HASTALIK HİKÂYEM Hazırlayanlar Prof. Dr. Cengiz YAKINCI Prof. Dr. Hasan KAVRUK Prof. Dr. Saffet TÜZGEN

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "HASTALIK HİKÂYEM 2014. Hazırlayanlar Prof. Dr. Cengiz YAKINCI Prof. Dr. Hasan KAVRUK Prof. Dr. Saffet TÜZGEN"

Transkript

1 HASTALIK HİKÂYEM 2014 Hazırlayanlar Prof. Dr. Cengiz YAKINCI Prof. Dr. Hasan KAVRUK Prof. Dr. Saffet TÜZGEN

2 ISBN : Baskı : Pasifik Ofset Cihangir Mah. Güvercin Cad. No: 3/1 Baha İş Merkezi A blok Kat: Haramidere - İstanbul Tel: Sertifika No: Tasarım : Mega Basım Yayın San. ve Tic. A.Ş Elifnur Kirez Cihangir Mah. Güvercin Cad. No: 3/1 Baha İş Merkezi A blok Kat: Haramidere - İstanbul Tel: Baskı Tarihi : Ağustos 2014 Bu kitabın yayın hakları Bezmiâlem Vakıf Üniversitesine ve hazırlayanlara aittir. İzinsiz, kısmen veya tamamen çoğaltılıp yayınlanamaz

3 ÖNSÖZ Hikâyeler, ders kitaplarının kuru ve didaktik öğretim tarzından farklı olarak sıcak, duyarlı ve empatik söylemleriyle duygularımıza hitap eden, hayatın içinden bildik ve tanıdık yüzlerin öykülerine yer veren özgün metinlerdir. Hikâyeler insanların içinde yaşadıkları hayata ve kendilerine bakabilecekleri bir aynadır. Hastalıkları hikâye tadında anlatmak da şüphesiz ki insanlığa yeni bir ayna tutmakta ve tıp eğitimine farklı bir boyut kazandırmaktadır. Hastalarımız bizlere kitaplarımızdan daha çok şey öğretir. diyen doktor Latham, bu sözüyle ayna görevi gören bu öykülerin önemini vurgular. Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanlığı ile üniversitenin Kültür-Sanat ve Edebiyat Kulübü öğrencilerinin birlikte düzenlediği Hastalık Hikâyem-2014 adlı ödüllü hastalık hikâyeleri yarışması, ikinci yılında ayna görevi üstlenmeye gönüllü olarak hem sağlık çalışanlarını hem de hikâyelerini paylaşmak isteyenleri bir araya getirdi. Yarışmaya 56 farklı ilimizden ve dört farklı ülkeden toplam 365 öykü gönderildi. Gönderilen öyküler ön jüri üyeleri Yrd. Doç. Dr. Cemil Gülseren, Uzm. Dr. Atilla Özcan, Yrd. Doç. Dr. Salim Durukoğlu, Arş. Gör. Bahar Doğan ve Türkçe öğretmeni Kevser Akın tarafından değerlendirilerek jüri üyelerine sunuldu. Prof. Dr. Nilgün Bozbuğa, Prof. Dr. Mukaddes Eşrefoğlu, Prof. Dr. Mahmut Kaplan, Prof. Dr. Hasan Kavruk, Prof. Dr. Cengiz Yakıncı, Yrd. Doç. Mehmet Emin Ağar ve Yrd. Doç. Mahmut Gürgan ın bulunduğu jüri, hikâyelerin son değerlendirmelerini yaparak dereceleri belirledi. Birinciliği Hayalimdeki Gelincik hikâyesiyle Ece Atalay, ikinciliği Eşikten Öte hikâyesiyle Ali Boz aldı. Yarışmanın üçüncülüğünü Rüya Çarşıları hikâyesiyle Fatih Ordu ile Lösemili Kız ve Gitarist Çocuğun Şarkısı hikâyesiyle Cemre Belçim Gölbaşı paylaştı. Yarışmada derece alan katılımcılara ödülleri 14 Mart 2014 tarihinde Bezmiâlem Vakıf Üniversitesinde düzenlenen Tıp Bayramı etkinliğinde takdim edildi. Elbette ki bu projede asıl amaç insanları yarıştırmak değildi. Hastalıkları hikâye yoluyla anlatma fikrini bir yarışma yoluyla insanlara duyurmak, bu sayede daha güzel hikâyelerin ortaya çıkmasını sağlamaktı. Bu III

4 amaçla yarışmaya gönderilen hikâyelerin 29 adedini Hastalık Hikâyem 2014 adlı kitap içerisinde sizlerle buluşturuyoruz. Yarışmaya ve hikâyenin sıcaklığına kucak açan Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Ahmet Akça ya, Mütevelli Heyeti üyelerine, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Belce ye, Fakülte Sekreteri Yunus Yinanç a, yarışmaya hikâyeleriyle katkı veren tüm katılımcılara, emeklerini esirgemeyerek hikâyeleri değerlendiren ön jüri ve jüri üyelerine, emeği geçen üniversite çalışanlarına sağlık eğitimine verdikleri katkılardan dolayı teşekkürlerimizi sunuyor, yarışmamızın başladığı günden bugüne proje için bizlerden desteklerini esirgemeyen Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Saffet Tüzgen e şükranlarımızı iletiyoruz. Başlanılan bir işi sonuçlandırmak yapılan işi taçlandırır. Yarışmanın sonucunu görmek şüphesiz ki bizleri mutlu ediyor ancak hastalık hikâyelerini konu alan yarışmaların bir sona bağlanmadan, kısa sürede tüketilen bir fikir olmadan giderek yaygınlaşmasını ümit ediyoruz. Tıp eğitimine katkı sunduğunu düşündüğümüz bu hikâyelerin eğitimin yanı sıra hasta, hasta yakınları ve sağlık çalışanlarının ilişkilerini istenilen düzeye getireceğine ve geliştireceğine inanmaktayız. Hep birlikte daha iyiye, daha güzele ulaşmak dileğiyle Prof. Dr. Cengiz Yakıncı Prof. Dr. Hasan Kavruk IV

5 SUNUŞ Doktor olmak daha ilk adımı olan kayıt gününden sonra hastaları dinlemektir. Onlarla yaşamaktır. Onları anlamaya çalışmaktır. Anlamanın yollarından en etkilisi ise; onun haliyle hâllenmektir. Nasraddin Molla nın vecizesiyle Damdan düşeni anlamak için damdan düşen olmaktır. Bazen hastalar hekimin kendisine vakit ayırmadığından, kendilerini ifade edemediklerinden bahseder. Bazen de hekimler vakit verilse de hastaların kendilerini ifade edemediklerinden yakınırlar. Biz bu eserde fırsat verilirse hastalara kendilerini, yaşadıklarını nasıl edebi ve etkili anlatabildiklerini, hislerini aktarırken bizi nasıl hislendirebildiklerini gördük. Okurken zaman zaman gözyaşlarınızı tutmakta zorlanacağınız bu hikâyelerin her biri bir roman veya tiyatro eseri olabilecek niteliktedir. Hepimiz ya hastayız ya hasta yakını ya da tedavi ediciler. Bu hikâyelerden hepimizin öğreneceği çok şey var. Oku, Şayet Sana Bir Hisli Yürek Lazımsa Oku, Zira Onu Yazdım İki Söz Yazdımsa M. Akif Şiir tadında hikâyelerle her zamankinden daha çok hisli yüreğe ihtiyacımız olan çağımızda size de bir şeyler sunabilirsek bahtiyar olacağız. Prof. Dr. Saffet Tüzgen Rektör V

6

7 Kıssadan Hisse Her hastalık bir hikâyedir, bir kıssadır. Kıssalardan çıkarılacak çok hisseler vardır. Ama hekim olunca çıkaracağımız hisseler çoğu zaman gözden kaçabiliyor. Okuduğumuz tıp, okutan hocalarımız, tıp öncesi birikimimiz hastayı makine, hastalığı ise bir madde haline soktu gözümüzde. Öyle olunca da hasta derdini anlatır biz muayene ederiz, tetkik-tahlil-teşhis; tıbbî veya cerrahî tedavi ve vazifemiz bitmiş olur. Hasta gözünde evvel Allah, sonra siz doktor bey sözüne estağfurullah şifa Allahtan, biz de elimizden geleni yapacağız demek yerine neredeyse evelallah ne demek, bu iş benim işim edasıyla yaklaşan insanüstü varlıklara dönüştük. Oysa halk zaten öyle bir yere konumlandırır ki hekimi, diğer tüm meslekler için kıskanılacak bir durumdur. Bu konumu beğenmemek Allah muhafaza Hakk ın gazabını mucip olur. Nemrut u bir sinekle aciz bırakan, en sağlam binaları bir gürültü ile yerle bir eden, bunu Allah bile batıramaz dedikleri Titanic i ilk yolculuğunda sulara gark eden Mevla, bizi en güçlü olduğumuzu sandığımız anda ve en güçlü yerimizden imtihan etse ne yapabiliriz. Beyin cerrahisi asistanlığımın birinci yılında rabbim bize ilk yavrumuzu verdi. Hayatta en korktuğum şey özürlü bir evlat babası olmaktı. Görme, işitme, ortopedik özürlü neyse de hele hele beyin özürlüsü!.. Buyur ya kulum dedi bana. Ömrünü beyni araştırmakla, beyni öğrenmekle ve beyin hastalarına hizmet ile geçireceksin. Belki bununla gururlanacaksın. Oğlunun yüzde yetmiş olan IQ sunu yüzde seksene çıkar bakalım. Anne baba doktordu. Dayılar, yeğenler, kuzenler, sülalede yirmiye yakın doktor Hodri meydan dedi. Haddini bil dedi. VII

8 Bırak hastalarına Sizi ben kurtarırım, ben yaparım, ben ederim demeyi de kendi evladına tırnağını kesmeyi öğret, dört işlemi öğret, evin sırlarını dışarı ifşa etmemeyi; kendisini dışarda bekleyen tehlikeleri fark etmeyi, karını-zararını öğret dedi. Yapabildim mi? Her türlü eğitimcilerden özel eğitimler, çocuk gelişim uzmanlarından, çocuk nörologlarından, çocuk psikiyatrlarından alınan destekler ancak vicdanımızı rahatlattı. Bir arpa boyu yol alınamadı. Destekleri için tüm pedagog ve psikolog arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Rabbime daha beterini vermediği için şükrediyorum ve artık biliyorum ki daha beteri her zaman vardır. Daha beteri ne olabilir ki? Bir çocuk yerine iki çocuğun böyle olması, şükür öyle olmadı ama oğlum henüz üç yaşındaydı ki babamda hızla ilerleyen bir Alzheimer bizi bir kere daha sarsarak uyandırdı. O çocuktu, bu erişkin Yine doktorlar yine MR lar, yine ilaçlar Sonuç: Giderek kaybolan zihni melekeler onu en yakınını tanıyamaz hale getirirken, bizleri; evden kaçan, komşulardan açım deyip yemek isteyen, cebindeki sigaralar bitmesin diye yollardan izmarit toplayan bir babanın peşinden koşturuyordu. Bu oyunun son perdesini başına gelenler iyi bilir. Hane halkına her tür küfür ve iftiradan tutunda; fizik şiddete kadar daha neler yaşanır. Ama insanı olgunlaştıran çektiği çilelermiş. Bu sayede öğreniyor insan dünyanın cennet olmadığını, basit, günlük eksikliklere üzülmemeyi, hatta şükretmeyi, kahrın da hoş lütfun da hoş ya rabbi demeyi. Hoştur bana senden gelen: Ya hilat-ü yahut kefen, Ya taze gül, yahut diken. Kahrında hoş lütfun da hoş Gerek ağlat, gerek güldür, Gerek yaşat gerek öldür, Aşık Yunus sana kuldur, Kahrında hoş, lütfun da hoş. Elhamdülillah ala külli hal. Prof. Dr. Saffet Tüzgen VIII

9 İÇİNDEKİLER Hayalimdeki Gelincik Ece ATALAY... 1 Eşikten Öte Ali BOZ... 9 Sen Kimsin Anne? Ayla ABAK Bir Asırlık Bekleyiş Nejla ŞEN Tülbent Kokusu Ahmet EREN Psikolojik Demeden Önce Derya TALAS Umut Yolu Elif GELGİT Yokluk Enes Burak ŞENEL Yedi Metre Karelik Esaretten Bir Karış Mutluluğa Funda ÖZTÜRK Ve Zaman Kemirildi Esra CERAN Tükenip Gidiyor Ömür Dediğin Arzu KILIÇ Beyaz Esaret Nurten AŞKAR IX

10 Delirmek Sanattır Ümmühan DURSUN Yol, Ev ve Mezarlar Ahmet Can DEMİR ARA yış Mücahit TAŞDEMİR Hocam, Ben OKB miyim? Meral HORUZ Koku Nuray IRMAK Yeni Hayat Pınar GÜZELBEY KALE Seslensem Duyar mısın? Derya YÜKSEL Yaşlılık: Kaçınılmaz Bir Çöküş ve Kayıplar Dönemi Arif ÇELEBİ Yasak Meyvenin Tadı Eslem GÜNAYDIN Suikast Notları Mustafa GÜNEY Ayrık Otu Betül ÖZKUL Dosta Veda Emrah AKKAN Benim İmzam Gülüşlerim Fatma DEMİR X

11 Gregor Sanrısı Gökhan SARIBIYIK Eğlencen Utancın Olmasın Necip Fazıl İLBAK Bedenim Bir Kafestir Üstüngel ARI Gülnihal Ali Yücel KARA XI

12 Hayalimdeki Gelincik HAYALİMDEKİ GELİNCİK* Ece ATALAY Nerede olduğunu bile bilmediğim bir parkta, hayatımda hiç görmediğim insanların arasında bir bankta oturuyorum. Saatin kaç olduğundan haberim yok, evimin dahi nerede olduğunu karıştırıyorum. Bir ara gözüm, ablası olduğunu düşündüğüm bir bayanın elinden sıyrılıp parka doğru koşan bir çocuğa takılıyor. Çocuk, kafesten özgürlüğe kavuşan bir kuş gibi nereye gideceğini şaşırıyor. En sonunda rengârenk kaydıraklar dikkatini çekiyor küçüğün. Koşarak yaşıtlarının yanına gidiyor. Çocuklar, diye düşünüyorum. Ne kadar çabuk kaynaşıyorlar. Sonra kendimi bir düşünce selinde buluyorum. Kendimi öyle kaybediyorum ki, yanıma oturmuş olan bayanın sesiyle irkiliyorum: Çok güzel oynuyorlar değil mi? Sesi öyle güzel geliyor ki, tüm gün durmadan onu dinleyebilirim gibi hissediyorum. Haklısınız, öyleler. diyorum. Ancak yanağımın kızarmasını engelleyemiyorum. Bir kızın benimle konuşması bile kızarmama yetiyor. Ne aptalım diye düşünüyorum. Ben yanağımın kızarmaması için uğraşırken bayanın bana gülümsediğini fark ediyorum. Bu daha da utanmama yol açıyor. Aklıma çocukluğum geliyor. Babamdan gizli bisikletini kaçırıp binmeye çalışırken düştüğümde babamın karşıma geçip söylediği cümleyi anımsatıyor bana yaşadıklarım: Kes sesini. Erkek adam ağlamaz, erkek adam utanmaz, erkek adam karı gibi zırlamaz. Bir şey yaptıysan arkasında dur. Babamdan bir kere daha nefret ediyorum. Bize veda bile etmeden çekip gittiği zaman ona inat sabahtan akşama kadar ağladığım günleri hatırlıyorum. *Hastalık Hikâyem Yarışması Birincisi 1

13 Hastalık Hikâyem Çocukluğumdan kurtulup tekrar banka döndüğümde bayanın hâlâ gülümsediğini görüyorum: Bunda bu kadar gülünecek ne var? Alt tarafı biraz utandım. diyorum, hislerimi gizlemek için. Bu sefer bayanın gülümsemesi latif bir kahkahaya dönüşüyor: Siz neden bahsediyorsunuz? Ben utanmanıza gülmüyorum ki. Sadece bakışlarınız çok şey anlatmak istiyor gibi. Belki dert ortağı oluruz, bazen yaşadıklarınızı bir yabancıya anlatmak daha kolaydır, diye yanınıza geldim ancak yaklaşık 15 dakikadır sadece gözlerimin içine bakıp gülümsüyorsunuz. Ben buna gülüyorum. Genç kadının ağzından dökülenler, bir masal gibi geliyor. Ben hangi 15 dakikadır gözlerine bakıyorum, daha buraya geleli 15 dakika olmadı, diye düşünüyorum. Sonra dehşete kapılıyorum. Bu, zaman kavramımı tamamıyla yitirmiş olduğum anlamına mı geliyor? Bana ne olduğunu çözmeye çalışıyorum ama işin içinden bir türlü kurtulamıyorum. Ben Özür dilerim bunu yaptığımın farkında de Sözümün yarısında bayan, banktan aceleyle kalkıp parka doğru koşuyor. Neler olduğunu anlamak için ben de peşinden koşuyorum. Az önce kaydıraklara doğru delice koşturan çocuğun yerde yattığını görüyorum. Banktaki bayanın gördüğüm çocuğun ablası olduğunu o an fark ediyorum. Çocuğu yerden kaldırmasına yardım ediyorum, birlikte yaralarına bakıyoruz. Fazla bir yarası yok çocuğun. Ufak sıyrıklar sadece. Fakat küçük huysuzlanıyor, eve gitmek istiyor. Benim gitmem gerekiyor diyor sesine hayran kaldığım güzel. Ancak yarın tekrar geleceğim. Eğer burada olursanız, tekrar konuşuruz. Ne diyeceğimi bilmiyorum. Başıma ilk defa böyle bir şey geliyor. Kafamı sallıyorum. Gitmesine izin vermem gerektiğini biliyorum. Ancak içimden bir ses onu bırakma diye yalvarıyor. Tam arkasını dönmüş, gidecekken: Adınızı söylemediniz! diye bağı- 2

14 Hayalimdeki Gelincik rıyorum. Kısa bir süreliğine arkasını dönüyor: Beni zaten tanıyorsunuz. diyor ve beni kendimle baş başa bırakıyor. Nereye gideceğimi bilmeden yürümeye başlıyorum. Her yer yabancı ama bir o kadar tanıdık gözüküyor gözüme. Arabaların vızır vızır geçtiği, kocaman binaların olduğu bir caddede buluyorum kendimi. Kaldırımın kenarından yürümeye gayret ediyorum. Bir arabanın yanıma yanaştığını görüyorum sonra. Arabanın içindeki iyi giyimli bir adam ön koltuğun camını aralıyor: Murat, senin ne işin var burada? Hadi atla, seni eve bırakayım. diyor. Bu teklif bana ilaç gibi geliyor. Arabaya biniyorum. Sonunda tanıdığım biri, diye düşünüyorum. Mehmet, çalıştığım iş yerindeki oda arkadaşım. Yol boyunca iş yerindeki tatsızlıklardan konuşuyoruz. Ona parkta tanıştığım kızdan bahsetmiyorum. Bahsedersem büyüsü kaçacak gibi geliyor. Onu sadece biricik dert ortağım anneme anlatacağım diye seviniyorum içten içe. Sonunda eve geliyoruz. Teşekkür ediyorum Mehmet e. O olmasa evin yolunu bulamayacağımı söylemiyorum tabi. Kapıyı açtığımda annemi mutfakta yemek hazırlarken buluyorum. Beni görünce seviniyor, uzun süredir dışarıda olduğumu, merak ettiğini söylüyor. Daha nerede olduğumu sormadan ağzımdan kaçırıveriyorum parkta tanıştığım kızı. Sana gelin getireceğim anne. diyorum. Sesi güzel, yüzü güzel, huyu güzel, her şeyi güzel bir gelin. Sonra kendime gülüyorum. Nereden biliyorum ki tüm bunları? Birkaç konuşmayla mı anladım huyunu suyunu? Ama anladım işte, diyorum. O, her şeyiyle hayatımı adayacağım kız. Annem, şaşkın gözlerle bana bakıyor. Karşıma oturtuyorum onu. Her şeyi anlatıyorum. İlk defa annemi bu kadar buruk gülerken yakalıyorum. Benim mutluluğum karşısında gülümsüyor, ama sanki kalbinde bir yerlerde sakladığı bir şey var gibi hissediyorum. Çok üstelemiyorum annemi, elbet çıkar ortaya diye düşünüyorum. Evde benim koltuğum olarak bilinen koltuğa yerleşiyorum 3

15 Hastalık Hikâyem hemen, neşeli olduğum zamanlarda yaptığım gibi. Televizyonda çok bir şey yok. Çok fazla etkilemiyor beni. Hâlâ yaşadıklarımın etkisindeyim. Her an bir yerden hayallerimdeki kız çıkacakmış gibi hissediyorum. Çok geçmeden annem yemeğe çağırıyor. Döktürmüşsün yine Nilgün Sultan. Diyorum. Sofrada annemde gözle görülür bir değişim olduğunu görüyorum. Benim mutlu olmama sevinmiyor mu yoksa diye düşünmeden edemiyorum. Ne olduğunu soruyorum anneme. Cevabı her seferinde: Bir şey yok oğlum. Bugün fazla ayakta kaldım herhâlde. Yorulmuşum, ondan hâ lsizim biraz. Oluyor. Hiçbir şeyin moralimi bozmasına izin vermemeliyim diyorum kendime. Biraz hava almak için dışarı çıkmaya karar veriyorum. Annem hiç karşı çıkmadan kafa sallıyor gidişime. Tam köşeyi dönmüş, evden uzaklaşmaya başlamışken üşüdüğümü hissediyorum. Üstüme bir şeyler almak için eve dönüyorum. Şimdi geriye dönüp baktığımda keşke eve dönmeseydim diye düşünmeden edemiyorum. Her şey daha farklı olabilirdi. Üşümenin gerçekleri gizleyebileceğini kim bilebilirdi ki? Kapıda durmuş anahtarımı ararken içeriden ağlama sesleri geldiğini duyuyorum. Kulağımı sessizce kapıya dayıyorum sesleri duyabilmek için. Annemin sesi, hıçkırıklarının arasında boğuluyor. Hareket etmeden 5 dakika boyunca kapıda duruyorum. Nihayet annemin sesi duyuluyor: Siz haklıydınız Doktor Bey. Sonunda ona bu gerçeği söylemem gerekiyor. Ancak öyle bir durumda ki, yıllardır oğlumu hiç bu kadar mutlu görmemiştim. Eğer tüm bu yaşadıklarının kendi hayal gücünün bir eseri olduğunu, aslında öyle bir kızın var olmadığını söylersem hayata küsecek. Benden hatta yeryüzündeki her şeyden nefret edecek. Bana böyle bir günün geleceğini söylemiştiniz. Şimdi söyleyin Doktor Bey, nasıl derim ben oğluma? Sen şizofrensin nasıl derim! Annemin feryatları tüm odayı doldururken arkama bakmadan koşuyorum. Nereye gideceğimi ya da ne yapacağımı bilmiyorum. 4

16 Hayalimdeki Gelincik Hayatta bir amacım olmadığını hissediyorum ansızın. Yaşamak, mutlu olmak için bir nedenimin olmadığı gerçeğiyle yüzleşiyorum. Hayatınız koca bir yalandan oluşsaydı ne yapardınız? Şu ana kadar belki de olduğunu düşündüğünüz her şey aslında var olmayan, hayal ürünü şeyler olsa Kendimi ardı arkası olmayan bir boşlukta hissediyorum. Sonra bir anda aklıma belki de babamın düşündüğüm kişi olmadığı geliyor. Belki de o benim sandığım gibi annem ve beni bir kadın için bırakıp gitmedi. Belki de o Bir an duraksıyorum. Ölmüştür Hangisi içimi daha çok rahatlatırdı bilmiyorum. Herhâlde bizden nefret ederek bir yerlerde nefes alması, bizi severek ölmesinden daha çok içimi yakardı. Akıl sağlığımı yitirmekten korkuyorum. Tabi henüz yitirmemişsem. Neyin doğru neyin gerçek olduğunu ayırt edemiyorum. Bir süre sonra yorulduğumu hissediyorum. Gecenin karanlığı her yeri sarmışken hiçbir yer tanıdık gözükmüyor gözüme. Çareyi biraz dinlenmekte buluyorum. İçimin acıdığını hissediyorum her nefeste. Gözyaşlarımın aktığını ise ancak rüzgârın suratıma çarpmasıyla fark ediyorum. Yarım saat belki daha fazla oturuyorum nerede olduğunu bilmediğim bir bankta. Annem çok telaşlanmış olmalı diye düşünüyorum. Eve dönmeliyim. Yapamıyorum. Böyle olmaktan nefret ediyorum. Belki de birazdan daha önce hiç görmediğim biri gelecek şu köşeden. Benimle konuşacak, dertleşeceğiz saatlerce. Ama aslında o kişi ben olacağım. Yani benim yarattığım biri olacak. Dışarıdaki insanlar kendimle konuştuğumu zannedecek. Gelen geçen gülecek arkamdan. Belki de farklı olan ben değilim, insanlar. Gerçekleri görememek, gerçeklerin var olduğunu değiştirmez Kendimi böyle düşüncelere bırakmışken yanıma birinin oturduğunu fark ediyorum. Annem elimi avuçlarının içine alıyor. Ağlamaya başlıyorum: Anne, o yaşıyor. Şu anda yıldızlara bakıp beni düşünüyor. Biliyorum, o gerçek. 5

17 Hastalık Hikâyem Annem daha önce yüzünde milyonlarca kez gördüğüm teselli edici gülümsemelerinden birini takınıyor yüzüne. Onu üzmekten nefret ediyorum. Kendimden emin bir şekilde ellerimi ellerinden çekip yanaklarına koyuyorum: Söz veriyorum anne. Eğer yarın parka gelmezse, doktora kendi ayaklarımla gideceğim. Ama ben kendimden de, ondan da eminim. Gelecek. Annem bu sefer daha umutla bakıyor yüzüme. Kabul ediyor teklifimi. Eve gidiyoruz. Hayata karşı en büyük sınavımı vereceğim gece bitmek bilmiyor. Sıcacık yatağıma girdiğimde elimi kalbime götürüyorum: Göstereceğim onlara sevgilim. diyorum. Onlara senin yaşadığını göstereceğim. İşte o zaman kimseler karışamayacak bize. Hayata yeni bir başlangıç yapacağız birlikte. Kimsenin seni üzmesine izin vermeyeceğim. O gece, hayatımda ilk defa, birinin hayaliyle uyuyorum. Gözlerimi açtığımda midemde kelebeklerin kıpraştığını hissediyorum. Kalbim birazdan uçacakmış gibi atıyor. Üzerime en sevdiğim gömleği geçirip mutfağa koşuyorum. Annem, sofrayı hazırlamış beni bekliyor. Yanaklarından öpüp karşısına geçiyorum: Günaydın anneciğim. Annem beni karşısında görünce gülmeye başlıyor. Nedenini soruyorum. Kahkahalarının arasında zar zor: Kızın karşısına pijamayla mı çıkacaksın a benim şaşkın oğlum. diyor. Kafamı eğiyorum. Gömleğin altından sarkan pijamalarımı görünce ben de annemin kahkahalarına katılıyorum. Annemle mükemmel bir kahvaltı ettikten sonra odama koşup altıma pantolon geçiriyorum. Erkenden gidip beklemek istiyorum. Onu kaçırmaktan öyle korkuyorum ki. Öncelikle mahalledeki çi- 6

18 Hayalimdeki Gelincik çekçiye gidip bir gelincik buketi yaptırıyorum. Sonra parkın nerede olduğunu unuttuğum aklıma geliyor. Mehmet i arıyorum. Beni aldığı yeri soruyorum. Her şey öyle tıkırında gidiyor ki mutluluktan ağzım kulaklarımda geziyorum. Park önceki güne göre daha dolu gözüküyor gözüme. Hemen beraber oturduğumuz banka gidiyorum. Çevreme bakınıyorum. Göremiyorum onu. Daha telaşlanmak için çok erken. diyorum kendime. Daha yeni geldim. Her geçen saat, her geçen dakika, her geçen saniye içimdeki umut ışığından bir parça alıp götürüyor. Akrep yelkovanı kovaladıkça hissizleşiyorum. Zamanı durdurmak istiyorum. Hayallerimin kadınının gerçekten de hayallerimde olduğuna inanmak istemiyorum. Güneş terk edince yeryüzünü, ayağa kalkıyorum. Ağladığımı fark ediyorum bu sefer. Kalbimin milyonlarca parçaya ayrıldığını hissediyorum. O parçaların üzerinde yürüdüğümü, bir daha hiçbir şeye güvenemeyeceğimi biliyorum. İçimdeki umut ışığı gibi solmaya yüz tutmuş çiçek buketini çöpe atıp arkama bakmadan terk ediyorum orayı. Doktorun muayenehanesinin ağır kapısını açtığımda karşımda annemi ve solgun yüzünü görüyorum. Başından beri bana inanmadığını fark ediyorum o an. İnanmış olsa burada olmazdı diye hayıflanıyorum kendi kendime. Doktor, bana farklı bir dilmiş gibi gelen birkaç şey sıralıyor. Ne dediğinin önemi yok, diye düşünüyorum. Vücudumdaki her bir hücrenin beynimle savaşta olduğunu hissediyorum. O gün, farkında olmadan hayatımın miladını yaşıyorum ben. Yıllar süren ağır ilaç tedavileri sonuç vermeyince beş yıl önce annemin arkadaşlarından birinin tavsiyesiyle bir doktora gidiyoruz. Elektroşok tedavisinden bahsediyor bize. El mahkûm, kabul ediyoruz. O anlarımı anlatmak yıllar sonra bile çok zor benim için. Çok acılı bir yılın sonunda doktor iyileşmemde büyük bir ilerleme 7

19 Hastalık Hikâyem kaydettiğimizi söylüyor. Sevinemiyorum bile. İnsan böyle acılar çektikten sonra neye sevinebilir ki? Sonra, bir gün yoğun bir iş gününden sonra masama bırakılmış bir fotoğraf sergisi broşürü görüyorum. Oda arkadaşım Mehmet in yerine gelmiş olan Hâlil zorla sergiye götürüyor beni. Yorgun olduğumu, dinlenmem gerektiğini söylüyorum. Kabul etmiyor. Sergi çok dikkatimi çekmiyor. Hâlil, karşılaştığı arkadaşlarıyla sohbet ederken gözüme kestirdiğim bir koltuğa siniyorum hemen. Etrafıma bakınıyorum. Koltuğun hemen yanında asılı duran fotoğraf ilgimi çekiyor. O tanıdık gözleri ilk baktığım anda tanıyorum. Hayallerimin kadını kucağında küçük bir çocukla gülümsüyor bana fotoğraf karesinden. Serginin sahibi yanıma geliyor fotoğrafa dikkatli baktığımı görünce. Ablam diyor. Onun elimdeki tek fotoğrafı bu. Ben 3-4 yaşlarındayken bir trafik kazasında hayatını kaybetmiş. Onu hayal meyal hatırlıyorum. Beni her gün mahallemizdeki parka götürür, bıkmadan saatlerce oynardı benimle. Genç adamın daha fazla konuşmasına izin vermeden çıkıyorum oradan. Bir taksiye atlayıp yıllardır önünden bile geçmediğim parka gidiyorum. Hayallerimdeki kadınla oturduğum banka gidiyorum vakit kaybetmeden. Yıllar önceki parkın yerinde yeller esiyor şimdi. Eskiden çocukların zevkle yuvarlandığı, koşturduğu yeşillik yerini yabani otların çıktığı toprağa bırakmış. Oturup ağlıyorum bir süre. Sonra, bankın yanında tek başına çıkmaya çalışan cılız bir gelinciğe takılıyor gözüm. Diz çöküyorum ona ulaşmak için. Gözyaşlarım akıyor toprağına. Kalkamayacağımı hissediyorum. Gözkapaklarım yavaş yavaş ağırlaşırken yüzümde bir tebessüm oluşuyor. Geliyorum diyorum. Yanına geliyorum benim küçük gelinciğim. 8

20 Eşikten Öte EŞİKTEN ÖTE* Ali BOZ Ayna, yaşamımın seçkin görüntülerini seriyor önüme. Karşımda iki uzun, muntazam bacak. Bükümlü, bitkin ama nasıl inatçılar! Titrettikleri şehri ayakaltı edip kenara çekilmiş, gıcır gıcır koca tekerlerin önünde kıpırdamadan, mecburi geçit törenlerine ev sahipliği yapıyorlar. Ziyaretçilerin çoğu iyi oyuncu. Beş dakika odama uğramasalar ayıp ederler. Nasıl umut ve heyecan içindeler anlatamam! Zannedersiniz ki eşikte yatanı ve sıkıca sarıldığı sevgilisini fark ettiler! Sarı boyalı, küçük ama sevimli odama Saliiiih, nasılsın? klişesiyle damlamayanı gördüğüm an dişimi kıracağım. Samimi başlayıp, kendi hâllerine şükretmeleriyle devam eden virgüllü gülümsemeleri, başucumdaki yüzyıllık su yeşili abajurda tamamlar turunu. Seni çok iyi gördüm!- Yalan! O heybetli hâlim yok artık. Gövdem ince, narin bir gül ağacı gibi, gözlerim ışık biriktirmeyi bırakmış, derinliği kaybolmak üzere. Yıllarca kortizon tedavileriyle şişen yüzüm şimdi elma kurusu. Gördükleri manzara, yineledikleri temennilere, ordan burdan aşina oldukları sallapati reçetelere yönlendirir sohbeti. Karbonatlı su iç! Sebze ağırlıklı beslen! Ahmet Hoca çok iyi okuyor!... Sıralanır vagonlar peş peşe. Ben o vagonlara, yolum eşiğe ulaşır umuduyla değil, sahteliklerini göz kaçırmalarında fark ettiğim ve bu değişmez manzaraya bir türlü alışamadığım için, ürpererek biniyorum. Hatta odadaki sohbet, kazara on dakika uzasa, karbonatlı suda yüzmüşlüğüm bile var! Hüzünlü kadınların mır mır sesleri kulağıma yapışmasa, bir süre sonra, salondan gelen şuh kahkahaların, kendilerine ait olduğuna şaşıracağım. Hâl hatır soran arkadaşlar, yabancı komşular, dürüst doktor, yüksüz annem, kardeşim ve birkaç dost, akraba... Ağaç yok, kır yok, Melis yok, ben aynalarda gördüklerimle varım. *Hastalık Hikâyem Yarışması İkincisi 9

21 Hastalık Hikâyem İki yanımda, bana hizmet etmeleri için doğalarından uzaklaştırılmış zarif yardımcılarımla tanıştığım dönemden çok kısa bir süre önce, hayatında hiçbir desteğe ihtiyacı olmayan, Boğaziçi ni üçüncülükle bitirmiş, beş yıldızlı bir otelde halkla ilişkilerde çalışıp Almanca öğrenmeye çalışan, sevgilisiyle mutlu, üniversiteden arkadaş grubuyla Kenya dan Kaz Dağları na, bir elinde fotoğraf makinası, sırtında dağcılık malzemeleriyle gezen ve bu seyahatlerde yazdıklarını çeşitli dergilerde okurlarla paylaşan, hayatı dolu dolu içine çeken biriydim. Karşıma çıkan ilk uyuz adamı, böylesi bir değişimi hazmedemeyişimden olsa gerek, basbayağı döverek, bostan korkuluğu olmadığımı ispat etmeye çalışmak, bana bir başka hediyeyi beraberinde getirdi. Bastonların yerini walker -iki tekerlekli elde tutulan bir çeşit araba- aldı. Doğadan, bir kenara attığım bastonlarım kadar uzaklaşarak, beton pistlerde nam salmaya başlamıştım. Sağlam olsam, bu kadar dansa meraklı olur muydum bilmiyorum! Bir başka atak geldiğindeyse tekerlekli sandalyede karar kıldı bedenim. Evimin on sekiz yıllık çürük direği iyice egemen oldu hayatıma. Bağışıklık sistemim o kadar huysuz ki! Bir omzu yukarda, Murtaza kılıklı pezevenk! Cahil serseri kıvamında, masum sinir sistemime saldırıp duruyor gıcık! Nefret ediyorum! Nasıl inatçı şerefsiz! Savaşı nerde başlatacağı da belli değil! Adı Multipl Skleroz bu huysuzun. Çaresi yok henüz hastalığımın. Kafasına göre mekânlarını değiştirip, her defasında gafil avlıyor beni. Huzurlu bir sükûnet dengesi yaratmak için kitaplara sarılıyorum hâlâ. Sayfaları bile çevirecek takatim kalmadı oysaki. Kuzenimin sergilerde, müzelerde çektiği fotoğraflarda, tek eğlencem durumuna geçen televizyonda, koynumdaki laptopta izlediklerimde, bir de kedimin büyük merakla dışarıya bakan gözlerinde çıkıyorum yolculuklara. Komedi filmleri seyrediyorum bol bol. Babam vefat etmeden önce daha bir hayatın içindeydim. Beni kucaklayıp, tekerlekli sandalyeye bindiriyor, engelimden dolayı yaşayabileceğim zorlukların önceden düşünüldüğü ve rahat hareket edebildiğim sitede keyifle gezdiriliyor, yine de her dakika babama Sıkılmadın dimi? diye soracak kadar da bağımlı ve huzursuz hissediyordum. O nun vefatından sonra, bazen çok iste- 10

22 Eşikten Öte sem de, anneme ve kız kardeşime yük olmamak için, bahçeye inip hava almak istediğimi dile getirmiyorum. Bir tek hastaneye gitmem gerektiği zamanlarda, kuzenlerimin kucağında, kendini misafir hisseden uzaylı duygusuyla sarhoş, gün ışığını içime çekiyorum. İki gün dışarı çıkmadığım için bunaldığım, üçüncü gün arkadaşlarla buluşup, dibine kadar eğlendikten sonra eve döndüğüm zamanlardaki içimi kaplayan huzurun kokusu, bazen pencere açıldığında, özellikle yağmurlu havalarda gelir, burnumun direğini sızlatır, sonra gider. O kadar uzak bir geçmişten gelir ki; sanki önceki hayatlarımdan birinin hipnozundayım. Onca gelen ziyaretçiye, beni gezdirir misin diye soramıyorsam, bana o kokunun ziyareti kadar etki etmiyorlarsa, ne diye ayıp olmasın tedirginliğinde, sohbetlerine ortak olayım! Evin kocaman, altın varaklı aynasını, en son üç ay önce girdiğim, kendilerinin kırk yılda bir bile gelseler, benden çok daha fazla vakit geçirdikleri salonda, kalabalıklarda biraz daha kaybolsunlar diye, inatla hizmetlerine sunmadım mı! Gerçi odamda olsa kedimin önüne geçmiş fil manzarası yaratırdı o ayrı! Sade, ahşap çerçeveli aynayı odama koyarak yalnız kalmak istediğimin ipucunu verdim aslında ama anlayana! Annem, kardeşim, kedimle biz bizeyken ama en çok da aynamla baş başayken mutluyum. Ahşap çerçevenin içinde, sadece yalnızken, ihtişamıyla karşımda duruyor şehir. O şehirde, semtleri tek tek gezip hayaller kuruyorum. Her şeyin sonsuza dek aynı kalacağına inanan çocuk gözlerim şaşkın. Sigaranın ucundaki ateşin, tütünü yavaş yavaş iğfal etmesi gibi, yüzeysel herhangi kişiye, o semtlerden birinde, derinliğimle yakalanıp, tükenme noktasına gelirsem, sadece tutkuyla yalvarıyorum. - Bitecek de! - Ne bileyim al karşına en sevmediğim yemeği yedir! - Tamam cezan bitti de. Öpüyor dudaklarımdan Melis. Dudakları nerde? Kapıyı açarken, yirmi altı yaşında, fenalaşıp boylu boyunca kapaklandığım eşikte kaldı. -Bundan daha iyi bir yer var mı?- On sekiz senedir 11

23 Hastalık Hikâyem yok.-orada kalması yeterli mi?- Evet. Kalıcı misafirimle tanışmasını istemedim. Alman Kültür den çıkışta ona sarılan ışıl ışıl gence erken vedası beni hayatta tuttu. Ziyaretçi olmasından korktum. Belki de evlenmiştir. Çoluk çocuğa karışmış da olabilir. İlk zamanlar uzunca süre telefonla aradı; kapıya da birkaç kez geldi ama göremedi Allah tan. Dışarı adımımı atmadan başkalarıyla öpüştüm inadına. Çok da kıskançtır ha! Bir görse eline ne geçse fırlatır, yıkar geçer. Duyması yetti vazgeçişine. Arabasının uçuşunu gördüm perde arkasından. Odalara yerleştirdiğim aynalar şahit ki korkudan aldattım! Deliler gibi seviştim. Hırslanıp kendimle kavga ettim. İlaçlarımı aksatmadan, bunca yıl herkesten gizlediğim ümidimi artık kalem bile tutmayan ellerimle, yıllarca defterime çizdim. Yaptığım, yapamadığım her şey, Melis in bu halde beni görmesinden iyi geldi. O sebeple şükrediyorum. Bıraktığım yerde kalması güzel. Herkes değişti, onun yüzü değişmedi belleğimde. Benimki de değişsin istemedim. Yırtmadım hiçbir resmi. İsimlerimizde ipucu verilmiş, tekamül sebebim odamdan çıkmıyor, ötesi yok. Hastaneye yatırıldıktan kısa bir süre sonra taburcu edilmiştim. O dönem, kısa bir bunalımdan sonra, çok daha ümitli, kendi vagonlarını oluşturan, tren raylarını eşiğe kadar yerleştiren ve umutlu haberlerle yola çıkarak, tekrar tekrar eşiğe ulaşmayı deneyen, enerji dolu, pozitif bir adamdım. Sonrasında, hastalığımın sıkıntılı evreleriyle birlikte birçok şeyin artık benim elimde olmadığını anlayarak tevekkülü seçtim. Kişisel gelişim kitaplarında evren hareketi destekler diyor. Hareket edemiyorum ki! Yemeğin her çeşidine bayılırken şimdi zorlanarak iki kaşık çorba içebiliyor, patates püresi yiyor, çok sevdiğim fırında sütlaç hariç hiçbir yiyeceğe heves etmiyorum. Ataklarla ilerleyen hastalığım sebebiyle özel yapım ikametgâhımda bir deri bir kemik yatıyor, nadiren, özel günlerde, tekerlekli sandalyeye iki üç kişinin yardımıyla oturabiliyorum. Anneme yük olduğum için çok üzgünüm ama maalesef yapabileceğim hiçbir şey yok. Kabul edebileceğim bir manzara, mesela el ele koşan sevgililer, esamesini hissetsem aynada, MS e çarenin bulunduğunu 12

HAYALİMDEKİ GELİNCİK

HAYALİMDEKİ GELİNCİK HAYALİMDEKİ GELİNCİK Nerede olduğunu bile bilmediğim bir parkta, hayatımda hiç görmediğim insanların arasında bir bankta oturuyorum. Saatin kaç olduğundan haberim yok, evimin dahi nerede olduğunu karıştırıyorum.

Detaylı

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE ÖĞRETİM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ TÜRKÇE SINAVI

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE ÖĞRETİM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ TÜRKÇE SINAVI ANKARA ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE ÖĞRETİM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ TÜRKÇE SINAVI T105004 ADI SOYADI NOSU UYRUĞU SINAV TARİHİ ÖĞRENCİNİN BÖLÜM Okuma Dinleme Yazma Karşılıklı Konuşma Sözlü Anlatım TOPLAM

Detaylı

ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır.

ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır. SOKAK - DIŞ - GÜN ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır. Batu 20'li yaşlarında genç biridir. Boynunda asılı bir fotoğraf makinesi vardır. Uzun lensli profesyonel görünşlü bir digital makinedir. İlginç

Detaylı

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU Nereden geliyor bitmek tükenmek bilmeyen öğrenme isteğim? Kim verdi düşünce deryalarında özgürce dolaşmamı sağlayacak özgüven küreklerimi? Bazen,

Detaylı

Bilgi güçtür. Sevdiğiniz kişiyi dinleyin ve kendinizi eğitin.

Bilgi güçtür. Sevdiğiniz kişiyi dinleyin ve kendinizi eğitin. Bu kitapçığı, büyük olasılıkla kısa bir süre önce sevdiklerinizden biri size cinsel kimliği ile biyolojik/bedensel cinsiyetinin örtüşmediğini, uyuşmadığını açıkladığı için okumaktasınız. Bu kitapçığı edindiğiniz

Detaylı

Gülmüştü çocuk: Beni de yaz öyleyse. Yaz ki, kaybolmayayım! Ben babamı yazmamıştım, kayboldu!

Gülmüştü çocuk: Beni de yaz öyleyse. Yaz ki, kaybolmayayım! Ben babamı yazmamıştım, kayboldu! Kaybolmasınlar Diye Mesleğini sorduklarında ne diyeceğini bilemezdi, gülümserdi mahçup; utanırdı ben şairim, yazarım, demeye. Bir şeyler mırıldanırdı, yalan söylememeye çalışarak, bu kez de yüzü kızarırdı,

Detaylı

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΣΧΟΛΙΚΗ ΧΡΟΝΙΑ : 2014 2015 Μάθημα : Τουρκικά Επίπεδο : Ε1 Διάρκεια : 2 ώρες

Detaylı

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz.

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz. Bozuk Paralar KISA FİLM Yaşar AKSU İLETİŞİM: (+90) 0533 499 0480 (+90) 0536 359 0793 (+90) 0212 244 3423 SAHNE 1. OKUL GENEL DIŞ/GÜN Okulun genel görüntüsünü görürüz. Belki dışarı çıkan birkaç öğrenci

Detaylı

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri 1 Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri Bugün kızla tanışma anında değil de, flört süreci içinde olduğumuz bir kızla nasıl konuşmamız gerektiğini dilim döndüğünce anlatmaya

Detaylı

BARIŞ BIÇAKÇI Aramızdaki En Kısa Mesafe

BARIŞ BIÇAKÇI Aramızdaki En Kısa Mesafe BARIŞ BIÇAKÇI Aramızdaki En Kısa Mesafe BARIŞ BIÇAKÇI 1966 da Adana da doğdu. Hüseyin Kıyar ve Yavuz Sarıalioğlu ile birlikte Ocak 1994 ve Ekim 1997 de iki şiir kitabı yayımladı. İletişim Yayınları nca

Detaylı

SORU-- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız?

SORU-- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? İşitme Engelliler Milli Hentbol Takımının en genç oyuncusu Mustafa SEMİZ : Planlı çalışarak, disiplinli çalışarak zamanını ve gününü ayarlayarak nerede ve ne zaman is yapacağıma ayarlarım ondan sonra Her

Detaylı

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý.

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý. Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý. Üstüne, günlerin yorgunluðu çökmüþtü. Bunu ancak oyunla atabilirdi. Caný oyundan

Detaylı

Geç Kalmış Bir Yazı. Yazar Şehriban Çetin

Geç Kalmış Bir Yazı. Yazar Şehriban Çetin Bir bahar günü. Doğa en canlı renklerine büründü bürünecek. Coşku görülmeye değer. Baharda okul bahçesi daha bir görülmeye değer. Kıpır kıpır hareketlilik sanki çocukların ruhundan dağılıyor çevreye. Biz

Detaylı

Bilinen hikayedir. Adamın biri, akıl hastanesinin parmaklıklarına yaklaşmış. İçeride gördüğü deliye:

Bilinen hikayedir. Adamın biri, akıl hastanesinin parmaklıklarına yaklaşmış. İçeride gördüğü deliye: Bilinen hikayedir. Adamın biri, akıl hastanesinin parmaklıklarına yaklaşmış. İçeride gördüğü deliye: - Deli, deli, diye seslenmiş. Siz içeride kaç kişisiniz? Deli şöyle bir durup düşünmüş: 1 / 10 - Bizim

Detaylı

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç katıyordu. Bulutlar gülümsüyor ve günaydın diyordu. Melek

Detaylı

ÇAYLAK. Çevresinde güzel bahçeleri olan bir villaydı.

ÇAYLAK. Çevresinde güzel bahçeleri olan bir villaydı. ÇAYLAK Çevresinde güzel bahçeleri olan bir villaydı. Alt katta genel tıbbi muayene ve müdahaleleri yapılıyordu. Bekleme salonu ve küçük bir de laboratuar vardı. Orta katta diş kliniği ve ikinci bir muayene

Detaylı

Rukia Nantale Benjamin Mitchley Nahide Büşra Ertekin Turkish Level 5

Rukia Nantale Benjamin Mitchley Nahide Büşra Ertekin Turkish Level 5 Simbegwire Rukia Nantale Benjamin Mitchley Nahide Büşra Ertekin Turkish Level 5 Simbegwire annesi öldüğü zaman çok üzüldü. Simbegwire ın babası, kızıyla ilgilenmek için elinden gelenin en iyisini yaptı.

Detaylı

I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMLİ BİR DERS

I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMLİ BİR DERS I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMİ BİR DERS Genç adam evlendiğinden beri evinde kalan babası yüzünden eşiyle sürekli tartışıyordu. Eşi babasını istemiyordu. Tartışmalar bazen inanılmaz boyutlara

Detaylı

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

Satmam demiş ihtiyar köylü, bu, benim için bir at değil, bir dost. Günün Öyküsü: Talih mi Talihsizlik mi? Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir adam yaşıyormuş. Çok fakirmiş. Ama çok güzel beyaz bir atı varmış. Kral bu ata göz koymuş. Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir

Detaylı

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: 11.9.2011. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: 11.9.2011. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 11.9.2011 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

Bir gün insan virgülü kaybetti. O zaman zor cümlelerden korkar oldu ve basit ifadeler kullanmaya başladı. Cümleleri basitleşince düşünceleri de basitleşti. Bir başka gün ise ünlem işaretini kaybetti. Alçak

Detaylı

.com. Faydalı Olması Dileklerimizle... Emrah&Elvan PEKŞEN

.com. Faydalı Olması Dileklerimizle... Emrah&Elvan PEKŞEN .com Faydalı Olması Dileklerimizle... Emrah&Elvan PEKŞEN ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkok benim kahraman dedem Kelimeleri zıt

Detaylı

de hazır değilken yatağıma gelirdi. O sabah çarşafların öyle uyandırmıştı; onları suratıma atarak. Kız kardeşim makas kullanmayı yeni öğrendi ve bunu

de hazır değilken yatağıma gelirdi. O sabah çarşafların öyle uyandırmıştı; onları suratıma atarak. Kız kardeşim makas kullanmayı yeni öğrendi ve bunu İgi ve ben Benim adım Flo ve benim küçük bir kız kardeşim var. Küçük kız kardeşim daha da küçükken ismini değiştirdi. Bir sabah kalktı ve artık kendi ismini kullanmıyordu. Bu çok kafa karıştırıcıydı. Yatağımda

Detaylı

ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ. ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011 ΣΟ ΔΞΔΣΑΣΙΚΟ ΓΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΣΔΛΔΙΣΑΙ ΑΠΟ 8 (ΟΚΣΩ) ΔΛΙΓΔ. Τπογραφή καθηγητή:

ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ. ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011 ΣΟ ΔΞΔΣΑΣΙΚΟ ΓΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΣΔΛΔΙΣΑΙ ΑΠΟ 8 (ΟΚΣΩ) ΔΛΙΓΔ. Τπογραφή καθηγητή: ΚΥΠΡΙΑΚΗ ΔΗΜΟΚΡΑΤΙΑ ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΓΙΔΤΘΤΝΗ ΜΔΗ ΔΚΠΑΙΓΔΤΗ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ ΜΑΘΗΜΑ: ΣΟΤΡΚΙΚΑ ΕΠΙΠΕΔΟ: Γ ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011

Detaylı

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3 KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3 Issue #: [Date] MAVİSEL YENER İLE RÖPOTAJ 1. Diş hekimliği fakültesinden mezunsunuz. Bu iş alanından sonra çocuk edebiyatına yönelmeye nasıl karar verdiniz?

Detaylı

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi BÝRÝNCÝ BÖLÜM 1 Dünya döndü Son ders zili çalýnca tüm öðrenciler sevinç çýðlýklarý atarak okulu terk etti. Ýkili öðretim yapýlýyordu. Sabahçýlar okulu boþaltýrken, öðleci grup okula girmeye hazýrlanýrdý.

Detaylı

ISBN : 978-605-65564-3-2

ISBN : 978-605-65564-3-2 ISBN : 978-605-65564-3-2 1 Baba, Bal Arısı Gibi Olmak İstemiyorum ISBN : 978-605-65564-3-2 Ali Korkmaz samsun1964@hotmail.com Redaksiyon : Pelin GENÇ Dizgi/Baskı Kardeşler Ofset Matbaacılık Muzaffer Ceylandağ

Detaylı

&[1 CİN ALİ'NİN HİKAYE KİTAPLAR! SERIS.INDEN BAZILARI. l O - Cin Ali Kır Gezisinde. Öğ. Rasim KAYGUSUZ

&[1 CİN ALİ'NİN HİKAYE KİTAPLAR! SERIS.INDEN BAZILARI. l O - Cin Ali Kır Gezisinde. Öğ. Rasim KAYGUSUZ CİN ALİ'NİN HİKAYE KİTAPLAR!.. SERIS.INDEN BAZILARI 1 - Cin Ali'nin Atı 2 - Cin Ali'nin Topu 3 - Cin Ali'nin Topacı 4 - Cin Ali'nin Karagözlü Kuzusu 5 - Cin Ali'nin Oyuncakları 6 - Cin Ali Okula Başlıyor

Detaylı

Evren Nağmesinde Bir Gelincik Tarlası

Evren Nağmesinde Bir Gelincik Tarlası Monet, 1873 Evren Nağmesinde Bir Gelincik Tarlası Zaman, çiçeği burnunda bir öğle vakti. Saçaklı bir güneş, taç yaprak beyazı bulutların arasından geçip cömertçe merhametini sunuyor bizlere. Çiçekli bir

Detaylı

Pirinç. Erkan. Pirinç (Garson taklidi yaparak) Sütlükahve söyleyen siz değil miydiniz? Erkan

Pirinç. Erkan. Pirinç (Garson taklidi yaparak) Sütlükahve söyleyen siz değil miydiniz? Erkan 1. Sahne (Koruluk. Uzaktan kuş cıvıltıları duyulmaktadır. Sahnenin solunda birbirine yakın iki ağaç. Ortadaki ağacın hemen yanında, önü sahneye dönük, uzun ayaklık üzerinde bir dürbün. Dürbünün arkasında

Detaylı

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen Yayın no: 168 SAYGI VE HÜRMET ÖYKÜLERİ Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür İç düzen: Durmuş Yalman Kapak: Zafer Yayınları İsbn: 978 605 4965 18 2 Sertifika no: 14452 Uğurböceği Yayınları, Zafer Yayın Grubu

Detaylı

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım Yeni evli bir çift vardı. Evliliklerinin daha ilk aylarında, bu işin hiç de hayal ettikleri gibi olmadığını anlayıvermişlerdi. Aslında birbirlerini sevmiyor değillerdi. Son zamanlarda o kadar sık olmasa

Detaylı

KOKULU, KIRIK BİR GERÇEĞİN KIYISINDA. ölüler genelde alışık değiliz korkulmamaya, unutulmamaya... (Özgün s.67)

KOKULU, KIRIK BİR GERÇEĞİN KIYISINDA. ölüler genelde alışık değiliz korkulmamaya, unutulmamaya... (Özgün s.67) KOCAER 1 Tuğba KOCAER 20902063 KOKULU, KIRIK BİR GERÇEĞİN KIYISINDA... Hepsi için teşekkür ederim hanımefendi. Benden korkmadığınız için de. Biz ölüler genelde alışık değiliz korkulmamaya, unutulmamaya...

Detaylı

Sevda Üzerine Mektup

Sevda Üzerine Mektup 1 Ferda Çetin 21401765 Sevda Üzerine Mektup Sevgilim, Sana mektup yazmamı istiyorsun. Yazayım, tamam, ama hayal kırıklığına uğramazsın umarım. Ben senin gibi değilim. Şiirler yazamam, süslü sözler bilmem.

Detaylı

http://www.ilkyar.org.tr/izlenimler/140717%20nasil%20destek%20olabilirsiniz.pdf

http://www.ilkyar.org.tr/izlenimler/140717%20nasil%20destek%20olabilirsiniz.pdf ilk yar'larımızın sevgili dostları, ilkyar desteklerinizle giderek büyüyen bir aile olarak varlığını sürdürüyor. Yeni yeni ilk yar'larımızla tanışırken bir taraftan fedakar gönüllülerimizi, ve bir zamanlar

Detaylı

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir?

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir? Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir? Hayatımızın en değerli varlığıdır anneler. O halde onlara verdiğimiz hediyelerinde manevi bir değeri olmalıdır. Anneler için hediyenin maddi değeri değil

Detaylı

Söyle, üzmesinler onu. Ele güne muhtaç olmasın. Hâlâ sigara. Çünkü gücüm var biraz daha.

Söyle, üzmesinler onu. Ele güne muhtaç olmasın. Hâlâ sigara. Çünkü gücüm var biraz daha. BULUŞMA Deniz kenarında bir lokantadayız. Görüşmeyeli uzun zaman oldu. İnternetten birkaç fotoğraf. Hepsi bu. Seni buraya çağırmakla iyi mi ettim? Galiba bundan hiçbir zaman emin olamayacağım. Karşımda

Detaylı

Ekmek sözcüğü, sözlüklerde yukarıdaki gibi tanımlanıyor. Aşağıdaki görselin yanında yer alan tanımlar ise birbirinden farklı. Tanımları incele. 1.

Ekmek sözcüğü, sözlüklerde yukarıdaki gibi tanımlanıyor. Aşağıdaki görselin yanında yer alan tanımlar ise birbirinden farklı. Tanımları incele. 1. 1. Ekmek sözcüğü, sözlüklerde yukarıdaki gibi tanımlanıyor. Aşağıdaki görselin yanında yer alan tanımlar ise birbirinden farklı. Tanımları incele. 1. Sence, farklı insanların, farklı tanımlar yapmasına

Detaylı

Okuyarak kelime öğrenmenin Yol Haritası

Okuyarak kelime öğrenmenin Yol Haritası Kelime bilgimin büyük bir miktarını düzenli olarak İngilizce okumaya borçluyum ve biliyorsun ki kelime bilmek akıcı İngilizce konuşma yolundaki en büyük engellerden biri =) O yüzden eğer İngilizce okumuyorsan,

Detaylı

A1 DÜZEYİ B KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

A1 DÜZEYİ B KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO: A1 DÜZEYİ ADI SOYADI: OKUL NO: NOT OKUMA 1. Aşağıdaki metni -(y/n)a, -(n)da, -(n)dan, -(y/n)i ve -(I)yor ekleriyle tamamlayınız. (10 puan) Sevgili Ayşe, Nasılsın? Sana bu mektubu İstanbul dan yazıyorum.

Detaylı

Dört öğrenci sabahleyin uyanamamışlar ve matematik finalini kaçırmışlar, ertesi gün hocalarına gitmişler, zar zor ikna etmişler. Arabaya bindik yolda

Dört öğrenci sabahleyin uyanamamışlar ve matematik finalini kaçırmışlar, ertesi gün hocalarına gitmişler, zar zor ikna etmişler. Arabaya bindik yolda Bir gün sormuşlar Ermişlerden birine: Sevginin sadece sözünü edenlerle, onu yaşayanlar arasında ne fark vardır? Bakın göstereyim demiş Ermiş. Önce sevgiyi dilden gönle indirememiş olanları çağırarak onlara

Detaylı

Güzel Bir Bahar ve İstanbul

Güzel Bir Bahar ve İstanbul Güzel Bir Bahar ve İstanbul Bundan iki yıl önce 2013 Mayıs ayında yolculuğum böyle başladı. Dostlarım, sınıf arkadaşlarım ve birkaç öğretmenim ile bildiğimiz İstanbul, bizim İstanbul a doğru yol aldık.

Detaylı

FK IX OFFER BENLİK İMAJ ENVANTERİ

FK IX OFFER BENLİK İMAJ ENVANTERİ FK IX OFFER BENLİK İMAJ ENVANTERİ 1- Beni çok iyi tanımlıyor 2- Beni iyi tanımlıyor 3- Beni az çok iyi tanımlıyor 4- Beni pek tanımlamıyor 5- Beni zaman zaman hiç tanımlamıyor 6- Beni hiç tanımlamıyor

Detaylı

Benimle Evlenir misin?

Benimle Evlenir misin? Benimle Evlenir misin? Bodrum sokakları ilginç bir evlenme teklifine daha sahne oldu. Bodrumlu genç kaptan Ali Özbaylan 9 yıl önce tanıştığı kız arkadaşı Tuba Cihat a, Milta Marina da bulunan bir kafede

Detaylı

ÇiKOLATAYI KiM YiYECEK

ÇiKOLATAYI KiM YiYECEK ÇiKOLATAYI KiM YiYECEK Geçen gün amcam bize koca bir kutu çikolata getirmişti. Kutudaki çikolataların her biri, değişik renklerde parlak çikolata kâğıtlarına sarılıydı. Mmmh, sarı kâğıtlılar muzluydu,

Detaylı

Akın Uyar. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Akın Uyar. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 28.11.2018 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

Budist Leyko dan Müslüman Leyla ya

Budist Leyko dan Müslüman Leyla ya Budist Leyko dan Müslüman Leyla ya Hiroşima da büyüdüm. Ailem ve çevrem Budist ti. Evimizde küçük bir Buda Heykeli vardı ve Buda nın önünde eğilerek ona ibadet ederdik. Bazı özel günlerde de evimizdeki

Detaylı

yemyeşil bir parkın içinden geçerek siteye giriyorsunuz. Yolunuzun üstünde mutlaka birkaç sincaba rastlıyorsunuz. Ağaçlara tırmanan, dallardan

yemyeşil bir parkın içinden geçerek siteye giriyorsunuz. Yolunuzun üstünde mutlaka birkaç sincaba rastlıyorsunuz. Ağaçlara tırmanan, dallardan Karganın Rengi Siyah! Siyah mı? Evet Emre, siyah. Kara değil mi? Ha kara, ha siyah Cenk, bence kara ile siyah arasında fark var. Arkadaşım Cenk le hâlâ aynı şeyi, kargaların rengini tartışıyoruz. Galiba

Detaylı

Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz

Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz ve Özellikle Canım Annem 1 Üniversite tercihlerini yaptığımız zaman,

Detaylı

Öykü ile ilgili bitişik eğik yazı ile 5N1K soruları üretip çözünüz. nasıl : ne zaman:

Öykü ile ilgili bitişik eğik yazı ile 5N1K soruları üretip çözünüz. nasıl : ne zaman: Hafta Sonu Ev Çalışması BALON Küçük çocuk, baloncuyu büyülenmiş gibi takip ederken, şaşkınlığını izleyemiyordu. Onu hayrete düşüren şey, "Bizim eve bile sığmaz" dediği o güzelim balonların adamı nasıl

Detaylı

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ ΕΞΙ ( 6 ) ΣΕΛΙΔΕΣ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ ΕΞΙ ( 6 ) ΣΕΛΙΔΕΣ ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΣΧΟΛΙΚΗ ΧΡΟΝΙΑ 2011-2012 Μάθημα: Τουρκικά Επίπεδο: 1 Διάρκεια: 2 ώρες Ημερομηνία:

Detaylı

(22 Aralık 2012, Cumartesi) GRUP A. 2012-2013 Türkçe Ortak Sınavı Lise Hazırlık Sınıfı

(22 Aralık 2012, Cumartesi) GRUP A. 2012-2013 Türkçe Ortak Sınavı Lise Hazırlık Sınıfı 2012-2013 Türkçe Ortak Sınavı Lise Hazırlık Sınıfı AÇIKLAMALAR 1. Soruların cevaplarını kitapçıkla birlikte verilecek optik forma işaretleyiniz. 2. Cevaplarınızı koyu siyah ve yumuşak bir kurşun kalemle

Detaylı

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΣΧΟΛΙΚΗ ΧΡΟΝΙΑ: 2013-2014 Μάθημα: Τουρκικά Επίπεδο: Ε3 Διάρκεια: 2 ώρες Ημερομηνία:

Detaylı

Demodur Kırmızı yazılar sizin sipariş verirken yollamış olduğunuz yazılardır.

Demodur Kırmızı yazılar sizin sipariş verirken yollamış olduğunuz yazılardır. Demodur Kırmızı yazılar sizin sipariş verirken yollamış olduğunuz yazılardır. / /20 YAZI ARKASINDA SİZİN FOTOĞRAFINIZ KULLANILMAKTADIR En Kıymetlim, Sonsuz AĢkım Gözlerinde sevdayı bulduğum, ellerinde

Detaylı

Rafet El Roman. Amerika. Rafet El Roman. A memo. Burasý New York Amerika. Evler karýþtý bulutlara. Nasýl bir zaman. Nasýl bir yaþam.

Rafet El Roman. Amerika. Rafet El Roman. A memo. Burasý New York Amerika. Evler karýþtý bulutlara. Nasýl bir zaman. Nasýl bir yaþam. Onaylayan Administrator Pazartesi, 21 Mayýs 2007 Besteciler.org Amerika A memo Burasý New York Amerika Evler karýþtý bulutlara Nasýl bir zaman Nasýl bir yaþam A memo Ýnsanlar simsiyah, kýzýl, beyaz Sokaklar

Detaylı

Yukarıda numaralanmış cümlelerden hangisi kanıtlanabilirlik açısından farklıdır?

Yukarıda numaralanmış cümlelerden hangisi kanıtlanabilirlik açısından farklıdır? 1. (1) Şair yeni bir şiir kitabı yayınladı.(2) Kitap, şairin geleneksel şiir kalıplarını kullanarak yazdığı şiirlerden oluşuyor.(3) Bu şiirlerde kimi zaman, şairin insanı çok derinden etkileyen sesini

Detaylı

Samed Behrengi. Sevgi Masalı. Çeviren: Songül Bakar

Samed Behrengi. Sevgi Masalı. Çeviren: Songül Bakar Samed Behrengi Sevgi Masalı Çeviren: Songül Bakar Samed BEHRENGİ Azeri asıllı İranlı yazar Samed Behrengi, 1939 da Tebriz de doğdu. Öğretmen okullarında öğrenim gördükten sonra Tebriz Üniversitesi İngiliz

Detaylı

BİR ÇOCUĞUN KALBİNE DOKUNMAK

BİR ÇOCUĞUN KALBİNE DOKUNMAK BİR ÇOCUĞUN KALBİNE DOKUNMAK Ceylan Işık, Hacettepe Türkçe Öğretmenliği Biliyor musunuz, ben bir çocuğun kalbine dokundum? Hatta bir değil birçok çocuğun kalbine dokundum. Onların sadece ellerine, yüzlerine

Detaylı

Serbest Yazma Konuları. Yrd. Doç. Dr. Aysegul Bayraktar

Serbest Yazma Konuları. Yrd. Doç. Dr. Aysegul Bayraktar Serbest Yazma Konuları Yrd. Doç. Dr. Aysegul Bayraktar Biletinize piyango çıksaydı ne(ler) yapardınız? Favoriniz olan film nedir ya da favoriniz olan film karakteri kimdir? Neden? Hayalimdeki ev. Kendini

Detaylı

Üç nesil Anneler Günü

Üç nesil Anneler Günü Üç nesil Anneler Günü Mayıs 10, 2015-11:45:00 AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hotar, siyasete başladığında 1,5 yaşında olan ve adeta "parti içinde büyüyen" 15 yaşındaki kızı Ayşe ve her zaman kendisine

Detaylı

YALNIZ BİR İNSAN. Her insanın hayatında mutlaka bir kitap vardır; ki zaten olması da gerekir. Kitap dediysem

YALNIZ BİR İNSAN. Her insanın hayatında mutlaka bir kitap vardır; ki zaten olması da gerekir. Kitap dediysem YALNIZ BİR İNSAN Her insanın hayatında mutlaka bir kitap vardır; ki zaten olması da gerekir. Kitap dediysem öyle sonunda hep iyilerin kazandığı, kötülerin cezalandırıldığı veya bir suçluyu bulmak için

Detaylı

TABURCUYUZ, YA SONRASI?

TABURCUYUZ, YA SONRASI? TABURCUYUZ, YA SONRASI? Uzm. Hemş. Emel DİLEK Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi İç Hastalıkları ABD Annem, 67 yaşında, Emekli öğretmen, HT hastası, 2002 yılında geçirmiş olduğu beyin ameliyatı sonrası

Detaylı

HAYAT BİLGİSİ A TEMASI: OKUL HEYECANIM. Gözümüzün rengi Saçımızın rengi Okula gitmemiz Yukarıdakilerden hangisi fiziksel özelliğimiz değildir?

HAYAT BİLGİSİ A TEMASI: OKUL HEYECANIM. Gözümüzün rengi Saçımızın rengi Okula gitmemiz Yukarıdakilerden hangisi fiziksel özelliğimiz değildir? 1. SINIF OKULA YARDIMCI VE SINAVLARA HAZIRLIK A TEMASI: OKUL HEYECANIM TEST-1 1. Gözümüzün rengi Saçımızın rengi Okula gitmemiz Yukarıdakilerden hangisi fiziksel özelliğimiz değildir? A) Okula gitmemiz

Detaylı

Ramazan Alkış. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Ramazan Alkış. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 27.03.2017 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

Herkese Bangkok tan merhabalar,

Herkese Bangkok tan merhabalar, Herkese Bangkok tan merhabalar, Başlangıcı Erasmus stajlarına göre biraz farklı oldu benim yolculuğumun aslında. Dünyada mimarlığın nasıl ilerlediğini öğrenmek için yurtdışında staj yapmak ya da çalışmak

Detaylı

ÖZEL GÜNLER. Doğum günü/kadınlar günü/anneler günü/babalar günü/sevgililer günü/ Öğretmenler günü

ÖZEL GÜNLER. Doğum günü/kadınlar günü/anneler günü/babalar günü/sevgililer günü/ Öğretmenler günü ΕΘΝΙΚΟ & ΚΑΠΟΔΙΣΤΡΙΑΚΟ ΠΑΝΕΠΙΣΤΗΜΙΟ ΑΘΗΝΩΝ ΤΜΗΜΑ ΤΟΥΡΚΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ ΚΑΙ ΣΥΓΧΡΟΝΩΝ ΑΣΙΑΤΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ Μάθηµα : ΤΟΥΡΚΙΚΗ ΓΛΩΣΣΑ II ΔΕΞΙΟΤΗΤΕΣ ΣΤΟΝ ΠΡΟΦΟΡΙΚΟ ΛΟΓΟ (70005Γ) ÖZEL GÜNLER Aşağıdaki önemli günlerden

Detaylı

SIFATLAR. 1.NİTELEME SIFATLARI:Varlıkların durumunu, biçimini, özelliklerini, renklerini belirten sözcüklerdir.

SIFATLAR. 1.NİTELEME SIFATLARI:Varlıkların durumunu, biçimini, özelliklerini, renklerini belirten sözcüklerdir. SIFATLAR 1.NİTELEME SIFATLARI 2.BELİRTME SIFATLARI a)işaret Sıfatları b)sayı Sıfatları * Asıl Sayı Sıfatları *Sıra Sayı Sıfatları *Üleştirme Sayı Sıfatları *Kesir Sayı Sıfatları c)belgisizsıfatlar d)soru

Detaylı

Fatma Atasever.

Fatma Atasever. Fatma Atasever fatmaatasever@windowslive.com Karar almak ne güç bir iştir. Çok zorlar insanı. Yorar. Takatsiz bırakır. Belki de yaşam içindeki en karmaşık zaman dilimidir karar alma süreci. Büyüklere danışırız,

Detaylı

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen Yayın no: 169 VEFA VE CÖMERTLİK ÖYKÜLERİ Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür İç düzen: Durmuş Yalman Kapak: Zafer Yayınları İsbn: 978 605 5523 15 2 Sertifika no: 14452 Uğurböceği Yayınları, Zafer Yayın Grubu

Detaylı

EDEBİYATIN İZİ 86. İZMİR ENTERNESYONAL FUARI NA DÜŞTÜ

EDEBİYATIN İZİ 86. İZMİR ENTERNESYONAL FUARI NA DÜŞTÜ EDEBİYATIN İZİ 86. İZMİR ENTERNESYONAL FUARI NA DÜŞTÜ Oya Baydar, Mine Söğüt, Özcan Yüksek, Ercan Kesal, Arif Keskiner ve Melih Güneş konuklarla sohbet etti 86. İzmir Enternasyonal Fuarı nda bu yıl ilk

Detaylı

Murat Çelebi 2. - şiirler - Yayın Tarihi: 28.5.2015. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Murat Çelebi 2. - şiirler - Yayın Tarihi: 28.5.2015. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 28.5.2015 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

Samed Behrengi. Püsküllü Deve. Çeviren: Songül Bakar

Samed Behrengi. Püsküllü Deve. Çeviren: Songül Bakar Samed Behrengi Püsküllü Deve Çeviren: Songül Bakar Samed BEHRENGİ Azeri asıllı İranlı yazar Samed Behrengi, 1939 da Tebriz de doğdu. Öğretmen okullarında öğrenim gördükten sonra Tebriz Üniversitesi İngiliz

Detaylı

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor.

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor. OKUMA - ANLAMA: ÖĞRENCİLER HER GÜN NELER YAPIYORLAR? 1 Türkçe dersleri başladı. Öğrenciler her gün okula gidiyorlar, yeni şeyler öğreniyorlar. Öğretmenleri, Nazlı Hanım, her Salı ve her Cuma günü sınav

Detaylı

5 YAŞ VE HAZIRLIK SINIFI EKİM BÜLTENİ

5 YAŞ VE HAZIRLIK SINIFI EKİM BÜLTENİ 5 YAŞ VE HAZIRLIK SINIFI EKİM BÜLTENİ HAZIRLIK SINIFI EKİM AYI ŞARKILARIMIZ OKULUMA BAŞLADIM BİR DÜNYA BIRAKIN SONBAHARIN SESLERİ SEVİMLİDİR HAYVANLAR HOŞ GELİŞLER OLA Her gün erken kalkarım Önce yüzümü

Detaylı

MERAKLI KİTAPLAR. Alfabe

MERAKLI KİTAPLAR. Alfabe MERAKLI KİTAPLAR Alfabe Bu kitabın sahibi:... Dinle bir tanem, şimdi sana, bir çocuğun öyküsünü anlatmak istiyorum... Uzun çoooooooook uzun adı olan bir çocuğun öyküsü bu! Aslında her şey onun dünyaya

Detaylı

BÖLÜM 1. İLETİŞİM, ANLAMA VE DEĞERLENDİRME (30 puan) Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ANTİKA SANDALYE

BÖLÜM 1. İLETİŞİM, ANLAMA VE DEĞERLENDİRME (30 puan) Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ANTİKA SANDALYE BÖLÜM. İLETİŞİM, NLM VE DEĞERLENDİRME ( puan) Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. NTİK SNDLYE 8 Genç adam, antika ile uğraşıyordu ve bu yüzden ülkenin en uzak yerlerini geziyor, beğendiği antika malları

Detaylı

ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΙΓΡΤΜΑ ΓΙΑΥΔΙΡΙΗ ΑΠΟΓΔΤΜΑΣΙΝΩΝ ΚΑΙ ΒΡΑΓΙΝΩΝ ΔΠΙΜΟΡΦΩΣΙΚΩΝ ΠΡΟΓΡΑΜΜΑΣΩΝ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ

ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΙΓΡΤΜΑ ΓΙΑΥΔΙΡΙΗ ΑΠΟΓΔΤΜΑΣΙΝΩΝ ΚΑΙ ΒΡΑΓΙΝΩΝ ΔΠΙΜΟΡΦΩΣΙΚΩΝ ΠΡΟΓΡΑΜΜΑΣΩΝ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΙΓΡΤΜΑ ΓΙΑΥΔΙΡΙΗ ΑΠΟΓΔΤΜΑΣΙΝΩΝ ΚΑΙ ΒΡΑΓΙΝΩΝ ΔΠΙΜΟΡΦΩΣΙΚΩΝ ΠΡΟΓΡΑΜΜΑΣΩΝ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ ΣΕΛΙΚΕ ΕΝΙΑΙΕ ΓΡΑΠΣΕ ΕΞΕΣΑΕΙ ΥΟΛΙΚΗ ΥΡΟΝΙΑ: 2012-2013 Μάθημα: Σοσρκικά

Detaylı

Bir gün, kozada küçük bir delik belirdi; bir adam oturup kelebeğin saatler boyunca bedenini bu küçük delikten çıkarmak için harcadığı çabayı izledi.

Bir gün, kozada küçük bir delik belirdi; bir adam oturup kelebeğin saatler boyunca bedenini bu küçük delikten çıkarmak için harcadığı çabayı izledi. Bir Kelebeğin Dersi Bir gün, kozada küçük bir delik belirdi; bir adam oturup kelebeğin saatler boyunca bedenini bu küçük delikten çıkarmak için harcadığı çabayı izledi. Ardından sanki ilerlemek için çaba

Detaylı

A1 DÜZEYİ A KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

A1 DÜZEYİ A KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO: A1 DÜZEYİ ADI SOYADI: OKUL NO: NOT OKUMA 1. Aşağıdaki metni -(y/n)a, -(n)da, -(n)dan, -(y/n)i ve -(I)yor ekleriyle tamamlayınız. (10 puan) Sevgili Ayşe, Nasılsın? Sana bu mektubu İstanbul dan yazıyorum.

Detaylı

GELİŞİMİN EN HIZLI OLDUĞU DÖNEMİ 0-3 YAŞTIR Fakat 0-6 yaşın her döneminde çocuğun öğreneceği fiziksel, sosyal, zihinsel, cinsel, duygusal ve ahlaki gö

GELİŞİMİN EN HIZLI OLDUĞU DÖNEMİ 0-3 YAŞTIR Fakat 0-6 yaşın her döneminde çocuğun öğreneceği fiziksel, sosyal, zihinsel, cinsel, duygusal ve ahlaki gö 0-6 YAŞ GELİŞİM ÖZELLİKLERİ KÜÇÜK ADIMLAR ANAOKULU Mehmet Gökay İÇEL. Psikolojik Danışman ve Rehber Öğretmen GELİŞİMİN EN HIZLI OLDUĞU DÖNEMİ 0-3 YAŞTIR Fakat 0-6 yaşın her döneminde çocuğun öğreneceği

Detaylı

Kahraman Kit ve Akıllı Can. Technical Assistance for Promoting Registered Employment. Kayıtlı İstihdamın Teşviki için Teknik Destek Projesi

Kahraman Kit ve Akıllı Can. Technical Assistance for Promoting Registered Employment. Kayıtlı İstihdamın Teşviki için Teknik Destek Projesi Technical Assistance for Promoting Registered Employment Kayıtlı İstihdamın Teşviki için Teknik Destek Projesi Bu proje Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilmektedir. This project

Detaylı

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ Kendinizden biraz bahseder misiniz? -1969 yılında Elazığ'da dünyaya geldim. İlk orta ve liseyi orada okudum. Daha sonra üniversiteyi Van 100.yıl Üniversitesi'nde okudum. Liseyi

Detaylı

ANOREKTAL MALFORMASYON DERNEĞİ

ANOREKTAL MALFORMASYON DERNEĞİ ANOREKTAL MALFORMASYON DERNEĞİ www.armtr.org Yazan: Billur Demiroğulları Çizen: Yasemin Erdem Kontrol: Özlem Küçükfırat Bilgi (Çocuk Gelişim Uzmanı) Bu hikaye kitabının her türlü yayın hakkı Anorektal

Detaylı

TEŞEKKÜR. Kısa Film Senaryosu. Yazan. Bülent GÖZYUMAN

TEŞEKKÜR. Kısa Film Senaryosu. Yazan. Bülent GÖZYUMAN TEŞEKKÜR Kısa Film Senaryosu Yazan Bülent GÖZYUMAN Sahne:1 Akşam üstü/dış Issız bir sokak (4 sokak çocuğu olan Ali, Bülent, Ömer ve Muhammed kaldıkları boş inşaata doğru şakalaşarak gitmektedirler.. Aniden

Detaylı

Birbirimize anlatacağımız ne çok şey var; düşündünüz mü? İşte bu yazma nedenlerimden biri. İlki...

Birbirimize anlatacağımız ne çok şey var; düşündünüz mü? İşte bu yazma nedenlerimden biri. İlki... Bir şairin seyir defteri Prof. Dr. Göksel Altınışık Gelinciğin Yalnızlığı Bir ömrü damıtsak ne kalır geriye? Benimkinden, en azından şu ana dek yaşanan kadarından, sözcükler kalıyor. Bir mucize bu benim

Detaylı

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz. TATÍLDE Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz. Ízin zamanı yaklaşırken içimizi bir sevinç kaplar.íşte bu yıl da hazırlıklarımızı tamamladık. Valizlerimizi

Detaylı

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Kasım 2009 DİKKAT

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Kasım 2009 DİKKAT ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΕΘΝΙΚΗΣ ΠΑΙ ΕΙΑΣ ΚΑΙ ΘΡΗΣΚΕΥΜΑΤΩΝ ΚΡΑΤΙΚΟ ΠΙΣΤΟΠΟΙΗΤΙΚΟ ΓΛΩΣΣΟΜΑΘΕΙΑΣ Milli Eğitim ve Din İşleri Bakanlığı Devlet Dil Sertifikası DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM

Detaylı

İşitme Engelli Öğrenciler için Tek Kart Resimler ile Kelime Çalışması. Hazırlayan Engin GÜNEY Özel Eğitim Öğretmeni

İşitme Engelli Öğrenciler için Tek Kart Resimler ile Kelime Çalışması. Hazırlayan Engin GÜNEY Özel Eğitim Öğretmeni İşitme Engelli Öğrenciler için Tek Kart Resimler ile Kelime Çalışması Hazırlayan Özel Eğitim Öğretmeni gökkubbede hoş bir seda bırakmak adına ÖNSÖZ İşitme engelli öğrencilerin kelime dağarcıklarının yetersizliği

Detaylı

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

Dünyayı Değiştiren İnsanlar Dünyayı Değiştiren İnsanlar MARIA MONTESSORI Hayatın en önemli dönemi üniversite çalışmaları değil, doğumdan altı yaşa kadar olan süredir. Çünkü bu, bir çocuğun gelecekte olacağı yetişkini inşa ettiği

Detaylı

Hocam Prof. Dr. Nejat Göyünç ü Anmak Üzerine Birkaç Basit Söz

Hocam Prof. Dr. Nejat Göyünç ü Anmak Üzerine Birkaç Basit Söz Hocam Prof. Dr. Nejat Göyünç ü Anmak Üzerine Birkaç Basit Söz PROF. DR. 133 Prof. Dr. Alaattin AKÖZ SÜ Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Hiç unutmadım ki! Akademik olarak hem yüksek lisans, hem de doktora

Detaylı

A1 DÜZEYİ A KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: PASAPORT NO:

A1 DÜZEYİ A KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: PASAPORT NO: A1 DÜZEYİ ADI SOYADI: PASAPORT NO: NOT OKUMA 1 HASTANEDE Doktor: Merhaba..(1) nedir? Meral Hanım: Meral Yılmaz. Doktor: Şikâyetiniz nedir? Meral Hanım: Kendimi hiç iyi..(2). Çok hâlsizim. Boğazım ağrıyor

Detaylı

ΕΘΝΙΚΟ & ΚΑΠΟΔΙΣΤΡΙΑΚΟ ΠΑΝΕΠΙΣΤΗΜΙΟ ΑΘΗΝΩΝ ΤΜΗΜΑ ΤΟΥΡΚΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ ΚΑΙ ΣΥΓΧΡΟΝΩΝ ΑΣΙΑΤΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ Μάθηµα : ΤΟΥΡΚΙΚΗ ΓΛΩΣΣΑ II ΔΕΞΙΟΤΗΤΕΣ ΣΤΟΝ

ΕΘΝΙΚΟ & ΚΑΠΟΔΙΣΤΡΙΑΚΟ ΠΑΝΕΠΙΣΤΗΜΙΟ ΑΘΗΝΩΝ ΤΜΗΜΑ ΤΟΥΡΚΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ ΚΑΙ ΣΥΓΧΡΟΝΩΝ ΑΣΙΑΤΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ Μάθηµα : ΤΟΥΡΚΙΚΗ ΓΛΩΣΣΑ II ΔΕΞΙΟΤΗΤΕΣ ΣΤΟΝ ΕΘΝΙΚΟ & ΚΑΠΟΔΙΣΤΡΙΑΚΟ ΠΑΝΕΠΙΣΤΗΜΙΟ ΑΘΗΝΩΝ ΤΜΗΜΑ ΤΟΥΡΚΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ ΚΑΙ ΣΥΓΧΡΟΝΩΝ ΑΣΙΑΤΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ Μάθηµα : ΤΟΥΡΚΙΚΗ ΓΛΩΣΣΑ II ΔΕΞΙΟΤΗΤΕΣ ΣΤΟΝ ΠΡΟΦΟΡΙΚΟ ΛΟΓΟ (70005Γ) DİNLEME İSTEKLER (9) Metinleri dinleyelim

Detaylı

Bu kısa Z Nesli tanımından sonra gelelim Torunum Ezgi nin okul macerasına.

Bu kısa Z Nesli tanımından sonra gelelim Torunum Ezgi nin okul macerasına. Z NESLİ VE TORUNUM EZGİ! Değerli Okur! Bu köşe yazısı; Ülkemizde nüfusun üçte birini oluşturan geleceğimizi emanet edeceğimiz çocuklar(ımız) la ilgili neler yapıyoruz? Çocuklarımız bu zorlu yaşam yolculuklarında

Detaylı

xxxxxxx ÖĞRENME RİSK FAKTÖRLERİ RAPORU

xxxxxxx ÖĞRENME RİSK FAKTÖRLERİ RAPORU xxxxxxx ÖĞRENME RİSK FAKTÖRLERİ RAPORU Test, Yrd. Doç. Dr. Oktay Aydın tarafından geliştirilmiştir. Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kopyalanamaz, çoğaltılamaz ve kullanılamaz. OKUL EV VE AİLE KİŞİSEL ÖĞRENME

Detaylı

KURALLI VE DEVRİK CÜMLELER. --KURALLI CÜMLE: İş, hareket, oluş bildiren sözcükler cümlenin sonunda yer alıyorsa denir.

KURALLI VE DEVRİK CÜMLELER. --KURALLI CÜMLE: İş, hareket, oluş bildiren sözcükler cümlenin sonunda yer alıyorsa denir. --KURALLI CÜMLE: İş, hareket, oluş bildiren sözcükler cümlenin sonunda yer alıyorsa denir. Örnek: Mustafa okula erkenden geldi. ( Kurallı cümle ) --KURALSIZ (DEVRİK) CÜMLE: Eylemi cümle sonunda yer almayan

Detaylı

Evlat Edinilen Çocuğa Multidisipliner Yaklaşım: Vaka Örnekleri Üzerinden Evlat Edinme. Psikolog Reyhan Bahçivan-Saydam

Evlat Edinilen Çocuğa Multidisipliner Yaklaşım: Vaka Örnekleri Üzerinden Evlat Edinme. Psikolog Reyhan Bahçivan-Saydam Evlat Edinilen Çocuğa Multidisipliner Yaklaşım: Vaka Örnekleri Üzerinden Evlat Edinme Psikolog Reyhan Bahçivan-Saydam Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu na göre 2008 yılı sonu itibariyle evlatt edindirilen

Detaylı

Anne Ben Yapabilirim Resimleyen: Reha Barış

Anne Ben Yapabilirim Resimleyen: Reha Barış Anne Ben Yapabilirim Resimleyen: Reha Barış MERAKLI KİTAPLAR 3. B A S I M Çocuklarla İlgili Her Türlü Faaliyette, Çocuğun Temel Yararı, Önceliklidir! 2 Süleyman Bulut Anne Ben Yapabilirim 4 Süleyman

Detaylı