ERKEN GEBELİK KAYIPLARINDA HOMOSİSTEİN DÜZEYİNİN ROLÜ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "ERKEN GEBELİK KAYIPLARINDA HOMOSİSTEİN DÜZEYİNİN ROLÜ"

Transkript

1 T.C SAĞLIK BAKANLIĞI ZEYNEP KAMİL KADIN ve ÇOCUK HASTALKLARI EĞİTİM ve ARAŞTIRMA HASTANESİ KADIN HASTALIKLARI ve DOĞUM KLİNİĞİ KLİNİK ŞEFİ: Op. Dr. Sadiye EREN ERKEN GEBELİK KAYIPLARINDA HOMOSİSTEİN DÜZEYİNİN ROLÜ (Uzmanlık Tezi) Dr.Çetin KILIÇÇI İstanbul

2 ÖNSÖZ Zeynep Kamil Kadın ve Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi ndeki eğitimim boyunca bilgi ve deneyimleriyle bize her zaman destek olan Başhekimimiz Sayın Op. Dr. Sadiye EREN e, asistanlık eğitimim süresince bilgi ve deneyimlerini her zaman paylaşan kıymetli hocalarım Sayın Doç. Dr. Ateş KARATEKE ye, Sayın Op. Dr. Mehmet ULUDOĞAN a, Sayın Op. Dr. Vedat DAYICIOĞLU na, Sayın Doç. Dr. Özay ORAL a, Sayın Doç. Dr. Cem FIÇICIOĞLU na teşekkür eder, sonsuz saygılarımı sunarım. Asistanlığım süresince ve tez çalışmamda yardım ve önerilerini esirgemeyen Op. Dr. İlknur AKÖZ e ve diğer başasistanlarıma, uzmanlarıma ve tüm sevgili asistan arkadaşlarıma, hemşire, ebe ve personelimize teşekkür ederim.. Tüm asistanlık sürem boyunca bana gösterdiği destek ve yardımlarını hiçbirşeyle ödeyemeyeceğim eşim Derya Ülker KILIÇÇI ya ve aileme sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Dr. Çetin KILIÇÇI 2

3 İÇİNDEKİLER 1- GİRİŞ GENEL BİLGİLER MATERYAL VE METOD BULGULAR TARTIŞMA SONUÇ KISALTMALAR KAYNAKLAR

4 I-GİRİŞ Erken ve spontan gebelik kayıpları sık karşılaşılan jinekolojik problemlerdir. Günümüzde transvajinal ultrasonografinin kullanımının yaygınlaşması, serum BhCG ve progesteron düzeyi gibi biyokimyasal belirteçlerin ölçülmesi ile erken gebelik kayıpları, fizyolojik kanama, ektopik gebelik ve trofoblastik hastalıktan ayırtedilebilmektedir. Böylece spontan gebelik kayıplarının tedavisinde cerrahi seçeneğe ilave olarak, tıbbi tedavi ve gözlem uygulanabilmektedir. Bununla birlikte prognozu tespit edebilecek bir test bulunmamıştır. Doğal seleksiyonun bir süreci olarak düşünüldüğünde spontan abortuslar, insan neslini koruyan bir araç rolü oynamaktadır. Böylece canlı doğan infantlardaki kromozom anomalisi oranı düşük olmaktadır. Bu abortusların %75 i 16 gebelik haftasından, %62 si ise 12. gebelik haftasından önce olmaktadır. Bazı spontan abortus vakalarında etyoloji çok açık iken, bazılarında belli değildir. Hiperhomosisteinemi ve maternal trombofililer spontan abortus etyolojisinde suçlanmaktadır. Biz bu çalışmada etyolojisi karanlık olan erken gebelik kayıplarında, serum HCY düzeyini inceledik. 4

5 II-GENEL BİLGİLER ERKEN GEBELİK KAYIPLARI Erken gebelik kayıpları, mekanik yada farmakolojik girişim olmaksızın gebeliğin 20. haftadan önce sonlanmasını ifade etmek için kullanılan bir terimdir. 12. gebelik haftasına kadar olan abortuslara erken abortus, gebelik haftaları arasında olan abortuslar ise geç abortus olarak adlandırılmaktadır(2) yılında dünya sağlık örgütü(who), gebelik ürününün ağırlığı ve gebelik sürecini kriter alarak yeni bir abortus tanımı getirmiştir. Bu tanıma göre, 20. gebelik haftasından önce, 500 gramdan daha az embiryo veya fetüs ve eklerinin, tamamının yada birkısmının uterus kavitesi dışına atılması olayına abortus denilmektedir(3). Bazı Avrupa ülkelerinde bu sınır 1000 gramdır. Aborus nedeniyle olan vajinal kanamalar birinci ve ikinci trimesterde olan kanamalar arasında ilk sırayı almaktadır. Abortuslar kanama yapması dışında neden olduğu obstetrik komplikasyonlar sebebiyle de önemli bir patolojidir. Spontan abortusların çoğu embriyonun ölümünden sonraki 1-3 haftalarda gerçekleşir. Başlangıçta desidua bazaliste kanama vardır. İmplantasyon yerinde inflamasyon ve nekroz oluşur. İmplantasyon yerinden ayrılan embriyo uterus içinde yabancı cisim olarak algılanır ve uterin kontraksiyonlarla serviks açılır. Gebelik ürünü dışarı atılır (4). Gebelik kesesi içerisinde sıvı ve masere embriyo görülür. Embriyo görülmezse buna blighted ovum (anembiryonik gebelik) denir. Gebelik ürünü uzun süre dışarı atılmamışsa etrafındaki kan pıhtıları organize olarak nodüler kırmızı kitle oluşur, buna karneöz moll, kan molü veya breus molü denir. Amnion sıvısının rezorbsiyonu sonucu kompresyona ve rezorpsiyona uğramış fetusa fetus papyraceus denir. Tüm abortus meteryallerinin histolojik incelenmesinde plesental villuslarda dejenerasyon görülmüştür(5). Abortuslar oluş şekline göre üç guruba ayrılır; 5

6 1) Subklinik Abortus (Belirlenemeyen Abortus): Klinik olarak tespit edilmeyen, sadece biyokimyasal olarak gebeliğin mevcudiyeti bilinen olgulardaki, zamanında yada birkaç gün geciken menstrüel kanama ile oluşan abortuslar (6). 2) Erken Abortuslar: 12. gebelik haftasının sonuna kadar oluşan abortuslar. 3) Geç Abortuslar: 13. gebelik haftası ve 20 gebelik haftasının sonuna kadar ki olan süre arasında oluşan abortuslar.. Abortuslar oluş şekline göre iki guruba ayrılır. 1) Spontan Abortuslar: Hiçbir zorlama veya girişim (cerahi yada medikal) olmaksızın oluşan abortuslar. 2) Zorlanmış(Provake, İnduced ) Abortuslar: Bu grup kendi arasında 2 alt guruba ayrılır. a) Terapötik Abortuslar: Bir gebelik olgusu annenin veya fetusun sağlığını tehdit ederek veya her ikisine de olumsuz etkiler yaparak seyir gösteriyorsa, bu tür olguların 20. gebelik haftasından önce zorunlu bir şekilde sonlandırılmasıdır. b) İstemli (Kriminal,Elektif ) Abortuslar: Ortada anne ve fetus açısından hiçbir tıbbi sorun yokken, istenmeyen bir gebelik olgusunun 20. gebelik haftasından önce sonlandırılmasıdır. Abortuslar tamamlanma şekline göre 2 guruba ayrılır. 1) Komplet abortuslar: Embriyo veya fetus ve eklerinin tamamen uterus kavitesi dışına atılmasıdır. 2) İnkomplet abortuslar: Embriyo veya fetus ve eklerinin bir kısmının uterus kavitesi dışına atılıp, bir kısmının ise kavitede kaldığı durumdur. Klinik seyrine göre abortuslar beş grupta incelenir; 1)Abortus imminens (Düşük tehdidi) 2)Abortus incipiens(önlenemeyen düşük) 3)Missed abortuslar 4)Habituel abortuslar 5)Septik abortuslar 6

7 Abortus imminens (Düşük tehdidi): Gebeliklerin %25 inde görülür. Kanama genellikle azdır ve bu kanama kahverenkli akıntdan, parlak kırmızıya kadar değişiklik gösterebilir. Kanama genellikle kramp veya pelvik ağrı şeklinde görülen hafif bir ağrı ile birliktedir. Pelvik muayenede serviks kapalı ve silinmemiştir. Düşen doku ve membran rüptürü yoktur. Uterus beklenen haftasına uygun büyüklüktedir(7). Abortus imminens vakalarının %50 si düşükle sonlanır. Gebeliği devam edenlerde konjenital anomali riskinde artış bildirilmemiştir. Ancak preterm doğum, düşük doğum ağırlığı ve perinatal mortalitede artmış risk bulunmuştur(8). Tedavi konservatiftir. Hasta yatak istirahatine alınır. Gerekirse sedatize edilir. Koitus yasaklanır. Kan tablosuna göre kan transfüzyonu yapılır. İzole korpus luteum yetmezliği dişındaki nadir olgular dışında progesteron preparatı vermemek gerekir. Bu olgularda da kanama başlamadan tedaviye başlanmalıdır. Kontrolsüz progesteron tedavisi ile missed abortus olasılığı artar. Testesterondan elde edilen progesteron preparatı dişi fetusta virilizasyona neden olur(9). Abortus incipiens(önlenemeyen düşük): Abortus imminens semptomları olan, servikal yetmezliği olmayan gebede internal servikal os un dilate olması ile meydana gelir. Kanama fazladır. Ammnion zarı yırtılmıştır ve pelvik ağrı vardır(10). Abortus incompletus (Tam olmayan düşük): Embriyo veya fetus ve eklerinin bir kısmının uterin kavite dışına atılıp bir kısmının kavitede kaldığı durumdur. Doku kaybı ile birlikte vaginal kanama ve ağrılı uterus krampları vardır. Tedavi uterin kavitenin boşaltılmasıdır(11). Abortus kompletus : Embriyo veya fetus ve eklerinin tamamının uterus kontraksiyonları ile uterin kavite dışına atılmasıdır. Tedavide uterin kavite keskin küretle kontrol edilmelidir. Missed abortus(ölü düşük): İntrauterin fetal viabilite kaybının olduğu ancak diğer abortus tiplerinde görülen kanama, servikal dilatasyon gibi bulguların olmadığı durumdur. Ultrasonografide fetal viabilite saptanmaz ve takiplerde B-hCG artmaz.tedavi uterin kavitenin keskin küretle boşaltılmasıdır. Ciddi koagülasyon defekti ve kanama görülebilir(12). 7

8 Habitüel abortuslar(rekürren abortuslar, tekrarlayan düşükler): Geleneksel olarak son menstruasyon tarihinden itibaren 20. gebelik haftasından önce klinik olarak fark edilmiş 3 veya daha fazla gebelik kaybı olarak tanımlanır.tekrarlayan gebelik kayıpları yaklaşık olarak her 300 gebelikte bir görülür.ancak gebelik kaybından önce fetal kalp aktivitesi saptanmışsa, kadının yaşı 35 ten fazla ise veya çiftin gebelik elde etmede zorluğu varsa iki spontan abortusun sonrasında gebelik kaybı için klinik araştırmaya başlanmalıdır.tekrarlayan erken gebelik kaybı nedenleri olarak ;İmmünolojik faktörler % 20-50, endokrin faktörler %17-20, anatomik faktörler %12-16, genetik faktörler %3.5-5, enfeksiyöz faktörler 0.5-5, diğer faktörler(trombotik fak, çevresel fak.erkek fak. v.s) %10 olarak sıralanabilir. Septik abortus: Daha çok proveke abortuslarda nadiren spontan abortuslarda görülen yüksek ateş, piskokulu kanlı akıntı, karın ağrısı ve uterin hassasiyetle kendini gösteren bir tablodur. Olay endometrit ile başlar. Tedavi edilmez ise panmetrit, pelviperitonit ve septisemiye ilerler. En sık etken olan bakteriler E.Coli, Enterik gram negatif bakteriler, B-hemolitik treptokoklar, Stafilokoklar, Bakteroides ve Clostridyumlardır. Tedavide enfeksiyonu ortadan kaldırmak esastır. Antibiyoterapi başlanır ve enfekte nekroze endometriuma küretaj uygulanır. Gerekirse histerektomi yapılır. Hastanın septik şok tablosuna ilerlemesi engellenir. 8

9 İnsidans İnsan üreme sisteminin çok önemli bir özelliği yüksek kayıp oranıyla çalışan bir sistem olmasıdır. Klinik olarak tanınan gebeliklerin %10-12 si kaybedilir. Eski verileri esas alan ve %15-40 arasında verilen oranların doğru olmadığı hem retrospektif hemde prospektif çalışmalarla ortaya konmuş durumdadır(13). Türün devamlılığı açısından ilk bakışta başarısızlık gibi görünen bu durum, türün sağlığının korunması açısından değerlendirildiğinde yüksek bir başarıyı yansıtmaktadır. Türlerin pek çoğunda kromazomal olarak anormal bir sperm veya ovum varlığında fertilizasyon gerçekleşmez. Yani gametogenez anormallik potensiyeli taşıyan bireyleri ayıklama basamağı olarak iş görür. İnsanlarda ise bu ayıklama basamağı gametogenez sürecinde son derece yetersizdir. Bu nedenle kromazomal olarak anormal olsalar bile ovum ile sperm yinede fertilize olabilmektedir. Fertilizasyondan sonra ise ayıklama süreci çok etkin bir hale gelir. Bu etkinlik insanlarda spontan gebelik kayıplarının temelini oluşturmaktadır. Bu kayıpların çoğu gebelik henüz tanınmadan gerçekleşir. Öyleki fertilizasyondan sonra ortaya çıkan 86 embriyonun 16 sı implante olmadan 27 si ise klinik olarak tanınmadan önce kaybedilir(14). Gebe kalmaya çalışan ve geç lüteal fazda yapılan BHCG ölçümleri pozitif sonuçlanan fertil kadınların %8-%57 sinde beklenen tarihinde mensin başlamış olması da bunu desteklemektedir.(15) Bu bulgular kimyasal gebeliklerin sanılandan daha fazla olduğunu ve bunların önemli bir kısmının kaybedildiğini göstermektedir. BHCG testleriyle bir önceki siklusunda preklinik kayıp yaşadıkları saptanan olguların %35 i bu kaybı izleyen ilk ayda, %95 i ise daha ileri dönemde çocuk sahibi olabilir(16). Bu nedenle spontan gebelik kaybı yaşayan hastalara bunun insan türüne özgü, iyi bilinen ve aslında sonuçları açısından son derece hayırlı bir işlev olduğunu, doğal ayıklamadan öte bir anlam taşımadığı özellikle anlatılmalıdır. Erken Gebelik kayıplarında Etiyoloji Etyolojik faktörleri başlıca 3 gurupta toplayabiliriz. 9

10 1) Embriyoya ait faktörler 2) Maternal faktörler 3) Paternal faktörler 1)Embriyoya ait faktörler: Çoğu kez ilk trimesterde görülür. Kayıpların %65 inde kromazomal anormallik saptanmıştır(17). Monozomi X(45X0), %14.6 oranı ile tek başına en sık rastlanan anormalliktir. Trizomiler ise grup olarak tüm kayıpların %46 sından sorumludur. (18) Trizomi 16 trizomiler içerisinde en sık rastlananıdır. Bir başka sık rastlanan anomali ise % 20 lik bir oranla triploidilerdir. Trizomi 16 nın hiçbir yeni doğanda görülmemesi oldukça fetal etkili olduğunu düşündürmektedir. 21 ve 22. kromozomlardaki trizomiler ikinci siklıkta yer alır. Yenidoğanda trizomi 21 olgularına rastlanması fetal etkili olmadığını düşündürmektedir. Trizomi olgularında esas patoloji 1.mayoz bölunme sırasındaki homolog kromozomların ayrılmamasıdır(nondisjunction). Trizomi olgularında daha sıklıkla anne oositi (%81), daha az oranda ise spermiumdaki (%19) ayrılmama nedendir. Abortuslara neden olan diğer kromozom anomalileri ise triploidi(%15.5), tetraploidi(%5.6), translokasyonlar(%3.8) ve mosaizm(%1.5) gibi patolojiler sayılabilir. Bazı trizomi 21(down sendromu) ve monosomi X (Turner sendromu) olguları spontan abortusla sonlanırken, bazıları doğabilmektedir.bunun nedeni olarak abortusa giden olgularda bu kromozom anomalilerine eşlik eden fetal etkili başka kromozom anomalilerinin varlığından bahsedilmektedir. Yine ilk trimesterde spontan abortusa yol açan başka bir embriyonal faktör, konjenital organ anomalileridir.(nöral tüp defekti,duedonal atrezi,özefagus atrezisi v.s) Özellikle ilktrimesterde radyasyon, bazı enfeksiyonlar ve kimyasal toksik etkili madelerde embriyoda teratojenik etki yaratarak spontan abortusa neden olur. İkinci trimesterde spontan abortus nedeni olarak Eritroblastosis Fetalis, plasenta anomalileri de sayılabilir. 2)Maternal faktörler: Anneye ait faktörler daha ziyade 1.trimester sonu ile 2.trimester abortuslarına sebep olur. 10

11 a) Enfeksiyonlar: Enfeksiyon nedeni ile abortus olan olgularda abortusa gidiş nedeni olarak fetusun enfeksiyondan etkilenmesinden ziyade enfeksiyonun uterus duvarını penetre etmesidir. Transplesental yolla korion ve amnion sıvısına geçen enfeksiyöz ajanlar, korioamnionit tablosu oluşturmakta, açığa çıkan prostaglandinler uterin kontraksiyonlara neden olmakta ve bunun sonucunda abortus oluşmaktadır. Ancak alt genital trakta yerleşmiş ureoplasma urealiticum, mycoplasma hominis enfeksiyonlarında spontan abortus insidansının arttığı gözlenmiştir. Yine Listeriosis, Toksoplazmosis, rubella, nadiren bruselloz, clamidya ve diğer bazı bakterial enfeksiyonlarda da spontan abortus insidansının yüksek olduğunu görmekteyiz. Pyelitis, apandisitis gibi bazı akut enfeksiyonlar genel septisemi ve yüksek ateş yaparak uterus aktivitesini arttırıp, abortusa neden olabilirler. Virüsler bakterilerden daha küçük olması nedeni ile transplesental yolla geçip fetusu etkilemeleri daha kolay ve sık olur. Örneğin rubella enfeksiyonu fetal anomalilere neden olur. Bu olgularda abortus fetal anomali nedeniyle olabilir. Sitomegalovirüs, Herpes Simpleks tip2, İnfluenza ve kızamık enfeksiyonlarında da abortus insidansında artış olduğu gözlenmiştir. Cinsel yolla bulaşan hastalıkların toplumsal bir sorun haline geldiği gelişmiş ülkelerde HSV en sık saptanan etkendir. Genital enfeksiyon gebeliğin ilk yarısında veya gebelik öncesi son 18 ay içerisinde oluştuğunda daha büyük risk oluşturmaktadır.(19) b) Endokrin bozukluklar: Corpus luteum yetmezliğinde spontan abortus çok sık olarak izlenir. Corpus luteum salgıladığı progesteron nedeni ile özellikle gebeliğin ilk 8 haftası için çok gereklidir. Bu dönemde Corpus luteum herhangi bir nedenden dolayı çıkarılacak olursa 4-7 gün içerisinde abortus olur. Eğer gebeliğin 10. haftasından sonra çıkarılacak olursa plesentanın devreye girmesi nedeni ile abortus insidansında bir artış olmaz. Böyle durumlarda sadece Corpus luteumda sentezlenebilen ve plesentada sentezlenemiyen 17-alfa hidroksiprogesteron düzeylerine bakılarak tanıya gitmek gerekir. Yetersiz progesteron zigotun, desidual reaksiyona ve annenin gebeliğe olan immün cevabına kötu etkilerde bulunarak abortusa sebep olur. 11

12 Ayrıca tiroidin hipo veya hiper fonksiyon durumlarında da spontan abortuslar sıkça görülmektedir. DM da kan şekeri iyi regüle edilemediği zaman intra uterin fetal ölüm ve abortus sık görülmektedir. c) Beslenme bozuklukları: Çok ileri derecedeki beslenme bozukluklarının abortusa yolaçabileceği vurgulanmaktadır. d) Toksik nedenler: Ameliyathanelerde çalışan bayanlarda, spontan abortus insidansının yüksek olduğu belirtilmektedir. Anestezik gazların fetusa olan toksik etkisi, çevre kirliliği, sigara ve alkol, radyasyon, talidomid, kurşun zehirlenmesi, uzun süreli maternal hipoksi, folik asit antagonistleri, annenin X ışınlarına maruz kalması abortus ve konjenital anomalili bebek riskini artırmaktadır. Yalnız X ışınlarının embiryotoksik etki göstermesi için gebe kadının 5 rad üzerinde X ışınına maruz kalması gerekmektedir. Ayrıca her gün içilen yarım paket sigara spontan gebelik kayıp riskini 1.2 kat arttırmaktadır.(20) e) Genital organ anomalileri, pozisyon bozuklukları ve tümörleri: Uterus kavitesini çok küçülten konjenital anomaliler (füzyon bozuklukları, bikornuat uterus, uterin septus v.s) myom, fibromyomlar (özellikle submüköz ve intramuralolanlar) aşırı retrofleksiyon durumundaki inkansere uterus olguları genelde geç spontan abortus insidansında artışa neden olurlar. Yine Asherman sendromuda abortus insidansını arttırır. Konjenital uterin anomaliler 1.trimester kayıplarının %10-15 inden sorumludur. f) Travmalar: Gebeliğin 14. haftsından önceki dönemlerdeki laparatomiler, elektrik çarpmaları, amniosentez girişimleri, ateşli ve delici silah yaralanmaları, trafik kazaları ve ekstra genital orijinli peritonitis tabloları sayılabilir. g) Trombofililer h) Servikal yetmezlik i) Psişik ve emosyonel nedenler j) İmmünolojik hastalıklar: İmmün tölerans sistemi yetersiz olan olgularda fetus immünolojik olarak reddedilir. Sorumlu immünolojik mekanizma gebeliğin sonlandığı devreye bağlı olarak olarak değişir. Preimplantasyon döneminde ve implantasyonun sonuna kadar 12

13 (13.gün) hücresel immün mekanizma erken abortuslardan sorumludur. Kan grubu uyuşmazlıklarında özellikle ABO, Rh, Kelly ve subgrup uyuşmazlıkları abortusa neden olur. Paternal ve maternal orjinli antijenlerin bazen benzerlikleri, bazen de farklılıkları abortusa neden olabilir. Partneri ile büyük oranda histokompabilite antijen kompleksi olan kadınlarda abortus daha sık olarak rastlanmaktadır. k) Annenin diğer hastalıkları -Annede kronik renal ve hipertansif hastalık -Tüberküloz -Kollojen doku hastalıkları -Endometriozis -Wilson hastalığı 3)Paternal faktörler: Abortuslarda paternal faktörler üzerinde ki araştırmalar halen yetersizdir. Spermiumdaki anomalilerin veya paternal kromozom anomalilerinin abortuslarda artışa neden olabileceği düşünülmektedir. Ayrıca spermiumlardaki DNA azlığının abortusa neden olabileceği belirtilmektedir. Bugüne kadar spontan gebelik kayıpları ile açık seçik ilişkisi konmuş tek paternal faktör spermatik kromozomal translokasyondur. Hastalar tarafından çok merak edilmesine karşılık klinikte spontan gebelik kayıplarının nedeni nadiren araştırılır ve genelliklede bir sonuca ulaşılamaz. Bu hastaların %60-70 i herhangi bir tıbbi girişim yapılmazsa dahi bir sonraki gebeliklerinde canlı bir bebek sahibi olabilirler. Erken Gebelik Kayıplarında Semptom ve Bulgular Spontan abortus olgularında sıkça görülen 3 semptom vardır.bunlar; 1)Vaginal kanama: Çoğu kez sekonder bir amenoreyi takip eden bir kanamadır. Kanama gebeliğin haftasına ve olayın ilerleyiş tarzına göre bol miktarda veya abondan vasıfta olabilir. Rengi siyahtan kırmızıya kadar değişebilir. Kısa sürebilir veya günlerce devam edebilir. Fazla miktarda devam edip giden bir kanama kötü prognoz için bir gösterge olarak kabul edilir. Sonuçta giderek artan kasık ağrısı ve parça düşürmesi ile gebelik sona erer. Eğer gebelik 13

14 ürünleri tam olarak atıldıysa kanama ve ağrı azalır, hasta rahatlar. Bu gerçekleşmediyse kanama ve ağrı devam eder. 2)Pelvik ağrı: Uterus kontraksiyonlarından ve servikal dilatasyondan kaynaklanır. Ağrı pelvis orta hatta ve simfisiz pubinsin hemen arkasında künt vasıflı veya kramp tarzında olabilir. 3)Düşen parça: Gebelik objesi ve eklerinin tamamı veya bir kısmı olabilir. Kanamaya bağlı anemi veya preşok tablosu semptomları (halsizlik,bitkinlik,baş dönmesi,az idrar çıkarma v.s), enfeksiyon eklenirse pis kokulu kanlı vaginal akıntı, 38 derece ve üzeri vücut ısısı, koagülasyon bozukluğuna bağlı mukoza ve deride peteşiel kanamalar olabilir. Ağrı ve kanamanın başladığı noktada gebeliğin geleceği büyük çoğunluğunda çoktan belirlenmiş durumdadır ve yapılacak girişimlerin hiç birisi bu kaçınılmaz sonu değiştirmeye yetmez. Embriyonun gelişmemiş olduğu bir gebelik, ne yapılırsa yapılsın devam etme şansına sahip değildir. Aynı şekilde, fizyolojik bir kanama söz konusu ise gerçek bir tehlike aslında zaten yoktur ve aslında hiçbir şey yapılmasa dahi gebelik devam edecektir. Geçmişte olduğu gibi günümüzde de gebeliğin devamı için bilimsel dayanağı olmayan pekçok önleme başvurulmuştur. Kanaması olan hastaya progesteron tedavisi bunlardan biridir. Böyle bir tedavi ancak lüteal faz yetmezliği kanıtlanmış olgularda, ve bulgular ortaya çıkınca değil, konsepsiyondan hemen sonra progesteron desteğinin başlanması gerekmektedir. Sporadik spontan gebelik kayıplarında böyle bir tedavinin etkili olduğu gösterilememiştir(21). Yatak istirahati de sıklıkla önerilen başka bir önlemdir, ancak etkin olduğuna dair kanıt yoktur. Cinsel ilişkiye ara verilmesi; İlişki sırasında spermdeki prostaglandinlerle temasın uterin kontraksiyonlara neden olabilmesi, servikal uyarı nedeniyle endojen prostaglandin salınımının artması, orgazm ve hatta meme başı uyarılması nedeniyle teorik olarak savunulabilir. Gerçekte sağlıklı gebelikler cinsel ilişkiden olumsuz etkilenmezler ve bu nedenle cinsel ilişki, tek başına, gebeliğin prognozu üzerinde esaslı bir rol oynamaz. Cinsel ilişki yasağının bir başka nedeni de serviksin açık olması nedeniyle arttığı ileri sürülen enfeksiyon riskidir. Bunu destekliyecek verilerde yoktur. Vaginal kanamanın başladığı gün gebeliğin zaten sahip olduğu %50 lik devam etme şansı gerçekleşir ise önlemlerin işe yaradığı ve başta hekim olmak üzere bu 14

15 başarının herkesin başarısı olduğu; %50 lik kaybetme riski gerçekleşirse gebeliğin devam etmesi için elden gelen her şeyin yapıldığı ve yine başta hekim olmak üzere bunda kimsenin kusuru yada başarısızlığının olmadığı kolayca kabul edilecektir. Bu yaklaşımın gerçek adı beklemek ve görmek tir. Erken Gebelik Kayıplarında Tanısal Yaklaşım Anamnez: Erken gebelikte vaginal kanama ile başvuran hasta değerlendirilirken, hastanın önce menstruel, obstetrik ve jinekolojik öyküsü tam olarak alınır. Bu yapılırken, normal olarak görülen en son mensin başlangıç tarihini, siklusların süresini, en son kullanılan korunma yöntemini, biliniyorsa gebe kalınan günü, mevcut kanamanın başlangıç zamanını ve yapıldıysa mevcut gebelikle ilgili önceki muayene ve labarotuar (özellikle bhcg ve usg) bulgularını öğrenmeye çalışılır. Bilinen ürogenital anormallikler, cinsel yolla bulaşan hastalıklar, pelvik enfeksiyonlar ve jinekolojik operasyonlar sorgulanır. Yine ayrıca düşen parça öyküsü alınabilir. Pelvik muayene: Dış genitallerin enspeksiyonu ile üretradan veya hemoroidlerden kaynaklanan bir kanama kolayca tanınabilir. Takiben spekulum ile kanamanın nereden olduğu (Vulvovaginal kondillomlar veya varisler, vulvovaginal travmalar, erezyon, polip veya neoplazi gibi servikal patolojiler, serviks portio vaginalisi, vagen duvarı, polipoid odaklar veya lezyone sahalar), servikal dilatasyonun olup olmadığı anlaşılır. Steril bir over pensi ile serviks yüzeyi yoklanarak frajilite olup olmadığı anlaşılır. Servikal kanalda abort meteryali görülürse forsepsle tutularak çıkarılır ve incelenir. Abort metaryalinin incelenmesi gebeliğin ekstruterin yada intruterin olduğu konusunda fikir verebilir. Bimanuel tuşe muayenesi ile de servikal açıklık, uterus büyüklüğü, kıvamı ve hassasiyet varlığı araştırılır. Laboratuar bulguları: Transvaginal ultrasonografi erken dönemdeki sağlıksız gebeliklerin ortaya konmasında en pratik, en maliyet etkin ve en hızlı sonuç veren yöntemdir. Erken gebelikle ilgili normal transvaginal ultrasonografi bulguları gebelik süresiyle yakın ilişkili bir seyir gösterir. 4-5 haftalık döneme kadar uterus içinde hiçbir şey görülmez. Sonra 5. haftada gebelik kesesi ortaya çıkar. Gebelik kesesi başlangıçta boştur ve ektopik gebeliğin psödogestasyonel kesesiyle karışabilir. Normal bir kesenin, düzgün konturlu, yuvarlak ve 15

16 fundal olması beklenir. 5,5 gebelik haftasında küçük yuvarlak bir yapı olan yolk kesesi görüntülenebilir. Yolk kesesi embryonik bir yapı olduğundan intruterin gebeliğin kesin bir bulgusudur. 6-6,5 gebelik haftasında embryonun kendisi görüntülenebilir ve 6-8 mm lik bir büyüklüğe ulaştığında kalp hareketleri saptanabilir. Transvaginal ultrasonografi ile ölçülen ortalama kese çapının 25 mm in altında olduğu durumlarda tanısal ve prognostik bir değerlendirme yapmak zordur. Sağlıklı bir gebelik kesesinin çapı hergün 1mm kadar artar. Ortalama kese çapı 25 mm den büyük ise kese içerisinde embriyo gözlenmelidir. Eğer embryoda kalp atımı izlenirse bu gebeliğin canlı bir bebekle sonuçlanma şansı %97 dir.(22) Kesenin anormal görülmesi kötü bir prognoz göstergesidir. Subkoryonik bir hemoraji varlığında spontan gebelik kaybı riski %30 dur. Hemoraji plesentanın implantasyon yerine ne kadar yakınsa risk okadar yüksektir. Kanamalı hastada uterus içerisinde debrisilerin bulunması kısmi veya tam bir spontan gebelik kaybını akla getirir. Kötü prognoz göstergesi diğer faktörler şunlardır.(23) Gebelik kesesinin anormal bir şekle sahip olması Ortalama kese çapının günlük 1 mm büyüme göstermemesi. Ortalama kese çapı mm olduğu halde embryo görülmemesi. Embryo 5-8 mm lik bir uzunluğa ulaştığı halde kalp atımının izlenmemesi. 8. haftadan sonra kalp atım hızının dakikada 85 ten az olması.(24) Serum BHCG değeri: Serum BHCG değeri sağlıklı gelişen gebelerde gebeliğin 8 haftasına kadar her 48 saatte bir %66 oranında artış gösterir.(25) Gebeliğin haftalarında en yüksek düzeylerine ulaşır ve bundan sonra azalmaya başlar. Bundan dolayı, bu dönemden sonra klinik karar vermede değeri çok azalır. Sonucun negatif çıkması ise fetal ölümün habercisidir. Serum progesteron düzeyleri: 25 ng/ml den yüksek progesteron düzeylerinde olguların %95 inden daha fazlasında sağlıklı bir gebelik olduğu söylenebilir. 5 ng/ml den daha az serum progesteron düzeyleri canlı bir gebeliğin bulunmadığını öngörebilir, fakat intrauterin mi, ekstrauterin mi olduğunu ayırtedemez.(26) 5 ng/ml ile 25 ng/ml arasında çıkan değerler ise şüphelidir ve bu değerlere dayanarak bir yargıya varılmamalıdır. 16

17 Erken Gebelik Kayıplarında Tedavi Spontan abortus tanısı kesin olarak konduktan sonra üç yaklaşım uygulanabilir. Cerahi tedavi(dilatasyon ve küretaj) Tıbbi tedavi İzleyici yaklaşım Dilatasyon ve Küretaj: Ülkemizde ve dünyada halen en sık uygulanan tedavi şeklidir. Gebelik canlı değilse, hastanın ateşi, infeksiyon bulguları, inatçı ve fazla miktarda kanaması varsa veya takip olanakları kısıtlıysa gereklidir. Deneyimli ellerde çok etkili ve güvenli bir yöntemdir. Genel veya lokal anestezi altında, mekanik vakum aspirasyon veya küretaj şeklinde yapılabilir. Uterusun tam boşaltılamaması, perfore edilmesi, işlem sonrası enfeksiyon gelişmesi ve anesteziye bağlı komplikasyonlar görülebilir. Ashermann sendromu riski vakum aspirasyonun ardından keskin küretaj yapılan olgularda en fazladır. İşlemden sonra kanama kontrolü sağlamak amacıyla her her dört saatte bir 0.2mg metil ergonovin drajeleri kullanılabilir. 24 saatlik bir uygulama genellikle yeterlidir. Şüpheli olgular dışında rutin antibiotik profilaksisine gerek yoktur. Küretaj meteryali patolojik değerlendirmeden geçirilmeli, gerekli durumlarda genetik değerlendirme yapılmalıdır. Tıbbi tedavi: Cerrahi tedaviden kaçınan, spontan rezolusyon için beklemeyen olgular için bir seçimdir. Vaginal misoprostol oral kulanıma göre daha etkilidir ve olguların çoğunda 48 saat içerisinde gebeliğin sonuçlanmasını sağlayabilmektedir.(27) Mifepriston ile bu oran yarı yarıyadır. (28) 7 haftadan küçük gebelerde misoprostol uygulaması ile olguların %90 ından fazlasında tam sonuç alınabilmektedir. Ancak parite arttıkca başarı oranı azalmaktadır.(29) Tıbbi tedaviyi tercih eden hastaların bu tedavi sırasında normalden daha fazla vaginal kanama, kasık ağrısı ve bulantı yaşayabileceklerini bilmeleri gereklidir. İzleyici yaklaşım: Hastada cerrahi girişimi zorunlu kılan komplikasyonların hiçbiri yoksa konservatif kalınabilir. Olguların çoğunda 72 saat içinde olay sonuçlanır. 17

18 GEBELİKTE TROMBOFİLİ NEDENLERİ VE HOMOSİSTEİN METABOLİZMASI Maternal trombofili, üçüncü trimestrde preeklampsi, dekolman plasenter, intrauterin gelişme geriliği ve intrauterin fetal ölüme, ilk trimestrde ise erken gebelik kayıplarına neden olabilir. Plasental perfüzyon bozukuluğuyla, trombofilinin kötü obstetrik sonuçları açıklanmaktadır(30). Maternal trombofili nedenleri ve genel populasyondaki insidansı tablo1 de gösterilmiştir(33). Tablo:1 Trombofili Nedenleri ve Populasyondaki İnsidansı Trombofili Nedenleri İnsidansı Aktive olmuş protein C rezistansı %3-7 Faktör V Leiden mutasyonu %3-5 Hiperhomosisteinemi %2-3 Antikardiolipin antikor varlığı %2 Lupus antikoagulanı %2 Protein S eksikliği %0.2-2 Protein C eksikliği % Antitrombin III eksikliği %0.1 Trombofili, artmış arteriyel ve venöz trombozisle ilişkilidir. Trombozisin obstetrik komplikasyonlar için önemli bir risk faktörüdür. İntervillöz ve spiral arterlerde oluşan trombozis, plasental perfüzyon bozukluğuna neden olur(31). Bu açıdan bakıldığında gebelikte trombofilinin önemi daha iyi anlaşılmaktadır. Obstetrik komplikasyonları olan kadınlarda, trombofili %68 oranında gözlenirken, gebeliği normal olarak seyreden kadınlarda bu oran %18 olarak bulunmuştur.(32). Protein C, trombinin endotelyal hücre yüzey faktörü olan trombomodüline bağlandığı zaman aktive olur ve böylece aktive olmuş protein C faktör Va ve faktörviia yı inaktive edip fibrinolitik sistemi aktive ederek daha fazla trombin formasyonunun oluşmasını engeller. Protein C eksikliği trombozisle ilişkilidir ve kötü obstetrik sonuçları olan kadınlarda %6 oranında saptanmıştır.(34) Aktive olmuş protein C rezistansı, ailesel trombofilinin önemli nedenlerinden biri olduğu ve bu rezistansın faktörv geninde nokta mutasyondan kaynaklandığı (506. nükleotidinde guanin yerine adenin geçmesi) gösterilmiştir. Böylece aktive olan protein C nin faktörv e bağlanmasını engelleyerek fibrinolitik sistemin aktivasyonunu engellemektedir(35). Aktive 18

19 olmuş protein C ye rezistansın, kötü obstetrik sonuçlara neden olan gurupta insidansı %9 olarak saptanmıştır. Protein S, aktive olmuş protein C nin kofaktörüdür. Protein S in majör üretim yeri karaciğerdir. Ancak protein S önemli oranda vasküler endotel hücrelerinde, megakaryositlerden, osteoblastlardan ve sinir dokularından, üretilmektedir. Protein S normal olarak plazmada iki form halinde bulunmaktadır. Birincisi fonksiyonel olarak aktif olan serbest şekil ve fonksiyonel olarak inaktif olan C4b ye bağlı kompleks şeklidir. Protein S eksikliğinin klinik görünümü aynı protein C ve antitrombin III eksikliğindeki gibidir ve protein S eksikliği olanlarda derin ven trombozu riski %1-8 oranındadır.(36) Antifosfolipid antikorlar özellikle iki antikor tanımlanmıştır ki bunlar, lupus antikoagulanı ve antikardiolipin antikorlardır. Bu antikorların kötü obstetrik sonuçlara, arteriyel ve venöz trombotik sonuçlara neden olduğu bilinmektedir. Birçok araştırmacı grup, antifosfolipid antikorların fosfolipdlerle etkileşime girerek aktive olmuş protein C nin protein S bağımlı anti koagulan aktivitesini inhibe ettiğini göstermişlerdir.(37) Son zamanlarda protrombin gen mutasyonu tanımlanmıştır. Bu mutasyonun nükleotidinde adenin yerine guanin geçerek oluştuğu saptanmıştır ve bunu takiben plazma protrombin konsantrasyonunda artışa ve böylece bu artış tromboembolizm, myokard infarktüsü ve serebral ven trombozuna neden olmaktadır. Genel popülasyonda bu gen mutasyonu %3, obstetrik komplikasyonu olan grupta ise %10 olarak saptanmıştır(38). Hiperhomosisteinemi Homosistein: Metiyonin metabolizması ara ürünü bir aminoasittir. Proteinlerin yapısında yer almaz. Metiyonin, esansiyel bir aminoasit olup homosisteinin tek kaynağıdır. Metiyoninden Metiyonil adenozil transferaz (MAT) enzimi varlığında transmetilasyon reaksiyonu ile homosistein oluşur. Homosistein metabolizmasında 3 enzim ve 3 vitamin rol oynar. B6 vitamini varlığında sistationin B sentaz (CBS) enzimi ile transsülfürasyon reaksiyonu sonucunda sisteine, B12 ve folik asit varlığında remetillasyon reaksiyonu ile metionin sentaz (MS) enzimi yoluyla metionine dönüştürülür. Remetilasyon için gerekli metil kaynağı ise folik 19

20 asittr. Yani metil tetrahidrofolat redüktaz (MTHFR) enzimi B6 vitamini varlığında metilen tetrahidrofolattan sağlanır( Şekil 1) ( 43). Homosistein kanda %3 ü serbest, %75 i albümine bağlı, %22 si ise disülfid formundadır. Plazma düzeyi yüksek performanslı likid kromatografi yöntemi veya immunoassay yöntemi ile ölçülür. Normal plazma düzeyleri 5-15 μmol/l arasında değişmektedir (43-44). Latent yada maskelenmiş HCY metabolizma bozukluklarını ortaya çıkarmak için metionin yükleme testi yapılır. Metionin 0.1g/kg verildikten 6 saat sonra plazma homosistein düzeyi ölçülür. Bu test hiperhomosisteinemiyi ortaya koymada daha duyarlı olarak görülmekte ancak gebelikte kullanımı ile ilgili yeterli veri bulunmamaktadır. Hiperhomosisteinemi diyebilmek için açlık düzeyi 15 μmol/l den fazla veya metiyonin yükleme testi sonrası 51 μmol/l den fazla olmalıdır ( 44). Homosisteinin Fizyolojik Özellikleri Çocuklarda erişkinlere göre %30 daha düşüktür. Erkeklerde kadınlara göre belirgin olarak daha yüksektir. Postmenapozal kadınlarda premenapozal olanlara göre daha yüksektir ve 20

21 Ş e k il 1 : H O M O S İS T E İN M E T A B O L İ Z M A S I M E T H IO N I N E T E T R A H Y D R O F O L A T S - A D E N O S Y L M E T H I O N IN E 2 D İ M E H Y L G L Y C I N E C O B A L A M İ N M- E T H Y L M E T H Y L E N T E T R A H Y D R O F O L A T B E T A İ N E 3 S - A D E N O S Y L H O M O C Y S T E 5 - M E T H Y L E N T E T R A H Y D R O F O L A T H O M O C Y S T E İN E 1 P Y R I D O X A L 5-P H O S P H A T E C Y S T A T H IO N I N E P Y R I D O X A L 5 -P H O S P H A T E C Y S T E IN E 1 : S İ S T A T Y O N B S E N T A Z 2 : 5 - M E T İL T E T R A H İ D R O F O L A T H O M O S İS T E İ N M E T İL T R A N S F E R A Z 3 : 5,1 0 - M E T İ L T E T R A H İ D R O F O L A T R E D Ü K T A Z postmenapozal hormon reolasman tedavisi homosistein düzeyini %10-15 oranında düşürür. Aynı şekilde oral kontraseptif kullanımı ve gebelikte homosistein düzeyini düşüren faktörlerdendi (45). 21

22 Hiperhomosisteinemiden Sorumlu Anormallikler HCY metabolizmasında daha öncede belirtiğimiz gibi iki yol mevcuttur: transsülfürasyon ve transmetilasyon; bu yollardaki enzimatik anormallikler konjenital veya kazanılmış olabilir ve hiperhomosisteinemiye sebep olur. 1)Genetik faktörler: Bazı genetik hastalıkların varlığında ve vitaminlerin eksikliği durumunda HCY plazma ve dokularda artar. Klasik homosisteinüri otozomal resesif geçişli bir hastalık olup sistationin B sentaz enzim eksikliğinden kaynaklanır, karekteristik olarak; çok yüksek HCY düzeyleri, ateroskleroz, tromboembolik komplikasyonlar, iskelet anormallikleri, ektopia lentis ve mental retardasyon tablosuna yol açar ( 45,46). Son yıllarda spesifik ısıya ısıya duyarlı folik asit bağımlı MTHFR enziminde parsiyel eksiklik tanımlanmıştır. Bu eksiklik MTHFR enzimini kodlayan gende nokta mutasyon sonucu yani 667. nüklotidde Timidinin yerine Sitozinin geçmesidir.(667c-t) Bu mutasyona bağlı gelişen termolabil varyant Kanada popülasyononunda %5-15, beyazlarda %12 oranında saptanmıştır. Bu mutasyon ile MTHFR enziminde aktivite azalması ile HCY metiyonine dönüştürülemediği için hiperhomosisteinemi gelişir. Ancak termolabil varyant MTHFR orta derecede Hiperhomosisteinemiye sebep olur ve kardiyovasküler anormallikler ile ilişkisi gösterilmiştir (47).Termolabil varyant MTHFR ı taşıyan ve serum folik asit seviyesi düşük gebelerde saptanan orta derecede hiperhomosisteinemi, diyetle folik asit yerine konulduğunda normal homosistein seviyelerine getirilebilir. 2) Çevresel Faktörler: a) Diyetle yeterli miktarda B6 vitamini, B12 vitamini ve folik asitin alınamaması. b) İatrojenik ilaçlara bağlı: Folik asit metabolizması üzerine etkili ilaçlar; Methotreksat, antikonvülzanlar, fenotiazin, karbamazepın v.s. B6 vitamini metabolizması üzerine etkili ilaçlar; Teofilin, Azarabin, oral kontraseptifler, sigara içimi v.s 22

23 B12 vitamini metabolizması üzerine etkili ilaçlar; Nitrik oksit, c) Böbrek yetmezliğinde görülen hiperhomosisteinemi: HCY nin üriner atılımındaki yetersizlikten değil, homosisteinin metabolizmasındaki yetersizlikten de kaynaklandığı ve bu hastalarda sık görülen diffüz anjiopatinin de rolü olduğu düşünülmektedir. d) Değişik hastalıklar: Karaciğer yetmezliği, Çinko eksikliği, akut lenfoblastik lösemi, hipotroidizm, pernisyöz anemi, ciddi psöriasis, kronik alkolizm v.s (44, 48) Hiperhomosisteinemi ve Vasküler Patolojiler Plazma hiperhomosisteinemide zararlı etkiler başlıca iki şekilde meydana gelir. Birincisi; HCY in oksidasyonu ile oluşan serbest radikaller damar endoteli üzerine toksik, ikincisi; HCY nin pıhtılaşma mekanizması üzerine yaptığı bozucu etki nedeniyle normalde antitrombotik etkisi daha baskın olan damar endoteli daha trombik hale getirmekte ve böylece damar içinde pıhtı oluşma eğilimi artmaktadır. HCY in damar endoteli üzerine diğer olumsuz etkisi nitrik oksit üretimi ve üretilen nitrik oksitin biyoyararlılığını azaltmasıdır. Nitrik oksit vücudun tüm sistemlerinde (Örneğin damar direnci, trombosit agregasyonu, bağışıklık sistemi, sinir iletimi ve çeşitli hormonların üretilmesi) yaşamsal dengenin korunmasında anahtar rol oynamaktadır (49). Hiperhomosisteinemi ve Gebelik Plazma homosistein konsantrasyonu normal olarak gebelikte azalır. İlk trimesterde azalma gösterir, ikinci trimesterde minimum seviyeye iner, gebeliğin sonuna doğru hafif artarak ilk trimester değerine ulaşır(45). HCY konsantrasyonundaki bu azalmadan sorumlu mekanizma bilinmemekle birlikte fetus tarafından metiyoninin artmış kullanımı olduğu düşünülmektedir (50). Son yıllarda in vivo olarak ratlarda yapılan çalışmalarda; östrojen ve kortizol tedavisinin HCY konsantrasyonunda azalma yarattığı görülmüştür (51-52). Bu hormonların gebelikte artması, HCY konsantrasyonunda ki azalmayı açıklayabilir. Bunların dışında Refsum ve arkadaşları gebelikte albümin seviyesinin düşmesi (53), Chesley ve arkadaşları gebelikte B12 vitamini ve folat seviyesi düşüklüğü (54), Obwegeser ve arkadaşları fizyolojik gebelik hemodilüsyonu (55) ile ilişkilendirmişlerdir. 23

24 Hiperhomosisteineminin gebelik üzerine etkileri geliştiği döneme göre değişir. Konsepsiyon ve implantasyon sırasında ise fetal kromozomal anomaliler, birinci trimesterde ise konjenital anomaliler ve tekrarlayan erken gebelik kayıpları, ileri gebelik haftalarında ise plesental vaskülopati (plesenta dekolmanı,plesental infarktlar) şeklinde görülür. a) Kromozomal Anomaliler: Otozomal trizomiler içinde en sık görülen Down sendromudur. Moleküler çalışmalar göstermiştir ki; Trizomiye neden olan non disjunction %90 ı maternal mayoz 1 deki hataya bağlı, %5 vakada paternal mayoz II deki non disjunction sonucu, %3 Down sendromlu hastada ise somatik hücrelerdeki mitotik bölünme hatası sonucu geliştiği bilinmektedir (56). Down sendromunun homosistein metabolizmasındaki bozukluklarla ilişkisi araştırılmış, MTHFR genindeki 667C-T mutasyonu ile ilgili olabileceği ancak tüm Down sendromlarınında bununla açıklanamayacağı bildirilmiştir (57). b) Konjenital Anomaliler: HCY metabolizma bozuklukları ile nöral tüp defektleri(ntd) arasındaki ilişkiye dikkat çeken ilk yayın Steegers tarafından 1991 de yapılmış ve ilerleyen yıllarda başka yazarlar tarafından da teyid edilmiştir (31,58). HCY nin metiyonine dönüşümünde anahtar rol oynayan metiyonin sentaz enzimi aynı zamanda myelin core proteininde de rol oynamaktadır. Metiyonin sentaz enzimindeki fonksiyonel anormallikler hem Hiperhomosisteinemi hemde myelin sentezinde ki anormalliklerle NTD ne neden olmaktadır. Bu reaksiyonda metil kaynağı ise folik asittir. Folik asit eksikliği veya MTHFR enziminin genetik anormallikleri de nöral tüpün kapanmasını önler. Nöral tüpün kapanma zamanı konsepsiyonu izleyen günler arasındaki bir haftalık dönemdir. Eğer nöral tüpte bir defekt var ise defektin yerine göre anensefali veya spina bifida olarak adlandırılır. Ülkelere ve etnik gruplara göre değişmekle beraber görülme sıklığı, her 1000 canlı doğum başına arasındadır. Botto ve Yang 2000 yılında yayınladıkları meta analizde NTD için HCY genindeki 667C-T polimorfizminin bir risk faktörü olduğunu açıkca ortaya koydular (59). c) İntrauterin gelişme geriliği: Hiperhomosisteineminin ile İntrauterin gelişme geriliği arasındaki ilişkiyi araştıran ilk yayın 1992 de Burke ve arkadaşları tarafından yapıldı. CBS 24

25 enziminin heterozigot mutasyonu mutasyonu olan 30 kadının ortalama doğum ağırlığını değerlendirdiler ve İntruterin gelişme geriliği ile ilişkili olmadığını saptadılar (60). Bu konuda daha sonra yapılan çalışmalarda ise tam tersi sonuçlar yayınlandı. De Vries ve arkadaşları açıklanamayan intruterin gelişme geriliği olan kadınların %38 nde Hiperhomosisteinemi tespit ettiklerini(24), Leeda ve arkadaşları ise İntrauterin gelişme geriliği olan kadınlara postpartum dönemde metiyonin yükleme testi ile değerlendirdiklerini ve hastaların %19.2 sinde hiperhomosisteinemi saptadıklarını yayınladılar (62). d) Fetal Ölüm: Burke ve arkadaşları hiperhomosisteinemi ile İntrauterin gelişme geriliği arasında ilişki bulamadılar ancak %12 gebelik kaybı, %10 oranında perinatal ölüm saptadılar (60). Ayrıca bu çalışma hiperhomosisteineminin fetal ve yenidoğan ölümünde birden çok mekanizma ile ekili olduğunu, Hiperhomosisteineminili kadınlarda preeklampsi ve onun komplikasyonlarının en sık fetal ölüm sebebi olduğunu da göstermiştir. De Vries ve arkadaşları preeklampsi ile ilgisi olmayan in utero fetal ölüm olgularının %11 nde hiperhomosisteinemi saptadılar (24,60). 25

26 e) Tekrarlayan gebelik kayıpları: Wouters ve arkadaşları 1993 de tekrarlayan gebelik kayıplarında HCY etkisini araştırdılar primer tekrarlayan gebelik kayıplarında %14, araya normal doğumların girdiği sekonder tekrarlayan gebelik kayıpları ise %33 oranında hiperhomosisteineminin eşlik ettiğini yayınladılar (25). Bu çalışmanın temel hipotezi; Hiperhomosisteineminin desidua ve koryon damarlarında hasara yol açtığı ve gebeliğin implantasyonunu bozduğu şeklindeydi. HCY ile ratlarda ve tavuklarda yapılan çalışmalarda da embriyotoksisite ortaya konuldu. Bu çalışmalara göre HCY düzeyi 15 μmol/l üzerinde ise %75 oranında embriyoların öldüğü, yaşayanlarda ise kardiyak intrventriküler septum ve NTD gibi anomalliler vardı (44,62). Quere ve arkadaşları düşükleri olan 100 hastada yaptıkları etiyolojik değerlendirmede; %12 sinde hiperhomosisteinemi, %20 sinde MTHFR termolabil mutasyon homozigositesi, %15 nde ise folik asit seviyesinde düşüklük saptadılar (63). Bu konuda Aubard ve arkadaşları öne sürdükleri hipotez; gebeliğin erken dönemlerinde amniotik sıvı ve çölomik sıvıda HCY den metiyonine yoğun bir dönüşüm vardır ve bu reaksiyon için MTHFR enzimi gereklidir. MTHFR enzimindeki mutasyonlar bu dönüşümü azalttığı için HCY periembriyotik sıvıda artmaktadır ve toksisitesi düşüğe sebep olmaktadır (44). Ancak bu hipotezi doğrulamak için vaka kontrollü geniş çalışmalara ihtiyaç vardır. f) Preeklampsi: Preeklamsinin nedeni hala bilinmemesine rağmen öğrendiğimiz şudur ki; Endotelyal hücre disfonksiyonu en temel özelliktir ve vasküler reaktivitede değişikliğe ve vasküler bütünlüğün kaybına neden olmaktadır. Preeklamptik kadınlarda HCY düzeyinin normal gebelere göre daha yüksek düzeyde olduğu birçok araştırmada kanıtlanmıştır (22-24,32). Plazma HCY yüksekliğinde de benzer şekilde endovasküler hücre hasarı meydana gelir. Bu etkilerden birincisi HCY in oksidasyonu ile oluşan serbest radikaller damar endoteli üzerine toksik olması, ikincisi HCY in pıhtılaşma mekanizması üzerine yaptığı bozucu etki nedeniyle normalde antitrombik etkisi daha baskın olan damar endotelini daha trombik hale getirmesi ve böylece damar içinde pıhtı oluşma eğilimi artmasıdr. g) Plesenta Dekolmanı: Goddjin-Wessel ve arkadaşları Plesenta dekolmanı gelişen hastaların %31 nde, kontrol grubunda ise %9 oranında metiyonin yükleme testi pozitifliği tespit ederek 26

27 iki grup arasında anlamlı bir fark olduğunu yayınladılar (63). De Vries ve arkadaşları preeklampsinin eşlik etmediği plesenta dekolmanı olgularının postpartum değerlendirmesinde hastaların %26 sında hiperhomosisteinemini saptadılar (24). Ancak günümüzde yaygın kabul gören yorum, plesenta dekolmanının preeklamsiye sekonder geliştiği görüşüdür. h) Venöz Tromboz: Hiperhomosisteinemi, trombofililer olarak bilinen konjenital hiperkoagulopatiler içinde yer alır. Bu grupta ayrıca; antitrombin III, protein S ve protein C eksikliği, aktive protein C rezstansı (Faktör V Leiden gen mutasyonu) ve Faktör II mutasyonu vardır (64). Den Heijer ve arkadaşları 70 yaş öncesinde venöz tromboz geçirmiş 269 hasta üzerinde yaptıkları çalışmada; vakaların %10 unda hiperhomosisteinemi(18 μmol/l üzerinde) tesbit aderek kontrol grubunda bu oran %5 in altında saptadılar (65). Gebeliğin kendisi zaten bir trombotik risk faktörü iken birde hiperhomosisteineminin eklenmesi tromboembolik komplikasyon oranını artırır. Hiperhomosisteineminin saptandığı bir kadında gebelik ve postpartum dönemde profilaktik antikoagülasyon tedavisi başlanmalı mı sorusu ise ileri araştırmalar ile cevaplananacaktır. 27

28 III-MATERYAL ve METOD Çalışmamıza 10 Ekim 2002 ve 01 Haziran 2004 tarihleri arasında, hastanemiz jinekoloji polikliniğine vajinal kanama ve/veya karın ağrısı şikayet ile başvuran gebelik haftaları arasındaki hastalar dahil edildi. Tüm vakaların demografik özellikleri (yaş, gravida, parite, abortus, küretaj), son adet tarihi, daha önceden geçirilmiş bir uterin operasyon olup olmadığı, daha önceki doğum şekli, gebelikte ilaç (folik asit v.s.) kullanımı kaydedildi Tüm hastalara dorsolitotomi pozisyonunda pelvik muayene uygulandı. Vajinal kanamaya neden olabilecek servikal karsinom, ülser, polip, erezyon, vajinal laserasyon, vajinit gibi faktörler elimine edildi. Transvajinal ultrasonografik inceleme ile gebelik haftası, fetal kalp aktivitesi değerlendirildi. Adneks ve uterusa (uterin anomaliler v.s.) ait patolojik bulgular kaydedildi. Pelvik muayene ve ultrasonografik inceleme sonucu trofoblastik hastalık, anembriyonik gebelik, ektopik gebelik tanısı konan gebelikler ve çoğul gebelikler çalışmadan çıkarıldı. Abortus imminens ve abortus incipiens tanısı alanlar ile, gebe izlem polikliniğine 28

29 kontrol amaçlı gelen ve tesadüfen fetal kalp atımı izlenmeyen abortus missedli hastalardan çalışma grubu oluşturuldu. Rutin antenatal takipleri için gebe izlem polikliniğine başvuran 1.trimestrdeki, sağlıklı gebelerden ise kontrol grubu oluşturuldu. Çalışmamıza alınan her gebeye, tam kan sayımı, kan gurubu tayini, açlık kan şekeri, üre, kreatinin, Na, K, AST, ALT, LDH, aptt, PT, fibrinojen düzeyleri tetkik edildi. Kontrol grubu ve abortus imminens grubu 20.gebelik haftasına kadar izlendi. Kontrollerini aksatan gebeler telefonla aranarak gebeliklerinin akibeti öğrenildi. Bulgular ekteki forma kaydedildi (Şekil 5), missed abortus ve abortus incipiens gruplarına gerekli tıbbi girişimler yapıldı. Tüm hastalardan 8 saat açlıktan sonra sabah venöz kan alındı. Kuru tüp içinde laboratuvara gönderildi. Gebelerden alınan venöz kan numuneleri Labofuga 400 marka santrifüjde 1500 devirde 10 dakika santrifüj edilerek çalışma numunesi olan serum elde edildi. Bilirubinli, ikterik, lipemik numuneler çalışmaya dahil edilmedi. Numuneler santrifüjden tetkikin yapılacağı zamana kadar geçen süre içinde +2ºC +8ºC derecede muhafaza edildi. Numunelerdeki homosistein düzeyleri İmmulite 2000 cihazında ve İmmulite marka reaktifleri ile yapılan homosistein çalışmasının ölçümünde yarışmalı immunoassay tekniği kullanıldı. İlk işlem olarak serumdaki proteine bağlı durumdaki HCY molekülü S-adenosyl-L-Homosistein (SAH) hidrolaz reaktifi ile 37 derecede 30 dk muamele edilerek, S-adenosyl HCY e (SAH) dönüştürüldü. Anti-SAH kaplı polystyrene boncuk içeren test tüpü içine, hasta serumu (SAH içeren) ve alkalen fosfataz(alp) enzimi ile işaretlenmiş antikor olan anti-sah içeren reaktif pipetlendi. 30 dakika süre ile test tüpü inkübasyona bırakıldı. İnkübasyon işlemi ile hasta serumundan elde ettiğimiz SAH molekülü ile tüp içindeki polystyrene boncuk üzerindeki anti SAH ve reaktifteki ALP işaretli anti SAH bağlanmak için yarışması ve böylece sandwich kompleksı oluşması sağlandı. Oluşan sandwich kompleks dışındaki bağlanmamış maddeler yıkamalı sanrifuj tekniği ile uzaklaştırıldı. İşaretli kompleks dioksetane substratı ile reaksiyona girerek bir ışıma oluşturdu. Bu ışık chenuluminescent madde tarafından emildi. Emilen bu ışık ışıma kanalından geçerken bulunan akımın şiddeti serumdaki SAH konsantrasyonun bulunmasını sağladı. Normal HCY değeri 5-12 μmol/l olarak alındı. 29

30 İstatistiksel analizler GraphPad Prisma V.3 paket programı ile yapıldı. Verilerin değerlendirilmesinde tanımlayıcı istatistiksel metodların (ortalama, standart sapma) yanı sıra gruplar arası karşılaştırmalarda tek yönlü varyans analizi, alt grup karşılaştırmalarında Tukey çoklu karşılaştırma testi kullanıldı. Sonuçlar, anlamlılık p<0,05 düzeyinde değerlendirildi. Kontrol ve abortus grupları ile abortus ve normal gebelerin HCY değerleri için kestirim noktası, duyarlılık, özgüllük, pozitif ve negatif kestirim değerleri ve göreli risk (rölatif risk) hesaplandı. IV-BULGULAR Çalışma grubu 35 abortus imminens, 36 abortus inkompletus, 30 missed abortus hastasından, kontrol grubu ise 33 sağlıklı 1. trimestr gebeliğinden oluşmaktaydı(tablo2). Tablo 2: Olguların dağılımı Hasta % Sayısı Kontrol Gr ,6 Abortus imminens Gr ,1 Abortus inkomplet Gr ,9 Abortus Missed Gr ,4 Toplam ,0 Gruplar arasında maternal yaş, gebelik haftası, gravida, parite ve abortus sayıları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark tespit edilmedi(tablo 3)(p> 0.05) Tablo3: Olguların demografik özellikleri Abortus Abortus Abortus Kontrol Gr İmminens Gr İnkomplet Gr Missed Gr F P 30

Ektopik Gebelik. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK - 2012

Ektopik Gebelik. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK - 2012 Ektopik Gebelik Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK - 2012 Sunum Planı Tanım Epidemiyoloji Patofizyoloji Klinik Tanı Ayırıcı tanı Tedavi Tanım Fertilize ovumun endometriyal kavite dışında

Detaylı

Metilen Tetrahidrofolat Redüktaz Enzim Polimorfizmlerinde Perinatal Sonuçlar DR. MERT TURGAL

Metilen Tetrahidrofolat Redüktaz Enzim Polimorfizmlerinde Perinatal Sonuçlar DR. MERT TURGAL Metilen Tetrahidrofolat Redüktaz Enzim Polimorfizmlerinde Perinatal Sonuçlar DR. MERT TURGAL Giriş Homosistein iki farklı yolla metabolize olur Transsülfürasyon= homosistein sistatiyon (CBS) Remetilasyon=

Detaylı

4. SINIF KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM STAJ PROGRAMI (Grup 3)

4. SINIF KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM STAJ PROGRAMI (Grup 3) 4. SINIF KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM STAJ PROGRAMI (Grup 3) Amaç: Kadın yaşamının evreleri ve bu evrelerde karşılaşılabilecek sağlık sorunları hakkında öğrenciyi bilgilendirmek, bu sorunlara pratisyen

Detaylı

4. SINIF KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM STAJ PROGRAMI

4. SINIF KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM STAJ PROGRAMI 4. SINIF KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM STAJ PROGRAMI Amaç: Kadın yaşamının evreleri ve bu evrelerde karşılaşılabilecek sağlık sorunları hakkında öğrenciyi bilgilendirmek, bu sorunlara pratisyen hekim düzeyinde

Detaylı

Trombofili nin Tekrarlayan Gebelik Kayıplarındaki Rolü. Dr. Ayhan SUCAK

Trombofili nin Tekrarlayan Gebelik Kayıplarındaki Rolü. Dr. Ayhan SUCAK Trombofili nin Tekrarlayan Gebelik Kayıplarındaki Rolü Dr. Ayhan SUCAK www.tmftpkongre2012 Tekrarlayan gebelik kaybı TANIM European Society for Human Reproduction and Embryology 20 haftalık amenoreden

Detaylı

KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM

KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM 1. GÜN 08.15-09.00 Pratik Ders Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniğinin Tanıtılması 09.15-10.00 Teorik Ders Jinekolojik Anamnez M. ÇOLAKOĞLU 10.15-11.00 Teorik Ders Jinekolojik

Detaylı

BİRLEŞİK PRENATAL TARAMA TESTLERİ. Dr. Alev Öktem Düzen Laboratuvarlar Grubu

BİRLEŞİK PRENATAL TARAMA TESTLERİ. Dr. Alev Öktem Düzen Laboratuvarlar Grubu BİRLEŞİK PRENATAL TARAMA TESTLERİ Dr. Alev Öktem Düzen Laboratuvarlar Grubu Prenatal tarama testleri kavramları Tarama testi: Normal vakalarda anormal sonuçlar, hasta vakalarda normal sonuçlar elde edilebilir.

Detaylı

Gebelikte vaginal kanamalar. Dr. Şevki Hakan Eren Gaziantep

Gebelikte vaginal kanamalar. Dr. Şevki Hakan Eren Gaziantep Gebelikte vaginal kanamalar Dr. Şevki Hakan Eren Gaziantep Vajinal kanama, erken gebelik döneminde sık görülen klinik bir sorundur. Tüm gebelerin yaklaşık %20 si bu klinik durumdan şikayetçi olmaktadır.

Detaylı

1. HAFTA PAZARTESİ SALI ÇARŞAMBA PERŞEMBE CUMA. Hasta Başı Eğitim / İş Başında Öğrenme Hasta viziti, poliklinik, doğumhane ve ameliyathanede pratik

1. HAFTA PAZARTESİ SALI ÇARŞAMBA PERŞEMBE CUMA. Hasta Başı Eğitim / İş Başında Öğrenme Hasta viziti, poliklinik, doğumhane ve ameliyathanede pratik 1. HAFTA Stajın Tanıtımı Hekimlik Uygulaması Obstetrik antenatal vizit ve anamnez Puberte ve bozuklukları Hekimlik Uygulaması Jinekolojik anamnez, muayene Non-invaziv ve invaziv antenatal tetkikler Kadın

Detaylı

Gebelik ve Trombositopeni

Gebelik ve Trombositopeni Gebelik ve Trombositopeni Prof.Dr. Sermet Sağol EÜTF Kadın Hast. ve Doğum AD Gebelik ve Trombositopeni Kemik iliğinde megakaryosit hücrelerinde üretilir. Günde 35.000-50.000 /ml üretilir. Yaşam süresi

Detaylı

KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM

KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM 1. GÜN 08.15-09.00 Pratik Ders Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniğinin Tanıtılması 09.15-10.00 Teorik Ders Jinekolojik Anamnez M. ÇOLAKOĞLU 10.15-11.00 Teorik Ders Jinekolojik Muayene Usulleri M. ÇOLAKOĞLU

Detaylı

Olgu EKTOPİK GEBELİK. Soru 1. Tanım. Soru 3. Soru 2. 23 yaşında bayan hasta pelvik ağrı yakınmasıyla geliyor. 5 gündür ağrısı var, SAT 1,5 ay önce

Olgu EKTOPİK GEBELİK. Soru 1. Tanım. Soru 3. Soru 2. 23 yaşında bayan hasta pelvik ağrı yakınmasıyla geliyor. 5 gündür ağrısı var, SAT 1,5 ay önce Olgu EKTOPİK GEBELİK Dr. Mutlu Kartal AÜTF Acil Tıp AD Nisan 2010 23 yaşında bayan hasta pelvik ağrı yakınmasıyla geliyor. 5 gündür ağrısı var, SAT 1,5 ay önce Gebelik olabilir, vajinal spotting kanama

Detaylı

Erken gebelik (4-10 hf) USG: Neler görmem gerekir ve neler görmeliyim?

Erken gebelik (4-10 hf) USG: Neler görmem gerekir ve neler görmeliyim? Erken gebelik (4-10 hf) USG: Neler görmem gerekir ve neler görmeliyim? Doç.Dr.Miğraci TOSUN Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Ad. 1/54 4-10 hft USG de Tespit Edilmesi

Detaylı

KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM STAJ PROGRAMI

KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM STAJ PROGRAMI KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM STAJ PROGRAMI 9 Kasım 12 Kasım 13 Kasım 14 Kasım 15 Kasım 08.15-09.00 4.KAD001 4.KAD007 4.KAD011 Hasta Başı Eğitim 09.15 10.00 4.KAD002 4.KAD008 4.KAD012 4.KAD015 10.15-11.00

Detaylı

GEBELİK SIRASINDA MATERNAL VE FETAL SAĞLIĞIN YÜKSELTİLMESİ

GEBELİK SIRASINDA MATERNAL VE FETAL SAĞLIĞIN YÜKSELTİLMESİ GEBELİK SIRASINDA MATERNAL VE FETAL SAĞLIĞIN YÜKSELTİLMESİ GEBELİK SIRASINDA MATERNAL VE FETAL SAĞLIĞIN YÜKSELTİLMESİ Doğuma Hazırlık Doğum Öncesi Eğitim Fetal Aktivitenin İzlenmesi Göğüs Bakımı Emzirmeye

Detaylı

Plasenta ilişkili gebelik komplikasyonları ve trombofili. Dr. Kadir Acar Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Erişkin Hematoloji BD.

Plasenta ilişkili gebelik komplikasyonları ve trombofili. Dr. Kadir Acar Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Erişkin Hematoloji BD. Plasenta ilişkili gebelik komplikasyonları ve trombofili Dr. Kadir Acar Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Erişkin Hematoloji BD. Trombofili nedir? Trombofili tromboza eğilim oluşturan durumları tanımlamakta

Detaylı

GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI

GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI Gebelikte ortaya çıkan fizyolojik değişiklikler Sodyum ve su retansiyonu Sistemik kan basıncında azalma Böbrek boyutunda artma ve toplayıcı sistemde dilatasyon Böbrek kan

Detaylı

Maternal serum 25 OH vitamin D düzeylerinin preterm eylem ve preterm doğumda rolü var mıdır?

Maternal serum 25 OH vitamin D düzeylerinin preterm eylem ve preterm doğumda rolü var mıdır? Maternal serum 25 OH vitamin D düzeylerinin preterm eylem ve preterm doğumda rolü var mıdır? Medipol Mega Üniversite Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum ABD Lebriz Hale Aktün, Yeliz Aykanat, Fulya Gökdağlı

Detaylı

T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM ANABİLİM DALI BAŞKANLIĞI

T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM ANABİLİM DALI BAŞKANLIĞI T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM ANABİLİM DALI BAŞKANLIĞI SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM 2018-2019 EĞİTİM VE ÖĞRETİM

Detaylı

T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM ANABİLİM DALI BAŞKANLIĞI

T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM ANABİLİM DALI BAŞKANLIĞI T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM ANABİLİM DALI BAŞKANLIĞI SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM 2018-2019 EĞİTİM VE ÖĞRETİM

Detaylı

T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM ANABİLİM DALI BAŞKANLIĞI

T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM ANABİLİM DALI BAŞKANLIĞI T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM ANABİLİM DALI BAŞKANLIĞI SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM 2018-2019 EĞİTİM VE ÖĞRETİM

Detaylı

Gebelerde Rubella (Kızamıkçık) Yrd.Doç.Dr.Çiğdem Kader

Gebelerde Rubella (Kızamıkçık) Yrd.Doç.Dr.Çiğdem Kader Gebelerde Rubella (Kızamıkçık) Yrd.Doç.Dr.Çiğdem Kader OLGU 1 İkinci çocuğuna hamile 35 yaşında kadın gebeliğinin 6. haftasında beş yaşındaki kız çocuğunun rubella infeksiyonu geçirdiğini öğreniyor. Küçük

Detaylı

ÜNİTE II- KADIN GENİTAL ORGANLARININ ANATOMİ VE FİZYOLOJİSİ

ÜNİTE II- KADIN GENİTAL ORGANLARININ ANATOMİ VE FİZYOLOJİSİ ÜNİTE II- KADIN GENİTAL ORGANLARININ ANATOMİ VE FİZYOLOJİSİ Genital Organlar Dış Genital Organlar İç Genital Organlar Kemik Kısımları (Pelvis ) Siklus Oluşumu ve Hormonlar Oval ve Menstrual Siklus Halkası

Detaylı

PERİNATAL HERPES VİRUS İNFEKSİYONLARI. Uzm.Dr.Cengiz Uzun Alman Hastanesi Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları

PERİNATAL HERPES VİRUS İNFEKSİYONLARI. Uzm.Dr.Cengiz Uzun Alman Hastanesi Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları PERİNATAL HERPES VİRUS İNFEKSİYONLARI Uzm.Dr.Cengiz Uzun Alman Hastanesi Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Perinatal dönemde herpesvirus geçişi. Virus Gebelik sırasında Doğum kanalından Doğum

Detaylı

Progesteronun Preterm Doğumları ve Düşüğü Önlemede Yeri Var mıdır? Prof. Dr. Feride Söylemez A.Ü.T.F Kadın Hastalıkları ve Doğum AD

Progesteronun Preterm Doğumları ve Düşüğü Önlemede Yeri Var mıdır? Prof. Dr. Feride Söylemez A.Ü.T.F Kadın Hastalıkları ve Doğum AD Progesteronun Preterm Doğumları ve Düşüğü Önlemede Yeri Var mıdır? Prof. Dr. Feride Söylemez A.Ü.T.F Kadın Hastalıkları ve Doğum AD Erken doğum: İlk bir yılda görülen infant ölümlerinin %35 inin nedeni

Detaylı

86. Doğum eylemi süresince fetal başın yaptığı eksternal rotasyon hareketi hangi aşamada gerçekleşir?

86. Doğum eylemi süresince fetal başın yaptığı eksternal rotasyon hareketi hangi aşamada gerçekleşir? 86. Doğum eylemi süresince fetal başın yaptığı eksternal rotasyon hareketi hangi aşamada gerçekleşir? A) Angajman B) Pelvik girimden geçiş C) Orta pelvise giriş D) Pelvik çıkım düzlemine giriş E) Omuz

Detaylı

Rekürren Gebelik. Ultrasonografi. 20mm. Spontan abortuslarda muhtemel nedenler. 14mm. başvurular kanamalardır Gebeliklerin %25 inde.

Rekürren Gebelik. Ultrasonografi. 20mm. Spontan abortuslarda muhtemel nedenler. 14mm. başvurular kanamalardır Gebeliklerin %25 inde. Rekürren Gebelik Kayıplar plarında Ultrasonografi Prof Dr Ali ERGÜN GATA Maternal Fetal Tıp (aergun@gata.edu.tr) Antalya, 2007 28 haftadan önce tüm t m acil obstetrik başvurular vuruların n büyük b k nedeni

Detaylı

İNFERTİLİTE NEDENLERİ. İlknur M. Gönenç

İNFERTİLİTE NEDENLERİ. İlknur M. Gönenç İNFERTİLİTE NEDENLERİ İlknur M. Gönenç ERKEK İNFERTİLİTE NEDENLERİ Endokrin Bozukluklar Hipotalamik disfonksiyon (Kallmann) Hipoffizer yetmezlik ( tm., rad, cerrahi ) Hiperprolaktinemi, Adrenal hiperplazi

Detaylı

Antepartum İntrauterin Hipoksinin Öngörüsü

Antepartum İntrauterin Hipoksinin Öngörüsü Antepartum İntrauterin Hipoksinin Öngörüsü Prof. Dr. H.Mete TANIR Perinatoloji Uzmanı Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Antepartum Fetal ölümler Değişik

Detaylı

Aşırı doğurganlığın anne ve çocuk sağlığına etkileri İstenmeyen gebelikler ve isteyerek düşükler

Aşırı doğurganlığın anne ve çocuk sağlığına etkileri İstenmeyen gebelikler ve isteyerek düşükler Aşırı doğurganlığın anne ve çocuk sağlığına etkileri İstenmeyen gebelikler ve isteyerek düşükler Doç. Dr. Günay SAKA DÜTF HSAD 10.05.2010 1 Amaç : Tıp Fakültesi Dönem III öğrencileri, aşırı doğurganlık,

Detaylı

KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM ANABİLİM DALI STAJ PROĞRAMI

KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM ANABİLİM DALI STAJ PROĞRAMI TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM KLİNİĞİ 2018-2019 DERS YILI 4. GRUP KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM ANABİLİM DALI STAJ PROĞRAMI DERS TEORİK PRATİK TOPLAM 69 (saat) 51 (saat) 120 (saat) Kadın Doğum

Detaylı

Girişimsel olmayan prenatal tanı testi. Prof.Dr.Mehmet Ali Ergün Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Genetik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi

Girişimsel olmayan prenatal tanı testi. Prof.Dr.Mehmet Ali Ergün Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Genetik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Girişimsel olmayan prenatal tanı testi Prof.Dr.Mehmet Ali Ergün Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Genetik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prenatal tanı gebelik döneminde fetüste var olan veya ortaya çıkabilecek

Detaylı

Bu amaçları yerine getirebilmek için genetik danışmanın belli basamaklardan geçmesi gerekir. Bu aşamalar şunlardır:

Bu amaçları yerine getirebilmek için genetik danışmanın belli basamaklardan geçmesi gerekir. Bu aşamalar şunlardır: Genetik danışma, genetik düzensizliklerin temelini ve kalıtımını inceleyerek hasta ve/veya riskli bireylerin hastalığı anlayabilmesine yardımcı olmak ve bu hastalıklar açısından evliliklerinde ve aile

Detaylı

Op.Dr. Meryem Hocaoğlu Prof. Dr. Atıl Yüksel Prof. Dr. Cem Batukan 10/11/2013

Op.Dr. Meryem Hocaoğlu Prof. Dr. Atıl Yüksel Prof. Dr. Cem Batukan 10/11/2013 Op.Dr. Meryem Hocaoğlu Prof. Dr. Atıl Yüksel Prof. Dr. Cem Batukan 10/11/2013 İntrauterin adezyonlar (IUA), ilk olarak 1894 de Fritsch tarafından tarif edilmiştir. 1946 da Joseph G. Asherman, yayınladığı

Detaylı

Gebelik ve Enfeksiyonlar. Prof.Dr. Levent GÖRENEK

Gebelik ve Enfeksiyonlar. Prof.Dr. Levent GÖRENEK Gebelik ve Enfeksiyonlar Prof.Dr. Levent GÖRENEK Olgulara Yaklaşım 2 1. TORCH grubu enfeksiyon etkenleri nelerdir? Toxoplasmosis Other (Sifiliz, Varicella zoster ) Rubella Cytomegalovirus Herpes simplex

Detaylı

03.06.15 09:30 BİYOKİMYA-MİKROBİYOLOJİ-FARMAKOLOJİ 10:30 HALK SAĞLIĞI 11:30 PATOLOJİ 13:30 İYİ HEKİMLİK UYG. 6 Hafta. Kurul Süresi: 10 saat 10 saat

03.06.15 09:30 BİYOKİMYA-MİKROBİYOLOJİ-FARMAKOLOJİ 10:30 HALK SAĞLIĞI 11:30 PATOLOJİ 13:30 İYİ HEKİMLİK UYG. 6 Hafta. Kurul Süresi: 10 saat 10 saat Yeni Yüzyıl Üniversitesi TIP FAKÜLTESİ Prof. Dr. Demir Budak Dekan Eğitim Koordinatörü: Prof. Dr. Asiye Nurten 215 216 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI DÖNEM III DERS KURULU 6 TIP TIP 332- ÜREME SİSTEMİ HASTALIKLARI

Detaylı

AKUT PELVİK AĞRI. Prof. Dr. Deniz Akata H.Ü.T.F RADYOLOJİ ABD

AKUT PELVİK AĞRI. Prof. Dr. Deniz Akata H.Ü.T.F RADYOLOJİ ABD AKUT PELVİK AĞRI Prof. Dr. Deniz Akata H.Ü.T.F RADYOLOJİ ABD Akut Pelvik Ağrı da Değerlendirilme Klinik bilgi ve fizik muayene Ağrının yeri Ateş TA Tetkik sırasında anamnez: Yaş, risk faktörler, menapozal

Detaylı

DR. SAMİ ULUS ÇOCUK HASTANESİ ONKOLOJİ POLİKLİNİĞİNE BAŞVURAN HEMANJİOMLU OLGULARIN EPİDEMİYOLOJİK DEĞERLENDİRMESİ

DR. SAMİ ULUS ÇOCUK HASTANESİ ONKOLOJİ POLİKLİNİĞİNE BAŞVURAN HEMANJİOMLU OLGULARIN EPİDEMİYOLOJİK DEĞERLENDİRMESİ DR. SAMİ ULUS ÇOCUK HASTANESİ ONKOLOJİ POLİKLİNİĞİNE BAŞVURAN HEMANJİOMLU OLGULARIN EPİDEMİYOLOJİK DEĞERLENDİRMESİ DUYGU DÜZCAN KİLİMCİ,GÜRSES ŞAHİN,ŞULE TOPAL,BURÇAK BİLGİN,ŞULE YEŞİL,GÜLŞAH TANYILDIZ,ALİ

Detaylı

109. Aşağıdaki myoma uteri tiplerinden hangisinde laparotomi dışında bir cerrahi girişim yapılabilir?

109. Aşağıdaki myoma uteri tiplerinden hangisinde laparotomi dışında bir cerrahi girişim yapılabilir? 109. Aşağıdaki myoma uteri tiplerinden hangisinde laparotomi dışında bir cerrahi girişim yapılabilir? A) Subserozal B) Pedinküle subserozal C) İntramural D) Servikal E) Tip 0 submukozal Soru kalitesiz

Detaylı

GEBELİKTE SİFİLİZ. Dr. Mustafa Özgür AKÇA Bursa Yüksek İhtisas E.A.H. Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği

GEBELİKTE SİFİLİZ. Dr. Mustafa Özgür AKÇA Bursa Yüksek İhtisas E.A.H. Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği GEBELİKTE SİFİLİZ Dr. Mustafa Özgür AKÇA Bursa Yüksek İhtisas E.A.H. Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği SİFİLİZ TANIM T.pallidum un neden olduğu sistemik bir hastalıktır Sınıflandırma: Edinilmiş (Genellikle

Detaylı

İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji ABD Prof.Dr. Filiz AYDIN

İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji ABD Prof.Dr. Filiz AYDIN İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji ABD Prof.Dr. Filiz AYDIN Fertilizasyonda 46 kromozom Her bir kromozom çift kromadit-(92) Hücre bölündükten sonra her hücre de 46 kromozom bulunur Mitoz bölünme G1

Detaylı

Postpartum kanama nedenleri, insidansı ve Türkiye mortalitesi

Postpartum kanama nedenleri, insidansı ve Türkiye mortalitesi Postpartum kanama nedenleri, insidansı ve Türkiye mortalitesi Dr. D. Haluk Dervişoğlu Dr. Abdurrahman Yurtaslan Ankara Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi Birincil doğum sonu kanama gözle saptanan,

Detaylı

PRETERM-POSTTERM EYLEM

PRETERM-POSTTERM EYLEM PRETERM-POSTTERM EYLEM PRE-TERM EYLEM PRETERM EYLEM; Doğum ağırlığı dikkate alınmaksızın, gebenin son adetinin ilk gününden itibaren 20-37. haftalar arasında eyleme girmesi ve bu eylem ile servikal açıklık

Detaylı

EDİNSEL KANAMA BOZUKLUKLARI VE KALITSAL TROMBOFİLİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU I. BÖLÜM TROMBOTİK TROMBOSİTOPENİK PURPURA TANI VE TEDAVİ KILAVUZU...

EDİNSEL KANAMA BOZUKLUKLARI VE KALITSAL TROMBOFİLİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU I. BÖLÜM TROMBOTİK TROMBOSİTOPENİK PURPURA TANI VE TEDAVİ KILAVUZU... EDİNSEL KANAMA BOZUKLUKLARI VE KALITSAL TROMBOFİLİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU İÇİNDEKİLER Önsöz...iii Ulusal Tanı ve Tedavi Kılavuzu Çalışma Grupları... iv Kısaltmalar... vii Tablolar Listesi... xv Şekiller

Detaylı

PROSTAT BÜYÜMESİ VE KANSERİ

PROSTAT BÜYÜMESİ VE KANSERİ PROSTAT BÜYÜMESİ VE KANSERİ PROSTAT BÜYÜMESİ Prostat her erkekte doğumdan itibaren bulunan, idrar torbasının hemen altında yer alan bir organdır. Yaklaşık 20 gr ağırlığındadır ve idrar torbasındaki idrarı

Detaylı

NEDENLERİ. Endometrial polipler ile sigara kullanımı, doğum kontrol hapı kullanımı ve yapılan doğum sayısı arasında bir ilişki yoktur.

NEDENLERİ. Endometrial polipler ile sigara kullanımı, doğum kontrol hapı kullanımı ve yapılan doğum sayısı arasında bir ilişki yoktur. Polipler küçük ve çoğu zaman iyi huylu küçük tümoral oluşumlardır. Vücutta rahim ağzı, rahimin içi (endometrium), ses telleri ve barsaklar gibi pekçok değişik bölgede görülebilir. Endometrial polip rahimin

Detaylı

Progesteron un düşük ve preterm doğumları önlemedeki yeri (Lehine) Prof.Dr.S.Cansun Demir Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi

Progesteron un düşük ve preterm doğumları önlemedeki yeri (Lehine) Prof.Dr.S.Cansun Demir Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Progesteron un düşük ve preterm doğumları önlemedeki yeri (Lehine) Prof.Dr.S.Cansun Demir Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Progesteron Kolesterol Pregnenolon 17-α- Hidroksi pregnenolon Dehidro-epi androsteron

Detaylı

KAFKAS ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM III 2015-2016 DERS YILI GENİTOÜRİNER SİSTEM DERS KURULU

KAFKAS ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM III 2015-2016 DERS YILI GENİTOÜRİNER SİSTEM DERS KURULU KAFKAS ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM III 2015-2016 DERS YILI GENİTOÜRİNER SİSTEM DERS KURULU DERSLER TEORİK PRATİK TOPLAM Patoloji 22 8 30 Dahiliye 14 8 26 Jinekoloji 18 8 26 Üroloji 12 8 20 Mikrobiyoloji

Detaylı

İLK TRİMESTERDE PROGESTERON. Dr. Tuncay Nas Gazi Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim

İLK TRİMESTERDE PROGESTERON. Dr. Tuncay Nas Gazi Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim İLK TRİMESTERDE PROGESTERON Dr. Tuncay Nas Gazi Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Progesteron Gebeliğin oluşumu ve devamında çok önemli bir hormondur Progestinler Progesteron (Progestan

Detaylı

MEME KANSERİ. Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler

MEME KANSERİ. Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler MEME KANSERİ Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler KANSER NEDİR? Hücrelerin kontrolsüz olarak sürekli çoğalmaları sonucu yakındaki ve uzaktaki başka organlara yayılarak kötü klinik

Detaylı

Makat prezentasyonu. Görülme oranı %3-4 dür. Tanı leopold manevraları ile konulabilir

Makat prezentasyonu. Görülme oranı %3-4 dür. Tanı leopold manevraları ile konulabilir MAKAT DOĞUM Makat prezentasyonu Görülme oranı %3-4 dür Tanı leopold manevraları ile konulabilir 2 MAKAT DOĞUM Sırt solda olduğunda birinci makat gelişi ; sırt sağda olduğunda ikinci makat gelişi, çocuk

Detaylı

DOĞUM ÖNCESİ BAKIM. Dr. Ferruh N. Ayoğlu. Halk Sağlığı Anabilim Dalı

DOĞUM ÖNCESİ BAKIM. Dr. Ferruh N. Ayoğlu. Halk Sağlığı Anabilim Dalı DOĞUM ÖNCESİ BAKIM Dr. Ferruh N. Ayoğlu Sevmek güzel şey delikanlım, l sev bakalım. Madem ki kafanın içerisinde ışıklı bir karanlık var, benden izin sana sev sevebildiğin kadar. Yaşanan her 1 dakika da:

Detaylı

Anestezi Uygulama II Bahar / Ders:9. Anestezi ve Emboliler

Anestezi Uygulama II Bahar / Ders:9. Anestezi ve Emboliler Anestezi Uygulama II 2017-2018 Bahar / Ders:9 Anestezi ve Emboliler Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI Emboli Nedir? Damarlarda dolaşan kan içerisine hava ya da yabancı cisim girişine bağlı olarak, dolaşımı engelleyen

Detaylı

PRENATAL TARAMA TESTLERİ. Dr.Murat Öktem Düzen Laboratuvarlar Grubu

PRENATAL TARAMA TESTLERİ. Dr.Murat Öktem Düzen Laboratuvarlar Grubu PRENATAL TARAMA TESTLERİ Dr.Murat Öktem Düzen Laboratuvarlar Grubu Riskler Down sendromu 1/800 Spina bifida 1/1800 Anensefali 1/1800 Trizomi 18 1/3800 Omfalosel 1/6000 Gastroşizis 1/10000 Türkiye de her

Detaylı

DOWN SENDROMU TARAMA TESTİ (1. TRİMESTER)

DOWN SENDROMU TARAMA TESTİ (1. TRİMESTER) DOWN SENDROMU TARAMA TESTİ (1. TRİMESTER) Diğer adları: İkili tarama testi, İkili test. Kullanım amacı: Fetüste Down sendromu ve trizomi 18 bulunma olasılığının ve bu hastalıklar için ileri inceleme yaptırma

Detaylı

DÖNEM IV GRUP B DERS PROGRAMI

DÖNEM IV GRUP B DERS PROGRAMI T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM ANABİLİM DALI BAŞKANLIĞI SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM 2015 2016 EĞİTİM VE ÖĞRETİM

Detaylı

SEREBRAL TROMBOZLU ÇOCUKLARDA KLİNİK BULGULAR VE TROMBOTİK RİSK FAKTÖRLERİ

SEREBRAL TROMBOZLU ÇOCUKLARDA KLİNİK BULGULAR VE TROMBOTİK RİSK FAKTÖRLERİ SEREBRAL TROMBOZLU ÇOCUKLARDA KLİNİK BULGULAR VE TROMBOTİK RİSK FAKTÖRLERİ Ankara Çocuk Sağlığı Hastalıkları Hemotoloji Onkoloji Eğitim Araştırma Hastanesi 2 Amaç Klinik bulguların özellikleri Kalıtsal

Detaylı

Dr. Atıl YÜKSEL İstanbul Tıp Fakültesi KHD AD, Perinatoloji BD. Türkiye Maternal Fetal Tıp ve Perinatoloji Derneği

Dr. Atıl YÜKSEL İstanbul Tıp Fakültesi KHD AD, Perinatoloji BD. Türkiye Maternal Fetal Tıp ve Perinatoloji Derneği Dr. Atıl YÜKSEL İstanbul Tıp Fakültesi KHD AD, Perinatoloji BD Türkiye Maternal Fetal Tıp ve Perinatoloji Derneği Vakanın tanımlanması, nedeninin belirlenmesi, sonraki gebeliklere hazırlık yapılması. Doğum

Detaylı

Hasar Kontrol Cerrahisi yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır.

Hasar Kontrol Cerrahisi yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır. Doç. Dr. Onur POLAT Hasar Kontrol Cerrahisi 1992 yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır. Hasar Kontrol Cerrahisi İlk aşama; Kanama ve kirlenmenin

Detaylı

TARIMDA ÇALIŞANLAR AÇISINDAN TERATOJENLER

TARIMDA ÇALIŞANLAR AÇISINDAN TERATOJENLER TARIMDA ÇALIŞANLAR AÇISINDAN TERATOJENLER Vaka Ayşe Hanım 39 yaşında, evli ve 2 çocuk annesi, adetleri normal ve 34 günde 1 adet görüyor. Son adet tarihinden 2 hafta sırtındaki sivilceler için komşusunun

Detaylı

ÖZET CEVAP: Oosit retrivalin hemen ardından intrauterin hcg uygulaması implantasyon oranlarını, kimyasal ve klinik gebelik oranlarını artırmaktadır.

ÖZET CEVAP: Oosit retrivalin hemen ardından intrauterin hcg uygulaması implantasyon oranlarını, kimyasal ve klinik gebelik oranlarını artırmaktadır. Intrauterine administration of hcg immediately after oocyte retrieval and the outcome of ICSI: a randomized controlled trial Oosit Retrivalden hemen sonra intrauterin hcg uygulamasının ICSI sonuçları üzerine

Detaylı

VAY BAŞIMA GELEN!!!!!

VAY BAŞIMA GELEN!!!!! VAY BAŞIMA GELEN!!!!! DİYABET YÖNETİMİNDE İNSÜLİN POMPA TEDAVİSİNİN KAN ŞEKERİ REGÜLASYONUNA OLUMLU ETKİSİ HAZIRLAYAN: HEM. ESRA GÜNGÖR KARABULUT Diyabet ve Gebelik Diyabetli kadında gebeliğin diyabete

Detaylı

Jinekolojide teşhis ve muayene yöntemleri Esra Gür. Öğle tatili. Gebelikte sık karşılaşılan problemler Serkan Güçlü

Jinekolojide teşhis ve muayene yöntemleri Esra Gür. Öğle tatili. Gebelikte sık karşılaşılan problemler Serkan Güçlü 1. Hafta 09:00-10:00 10:00-11:00 11:00-12:00 12:00-13:30 13:30-14:30 14:30-15:30 15:30-16:30 17.11.2014 Staj Tanıtımı Prof Dr Serkan Güçlü Servis doğumhane tanıtımı Genital sistemin embriyoloji ve anatomisi

Detaylı

Kasık Komplikasyonları ve Yönetimi. Doç.Dr.Gültekin F. Hobikoğlu Medicana Bahçelievler

Kasık Komplikasyonları ve Yönetimi. Doç.Dr.Gültekin F. Hobikoğlu Medicana Bahçelievler Kasık Komplikasyonları ve Yönetimi Doç.Dr.Gültekin F. Hobikoğlu Medicana Bahçelievler Femoral Komplikasyonlar External kanama ve hematom (%2-15) Psödoanevrizma (%1-5) Retroperitoneal hematom (

Detaylı

VIII. FAKTÖR XII EKSİKLİĞİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU BÖLÜM ULUSAL TANI VE TEDAVİ KILAVUZU 2013

VIII. FAKTÖR XII EKSİKLİĞİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU BÖLÜM ULUSAL TANI VE TEDAVİ KILAVUZU 2013 ULUSAL TANI VE TEDAVİ KILAVUZU 2013 FAKTÖR XII EKSİKLİĞİ VIII. BÖLÜM TANI VE TEDAVİ KILAVUZU KALITSAL FAKTÖR XII EKSİKLİĞİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU FAKTÖR XII EKSİKLİĞİ Dr. M. Cem Ar ve THD Hemofili Bilimsel

Detaylı

Tedavi. Tedavi hedefleri;

Tedavi. Tedavi hedefleri; Doç. Dr. Onur POLAT Tedavi DVT tanısı konduktan sonra doğal gidişine bırakılırsa, ölümcül komplikasyonu olan PE ve uzun dönemde sakatlık oranı son derece yüksek olan posttromboflebitik sendrom ve Pulmoner

Detaylı

TROFOBLAST İNVAZYON YETMEZLİĞİ PREEKLAMPSİ. Dr.Aylin Okçu Heper Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı

TROFOBLAST İNVAZYON YETMEZLİĞİ PREEKLAMPSİ. Dr.Aylin Okçu Heper Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı TROFOBLAST İNVAZYON YETMEZLİĞİ PREEKLAMPSİ Dr.Aylin Okçu Heper Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı EKSTRAEMBRİYONİK TROFOBLASTLAR EMBRİYO Staun Ram and Shalev Reproductive Biology

Detaylı

GEBELİK VE LOHUSALIK

GEBELİK VE LOHUSALIK GEBELİK VE LOHUSALIK ANA SAĞLIĞI Sağlık hizmetleri açısından doğurganlık çağındaki (15-49 yaş arası) tüm kadınlara ana denir. 15-49 yaş doğurganlık çağındaki kadınlar nüfusumuzun % 27 sini oluşturmaktadır.

Detaylı

Gebede HSV İnfeksiyonu. Dr. Süda TEKİN KORUK Koç Üniversitesi Hastanesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Bölümü

Gebede HSV İnfeksiyonu. Dr. Süda TEKİN KORUK Koç Üniversitesi Hastanesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Bölümü Gebede HSV İnfeksiyonu Dr. Süda TEKİN KORUK Koç Üniversitesi Hastanesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Bölümü Olgu 14 günlük, erkek bebek Şikayeti: Sol kol ve bacakta kasılma, emmeme Hikaye:

Detaylı

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün;

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün; Epilepsi bir kişinin tekrar tekrar epileptik nöbetler geçirmesi ile niteli bir klinik durum yada sendromdur. Epileptik nöbet beyinde zaman zaman ortaya çıkan anormal elektriksel boşalımların sonucu olarak

Detaylı

ERKEN GEBELİK ULTRASONOGRAFİSİ NORMAL BULGULAR, EKTOPİK VE SKAR GEBELİĞİ

ERKEN GEBELİK ULTRASONOGRAFİSİ NORMAL BULGULAR, EKTOPİK VE SKAR GEBELİĞİ ERKEN GEBELİK ULTRASONOGRAFİSİ NORMAL BULGULAR, EKTOPİK VE SKAR GEBELİĞİ Dr. Aytül Çorbacıoğlu Esmer Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi Perinatoloji Bölümü Amaç Gebeliğin yerleşimi Gestasyonel

Detaylı

DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR

DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI D.P.Ü. KÜTAHYA EVLİYA ÇELEBİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR PROF. DR. AHMET HAKAN VURAL OP. DR. GÜLEN SEZER ALPTEKİN ERKUL OP. DR. SİNAN ERKUL

Detaylı

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ENFEKSİYON RİSKLERİ

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ENFEKSİYON RİSKLERİ SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ENFEKSİYON RİSKLERİ Sağlık hizmeti veren, Doktor Ebe Hemşire Diş hekimi Hemşirelik öğrencileri, risk altındadır Bu personelin enfeksiyon açısından izlemi personel sağlığı ve hastane

Detaylı

ERKEN ÇOCUKLUKTA GELİŞİM

ERKEN ÇOCUKLUKTA GELİŞİM 9.11.2015 ERKEN ÇOCUKLUKTA GELİŞİM Konular Doğum öncesi gelişim aşamaları Zigot Doğum öncesi çevresel etkiler Teratojenler Doğum Öncesi G elişim Anneyle ilgili diğer faktörler Öğr. Gör. C an ÜNVERDİ Zigot

Detaylı

DÖNEM IV GRUP C DERS PROGRAMI

DÖNEM IV GRUP C DERS PROGRAMI T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM ANABİLİM DALI BAŞKANLIĞI SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM 2015 2016 EĞİTİM VE ÖĞRETİM

Detaylı

15- RADYASYONUN NÜKLEİK ASİTLER VE PROTEİNLERE ETKİLERİ

15- RADYASYONUN NÜKLEİK ASİTLER VE PROTEİNLERE ETKİLERİ 15- RADYASYONUN NÜKLEİK ASİTLER VE PROTEİNLERE ETKİLERİ İyonlaştırıcı radyasyonların biyomoleküllere örneğin nükleik asitler ve proteinlere olan etkisi hakkında yeterli bilgi yoktur. Ancak, nükleik asitlerden

Detaylı

ERKEN GEBELİK ULTRASONOGRAFİSİ NORMAL BULGULAR, EKTOPİK VE SKAR GEBELİĞİ

ERKEN GEBELİK ULTRASONOGRAFİSİ NORMAL BULGULAR, EKTOPİK VE SKAR GEBELİĞİ ERKEN GEBELİK ULTRASONOGRAFİSİ NORMAL BULGULAR, EKTOPİK VE SKAR GEBELİĞİ Dr. Aytül Çorbacıoğlu Esmer Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi Perinatoloji Bölümü Amaç Gebeliğin yerleşimi Gestasyonel

Detaylı

Abdominal Myomektomi Fertiliteyi Arttırıyor

Abdominal Myomektomi Fertiliteyi Arttırıyor Abdominal Myomektomi Fertiliteyi Arttırıyor Amaç: Bu çalışmanın amacı, abdominal myomektomi sonrası fertiliteyi değerlendirmek ve uterin fibroid lerin sayı, büyüklük ve lokalizasyonunun cerrahi sonrası

Detaylı

Viral Hepatitler. Hepatit A Virus. Viral Hepatitler- Tarihsel Bakış. Hepatit Tipleri. Hepatit A Klinik Özellikler

Viral Hepatitler. Hepatit A Virus. Viral Hepatitler- Tarihsel Bakış. Hepatit Tipleri. Hepatit A Klinik Özellikler Viral Hepatitler- Tarihsel Bakış Viral Hepatitler İnfeksiyöz Viral hepatitler A NANB E Enterik yolla geçen Dr. Ömer Şentürk Serum B D C F, G, TTV,? diğerleri Parenteral yolla geçen Hepatit Tipleri A B

Detaylı

DÖNEM VI GRUP F DERS PROGRAMI

DÖNEM VI GRUP F DERS PROGRAMI T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM ANABİLİM DALI BAŞKANLIĞI SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM 2013 2014 EĞİTİM VE ÖĞRETİM

Detaylı

BÖBREK HASTALIKLARI. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Böbrekler ne işe yarar?

BÖBREK HASTALIKLARI. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Böbrekler ne işe yarar? BÖBREK HASTALIKLARI Prof. Dr. Tekin AKPOLAT Böbrekler ne işe yarar? Böbreğin en önemli işlevi kanı süzmek, idrar oluşturmak ve vücudun çöplerini (artık ürünleri) temizlemektir. Böbrekte oluşan idrar, idrar

Detaylı

Plan. Pelvik Ağrı. Somatik Ağrı. Viseral Ağrı. Sınıflandırma. Yansıyan Ağrı. Fizyoloji. Sıklık Hikaye Fizik muayene Labaratuvar Görüntüleme Tedavi

Plan. Pelvik Ağrı. Somatik Ağrı. Viseral Ağrı. Sınıflandırma. Yansıyan Ağrı. Fizyoloji. Sıklık Hikaye Fizik muayene Labaratuvar Görüntüleme Tedavi Plan Pelvik Ağrı Dr. Ali Vefa SAYRAÇ Akdeniz Üniversitesi Acil Tıp Ana Bilim Dalı 13/04/2010 Fizyoloji Sınıflandırma Sıklık Hikaye Fizik muayene Labaratuvar Görüntüleme Tedavi Viseral Ağrı İçi boş organların

Detaylı

Prof.Dr.Babür Kaleli Pamukkale Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum A.D. 8.MFTP Kongresi 11-14 Ekim 2012 İstanbul

Prof.Dr.Babür Kaleli Pamukkale Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum A.D. 8.MFTP Kongresi 11-14 Ekim 2012 İstanbul Prof.Dr.Babür Kaleli Pamukkale Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum A.D. 8.MFTP Kongresi 11-14 Ekim 2012 İstanbul Tiroid Hastalıkları Gebelerin %2-3 ünde tiroid disfonksiyonu var Gebelik tiroid fonksiyonlarını

Detaylı

ERKEN GEBELİK KAYIPLARINDA LABORATUVAR TARAMASI (Plasenta Kökenli Kayıplar / Plasentanın Vasküler Problemleri)

ERKEN GEBELİK KAYIPLARINDA LABORATUVAR TARAMASI (Plasenta Kökenli Kayıplar / Plasentanın Vasküler Problemleri) ERKEN GEBELİK KAYIPLARINDA LABORATUVAR TARAMASI (Plasenta Kökenli Kayıplar / Plasentanın Vasküler Problemleri) 14. DÜZEN Klinik Biyokimya Günleri 2005 FePUMaÇe Yaklaşımı Fe P Ma U Çe Fetus kaynaklı düşükler

Detaylı

Genellikle çocukluk ve gençlik döneminde başlayan astım kronik bir solunum sistemi hastalığıdır.

Genellikle çocukluk ve gençlik döneminde başlayan astım kronik bir solunum sistemi hastalığıdır. Bölüm 9 Astım ve Gebelik Astım ve Gebelik Dr. Metin KEREN ve Dr. Ferda Öner ERKEKOL Genellikle çocukluk ve gençlik döneminde başlayan astım kronik bir solunum sistemi hastalığıdır. Erişkinlerde astım görülme

Detaylı

EPİLEPSİLİ HASTAYA GEBELİK DÖNEMİNDE OBSTETRİK YAKLAŞIM

EPİLEPSİLİ HASTAYA GEBELİK DÖNEMİNDE OBSTETRİK YAKLAŞIM EPİLEPSİLİ HASTAYA GEBELİK DÖNEMİNDE OBSTETRİK YAKLAŞIM Prof. Dr. Hayri Ermiş İstanbul Tıp Fakültesi, Kadın Hast. Ve Doğum A.B.D. Perinatoloji B.D. Gebeliğin kriz sıklığına etkisi? Gebelerin 1/3 ünde kriz

Detaylı

NORMAL GEBELİK ve BAKIM DERS ÖĞRETİM PLANI

NORMAL GEBELİK ve BAKIM DERS ÖĞRETİM PLANI NORMAL GEBELİK ve BAKIM DERS ÖĞRETİM PLANI Dersin Adı Dersin Kodu Dersin Türü (Zorunlu, Seçmeli) Dersin Seviyesi (Ön Lisans, Lisans, Y.Lisans, Doktora) Dersin AKTS Kredisi Haftalık Ders Saati (Kuramsal)

Detaylı

Kanserin sebebi, belirtileri, tedavi ve korunma yöntemleri...

Kanserin sebebi, belirtileri, tedavi ve korunma yöntemleri... Kanser Nedir? Kanserin sebebi, belirtileri, tedavi ve korunma yöntemleri... Kanser, günümüzün en önemli sağlık sorunlarından birisi. Sık görülmesi ve öldürücülüğünün yüksek olması nedeniyle de bir halk

Detaylı

Rahim Ağzı Kanseri Korkulu Rüyanız Olmaktan Çıkıyor

Rahim Ağzı Kanseri Korkulu Rüyanız Olmaktan Çıkıyor Rahim Ağzı Kanseri Korkulu Rüyanız Olmaktan Çıkıyor Rahim Ağzı Kanseri Korkulu Rüyanız Olmaktan Çıkıyor Rahim Ağzı Kanserinde Çığır Açan Adım Kadın Kanserleri Hakkında Mutlaka Bilmeniz Gerekenler Özel

Detaylı

Dr. Aslıhan Yazıcıoğlu, Prof. Dr. Aydan Biri Yüksek İhtisas Üniversitesi Koru Ankara Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum AD

Dr. Aslıhan Yazıcıoğlu, Prof. Dr. Aydan Biri Yüksek İhtisas Üniversitesi Koru Ankara Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum AD Dr. Aslıhan Yazıcıoğlu, Prof. Dr. Aydan Biri Yüksek İhtisas Üniversitesi Koru Ankara Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum AD Son dört dekat boyunca prenatal izlem sırasında fetüs taramaları için ultrasonografi

Detaylı

SEZARYEN SONRASI VAJİNAL DOĞUM (SSVD)

SEZARYEN SONRASI VAJİNAL DOĞUM (SSVD) SEZARYEN SONRASI VAJİNAL DOĞUM (SSVD) Sezaryen Sonrası Vajinal Doğum (SSVD) Daha önce sezaryen olan kadın tekrar doğum yapacak Sezaryen Sonrası Doğum Denemesi (SSDD) Sezaryen Sonrası Sezaryen Doğum (SSSD)

Detaylı

İnfluenza virüsünün yol açtığı hastalıkların ve ölümlerin çoğu yıllık grip aşıları ile önlenebiliyor.

İnfluenza virüsünün yol açtığı hastalıkların ve ölümlerin çoğu yıllık grip aşıları ile önlenebiliyor. Her yıl milyonlarca kişiyi etkileyen bir solunum yolu enfeksiyonu olan grip, hastaneye yatışı gerektirecek kadar ağır hastalık tablolarına neden olabiliyor. Grip ve sonrasında gelişen akciğer enfeksiyonları

Detaylı

Folik asit(vitamin-b9)

Folik asit(vitamin-b9) Folik asit(vitamin-b9) Emilimi metabolizması ve fonksiyonları Emilimi,metabolizması,fonksiyonları Homosistein metabolizması Eksikliğinde trombotik ve artriel hastalıklar Emilim için folik asit besinlerde

Detaylı

Dekan: Prof. Dr. Demir Budak Eğitim Koordinatörü: Prof. Dr. Asiye Nurten. 110 saat 10 saat

Dekan: Prof. Dr. Demir Budak Eğitim Koordinatörü: Prof. Dr. Asiye Nurten. 110 saat 10 saat Yeni Yüzyıl Üniversitesi TIP FAKÜLTESİ Dekan: Prof. Dr. Demir Budak Eğitim Koordinatörü: Prof. Dr. Asiye Nurten 214 215 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI DÖNEM III DERS KURULU 6 (TIP 331) ÜREME SİSTEMİ HASTALIKLARI

Detaylı

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi. Dr.

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi. Dr. Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi Dr. Aslı KANTAR GİRİŞ GENEL BİLGİLER Akut böbrek hasarı (ABH) yenidoğan yoğun bakım

Detaylı

Sağlıklı Hamilelik BR.HLİ.081

Sağlıklı Hamilelik BR.HLİ.081 Sağlıklı BR.HLİ.081 Sağlıklı Sağlıklı bir hamilelik geçirmek hamilelik öncesi dönemde sağlığınızla ilgili testleri yaptırmakla başlar. Bu nedenle çocuk istediğinize karar verdiğinizde önce bir kadın hastalıkları

Detaylı

DÖNEM VI GRUP B-1 DERS PROGRAMI

DÖNEM VI GRUP B-1 DERS PROGRAMI T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM ANABİLİM DALI BAŞKANLIĞI SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM 2015 2016 EĞİTİM VE ÖĞRETİM

Detaylı

Dr. Mehmet İnan Genel Cerrahi Uzmanı

Dr. Mehmet İnan Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Mehmet İnan Genel Cerrahi Uzmanı 1 Ameliyat Yapılmadan İlgilendiği Konular: Sıvı ve Elektrolit tedavisi Şok Yanık tedavisi 2 Travma Hastaları Kesici karın travmaları: Karın bölgesini içine alan kurşunlanma,

Detaylı

FETAL SAĞLIĞIN DEĞERLENDİRİLMESİ

FETAL SAĞLIĞIN DEĞERLENDİRİLMESİ FETAL SAĞLIĞIN DEĞERLENDİRİLMESİ Antenatal fetal izlenim amacı: Erken dönemde asfiksi tanısı koyarak fetal ve erken neonatal ölümü engellemek. Fetal ve perinetal morbiditeyi azaltmak. Kalıcı hasar başlamadan

Detaylı

31 AĞUSTOS 2016 ÇARŞAMBA

31 AĞUSTOS 2016 ÇARŞAMBA İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2016-2017 EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM STAJI D GRUBU TEORİK VE PRATİK DERS PROGRAMI 29AĞUSTOS-14 EKİM 2016 29 AĞUSTOS 2016 PAZARTESİ

Detaylı