elevatör kaslar kasıldığında, m.pterygoid laretalis süperior da kasılır; disk-kondil kompleksini stabilize eder ve aynı zamanda buna kondilde, anteriorda artiküler disk rotasyonu da katılır. (Bell,1990) Mandibular protrüzyon; çift taraflı m. Pterygoideus lateralis kaslarının kasılmasıyla oluşur. Mandibulanın retrüzyonu ise m. Temporalisin orta dalları ve suprahyoid kaslar ile bir miktar derin masseter kasları ve temporalis posterior dallarının kasılması ile olur. Lateral hareketleri göz önünde canlandırmak ya da anlamak oldukça zordur. Örneğin, mandibulanın sola hareketinde sağ m. Pterygoideus lateralis inferior kası kasılır ve yardımcı olarak sol temporal kasın orta ve arka lifleri kasılır. Bu hareket esnasında disk-kondil kompleksinde sol TME rotasyon hareketi yaparken, sağ TME translasyon hareketi yapar. Genellikle; lateral hareket; protrüziv hareket, mandibulanın anterolateral hareketleri ile kombinedir (Agerberg ve Carlsson 1973; Agerberg ve Carlsson 1975, Bell 1969, Bell 1989).

17 9 Şekil 1.5. Temporomandibular ligamentler ve hareketler TME Biyomekaniği TME de iki tip hareket belirtilebilir: (1) Disk ile kondilin arasındaki alt kompartmanda gerçekleşen rotasyonel hareket ya da menteşe hareketi, (2) Artiküler eminens ile diskin üst yüzeyi arasında gerçekleşen translasyon hareketi ya da kayma hareketi. Mandibula, sadece menteşe hareketi ile tam açılamaz. Mandibular harekette rotasyon ve kayma hareketleri kombine olarak gözlenir. Hareket

18 10 esnasında her iki TME de kondil ve eminens arasındaki intermediate zone da anterior ve posterior disk rotasyonuyla denge sağlanır. Translasyon turu, rest pozisyonunda başlar; disk-kondil kompleksi aşağıya hareket eder ve eminens boyunca ileri hareket eder. Geri gelme fazında disk-kondil kompleksi yukarı hareket ederek rest pozisyonuna döner. Đstirahat pozisyonunda, diskin ince intermediate zone unda; kondil ve disk arasındadır. Retrodiskal lamina superior istirahat pozisyonunda relakstır; fakat disk-kondil kompleksi eminens üzerinde ileri hareket eder, superior retrodiskal lamina aktiftir, kondil de diski posteriora çeker. Đleri faz esnasında m. Pterygoideus lateralis superior pasiftir. Geri dönüş fazında, superior retrodiskal lamina pasiftir ve m.pterygoideus lateralis superior kasılır, disk anteriora döner. Disk, kondilin önündedir. Kondilin boynunda, m.pterygoideus lateralis aynı zamanda diskkondil kompleksinin dönüş fazında bazı aşırı hareketlerin hareketini engellemeye çalışır (Bell, 1990) Kondil ve Eminens TME, mandibular kondil ve temporal kemiğin eminensia artikülarisi arasında serbestçe hareket eden bir eklemdir. Lateral olarak gözlendiğinde kondil anterior-posterior yönde konvekstir. Ancak eminens de sagittal planda konvekstir. Bu iki uyumsuz eklem yüzeyi arasındaki stabiliteyi sağlamak için sıkı fakat esnek bir yapı olan artiküler disk mevcuttur.

19 11 Şekil 1.6. TME nin frontal görünümü. AD= artiküler disk SC= üst eklem boşluğu IC} alt eklem boşluğu DL= diskal ligament. C= kapsül ataçmanları Artiküler Disk Genel olarak bikonkav, oval yapı olarak tanımlanan artiküler disk ince bir ara bölgeye ve kalın ön ve arka sınırlara sahiptir. Bu kalın ön ve arka bantlar kondilin ara bölgedeki fonksiyonlarıyla birlikte hareket eden diskin kendiliğinden kondil üzerine yerleşme kapasitesini sağlayan kenarları oluştururlar. Bu özellik translasyon sırasında kalın bantlı diskin konturu sayesinde kondille olan ilişkisinin bozulmasını önlemesi yönünden önemlidir. Diskin ara bölgesi damarsız ve sinirsiz olduğundan, bu bölge basınç taşıyıcı bölge olarak rol oynar. Artiküler diskin birçok önemli fonksiyonu vardır. Eklem kavitesini her biri ayrı fonksiyon gören iki bölgeye ayırdığından, disk iki ayrı eklem oluşturur. Kondil diskin alt yüzeyi ile alt eklemi, disk-kondil kompleksini oluşturur ve burada sadece menteşe veya rotasyon hareketi oluşur.

20 12 Translasyon ve kayma hareketleri üst eklemde meydana gelir (Kaplan ve Assael, 1991; Arıncı ve Elhan, 1993; Pertes ve Gross, 1995). Disk ayrıca fonksiyonel ve parafonksiyonel hareket esnasında eklem üzerindeki kuvvetlere karşı koyan şok emici olarak görev görür Temporomandibular Eklem Diskinin Fonksiyonları Diğer sinoviyal eklemlerin tersine, temporomandibular kondil ve temporal kemik disk yokluğunda birbiri üzerine oturmamaktadır. Disk rotasyon ve translasyon süresince eklemi stabilize etmektedir. Sentrik oklüzyonda diskin inferior kavitesi kondilin konveksitesine otururken, üst konkavitesi artiküler eminensin konveksitesine oturmaktadır. Normal olarak, anterior superior ve anterior reses ve posterior superior ve posterior inferior reses dışında, disk ve artiküler yüzeyler arasında boşluk yoktur. Ayrıca medial üst ve alt resesler ve lateral üst ve alt resesler mevcuttur (Fonseca 2000). Şok emici fonksiyonuna ek olarak disk, sinoviyal sıvının kapiller filminin dağılarak yüzeyleri çevrelemek ve lubrikasyonu sağlamak amacıyla, artiküler yüzeyler arasındaki boşluğu azaltmaktadır. Ayrıca, diskin retrodiskal dokulara olan ataçmanı yüzünden disk translasyonu vasküler dokuları ileri doğru çekmekte ve ağız açılması boyunca kan akışını arttırmak amacıyla vasküler elemanları açmaktadır (Fonseca 2000). Özetle, temporomandibular eklemin (TME) diğer sinoviyal eklemlerle ortak noktaları çok olsa da kendine özel bir karakteri bulunmaktadır. Bu

21 13 özellikler; artiküler yüzeylerinin hiyalin kıkırdakla değil, fibroelastik doku ile çevrelenmesi, kondiler maruz kaldığı travmaya karşı cevapta önemli rolü olması ve 25 li yaşlarda kaybolması, fonksiyonlarının bilateral olması, dental okluzyondan etkilenmesi ve sonuç olarak fonksiyonda iken ve tüm eklem hareketleri boyunca hareket olan şok emici bir intakt diske sahip olmasıdır (Fonseca 2000) Diskal Ligamentler Kısa non-elastik ligamentler diskin medial ve lateral kenarlarını kondile sıkıca bağlarlar. Primer fonksiyonu sagittal planda alt eklemdeki menteşe ve rotasyon hareketlerini sınırlamaktır. Diskal ligamentler diskin kondille beraber pasif hareketini sağlarken sadece minör miktarda hareketine izin verirler. Çünkü vaskülarize ve innerve olduklarından enflame ve ağrılı bir hale gelebilirler. Şekil 1.7. Temporomandibular eklem ligamentleri.

22 14 Eklem sistemlerinde ligamentler yapıların korunmasında önemli rol oynarlar. Eklem ligamentleri gerilmeyen kollajen konnektif dokudan oluşur. Eklem fonksiyonuna aktif olarak katılmazlar. Ancak bunun yerine eklem hareketlerinde pasif sınırlayıcı bir rol oynarlar. (Yengin, 2000; Assael,1991; Okeson 1989) Eklemin üç adet fonksiyonel üç adette yardımcı olmak üzere altı adet ligamenti vardır. Fonksiyonel ligamentler; kollateral ligament, kapsüler ligament, temporomandibular ligamenttir. Bunlara ek olarak üç adet yardımcı ligament; sphenomandibuler ligament, stylomandibuler ligament, ligamentum retinakülare bulunmaktadır. (Şakul 1999; Campbell 1992; Assael 1991; Okeson 1989; Onar 1972)

23 Fonksiyonel Ligamentler Kollateral ligament (diskal ligament) Kollateral ligament, kondile artiküler diskin medial ve lateral sınırlarında yapımaktadır. Kollateral ligament iki farklı bölümde incelenir. Medial diskal ligament, kondilin lateral yüzeyinde diskin medial kenarına yapışır. Lateral diskal ligament, kondilin lateral yüzeyinde diskin lateral kenarına yapışır. Bu ligamentler eklemi mediolateral olarak, üst ve alt eklem boşlukları şeklinde bölerler. Diskal ligament kollejen konnektif doku liflerinden oluşan ve gerilme yapamayan gerçek bir ligamenttir. Bu ligamentin görevi diskin kondilden uzaklaşma hareketini sınırlamaktır. Bu ligament anterior ve posterior olarak kayma hareketi sırasında diskin kondille uyumlu bir şekilde hareketine yardımcı olmaktadır. Diskal ligament kondilin artiküler yüzeyinde, diskin anterior ve posterior rotasyon hareketlerine olanak sağlar. Bu ligament disk ve kondilin birlikte gerçekleştirdiği TME nin menteşe hareketinden sorumludur (Yengin 2000; Campbell 1992; Laskin ve Sarnat 1980; Okeson 1989) Kapsüler ligament TME in tamamı kapsüler ligament ile sarılmıştır. Lifleri yukarıda fossa mandibularis ve tüberkülüm artikülare ye aşağıda ise mandibula kondilinin hemen altındaki kollum kısmına tutunur. Kapsüler ligament artiküler yüzeyde bozulmaya neden olan medial, lateral ve inferior kuvvetlere karşı eklemi korur. Kapsüler ligamentin en belirgin özelliği eklemi tamamen kaplaması ve böylece sinoviyal sıvıyı muhafaza etmesidir. Kapsüler ligament aynı zamanda proprioseptif feedback ile ilgili pozisyonu sağlar ve eklem

24 16 hareketlerini kolaylaştırır (Yengin 2000; Campbell 1992; Laskin ve Sarnat 1980; Okeson 1989) Temporomandibular ligament Kapsüler ligamentin lateral kısmı temporomandibular ligamenti oluşturan güçlü, sıkı lifler tarafından desteklenir. Temporomandibular ligament iki kısımdan oluşur. Birincisi dış oblik kısım, ikincisi iç horizontal kısımdır. Dış oblik kısım, tüberkülüm artikülare nin dış yüzünden ve zygomatik çıkıntıdan başlayıp, arkaya aşağıya doğru ilerler ve kondilin hemen altındaki boyun kısmına tutunur. Temporomandibular ligamentin dış oblik kısmı kondilin aşağı doğru aşırı hareketlerini engeller. Böylece ağzın fazla açılmasını engeller. Ağzın açılmasının başlangıcında kondil bu ligament iyice gerilinceye kadar sabit bir nokta etrafında rotasyon yapabilir. Eğer ağız daha fazla açılırsa kondilin öneaşağıya doğru ayrıca yönelmesine ihtiyaç vardır. Alt çene kondil fossadan çıkmadan yaklaşık mm ye kadar açılabilir. Daha fazla açılmalarda kondil fossadan çıkar. Çok fazla açılmalarda ise temporomandibular ligamentin bu oblik kısmı hareketi sınırlar (Agerberg ve Carlsson 1973). Rotasyonel açılmayı sınırlayan temporomandibular ligamentin bu özelliği sadece insanda bulunur. Dik postural pozisyonda vertikal kolumna dikey pozisyonda iken rotasyon hareketine devam edilmesi boynun submandibuler ve retromandibuler yapılarının etkilenmesine neden olacaktır. Temporomandibular ligamentin dış oblik kısmı bu etkilenmeye direnç

25 17 oluşturma görevini üstelenecektir (Okeson 1989). Temporomandibular ligamentin iç horizontal kısmı, tüberkülüm artikülare nin dış yüzünden ve zygomatik çıkıntıdan başlayıp arkaya doğru horizontal olarak uzanır ve kondilin lateraline tutunur. Bu kısım, kondil ve diskin posterior hareketlerini sınırlamaktadır. Kondile posterior yönde bir yük uygulandığında bu ligament gerilir ve kondilin fossanın posterior kısmına doğru hareketini engeller. Böylece kondilin posterior yönde yer değiştirmesi ile oluşan travmadan retrodiskal dokular korunmuş olur. Đç horizontal kısım aynı zamanda lateral pterygoid kası aşırı yüklenme ve gerilmelere karşı korur (Yengin 2000; Laskin ve Sarnat 1980; Okeson 1989) Yardımcı ligamentler Ligamentum retinakülare 1995 yılında bulunan bu ligament, yaklaşık 5 cm uzunluğunda ve 2 cm genişliğindedir. Glandula parotidea ile ramus mandibula arasında olup, yukarıdan aşağı doğru uzanır. Yukarıda artiküler tüberkülün ön ve arka yüzlerine, dış kulak yolu kartilajına, lateral pterygoid kasın arka ucuna, temporomandibular ligamentin dış kısmına, kondile ve arkadaki retrodiskal dokuya yapışarak başlayan bu ligament, aşağıya doğru indikçe incelerek mandibulanın angulusu hizasında massetter kasın fasiyasına tutunarak sona erer. Tamamen fibröz yapıda olan bu ligament, sınırları birbirinden kesin olarak ayırt edilemeyen iki bölümden oluşur. Posterolateral bölüm, yüzeyel ve derin olmak üzere iki tabakadan meydana gelmiştir. Posterolateral kısmın bu iki bölümü de arka taraftaki retrodiskal dokudaki yağ kitlesine tutunmuşlardır. Lateral kısmı ise temporomandibular ligamentin dış oblik kısmına tutunarak sona erer. Retinaküler ligament, massetter kasın kontraksiyonu sırasında oluşan kuvveti retrodiskal dokuya ve ekleme iletmektedir (Şakul 1999).

26 Sfenomandibuler Ligament Sfenoid kemiğin korpusundan başlar, aşağıya doğru uzanırken gittikçe genişleyerek mandibuler ramusun iç yüzeyindeki lingula mandibula ya tutunur. Bu ligamentin dış yüzü pterygoid lateral kas, iç yüzü ise medial pterygoid kas ile komşudur. Bu ligamentin mandibuler hareketler için herhangi bir sınırlayıcı etkisi yoktur (Şakul 1999; Assael 1991; Laskin ve Sarnat 1980; Okeson 1989) Stylomandibuler Ligament Styloid proçesten başlar ve aşağı doğru mandibuler ramusun posterior sınırı ve angulusa uzanır. Mandibulanın protrüzyonunda gerginleşir. Ağız açılırken gevşer. Bu nedenle mandibulanın fazla öne gitmesini engeller (Yengin 2000;Şakul 1999; Assael 1991; Laskin ve Sarnat 1980; Okeson 1989) Posterior Ataçman Retrodiskal doku veya bilaminer zone olarak da bilinen posterior ataçman disk ve artiküler kapsülün arka duvarı arasındaki bölgeyi işgal eder. Önde diskin arka bandına ve arkada timpanik laminaya kondilin posterioruna yapışır. Bu vaskülarize ve innerve doku gevşek kollajen fibriller, elastik fibril

27 19 ağı ve zengin damar ve sinir dokusu içerir. Posterior ataçmanı eklem boşluklarıyla karşılaştığı bölgelerde sinovial membran kaplar. Görüntüleme çalışmaları posterior ataçmanın şeklinin ve organizasyonunun kapladığı alanın genişliğine göre değiştiğini göstermiştir. Bu kondiler pozisyona göre de değişir. Ağız açık olduğu zaman ve kondil öndeyken venöz sinüsler kanla dolar, dokunun genişlemesini sağlar, posterior ataçmanın fibril sistemin değişmesini sağlar. Kapanmayla beraber posterior ataçman eski boyutuna ve kondil de kapalı eklem pozisyonuna döner. Superior retrodiskal lamina posterior ataçmanın üst medial bölümünde yoğunlaşmış elastik fibril ağı olarak adlandırılmıştır. Superior retrodiskal lamina arkada timpanik laminaya tutunmuştur ve elastik özelliktedir. Disk üzerinde posteriora çekme gücü olan tek yapıdır. Posterior ataçmanın inferior tabakası inferior retrodiskal lamina olarak bilinir ve önde diske ve arkada kondilin artiküler yüzeyinin hemen altına tutunur. Bu tabaka non-elastiktir ve diskin kondil üzerinde öne rotasyonunu sınırlandırır (Kaplan ve Assael, 1991; Arıncı ve Elhan, 1993; Pertes ve Gross, 1995) Artiküler Kapsül TME nin anatomik ve fonksiyonel sınırlarını belirleyen ince fibröz bağ dokusu kapsülüdür. Üstte temporal kemiğe ve altta kondil boynuna tutunur. Kapsülün diğer bir fonksiyonu sinovial sıvıyı eklem yüzeylerinde tutmaktır. Lateral duvarında kapsül, temporomandibular ligament tarafından kuvvetlendirilmiştir.

28 Sinoviyal Membran ve Sinoviyal Sıvı Temporomandibular eklemin (TME) iç kısmı ve disk ligamentlerinin artikülasyona gelmeyen yüzeyleri sinoviyal membranla örtülmektedir. Histolojik olarak, sinoviyal membran intima ve subintima tabakalardan oluşmaktadır. Đntima bir ila dört katman derinliğindedir. Birbirleriyle bağlantılı olmayan iki tip hücre RNA içerikleriyle de birbirlerinden farklıdır (Fonseca 2000). Birinci hücre tipi; ışık mikroskobunun altında fibroblastlar gibi görünmektedir. Bu tip hücrelerin; subintimal kollagen, proteoglikanlar ve sinoviyal sıvının glikoproteinlerini salgıladığı düşünülmektedir. Aynı zamanda bu hücrelere B tipi ya da S tipi hücreler denilmektedir (Fonseca 2000). Đkinci hücre tipi; makrofajlardır ve büyük miktarda lizozomlar, serbest ribozomlar ve iyi gelişmiş Golgi kompleksinden oluşmaktadır. Bu hücreler fagositozda aktiftirler ve A tipi ya da M tipi hücre olarak bilinmektedirler. Sinoviyal hücrelerin iki tipi de kollagenaz ve elastaz gibi proteazları sinoviyal sıvı içine salma özelliğine sahiplerdir ve böylece eklem yüzeylerini fibröz adezyonlardan korumaktadırlar (Dijkgraaf 1996). Artiküler disk, kapsüler ligamente sadece anterior ve posteriordan değil, medial ve lateralden de bağlanmaktadır. Bu ataçman eklemi üst ve alt olmak üzere iki boşluğa ayırmaktadır. Sinoviyal döşemeyi oluşturan özelleşmiş endotelyal hücreler kavitelerin internal yüzeylerini çevrelemektedir. Bu döşeme, retrodiskal dokuların anterior kenarında

29 21 yerleşmiş olan özelleşmiş sinoviyal saçak boyunca tüm eklem kavitelerini doldurak sinoviyal sıvı üretmektedir. Bu yüzden temporomandibular eklem sinoviyal eklem olarak bilinmektedir. Sinoviyal sıvının iki amacı bulunmaktadır. Eklemin artiküler yüzeyi vasküler olmadığı için, sinoviyal sıvı bu dokulara metabolik gereksinim kaynağı olarak görev yapmaktadır. Artiküler dokular, sinoviyal sıvı ve kapsülün damarları arasında hızlı ve serbest değişimler olmaktadır. Ayrıca sinoviyal sıvı fonksiyon süresince artiküler yüzeyler arasında lubrikant görevi yapmaktadır. Diskin, kondilin ve fossanın artiküler yüzeyi hareket süresince sürtünmeyi azaltması amacıyla oldukça düzgündür. Ek olarak sinoviyal sıvı da bu sürtünmeyi azaltmak yönünde görev yapmaktadır (Okeson 2003) Temporomandibular Eklemin Damarları ve Sinirleri TME, superfisiyal temporal ve maksiler arterlerden beslenmektedir. Venöz direnaj ise, superfisiyal temporal ve pterygoid ven pleksusu ile sağlanmaktadır (Okeson 2003).

30 Şekil 1.8. Temporomandibular eklem bölgesinin içerdiği damar ve sinirler. 22

31 Şekil 1.9. Temporomandibular Fossanın derin yapıları. 23

32 24 TME ve çiğneme kasları trigeminal sinirin mandibuler dalıyla innerve olur. Eklemin anterior bölgesi masseterik sinir, posterior bölgesi ise derin temporal sinir tarafından innerve olmaktadır (Rocabado 1983) Çiğneme Kasları Şekil.1.10.Çiğneme kaslarının fonksiyonel görüntüsü Musculus Temporalis Fossa temporalis i dolduran kalın bir kastır. Fossa temporalis in tabanının tümü ile fascia temporalis in lamina profunda sından başlar. Aşağı ve öne doğru bir araya toplanarak uzanan kas lifleri, müşterek bir kirişte toplanarak arcus zygomaticus un altından geçer. Bu kiriş proc. Coronoideus un tepesi, iç yüzü, ön kenarı ve son molar dişe kadar ramus mandibula nın ön kenarına yapışarak sonlanır. Kasın ön bölüm lifleri vertikale, arka bölüm lifleri ise horizontale yakın bir pozisyonda bulunurlar. Çeneyi kapatır, horizontale yakın

33 25 seyreden arka bölüm lifleri çeneyi arkaya çeker. N. Mandibularis in (n. trigeminus un dalı) olan r. anterior ve posterior, n. temporalis profundus dan innerve olur (Kaplan ve Assael, 1991; Arıncı ve Elhan, 1993; Pertes ve Gross, 1995). Şekil Çiğneme kasları ve infratemporal fossanın damarları.

34 Musculus Massetericus Dörtgen şeklinde kalın bir kastır. Pars superficialis ve pars profunda olmak üzere iki bölümden oluşur. Pars superficialis, derin bölümünden daha büyük olup, kalın tendinöz bir yapı ile maksilla nın proc. zygomaticus undan ve arcus zygomaticus un alt kenarının 2/3 ön kısmından başlar. Aşağı ve arkaya doğru uzanan kas lifleri, ramus mandibula nın dış yüzünün alt yarısı ve angulus mandibula daki tuberositas masseterica da sonlanır. Pars profunda, pars superficialis den daha küçüktür ve daha musküler yapılıdır. Arcus zygomaticus un alt kenarının 1/3 arka ve iç kenarının tümünden başlar, lifleri öne ve aşağıya doğru uzanarak ramus mandibula nın dış yüzünün üst yarısı ile proc. Coronoideus un dış yüzünde uzanır. Bu kas arka taraftan da gl. Paratidea tarafından kısmen örtülmüştür. Çeneyi kapatır. N. mandibularis in (n. trieminus un dalı) bir dalı olan n. massetericus dan innerve olur Musculus Pterygoideus Medialis Ramus mandibula nın iç tarafında bulunan bu kas, şekil bakımından m. masseter e benzer ve aynı yönde uzanır. Dikdörtgen şeklinde olan bu kas, Lamina lateralis proc. pterygoidei nin iç yüzünden, fossa pterygoidea nın alt yansından ve os palatinum un proc. pyramidalis indeki oluktan başlar. Küçük bir lif demeti de proc. Pyramidalis in dış yüzünden ve tuber makssilla nın alt kısmından başlar. Bu kasın küçük bir bölümü m. pterygoideus lateralis in dış tarafında, esas bölümü ise iç tarafında bulunur. Lifleri aşağı, arkaya ve dışa doğru uzanarak, kuvvetli tendinöz bir yapı ile angulus mandibula nın iç yüzünde tüberositas pterygoidea da sonlanır. Bu kasın üst bölümü ile mandibula arasından lig. sphenomandibulare, a. maxillaris ve v. maxillaris, n. lingualis ile a. alveolaris inferior, v. alveolaris inferior ve n. alveolaris inferior geçer. Kasın iç yüzü m. tensor veli palatini ve m. constrictor pharyngis

35 27 superior ile yakın komşuluk yapar; çeneyi kapatır. N. mandibularis in (n. trigeminus un dalı) dalı olan n. pterygoideus medialis ten innerve olur (Kaplan ve Assael, 1991; Arıncı ve Elhan, 1993; Pertes ve Gross, 1995). M. masseter dıştan, m. pterygoideus medialis ise içten angulus mandibula ya yapışır ve lifleri de aynı yönde seyreder. Đşte bu iki kas, mandibula yı bir askı şeklinde kavraması nedeniyle, mandibula art. Temporomandibularis in rehberliğinde, her iki tarafın angulus mandibula sından yani kasların sonlanma yerlerinden geçen transvers eksen etrafında salıncak hareketi yapar. Bu harekette lig. Sphenomandibulare de, yön verici olarak görev yapar Musculus Pterygoideus Lateralis Kısa, kalın ve konik bir kas olup, hemen hemen horizontal yönde fossa infratemporalis in ön duvarı ile mandibula başı arasında uzanır. Bu kasın iki bölümü vardır. Üst bölümü crista infratemporalis ve bunun altında kalan facies infratemporalis den (facies maxillaris), alt bölümü ise proc. pterygoideus un lamina lateralis inin dış yüzünden ve bir kısım lifleri de, tuber maxilla dan başlar. Kasın lifleri bir araya toplanarak horizontal yönde arkayadışa doğru seyrederek fovea pterygoidea da sonlanır. En üst lifleri, çene eklemi kapsülünün ön tarafına, dolayısıyla buna yapışık olan discus articularis e yapışır. Çift taraflı kasıldığında mandibula başını ön taraftaki tüberculum artikülare üzerine getirmesi nedeniyle çene ön tarafa gelir ve biraz da açılır. Tek taraflı kasıldığında, çenenin ucunu aksi tarafa iter. Bu esnada kapsül ile birlikte discus articularis i de öne çeker. N. mandibularis in (n. trigeminus un dalı) olan n. pterygoideus lateralis den innerve olur.

36 28 M. temporalis, m. masseter ve m. pterygoideus medialis birlikte kasılarak çeneyi kapatır. Kesici dişlerle ısırırken öncelikle m.masseter ve m.pterygoideus medialis kasılır. M. temporalis in ön bülümü ise bir miktar katkıda bulunur. Molar dişlerle ısırma veya çiğneme hareketinde her üç kas tümüyle kontraksiyon yapar. Çenenin açılma hareketine öncelikle m.pterygoideus lateralis katılır. Yukarıda da izah edildiği gibi; mandibula başını öne çekerek tüberkulum artikulare üzerine getirir. Bu esnada mandibula, angulus mandibula lardan geçen transvers eksen etrafında hareket ederek, çene bir miktar açılmış olur. Bu açılma esnasında elbette ki; m. mylohyoideus, m. digastricus ve m. geniohyoideus gibi başka kasların da katkısı vardır. Dirence karşı çenenin açılması esnasında bu sayılan kaslara ilâveten, hiyoid altı kaslar da devreye girer. M.platisma bu hareketlerde görev yapmaz; ancak ağız köşesinin kuvvetlice arkaya çekilmesinde görev yapar. M. masseter ve m. pterygoideus medialis, biraz önden arkaya doğru seyretmeleri nedeniyle, m, pterygoideus lateralis in çeneyi ön tarafa doğru çekmesi hareketine katkıda bulunurlar (Kaplan ve Assael, 1991; Arıncı ve Elhan, 1993; Pertes ve Gross, 1995) Artiküler Yüzeylerin Histolojisi Mandibuler kondil ve fossanın artiküler yüzeyleri dört farklı katmandan oluşmaktadır. 1. Artiküler kıkırdak 2. Proliferatif Kıkırdak 3. Fibrokatilajenöz kıkırdak 4. Kalsifiye kıkırdak

37 29 En yüzeyel katmana artiküler tabaka denilmektedir. Bu katman eklem kavitesine komşudur ve en dıştaki fonksiyonel yüzeyi oluşturmaktadır. Diğer sinoviyal eklemlerin aksine bu artiküler yüzey, hiyalin kıkırdaktan çok dens fibröz konnektif dokudan oluşmaktadır. Kollagen fibrillerin çoğu bir paket içindedir ve artiküler yüzeye yakın ve paralel olarak konumlanmaktadır (debont 1985,deBont 1984). Fibriller sıkıca birleşmiştir ve hareket kuvvetlerine karşı koymaktadır. Bu fibröz konnektif dokunun ekleme hiyalin kıkırdaktan daha fazla avantaj sağladığı düşünülmektedir (Okeson 2003). Đkinci katman olan proliferatif tabaka temel olarak hücreseldir. Proliferatif katmanda diferansiye olmamış mezenşimal hücreler bulunmaktadır. Bu doku kuvvet iletimi sırasına artiküler yüzeyler üzerinde fonksiyonel ihtiyaca cevap olarak oluşan artiküler kıkırdaktan sorumludur (Okeson 2003). Üçüncü katman fibrokartilajenöz tabakadır. Bu katmanda kollagen fibriller ve bazı kollagenler ışınsal tarzda bulunsa da birbirini kesen paketler halinde bulunmaktadır. Fibrokartilaj lateral ve sıkışma kuvvetlerine karşı koyacak direnci sağlayacak üç boyutlu ağ içermektedir (Okeson 2003). Dördüncü ve en derin katman kalsifiye tabakadır. Bu katman artiküler kıkırdak boyunca dağılmış olan kondroblastlar ve kondrositlerden oluşmaktadır. Kalsifiye katmanda kondrositler cansız, hipertrofik ve sitoplazmaları yoktur. Ekstrasellüler matriks iskeletin yüzeyi, endosteal kemik büyümesi devam ederken remodeling aktivitesi için aktif alan sağlanmaktadır (Okeson 2003).

38 30 Ekleme gelen yükten kaynaklanan eksternal basınç artiküler kıkırdağın internal basıncı ile dengededir. Bu yük artınca, doku sıvısı yeni denge sağlanana kadar dışarıya akacaktır. Ekleme gelen yük azaldığında ise sıvı yeniden emilecek ve doku eski hacmine kavuşacaktır. Eklem kıkırdağı sinoviyal sıvı tarafından beslenmektedir (Okeson 2003) TME Hastalıkları Etiyoloji Temporomandibular eklem rahatsızlığı olan hastaların çoğunda travma hikayesi vardır. Bu hikaye akut bir makro travma veya zaman içinde gelişen düşük dereceli bir kronik mikro travma olabilir. Makro travmaya örnek motorlu taşıt kazası veya spor aktivitesi sonucu oluşan direk bir darbe gösterilebilir. Diş gıcırdatma, kalem ısırma, tırnak yeme, aşırı sert çiğneme hareketleri veya normal sınırların ötesinde yapılan ağız açma hareketleri ise mikrotravmadır. Travma dışında posterior dental destekteki eksiklik veya kayıp ile diş gıcırdatma gibi parafonksiyonel aktivitelerde göz önünde bulundurulmalıdır. Zira bunlar TME üzerindeki yükü artırdığı gibi anormal eklem fonksiyonuna önderlik edip, eklem yapılarının deformasyonuyla sonuçlanabilir (Pertes ve Gross, 1995). Artiküler disk, kondil ve eminens yüzeylerinden dejenerasyona ve deformasyona daha yatkındır. Bu durum kan damarlarının yokluğundan dolayı hücresel remodeling kapasitesinin diskte olmamasından dolayı meydana gelebilir.

39 31 Prematür kontaklar gibi, internal bozukluğun etyolojisindeki oklüzal faktörlerin rolü tartışılır. Oklüzal faktörler ve mastikatör kas fonksiyonu arasında bir ilişki olduğu gösterilmiş olmasına rağmen, oklüzal faktörler ve internal bozukluklar arasında pozitif bir bağlantı çalışmalarda henüz gösterilememiştir. TME' yi içeren çeşitli hormonal düzensizlikler ile beslenme problemleri fonksiyonda bozukluğa önderlik edebilir. Genel anestezide entübasyonun yanısıra cerrahi prosedürlerin de TME semptomlarını başlatabildiği vakalarda rapor edilmiştir. Emosyonel gerilimin de TME'de kas tonusunu artırarak, intraartiküler basıncı çoğalttığı, dolayısıyla etiyolojide rolü olabileceği belirtilmiştir (Pertes ve Attanasio, 1991) Temporomandibular Eklem Hastalıkları Sınıflandırması Temporomandibular bozukluklar; TME i, çiğneme kaslarını ya da her ikisini de ilgilendiren bozuklukları içermektedir. Çoğu zaman bu problemlerin belirtileri birbiri ile aynı ya da çok benzerdir. Nörolojik, vasküler, neoplastik ve otolaringolojik diğer birçok rahatsızlık da temporomandibular bozuklukların belirtileri ile benzer belirtilere neden olabilmektedir. Bu durum, teşhiste ve tedavi seçiminde zorluklara ve karışıklığa yol açmaktadır. Bu yüzden, temporomandibular bozuklukların kendi içinde ayırımının yapılabilmesi ve diğer problemlerden ayırt edilebilmesi için düzgün bir sınıflandırmaya, dikkatli bir muayene ile teşhisin doğru bir şekilde koyulmasına ihtiyaç vardır. Uzun yıllar boyunca temporomandibular bozukluklar çok çeşitli şekillerde sınıflandırılmıştır. Bu sınıflandırmalardan bazılarında bozukluklar etiyolojik faktörlere göre yapılırken bazılarında ise ortak bulgularına göre sınıflandırma yapılmıştır. Çiğneme kaslarının fonksiyonel bozuklukları, temporomandibular bozukluklar arasında en sık gözlenen şikâyetlerdendir ve bu nedenle diş

40 32 hekimine giden hastaların oranı oldukça yüksektir. Ağrının, dental ağrıdan sonra ikinci sıklıkta görülen sebebidir (Sağlam, Cambazoğlu ve Or 1995;Gray ve ark. ları 1991;Bell 1989;Okeson 1989; Dolwick 1988). Çiğneme kaslarının fonksiyonel bozukluklarının en önemli belirtileri ağrı ve disfonksiyondur (Yengin 2000; Stohler 1999; Bush ve Dolwick 1995; Sağlam, Cambazoğlu ve Or 1995; Campbell 1992; Friction 1991; Gray ve ark. ları 1991; Bell 1989; Dawson 1989; Benson 1988; Dolwick 1988; Ash 1986; Reade 1984; Laskin ve Sarnat 1980). Ağrı genellikle preauriküler bölgede ve retroorbital bölgede lokalize olmakla birlikte frontal, servikal ve oksipital bölgelere de yayılabilmektedir. Ağrı, kendiliğinden ya da fonksiyon sırasında oluşabilmektedir. Kaslarda palpasyonda hassasiyet, özellikle sabahları ve fonksiyon sonrasında kaslarda yorgunluk hissi, çene hareketleri sırasında ağrı ya da kaslardaki spazmlar nedeniyle ağız açmada kısıtlılık, ağız açma hareketi sırasında oluşan deviasyon da çiğneme kaslarının fonksiyonel bozukluklarında görülen belirtilerdir. Ayrıca kulakta oluşan ağrı, dolgunluk hissi, çınlama, baş dönmesi, boğaz ağrısı, sırt ağrısı da bu belirtilere eşlik edebilmektedir. Ağrı ve çiğneme, konuşma, yutkunma gibi temel fonksiyonların kısıtlanması hastaların normal yaşantısını olumsuz yönde etkilemekte ve psikolojik dengesini bozmaktadır. Bazen belirtiler çok şiddetli olup hastalara ızdırap verici olabilmektedir. Psikolojik durumu bozulan hastaların çevresiyle olan ilişkileri bozulabilmekte ve iş hayatında verimleri düşmektedir. Bu durum, hastaların toplum içindeki konumlarını ve ekonomiye katkılarını da olumsuz olarak etkilemektedir. Bu nedenle, çiğneme kaslarının fonksiyon bozukluklarında tedavinin en kısa sürede yapılması ve hastaların semptomlarının giderilerek rahatlatılması önemlidir.

41 33 Tedavi geciktikçe çiğneme kaslarındaki hiperaktivite nedeniyle oluşan bir ya da daha fazla kastaki unilateral spazm sonucu çenenin pozisyonu hafifçe değişip dişler normal oklüzyona gelemezler. Bu durum uzun sürerse dişler yeni duruma adapte olurlar ve kalıcı oklüzyon bozuklukları oluşabilir. Böylece emosyonel streslerin sebep olduğu kas hiperaktivitesi ve çiğneme kaslarında oluşan spazmlar oklüzyon bozukluğuna sebep olurken, oklüzyon bozukluğu da kaslarda hiperaktiviteden sorumlu etiyolojik faktörlerden biri olduğu için semptomların devam etmesine ve emosyonel stresin oluşmasına neden olur. Oluşan bu kısır döngünün engellenmesi açısından tedavinin en kısa sürede yapılması önemlidir. Çok sayıda etiyolojik faktöre bağlı olarak oluşabilen ve her hastada farklı belirti ve bulgularla kendini gösteren çiğneme kaslarının fonksiyonel bozukluklarının tedavisi halen üzerinde yoğun olarak çalışılan bir konudur. Bu amaçla birçok tedavi yöntemi kullanılmakla birlikte en etkin tedavi yönteminin belirlenmesi yönündeki araştırmalar günümüzde de sürdürülmektedir. Konservatif tedavi yaklaşımlarından olan ultrasound ve elektroterapi tedavileri, özellikle böbrek rahatsızlığı ve çeşitli gastrointestinal sorunlar gibi sistemik problemler nedeniyle ilaç kullanımının kısıtlı olduğu durumlarda hekim için bir tedavi seçeneği durumundadır. Geçmişten günümüze kadar çeşitli sınıflama sistemleri önerilmiştir. Ne yazık ki bazı sınıflamalar uygun olmayan diagnostik terimler kullanılarak sadece karışıklık yaratmıştır. Bazı sınıflamalar ise yetersiz kalabilmektedir. Hem detaylı hem de anlaşılır olan ve en çok kabul gören sınıflandırmalardan biri de Kaplan ın sınıflandırmasıdır (Kaplan ve Leon 1991).

42 34 TME Hastalıkları Sınıflaması A (Kaplan, 1991) I. Organik orijinli kranyomandibuler düzensizlikler. A. Artiküler Bozukluklar. 1. Diskal Düzensizlikler. a. Disk disfonksiyonu. b. Diskin yer değiştirmesi. c. Disk dyscrasias. 2. Kondiler yer değiştirme. 3. Enflamatuvar hastalıklar. a. Synovitis. b. Disk iltihabı. c. Kapsül iltihabı. d. Kontüzyon. e. Kopma. 4. Artritler a. Osteoartritis. b. Romatoit artrit c. Poliartrit (Gut hastalığı, Lupus, Reiter Sendromu) d. Romatoid değişiklikler. (Psöriatik, Juvenil) e. Enfektif artrit.

43 35 5. Ankiloz. a. Fibröz ankiloz. b. Osseöz ankiloz. 6. Kırıklar. 7. Neoplaziler. a. Kondroma. b. Osteoma. 8. Gelişimsel anomaliler. a. Hiperplazi. b. Hipoplazi. c. Agenezis. B. Artiküler olmayan bozukluklar. 1. Nöromuskuler oluşumlar. a. Miyofasit. (Kas hassasiyetleri) b. Kontraktür-büzülme. (Mekanik kısalma) c. Trismus / spazm (reflex splinting) d. Diskinezi 2. Dental oklüzal durumlar. a. Uygun olmayan oklüzyon. b. Arka grup dişlerde prematür temaslar. c. Arka grup diş desteklerinin olmaması.

44 36 d. Mandibulaya arkadan baskılar. 3. Sekonder semptomlara bağlı rahatsızlıklar. a. Gizli myofasiyal ağrılar. b. Aktif myofasiyal tetik noktaları. II. Organik olmayan orijinli kranyomandibuler düzensizlikler. A. Myofasiyal ağrı-disfonksiyon sendromu (MPD) B. Fantom ağrılar. C. Pozitif oklüzal duyular. D. Histerik durumlar. II. Organik doku değişikliklerinin etkileri ile birlikte organik olmayan orijinli kranyomandibuler hastalıklar. A. Artiküler. B. Artiküler olmayan. Nöromuskuler. Oral. Dişler. Periyodonsiyum. Yumuşak Dokular. TME Hastalıkları Sınıflaması B (Kaplan, 1991) A- Çiğneme kasları bozuklukları.

45 37 1. Kas yapışıklıkları. 2. Kas spazm aktivitesi. Elevatör kas spazmı. m.pterygoideus lateralis inferior spazmı. m. Pterygoideus lateralis süperior spazmı. 3. Kas enflamasyonu. B-Diskin Engellendiği Bozukluklar. Sınıf I engellenme. (Maksimum interküspitizasyon esnasında) Sınıf II engellenme. (Maksimum interküspitizasyonu takiben) Sınıf III engellenme. (Normal translasyon siklusu esnasında) 1. Đnterartiküler bölgeye aşırı pasif baskı. 2. Kaygan yüzeylerin bir araya gelemeyecek hale gelmesi. 3. Disk-kondil yapısına zarar gelmesi. i-disk-kondil arasında yapışıklık. ii-artiküler diskte hasar. iii-fonksiyonel yer değiştirme/ diskin dislokasyonu. iiiv-fonksiyonel olmayan süperior retrodiskal lamina. Sınıf IV engellenme. (Eklem hipermobilitesi) Sınıf V engellenme. (Spontan dislokasyon)

46 38 C-Eklemin Enflamatuvar Hastalıkları. a. Sinovit ve kapsülit. b. Retrodiskit. c. Enflamatuvar Artritler. Travmatik artritler. Dejeneratif artritler. Enfeksiyonel artritler. Romatoid artritler. Hiperürisemi. D-Kronik Mandibuler Hipomobilite. 4. Kas hareketlerinde kısalma. Miyostatik kısalma. Miyofibrotik kısalma. 5. Kapsüler fibrozis. 6. Ankiloz. a.osseöz. b.fibröz. Eklemin Gelişimsel Düzensizlikleri. 1. Hatalı Gelişim.

47 39 2. Eklem yapısında edinsel değişiklikler. 3. Neoplaziler. a. Benign. b. Malign Çiğneme Kaslarının Fonksiyonel bozukluklarında Tedavi Prensipleri ve Yöntemleri Temporomandibular bozukluklarda tedavinin hedefleri, ağrının azaltılması, çene fonksiyonlarının düzeltilmesi ve günlük aktivitelerin tekrar sağlanmasıdır. Bu hedefler fiziksel ve psikolojik düzensizlikleri tedavi eden ve bunlarla ilişkili faktörleri azaltan ya da tamamen ortadan kaldıran iyi düzenlenmiş bir tedavi programı ile mümkündür (Yengin 2000; Campbell 1992; Friction 1991; Okeson 1989; Benson 1988; Ash 1986; Carlson ve ark. ları 1984; Mumford 1982). Đki tip tedavi seçeneği vardır. Birincisi, hasta eğitimi, fizik tedavi, famakolojik tedavi, oklüzal splint tedavisi için geriye dönüşümü olan yöntemleri içeren konservatif yaklaşımlardır. Đkincisi ise cerrahi yöntemler, oklüzal aşındırma, protetik restorasyon ve ortodontik tedavi gibi geriye dönüşümü olmayan tedavi yöntemleridir (Yengin 2000; Santoz 1995; Campbell 1992; Long 1992; Friction 1991;

48 40 Kaplan ve Goldman 1991; Kerstein ve Farrel 1990; Benson 1988; Ash 1986; Carlson ve ark. ları 1984; Phero 1984). Tedavi yöntemi olarak öncelikle daha basit, geriye dönüşü olabilen konservatif tedavi yöntemleri seçilmelidir. a. Hasta eğitimi. b. Fizik tedavi. c. Farmakolojik tedavi. d. Oklüzal splintler. ya da bunların kombine olarak kullanıldığı konservatif yaklaşımlar genellikle tedavi için yeterlidir. Geri dönüşümü olmayan oklüzal aşındırma ve cerrahi yöntemler gibi tedavi seçenekleri hastalarda telafisi mümkün olmayan zararlar oluşturabileceğinden gerekmedikçe tercih edilmemelidir (Yengin 2000; Kaplan ve Goldman 1991; Phero 1984). Yapılan çalışmalarda hastaların büyük çoğunluğunda çeşitli konservatif tedavi yaklaşımları ile oldukça başarılı sonuçlar elde edilmiştir. Hastaların %50 sinden fazlasının konservatif tedaviden sonra çok az semptomu olduğu ya da hiç semptomu kalmadığı görülmüştür (Santoz 1995; Phero 1984). Çiğneme kaslarının fonksiyonel bozukluklarında tedavi, öncelikle ağrı ve disfonksiyonu azaltmaya, bunun yanı sıra hiperaktiviteyi de önlemeye yönelik olmalıdır (Yengin 2000; Stohler 1999; Campbell 1992).

49 Hasta Eğitimi Tedaviye, hastaya problemi açık ifadeyle anlatarak başlanmalıdır. Psikolojik faktörlerin temporomandibular bozukluklarda önemli bir etiyolojik faktör olduğu düşünülmektedir. Hastanın bilgilendirilmesi ve hastada güven duygusunun oluşturulması bu yüzden önemlidir (Yengin 2000). Hasta eğitimi kas fonksiyon bozukluklarının tedavisinde önemlidir. Çiğneme ve çene kaslarını uyumsuz kullanma alışkanlıklarının engellenmesi için hastaların bilinçlendirilmesi gereklidir. Programın başarısında hasta motivasyonu, kooperasyonu ve uyumu önemlidir. Hastanın parafonksiyonel alışkanlıklarının değiştirilmesi ve bu zararlı alışkanlıklarının (bruksizm, yanlış uyuma ve duruş pozisyonu, tek taraflı çiğneme gibi ) farkına varması sağlanmalıdır. Hastalara hangi alışkanlıkların kaslarda ve eklemde dengesizliğe yol açtığı açıklanmalıdır (Yengin 2000; Campbell 1992; Okeson 1989; Santoz 1995). Hastalara alt çene hareketleri sırasında ağrı oluşturacak hareketlerden kaçınmaları ve mümkün olduğunca yumuşak gıdalarla beslenmeleri önerilmelidir (Yengin 2000; Stegenga ve Bont 1996; Santoz 1995).

50 Farmakolojik Tedavi Hastaların günlük akitvitelerini olumsuz yönde etkileyen bazen disfonksiyonun da nedeni olan ağrı şikâyetinin kısa sürede ortadan kaldırılması ve hastaların rahatlatılması önemlidir. Bu amaçla, semptomatik tedavide farmakolojik tedavi yöntemlerine sıklıkla başvurulmaktadır. Farmakolojik tedavi ile ağrı şikâyeti ortadan kaldırılıp hastalar rahatlatılarak daha sonra diğer tedavi seçenekleriyle problemin çözümlenmesi amaçlanmaktadır. Farmakolojik tedavi amacıyla antienflamatuar ajanlar, narkotik analjezikler, kas gevşeticiler, antidepresanlar, lokal anestezikler kullanılmaktadır Fizik Tedavi Fizik tedavi oral ve maksillofasial cerrahide çeşitli alanlarda yaygın olarak kullanılmakta olup, temporomandibular bozuklukların başlangıç tedavileri içinde de önemli bir yere sahiptir (Yengin 2000; Stohler 1999; Dolwick 1995; Santoz 1995; Campbell 1992; Gray ve ark. ları 1991; Bell 1989; Benson 1988; Dolwick 1988; Ash 1986; Selby 1985; Carlson ve ark. ları 1984; Ramjford ve Ash 1983; Mumford 1982; Laskin ve Sarnat 1980; Mcneil ve ark. ları 1980). Kas dengesizliğini, fonksiyonel bozukluğu, hipomobiliteyi yada hipermobiliteyi düzeltmek, gerekli postural mekanik dengeyi kurmak, gerekli kaslarda rahatlama ve güçlenmeyi sağlamak için uygulanan tedavi seçeneğidir (Yengin 2000; Dunn 1991; Sengir 1989; Selby 1985; Mcneil ve ark. ları 1980).

51 43 Fizik tedavi, kassal ağrıyı azaltmayı ve böylece normal fonksiyonlara dönülmesini amaçlar. Enflamasyonu azaltır. Kas aktivitesini azaltıp koordine eder ve kasların güçlenmesini sağlar. Ayrıca dokuların yeniden rejenerasyonunu sağlar (Dunn 1991; Sengır 1989). Fizik tedavi çoğu durumda diğer tedavi yöntemlerini destekleyici özellik taşır (Dunn 1991). Fizik tedavi yöntemleri; 1) Kas rahatlama yöntemleri 2) Postür düzeltme teknikleri 3) Termal ajanlar 4) Ultrasound 5) Elektroterapi Yöntemleri: Trans kutanöz elektrik stimülasyon (TENS), yüksek voltaj stimülasyon (HVS) gibi. 6) Akapunktur 7) Biofeedback 8) Masaj 9) Kas egzersizleri (Aktif, pasif, izometrik) 10) Manüplasyon teknikleri dir.

52 Splintler Oklüzal Splintler Oklüzal splinti ilk kullanan Kingsley' dir(1877). 1960' larda splintler tekrar popülarize hale getirilmiştir. Oklüzal splintler, karşı arktaki dişlerle tam oklüzal kontakta olan ve bir arktaki dişlerin oklüzal ve insizal yüzeylerine uygun olarak genellikle de sert akrilikten yapılan, çıkarılabilir aygıtlardır (Okeson, 1998, s.: ). Đdeal bir splint rahat, estetik, retansiyonu iyi olan fonksiyonel bir aygıt olmalıdır. Đstenen oklüzal durumu desteklemeli, ekleme yüklenmemeli. Anormal kas aktivitelerini ve parafonksiyonel alışkanlıkları azaltmalıdır. Literatürde yer alan birçok splintin avantaj ve dezavantajları vardır (Messing, 1991). Splintlerin mekanizmasını içeren 5 majör teori Clark (1984) tarafından tanımlanmıştır. Bu teoriler; Oklüzal serbestlik teorisi Vertikal boyut teorisi Maksillomandibuler ilişkiyi düzenleme teorisi TME' yi yeniden konumlandırma teorisi Hastanın bilincinde olma teorisidir. Oklüzal serbestlik teorisi, önceki hatalı oklüzal ilişkilerin uygun oklüzal ilişkilerle geçici olarak yer değiştirmesini sağlayan bir aygıtın uygulanmasını öne sürer. Bu uygulama kas hiperaktivitesine sebep olan stimulusu elimine ederek uygun eklem ve mandibular fonksiyonu

53 45 sağlar. Stabilizasyon splintleri bu teoriden hareket edilerek geliştirilmiştir. Vertikal boyut teorisi; uygun kas aktivitesini sağlayabilmek Đçin uygun arklar arası mesafeyi yeniden oluşturmak gerektiği varsayımına dayanır. Maksillomandibuler ilişkiyi düzenleme teorisi; mandibulanın maksillaya göre maksimum kapanışta oluşan uyumsuzluğunun, normal ilişkide tekrar düzenlenmesini öne sürer. TME' yi yeniden konumlandırma teorisi; kondil pozisyonundaki bir değişikliğin semptomları rahatlatacağı ve eklem fonksiyonlarını geliştireceğini savunur. Hastanın bilincinde olma teorisi; ağızda mevcut olan herhangi bir splintle hastanın daha önceki alışkanlıklarının değiştirilmesini ve bunun sürekli hatırlatılması esasına dayanır. TME rahatsızlıklarının tedavisinde birçok oklüzal aygıt öne sürülmüştür. Bunlardan en sık kullanılanı stabilizasyon splintleri ile anterior konumlandırıcı splintlerdir. Çiğneme kaslarının fonksiyonel bozukluklarının tedavisinde sık olarak kullanılan tedavilerden birisi de genellikle başarılı sonuçlar veren oklüzal splintlerdir. Oklüzal splintler, optimum oklüzyon durumunu sağlayarak

54 46 nöromüsküler refleks aktiviteyi yeniden yapılandırmakta, böylece anormal kas aktivitesi azaltılmakta ve dişlerin destek dokuları anormal kuvvetlerden korunmaktadır. Ayrıca oklüzal splintlerin bruksizm gibi parafonksiyonel aktiviteleri azalttığı düşünülmektedir (Yengin 2000; Yatani ve ark. ları 1998; Ersoy, Sağlam, Özden ve Kişnişçi 1996; Bush ve Dolwick 1995; Campbell 1992; Dawson 1989; Kirveskon ve Jamsa 1989; Suvinen ve Reade 1989; Droukas ve ark. ları 1985; Ramjford ve Ash 1983). Oklüzal splintte akrilik plak, tek çenede dişlerin üzerine oturur ve karşıt dişlerle temas pozisyonu değişir. Oklüzal splint geçici bir tedavi yöntemidir, çıkarıldıklarında semptomlar geri dönebilir. Esasa olarak iki konumda yapılır. Biri sentrik ilişkide hazırlanan, diğeri çeneyi öne konumlandırıcı splinttir Stabilizasyon Splinti Stabilizasyon splinti genellikle maksiller ark için hazırlanıp, hasta için optimum fonksiyonel bir oklüzyon sağlar. Bu splintin tedavi amacı oklüzyon ve eklem pozisyonu arasındaki herhangi bir ortopedik düzensizliği elimine etmek ve böylece TME rahatsızlığında etiyolojik bir faktör olan bu düzensizliği yok etmektir. Stabilizasyon splintleri genellikle kas hiperaktivitesinin tedavisinde kullanılır. Lokal kas ağrısı veya kronik miyaljili hastalar ile travmaya bağlı sekonder retrodiskitte bu tip bir aygıt yararlı olabilir. Bu aperey aynı zamanda hasarlı dokulara gelen kuvvetleri indirgeyerek daha etkili iyileşmeye izin verir. Sentrik ilişkide hazırlanan splintlerin diğer adı stabilizasyon splintidir. Bu aperey genelde kas hiperaktivitesini azaltmak amacıyla kullanıldığından dolayı kas gevşetici splint de denir. Bu tip splint üst çene ya da alt çeneye

55 47 uygulanabilir ve optimum oklüzal ilişkinin temin edilmesini sağlar. Üç ay ile altı ay arasında kullanılır. Stabilizasyon splinti mandibulanın sentrik ilişkideki konumunda tüm posterior ve anterior dişlerin simetrik olarak, aynı anda ve eşit yoğunlukta temas etmesini sağlar. Myospazm, myozit, enflematuar eklem hastalıklarında ve parafonksiyonel aktivitesi olan hastalarda başarı ile uygulanmaktadır. Posterior ve anterior tüm temasların eşit oklüzal kuvvetlerle düz yüzeyler üzerinde bulunmasına dikkat edilmelidir. Molar bölgedeki kalınlığı yaklaşık iki milimetre civarında olmalıdır (Yengin 2000; Kurita ve ark. ları 1997; Stegenga ve Bont 1996; Campbell 1992; Dawson 1989; Suvinen ve Reade 1989; Droukass ve ark. ları1985) Anterior Konumlandırıcı Splint Anterior konumlandırıcı splint mandibulayı interküspal pozisyondan daha önde konumlandıran interoklüzal bir aygıttır. Bu splintin amacı dokuların daha iyi koşullarda tedavi veya adaptasyonu için fossada daha uygun disk-kondil Đlişkisini sağlamaktır. Tedavinin hedefi mandibular pozisyonu daimi olarak değiştirmek değil, fakat retrodiskal dokuların adaptasyonunu artırmak için geçici olarak pozisyonu değiştirmektir, Doku adaptasyonu kazanıldığında aygıt kullanılmaz. Anterior konumlandırıcı splint, primer olarak disk düzensizlik rahatsızlıklarında kullanılır. Eklem seslerinin giderilmesine yardımcı olabileceği gibi, kronik kilitlenme gösteren eklemler ile bazı inflamatuar hastalıklarda da tedavi amacıyla kullanılabilir (Okeson, 1998, s.: ).

56 Muskuloskeletal ultrasonografi Temel fizik kavramlar Đnsan eli ile ilk ultrasonun oluşturulması 1870 li yıllara kadar uzanmaktadır. Günümüzde ultrasonografinin (US) pratik uygulanmasında ilk girişimler 1912 yılında batan Titanik yolcu gemisinin bulunması için denenmiş, ancak başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Teknolojik ilerlemelere paralel olarak Đkinci Dünya Savaşı sırasında ses yönlendirme ve derecelendirme (SONAR) cihazları geliştirilerek bu cihazlarla denizaltıların yerleri belirlenmiş ve ultrasonun yararlılığı ispat edilmiştir (Oyar, 1998). Us nin tıp alanında kullanımı Đkinci Dünya Savaşı ndan sonraki periot içinde ve daha ziyade 1950 li yıllarda başlamıştır. Önceleri görüntüden ziyade amplitüdlerin değerlendirildiği A-mode görüntüleme giderek yerini B-mode a bırakmış, 1970 den sonra gri skalanın geliştirilmesi ile US daha büyük bir hızla ilerleme kaydetmiştir. Günümüzde gerçek zamanlı (real-time) gri skala, Doppler sonografik yöntemler, endovasküler intrakaviter tekniker ve girişimsel uygulamalarla tanısal rutinde önemli bir işleme sahip olan US henüz yeni bir uygulama olan kontrast madde uygulamaları ile de gelişimine devam edeceğini kanıtlamaktadır (Oyar, 1998). Ultrasonografi vücuda yüksek frekanstaki ses dalgaları gönderilerek farklı doku yüzeylerinden yansımalarını saptama temeline dayanan, kullanımı kolay, radyasyon riski taşımayan bir görüntüleme yöntemidir. Diagnostik ultrasonografide genellikle kulağın işitebileceği Hz den çok daha yüksek 3-7,5 mhz (megahertz) lik ses dalgaları kullanılır.

57 49 Bu kadar yüksek titreşimi elde etmek için piezo elektrik (basınç elektrik) olayından yararlanılır. Bu olay kuartz gibi bazı kristallerin elektrik enerjisi verildiğinde genişleyip daralarak titreşmeleri ve dolayısıyla ses oluşturmaları, kendilerine gelen sesi ise yine aynı yöntemle elektrik enerjisine çevirmeleridir. Bu şekilde enerji çevirici maddelere transduser denir. Ultrasonografi aygıtlarında transduser olarak seramik diskler kullanılır. Seramik disklerin kalınlığı, ürettikleri ses frekansı ile ters orantılıdır. Ultrasesin frekansı arttıkça dalga boyu kısalmaktadır. Ses frekansı ile görüntü rezolüsyonu arasında doğru penetrasyon (ses dalgasının ettiği derinlik) ile ters orantılı bir ilişki söz konusudur. Frekans arttıkça rezolüsyon artar, penetrasyon azalır. Ayrıca ses frekansı arttıkça ses demeti daralır. Transdüserler kurşun zirkonat-titanat adlı maddelerden imal edilmekte ve prob adı verilen bir başlıkta taşınmaktadır (Oyar, 1998). Ultrasonik ses ardına gelen kompresyonel longitudinal bir dalga olup biyolojik dokularda, dokunun elastisitesi ve densitesi ile ilişkili bir hızla yayılmaktadır. Elastisite, hücre ve moleküler arasındaki ilişki ve bağlanma şekilleri ile belirlenen bir doku karakteristiğidir. Ultrasonun maddeyi gerçekten absorbsiyon ve yansıma nedeniyle intensitesi azalır. Absorbsiyon sesin frekansı, dokunun absorbsiyon katsayısı ve doku kalınlığı ile doğru orantılıdır. Suyun absorbsiyon katsayısı çok düşük, kemiğin ise çok yüksektir. Bu nedenle ses sıvılardan zayıflamadan geçer. Yansıma ise dokuların atom ve moleküllerin ses dalgasının oluşturduğu harekete gösterdiği direnç akustik impedans farklılıkları ile ilgilidir. Akustik impedans farklılığı ne kadar fazla ise, yansıma da o kadar çok olacaktır. Bazı yüzeylerden sesin yansıma oranları aşağıda verilmiştir. Absorbsiyon ve yansıma ile ilgili bu kurallar, sıvıların içindeki veya arkasındakı yapıların neden daha iyi incelebildiğini, barsak gazlarının arkasındaki yumuşak dokunun incelenmesini neden engellediğini açıkmak için yeterlidir. Yine bu nedenle inceleme yapılırken hava/deri yansımasını engellemek için probla deri arasına jel sürülür. Aşağıda ise bazı doku ve maddelerde ultrasesin yayılım hızları gösterilmiştir (Oyar, 1998).

58 50 Ultrasonun Doku Yüzeylerinden Yansıma Oranları: Yüzeyler Yansıyan Bölüm % Kas-Yağ 1 Kas-Kemik 40 Kas-Hava 99.9 US, ses dalgası kullanılarak gerçekleştirilen, kullanımı kolay, radyasyon riski taşımayan bir görüntüleme yöntemidir. Diagnostik US de kulağın işitemeyeceği Hz den çok yüksek 2-10 MHz frekanslı ses dalgalarını kullanmaktadır (Oyar 1998). Ses enerjisi dalgalar için kullanılan fizik terimler ile tanımlanmaktadır. Dalga boyu tek bir siklusun oluştuğu uzunluktur. Frekans ise akustik bir değişkenin 1 saniyedeki siklus sayısıdır ve genellikle Hertz (Hz) ve megahertz (MHz) birimleri ile ifade edilmektedir (Roberts ve ark. ları 2002). Yüksek frekanslı sesin elde edilmesinde piezoelektrik olaydan yararlanılmaktadır. Piezoelektrik olay quartz gibi kristallerin mekanik ve elektrik enerjilerinin birbirine çevrilmesi esasında dayanır. Ultrasonik ses ardı ardına gelen kompresyonel longitudinal bir dalga olup, biyolojik dokularda, dokunun elastisitesi ve dansitesi ile ilişkili bir hızda yayılmaktadır. Elastisite hücre ve moleküller arasındaki ilişki ve bağlanma şekilleri ile belirlenen bir doku karakteristiğidir. Sesin yayılım hızını belirleyen en önemli faktör olup doku elastisitesi arttıkça sesin dokudaki yayılım hızı azalır. Yağ dokusu elastik bir doku olduğundan, sesin iletim hızı düşüktür. Daha az elastik olan katı ve sıvı dokularda sesin yayılımı daha az kompresif olduklarından daha hızlıdır. Densite faktörü ise başlıca dokunun atom numarası ile ilgilidir. Biyolojik dokularda sesin yayılım hızı 1540 m/sn dir. Ses şiddeti cm 2 başına düşen güç olarak tanımlanmaktadır. Şiddet belirli bir alanda belirli bir sürede akan birim enerjidir. Birimi Watt/cm 2 /sn dir.

59 51 Diagnostik US cihazlarında sesin şiddeti 1-40 miliwatt arasındadır. Akustik empedans sesin doku içindeki hızı ile doku dansitesi arasındaki bağlantılı ilişkidir. Farklı akustik yapıya sahip dokuların yüzeylerinden yansıyan sesin miktarı, iki doku arasındaki akustik impedans farklılığının derecesine bağlıdır. Hava ile yumuşak doku arasında akustik impedans farkı çok fazla olduğundan sesin tamamı yansımaz. Bu nedenle US incelemelerinde prob cilde sürülen jel üzerine tatbik edilmektedir. Attenüasyon, ses demetinin doku içindeki ilerleyici sırasında absorbsiyona bağlı zayıflamasıdır. Başlıca ses demetinin frekansı ile ilişkilidir. Attenuasyon sırasında dokularda çok az ısı artımı da gerçekleşmektedir. En iyi imaj rezolüsyonu (aksiyel-lateral) yakın zonda sağlanmaktadır. Fresnel zonunun genişliği US frekansı ile transdüzer çapının bir fonksiyonudur. Ses frekansı arttıkça ve transdüzer çapı genişledikçe Fresnel zonu genişler. Uzak zon ise Fraunhoffer zonu olarak adlandırılır. Ses demetinin paralelizmini kaybettiği ve yelpaze gibi açılarak genişlediği alanı temsil eder. Bu bölgedeki görüntü rezolüsyonu giderek azalmakta, görüntü alımının periferindeki objeler normalden farklı şekillerde ve distorsiyone algılanmaktadır (Oyar 1998). Bu nedenle çalışmamızda masseter kasının yüzeyel yerleşmesi US incelemesinin kalitesini arttırmıştır Kas Hastalıklarında Ultrasonografi Đnceleme Tekniği Kas ultrason incelemelerinin düzgün gerçekleştirilebilmesi için yüksek rezolüsyonlu, yüksek kalitede ultrason donanımına ihtiyaç vardır. Birçok inceleme sadece gerçek zamanlı görüntüleme gerektirse de, kas-iskelet sisteminin boyut, yerleşim ve kompozisyonundaki değişkenlikten dolayı birçok değişik frekansda transdüzer gerekmektedir. El bileğinin ince yüzeyel ligamanlarının incelenmesi için 10 MHz üzeri frekanslar gerekirken,

60 52 ekstremite tendonlarında 7 MHz, büyük, derin kasların görüntülenmesi için MHz frekanslara ihtiyaç duyulabilmektedir (Hashimoto ve ark. ları 1999). Kas ultrason incelemelerinde en sık kullanılan transdüzer tipi lineerarray transdüzerlerdir. Bu tip transdüzerler ile geniş bir kas dokusu tek bir kesitte görülebilmektedir. Derin ve yüzeyel kaslardaki lezyonların incelenmesinde 7 ile 15 MHz geniş bant veya multifrekans transdüzerler uygundur (Peetrons 2002). Kas iskelet sisteminin çoğu yapısı lineer veya elonge ovaller şeklinde olduğundan en uygun transdüzer şekli lineer transdüzerlerdir. Lineer konfigurasyon uniform ve geniş bir inceleme penceresi sunmaktadır ve bu genellikle etkilenen yapının ve çevresindeki yapılarla olan ilişkisinin gösterilmesi için gereklidir. Lineer transdüzerin süperior yakın alan rezolüsyonuda yüzeyel yapıların incelenemesinde önemlidir (Hashimoto ve ark. ları 1999). Transdüzer frekansının artması ile aksiyel rezolüsyon artmakta ancak inceleme alan derinliğinde de azalma olmaktadır. 7.5 MHz transdüzer ile 8 cm derinliğine kadar inceleme yapılabilmekte iken, aksiyel rezolüsyon oranı 0.20 mm olmaktadır. 10 MHz transdüzer ile görüntüleme derinliği 6 cm olmakta aksiyel rezolüsyon ise 0.15 mm e inmektedir (Roberts ve ark. ları 2002). Tüm bu faktörlerle birlikte, US incelemeleri kişiye bağımlıdır. Đncelemeyi gerçekleştirecek kişinin tecrübesi ve iyi anatomi bilgisi olması gerekmektedir ve incelemeyi asıl mükemmelleştiren faktör budur (Grassi ve ark. ları 2004). Transvers ve longitudinal kesitler alınmalıdır. Transdüzer kasa dik olarak tutulmalıdır sonrasında ise 90 çevrilerek kas uzun ekseni taranmalıdır. Lezyonlar genellikle tüm kasın dikkatli ve yavaş incelenmesi sonrasında ortaya çıkmaktadırlar (Peetrons 2002). Kas-iskelet lezyonlarının üç boyutlu incelenmesi bazı cihazlarda mümkün olmaktadır (Grassi 2004).

61 53 Sonografik palpasyon çok yararlıdır. Maksimum hassasiyet noktasının bulunması probun hafif ancak kesin bir şekilde deriye bastırılması ile aranmalıdır. Hasta hassasiyet noktasını belirttiğinde inceleme o noktaya odaklanmalıdır. Dinlenme ve hareket halinde yapılan incelemeler çok önemlidir. Diğer ekstremite ile karşılaştırma mutlaka yapılmalıdır. Kas hernisi aranırken prob deriye fazla bastırılmamalıdır (Grassi 2004). Gri skala görüntülemenin yanı sıra birçok ultrason cihazında dupleks, renkli veya power Doppler görüntüleme fonksiyonları bulunmaktadır. Bu özellikler ile bölgenin vasküler anatomisi incelenebilmektedir. Dahası Doppler bilgisi kistik bir yapının, psödoanevrizma gibi vasküler bir yapıdan ayırt edilmesi için gereklidir. Renkli Doppler görüntüleme anormal yapıların vasküleritesi açısından kalitatif bir metod sunmaktadır. Tendon ve kaslarda artmış kanlanma enflamasyon ve ağrı ile birlikte görülebilmektedir (Hashimoto ve ark. ları 1999) Kas-iskelet Sistemi Đncelemesinde Ultrasonun Yeri Kas fiberleri perimisyum adı verilen fibroadipöz septa ile çevrili gruplaşmış demetler halinde organize olmuşlardır. Bu septalar her kasın ucunda birleşerek tendonları oluşturmaktadırlar. Tüm kası çevreleyen ve bir kası diğerinden ayıran yapıya aponöröz adı verilir. Kas fiberleri genellikle paralel bir tarzda yerleşmişlerdir ve bir pennat yapı oluştururlar. Kaslar unipennat, santral aponöröz ile bipennat veya sirkumpennat olabilirler. Pennat yapı ultrasonda çok net ortaya konabilir. Fiber demetlerinin kasları hipoekoik zonlar olarak izlenirken, perimisyum ise fiberleri ayıran hiperekoik çizgilenmeler olarak görülürler. Epimisyum, fasya, sinirler ve tendonlar kasa göre hipoekoik görünürler. Kontraksiyon ve egzersiz kasların boyutlarını

62 54 arttırır ama kan akımının artması ve fiberlerdeki kas miktarının artması nedeni ile hipoekojenite artar(peetrons 2002). Birçok kas problemi sonografi ile tespit edilebilmektedir. En sık problemler travmadan kaynaklanmaktadır(hashimoto ve ark. ları 1999) En önemli problem yırtık olup olmadığının belirlenmesidir. Eğer yırtık var ise 4-6 hafta dinlenme gereklidir (Peetrons 2002). Kaslar eksternal travmanın basısından (kompresyon rüptürü) veya yırtılma (ayrılma rüptürü) nedeni ile hasarlanmaktadırlar. Kompresyon hasarı sonrasında sonografi hematomu gösterebilmektedir. Bazı olgularda hematomlar belli belirsiz seçilen, irregüler kontürlü hipoekoik alanlar olurken, bazı olgularda çevre kas ile neredeyse aynı ekojenitede belli belirsiz kaba ekoda alanlar olarak gözlenirler. Bu tip olgularda hematom varlığını tek gösteren bulgu kasın genişlemesidir. Subakut (2-3 gün sonra) sıvı anekoik olacaktır. Daha sonra ekojen skar ve hatta kalsifikasyon gelişebilir (myositis ossifikans) (Hashimoto ve ark. ları 1999). Myosit travma, enfeksiyon veya sistemik bir hastalığa ikincil gelişebilir. Kasın sonografik görünümü normalin tam tersine döner. Kas fiberleri hiperekoik, fibroadipoz septa ise enflamatuar eksuda varlığından dolayı hipoekoik hale gelir. Dahası kas çapında artış olur. Bulgular spesifik değildir ve klinik ile birlikte değerlendirilmesi gerekir (Peetrons 2002). Malign kas tümörleri oldukça nadirdir. Tüm malignitelerin %1 ini temsil ederler. Herhangi bir yaşta ortaya çıkabilirler; ancak 40 yaş altında daha sıktırlar. Genç yaşta en sık sarkomlar gözlenirken, 50 yaş üstünde malign fibröz histiositom daha sık izlenmektedir. Ultrasonun bu tip lezyonların spesifikasyonunda başarılı değildir ve lezyonların yaygınlıklarını da belirlemede zayıf kaldığı düşünülmektedir. Tüm tümörlerin nispeten homojen bir ekoları vardır ve iyi sınırlıdırlar. RDUS de hipervasküler olabilirler.

63 55 Đntramusküler lipomların ve iskelet kas hemanjiomlarının tespiti US ile yapılabilmektedir. Bu çalışmanın amacı, ağrılı TME rahatsızlıkları olan bireylerde, tedavi amacıyla kullanılan stabilizasyon splintlerinin yüzeysel çiğneme kaslarındaki etkilerinin ultrasonografi kullanılarak incelenmesidir. Bunun yanı sıra hedefimiz, bilimsel literatürde bu tedavi seçeneğinin kaslara olan etkisinin tam olarak bilinmemesi ve buna yönelik uygulamaya rastlanmamış olması nedeniyle konuya ışık tutmak, bilime ve literatüre katkıda bulunabilmektir.

64 56 2.GEREÇ ve YÖNTEM: Çalışmamıza Ankara Üniversitesi Diş hekimliği Fakültesi Ağız, Diş,Çene Hastalıkları ve Cerrahisi Ana Bilim Dalı na eklem ağrısı şikayeti ile başvuran toplam 35 hasta dahil edildi. Bu hastalardan 9 u çalışmayı çeşitli sebeplerle tamamlayamadığından toplam 26 hasta ile çalışma sonlandırıldı. Gruptaki hastaların 17 si kadın, 9 u erkekti. Hastaların yaş aralığı olup yaş ortalaması idi. Çalışmaya alınan hastalara yapılacak tedavi hakkında bilgi verilerek, hastalara aydınlatılmış hasta onam formu imzalatıldı (Ek 2). Hastaların tümünün medikal ve dental anamnezleri ekte sunulan forma aktarıldı (Ek 1). TME klinik muayenesinde; palpasyonda eklem ve mastikatör kas hassasiyetinin, mandibular hareket miktarlarının, eklem seslerinin, deviasyon ve defleksiyonun varlığının yanısıra ağrının VAS ile tespiti yapıldı ve oklüzyon tipi kaydedildi. Çalışmaya dâhil edilen hastaların panoramik radyografları alınarak başka herhangi bir dental tedavi ihtiyacı olmamasına dikkat edildi. Herhangi bir dental tedavi ihtiyacı olan hastalar çalışmaya dâhil edilmedi. Bunun dışında sistemik hastalığı olan ve antienflamatuar ilaç kullanan bireyler çalışma dışı bırakıldı.

65 57 Çalışmaya dahil edilen hastalardan üst çene ölçü alınıp model hazırlandıktan sonra, model üzerinde standart, sert stabilizasyon splint plakları hazırlandı. Hastalara splint plaklarını 24 saat yani gün boyu kullanmaları önerildi. Yemek yeme fonksiyonu dışında çıkartmamaları belirtildi. Hastalar splint kullanmaya başlamadan hemen önce ve splint kullanımının ardından 3 ay sonra hastaların sağ ve sol masseter bölgelerinin ultrasonografik değerlendirmesi yapıldı. Ultrasonografik incelemeler Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyodiagnostik Anabilim dalında, Toshiba SSA-774/80 Aplio cihazı ile B modda lineer 12 MHz prob ile kullanılarak gerçekleştirildi (Şekil 2.1.). Zigomatik ark ve mandibuler kemik açısı referans noktaları olarak kabul edildi. Şekil 2.1.Ultrason cihazı.

66 58 Tüm sonogramlar, ultrasonografi üzerinde ihtisaslaşmış tek radyoloji uzmanı tarafından görüntülendi. Tüm incelemelerde hasta, yatakta supin pozisyonda yatmakta ve başı incelenecek yönün tersine hafif çevrili idi. Yanak incelenirken transdüzer ile hafif bir baskı yapılarak inceleme planı attaki ramusun korteksine yatay olarak yerleştirildi. Tam yatay olabilmek için transdüzer ramus ekranda düzgün keskin bir çizgi olana dek uzatıldı ve ramusun bu pozisyonu ölçüm için anatomik bir belirteç olarak kullanıldı. En uzun longitudinal kesit mandibular kemik refleksiyonu referans alınarak ölçüldü. Bu kesit kullanılarak en kalın transvers kesitin ölçümü yapıldı. Ölçümler tarama sırasında ekran üzerinden gerçekleştirildi. Ölçüm hassasiyeti 0.1 mm düzeyinde idi. Üç ardışık ölçüm yapılıp medyan değeri alındı. Tüm ölçümler istirahat pozisyonunda gerçekleştirildi. Şekil 2.2. Masseter kas ultrasonogramı.

67 59 Hastaya kaslarını kontrakte etmemesi özellikle belirtildi. Ölçümlerin ağız kapalı, dişler oklüzyonda, hastanın dişlerini sıkmamasına ve istirahat pozisyonda olmasına, transdüzer oryantasyonuna ve yanağa transdüzer ile bası yapılmamasına özellikle dikkat edildi. Her hastada sağ ve sol masseter kası kalınlık ve uzunluğu tedavi öncesi ve tedavi üç ay sonrasında ölçüldü. Aksiyel ve oblik imajlarda tüm kas taranarak ödem gelişimi ve kas fibrillerinin ekojenitesi ve oryantasyonları incelendi. Kas fibrillerinin yapısı ekojenik bantlar incelenerek üç grupta değerlendirildi. Tip 1 de ince lineer ekojen bantlar, tip II de hipertrofik görünüm ve düzensiz bant yapısı ve tip III de bant sayısında belirgin azalma ve incelme olarak değerlendirildi.

68 60 3.BULGULAR Toplam 26 hastanın (9 erkek ve 17 kadın) hem sağ hem de sol masseter kası, tedavinin hemen öncesinde ve tedavinin 3. ayında ultrasonografik olarak incelendi. Sonografik inceleme sırasında her iki ölçüm sırasında kaslarda ödem, atrofi veya kitle bulgusu saptanmamıştır. Kaslarda boyut değişikliği dışında şekil veya eko değişikliği izlenmemiştir. Kasların fibriller yapısı ekojenik bantların görünümüne göre III tipte incelendi. Tip 1 de ince lineer ekojen bantlar, tip II de hipertrofik görünüm ve düzensiz bant yapısı ve tip III de bant yapısından belirgin azalma ve incelme olarak değerlendirildi. Tedavi öncesinde sağ masseter kası 3 hastada tip I özellikte, ve 23 hastada tip II (çok fibriller yapı) özelliğinde iken, tedavi sonrasında bir hastada fibriller yapı tip I den tip II ye dönmüş, bir hastada da tip II den tip I e dönmüştür. Sağda kasların fibriller yapısında iki inceleme arasında Mc Nemar testi ile istatistiksel olarak fark saptanmadı (p:1.000) (Çizelge 1).

69 61 Çizelge 1. Sağdaki kasların tedavi öncesi ve sonrası fibriler yapısı.( p=1.000>0.05) Sağ fibril1 1,00 %sağfibril1 %sağfibril2 Sağfibril2 Az fibriler yapı %50,0 %50,0 Sağfibril2 Çok fibriler yapı %50,0 %5,6 Toplam %100,0 %10,0 Sağfibril1 2,00 %sağfibril1 %sağfibril2 %5,6 %50,0 %94,4 %94,4 %100,0 %90,0 Toplam %sağfibril1 %sağfibril2 %10,0 %100,0 %90,0 %100,0 %100,0 %100,0 Benzer şekilde tedavi öncesi solda 3 hastada tip I masseter kası ve 23 hastada tip 2 masseter kasının varlığı izlendi. Tedavi sonrasında kas yapılarında değişim gözlenmedi ve istatistiksel olarak fark saptanmadı (p:1.000)(çizelge 2). Çizelge2. Soldaki kaslarıntedavi öncesi ve sonrası fibriler yapısı. (p=1.000>0.05) Solfibril1 1,00 %solfibril1 %solfibril2 Solfibril1 2,00 %solfibril1 %solfibril2 Toplam %solfibril1 %solfibril2 %100,0 %100,0 %0,0 %0,0 %15,0 %100,0 Solfibril2 1 %0,0 %0,0 %100,0 %100,0 %85,0 %100,0 Solfibril2 2 %100,0 %15,0 %100,0 %85,0 %100,0 %100,0 Toplam

70 62 Oklüzal tedavi sürecinde kasların tedavinin 3. ayındaki ölçümlerinde, tedavi öncesine göre boyutlarının (kas kalınlığı ve uzunluğunun) istatistiksel olarak anlamlı şekilde değiştiği gözlenmiştir. Wilcoxon Signed Ranks testi ile yapılan istatistiksel karşılaştırmada, sağ masseter kası kalınlığının tedavi öncesindeki kalınlığının 10,97 ± 2,07 mm olduğu ve tedavinin 3. ayında 10,04 ± 1,88 mm ölçüldüğü gözlendi (p:0.005) (Çizelge 3). Sağ kas uzunluğunda da tedavi öncesi 52,46 ± 7,08 mm den tedavinin 3. ayında ± 4,47 mm e kısalma gözlendi (p:0.007) (Çizelge 3). Solda ise tedavi öncesinde kas kalınlığı, 10,65 ± 2,07 mm ve kas uzunluğu 52,65 ± 6,88 mm iken, tedavi sonrasında kas kalınlığı 9.75 ± 1,79 mm ye azalmış (p:0.016) ve kas uzunluğu ise 48,68 ± 5,25 mm ye azalmıştır (p:0.005) (Çizelge 3).

71 63 Kas uzunluklarındaki kısalma, kalınlıklarına göre daha belirgindir. Kalınlıklarda sağda yaklaşık 0.93 mm, solda 0.90 mm kısalma olurken, uzunluklarda sağda 4.88 mm, solda ise 3,47 mm kısalma gözlenmiştir ( Çizelge 3). Çizelge 3. sağ ve soldaki kasların tedavi öncesi ve sonrası kas kalınlığı ve uzunluğunun değerlendirilmesi Sağkalın1 Sağkalın2 Sağuzun1 Sağuzun2 Solkalın1 Solkalın2 Soluzun1 Soluzun2 N Mean 10,9200 9, , , ,4050 9, , ,3100 Median 11,1500 9, , , ,5000 9, , ,4000 Minimum 6,40 7,20 40,20 42,70 6,80 7,40 36,80 41,00 Maksimum 16,20 13,40 67,70 56,90 14,90 15,30 61,90 57,50

72 64 Şekilde tedavi öncesi ve sonrası sağ ve sol masseter kasınının kalınlık ve uzunluk değerlendirmeleri izlenmektedir. (Şekil 2.3, 2.4, 2.5., 2.6.) Şekil 2.3. Tedavi öncesi Sağ masseter kas ultrasonogramı.

73 Şekil 2.4. Tedavi sonrası Sağ masseter kas ultrasonogramı. 65

74 Şekil 2.5. Tedavi öncesi Sol masseter kas ultrasonogramı. 66

75 67 Şekil 2.6. Tedavi sonrası Sol masseter kas ultrasonogramı. Aşağıdaki tablolarda her bir hasta için tedavi öncesi ve tedavi sonrası, sağ ve sol masseter kasının kas kalınlığı, kas uzunluğu ve fibriler yapı değişimlerinin değerleri verilmiştir.(çizelge 4,5,6,7)

Mandibula ya Tutunan Kaslar

Mandibula ya Tutunan Kaslar Mandibula ya Tutunan Kaslar Journal of Clinical and Analytical Medicine Musculus Temporalis Fossa temporalis i doldurur. Fossa temporalis ve fascia temporalis ten başlar. Ramus mandibulae nin üst ön bölgesinde

Detaylı

FOSSA TEMPORALIS DR. A. MURAT ÖZER ŞUBAT 2019

FOSSA TEMPORALIS DR. A. MURAT ÖZER ŞUBAT 2019 FOSSA TEMPORALIS DR. A. MURAT ÖZER ŞUBAT 2019 FOSSA TEMPORALIS FOSSA TEMPORALIS FOSSA TEMPORALIS SINIRLARI Linea temporalis superior Os zygomaticum proc. Frontalis Arcus zygomaticus FOSSA TEMPORALIS TABANI

Detaylı

Çene Eklemi (TME) ve Yüz Ağrıları Merkezi

Çene Eklemi (TME) ve Yüz Ağrıları Merkezi Çene Eklemi (TME) ve Yüz Ağrıları Merkezi Beyin Tümörleri Çene Eklemi (TME) ve Yüz Ağrıları Merkezi Sizde mi Diş Sıkıyorsunuz? Diş sıkma ve gıcırdatma, gece ve/veya gündüz oluşabilen istemsiz bir aktivitedir.

Detaylı

FTR 207 Kinezyoloji I. Eklemlerin Temel Yapısı ve Fonksiyonu. yrd.doç.dr. emin ulaş erdem

FTR 207 Kinezyoloji I. Eklemlerin Temel Yapısı ve Fonksiyonu. yrd.doç.dr. emin ulaş erdem FTR 207 Kinezyoloji I Eklemlerin Temel Yapısı ve Fonksiyonu yrd.doç.dr. emin ulaş erdem GİRİŞ İki ya da daha fazla kemiğin pivot noktasına ya da kavşağına eklem denir. Vücudun hareketi kemiklerin bireysel

Detaylı

KİNEZYOLOJİ ÖĞR.GÖR. CİHAN CİCİK

KİNEZYOLOJİ ÖĞR.GÖR. CİHAN CİCİK KİNEZYOLOJİ ÖĞR.GÖR. CİHAN CİCİK 1 2 Lokomotor sistemi oluşturan yapılar içinde en fazla stres altında kalan kıkırdaktır. Eklem kıkırdağı; 1) Kan damarlarından, 2) Lenf kanallarından, 3) Sinirlerden yoksundur.

Detaylı

BAŞ VE BOYUN DAMARLARI

BAŞ VE BOYUN DAMARLARI BAŞ VE BOYUN DAMARLARI DR. A. MURAT ÖZER ŞUBAT 2019 BAŞ VE BOYUN ARTERLERİ A. Carotis externa Boyun, yüz ve saçlı derideki yapıların arteriel beslenmesini sağlar. Ayrıca dil ve maxilla yı da kanlandırır.

Detaylı

MUSCULI FACIALES. Doç. Dr. Özlen Karabulut D.Ü. Tıp Fakültesi, Anatomi AD

MUSCULI FACIALES. Doç. Dr. Özlen Karabulut D.Ü. Tıp Fakültesi, Anatomi AD MUSCULI FACIALES Doç. Dr. Özlen Karabulut D.Ü. Tıp Fakültesi, Anatomi AD Musculi capitis Musculi capitis (Başın Kasları) iki grupta incelenir: A)Yüz kasları (Musculi faciales) B)Çiğneme kasları (Musculi

Detaylı

KİNEZYOLOJİ ÖĞR.GÖR. CİHAN CİCİK

KİNEZYOLOJİ ÖĞR.GÖR. CİHAN CİCİK KİNEZYOLOJİ ÖĞR.GÖR. CİHAN CİCİK 1 EKLEM 2 EKLEM Vücudumuza stresle en çok karşı karşıya kalan yapılardan biri eklemdir. Kas fonksiyonundan kaynaklanan gerilim ve gravitasyonel reaksiyonlardan kaynaklanan

Detaylı

Çiğneme Kasları ve Çiğneme Fizyolojisi. Prof.Dr.Nurselen TOYGAR

Çiğneme Kasları ve Çiğneme Fizyolojisi. Prof.Dr.Nurselen TOYGAR Çiğneme Kasları ve Çiğneme Fizyolojisi Prof.Dr.Nurselen TOYGAR Çiğneme Kasları Masseter İç pterigoid Dış pterigoid Temporal Suprahyoid kaslar digastrik, geniohyoid ve stylohyoid Çeneyi Kapatan Kaslar Masseter

Detaylı

T.C BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ AĞIZ, DİŞ, ÇENE HASTALIKLARI ve CERRAHİSİ ANABİLİM DALI

T.C BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ AĞIZ, DİŞ, ÇENE HASTALIKLARI ve CERRAHİSİ ANABİLİM DALI T.C BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ AĞIZ, DİŞ, ÇENE HASTALIKLARI ve CERRAHİSİ ANABİLİM DALI TEMPOROMANDİBULAR EKLEM İNTERNAL DÜZENSİZLİKLERİNDE SİNOVİYAL SIVIDAKİ sil- 1RII, stnfαri ve

Detaylı

KRANİYOFASİYAL YAPININ BÜTÜN OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ. Prof. Dr. Hatice Gökalp

KRANİYOFASİYAL YAPININ BÜTÜN OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ. Prof. Dr. Hatice Gökalp KRANİYOFASİYAL YAPININ BÜTÜN OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ Prof. Dr. Hatice Gökalp KAFATASI KAFA KAİDESİ MAKSİLLA MANDİBULA Kartilajın doku oluşumudur kartilajdan kemik oluşmasıdır Undiferansiye mezenşimal

Detaylı

1. GİRİŞ...1 2. GENEL BİLGİLER...2. 2.1. TME Anatomisi ve Kemiksel Komponentleri...2. 2.2. Ligamentler. 9. 2.3.TME Damar ve Sinirleri...

1. GİRİŞ...1 2. GENEL BİLGİLER...2. 2.1. TME Anatomisi ve Kemiksel Komponentleri...2. 2.2. Ligamentler. 9. 2.3.TME Damar ve Sinirleri... İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ 1. GİRİŞ.......1 2. GENEL BİLGİLER....2 2.1. TME Anatomisi ve Kemiksel Komponentleri.....2 2.2. Ligamentler. 9 2.3.TME Damar ve Sinirleri.... 13 2.4.TME Kasları...13 3. TME FİZYOLOJİSİ..22

Detaylı

KAS FASYA FONKSİYONU BOZUKLUĞU (MPD)

KAS FASYA FONKSİYONU BOZUKLUĞU (MPD) G.Ü. Dişhek. Fak. Der. Cilt II, Sayı 2, Sayfa 231-235, 1985 KAS FASYA FONKSİYONU BOZUKLUĞU (MPD) Sevda SUCA* Cihan AKÇABOY* Temporomandibuler eklem hastalıkları ve fonksiyon bozuklukları eklemin stomatognatik

Detaylı

Alper ERKEN Metalurji Mühendisi, MBA

Alper ERKEN Metalurji Mühendisi, MBA Hastanın Anatomik Yapısı ile tam uyumlu, Temporomandibular eklem (TMJ-Alt çene eklemi) Protezi Geliştirme, Tasarım ve Üretimi 40 Biyo/Agroteknoloji 14 Tıp Teknolojisi Alper ERKEN Metalurji Mühendisi, MBA

Detaylı

Prof. Dr. Hatice GÖKALP Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ortodonti Anabilim Dalı

Prof. Dr. Hatice GÖKALP Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ortodonti Anabilim Dalı Prof. Dr. Hatice GÖKALP Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ortodonti Anabilim Dalı İÇERİK 1. Kuvvet Kaynakları A. Doğal Kuvvet Kaynakları B. Mekanik kuvvet Kaynakları 2. Ortodontik Kuvvet Özellikleri

Detaylı

TEMPOROMANDĐBULER EKLEMDE (TME) DĐSK DEPLASMANLARININ DÜŞÜK ENERJĐ SEVĐYELĐ LASER ĐLE TEDAVĐSĐNĐN SUBJEKTĐF VE OBJEKTĐF OLARAK DEĞERLENDĐRĐLMESĐ

TEMPOROMANDĐBULER EKLEMDE (TME) DĐSK DEPLASMANLARININ DÜŞÜK ENERJĐ SEVĐYELĐ LASER ĐLE TEDAVĐSĐNĐN SUBJEKTĐF VE OBJEKTĐF OLARAK DEĞERLENDĐRĐLMESĐ TÜRKĐYE CUMHURĐYETĐ ANKARA ÜNĐVERSĐTESĐ SAĞLIK BĐLĐMLERĐ ENSTĐTÜSÜ TEMPOROMANDĐBULER EKLEMDE (TME) DĐSK DEPLASMANLARININ DÜŞÜK ENERJĐ SEVĐYELĐ LASER ĐLE TEDAVĐSĐNĐN SUBJEKTĐF VE OBJEKTĐF OLARAK DEĞERLENDĐRĐLMESĐ

Detaylı

STOMATOGNATİK SİSTEMDE TME ve MPD SENDROMU

STOMATOGNATİK SİSTEMDE TME ve MPD SENDROMU STOMATOGNATİK SİSTEMDE TME ve MPD SENDROMU Prof. Dr. Meliha Rübendiz Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ortodonti Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Kendi kemik ve yumuşak doku elemanları TME Neromuskuler

Detaylı

Kinesiyoloji ve Bilimsel Altyapısı. Prof.Dr. Mustafa KARAHAN

Kinesiyoloji ve Bilimsel Altyapısı. Prof.Dr. Mustafa KARAHAN Kinesiyoloji ve Bilimsel Altyapısı Prof.Dr. Mustafa KARAHAN Kinesiyoloji Kinesiyoloji insan hareketiyle ilgili mekanik ve anatomik ilkelerin incelenmesidir. Kinesiyoloji anatomi, fizyoloji ve biyomekanik

Detaylı

FARKLI DİŞLENME DÖNEMİNDEKİ ÇOCUKLARDA TEMPOROMANDİBULAR DÜZENSİZLİKLERİN SAPTANMASI

FARKLI DİŞLENME DÖNEMİNDEKİ ÇOCUKLARDA TEMPOROMANDİBULAR DÜZENSİZLİKLERİN SAPTANMASI TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ FARKLI DİŞLENME DÖNEMİNDEKİ ÇOCUKLARDA TEMPOROMANDİBULAR DÜZENSİZLİKLERİN SAPTANMASI Canan DAĞ PEDODONTİ ANABİLİM DALI DOKTORA TEZİ DANIŞMAN

Detaylı

Dişlerin Ark İçerisindeki ve Karşılıklı İlişkileri. Prof. Dr. Mutahhar Ulusoy

Dişlerin Ark İçerisindeki ve Karşılıklı İlişkileri. Prof. Dr. Mutahhar Ulusoy Dişlerin Ark İçerisindeki ve Karşılıklı İlişkileri Prof. Dr. Mutahhar Ulusoy Dişler belirli bir düzene uyarak, ağızda karşılıklı iki grup meydana getirmişlerdir: Maksiller kemiğe ve böylelikle sabit olan

Detaylı

DERİN KAPANIŞ VAKALARINDA ORTODONTİK VE ORTOPEDİK TEDAVİ. Derin Örtülü Kapanışın Tanımı ve Etyolojisi

DERİN KAPANIŞ VAKALARINDA ORTODONTİK VE ORTOPEDİK TEDAVİ. Derin Örtülü Kapanışın Tanımı ve Etyolojisi Dr. Levent Vahdettin DERİN KAPANIŞ VAKALARINDA ORTODONTİK VE ORTOPEDİK TEDAVİ Derin Örtülü Kapanışın Tanımı ve Etyolojisi Derin örtülü kapanış, maksiller keserlerin mandibuler keserleri % 50 veya daha

Detaylı

T.C. TEMPOROMANDİBULAR EKLEM DİSFONKSİYONU ARAŞTIRMA ANKETİ BİTİRME TEZİ. Stj. Diş Hekimi Fatih ERTAŞ

T.C. TEMPOROMANDİBULAR EKLEM DİSFONKSİYONU ARAŞTIRMA ANKETİ BİTİRME TEZİ. Stj. Diş Hekimi Fatih ERTAŞ T.C. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik Rekonstrükrif ve Estetik Cerrahi A.D. TEMPOROMANDİBULAR EKLEM DİSFONKSİYONU ARAŞTIRMA ANKETİ BİTİRME TEZİ Stj. Diş Hekimi Fatih ERTAŞ Danışman Öğretim Üyesi:Doç.

Detaylı

Prof. Dr. Gökhan AKSOY

Prof. Dr. Gökhan AKSOY Prof. Dr. Gökhan AKSOY * Çiğneme, Beslenme * Yutkunma, * Estetik, * Konuşma, * Psikolojik Kriterler * Sosyolojik Kriterler Mandibüler: alt çene kemiğine ait, alt çene kemiğiyle ilgili Örnek: * mandibüler

Detaylı

Prof Dr Gökhan AKSOY

Prof Dr Gökhan AKSOY Prof Dr Gökhan AKSOY 1 2 A-MANDİBULER KONUM 3 SİSTEMİN HAREKETLİ BÖLÜMÜ OLAN MANDİBULANIN, CRANİUMA ÖZELLİKLE DE MAXİLLAYA GÖRE UZAYSAL KONUMUDUR. 4 SENTRİK İLİŞKİ SENTRİK OKLÜZYON ALT ÇENENİN DİNLENME

Detaylı

Anatomi Ders Notları

Anatomi Ders Notları REGİONES CORPORİS ( VÜCUT BÖLGELERİ) İ OLUŞTURAN OLUŞUMLAR Regiones capitis Regiones colli Regiones pectoris Regiones abdominis Regiones dorsi Regiones membri thoracici Regiones membri pelvini REGİONES

Detaylı

ÇENE EKLEMİ HASTALIKLARI VE TEDAVİ YÖNTEMLERİ

ÇENE EKLEMİ HASTALIKLARI VE TEDAVİ YÖNTEMLERİ T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ PLASTİK ve REKONSTRÜKTİF CERRAHİ ANABİLİM DALI ÇENE EKLEMİ HASTALIKLARI VE TEDAVİ YÖNTEMLERİ BİTİRME TEZİ Stj. Dişhekimi Mehmet DAYAN Danışman Öğretim Üyesi : Doç.Dr.Yiğit

Detaylı

kas sistemi ÜST EKSTREMİTE Üst ekstremite kasları

kas sistemi ÜST EKSTREMİTE Üst ekstremite kasları kas sistemi 1 3 3 4 BAŞ VE BOYUN Yüz kasları Çiğneme kasları Musculus temporalis Musculus masseter Musculus pterygoideus lateralis Musculus pterygoideus medialis Boyun kasları Musculus sternocleidomastoideus

Detaylı

OSTEOARTRİT. Uzm. Fzt. Nazmi ŞEKERCİ

OSTEOARTRİT. Uzm. Fzt. Nazmi ŞEKERCİ OSTEOARTRİT Uzm. Fzt. Nazmi ŞEKERCİ Eklem kıkırdağından başlayıp, eklemlerde mekanik aşınmaya ve dejenerasyona yol açan kronik bir eklem hastalığıdır. LİTERATÜRDEKİ İSİMLERİ ARTROZ DEJENERATİF ARTRİT Yavaş

Detaylı

ORTODONTİ. Dersin Kodu Dersin Adı Z/S T U K DOR 603 Ortodontik tanı yöntemleri, Fonksiyonel analiz,

ORTODONTİ. Dersin Kodu Dersin Adı Z/S T U K DOR 603 Ortodontik tanı yöntemleri, Fonksiyonel analiz, ORTODONTİ Ders Koordinatörü: Prof. Dr. Mutahhar Ulusoy Ders Sorumluları: Prof. Dr. Zahir Altuğ altug@dentistry.ankara.edu.tr Prof. Dr. Hakan Gögen Doç.Dr. Çağrı Ulusoy DOR 601 Büyüme ve gelişim Z 3 0 3

Detaylı

FTR 208 Kinezyoloji II. El bileği II. yrd. doç. dr. emin ulaş erdem

FTR 208 Kinezyoloji II. El bileği II. yrd. doç. dr. emin ulaş erdem FTR 208 Kinezyoloji II El bileği II yrd. doç. dr. emin ulaş erdem EL BİLEGİ LİGAMENTLERİ El bileği ligamentlerinin çoğu küçüktür ve izole etmesi zordur. Bununla birlikte göze çarpmayan doğaları kinezyolojik

Detaylı

MANDİBULA HAREKETLERİNİN OKLÜZAL MORFOLOJİYE ETKİLERİ

MANDİBULA HAREKETLERİNİN OKLÜZAL MORFOLOJİYE ETKİLERİ MANDİBULA HAREKETLERİNİN OKLÜZAL MORFOLOJİYE ETKİLERİ DR. HÜSNÜ YAVUZYILMAZ I- SAGİTTAL DÜZLEMDEKİ HAREKETLER 2- HORİZONTAL DÜZLEMDEKİ HAREKETLER 3- FRONTAL DÜZLEMDEKİ HAREKETLER I- SAGITTAL DÜZLEMDEKİ

Detaylı

FTR 208 Kinezyoloji II. El Bileği. yrd. doç. dr. emin ulaş erdem

FTR 208 Kinezyoloji II. El Bileği. yrd. doç. dr. emin ulaş erdem FTR 208 Kinezyoloji II El Bileği yrd. doç. dr. emin ulaş erdem GİRİŞ El bileği eklemi, ön kolun distal ucu ve elin proksimal ucu arasında yer alan eşsiz bir eklemdir. Üst ekstremitenin mekanik etkinliğini

Detaylı

GONARTROZ UZM.FZT.NAZMİ ŞEKERCİ

GONARTROZ UZM.FZT.NAZMİ ŞEKERCİ GONARTROZ UZM.FZT.NAZMİ ŞEKERCİ Gonartroz, diz ekleminde progresif olarak ortaya çıkan kıkırdak yıkımı, osteofit oluşumu ve subkondral skleroz ile karakterize noninflamatuvar, kronik, dejeneretif bir hastalıktır.

Detaylı

T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ UZUN DENTAL TEDAVİLER, OPERATİF ÇEKİM VE EKSİK DİŞLER NEDENİYLE DEĞİŞİKLİĞE UĞRAYAN ÇİĞNEME ALIŞKANLIKLARINDAN KÖKENLİ TME FONKSİYON BOZUKLUKLARININ TEDAVİLERİ

Detaylı

MENİSKÜS ZEDELENMELERİ

MENİSKÜS ZEDELENMELERİ MENİSKÜS ZEDELENMELERİ Diz eklemi uyluk (femur) ve kaval (tibia) kemikleri arasında kusursuz bir uyum içinde çalışır. Bu uyumun sağlanmasında, diz içerisinde yer alan menisküs denilen yarım ay şeklindeki

Detaylı

TME DERS NOTLARI 1.TEMPOROMANDİBULER EKLEMİN ANATOMİSİ

TME DERS NOTLARI 1.TEMPOROMANDİBULER EKLEMİN ANATOMİSİ TME DERS NOTLARI Prof.Dr. Kaan ORHAN 1.TEMPOROMANDİBULER EKLEMİN ANATOMİSİ TME ginglimodiarthrosis grubunda olan bir eklemdir. Ginglimus grubu eklemlerin konveks eklem yüzü makara, konkav eklem yüzü ise

Detaylı

KASLAR HAKKINDA GENEL BİLGİLER. Kasların regenerasyon yeteneği yok denecek kadar azdır. Hasar gören kas dokusunun yerini bağ dokusu doldurur.

KASLAR HAKKINDA GENEL BİLGİLER. Kasların regenerasyon yeteneği yok denecek kadar azdır. Hasar gören kas dokusunun yerini bağ dokusu doldurur. KASLAR HAKKINDA GENEL BİLGİLER Canlılığın belirtisi olarak kabul edilen hareket canlıların sabit yer veya cisimlere göre yer ve durumunu değiştirmesidir. İnsanlarda hareket bir sistemin işlevidir. Bu işlevi

Detaylı

TDB AKADEMİ Oral İmplantoloji Programı Temel Eğitim (20 kişi) 1. Modül 29 Eylül 2017, Cuma

TDB AKADEMİ Oral İmplantoloji Programı Temel Eğitim (20 kişi) 1. Modül 29 Eylül 2017, Cuma TDB AKADEMİ Oral İmplantoloji Programı Temel Eğitim (20 kişi) 1. Modül 29 Eylül 2017, Cuma Oral İmplantolojide Temel Kavramlar, Teşhis ve Tedavi Planlaması 13.30-15.00 Dental implantların kısa tarihçesi

Detaylı

Sınıf II Div 1 Anomaliler ve Tedavi Prensipleri

Sınıf II Div 1 Anomaliler ve Tedavi Prensipleri Dr. Levent Vahdettin Sınıf II Div 1 Anomaliler ve Tedavi Prensipleri Ortodontik tedavilerin başlıca hedeflerinden biri de yüz estetiği ve güzelliğini sağlayıp, geliştirmektir. Yüz profilindeki değişiklikler,

Detaylı

FTR 208 Kinezyoloji II. El bileği III. yrd. doç. dr. emin ulaş erdem

FTR 208 Kinezyoloji II. El bileği III. yrd. doç. dr. emin ulaş erdem FTR 208 Kinezyoloji II El bileği III yrd. doç. dr. emin ulaş erdem EL BİLEĞİ EKSTANSÖR KASLARI El Bileği Ekstansör Kasları Primer M.Ekstansör karpi radialis longus M.Ekstansör karpi radialis brevis M.Ekstansör

Detaylı

ÇENE EKLEMİ HASTALIKLARI

ÇENE EKLEMİ HASTALIKLARI ÇENE EKLEMİ HASTALIKLARI Temporo Mandibuler Eklem (TME) hastalıkları oldukça sık görülür ve baş ağrısı, kulak ağrısı, yüz ağrısı gibi semptomlara neden olur. TME hastalıkları kapsamına hem gerçek TME patolojileri

Detaylı

TEMPOROMANDİBULAR EKLEM HASTALIKLARINDA TEŞHİS VE TEDAVİ

TEMPOROMANDİBULAR EKLEM HASTALIKLARINDA TEŞHİS VE TEDAVİ T. C. Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş ve Çene Hastalıkları Cerrahisi Anabilim Dalı TEMPOROMANDİBULAR EKLEM HASTALIKLARINDA TEŞHİS VE TEDAVİ BİTİRME TEZİ Stj. Diş Hekimi Hatice Dönmez

Detaylı

Dünya Sağlık Örgütü tarafından tanımlanan HASTALIK MODELİ

Dünya Sağlık Örgütü tarafından tanımlanan HASTALIK MODELİ Dünya Sağlık Örgütü tarafından tanımlanan HASTALIK MODELİ 1. Semptom ve Bulguların toplanması, 2. Olası Tanının belirlenmesi, 3. Yardımcı tanı yöntemleri ile tanının doğrulanması, 4. Bilimsel olarak ispatlanmış

Detaylı

YÜZ AĞRISI VE TME ŞİKAYETİ OLAN HASTALARDA KLİNİK MUAYENE

YÜZ AĞRISI VE TME ŞİKAYETİ OLAN HASTALARDA KLİNİK MUAYENE G.Ü. Dişhek. Fak. Der. Cilt III, Sayı 1, Sayfa 183-191, 1986 YÜZ AĞRISI VE TME ŞİKAYETİ OLAN HASTALARDA KLİNİK MUAYENE Sevda SUCA* Cihan AKÇABOY* Günümüzde yüz, boyun ağrısı ve eklem şikayeti ile dişhekimine

Detaylı

OMUZ VE DİRSEK BÖLGESİ YARALANMALARI

OMUZ VE DİRSEK BÖLGESİ YARALANMALARI OMUZ VE DİRSEK BÖLGESİ YARALANMALARI Doç. Dr. Nuri Aydın İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı nuri.aydin@istanbul.edu.tr YARALANMA TravmaRk Ani fiziksel

Detaylı

Eklemler. Normal tam hareketli eklemin yapısında şu elemanlar bululnur.

Eklemler. Normal tam hareketli eklemin yapısında şu elemanlar bululnur. . Eklem İskeletin değişik kemikleri arasındaki bağlantıya eklem denilir. Hareket sisteminin pasif öğeleridir. Gövdenin tüm hareketleri eklemler sayesinde mümkün olmaktadır. Eklemler Tam hareketli (sinovial)

Detaylı

Omuz kemeri kemikleri Clavicula (köprücük kemiği)

Omuz kemeri kemikleri Clavicula (köprücük kemiği) Üst ekstremite kemikleri omuz hizasında kürek kemiği ve köprücük kemiğinden oluşan omuz kemeri kemikleri ile başlar. Diğer üst ekstremite kemikleri, humerus (pazu kemiği, kol kemiği), antebrachium (radius

Detaylı

TEMPOROMANDİBULAR EKLEM DİSFONKSİYONLU HASTALARDA UYGULANAN DEĞİŞİK TEDAVİ YÖNTEMLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI

TEMPOROMANDİBULAR EKLEM DİSFONKSİYONLU HASTALARDA UYGULANAN DEĞİŞİK TEDAVİ YÖNTEMLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ TEMPOROMANDİBULAR EKLEM DİSFONKSİYONLU HASTALARDA UYGULANAN DEĞİŞİK TEDAVİ YÖNTEMLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI Ağız Diş ve Çene Hastalıkları Cerrahisi Programı

Detaylı

KASLAR (MUSCLE) 6. HAFTA. Yrd. Doç. Dr. Kadri KULUALP Yrd. Doç. Dr. Önder AYTEKİN

KASLAR (MUSCLE) 6. HAFTA. Yrd. Doç. Dr. Kadri KULUALP Yrd. Doç. Dr. Önder AYTEKİN KASLAR (MUSCLE) 6. HAFTA Yrd. Doç. Dr. Kadri KULUALP Yrd. Doç. Dr. Önder AYTEKİN KAS (MUSCLE) Hareket sisteminin aktif elemanları kaslardır. Kasın Latincesi, küçük fare anlamına gelen Musculus sözcüğüdür.

Detaylı

ANATOMİ ÜST TARAF KASLARI. Öğr. Gör. Şeyda CANDENİZ

ANATOMİ ÜST TARAF KASLARI. Öğr. Gör. Şeyda CANDENİZ ANATOMİ ÜST TARAF KASLARI Öğr. Gör. Şeyda CANDENİZ ÜST TARAF KASLARI Üst taraf kasları çeşitli alt gruplara ayrılarak incelenir. Omuz kasları: Omuzda; m. deltoideus, m. subscapularis, m. supraspinatus,

Detaylı

ANATOMİ ALT TARAF KASLARI. Öğr. Gör. Şeyda CANDENİZ

ANATOMİ ALT TARAF KASLARI. Öğr. Gör. Şeyda CANDENİZ ANATOMİ ALT TARAF KASLARI Öğr. Gör. Şeyda CANDENİZ ALT TARAF KASLARI Alt taraf kasları bulundukları yerlere göre dört gruba ayrılarak incelenir. 1-Kalça kasları (pelvis kasları) 2-Uyluk kasları 3-Bacak

Detaylı

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011 Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri Sena Aydın 0341110011 PATOFİZYOLOJİ Fizyoloji, hücre ve organların normal işleyişini incelerken patoloji ise bunların normalden sapmasını

Detaylı

Kalbin Kendi Damarları ve Kan kaynakları; Koroner Damarlar

Kalbin Kendi Damarları ve Kan kaynakları; Koroner Damarlar Kalbin Kendi Damarları ve Kan kaynakları; Koroner Damarlar Kalp kası beyinden sonra en fazla kana gereksinim duyan organdır. Kalp kendini besleyen kanı aortadan ayrılan arterlerden alır. Bu arterlere koroner

Detaylı

DOKU. Dicle Aras. Doku ve doku türleri

DOKU. Dicle Aras. Doku ve doku türleri DOKU Dicle Aras Doku ve doku türleri Doku Bazı özel görevler üstlenmiş hücre topluluklarıdır. Bir doku aynı yönde özelleşmiş hücre ve hücreler arası maddelerin bir araya gelmesiyle oluşmuştur. İntrauterin

Detaylı

TEMPOROMANDİBULER EKLEM ARTRİTLERİNDE İNTRAARTİKÜLER ENJEKSİYON TEKNİĞİ

TEMPOROMANDİBULER EKLEM ARTRİTLERİNDE İNTRAARTİKÜLER ENJEKSİYON TEKNİĞİ T.C. Ege Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Cerrahi Anabilim Dalı TEMPOROMANDİBULER EKLEM ARTRİTLERİNDE İNTRAARTİKÜLER ENJEKSİYON TEKNİĞİ KORTİKOSTEROİD ENJEKSİYONU BİTİRME TEZİ Stj. Dişhekimi Gülsen

Detaylı

KİNEZYOLOJİ ÖĞR.GÖR. CİHAN CİCİK

KİNEZYOLOJİ ÖĞR.GÖR. CİHAN CİCİK KİNEZYOLOJİ ÖĞR.GÖR. CİHAN CİCİK 1 COLUMNA VERTEBRALİS 2 COLUMNA VERTEBRALİS 1) Columna vertebralis pelvis üzerine merkezi olarak oturmuş bir sütuna benzer ve destek vazifesi görerek vücudun dik durmasını

Detaylı

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI TIPTA UZMANLIK KURULU. Protetik Diş Tedavisi Uzmanlık Eğitimi Müfredat Oluşturma ve Standart Belirleme Komisyonu.

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI TIPTA UZMANLIK KURULU. Protetik Diş Tedavisi Uzmanlık Eğitimi Müfredat Oluşturma ve Standart Belirleme Komisyonu. T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI TIPTA UZMANLIK KURULU Protetik Diş Tedavisi Uzmanlık Eğitimi Müfredat Oluşturma ve Standart Belirleme Komisyonu Protetik Diş Tedavisi Uzmanlık Eğitimi Çekirdek Eğitim Müfredatı 2011

Detaylı

PELVİS KIRIKLARI. Prof. Dr. Mehmet Aşık

PELVİS KIRIKLARI. Prof. Dr. Mehmet Aşık PELVİS KIRIKLARI Prof. Dr. Mehmet Aşık PELVİS KIRIKLARI Pelvis, lokomotor sistemin en fazla yük taşıyan bölümüdür. İçindeki majör damar, sinir ve organ yapıları nedeniyle pelvis travmaları kalıcı sakatlık

Detaylı

TEMPOROMANDİBULAR EKLEM DİSFONKSİYONLU BİREYLERDE KONDİLE AİT KEMİK DEĞİŞİKLİKLERİNİN DENTAL VOLÜMETRİK TOMOGRAFİ İLE DEĞERLENDİRİLMESİ.

TEMPOROMANDİBULAR EKLEM DİSFONKSİYONLU BİREYLERDE KONDİLE AİT KEMİK DEĞİŞİKLİKLERİNİN DENTAL VOLÜMETRİK TOMOGRAFİ İLE DEĞERLENDİRİLMESİ. TEMPOROMANDİBULAR EKLEM DİSFONKSİYONLU BİREYLERDE KONDİLE AİT KEMİK DEĞİŞİKLİKLERİNİN DENTAL VOLÜMETRİK TOMOGRAFİ İLE DEĞERLENDİRİLMESİ Doğan DURNA Ağız Diş Çene Radyolojisi Anabilim Dalı Tez Yöneticisi

Detaylı

FTR 207 Kinezyoloji I. Dirsek ve Önkol Kompleksi. yrd. doç. dr. emin ulaş erdem

FTR 207 Kinezyoloji I. Dirsek ve Önkol Kompleksi. yrd. doç. dr. emin ulaş erdem FTR 207 Kinezyoloji I Dirsek ve Önkol Kompleksi yrd. doç. dr. emin ulaş erdem GİRİŞ 3 KEMİK 4 EKLEM Humeroulnar Humeroradial Prox. Radioulnar Distal radioulnar MID-DISTAL HUMERUS ULNA - RADIUS VALGUS

Detaylı

T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ AĞIZ DİŞ ÇENE HASTALIKLARI VE CERRAHİSİ ANABİLİM DALI

T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ AĞIZ DİŞ ÇENE HASTALIKLARI VE CERRAHİSİ ANABİLİM DALI T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ AĞIZ DİŞ ÇENE HASTALIKLARI VE CERRAHİSİ ANABİLİM DALI TEMPOROMANDİBULAR EKLEM İNTERNAL DÜZENSİZLİKLERİNİN TEDAVİSİNDE SODYUM HYALÜRONAT ENJEKSİYONU İLE

Detaylı

Burun tıkanıklığınızın sebebi sinüzit olabilir!

Burun tıkanıklığınızın sebebi sinüzit olabilir! On5yirmi5.com Burun tıkanıklığınızın sebebi sinüzit olabilir! Mevsim değişimlerinde geniz akıntısı, burnunuzda tıkanıklılık ve bağ ağrılarınızdan şikayetiniz varsa, üst solunum yolu enfeksiyonlarınız 10

Detaylı

TEMPOROMANDİBULAR DÜZENSİZLİKLERDE KASSAL RAHATSIZLIKLARIN ETYOLOJİLERİNİN İSTATİSTİKSEL OLARAK İNCELENMESİ

TEMPOROMANDİBULAR DÜZENSİZLİKLERDE KASSAL RAHATSIZLIKLARIN ETYOLOJİLERİNİN İSTATİSTİKSEL OLARAK İNCELENMESİ T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ PROTETİK DİŞ TEDAVİSİ ANABİLİM DALI TEMPOROMANDİBULAR DÜZENSİZLİKLERDE KASSAL RAHATSIZLIKLARIN ETYOLOJİLERİNİN İSTATİSTİKSEL OLARAK İNCELENMESİ BİTİRME

Detaylı

AKSİYAL İSKELET SİSTEMİ (STERNUM, COSTAE VE CRANİUM) Yrd. Doç. Dr. Kadri KULUALP Yrd. Doç. Dr. Önder AYTEKİN

AKSİYAL İSKELET SİSTEMİ (STERNUM, COSTAE VE CRANİUM) Yrd. Doç. Dr. Kadri KULUALP Yrd. Doç. Dr. Önder AYTEKİN AKSİYAL İSKELET SİSTEMİ (STERNUM, COSTAE VE CRANİUM) Yrd. Doç. Dr. Kadri KULUALP Yrd. Doç. Dr. Önder AYTEKİN COSTAE (Kaburgalar) İlk 7 costa, sternum ile costal kıkırdaklar sayesinde eklemleşirken, 8,9

Detaylı

İSKELETSEL SINIF I, SINIF II VE SINIF III İLİŞKİYE SAHİP BİREYLERDE ARTİKÜLER EMİNENS EĞİMİNİN İNCELENMESİ

İSKELETSEL SINIF I, SINIF II VE SINIF III İLİŞKİYE SAHİP BİREYLERDE ARTİKÜLER EMİNENS EĞİMİNİN İNCELENMESİ T.C. ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ORTODONTİ ANABİLİM DALI İSKELETSEL SINIF I, SINIF II VE SINIF III İLİŞKİYE SAHİP BİREYLERDE ARTİKÜLER EMİNENS EĞİMİNİN İNCELENMESİ Dt. Asiye KUYUMCU

Detaylı

Columna vertebralis (omurga); vücudun arka ve orta kısmında yer alır, kemikten ve kıkırdaktan oluşur ve içinde omuriliği barındırır.

Columna vertebralis (omurga); vücudun arka ve orta kısmında yer alır, kemikten ve kıkırdaktan oluşur ve içinde omuriliği barındırır. Columna vertebralis (omurga); vücudun arka ve orta kısmında yer alır, kemikten ve kıkırdaktan oluşur ve içinde omuriliği barındırır. İskeletin önemli bir bölümüdür ve temel eksenidir. Sırt boyunca uzanır

Detaylı

VÜCUDUN TEMEL PARÇALARI. 1) Baş-boyun 2)Gövde 3)Ekstremiteler (Kollar ve bacaklar)

VÜCUDUN TEMEL PARÇALARI. 1) Baş-boyun 2)Gövde 3)Ekstremiteler (Kollar ve bacaklar) VÜCUDUN TEMEL PARÇALARI 1) Baş-boyun 2)Gövde 3)Ekstremiteler (Kollar ve bacaklar) 1)BAŞ a)yüz b)kranium (Kafatası) 2) GÖVDE a)toraks (Göğüs kafesi) b)karın 3) EKSTREMİTELER a)üst ekstremiteler b)alt ekstremiteler

Detaylı

Total Kalça Protezi. Prof. Dr. Önder Yazıcıoğlu İstanbul Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı

Total Kalça Protezi. Prof. Dr. Önder Yazıcıoğlu İstanbul Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı Total Kalça Protezi Prof. Dr. Önder Yazıcıoğlu İstanbul Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı Koksartroz Primer Önceden geçirildiği bilinen bir hastalık yok Genelde yaşlanmaya bağlı Eklemde

Detaylı

SPOR BiYOMEKANiĞiNiN BiYOLOJiK TEMELLERi

SPOR BiYOMEKANiĞiNiN BiYOLOJiK TEMELLERi SPOR BiYOMEKANiĞiNiN BiYOLOJiK TEMELLERi Anatomik referans duruşu; * ayaklar birbirinden biraz uzak, * kollar vücudun yanında serbestçe uzanmış, * avuç içlerinin öne baktığı,duruştur. Bu duruş, doğal dik

Detaylı

İNSAN MANDİBULA VE KANALLARININ MORFOMETRİK OLARAK MULTİDEDEKTÖR BİLGİSAYARLI TOMOGRAFİ İLE İNCELENMESİ. Filiz DİREK YÜKSEK LİSANS TEZİ

İNSAN MANDİBULA VE KANALLARININ MORFOMETRİK OLARAK MULTİDEDEKTÖR BİLGİSAYARLI TOMOGRAFİ İLE İNCELENMESİ. Filiz DİREK YÜKSEK LİSANS TEZİ T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ İNSAN MANDİBULA VE KANALLARININ MORFOMETRİK OLARAK MULTİDEDEKTÖR BİLGİSAYARLI TOMOGRAFİ İLE İNCELENMESİ Filiz DİREK YÜKSEK LİSANS TEZİ ANATOMİ (TIP)

Detaylı

Omurga-Omurilik Cerrahisi

Omurga-Omurilik Cerrahisi Omurga-Omurilik Cerrahisi BR.HLİ.017 Omurga cerrahisi, omurilik ve sinir kökleri ile bu hassas sinir dokusunu saran/koruyan omurga üzerinde yapılan ameliyatları ve çeşitli girişimleri içerir. Omurga ve

Detaylı

VÜCUT EKSENLERİ ve HAREKET SİSTEMİ

VÜCUT EKSENLERİ ve HAREKET SİSTEMİ VÜCUT EKSENLERİ ve HAREKET SİSTEMİ 1 Bu ana eksenler şunlardır: Sagittal eksen, Vertical eksen, Transvers eksen. 2 Sagittal Eksen Anatomik durumda bulunan bir vücut düşünüldüğünde, önden arkaya doğru uzanan

Detaylı

genellikle istemli hareketle agrave olur (aksiyon distonisi) veya spesifik hareketle ortaya çıkar (yazıcı krampı) belli hareketlerle azalabilir veya

genellikle istemli hareketle agrave olur (aksiyon distonisi) veya spesifik hareketle ortaya çıkar (yazıcı krampı) belli hareketlerle azalabilir veya DİSTONİ Involunter, sürekli, belli bir paterni olan, çoğunlukla tekrarlayıcı kas kontaksiyonları kontraksiyon hızı yavaş veya hızlı olabilir kontaksiyonlar hemen her zaman patolojik bir postür oluşturur

Detaylı

ORTODONTİ ANABİLİM DALI

ORTODONTİ ANABİLİM DALI ORTODONTİ ANABİLİM DALI Ortodonti; Latince de "düzgün diş anlamına gelmektedir. Genel olarak; çocuklar ve yetişkin bireylerin diş ve çene yapılarında meydana gelen bozuklukların teşhisi, tedavisi ve önlenmesi

Detaylı

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI ŞİŞLİ ETFAL HASTANESİ FİZİK TEDAVİ ve REHABİLİTASYON KLİNİĞİ Klinik Şefi: Doç. Dr. Banu Kuran

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI ŞİŞLİ ETFAL HASTANESİ FİZİK TEDAVİ ve REHABİLİTASYON KLİNİĞİ Klinik Şefi: Doç. Dr. Banu Kuran T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI ŞİŞLİ ETFAL HASTANESİ FİZİK TEDAVİ ve REHABİLİTASYON KLİNİĞİ Klinik Şefi: Doç. Dr. Banu Kuran BRUKSİZME EŞLİK EDEN MİYOFASYAL AĞRI SENDROMLU ve TEMPOROMANDİBULAR RAHATSIZLIĞI OLAN

Detaylı

TEMPOROMANDİBULAR EKLEM. DİSFONKSİYONLARI ve ORTOGNATİK TEDAVİSİ

TEMPOROMANDİBULAR EKLEM. DİSFONKSİYONLARI ve ORTOGNATİK TEDAVİSİ T.C EGE ÜNİVERSİTESİ DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ PLASTİK, REKONSTRÜKTİF ve ESTETİK CERRAHİ ANABİLİM DALI TEMPOROMANDİBULAR EKLEM DİSFONKSİYONLARI ve ORTOGNATİK TEDAVİSİ BİTİRME TEZİ Stj. Dt Mehmet İhsan KIRAL

Detaylı

Dersin Kodu Dersin Adı Z/S T U K DPE 603 Fiziksel, psikolojik, sosyal gelişim ve davranış

Dersin Kodu Dersin Adı Z/S T U K DPE 603 Fiziksel, psikolojik, sosyal gelişim ve davranış PEDODONTİ Ders Koordinatörü: Prof. Dr. Serap Çetiner, scetiner@neu.edu.tr DersSorumluları: Prof. Dr. Serap Çetiner, scetiner@neu.edu.tr Prof.Dr. Şaziye Aras, saziye_aras@yahoo.com Prof.Dr. Leyla Durutürk,

Detaylı

Uyluk ön bölge kasları; musculus iliopsoas, musculus sartorius (terzi kası), musculus quadriceps femoris, musculus tensor fasciae latae dır.

Uyluk ön bölge kasları; musculus iliopsoas, musculus sartorius (terzi kası), musculus quadriceps femoris, musculus tensor fasciae latae dır. Uyluk ön bölge kasları; musculus iliopsoas, musculus sartorius (terzi kası), musculus quadriceps femoris, musculus tensor fasciae latae dır. Musculus sartorius; vücudun en uzun kasıdır. Spina iliaca anterior

Detaylı

Spondilolistezis. Prof. Dr. Önder Aydıngöz

Spondilolistezis. Prof. Dr. Önder Aydıngöz Spondilolistezis Prof. Dr. Önder Aydıngöz Spondilolistezis Bir vertebra cisminin alttaki üzerinde öne doğru yer değiştirmesidir. Spondilolizis Pars interartikülaristeki lizise verilen isimdir. Spondilolistezis

Detaylı

Genel Bilgiler. Hastalar için önemli hususlar

Genel Bilgiler. Hastalar için önemli hususlar Genel Bilgiler Bölümümüzde uyguladığımız kapsamlı muayene esnasında; genel sağlık durumunuz ile ve varsa sürekli kullandığınız ilaçlarla ilgili bilgi alınır; genel ağız muayeneniz yapılır, tedaviden beklentileriniz

Detaylı

KAS DOKUSU. Prof.Dr. Ümit TÜRKOĞLU

KAS DOKUSU. Prof.Dr. Ümit TÜRKOĞLU KAS DOKUSU Prof.Dr. Ümit TÜRKOĞLU 1 Kas dokusu, kimyasal enerjiyi mekanik enerjiye dönüştürerek hareketi sağlayan bir dokudur. Toplam vücut ağırlığının Yenidoğanda % 25 Genç erişkin dönemde % 40 ve yaşlılık

Detaylı

Biyolojik Biyomekanik İmplant Başarısızlığı İmplant Başarısızlığı Krestal Kemik Kaybı Protez Komplikasyonları Mekanik Süreçler

Biyolojik Biyomekanik İmplant Başarısızlığı İmplant Başarısızlığı Krestal Kemik Kaybı Protez Komplikasyonları Mekanik Süreçler F. Emir Biyolojik İmplant Başarısızlığı Cerrahi başarısızlık İyileşme Krestal Kemik Kaybı Periosteal Refleksiyon(kaldırma) Otoimmün (bakteriyel etki) Biyolojik mikro aralık Protez Komplikasyonları Vida

Detaylı

TORAKS DUVARI ANATOMİSİ (Kemik yapılar ve yumuşak dokular) Dr. Recep Savaş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir

TORAKS DUVARI ANATOMİSİ (Kemik yapılar ve yumuşak dokular) Dr. Recep Savaş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir TORAKS DUVARI ANATOMİSİ (Kemik yapılar ve yumuşak dokular) Dr. Recep Savaş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir Özet: Göğüs duvarı anatomisi Kesitsel anatomi Varyasyonel görünümler Toraks

Detaylı

Kalça eklemi mekaniği ve patomekaniği

Kalça eklemi mekaniği ve patomekaniği Kalça eklemi mekaniği ve patomekaniği Kalça eklemi; Amphiartoz tip bir eklemdir. 3 düzlemde serbest hareketli 3 düzlemin kesişmesiyle kalça ekleminin hareket merkezi meydana gelir. Asetabulumun pozisyonu;

Detaylı

VERTİKAL BOYUT KAYBINA BAĞLI OLARAK OLUŞAN ÇİĞNEME SİSTEMİ FONKSİYON BOZUKLUKLARI

VERTİKAL BOYUT KAYBINA BAĞLI OLARAK OLUŞAN ÇİĞNEME SİSTEMİ FONKSİYON BOZUKLUKLARI T.C. Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş ve Çene Hastalıkları Cerrahisi Anabilim Dalı VERTİKAL BOYUT KAYBINA BAĞLI OLARAK OLUŞAN ÇİĞNEME SİSTEMİ FONKSİYON BOZUKLUKLARI BİTİRME TEZi Stj.

Detaylı

TARİHÇE BÖLÜMLER. Fakültemiz Klinik Bilimler Bölümü altında hizmet veren sekiz Anabilim Dalı bulunmaktadır.

TARİHÇE BÖLÜMLER. Fakültemiz Klinik Bilimler Bölümü altında hizmet veren sekiz Anabilim Dalı bulunmaktadır. TARİHÇE Adıyaman Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi, 15/04/2011 tarihli ve 27906 sayılı Resmi Gazete de yayımlanan 04/04/2011 tarihli ve 2011/1595 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile kurulmuştur. Yükseköğretim

Detaylı

FONKSİYONEL OKLÜZAL MORFOLOJİ. Dr. Hüsnü YAVUZYILMAZ

FONKSİYONEL OKLÜZAL MORFOLOJİ. Dr. Hüsnü YAVUZYILMAZ FONKSİYONEL OKLÜZAL MORFOLOJİ Dr. Hüsnü YAVUZYILMAZ FONKSİYONEL OKLÜZAL MORFOLOJİ Dişlerin oklüzal yüzlerindeki anatomik oluşumların, mandibula hareketleri ile fonksiyonel uyum içinde şekillendirilmeleri.

Detaylı

T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ PEDODONTİ ANABİLİM DALI ÇOCUKLARDA BRUKSİZM SIKLIĞI VE AİLE FARKINDALIĞININ DEĞERLENDİRİLMESİ

T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ PEDODONTİ ANABİLİM DALI ÇOCUKLARDA BRUKSİZM SIKLIĞI VE AİLE FARKINDALIĞININ DEĞERLENDİRİLMESİ T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ PEDODONTİ ANABİLİM DALI ÇOCUKLARDA BRUKSİZM SIKLIĞI VE AİLE FARKINDALIĞININ DEĞERLENDİRİLMESİ DOKTORA TEZİ Dt. Serhan DİDİNEN Tez Danışmanı Prof.Dr. Neşe

Detaylı

Skolyoz. Prof. Dr. Önder Aydıngöz

Skolyoz. Prof. Dr. Önder Aydıngöz Skolyoz Prof. Dr. Önder Aydıngöz Skolyoz Tanım Omurganın lateral eğriliğine skolyoz adı verilir. Ayakta çekilen grafilerde bu eğriliğin 10 o nin üzerinde olması skolyoz olarak kabul edilir. Bu derecenin

Detaylı

Giriş. Anatomi. Anterior kompartman BACAK YARALANMALARI. Tibia. Fibula

Giriş. Anatomi. Anterior kompartman BACAK YARALANMALARI. Tibia. Fibula BACAK YARALANMALARI Gülçin BACAKOĞLU Giriş Alt bacak yaralanmaları daha sık görülür Tibia en sık kırılan kemiktir Beraberinde önemli yumuşak doku yaralanmaları oluşabilir Değerlendirmede hikaye ve FM önemlidir

Detaylı

T.M.E. FONKSİYON BOZUKLUĞU AĞRI SENDROMUNA DİŞHEK. FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİ ARASINDA RASTLANMA SIKLIĞI* Cihan AKÇABOY** Sevda SUCA** Nezihi BAYIK***

T.M.E. FONKSİYON BOZUKLUĞU AĞRI SENDROMUNA DİŞHEK. FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİ ARASINDA RASTLANMA SIKLIĞI* Cihan AKÇABOY** Sevda SUCA** Nezihi BAYIK*** G.Ü. Dişhek. Fak. Der. Cilt II, Sayı 2, Sayfa 25-32, 1985 T.M.E. FONKSİYON BOZUKLUĞU AĞRI SENDROMUNA DİŞHEK. FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİ ARASINDA RASTLANMA SIKLIĞI* Cihan AKÇABOY** Sevda SUCA** Nezihi BAYIK***

Detaylı

PROF. DR. TÜLİN TANER

PROF. DR. TÜLİN TANER Uyku Apne Sendromunda Diş Hekimliği Uygulamaları PROF. DR. TÜLİN TANER Hacettepe Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Ortodonti AnaBilim Dalı TTD Okulu Uyku Bozuklukları Merkezi Kursu Ankara 26 27 Mart

Detaylı

T.C. İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

T.C. İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ T.C. İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ TEMPOROMANDİBULAR EKLEM DÜZENSİZLİĞİ OLAN HASTALARIN KLİNİK VE PSİKOPATOLOJİK ÖZELLİKLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE FARKLI KONSERVATİF TEDAVİ YAKLAŞIMLARININ

Detaylı

Kalp Fonksiyonları KALP FİZYOLOJİSİ. Kalp Fonksiyonları. Kalbin Lokalizasyonu ve Ölçüleri. Kalbin Lokalizasyonu ve Ölçüleri. Dolaşım Sistemleri

Kalp Fonksiyonları KALP FİZYOLOJİSİ. Kalp Fonksiyonları. Kalbin Lokalizasyonu ve Ölçüleri. Kalbin Lokalizasyonu ve Ölçüleri. Dolaşım Sistemleri KALP FİZYOLOJİSİ Yrd.Doç.Dr. Seçgin SÖYÜNCÜ Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp AD 2009 Kalp Fonksiyonları Kan damarları yoluyla oksijeni ve barsaklarda emilen besin maddelerini dokulara iletir

Detaylı

Spor yaralanmaları sportif aktivite sırasında meydana gelen yaralanmaların genel adıdır. Normal yaşamda yaralanmalar sıklıkla dış etkilerle

Spor yaralanmaları sportif aktivite sırasında meydana gelen yaralanmaların genel adıdır. Normal yaşamda yaralanmalar sıklıkla dış etkilerle Doç. Dr. Onur POLAT Spor yaralanmaları sportif aktivite sırasında meydana gelen yaralanmaların genel adıdır. Normal yaşamda yaralanmalar sıklıkla dış etkilerle gelişirken, spor yaralanmalarında hem dış

Detaylı

İNME. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak

İNME. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak İNME Yayın Yönetmeni Prof. Dr. Rana Karabudak TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü Türk Nöroloji Derneği (TND) 2014 Beyin Yılı Aktiviteleri çerçevesinde hazırlanmıştır. Tüm hakları TND ye aittir. Kaynak

Detaylı

BİR PSEUDOPROGNATİ VAKASININ PROTETİK YOLLA TEDAVİSİ

BİR PSEUDOPROGNATİ VAKASININ PROTETİK YOLLA TEDAVİSİ G.Ü. Dişhek. Fak. Der. Cilt IV, Sayı 1, Sayfa 127-134, 1987 BİR PSEUDOPROGNATİ VAKASININ PROTETİK YOLLA TEDAVİSİ Y. BURGAZ* Prognatik anomaliler hasta üzerinde ciddi sosyal ve fonksiyonel bozukluklar yaratır.

Detaylı

eklem sistemi KAFATASI Kranyum Eklemleri Temporomandibular Eklem

eklem sistemi KAFATASI Kranyum Eklemleri Temporomandibular Eklem eklem sistemi 1 KAFATASI Kranyum Eklemleri Temporomandibular Eklem 2 OMURGA Atlantooksipital Eklem Atlantoaksiyel Eklemler Symphysis Intervertebralis Articulationes Zygapophysiales 3 ÜST EKSTREMİTE Sternoklaviküler

Detaylı

Dr. Ayşin Çetiner Kale

Dr. Ayşin Çetiner Kale Dr. Ayşin Çetiner Kale Fascia superficialis- Camper fasyası Üst (dış) yaprak Yağ dokusundan zengin Scrotum da yağ dokusunu kaybeder ve düz kas liflerinden zenginleşerek, scrotum a buruşuk görünümünü veren

Detaylı

hasta EĞİTİMİ Bel fıtığını anlamak ve Anüler Kapama için Barricaid Protezi

hasta EĞİTİMİ Bel fıtığını anlamak ve Anüler Kapama için Barricaid Protezi hasta EĞİTİMİ Bel fıtığını anlamak ve Anüler Kapama için Barricaid Protezi İçindekiler Bel fıtığı nedir? 4 Bel fıtığı teşhisi nasıl yapılır? 6 Bel fıtığı tedavisi nasıl yapılır? 7 Barricaid için bir aday

Detaylı