Demokrasinin vazgeçilmez

Transkript

1 BAŞKANDAN İTO DAN ÜYELERİMİZİ GERİ ALIYORUZ Demokrasinin vazgeçilmez unsurlarından bir tanesi olan esnaf ve sanatkarlar odalarımız, toplumun sosyal dengeleri olma görev ve sorumluluğunu üstlenmeye çalışıyor. Çalışıyor diyoruz, çünkü odalarımız gerçekten sıkıntılı bir süreçten geçiyor. Odalarımızda esnaf-sanatkar üyelerine layık olmak ve onların sorunlarını gündeme getirmek için büyük çaba sarfediyor. Türkiye nin en büyük sivil toplum kuruluşu olan birliğimiz (İSTESOB) ise adından da anlaşıldığı gibi İstanbul da odalar ve üyelerimiz ile birlik beraberliğimizi muhafaza etmek ve bizden beklenen hizmeti verebilmek için var gücümüzle çalışıyoruz. Birlik yönetimimiz, ayrım gözetmeksizin esnafına ve odalarına kucak açan, onlarla bütünleşen ve üyeleri ile arasına mesafe koymadan, demokratik bir yönetim anlayışını kendisine felsefe yaparak çalışmalarını sürdüren bir birlik olma yolundadır. Ancak odalarımızın, İTO kayıtlarından dolayı üye sayısında yaşanan azalmayı bundan sonra durdurma azmindeyiz. Nitekim geçen ay İstanbul Valiliği Mutabakat Komitesi nde alınan bir karar, bu konuda bizi umutlandırdı. Berberi üye kaydeden İTO dan bu kaydın iptaline karar verildi. Sanırım bu karar bundan sonra da emsal teşkil edecektir. Bu konuda cesareti ile örnek bir çalışma yapan Berberler Odası Başkanı Şükrü Akyüz ve yönetimini kutluyorum. Daha önce bakanlık müsteşarlığının ticaret odalarına gönderdiği, Esnafı Ticaret Odasına kaydeden genel sekreterlikler sorumlu tutulacak tebligatı, esnafın İTO ya kayıtlarını durdurmuştu. Şimdi eski kayıtlı esnafımızı da geri almaya başladık. Bu odalarımız için önemli bir gelişme. Değerli başkan ve yöneticilerimiz, yeni bir yıla girmişken 2012 den beklentilerimizin başında esnafı rahatlatacak yasaların çıkarılması geliyor. Bunları önemine binaen sıralarsak; - İlk önemli beklentimiz yeni Anayasamız. Bu konuda 171, 172 ve 173. Maddenin (Devlet esnaf sanatkarı korur ve kollayıcı tedbir alır) aynen kalmasını istiyoruz. Esnaf ve sanatkarlarımız sıkıntı içinde olmalarına rağmen vatanına, milletine bağlı olduğu için kanaatkar bir kesim olarak ülkeninin sigortası, teminatıdır. Ayrıca Anayasa Mahkemesi ne itiraz yolunda fertlere imkan tanınırken kurumlara da bu yolun açılmasını istiyoruz. Siyasi seçimlerde aday olan oda yöneticilerine, istifa yolunun memurlarda olduğu gibi seçimlerden sonra tanınması eşitlik ilkesi gereğidir. Bu arada Bağ Kurluların İntibak Yasası ndan yararlanmaları için önemli bir mücadele veren TESK Genel Başkanımıza teşekkürlerimi arzediyorum. - İkinci önemli beklentimiz Perakende Yasası nın bu yıl tamamlanmasını istiyoruz. Yasanın çıkmaması her gün esnaf ve sanatkâra zarar vermeye devam ediyor. Mahalle araları hatta sokak araları sermaye zinciri olan marketler tretuarları bile işgal etmeye başladı. Hiper-grosmarket, alışveriş merkezleri AVM lerin sayısı tüm Türkiye de hızla artıyor. Artış İstanbul da daha da hızlandı. 2005'te AVM sayısı 106 iken 2010'da bu rakam 263'e, 2011 yılında 278'e ulaştı. Sektörün her yıl ortalama yüzde büyüdüğü dikkate alındığında, 2013 yılında bu sayının 400'e ulaşması bekleniyor. Bu gelişmeyi büyük bir tehlike olarak görüyor hükümetimizi de uyarmak görevimizdir diyorum. AVM lerin çalışma saatlerine, usül ve esaslarına karşıyız. Berberler bile pazar günü tatil yaparken AVM lerin açık olması anlaşılır gibi değil. Ülkemizde faaliyet gösteren ve büyük çoğunluğu yabancı sermayenin elinde olan AVM ler, hiper ve süper marketler açıldıkları bölgelerde haksız rekabete yol açarak, ekonominin kılcal damarları olan esnafın yok olmasına neden olmaktadır. - Bir diğer önemli beklentimizde; odalarımızda teftişler 657 sayılı yasaya göre yapılırken, yargılama yolunda da kamu personeline uygulanan Memurun Muhakemat Kanunu nun tatbik edilmesi en haklı talebimizdir. Geçen yıl bir yandan terör, diğer yandan deprem ve ekonomide yaşanan olumsuzluklarla 2011 in badireler yılı olduğunu hepimiz biliyoruz. Ancak en olumlu gelişme borçlara yapılandırma yapılmasıydı. Esnafımızdan isteğimiz taksitlendirme taahhütlerini yerine getirmeleri ve bunu ihmal etmeyip borçların artmasına yol açmamalarıdır. Faik YILMAZ İSTESOB BAŞKANI 1 İstanbul Esnaf

2 ISSN: İSTANBUL ESNAF DERGİSİ Ayda bir yayınlanır İstanbul Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği adına, İMTİYAZ SAHİBİ Faik Yılmaz YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Mustafa Uzun YAYIN KURULU Mustafa Nuhoğlu İsmail Taşkın Mustafa Keskin Mustafa Uzun Mehmet Banzaroğlu Aziz Şentürk Koray Öztürk Şükrü Akyüz İsmail Keskin Yaşar Hangün GENEL YAYIN YÖNETMENİ Fikret Helvacıoğlu HUKUK DANIŞMANI Av. Ahmet Kemal Ferlengez EĞİTİM MÜDÜRÜ Metin İçtem EDİTÖR Seda Tiryakioğlu FOTOĞRAF EDİTÖRÜ Muzaffer ÇALANGU AHİLİK DANIŞMANI Sadık Göksu GÖRSEL YÖNETMEN Özlem Denizli Ercan DANIŞMA KURULU Prof. Dr. Osman Altuğ Prof. Dr. İlhan Şahin Prof. Dr. M. Sezai Kırıkoğlu Prof. Dr. Ali Akyüz Prof. Dr. M. Salih Çelikkale Prof. Dr. Turan Yazgan İSTESOB Kartaltepe Mh. Alpay İzer Sk. No: İncirli - Bakırköy / İSTANBUL Tel: (0212) (10 Hat) Faks: (0212) wwww.istesob.org.tr İLETİŞİM: f.helvaci@istesob.org BASKI Milsan Matbaacılık Güneşli - İstanbul İstanbul Esnaf Dergisi basın yayın ilkelerine uymayı taahhüt eder. Makalelerden yazarları sorumludur. DEĞİŞİM: Aralık 2004 ten beri EUROBİRLİK ismiyle yayınlanan İSTESOB un dergisi, Eylül 2009 tarihinden itibaren İstanbul Esnaf olarak yayınına devam etmektedir. İÇİNDEKİLER 04 Yıl: 3 Sayı: 30 Şubat 2012 GİRİŞİMCİLİKTE BÜYÜK ADIM 08 SERVİSCİLER PLAKA TAHDİDİ İÇİN BEDEL ÖDEMEYE HAZIR Sabri TÜMER Yeminli Mali Müşavir MESLEKİ EĞİTİM İÇİN OKUL MÜDÜRLERİ İSTESOB TA İSTESOB TAN SOSYAL SORUMLULUK TÜRKİYE NİN GELECEĞİ İstanbul Esnaf 2

3 KAPAK Valilik Komite Kararı yla İTO daki esnafın üyelik iptali... Bakanlık tebliği ticaret odalarına üyelik kaydını durma noktasına getirdi. Şimdi de eski esnaf üyelerin üyeliklerinin iptali başladı. İstanbul Valilik Mutabakat Komitesi bir berber üyenin İTO dan İSTESOB a geçmesine karar verdi. İstanbul Valiliği Mutabakat Komitesi, İstanbul Ticaret Odası nın üye olarak kaydettiği bir berberin İTO kaydının iptaline ve esnaf odasına kaydedilmesi karar verdi. Böylece esnaf üyelerin İTO ya kayıtları durma noktasına gelirken eski kayıtların geri kazanımı konusunda önemli bir adım atılmış oldu. Esnaf odalarının yıllardır süren İTO, esnafımızı çalıyor çığlıklarına, İstanbul Valiliği Mutabakat Komitesi yeni bir kararla olumlu cevap verdi. İstanbul Ticaret Odası son yıllarda berber, ayakkabı boyacısı, bakkal gibi küçük esnafı üye kaydetmekte bu durumda esnaf odalarının şikayetine sebep olmaktaydı. İstanbul Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği nin kayıtdışı esnafın tespiti amacıyla yapmakta olduğu denetimlerde çok sayıda kayıtsız çalışan işyerleri belirlendi. Kayıtdışı sayısı giderek artarken, tespit edilenler de muhasebecilerce İTO ya yönlendirilmekteydi. İstanbul Berberler Esnaf ve Sanatkarlar Odası, denetimlerini sıklaştırdığı gibi bu üyelerin nereye kaydolduğunun izini sürdü. Yapılan tetkiklerde İTO nun yıllık beyanlarında 500 lira kar gösteren bir berberi dahi çekinmeden kaydettiği tespit edildi. Hüseyin Koçaker isimli berber konusu İstanbul Valiliği Mutabakat Komitesi ne intikal etti. İstanbul Valiliği nde, Vali Muavini, bir İTO temsilcisi ve bir İSTESOB temsilcisinden oluşan komite, konuyu görüşerek karar bağladı sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Kanunu nun 64. maddesine göre karar veren komite, Hüseyin Koçaker in gerçek usülde Berber Hüseyin Koçaker in İTO daki üyeliğine son verildi. gelir vergisi mükellefi olduğu ve işletme defteri tuttuğu anlaşılmış olup 2010 yılı gelir vergi beyannamesinin tetkikinde yıllık 500 lira kar beyan ettiği için İTO üyeliğinin iptaline karar verildi. Bu kararla esnaf üyeleri kaydeden İTO nun bu konudaki haksız kayıtları bir kere daha tespit edilmiş oldu. Komite kararı Vali Muavini Cafer Yıdız, İTO temsilcisi Birol Hacıoğlu ve İSTESOB temsilcisi Av. Ahmet Kemal Ferlengez in imzaları ile resmileşti. Böylece daha önce Bakanlık müsteşarlığının Ticaret odalarına esnaf kaydedilmemesi konusunda gönderdiği tebliğde Bundan sonra kayıt yapılması halinde bu işlemi yapan genel sekreterlerin sorumlu tutulacağı belirtilmişti. Bu tebliğden sonra dar sermayeli küçük esnafın İstanbul Ticaret Odası na kaydı durma noktasına geldi. Ancak İstanbul Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği ve bağlı odalar üyelerini geri alma konusunda önemli bir adım başlatmış oldu. 3 İstanbul Esnaf

4 HABER GİRİŞİMCİLİKTE BÜYÜK ADIM Ülkemizde girişimciliğin geliştirilmesine yönelik çalışmaları bir çatı altında toplayarak stratejiler oluşturulmasını ve uygulamaya geçirilmesini sağlamak amacıyla kurulan Girişimcilik Konseyi İmza Töreni, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, KOSGEB Başkanı Mustafa Kaplan ın ev sahipliğinde gerçekleşti. Bir çok kurum temsilcisinin hazır bulunduğu Girişimcilik Konseyi İmza Töreni ne ayrıca TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner, TESK Başkanı Bendevi Palandöken, TOBB Genç Girişimciler Kurulu Başkanı Ali Sabancı, TOBB Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Aynur Bektaş, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Esnaf Sanatkarlar Genel Müdür V. Aytekin Yalçın, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanı Doç. Dr. Mustafa Can, TOBB Girişim Sermayesi Meclis Başkanı Göktekin Dinçerler, ASKON Başkanı Mustafa Koca, ENDEAVOR Başkanı Özcan Tahincioğlu, GYİAD Başkanı Burcu Akdarı, AGİDER Başkanı Gülden Türktan, MÜSİAD Başkanı Ömer Cihad Vardan, Teknogirişim Derneği Başkanı Nikolay Viskuşenko, TGBD Başkanı Mustafa İhsan Kızıltaş, TİKAD Başkanı Nilüfer Bulut, TÜGİK Başkanı Erkan Güral, TUSKON Başkanı Rızanur Meral, TÜGİAD Başkanı Murat Coşkunkan, TÜMSİAD Başkanı Dr. Hasan Sert, TÜRKONFED Başkanı Erdem Çenesiz ve çok sayıda davetlinin katılımları ile İstanbul da gerçekleştirildi. Törende konuşan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, bugün kurulan Girişimcilik Konseyi'nin, girişimcilerin finansmanını çözmek için, yerli ve yabancı finans kaynaklarına ulaşımı kolaylaştırmaya, risk sermayesi fonları ve iş melekleri gibi alternatif finansal araçları geliştirmeye yönelik eylemler hazırlayacağını bildirdi. Ergün, Türkiye'nin, son yıllarda gerçekten çok önemli değişimler yaşadığını, yıllardır birikmiş birçok sorununa çözüm üretirken, geleceğin güçlü Türkiye'sini inşa edecek adımları da atmaya başladığını kaydetti. Geçmişte siyasi ve ekonomik açılardan kronik sorunları bulunan Türkiye'nin, gerek kamu, gerek özel sektör olarak sürekli günü kurtarma hesapları ile meşgul olduğuna işaret eden Ergün, son 9 yılda Türkiye'de oluşan güven ve istikrar ortamının, birçok sorunun çözümünü sağladığını anlattı. Bakan Ergün, bu güven ve istikrar ortamının en önemli meyvelerinden birisinin de, artık bu ülkenin ve bu ülke insanlarının orta ve uzun vadeli planlar yaparak, bu planları hayata geçirebilmesi olacağını söyledi. Mevcut durum doğru analiz KOSGEB Girişimcilik Konseyi ne ilk imzayı Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün koydu Girişimcilik Konseyi ni imzalayan bir diğer isim de TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken oldu. İstanbul Esnaf 4

5 Girişimcilik Konseyi kuruldu TARİHİ FOTOĞRAF: Türk ekonomisine ve istihdama büyük katkı sağlayacak olan Girişimcilik Konseyi nin imzalanması, tarihi bir fotoğrafı gerçekleştirdi. edilir, geleceğe ilişkin sağlıklı projeksiyonlar oluşturabilir ve buna uygun eylem planlarını devreye sokulabilirse, Türkiye'nin her açıdan çok daha iyi günler yaşayacağını vurgulayan Ergün, ''Bu nedenle, kamunun, özel sektörün, yerel yönetimlerin, üniversitelerin, bütün bir toplumun birlikte hareket etmesi, sorunlara birlikte çözüm araması gerekiyor. Girişimcilik Konseyi'nin yapısına baktığımızda, işte böyle güçlü bir mozaik oluştuğunu görüyoruz. Konseyin yapacağı çalışmalar ile ortaya çıkacak olan sinerji ve enerji, ülkemizde girişimciliğin gelişmesine ciddi katkı sağlayacaktır'' dedi. Bakan Ergün, geçen hafta Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu'nda önemli bir karar aldıklarını belirterek, şunları kaydetti: ''Artık üniversitelere yönelik girişimci ve yenilikçi üniversite endeksleri oluşturacağız ve üniversitelerimizin bu alanlardaki performansını ölçmeye başlayacağız. Üniversiteden kaç girişimci, kaç patent çıkmış? Kaçı lisanslanmış? Kaçı sanayi için ticarileşmiş? Bunlar yeni kriterler olacak. Bugün kurulan Girişimcilik Konseyi, girişimcilerin finansmanını çözmek için, yerli ve yabancı finans kaynaklarına ulaşımı kolaylaştırmaya, risk sermayesi fonları ve iş melekleri gibi alternatif finansal araçları geliştirmeye yönelik eylemler hazırlayacaktır. Yapacağımız çalışmalarla, ilköğretimden üniversiteye kadar eğitimin her aşamasında girişimciliğin, müfredatlarda hem teorik hem de pratik olarak daha fazla yer almasını sağlayacağız. Geçen hafta gerçekleştirdiğimiz Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu'ndaki en önemli kararlardan biri buydu. Milli Eğitim Bakanlığı ve YÖK ile çalışma yaparak, bu konu, ilk, orta ve yüksek öğretimde müfredatın ayrılmaz parçası haline gelecektir.'' KOSGEB Başkanı Mustafa Kaplan ise, girişimcilik konusunda bilinç sahibi insan sayısını artırma ve girişimcilik ruhunu aşılama yönünde temel bir stratejileri bulunduğunu belirterek, girişimcilik eğitimleriyle bugüne kadar 58 bin 774 kişiye ulaştıklarını, bu sayıyı 100 binlere, milyonlara ulaştırmayı hedeflediklerini, eğitime katılanlardan 2 bin 419 kişinin kendi işini kurduğunu anlattı. Girişimcilerin ve KOBİ'lerin temel sorunlarına etkili çözümler getirmek üzere 7 destek programını hayata geçirdiklerini anımsatan Kaplan, ''2010 yılında kurgulanan sistemde 2011 yılında girişimci ve KOBİ'lere 300 milyon liranın üzerinde destek sağladık'' dedi. Bugün girişimciliğin gelişmesi için çaba harcayan birçok kuruluş bulunduğunu belirten Kaplan, bu alandaki dinamizmin aktörlerinin bir arada, koordinasyon içinde hareket etmesinin önemine işaret etti. TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu da, Türkiye'de girişimciliğin bir zorunluluk olduğunu belirterek, Girişimciliği ortaya çıkarmak bir ülke görevi. Askerlik yapmak neyse, girişimci çıkartmayı da aynı noktada ele almamız lazım'' dedi. Hisarcıklıoğlu, Türkiye'nin her yıl 750 bin kişiye iş bulmasının, girişimci sayısını artırmasına bağlı olduğunu vurguladı. Türkiye Girişimcilik Konseyi İstanbul da toplandı. Toplantının açılışında bir konuşma yapan TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, girişimcilik ekosisteminin ortaya çıkabilmesi için, sürecin kamu ve özel sektör ortaklığında koordine edilmesinin önemine işaret etti. Hisarcıklıoğlu, eskiden kendisine gelen yazıların büyük çoğunluğu bir yerde iş arayanlar, bir işe girmek için torpil arayanlarla ilgiliyken, artık her gün mailinde yeni iş fikri olup iş kurmak isteyen kişilerden gelen bir mesaj görmeye başladığını kaydetti. 5 İstanbul Esnaf

6 HABER Mesleki eğitim için, okul müdürleri İSTESOB DA İstanbul daki Mesleki Eğitim Merkezleri ne (MEM) bağlı 31 okul müdürü, İSTESOB merkez binasında toplanarak eğitimin daha da verimli hale getirilmesi konusunda görüş alışverişinde bulunuldu. İstanbul İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı ve Mesleki Eğitim İl Müdürü Erol Demir in de katıldığı istişare toplantısını İstanbul Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (İSTESOB) Başkan Vekili Mustafa Keskin yönetti. Mevcut müfredatın ve eğitim akışının masaya yatırıldığı toplantıda tüm okul müdürleri görüşlerini aktardılar. Okullarda en fazla öğrencisi olan İstanbul Berberler Odası Başkanı ve İSTESOB Yönetim Kurulu Üyesi Şükrü Akyüz de eğitimde yaşanan sıkıntıları dile getirdiği bir eksikler ve öneri listesi sundu. Bu liste, Mesleki Eğitim İl Müdürü Erol Demir tarafından da Şükrü Akyüz takdirle karşılanarak okul müdürlerine dağıtıldı. Okul müdürleri bu öneriler listesini yanlarına alarak yeni bir çalışma başlatılmış oldu. İSTESOB Yönetim Kurulu Üyesi ve Berberler Odası Başkanı Şükrü Akyüz, eğitimde öneri listesi vererek müfredat akışında önemli bir konuya parmak bastı. Liste tüm okul müdürlerinin benimsediği eksikleri içeriyordu. İstanbul Esnaf 6

7 İSTESOB Y.K.Üyesi ve Berberler Odası Başkanı Şükrü Akyüz ün, mesleki eğitimde öneriler listesi: Mesleki eğitime devam eden öğrencilerin yeterince faydalanacağı ders kitapları dergi ve benzeri materyal olmadığından sınav dönemlerinde de hangi konulara çalışacakları, devam etmedikleri derslerin nasıl telafi edileceği belirsizdir. Ayrıca denklikten sınava girecek olan öğrencilerin ne gibi derslerden sınava gireceklerini bilmediklerinden sorun yaşanmaktadır. Bu sorunun giderilmesi için aynı sürücü kurslarında verilen bir kitapcığın benzeri soru ve cevaplarının bulunacağı bir kitapçık hazırlanarak öğrencilere verilmesinin gerekli olduğu düşüncesindeyiz. Mesleki eğitim merkezlerinde okul kayıtlarında, sınavlarda ve belge alışında alınan ücretlerin çok değişik uygulamalar mevcut olup okullar arasında bir standart olmadığı görülmektedir. İsteğimiz alınacak bu ücretlerin belirlenerek her okulda aynı uygulanmaya tabi olması gereklidir. Sınav sorularının İl Mesleki Eğitim Müdürlüğü nde kurulacak bir komisyon tarafından kişisel güvenirlilik esasına önem veren kişiler tarafından hazırlanarak tüm mesleki eğitim merkezlerine sınavdan bir gün önce teslim etmeleri sınavlara ayrı bir ciddiyet kazandıracağı düşüncesindeyiz. Mesleki eğitim merkezlerinde her mesleğin derslerine kendi branş usta öğreticileri veya öğretmenler tarafından eğitim verilmeli. Bu konuda çeşitli şikayetler mevcut olup bu konuda branş öğretmeni veya usta eğiticisi eksik olan okullarımızın eksik olan branşlarda odalarımızdan destek alması bu aksaklığı giderecektir. Uygulama sınavlarına girecek öğrencilerin ne şekilde sınava gireceği malzeme ve mankenin kendisi tarafından temin edileceği öğrencilere net bir şekilde bildirilmeli ve öğrencilere imza karşılığı tebliğ edilmeli ki, sınav günü herhangi bir kargaşalığı en başından önlenmiş olur düşüncesindeyiz. Sınavlarda meslek odasını temsil edecek olan busta öğreticinin mutlaka ilgili odalardan talep edilmesi ve odanın belirlediği kişilerin görevlendirilmesi. Ayrıca görevli kişilerin ücret alıp almayacağı konusunda açıklık getirilmesi çünkü bazı okullarda ücret ödendiği halde, bazı okulların bu öğreticilere ücret ödenmediği şikayetlere neden olmaktadır bu uygulamanın netlik kazanması gereklidir. Bazı okullarda 19 yaş üstü veya usta öğreticilik sınıfları açmadıklarından başka okullara başvurmak zorunda kalıyorlar ancak kişi o ilçede olmadığından başka bir okula kayıt olmakta zorluk çıkarılmaktadır bu konuya da bir açıklık getirilmesi gereklidir. Meslek Eğitim Merkezleri nde sınava giren usta öğreticilerin en az senede bir herhangi bir okulda veya birliğimizin toplantı salonunda bir araya getirilerek konuya hakim kişilerden sınavdaki görevlerini ve nasıl davranması gerekli olduğunu anlatılan bir eğitim verilmesinin çok yararlı olacağı düşüncesindeyim. Kalfalık, ustalık belgelerinde meslek odalarının kısmına sadece oda başkanı değil, ilgili odanın hangi meslek odası olduğu yazılmasına dikkat edilmeli. MESLEK OKUL MÜDÜRLERİ İSTESOB DA TOPLANDI 7 İstanbul Esnaf

8 HABER SERVİSÇİLER PLAKA TAHDİDİ İÇİN BEDEL ÖDEMEYE HAZIR İstanbul Servis Araçları Odası Başkanı Hamza Öztürk, son dönemde küçük otomobillerle okullara servis yapma işinin hızla yayıldığını ve bu kayıtdışının servis araçlarını haksız rekabete soktuğunu söyledi. İstanbul daki servis araçlarının tek arzusu, plaka tahdidinin gerçekleştirilmesi Bunun için Büyükşehir Belediyesi ne ekonomik destek vermeye hazır olduklarını belirten İstanbul Servis Araçları Odası, konuyu Başbakan a taşımaya hazırlanıyor. Servis araçlarının bir büyük derdi de korsan servis araçları. Bu konuda taksicilere destek veren Başbakan dan kendilerine de destek bekleyen Servis Araçları Odası Başkanı Hamza Öztürk, sektöre disiplin getirilmesi ve öğrencirin zarar görmemesi için bu düzenlemeye ihtiyaç duyulduğunu söyledi. İstanbul da 14 bin üyeleri bulunduğunu ve bu üyelerin yaklaşık 7 binin personel servisi işi yaptığını belirten Hamza Öztürk, bu sektördeki üyelerinin kazançlarına, organizasyon şirketlerinin el koyduğunu şikayet etti. Bu konuda Hamza Öztürk e yönelttiğimiz sorularımız ve aldığımız cevaplar şöyle sıralandı: Personel servislerinin kazançlarına kim, nasıl el koyuyor? Piyasada servis şirketleri var. Bunlar özel ve kamu kurumlarından taahhütle iş alıyor ve kendileriyle çalışan bizim üyelerimize servis çektiriyorlar. Ama çoğu da paralarını doğru dürüst alamıyorlar. Personelini taşıttıran işyerleri mi ödemiyor? Tam tersi. İşyeri parayı ödüyor, bizim çalıştığımız özellikle şirketlerin sahipleri mesela Gürsel, Altur gibi firmalar. Normalde biz Aralık ayında çalıştık diyelim, maaşımız ya 1 inde ya 15 inde yatıyor. Biz Aralık ayının parasını Şubat ın 25 inde alıyoruz. Üç ay geciktirerek mi ödüyorlar? Evet gün sonra biz para alıyoruz. Bazen çek veriyorlar. Bunun Hamza Öztürk yanında ben akaryakıt alacağım mesela Hayır sen istediğin yerden almayacaksın, sen işte Opet ten alacaksın diyor ve akaryakıt yakıt kartını veriyor senin. Yani belli istasyonlara mahkum ediyorlar. O akaryakıt kartından yüzde 8.5 şirket kendisine ekstra kar alıyor. Aldığın akaryakıttan. Hangi şirketler? Gürsel, Tursan, Azal, İlkem, Aytur ne bileyim bir sürü şirket var. İnternete baktığınızda çıkıyor. Bunlar organizasyon personel servisi yapan şirketler mi? Evet bunların birçoğunun arabası da yok. Yani bu dediğim Altur ve İstanbul Esnaf 8

9 Büyükşehir Belediyesi ne büyük gelir umudu Gürsel için geçerli değil. Kendi arabası da var. Çok adam var. Zaten insanların canını yakan parasını alıp giden şimdi mesela Kasım ayında Ender Turizm diye bir firma vardı. Sosyal Güvenlik Kurumu nun servislerini çekiyordu iki aylık paraları aldı kayboldu adam. Gitti yok piyasada şu anda. Tabi 400 arabanın aşağı yukarı 5-6 aylık parası gitti. Yani araba ve şoförü ekmeğini kaptırdı mı? Kaptırdı tabi. Bu çok para. Daha önce Ertaç yapmıştı aynı şeyi. Bu fırsat verilmemeli. Bu fırsatın verilmemesi için ne yapmak lazım? Onu götürdüm karar Ulaştırma Genel Müdürlüğü ne de işlerine gelmiyor sanırım. Böyle bir terslik olmaz. Bir hizmet alıp yönetmelikte değişme oldu Kamu İhale Kanunu nda burada özellikle bizim gibi personel kamu kurumları personelini çekenlere. Devlet bir yönetmelik çıkardı. Bu yönetmelikte der ki Personel servisini taşıyan taşıyıcının yanında çalışan kendi öz malı olmayan kişilere ödeme yaptığını gösterir belge. Paramı aldım diye taşıyıcının imzalı beyanı olmayan ikinci istihkak ödenmez. Ama burada işte sözleşme kiminle yapılmışsa para ona ödenir. Para bizi ilgilendirmez devlet bence bunu söyleyemez. Devlet bunu söylüyor. Yani para sözleşmenin yapıldığı firmaya mı ödenir? Evet, o da bize öder. Gerçek taşıyıcı sahiplerine araç sahiplerine, ödenip ödenmemesi bizi bağlamaz mı diyorlar? Evet mali kurallar böyleymiş. Çıkartırsınız bir yönetmelik yani bu bir zor iş değil. Maliye bu insanların paralarının ödenmemesi hususunda bir tavır mı sergileyecek. Binlerce insan var. Burada bu iş böyle olur olmaz derken anlaşamadık. Şimdi Allah izin verirse onu Meclis e götüreceğiz. Bu konuda bir yönetmelik hazırlanmasını istiyoruz. Yani bu konuda şirketler, kamu kurumlarıyla gidip sözleşme imzalıyorlar. Firma personeli, işyeri personeli veya kamu kurum kuruluşlarında işi alan işte taşeron firmaların alt yüklenicisinin ücreti ödendiğini gösterir belgeyi işveren mutlaka görmeli buna göre de efendime söyleyeyim ihale sözleşmesi yaptığı firmanın parasını ödemeli. Belki hatırlarsınız bazen iş yerinden arabalar kalkmaz. Bu sefer veya sabah bu adamlar 10 dakika işe geç gelir. Bilinçli olarak topluca. Ama burada parası ödenmediği zaman benim muhatabım sensin deme hakkı şu anda var. Deme hakkı olmamalı çünkü ben senin personelini taşıyorum. Burada personel taşırken her türlü sıkıntı ve sefaya da, cefaya da katlanıyorum der. Burada da bir garanti olsun istiyoruz işte biz. Bu çıkarsa personeldeki insanların hakedişler çok kolay ödenir. Kesilen komisyonlar. 50 lira deyip 30 lira teklif etmeler ay sonunda. Sözleşmede tek taraflı değil çift taraflı hakların korunacağı sözleşmeler yapılmalıdır diye bir haberimiz var. Bakalım Allah kısmet ederse yapacağız. Bir de personeldeki insanlara zorla kasko yaptırma işi var. Biz kurum olarak anlaşmış olduğumuz trafik sigortalarını kaskolarını yaptırdığımız şirketler var. Burada yüzde 35 filo indirimi alıyoruz üyemiz için. Bunu özellikle personelde çalışan esnafımıza yaptırtmıyorlar. Hayır, bizim kendi anlaştığımız yerden yaptıracaksın diye bir örnek vereyim model bir arabanın kaskosu benim yaptırdığım zaman 800 liraya çıkıyorsa dışarıda bu kasko en az 1100 liraya çıkıyor. Şimdi burada teminat farkı yok tam tersine bizim teminatlarımız garanti olan bir takım şeyler öbür tarafın kaskosuyla teraziye koyduğunuz zaman bizimki çok çıkıyor. Bu konudaki farklılıklardan büyük para elde ediyorlar. Haksız kazançlar çok. Plaka tahdidi konusunda isteğiniz ne durumda? Plaka tahdidi özel İstanbul a istenilen bir tahdit değil. Plaka 9 İstanbul Esnaf

10 HABER tahdidi esnafın en büyük güvencesi olacak. Bu sosyal güvenceyi eğer biz Büyükşehir Belediyesi, Türkiye Büyük Millet Meclisi, Bakanlıklar ile çözüpte esnafın önüne koyarsak bu sadece esnafa bir fayda olmaz. Bunun faydaları var. Birincisi esnafın teşekkürü, şükranı ve duası var. İkincisi bunun siyasi rantı var bunu kim verirse ciddi bir oy olarak ona geri dönecek çünkü 38 bin 500 araçtan bahsediyoruz. Bunu iki ile çarpsanız bir milletvekili rakamı çıkar karşınıza. Bu işin ekonomik rantı var. Büyükşehir Belediyesi nde plaka tahdit kararı alındığı zaman araç sahipleri tarafından ciddi bir kaynak aktarılacak. Ben bunu geçen yıl Sayın Kadir Topbaş, Avcılar-Beylikdüzü arasındaki metrobüs hattını yapabilmek için 300 milyona ihtiyacım var bugün cebimde olsa yarın başlarım demişti. İki ay içerisinde de insanlara hizmete sunarım demişti. Ben ertesi gün Kadir Topbaş a mail attım. Sayın başkanım dedim para bizde. Şartlar budur Kocaeli örneği budur, yapın plaka tahdidini metrobüs hattını servisçiler yapsın demiştim. Fakat bize geri dönülmedi. Şimdi Başbakanımıza bu konuyu götürmeye çalışıyoruz. İşte Meclis te ciddi anlamda derdimizle ilgilenen milletvekili var. Size yardımcı oluyorlar mı? Tabii, ciddi bir manada ilgi var. Bunun içerisinde iktidar milletvekili, AK Parti milletvekilleri başta Metin Külünk ve Bülent Turan olmak üzere Ahmet Baha Öğütken, Erol Kaya, Hüseyin Bürge Allah razı olsun gittiğimiz zaman neresinden gireceğiz diye düşünmüyoruz. Özellikle Metin Bey ve Bülent Bey şuraya kadar geldik şu meselenizi şuraya kadar taşıdık gibi yapılan çözümleri de önümüze koymaya başladılar. Korsanlarla ilgili sorunlarımız var. Bizim ciddi manada okullarımızda korsan servis ismi servis bunların kendileri servis değil. Bunlar bildiğimiz binek araçlar. Doblolar, kangolar işte transporterlar. Korsan taksi gibi mi? Evet korsan taksi gibi. İlk önce apartmanın kapıcısından, kapıcının kardeşinden veya kapıcının eşinden karısından başlıyor bu işler. Bizim çocukları senin bey götürsün işte bizim çocukları bizim hanım götürsün gibi konuşmalarla okulların önünde hanım servisler türemeye başladı. Bunların hiç biri servis aracı değil. Aynı işte personel servislerine bulaşmaya başladı. Personel servisleri de üç beş kişilik araçlara bu tip işte hatır gönül ilişkisiyle hiçbir vergi kaydı olmayan arabalar çalışmaya başladı. Bu da tabi sektöre zarar veriyor. Bunları ek bir iş olarak yaptıkları için bizim normal diyelim ki, bir yerden bir yere personeli 60, 70, 80 liraya götüreceğimiz zaman istediğimiz rakam bu firmaya veya işverene çok geliyor karşısındaki adam 10 lira mazot 20 lirada bana kalsın, Allah bereket versin diyor. Vergi düşünmüyor, SSK yok velhasıl. İstanbul Esnaf 10

11 Minibüsler olmasaydı, karda kışta İstanbullular ne yapacaktı? BAŞKAN YILMAZ, İSTANBUL ULAŞIMI MİNİBÜSSÜZ OLMAZ MİNİBÜSLER DEVAM: İSTESOB Başkanı Faik Yılmaz, minibüslerin daha uzun süre devam edeceğini söyledi. İstanbul da minibüslerin kaldırılacağı haberleri, 9 bin 500 minibüsçü esnafında paniğe yol açarken, meslek odası başkanları konuya açıklık getirdi. İstanbul Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (İSTESOB) Başkanı Faik Yılmaz, İstanbul un çevre semtlerinde ulaşımın minibüssüz yapılamayacağını belirterek, Hatlarda yeni düzenlemeler olabilir ancak minibüsçü esnafımız için hak kaybı olmayacaktır dedi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ın, bir televizyon programında minibüslerin kaldırılacağı, ancak esnafın mağdur edilmeyeceği şeklindeki açıklamaları, yine de İstanbul da minibüsçülük sektöründen ekmek yiyen 50 bine yakın çalışanı tedirgin etmişti. Konuya açıklık getiren İSTESOB Başkanı Faik Yılmaz, sorunu Büyükşehir Belediye Başkanı ile defalarca görüştüklerini belirterek şöyle konuştu: Bu yeni bir konu değil, İstanbul sürekli genişleyen bir şehir ve ulaşımı da buna göre yeni planlamalar gerektiriyor. Bazı hatlarda minibüsten otobüse geçilecek ama bunlar da yine hak sahibi olan minibüsçülerimizin ortaklığı ile gerçekleşecek. Planlama safhasında olan bir çok düşünce var, bunlardan biri de 9+1 dediğimiz araçlar. Ama bütün bunların bugünden yarına uygulanması imkansız. Sayın başkanımızın açıklamaları orta ve uzun vadede olacak uygulamalar. Zaten minibüsçü esnafımızın devletten ihaleyle aldığı bir hakkı var yılında, her bir minibüs için esnafımız bugünün bin lirasını ödeyerek bu hakkı almışlardı. Bu hakkın ortadan kaldırılması söz konusu olamaz. Eğer İstanbul da bazı semtlerde ve hatlarda yolcu artışından dolayı yeni planlamalar yapılırsa otobüse geçileceğini belirten Yılmaz, birkaç minibüsçünün ortaklaşa otobüs alıp çalışmasını sürdüreceğini, bunun da ileri tarihlerde ve aralıklarla gerçekleşebileceğini bildirdi. Yılmaz ayrıca İstanbul un yeni gelişen semtlerinde az yolculu bölgelerde minibüs ulaşımının şart olduğunu belirterek, İstanbul un ulaşımı minibüssüz olmaz dedi. 11 İstanbul Esnaf

12 MAKALE ESNAFIN EKMEĞİNE YENİ ORTAKLAR ÇIKIYOR yazıyorum Fikret HELVACIOĞLU Bu ay kapak konumuzu İSTESOB Kadın Kurulu nun sosyal sorumluluk üstlenmesine ayırdık. Kapaktaki ikinci konu; yıllardır küçük esnafı üye kaydeden İTO dan, İstanbul Valiliği komite kararı ile bir üyemizi geri almamız oldu. Geçen ay Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Kadir Topbaş ın bir televizyon kanalında (Cine 5) yayınlanan röportajı, minibüsçülerimizde tam bir paniğe yol açtı. Neydi bu açıklama; röportajı yapan program sunucusunun Minibüsler kaldırılacak mı? şeklindeki bir soruya, Kadir Topbaş ın Evet yakın gelecekte kaldırılacak ama minibüsçü esnafımız mağdur edilmeyecek ve onlara halk otobüs hakkı verilecek şeklindeydi. Konuyu bu sayıda geniş biçimde işledik. Aslında Kadir Topbaş ın bu açıklaması yeni değil. Zaten orta ve uzun vadede minibüslerin İstanbul a yakışır bir şekilde 9+1 araçlar ya da otobüslerle değişimi konusu hep konuşuluyordu. Ve böyle bir dönüşümün kısa vadede gerçekleşmesi de kolay değildi. İstanbul toplu ulaşımında minibüslerden vazgeçilmesi söz konusu olamazdı. Çünkü varoşlarda semtler uzak hatlara doğru yayıldıkça o bölgelerde taşıma ancak minibüslerle olacaktı. Bu değişiminde bugünden yarına hemen olması söz konusu değildi. Nitekim daha sonra yapılan açıklamalarla sektördeki bu panik, yerini sağduyu ile rehavete bıraktı. Biz bu konuya küçük bir eklenti ile noktayı koyalım; belediye başkanlığı ya da benzer büyük kurumların zirvedeki isimlerinin bu tür açıklamaları büyük önem taşıyor. Bu beyanatları yaparken de biraz dikkatli olmak gerekiyor. SERVİS ARAÇLARINDA HAKSIZLIKLAR Toplu ulaşımla ilgili bir başka konu da servis araçlarındaki haksızlıklar. Bu konuyu da Servis Araçları İşletmeleri Esnaf Odası Başkanı Hamza Öztürk le yaptığımız röportajda bulacaksınız. Özellikle personel servisi çeken bir çok araç ve şoförü, hakkını almakta büyük sıkıntı yaşıyor. Piyasada personel servislerini organize eden bir çok şirket var. Bu şirketlerin çoğunun kendi aracı yok. Ancak firmalarla personelini taşıma konusunda anlaşma yapmışlar. Firmalardan ücretleri kendileri tahsil edip servis araç sahipleri ya da şoförlerine dağıtıyorlar. İşte bütün sıkıntı bu dağıtımda yaşanıyor. Bu benzeri şirketler servisçilerin parasını geciktirebiliyor ya da hiç ödeme yapmadan ortadan kayboluyorlar. Şu anda servisçinin canı yanmış ve aylarca yaptıkları çalışmanın karşılığını ortadan kaybolmuş şirketlere kaptırmış durumdalar. Hamza Öztürk röportajında bu şirketlerden isim verebilir misiniz? şeklindeki sorumuza, Son olarak Ender Turizm isimli bir şirket 400 ü aşkın servisçinin parası ile ortadan kayboldu diye cevap veriyor. İş bununla da bitmiyor. Servisçinin emeğini sömüren şirketler, araç sahiplerine bazı taahhütler imzalatarak Benim anlaşma yaptığım petrol şirketinden yakıt alacaksın diye zor kullanıyor ve akaryakıt kartından her araç için yüzde 8.5 pay alıyorlar. Yani söz konusu şirketler, servisçilerin sırtından katmerli bir kazanç sömürme konusunda uzmanlaşmışlar. Peki bu haksızlık nasıl düzelir? Servis Araçları Odası Başkanı Hamza Öztürk, bu konuda büyük mücadele veriyor. Sorunun cevabı Hamza Öztürk röportajında. Kapaktaki ikinci önemli konu da İstanbul Valiliği Mutabakat Komite kararı ile İTO dan bir üyemizi geri almamız oldu. KAMU KURUMLARI DA FOTOĞRAFÇILARIN EKMEĞİNE GÖZ DİKTİ Bu sayıda ekmeğine ortak çıkan bir başka grup da fotoğrafçılarımız. Son dönemde kamu kurumlarının kendi bünyelerinde bir foto kabin kurarak fotoğrafçılık yapmaları, fotoğrafçı esnafımızın ekmeğini elinden almaya başladı. Mesela İstanbul daki tüm tapu müdürlükleri bunu yapıyor. Okullar keza aynı işin peşinde. Fotoğrafçı esnafımızın ekmeği ile ilgili mücadele konusunda oda başkanı Saffet Kayhan, büyük bir gayret içinde. Kayhan, konuyu yetkililere ulaştırmaya bu tür çalışmaları iptal ettirme çabasında. İşte bu konuyu da sayfalarımıza taşıdık. Dileğimiz, zaten sıkıntı içinde olan esnafımızın bu dertlerden bir an önce kurtulması. Sağlıcakla kalın. İstanbul Esnaf 12

13 HABER KAMU KURUMLARI FOTOĞRAFÇILIĞA ÖZENDİ KAMUDA TİCARET: Vergisiz, haksız rekabetin oluştuğu platformda kamu kurumlarının fotoğraf çekimi ilk defa ülkemizde gerçekleşiyor. Fotoğrafçılığa özenen kamu kurum ve kuruluşları fotoğrafçıların mesleğini ellerinden alma çabası içerisine girdi. Yakın bir tarihe kadar pasaport dairelerinde, emniyet müdürlüklerinde ve son olarak tapu dairelerinde karşımıza çıkan foto kabin cihazları şimdide okullar ve tapu daireleri gibi diğer kamu kurumlarına yayılmaya başladı. İstanbul Profesyonel Foto Sanatkarları Esnaf Odası Başkanı Saffet Kayhan, Bizlere ne ihale yapılacağı söylendi, ne de davet gönderildi. Bu konu ile ilgili hiçbir bilgimiz yok dedi. Gelişen teknoloji karşısında fotoğrafçılık mesleği yavaş yavaş yok olmaya başlıyor. Günümüzde her köşe başında fotoğrafçılık yapmaya başlayan farklı işletmeler her geçen gün artıyor. Bunlara biran önce dur denilmeli. Herkes kendi dalında, kendi bildiği işi yapmalı. Kimsenin ekmeğini elinden almamalı. Bunlarda yetmezmiş gibi resmi kurumlarda gördüğümüz, foto kabin cihazları işin tuzu biberi oldu ve fotoğrafçıları adeta çileden çıkarttı. Devletin kim veya kimler tarafından bu cihazı ne şekilde bu yerlere konulmasına izin verdiği, yapılan fotoğraf çekiminin sonunda vatandaşa yazar kasa fişi verilmeden işlem yapılması, devlet kendi içerisinde vergi mi kaçırıyor? sorusunu akıllara getirdi. Konu ile ilgili gerekli mecralara yazışmaları yapıp, sonucunun bir an önce gerçekleşmesi için elimizden geleni yapacağız. diyen Başkan Kayhan Herkes kendi işini yapmalı, haksız rekabet ve vergisiz kazanç bir an önce önlenmeli dedi. Saffet Kayhan 13 İstanbul Esnaf

14 KAPAK Kermes geliri ile şizofreni hastalarına halı tezgahı aldılar TOPLUMA KAZANDIRIM: Zihinsel engellilerden kurulu mehteran takımı, şizofreni hastalarına halı tezgahı verilirken coşkulu bir gösteri yaptılar. El Birliği Güç Birliği sloganı ile Taksim Metrosu'ndaki kermesten gelir elde eden İSTESOB Kadın Kurulu, 14 şizofreni hastasına ipek halı tezgahı hediye etti. İpek halı tezgahları, İstanbul Esnaf Odaları Birliği'nin (İSTESOB) Bakırköy'deki merkez binasında sahiplerine mehter takımı eşliğinde hediye edildi. Haldun Dormen ve bazı sanatçılarında katıldığı halı tezgahı teslim töreninde konuşan İSTESOB Başkanı Faik Yılmaz, Bu güne Kadın Kurulu sosyal sorumluluklarını halı tezgahlarını sahiplerine teslim ederek gösterdiler. İstanbul Esnaf 14

15 İSTESOB DAN SOSYAL SORUMLULUK... kadar birçok başarılı projeyle adını duyuran kadınlar kurulumuz, şizofren hastalarını iş hayatına kazandırmak amacıyla bu anlamlı organizasyonu gerçekleştirdiler. Hazırladıkları örgüleri ve temin ettikleri malzemeleri kermeste satarak elde ettikleri gelirle şizofreni hastalarına ipek halı tezgahı alan kadınlar kurulumuzu kutluyorum dedi. Yılmaz sözlerini, Hastalarımıza, engellilerimize bizler, kurumlar sahip çıkmazsa kim sahip çıkacak diye tamamladı. İSTESOB Kadınlar Kurulu Başkanı Tülay Erünsal da şizofreni hastalarına tezgahlarını takdim ederken duygulu anlar yaşadı ve İstanbul daki kadın esnaf adına organizasyonlar düzenliyoruz. Ancak en anlamlısı şizofreni hastaları için düzenlediğimiz bu çalışmaydı. Yaklaşık üç aydır bu hastaları sevindirmek adına epey uğraş verdik. Bu organizasyona destek veren herkese canı gönülden teşekkür ediyorum şeklinde konuştu. Mehter takımı eşliğinde halı tezgahları sahiplerine teslim edilirken şizofreni hastalarının sevinci de görmeye değerdi. Belediyenin down sendromlu mehter takımı, İSTESOB un El birliği, güç birliği projesine renk kattı. 15 İstanbul Esnaf

16 HABER Kadın Kurulu Başkan Yılmaz ı makamında ziyaret etti İstanbul Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (İSTESOB) Kadın Kurulu Tülay Erünsal başkanlığında, İstanbul Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Faik Yılmaz ı ziyaret etti. Ziyarete başta Kadınlar Kurulu Başkanı Tülay Erünsal, Başkan Yardımcısı Ayşe Nigar Göç ve Mine Ökten, üyeler Serpil Berat Kubak, Serpil Demir, Çiğdem Özdemir, Meryem Aydemir, Ayşen Çolak ve Ayşe Vızvız katılımı ile gerçekleşti. Kadın Kurulu Başkanı Tülay Erünsal Başkanımız Faik Yılmaz ın kadın kuruluna verdiği destek ve yardımları hiç eksik olmadı. Onun için teşekkürlerimizi sunuyoruz şeklinde konuştu. Faik Yılmaz ise, Bizim için kadın kurulunun büyük önemi var. Esnaf kadınlarımızdan oluşan Kadın Kurulu ile bu güne kadar hep beraber çalıştık. Bundan sonrada hep beraber çalışacağız dedi. KADIN KURULU ODA ZİYARETİNDE İstanbul Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği (İSTESOB) Kadınlar Kurulu Başkanı Tülay Erünsal ve üyeleri İstanbul Terlik İmalci Sanatkarlar Odası Başkanı Halil Turhan ı ziyaret etti. Bir yıldan bu yana faaliyet gösteren Kadın Kurulu hakkında çok fazla bilgisi olmadığını ve bu oluşumun kendi bünyesindeki kadın esnafa çok büyük fayda sağlayacağına inandığını ve her zaman Kadın Kurulu Üyeleri, oda başkanlarını da ziyaret ederek, bilgilendiler. destekleyeceğini belirten Başkan Halil Turhan, Belediyelerin esnaftan faaliyet belgesi istemeleri şarttır. Türk Ceza Kanunu nun 157. maddesinde faaliyet belgesi olmayan esnafın cezai hükümlere maruz kalacağı yönünde Fatih Belediyesi ne defalarca hatırlatma yaptık. Belediyemiz konuya ciddiyetsiz yaklaştı ve duyarsız kaldı. Bu konuda kadınlar kurulundan destek bekliyorum ve tüm belgelerin verilmesi için gerekli çabanın gösterilmesini rica ediyorum dedi. İstanbul Esnaf 16

17 BAŞÖĞRETMEN SUAT YALKIN ANILDI Esnafın başöğretmeni uat Yalkın, vefatının üçüncü yıl dönümünde 14 Ocak günü mezarı başında anıldı. 26 yıl süre ile liderliğini yaptığı İstanbul Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği (İSTESOB) yönetimi, Suat Yalkın için bir tören düzenledi. İstanbul Topkapı Eski Kozlu Mezarlığı nda gerçekleştirilen anma töreninde Yasin-i Şerif okundu. Anma törenine çok sayıda esnaf odaları yöneticileri ve sevenleri katıldı. Anma töreni sonunda bir açıklama yapan İSTESOB Başkanı Faik Yılmaz, Başöğretmenimiz merhum Suat Yalkın, esnaf ve sanatkârın, kendine güven duygusunu artırmış, 26 yıllık başkanlığı süresince, ülkemizin gelişen ekonomisinde kendine güvenen bir esnaf temsilcisi profili çizmiş, Esnafın altın çağında dik durmayı öğretmişti. Ruhu şad olsun dedi. Şimdi onun bıraktıklarına yeni şeyler eklemek ve geliştirmek zamanıdır diyen İstanbul Esnaf Sanatkârlar Birliği Başkanı Faik Yılmaz sözlerine şu şekilde devam etti. Bu hem merhumun anısına hem de gelecek nesillerimize borcumuzdur. Güven duygumuz zor günde de yerindedir. İhtiyacımız olan birlik duygusunu, omuz omuza büyütmek, kenetlenmek, ilkelerimizi sağlam temeller üzerine oturtmak ve geleceğe hazır, kurumsal bir anlayışla dönüşmek ve zor günde, zor koşullarda mücadele gücünü diri tutmaktır. Bize bıraktığın, anlamlı ödev ve öğrettiklerin için, aziz hatıran önünde saygıyla eğiliyor, Cenabı Allah tan rahmet diliyorum dedi. 17 İstanbul Esnaf

18 HABER GIDA İŞİNDE KALİTE, FİRMAYI BÜYÜTÜYOR Boğazın en nezih semtindeki Emirgan Sütiş firması, hızla büyümeye devam ediyor. Son 50 yıldır burada satılan ürünler organik olduğu için Emirgan Sütiş, bölgede oldukça tanınıyor. Emirgan Sütiş i işleten İstanbul Muhallebici Sütçüler Odası Başkanı Mevlüt Kocadağ, Türkiye de bir marka haline gelen Emirgan Sütiş i dünyaya da duyurmak istediklerini belirtti. Emirgan Sütiş in yurtdışına açıldığı müjdesini veren Kocadağ, Kuveyt ile ilk anlaşmalarını yaparken, bayilik (franchise) vermediklerini de sözlerine ekledi. Mevlüt Kocadağ şöyle devam etti; Bayilik (franchise) verdiğimiz zaman bizim uyguladığımız çoğu işlem gerçekleşemeyebilir. Bayilik (franchise) verip de biz müşterilerimizi bu kaliteden mahrum etmek istemiyoruz. Para kazanalım diye insanlara sağlıksız ürünler sunmaktansa, büyümektense kendi işimizin başında durarak, işi kendimiz yaparak hem kendimizin hem de müşterilerimizin kafasını rahatlatmak zorundayız. Bunlara örnek verecek olursak, bizim işimizdeki ürünler diğer sektörlerdeki gibi değil. Ürünler raflarda en fazla 3 gün süre ile durabilir. Üç günün sonunda işletmemizin raflarında bulunan mallar kesinlikle kaldırılır. Biz günlük süt işliyor ve satıyoruz. Manda sütünü, işin ehli kişilerden taze olarak alıyor, aynı tazelikte işliyor, taze olarak müşterilerimize sunuyoruz. Peynirimiz, yumurtamız, domatesimiz, biberimiz, salatamız çok özenle seçilir. Yoğurdumuz bile Anadolu yoğurdudur yılından beri boğazda kahvaltı fikrini ilk biz başlattık. Başlattığımız bu kahvaltı furyasını şuanda boğaz hattı üzerinde yüzlerce dükkân yapıyor ve kendilerine ekmek kapısı sağladıkları gibi işçi istihdamı da sağlıyorlar şeklinde konuştu. Kocadağ, müşterilerinin kendilerinden korkmamasını istediğini ifade ederek şunları söyledi: Çayımızı bile Rize den özel olarak toplatıyor, toplattığımız çayımızı 1 sene dinlendirip musluk suyu ile değil damacana su ile demliyor müşterilerimizin damak zevkine sunuyoruz. Hormonlu olan hiçbir ürün bizim kapımızdan içeri giremez. Ekmeğimizi bile kendimiz üretiyoruz. Her şey tamamen doğal, sağlıklı olunca hafta sonları özellikle kahvaltı sırası için bekleyen müşterilerimiz oluyor. Bu bekleme süresini de 160 personelimiz ile ortadan kaldırıyoruz. Biz bu çizgide ilerliyor, kesinlikle kaliteden ödün vermiyoruz. Burada müşterilerimizin damak tadına sunmak için ürettirdiğimiz ürünleri İstanbul un en lüks semtinde ki bir şarküteride bile bulmanız imkansız. Bu ürünler Emirgan Sütiş e özel olarak imal ediliyor. İstanbul Esnaf 18

19 Emirgan da hızla büyüyen bir çınar Mevlüt Kocadağ Emirgan Sütiş böyle ilerledi ve müşteri portföyünü oluşturdu dedi. Emirgan Sütiş e rakip olmaya çalışanların bulunduğuna değinen Mevlüt Kocadağ, elbette rakiplerinin de olacağını söyleyerek, seçimin tüketiciye ait olduğunu belirtti ve sözlerine şöyle devam etti: Müşterilerimiz bizim ürünlerimizi tadacak, hizmetimizi, güler yüzümüzü, temizliğimizi, mekânlarımızdaki nezihliği görecek ve sonrasında bunun kararını kendileri verecekler. Emirgan Sütiş olarak biz bunu başardık ve kendimizi yüzde 80 başarılı kılıyoruz. Bayilik (franchise) almak isteyenlere de mesleğin zorluklarından bahseden Kocadağ, yatırımcılara ufak tüyolar vermeyi de ihmal etmedi. Bu işler dışarıdan görüldüğü kadar kolay değil. Bu tür işlerin mutfağında yetişmek, büyümek gerekiyor. İyi bir alt yapı, iş bilgisi, deneyim ve yönetici ruhu gerekiyor. Bu gibi işlere girecek olan hiçbir bilgisi ve deneyimi olmayan yatırımcılar paralarına yazık ediyor. Bayilik (franchise) bedeli olarak 2 yüz bin dolar, 3 yüz bin dolar civarında ödeme yapılarak kurulan işletmeler, ne yazık ki bir senesini tamamlamadan iş yerlerini kapatmak zorunda kalıyorlar. Ben bunları gördüğümde çok üzülüyorum. Bahsedilen paralar az meblağlar değil. Herkes bildiği işi yapmalı. Son zamanlarda çoğu işletmeler gibi Emirgan Sütiş in de yemek fişleri ile ilgili yaşadığı sıkıntılarına değinen İstanbul Muhallebiciler Sütçüler Odası başkanı Kocadağ: Yemek fişleri esnafın en büyük sıkıntılarının başında geliyor diyerek oda başkanlarını ve esnafı sağduyuya davet etti. Benim görüşüm yemek fişleri İstanbul da ki esnafın en önemli sıkıntısı haline gelmiş durumda. Yemek fişi adı altında çok büyük komisyon ve haksız kazanç elde edenler var. Tüm oda başkanları kendi odalarındaki esnafı ikaz ederek, esnafın bir boykot oluşturmasını sağlayabilir. İstanbul daki müşterilerimize bu durumu bildirerek belirli bir tarihe kadar yemek fişleri geçerli, belirli bir tarihten sonra ise bu işletmede yemek fişleri geçerli değildir tarzında çalışma yapmaları lazım. Yemek fişleri sayesinde işletmelerin yüzde 7-10 gibi giderleri oluşuyor. Çoğunlukla hiçbir esnaf müşterisini ziyan etmek istemez. Müşterinin kaçacağını düşünen esnaf ister istemez bu sömürüye boyun eğmek zorunda kalıyor. Bu durumun faturası da müşteriye yansıtılıyor. Bu düzen çok büyük komisyon ve haksız kazanç kapısı haline gelmiştir. İşletme sahibi olan esnaf arkadaşlarımıza bin bir yalanlarla, vaatlerle imzalatılan sözleşmelerin gerçek yüzü sonradan ortaya çıkıyor. Bunu birliğimizle birlikte hep beraber halletmemiz gerekiyor diyerek sözlerini noktaladı. 19 İstanbul Esnaf

20 HABER Mahrukatçılar, Bizden başka her esnaf ithal kömür satıyor diye yakınıyor... Önceleri ısınmak için sobalarda tüketilen odunlar günümüzde artık sadece şöminelerde kullanılıyor. Sobalar tarihe karışınca odun artık sadece şöminelerde kullanılmaya başladı. Bir yandan kaloriferler, diğer yandan kombiler ısıtma sisteminde ağırlıklı olarak kullanılırken, şömineli lüks ev sahipleri ise odun kullanmaya devam ediyor. Yani mahrukatçıların odun müşterileri sadece şömineli ev sahipleri oldu. İstanbul Mahrukatçılar Odası Başkanı Muvakkar Garzan, artık eskisi gibi soba kullanan olmadığı için odun müşterisinin değiştiğini belirterek, Zaten fiyat olarak da odunla ısınmanın maliyeti hayli yüksek kaldı. Doğalgaz bile odunla ısınmanın altında kaldı. Böyle olunca da odun müşterisi şömine sahibi lüks evler oldu dedi. İstanbul Esnaf Dergisi nin soruları ve Muvakkar Garzan Başkan ın cevapları şöyle sıralandı: Sayın başkan odun kömür kime satılıyor? diye soracak olursak herhalde şöminesi olanlara diyeceksiniz. Bakıyorum logonuzda da şömine kullandınız artık bundan sonra herhalde odun, soba kullananlara satılamayacak çünkü soba kullanan kalmadı. Yeni hedef kitleniz şömine kullananlar oldu, bir de taş fırınları olanlara satıyorsunuz herhalde? M.G.: Evet müşteri ve hedef kitlesi değişmiş oluyor. Değişti ama İstanbul büyük bir metropol. İstanbul un 15 milyondan fazla nüfusu var. İstanbul un ihtiyacı bitmiyor. Yeter ki siz İstanbul un ihtiyacını temin edin. Pazarlamaya hazır olun. Müşteri sıkıntısı yaşamıyoruz diyebilir misiniz? Müşteri sıkıntısı yaşıyoruz tabi. Çünkü artık soba yakmayı kendine zül addediyor insanlar. Tüp gaz sobaları çıkmıştı onlar şimdi kalktı. Elektrik sobaları var veya da klima alıyor yazın serinliyor kışın da ısındığını zannediyor. Onunla ısınılmaz aslında ama ne çare ki yani öyle bir kolaylık varken de insanlar bu zahmetlere girmek istemiyor. Haklıdır da insanlar. Hepimiz çalışmamızın karşısında konforu elde etmek için uğraşıyoruz. Konforu elde eden insanlar eski Muvakkar Garzan İstanbul Esnaf 20

21 ODUN, LÜKS YAKACAK OLDU geçiyor ve zaten sezon bitiyor. Ocak ta başlasak Mart ta sezon bitiyor. Gerçek manada kurumlar birbirleriyle koordineli olarak çalışmıyor. Biz de bir kurumuz, belediye de bir kurum ama bizim hakkımızı korumuyor bir şekilde. usullerde ısınmak istemiyorlar. Ama biz yinede insanlarımıza hizmet etmek istiyoruz ve bu işi takip eden yine esnafımız var. Biraz önce konuştuğumuz gibi mesela fırınlık odun veya kebapçılarda taş fırınlarda kullanıyorlar. Bu lezzet farkı yaratıyor. Mangal kömürü kullanımı arttı. Mangal kömürünü işte insanlar mesirelerde kullandıkları ızgara yaptıkları gibi kebapçılar da mangal kömürünü kullanıyorlar. Bazı kebapçılar doğalgaza geçmiş durumdalar bazı fırınlar hem odunlu, hem doğalgazlı yaptırdı fırınlarını bu şekilde tabii ki bizim pazar payımız gittikçe azalıyor. Esas önemlisi şu biz kömür ve odundan başka bir şey satamadığımız halde başka esnaf grupları bizim sattığımız malları da satıyorlar. Mesela kimler? Mesela bakkallar, tüpçüler, sucular, oto yıkayıcıları, mangal kömürü satıyor. Herkes ithal torba kömürünü satıyor. Halbuki bize Çevre ve Şehircilik Bakanlığı nın verdiği özel bir izin var. Katı yakıt satıcı belgesi olmadan kimse torba kömür satamaz. Yaptırımı biz uygulayamıyoruz Çevre ve Şehircilik Bakanlığı nın müdürlükleri uygulayacak bizim müracaatımızla uygulayacaklar ama maalesef şimdi beş veya on memurla koca İstanbul a yetişmek mümkün değil. Her sokakta zaten birkaç tane tüpçü, sucu, oto yıkamacı veya garaj var. Biz daha önceden de 7-8 seneden beri bunun mücadelesini veriyorduk. Böyle bir karar çıkmadan önce biz serbest ticaretin karşısında değiliz. Kayıtsız ticaretin karşısındayız. Şimdi bizim yanımızdaki bakkal olsun veya başka bir esnaf olsun o da gitsin mahrukatçı olarak Mahrukatçılar Odası na kayıt olsun o da vergi hanesine kömür satıcısı yazdırsın tamam yanımızda satsın. Allah kime kısmet ederse o kazansın kazancını. Bir haksız kazanç oluyor ortada şimdi biz bir kere ruhsat çıkartmak için senede 500 TL ruhsat harcı ödüyoruz her sene. Yaklaşık odaya lira aidat ödeyeceğiz, işte buyurun 750 lira para. Şöyle böyle 1000 TL para ediyor. Bunu o bakkalda her sene versin benim yanımda satsın o zaman şartlar eşit olur. Bizim istediğimiz bu. Birçok değişik konularda belediyelere başkan yardımcılarına izah ettik ancak sonuç alamıyoruz kış bitiyor. Biz takip ediyoruz tabi bunları yaparken 1,5 ay Isınma maliyeti açısından şu an odun mu daha ucuz yoksa kalorifer mi? Isınma maliyeti açısından değerlendirdiğimizde şüphesiz ki kalorifer daha ucuz. Odun ile ısınma lüks oldu. Odunun tonu lira arası kömürün tonu ise 600 TL yi geçiyor. Kömürde fiyat yüksek ama o kömürler kaliteli 7 bin kalorili kömürde fiyat böyle. Bir de kömürden zehirlenmeler çok oluyor bunun nedeni? Her sene maalesef birçok ithal kömür yakan vatandaşımız dikkatsizliğinden zehirleniyor. Aslında kömür zehirlemez insan kendini zehirler. Yakmaya uygun bir şekilde yakılmazsa kömür zehirleyecektir. Kömür hep üstten yakılmalıdır. Kovalı sobalarda yakılmalıdır. Üstten yakılırken biraz zahmetlidir ama bir parça çocuk gibi bakılırsa bir kere tutuştu mu kömürün içerisinde ne varsa yanar. Klasik usulde odunu yaktın üstüne kömür at orada o kömürün gazı ve kömürden kopan parçacıklar bacaya uçar gider. Hem bacanızı doldurur kül olarak geri düşer. Hem de yanmadan geçer gider hava kirliliği, is, kurum gibi durgun havalarda oluşumlar meydana gelir. Bilhassa durgun havalarda böyle çekinti havzalarında olan yerleşimlerde hava kirliliği hemen kendini belli eder. Çünkü üstten yakıldığı vakit üstte devamlı ateş olduğu için bütün gaz ufak parçacıklar, hep o alevin içinden geçmek zorunda. Kömür yanacak, yandığı vakitte karbondioksit ile su buharcığı oluşturacak ki bunun da doğaya zararı yok. 21 İstanbul Esnaf